Horlama ve Uyku Bozuklukları Seksi Öldürüyor

advertisement
Psikoterapist CEM KECE
www.cemkece.com.tr
Horlama ve Uyku Bozuklukları Seksi Öldürüyor
Son aylarda cinsel isteksizlik, sertleşme bozukluğu ve orgazm olamama sorunları yaşıyorsanız, çabuk
sinirleniyorsanız, sabah yorgun uyanıyor, stres, unutkanlık ve konsantrasyon bozukluğundan sıkça
yakınıyorsanız altında yatan neden bir uyku bozukluğu olabilir. Cinsel işlev bozukluklarından
depresyona, trafik kazasından iş kazasına, hipertansiyondan çarpıntıya kadar birçok şikâyetin
temelini uyku bozuklukları oluşturabiliyor.
UYKU BOZUKLUKLARI YAYGINLAŞIYOR…
Cinsel isteksizlikten ereksiyon problemlerine, trafik kazalarından iş hayatında başarısızlığa kadar
yaşamın pek çok alanını olumsuz etkileyen ve dissomniya adı verilen uyku bozuklukları her geçen
gün
yaygınlaşıyor.
Birincil
uykusuzluk
(insomnia),
birincil
hipersomnia
(aşırı
uyuma), narkolepsi (gündüz aşırı uykulu olma), horlama, uyku-apne sendromu (uykuda 10 saniye ve
üstünde solunum durması), sirkadiyen ritm uyku bozukluğu (istenilen ve gerçekte uyunan uyku
dönemleri arasındaki uyumsuzluk), gecikmeli ve değişen vardiya tipi uykusuzluk, nokturnal
myoklonusta (bacakların hareketli olduğu sık uyanmalı ve dinlendirmeyen uyku), huzursuz bacak
sendromu (bacak hareketlerinin uyumaya engel olması) ve kleine-levin sendromu (genç erkek
hastalarda birkaç hafta süreyle aşırı uyuma, sadece aralarda oburca yemek için uyanma, aşırı cinsel
etkinlik ve saldırganlık durumu) uyku bozukluklarının tipleri olarak karşımıza çıkıyor.
SAĞLIKLI UYKU NEDİR?
Sağlıklı uykunun tanımının saat üzerinden yapılması yanlış bir uygulama gibi görünüyor. Çünkü bazı
kişiler için 5–6 saatlik uyku yeterli olurken, bazı kişiler ise normalde 10–12 saat uyku uyuyabiliyorlar.
Sağlıklı uyku etkin ve dinlendirici olan bir uyku olarak tarif ediliyor. Etkin uyuyan kişi uyandığında
kendini cinsel olarak arzulu, zinde, formda ve yeni bir günü yaşamaya hazır hissedebiliyor. Bu açıdan
bakıldığında her gece ortalama 8 saatlik (6 ila 9 saat arasında) bir uyku normal sınırlarda kabul
ediliyor.
UYKU BOZUKLUKLARI CİNSEL SORUNLARA YOL AÇIYOR…
Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu adı verdiğimiz uykuda nefes almanın kısa aralıklarla
durması durumlarında; başta cinsel isteksizlik, sertleşme bozukluğu, orgazm olamama olmak üzere
cinsel işlev bozukluklarına sık rastlanıyor ve cinsel ilişkide başarıyı olumsuz etkiliyor. Ancak yumurta
tavuk hikâyesinde olduğu gibi, cinsel sorunların da kafaya takılması kişide uykusuzluğa yol
açabiliyor. Çünkü cinsel sorunlarla birlikte var olan uykusuzluk, bu sorunların çözümüne yönelik bir
refleks mekanizması olarak karşımıza çıkıyor. Kişi kafasına takmadığını düşünse bile cinsel sorunlar,
gün içinde farkında olunmadan zihni meşgul edebiliyor ve bu meşguliyet uykudan hemen önceki
zamanda daha da büyüyor, sorunlar su yüzüne çıkıyor ve uykuyu olumsuz etkiliyor.
CİNSEL GÜCÜN EN BÜYÜK DÜŞMANLARINDAN BİRİ DÜZENSİZ UYKUDUR…
Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu olanlarda kandaki oksijen seviyesi düşüyor. Kandaki
oksijen seviyesinin düşmesi gün içinde halsizlik, konsantrasyon bozukluğu ve yorgunluk yaptığı gibi,
cinsel fonksiyonların da yeterince yerine getirilememesine neden olabiliyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü
Derneği (CİSED – www.cised.org.tr)’nin yaptığı araştırmalar ve anket çalışmaları; uykusuzluk,
horlama ve uyku apne sendromu olanlarda dolaşımdaki testosteron miktarının azalmasıyla ve stres
hormonlarından kortizol salınımının artmasıyla ilişkili olarak cinsel sorunların meydana gelebileceğini
ortaya koyuyor. Bilindiği gibi testosteron hem erkeklerde ve hem de kadınlarda cinsel istekten
sorumlu olan bir hormondur ve kandaki düzeyi başka uykusuzluk, stres, anksiyete, depresyon, evlilik
sorunları, iç çatışmalar gibi duygu durumdaki değişikliklerden etkileniyor. Yani cinsel gücün en büyük
düşmanlarından biri düzensiz uyku olarak karşımıza çıkıyor.
1/3
Psikoterapist CEM KECE
www.cemkece.com.tr
ERKEKLER UYKU SORUNLARINDAN DAHA ÇOK ETKİLENİYOR…
Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu, erkekleri kadınlara göre cinsel fonksiyonlar açısından
daha fazla etkiliyor. Sertleşme problemi genellikle cinsel ilişkiyi imkânsız ve doyumsuz kıldığı ve
erkeklerin cinsel ilişkiye aktif olarak katılımları beklendiği için, erkekler kadınlara göre daha fazla
hekime başvurma ve yardım arayışına girme eğiliminde oluyorlar. Ayrıca erkeklerin kadınlara göre
daha fazla vardiyalı çalışmaları da uyku düzenlerini bozan bir etken olarak karşımıza çıkıyor.
HORLAMA NEDİR?
Normalde uyku ya da uyanıklıkta soluk alıp verirken duyulabilir bir ses olmaz. Ancak bazı
insanlarda, horlama adını verdiğimiz, uyku sırasında oldukça gürültülü soluk alıp verme söz konusu
olabiliyor. Horlama yeni doğan bebekten ileri yaştaki insana dek herkeste olabiliyor. Ayrıca aşırı
yorgunken, alkol ve sigaranın çok kullanıldığı günün gecesinde üst hava yolunda daralma
artacağından, sağlıklı insanda da geçici horlama olabiliyor. Ancak kişiyi ve yakınlarını rahatsız eden,
haftanın yarısından fazlasında, gecenin önemli bir kısmında olan horlama normal kabul edilmiyor ve
tedavi edilmesi gerekiyor. Şişman insanlarda, çenesi küçük ya da geride olanlarda, burun kemiği
eğriliğinde, geniz eti ve bademcikleri büyük olanlarda üst hava yolunun genişliği az olduğundan
horlamaya daha sık rastlanıyor. Horlama sırt üstü yatarken daha fazla oluyor. Uyku apne
sendromu adı verilen uykuda soluk durması; horlayan insanlarda ve özellikle erkeklerde sıklıkla
birlikte görülüyor. Horlama, uykuda nefes durmasının başkaları tarafından gözlemlenmesi, cinsel
işlev bozuklukları, uykudan boğulma hissi ile uyanma, gündüz uykululuk hali, dinlendirici uyku
uyuyamama gibi durumlar horlama ve uyku apne sendromunu düşündüren başlıca şikâyetlerdir.
YAŞLANDIKÇA UYKUSUZLUK ARTIYOR…
Yaş ilerledikçe uyku bozuklukları, horlama ve uyku apne sendromu daha fazla ortaya çıkıyor.
İlerleyen yaşla birlikte insanlar eskiye oranla hareketsizleşiyor, daha az yoruluyor, çocukların evden
ayrılmasıyla yalnızlaşıyor ve yılların olumsuz birikimlerinden dolayı uyku saatleri kaymaya başlıyor.
Yaşla birlikte, başta şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve kullanılan ilaçlardan dolayı
cinsel fonksiyonlarda azalma oluyor. Bu ikisi birleştiğinde ilerleyen yaşla birlikte uykusuzluk ve
beraberinde cinsel işlevlerde bozulmalar daha sık görülüyor. Ayrıca yaşlandıkça daha fazla
görülmeye başlayan fazla uyuma eğilimi de cinsel fonksiyonlarda endirekt olarak bozulmalara yol
açabiliyor. Çünkü fazla uyuyunca vücut stres hormonu olan kortizolu çok fazla salgılıyor. Kortizol
salgısı artınca da kilo artışı oluyor, vücut hantallaşıyor ve hareketler zorlaşıyor. Bu da başta fiziksel
ve zihinsel fonksiyonlar olmak üzere cinsel fonksiyonları da olumsuz yönde etkiliyor.
UYKU BOZUKLUKLARI YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR…
Kişinin içinde bulunduğu suçluluk, gerginlik ve kaygı gibi yaşantılar, uykunun başlangıcında beklenen
gevşemeye engel olabiliyor. CİSED’in yaptığı anket çalışmalarında ve araştırmalarında uykusuzluğu
olan insanların cinsel işlevlerinde, günlük yaşamlarında ve genel sağlık alanlarında daha çok
sorunları olduğunu görülüyor. Giderek yaşam kalitelerinin düştüğü ve daha çok yardım aramaya
yöneldiklerini gözlemleniyor. Yani Türk halkının yaklaşık yüzde 80’i hayatının bir döneminde uyku
bozukluğu problemiyle karşılaşmış, yüzde 40’ı haftanın birkaç gecesi istediği gibi uyuyamamış, yüzde
80’ı uyku bozuklukları sonrası cinsel işlevlerinde bozulmalar yaşamış, yüzde 50’i ise horluyor ve
yüzde 80’i horlamayı olağan bir durum kabul ediyor.
UYKU BOZUKLUKLARI İÇİN ALTIN GİBİ ÖĞÜTLER…
Uyku bozuklukları nedeniyle meydana gelen cinsel sorunlar kader değildir. Uyku bozukluklarıyla
birlikte cinsel sorun yaşayanlar aşağıdaki önerilerime kulak verebilirler:
Uykunuzu düzenli bir şekilde almaya çalışın.
Elinizden geldiğince aynı saatte uyuyup aynı saatte kalkmaya çalışın.
2/3
Psikoterapist CEM KECE
www.cemkece.com.tr
Yatmadan bir süre önce banyo yapın. Ilık bir banyo veya ılık bir süt uykuya dalmanızı
kolaylaştırabilir.
Yatma zamanına yakın ağır yemek yemeyin.
Beslenme saatleriniz düzenli olsun, aç yatmaktansa hafif bir şeyler yiyerek uyuyun.
Kahve, çay, kola uykuya dalışı zorlaştırdığından, alkol ise uykuya dalışı kolaylaştırmasına
karşın kalitesini bozup sabah yorgunluğuna neden olduğundan kullanmayın.
Akşamları ev içi veya dışında sosyal aktivitelere katılın ancak uyku saatinden önce gerilim
yaratabilecek diyaloglardan kaçının.
Yatak odasında kitap okumayın, TV seyretmeyin, yemek yemeyin, sadece dinlendirici müzik
dinleyin, uyuyun, sevişin ve cinsel ilişkiye girerek rahatlayın.
Ortamın ısısı, gürültü olup olmaması, yatak değişikliği gibi alışkanlıklarınıza özen gösterin.
Gündüz uykularından sakının.
Sabahları fiziksel egzersiz yapın ve gün içinde egzersizi arttırın ancak uyku zamanı uyarıcı
egzersizden kaçının.
Uyku hijyenine dikkat edin.
CİNSEL TERAPİ GEREKEBİLİR…
Uyku bozukluklarının tedavisinde çok yönlü yaklaşımlar esa alınıyor. Uyku bozukluklarında
başta kulak-burun-boğaz, nöroloji, psikiyatri, göğüs hastalıkları, iç hastalıkları, fizik tedavi ve
rehabilitasyon bilim dallarından hekimlerin cinsel terapistlerle birlikte çalışmaları gerekiyor. Çünkü
cinsel işlev bozukluğunun ortaya çıktığı geçici ve kısa süreli uykusuzluklar; hipnotik ilaçlar ve
davranışsal tekniklerin sıkça kullanıldığı cinsel terapi uygulamaları ile düzeltilebiliyor. Uyku
bozuklukları cinsel sorunlar gibidir, kişi iradesiyle üstesinden gelebileceğine inanırsa başarabiliyor,
kesinlikle kader değildir.
Yayınlanma tarihi: 16.07.2013
Makale adresi: http://www.cemkece.com.tr/m-horlama-ve-uyku-bozukluklari-seksi-olduruyor.html
Web : http://www.cemkece.com.tr
Facebook: http://facebook.com/drcemkece
Twitter: http://twitter.com/drcemkece
Google+: https://plus.google.com/114707731481596974039
Instagram: http://instagram.com/drcemkece
Youtube: http://youtube.com/user/cisedorgtr
RSS: http://feeds.feedburner.com/drcemkece
3/3
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download