’NİN SESİ OCAK 2017 SAYI: 413 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı Komşu ülkelerle yaşanan sorunlar, taşıma maliyetlerindeki artış, döviz kurlarındaki yükselme, iç ve dış terör saldırılarI, ihracattaki durgunluk, ithalatın azalması, KOTALAR, VİZELER, GEÇİŞ BELGELERİ... 2016 zor oldu AB KOMİSYONU: TÜRK TIRLARINDAN ÜCRET ALINAMAZ teker yerine oturuyor 19 Ocak’ta Avrupa adalet divanı’nda nakliye sektörü için tarihin en büyük davası görüldü. içindekiler Ocak 2017 52 50 15 İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hizmet ihracatını artıracaktır İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu Gümrük Birliği güncellemesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. 18 Hizmet İhracatımız 139 milyar dolara çıkacak HSBC Grubu Dış Ticaret Tahmin Raporu’nu yayınladı. Rapora göre Türkiye’nin hizmet ihracatı yıllık yüzde 7,5 büyüme ile 2030 yılında 139 milyar dolara yükselecek. Hizmet ihracatında ilk 5’i sırasıyla; ABD, İngiltere, Çin, Almanya ve Fransa alacak. Türkiye ise 139 milyar dolarla en fazla hizmet ihracatı yapan 15’inci ülke olacak. 20 Hizmet ihracatı şampiyonları belli oldu İlk kez gerçekleşen ve TİM tarafından organize edilen “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırması sonuçlandı. Eşya Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetler sektöründe ilk 3 sırayı alan firmalar; Netlog Lojistik Grubu A.Ş, Taha Kargo Dış Ticaret A.Ş ve Ekol Lojistik oldu. 22 Bakan Tüfenkci Dünya Gümrük Örgütü Liyakat Sertifikası’nı UND’ye verdi Dünya Gümrük Günü etkinliği 26 Ocak’ta Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından gerçekleştirildi. 24 Türkiye Gümrük Birliği içindeki karar alıcı ülkelerden olacak AB Komisyonu’nun, Gümrük Birliği’nin güncelleştirilmesi müzakerelerine başlamak için AB Konseyinden yetki istedi. AB ve Türkiye arasında 20 yıl önce yapılmış olan Gümrük Birliği anlaşmasının güncelleştirilmesiyle karşılıklı ticaretin ve refahın artması bekleniyor. UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, www.locamedya.net Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık Editör Hasan Karakurt Yazı Kurulu Alper Özel, Muammer Ünlü, Elif Sevim Reklamlar için; 0212 359 26 00 / 208 Grafik Tasarım Erhan Aydın Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ İletişim 0212 579 92 35 Genel Yönetmen Mutlu Doğan ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Ocak 2017 Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / haber@und.org.tr / Yerel ve Süreli Yayın 19 34 İhracatın lokomotifi yine otomotiv olacak KPMG Türkiye Denetim Şirket Ortağı ve Otomotiv Sektör Lideri Ergün Kış’a göre Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak kabul edilen otomotivde yakalanan olumlu ivmenin; 2017’de üretim, satış ve ihracata yüksek rakamlarla yansıması bekleniyor. 32 10 46 2016 yılı dış ticaretimiz 341 milyar dolar oldu Geçtiğimiz yıl ihracatımız yüzde 0,8 oranında gerileyerek 142 milyar 610 milyon dolar, ithalatımız da yüzde 4,17 oranında gerileyerek 198 milyar 577 milyon oldu. Türkiye’nin dış ticareti de önceki yıla oranla yüzde 2,8 oranında daralarak 2016 yılında 341 milyar 187 olarak gerçekleşti. 48 Sektörün en büyük sorunu nakit olacak. Peki finansman olanakları neler? Bu yıl sektörün temel sorunlarından biri de nakit sıkıntısı olacak. Peki finansman olanakları neler? Sektöre özel ne tür krediler ve destekler var? 53 YGM’ler raporları e-imza ile gönderebilecek Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği raporlarının gönderiminde e-imza kullanımı 7 Ocak 2017 itibari ile başladı. 54 Michelin’den nakliyecilerin verimliliğini artıracak proje YÜKLE GİTSİN Michelin, boş katedilen mesafelerin önüne geçmek ve firmaların verimliliklerini artırmak için nakliyeciler ile yük veren firmaları aracısız bir dijital platformu olan YükleGitsin’de buluşturuyor. 14 58 Tırsan 40’ıncı yılında rekorlarla lider oldu Tırsan, 40. yılına da lider olarak girdi. Tırsan, Türkiye’de pazar payını yüzde 41’e yükseltirken, Türkiye’nin Avrupa’ya gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 97’sini tek başına gerçekleştirdi. 2016 yılında, bir önceki sene de olduğu gibi, Avrupa’nın en hızlı büyüyen markası oldu. 60 Hatay Ro-Ro hizmet ihracatçısı sıralamasında 55’inci oldu “2014 yılında kurulan Hatay Ro-Ro aslında bir çeşit sosyal sorumluluk örneğidir. Hiç deniz taşımacılığını bilmeyen 55 Karayolu taşımacısının inancı ile kurduk ve Ekim 2014 tarihi itibarıyla ilk seferimizi başlattık. Bu süreçte kiralık gemiler kullandık. 58 BAŞYAZI Değerli Dostlarım, S ektörümüzün ve ülke ihracatçımızın en büyük sorunlarından biri de geçiş ücretleridir. Yıllardır bu sorunun çözümü için dernek olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. 2013’ü; bu sorunun çözümü için atılacak adımların, girişimlerin analizlerinin oluşturulması ve yol haritasının çıkarılma yılı olarak belirlemiş önemli çalışmalar yapmıştık. 2014 yılı ise eylem yılıydı. Sorunların sürekli gündemde tutulduğu, Dünya Bankası ve AB Komisyonu gibi kuruluşlar başta olmak üzere farklı alanlarda haklılığımızı anlatma ve bunu da ortaya koyma yılıydı. Türk nakliyecisinin ve ihracatçısının emeğine sahip çıkmak için gece gündüz çalışıyoruz. Çünkü bunun bir memleket meselesi olduğunu biliyoruz. Avrupa yönlü yapılan taşımalarda her yıl 100 milyonlarca Euro geçiş ücreti ödemek zorunda kalıyoruz. Bu taşıma yapan firmalarımızın rekabet gücünü azaltıyor, ihracatçımız üzerindeki yükü artırıyor. Bunun bir de yatırım boyutu var. Ülkemize yatırım yapmak için gelecek firmalar için önemli bir gider oluşacağı açık. Yatırım için gelecek firmaların geri adım atmasına neden olabilecek kadar önemli bir nokta. Üretim yapan, ürettiğini satan ve uluslararası rekabet eden, firmaların ürünlerinin taşındığı araçlara siz kota koyarsanız, sürücülere vize engeli çıkarırsanız, mod dayatması gibi farklı engellerle ürün geçişini zorlaştırırsanız bu sadece bir sektörün meselesi olmaktan çıkar ve memleket meselesi haline dönüşür. Dünya Ticaret Örgütü’nün raporuna göre taşınan malların bir gün gecikmesi iki ülke arasındaki ticareti yüzde 1.2 oranında azaltıyor. Yine AB’nin açıkladığı bir rapora göre; kotalar, beklemeler ve verimsizlikler yüzünden AB-Türkiye arasında 3.5 milyar Euro’luk mal hareketi yapılamadı. Bu rakamlar somut olarak şunu ortaya koyuyor: Yüksek potansiyeli bulunan bir ülkenin önüne siz duvar örmüşsünüz, ayağına pranga vurmuşsunuz ve bizimle yarışın diyorsunuz. Bu nasıl olacak? Buna nasıl gücümüz yetecek? Bu bir haksızlıktır ve malların serbest dolaşımı ilkesine aykırıdır. AB üyesi Romanya, Macaristan, İtalya, Bulgaristan, Slovenya ve Avusturya tarafından transit geçişe getirilen kısıtlamalar, ‘Haksız Rekabet ve Ayrımcılık’tan başka nasıl yorumlanabilir. UND olarak Türkiye-AB Gümrük Birliği ve 1963 Ankara Anlaşması’ndan kaynaklanan genel ortaklık ilişkisi hukukuna, dolayısıyla AB hukukuna aykırı olan transit kısıtlaması vb. diğer haksızlıkların incelenip ortadan kaldırılmasını sağlayacak şekilde, AB kurallarının uygulanmasından sorumlu AB Komisyonu’nun harekete geçmesi gerektiğini defalarca söyledik. AB Komisyonu bugüne kadar kota ve benzeri kısıtlamalar mesele- ÖMER ÇETİN NUHOĞLU UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI sinin AB üye ülkeleri ile Türkiye arasında ikili düzeyde çözülmesi gerektiğini söyledi. Kendi yetkisinde olmayan bir konu olduğunu söylemekten başka bir şey yapmadı. Bu sorumluluğu üzerinden atmaktan başka bir anlam taşımıyordu. Biz de dedik ki; “Ortak büyüme ideali’ne ulaşılmak isteniyor ise, Gümrük Birliği’ne taraf olan ülkelere ‘Adil Ticaret ve Taşımacılık’ konusundaki haklarını korumak, Avrupa Birliği ve bağlı tüm kuruluşlarının sorumluluğu olarak kabul edilmesi gerekiyor. Bu durum, karşılıklı ticaretin büyümesi, Türkiye ve AB ekonomilerinin büyümesini sağlayacağı ve tüm Avrupa vatandaşlarının lehine olacağından, her iki tarafın ‘ortak problem’i olarak değerlendirilmelidir.” Nihayet AB Komisyonu bizim tezlerimize geldi. 19 Ocak’ta Lüksemburg’da Avrupa Adalet Divanı’nda görülen davada AB Komisyonu Türk Tır’larından geçiş ücreti alamaz şeklinde görüş bildirdi. AB Komisyonu Türk tarafının tezleri çerçevesinde, vergi alınmasının AB-Türkiye Ortaklık Konseyi Anlaşması 4. ve 5. maddelerine aykırı olduğunu ifade etti. Meselenin Gümrük Birliği çerçevesinde ele alınması gerektiği ifade edilerek, Macaristan’ın da AB üyesi olduğu için bu konudaki yükümlülüklerin Macaristan’ı da bağladığı vurgulandı. Böylece, geçiş ücretinin kaldırılmasının gerekliliği ortaya konmuş oldu. 2017 yılı içerisinde Türk Tır’larının geçiş ücreti ödemeden Avrupa yönlü taşımalar gerçekleştirebilecek bir ortam doğdu. Bu hem sektörümüz hem ihracatımız hem de ülkemiz için fevkalade önemli bir gelişmedir. Hep söylediğimiz gibi bizim en büyük rekabet avantajımız güçlü karayolu filomuzdur. Türk ihraç ürünlerini bugüne kadar her türlü zorluğa ve engellemeye karşı taşıyabilmiş ve bugünlere gelmiş bir sektörden söz ediyoruz. Bu sektörün önü açıldığında neler yapabileceğini inşallah hep birlikte göreceğiz. Macaristan’a açılan dava daha başlangıç. Sırada Avusturya, Romanya, Slovenya gibi ülkeler var. AB ülkeleriyle yaşanan geçiş belgesi, kota ve vize sorununa karşı mücadelemiz Türk araçlarından geçiş ücreti alınmayana kadar devam edecektir. Lüksemburg’daki davada UND gözlemci olarak yer aldı. Burada yine gözlemci olarak yer alan sektörün ve ülkenin haklarının savunulması noktasında çalışan tüm kurumlara da sektörümüz adına teşekkür etmek istiyorum. Başta Ekonomi ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız olmak üzere TOBB , TİM ve İKV’ye ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum. Saygı ve Sevgilerimle... 8 Ocak 2017 Editör’den Türk nakliyecisinin haklarını savunmak için gösterdiğimiz gayretin ve alın terimizin karşılığını almaya başlıyoruz. Bugüne kadar sesi çıkmayan AB Komisyonu bizim haklı olduğumuzu söyledi ve “Türk Tır’larından ücret alınamaz” dedi. Buraya kolay gelmedik. Çok mücadele ettik. Söylenmeyeni söyledik, yapılmayanı yaptık. Ülkemize ve sektörümüze güvendiğimizi gösteren açıklamalar yaparken fiilen de bunu ortaya koyduk. Biz verilenle yetinmeyeceğimizi hakkımızı eksiksiz ve tam olarak istediğimiz söyledik. Merhaba, T ürk araçlarından alınan geçiş ücretleri ilgili görülen davada AB Komisyonu ülkemiz tezlerini destekleyen görüş bildirerek “Türk Tır’larından geçiş ücreti alınamaz” dedi. Davanın görüşüldüğü Lüksemburg’taki Avrupa Adalet Divanı’nda UND olarak biz de gözlemci olarak yer aldık. Yanımızda Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilileri ile TOBB, TİM ve İKV’den de gözlemciler vardı. Bu birliktelik; haklı mücadelemizin devlet ve önde gelen kurum ve kuruluşlar tarafından desteklendiğini, hepimizin aynı fikirde olduğumuzu göstermesi, mücadelemize güç vermesi açısından önemliydi. Buraya gelene kadar dernek olarak çok yoğun bir çalışma gösterdik. 2013 yılında aktif olarak başladığımız mücadelenin böyle sonuçlanması, bugüne kadar ülkemiz lehine tek bir adım atmamış olan AB Komisyonu’nun bizim haklı olduğumuzu söylemesi emeğimizin boşa gitmediğini gösterdi. Çok mücadele ettik. Mücadelenin şeklini değiştirdik. Söylenmeyeni söyledik yapılmayanı yaptık. Ülkemize ve sektörümüze güvendiğimizi gösteren açıklamaları eylemlerle destekledik. Biz verilenle yetinmeyeceğimizi hakkımızı eksiksiz ve tam olarak istediğimizi söyledik. Avusturya’nın mod dayatmasına tepki göstermek için 26 Ağustos 2013 tarihinde Nickelsdorf’ta sürücülerimizle birlikte bir eylem gerçekleştirdik ve bu ülkeyi üzerinde Free Movement Of Goods (Malların Serbest Dolaşımı) dövizler yazan Tır’larla belgesiz geçtik. Hemen ertesi gün Viyana’da bir toplantı yaparak Ro-La hattının kaldırılmasını 25 bin adetlik geçiş belgesinin Türk tarafına verilmesini istedik. Türk nakliyecisinin ve ülkemizin haklarını korumak için nerede bir engel varsa oradaydık. Gece gündüz demeden, sabah bir ülkede akşam başka bir ülkedeydik. Masamızda oturup oturduğumuz yerden çözüm üretmeye çalışmadık. Sorun neredeyse biz oradaydık. Türk araçlarının ayrımcı uygulamalara maruz kaldığını bunun da Türk nakliyecisinden çok daha fazla Türkiye’den ihraç ya- Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı pan firmaları etkilediğini defalarca anlattık. İhracat odaklı bir büyüme modelini seçen bir ülkeyiz ve önümüze konulan her engel milli refahın azalması anlamına geliyor dedik. İhracat maliyetleri arttığında bunun yabancı yatırımcıları da etkileyeceğini, Türkiye yerine başka ülkelere yatırım yapacaklarını söyledik. Ticarette en önemli unsurun maliyet ve zaman olduğunu geçiş ücretleri ile maliyetlerimizin; engellerle teslimat sürelerinin uzadığını ve rekabetçiliğimizi yitirdiğimizi ifade ettik. Maliyetleri bize göre daha düşük olan ülkelerin haksız rekabet yarattığını yabancı plakalı araçların Türk ihraç yüklerinden aldığı payın arttığını vurguladık. Türkiye’den sadece Türk firmalarının ihracat yapmadığını, Alman, Fransız, İngiliz, Avusturyalı firmaların da ihracat yaptığını, Avrupalıların kota ve geçiş ücretleriyle kendi ülkesinin markalarını cezalandırdığını söyledik. Türkiye’de yatırımı olan ve ihracat yapan firmaların yetkililerine lobi çağrısında bulunduk. Tabi işin hukuki kısmı da var. Türk araçlarına uygulanan kotalar ve araçlardan alınan geçiş belgeleri GATT Anlaşması’na, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) Bali’de aldığı malların serbest dolaşımı kararına ve Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı bir durum. Gümrük Birliği anlaşmasında transit geçişin engellenmesi, kota ve geçiş ücreti uygulaması miktar kısıtlaması veya eş etkili tedbir olarak değerlendiriliyor. Bu hukuksuzluğun sona ermesi gerekiyor ve biz bunu başaracağız. Avrupa Adalet Divanı kararını verecek ve muhtemelen 2017 yılı içerisinde Türk araçlarının geçiş ücreti ödemeden Türk ihraç yüklerini taşıdığını göreceğiz. Bunun kazananı ihracatçımız, nakliyecimiz, çalışanlarımız, yani ülkemiz olacaktır. Biz önümüzde engel olmadığı zaman neler yapabileceğimizi herkese ispatlayacağız. Batıya taşıma yapan 25 bine yakın filomuz ile ülkenin hizmetindeyiz. Saygılarımla… 10 UND’den UND Gürcistan’a giderek sürücü sorunlarını yerinde tespit etti UND Türk araçlarının Orta Asya ve BDT ülkelerine yapılan taşımalarında önemli transit ülke ve sınır komşumuz konumunda olan Gürcistan’da yaşanan bekleme süreleri ve sürücülerin yaşadığı sorunların yerinde tespiti amacıyla Batum’daki bir çok TIR Parkında tespitlerde bulundu. UND 27 Aralık’ta Türkiye’nin Batum Başkonsolosu Yasin Temizkan ve ekibini ziyaret etti. UND Heyeti, Gürcistan’da Türk araçlarının girmek zorunda bırakıldığı TIR Parkları, gümrüklerde ve TIR Parklarında “ilk gelen ilk geçer” kuralının işletilmemesi nedeniyle Türk araçlarının karşı karşıya kaldığı haksız uygulamalar ve Sarp Sınır Kapısının modernizasyon çalışmaları nedeniyle artan bekleme süreleri ve söz konusu beklemelerin doğurduğu zaman ve maliyet kaybının ticaretimize olumsuz yansımalarını anlattı. Başkonsolos Temizkan, Türk araçlarının Gürcistan’dan geçiş sürelerinin kısaltılması amacıyla yapılan çalışmalar, yabancı araçların haksız rekabetinin önüne geçilebilmesi amacıyla başlatılan uygulamalar ve sürücülerin yaşadığı sorunların 24 saat kesintisiz iletilebileceği “TIR Sürücüleri İçin Acil Yardım Hattı”nın devrede olduğu yönünde bilgi paylaştı. Ayrıca, Sarp Sınır Kapısının modernizasyon çalışmalarından ticaretin en az etkileneceği yönündeki tedbirlerin de ilgili tüm taraflar ile birlikte alındığı ve koordineli şekilde takip edildiğini belirterek, Sarp sınır kapısının inşaat çalışmaları nedeniyle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından alınan tedbirler ile de kapıdaki yoğunlukların azaltıldığı belirtildi. 28 Aralık’ta Yasin Temizkan önderliğinde, 4 ayrı TIR Parkı ziyaret edilerek, TIR Parklarında bulunan sürücüler ile bir araya gelindi ve sürücülerin yaşadığı sorunlar tüm heyet tarafından özenle dinlendi Ocak 2017 ve sorunların çözümüne yönelik önlemlerin alınması amacıyla konular ilgili muhataplarınca not edildi. Aynı gün Artvin Vali Yardımcısı ve Sarp Sınır Kapısı Mülki İdare Amiri Mehmet Ali Öztürk makamında ziyaret edildi. Öztürk, sınırda Türk araçlarına herhangi bir haksız uygulama yapılmaması amacıyla TIR araçlarının giriş-çıkış işlemlerinin ve sayılarının yakından takip edildiği ve konunun Başkonsolosluğumuz ile koordineli olarak yürütüldüğünü söyledi. Ziyaretlerin sonucunda, Türk gümrüklerinde ve sınır kapılarında işletilen “ilk gelen ilk geçer” kuralının Gürcistan’da da işletilmesinin sağlanması, giriş-çıkış sayılarının adil şekilde yapılması, TIR Parklarındaki bekleme sürelerinin azaltılması ve gümrüklerdeki işlemlerin hızlandırılması amacıyla alınacak tedbirler ve yürütülecek çalışmalar değer- lendirildi. TIR Parkları ve Sarp Sınır Kapısı ziyaretlerine, Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Özer, Alişan Ender Topaloğlu, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Üyesi Elif Sevim ve Trabzon Bölge Temsilcisi Hakan Demircan katıldı. 11 UND vize veren müşavir firmalarla Türkmenistan vize sorunlarını konuştu UND Ankara Bölgesinde, sektörde faaliyet gösteren firmalarda çalışan sürücüler için vize hizmeti veren müşavir firmaların temsilcileri ile 16 Ocak’ta bir araya geldi. UND Ankara Ofisinde gerçekleştirilen toplantıda, Türkmenistan vizelerinin temininde yaşanan sorunlar ve özellikle vize onay belgesi sürecinden kaynaklanan zaman kayıpları konuları değerlendirildi. Toplantıda, Türkmenistan vize başvurularının önemli bir bölümüne “ret” verildiği, Türkmenistan’dan alınan “vize onay belgesinin” temin sürecinin en iyi şartlarda 30 gün olduğu ve bu sürecin yılın belirli dönemlerinde 40-50 güne çıkabildiği, isim benzerliği nedeniyle “ret” verilen başvurulara TC kimlik numarasının esas alınması ile çözüm bulunabileceği ve vize maliyetlerine ilişkin konular görüşüldü. Sektöre vize süreçlerinde hizmet veren müşavir firma temsilcileri ile yapılan toplantı sonucunda, Türkmenistan vize sürecinde yaşanan sorunlar not edildi ve söz konusu sorunların Türkmenistan Ankara Büyükelçisi ve Konsolosu ile yapılacak resmi görüşmelerde paylaşılacağı ve bu yönde ilgili tüm resmi kanallar nezdinde girişimlerde bulunulacağı aktarıldı. Gümrük idarelerinde yaşanan sorunlar ele alındı UND Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu Toplantısı yaparak; İstanbul ve diğer gümrük idarelerinde yaşanan sorunları ele aldı. Yapılacak girişimler konusunda bilgi alış verişi yapıldı. Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu Toplantısı’nda, başkanlık görevini yürütmekte olan Mars Lojistik firması yöneticisi Mustafa Kemal Avcı, görev süresi dolması sebebiyle görevini Sittnak firması yöneticisi Yalçın Karakoç’a devretti. Yapılan Başkan Yardımcılığı seçiminde ise Ekol Lojistik gümrük operasyonları yöneticisi Muhammet Ali Arslan Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı pozisyonuna getirildi. Çalışma gurubu toplantısında şu konular ele alındı: •Gümrük ve ticaret bakanlığı ile yapılması planlanan toplantı hazırlıkları, •Fazla mesai ücretleri ve yolluk ödemelerine dair uygulama sorunları, •İhracat işlemlerine ilişkin AB ve ülkemizdeki uygulama farklılıklarının giderilmesine yönelik UND girişimleri, •Yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün uygulanmasında karşılaşılan sorunlar, •Transit beyannamelerinden damga vergi tahsilatının kaldırılması hususu, •Sınır kapılarındaki beklemeler ve süreç iyileştirme çalışmaları, •İstanbul, Bursa ve İzmir Gümrük İdarelerinde yaşanan sorunlar, •Antrepolardaki yetkilendirilmiş gümrük müşaviri ve gümrük memuru bulundurma zorunluluğunun yarattığı sorunlar ve konu ile ilgili yeni yayınlanan 2016/23 sayılı Genelge’nin getirdikleri, •Gümrük ve Ulaştırma Bakanlıklarınca gerçekleştirilen işlemlerdeki zaman kaybına sebebiyet veren bürokratik engeller. Ocak 2017 12 UND’den Gümrük sorunlarını çözecek komisyon kuruldu TİM tarafından organize edilen 2016 İhracat Zirvesi etkinliği kapsamında taşımacılar ve ihracatçıların yaşadığı gümrük ile ilgili sorunların çözümüne yönelik TİM, UND ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Etki Analizi Komisyonunun ilk hazırlık toplantısı 19 Ocak ‘ta Gümrükler Genel Müdürlüğünde gerçekleştirildi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşçı’nın talimatı ile kurulan komisyona Genel Müdür Yardımcısı Önder Göçmen başkanlık ederken, Gümrükler Genel Müdürlüğü’nden İhracat Dairesi Başkanı Erdal Karahisar, TIR Dairesi Başkanı Hakan Dalçık, Transit Dairesi Başkanı Burak Serkan Yaşar, Gümrükler Dairesi Başkanı Mehmet Hatipoğlu’nun Bakanlıktaki diğer birimlerden uzmanların katılım sağladığı toplantıda UND’yi İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke ve UND Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak temsil etti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, TİM ve TOBB’dan gelen yetkililer de toplantıda hazır bulundu. Toplantında UND olarak, sınır kapılarındaki beklemeler, bu beklemelerin nedenleri, şu ana kadar UND olarak yapılan çalışmalar, iç gümrük idarelerindeki beklemelere ve ilave maliyetlere sebebiyet veren uygulamalar gündeme getirilirken, komisyonun yapacağı çalışmaların detayları ve çalışma metotları görüşüldü. Gümrük idarelerinde yapılacak saha çalışmaları, raporlamalar ve etki analizleri ile sorunların çözümüne büyük katkı sağlayacağı düşünülen komisyonun çalışmalarının çok yakın bir süre içinde başlatılması planlanıyor. Komisyona destek sağlayacak ve gerek sınır gerekse iç gümrük idarelerindeki bekleme ve ilave maliyet kaynaklı sorunların çözümüne yönelik UND girişim ve çalışmaları ise ayrıca devam ettiriliyor. Kızılay Kapıkule’de mahsur kalan şoförlere el uzattı Yoğun kar yağışı sebebiyle Kapıkule’de oluşan Tır kuyrukları 35 kilometreyi aşınca binlerce şoför büyük mağduriyet yaşadı. Gümrük sahasının karla dolması üzerine araç geçişlerinin çok az sayıda olması sebebiyle İhracat kamyonları yollarda kaldı. Kuyruğun uzaması ile yol kenarında oluşan uzun kuyruklarda 3-4 gün süreli beklemeler oluştu. Kızılay yollarda kalan şoförlere yardım eli uzatarak 3 öğün çay, çorba ve kumanya dağıttı. Yanlarında Kızılay’ı bulan sürücüler, yetkililere teşekkür ettiler. Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Çetin Nuhoğlu “Kapıkule’de son dönemde beklemeler yüzünden büyük mağduriyetler Ocak 2017 yaşanıyordu ancak Kar yağışı ile bu sorun iyice büyüdü. Kar sebebiyle Tır kuyruğu iki katına çıkarken aynı zamanda kuyrukta bekleyen sürücülerin ihtiyaçlarını karşılamaları çok zor duruma gelmişti. Çağrılarımıza olumlu yanıt verip sürücülerimize kumanya dağıtan Kızılay yetkililerine teşekkür ederiz. Kızılay bu milletin haklı gurur vesilesidir. En zor zamanlarda mille- tinin yanında olan Kızılay, ihracatımızın taşıyıcısı olan şoförlerimize de aynı anlayışla sahip çıkmıştır” dedi. Türkiye ihracatının yaklaşık olarak yarısının çıkış yaptığı Kapıkule Gümrük Kapısı son dönemde çok uzun kuyruklarla gündeme geliyor. Günde 750 Tırın çıkış yapabildiği kapıda beklemelerin bitmesi için 1500 aracın geçişinin sağlanması sürücüler tarafından isteniyor. 14 güncel Aşkabat Küresel Sürdürülebilir Ulaştırma Konferansı SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞİMDE EN BÜYÜK GÜÇ ULAŞTIRMADIR Küresel Sürdürülebilir Ulaştırma Konferansı Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta yapıldı. Konferansta yük ve yolcu taşımacılığında; ulaşım alanları, karayolu, demiryolu, havayolu ve denizyolu taşımacılığı konuları ele alınarak yaşanan problemler değerlendirildi. Konferansta ulaştırmanın sürdürülebilir gelişmede en büyük güç olduğuna vurgu yapıldı. B M Genel Sekreterliğinin girişimleriyle, tarihte ilk defa 26-27 Kasım 2016 tarihlerinde, Küresel Sürdürülebilir Ulaştırma Konferansı düzenlendi. Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta yapılan bu ilk konferans, Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliğiyle mücadele stratejisi ve yükümlülükler çerçevesinde ulaştırmanın yerine işaret etmesi açısından büyük önem taşıdı. Konferansa hükümetlerin, BM kuruluşlarının, çok taraflı kalkınma bankalarının, iş dünyasının ve sivil toplum örgütlerinin önemli isimleri katıldı. Konferansta UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener de yer aldı. Şener yaptığı açıklamada, konferansın çok başarılı geçtiğini vurgulayarak bölge açısından önemli kazanımlar elde edileceğini belirtti. Şener, “Küresel sürdürülebilir ulaştırma Konferansında gösterilen sıcak karşılama ve misafirperverlik, ayrıca konferansın organizasyon hazırlığı için desteklerinden dolayı Türkmenistan Cumhurbaşkanına, Türkmenistan Hükümetine, Dışişleri Bakanlığına ve Türkmenistan halkına derin şükranlarımızı sunarız” dedi. Türkmenistan’ın inisiyatifi sonucunda BM üyesi ülkeler tarafından oy birliğiyle kabul edilen BM Genel Kurulu 70/197 No’lu kararnamesi ile desteklenen bu konferansta, daha önce gerçekleşen organizasyon ve çalışmaların sonuçları değerlendirildi. Konferansta; az gelişmiş ülkeler İstanbul Eylem Programı, denize erişimi olmayan gelişmekte olan ülkeler için Viyana Eylem Programı, gelişmekte olan küçük ada ülkeleri için ‘Samoa Yolu’ Eylem Programı, afet riskini azaltma için Sendai Çerçeve Programı, Addis Ababa Eylem Programı, 2030 yılına kadar olan dönem için sürdürülebilir kalkınma gündemi, Paris Anlaşması ve kentsel gelişim için yeni programlar Ocak 2017 gibi çok taraflı belgelerin sonuçları üzerinde çalışmalar yapıldı. Forum sırasında düzenlenen ileriye dönük ve pratik eylemlere odaklanan çeşitli görüşmelerde sürdürülebilir ulaştırmanın elverişli koşulların yaratılmasına sağladığı etkisi vurgulandı ve onun sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma konusunda üstlendiği çok yönlü rolünün önemine değinildi. Genel ve tematik oturumlarda gerçekleştirilen görüşmeler, ulaştırmanın sürdürülebilir kalkınma yolundaki kapsayıcı büyümesinin çalıştırma gücü olduğu, milli, bölgesel ve küresel pazarlara ulaşarak ticaret ve turizmin gelişmesine katkı sağladığı belirtilerek, bunun yanında ulaşım sektörü, yerel ve ulusal düzeyde gayri safi yurtiçi hasılanın, istihdam ve gelir seviyesinin artmasına önemli ölçüde katkı sağladığı aktarıldı. Katılımcılar ayrıca, gelişmekte olan ülkelerdeki kırsal alan sakinlerinin; ana ulaşım araçları olan otoyollarına, demiryolu hatlarına ve toplu taşıma araçlarına erişimini sağlama, bunun sonucunda onların şehirlerdeki ve büyük yerleşim yerlerindeki istihdam ve diğer sosyo-ekonomik imkânlara ulaşımını destekleme konusunda bağlılıklarını yenilediler. Söz konusu koşullar için alınan tedbirler, 2030 yılına kadar olan dönemi kapsayan sürdürülebilir kalkınma Programının hayata aktarılması için gerekli olan önemli adımlar ve bu program çerçevesinde ‘kimseyi gemi dışında bırakmamak’ diye ifade edilen toptan bir gelişime işaret ediyor. Konferans katılımcıları aynı zamanda, çok az gelişmiş ülkelerdeki ‘sert’ ve ‘yumuşak’ altyapılara ve multimodal taşımacılık alanına yapılan yatırımların arttırılmasına yönelik desteklerini bir kez daha ifade ettiler. Buna demir yolu ve kara yolları, deniz yolları, havalimanları, depo tesisleri, liman tesisleri ve lojistik hizmetleri de dâhil. Ayrıca, forum katılımcıları az gelişmiş ülkelerde altyapı tesisleri geliştirmek ve öncelikli eylem yönlerin gelişimi için ortaklıkları desteklemek yükümlülüklerini tekrarladılar. 15 İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hizmet ihracatını artıracaktır İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu tarafından Gümrük Birliği güncellemesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Zeytinoğlu, gümrük birliğinin güncellenmesinin Türkiye’nin üretim kapasitesi, tarımsal verimliliği, hizmet ihracatı ve dış pazarlardaki rekabet gücünü artıracağını ve norm ve standartlarda AB ile entegrasyonu sağlayacağını belirtti. İ KV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 20 yıldır yürürlükte olan gümrük birliğinin Türk sanayii ve dış ticaretine önemli katkıda bulunduğunu, AB ile dış ticaret hacmi 4 katına çıkarken, dış pazarlarda rekabet gücünün arttığını belirtti. Zeytinoğlu, bu faydalarına rağmen, gümrük birliğinin artık güncel gelişmelerin gerisinde kaldığını ve sağlanan faydanın da aşındığını ekledi. Zeytinoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Gümrük birliğinin güncellenmesinin milli gelire, istihdama, yabancı yatırımlara ve dış ticarete önemli katkı sağlamasını bekliyoruz. Ekonomi Bakanlığımız ve Avrupa Komisyonu tarafından yaptırılan araştırmalar özellikle yıllık bazda GSYİH’da ve ihracatta öngörülen artışı ortaya koyuyor. Avrupa Komisyonunca yapılan etki analizinde, GSYİH’nın reel olarak yüzde 1.44’lük (12,5 milyar avro) artışa yol açması bekleniyor. Ekonomi Bakanlığımızca hazırlatılan çalışmada ise, 2030 itibarıyla, GSYİH’da yüzde 1,9 oranında, AB’ye yapılan ihracatta yüzde 24,4 oranında artışa yol açacağı tahmin edilmiştir.” İKV Başkanı etki analizleri ile varılan tahminlerin, gümrük birliğinin derinleştirilmesi ve Türkiye’nin üçüncü ülkeler ile AB’nin imzaladığı STA’lara dahil olması halinde geçerli olacağını vurguladı ve şunları söyledi: “Yapılan etki analizlerinde farklı senaryolardan yola çıkarak hesaplamalar yapılıyor. Gümrük birliğinin olduğu gibi kalması, yerini kapsamlı bir STA’ya bırakması gibi farklı senaryolar arasında iki taraf için de en karlı olması beklenen senaryo gümrük birliğinin derinleştirilmesi alternatifi. Buna göre gümrük birliğinin işleyişi iyileştirilecek, yani uyuşmazlıkların çözümü mekanizmaları güçlendirilecek, Türkiye’nin AB’nin imzaladığı STA’lardan faydalanması sağlanacak. Aynı zamanda, gümrük birliğine hizmet ticareti, kamu alımları piyasaları ve tarım ürünleri de eklenecek. Bu şekilde karşılıklı olarak pazarların daha açık hale gelmesi ve Türkiye’nin üçüncü ülkeler ile imzalanan STA’lar ile ilgili olarak yaşadığı dezavan- tajların ortadan kaldırılması AB düzenlemelerine uyum düzeyini artıracak ve ekonominin genelinde önemli bir canlanma sağlayacak.” Başkan Zeytinoğlu son olarak, gümrük birliğinin güncellenmesinin sektörel etkilerine de değindi: “Gümrük birliğinin güncellenmesi süreci iç piyasada rekabeti artıracaktır. Bunun başlangıçta zorlayıcı etkileri olsa da, orta ve uzun vadede, sanayide üçüncü ülkeler ile imzalanacak STA’lar ile pazar payının artmasının yanında çeşitli tarım ürünleri gruplarında ve hizmet sektörlerinde verimliliği ve üretkenliği tetikleyecektir. Motorlu taşıtlar, elektrikli aletler, tekstil ve ayakkabı gibi sanayi ürünleri, gıda sektörü, taze meyve ve sebze, kabuklu yemişler gibi tarım ürünleri ve inşaat, ulaştırma, mali hizmetler, rekreasyonel hizmetler gibi alanlarda ihracatı arttırması beklenmektedir. Sanayi dışında, tarım ve hizmet sektörlerine daha fazla yabancı yatırım çekilecek ve yeni iş alanları yaratılacaktır. Söz konusu sürecin, mevzuat düzeyinde AB’ye uyumu da artıracağı gibi, şeffaflık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik, hukuki denetim gibi iyi yönetişim ilkelerinin yerleşmesinde ön ayak olacağını umuyoruz.” Ekonomi Bakanlığı, Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Gümrük Birliği Güncellenmesi Etki Analizi çalışmasında; Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin Güncellenmesinin ülkemiz ekonomisi üzerindeki uzun dönemli etkilerini incelendi. Çalışmada 4 teme senaryo ele alındı. Birinci senaryoda: Gümrük Birliği’nde yapısal sorunların çözüme kavuşturulması; tarım ürünlerinde yüzde 50 liberasyon sağlanması ve hizmetler ile kamu alımları piyasalarının karşılıklı açılması incelendi. Bu senaryoya göre, Gayrı Safi Yurtiçi Hasılamızın (GSYİH) yaklaşık yüzde 1 oranında artacağı hesaplandı. İkinci senaryoda: ilk senaryoya ilave olarak tarım ürünlerinde tam liberasyona gidileceği ve reform niteliğindeki açılımlar sayesinde ABD ve Kanada başta olmak diğer ülkelerle daha fazla serbest ticaret anlaşması yapılacağı varsayıldı. Bu durumun GSYİH’mızı yüzde 1,9 arttıracağı hesaplandı. Yine bu senaryonun gerçekleşmesi halinde, AB ülkelerine ihracatımızın yüzde 24, toplam ihracatımızın ise yüzde 15 oranında artış göstereceği; tüketici fiyatlarının yüzde 1,5 azalırken hanehalkı tüketiminin yüzde 1,6 artması neticesinde tüketici refahının olumlu etkileneceği öngörüldü. Üçüncü senaryoda: sadece sanayi ürünlerini içeren Gümrük Birliği’nin mevcut dar kapsamı itibariyle bir Serbest Ticaret Anlaşmasına dönüştürülmesi ele alındı. Böylesi bir tercihte, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi neticesinde elde edilebilecek kazanımların aksine, GSYİH’da yüzde 0,4 oranında kayıp yaşanacağı, ayrıca AB’ye ihracatımızda yüzde 16’lık bir düşüş ile karşılaşılacağı belirlendi. Dördüncü senaryoda: Gümrük Birliği’nin bu defa tarım, hizmetler ve kamu alımlarını da içeren derin ve kapsamlı bir Serbest Ticaret Anlaşmasına dönüştürülmesi incelendi. Bu senaryo çerçevesinde, GSYİH üzerindeki etkinin yüzde 0,16 artış ile pozitife döneceği; ancak Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi’ne kıyasla pozitif etkinin çok düşük düzeyde kalacağı ortaya konuldu. Ocak 2017 16 UND’den UND Amanlıyev’i ziyaret etti Türkmenistan-Türkiye arasındaki sorunlar, fırsatlar ve çözüm önerileri anlatıldı UND Türkmenistan’ın Ankara Büyükelçisi İşankuli Amanlıyev ve Konsolos Murat Akmamedov’a iki ülke arasındaki sorunlar, çözüm önerileri ve fırsatlar hakkında görüşlerini aktardı. U ND Heyeti 16 Ocak’ta Türkmenistan’ın Ankara Büyükelçisi İşankuli Amanlıyev ve Konsolos Murat Akmamedov’u makamlarında ziyaret etti. Türkmenistan Ankara Büyükelçisi İşankuli Amanlıyev, Türkmenistan ile Türkiye arasındaki taşımacılık konularında yaşanan gelişmeler, bölge ticaretinin artırılması amacıyla özellikle Hazar güzergahının gelişimi için UND’nin vermiş olduğu desteğe teşekkür etti. Amanlıyev iki ülke arasındaki görüşmelerin devam ettiğini, ulaştırma alanındaki işbirliğinin gelişiminde bu girişimlerin ve katkıların önemli bir adım olacağını söyledi. UND Heyeti de Büyükelçi ve ekibine; bölge ticaretinin gelişimi, Hazar güzergahının canlandırılması amacıyla ulaştırma alanında yapılan çalışmalar kronolojik olarak aktarıldı ve Türkmen Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov, Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Raşit Meredov ve Satlık Satlıkov ile yapılan görüşmeler ve detayları aktarını aktardı. Hazar güzergahının daha etkin Ocak 2017 kullanımının sağlanması yönündeki temel hedefe ulaşılabilmesi amacıyla mevcut süreçte iyileştirme sağlanması gereken konular Amanlıyev ile paylaşıldı. Bu bağlamda, öncelikle Türkmenistan vize süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri gündeme getirildi. UND tarafından Türkmenistan’da da üst düzey yetkililer ile paylaşılan ve araç takip sistemi ile sağlanacak “Güvenli Vize Projesi” Büyükelçi’ye anlatıldı. Özellikle Hazar güzergahı kullanımının teşvikinde, araç takip sistemi uygulamasının Türkmenistan’a limandan girişlerinde vize sürecine bağlı ekstra kolaylık sağlamasının önemi vurgulandı. Sürücülerin Türkmenistan’a girişinde sakıncalı bir durum olmadığının belirtildiği ve en iyi şartlarda 30 gün içerisinde temin edilebilen “Vize Onay Belgesinin” daha kısa sürede temin edilebilmesinin önemi vurgulanarak, Türkmenistan tarafından başlatılan ve araçların/sürücülerin izlenmesine imkan sağlayan araç takip sistemi uygulaması ve UND tarafından önerilen TC kimlik numarası uygulamasının bu sürenin kısaltılmasında fayda sağlayacağı belirtildi. Söz konusu TC kimlik numarası uygulamasının, isim benzerliği gibi sebepler ile “ret” cevabı alınan vize başvurularında da etkili sonuç doğuracağı aktarıldı. Diğer yandan, Kazakistan örneğinde olduğu gibi, Türkmenistan’a girişlerde 30 güne kadar ikamet yeri bildirme zorunluluğunun aranmaması ancak 30 günü aşacak olan kalış sürelerinde ikamet yeri bildirme zorunluluğunun uygulanması ve 6 ay süreli temin edilebilen Türkmenistan vizelerinin yıllık olarak verilebilmesi hususları talep edildi. Toplantıda son olarak, Çin’den Batı’ya yapılacak ticarette Türkmenistan’ın transit konumu önemle vurgulandı. Türkmenistan’da kısa zamanda hayata geçirilen çok önemli projeler hakkında değerlendirmelerde bulunulurken ülkeler arasındaki ticaretin geliştirilebilmesi amacıyla ulaştırma alanında sağlanması hedeflenen iyileştirmelerin detaylı olarak görüşüldü. 17 İhracatın lokomotifi yine otomotiv olacak KPMG Türkiye Denetim Şirket Ortağı ve Otomotiv Sektör Lideri Ergün Kış’a göre Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak kabul edilen otomotivde yakalanan olumlu ivmenin; 2017’de üretim, satış ve ihracata yüksek rakamlarla yansıması bekleniyor. K PMG Türkiye Denetim Şirket Ortağı ve Otomotiv Sektör Lideri Ergün Kış, otomotiv sektör raporunu açıkladı. Ergün Kış, “Küresel konjonktür ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler dikkate alındığında 2016 yılının en çok otomotiv sektörüne gülümsediği söylenebilir. Otomotiv, üretim ve ihracat rakamları ile hem büyümeye hem de cari dengeye en çok katkı sağlayan sektör oldu” dedi. Kış, şu rakamlara dikkat çekti: “2016 yılının ilk 11 ayında toplam otomotiv üretimi yüzde 2 artışla 863 bin adet, otomobil üretimi ise yüzde 6 artışla 649 bin adet olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Türkiye’de üretilen her 100 aracın 77’si ihraç edildi. 2015’te bu oran yüzde 73’tü. Her iki dönemin ilk 11 aylık verileri karşılaştırıldığında, ihraç edilen toplam araç sayısındaki artış yüzde 14’e yaklaştı. 2016’nın tüm aylarında en çok ihracat yapan sektör olma ünvanına sahip otomotiv sektörünün yakaladığı bu başarılı grafik, ülke ihracatına da olumlu yansıdı. Sektör ekonominin lokomotifi oldu.” TİM verilerine göre otomotiv sektörü, ihracatının yüzde 80’e yakınını AB ülkelerine gerçekleştirdi. En çok ihracat yapılan 5 ülke Almanya, İtalya, Fransa, Birleşik Krallık ve İspanya oldu. AB ülkeleri ihracat yapılan ilk 20 ülkenin 14’ünü oluşturdu. İlk 10’da AB ülkeleri dışında ABD yer aldı. İlk 20’nin diğer ülkeleri İsrail, Mısır, İran ve Rusya olurken daha önce üst sıralarda yer alamayan Fas geçen yıl listeye 13’üncü sıradan girdi. Ergün Kış, şu değerlendirmeyi yaptı: “2016’da sektör genelinde yakalanan olumlu ivmenin 2017’de süreceği öngörülüyor. 2017, üretim, satış ve ihracatta daha yüksek nominal rakamların görüleceği bir yıl olacak. Ayrıca otomotiv sektörünün 2017’de de firma ve sektör bazlı liderliklerini devam ettirmesi bekleniyor. Otomotiv, dışa açıklığı ve küresel tedarik zincirlerine yüksek entegrasyonu nedeniyle küresel talep ve ikili/çoklu ticaret anlaşmalarına duyarlılığı en yüksek sektör. Hem avantaj hem tehdit olan bu özellik nedeniyle TTIP, TPP ve Brexit gibi etkisi geniş gelişmeler sektör için risk faktörü olmaya devam edecek.” Ocak 2017 18 RAPOR HİZMET İHRACATIMIZ 139 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK HSBC Grubu Dış Ticaret Tahmin Raporu’nu yayınladı. Rapora göre Türkiye’nin hizmet ihracatı yıllık yüzde 7,5 büyüme ile 2030 yılında 139 milyar dolara yükselecek. Hizmet ihracatında ilk 5’i sırasıyla; ABD, İngiltere, Çin, Almanya ve Fransa alacak. Türkiye ise 139 milyar dolarla en fazla hizmet ihracatı yapan 15’inci ülke olacak. H SBC Grubu’nun Oxford Economics ile birlikte hazırladığı Dış Ticaret Tahmin Raporu, iş dünyasının ticaret yaptığı veya yapmayı planladığı pazarlarda orta ve uzun vadedeki potansiyel değişimlere ilişkin analizleri ortaya koyuyor. Türkiye’nin de dâhil olduğu 24 ülke arasındaki ikili ticaretin mercek altına alındığı rapora göre; ihracatını artırmak isteyen şirketler küresel ekonomik ve politik dalgalanmaların küresel mal ticaretini yavaşlattığı bir ortamda hizmet ticaretinin sunduğu fırsatları kullanabilir. Türkiye ekonomisine yön verecek faktörlere dair öngörüler de içeren rapora göre; hane halkı tüketimi büyümenin lokomotifi olmaya devam ederken; politik ortam, yatırım Ocak 2017 ve ihracat potansiyeli üzerinde etkilerini sürdürecek. Raporda yurt içi tasarrufların düşük olması, istihdam ve ürün piyasalarındaki kısıtlar ve eğitim sisteminin kalitesi gibi faktörler uzun vadede Türkiye ekonomisinin önündeki zorluklar arasında yer alıyor. B2B VE ICT’NİN YILDIZI PARLAYACAK HSBC Dış Ticaret Tahmin Raporu’na göre küresel mal ticaretinin yıllık yaklaşık yüzde 6 büyüme ile 2030 yılında 37 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor. Küresel hizmet ticaretinin ise yıllık ortalama yüzde 7’lik bir büyüme ile 2030 yılında 12,4 trilyon dolar olması bekleniyor. Uluslararası mal ve hizmet ticareti verilerinin analiz edildiği raporda, işletmeler arası (B2B) ve bilişim teknolojileri (ICT) hizmet ihracatlarının, küresel hizmet ticaretinde büyümenin lokomotifi olacağı tahmin edilirken, Türkiye’nin jeopolitik konumunun sağladığı avantajla hizmet ihracatı gelirlerinde aslan payının turizm ve ulaşım sektörlerinden gelmeye devam etmesi öngörülüyor. Türkiye’nin toplam ihracatında hizmet ihracatı payının 2030 yılında yüzde 27’ye yükselmesi öngörülüyor. 2015 yılında 47 milyar dolar olarak gerçekleşen hizmet ihracatının 2030’da yıllık ortalama yüzde 7,5 büyüme ile 139 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 19 Rapora göre; Türkiye’nin 2030’da en çok hizmet ihraç edeceği ülkelerin sırasıyla Almanya, Çin, Birleşik Krallık, Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin olacağı tahmin ediliyor. Avrupa, Türkiye için ana ihracat rotası olmaya devam edecek Raporda; Türkiye’nin gerçekleştirdiği mal ihracatında, endüstriyel makine ve taşımacılık ekipmanlarının önümüzdeki yıllarda da ön planda olmayı sürdürmesi bekleniyor. 2021-2030 arasında endüstriyel makine ve taşımacılık ekipman ihracatlarının toplam ihracat büyümesine katkısının yüzde 33’e yükseleceği ve dış ticareti domine etmeye devam edeceği öngörülüyor. Öte yandan maden üretimindeki artış ile birlikte maden ürünleri ihracatının tekstil ve ahşabın yerini alacağı ve toplam ihracat büyümesinde dördüncü en büyük sektör haline geleceği tahmin ediliyor. Rapora göre; Türkiye’nin mal ihracatındaki bu değişimler, Asya’daki büyük gelişmekte olan ülkelere yapılan endüstriyel ve madeni ürün ihracatının yükseliş göstermesi ile birlikte gerçekleşecek. Avrupa’nın 2030 yılına kadar olan süre içerisinde Türkiye’nin ana ihracat rotası olmaya ve mal ihracat gelirlerinin yarısından fazlasını oluş- turmaya devam edeceği öngörülüyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın ise 2021-2030 yılları arasında Türkiye’nin toplam mal ihracat gelirlerinin yaklaşık %20’sini oluşturarak ihracatta en önemli ikinci bölge olmayı sürdüreceği tahmin ediliyor. 2030 yılında Türkiye’nin mal ihracatında en büyük paya sahip ülkelerin sırasıyla Almanya, Birleşik Krallık, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve Fransa olması bekleniyor. Ocak 2017 20 LOJİSTİK Hizmet ihracatı şampiyonları belli oldu İlk kez gerçekleşen ve TİM tarafından organize edilen “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırması sonuçlandı. Eşya Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetler sektöründe ilk 3 sırayı alan firmalar; Netlog Lojistik Grubu A.Ş, Taha Kargo Dış Ticaret A.Ş ve Ekol Lojistik oldu. T İM tarafından yapılan Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı araştırması sonuçlandı. 11 sektörde ilk üçe giren firmalar ödüllerini Başbakan Binali Yıldırım’ın katıldığı gecede aldılar. Gecede Yıldırım’ın beraberinde 10 bakan da yer aldı. “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırmasında Türkiye Genelinde ilk sırayı Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı alırken, onu sırasıyla Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş, Çalık Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş, Sun Ekspress, Gap İnşaat Yatırım ve Ticaret A.Ş, Atlas Global, Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş, Netlog Lojistik Grubu, Odeon Turizm İşletmeciliği A.Ş, Taha Kargo Dış Ticaret A.Ş takip etti. Başbakan Yıldırım’dan ihracatçılara övgü Başbakan Binali Yıldırım hizmet ihracatının şampiyonlarına ödüllerini verdikten sonra yaptığı konuşmada hizmet işinin akıl işi olduğunu söyleyerek, “Akıl teri ile para kazanmayı daha fazla artırmalıyız. Gelişmenin yolu bu. Akıl şu anda birçok şeyin üzerindedir. Ülkemizi dünyanın her tarafında tanıtan ihracatçılarımıza hükümetimiz ve milletimiz adına şükranlarımızı sunuyoruz. Başarılarının daim olmasını diliyorum” dedi. Zeybekci: “Destekler devam edecek” Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de mal ve hizmet sektörleri için verdikOcak 2017 Uluslararası Nakliyeciler Derneği’ne araştırmaya sunduğu katkıdan dolayı teşekkür plaketi verildi. Plaket Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından UND Başkanı Çetin Nuhoğlu’na takdim edildi. leri desteklere devam edeceklerini belirterek, şunları söyledi: “Bize150 milyar dolar mal ihracatı yetmez bunu daha yükseklere çıkarmalıyız. Bunun için yöntem değiştirmeliyiz. 2017’de önemli bir başarı elde etmek istiyoruz. Bunun için bir seferberlik başlattık. Hizmet ticaretinin de önü açılacak. Bütün gayretlerimiz tek tek yerine geliyor. İhracata dayalı büyüme için harekete geçtik. Başbakanımızın talimatı ile fuarlarla ilgili destekleri ikiye katladık. İhracat desteklerini de üç katına çıkardık.” 18,5 milyar dolar ihracat Ödül töreninin açış konuşmasını yapan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi araştırmanın amacının 2023 yılında 150 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefine ulaşmak olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Son 10 yılda küresel hizmet ihracatı iki katına çıkarak 4,9 trilyon dolar değerine ulaştı. Ülkemizin ise 2015 yılı toplam hizmet ihracatı 46,3 milyar dolar. 2015’te 24 milyar dolar fazla vererek net hizmet ihracatçısı olduğumuzu da eklemek istiyorum. Özellikle turizm, taşımacılık ve inşaat hizmetlerinde ihracat fazlası veriyoruz. Araştırmaya konu olan 500 firmamız 2015 yılında toplam 18,5 milyar dolar hizmet ihracatı gerçekleştirdi. Bu rakam, ülkemizin hizmet ihracatının yüzde 40’ına tekabül ediyor” “Firmalarımız dünya genelinde, 333 milyar dolarlık proje üstlendi” Mehmet Büyükekşi, Türk firmalarının bu alanda hem girdiği pazarlarda hem de dünya çapında ön sıralarda yer aldığını ifade ederek, sözlerini 21 Ekol Lojistik adına ödülü Cavit Değirmenci Gümrük ve Ticaret Bakkanı Bülent Tüfenkci ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den aldı. Netlog Lojistik adına ödülü Gökalp Çak, Gümrük ve Ticaret Bakkanı Bülent Tüfenkci ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den aldı. Taha Kargo adına ödülü Emin Taha, Gümrük ve Ticaret Bakkanı Bülent Tüfenkci ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den aldı. şöyle sürdürdü: “Hizmet ihracatında ülkemizde çok güzel örneklerimiz var. Tale-Words isimli bir yazılım firması geliştirdikleri oyun ile tüm zamanların en iyi 100 bilgisayar oyunu arasında 30. oldu. Diğer taraftan Türkiye dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhitlik firması arasında 43 firmayla Çin’den sonra ikinci sırada yer aldı. Firmalarımız şu ana kadar dünya genelinde, 333 milyar dolarlık proje üstlendi. Medarı iftiharımız THY geçtiğimiz yıl 6. kez Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi seçildi. Avrupa’nın yolcu sayısı bakımından en büyük 2. havayolu özelliğini taşıyan THY, 7,6 milyar dolarlık hizmet ihracatı ile ülkemizin en fazla döviz kazandıran şirketidir.” Törene katılan bakanlar dereceye girenlere ödüllerini verdiler Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi 2- Görsel-İşitsel Hizmetler: Doğan TV Haber ve Görsel Yayıncılık A.Ş, Digitürk Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş, Global Telif Hakları Yap. Tic. A.Ş. 3-Bilişim Hizmetleri: Netaş Telekomünikasyon A.Ş., Ekin Teknoloji Sanayi ve Ticaret A.Ş. P.I Works TR Bilişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.. 4- İletişim Hizmetleri: Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş, Millenicom Telekominikasyon Hizmetleri A.Ş, Türknet İletişim Hizmetleri A.Ş. aldı. 5- Mühendislik Hizmetleri: Ford Otomotiv Sanayi A.Ş, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş, Aselsan A.Ş.. 6- Müteahhitlik Hizmetleri: Çalık Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş, GAP İnşaat Yatırım ve Dış Tic. A.Ş, Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş. 7- Teknik Müşavirlik Hizmetleri: Yüksel Proje Uluslararası A.Ş, Temelsu Uluslararası Mühendislik Hizmetleri A.Ş, Ural Mühendislik A.Ş. 8-Sağlık Hizmetleri : Acıbadem Sağlık Grubu A.Ş, Medical Park Mlp. Sağlık Hizmetleri A.Ş, Johns Hopkins Anadolu Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı Sağlık Tesisleri. 9- Turizm Hizmetleri : Odeon Turizm İşletmeciliği A.Ş, Kilit Global Turizm Seyahat Sanayi ve Ticaret A.Ş, Antalya Pegas Otelcilik Limited Şirketi. 10- Eşya Taşımacılığı ve lojistik Hizmetler: Netlog Lojistik Grubu A.Ş, Taha Kargo Dış Ticaret A.Ş, Ekol Lojistik 11- Yolcu Taşımacılığı Hizmetleri : Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı A.Ş, Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş, Sun Ekspres Havacılık A.Ş. 2017 yılı ihracat için atılım yılı ilan edildi Mehmet Büyükekşi, TİM olarak 2017 yılını ihracat için bir atılım yılı olarak ilan ettiklerini söyledi. Büyükekşi mevcut ile yetinmeyeceklerini, daha iyisini aramaya devam edeceklerini vurguladı. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusuna da değinen Büyükekşi, “Avrupa Komisyonu bir açıklama yaptı ve görüşmelerin başlaması için parlamentodan yetki istedi. Hepimiz biliyoruz ki Ekonomi Bakanımız göreve geldiği günden bu yana bu konuya oldukça önem veriyor. İnşallah yakın zamanda bunun meyvelerini almaya başlayacağız. Güncelleme ile hizmetler, kamu alımları ve yatırımlar anlaşmaya dahil edilmiş olacak. Dolayısıyla hizmet ihracatımız için de Önemli bir rekabet gücü sağlayacak. Adeta bir kaldıraç etkisi yaratacak” dedi. TİM ev sahipliğinde ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin desteğiyle düzenlenen “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırması kapsamında 11 farklı sektörde hizmet ihracatının şampiyonları ödüllendirildi. Sektörün potansiyelini gözler önüne seren ihracat şampiyonları ödüllerini Başbakan Yardımcıları Nurettin Canikli, Mehmet Şimşek, Veysi Kaynak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın elinden aldı. Hizmet İhracatında ilk 10 sırayı alan kuruluşlar 1.Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı, 2.Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş, 3.Çalık Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş, 4.Sun Ekspress, 5.GAP İnşaat Yatırım ve Ticaret A.Ş. 6.Atlas Global, 7.Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş., 8.Netlog Lojistik Grubu, 9.Odeon Turizm İşletmeciliği A.Ş, 10.Taha Kargo Dış Ticaret A.Ş “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırmasında sektörlerinde ilk 3’te yer alan kuruluşlar : 1-Eğitim Hizmetleri : Bahçeşehir Ocak 2017 22 GÜNCEL Bakan Tüfenkci Dünya Gümrük Örgütü Liyakat Sertifikası’nı UND’ye verdi Dünya Gümrük Günü etkinliği 26 Ocak’ta Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından gerçekleştirildi. Etkinliğe; Başbakan Binali Yıldırım, Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci ve Gümrük Eski Bakanı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı katıldı. UND adına etkinlikte İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke ve UND Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak yer aldı. S öz konusu etkinlikte, Gümrük Müsteşarı Cenap Aşçı, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüsnü Dilemre, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Burkay, TİM Sektör Konseyi Başkanı Salih Zeki Poyraz, Dünya Gümrük Örgütü Genel Sekreter Yardımcısı Sergio Mujica ve Dünya Ticaret Örgütü Genel Müdür Yardımcısı Yi Xiaozhun’un katılım sağladığı “Ticaret Kolaylaştırılması Kurulu, Ticaretin Kolaylaştırılmasında Kamu-Özel Sektör İşbirliği” başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Başbakan Yıldırım: Ticaret amaç, gümrükler araçtır Başbakan Binali Yıldırım Dünya Gümrük Günü etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Ticaret amaç Gümrük araçtır, araç amaç haline getirilir ise bundan alan da satan da zarar görür” diyerek, gümrüklerin ticaretin kolaylaştırılmasında kritik rol oynadığının altını çizdi. Tek Pencere sistemine ilişkin yapılan çalışmalar ile ilgili olarak, eskiden gümrüklerde vatandaşın Ocak 2017 polis, gümrükçü, sağlıkçı ve diğer birimlere tek tek gittiğini ifade eden Yıldırım, “Onların gönlünü razı etmeden kapıdan geçemiyor, böyle bir sistem olur mu? Şimdi kafayı uzatacak pencere, pencerede tek bir adam, 14 kişinin hatırını soracağına bir kişinin hatırını sorup geçip gidecek. Vatandaşa da memura da ticaret yapana da kolaylık. İnsanın müdahalesi ne kadar fazla olursa o kadar sorun olur” dedi. Başbakan Yıldırım, konuşmasında; Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, Tır sistemine ilişkin teknik alt yapısı hazırlanan “e-TIR” projesine öncülük ettiğini, İran ile fiilen başlatılan “e-TIR” uygulamasının, bu yılın şubat ayında tamamen yürürlüğe girmesinin beklendiğini, Gürcistan ile bu yıl içinde tamamlanması planlanan “e-TIR” pilot projesinin uygulamaya konulduğunu, sınır kapılarında yaşanan son dönem- 23 Sekreter Yardımcısı Sergio Mujica, gümrük idarelerinin dünyanın her yerinde baskı altında çalıştıklarını, bir yanda ticareti kolaylaştırmak için bir yandan da olası riskleri ortadan kaldırarak güvenilir ticareti sağlamak için çaba gösterdiğini ifade ederken, Dünya Ticaret Örgütü Genel Müdür Yardımcısı Yi Xiaozhun ise, Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde kabul edilen Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının yürürlüğe girmesi için sadece 2 ülkenin daha anlaşmayı onaylaması gerektiğini ifade etti ve anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile birlikte dünyadaki dış ticaretin gelişmesi yolunda önemli bir adım atılacağını aktardı. deki beklemeler ile oluşan mağduriyetleri azaltabilmek için Kapıkule Sınır Kapısındaki TIR Parkının araç park kapasitesinin yükseltilmesi için gerekli desteğin verilebileceğini aktardı.. Bakan Tüfenkci: Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu’nda önemi artıyor Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci de yaptığı konuşmada, gümrük işlemlerinin tek noktadan gerçekleşmesine olanak sağlayan Tek Pencere sistemini ile ilgili konuştu. Tüfenkci, “Bu sistemde, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörle iş birliği ve bilgi paylaşımı yapıyoruz. Tek Pencere’de tüm işlemler ve bilgi akışı elektronik ortamda gerçekleşmektedir. Sistem, e-belge ve e-başvuru olmak üzere iki aşamadan oluşuyor. E-belge aşamasını tamamladık. 2017’nin ilk yarısında da e-başvuru aşamasını inşallah tamamlamış olacağız” dedi. Bakan Tüfenkci, ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik politikaların belirlenmesinde kamu ile özel sektör iş birliğinin artırılması amacıyla kurulan Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu’nun, devlet ve özel sektör iş birliğinin göstergesi olduğunu ifade ederken, ilave olarak gümrük idarelerinin etkinliğini artıran projeleri hayata geçirdiklerini, Avrupa Birliği ile Gümrük Kodu ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çalışmalarının devam ettiğini aktardı. Söz konusu panelde Gümrük Müsteşarı Cenap Aşçı, kolay ve güvenilir ticareti sağlayabilmek için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak birçok projeye imza attıklarını, Sarp Sınır Kapısının iki katlı olacak şekilde yeniden modernize edildiğini, Bilge sistemini yenilediklerini, eTIR projesi ile ilgili İran ve Gürcistan ile ortak çalışmalara devam ettiklerini, Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu bünyesinde etkin sınır yönetimini sağlayacak, beklemeleri en aza indirecek, maliyetleri azaltacak çalışmaları hayata geçireceklerini ifade etti. Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel ise, Ticaretin Kolaylaştırılması Kuruluna bakanlık olarak çok önem verdiklerini, ülkemizin uluslararası endekslerde sıralamasını arttıracak projelere imza atacaklarını belirtirken, bir yandan da yurtdışındaki transit geçiş ücretlerini, kota kısıtlamalarını kaldırabilmek için Bakanlık olarak girişimlerde bulunduklarını söyledi. Dünya Gümrük Örgütü Genel Dünya Gümrük Örgütünden Derneğimize Liyakat Sertifikası Dünya Gümrük Örgütü tarafından 2017 yılının ana teması “Etkin Sınır Yönetimi için Veri Analizi” olarak belirledi. Söz konusu tema kapsamında, etkin sınır yönetiminin sağlanması ve günlük geçiş kapasitelerinin arttırılması, gümrük süreçlerinin basitleştirilmesi ve sınır kapılarındaki beklemelerin ortadan kaldırılması konularında birçok projeye imza atarak sınır kapılarındaki sektörümüz sorunlarının giderilmesi için çaba sarf eden UND’nin çalışmaları, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından takdirle karşılandı. Söz konusu projeler ve çalışmalardaki katkılarından dolayı UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke, Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci tarafından takdim edilen Dünya Gümrük Örgütü’nün Liyakat Sertifikası ile ödüllendirildi. Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci, gümrüklerde yaşanan sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik projelerinden dolayı UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke’ye Dünya Gümrük Örgütü’nün Liyakat Sertifikasını verdi. Ocak 2017 24 GÜMRÜK Türkiye Gümrük Birliği içindeki karar alıcı ülkelerden olacak AB Komisyonu’nun, Gümrük Birliği’nin güncelleştirilmesi müzakerelerine başlamak için AB Konseyinden yetki istedi. AB ve Türkiye arasında 20 yıl önce yapılmış olan Gümrük Birliği anlaşmasının güncelleştirilmesiyle karşılıklı ticaretin ve refahın artması bekleniyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan Tüfenkci “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile karar alma mekanizmaları içinde Türkiye de olacak” dedi. TİM Tarafından yapılan açıklamada ise “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi kaldıraç etkisi yaracaktır” denildi. A B Komisyonunun, 20 yıllık Gümrük Birliği anlaşmasının güncelleştirilmesi müzakerelerine başlamak için AB Konseyinden yetki istedi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Bu, Gümrük Birliğinin güncellenmesiyle ilgili bir süreç. 20 yıl önceki anlaşmada gelinen süreç itibarıyla Türkiye aleyhine bazı sıkıntılar ortaya çıkmıştı. Gümrük Birliğinin karar alma sürecinde Türkiye yoktu. Şimdi inşallah güncellenme ile karar alma mekanizmaları içinde Türkiye de olacak. AB’nin 3. ülkelerle yaptığı bazı anlaşmalara da Türkiye taraf olamıyordu. Bu durum Türkiye aleyhine oluyordu. Şimdi inşallah bu noktada da o mekanizmanın içinde olacağız” diye konuştu. TİM de yaptığı açıklama ile Gümrük Birliği’nin gün- Ocak 2017 cellemesi ile ilgili yorumunu paylaştı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Gümrük Birliği Anlaşması, AB’ye tam üyeliğimiz öncesi nihai aşama AB’YE OLAN İHRACATIMIZ 5 MİLYAR EURO ARTACAK Güncelleştirmeyle, özellikle karşılıklı ticarette ve genel refah seviyelerinde milyarlarca avro artış beklendiğini anlatan AB kaynakları, AB’nin Türkiye’ye yıllık ihracatında 27 milyar euro, Türkiye’nin AB’ye yıllık ihracatında da 5 milyar euro artış gerçekleşmesinin öngörüldüğüne dikkati çekti. AB kaynakları, ayrıca Gümrük Birliği güncellemesinin Türkiye’de 12 milyar euro, AB’de de 5 milyar euro toplam refah artışı sağlayacağını belirtti. olarak 1995 yılında tesis edilmişti. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından gerçekleştirilen reform niteliğindeki yasal düzenlemeler ülkemize hızlı bir ilerleme sağladı. Bu sayede, ülkemizde rekabet gücü ve verimlilik artışı yaşandı. Aynı zamanda kalite altyapımızın güçlenmesine ve AB’nin küresel değer zincirlerine entegrasyonumuza katkı sağladı” dedi. Bu süreçte, Gümrük Birliği ile ihracatımızın sektörel kompozisyonun da orta-üst teknolojili ürünler lehinde olumlu yönde geliştiğini dile getiren TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi “Bölgeye gerçekleştirdiğimiz ihracatın teknoloji seviyesi de bu değişimi yansıtıyor. Ülke olarak ihracatımızda yüksek ve orta-yüksek sınıflarda gerçekleştirdiğimiz ihracat toplam ihracatımızın yüzde 33’ünü 25 Gümrük Birliği, mevcut haliyle sadece sanayi ürünlerini kapsıyor. Geleneksel tarım ürünleri ise bu anlaşmanın kapsamında yer almıyor. Anlaşmanın güncelleştirilmesiyle, Gümrük Birliğindeki ürünlerin niteliği ve yelpazesinin tarım, hizmetler, sanayi ve kamu alımları alanlarını kapsayacak şeklide genişlemesi ve AB’nin 3. ülkelerle imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye’nin mağdur olmasının da önüne geçilmesi hedefleniyor. oluştururken, AB’nin en büyük ekonomisi Almanya’ya ihracatımızda bu oran yüzde 40’ın üzerinde” ifadesini kullandı. Anlaşmanın olumsuz yanlarına da değinen Büyükekşi “Ülkemiz ekonomisi için sağladığı kazanımlara rağmen bu anlaşma sadece sanayi ürünlerini kapsamakta. Ve içinde birçok yapısal sorunlar barındırıyor. Dolayısıyla mevcut Anlaşma, mevcut haliyle ülkemiz beklentilerini karşılamakta yetersiz. Karşılaştığımız en temel sistemsel sorunlar, ülkemizce AB’nin karar alma süreçlerinde yeterince yer alınmaması, AB’nin akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının üstlenilmesinde güçlükler yaşanması ve karayolu kotaları” diye konuştu. Avrupa Komisyonunun geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayı değerlendiren Büyükekşi şunları kaydetti: “Anlaşmanın güncellenmesi çalışmaları 2015 yılında Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci ile AB Ticaret Komiseri arasında gerçekleştirilen görüşme ve sonrasında yapılan ortak basın açık- laması ile resmiyet kazanmıştı. Şimdi ise, Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Konseyi’nden Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi görüşmeleri için yetki istemesi ile bu süreç ivme kazandı. Son yıllarda bu anlaşmanın günümüz koşullarına uyarlanmasına şiddetli bir şekilde ihtiyaç duyuluyor. Deyim yerindeyse bu gömlek artık ülkemize dar gelmeye başladı. Bugün dünya ticaretinin yüzde 1’ine yakın bir bölümü ülkemiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bu oranı daha da yukarılara taşımak için bu anlaşmanın güncellenmesi en büyük temennimiz. 2016 yılında ihracatımızın neredeyse yarısını AB ülkelerine gerçekleştirdik. İthalatımızda da AB’nin payı yüzde 40’lar seviyesinde. Anlaşmanın güncellenmesi ile hem Avrupa Birliği ülkeleri ile ticaretimizde hem de AB’nin STA imzaladığı üçüncü ülkelerle olan ticaretimizde bir kaldıraç etkisi ortaya çıkacağına inanıyoruz. Şu an tarım, hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları mevcut anlaşmanın dışında tutuluyor. Anlaşma sadece sanayi ürünleri için geçerli. Eksik alanların da eklenmesi ile güncellenecek yeni bir anlaşma bir taraftan ülkemizin mal ve hizmet ihracatına önemli katkılar sağlayacak. Diğer taraftan firmalarımızın rekabetçiliğini kamçılayacak. Her mecrada belirttiğimiz gibi, Ar-Ge, Tasarım, markalaşma ve inovasyona önem veren firmalar bu rekabette kazanan firmalar olacak. Bugün itibariyle AB’nin ülkemizle imzaladığı hariç, 37 ülke ve bölgeyi kapsayan 26 Serbest Ticaret Anlaşması (STA) mevcut. Ancak Türkiye Gümrük Birliği Anlaşmasının ilgili maddeleri gereği bu anlaşmaların müzakerelerinde söz sahibi olamıyor, hatta anlaşmaların tarafı dahi değil. Örneğin AB ile Kanada arasında Ekim ayında Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması imzalandı. Bizim de AB ile STA anlaşmamız var, ancak yapı gereği Kanada ile serbest ticaret gerçekleştiremiyoruz. Güncelleme ile bu tip sorunlar aşılacak, ülkemiz AB’nin imzaladığı STA’ların bir parçası olacak.” Ocak 2017 26 DOSYA Türk nakliyecileri için tarihi dava Avrupa Adalet Divanı’nda görüldü AB Komisyonu: Türk Tır’larından ücret alınamaz Avrupa Adalet Divanı’nda 19 Ocak’ta Türk nakliyecileri için tarihi bir dava görüldü. Türkiye ile Avrupa arasında 3,5 milyar dolarlık ticaret kaybına neden olan geçiş engellerinin aşılması için önemli bir adım olan davada; AB Komisyonu Türk araçlarından alınan geçiş ücretlerinin haksız olduğu yönünde görüş bildirerek, “Geçiş ücreti AB-Türkiye Ortaklık Konseyi Anlaşması 4. ve 5. maddelerine aykırıdır” dedi. T ürk nakliyecileri Gümrük Birliği Anlaşması’na aykırı olduğu halde Avrupa’ya ihracat yükü taşıyan araçlardan alınan geçiş ücretlerine karşı 7 ülkeye dava açtı. İstanbul Nakliyat tarafından Macaristan’a açılan dava 19 Ocak’ta Lüksemburg’daki Avrupa Adalet Divanı’nda görüldü. Dava, Türkiye ile Avrupa arasında 3.5 milyar euroluk ticaret kaybına neden olan engellerin aşılması mücadelesinde tarihi bir adım olarak görülüyor. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, mahkemenin Türkiye lehine olumlu geçtiğini, 1 yıl içerisinde belli olacak sonuçtan umutlu olduklarını söyledi. AB ülkeleriyle yaşanan geçiş belgesi, kota ve vize sorununa karşı mücadelesini artırarak sürdüren nakliyecilerin bazı ayrımcı AB ülkelerine dava açtığı davalardan ilki dün Luxemburg’da yapıldı. Davacı şirket İstanbul Lojistik’in üyesi olduğu Uluslararası Ocak 2017 Nakliyeciler Derneği’nin (UND) yanı sıra Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, AB Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), TOBB ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) yetkilileri de davaya gözlemci olarak katıldı. Dava, Türkiye ihracatına ağır darbe vuran kota ve geçiş belgesi gibi haksız rekabete sebep olan uygulamaların tamamen ortadan kalkması noktasında tarihi öneme sahip. Temmuz ayında açıklanan etki analizine göre Türkiye-AB arasındaki ticaret engellerinin her iki tarafta 3.5 milyar euro kayba neden oluyor. MALLARIN SERBEST DOLAŞIMI ENGELLENİYOR Dava 2014 yılında Macaristan’ın 438 euroluk geçiş ücretini ödemediği için bir TIR şoförüne 2 bin 400 euroluk para cezası verilmesi üzerine İstanbul Lojistik tarafından açıldı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, bu cezayı ilgili anlaşmalara aykırı olduğu için davaya dönüştürdüklerini, Macaristan’daki yerel mahkemenin de konuyu Avrupa Adalet Divanına taşıdığını aktardı. Bunun üzerine Avrupa Adalet Divanı’nın üye ülkeler ile AB Komisyonuna görüş sorduğunu ifade eden Şener, Macaristan ve İtalya’nın benzer görüşleri yazdığını ancak, AB komisyonunun net olarak, Türk tarafının tezlerinin doğru olduğunu, alınan ücretlerin taşımayı pahalılaştırdığını ve dolayısıyla malların serbest taşınması taahhüdüne uymadığını yazdığını aktardı. Fatih Şener, dava sonrası şu önemli açıklamayı yaptı: “Bugün Türk taşımacılık sektörü olarak tarihi bir ana tanıklık ediyoruz. Bir Türk taşımacısına Macaristan’dan kesilen haksız bir cezaya karşı açılan bir davaydı. Avrupa Adalet Divanı’nda (AAD) açılan davada üç taraf vardı. 27 Mağdur olan taşımacının temsilcisi avukatları, Komisyon, Macaristan devleti. Komisyon aslında burada Türk tarafının hakkını teslim etti. Konu aslında Gümrük Birliği Ortaklık Konseyinin 1/95 sayılı kararı gereği ile ilgili malların serbest dolaşımı hakkı olan Türkiye Cumhuriyetinin ihraç ürünlerinin geçtiği ülkelerde alınan ekstra ücretlerle taşımanın pahalılaştırılması ve yönlerinin değiştirilerek farklı güzergahlarının zorlanmaları. Biz bu davadan çok umutluyuz. Burada Macaristan tarafından alınan 438 euro ücretin malların serbest dolaşımı ilkesine aykırı olduğu söylenmişti. Bugün bunlar duruşmada tekrar gündeme geldi ve itiraz etti. Bizim değerlendirmemize göre hakimler de çok doğru sorularla sorarak konunun haksızlığını ortaya çıkardı. Biz bu yolla Türk ihracatının önünün açılacağına inanıyoruz. Zira AB’nin kendi yaptığı etki analizine göre, şayet bu engeller kalkarsa Türk dış ticaretine ilave 3.5 milyar euro katkı olacak. 6 Nisan’da başkan görüşünü açıklayacak, bu yıl içinde de dava sonuçlanacak. Biz bu yolla Türk ihracatçısının ve ekonomisinin kazanacağına inanıyoruz. Ekonomi Bakanlığı yanında, TİM, TOBB, İKV gibi sivil toplum kuruluşları burada. Bu meselenin bu dava ile çözüleceğini düşüyoruz.” SIRADA RO-LA DAYATMASI YAPAN AVUSTURYA VAR Türk TIR’larından özellikle Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’dan geçerken geçiş Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, AB Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), TOBB ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) yetkilileri de davaya gözlemci olarak katıldı. ücreti alınıyor. Uygulamanın taşımayı pahalılaştırdığı için Türk ürünlerinin Avrupa’daki rekabet gücünü zayıflattığını dile getiren UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Bulgaristan’a 84, Romanya’ya 236, Macaristan’a 438 euro geçiş ücreti ödüyoruz. AB-Türkiye Gümrük Birliği Anlaşmasına aykırı olduğu gerekçesiyle uygulamaya itiraz ettik. Sıradaki dava ise Türk nakliyecisini trene bindirmeye zorlayan Avusturya’ya yönelik olacak” dedi. BURAYA NASIL GELİNDİ UND ve TİM, ilgili bakanlıkların desteğiyle, Macaristan, Avustur- ya, Bulgaristan, Slovenya, İtalya, Romanya, Yunanistan’a karşı Türk tırlarına uyguladıkları kota ve tarifeler nedeniyle kapsamlı bir mücadele başlattı. Böylece, ikili veya transit geçiş belgesi kotaları, geçiş belgesi ücretleri, profesyonel sürücü vizesi işlemlerindeki karmaşıklık, maliyetler ve kalış süresi kısıtlamaların kaldırılması amaçlandı. Haziran 2015’te AB Komisyonuna gönderilen şikayet dosyasında, söz konusu kısıtlamalar nedeniyle Almanya ve diğer ülkelerle yapılan ticaretin ciddi zarar gördüğü belirtildi. AB Komisyonu da, Temmuz 2015’te yayınladığı Türkiye-AB Karayolu Yük Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizinde, sadece geçiş belgesi kotaları nedeniyle Türkiye ve AB arasındaki ticaretinin yılda 3,5 milyar avro kaybettirdiğine vurgu yapıldı. Türkiye’nin en büyük ticaret partneri Almanya güzergahında taşımaları engelleyen kota kaynaklı sorunlara karşı yerel düzeyde idari davalar açılmaya başlandı. Konu ilk olarak, Macaristan ve Avusturya’da mahkemelerin gündemine geldi. Macaristan’daki davada, anlaşmaya varılamaması üzerine davanın Avrupa Adalet Divanına taşınmasına karar verildi. Adalet Divanı da Ocak 2016’da, Türkiye’nin yanı sıra üye ülkeler ve AB Komisyonundan görüş istedi. Ocak 2017 28 DOSYA Lüksemburg duruşmasını değerlendiren Şener; “TAM SAHA PRESİN KARŞILIĞINI ALMAYA BAŞLADIK” Bugüne kadar Türk araçlarına uygulanan; kotalar, engellemeler ve kısıtlamalar konusunda ses çıkarmayan Avrupa Komisyonu 19 Ocak’ta Lüksemburg’ta Avrupa Adalet Divanı’nda görülen davada Türk tezlerini savunun bir görüş bildirdi. Komisyon ilk kez “Türk araçlarından geçiş ücreti alınamaz” dedi. Peki komisyonu itirafa zorlayan ne oldu? UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Bu noktaya gelmek kolay olmadı. Tam saha presimizin karşılığını alıyoruz” diyor. U ND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Lüksemburg’daki Türk nakliye tarihinin en büyük olayı dediği davaya hangi aşamalardan geçerek gelindiğini anlattı. Şener, başta Başkan Çetin Nuhoğlu olmak üzere Yönetim Kurulu’nun büyük desteği ile yola çıktıklarını bu gücü hep arkalarında hissettiklerini söylüyor. Çetin Bey’in göreve gelir gelmez AB güzergahlarındaki haksızlıkların ortadan kaldırılması için 2006 yılında başlatılan mücadelenin tekrar hız kazanması ve bu işin artık çözülmesi talimatı verdiğini ve bu amaçla tüm stratejilerin adım adım bunun için planlandığını aktarıyor. Şener bu 4 yılı anlatırken söze “Muazzam bir efor sarfettik” diye başlıyor. Çetin Nuhoğlu’nun 2013’te başkan seçildiğini kendisini de 1 Nisan’da İcra Kurulu Başkanlığı görevine davet ettiğini hatırlatan Şener, “23 Nisan’da Maribor tren terminalinde eylem için sahadaydık. O gün bugündür gece gündüz, bayram seyran demeden çalışıyoruz. Sürekli sahada olan; Habur’da Gürbulak’ta, Kapıkule’de kuyrukta bekleyen şoförlere kumanya dağıtan, sırada bekleyen sürücülerin yanına giden, Gürcistan Rusya sınırındaki sürücülere kumanya mazot dağıtılması için dış temsilciliklerle temasa geçen her yerde sürücülerimizin yanında olan Bakü’de, Lütfaabad’da Avusturya’da daima sürücüleri ile yan yana olan bir UND için çaba sarfettik.” şeklinde konuşuyor. Nerede bir sorun varsa oraya gittiklerini söyleyen Şener, “Sürücüler tarafından en çok tanınan İcra Kurulu Başkanı olmak sürücüye dokunmakla, onların sorunlarını dinlemek, sorunların çözmekle oluyor” diyor. Ocak 2017 19 ŞUBAT 2014 İtalya Fernetti Eylemi ÇARESİZ OLMADIĞIMIZI GÖSTERDİK Fatih Şener, sektördeki yanlış algıyı yıkmak için çok çalıştıklarını söylüyor. “Sektörde özellikle İtalya, İran, Avusturya, Hazar Geçişleri gibi bazı konularda öğrenilmiş çaresizlik, kabullenmişlik vardı” diyen Şener, farklı söylemlerle ve cesaretle sorunların üzerine gidilince neler yapılabileceğini gösterdiklerini anlatıyor: “İran’ın bizden aldığı akaryakıt fiyat farkı uygulamasının önlenmesi için bakanlığı harekete geçirdik. Mütekabiliyet esasına göre bakanlığımız siz alırsanız biz de alırız dedi. Karşılıklı fiyat restleşmeleri oldu. Sonuçta 2 ay sonra İran, transit geçen Türk araçlarından para almaktan vazgeçti. Gidiş dönüşte İran geçiş ücretlerinin kalkması sebebiyle Türkmenistan, Özbekistan navlunları 7.500 dolar’dan 5.500 dolara düştü. Bu ihracatçıya önemli bir navlun desteğidir. Transitte para ödenmeyecek noktasına gelmemiz nedeniyle 2 bin dolarlık navlun deştiği ortaya çıktı” diyor. İtalya’da 7 yıldır KUKK toplantısı yapılmı- yordu. KUKK toplantısını yapalım çünkü belge sorunlarımız var diye ısrar ettik. Bize cevap bile vermiyor KUKK toplantısını kabul etmez denildi. 7 yıldır KUKK toplantısı yapmayan İtalya ile 4 ay içerisinde 2 defa KUKK toplantısı yapılmasını sağladık. Bin adet belge verelim dediler kabul etmedik ve sonunda 4 bin belge verdiler ve bonusları arttırdılar. Bunun nasıl yaptık? UND olarak İtalya Ulaştırma Bakanı’na her platformda ulaşmaya çalıştık. Başkanımız konuyu İtalya Başbakanı, İtalya Ekonomi Bakanına defalarca söyledi. İtalya’yı komisyonlara şikayet ettik, dilekçeler yazdık, ticaret odası başkanı, büyükelçi, İtalya Ekonomi Bakanı hepsine ulaşıp durumu anlattık. Avusturya 18 bin belgenin üzerine asla çıkmıyordu. Bunun üzeri teklif dahi edilemezdi. Biz 3 bin belge ve bonus oranını artırılmasını sağladık. Bu nasıl oldu? Avusturya’yı çok sıkıştırdık. Yaptığımız eylemlerle sivil itaatsizliğin en güzel örneklerini verdik. Slovenya’dan Macaristan’dan ve İtalya’dan yola çıkıp Avusturya 29 gücünü artırmak Avusturya’nın Ro-La dayatmasına son verdiğimizde bunun yine en büyük kazananı ülkemiz ve Türk ihracatçısı olacak” diyen Fatih Şener, başardıkları en büyük olayın AB-Türkiye arasındaki taşıma krizini görünür kılmak olduğunu belirtiyor. Şener şunları aktarıyor: AB TÜRKİYE ARASINDAKİ TAŞIMA KRİZİNİ GÖRÜNÜR KILDIK İtalya Başbakanı Sayın Matteo Renzi istikametine giden araçlarla bu ülkeyi belgesiz geçtik. Tren kuyrukları yok diyen Avusturya heyetine tren kuyruklarını olduğunu canlı yayında KUKK toplansında gösterdik. Tarihte ilk defa sürücüler canlı yayına bağlanarak KUKK toplantısında konuştu. Tabi tren kuyruklarını görünce ve duruma apaçık gösterince çaresiz kaldılar ve 3 bin belge verdiler. Ayrıca Tür sürücülerin Avrupa’da çektiği sıkıntıları anlatmak için Kızma Birader benzeri bir oylun tasarladık. Ve bu oyunu Fransa Ulaştırma Bakanı’na Almanya Ulaştırma Bakanına oynattık. Oyunda en az ceza ödeyerek taşıma yapan iki Avrupalıya ödül vererek Antalya’da 7 gün tatil hediye ettik.” YÖNETİM KURULUNUN DESTEĞİNDEN GÜÇ ALDIK Fatih Şener Türk nakliyecileri için önemli bir geçiş güzergahı olan Hazar için yoğun çaba gösterdiklerini ve Azerbaycan Taşımacılık Şurası’nın kurulacağını söylüyor. Bu sayede Türk nakliyecisinin transit taşımalardaki masraflarının inanılmaz ölçüde azaldığının altını çizen Şener, “Hazar’dan yılda 1.100 araç geçerken ayda bin araç geçer oldu. Rusya krizi olunca Rusya üzerinden geçemeyen orta Asya trafiği Hazar üzerinden geçti. Şener, Türkiye’de ihracatın öneminin bilindiğini ama ihraç taşımalarında karayolunun öneminin yeterince anlaşılmadığını aktarıyor. “UND referans noktası oldu. TİM ile ilişkiler açısından taşımacıların da hizmet ihracatçısı sayılıyor olması, ilk defa ilk 500 hizmet ihracatçısı ödüllerinin veriliyor olması; ödül alanların büyük kısmının karayolu taşımacısı olması meselenin daha UND EYLEMLERİNİN SONUÇLARI * İtalya taşımalarında, 7 yıl aradan sonra Şubat 2015 tarihindeki KUKK toplantısı yapıldı. 16.000 adet İkili ve Transit taşımalar için Euro 3 ve üzeri Geçiş Belgesi, 19.000 adet İkili ve Transit taşımalar için Euro 5 ve üzeri Geçiş Belgesi, 6.000 adet Transit Geçiş Belgesi, 5.000 adet Limandan Limana Transit Geçiş Belgesi, 15.000 adet Römork Çektirme Belgesi, 8.000 adet İkili ve Transit taşımalarda İtalyan limanlarına indirilen ve tren ile İtalya topraklarında sevkiyatına devam edecek Türk araç kombinasyonları tarafından kullanılacak geçiş belgeleri, 4 bin adetlik ikili geçiş belgesi alındı. 6 yıldır belge artışı yapmayan Avusturya ile 2014 yılında gerçekleştirilen KUKK toplanntısında 18.000 olan belge sayısı 3.000 adet artırılarak 21.000’e çıktı. Bununla birlikte tren kullanımına karşılık Türk tarafına verilen ödül belgeler için kullanılan hak ediş oranı 2/1 belgeden 2/1.5 belgeye çıkartıldı. Böylece 1000 tren seferine karşılık 500 bonus belge alınırken. 2014 tarihinden itibaren, 1000 tren seferine karşılık 666 adet Bonus belgesi alındı. Macaristan’da açılan dava Avrupa Adalet Divanı7na taşındı. 7 Nisan’da başsavcının görüşünü açıklaması bekleniyor. Türkiye lehine görüş çıkması bekleniyor. * * anlaşılır olmasını sağladı” diye ekliyor. BATIDA 700 EURO’LUK NAVLUN DESTEĞİ “Batı taşımalarında da durum aynı. 700 euro’luk geçiş ücreti ödenmeyince bu navlun fiyatlarına dolasıyla ihracatçıya yarayacak. Eskiden Romanya plakalı araç geçiş ücreti ödemediği için 700 euro avantajlıydı. 700 euro daha mı ucuz taşıyordu? Hayır. 50 euro ucuz yapıyordu ve işi alıyordu. Batı kapılarında UND 700 euro’luk navlun desteği sağlayacak. Bizim amacımız da bu. Türkiye’nin rekabet “Avrupa bir değerler birliğidir ve bir hukuku vardır. Dünya Bankası tarafından yayınlanan Gümrük Birliği’nin Değerlendirilmesi Raporu ve Etki Analiz Rapor’ları bu sürecin kaldırım taşlarını döşedi. UND’nin bu iki raporda ciddi katkıları vardır. Biz haklılığımızı sağlam delillerle ispatladık. Raporu hazırlayanlara sağlam doneler verdik. Bu raporların arkasından algı değişti. Ortaya çıktı ki Türkiye ile AB arasında bir taşıma krizi var.” TEHDİTLERİN ÜZERİNE GİDEN KARARLI BİR DURUŞ GÖSTERDİK Şener, “Haklılığınızı biliyorsanız korkmanıza gere yok” diyor ve şunları aktarıyor: “Onlarca yıldır bir efsane vardı. Bulgarlar kapıyı kapatınca elimiz kolumuz bağlanır. Bulgarlar da bizi kapıyı kapatmakla tehdit ediyorlardı. Çetin bey Bakanımızı ziyaret ederek ‘Bulgarların kapıyı kapatmasını istiyoruz’ dedi. Kapıyı kapattık. Bu sefer Bulgarlar 3-5 gün sonra kendileri açtılar. Bu efsane ve korkutma son buldu ve Bulgaristan ile taşıma soranlarımızın yüzde 90’ı bitti.” ALMANYA SÜRÜCÜLERE KENDİ ÜLKESİNDEN VİZE VERMİYOR ÇÜNKÜ HUKUKSUZLUK VAR Fatih Şener Türk sürücülerinin vize sorunlarının da takipçisi olacaklarının altını çiziyor. Şener “Vize ile ilgili de dava açacağız” diyor. Burada önemli bir haksızlığı ortaya çıkaran Şener, “Almanya, Danimarka ve Hollanda şoförlerden vize sorulamaz diyor. Tabi biz bu ülkelere uçarak gidemiyoruz. Bu ülkelere gitmek için vize geriyor. Schengen kitabında var. Türk sürücüler vizeden muaftır diyor. Almanya sürücü vizesini de reddi de Macaristan adına veriyor. Bunu yasal olarak sorunlu bir iş yaptığını bildiği için böyle yapıyor. Ancak sürücülerden vize başvurusu almak bile suç.” Ocak 2017 30 DOSYA Tabi hız artarken ve maliyet de azalacak. Türkiye’nin ve Türk ürünlerinin rekabet gücü artacaktır.” BÜTÜN BU MÜCADELEDE KAMU BİZİMLE OMUZ OMUZA OLDU… İtalya Büyükelçisi Luigi Mattiolo UBAK BAZ KOTAMIZI DÜŞÜRELİM Fatih Şener önemli bir çağrıda bulunarak UBAK Baz Kotamızı düşürelim diyor. Bunun Türk nakliyecisinin işlerini arttıracağını söylüyor: “Türkiye’nin verdiği 3’üncü ülke izin belgesi sayısı sadece 10 bin olmasına rağmen Türkiye’den her yıl 95 bin 3’üncü ülke taşıması yapılıyor. Türkiye’den yapılan 3’üncü ülke taşımalarının 80 bini UBAK Belgeleri ile yapılıyor. Yani yabancılar UBAK Belgelerini 3’üncü ülke taşımaları için kullanıyorlar. Biz ise belgelerimizin sadece yüzde 10’unu 3’üncü ülke taşımalarında kullanıyoruz. Çünkü bizim ikili ve transit geçişlerde belge ve geçiş ücreti zorluklarımız var. UBAK Belgesi ile Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’a para ödemiyoruz. Peki bu para kalkarsa ne olur? 80 bin taşıma Türk nakliyecisinin cebinde kalır. Biz UBAK’tan çıkabiliriz diye Başkanımız Çetin bey ilk kez ITF Genel Sekreterine bizzat söyledi. Genel Sekreter şok oldu. ‘Siz donör ülkesiniz siz çıktığınızda sistem çöker’ dedi. Türkiye ve Rusya sistemin donör ül- keleri. Rusya baz kotasını 25’e indirdi. Bizim de baz kotamızı indirmemiz lazım. Geçiş ücreti kalktığında bizim zaten UBAK’a bakışımız da değişecek. O zaman bu belgeleri sadece 3’üncü ülke taşımalarında kullanacağız. Baz kotasının indirilmesi Türkiye gündemine gelmeli. Bu yıl müzakere edilebilir ve 2018’de indirilebilir. Bu tarihi bir adım olur. Yıllık 80 bin ilave ihraç taşımasını Türk nakliyeciler yapacak demektir. Karayolu taşımalarında seferler yarı yarıya artıracaktır. 23 Nisan 2013 Slovenya Maribor Eylemi AB Komisyon Başkan Yardımcısı Siim Kallas’a tek tekeri eksik tır verildi. 26 Ağustos 2013 Macaristan Nickelsdorf Eylemi Ocak 2017 Fatih Şener: “Son dört yılın özeti UND ve Kamu arasında güçlü bir işbirliğidir. Özellikle UDHB yetkileri İran, Bulgaristan krizlerinde yapılmayanı yaptı. İtalya, Avusturya, Macaristan’da yaşanan gelişmelerde çok ciddi destek sağladı. Risk aldı, sorumluluk aldı. Bizi sahada güçlü kılan da kamu dan gördüğümüz bu önemli destektir. UDHB dışında Ekonomi Bakanlığımız Dış Ticaretin Lojistiğinde karşılaştığımız zorlukların aşılmasında Bakanından Bürokratına kadar çok büyük destek oldu. Bu vesile ile tüm bürokratlarımıza sektörümüz adına çok teşekkür ediyoruz… Lüksemburg’da Avrupa Adalet Divanı duruşmasına gözlemci olarak katılan UDHB, Ekonomi ve AB Bakanlığı yetkilileri bu konuya Devlet olarak biz de sahip çıkıyoruz mesajı verdi. Sivil Toplum Kuruluşlarımızın desteklerini de gözardı etmemek lazım. TİM, TOBB, İKV Brüksel mücadelemizde bizimle birlikteydi” diye konuşuyor. 31 Baydarol: KONU TIR DEĞİL TAŞINAN MALDIR Sektörün her yıl milyonlarca Euro zarar uğramasına neden olan tarife dışı engeller aynı zamanda büyük bir hukuksuzluk taşıyor. UND Yönetim Kurulu Danışmanı ve AB Uzmanı Can Baydarol açılan davaların hukuki temellerini anlattı: Gümrük Birliği, Türkiye ile AB arasında malların serbest dolaşımını öngörüyor. Malların serbest dolaşımı dediğimiz zaman, 4 tane temel yasaklama karşımıza çıkıyor. Bunlar; 1-Taraflar arasında sanayi ürünlerine gümrük vergisi konamaz. 2-Gümrük vergisi ile eş etkili vergiler yasaktır. Yani adı gümrük vergisi olmayan ama uygulaması sonucunda gümrük vergisi ile aynı sonucu doğuran her türlü mali yük yasaktır. 3-Miktar kısıtlamaları yani kotalar yasaktır. 4-Miktar kısıtlaması ile eş etkili önlemler yasaktır. Yani adı kota olmayan ama uygulama sonucunda kota etkisi yaratan uygulamalar yasaktır. Bizim başlattığımız “Kotasız Eylem Planı”na kadar bu iş bir kamyon meselesi olarak algılandı. Ben bu plan ile ilgili şunu söyledim: Biz artık özne değil, nesneyiz. Yani sorun sorun kamyon değil, kamyonun içindeki üründür. Soruna sırf TIR diye bakıldığında; konu Türkiye-AB hukuku çerçevesinde hizmet sektörüne ve hizmetlerin serbest dolaşımına dahil oluyordu. O zaman AB Komisyonu, “Bunun müzakeresi yapılmadı bu konuyu teker teker ülkelerle müzakere edin” diyordu. Biz işi TIR’a değil taşınan mala çektiğimiz zaman argümanlar değişmek zorunda kaldı. Çünkü AB Adalet Divanı’nın doğrudan doğruya ulaştırmaya ile malları birbirinden ayrılmaz bir parça olarak gören bir dizi yargı kararı vardı. İLK DAVAYI TIRSAN ALMANYA’YA AÇTI Bu durumda sektörün yapabileceği tek şey; bir taraftan hem Türkiye’de hem AB çerçevesinde konuyu anlatmak için lobi yapmak, öte yandan konuyu hukuk yoluna göndermekti. Bu çerçevede ilk girişim Tırsan tarafından yapıldı. Ancak Alman İdare Mahkemesi, davayı haksız bir şekilde Avrupa Adalet Divanı’na taşımaktan kaçındı. Bunun üzerinde konunun bir müddet rafa kalktığını izledik. Özellikle UND bünyesindeki yönetim değişikliği sırasında sorunun üstüne gidilmedi. Ardından Çetin Nuhoğlu’nun yeniden Başkan seçilmesiyle konunun üstüne daha ciddiyetle gidilmesi kararı alındı ve Avusturyalı önemli bir hukuk firması ile anlaşma yapıldı. Bütün bu gelişmeler sırasında Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerinin başlatılmasının ön çalışmaları yapılmaya başlandı. AB tarafının eğilimi, TIR kotalarının kaldırılması karşılığında Türkiye’den karşıt bir avantaj elde etmekti. Müzakerelerin sonucunda gelinecek al-ver sürecinde Türkiye’den farklı avantajlar elde etmek istiyordu. Bunun için hükümetin süreçle ilgili kaygılarıyla TIR kotalarının kaldırılmasının kazanılmış bir hak olması iç içe geçti. Başlatılan hukuki süreç içerisinde İstanbul Lojistik firmasının Macaristan’da aldığı bir ceza öncelikle Macar mahkemelerine taşındı. Macar hakim konunun kendi yargı yetkisini aştığına karar verip, öncelikle Lüksemburg Avrupa Adalet Divanı’nın konuyla ilgili bir yorum yapmasını talep etti. Bu bağlamda Avrupa Adalet Divanı 19 Ocak 2017 günü; 5 kişilik bir oturum yaparak tarafları dinledi. Öte yandan İstanbul Lojistik’in Macaristan’a açtığı dava UND ve TİM tarafından desteklendi. Bu noktada çok önemli gelişme oldu. Avrupa Komisyonu Hukuk Servisi davaya müdahil olarak katıldı ve tamamen Türkiye tezlerini destekler şekilde görüş bildirdi. Diğer ifadeyle AB Komisyonu’nun yıllarca ortaya koyduğu argümanlarının tersine bir tutum aldığına tanıklık ettik. Hakimlerin hem Macar, hem Türk hem de komisyona yönelttiği sorularda Macaristan’ın tezlerinin çürütüldüğünü Türkiye’nin tezlerinin ön plana çıkartıldığını da izledik. Ancak bu görüntüye bakılarak son kararın verildiğini söylemek için erken. Mahkemenin izleyeceği prosedüre göre 6 Nisan’da raportör hakim (Genel Avukat) yazılı görüşünü sunacak. KARAR BÜTÜN AB ÜLKELERİNİ BAĞLAR Mahkemede de bu görüşler doğrultusunda (büyük olasılıkla yüzde 90-95) bu görüşlere uyarak yıl sonuna kadar açıklayacak. Mahkeme kararı açıklandığı andan itibaren kararın sonuçları sadece Macaristan açısından değil, bütün AB ülkeleri açısından bağlayıcı olacak. Buradan iki sonuç ortaya çıkar; 1-Artık Türkiye-AB ülkeleri arasında ikili kota anlaşmalarının yerini Türkiye-AB Komisyonu arasında alınacak toplu bir kota anlaşmasının almasını beklemek gerekir. Bu transit kotası da hiçbir şekilde mevcut ticaret hacminin altında olmayacak. Yani bir Türk TIR’ı AB ile yapılan ikili ticarette haksız bir mali yükle karşı karşıya gelmeyecek. Bir AB plakalı TIR yol geçişlerinde hangi ücretleri ödüyorsa, Türk TIR’ı da aynı ücretlere muhatap olacaktır. 2-Bugüne kadar yapılan haksızlık geriye dönük tazminat davalarının açılmasına yol açacak. Bugüne kadar haksız şekilde Türk taşımacılarından alınan ücretlerin faizi ile birlikte geri alınması için AB ülkelerinde binlerce dava açılabilir. Dolayısıyla mahkeme kararını beklemeksizin AB ülkelerinin Türkiye’ye karşı uyguladığı haksız uygulamalara derhal son vermeleri de bir diğer olasılık olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin Macaristan’dan 400 euro ödeyerek 1000 kere geçmiş bir Türk taşımacı 400 bin euro artı faizlerini talep edebilecek. Ocak 2017 32 DOSYA Çiçekli: Hem zamandan hem paradan kaybediyoruz UND Başkan Yardımcısı, İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Görevlisi,ve ALC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ali çiçekli, kota ve geçiş ücretlerinin sektöre ve ülkeye verdiği zararla ilgili şunları söylüyor: “Bilindiği üzere, GATT (General Agreement on Tariffs and TradeGenel Tarife ve Ticaret Anlaşması) Anlaşması’nın 5. Maddesi DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) üyesi ülkelerin transit mal geçişlerini serbestleştirmelerini ve birbirlerine karşı sınırlama getirmemelerini öngörmektedir. AB ve üye ülkeleri ile Türkiye de DTÖ’ye taraf olduklarına göre, bu ülkeler arasında transit geçişlere getirilen sınırlamaların da GATT’a aykırı olduğu açıktır. Ayrıca 3-6 Aralık 2013 tarihlerinde Bali’de gerçekleşen DTÖ Bakanlar Konferansında, Türkiye ve karayolu ile transit geçtiğimiz AB ülkelerinin de dahil olduğu 159 ülke bir kez daha GATT’ın 5. Maddesini vurgulayarak şu kararı almıştır: ‘Hiçbir üye ülke kendisi üzerinden diğer bir üye ülkenin transit geçişini engelleyemez, bu geçişlere izin verme hakkını caydırıcılık olarak da kullanamaz.’ Diğer yandan Gümrük Birliği öncelikle taraflar arasında malların serbest dolaşımını kapsar ve bunun gerçekleşmesi için sadece her türlü vergi ve miktar kısıtlamalarının ve bunlara eş etkili tedbirlerin kaldırılmasını değil aynı zamanda malların gümrük birliğine taraf olan devletlerin topraklarından transit geçişini de içerir. ‘Esasen transit geçişin engellenmesi, kotaya tabi tutulması yada geçiş ücreti alınması; miktar kısıtlaması veya buna eş etkili tedbir olarak değerlendirilmektedir.’ Ayrıca Dünya Bankasının TürkiyeAB Gümrük Birliği Değerlendirme Raporunun 102.Maddesinde de Türk araçlarının engellendiği tespit edilmiş- tir. Raporda “Karayolu kotaları ve özellikle transit izinleri malların serbest dolaşımı önünde engeller oluşturmakta ve transit trafiğini aksatarak Gümrük Birliğinin tam anlamıyla işleyişini sekteye uğratmaktadır. AB üye ülkeleri kendi topraklarında mal taşıyabilecek Türk plakalı araçların geçişini sınırlandırarak AB’ye Türk karayolu taşıma operatörleri tarafından taşınan Türk mallarını sınırlamaktadır. Bu durum maliyetleri de yükseltmektedir’’ denilmiştir. Bu engeller ve uygulamalar nedeniyle; Türk Taşımacısı zaman kaybetmektedir. Ki zaman en önemli taşıma maliyet kalemlerinin başında gelmekte olup bundan dolayı malların tüketiciye maliyeti de artmaktadır. Mallar Türkiye’den AB’ne veya AB’den Türkiye’ye yada ardı ülkelerdeki tüketicilere daha geç ulaşmaktadır. Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan gibi ülkelerin Türk araçlarından aldığı geçiş ücretleri taşıma maliyetlerini artırmakta ve haksız rekabet yaratmaktadır. Zira aynı ülkeler ne kendi araçlarına ne de ülkelerinden transit geçen diğer üye ülkelerin araçlarından benzer geçiş ücreti almamaktadır. Avusturya gibi bazı ülkelerin, transit geçişlerde yalnızca Türk plakalı araçları Ro-La trenine binmek zorunda bırakması ayırımcılıktır. Zira aynı zorunluluk diğer ülke araçlarına uygulanmamakta olup bundan dolayı Türk taşımacısı zaman ve para kaybetmektedir. Kotaların yetersizliği ve zaman zaman tükenmesi taşımaların kesintiye uğramasına ve/veya sınır kapılarında uzun araç kuyruklarının olduğu yığılmalara sebep olmaktadır. Kotalar ve geçiş ücretlerinin kalkması durumunda sektörde nasıl bir gelişim olacağıyla ilgili değerlendirmeler de yapan Çiçekli görüşlerini şu şekilde aktarıyor: Bu engellerin ve uygulamaların kalkması ile; Kotaların kalkması ile ihraç ürünlerimizin Avrupa pazarına ulaşması daha hızlı olacaktır. Bu da taşımacılarımızla birlikte ihracatçılarımızın da performansını artıracaktır. Taşımacılarımız kotadan dolayı geçiş belgesi beklemek zorunda kalmayacak ve yük taleplerine anında korkusuzca cevap verebilecektir. Böylece taşıma filolarımız daha yüksek performansla çalışacaktır. Ro-La gibi muhtelif taşıma modlarına zorunlulukların kalkmasıyla taşımacıların operasyonel esneklikleri ve dolayısıyla performansları artacaktır. Bu performans artışı doğal olarak ihracat ve ithalatçılarımıza yansıyacaktır. Geçiş ücretlerinin kalkmasıyla Türk taşımacısı yabancı taşımacılarla eşit rekabet koşullarına sahip olacaktır. Bununla birlikte taşıma maliyetlerimiz de düşecektir. Taşıma maliyetlerinin düşmesi ihracat ve ithalatçılarımızın da rekabet gücünü yükseltip pazar paylarını artıracaktır. Artan pazar paylarımız domino etkisiyle tüm sektörleri etkileyip ülkemizin dış ticaret ve ekonomik performansını da artıracaktır. Ünlütürk: Kazanan Türkiye olacak Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk de “AB Komisyonu’nun davada Türk tarafının tezlerini savunarak geçiş ücreti alınmaz kararını büyük bir memnuniyetle aldık. Bu sayede ülkemizin yıllardır mücadele ettiği kota ve geçiş ücretleri konusunda çok önemli bir adım atılmış oldu” diyerek bu kararın Türk ihracatı için ne anlama geldiğini yorumladı: Geçiş ücreti alınması AB ve Türkiye arasında büyük ticari kayıp ve aynı zamanda kısıtlama getiriyor. Dolayısı Ocak 2017 ile Türkiye kaynaklı malların Avrupa’daki fiyatlarını doğal olarak olumsuz etkiliyor. Karar diğer AB üyesi ülkeler için de emsal olacağından süreci yakinen takip ediyoruz. İhracatımızın artmasına ve hedeflediğimiz ihracat oranlarına ulaşmamıza büyük katkı sağlayacak bu gelişmede kazanan Türk ekonomisi olacak. 33 Büyükekşi: 2023 hedeflerine ve dünya ticaretinden yüzde 1,5 pay almaya daha da yaklaşacağız TİM Başkanı Mehmet Büyük Ekşi UND’nin Sesi Dergisi için şu değerlendirmeyi yapıyor: Başlıca ihracat pazarımız olan AB’ye Türk ürünlerini taşırken karşılaştığımız “karayolu taşıma kotaları” ülkemizin Gümrük Birliği kapsamında karşı karşıya kaldığı başlıca sorun alanlarından biridir. Birlik üyesi ülkelerin 2001 yılından bu yana üçüncü ülke TIR’larına kota uygulaması getirmesinden dolayı, Türkiye de Gümrük Birliği’ne rağmen söz konusu kotalara maruz kalıyor. Tarife dışı engel niteliğindeki bu kotalar, taşıma maliyetlerini artırarak AB pazarındaki rekabetçiliğimizi ve dolayısıyla ihracatımızı olumsuz etkiliyor. AB üyesi yerel taşımacıların ödemediği geçiş ücretlerinin (Örneğin Macaristan için 210-€; Romanya için 238-€) Türk taşımacıları tarafından ödenmesi Türk ihracatçısına lojistik maliyetleri olarak yansıyor. Bu durum da, nihai ürün fiyatlarını artırmanın yanında kota ve geçiş ücretlerine ilişkin işlemler ile ek idari yükümlülüklerden kaynaklanan zaman kaybı sebebiyle ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Uygulanan kotalar, hem Türkiye’den hem de Avrupa Birliği ülkelerinden çıkan malların varış noktasına sorunsuz ulaşmasını engelleyen bir etken. Ancak daha da önemlisi taraflar arasında yıllar içinde artan ticaret hacmine rağmen taşıma kotalarının değişmemesi Türk ihracatçısının önünü keserek pazara erişimi kısıtlıyor, ikili ticaret hacmini aşağıya çekiyor. Bu konuda, son olarak Lüksemburg’da Macaristan’a yönelik açılan davada olumlu gelişmeler yaşandı. Gümrük Birliği anlaşmasının maddelerinden olan malların serbest dolaşımı ilkesine aykırı bu uygulamanın en yakın zamanda sona ereceğine inanıyoruz. Açılan davanın haricinde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerinde de bu sorunun tamamen ortadan kaldırılmasını temenni ediyoruz. Yıllardır devam eden bu haksız uygulamanın ortadan kalkmasıyla, ihracatçılarımız pazara daha hızlı erişim sağlayacak ve ürün tesliminde daha güvenilir hale gelecek. Tedarik zincirindeki aksamalar ortadan kalkacak ve ihracatçılarımızın daha etkin şekilde AB pazarında faaliyet göstermeye başlamasıyla Türk ürünleri AB pazarındaki yerlerini sağlamlaştıracak. Ayrıca, transit serbestisinin sağlanması ve geçiş ücretlerinin kaldırılması ile ihracatçılarımızın nakliye masrafları da azalacak. Tüm dünya ticaretin kolaylaşmasını sağlamak ve engelleri ortadan kaldırmak için çabalarken AB’nin de bu aşırı korumacı tutumdan bir an önce vazgeçmesini umuyoruz. Örneğin 110 ülkenin taraf olduğu “Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması” yürürlüğe girdiğinde dünya ticaretinin yıllık 750 milyar dolar ile 1 trilyon dolar artması, ticaret maliyetlerin yüzde 10 ila 23 arasında azalması, ortalama ihracat süresinin yaklaşık 2 gün, ortalama ithalat süresinin ise 1,5 gün azalması bekleniyor. Türkiye’nin de 2013 yılında imzaladığı bu anlaşma, kalan 3 ülke tarafından daha imzalanarak en kısa sürede yürürlüğe girecek. Özetle, 2000’li yıllardan itibaren hızla dünya ekonomisiyle bütünleşen ve kaliteli ürünleriyle küresel pazarlarda her geçen yıl yerini daha da sağlamlaştıran Türkiye, AB ekonomisinin de ayrılmaz bir parçası olmuştur. İhracatımızın nerdeyse yarısını gerçekleştirdiğimiz AB’ye nakliye alanındaki bu engelin kalkması ile ihracatçılarımız pazarda rakiplerinden sıyrılarak daha etkili, ucuz ve hızlı şekilde ürün tedarik edebileceklerini kanıtlayacaktır. Üzerimizdeki bu yükü atmamızla 2023 yılı ihracat hedefimiz olan dünya ticaretinden %1,5 pay almaya da bir adım daha yaklaşmış olacağız. Öcal: Örnek bir duruş ortaya kondu Yörük Taşımacılık Sahibi İbrahim Ethem Öcal Macaristan’a açılan davanın örnek bir duruş olduğunu belirterek, sorun yaşanan ülkelere mütekabiliyet uygulanması gerektiğini söylüyor. Öcal davayı şöyle yorumluyor: Avrupa’nın hemen hemen her yerinde Türk TIR’ları olarak haksızlıklara ve ayrımcılıklarla karşı karşıya kalıyoruz. Macaristan, Bulgaristan, Romanya ve Avusturya bu ülkelere örnek olarak verilebilir. Geçiş ücretleri, kesilen cezalar ve akla mantığa sığmayan daha birçok uygulamaları da sektörü bitirmek adına yapılan girişimler olarak düşünebiliriz. Sadece kendi toplumuna geçerli olan Avrupa adaletini, sahnede oynanan bir tiyatro oyunu olarak tarif etmek hiç de yanlış bir tabir olmayacaktır. Uygulanan kota ve engellemeler ile AB-Türkiye arasındaki anlaşmalar çiğnenmekte, bununla beraber ticaretimize ve Türk nakliyecilerine zarar verilmektedir. Macaristan’a açılan davanın sektöre öncü olduğunu bundan sonraki her türlü ayrımcılığa da örnek duruş olacağı kanaatindeyim. UND ve TİM kuruluşlarının ilgili bakanlıklarımızın desteğiyle de kutsal mücadeleyi başlatması sektör ve ticaretimiz açıdan umut verici bir durumdur. Sektör ve ülke olarak zor dönemden geçtiğimizi biliyoruz. Alınan ücretler ile rekabet gücümüz kırılıp ekonomik açıdan bitirilmek hedefindeyiz. Ülke olarak sorun yaşadığımız ülkelere direkt mütekabiliyet uygulayabilirsek, bu sorunların üstesinden bir nebze olsun gelebileceğimiz kanaatindeyim. Kazançlarımız ile büyüme hedefinde olup, haksızlıklara göğüs gerip, diğer yandan da ticaretin dürüstlüğünü ve doğruluğunu yukarılara taşımalıyız. Bu bağlamda atacağımız her adım, engellemelerin hedefine ulaşamaması adına doğru yolda olduğumuzu bir kez daha gösterecektir. Ocak 2017 34 DOSYA Taha: Geçiş ücretleri kalktığında bunun ihracata etkisi büyük olacaktır MÜSİAD Lojistik Konsey Başkanı Emin Taha, Avrupa’ya yapılan ihraç taşımalarının önemine vurgu yaparak süreçle ilgili önemli değerlendirmeler yapıyor. Taha, Türk nakliyecisini yapılan haksızlıklara dikkat çekere şunları aktarıyor. 2016 yılının toplamında Türkiye’den Avrupa’ya yapılan ihracat toplamda 43 milyar 193 milyon dolar olarak gerçekleşmiş olup bunun 40 milyar 886 milyon doları Avrupa birliği ülkelerine kalan 2 milyar 307 milyon dolarlık kısım ise diğer Avrupa ülkelerine gerçekleşmiştir. Yıllık ihracatımızın 142 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında Avrupa ülkelerine yapılan taşımalar yıllık ihracatımızın yaklaşık yüzde 30’una tekabül etmektedir. Yıllık bazda baktığımızda İhracatımızın yaklaşık olarak yüzde 29’luk kısmı kara yolu ile gerçekleştirilmektedir. 2016 yılında Avrupa ülkelerine yaklaşık olarak 363.000 araç yüklenmiş olup kara yolu ile taşınan yük miktarı olarak bu rakam toplam karayolu taşımalarımızın yüzde 30,5’ine tekabül etmektedir. Yine 2016 yılı içerisinde yabancı plakalı araç yüklenmiştir. 176.000 adet araç ile taşıma gerçekleştirilmiştir. 2010 yılı değerlerine göre ise Türk tırları ile yapılan taşımalar 2010 yılında yaklaşık olarak 314.000 adet iken yabancı plakalı araçlarla yapılan taşımalar ise 127.000 adet olarak ölçülmüştür. Yani 2010 yılına göre Türk plakalı araçlarla yapılan taşımalar yalnızca yüzde 15 artarken yabancı plakalı araçlarla yapılan taşıma yüzde 50 oranında artış göstermiştir. Bu oranlar bile geçiş belgeleri sorunu ve kotalar sebebi ile haksız rekabetin boyutunu göstermektedir. Sadece İtalya’nın uyguladığı geçiş belgeleri sebebi ile araçlarımız yaklaşık 1000 km fazla yol kat ederek Fransa’ya ulaşmakta ancak Avrupa ülkeleri araçları hiçbir kotaya maruz kalmamaktadır. Bunun yanında Avusturya da tren sırası beklerken bile Avrupa birliği araçları sıra beklemezken Türk plakalı Ocak 2017 araçlar sıraya sokularak zaman açısından haksız rekabete maruz bırakılmaktadır. Ayrıca Avrupa birliği plakalı araçlar Türkiye’den başka ülkelere taşımalar yaparak haksız rekabeti arttırmaktadırlar. Bu durum Türk taşımacılarının zarar görmesine yol açmaktadır. Serbest rekabet ortamında son derece düşük karlılıkla ayakta kalmaya çalışan Türk nakliyecileri ve lojistikçileri ölçek ekonomisinden faydalanma şanslarını da bu şekilde kaybetmektedirler. Emin Taha, bu haksızlığın sona ermesiyle birlikte Türkiye lehine nasıl bir değişim olacağını ise şöyle anlatıyor: Rakamlar her şeyi söylüyor. Bugün toplam ihracatımızın yüzde 30 unu gerçekleştirdiğimiz ülkeler grubunda yaşadığımız geçiş belgeleri sorunu defalarca dile getirildi. Ancak en son Avrupa da İstanbul Lojistik Hiz. Taş. ve Tic. Ltd. Şti’nin, Macar Ulusal Vergi ve Gümrük idaresi aleyhine Avrupa adalet divanında görülen dava dönüm noktası teşkil etmektedir. Dava da özellikle vurgulanan Tırlardan alınan geçiş ücretlerinin gümrük birliği anlaşmasının malların serbest dolaşımı ile ilgili maddesine aykırı olması ayrıca Türk tırlarından alınan geçiş ücretlerinin ayrımcılığa yol açtığı ve Avrupa birliğinin kendi kurallarına aykırılığı sebebi ile davada geçiş ücretleri ve kotaların gümrük birliği anlaşmasının 4. ve 5. maddelerine aykırı olduğu ifade edildi. Ayrıca geçiş ücretleri ve kotalar sorunu nedeni maliyetler artmakta olup bu durum Avrupa birliği ve Türkiye arasında milyarlarca dolarlık yük kaybına yol açmaktadır. Bu dava Macar devleti aleyhine sonuçlandığında araç başına maliyetlerimiz 438 Euro düşecektir. Bunun tüm birlik ülkelerine karşı olarak içtihat gösterilerek dava aşamalarında önemli gelişme kaydedeceği düşünülebilir. Tüm birlik üyeleri içtihat kararı olarak bu kararları uygularsa bunun ihracatımıza katkısı navlunların düşeceği varsayıldığında ülkemizden alım yapmak daha ucuza geleceğinden Avrupa birliği ülkeleri bize tercih edeceğinden ihracatımız artacaktır. Bu arada taşıma hızımızda artacaktır. Bu da tercihte önemli bir etken oluşturmaktadır Maliyet ne kadar düşerse bu ithalat yapan ülkeler açısından birim maliyete yansıdığı oranda alımlar artacağından ihracatımızda yaşanan etkisi katlanarak büyümek şeklinde olacaktır. Sonuç olarak kısaca ifade etmek gerekirse kotaların ve geçiş ücretlerinin kalkması ihracat yüklerimizi taşıyan araçlarımızın daha hızlı gitmesini sağlayacak, Yükler alıcılara daha kısa sürede ulaşacaktır, bu ülkemizi daha kısa zamanda teslimat ile rakip ülkelere göre ülkemizi avantajlı konuma getirecektir. İhracat sektörümüzü olumlu yönde etkileyecek olup, ülkemizin döviz açığını kapatmada öncü rol oynayacaktır Bu gelişmeler kuşkusuz 2023 yılı hedefleri açısından olumlu etki yaratacaktır. Avrupa ülkelerine yapılan ihracatın artması açısında bu gelişme önemli ve büyük bir adımdır. Ancak Dünya da yaşanan ekonomik sorunlar ve gelişmeler ile sınır ülkelerimizde yaşanan sorunlar sebebi ile bu hedeflere ulaşmak için ihracatçı ve nakliyecilerimizin daha sıkı çalışarak ülkemizi hak ettiği yere getirmesi gerekmektedir. 35 Kahraman: Kotalar yüzünden her yıl 6,5 milyar dolar daha az ihracat yapıyoruz Kota ve geçiş ücretlerinin Türk ihracatçısını nasıl etkilediği ile ilgili açıklama yapan Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği Koordinatör Başkanı Ahmet Kahraman şunları söylüyor: Ülkemizin hedef pazarlarına yönelik taşımalarda üzerinden transit geçilen ülkelerde ‘sadece Türk taşımacılardan alınan transit ücretler, yetersiz transit kotaları, karayolundan farklı taşıma şekillerinin/hatlarının dayatılması vb.’ ek maliyet yaratıcı kısıtlamalar sonucunda daha pahalı hale gelen taşımalarımız, nihayetinde toplam ihracatımızdan her yıl ortalama 6,5 milyar dolarlık bir azalma olduğu bilinmektedir. Karayoluyla uluslararası eşya taşıyan araçlar sadece “Türkiye’de kayıtlı oldukları” için, 28’i AB üye ülkesi olmak üzere toplam 43 ülke tarafından uygulanan “geçiş belgesi kotası, sürücü vizesi, transit geçiş ücreti vb.” tarife dışı kısıtlamalarla karşılaşmaktadır. Bu kısıtlamalar nedeniyle maliyetleri artan Türk taşımacıları, rekabet gücünü yitirmektedir. Ortaya çıkan haksız rekabet sonucunda yabancı ülke plakalı taşıtların ülkemiz ihracatındaki payı hızla artmakta; buna karşılık Türkiye’de kayıtlı taşımacılık firmalarımız pazar kaybı yaşamaktadır. Profesyonel sürücülerimize uygulanan vize kısıtlamalarının ve vize süreleri içindeki kalış kısıtla- Kotalar ve Geçiş Ücretlerinin kalkması ile ihracatta nasıl bir ivmelenme olacağı ile ilgili soruya Kahraman, şöyle cevap veriyor: malarının yarattığı ek maliyetler ve zaman kayıpları taşımacılık firmaları açısından önemli mağduriyetlere yol açmaktadır. Buna ilaveten ihracatçılarımız da bu durumdan dolaylı olarak etkilenmektedir. Türk tırlarından özellikle Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’dan geçerken alınan geçiş ücretleri taşımayı pahalılaştırdığı için Türk ürünlerinin Avrupa’daki rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Biliyorsunuz ki; AB Komisyonu da, Temmuz 2015’te yayınladığı Türkiye-AB Karayolu Yük Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizinde, sadece geçiş belgesi kotaları nedeniyle Türkiye ve AB arasındaki ticaretinin yılda 3,5 milyar euro kaybettirdiğine vurgu yapmıştır. Bu karşılıklı bir kayıptır. Bu gerçeği de dikkate alırsak; bu durumdan sadece Türkiye değil AB ülkeleri de ticari kayıp yaşamaktadır.” “Biliyorsunuz Türkiye’nin ihracatında AB ülkelerinin çok önemli bir yeri bulunmaktadır. İhracatının yaklaşık yüzde 50’sini bu ülkelerle gerçekleştiren Türkiye için bu denli bir kısıtlamanın kalkması ihracata hız katacak ve çok olumlu gelişmelere yol açacaktır. Türkiye’ye kota uygulayan ülkeler arasında Avusturya, Bulgaristan, Macaristan, Slovenya, İtalya, Romanya, Yunanistan gibi ülkeler bulunuyor. Bu gelişmenin Türkiye’nin dış ticaretine yaklaşık 3,5 milyar Euro katkı sağlaması beklenmektedir. Sadece maddi katkı değil psikolojik etkisi de olumlu olacak bu gelişmenin ihracatçının yüzünü güldüreceği aşikardır. Tüm bu gelişmeler Türkiye ihracatının ve ekonomisinin kazancı olarak görülmelidir. Bu gelişme ile ihracatının önündeki bir engeli daha kaldıran Türk firmaları 2023 ihracat hedefine daha hızlı adımlarla ilerleyecek ve hedeflerini yakalamak için gayretlerine devam edecektir. Zaten tozlu bir yol olan ihracat, firmalarımızın desteklenmesi gereken bir parkurdur. Bu şekildeki zorlukların hızlı bir şekilde ortadan kaldırılması ülkemiz ihracatını artırmak ve ekonomimize katkı sağlamak için önemlidir. Ayrıca AB ile ülkemiz arasındaki yıllardır süren dostluk ilişkisinin de bir adım daha ileri gitmesine katkı sağlayacaktır. Gülen: Adalet tecelli etti Bolu Beyi Uluslararası Nakliyat Genel Müdürü Ömer Gülen bugüne kadar yaşanılan haksızlıklara işaret ederek haksızlıkların son bulmasıyla nasıl bir ortamın oluşacağına vurgu yapıyor: Şu anki uygulamada Türk nakliyecisinin hangi ruh halinde olduğunu anlatmaya çalışayım. Düşünün ticaret yapıyorsunuz. Ticaretin tüm zincir halkaları belli bir kazanç sağlar. Fakat bizde biraz farklı. Bizde aynı işi yapmamıza ve aynı anlaşmalara imza atmamıza rağmen ayrımcılığı ve art niyetli davranışları hisseder ve yaşarız. Beyaz/zenci ayrımcılığını günümüzde bize yaşatıyorlar. Bizde bunu bile bile çaresiz eli kolu bağlı belki bir gün düzelir diyerek yaşam mücadelemizi veriyoruz. Fakat karşımızdakiler olanca kibiri, bildikleri halde bilmezden gelen tavırlarıyla, dillerinden dökülen saçma sapan yalan süslü sözleriyle hep oyalıyorlar ve süreci uzatıp duruyorlar. Bu şekilde menfaatlerini ve yandaşlarını koruduklarını düşünüyorlar. Dostluklar menfaatlerin sürdüğü yere kadardır. Menfeatler bittiğinde dostluklar biter onlar için. Biz de durum tam tersidir. Dostluk ölene kadar ve sonrasında da devam edeceği umudumuz vardır. Bu işin İnsani ve duygusal tarafıydı; Bu yalan ve art niyetli davranışın bittiği anda, asıl ticareti yapacağız. Emek verenin, hizmeti verenin kazanacağı deyim yerindeyse Sezar’ın hakkı Sezar’a sözünün karşılığını yaşayacağız. Kayırmacılık ortadan kısmi şekilde kalkmış olacak. Rekabet şartları eşit hale gelecek. İhracat , ithalat yapan firmaların maliyet farklılıkları ortadan kalkacak. Kısaca Adalet tecelli etmiş olacak. Bunun arkasından vize ve araç maliyet(amortisman) eşitliğinin de sağlanmasını bekliyoruz. Ocak 2017 36 KAPAK LOJİSTİK TÜM SEKTÖRLERİ TAŞIMAYA DEVAM ETTİ AMA ZOR OLDU Komşu ülkelerle yaşanan sorunlar, iç ve dış terör saldırılarI, taşıma maliyetlerindeki artış, döviz kurlarındaki yükselme, ihracattaki durgunluk ve ithalatın azalması.. 2016 Sektörün en zor yıllarından oldu. T ürkiye hem ekonomik hem siyasi olarak tarihinin en zor yıllarından birini yaşadı. 15 Temmuz hain darbe girişimini atlatan Türkiye, bir ülkenin 100 yılda yaşayacağını bir yıla sığdırdı. İçeride ve dışarda artan terör saldırıları, kapı komşularımızla yaşadığımız sıkıntılar, döviz kurundaki dalgalanmalar derken ülke olarak sürekli yeni krizlerle boğuştuk. Tüm sektörlerde Ocak 2017 olduğu gibi lojistik sektörü de bu durumdan etkilendi. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu sektörün durumunu anlatırken, “40 yıldır bu sektördeyim böyle zor bir dönem geçirmedik” diyor. Uluslararası taşımacılık yapan firmalar için 2016 zor bir yıl oldu. Türkiye’nin kendi içinde yaşadığı sorunlar bir tarafa komşularla yaşanan her türlü sorundan en büyük zararı lojistik sektörü aldı. Rusya, Irak ve Suriye’de yaşanan ülkeler arası sorunlardan direkt etkilendi. Özellikle bölge nakliyecileri için durum oldukça ciddi oldu. 2016 yılı ayakta kalma yılı olarak görülebilir. Şimdi tüm umutlar 2017’de. Ancak görünen o ki 2017 yılı da sektör için zor geçecek. Ancak 2017 yılı için açıklanan 155 milyar dolarlık ihracat hedefi ve Başbakan Binali Yıldırım’ın ekonomiye odaklanacağız söylemi umutları artırıyor. 37 Bursa’ya, İzmir’i de Kemalpaşa ayrımına bağlayacak otoyol çalışmalarını da ki toplam 46 kilometredir, bunu da bitirdik. İnşallah ocak ayında bunu da hizmete sokmuş olacağız. Avrasya Tüneli’ni de 20 Aralık’ta hizmete soktuk. Bu da 2016’da bitirilen önemli projelerden biri.” dedi. BAKAN ARSLAN: 2017’DE ULAŞTIRMAYA YAPILACAK YATIRIM 25 MİLYAR DOLAR Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, TCDD Kule Restoran’da düzenlediği basın toplantısında, Bakanlığının 2016 faaliyetlerini değerlendirdi, 2017 hedeflerini açıkladı. Son 14 yılda ulaştırma, denizcilik ve haberleşme alanında yaptıkları yatırımların miktarının 319 milyar 800 milyon lira olduğunu bildiren Arslan, “2016’da da yine yatırımlara ara vermeden, hız kesmeden devam ettiğimizin göstergesi, biz bakanlık olarak 26,5 milyar liralık yatırım yaptık, sadece kamu tarafı. 2017’de de daha başlangıç ödeneğimiz 25 milyar 600 milyon lira ki, bunun çok üzerine çıkacağımız herkesin malumu” dedi. Bütün projeleri, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın öneminin farkında olarak ve bunun hakkını vererek planladıklarını anlatan Arslan, “Özellikle ulaştırma ana planı hazırlıyoruz ki 2017 yılında tamamlanacak, biz bundan sonraki çalışmalarımızı gerek bu ana plan, gerek kalkınma planları çerçevesinde yürütüyor olacağız” dedi. Lojistik master plan çalışmasını da bitirmek üzerinde olduklarını belirten Arslan, bu çalışmanın tamamlanmasıyla, bütün ulaştırma koridorlarında taşımacılıktan lojistiğe geçmiş olacaklarını söyledi. Sektörler itibarıyla yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Arslan, şöyle devam etti: “Bu yıl karayolları sektöründe harcadığımız para 18 milyar 300 milyon lira. Özellikle 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yol, bugün itibarıyla 25 bin 197 kilometre oldu. Yani 19 bin kilometrenin üzerinde biz bölünmüş yol eklemiş olduk. Bu sene 3 bin 613 kilometre bölünmüş yolda çalışmaya devam ettik ve 2016’da 917 kilometre bölünmüş yol bitirdik. Bölünmüş yollar sayesinde ülkemizde bir yılda yakıt, zaman ve dolaylı etkileri anlamında sağladığımız tasarruf 16,8 milyar lira. Neredeyse yaptığımız yatırım kadar bir tasarruf sağlamış durumdayız. Bölünmüş yolların şu anki mevcut ağımıza oranı yüzde 37, ancak buna rağmen trafik hareketliliğini düşündüğümüzde bölünmüş yollar toplam trafiğin yüzde 80’ini oluşturuyor.” Yaklaşık 3,5 milyar dolara mal olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve onun bağlantı yolları da dahil 215 kilometrelik otoyolu hizmete sunduklarını anımsatan Arslan, İstanbul-İzmir otoyolunun çok önemli bir parçası olan Osmangazi Köprüsü ve 58,5 kilometre otoyolu da bu sene hizmete açtıklarını dile getirdi. Bakan Arslan, “Orhangazi’yi DEMİRYOLU SEKTÖRÜNDE SERBEST PİYASA DÖNEMİ BAŞLIYOR Arslan, demiryolu sektöründe bu sene yaptıkları yatırım miktarının 6 milyar 900 milyon lira olduğunu ifade ederek, “2017’de demiryolu sektöründe bu yıl harcadığımız paranın üzerinde bir harcama öngörüyoruz. Toplam demiryolu uzunluğumuz bugün itibarıyla 12 bin 532 kilometreye erişmiş durumda ve biz bu sene 884 kilometre yeni sinyalli hat yaparak, bu hat uzunluğunu 5 bin 462 kilometreye çıkardık. Elektrikli hat uzunluğumuzu da 496 kilometre yeni elektrikli hat yaparak 4 bin 350 kilometreye çıkardık. Özellikle 10 bin kilometreye yakın demiryolu hatlarımızı tamamen yeniledik” diye konuştu. BAKÜ-TİFLİS-KARS DEMİRYOLU PROJESİ YILIN İLK YARISINDA HİZMETTE Arslan, 2017 yılında 130 kilometresi otoyol olmak üzere 840 kilometre bölünmüş yol, 860 kilometre tek yol, 12 bin 250 kilometre sathi kaplama bakım onarım, 57 kilometre köprü yapacaklarını, 41 tünelin hizmete gireceğini söyledi. Kuzey Marmara Otoyolu’nda devam eden çalışmaların 3 yılda tamamlanacağını dile getiren Arslan, 1915 Çanakkale Köprüsü için 26 Ocak’ta tekliflerin alınacağını, 18 Mart’ta bu köprünün temelinin atılacağını söyledi. BaküOcak 2017 38 KAPAK Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’ni 2017 yılının ilk yarısında hizmete alacaklarını anlatan Arslan, Ovit Tüneli’nde gelecek yılın sonunda bitirip, hizmete sunacaklarını bildirdi. Demiryolu sektöründe yeni 152 kilometre yol yapacaklarını dile getiren Arslan, “YHT hatlarında 6 adet yeni set alarak, set adedini 19’a çıkaracağız. Yüksek Hızlı Tren seferlerini yüzde 50 artıracağız. 10 adet YHT tren seti alımında ihale süreçleri devam ediyor. 1 adet YHT Hattı Test Ölçüm Treni alacağız, çünkü artık çok sayıda YHT ve hızlı tren hattında inşaat çalışmaları devam ediyor. 4 bin kilometreye varan bir çalışmadan bahsediyoruz. Milli yük vagonunun çalışmaları tamamlandı artık seri üretimine geçiyoruz” diye konuştu. 2017’DE TİCARETİN RADARINDA 10 ÜLKE OLACAK DEİK, Türkiye’nin halihazırda güçlü olduğu Avrupa ya da yeni yeni açılım yaptığı Afrika ve Güney Amerika gibi bölgeler bir yana bırakıldığında 5 bölgede 10 hedef ülke belirledi. Ocak 2017 Bu ülkeler; Uzakdoğu’da Çin ve Hindistan, komşularda İran ve Irak, Kuzey Amerika’da ABD ve Kanada, Orta Asya’da Kazakistan ve Özbekistan, körfezde ise Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri. Her ülkenin kendi hikayesi, Türkiye açısından ayrı bir önemi var. DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, hem ticaret hem de karşılıklı yatırımların artması için 2017 ve sonrasında önem verecekleri ülkeleri şöyle anlattı: “Çin’in önemini anlatmak bile gerekli değil. Ancak bu ülke ile dış ticarette ciddi açık var. Bunu sürdürülebilir bir seviyeye getirmek için bir rapor hazırladık. Devamı da gelecek. Hindistan devasa yapısına rağmen Türkiye’nin radarına çok giremedi. Bunun için özel olarak çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımızla bu yıl bir Hindistan ziyareti gerçekleştirebiliriz. Komşulardan İran’da hala sorunlar aşılmadı. Bunun için hem yasal sorunların aşılması hem de güvenin sağlanması gerekiyor. Bu sağlanınca cirolarda katlarla ifade edilebilecek büyüme imkanları var. Irak’ta da önemli gelişmeler oluyor. Oranın istikrara kavuşmasıyla yatırımlar ve ticaret tekrar artışa geçebilir. Körfez ülkeleri Katar ve BAE’de bazı sıkıntılar yaşandı ama bunlar aşılıyor gibi görünüyor. Petrol fiyatlarının yükselişe geçmesi ile burada oluşacak iş fırsatlarını kaçırmak istemiyoruz. Aynı şekilde Orta Asya’da Kazakistan ve Özbekistan ekonomilerinin de canlanmasını bekliyoruz. Özellikle yönetimin değiştiği Özbekistan’da sıçrama yapabiliriz. En önemlisi ise Kuzey Amerika. Çok büyük piyasa, 39 hacimler çok yüksek. Orada da risk var. Trump ile birlikte içe dönecek mi dönmeyecek mi ona bakacağız. Hedef eyaletler belirledik ve buna yönelik çalışıyoruz. Öne çıkmayan ancak etkisi çok büyük ülke ise Kanada. Bu ülkeye yapacağınız ticaretin oradan ABD’ye sirayet etme imkanı daha yüksek. ABD’ye çok mal satamıyoruz. Belki dolaylı yapmak direk yapmaktan daha kolay. Bunları araştıracağız,” den AB-Türkiye arasında 3.5 milyar Euro’luk mal hareketi yapılamadı. Sektöre konulan tarife dışı engeller ülkemiz dış ticaretini de olumsuz etkiliyor. Diğer önemli bir sorun da kapılardaki beklemeler. Özellikle Kapıkule’de oluşan uzun kuyruklar nedeniyle sektör büyük mağduriyet yaşıyor. Münih’e 36 saatte gitmemiz gerekirken bu süre içerisinde Kapıkule’yi geçemiyoruz.” SALAH: ZOR BİR YIL OLDU ZOR BİR YIL DAHA OLACAK NUHOĞLU: EN REKABETÇİ SEKTÖRÜZ UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, “2016 yılı sektörümüz için oldukça zor bir yıl oldu. İçte yaşadığımız gelişmelerin yanında dış ülkelerdeki sorunlar sektörü olumsuz etkiledi. Hain 15 Temmuz kalkışması başta olmak üzere gerçekleşen terör saldırıları, Suriye ile devam eden sıkıntılar, yine umut olarak gördüğümüz Rusya ile yaşanan sorun, Irak’taki genel durum birleşince tarihimizde görmediğimiz kadar zor bir dönem geçirdik” diyor. 2017 için umutlu olduklarını belirten Nuhoğlu, “Başbakanımız sayın Binali Yıldırım, Ocak 2017 ile artık ekonomiye odaklanacağız dedi. Bu gerçekten çok önemli bir ifade ve bu yönde atılacak adımlar ile hem sektör hem ülke olarak rahat bir nefes alabiliriz” diyerek ekonomi için atılacak adımların önemine dikkat çekiyor. Sektörün en büyük sıkıntısının tarife dışı engeller olduğunu aktaran Nuhoğlu şunları söylüyor: “Uluslararası rekabet eden firmalarımızın önü; vize engeli, kota engelli, mod dayatması, geçiş ücretleri gibi yöntemlerle kesiliyor. Dünya Ticaret Örgütü’nün raporuna göre taşınan malların bir gün gecikmesi iki ülke arasındaki ticareti yüzde 1.2 oranında azaltıyor. Yine AB’nin açıkladığı bir rapora göre; kotalar, beklemeler ve verimsizlikler yüzün- Selamoğlu Uluslararası Nakliyat Genel Koordinatörü İzzet Salah, 2016’nın sadece sektör için değil tüm ülke için zor bir yıl olduğunu söylüyor. Salah aynı zorlukların 2017 yılında da yaşanacağına işaret ediyor. “2017 ise yine aynı zorluklar- Ocak 2017 40 KAPAK engeller-imkansızlıklar ile geçecek, bilhassa ithalatta” diyen Salah, dövizdeki artış nedeniyle ithalatın erteleneceğini böylece taşımaların azalacağını söylüyor. MUSUL: ÖNÜMÜZDE FIRSATLAR VE RİSKLERİN İÇ İÇE OLDUĞU BİR DÖNEM VAR Ekol lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, önümüzde büyük fırsatlar ve risklerin iç içe geçtiği bir dönem olduğunu söylüyor. Musul, “Bölgemizde yaşanan insanlık dramına son verecek gelişmeler ve ülkemizdeki ortamın olumlu bir Ocak 2017 havaya bürünmesi ve İran’a yönelik ticaretin köprüsü olmayı başarmamız halinde 2007 yılına benzer bir ortam yaşayabiliriz. Ama varolan sorunların derinleşerek devam etmesi halinde ise zaten ciddi zorluklarla birikimlerinin çoğunu eriten sektörümüzü çok daha zorlu bir dönem de bekliyor olabilir. Umarım bölgemiz istikrara hakim olur ve herkes kazanır” diyor. Dövizin yükselmesini; ithalata bağımlı hale gelen ülkemizin tekrar yerli üretim ve ihracatın önemini anlaması açısından olumlu bir gelişme olarak yorumlayan Musul şunları söylüyor: “Ancak bunun çok kısa süre içerisinde ani yükselişler biçiminde olması maalesef piyasadaki güven ve istikrarı yok edip, spekülatif davranışları ivmelendiriyor. Ancak orta ve uzun vadede ülkemizin yararına olacağından kuşkum yok. Sektörümüze olan etkisi ise: öncelikle kısa vadede maalesef ciddi bir kur farkı zararına yol açtı. Sonraki süreçte ise dış ticaretimize olan etkisine paralel olarak daralacak ya da artacak iş hacmine göre belli olacak. Zira şu an ülkemiz ticaretinin önündeki tek engel maalesef döviz kuru değil; çeşitli stratejik yaklaşımlar. Yoksa bu gibi gelişmelere karşı aşılı bir ülke olarak bu sıkıntıları da bir an evvel aşıp, kendimizi yeni normale uydurabilecek fedakar, esnek ve yetkin bir özel sektörümüz var.” GEYİK: SEKTÖR DARALDI MALİYETLER ARTTI Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Üyesi ve Kara Nakliye Direktörü Sedat Geyik, 2016 yılının sektör için zorlu bir yıl olduğunu özellikle yılın ikinci yarısından sonra sektörün oldukça zor bir dönem geçirdiğini söylüyor. Rusya ile yaşadığı- 41 mız siyasi kriz, güney sınırımızda, Suriye’de yaşanan çatışma ortamı, göçmen krizi, ülkemizdeki terör olayları, dövizdeki dalgalanmalar ve yükselişi gibi nedenlerle sektörün bir önceki yıla oranla 2016’yı daralma ile kapattığını belirtiyor. Geyik, “Güney sınırlarımızda yaşanan çatışma ortamı sadece Suriye ve Irak ile olan ticaretimizi etkilemedi. Göçmen krizi nedeni ile Avrupa ülkeleri ile olan sınır kapılarımızda güvenlik endişeleri ile alınan önlemler, uzun kuyruklar ve günlerce süren beklemeler yaşanmasına neden oldu. Hem maliyetler arttı, hem de dış ticaretimiz azaldı” diyor. Dövizde yaşanan dalgalanmalar ve kurlardaki yükselişler nedeni ile öngörülmemiş olan yakıt maliyet artışları yaşandığını ithalat yükleri azaldığını kaydeden Geyik, kamyon geçişlerinin Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden yapılmasının zorunlu olması da maliyetlerin artmasına neden olduğunu aktarıyor. 2017’nin sektör için nasıl geçeceğiyle ilgili de görüşlerini paylaşan Geyik, “Belirsizliklerin devam etmesi 2017’in de kolay bir yıl olmayacağını gösteriyor. Özellikle ilk çeyreğinin. Öngörümüz ilk çeyrekte 2016 yılındaki durağanlığın devam edeceği yönünde” diyor. Firma olarak nasıl bir yıl geçirdiklerini ve 2017 beklentilerini de aktaran Geyik şunları söylüyor: “Geçtiğimiz sene büyüme hedeflerimizi ve yatırım planlarımızı eksiksiz uyguladık. Şirket olarak 2016 yılında dünyada ticaretin yoğun olduğu bölgelerde yaptığımız yatırımlarımızı devam ettirdik. Büyüme hedeflerimizi ve yatırım planlarımızı eksiksiz uyguladık. Türkiye ile birlikte 19 ülkede ve 56 lojistik merkezde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Lojistik merkezlerimiz, Avrupa Kıtası’nda Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika, İngiltere, İspanya, Macaristan, İtalya, Polonya, Romanya, İrlanda’da; Amerika Kıtası’nda ABD, Brezilya, Kanada’da yer alıyor. Asya Kıtası’nda Hongkong, Çin, Güney Kore ve Kazakistan’da; Ortadoğu’da da Kuzey Irak’ta bulunuyor. Gerek coğrafi dağılım, gerek çalışan sayımız ve gerekse yönettiğimiz iş hacmimizle markamızın Global vurgusuna uygun bir şekilde hızla büyümeye devam ediyoruz. 2016 yılı içerisinde Amerika’da San Francisco, Atlanta, Seatle, Çin’de Shenzen ve Ningbo, Brezilya’da Sao Paulo‘da yatırımlarımızı tamamladık ve hizmet vermeye başladık. Avrupa’da da, Almanya’da Berlin, Hannover, Münih ve Stutgart, Macaristan’da Györ, Belçika’da Gent, Hollanda’da Rotterdam, Romanya Ghiroda, İrlanda Dublin yine 2016 yılında hizmet vermeye başladığımız lojistik merkezlerimiz. 2017 yılında da yatırımlarımız devam edecek. Yurt dışında 20 yeni merkez daha açmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Şirket olarak, hem ülkemize hem de sektörümüze güveniyoruz. Ülkemizdeki tüm sıkıntıların geçici olduğunu ve Türkiye’nin her krizden güçlenerek çıktığını biliyoruz. Demokrasisine sahip çıkan Türkiye önümüzdeki yılların yıldızı olacaktır. Hem ülkemizin hem de sektörümüzün büyümesini sürdüreceğine inanıyoruz.” KELEŞ: NAVLUN FİYATLARI MALİYETLERİN ALTINDA KALDI Özkeleşler Nakliyat Sahibi Hakkı Keleş, 2016’nın Türkiye ve sektör için oldukça zorlu geçen bir yıl olduğunu söylüyor. Keleş yaşadıkları en büyük zorlukların başında navlun fiyatlarının maliyetlerin altında kalması olduğunu belirtiyor. Yeni sınır kapılarındaki İHRACAT İŞLEM SÜRELERİ Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ihracat işlem sürelerini yayınladı. İhracat işlem süresi ihracat beyannamelerinin onaylandığı zamandan başlıyor, gümrük müdürlüğünce gerçekleştirilen kontrol ve muayene işlemlerinin bitirilmesine kadar olan süreyi gösteriyor. Buna göre ihracat işlemlerinin yüzde 8,33’ü ilk yarım saat, yüzde 54’ü ilk 4 saat içerisinde tamamlandı. İlk 24 saat içerisinde ise tamamlanan ihracat işlemlerinin oranı yüzde 77,12. Toplam ihracat işlemlerinin yüzde 989,24’ü 48 saat içerisinde gerçekleştirilmiş oldu. Yine2016 yılı gümrük işlem sürecinin başladığı andan itibaren işlem gören ihracat beyannamelerinin, yüzde 81’inin işlemleri ilk yarım saatte, yüzde 95’inin işlemleri ize ilk 4 saat içerisinde sonuçlandırıldı ve ülkeyi terk edebilir duruma geldi. 2016 yılı ithalat işlemlerine bakıldığında ise, toplam ithalat işlemlerinin yüzde 45,79’u ilk 24 saat içerisinde gerçekleştirildi. İlk 48 saat içerisinde gerçekleştirilen ithalat işlemlerinin oranı ise yüzde 67. 2016 yılı gümrük işlem sürecinin başladığı andan itibaren ithalatta işlem gören gümrük beyannamelerinin; yüzde 56’sının işlemleri ilk sekiz saatte, yüzde 73’ünün işlemleri ise ilk 24 saat içinde tamamlanarak eşyası teslim edilebilir hale geldi. İlk 24 saat itibariyle bu oran fiziki kontrole tabi tutulan beyannameler için yüzde 46, belge kontrolüne tabi tutulan beyannameler için yüzde 72, mavi hatta işlem gören beyannameler için yüzde 90, yeşil hatta işlem gören beyannameler için ise yüzde 95 olarak gerçekleşti. Ocak 2017 42 KAPAK uzun beklemeler, yabancı araçlarla rekabet, geçiş belgelerinin yetersiz oluşunun 2016’nın sektör için zor bir yıl olmasına neden olduğunu ifade ediyor. “2017 yılının daha farklı olacağı kanısında değiliz” diyen Hakkı Keleş, “Biz firma olarak 2016 yılında küçülmeye giderek krizi atlattık diyebiliriz. 2017 yılında şahsi düşüncem ve şirket olarak düşüncemiz; bölgemizdeki siyasi faktörleri göz önünde bulundurarak karar vermemiz gerekecektir. Bu aşamada en önemli faktör ABD’nin. 25 ocakta iş başına gelecek yeni yönetimin Ortadoğu politikasına göre bizim bölgedeki firmalar yatırımlarını ona göre yapacakları kanısındayım” diyor. TULGAR: SEKTÖRDE KARLILIK YÜZDE 4’ÜN ALTINA DÜŞTÜ Mars Logistics Genel Müdürü Ali Tulgar lojistik sektörünün 2016’yı yüzde 4 ile 4,5 oranında büyüme ile kapattığını söylüyor. Bölgemizde ve dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik dalgalanmaların, güvenlik risklerinin, sektörün faaliyetlerini etkilediğini belirtiyor. “Sadece ciro bazında değil kârlılık bazında da sektörümüzde problemler yaşanıyor” diyen Tulgar, “Karlılık 5 yıl öncesine kadar yaklaşık yüzde 10 civarındaydı. Bu rakam bugün yüzde 4’ün altına kadar düşmüş durumdadır. Bu oran, şirketlerin yaşama şansını azaltmaktadır. Riskleri azaltmak için yenilikçi bir anlayışla faaliyetleri sürdürmek gerekmektedir. Sektörde farklılık yaratmak, maliyetleri düşürmek, inovatif çözümler üretmek şart. Ocak 2017 Özellikle son bir yıldır yaşanan krizler kâr marjlarının daha da azalmasına sebep oldu. Bu durum sadece Türkiye’yle sınırlı değil. Ülkemizin bulunduğu coğrafyadaki güvensiz ortam da lojistik sektörünün potansiyeline ulaşmasını engellemektedir” diyor. Sektörün 2017 yılını değerlendiren Tulgar, “Lojistik sektörünün 2017’de ülke büyümesinin bir puan üzerinde yine yüzde 4 büyümesini bekliyoruz. Türkiye olarak içinde bulunduğumuz coğrafya bizim için bazı zorluklara gebe. Diğer yandan sektörümüzde taşıma modlarına göre farklı sorunlar yaşanıyor. Denizyolundaki en büyük sorunumuz, coğrafi konumumuzun gücüne, 3 tarafımızın deniz olmasına rağmen limanlarımızın Avrupa’daki seviyede olmaması. Tren taşımacılığı konusunda coğrafi içyapımızın engebeli oluşu sebebi ile ray sisteminin tüm yurda yeterli düzeyde ulaşamamış olması istenen oranda tren taşımacılığının kullanılmasını engellemektedir. Kara taşımacılığı ise ülkemizin Avrupa’nın en büyük filolarından birine sahip olması sebebi ile önemli bir konumda yer almakta. Ancak filomuzun gücü Avrupa tarafından uygulanan geçiş belgesi sınırlandırmaları ile ciddi anlamda performans kaybına uğramaktadır. Aynı zamanda ithalat ihracat arasındaki hızlı değişen araç talebi dengesizlikleri de navlun dengesinin düzenli gitmesini engellemektedir. Bunun sonucunda hizmet sağlayan ve hizmet alan taraflar senelik hedeflerini tutturmada ciddi zorluklar yaşamaktadırlar. Bir önceki sorunlarda da değindiğimiz gibi öncelikli olarak bir master plan oluşturmamız gerekiyor. Master planın ardından Türkiye lojistik sektörünün tekrar büyüme ivmesini artırması beklenebilir” diye konuşuyor. Firma olarak nasıl bir yıl geçirdiklerini de aktaran Tulgar şu bilgileri veriyor: “2016 yılı Mars Logistics açısından olumlu geçti. Yüzde 12 büyüdük ve yılı 250 milyon Euro’luk bir ciroyla kapattık. Filo ve depolarımıza yatırım yaptık. Geride bıraktığımız yılda birçok yenilikle sektörümüzde öncü misyon olma rolümüzü sürdürdük. 2016’da yetkilendirilmiş yükümlülük ve FORS belgelerini aldık. Ayrıca Milkrun hizmeti vermeye başladık. Almanya-Giengen arasında başlattığımız tren seferleri de markamız adına 2016 yılındaki önemli gelişmelerden birisiydi. Öte yandan Bursa, İzmir ve Mersin ofislerimiz de yeni yerlerine taşındı. Avrupa’nın yanı sıra Asya pazarına da açıldık. 2017’de de yüzde 12 büyümeyi hedefliyoruz. Bu yılın ilk çeyreğinde Hadımköy’deki yeni lojistik merkezimizi hizmete sokacağız. Bu yeni tesise 30 milyon Euro’luk bir yatırım yaptık. Almanya-Türkiye ve Lüksemburg-Türkiye arasındaki yeni İntermodal hattımızı 2017’de daha da geliştireceğiz. Başka bir güzergahta da yeni bir İntermodal servisi için fizibilite çalışmalarını sürdürüyoruz. Ayrıca filomuza da 20 milyon Euro’luk yatırım yapacağız. İstanbul-Anadolu yakasında da bir lojistik merkezi inşa etme planımız var. Mars Logistics olarak “yeşil lojistik” kavramına çok önem veriyoruz. İntermodal taşıma sistemimizle çevreci ve sürdürülebilir bir dünya yaratmaya katkı sağlıyoruz. Bu katkımızı daha da artırarak sürdüreceğiz.” 43 TÜRKİYE’DEN TOPLAM 1 MİLYON 525 BİN İHRAÇ SEFER YAPILDI T ürk araçlarının varış ülkelerine göre ihraç taşıma rakamlarına bakıldığında yüzde 1 oranında bir artış görülüyor. 2015’te toplam 1 milyon 198 bin 205 ihraç taşıması yapan Türk araçları 2016’da ise 1 milyon 205 bin 577 ihraç taşıması yaptı. Ülkeler bazında bakıldığında geçtiğimiz yıl yüzde 8 oranında düşüş yaşanmasına karşın en yüksek ihraç taşımamızı Irak’a yaptık. Bu ülkeye yapılan taşıma sayısı 436 bin 364 olarak gerçekleşti. Irak’ı yine yüzde 8 düşüş ve 154 bin 330 taşıma ile Suriye takip etti. Almanya’ya yapılan ihraç taşımalarımız ise bir önceki yıla oranla yüzde 5 artış göstererek 94 bin 404 adet oldu. 2016 yılında Türk araçlarının sefer sayılarını en çok artırdığı ülkelerin başında Nahçıvan geldi. Buraya yapılan sefer yüzde 70 artarak 33 bin 920 adetten 57 bin 567’ye yükseldi. Türkiye’den gerçekleştirilen ihraç taşıma paylarına bakıldığında 2016 yılında Türk ve yabancı plakalı araçların toplam ihraç seferlerinin 1 milyon 525 bin 903 adet olduğunu görüyoruz. Burada dikkat çeken en önemli nokta ise yabancı plakalı araların ihraç taşımalarından aldığı payın yüzde 20 olarak gerçekleşmesi. Son 10 yıldır yabancı plakalı araçların toplam ihraç taşımalarımı- zın 5’te birini gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Geçtiğimiz yıl yabancı plakalı araçlar Türkiye’den geçtiğimiz yıla oranla yüzde 5 daha fazla 312 bin 69 adet ihraç taşıma yaptı. Batı kapılarından yapılan ihraç taşımalarının kapılara göre durumuna bakıldığında Batı kapılarında Türk ve yabancı plakalı araçların hemen hemen aynı oranda ihraç seferi yaptığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıl batı kapılarından toplam 418 bin 921 ihraç taşıması gerçekleştirilirken bunun 226 bin 432 adedini Türk araçları 192 bin 489 adedini ise yabancı plakalı araçlar yaptı. Batı kapılarından yapılan ihraç taşımaları bir önceki yıla göre yüzde 9 artış gösterdi. Türk araçlarının payı yüzde 54, yabancı plakalı araçların payı ise yüzde 46 oldu. 2015’te ise yabancıların payı batı kapılarımızda yüzde 48’di. Geçtiğimiz yıl nakliyeciler için yine sorun kapı olan Kapıkule’den yapılan ihraç taşıma rakamlarını baktığımızda sefer sayıları yüzde 17 oranında artarak 218 bin 989 adetten 257 bin 141 adede yükseldi. Batı Ro-Ro kapılarına baktığımızda ise taşımaların 2016’da 2015’e göre yüzde 4 artarak 153 bin 660 adede çıktığını görüyoruz. Ro-Ro’yu en çok kullananlar ise Türk araçları oldu. Türk araçlarının payı yüzde 95 olarak gerçekleşti. Ocak 2017 ticaret 46 TİCARET 2016 yılı dış ticaretimiz 341 milyar dolar oldu Geçtiğimiz yıl ihracatımız yüzde 0,8 oranında gerileyerek 142 milyar 610 milyon dolar, ithalatımız da yüzde 4,17 oranında gerileyerek 198 milyar 577 milyon oldu. Türkiye’nin dış ticareti de önceki yıla oranla yüzde 2,8 oranında daralarak 2016 yılında 341 milyar 187 olarak gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 71,8 oldu. İhracatımızı; otomotiv, hazır giyim-konfeksiyon ve kimyevi madde sektörleri sırtlarken ithalatta hammadde ürünleri ilk sırayı aldı. T ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), geçen aralık ayı ve 2016 yılının tamamına ilişkin ihracat rakamları ile 2017 yılı hedeflerini başkent Ankara’da düzenlenen toplantıda açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ihracat verilerini paylaştığı toplantıya, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de katılarak 2016 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre Türkiye’nin aralık ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9,3 artarak 12 milyar 817 milyon dolar oldu. İhracat aralık ayında kilogram bazında yüzde 4,7 artış gösterirken, yıllık bazda yüzde 4,1 artış kaydetti. Türkiye’nin 2016 yılı ihracatı ise bir Ocak 2017 önceki seneye kıyasla yüzde 0,8 gerileyerek 142 milyar 610 milyon dolar olarak gerçekleşti. 8,5 pay ile Afrika ve yüzde 6,6 pay ile Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri izledi. Otomotiv ve AB ihracatı sırtladı Almanya, ABD ve Irak’a ihracat arttı, Rusya’da en düşük kayıp oldu TİM verilerine göre sektör bazında aralık ayında en fazla ihracatı 2 milyar 348 milyon dolarla otomotiv sektörü gerçekleştirdi. Bu sektörü 1 milyar 339 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon ile 1 milyar 282 milyon dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti. Ülke gruplarına göre ihracatta aralık ayında ilk sırada yüzde 45,5 pay ve 5 milyar 619 milyon dolar ile Avrupa Birliği, ikinci sırada yüzde 21,1 pay ve 2 milyar 599 milyon dolar ile Orta Doğu ülkeleri yer aldı. Bunları yüzde Aralık ayında en fazla ihracat yapılan ilk beş ülke; Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve ABD oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 3,7, Irak’a yüzde 59, İtalya’ya yüzde 12, ABD’ye yüzde 8,7 artarken, İngiltere’ye yüzde 2,8 geriledi. Aralık ayında Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracat yüzde 77, Irak’a yüzde 59, Bulgaristan’a yüzde 44 artış gösterdi. Bunların yanında Rusya’ya ihracatta yüzde 13 ile bu yılın en 47 düşük kaybı yaşandı. Mehmet Büyükekşi ihracatın neden düştüğüyle ilgili yaptığı değerlendirmede ise şunları söyledi: “Tabii olarak bizim ihracat çabalarımızın yanında, alıcıların siyasi ve ekonomik durumu, para birimleri de ihracatı doğrudan ve güçlü şekilde etkiliyor. 2016 bu etkileri ciddi anlamda hissettiğimiz bir yıl oldu. Petrol ve emtia fiyatlarındaki zayıflık, ABD Dolarının güçlü seyri, Çin’in büyümesinde yavaşlama, yakın coğrafyamızda yaşanan gelişmeler 2016 boyunca ihracatımızı olumsuz etkiledi. 2016’da miktar bazında yaklaşık 104 milyon ton ihracat yaptık. Bu rakam 2015’e kıyasla yüzde 4 artış demek. Ancak petrol ve emtia fiyatlarının 2016’da 2015’e kıyasla daha düşük olması ve Doların güçlü seyri, dünya genelinde ihracat birim fiyatlarında gerilemeye sebep oldu. Kilogram başına ihracat değeri 2015 yılındaki 1,44 dolar seviyesinden 1,37 dolara geriledi. Yani 2016’da daha fazla mal sattık ancak daha az ihracat geliri elde ettik. İhracat fiyatlarımızın gerilemesi 2016’da yaklaşık 3,5 milyar dolarlık kayba sebep oldu. İhracatımızın artışının önündeki bir diğer engel ise çevremizdeki ülkelerde yaşanan sorunlar oldu. Suriye, Rusya, Irak ve Libya pazarlarında önceki yıla kıyasla ihracatımız 3,5 milyar dolar azalmış oldu. 2016 yılında ihracatımızın gerilemesinde TL, Avro ve Sterlin kaynaklı parite kayıpları da ön plana çıkıyor. 2016 yılında avronun dolar karşısında gerilemesi kaynaklı ihracat kaybı yaklaşık 300 milyon dolar civarında oldu. TL kullanarak ciddi miktarda ihracat yapıyoruz. 2015’te 6 milyar dolara ulaşmıştık. 2016’da TL’nin değer kaybetmesinden ötürü 700 milyon dolarlık bir negatif etki gördük. Benzer şekilde Brexit’in etkisiyle 2016’da sterlinin dolara karşı değer kaybetmesi sebebiyle de yaklaşık 500 milyon dolarlık kayıp yaşadık. Toplamda ise parite kaynaklı kaybımız 1,5 milyar dolar oldu. Dolayısı ile 2016 yılında ihracat fiyatlarımızın gerilemesi, çevre ülkelerde yaşanan gelişmeler ve para birimlerindeki dalgalanmalar sebepli negatif etkilerin büyüklüğü 8.5 milyar dolar oldu. Buna rağmen ihracatı- mızda gerileme yüzde 1’den daha az ve dünyanın pek çok ülkesinden daha iyi bir performansımız var.” İthalatta Çin, Almanya ve Rusya ilk sırayı aldı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla; Çin, Almanya ve Rusya oldu. Geçtiğimiz yıl Çin’den 25 milyar dolarlık ithalat yaparken Almanya’dan 21, Rusya’dan 15 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdik. Çin’den yaptığımız ithalat yüzde 2,28 oranında arttı. Almanya’daki artış oranı ise yüzde 0,56’ydı. Rusya’dan yaptığımız ithalatta dörtte bir oranında düşerek yüzde 25,68 oranında azaldı. Gümrükler idareleri 76 milyar dolar vergi topladı 2016 yılı Aralık ayında 8,5 milyar TL vergi Gümrük İdarelerince tahsil edildi. Gümrük İdareleri tarafından 2016 yılı Kasım ayında 8 milyar 234 milyon TL, 2016 yılı Aralık ayında 8 milyar 484 milyon TL vergi tahsil edildi. 2016 yılı Aralık ayında Gümrük İdarelerince tahsil edilen vergiler bir önceki aya göre yüzde 3,04 artış gösterdi. 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde ülkemiz vergi gelirleri toplamı 419 milyar 95 milyon TL oldu. Aynı dönemde Gümrük İdarelerince tahsil edilen vergiler 76 milyar 442 milyon TL olurken, toplam vergi gelirleri içerisindeki payı yüzde 18,24 olarak gerçekleşti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi: 2017’DE İHRACAT 155 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK Geçen yıl parite, emtia-petrol fiyatlarındaki düşüş ve Rusya, Irak, Suriye, Libya’daki sorunlar nedeniyle toplamda 8,7 milyar dolar kayıp yaşadık. Bunlar olmasaydı ihracat yüzde 5 artışla 150,8 milyar dolar olacaktı. Ancak gururla söyleyebiliriz ki geçen yıl dünya ticaretinden aldığımız payı yüzde 0,89’a çıkararak rekor kırdık. AB’nin ithalatından alınan pay da yüzde 1,28’e ulaşarak yine rekor kırdı. 2017’yi atılım yılı ilan ettik. Yıl sonunda ihracatın 155 milyar dolara yükseleceğini öngörüyoruz. Bakanımızın öncülüğünde OVP hedefimiz olan 153,3 milyar doları geride bırakacağız. Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün son bulması, petrol ihracatçısı ülkelerin toparlanacak olması ve reform paketleri gibi gelişmelerle ihracatımız artışa geçecek. Rusya ile yaşanan ihracat kayıpları azalarak ortadan kalkacak. Ocak 2017 48 LOJİSTİK SEKTÖRÜN EN BÜYÜK SORUNU NAKİT OLACAK FİNANSMAN OLANAKLARI NELER? Bu yıl sektörün temel sorunlarından biri de nakit sıkıntısı olacak. Peki finansman olanakları neler? Sektöre özel ne tür krediler ve destekler var? 2 016’da tarihinin en zor yıllarından birini yaşayan sektör mensupları, 2017’yi de kolay geçirmeyecekler. Nakit sorunu tüm sektörler gibi lojistikçileri de etkileyecek. 6 ayı bulan ödemeler yüzünden büyük sıkıntı çeken firmaların en büyük korkusu ödeme sürelerinin daha da uzaması. Her ay; akaryakıt, kasko, sigorta, SSK, maaş ödemesi yapmak zorunda kalan firmalar için nakit sıkıntısı temel sorun olacak. Bu sorunu çözmek için de kredi ve desteklere başvuran firma sayısı artacak. Eximbank’ın Uluslararası Nakliyat Pazarlama Kredisi (UNPK) ilk seçenek olarak değerlendirilebilir. Yine TOBB Nefes Kredisi küçük firmalar için bir finansman avantajı getiriyor. Bankaların da lojistik destek kredileri adı altında sağladığı krediler bulunuyor. UND’nin sektöre verilecek destekler konusundaki çalışmaları yoğun olarak devam ediyor. Ocak 2017 ULUSLARARASI NAKLİYAT PAZARLAMA KREDİSİ (UNPK) Türk Eximbank, uluslararası karayolu, denizyolu ve havayolu taşımacılığı yapan firmalara Uluslararası Nakliyat Pazarlama Kredisi sunuyor. 25 milyon dolara kadar verilen kredinin vadesi TL kredilerde 360 gün, döviz kredilerinde ise 720 gün. Türk Eximbank tarafından uygun bulunan kredi başvurusu için: kredinin anapara, faiz ve taahhüt riskinin toplamı oranında, banka teminat mektubu, Kredi Garanti Fonu Kefaleti. Devlet İç ve Dış Borçlanma Senetleri talep ediliyor. TOBB NEFES KREDİSİ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı oda ve borsa üyesi olan KOBİ’lere %9,9 yıllık faiz oranıyla, (aylık %0,83) 150.000-TL Kredi imkanı sunuluyor. Krediden yararlanmak için Ziraat Bankası veya Denizbank şubelerine başvurmak gerekiyor. Kredi 12 ay vadeli olup, geri ödemesi aylık eşit taksitler halinde gerçekleşiyor. Kredi vadesinin uzatılması veya kısaltılması mümkün değil. % 0,825, yıllık % 9,90 aylık bürüt faiz oranıyla sunulan kredi için çekilebilen üst sınır 150.000 TL. Kredinin teminatı %85 oranında Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti ile, kalan %15’lik kısım ise ilgili bankanın mevcut kredi teamülleri çerçevesinde şekilleniyor. KOBİ’lerin Nefes Kredisi’ne başvurabilmeleri için öncelikle bağlı bulunduğu ticaret odasına giderek Faaliyet Belgesi almaları, (bu belge olmadan banka talep kabul etmeyecektir), daha sonra Ziraat Bankası ve Denizbank’ın herhangi bir şubesine giderek bankanın talep edeceği kredi evrakları ile söz konusu krediye müracaat etmeleri gerekiyor.. 49 HALK BANK TAŞIMACILIK SEKTÖRÜ DESTEK PAKETİ Halk Bank’ın taşımacılık sektörüne yönelik sunduğu Taşımacılık Sektör Paketi ile; hem teminat mektubu ihtiyaçları avantajlı komisyon oranları ile karşılanabiliyor hem de işletme sermayesi ihtiyaçları için nakit akışınıza uygun 36 aya varan vadeler ile kredi kullanılabiliyor. Taşımacılık Sektörü Destek Paketi’nde; Geçici, Kesin, Avans Teminat Mektubu, Referans Mektubu, Makine/Ekipman Kredisi, Vergi, SSK veya Çek ödemeleri için Dost Hesap Kredisi, Çek Karnesi, Paraf Business Card, POS, KOBİ Sigorta Ürünleri ve Leasing Hizmetleri sunuluyor. Yine; Dost Hesap, Abone24, Vergi/SGK Ödemeleri ve Çek Karnesi hizmeti de paket kapsamında bulunuyor. İŞ BANKASI LOJİSTİK SEKTÖRÜ DESTEK PAKETİ İş Bankası “Lojistik Sektörü Destek Paketi” ile müşterilerine finansman imkanı sağlıyor. Banka, nakliye ve lojistik sektöründe faaliyet gösteren şirketlere Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan alınan yetki belgesine sahip olma koşulu ile lojistik destek paketi sunuyor. Lojistik destek paketi kapsamında müşterilere “Lojistik İşletme Kredisi” imkanı sunuluyor. Lojistik işletme kredisi ile firmalar işletme sermayeleri için gerekli olan likiditeyi avantajlı koşullarla edinebiliyor. Paket kapsamında bulunan “Lojistik Yatırım Kredisi” ile lojistik deposu, antrepo, makine ve ekipman gibi yatırımları için finansman sağlanabiliyor. Finansman geri ödemesi 5 yıl vade ile yapılabiliyor. Lojistik Destek Paketinde bulunan bir diğer kredi ise “Yetki Belgesi Kredisi. Lojistik sektöründeki firmalar, taşımacılık, acentecilik, kargo işletmeciliği, lojistik işletmeciliği gibi daha bir çok alanda faaliyet gösterebilmek için Ulaştırma Bakanlığı’ndan alınan Yetki Belgesi’ne ihtiyaç duyuyor. Söz konusu belge alımı için gerekli olan finansman kredi kapsamında İş Bankası tarafından finanse edilebiliyor ve müşteri uygun vadelerde geri ödeyebiliyor. Paket kapsamında “Mesleki Yeterlilik Eğitim Kredisi” de müşterilere sunuluyor. Yetkili kurumlardan alınacak olan mesleki yeterlilik eğitimi harcamalarında kullanılacak olan likidite kredi kapsamında banka tarafından sağlanıyor. Lojistik Destek Paketi da- hilinde İş Bankası “Faturalı Teknoloji Kredisi” imkanı da sunuyor. Lojistik sektörü şirketlerinin, bilişim ve teknoloji altyapısının geliştirilmesi amacı ile yaptıkları yatırım harcamaları ilgili kredi imkanı ile finanse ediliyor. Banka Lojistik Destek Paketi kapsamında müşterilerine “Ticari Taşıt ve Filo Kredisi” imkanı da sunuyor. Lojistik sektöründe faaliyet gösteren şirketler 0 km ya da ikinci el taşıt veya filo alımlarında söz konusu kredi ile finansman sağlayabiliyor ve uygun koşullarda finansman geri ödemesi yapabiliyor. VAKIFBANK KOBİDOST LOJİSTİK SEKTÖRÜ DESTEK PAKETİ VakıfBank’ın, 12 farklı sektöre yönelik sunduğu özel ürün ve hizmet kampanyalarının içerisinde KOBİDOST Lojistik Sektörü Destek Paketi de bulunuyor. KOBİDOST Lojistik Sektörü Destek Paketi ile; Vergi, SGK ödemeleri ve Bağkur ödemeleri, Vakıf Emeklilik’ten uygun koşullarla emeklilik ve hayat sigortaları, Güneş Sigorta’dan avantajlı koşullarla uygun sigorta ürünleri, Vakıf Factoring ve Vakıf Leasing işbirliğiyle factoring-leasing, Kambiyo işlemleri, döviz, efektif alış ve satış işlemleri gerçekleştirilebiliyor. Ocak 2017 50 EKONOMİ DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı: BİR KUŞAK BİR YOL’ PROJESİNE İŞ KONSEYİ OLARAK DAHİL OLMAK İSTİYORUZ DEİK Türkiye-Çin İş Konseyi öncülüğünde hazırlanan, Asya Yüzyılında Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti Ekonomik İlişkilerinin Geliştirilmesi için Yol Haritası” başlıklı raporun basın lansmanında konuşan DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı, “Çin’in 2013 yılı itibari ile insiyatif aldığı ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesine İş Konseyi olarak dahil olmak istiyoruz. Hatta tarihi İpek Yolu’nun Xian’daki başlangıç anıtının bir benzerini, Asya kıtasının son noktası olan İstanbul’da yapmak istiyoruz” dedi. T ürkiye’nin Çin ile ekonomik ilişkilerinin sürdürülebilir ve dengeli bir hale gelmesi amacıyla 9 adımlık yol haritasını da içeren “Asya Yüzyılında Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti Ekonomik İlişkilerinin Geliştirilmesi için Yol Haritası” başlıklı rapor, DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi öncülüğünde hazırlandı. Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Uzmanı Dr. Altay Atlı tarafından kaleme alınan rapor, DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı ve DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkan Yardımcısı Necati Abacıoğlu’nun mali katkıları ile hazırlandı ve iş dünyası ile karar alıcılar için yüksek nitelikli bir yol haritası içeriyor. DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, raporun basın lansmanında yaptığı konuşmada “Küresel ekonomi Asya’laşırken, Çin dünyanın ikinci büyük ekonomik gücü olarak Ocak 2017 atılımları ile küreselleşme sürecinin öncüsü haline gelmektedir” dedi. Çin ile daha yüksek hacimli, kaliteli ve yüksek katma değerli ekonomik işbirliğini sürdürülebilir ve dengeli bir düzlemde tesis etmenin, bir tercihten öte bir mecburiyet olduğunu ifade eden DEİK Başkanı Vardan, son dönemlerde iki ülke arasında artan karşılıklı diyalog, istişare ve iletişimin, ekonomik işbirliğinin daha üst seviyelere taşınabilmesi için uygun ortamı sağladığını söyledi. DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı ise konuşmasında, “Bu raporun, 1.200 ürüne dokunarak 9 başlıkta, Türkiye-Çin arasındaki ilişkilerine önce ticari, daha sonra da sosyal ve kültürel gelişimi için rehberlik edeceğini düşünüyor ve iş dünyası ile kamuoyunun beğenisine sunuyoruz” dedi. 1992 yılında kurulan DEİK/ Türkiye-Çin İş Konseyi’nin beşinci Başkanı olduğunu vurgulayan Kolbaşı sözlerine şöyle devam etti: “Bu dönemde Türkiye’de faaliyet gösteren 739 Çinli firma ile Çin’de faaliyet gösteren Türk firmalarını ortak bir platformda buluşturmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda Çin’in 2013 yılı itibari ile insiyatif aldığı ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesine İş Konseyi olarak dahil olmak istiyoruz. Hatta tarihi İpek Yolu’nun Xian’daki başlangıç anıtının bir benzerini, Asya kıtasının son noktası olan İstanbul’da yapmak istiyoruz. İlişkilerimizi sürdürdüğümüz Bakanlık ve etki ettiğimiz tüm kamu kurumlarıyla sivil toplum kuruluşlarını ve özel kuruluşları tek bir stratejide ortak bir platformda toplamaya çalışıyoruz. DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi’nin de bu doğrultuda en uygun platform olduğunu herkese anlatıyoruz”. 51 TÜRKİYE ALEYHİNE DENGESİZ İKİLİ TİCARET Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti ile mevcut ticari ve ekonomik ilişkilerinde Türkiye aleyhine büyümeye devam eden ticaret açığı bulunuyor. Türkiye’den Çin Halk Cumhuriyeti’ne 2015 yılında toplam 2,4 milyar dolarlık ihracat yapılırken, Çin Halk Cumhuriyeti’nden yapılan ithalat 24,9 milyar dolara çıktı. Türkiye halen Çin Halk Cumhuriyeti’ne yaptığı her 1 dolarlık ihracata karşılık 10 dolarlık üzerinde ithalat yapıyor. Bu eğilimin devam etmesi durumunda, 2010 yılında iki ülke hükümetleri tarafından açıklanmış olan, 2020 yılına kadar 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşılırsa, Türkiye’nin cari açığı üzerinde yılda 80 milyar dolar üzerinde bir yük oluşmuş olacak. İHRACATIN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN EYLEM PLANI Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonlarında (GTİP) dört haneye inilerek toplam 1.200 civarında ürün pozisyonu için değerlendirme yapılarak Türkiye’nin Çin Halk Cumhuriyeti’ne ihracat potansiyeli taşıyan ürünleri ve bu ürünler için önerilen eylem planı da açıklandı. Plan şu şekilde: Çin Halk Cumhuriyeti’nden yapılan ithalatın Türkiye’nin cari açık sorunu üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Çin Halk Cumhuriyeti’nden ülkemize ithal edilen ara mamuller, üretime ve Türkiye’nin ihracatına katkıda bulunmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti’nden yapılan ithalat konusunda en yapıcı yaklaşım ara mamul ithalatının, Türkiye ekonomisine en yüksek katma değeri sağlayacak şekilde yapılma- sıdır. Bunun için maliyet avantajına sahip olmakla birlikte aynı zamanda yüksek kaliteli ara mamullerin ithalatı teşvik edilmelidir. Türkiye, teknoloji kapasitesini yükseltmek için çaba göstermekte olan bir ülkedir. Bu amaç doğrultusunda ülke içerisinde eğitim, araştırma geliştirme ve inovasyona yönelik çalışmaların sürdürülmesinin yanı sıra, yurtdışından teknoloji ve yüksek teknoloji içeren ara mamullerin alımı önem kazanmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki Türk yatırımlarının artırılması için üç hedefe odaklanılması öneriliyor: 1.Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki yatırım teşvikine yönelik yeni uygulamalardan (serbest bölgeler gibi) faydalanmak. 2.Rekabetin daha düşük ve teşviklerin daha fazla olduğu bölgeleri hedef almak. 3.Hizmet sektöründeki imkanlardan faydalanmak. TÜRKİYE-ÇİN EKONOMİK İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ İÇİN 9 ADIM 1.Türkiye’nin Çin’e ihracatında artış potansiyeli taşıyan ürünlere odaklanarak bu ürünlerde pazar paylarının artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması. 2.Türkiye’nin Çin’den ithalatında Türk ekonomisine yüksek katma değer sağlayan kalemlerin belirlenmesi ve ithalata bağımlılığın arttığı alanların ortaya konulması suretiyle ithalatın Türk ekonomisine en fazla getiriyi sağlayacak şekilde yapılması. 3.Ticaret açığının telafi edilmesi ve Türk ekonomisine katma değer sağlanması için Türkiye’nin Çin’den daha fazla yatırım çekmesi; bu bağlamda yüksek potansiyel sunan sektörlere odaklanılarak bu alanlarda karşılıklı fayda prensibi temelinde yatırım ilişkileri oluşturulması. 4.Çin’deki Türk yatırımlarının bu ülkedeki yatırım teşvikine yönelik yeni uygulamalardan faydalanarak, rekabetin daha düşük ve teşviklerin daha fazla olduğu bölgeleri hedef alarak ve hizmet sektöründeki imkanlardan faydalanarak artırılması. 5.Türkiye’nin Çin ile hizmet ticaretinin artırılması ve bu kapsamda turizm ilişkilerine ağırlık verilmesi. 6.Çin’le iş yapmaya yönelik kalifiye iş gücünün geliştirilmesi ve etkin bir şekilde istihdam edilmesi. 7.Türkiye’nin ülke markasının ve Türk malı imajının Çin toplumu nezdinde güçlendirilmesi. 8.Ticaret ve yatırım ilişkileri destekleyen finansman imkânlarının artırılması. 9.Türkiye’nin Çin ile ilişkilerinde aktif olan tüm paydaşları kurumsal bir yapı içerisinde sistematik olarak bir araya getirerek koordinasyonu ve güç birliğini sağlayacak bir kurulun oluşturulması. Ocak 2017 52 KISALAR Ekol Trieste-Kiel arasında tren hattını başlattı Intermodal Taşımacılığın öncüsü Ekol, Trieste (İtalya) ile Kiel (Almanya) arasında yeni bir blok treni hizmete alıyor. Trieste Limanı’nı Baltık-Adriyatik koridoruna bağlayan ilk tren hattı olan bu çözüm, 25 Ocak 2017’de hizmet vermeye başladı. Ekol, bu yeni tren bağlantısının yanı sıra, Stena Line’ın Kiel ile Göteborg (İsveç) arasındaki hattı üzerinde bir Ro-Ro bağlantısı sağlayacak. Trieste ile Kiel arasındaki demir yolu mesafesi 1.360 km, Kiel ile Göteborg arasındaki deniz yolu mesafesi ise 234 deniz mili. Tren, 32 birim treyler taşıyabilen 16 çift cep vagondan oluşacak. Bu yeni hattın treni her Çarşamba saat 10.00’da Trieste’den yola çıkıp bir sonraki gün saat 14.00’te Kiel’e ulaşacak. Pazar günleri ise saat 13.00’te Kiel’den hareket edip pazartesi 17.00’de Trieste’ye dönecek. Yeni intermodal bağlantısı üzerine açıklama yapan Ekol Lojistik Taşımacılık Grubu Genel Müdürü Murat Boğ; “Ekol’ün genişleme stratejisinin devamı olarak İskan- dinavya, Kuzey Almanya, Baltık Denizi ile Güney Avrupa ve Türkiye, İran gibi ülkeleri birbirine bağlayacak yeni bir intermodal köprüyü devreye aldığımız için büyük gurur duyuyoruz. Kiel’e ulaşacak tren bağlantısıyla beraber, Göteborg gibi diğer bölgelere Cuma sabahından başlayarak teslimatlar yapılacak. Yeni bağlantımız ile Kuzey Almanya, Danimarka, Finlandiya ve İsveç’e hızlı teslimat yapabileceğiz. Bu avantajı kullanarak Trieste ve Kiel arasındaki bu yeni intermodal çözümümüzüen kısa sürede haftada iki sefere çıkarmayı planlıyoruz. Transit sürelerimizi daha da optimize etmemize yardımcı olacak bu gelişme, müşterilerimiz için sevindirici bir haber” dedi. Kısa süre önce Trieste’de bulunan EMT Terminal’in çoğunluk hisselerini satın alan Ekol’ün de girişimi sonucunda Trieste Limanı’nın kuzeydeki pazarlara doğru daha da yayıldığını kanıtlayan bu yeni hizmet ile ilgili Trieste Liman Yönetimi Başkanı Zeno D’Agostino; “Bu pro- je Trieste’nin demir yolu taşımacılığı için ne kadar uygun bir konumda olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Limanımızın Orta ve Doğu Avrupa’ya açılan öncelikli giriş kapısı olduğunu da göstermiş oluyoruz” açıklamasında bulundu. Pekin-Londra tren taşımaları başladı Pekin ve Londra arasında demiryolu taşımaları 3 Ocak 2017 tarihi itibariyle başladı. Yeni hat Çin ve İngiltere arasındaki ilk doğrudan demiryolu bağlantısı olması nedeniyle oldukça önemli. Çin hükümetinin büyük önem verdiği Çin-İngiltere arasındaki doğrudan demiryolu bağlantısı 3 Ocak’ta hizmete açıldı. Forbes.com’da yer alan habere göre Çin bu güzergahı canlandırmayı hedefliyor. Tarihi Ocak 2017 İpekyolu’nun yeni versiyonu olan Pekin-Londra hattı birçok zorluk taşıyor. Demiryolu bağlantıları ülkeler arasında değişiklik gösterdiğinden yük trenlerinin takas edilmesi gerekiyor. Taşımalar 18 gün sürüyor. 7 bin 456 kilometrelik hat boyunca tren; Kazakistan, Rusya, Beyaz Rusya, Polonya, Almanya, Belçika ve Fransa’yı geçerek İngiltere’ye ulaşıyor. Yeni hattın devreye girmesiyle birlikte lojistikçiler için de önemli bir alternatif doğmuş oldu. Demiryolu ile yapılan taşımalar 18 gün sürmesine rağmen daha hızlı olan havayolu taşımacılığına göre oldukça ucuz. Son yıllarda Batı ve doğu arasındaki artan ticaret hacmi düşünüldüğünde hattın önemli bir alternatif olacağı kesin. Son yıllarda ticarete konu olan ürünlerin büyümesi ve miktarının artması hattın elini güçlendiriyor. 53 YGM’ler raporları e-imza ile gönderebilecek Y etkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği raporlarının gönderiminde e-imza kullanımı 7 Ocak 2017 itibari ile başladı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan duyuruya göre, 07.01.2017 tarihinden itibaren YGM tespit raporlarının PDF formatında oluşturulması ve üzerine e-imza atmaya olanak verecek bir program vasıtası ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın talep ettiği formatta e-imza’lı dosya haline getirildikten sonra ilgili sistem üzerinden gönderilmesi gerekiyor. E-imza ile yapılabilecek işlemlerin her geçen gün arttığını belirten E-GÜVEN İş Geliştirme, Satış ve Pazarlama Direktörü Ayşegül Tüzün, “E-imza, kamuda e-devlet uygulamaları, adres değişikliği bildirimleri; özel sektörde ise banka talimatları, bayi ağı iletişiminde sipariş süreci, çalışan hizmet sözleşmeleri gibi ıslak imza gerektiren tüm işlemlerde kullanılabiliyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklama ile 07 Ocak 2017 tarihinden itibaren YGM tespit raporlarının imzalanma işlemlerinde de e-imza dönemi başladı. E-GÜVEN olarak elektronik imzanın yanı sıra kurumların ihtiyacına uygun imzalama çözümlerimiz ile iş süreçlerinin hızlı bir şekilde tamamlanmasını sağlıyoruz. EBİMZA masaüstü yazılımı sayesinde bilgisayar ortamında bulunan dokümanların e-imzalanmasını ve imzalı dosyaların doğrulamasının kolaylıkla yapılabilmesini mümkün kılıyoruz. Yenilikçi çözümlerimiz ile e-dönüşüm süreçlerine değer katmaya ve desteklemeye devam edeceğiz.” dedi. EBİMZA ne tür avantajlar sağlıyor? EBİMZA, bilgisayar ortamında bulunan dokümanların e-imzalanmasını ve imzalı dosyaların geçerlilik kontrolünün yapılmasını sağlıyor. E-imza oluşturma ve imza kontrolü ile birlikte, zaman damgası hizmeti de sunuluyor. EBİMZA, kullanıcının imza sonrası talebi halinde, hazırlanan elektronik imzalı dosyanın e-posta eklentisi şeklinde gönderilmesi işlemine hızlı ara yüz geçişi de sağlıyor. Ocak 2017 54 TEDARİK Michelin’den nakliyecilerin verimliliğini artıracak proje YÜKLE GİTSİN Michelin, boş katedilen mesafelerin önüne geçmek ve firmaların verimliliklerini artırmak için nakliyeciler ile yük veren firmaları aracısız bir dijital platformu olan YükleGitsin’de buluşturuyor. M ichelin Lastikleri’nin bir projesi olarak hayata geçirilen “Yükle Gitsin” ile ilgili olarak fikir sahibi ve İnovasyon Lideri Alpay Selçuk ve diğer İnovasyon Lideri ve isim babası Mesut Uçar projeyi tanıttı. Dünyada dijitalleşme trendiyle mobil kanalların kullanımı hızla artıyor. Global firmalar da mobil teknolojileri kullanarak daha hızlı büyümek ve ortaya çıkan fırsatları değerlendirmek istiyor. Michelin Grubu her bir lastik pazar segmentine ilaveten seyahat ve hareketlilik ile ilgili hizmetlerde de ön planda yer alıyor ve bu sayede teknolojik liderliğini, yenilik kapasitesini, yüksek kaliteli ürün ile hizmetlerini ve güçlü markalarını kuvvetlendirerek sürdürmeye devam ediyor. Michelin Lastiklerinin bir projesi olarak hayata geçirilen Yükle Gitsin’in fikir sahibi ve İnovasyon Lideri Alpay Selçuk: Ocak 2017 ”Dünyanın hızla dijitalleştiği çağımızda nakliye sektörü de bu değişime ayak uydurmak durumunda. Türkiye’deki ticari taşımaların yüzde 25’i boş kat edilen kilometreler, ülke içinde çalışan kamyonlar dolu gidip ya yarı dolu dönüyor ya da gittikleri yerde çok fazla bekleyip, zaman kaybederek verimlilik ve karlılıklarından kaybediyorlar. Bizler buradan yola çıkarak nakliye sektöründe verimliliği arttırmak için YükleGitsin’i geliştirdik.” diyerek projeyi özetledi. “Yükle Gitsin” 2016 yılında nakliyecilerden 35 bin uygulama indirme aldı ve aynı sürede yaklaşık 2 bin 500 yükveren firmaya ulaştı Nakliyeciler ile yük veren firmaları aracısız bir dijital platformda buluşturan YükleGitsin 2015 yılında ilk testlerini yaptıktan sonra 2016 yılı Nisan ayında canlı yayına geçti. 2016 yılında 9 aylık süreçte kullanıcılarından büyük beğeni toplayan YükleGitsin platformu; nakliyecilerden 35 bin uygulama indirme aldı ve aynı sürede yaklaşık 2 bin 500 yükveren firmaya ulaştı. YükleGitsin’in diğer İnovasyon Lideri ve isim babası Mesut Uçar platformu şu şekilde tanımlıyor: “Yük veren firmalar, kendilerine özel tasarlanmış olan web sayfamız yuklegitsin.com üzerinden sistemde ücretsiz hesap oluşturuyorlar. Oluşturulan bu hesap YükleGitsin tarafından onaylandıktan sonra firmalar sistemde yük taşıtma ihalesi açıyorlar. Diğer tarafta akıllı telefon uygulamamıza üye olan nakliyeciler yük veren firmaların açmış oldukları yük ihalelerine yine uygulamamız üzerinden komisyonsuz ve aracısız bir şekilde taşıma teklifleri veriyorlar. Açılan ihalelere nakliyecilerden gelen teklifleri değerlendiren yük 55 Yükle Gitsin taşıdığı yükleri, 100.000 TL’ ye kadar ücretsiz sigortalıyor ve tüm taşıma GPS üzerinden online olarak takip edilebiliyor. Nakliyeciler,“Acil Boşum”, ve “Boş Kamyon” ilanı sayesinde dönüş yüklerini, henüz gidecekleri lokasyona ulaşmadan, bulundukları ortamdan,örneğin evlerinden rahatlıkla bulabiliyorlar. isteyen tüm nakliyeciler YükleGitsin tarafından istenen zorunlu belgeleri temin ediyorlar. Yükle Gitsin İnovasyon Lideri Alpay Selçuk, YükleGitsin’i kurarken amaçlarının kullanıcılarına odaklanarak kendilerini teknolojileriyle şaşırtmak, işlerini kolaylaştırmak olduğunu ancak en önemli amaçlarının zaman ve maliyetten tasarruf sağlatmak olduğunu belirtiyor. Selçuk “Yaptığımız yenilikle- rin amacı, varolan offline sistemi dijital ortama taşımak ve bugün yüz yüze yapılan işlerin tamamını bilgisayar ve akıllı telefonlarını kullanarak daha verimli yapılmasını sağlamaktır. Bu sebeple platformumuza özellikle yük veren firmaların ihtiyacı olan navlun hesaplama aracı “YG Navlun Algoritması”nı geliştirdik. Taşınacak yükün, bir noktadan diğer noktaya, yükün çeşitliliğine, istenilen kamyonun türüne ve kasa tipine, ayrıca güzergaha göre navlun değerini hesaplayan ve yük veren firmalarımızın fiyat belirleme sıkıntısını ortadan kaldıran bir yeniliktir” diyor. İnovasyon Lideri Mesut Uçar ise başka bir yenilik olan “Acil Boş Kamyon” ilanını şu şekilde anlatıyor: “Acil Boş Kamyon” ilanı, nakliyecilerimizin bulundukları lokasyonda boş olduklarını, iş aradıklarını belirtmelerine yarayan bu özellik, yük veren firmalara da , bu boş kamyonları açtıkları ihalelere davet edip, zaman kazanmalarını sağlayacaktır. Sistemimizde, yük veren firmanın açtığı yeni ihale, ihale lokasyonunun etrafında bulunan kamyonculara, tüm nakliye bilgilerinin belirtildiği detaylı bir mesaj olarak gönderilir. Taşınacak yükün daha hızlı taşınmasına yardım eden bu özelliğimizin, nakliye sektöründe işleri kolaylaştıracağını düşünüyoruz.” Uçar, ”Yeniliklerimizle sektörün referans noktası olmak için müşterilerimize her zaman yakın olarak, sürekli öğrenmeye devam etmek, öğrendiklerimizi müşterimizin hizmetine sunmak ve tekrar tekrar bu döngüyü devam ettirerek, müşterilerimiz için en basit ve kullanışlı ürünler ortaya koymaya devam etmek temel hedeflerimizdendir” diyor. YükleGitsin’in 2017 hedefi kullanıcı memnuniyetini arttırarak, daha büyük bir kitleye hitap etmek. Uzun vadedeki hedefi ise iş modelini Michelin Grubunun verdiği sinerji ile Avrupa ve diğer bölgelerdeki ülkelere taşıyabilmek. veren firmalar kendilerine en uygun nakliyeciyi seçiyorlar. Yük veren firma ve nakliyeci, YükleGitsin vasıtası ile aracı olmadan anlaşarak taşımayı gerçekleştiriyorlar.” YükleGitsin, sisteme kayıtlı olan nakliyecileri büyük bir titizlikle ve özellikle tüm Türkiye çapında kayıtlı kamyon kooperatiflerinden seçmekte ve onaylamaktadır. Sisteme kayıt olmak Ocak 2017 56 KISALAR Alper Bilgili, Filo Genel Müdürü olarak Ekol’e katıldı Önemli yatırımlarla sektöre ilham veren Ekol Lojistik’in, Filo Genel Müdürü pozisyonuna tecrübeli isim Alper Bilgili atandı. Alper Bilgili, 2014 yılından bu yana Mars Lojistik’te Filo Yönetimi Genel Müdürü olarak görev yapıyordu. 2005-2014 yılları arasında ise yine aynı şirkette Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Aras Kargo’da Operasyon Yöneticisi olarak çalışan Bilgili öncesinde ise Arkas Lojistik’te Satış Uzmanı olarak görev aldı. Bilgili, kariyerinin ilk adımlarını ise Omsan Lojistik’te attı. Ekol Lojistik Filo Genel Müdürlüğü görevine getirilen Alper Bilgili, 1997 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2000 yılında araştırma görevlisi olduğu Boğaziçi Üniversitesi’nde Ulaşım Mühendisliği alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı ve 2001’de de İstanbul Teknik Üniversitesi’nden MBA derecesini elde etti. Sektörün tecrübeli ismi Alper Bilgili, 2011 yılında IRU’dan “Yılın Uluslararası Taşımacılık Üst Yöneticisi”, 2013 ve 2015 yıllarında ise “Atlas Yılın Karayolu Lojistik Yöneticisi” ödüllerini aldı. Geleceğin kamyonları nasıl ses çıkaracak? Scania, geleceğin araçları olarak gördüğü elektrikli kamyonlar için çalışmalarına devam ediyor. İsveç Interactive Enstitüsü (ICI), hem yayalara hem de kamyon şoförlerine “geleceğin elektrikle çalışan kamyonu nasıl ses çıkarmalıdır” diye sorarak bir anket çalışması yaptı. Elektrikli araçlar, dizel ve benzinli motora sahip araçlara göre daha sessizdir. Bu nedenle kabin içi ve lastik sesleri daha yüksek duyulmaktadır. Scania, elektrikli araçlarda, yayalar ve trafikteki diğer araçları ikaz edecek düzeyde motor sesini yapay olarak üretmeye hazırlanıyor. Bu amaçla İsveç Interactive Enstitüsü ile yapılan işbirliği kapsamında yayalara ve şoförlere “elektrikli motorla çalışan kamyonun sesi nasıl olmalı” sorusunu sordu ve çıkan sonuçlara göre geliştirmelerini yapıyor. ”Sürücünün Dikkatini Çekmek“ Araştırmalar sırasında elektrikli kamyonu test eden profesyonel sürücüler üç farklı motor sesini test ettiler. İsveçli bilim adamı Johan Fogerlönn, sürücülerin alışık oldukları motor sesini duymalarının önemli olduğunu belirterek “motor sesi sü- Ocak 2017 rücünün, aracın normal çalışıp çalışmadığını ve aracın belirli durumlarda güç aldığını anlamasına yardımcı olur. Bizde elektrikli araç içinde bu sesi yaratmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Scania ayrıca testler sırasında ne tür seslerin sürücülerde stres yarattığını inceleyerek bu yönde çalışmalarını sürdürüyor. ”Trafik Güvenliğini Artırmak“ Elektrikli araçların sayısı arttığında yayaların karşılaşacağı kazaları önlemek için araçların dış ortama verdiği ses oldukça önemlidir. Fogerlönn sözlerine “ Bu araştırmamızda elektrikli araçlardan yayaların nasıl etkileneceğini araştırıyoruz. Yaptığımız araştırma sonuçlarına göre araçlara yayaların duyabileceği ve yanlarından araç geçtiğini fark etmelerini sağlayacak bir ses eklemenin faydalı olacağına karar verdik” şeklinde devam etti. Scania, üretim gerçekleşene kadar araştırmalarına devam edecek. Scania, yapmış olduğu çalışmalar, AR-GE yatırımları, uzun kullanım ömrü, dayanıklılığı ve üstün performansı ile teknoloji öncülüğü yapmaya devam ediyor. 57 2 milyon ağır vasıta lastiği satıldı Yıl genelinde 2 milyon ağır vasıta lastiği satışı gerçekleştirildi. Ağır vasıta lastik pazarı son çeyrekte yüzde 15’in üzerinde bir büyüme gerçekleştirdi. 2 016 yılında Türkiye ağır vasıta lastikleri pazarı son üç yıldır olduğu gibi büyüme grafiğini sürdürdü. 2013 yılından bu yana Avrupa bölgesinde ağır vasıta lastikleri segmentinde liderliği elinde bulunduran Türkiye, bu yıl da özellikle son 3 aylık dönemde gerçekleştirdiği satışlarla global pazarlardaki konumunu pekiştirdi. Özellikle son yıllarda büyük projelerin inşaasının da etkisiyle tüm dünyada en hızlı büyüyen Türkiye ağır vasıta lastik pazarı barındırdığı yüksek potansiyel nedeniyle Michelin Grup için de büyük potansiyel taşıyor. 2016 yılında ağır vasıta lastikleri pazarında beklentilerle uyumlu olarak büyüme yaşandığını belirten Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Ticari Direktörü Sertan Akçagöz, “Türkiye, süregelen kentsel dönüşüm, mega projelerin katkısıyla Avrupa bölgesinde ağır vasıta pazarında stratejik bir rol üstleniyor. Bu güçlü yapısı nedeniyle ülke olarak performansımız Michelin Grubu’nun tüm Avrupa sonuçlarının da başarısını doğrudan belirliyor. Michelin Türkiye’nin per- formansı, Avrupa bölge sonuçlarını direkt etkiliyor.” dedi. Sertan Akçagöz sözlerine şöyle devam etti: “Yıl boyunca 1 milyon 700 binin üzerinde ağır vasıta lastiği satılırken, 450 binin üzerinde kaplama lastik satışı gerçekleştirildi ve pazarda toplam sırt tüketimi 2 milyonun üzerine çıktı. Son 3 ayda yüzde 15’in üzerinde büyüyerek ekonomiye olumlu etki yaratan ağır vasıta lastikleri pazarı, yılı toplamda en az yüzde 5’lik büyüme ile kapatıyor. Hedeflerimizle uyumlu bir yıl performansı gerçekleşti. Ülke olarak geçirdiğimiz süreçte de hedeflerimizde bir değişiklik olmadı. Michelin olarak bizim için ise diğer grup markalarımızın performanslarının da etkisiyle başarılı bir yıldı. Ağır vasıta segmentinde pazarın da üzerinde büyüme kaydettik. Bu başarılı performansımızın ardında tabi ki Michelin markasının kalitesi en büyük rolü oynuyor. Pek çok mega projede yer alıyoruz. Lastiklerimiz İstanbul’da inşaatı devam eden şehrin üçüncü havalimanında çalışan 300 Volvo FMX kamyonunu donatıyor ve maliyetlerde önemli ölçüde verimlilik sağlıyor.” Michelin’in bütün dünyada lastik ve lastik teknolojileriyle ilgili çözümler geliştirerek müşterilerine 360 derece hizmetler sunduğu Michelin Solutions, güvenlik, uzun lastik ömrü, yüksek performans ve maliyet verimliliği sayesinde büyük filolar tarafından da tercih ediliyor. Filoların elverişliliğini optimize edip, operasyonel maliyetlerini düşürerek işletmelerin lastik yönetimini kolaylaştıran Michelin Solutions, sağladığı performansla maliyetlerde önemli oranda verimlilik sunuyor. Avrupa otoyollarında tek kutuya DKV ile geçiliyor DKV, Daimler ve T-Systems, Avrupa Elektronik Geçiş Hizmetinin tek bir cihaz kullanılarak sunulması amacıyla birlikte çalışma kararı aldı. İşbirliği için Avrupa Rekabet Kurulu onayı bekleniyor. Verilecek hizmetin mevcut ve gelecekteki tüm paralı yolları, ilgili tünel ve köprüleri kapsaması planlanıyor. T-Systems International GmbH, Daimler AG ve DKV EURO SERVICE GmbH + Co. KG bütün Avrupa’da, Avrupa Elektronik Geçiş Hizmeti’nin (EETS) geliştirilmesi ve sunulması amacıyla birlikte çalışma kararı aldı. Öngörülen işbirliğinin bir iş ortaklığı olduğunu vurgulayan DKV Euro Service Türkiye Satış Müdürü Deniz Çokcoş Sezer, “İş ortaklığının amacı, EETS hizmetini pazarlayacak ve geçiş ücretlerinin son kullanıcıdan alınması işini yürütecek satış ortaklarıyla anlaşma yapmak. İstenen işbirliği için Avrupa Rekabet Kurulu onayı bekleniyor. Planlanan hizmetin teknik esası, Avrupa’daki tüm geçiş ücretlerinin tek bir cihaz kullanılarak faturalanmasına izin verecek şekilde tasarlanmış, ulus aşırı kullanıma açık, araca monteli bir ünite şeklinde. Verilecek hizmetin mevcut ve gelecekteki tüm paralı yolları, ilgili tünel ve köprüleri kapsaması planlanıyor” dedi. 2018’den itibaren AB otoyollarında tek kutu uygulamasına geçilmesinin planlandığını bildiren Deniz Çokcoş Sezer, “İlk etapta Belçika, Almanya, Fransa, Avusturya ve Polonya merkezli lojistik firmalarına, ikinci aşamada ise İtalya, Portekiz, İspanya ve Macaristan merkezli firmalara bu hizmet verilmeye başlanacak” dedi. Ocak 2017 58 TİCARİ ARAÇ Tırsan 40’ıncı yılında rekorlarla lider oldu Tırsan, 40. yılına da lider olarak girdi. Tırsan, Türkiye’de pazar payını yüzde 41’e yükseltirken, Türkiye’nin Avrupa’ya gerçekleştirdiği ihracatın yüzde 97’sini tek başına gerçekleştirdi. 2016 yılında, bir önceki sene de olduğu gibi, Avrupa’nın en hızlı büyüyen markası oldu. 4 0 yıldır devam eden liderlik başarısı ile ilgili açıklamada bulunan Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu; “Tam 40 yıldır Türkiye’de pazar lideriyiz. Sektörün gelişimine yatırımlarımız ile öncülük ederken, müşterilerimizin başarısı icin en uygun koşulları sağlıyoruz. Müşterilerimizin memnuniyeti ve rekabet gücünü arttırmak için, sürekli daha iyisini nasıl yapabilirim sorusu ile her konuyu ele alıyoruz. Yurtiçi ve yurtdışında ki başarılarımızın arkasında kocaman bir ekip var. Bu ekip hedeflerine ulaşana kadar asla vaz geçmiyor ve ben bununla gurur duyuyorum. Tırsan ailesinin her bir bireyine özverili çalışmalarından dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi. 2016’da İhracat Rekoru Kırdı Tırsan Aralık 2016 itibariyle satışlarının %50’sinden fazlasını ihraç ederken, Avrupa Birliğine yapılan toplam treyler ihracatının %97’sini tek başına gerçekleştirerek rekor kırdı. Ayrıca Kässbohrer markası ile Almanya’da perdeli tenteli segmentinde satışlarını 3 kat arttıran Tırsan, Bitüm Tankeri segmentinde ise liderliğini sürdürdü. Polonya’da satışlarını yüzde 50’in üzerinde yükseltti ve bu ülkenin en çok tercih edilen ilk 5 treyler üreticisinden biri oldu. Low-bed, tank, silo ve perdeli-tenteli segmentinde de satışlarını artırırken, akaryakıt tankeri segmentinde liderliğini devam ettirdi. Ülke ihtiyaçlarına yönelik özel olarak geliştirilen ağır hizmete yönelik platform treyler ile toplam İngiltere satışlarını 2 kattan fazla artırdı. Yine bünyesinde bulunan Talson markası ile Avrupa’nın en büyük pazarlarında kutu segmentinde geçen yıla göre yüzde 62 büyüme elde etti. Öte yandan Fransa’da en başarılı olduğu ülkeler arasında yer aldı. İtalya’da 20 farklı satış sonrası hizmet noktasına ulaştı ve yüzde 26 oranında satışOcak 2017 larını artırdı. Yeni faaliyet gösterdiği Portekiz pazarında Tenteli/Perdeli ürün satışları ile 2016 yılı sonunda yüzde 10 pazar payı elde etti. 2016 yılında Tırsan, ihracatındaki ivmeyi artıracak yeni bir yatırım yaparak Almanya’nın güneybatı eyaleti Baden-Württemberg’de yer alan Ulm’de üretim ve montaj tesisi kurdu. Almanya Goch ve Rusya’da üretim tesisi bulunan Türkiye’nin tek treyler üreticisi olan Tırsan’ın bu yatırımı uluslararası arenadaki gücünü ve hedefini ortaya koyuyor. Tırsan, bu yeni tesisten, Kässbohrer ve Talson marka tüm ürünlerin üretim ve teslimatını gerçekleştirecek ve ürün yelpazesindeki tüm treyler modelleri için bakım-onarım hizmeti sağlayacak. Tırsan Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştirerek, sektörün ilk ve tek Ar-Ge merkezinde geliştirdiği Kässbohrer Yüksek Güvenlikli Bitüm Tankeri ile Avrupa treyler sektörünün en prestijli yarışmasında Trailer Innovation 2017 ödülünü kazandı. Bu ödül Türkiye treyler sektöründe ilk kez Tırsan tarafından alındı. Tırsan Ar-Ge merkezi tarafından geliştirilen Kässbohrer Yüksek Güvenlikli Bitüm Tankeri, 160 derecenin üzerindeki zift taşımacılığında güvenlik kurallarını yeniden tanımlarken, 60 yıldır çözülemeyen güvenlik sorununu da çözdü. Trailer Innovation ödülü ile birlikte, Türkiye, ADR mevzuatını aşan bir güvenlik güvenlik standardını oluşturmuş oldu. Müşterilerinin her ihtiyaç duyduklarında yanında olmaya devam eden Tırsan, Türkiye’de treylere 5 yıl garanti veren ilk ve tek marka oldu. Mevcut 2 yıl garantinin üzerine +1 veya +3 yıl garantiyi opsiyon listesine alarak daha önce benzeri görülmemiş bir yeniliği müşterilerinin hizmetine sundu. Tenteli perdeli, alüminyum ve paslanmaz tanker, alüminyum silobas, konteyner şasi, platform, standart ve hidrolik low-bed, frigo ve kutu tipi treylerde garanti süresini 5 yıla çıkarttı. Devre aldığı Tırsan Yol Yardımı hizmeti ile Türkiye ve Rusya dahil olmak üzere Avrupa’nın 27 ülkesinde 7 gün 24 saat müşterilerine hizmet veriyor. Yol Yardım hizmeti Avrupa’da 12.000 servis noktasında ve 17 dilde hizmet imkanı sağlıyor. Son olarak, uluslararası ihtiyaçlarına yönelik Avrupa çapında yepyeni bir hizmeti hayata geçirdi. K-Advance Care hizmetiyle, Avrupa genelinde 16 ülkede 6.000 servis noktasında Kässbohrer marka treylerlere ihtiyaca yönelik olarak belirlenebilen sabit ücret avantajı sunmaya başladı. 59 Mercedes-Benz Türk 17 bin 266 ticari araç sattı Mercedes-Benz Türk 2016 yılı rakamlarını açıkladı. Kamyon grubunda 8 bin 581 adetlik satış gerçekleştiren şirket, toplamda 4 bin 690 adetlik kamyon ihracatı gerçekleştirdi. Firma 2017 yılında Aksaray Kamyon Fabrikası’nda temeli atılacak olan yeni Ar-Ge Merkezi’yle birlikte global hizmet vermeye başlayacak. Mercedes’in otobüs, kamyon ve haifi ticari araç satışlarının toplamı 17 bin 266 adet olarak gerçekleşti. S ektörde 50. yılını kutlayan Mercedes-Benz Türk A.Ş., 2016 yılında 616 adet otobüs, 8 bin 581 adet kamyon, 8bin 69 adet hafif ticari araç ve 32 bin 666 adet otomobil satışı gerçekleştirdi. Şirketin ikinci el satışları ise toplamda 4 bin 907 adede ulaştı. MercedesBenz Türk, 2016 yılında yüksek performansıyla ulaştığı toplam 49 bin 932 adet araç satışı ile zorlu şartlarda seneyi yine başarıyla kapattı. Üretime başladığı 1968 yılından bu yana toplam 80 bin 481 otobüs ve 232 bin 448 kamyon üreten MercedesBenz Türk, 2016 yılında 3 bin 576 adet otobüs ve 4 bin 690 adet kamyon ihraç ederek üretim tesislerinde tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaştı. Şirket, Hafif Ticari Araç Grubunda ise en yüksek satış rakamına ulaşan ilk 3 marka arasında yerini aldı. Mercedes-Benz Otomobil Grubu, 32 bin 666 satış adediyle rakiplerini geride bırakarak tarihi bir rekora imza attı. 2016 yılında 90 milyon eurodan fazla yatırım yapan şirketin, 1967’de kurulduğu günden bu güne toplam yatırım tutarı bir milyar euroyu aştı. SÜLÜN: GELENEKSEL LİDERLİĞİMİZİ SÜRDÜRDÜK Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün yüptığı değerlendirmede; “Zor bir dönemden geçtiğimiz 2016 yılında MercedesBenz Türk olarak sektörümüz için elimizden gelenin en iyisini yaptık, yeni ürünlerimizi piyasaya sunduk ve gelenekselleşen liderliğimizi sürdürdük.” dedi. Sülün, Mercedes-Benz Türk’ün 50. kuruluş yıldönümünü kutladıkları 2017 yılının şirket için çok önemli bir kilometre taşı olacağını belirterek şunları söyledi: “2016 yılı otomotiv sektörü için zorlu bir yıl oldu; ticari araç sektörü için ise çok daha zorlu geçti. Yıl boyunca ülkemizde yaşanan üzücü gelişmeler, bunların turizme ve dış ticarete etkileri ile kurdaki dalgalanmalar pazarda büyük bir daralmaya neden oldu. Buna rağmen hem şehirlerarası otobüs hem kamyon pazarında geleneksel hale gelen liderliğimizi sürdürmeyi başardık. Hoşdere Otobüs ve Aksaray Kamyon Fabrikamız yurt içi talebin azalmasına bağlı olarak ihracata hız vererek üretimlerini planlanan seviyelerde devam ettirdi. Otobüs ihracatımız geçen yıla oranla yüzde 8 artarken, kamyon ihracatımız yüzde 400 oranında yükseldi. Mercedes-Benz Türk olarak Türkiye’nin geleceğine güveniyoruz ve bu doğrultuda 50 yıldır yaptığımız gibi yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bu güvenin bir göstergesi olarak 2016’nın Şubat ayında Aksaray Kamyon Fabrikamız için 113 milyon euroluk yatırım planımızı açıkladık. Böylece 2016 yılı sonu itibarıyla toplam yatırımımız 1 milyar euroyu aştı. Bu yeni yatırımla Aksaray Kamyon Fabrikamızda oluşturacağımız yeni tesisler ve üretime dâhil edeceğimiz yeni makina ve ekipmanlar sayesinde üretim kapasitemizi ikiye katlayacağız ve ihracatımız ciddi bir ivme kazanacak. Yeni yatırımlarımızla üretimde kendi rekorlarımızı kırmayı hedefliyoruz. Yarım asırdır Türkiye’de gururla var oluşumuzun en önemli sebeplerinden olan olan şirketimize güvenini her zaman koruyan paydaşlarımız, müşterilerimiz, çalışanlarımız ve halkımıza teşekkür ederiz. Bizler çalışanlarımıza, eğitime, üretim tesislerimize, araştırma-geliştirme çalışmalarına yeni yılda da hız kesmeden yatırım yapmaya devam edeceğiz.” Ocak 2017 60 KISALAR Hatay Ro-Ro hizmet ihracatçısı sıralamasında 55’inci oldu Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Araştırması sonucuna göre Hatay Ro-Ro Hizmet ihracatçısı sıralamasında 55. sırada yer alırken, “Eşya Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetleri” kategorisinde 20. sırada yer aldı. Konuya ilişkin olarak Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Güler’in açıklamaları şu şekilde: “2014 yılında kurulan Hatay Ro-Ro aslında bir çeşit sosyal sorumluluk örneğidir. Hiç deniz taşımacılığını bilmeyen 55 Karayolu taşımacısının inancı ile kurduk ve Ekim 2014 tarihi itibarıyla ilk seferimizi başlattık. Bu süreçte kiralık gemiler kullandık. Söz konusu gemilerin temininde bizden desteklerini esirgemeyen Ulusoy Denizcilik ile Cenk Denizcilik ’e şükranlarımızı bir kez daha sunmak isteriz. 2 yıldan fazla bir süredir her türlü zorluğa rağmen ülkemizin Suudi Arabistan ve Ortadoğu ülkelerine olan ihracatını taşımaya gayret ediyoruz. Bu amatör ruhumuz ve gayretimiz sonucunda geldiğimiz nokta bizler için büyük gurur.” Lojistik’te birinci oldu Arkas Lojistik, Marketing Türkiye’nin Akademetre tarafından yapılan “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasını baz alarak gerçekleştirdiği “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde lojistik kategorisinde 1.’lik ödülünün sahibi oldu. Pazarlama sektörünün lider dergisi Marketing Türkiye adına pazar ve tüketici araştırmaları konusundaki yetkinliğiyle öne çıkan Akademetre’nin gerçekleştirdiği “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasının sonuçlarıyla hazırlanan ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri” sahiplerini buldu. Ödül töreni 5 Ocak 2017’de Raffles İstanbul Zorlu Center’da gerçekleştirildi. Toplam 12 ilden 1200 kişiyle gerçekleştirilen yüz yüze görüşmeler sonucunda 40 kategoride sektörün yıl içinde itibarını en çok artıran markalar belirlendi. Lojistik kategorisinde birincilik ödülüne layık görülen Arkas Lojistik adına Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Lojistik Hizmetleri Grup Başkanı Diane Arkas 100 yıl önce Lyon’da başladı Renault Trucks’ın doğduğu ve bugün merkezi olan Lyon, 100 yılı geride bırakırken geleceğin ulaşım çözümlerini tasarlamak ve üretmek üzere hızla çalışmalarına devam ediyor. Renault Trucks, 2016 yılı boyunca Lyon’da bulunan merkezinde markanın kurucusu Marius Berliet’in ve Fransız kamyonlarının şöhretinin yayılmasına yardımcı olan ekibin anılarını yaşatmak için çalıştı. Ocak 2017 aldı. Sahneye Arkas Lojistik Genel Müdürü Mustafa Çiper ve Genel Müdür Yardımcısı Onur Göçmez ile çıkan Arkas, törende yaptığı konuşmada, “Bizi bu noktaya taşıyan tüm müşterilerimize ve bu ödülü almamızı sağlayan herkese teşekkür ederiz” dedi. “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü”, “Genel Başarı” ve “Yıl Performansı” alanlarında dokuz ana, 16 alt kriterde yüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştirildi. Çalışmanın genel başarı değeri Marka Bilinirliği, Yakından Tanıma, Güven, Farklılık, Tavsiye, Ticari Faaliyetlerini Destekleme, Sosyal Sorumluluk Faaliyetlerini Beğeni, “İletişim ve Reklam Çalışmalarını Beğeni ve Genel Beğeni skorları olmak üzere dokuz ana kriterin itibar ve marka değeri üzerindeki etkisine göre ağırlıklandırılmasıyla ortaya çıkarıldı. Çalışmanın ikinci ayağı olan 2016 performans değerlendirilmesinde ise aynı kriterlere göre markaların yıl içi başarıları dikkat alındı. 61 Otomotik depolamada yüzde 10 büyüdü Türkiye’de depo otomasyonu denince akla gelen ilk firmalardan olan Kardex Remstar, ekonomide 2016 yılını yüz güldüren rakamlarla geride bıraktı. Otomatik depolama ve geri alma sistemlerinin dünyadaki lider üreticisi Kardex Remstar, 2016 yılında yüzde 10 büyüme gösterdi. Ülkenin yüzde 3 olan büyüme rakamının üzerinde bir büyüme yakalayan Kardex Remstar, 2017 yılında da yüzde 10 büyümeyi hedefliyor. 27 farklı ülkede müşte- rilerine otomatik depolama ve arşivleme çözümleri sunan Kardex Remstar, İsviçre merkezli ve Zürih Borsası’na kote bir şirket. Otomotivden lojistiğe, savunma sanayinden sağlık sektörüne, makina üretimden havacılığa, e-ticaret’ten saatçiliğe kadar pek çok farklı sektöre ürün ve çözümler sunan Kardex Remstar, otomatik akıllı dikey depolama sistemlerinin mucidi olarak hizmetlerine devam ediyor. Pirelli’ye yeni İnsan Kaynakları Direktörü Pirelli Endüstriyel ve Ticari Lastikler İnsan Kaynakları Direktörü görevine Alper Tokalp getirildi. 1989 yılında Adana Anadolu Lisesi’nden mezun olan Alper Tokalp, lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde yaptı. Alışan’a Eco-Marathon ödülü Alışan Lojistik; yatırımlarının yanı sıra, sosyal sorumluluk bilincinde gerçekleştirdiği projeler ile de adından söz ettiriyor. Gençleri ve yenilikçi fikirleri desteklemeyi kendine misyon edinen Alışan Lojistik; gençlerin mühendislik, tasarım ve inovasyon alanında gelişimine destek veren Shell Eco-marathon’un Türkiye’den Avrupa’ya giden takımlarına destek oluyor. Geçen yıl Shell Eco-marathon kapsamında 16 aracın transferini sağlayan Alışan Lojistik; ödüle layık görüldü. Shell Eco-marathon’da hidrojen, elektrik gibi geleceğin enerji kaynaklarıyla çalışan prototip otomobiller üreterek yarışan gençleri destekleyen Alışan Lojistik, 7 üniversite ve liseden 60 öğrencinin katılımıyla düzenlenen törende ödül aldı. Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem törenin açılış konuşmasını yaparak “Shell Eco-marathon’a katılarak mühendislik ve tasarım yeteneklerini sergileyen ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak prototip otomobiller üreten gençlerimizin göstermiş olduğu başarılarla hepimiz büyük gurur duyuyoruz. Bugün aramızda çok değerli bir konuğumuz var, Alışan Lojistik’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Alışan. Alışan Lojistik, 2009 yılından bu yana takımlarımızın araçlarını Türkiye’den Avrupa’ya taşıyor ve ülkemize geri getiriyor; gençlerimize çok önemli bir destek sağlıyor. Ertuğrul Alışan’a ve tüm Alışan Lojistik ekibine katkıları için çok teşekkür ediyorum’’ dedi ve Ertuğrul Alışan’a teşekkür plaketini verdi. Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Alışan, bu önemli organizasyona bir kez daha katkı sağlamaktan onur duyduğunu belirterek: “Alışan Group olarak sektördeki yatırımlarımızın yanı sıra; sosyal sorumluluk bilinci ile gerçekleştirdiğimiz projelere de çok önem veriyoruz. Bu kapsamda; özellikle gençlerin eğitimine katkı sağlayacak projeleri desteklemeye özen gösteriyoruz. Shell Eco-marathon, bu misyonumuz ile dâhil olmak istediğimiz ve gönülden inandığımız projelerden biri. Bu anlamda yarışmaya katılan bütün öğrencilere destek vermeye devam ederek, önümüzdeki yıl yarışmaya katılan 3 öğrenciye de burs vereceğiz. Alışan Lojistik olarak, Shell Eco-marathon’a verdiğimiz anlamlı desteğin gururunu yaşamaktayız.” şeklinde konuştu. Ocak 2017 62 TESLİMAT Pirelli’ye yeni CEO Pirelli Otomobil Lastikleri’nde CEO’luğa Gian Paolo Comini Gatti getirildi. Türkiye’de 55 yılı bulan üretim geçmişi ile Türkiye ekonomisine önemli katkılarda bulunan Pirelli’de Otomobil Lastikleri CEO’su olarak Gian Paolo Comini Gatti atandı. Yaklaşık 30 yıldır Pirelli Grubu’nda çeşitli görevlerde bulunan Gian Paolo Comini Gatti yeni görevine Ocak itibariyle başladı. 1985 yılında Pavia Üniversitesi Siyasi Bilimler Bölümü’nden mezun olan Gian Paolo Gatti Comini, kariyerine 1986 yılında Pirelli Grubu’nda başladı. İtalya’da gerçekleştirdiği çeşitli görevlerin ardından 1998-2000 yılları arasında Brezilya’da Pirelli Latin Amerika Otomobil Lastikleri Bölümü’nde Pazarlama Direktörlüğü yaptı. 20012004 yılları arasında Pirelli İsviçre, 2004-2012 yılları arasında da Pirelli İspanya-Portekiz ve 2012-2013 yılları arasında da Pirelli Fransa Ülke Direktörü olarak görev aldı. 2013 yılında Pirelli İtalya Endüstriyel Lastikler CEO’su olan Comini, 2014-2015 yılları arasında da Pirelli Avrupa Perakande Yöneticiliği yaptı. Son olarak Pirelli Afrika İhracat Ticaret Direktörlüğü görevini üstlendi. Continental VDO servisleri ‘Yola çıkıyoruz” mottosuyla ilerliyor 2002 yılından bu yana Continental VDO’nun Türkiye’deki tek temsilcisi ve distribütörü olan İntermobil; Türkiye genelinde kurduğu 150’yi aşkın takograf servisi ve 20 dizel tamir servisi ile hizmet veriyor. İntermobil son olarak 2016’nin Ekim ayında Antalya’da düzenlediği organizasyonla VDO servislerini bir araya getirdi. Sertrans Bakım, Onarım ve Satın Alma Sorumlusu Cengizhan Nevroz, Omsan Filo İşe Alım ve Eğitim Yöneticisi Ahmet Üzmez, Özkorkmaz Takograf Genel Müdürü Savaş Korkmaz, İntermobil Genel Müdürü Rıfat Perahya, VDO Satış Müdürü Abdullah Taşlıca, VDO Teknik Müdürü Ferhat Korkmaz ve VDO Teknik Destek Uzmanı Cihan Aybek yaklaşık 150 katılımcının dijital takografa dair sorularını cevaplandırdı. Üç gün boyunca devam eden toplantı için dijital takografın ve takım ruhunun önemini vurgulayan “Yola Çıkıyoruz” konsepti üzerinden ilerlendi. Birinci gün Selin Selamet tarafından verilen kişisel gelişim eğitimiyle başlayan VDO Servis Toplantısı 2. ve 3. gün teknik bilgi aktarımı ile devam edip, Takograf Dünyası Takograf Servisi’ne “Yılın Birincisi” kupası, plaketi ve hediye çekinin, Doğan Takograf Servisi’ne “Yılın İkincisi” plaketi ve hediye çekinin, Günindi Takograf Servisi’ne “Yılın Üçüncüsü” plaketi ve hediye çekinin ve yine Günindi Takograf Servisi’nden Mehmet Günindi’nin VDO Sadakat Plaketi’ni aldığı ödül töreni ile sona erdi. Katılımcılara verilen ödüllerin yanı sıra Özkorkmaz Takograf’a da verilen “altın plaketler” ile sektöre yaptıkları katkı ve uyumlu iş birlikleri için teşekkür edilirken; Sertrans Bakım, Onarım ve Satın Alma Sorumlusu Cengizhan Nevroz ve Omsan Filo İşe Alım ve Eğitim Yöneticisi Ahmet Üzmez’e de toplantıya yapmış oldukları katkıdan ötürü birer plaketle teşekkür edildi. Üç gün boyunca yoğun biçimde bilgi aktarımı yapılan ve VDO markasına dair yeni mesajlar verilen katılımcılar ayrıca ilk kez kişisel gelişim konularını hem iş hem de özel hayatlarında ne şekilde uygulayabileceklerine dair bilgi sahibi olma şansı yakaladılar. Karasu Limanı hizmete başladı Sakarya’nın Karasu ilçesinde 1995’te temeli atılan Batı Karadeniz’in en büyük limanlarından biri olacak Karasu Limanı hizmete başladı. 4 Ocak 2017 tarihiyle hizmete başlayan liman; genel kargo, Ro-Ro, konteyner, dökme yük ve proje yüklerine hizmet verecek. Marmara Bölgesi ve İstanbul’un Karadeniz’e Açılan Kapısı sloganı ile inşa edilen ve Marmara Bölgesi’nin Karadeniz’deki tek limanı olan Karasu Ocak 2017 Limanı; genel kargo, Ro-Ro, konteyner, dökme yük ve proje yüklerinin elleçlenmesine dair yasal mevzuatça gerekli olan tüm izinleri ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından temin ederek 4 Ocak 2017 tarihi itibariyle liman ve lojistik hizmetler vermeye başladı. 130 bin metrekarelik geçici depolama sahasına sahip olan Karasu Limanı, 212 ve 213 metrelik 2 rıhtımı ve 11 metrelik su derinliği ile hizmet verecek. Diğer taraftan 11 metrenin altındaki draftlara sahip gemilerin Karasu Limanı’na yanaşabilmeleri için limanın açığında limbo yapılacak. 63 U.N. Ro-Ro, Ulusoy RoRo’yu satın alıyor U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş., 215 milyon Euro’ya Ulusoy Denizcilik’i satın alıyor. Satınalmayla nakliyeciler U.N. Ro-Ro’nun halihazırdaki Pendik, Ambarlı ve Mersin limanlarının yanısıra Ege Bölgesi’ne hitap eden Çeşme Limanı’ndan da ihracat yapabilme esnekliğine sahip olacak. Böylece Türk ihracat ürünleri Avrupa’ya daha rekabetçi fiyatlarla ve daha hızlı ulaşabilecek. Çeşme’den Trieste’ye yapılan sefer sıklığı artacak ve Avrupa’da Bari ve Lavrio gibi yeni coğrafyalara hatlar açılarak seferler yapılabilecek. Halihazırda yılda 322 bin araç kapasiteli 12 modern gemili filosuyla İstanbul Pendik, İstanbul Ambarlı ve Mersin’den İtalya’daki Trieste ve Ancona Limanları’na, Pendik’den Fransa’daki Toulon Limanı’na düzenli Ro-Ro seferleri gerçekleştiren U.N. Ro-Ro, satın almayla beraber İzmir Çeşme Limanı’ndan haftanın 3 günü gerçekleşen Trieste seferlerini de 5’e çıkartacak. Ek olarak, Çeşme-To- ulon seferleri ile İzmir bölgesi direkt olarak Fransa’ya bağlanacak. Yeni başlayacak olan İstanbul-Çeşme-Bari seferleri ile İtalya’nın güney bölgesine Ro-Ro seferleri başlatılacak ve Yunanistan geçişlerine alternatif bir rota hayata geçecek. Satın alma sonrasında, U.N. Ro-Ro Çeşme-Tri- este hattında satın alma öncesine göre avantajlı navlun fiyatlarıyla taşıma gerçekleştirecek. Böylece İzmir ve çevresindeki nakliyeciler, U.N. Ro-Ro’nun Ro-Ro ve intermodal hizmetlerini kullanırken, avantajlı fiyatlardan ve katma değerli hizmetlerden de yararlanacak. Orkun Grup 25 adet Mercedes-Benz inşaat aracını teslim aldı Filosundaki Mercedes-Benz marka araç sayısını son yıllardaki filo alımları ile arttıran Orkun Grup yöneticileri, 25 adet Mercedes-Benz Arocs 4145 K aracı Mercedes-Benz Türk Pazarlama Merkezi’nde törenle teslim aldı. Mercedes-Benz Türk ile uzun süreli işbirliklerini yeni bir anlaşma ile taçlandırdıklarını belirten Orkun Grup yöneticileri yeni araç yatırımını özellikle 3. Havalimanı inşaatında kullanacaklarını duyurdular. Orkun Grup 25 adetlik bu son araç alımıyla birlikte 2016 yılında toplam 53 adet Mercedes-Benz inşaat aracını bünyesine dâhil etti. Aksaray Kamyon Fabrikası’nda imal edilen Mercedes-Benz Arocs 4145 K çiftçeker damper inşaat aracı 25 adet teslim edildi. Mercedes-Benz Türk Pazarlama Merkezi’nde yapılan törene Orkun Grup Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Karadeniz ve Orkun Grup yetkilileri, Mercedes-Benz Türk Yetkili Bayii Has Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Latif Karaali, Has Otomotiv yetkilileri, Kamyon & Otobüs Pazarlama ve Satış Grubu Direktörü ve Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün, Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır ve Mercedes-Benz Türk yetkilileri katıldılar. Orkun Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Karadeniz, bu araçları tercih etmelerindeki en önemli sebeplerin başında Euro 6 yakıt normlu yeni nesil inşaat araçların dayanıklılığı, yakıt ekonomisi, Mercedes-Benz’in geniş servis ağı ve yedek parça bulunabilirliği olduğunu vurguladı. Karadeniz ayrıca Mercedes-Benz Türk ile yıllara dayanan güven üzerine kurulu işbirliklerinin kendileri için çok değerli olduğunu ifade etti. Orkun Grup yönetimi, bu büyük yatırım ile hem sektördeki gücünü, hem de iş hacmini arttırmayı hedefliyor. 2016 yılında Mercedes-Benz Türk işbirliği ile yapılan toplam 53 adetlik araç yatırımıyla Orkun Grup’un MercedesBenz araç parkı 202 adede yükseldi. Mercedes-Benz Türk Yetkili Bayii Has Otomotiv tarafından gerçekleştirilen bu satışta Mercedes-Benz Türk Finansal Hizmetler’in de desteği alındı. Ocak 2017 64 TESLİMAT Mars Logistics yıla filo yatırımıyla başladı Uluslararası taşımacılığın gözde markası Mars Logistics 2017’ye MAN’dan aldığı 50 adetlik çekici ile başladı. Mars Logistics Genel Müdürü Gökşin Günhan, 2016’da yüzde 12 büyüdüklerini ve yılı 230 milyon euro ciro ile kapattıklarını söyledi, Günhan, 2017’de araç yatırımlarının süreceğini de kaydetti. Mars Logistics, uluslararası lojistik yapmak üzerine filosuna 50 adet MAN TGS 18.440 LLS-U 4x2 Euro 6 mega çekiciyi dahil etti. MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay Bekiroğlu, “MAN virüs gibidir. Girdiği ortamda hızla yayılır. Bu işbirliği uzun vadeli işbirliğinin ilk adımı” dedi. Anlaşma kapsamında Mars Logistics’in, 3 yıl / 300.000 kilometre kullanımlı bakım, onarım ve uzatılmış garantiyi kapsayan ‘Comfort Repair’ bakım paketi ile birlikte satın aldığı 50 adet MAN TGS 18.440 LLS-U 4x2 Euro 6 mega çekici, MAN’ın İstanbul İkitelli’deki tesislerinde gerçekleştirilen törenle teslim edildi. MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay Bekiroğlu, Kamyon Satış Direktörü Serkan Sara, İkinci El Satış Direktörü Aydın Yumrukçal, İstanbul Şubesi Kamyon Satış Müdürü İbrahim Altun ve Uzman Müşteri Temsilcisi Özgür Tutumlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Törende Mars Logistics’i ise Genel Müdür Gökşin Günhan, Yurdışı Nakliye Operasyon Müdürü Erkan Özyurt, Yurtiçi Nakliye Operasyon Müdürü Burak Aykar, Bakım Onarım Müdürü Bünyamin Doğan, Satınalma ve İdari İşler Müdürü Mehmet Saib Ergör ile Kurumsal İletişim Müdürü Kader Özal temsil ettiler. Lokman Koçaslan Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Lokman Koçaslan ile Koçaslan Holding Yönetim Kurulu Mahmut Koçaslan da teslimat töreninde hazır bulundular. MAN’ın odağında ‘sürdürülebilirlik’ var Dünyanın üretim ve mühendislik devi MAN’ın, 250 yıllık köklü geçmişi ile odağında hep ‘sürdürülebilirlik’ olduğunu belirten MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay Bekiroğlu, “MAN, yarattığı her teknolojide, geliştirdiği her sistemde, yaptığı her imalatta yakaladığı yüksek standartlardaki kalite ve ileri teknolojisi ile; daha dayanıklı, daha yüksek performanslı, daha tasarruflu ve daha düşük emisyonlu araçlar üretiyor. Bu da yaşam boyu iş ortaklarımız olan müşterilerimize; daha düşük işletme giderlerine karşın daha yüksek performansa sahip Ocak 2017 olmalarına, dolayısıyla ticari sürdürülebilirlik açısından benzersiz avantajlar sağlıyor. Araçlarımız daha düşük emisyon değerleri ile de çevresel sürdürülebilirlik konusunda da her geçen gün sektörde çıtayı daha da yükseklere taşıyor. MAN çatısı altında bu konularla ilgili örnek gösterilecek birçok teknoloji, sistem ve hizmetimiz bulunuyor. Ancak bunların arasında bugünlerde en çok öne çıkan ise hiç şüphesiz MAN uzmanlığının geliştirdiği benzersiz Euro 6 teknolojisi oldu” dedi. Mars ve MAN arasında çekleşen teslimat töreninde bir soru üzerine MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay Bekiroğlu, “Euro 5 satışarı için sürenin uzatılmasını istedik. Bu süre uzatıldı ancak Türkiye’de üretilen araçlar için alındı bu karar. 2018’in sonunu kadar 500 adetlik Euro 5 satışı yapabilecekler. MAN bunu otomotivden ekmek yiyen bayiler ve küçük şirketler için istedi. Yoksa bizim buna ihtiyacımız yok. Elimizde Euro 5 araçlar kaldı. Ama miktar olarak az. Sadece 100-120 Euro 5 aracımız var.” dedi. Mars Logistics’in bu topraklarda doğmuş küresel bir marka ve Türkiye’nin lojistik alanındaki en önemli gurur kaynaklarından biri olduğunu vurgulayan Tuncay Bekiroğlu, “Mars Logistics, lojistik sektörünün her alanında, her hizmeti bir arada sunma kabiliyetine sahip ve bunu mükemmeliyetçi bir yaklaşımla uluslararası standartlarda dünyanın her noktasında gerçekleştirebilen küresel bir marka. MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. olarak, Türkiye’nin böylesine önemli bir markasıyla böylesine önemli bir işbirliği yapmaktan, Mars Logistics’in başarılı çalışmalarına katkıda bulunabilmekten mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu. Mars Logistics Genel Müdürü Gökşin Günhan ise “Mars Logistics olarak grup şirketlerimizle birlikte; İstanbul Yenibosna’daki merkezimizin yanı sıra Avcılar, Tuzla, Esenyurt, Kocaeli, Bursa, İzmir, Adana, Ankara, Mersin, Atatürk Havalimanı, Adnan Menderes Havalimanı, Esenboğa Havalimanı, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda, yurtdışında ise Lüksemburg, Trieste, Guangzhou ve Shanghai’daki şubelerimiz bulunuyor. 1.200’ü aşkın çalışanımız, 100 bin metrekarelik kapalı ve açık depolama alanlarımız, 2.000 araca yaklaşan filomuz ile; ‘Karayolu Taşımacılığı’, ‘Denizyolu Taşımacılığı’, ‘Havayolu Taşımacılığı’, ‘Demiryolu Taşımacılığı’, ‘İntermodal Taşımacılık’, ‘Proje Taşımacılığı’, ‘Fuar ve Etkinlik Taşımacılığı’, ‘Sigorta’, ‘Depolama ve Dağıtım’ ve ‘Gümrükleme Yönetimi’ gibi lojistiğin tüm alanlarında hizmet veriyoruz. Karayolu taşımacılığında, Avrupa, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Türki Devletler başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya hizmet veriyoruz. Hava, deniz ve intermodal taşımacılıkla birlikte dünyanın her noktasına hizmet sunuyoruz” dedi. Tüm MAN araçlarının, ileri teknolojileri ve yüksek standartları ile bulundukları segmentlerin premium sınıfını oluşturduklarına dikkat çeken MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Kamyon Satış Direktörü Serkan Sara da, “Bilindiği gibi 2017’nın ilk yarısında EURO 6 araçların satışları devam edecek, yılın ikinci yarısında ise sektör EURO 6C araçlar ile tanışacak. 65 Ocak 2017 medya