CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Çevremizdeki varlıklar, canlı ve cansızlar olarak iki grupta incelenebilir. Bütün canlı varlıklarda bulunan özelliklere de canlıların ortak özellikleri denir. Bu özellikler 8 grupta incelenir: 1. Canlılar hücrelerden oluşur. 2. Canlılar beslenir. 3. Canlılar solunum yapar. 4. Canlılar boşaltım yapar. 5. Canlılar hareket eder. 6. Canlılar büyür ve gelişir. 7. Canlılar uyarıcılara tepki gösterir (irkilir). 8. Canlılar ürer. Hücre Nedir? Bütün canlılar hücrelerden meydana gelmiştir. Canlıların, canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Hücreler, genelde gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Hücrelerin iç yapısı, büyütme gücü yüksek mikroskoplar sayesinde ayrıntılı olarak incelenebilir. Bilinen en küçük hücre, bakteridir. En büyük hücreye deve kuşu yumurtasının sarısı, en uzun hücreye de yaklaşık 1 m uzunluğunda olan sinir hücreleri örnek olarak verilebilir. Hücre, temel olarak üç bölümden oluşur. Bunlar; hücre zarı, çekirdek ve sitoplazmadır. Genelde hücreler, yapı ve özelliklerine göre, bitki ve hayvan hücresi olmak üzere iki grupta incelenir. İncelenmesi en kolay hücrelerden biri soğan zarı hücresidir. Çünkü, soğan zarı saydam ve hücreleri büyüktür. Üzerine iyot çözeltisi damlatılan soğan zarı, basit bir mikroskop yardımıyla incelendiğinde hücrenin temel kısımları görülebilir. İyot çözeltisi, hücrenin kısımlarını boyayarak belirginleşmesini sağlar. Soğan zarı hücreleri Hücre Zarı: Bütün bitki ve hayvan hücrelerinde bulunan canlı, saydam, esnek ve seçici geçirgen bir zardır. Seçici geçirgenlik, hücre zarının bazı maddeleri hücre alıp bazılarını almamasıdır. Hücre zarının görevleri; Hücreye sekil verme, Hücreyi dış etkilerden koruma, Hücrenin madde alış-verişini sağlama. Akıcı-mozaik zar modeline göre hücre zarı, iki sıra yağ tabakasıyla bu tabakalarda yüzen farklı büyüklük ve yapıdaki proteinlerden oluşur. Hücre Duvarı Bitki hücrelerinde hücre zarının dışında selülozdan yapılı, ikinci bir tabaka bulunur, buna hücre duvarı ya da hücre çeperi denir. Hücre zarına destek olur. Bitki hücresine belirli bir şekil kazandırır. Hücre duvarı; Cansızdır, Tam geçirgendir. Dayanıklı ve sert yapılıdır. Mantarlarda ve bazı bakterilerde de hücre duvarı bulunur. Hücre duvarı hayvan hücrelerinde bulunmaz. Sitoplâzma Sitoplâzma, hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran, yumurta akı kıvamında renksiz bir sıvıdır. Canlılık olaylarının tamamı sitoplâzma içinde gerçekleşir. Sitoplâzma canlıdır, bozulduğunda hücre ölür. Sitoplazmanın yapısında genellikle %60–95 oranında su bulunur. Ayrıca yağ asidi, karbonhidratlar, proteinler, vitaminler, madensel tuzlar, enzimler ve hormonlar bulunur. Hücredeki hayatî olaylar, sitoplâzmadaki organel adı verilen çok küçük yapılar üzerinden gerçekleştirilir. Başlıca organeller; endoplâzmik retikulum, ribozom, golgi cisimciği (aygıtı), mitokondri, lizozom, sentrozom, koful ve plâstitlerdir. Organeller ve Görevleri Ribozom: Hücre içinde protein sentezi yapar. Zarsızdır. Endoplâzmik retikulum üzerinde dizilmiş hâlde veya sitoplâzma içinde serbest olarak bulunur. Karaciğer gibi protein sentezinin çokça yapıldığı hücrelerde ribozom sayısı normalden daha fazla olur. Endoplâzmik Retikulum: Sitoplâzma içinde madde iletimini sağlayan kanallar sistemidir. Ayrıca bazı maddeleri depo eder. Üzerinde ribozom bulunan endoplâzmik retikuluma granüllü endoplâzmik retikulum denir. Tek katlı zardan oluşur. Golgi Cisimciği (Aygıtı): Üst üste dizilmiş yassı keseler şeklindedir. Endoplâzmik retikulumun yapısına benzer bir yapısı vardır, fakat üzerinde ribozom bulunmaz. Hücre içinde salgı üretimi ve madde paketlenmesinde görev alır. Tek katlı zardan oluşur. Tükürük, süt ve ter bezi gibi salgı maddelerinin üretildiği organlarda golgi aygıtı sayıca fazla olur. Lizozom: Hücre içi sindiriminde görevlidir. Tek katlı zarla çevrilidir. Bakteriler, mavi-yeşil algler (su yosunu) ve alyuvarlar hariç bütün hücrelerde bulunur. Koful: Hücre içinde atık madde, su ve besin depolayan kese şeklindeki yapılardır. Tek katlı zardan oluşur. Bitki hücrelerinde büyük, hayvan hücrelerinde ise küçüktür. Yaşlanmış hücrelerde kofullar büyük ve az olur. Sentrozom: Yalnızca hayvan hücrelerinde vardır. Hücre bölünmesinde görev alır. Mitokondri: Hücre içinde oksijenli solunum yapar. Hücreye gerekli enerjiyi sağlar. Çift katlı zarla çevrilidir. Karaciğer, kas ve sinir hücreleri, fazla miktarda enerji kullandığından çok sayıda mitokondri içerir. Plâstitler: Plâstitler yalnızca bitki hücrelerinde bulunur. Üç çeşit plâstit vardır; kloroplâst, kromoplâst ve lökoplâst. Kloroplâstlar Bitkiye yeşil renk verir. Yapısındaki klorofil sayesinde, fotosentez yaparak besin ve oksijen üretir. Yapraklarda ve otsu bitkilerin gövdelerinde bulunur. Kromoplâstlar Bitkilere sarı, turuncu ve kırmızı renkleri verir. Kök, çiçek, meyve ve tohum gibi yapılarda bulunur. Lökoplâstlar Renksiz plâstitlerdir. Bitkilerin ışık görmeyen kök, yumru ve tohum gibi kısımlarında bulunur. Patates yumrularında, tahılların tohumlarında, nişasta, yağ ve protein depolar. Hücre Çekirdeği Hücre çekirdeği, bakteri, alyuvar ve mavi yeşil algler hariç, bütün hayvan ve bitki hücrelerinde vardır. Sitoplâzma içindeki en büyük yapıdır. Hücrenin çoğalma, büyüme, onarım ve canlılık olaylarını yönetir. Çekirdek, dört kısımdan meydana gelir. Bunlar: 1-Çekirdek zarı, 2- Çekirdek plazması (öz suyu), 3- Çekirdekçik, 4- Kromatin ipliklerdir. Çekirdek Zarı: hücre zarının yapısına benzer. Üzerinde por denilen delikler bulunur. Bu delikler sayesinde çekirdekle sitoplâzma arasında madde geçişi sağlanır. Çekirdek Plazması (Çekirdek Özsuyu): Çekirdeğin iç kısmını dolduran sıvıdır. içinde çekirdekçik ve kromatin iplikleri bulunur. Çekirdekçik: Çekirdek sıvısında bulunan yoğun ve canlı yapıdır. Ribozom üretiminde görev alır. Kromatin İplikler: Çekirdek sıvısı içinde ağ şeklinde bulunur. DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) ve proteinlerden oluşmuş bir yapıdır. Hücre bölünmesi sırasında, kısalıp kalınlaşarak kromozomları oluşturur. DNA Nedir? Hücrenin kontrolü, büyüme ve gelişimi DNA tarafından yürütülür. DNA, organik baz, şeker ve fosfattan oluşmuş çift zincirli büyük bir moleküldür. Çekirdekli hücrelerde, DNA’lar çekirdekte, kloroplâstta ve mitokondrilerde bulunur. Hücre içindeki protein, karbonhidrat ve yağ gibi büyük ve karmaşık moleküller birleşerek organelleri oluşturur. Bu olaylara yapım olayları denir. Görev yapamaz hale gelmiş, eskimiş bir organel çeşitli yollarla parçalanarak daha küçük parçalara ayrılır. Bu olaylara yıkım denir. Hücrelerdeki yapım ve yıkım olaylarının tümüne birden metabolizma denir. DOKULAR Çok hücreli canlılarda ise, bu görevleri yapan özelleşmiş hücre grupları vardır. Belli bir görevi yerine getiren, şekil ve yapı bakımından birbirine benzer hücrelerden oluşan hücre gruplarına doku denir. Dokular, bitkisel dokular ve hayvansal dokular olmak üzere iki grupta incelenir. Bitkisel Dokular: Yüksek yapılı bitkilerin yaprak, çiçek, kök ve gövde gibi organları dokulardan oluşur. Bitkisel dokular, bölünür doku ve bölünmez doku olmak üzere iki ana grupta toplanır. Bölünür Doku (Meristem): Bölünür doku, sürekli bölünme yeteneğine sahip hücrelerden oluşur. Bitkilerin uzama ve kalınlaşmasını sağlayan dokulardır. Bölür dokuya sürgen doku da denir. Bölünür doku hücreleri, bitkinin kök, gövde ve yan sürgün uçlarında bulunur. Bitkinin boyca uzamasını sağlayan, kök ve gövde ucundaki bölünür doku bölgesine, büyüme noktası denir. Kök ve gövdede bulunan, bitkinin enine büyümesini sağlayan dokuya kambiyum dokusu denir. Kambiyum doku otsu bitkilerde bulunmaz. Çok yıllık bitkilerde bulunur. Kambiyum dokusu sayesinde, çok yıllık bitkilerin yaşları hesaplanabilir. Bölünmez Doku (Değişmez doku) Bölünmez dokular, bölünür doku hücrelerinin bölünme yeteneklerini kaybetmeleri sonucunda oluşur. Bölünmez doku hücrelerinin kofulları büyüktür. Hücre içi faaliyetleri yavaştır. Bölünmez dokular, yapı ve görevlerine göre beş bölümde incelenir. Bunlar; 1. Koruyucu doku 2. Temel doku 3. Destek doku 4. İletim doku 5. Salgı doku 1. Koruyucu Doku (Epidermis-Mantar Doku): Bitkilerin kök, gövde, yaprak ve meyvelerinin üzerini örten dokudur. Bu doku hücreleri, kalın çeperli ve klorofilsizdir. Diğer dokuları dış etkilere karşı korur. Bitkinin su kaybetmesini engeller. Koruyucu doku iki grupta incelenir: Epidermis doku ve mantar doku. Otsu ve odunsu bitkilerin kök, genç dal, meyve ve yapraklarının üzerindeki koruyucu yapıya, epidermis doku denir. Çok yıllık bitkilerin kök ve gövdeleri üzerinde bulunan yapıya mantar doku denir. Mantar doku hücreleri ölüdür. Bitkiyi sıcak, soğuk gibi dış etkilerden korur. 2. Temel Doku (Parankima Doku): Temel doku; kök, gövde ve yapraktaki diğer bitki dokularının etrafını doldurur ve dokuları birbirine bağlar. Temel doku hücreleri, fotosentez yapımı, özümleme, solunum, dokular arası madde iletimi, su, hava ve besin depolama, gaz alış verişi gibi görevleri yerine getirir. 3. Destek Doku: Bitkilere şekil ve dayanıklılık veren dokudur.Bitkilere destek olur, direnç kazandırır. Genç bitki gövdelerinde, yapraklarda, çiçeklerde ve meyve saplarında bulunur. Keten, kenevir, sarımsak gibi bitkilerdeki lifler, destek doku hücrelerinden oluşur. Badem, ceviz ve fındık kabuğu da destek dokuya örnektir. 4. İletim Doku: Karada yaşayan bitkilerin kök, gövde ve yaprakları arasında su, mineral ve organik madde iletimini sağlayan dokulardır. İletim doku, odun boruları ve soymuk boruları olmak üzere iki grupta incelenir. a. Odun Boruları (Ksilem): Kökten gelen su ve suda çözünmüş maddeleri dal, meyve ve yapraklara taşıyan borulardır. Odun boruları, üst üste dizilmiş hücrelerin arasındaki zarların, zamanla erimesiyle oluşur. Taşıma, kökten yukarı doğru tek yönlüdür. b. Soymuk Boruları (Floem): Yaprakta üretilen fotosentez ürünlerini bitkinin kök ve diğer organlarına taşıyan borulardır. Soymuk boruları aynı zamanda bitkinin köklerinde üretilen ya da depo edilen maddeleri de yukarılara taşır. Bu yüzden soymuk borularında taşıma çift yönlüdür 5. Salgı Doku: Birçok bitki türü, tozlaşmaya yardımcı olmak, çürümeyi önlemek, bitkiyi dış etkilerden korumak gibi nedenlerle salgı maddesi üretir. Salgı maddesi üreten hücreler, canlı ve bol sitoplazmalıdır. Çekirdekleri büyük kofulları küçüktür. Bazı bitkilerde oluşan salgılar ve görevleri; Nektar ve bal özü, böcekleri bitkiye çeker ve tozlaşmayı sağlar. Reçine; bitkiyi çürümekten korur. Sütleğendeki zehirli salgı, bitkinin hayvanlar tarafından yenmesini engeller. Bazı bitkilerin ürettiği sütsü sıvı, bitkinin yaralanan kısımlarını tedavi eder. BİTKİLER Kendi besinini kendisi üretebilen çok hücreli canlılara bitki denir. Bitkilerin karada ve suda yaşayan pek çok türü vardır. Bitkilerin belli başlı özellikleri şunlardır: Yapılarında klorofil bulundurur ve yeşil renklidir. Fotosentez yaparak, besin ve oksijen üretir. Diğer hayvanlar gibi yer değiştiremezler. Hücreleri, selülozdan yapılı hücre duvarlarına sahiptir. Çiçekli Bitkiler Üzerinde çiçek taşıyan bitkilere çiçekli bitkiler denir. Çiçek, bitkilerin üreme organıdır. Çiçekten meyve ve tohum oluşur. Bitkiler âleminin en gelişmiş grubunu çiçekli bitkiler oluşturur. Çiçekli bitkiler dört temel kısımdan oluşur. Kök Kök, bitkiyi toprağa bağlayan bitkinin toprak altındaki kısmıdır. Görevleri: Topraktan su ve mineralleri almak Bitkiyi toprağa bağlar Bazı bitkilerde besin depo eder. (havuç, turp gibi) Kök, ana kök, yan kökler ve emici tüyler olmak üzere 3 kısımdan oluşur. Ana kök: Her bitkide bir tane bulunur. Bitkinin toprağa sıkıca bağlanmasını sağlar. Yan kökler: Ana kökten yanlara doğru uzanan çok sayıdaki köklerdir. Bitkinin topraktan çıkmasını önler. Yan kökler suyun olduğu yöne doğru ilerleyerek bitkinin suyu almasına yardımcı olur. Emici tüyler: Yan köklerin uç kısımlarındaki tüysü yapılardır. Topraktan su ve madensel tuzları emerler. Ayrıca salgıladıkları asitli maddelerle kökün önüne gelen taş, kaya gibi sert engelleri parçalayarak eritirler. Başlıca 3 türlü kök vardır. 1) kazık kök 2) saçak kök 3) depo kök Kazık Kök: Köklerden biri çok gelişmiş ve uzamıştır. Ana köke bağlı diğer kökler ince ve zayıftır. Domates, biber, fasulye ve ağaçların kökleri kazık kök biçimindedir. Saçak Kök: Ana kök yerine yan kökler gelişmiştir. Bu yan kökler püskül biçimde toprağa yayılır. Çayırlarda yetişen otlar, buğday, arpa, mısır, soğan gibi bitkilerin kökleri saçak köktür. Depo Kök: Kimi bitkilerin kökleri besin biriktirir. Şeker pancarı, havuç, turp gibi bitkilerin kökleri depo köktür. Gövde Gövde, bitkinin toprak üstünde kalan kısmıdır Bitkinin dik durmasını sağlayan organıdır. Üzerinde dal, tomurcuk, yaprak, çiçek ve meyve gibi kısımları taşır. İçindeki iletim boruları sayesinde bitki organları arasında madde iletimi sağlar. Bazı bitkilerde besin depo eder. Görevlerine ve yapılarına göre değişik gövde çeşitleri vardır. Otsu Gövdeler: Genellikle bir veya iki yıllık otsu bitkilerin gövdeleridir. Otsu gövdeler, genelde ince, zayıf ve yeşil renklidir. Otlar, arpa, yulaf, buğday gövdeleri Odunsu Gövdeler: Ağaçlar gibi çok yıllık bitkilerin gövdeleri sert ve sağlam yapılıdır. Bu tip gövdelere odunsu gövde denir. Gül, elma, çınar, çam ağaçları Yumru Gövde: Yeraltında gelişip besin depo eden gövdelere yumru gövde denir. Patates, yerelması Sürünücü Gövde: Toprak üzerinde yatay olarak uzanan otsu bitki gövdelerine, sürünücü gövde denir. Çilek, kavun, karpuz, kabak, salatalık bu tip gövdeye sahiptir. Soğan Tipi Gövde: Soğan, sarımsak, pırasa, lâle gibi bitkilerde kısa ve yassı bir disk şeklinde görülen gövdeye soğan tipi gövde denir. Yer Altı Gövde (Rizom Gövde): Toprak altında yüzeye paralel uzanan gövdelere, yeraltı gövde ya da rizom gövde denir. Manisa lâlesi, ballı baba bu tip gövdeye sahiptir. Su Depolayan Gövde (Etli Gövde):Kurak ve sıcak bölgelerde bazı bitkiler gövdelerinde su depolarlar. Kaktüs bitkisinde bu tip bir gövde vardır. Sarılıcı Gövde (Tutunucu Gövde): Sarmaşık, fasulye ve asma gibi bazı bitkilerin gövdeleri tutunma kökleriyle bir desteğe sarılarak büyürler. Yaprak Yaprak, bitkilerin gövde ve dalları üzerinde bulunan yassı, yeşil renkli ve geniş yüzeyli organıdır. Yaprağın Yapısı Yaprak dört kısımdan oluşur. Bunlar yaprak sapı, yaprak kını, yaprak ayası ve damarlardır. a. Yaprak Sapı: Yaprağın dala bağlanmasını sağlar. Soğan, buğday, mısır gibi bitkilerde bulunmaz. b. Yaprak Kını: Yaprağın dala bağlandığı şişkinleşmiş kısımdır. Gül bitkisinde yaprak kınının dışında kulakçık bulunur. c. Yaprak Ayası: Yaprak sapına bağlı yassı ve geniş kısımdır. Fotosentez, terleme gibi olayların gerçekleştiği yerdir. Bitkinin yaşadığı ortama ve iklime göre değişik şekillerde olabilir. Yaprak yüzeyi genelde mumsu bir madde ile kaplıdır. d. Damarlar: Gövde ile yaprak arasında madde iletimini sağlayan borucuklardır. Yaprak yüzeyine dağılımı bitki çeşidine göre değişiklik gösterir. Yaprağın Görevleri Fotosentez yaparak besin (glikoz) üretmek Üretilen bu besinler bitkinin tohum, kök, gövde, yaprak ve meyve gibi bölümlerinde depo edilir. Fotosentez, ışık enerjisi yardımıyla klorofillerde gerçekleşir. Bitkinin karbon dioksit alması ve oksijen vermesi yaprağın yüzeyindeki gözeneklerde (stoma) gerçekleşir. Terleme ile fazla suyu dışarı atar. Yaprakların dökülmesiyle yaprakta biriktirilmiş boşaltım maddelerini atar. Bitkilerin solunum organıdır. Yaprak Çeşitleri Yapraklar, bitkinin çeşidi, yaşadığı ortam ve iklime göre farklılıklar gösterir. - Basit Yaprak: Yaprak ayası tek parçadan oluşur. (Elma, armut, kiraz, erik yaprakları gibi) - Bileşik Yaprak: Yaprak ayası birden çok parçadan oluşur. (At kestanesi, akasya yaprakları gibi) - Depo Yaprak: Besin ve su depo eden yapraklardır (Soğan, pırasa yaprağı). - Diken Yaprak: Kurak bölgelerde yaşayan bitkilerde bulunur. Diken şeklindeki yaprakta su kaybı az olur. Örneğin; kaktüs. - Kapan Yaprak: Böcekleri yakalayıp sindirir.Örneğin; böcek kapan, ibrik otu. - İğne Yaprak: Yaprak yüzeyi küçük olduğu için su kaybı azdır. Örneğin; çam, lâdin. Çiçek Çiçek, yüksek yapılı bitkilerin üreme organıdır. Çiçeklerde üretilen tohum sayesinde, bitkilerin nesli devam eder. Çiçek; çiçek sapı, çanak yapraklar, taç yapraklar, dişi ve erkek organlardan oluşur. a. Çiçek Sapı: Çiçeğin bitki dalına bağlanmasını sağlayan kısımdır. b. Çanak Yaprak: Çiçeğin yeşil kısmıdır. Çiçek tomurcukken iç yapıları korur. Fotosentez yapabilir. c. Çiçek Tablası: Çiçek sapının üst kısmı genişleyerek çiçek tablasını oluşturur. Çiçeğin kısımları çiçek tablasında bulunur. d. Taç Yaprak: Çiçeğe güzel görünüm veren renkli, parlak kısımdır. Erkek ve dişi organları korur. Böcekleri çiçeğe çekerek tozlaşmaya yardımcı olur. e. Erkek Organ: Bir sapçık ile bunun ucundaki başçıktan meydana gelir. Çok sayıda bulunur. Başçıkta bulunan polen keselerinde çok sayıda polen (erkek üreme hücresi, sperm) üretilir. f. Dişi Organ: Çiçeğin ortasında bulunur. Tepecik, dişicik borusu ve yumurtalık olmak üzere üç kısımdan oluşur. Dişi üreme (yumurta) hücresi yumurtalıkta gelişir. Tozlaşma ve Döllenme Çiçekli bitkilerde üremenin gerçekleşmesi için polen ve yumurta hücresinin bir araya gelmesi gerekir. Tozlaşma: Polen hücrelerinin, rüzgâr, su, böcek ve kuşlar vasıtasıyla, erkek üreme organından, dişi üreme organının tepeciğine taşınmasına tozlaşma denir. Döllenme: Tepeciğe taşınan polenin içindeki erkek üreme hücresi dişicik borusu içinden yumurtalığa iner. Erkek üreme hücresiyle sperm) dişi üreme hücresi (yumurta) birleşmesine döllenme denir. Meyve ve Tohum Yumurtanın döllenmesiyle oluşan hücreye zigot denir. Zigot bölünerek bitki taslağı denen embriyoyu oluşturur. Embriyonun etrafında, çimlenme esnasında bitkinin besin ihtiyacını karşılayan besin doku çenek) gelişir. Döllenme sonrası yumurta embriyoyu oluştururken yumurtalık duvarı da etlenerek meyveyi oluşturur. Tohum ve tohumu çevreleyen kısımların hepsine meyve denir. Tohumun en dışında embriyoyu dış etkilerden koruyan kabuk vardır. Çimlenme Tohumda bulunan embriyo (bitki taslağı), ortam şartları uygun olduğunda, büyüyüp gelişerek yeni canlıyı meydana getirmeye başlar. Buna çimlenme denir. Çimlenme için oksijen, su ve ısıya ihtiyaç vardır. Çiçeksiz Bitkiler Çiçek gibi belirli bir üreme organı olmayan bitkilere çiçeksiz bitkiler denir. tohum ve meyve oluşturmazlar. Kök, gövde ve yaprak gibi organları gelişmemiştir. Klorofil taşırlar. Yani fotosentez yaparak besin üretirler. Suda ya da nemli yerlerde yaşarlar. Spor, bölünme ve döl almaşıyla ürerler. Döl almaşı, eşeyli ve eşeysiz üremenin bir arada görüldüğü üreme şeklidir. Çiçeksiz bitkiler, iletim demetlerine sahip olup olmamalarına göre “damarlı ve damarsız olanlar” olmak üzere iki grupta incelenir. Damarlı Çiçeksiz Bitkiler Eğrelti otu ve at kuyruğu bu gruba girer. Eğrelti Otları: Çiçeksiz bitkilerin gelişmişidir. Nemli yerlerde yaşar. İletim demetlerine sahiptir. Bu yüzden çiçeksiz bitkilerin en gelişmişidir. Kök, gövde ve yaprak benzeri yapıları bulunur. Döl almaş ile ürer. Döl Almaþý: Ana canlıdaki spor kesesinde (sorus) üretilen sporlar çevreye yayılır ve uygun şartlarda çimlenerek ara canlıyı oluşturur. Ara canlıdan üretilen sperm ve yumurtanın birleşmesiyle zigot, zigotun gelişmesiyle de ergin canlı (eğrelti otu) oluşur. Damarsız Çiçeksiz Bitkiler Vücutlarında madde iletimini sağlayan borular yoktur. Çoğunluğu su içinde yaşar. Algler, ciğer otları, boynuz otları ve kara yosunları bu gruba girer. Kara Yosunu: Nemli, az ışık alan yerlerde yaşar. Toprağa veya taşa köksü uzantılarla (rizoit) tutunur. İletim demeti yoktur. Gövdenin uç kısmında spor keseleri bulunur. Döl almaşı ile ürer. Su Yosunu: Tatlı ve tuzlu suda yaşar. Kök, gövde ve yaprak gibi organlarla, iletim demetleri yoktur. Eşeyli ve eşeysiz olarak ürer. Ciğer otu ve kibrit otu diğer damarsız çiçeksiz bitkilerdir. ÇEVRE VE BİTKİ Dünyada coğrafi ve iklim farklılıklarına bağlı olarak bitki örtülerinde farklılıklar vardır. Bitkilerin büyüyüp gelişebilmesi, topraktaki su miktarına, havada bulunan gazlara, ısı, ışık miktarı gibi faktörlere bağlıdır. Bitkiler, çevre şartlarına göre yayılış gösterir. Bitki türleri gelişip büyüyebildikleri en uygun şartları taşıyan bölgelerde yaşarlar. Yaprakları küçük diken şeklinde olan kaktüs, çöllerde; kavak, söğüt, okaliptüs gibi bitkiler yağışlı bölgelerde; nilüfer ve su yosunu suda yetişmektedir. Bitkilerin Faydaları Bitkiler, fotosentez yaparak besin ve oksijen üretir. Bütün canlılar doğrudan ya da dolaylı olarak bitkilerin ürettiği besinleri alarak canlılıklarını sürdürürler. Canlılar solunum yaparken bitkilerin ürettiği oksijeni kullanırlar. Bitkilerin tabiattaki karbon, su, oksijen ve azot çevrimlerinde çok önemli görevleri vardır. Su ve rüzgâr erozyonunu önler. İlâç, giyim, gıda sanayînde kullanılır. Kağıt ve boya yapımında, şeker üretiminde kullanılır. Bitkiler süs olarak da kullanılır. Bitkilerin Korunması Aşırı ve plansız şehirleşme, sanayileşme, bilinçsiz ağaç kesimi ve orman yangınları sonucu bitki örtüsü yok olmaktadır. Ayrıca çevre kirliliği, asit yağmurları, aşırı gübre ve tarım ilâçları kullanımı bitki örtüsünü olumsuz etkilemektedir. Bitkilerin zarar görmesi, onların ürettiği besinleri kullanan canlılarý da olumsuz etkiler. HAYVANLARDA BULUNAN DOKULARI TANIYALIM Hayvanların vücutlarında aynı görevi gerçekleştiren ve bir arada bulunan hücre topluluklarına hayvansal doku denir. a. Epitel Doku: Vücudun iç ve dış yüzeyini örten dokudur. Epitel doku hücreleri birbirine çok yakındır. Hücreler arası madde çok azdır. Deride, sindirim sisteminin iç yüzünde, kan damarlarında ve salgı bezlerinde bulunur. Örtü epiteli, bez (salgı) epiteli, duyu epiteli olmak üzere üç çeşit epitel doku vardır. 1. Örtü Epiteli: Örtü epiteli; vücudun iç ve dış yüzeyini örter. Örneğin; mide, ince bağırsak,soluk borusu, akciğerin iç yüzeyleri. 2. Bez (Salgı) Epiteli: Bez (salgı) epiteli; salgı sağlayan epitel çeşididir. Örneğin tükrük, gözyaşı, yağ bezlerinde, midedeki sindirim bezlerinde ve hormon salgılayan bezlerde salgı epiteli bulunur. 3. Duyu Epiteli: Duyu epiteli, fiziksel ve kimyasal uyarıları alarak, bu uyarıları sinir sistemine iletirler. b. Bağ ve Destek Doku: Hücrelerden ve hücreler arası maddelerden oluşmuştur. Bağ doku canlılardaki doku ve organları birbirine bağlar. Yumuşak organların etrafını sararak onları korur ve destekler. Vücudun savunmasında rol alır. Dokuların tamirinde ve yenilenmesinde görev yapar. 1. Temel Bağ Doku: Hücreleri bir arada tutar. Bağ dokunun lifleri, organların etrafını sararak onlara desteklik sağlar. 2. Kıkırdak Doku:Omurgalıların embriyolarında iskelet, kıkırdaktan oluşmuştur. Bu kıkırdak yapı zamanla kemiğe dönüşür. Kıkırdak doku; kaburga uçlarında, östaki borusu, nefes borusu, burun, kulak ve uzun kemiklerin uçlarında bulunur. 3. Kemik Doku: Kemik doku, omurgalı hayvanların iskelet sistemini oluşturur. Kemik dokunun bazı görevleri şunlardır: Kemik doku kas ve eklemlerle birlikte hareketi sağlar, Kalp ve akciğer gibi önemli organları korur. Kalsiyum mineralleri depo eder. Kan hücrelerinin yapımında görev alır. 4. Yağ Doku: Yağ dokunun görevlerinden bazıları şunlardır: Vücutta harcanmayan yağın depo edilmesini sağlar. Enerji üretimi sırasında yağ dokudan yararlanılır. Deri altındaki yağ doku vücut ısısını korur. 5. Kan Doku: Vücutta, sıvı olan tek dokudur. Kan dokusu bütün vücudu ağ gibi saran damarlar içinde yer alır. Taşıdığı alyuvar hücrelerinden dolayı kırmızı renklidir. Kan dokusu; kan plâzması ve kan hücreleri olmak üzere iki kısımdan oluşur.Kanın görevlerinden bazıları şunlardır: Mineral, besin ve oksijeni hücrelere taşır. Karbon dioksit, üre gibi maddeleri hücrelerden uzaklaştırır. Vücudun sıcaklığını düzenler. Vücuda giren mikroplara karşı vücudu savunur. Yaralanma sırasında pıhtılaşarak kan kaybını önler. – Kan Plazması: Kan plazması kanın % 55’ini oluşturur. Geri kalanını kan hücreleri oluşturur. Kan plazmasının % 90’ı sudur. Plâzmada suyun yanı sıra organik ve inorganik maddeler bulunur. – Kan Hücreleri: Kan hücrelerini alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları oluşturur. Alyuvar: Kana kırmızı rengi verir. Kanda en çok bulunan hücredir. Çekirdeği yoktur. Akciğer ile dokular arasında oksijen (O2) ve karbon dioksit (CO2) taşıma işini gerçekleştirir. Akyuvar: Çekirdekli ve renksizdir. Vücudun mikroplara karşı savunmasında görevlidir. Kan Pulcukları: Kemik iliğinde, büyük çekirdekli hücrelerin parçalanmasıyla oluşur. Kanın pıhtılaşmasını sağlar. c. Kas Doku: Kas dokusu canlılarda hareket sistemini meydana getiren yapılardandır. Üç çeşit kas vardır; çizgili kas, düz kas, kalp kası. d. Sinir Doku: Sinir doku sinir hücrelerinden oluşur. Sinir hücrelerine nöron adı da verilir. Sinir doku, vücudun dışından ve içinden gelen uyarıları merkezî sinir sistemine iletir. Buradan gelen bilgileri kas ve bezlere aktarır. Zarar gören sinir dokusu kendini yenileyemez. Bir sinir hücresi 3 kısımdan oluşur. Bunlar; dendrit, hücre gövdesi ve akson. Dendrit: Hücre gövdesinden çıkan uzantılardır. Çevreden gelen uyarıları alır. Hücre Gövdesi: Sinir hücresinde canlılık faaliyetlerinin gerçekleştiği yerdir. Çekirdek ve organellerin bulunduğu kısımdır. Akson: Hücre gövdesinden çıkan uzun ve tek uzantıdır. Uyarının taşındığı kısımdır. Dentritten daha uzundur. Miyelinli ve miyelinsiz olmak üzere iki çeşit akson vardır. Miyelinli aksonda uyarı iletimi, miyelinsizden daha hızlıdır. Bir sinir hücresinin aksonu ile diğer sinir hücresinin dentriti veya gövdesi arasındaki temas noktasına sinaps denir. Sinir hücrelerinde uyarıların iletim yönü hücre gövdesinden aksona doğrudur. Uyarılar, akson uçlarındaki sinapslardan diğer hücrelere iletilir.