Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Konsültasyon Liyezon Yrd. Doç. Dr. Pınar Uran Şenol 2015-2016/2016-2017 Dönem 5 Stajı • Tıpta beden ve zihin arasındaki ayrışmaya köprü görevi görür. Günümüzde artık sadece yaşam süresi değil yaşam kalitesi de önemli hale gelmiştir • Kronik hastalığa sahip çocuklarda genel nüfusa oranla 2-4 kat daha fazla ruhsal sorun görülmekte • 1900’lü yıllarda biyomedikal model yerini bütüncül biyopsikososyal modele bırakmıştır • KLP ilk olarak 1930’da ABD’de başlarken daha sonra başta Viyana olmak üzere diğer Avrupa Ülkelerine yayıldı • Ülkemizde KLP 1980’li yıllarda önce Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri’nde başladı. Daha sonra giderek yaygınlaştı • 1960-70’li yıllarda daha çok psikomotor gerilik tanısı ile yönlendirilen çocuk ve ergenler için daha sonra birçok konuda danışılma ihtiyacı duyuldu • Lipowski psikiyatrik konsültasyonları 5 alt grupta toplamakta; • Hasta Merkezli Konsültasyon (Tanısal Güçlük) • Kriz Merkezli Konsültasyon (Uyum /Baş etme sorunları) • Konsültasyon İsteyen Hekim Merkezli Konsültasyon (Primer hekim- hasta ilişkisindeki sorunlar) • Durum Merkezli Konsültasyon (Tedavi ekibi- hasta arasındaki sorunlar) • Geniş Merkezli Konsültasyon (Hasta-tedavi ekibihastanın ailesi arasındaki sorunlar) Pediatri Birimlerinde KLP Modelleri • Ortak nokta; çocuğun hastanedeki bakımını iyileştirme, ailenin hastalığa ve hastaneye uyumuna ve çocuğun bu süreci anlamasına yardımcı olması adına sağlık çalışanları ile çocuklar arasındaki ilişkiyi geliştirerek psikiyatrik konsültasyona rehberlik etmek • Bağımsız İşlev Modeli (Kaynak Konsültasyonu): Pediatristin belli bir tanı koymak için konsültasyon istemesi- en iyi zaman sınırlaması bu modelde. Örnek: pediatristin madde kullanımı olan çocukta depresif sx nedeniyle danışması, KT alan çocukta DEHB sx ları için… • İndirek Psikiyatrik Konsültasyon Modeli (SüreçSüreç eğitici Konsültasyon): Ekipte çalışanlara eğitim ve öneriler vererek dolaylı yoldan hizmet vermekte (Pediatristin çocuk ile ilgili olarak psikiyatriste danışması) • İşbirlikçi Ekip Modeli: En ideal model olarak görülmekte, “paylaşılmış bakım” sürecinde çalışılmakta, tüm profesyonel ekip çocuğun bakımına karar verme ve sorumluluk konusunda eşitler ( hayatı tehdit eden hst ve diabet vb.) • Aile, Sistemler ve Çoklu Sistem Konsültasyonu: Çocuğun hastalığının sonuçlarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen çocuk-aile, aile-hastane, aile-toplum arasındaki ilişkilerin kapsamlı etkileşimini değerlendirmekte ( sosyal sistemler dahil edilir) • • • • • • • KLP servisleri; Psikojenik kökenli hastalıkların ayırıcı tanısı, Tedaviye ve hastalığa uyum bozukluğu, Kr. Hastalık ve travmayla başetme sorunları, Organ naklinde karar oluşturma, Hastane çıkışında takip sürecinde vb.. Birçok sorunun yönetiminde görev alır. • Konsültasyon isteminin en sık genel pediatri klinikleri ve daha sonra pediatrik hematoloji/onkoloji servisleri tarafından ergenler için istenmiş olduğunu ortaya koymaktadır; bu çocukların en sık intihar girişimi ve depresif belirtiler gösteren uyum bozukluğu nedeni ile KLP’ye yönlendirildiği anlaşılmaktadır. • Somatoform bozukluklarının ayırıcı tanısı, yıkıcı davranışlar, tedavi değerlendirilmesi, ebeveynin hastalığa uyum güçlüğü, tedaviye uyum güçlüğü vb. nedenlerle de bu çocukların KLP’ye yönlendirildiği görülmektedir. • Önceki konsültasyon ilişkisi, çocuk psikiyatrisini yeterince tanıyıp tanımamaları pediatristlerin konsültasyon isteme oranını belirler. • Uygunsuz beklentiler, hiyerarşi, statü disiplinler arası işbirliğine olumsuz etki eder. • Disiplinler arası saygı, konsültasyondan önce aile ve çocukla paylaşma gereklidir • Damgalanma, kültürel saplantılar…vb sorunlar Psikiyatrik Aciller: İntihar düşüncesi- girişimi/ fiziksel-cinsel istismar/ ihmal/ psikotik durumlar/ maddealkol kullanımı/ homisidal davranışlar/ selfmutilasyon/ fobik-ileri derecede anksiyeteli davranışlar/ tıbbi psikiyatrik acil durumlar Ayırıcı Tanı: Psikiyatrik değerlendirme ve yaklaşım gereken hastalıklar: Kronik ve ölümcül hastalıklar: Organik Beyin Sendromları: Hastaneye yatmaya bağlı ortaya çıkan sorunlar: servise- sağaltıma uyum sorunları/ regresif belirtiler/ davranış sorunları/ kaygı-depresif belirtiler Tedavi ekibinin, aile ya da çocukla ilgili yaşadığı zorluklar: Çocuklarda görülebilecek ve psikiyatrik yönden ele alınması gereken özgül psikopatolojiler: Pediatrik Hastalarda Görülebilen Psikiyatrik Belirtiler -Biyopsikolojik belirtiler: Keyifsizlik, ağrı, irritabilite, iştah ve uykuda bozulma -Bağlanma davranışında artış: Sıkıca yapışma, ayrılık anksiyetesi - Regresyon: Parmak emme, gelişim basamağında gerileme - Pasif ve çekingen davranma: Ümitsiz, çaresiz hissetme, kendini güçsüz görme - Agresif ve saldırgan tutum: Tepkisel davranma, karşı gelme, hostilite, davranış sorunları - Hastalığı ve yapılacak girişimler ile ilgili korkutucu hayaller kurma: cezalandırıldığını düşünme, kendisine, bedenine zarar verileceğinden korkma - Anksiyete ve savunma mekanizmaları: İnkar etme, yansıtma, fobik belirtiler, konversiyon belirtileri gibi - Premorbid psikiyatrik belirtilerin açığa çıkması, tekrarlaması ya da ilerlemesi: KONSÜLTASYON SÜRECİNDE YAPILANLAR • • • • • • • • • Sorunların tanımı Kayıtların incelenmesi Birincil bakım veren ile görüşme Çocuğun değerlendirmesi Başkaca değerlendirme ve yöntemlere başvurma Multi-disipliner yaklaşım Okullar ya da kurumlar ile işbirliği Tanıya yönelik öneriler ve geri bildirim verme Tedavi ve izlem Çalışmalar; • Çocuğun hastalık türünden bağımsız olarak psikososyal hastalığı ve işlevsel uyumu • Aile ile bütüncül şekilde ele alınması • Hastalık ile birlikte nasıl yaşamını sürdüreceği • Hastalığın belli evrelerine uyumu (hastaneye yatış gibi) gibi konulara odaklanmaktadır • • • • • • Hastalık şiddeti Başa çıkma becerisi İşlevsel bağımsızlık düzeyi Kişilik özellikleri Kişilerarası ilişkiler (aile içi iletişim vb) Sosyal-çevresel etmenler (ailenin işlevselliği, SED, aile büyüklüğü, aile yapısı, kurumsal yardımlar vb) Tedavi etkinliğini ve süreçleri etkilemekte Görüşme Prosedürü ve Psikiyatrik Muayene • Servis ortamında esnek bir görüşme yapılabilir • Boya, kağıt, kalemler, küçük oyuncaklar bulundurulabilir • Detaylı görüşme, ihtiyaç halinde tekrar görüşmeler planlanabilir • Aileyle görüşme • İlave tetkik ve testler • Hastaya uygulanan tedavilerin bilinmesi önemli • Hastaya ve ailesine yönelik verilerin toplanması, ekibin verdiği bilgiler ve gözlemler önemli • Devreye gerektiğinde sosyal hizmet uzmanı, hukuksal destek sistemleri, AÇOK girebilir Psikiyatrik Muayene Öncesinde Bilinmesi Gerekenler • Öncelikle konsültasyon nedeni ve amacının bilinmesi gereklidir • Çocuk ve ergenin psikiyatrik bozukluğunun olup olmadığı bilinmeli Muayenede; • Çocuk ve ergene ilişkin verilerin ve onu tanımlamaya yönelik bilgilerin elde edilmesi • Gelişim öyküsünün ayrıntılı olarak öğrenilmesi • Ruhsal durum muayenesinin yapılması • Mevcut probleme neden olabilecek çocuk, aile ya da çevreye ait stresörlerin belirlenmesi • Ayırıcı tanı ve tedavi Çocuk ve Ergenin Hastalığını Anlaması • Çocuğun yaşı, mizacı, kullandığı savunma düzenekleri hastalığa verilen tepkide önemlidir • Yaşı iki açıdan önemlidir 1- Çocuğun bilişsel gelişim düzeyi, çocukların hastalıkları ve tedavileri anlamalarını etkilemekte bu nedenle gelişim dönemi dikkate alınarak çocuğa açıklama yapmak gerekir ( gerektiğinde resim, fotoğraf, hikaye ile somutlaştırarak) 2- Çocuğun içinde bulunduğu psikoseksüel ve psikososyal gelişim basamakları çocuğun hastalığa karşı verdiği tepkiyi etkiler- başetme becerisi üzerinde etkilidir. Bebeklik Dönemi • “temel güven” ve “bağlanma” sürecinin geliştiği ruhsal dönem • “Duyu-hareket şemalarının” oluştuğu evre • Henüz bebek hastalığının ciddiyetini anlayamaz • Ebeveynlerinin duygusal tepkilerinden yoğun olarak etkilenirler duygularını aynalar. • Bu bağlamda ebeveyn ile çalışılması çocuğun uyumunu arttırmaktadır; ebeveyne hastalığın anlatılması, ortaya çıkabilmesi muhtemel suçluluk ve korku duygularının aşılmasına yardımcı olur • Tedavi ekibinin bebek-bakımveren bağlanmasını desteklemesi önemli • Emzirme ve tensel temasın, anne ile ilişkinin devam ettirilmesi gerekli • Keşfetme, merak, öğrenme arzusu yoğundur • Bebek ağrı ve sıkıntıdan korunmak için oldukça pasif kalabilir tamamen bakım verene bağımlı hale gelebilir • Uyku ve beslenme zorlukları oluşabilir • Otonomiyi özerkliği hastalık sınırlayabilir 3-7 Yaş Okul Öncesi Dönem Neden-sonuç ilişkisi ve genelleme yeteneği henüz gelişmemiştir. Repertuarlarında; dr, hemşire, iğne korkusu…ceza olarak algılanır hastalıklar. • Bu dönemin özelliği olan “özerklik” ve “girişimcilik” ruhu sınırlanabilir; korku dolu, pasif, bağımlı davranış örüntüleri görülebilir • Bu dönemde çocuklar oldukça kaygılıdır; okula gidememe, sosyal beceri ve gelişimde ketlenme görülebilir • “Benmerkezci düşünce biçimi (egosantrizm) ” hakimdir. Olayların kendisinden kaynaklandığını düşünmesi, hastalığın nedeninin kendinden kaynaklı olduğunu düşünmesi, hastalığını bir ceza olarak algılaması söz konusudur ( söz dinlememe, kötülükleri nedeniyle cezalandırıldığını düşünme) • “Hayali arkadaş” kavramı bu dönemde çocuğun çatışmalarını çözmede bir unsur olarak çevre tarafından kabul edilmelidir • Gerçek ve rüya arasında bu dönemde ince bir çizgi vardır. Büyüsel düşünce hakimdir; gerçek olanla hayali olanı ayıramazlar. Hastalıkları hakkında bilgi vermekte zorlanırlar • Duyguları kelimelere dökmek yerine oyun, resimle daha rahat açığa vururlar Özetle 0-6 yaş döneminde; • Ayrılık anksiyetesi • Regresyon • İçe dönme • Yemek, uyku sorunları • Korku Sıklıkla görülebilir • • • • 7 yaş sonrası okul çağındaki çocuklarda; “somut işlem” dönemi Deneyimleri düzenleme ve sıraya koyma ihtiyacı ve kurallar öncelik kazanır neden-sonuç ilişkisi gelişir Kontrolü kaybetme ve ölüm korkusu bu dönemde gelişir Hastalığı anlamada artış ve yatış ihtiyacını anlayabilme Hastalığı kendisinin yanlış bir şey yapması nedeniyle bir bulaşma sonucu yaşadığı düşüncesi • Artık hastalığı anlama, anlatma, tedaviye daha aktif katılım kısmen mümkün olabilmekte • “Uygun bakım ve tedavi ile düzelebilir” düşüncesi hakim • Hastalığa ilişkin suskun kalma, konuşmama hastalığın ölümcül olabileceğine dair düşünceyi geliştirebilir • En önemli aktivite “okul”dur bu nedenle başarısızlık onları etkiler • Yapılacaklar hakkında bilgi edinmek isterler • Hastalık ve tedaviler kendilerine zarar verebileceğinden korkarlar • Tedavi ekibiyle güvenli ilişki kurmak gerekli • Bu dönemde sıklıkla; İzolasyonun getirdiği sıkıntı, yalnızlık Korku, kaygı Okul problemi Akranlarından ayrılma Suçluluk duygusu yaşanır Ergenlik Döneminde; “soyut işlemler” dönemi • “Ayrışma- bireyselleşme” • “ cinsel gelişim” • “ kendilik” algısı Gibi dönemsel özellikleri barındırır • Bilişsel anlamayı davranışsal değişikliğe dönüştürmek, ergen ve otorite figürleri ile ( ebeveyn, doktor) ile çatışmalar sıktır • Bazen “bağımsızlaşma” çatışmaları içinde hastalığı ya da tedaviyi reddetme görülebilir • “Soyut düşünce” kapasitesi; hastalığını sorgulayabilme, belirtileri anlayabilmesine olanak tanır • “ölüm” kavramı soyut düşünce ile artık geri dönüşümsüz bir süreç olarak algılanabilir • Risk alma davranışı yüksektir; ör: DM hastası diabetik koma ile başvurabilir • Hastalık ve tedavi nedeni ile oluşabilecek fiziksel sorunlar ergen için kaygı vericidir • Akranlarından uzak kalma, gelecek kaygısı, planlarında değişiklik ergenleri oldukça etkiler Ergenlik dönemindeki hastalarda temel sorunlar: • Kontrol kaybı • Bağımsızlığının engellendiği düşüncesi • Akranlarından ayrılma • Okul problemi • Beden imajındaki değişiklikler Şeklinde sıralanabilir • Çocuk ve ergen konsültasyon liyazon çalışmaları ortaklaşa yürütülen çalışmalardır. Bu konudaki birikimler yalnız hasta çocuk değil, aile, kardeşler, okul ve tedavi ekibinin güçlüklerine de çözüm getirici olduğundan, yürütülen tedavi programının önemli bir bileşenidir. • Uygulanan tedaviden daha kısa ve etkin şekilde sonuç alma, çocuğun ve ailenin tedaviye katılımını sağlama, tedavi ekibiyle çıkan psikososyal sorunların çözülmesine yardımcı olma, hastanın ve ailesinin, ekibin kendini daha güvende hissetmesini sağlama ve dolayısıyla daha kaliteli bir tedavi ortamı yaratılmasında etkin görevleri vardır Çocuğun Hastalığa Olan Uyumuna Etki Eden Faktörler • Ebeveynin kaygılı ve stresli olması, • Ebeveynin yapılan konsültasyondan ne kadar doyum sağladığı; dinlenildiğini hissetme ve anlaşılma düzeyi, bilgi edinmesi, • Konsültan ile çocuğun iletişim yoğunluğu, işbirliği, • Akran desteği, • Ailenin çocuğun dikkatini başka yöne çekmedeki başarısı, Çocuğun stresini azaltırken, baş etme ve uyum becerilerini arttırmaktadır. • Çocuğun ağrısının hızlı ve etkin bir biçimde azaltılması ve müdahaleler öncesinde bilgi verilmesi hastalığına olan uyumunu arttırır. • Lipowsky’nin tarif ettiği hastalık ağına etki eden her türlü değişken; • Çocuk-hastalık-aile-çevre • Birbiri ile etkileşen ve birbirine bağlı dinamikler • (Çocuğun yaşı, kullandığı baş etme mekanizması, hastalığının özellikleri, ebeveynin evlilik ilişkisi, okula yaklaşım vb…) Tıbbi hastalıklara sahip çocuklarda psikolojik bozuklukları ortaya çıkaran risk faktörleri • • • • • • • • • Çocuğun gelişimsel dönemi, Ebeveynin çocuğun hastalığına verdiği tepkileri, Kronik hastalığın doğası, Ağrı sıklığı, Premorbid psikopatoloji, Bebeklik yaş grubu, Kronik hastalık Çoklu hastaneye yatış öyküsü, Ebeveynin çocuğunun hastalığını anlayamaması, uygunsuz tepkiler vermesi, duyarsız kalması. - Kronik hastalığı olan aileler ve çocuklarında yas süreci yaşanır. Bazen olayı kabullenmeme ağır patolojik yas tepkileriyle uzun sürebilir. Bu süreç çocuklar ve ebeveynler için farklı olarak gerçekleşmektedir. - Çocuğun içinde bulunduğu gelişim düzeyine göre süreç farklılaşmaktadır. Kayıptan 6-12 ay sonra hala devam eden ağır yas tepkileri patolojik kabul edilir. Ebeveynler ve çocukların yas sürecini sağlıklı şekilde yaşayabilmesine izin verilmesi gerekmektedir.Herkesin yasını tutması, birbirinden saklamaması önerilir. Korunma ve tedavi • Bebeklerde görülen beslenme, uyku, ağlama, regulasyon bozuklukları erken müdahale edilmediği takdirde gelişimsel problemlere yol açabilir. Perinatal ruh sağlığında erken müdahalenin önemi büyüktür. • Fiziksel ve/veya duygusal travma yaşayan çocuklar, kaza geçirmiş çocuklar, yanık hastaları ya da transplantasyon gibi major cerrahiye maruz kalan çocuklar mutlaka psikolojik destek almalıdır ancak çoğunlukla almadıkları bilinmektedir. • Yine ebeveyni ciddi hastalığa yakalanan veya hastane içinde ölen çocukların çoğunlukla ihmal edildiği görülmektedir. • Araya giren hastalıkları için hastaneye yatan gelişimsel sorunlara sahip çocukların da pediatri servislerinde ruhsal değerlendirme ve desteğe ihtiyaçları olmaktadır. • Hastanede yatışlardan çocukların daha az etkilenmesi için yatışta sürekli anne refakati, mümkünse gündüz hastanesi uygulamasının yaygınlaştırılması önerilmektedir. • Risk altındaki çocuk ve ailelerin erken dönemde tespit edilip, müdahale edilmesiyle psikiyatrik morbiditenin, aynı zamanda tıbbi tedavi ve iyileşme süreci ile etkileşen davranışsal güçlüklerin azalacağı ifade edilmektedir. • Ağrı, anksiyete ile baş etmede ve depresyonda; gevşeme ve zihinde canlandırma yöntemlerini de içeren bilişsel davranışcı terapiler etkili olmaktadır. Psikofarmakolojik tedavi ise özellikle davranışsal ajitasyonda, deliryum, depresyon, veya kaygı bozukluklarında önerilmektedir. • Sıklıkla medikal tedavide tanıya ve belirtilere göre; SSRI, antipsikotikler, nadiren benzodiazepinler önerilmektedir. Çocuğun takiplerinin yapılması, ihtiyacı olan çocuklara özel eğitim desteğinin sağlanması, işuğraş terapilerinin devreye sokulması, okula ve sosyal yaşama yeniden kazandırılması önemli psikososyal müdahalelerdendir. • Çocuk KLP servislerinde, erişkin KLP servislerinde verilen hizmetlerin yanı sıra, aile içi çatışmalarda ve tedaviye uyum bozukluğunda aile terapileri de uygulanmaktadır. Tıbbi işlemlere hazırlama ve davranış değişikliği yaratan müdahalelere de zaman zaman gerek duyulmaktadır . • Oyun terapisi, grup terapileri, aile tedavileri, psikodrama, destekleyici psikoterapiler, BDT duruma göre seçilebilir. Kombine olarak medikal tedaviyle sürdürülebilmektedir. Bakış açısı özetle; • • • • • • • Bedene karşın akıl, Organa karşın çocuğun bütünü, Bireye karşın aile, Kısa süreliye karşın uzun süreli, Yaşam ya da ölüme karşın yaşam kalitesi, Aktif tedaviye karşın pasif katılım, İyileşmeye karşın bakım…. ( Lask ve Fosson) KAYNAKLAR • Uran P., Aysev A., “ Çocuk ve Ergenlerde Konsültasyon Liyazon Psikiyatrisi”, Karamustafalıoğlu Oğuz (ed),Temel Psikiyatri kitabı. İstanbul: Güneş Yayınevi. 2017. • Çocuk Hastalıklarında Biyopsikososyal Yaklaşım Çocuk ve Ergenlerde Konsültasyon Liyazon Psikiyatrisi”, D. Ümran Tüzün, Sabri Hergüner (ed), İstanbul: Epsilon Yayınevi. 2007. • Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı, Ed: Çuhadaroğlu F, Coşkun A, İşeri E, Miral S, Motavallı N, Pehlivantürk B, Türkbay T, Uslu R, Ünal F.Hekimler Yayın Birliği, 2008, Ankara. • Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Ed: Pekcanlar Aynur, Ercan E.S. Türkiye Çocuk ve Genç Derneği Yayınaları, 2016, Ankara. • Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları. Ed: Taner-Işık Y, Soykan-Aysev A. S, Golden Print, İstanbul. • Child and Adolescent Psychiatry, 5th ed. Ed: Rutter M, Bishop DVM, Pine DS, Scot S, Stevenson J, Taylor E, Thapar A, Blackwell Publishing Limited 2008. • Child and Adolescent Psychiatry: A Comprehensive Textbook, ,Ed: Lewis M, Philadelphia,Lippincott Williams&Wilkins, 2007.