İlk olay G20 zirvesi Hepimizin bize sunulduğu kadarıyla vakıf olduğu bir konu. Küresel finansal krizle mücadele ve gelecek krizlerin engellenmesi için Londra da yapılan Gelişmiş 20 ülkenin katıldığı uluslar arası bir toplantı. Görünürde bu maksatla yapılan G20 zirvesi bizi ne kadar ilgilendiriyor? Türkiye de ki algılanma biçimine bakılırsa zirve “hangi büyüklükte destek paketi”çıktığı Ötesinde kimse bu zirvenin içeriği,niteliği,ve tarihi misyonuyla ilgilemedi. Türkiye bu zirveye neden dikkat etmeli. Çünkü dünyanın bundan sonraki haliyle ilgili ipuçlarını bu zirveyle elde edebildik. Londra’da toplanan 20 ülke şu an dünya ekonomisinin %80nini temsil ediyor. Eğer bu zirve çözüm üretmezse ekonomik kriz siyasi krizi başlatmış olacak. Ve bu siyasi kriz bütün sistemi sarsacak. Bu ülkeler şimdiden ikiye ayrılmış durumda. Angola Amerikan cephe (Amerika ve İngiltere)ve diğerleri.(Fransa Almanya Rusya v.s) Angola Amerika cephe kapitalizm üzere kurulu finans sisteminin muhafazasını isterken diğer grup bu sistemde köklü değişimler istiyor. Yani Londra zirvesinde kapitalizm sorgulandı ve yargılandı. Bizi ilgilendiren kısım burası. Batı etkisinde olan tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye de kapitalizmin kıskacında. Bir ülkenin ekonomisi o ülkenin siyasetini de belirliyor. Ekonomik sisteme göre sistem kuruluyor. O zaman analiz edeceğimiz bu yargılamaların sonucu ve bu sonuçla şekillenecek olan bu yeni düzende Türkiye’nin alacağı konum olacak. Bunu anlayabilmek için bu zirveye hakim olan söylemleri ve dikkat celbeden olayları analiz edelim: Zirvede öne çıkan söylemler: BM GENEL SEKRETERİ BANKİMOON: “batan bankalarla ülkeler arasında ince bir çizgi vardır. Bu çizgiyi geçince başımıza geleceklerin sorumlusu biz olacağız.(sosyal patlamalar,siyasi krizler,iç isyanlar hatta bölgesel savaşlar) Örümcek ağları ile örülen sistemler çökmeye mahkumdur. İNGİLTERE BASININ ZİRVEY’İ SUNUŞU İNDEPENDENT GAZETESİ: “ obama yeni dünya düzenin selamlıyor.” Görünen o ki Siyonizm yeni dünya düzenini idealinde değişiklikler yapıyor. MARY DEJEUSKE eski ideolojilerin öldüğünü ve dünyanın değişmekte olduğu sonucunun çıktığımı belirtiyor. SARKOZY:Ahlaklı kapitalizm Rusya:bir dönüm noktası olduğunu söylemek isterdim ama sorumlu bir kişi olarak bunu söyleyemem. ÖNE ÇIKAN OLAYLAR: Rusya :doların küresel hegemonik gücünü red. 2 cephe Angola Amerika-eski Avrupa Londra ekonomik zirvesi(1933):kapitalizm CHURCHİLL Koruyucuları Barack OBAMA Gordan BROWN kurucusu Franklin ROOSEVELT-Winston NATO:genel sekreterliği Fransa: AB girişini desteklemiyoruz jandarma gücü desteği olabilir. Müslümanların tepkisizliği Obama’nın ziyareti (ayrışmada Türkiye’nin konumunu belirlemek ,öfkenin NATOYA yöneltilmesi) ………………. Peki bu zirveyi nasıl okumalıyız? Batının 19.yy başlarında kurduğu finans düzeni tekrar sarsılıyor. Yeni dünya düzeni hayali kendine yeni bir yöntem bulmak zorunda. Yaşanan krizler ve İsrail’in yenilgileri bunu gösteriyor. Eğer bu açıdan G20 yi okursak batının iç çekişmesini ve yeni dünya düzeni kurma çabalarının göstergesi olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Bu çabada 3 kurum ve bu kurumlarla Türkiye’nin ilişkileri çok önemli. Burada dikkatle takip edilmesi gereken üç kurum var. Nato AB ve BM Ve Türkiyenin bu kurumlardaki rolü. NATO:SSCB nin dağılmasından sonra açtığı savaşı İslam’a yöneltmiş durumda .Türkiye tek Müslüman üyesi ve genel sekreterliği karikatür kriziyle gündeme gelen Danimarka eski başbakanı Rasmussen.. görünen o ki Nato düşmanlığını artık gizlemiyor. Nato Afganistan açık savaş ilan etmiş durumda. AB:Türkiye ev ödevleri ile oyalanıp duruyor. Alınmayacağı her seferinde açıkça dile getiriliyor. Avrupa her şeye rağmen Türkiye’nin birliğe alınmasını zararlı görürken kapıdan tamamen uzaklaştırılmasında çıkarlarına aykırı görüyor. Peki yeni dünya düzeninde dışarıdan Türkiyenin konumunu belirleme çabaları bunlar iken içerde neler oluyor? Türkiyenin Yeni Dünya Düzenin deki konumunu belirleme çabaları içerde diyalog ile ılımlı İslam projesiyle yönetiliyor. Ve bunun görünür atağı Medeniyetler ittifakı İttifak ispanya başkanı Zapetero ve Recep Tayyib Erdoğan başkanlığında başlatıldı ve ilk toplantı ispanya da gerçekleştirildi. Sözde farklı ırk din mezheplerin ittifakını dostluğunu öngören ittifaktan sonra çok değil kısa zaman önce ittifak üyelerinden Amerikanın desteğiyle Gazze bombalandı. O halde hiç de göründüğü gibi olmayan ittifak var. Bunun için bu toplantılar dikkatle incelenmeli. İttifaka hakim olan söylemler: “3 semavi din” Recep Tayyib Erdoğan “iki din arasında çok benzerlik var . İslam’la Hıristiyanlık arasında ittifak sağlanırsa önemli gelişmeler olacak.” “ne olursan ol yine gel”R.T.Erdoğan “Türkiyede de bu kardeşlik ve dostluk iklimini zedelemek için provokatif girişimler olmuştur.”R.T.Erdoğan “genç kuşaklar tarihten kaynaklanan zehirli fikirlerden etkilenmemiştir” Ekmelleddin İHSANOĞLU Peki tüm bu söylemlerle ittifakı nasıl okumalıyız. Evet yeni dünya düzeni kuruluyor ve bu düzende Türkiye’nin konumu çok önemli batının çıkarlarına hizmet etmesi için ise Türkiye’nin Müslüman kimliği problem ilk denemede bu kimliğe açık savaş oldu. Çanakkale de,Irakta,Lübnan da aldıkları yenilgiler gösterdi ki bu o kadar kolay değil. İçerden müdahele ve bir dönüşüm gerek .Sinirleri alınmış kalplere hapsolmuş İslam anlayışını onlara hiçbir zararı yok. O halde bu minvalde bir çalışma yürütmeli idi. Bu karar gereği ılımlı İslam projesi yürürlüğe konuldu ve bunun için gerekli olan tüm figüran başarılı bir şekilde seçildi. İslam’ın temel kavramları yeniden yorumlandı. Kavramlar esnetilerek zihinler dönüştürülmeye çalışıldı. Sadece Müslüman’la kardeş ve dost olabilecekken. Yahudi ve hıristiyan kardeş ve dost oldu. 3 dinin hak ve doğru olduğu söylenebiliyor. Dünya barışını katleden batıyla ittifak için barış hak adalet kavramlarını kullanabildik. Kan ve savaş üzere kurulan batı medeniyeti ile dünyaya barış getiren İslam medeniyeti ile nasıl ittifak kurulabilir. BM ‘nin kuruluşunda kabul edilen prensiplerle benzerlik içinde olan ittifaktan ne bekleyebiliriz. Srebrenitsa’da katliamın baş sebebi ve İsrail zulmüne kınamadan öte ses çıkarmayan BM’nin kuruluşunda kabul edilen prensiplerle benzerlik içinde kurulan ittifak hangi barışı sağlayabilir. Sanırım Medeniyetler ittifakı en iyi analiz eden ittifak üyelerinden BM sekreteri Bakın ne diyor ban-ki moon “BM yangınlara çıktıktan sonra müdahele eder medeniyetler ittifakı ise kıvılcımları alev almadan yok edecek” . Kıvılcımların ne olduğunu varın siz düşünün!!!!!!