İ.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Moleküler Biyoloji ve Genetik TRANSKRİPSİYON AŞAMASINDA KROMATİN YAPININ DÜZENLENMESİ Merve Yılmazer 2601120219 1.GİRİŞ İnsan hücresi 46 kromozomda 6,4 milyar baz çifti uzunluğunda DNA molekülü içermektedir. 6 milyar baz çifti yaklaşık olarak 2m uzunluğundadır. 2 m uzunluğundaki DNA molekülü 10 μm (1x10-5m) büyüklüğündeki nükleusa sığabilmektedir. Bu da katlanmalarla meydana gelmektedir. Metafaz kromozomlarındaki DNA başlangıçtaki boyuna göre 5000 kat kısalmış haldedir. DNA bazı proteinler ve RNA ile kromatin adı verilen bir kompleks oluşturmaktadır. Kromatin DNA , histon proteinleri , histon olmayan proteinler ve RNA’dan oluşur. Histon proteinler yüksek oranda arginin , lizin gibi bazik amino asit bakımından zengin olmaları nedeniyle bazik proteinlerdir. Bu nedenle asit özellik gösteren DNA’ya sıkı şekilde bağlıdır. İçerdikleri bazik amino asit oranına göre beşe ayrılırlar: H1 , H2A , H2B , H3 ve H4. Histon olmayan proteinler ise kromatine geçici olarak bağlanan DNA replikasyonu ve transkripsiyonda görev alan enzimlerdir. Gen anlatımının düzenlenmesine katılanlar sadece özel dokularda veya belirli farklılaşma evrelerinde bulunur. DNA ve histonlar nükleozom şeklinde organize olmuşlardır. Nükleozom tekrarları kromatini meydana getirmektedir. Bir nükleozom H2A , H2B , H3 ve H4 histonlarından iki kopya içeren bir çekirdek , bir adet H1 ve DNA (146 bç.) molekülünden meydana gelir. Nükleozomda paketlenmiş DNA’ların transkripsiyonu meydana gelebilmesine rağmen kromatinin bazı özel formlarında DNA gen aktivatör proteinin ulaşımını engeller.Kromatinin yüksek derecede yoğunlaşmış inaktif formu heterokromatin olarak adlandırılır ve kromatin iplikçiklerinin yoğun olduğu koyu renkli bölgelerdir. Kromatin iplikçiklerin daha dağınık olduğu bölgeye ise ökromatin adı verilmektedir. Heterokromatin iki sınıfa ayrılmaktadır: fakültatif heterokromatin , konstitütif heterokromatin. Fakültatif heterokromatinde kromozomun ya tamamı ya da belli bir kısmı heterokromatik yapıdadır.Örneğin memeli dişilerinde X kromozomlarından biri aktif halde ve ökromatik yapıdayken , diğeri inaktif haldedir. Organizmanın gelişiminin belli evrelerinde veya belirli hücre gruplarında spesifik olarak inaktiftir. Konstitütif heterokromatin tüm hücrelerde daima yoğun haldedir , yüksek miktarda tekrarlı DNA dizisi içerir.Sentromer , telomer ve Y kromozomunun distal kolları gibi birkaç bölgede yer alır. Epigenetik , DNA dizilerinde değişiklik olmadığı halde gen anlatımında değişimlere neden olan ve mitoz veya mayoz bölünmeyle kalıtılabilen fenotipe yansıyan değişimlerdir. Tipik insan hücresinde genlerin %20 kadarı anlatım yapmaktadır.Yüksek derecede farklılaşmış hücreler (kas , sinir vb.) farklı genlerin anlatımlarını gerçekleştirmektedir.Her hücre aynı genoma sahip olmasına karşın farklı genlerin anlatımını yapmaktadır. Aynı şekilde tek yumurta ikizleri aynı genoma sahip olmasına rağmen ikizlerden birinde şizofreni veya başka bir hastalık görülürken diğerinde görülmemektedir. Gen anlatımının kontrolünde çeşitli epigenetik değişimler rol oynamaktadır. Bu değişimler DNA’da veya histon proteinlerinde meydana gelen değişimlerdir. DNA metilasyonu Histon modifikasyonları Asetilasyon Metilasyon Fosforilasyon Ubiquitinasyon Sumoylasyon 2. TRANSKRİPSİYON AŞAMASINDA KROMATİN YAPININ DÜZENLENMESİ Transkripsiyon aşamasında genlerin anlatım yapabilmeleri için kromotin yapı, enzimler tarafından okunabilecek şekilde daha az yoğun halde (ökromatin) bulunmalıdır. Yüksek derecede paketlenmiş haldeki DNA molekülünde nükleozom yapısına regülatör proteinler , genel transkripsiyon faktörleri ve RNA polimeraz ulaşamamaktadır.Nükeleozom yapısı , DNA molekülünde meydana gelen değişimler ve bazı protein komplekslerin yardımıyla nükleozom yapısında transkripsiyonun meydana gelebilmesi için çeşitli değişimler meydana gelmektedir. Bu değişimler DNA metilasyonları , histon modifikasyonları ve nükleozom yapısında değişim meydana getiren bazı protein kompleksleriyle gerçekleşir. 2.1. DNA Metilasyonu CpG adalarının , anlatımı yapılan genlerin 5’ bölgesinde bulunduğu gözlenmiştir ve insan promotörlarinin % 60’ından fazlası CpG adalarını içermektedir. DNA metiltransferaz (DNMT) enzimi tarafından CpG adalarında sitozinin 5 nolu karbon atomuna metil transferi gerçekleştirilmektedir. Omurgalı DNA’sında CG baz çiftlerinin %70’den fazlası metilenmiş durumdadır.Bu metillenme aktif olan genlere bağlı olarak canlıdan canlıya ve dokudan dokuya farklılık göstermektedir. Aktif genlerin promotör bölgelerinde metilasyon seviyesi düşüktür. Sitozin metilasyonu aktif olan geni inaktif olan genden ayırt etmede kullanılan önemli bir mekanizmadır. Bilinen beş farklı insan DNA metiltransferazı bulunmaktadır : DNMT1 , DNMT2 , DNMT3a , DNMT3b ve DNMT3L. DNMT1 yarı metillenmiş DNA bölgelerine bağlanırken , DNMT3a ve DNMT3b de novo metiltransferazlar olarak adlandırılır ve yarı metilenmiş veya hiç metillenmemiş bölgelere bağlanarak metilasyonu gerçekleştirir. Gen anlatımının düzenlenmesinde genlerin promotör bölgelerindeki metillenme transkripsiyon faktörlerinin tanıma bölgelerinde değişiklikler meydana getirerek bu faktörlerin bağlanmasını engeller ve gen anlatımı baskılanır. Hücre farklılaşmasıyla beraber farklı dokularda farklı genlerin anlatımının temelinde bu düzenleme yatmaktadır. 2.2. Histon Modifikasyonları DNA’nın paketlenmesinde veya yapının anlatıma açık olmasında etkili olan nükleozom yapısını oluşturan histon proteinlerinin bazik amino terminal uçları nükleozomdan çıkıntılar yapmaktadır. Bu uçlar çeşitli modifikasyonlara uğrar. Histon asetiltransferazlar tarafından asetillenme , histon deasetilazlar tarafından deasetillenme ve histon metil transferazlar tarafından metillenme gibi çeşitli değişimler görülür. Histonlar üzerindeki bu değişimler kromatin yapısının gevşek veya sıkı olmasını belirleyerek gen anlatımında düzenleyici rol oynar. 2.2.1. Asetilasyon – Deasetilasyon Asetil grupları histonlardaki pozitif yükü nötralize ederek histonlar ve DNA arasındaki elektrostatik etkileşimleri zayıflatmaktadır. Histon asetil transferaz (HAT) enzimi histon proteinlerinin nukleozomdan dışarı uzanan N terminal uçlarında lizin rezidülerini asetillemektedir. Asetillenme ve kromatin yapının anlatım yapabilir forma dönüşmesi arasında korelasyon görülmektedir. Transkripsiyonda rol alan faktörler asetilasyon bölgesinde promotörlere kolaylıkla ulaşabilmektedir. Histon deasetilasyonu ise histon deasetilaz (HDAC) tarafından gerçekleştirilmektedir. Deasetilasyon kromatin yapının yoğunlaşmasına neden olmaktadır , böylece gen anlatımı engellenmiş olur. 2.2.2. Metilasyon Histon metiltransferaz enzimi aracılığıyla histon proteinlerine metil gruplarının ilavesi gerçekleşmektedir. Metilasyon hem lizin hem de arginin rezidülerinde meydana gelmektedir. Lizin rezidüsüne bir , iki veya üç tane metil grubu ilave olabilir. Metil grubu artışı elektrik yükünde değişime neden olmamaktadır. Histon metilasyonları gen anlatımının hem aktivasyon hem de represyonunda rol oynamaktadır. Metilasyon lizin ve arginine eklenen metil gruplarının sayısı ve eklendiği rezidüye bağlı olarak gen anlatımının düzenlenmesinde rol oynar. Örneğin H3’de 9.lizindeki dimetilasyon ve H3’de 27. lizindeki trimetilasyon gen sessizleşmesi ve heterokromatin oluşumuyla ilişkilidir.Buna karşın H3-K4 , H3-K6 veya H3-K79’daki metilasyonlar aktif kromatin ile ilişkilidir. Lizin spesifik demetilaz 1 (LSD1) enzimi ile histonlarda demetilasyon meydana gelmektedir. 2.2.3. Ubiquitinasyon Genellikle poliubiquitin zincirleri proteozom tarafından yıkılacak olan proteinlerin tanınmasını sağlayan hedef olarak kullanılmaktadır. Ancak tek bir ubiquitin ilavesi yıkım için sinyal oluşturmak yerine proteinin fonksiyonunu değiştirebilir. Bir konjuge enzim hedef proteinde lizin rezidüsünün NH2 ucu ile ubiquitin arasında peptid bağı oluşumunu katalizler. Histon H2B’deki monoubiquitinasyon gene bağlı olarak transkripsiyonun aktivasyonu veya inaktivasyonuyla ilişkilidir. Bağlayıcı histon olan H1’in monoubiquitinasyonu onun DNA’dan serbest kalmasına neden olur.Bağlayıcı histon proteinin olmadığı durumda kromatin yapı daha az yoğundur.Buna bağlı olarak gen aktivasyonu sağlanmış olur. 2.2.4. Fosforilasyon Histon proteinler spesifik bir kinaz tarafından fosforlandığında treonin veya serin rezidüsüne bir veya daha fazla fosfat grubu eklenmektedir. Böylece negatif yükle yüklenmiş olurlar. Bağlayıcı histon olan H1’in fosforilasyonu ya H1’in DNA’dan uzaklaşmasına ya da DNA’ya daha gevşek bağlanmasına neden olur. Her iki durum da gen aktivasyonuyla sonuçlanmaktadır. H3 histonunun fosforilasyonu da spesifik genlerin aktivasyonuyla ilişkilidir. Fosforilasyon çeşitli fosfatazlar tarafından düzenlenen dinamik bir süreçtir. 2.2.5. Sumoylasyon Küçük ubiquitin benzeri değiştirici (Small ubiquitin-like modifier (SUMO)) ubiquitinlerle %20 benzerlik göstermektedir. SUMO birleşmesi ubiquitin birleşmesiyle aynı enzimatik basamakları içermektedir. SUMO hedef proteinin lizinlerindeki amino grubuna karboksil ucuyla bağlanan 97 amino asitlik bir proteindir. Sumoylasyon transkripsiyonal represyon ile ilişkilidir. 2.3. Kromatin Değiştirici Kompleksler (Chromatin remodeling complexes) Kromatin değiştirici kompleks DNA ve histon arasındaki etkileşimi değiştirmek için ATP hidroliziyle ürettiği enerjiyi kullanmaktadır. Böylece transkripsiyon faktörlerinin DNA düzenleyici elemanlarına bağlanmasına izin verilmiş olur. Kromatin değiştirici kompleks kromatin yapısında en az dört farklı değişiklik meydana getirebilir ; 1. Nükleozomun kayması : nükleozomun DNA üzerindeki konumu değişir. 2. Nükleozomda şekil değişikliği : DNA daha erişilebilir hale gelir ama histonlar bağlı kalır. 3. Nükleozomun yerinden çıkarılması : Histon ve DNA tamamen ayrışır. 4. Nükleozomun değişimi : Bir histonla histon türevi yer değiştirir. SWI/SNF, ISWI ve SWR1 kompleks ailelerinin dahil olduğu çok sayıda ATP bağımlı değiştirici kompleks bulunmaktadır. Her aile özel altbirim kompozisyonuna sahiptir ve ayrı bir ATPaz içermektedir. 2.3.1. SWI/SNF kromatin değiştirici kompleks ailesi SWI/SNF kromatin değiştirici kompleksi S. cerevisiae’de bulunmuştur. En az 11 farklı polipeptitten oluşan 2 MDa’luk bir protein komplekstir. İnsan SWI/SNF homoloğu BAF (BRG-1 ilişkili faktör )olarak adlandırılır. İki ATPaz altbirimi , insan Brahma (hBRM) ve Brahma-related gene 1 (BRG1) içermektedir. RSC (remodel the structure of chromatin) SWI/SNF ile ilişkili diğer bir maya kromatin değiştirici kompleksidir. Memeli SWI/SNF SWI/SNF görevi ; nükleozomun kayması ve ayrılması SWI/SNF ve RSC tipi kromatin değiştirici kompleks nükleozomun kaymasına ve önemli bir karışıklığa neden olur. SWI/SNF’nin ATPaz aktivitesiyle elde edilen enerji , histon oktomerinin etrafındaki DNA yolunun değiştirilmesinde kullanılır. Bazı yüksek derecede anlatım yapan aktif genlerde nükleozomlar DNA’dan tamamen ayrılmaktadır. Değiştirici kompleksin histon oktameri etrafındaki DNA’nın yolunu değiştirmesinden sonra transkripsiyon faktörleri DNA’ya ulaşabilir hale gelir. Sıklıkla SWI/SNF ve histon asetiltransferaz arasındaki işbirliği ile kromatin yapısında değişim meydana gelir. 2.3.2. ISWI kromatin değiştirici kompleks ailesi SWI/SNF ve RSC tipi kromatin değiştirici komplekslerin aksine ISWI ailesinin üyeleri nükleozom yapısını bozmaksızın DNA boyunca oktomerleri kaydırarak fonksiyonlarını yerine getirir. 2.3.3. SWR1 kromatin değiştirici kompleks ailesi SWR1 kompleksin kromatin değişiminde farklı bir yol izler. Histon oktomerde bir histon türeviyle yer değiştirir. SWR1 kompleksi H2A.Z-H2B dimerlerini H2A-H2B dimerleriyle değiştirebilir. Telomere yakın bölgeler gibi anlatımı baskılanmış bölgelere bitişik olan aktif genlerde H2A.Z histon varyantları bakımından zengindir. Bu histon türevlerinin varlığı komşu ökromatik bölgelerde heterokromatin yapının oluşumunu engeller. 3. SONUÇ Transkripsiyon gerçekleşmediği zamanlarda DNA nükleozom yapısıyla sıkı bir şekilde bulunmaktadır. Transkripsiyon gerçekleşeceği zaman eş zamanlı olarak DNA demetilasyonu , histon asetilasyonu , pozisyona bağlı olarak histonda meydana gelen modifikasyonlar (fosforilasyon , ubiquitinasyon , sumoylasyon ve metilasyon ) ve kromatin yapıyı değiştirici protein kompleksleri aracılığıyla kromatin yapı gevşek hale gelir. Böylece transkripsiyon faktörleri ve RNA Polimeraz anlatımı gerçekleşecek olan hedef proteinin promotörüne ulaşabilir. KAYNAKLAR Neil A. Campbell, Jane B. Reece , Biology 8th edition (2008) Gerald Karp , Cell and Molecular Biology 6th edition , ISBN13 978-0-470-48337-4 (2010) Benjamin Lewin , Genes IX, ISBN-13: 978-0-7637-4063-4 , (2008) Alberts B.,Johnson A.,Lewis J.,Raff M.,Roberts K.,Walter P., Molecular Biology of the Cell , Fifth edition ISBN9 78-08153-4r05 (2008) Leland H. Hartwell, Leroy Hood, Michael L. Goldberg, Ann E. Reynolds, and Lee M. Silver , Genetics: From Genes to Genomes Fourth Edition