Kadın Girişimcilerin Karşılaştıkları Sorunların Çözümünde Dinin Rolü: AFİKAD Örneği Berfu ILTER Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF, Uluslararası Ticaret ve Finansman, Türkiye, berfu13@hotmail.com berfu@aku.edu.tr Kadın girişimcilerin karşılaştıkları sorunlar yaşadıkları ülkelere göre farklılık gösterebilmektedir. Bu farklılıklar ülkelerin sosyo-kültürel yapısı, ekonomisi, coğrafyası, gelenek ve görenekleri, hükümetin uygulamış olduğu politika gibi etkenlerden kaynaklanabilmektedir. Bu sorunların çözümünde kadın girişimcilerin örgütlenmeleri ve sık sık bir araya gelmeleri gibi yöntemler etkili olabilmektedir. Ancak bu süreçte karşılaşılan sorunların çözümünde dini inanışların da etkili olabileceği düşünülmektedir. Çalışmada Afyon İş Kadınları Derneği (AFİKAD)’ın konuya bakış açıları tartışılmaktadır. The Role of Religion in Solving Problems Faced by Women Entrepreneurs: AFİKAD Example It may vary according to countries experiencing problems faced by women entrepreneurs. These changes ocur due to; socio-cultural structure of the country, economy, geography, traditions and the politics of the government. In solution to this issues; unification of women entrepreneurs and organising among themselves, would be much effective. However, this process of religious belief in the solution of problems are thought to be effective. Afyon Association of Business Women in the study (AFİKAD) 's perspectives on the subject being discussed. Bu makale Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından 2008 yılında kabul edilen “Girişimcilik Sürecinde Kadın Girişimcilerin Karşılaştıkları Sorunların Analizi: Kagider Örneği” adlı doktora tez çalışmasından faydalanılarak oluşturulmuştur. 1.Giriş Girişimci, ekonomik mal ve/veya hizmet üretmek ve/veya pazarlamak için üretim faktörlerini elde eden, uyumlu bir şekilde bir araya getiren, kâr amacı güden ve girişimlerinin sonucu doğabilecek tüm risklere katlanan kişidir (1Marangoz, 2016: 44). Kısaca girişimci risk alarak yenilik yapan ya da gelişme kaydeden kişi olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla girişimcilik, yeni kaynaklarla, yeni teknolojilerle toplumu tanıştırmakta bu sayede daha önce kullanılmayan ya da daha az kullanılan kaynaklar ekonomiye kazandırılmakta ve üretimde artış meydana gelmektedir. Toplumların girişimciliği geliştirmeleri ve özendirmelerinin nedeni aslında sadece istihdam yaratma ve yoksulluğu önlemeye yönelik bir husus değil, belki de en önemlisi bu iki amacı da karşılayacak biçimde, değişime yönelik olarak gelecekte var olabilmek için ortaya çıkan her türlü yeni ihtiyacın karşılanması olmaktadır. Bireysel anlamda ise girişimcilik bireysel bağımsızlık, tatmin, haz gibi psikolojik; para, servet, gelir gibi ekonomik bir ödül, sosyal statü, itibar, güç gibi sosyolojik kazanımlara yol açan; aslında tehlike, tuzak, streslerle dolu ve özel çaba gerektiren bir değer yaratma sürecini ifade etmektedir (2 İlter, 2010: 1). Bir ülkede, bir toplumda girişimciliğin gelişebilmesi için, girişimciliğin sosyal kabulü gerekmektedir. Gerçekte kültürel değerler ve sosyal gelenekler bir toplumda kimin girişimci olmasında rol oynamaktadır. Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların da ülke ekonomisine katılmalarını sağlamak gerekmektedir. Ancak dünya toplumları kadını yüzyıllardır sosyal ve ekonomik yaşamın dışında tutan geleneksel bir anlayışa sahip olmuşlardır. Günümüzde de bu anlayışın etkileri sürmektedir. Her alanda olduğu gibi kadınlar girişimcilik sürecinde de çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Bu sorunlar, kadınların toplumsal kimlik ve yükümlülüklerinden kaynaklanabildiği gibi, bilgi–beceri eksikliğinden, yasal düzenlemelerden ya da kurumsallaşmış geleneksel uygulama biçimlerinden de kaynaklanabilmektedir. Kadın girişimcilerin karşılaştıkları sorunların çözümünde etkili olduğu düşünülen yaklaşımlar bulunmaktadır. Bunlar kadın girişimcilerin örgütlenmeleri ve sık sık bir araya gelmeleri, sosyal iletişim ağları oluşturmaları gibi yaklaşımlar olabilir. Yapılan bu çalışmada bu sorunların çözümünde dini inanışların etkisi incelenmektedir. 2. Kadın Girişimciler Aslında kadınlar hangi sosyal sınıftan olursa olsun, geleneksel olarak en temel “işletme” olan ev idaresini üstlenerek, çoğu zaman kıt imkânlarla ailenin varlığını sağlayan türlü yeniliklerin yaratıcısıdırlar. Ancak bu yöndeki girişimler toplum nezdinde girişimcilik olarak algılanmaz. Topluma göre bu davranışlar ekonomik değeri olmayan, kadınların “doğal” görevlerindendir (3Ertürk, 1993: 43) . Toplumsal anlamda girişimciliğin ise, piyasa ekonomisi içinde, doğrudan doğruya pazara yönelik ve kazanca dönüşebilen faaliyetleri içermesi gerekmektedir. Çalışmada kadın girişimciliği için hem uygulamadan, hem de teoriden birer tanıma yer verilmiştir. Kadın Girişimciler Derneği kurucu üyelerinden Kurtsan, Türkiye’nin ilk kadın girişimcilerinden birisi olarak girişimciliği şu şekilde tanımlamıştır (4Sunar ve Çopur, 2004: 72): “Girişimci, belli bir amaç doğrultusunda kendi sermayesiyle belli bir risk alarak iş kuran, yaratmak üzere harekete geçen kişidir. Girişimci olmak için bir iş fikri ve o iş hakkında bilgi birikiminin olması gerekmektedir. Girişimci hangi sektörde çalışıyorsa o sektörle ilgili belli bir yörede potansiyeli görerek o yöne doğru hareket etmesi gereken kişidir. Girişimcinin belli bir sermaye birikimine ihtiyacı vardır. Bunun için de ya yastık altındaki tasarruflarını çıkarması ya da krediler alarak belli bir riske girmesi gerekir. Bir sermaye ile yatırım yapan girişimci, işçi çalıştırarak, üretim yaparak çevresine ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadır.” Kadın girişimci, piyasa ekonomisi içinde hesaplı riskleri göze alabilen, doğrudan doğruya pazara yönelik, nakde dönüşebilen, mal ve hizmet üretip satan, kendi işinin sahibi olup, vergi kaydı, TESK (Esnaf ve Sanatkârlar Birlikleri ve Odaları)’e ya da TOBB (Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Ticaret ve Sanayi Odaları)’a üye olan ve sosyal güvenlik kurumlarından birinin şemsiyesi altında çalışan, ya da yanında başka kişileri istihdam eden işveren olarak da tanımlanmaktadır (5Müftüoğlu ve Durukan, 2004:35). 3. Kadın Girişimcilerin Topluma ve Ekonomiye Sağladığı Katkı Kadınlar özellikle 1980’li yıllardan itibaren işletme sahipleri olarak ekonomiye katılmaya başlamışlardır. Önceleri ekonomik nedenlerden dolayı iş dünyasına girmişler ancak eğitimleri arttıkça, bilgi ve yeteneklerini gösterme ihtiyacı, bağımsız olmak gibi nedenlerle kendi işlerini kurmaya yönelmişlerdir (6Sipahi, 1997: 74). Girişimci kadınların sayıca artmasının, istihdam yaratmak, bireysel ve toplumsal refahı artırmak gibi ekonomiye ve topluma yarar sağlayan etkilerinin olacağı bilinmektedir. Bir ülkede kadın girişimciliğinin eksikliği sadece kadının ekonomik statüsünü değil, ülkenin ekonomik kalkınmasını da olumsuz yönde etkilemektedir. Kadınların sahip oldukları girişimci güçlerinin ortaya çıkarılması ve değerlendirilmesinin iki yönden katkısı bulunmaktadır. Bu katkılardan ilki, yeni istihdam olanaklarının yaratılarak ekonominin beslenmesi ve güçlenmesi, ikincisi ise kadının toplum içinde sahip olduğu rol ve statüsünün güçlenmesini sağlamak olmaktadır. Sağlanan bu katkılar sonucunda daha nitelikli ve sağlıklı bir toplumsal yapının oluşmasına doğru adım atılmış olacaktır (7Yelkikalan ve Akatay, 2006: s.398 ). 4. Kadın Girişimcilerin Sorunlarının Çözümünde Etkili Kuruluşlar Potansiyel girişimci yeteneklerinin ortaya çıkarılması için, özellikleri ve sorunları farklı olan kadın girişimcilerin desteklenmeleri, teşvik edilmeleri ve yönlendirilmeleri gerekmektedir. Kadın girişimcilerin sayıca artması, çalışmalarında desteklenmeleri, faaliyetleri sürecinde karşılaşabilecekleri sorunların çözümünde destek alabilecekleri kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri bulunmaktadır. Ayrıca mevcut bu kurum ve kuruluşların el ele vermeleri ile sorunların çözümünde çok daha etkili olabilecekleri düşünülmektedir. Bu bağlamda 1990 yılında kurulan Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü (KSSGM), girişimci kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları problemlerin çözümüne yardımcı olma, girişimciliği teşvik etme, yasal ve idari düzenlemeler ile ilgili çalışmalar yapma, kadının işveren olarak faaliyette bulunmasına öncülük etme çalışmalarını üstlenmiştir. 1991 yılında Devlet Bakanlıklarından biri Kadın Sorunları ile ilgili olarak görevlendirilmiştir. Kadın sorunları ile ilgili Devlet Bakanlığı, kadınlarla ilgili genel politikaların ve makro hedeflerin belirlenmesi ve bu alandaki çalışmaların düzen içerisinde yapılması işlevini yerine getirmektedir. KOSGEB ve Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü kadın girişimciliği konusunda faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarını oluşturmaktadırlar. Diğer taraftan tüm dünyada yaşamın hemen her alanında kamuoyu oluşturma, yanlışları söyleme, karar vericiler üzerinde etkili olma, sorunları gündeme getirme gibi önemli amaç üstlenen sivil toplum kuruluşları da kadın girişimcileri unutmamıştır. Türkiye’de de kadın girişimcileri desteklemek amacıyla kurulan sivil toplum kuruluşları varlıklarını sürdürmektedir (8Ilter, 2010, 1-2.). Kadın girişimcilerin iş dünyasında daha da artarak yer edinebilmeleri, girişimciler arası iletişim ağına dahil olabilmeleri, ayrıca Türkiye’deki kadın girişimcilerin uluslararası pazarlara açılabilmeleri ve ülkenin sosyoekonomik gelişimine katkıda bulunabilmeleri yönünden 2002 yılında kurulan Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) önemli bir destek unsuru olmuştur. Dernek, ulusal ve kadın-iş konulu ilk dernektir. Bu derneğin varoluş nedeni ya da amacı kadın girişimciliğini geliştirmek; ekonomik ve sosyal yaşamda kadının konumunu güçlendirmek olarak ifade edilmiştir. Derneğin uzun vadedeki amacı ise; kadının üreterek ve varlığını özgürce ortaya koyarak, kadının tüm karar süreçlerinde etkin rol aldığı bir dünya yaratmak olarak belirtilmiştir. KAGİDER bu bağlamda sekiz ana strateji belirlemiştir. Bunlar (9KAGİDER); 1. Çalışma hayatındaki kadın çalışan sayısını arttırmak ve kadın girişimcilerin desteklenmesini teşvik etmek, 2. Kadınların çalışma yaşamına girmesi ve girişimci olması için kadınlara eğitim ve mentörlük vermek, 3. KAGİDER çalışmalarının etki alanını tüm ülke geneline yaymak, 4. Kadın girişimciliğinin ve ekosisteminin gelişmesi için yasal altyapıyı desteklemek ve teşvik etmek, finansal kaynak erişimine yol göstererek destek olmak, 5. KAGİDER üyelerinin kişisel ve iş bazında gelişmelerini destekleyerek etki alanlarını ve büyümelerini desteklemek, 6. Genç kadınları, eğitimlerine devam ederek çalışma hayatına katılmaya ve girişimciliğe özendirmek, 7. KAGİDER’in bilinirlilik ve itibarını arttırmak, 8. Kadının çalışma yaşamına ve girişimciliğe destek vermek için içerik, teknoloji çalışması üreterek, ulusal ve uluslarası düzeyde referans noktası olmak. Kadın girişimciliğin gelişiminde kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra özel sektör de çalışmalar sürdürmektedir. Türkiye’de özel sektörün mesleki üst kuruluşu ve yasal temsilcisi olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), bünyesinde Kadın Girişimciler Kurulu oluşturmuştur. 2007 yılında kurulan Kadın Girişimciler Kurulu, kadın girişimcilere eğitim, kapasite geliştirme desteği, AB ülkelerindeki işletmelerde staj imkânı ve girişimci fikirlerini hayata geçirmelerinde destek vermeyi hedeflemektedir (10 İlter, 2010:123). 5. Dini İnanışlar ve İslam’da Kadın Din sosyal sorunların belirlenmesinde ve çözümünde çeşitli açılardan rol oynamaktadır. Çıkar gözetmeden başkalarının iyiliği için özveride bulunmayı ilke olarak benimseyen ahlak tutum ve görüşü olan özgecilik çoğu dinde vardır. Hıristiyanlığın yaşam algısında, “iyi yaşamak ve iyi yaşam” ayrılmaz bir bütünü oluşturmaktadır. İncil’de geçen “ sol elin başkalarına yardım ettiğinde, sağ elin bunu bilmemeli” ifadesi özgecilik anlayışına bir örnektir. Bir bireyin özgecilikte olduğu gibi, ahlaken iyi davranışları olmadan, mutlu olması ve iyi yaşaması mümkün görülmez. Aynı şekilde Yahudi geleneğinde, İslam’da ve çeşitli Doğu dinlerinde, verme ve yardımlaşma ile güçlü bir yükümlülük söz konusudur (11Pessi, 2012:526-527). Din, insanları, iyiliğe yönlendirmek için, Yüce Allah’ın, Peygamberler aracılığıyla bildirdiği emirler ve hükümlerdir (12Ateş, 1997: 7). Yüce Allah’ın gönderdiği vahye dayanan dinlere Semavi Din adı verilmektedir. Bunlar; Yahudilik, Hz. Musa’ya gönderilen Tevrat’a; Hıristiyanlık, Hz.İsa’ya gönderilen İncil’e ve İslam ise Hz. Muhammed’e gönderilen Kur’an-ı Kerim’e dayanmaktadır. Budda’nın kurduğu Buddizm gibi, vahiy almamış insanlar tarafından kurulan dinler de vardır. Semavi dinlerin birleştikleri ilk temel ilke; kainatı yaratan ilim, kudret, irade sahibi mutlak bir varlık vardır; “Allah”. Kur’an’a göre “Allah tek ve birdir” (13Bakara, 163). Kur’an’a göre dinin sahibi sadece Allah’tır. Din Allah tarafından konan, korunan ilahi ve evrensel bir kurumdur. Peygamberlerin görevleri ve büyüklükleri; Allah tarafından gönderilen dini tebliğ etmelerinden kaynaklanmaktadır (14Atay, 1995: 4-6). Aslında bütün peygamber öğretilerinin temeli Allah’ın birliği ve sadece Allah’a kulluğun gereğidir ki bunun Arapça adı İslâm’dır (15Ateş, 1997: 9). Din bir toplumun kültürüne etki eden en önemli etkenlerden birisidir. Din bir toplumun sadece kültürünün değil, aynı zamanda ekonomik ve hukuksal yapısının şekillenmesini de etkilemektedir. Dini değerlerin girişimci değerlere yol açtığını ifade eden ilk bilim adamlarından birisi Max Weber’dir (16Marangoz, 2016B: 74). Aytaç (17 2007)’de ifade edildiği gibi; Weber’e göre Protestanlıktaki maddiyata, üretime, sermayeye ve çalışmaya yapılan vurguların yoğunluğu gibi kişileri tembellik, faaliyetsizlik ve miskinlikten kurtarmaya yönelik telkinler, kişiyi iyi bir mümin olma yolunda üretmeye/çalışmaya yönlendirmektedir (18Aktaran: Marangoz, 2016B:74-75). Nisa suresi 34. Ayette “Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta ve ailenin geçimini sağlamaktadırlar” belirtildiği gibi İslam’da kadının koruma altına alındığını anlıyoruz. Ayetten iki anlam çıkartmak mümkündür (19 Topaloğlu, 1987:73): 1. Erkek kadının nafakasına ve ihtiyaçlarına bakmakla yükümlüdür, 2. Kadın Müslüman olmasa bile erkek onun dinine müdahale edemez. Nikah esnasında kadın erkekten mehir alır. Bu onun öz malıdır. Bununla çeyiz yapma zorunluluğu yoktur. Kocası muhtaç olsa bile, kadının mehirden başka özel malı varsa kendi başına tam mülküyet ve tasarrufu vardır. Ticaret yoluyla malını çoğaltmaya, hibe etmeye, kiraya vermeye yetkisi vardır. Bunlar için kocasından izin almaya mecbur değildir. Yorumdan anlaşıldığı üzere İslam dini kadınların kendi malı üzerinde tasarruf yetkisi olduğunu vurgulamaktadır. Bu anlamda girişim faaliyetlerinde bulunması da teşvik edildiğini söylemek mümkündür. Ancak kadın, erkek gibi her zaman ve alanda çalışamaz. Çünkü kadınlara verilen haklar ne olursa olsun, yaratılışı ile dengeli olmayan teklif ve görevlere zorlamak büyük bir haksızlık olmaktadır. Dolayısıyla gerçek eşitlik, herkesin hak ettiği görevler karşısında haklara sahip olmasıdır. Ancak kişilerin sahip oldukları özellikleri ile görevler, görevlerle de haklar eşitlenmedikçe toplumun refah ve düzenini sağlamak mümkün değildir (20 Sercan, 1986: 187). 6. Afyon İş Kadınları Derneği (AFİKAD) Kadın girişimciliğin gelişiminde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu olan KAGİDER, Anadolu’da da çok sayıda kadın derneğinin kurulmasına destek vermiştir. Afyonkarahisar İş Kadınları Derneği’ (AFİKAD)de KAGİDER ruhuyla kurulan dernekler arasında yer almaktadır. Dernek kurucu üyesi olan ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olan Tülin Helvacıoğlu aynı zamanda KAGİDER üyesi olup derneğin stratejik yönden gelişmesinde önemli katkılar sağlamaktadır. Afyonkarahisar İş Kadınları Derneği (AFİKAD), 13 Kasım 2015 tarihinde aynı zamanda Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu üyesi, 10 iş kadını kurucu üye tarafından kurulmuştur. Mayıs 2016 tarihinde üye sayısı 22’ye ulaşmıştır. Aynı zamanda Afyon Ticaret Odası (ATSO) Kadın Girişimciler kuruluna’da üye olan bu kurucu üyeler, ATSO da edinmiş oldukları tecrübelerle; mevzuat gereği birlikte çalışamadıkları kişi ve kurumlara birincil dereceden ulaşabilmek, proje çalışmak, uygulamak, etkinlikler için finansal çözüm üretmek noktasında dernek kurma yoluna gitmişlerdir. AFİKAD, ATSO Kadın Girişimciler kuruluna rakip değil, tamamlayıcı olarak çalışmalarını sürdürmeyi amaçlamıştır. Dernek üyeleri bu sayede bürokrasiden daha az etkilenerek yol almayı düşünmektedirler. Bilindiği gibi sosyal yaşamda bir oluşumun eksiklikleri ortaya çıktıkça yeni oluşumlara ihtiyaç duyulmaktadır. Dernek üyesi kadın girişimcilerin hizmet sektöründe yer aldıkları görülmektedir. Ancak dernek her iş kolunda faaliyet gösteren kadınları bünyesine katmayı planlamaktadır. Mevcut üyelerin meslekleri, işletmeci, eczacı, avukat, inşaat mühendisi, Microsoft IT mühendisi, özel eğitim uzmanı, terzi, moda tasarımcısı, şehir planlamacısı, öğretim görevlisi, iç mimar ve biyo-mühendisten oluşmaktadır. Her meslek kolunun kendine has bilgi birikimi ve deneyimleri söz konusudur, bu durumun derneğe olumlu katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca bu meslek çeşitliliğinin giderek artacağı umulmaktadır. Derneğin kısa vadede amacı demokrasi ve insan hakları evrensel ilkelerine bağlı, girişim, inanç ve düşünce özgürlüklerine saygılı, çalışan kadın ve kadın girişimcilerin her türlü sosyal, kültürel ve eğitim sorunlarının çözülmesine destek sağlamak olarak belirtilmiştir. Derneğin uzun vadede amacı ise, öncelikle kadınlar olmak üzere, dezavantajlı grupların iş gücüne katılmalarını sağlamak, kayıtlı istihdamı desteklemek, girişimciliği özendirmek ve yol gösterici olmak, ulusal ve uluslar arası projelerle amacına yönelik çalışmaları desteklemek olarak ifade edilmiştir. 7. Kadın Girişimcilerin Sorunlarının Çözümünde Dinin Rolü: AFİKAD Örneği Bu çalışmada Afyonkarahisar İş Kadınları Derneği (AFİKAD) üyesi girişimci kadınlar seçilmiştir. 7.1. AFİKAD İle Yapılan Nitel Araştırmanın Amacı Girişimci kadınların işletmelerinin kuruluşu ve yürütülmesi sürecinde karşılaştıkları sorunların çözümünde dini inanışların rolü belirlenmeye çalışılmıştır. 7.2.AFİKAD İle Yapılan Nitel Araştırmanın Yöntemi Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olarak kabul edilen içerik analizi yöntemi uygulanmıştır. Nitel araştırma yapılarak elde edilen bulguların sosyal gerçeklikleri açıklayıcı olarak düzenlenmesi mümkün olabilecektir. Bu yöntem sayesinde konuşmada kullanılan kelimeler ve kullanılma sıklıkları, bilinçaltındaki konular hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlayabilmektedir. İçerik analizi; dokümanların, mülakat notlarının karşılaştırılması için kullanılmaktadır. Amacı katılımcıların görüşlerinin kapsamını sistematik olarak tanımlamaktır. İçerik analizi kavramı; tarafsızlık, sistematiklik ve genellik özelliğine sahiptir (21 ALTUNIŞIK vd., 2012:324-331). Araştırmada AFİKAD üyesi kadın girişimcilere; “girişimcilik sürecinde karşılaştıkları sorunların çözümünde dini inançlarının etkisi” hakkında düşünceleri sorulmuştur. Bu konudaki düşüncelerini kâğıda yazmaları istenilmiştir. 22 üyeden 8’inin katılabildiği toplantıda veriler elde edilmiştir. Diğer üyelerden de mail yolu ile dönüş yapmaları istenilmiş ancak dönüşler gerçekleşmemiştir. 7.3.AFİKAD İle Yapılan Nitel Araştırmanın Kısıtları Araştırma sadece AFİKAD üyelerine uygulanmıştır. AFİKAD üyelerinin tamamına ulaşılamamış olunması da araştırmanın kısıtlarındandır. Farklı şehir ya da bölgelerde uygulanmaması da kısıtlar arasında yer almaktadır. Bu kısıtlar göz önünde bulundurularak tamamlayıcı çalışmaların yapılması mümkündür. 7.4.AFİKAD İle Yapılan Nitel Araştırmanın Bulguları Üye 1: Kadın girişimci olarak erkek egemen işletmelerde muhatap olunan kişilerin ahlak dışı yaklaşımlarından şikâyet etmektedir. Kadın olarak şehir dışı yolculuklarında yalnız gitmenin potansiyel tehlike olduğunu vurgulamıştır. İş görüşmelerine giderken müşterilerinin dini görüşleri hakkında bilgi edinerek bir strateji oluşturduğunu ifade etmiştir. Gerçekten dini inançlarına göre yaşayan müşterileriyle tahsilât sorunu yaşamadığını belirtmektedir. Çünkü bu kişilerin kul hakkına inandıklarını ve kızım ya da bacım yaklaşımında olduklarını vurgulamıştır. Bu kişilerin koruyucu ve kollayıcı rol üstlendiklerini belirtmiştir. İslam dinine mensup olmayan müşterilerinin ise genel olarak kadın ya da erkek ayrımı yapmadıklarını, ticaretlerine önem verdiklerini ifade etmiştir. Üye 2: Günün her anında ailede öğretilen dini inançlarına sıkı sıkıya bağlı olduğunu vurgulamıştır. Görüntü açısından Müslüman kadın tipi olmadığını ancak karşılaştığı her zorlukta Allah’a sığındığını belirtmiştir. Hatta dış görünüşü nedeniyle, başörtülü olmamasından dolayı önemli bir iş bağlantı fırsatını kaçırdığını vurgulamıştır. Üye 3: Güneş doğmadan güne başladığını ve dini inançlarını yerine getirdiğini belirtmektedir. İşlerindeki başarısında dini inançlarının etkili olduğunu belirtmiştir. Elinden geleni işleri konusunda yaptıktan sonra Allah’a sığındığını, olumlu sonuç alamazsa hayırlısının bu şekilde olduğuna inandığını ifade etmiştir. Üye 4: Bazı günlerin beraberinde güzellikler getirdiğini, bazı günlerin ise zor olduğunu ifade etmiştir. Bu zor günlerin üstesinden gelebilmek için, içindeki manevi güce sarıldığını belirtmiştir. Eğitim sektöründe karşılaştığı öğrencilerin maddi-manevi zorlandıkları dönemde karşılık beklemeden onlara fırsatlar tanıdığını dile getirmiştir. Bu karşılıksız desteklerin kendisine daha fazla müşteri vurgulamıştır. Çünkü mağdur olan öğrencisinin memnuniyeti beraberinde yeni öğrencilerin gelmesine vesile olmuştur. Kadın girişimcimiz aynı zamanda yanında çalışanların da hakkını gözettiğini, kalp kırmamaya, kul hakkına dikkat etiğini de ifade etmiştir. Ve tüm bunlarda dini inanışlarının etkili olduğunu belirtmiştir. Üye 5: Kadın girişimci iş ile ilgili motivasyonda dini inançlarının etkili olduğunu ancak iş yaşantısı ve dini inançlarını ayrı tutma gayretinde olduğunu belirtmiştir. Dini inanışlarının temelinde ahlaklı ve iyi insan olma olduğunu ifade etmiştir. Dolayısıyla iş ilişkilerinde ahlaklı, iyi ve dürüst davranış modeli geliştirdiğini vurgulamıştır. Sorunlarla karşılaştığında duanın gücüne sığındığını belirtmiştir. Üye 6: Kadın girişimci, “ameller niyetlere bağlı” inancını taşımaktadır. Terzi olan girişimci, müşterilerine açık kıyafet diktiğinde günah işlemekten çekindiğini belirtmiş. Ancak bu korkusunu müftülükte danıştığı bir hoca sayesinde yendiğini bildirmiştir. Para kazanmak için müşteri memnuniyetini sağlaması gerektiği bu hoca tarafından kendisine açıklanmış. Duaların manevi gücü, Allah inancı sayesinde zorlukların üstesinden geldiğini ifade etmiştir. Üye 7: Eğitimci olan kadın girişimci; “dinimiz yapılan tüm işlerimizde en güzelinin yapılmasını emreder. Eğer bir iş hakkıyla yapılmışsa, sorunlar da azalacaktır. İyi niyetle başlanılan işlerin ilerleyişinde, karşılaşılan sorunlarda dini boyutları düşünmek, insanların yanlış yapmalarını engeller. Daha kaliteli işler ortaya konulur. Yapılan işlerde Allah’tan hayırlısını istemek, hak yememek, vicdanımızın sesini dinlemek dini inançlarımızın davranışlarımıza yansımasıdır” diye duygularını ifade etmiştir. Üye 8: Yurt yöneticisi olan üyemiz; “Öncelikle yaratandan ötürü yaratılanı sevmek üzere kurulu olan inancımızın yolu sevgiden geçiyor. Allah korkusu değil, Allah sevgisi olmalı. Sevgi ve iyi niyetle yaklaşılan her sorun güzel dönüşler sağlıyor. İnancımız sabrımızın son anına da gelsek, görünmeyen bir el gibi bizi durdurup daha sağduyulu davranmamızı sağlıyor. Hizmet sektöründe ve de gençleri memnun etmek biraz daha güç. Eğer onlar olmazsa, işletmemizin de olmayacağını düşünüyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Emek verip hizmet üretimine katkısı olan her kişi, özellikle kadınlar benim için öncelik kazanıyor. Biz emeğe saygı duyan Peygamberin ümmetiyiz. Yaşadığım sürece dürüst bir insan olmaya gayret ediyorum. Ölümden sonra da ebedi bir yaşamın olduğuna inanıyorum.” şeklinde duygularını dile getirmiştir. 8. Sonuç Kadın girişimcilerin gelişimlerini sağlamak ve sorunlarına çözüm üretebilmek adına kamu kurum ve kuruluşları, STK ve özel sektör de çalışmalar yapmaktadırlar. Kadın girişimcilerin örgütlenmeleri ve sık sık bir araya gelmeleri, sosyal iş ağlarını genişletmeleri de etkili yöntemler arasında yer almaktadır. Ama tüm bunların yanında sorunlarla başa çıkma aşamasında dini inançların önemli bir yeri olduğu da düşünülmektedir. Din insanlar arasında bir râbıta vazifesi sağlamaktadır. Din ahlakın temelidir. Çünkü doğru yola götürür. Hidayete ve saadete götürür. Hak ve fazilet yolunu gösterir. Hayır ve şerri birbirinden ayırmaya vesile olur. Tembelliği ortadan kaldırır. Darlık ve üzüntüyü giderir. Kişinin manevi bir kuvvete dayanması zorunludur. O manevi kuvvet ise dindir. Allah’ın varlığına ve birliğine inanmaktır (22 Sercan, 1986:191-192). Bu anlamda; Koşar(23 2016;50); Allah De Ötesini Bırak isimli kitabında; “Bazı insanlar vardır, ulaşmak, elde etmek istediklerini kuldan bekler, beklentileri olmadığında harap olur yıkılırlar. Bazı insanlar vardır ne olursa olsun tüm beklentilerini Allah’tan ister ve bilirler ki o istekleri olmasa da, gerçekleşmese bile bu beklenti onlara huzur verecektir. Bu, Rabbi ile iletişimde olmanın verdiği huzurdur. Çünkü her şeyi yoktan var eden bir yaratıcı için kulun tüm sorunlarının çözümü O’nun katında zerrenin zerresi olamaz.” yorumunda bulunmuştur. Dini inançlar insanların yaşama bağlanmasını, mutlu ve huzurlu bir yaşa geçirebilmesini mümkün kılabilen manevi güçlerdir. Bu çalışmada, AFİKAD üyesi kadın girişimcilerin, zorluklarla mücadelelerinde buzdağının üzerinde görünen maddi çözüm yollarının yanında, buzdağının görünmeyen kısmını oluşturan manevi çözüm yolu olan dini inançlarının da etkili olduğu anlaşılmaktadır. AFİKAD üyesi kadın girişimcilerimiz kendilerini çaresiz hissettiklerinde, yüreklerindeki inançları sayesinde toparlanıp yeniden hayata dönme mücadelesini hissetlerini ifade etmişlerdir. Ama, laik düşünce yapısında olduğu gibi inançlarını ve iş yaşantılarını ayrı tutmaya gayret ettiklerini belirtmişlerdir. Ancak iş ile ilgili her türlü motivasyonda dini inançlarının yardımcı olduğunu ifade etmişlerdir. Din inancının temelinin ahlaklı ve iyi insan olma olduğunu kabul eden kadın girişimcilerimiz; iş ilişkilerinde ahlaklı, iyi ve dürüst çalışmayı ilke edindiklerini de ifade etmişlerdir. Kadın girişimlerimiz; dini inançları doğrultusunda karşılıksız yaptıkları çoğu çalışmalarından hiç beklemedikleri kazançlar elde ettiklerini de belirtmişlerdir. Yine girişimci kadınlarımız; çalışançalışmayan personel arasında da adil davranmayı ilke edindiklerini vurgulamışlardır. Bu sayede hem çalışanlarının gözünde, hem de müşterilerinin gözünde daha değerli olduklarını ve kendi iç huzurlarına ulaştıklarını belirtmişlerdir. AFİKAD üyesi kadın girişimcilerimizden bir tanesi, görüntüde kapalı Müslüman kadın görünümüne sahip olmamasının çoğu zaman iş bağlantılarında kendisine engel teşkil ettiğini ifade etmiştir. Görüntüsü nedeniyle kaçırmış olduğu iş fırsatları olduğunu belirten üye, son derece dini inançlarına bağlı, her adımda dualarını elden bırakmayan bir kişi olmasına rağmen, toplumun görüntü algısından dolayı engellendiğini belirtmiştir. Özellikle İslâm dininde; girişimciler İslam dinini tebliğ eden Hz. Muhammed’in örnek kişiliğinde davranışlar sergilediklerinde; dürüst, güvenilir kimliğe sahip olacaklardır. Bu davranışlar kadın girişimcilerin; hem kadın girişimciler arasında, hem müşterileri arasında, hem de çalışanları arasında tercih edilebilir olmalarında etkili bir unsurdur. Kısaca dini inanışların, AFİKAD üyesi kadın girişimcilerin karşılaştıkları sorunların çözümünde etkili bir unsur olduğu gözlenmiştir. Dini inanışları kadın girişimcilerin iş yaşamlarında bir engel olmamıştır. Aksine onların iş yaşamında dik durmalarında ve ahlaklı birer iş kadını olmalarında etkili olmuştur. Kaynakça 1M. Marangoz, Girişimcilik, Genişletilmiş ve Güncellenmiş 3. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul, 2016A, 44. 2B. Ilter, Girişimcilik Sürecinde Kadın Girişimcilerin Karşılaştıkları Sorunların Analizi:Kagider Örneği, Yayınlanmış Doktora Tezi, Adalet Yayınevi, Ankara, 2010. 3L. Sunar ve H.Çopur, “Peki Niye Öyleyse Girişimciler Hep Erkek?”, Röportaj.M.Kurtsan, Sivil Toplum Düşünce ve Araştırma Dergisi, 2 (8), 2004, s. 71-74. 4Y. Ertürk, Girişimcilikte Örgütlü Dayanışma Yaklaşımı, Kadını Girişimciliğe Özendirme ve Destekleme Paneli, Devlet Bakanlığı Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Eğitim Serisi Yayın No: 74, Ankara, 1993, s.43-48. 5T. Müftüoğlu ve T. Durukan, Girişimcilik ve KOBİ’ler, Gazi Kitabevi, Ankara, 2004. 6E. SİPAHİ, Türkiye’de Girişimcilik ve Kadın Girişimciler Üzerine Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, İ.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1997. 7N. Yelkikalan ve A. Akatay, “Türkiye’de Kadın Girişimcilik ve Çanakkale Kent Konseyi Kadın Girişimciliği Eğitimi ve Destekleme Projesi Örneği”, III.Uluslararası STK’lar Kongresi 9-10 Aralık, 2006, s.398. 8Ilter, a.g.e, 2010, s.1-2. 9KAGİDER, http://kagider.org/, 07.06.2016 10 Ilter, age,123 11A. B. Pessi, “Din ve Sosyal Problemler Bireysel ve Kurumsal Açıklamalar”, Çev:H.Aslan, Derleyen: P.B. Clerke, Çev.Ed.İ.Çapcıoğlu, İmge Kitabevi, Ankara, 2012, s.523-552. 12 S. Ateş, İslam İlmihali, Yeni Ufuklar Neşriyat, 1.Cilt, İstanbul, 1997, s.7. 13Bakara, ayet 163, http://kuran.diyanet.gov.tr/, 08.06.2016. 14 H. Atay vd., İslâm Gerçeği, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları NO:197, Ankara, 1995. 15S. Ateş, a.g.e., s.9 16 M. Marangoz, Girişimcilikte Güncel Konular ve Uygulamalar, 1. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul, 2016B, s.74. 17Ö. S. İlhan, “Girişimcilik ve Girişimci Kültür: Sosyolojik Bir Perspektif”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:18. 18M.Marangoz, a.g.e., 2016B,s.74-75. 19B. Topaloğlu, İslamda Kadın, Yağmur Yayınları, 16.Baskı, İstanbul, 1987, s.73. 20F.Sercan, İslam’ın Kadına ve Aileye Kazandırdıkları, Temel Neşriyat, Yayın No:4, İstanbul, 1986, s187. 21R. ALTUNIŞIK vd., Araştırma Yöntemleri, geliştirilmiş 7.Baskı, Sakarya Yayıncılık, İstanbul, 2012 22F.Sercan, İslam’ın Kadına ve Aileye Kazandırdıkları, Temel Neşriyat, Yayın No:4, İstanbul, 1986, s191-192. 23U. Koşar, Allah De Ötesini Bırak, Destek Yayınları:348, İstanbul, 2016, s.50.