PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ KAZIKLI RADYE TEMEL TASARIMI Arzu Bitirgen Danışman: Prof. Dr. Ahmet Tuncan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Kazık temel zeminin yapıda gelen yükü karşılayamayacağı durumlarda, özellikle dolgu ve sıvılaşmaya müsait zemin tiplerinde, temelleri zemin içerisinde bulunan derinlerdeki sağlam zemine bağlayabilmek için yapılan derin temel çeşididir. Bu projede öncelikle kazıklar konusunda gerekli literatür araştırmaları yapılarak; kazık çeşitleri, kazıkların yükler altındaki davranışları, taşıma kapasiteleri, kazıklarda grup etkisi ve kazık yükleme deneyi hakkında bilgi verilmiştir. Kazıklı radye temel tasarımı için öncelikle arazide Standart Penetrasyon Testi yapılarak alınan numunelere laboratuarda deneyler yapılarak zemin parametrelerini içeren zemin etüt raporu ve değerlendirme raporu hazırlanmıştır. Bu rapora uygun temel sistemi belirlenerek boyutlandırılmış; taşıma kapasitesi hesaplanmıştır. Kazıklarda taşıma kapasitesi, kazık dağılımı ve oturma analizi hesapları yapılmıştır. Kazıkların statik ve dinamik yükler altında davranışları iki boyutlu sonlu elemanlar yöntemi ile Plaxsis 2D, SAP2000, STA4CAD programlarında modellenerek; sonuçlar karşılaştırılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ DERİN KAZILARDA ANKRAJLI PALPLANJ UYGULAMASI Eren Balaban Danışman: Prof. Dr. Ahmet Tuncan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Palplanjlar su önü yapılarda suyun inşaa edilen yapıya zarar vermemesi veya derin kazılarda kendini tutamayan, yer altı su seviyesinin yüksek olduğu zemin türlerinde temel kazısının hızlı ve güvenli bir şekilde yapılmasına yardımcı olan yapılardır. Yaptığım çalışmada palplanş uygulamasının yapılacağı zeminde palplanşın ankrajlı ve ankrajsız durumdaki çakma derinliği ve mukavemet momenti bulunmuş buna göre kesit seçimi yapılmıştır. Daha sonra ise sonlu elemanlar yöntemini kullanan Plaxis programında kontroller ve tek sıra ankrajlı palplanş ile iki sıra ankrajlı palplanş arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ KAZIKLI RADYE TEMELLERİN TASARIMI Furkan Erdem Şahin Danışman: Prof. Dr. Ahmet Tuncan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, Eskişehir Yeterli taşıma gücüne sahip olmayan zeminlerde bina yükünü daha sağlam bir temele taşıtılması için kazıklı temeller yapılmaktadır. Yapı yükü kazıklar yardımıyla derinde bulunan sağlam tabakaya veya kazığın yan yüzeylerinin sürtünmesinden aktarılır. Bitirme tezinde 11 katlı eksantrisiteli yük dağılımına sahip bir yapıda kazıklı radye temel dizaynı yapılmıştır. Kazıklı Radye temellerin taşıma gücünün,oturmalarının hesaplanması birkaç förmül ışığında hesaplanrak en uygun değer seçilmiştir. Daha sonra Plaxis paket programı yardımıyla Kazıklı Radye Temelin analizi yapılarak burdada sonuçlar incelenmiştir. Kolonlara gelen yükler ve radye temelin donatı hesabı Sta4-CAD adlı programda yapılmıştır. Bununla beraber mevcut zeminde sıvılaşma analizi formüllerle ve Liquefy paket programıyla yapılmıştır. Diğer bir konu olarak ise istinat yapıları ve yanal basınca çalışan kazıklar incelenmiştir. İstinat yapıları kayma göçme ihtimali olan zeminlerin yıkılmasını önlemek , derin çukurlarda yan duvarı tutmak gibi bir çok görevi vardır. Çalışmada K-rea , istcad ve plaxis programlarında aynı şartlardaki özelliklerle tasarlanmış istinat yapıları analiz ettirilerek sonuçların karşılaştırılması yapılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ ZAYIF ZEMİNLERDE KAZIKLI RADYE TEMEL , JET-GROUT , TAŞ KOLON UYGULAMALARININ HESABI VE SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİ İLE İNCELENMESİ Hasan Harmancı Danışman: Prof. Dr. Ahmet Tuncan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Türkiye‘de 17 ağustos 1999 yılında meydana gelen depremde ağır hasar alan veya yıkılan yapıların incelenmesi sonucunda elde edilen verilere göre bu yapıların büyük çoğunluğunda zemin problemlerinin olduğu belirlenmiştir.Bu sebepten dolayı yapının en önemli unsurlarından biri zemindir.Elverişsiz ve zayıf zeminler üzerine inşa edilmek istenen bir yapı zemin iyileştirme yöntemleri yada derin temel sistemleri ile güvenli bir şekilde zemine taşıtılabilir. Bu tez çalışması dahilinde; ilk olarak arazide yapılan sondaj çalışmaları ve zemin etüt raporu hazırlanmıştır. Zemin etüd raporu hazırlanırken de Zemin Mekaniği ile ilgili arazi deneyleri olarak SPT, laboratuar deneyleri olarak; serbest basınç deneyi, üç eksenli basınç deneyi, elek ve hidrometre analizleri, Atterberg limitlerinin tayini (Likit Limit, Plastik Limit, Plastisite İndeksi), konsolidasyon deneyi, spesifik gravite tayini, birim hacim ağırlık tayini deneyleri yapılmıştır.Bunlara ek olarak uygun temel sisteminin seçilmesi ve boyutlandırılması jet – grout ve taş kolon zemin iyileştirme yöntemleri,kazıklı radye temel uygulaması ayrıca bu uygulamaların sonlu elemanlar yöntemi ile PLAXİS 2D , SAP 2000 , STA4 CAD gibi paket programları ile güvenliliğinin incelemesi yapılmıştır. Yapılan bütün uygulamalarda yapıyı taşıyabilecek en güvenli ve en ekonomik tasarım amaçlanmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ İSTİNAT DUVARI TASARIMI Yıldırım Bayazıt Danışman: Prof. Dr. Ahmet Tuncan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, Eskişehir Her alanda olduğu gibi, geoteknik tasarımında da her geçen gün yepyeni gelişmeler olmaktadır.Bu gelişmelerle birlikte yapıların daha emniyetli,daha kullanışlı ve daha ekonomik olmasının önemi ortaya çıkmıştır. Günümüzde ulaşım yolu kenarlarında,köprülerde,kanal ve limanların tasarımı için şev stabilitesinin önemi çok büyüktür.Şev stabilitesinin sağlanmasında dayanma yapılarının önemi büyüktür. Yapılan bu tez çalışmasında Eskişehir ili sınırları içerisinde yapılması planlanan bir istinat duvarının dizaynı yapılmıştır.İlk olarak Anadolu Üniversitesi 2 eylül kampüsünde sondaj çalışması yapılmış,sondajda elde edilen numuneler laboratuvarda incelenip gerekli deneylere tabi tutularak zemin etüd raporu oluşturulmuştur.Daha sonra istinat duvarının yük durumları ve biçimleri belirlenmiş,ve bu yüklere göre istinat duvarının dizaynı 2 tip istinat duvarı şeklinde hem Rankine hem de Cullman olmak üzere 2 farklı yönteme göre çözülmüştür.Uygulanabilirlik,maliyet,işçilik kolaylığı ve deprem davranışı göz önüne alınarak en uygun tasarım belirlenmiştir.Bu en uygun olan tasarım için donatılandırılmıştır.Ayrıca istinat duvarları plaxis ve istcad programlarında modellenip çözülmüştür. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ DÜŞEY YÜKLER ALTINDA KAZIKLI RADYE TEMEL HESABI VE KAZIKLI TEMELLERİN DEPREM PERFORMANSLARININ İKİ BOYUTLU VE ÜÇ BOYUTLU SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİ İLE İNCELENMESİ Özgür Yurdakul Danışman: Prof. Dr. Mustafa Tuncan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Değişen ve gelişen Dünya’nın gereği olarak inşaat sektörü de hızlı bir şekilde gelişmektedir. Bu doğrultuda üst yapıda nasıl yüksek katlı binalar inşaa ediliyorsa, bu bina yüklerini taşımak ve depreme karşı daha güvenli binalar inşaa edebilmek içinde temel sistemleri geliştirilmektedir. Yapmış olduğum çalışma; elverişsiz zemin üzerine inşa edilmek istenen bir yapıyı; yapı yükünü kazıklı radye temel sistemi ile güvenli bir şekilde zemine aktarıp taşıtmaktır. Bu çalışma dahilinde; zemin etüt raporuna uygun temel sistemi seçilmiş, seçilen temel sistemi boyutlandırılmış, kazıkların ve radye temelin taşıma kapasiteleri hesaplanmış, kazıklar grup olarak incelenmiş ve oturma analizi yapılmış, kazıkların statik ve dinamik yükler altındaki davranışları iki boyutlu ve üç boyutlu sonlu elemanlar yöntemi ile PLAXİS 2D, STA4-CAD, SAP2000 programlarıyla yapılmış ve sonuçlar karşılaştırılıp kontrol edilmiştir. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ KAZIKLI RADYE TEMEL UYGULAMASI Aytaç Artaç Danışman: Prof. Dr. Mustafa Tuncan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Kazıklar esas olarak yapı yüklerini zeminin derin tabakalarına taşıtmak amacıyla kullanılan bir derin temel çeşidir.Zemin yüzüne yakın tabakalar,yapı yüklerini göçmeden ya da aşırı oturma olmadan taşıyabilecek bir yüzeysel temel seçimi araştırılmış ve elverişli olmadığı durumda derin temel tercih edilmiştir. Bu lisans tezi çalışmasında yapıyı taşıyacak temel sistemin seçilebilmesi için mevcut bir zemin etüd raporu elde edilmiş ve onun geoteknik değerlendirme raporu hazırlanmıştır.Tezin literatür kısmında kazıklar hakkında genel bilgi verilmiş olup kazıkların taşıma gücü,yük altında davranışları,grup etkisi ve kazıkların oturmalarına değinilmiştir.Bu bilgiler ışığında yapıyı taşıyacak olan temel seçiminin kazıklı radye temel tasarımı yapılmıştır.Kazıklı Radye tasarımı yapılırken en uygun olan kazık çeşidi,kazık çapı,kazık aralığı,kazık boyu,betonarme hesabı yapılarak, ampirik formüller ve sonlu elemanlar modeline dayanan PLAXIS programıyla kontrolleri yapılmıştır.Daha sonra kazıklar M-FOUNDATION adlı programla tekrar çözülüp kontrolleri yapılmıştır.Her iki programda bulunan sonuçlar karşılaştırılmıştır. Kazıklı radye tasarımında yapıyı taşıyabilecek en güvenli ve en ekonomik tasarım amaçlanmıştır.Aynı zemin koşulları için yapının jet-grouting metoduyla zemin iyileştirmesi yapılıp sonuçlar karşılaştırılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ KAZIKLI TEMEL VE DERİN KAZILARDA PALPLANJ DUVAR, DEWATERING UYGULAMASI Şevin Duygu HAZİNEDAR Danışman: Prof. Dr. Mustafa TUNCAN İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, Eskişehir Günümüzde değişen ve gelişen dünya ile birlikte, insan nüfusu da oldukça artmıştır. Bu artışa bağlı olarak yapısal ihtiyaç miktarı da artmıştır. Ülkemizin büyük bir kısmının deprem kuşağında olması sebebiyle, yeni yapılacak olan yapılar teknolojinin gereklerine göre daha dayanıklı olarak inşa edilmeye başlanmıştır. Dayanıklılığın sadece üst yapı ile sınırlı olmadığı bir gerçektir. Bu yüzden üst yapı dizaynından, önce alt yapı güçlendirilmesi kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada 2 bodrum kat olmak üzere 12 katlı bir binanın alt yapı çalışmaları yapılmıştır. Binanın 2 bodrum katta sahip olmasından dolayı öncelikle derin kazı yüzeyi stabilizesini korumak amacıyla geliştirilmiş sistemlerden biri olan Palplanj Duvarı yapılmıştır. Palplanş Duvarı, zemin profilleri ve kazı alanı çevre faktörleri dikkate alınarak dizayn edilmiştir. 7 m derinliğindeki kazı alanımız için yapılan hesaplamalar sonlu elemanlar programı olan Plaxis 2D ve M-Sheet programında çözülmüş ve sonuçlar; deplasman, moment ve kesme kuvvetleri bakımından karşılaştırılmıştır. Ayrıca kazı alanı için en uygun Dewatering yöntemleri değerlendirilerek sunulmuştur. Çalışmanın ikinci kısmında hesaplanan zemin emniyet gerilmesi ve oturma değerlerine göre, binanın temelinin kazıklı radye temel olarak yapılması öngörülmüştür. Kazıkların ve radye temelin taşıma kapasiteleri hesaplanmış ve kazıklar grup olarak incelenmiştir. Bu hesaplar neticesinde kazıkların ve radye temelin statik ve betonarme tasarımı yapılmıştır. Kazıkların hesapları Plaxis-2D programıyla kontrol edilmiş ve radye temelin donatı hesabı Sta4-CAD programıyla yapılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ KAZIKLI TEMEL TASARIMI ve ZEMİN DONDURMA Ergin Mert Danışman: Prof. Dr. Mustafa Tuncan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Kazıklı temeller incelenip literatür taraması yapılmıştır. Kazıkların taşıma kapasiteleri grup etkisi, yükleme deneyleri hakkında literatür bilgileri verilmiştir. Bu proje kapsamında öncelikle araziden alınan numuneler üzerinde deneyler ve zemin parametrelerini içeren zemin etüt raporu değerlendirilerek , değerlendirme raporu hazırlanmıştır. Raporlara bağlı olarak eskişehirde 3122 m2’lik alana inşa edilecek olan alışveriş merkezi için, oturma miktarları ve taşıma kapasiteleri göz önünde bulundurularak kazıklı rayde temel sisteminin en uygun çözüm olduğu anlaşılmıştır. Farklı boy ve çaplarda kazıklar için taşıma kapasitesi, kazık dağılımı, maliyet hesapları yapılarak en uygun kazık boyutları seçilmiştir. Kazıklara gelen yükler göz önüne alınarak fretli kolon betonarme donatı hesabı yapılmıştır. Tüm durumlar Plaxis programlarında modellenerek sonuçlar karşılaştırılmıştır. Projenin Sta-4 CAD programında modellemesi yapılmıştır. Ayrıca aynı yük uygulanarak ve Talren 4 programı kullanılarak şev stabilitesine bakılmıştır. Dünya’da yeni gelişmekte olup, henüz ülkemizde uygulaması bulunmayan zemin iyileştirme yöntemlerinden zemin dondurma ile ilgili teorik hesaplamalar yapılarak çalışmalar yapılmıştır. Laboratuvar da 1 m3 zemin sınırları içerisinde temsili bir derin kazı sırasında zemin iyileştirme ve inşaat alanındaki suyu uzaklaştırmak için prototip zemin dondurma sistemi tasarlanarak gözlemler yapılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ CBS TEKNİĞİ VE MOCKUS YÖNTEMİ İLE TAŞKIN DEBİSİ HESABI Aysun Emen Danışman: Yard. Doç. Dr. Aynur Şensoy Şorman İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Tasarımı yapılacak bir su yapısı için gelebilecek maksimum suyun hesaplanması gerekmektedir. Akarsulara ait akım verileri akım gözlem istasyonlarından sağlanabilmektedir, fakat bu veriler gözlem istasyonlarına sahip olmayan havzalarda elde edilememektedir. Taşkın debilerinin hesaplanması için yağış-akış ilişkisine dayalı hidrolojik model uygulamaları yapılmaktadır. Bu uygulamalar için gerekli altlıkların hazırlanması ve parametrelerin belirlenmesi için Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nin kuzeydoğusunda yer alan Yuvacık Havzası’nın mansabında taşkın debilerinin belirlenmesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknikleri ve HEC-GeoHMS programı kullanılmıştır. CBS analizi, Sayısal Yükseklik Haritası (SYH) kullanılarak havza çıkarılmasında ve HEC-GeoHMS programı da havza karakteristiklerinin (havza alanı, havza çevresi, havza eğimi vb.) belirlenmesinde kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda Yuvacık Baraj Havzası’nda ve mansaptaki yan kollardan gelecek olan toplam debi Mockus Yöntemi esas alınarak hesaplanmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ CBS TEKNİĞİ VE DSİ SENTETİK YÖNTEMİ İLE TAŞKIN DEBİSİ HESABI Ebru Körpe Danışman: Yard. Doç. Dr. Aynur Şensoy Şorman İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Tasarımı yapılacak bir su yapısı için gelebilecek maksimum suyun hesaplanması gerekmektedir. Akarsulara ait akım verileri akım gözlem istasyonlarından sağlanabilmektedir, fakat bu veriler gözlem istasyonlarına sahip olmayan havzalarda elde edilememektedir. Taşkın debilerinin hesaplanması için yağış-akış ilişkisine dayalı hidrolojik model uygulamaları yapılmaktadır. Bu uygulamalar için gerekli altlıkların hazırlanması ve parametrelerin belirlenmesi için Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nin kuzeydoğusunda yer alan Yuvacık Havzası’nın mansabında taşkın debilerinin belirlenmesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknikleri ve HEC-GeoHMS programı kullanılmıştır. CBS analizi, Sayısal Yükseklik Haritası (SYH) kullanılarak havza çıkarılmasında ve HEC-GeoHMS programı da havza karakteristiklerinin (havza alanı, havza çevresi, havza eğimi vb.) belirlenmesinde kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda Yuvacık Baraj Havzası’ndan ve mansaptaki yan kollardan gelecek olan toplam debi DSİ Sentetik Yöntemi esas alınarak hesaplanmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ HİDROELEKTRİK SANTRAL İŞLETİM SİSTEMİ SEÇİMİNDE OPTİMİZASYON ÇALIŞMASI Halil Karakaya Danışman: Yard.Doç.Dr. A.Arda Şorman İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Son yıllarda elektrik ihtiyacından dolayı ülkemizde Hidroelektrik Santraller konusunda yoğun çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmada örnek bir Regülatör ve Hidroelektrik Santral yeri seçilmiş, ardından proje çalışma alanı ve karakteristiklerine ait bilgiler verilmiştir. Bölgede bulunan bir akım gözlem istasyonunun değerleri kullanılarak su temini çalışmaları yapılmıştır. Sentetik yöntemlerden Mockus ve DSİ sentetik metod ile gözlenmiş akım değerleri kullanılarak bölgesel ve noktasal frekans analiz yöntemleriyle projedeki 100 yıl tekerrürlü taşkınlar hesaplanmıştır. Regülatör dolusavak boyutlarına göre inşaat sonu hali; normal işletme seviyesi ve feyezan haline göre stabilite hesapları yapılmıştır. Debi süreklilik eğrisiyle bulunan Qfirm ile işletme çalışmalarına başlanmış ve optimizasyon çalışmaları için çeşitli akım ve kurulu güç değerleri seçilmiştir. Elektrik üretimi için yükleme havuzundan hidroelektrik santral yerine, cam takviyeli plastik boru çapı, cebri boru çapı ve uzunluğu göz önüne alınarak 3 ayrı güzergah alternatifi belirlenmiştir. Her bir güzergah için yapılan optimizasyon çalışmasının ardından net faydası (gelir /gider) en yüksek olan alternatif seçilmiş ve buna göre en optimum işletim sistemi tasarlanmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ YAĞIŞ – AKIŞ İLİŞKİSİ BULUNARAK TAŞKIN AKIMLARININ SİMÜLASYONU Engin Kaya Danışman: Doç. Dr. Mustafa Tombul İnşaat Mühendisliği Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Bir su yapısının projelendirilmesi ya da projesi gerçekleştirilmiş olan su yapısının verimli bir şekilde işletilmesi amacıyla hidrometerolojik verilere ihtiyaç vardır. Bir havzaya düşen yağışın oluştarabileceği maximum akım değeri ile toplam su hacminin bir su yapısı projelendirme aşamasında ve sonrasında önemi büyüktür. Bu sorundan yola çıkarak, bu çalışmada kurukavak havzasına ait geçmiş yılların verileri kullanarak yağış- akış ilişkisi bulunmuştur. Bu çalışmada Hec-HMS programı kullanılmıştır. Bu modellemede girdi verisi yağış değerleri olup gerekli parametreler ( sızma katsayısı, curve number…) girilerek SCS birim hidrograf metodu ile akım değerleri bulunmuştur. Modelde elde edilen akım hidrografları, gözlenen akım hidrografları ile karşılaştırılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ TAŞKIN GECİKTİRME HAVUZU BOYUTLANDIRMASI Mustafa Gökhan Kan Murat Çıblak Danışman: Doç. Dr. Mustafa Tombul İnşaat Mühendisliği Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Taşkın, bir akarsu havzasında şiddetli yağışlar sonucu olarak akımın yatağından taşarak çevresindeki arazilere, yerleşim yerlerine, altyapı tesislerine ve canlılara zarar vermek suretiyle, etki bölgesinde sosyo-ekonomik faaliyeti kesintiye uğratacak ölçüde bir akış büyüklüğü oluşturması olayıdır. İnsan fakatöründen dolayı oluşan bu taşkınları önlemek amacıyla çeşitli su yapıları kullanılmaktadır ve bunlardan birisi de taşkın geciktirme havuzlarıdır. Taşkın geciktirme havuzları ıslak ve kuru olmak üzere iki şekilde tasarlanır. Eskişehir şehir merkezi ile porsuk barajı arasında gelebilecek bir taşkının geciktirilmesi ve zararın en aza indirilmesi maksadıyla bu çalışmada, (1984-2004) 20 yıllık yağış verileri kullanılarak 5, 25, 50 ve 100 yıl tekerrürlü taşkın akımları hesaplanmıştır. Bu taşkın akımları ve yan derelerden gelen akımlar ile birlikte değerlendirilerek taşkın geciktirme havuzu PondPack programı yardımıyla tasarlanmıştır. Sonuç olarak bu çalışmada şehirleşmenin etkisiyle artan taşkın debilerin geçiçi olarak depolanması ve kontrollü olarak salıverilmesi amacıyla önemli bir su yapısı olan taşkın geciktirme havuzu boyutlandırılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ SINIR AŞAN SULAR VE TÜRKİYE’NİN SINIR AŞAN SU POLİTİKASI Mesut Cinemre Danışman: Doç. Dr. Mustafa Tombul İnşaat Mühendisliği Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Suyun yaşamımızdaki rolü gayet hayati bir kıymet ifade etmektedir. Sahip olduğu su kaynakları itibariyle su zengini bir ülke durumunda olmayan Türkiye, artan nüfus oranı dikkate alındığında istikbalde su sıkıntısı çekebilecek bir konumdadır. Bu bağlamda su kaynaklarını iyi kullanması ve sınır aşan sularını da dahilde değerlendirme ihtiyacıyla karşı karşıyadır. Mevcut durumda, Türkiye'nin varolan akarsularının belli bir bölümü komşu ülkelere aktığı için bu ülkelerce kullanılmaktadır. Komşu ülkelerden Türkiye'ye giriş yapan sulardan ise komşu ülkeler optimum düzeyde yararlandığı için Türkiye, bir yarar sağlayamamaktadır. Bu çerçevede, uluslararası bazı çevrelerce Türkiye’nin su zengini bir ülke olduğu fikrine ihtiyatla ve dikkatle yaklaşılmalıdır. Bilindiği gibi, uluslararası ölçülere göre bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına 10 000 m3 su düşmesi gerekirken bu rakam Türkiye için 1531 m3 dolayında olup yakın gelecekte Türkiye sahip olduğu nüfusun su ihtiyacını karşılamakta da sıkıntıya girecektir. Sınır aşan sular konusunda vurgulanması gereken bir önemli husus da, Türkiye'nin yaptığı barajlarla akım rejimini düzenleyerek, mansap tarafında kalan ülkelerin daha rahat ve güvenli su temin etmesini sağlamaktadır. Özellikle Suriye için saniyede 500 m3 su taahhüt edilmesi, bu açıdan Türkiye'nin ortaya koyduğu büyük bir fedakârlıktır. Türkiye yaptığı birçok barajla Fırat ve Dicle’nin akışını kontrol altına almış dolayısıyla doğal kaynağı verimli şekilde kullanılabilir hale getirmiştir. Suyun bir doğal kaynak olduğu dikkate alınırsa bunun bedelsiz olarak başka bir ulusun hizmetine verilmesi mümkün değildir. Örneğin Mısır, yukarı çığır ülkelerinden kaynaklanan suya karşılık bu ülkelerin kalkınmasına yardımcı olmak için UNDUGO'yu kurmuş ve bu ülkelerden bazılarına da kaynak transferini sağlamıştır. Dolayısıyla, yeterli sulama altyapısını gerçekleştirip kaynaklarını kendisi kullanıma sununcaya kadar eğer komşu ülkelere su verilebilecekse; bu durumda Türkiye'den su talep eden ülkeler bu suyu bedava kullanmaktan vazgeçmelidir. Türkiye makul bir bedelle suyu fiyatlandırmalıdır. Bu sağlandığı takdirde Türkiye yatırım yetersizliği nedeniyle değerlendiremediği suyun belli bir kısmını ihtiyacı olan ülkelere pazarlayabilir. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ ULUSAL VE ULUSLAR ARASI SU HUKUKU’NUN İRDELENMESİ Hüseyin Alper Acar Danışman: Doç. Dr. Mustafa Tombul İnşaat Mühendisliği Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Su sadece insanların değil, bütün canlıların, hatta cansız varlıkların da varlıklarını sürdürebilmeleri için ihtiyaç duyulan doğal temel bir maddedir. Susuz bir yaşam düşünmemiz mümkün değildir. Yeryüzünde su kaynakları ile nüfus orantılı dağılım içinde olmadığından, bu orantısızlık ülkelerin başlıca sorunlarından birisi haline gelmiştir. Türkiye’nin de içinde yer aldığı Ortadoğu bu orantısızlığı en çok yaşayan bölgelerden birisidir. Türkiye’nin suyu kendisine yeterli iken, suyun kullanımındaki hatalı tutumlar nedeniyle Türkiye’de de susuzluk sorunu baş göstermiştir. Hak kavramı soyut bir kavram değildir. Esasen hukuki bir kavramdır. O halde biz hak kavramını daha dar anlamda ve hukuki terminolojiye uygun olarak kullandığımızda, suyun da yaşamın idamesi için temel haklardan olduğunu kabul etmek durumundayız. Bu açıdan bakıldığında, su temel bir haktır ve bu hak sadece insanlar için değil, bütün canlı ve cansız varlıklar için geçerlidir. Uluslararası hukuka göre, yeryüzünde bulunan su ihtiyacının da, komşu ve diğer ülkelerle birlikte çözümlenmesi anlayışını, iç hukuk anlayışı ışığında geliştirebiliriz. Örneğin Türkiye’nin sürekli gündemine getirilen Dicle ve Fırat nehirlerinden akan suların, ihtiyaç ilkesine göre, ihtiyacımızdan fazla olan kısmını, suyun doğal olarak aktığı ülkelere salmak zorundayız. Türkiye’nin komşuları olan Suriye ve Irak ile dostça ilişkileri sürdürebilmek için, ihtiyaç fazlası olan suyu, aşağıya salmamız gerekir. Bu bilgilerden yola çıkarak ulusal ve uluslararası boyutta su kullanım hakları incelenecektir.Ulusal anlamda inceleme yapılırken Türk Medeni Kanun , 1982 Anayasası , İl Özel İdaresi ve Devlet Su İşleri tüzükleri esas alınacaktır.Uluslararası anlamda inceleme yapılırken Birleşmiş Milletler’in Su Kullanım Hakkı Anlaşması esas alınacaktır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ NEHİL ÇAYININ HİDROELEKTRİK ENERJİ ÜRETİMİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ Cihan Özyüksel Danışman: Doç. Dr. Recep Bakış İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Türkiye’nin enerjiye olan gereksinimi her geçen gün artmaktadır. Oysa, Türkiye’nin zengin yenilenebilir enerji kaynakları vardır. Yenilenebilir enerji kaynakları bakımından en zengin potansiyeli su kaynaklarıdır. Bu projede, Nehil Çayının sahip olduğu hidroelektrik enerji potansiyeli araştırılmıştır. Bu amaçla çalışma alanı Nehil çayı seçilmiştir. Nehil çayındaki küçük ölçekli hidroelektrik potansiyelin değerlendirilmesi ve bölge/ülke ekonomisine kazandırılması amaçlanmıştır. Çalışmada SIMAHPP bilgisayar programı kullanılmıştır. Veriler EİE Müdürlüğünden temin edilmiştir. Araştırmada, Nehil çayı üzerinde yeni planlaması yapılabilecek hidroelektrik santrallerin fizibıl olup olmadıkları araştırılmıştır. Çalışmada, haritalardan baraj yerlerinin tespiti yapılmış, uygunluğu incelenmiştir. Yapılan araştırmalar sonunda, Nehil havzasında planlaması ön görülebilecek baraj yerleri, maliyetleri ve buradan temin edilecek yıllık elektrik miktarı hesaplanmıştır. Bu hesaplara göre, Nehil Havzasında 2 noktada, su potansiyeli ve topoğrafik şartları uygun barajlara ait aks yerleri tespit edilmiştir. 1, 2, nolu baraj olarak isimlendirilen bu barajların toplam maliyetleri 69.66x106 US$’dır. Bu barajların toplam kurulu güçleri, 6.5 MW ve yılda üretecekleri elektrik miktarı, su potansiyellerinin %70 olması halinde bile 23.189 GWh olacaktır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ HEC-RAS İLE MUDURNU ÇAYI TAŞKIN ANALİZİ Hande Koçak Danışman: Yard. Doç. Dr. A. Arda Şorman İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Taşkınlar insanların ekonomik ve sosyal yaşamını etkileyen önemli doğal afetlerden biridir. Bu çalışmanın amacı Sakarya İli’nin Akyazı İlçesi’ne bağlı Dokurcun Beldesinin vadisine yerleştiği Mudurnu Çayı’nın potansiyel taşkın alanlarının belirlenmesidir. Mudurnu Çayı üzerinde taşkın analizleri HEC-RAS yazılımı ile modellenerek yapılmıştır. HEC-RAS tek boyutlu, sürekli akımlara ait su yüzeylerinin hesaplandığı ve süreksiz akımlara ait modellemelerin yapıldığı, yaygın olarak kullanılan, veri saklama ve yönetme kapasitesine sahip bir hidrolik yazılımdır. Hidrolojik çalışmalar için Coğrafi Bilgi Sistemleri ortamında sayısal yükseklik modeli verileri kullanılmıştır. Bu verilerle WMS yazılımında Dokurcun Beldesi’nin yerleştiği havza, havza karakteristikleri ve nehir enkesitleri belirlenerek HECRAS için geometrik taban verileri oluşturulmuştur. 50, 100 ve 500 yıl tekerrürlü taşkın debilerinin belirlenmesi için Sentetik Hidrograf metotları uygulanmıştır. Nehir üzerinde alınan en kesitlerde bu taşkın debilerinin simülasyonu oluşturularak farklı senaryolara göre taşkın alanları belirlenmiştir. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ Betonarme Yapı Tasarımı ve Statik Hesabı Erkan Uludağ Danışman: Öğr. Gör. Volkan Karuk İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Yapı çeliği ile betonun aderansı yüksek olacak şekilde birleştirilmesi ile elde edilen,dış kuvvetlere karşı dayanıklı olan malzemeye betonarme;taşıyıcı elemanları (kolon,kiriş,döşeme) betonarme olarak inşa edilen yapılara betonarme yapılar denir.Yapı malzemesi olarak betonarmenin seçilmesinin sebepleri;basınç dayanımının yüksek olması,ana malzemelerinin yerel olarak temin edilebilmesi,yerel imkanlarla üretilebilmesi,nitelikli elemana gereksinimin fazla olmaması,hemen hemen hiç bakım gerektirmemesi,uzun ömürlü ve ekonomik olması gibi sebeplerdir.Bu projede,mevcut polis akademisi mimari projesi gözönüne alınarak taşıyıcı sistem,yapı malzemesi,statik ve betonarme hesaplar için kullanılacak araçlara karar verildi.(İlgili yönetmelikler,kaynaklar,bilgisayar yazılımları) Projede seçilen taşıyıcı sistem bilgisayar yazılımına girilerek döşeme hesapları,kiriş yükleri,kolon ve kirişlerin yatay ve düşey yükler altında analizleri,kolon,kiriş betonarme hesapları,temel tipi seçimi kalıp planı ve statik-betonarme hesapları,merdiven hesapları yapıldı.Çizimler (kat kalıp planları,kiriş açılımları,kolon yerleşim planı ve düşey kesitleri,temel kalıp planı,merdiven çizimleri) yapıldı ve kaba metraj hesaplandı.Proje kullanılan bilgisayar yazılımları Sta4Cad ve Sap2000 programlarıdır.Hesapların ardından kontroller,TS498,TS500 Deprem Yönetmeliği 2007 gözönüne alınarak yapıldı. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ ÇOK AMAÇLI KONFERANS SALONUNUN STATİK VE BETONARME ANALİZİ Mustafa Berk Arpali Danışman: İnş.Yük.Müh. Volkan Karuk İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Deprem ülkemizde çok sayıda can ve mal kayıplarına sebebiyet veren, ciddiye alınması gereken ancak günümüz koşullarında ekonomik kaygılar bahane edilerek ciddiye alınmayan en büyük doğal afetlerden biridir. Deprem anında insanların yoğun olarak bulunduğu yapılarda oluşabilecek bir yapısal hasar çok büyük can kayıplarına sebep olacağından konferans ve sinema salonu olarak kullanılabilen bloklardan oluşan bir yapı tercih edilmiştir. Projenin ilk aşaması olarak 4 bloklu konferans ve sinema salonu olarak kullanılabilen yapının mimari uygulama projesi tedarik edilmiş, mimari proje detaylı bir biçimde incelendikten sonra yapının estetiğini bozmayacak şekilde, kabul edilebilir limitler içerisinde mimari projede minimal değişiklikler yaparak bir taşıyıcı sistem oluşturmuştur. Taşıyıcı sistemin seçiminde TDY2007 ve TS500’e göre uyulması gerekilen kesit minimum koşulları göz önene alınmıştır. Döşeme sistemi olarak plak döşeme tercih edilmiştir. Eğik döşemelerde bulunan 32 ve 54 cm’ lik basamaklar yük analizinde ek olarak hesaplanmış ve döşemeye ölü yük olarak eklenmiştir. Statik ve betonarme aşamasında taşıyıcı sistemin analizi için STA4CAD 13.1 kullanılmıştır. Analiz aşamasında ilk olarak taşıyıcı sistem yazılıma tanıtılmış ve yapı malzemeleri seçilmiştir. Analiz sonuçlarında öngörülen kesitlerin yeterlilikleri test edilmiş ve güvenli bir yapı oluşturmak adına kesitler yeterli ölçülerde seçilmiştir. Taşıcı sistemin seçilmesinin ardından çok bloklu yapının deprem raporlarından faydalanılarak deplasman ve düzensizlik analizleri yapılmıştır. Gerekli görülen yerlere deprem derz boşlukları yerleştirilmiş ve deprem anında blokların birbirini etkilemesi engellenmiştir. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ 3 KATLI BETONARME YAPI TASARIMI VE STATİK HESAPLARI Ozan Sülün Danışman: İnş. Yük. Müh. Volkan Karuk İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Bilindiği üzere ülkemiz bir deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. Depreme dayanıklı binalar konusundaki hassasiyet 17 Ağustos depreminden sonraki yıkılan yapı sayısı ve yaşanan can kaybıyla daha önemli bir husus haline gelmiştir. Yeni yönetmelikler çıkarılmış ve yapı denetimine daha çok önem verilmeye başlanmıştır. Bu hususta deprem bölgelerine yapılacak yapılar gerekli yönetmeliklere göre yapılıp denetimine özen gösterilmedir. Bu tezde betonarme tasarımı yapılmak üzere Aydın Adnan Menderes Üniversitesi veterinerlik fakültesi dekanlık ve öğrenci anfilerinden oluşan okul binası seçilmiştir. Tüm proje sürecinde tasarımlar TS 500 ve 2007 Deprem Yönetmeliği’ne göre yapılmıştır. Mimari planda değişiklik yapmadan ya da kabul edilebilir değişikliklerle minimum kesitler seçilerek projeye başlanmıştır.Yapının ağırlık merkezi ile rijitlik merkezi yakın tutulmaya çalışılmıştır. Plak olarak mimarın önerdiği üzere dişli (asmolen) döşeme seçilmiştir. Gelen deprem kuvvetlerini büyük ölçüde alan her iki yönde perdeler kullanılmıştır. Analiz için STA4CAD bilgisayar programı kullanılmıştır. Sonuçlara göre kesitler yeniden değerlendirilmiş ve gerekli değişiklikler yapılarak analiz tekrarlanmış ve sonuca ulaşılmıştır. Yapı toplam yüküne ve zemin özelliklerine bağlı olarak temel tipi kirişli radye temel seçilmiştir. Nihai projenin analizinin ardından, raporlar ve çizimler alınmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ ÇOK KATLI BETONARME YAPI TASARIMI VE STATİK HESAPLARI Hasan Oktay Danışman: İnş. Yük. Müh. Volkan Karuk İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Ülkemizin bir deprem ülkesi olması nedeniyle depreme dayanıklı binaların taşıyıcı sistem tasarımı inşaat mühendisliği tasarım alanlarından en önemlisi haline gelmiştir. Günümüzde bu amaca uygun yeni yönetmelikler çıkarılmış ve yönetmeliklerin uygulanması yasalarla belirlenen yapı denetim firmaları tarafından denetlenmektedir. Tezimde betonarme statik tasarımı yapılmak üzere Eskişehir Anadolu Üniversitesi A.Ö.F bürosu ve misafirhanesi binası seçilmiştir. Proje TS 500 ve 2007 Deprem Yönetmeliği’ne göre hazırlanmıştır. Mimari planda değişiklik yapmadan ya da kabul edilebilir değişikliklerle yapının ağırlık merkezi ile rijitlik merkezi çakıştırılmaya çalışılmıştır. Gelen deprem kuvvetlerini karşılamak amaçlı her iki yönde perdeler kullanılmıştır. Analiz için STA4CAD programı kullanılmış ve sonuçlara göre kesitler optimum çözüm için değiştirilerek analizler tekrarlanmış ve analiz süreci sonlandırılmıştır. Yapı toplam yüküne ve zemin özelliklerine bağlı olarak temel tasarımı yapılmış ve en son raporlar ve çizimler alınmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ DEPREMDE HASAR GÖRMÜŞ BİR YAPI İÇİN SEÇİLEN UYGUN TAŞIYICI SİSTEMİN YAPI DAVRANIŞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Kemal Çağrı Çağan Danışman: Doç. Dr. Yücel Güney İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir 1999 Gölcük Depremi ,17 Ağustos 1999 sabahı,yerel saatle 03:02’de bir geçekleşen bir depremdir.Kocaeli/Gölcük merkezli deprem Mw ölçeğine 7.5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem ,büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur.Bu nedenle Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Yapılan bitirme tezinde depremde taşıyıcı sisteminden dolayı hasar görmüş bir yapının mimari projsinde değişiklik yapılmadan taşıyıcı sisteminin yeniden seçildi.Seçilen bu yeni taşıyıcı sistemin deprem sırasındaki yapı davranışa üzerindeki etkisi incelendi.İlk olarak yapı aslına uygun bir şekilde taşıyıcı sisteminde her hangi bir değişiklik yapmadan ,yapının yer aldığı bölgenin zemin durumuna uygun bir şekilde,beton sınıfı C10.çelik sınıfı S220 kabul edilerek STA 4 cad ile analiz edilmiştir.Daha sonra 4 katlı bu betonarme yapı 2007 Deprem Yönetmeliği ve TSE 500’e göre yeniden dizayn edilmiştir.Mimari projede değişiklik yapılmadan taşıyıcı sistem yeniden seçilmiştir.Yönetmeliklere uygun şekilde minimum . kolon ve kiriş ebatlarına dikkat edilerek yerleştirilmiş , gereken yerlere deprem kuvvetlerini karşılamak için perdeler yerleştirilmiştir.Döşemeler plak döşeme olarak seçilmiştir. Döşeme yükleri ( kaplama,duvar ) eklenmiştir. Temel olarak binanın ağırlığı ve zemin cinsi göz önüne alınarak temel tipi seçilmiştir. Yapının ağırlık merkezi ve rijitlik merkezleri mümkün olduğunca yakın tutulmuş ve düzensizlik kontrolleri yapılmıştır. Güçlü kolon ve zayıf kiriş kontrolü yapılıp gereken yerlerde kolon boyutları yeniden belirlenmiştir. Sistem Sta4cad ile analiz edilip ,raporlar ve çizimler analizlerden alınmıştır. Doğru seçilen bir taşıyıcı sistemin yapının deprem sırasındaki davranışı üzerinde ne kadar önemli bir etkisi olduğu ve taşıyıcı sistemde yapılan değişikliklerin yapının maliyetini çok düşük oranlarda etkilediği görülmüştür. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ TAHRİBATLI VE TAHRİBATSIZ DENEY METODLARIYLA BETON KALİTESİNİN BELİRLENMESİ Serkan Özkan Danışman: Doç. Dr. Yücel Güney İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Deprem öncesi veya sonrasında mevcut betonarme yapıların beton kalitesinin belirlenmesindeki aşamalardan birisi beton kalitesinin saptanmasıdır. Beton dayanımının belirlenmesinde tahribatlı veya tahribatsız deney yöntemleri olarak iki yaklaşım bulunmaktadır. İncelenecek yapıların beton kalitesinin belirlenmesinde gerçeğe en yakın dayanımın bulunmasında, en az zamanı kullanarak, yapıya en düşük tahribatı vererek en ekonomik şekilde sonuca gitmek önemli bir hususdur. Beton yüzeyinde uygulanacak olan tahribatsız deney metodları malzemeye veya yapıya zarar vermeden malzeme veya yapının özelliğini incelemeye yarar. Deneyler standartta verilen miktarlarda, her bir yapıda; kolon beton yüzeyleri üzerinde uygulanır. Projede deneylerin uygulanması için gerekli olan araçlar olarak tahribatsız deney yöntemlerin uygulanmasında schmidt cihazı ve ultrases dalga hızı cihazı; tahribatlı deney yöntemlerinin uygulanmasında ise karot alma cihazı kullanılmıştır. Deneylerin uygulanamsı amacıyla sıvası kaldırılan kolon yüzeyinde donatı tarama cihazının bulduğu donatı durumlarına göre ilk olarak yüzey sertliği schmidt test çekici ile bulunur, daha sonra ise schmidt test çekici uygulanan yüzeylere ultrases dalga hızı cihazının kolonla temas halinde olacak problarına yapıştırıcı malzeme sürerek dalga hızı deneyi yapılır. Karot alma cihazı vasıtasıyla deney uyguladığımız her bir kolon yüzeyinden 100 mm’lik ve 50 mm’lik karot numuneleri alınır ve alınan numuneler laboratuar ortamında tahribatsız deneyler uygulanarak son bulur. Arazide uygulanan tahribatsız deney metodlarının vereceği değerler bir yapının dayanımı hakkında kesin sonuçlar oluşturmayacağı için bulunan değerler ile tahribatlı deney metodlarıyla alınan numunenin laboratuar ortamında elde edilen dayanım değerleri ile birlikte korelasyon kurarak; bir yapının beton dayanımı hakkında gerçeğe yakın veriler elde edilir.Elde edilen değer binanın beton dayanımı hakkında bilgi verir. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ TAHRİBATLI VE TAHRİBATSIZ YÖNTEMLERLE BETON DAYANIMI BELİRLENMESİNDE KARBONATLAŞMANIN ETKİSİ Onur Arslan Danışman: Doç. Dr. Yücel Güney İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Beton kalitesi, bir yapının dayanımının belirlenmesinde önemli yer tutmaktadır. Yapılarda beton dayanımı, tahribatlı ve tahribatsız yöntemlerle belirlenmektedir.Tahribatlı yöntemde, karot alınarak dayanım belirlenmektedir. Tahribatsız yöntemlerde ise schmidt çekici ve ultrases dalga hızı yöntemleri kullanılmaktadır. Arazide schmidt ve ultrases dalga hızı testlerini uygulamak gayet kolaydır. Yalnız bu testler yaklaşık sonuç vermektedir. Ultrases ve schmidt deney sonuçlarının yanlış olmasını etkileyen bir çok neden vardır. Bunlardan en önemlisi, karbonatlaşmadır. Karbonatlaşma, yapıda zaman geçtikçe meydana gelen kimyasal reaksiyon sonucu oluşan bir problemdir. Betondaki karbonatlaşma, schmidt çekiciyle okunan değerin gerçek değerinden farklı olmasına neden olmaktadır. Bu projede amaç, arazide yapılan tahribatsız yöntemlerle elde edilen sonuçların, daha sonra yapıdan alınan karot numunesi üzerinde yapılan basınç mukavemeti sonuçlarıyla dayanımı elde edilmesiyle çıkan sonuçların karşılaştırılmasıdır. Bu çalışma arazide 10 kamu binasında uygulanmıştır. Çalışmanın 1.kısmında binaların bodrum katlarında belirlenmiş olan 6 adet kolon ve perdede schmidt çekici ve ultrases dalga hızı deneyleri yapılmıştır. Aynı kolonlardan 5cm ve 10cm çapında karot numuneleri alınmıştır. Karot numuneleri üzerinde beton basınç dayanımı ve karbonatlaşma miktarı belirlenmiştir. Çalışmanın sonunda schmidt çekici ultrases test cihazı ve basınç mukavemeti ve karbonatlaşma arasında korelasyon yapılmıştır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ DEPREMDE YIKILMIŞ BİR YAPININ STA4CAD PROGRAMIYLA TEKRAR ÇÖZÜLMESİ Emre İşci Danışman: Doç. Dr. Yücel Güney İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Yapılar betonarme olarak projelendirilirken seçilen taşıyıcı sistem çok önemlidir. Yanlış seçilmiş bir taşıyıcı sistem deprem gibi doğal afetlerde yapının büyük hasar görmesine hatta yıkılmasına yol açabilir bu nedenle projelendirme yaparken çok önemli bir konu olarak ele alınması gerekir. Günümüzde yapılan projelerde yaygın olarak sta4cad gibi programlar kullanılmaktadır. Yaptığımız çalışmada deprem anında yıkılmış olan bir yapının projelendirmesini mimari planına bağlı kalarak taşıyıcı sisteminde değişiklikler yaparak tekrar çözdüldü. Bu işlemi değişik taşıyıcı sistem denemeleriyle tekrarlayıp yapının seçtiğimiz taşıyıcı sistemlere göre davranışını ve deprem anındaki durumu incelendi. Seçtiğimiz taşıyıcı sistemler arasında en güvenli olanı en ekonomik olanı belirlendi, tüm bu çalışmalarla yapılan bir yapının sat4cad programı yardımıyla , düzenli, düzensiz çerceve oluşturulmuş, oluşturulmamış perde oranı yeterli ,yetersiz gibi durumlarda nasıl davrandığını güvenli olup olmadığı incelendi ,bunun yanında yıkılmış bu yapının nasıl yapılsaydı deprem anında yıkılmayacağı konusunda rapor hazırlandı. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE EKOLOJİK YAPI TASARIMI Okan Öcel Danışman: Doç. Dr. Gökhan Arslan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir Literatür araştırmalarının gösterdiği önemli bir sorun, yenilenemeyen doğal enerji kaynaklarının artık kritik bir seviyeye inmiş durumda olduğudur. Buna ilave olarak, özellikle petrol türevlerinin dünyaya ve ekolojiye verdiği zararın, bu ürünün yararını gölgelemeye başladığı kamuoyu tarafından fark edilmektedir. İnsanlığın kendi kendisini yok ettiği, kendi varlık koşullarını ortadan kaldırdığı bir dünya oluşmaktadır. Bu durum, kamuoyunda oluşan bilinçlenmenin ve gelecek kaygısının da etkisiyle konut ve yaşam alanı üreticilerini karbon salınımının büyük bir kısmını üreten konutlarla ilgili yeni arayışlara itmeye ve bunları kullanılabilir hale getirmeye yönlendirmektedir. Bu çalışmada; enerji kaynaklarının nitelikleri ve kullanım biçimleri incelenecek, temel olarak yukarıda sayılan gelişmeler kapsamlı bir araştırmaya tabi tutulacak, bu enerji kaynaklarının inşaat sektöründe konut üretimine ne yönde etkilerde bulunduğu ortaya konulacak ve mevcut gelişmeler ışığında bu kimliğin sorgulanması gerektiğine işaret edilecektir. Örnek bir ekolojik ev tasarımı yapılacak ve maliyet - fayda analizleriyle sanıldıgı kadar pahalı olmadığı aksine farklı bir dünya yaratmak ve doğanın yok edilmesiyle mücadele etmek için güzel bir araç olduğu vurgulanacaktır. PROJE FUARI 2011 ________________________________________________________________ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE YENİ NESİL TEKNOLOJİLERİN KULLANIMI Mehmet Emin Köseoğlu Danışman: Doç. Dr. Gökhan Arslan İnşaat Mühendisliği Bölümü Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusu, 26555, Eskişehir İş Sağlığı ve İş Güvenliği çalışmalarının amacı, is kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır. Ancak iki husus vardır ki bunları göz ardı etmemek gerekir. Bunlardan biri üretimin güvenliğini sağlayarak verimi artırmak, diğer ise, işletme güvenliğini sağlamaktır. İş kazaları ile meslek hastalıklarının neden oldukları kayıpları en aza indirmek amacı ile bilimsel araştırmalara dayalı güvenlik önlemlerinin saptanması ve uygulanması doğrultusundaki çalışmalar ise kısaca “İş Güvenliği” terimi içinde toplanmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliğinin genel amacı; gerek isçiye ve gerekse ailesine, is yerine ve diğer mercilere gelen yükümlülükleri azaltmak ve buna bağlı olarak, ülke ekonomisine verdiği zararları önlemektir. Bu projede yeni nesil teknolojilerinin uygulamaları sayesinde iş sağlığı ve iş güvenliğine sağladığı yararlardan bahsedilecektir.