2010 MALİ YILI ANAYASA MAHKEMESİ BÜTÇESİ HAKKINDA 15.12.2009 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2010 mali yılı bütçesinin Anayasa Mahkemesi bölümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. Hukukun üstünlüğünü esas alan devlet, vatandaşlarının özgürlük ve haklarının teminatıdır. Dolayısıyla, hukukun hâkim olmadığı bir toplumda demokratik rejimden bahsedilemez. Devletin hukuka bağlılığının güvence altına alınması, anayasa, yasalar ve bağımsız bir yargıyla mümkündür. Hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmek, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve hukuk devleti ilkelerini tüm kurum ve kurallarıyla toplumda egemen kılmak amacıyla demokratik rejimlerde anayasa yargısına yer verilmiştir. Ülkemizde de Anayasa Mahkemesi, ilk kez 1961 Anayasası'yla kurulmuş, bazı değişikliklerle birlikte 1982 Anayasası'nca da korunmuştur. Anayasa Mahkemesinin hukukun üstünlüğünü koruması, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin bekçiliğini yapabilmesi için, öncelikle bağlı olduğu anayasanın demokratik bir anayasa olması gerekir. Ülkemizde büyük çoğunluk, 1982 Anayasası'nın değiştirilerek sivil, demokratik, çağın gereklerine uygun yeni bir anayasa yapılmasında birleşmektedir. Değerli milletvekilleri, AK PARTİ, özgürlükçü, tüm toplumun ihtiyaçlarına cevap veren, demokratik hukuk devleti ilkesine uygun, cumhuriyetin temel niteliklerini koruyarak halkın iradesini ve taleplerini demokratik temelde devlet yapısına yansıtacak, toplum ile devlet arasında yeni bir toplum sözleşmesi kurmayı hedefleyen, tümüyle yeni bir anayasanın yapılmasından yanadır. "Devletin hukuku" yerine "hukuk devleti" anlayışını esas alacak, Türkiye'yi uluslararası camiada çok daha saygın bir konuma getirecek yepyeni bir anayasa için Türkiye Büyük Millet Meclisinde partiler arası uzlaşma sağlanmalı, bu milletten demokratik anayasa esirgenmemelidir. Değerli milletvekilleri, anayasa ve yasaların metinleri kadar, onları yorumlayacak yargı organlarının da önemi büyüktür. Bu anlamda, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı önemlidir. Her türlü dış etkinin ortadan kaldırılmasının yanında, yargı içinden de hâkimlerin kararlarına yön verebilecek müdahaleleri engelleyecek bir sistemin oluşturulması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamanın bir gereğidir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşüren tutum ve davranışlar içerisine giren yargı mensupları olduğu gibi, bazı emekli yargı mensupları da görülmekte olan davalarla ilgili sorumsuzca beyanatlar verebilmektedirler. Bazı siyasilerimiz bazen yargı bağımsızlığından dem vurmakta, işlerine gelmediği zaman ise görülmekte olan bazı davalarda avukatlık yapmaktan geri durmamaktadırlar. Tüm bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Değerli milletvekilleri, Anayasa Mahkememiz vermiş olduğu bazı kararlarda eleştirilmiştir. Millet adına kullanılan yargı yetkisinin adalet duygularını tatmin edebilmesi için kararların tartışılabilmesi gerekir. Yargı kararlarının eleştirilemediği yerde yargının kendisini geliştirmesi mümkün değildir. Anayasa Mahkemesinin milletin vicdanını rahatsız eden kararları olmuştur: Cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan 367 kararı, Anayasa'nın 10 ve 42'nci maddelerinin değiştirilmesiyle ilgili iptal kararları ve AK PARTİ'ye verilen ihtar kararı. Özellikle bu üç kararda Anayasa Mahkemesi kendi anayasal yetkilerini aşmış, demokratik hukuk devleti standartlarıyla uyumlu davranmamıştır. Bu kararların bundan sonra da tekrarlanmaması, adalet duygularının incinmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Anayasa Mahkemesinin eski başkanları döneminde hazırlanan, mevcut Başkan tarafından da desteklenen Anayasa Mahkemesinin yapısal değişiklik taslağının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gündeme alınması gerekir. Bu taslakta anayasal hakları kamu gücü tarafından ihlal edilen kişilere bireysel başvuru hakkının tanınması önerilmekte, böylece, Anayasa Mahkemesinin, asli görevi olan bireyin temel hak ve özgürlüklerini devlete karşı koruyan bir yapıya kavuşması amaçlanmaktadır. Aynı taslakta Anayasa Mahkemesinin yapısıyla ilgili önemli değişiklikler önerilmekte. Türk milleti adına karar veren Anayasa Mahkemesine Türkiye Büyük Millet Meclisince de üye seçilmesi sağlanarak Mahkemenin demokratik meşruiyeti bu şekilde sağlanmalıdır. Ülkemiz ve Rusya dışında hemen hemen dünyada bütün demokratik ülkeler millî meclisleri tarafından mahkemeye üye seçmektedirler. Değerli milletvekilleri, Anayasa Mahkemesinin fiziki şartları, bina yetersizliği yıllardır dile getirmesine rağmen, diğer konularda olduğu gibi bu sorun da AK PARTİ İktidarıyla çözülmüştür. Anayasa Mahkememiz yeni ve modern bir binaya kavuşmuştur. Mahkemenin fiziki imkânları artırılmıştır. 2010 yılı bütçesiyle de Anayasa Mahkememize gerekli ve yeterli bütçenin ayrıldığını görmekteyiz. Bu duygu ve düşüncelerle 2010 yılı bütçesinin ülkemize, milletimize, Anayasa Mahkememize ve diğer kurumlarımıza hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.