ÇANAKKALE VE TÜM ŞEHİTLERİ ANMA TÖRENİ : Okulumuz yönetici, öğretmenler ve öğrencilerin katılımıyla Çanakkale ve tüm şehitleri anma töreni 18 mart 2014 günü okulumuz salonunda yapıldı. Anma töreni önce Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimiz anısına saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başlandı. Okulumuz Türk dili ve edebiyat öğretmenleri Feride Tekcan ve Muhammet Uçar koordinesinde hazırlanan programı okulumuz öğrencileri 11-A Elif Nisa CanPolat, 11-A M.Furkan Çiçekdağı,9-A Özge Gürcan, 9-B Sınıfı İrem Dost,9-C Sınıfı Sümeyye Solmaz, 10-B Sınıfı Dilruba Taşdemir ve 10-C sınıfı Elif Ebrar Aydın’ın hazırlamış olduğu proğram tüm katılımcılara sunuldu. Okul müdürü Mehmet yılmaz Çanakkale ve şehitlerin anısına ve tüm şehitlerimizin vatan uğruna vermiş olduğu mücadele ve mücadele sonunda vatan uğruna şehit düşen yüce insanların büyük fedakârlıklarını anlatan bir konuşma yaptılar. Öğrencilerin Çanakkale ve tüm şehitleri anlaya bilmesi için İslam ve Türkün tarihini bilmesinin ne derece önemli olduğu üzerine vurgu yapmıştır. Çanakkale Şehitlerini anmak bizim için tarihi görev ve sorumluluktur. Çanakkale Şehitlerini anmak için önce Çanakkale Savaşı, Türk askerinin gerektiğinde yurdunun ve ulusunun özgürlüğü için canını seve seve verebileceğinin en büyük kanıtıdır. Çanakkale Savaşı, bir ulusu yok etme planının ilk aşamasıydı. Ancak, Mustafa Kemal Atatürk , askerlerine “Ben size hücum etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum” diyerek kendisi de en ön saflarda savaştı. Kazanılan zaferle bir ulus yok olmaktan kurtuluyordu, Bu bakımdan Çanakkale Savaşı tarihimizin en önemli savaşlarından biridir. Çanakkale İngiltere ve Fransa, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına sahip olup müttefikleri Rusya’ya yardım etmek istiyorlardı, Eğer boğazları ele geçirecek olurlarsa, Osmanlıyı tek taraflı bir barış antlaşmasına razı edeceklerdi, 1 İstanbul’un ele geçirilmesi Osmanlı ve Avrupa’daki tarafsız devletler için manevi bir baskı ve yıkım olacaktı. Tarafsız ülkeler, bu başarı karşısında İngilizlerin ve Fransızların yanında yer alacaklardı. “Denizlere hâkim olan, dünyaya hâkim olur.” düşüncesiyle hareket eden İngilizler, ellerindeki donanmanın boğazları ele geçirmek için yeterli olacağına inanıyorlardı. Tarihinde hiçbir yenilgi almamış olan İngiliz donanması, Fransa’nın da desteğini alarak silah ve teknoloji bakımından eşsiz bir güç hâline gelmişti. Bu donanmayı durdurabilecek bir güç düşünülemezdi. Özellikle yıpranmış, teknolojisi zayıf, silahlan yetersiz, parçalanmakta olan Osmanlının bu deniz gücüyle baş etmesi olanaksızdı. Eğer savaşı kazanıp boğazları ele geçirebilirlerse, sömürgeleri olan diğer devletler hiçbir zaman İngiltere’yi rahatsız edemeyecekti. Bu düşüncelerle İngiltere, 28 Ocak 1915 tarihinde Osmanlı Devleti’ne karşı savaşmaya karar verdi. Bu karara Fransa da katıldı. İngiliz donanması, 19 Şubat 1915′te deniz harekâtına başladı 13 Mart 1915′e kadar düşman gemileri Türk siperlerini bombaladı Ancak Türk askerinin kahramanca karşı koyması, boğazları geçmenin kolay olmayacağını gösteriyordu. 18 Mart sabahı düşman gemileri Çanakkale Boğazı’nda görüldü, Rumeli Mecidiye Tabyası, Namazgâh Tabyası ve Hamdi’ye Tabyası, düşman gemileri tarafından yoğun topçu ateşine tutulmuştu. Rumeli merkez tabyaları çok yoğun topçu ateşi altındaydı Top mermilerinin pek çoğu tabyaların içine düşmüş, yangınlar çıkmış, telefon hatları bozulmuş ve askerlerimiz şehit olmuştu. Nusret adlı mayın gemimizin Çanakkale Boğazı’na döşediği mayınlara çarpan İngiliz ve Fransız savaş gemileri battı. Bir bölümü de Türk topçusunun isabetli atışlarına hedef olarak battı Akşama doğru düşmanlar, gemilerinin çoğunu kaybetmiş ve yenilmiş olarak geriye çekildiler, Türk askeri, denizdeki savaşı kazanmış, tarihe Türk’ün inanılmaz azmini ve zaferini yazdırmıştı. Bu savaşların sonunda denizden boğazları geçemeyeceğini anlayan düşman kuvvetleri, bu defa karadan boğazı geçmek için saldırı hazırlıklarına başladı, İtilaf kuvvetlerinin 25 Nisan 1915 tarihinde Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan, Kanada gibi sömürge ülkelerinden getirdikleri binlerce asker, Türk askerine karşı savaştı, Düşman birlikleri, tamamen emperyalist duygularla saldırıyor, Türk ordusu ise var gücüyle ülkesini korumak için meşru savunmasını yapıyordu, Çanakkale’de tarihin en kanlı savaşlarından biri yapılıyordu. Atatürk’ün kumandasındaki Türk ordusu 250 000 şehit vererek Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı ve Ağıldere’de düşmanı yenmiş ve bir destan yazmıştı. Türk ulusu, Çanakkale’de “Beni asla esir edemezsiniz. Ben hep Özgür kalacağım!” diye tüm 2 dünyaya haykırmıştı, Savaşın en zorlu anında Atatürk, askerlere “Ben, size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamanda yerimize başka kuvvetler, başka kumandanlar geçebilir,” diyerek savaşın kazanılmasının Türk ulusu için ne kadar önemli olduğunu belirtiyordu. Bu emri duyan Türk askeri, canıyla, kanıyla, etiyle, kemiğiyle düşmanın üzerine atılıp gövdesini siper etmiş, yine de yurdunu düşmana çiğnetmemiştir. 250 000 şehidimizin yattığı Çanakkale’de binlerce düşman askeri, Türk askeri ile yan yana yatmaktadır. Atatürk, düşmanı da olsa Türk’ün asil ruhu ile haksız yere yurdumuza saldıran ve ölen düşman askerlerine ve 3 ailelerine şöyle seslenmiştir: “Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı siliniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur İçindedirler. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra. Artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Harp tarihimizde özel bir yeri olan Çanakkale Savaşı aynı zamanda Atatürk gibi bir komutanı hem bizim hem de dünyanın tanımasına sebep olmuştur. Yok, edilmek istenen bir ulusun Atatürk’ün komutasında şahlanarak düşmanlarına karşı koyması bakımından Türk ulusu için büyük öneme sahip olan bu savaşı çocuklarımıza anlatmalıyız Çanakkale Savaşları’nın ilki olan Çanakkale Deniz Zaferi 18 Mart 1915′te kazanılmıştır. Bizler de her yıl 18 Mart günü bu zaferi kutlar, bu ulus ve vatan için canlarını veren şehitlerimizi hatırlar onlara layık birer Türk olmak için çalışacağımıza ant içerek onları minnet ve şükranla anarız. Programda görev alan öğrencilerimizde şehitlik ve gazilik ile ilgili şiir ve konuşmalar yapmış oldular. 4