ÇA*DA* B*L*M

advertisement
ÇAĞDAŞ BİLİM
Galileo ve Newton’un temellerini attığı fikirler 200 yıl boyunca yapılan
teorik çalışmalarla desteklendi. Önerilen fikirlere yenileri ilave oldu.
Bu arada teorilerin eksik yanları da ortaya çıkmaya başladı.
Özellikle 19. yy ortalarında fizik biliminde çelişkiler kendini
göstermeye başladı.
x-ışını
elektron
radyo-aktivite
radyum
kuantum
relativite
Konusunda yapılan yeni çalışmalar eski teorilerin gözden geçirilmesi
gerektiğini ve herşeyin tartışmasız kabul edilemeyeceğini gösterdi.
20. yüzyıl
• 20.YÜZYIL DEVRİMİ. 19. yüzyılın sonunda, doğaya bütünüyle
egemen olma düşü hemen hemen gerçekleşmiş gibi görünüyordu.
Ama bu iyimser güvenin gerçekçi olmadığı kısa sürede ortaya çıktı.
Atomların saldığı ışınımların , bilinen mekanik ilkelerle açıklanması
gitgide güçleşiyordu. Daha da önemli bir sorun, fiziğin, varlığının
gösterilmesi bir türlü olanaklı olmayan bir maddenin, esirin,
hipotetik niteliklerine gün geçtikçe artan bir biçimde bağımlı
duruma gelmesiydi.
• On yıl gibi kısa bir süre içinde (1895-1905) bu ve buna benzer
sorunlar doruğa ulaştı ve 19. yüzyılın büyük çabalarla oluşturduğu
mekanikçi sistemin yıkılmasına yol açtı. X ışınlarının ve
radyoaktifliğin bulunması, atom yapısının sanıldığından çok daha
karmaşık olduğunu ortaya çıkardı.
20. yüzyıl
• Max Planck'ın ısıl ışınım problemine getirdiği çözüm, enerji
kavramına, klasik termodinamikle açıklanması olanaksız bir
kesiklilik niteliği kazandırıyordu. Bütün bunlardan daha
kaygılandırıcı bir gelişme, Albert Einstein'ın 1905'te ortaya
attığı özel görelilik kuramı oldu.
• Bu kuram, esir kavramını ve bu kavrama dayalı fiziği tümden
yıkmakla kalmıyor, fiziği, olguların gözlenmesi yerine
olgularla gözlemciler arasındaki ilişkilerin incelenmesi
biçiminde yeniden tanımlıyordu. Gözlenen olayın
gözlemcinin olaya göre hızına ve bulunduğu yere bağlı
olduğu ortaya çıkıyor, mutlak uzay kavramının bir kurmaca
olduğu anlaşılıyordu.
20. yüzyıl
•
Fiziğin temelleri parçalanıp yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Fizikteki bu çağdaş devrim,
henüz bilim tarihi açısından bütünüyle özümsenmiş değildir. Şu kadarı söylenebilir ki, bilim
20. yüzyıl başlarında bütün bu sorunlarla, ancak eskisinden bütünüyle farklı yeni bir fizik
oluşturarak başa çıkabilmiştir. Bu fizikte artık mekanik modellere yer yoktur, çünkü örneğin
ışık gibi kimi süreçler için çelişkisiz bir model oluşturmak olanaksızdır. Artık fiziksel gerçekliğin
kesinlikle bilinebileceğinden değil, ancak bazı ölçümlerin yapılabilmesi olasılığından söz
edilebilir. Bütün bunlara karşın 20. yüzyıl biliminin gerçekten şaşılacak başarılar elde
ettiğinden kuşku duyulamaz. Yeni fizik (görelilik, kuvantum mekaniği, parçacık fiziği)
sağduyuya aykın düşen sonuçlara varmış gibi görünse de, fiziksel gerçekliğin sınırlarına ulaşıp
bunları incelemeyi olanaklı kılmıştır. Geliştirilen aygıtlar ve ulaşılan matematiksel yetkinlik
sayesinde temel (atomaltı) parçacıklar kolaylıkla gözlenip denetlenebilmekte, evrenin
oluşumunun ilk anları canlandınlabilmekte, bütün evrenin yapısı ve geleceği
seçilebilmektedir. Fizikteki devrim kimyayı ve biyolojiyi de etkilemiştir. Böylece atomlarla
moleküllerin ve hücrelerle bunların genetik yapılarının akla hayale gelmez ölçülerde
denetlenebilmesi olanakları ortaya çıkmıştır. Günümüzde moleküllerin isteğe uygun olarak
biçimlendirilmesi basit bir işlem haline gelmiştir. Genetik mühendisliği evrim sürecine etkin
olarak müdahale olanağı sağlamış; canlı organizmalar, insan da dahil olmak üzere, özel
amaçlara uygun olarak biçimlendirme gündeme gelmiştir.
ÇAĞDAŞ BİLİM
• Kuantum Teorisi: Madde ve enerjinin temel birimleri ile ilgilidir. MaxPlanck’ın (1858-1947) çalışmaları ile geçerliliği ispat edilmiştir.
• İngilizce'de quantum (Latince: 'quantus', "ne kadar") olarak kullanılan
terim, kuramın belirli fiziksel nicelikler için kullandığı kesikli birimlere
gönderme yapar. Kuantum mekaniğinin temelleri 20. yüzyılın ilk yarısında
Max Planck, Albert Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin
Schrödinger, Max Born, John von Neumann, Paul Dirac, Wolfgang Pauli
gibi bilim adamlarınca atılmıştır. Belirsizlik ilkesi, anti madde, Planck
sabiti, kara cisim ışınımı, dalga kuramı, alan teorileri gibi kavram ve
kuramlar bu alanda geliştirilmiş ve klasik fiziğin sarsılmasına ve
değiştirilmesine sebep olmuştur.
• Mutlak Görecelik-Relativite Teorisi : Hızlı hareket eden kütlelere ve geniş
uzaysal ilişkilere yöneliktir ve Albert Einstein (1879-1955) tarafından öne
sürülmüştür.
1900
• Mendel yasalarının doğruluğu deneylerle kanıtlandı. 1822′de
Avusturya’da doğan Gregor Mendel 1856 yılında kalıtımla ilgili
çalışmalarına başlamıştı. Bezelyelerle yaptığı deneyler sonunda
kalıtmın yasalarını ortaya atan Mendel, kalıtım bilimin (genetiğin)
doğmasına olanak sağlamıştır.
• İlk radyonun yapılışı. Elektromanyetik dalgaların varlığını 1864 yılında
James Clerk Maxwell ortaya koymuştu. Guglielmo Marconi’yse dalgaları
ilkin 9 m, sonra da 275 m ve 3 km’lik uzaklıklara iletmeyi başardı. 1901′de
de Atlas Okyasu’nun ötesine ilk mesajını ulaştırdı.
• Günümüzde Planck Sabiti olarak adlandırılan eylem kuantumunu, Alman
fizikçi Max Planck buldu. Işıma olgusunda enerjinin sürekli biçimde değil,
enerji paketleri biçiminde kesikli olarak ortaya çıktığı varsayımını yapan
Planck, her biri belirli bir enerji miktarını içeren paketlere kuantum adını
verdi ve bir kuantumun enerjisinin ışınımın frekansıyla orantılı olduğunu
öne sürdü. Bu teori fizikte bir devrim niteliği taşıyordu ve 20. yüzyıla
damgasını vuran kuantum mekaniğinin başlangıcı oldu.
1901
• Karl Landsteiner, alyuvarlarda hücre zarının dış katmanına
yapışan antijen adlı bir maddenin türüne bağlı olarak
insanda en az üç temel kan grubu olduğunu gösterdi; bu
grupları A, B ve 0 olarak adlandırdı. Bir yıl sonra da A ve B
antijenlerinin ikisini birden taşıyan AB grubu bulundu.
• Emekli bir Alman subayı olan Ferdinand Zeppelin’in
tasarladığı hava gemisi “Zeplin”lerden ilki 2 Temmuz’da
Almanya’da Friedrichshafen yakınlarında bir göldeki yüzer
hangardan havalandı- Sivil havacılıkta ve yolcu
taşımacılığında büyük başarılar elde edecek olan bu araçlar,
uçaklarla rekabete dayanamayıp gelecekte göklerden
silinecekti.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
1902-1910
1902 ABD’li genetik bilgini Walter Sutton, Columbia’da öğrenciliği sırasında
kromozomların kalıtsal bilgiyi taşıdığını ve ayrı çiftler halinde bulunduğunu ilk kez ortaya
koymuş. Sonraki yıllarda yaptığı çalışmalarla kalıtımla ilgili kromozom kuramının temelini
atmıştır.
1903 Orville Wright ve Wilbur Wright, ilk motorlu uçağı uçurdular
1905 Einstein, Brown hareketini matematiksel olarak analiz etti.
1905 Einstein, fotoelektrik etkiyi , Relativite kuramını ve Kütle-Enerji Korunumu Yasasını
açıkladı.
1906 Charles Barkla, her elementin kendine özgü bir X ışını olduğunu ve bu X ışınlarının
nüfuz etme derecesinin, elementin atom ağırlığına bağlı olduğunu buldu.
1906 Frederick Hopkins, vitaminlerin varlığını ve vitamin eksikliğinin iskorbüt ve kemik
hastalığına neden olduğunu ileri sürdü.
1906 Mikhail Tsvett, organik bileşiklerin ayrılması için Kromatografi Tekniğini buldu.
1906 Walther Nerst, mutlak sıfır sıcaklık derecesini ifade eden Termodinamiğin 3. yasasını
formüle etti.
1907 Einstein, Gravitasyon Denge İlkesini ve Eylemsizlik İlkesini açıkladı.
1908 Hans
Geiger ve Ernest Rutherford, Geiger Sayacını buldular.
1909 Rutherford ve Royds alfa parçacıklarının çift iyonize helyum atomlu olduğunu
gösterdiler.
1910 Einstein ve Marian Smoluchowski, bir gazadaki düzensiz değişimleri ifade eden ve
yoğunluğa bağlı azalmayı gösteren Einstein-Smouchowski Formülünü buldular.
1911-1920
• 1911 Kammerlingh Onnes, süperiletkenliği keşfetti.
• 1912 Debye, metal olmayan katılar için ısı kapasitesinin, düşük sıcaklık için,
T-küp Kanunu ifade etti.
• 1913 Niels Bohr, Modern Atom Kuramını sundu.
• 1913 Millikan, temel elektrik yükü birimini ölçtü.
• 1913 Baba-oğul Bragg lar güçlü X-ışın yansıması için Bragg Koşulunu buldu.
• 1914 Rutherford, pozitif yüklü atom çekirdeklerinin proton içerdiğini öne
sürdü.
• 1915 Einstein, Genel Görelilik Kuramını tanımladı.
• 1915 Sommerfeld, Bohr Atom modelini geliştirdi.
• 1916 Lewis ve Langmuir , kimyasal bağ kuramını ortaya koydular
• 1917 Paul Langevin, ses yankı sistemini geliştirdi.
1921-1927
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
1921 Edward Mellanby, D vitaminini buldu ve yokluğunun raşitizm hasatlığına yol açtığını
gösterdi.
1922 Fransız fizikçi Louis de Broglie, ışığın hem dalga hem de parçacık davranışı gösterdiğini
kanıtlayan deneysel bulgulardan yola çıkarak, parçacıkların da parçacık özelliklerine ek olarak
dalga özelliklerine sahip olabileceği düşüncesini ileri sürdü.
1923 Arthur Compton, X ışınlarının elektronlarla çarpışması durumunda dalgaboylarının
değiştiğini belirleyerek bunun nedenini açıkladı. Bu buluş, elektromanyetik dalgaların hem
dalga hem de parçacık niteliği taşıyan ikili yapısına ilişkin görüşü doğrulamıştır.
1924 Satyendra Bose ve Albert Einstein , Bose-Einstein İstatistiğini sundular
1924 Wolfnang Pauli, Kuantum Dışlama İlkesini buldu.
1925 Teodor Svedberg, moleküler ağılıkların belirlenmesinde devrim olan ultra-santrifüjü
geliştirdi.
1926 Enrico Fermi, spin istatistik bağlantısını buldu.
1926 bilim adamı Robert Goddard ilk başarılı roket deneyini gerçekleştirdi. Massachussets’e
bağlı Auburn kenti yakınlarında bir çiftlikte gerçekleştirdiği deneyde, Goddard’m bir rampadan
ateşlediği sıvı yakıtlı roket 30 m yükseldi ve 2,5 saniye havada kalarak 60 metre yol aldı.
1926 Erwin Schrödinger Kuantum Dalga Mekaniğini formüle etti.
1926 James Sumner, üre enziminin bir protein olduğunu gösterdi.
1926 Paul Dirac, Fermi-Dirac İstatistiğini tanıttı.
1927 Maw Born, dalga fonksiyonlarının ihtimali doğasını yorumladı.
1927 Werner Heisenberg, Kuantum Belirsizlik İlkesini ifade etti.
•
•
•
•
•
•
1928-1930
1928 – Alexander Fleming, penisilini buldu.
1928 – chandrasekhara Raman, elektron tarafından dağıtılan optik fotonları inceledi.
1928 Joseph Horton ve Warren Morrison, ilk quartz kristal sarkaçlı saati yaptılar.
1929 Edwin Hubble, kırmızya kayma ve uzaklık arasındaki çizgisel ilişkiyi buldu ve böylece
evrenin genişlediğini gösterdi.
1930 Fritz Londoni van de Waals kuvvetlerinin, moleküller arasındaki birbirini etkileyen
çift kutuplu düzensiz hareketlerden kaynaklandığını açıkladı.
1930 İngiliz fizikçi Paul Dirac, antimadde kavramını ortaya attı. Dirac, elektronların enerji
düzeyleri konusundaki çalışmaları sırasında elektronun karşıt parçacığının varlığını ileri
sürdü. Bu çalışma, elektrik yükü dışında her yönüyle elektronun özdeşi olan bir
parçacığın laboratuvarda üretilmesiyle sonuçlandı. Bu maddeye pozitron adı verildi.
1930 Plüton gezegeni keşfedildi. Astronom Clyde Tombaugh, Lowell gözlemevinde
çalıştığı sıralarda çektiği bir dizi fotoğrafta küçük gezegenlerden daha yavaş hareket eden
bir gökcismi saptadı. Bu gök cismi uzun süredir orada olduğundan kuşku duyulan Plüton
gezegeniydi.
1931 İrene Joliot –Curie ve Frederic Joliot-Curie, parafindeki nötron saçılmasını
gözlemlediler, fakat yanlış yorumladılar.
1931
• Alman bilim adamı Ernst Ruska ilk elektronik merceği geliştirdi. Bu mercek
elektronları ışık gibi odaklayan bir elektromıknatıstan oluşuyordu. Ruska,
seri halde birkaç elektron merceği kullanarak ilk elektron mikroskopunu
1933 yılında yaptı.
•
Avusturyalı fizikçi Wolfgang Pauli, nötrinoların varlığı tezini ileri sürdü.
Pauli, nötrinonun varlığını, radyoaktif beta bozunumuna ilişkin varsayımla
enerjinin ve momentumun korunumu yasalarının uyum içinde olmasını
sağlamak amacıyla öngörmüştü. Nötrino adı bu parçacığa ünlü İtalyan
fizikçi Enrico Fermi tarafından verildi.
• Karl Jansky, Güneş Sistemi’nin dışından gelen radyo dalgaları keşfetti. 1928
yılında New Jersey’de bulunan Bell Laboratuarlarında çalışmaya başlayan
Jansky, burada telefon haberleşmesini etkileyen çeşitli parazitlerin
kaynağını araştırmakla görevlendirildi. Yönlendirilebilir doğrusal bir anten
kurarak biri dışındaki tüm girişim kaynaklarını belirledi. Aylar süren
çalışmalardan sonra 1931′de, bir türlü saptanamayan bu girişim kaynağının
yıldızlar olduğunu buldu. Birkaç ay sonra da bu kaynağın Yay takımyıldızı
doğrultusunda olduğunu keşfetti.
1932-1935
•
1932 Werner Heisenberg, atom çekirdeği için Proton-Nötron modeli sundu ve bunu
izotopları açıklamakta kullandı.
•
1932 James Chadwick atomun içinde elektrik yükü olmayan bir parçacık olduğunu
keşfetti. Bu parçacığa nötron adını verdi.
•
1933 Max Delbrück, kuantum etkisinin, fotonların harici bir elektrik alanı ile
dağıtılmasına neden olacağını gösterdi.
•
1933 Reichstein C vitaminini yapay olarak sentezledi; böylece ilk vitamin sentezini
gerçekleştirdi.
•
1933 Meissner ve Ochsenfeld mükemmel diamanyetizm süperiletkenini keşfettiler
•
1934 Enrico Fermi Beta Bozunum Kuramını formüle etti.
•
1935 Charles Rivhter, deprem yoğunluğunu ölçmek için logaritmik bir ölçek geliştirdi.
•
1935 Robert Watson-Watt, bir mikrodalga radarı tasarladı.
1936-1950
• 1937 Grote Reber, 31 feetlik bir radyo telekosbunu inşa etti.
• 1939 Lise Meitner ve Otto Frisch, nükleer fizyonun Hahn-Strassman deneylerinde
yer aldığını belirlediler.
• 1942, Enrico Fermi, ilk kontrollü nükleer zincirleme reaksiyonunu gerçekleştirdi.
• 1942 J.S.Hey, Güneş ‘in yayımladığı radyo dalgalarını belirledi.
• 1943 Sin-Itiro Tomonaga, kuantum elektrodinamiğinin temel fiziksel ilkelerime
ilişkin çalışmasını yayımladı.
• 1944 Lars Onsager, iki boyutlu Ising modeline ilişkin çalışma yayımladı.
• 1945 New Mexico da, Alamogordo nun yaklaşık 60 mil kuzey batısında bulunan
Trinity de test anaçlı ilk nükleer füzyon bombası patlatıldı. (!!!)
• 1947 İlk süpersonik uçuş gerçekleştirildi.
• 1948 John von Neumann, kendi kendini hatırlayan makineleri matematiksel olarak
inceledi.
• 1949 Herbert Friedman, Güneş’in yaydığı X ışınlarını buldu.
• 1949 John von Neumann, ENIAC olarak tanınan bilgisayarı kullanarak  sayısını
2037 ondalık basamağa kadar hesapladı.
1955-1965
•
1955 Owen Chamberlain ve Emilio Segre karşıt protonu keşfetti. Varlığı kuramsal olarak bilinen karşıt
protonu üretmek amacıyla güçlü bir parçacık hızlandırıcısı olan bevatron kullanan Chamberlain ve Segre,
1956′da karşıt nötronun varlığını da doğruladılar.
•
1958 Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) kuruldu. Rusların 1957′de Sputnik uzay aracını
fırlatmasının ardından ABD kongresi tarafından 1915 yılında kurulmuş olan Ulusal Havacılık Danışma
Komitesi çerçevesinde oluşturuldu.
•
1959 Christopher Cockerell ilk hoverkraftı yaptı. Bir hava yastığı üzerinde yol almak üzere tasarlanmış bu
araçlann hem karada hem de denizde gidebilme gibi bir avantajları vardı. Ne var ki, kullanımındaki bazı
güçlüklerden dolayı hoverkraftlar kendilerinden bekleneni veremediler.
•
1960 T. H. Maiman, yakuttan bir çubuk kullanarak ilk lazer aygıtını yaptı. Bu konuda daha önceden de
çalışmalar olmasına karşın bugün anladığımız anlamıyla yaplan ilk lazer Maiman’a
1961 İnsanlı ilk uzay uçuşu 12 Nisan’da SSCB tarafından gerçekleştirildi. Kozmonot Yuri Gagarin, Vostok-1 adlı
uzay aracıyla Dünya’nın çevresini 108 dakikada dolaştı.
1964 Uluslararası uydularla telekomünikasyon örgütü Intelsat kuruldu. Bu tarihten sonra ilk uydusunu
fırlatan Intelsat böylece 240 komünikasyon devresi ve 1 televizyon kanalının gereksinimini karşılayabiliyordu.
1966-1970
•
1967 İlk kalp nakli gerçekleştirildi. Güney Atrikalı cerrah Christiaan Barnard, tedavi
olanağı kalmamış ağır bir hastanın kalbini bir trafik kazasında ağır yaralanarak
hastahaneye getirilen ve ölmek üzere olan birinin kalbiyle değiştirdi.
1969 ABD Savunma Bakanlıgı ARPANET (Advanced Research Projects Agency) projesini
başlattı. 1965 yılında MIT Lincoln Laboratuvarlarında ilk kez iki bilgisayar birbirine
bağlanmış ve karşılıklı veri alış verişinde bulunmuşlardı. ARPANET projesi kapsamındaysa
dört üniversitenin bilgisayarları, araştırma, eğitim ve hükümet uygulamalarını yürütmek
için birbirine bağlandı. Hükümet bu projeye başlarken olası bir düşman saldırısı ardından
iletişimin kesilmesi durumunda klasik iletişim yollarına alternatif olacağı düşüncesini
taşıyordu. Bu proje günümüzde kullanılan internetin başlangıcı niteliğindeydi.
1969 21 Temmuz’da ABD’li astronotlar Neil Armstrong ve Edwin Aldrin Ay’a ayak basan
ilk insanlar oldular.
1970 Kömür, petrol gibi fosil yakıtların kullanılmaya başlamasından sonra gösterilen
ilginin azaldığı rüzgar enerjisi yeniden gündeme geldi. Tüm dünyada fosil yakıt
rezervlerinin sınırlı ve gittikçe tükeniyor olması buna seçenek oluşturacak enerji
kaynakları bulmayı gerektiriyordu. Binlerce yıldır insanlığın mekanik amaçlarla kullandığı
rüzgar enerjisi artık enerji üretmek için de kullanılmaya başlıyordu.
•
•
•
•
•
1971-1978
1971 Amerikan sondası Mariner-9 Mars gezegeni çevresinde yörüngeye girdi ve yaklaşık bir yıl
boyunca gezegenin yüzey haritasını çıkardı.
1971İlk uzay istasyonu olan Salyut-1 Ruslar tarafından Dünya yörüngesine oturtuldu. Bilimsel
gözlem ve araştırmalar yapacak olan Salyut uzay istasyonu, oldukça yakın bir yörüngeye
oturduğundan giderek Dünya’ya yaklaştı ve altı ay sonra atmosfere girdi.
1972 @ Elektronik posta (e-mail) geliştirildi.
1972 İlk Mikroişlemci (Intel 4004) yapıldı. Bu, üzerine 2300 transistör yerleştirilmiş 7 mm x 7
mm boyutlarında, kare biçiminde silisyum bir plaktı. 4 bit değerinde kelime işleme gücü vardı.
1973 İlk mikrobilgisayar üretildi. Önceki bilgisayarlara göre daha küçük olduğu, tek bir
kullanıcıya hizmet verdiği için bu bilgisayarlara mikrobilgisayar adı verilmişti. Fransız R2E
şirketi tarafından piyasaya sürülen bu mikrobilgisayarın adı Micral’di.
1974 Amerikan sondası Mariner-10 Merkür gezegenine yaklaştı ve gezegenin yüzey haritasını
çıkarttı
1975 Apple-1 bilgisayarlar piyasada. Apple Inc. firmasından Steve Woznaik ve Steve Jobs’un
tasarladığı Apple-1, 1976′dan itibaren insanlar tarafından benimsenerek önemli bir ticari
başarı sağladı.
1978 İlk tüp bebek dünyaya geldi. İngiltere’de yapay dölleme sonucu hamile kalan bir kadın
doğum yaptı. Bu tarihten sonra yapay dölleme yoluyla doğan tüm çocuklara tüp bebek
denmeye başlandı.
1981-1994
• 1981 IBM PC (Personal Computer) kişisel bilgisayarlar piyasada.
Mikrobilgisayarların gündelik yaşama girmesi büyük ölçüde bu
bilgisayarların ve Microsoft firmasının hazırladığı MS/Dos işletim sistemi
sayesinde olmuştur.
1992 Büyük patlama kuramının kanıtları bulundu. Lawrence Berkeley
Laboratuvarları ve California Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü bir projede,
George Smoot başkanlığındaki bir grup araştırmacı, COBE (Cosmic
Backround Explorer) uydusunun evrendeki fon ışımasındaki ısı
dalgalanmalarının büyük patlamadan kaldığını keşfettiler.
1994 Karadeliklerin varlığına ilişkin kanıtlar bulundu. Hubble uzay
teleskopunun verilerine göre 52 milyon ışık yılı ötede bir kara delik
gözlendi. Kara deliklerin varlığı Albert Einstein tarafından genel görelik
kuramı kapsamında öngörülmüştü. M87 adı verilen bu kara delik,
Einstein’ın öngörüsünün bir kanıtı niteliği taşıyor.
1995-2000
•
1995 Bilim adamları gezegen sistemine sahip güneş benzeri yıldızlar keşfetti. İki
grup gökbilimci üç ay arayla çevresinde gezegenler olan yıldızlar buldular. Aslında
1994 yılında Güneş sistemi dışında da gezegenler bulunmuştu. Ne var ki bunlar ölü
yıldızların, pulsarların çevresinde dönüyorlardı. Dünya’dan 42 ışık yılı uzaklıkta
bulunan yeni gezegenlerse güneşimiz benzeri yıldızların çevresinde dönüyorlar.
•
1997 Viking uzay sondalarından yıllar sonra Pathfinder, Mars’a inen ilk araç oldu.
Dünya’dan 1996 yılında fırlatılan araç, yaklaşık 500 milyon kilometre yol aldıktan
sonra Mars’a “düşürüldü.” Pathfinder, Vikinglerin kaldığı yerden Mars hakkında
bilgiler iletti dünyaya.
•
•
1997 Güneş sisteminde Dünya dışında bir yaşam olasılığı, Jüpiter’in 16 uydusundan
biri olan Europa’da olabileceği bulundu. Galileo uzay sondasının gönderdiği ayrıntılı
Europa yüzey görüntülerinde gezegende buz tutmuş bir okyanus gözlemlendi. Bu
da yaşam için gerekli olan suyun varlığını gösteriyordu.
1999 Galileo uzay aracı Jüpiter’in uydusu lo’da bir volkan patlaması görüntüledi.
Güneş sisteminde görülen en büyük volkan olduğu belirtilen dev volkan, 1,5 km
yüksekliğinde lav püskürtüyordu
Download