ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ ISSN: 2458-7559 DOİ Number: http://dx.doi.org/10.18560/cukurova.1057 CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 s. 54-71 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Fatih ERHAN 1 Özet Antik Çağ yazarlarının verdiği bilgilere göre, Kilikia Bölgesi’nin Pedias kısmında yer alan Mallos kentinin kesin yeri henüz tespit edilememiştir. Buna karşılık, Hellenistik ve Roma dönemlerinde Mallos’un bir uydu yerleşmesi veya yeni kent merkezi olduğu düşünülen Magarsus ise, Adana’ya 49 km uzaklıktaki Karataş İlçesi’nin 4 km batısında, Dört Direkli Mevkii’nde yer alır. Mallos, antik coğrafyacı Strabon’a göre Troia Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen Apollon’un bilici rahipleri Mopsos ile Amphilokhos tarafından kurulmuştur. Diğer bir antik yazar olan Arrianos ise, kentin bir grup Argoslu tarafından kurulduğunu belirtir. Mallos kenti, ilk kez MÖ 5. yy.ın ortalarından sonra kendi adına sikke basmaya başlamıştır. Kent, kesintilerle olsa da Roma İmparatoru I. Valerianus Dönemi’ne (MS 253260) kadar otonom ve yarı otonom olarak sikke basmaya devam etmiştir. Her ne kadar kentin sikkeleri üzerine birçok araştırma yapılmış olsa da bunlar daha çok katalog şeklinde yürütülmüş çalışmalar olduğundan, kente ait sikkelerde yer alan bazı tipler henüz kesin olarak kimliklendirilmiş değildir. Buradan hareketle, bu makalede amaçlanan, yeni araştırmalar ışığında, kentin bastığı sikkelerin yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesidir. Anahtar kelimeler: Antik Kilikia, Mallos, Magarsus, sikke A REVIEW ON MALLOS COINS Abstract According to the given by writers of ancient period, the actual site of Mallos city located in Pedias part of Kilikia region, haven’t been determined yet. On the contrary, Magarsus, thought to be the new city centre or a secondary settlement of Mallos in the period of Rome and Hellenistic, is located in the Dört Direkli, 4 km west of Karataş town which is 49 km away from Adana. Mallos, according to the ancient geographer Strabon, was established by omniscient priests Amphilokhos and Mopsos of Apollo who came to the region after the Troian War. However, according to another ancient author, Arrianos, state that the city was established by a group of Argos. After the middle of the 5th c., Mallos for the first time began to mint coins in its own name. The city, even if there were discontinuity, continued to mint coins until the period Valerianus I (253-260 AD). Even though there were many studies on the coins of the city, some types belonging to the coins haven’t been exactly identified yet because these are studies carried out in catalog form. Accordingly, the goal of this article, in the light of new researches, is to re-examine an re-evaluate the coins mint by the city. Keywords: Ancient Cilicia, Mallos, Magarsus, coin 1 Dr., Çukurova Üniversitesi, e-posta: erhanfatih@hotmail.com MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 55 GİRİŞ Şu ana kadar yapılan araştırmalarda, Mallos kentinin kesin yeri henüz tespit edilememiştir. İlk kez 2013 yılından itibaren bilimsel kazılarına başlanmış olan 2 ve Adana ilinin Karataş ilçesinin 4 km batısında yer alan Magarsus’un ise (Harita 1) Hellenistik ve Roma dönemlerinde Mallos kentinin bir uydu yerleşmesi veya yeni kent merkezi konumunda olduğu düşünülmektedir. 3 Antik Çağ’da Kilikia Bölgesi’nin Pedias (düzlük, ovalık) kısmında yer alan Mallos kenti, Strabon’a göre, Mopsos ve Amphilokhos tarafından kurulmuştur. 4 Diğer bir antik yazar olan Arrianos ise kentin bir grup Argoslu tarafından kurulduğunu belirtir. 5 Kent, Antik Çağ’da Athena Magarsia Tapınağı ve gramerci ve filozof Krates’in doğum yeri olarak ünlenmiştir. 6 Mallos, sikke basmaya başladığı dönemden itibaren, bölgenin tarihsel kronolojisi içerisinde, Perslere bağlı Kilikia Syennesis Krallığı (MÖ 542-401), Pers Satrapları (MÖ 401/400-333), III. Aleksandros ve Diadokhlar (MÖ 333-301) ve Seleukos Krallığı (MÖ 281-188) hakimiyetinde kalmıştır. MÖ 2. yy. ve 1. yy.ın ilk yarısında, önce Seleukos Krallığı’nın hakimiyet alanı içerisinde kalan kent, MÖ 67 yılından itibaren Roma denetimine girmiş ve bu hakimiyet MS 260 yılına kadar sürmüştür. Kent merkezinin Mallos’tan Magarsus’a taşınması ise, muhtemelen Seleukos Krallığı Dönemi’nde olmuş olmalıdır. Izgara planlı bir tasarıma sahip olan Mallos/Magarsus kenti, güneydoğudan kuzeybatıya uzanan ve kısmen arazide izlenebilen bir surla çevrilidir. Kalıntıları günümüze ulaşmış olan yapılar arasında tiyatro, stadion, Athena Magarsia Tapınağı, Bizans ve Osmanlı Hamamları, sarnıç, Ortaçağ Kalesi yer alır. Bunların yanında, sur içerisinde işlevleri henüz belirlenememiş yapılara ait kalıntılar da yer almaktadır (Plan 1). Dağınık bir yerleşim alanına sahip olan kentin, sur dışında kalan kuzey ve kuzeydoğu kısımları, büyük ölçüde toprak altında kalmıştır. 7 Kentin nekropolisinin de bu alanda olduğunu düşünülmektedir. Erken Dönem (Kilikia Syennesis Krallığı veya 1. Otonom Dönem) (MÖ 5. Yüzyılın Ortaları-MÖ 386) Mallos kenti, ilk kez MÖ 5. yy.ın ortalarından sonra kendi adına sikke basmaya başlamıştır. 8 Kent, kesintilerle olsa da, Roma İmparatoru I. Valerianus Dönemi’ne (MS 253-260) kadar otonom ve yarı otonom olarak sikke basmaya devam etmiştir. Kentin şehir yılı MÖ 68’de başlar. Kazılar hakkında detaylı bilgi için bk.: Erhan-Gülşen, 2016: 180 -5. Magarsus, kalıntılarıyla tipik bir Yunan kenti görünümü sergilese de, hiçbir zaman kendi adına sikke basmamış ve yazıtlarda da adı hiç geçmemiş, onun yerine hep Mallos adı kullanılmıştır. Bu yüzden, Hellenistik ve Roma dönemlerinde siyasi açıdan hiçbir zaman gerçek anlamda bir polis olmamıştır. Bu bağlamda, Mallos ve Magarsus’un siyasi tarihini birbirinden bağımsız ve/veya ayrı ele almak doğru olmayacaktır. Her ne kadar da birçok araştırmacı tarafından Mallos kenti Magarsus’un yaklaşık 25 km kuzeydoğunda yer alan Kızıltahta köyüne konumlandırılsa da, bunu kanıtlayacak kesin bilgilere sahip değiliz. Magarsus ve çevresinde yürüttüğümüz ön çalışmaların sonuçlarına göre, Mallos’un Magarsus’a çok daha yakın bir konumda olması gerektiğini düşünmekteyiz. Buna göre, Karataş ilçe merkezinin kuzey ve kuzeydoğusundaki tepelik alanlar, birçok açıdan Mallos kentinin yeri için daha uygun görünmektedir. Ancak, bu sorunun kesin çözümü, bilimsel kazıların devamı ve ileride yapılacak yüzey araştırmaları ile mümkün olabilecektir. 4 Buna göre, Troia Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen Mopsos ile Amphilokhos, Mallos kentini kurarlar. Ardından Amphilokhos Argos’a döner, ancak bir süre sonra tekrar Mallos’a geri gelir. Mopsos’la aralarında başlayan iktidar mücadelesi sonucunda, her ikisi de hayatını kaybeder ve kentte birbirini görmeyen iki yere gömülürler. Strabon, XIV. V. 16. 5 Arrianos, 2.5. 6 Strabon, XIV. V. 16. 7 Erhan-Gülşen, 2016: 175. 8 Mallos sikkeleri hakkında ilk incelemeler için bk.: Imhoof-Blumer, 1883: 89-92. 2 3 ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 56 FATİH ERHAN MÖ 5. yy.da bölgede yerel Syennesis Krallığı’nın 9 hakim olduğu genellikle kabul edilen bir görüştür. Bu dönemde Mallos, gümüş stater ve oboller basmıştır. Sikkelerde daha çok kentle ilişkili sembollerin yer aldığı otonom baskı ağırlık gösterir. Bu sikkelerin üzerinde, MÖ 425375 tarihleri arasında, Mallos’un 10 Yunanca isminin kısaltmaları veya tam hali olarak; ΜΑΡ, ΜΑΡΛ, ΜΑΡΛΟ, ΜΑΡΛΟΤΑΝ, ΜΑΛΡΟ 11 yazıtları yer almaktadır. Bu dönem baskılarında en sık görülen sikke tipleri; Athena başı, kanatlı tanrı (?), çift yüzlü baş, Bellerophontes, kuğu, insan yüzlü boğa başı veya ön gövdesi, Gorgon Medusa başı, baykuş, kaplumbağa ve Astragalos’tur. Kentin erken tarihli sikkelerinde en sık karşılaştığımız tip olan kuğu 12, Mallos kentinin simgesi olarak karşımıza çıkmaktadır (Resim 1). Bu simgeler, o dönenim kentlerinde veya kent devletlerinin bir nevi arması görevini görüyordu. Kuğunun seçilmiş olması da tesadüf değildir. Zira, kentin doğusunda ve batısında iki adet lagün (Ağyatan ve Akyatan) bulunmaktadır. Günümüzde de göçmen kuşların göç esnasında bir süre kaldıkları bu lagünlerde, öyle anlaşılıyor ki Antik Çağ’da da bolca kuğu yaşamaktaydı. Bu dönemde en sık karşılaşılan diğer bir tip ise insan yüzlü boğa başı veya ön gövdesidir (bk. Resim 1, ön yüz). Bu tasvirler, Pyramos (Ceyhan) Nehri’ni 13 temsil etmektedirler. 14 Kentin sikkelerinde nehir tanrıları, bu dönemden sonra, 4. yy.da insan başı şeklinde, Hellenistik Dönem’den sonra da insan şeklinde, yüzen nehir tanrıları olarak varlığını Roma Dönemi sonuna kadar sürdürmüştür. Kentle ilgili bu tiplerden sonra, diğer bir büyük grubu ise kanatlı tanrı (?) tasvirleri oluşturmaktadır (Resim 2). Henüz kimliklendirmesi kesin olarak yapılamamasına karşın, biz bu tasvirlerin, Pers Satrapları Dönemi’nde tasvirleri görülecek olan Ahura Mazda’nın öncül tipleri olduğunu düşünmekteyiz. Bu dönemde görülen tiplerden bir diğeri ise tanrıça Athena’dır (Resim 3). Tanrıçanın yalnızca miğfer giymiş baş tasvirlerinin yer aldığı tiplerde, kutsal kuşu baykuş tasvirlerine de rastlanır. Bu tasvirler, Athena’nın kentte erken dönemden itibaren kültünün varlığına işaret etmektedir. MÖ 4. yy.da kesin olarak varlığını bildiğimiz Athena Magarsia Tapınağı belki de bu dönemde de vardı. Mallos sikkelerinde çift yüzlü erkek başı da sık görülen tiplerdendir (Resim 4). Ancak şu ana kadar bu tasvirlerin neyi veya kimi tespit ettiği temsil edilebilmiş değildir. Kent sikkelerinde kahraman Bellerophontes tipleri de görülür (Resim 5). Bu tasvirlerde kahraman, Pegasos’a binmiş olarak tasvir edilmiştir. Bu sahne, büyük bir ihtimalle, MÖ 859-612 yıllarında Assur hakimiyetinden sonra Kilikia Bölgesi, “Syennesis” unvanı (veya adı) taşıyan bir dizi kral tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Kral Syennesis, ilk kez MÖ 585 yılında tarih sahnesine çıkmıştır. Syennesis kelimesinin unvan mı, yoksa ad mı olduğu kesin olarak belli değildir. Ancak, Herodotos, Syennesis’ten “…Kilikia Kralı Syennesis…” olarak bahseder ve Babil Devleti’yle birlikte 28 Mayıs MÖ 585’teki Lydialılarla Medler arasındaki Güneş Tutulması Savaşı’nda ara bulucu olarak oynadığı rolü anlatır. Herodotos, V. 118 ; I, 74. 10 Sikkeler ve yazıtlara göre kent Mallos ismini, Seleukos Kralı IV. Antiokhos Epiphanes Dönemi’ndeki kısa süreli ‘Pyramos kıyısındaki Antiokheia’ şeklindeki değişiklik dışında, Roma İmparatorluğu’nun bölgedeki hakimiyetinin sona erdiği MS 260 yılına kadar korumuştur. 11 Head, 1991: 723. 12 Kuğu, Asterte-Aphrodite’nin sembolüdür. Tanrıçanın bu dönemin sonlarında ve Pers Satrapları Dönemi’nde sıklıkla görülen tasvirleri de, kentteki kültüne işaret eder. Head, 1991: 723. 13 Eski Yunan inancında Su Kültü önemli bir yer tutmaktaydı. Bu bağlamda, nehirler de bazen hayvan (theriomorphik), bazen insan (antropomorphik) veya bazen de ikisinin karışımı bir ikonografiyle kişileştirilmişlerdir. Homeros’a göre denizler, nehirler ve su kaynakları Okeanos’un çocuklarıdır. Skamandros (Karamenderes) gibi bazı nehirleri ise, Zeus’un oğlu olarak göstermiştir. Altınoluk, 2010: 3, 7. Hesiodos ise, 3000 kadar nehrin, Okeanos ve Thetys’in oğulları olduğunu belirtir. Hesiodos, 335-345. 14 Pyramos hakkında detaylı bilgi için bk.: Tekin, 2001: 527 vd. 9 ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 57 kahramanın Khimera’yı öldürmesine ithafen sikkeler üzerinde yer almıştır. 15 Kentin sikkelerinde en çok görülen tiplerden biri de Gorgon Medusa başıdır (Resim 6). 16 Medusa başları bu dönemde tüm Yunan dünyasında sıklıkla kullanılan bir tiptir. Bölgede ise, bu dönemde Kelenderis sikkeleri üzerinde sıklıkla yer alırlar. Bu dönemde, kentin sikkelerinde nadir de olsa tasviri görülen kaplumbağa, hem kara hem de deniz kaplumbağası olarak, günümüzde de bölgede sıklıkla karşılaşılan bir hayvan olduğu için sikkeler üzerinde kendine yer bulmuş olmalıdır (Resim 7). Bu dönem sikkelerinde görülen diğer bir tip olan Astragalos ise, yine bu dönem Yunan Sanatı’nda sıklıkla karşılaşılan bir tasvirdir (Resim 8). Astragalos’un kehanet veya kült için mi yoksa oyun amaçlı mı kullanıldığı sorunsalı, henüz çözümlenebilmiş değildir. Mallos’un Erken Dönem sikke tiplerinde, ağırlıklı olarak yerel kültürün etkisi görülürken, Yunan kültürü etkisi de önemli bir yere sahiptir. Pers Satrapları Dönemi (MÖ 386-334) Kilikia kentlerinin görece bağımsız olarak hareket ettikleri erken dönemden (MÖ yaklaşık 450-400) sonra, Anadolu’daki Pers satrabı Kyros ve Pers İmparatorluğu’nun başındaki II. Artakserkses arasındaki iktidar mücadelesini, kardeşini Kunaksa’da yenip, öldüren (MÖ 401-399) 17 Artakserkses kazanmıştır. Bu mücadelede Kyros’un yanında yer alan Syennesis Krallığı’nın özerkliğine, Persler tarafından son verilerek, Kral Barışı’ndan sonra bölge doğrudan merkeze bağlı Pers satraplarının yönetimine bırakılmıştır. 18 Kilikia bu tarihten sonra satraplar Tiribazos (MÖ 386-380), Pharnabazos (MÖ 379-374), Datames (MÖ 378372) ve Mazaios (MÖ 361-334) tarafından yönetilmiştir. Bu dönem sikkelerinde, erken dönemde kullanılan birimler devam ederken, kentin sikke yazıtları, MÖ 375-1. yy. arasında, ΜΑΛ, Μ, ΜΑΛΛΩΤΗΣ 19 şeklinde görülür. Yaşanan siyasi gelişmelerle birlikte Greko-Pers bir görünüm gösteren bu dönem sikkelerinde; Ahura Mazda, kanatlı tanrı (?)(diskli veya disksiz), Baal, Athena, Demeter, Kronos, Aphrodite, Hermes ve Aphrodite, Herakles, Pers Satrabı, Pyramos (insan başı şeklinde), kuğu ve Gorgon Medusa en sık görülen sikke tipleridir. 15 Bellerophontes, Belleros’u öldüren demektir. Korinthos kral ailesinden ve ünlü Sisyphos’un torunu ve Glaukos’un oğludur. Homeros, İlyada, VI. 178 -183. Kahraman esas olarak, Poseidon’un oğludur ve tanrısal gücünü de buradan almaktadır. Erhat, 1997: 73. Khimera ise, Homeros’a göre; tanrı soyundan, önü aslan, arkası yılan, ortası keçi olan kötü kokulu bir yaratıktır. Homeros, İlyada, VI. 178 -183. Hesiodos’a göre ise, Ekhidna ve Typhon’un çocuklarından biri olan Khimera, biri aslan, biri keçi ve biri de yılan (ejderha) kafası olan üç başlı, ağzından ateş üfleyen korkunç bir yaratıktır. Hesiodos, 306-325. Mithos’a göre, yanlışlıkla Belleros adında bir adamı öldüren kahraman, suçundan arınmak için Tiryns Kralı Proitos’un sarayına sığınmıştır. Kraliçe Anteia, onu, kendisine sarkıntılık etmekle suçlayıp, krala şikayet edince; Proitos da kahramanı elinde bir mektupla (tabletler) kayınbabası Lykia Kralı Iobates’e gönderir. Kral, kahramanı dokuz gün misafirperver bir şekilde ağırladıktan sonra, onuncu gün damadından gelen mektubu görür ve Bellerophontes’den Khimera’yı öldürmesini ister. Homeros’a göre kahraman da, onu bir vuruşta yere serer. Homeros, Ilyada, VI. 152-183. Hesiodos’ta ise, kahramanın bu işi Pegasos’la birlikte yaptığı anlatılır. Hesiodos, 324. 16 Gorgon’lar, eski Yunan mitolojisinde ejderha kanatlı “korkunç” dişi canavarlar olarak tanınırlar. Aiskhylos, 800. Deniz Tanrısı Phorkys ile Keto’nun kızları olan bu üç Gorgon’un isimleri Stheno, Euryale ve Medusa’dır. Ölümsüz olan diğer kardeşlerin aksine, Medusa ölümlüdür. Hesiodos, 274 vd. Çok bilinen mithosta, Perseus tarafından öldürülen Medusa’nın kesilen boynundan, Poseidon’un çocukları olan Pegasos ve Khrysaor çıkmıştır. Medusa’nın kesik kafasını alan Athena ise, onu Aigis’inin ortasına yerleştirerek, düşmanlarını taşa dönüştürmüştür. Gorgonlar içerisinde en bilineni olan Medusa, erken dönem vazo resimlerinde, başından yılanlar çıkan, korkunç köpek dişleri olan bir canavar olarak tasvir edilir. MÖ 5. y.y.dan itibaren ise saçlarını arasından yılanlar çıkan, güzel ama soğuk yüzlü bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Grimal, 1997: 218. 17 Bosch, 1957: 20. 18 Erzen, 1943: 10. 19 Head, 1991: 724. ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 58 FATİH ERHAN Bölgedeki Pers etkisinin en açık örneklerinden olan Ahura Mazda 20 tasvirleri satrap Tiribazos Dönemi’nde görülür (Resim 9). Bu tasvirler, Pers dininin bölgede yavaş yavaş etkisini artırdığını göstermektedir. Ahura Mazda’yı temsil ettiğini düşündüğümüz kanatlı tanrı (?) tasvirleri, bu dönemde de varlığını sürdürmektedir. Pers etkisinin açık etkilerini gösteren bir diğer tip ise sikkelerin ön yüzlerinde görülen Pers Satrabı başı tasvirleridir. Bu dönem sikkelerinde Suriye-Fenike etkisini gösteren Baal 21 tipleri de görülmeye başlar (bk. Resim 9, ön yüz). Tanrı’nın fırtına, yağmur ve verimlilik üzerine hakimiyeti, Mallos gibi ağırlıklı olarak tarımla geçinen bir kent için oldukça önemlidir. Kentin sikkelerinde bu dönemde görülen bütün Pers ve Suriye-Fenike etkisine rağmen Yunan kökenli tipler ağırlığını hala korumaktadır. Bunlardan en sık görülen tipler; Demeter, Athena, Aphrodite, Hermes, Kronos ve Herakles’dir. Bunlardan Athena, erken dönemden itibaren baş tasvirleri ile kentin sikkelerinde görülmeye devam eder. Bu dönem sikke tasvirlerinde Demeter’in büyük bir yeri vardır. Tanrıçanın erken tipleri kesin olarak kimliklendirilememiş olsa da, aslında, tasvirlerde Demeter’in kimliği kesin olarak ortaya çıkmıştır (Resim 10). Nitekim tanrıça, baş tasvirlerinin yanı sıra, elinde buğday başağı ve meşale ile tasvir edilmiştir. Buğday, tarımı ve verimi; meşale ise tanrıçanın Hades tarafından yeraltına kaçırılmış olan kızı Persephone’yi 22 arama çabalarını simgelemektedir. Bazı sikkelerin ön yüzünde yer alan Kronos 23 tasvirleri ise, zamanı temsil eden Tanrı’nın, Zeus’un kararıyla, Demeter’in kızının yılın belli aylarını yeryüzünde geçirmesiyle ve tanrıçanın bu dönemi dört gözle takip etmesiyle alakalı olmalıdır (bk. Resim 10, ön yüz). Dolayısıyla, yalnız Demeter’le birlikte tasviri görülen Kronos’un, Mallos’ta kendine ait bir kültünün bulunmasından ziyade, tanrıçanın kültü ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir. 20 Ahura Mazda (Ormuzd, Hürmüz), öğretileri bir Pers peygamberi olan Zerdüşt (Zarathustra) tarafından yayılan Zerdüştilik (Zoroastrianism, Mazdaizm) dininin tanrısıdır. Monoteist bir yapıya sahip olan Zerdüşt dininin kutsal kitabı Avesta’ya göre Ziyayi Azizi, 2009: 67 vd., Ahura Mazda bütün iyi şeyleri yaratan, adalet ve akıl tanrısıdır. Boyce,1983: 685. Ahura Mazda Persia’da ilk kez Behistun yazıtlarında, Akhaimenid Dönemde (MÖ yaklaşık 550-330) ortaya çıkar. II. Artakserkses (MÖ 405/4-359/58) Dönemi’ne kadar yalnız tapınım göre tanrı, bu dönemde Mithra ve Anahita ile bir üçlünün parçası olur. Tanrının Akhaimenid Dönemi’nin erken evrelerinde tasviri yoktur: ilk tasvirleri batı satrapları tarafından MÖ 5. y.y. sonlarında kullanılmıştır. Yine, kaynaklara göre tanrının ilk heykeli II. Artakserkses Dönemi’nde Lydia Satrabı tarafından MÖ 365 yılında yaptırılmıştır. Tanrının erken tasvirlerinde vücudunun alt kısmı kanatlı güneş diski şeklindedir. Başındaki tacı, elinde tuttuğu lotus çiçeği ve çelenk diğer belirteçleridir. Boyce,1983: 686. 21 Baal, Semitik kökenli fırtına, yağmur ve verimlilik tanrısıdır. Suriye-Fenike Bölgesi’nde MÖ 2. Binyıl’dan itibaren yaygın bir tapınımı vardır. Sami dillerinde Baal, ortak bir ad olarak, sahip veya efendi anlamına gelmektedir. Bu kelimenin, dinsel anlamda, bir yerin veya bir nesnenin tanrısı anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Baal, giderek evrensel bir bereket tanrısı olmuştur. Tanrının ikonografisi ait olduğu bölge, kent ve kültürlere farklılıklar göstermektedir. Kilikia Bölgesi’nde tanrı, üç farklı karakterde kaşımıza çıkar. Birincisi Kilikia Pedias’da görülen ayakta duran Baal; ikincisi Baaltars olarak adlandırılan, Tarsos kentinin Baal’ı; üçüncüsü ise Rhosos kentinin Baal’ıdır. Erhan, 2014: 86. 22 Yunan Pantheonu’nda yeraltı tanrısı olan Hades (Plouton), Kronos’la Rheia’nın oğludur. Hesiodos, 453 vd. Üçüncü kuşak Yunan tanrıları evrenin yönetimini ele alınca, kardeşleri Zeus ve Poseidon’la birlikte dünya yetkilerinin paylaşımında yeraltı dünyasını almıştır. Homeros. Ilyada, XV, 189 vd. Hades üstüne anlatılan tek efsane, Demeter’in kızı Persephone’yi (Kore) kaçırmasıdır. Mevsim dönümünü, toprağın ve bitkisel doğanın canlanmasını, kışın ölmesini simgeleyen bu efsanede Hades’in rolü; aşık olduğu Persephone’yi kaçırdıktan sonra, bir daha yeryüzüne çıkmasını önlemek için bir nar tanesi yedirmesinden ileri gitmez. Kızın kaçırılmasında payı olan Zeus, Demeter’in yalvarmaları üzerine, Persephone’nin altı ay yeraltında, altı ay da yeryüzünde kalmasını buyurur. Erhat, 1997: 120. 23 Kronos, Ouranos’la Gaia’nın oğludur. Hesiodos, 137 vd. Titanlar soyundandır ve babası Ouranos’u erkeklikten yoksun etmekle, birinci kuşak tanrıların egemenliğine son verip, ikinci kuşağı başa getirmiştir. Agizza, 2001: 20 vd.; Grimal, 1997: 407. Ama, babası gibi, kendisi de oğlu tarafından tahtından indirilmiş ve Zeus önderliğinde üçüncü kuşak tanrıların, yani Olymposluların egemenliği başlamıştır. Tanrı sanat eserlerinde sakallı ve başında diadem bulunan yetişkin bir erkek olarak tasvir edilir. Genellikle, elinde veya yanında harpa vardır; bazen elinde tırpanla da tasvir edilir. Tanrının, elinde bebek Zeus’u tutan eşi Rheia ile de tasvirleri vardır. Erhan, 2014: 167. ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 59 Kentte tasviri görülen Yunan kökenli diğer bir tip ise tanrıça Aphrodite’dir. Nitekim, her ne kadar Semitik bir tanrıça olan Astarte ile aynı karakter yapısına sahip olsa da sikkelerdeki ikonografisi Yunan sanatı özellikleri taşımaktadır. Özellikle tanrıçanın baş tasvirleri sıklıkla sikkeler üzerinde yer alır; ama bazen, Hermes’le birlikte ayakta duran tasvirleri de kendine yer bulmuştur (Resim 11). Bu dönem sikkelerinde tanrı ve tanrıça tasvirlerinin yanı sıra, kahraman tasvirleri de yer alır. Antik Yunan dünyasının en önemli kahramanı olan Herakles’e ait tasvirler, Mallos’da yalnızca bu dönemde görülmektedir (Resim 12). Bu tasvirler, kahramanın tip gelişimi hakkında da önemli bilgiler vermektedir. 24 Erken Dönem’deki insan yüzlü boğa başı veya ön gövdesi şeklinde olan nehir tanrısı Pyramos tasvirleri, bu dönemde, başında tahıl tacı bulunan insan başına dönüşmüştür (Resim 13). Bu değişim, kente özgü değildir: MÖ 5. yy.dan itibaren tüm Yunan Sanatı’nda görülür. 25 Bu dönem sikkelerinde sıklıkla görülen diğer tasvirler ise, erken dönemde de görülen kuğu ve Gorgon Medusa tipleridir. Ancak, Medusa tipleri, bu dönem Yunan Sanatı’nın etkisiyle, 26 saçlarından yılanlar çıkan, soğuk yüzlü bir kadın başına dönüşmüştür (bk. Resim 13, arka yüz). Pers Satrapları Dönemi sikke tasvirleri, genel olarak, Greko-Pers bir görünüm sergiler. Büyük İskender ve Diadokhlar Dönemi (MÖ 333-301) Büyük İskender (III. Aleksandros) MÖ 334-325 yılları arasında Persler’e karşı giriştiği büyük fetih seferi esnasında, önce Batı ve Orta Anadolu’yu denetimi altına almış ve Kilikia’ya gelmiştir. 27 MÖ 333 yılında Issos’ta yapılan savaşta III. Dareios yönetimindeki Pers ordusuna karşı büyük bir zafer kazanmış ve Kilikia’yı da topraklarına katmıştır. 28 Issos Savaşı’ndan sonra sefere devam eden kral, Kilikia Satraplığı’na Balakros’u tayin etmiştir. 29 Büyük İskender’in MÖ 323 yılında ölümüyle imparatorluğun toprakları komutanları arasında paylaşılmış ve Diadokhlar Dönemi olarak bilinen süreç başlamıştır. 30 Bu dönemin sikke birimleri, yazıtları ve tipleri, Pers Satrapları Dönemi’nin devamı şeklindedir. Satrap Balakros (MÖ 333-323) Dönemi’nde, ön yüzde tahtta oturan Baaltars, arka yüzde ise Athena başı tasvirlerinin yer aldığı baskılar yoğunluktadır. Baaltars, adı üzere, Tarsus kentinin Baal’ını temsil etmektedir (Resim 14). İkonografisi ise tahtta oturan Zeus tasvirleri ile oldukça benzerdir. Athena başı tasvirleri ise, tanrıçanın Yunan sanatından bilinen üç sorguçlu miğfer giymiş başlarından oluşur. Kentin sikkelerinde bu dönemde Greko-Pers bir geleneğin devam ettiğini söylemek mümkündür. Buna göre, arka yüzde kahramanın 12 işinden biri olan Nemea Aslanı’nı öldürme sahnesinin yer aldığı sikkenin ön yüzünde sakallı bir baş şeklinde tasviri yer alırken, daha sonra baş tasvirlerinde önce boynunda ve daha sonra da başında aslan postu görülür. 25 Nehir tanrıları ile ilgili ilk tasvir Hellas’ın önemli ırmağı Akheloos’a aittir. Bu tasvir, insan yüzlü boğa şeklinde, MÖ 7 y.y.ın ikinci yarısının başına tarihlenen Syrakusa’ya ait bir Protokorinth oinokhoesi üzerinde görülür. Sikkeler üzerindeki ilk tasviri ise MÖ 6. y.y.ın ilk yarısından sonra görülür. Altınoluk, 2010: 7 vd. MÖ 5. y.y.dan itibaren ise nehir tanrıları insan şeklinde tasvir edilmeye başlar. Hep erkek olarak tasviri edilen bu tiplerde, küçük nehirleri genç erkekler, büyük nehirleri de yetişkin erkek tasvirleri temsil etmektedir. Genelde bunların vücutlarının üstü çıplak, bel ve bacakları örtülüdür. Erhan, 2014: 180. 26 Bk. yuk.: Dipnot 16. 27 Tekin, 2008: 120 vd. 28 Tekin, 2008: 130. 29 Arrianos, II. 12. 2. 30 Diodoros Siculus, XVIII. 3. 24 ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 60 FATİH ERHAN Seleukos Krallığı Dönemi (MÖ 281-164) Diadokhlar Dönemi’nden sonra, MÖ 281’de Magnesia’nın kuzeyindeki Kurupedion Ovası’nda Lysimakhos’un Seleukos’a yenilip ölmesi ile MÖ 301-281 arası Anadolu’ya egemen olan Lysimakhos hakimiyeti sona ermiştir. Böylece Anadolu’da, MÖ 188 yılına kadar sürecek olan Seleukos hakimiyeti başlamıştır. MÖ 190 yılı sonlarında Magnesia’nın kuzeyinde Roma ile karşılaşan Seleukos Kralı III. Antiokhos (MÖ 223-187) yenilgiye uğramış 31 ve MÖ 188 yılında Apameia Barışı yapılmıştır. 32 Kilikia’nın batısında bu gelişmeler yaşanırken, gücü zayıflayan Seleukos Krallığı IV. Antiokhos Theos Epiphanes (MÖ 175-164) Dönemi’nde, geriye kalan Kilikia kentlerine çeşitli özgürlükler tanımıştır. Pek çok kent bu dönemde birer bağımsız devlet gibi kendi adlarına sikke basmışlardır. 33 Bu dönemde, MÖ 281’den IV. Antiokhos Dönemi’ne kadar, Kilikia Bölgesi kentlerinin sikke basma yetkileri ellerinden alınmış, krallığın sikkeleri tedavülde kalmıştır. IV. Antiokhos Dönemi’nden itibaren ise Kilikia kentlerinin birçoğu gibi Mallos da kendi adına sikke basmıştır. Kentin bu dönem sikkelerinde tip çeşitliliği çok fazla değildir. Ön yüzde kralın veya Zeus’un başı, arka yüzde çelenk taşıyan Nike tasvirleri sıklıkla görülür (Resim 15). Ancak, sikke yazıtlarında halen kralın isminin yer alması, yarı otonom bir baskıya işaret eder. Mallos’un bu dönem sikke baskılarında mutlak bir Yunan etkisi görülmektedir. 2. Otonom Dönem (MÖ 164-67) Apameia Anlaşması’ndan sonra, Anadolu’daki etkisini iyice artırmaya başlayan Roma Devleti, MÖ 133 yılında Pergamon Kralı III. Attalos’un (MÖ 138-133) topraklarını miras yoluyla kendisine bırakmasının ardından 34 bu alanda MÖ 129 yılında, Manius Aquillius liderliğinde “Asya Eyaleti”ni (Provincia Asia) kurmuştur. 35 Roma bu dönemden sonra, MÖ 67 yılına kadar korsan sorunu ile uğraşmıştır. Roma, korsanlık faaliyetlerini tamamen sonlandırmak için MÖ 67 yılında, senato onayıyla Lex Gabinia (Gabinius Yasası) yasasını çıkarmış 36 ve Pompeius Magnus’u geniş yetkilerle bölgeye göndermiştir. 37 Pompeius, Korakeison (Alanya) açıklarında meydana gelen savaştakorsanları yenerek, 38 Roma’nın sahildeki bilinen Kilikia kentleriyle doğrudan ilk bağlantılarını başlatmıştır. Bölgede bu gelişmeler yaşanırken, IV. Antiokhos Dönemi’nden sonra da kentin sikke tipi çeşitliliği oldukça sınırlıdır. Bunun sebebi, büyük ihtimalle, bölgede hala Seleukos Krallığı paralarının tedavülde olmasından kaynaklanıyor olmalıdır. Bu durum, krallığın bu dönemde, bölgenin Pedias kısmında oldukça etkin bir siyasi güce sahip olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Kentin bu dönemde bastığı sikkelere bakıldığında, yalnızca ön yüzde Athena Magarsia kült heykeli, arka yüzde uçan kartal tasvirlerinin yer aldığı baskılar görülmektedir (Resim 16). Kent için tartışmasız en önemli tanrıça Athena’dır. Erken dönem tasvirlerinde Yunanlı özellikleri ile karşımıza çıkan Tanrıça; daha sonra yerel bir Tanrıça’nın da özelliklerini de bünyesinde toplayarak Athena Magarsia olarak karşımıza çıkmıştır. Buna göre, MÖ 5. yy. veya daha öncesinde deniz ticareti sayesinde Yunan kültürü ile tanışmış olan kente, Titus Livius, XXXVI, 43-45. Burada yapılan anlaşmaya göre, Seleukoslar Küçük Asya’da bulunan toprakları terk edecekler ve Kilikia’da Kalykadnos Nehri’nin güneyinden (Sarpedon=Taşucu Burnu) batıya geçemeyeceklerdir. Titus Livius, XXXVIII, 38-39. 33 Tempesta, 2005: 62. 34 Kaya, 2005: 14. 35 Strabon, XIV. 1. 38. 36 Plutarkhos, XXV. 2; XXV, 4-6; XXVI. 1-4.; Cassius Dio, XXXVI.23, 4. 37 Kurt, 2009: 124. 38 Plutarkhos, XXVIII, 1. 31 32 ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 61 Athena’nın kültü de taşınmış ve yerel tanrıça ile kültü birleştirilerek, Athena Magarsia adını almış ve kentin merkezindeki kutsal alanda bir tapınak inşa edilmiş olmalıdır. Nitekim MS 2. yy.da yaşamış antik coğrafyacı Arrianos, doğu seferi sırasında MÖ 333 yılında Kilikia’ya gelen Büyük İskender’in, Issos Savaşı’ndan önce Pyramos Nehri üzerinde bir köprü inşa ettirerek, önce Magarsus sonra da Mallos’u ziyaret ettiğinden ve Magarsus’ta Athena Tapınağı’na kurbanlar sunarak, Amphilokhos’un mezarını ziyaret ettiğinden bahsetmektedir. 39 MÖ 4. yy.da varlığı bilinen ve Magarsus’taki en erken tarihli yapı olan bu tapınak, Hellenistik dönemde Doğu Akdeniz’deki en önemli kehanet merkezlerinden birisi konumundadır. Muhtemelen bu sebeple, bölgenin Seleukos Krallığı hakimiyetinde olduğu Hellenistik Dönem’de Athena Magarsia tapınağı etrafındaki yapılaşma artmış ve Mallos kentinin tiyatro, stadion gibi önemli yapılarının bir kısmının burada inşa edilmesine ve zamanla Mallos kentinin merkezinin Magarsus’a kaymasına sebep olmuş olmalıdır. Roma Dönemi (MÖ 67-MS 260) Pompeius Dönemi’yle birlikte Roma hakimiyetine giren kent, bu dönemin erken yıllarında siyasi karışıklıklardan dolayı el değiştirmeler yaşasa da, Augustus Dönemi’yle birlikte, doğrudan Roma merkez denetimine girmiş, MS 72 yılında Kilikia’nın bir Roma eyaleti olmasıyla da bu eyalete bağlanmıştır. 40 Roma Dönemi’nin sikke yazıtları; MÖ 1. yy.-Elagabalus (MS 218-222) arası ΜΑΛΛΩΤΩΝ, ΜΑΛΛωΤωΝ, ΜΑΛ ΙΕΡ ΤΟΥ, ΘΕΟΥ ΑΜΦΙΛΟΧΟΥ şeklinde; Elagabalus-I. Valerianus (MS 25360) MALLO COLONIA, bazen FELIX ile birlikte, genellikle S.C., bazen de ΚΟΛω ΜΑΛΛωΤωΝ şeklindedir. 41 Roma Dönemi’nin erken yıllarında sikke baskılarında Otonom Dönem geleneği devam etmiştir. Sikke darbı sayısı ve tip çeşitliliği sınırlıdır. Augustus Dönemi’nde imparatorluk dönemi baskıları başlar. Tiberius Dönemi ile birlikte ise kentte sikke darbı ve tip çeşitliliğinde büyük bir artış görülür. Bu dönemde, ön yüzler genellikle imparatorlar ve imparatoriçelere ayrılırken, arka yüz tip çeşitliliği çok daha fazladır. En sık görülen tipler; Kent Tanrıçası, Athena Magarsia kült heykeli, Athena Magarsia Tapınağı, Amphilokhos, kentin kuruluş efsanesi, kentin koloni unvanı alması, Tykhe, Dişi Kurt ve İkizler, Tanrıça Roma, Roma Senatosu, ödül vazosudur. Kentin bu dönem sikkelerinde en sık karşılaşılan tiplerden biri Kent Tanrıçası’dır (Antiokheia Tykhesi). 42 Kent Tanrıçası, ayağının altındaki yüzen nehir tanrıları (Pyramos) ile tasvir edildiği gibi, kentle ilgili birçok çoklu figürlü sahnelerde de kendine yer bulur (Resim 17). MÖ 2. yy.dan itibaren birçok Kilikia kentinde baş ve oturan tasvirleri görülen Kent Tanrıçası (Antiokheia Tykhesi), Tykhe kimliğinden daha ziyade, doğrudan kenti temsil etmektedir. Sık karşılaşılan diğer bir tip ise Athena Magarsia’dır. Kentin sikkelerinde, en erken Arrianos, 2.5. Sayar, 1999: 211. 41 Head, 1991: 724; Tahberer, 2005: 80. 42 Tykhe, Eski Yunan’da şans ve kader tanrıçasıdır. Homeros destanlarında adı geçmeyen ve mithosu olmayan tanrıça, Hesiodos’a göre, Okeanos ve Tethys’in kızıdır. Hesiodos, 346-362. Antik Çağ’da Tykhe’nin kralların, devletlerin ve şehirlerin kaderlerine hakim olduğuna inanılırdı. Tykhe’nin en eski kült heykeli Smyrna’da yapılmıştır. Burada tanrıça polos ve bereket boynuzu ile gösterilmiştir. Buna karşın, en bilinen Tykhe tipi, Lysippos’un öğrencilerinden Sikyon’lu Eutykides’in yapmış olduğu Antiokheia Tykhesi’dir. Modern araştırmacılar tarafından “Kent Tanrıçası” olarak adlandırılan bu tipte tanrıça, elinde başakla kayalıklarda otururken, ayaklarının altında, yüzer şekildeki Nehir Tanrısı Orontes ile birlikte tasvir edilmiştir. En bilinen belirteçleri cornucopia, dümen, polos (bazen modius şeklinde), mızrak, palmiye dalı, başaktır. Kent Tanrıçası karakterinde ise bu belirteçler; başında kuleli sur tacı, elinde genellikle başak veya saz kamışı (bazen aphlaston, haşhaş, çelenk, ödül vazosu), ayaklarının altında nehir tanrılarıdır. Erhan, 2014: 432. 39 40 ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 62 FATİH ERHAN dönemden itibaren görülmeye başlayan Athena tasvirleri, Roma Dönemi sonuna kadar varlığını sürdürür. Tanrıça’nın kült heykeli yalnız tasvir edildiği gibi, bazen tapınak içerisinde de verilmiştir. Bazı tasvirlerde ise, yalnız tapınak yer alır (Resim 18). Strabon’a göre kentin efsanevi kurucularından olan Amphilokhos 43 tipleri de kentin sikkelerinde sık görülen tiplerdendir (Resim 19). Strabon aslında kentin Troia Savaşı’ndan dönen Mopsos ve Amphilokhos tarafından kurulduğundan bahsetmektedir, ancak kentin sikkelerinde Mopsos yerine Amphilokhos tasvirleri yer alır. Mopsos ise, yine aynı bölgede yer alan Mallos’un kuzeyindeki Mopsuhestia kentinin efsanevi kurucusu olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden bu kente ait sikkelerde sıkça tasviri görülür. Sikkelerde, Amphilokhos yalnız tasvir edildiği gibi, kentle ilgili birçok sahnede de yerini alır. 44 Kahramanın Kent Tanrıçası’nı taçlandırırken tasvir edildiği sahne, Mallos’un kuruluş efsanesine ithafen sikkeler üzerinde kendine yer bulmuş olmalıdır (Resim 20). Roma Dönemi’nde, MS 3. yy.da sıklaşan Roma’nın doğu seferleri ile birlikte, imparatorluğun bölgedeki limanlarından biri olan kentin önemi de artmış ve İmparator Elagabalus (veya Severus Alexander) Dönemi’nde “Coloniae” unvanı almıştır. 45 Kent, sikke yazıtlarında İmparator I. Valerianus Dönemi’ne kadar Mallos ismiyle birlikte bu unvanı kullanmıştır. İmparator I. Valerianus’un MÖ 260 yılında, Edessa’da (Şanlıurfa) Pers Kralı I. Shapur’a yenilmesinin ardından, Roma’nın Kilikia’daki hakimiyeti sona ermiştir. Kentin koloni unvanı alması sahnesi de sikkeler üzerinde çoklu figürlü sahnelerde tasvir edilmiştir. Bu sahnelerde, kenti temsilen Kent Tanrıçası, kurucusu olarak Amphilokhos ve unvanı veren kişi olarak imparator betimlenmiştir. Sikke yazıtlarında ise, Yunanca’nın yanı sıra Latince yazıtlar da kullanılmıştır (Resim 21). Kent Tanrıçası’nın yanı sıra, kentin sikkelerinde Tykhe 46 tasvirleri de görülür (Resim 22). Sikkelerde, bir elinde bereket boynuzu, bir elinde dümen tutarken tasvir edilen Tykhe; şans, talih ve kaderi temsil eder. Aslında Kent Tanrıçası’nın (Antiokheia Tykhesi) tasvirlerinin yeterince çok tasvir edilmesine rağmen, bu tasvirlerin ortaya çıkması, bu dönemde Tykhe ve Antiokheia Tykhesi’nin biribirinden farklı tanrıçalar olarak algılanması ile ilgili olmalıdır. Yine Roma etkisiyle ortaya çıktığını düşündüğümüz diğer tasvirler ise, Dişi Kurt ve İkizler, 47 Amphilokhos, eski Yunan’da kahin ve kent kurucu kahraman. Kahin Amphiaraos ile Eriphyle’nin oğlu, Alkmaion’un küçük kardeşidir. Homeros, Odysseia, XV. 248. Antik yazında anlatılanlara göre, Troia Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun güneyine inen Kalkhas ve Amphilokhos, Pamphylia bölgesine gelirler. Herodotos, VII. 91. Sonra, buradan Kilikia’ya geçen Mopsos’la Amphilokhos, orada Mallos kentini kurarlar. Strabon, XIV. 5. 16. Mallos kentinin kuruluşunun ardından başlayan tartışma kavgaya dönüşür ve ikisi de ölür. Pekman, 1970: 58-59; Grimal, 1997: 64. Bu anlatılanların yansıması olarak da Pausanias, Mallos kentinde Amphilokhos’un bir kehanet ocağının bulunduğundan bahseder. Pausanias, I. 34. 4. 44 Kahraman bu tasvirlerde, tüm kent kurucu ktisteslerin babası kabul edilen Apollon tasvilerinde görülen bir ikonografide karşımıza çıkar. Yalnız tasvirlerinde; ayakta duran, çıplak bir erkek olarak tasvir edilen kahramanın yanında, üç ayaklı kazan, elindeki dal ve yaban domuzu atribüleri yer alır. 45 Head, 1991: 724; Tahberer, 2005: 79. 46 Bk. yuk.: Dipnot 42. 47 Dişi Kurt ve İkizler, Roma kentinin, dolayısıyla Roma Devleti’nin kuruluş efsanesi ile ilgilidir. Remus ve Romulus’u emziren dişi kurt tasvirinin Etrüsk kökenli olduğu düşünülmektedir. Efsaneye göre, Troia’dan kaçıp kurtulan Aeneas, Latium bölgesine yerleşir. Grimal, 1997: 30. Oğlu Askanius ise Alba Longa kentini kurarak orada yaşar. Askanius’un sülalesi burada uzun zaman hüküm sürerler. Aynı sülaleden Amilius, büyük kardeşi Numitor’u tahttan indirerek kendisini kral ilan eder. Ayrıca, Numitor’un kızı Rhea Silva’yı Vesta Tapınağı’na rahibe yapar. Rhea Silva’nın Mars’tan Remus ve Romulus adlı ikiz çocukları olur. Amilius, Remus’la Romulus’u bir sepete koyarak Tiber Nehri’ne bırakır. Kıyıya sürüklenen çocuklar önce dişi bir kurt, sonra da çoban Faustulus ve karısı Acca Larentia tarafından büyütülürler. Çocuklar büyüyünce kıyıya çıktıkları yerde bir kent kurmaya karar verirler. Ancak, aralarında çıkan kavgada Romulus, Remus’u öldürür ve tek başına Palatinus Tepesi’nde Roma kentini kurar. Tip, ilk kez MÖ 137 yılında sikkeler üzerinde görülmeye başlar. MS 330 yılında, Costantinopolis kentinin kuruluş kutlamaları nedeniyle darbedilen sikkelerde yeniden tasvir edilen tip, aynı yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürür. Tasvirlerine son kez, MS 476 yılında darbedilen follisler üzerinde rastlanır. Kıral, 1996: 151. 43 ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 63 Tanrıça Roma 48 ve Roma Senatosu’dur. 49 Dişi Kurt ve İkizler Roma’nın kuruluş efsanesini (Resim 23); Tanrıça Roma, Roma kentini (Resim 24); Roma Senatosu da, imparatorluğun senatosunu temsil eder (Resim 25). Bu tiplerden Tanrıça Roma hariç, diğerleri kentin koloni unvanı aldığı Elagabalus Dönemi’nden sonra ortaya çıkmıştır50. Roma Dönemi’nde, kentte düzenlenen oyunlarla ilgili olarak ödül vazosu tasvirleri de sikkeler üzerinde yer alır (Resim 26). Bu oyunlar, kentte kalıntıları günümüze ulaşmış olan stadionda yapılıyordu. Bu dönem sikkelerinde, ağırlıklı olarak Yunan etkisi vardır, ancak 3. yy.la birlikte, güçlü bir Roma etkisi ortaya çıkmıştır. SONUÇ Mallos kentine dair en erken tarihli arkeolojik bilgiler, kentin MÖ 5. yy.dan itibaren basmaya başladığı sikkelerden edinilmektedir. Sikkeler, kentin kesin yeri henüz tespit edilemediği için, antik kaynaklar ve yazıtlar dışında, Mallos’un tarihinin 700 yıllık bir kesitindeki siyasi ve sosyal yaşamına dair başka hiç bir kaynaktan ulaşılamayacak bazı bilgileri bizlere sunmaktadır. Kentin en erken sikke bastığı MÖ 5. yy.ın ortalarından sonra, bölge Syennesis Krallığı hakimiyetinde olsa da, kentle ilgili tasvirlerin yoğunluğundan dolayı, otonom bir görünümün varlığını söylemek mümkündür. Sikke tiplerine göre, Yunan etkisi daha ağırlıkta, Pers etkisi daha azdır. Özellikle, Demeter tasvirlerinin yoğunluğu kentin ekonomisinin saha çok tarıma dayandığını göstermesi açısından önemlidir. MÖ 5. yy. ortalarından, MS 260 yılına kadar, sikke tasvirlerinde doğrudan denizle ilgili tiplerin hiç yer almaması da bu görüşü destekler niteliktedir. MÖ 4. yy.da ise, Pers Satrapları Dönemi’yle birlikte, Satrap, Ahura Mazda, Baal gibi tiplerin ortaya çıkması, kentteki Pers etkisinin arttığının açık göstergesidir. Ancak Demeter, Athena, Aphrodite, Hermes, Kronos ve Herakles gibi Yunan kökenli tanrı, tanrıça ve kahraman tiplerinde de belirgin bir artış söz konusudur. Dolayısıyla, bu dönem sikke tipleri GrekoPers bir görünüm sergiler. İlginç bir tespit olarak; bu dönem sikkelerinde Yunan Pantheonu’nun baş tanrısı olan Zeus tasvirlerinin hiç görülmemesi dikkat çekicidir. Büyük İskender ve Diadokhlar Dönemi de, Pers Satrapları Dönemi’nin Greko-Pers geleneğinin devamı şeklindedir. Özellikle, Satrap Balakros Dönemi’nde görülen ön yüzde tahtta oturan Baaltars, arka yüzde miğferli Athena başı tasvirli sikkeler, bu görüşü destekler niteliktedir. Baaltars, tahtta oturan Zeus ikonografisinin bir benzeri şekilde tasvir edilmiştir. Bu da, Pers Satrapları Dönemi ve devamında, Baaltars’ın Zeus’un yerini aldığını göstermektedir. 48 Tanrıça Roma, Roma kentinin sonradan tanrıça olarak tapınım görmüş kişileştirmesidir. Hellenistik Dönem’de, Yunanlar tarafından aktarılan Roma kentinin kuruluşu ile ilgili efsanelerde, kökeni Anadolu’da Troia’ya dayanan Rhome isimli bir ölümlünün adı geçmektedir. Yunanların kent kurucu kahraman ktistes veya oikistes anlayışlarından olacak ki, bu kişi sadece kente adını vermemiş, aynı zamanda kahinlik de yapmıştır. Roma, MÖ yaklaşık 200’den itibaren Yunan dünyasında bir tanrıça olarak tapınım görmeye başlamıştır. Karayaka, 2007: 227. Tanrıça, sanat eserlerinde ve sikkelerde genellikle Athena-Minerva ile benzer bir ikonografide tasvir edilmiştir. Miğferli baş ve büst tasvirlerinin yanı sıra, yine miğferli, uzun giysili, kalkanlı ve mızraklı olarak ayakta; himation veya khylamis giymiş olarak, sağ elinde Victoria veya Palladium, sol elinde mızrak ve yanında kalkanla tahtta oturur şekilde tasvir edilmiştir. Erhan, 2014: 428-9. 49 Efsaneye göre, Roma’nın kurucusu olan Romulus tarafından kurulduğuna inanılan Roma Senatosu, Roma Cumhuriyet ve onun devamı Roma İmparatorluğu'nun en üst düzeydeki meclisiydi. Cumhuriyet Dönemi’nde çok daha geniş yetkileri olan Senato, imparatorluk döneminde imparatorların gücünün artmasıyla önemini kaybetmiştir. Tekin, 2008: 327. Senato sikkelerde başı örtülü bir kadın figür olarak tasvir edilir. 50 Roma kolonisi olan bir kentte yaşayanlar, merkezdeki Roma vatandaşlarıyla eşit statüye sahiplerdi. Bölgede, Mallos dışında, Roma Dönemi’nde koloni unvanı almış yalnızca bir kent daha vardır: Ninika-Klaudiopolis. ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 64 FATİH ERHAN Büyük İskender’in ardılları arasındaki büyük mücadelelerden sonra bölgeye hakim olan Seleukos Krallığı Dönemi’nde ise, kral IV. Antiokhos Theos Epiphanes Dönemi’ne kadar krallığın resmi paraları kullanılmıştır. Bu kral döneminde Mallos’ta, ön yüzde kral veya Zeus’un başı, arka yüzde çelenk taşıyan Nike tasvirli sikkeler basılmıştır. Böylece, Zeus (veya IV. Antiokhos) ve Nike kentin sikkelerinde ilk kez görülmeye başlamıştır. Bu durum, Büyük İskender’le başlayan, bölgenin Hellenleşme sürecinin bir ürünüdür. IV. Antiokhos Dönemi’nden sonra, siyasi gelişmelerle birlikte İkinci Otonomi Dönemi başlar. Ancak, sikke darbı, kentin bu otonomi hakkını kullanıp kullanmadığını sorgulatacak kadar sınırlıdır. Bu döneme tarihlendirilen, ön yüzde Athena Magarsia kült heykeli, arka yüzde uçan kartal tasviri bulunan sikkeler dışında, otonom baskıdan söz etmek pek mümkün görünmemektedir. Bu durum, Kilikia’nın Pedias kısmında, bu dönemde Seleukos Krallığı’nın hala çok etkin bir siyasi güce sahip olduğunu, bundan dolayı da krallığın sikkelerinin kullanıldığını göstermektedir. MÖ 67 yılında başlayan Roma Dönemi’nde ise, erken yıllarda sikke darbından bahsetmek oldukça güçtür. İmparatorluk baskıları ise Augustus Dönemi ile başlar ve Tiberius Dönemi’nde oldukça artar. Bu baskılardan öyle anlaşılıyor ki Mallos, diğer birçok Kilikia kentinden farklı olarak, imparatorluğun erken yıllarından itibaren önemli bir yere sahipti. MS 3. yy.la birlikte, Roma’nın doğu seferlerinin artması nedeniyle, Mallos, İmparator Elagabalus (veya Alexander Severus) Dönemi’nde bir Roma kolonisi olmuş ve bu dönemden sonra kentin sikkelerinde güçlü Roma etkisi ortaya çıkmıştır. KAYNAKÇA AGIZZA, R. (2001). Antik Yunan’da Mitoloji Masallar ve Söylenceler (Çev: Z. İlkgelen). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. ALTINOLUK, Z. S. (2010). Eskiçağ’da Irmak Tanrıları (Türkiye Trakyası ve Anadolu). İstanbul: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Yayınları. AISKHYLOS. (1956). Prometheus (Çev. H. W. Smyth). London: The Loeb Classical Library. ARRIANOS. (1949). Alexandroi Anabasis, İskender’in Anabasis’i I-II. (Çev: Hayrettin Örs). İstanbul. IMHOOF-BLUMER, M. F. (1883). Mallos, Megarsos, Antioche du Pyramos, Étude géographique, historique et numismatique, Annuaire de la Soc. franç. de Num.6, 89-92. BOSCH, C. E. (1957). Pamphylia Tarihine Dair Tetkikler, Studien zur Geschichte Pamphylie (Çev: Sabahat Atlan). Ankara: TTK Basımevi. BOYCE, M. (1983). “Ahura Mazda”, Encyclopaedia Iranica, C: 1, New York, 684-687. CASSIUS DIO. (1961). Rhomaika. Historia Romana (Dio’s Roman History) (Çev: E. Car). London: The Loeb Classical Library. DIODOROS SICULUS. (1935). Bibliotheke Historikhe (Çev: C. H. Oldfather). Cambridge: The Loeb Classical Library. ERHAN F. ve F. F. GÜLŞEN. (2016). Magarsus Kazısı, 2013-2015, 37. Kazı Sonuçları Toplantısı, 2, Ankara, 175-190. ERHAN, F. (2014). Antik Çağ Kilikia Sikkelerinde Dinsel Tasvirler. Yayımlanmamış Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. ERHAT, A. (1997). Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi. ERZEN, A. (1943). Tarsus Kılavuzu. İstanbul. GRIMAL, P. (1997). Mitoloji Sözlüğü. Yunan ve Roma (Çev: S. Tamgüç). İstanbul: Sosyal Yayınlar. HEAD, B. V. (1991). Historia Numorum. A Manuel of Greek Numismatics. Amsterdam: Adolf M. Hakkert. ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 65 HERODOTOS. (2004). Herodot Tarihi (Çev: M. Öktem). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. HESIODOS. (1991). Theogonia, Hesiodos Eseri ve Kaynakları (Çev: S. Eyuboğlu, A. Erhat). Ankara: TTK Yayınları. HOMEROS. (1999). İlyada (Çev: A. Erhat, A. Kadir). İstanbul: Can Yayınları. HOMEROS. (2000). Odysseia (Çev: A. Erhat, A. Kadir). İstanbul: Can Yayınları. KARAYAKA, N. (2007). Hellenistik ve Roma Dönemlerinde Pisidia Tanrıları. İstanbul: Ege Yayınları. KAYA, M. A. (2005). Anadolu’da Roma Eyaletleri: Sınırlar ve Roma Yönetimi. AÜ, DTCF, Tarih Bölümü, Tarih Araştırmaları Dergisi, 24(38), 11-30. KIRAL, A. G. (1996). Sikkelerin Işığında Ovalık Kilikia Kültleri (Roma İmparatorluk Dönemi). Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. KURT, M. (2009). Roma Cumhuriyet Dönemi’nde Kilikya Bölgesi ve Yerel Güçler. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, XI(1), 115-139. LEVANTE, E. (1993). Sylloge Nummorum Graecorum France 2 Cabinet Des Medailles. Paris: Bibliotheque Nationale Numismatica Ars Classica. LEVANTE, E. (1986). Sylloge Nummorum Graecorum Switzerland I Levante-Cilicia. Berne: Credit Suisse Berne. PAUSANIAS. (1964-1966). Periegesis tes Hellados. Description of Greece I-V (Çev: W.H.S. Jones). London: The Loeb Classical Library. PEKMAN, A. (1970). Eskiçağ’da Bazı Anadolu Şehirlerinin Tanrı ve Kahraman Ktistesleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. PLUTARKHOS. (1948). Pompeius, Bio Paralelloi (Plutarch’s Paralel Lives) (Çev: B. Perin). London: The Loeb Classical Library. SAYAR, M. H. (1999). Antik Kilikya’da Şehirleşme, XII. Türk Tarih Kongresi I.1994, Ankara: TTK Yayınları, 193-216. STRABON. (2005). Antik Anadolu Coğrafyası Kitap: XII, XIII, XIV (Çev: Adnan Pekman). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları. TAHBERER, B. (2005). Antik Kilikia Sikkeleri. Adana. TEKİN, O. (2001). River-Gods in Cilicia in the Light of Numismatic Evidence. (Editörler: Eric Jean, Ali M. Dinçol, Serra Durugönül). La Cilicie: espaces et pouvoirs locaux (IIe millénaire av. J.-C.- IVe siècle ap. J.-C.), Varia Anatolica, 13, İstanbul: Institut Français d'Études Anatoliennes-Georges Dumézil, 519551. TEKİN, O. (2008). Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş. İstanbul: İletişim Yayınları. TEMPESTA, C. (2005). Antiochus IV Epiphanes and Cilicia. Adalya, VIII, 59-82. TITUS LIVIUS. (2016). Ab Urbe Condita Libri. http://www.thelatinlibrary.com/liv.html adresinden erişildi. ZIEGLER, R. (1988). Münzen Kilikiens aus kleineren deutschen Sammlungen, Vestigia 42. München: C.H. Beck’sche Verlagsbuchhandlung. ZİYAYİ AZİZİ, N. (2009). Zerdüştiliğin Kutsal Kitabı (Avesta) Üzerine Bir Araştırma. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. İnternet Kaynakları: http://asiaminorcoins.com/kilikia.html ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 66 FATİH ERHAN EKLER: Harita 1. Kilikia, Magarsus Kentinin Konumu (Tekin, 2001: 550) Plan 1. Magarsus Kent Planı (Çizim; Faris Demir) Resim 1. MÖ yaklaşık 425-385. Ön yüzde; insan yüzlü boğa başı (Pyramos). Arka yüzde; kuğu. (SNG Levante-Cilicia, 139) ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 67 Resim 2. MÖ yaklaşık 440-390. Ön yüzde, kanatlı tanrı (?). Arka yüzde, kuğu; üstte, MAP. (SNG Levante-Cilicia, 124) Resim 3. MÖ yaklaşık 400-380. Ön yüzde, miğferli Athena başı. Arka yüzde, kuğu. (http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=257) Resim 4. MÖ yaklaşık 440-390. Ön yüzde, çift yüzlü erkek başı. Arka yüzde, başlıklı erkek başı. (http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=8881) Resim 5. MÖ yaklaşık 400. Ön yüzde, Pegasos üzerinde Bellerophontes. Arka yüzde, kuğu. (http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=12468) Resim 6. MÖ yaklaşık 425-385. Ön yüzde, Gorgon Medusa başı (Pyramos); arka yüzde, baykuş; üstte, MAP. (http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=13211) Resim 7. MÖ yaklaşık 440-390. Ön yüzde, kaplumbağa; arka yüzde, başlıklı kadın başı; her iki yanında, MAP. (http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=8882) Resim 8. MÖ yaklaşık 400-385. Ön yüzde, astragalos; arka yüzde, kuğu. (SNG Levante-Cilicia, 165) Resim 9. MÖ 386-380. Ön yüzde, Baal; arka yüzde, Ahura Mazda. ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 68 FATİH ERHAN (SNG Levante-Cilicia, 175-177) Resim 10. MÖ yaklaşık 375-360. Ön yüzde, Kronos başı; arka yüzde, Demeter; sağda, MAΛ. (SNG France 2, 388) Resim 11. MÖ yaklaşık 385-333. Ön yüzde, tahtta oturan Athena. Arka yüzde, Hermes ve Aphrodite; sağda, MAΛ. (SNG France 2, 403-4) Resim 12. MÖ yaklaşık 385-333. Ön yüzde, Herakles başı; solda, MAΛ; arka yüzde, kuğu; sağda, MAΛ. (SNG Levante-Cilicia, 161) Resim 13. MÖ yaklaşık 350. Ön yüzde, Pyramos başı, sağa; arka yüzde, Medusa başı cepheden. (SNG Levante-Cilicia, 172) Resim 14. Balakros (MÖ 333-323). Ön yüzde, tahtta oturan Baaltars; arka yüzde, miğferli Athena başı. (Bk.: SNG Levante-Cilicia, 178) Resim 15. IV. Antiokhos Theos Epiphanes (MÖ 175-164). Ön yüzde, kralın veya Zeus’un başı; arka yüzde, Nike; BAΣIΛEΩΣ ANTIOXOY. (SNG Levante-Cilicia, 1261) ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 69 Resim 16. MÖ 2-1. yy.. Ön yüzde, Athena Magarsia kült heykeli; arka yüzde, kartal; altta MAΛΛΩTΩN. (Bk.: SNG Levante-Cilicia, 1264) Resim 17. Macrinus (MS 217-8). Ön yüzde, imparatorun büstü; AVTO KAIC MAPKOΠεΛ[…]. Arka yüzde, Kent Tanrıçası, ayaklarının altında iki nehir tanrısı; MAΛ ΙεΡ ΠΟΛ ΘεΟΥ […]. (SNG Levante-Cilicia, 1284) Resim 18. Diadumenianus (MS 217-8). Ön yüzde, imparatorun büstü, sağa; AVTO KAI MA ΟΠεΛ ΔΙΑΔΟΥΜεΝΙΑΝΟC; arka yüzde, tetrastil tapınak içerisinde Athena Magarsia kült heykeli; ΙεΡ ΠΟ ΘεΟ ΑΜΦΙΛΟΧΟΥ (SNG Levante-Cilicia, 1285) Resim 19. I. Valerianus (MS 253-260). Ön yüzde, imparatorun büstü, sağa; IMP C LIC VALERIANVS PI FE AVG; arka yüzde, Amphilokhos, yanında üçayaklı kazan ve yaban domuzu; MALLO COLONIA; kesimde, SC. (SNG Levante-Cilicia, 1298) ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 70 FATİH ERHAN Resim 20. Iulia Mamaea (MS 222-235). Ön yüzde, Iulia Mamaea büstü, sağa; IOVLIA MAMAIA SEB. Arka yüzde, Kent Tanrıçasını taçlandıran Amphilokhos, ortada Marsyas; SC […]. (Ziegler Kilikiens, 911-2) Resim 21. Traianus Decius (MS 249-251). Ön yüzde, imparatorun büstü, sağa; IMP CAES CAI Mε CVIN DECIO TRAIANO Sε; arka yüzde, Kent Tanrıçası’na Marsyas’ı veren imparator; sağda onu taçlandıran Amphilokhos, önünde iki boğa; MALLO COLONIA FELIX SC. (SNG Levante-Cilicia, 1291) Resim 22. MS 3. yy.; ön yüzde, Tykhe, dümen ve bereket boynuzu tutuyor; MAΛ. Arka yüzde, Tykhe, başak ve bereket boynuzu tutuyor; MAΛΛΩTΩN. (http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=4939) Resim 23. Alexander Severus (MS 222-235). Ön yüzde, imparatorun büstü sağa; IMP ES SEV ALEXANΔPOC. Arka yüzde, Remus ve Romulus’u emziren dişi kurt; MALLO COLONIA FELIX, SC. (http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=2145) Resim 24. Domitianus (MS 81-96). Ön yüzde, imparatorun büstü, sağa; AVTOK PATωP ΔΟΜΙTIANOC. Arka yüzde, tahtta oturan Tanrıça Roma, elinde Nike tutuyor; MAΛΛωΤωN IOV AΓΑ. (SNG Levante-Cilicia, 1270) ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016 MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME 71 Resim 25. Traianus Decius (MS 249-251). Ön yüzde, Roma Senatosu başı, sağa; SACRA SINATUS. Arka yüzde, kayalıkta oturan Kent Tanrıçası; ayaklarının altında sağa ve sola yüzen nehir tanrıları (Pyramos’un kolları), iki yanında sancak; SC MALLO COLONIA. (Ziegler Kilikiens, 920) Resim 26. Hostilianus (MS 251). Ön yüzde, imparatorun büstü, sola; IS VALEN OSTIL MES QVINTUM C[…]. Arka yüzde, tabula ansata üzerinde ödül vazosu; SC MALLO COLONIA ΔεΙ AMFILOCHI. (SNG Levante-Cilicia, 1296) ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016