T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI SOLAKLI SAĞLIK OCAĞI BÖLGESİNDE EVLİ ERKEKLERİN ÜREME SAĞLIĞI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ, ROLLERİ VE GEREKSİNİMLERİNİN ARAŞTIRILMASI Dr. Nureddin ÖZDENER UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. Elçin YOLDAŞCAN ADANA-2006 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI SOLAKLI SAĞLIK OCAĞI BÖLGESİNDE EVLİ ERKEKLERİN ÜREME SAĞLIĞI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ, ROLLERİ VE GEREKSİNİMLERİNİN ARAŞTIRILMASI Dr. Nureddin ÖZDENER UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. Elçin YOLDAŞCAN TF2004-LTP22 ADANA-2006 TEŞEKKÜR Tez danışmanım Sayın Doç. Dr. Elçin Yoldaşcan, araştırmanın gerçekleşmesi sürecinde gereken maddi ve manevi desteği sağlayarak, moral vererek, sorunların çözülmesinde yol gösterici olarak katkıda bulunmuştur. Kendisine teşekkür ederim. Asistanlık eğitimim süresince eğitim ve öğretimime katkıda bulunan, beni destekleyen, bu tutumunu tez aşamasında sürdüren Prof. Dr. Muhsin Akbaba hocama, Ç.Ü.T.F.Halk Sağlığı Anabilim Dalının değerli öğretim üyelerine teşekkür ederim. Asistan arkadaşlarıma, varlıkları ve bilgisayar konusundaki hoşgörüleri için teşekkür ederim. Araştırma bilgilerini toplarken yüz yüze görüştüğüm, bazen sıkılan, utanan, yüzü kızaran yine de sabır ve samimiyetle sorularımı yanıtlayan Solaklı Beldesinin meçhul erkeklerine teşekkür ederim. Dr Nureddin ÖZDENER Bu tez Çukurova Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından TF2004-LTP22 nolu proje olarak desteklenmiştir. I İÇİNDEKİLER Sayfa No TEŞEKKÜR I İÇİNDEKİLER II TABLO LİSTESİ IV KISALTMALAR VIII ÖZET IX ABSTRACT X 1.GİRİŞ VE AMAÇ 1 2.GENEL BİLGİLER 2 2.1. Dünyada Üreme Sağlığı Sorunları 3 2.2.Üreme Sağlığı Danışmanlığı Nedir? 4 2.3.Cinsellik ve Üreme Sağlığı 6 2.4.Cinsel Kimlik Gelişimi Sırasında Geliştirilmesi Gereken Temel Değerler 2. 5 .Cinsel yolla Bulaşan Enfeksiyonlara (CYBE) Genel Bir Bakış 9 10 2. 6. . Cinsel Mitler 10 3.GEREÇ VE YÖNTEM 12 3.1. . Araştırma Bölgesinin Özellikleri : 12 3. 2. Araştırma Tipi 12 3.3..Araştırmanın Evreni 13 3.4 Örnek Büyüklüğünün Belirlenmesi ve Seçilmesi 13 3.5 Araştırmanın Uygulanması 14 3.6 Araştırma Bilgi Toplama Formu 16 3.6.1. 1.Bölüm: Erkeğe Ait Sosyo-Demografik Bilgiler 16 3. 6. 2. Bölüm: Doğurganlıkla İlgili Bilgileri 17 3. 6 3. Bölüm :Gebeliği Önleyici Önlemler İle İlgili Bilgileri 17 3. 6. 4. Bölüm :Gebeliği Önleyici Yöntemleri Kullanma İle İlgili Bilgileri 17 3. 6. 5. Bölüm : Doğurganlık Tercihleri 18 3. 3. 6. Bölüm: Evlilik İle İlgili Tutumlar 18 3. 6.7. Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yaşamla İlgili, Deneyimleri, Bilgi Durumu 18 II 3. 6. 8. Bölüm : Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar 19 3. 6. 9. Bölüm :Cinsel Yaşamla İlgili Sorular 19 3. 6. 10. Bölüm : Cinsel Mitler İle İlgili Sorular 19 3. 6. 11. Bölüm : Mutluluk ve Memnuniyet 20 3. 6. 12. Bölüm : Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu (SHIM Ölçeği) 3.7. Verilerin Analizi . 20 4. BULGULAR 21 4.1. Araştırılan Erkeklerin Sosyo-Demografik Özellikleri 21 4.2. Araştırılan Erkeklerin Doğurganlıkla İlgili Bilgileri 32 4.4. Araştırılan Erkeklerin Evlilik Ve Kadınlarla İlgili Düşünce Ve Tutumları 41 4.5. Araştırılan Erkeklerin Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgileri Edinme Tercihleri 4.6. Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Konusundaki Bilgileri 4.7. Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yaşamla İlgili , Deneyimleri, Bilgi Durumu 45 4.8. Araştırılan Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme, Mutluluk Ve Memnuniyet 4.9. Cinsel Mitlerin Değerlendirilmesi 53 57 5.TARTIŞMA 60 6. SONUÇ ve ÖNERİLER 87 7.KAYNAKLAR 91 20 47 49 8.EKLER Bilgi Toplumu Formu 96 Araştırmacının şiiri “Solaklı’da Sağlık Ocağında Bir Kadın” 106 9.ÖZGEÇMİŞ 107 III Sayfa TABLO LİSTESİ Tablo 1. Dünyada Üreme Sağlığı Sorunları 4 Tablo 2.TNSA 2003 Verilerine Göre Türkiye’de AP Yöntemleri Hakkında Kullanıcıların Bilgilenme Durumlarının Dağılımı 5 Tablo 3. Erkeklerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı 22 Tablo 4.Erkeklerin Birliktelik Durumlarının Dağılım ( Nikah) Tablo 5. Erkeklerin Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı Tablo 6. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Eşlerinin Okuma Yazma Durumunun Dağılımı Tablo 7. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Çocukluğunun Geçirdiği Yer Tablo 8. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Yaptıkları İşlerin Dağılımı Tablo 9. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Sosyal Güvence Durumlarının Dağılımı Tablo 10. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Gazete Okuma Sıklığının Dağılımı Tablo 11.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Konuşurken Kullandıkları Anadillerinin Dağılımı Tablo 12.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evlerindeki Oda Sayılarının Dağılımı 22 22 23 24 24 25 25 26 26 Tablo 13. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Eşleri İle Yatma Durumlarının Dağılımı 27 Tablo 14.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evine Bir Ayda Giren Toplam Paranın Dağılımı 27 Tablo 15. Araştırma Katılan Evli Erkeklerin Bazı Sosyoekonomik Özelliklere Göre Dağılımları 28 Tablo 16. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Sigara İçme Durumunun Dağılımı 29 Tablo 17. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Alkollü İçki Kullanma Durumunun Dağılımı 29 Tablo 18. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Diş Fırçası Varlığının Dağılımı IV 30 Tablo19. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Toplam Canlı Doğan Çocuklarının Sayılarının Dağılımı Tablo20. Öğrenim Durumuna Göre Toplam Doğan Çocuk Sayılarının Dağlımı 30 30 Tablo 21. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Ölen Çocuklarının Sayılarının Dağılımı 31 Tablo 22. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Öğrenim Durumlarına Göre Ölen Çocuklarının Sayılarının Dağılımı 31 Tablo 23. Erkeklerin En Son Doğan Çocuklarını İsteyip İstememe Durumlarının Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı. 32 Tablo 24.Araştırmaya Katılan Erkeklerin AP Yöntem Bilgileri ve AP Yöntem Kullanım Özelliklerine Göre Dağılımları 33 Tablo 25 .Erkeklerin Araştırmadan Önce Herhangi Bir AP Yöntemi Kullanma Durumlarının Dağılımı 33 Tablo 26. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Daha Önce AP Yöntemi Kullanmama Nedenlerinin Dağılımı 34 Tablo 27. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Daha Önce Kullandıkları AP Yöntemlerinin Dağılımı 35 Tablo 28. Araştırma sırasında bir yöntem kullanan 114 Erkeğin Kullandıkları Gebeliği Önleyici, Geciktirici Yöntemlerin Dağılımı 35 Tablo 29. Erkeklerden Geri çekme Yöntemini Uygulayanlarda Kararı Verenlerin Dağılımı 36 Tablo 30.Erkeklerin Geri Çekme Yönteminin Güvenirliliği Hakkındaki Görüşlerinin Dağılım 36 Tablo 31. Geri Çekme Yönteminin Kolay Yada Zorluğunu İfade Edenlerin Dağılımı 37 Tablo 32 :Geri Çekme Yöntemini Kullananların Yaş Gruplarına Göre Dağılımı 37 Tablo 33. Geri Çekme Yöntemi Kararı İle Erkeğin Geri Çekme Yöntemini Güvenir Bulup Bulmaması Arasındaki İlişkinin Dağılımı 38 Tablo 34. Geri Çekme Yöntemi Kararı İle Erkeğin Geri Çekme Yöntemini Zor Bulup Bulmaması Arasındaki İlişkinin Dağılımı 38 Tablo 35. Geri Çekme Yönteminin Kolaylığı Zorluğu İle En Son Çocuğu İsteme-İstememe Durumu Arasındaki İlişki 39 V Tablo 36 .Gelecekte Herhangi Bir Zamanda AP Yöntemi Kullanmayı Düşünüyor musunuz Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı 40 Tablo 37. Gelecekte Gebeliği Önleyici Geciktirici Bir Yöntem Kullanacaklarını İfade Eden Erkeklerin Tercih Ettiği Yöntemlerin Dağılımı 40 Tablo 38. Aile Planlaması Uygulamak Günah mı Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı 41 Tablo 39. Erkeklerin İlk Evlenme Yaşlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı 42 Tablo 40. Erkeklerin Eşinin Evlenme Yaşlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı 42 Tablo 41. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Evlenmeden Önce Eşleriyle İlişki Düzeyleri 42 Tablo 42. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Bazı Durumlarda Eşlerine Fiziksel Şiddet Uygulayabilecekleri Hakkındaki Tutumlarının Dağılımı 43 Tablo 43.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Kadınlarla İlgili, Bazı Tutumlarının Dağılımı 44 Tablo 44.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Kullandıkları A P Yöntemi İle Kadınlara Karşı Olan Tutumlarının İlişkisi 45 Tablo 45.Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgilerin Verilme Yollarının Kabul Edilebilirliğinin Dağılımı Tablo 46. AIDS’ ten Kaçınmak İçin Ne Yapılabilir Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı 46 Tablo 47. AIDS’i Duyan Erkeklerin AIDS İle İlgili Bilgilerinin Dağılımı 48 Tablo 48. Öğrenim Durumu İle Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkları Duyma İlişkisi 49 Tablo 49. Cinsellikle İlgili İlk Bilgileri Edindikleri Yaşların Yaş Gruplarına Göre Dağılımı 50 Tablo50.Araştırmaya Katılan Erkeklerin ilk Cinsel Bilgilerini Edindikleri Kaynakların Dağılımı 51 Tablo51.Şu Anda Cinsel Bilgi İhtiyacınız Olsa Bilgi Kaynağınız Kim Ne Olurdu Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı 51 Tablo 52. Araştırmaya Katılan Erkelerin Sünnet Yaşının yaş Gruplarına Göre Dağılımı Tablo 53. Araştırmaya Katılan Erkeklerin İlk Cinsel İlişki Yaşlarının Dağılımı 52 VI 47 52 Tablo 54.Araştırmaya Katılan Erkeklerin İlk Evlilik, İlk Cinsel İlişki Ve Cinsellikle İlgili İlk Bilgileri Edinme Yaşı Ortalamalarının Dağılımı 53 Tablo 55.Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Araştırma Sırasındaki Cinsel İlişki Sıklıklarının Dağılımı 54 Tablo 56. Sizi Hayatta En Çok Kim Mutlu Eder Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı 55 Tablo 57. Yaşamdan Memnuniyetleri Sorulduğunda Verilen Yanıtların Dağılımı 55 Tablo 58. Erkeklerin Cinsel Yaşamlarını Koydukları Basamakların Dağılımı 56 Tablo 59.Erkeklerin SHIM Testinden (Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu) Aldıkları Puanların Dağılımı 56 Tablo60. Erkeklerin Cinsel Mitlerle İlgili Önermelere Yanıtlarının Dağılımı 58 VII KISALTMALAR ÜS AP RİA CYBE AIDS TNSA SHIM Ölçeği Üreme Sağlığı Aile Planlaması Rahim İçi Araç Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Acquire Immun Deficiency Syndrome Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu VIII ÖZET Solaklı Sağlık Ocağı Bölgesinde Evli Erkeklerin Üreme Sağlığı Konusundaki Bilgi Düzeyleri, Rolleri ve Gereksinimlerinin Araştırılması Türkiye’de Üreme Sağlığı (ÜS) ile ilgili konularda ilerleme sağlanabilmesi için ailenin bir bütün olarak ele alınması, ÜS hizmetlerine erkeklerin de katılması gerekmektedir. Hizmetlerin planlanması için toplumun tüm kesimlerinden erkeklerin ÜS ile ilgili bilgilerine ihtiyaç vardır. Bu araştırma Türkiye’nin kırsal kesimindeki evli erkeklerin ÜS konularındaki, rolleri bilgi ve tutumları ile ilgili ayrıntılı bilgiler elde etmek amacıyla planlandı ve gerçekleştirildi. Araştırmanın verileri 2006 yılında Adana ili Solaklı beldesindeki sistematik örnekleme ile seçilen 212 evli erkekle yüz yüze görüşülerek elde edildi. Araştırmadaki erkeklerin, yaş ortalaması, 39.8±12.4 olup, %74.2’si 20–49 yaş grubundadır. Erkeklerin % 13.2’si öğretim almamıştır, % 42.9’u ilkokul mezunudur. Yüzde %25’i hiç gazete okumamaktadır. Erkeklerin %25.3’ü, eşlerinin ise %51.4’ü on dokuz yaşın altında evlenmiştir. İlk evlilik yaşı ortalaması 21.0 ± 3.9’dur. İlk cinsel ilişki yaşı ortalaması 18.5± 2.8’dir. Erkeklerin %45.8’i ilk cinsel ilişkisini bir hayat kadını ile yaşamıştır. Yüzde 53.7’si Aile planlaması (AP) yöntemi kullanmakta, % 5.7’si ailesinde yöntem kullanıp kullanılmadığını bilmemektedir. Araştırma sırasında en fazla kullanılan yöntemler RIA (%42.1) ve geri çekme (%35.5) yöntemidir. AP yöntemi kullanmayanların %16.1’i kullanıma karşı olduğu için, %19.4’ü ise bilgi eksikliği nedeniyle AP yöntemi kullanmamıştır. %25.0’i AP’nın günah olduğu görüşündedir. Erkeklerin % 60.8’i AIDS’in sağlıklı insanlarda görülebileceğini bilmektedir. Erkeklerin % 27.8’i cinsel yaşamlarından çok memnunken, %0.5’i hiç memnun değildir. Araştırma grubunun doğurganlığı yüksek, yanlış ve yetersiz bilgilenmekten kaynaklanan sağlıksız davranışları yaygın, aile planlaması ile ilgili bilgileri yetersiz, doğru bilgilerin tutumları etkilemediği bulundu. Erkeklerde cinsel mitler yaygındır: “sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir”(%94.3), “Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%70.2), sık kabul gören mitlerdir. Erkeklerin %85.9’u Cinsel Sağlık Değerlendirme Formundan 21 puanın altında aldı. Araştırma gurubundan elde edilen bulgulara dayanarak, ülkemizde ÜS hizmetlerinin toplum sağlığı yönünden ilerleme göstermesine karşın, Solaklı gibi kırsal alanda yüksek doğurganlık ve ÜS konularında bilgi eksikliği varlığını sürdürmektedir. Bu nedenle üreme sağlığı hizmetlerinin, içerik, kapsayıcılık ve ulaşılabilirliğinin arttırılması gerekmektedir. Üreme sağlığı içinde AP ve cinsel sağlık dahil olmak üzere modern bilgilerin verilmesine ve yöntemlerin tanıtılmasına ağırlık verilmelidir. Anahtar sözcükler: Erkek, üreme sağlığı, cinsel mitler, aile planlaması, AIDS IX ABSTRACT A Research on Married men’s Needs, Roles and Level of Knowledge About Subject of Reproductive Health in Solaklı Village Clinic District In order to enable progress in the subject of Reproductive health (RH) in Turkey family has to be taken into consideration as a whole and male members of the family have to be involved in RH, too. The knowledge of men related to RH in all parts of the society is required to plan health services for RH. This research was carried out to investigate married men’s role, knowledge and attitudes towards RH in rural areas inTurkey. Data was obtained by systematic sampling, interterviewing 212 married men in Solaklı in Adana 2006. The avarage age of men in the research is 39.8± 12.4, where 74.2 % are in 20-49 age group. 13.2 % are not educated, 42.9 % are primary school graduates, 25 % never read a newspaper, and % 25.3 of men and % 51.4 of their wives have got married under the age of 19. The average age at the time of first marriage was 21.0±3.9.The average age at the time of first sexual intercourse was 18.5±2.8. 45.8 % of men have had their first sexual intercourse with a prostitute. 56.6 % have more than five children. Men have heard of the family planning methods by word of mouth: 82.2 % withdrawal method, 80.3 % IUDS method. 53.7% use family palanning, however, 5.7 % didn’t know if he used family planinng in his family or not. The most used methods during the research were IUDs(42.1 %) and withdrawal method( 35.5 %). Of the men using withdrawal method, 75.3 % do not consider it safe and 79.6 % find the method difficult. 16.1% do not use family planing due to lack of knowledge. 25.0 % see family planning as sin. 60.8 % acknowledge that healthy people could be infected by AIDS. While 27.8 are very happy with their sexual life, 0.5% aren’t. Fertility of the research group is high; unhealthy behaviour due to lack of information and being misinformed is common; knowledge about family planning is limited and true knowledge about FP has not changed the attitude. Sexual myth among men is common: sexual intercourse is nice when both partners have orgasm at the same time (94.3 %) A big penetrated penis is a key to a good intercourse (70.2 %). Those were the most comon myths. % 85.9 of them received less than 21 points according to the Sexual Health Evaluation Form (SHIM test). Based on the data of the research group, while in our country reproductive health services for the health of society indicates progress , there is still over fertility and lack of knowledge in rural areas Solaklı. Therefore reproductivity health services in terms of content scope and availability should be increased. Giving up-to-date information and introducing new methods should be focused on in the reproductive health including family planning and sexual health. Key words: Male, Reproductive Health, sexual myth, family planning, AIDS X 1.GİRİŞ-AMAÇ Erkeklerin üreme kapasiteleri kadına göre daha uzun zaman diliminde devam ettiği halde, uygulamada üreme sağlığı ile ilgili programlarda sağlık hizmeti sunanlar tarafından göz ardı edilmektedirler. Gebelikten korunmada gerekenlerin yapılması sorumluluğu toplumca, öncelikle kadından beklenmektedir ve hizmet sunanlarda kadının eşini ihmal etme eğilimi göstermektedir. Dünya üzerindeki ilk aile planlaması yöntemi erkekler tarafından kullanılmıştır. Aile planlaması dünyada ve Türkiye’de yerini “Üreme Sağlığı” kavramına bırakmıştır. Toplumsal cinsiyet, cinsel sağlık, önemli bilişenlerdir. Üreme sağlığı aile kadın ve çocuğa yüklenen aile planlaması hizmetlerinin çok daha fazlasını kapsamaktadır. Bu konudaki sağlık hizmetleri süreklilik ve bütünlük içinde ele alınmalıdır. Amacı hayatı ve kişisel ilişkileri zenginleştirmek olan cinsel sağlığı kapsamayan bir üreme sağlığı hizmet sunumu düşünülemez. Toplumumuz bu konuda yalnız bırakılmıştır. Sağlık hizmet sunumunda bu konu ihmal edilmiştir. Üreme sağlığı ile ilgili sorunların boyutlarını ve olası çözüm yollarını güncel sağlık istatistiklerinden elde etmek mümkün değildir. Toplumsal cinsiyet rollerinin farkında lığının arttığı günümüzde, erkekler hakkındaki bilgilere, kadınlar üzerinde yoğunlaşmış araştırmalarla ulaşmak yanıltıcı olabilir. Üreme sağlığı hizmet sunumun planlanabilmesi için Türkiye’deki toplumun her kesiminden erkeklerin üreme sağlığını ilgilendiren konularda bilgilere ihtiyaç vardır. Bu araştırmanın amcacı, kırsal kesimi temsil eden Adana, Solaklı Sağlık Ocağı bölgesindeki evli erkeklerin, cinsel sağlık durumlarını da içeren “Üreme Sağlığı” konusundaki bilgi düzeyleri, tutum, rolleri ve özellikle bilgi araştırmaktır. 1 gereksinimlerini 2.GENEL BİLGİLER “Dünyanın her yerinde kadınlar doğum kontrol yöntemleriyle, erkekler ise cinsel performanslarıyla ilgilenmişlerdir. Doğum kontrolü erkeklerin sorumluluğu olarak görülmemektedir. Oysaki erkeklerin üreme sağlığına katkı ve katılımları sağlanması gerekmektedir. Erkeklerin üreme sağlığına katılımlarını arttırmak için, toplumsal ve özel yaşamda erkeğin ve kadının eşit olmalarını sağlamak, aile planlaması yöntemleri hakkında kadın ve erkeğe birlikte eğitim vermek ve sorumluklarına ilişkin onları bilinçlendirmek gerekmektedir (1). Dünya Sağlık Örgütü, üreme sağlığını; üreme sistemi onun işlevleri ve işleyiş süreciyle ilgili, sadece hastalığın olmaması değil, bütün bunlara ilişkin fiziksel zihinsel ve sosyal yönde bütünü ile iyi olma durumu olarak tanımlamaktadır. Üreme sağlığı aynı zamanda, insanların doyurucu ve güvenli bir cinsel yaşamlarının olması, üreme yeteneğinin varlığı ve üreme yeteneklerini kullanma hakkına sahip olmaları demektir. Üreme sağlığı bu tanımdan da anlaşılacağı gibi çok geniş bir kavramdır. Kadın erkek herkesi kapsar ve doğumdan ölüme kadar tüm yaşamı içene alır (2,3,4,5). Bu tanım, kadın ve erkeklerin kendi seçtikleri güvenli, etkili, maliyetini karşılayabilecekleri ve kabul edilebilir aile planlaması yöntemlerini, yine kendi seçtikleri doğurganlığın düzenlenmesine ilişkin, kanuna aykırı olmayan yöntemler konusunda bilgilendirilme ve hizmetlere ulaşabilme haklarını; kadının gebelik ve doğumu güvenli olarak geçirmesini sağlayacak sağlık hizmetlerinden yararlanma haklarını içerir(6). Bireyler sahip olmak istedikleri çocuk sayısına, aralığına ve zamanlamasına özgürce karar verme hakkına sahiptir. Bunları yapabilmeleri için de yasalara aykırı olmayan, etkili ucuz ve güvenli metotlar hakkında bilgilendirilmelidir. Bireyler aile planlaması, gebelik ve doğum için yeterli sağlık hizmetlerine ulaşabilme hakkına da sahip olmalıdır. Bu kavramlar toplumda üreme hakkı olarak tanımlanabilir. 2 Bireylere kişi, ırk, cins, inanç ayırımı yapmadan sadece gereksinim gözetilerek karar vermek için özgür bir ortam, imkan ve eğitim sağlanıyorsa aile planlamasının etik kurallar içerisinde yapıldığı söylenebilir. Eğer, teşvikler para ödülü, yasal zorunluluk ve ayırımcılık ile yapılıyorsa etik değerlerden bahsedilemez (7). 2.1. Dünyada Üreme Sağlığı Sorunları Tüm dünyada her yıl 500.000’den fazla kadın gebelik ve doğum komplikasyonları nedeniyle ölmekte, bunların sadece 4000 kadarı gelişmiş ülkelerde, geri kalanı ise gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmektedir. Son yirmi yılda çocuk sağlığında belirgin gelişmeler kaydedilmesine karşın, halen her yıl 10.5 milyon bebek ölümü olmakta bunlarında büyük bir çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmektedir(4). Dünyada 1980 yılında yapılan “Dünya Doğurganlık Araştırması” kısa doğum aralığının bebeklerin yaşam şansını % 60-70, çocukların beş yaşına kadar yaşama şansını ise %50 azalttığını ortaya koymuştur. Yirmi yaşından küçük annelerden doğan bebeklerin ölüm riski, 25-34 yaş grubundaki annelerden doğanlara göre, % 24 oranında daha fazladır(4). Dünyada 40-60 milyon ; başka bir değişle her bin canlı doğuma karşı, 300500 yasal ve yasal olmayan düşük yapıldığı tahmin edilmektedir. Dört anne ölümünden biri güvenli olmayan düşük komplikasyonuna bağlıdır. Bununla birlikte sadece istenmeyen gebeliklerin önlenmesi için değil, anne ve çocuk ölümlerinin en az üçte birini önleyebilen aile planlaması hizmetlerine bu gün dünyada 300 milyon çift ulaşamamaktadır(4) (Tablo1). 3 Tablo1. Dünyada Üreme Sağlığı Sorunları: Sorun Boyutu Aile planlamasında karşılanamayan gereksinimi olan çift 120 milyon İnfertil çift 60-80 milyon Anne ölümleri (yılda) 585 bin Ciddi maternal hastalık (yılda) 20 milyon Perinatal bebek ölümü (yılda) 7.2 milyon HIV/AIDS’li yetişkin 20.1 milyon Yeni HIV enfeksiyonu vakası (yılda) 2.75 milyon Sağlıksız koşullarda düşük (yılda) 20 milyon Tedavi edilebilir cinsel yolla bulaşan hastalık vakası (yılda) 333 milyon İnvaziv servikal kanserli kadın 2 milyon Yeni servikal kanser vakası (yılda) 450 bin Genital mutilasyonlu kadın 85-110 milyon Kaynak: Halk Sağlığı Temel Bilgiler, 2006 (2) 2.2.Üreme Sağlığı Danışmanlığı Nedir? Üreme sağlığı (ÜS) danışmanlığı, ÜS konularında bilgilendirilerek, başvuranların kendilerine uygun aile planlaması yöntemini bilinçli olarak seçmelerine ve bu karardan memnun olarak seçilen yöntemi etkili ve güvenli bir şekilde kullanabilmelerine yardımcı olmaktır(7). Üreme sağlığı ile ilgili sağlık göstergelerinin iyileştirilmesi ve yaşam boyunca değişen ÜS hizmet ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak için, konuyla ilgili bilgi ve hizmetlerin herkes için ulaşılabilir, uygun maliyetli, kabul edilebilir ve kullanımının kolay olması ile bireylerin doğurganlıklarının düzenlenmesinde, sorumlu, gönüllü kararlar almalarının sağlanması zorunludur. TNSA 2003 araştırmasının sonuçlarına göre başvuranların bilgilendirilme durumları incelendiğinde, ülkemizde ulusal düzeyde (8) ulaşılabildiğini söylemek güçtür(Tablo.2) . 4 bu amaca tam olarak Tablo 2. TNSA 2003 Verilerine Göre Türkiye’de AP Yöntemleri Hakkında Kullanıcıların Bilgilenme Durumlarının Dağılımı Kullanılan yöntemin Yan etkiler çıktığında Diğer yöntemler Yan etkileri Ne yapacağı konusunda konusunda konusunda Bilgilendirilmiş bilgilendirilmiş Bilgilendirilmiş Kullanılan yöntem Tüp ligasyonu 36.8 27.5 25.9 Hap 54.1 38.3 33.0 RIA 59.1 50.3 31.2 Enjeksiyon 28.6 23.2 26.4 Eğitimi yok 39.9 32.3 24.0 İlk öğretim 1.kad. 52.0 42.0 24.6 İlköğretim 2.kad. 58.5 50.6 41.6 Lise ve üzeri 71.9 57.6 48.8 Kent 56.1 46.7 34.1 Kır 48.5 36.0 19.9 Toplam 54.3 44.2 30.7 Eğitim durumu Yerleşim yeri Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2003 sonuçlarından anlaşıldığı üzere ÜS danışmanlığı ve hizmetleri konusunda alınması gereken çok yol vardır. TNSA 2003’ün tamamı incelendiğinde, kırsal alanda bu mesafe daha da fazla gözükmektedir. Üreme sağlığı ile ilgili toplumsal göstergelerin iyileştirilmesi için 1. basamaktan başlayarak tüm sağlık hizmet basamaklarda, bu konuya daha fazla ağırlık verilmelidir. Bu danışmanlık hizmetleri, her aşamasında erkekleri de kapsamalıdır. Canlıların iki hedefi vardır: 1. Yaşamlarını sürdürmek 2. Kendi neslini devam ettirmek. 5 İnsan toplumsal bir varlık olduğundan cinselliği yalnızca fizyolojik ve organik olmayıp, bir dizi psikolojik, toplumsal ve kültürel sürecin etkisi altındadır. İnsanda üreme amacı olmadan cinsel davranış vardır. Üreme amacı olmayan çift, korunma yöntemi kullanmazsa cinsel disfonksiyona neden olabilir. Her gün 100 milyon cinsel ilişki, buna bağlı 350 bin CYBE sonuçlanmakta, yaklaşık 1 milyon gebelik olmakta, gebeliklerin yarısı planlanmış, %25’i ise kesinlikle istenmemektedir. İstenmeyen gebeliklerden 150 bini düşükle sonlanmakta bunların 1/32’si istenmeyen koşullarda yapılmakta, her gün 500 ölüme neden olmaktadır(9). 2.3.Cinsellik ve Üreme Sağlığı Cinsellik tüm canlı varlıkların doğal bir işlevi olup primatlarda biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerden etkilenir. Yaşamın sürekliliğinin temel unsuru üreyebilme yeteneğidir. Tek hücrelilerden başlayarak evrim basamaklarının en üstündeki insana kadar bütün canlılarda üremeyi gözleyebiliriz. Ne var ki tek hücrelilerde üreme yalnızca mitozla gerçekleşirken daha karmaşık canlılarda üremeye eşlik eden bazı davranışlar deyim yerindeyse flört ve eşleşme tutumları görülür. Bu eşleşme durumları örneğin balıklarda, sürüngenlerde ve böceklerde oldukça tekdüzedir. İnsan bütün bu türlerden farklı olarak yalnızca üreme davranışında bulunmakla kalmayıp bunun üzerinde düşünebilir, hatta hayal kurabilir. Cinsellik ve cinsel isteyin yanında beden ve aklın varlığı sadece insana özeldir. İnsanın toplumsal bir canlı olması yani türdeşleriyle bir arada yaşıyor olması da birlikte yaşadığı diğer insanlarla paylaştığı yada onlar tarafından etkilenen farklı davranışlar edinmesine yol açar. Dolayısıyla insan fizyolojik ve organik olmayıp bir dizi psikolojik, toplumsal ve kültürel sürecin etkisi altındadır. Bu süreçlerden herhangi birindeki sorunlar cinsel davranışı ciddi olarak etkileyebilir(10). Üreme sağlığı kadın-erkek, genç-yaşlı tüm bireyler için temel bir haktır. Cinsellik üreme amaçlarının dışında da yaşam kalitesinin unsurlarından biri olarak ortaya çıkar. Psikososyal cinsel kimliği ile insan, yalnızca üreme amacıyla belirli dönemlerde sırırlı cinsel ilişkiler yaşamak zorunda değildir. Üremeyi amaçlamadan da insan cinsel ilişkide bulunabilir. Cinsellik erkeklik ve dişilikle ilgili duygusal tepkileri 6 etkileyerek davranışları belirler. Cinsiyetle ilişkili bu davranışsal tepkiler daha çok kültürel miras, dinsel inançların ve geleneksel değerlerin toplamıdır. Toplumsal normlar ise bireyin biyolojik-duygusal gereksinimleri ile toplumda varolan sosyokültürel kalıpların uzlaşmasının bir ürünüdür. Bu uzlaşma toplumdan topluma ve zaman içinde değişiklik gösterdiğinden sürekli devinim halindedir. Bu anlamda, içinde toplumsal öğeleri de barındıran cinsellik, cinsiyetten daha kapsamlı bir kavramdır(10). Ülkemiz çok hızlı toplumsal değişim süreci yaşamaktadır. Kentlere 1950’li yıllarda başlayan göç, önemli toplumsal sorunları da beraberinde getirmiştir. Bireylerin göçle birlikte yaşam biçimleri, beklentileri kendilerini toplum içinde algılama biçimleri değişmiştir. Kısaca kırsal alandaki kültürel değerler göçle birlikte geçerliklerini yitirmemek için direnmiş yada geçerliliklerini yitirmişlerdir. Cinsellik bu kültürler, yaşam şekli içinde ve kültürler arasında, üzerinde en az konuşulan ve yazılan ancak en çok düşünülen, merak edilen ve endişe duyulan bir konu olarak kalmıştır. Özellikle kırsal alanda gençler, güvenilir bilgi edinebilme olanağından ve sağlıklı davranabilme koşullarından ve becerisinden yoksundurlar. Cinsel sağlık; cinsel gelişim, üreme sağlığı, kişiler arası ilişkiler, şefkat, vücut imajı ve toplumsal cinsiyet rollerini de içine almaktadır. Cinsel eğitim ise; bilgi alma tutum geliştirme, inanışlar, kimlik değerleri, konularında yaşam boyu sürebilecek bir eylemdir. Cinsellik genel iyilik halinin bir parçasıdır. Diğer yaşamsal gereksinimlerle uyum içinde ifade edilmelidir. Birbirine cinsel duygulardan bahseden iki insan genellikle bundan karşılıklı olarak zevk duyar. Çiftler kendi aralarında sevdikleri veya sevmedikleri cinsel davranışlar hakkında konuşmalıdırlar. Bu onların cinsel yaşantılarının daha olumlu gerçekleşmesini sağlayacaktır. Hiç kimse hoşlanmadığı bir cinsel davranışı yaşamak yada sürdürmek zorunda değildir. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkide cinsellik daha doyurucu olacaktır. Çiftler öpüşmek, dokunmak, sohbet etmek, okşamak, masaj yapmak, cinsel ilişkide bulunmak yollarıyla cinselliklerini yaşayabilirler. Görüldüğü gibi cinsel birleşme, cinsel eylemlerden sadece bir tanesidir. Diğerlerinden farkı ise, önlem alınmazsa hamile kalmak, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara yakalanmak gibi riskleri taşımasıdır. Toplumların evlilik öncesi cinsel ilişkiye bakışları birbirinden farklıdır. 7 Toplumsal bir varlık olan insan, toplumun değer yargılarından bağımsız davrandığında bunun sonuçlarıyla başa çıkabilecek yeterliliğe sahip değilse toplumsal sorunların yanı sıra kendi psikolojik sağlığını da olumsuz yönde etkileyecektir. Araştırmacılar, insanlar arasındaki bu çok yakın ilişki sırasında, oranlarda oluşan geçici tepkilerin bilimsel olarak tanımlanması için çaba göstermiştir. Ancak, bireysel olarak kişiler arasındaki yapı farklılıklarına bağlı olarak, cinsel ilişki sırasında duyulan zevk alma ve cinsel ilişki isteği farklılıklar gösterebilir. Ayrıca somut olarak ölçümü güç olan duygusal yakınlık, bağlılık, ve aşk insanlar arasındaki tüm ilişkileri olduğu gibi cinsel ilişki eyleminin yapısını da etkiler. Bu nedenle, bireysel farkların yanı sıra duygusal olarak ve toplumdaki değerlerle birlikte ele alınması gereken karmaşık boyutu nedeniyle, cinsel ilişkinin tanımlanması ve yapısının araştırılması, insanlık kadar eski tıp tarihinde yakın zamanlara dek ihmal edilmiş, zor bir konu olmuştur. Cinsellikle ilgili bir araştırma grubunu yöneten Helen Singer Kaplan, cinsel istek duymanın doğal olduğunu ileri sürer. Ancak ilaçların, ailesel sorunların, cinsel sömürünün ve hastalıklarının cinsel isteğin bastırılmamsında rolü olduğunu düşünmektedir. Kaplan’a göre cinsel istek sorunlarını ortaya çıkmasında çocukluktaki cinsel sömürü, cinsel taciz, cinsellikle ilgili olumsuz tutumlar ve ailesel sorunlar önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle cinsel bilgiler eğitiminin erken yaşlarda verilmesi daha da önem kazanmaktadır. Feminist araştırmacılardan Leonere Tiefer ise cinselliğin üreme işlevi dışında doğal bir davranış olmaktan çok bireysel farklılıklar ve çevresel etkiler altında oluşan karmaşık bir süreç olduğunu belirtmekte, bilim ve medya dünyasının cinsel organlara fazla ağırlık vererek insanları olumsuz yönde etkilediklerini dile getirmektedir(10). Cinsel sorunlar bireylerin cinsel yaşamlarındaki beklentilerinin karşılanmamasına neden olan sorunlardır. Cinsel istek bozuklukları, cinsel uyarılma bozuklukları, orgazm bozukluğu, cinsel ağrı bozuklukları, kadınlarda en sık bildirilen cinsel fonksiyon bozukluklarıdır. Bu sorunların oluşmasında ve sonrasında tedavi edilmesinde erkek cinselliğinin rolü ve bakış açısının önemi nedir? Erkelerde en sık bildirilen cinsel fonksiyon bozukluğu olan erken boşalmanın kadın cinsel yaşantısından bağımsız çözüm bulması mümkün müdür? 8 İlk cinsel ilişkide yaşanan travma gelecekteki cinsel ilişkileri olumsuz yönde etkiler. Cinsel taciz veya tecavüze uğrayan kurbanların olumlu bir cinsel ilişkiyi yaşayabilmeleri yıllar alabilir. Çocukluk çağında yaşanan olumsuz cinsel deneyimler ağrılı cinsel ilişki, orgazm bozuklukları, cinsel kimlik karmaşası, kendine güvensizlik yada cinsel fobilere neden olabilir. 2. 4. Cinsel Kimlik Gelişimi Sırasında Geliştirilmesi Gereken Temel Değerler *Cinsellik yaşamın doğal ve sağlıklı bir parçasıdır. *Tüm insanlar cinseldir. *Cinselliğin bedensel, etik, psikolojik ve duygusal boyutları vardır. *Herkesin sorumlu cinsel seçimler yapma hakkı vardır. *Çocukların cinsellikle ilgili konuları anne babalarıyla veya güvendikleri kimselerle konuşmaları hem bireylere hem de topluma yarar sağlar. *Cinsel gelişimlerinin doğal bir parçası olarak genç insanlar kendi cinselliklerini araştırır. *Cinsel davranışlara erken yaşta başlamak riskleri beraberinde getirir. *Cinsel davranış sorumluluk ve öz denetim gerektirir. *İnsanların cinsel seçimlerini yapma hakkı vardır, ancak seçimlerinin sorumluluğunu üstlenmeleri gerekir. *Cinsel yaşam kararlarının etkileri ve sonuçları vardır. *Cinsel yaşam zorlama ve sömürüden uzak olmalıdır. *Cinsel yaşam, karşılıklı güven, doğruluk, bağlılık ve saygı üzerine kurulmalıdır. *Her insan özeldir ve değerlidir(10). Dünya Sağlık Örgütü, üreme sağlığı programlarının hedefleri olarak; bireylerin sağlıklı, eşit ve sorumlu ilişkiler, cinsellik ve sağlıklı cinsel gelişme-olgunlaşma için kapasitelerini geliştirebilmelerinin, bireylerin üreme ile ilgili kararlarını (eş seçimi, çocuk sayısı, çocuklarının zamanlaması vs). Güvenli ve sağlıklı bir şekilde uygulayabilmeleri ve bireylerin cinsellik ve üremeye bağlı hastalık ve sakatlıklardan korunma ve ihtiyaç duyduğunda uygun danışmanlık, bakım ve rehabilitasyon alabilmelerinin sağlanmasını hedefleri içinde belirtmektedir. 9 Üreme sağlığı sorunları ve hizmetleri süreklilik ve bütünlük içinde ele alınmalıdır. Adelosan dönemi, doğurganlıkla ilgili sorunların en çok yaşandığı üreme dönemi, post menopozal ve yaşlılık dönemlerinin kendine özgü sorunları mevcuttur. Sağlık hizmetlerinin bu sorunlara göre düzenlenmesi gerekir. Üreme sağlığı hizmeti veren sağlık personeli; başvuranlara cinsel yaşamlarını düzenlemeleri konusunda da yardımcı olabilmeli, bilgi, eğitim ve danışmanlık hizmeti verebilmelidir. 2.5. Cinsel yolla Bulaşan Enfeksiyonlara (CYBE) Genel Bir Bakış Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, cinsel aktif olan herkesi etkileyebilir.15-35 yaş grubunda her iki cinste görülme sıklığı artar. İlerleyen yaşla sıklık azalır. Kadınlarda 14-19 yaş grubunda erkeklerden daha sıktır. Yapılan araştırmalarda 19 yaşından sonra erkeklerde cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların kadınlara göre daha sık olduğu belirlenmektedir. Bunun nedenleri: *Bu hastalıklar kadınlarda belirtisiz yada hafif belirtili olabilir. Bu nedenle kadınlar sağlık merkezlerine daha az başvururlar ve istatistiklerde daha az yer alırlar. *Kültürel ve ekonomik sınırlamalar kadınların tedavi için başvurmalarını sınırlar *Erkeklerin büyük bir kısmı seks işçileri ile korunmasız ilişkiden sonra enfekte olurlar. *Erkekler aynı yaştaki kadınlara göre daha fazla cinsel aktiftirler. *Erkekler kadınlara göre daha sık cinsel eş değiştirirler. CYBE toplum üzerine etkileri? Üreme sağlığı açısından ele alındığında cinsel bilgisizlik veya yanlış bilgilenme, hatalı bilişsel şemaların oluşmasına yol açar. 2.6. Cinsel Mitler Hatalı bilgilenme ve cinsel mitlerin varlığı, kişide aşırı kaygı, suçluluk duyguları, gerçekçi olmayan beklentiler veya başaramama korkusu gibi nedenlerle cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkmasında ve sürmesinde etken olurlar. 10 Yanlış bilgilenmenin en sık karşılaşılanı cinsel mitlerdir. Değişik kültür ve toplumlarda önemli benzerlikler gösteren cinsel mitler toplum içinde kabul görmektedir. Bu alandaki öncü çalışmalarıyla tanınan Zilbergert, çağdaş batılı toplumlarda mitlerin yaygınlık ve etkileri ile bunların cinsel işlev bozukluklarıyla ilişkisini araştırmıştır. Genellikle arkadaş yaşlarında başlayan cinsel bilgilenmenin kaynağını sıklıkla arkadaş çevresi, büyük kardeşler, gazete, dergi, kitap gibi yayınlar oluşturur. Büyük oranda eksik, daha kötüsü hatalı bilgi aktaran bu kaynaklar cinsellikle ilgili ön yargı ve mitlerin genel kabul görmesine katkıda bulunurlar. Pornografik yayınlar bu mitlerin pekişmesini sağlar. Cinsel mitler eğitim seviyesi yüksek kişilerde hatta doktorlar arasında da yaygındır. Cinsel mitler ve ön yargıların gerçeklik ve etkilerinin, bilimsel veriler ve bireyin sosyo kültürel düzeyine uygun olarak yapılacak açıklamalarla ortadan kaldırılması sağlıklı ve doğru bilişsel yapılanma için ilk adım olacaktır. Cinsel mitler, hatalı ve yanlış bilgilendirmeler ve ön yargılarla mücadele yalnızca cinsel sorunları olan bireylerle sınırlı kalmamalı, bireysel ve toplumsal bilinçlenme ve rehberliğe de önem verilmelidir(11). Cinsel mitleri ÜS sağlığının önemli bir bileşeni olarak görmek ve hizmetleri planlarken sunarken ve göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Erkeklerin bu ön yargılarını, zamanında ve doğru bilgilerle gidermek, cinselliği erkeğinden öğrenen Türk kadının, sağlık gelişimine büyük yarar sağlayacaktır. 11 3.GEREÇ VE YÖNTEM 3. 1. Araştırma Bölgesi ve Özellikleri: Araştırmanın yapıldığı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Doğankent Sağlık Eğitim Araştırma Bölgesi (DSEAB) sınırları içinde kalan SOLAKLI beldesi, Adana ilinin 22 km güneyinde ve doğuda Ceyhan batıda Seyhan nehirleriyle kuşatılmış, Akdeniz’e 20 km uzaklıkta verimli topraklara sahip bir beldedir. Beldede yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçer. Kırsal kesim olan Solaklı Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden oldukça fazla sayıda göç almıştır. Bu beldeye yerleşenlerin çoğu Adıyaman ve Diyarbakır’ın belde ve köylerinden göç ile gelip iş bulmak amacıyla buraya yerleşen, aralarında akrabalık bağı bulunan kişilerden oluşmuştur. Solaklı Sağlık Ocağı Bölgesi 1080 haneli olup nüfusu 6512dir (12). Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Çevre köylerin ve tarlaların mevsimlik tarım işçisi ihtiyacı son zamanlarda burada yerleşik insanlar tarafından da karşılanmaktadır. Ana dili olarak Zazaca dilini konuşan kişiler beldede ağırlıklı olarak bulunmaktadır. Beldede belediye binası, iki tane ilköğretim okulu, üç cami, PTT, sağlık ocağı, beş kahvehane, bir eczane, iki veteriner, bir kuyumcu, bir fotoğrafçı, üç erkek berberi bulunmaktadır. İki benzin istasyonu, bir sağlık ocağı, bir eczane, iki lokanta , iki fırın, dört süper market, iki İnternet kafe vardır. Kadın kuaförü yoktur. 3. 2. Araştırmanın Tipi: Bu araştırma, Solaklı’daki evli erkeklerde yapılmış kesitsel tanımlayıcı bir çalışmadır(2,13). Bilgi evli erkeklerle baş başa kalınarak yüz yüze görüşme tekniği ile toplandı. Araştırmacı görüşme öncesinde kişilerle görüşerek kendini tanıttı, 12 araştırmanın amacını ve kendileriyle anket yapmak istediğini belirterek, araştırmanın içeriği hakkında bilgilendirilip sözlü onamları alındı. Araştırma için Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulundan onay alındı. 3. 3 . Araştırmanın Evreni: DSEAB nüfusu araştırmanın yapıldığı 2006 yılında Ev Halkı Tespit Fişlerine (ETF) göre 51400 idi. Bölgeye dahil olan ve araştırmanın yapıldığı 1080 haneli Solaklı Beldesinin Nüfusu ise 6512’dir (12). Araştırmanın evreni Solaklı Beldesi’ndeki evli erkeklerdir. Solaklı’da yıl ortası nüfus tespitlerine göre evli erkek sayısı 1154’tür. 3. 4. Örnek Büyüklüğünün Belirlenmesi Ve Seçilmesi: Türki.ye erkek AP yöntemi, TNSA 98 erkek katılımı sorumluluğu gerektiren kondom, vazektomi ve geri çekme yöntemi kullanılma sıklığı %29.9 olarak bulunmuştur(14).. Minimum örnek büyüklüğü %95 güven aralığı (alfa=0.05) ve 0.05’lik sapma ile 252 olarak hesaplanmıştır(15). Asıl örneklere ulaşamama ihtimali nedeniyle üzerine %10 fazladan yedek 25 erkek eklenerek, örnek büyüklüğü 277 olarak alındı. Solaklıda evli her dört erkekten birine ulaşılması planlandı. Örnek büyüklüğü hesaplamada aşağıdaki formül kullanılmıştır(2). Nt²pq n= s²(N-1)+ t²pq N: Evrendeki birey sayısı 1154 n: Örenekleme alınacak birey sayısı :252 p: İncelenen olayın görülüş sıklığı: 29.9 q: İncelen olayın görülmeme sıklığı:70.1 t: Belirli serbestlik derecesinde ve saptanan yanılma düzeyinde t tablosundan bulunan teorik değer :1.96 s: Olayın görülüş sıklığına göre yapılmak istenen hata ± sapma:0.05 13 Örnek grubu seçilirken haneler esas alınmış, her hanede en fazla iki erkekle konuşulmuştur. Solaklı beldesinde sokağın başından girilerek, çapraz bir şekilde her sokakta dört evden birine girilip, hane içindeki evli erkelerle görüşmeler yapılmıştır. Evde olmayıp işyeri olanlarla iş yerinde (berber, benzin istasyonu çalışanı, bakkal, mobilyacı vd.) görüşüldü. Erkeklerin çalışma koşullarının özelliği, araştırma konusunun özel olması, araştırmaya erkekler arasında direnç gelişmesi nedeniyle, araştırmacı sıkıntı duymuştur. Bu araştırmanın bir kısıtlılığı olup, araştırmacı taraf tutmamaya, bütün evreni temsil etmesine özen göstermiştir. Sıcak hava nedeniyle araştırmaya iki ay ara vermiştir. Akdeniz bölgesinde yeni planlanacak alan araştırmalarının ilkbahar veya sonbahar mevsimlerinde planlanması, araştırmacının önerisidir. 3. 5. Araştırmanın Uygulanması Verilerin toplanmasında kullanılacak bilgi toplama formunun ön denemeleri yapıldı, eksikleri giderilerek çoğaltıldı. Bilgi toplama formunun uzunluğu konunun özel olmasından dolayı göz önüne alınmadı. Araştırmanın bilgileri, Mart 2006 ile Ekim 2006 tarihleri arasında toplandı. Ortalama haftada üç gün araştırmaya katılan erkeklerle evlerinde veya iş yerlerinde görüşüldü. Konunun cinsel sağlık gibi özel bir boyut içermesi ve bu konun konuşulmasının tabu olması nedeniyle veri toplamaya başlamadan önce araştırmacı Solaklı beldesindeki erkeklerle kahvelerde oturmuş sohbetler etmiş, camide bulunmuş, oradaki veteriner, kuyumcu, imamlar, öğretmenler ile tanışmış, bir hafta boyunca belde de yaşayan insanların sosyal yaşamlarına katılmıştır. Bilgi toplama formu, sosyo-demografik soruların yanında cinsel yaşam, ve cinsel mitler ile ilgili sorularda içeriyordu. Cinsellikle ilgili konuların benzer toplumlarda tabu olması bu araştırmada veri toplama safhasının en zorlu, çaba ve sabır gerektiren kısmı olmasına neden olmuştur. Her bir erkek ile görüşme ortalama 30-45 dakika sürmüştür. Araştırmada bilgi toplamak için gittiğimiz erkekler, ÜS konusunda bir sıkıntıları, bir sorunları olmadığını ifade ederek görüşmekten kaçınmaya çalışmışlardır. Erkekler bu tür çalışmaların sadece sorunu olan kişilerde yapılması gerektiği gibi bir 14 tutum içindeydiler. Araştırmanın ilerleyen zamanlarında erkeklerde araştırmaya karşı bir direnç gelişmiş, planlanan kişi sayısına ulaşılamamıştır. Araştırma kapsamında 212 evli erkekle görüşülmüştür. Araştırma sonunda ulaşılması hedeflenen 252 erkekten 228’ine (%90.4) ulaşılmıştır. Araştırma sırasında, 10 kişi görüşmeyi reddetmiş, 5 kişi anketi yarım bırakmış, erkeklerden birinin karısı kulak misafiri olmuş, kocasını çağırıp Zazaca konuşmuşlar, ardından erkek(koca) anketi yırtarak araştırmacıya sözel şiddet uygulamış, tehditte bulunmuş, bilgi toplama formuna el koymak istemiştir. Araştırma sırasında erkeklerle yüz yüze görüşme tekniği uygulanmasına ve mahremiyetin sağlanmaya çalışılmasına rağmen erkeklerin sorduğumuz soruları yanıtlamasında sıkıntılar olmuştur. Etraftaki diğer erkekleri kırmadan yalnız kalmak kolay olmamıştır. “Eğer araştırmamız kapsamındaysanız sizinle de konuşalım” cümlesi ikna edici olmuştur. Erkeklerin görüşme sırasındaki sıkça sordukları“bu anlattıklarımız ne işe yarayacak ” sorusuydu. Erkeklerin bir kısmı özellikle cinsel sağlık, cinsel mitler, eşleriyle olan ilişkileri konusunda konuşmaktan çekinmişlerdir. Araştırma sırasında bu konuları ayrıntılı konuşan ve daha çok bilgilenmek isteyen erkeklere de rastlanmıştır. Türkiye’de yapılan nüfus sağlık araştırmalarında genellikle kadına yönelik sorular sorulmakta ve veriler toplanmaktadır. TNSA araştırmalarının üçünde 1973, 1988 ve 1998 yıllarında erkeklere yönelik soru seti kullanılmıştır. 1998 deki TNSA araştırmasında uygun koca cevaplama oranı kırsal kesim için %68.9’luk grubun yanıtlarına dayanmaktadır(14,15). Araştırma sırasında bilgi toplam formundaki bazı sorular çalışmamıştır. Bunlar değerlendirme dışında bırakılmıştır (başka bir erkekle ilişkiniz oldu mu? İlk cinsel ilişkinizde sorun yaşadınız mı?) Araştırmanın Değişkenleri: Evli erkeğe ait bağımsız değişkenler Yaş Öğrenim durumu İşi Sosyal güvence varlığı Evlenme yaşı İlk cinsel ilişkisi 15 Yaşayan, ölen, toplam ve ideal çocuk sayıları Doğurganlık tercihleri Bilgi kaynakları Sosyo-ekonomik duruma ait değişkenler: Gelir düzeyi Ev sahibi olma Araba sahibi olma Muhtelif eşyalar sahip olma Bağımlı olduğu düşünülen değişkenler Erkeklerin aile planlaması ile ilgili bilgileri Erkeklerin aile planlaması yöntem kullanımları Erkelerin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ile ilgili bilgileri Erkeklerin evlikle ilgili tutumları Erkeklerin cinsel mitler ile ilgili düşünceleri Erkeklerin mutluluk ve memnuniyeti Cinsel Yaşam Algı durumları 3. 6. Araştırma Bilgi Toplama Formu: Araştırmacı tarafından erkeklerde üreme sağlığı konularında yapılan çalışmalar, Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması (TNSA) soru formları, Türkiye Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2004, Fakültemiz Üroloji Anabilim Dalı’ndan öğretim üyeleri, AÇSAP Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzman önerileri, ışığında araştırma danışmanı ile birlikte, araştırma bilgi toplama formu düzenlemiş ve bu bilgi toplama formu araştırma verisini toplamada kullanılmıştır. 3.6.1. 1. Bölüm: Erkeğe Ait Sosyo-demografik Bilgiler İlk bölümde genel olarak erkeğe ait sosyal ve demografik kültürel bilgileri içeren sorular yer almaktadır. Bu sorularla, eğitim, yaptığı iş, meslek varlığı, medeni durum, nikah durumu, çok eşlilik, ilk evlenme yaşı, evlilik süresi, çocuk sayısı, en küçük çocuğunun yaşı, eşin eğitim durumu ve yaşı, gelir durumları, konut tipi, ayrı yatak odasının varlığı, ailedeki toplam birey sayısı, kültürel bir farklılığın göstergesi 16 olabilecek ana dilinin çeşidi sorulmuş ve bu sorulara yanıt alınarak bu konudaki durumları belirlenmiştir. Ekonomik durumu belirlemek üzere bir ayda eve giren para miktarı sorulmuş, 100 -300YTL, 300-500YTl, 500-1000YTl ve 1000 YTL üzeri olarak detaylandırılmıştır. Aynı zamanda evde bulunan eşyalardan yola çıkılarak sosyo-ekonomik durum TNSA 98’de sorulan sorularla dolaylı olarak araştırılmıştır(14). Sigara içme ve alkol kullanma durumları sorulmuştur. 3. 6. 2. Bölüm: Doğurganlıkla İlgili Bilgileri Canlı doğan çocukları, ve sayıları, birlikte oturan ve ayrı yaşayan çocukları ve sayıları, en son doğan çocuklarının doğum tarihi, en son çocuğun istenip istenmemsi veya daha sonra istenme durumu araştırıldı. Bu sorulara cevaplar evet, hayır, ve sayı olarak alındı. 3. 6. 3. Bölüm :Gebeliği Önleyici Önlemler İle İlgili Bilgileri: Gebeliği önleyici hangi usulleri ve yolları duydunuz sorusu sorularak yanıtları, Yöntemi kendiliğinden söylemleri, yöntemi sorulara duyup duymadıkları ve bu yöntemleri kullanıp kullanmadıkları araştırıldı. 3. 6. 4. Bölüm :Gebeliği Önleyici Yöntemleri Kullanma İle İlgili Bilgileri: Erkek veya eşi gebe kalmayı önlemek yada geciktirmek için herhangi bir yöntem kullandınız mı? Sorusu soruldu. Yöntem kullanmama nedenleri: Doğurganlıkla ilgili neden, kullanıma karşı, bilgi eksikliği, yöntem ile ilgili nedenler, inisiyatifi kadına bırakmış Kullandıkları yöntem Şu anda yöntem kullanıyorlar mı? Geri çekme yöntemi kullanıyorsa veya kullanmışsa; yönteme özel sorular sorularak Tek başına mı kullanılıyor, kim tercih etti, zor mu? Kolay mı? Güvenilir bir yöntem mi? Yöntem kullanımı derinlemesine araştırıldı. 17 3. 6. 5. Bölüm : Doğurganlık Tercihleri Eşinin şu anki gebelik durumu, başka çocuk isteyip istemediği, sonraki çocuğun istenme zamanı, gelecek yıl boyunca gebeliği önleyici yöntem kullanma isteği, gelecekte herhangi bir zamanda gebeliği önleyici yöntem kullanma isteği, hangi yöntemi tercih edeceği, ideal çocuk sayısı, gebeliği önleyici yönteme onay verip vermediği ve bunun nedeni araştırıldı. 3. 6. 6. Bölüm: Evlilik İle İlgili Tutumlar: Araştırma sırasında evli erkeklere toplam 10 önerme yöneltilmiş ve bu önermelere ilişkin görüşlerini belirtmeleri istenmiştir. İlk altı önerme kadınlara yönelik fiziksel şiddet ile ilgili tutumları kapsamaktadır. Diğer önermeler cinsler arası eşitsizlikle ilgilidirler. “Evet/katılıyorum” yanıtı olumsuz, “Hayır/katılmıyorum” yanıtı olumlu, “Bilmiyorum /fikrim yok” yanıtı fikri yok olarak değerlendirilmiştir. Erkeklerin kadınlara olan tutumları üreme sağlığı açısından önemli olduğunu düşünülerek, bir tutum indeksi geliştirilmiştir(14). Tutumla ilgili önermelere verilen olumlu yanıtlar dikkate alınarak, geliştirilen bu tutum indeksinde, tutumla ilgili önermeye verilen “evet /katılıyorum” yanıtı olumsuz, “hayır/katılmıyorum” yanıtı olumlu, “bilmiyorum/fikrim yok “ yanıtı fikri yok olarak değerlendirilmiştir. Önermelere verilen olumlu yanıtlar “tutum indeksine” dahil edilmiştir. On önermenin hiçbirisine olumlu yanıt verilmemesi “tamamen olumsuz tutum”, “1-5” olumlu yanıt verilmesi “kısmen olumsuz tutum”, “6-9” olumlu yanıt verilmesi “kısmen olumlu tutum” ve on önermenin onuna da olumlu yanıt verilmesi “tamamen olumlu tutum” olarak gruplandırılmıştır. 3. 6 .7. Bölüm : Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgileri Edinme Tercihleri Üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin kabul edilebilir veriliş zamanı ve yolları, son birkaç ayda üreme sağlığı ile ilgili bilgi kaynaklarını, araştırmak amaçlanmıştır. Üreme sağlığı ile ilgili olarak sağlık ocağından bilgi edinme durumları ve son birkaç ay içinde 18 bu konuda konuştukları kurum ve kişilerin mevcudiyeti, gazetelerin cinsel bilgiler sayfasını okuyup okumadıkları; Ülkemizde bu konuda en medyatik isim olan Dr Haydar Dümen’i tanıyıp tanımadıkları araştırılmıştır. 3. 6. 8. Bölüm : Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Bu hastalıkları duyma durumları, hangi hastalıkları bildikleri, AIDS hastalığını duyma-bilme durumları, bilgi kaynakları, AIDS ten kaçınmanın mümkün olup olmadığı ve nasıl korunma yolları konusundaki bilgileri araştırılmıştır(15). 3. 6. 9. Bölüm : Cinsel Yaşamla İlgili Sorular Sünnet özgeçmişi, cinsellikle ilgi ilk bilgileri, edinilme yaşı ve edinilme yolları, bilgi kaynakları: kimden, nereden edinildiği araştırıldı. Şu anda cinsel bilgi ihtiyacı olsa nasıl karşılar? İlk mastürbasyon yaşı, yapıp yapmadığı, cinsel ilk ilişki yaşı, ilk cinsel deneğimi kiminle, nerede oldu? Evlenmeden önceki flörtler ve eşi ile evlilik öncesi ilişki düzeyi, Şu andaki cinsel ilişki sıklığı araştırıldı. 3. 6. 10. Bölüm : Cinsel Mitler İle İlgili Sorular Evli erkeklere cinsel mitler ile ilgili olarak detaylı sorular soruldu, bu sorular sorulurken önermeler okunarak, erkeklerin bu sorulara Tümüyle katılıyorum, kısmen katılıyorum, nadiren katılıyorum, hiç katılmıyorum şeklinde yanıtları alındı. Araştırmanın en zor ve zaman alan olan kısmı cinsel mitler ile ilgili sorular oldu. Evli erkeklerin cinsel mitlerle ilgili düşüncelerini anlamak üzere araştırmacının sorduğu toplam 27 adet sorudan seçilmiş örnekler: *Erkek her zaman seks ister ve her zaman sekse hazırdır. *Cinsel ilişkiyi daima erkek başlatmalıdır. *Seksi erkek yönetir, kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır. *Sevişme cinsel birleşme demektir. *Erkekler duygularını belli etmemelidir. *Erkek cinsel organının boyutu cinsel gücün göstergesidir. 19 *Seks ancak çift aynı anda orgazm olabilirse güzeldir. *Seks doğaldır öğrenilemez *Mastürbasyon kirli ve zararlıdır. *Erkek yada kadın sevişmeye hayır diyemez(16). 3. 6. 11. Bölüm : Mutluluk ve Memnuniyet Bir bütün olarak hayatlarında ne kadar mutlusunuz? hayattaki mutluluk kaynakları , Sizi en çok kim mutlu eder, sizi en çok ne mutlu eder. Cinsel hayatından memnuniyet durumu. Eşinin cinsel hayatından memnuniyet durumu. Cinsel yaşantısını 1- 10 basamak arasında kaçıncı basamakta gördüğü., 5 yıl öncesine göre cinsel hayatının mukayesesi araştırıldı. Türkiye “Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2004” den sorular kullanıldı. 3.6.12. Bölüm : Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu (SHIM Ölçeği) Beş sorudan oluşan bu form ile evli erkeklerin cinsel performansları ve bunu kendilerinin nasıl gördükleri araştırılmaya çalışıldı. SHIM ölçeği Androloji derneği tarafından önerilen ve üroloji uzmanları tarafından kullanılan beş soruluk bir testtir(17). 3. 7. Verilerin Analizi Bilgi toplama aşaması tamamlandıktan sonra tasnif edilip düzenlendi. Veriye dönüştürülüp araştırmacı tarafından bilgisayar kayıtlarına aktarıldı. Verilerin analizi için SPSS ver.10.0 ve epi Info 3.2 istatistiksel paket programı kullanılmıştır. Uygulanan önemlilik testlerinde önemlilik testi olarak “ki-kare” testi yapılmıştır. p< 0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Araştırmacı, araştırmanın başında ve analiz aşamasında neden sonuç ilişkisi bulma kaygısı ve isteği duyarken, araştırma sonunda bu isteğini ertelemiştir. Tanımlayıcı olan bu araştırmanın şimdilik amacına ulaşmasının huzuru içindedir. 20 4. BULGULAR Araştırmanın bulguları dokuz bölümde sunulmuştur. 4.1:Araştırılan erkeklerin sosyo-demografik özellikleri 4.2.Araştırılan erkeklerin doğurganlıkla ilgili bilgileri 4.3.Araştırılan erkeklerin gebeliği önleyici yöntemlerle ilgili bilgileri kullanım özellikleri 4.4 Araştırılan erkeklerin evlilik ve kadınlarla ilgili düşünce ve tutumları 4.5. Araştırılan erkeklerin üreme sağlığı ile ilgili bilgileri edinme tercihleri 4.6. Araştırılan erkeklerin Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar konusundaki bilgileri 4.7: Araştırılan erkeklerin cinsel yaşamla ilgili , deneyimleri, bilgi durumu 4.8. Araştırılan erkeklerde cinsel sağlık değerlendirme, mutluluk ve memnuniyet 4.9.Cinsel mitlerin değerlendirilmesi 4. 1. Sosyo-demografik özellikler Araştırmaya katılan erkeklerin en küçüğü, 20 yaşında, en büyüğü 64 yaşında olup yaş ortalaması, 39.8±12.4 olup, yaş ortancası 38.0,. 50 yaşın üzerindeki erkekler, tüm erkeklerin % 25.8’dir. Kırk yaşın altındakiler %62.4’tür (Tablo 3). 21 Tablo 3.Erkeklerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Yaş Grupları Sayı Yüzde 20-24 26 12.3 25-29 26 12.3 30-34 33 12.2 35-39 29 15.6 40-44 19 8.0 45-49 24 11.3 50-54 19 8.9 55-59 19 8.9 60- 60+ 17 8.0 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin nikah durumları incelendiğinde eşleriyle aralarındaki birliktelik türü olarak %90.1’ünde resmi ve dini nikah, %9.9’unda yalnız dini nikah vardı. Sadece resmi nikahı olan erkek yoktu (Tablo 4). Sadece dini nikahı olan 21 kişinin %90.0’ı kırk yaşın altındadır. Tablo 4.Erkeklerin Birliktelik Dağılım ( Nikah) Nikah Durumu Sayı Yüzde Dini nikah 21 9.9 Dini+resmi nikah 191 90.1 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin öğrenim durumları incelendiğinde, % 13.2’ si okuma yazma bilmemekte %20.3’ü okur yazardır. Erkelerin % 42.9 ilkokul mezunudur. Ortaokul ve üzerinde öğrenim görenler % 23.7’dir (Tablo 5). 22 Tablo 5. Erkeklerin Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı Öğretim Durumu Sayı Yüzde Okur yazar değil 28 13.2 Okur yazar 43 20.3 İlkokul 91 42.9 Ortaokul- üzeri 50 23.7 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin eşlerinin okuma yazma durumu incelendiğinde %56.1’i okur-yazar değildir. %21.7’si ilk okul mezunu, %9’u ortaokul ve üzeri eğitim görmüştür (Tablo 6). Tablo 6. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Eşlerinin Okuma Yazma Durumunun dağılımı Okuma Yazma Durumu Sayı Yüzde Okur Yazar Değil 119 56.1 Okur Yazar 26 12.2 İlkokul 46 21.7 Ortaokul 21 10.0 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan, erkeklerin büyük çoğunluğunun (%81.6) çocukluğu 12 yaşına kadar bucak veya köy yerinde geçmiştir. Sadece % 4.7’ si çocukluğunu il merkezinde geçirmiştir (Tablo 7). 23 Tablo 7. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Çocukluğunun Geçirdiği Yer Çocukluğunun Geçirdiği Yer Sayı Yüzde İl merkezi 10 4.7 İlçe merkezi 29 13.7 Bucak köy 173 81.6 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin çalıştıkları, geçimlerini kazandıkları işler incelendiğinde %5.7’sinin işsiz olduğu, günübirlik, mevsimlik ve devamlı işçi olmak üzere %51’nin işçilik yaptığı, %30.7’si serbest çalıştığı, yaptıkları işler arasında en az meslek grubunun memurluk (% 8.5) olduğu bulundu (Tablo 8). Tablo 8. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Yaptıkları İşlerin Dağılımı İşi Sayı Yüzde İşsiz 12 5.7 Günübirlik işçi 61 28.8 Mevsimlik veya Devamlı İşçi 47 22.2 Memur 18 8.5 Serbest 65 30.6 Emekli 9 4.2 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin sosyal güvence durumları çalıştıkları iş ile paralellik göstermekte olup, emekli sandığına mensup olanlar azınlıktadır (%9.9). Yeşil kart sahibi olanlar %41 ile ilk sırada yer almaktadır. %19.8’nin bir sosyal güvencesi bulunmamaktadır. SSK’lı olanların oranı %11.8’de kalmaktadır. Özel sosyal güvenceye sahip kişi bulunmamaktadır (Tablo 9). 24 Tablo 9. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Sosyal Güvence Durumlarının Dağılımı Sosyal Güvence Türü Sayı Yüzde Sosyal Güvencesi Yok 42 19.8 SSK 25 11.8 Emekli sandığı 21 9.9 Bağ-kur 37 17.5 Yeşil kart 87 41.0 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin gazete okuma alışkanlıkları sorgulanmıştır. Erkeklerin % 41.0’i neredeyse her gün gazete okumaktadır. Erkeklerin %25.5’i hiç gazete okumamaktadır(Tablo 10). Tablo 10. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Gazete Okuma Sıklığının Dağılımı Gazete Okuma Sıklığı Sayı Yüzde Neredeyse Her Gün 87 41.0 Haftada Bir İki 44 20.8 Haftada Birden Az Nadiren 27 12.7 Hiç Gazete Okumuyor 54 25.5 Toplam 212 100.0 Araştırmanın yapıldığı Solaklı beldesine erkeklerin büyük bir kısmı göç yoluyla yerleşmişlerdir. Bu nedenle etnik yönden farklılıklar göstermektedir. Araştırmaya katılan erkeklerin %85.4’ü ev içinde ve yaşamlarında Türkçe’nin dışında Zazaca, %2.4’ü de Kürtçe konuşmaktadır (Tablo 11). 25 Tablo 11.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Konuşurken Kullandıkları Anadillerinin Dağılımı Evde Konuştuğu Anadil Sayı Yüzde Türkçe 26 13.2 Zazaca 181 84.4 Kürtçe 5 2.4 Toplam 212 100.0 Solaklı kırsal bölgede oluğundan konutlar genelde müstakil bahçe içinde idi. Ataerkil aile yapısı hakim olduğundan evde evli çocuklar da yaşıyordu. İki kattan daha yüksek katlı binaya rastlanmadı. Evlerdeki oda sayıları incelendiğinde %40.6’sı üç odalı, % 38.2’si dört odalıydı.İki odalı olan evlerin oranı %11.3’tür (Tablo 12). Tablo 12. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evlerindeki Oda Sayılarının Dağılımı Evdeki Oda Sayısı Sayı Yüzde İki oda 24 11.3 Üç oda 86 40.6 Dört oda 81 38.2 Beş oda 21 9.9 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin evlerinde yatak odası varlığı ve eşleriyle yatma durumları sorgulanmıştır. Erkeklerin %27.4’ünün eşiyle birlikte yalnız başlarına yatacakları kendine ait yatak odası yoktu. %21.7’si çocuklarıyla aynı odada yatmakta,. %54.2’ si eşiyle kendine ait odada ve aynı yatakta yatarken, % 18.4’ü ayrı yatakta yatmaktadır (Tablo 13). 26 Tablo 13. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Eşleri İle Yatma Durumlarının Dağılımı Eşiyle Birlikte Yatma Durumları Sayı Yüzde Eşiyle Aynı Odada Aynı Yatakta Yatıyor 115 54.2 Aynı Odada Ayrı Yatakta Yatıyor 39 18.4 Çocuklarla Aynı Odada Yatıyor 46 21.7 Ayrı Odalarda Yatıyoruz 12 5.7 Toplam 212 100.0 Erkeklerin %50.0’nin evine giren para 501 YTL’nin altındadır. %32.0’sinin evine giren para miktarı 501-1000 YTL arasında,1000 YTL’nin üzerinde para giren ev % 19.8’dir (Tablo 14). Tablo 14. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evine Bir Ayda Giren Toplam Paranın Dağılımı Eve Giren Toplam Para Miktarı YTL Sayı Yüzde 100-300 YTL 50 23.6 301-500 YTL 56 26.4 501-1000 YTL 64 30.2 1001 YTL + 42 19.8 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin bazı sosyo-ekonomik özelliklere göre dağılımları araştırılmıştır. Erkeklerin %82.5’inin yaşadığı ev kendine veya evde oturan birine aittir. Yüzde17.5’i kirada oturmaktadır. Hemen her erkeğin evinde buzdolabı ve televizyon vardır, Erkeklerin %84.4’ünün evinde çamaşır makinesi vardır. Sadece %15.1’inde bulaşık makinesi vardır. Cep telefonu varlığı %88.7 iken, ev telefonu varlığı %57.5’dir.Evinde VCD oynatıcısı bulunanlar %39.6’dır. Erkeklerin % 24.5’inin binek arabası vardır (Tablo15). 27 Tablo 15. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Bazı Sosyoekonomik Özelliklere Göre Dağılımları Buzdolabı Var Yok Televizyon Var Yok Telefon Var Yok Cep telefonu Var Yok Elektrik süpürgesi Var Yok Çamaşır makinesi Var Yok Bulaşık makinesi Var Yok Fırın Var Yok VCD Oynatıcısı Var Yok Araba Sayı Yüzde 210 2 99.1 0.9 210 2 99.1 0.9 122 90 57.5 42.5 188 24 88.7 11.3 124 88 58.5 41.5 179 33 84.4 15.6 32 180 15.1 84.9 110 102 51.9 48.1 84 128 39.6 60.4 Var 52 24.5 Yok 160 75.5 Ev Kira 37 17.5 Evde Yaşayan Birilerine Ait 175 82.5 Ev mülkiyeti 28 Araştırmaya katılan erkeklerin araştırma sırasında sigara içme ve içki içme durumları incelendiğinde %59.9’u sigara içmektedir (Tablo 16). Tablo 16. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Sigara İçme Durumunun Dağılımı Sigara içme durumu Sayı Yüzde Evet 125 59.0 Hayır 87 41.0 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin çoğu (%83.0) içki içmemektedir. Beşte biri alkol kullanmaktadır(Tablo 17). Tablo 17. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Alkollü İçki Kullanma Durumunun Dağılımı İçki içme durumu Sayı Yüzde Evet 36 17.0 Hayır 176 83.0 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin kendilerine ait diş fırçası olup olmadığı araştırılmış, %29.2 sinin diş fırçası olmadığı bulunmuştur. Kendine ait evde diş fırçası olmadığı halde dişlerini fırçalayan 6 kişi mevcuttur (Tablo18). 29 Tablo 18. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Diş Fırçası Varlığının Dağılımı Diş fırçası varlığı Sayı Yüzde Diş fırçası var 150 70.8 Diş fırçası yok 62 29.2 Toplam 212 100.0 4.2. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Doğurganlıkla İlgili Bilgileri Erkeklerin canlı doğan çocuklarının sayıları incelendiğinde çocuğu olmayanların oranı %4.7’dir. Yarısından fazlasının (% 56.6) beş ve üzerinde çocuğu olmuştur. 3-4 çocuğu olanlar % 11.7’dir (Tablo 19). Tablo 19. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Toplam Canlı Doğan Çocuklarının Sayılarının Dağılımı Çocuk Sayısı Çocuğu yok 1-2 3-4 5-5+ Toplam Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde 10 4.7 57 26.8 25 11.7 120 56.6 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin 5 ve üstünde çocuk sayılarının olması öğrenim durumu ile ters orantılı olarak artmaktadır (Tablo 20). Tablo 20. Öğrenim Durumuna Göre Toplam Doğan Çocuk Sayılarının Dağılımı Öğrenin Çocuğu yok 1-2 3-4 Durumu Sayı %* Sayı %* Sayı %* Sayı %* Sayı %** OY Değil 2 7.1 - 0.0 - 0.0 26 92.9 28 13.2 Okur yazar - 0.0 9 20.9 3 7.0 31 72.1 43 19.4 İlkokul - 0.0 21 23.0 20 21.0 50 56.0 91 42.9 Ortaokul + 8 16.0 27 54.0 2 4.0 13 26.0 50 23.5 Toplam 10 4.7 57 26.8 25 11.7 120 56.6 212 100.0 * Satır yüzdesi ** Kolon yüzdesi 30 5-5+ Toplam Araştırmaya katılan erkeklerin ölen çocuk sayıları araştırılmıştır. % 65.5’inin ölen çocuğu yoktur. Yüzde 22.6’sının bir çocuğu, %7.6’sının iki çocuğu ölmüştür(Tablo 21). Tablo 21. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Ölen Çocuklarının Sayılarının Dağılımı Yok Ölen Çocuk İki Üç Dört Sayı % Sayı % Sayı % Bir Sayı % Sayı % 139 48 65.5 22.6 16 7.6 6 2.8 3 Toplam Sayı % 1.4 212 100.0 Sayısı İlkokul üzerinde öğrenimi olan erkeklerin ikiden fazla ölen çocuğu yoktur. Okuma yazma bilmeyen erkeklerin % 10.7’sinin dört çocuğu ölmüştür. Tablo 22. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Öğrenim Durumlarına Göre Ölen Çocuklarının Sayılarının Dağılımı Öğrenin Yok Bir Durumu Sayı %* Sayı %* İki Üç Sayı %* Sayı % * Dört Sayı % * Toplam Sayı %** OY D 14 50.0 8 28.5 2 7.1 4 14.3 3 10.7 28 13.2 OY 20 46.5 14 32.6 4 9.3 2 4.6 - 0.0 43 20.2 İlkokul 67 73.6 18 19.7 6 6.6 - 0.0 - 0.0 91 42.9 Ortaokul 38 76.0 8 16.0 4 8.0 - 0.0 - 0.0 50 23.6 Toplam 139 65.5 48 22.6 16 7.6 6 2.8 3 1.4 212 100.0 * Satır yüzdesi **Kolon yüzdesi Araştırmaya katılan erkeklerin en son doğan çocuklarını isteyip istemedikleri sorulduğunda yaklaşık beşte biri (% 18.6) en son doğan çocuğunu istemiyor, yada sonra istiyordu. Öğrenim durumu ile en son doğan çocuğu isteyip istememe arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır. Ortaokul ve üzerinde eğitim görenler en son doğan çocuklarını daha az eğitim görenlerden daha fazla istiyorlardı(p<0.005-Tablo 23). 31 Tablo 23. Erkeklerin En Son Doğan Çocuklarını İsteyip İstememe Durumlarını Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı. En son çocuğu istiyor mu Toplam Öğrenim durumu Evet Hayır Sayı % Sayı % Sayı % Okur-yazar değil 20 79.6 6 23.1 26 13.8 Okur yazar 36 83.7 7 16.3 43 22.3 İlkokul 60 72.2 23 27.7 83 43.7 Ortaokul ve üzeri 38 100.0 - 0.0 38 20.0 Toplam 154 81.4 36 18.6 190 100.0 X²=16. 2 sd= 3 p<0.005 4.3. Gebeliği Önleyici Yöntemler (AP) İle İlgili Bilgileri Kullanım Özellikleri Araştırmamızdaki erkeklerin %73.6’sı, eşlerinin %75.9’u gebeliği önleyici yöntem kullanımını onaylamaktadır. Aile planlaması yöntemi olarak, erkeklerin saydıkları yöntemler: Hap yöntemi % 36.5, kondom yöntemi %31.0, rahim içi araç yöntemi % 28.4, geri çekme yöntemi %17.8’dir. Erkeklerin tamamı derialtı implant yöntemi ve diyafram yöntemini kendiliklerinden yöntem olarak saymamışlardır. En fazla duyup bildikleri AP yöntemleri geri çekme yöntemi %82.2, hap yöntemi %75.0, rahim içi araç yöntemi % 80.3, kondom yöntemi %79.5, kordonların bağlanması %79.2, deri altı implant yöntemini %13.0’ı duymuşlardır. Kullanılanmış oldukları AP yöntemleri araştırıldığında Modern yöntemler arasında en çok kullanılan yöntem Rahim içi araçtır. (RIA), ardından kondom gelmektedir. Geleneksel yöntemler içinde en sık geri çekme yöntemi kullanılmaktadır. Tüm zamanlar içinde en sık kullanıldıkları yöntemlerin bazıları: Geri çekme yöntemi %47.7, RİA %32.2, kondom yöntemi %27.8, hap yöntemi %13.9, enjeksiyon yöntemi %6.3, kordonların bağlanması % 5.9, takvim yöntemi, % 8.3’tür. Deri altı implant ve diyafram yöntemlerini kullanmış erkek yoktur (Tablo 24). 32 Tablo 24.Araştırmaya Katılan Özelliklerine Göre Dağılımları: AP Yöntemi Erkeklerin AP Yöntem Bilgileri ve AP Yöntem Kullanım Kendiliğinden Duymuş Yöntemi Sayan Biliyor Kullanmış Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde Hap yöntemi 76 35.6 155 74.5 29 13.9 RİA yöntemini 59 28.4 167 80.3 67 32.2 Enjeksiyon 25 12.0 116 55.8 13 6.3 Kordonların bağlanması 21 10.2 146 71.2 12 5.9 Takvim yöntemi 5 2.4 64 31.2 17 8.3 Derialtı implant yöntemi - 0.0 27 13.0 - 0.0 Kondom yöntemi 64 31.0 163 79.5 57 27.8 Geri çekme yöntemi 40 17.8 171 82.2 93 44.7 Araştırmaya katılan erkeklere siz yada eşiniz daha önce gebeliği önlemek yada geciktirmek için herhangi bir yöntem kullandınız mı? sorusuna verilen yanıtlar incelendiğinde, erkeklerin % 29.2’si gebeliği geciktirmek yada önlemek için herhangi bir yönteme başvurmadıklarını belirtmişlerdir (Tablo 25). Tablo 25. Erkeklerin Araştırmadan Önce Bir AP Yöntemi Kullanma Durumlarının Dağılımı Araştırmadan Önce Sayı Yüzde Evet 150 70.8 Hayır 62 29.2 Toplam 212 100.0 Yöntem kullanma Durumları 33 Araştırmaya katılan erkeklerden daha önce gebeliği önleyici kullanmayan 62 (%29.2) kişinin gebeliği önleyici, yöntem yöntem kullanmama nedenleri sorgulanmıştır. Bu kişilerin % 50.0’si doğurganlıkla ilgili nedenler, %16.1 kullanıma karşı olduğu için, %19.4’ ü ise bilgi eksikliği nedeniyle gebeliği önleyici yöntem kullanmadıklarını bildirmişlerdir (Tablo 26). Tablo 26. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Daha Önce AP Yöntemi Kullanmama Nedenlerinin Dağılımı Kullanmama nedeni Sayı Yüzde Doğurganlıkla ilgili nedenler 31 50.0 Kullanıma karşı 10 16.1 Bilgi eksikliği 12 19.4 Yöntemle ilgili nedenler 4 6.5 Diğer 5 8.1 Toplam 62 100.0 Gebeliği önleyici yöntem kullanan 150 kişinin kullandıkları yöntemler sorgulandığında ilk sırada % 38.6 ile geri çekme yöntemi gelmektedir. RİA yöntemi % 27.3 ile ikinci sıklıkta kullanılmaktadır. Erkeklerin yarısından fazlası (% 52.0) erkek katılımı sorumluluğu gerektiren yöntemler olan kaput yöntemi ve geri çekme yöntemini kullanmışlardır (Tablo 27). 34 Tablo 27. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Daha Önce Kullandıkları AP yöntemlerinin Dağılımı Yöntem Adı Sayı Yüzde Hap 18 12.0 RİA 41 27.3 Enjeksiyon 5 3.3 Kaput 20 13.4 Tüpleri bağlama 8 5.4 Geri çekme 58 38.6 Toplam 150 100.0 Erkeklerin %53.7’si araştırma sırasında gebeliği geciktirici, önleyici bir yöntem kullanmaktadırlar. Yüzde 5.7’si gebeliği önleyici geciktirici bir yöntem kullanıp kullanmadıklarını bilmemektedir Araştırma sırasında gebeliği, önleyici bir yöntem kullanan 114 kişinin kullandıkları yöntemler sorgulamıştır. Halen kullanılan yöntemler arasında % 42.1 ile RİA ilk sıradadır. Geri çekme yöntemi %35.5 ile ikincidir. Vazektomi operasyonu geçirmiş bir erkek bulunmaktadır. Erkek sorumluluğunu gerektiren yöntem ( %41.4) kullanımı azalmıştır (Tablo 28). Tablo 28. Araştırma sırasında bir yöntem kullanan 114 Erkeğin Kullandıkları Gebeliği Önleyici, Geciktirici Yöntemlerin Dağılımı . Yöntem adı Sayı Yüzde Hap 4 3.5 RİA 48 42.1 İğne 4 3.5 Kaput 6 5.1 Tüpleri bağlama 11 9.5 Vazektomi 1 0.8 Geri çekme 40 35.5 Toplam 114 100.0 35 Tüm Zamanlarda Geri Çekme Yöntemini Kullanmış Erkeklerin Bazı Özellikleri Geri çekme yöntemini kullanan erkeklere yönteme özel sorular sorulmuştur. Bu sorularla geri çekme yöntemini kullanım kararını kimin verdiği, yöntemin güvenirliği ve zorluğu araştırılmıştır. Tüm zamanlarda geri çekme yöntemini kullanmış erkekler 93 (%43.8) kişidir. Bu yöntemi uygulamış olan 93 kişinin % 48.4 ‘ünde kararı erkek vermiş, %38’sinde kararı karısı vermiş, geri kalan % 12.9 gibi bir azınlıkta geri çekme yöntemini kullanım kararını her ikisi birlikte almışlardır (Tablo 29). Tablo 29. Erkeklerden Geri çekme Yöntemini Uygulayanlarda Kararı Verenlerin Dağılımı Geri Çekme Yöntemi Kararını Veren Kişi Sayı Yüzde Kendisi 45 48.4 Karısı 36 38.7 Her ikisi beraber 12 12.9 Toplam 93 100.0 Geri çekme yönteminin kullananlar tarafından güvenilirliliği sorgulanmış, bu yöntemi kullanmış olan 93 kişinin %75.3’ü geri çekme yöntemini güvenli bulmazken, yöntemi güvenilir bulanlar, %24.7’dir. Araştırmaya katılan erkeklerin dörtte üçü geri çekme yöntemini gebeliği önleme bakımından güvenilir bulmamalarına rağmen, yöntem olarak kullanmışlardır (Tablo 30). Tablo 30. Erkeklerin Geri Çekme Yönteminin Güvenirliliği Hakkındaki Görüşlerinin Dağılımı Geri Çekme Yöntemi Güvenilirdir Sayı Yüzde Evet 23 24.7 Hayır 70 75.3 Toplam 93 100.0 36 Geri çekme yöntemini kullanmış olan 93 erkekten, %79.6’sı yöntemin zor olduğunu ifade etmiş, % 20.4 erkek yöntemi kolay olarak değerlendirmiştir (Tablo 31). Tablo 31. Geri Çekme Yönteminin Kolay Yada Zorluğunu İfade Edenlerin Dağılımı Geri çekme Yöntemi Zor mudur Sayı Yüzde Evet 74 79.6 Hayır 19 20.4 Toplam 93 100.0 Araştırmaya katılan erkelerden geri çekme yöntemini uygulayanların yaş gruplarına göre dağılımları incelendiğinde geri çekme yöntemini kullanan erkeklerin yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır p<0.05 (Tablo 32) Tablo 32 :Geri Çekme Yöntemini Kullananların Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Geri Çekme Yöntemi Kullanmış Yaş grupları Evet Hayır Toplam Sayı Yüzde Sayı Yüzde 20-24 14 58.3 10 41.7 24 11.5 25-29 13 54.1 11 45.9 24 11.5 30-39 31 50.0 31 50.0 62 29.8 40-49 14 32.5 29 67.5 43 20.8 50-59 20 44.4 25 55.6 45 20.6 60+ 1 10.0 9 9.0 10 4.7 Toplam 93 44.7 115 55.3 208 100.0 X²=10.8 sd= 5 p<0.05 Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanan 93 kişinin geri çekme kararını kimin verdiği ile bu yöntemin güvenirliliği arasında ilişki araştırılmıştır. Kararı veren kişi ile erkeklerin yöntemi güvenilir bulması arasında istatistiksel olarak 37 anlamlı ilişki bulunmuştur Kararı eşi ile birlikte veren erkekler, geri çekme yöntemini daha güvenilir bulmuşlardır. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05 -Tablo 33) Tablo 33. Geri Çekme Yöntemi Kararı İle Erkeğin Geri Çekme Yöntemini Güvenilir Bulup Bulmaması Arasındaki İlişkinin Dağılımı Geri Çekme Yöntemi Kararını Veren Kişi Geri Çekme Yöntemi Güvenilirdir Güvenilir Değildir Toplam Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde Kendisi 6 13.3 39 86.7 45 48.5 Karısı 12 33.3 24 66.7 36 39.0 Her İkisi 5 41.6 7 58.4 12 12.5 Toplam 23 24.8 70 75.2 93 100.0 X²=6.4 sd=2 p<0.05 Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanan 93 kişinin geri çekme kararını kimin verdiği ile bu yöntemin zorluğu arasında ilişki araştırılmıştır . Kararı veren kişi ile erkeklerin yöntemi zor bulması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur Geri çekme yöntemi kararını kendisi veren erkekler yöntemin kolay olduğunu ifade etmişlerdir ( p<0.05 -Tablo 34). Tablo 34. Geri Çekme Yöntemi Kararı İle Erkeğin Bulmaması Arasındaki İlişkinin Dağılımı Geri Çekme Yöntemini Zor Geri çekme zor bir yöntem midir Zordur Bulup Toplam Geri çekme yöntemi Kolaydır kararını veren kişi Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde Kendisi 14 31.1 31 68.9 45 48.4 Karısı 3 8.3 33 91.7 36 38.8 Her ikisi 2 16.6 10 83.4 12 12.8 Toplam 19 20.4 74 79.6 93 100.0 X²=6.5 sd=2 p<0.05 38 Araştırmaya katılan erkeklerin geri çekme yöntemini zor bulma ile en son doğan çocuklarını isteyip istememe durumları karşılaştırılarak araştırılmıştır. Yöntemi zor bulup bulmama ile en son doğan çocuğun istenme durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır En son doğan çocuklarını isteyenler geri çekme yöntemini kolay uygulanabilir ifade etmişlerdir( p<0.05 -Tablo 35). Tablo 35. Geri Çekme Yönteminin Kolaylığı Zorluğu İle En Son Çocuğu İsteme-İstememe Durumu Arasındaki İlişkinin Dağılımı En Son Doğan Çocuğunu Geri Çekme Yönteminin İsteme Durumu İstiyordu Toplam İstemiyordu Zorluğu Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde Kolay 19 100.0 - 0.0 19 21.3 Zor 48 68.6 22 31.4 70 78.7 Toplam 67 75.3 22 24.7 89 100.0 X²=7.9 sd=2 p<0.05 Araştırmaya katılan erkeklerin gelecekteki AP eğilimleri sorgulanmıştır. Erkeklerin %52’si gelecekte gebeliği önleyici-geciktirici yöntem kullanmayı düşünmektedir. Erkeklerin % 21.7’si bu konuda bilgisinin olmadığını ifade etmiştir (Tablo 36). 39 Tablo 36. Gelecekte Herhangi Bir Zamanda AP Yöntemi Kullanmayı Düşünüyor musunuz Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı Gelecekte Bir Yöntem Kullanmayı Sayı Yüzde Evet 115 54.2 Hayır 51 24.1 Bilmiyor 46 21.7 Düşünüyor Musunuz Araştırmaya katılan erkeklerin gelecekte kullanmayı tercih edebilecekleri yöntemler arasında RİA % 39.1 ile ilk tercihtir. Geri çekme yöntemini gelecekte kullanmak isteyen erkeklerin oranı düşmüştür(%18.2). Erkeklerin %20 si tüp ligasyonunu gelecekte bir yöntem olarak tercih edebileceklerini ifade etmişlerdir (Tablo 37) Tablo 37. Gelecekte Gebeliği Önleyici Geciktirici Bir Yöntem Kullanacaklarını Erkeklerin Tercih Ettiği Yöntemlerin Dağılımı Gelecekte Kullanmayı Düşünülen Yöntem İfade Eden Sayı Yüzde RİA 45 39.1 Hap 15 13.0 İğne 2 1.7 Kaput 4 3.5 Tüpleri bağlama 24 21.0 Vazektomi 4 3.5 Geri çekme 21 18.2 Toplam 115 100.0 Araştırmaya katılan erkeklere aile planlaması günah mı sorusu sorulmuş ve yanıtları alınmıştır. Erkeklerin % 25.0’ı aile planlaması günahtır cevabını vermiştir. %68.4 günah değil derken, % 6.6’sı bilmiyorum–fikrim yok demiştir (Tablo 38). 40 Tablo 38. Aile Planlaması Uygulamak Günah mı Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı Aile Planlaması Günah mı? Sayı Yüzde Evet 53 25.0 Hayır 145 68.4 Bilmiyor 7 3.3 Fikrim yok 7 3.3 Toplam 212 100.0 Aile planlaması günah diye yanıt veren erkeklere (53 kişi) hangi yöntemler günah diye sorduğumuzda % 84.9’u modern yöntemlerin günah olduğunu, %5.6 ‘sı geleneksel yöntemlerin, bu erkeklerin % 9.5’i bütün AP yöntemlerinin günah olduğunu belirtmişlerdir. 4.4. Araştırılan Erkeklerin Evlilik Ve Kadınlarla İlgili Düşünce, Tutumları Araştırmaya katılan erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliklerini yapmışlardır; ilk evlenme yaşı ortancası 21.0’dir. Erkeklerin % 91.5 bir kez evlenmişken, % 8.5’i ikinci evliliğini yapmıştır. Erkelerin %19.3’ü on dokuz yaşından önce evlenmiştir. Yirmi beş yaşından sonra evlenenlerin hızı %19.3 tür (Tablo 39). Tablo 39. Erkeklerin İlk Evlenme Yaşlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Evlenme Yaş Grupları Sayı Yüzde 13-15 13 6.0 16-18 41 19.3 19-21 57 26.9 22-24 60 28.3 41 25+ 41 19.3 Toplam 212 100.0 Erkeklerin eşlerinin ilk evlenme yaşları araştırılmıştır. Eşleri ortalama 20.0 yaşında evlenmişler, evlenme yaşı ortancası 18.0’dir. Yarısından fazlası 19 yaşından önce evlenmişlerdir(%51.4). On sekiz yaşında evlenenlerin oranı %9.4’tür. Eşlerinin %6’sı on beş yaşından önce ilk evliliklerini yapmıştır. On beş yaşında evlenenler %11.8’dir. Yirmi beş yaşın üstünde evlenen kadınların hızı %13.6’dır (Tablo 40). Tablo 40. Erkeklerin Eşinin Evlenme Yaşlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Eşinin Evlenme Yaş Grupları Sayı Yüzde 13-15 38 17.9 16-18 71 33.5 19-21 56 26.3 22-24 18 8.5 25+ 29 13.6 Toplam 212 100 Araştırmaya katılan erkeklerin evlenmeden önce eşleriyle olan ilişki düzeyleri sorgulanmıştır. Erkeklerin %41.5’i evleneceği kadını ilk defa evlendiğinde görmüştür. %25.5’i başkalarının yanında görüşmekle yetinmiştir. El ele tutuşanların hızı %14.6’dır. Karısı ile evlenmeden önce ön sevişme düzeyinde ilişkide bulunanların hızı (%6.6), ilişkileri sadece öpüşme (% 4.7) düzeyinde kalanlardan yüksektir(Tablo 41). 42 Tablo 41. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Evlenmeden Önce Eşleriyle İlişki Düzeylerinin Dağılımı Evlenmeden Önceki İlişki Düzeyi Sayı Yüzde Hiç görüşmemiş 88 41.5 Başkalarının yanında görüşme 54 25.5 El ele tutuşma 31 14.6 Öpüşme 10 4.7 Ön sevişme 14 6.6 Genital bölgeyi içeren sevişme 4 1.9 Yanıtlamadı 11 5.2 Toplam 212 100 ilişkiyi kiminle Araştırmaya katılan erkeklerin ilk cinsel yaptıkları sorgulanmıştır.Erkeklerin %45.8’i eşleriyle birlikte ilk cinsel deneyimini yaşamıştır. Eşleri ile ilk olarak cinsel ilişkiye girenler hariç tutulduğunda erkeklerin %90’ı bir hayat kadınıyla cinsel ilişkiye girerek ilk cinsel deneyimlerini yaşamışlardır. Araştırma kapsamındaki evli erkeklerin % 28.3’ü eşleri çocukların bakımını ihmal ederse, % 48.6 eşi kendisine karşılık verirse, %41.0 eşi başka erkeklerle konuşursa, %18.9’u cinsel ilişkiyi ret ederse eşlerine fiziksel şiddet uygulamaya hakları olduğunu beyan etmişlerdir. Kadın yemeği yaktığı zaman kendinde bu hakkı görenlerin oranı %4.2’dir. Erkeklerin %3.3’ü bu konularda fikri olmadığını belirtmiştir (Tablo 42). Tablo 42. Araştırmaya Katılan Evli Erkeklerin Bazı Durumlarda Eşlerine Fiziksel Şiddet Uygulayabilecekleri Hakkındaki Tutumlarının Dağılımı Aşağıdaki durumlarda kocanın karısını dövmeğe hakkı olup olamayacağını söyler misiniz Evet* Hayır* Fikri yok* Kadın yemeği yaktığı zaman 4.2 92.5 3.3 100.0 Çocukların bakımını ihmal ettiğinde 28.3 68.4 3.3 100.0 Kocasına karşılık verdiği zaman 48.6 48.1 3.3 100.0 Başka erkeklerle konuşunca 41.0 55.7 3.3 100.0 Parayı lüzumsuz yere harcarsa 15.1 79.7 5.2 100.0 Cinsel ilişkide bulunmak istemezse 18.9 77.8 3.3 100.0 43 Toplam* * Yüzde olarak verilmiştir. Araştırma kapsamındaki, erkelerden %51.4’ü “ailede önemli kararların erkekler tarafından alınması” gerektiği, %46.2’si “kadın kocasıyla aynı fikirde değilse tartışmaması” gerektiği görüşündedir. Erkeklerin % 46.2’si, erkeklerin kadınlardan daha akıllı olduğuna inanmaktadır. Erkeklerin %21.7’si erkek çocuğun eğitimli olmasının kız çocuğunun eğitimli olmasından daha iyi olduğunu düşünmektedir(Tablo 43). Tablo 43 :Araştırmaya Katılan Erkeklerin Kadınlarla İlgili, Bazı Tutumlarının Dağılımı Aşağıdaki Önermeye Katılıyor musunuz** Ailede önemli kararlar ailenin erkekleri tarafından alınmalıdır Erkekler kadınlardan genellikle daha akıllıdır Kadın kocası ile aynı fikirde değilse onunla tartışmamalıdır Erkek çocuğun eğitimli olması kız çocuğun eğitimli olmasından her zaman daha iyidir. Olumlu* Olumsuz* Fikri yok* 45.3 51.4 3.3 49.1 46.2 4.7 50.5 46.2 3.3 75.0 21.7 3.3 * Yüzde oranlar verilmiştir. **Önermelere katılıyorum yanıtı olumsuz, katılmıyorum yanıtı olumlu, fikri yok yanıtı olumlu tutum olarak değerlendirilmiştir. Erkeklerin kadınlara olan tutumlarının üreme sağlığı açısından önemli olduğu düşünülerek, bir tutum indeksi geliştirilmiştir(14). Tutumla ilgili önermelere verilen olumlu yanıtlar dikkate alınarak, geliştirilen bu tutum indeksinde, tutumla ilgili önermeye verilen “evet /katılıyorum” yanıtı olumsuz, “hayır/katılmıyorum” yanıtı olumlu, “bilmiyorum/fikrim yok “ yanıtı fikri yok olarak değerlendirilmiştir. Önermelere verilen olumlu yanıtlar “tutum indeksine” dahil edilmiştir. On önermenin hiçbirisine olumlu yanıt verilmemesi “tamamen olumsuz tutum”, “1-5” olumlu yanıt verilmesi “kısmen olumsuz tutum”, “6-9” olumlu yanıt verilmesi “kısmen olumlu tutum” ve on önermenin onuna da olumlu yanıt verilmesi “tamamen olumlu tutum” olarak gruplandırılmıştır. Araştırama kapsamındaki evli erkeklerin tutumları ile araştırma sırasında AP yöntemi kullanımları, özellikle geri çekme yöntemi ile ilişkisi değerlendirilmiştir. 44 Erkeklerde tamamen olumsuz tutum gösterenlerin %40’ı herhangi bir AP yöntemi kullanmamaktadır. Tamamen olumlu tutum gösteren erkeklerin %37.1’i bir AP yöntemi kullanmaktadır (Tablo 44). Tablo 44.Araştırmadaki Erkeklerin Tutumları-Kullandıkları A P Yöntemi ilişkisinin Dağılımı Kadına Karşı Tutum İndeksi Tamamen Kullanılan AP Yöntemi Modern Yöntem Geri Çekme Yöntemi Yöntem Kullanmıyor Toplam Olumsuz Tutum Kısmen Kısmen Tamamen Olumsuz Olumlu Olumlu Tutum Tutum Tutum Toplam 60.0 31.1 38.4 37.1 36.6 0.0 31.1 22.1 0.0 19.5 40.0 37.8 41.3 62.9 43.9 2.5 29.7 50.7 17.2 100 4.5 Erkeklerin Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgileri Edinme Tercihleri Medyada üreme sağlığı ile ilgili yayın yapılmasını bilgi verilmesini kabul edilebilir bulup bulmadıkları sorgulanmıştır. Erkeklerin çoğunluğu televizyon kanalıyla yapılmasını kabul etmemişlerdir.(%60.8). Bu konuda radyoda yayın yapılamasını kabul edilebilir bulanlar %51.9’ dır. Araştırmaya katılan erkeklere göre, gazetede ve dergilerde üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin verilmesinin kabul edilebilirliği % 63.2’dir. Örgün eğitim sırasında üreme sağlığı bilgilerinin verilmesi sorgulanmıştır. Erkeklerin %58.0’i ortaokulda, %85.8’i lise de üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin verilmesini kabul edilir bulmaktadır (Tablo 45). 45 Tablo 45:Üreme Sağlığı İle İlgili Bilgilerin Verilme Yollarının Kabul Edilebilirliğinin Dağılımı Üreme Sağlığı Bilgilerinin Verilme Yolları Radyo Kabul Edilebilir Kabul Edilemez Fikri Yok Televizyon Kabul Edilebilir Kabul Edilemez Fikri Yok Gazete Ve Dergi Kabul Edilebilir Kabul Edilemez Fikri Yok Ortaokulda Kabul Edilebilir Kabul Edilemez Fikri Yok Lisede Kabul Edilebilir Kabul Edilemez Fikri Yok Toplam Sayı Yüzde 109 96 7 51.4 45.3 3.3 129 76 7 60.8 35.8 3.3 127 70 15 63.2 34.8 7.2 123 82 7 58.0 38.7 3.3 182 23 7 85.8 11.2 3.3 212 100.0 Erkeklerin sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgili bilgi alıp almadıkları sorgulanmıştır. Erkeklerin beşte biri sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgili bilgi almıştır. Son birkaç ayda araştırmaya katılan erkeklerin %9.4 radyodan, %47.2’si televizyondan, %37.3’ü gazete ve dergilerden üreme sağlığı ile ilgili bir duyumları olmuştur. Erkeklerin % 32.5’i son birkaç ayda üreme sağlığı hakkında bir başkasıyla konuşmuştur. Erkekler üreme sağlığı hakkında en fazla arkadaşlarıyla konuşmaktadırlar. Sağlık görevlisiyle konuşanlar erkeklerin sadece % 9.0’unu oluşturmaktadır. 46 Araştırmaya katılan erkeklerin % 63’ü gazetelerin cinsel bilgiler sayfasını okumaktadır. Gazetelerin cinsel bilgiler sayfasına yazı yazan, televizyon yayınlarında üreme sağlığı konusunda konuşan, Dr Haydar Dümen’i tanıyıp tanımadıkları sorgulanmıştır. Erkeklerin %83.0’ü Dr Haydar Dümen’i tanımaktadır. 4.6.Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Konusundaki Bilgileri Araştırmaya katılan erkeklerin %82.’5 i araştırma öncesinde genel olarak CYBE duyduklarını belirtmiştir. Araştırma sırasında en fazla duydukları CYBE AIDS’tir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar sorulduğunda :% 40’6’sı bel soğukluğu, %20.4’ü frengi yi saymıştır. Erkeklerden hiçbiri cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında hepatit B enfeksiyonunu saymamıştır. Erkeklere AIDS’i duyup duymadıkları sorulduğunda ise % 77.4’ü u AIDS duyduklarını belirtirken duymadıklarını belirtenler %22.6’dır. AIDS’i nereden duydukları sorulduğunda erkeklerin çoğu, gazeteden ve televizyondan duyduklarını belirtmişlerdir. AIDS’i duyanların AIDS ile ilgili bilgileri sorgulanmıştır. AIDS duyanların %91.5’i insanın AIDS ten kaçınabilmek için yapabileceği bir şeylerin varlığını bilmektedir.. AIDS’ten korunma yolları hakkında bilgi düzeylerinin seks ve cinsellikle sınırlı kaldığı görülmektedir. Yüzde 34.7’si güvenli seksi, %31.3’ü kondom kullanımını, %34.0’ü seksten uzak durmayı AIDS’ten korunmak için yapılacaklar listesi olarak saymışlardır(Tablo 46). Tablo 46. AIDS’ ten Kaçınmak İçin Ne Yapılabilir Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı. AIDS ten korunmak için ve yapılabilir. Sayı Yüzde Güvenli Seks 51 34.7 Kondom 46 31.3 Seksten Uzak Durma 53 34.0 Toplam 150 100.0 47 Erkeklerin % 60.8’i AIDS sağlıklı insanlarda görülebileceğini bilmektedir. AIDS’in ölümcül bir hastalık olduğunu %95.8’u bilmektedir; AIDS’i duyanlar arasında AIDS’in tedavisi konusunda %8.6’sının fikri yok yada bilmemekte, yüzde 51.8’i AIDS in tedavisi olmadığını belirtmiştir. AIDS’in eşcinsel erkeklerle ilgili bir hastalık olduğunu yada AIDS’ten korunma konusunda eşcinsel ilişkiden korunma gibi bir yanıt verilmemiş, belirten olmamıştır (Tablo 47). Tablo 47. AIDS’i Duyan Erkeklerin AIDS İle İlgili Bilgilerinin Dağılımı AIDS Bilgisi Sayı Yüzde AIDS anneden bebeğe geçer mi? Evet Hayır Bilmiyor AIDS tedavisi var mı? 104 15 45 62.7 9.0 28.3. Evet 65 39.6 Hayır 85 51.8 Bilmiyor 14 8.6 Evet 101 60.8 Hayır 50 31.1 Bilmiyor 13 9.0 Daima öldürür 157 95.8 Bazen öldürür 7 4.2 Toplam 164 100.0 Sağlıklı kişide AIDS olur mu? AIDS ölümcül bir hastalık mı? 48 Araştırmaya katılan erkeklerin eğitim durumları ile CYBE duymaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Araştırmaya katılan erkeklerin öğrenim düzeyi yükseldikçe CYBE duyma sıklıkları artmaktadır (p<0.001-Tablo 48). Tablo 48. Öğrenim Durumu İle Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları Duyma İlişkisinin Dağılımı Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonları Duyma Öğrenim Durumu Evet Toplam Hayır Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde Okuryazar Değil 16 57.1 12 42.9 28 13.2 Okuryazar 30 69.7 13 30.3 43 20.2 İlkokul 79 86.8 12 13.2 91 42.9 Ortaokul ve Üzeri 50 100.0 0 0.0 50 23.7 Toplam 175 82.5 37 17.5 212 100.0 X² 29.1, sd 3 p<0.001 4. 7. Araştırılan Erkeklerin Cinsel Yaşamla İlgili, Deneyimleri, Bilgi Durumları Araştırmaya katılan erkeklerin cinsellikle ilgili ilk bilgileri edinme yaşları sorgulanmıştır. Dörtte üçü ilk bilgileri 16 yaşına gelmeden edinmiş durumdadırlar. Sadece % 6.1’ bu bilgileri 18 yaşından sonra edinmiştir(Tablo 49). 49 Tablo 49 :Cinsellikle İlgili İlk Bilgileri Edindikleri Yaşların Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Cinsellikle İlgili İlk Edindiği Yaş Sayı Yüzde 10-12 35 16.5 13-15 131 61.8 16-18 33 15.5 19-21 4 1.9 22-24 7 3.3 25+ 2 0.9 212 100 Toplam Araştırmaya katılan erkeklerin ilk cinsel bilgilerini edindikleri kaynaklar sorgulanmıştır. Yüzde 87.7’ si ilk cinsel bilgilerini arkadaşından öğrenmiştir. Eşinden bu bilgileri edindiğini söyleyen erkeklerin hızı, %1.9’dur. Sinema televizyondan öğrendiğini bildirenler %3.3’tür. Evlendikleri sırada bu bilgileri sağdıçlık müessesesinden öğrendiklerini bildirenlerin hızı % 7.1’dir (Tablo 50). Tablo 50. Araştırmaya Katılan Erkeklerin ilk Cinsel Bilgilerini Edindikleri Kaynakların Dağılımı Cinsel Bilgi Kaynağı Sayı Yüzde Arkadaş 186 87.7 Eşi 4 1.9 Sinema –Tv 7 3.3 Diğer (Sağdıç, vb) 15 7.1 Toplam 212 100.0. Bu gün cinsel bilgi ihtiyacınız olsa bilgi kaynağınız kim olurdu sorusu yöneltilmiştir. Erkeklerin %64.6 sı sağlık personelini , %21.7 arkadaşını , %1.9’u eşini, % 3.8 İnternet’i üreme sağlığı ile ilgili bilgi ihtiyacını gidermek için başvuru kaynağı olarak görmektedir (Tablo51). 50 Tablo 51. Şu Anda Cinsel Bilgi İhtiyacınız Olsa Bilgi Kaynağınız Kim Ne Olurdu Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı Cinsel Bilgi Kaynağı Sayı Yüzde Sağlık Personeli 46 64.6 Arkadaş 137 21.7 Kitap Dergi 6 2.8 Eşim 4 1.9 İnternet 8 3.8 Diğer 11 5.2 Toplam 212 100.0 Araştırmaya katılan erkeklerin üreme sağlığı durumlarına etkisi olabilecek faktörlerden sünnet olma yaşları araştırıldığında sünnet yaşı ortancası 9.0’dur. Erkeklerin %52.4’ü 10 yaş ve yukarısında %14.1’i dört - altı yaş arasında sünnet olmuştur(Tablo 52). Tablo 52. Araştırmaya Katılan Erkeklerin Sünnet Yaşının Yaş Gruplarına Dağılımı. Sünnet Yaş Grubu Sayı Yüzde 1-3 22 10.4 4-6 32 14.1 7-9 47 12.2 10-12 82 38.7 13-16 18 8.5 Hatırlamıyor 11 5.2 Toplam 212 100 Araştırmaya katılan erkeklerin, ilk cinsel ilişki yaşlarının yaş gruplarına göre dağılımına bakıldığında erkeklerin %26.8’i liseyi bitirmeden ilk cinsel ilişki deneyimini yaşamaktadır. 15 yaş gibi dönüm noktası olan yaş incelendiğinde, erkeklerin % 13.7’si, , özgürlüklerin başladığı, reşit olma yaşı olan 18 yaşındaki erkeklerin %15.6’sıni bu yaşta ilk cinsel ilişkisini yaşamıştır. 51 Sadece % 6.3’ü ilk cinsel ilişki deneyimini 25 yaş sonrasına bırakmıştır (Tablo 53). Yedi erkek bu soruya cevap vermemiştir. Tablo 53. Araştırmaya Katılan Erkeklerin İlk Cinsel İlişki Yaşlarının Dağılımı Yaş Sayı Yüzde 13-15 39 19.0 16-18 88 26.8 19-21 40 17.1 22-24 21 9.8 25+ 13 6.3 Toplam 205 100 Araştırmaya katılan erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliliklerini yapmaktadırlar. İlk cinsel ilişki yaşları araştırıldığında ortalama 18.5± 2.8 yaşında ilk cinsel ilişki deneyimlerini gerçekleştirmektedirler. Erkeklerin % 48.5’i ilk cinsel ilişki deneyimini karısıyla, evlendikten sonra yaşamıştır. İlk cinsel ilişki ortalaması ile ilk evlilik yaşı ortalaması karşılaştırıldığında, erkeklerin evlilik öncesi cinsel ilişkiye girdikleri görülmektedir. Erkeklerin ilk cinsel bilgileri edinme yaşı ortalaması, 14.2 ±2.8’dir (Tablo 54). 52 Tablo 54:Araştırmaya Katılan Erkeklerin İlk Evlilik, İlk Cinsel İlişki Ve Cinsellikle İlgili İlk Bilgileri Edinme Yaşı Ortalamalarının Dağılımı Cinsellikle İlgili İlk İlk Cinsel Evlilik Yaşı İlişki Yaşı Aritmetik Ortalama 21.0 18.5 14.2 Standard Sapma 3.9 3.1 2.8 Ortanca 21 18 15.0 Alt Sınır 13 13 10 Üst Sınır 40 27 25 Toplam 212 212 212 Değerler İlk Bilgiyi Edinme Yaşı Araştırmaya katılan erkeklere daha önce kendilerine bir sağlık görevlisi tarafından üreme sağlığı ile ilgili soru sorulup sorulmadığı araştırılmıştır. Sadece 36 kişiye (%17.0 ) bir sağlık görevlisi tarafından üreme sağlığı ile ilgili soru sorulmuştur. Erkeklere üreme sağlığı ile ilgili bir problemleri olduğunda tercih edecekleri doktorun cinsiyeti sorulduğunda, %60.4’ü erkek doktor tercih ederken, %1.9’u kadın doktoru tercih edeceklerini, geri kalan % 37.8’i ise doktorun cinsiyetinin kendileri için fark etmeyeceğini belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan erkeklerin araştırma sırasındaki cinsel ilişki sıklıkları sorgulanmıştır. Erkeklerin %39.9’u haftada bir kez eşleriyle cinsel ilişkide bulunmaktadır. Her gün ilişkiye girenlerin sayısı sadece %3.3’tür. erkelerin %19.3’ü eşiyle ayda bir defadan az sıklıkta cinsel ilişki kurmaktadır (Tablo 55). 53 Tablo55.Araştırmaya Katılan Erkeklerin Araştırma Sırasındaki Cinsel İlişki Sıklıklarının Dağılımı Cinsel İlişki sıklığı Sayı Yüzde Düzenli cinsel ilişki yok 7 3.3 Her gün 7 3.3 Haftada iki kez 28 13.2 Haftada bir kez 83 39.2 Ayda bir iki 38 17.9 Ayda birden az 41 19.3 Yanıtlamadı 8 3.8 212 100.0 Toplam 4.8. Araştırılan Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme, Mutluluk Ve Memnuniyet Durumu Araştırmaya katılan erkeklerin mutluluk kaynaklarını öğrenmek için sorduğumuz sizi kim mutlu eder sorusuna aldığımız yanıtlardan en büyük mutluk kaynağı %45.3 ile tüm ailedir. Tüm aileyi, %29.7 ile eş, %10.4 ile çocuklar izlemektedir (Tablo 56). Tablo 56. Sizi Hayatta En Çok Kim Mutlu Eder Sorusuna Verilen Yanıtların Dağılımı Mutluluk Kaynağı Sayı Yüzde Kendim 6 2.8 Anne Baba 6 2.8 Çocuklar 22 10.4 Eşim 63 29.7 Torunlar 7 3.3 Tüm Aile 96 45.3 Fikri Yok 12 5.7 Toplam 212 100 54 Araştırmadaki erkeklerin yaşamdan memnuniyetleri de sorgulanmıştır. Yüzde 61.8’i mutlu olduğunu belirtirken, mutsuz olduğunu ifade edenler %2.8’dir (Tablo 62). Tablo 57. Yaşamdan Memnuniyetleri Sorulduğunda Verilen Yanıtların Dağılımı Yaşam Sayı Yüzde Çok Mutluyum 43 20.3 Mutluyum 88 41.5 Orta 63 29.7 Mutsuzum 4 1.9 Çok Mutsuzum 2 0.9 Fikri Yok 12 5..7 Toplam 212 100 Memnuniyeti Araştırmaya katılan erkeklere cinsel hayatlarından memnun olup olmadıkları sorulmuştur. Erkeklerin % 27.8’i çok memnunken, %0.5’i hiç memnun değildir. Yüzde 6.2’si bu soruya fikrim yok şeklinde yanıt vermiştir. Orta derecede memnunum diyenler, erkeklerin % 13.7 ’lik bir kısmını teşkil etmektedir. Sizce karınız cinsel hayatından memnun mu sorusuna da yanıt aranmıştır. Erkeklerin %20’si eşlerinin cinsel hayatlarından çok memnun olduğunu ifade ederken, memnun değil diyenlerin hızı yüzde %7.5, orta diyenlerin hızı %23.6’dır. En iyi cinsel yaşamı on basamaklı bir merdivenin 10. basamağı olduğunu düşündüğünüzde cinsel hayatınızı kaçıncı basamağa koyarsınız? Cinsel yaşantılarını, erkeklerin %15.6’sı onuncu, %10.’4’ü dokuzuncu, %15.6 sekizinci basamakta görmektedir. En fazla %25.9 ile koymaktadırlar.İlk üç basamağa koyanların hızı %5.7dir (Tablo58). 55 yedinci basamağa Tablo 58. Erkeklerin Cinsel Yaşamlarını Koydukları Basamakların Dağılımı Cinsel Yaşam Basamağı Sayı Yüzde 1-2-3. Basamak 12 5.7 4-5-6. Basamak 45 21.2 7-8-9.Basamak 110 51.9 10.Basamak 33 15.6 Fikri yok-cevap vermedi 12 5.7 Toplam 212 100.0 Araştırmadaki Erkeklere Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu SHIM (Ölçeği) uygulanmıştır. Sertleşme sağlama ve sürdürme konusunda erkeklerin % 2.8’i çok az %12.7’si az kendilerine güvenmektedir. %44.3 orta derecede bir güvene sahipken, %19.8’i yüksek %16.5’ çok yüksek bir güvene sahipler. %3.8 yanıt vermemiştir. Cinsel uyarı sonucunda oluşan sertleşmeniz hangi sıklıkta cinsel birleşmeyi sağlayacak düzeydeydi, sorusuna verilen yanıtlar: Erkeklerin %2.8’i neredeyse hiç, %12.7 birkaç kez, %44.3 bazen , %19.8 çoğu kez, %16.5 nerdeyse her zaman yanıtı verilmiştir.. Cinsel birleşme sırasında hangi sıklıkta sertleşmenizi sürdürebilmektesiniz sorusuna verilen yanıtlar: %1.4 neredeyse hiç, %12.7 birkaç kez, %48.1 bazen , %29.7 çoğu kez, %4.2 nerdeyse her zaman yanıtı verilmiştir. Cinsel birleşme sırasında sertleşmenizi sürdürmekte ne kadar zorlanıyorsunuz sorusuna erkelerin %0.5’i neredeyse hiç, %16.0’ı birkaç kez,%34.4’ü bazen, %22.2’si çoğu kez, %23.1’i neredeyse her zaman yanıtını vermiştir. Cinsel birleşme girişimleriniz sizce ne sıklıkta tatmin ediciydi sorusuna verilen yanıtlar:Erkeklerin %1.9’u neredeyse hiç, % 6.1’i birkaç kez, %47.6sı bazen,%34.4’ü çoğu kez,%6.1’i nerdeyse her zaman yanıtını vermişlerdir. Araştırmaya katılan erkeklerin %3.8’i SHIM testi sorularına cevap vermek istememişlerdir. SHIM ölçeğine erkeklerin verdikleri cevaplar puanlanmış ve değerlendirilmiştir (Tablo 59). SHIM 21 Puanın üzerinde değer alanlar % 10.8’dir. 56 Tablo 59. Erkeklerin SHIM Testinden (Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu) Aldıkları Puanların Dağılımı SHIM Testi Puanı Sayı Yüzde 8 -11 Puan 7 3.3 12 -15 Puan 71 23.5 16-19 Puan 75 34.4 20 Puan 13 6.1 21 Puan 15 7.1 22 -25 Puan 23 10.8 Yanıt Vermek İstemedi. 8 3.3 212 100.0 Toplam 4. 9. Erkeklerde Cinsel Mitlerin Değerlendirilmesi Cinsel mitlerle ilgili önermeler arasında erkeklerin en çok katıldıkları sırasıyla “Sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir”(%94.3), “Eşler birbirlerini sevdiklerini taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler” (%91.6) ”İyi sekste amaç cinsel birleşmedir” (%88.0), “Cinsel ilişki içinde mastürbasyon yanlıştır” (%85.9), “Seks, çift orgazm olabilirse güzeldir” (%84.6) önermeleri idi. “Erkek cinsel organının boyutu cinsel gücün göstergesidir”( %16.3), “Seksi erkek yönetir kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır” (%22.5) önermeleri, en az kabul gören önermelerdir. Diğer sık kabul gören mitler penis büyüklüğü ile ilgili mitlerdi: “Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%70.2) “Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar” (%46.2) Araştırmaya katılan erkeklerin yarısı seks doğaldır öğrenilemez önermesine katılmamaktadır (Tablo 60). 57 Tablo 60. Erkeklerin Cinsel Mitlerle İlgili Önermelere Yanıtlarının Dağılımı (%) Tümüyle Genellikle Nadiren Hiç atılıyorum katılıyorum katılıyorum katılmıyorum Erkek her zaman seks ister ve her zaman sekse hazırdır 39.3 %31.1 17.3 12.2 Cinsel ilişkiyi daima erkek başlatmalıdır 29.1 30.6 19.4 20.9 2.6 19.9. 10.2 67.3 10.4 48.4 18.3. 22.9 Sevişme cinsel birleşme demektir. 15.6 44.3 15.6 24.5 İyi sekste amaç cinsel birleşmedir. 17.7 70.3 2.1 9.9 40.5 11.6 27.4 43.0 24.0 24.0 7.8 30.2 11.5 50.5 4.7 26.6 20.3 48.4 1.5 14.8 21.9 61.7 16.5 53.7 14.9 14.9 7.4 38.8 32.4 21.3 15.1 59.4 9.9 15.6 8.9 37.0 21.4 32.8 4.2 30.7 17.2 47.9 Cinsel Mitler Seksi erkek yönetir, kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır. Erkek ve kadının cinsel ilgileri ve sorumlulukları temel olarak farklıdır. Bir sevişmede erkek sorumluluğu üstlenmek ve yönetmek zorundadır. Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır; sevişme hakkında konuşmak ve düşünmek onu bozar Tüm fiziksel temaslar cinsel birleşmeye gitmelidir. Fiziksel bütün yaklaşımlar cinsel ilişkiye gider. Erkekler duygularını belli etmemelidir. Erkekler yalnız cinsel birleşme ve orgazmla ilgilidir. Duygusallık kadınlarda görülür. Erkeğin duygusalı zayıftır. Erkek cinsel organının boyutu, cinsel gücün göstergesidir. Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır. Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar. Sertleşme (ereksiyon) daima cinsel arzu ile uyarılma işaretidir. Erkeğin cinsel organında sertleşme olunca en yakın zamanda boşalmalıdır Erkek cinsel organında sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir. 20.5 9.0 58 Tablo 60’ın devamı. Erkeklerin Cinsel Mitlerle İlgili Önermelere Yanıtlarının Dağılımı (%) Cinsel mitler Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir. Kadınlar eller kullanılmadan penis hareketleri ile orgazm olmalıdırlar. Seks ancak çift aynı anda orgazm olabilirse güzeldir. Eşler birbirlerini sevdikleri takdirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler. Cinsel ilişkiye giren çiftler içgüdüsel olarak diğer eşin ne düşündüğünü ve ne istediğini bilirler Seks doğaldır, öğrenilemez. Mastürbasyon kirli ve zararlıdır Cinsel ilişki içerisinde mastürbasyon yanlıştır Cinsel fanteziler kurmak yanlıştır. Erkek ya da kadın sevişmeye hayır diyemez Sevişmede neyin normal olduğuna ilişkin kesin kurallar vardır Tümüyle Genellikle Nadiren Hiç katılıyorum katılıyorum katılıyorum katılmıyorum 19.3 52.1 16.7 12.0 15.1 31.3 18.8 34.9 30.9 53.7 10.1 5.3 25.8 65.8 8.4 0.0 17.9 55.8 22.6 3.7 5.8 24.7 21.1 51.6 50.5 23.4 8.9 17.2 45.8 40.1 8.9 5.2 22.4 33.3 17.2 27.1 15.0 15.6 24.5 44.8 2.1 42.6 11.1 44.2 59 TARTIŞMA Araştırma kapsamında 212 evli erkekle görüşülmüştür. Araştırma sonunda ulaşılması hedeflenen 252 erkekten 228’ine (%90.4) ulaşılmıştır. Araştırmanın verilerinin analizi 212 erkek üzerinden yapılmıştır. Araştırmaya katılan erkeklerin sosyo-demografik özellikleri incelendiğinde, yaş ortalaması, 39.8±12.4’dır. Erkeklerin çoğu (%73.4) doğurganlığın yüksek olduğu “20-49” yaş grubunda olup 15-19 yaş grubunda evli erkek yoktur. (Tablo 3). Araştırmaya katılan erkeklerin yaş gruplarına dağılımları, Solaklı beldesinin yaş dağılımıyla benzerdi. Özaydın’ın TNSA 98 verilerini kullanarak yaptığı Türkiye’de evli erkeklerle ilgili araştırmasında evli erkeklerin yaş ortalaması 37.6±9.4, erkeklerin %88.3’ü 20-49 yaş grubunda, 15-19 yaş grubu %0.2 hızındadır. Araştırma bulgularımızla benzerlik göstermektedir(14), Şankazan’ın Ankara Deliller köyünde yaptığı araştırmada, erkeklerin yaş ortalaması 51.05±1.93, %43.1’i 56 yaş üzerindedir(18). Türkiye’de kırsal alana gidildikçe erkelerin yaş ortalaması artmaktadır(14). Araştırmaya katılan erkeklerin nikah durumları incelendiğinde % 90.1’inde resmi ve dini nikah, %9.9’unda yalnız dini nikah vardı. Sadece dini nikahı olan 21 kişinin %90.0’ı kırk yaşın altındadır. Sadece resmi nikahı olan erkek yoktu (Tablo 4). Savaş sadece dini nikahlı kadınları %10.4 bulmuştur (20) . Elazığ il merkezinde kadının statüsü konusunda Açık’ın yaptığı araştırmada kadınların %7.4’ünün resmi nikahı yoktur (21). Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde bulunmadığı bildirilmiştir .(22). kadınlarımızın %8.7-29.2’sinin resmi nikahı Son yıllarda yeşil kartın sosyal güvence kapsamına girmesi ve ilaçların yeşil kartla ödeniyor olması, özellikle kırsal alanda resmi nikahlı aile oranında ciddi bir artış sağlamıştır. Yerel yönetimlerin organizasyonlarıyla son üç yılda, Adana ilinde 3 toplu nikah töreni ile 5012 çiftte resmi nikah kıyılmıştır(23). Adana için ilk evlenme yaşı kent merkezinde erkeklerde 27.1, kadınlarda 23.8’dir. Bucak ve köylerde erkekler için 27.2 yaş, kadınlarda 23.9’dır (24) . 60 Araştırmaya katılan erkeklerin öğrenim durumları incelendiğinde, % 13.2’ si okuma yazma bilmemekte bir gazete yada mektubu okuyamamaktadır. Yüzde 20.3’ü okur yazar olup bir gazete veya mektubu rahatlıkla okuyabilmektedir. Erkeklerin büyük çoğunluğu, (% 42.9) ilkokul mezunu olup, % 23.7’si ortaokul ve üzerinde öğrenim almışlardır (Tablo 5). Şankazan’ın araştırmasında erkeklerin %36.9’u hiç okula gitmemiştir(18). Gülal ve arkadaşların araştırmasında erkeklerin %48.1’i ilkokul ve altı eğitime sahiptir(19). Erbil’in Ordu’da yaptığı bir çalışmada erkeklerin %33.3’ü ortaokulun üzerinde eğitim almıştır. TNSA 98 araştırmasında erkeklerin %53.5’i ilkokul mezunudur. İlkokul okumayanlar %18.2’dir(14). Araştırmamızda okulluluk oranı Türkiye genelinin altında bulundu. Araştırmaya katılan erkeklerin eşlerinin okuma yazma durumu incelendiğinde %56.1 gibi büyük çoğunluğu okur-yazar değildir. Eşlerinin %21.7’si ilkokul, %9’u ortaokul ve üzeri eğitim görmüştür (Tablo 6). Türkiye’de 1930’larda %20 civarında olan okuryazarlık oranı her iki cinsiyet için giderek artmıştır, ancak kadın ve erkek arasındaki fark henüz kapanamamıştır. Türkiye’de kadınlarda okur yazarlık oranı 25 yaş üzerinde %72.6, tamamında ise %86’dır(25). İstanbul’da yoğun göç alan ilçelerde kadınlar üzerinde yapılmış bir çalışmada okur yazar olmayan kadın oranı %12.5 bulunmuştur(26). TNSA 2003’e göre kadınların %53.7’si ilkokulu okumuştur. Araştırmamızın sonuçlarına göre Solaklı’daki erkeklerin eşlerinde okur-yazarlık oranı Türkiye okur-yazarlık ortalamasının altındadır. Bugün tüm dünyada temel eğitim kurumlarına ulaşabilme % 84.0, gelişmiş ülkelerde %98.0, gelişmekte olan ülkelerde %82’dir. Ancak cinsiyetlere göre temel eğitime ulaşabilme yüzdelerinde kadınların aleyhine bir değişim olduğu görülmektedir. Temel eğitime ulaşabilen kadın erkek oranı gelişmekte olan ülkelerde 0.87, gelişmiş ülkelerde 0.96’dır(27). Çok merkezli olarak yapılan bir araştırmaya göre; kadının toplumsal statüsü ve doğurganlığı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kadının statüsü iyileştikçe doğurduğu çocuk sayısı azalmakta, obstetrik hizmetlerden yararlanma oranı da artmaktadır. Türkiye TNSA ileri analiz sonuçlarına göre, kadının öğretim düzeyi yükseldikçe doğum öncesi bakım alma ve sağlıklı koşullarda doğum yapma oranlarının arttığı görülmektedir. 61 Kadının eğitim- öğretim düzeyi kontraseptif hizmetlere ulaşmasında da etkili olmaktadır. Şöyle ki; öğrenimi olmayan grupta AP yöntem kullanıma oranı %51 iken ilkokul mezunu olanlarda bu oran %67.7’ye ortaokul ve üzerinde %75.3’e yükselmektedir(28). Erkeklerin %5.7’sinin işsiz olduğu, günübirlik, mevsimlik ve devamlı işçi olmak üzere %51’nin işçilik yaptığı, %30.7’si serbest çalıştığı, yaptıkları işler arasında en az meslek grubunun % 8.5 ile memurluk olduğu bulundu. (Tablo 8). Araştırmaya katılan erkekler kendi toprakları olsun yada olmasın tarım ile uğraşmaktadırlar. Şankazan’ın araştıransında erkeklerin %40’ı çiftçidir(18). Özaydın tarım ve hayvancılıkla uğraşanları % 19.8, yapı işçiliği yapanları %11.0 bulmuştur(14). Araştırmaya katılan erkeklerin sosyal güvence durumları çalıştıkları iş ile paralellik göstermekte olup, emekli sandığına mensup olanlar azınlıktadır (%9.9). Yeşil kart sahibi olanlar %41.0 ile ilk sırada yer almaktadır. %19.8’nin bir sosyal güvencesi bulunmamaktadır. SSK’lı olanların oranı %11.8’de kalmaktadır (Tablo 9) . Özel sosyal güvenceye sahip kişi bulunmamaktadır. Şankazan’ın araştırmasında erkeklerin %49.2 sinin herhangi bir sosyal güvencesi yoktur. TNSA 98 verilerine göre erkeklerin %35’nin sosyal güvencesi yoktur. %35.9’u SSK %2.7 Yeşil kartlıdır(6). Yapıcıoğlu araştırmasında aynı bölge için yeşil kartlı oranını %43.1, SSK’lı oranını %12.6 bulmuştur(29). Türkiye genelinde halkın %15.0’ı yeşil kart sağlık güvencesinden yararlanmaktadır(30). Araştırmada yeşil kartlıların oranı oldukça yüksektir. Yeşil kartın sosyal güvence kapsamına alınması, ve ilaçların yeşil kart ile ödenmeye başlaması, tarım iş kolunda işçi olarak çalışanların sürekliliği olmayan işçilik yapmaları ve ataerkil aile yapısının devam etmesi araştırmamızdaki yeşil kartlı erkeklerin oranının Türkiye ortalamasının üzerinde olmasının nedeni olarak gösterilebilir. Erkeklerin yaklaşık yarısı işçi olarak bulundu. Ancak SSK’lı olanların % 11.8’ de kalması Türkiye’de kayıt dışı işçi çalıştırılmasının boyutunu göstermesi açısından önemlidir. Bu işçiler tarım iş kolunda ve inşaat iş kolunda çalışmaktadırlar. Erkeklerin % 41.0’i neredeyse her gün gazete okumaktadır. Erkeklerin %25.5’i hiç gazete okumamaktadır (Tablo 10). Özaydın’ın araştırmasında aynı yaş grubunda hemen her gün gazete okuyanların oranı % 39.6 dır(14). 62 Gazete okuma alışkanlığı araştırmada yüksek bulundu. kahvehane Solaklı’da 6 adet vardır. Kahvehanelere her gün gazete alınmakta ve erkeklerin büyük çoğunluğu kahvehaneye gitmektedirler. Buradaki gazeteler renkli ve cinsellikle konuları özellikle işleyen gazetelerdir. Bütün kahvelerde Dr Haydar Dümen’in de yazı yazdığı Posta gazetesi okunmaktadır. Evli erkeğin gazete okuması bir AP yöntemi kullanmasını etkilemektedir. Gazete okuyan herhangi bir evli erkek herhangi bir AP yöntemi kullanmaktadır. Her gün gazete okuyan erkek daha fazla modern yöntem, daha az geri çekme yöntemi kullanmaktadır. Erkeğin gazete okumasının eşin RİA kullanmasında etkisi görülmemektedir(14). Solaklı beldesinde yaşayan ailelerin hemen tamamı bölgeye göç yoluyla yerleşmişlerdir. Araştırmaya katılan erkeklerin %85.4’ü ev içinde ve yaşamlarında Türkçe’nin dışında Zazaca, %2.4’ü de Kürtçe konuşmaktadır (Tablo 11). Savaş’ın araştırmasında evin içinde en çok konuşulan ikinci dil Zazaca’dır(20). Araştırma sırasında cinsel mitleri sorgularken, “mastürbasyon, penis, orgazm, kondom, sağdıç, geri çekme” gibi terimlerin erkekler arasında değişik adlandırmalarına rastlandı. Araştırmaya katılan erkeklerin evlerinde yatak odası varlığı ve eşleriyle yatma durumları sorgulandı. Erkeklerin %27.4’ünün eşiyle birlikte yalnız başlarına yatacakları kendine ait yatak odası yoktur. %21.7’si çocuklarıyla aynı odada yatmakta,. %54.2’ si eşiyle kendine ait odada ve aynı yatakta yatarken, % 18.4’ü ayrı yatakta yatmaktadır (Tablo 12, 13). Savaş’ın Doğankent’teki araştırmasında kişilerin %15.5’nin yatak odası yoktur (20). Erkeklerin maddi durumlarını öğrenmek için bir ayda eve giren para miktarı araştırıldı. %50.0’nin evine giren para 501 YTL’nin altındadır. %32’sinin evine giren para miktarı 100 -500YTL arasındadır. 1000 YTL’nin üzerinde para giren ev oranı % 19.8’dir (Tablo 14). Şankazan’ın araştırmasında erkelerin %30.8’inin gelirini 100 YTL’nin altında bulmuştur. 2004 yaşam memnuniyeti araştırmasının sonuçlarına göre kentteki hanelerin %16.3’ü, kırdaki hanelerin %26.4’ü hanelerinin aylık geliri ile hane ihtiyaçlarını çok zor, %31.8’i de zor karşıladıklarını belirtmiştir(31). Eve giren para ile ilgili araştırmaya katılan erkeklerin miktarı düşük gösterme eğilimleri gözlenmiştir. Özellikle ataerkil aile şeklinde yaşayan erkeklerde, evde yaşayan ve çalışan kişilerin gelir toplamları ile uyumsuzluk gözlendi. Erkeklerin çoğunun yeşil kartlı olması bir diğer sebep olabilir. Solaklı’da da durum buna benzerdir. 63 Araştırmaya katılan erkeklerin bazı sosyo-ekonomik özelliklere göre dağılımları araştırıldı. Erkeklerin %82.5’inin yaşadığı ev kendine veya evde oturan birine aitken, %17.5’i kirada oturmaktadır. Hemen her erkeğin evinde buzdolabı ve televizyon vardır, %84.4’ünün evinde çamaşır makinesi vardır. Bulaşık makinesi ise sadece %15.1’inde vardır. Cep telefonu varlığı %88.7 iken, ev telefonu varlığı %57.5’dir. Evinde VCD oynatıcısı bulunanlar %39.6’dır. VCD varlığı üreme sağlığı ile ilgili eğitim materyallerinin kişisel olarak izlenmesi açısından önemli olabilir. Ancak bu yeterli bir sayı değildir. Erkeklerin % 24.5’inin kamyon traktör haricinde binmek için arabası vardır (Tablo 15). Sosyo-ekonomik durum, evdeki eşyaların varlığı ile ilgili bulgularımızı Türkiye son sağlık istatistik araştırması olan TNSA 2003 araştırmasındaki kır bulgularıyla karşılatırdık. Buzdolabı, televizyon, cep telefonu, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın, VCD oynatıcısı, araba sahipliği araştırmada daha TNSA 2003’ten yüksek bulundu.. Türkiye 2003 araştırmasıyla uyumlu olmayan bulgumuz evdeki telefon varlığı ve cep telefonu ile ilgili olan bulgulardır. Araştırmada evlerinde telefon olanlar %57.5 iken Türkiye’de %81.5 (kır için %75.2), cep telefonu varlığı %88.7’iken Türkiye’de 74.2’dir (kır için %50.4). Araştırmadaki erkeklerin cep telefonuna daha yüksek, ev telefonuna daha düşük oranlarda sahip olması düşündürücüdür. Erkekler cep sahibiyken, eşinin bu haberleşme aracına sahipliği ne orandadır? Toplumsal cinsiyet ve roller açısından araştırılması gereken konulardan biri erkeklerin eşlerinin cep telefonu varlığıdır. Erkeklerin cep telefonunu yeterli bulup kırsal alanda, evi ve dolaysıyla “kadını iletişimsiz bırakıp bırakmadığının” araştırılması tanımlayıcı olan araştırmanın sonunda kurduğumuz yeni bir hipotezdir. Elektrik süpürgesi ve bulaşık makinesi oranında diğer eşyalara göreceli düşüklüğü de dikkat çekici olup bu durumun erkek ve kadının rolleri, toplumsal cinsiyetle ilişkili olduğunu düşünmekteyiz. Araştırmaya katılan erkeklerin araştırma sırasında sigara içme durumları incelendiğinde %59.9’u sigara içmektedir. Sigaranın bütün dünya çapında en başta gelen bir sağlık riski olduğu iyi bilinmektedir. Bu gün için dünyada her yıl 5 milyon insan sigara nedeniyle yaşamını yitirmektedir(32). 64 Dünya genelinde sigara içimi öteden beri erkek davranışı olarak algılanmıştır. Bunun sonucu olarak dünya genelinde tüm erkeklerin %80’i ve erkeklerin %42’si sigara içmektedir(32). Türkiye’de bu oran % 48.8’dir (34). Araştırmadaki erkeklerin sigara içme oranı Türkiye ve dünya ortalamasının üzerindedir. Solaklı’daki erkekler sigara içmeyi işsizlik ve geçim sıkıntısına bağlamaktadır. Dikkat çekici bir başka noktada sigaranın Solaklı’da erkekler arasında bir ikram nesnesi olarak kullanılmasıdır. Niteliksel bir gözlem olarak arkadaşına, araştırmacıya ve tarım işçisine farklı sigara ikram edenlere rastlandı (yerli sigara, yabancı sigara, tütün tabakası). Araştırmaya katılan erkeklerin kendilerine ait diş fırçası olup olmadığı araştırıldı. Erkeklerin %29.2 sinin diş fırçası olmadığı bulundu. Kendine ait evde diş fırçası olmadığı halde dişlerini fırçalayan 6 kişi (%2.8) mevcuttur (Tablo 18). Erkeklerin üçte birinin dişlerini fırçalamaması bulgumuz araştırmamızdaki erkeklerin niteliksel durumunu göstermesi açısından önemli bir bulgudur. Araştırmamıza katılan erkekler arasında başkasının diş fırçasını kullanan erkeklerin varlığı önemlidir. Ağız sağlığı ve koruyucu diş hekimliği açısından önemli bir bulgudur. Erkeklerin çocuğu olmayanların oranı % 4.7, yarısından fazlasının (% 56.6) beş ve üzerinde çocuğu vardır. 3-4 çocuğu olanlar % 11.7’dir (Tablo19). Okur yazar olmayanların % 92.9’unun, ortaokul mezunlarının % 26.0’sının 5 ve daha fazla çocuğu vardır (Tablo 20). Şankazan’ın araştırmasında erkeklerin %6.2’nin yaşayan çocuğu yoktur. Dört ve daha fazla çocuğu olanlar %67.6’dir(18). Doğurganlıktaki bu yüksek sayılar, araştırmadaki erkeklerin etnik yapısından kaynaklanmış olabilir. Kırsal alanda çocuğun maliyetinin az olması ve katma değerinin fazla olması, çocuğun işgücü olarak görülmesi ve çocuktan beklentiler aşırı doğurganlığın başka bir nedenleri olabilir. Üç erkek infertilite nedeniyle tedavi görmektedir. İnfertil olmak kırsal alanda, genellikle göz ardı edilen ancak kişiler üzerinde psikolojik ve toplumsal baskı oluşturan bir sorundur. Birinci basmakta infertiliteye yaklaşımın tıp dışı uygulamaların engellenmesi açısından hassas ve önemli bir konu olduğunu düşünmekteyiz. Araştırmaya katılan erkeklerin ölen çocuk sayıları araştırılmıştır. % 65.5’inin ölen çocuğu yoktur (Tablo 21). Bir çocuğu ölenler %22.6’dır. Erkeklerin %7.6’sının iki çocuğu ölmüştür. Şankazan’ın çalışmasında ölen çocuğu olan erkekler %50.8’dir(18). Genç erkeklerin ölen çocuk sayıları daha azdır. 65 Araştırmaya katılan erkeklerin en son doğan çocuklarını isteyip istemedikleri sorulduğunda yaklaşık beşte biri (% 18.6) en son doğan çocuğunu istemiyor, yada sonra istemektedir (Tablo 23). Ortaokul ve üzerinde eğitim görenler en son doğan çocuklarını, daha az eğitim görenlerden daha fazla istiyorlardı. Aradaki bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.005). Türkiye’deki 2000 yılı nüfus sayımına göre erkeklerin yüzde %74’ü kadınların %77’si başka çocuk istememektedir(1 8 ). Tekiner ve arkadaşlarının planlanmamış gebelikler ile kontraseptif yöntemler arasındaki ilişki adlı araştırmalarında plansız gebe kalanların gebe kaldıkları sırada %39.0’ı geri çekme yöntemini kullanırken gebe kaldıklarını belirtmişlerdir(35). Özaydın’ın araştırmasında erkeklerin %20.1’i en son doğan çocuklarını istememiş, geçmişte hiç AP yöntemi kullanmadığını beyan edenlerin % 12.0’si son çocuklarının hiç istemedikleri halde olduğunu belirtmişlerdir. Geleneksel AP yöntemi kullananların %10.0’u ve modern yöntem kullananların %14’ü hiç istemedikleri halde çocuklarının olduğunu belirtmiştir. Son çocuklarını istemeden sahip olan evli erkeklerin %34.2’si araştırma sırasında hiçbir AP yöntemi kullanmamakta, %21.7’si geleneksel ve sadece %44.2’si modern yöntem kullanmaktadır(14). Türk insan yapısındaki kadercilik anlayışının en güzel örneği, AP örneğinde yaşanmaktadır. Çocuk istememek ve korunmamak, yada etkili yöntemle korunmamak, Bilgisizlik mi? Kadercilik mi? Yöntemleri bilme oranlarına baktığımızda bunun bilgisizlikten çok öte bir durum olduğu ortadadır. Erkeklerin %95.3’ü en az bir AP yöntemini duymuştur. Erkeklerin AP yöntemi olarak hangi yöntemler var sorusuna yanıtları: Hap yöntemi % 36.5, kondom yöntemi %31.0, rahim içi araç yöntemi % 28.4, geri çekme yöntemi %17.8’dir. Erkeklerin tamamı derialtı implant yöntemi ve diyafram yöntemini kendiliklerinden yöntem olarak saymamışlardır. En fazla duydukları, bildikleri AP yöntemleri geri çekme yöntemi %82.2, hap yöntemi %75.0, RİA % 80.3, kondom yöntemi %79.5, kordonların bağlanması %79.2, deri altı implant yöntemini %13.0’dir. 66 Tüm zamanlarda kullanılanmış oldukları AP yöntemleri araştırıldığında; Modern yöntemler arasında en çok kullanılan yöntem RIA’dır, ardından kondom gelmektedir. Geleneksel yöntemler içinde en sık geri çekme yöntemi kullanılmaktadır. Tüm zamanlar içinde en sık kullanıldıkları yöntemlerin bazıları: Geri çekme yöntemi %47.7, RİA %32.2, kondom yöntemi %27.8, hap yöntemi %13.9, enjeksiyon yöntemi %6.3, kordonların bağlanması % 5.9’dır. Takvim yöntemi, % 8.3’tür. Deri altı implant ve diyafram yöntemlerini AP yöntemi olarak kullanmış olan erkek yoktur (Tablo 24). Araştırmamızdaki erkekler AP yöntemlerini duymuş ve bazılarını kullanmış olmalarına rağmen, yöntem adlarını saymakta zorluk çekmektedirler. Yöntem ismi hatırlatıldığında yöntemi detaylı olarak tarif etmekte, bazen de yöntemi uygulamış olduğunu söylemektedirler. Güldal’ın çalışmasında erkeklerin %79.7’si RİA yöntemini, %75.9’u hap yöntemini, %20.3’ü tüp ligasyonunu, %59.5’i geri çekme yöntemini, %7.6’sı deri altı implant yöntemini biliyorlardı. Aynı çalışmada RİA yöntemini kullananlar % 36.7, hap yöntemini kullananlar % 29.1, geri çekme yöntemini kullananlar %38.0’dir (19). TNSA 98 araştırmasında en çok bilinen yöntemler, sırasıyla 1. hap %92.5, 2. RİA %87.0, 3. kondom %84.6 ve 4. geri çekme % 83.9 yöntemidir. Yine bu araştırmaya göre geleneksel yöntemlerden kırsal bölgede en fazla kullanılanı geri çekme yöntemidir(15). Araştırmaya katılan erkeklerin, “Siz yada eşiniz daha önce gebeliği önlemek yada geciktirmek için herhangi bir yöntem kullandınız mı?” Sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde, erkeklerin % 29.2’si gebeliği geciktirmek yada önlemek için herhangi bir yönteme başvurmadıklarını belirtmişlerdir (Tablo 25). Özaydın’ın yaptığı araştırmada bu oran Türkiye için % 17.9’dur kullanımları TNSA 98’deki (14) . Araştırmadaki erkeklerin AP yöntem erkeklerinin AP yöntemi kullanma oranından düşük bulundu.. Bunun nedenlerini öğrenmek için, erkeklerden daha önce gebeliği önleyici yöntem kullanmayan 62 (%29.2) kişinin gebeliği önleyici, yöntem kullanmama nedenleri sorgulandı (Tablo 26). Bu kişilerin % 50.0’si doğurganlıkla ilgili nedenler, %16.1 kullanıma karşı olduğu için, %19.4’ ü ise bilgi eksikliği nedeniyle gebeliği önleyici kullanmadıkları öğrenildi. 67 yöntem TNSA 98’e göre erkeklerde yöntem kullanmama nedenleri: erkeklerin %57.4’ü doğurganlıkla ilgi nedenlerle, kullanımına karşı % 4.7, bilgi eksikliği %4.0, ve % 6.1’i mevcut yöntemlerle ilgili sorunlar nedeniyle AP yöntemi kullanmadıklarını belirtmişlerdir(14). Araştırmada % 19.4 gibi bir oranın bilgi eksikliği nedeniyle AP yöntemi kullanmaması araştırma grubunun bilgi ve hizmet gereksinimini yansıtmaktadır. Araştırmada AP yöntemi kullanımına karşı olanların oranı Türkiye ortalamasından yüksektir. Bu kişiler doğru bilgi ve doğru tutum geliştirilmesi açısından önemli bir fırsattırlar. Etkili ve nitelikli, bir üreme sağlığı danışmanlığı, istenmeyen gebelikler ve doğumları önemli ölçüde azaltacaktır. Araştırma sırasında yöntem kullanımı araştırıldı. Erkeklerin %53.7’si araştırma sırasında bir AP yöntemi kullanmaktadırlar. Erkeklerin geciktirici bir %5.7’si gebeliği önleyici yöntem kullanıp kullanmadıklarını bilmemektedir (Tablo 27). Şankazan’ın araştırmasında erkeklerin %67.0’si halen hiçbir yöntem kullanmazken %16.9’u modern yöntem, %15.4’ü geleneksel yöntem kullanmaktadır(18). TNSA 98 ‘de bu oranlar sırasıyla %41.9, %31.4, ve %26.0 olarak bulunmuştur. Araştırma sırasında AP yöntemi kullanan 114 kişinin kullandıkları yöntemler sorgulandı. Halen kullanılan yöntemler arasında % 42.1 ile RİA ilk sıradadır. Geri çekme yöntemi %35.5 ile ikincidir (Tablo 28). Vazektomi yöntemini kullanan bir (%0.8) erkek bulunmaktadır. TNSA 98 Özaydın’ın araştırmasında evli erkeklerin en fazla RİA (% 18.8) ve ardından geri çekme yöntemi (%18.4), kondom (%11.4) oral ve enjekte edilen kontraseptifler (%7.3), Tüp ligasyonu (%3.9), sadece % 0.1’i vazektomi yöntemini kullanmakta olduğu belirlenmiştir(14). TNSA 98 TNSA 2003 karşılaştırdığımızda son yıllarda erkek sorumluluğu gerektiren yöntem kullanımı (geri çekme, kondom, vazektomi) Türkiye genelinde azalmıştır. Araştırmada RİA ile geri çekme yöntemleri yer değiştirmiş, tüp ligasyonu oranı artmış, Erkek sorumluluğunu gerektiren yöntem kullanımı azalmıştır. Birinci basamak sağlık ünitelerinden sürekli kesintisiz olarak hizmet alma güçlüğü, aile planlaması yöntemi kullanmak isteyen çiftleri temini kolay ve uzun etkili yöntem kullanımına yönlendirmiş olabileceğini düşünmekteyiz. 68 Gelişmekte olan ülkelerde erkek katılımı / sorumluluğu gerektiren AP yöntem kullanımı zaman içerisinde küçük değişiklikler gösterse bile birçok ülkede tekrarlanan araştırmalar erkek katılımı sorumluluğu gerektiren yöntem kullanımının arttığını göstermiştir. Örneğin günümüzde Gana, Mali ve Senegal’da erkek katılımı sorumluluğu gerektiren yöntem kullanımı birkaç yıl öncesine göre anlamlı olarak yüksektir(36). Araştırmadaki erkeklerin geri çekme yöntemini 2. sırada kullanmaları ve katılım/sorumluluğunun tümüyle erkeğe ait olması nedeniyle yönteme özel sorular sorularak bu yöntem daha detaylı araştırıldı. (Tablo 29-35). Aktif cinsel yaşamları boyunca geri çekme yöntemini kullanmış erkekler, 93 (%43.8) kişidir. Bu yöntemi uygulamış olan 93 kişinin % 48.4’ünde kararı erkek vermiş, %38.’sinde kararı eşi vermiş, geri kalan % 12.9 gibi bir azınlıkta geri çekme yöntemini kullanım kararını her ikisi birlikte almışlardır. İslam’da aile planlaması kitapçığında geri çekme (Azil) yöntemi ile ilgili bir hadiste “Azil hanımın iznine bağlıdır. “Ebu Hüreyre rivayet etti: Rasulüllah (S.A) hür eşin izni olmadan azlin caiz olmadığını söyledi(Ebu Davut)” denmektedir(37). Geri çekme yönteminin güvenirliliği sorgulanmış, bu yöntemi kullanmış olan 93 kişinin %75.3’ü geri çekme yöntemini güvenilir bulmazken, %24.7’si güvenilir demiştir. Gülal ve arkadaşlarının yaptığı araştırmada erkekler tarafından geri çekme yönteminin güvensizliği %94.9 bulunmuştur. Aynı çalışmada geri çekme yöntemi kolay diyenlerin oranı %6.3’tür(19). Erbil ve arkadaşlarının geri çekme yöntemi ile ilgili olarak kadınlar üzerinde yaptıkları bir araştırmada, gebelikten koruyucu etkisi en yüksek olan yöntem olarak evli kadınların %17.7’si geri çekme yöntemini belirtmişlerdir. Sürekli geri çekme yöntemini kullanma oranı %27.3’tür. Kadınların %41.4’ü bu yöntemin koruyucu olmadığını düşünmektedir. Kadınların %21.2sini eşi başka bir yöntem kullanmak istemediği için geri çekme yöntemini kullanmaktadır (39). TNSA 98 verileriyle Özaydın’ın yaptığı araştırmasında, erkeklerin %26.7’sinde geri çekme yöntemini erkek tercih etmiştir. %72.1’inde eşiyle birlikte tercih etmiştir. Yine bu verilere göre, erkeklerin %22.1’i geri çekme yöntemini etkili bulmamaktadır. Yüzde 6.8’i etkili olup olmadığını bilmemektedir(14) 69 Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanmış olanların dörtte üçü yöntemi gebeliği önleme bakımından güvenilir bir yöntem bulmamalarına rağmen AP yöntemi olarak kullanmışlardır. Erkeklere geri çekme yönteminin zor olup olmadığı sorgulandı, bu yöntemi kullanmış olan 93 erkekten, %79.6’sı yöntemin zor olduğunu ifade ederken, % 20.4 erkek yöntemi kolay olarak değerlendirmiştir. Özaydın araştırmasında erkeklerin % 56.8’i geri çekme yöntemini kolay, %38.1’i zor yöntem olarak tanımlamışlardır(14). Araştırmadaki erkekler modern yöntemlerden kondomu duyup bilmelerine AP yöntemi olarak yeterince kullanmamaktadırlar. Sağlık inanç modelinin ileri sürdüğü gibi, kişinin sağlığını koruyacağına inanılan uygulamayı etkin olarak başarabileceğine ve gerçekleştirebileceğine olan inancı davranışta önemli olmaktadır(14). Erkekler belki de kendilerinin en uzun süre, en başarılı kullanabileceklerine inandıkları için en fazla geri çekme yöntemini kullanmaktadırlar Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanan 93 kişinin geri çekme kararını kimin verdiği ile bu yöntemin güvenirliliği arasında ilişki araştırıldı. Kararı eşi ile birlikte veren erkekler, geri çekme yöntemini daha güvenilir bulmuşlardır. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır p<0.05(Tablo 33). Geri çekme yönteminde eşler arasındaki uyum ve iletişim cinsel yöntem başarısı açısından önemli faktörlerden biridir. Araştırmaya katılan erkeklerden geri çekme yöntemini kullanan 93 kişinin geri çekme kararını kimin verdiği ile bu yöntemin zorluğu arasında ilişki araştırıldı. Kararı veren kişi ile erkeklerin yöntemi zor bulması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Geri çekme yöntemi kararını kendisi veren erkekler yöntemin kolay olduğunu ifade etmişlerdir (p<0.05 - Tablo 34). Özaydın’ın araştırmasında kadınların %22.7’si eşi istediği için geri çekme yöntemini tercih etmiştir. Geri çekme yöntemi ile gebelikten korunduklarını söyleyen evli erkeklerden %19.9’unun eşleri herhangi bir yöntem kullanmadıklarını söylemişlerdir(14). Araştırmaya katılan erkeklerin geri çekme yöntemini zor bulma ile en son doğan çocuklarını isteyip istememe durumları karşılaştırılarak araştırıldı. 70 Yöntemi zor bulup bulmama ile en son doğan çocuğun istenme durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır En son doğan çocuklarını isteyenler geri çekme yöntemini daha kolay uygulanabilir ifade etmişlerdir( p<0.05 Tablo 35). Araştırmamızdaki erkeklerin %73.6’sı gebeliği önleyici yöntem kullanımını onaylarken eşlerinin %75.9’u gebeliği önleyici yöntem kullanımını onaylamaktadır. Gana’da eşlerin AP konusundaki tutumlarına birbirlerinin etkisini sorgulayan araştırma hem niteliksel hem niceliksel kapsamda yürütülmüştür. Erkeklerin, eşlerine göre biraz daha olumlu AP tutumu içindeyseler de doğurganlığın tamamlanması hususunda daha az kararlı oldukları, çiftlerin %75’inin AP konusunda paralel tutum içinde oldukları, kadının yaklaşımının sadece kendi özelliklerine bağlı olmayıp eşinin özelliklerinden de etkilendiği saptanmıştır. Erkeğin AP konusundaki yaklaşımı ise kadının özelliklerinden etkilenmemektedir. Evlenme şekilleri ve kültürel normlar, kadınların üreme belirlenmiştir (42) davranışları ve doğurganlık paternleriyle ilişkili olduğu . Çalışkan ve arkadaşları çiftlerin tüp ligasyonunu kabul etmesini etkileyen faktörleri araştırmışlar. Çiftlerde aile içi uyumdan çok, yakınların doğal olmayan ölümleri veya boşanmaları ve ailelerin gelecekle ilgili duydukları bakım beklentileri ile çocukluklarını geçirdikleri çevre, sterilizasyon kararını etkilemektedir(43). Kulu, ‘çiftler arasında sosyal ilişkinin’ çiftlerin doğurganlık davranışını etkileyen anlamlı bir faktör olduğunu göstermiştir. Ülkenin daha gelişmiş bölgelerinde kadının doğurganlık davranışı kocaya bağımlı değilken, daha az gelişmiş bölgelerinde otonomi olmamasından kadının doğurganlık davranışının daha çok kocaya bağımlı olduğunu göstermiştir. Cinsiyete bağlı roller ve tutumlarında daha geleneksel olan kocaların aile içi kararların alınmasında daha baskın olduklarını ve bunların eşlerinin daha doğurgan olduklarını göstermiştir. Evli erkek ile eşi arasında doğurganlık tercihleri yönünden tutarlılık yoksa, farklıysa, doğurganlıkla ilgili tercihlerde evli erkeğin tercihinin geçerli olduğunu göstermiştir(44). Solaklı’da gerek eğitim durumu gerek çalışma ve sosyal statü, sağlık kurumlarına ulaşabilirliği açısından kadınlar erkeklere bağımlı durumdadırlar. Araştırmanın verilerini toplama süreci içinde Solaklı Sağlık Ocağı bölgesinde erkek egemen bir kültürün varlığı bariz olarak görülmektedir. Kadın kuaförünün bulunmamasını, altı kahvehane bulunması, bunun en bariz kanıtlarından biri olarak 71 göstermekteyiz. Araştırmacı görev yaptığı bir yıllık süre içinde sağlık ocağında kadına yönelik şiddete tanık olmuştur. Erkeklerin %52’si gelecekte gebeliği önleyici geciktirici yöntem kullanmayı düşünmektedir, % 21.7’si bu konuda bilgisinin olmadığını ifade etmiştir (Tablo 36). Araştırmaya katılan erkeklerin gelecekte kullanmayı tercih edebilecekleri yöntemler arasında RİA % 39.1 ile ilk tercihtir. Geri çekme yöntemini gelecekte kullanmak isteyen erkeklerin oranı düşmüştür(%18.2). Erkeklerin %20 si tüp ligasyonunu gelecekte bir yöntem olarak tercih edebileceklerini ifade etmişlerdir (Tablo37). Özaydın’ın araştırmasında araştırma sırasında bir yöntem kullanmayanlar gelecekte en fazla RİA (% 29.7), enjekte edilen hormonal kontraseptifler(%10.7), geri çekme yöntemi(%6.9) kullanmayı planlamaktadırlar(14). Araştırmada tüp ligasyonu gelecekte yüksek oranda kullanılmak istenmektedir. Bunun nedeni doğurganlık hızının Solaklı’da yüksek olması ve Tüp ligasyonunun geri dönüşümsüz ve sürekliliği olan bir yöntem olmasına bağlanabilir. Tüp ligasyonu genelde sezaryen operasyonu sırasında gerçekleştirilmektedir. Ordu’da yapılan bir araştırmada tüp ligasyonu kararı %70.8 eşle birlikte alınmış, kadınların %80.6’sı bu operasyonu sezaryen operasyonu ile birlikte olmuştur. Tüp ligasyonu yöntemini kullanma konusunda pişmanlığını ifade eden kadınların oranı %31.3’tür(45). Gelecekte hangi yöntemi uygulayacağına karar vermemiş %21.7 gibi bilgi ihtiyacı olan kararsız bir grup mevcuttur. Bu grup doğru bilgilendirme ve tutum kazandırma açısından önemli bir hedeftir. Tüp ligasyonu konusunda, ailelere yönteme özel danışmanlık hizmeti verilmeli; erkek katılımı ve sorumluluğunu arttırma yönünden, vazektomi erkelere tanıtılmalı ve bir alternatif olarak sunulmalıdır. Dünya genelinde yapılan toplam 28 araştırma erkeklerin çoğunun aile planlamasını bildiğini ve onayladığını göstermiştir.Ancak kabul ve onay seviyesi ülkeden ülkeye, erkeğin yaşadığı bölgeye, sosyoekonomik ve eğitim seviyesine göre değişiklik göstermiş ve erkeklerin çoğunun daha fazla aile planlaması bilgisine, eğitimine ve servisine ihtiyaç duyduğu da tespit edilmiştir(46). Erkeklerin katıldığı, 29 ülkede gerçekleştirilen Nüfus ve Sağlık araştırmalarından 15 ülkeye ait 17 araştırma Alex Ezeh ve arkadaşları tarafından analiz edilmiştir(14). 72 Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre genel olarak AP yöntemleri açısından yetişkin erkeklerin çoğu en azından bir AP yöntemini tanımlamıştır. Erkekler arsında en iyi bilinen modern AP yöntemleri sırası ile hap, kondom ve tüp ligasyonu olarak, geleneksel yöntemler ise takvim ve geri çekme olarak tespit edilmiştir(14,47). Özaydın’ın TNSA 98 verileri üzerinden araştırmasında (Türkiye-98) evli erkeklerin %98.9’unun herhangi bir AP yöntemini bildikleri % 97.1’inin modern yöntemleri de bildikleri saptanmıştır(14). Araştırmada evli erkeklerin %98.5’nin herhangi bir aile planlaması yöntemini duydukları-bildikleri saptanmıştır. Beklendiği gibi; erkeğin eğitim seviyesi arttıkça en azından bir AP yöntemini bilme olasılılığının arttığı bulunmuştur. Araştırmaya katılan erkeklere aile planlaması günah mı sorusu soruldu. Erkeklerin % 25.0’ı aile planlaması günahtır, %68.4’i günah değil derken, %6.6’sı bilmiyorum–fikrim yok yanıtını vermiştir (Tablo38). Yöntem kullanmayanların %16.2’i AP kullanımına karşıdır. Araştırmada AP günah diyen 53 erkeğin %9.5’i bütün yöntemlerin, %5.6’sı geleneksel yöntemlerin günah olduğunu ifade etmiştir. TNSA 98 araştırmasında evli erkeklerin %12.7’si AP yöntemi kullanmanın günah olduğuna inandığını belirtmiştir. Geleneksel yöntem günah diyenler %12.8’dir. Bilmiyorum diyenler % 9.5’tir. Dini nedenlerle AP yöntemi kullanmayan erkeklerin, oranı %3.1’dir(15). Gülal ve arkadaşlarının araştırmasında AP % 3.8 oranında erkekler tarafından dine aykırı bulunmuştur(19). Araştırmamızda AP yöntemlerinin günah olduğunu düşünenler TNSA 98 araştırmasındaki oranlarının iki katıdır. Geleneksel yöntem konusunda bunun tam tersi söz konudur. Araştırmadaki erkekler geleneksel AP yöntemlerini, TNSA 98 erkeklerin yarısı oranında günah görmektedirler. Kondom ve geri çekme yönteminin dini açıdan bir farkları olmadığı, uygulanma mantıklarının aynı olduğu (vajina içine sperm girmesine engel olmak) düşünülecek olursa araştırmadaki erkeklerin cinsel mitler konusunda yaygın yanlış inanışları mevcuttur. Bilgisizlik, arkadaşlardan, yanlı basın kuruluşlarından, taraflı din adamlarından yanlış bilgilenme bu sonucu doğuruyor düşüncesindeyiz. Bu konuda erkeklerin eğitime ihtiyacı vardır. 73 Dini açıdan bakılacak olursa, kaynaklarda İslam’ın aileyi toplumun temel unsuru olarak gördüğü ve eşlerin aileyi geliştirmek gibi bir sorumlulukları bulunduğu daima vurgulana gelmiştir. İslam hukuku aile ilişkilerini aile bireylerinin huzur ve refahını gerçekleştirmeye yönelik olarak düzenler. Henüz bir nüfus yoğunluğu baskısı söz konusu değilken İslam’ın aile planlamasıyla ilgilenmiş olması günümüz aydınlarının dikkatini çekmektedir. Peygamberimiz (S.A) sahabelerine, cinsel ilişki esnasında korunmaya (azil) izin vermiştir. Burada ne Allah’ın yarattıklarına rızk verme kudretinden şüphe duyma vardır, ne kadere isyan ne de tevekküle güvensizlik. Azil için geçerli olan bütün kurallar, birçok fakihin belirttiği gibi mantıki olarak diğer önleyici metotlar içinde geçerlidir(37,38). Araştırmada AP ye dini olarak karşı çıkanlar “Cana Kıyma” ve “Rızkı Allah verir” iddiaları ile AP ye karşı çıkmaktadır. Abdel Rahim Orman, evlilikte tek amaç çocuk yapmak değildir, beklentilerden birisidir. Eğer çocuk yapılacaksa bu , ailedeki huzur ve saadeti bozmak yerine onu arttırmalıdır. İmam Gazali “İhyaü’l –ulüm” adlı eserinde azli (gebeliği önlemek maksadıyla meninin kadının cinsi organının dışına akıtılmasını) caiz görmüştür. AP karşı çıkanlar ile bunu destekleyenler arasındaki en önemli tartışma AP’yi çocuk öldürmek ile olarak görmektir. Oysa AP çocuk oluşmadan önlemin alınmasıdır. AP ye direnç noktasında bunun ve yöntemlerin erkeklere iyi anlatılması, erkeklerin bu konuda aydınlatılması önemli bir eğitim ihtiyacı olarak görmekteyiz. İslam’da aile planlaması adlı kitabın bir bölümünde yirminci yüzyılın İslam alimlerinin AP konusundaki fetva ve görüşlerine yer verilmiştir. Erkeklere yönelik üreme sağlığı çalışmalarında, AP'nın İslam dini kanıtlara dayalı bilgilendirmeye tüm Solaklı’da gereksinim duyulmakta olduğu, araştırmamızın önemli sonuçlarından biridir. Bu genellemeyi tüm Türkiye kırsalı için yapmakta bir sakınca görmüyoruz. Araştırmaya katılan erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliklerini yapmışlardır; ilk evlenme yaşı ortancası 21.0’dir. Erkeklerin % 91.5 bir kez evlenmişken, % 8.5’i ikinci evliliğini yapmıştır. Erkelerin %19.3’ü on dokuz yaşından önce evlenmiştir. Yirmi beş yaşından sonra evlenenlerin hızı %19.3 tür (Tablo 39). Erkeklerin eşlerinin ilk evlenme yaşları araştırılmıştır. İlk evlenme yaşı fertilitenin de başlayabileceği yaş olması nedeniyle önemlidir. Solaklı’da adolesan gebeliklerine sık rastlanmaktadır. 74 Erkeklerin eşleri ortalama 20.0 yaşında evlenmişler, evlenme yaşı ortancası 18.0’dir. Yarısından fazlası 19 yaşından önce evlenmiştir. (%51.4). On sekiz yaşında evlenenlerin oranı %9.4’tür. Eşlerinin %6.0’sı on beş yaşından önce ilk evliliklerini yapmışlardır.15 yaşında evlenenler %11.8’dir. Yirmi beş yaşın üstünde evlenen kadınların hızı %13.6’dır (Tablo 40). İlk evlenme yaşı devlet istatistik kurumu verilerine göre erkeklerde il merkezlerinde 26.0 kadınlarda 23.0’dır. bucak ve köylerde erkeklerde 25.4 kadınlarda 22.3’tür. Adana için ilk evlenme yaşı kent merkezinde erkekler için 27.1, kadınlar için 23.8dir. Bucak ve köylerde erkekler için 27.2 yaş, kadınlarda 23.9 yaştır(24). Araştırmaya katılan erkeklere fiziksel şiddet ve bazı tutum özelliklerine ilişkin sorular sorulmuştur. Araştırma kapsamındaki evli erkeklerin % 28.3’ü eşleri çocukların bakımını ihmal ederse, % 48.6 eşi kendisine karşılık verirse, %41.0 eşi başka erkeklerle konuşursa, %18.9’u cinsel ilişkiyi ret ederse eşlerine fiziksel şiddet uygulamaya hakları olduğunu beyan etmişlerdir. Kadın yemeği yaktığı zaman kendinde bu hakkı görenlerin oranı %4.2’dir. Erkeklerin %3.3’ü bu konularda fikri olmadığını belirtmiştir (Tablo 42). Reis ve arkadaşlarının Erzurum’daki araştırmalarında evli kadınların aile içerisinde şiddete maruz kalma durumları incelenmiştir.Yüzde 43.0’ü ilkokul mezunu olan kadınların %39.8’i tokat yumruk atma şeklinde fiziksel şiddete, %41.0’ı aşağılama, küfür tarzında sözel şiddete ve %16’sı da cinsel şiddet türü olarak, istemedikleri halde zorla cinsel ilişkiye zorlandıklarını ifade etmişlerdir(48). TNSA 98 araştırmasında bu sorulara verilen yanıtlar sırasıyla, çocuk bakımını ihmal %23.0, karşılık verme %36.1, başka erkeklerle konuşma %36.2, cinse ilişkiyi ret %14.8, eşe fiziksel şiddete erkeğin hak görme oranlarını göstermektedir (14) . Karşılık verme araştırmamızda daha yüksek bulunmuş olup kırsal alanda erkek ve kadının toplumsal rolleri ile ilişkilendirilmiştir. Kadının öğrenim durumu ve statüsü de gelişmemiştir. Araştırmadaki erkeklerden %51.4’ü “ailede önemli kararların erkekler tarafından alınması” gerektiği, %46.2’si “kadın kocasıyla aynı fikirde değilse tartışmaması” gerektiği görüşündedir. Erkeklerin % 46.2’si, erkeklerin kadınlardan daha akıllı olduğuna inanmaktadır. Erkeklerin %21.7’si erkek çocuğun eğitimli olmasının kız çocuğunun eğitimli olmasından daha iyi olduğunu düşünmektedir (Tablo 43). 75 Araştırmamızda erkek ve kızın okuması ile ilişkili görüşlerde erkeklerin çocuğun eğitimli olması fazla olarak daha iyi bulundu. Araştırmadaki erkekler (%75.0) kızların okuması TNSA 98 (%75.4) aynı oranda önemli olduğu görüşündedirler. Son yıllarda kızların okutulması ile ilgili yürütülen eğitim kampanyaları, zorunlu süresinin ilköğretim sekiz yıla uzatılması, eğitime verilen maddi desteklerin kız çocukların okulluk oranlarını arttırdığı görüşündeyiz. Araştırmadaki erkekler (%45.3) TNSA 98 (%50.4) erkeklerinden da az oranda alınması fikrine katılmaktadırlar (14) ailede önemli kararların erkekler tarafından . Medyada üreme sağlığı ile ilgili yayın yapılmasını bilgi verilmesini kabul edilebilir bulup bulmadıkları sorgulandı. Erkeklerin çoğunluğu televizyon kanalıyla bu konuda yayın yapılmasını kabul etmemişlerdir.(%60.8). Bu konuda radyoda yayın yapılmasını kabul edilebilir bulanlar %51.9 dur. Araştırmaya katılan erkeklere göre, gazetede ve dergilerde üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin verilmesinin kabul edilebilirliği % 63.2’dir (Tablo 45). TNSA 98’de televizyonda bu konularda yayın yapılmasını %82.1 kabul edilebilir bulunmuştur. Araştırma bulgularımızdan daha yüksek bir orandır. Aradaki farkın geçen süre içerisinde televizyon kanallarının artması ve erotik, ve açık yayınlarında bunun paralelinde olmasından kaynaklandığını, erkeklerin bu tür yayınları çocuklarıyla birlikte izlemek istemiyor olabileceklerini düşünmekteyiz. Oysa bir kamuoyu araştırmasında erkeklerin kentte %98.2’si, kırda %97.3’ü televizyon seyretmektedir. Erkeklerin en fazla izledikleri programlar spor ve haber programlarıdır(51). Kitlelere ulaşması bakımından televizyon yayınları önemli bir fırsattır. Televizyon dizilerinde çizilen dünya imajı ardından, çizilen bu imaj hakkında ne düşünülmesi gerektiği kitlelere empoze edilir. Üzerinde düşünülecek dünya, bu dünya hakkında düşünülecek düşünme biçimleri, çıkar sahibi gruplar ve bireyler tarafından tayin edilmekte ve kitleler devamlı yönlendirilmektedir(52). Üreme sağlığı konusunda televizyonda yapılacak yayınları toplumun bütün kesimlerini göz önünde bulundurularak yapılması gerekir. 76 Örgün eğitim sırasında üreme sağlığı bilgilerinin verilmesi sorgulanmıştır. Erkeklerin %58.0’i ortaokulda, %85.8’i lise de üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin verilmesini kabul edilir bulmaktadır. Araştırmada ortaöğretimde cinsel eğitim verilmesi daha düşük oranda kabul edilebilir bulunmuştur. Ayberk, ilköğretim 1.-8. sınıflarda cinsel gelişim derslerini öğrenciler, veliler ve okul idaresinin olumlu görüşleriyle devam ettirmektedir. Kız erkek öğrenciler birlikte aynı derste kendi cinsiyetlerine ait özel bölgeleri ve gelişimlerini tanımaları, cinsiyetler arasındaki benzerlik ve farklılıkları kavramaları, üreme amaçlanmaktadır (49) organlarının doğru isim ve fonksiyonlarını tanımaları . TNSA 98 de televizyon %82.1 kabul bulunmuştur(14). Araştırmadaki erkekler televizyonlardaki özellikle erotik içerikli yayınların çocuklara zararlı olabileceği görüşündeler. Üniversite öğrencilerinin cinsellik bilgi tutum ve davranışlarını Erbil araştırmıştır. Öğrencilerin %58.4’ü üniversitede %52.1’i lise eğitiminde cinsellikle ilgili ders içeriğinin yer almadığını belirtmiştir. Öğrencilerin %52.4’ünün cinsel bilgiler konusunda kendisini yetersiz bulduğu, %17.1’inin cinsellikle ilgili kaynaklarının arkadaş olduğunu bulmuştur.Öğrencilerinin % 99.2’si ailelerinde cinsellik konularının “ayıp” görülerek konuşulmadığını ifade etmişlerdir(50). Solaklı’daki araştırma sırasında cinsellik ve üreme sağlığı bilgilerini ebeveyninden aldığını beyan eden erkeğe rastlanmamıştır. Erkeklerin ilk cinsel bilgilerini edindikleri yaşlar ve erkeklerin bu bilgileri edinme kaynaklarının çoğunun arkadaşlar olduğu da göz önüne alındığında üreme sağlığı eğitimlerinin orta okul sıralarında verilmesinin gerekliliği kaçınılmazdır. İletişim alanında yapılan araştırmalar, kişiler arası iletişimin tutumların değiştirilmesinde, kitle iletişiminin ise bilgi aktarımında etkili olduğunu ortaya çıkarmıştır(53). Yeni tutumların oluşmasında, eski tutumların değişmesinde yüz yüze yapılan konuşmalar, bilgi aktarımının ağır bastığı eğitim kurumlarındaysa kitle iletişimi daha etkili olmaktadır. 77 Erkeklerin sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgili bilgi alıp almadıkları sorgulandı. Araştırmadaki erkeklerin beşte biri (%19.5) sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgili bilgi almıştır. Araştırmaya katılan erkeklerin, son birkaç ay içinde %9.4’ü radyodan, %47.2’si televizyondan, %37.3’ü gazete ve dergilerden üreme sağlığı ile ilgili bir duyumları olmuştur. Erkeklerin % 32.5’i son birkaç ayda üreme sağlığı hakkında bir başkasıyla konuşmuştur. Son yıllarda 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi yasasının uygulanması konusunda sıkıntılı bir döneme girilmiş, sağlık hizmeti sadece sağlık ocağına başvuranlarla sınırlı kalmıştır. Saha çalışmaları neredeyse yapılamamaktadır. Oysa sağlık ocakları ve burada çalışanlar üreme sağlığı bilgilerinin alınması için uygun ve ulaşılabilir mesafede kurumlardır. Erkekler üreme sağlığı hakkında en fazla arkadaşlarıyla konuşmaktadırlar. Sağlık görevlisiyle konuşanlar erkeklerin sadece % 9.0’unu oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan erkeklerin % 63’ü gazetelerin cinsel bilgiler sayfasını okumaktadır. Gazetelerin cinsel bilgiler sayfasına yazı yazan, televizyon yayınlarında üreme sağlığı konusunda konuşan, Dr Haydar Dümen’i tanıyıp tanımadıkları sorgulanmıştır. Erkeklerin %83.0’ü Dr Haydar Dümen’i tanımaktadır. Gazeteler yazılı medyanın en çok kişiye ulaşan biçimidir. Gazetelerde birçok cinsel öğe içeren haber reklam ve resimlere ulaşmak mümkündür. Bazı gazeteler tamamen cinselliğe yönelik hazırlanmakta ve herkesçe kolay ulaşılabilecek şekilde tüm gazete bayilerinde satılmaktadır. Bu tür gazetelerde fantastik cinsel hikayeler sunulmakta ve genellikle kadınların poz verdiği erotik fotoğraflar kullanılmaktadır(55). Dr Haydar Dümen Türkiye’de yıllardır cinsellik konusunda yazılar yazmaktadır. Posta gazetesinde soru ve cevaplar tarzında özellikle cinsel mitleri içeren yazılar yazmaktadır. Kişisel web sayfası en çok ziyaret alan sayfalardan biridir. Üreme sağlığı ile ilgili sorunlar interaktif olarak yanıtlanmaktadır(56). 78 Araştırmaya katılan erkeklerin %82.’5 i araştırma öncesinde genel olarak Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları duyduklarını belirtmiştir. (Tablo 46,47,48) TNSA 98 ‘de bu oran %88’dir(14). Araştırma sırasında en fazla duydukları CYBE, AIDS’tir. Erkekler hastalıklar arasında: % 40’6’sı bel soğukluğu, %20.4’ü frengi yi saymıştır. TNSA 98’de en fazla duyulan hastalık AIDS, %35.8’i bel soğukluğu, %27.%’i frengiyi duymuşlardır. Sadece % 4.2’si hepatit B enfeksiyonunu duymuşlardır. Erkeklerden hiç biri CYBE enfeksiyonlar arasında hepatit B enfeksiyonunu saymamıştır. Hepatit B nin bulaşma olasılılığı AIDS’e göre, daha yüksektir. Aşı ile korunulabilir bir hastalıktır. Buna rağmen erkekler tarafından bu kadar az biliniyor olması dikkat çekicidir. AIDS’in bu kadar yüksek oranda bilinmesinin en önemli nedeni basın medyada gördüğü yüksek ilgidir. Erkeklerin çoğu, AIDS’i gazeteden ve televizyondan duyduklarını belirtmişlerdir. Halk eğitimlerinden, okuldan yada camiden AIDS’i duyduğunu belirten erkek yoktur. TNSA 98de bu oranlar sırasıyla %2.2, %0.8 ve %0.4’tür. Bulgularımız TNSA 98 araştırmasındaki bulgularla benzerdir. Erkeklerin CYBE konusundaki bilgileri yeterli değildir. Bu konudaki bilgileri öğreti ve eğitimden ziyade duyduklarından oluşmaktadır. AIDS’i duyanların AIDS ile ilgili bilgileri sorgulanmıştır. AIDS duyanların %91.5’i insanın AIDS ten kaçınabilmek için yapabileceği bir şeylerin varlığını bilmektedir. AIDS’ten korunma yolları sorulduğunda, bilgi düzeylerinin seks ve cinsellikle sınırlı kaldığı görülmektedir. Yüzde 34.7’si güvenli seksi, %31.3’ü kondom kullanımını, %34.0’ü seksten uzak durmayı AIDS’ten korunmak için yapılacaklar listesi olarak saymışlardır. Erkeklerin %60.8’i AIDS sağlıklı insanlarda görülebileceğini bilmektedir. TNSA 98 de bu oran % 68.2’dir. Aradan geçen süre nedeniyle bu oranın artmasını beklerken araştırmamızda daha düşük bulunmuştur. Burada kır kent farklılığı bir faktör olabilir. AIDS’in ölümcül bir hastalık olduğunu %95.8’i bilmektedir. Erkeklerden AIDS’i duyanlar arasında AIDS’in tedavisi konusunda %8.6’sının fikri yok yada bilmemektedir. % 51.8’i AIDS in tedavisi olmadığını belirtmiştir. TNSA 98’de erkeklerin %66.3’ü AIDS’in tedavisi olmadığını belirtmiştir. 79 AIDS’in eşcinsel erkeklerle ilgili bir hastalık olduğu yada AIDS’ten korunma konusunda eşcinsel ilişkiden korunma gibi bir yanıt verilmemiştir. TNSA 98 de bu oran %2.4’tür. Araştırmada bilgi toplama formu soruları arasında çalışmayan sorulardan biri de erkekle cinsel ilişkiniz oldu mu sorusudur. Bilgi toplama formunun deneme aşamasında alınan tepkiler sonrasında bu soru araştırmaya katılan erkeklere sorulmamıştır. Araştırmaya katılan erkeklerin eğitim durumları ile CYBE duymaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Araştırmaya katılan erkeklerin öğrenim düzeyi yükseldikçe CYBE duyma oranları artmaktadır. Araştırmaya katılan erkeklerin cinsellikle ilgili ilk bilgileri edinme yaşları sorgulanmıştır. Erkeklerin dörtte üçü ilk bilgileri, 16 yaşına gelmeden edinmiştir. Araştırmaya katılan erkeklerin ilk cinsel bilgilerini öğrendikleri kaynaklar sorgulanmıştır. Yüzde 87.7’ si ilk cinsel bilgilerini arkadaşından öğrenmiştir. Eşinden bu bilgileri öğrenenlerin oranı, %1.9’dur. Yüzde 3.3’ü sinema televizyondan öğrenmiştir. Yüzde 7.1’i bu bilgileri sağdıçlık müessesesinden öğrendiklerini bildirmişlerdir (Tablo 49,50,51). TNSA 98 araştırmasında evli erkeklerin sadece %4.4’ünün eşi ile diyaloga sahip oldukları, en fazla arkadaşları akrabalarıyla diyaloga sahip oldukları gösterilmiştir(14). İlk cinsel bilgilerin arkadaşlardan öğrenilmesi, araştırma sırasında sorgulanan cinsel mit sıklığının fazla olmasının bir nedeni olabilir. Şu anda cinsel bilgi ihtiyacınız olsa bilgi kaynağınız kim olurdu sorusuna verilen yanıtlarda erkeklerin %64.6’sı sağlık personelini belirtmişlerdir. Üniversite öğrencileri arasında yapığı çalışmada, Yanıkerdem, üreme sağlığı ile ilgili bilgileri vermede gençlerin sağlık çalışanlarını daha güvenilir bulduklarını belirlemiştir(57). Bu bilgi erkeklerin, üreme sağlığı-cinsel sağlık ile ilgili bilgileri, sağlık personelinden almaya hazır olduğu yönünde değerlendirebilir. Erkeklerin boş zamanlarının çoğunu beldede bulunan kahvehanelerde geçirdiği göz önüne alındığında akran eğitiminin önemi ortadadır. Doğru bilgilerle eğitilmiş arkadaşın bilgisi diğer arkadaşına yansıyacaktır. Erkeklerin % 3.8 Internet’i üreme sağlığı ile ilgili bilgi ihtiyacını gidermek için başvuru kaynağı olarak görmüştür. Solaklı’da iki adet Internet kafe bulunmaktadır. 80 Ülkemizde Internet kullanımı yaygın olmamakla beraber, her geçen gün artmaktadır. Üreme sağlığı ile ilgili, ticari kaygılardan uzak, pornografik yayınlar içermeyen, resmi Internet sitelerinin kurulmasının gerekçesi olarak bu bulgu önemlidir. Araştırmaya katılan sorgulanmıştır. Eşleri ile erkeklerin ilk olarak ilk cinsel ilişkiyi kiminle yaptıkları cinsel ilişkiye girenler hariç tutulduğunda erkeklerin %90’ ı bir hayat kadınıyla cinsel ilişkiye girerek ilk cinsel deneyimlerini yaşamışlardır. Torun ve arkadaşları İstanbul ili Ümraniye ilçesinde erkelerde cinsel mitleri araştırmıştır. Erkeklerin ilk cinsel ilişkiyi kiminle yaşadıkları sorusuna %26.5’i yanıt vermek istememiştir. Yanıtlayanların % 62’si ise ilk cinsel ilişkisini para karşılığında bir hayat kadını ile yaşadığını beyan etmiştir(58). İlk cinsel ilişki yaşları araştırıldığında ortalama 18.5± 2.8 (13-27) yaşında ilk cinsel ilişki deneyimlerini yaşamıştır (Tablo 53). İlk cinsel ilişki yaş ortancası 18’dir. Torun ve arkadaşlarının araştırmasında ilk cinsel ilişki yaş ortalaması 17.8 ± 2.2 bulunmuştur(58). Civil ve arkadaşları üniversitede okuyan erkek öğrencilerin cinsel sağlık yaklaşımları araştırmasında erkeklerin ilk cinsel deneyim yaş ortalamasını 17.2 ±1.8 bulmuştur(59). Yanıkkerem Aydın’da üniversite öğrencileri arasında ilk cinsel deneyim yaş ortalamasını 17.6±1.7 (15-25) bulmuştur(60). Araştırmadaki ilk cinsel ilişki yaş ortalaması yapılan araştırmalar ile uyumludur. Araştırmamızda erkeklerin bir kısmının erken yaşta evlenmesi cinsel ilişki yaş ortalamasının Türkiye ortalamasına yaklaşmasını sağlamıştır. Araştırmadaki erkeklerin yaklaşık yarısı ilk cinsel ilişkilerini evlendikleri zaman eşleriyle yaşamışlardır. Araştırmaya katılan erkeklerin, ilk cinsel ilişki yaşlarının yaş gruplarına göre dağılımına bakıldığında erkeklerin %26.8’i liseyi bitirmeden ilk cinsel ilişki deneyimini yaşamıştır. On beş yaş gibi dönüm noktası olan yaş incelendiğinde, erkeklerin % 13.7’si, özgürlüklerin başladığı, reşit olma yaşı olan 18 yaşındaki erkeklerin bu konudaki davranışını incelediğimizde erkeklerin %15.6’sı 18 yaşında ilk cinsel ilişkisini yaşamıştır. Araştırmaya katılan erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliliklerini yapmıştır. Erkeklerin % 48.5’i ilk cinsel ilişki deneyimini karısıyla, evlendikten sonra yaşamıştır. İlk cinsel ilişki ortalaması ile ilk evlilik yaşı ortalaması karşılaştırıldığında erkeklerinin evlilik öncesi cinsel ilişkiye girdikleri görülmüştür. Erkeklerin cinsellikle ilgili ilk bilgileri edinme yaşı ortalaması, 14.2 ±2.8 ‘dır (Tablo 54). 81 Araştırmaya katılan erkeklere daha önce kendilerine bir sağlık görevlisi tarafından üreme sağlığı ile ilgili soru sorulup sorulmadığı araştırılmıştır. Sadece 36 kişiye (%17.0) bir sağlık görevlisi tarafından ürene sağlığı ile ilgili sorular sorulmuştur. Erkeklere üreme sağlığı ile ilgili bir problemleri olduğunda tercih edecekleri doktorun cinsiyeti sorulduğunda, %60.4’ü erkek doktor tercih ederken, %1.9’u kadın doktoru tercih edeceklerini, % 37.8’i ise doktorun cinsiyetinin kendileri için fark etmeyeceğini belirtmiştir. Günümüzde sağlık hizmet sunumunda başvuranların doktor cinsiyeti tercihi sağlık hizmetlerinden yararlanma ve hizmet kalitesi açısından önem kazanmaktadır. Solaklı gibi kırsal alanda bir sağlık ocağı ve bir doktor bulunmaktadır. Erkeklerin sadece %37.8’inin doktor cinsiyetini önemli bulmaması ÜS konusunda kaygı vericidir. Özyurda ve arkadaşları yaş grubu ortalaması benzer olan kadınlar üzerinde yaptıkları bir araştırmada jinekolojik muayene dışındaki muayeneler için kadınların %85.6’sı doktor cinsiyeti fark etmez demiştir. Jinekolojik muayenede doktor cinsiyeti tercihi içinse kadınların %55.4’ü doktor cinsiyeti fark etmez demiştir. Erkek doktor tercih edenler %3.3’tür(61). Üreme sağlığı hizmetlerine ulaşmada doktor cinsiyeti olumsuz etkisinin olabileceği toplumun bu yönde eğitiminin gerekli olduğu, çağdaş hekimlik anlayışı ile bağdaşmayan bu durumun hem tıp eğitiminde hem de topluma yönelik eğitimlerde ele alınması gerektiği kanısındayız. Araştırmaya katılan erkeklerin araştırma sırasındaki cinsel ilişki sıklıkları sorgulandı. Erkeklerin %39.9’u haftada bir kez eşleriyle cinsel ilişkide bulunmaktadır. Her gün ilişkiye girenlerin sayısı %3.3’tür. Erkeklerin %19.3’ü eşiyle ayda bir defadan az sıklıkta cinsel ilişkide bulunmaktadır. (Tablo 55). Araştırmada erkeklere cinsel hayatlarından memnun olup olmadıkları sorulmuştur. Erkeklerin % 27.8’i çok memnunken, % 0.5’i hiç memnun değildir. %6.2’si bu soruya fikrim yok şeklinde cevap vermiştir.Orta diyenler erkeklerin % 13.7 ’lik bir kısmını teşkil etmektedir. Sizce karınız cinsel hayatından memnun mu sorusuna da yanıt aranmıştır. Erkeklerin %20’si eşlerinin cinsel hayatlarından çok memnun olduğunu ifade ederken, memnun değil diyenler yüzde %7.5,. orta diyenler %23.6’dır. 82 Cinsel yaşam kadın ve erkeğin yaşam kalitesine etkili majör faktörlerden birisidir. Öksüz ve Malhan evli kadınlarda cinsel yaşam memnuniyetini araştırmışlar. Cinsel ilişki sıklığı ve memnuniyet düzeyleri; %28.4’ü haftada dörtten fazla olup memnuniyet düzeyi 91.6 bulunmuştur. Diğer gruplarda ise %22.4 haftada 1-2 kez memnuniyet 72.4, %22.4 ayda 1-2 kez memnuniyet 75.1, %17.9 haftada 3-4 kez memnuniyet, % 9 ayda bir veya daha az, memnuniyet 67.8 bulunmuştur. Yapılan regresyon analizinde evli kadınlarda cinsel yaşam memnuniyetine , cinsel ilişki sıklığı, orgazm sıklığı, çocuk sahibi olma, ve yüksek gelir düzeyi etkili faktörler olarak bulunmuştur (62). En iyi cinsel yaşamı on basamaklı bir merdivenin 10. basamağı olduğunu düşündüğünüzde cinsel hayatınızı kaçıncı basamağa koyarsınız sorusu sorulmuştur. Cinsel yaşantılarını, erkeklerin %15.6’sı onuncu, %10.’4’ü dokuzuncu, %15.6 sekizinci basamakta görmektedir. En fazla %25.9 ile yedinci basamağa koydu. İlk üç basamağa koyanların hızı %5.7’dir (2). Araştırmaya katılan erkeklerin yaşamdan memnuniyetleri de sorgulanmıştır. % 61.8’i mutlu olduğunu belirtirken, mutsuz olduğunu ifade edenlerin oranı %2.8’dir (Tablo 56). Türkiye genelinde bir bütün olarak yaşamınızı düşündüğünüzde ne kadar mutlusunuz? sorusuna verilen yanıtların dağılımı: %2.6 çok mutsuz, %9.5 mutsuz, %48.7 mutlu, yanıtını vermişlerdir. Erkeklerde Mutlu olanlar %46.1, mutsuz olanlar %10.7’dir (31). Araştırmadaki erkeklerin mutluluk ve yaşamlarından memnuniyet ortalaması Türkiye ortalamasının üzerindedir. Burada evlilik faktörü önemli olabilir. Türkiye’de evli erkekler evli olmayanlara göre daha mutludurlar. “Yaşam memnuniyeti” kişinin sürdürdüğü hayatı bir bütün olarak olumlu bir şekilde değerlendirilmesi anlamında kullanılmaktadır.Yaşam memnuniyeti veya mutluluk, felsefe ve edebiyatın eski bir konusu olmakla beraber, bilimsel inceleme alanına tanımlama ve ölçme sorunları dolayısıyla, ancak 20. yüzyılda girebilmiştir. Günümüzde bu konu, sosyoloji, psikoloji ve iktisat gibi sosyal bilimler ile tıp tarafından ele alınmaktadır(31). Araştırmadaki erkeklerin en büyük mutluluk kaynağı % 46.5 ile tüm ailedir. Bunu %29.7 ile eş, %10.4 ile çocuklar izlemektedir (Tablo 57). 83 Türkiye araştırmasında erkeklerin mutluluk kaynağı %74.4 tüm aile, %8.2 çocuklar, %7.2 eş, %2.3 kendisi mutluluk kaynağıdır. Araştırmaya katılan erkeklere SHIM Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmaya katılan erkeklerin %3.3’ü SHIM testi sorularına cevap vermek istememişlerdir (Tablo 59). Sertleşme sağlama ve sürdürme konusunda erkeklerin % 2.8’i çok az, %19.8’i yüksek %16.5’i çok yüksek bir güvene sahipler. Cinsel uyarı sonucunda oluşan sertleşmeniz hangi sıklıkta cinsel birleşmeyi sağlayacak düzeydeydi, sorusuna verilen yanıtlar: Erkeklerin %2.8’i neredeyse hiç, %12.7 birkaç kez, %44.3 bazen , %19.8 çoğu kez, %16.5 nerdeyse her zaman yanıtı vermiştir. Bu soruda erkekler, araştırmacıya normal cinsel ilişki süresini ve erken boşalmanın çaresi olup olmadığını sormuşlardır. Cinsel birleşme girişimleriniz sizce ne sıklıkta tatmin ediciydi sorusuna verilen yanıtlar: Erkeklerin %1.9’u neredeyse hiç, % 6.1’i birkaç kez, %47.6sı bazen,%34.4’ü çoğu kez, %6.1’i nerdeyse her zaman yanıtını vermişlerdir. Araştırmamızdaki erkeklerin SHİM puanları cinsel algılarının çok altındadır. Araştırmadaki erkeklerin sadece % 10.8’inin SHİM puanı 21’in üstündedir. Yüzde 26.5’inin puanı 16’ın altındadır. Oysa cinsel memnuniyetsizliklerini ifade edenlerin oranı oldukça düşüktür. Yüzde 74.1’i cinsel hayatını altıncı basamağın üzerinde tutmuştur. Oksuz ve Malhan Türkiye’de seksüel disfonksiyon prevalansını % 43.3 bulmuşlardır(63). Bu ölçeğini kullanırken amacımız bir hastalık yada hız bulmak değil, erkeklerin cinsel hayatlarını nasıl algıladıklarını araştırmaktı. Erol ve arkadaşlarının, kişileri hekime yönlendiren cinsel işlev bozukluğu oranı, geçerli ölçeklerle ölçülenin çok altında olduğunu bulmuştu (65). Araştırma bulgularımız ile uyumludur. Cinsel mitlerle ilgili erkeklerin en çok katıldıkları önermeler sırasıyla “sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir”(%94.3), “Eşler birbirlerini sevdiklerini taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler”(%91.6), ”İyi sekste amaç cinsel birleşmedir”(%88.0), “Cinsel ilişki içinde mastürbasyon yanlıştır”(%85.9), “Seks çift orgazm olabilirse güzeldir” (%84.6) önermeleridir. 84 Araştırmadaki erkeklerin en az katıldıkları cinsel mitlerle ilgili önermeler: “Erkek cinsel organının boyutu cinsel gücün göstergesidir”( %16.3), “Seksi erkek yönetir kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır” %22.5’dir. Penis büyüklüğü ile ilgili mitler: “Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%70.2), “Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar” %46.2 oranında kabul görmüştür (Tablo 60). Araştırmadaki erkeklerde cinsel mitlerin sıklığı yüksektir. İncesu koordinatörlüğünde Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği’nin (CETAD) 20 ilde, 16 yaş ve üstü 1537 kişiyle yaptığı araştırmada cinsel mitlerden bazılarının sıklığı: “Erkeklerde cinsel organın boyutu, cinsel gücün göstergesidir” (%20.0), “Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister, buna her zaman hazırdır” (% 37), “Seksi erkek yönetir sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır” (% 8.0), “İyi sekste amaç cinsel birleşmedir” (%43.2) “Bir çift için aynı anda orgazm gerçekleştirilmesi gereken en önemli amaç olmalıdır” (%34.0) “Erkekler cinsel birleşme ve orgazmla ilgilidir. Duygusallık kadınlarda görülür” (% 14) “Sevişme sırasında fantezi kurmak yanlıştır” (% 11.0) Kentlilerin yüzde 7.2’si, kırsal kesimde yaşayanların ise yüzde 10.5’i bu mitlerin doğruluğuna tamamen inanıyor penis boyu ile ilgi cinsel mitlere takık olan erkekler 35-44 yaş arasındakilerdir (64). Torun ve arkadaşlarının İstanbul, Ümraniye’deki araştırmasında erkeklerde cinsel mitlerin bazıları: “Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (% 62.3), “Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar” (%56.3), “Eşler birbirlerini sevdikleri taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler”(%74.9), “Erkek her zaman seks ister ve her zaman sekse hazırdır”(%72.9), “Erkeklerde cinsel organın boyutu, cinsel gücün göstergesidir”(%47.9)’ kabul görmüştür. 85 Soylu ve arkadaşlarının araştırmasında erkek üniversite öğrencilerinde (16-21 yaş) cinsel mitlerin, bazıları “Eşler birbirlerini sevdiklerini taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler”(%77.3), “Seksi erkek yönetir sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır” (% 12.1), “Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%49.2), “Seks çift orgazm olabilirse güzeldir” (%86.6)’dır. Batılı kaynaklar cinsel sorunların evrensel olduğunu varsaymış, ancak son bilgiler cinsel sorunların, kaynağı, ortaya konuşu ile ilgili, kültürel faktörlerin (sosyal tutumlar, dini inanışlar, sosyal normlar, geleneksel davranışlar ve inanışlar) önemini gündeme getirmiştir. Zilbergeld toplumların kültürlerine ek olarak, cinse özel cinsel kültürden söz etmekte ve toplumlarda cinsellikle ilgili yerleşik mitlerin (yanlış abartılı inanışlar) cinsel işlev bozukluğunun oluşumunda ve devamında çok önemli bir yeri olduğunu belirtmiştir. Basın yayın organlarındaki bazı haberler ve bilgisiz yaşıtlardan edinilen bilgiler, fıkralar, şakalar, pornografik yayınlar, mitlerin kalıcılığını ve nesilden nesile aktarılmasını sağlamaktadır(65) Mitler, cinselliği tabu gören toplumlarda daha sık görülüyor. Hakkında konuşulması bile ayıp sayılan bu konuya ilişkin toplumun ürettiği, gerçeği yansıtmayan inanışlara ve efsanelere mit deniyor. Türkiye’de cinsel yaşamın ortalama başlama yaşı olan 19’a gelindiğinde, yanlış inanışlar iyice oturuyor ve değişmesi güçleşiyor. Cinsel mitleri kabul etmede 12 yaşına kadar yaşanılan yerin önemi bulunmuştur. Araştırmadaki erkeklerin çok büyük bir kısmı 12 yaşına kadar köy ve bucakta yaşamıştır. Erkeklerin üçte birinin mitlerin yaygın olduğu yaş grubunda olması, eğitim düzeyinin düşüklüğü ve cinsel bilgileri arkadaşlardan edinmiş olmak cinsel mitlerin araştırmadaki erkeklerde yüksek olmasının nedenleri olarak sayabiliriz. 86 SONUÇ VE ÖNERİLER Erkeklerin yaş ortalaması, 39.8±12.4 olup, yaş ortancası 38.0’dır. Erkeklerin % 13.2’ si okuma yazma bilmemekte %20.3’ü okur yazardır. Erkeklerin büyük çoğunluğunun (%81.6) çocukluğu 12 yaşına kadar bucak veya köy yerinde geçmiştir. Günübirlik, mevsimlik ve devamlı işçi olmak üzere %51’i işçidir. Sadece % 11.8’i SSK güvencesine sahiptir. Yeşil kart sahibi olanlar %41 ile ilk sırada yer almaktadır. Erkeklerin %25.5’i hiç gazete okumamaktadır Erkeklerin %27.4’ünün eşiyle birlikte yalnız başlarına yatacakları kendine ait yatak odası yoktur. Yüzde 21.7’si çocuklarıyla aynı odada yatmaktadır. Erkeklerin %59.9’u sigara içmektedir. Yüzde 29.2 sinin diş fırçası olmadığı bulunmuştur. Yüzde %22.6’sının bir çocuğu, %7.6’sının iki çocuğu ölmüştür Yaklaşık beşte biri (% 18.6) en son doğan çocuğunu istemiyor, yada sonra istiyordu. En fazla duyup bildikleri AP yöntemleri: geri çekme yöntemi %82.2, hap yöntemi %75.0, rahim içi araç yöntemi % 80.3, kondom yöntemi %79.5, kordonların bağlanması %79.2’dir. Erkeklerin %53.7’si araştırma sırasında AP yöntemi, kullanmaktadırlar Halen kullanılan yöntemler arasında % 42.1 ile RİA ilk sıradadır. Geri çekme yöntemi %35.5 ile ikincidir. Vazektomi operasyonu geçirmiş bir erkek bulunmaktadır. Erkek sorumluluğunu gerektiren yöntem ( %41.4) kullanımı azalmıştır Araştırmaya katılan erkeklerin dörtte üçü geri çekme yöntemini gebeliği önleme bakımından güvenilir bulmamalarına rağmen yöntem olarak kullanmışlardır. Kararı veren kişi ile erkeklerin yöntemi güvenilir bulması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur Kararı eşi ile birlikte veren erkekler, geri çekme yöntemini daha güvenilir bulmuşlardır. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır. En son doğan çocuklarını isteyenler geri çekme yöntemini kolay uygulanabilir ifade etmişlerdir 87 Araştırmaya katılan erkeklerin gelecekte kullanmayı tercih edebilecekleri yöntemler arasında RİA % 39.1 ile ilk tercihtir. 2. tercih, geri çekme yöntemidir. Erkeklerin % 25.0’ı aile planlaması günahtır cevabını vermiştir. Erkekler ortalama olarak 21.0 ± 3.9 yaşında ilk evliklerini yapmışlardır; ilk evlenme yaşı ortancası 21.0’dir. Erkeklerin %41.5’i evleneceği kadını ilk defa evlendiğinde görmüştür Eşleri ile ilk olarak cinsel ilişkiye girenler hariç tutulduğunda erkeklerin %90’ı bir hayat kadınıyla cinsel ilişkiye girerek ilk cinsel deneyimlerini yaşamışlardır. Erkeklerin %18.9’u cinsel ilişkiyi ret ederse eşlerine fiziksel şiddet uygulamaya hakları olduğunu beyan etmişlerdir. Araştırma kapsamındaki, erkeklerden %51.4’ü “ailede önemli kararların erkekler tarafından alınması” gerektiğini, %21.7’si erkek çocuğun eğitimli olmasının kız çocuğunun eğitimli olmasından daha iyi olduğunu düşünmektedir Erkeklerin %58.0’i ortaokulda, %85.8’i lise de üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin verilmesini kabul edilir bulmaktadır Erkekler üreme sağlığı hakkında en fazla arkadaşlarıyla konuşmaktadırlar. Sağlık görevlisiyle konuşanlar erkeklerin sadece %9.0’unu oluşturmaktadır. Araştırma sırasında en fazla duydukları Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık AIDS’tir. CYBE sorulduğunda :% 40’6’sı bel soğukluğunu, %20.4’ü frengiyi saymıştır. Erkeklerden hiçbiri cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında hepatit B enfeksiyonunu saymamıştır. Erkeklerin % 87.7’ si ilk cinsel bilgilerini arkadaşından öğrenmiştir Erkeklerin %64.6 sı sağlık personelini, %21.7 arkadaşını , %1.9’u eşini, % 3.8 İnternet’i üreme sağlığı ile ilgili bilgi ihtiyacını gidermek için başvuru kaynağı olarak görmektedir İlk cinsel ilişki yaşları araştırıldığında ortalama 18.5± 2.8 yaşında ilk cinsel ilişki deneyimlerini gerçekleştirmektedirler. Sadece 36 kişiye (%17.0 ) bir sağlık görevlisi tarafından üreme sağlığı ile ilgili sorular sorulmuştur Erkeklerin %39.9’u haftada bir kez eşleriyle cinsel ilişkide bulunmaktadır. Her gün ilişkiye girenlerin sayısı sadece %3.3’tür. erkelerin %19.3’ü eşiyle ayda bir defadan az sıklıkta cinsel ilişkide bulunmaktadır. 88 Erkeklerin % 27.8’i cinsel hayatlarından çok memnunken, %0.5’i hiç memnun değildir. SHIM Öçeğinden 21 Puanın üzerinde değer alanlar % 10.8’dir. Cinsel mitler yaygındır. Erkeklerin en çok katıldıkları cinsel mitler sırasıyla “Sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir”(%94.3), “Eşler birbirlerini sevdiklerini taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler” (%91.6), “İyi sekste amaç cinsel birleşmedir” (%88.0), “Cinsel ilişki içinde mastürbasyon yanlıştır”(%85.9), “Seks çift orgazm olabilirse güzeldir” (%84.6) önermeleridir. “Erkek cinsel organının boyutu cinsel gücün göstergesidir”( %16.3), “Seksi erkek yönetir kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır” (%22.5) önermesi, en az kabul gören önermelerdir. Diğer sık kabul gören mitler penis büyüklüğü ile ilgili mitlerdi: “Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır” (%70.2), “Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar” (%46.2). Erkeklerin %51.6’sı “Seks doğaldır Öğrenilemez” önermesine hiç katılmamaktadır Araştırmamızdaki erkekler etkin ve modern AP yöntemleri bilmelerine karşın bu yöntemlerle korunma aynı doğrultuda değildir. Bilginin davranışa dönüştürülmesi aşamasında problem vardır. Yöntemler konusunda bilgisi olmayan erkekler doğru tutum ve davranışı benimsetme için hedef kitleleri olarak seçilebilirler. Araştırma grubunun doğurganlığı yüksek, yanlış ve yetersiz bilgilenmekten kaynaklanan sağlıksız davranışları yaygın, aile planlaması ile ilgili bilgileri yetersiz, ve doğru bilgilerin tutumları etkilemediği görülmüştür. Araştırma gurubundan elde edilen bulgulara dayanarak ülkemizde ÜS hizmetlerinin toplum sağlığı yönünden ilerleme göstermesine karşın özellikle kırsal alanda yüksek doğurganlık oranları ve bilgi eksikliği varlığını sürdürmektedir. Bu nedenle üreme sağlığı hizmetlerinin, içerik kapsayıcılık ve ulaşılabilirliğinin arttırılması gerekmektedir. Üreme sağlığı içinde AP ve cinsel sağlık dahil olmak üzere modern bilgilerin verilmesine ve yöntemlerin tanıtılmasına ağırlık verilmelidir. 89 Erkeklerde, yaygın cinsel mitler ve inanışlar, kulaktan ve basından edinilen bilgilerle sağlıklı ve güvenli bir üreme sağlığının varlığı mümkün görünmemektedir. Üreme sağlığı konusunda doğru ve güvenilir bilgiler, erkeklerde karşı cinse daha olumlu bir tutum kazandırabilir. Buna inanıyor, umut ediyoruz. “Güzellikler Kurtaracak Dünyayı Sevmekle Başlayacak Her Şey.” Z.Livaneli 90 KAYNAKLAR 1. Ardaham M. Erkeklerin üreme sağlığına katılımı:erkekler için doğum kontrol hapı. 4. Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:239 2. Güler Ç, Akın L. Halk Sağlığı Temel Bilgiler. 1.Baskı, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınevi, 2006 3. Akın A, Uluslararası kararlar paralelinde üreme sağlığı konusunda Türkiye’deki Uygulamalar. Sağlık Toplum Dergisi,1998;3-4:12-15 4. Akın A ve Ark. Üreme Sağlığına Giriş. 4. Baskı, Ankara: T.C.Sağlık Bakanlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Ankara:Buluş Matbaacılık, 2005. 5. .Aytekin N. Kırsal alanda üreme sağlığı verilerinin karşılaştırılması. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:31-32 6. Turan H. 1.Basamak sağlık kurumlarında üreme sağlığı danışmanlığı. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:51-52 7. Şatıroğlu H. Üreme sağlığı etiği. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. 20-23 Nisan 2005:33-34 8. Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması Ekim 2003. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Ankara 2004 9. Demir C. Üreme sağlığı ve cinsellik. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. AnkaraTürkiye, 20-23 Nisan 2005:137-138 10. Şimşek Ç. Cinsellik ve üreme sağlığı. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. AnkaraTürkiye, 20-23 Nisan 2005:139-140 11. Özmen E. Cinsel mitler ve cinsel işlev bozuklukları. Psikiyatri Dünyası Dergisi;1999; 49-53 12. Akbaba M ve Ark. Doğankent sağlık eğitim araştırma bölgesi 2003 yılı yayınlanmamış çalışma raporu, Çukurova Üniversitesi Tıp fakültesi Halk Sağlığı;, Adana 2004 13. Aksakoğlu G. Sağlıkta Araştırma ve Analiz Yöntemi. İzmir; D.E.Ü. Rektörlük Matbaası,2001 91 Ankara-Türkiye, (2): 14. Özaydın N.1998 TNSA verilerine göre Türkiye’deki erkeklerin üreme sağlığı konusundaki bilgi ve tutumları. Doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2003 15. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 98. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Ankara 1999 16. Kİsh&Leslie, Survey sampling, John Wiley& Sons,NY,1965 17. Kadıoğlu ve Ark. Erkek ve Kadın Cinsel Sağlığı. İstanbul.Türk Androloji Derneği Yayını, Acar Matbaacılık, 2004 18. Şankazan Ş.Yıldız A. Ankara ili Deliler Köyündeki evli erkeklerin aile planlaması ile ilgili bilgi tutum ve davranışları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası. 2002:(1) 41-50 19. Gülal D ve Ark. Üreme sağlığında erkekler nerede? DEU Tıp Fakültesi Dergisi. Temmuz 2001:231-237 20. Savaş N. Doğankent Sağlık Eğitim Araştırma Bölgesindeki 15-49 yaş kadınların ruh sağlığı ve aile içi şiddete maruz kalma açısından değerlendirilmesi üzerine bir çalışma.Tıpta uzmanlık tezi, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Adana 2003 21. Açık Y, Gülbayrak C. Elazığ il merkezinde kadının statüsü. 8.Halk Sağlığı Günleri. SivasTürkiye, 23-25 Haziran 2003:147 22. Yüksel A. Doğu ve Güneydoğuda kadının statüsü ve sağlığı, 8.Ulusal Halk Sağlığı Kongresi. Diyarbakır-Türkiye, 23-28 Eylül 2002:120 23. http://www.yerelnet.org.tr/belediyeler/belediye_haberler.php?belediyeid=1297 30&kod=12970, Erişim Tarihi 15Kasım 2006. 24. http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=154.Erişim Tarihi 15 Kasım 2006 25. Akın A ve Ark. Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Sağlık. Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını. 26. Tümerden Y ve Ark. İstanbul’da yoğun göç alan ilçelerde kadınlarda üreme sağlığı bilgi davranış araştırması. 8.Halk Sağlığı Günleri. Sivas-Türkiye, 23-25 Haziran 2003:123 27. Özcebe H, Akın A. Kadın erkek eşitsizliği ve erkeklerin üreme sağlığına katılımı. 3.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2003:85-88 28. Akın A.”Türkiye’de Ana Sağlığı Aile Planlaması Hizmetleri ve Düşükler” (1998 TNSA ‘sı İleri Analiz Raporu). TAPAV, UNFPA Yayını, Ankara, 2002 92 29. Yapıcıoğlu A B. Doğankent Sağlık Ocağı Beldesinde yaşayan 0-59 aylık çocuklarda kızamıkçık seroprevalansı. Tıpta uzmanlık tezi, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Adana, 2006 30 Tebliğ:Kamu Reformu Veya Kamunun Tasfiyesi. htpp://www.ses.org.tr/bilgi/kamureformu/15.htm Erişim Tarihi 10 Nisan 2006 31 Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2004 TC. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası, Anakara 2005 32. Bilir N. Sigara ve üreme sağlığı. 3.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2003:117-118 34. Uçar M ve Ark. Türkiye’de sigara içme sıklığının araştırılması: Ön sonuçlar. 9. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi. Ankara-Türkiye 3-6 Kasım 2004:433 35. T Selda ve Ark. Planlanmamış gebelikler ve kontraseptif yöntemler arasındaki ilişki. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:200. 36. Ezeh A at.All. New survey findings about men, Family Planing Programs;(2)1998:9-18 37. Omran RA.İslam’da Aile Planlaması. TAP Vakfı. Tanıtım kitapçığı. 1995 38. Omran RA. İslam Kültüründe Aile Planlaması. Diayenet İşleri Başkanlığı Yayınları, Pan Matbaacılık, Ankara 1995 39. Erbil N, Karaboğaz T. Kadınların coitus interreptus yöntemi kullanımlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi. 4. Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:236 40. Güler Ç. Risk İletişimi ve Risk Yaklaşımı, Sağlık Bakanlığı, Sağlık Projesi Genel Koordinatürlüğü yayını. Ankara, 1997 41. Ringheim K. Male involvement and contraceptive metods for men:present and future.Social Change, 1996; 26(3):88-99 42. EzehAC. The ınfluence of spousses over each other’s contraceptive attudies in Ghana. Studies in Family Planning, 1993:(3) 163-174 43. Çalışkan E ve Ark. Çiftlerin tekrarlayan sezaryen operasyonunda tüp ligasyonunu kabul etmesini etkileyen faktörlerin araştırılması. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. AnkaraTürkiye, 20-23 Nisan 2005:291 93 44. Glasgow IK.Role of husbands in fertility related behavior: a study on the camparison of husband-wife attitudes and determination of family size in Tukey, Ph.D. Thesis. MEU;Ankara 1993 45. Erbil N ve Ark. Istehre any regret amoıng women beıng protected wıth female sterilization method? What do tehy think about the method? 4. Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:238 46. Ringheim K. Male ınvolvement and contraceptive metods for men. Social Change, 1996;26(3):88-89 47. Toure L. Male involvement in family planning. areview of the literature and selected program initiatives in Afrika, November 1996 48. Reis N. Evli kadınların aile içi şiddete maruz kalma durumlarının incelenmesi. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:208 49. Aybek G B. İlk öğretim 1.-8. sınıflarda cinsel gelişim dersleri. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:205 50. Erbil N, Top F.Üniversite öğrencilerinin cinsellik bilgi tutum ve davranışları. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:220 51. Radyo Televizyon Yayınları İzleme Ve Eğilim Belirleme Kamuoyu Araştırması. Yayın Planlama Koordinasyon ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı. Basın Ve Yayın Müdürlüğü Ofset Tesisleri. Ankara, 1999 52. Özdener N ve Ark. Sigara televizyon gizli reklam. 9. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi. AnkaraTürkiye 3-6 Kasım 2004:430 53. Cüceloğlu D. Yeniden İnsan İnsana. 8.Basım, Remzi Kiatpevi, İstanbul;1984 54. Metinoğlu M, Erefe İ. Planlı eğitimin erkeklerin aile planlaması yöntemlerine ilişkin bilgi ve tutumlarına etkisinin incelenmesi. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:219 55. Efe ŞY. Medya,cinsellik sağlık. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:176-177 56. .http://www.drhaydardumen.com/konular.aspx?KonuID=25,ErişimTarihi :15.11.2006 57. Yanıkkerem E. Üniversite öğrencilerinin cinsel deneyimleri, aile planlaması ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar konusunda bilgi düzeylerinin incelenmesi. 3.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2003:1 94 58. Torun S ve Ark. Erkeklerin cinsel mitleri. 9.Ulusal halk Sağlığı Günleri- GATA.AnkaraTürkiye, 28 Eylül-Ekim 2005:536 59. Civil B, Eryılmaz H.Üniversitede okuyan erkeklerin cinsel sağlık yaklaşımları. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:241 60. Dilek T S. Gönderen :sdtorun@yahoo.com,(14 Eylül 2006);Cinsel Mitler ve İşlev Bozuklukları.Alıcı:Özdener N.nureddinmardin@gmail.com. 61. Özyurda F, ve Ark.. Park Sağlık Ocağı Bölgesinde doğurgan çağdaki kadınlarda doktor cinsiyeti tercihi. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:291 62. Öksüz E, Malhan S. Evli kadınlarda cinsel yaşam memnuniyeti ve ilişki ve orgazm sıklığı. 4.Uluslararası Aile Planlaması Kongresi. Ankara-Türkiye, 20-23 Nisan 2005:244 63. Oksuz E, Malhan S.The prevelence of male sexual dysfunction and potential risk factors in Turkish men: A web-based survey.İJIR;2005;17:539-545 64. Erol H. Ve Ark. Çiftelerin cinsel işlev bozukluğu algılarının aarşılaştırılması 6. Androloji Kongresi.İzmir-Türkiye 8-11 Haziran 2005:99 65. Soylu L ve Ark. Ergenlerde cinsel işlev bozukluklarına yol açan etmenler ve cinsel mitlerin araştırılması.www.psikiyatridizini.com. Erişim Tarihi 3. Aralık.2006 95 Ek : BİLGİ TOPLAMA FORMU: “SOLAKLI SAĞLIK OCAĞI BÖLGESİNDE EVLİ ERKEKLERİN ÜREME SAĞLIĞI KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ, ROLLERİ VE GEREKSİNİMLERİNİN ARAŞTIRILMASI” I- KİŞİYE AİT TEMEL BİLGİLER 1. Doğum tarihiniz: ......./......../19.... ( Doğum tarihini bilmiyor) 2. Medeni durumunuz: 1. Bekar 2. Evli Dini nikahlı 3. Evli Resmii nikahlı 4. Evli Din+Resmii nikah 5. Dul 6. Boşanmış 7.Birlikte yaşıyor 3. Öğrenim durumunuz nedir? 1. Okur yazar değil 2. Okur yazar 4. Ortaokul mezunu 5. Lise mezunu 7.Master/ Doktora 8................... sınıftan terk 3. İlkokul mezunu 6.Üniversite mezunu 4. Bir mektubu ya da gazeteyi rahatlıkla okuyabilir misiniz? Zor mu okuyorsunuz, yoksa hiç mi okuyamazsınız? 1.Rahatlıkla okuyabilir 2.Zor okur 3.Hiç okuyamaz 5. Ne iş yapıyorsunuz? 1.İşsiz 2.Günübirlik işçi 3.İşçi 6.Halen herhangi bir işte çalışıyor musunuz? 4.Memur 5.Serbest meslek 1.Evet 2Hayır 7.Son 12 ay içinde herhangi bir işte çalıştınız mı? 1.Evet................................ 8.Çalıştığınız toprak kime ait 1.Kendine ait 5.Devlete ait 6.Emekli 2.Aile toprağı 3.Kiralanan toprak 6.Diğer……………………. 2Hayır 4.Başkasının toprağı 9.Genellikle tüm yıl boyunca mı (1), mevsimlik mi (2), yoksa arada bir (3) mi çalışırsınız? 10.Geçen on iki ay boyunca kaç ay çalıştınız……. 11.Çalıştınız ayda genelde haftada kaç gün çalışırsınız?........ 12.Çalışmanızın karşılığında genellikle ne kadar kazanıyorsunuz? 1.Saatlik…. 2.Günlük…..3.Haftalık….4.Aylık………5.Yıllık…… 13.Çalışmıyorsa çalışmama nedeni nedir? 1.Emekli 2.Kira faiz geliri var 3.Çalışamaz ( hasta çok yaşlı, özürlü,) 4.İş bulamıyor/iş arıyor 5.Diğer belirtiniz............................... 14. Sosyal güvenceniz var mı? 1.Hayır 5.Yeşil kart 2.Emekli Sandığı 3.Bağ-Kur 4.SSK 6.Diğer.............(belirtiniz) 15. Eşinizin/ sevgilinizin öğrenim durumu nedir? 1. Okur yazar değil 2. Okur yazar 3. İlkokul mezunu 4. Ortaokul mezunu 5. Lise mezunu 6.Üniversite mezunu 7.Master/ Doktora 8................... sınıftan terk 16. On iki yaşına kadar nerede yaşadınız 1.İl merkezi 2.İlçe merkezi 3.Bucak/köy 4.Yurt dışı 17. Ne kadar zamandır sürekli olarak Solaklı’da yaşıyorsunuz? 1.Bir yıldan az 2.Bir ile beş yıl arası 3.Beş ila on yıl arası 4.On ile yirmi yıl arası 5.Yirmi yıldan çok 18.Buraya gelmenizin temel nedeni neydi? 1.Kişisel nedenler 2.Evlilik 3.Eğitim 4.İş aramak 5.İş değişikli tayin 6.Kan davası 7.Terör 8.Eşinin yanına gelmek 9.Ebeveynin yanın gelmek 19.Ne kadar sıklıkla bir gazete yada dergi okursunuz? 1.Her gün/neredeyse her gün 2.Haftada bir iki 3.Arada bir nadiren 4.Hiç/ neredeyse hiç 20.Anadiliniz nedir? 1.Türkçe 2.Arapça 3.Kürtçe/,zazaca 4.İngilizce 5.Diğer………. 21.Anadilinizin dışında hangi dilleri konuşabiliyorsunuz? 1.Türkçe 2.Arapça 3.Kürtçe/,zazaca 4.İngilizce 5.Diğer………. 22.Annenizin ve babanızın ana dilleri neydi Annesi ..................... Babası.................... 23.Dininiz nedir? 1.Müslüman-Sünni 2.Müslüman-Alevi 3.Diğer………………. 96 24.Genellikle Solaklıda mı yaşıyorsunuz? 25.Eviniz yaşayanlardan birine mi ait yoksa kira mı? 1.Evde yaşayanlardan birine ait 4.Ücret ödemeden oturuyor 2.Kira 3.Lojman 5.Diğer...............………… 26.Yaşadığınız evde içme suyunun kaynağı nedir? 1.Evde şebeke suyu 2.Bahçede şebeke suyu 4.Pınar, dere,yüzeysel su 4.Tanker 5.Yağmur suyu 27.Tuvalet evinizin içinde mi dışında mı? 1.Tuvalet yok (çalılık/arazi) 4.Evin içinde ve dışında 2.Evin içinde 5.Diğer 3.Ortak kullanım 6.Şişe/damacana /pet 3.Evin dışında ............................ 28.Tuvalet kanalizasyona bağlı mı? 1.Evet 2.Hayır 29.Eviniz kışın ne ile ısınıyor? 1.Kömür sobası 5.Gaz sobası 2. Tezek 3. Odun sobası 6.Kat kaloriferi 4. Elektrik sobası/ klima 7.Isıtma yok 30.Eviniz kaç odalı………. 31.Size ve eşinize ait yatak odanız var mı? 1.Evet 2.Hayır *Yatak odası varsa: Eşimle aynı odada aynı yatakta yatıyoruz Eşimle aynı odada ayrı yataklarda yatıyoruz Çocuklarla aynı oda da yatıyoruz Aile büyükleriyle aynı odada yatıyoruz Eşimle ayrı odada yatıyoruz 32.Evinizde kaç oda gece yatmak için kullanılıyor…………….. 33.Evinizde ayrı bir banyo var mı? 1.Evet Banyoyu neyle ısıtıyorsunuz?..................................... Sürekli sıcak su var mı? 1.Evet 2.Hayır 2.Hayır 34.Evinize bir ayda giren para hakkında fikir sahibi olmak istiyorum Bir ayda evinize giren para 100 milyondan fazla mı? 1.Evet 2.Hayır 300 milyondan fazla mı? 1.Evet 2.Hayır 500 milyondan fazl mı? 1.Evet bir milyardan fazla mı ? 1.Evet 2.Hayır 35.Evinizde aşağıdaki eşyalardan olanları söyleyiniz Var Yok Buzdolabı Gazlı elekt.fırın Bulaşık maki Çamaşır makinesi Elektirik süpürgesi Televziyon Vcd Fotoğraf makinesi 2.Hayır Var Müzik seti Telefon Cep telefonu Araba Bilgisayar Uydu anteni 36. Sigar içiyor mu? İçmiş mi? Ne kadar… 37.Alkol kullanıyor mu, kullanmış mı 38.Evde diş fırçası var mı? Kendine ait diş fırçası var mı? En son ne zaman almış? 39.Dişlerini fırçalıyor mu ne kadar sıklıkta.fırçalıyor?. 2. DOĞURGANLIKLA İLGİLİ BİLGİLERİ 2.1.Sizin hiç canlı doğan çocuğunuz oldu mu? 1. Hayır 2.Evet .............. tane 2.2.Sizinle birlikte oturan oğlunuz ya da kızınız var mı? 1. Hayır 2.Evet .............. tane 2.3.Sizinle birlikte oturan kaç oğlunuz ya da kızınız var? ..........oğlan, ...........kız 2.4.Sizinle birlikte oturmayan başka yerde yaşayan kaç oğlunuz ya da kızınız var? ..........oğlan, ...........kız, toplam..........çocuk 2.5.Canlı doğan ancak daha sonra ölen erkek ya da kız ocuğunuz oldu mu? 1. Hayır 2.Evet .............. tane 97 Yok 2.6.Toplam hayatınız boyunca kaç çocuğunuz oldu ( iyice emin olmak için soruyorum)? .......tane 2.7.En son doğan çocuğunuz hangi ay ve yılda doğdu? ......./......./........ 2.8.En son doğan çocuğunuz doğmadan önce çocuk sahibi olmak istiyor muydunuz, daha sonra mı doğsaydı yoksa başka çocuk istemiyor muydunuz? 1.İstiyordu 2.Daha sonra istiyordu 3.İstemiyordu 3.GEBELİĞİ ÖNLEYİCİ YÖNTEMLER İLE İLGİLİ BİLGİLERİ 3.1.Gebeliği önleyici hangi usulleri ve yolları duydunuz Kendiliğinden 1. Evet Hiç duydunuz mu 1.Evet 2.Hayır Hiç kullandınız mı? 1.Evet 2.Hayır 3.1.1.Kadınlar her gün hap içerek gebe kalmayı önleyebilir 3.1.2.Doktor veya hemşire kadınların rahimlerine spiral alet olarak bilinen araçlar takarlar 3.1.3.Kadınlar belirli bir süre için gebe kalmalarını önleyecek bir iğneyi doktor ya da hemşireye yaptırabilirler 3.1.4.Kadının kolunda deri altına küçük kapsüller yerleştirilir bu kadının birkaç ay gebe kalmasını önler 3.1.5.Kadınlar münasebetten önce haznelerine diyafram, köpük jel fitil gibi şeyler yerleştirebilir 3.1.6.Erkekler münasebet süresince kaput kılıf prezervatif takarlar 3.1.7.Kadınlar ya da erkekler daha fazla çocukları olmasın diye tüplerini bağlatmak için ameliyat olurlar 3.1.8.Bazı çiftler kadının gebe kalma ihtimalinin yüksek olduğu zamanlarda cinsel münasebette bulunmazlar 3.1.9.Erkekler cinsel münasebet sırasında boşalmadan önce geri çeker ve dışarı akıtırlar 3.1.10.Siz gebe kalmamak için erkek yada kadınların kullandığı başka bir usul duydunuz mu? (Belirtiniz) 4.GEBELİĞİ ÖNLEYİCİ YÖNTEMLERİ KULLANMA İLE İLGİLİ BİLGİLERİ 4.1.Siz veya eşiniz gebe kalmayı önlemek ya da geciktirmek için hiç yöntem kullandınız mı, ya da herhangi bir yola başvurdunuz mu? 4.2.Gebeliği önleyici bir usul kullanmamanızın temel nedeni nedir? 98 1.Evet 2.Hayır Doğurganlık ile ilgili 1.Cinsel münasebet yok 2.Sık olmayan münasebet 3.Eş menapoz- histerektomi 4.Eş kısır 5.Eşi emziriyor post partum 6.Çocuk istiyor 7.Eşi gebe 8.Kendi kısır Kullanıma karşı 9.Kendi karşı 10.Karısı karşı 11.Diğerleri karşı 12.Dini yasaklama Bilgi eksikliği 13.Usul bilmiyor 14.Nerden temin edebileceğini bilmiyor Yöntem ile ilgi nedenler 15.Sağlık kaygısı 16.Yan etki korkusu 17.Ulaşım zorluğu 18.Çok pahalı 19.Kullanıma uygun değil 20.İnisiyatifi kadına bırakmış 21.Bilmiyor………..l 22.Diğer…………………….. 4.3.Hangi usulü kullandınız ya da ne gibi bir yola başvurdunuz? 4.4.Siz ya da eşiniz gebe kalmayı önlemek yada geciktirmek için halen herhangi bir kullanıyor musunuz ya da herhangi bir yola başvuruyor musunuz? 4.5.Hangi usulü kullanıyorsunuz 4.6.Halen geri çekme kullandığınızı söylediniz.Yalnız başına mı yoksa onunla birlikte başka bir yöntem de kullanıyor musunuz? 4.7.Ek yöntem hangisi 4.8.Geri çekme yöntemi--- bu yöntemi kullanmayı kim tercih ediyor Siz mi, karınız mı, her ikisi de mi? 4.9.Sizce geri çekme yöntemi gebeliği önlemede güvenilir bir yöntem midir* gebe kalmayı yeterince önler mi? 4.10.Sizce geri çekme yöntemini kullanmak kolay mıdır yoksa zor mudur? 4.11.Kaputu biliyorsa en son ilişkinizde kaput (kondom prezervatif kullandınız mı? Bilmiyorsa Kaput Tarifini yapıp soruyu sor 4.12.Gebeliği önleyici bir başka yöntem değil de geri çekme yöntemini kullanmanızın esas nedeni nedir? 1.Evet 2.Hayır (4.7.’ci soruya git) 1.Hap(4.7.’ci soruya git) 2.RİA(4.7.’ci soruya git) 3.İğne(4.7.’ci soruya git) 4.Kaput(4.7.’ci soruya git) 5.Tüp bağlanması(4.7.’ci soruya git) 6.Erkek kanal bağlanması(4.7.’ci soruya git) 7.Tehlikeli günler(4.7.’ci soruya git) 8.Geri çekme 9.Vajinal duş(4.7.’ci soruya git) 96.Diğer (belirtiniz)...........................(4.7.’ci soruya git) 1.Sadece geri çekme 2.Ek yöntemle birlikte 1.Kendisi 2 Karısı 3.Her ikisi 1.Evet 2.Hayır 3.Bilmiyor 1.Kolay 2.Zor 3.Bilmiyor Evet 1 Hayır 2 5.DOĞURGANLIK TERCİHLERİ 5.1.Eşiniz şu anda gebe mi? 5.2.Eşiniz gebe kaldığında bunu istemiş miydiniz, daha sonra gebe kalmasını mı istiyordunuz? Yoksa bu gebeliği hiç istememiş miydiniz? 5.3.Gelecekte başka çocuk istiyor musunuz yoksa başka çocuk istemiyor musunuz? 5.4.Bir sonraki çocuğunuzun şu andan itibaren ne kadar zaman sonra olmasını istersiniz 5.5.Önümüzdeki 12 ay içinde gebeliği önleyici ya da erteleyici bir yöntem kullanmayı düşünüyor musunuz? 5.6.Gelecekte herhangi bir zamanda bir yöntem kullanmayı düşünüyor musunuz? 5.7.Hangi yöntemi kullanmayı tercih edersiniz 99 1.Evet 2.Hayır (5.3) 3.Emin değil (5.3) 1.İstiyordu 2.Daha sonra istiyor 3.Hiç istemiyor 1.Başka çocuk istiyor 2.İstemiyor 3.Eşinin gebe kalması mümkün değil 4.Kendisi çocuk sahibi olamaz 5.Kararsız bilmiyor 1. .....Ay 2......Yıl 3. şimdi 4. Eşi gebe kalamıyor 5. Diğer……… 6.Bilmiyor Evet 1 Hayır 2 Bilmiyor 8 Evet 1 Hayır 2 Bilmiyor 8 Hap RİA 1 2 İğne Kaput Tüp bağlanması Erkek kanal bağ Tehlikesiz.günler Geri çekme Vajinal duş Cinsel perhiz Diğer 96 5.8.Hiçbir yöntem kullanmamayı düşünmemenizin temel nedeni nedir 5.9.Hiç çocuğunuz olmadığı günlere dönebilseydiniz ve tam istediğiniz sayıda çocuk sahibi olmanız mümkün olsaydı hayatınız boyunca kaç çocuk sahibi olmak isterdiniz 5.10.Bu çocuklarının kaçının kız kaçının erkek olmasını isterdiniz kaçının cinsiyeti sizin için fark etmez 5.11.Çiftlerin gebeliği önleyici yöntem kullanmasını onaylar mısınız yoksa onaylamaz mısınız? 6. EVLİLİK İLE İLGİLİ DÜŞÜNCE VE TUTUMLAR 6.1Siz sadece bir kez mi yoksa birden fazla kez mi evlendiniz 6.2Bazı erkekler birden fazla kadınla evli olabiliyor sizin için böyle bir durum var mı? 6.3.Şu anda kaç eşiniz var 6.4.Eşinizle hangi ay ve yılda birlikte yaşamaya başladınız 6.5.İlk eşinizle yaşamaya başladığınızda kaç yaşındaydınız 6.6.İlk eşinizle birlikte yaşmaya başladığınızda kaç yaşındaydı 6.7.İlk cinsel ilişkiye girdiğinizde kaç yaşınızdaydınız 6.8.Kadınlar bazen kocalarını sinirlendirecek yada kızdıracak şeyler yapabilir Aşağıdaki durumlarda kocanın karısını dövmeğe hakkı olup olamayacağını söyler misiniz? 6.8.1.Kadın yemeği yaktığı zaman 6.8.2.Çocukların bakımını ihmal ettiği zaman 6.8.3.Kocasına karşılık verdiği zaman 6.8.4.Başka erkeklerle konuşunca 6.8.5.Parayı lüzumsuz yere harcarsa 6.8.6.Cinsel ilişkide bulunmak istemezse Doğurganlık ile ilgili Cinsel münasebet yok Sık olmayan münasebet Eş menapoz- histerektomi Eş kısır Eşi emziriyor post partum Çocuk istiyor Eşi gebe Kendi kısır Kullanıma karşı Kendi karşı Karısı karşı Diğerleri karşı Dini yasaklama Bilgi eksikliği Usul bilmiyor Nerden temin edebileceğini bilmiyor Yöntem ile ilgi nedenler Sağlık kaygısı Yan etki korkusu Ulaşım zorluğu Çok pahalı Kullanıma uygun değil İnisiyatifi kadına bırakmış Diğer…………………….. Bilmiyor……….. Sayı Diğer ……………..96 …..erkek……..kız……… ………fark etmez Onaylar 1 Onaylamz 2 Fikri yok 3 Bir kez 1 Birden fazla 2 Evet 1 Hayır 2 …….. Ay Yıl Ayı bilmiyor Yılı bilmiyor Yaş Yaş Evlendiği zaman ilk kez 1.Evet 2.Hayır 3.Bilmiyor 6.8.1.6.8.2.6.8.3.6.8.4.6.8.5.6.8.6.- 100 3 4 5 6 7 8 9 10 6.9.Size bazı cümleler okuyacağım bu cümlelere katılıyor musunuz, katılmıyor musunuz? 6.9.1.Ailede önemli kararlar ailenin erkekleri tarafından alınmalıdır 6.9.2.Erkekler kadınlardan genellikle daha akıllıdır 6.9.3.Kadın kocası ile aynı fikirdeyse onunla tartışmamalıdır 6.9.4.Erkek çocuğun eğitimli olması kız çocuğun eğitimli olmasından her zaman daha iyidir. 1.Katılıyor 2.Katılmıyor 3.Fikri yok 6.9.1.6.9.26.9.3.6.9.4.- 7.ÜREME SAĞLIĞI BİLGİLERİNİ EDİNME TERCİHLERİ 7.1.Üreme sağlığı ile ilgili bilgilerin şimdi sayacağım yollar arcılığıyla verilmesi sizce kabul edilebilir mi yoksa kabul edilemez mi? 7.1.1.Radyoda 7.1.2.televizyonda 7.1.3.gazete dergilerde 7.1.4.orta okulda 7.1.5.lisede 1.Kabul edilir 2. Kabul EDİLEMEZ 3. Fikri yok 7.1.1.7.1.2.7.1.3.7.1.4.7.1.5.- 7.2.Son birkaç ayda üreme sağlığı hakkında şimdi sayacağım yerlerden bir şey duydunuz mu? 1.Evet 7.2.1.Radyodan 7.2.2.televizyondan 7.2.3.gazete veya dergilerden 7.2.4.Posterden 7.2.5.Broşür veya ilandan 7.2.6.Reklâma panosundan tabeladan 7.2.7.başka bir yerden 7.2.1.7.2.2.7.2.3.7.2.4.7.2.5.7.2.6.7.2.7.- 7.3.Sağlık ocağından üreme sağlığı ile ilgi hiç bilgi aldınız mı? 7.4.Sağlık ocağı veya başka bir sağlık kuruluşundan en son ne zaman bilgi aldınız 7.5.Son birkaç ay içinde üreme sağlığı hakkında arkadaşlarınızla komşularınızla ve ya akrabalarınızla konuştunuz mu? 7.6.Kiminle konuştunuz, başka kimlerle konuştunuz 1.Evet 2.Hayır 1.Evet 2.Hayır 7.7.Gazetelerin cinsel bilgiler veya Güzin abla sayfasını okuyor musunuz? 7.8.Doktor Dr Haydar dümen ismini hiç duydunuz mu? Kimdir? 7.9.Eşiniz çiftlerin gebeliği önleyici bir usul kullanmalarını onaylar mı onaylamaz mı? 7.10.Eşiniz sizin istediğiniz sayıda mı yoksa daha az mı, daha çok mu sayıda çocuk istiyor (du) 7.11.Size göre aile planlama yöntemi kullanmak günah mı? 101 2.Hayır Eş Anne Baba Kız kardeş Erkek kardeş Kız çocuğu Erkek çocuğu Kayın valide Arkadaş Akraba Komşu Doktor Ebe/hemşire Sağlık memuru Sağlık ocağı görevlisi Diğer……….. 1.Evet 2.Hayır 1.Evet 2.Hayır Onaylar…1 Onaylamaz…2 Bilmiyor….8 Aynı sayıda …..1 Daha fazla….. 2 Daha az…..3 Bilmiyor…..8 Evet….1 Bazı yöntemler …. Hayır…3 7.12.Gebeliği önleyici yöntemlerin hangisi ( hangilerinin ) günah olduğunu düşünüyorsunuz Dine inanmıyor….4 Bilmiyor…….8 Hap 1 RİA 2 İğne 3 Kaput 4 Tüp bağlanması 5 Erkek kanal bağ 6 Teh.günler 7 Geri çekme 8 Vajinal duş 9 Cinsel perhiz 10 Diğer 96 8.CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR 8.1.Siz cinsel yolla bulaşan hastalıkları hiç duydunuz mu? Evet 1 Hayır 2 Frengi 1 Bel soğukluğu 2 AIDS 3 Mantar 4 Cinsel organlarda siğil/ yara 5 Mantar 6 Diğer……………96 Bilmiyor …………….8 8.2.Hangi hastalıkları biliyorsunuz (Söylenenleri işaretleyiniz) 8.3.AIDS Hastalığını hiç duydunuz mu? Evet 1 Hayır 2 Radyo TV Gazete/dergi Internet Broşür/poster Sağlık personeli Cami Okul/öğretmen Halk toplantısı Arkadaş Akraba İşyeri Diğer 8.4.AIDS konusunda en çok hangi kaynaktan bilgi edindiniz 8.5.Bir insanın AIDS tan ya da AIDS e neden olan virüsten kaçınması için yapabileceği bir şey var mı? 8.6.Ne yapılabilir Evet 1 Hayır 2 Bilmiyor 8 Güvenli seks Seksten uzak durma Kaput kullanma Çok eşli seksten kaçınma Hayat kadınlarıyla seksten kaçınma Homoseksüel seksten kaçınma Kan naklinden kaçınma İğneden kaçınma Öpüşmekten kaçınma Sinek ısırığından kaçınma Hacı hocadan yardım istemek Diğer Bilmiyor 8.7.Sağlıklı görünen kimsede AIDS virüsünün olması mümkün müdür? 8.8.AIDS hastalığı insanı öldürür mü, bazen mi öldürür, yoksa hiç öldürmez mi? 8.8.AIDS İn tedavisi var mı? 8.9.AIDS anneden bebeğe bulaşır mı? 8.10.AIDS hastası birini yada bu hastalıktan ölen bir kişiyi tanıyor musunuz? 102 Evet hayır bilmiyor Evet hayır bilmiyor 9.CİNSEL YAŞAM İLE İLGİLİ SORULAR _____ 9.1.Kaç yaşında oldunuz? sünnet 9.2.. Sünnet olduğunuzda neler hissettiniz? Duygularınızı yazınız. ........................................................................................................................ 9.3.Cinsellikle ilgili ilk bilgilerinizi kaç yaşında duydunuz/ öğrendiniz? _____ yaşında 9.4.İlk cinsel kimden/ öğrendiniz? bilgilerinizi nereden 9.5.Şu anda cinsel ihtiyacınız olsa kaynağınız kim/ne Olurdu? 9.6.Hiç yaptınız mı? bilgi bilgi masturbasyon 9.7.İlk masturbasyon yaptığınızda kaç yaşındaydınız? ( hiç masturbasyon yapmadıysanız bu soruyu yanıtlamayınız) 9.8.Hiç cinsel ilişkiniz oldu mu? 9.9.İlk cinsel ilişkinizi kaç yaşında yaşadınız? (hiç cinsel ilişkiniz olmadıysa bu soruyu yanıtlamayınız) 9.10.İlk cinsel kiminle oldu? ilişkiniz (hiç cinsel olmadıysa bu yanıtlamayınız ilişkiniz soruyu 9.11.İlk cinsel ilişkiniz nasıl sonuçlandı? (hiç cinsel ilişkiniz olmadıysa bu soruyu yanıtlamayınız 9.13.Evlenmeden önce kaç kişiyle flört ettiniz? ( hiç flört etmediyseniz bu soruyu yanıtlamayınız) 9.14.Evlenmeden önce flört Arkadaşlarımdan Annem/babamdan Radyo-Televizyon Kitap-dergi-gazete Film-dizi Karımdan/kız arkadaşımdan İnternetten Sağlık personelinden Diğer. Belirtiniz…………..………………. ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ Arkadaşlarım Annem/babam Radyo-Televizyon Kitap-dergi-gazete Film-dizi Karım/kız arkadaşım İnternet Sağlık personeli Diğer. Belirtiniz…………..………………. ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ Evet Hayır ٱ ٱ _____ Evet Hayır ٱ ٱ _____ Hayat kadınıyla Karımla (nikahtan sonra) Sevgilimle/nişanlımla Diğer. Belirtiniz…………………………... Sorun olmadı Sertleşme olmadı Boşalma olmadı Diğer (belirtiniz)...................................... ________ kişi Kadın ٱ 103 ٱ ٱ ٱ ٱ ettiğiniz kişi(ler)in cinsiyet(ler)i ? ( hiç flört etmediyseniz bu soruyu yanıtlamayınız) Erkekxxxxxxxxxxxxxiptal Her ikisi de 9.15. Evlenmeden önce eşinizle ilişkinizin düzeyi en fazla ne kadardı? Hiç görüşmedik Başkalarının yanında görüşme Elele tutuşma Öpüşme Ön sevişme düzeyinde Genital bölgeyi içeren sevişme Tam cinsel birleşme 9.16. Cinsel ilişki sıklığınız nedir? Hiç cinsel ilişkim yok Düzenli bir cinsel ilişkim yok ٱ Hergün ٱ Günaşırı ٱ Haftada 2 ٱ Haftada bir ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ ٱ Ayda 1-2 Ayda birden az 10. CİNSEL MİTLER İLE İLGİLİ SORULAR Tümüyle katılıyorum 10.1.Erkek her zaman seks ister ve her zaman sekse hazırdır 10.2.Cinsel ilişkiyi daima erkek başlatmalıdır 10.3.Seksi erkek yönetir, kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır. 10.4.Erkek ve kadının cinsel ilgileri ve sorumlulukları temel olarak farklıdır. Bir sevişmede erkek sorumluluğu üstlenmek ve yönetmek zorundadır. 10.5.Sevişme cinsel birleşme demektir. 10.6.İyi sekste amaç cinsel birleşmedir. 10.7.Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır; sevişme hakkında konuşmak ve düşünmek onu bozar 10.8.Tüm fiziksel temaslar cinsel birleşmeye gitmelidir. Fiziksel bütün yaklaşımlar cinsel ilişkiye gider. 10.9.Erkekler duygularını belli etmemelidir. 10.11.Erkekler yalnız cinsel birleşme ve orgazmla ilgilidir. Duygusallık kadınlarda görülür. Erkeğin duygusalı zayıftır. 10.12.Erkek cinsel organının boyutu, cinsel gücün göstergesidir. 10.13.Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır. 10.14.Büyük erkek cinsel organı, kadının daha çok uyarılmasını sağlar. 10.15.Sertleşme ( ereksiyon) daima cinsel arzu ile uyarılma işaretidir. 10.16.Erkeğin cinsel organında sertleşme olunca en yakın zamanda boşalmalıdır 10.17.Erkek cinsel organında sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir. 10.18.Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir. 10.19.Kadınlar eller kullanılmadan penis hareketleri ile orgazm olmalıdırlar. 10.20.Sevişme ancak iki tarafın birlikte orgazm olması ile güzeldir. 10.21.Seks ancak çift aynı anda orgazm olabilirse güzeldir. 10.22.Eşler birbirlerini sevdikleri takdirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler. 10.23.Cinsel ilişkiye giren çiftler içgüdüsel olarak diğer eşin ne düşündüğünü ve ne istediğini bilirler 10.24.Seks doğaldır, öğrenilemez. 10.25.Mastürbasyon kirli ve zararlıdır 10.26.Cinsel ilişki içerisinde mastürbasyon yanlıştır 10.27.Cinsel fanteziler kurmak yanlıştır. 10.28.Erkek ya da kadın sevişmeye hayır diyemez 10.29.Sevişmede neyin normal olduğuna ilişkin belirli ve kesin kurallar vardır 104 Genellikle katılıyorum Nadiren katılıyorum Hiç katılmıyorum 11.BİLGİ EDİNME DURUMU 11.1.Doktorunuzun size cinsel yaşantınızla ilgi sorular sormasını nasıl karşılarsınız 1.Olumlu 2.Olumsuz 3.Aldırmam 11.2.Cinsel sorunuz olduğunda konuşmak için kimi tercih edersiniz 1.Erkek doktor 2.Kadın doktor 4.Diğer…………. 3.Fark etmez 11.3.Daha önce gittiğiniz doktorlar cinsel yaşamınıza yönelik sorular sordu mu? 1.Evet 2.Hayır 12.MUTLULUK VE MEMNUNİYET: 12.1.Bir bütün olarak yaşamınızı düşündüğünüzde ne kadar memnunsunuz? 1.Çok mutluyum 2.Mutluyum 5.Çok mutsuzum 12.2.Sizi hayatta en çok kim mutlu eder? 1.Kendim 2.Anne baba 96.Diğer 3.Çocuklar4.Eşim 12.3.Sizi hayatta en çok ne mutlu eder 1.Güç 2.İş 7.Sağlık 96.Diğer 3.Orta 4.Mutsuzum 5.Yeğenler 6.Arkadaşlar 3.Seks 4.Sevgi 4.Memnun değil 5.Hiç memnun değil 6.Fikri yok 12.5.Sizce eşiniz cinsel hayatından memnun mu(ydu) 1.Çok memnun 2.Memnun 3.Orta 4.Memnun değil 5.Hiç memnun değil 6.Fikri yok 12.4.Cinsel hayatınızdan memnun musunuz? 1.Çok memnun 2.Memnun 3.Orta 7.Torunlar 8.Tüm aile 5.Para 6.Başarı 12.6. En iyi cinsel yaşam on bir basamaklı bir merdiven olarak düşündüğünüzde kendinizin cinsel yaşantısını kaçıncı basamakta koyarsınız 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12.7.Genel olarak bu günkü cinsel yaşamınızı 5 yıl önceki cinsel yaşantınızla mukayese ettiğinizde durumunuzu nasıl görüyorsunuz 1.Gelişmiş 2.Aynı seviyede kalmış 3.Gerilemiş 4.Fikri yok 12.8.Hiç cinsel uyarıcı ilaç kullandınız mı? 1.Evet 2. Hayır Erkeklerde Cinsel Sağlık Değerlendirme Formu: 1. Sertleşme sağlama ve sürdürme konusunda kendinize ne kadar güveniyorsunuz? 1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek 2.Cinsel uyarı sonucunda oluşan sertleşmeniz hangi sıklıkta cinsel birleşmeyi sağlayacak düzeydeydi 1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek (neredeyse hiç, birkaç kez, bazen, çoğu kez, nerdeyse her zaman) 3 Cinsel birleşme sırasında hangi sıklıkta sertleşmenizi sürdürebilmektesiniz?…. 1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek ( neredeyse hiç, birkaç kez, bazen, çoğu kez, nerdeyse her zaman) 4 Cinsel birleşme sırasında sertleşmenizi sürdürmekte ne kadar zorlanıyorsunuz? 1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek ( neredeyse hiç, birkaç kez, bazen, çoğu kez, nerdeyse her zaman) 5 Cinsel birleşme girişimleriniz sizce ne sıklıkta tatmin ediciydi. 1 Çok az 2 Az 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek( neredeyse hiç, birkaç kez, bazen, çoğu kez, nerdeyse her zaman) 13.BEKLENTİ, KİŞİSEL GELİŞİM UMUT 13.1.Kendi geleceğinizden ne kadar umutlusunuz 1.Çok umutlu 2.Umutlu 4.Hiç umutlu değil 5.Bir fikri yok 3.Umutlu 13.2.Gelecek beş yıllık dönemi düşündüğünüzde, kişisel durumunuzun nasıl olacağını tahmin ediyorsunuz 1.Gelişecek 2.Aynı seviyede kalacak 3.Gerileyecek 4.Fikri yok 13.3.Türkiye’nin AB ye üye olması sizin yaşamınızı ne yönde etkileyeceğini düşünüyorsunuz? 1.Olumlu yönde 2.Etkisi yok 3.Olumsuz yönde 4.Fikri yok 13.4.Türkiye’nin AB ye uyumunun cinsel hayatınıza bir etkisi olabilir mi? 1.Evet 2.Hayır 3.Fikri yok Evet ise 1.Olumlu yönde 2.Olumsuz yönde 13.5.Türkiye’nin AB üye olması konusunda bir referandum (halk oylaması ) yapılırsa siz ne yönde oy kullanırsınız… 1.Üyelik yönünde 2.Üyeliğe karş 3.Fikri yok 105 Ek:Araştırmacının şiiri Solaklı’da Sağlık Ocağında Bir Kadın Sağlık ocağının kadınları, Bir kadın ve sağlık ocağı, Sağlık ocağının kadınları, Çocuğuyla bir kadın sağlık ocağında Solaklı’nın sıcağında Muayeneye getirmiş tüm anneler gibi Muayene işi kolay İlaç faslına geldik, Uzattı Görümcesinin kızının Rengi yeşil kartını Bunun yeşil kartı nerde diye sordum Sormaz olaydım Niye çocuğunun yeşil kartı yok Niye çıkarmadınız? Nikahımız yok Kocam hapiste Kaç çocuğun var Üç Kaç yıldır hapiste Üç çocuk sahibi anne devam etti Dün girdi Tartıştık , Dövdü beni Dalağımı patlatmış Dalağımı çıkardılar hastanede Çocuklarının yaşları? Dört, iki , 6ay Sordum kaç yıllık evlisin Beş dedi On yedi yaşında evlenmiş “On yedi yaşımda Bir bar taburesinde babamın olduğu yaştayım” Dediği gibi Teoman’ın On yedi yaşında Annesinin olduğu yaşta annesi gibi hamileymiş, Bir sağlık ocağında Nikahsız okuma yazmasız Şu anda yirmi iki yaşında Kocası otuzunda İşsiz Görücü usulü ile evlenmiş Meğer koca sevmiş “Ben kocamdan şikayetçi olmadım Ben hastanede ameliyat olunca Devlet bırakmadı” Ne oldu da seni dövdü ? İnek için tartıştık İneğe bakmadım Bakamadım diye Hastaydım belim ağrıyordu Belim ağrıyordu kalkamadım. Sinirlidir Kaza olarak oldu… Böyle olsun istemezdi. Beraber gittik adliyeye Beni içeri almadılar bir şey diyemedim Dedirtmedi bana hakim amca Ameliyat oldum, aldılar dalağımı “Dalaksız ne kadar yaşarım doktor bey” Kırk gün babamlara gittim -Sonra gittin mi eve? -Geldi mi sana? -Seni almaya O gelmedi. Gelemezdi, Dayımla başkan götürdüler beni Sevgililer gününde kocamı elimden aldılar Aldılar kocamı Severek evlendim O sevdi Neler hissediyorsun? Bir şey hissetmiyorum diyor Gülüyor… Bu gülüşü bir yerden tanıyorum Sağlık ocağımın kadınları Gücü yetmediğinde Alaylı alaylı hep böyle gülerdi Evimizi ayırmayı düşünüyorum. Kayınbabamlardan ayrılmayı Sen kocanı seviyor musun? Seviyorum tabii İnsan kocasını sevmez mi? Sen karını sevmiyor musun? Gelde yazma ilacını, Bir kadın sağlık ocağımın kadını Binlercesinden biri Sevgililer gününde Bebeleri elinde Bir kadın. Solaklı’da. Sağlık ocağında, devletin ocağında…. Bir zamanlar sağlık ocağı Zannedersin ki ana kucağı Adı üstünde OCAK.. Anlamını bilmiyorsan, Ocak için kamusa, sözlüğe bak Sağlık ocağı …..adı üstünde Ekmek gibi, Tarhana gibi, sıcak Anıyla, şanıyla, 224 sayılı yasasıyla Zannedersin ki ANA KUCAĞI SAĞLIK OCAĞI… Günlerden meçhul aylardan temmuz İki bin tek basamaklı yüzdesiz yıllar… Nureddin Özdener Teşekkür beklentisi olan herkese.….. 106 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Nureddin ÖZDENER Doğum Yeri, Tarihi: Mardin, 1969 Medeni Durumu: Evli, Efe adında bir çocuk babası Adres: Güzelyalı Mah.Taşeli Ap. 101 Sokak No:6/12 Seyhan ADANA Telefon: 0505 929 66 55 – 0322 233 65 09 E-mail: nozdener@cu.edu.tr nureddinmardin@hotmail.com Mezun Olduğu Lise: Mardin Lisesi Mezun Olduğu Tıp Fakültesi: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’93 Mezun Olduğu 2. Fakülte: A. Ü. Açık Öğretim Fakültesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Görev Yerleri: Mardin Merkez 3 Nolu Sağlık Ocağı Kara Harp Okulu Özel Reviri Mardin Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şubesi (İl eğitim Ekibi Üyesi) Mardin Dargeçit Sağlık Ocağı Adana Barbaros Sağlık Ocağı Yabancı Dilleri: İngilizce, Arapça İlgi Alanları: Üreme Sağlığı, Sağlık Yönetimi, Ergonomi, Kent ve Sağlık, Etkili Sunum Teknikleri Hobileri: Fotoğraf Sanatı, Mardin Turizmi. 107