Yorgancılar: Sanayide çarkları yağlama zamanı Yorgancılar: Sanayide çarkları yağlama zamanı Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, sanayi üretiminde 32 ay sonra yaşanan daralmanın kalıcı hale gelmesinden endişe ettiklerini belirterek, bu olasılığın gerçekleşmesi halinde büyümenin daha da gerileyerek işsizliği de artıracağına dikkat çekti. Gelinen noktada bugüne kadar uygulanan daraltıcı para politikasının yanında maliye politikasının da rolü olduğunu vurgulayan Yorgancılar, zamlar ve vergi artışları konusunda yaptıkları uyarıların dikkate alınmadığını, bu yöntemle bütçe gelirleri artırılmaya çalışılırken yavaşlayan ekonominin buna imkan vermesinin güçleştiğini söyledi. Yorgancılar, “Olumsuz küresel gelişmeler nedeniyle sanayicinin iç talebin ardından daralan dış talep süreciyle karşılaşması olasılığı artmıştır. Bu, büyümeyi pozitif oranlarda tutan dış talebin de devreden çıkması anlamına gelebilecek ve sanayide çarklar iyice yavaşlayacaktır. Bu sürecin panzehiri; bankaların kredi faizlerini aşağıya çekmesinin getirebileceği iç talep canlanması ile Hükümetin yatırımlar yanında üretimi destekleyici bazı ilave mali önlemleri hayata geçirmesi olacaktır. Mevcut ekonomik portre seyretmek değil, yeni bir şeyler söylenmesi ve yeni bir şeyler yapılması gereğine işaret etmektedir” dedi. İstihdam referanslı dizayn EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, büyümenin öncü göstergesi olan sanayi üretim endeksinin 2011 yılı Ağustos ayına göre yüzde 1,5, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeksin ise Temmuz ayına göre yüzde 2,3 azaldığını belirtirken, özellikle imalat sanayi sektöründe görülen yüzde 2,6 oranındaki gerilemenin üzerinde durulması gerektiğini vurguladı. Bu gelişmeyi öngördüklerini, sanayinin desteklenmesi açısından öncelikle faiz politikasının, ardından da maliye politikasının değiştirilmesi gereğine ilişkin görüşlerini kamuoyu ile sürekli paylaştıklarını ifade eden Ender Yorgancılar, şöyle konuştu: “Sesimize yeterince kulak verilmedi. İleri ve geri bağlantıları yüksek olan yani hem çok sayıda sektörden girdi alan, hem de çok sayıda sektöre girdi veren otomobil ve mobilya ve makine üretiminde görülen çift haneli üretim gerilemesi ise endişeleri daha da artırmaktadır. Ekonomi politikasında ilgili birimlerin bir araya gelerek büyüme ve istihdam referanslı yeni bir dizayn yapmaları gerekmektedir. Bu çerçevede Orta Vadeli Ekonomik Program yetersiz kalabilecektir.” Yorgancılar ayrıca, 2011 yılının ilk sekiz ayında sanayide üretim artışı yüzde 9,6 iken 2012 yılının aynı döneminde yüzde 2,6 olarak gerçekleşmesinin ardından, yılın geri kalan bölümünde ekonomideki yavaşlamanın daha da belirginleşeceğine dikkat çekti. Buna bağlı olarak sanayi sektöründe üretimin gerilemeye devam edeceği endişesini hafifletecek önlemlere ihtiyaç olduğunu söyledi. Ara konjonktür stratejisi AB ülkelerine yönelik ihracatın azalmasını tolere eden komşu ülkelere ihracat artışının da sürdürülebilir olmaktan çıktığını vurgulayan Yorgancılar, bugüne kadar para politikasının üstlendiği fren yapma görevini artık maliye politikasının üstlendiğine işaret etti. Ender Yorgancılar, Eylül ayında sanayi sektörü kapasite kullanım oranının 2011 yılında yüzde 76.2 iken bu yıl yüzde 74’e olarak gerçekleştiğini de belirtirken, bir “ara konjonktür” stratejisine ihtiyaç olduğunu gündeme getirerek şu önerilerde bulundu: 1. Daraltıcı para, genişletici maliye politikaları yerini genişletici para, daraltıcı maliye politikalarına bıraktı. Maliye bütçe dengelerini iyileştirmeyi gelirleri artırarak değil, harcamaları yavaşlatarak sağlamalıdır. Ayrıca kayıtdışının üzerine gidilmelidir. 2. Merkez Bankası’nın gecikerek de olsa parasal genişleme önlemleri ile büyüme yönlü hale gelen politikalarını daha da güçlendirmesi gerekiyor. Bu bağlamda faiz koridorunun daraltılarak fiiliyatta zaten makul düzeylere gerilemiş olan faizlerdeki düşüşün kredilere yansıması sağlanmalıdır. Bu noktada görev biraz da kredi faizlerini düşürmesi gereken bankalara düşmektedir. 3. Mevcut konjonktürde yatırım harcamalarının artmasını beklemek anlamlı görünmüyor. İç talep artışı yatırım artışı için en önemli faktör olarak görünüyor. Bu da özel tüketim artışını sağlayacak önlemlerin devreye sokulması gereğine işaret ediyor. 4. OVP’deki kur hedefleri sanayicilerimiz ve ihracatçılarımız açısından ümit vaat etmiyor. Enflasyonun oldukça gerisinde kalması öngörülen kur artışları dış kaynak kullanımını özendirme ve bu da kurlarda gerileme riski yaratıyor. Girdi maliyetleri zamlar ve vergilerle artan sanayicimiz bu kur hedefleri ile ithal girdiye yönelebilecek, bu da düşük büyüme yüksek cari açık gibi olumsuzluğu beraberinde getirecektir. Merkez Bankası tarafından talep çekişli enflasyon baskısı beklenmediği dikkate alınarak gerçekçi kurdan taviz vermemelidir. 5. “Girdi Tedarik Stratejisi” bir an önce hayata geçirilmelidir.