BEL – BOYUN FITIKLARI Omurgamız, omur adı verilen kemiklerin ardı sıra dizilmesi ile oluşur ve kafamızın devamı olarak başlayarak kalça kemiğine kadar devam eder. Omurga omurilik dediğimiz ve beynimizin devamı olan sinir yapılarını sarar ve korur. Kol ve bacaklara, iç organlara giden ve buralardan gelen sinirler omurilik içinde yer alırlar. Omurgayı oluşturan omurlar birbirlerine direkt olarak temas etmezler, aralarında disk adını alan bağ dokusu yapılar ile bağlanırlar. Diskler omurlar arasında yastıkçık görevi görür, omurganın hareketlerini kolaylaştırır. Disk, ortasında jel kıvamında bir merkez ve bunu çevresel olarak saran kapsülden oluşmuştur. Zamanla ortadaki jel bölüm su içeriğini kaybeder, dıştaki kapsül yapısında çatlaklar oluşur. Diskin merkezindeki kıkırdak kıvamına gelmiş doku kapsülü dışarı doğru ittirmeye hatta çatlaklar arasından çıkmaya başlar. Bu duruma disk fıtıklaşması adı verilir. Eğer bu fıtıklaşma boyun omurları arasında oluşmuşsa boyun fıtığı, bel omurları arasında oluşmuşsa bel fıtığı adını almaktadır. Ani, vücudu zorlayıcı hareketler, ağır kaldırma, uzun süreli beli zorlayıcı işler yapmak, düşmek ve trafik kazaları gibi nedenler bel fıtığı oluşumunu kolaylaştırabilir. Bel fıtığı sıklıkla belin en alt 2 diskinde oluşur. Diskin yan tarafa doğru fıtıklaşması öncelikle bel ağrısı daha sonra diskin kaydığı tarafa doğru bacak ağrısı bulgularını verir. Bulunduğu seviyeye göre bacak ağrısı arkadan, dıştan veya içten aşağıya doğru iner. Ayakta uyuşukluk ve kuvvet kaybına neden olabilir. Çok daha nadir olmasına karşılık bel fıtığının ortadan fıtıklaşması ise idrar-büyük abdest yapma fonksiyonlarının bozulmasına ve kalçada uyuşukluklara yol açabilir. Bel fıtığı atağı geçiren hastaların yaklaşık % 80’i öncelikle ameliyat dışı yöntemlerle tedavi edilir. Ağrı kesici, kas gevşetici ve antienflamatuar ilaçlar ve lokal enjeksiyonlar tedavinin bu bölümünü oluşturmaktadır. Fizik tedavi yöntemleri de bu dönemde yardımcı olabilir. Şikayetlerin yoğunluğunu göre bir süre yatak istirahati uygun olur. Bu evrede yapılan ve halk arasında ‘bel çekme’ şeklindeki yöntemlerin hastaları felç olma riskiyle karşı karşıya getirdiği unutulmamalıdır. Bu yöntemlerin biri veya birkaçı ile hastanın rahatlamasını sağlanabilse de bir bölüm hastada bu ataklar sıklaşabilir ve yakınmalar artabilir veya hastanın yakınmaları bu yöntemlere rağmen geçmeyebilir. Hasta günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyebilir veya yaşam kalitesi düşebilir. Bu durumda cerrahi yöntemlerin uygulanması daha doğru olacaktır. Bunun dışında ayakta belirgin kuvvet kaybı gelişmesi veya idrar/büyükabdest yapma kontrolunun bozulması, kasıklar, cinsel organların bulunduğu bölgelerdeki uyuşukluklar bel fıtığının acil olarak ameliyat edilmesini gerektirebilir. Bel fıtığı olan bir hastada bu bulguların gelişmesi durumunda hasta kontrol zamanını beklemeksizin hemen doktoruna başvurmalıdır. Bel fıtığının en kabul gören tedavisi mikrocerrahi yöntemle, fıtıklaşmış disk dokusunun alınarak sinire olan baskının kaldırılmasıdır. Bu yöntemde ameliyat özel mikroskop ve cerrahi aletler ile yapılmaktadır. Sinir dokusu, fıtıklaşan disk bölümü ve çevre dokular mikroskop aracılığı ile ayrıntılı olarak üç boyutlu olarak görülür ve disk küçük bir cilt kesisi ile çıkartılır. Hastalar anestezinin etkisi geçtikten sonra yürütülür ve genellikle 24 saat içinde taburcu edilirler. Hasta ameliyatan sonra uyandığında ameliyata bağlı bir miktar bel ağrısı hissetse de hastayı yıpratan ve rahatsız eden bacağındaki ağrının geçtiğini fark edecektir. Diskin tekrarlama ihtimali hastalar tarafından sıklıkla sorulmakla beraber % 3 - 5 civarındadır. Boyun fıtığı da bel fıtığına benzer şekilde oluşur ve diskin yana doğru fıtıklaşması kolda ağrı, uyuşukluk ve kuvvet kaybına yol açacaktır. Boyun fıtığı daha nadir olarak ortadan omuriliğin kendisine de bası yapabilir ve bu durumda basının olduğu seviyenin altındaki vücud bölümünde kuvvet ve duyu kaybı olabilir. Boyun fıtığının tedavisinde de genellikle önce ameliyat dışı yöntemler uygulanır. Sinir basısına bağlı olarak ağrı, kuvvetsizlik ve uyuşuklukların geliştiği ve hastanın günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremediği, yaşam kalitesinin düştüğü durumda cerrahi önerilir. Boyun fıtığında fonksiyon kayıplarının hızlı geliştiği durumlarda acil cerrahi de gerekebilir. Boyun fıtığı ameliyatı fıtığın yerleşimine göre değişmekle beraber genelikle boynun ön bölümünden bazen de arka bölümünden yapılır. Mikrocerrahi girişim bel fıtıklarında olduğu gibi boyun fıtıklarında da en önerilen, kabul gören ve ameliyat risklerinin en aza indirildiği yöntemdir.