Tarabya Konferansı “Alman-Türk İşbirliği Konusu olarak İslam ve Avrupa” Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği 2002 yılından beri, İstanbul/Tarabya’daki “Alman-Türk Diyaloğu Evi”nde “Alman-Türk İşbirliği” konusu olarak “İslam ve Avrupa” başlıklı konferans dizisi gerçekleştirmektedir. “Tarabya Konferansı”, Almanya ile Türkiye arasındaki kültürlerarası diyaloğa daha olumlu bir katkı sağlamayı amaçlamakta ve bu bağlamda özellikle din konusu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bilgilerin aktarılması sayesinde karşılıklı önyargılar azaltılmakta, Türk ve Alman tarafı arasında temasların kurulmasıyla ağlar oluşturulmakta ve kapalı dar bir çerçevede sürdürülen tartışmalarla açık bir diyalog teşvik edilmektedir. Diyalog dizisi böylece Alman ve Türk multiplikatörlere Türkiye’de ve Almanya’da din, toplum ve siyaset konularında eleştirel görüş alış verişi için bir platform sunmaktadır. Senede bir kez özellikle, Türkiye’nin AB-üyelik girişimleri ve güncel önem nedeniyle Almanya’da yaşayan çok sayıda Türk göçmenle ilgili konular bir buçuk gün süren konferans sırasında ele alınmaktadır. Her iki ülkede kendi tarih ve toplumuyla eleştirel paylaşımı somut olarak yapabilmek için iki ülkede devam eden tartışmaya konferansların katkı sağlaması düşünülmektedir. Almanya Ankara Büyükelçiliği tarafından düzenlenen toplantıların finansmanı, Federal Dışişleri Bakanığının bütçesinden (İslam dünyasıyla diyalog ödeneğiyle) yapılmaktadır. Tarabya Konferansının içeriğiyle ilgili planlama ve konferansa davet edilen tartışmacıların seçimi Almanya Ankara Büyükelçiliğinin sorumluluğunda olup, Alman ve Türk makamları mutabakat içersinde konferansı planlanmaktadırlar. Konferans dili, Almanca ve Türkçe’dir. Normalde elli konuk Tarabya Konferansına davet edilmektedir. Konuklar arasında siyaset, idari yönetim, bilim, medya ve sivil toplum alanından temsilciler yer almaktadır. Konukları seçerken, Türkiye ve Almanya’daki siyasi, toplumsal ve dini çeşitliliğin yansıltılmasına dikkat edilmektedir. Genç multiplikatörlerin katılımını sağlayabilmek için düzenli olarak Türk asıllı Alman ve Türk üniversite öğrencileri de konferanslara davet edilmektedir. İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Gaziantep, Adıyaman gibi farklı illerden ve bölgelerden davet edilen Türk katılımcılar sayesinde “Tarabya Konferansı” metropol İstanbul dışında da bilinmektedir. Belli olan katılımcı kesimi dışındaki kişilere gönderilen iki dilde yayınlanan konferans sunumları bilinçli bir şekilde Almanya ve Türkiye’de dağıtılmaktadır. Bu sene, yani 2010’da “Tarabya Konferansının” sekizincisi düzenlenecektir. Çekirdek kadro olarak oluşturulan Türk ve Alman katılımcı grubu ve konferans konusuna göre genişletilen katılımcı listesi, siyasetten, idareden, bilimden ve sivil toplumdan gelen uzmanların oluşturduğu ikili bilgi ağının başarılı şekilde kalıcılığını ifade etmektedir. Konferanslar: 1. Başlangıç (2002) 2002 yaz döneminde takriben yirmi Alman ve Türk İslam uzmanı biraraya gelerek, İslam ve Hıristiyanlığın esasları ve iki dinin insan hakları ve demokrasiyle olan ilişkileri hakkında tartıştılar. Konferans sırasında ana tema olarak iki dinin teolojik esasları ve o güne kadar elde edilen diyalog deneyimlerinin ve gelecekteki işbirliği konusunun teatisi yapılmıştır. 2. İslam, İnsan Hakları ve Demokrasi (2003) 2003’de düzenlenen ikinci konferansta, değişik dinlerin yan yana var olmaları ele alınmıştır. Dinlerin yan yana var olmalarıyla ilgili deneyim teatisinde, Türkiye’deki dini azınlıkların ve Almanya’daki Müslüman toplumunun sorunları dile getirilmiştir. Türk ve Alman ders kitaplarında Hıristiyanlığın konu edilmesi ve Alman okullarındaki İslam din dersinin verilmesi konusu önem kazanmıştır. 3. Din ve Gelenek: Çağdaş Sivil Toplumların Belirleyicileri mi? (2004) Diyalog dizisinin üçüncüsünde, birey, toplum ve otorite arasındaki ilişki hakkındaki temel teorik sorular konu edilmiştir. Ayrıca, çoğulcu demokrasinin asıl unsurları ve göstergeleri, örneğin azınlık ve kadın hakları ele alınmıştır. 4. Yarınki Avrupa’da Din ve Ulus (2005) Bu yıl, Türkiye’de hem etnik hem de dini etkilere sahip ulus anlayışıyla bağlantılı “Hıristiyan Avrupa”sının algılanması konferansın konusu olmuştur. Katılımcılar, Avrupa Birliği, Almanya ve Türkiye’deki kimlik oluşumuna bakarak, “ulus” ve “din” konseptlerinin bağdaşırlığı sorusuyla meşgul olmuşlardır. “Batılı İslam fobisi” gibi konuların yanı sıra, Türkiye’deki Hıristiyanlık ve batı karşıtı akımlar da dile getirilmiştir. 5. İslam ve Entegrasyon. Almanya ve Türkiye’de Müslüman Kadın (2006) Nüfusu Müslüman çoğunluğa sahip toplumlardaki kadının konumu, Batı Avrupa’daki İslam resmini etkilemektedir. Namus ve töre cinayetleri, zorunlu evlilik ve başörtüsü gibi konular nedensel olarak “o İslam” ile bağdaştırılmaktadır. Konferans, Müslüman kadınların, Türkiye’deki kadın teologların ve Diyanet’te görevli bayanlar ile Alman özel kurum ve dernek temsilcilerinin katkılarıyla İslamın çağdaş yorumuna dikkat çekmek istemiştir. 2007’de konfrenas düzenlenmemiştir. 6. Entegrasyon Versus Asimilasyon – Transnosyonal Bir Düşünme Denemesi (2008) Alman Birinci Televizyon Kanalı “ARD”de oynayan “Tatort” polisiye dizisi “Wem Ehre gebührt” (namusa layık olmak), Alman Göç Yasasıyla ilgili reform, Ludwigshafen’deki yangın felaketinin içyüzü veya Başbakan Erdoğan’ın 2008’de Köln’de yaptığı konuşma hakkında yapılan tartışmalar, Türkler ve Almanlar arasındaki anlayışın zorluklarını göstermektedir. Hassas konuların diğer algılamadaki eksik anlayış, çoğu kez istenmeyen iletişim hatalarına ve yanlış anlamalara neden olmaktadır. Bu temel sorundan hareketle, 6. Tarabya Konferansı entegrasyon ve asimilasyon kavramlarını yansıtan gerçekci bir tartışma ortamı sağlamıştır. 7. Teolojik Eğitim, Öğretim ve Araştırma (2009) Trabya Konferansının yedincisi, Alman İslam Konferansı çerçevesinde tartışılan, Almanya ve Türkiye’de İslam teolojisinin öğretim ve eğitim imkanı ve Türkiye’de gayri Müslim dini topluluklarının tartışmalı durumu ile bu dini toplulukların din adamlarının yetiştirilmesi imkanını değerlendirmiştir. Buradaki zorluklar, teolojik araştırma, öğretim ve eğitimle ilgili tarihi şartlara ve ulusal gelişmelere yoğun şekilde bağlıdır. Bunlarla ilgili anlayış, hem geçmişle hem de bugünle ilgili olarak katılımcıların birçok etkili eylem hamlesini yapıcı görüşmelerde ele almalarına imkan vermiştir. 8. Almanya ve Türkiye’de Devlet ile Sivil Toplum Arasında Diyaloğun Yeni Şekilleri: Alman İslam Konferansı ve Alevi Çalıştayı (2010) 2006 yılında hayata geçirilen “Alman İslam Konferansı” bir tarafta, 2009 yılında düzenlenen “Alevi Çalıştayı” ile Türkiye’deki Alevi konusuyla ilgili bir dizi çalıştaylar diğer tarafta, toplumsal mentalitelerin değişimi için bir potansiyale sahiptir. Yeni diyalog platformlarına ve tarihi olarak gelişen kuşkuyla izah edilebilen süreç, 8. Tarabya Konferansının konusudur. Yeni diyalog şekillerine esas olan akılcılığı ve normatif ön koşulu analiz etmek ve kıyaslayıcı bakışla alet edildiği suçlamasını incelemek konferansın hedefidir. Konferans bir tarafta, “Alman İslam Konferansı” ile Alevi Çalıştayı’nın ilk bilimsel bilançosu olarak da görülebilir; diğer tarafta ise, bundan sonra siyasete biçim vermek için operatif ufuklar açabilir.