CİNSEL ANATOMİ VE FİZYOLOJİ

advertisement
CİNSEL ANATOMİ VE
FİZYOLOJİ
DR.ÖZAY ÖZDEMİR
Sağlık
Slayt
Arşivi
http://hastaneciyiz.blogspot.com
CİNSEL ANATOMİ VE FİZYOLOJİ
 Kadın
cinsel anatomisi
 Erkek cinsel anatomisi
 Diğer erojen bölgeler
 Cinsel yanıt döngüsü
 Cinsel işlev ve davranışın
nöroendokrin düzenlenişi
 Menstrüel döngü
 Yaşlılığın cinsellik üzerine etkileri
Cinsel terminoloji: Bilimsel ve argo









Vulva
Pubik kıl
Mons
Klitoris
Himen
Vajina
Üriner açıklık
Anus
Kalçalar
Penis
: Pussy (am, amcık), crotch
: Beaver, bush, pubes
: Love mound (Aşk tepesi)
: Clit, joy button
: Cherry, maidenhead, kızlık zarı
: Cunt, box, hole, honeypot
: Peehole
: Asshole
: Ass (göt), rear (popo), buns
: Prick (yarak), cock, peter, tool
Memeler
Testisler
: Boobs, tits, knockers
: Balls, jewels, nuts (taşak)
KADIN CİNSEL ANATOMİSİ
 Vulva
 Himen
 Vajina
 Uterus
 Fallop
tüpleri
 Overler
 Memeler
Vulva
 Kadın
dış genital organları vulva olarak
adlandırılır
 Vulva latince örten anlamında
 Mons, labia, klitoris ve perineyi kapsar
 Vajina girişi vulvada olmasına karşın iç genital
organ
Vulva: Mons
veneris (la.; Venüs-roma aşk
tanrıçası- tepesi) pubik kemiğin hemen
üzerinde, deri ve pubik kıllarla kaplı yağ
doku yastığı.
 Klitorise göre dokunma res daha fazla,
basınç res daha azdır.
 Uyarılması yoğun cinsel heyecan sağlar,
bazı kadınlarda ORGAZMI TETİKLER.
 Mons
Labia major
 Dış
dudaklar büyük miktarda yağ dokusu ve
ince bir düz kas tabakasını örten deri
katlarıdır.
 Erkekteki skrotum derisine benzer
 Üzerinde pubik kıllar çıkar; ter ve yağ
bezleri, sinir uçları serbest bir şekilde onlar
arasında dağılmıştır.
 Üretral ve vajinal açıklık üzerinde mekanik
koruma sağlar.
 Monsa göre daha az sayıda res içerir.
Labia minor
 İç
dudaklar kavisli taç yaprağına benzer
 Yağ hücresi olmayan, küçük kan
damarlarından zengin bir süngersi dokuya
sahip
 Dış dudaklara göre daha ince, kıl yok
 Vajinal ve üretral açıklığı, Bartolin
bezlerinin kanallarını kapatır.
 Duyusal res mons ve klitorise göre daha az
Vulva: NOTLAR 1
 İç
dudaklar hemen üst kısımda klitorisle
birleşir, buradaki deri katı KLİTORAL
BAŞLIK (clitoral hood) -SÜNNET DERİSİ Labiaların derisinde enfeksiyon gelişirse:
birleşme ağrılı
kaşıntı, yanma hissi
Vulva: NOTLAR 2
bezleri iç dudakların içinde, küçük
kanallarla vajinaya açılı.
 eskiden lubrikasyonda yaşamsal önemi
olduğu düşünülürken bu görüş değişmişti.
 Erkekteki Cowper bezlerinin karşılığı, tam
işlevi bilinmiyor.
 İltihabi durumlarda cinsel birleşme ağrılı
 Bartolin
Vulva: NOTLAR 3
 Kadınlarda
dış genitaller oldukça farklı
görünümlerde.
 Labiaların büyüklük, şekil ve renkleri,
 pubik kılların dağılımı, renkleri, miktarı,
sertliği,
 Klitoris, vajina girişi ve himenin
görünümlerinde farklılıklar.
Klitoris-1
 Kadın
genitallerinin en duyarlı alanı.
 Doğrudan görülen kısmı yalnızca klitoral glans
denilen baş kısmı, küçük, parlak bir düğme
görünümünde.
 Klitoral glansı klitoral hood (kaput) örter,
 Kaput aynı zamanda ‘klitoral shaft’ı (gövde)
gizler,
 K. Shaft spongioz dokudan oluşur, ters V
şeklinde iki yan kola ayrılır (Crura of clitoris).
Klitoris-2
 Üreme
işlevi yok, yalnız cinsel işlev rolü.
 dokunma, basınç ve sıcaklık değişimlerine karşı
ileri derecede duyarlı kılan zengin bir res. ağı.
 “Minyatür penis” (bu bakış doğru değil ve
seksist, M & J),
 Penisle aynı embriyolojik dokudan.
 Büyüklük ve görünümü kadınlar arasında
değişken.
 “Büyük klitoris=yoğun uyarılma” KANITSIZ
Klitoral sünnet
hood’un cerrahi olarak çıkarılması,
 Glansı açıkta bırakıp doğrudan uyarılması cinsel
yanıtı ARTIRABİLİR (?)
 Bu iddia geçersiz:
1) glans direkt dokunmaya aşırı duyarlı, ağrı ve
irritasyon
2) birleşme esnasında penis klitorisi dolaylı
yoldan uyarır; giriş çıkışla iç dudaklar vajina
içine doğru hareket eder, kaput glans üzerinde
sürtünme hareketi ile uyarıcı etki.
 Klitoral
Perine
 Labiaların
alt kısmı ile anüs arasında kalan
kılsız deri bölge.
 Dokunma, basınç ve sıcaklık değişimlerine
karşı duyarlı,
 CİNSEL UYARILMA KAYNAĞI.
Pelvik kaslar
 Vajina
girişini çevreleyen kaslar,
 Pubococcygeus kasının (PC) kadın orgazm
yanıtında özel önemi,
 PC pelvik kavitenin yapısını oluşturur, uterus,
mesane, üretra, rektum ve vajinanın bir kısmını
destekler,
 Kegel (1952): “bu kasın egzersizi cinsel yanıtı
artırılabilir”.
 Çoğu kadında ilk birleşme deneyiminde, bu kasın
aşırı gerilmesi ile (lubrikasyonun yetersiz
olmasıyla birlikte) rahatsızlık.
Himen: “Kızlık zarı” 1
 Vajina
girişinde bulunan ince membranöz,
genellikle halka şeklinde yapı.
 İşlevi tam bilinmiyor.
 Bazı yeni doğan kız çocuklar himensiz.
 ÇEŞİTLİ KONUM, ŞEKİL, BÜYÜKLÜK
VE KALINLIKTA (???)
Himen: “Kızlık zarı” 2
 Tarihsel
önemi; “BAKİRELİK İÇİN
KANIT”
 İlk
birleşme deneyiminde aşırı kanama ve
ağrı olacağına dair yaygın inanış kadında
CİB oluşumunun yüzeyel nedenlerinden.
Vajina 1
 İnce
duvarlı kas yapısında, uterusdan
vulvadaki, dış vajinal açıklığa kadar
uzanan tüp şeklinde organ,
 Geriye
doğru 45 derecelik eğimli,
 Uyarılma
katlanır,
 Doğum
olmadığında vajina duvarları içe
yapmamış kadında ort arka duvar
uzunluğu 8, ön duvar uzunluğu 6 cm.
Vajina 2
 Balon
gibi, kasılıp genişleme özelliğiyle
şekil ve büyüklüğü değişir.
 İç yüzeyi ağız yapısına benzer.
 İç yüzey mukozası lubrikasyonun kaynağı.
 Salgı bezi bulunmaz, çok sayıda küçük kan
damarları var,
 Giriş dışında az sayıda duyusal res sahip,
 Arka üçte ikisi göreceli dokunma ya da
ağrıya duyarsız.
Uterus: Rahim
Ters dönmüş armut, kalın duvarları kas yapı.
 Boy 7.5 cm, en 5 cm,
 Duvarı 3 tabaka, içten dışa;
 Endometrium; iç yüzeyi kaplar, mens ile üçte ikisi
dökülür,
 Myometrium; kalın düz kas tabakası, cinsel uyarılma,
orgazm, doğum ve mens esnasında kontraksiyon,
 Perimetrium; dış yüzeyi kaplayan ince membran
 Çeşitli açılar; çoğunluk öne yatık, %25 arkaya, %10 aşırı
öne eğik
 Skar, inflamasyon nedeniyle esneklik kaybolursa ağrılı
ilişki.

Serviks
Uterusun vajina içine doğru giren kısmı,
 Mukus salgılayan bezler içerir.
 Servikal kanalda biriken mukus tıkacı: spermlere
engel.
 Ovulasyon (ve yüksek miktar östrojen) tıkacı inceltir.
 Ovulasyon sonrası salgılanan progesteron tıkacı
kalınlaştırır.
 SERVİKS YÜZEYEL RES İÇERMEZ, YALNIZ
BASINÇ HİSSİ.
 Cerrahi çıkarılması cinsel yanıtı etkilemez (fiziksel).

Fallop tüpleri
 Uterusta
başlar, yana doğru 10 cm
uzunluğunda,
 Son kısmı huni şeklinde, uzun parmaksı
uzantıları (fimbria),
 İç yüzeyleri uzun saç benzeri cilia ile kaplı,
 Overler tarafından atılan yumurtalar
yakalanır, tüp içinde spermle karşılaşır.
Overler: “Yumurtalıklar”
Uterusun her iki yanında, yumurta şeklinde organlar,
 Uterusa bir bağ ile tutunurlar,
 İki işlev; 1) hormon üretimi, 2) yumurta üretimi ve
salınımı
 Bebek kız doğmadan önce 6-7 milyon yumurtaya
sahipken, çoğu doğum öncesinde yok olur,
 Yenidoğan kızda 400 bin olgunlaşmamış yumurta,
 ÜREME ÇAĞINDA 400 CİVARI
OLGUNLAŞMAMIŞ YUMURTA,
 Puberteden menapoza her ay yalnız bir yumurta
folikülden salınır.

Memeler
Çoğu kadın ve erkek için cinsel uyarılmada önemli
rol oynayan “yağlı ekler”dir.
 Yağlı doku içinde süt bezleri ve kanalları yerleşik.
 Pubertede şekil ve büyüklüğü değişir.
 Sol meme sağdakinden hafifçe büyük
 Meme uçları (nipple) düz kas fibrilleri ve sinir
sonlanmalarından oluşur,
 Dokunmaya ve sıcaklık değişimlerine duyarlı.
 Hemen çevresindeki koyu renkli alan areola.
 Nipple ve areola duyarlılığı şekle ya da büyüklüğe
bağlı değil.

Erkek cinsel anatomisi
 Penis
 Skrotum
 Testisler
 Epididim
ve Vas deferens
 Prostat ve ilişkili organlar
 Memeler
Penis 1
Paralel spongioz dokuda silindir şeklinde 3 yapı,
 Biri corpus spongiosum, diğer ikisi corpus
cavernosum,
 Penil üretra CS içinden geçer.
 Silindirler düzensiz süngersi boşluklardan oluşur.
 Bu doku uyarılma esnasında kanla dolar ve penis
erekte olur.
 Penisin baş kısmı tümüyle CS’dan oluşur.
 Bu bölge gövdeden daha fazla duyusal res sahip,
fiziksel uyarıya daha duyarlı.

Penis 2
 Glansın
etrafını ince bir deri çevreler
(sünnet derisi),
 Glans dokunmaya çok hassas, çoğu erkek
masturbasyonda gövdeyi okşar
 Sünnet derisi ya da glans enfekte olursa
cinsel ilişki ağrılı.
Erkekte Sünnet 1
 Prepisyumun
(foreskin) cerrahi alınması,
 İslam ve yahudi dininde (Hz.İbrahim’in
Tanrı’ya verdiği sözü sembolize eder).
 ABD’de doğumdan birkaç gün sonra rutin.
 Hijyen ve sağlık açısından avantajı; smegma
birikmez, glans kolay temizlenir, infeksiyon
daha az, CA riski az (?).
Erkekte Sünnet 2
Sünnetli erkeklerin eşlerinde serviks CA oranı
düşük (Green 1977),
 Üriner kanal enfeksiyonu sünnetsiz çocuklarda
yüksek (Wissel ve ark. 1987, Herzog 1989,
Schoen 1990),
 Üriner kanal enfeksiyonu sünnetsiz erişkinlerde
yüksek (Spach ve ark. 1992),
 Sünnet HIV’ e karşı koruma (Quinn ve ark. 1988,
Marx 1989, Schoen 1990),
 Sünnet cinsel yolla bulaşan diğer enf riskini azaltır
(Goldenring 1990).

Penis boyutu
 Çoğu
erkekte penis boyutuyla ilgili takıntılar.
 Birkaç nedenle;
 herkesin olduğu gibi “normal” olmakla ilgili,
 Cinsel açıdan yeterli olma isteğiyle ilişkili,
 Cinsel mitler; “en büyük en iyi”, “büyük penis
kadında daha fazla doyum sağlar”...
 GERÇEKTE PENİS BOYUTU,
KADINLARDA ÇOK KÜÇÜK FİZYOLOJİK
ETKİ
Skrotum: Testis torbası
Testisleri çevreleyen, ince derili kese,
 Pubik kıllarla kaplıdır,
 Spermatic cord; skrotum içinde testisleri tutan bağlar,
 Kan damarları, sinirler ve cremaster kasını içerir.
 Cinsel uyarılma, egzersiz ve soğuk CM’in kasılmasına
neden olur, testisler vücuda yaklaşır,
 Sıcak havada skrotum gevşer, testisler havada asılı
 Bu refleks testislerin sabit bir sıcaklıkta kalmasına
yardımcı,
 Sperm üretimi için sıcaklık önemli.

Testisler 1
“testify” (lat.:tanıklık etme)
 Eski Romalılar yemin ederken ellerini İncil yerine
testisler üzerine
 Her iki testis aynı büyüklükte (5x2x3 cm),
 Biri diğerine göre daha aşağıda (gn. Soldaki,
ancak özellikle bazı sol elli erkeklerde sağdaki),
 büyüklük farklılığı tıbbi değerlendirmeyi
gerektirir.
 Dokunma ya da basınca aşırı duyarlı.
 scrotumun okşanması, testislerin hafifçe sıkılması
uyarıcı.

Testisler 2
İki farklı işlev; hormon ve sperm üretimi.
 Leydig hücreleri hormon üretir (testesteronun
%95’i, az miktarda östrojen ve inhibin),
 İnhibin sperm üretimini kontrol eder.
 Sperm seminifer tübüllerde üretilir,
 Sperm üretim işlemi 70 günde tamamlanır,
pubertede başlar,
 Yılda milyarlarca sperm üretilir.

Epididim, Vas Deferens
 Seminifer
tübüller epididim içine açılır,
 Spermler bu uzun yolu haftalar içinde
katederek olgunlaşır,
 Vas 40 cm uzunluğunda bir tüp, spermatik
kord içinden geçer,
 Vasektomide iki taraf vas kesilir.
Prostat ve ilişkili organlar 1
 Prostat
ceviz büyüklüğünde,
 muskular ve glandüler yapılardan oluşur
 Seminal sıvının (ejak sıvısı) %30’unu P
salgılar
 Prostat en iyi rektal muayenede
değerlendirilir,
 Enfekte olabilir ve kanser oluşabilir.
Prostat ve ilişkili organlar 2
Seminal sıvının %70’i seminal vezikülden
 Her ejakulat 3-5 ml semen (sem sıvı+sperm)
 1 ml semen içinde 40-120 milyon sperm,
 Sperm miktarı ejak sıklığıyla değişken,
 Semen rengi beyaz, sarı ve gri tonları arasında
değişir,
 Kremsi ve yapışkan kıvamda
 Ejak sonrası önce daha katılaşır sonra hızla erir.
 Sem sıvı su, mukus yanında bir çok kimyasal içerir;
 Şeker, spermlerin enerji kaynağı; bazlar, üretra ve
vajinanın asiditesini nötr; PG, uterus ve fallopları
kontrak., sperm hareketini kolaylaştırır.

Prostat ve ilişkili organlar 3
 Cowper
bezleri iki adet bezelye
büyüklüğünde,
 Prostatın hemen altında,
 Ejak öncesi sıvıyı üretir uyarılma esnasında
salınır,
 Üretranın asitini nötralize eder,
 Bazen içinde birkaç canlı sperm olabilir!!
Memeler
 Erkekte
kadına göre çok daha az yağ ve
glandüler doku,
 Basınç ve dokunmaya daha az duyarlı,
 Bazı erkekler meme uçlarının uyarılması ile
cinsel olarak uyarılır.
 Ergenlerin %40-60’ında memede büyüme (1-2
yıl içinde geriler)
 Östrojen alımı ile memede büyüme.
(transeksüeller)
Diğer erojen bölgeler
Genitaller dışında vücudun pek çok yeri
potansiyel uyarılma kaynağı:
 En büyük duyu organı olan deri,
 Uyluk,
 boyun
 Perine
 Ağız, dudaklar, dil
 Anüs, rektum ve kalçalar
CİNSEL FİZYOLOJİNİN (CİNSEL
DAVRANIŞ) ARAŞTIRILMASI
ve ark.: insan cinsel davranışı ile
ilgili araştırmalar, 1938-1952.
 William Masters ve Virginia johnson
(1954); “İnsanda cinsel davranış, 1966”.
 Helen Singer Kaplan (1974-1979): Bifazik,
trifazik CYD.
 Kinsey
CİNSEL YANIT DÖNGÜSÜ
 M&J
312 erkek ve 382 kadında 10 binden
fazla cinsel aktivite epizodlarını
gözlemlemişler,
 insan cinsel yanıtı: 4 aşamalı bir döngü
Uyarılma (excitement), plato, orgazm ve
çözülme (resolution).
 Bu model CİB’in çağdaş
sınıflandırmalarında temel.
CİNSEL YANIT DÖNGÜSÜ
 İnsan
cinsel yanıtında iki temel fizyolojik
reaksiyon;
 Vazokonjesyon; uyarılma esnasında
genitaller ve kadın meme dokuları içindeki
kan konsantrasyonunda artış,
 Nöromuskuler gerilim; kas ve sinirler içinde
enerji üretimi artar.
Uyarılma (excitement)
 Temel
olarak bedende yaygın
vazokonjesyon ve nöromuskuler gerilim
(myotoni)
 Uyaranın yoğunluğuna, süresine, kişinin
fiziksel ve psikolojik durumuna göre kısa,
uzun ya da aralıklarla sürebilir.
 Çözülme evresiyle birlikte bu evre CYD’de
en çok yer kaplayan aşamalar.
plato
yoğun ise plato evresi başlar,
 vazokonjesyonun en yüksek noktaya kadar
ulaşmasıyla karakterize,
 Cinsel gerilim ve cinsel haz duygusu
giderek artar ve orgazma geçilecek noktaya
dek sürer.
 Uyarılma
Orgazm 1
 Süre
açısından en kısa, cinsel haz açısından
en yoğun yaşanan evre,
 bu evrede haz duygusuyla ilişkili olarak;
erkekte ejakulasyon
 kadında ise perine ve vajina etrafındaki
kaslar ile vazokonjesyon ile büyüyen
dokuların ritmik refleks kasılmaları.
Orgazm 2
 Hem
kadın hem erkekte tüm vücutta yüksek
düzeyde myotoni,
 Platonun geç fazında ya da orgazm esnasında
yüz kaslarında “grimas”
 Orgazmın pik aşamasında ellerde ya da
bacaklarda kasılma ya da kramplar,
 Tüm vücutta bir anlık rijit durum .
Çözülme
Her iki cinste orgazmın ya da orgazm olmamışsa
platonun ardından, fizyolojik değişiklikler aynı
sırayı takip ederek kaybolur,
 Kadında bu evrenin herhangi bir aşamasında uyarı
ile yeni bir O evresine geçiş,
 Erkekte refrakter dönem: çözülme evresi zorunlu
tamamlanır.
 BU DÖNEMDE, O EVRESİNE GİRMELERİ VE
EJAKÜLASYON MÜMKÜN OLMAZ.
 RD yaşa, çevresel etkenlere, uyaranın özelliğine
göre değişir.

Uyarılma-kadında
İlk işareti lubrikasyon (10-30 sn içinde başlar)
 Vajinanın iç üçte ikisi genişler (7-8 cm uzunluk 9-11
cm; 2 cm çap 5-6 cm olur),
 Uterus ve serviks bir miktar yukarıya kalkar,
 Dış dudaklar yassılaşır, dışa doğru açılır,
 İç dudakların çapı genişler,
 Klitorisin büyüklüğü vazokonjesyonla artmıştır,
 Meme uçları dikleşir, meme üzerindeki venler görünür
hale gelir,
 Memelerin büyüklüğü hafifçe artabilir.

Uyarılma-kadında
 Transüda
olarak isimlendirilen hücreler arası
sıvı vajina duvarlarındaki vazokonjesyondan.
 birleşme sırasında kayganlığı sağlar,
 Başlangıçta nemli gibi, giderek miktarı artar
vajina dışına (pozisyona göre) akar,
 Kıvamı, miktarı ve kokusu kişiden kişiye ve
aynı kişide zamana göre değişir,
 Lubrikasyon miktarı uyarılma düzeyini
belirlemek için yeterli bir gösterge değil.
G noktası: Grafenberg n.
Erotik uyarılmaya özel bir duyarlılığı olan,
 vajina ön duvarının pubik kemik ile serviks arasında
kalan bölgesi,
 Uyarılması orgazmın daha yoğun hissedilmesini, ya
da multipl orgazmı sağlar??
 Grafenberg, (Alman jinekolog, 1950), tanımlamış,
 Ladas, Whipple, Perry (1982); 400’den fazla
kadında G noktasını belirlemişler,
 Bu kadınların %10’unda üretradan bir sıvı
ejakülasyonu olmuş,
 Bu ejakulasyonun rudimenter prostat dokusundan
(mesana altında) kaynaklandığı öne sürülmüş.

Plato-kadında
 Vajinanın
dış 1/3 kısmı ileri derecede
vazokon ile genişler,
 İç dudaklarda pembeden kırmızıya doğru
renk değişikliği,
 Klitorisin bütün gövde ve başı büzülerek
çekilir,
 Uterus pelvis içinde tam yükselir,
 Memede areola genişler, meme büyüklüğü
max, venler iyice belirgin.
Plato-kadında
 Bu
evrede genital vazokonjesyon yanında
sistemik vazokonjesyon belirtileri:
 Karın çevresindeki (makulopapüler)
kızartılar: memeler, kollar, sırt ve kalçaya
yayılır
 Platonun sonuna doğru belirginleşen
myotoni, hiperventilasyon, taşikardi, kan
basıncında artma, dış rektal sfinkter ile
gluteal kaslarda kasılma
Orgazm-kadında
vajinanın dış 1/3 lük kısmında, uterus kaslarında,
ritmik kasılmalar,
 kasılmaların şiddeti ve sayısı kişiden kişiye oldukça
değişkendir,
 Genellikle 3-5 bazen 10-15 defa kasılma olur
 Başlangıçta çok güçlü ve kısa aralıklarla olan bu
kasılmaların, gittikçe şiddeti ve aralık süresi uzar.
 anal sfinkterde de istemsiz kasılmalar olabilir.
 Plato evresinin sonuna doğru belirginleşen kaslardaki
gerilim, hızlı nefes alıp verme, kalbin hızlı çarpması,
kan basıncında artma orgazm boyunca da sürer.

Orgazm-kadında
Kadında orgazm hakkında pek çok tartışmalar,
 İlki psikanalitik teoride; klitoral O immaturiteyi
gösterir,
 FİZYOLOJİK OLARAK TÜM KADIN O AYNI
REFLEKS YANIT PATERNİNİ İZLER,
 Bazı kadınlar birleşmede O’ı tercih ederken,
diğerleri masturbasyonla O,
 Bir çalışma, çoğu kadında masturbasyonla O’ın
daha çok tatmin edici olduğunu göstermiş (Hite
1977),

Orgazm-kadında






Koital orgazm sağlıklı bir cinsel deneyimin göstergesi Mİ?
çalışmalar, düzenli cinsel birleşme yaşayan kadınların %4050’sinde koital O
Otoriteler: anksiyete, partnerler arasındaki kötü iletişim,
hostilite, güvensizlik ve düşük kendilik değeri koital O
engeller.
Çoğu araştırmacı, kadınların çoğunun cinsel tatmin için O
gerekliliğini düşünmediğine inanırken,
Bir çalışma kadında erkeğe göre O’ın cinsel tatmin için daha
anlamlı olduğunu bulmuş (Waterman & Chiauzzi 1982).
“Çok O yaşayan kadın cinsel yaşamında en mutlu kadındır”
GEÇERSİZ görüş
Uyarılma-erkekte 1
 Uyarılmanın
ilk belirtisi peniste ereksiyon,
 Glansta büyüme,
 skrotal deride kalınlaşma, gerilme
 testislerde yükselme.
 Bazı erkeklerde de meme uçları dikleşir.
 Prostat gibi iç organlarda ya çok az
değişiklik olur ya da olmaz.
Uyarılma-erkekte 2
 fiziksel
ve/veya psikolojik uyarılma olmasına
karşın erek gerçekleşmeyebilir (anksiyete ve
yorgunlukta).
 Ereksiyon uyaran devam ediyorsa uzun
sürdürülebilir
 Ancak, uyarılma ya da plato boyunca cinsel
uyaran dışında bir uyarı ereksiyonu kısmen ya
da tamamen kaldırabilir
 Cinsel uyaran sürdürülürse erek tekrar
sağlanabilir.
Plato-erkekte
Korona glandis bölgesinde bir çap artışı,
 Glansda kadınlardaki küçük dudaklarda görülen renk
değişikliğine benzer bir koyulaşma,
 Testislerde belirgin bir büyüme ve yükselme
 Cinsel uyarının çok arttığı orgazm öncesi dönemde
cowper bezlerinden salınan mukoid bir sıvının üretral
açıklıktan dışarıya aktığı gözlenir.
 Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de genital
organlardaki lokal kanlanma artışının yanında
sistemik kanlanma artışı belirtileri olur.

Orgazm-erkekte 1
Bu evrede ejakulasyon gerçekleşir,
 Ejakulasyonu M & J iki aşamalı olarak
tanımlamışlardır:
 Emisyon; boşalmanın kaçınılmaz bir şekilde
gelmekte olduğu duygusu yaşanır,
 semenin prostat kanalında biriktiği ve prostat
yolundan üretraya çıktığı zamana denk
 Ejakulasyon; perine ve bulbokavernöz kasların
kasılmasıyla birlikte semen üretral açıklıktan
dışarı boşalır,
Doruk haz duygusu çoğunlukla eşlik eder.

Orgazm-erkekte 2
ORGAZM VE EJAK TEK VE AYNI SÜREÇ
DEĞİLDİR.
 Orgazm, pelvik bölgede ve vücudun diğer ilgili
yerlerinde birden başlayan ritmik kas
kontraksiyonları;
 Yoğunlaşan cinsel gerilimin boşalımına zihinsel
duyumlar eşlik eder,
 derin bir sıcaklık ya da basınç hissi ile başlar
(bazen zonklama eşlik eder),
 anal sfinkter, rektum, perine ve genitallerde birden
başlayan, yoğun, haz verici kontraksiyonlar.

Orgazm-erkekte 3
EJAKÜLASYONA BAZEN ORGAZM
EŞLİK ETMEZ.
 ergenlik öncesinde,
 prostat hastalıklarında ve
 bazı ilaçlar
Orgazm-erkekte 4
ORGAZMA BAZEN EJAKÜLASYON
EŞLİK ETMEZ.
 Bazı nörolojik hastalıklar
 Retrograd ejakülasyon:
 Prostat cerrahi ameliyatları
 Multiple skleroz
 Diabetik nöropati
 İlaçlar:
 Antihipertansif: guanetidin
 Antidepresan: MAOİ, SSRI (?)
Çözülme (Resolution)
Kaplan’ın bifazik modeli
1974’te “The New Sex Therapy” kitabında cinsel yanıtın
bifazik niteliğine dikkat çekmiş,
Cinsel yanıt, tek ve bağımsız bir bütünden çok görece
bağımsız iki ayrı bölümden oluşur,
A)GENİTAL VAZOKONJESYON
M&J uyarılma ve plato evrelerine denk,
parasempatik inervasyon
B)KONTRAKSİYON AŞAMASI;
orgazm sağlayan refleks, klonik kas kontraksiyonları
Sempatik inervasyon
Kaplan’ın trifazik modeli
 Kaplan
1979’da cinsel istek aşamasını
tanımlıyor: Trifazik cinsel yanıt
modeli,
 Cinsel istek aşaması:Diğer evrelerden
bağımsız, karmaşık nöroendokrin ve
psikolojik süreçlerin belirlediği evre.
Klinik sendromlardaki indirgemeci
kavramlar değişti
EMPOTANS
FRİJİDİTE
 CİNSEL İSTEK
 UYARILMA
 ORGAZM
Kaplan’ın trifazik modeli 2
Evre
Fizyolojik süreç
Sendromlar
1.istek
MSS’deki cinsel merkezlerin Cinsel istek boz
aktivas; yeterli endokrin
sistem desteği
2.uyarılma
Vazokonjesyon; erkekte
erek, kadında lubrikasyon
Erkekte erek boz
Kadında uyar boz
3.Orgazm
Refleks kas kontr
Erk ejak, kadın orgazm
Erkekte ejak boz
Kadın orgazm boz
Cinsel işlev ve davranışın
nöroendokrin düzenlenişi
 Cinsel
yanıt cinsel organlar, sinir sistemi ve
endokrin sistem ile nörokimyasal,
nörofizyolojik ve psikolojik süreçlerin
karşılıklı etkileşimi ile belirlenir.
 Hastalıklar, olumsuz çevre koşulları, ilaçlar,
alkol vb etkenler cinsel işlevleri etkiler.
 Cinsel
organlar ve diğer bölgelerden
gelen sinyaller beyinde odaklanır.
 Beyinden çevresel sinirler ve spinal kord
aracılığıyla vücudun ilgili yerlerine
kimyasal ve elektrik impulslar
Bölge
Cinsellikle ilişkili olduğu düşünülen işlevleri
Serebral
korteks
Duyusal ve bilişsel bilgiyi işleme, sonraki algı
ve bilişlerin yorumlanabilmesine katkıda
bulunacak bilgiyi depolama
Frontal
korteks
Cinsel seçim ve eğilimleri oluşturmaya
yardımcı geçmiş deneyimlere ait anıları
depolama, kişilerarası ilişkiler ve cinsel
öğrenme süreci
Limbik
sistem
Algıların işlenmesi ve yönlendirilmesi
Cinsel emosyonların düzenli aktivasyonu
Aversiyon, agresyon, dövüş/kaçış tepkisi,
fobik reaksiyonlar bölgesi
Bazal
gangliyon
Cinsellikle ilişkili olduğu düşünülen işlevleri
İnisiyatif alma/başlatma, zevk almayı stimül.
Cinsel yanıt aşamasında duyguları güçlendirme
İlgi ve isteği aktif eyleme dönüştürme
Hipotalam
*ant med
preoptik n.
Aktif cinsel davranışın oluşmasını sağlar,
Maskulen cinsel davranışı yönetir,
Cinsel uyarılma sırasında işlev eşgüdümünü sağlar
*pos
ventromed
n.
Pasif cinsel davranışı yönetir, feminen davranış
Östrojen/serotonin aktivasyonu
Spinal reaksiyonlarla ilişkili
Hipofiz
Beyindeki hormonal mesajları iletir,
Regüle edici hormon salgılar
Bölge
Cinsel uyarılma kaynakları
FİZİKSEL TEMAS: okşama, öpüşme..
 SÖZEL İLETİŞİM
 GÖRSEL MALZEMELER: çıplaklık,
dekolte giyim.

 Cinsel
düşünceler, duygular ya da imajların
olmadığı durumlarda cinsel yanıt parçalı ya da
tam değil.
 Kişi gözlerini kapatıp yalnızca hayal etmekle
uyarılırken,
 Yoğun fiziksel temas ile hiç uyarılma
olmayabilir.
Sistemler
Adrenerjik alfa-1
Adrenerjik beta-2
Kolinerjik
Dopamin
Histamin
Adrenerjik alfa-2
MAO
Serotonin
GABA
Düzey,etkinlik
değişikliği
Cinsel işleve etki
Kadın cinselliğinde endokrin temel 1
İlk sırada; östrojen ve progesteron,
 gonadotropin hormonların kontrolü altında overler
tarafından üretilirler,
 ÖSTROJEN vajina mukozasının normal
durumunun sürekliliği için gerekli,
 cinsel uyarı olduğunda lubrikasyon ve kabarmadan
sorumlu.
 Androjenler; over ve adrenal kortekste üretilir,
 düzeyi ovulasyon döneminde küçük oranlarda
değişir.

Kadın cinselliğinde endokrin temel 2
 ANDROJEN
cinsel ilgi, istek ve arzu ile
ilişkili
 ÖSTROJEN cinsel birleşme isteğinden
sorumlu
 TESTESTERON masturbasyona yönlendirir
(Myers, 1990).
 PROGESTERON aktif sevişme ve cinsel
istek duygularını bastırır, analık ve sarılma
duygularını artırır.
Erkek cinselliğinde endokrin temel
seks hormonları, testesteron,
dihidrotestesteron, androstenedion,
 Testesteron ve androstenedion, LH
hormonunun kontrolü altında testislerde
bulunan Leydig hücrelerinde,
 Küçük miktarlarda androjen (özellikle
dihidrotestesteron) böbrek üstü bezlerinde
üretilmekte.
 Temel
Erkek cinselliğinde endokrin temel
TESTESTERON
ilgi ve isteğin sürdürülmesinde ve
 ejakulasyon kapasitesinde önemli rol
 Ereksiyon oluşumunda ve sürdürülmesinde
doğrudan rolü yok.
 Hipogonadal erkeklerde ereksiyon
bozuklukları her zaman görülmez.
 Cinsel
Hormonlar
Dehidroepiandost
Testesteron
Östrojen (kadın)
GH
LHRH
Oksitosin
Östrojen (erkek)
Progesteron
Prolaktin
Troid horm
Kortizol
Düzey, etkinlik
değişikliği
Cinsel işleve etkisi
Menstrüel döngü
 Birbiriyle
örtüşen 5 paralel süreçten oluşur:
 Foliküler faz: FSH folikül büyümesini uyarır.
 Ovulasyon: olgun yumurta salınır.
 Luteal faz: CL’den PG salınımı ile uterus haz.
 Premenstrüel faz: döllenme olmaz, CL dağılır
(3-6 gün)
 Menstrüasyon: endometrium katı atılır,
kanama başlar.
 Tam bir döngü 21-35 gün (ort 28)
Premenstrüel sendrom
Sebepler
 Psikosomatik
 Beyin NT anormalliği
 Vit eksik (A, B)
 Düşük kan şekeri
 Sıvı retansiyonu
 Hormonal




Östrojen fazla
Proges az
Antidiüretik hormon fazla
Hormon alerjisi
Tedavi
 Egzersiz
 Diet (az şeker ve tuz)
 Doğum kontrol hapı
 Progesteron
 Vitamin
 Diüretikler
 Yatıştırıcı ilaç
 Danışmanlık
Menstrüel döngü ve cinsellik
Bazı araştırmalar ovulasyon döneminde cinsel
aktivite artışı (James 1971, Kolodny ve bauman
1979)
 Bazılarında ovulasyonda ilgi artışına kanıt
bulunamamış (Persky 1978, bancroft 1984)
 Foliküler ve luteal fazda yüksek düzeyde vajinal
vazokonjesyon (Schreiner-Engel ve ark 1981)
 “Mens döneminde cinsel aktivite her iki partner için
de tehlikeli”görüşü temelsiz (Masters ve Johnson
1966).

Yaşlanmanın kadın cinselliğine etkileri 1
yaşlı ya da menopoza girmiş
kadınlarda cinsel istek YOK (?)
YANLIŞ
 cinsel uyarılabilirlik otuzlu yaşlarda en
yüksek
DOĞRU
 Gebelikte,
Yaşlanmanın kadın cinselliğine etkileri 2









yaşlanmanın temel etkileri menapozla birlikte
östrojen düzeyi azalır
vajinal mukoza incelir,
lubrikasyon azalır,
uyarılmada klitoral genişleme, memelerde büyüme
ve meme uçlarında ereksiyon daha az,
DAHA AZ SIKLIKLA ORGAZM.
orgazm yoğunluğu daha az,
perineal kaslardaki atrofi nedeniyle orgazmın kas
komponenti daha sınırlı,
çözülme evresi daha hızlı
Yaşlanmanın erkek cinselliğine etkileri
 Testesteron
seviyesinde kademeli azalma,
 yaşlanmayla birlikte tüm vücutta gelişen genel
fonksiyon azalmasının bir sonucu;
 ereksiyon kapasitesi azalır.
 cinsel yanıt döngüsünde birçok evrenin süresi ve
yoğunluğu azalır
 tam ereksiyonun sağlanması için daha uzun süre
ve daha fazla uyarı.
Yaşlanmanın erkek cinselliğine etkileri
 Ejakülasyon
öncesi daha uzun süre uyarı
gerek,
 ekakülasyonun akış hızı ve semen miktarı
azalmış,
 Çözülme evresi ejakülasyonu takiben hızla
gelişir,
 Refrakter peryod belirgin bir şekilde uzamış,
 “düzenli cinsel akt sürdüren erkek
yaşlanmanın tüm etkilerinden en az oranda
etkilenir”
Yaşlanmanın cinselliğe etkisi:
Bir araştırma
1980, İsveç) “ 70 yaşlarında 166
erkekle yapılan çalışmada, %46’sı cinsel
aktif
 “70 yaşlarındaki 266 kadın üzerinde
yapılan bir çalışmada, %16’sı cinsel
birleşmeye devam”
 (Persson
Sağlık
Slayt
Arşivi
http://hastaneciyiz.blogspot.com
Download