Hz. Muhammed (sav) Güvenilir Bir İnsandı

advertisement
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Güvenilir Bir İnsandı
"Andolsun ki Resulullah sizin için güzel
bir örnektir." (Ahzap suresi, 21. ayet)
"Ve onlar ki kendilerine emanet edileni
korur, verdikleri sözü yerine getirir ve
şahitliklerini (dosdoğru) yaparlar."
(Mearic suresi, 32. 33. ayetler)
O, güzel ahlakını şu ayetleri kendisine ilke
edinerek sürdürmüştür:
* “...Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü
verilen söz, sorumluluk gerektirir.”
İsrâ Suresi, 34. Ayet.
* “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!...” Hûd
Suresi, 112. Ayet.
"Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının
zarar görmediği kişidir.“ Hadis-i Şerif
"Bizi aldatan bizden değildir.“
Hadis-i Şerif
Allah'a inandım, de, sonra da dosdoğru
ol! Buyurdu. (Müslim, İman, 629
Peygamberimiz kendisi de inanan
insanlara güvenilir ve dürüst olmaları
konusunda şu tavsiyelerde bulunmuştur:
“Müslüman, elinden ve dilinden
başkalarının güvende olduğu kimsedir.”
Tirmizî, İman, 12; Nesai, İman, 8.
“Bizi aldatan bizden değildir.”
Müslim, İman, 43.
* Hz. Muhammed (s.a.s.) peygamber olarak
görevlendirildikten sonra birçok baskılara ve
haksızlıklara maruz kalmıştır.
Bu baskıları yapanlar onu, zayıf insanların
aklını çelmekle, kâhinlikle, büyücülükle
suçlamışlar ancak hiç kimse onu yalancılıkla ya
da sahtekârlıkla suçlayamamıştır.
İnsanları ikna etmesindeki en önemli etken,
dürüstlüğü ile verdiği güven duygusudur. Bu
sayede birçok insan müslüman olmuştur.
* İnsanlar peygamberimize o kadar çok
güveniyordu ki, düşmanlık edenler bile şehir
dışına gidecekleri zaman kıymetli eşyalarını
ona emanet ediyorlardı.
* Hz. Muhammed tüm Mekkelilere
İslam’ı anlatmak için onları Safa
Tepesi’ne çağırıp,
“Ey insanlar şu dağın arkasında size
karşı hazırlanmış bir ordu vardır
desem bana inanır mısınız?” diye
sormuştu.
Orada bulunanların hepsi birden, “Evet
inanırız. Çünkü senden hiçbir zaman yalan söz
duymadık.” diyerek cevap vermişlerdi.
Sevgili peygamberimiz bu konuda
şunlara dikkat etmemizi istemiştir:
Verilen sözde durmak
Emanete ihanet etmemek
İnsanlar arası ilişkilerde dürüst ve güvenilir
olmak
Dürüstlüğün imandan sonra en önemli değer
olduğunu bilmek
Kabe Hakemliği
Efendimize (asm), peygamberlik vazifesinin
verilmesinden önceki dönemlerdi... Kabe'nin
yeniden inşaası için kabileler bir araya gelmiş
olanca güçleri ile çalışmaktaydılar.
Sıra Hacer-ül Esved'in yerine yerleştirilmesine
gelmişti ki, her kabilenin canla başla yerine
getirmek isteyeceği bu vazife için kabileler bir
biri ile anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Bu
anlaşmazlık öyle büyümüştü ki, bir an sesler
yükselir olmuş ve kılıçlar kınlarından çıkmıştı.
Birkaç gün süren bu anlaşmazlık süresince
Kabe'nin inşaasına ara verilmiş, herkes Hacer-ül
Esved'in yerleştirilmesi meselesine
odaklanmıştı.
Kanlı bir hadisenin kopması her an beklenirken,
Kureyş’in en yaşlılarından Ebû Ümeyye diye
bilinen Huzeyfe b. Muğîre, ortaya atıldı ve
taraflara şu teklifi sundu.
Ebû Ümeyye’nin beklenmedik bu teklifi,
taraflarca tereddütsüz kabul gördü. Artık
bütün gözler Benî Şeybe kapısındaydı! Acaba
kim çıkacaktı ve kabilelerin anlaşmazlığına
nasıl bir çareyle son verecekti?
“Ey Kureyşliler! Anlaşamadığınız şu işte,
mâbedin şu kapısından (Benî Şeybe Kapısını
eliyle işaret ederek) ilk girecek zâtı aranızda
hakem yapın; o kimse bu işi bir neticeye
bağlasın!”
Hiçbir kabilenin gönlünü kırmadan bu işi
nasıl halledecekti? Merak dolu bakışlar,
mescidin mezkûr kapısını dikkatle süzmekte
idi. Kapıdan bir zât belirdi!
Uzaktan fark ettiler, kendisine mahsus boyu
posu ve yürüyüşüyle vakar içinde gelen bu zâtı
derhal tanıdılar ve sevinç içinde bağırdılar.
“El-Emin o! Muhammed o! Onun
aramızda vereceği hükme râzıyız!”
Gelen Muhammedü’l-Emin’di (a.s.m.).
Herkesin itimadını kazanmış olan dürüst
insandı
Bu sebeple, merak dolu bakışlar, birden
sevinç bakışlarına döndü. Çünkü âdil karar
vereceğinden hepsi tereddütsüz emindi.
Evet, isabetli karar vermekten şaşmayan
Efendimizin (asm) gelişi, elbette tesadüfî
değildi. Vereceği hükümle onlara,
peygamberliğinden önce de, isabetli
görüşe, derin düşünceye sahip olduğunu
tasdik ettirecekti.
Kureyş, durumu kendilerine anlattı.
Kalbi gibi zihni de tertemizdi Efendimizin
(asm)... İsabetli kararı vermekte gecikmedi ve
şu emri verdi:
“Hemen bana bir örtü getiriniz!”
Kâinatın Efendisi (asm), getirilen örtüyü yere serdi.
“Her kabileden
bir kişi bunun
birer
köşesinden
tutsun.”
diye emretti. Öyle yaptılar. Hacerü’l-Esved’i
örtüyle, konulacak yere kadar kaldırdılar
Resûl-i Kibriya Efendimiz (asm),
bizzat Hacerü’l-Esved’i kendi eliyle yerine
koyarak, bu şerefe nâil oldu!
Bundan sonra duvar örülmeye başlandı ve
kısa zamanda tamamlandı.
Böylece, Allah Resûlü, İlâhî mevhibenin bir
eseri olan isabetli kararıyla, kabileler arasında
büyük bir kanlı çarpışmayı önlemiş oldu
Hz.Muhammed (s.a.v)
Hicret yolculuğuna
çıkmadan önce
müşriklerin kendisine
emanet ettiği eşyaları
teslim etmek üzere Hz.
Ali efendimize talimat
vermiştir. O kendisine
inanmayanların bile
emanetine sahip
çıkardı.
* Toplumu ayakta tutan en önemli
değerlerden olan dürüstlük ve güveni
hayatımıza ilke edinelim ve bu konuda
kutlu nebiyi kendimize örnek alalım.
Download