06.01.2017 َِوأَتِ ُّمواْ ْال َح َّج َو ْالعُ ْم َرةَ ِ ِّل Umre İbadeti ve Fazileti Değerli Mü’minler! Umre, belirli bir zamana bağlı olmaksızın ihrama girerek Kâbe’yi tavaf etmek, Safa ile Merve arasında say yapmak ve tıraş olup ihramdan çıkmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir. Hanefi ve Malikilere göre; Müslüman’ın ömründe bir defa umre yapması müekked sünnet, Şafii ve Hanbelilere göre ise farzdır. Âlimler umre için Haccül-Asgar (Küçük Hacc) diyerek önemini dile getirmişlerdir. Umre her zaman yapılabilir. Ramazan'da yapılması daha faziletlidir. Ancak Arefe günü sabahından Kurban Bayramı’nın 4. günü akşamına kadar mekruh görülmüştür. Zira o günler hac günleridir. Bütün ibadetlerde olduğu gibi umre ibadetinde de ilk şart Allah rızasıdır. Yüce Rabbimiz bir ayette ِ“ َوأَتِ ُّمواْ ْال َح َّج َو ْالعُ ْم َرة َ ِ ِّلHaccı da, umreyi de Allah için tamamlayın” (Bakara (2): 196) buyurmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) umre hakkında "Umre, diğer bir umre ile arasındaki günahları siler" (Nesai, Menasik, 3-5; Müslim, Hac, 437; İbn Mace, Menasik, 3) ve "Ramazan ayında yapılan umre, ya tam bir hac sayılır ya da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar" buyurmuştur. (Buhârî, Umre 4). Umre ibadeti, Hz. İbrahim (a.s.)'dan bu güne kadar devam etmektedir. Her aşaması ayrı bir anlam yüklüdür. Her bir bölümü tevhidin, teslimiyetin ve tevekkülün sembolüdür. İslam inancının canlanmış ve eyleme dökülmüş şeklidir. Umre ziyaretiyle, kutsal mekânlara duyduğumuz özlemi bir nebze gideririz. Yüce Allah’ın Kur'an'da “Şüphesiz insanlar için kurulan ilk ibadet evi Mekke’de âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olan Kâbe’dir” (Âli İmran 3: 96) buyurduğu ilk mabedi, Efendimizin (s.a.s) Mekke’den ayrılıp Medine’ye hicret ederken geriye dönüp hüzünle “Ey Mekke! Senden ayrılma mecburiyetinde bırakılmasaydım seni asla terk etmezdim” (İbn Mace, Menasik, 103) dediği kutsal şehir Mekke’yi ve Efendimiz ve Muhacirlere kucak açan Medine'yi, Kur’an’ın ayet ayet indiği coğrafyayı ziyaret ederiz. Değerli Kardeşlerim! Umre ibadeti, müstakil bir ibadet olduğu için, kişi bu ibadeti kendi adına gerçekleştirebileceği gibi Umre yapmaya güç yetiremeyen veya vefat etmiş olan anne ve babası veya bir başkası için de gerçekleştirilebilir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’e bir sahabe, “Babam çok yaşlıdır. Ne hac, ne umre yapabilir, ne de sefere çıkabilir. (Ne emir buyurursunuz?)” dedi. Hz. Peygamber (s.a.s.) de: "O halde babanın yerine sen haccet ve umre yap!" buyurdu. (Ebû Dâvûd, Menâsik 25) Aziz Müslümanlar! Umre; faydalı işlere zemin hazırlamak, manevi hayatımızda yeni bir sayfa açmak için büyük bir fırsattır. Umre, kişiye görmesi gereken manevi güzellikleri gösterir. Kişiye; ömür boyu kaybetmemesi gereken değerleri, bilinci ve davranışları kazandırır. Evrensel aile olan İslam ümmetinin bir ferdi olma şuurunu ve şerefini yaşatır. Rahman’ın evinin misafiri olan yolcular, Allah Teâlâ’nın kendilerini af ve mağfiretiyle, rahmeti ve rızasıyla ağırlayacağını ümit ederek O’nun evine giderler. Orada müminlerin kalpleri huzur bulur; ümmet ruhu içinde kalpleri kaynaşır. Artık o kalplerde nifak ve ayrılık tohumları yetişmez. Emine ÇETİN Handen