Küresel ısınma Amerikan, İngiliz ve Avustralyalı bilimadamları ortak bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönülemez noktaya geleceğini duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor. Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonhabar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor, kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor, dünyaya neler oluyor? Rapora göre 1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritti. 300 bilimadamının yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Bugünkü ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küresel çölleşme olacak, denizler yükselecek. Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek. Bu felaket senaryoları "korkutucu" fakat "gerçek." KONUYLA İLGİLİ HABERLER 2050 felaket yılı ilan edildi Almanya Potsdam İklim Enstitüsü'ne göre yüzyılın sonunda sıcaklığın artmasıyla göçler başlayacak. İklim mültecileri ortaya çıkacak. 2050: Sular yükselince verimsiz topraklardan kaçanların sayısı 150 milyonu bulacak. Akdeniz'de orman yangını ve zararlı böcek istilası olacak. 2070: Açlık ve susuzluk yüzünden ciddi sağlık problemleri ortaya çıkacak. Kuzey Buz Denizi yok olacak. Hayvan türleri azalacak. Felakete adım adım Dünya küresel ısınmayla birlikte ortaya çıkan felaket senaryolarını konuşuyor. Başlıkta eriyen buzullar; ayrıntılarda ise açlık, susuzluk ve iklim mültecileri var. İngiltere'nin güney batısındaki Exeter kentinde düzenlenen ve üç günden bu yana süren Tehlikeli İklim Değişikliğini Önleme Konferansı'nda bu güne kadar küresel ısınmanın dünyanın fiziki yapısı üzerinde meydana getireceği değişiklikleri, yaptıkları araştırmalar ışığında ortaya koyan bilim adamları, olaya bir de "insanlık" açısından baktılar. Almanya'da bulunan Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü'ne bağlı bilim adamlarının araştırma sonuçlarının açıklandığı dünkü oturumda, dünyanın küresel felakete her yıl biraz daha yaklaştığı ortaya vurgulandı. İklim evrimi konusunda hükümetlerarası uzmanlar grubunun da başkanı olan Rajendra Pachauri, yüzyıl sonuna kadar sıcaklığın 15 yıl öncesine oranla 5.8 dereceye kadar artabileceğini anlattı. İÇME SUYU SIKINTISI ÇEKİLECEK Otuz ülkeden 100'den fazla bilim adamının katıldığı toplantıda aynı dönemde küresel ısınmaya bağlı olarak ortaya çıkan kuraklık ve içme suyu sıkıntısının yeryüzünün tüm bölgelerini etkileyeceğini kaydeden Potsdam'lı bilim adamları, şimdiden bu bölgelerdeki insanların yılda adam başına bin metreküp suyu bile zor bulduklarına dikkat çektiler. Bu kuraklığı paylaşan insan sayısının 1.4 milyarı bulduğuna işaret ettiler. İşte Potsdam'lı bilim adamlarının hazırladığı küresel felaket takvimi: 2030: Küresel ısınma ilk olarak Avustralya'daki bazıtropik ormanları ve Güney Afrika'daki bitki örtüsünü etkisi altına almaya başlayacak. Bazı gelişmekte olan ülkelerde ise yiyecek üretiminde azalmalar görülecek. Su sıkıntısı problemleri baş gösterecek. Dünya ülkeleri oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecek. FELAKETİN TARİHSEL DÖKÜMÜ 2050: Küresel ısınmanın verdiği zarar daha ciddi boyutlara ulaşacak. 2050 yılına kadar yaklaşık 10 milyon kişi "iklim mültecisi" durumuna düşecek. Suların yükselmesi ile verimsiz ve kurak hale gelen topraklardan kaçan insan sayısı 150 milyona ulaşacak. Hindistan'da sular altında kalacak yerlerden ayrılmak zorunda kalacak insanların sayısı en az 30 milyonu bulacak. Buzulların erimesiyle kutup ayılarının nesli yok olacak. Akdeniz bölgesindeki ülkelerde daha çok orman yangını olacak ve zararlı böcekler ortaya çıkacak. Amazonlar da küresel ısınmadan payına düşeni alacak. Açlık yüzünden nüfus azalacak. 2070: Açlık ve susuzluk yüzünden çok ciddi sağlık sorunları ortaya çıkacak. Kuzey Buz Denizi diye bir şey kalmayacak. Hayvan türleri küresel ısınmaya paralel olarak önemli ölçüde azalacak. 2.8 milyar insan küresel ısınmanın sonuçlarından ötürü ortaya çıkacak bu sorunlarla boğuşurken zamansız can verecek. İşte küresel ısınmanın soğuk yüzü İngiliz Cambridge Üniversitesi'ne bağlı Antarktika Araştırma Grubu'nun son tespitleri artık dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını ortaya koydu. İklim değişikliğini konu alan en büyük uluslararası toplantılardan birine ev sahipliği yapan İngiltere'de açıklanan bir rapora göre Antarktika'nın batısındaki buz tabakası da erimeye başladı. Son 50 yılda 13 bin kilometrekarenin üzerinde buz tabakasının küresel ısınmaya yenik düştüğünü hatırlatan bilim adamları Antarktika'daki buzların erimesinin ilk sonucunun, deniz suyu seviyesinde 5 metrelik bir yükselişle kendini göstereceğini belirtiyorlar. "İYİMSER OLAMAYIZ" Peki bu olay dünyayı nasıl etkileyecek? Araştırmacılar henüz belki de "felaket tellallığı" ile suçlanmamak için bu konuda net görüşler ortaya koymuyorlar. Profesör Chris Ripley de araştırmayla ilgili açıklamasında yalnızca yaklaşan ve oldukça "büyük" olacağı düşünülen felaketle ilgili uyarılarda bulunmakla yetindi. Ripley şöyle dedi; "Dört yıl önce Birleşmiş Milletler'in hazırladığı raporda bu endişeler dile getirilmişti ve ne yazık ki endişelerimizde haklı olduğumuzu gördük. Ancak daha önce buz tabakasının 2100 yılından önce parçalanmayacağı öngörülüyordu. Fakat incelemelere bakılırsa bu kadar iyimser olamayız. Bir felaket gerçekleşmeden önce mutlaka duruma el koymak zorundayız." DEV ARTIK YÜRÜMEYE BAŞLADI 20-30 yıl içinde küresel ısınmanın dünyada çok önemli etkilere yol açacağını söyleyen Chris Ripley "Bu buz tabakası, buzulların kaymasını engelleyici bir destekti ve artık olması gereken yerde değil. Bu nedenle buzullar, eskiye oranla, altı kat hızla okyanusa kayıyor. Antarktika'nın batısında ise deniz suyundaki ısınma, buz tabakasının alttan incelmesine, "buz erozyonuna" neden oluyor. Eğer buzlar tahmin edilenden daha hızlı eriyorsa sonucu kestirilemez. Ancak artık Antarktika'yı uyuklayan dev bir buz kalıbı olarak düşünmek mümkün değil. Dev artık yürüyor" dedi. Ya çevre için önlem ya yarın cehennem Bilim adamları 'On yıl içinde yenilenebilir enerjiye geçiş olmazsa küresel ısınma felakete yol açacak' görüşünde. Amerikan, İngiliz ve Avustralyalı bilimadamları ortak bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönülemez noktaya geleceğini duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor. BUZULLARIN SONU Rapora göre 1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritti. Bugünkü ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küresel çölleşme olacak, denizler yükselecek. Felakete 10 yıl kaldı Küresel ısınmanın yol açacağı asıl felaketler 10 yıl içinde kendini gösterecek. Şimdi yaşananlar 1960'lı yıllardaki kirlenmenin sonuçları Son 30 yılın bedelini geri dönülmez biçimde daha ağır ödeyeceğiz. Buzullar eriyecek, salgın hastalıklar görülecek ve çölleşme yaşanacak.... "Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek." Bu felaket senaryoları "korkutucu" fakat ne "gerçek." İngiliz Kamu Siyasi Araştırma Enstitüsü, ABD Gelişme Merkezi ve Avustralya Enstitüsü adlı kuruluşlarının ortaklaşa hazırladığı "Meydan Okuyan İklim" raporuna göre; yeryüzünün sıcaklığı 1750 Sanayi Devrimi'nden beri 2 derece arttı. 2070'TE BUZUL KALMAYACAK Dünyanın sürekli ısınmaya maruz kalması yüzünden 10 yıl sonra "geri dönülemez" denilen noktada felaketlerin yaşanacak. Bilim adamları Kuzey Kutup Bölgesi'nin ocak ayında normalden 8-9 derece yüksek bir sıcak hava dalgasına maruz kaldığına dikkat çekti. Kasımda açıklanan, 300 bilimadamının yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Son 30 yılda buzulların yüzde 20'si eridi. Kalan buzullar da 1970'lere göre yüzde 40 incelmiş durumda ve 2070'de tümünün yok olması bekleniyor. KAYBEDECEK ZAMAN YOK Doğal sistemin yapısından ötürü şu anda 1960'larda oluşan kirlenmenin sonuçlarının yaşandığına dikkat çeken bilim adamları, son 20-30 yılda oluşan daha büyük kirlenmenin sonuçlarının yakında çıkacağını ve "insanlığın tehdit altında" olduğunu belirtiyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Kurulu, küresel ısınmanın neredeyse artık geri döndürülemeyecek noktaya ulaştığını açıkladı. 114 ülkenin katıldığı uluslararası bir konferansta konuşan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Kurulu'nun Başkanı Rajendra Pachauri, "Sadece çok küçük bir fırsat penceremiz var ve o da hızla kapanıyor. Kaybedecek bir an bile yok. Eğer insanlığı kurtarmak istiyorsak, acil ve çok radikal adımlar atmalıyız" dedi. Pachauri, okyanusların ısınması yüzünden mercan kayalarının dörtte birinin de yok olduğunu belirtti. ÇARE: YENİLENEBİLİR ENERJİ Raporu hazırlayanlardan biri Tony Blair hükümetinin eski Ulaştırma Bakanı Stephen Byers. Eski bakan Byers karşı karşıya olunan durumu "Önümüzde bir saatli çevre bombası bulunuyor" sözleriyle özetledi. Yayımlanması İngiltere'nin G-8 dönem başkanlığına denk gelen rapor, sanayileşmiş sekiz ülke ve diğerlerini 2025 yılına kadar elektriklerinin dörtte birini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamaları konusunda uzlaşmaya çağırıyor. Dubai'ye kar yağdı Burası Birleşik Arap Emirlikleri'nin büyük emirliği Dubai'nin kuzeyi. Küresel ısınma, bölgede hiç akıllara gelmeyecek bir olay yaşattı ve ülkede güncel tarihin ilk karı yağdı. Dubai'nin 80 km kuzeyindeki Ras el Kaymah dağlarının eteklerinde yaşanan kar yağışıyla ilgili olarak bölge halkı "Hatırladığımız tarihte böyle bir olay yaşanmadı" diye konuştu. Özellikle soğuk mevsimlerde Avrupalı çok sayıda turistin sıcak günler için tercih ettiği Dubai'de sıcaklığın 12 dereceye kadar düştüğü belirtiliyor. Son dönemde aşırı yağmur yağdığını belirten yetkililer, buna alışık olmayan sürücüler nedeniyle büyük sıkıntı yaşadıklarını da söyledi. Geçtiğimiz ay Birleşik Arap Emirlikleri Şeyhi Halife Bin Zayid El Nahyan, emirlikteki din adamlarıyla birlikte yağmur duası etmişti. Doğal afet alarmı Batı Sigorta Genel Müdürü Cengiz Diren, önümüzdeki 10 yılda meydana gelecek doğal afetlerin 150 milyar dolarlık zarara yol açacağını söyledi. Batı Sigorta Genel Müdürü Cengiz Diren, küresel ısınma sonucu dünyada meydana gelen iklim değişikliğinin ve bunun sonucunda oluşan doğal afetlerin sigortacılığı doğrudan etkilediğini söyledi. Yapılan araştırmaların önümüzdeki 10 yılda iklim değişikliğinin global ekonomiye 150 milyar dolarlık zarar vereceğini gösterdiğini belirten Diren, iklim değişikliğinin neden olduğu katastrofik olaylarla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "2003 yılında Avrupa ülkelerinde yapılan ölçümler sonucunda en sıcak yazı geçirmiş oldukları belirlenmiştir. Bu durum birçok alanda ekonomik kayıplara yol açmıştır. Bu ekonomik kayıplar ürün azlığından orman yangınlarına kadar uzandığı için yaklaşık 14 milyar USD'lık bir zarara yol açmıştır. Bunun yanında 2002 yılında da Avrupa genelinde yaşanan sel felaketleri yaklaşık olarak 16 milyar USD zarara yol açmış ve bu zararların 3 milyar USD kısmı ise sigortalı olduğundan direkt olarak sektöre etkisi olmuştur.Yapılan araştırmalar sonucunda önümüzdeki 10 yılda iklim değişikliğinin global ekonomiye yaklaşık olarak 150 milyar USD'ye mal olacağı belirlenmiştir. Bu rakam hiç de göz ardı edilecek bir rakam değildir." Son Yıllarda Türkiye'de meydana gelen sellerin de büyük hasarlara yol açtığını belirten Diren, "1995 yılı seylap hasarlarında sadece Kağıthane çevresinde yaklaşık 6 milyon USD hasar ödenmiş, 1987'de yine bu bölgede 3 milyon USD civarında zarar ve ziyan tazmin edilmiş, 1991 yılında Merter-Beşiktaş-Kağıthane bölgelerinde 2,2 milyon USD civarında ve 1992'de Kadıköy-Maltepe-BostancıÜsküdar bölgelerinde 1,5 milyon USD ve 1994'te ise Yenibosna-Merter bölgelerinde 2,5 milyon USD'lık sigortalı hasarı tazmin edilmiştir" dedi.. İklimlerin geleceği hayra alamet değil Sıcak dalgalarının ve sellerin daha sık meydana gelmeye başlayacağını belirten bilimadamları "Hızlı ısınma böyle giderse 2080 yılından itibaren kışlar tamamen ortadan kalkacak" dediler. Günlerdir gazetelerde Türkiye dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen felaket haberlerini okuyoruz... "Dünyanın çivisi mi çıkıyor?" diye kendi kendimize sorarken, bilimadamları bütün bu yaşanan "aşırı sıcak, aşırı yağış, sel" felaketlerinin yıllardır anlattıkları "küresel ısınma"nın sonucu olduğunu tekrar tekrar açıklıyor. Geçen yıl Avrupa'yı vuran aşırı sıcakların ardından bu yılki aşırı yağışlar, Avrupalı bilimadamlarını küresel ısınma ve onun gelecekte yaratacağı etki üzerinde bir çalışma yapmaya itti. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birçok farklı ülke tarafından da desteklenen "Avrupa Çevre Ajansı" (EEA) "Impacts of Europe's Changing Climate" (Avrupa'nın Değişen Klimasının Etkileri) isimli tam 107 sayfalık bir rapor yayımladı. 2050'DE ALPLER ERİYECEK Merkezi Danimarka'nın Kopenhag kentinde olan EEA araştırması için tam "22" farklı göstergeyi kriter olarak aldı. Bu şekilde de Avrupa Birliği temelinde, ulusal ya da yerel boyutlarda küresel ısınma karşısında alınabilecek önlemlerin tespit edilmesine çalışıldı. Araştırmayı yapan bilimadamları Avrupa kıtasının diğer bütün kıtalara göre çok daha hızlı olarak ısındığını belirtirken, "2050 yılına kadar" Alp buzullarının 4'te 3'ünün tamamen dünyadan silineceğini belirtti. Raporda, "Dünyanın oluşumundan itibaren büyük iklim değişiklikleri yaşandı. Fakat bu bugüne kadar hep doğal nedenlerden kaynaklandı. Dünya bir kez daha büyük bir iklim değişikliğiyle yüz yüze... Ve bunun sebebi insan kaynaklı. Sera gazı emisyonları dünyanın iklimini etkiliyor ve bu 21'inci yüzyılda da devam edecek" diye yazıyor. ARTIK KIŞLAR "SICAK" GEÇECEK Bilimadamları dünyada yaşanan en sıcak 3 yazın da (1998-2002-2003) son 6 yıl içinde gerçekleştiğinin altını çizdi. Ayrıca her 10 yılda hava sıcaklığının "0.36" derece yükseldiğini kaydetti. Bu hızlı ısınmanın "2080" yılında kışları tamamen ortadan kaldıracağını belirten bilimadamları, "Sıcak dalgaları ve seller gittikçe daha sık meydana gelmeye başlayacak. 2080 yılından itibaren sıcak kışlar yaşamaya başlayacağız. Yaz aylarıysa daha da sıcak olacak" dediler. EEA yöneticisi McGlade de yaptığı yazılı açıklamada, raporda yayımlanan bütün bu öngörülerin gerçekleşeceğini belirtti. McGalade ayrıca, "Sıcak dalgaları ve seller sadece insanların ölmesine sebep olmuyor. Biz farkında olmadan birçok bitki ve hayvan nesli de yok oluyor" dedi. Ve "Avrupa bu konuda bir önlem almazsa hem hayvancık, hem de tarımcılık büyük zarar görecek" diyerek, küresel ısınmanın Avrupa'nın karşısında büyük bir ekonomik soruna da sebep olacağını belirtti. Okyanus seviyesi de her yıl yaklaşık 4 milimetre yükselirken, küresel ısınma yüzünden "atmosfer, iklim, buzullar, deniz canlıları, kara canlıları, su, tarım, ekonomi ve insan sağlığı" en çok etkilenen konular. Bilimadamları karbondioksit gazı başta olmak üzere başta olmak üzere sera gazı emisyonlarının engellenmemesi durumunda Avrupa başta olmak üzere dünyayı büyük felaketlerin beklediğini belirtti. Büyük erime "Bizler artık iklimi belirleyen süreç üzerinde etkili olabilen jeolojik unsurlarız" George Philander. Dünya ısınıyor, hem de hızla. Peki bizler bu ısınmanın ne kadarından sorumluyuz? Şu anda Alaska'dan And Dağları'nın karlı zirvelerine kadar her yer ısınıyor, hem de hızla. Sıcaklıklar geçtiğimiz yüzyıldan bu yana Dünya genelinde 0,6 C arttı ancak en soğuk, en uzak noktalar çok daha fazla ısındı. Sonuçlar pek de iç açıcı değil. Buzullar eriyor, nehirler kuruyor, kıyılar erozyona uğruyor ve yakınlarda yaşayan toplulukları tehdit ediyor. Yüzlerce yıldır ormanları kesiyor; kömür, petrol ve benzin yakarak bitkilerle okyanusların soğurabileceğinden çok daha büyük bir hızla karbon dioksit ve ısıyı tutan diğer gazları atmosfere salıyoruz. Atmosferdeki karbon dioksit düzeyi bugün, yüz binlerce yıl önce olduğundan çok daha yüksek. İklim uzmanlarından George Philander, "Bizler artık iklimi belirleyen süreç üzerinde etkili olabilen jeolojik unsurlarız" diyor. Bazı şüpheciler, "Hemen karar vermeyin" diyor. İklim kararsızlığıyla ünlüdür. Bin yıl önce Avrupa ılımandı ve İngiltere'de şaraplık üzümler yetişiyordu; 400 yıl öncesine gelindiğinde ise iklim değişmiş, hava serinlemiş ve Thames belirli aralıklarla donmaya başlamıştı. Şu andaki ısınma da doğanın kaprisi, geçici bir durum olamaz mı? Uzmanlar, "Bundan çok da emin olmayın" diyor. Kuşkusuz, izleyen sayfalarda okuyacağınız ısınma belirtilerinin bazıları iklimin doğal ritmiyle açıklanabilir. Ancak gezegen genelinde ateşi yükselten bir diğer etken daha var. IPCC (BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli), yüzyılın sonuna kadar 1,5 ila 5,5 C'lik bir sıcaklık artışı öngörüyor. Ancak ısınma aşamalı olmayabilir. Ve bazı uzmanlar günümüzdeki sıcaklık artışının yıkıcı bir iklimsel sendelemeyi hızlandırabileceği konusunda kaygılı. IPCC, iklim sisteminin nasıl işlediğini ve insan etkinliklerinin bunu nasıl değiştirdiğini anlamamızı sağlayan daha güçlü kanıtları içeren üçüncü değerlendirme raporunu 2001 yılında yayınladı. Bu değerlendirmeye göre, "son 50 yılda gözlenen ısınmanın büyük bölümünün insan etkinliklerine bağlanabileceği konusunda yeni ve daha güçlü kanıtlar" vardır. Raporda ayrıca, küresel ısınmanın daha önce düşünülenden daha hızlı ve şiddetli gerçekleştiği saptaması da yer almaktadır. Ve iklim modellemeleri, yanardağ ve güneş patlamaları gibi doğal iklim güçlerinin tüm bu ısınmayı açıklayamadığını gösteriyor. IPCC, iklim değişiminin şu anda yaşandığına ilişkin şu kanıtları gösteriyor: * 1990 yılı bilinen en sıcak onyıl, 1998 ise en sıcak yıl olmuştur (Not: BM Dünya Meteoroloji Örgütü'ne (WMO) göre, 1998 kaydedilmiş en sıcak yıl olmaya devam ederken, 2002 en sıcak ikinci yıl olarak 2001'i de geride bıraktı). * Ortalama küresel yüzey sıcaklığı arttıkça, kar örtüsü ve buz alanları da azalmıştır. * Ortalama küresel deniz düzeyi yükselmiştir ve okyanuslar ısınmaktadır. * Bölgesel iklim değişiklikleri, özellikle de sıcaklık artışı, şimdiye kadar birçok fiziksel ve biyolojik sistemi etkilemiştir. Bu etkiler şunları içermektedir: - Buzulların küçülmesi, - Permafrost tabakasının çözülmesi, - Nehir ve göllerdeki buz tabakalarının daha geç oluşması ve daha erken erimesi, - Orta-yüksek düzeydeki büyüme mevsimlerinin uzaması, - Bitki ve hayvanların yaşam alanlarında değişiklikler, - Bazı bitki ve hayvan popülasyonlarında azalma, - Ağaçların erken çiçeklenmesi, böceklerin erken ortaya çıkması, kuşların erken yumurtlaması * Akdeniz bölgesi de tehlikeli iklim değişimi etkilerine karşı savunmasız durumdadır. İklim değişimi; besin üretimi, içme suyu kaynakları ve sürdürülebilir kalkınma için bir tehdittir. Deniz düzeyinin yükselmesi, aşırı doğa olayları ve çölleşme, özellikle yoksul ülkelerde yaşayan milyonlarca insan için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bugün ekonomik zorluklar yaşayan Akdeniz ülkeleri, büyük ölçekli, yıkıcı iklim felaketlerinin, yüksek ve önceden kestirilemeyecek maliyetleriyle başa çıkmak açısından da en az beceriye sahip ülkelerdir. Isınmanın nedeni; son yüzyılda ciddi bir artış gösterdiği belirtilen küresel ısınmanın en önemli nedeni, seragazlarının (GHG) sanayileşmeyle birlikte insanoğlunun faaliyetleri sonucu atmosfer içindeki emisyonlarının çok önemli oranlarda artmasıdır. İklim değişikliğine neden olan başlıca altı tane seragazı vardır. Bunların içinde en önemlisi CO2 gazıdır ve toplam seragazı miktarı içindeki payı % 80 civarındadır. Diğer seragazları ise büyüklük sırasına göre Metan (CH4), Azotoksit (N2O), Hidroflorokarbon (HFC), Perflorokarbon (PFC) ve KükürtHekzaFlorid (SF6) olarak sıralanabilir. Seragazları içinde en önemlisi olan CO2 gazı salımı, çok önemli oranda ekonominin her sektöründe kullanılan fosil yakıtların (kömür, petrol, doğal gaz) yakılması sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle enerji politikaları ve çevre ilişkisi, seragazı salımlarının azatlımı açısından büyük önem arzetmektedir. Tehditin boyutları WWF tarafından yapılan araştırmaya göre, küresel ısınma bu yüzyılın sonunda bitki ve hayvan habitatının üçte birini tehdit ediyor. Nadir görünen türler ve bölünmüş ekosistemler şimdiden kirlilik ve ormanların yok edilmesinden dolayı tehdit altında ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 1990'lar geçen yüzyılın en sıcak yıllarıydı. Küresel ısınmanın etkileri en yüksek zirvelerden, okyanusun derinliklerine, Ekvator'dan kutuplara kadar hissediliyor. Küresel ısınmanın etkileri gezegenin her yanında görülüyor, milyonlarca insanı sel, kuraklık ve susuzlukla karşı karşıya bırakıyor. Avustralya'da 2002 yılında yaşanan şiddetli kuraklığın ana nedeni küresel ısınmaydı. Kuzey Pasifik'te somon popülasyonunda, bölgedeki sıcaklığın normalden 6 derece artması yüzünden büyük düşüş görüldü. Kalifornia kıyılarında yüzlerce deniz kuşunun, denizlerin ısınması yüzünden besin kıtlığı yaşamalarının sonucunda, öldüğü görüldü. Okyanuslardaki ısının artmasıyla mercan kayalıklarının büyük zararlar gördüğü belirlendi. Avustralya'daki Great Barrier Reef, sürdürülebilir olmayan balıkçılık yöntemleri, yapılaşma ve iklim değişikliği yüzünden çok yakında kaybedilme tehlikesiyle karşı karşıya. Şikago, Atina ve Yeni Delhi gibi şehirlerde ölüm çanları artarak çaldı, sıcak hava dalgalarından bunaldılar. Yükselen deniz seviyesi Pasifik adaları ve Hint Okyanusu'ndaki adaların çoğunu tehdit ediyor. Büyük kasırgalar, seller, kuraklık ve sıtma gibi hastalık salgınları bizi bekliyor. Küresel ısınma, çevre felaketlerin etkilenen mültecilerin zorunlu göçleri yüzünden bölgesel çatışmalar yaşanabilir. Küresel ısınma yüzünden dünya ormanların ve hayvan türlerinin üçte biri tehdit altında. Türkiye'de hava 3-3.6 derece ısınacak Bilimadamları sadece 11 Avrupa ülkesinde 2001 yılında 80 kişinin seller yüzünden hayatını kaybettiğini belirtirken, sıcak dalgasından geçtiğimiz yıl 20 bin kişinin öldüğüne dikkat çekiyor. Son 5 bin yıldır Avrupa'daki buzulların şu an en alçak durumunda olduğuna da dikkat çeken Avrupalı bilimadamları, bu yaşanan ani iklim değişikliklerinin 600 bin kişiyi etkilediğini ve sadece geçen yıl 18.5 milyar dolarlık zarara yol açtığını kaydetti. Bilimdamlarının çıkardığı haritaya göre; Türkiye'de 3 ila 3.6 derece oranında ısınacak. Özellikle güneyde artış daha fazla görünüyor. Grönland'da orman varmış ABD'nin saygın üniversitelerden Colorado Üniversitesi Prof Dr. James White başkanlığında yürütülen Greenland Ice Core Project çerçevesinde yapılan araştırmalar, Grönland'ın da eskiden "ormanlık bir alan" olduğunu ortaya çıkardı. White ve ekibinin adayı kaplayan buzullar üstünde yaptığı araştırma, tam "3 kilometre" derinlikte sonuç verdi. Ekip elde edilen sonuçlar içinde çam tipi iğneli ağaçlarınkine benzeyen dikensi yaprakların, buğdaya benzeyen bitkilerin ve otların olduğunu tespit etti. 2003 yılı yazında 3085 metre derinlikte bir kayaya ulaştı ve araştırmalarını o derinlikte devam ettirmeye karar verdi. Yapılan özel işlemler sayesinde de son 123 bin yıldır adada meydana gelen değişiklikleri tespit edebildiler.