PSİKANALİZ Çeşitli yöntemlerle hastaların içsel dünyalarına inerek kendilerini daha iyi tanımalarına ve daha sağlıklı uyum düzeyine erişebilmelerine olanak sağlayan ilkelere psikanaliz adı verilmektedir . psikanalizin kurucu olan Freud, 20. yy’ın en önemli kuramcılarından olup, fizyolog, doktor ve psikanalisttir. AKADEMİK Viyana Üniversitesi-Fizyoloji Brucke-Fizyoloji Enstitüsü-Nöroloji Viyana Genel Hastanesi Meynert Psikiyatri Kliniği (Gençtan, 2005). TOPOGRAFİK KURAM Bilinç Bilinçöncesi Bilinçdışı (Gençtan, 2005). İÇGÜDÜLER KURAMI • Yaşam İçgüdüsü: Açlık, susuzluk, cinsellik… • Ölüm İçgüdüsü: Saldırganlık GELİŞİM KURAMI • • • • Oral Dönem (0-18 ay) Anal Dönem (18 ay-3.5 yaş) Fallik Dönem (3-5 yaş) Gizil Dönem (5-13 yaş) • Genital Dönem (Morris, C. G., çev. 2002). YAPISAL KİŞİLİK KURAMI İd: Kişiliğin biyolojik yönü. Ego: Kişiliğin psikolojik yönü. Süperego: Kişiliğin toplumsal yönü EGO SAVUNMA MEKANİZMALARI İki tür savunmaya yönelik mekanizmadan söz edilebilir: Birinci grup ağlama ve sürekli konuşmalarda olduğu gibi psikolojik onarım mekanizmalarıdır. İkinci grup, insanı psikolojik zedelenmeye ya da değerini yitirmeye karşı koruyan ego savunma mekanizmalarıdır Freud ilk önce zihnin işlevlerine göre bilinç, bilinçöncesi ve bilinçdışı olmak üzere 3’e ayrılabileceğinden, ruhsal aygıtın üç yapısı olan id,ego ve süperegodan, dürtülerle birlikte libido kuramından, psikoseksüel dönemler dediği 5 gelişim evresinden söz etmiştir. Bunlarla birlikte, psikoseksüel evrelerden herhangi birini sağlıklı atlatamama başka bir deyişle saplanma ya da id,ego ve superego ‘nun işlevlerini yerine getirememesi sonucu anormal bir kişilik yapısının ortaya çıktığını ‘anormalliğin’ serbest çağrışım, düşlerin çözümlenmesi, dil ve devinim sürçmelerinin izlenmesi, aktarım, içgörü kazandırma yöntemleri ile çözümlenebileceğini kuramında belirtmiştir. Varsayımlar Psikanaliz’de bilinç ve bilinçaltı kavramlarından söz edilir. Duygu ve düşüncelerin bilinçaltında bastırıldığı varsayılır. Psikanaliz’de asıl amaç: bilinçdışı olgulara ulaşmak ve onları ortaya çıkarmaktır. Bu bilinçdışı olgulara ise serbest çağrışım ve rüya analizi ile ulaşılmaya çalışılır. Kavramlar ve Tanımları Temel İçgüdüler Haz Arama, Acıdan Kaçma Bilinç, Bilinçaltı, Bilinçdışı İd, Ego, Süperego Anksiyete Savunma Mekanizmaları Psikoseksüel Evreler Nevroz, Psikoz ve Histeri Serbest Çağrışım, Rüya Yorumu Transferans, Direnç, Karşıt Transferans Temel İçgüdüler Freud davranışlarımızı, kişilik dinamiğinin ileri doğru sürükleyen lokomotif faktörleri, bireyin zihinsel enerji yayan içgüdülerin belirlediğini savunmuştur. İçgüdüler bedendeki uyarımın kaynağı ile ilgilidir, ihtiyaçlarımıza bağlıdır. Amaçları, uyarımın yok edilmesi veya azaltılmasıdır. Freud içgüdüleri iki kategoride incelemiştir. Yaşam içgüdüleri; libido yoluyla ortaya konan, cinsellik gibi hayatın sürmesini sağlayacak yaratıcı güçler ve enerji şekilleridir. Ölüm içgüdüleri; mazoşizmde veya intiharda olduğu gibi içe yönelik veya saldırganlık ve nefrette olduğu gibi dışa yönelebilen yok etmeyi isteyen çok güçlü agresif içgüdülerdir. Haz Arama, Acıdan Kaçma İçgüdüler, bedensel uyarımların yarattığı acıdan, gerilimden kurtulmaya ve doyum ihtiyacını giderip haz almaya yönelimlidir. Bilinç ve Bilinçaltı Freud, ilk çalışmalarında kişilik yapısının iki bölümden oluştuğunu ileri sürmüştür: Bilinç ve Bilinçaltı Bilinç, tüm kişiliğin görünen ama yüzeysel yönünü ifade eder. Kişiliğin, içeriğinin farkında olunan bölümüdür. Bilinçaltı, tüm insan davranışlarının arkasındaki dürtüsel güç olan içgüdüleri kapsayan çok daha geniş ve güçlü olan alandır. Kişiliğin, içeriğinin farkında olunmayan; fakat rüyalar, dil sürçmeleri gibi durumlarla bilince çıkmaya çalışan bölümüdür. Bilinçdışı ise kişiliğin hiç bir şekilde farkında olunmayan ve bilince çıkma olanağı olmayan, bilinçten en uzak bölümüdür. İd, Ego, Süperego Freud, daha sonra bilinç-bilinçaltı ayrımını gözden geçirip kişilik yapısını oluşturan id, ego, süperego kavramlarını ortaya atmıştır. İd, kişiliğimizin en ilkel ve en az ulaşılabilir orijinal bölümüdür. Hem cinsel hem saldırgan dürtüleri kapsar. Haz ilkesine göre işler. Ego, id’i organize eden, ihtiyaçların topluma uygun şekilde giderilmesini sağlayan bölümdür. Gerçekçilik ilkesine göre işler. Bireyi iç ve dış tehditlerden koruyan savunma mekanizmalarını işletir. Süperego, çocukluk yıllarından itibaren ebeveyn ve toplum tarafından öğretilen ahlaki ve sosyal değerleri temsil eder. Hedefleri ahlakidir. Savunma mekanizmaları Baskı (Repression) ve Bastırma (Supression): İçgüdüsel dürtülerin insanın isteği dışında bilinçaltında tutulmasına ‘baskı’, uygun görülmeyen istek ve anıları bilinçten uzaklaştırma mekanizmasına ise ‘bastırma’ denir. Yadsıma, İnkar (Denial):Benlik için tehlikeli olarak algılanan bunaltı doğurabilecek bir gerçeği yok saymak değişik derecelerde sık kullanılan bir ilkel savunma biçimidir. Örneğin, oğlu ölen anne. Neden Bulma (Rationalization): 1.Kişinin davranışını haklı göstermesine yardımcı olur 2.Ulaşılamayan amaçlara ilişkin düş kırıklığının etkisini yumuşatır . Yansıtma (Projection): 1.Kişi, kendi eksikliklerinin ve yenilgilerinin sorumluluğunu ya da suçunu başkalarına yükler 2.Suçluluk duyguları uyandıracak nitelikteki dürtülerini, düşüncelerini ve isteklerini diğer insanlara mal eder . Ödünleme (Compensation):Engellenen istek ve davranışların yarattığı tedirginliği onların yerine geçebilecek istek ve davranışlarda giderme biçiminde işler . Yüceltme (Sublimation):İlkel nitelikteki eğilim ve istekler doğal amaçlarından çevrilerek, toplumca beğenilen etkinliklere dönüştürülmesidir. Özdeşleşme (Identification): Kişinin değerini koruma ve arttırma amacı güden bir savunma mekanizması olarak kullanılır. İçleştirme (Introjection):Kişinin bir diğer insanın ya da bir grubun bazı özelliklerini ve inançlarını kendi benliğine katarak kişiliğinin bir parçası durumuna getirmesidir. Yön Değiştirme (Displacement): Belirli bir uyaranın neden olduğu tepkinin açığa vurulması tehlikeli olduğunda, tepkinin o uyarandan bir başkasına yöneltilmesine ya da o tekinin yerine başka bir tepki gösterilmesidir. Duygudaşlık (Sympathy)- Boyun Eğme (Submission):Duygudaşlık mekanizmasında geliştirilen tutum, ‘Eğer insanlar beni severse beni incitmezler’ biçimindedir. Boyun eğme mekanizmasında, güvenlik sağlayabilmek için ‘Boyun eğersem beni incitmezler’ düşüncesi hakimdir. Duygusal Soyutlanma (Emotional Insulation):Kişinin diğer insanlardan bağımsızlık kazanarak duygusal ihtiyaçlarının onlar tarafından etkilenmesine karşı önlem almasıdır. Yapma-Bozma (Undoing):Kişinin kendisi ve çevresi tarafından onaylanmayacak düşünce ve davranıştan vazgeçmesi ve eğer böyle bir söz ya da eylem dışa vurulmuşsa, ortaya çıkan durumu onarmasıyla belirlenir. Karşıt Tepki Oluşturma (Reaction-Formation):Suçluluk duygusu ortaya çıkaran tehlikeli istekler çok yoğun olduğunda kişi bu isteklerinin tam karşıtı olan bilinçli tutum ve davranışlar geliştirerek kendini korumaya çalışır. Dönüşme (Conversion): Zorlanılan durumlardan kaçabilmek amacıyla gerçek bir organik nedeni olamayan bedensel hastalık belirtileri biçiminde ortaya çıkan nevrotik düzeyde bir savunma mekanizmasıdır. Dönüşme (Conversion): Zorlanılan durumlardan kaçabilmek amacıyla gerçek bir organik nedeni olamayan bedensel hastalık belirtileri biçiminde ortaya çıkan nevrotik düzeyde bir savunma mekanizmasıdır. psikanalize göre anormal ölçütleri; id, ego ve süperego’nun işlevleri ve ilişkilerinde bozukluk; savunma mekanizmalarının aşırı kullanılması; libidonun dengelenememesi; Freud’un psikoseksüel dönemlerden herhangi birini sağlıklı atlatamayıp saplanması PSİKANALİZ ve PSİKANALİTİK PSİKOTERAPİ • • Klasik Psikanaliz Psikanalitik Yönelimli Psikoterapi . Psikanaliz ve Psikanalitik Yönelimli Psikoterapide Kullanılan Araç ve Yöntemler - Serbest Çağrışım - Direnç ve aktarım çözümlenmesi - Düşlerin çözümlenmesi ve yorumu - Dil ve hareket sürçmelerinin incelenmesi Yorumlama Çözüm işlemi İçgörü kazandırma . Serbest Çağrışım Bilinçdışının incelenebilmesi için, bireyin aklına gelen bir düşünceyi hiçbir baskı, denetim ve süzgece uğratmadan açığa vurmasıdır. Serbest çağrışım,psikanalizin temel kuralıdır. Direnç Bireyde bilinçdışının bilinçlenmesini, anormal davranış, düşünce ve duyguların bırakılmasını, değiştirilmesini, olumlu hasta-hekim ilişkisi kurulmasını, içgörü kazanmayı,özetle değişmeyi ve gelişmeyi önleyen yada güçleştiren her türlü bilinçli ya da bilinçdışı direnme ve savunmadır. Aktarım Bireyin çocukluk çağında kendisi için önemli kişilerle yaşamış olduğu duygu ve tutumları şimdi ilişki kurduğu kişilerle yeniden yaşaması ve bu kişileri kendi çocukluğundaki algı ve duygulara göre değerlendirerek tepkiler göstermesidir. Düşlerin Çözümlenmesi Düş uykuda yaşanan bir varsanıdır; bilinçdışı istek, dürtü, korku ve çatışmaları temsil eder. Düş içeriği A) Açık içerik (Manifest content) B) Gizli içerik (Latent content). Gizli içeriğin, açık içeriğe dönüştürülmesi Simgeleştirme Yoğunlaştırma Kılık değiştirme Yer değiştirme (Symbolization) (Condensation) (Disguise) (Displacement) temel işlevi A) Uykuyu sürdürmek B) Sıkıştırmakta olan bilinçdışı istek, dürtü, korku ve çatışmalara kılık değiştirmiş bir biçimde anlatım ve boşalma olanağı sağlamak Dil ve Devinim Sürçmeleri ………………………. ‘dilimin ucunda’ çok iyi bildiğimiz isimleri hatırlayamama ya da görüşme saatine geç gitmek bilinçdışı istek, eğilim ve dirençler Çözüm Direnç ve aktarım belirtilerinin tekrar tekrar yaşanması, Çözümlenmesi yorumlanması, bunların bilinçdışı kaynaklarına inilmesi şimdiki yaşama yansıyan belirtilerinin tekrar tekrar anlatımı ve bilinç düzeyine çıkarılması sürecidir İçgörü Rahatsızlık belirtileri ile bunların kaynakları arasındaki bağları görebilmektir. Herhangi bir davranışın altında yatan bilinçdışı nedenlerin(dürtü, çatışma, karmaşa..) bilincine varmaktır . İyileşme düzelme : eski nörotik tepkilerin bırakılması yeni davranışlar öğrenilmesi; kişinin değişmesi Psikanalizde kişinin rahatlaması kişiliğinin düzelmesi ve gelişmesi de amaçlanır . Özetle, çeşitli yöntemlerle hastaların içsel dünyalarına inerek kendilerini daha iyi tanımalarına ve daha sağlıklı uyum düzeyine erişebilmelerine olanak sağlayan ilkelere psikanaliz adı verilmektedir. Nevroz, Psikoz ve Histeri Freud’a göre id ve süperego arasındaki çatışmanın yarattığı kaygı nevroz Bu çatışmaların üstesinden gelmek için savunma mekanizmalarının aşırı kullanılması nevroz Psikoz ise bir bozukluğun ego ile çevre arasındaki ilişkileri etkilemesi sonucu oluşur. Psikozda gerçeklikle bağ bozulur ve kişi savunma mekanizmalarını kullanamaz. Nevroz, Psikoz ve Histeri Histeri baskılanıp bilinçdışına itilmiş ruhsal yaşantıların oluşturduğu enerjinin, kaslara geçip konversiyon oluşturmasıdır. duygusal enerjinin fiziksel enerjiye dönüşmesidir. Serbest Çağrışım Rüya Yorumu Serbest Çağrışım Bu süreçte hasta bir divana uzanır ve ondan ne kadar utandırıcı, önemsiz veya saçma görünüyor olduğunu dikkate almadan aklına gelen her şeyi söylemesi istenir. Bu teknikle anormal davranışların sebebi olan bastırılmış yaşantıların bilince getirilmesi ve hastanın bunların farkına varması sağlanır. Serbest Çağrışım, Rüya Yorumu Rüya Yorumu Freud, rüyaların bastırılmış yaşantılarla bağlantılı olduğunu ifade etmiştir. Rüyalara dair serbest çağrışımların bu materyali ortaya çıkardığını ve bunların yorumunun da bireyin sembolize edilmiş yaşantılarının farkına varmasını sağladığını savunmuştur. Transferans, Direnç, Karşıt Transferans Transferans Yer değiştirme mekanizması Analitik süreçte kişide bilinçaltındakilerin ortaya çıkmasına yönelik korkular, kişi bunların bilince çıkmasına direnç gösterebilir. Direncin temelindeki güdü acıdan kaçmaktır. Transferans, Direnç, Karşıt Transferans Karşıt transferans, Psikanaliz’de Kullanılan diğer Teknikler Hipnoz Katarsis Konsantrasyon Psikanaliz’de Kullanılan diğer Teknikler Psikanaliz, belirli ruhsal hastalıkları iyileştirmek için Freud’un geliştirdiği bir yöntemdir. Freud, Charchot’un histeri ve hipnoz çalışmaları histeri hastalarına hipnoz uygulamasıyla Psikanaliz’in temellerini kendi Psikanalitik tekniklerini geliştirme yolculuğu Breuer’in Katarsis veya “konuşma tedavisi” adını verdiği, duygusal boşalmanın terapötik değeri Daha sonra hipnozun yerini Katarsis Psikanaliz’de Kullanılan diğer Teknikler Katarsis yönteminin eksikliklerini fark etmesi Freud’u “Konsantrasyon” yöntemine yöneltmiştir. Bu yöntemi uygularken direnç konusundaki ilk fikirler Direncin ortadan kaldırılması ile uğraşırken hastanın doğal aktarımında sorun çıktığını görmüş ve yeni bir yönteme yönelmiştir. Freud, diğer yöntemlerin eksikliklerini gördükten sonra “Serbest Çağrışım” tekniğine yönelmiştir. Bu tekniğin kullanılması sürecinde rüyaların yorumu yolu açılmıştır. Psikanaliz’de rüyaların yorumlanması tedavi sürecini etkileyen büyük bir dinamik olarak değerlendirilmektedir. Hipnoz Temellerini Mesmer’in attığı hipnoz yöntemi, özellikle histeri hastalarının tedavisinde kullanılmıştır. Bu noktada Freud, bastırılan duyguların hipnoz esnasında ortaya çıkabileceğini söylemiştir. Özellikle, Anna O. vakasının tedavisinde bu yöntemin kullanılması ile bazı belirtilerin kaybolması Psikanaliz’in gelişim süreci için önemli bir örnek olmuştur. Bazı hastaların hipnoz olamaması veya hipnoz sırasında ortadan kalkan belirtilerin daha sonra tekrar ortaya çıkması gibi durumlar yöntemin yetersizliğini ortaya koymuş ve Freud’un farklı bir tekniğe yönelmesine neden olmuştur. Katarsis Bu yöntemde, hastalığa neden olduğu düşünülen, önceki olumsuz bir yaşantının açığa çıkarılması ve daha önce unutulmuş olayla ilgili düşüncelerin ürettiği gerilimin giderilmesi yer almaktadır. Breuer’in yöntemi olarak da bilinen bu yöntemi Freud, hipnozla birlikte kullanmış ama daha sonra yine yetersiz olarak görmüş ve daha farklı bir yöntem arayışına girmiştir. Konsantrasyon Freud’un kullandığı bu yöntemde hasta yine bir divana uzanmakta ve gözlerini kapatmaktadır. Hastadan varolan bir belirtiye dikkatini yoğunlaştırması ve bu belirtiyle ilgili konuşması istenmektedir. Freud yoğunlaşmayı sağlamak için ellerini hastanın alnına bastırmaktadır. Bu sırada direnci fark etmiştir. Direnci ortadan kaldırmaya uğraşırken de hastanın doğal aktarımının aksadığını görmüştür. Serbest Çağrışım ve Rüya Yorumu Freud’un, kullandığı önceki yöntemlere ilişkin memnuniyetsizliği onu Psikanaliz’in en önemli kavramlarından biri olan “Serbest Çağrışım” tekniğini geliştirmeye yöneltmiştir. Bu tekniğin kullanımı sırasında hastanın bir divana uzanması, terapist hastaya uyaran sağlamamak amacıyla hastanın görüş alanından dışarıda başucunda oturur. Hasta ne kadar saçma, utandırıcı veya önemsiz olduğunu düşünse de hastanın açık ve içinden geldiği gibi konuşması teşvik edilir. Serbest Çağrışım ve Rüya Yorumu Freud, serbest çağrışım sırasında ortaya çıkarılan hiçbir şeyin gelişigüzel, rastlantısal olmadığına ve hastanın bilinçli tercihlerinin ürünü olmadığına inanmıştır. Ona göre; hastalar tarafından serbest çağrışımla açığa çıkarılan bilgiler, yaşadıkları iç çatışmalarla belirlenmiştir. Serbest Çağrışım ve Rüya Yorumu Serbest çağrışım rüyalar Rüyaların çoğunlukla bir rahatsızlığın altta yatan sebepleri hakkında değerli ipuçları içermesi Rüyalar bastırılmış duygularla, anılarla bağlantılı rüyalarda sembollerle Serbest Çağrışım ve Rüya Yorumu Freud’a göre rüyalar anlamlıdır, psikolojik bir olaydır ve rüyalarda duygular ve anılar gelişigüzel, karmaşık bir şekilde ortaya çıkıyormuş gibi görünse de aslında bir anlamı vardır. Rüyalar arzuların doyumuna ilişkin bir çabaya karşılık gelir. Rüyalarda doyuma ulaşmak egoyu rahatlatmaktadır. süperego rüyalarda da bir sansür mekanizmasını devreye sokmaktadır. Bunların anlaşılabilmesi için rüyaların yorumu ve sembollerinin çözümü çok önemlidir. Bastırılmış duygu ve yaşam olayları bu sansür mekanizmasından geçebilmek için daha sembolik bir anlatıma dönüşmektedir. Psikanalitik Sürecin 4 Evresi 1. Evre: Analizin başladığı ve pekiştirildiği açılış evresidir. Kişinin terapötik bir ilişkiye uygun olup olamadığına ve başkalarıyla nasıl ilişki kurduğuna bakılır. Öz geçmişi ve çocukluk gelişimine ilişkin bilgiler elde edilir. 2. Evre: Transferansın geliştiği evredir. Bu evrede terapistin yorumları da başlar. Hasta transferansın gelişmesi ve bunların terapist tarafından analiz edilmesi sayesinde gerçekle fanteziyi, geçmişle bugünü ayırt edebilir duruma gelir. Psikanalitik Sürecin 4 Evresi 3. Evre: Transferansta ortaya çıkan materyallerin daha derinlemesine incelendiği evredir. 4. Evre: Transferansın çözümlendiği ve hastanın ayrılığa hazırlandığı son evredir. Hastanın bu evrelerin sonunda daha bağımsız, özerk ve ego yönünden daha güçlü bir yapıya kavuşmuş olması amaçlanmaktadır. Kaynaklar Freud S.(2001). Psikanaliz ve Uygulama (6. Baskı). (Çev. Sencer). İstanbul: Say Yayınları. Freud S. (2000). Psikanaliz Üzerine (2. Baskı). (Çev. Şipal). İstanbul: Cem Yayınevi. Schultz D. P., Schultz S. E. (2002). Modern Psikoloji Tarihi (2. Basım). (Çev. Aslay). İstanbul: Kaktüs Yayınları. Freud S. (2003). Yaşamım ve Psikanaliz (8. Baskı). (Çev. Şipal). İstanbul: Say Yayınları.