TABAKHANELERDE (DERİ FABRİKALARINDA) RİSK ANALİZİ I-GENEL PROFİL Hayvanların kürkleri, tabaklanmış postları ve derileri binlerce yıldır giysi amaçlı kullanılmıştır. Kürk ve deri endüstrisi bugün de önemini korumaktadır. Deri, giyim malzemesi olarak kullanılmakla birlikte, arabalarda, mobilyalarda, saatlerde, cüzdanlarda ve en öenmlisi de ayakkabı yapımında kullanılmaktadır. Kunduz, su samuru, fok ve misksıçanı gibi su hayvanlarının; tilki, kurt, ayı, vizon, sansar, gelincik ve kunduz gibi soğuk iklim kara hayvanlarının; leopar, çıta, yabankedisi gibi tropik iklim hayvanlarının ve timsah, kertenkele ve bukelamun gibi sürüngen hayvanların kürkleri kullanılır. Diğer bütün hayvanların kürkü avlanmak yoluyla elde edilirken, vizon yetiştirme çiftliklerinde de üretilebilmektedir. Sığırlar, davarlar, koyunlar, kuzular, keçiler ve domuzlar derisinden faydalanılan başlıca hayvanlardır. En çok büyükbaş hayvan derisi üreten ülkeler; ABD, Arjantin, Avusturalya, Brezilya, Çin, Fransa, Almanya ve Hindistan’dır. En çok koyun derisiüreten ülkeler ise; Avusturalya, Çin, İran, Hindistan, Yeni Zelanda, Rusya, Türkiye ve İngiltere’dir. En çok keçi derisi üreten ülkeler; Çin, Hindistan ve Pakistan’dır. Dünya hayvan postu ve derisi ticareti Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Okyanusya ‘da yer alan ülkelerin kontrolünde görülmektedir. Özellikle 1990’lı yıllardan sonra araba ve ev döşeme sektörlerinde derinin giderek daha fazla kullanılmaya başlaması sektörün geleceği açısından önemli bir ışık olarak görülmektedir. Üretilen büyükbaş hayvan derisinin yaklaşık 1/3’ü bu sektörler tarafından kullanılmaktadır. Deri giyimi konusundaki talebi, elbette gelir ve moda belirlemektedir. Moda, bazı deri çeşitlerinin talebini belirlemek konusunda en önemli rolü üstlenmektedir. Deri; giyim endüstrisi, ayakkabı endüstrisi, döşemecilik ve birçok endüstri için hammadde olarak kullanılmaktadır. Bu bakımdan hala büyük bir önemi vardır. Farklı hayvanların derilerinden değişik yöntemler kullanılarak elde edilen deriler, geniş bir fiyat aralığında alıcı bulmaya devam etmektedir. II- DERİ, KÜRK ve AYAKKABI SEKTÖRÜNDE KAZALAR, HASTALIKLAR VE TEHLİKELER II.1. Kazalar Tabaklama işleri sırasında çeşitli kazalarla karşılaşılmaktadır. Islak ve yağlı zeminlerden ötürü düşmelerden kaynaklanan kırıklar, çıkıklar, burkulmalar ve ezilmelere sıkça rastlanmaktadır. Deri kırpılırken kullanılan keskin bıçaklar ise kesilmelere neden olmaktadır. Bunlarla birlikte derileri işlemek için kullanılan makinalar ise kesilmelere, sıkışmalara ve kopmalara(amputasyon*) neden olmaktadır. ABD Ulusal Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun 1994 yılı verilerine göre 100 tam zamanlı işçiden 10,4’ü kazalara sunuk kalmıştır ki bu oldukça yüksek bir orandır. II.2. Hastalıklar II.2.1. Enfeksiyon Hastalıkları Tabaklama işinde, hayvan postlarının üst derileri çıkartılmakta geri kalan bilindiği şekli ile deri haline dönüştürülmektedir. Bu iş sırasında enfeksiyon kapma olasılığı sürekli vardır; çünkü hayvan postunda birçok mikro-organizma bulunmaktadır. Aspergillus Niger ve Penicillus Glaucum gibi mantar kolonileri derilerin üstünde yer etmiş olabilir. Bunların oluşmasını engellemek için klorlanmış fenoller özellikle Pentaklorofenol sıkça kullanılmıştır. Ne var ki, bunlar işçilerin sağlığı açısından son derece tehlikelidir çünkü zehirleyebilirler. Tetanoz*, Şarbon*, Leptospira*, Q ateşi* ve Bruselloz* tabaklama sırasında enfekte olmuş deriden kapılabilecek hastalıklardan en önemlileridir. II.2.2. Kimyasal Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar Egzema* ve Kontakt Dermatit* ise derileri koruyucu kimyasallar nedeniyle tabak işçilerinde görülür. ABD’de değişik sektörler içinde en çok Dermatoz* görülme oranının deri tabaklama işinde olduğu istatistiksel olarak kanıtlanmıştır. Boğazda ve burunda Mükoz Zar İltihabı* görülebilir. Tabaklama işlerinde çalışanlar, kanser* yaptığından kuşkulanılan; krom tuzları, Benzidin bazlı Azo Boyaları, Organik Çözücüler (Benzen Ve Formaldehit), Pentaklorofenol, Arsenik, Dimetilformamid ve deri tozlarına sunuk kalmaktadırlar. İngiltere ve İtalya’da yapılan çeşitli çalışmalar, yumuşak doku sarkomu* olarak bilinen hastalığın görülme riskinin tabak işçilerinde daha fazla olduğunu ve bunun en önde gelen nedeninin de Klorofenoller olabileceğini ortaya koymuştur. Ayakkabı imalatında kullanılan kimyasallar (yapıştırıcılar, temizleyiciler ve çözücüler) bazı hastalıklara neden olmaktadırlar. ‘Benzen’ bunların arasından en tehlikeli olanıdır. Trombositopeni* ve Pansitopeni, benzenden kaynaklanan hastalıklardır. Ayrıca n-hegzan içeren yapıştırıcılar ise Periferal Nörite* neden olabilir. Benzen’in bir kanserojen olduğu konusu kesinlik kazanmıştır. Buna göre, benzenle çalışan ayakkabı işçilerinin lösemi*hastalığına yakalanma risklerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Türkiye’de İstanbul’da Prof.Dr.Muzaffer Aksoy tarafından yapılan çalışmalarda da benzenle çalışan ayakkabı işçilerinde lösemiye yakalanma riskinin normale göre çok daha fazla olduğu belirlenmiş ve benzen yerine petrol ürünleri kullanılan imalathanelerde lösemiye* yakalanma riskinin azaldığı gözlenmiştir. Bir uzvun (kol veya bacağın) bir kısmını veya tamamını, tıbbi nedenlerden dolayı kesilmesine veya kopmasına amputasyon denir. Damar hastalıkları, trafik kazaları, iş kazaları, tümörler, mikrobik hastalıklar, doğumsal anomaliler, yanıklar ve şeker hastalığına bağlı, daralmış olan damarlarda kan dolaşımı azalır. Beslenemeyen, oksijenlenemeyen doku giderek solar, soğur; şiddetli ağrılara neden olur. Deride ülserler denilen yaralar çıkar ve bu durum giderek o dokuda daha da ilerler ve nekroz denilen ölü dokuya veya gangrene çevrilir. Bu durumda, hastayı kurtarmak ve ölü dokunun ilerlemesini önleme amacıyla, tutulan uzvun kesilmesine karar verilir. Bruselloz, brusella bakterilerinin neden olduğu, infekte hayvanlardan insanlara bulaşabilen bir hayvan hastalığıdır. En sık bulaşma nedeni kaynatılmamış, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin kullanımıdır. Çiğ etle de bulaşması mümkündür. Brusella bakterileri annenin hastalığı sırasında anne kanında bulunup, bazen anne karnındaki bebeğe bulaşır. Bu bulaşma düşük ve anne karnında bebek ölümü ile sonuçlanabilir. Bruselloz çeşitli antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Dermatoz, deri hastalıklarına verilen genel isimdir. Egzama(dermatit) derinin iltihabıdır ve çoğu zaman kaşıntılı seyreder. Genellikle allerji nedeniyle oluşur; ama duygusal sıkıntı da egzamaya yol açabilmektedir. Bazen de egzama görünür hiçbir neden yokken çıkmaktadır. En sık görülen egzama tipi, allerjik kökenlidir. Tıp dilindeki adı “atopik dermatit” olan bu hastalık çoğunlukla astımlılarda ve saman nezlelilerde görülür. Saman nezlesi, çiçek tozlarının neden olduğu allerjik bir hastalıktır. Kanser, Latincede yengeç anlamına gelen “crab” sözcüğünden türetilmiştir. Yunanlı hekim Hipokrat, hastalığın başladığı bölgeden diğer organlara yayılmasını gözlemleyerek bu tanımlamayı yapmıştır. Kanser vücuttaki bir hücre grubunun farklılaşarak, aşırı ve kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu meydana gelmektedir. Normalde hücrelerin büyümesi ve çoğalması bir düzen içerisinde olmaktadır. Buna paralel olarak doku ve organlar da görevlerini normal olarak yapabilmektedirler. Ancak bu hücreler anormal şekil ve hızda büyümeye ve çoğalmaya başlarlarsa, tümör adı verilen kitle oluşumuna yol açarlar. Bu anormal hücrelerin köken aldığı organa göre hastalık adlandırılır(akciğer kanseri, meme kanseri, prostat kanseri vs.). Kanserler, iyi huylu ve kötü huylu olarak adlandırılırlar. Kötü huylu olanlar yayılma eğilimi yüksek olanlardır. Kanser hücrelerinin bütün vücuda yayılmasına metastaz adı verilir. Kontakt dermatit, derinin bazı maddelerle teması sonucu oluşan bir reaksiyondur. Bu reaksiyonların % 80’ i tahrişe bağlı reaksiyonlar (örneğin: bulaşık yıkama sonucu oluşan el gibi), % 20’ si de allerjik reaksiyonlardır. Reaksiyon temastan hemen sonra oluşmaz. Temas sonrası 1-3 gün sonra oluşan belirtiler genellikle 1 hafta veya daha sonra kaybolur. Deri kırmızı, kaşıntılı, iltihaplı ve kabarcıklı bir hal alır. Reaksiyon genellikle temas yerinde en yoğundur; derinin diğer bölgelerinde de olabilir. Köpeklerde görülen leptospira olgularının büyük çoğunluğu L.canicola, L.icterohaemorrhaigae, L.ponoma tarafından yapılmaktadır. Bakteri idrar yoluyla atılır ve vücuda mukozalardan veya yara bere olan deriden girer. Hastalık insanlara da bulaşabilir. Hastalık yazın daha sık olarak görülür. Vücuda giren bakteri iç organlara gider ve 4-10 gün süren çoğalma dönemine girer. Bu dönemin sonunda; böbrekler etkilenebilir ve bunun sonucunda böbrek yetmezliği oluşabilir, Karaciğer etkilenirse sarılık, akut hepatit veya kronik aktif hepatit şekillenebilir; pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkabilir. Lösemi, (kan kanseri) ya da ilik kanseri olarak da bilinen bir hastalıktır. Kemik iliğinde kan yapımından sorumlu hücrelerin kanserleşmeleri sonucunda gelişir ve aslında tek bir hastalık değildir; çok değişik tipleri vardır. Kanserleşen ilik hücreleri sağlıklı kan üretmedikleri gibi, iliği istila etmek suretiyle sağlıklı kan üretebilecek hücrelere de yer bırakmazlar. Müköz zar iltihabı, ağız-burun içi-barsak-mide-vajina ve akciğeri döşeyen zarla kaplı alanların iltihaplanması. Periferal Nörit, sinir uçları iltihaplanması ile ilgili bir rahatsızlıktır. Q ateşi, Coxiella Burnetii’nin neden olduğu bir enfeksiyondur. Ateş, titreme, baş ağrısı ve kırıklık görülür. İnsanlara kurumuş dışkı, idrar veya sütlerden enfekte olan tozların solunması ile ya da mezbahanelerdeki hava damlacıklarının solunması yolu ile bulaşır. Şarbon kelimesi Türkçeye Fransızcadaki charbon (kömür) kelimesinden geçmiştir; bunun nedeni şarbon hastalığının mikrobunun temasla geçen türünde deride kara lekeler oluşmasıdır. Şarbonun ingilizcedeki karşılığı olan anthrax adı ise mikrobun bilimsel adı olan bacillus anthricis ‘e dayanıyor. Şarbon mikroskop altında şerit halinde gözüken mikrobun ve bu mikrobun yol açtığı bakteriyel enfeksiyon hastalığının adıdır. Şarbonun insandan insana bulaşması çok küçük bir ihtimaldir hastalıklı hayvandan insana geçişi ise şöyle olur : -Hayvanda oluşan şarbon yarasına temas ile -Şarbonlu hayvanın etinin yenmesi ile -Şarbon sporlarının bulunduğu havayı soluyarak. Şarbon mikrobu 120 ºC’lik ısıya kadar yaşayabilir; hastalık insana 120 ºC’nin üstünde pişirilen etlerden geçmez. Şarbon sporları genellikle 1 ile 10 mikron büyüklüğünde olduğu için uzun süre havada asılı kalabilir ve solunum yoluyla havadan insana geçer. Dünyayı sarsan şarbon teröründe kullanılan mikrop ise laboratuvarda özel olarak üretilip toz haline getirilen türdendir. Tetanoz mikrobu, genellikle toprakta, nemli ortamda, ev-ameliyathane tozlarında, tuzlu suda, özellikle gübre içerisinde ve oksijensiz ortamda yaşayabilen, ısıya dayanıklı bir mikroptur. Vücuda çok küçük yara ve kesiklerden bile kolayca girebilen Tetanoz mikrobu, salgıladığı Tetanospazmin adlı “Tetanoz zehiri” ile omuriliğe ve sinir sistemine zarar vermekte ve gelişmiş tüm tedavi olanaklarına rağmen hala 10 hastadan 6’sının ölümüne yol açmaktadır. ITP, immün/ idyopatik trombositopenik purpura hastalığının baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Bu hastalık: 1) İmmün bir hastalıktır. İmmün hastalıklar bağışıklık sisteminde oluşan bozukluklar nedeniyle vücudun kendi yapılarına saldırdığı hastalıklardır. 2) İdyopatik, yani neden oluştuğu tam olarak bilinmeyen bir hastalıktır. 3) Trombositopeni , yani trombosit sayısının düşüklüğü ile seyreder. 4) Trombosit sayısının düşüklüğü vücutta purpura denen kırmızı-mor renkte döküntülere neden olur. Yumuşak Doku Sarkomu; yağ dokusu, kas dokusu, fibröz doku, sinir, kiriş, snovyal dokular (eklem çevresindeki dokular) kan ve lenf damarları gibi vücudun yumuşak dokularından ortaya çıkan bir kanser türüdür. Vucuttaki mezenkimal hücrelerden kaynaklanan yumuşak doku sarkomları (YDS)vücudun her yerinde görülebilir. Bütün yumuşak doku sarkomlarının seyri aynı değildir, bazıları yavaş büyürken, diğer bazıları çok kötü huylu tümörlerdir.Bu yazıda baş-boyun, kol-bacak ve gövdedeki yüzeyel yerleşimli YDS ları hakkında kısa bilgi verilmektedir.