Apoptosiz ve Kanser

advertisement
Apoptosiz ve Kanser
• Habis tümör, selim tümörün sinyal ileti yolundaki düzensizliği
sonucu dönüşümüyle oluşabilir.
• Sinyal iletiminde hücre dışı sinyali hücre cevabına dönüştüren
sinyal kademe dizilerinde (“cascade”) aktivite gösteren çok
sayıda protein bulunmaktadır.
• Kanserde anormal sinyal iletimi çoğu kez hücre çoğalmasını
aktive eden onkogenler ve hücre bölünmesini durduran tümör
baskılayıcı genlerle ilişkili olabilir.
• Kanser hücresi sinyal iletisinde iki anahtar protein rol
oynamaktadır;
– tümör baskılayıcı proteinler Retinoblastoma (rb) ve p53
Apotosis ve Kanser
• Rb çocukluk çağı göz tümörü olan retinoblastomadan sorumlu
gen olarak tanımlanmıştır.
• Ayrıca yaygın insan kanserlerinin çoğunda rol oynadığı da
saptanmıştır.
• Rb, tümör baskılayıcı gen için bir prototiptir.
• p53 proteini bir transkripsiyon faktörüdür ve bozulması
durumunda yaklaşık %50-55 insan kanserlerinin oluşum
etkenidir.
• p53 apoptosizi başlatmak veya engellemek üzere hücre
döngüsünde kontrol noktasında iş görür.
Fosfarlanmamış Rb, E2F
tarafından kontrol edilen
genlerin transkripsiyonunu
baskılamak üzere, E2F’ye
bağlanır. Rb’nin G1’in
sonunda Cdk4, 6 siklin D
kompleksleri tarafından
fosforillenmesi E2F’den
ayrılmasına neden olur.
Hücre döngüsünün
ilerlemesi için gerekli
proteinleri kodlayan hedef
genlerinde anlatımını
uyarır.
DNA hasarı hücre içi p53 düzeyinde bir
artışa neden olur ve o da Cdk inhibitörü
p21’i kodlayan genin transkripsiyonunu
başlatır. Cdk/siklin komplekslerine
bağlanarak hücre döngüsü ilerleyişini
durdurmasının yanı sıra p21, doğrudan
DNA polimerazın bir alt birimi ile
birleşerek (PCNA) DNA sentezini
durdurur.
Telomerler Senesens ve Kanser
• Telomeraz telomerik DNA’ya
tamamlayıcı ve enzim
kompleksinin bir parçası
olarak kendine ait bir RNA
molekülü taşır. Telomerik
DNA’nın çıkıntılı ucu öncü
ipliğin bir tekrar birimi kadar
uzaması için kalıp görevi
yapacak olan telomeraz
RNA’sına bağlanır.
Telomeraz ve Kanser
• Somatik hücrelerin çoğu telomer boyutunu korumak
için yeterli miktarda telomeraza sahip değildir.
• Telomerazın hızlı sentezi telomer kısalmasını önler ve
böylece kültüre edilmiş hüclerin bölünmesini sonsuz
olmasına izin verir.
• İnsan tümörlerinin %90 oldukça aktif telomeraza
sahiptir.
• Telomerazın inhibisyonu kanser tedavisinin en önemli
konusunu oluşturmaktadır.
Telomeraz ve Kanser
Somatik hücrelerin
çoğunda yeterli
telomeraz
bulunmaz.
Çoğalmayla birlikte
telomerlerin boyu
kısalır kritik boya
geldiğinde senecens
için sinyal gönderir.
Kanserli hücrede
telomeraz aktif
şekilde çalışır ve
senesens sinyal
iletimi atlanarak
hücre sürekli
bölünmesine davam
eder.
Telomeraz İnhibisyonu ve Kanser
•
A) Telomerazın inhibisyonu tümör boyutu üzerine hızlı bir şekilde etkisi
olmayabilir. Telomeraz inhibitörü varlığında telomerler kısalmasına rağmen
tümör boyutu kanser hücre topluluğunda telomerlerin boyutunun artan
DNA hasar sinyaline ya da uçların birleşmesine neden olacak kısalığa
ulaştığında küçülebilir.
•
B) Kanser hücrelerinin kemoterapisi tümör boyutunu küçültür fakat
telomer boyu üzerine etki etmez. Bu nedenle kalıntı kanser hücreleri
çoğalmaya devam eder ve terapiye dirençli hale gelir.
•
C) Kemoterapi ve telomeraz terapisi herikisi birlikte uygulandığında
boyutta küçülme ve telomer kısalığı sağlanabilir. Nadir kanser kök hücreleri
sessiz kalsalar bile sonunda tümörün büyümesi için çoğalacaklardır. Toksik
olmayan veya çok az toksik dozda telomeraz inhibitörü kullanılması
telomeraz pozitif kanser hücrelerini etkileyecek ve apoptosize neden
olacaktır.
Tümör virusları
İnsan Kanserlerinde
Onkogenler
•İnsan tümörlerinde hücresel
onkogenlerin etkinliği ilk kez 1981
yılında keşfedilmiştir.
•İnsan mesane kanseri
hücrelerinden elde edilen DNA’nın
kültür ortamında fare hücrelerini
etkin biçimde transforme etmesiyle
insan tümörlerinin de biyolojik
açıdan aktif hücresel onkogen
içerdiği gösterilmiştir.
•İlk tanımlanan insan onkogeni
Harvey Sarkom Virusunun insan
homoloğu olan rasH onkogenidir.
•Ras genleri barsak kanserlerinin
%50’sinde akciğer kanserlerinin
%25’inde rol oynar.
İnsan Kanserlerinde
Onkogenler
•Normal hücrelerde
ras genleri bulunmaz,
tümör gelişimi
sırasında gerçekleşen
mutasyonlar
sonucunda tümör
hücrelerinde ortaya
çıkar
Tümör Baskılayıcı
Genler
• Tümör gelişimi ile ilgili iki temel
genetik değişikliğin birincisi
hücresel onkogenlerin aktivasyonu,
diğeri ise tümör baskılayıcı genlerin
inaktivasyonudur.
• Normal hücrelerin tümör hücreleri
ile birleştirilmesiyle iki hücreden de
gelen kromozomları içeren hibrid
hücreler tümör oluşturma
yeteneğine sahip değildir.
• Normal hücreden gelen genlerin
tümör oluşumunu baskıladığı
düşünülmüştür.
• Bu genlerin moleküler düzeyde
tanımlanması insan kanserlerinin
analizi ile gerçekleşmiştir.
Ailesel
olmayan
Ailesel
Download