BASIN BÜLTENİ 24 Aralık 2010 SOĞUK HAVALARA DİKKAT! ÇOCUKLARINIZI “BRONŞİOLİT”TEN KORUYUN!.. Akciğerlerin küçük hava yollarında tıkanıklığa neden olabilen iltihabi bir durumu olan Bronşiolit, kış ve ilkbaharın ilk aylarında, bazen salgınlar şeklinde de görülebiliyor. İstanbul Medipol Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ömer Ceran, kış mevsimiyle birlikte hastalıkların da kapımızı çalmaya başladığını söylüyor. Kapımızı en çok çalan hastalığın ise bronşiolit olduğunu belirten Ömer Ceran, “Bu hastalıktan çabuk etkilenen de küçük çocuklar olunca söylenecek çok söz var” diyor. Bronşiolitin, akciğerlerin küçük hava yollarında tıkanıklığa neden olabilen iltihabi bir durum olduğunu açıklayan Dr. Ömer Ceran, “Genellikle 1 aydan büyük ve 2 yaştan küçük çocuklarda ve en sık olarak da 6 aylık bebeklerde rastlanır. Akut bronşit ise, akciğerdeki büyük hava yollarının iltihabi durumudur. Biraz daha büyük çocuklarda gribal bir üst solunum yolu enfeksiyonunu izleyerek gelişir” diye konuşuyor. Belirtilere dikkat!.. Bronşiolitlerde ailede geçirilmiş gribal bir enfeksiyon hikayesi (yüzde 90) olduğunu hatırlatan Dr. Ömer Ceran, hastalığın belirtileri hakkında şu bilgileri veriyor: “Hafif üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri (hapşırma, burun akıntısı, öksürük), 38 derece civarında ateş, iştah kaybı, solunum zorluğu belirtileri (aralıklı sesli öksürük, nefes almada zorluk, irritabilite), beslenme güçlüğü görülebilir. Akut bronşit ise çoğu kez, nezleden 3-4 gün sonra kuru, kısa süreli, balgamsız ve giderek artan, bazen de nöbetler şeklinde olabilen öksürükle başlar. Göğüs ağrısı ve 38 dereceyi aşmayan bir ateş olabilir. Hafif vakalarda hastalık belirtileri bir ile üç günde geriler. Ağır vakalar bir-iki saatte ilerleyip, ağırlaşabilir. Hava açlığı, morarma, burun kanadı solunumu, göğüs kemiklerinde anormal hareketler olabilir. Ateş 38 dereceyi aşmaz. Eğer ateş 38 dereceyi aşarsa zatürre açısından dikkat etmek gerekir. Başlangıçta berrak olan balgam iltihabı görünüm alabilir, beş ile on gün içinde öksürük azalmaya başlar, balgam kaybolur.” Salgına dönüşebilir Bronşiolit kış ve ilkbaharın ilk aylarında, bazen salgınlar şeklinde görülebileceğini de aktaran Dr. Ceran, “Hastaların yüzde 90’ının ailesinde gribal bir enfeksiyon hikayesi mevcuttur. Hastaların yaklaşık yüzde 50’sinde etken RSV yani respiratuar sinsityal virüstür. Ayrıca parainfluenza 3, mycoplasma, bazı adenovirüsler, rhinovirus ve influenza virüsler etken olabilir. Bunun yanı sıra soğuk, nem, ani ısı değişiklikleri ve özellikle sisli, kirli hava, ev tozları, çiçek tozları ve çeşitli polenler hazırlayıcı etkenler arasındadır” açıklamasını yapıyor. Nasıl tedavi edilir? 3 aylıktan küçük çocuklar hastaneye yatırılarak tedavi edilir. Ayrıca morarma, solunum durması bulguları, solunum sayısının dakikada 60’ın üzerinde olması, kanda oksijen değerlerinin düşmesi, karbondioksit değerlerinin yükselmesi durumunda da her yaştaki çocuklar hastaneye yatırılarak tedavi edilir. Amaç oksijenizasyonu sağlamak için nemli oksijen tedavisi, balgamı yumuşatıp öksürük ile atılımı kolaylaştırmak için nebulizatör ile bronş genişletici ilaçlar, balgam söktürücü ilaçlar ve sıvı kaybı oluşmuşsa sıvı tedavisidir. Normalde antibiyotik tedavisi gerekmez. Ancak akciğer filminde iltihabi alanlar mevcutsa ve ateş yükselmiş, kanda iltihabi hücreler artmışsa antibiyotikler kullanılabilir. Ağır vakalarda bronşlardaki ödemi azaltıcı etkisinden dolayı nadiren steroidler kullanılabilmektedir. Tekrarlayan bronşiolit; gizli kalmış astım, tüberküloz, kistik fibroz, kalp yetmezliği, yabancı cisim yutma, boğmaca, organik fosfor zehirlenmesi ve immun yetersizlik gibi hastalıklardan ayırt edilmeli ve altta yatan asıl sebep tedavi edilmelidir. Özellikle tekrarlayan bronşioliti olan çocuklar astım açısından değerlendirilmeli ve ona göre tedavi planlanmalıdır. Bronşiolit hastalarına tavsiyeler Hastalığın en sık sebebi aile içi gribal durumdur. Bu nedenle tüm aile bireyleri gribal durumdan korunmalı, gerekirse çocuğa maskeyle yaklaşılmalıdır. Hastalık başladıktan sonra çocuklara bol sıvı verilmeli ve sık sık akciğerlerine belli aralıklarla masaj (fizyoterapi) yapılmalıdır. Kirli, tozlu ,dumanlı ortamlardan uzak durulmalı, bin metreden yüksek yerlere gidilmemelidir. Aile içinde sigara kullanımı engellenmelidir.