bilim diplomasisi çalıştayı

advertisement
SİVİL GLOBAL PROGRAMI | SEKTÖREL DİPLOMASİ KANALLARI
BİLİM DİPLOMASİSİ ÇALIŞTAYI
SONUÇ RAPORU
TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından yüksek katılım ve yüksek başarı ile
gerçekleştirilen “Global Sivil Diplomasi İnşası Zirvesi SİVİL GLOBAL 2016” kapsamındaki “Sektörel
Diplomasi Kanalları” altında 21 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da yapılan “Bilim Diplomasisi
Çalıştayı”; Zirve’nin “Potansiyelin Keşfi: Kapasite Yönetimi ve Derinleşme” olarak belirlenen
ana temasına hizmet edecek şekilde, uluslararası alanda işbirliği imkânlarının proaktif
yaklaşımlarla geliştirilmesine çok yönlü faydalar ve önemli katkılar sunmak üzere oldukça verimli
geçmiştir. İlgili akademisyenler ve STK yöneticilerinin katılımı ile icra edilen Çalıştay’da öne çıkan
tespit ve değerlendirmeler özetle aşağıda derlenmiştir:
1. Bilim diplomasisi yeni bir olgu değildir. Tarihte büyük devletler cağın unlü bilim adamlarını
kendi ülkelerine cezbetmek için büyük caba göstermişler, böylece hem ülkelerinde bilimin
hayat bulmasını hem de ülkelerinin saygınlık kazanmasını sağlamışlardır. Ama günümüzde
bilim diplomasisi her zamankinden çok daha önemli hâle gelmiştir. Bölgesel ve küresel
düzeyde etkin olan ülkeler bütün dünyadaki çıkarlarını korumak için her türlü̈ vasıtayı
kullanma arayışı içindedirler. Bu vasıtaların en önemlilerinden biri de bilim diplomasisidir.
2. Geleneksel uluslararası ilişkiler anlayışında ülkeler bilimi sadece askerî, siyasi ve ekonomik
alanlardaki rekabette üstünlük sağlama aracı olarak değerlendirmekteydiler. Kamu
diplomasisinin önem kazandığı son dönemlerde ise bilimsel faaliyetler dış politikanın önemli
bir unsuru hâline gelmiştir.
3. Günümüzde bilim diplomasisinin önemi daha iyi kavranmaya başlamıştır. En gelişmiş
ülkelerden gelişmekte olanlara varıncaya kadar bütün yönetimler; akademiyi ve bilimsel
kurumları diplomasinin bir parçası hâline getirme uğraşmaktadır. Bu olgudan, devletlerin dış
politika çıkarları adına verim sağlanmaya başlanmıştır.
4. Bilim diplomasisi dış politika hedeflerini gerçekleştirmek üzere bilimsel danışmanlık
sağlanması (diplomaside bilim), uluslararası bilimsel işbirliğinin kolaylaştırılması (bilim için
diplomasi) ve bilimsel işbirliği ile ülkeler arasındaki ilişkileri geliştirme (diplomasi için bilim)
gibi amaçlara hizmet eder.
5. Bilim insanları, yaptıkları bilimsel, tarihî ve istatistiki çalışmalar yaparak karar alıcılıların
ayağı yere basmayan kararlar almasını ve uygulamasını engelleyebilirler ve onları daha
gerçekçi hedeflere yönlendirebilirler. Diplomasinin bilimsel amaçlarla kullanılması
uluslararası bilimsel ve teknolojik işbirliği kanallarının daha kolay bir şekilde tesis edilmesini
sağlar. Bilimsel faaliyetlerin diplomatik amaçlarla kullanılması ise bir ülkenin muhatap
kamuoyları nezdinde itibarını ve nüfuzunu artırır.
6. Bilimsel diplomasi bir takım araçlarla yürütülmektedir. Bilimsel işbirliği anlaşmaları, ortak
üniversiteler ve enstitüler kurulması, eğitim bursları, bilim kampları, müzeleri, sergileri ve
festivalleri bu araçlardan bazılarıdır. Bu araçların etkin bir bicimde kullanılabilmesi için
aşamaları, muhatapları, öncelikleri ve uygulama alanı net olarak belirlenmiş̧ bilimsel
diplomasi stratejisine ihtiyaç̧ vardır.
7. Bilim diplomasisi; resmî ilişkileri sınırlı olan toplumlar arasında bilim ve teknolojide ortaklık
yoluyla sivil toplum etkileşimini artırarak ilişkilerin gelişmesine katkı sağlar. Uluslararası
bilimsel işbirliğinin artırılması daha büyük bir ekonomik zenginlik getirebilir. İstihdamı
artırmak, yeni sanayiler kurmak, tüketici ve yatırımcıların güvenini yeniden kazanmak için
yeni teknolojilere ve yeni pazarlara ihtiyaç vardır.
8. Devletlerin ve kuruluşların eğitim bursları ve akademik işbirlikleri sivil diplomasi konusunun
altında bulunan bilim alışverişi ve düşünce alışverişi konusunda önemli bir konumdadır.
Devletlerin dış politikalarının da daha iyi anlaşılmasına yardım eder niteliktedirler.
Bunlardan ayrı olarak yabancı öğrencilere eğitim imkanı sağlayan bu burslar, bilim insanları
arasında iletişim ağı kurulabilmesine imkan sağlamakta, böylece toplumların da birbirine
yakınlaşabilmesine yardımcı olmaktadır. Bunlara örnek olarak; British Council bursu,
Fulbright bursları, Alman vakıflarının bursları ve Çin Konfüçyüs Enstitüsü’nün yeni başlayan
üniversitelerle işbirliği gösterilebilir. Türkiye bu konuda geç kalmış olsa da birçok enstitü ve
çalışma bu desteklere örnek teşkil etmektedir.
9. “Bilimin”, diplomasinin bir konusu olup olamayacağı kritik sorulardan biridir. Bu sorunun
cevabını aramamız gereken yer ise yumuşak güç meselesidir. Bir ülkenin ve kuruluşlarının
akademik ilişkilerle yurt dışında çizdiği imaj kendisine yumuşak güç konusunda şüphesiz
destek sağlar niteliktedir.
10. İç meselelerin dışarıyı da ilgilendirdiği günümüz dünyasında, sorunlara karşı akademi ile
işbirliği içerisinde çözümler üretilmelidir. Bilimsel çalışmalar üzerinden diplomatik ilişkiler de
geliştirilebilir.
11. Bilim diplomasinin iki yönü vardır. Birincisi bilim insanlarını bilim diplomatı hâline
dönüştürmektedir. İkincisi; teknoloji transferleri, ülkeler arasında bağımlılık ya da karşılıklı
bağımlılık oluşturur ki, bilim ve teknoloji üreten ülkeye büyük avantajlar sağlar. Öyle ki, kimi
zamanlarda siyasi, jeopolitik, koşullar uygun hâle geldiğinde, bilimsel ve teknolojik
üstünlüğe sahip ülkeler bilimsel diplomasiyi bilinçli bir şekilde kullandığında diğerleri
üzerinde ezici bir üstünlüğe erişebilmektedir. Bu nedenle bilimsel diplomasi alanında
yapılacak çalışma sadece diğer ülkelerde etkinliği artırmanın bir aracı olarak görülmemelidir.
Bilimsel diplomasi çalışma gücü yüksek ülkelerin küresel politikalarını doğru bir biçimde
takip edebilmelerinin de ipuçlarını verir.
12. İnsanlık üç aşama sonrasında bu duruma gelmiştir. Bunlardan ilki tarım devrimi olmuştur ve
bununla beraber tüm üretim ve yaşam, doğanın el verdiği koşullar ile kas gücüne yani sert
güce bağlı kalmıştır. İkinci dalga ise sanayi olmuştur. Bu sürece geçilirken evvelde mutlak
iktidara biat etmek zorundaki kısıtlanmış toplum millîleşme üzerinden sanayi ilişkileri ile
tekrardan inşa edilmiştir. Böylece bir millîleşme ve millîleştirme akımı çıkmıştır. Türkiye
hâlen bu ikinci aşamanın kavramları çevresinde akademide bir şeyler aramaktadır. Hâlbuki
“yumuşak güç” olarak tabir ettiğimiz bir takım kurumlar artık sivil toplum denilen
mekanizmanın içinden doğmaya başlamıştır ki bu da üçüncü aşamaya işaret etmektedir.
13. Bilim Diplomasisi kapasitesi bölgesel ve küresel etkinlik için yumuşak gücün çerçevesini
oluşturmaktadır.
14. Gelecek yüzyıl yeni bir anlayış ile inşa edilmelidir. Türkiye’nin geleceğe taşınabilmesi için
tabuların ötesine geçilmelidir. Ancak hâlâ tabular etrafı çevrelemektedir.
15. Bilim diplomasisinin geliştirilmesi için yurt dışındaki bilim insanlarına sahip çıkılması, yurt
içinde ve dışında daha verimli bilimsel çalışma yapılması için Sartların daha da iyileştirilmesi,
yurt dışındaki duayen akademisyenleri yurda cezbetmek için yoğun faaliyetler yerine, yurt
dışında yapılan çalışmaların ülke yararına yönlendirilmesi, birliktelik ve koordinasyon
sağlanması gerekmektedir. Bunun için Dışişleri Bakanlığı’nda teknoloji ve eğitim gibi diğer
alanlardaki tüm bilimsel diplomasi faaliyetlerini koordine eden birimler güçlendirilmeli, yurt
içinde ve yurt dışında nitelikli personel sayısı artırılmalıdır.
16. Sonuç olarak; “bilim”, diplomatik ilişkiler açısından büyük bir öneme sahiptir. Aynı zamanda
yeni yüzyılda toplumu inşa edecek olan kavram ve anlayışların değerlendirileceği, üretileceği
alan yine bilimdir. Bu perspektifle hareket etmeli ve bilim bu bağlamda hak ettiği yere
oturtulmalıdır.
21 Nisan 2016, İstanbul
Download