-Psikiyatrik hastalarda intihar riski retrospektif* tanılarla belirlenmiştir.Buna göre; * Hasta olan ve olmayan grupların ele alınarak, bu deneklerin geçmişlerinde hastalığa neden olabilecek risk etkenlerinin araştırıldığı çalışmalardır. Her ne biçimde karşımıza çıkarsa çıksın depresyondaki intihar riski dikkatle değerlendirilmelidir.Çünkü depresyon tedavi edilebilen bir hastalıkken,intihar olgusu; geri dönülemeyen bir sonuca gidebilme potansiyeline sahiptir. Ağır depresyon vakalarının %15inin yaşamının bu yolla son bulduğunu düşünürsek; durumun ciddiyeti daha açık ortaya çıkacaktır. -İntiharı düşünüyorsa, -Kendini öldürme planları yapıyorsa -Daha önceleri bu yönde bir girişimi olduysa, -Ailesinde intihar ederek yaşamına son vermiş biri varsa Depresif hastalarda öğüt veren yaklaşımlar,hastayı taşıyamayacağı sorumluluklara itme,zorlamalar, suçluluk duygusu yaratacak davranış ve konuşmalar çok tehlikelidir, intihar riskini arttırır. Pek çok intiharın,hasta yakınlarının ölüm yıldönümlerinde gerçekleştiği bilinen bir gerçektir.Hastanın yaşam öyküsündeki böyle tarihler intihar riskinin arttırmaktadır. Depresyonla birlikte seyreden alkol-madde bağımlılığı , kronik veya ölümcül bedensel bir hastalık ya da kişilik bozukluğu intihar riskini arttıran faktörlerdendir. Antidepresanla tedavide öncelikle psikomotor inhibisyon, enerji kaybı ve depresif düşünce içeriğinden sonra iyileşme görülür,bu durum intihar riskini arttıracağından ilaçların etkileme süreleri ve biçimleri iyi bilinmelidir. Depresif hastalar günün başlangıcına göre gün içinde ve gün sonunda kendilerini daha iyi hissederler, görüşmenin yapılacağı zaman dilimine dikkat edilmelidir. Bazı vakalarda hastanın tecridi ve acilen EKT gibi etkili bir tedavi şeklinin seçilmesi gerekebilir,böyle durumlarda çabuk kararlar hayati önem taşır. Alkol ve madde kullanan bireylerde intihar oranı izleme çalışmalarına göre %7, geriye dönük çalışmalara göre ise %15 ile %50 arasında değişmektedir. Risk faktörleri; Alkoliklerde; affektif bozukluklar,anksiyete bozuklukları,kişilik bozuklukları ile komorbidite intihar riskini arttırır. Alkol kullanan kadın ve yaşlılara göre alkol kullanan gençlerde ve orta yaşlı erkeklerde intihar daha sık görülür. Alkol veya madde kullanımının derecesi dikkate alınmalıdır. Bedensel sağlık,ruhsal durum,sosyal uyum ve alkol-madde kullanımını tetikleyen sorunlar belirlenmelidir. Akut bir tablo ve intihar riski söz konusuysa yatarak tedavi tercih edilmelidir. Aile ile işbirliği yapılmalıdır. Risk faktörleri; Yüksek anksiyete Panik bozukluk Affektif bozukluklarla komorbidite Anksiyete Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler: Destekleyici psikoterapi uygulanmalıdır. Anksiyete ve ajitasyonu hedef alan terapiler intihar riskini azaltacaktır. Şizofreni hastalarının %10 u intihar ederek yaşamlarına son vermekte, bunların %50sinde de intihar öncesinde, bir çok intihar girişimi bulunmaktadır ve genelde taburcu oldukları ilk ay içinde görülmektedir. Sebepleri; Depresif belirtiler Halüsinasyon ve hezeyan Risk faktörleri; Hastalığın alevlenmelerle seyretmesi Depresif belirtilerin varlığı Alkolizmle komorbidite Toplumdan izole yaşam Ailede affektif bir bozukluk Yetersiz antipsikotik tedavi İntihar Riskinin Azaltılması İçin Yapılması Gerekenler; Şizofrenide atipik anti psikotikler ve depresif belirtilerle seyreden vakalarda antidepresanların tedaviye eklenmesi riski azaltacaktır. Özellikle aile desteğinin eksik olduğu vakalarda sosyal rehabilite programları intihar riskinin azaltılmasında kritik önem taşır. Kişilik Bozukluklarında İntihar Görülme Yüzdeleri; Tamamlanmış intiharlarda %9-28 İntihar girşimlerinde %55 Başka bir araştırmaya göre ise; İntiharı tamamlamış bireylerin %31-62 sinin, intihar girişiminde bulunan bireylerin %77 sinin kişilik bozukluğu tanısı aldığı bildirilmiştir. Ayrıca; kişilik bozukluklarında intiharı tekrarlama riskinin diğer durumlardan daha fazla olduğu bildirilmektedir. Borderline kişilik bozukluğu İntihar riskinin en yüksek olduğu gruptur. Psikiyatrik acillerde görülen kronik intihar riski taşıyan hastaların yaklaşık yarısı borderline vakasıdır. Kendine zarar verme davranış oranları bu grupta; %70-78 arasındadır. İntihar riskini arttıran özellikleri; Düşünsel disosiasyon Dürtüsellik Problem çözme becerilerinde yetersizlik Duygusal alanda tutarsızlık Self mutulatif davranış Adli sorunlar İntihar davranışı kişi kendini tehlikede hissettiğinde,öfke nöbetleri, anksiyete ve ümitsizlik ile birlikte görülür.Kişilik bozukluğu olan bireylerde normal bir üzüntü yaşanmaz.Bu durum ailede intihar davranış modelleri varsa daha da belirginleşir. Ayrıca; Ergenlik krizleri Gebelik Zorlayıcı yaşam koşulları Normal kişilerde de borderline kişilik özelliklerinin görüldüğü dönemlerdir,ancak sorunlar aşıldığında bu belirtiler kaybolacak intihar riski ortadan kalkacaktır. Kişilik Bozukluklarının Tedavisinde İntihar Riskini Azaltan Uygulamalar; Düşük dozda antipsikotik uygulamalar,özellikle borderline ve şizotipal kişilik bozukluğunda yararlı olur.Agresif davranışlarda lityum, kontrol güçlüğü ve dürtüselliğin önde olduğu vakalarda karbamazpin tercih edilir.Benzodiazepinlerse kontrol güçlüğünü arttırabilmektedir. Psikoterapide; çocuklukta yaşanan ya da hala travmatik yaşantılara verilen tepkilerden hareketle tekrarlayan davranış örüntüleri üzerinde durulur.Hasta tedaviye motive edilerek intihar öncesinde düşünme ve yardım isteme alışkanlığı verilmeye çalışılır.