42 Kadın üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğunun yaygınlığı ve etkileyen etkenler _____________________________________________________________________________________________________ Araştırma / Original article Kadın üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğunun yaygınlığı ve etkileyen etkenler Sema ÇELİK,1 Elçin Banu YOLDAŞCAN,2 Ramazan Azim OKYAY,3 Yarkın ÖZENLİ4 _____________________________________________________________________________________________________ ÖZ Amaç: Bu çalışmada Çukurova Üniversitesi’nde okuyan kadın öğrencilerde yeme bozukluğu boyutu ve yaygınlığının belirlenmesi ile yeme bozukluğunu etkileyen sosyodemografik ve ruhsal etkenlerin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel tipteki bu çalışma, Çukurova Üniversitesi’nde öğrenim gören kadın öğrencilerde Kasım 2012Mayıs 2013 arasında yapılmıştır. Ulaşılması planlanan 668 öğrencinin 32’si (%4.7) devamsız olup toplam 636 öğrenci (%95.3) çalışmaya alınmıştır. Yüz yüze görüşme yöntemiyle, katılımcılara sosyodemografik özelliklerinin sorgulandığı anket, Yeme Tutum Testi (YTT), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği (LSKÖ) uygulanmıştır. Anket katılımcılar tarafından doldurulduktan sonra kişilerin beden kitle indeksinin (BKİ) hesaplanabilmesi için boyları ve kiloları ölçülmüştür. Verilerin değerlendirilmesinde, gruplar arasında sayısal değişkenlerin karşılaştırmasında bağımsız gruplar arasında t-testi; kategorik değişkenlerin karşılaştırılmasında ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 21.63±1.80 bulunmuştur. YTT kesme puanına göre katılımcıların %6.3’ünde yeme bozukluğu saptanmıştır. Kalabalık aileleri olanlarda yeme bozukluğu anlamlı olarak düşük bulunmuştur. Yeme bozukluğu bulunanlarda, bildirilen mevcut hastalık varlığı BKİ ve BDÖ puanları, yeme bozukluğu bulunmayanlardan anlamlı derecede yüksektir. LSKÖ puanları açısından ise yeme bozukluğu bulunanlar ve yeme bozukluğu bulunmayanlar arasında anlamlı fark yoktur. Sonuç: Üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğu sık görülmektedir. Özellikle depresif belirtileri olan ve BKİ’si yüksek öğrencilerin yeme bozuklukları açısından risk altında oldukları akılda tutulmalıdır. (Anadolu Psikiyatri Derg 2016; 17(1):42-50) Anahtar sözcükler: Kadınlar, yeme bozuklukları, üniversite öğrencileri Prevalence of eating disorders in female university students and affecting factors ABSTRACT Objective: The purpose of this study is to determine the size and the prevalence of eating disorders among the female students at the University of Çukurova and to evaluate the affecting sociodemographic and psychological factors. Methods: This cross-sectional was carried out among female students who study at Cukurova University between November 2012 and May 2013. While 668 students were planned to achieve, 32 (4.7%) of the students were absent, thus a total 636 students (95.3%) were included in the study. A questionnaire that queries sociodemographic characteristics, Eating Attitudes Test (EAT), the Beck Depression Inventory (BDI) and the Liebowitz Social Anxiety Scale (LSAS) were administered to the participants by face to face interview method. After the questionnaires completed, weight and height were measured to calculate the body mass index (BMI). In data evaluation, for comparisons of numerical variables t-test between independent groups; for comparisons of categorical variables chi-square test was used. Findings: The mean age of the participants was 21.63±1.80. According to the EAT cut_____________________________________________________________________________________________________ Uzm. Dr., Mersin Halk Sağlığı Müdürlüğü, Mersin Prof. Dr., 3 Arş. Gör. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı ABD, Sarıçam/Adana, Türkiye 4 Doç Dr., Adana Numune Araştırma ve Uygulama Hastanesi Yazışma adresi / Correspondence address: Arş. Gör. Dr., Ramazan Azim OKYAY, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı ABD, Sarıçam/Adana, Türkiye E-mail: razim01@gmail.com Geliş tarihi: 12.12.2014, Kabul tarihi: 28.01.2015, doi: 10.5455/apd.175836 1 2 Anatolian Journal of Psychiatry 2016; 17:42-50 Çelik ve ark. 43 _____________________________________________________________________________________________________ off scores 6.3% of the participants were found to have an eating disorder. Eating disorders were found to be significantly low in those who have crowded families. Preexisting disease existence, BMI and BDI scores of eating disorders were significantly higher than those without eating disorders. LSAS scores were not significantly different between students with or without eating disorders. Conclusion: Eating disorders are common in university students. It should be also kept in mind that students who have depressive symptoms and high BMI are at risk in terms of eating disorders. (Anatolian Journal of Psychiatry 2016; 17(1):42-50) Keywords: females, eating disorders, university students _____________________________________________________________________________________________________ GİRİŞ Yaygınlığı ve sıklığı gençlerde ve özellikle kadınlar arasında giderek artan yeme bozuklukları Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da ‘tıbbi dikkat’ gerektiren ‘önemli tıbbi durum’ olarak tanımlanan bir halk sağlığı sorunudur.1,2 Yeme bozuklukları Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nın 4. baskısında (DSMIV) anoreksiya nervoza (AN), bulimiya nervoza (BN) ve başka türlü adlandırılamayan yeme bozukluğu (BTAYB) olarak sınıflandırılmıştır. 2013 yılında uygulamaya giren DSM-5’te ise AN ve BN tanı ölçütlerinde revizyona gidilmiş ve tıkınırcasına yeme bozukluğu (binge eating disorder) ile pika, çocuklarda geviş getirme, sınırlı yeme/yemekten kaçnıma yeme bozukluklarına katılmıştır.3,4 Gençlik çağı, fiziksel sorunların yanı sıra sosyal ve ruhsal sorunların da yaşandığı bir dönemdir. Türkiye’nin nüfusunun yaklaşık %30’unu 12-25 yaş grubunun oluşturduğu göz önüne alındığında, sosyokültürel değişimlerin ve kültürel çatışmaların yeme bozukluğunun yaygınlığını artırdığı ve büyük bir kitleyi etkilediği görülmektedir.5 Bu kitlenin büyük bir kısmını üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Söz konusu grupta, yeme bozukluklarının yüksek oranda görüldüğü ve özellikle kadınlar arasında öne çıktığı bilinmektedir.6 Beslenme davranışı, kişinin yaşadığı toplumun kültürel özellikleriyle biçimlenmeye başlamakta; yaşam koşullarına göre bilinçsiz beslenme, dengesiz yeme, zaman darlığı nedeniyle hızlı yeme veya yemek yemenin geçiştirilmesi gibi olumsuz beslenme alışkanlıklarına dönüşebilmektedir.7 Bu alışkanlıkların yeme bozukluklarına yol açabilmesi; bedensel, ruhsal ve sosyal bileşenleri içeren çok boyutlu bir yaklaşıma gereksinim duyulduğunu ortaya koymaktadır.8 Yeme bozukluğu ile depresyon, anksiyete, madde kötüye kullanımı ve özkıyım gibi uzun dönemli ruhsal ve sosyal sorunların ilişkili olduğu bilinmektedir. Yeme bozukluklarına bağlı olarak yaşam kalitesinde düşme, üreme yetisinin kaybı, ciddi tıbbi sorunların görülebilmesi ve ölüm gibi kişisel olarak ödenen sağlık bedelleri de yüksektir.9 Beden imgesinin olumsuz ve benlik saygısının düşük olması, şişmanlama korkusu, kronik biçimde diyet yapma ve zayıf olmaya yönelten sosyal baskılar, yeme bozuklukları için belirlenmiş risk etkenlerinden bazılarıdır.10 Tüm bunlardan yola çıkarak bu çalışmada Çukurova Üniversitesi’nde okuyan kadın öğrencilerde yeme bozukluğunun yaygınlığının belirlenmesi ile yeme bozukluğunu etkileyen sosyodemografik ve ruhsal etkenlerin araştırılması amaçlanmıştır. YÖNTEM Bu çalışma Çukurova Üniversitesi 2012-2013 eğitim öğretim yılında Balcalı Kampüsü’nde okuyan kadın öğrencilerde yeme bozukluğunun yaygınlığını ve etkileyen etkenleri belirlemek amacıyla planlanmış kesitsel bir araştırmadır. Çukurova Üniversitesi Kampüsünde 2012-2013 eğitim-öğretim yılında okuyan kadın öğrenci sayısı 9.108 olup, Türkiye’de yeme bozukluğu yaygınlığı ile ilgili araştırmalardan yaygınlığın %15 bulunması temel alınarak %95 güvenilirlik ve %3 hata payı ile örneklem büyüklüğü 514 kişi olarak bulunmuştur.11-14 Öğrencilerin devamsızlığı da göz önünde bulundurularak örneklemin %30 fazlası alınıp 668 kişiye ulaşılması hedeflenmiştir. Toplam 12 fakülteden Eğitim Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Tıp Fakültesi olmak üzere dört fakülte rastgele sayılar tablosu ile seçilmiş, örneklem sayısı bu fakültelerde okuyan kadın öğrenci sayısının ağırlığına göre dağıtılmıştır. Araştırma verileri Kasım 2012-Mayıs 2013 arasında toplanmıştır. Araştırmaya alınması planlanan örneklem, seçilen fakültelere ve bölümlere paylaştırılmış, anketi uygulamaya başlamadan önce, yapılan çalışmanın nasıl bir çalışma olduğu ve amacı anlatılmıştır. Anketle elde edilecek verilerin sadece bilimsel amaçla kullanılacağı ve kişisel bilgilerin gizliliğinin korunacağı konusunda bilgi verilerek katılımcıların yazılı onamları alınmıştır. Altı yüz atmış sekiz kişinin 32’si Anadolu Psikiyatri Derg 2016; 17:42-50 44 Kadın üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğunun yaygınlığı ve etkileyen etkenler _____________________________________________________________________________________________________ (%4.7) devamsız olup 636 katılımcı (%95.3) ile görüşme yapılmıştır. Öğrencilerin okudukları fakülte, bölüm ve sınıfı, sosyodemografik özelliklerinin yer aldığı, boy (cm) ve ağırlık (kg) bilgilerinin de sorgulandığı 20 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. Yeme Tutum Testi (YTT): Bu çalışmada katılımcıların yeme tutumlarını belirlemek amacıyla, Garner ve Garfinkel tarafından anoreksiya nervoza belirtilerini ölçmek için geliştirilen Eating Attitudes Test-40 (EAT-40) kullanılmış ve Yeme Tutum Testi (YTT) olarak adlandırılmıştır. EAT40 birçok çalışmada, normal popülasyonlardaki anormal yeme tutum ve davranışlarını saptamak için kullanılmıştır. EAT-40’ın iç geçerlilik çalışmasında, anorektik hastalar için alfa değeri 0.79, anorektik hastalar ve kontrol grubu için toplam alfa değeri 0.94’tür. Ölçeğin geçerlilik çalışmasında iki grup anorektik hasta ve iki kontrol grubu kullanılmış; katılımcıların toplam EAT-40 puanları ile ait oldukları gruplar arasında anlamlı ve yüksek bir korelasyon bulunmuştur (r=0.87, p<0.001).15 EAT-40’ta 40 madde vardır ve altılı ölçek üzerinden değerlendirilmektedir. Olası puan aralığı 0-120’dir. Anormal yeme tutumları için kesme puanı 30’dur.16 Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ): Depresyonda görülen vegetatif, duygusal, bilişsel ve motivasyonel alanlarda ortaya çıkan belirtileri ölçmeye yarayan 21 maddeden oluşan ölçeğin amacı, depresyonun derecesini nesnel olarak sayılara dökmektir. Depresyon tanısı koymak için kullanılmaz. Önemli bir özelliği ise, depresyon ile diğer psikopatolojik durumları ayırt edebilmesidir.17 Hisli geçerlilik ve güvenilirlik çalışmasında kesme puanını 17 olarak belirlemiş, 17 ve üstündeki BDÖ puanlarının sağaltım gerektirecek şiddetteki depresyonu %90 doğrulukla ayırt edebileceğini bildirmiştir.18,19 Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği (LSKÖ): Liebowitz tarafından geliştirilmiş ve sosyal fobik kişilerin güçlük yaşadığı sosyal durumları değerlendiren, klinisyen tarafından uygulanan 13’ü performans, 11’i sosyal etkileşim durumlarıyla ilgili olmak üzere toplam 24 sorudan oluşan bir ölçektir. Korku/anksiyete ve kaçınma alt ölçeklerinden oluşur. Sosyal anksiyete için 24, kaçınma için 24, toplam 48 sorudan oluşmaktadır; 1-4 arasında puan verilir, toplam puanın yüksek oluşu sosyal anksiyetenin şiddetini gösterir.20 Ölçeğin Türkçeye uyarlanması Soykan ve arkadaşları tarafından yapılmıştır.21 LSKÖ puanının 55 ve üstünde olması sosyal anksiyetenin varlığı lehine yorumlanır. Anatolian Journal of Psychiatry 2016; 17:42-50 Anket katılımcılar tarafından doldurulduktan sonra kişilerin beden kitle indeksinin (BKİ) hesaplanabilmesi için boyları ve kiloları ölçülmüş, BKİ 18.5 kg/m2 ve altında olanlar zayıf, 30 kg/m2 ve üzerinde olanlar obez olarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde, gruplar arasında sayısal değişkenlerin karşılaştırmasında bağımsız gruplar arasında t-testi; kategorik değişkenlerin karşılaştırılmasında ki-kare testi kullanılmıştır. İstatistiksel değerlendirmeler SPSS 19.0 for Windows ile yapılmıştır. Araştırma için Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulu’ndan onay alınmıştır. Araştırmamız Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi fonundan desteklenmiştir. Araştırmanın kısıtlılıkları Çalışmanın belirli sınırlılıkları vardır. Kişisel bilgi formundan elde edilen tüm bu bulgular, anormal yeme tutum ve davranışlarıyla ilişkili olduğu düşünülen değişkenler hakkında araştırmacıların hazırladığı sorulardan elde edilen verilere dayanmaktadır. Dolayısıyla kişisel bilgi formundaki bu değişkenlerin, daha sonra yapılacak olan çalışmalarda, standardizasyonu yapılmış ölçekler aracılığıyla değerlendirilmesi, anormal yeme tutum ve davranışlarının ortaya çıkmasında bu değişkenlerden hangilerinin rol oynadığının anlaşılmasında daha faydalı olacaktır. Çalışmamız sadece üniversitede okuyan kadın öğrencilerde yapılmıştır. Türk toplumunda yeme bozukluğunun daha sağlıklı değerlendirilebilmesi için ülkenin farklı bölgeleri ve değişik yaş gruplarını içeren, toplum genelinin tarandığı, geniş örneklemli çalışmalara gereksinme vardır. Ayrıca, bütün kesitsel çalışmalarda olduğu gibi, bu çalışmadan elde edilen bulgular, değişkenler arasında herhangi bir neden-sonuç ilişkisinin kurulmasını olası kılmaz. BULGULAR Araştırma, Çukurova Üniversitesi’nde okuyan 636 kadın öğrencide yapılmıştır. Katılımcıların en küçüğü 19, en büyüğü 29 yaşında olup yaş ortalaması 21.63±1.80 ve ortancası 21 yıl olarak bulunmuştur. YTT kesme puanına göre, 30’un altında puan alanlar yeme bozukluğu yok, 30 ve üstü puan alanlar yeme bozukluğu var olarak değerlendirilmiştir. Çalışma grubunun %93.7’si (596 kişi) yeme bozukluğu yok olarak, %6.3’ü (40 kişi) yeme bozukluğu var olarak değerlendirilmiştir Çelik ve ark. 45 _____________________________________________________________________________________________________ Şekil 1. Yeme Tutum Testi puan dağılımı Tablo 1. Katılımcıların demografik özelliklerinin yeme bozukluğuna göre dağılımı ___________________________________________________________________________________________________ Yeme bozukluğu Var Yok Sayı %* Sayı %* Toplam Sayı %** p ___________________________________________________________________________________________________ Annenin öğrenim durumu Bir okuldan mezun olmayanlar Bir okuldan mezun olanlar 8 32 8.8 5.9 83 513 91.2 94.1 91 545 14.3 85.7 0.28 Babanın öğrenim durumu Bir okuldan mezun olmayanlar Bir okuldan mezun olanlar 1 39 5.9 6.3 16 580 94.1 93.7 17 619 2.7 97.3 0.94 ilenin toplam geliri Asgari ücret ve altı Asgari ücretin üstü 13 27 5.9 6.5 209 387 94.1 93.7 222 414 34.9 65.1 0.74 Ailede yaşayan kişi 2-3 sayısı 4 ve üstü 11 29 11.1 5.4 88 508 88.9 94.6 99 537 15.6 84.4 0.03 Nerede ve kiminle yaşadığı 31 9 6.7 5.1 430 166 93.3 94.9 461 175 72.5 27.5 0.46 40 6.3 596 93.7 636 100.0 Evde Yurtta Toplam ___________________________________________________________________________________________________ *Satır yüzdesi **Sütun yüzdesi (aralık: 1-62) (Şekil 1). Katılımcıların annelerinin %14.3’ünün (91 kişi); babalarının %2.7’sinin (17 kişi) herhangi bir okuldan mezun olmadığı saptanmıştır. Hane aylık gelirine göre dağılımı incelendiğinde, %34.9’unun (222 kişi) asgari ücret ve altında, %65.1’inin (414 kişi) asgari ücretin üstünde gelire sahip olduğu bulunmuştur. Anadolu Psikiyatri Derg 2016; 17:42-50 46 Kadın üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğunun yaygınlığı ve etkileyen etkenler _____________________________________________________________________________________________________ Tablo 2. Katılımcıların alışkanlıkları ve sağlık durumunun yeme bozukluğuna göre dağılımı ___________________________________________________________________________________________________ Yeme bozukluğu Var Yok Sayı %* Sayı %* Toplam Sayı %** p ___________________________________________________________________________________________________ Sigara içme Var Yok 3 37 6.8 6.2 41 555 93.2 93.8 44 598 6.9 93.1 0.80 Alkol kullanımı Var Yok 5 35 5.2 6.5 92 504 94.8 93.5 97 539 15.3 84.7 0.61 İlaç kullanımı Var Yok 4 36 7.1 6.2 52 544 92.9 93.8 56 580 8.8 91.8 0.78 Mevcut hastalık Var Yok 9 31 12.3 5.5 64 532 87.7 94.5 73 563 11.5 88.5 0.02 Geçirilen ameliyat durumu Var Yok 5 35 5.2 6.5 92 504 94.8 93.5 97 539 15.3 84.7 0.61 Daha önceden geçirilen hastalık Var Yok 3 37 7.9 6.2 35 561 92.1 93.8 38 598 6.0 94.0 0.67 40 6.3 596 93.7 636 100.0 Toplam ___________________________________________________________________________________________________ *Satır yüzdesi **Sütun yüzdesi Katılımcıların %15.6’sı (99 kişi) 2-3 kişi, %84.4’ü (537 kişi) 4 ve daha fazla kişiden oluşan konutlarda oturmaktadır. Yaşadıkları yere göre dağılımı incelendiğinde, %72.5’inin (461 kişi) evde, %27.5’inin (175 kişi) yurtta kaldığı saptanmıştır. Katılımcıların anne-babalarının eğitim durumları, aylık gelirleri, evde veya yurtta kalmaları ile yeme bozukluğu görülmesi arasında anlamlı fark yoktur. Dört veya daha fazla kişinin kaldığı konutlarda oturanlarda yeme bozukluğu anlamlı olarak daha fazla bulunmuştur (χ2=4.62, p=0.03) (Tablo 1). Araştırmaya katılanların yeme bozukluğu durumunun, sigara, alkol, ilaç kullanma alışkanlıklarına göre dağılımları karşılaştırıldığında, bu alışkanlıklarla yeme bozukluğu arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. (Tablo 2) Katılımcıların sağlık durumlarıyla yeme bozukluğu arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; yeme bozukluğu bulunanlarda mevcut hastalık varlığı yeme bozukluğu olmayanlara göre anlamlı şekilde daha fazla bulunmuştur (χ2=5.10, p=0.02). Geçirilen ameliyat ve daha önceden geçirilen hastalık açısından ise yeme bozukluğu bulunanlarla bulunmayanlar arasında anlamlı fark yoktur. (Tablo 2) Yeme bozukluğu olan ve olmayan katılımcıların depresyon yönünden riskini belirlemek ve depresif belirtilerin düzeyini ve şiddet değişimini ölçmeyi sağlayan BDÖ’ye; sosyal etkileşim veya performans durumlarında sosyal anksiyete Anatolian Journal of Psychiatry 2016; 17:42-50 bozukluğu olan hastaların korku ve kaçınma düzeylerini ölçmeyi sağlayan LSKÖ’yeve BKİ’ye göre dağılımı ortalama, standart sapma ve istatistiksel anlamlılıkları Tablo 3’te verilmiştir. Yeme bozukluğu bulunanlarda BKİ ve BDÖ puanları, yeme bozukluğu bulunmayanların BKİ ve BDÖ puanlarından anlamlı derecede yüksektir (t=-3.96, t=-3.91, p=0.001). LSKÖ puanları açısından yeme bozukluğu bulunanlar ve yeme bozukluğu bulunmayanlar arasında anlamlı fark yoktur (t=-1.76, p=0.08; Tablo 3). TARTIŞMA Yeme bozukluğu olgularının yaklaşık %95’inin kadın olduğu ve bedenden memnun olmama ve kısıtlayıcı yeme tutumlarının erkeklere göre, kadınlarda çok daha yaygın olduğu bilinmektedir.22,23 Bu nedenle araştırmamıza Çukurova Üniversitesi’nde okuyan kadın öğrenciler alınmıştır. Yeme bozuklukları farklı kültür ve ülkelerdeki sosyal normlara göre, değişen yaygınlığa sahip olan kültüre özgü bozukluklardır. Etnik ve kültürel farklılıkların, yeme bozukluğu yaygınlık oranları üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığı birçok araştırmada ele alınmış ve batı ülkelerinde yaşayan kadınlarda, yeme bozukluklarının daha sık görüldüğü; etnik ve sosyokültürel farklılıkların, özellikle subklinik yeme bozukluklarının gelişiminde önemli bir rol oynadığı bildirilmiştir.2426 Çelik ve ark. 47 _____________________________________________________________________________________________________ Tablo 3. Ölçeklere göre yeme bozukluğu olan ve olmayan katılımcıların dağılımları __________________________________________________________________________ Yeme bozukluğu Yok Var Ort.±SS Ort.±SS p __________________________________________________________________________ Beden Kitle İndeksi Beck Depresyon Ölçeği Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği 20.79±2.62 10.20±7.3 96.60±22.7 22.49±2.48 16.20±9.5 105.10±29.9 0.001 0.001 0.08 __________________________________________________________________________ Çalışmamızda, Çukurova Üniversitesi’nde kadın öğrencilerde yeme bozukluğu yaygınlığı %6.3 olarak bulunmuştur. Türkiye’de yeme bozukluğuyla ilgili yapılan diğer çalışmalara bakıldığında daha çok üniversite veya lise öğrencilerinde anormal yeme tutum ve davranışlarının yaygınlığını araştıran çalışmalara rastlanmaktadır. Baş ve arkadaşlarının yaptıkları bir çalışmada üniversite öğrencilerinin %11.5’inde bozuk yeme davranışlarına rastlanmış, bozuk yeme davranışı gösterenlerde düşük benlik saygısı ve yüksek anksiyete düzeyi belirlenmiştir.12 İlhan ve arkadaşlarının, Çelikel ve arkadaşlarının üniversite öğrencilerinde yürüttükleri çalışmalarda sırasıyla öğrencilerin %13.7 ve %12.4’ünde bozuk yeme davranışlarına rastlanmıştır.13,14 Uzun ve arkadaşlarının lise öğrencilerinde yaptıkları çalışmada, öğrencilerin %17.1’inde bozuk yeme davranışları olduğu belirtilmiştir.11 Kuğu ve arkadaşlarının, Tozun ve arkadaşlarının, Vardar ve arkadaşlarının üniversite öğrencileriyle yaptıkları çalışmalarda sırasıyla öğrencilerin %2.2, %6.8, %4.0’ında anormal yeme tutum ve davranışlarının olduğu bulunmuştur.27-29 Görüldüğü gibi, Türkiye’de yapılan çalışmalarda yeme bozukluğu yaygınlığı yönünden farklı sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Bu farklılıkların, çalışmanın yapıldığı bölgelerin farklı olması, bölgede yaşayan insanların gelenekleri, örneklemin seçim yöntemi gibi nedenlerden kaynaklandığı düşünülmüştür. Sonuç olarak yeme bozukluğu görülme yaygınlığı yüksek bir değerdedir. Çalışmamızda, anne ve babanın eğitim düzeyi ile yeme bozukluğu yaygınlığı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bireylerin eğitim düzeylerinin artmasıyla hem daha dengeli ve yeterli beslenecekleri, hem de sosyal yaşamdaki konumları açısından fizik görünümlerine daha fazla özen gösterecekleri düşünülse de, yapılan çalışmalarda yeme bozukluğu bulunan bireylerin ailelerini ayırt edebilecek özgül aile profilleri veya paternleri hakkında birbirinden farklı sonuçlar elde edildiği görülmektedir.30,31 Steiger ve arkadaşları yeme ile ilgili sorunların aile kaynaklı olabileceği, ancak bunun bir yeme bozukluğunun ortaya çıkması için yeterli olmadığı ve yeme bozukluğu gelişimi için bazı ek duyarlılık etkenlerinin bulunmasının da gerekli olduğu sonucuna varmıştır.32 Çalışmamızda, yeme bozukluğu ile sosyoekonomik durum karşılaştırdığında aylık gelirle yeme bozukluğu görülmesi arasında bir ilişki saptanmamıştır. Clopton ve arkadaşları, yeme bozukluğu olanların aile gelir düzeylerinin daha yüksek olduğunu bildiren çalışmalar olduğu gibi, böyle bir ilişkinin saptanmadığı çalışmaların da bulunduğunu belirtmiştir.33 Türkiye’de yapılan çalışmalarda, yeme bozukluğu olanların %40-85 aralığında orta sosyoekonomik düzeyde olduğu bildirilmiştir.11,27,34,35 Çalışmamızda da ülkemizde yapılan yayınlar ile uyumlu olarak, yeme bozukluğu olanların %68’inin ailelerinin asgari ücretin üstünde aylık gelir elde ettiği belirlenmiştir. Araştırmamızda iki-üç kişilik ailelerde yaşayanlarda yeme bozukluğu, dört kişi veya daha kalabalık ailelerde yaşayanlardan anlamlı olarak fazla bulunmuştur. Ahrén ve arkadaşlarının çalışmasında öz kardeş sayısının artmasının yeme bozukluğu açısından koruyucu olduğu belirlenmiştir.36 Bu bulgu çalışmamız sonuçlarını desteklemekte olup, parçalanmamış ve kardeş desteğinin olduğu ailelerde yeme bozukluğunun daha az görüldüğü kanısına varılmıştır. Çalışmamızda sigara, alkol, ilaç kullanma açısından yeme bozukluğu olan ve olmayanlar arasında anlamlı bir farkın olmadığı görülmüştür. Demir ve arkadaşları, alkol kullanımı açısından yeme bozukluğu olan grupla kontrol grubu arasında fark bulunmadığı bildirmiştir.37 Leon ve arkadaşları, sigara ve alkol kullanımını yeme bozukluğu için bir risk etkeni olarak ele almış, fakat çalışmanın sonucunda yeme bozukluğu ile ilişkilendirilememiştir.38 Sigara, alkol, uyarıcı madde kullanma gibi sağlığa zararlı davranışların yeme bozukluğu ile özgün bir ilişkisinin olmadığı belirtilebilir. Anadolu Psikiyatri Derg 2016; 17:42-50 48 Kadın üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğunun yaygınlığı ve etkileyen etkenler _____________________________________________________________________________________________________ Araştırmamızda özgeçmişte herhangi bir hastalık veya ameliyat geçirme açısından yeme bozukluğu olanlarla olmayanlar arasında anlamlı fark olmadığı saptanmıştır. Bununla birlikte, yeme bozukluğu olanlarda bir hastalığın bulunması, yeme bozukluğu olmayanlardan anlamlı şekilde fazla bulunmuştur. Bu bulgumuzu destekler şekilde, literatürde yeme bozukluğunun obezite, diyabet, dispeptik yakınmalar gibi birçok sağlık sorunu ile ilişkili olduğunu bildiren yayınlar vardır.39-42 Araştırma kapsamına alınan üniversite öğrencilerinin BKİ ortalamasının 20.90±2.64 olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde Polat ve arkadaşlarının çalışmasında BKİ ortalaması 20±3.06, Erol ve arkadaşlarının çalışmasında 20.24±2.34 olarak bulunmuştur.43,44 Çalışmamızda BKİ arttıkça yeme davranışı patolojisi de artmaktadır. BKİ ile yeme tutumları ve davranışları arasındaki bu pozitif ilişki, yeme bozukluklarının etiyolojisine yönelik birçok çalışmanın sonucu ile benzerdir.45 Özellikle ergenlik döneminde kilo ve yağ oranındaki doğal artışa bağlı olarak, genç kadınların bedenlerinden duydukları memnuniyet azalabilmekte ve çeşitli ağırlık kontrol yöntemlerine daha sık başvurabilmektedirler.46 Yeme bozukluğu olanlarda BDÖ puanları, olmayanlardan anlamlı derecede yüksektir. Çalışmalarda, yeme bozukluğu olanların yaklaşık %2590’ına yaşam boyu en az bir kez depresif bozukluk tanısı konulduğu bildirilmiştir.47 Başka bir çalışmada, yeme bozukluğu olanların şimdiki eş tanılarına bakılmış ve yaklaşık %20’sinde majör depresif bozukluk eş tanısının olduğu saptanmıştır.48 Holtkamp ve arkadaşlarının yürüttüğü üç yıllık çalışmada, tam bir iyileşme döneminden sonra bile depresyonun yeme bozukluğu olanlar- da yüksek olduğu görülmüştür. Depresyonun yeme bozukluğunun merkezi bir özelliği olduğu, açlık ve kilo kaybı nedeniyle abartılı belirtiler halinde ortaya çıktığı belirtilmiştir.49 Açlık ve/veya protein malnütrisyonu ile kortikotropin salgılatıcı hormon artışı veya serotonin işlevinde azalma olmasının, yeme bozukluklarında depresif belirtileri artırdığı düşünülmektedir.50 Çalışmamızda da depresif belirtilerin yeme bozukluğu olanlarda daha sık görüldüğü saptanmıştır. Yeme bozukluğu olanlarla olmayanlar arasında LSKÖ puanları açısından anlamlı fark bulunmamıştır. Ewell ve arkadaşları ile Godart ve arkadaşlarının yaptıkları klinik ve epidemiyolojik çalışmalarda yeme bozukluğu hastalarının çoğunda bir veya daha fazla anksiyete bozukluğu olduğu gösterilmiştir.51,52 Korku ve kaçınma özelliğini ölçmek amacıyla kullanılan LSKÖ’nün Türkçe sürümünün çalışmasında kesme puanı hesaplanmadığı için bu ölçekten elde edilen bulgular çok ayrıntılı tartışılamamıştır. Türkiye’de yeme bozukluğunda eş tanı olarak anksiyete bozukluklarının araştırılması için geniş örneklemli çalışmalara ihtiyaç vardır. SONUÇ Üniversite öğrencileri gerek içinde bulundukları yaş, gerekse olası psikososyal ve ekonomik zorlanmalar nedeniyle yeme bozuklukları için risk grubunu oluşturmaktadır. BKİ’si yüksek ve depresif bozukluğu olan gençlerde yeme bozukluğunun daha fazla görüldüğünü göz önünde bulundurursak, yeme bozukluğu ile ilgili eğitim ve önleyici önlemlerin alınması, korunmanın sağlanması, hastalık oluşmuşsa tedavinin sağlanması özellikle bu grupta önem taşımaktadır. KAYNAKLAR 1. Affenito SG, Kerstetter J. Position of the American Dietetic Association and Dietitians of Canada: women’s health and nutrition. J Am Diet Assoc 1999; 99:738-751. 2. Janout V, Janoutova G. Eating disorders risk groups in the Czech republic-cross-sectional epidemiologic pilot study. Biomed Pap Med Fac Univ Palacky Olomouc Czech Repub 2004; 148:189193. 3. Amerikan Psikiyatri Birliği. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El kitabı, Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı (DSM-IV-TR). E Köroğlu (Çeviri Ed.), Ankara: Hekimler Yayın Birliği, 2007. 4. American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (Fifth ed.). Anatolian Journal of Psychiatry 2016; 17:42-50 Arlington, VA, American Psychiatric Publishing, 2013. 5. Köknel Ö. Cumhuriyet Gençliği ve Sorunları. İkinci basım, İstanbul: Cem Yayınevi, 1981. 6. Jarry JL. The meaning of body image for women with eating disorders. Can J Psychiatry 1998; 43:367-374. 7. Keel PK, Klump KL. Are eating disorders culturebound syndromes? Implications for conceptualizing their etiology. Psychol Bull 2003; 129:747769. 8. Ricciardelli LA, McCabe MP, Holt KE, Finemore JA. Biopsychosocial model for understanding body image and body change strategies among children. J Appl Dev Psychol 2003; 24:475-495. Çelik ve ark. 49 _____________________________________________________________________________________________________ 9. Lowe B, Zipfel S, Buchholz C, Dupont Y, Reas DL, Herzog W. Long-term outcome of anorexia nervosa in a prospective 21-year follow-up study. Psychol Med 2001; 31:881-890. 10. Steiger H, Gauvin L, Jabalpurwala S, Seguin JR, Stotland S. Hypersensitivity to social interactions in bulimic syndromes: relationship to binge eating. J Consult Clin Psychol 1999; 67:765-775. 11. Uzun Ö, Güleç N, Özşahin A, Doruk A, Özdemir B, Çalışkan U. Screening disordered eating attitudes and eating disorders in a sample of Turkish female college students. Compr Psychiatry 2006; 47:123-126. 12. Baş M, Aşçı HF, Karabudak E, Kızıltan G. Eating attitudes and their psychological correlates among Turkish late adolescents. Adolescence 2004; 39:593-599. 13. İlhan MN, Özkan S, Aksakal FN, Aslan S, Durukan E, Maral I. Bir tıp fakültesi öğrencilerinde olan yeme bozukluğu sıklığı. Türkiye’de Psikiyatri 2006; 8:151-155. 14. Çelikel FC, Cumurcu BE, Koç M, Etikan İ, Yücel B. Psychological correlates of eating attitudes in Turkish female college students. Compr Psychiatry 2008; 49:188-194. 15. Garner DM, Garfinkel PE. The eating atitude test: An index of the symptoms of anorexia nervosa. Psychol Med 1979; 9:273-279. 16. Savaşır I. ve Erol N. Yeme tutum testi: Anoreksiya nevroza belirtileri indeksi. Türk Psikoloji Dergisi 1989; 7:19-25. 17. Savaşır I, Şahin NH. Bilişsel-Davranışçı Terapilerde Değerlendirme: Sık Kullanılan Ölçekler. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları, 1997. 18. Hisli N. Beck Depresyon Envanterinin geçerliliği üzerine bir çalışma. Türk Psikoloji Dergisi 1988; 6:118-126. 19. Hisli N. Beck Depresyon Envanterinin üniversite öğrencileri için geçerlilik ve güvenilirliği. Türk Psikoloji Dergisi 1989; 7:3-13. 20. Liebowitz MR. Social phobia. Mod Probl Pharmacopsychiatry 1987; 22:141-173. 21. Soykan Ç, Özgüven HD, Gençöz T. Liebowitz Social Anxiety Scale: The Turkish Version. Psychol Rep 2003; 93:1059-1069. 22. Lewinsohn PM, Seeley JR, Moerk KC, StriegelMoore RH. Gender differences in eating disorders symptoms in young adults. Int J Eat Disord 2002; 32:426-440. 1993; 14:49-57. 25. Wilfley DE, Schreiber GB, Pike KM, Wright DJ, Rodin J, Striegel-Moore RH. Eating disturbance and body image: A comparison of and community sample of adult black and white women. Int J Eat Disord 1996; 20:377-387. 26. Wildes JE, Emery RE. The roles of ethnicity and culture in the development of eating disturbance and body dissatisfaction: A meta-analytic review. Clin Psychol Rev 2001; 21:521-551. 27. Kuğu N, Akyüz G, Doğan O, Ersan E, İzgiç F. The prevalence of eating disorders among university students and the relationship with some individual characteristics. Aust N Z J Psychiatry 2006; 40:129-135. 28. Tozun M, Ünsal A, Ayrancı U, Arslan G. Prevalence of disordered eating and its impact on quality of life among a group of college students in a province of west Turkey. Salud Publica Mex 2010; 52:190-198. 29. Vardar E, Erzengin M. The prevalence of eating disorders (EDs) and comorbid psychiatric disorders in adolescents: A two-stage communitybased study. Turk Psikiyatri Derg 2011; 22:205212. 30. Dare C, le Grange D, Eisler I, Rutherford J. Redefining the psychosomatic family: family process of 26 eating disorder families. Int J Eat Disord 1994; 16:211-226. 31. Grigg DM, Friesen JD, Sheppy MI. Family patterns associated with anorexia nervosa. J Marital Fam Ther 1989; 15:29-42. 32. Steiger H, Stotland S, Trottier J, Ghadirian AM. Familial eating concerns and psychopathological traits: causal implications of trans-generational effects. Int J Eat Disord 1996; 19:147-157. 33. Clopton JR, Haas HL, Kent JS. Family dynamics. JJ Robert-McComb (Ed.), Eating Disorders in Women and Children: Prevention, Stres Management, and Treatment. Boca Raton: CRC Press, 2001, p.165-177. 34. İzmir M, Erman H, Canat S. Ankara’da üç değişik okulda uygulanan yeme tutumu testi sonuçlarının değerlendirilmesi. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 1994; 1:70-74. 35. Ünsal A, Ayrancı Ü, Arslan G. Kütahya, Türkiye’deki erkek ve kız öğrenciler arasındaki depresyon ve yeme bozuklukları arasındaki ilişki. Anadolu Psikiyatri Derg 2010; 11:112-119. 23. Striegel-Moore RH, Dohm FA, Kraemer HC, Taylor CB, Daniels S, Crawford PB, et al. Eating disorders in white and black women. Am J Psychiatry 2003; 160:1326-1331. 36. Ahrén JC, Chiesa F, Koupil I, Magnusson C, Dalman C, Goodman A. We are family--parents, siblings, and eating disorders in a prospective total-population study of 250,000 Swedish males and females. Int J Eat Disord 2013; 46:693-700. 24. Abrams KK, Allen LR, Gray JJ. Disordered eating attitudes and behaviors, psychological adjustment and ethnic identity: A comparison of black and white female college students. Int J Eat Disord 37. Demir T, Demir DE, Kayaalp ML, Büyükkal B. Yeme bozukluğu olan ergenlerin sosyodemografik, ailesel ve kişisel özellikleri. Turk Psikiyatri Derg 1998; 9:257-264. Anadolu Psikiyatri Derg 2016; 17:42-50 50 Kadın üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğunun yaygınlığı ve etkileyen etkenler _____________________________________________________________________________________________________ 38. Leon GR, Fulkerson JA, Perry CL, Keel PK, Klump KL. Three to four year prospective evaluation of personality and behavioral risk factors for later disordered Eating in adolescent girls and boys. J Youth Adolesc 1999; 28:181-196. 39. Sim LA, Lebow J, Billings M. Eating disorders in adolescents with a history of obesity. Pediatrics 2013; 132:1026-1030. 40. Santonicola A, Siniscalchi M, Capone P, Gallotta S, Ciacci C, Iovino P. Prevalence of functional dyspepsia and its subgroups in patients with eating disorders. World J Gastroenterol 2012; 18:4379-4385. 41. Ng IS, Cheung KC, Chou KL. Correlates of eating disorder in middle-aged and older adults: evidence from 2007 British National Psychiatric Morbidity Survey. J Aging Health 2013; 25:1106-1120. 42. Pinhas-Hamiel O, Levy-Shraga Y. Eating disorders in adolescents with type 2 and type 1 diabetes. Curr Diab Rep 2013; 13:289-297. 43. Polat A, Yücel B, Genç A, Meteris H. Bir grup üniversite öğrencisinde yeme davranışı özellikleri. Nöropsikiyatri Arşivi 2005; 42:5-8. 44. Erol A, Toprak G, Yazıcı F. Üniversite öğrencisi kadınlarda yeme bozukluğu ve genel psikolojik belirtileri yordayan etkenler. Turk Psikiyatri Derg 2002; 13:48-57. 45. Killen JD, Taylor CB, Hayward C, Wilson DM, Haydel KF, Hammer LD, et al. Pursuit of thinness and onset of eating disorder symptoms in a community sample of adolescent girls: a three year prospective ananlysis. Int J Eat Disord 1994; 16:227-238. Anatolian Journal of Psychiatry 2016; 17:42-50 46. Attie I, Brooks Gunn J. Development of eating disorders in adolescent girls. A longitudional study. Dev Psychol 1989; 25:70-79. 47. Godart NT, Perdereau F, Rein Z, Berthoz S, Wallier J, Jeammet P, et al. Comorbidity studies of eating disorders and mood disorders. Critical review of the literature. J Affect Disord 2007; 97:37-49. 48. Garfinkel PE, Kennedy SH, Kaplan AS. Views on classification and diagnosis of eating disorders. Can J Psychiatry 1995; 40:445-456. 49. Holtkamp K, Muller B, Heussen N, Remschmidt H, Herpetz-Dahlmann B. Depression, anxiety, and obsessionality in long term recovered patients with adolescent-onset anorexia nervosa. Eur Child Adolesc Psychiatry 2005; 14:106-110. 50. McGee BJ, Hewitt PL, Sherry SB, Parkin M. Flett GL. Perfectionist self-presentation body image, and eating disorder symptoms. Body Image 2005; 2:29-40. 51. Ewell F, Smith S, Karmel MP, Hart D. The sense of self and its development: A framework for understanding eating disorders. L Smolak, MP Levine, R Striegel-Moore (Eds.), The Developmental Psychopathology of Eating Disorders: Implications for Research, Prevention, and Treatment. Mahwah: Lawrence Erlbaum, 1996, p.107133. 52. Godart NT, Flament MF, Perdereau F, Jeammet P. Comorbidity between eating disorders and anxiety disorders: A review. Int J Eat Disord 2002; 32:253-270.