ÇAĞDAŞ BİLİM Galileo ve Newton’un temellerini attığı fikirler 200 yıl boyunca yapılan teorik çalışmalarla desteklendi. Önerilen fikirlere yenileri ilave oldu. Bu arada teorilerin eksik yanları da ortaya çıkmaya başladı. Özellikle 19. yy ortalarında fizik biliminde çelişkiler kendini göstermeye başladı. x-ışını elektron radyo-aktivite radyum kuantum relativite Konusunda yapılan yeni çalışmalar eski teorilerin gözden geçirilmesi gerektiğini ve herşeyin tartışmasız kabul edilemeyeceğini gösterdi. 20. yüzyıl • 20.YÜZYIL DEVRİMİ. 19. yüzyılın sonunda, doğaya bütünüyle egemen olma düşü hemen hemen gerçekleşmiş gibi görünüyordu. Ama bu iyimser güvenin gerçekçi olmadığı kısa sürede ortaya çıktı. Atomların saldığı ışınımların , bilinen mekanik ilkelerle açıklanması gitgide güçleşiyordu. Daha da önemli bir sorun, fiziğin, varlığının gösterilmesi bir türlü olanaklı olmayan bir maddenin, esirin, hipotetik niteliklerine gün geçtikçe artan bir biçimde bağımlı duruma gelmesiydi. • On yıl gibi kısa bir süre içinde (1895-1905) bu ve buna benzer sorunlar doruğa ulaştı ve 19. yüzyılın büyük çabalarla oluşturduğu mekanikçi sistemin yıkılmasına yol açtı. X ışınlarının ve radyoaktifliğin bulunması, atom yapısının sanıldığından çok daha karmaşık olduğunu ortaya çıkardı. 20. yüzyıl • Max Planck'ın ısıl ışınım problemine getirdiği çözüm, enerji kavramına, klasik termodinamikle açıklanması olanaksız bir kesiklilik niteliği kazandırıyordu. Bütün bunlardan daha kaygılandırıcı bir gelişme, Albert Einstein'ın 1905'te ortaya attığı özel görelilik kuramı oldu. • Bu kuram, esir kavramını ve bu kavrama dayalı fiziği tümden yıkmakla kalmıyor, fiziği, olguların gözlenmesi yerine olgularla gözlemciler arasındaki ilişkilerin incelenmesi biçiminde yeniden tanımlıyordu. Gözlenen olayın gözlemcinin olaya göre hızına ve bulunduğu yere bağlı olduğu ortaya çıkıyor, mutlak uzay kavramının bir kurmaca olduğu anlaşılıyordu. 20. yüzyıl • Fiziğin temelleri parçalanıp yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Fizikteki bu çağdaş devrim, henüz bilim tarihi açısından bütünüyle özümsenmiş değildir. Şu kadarı söylenebilir ki, bilim 20. yüzyıl başlarında bütün bu sorunlarla, ancak eskisinden bütünüyle farklı yeni bir fizik oluşturarak başa çıkabilmiştir. Bu fizikte artık mekanik modellere yer yoktur, çünkü örneğin ışık gibi kimi süreçler için çelişkisiz bir model oluşturmak olanaksızdır. Artık fiziksel gerçekliğin kesinlikle bilinebileceğinden değil, ancak bazı ölçümlerin yapılabilmesi olasılığından söz edilebilir. Bütün bunlara karşın 20. yüzyıl biliminin gerçekten şaşılacak başarılar elde ettiğinden kuşku duyulamaz. Yeni fizik (görelilik, kuvantum mekaniği, parçacık fiziği) sağduyuya aykın düşen sonuçlara varmış gibi görünse de, fiziksel gerçekliğin sınırlarına ulaşıp bunları incelemeyi olanaklı kılmıştır. Geliştirilen aygıtlar ve ulaşılan matematiksel yetkinlik sayesinde temel (atomaltı) parçacıklar kolaylıkla gözlenip denetlenebilmekte, evrenin oluşumunun ilk anları canlandınlabilmekte, bütün evrenin yapısı ve geleceği seçilebilmektedir. Fizikteki devrim kimyayı ve biyolojiyi de etkilemiştir. Böylece atomlarla moleküllerin ve hücrelerle bunların genetik yapılarının akla hayale gelmez ölçülerde denetlenebilmesi olanakları ortaya çıkmıştır. Günümüzde moleküllerin isteğe uygun olarak biçimlendirilmesi basit bir işlem haline gelmiştir. Genetik mühendisliği evrim sürecine etkin olarak müdahale olanağı sağlamış; canlı organizmalar, insan da dahil olmak üzere, özel amaçlara uygun olarak biçimlendirme gündeme gelmiştir. ÇAĞDAŞ BİLİM • Kuantum Teorisi: Madde ve enerjinin temel birimleri ile ilgilidir. MaxPlanck’ın (1858-1947) çalışmaları ile geçerliliği ispat edilmiştir. • İngilizce'de quantum (Latince: 'quantus', "ne kadar") olarak kullanılan terim, kuramın belirli fiziksel nicelikler için kullandığı kesikli birimlere gönderme yapar. Kuantum mekaniğinin temelleri 20. yüzyılın ilk yarısında Max Planck, Albert Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger, Max Born, John von Neumann, Paul Dirac, Wolfgang Pauli gibi bilim adamlarınca atılmıştır. Belirsizlik ilkesi, anti madde, Planck sabiti, kara cisim ışınımı, dalga kuramı, alan teorileri gibi kavram ve kuramlar bu alanda geliştirilmiş ve klasik fiziğin sarsılmasına ve değiştirilmesine sebep olmuştur. • Mutlak Görecelik-Relativite Teorisi : Hızlı hareket eden kütlelere ve geniş uzaysal ilişkilere yöneliktir ve Albert Einstein (1879-1955) tarafından öne sürülmüştür. 1900 • Mendel yasalarının doğruluğu deneylerle kanıtlandı. 1822′de Avusturya’da doğan Gregor Mendel 1856 yılında kalıtımla ilgili çalışmalarına başlamıştı. Bezelyelerle yaptığı deneyler sonunda kalıtmın yasalarını ortaya atan Mendel, kalıtım bilimin (genetiğin) doğmasına olanak sağlamıştır. • İlk radyonun yapılışı. Elektromanyetik dalgaların varlığını 1864 yılında James Clerk Maxwell ortaya koymuştu. Guglielmo Marconi’yse dalgaları ilkin 9 m, sonra da 275 m ve 3 km’lik uzaklıklara iletmeyi başardı. 1901′de de Atlas Okyasu’nun ötesine ilk mesajını ulaştırdı. • Günümüzde Planck Sabiti olarak adlandırılan eylem kuantumunu, Alman fizikçi Max Planck buldu. Işıma olgusunda enerjinin sürekli biçimde değil, enerji paketleri biçiminde kesikli olarak ortaya çıktığı varsayımını yapan Planck, her biri belirli bir enerji miktarını içeren paketlere kuantum adını verdi ve bir kuantumun enerjisinin ışınımın frekansıyla orantılı olduğunu öne sürdü. Bu teori fizikte bir devrim niteliği taşıyordu ve 20. yüzyıla damgasını vuran kuantum mekaniğinin başlangıcı oldu. 1901 • Karl Landsteiner, alyuvarlarda hücre zarının dış katmanına yapışan antijen adlı bir maddenin türüne bağlı olarak insanda en az üç temel kan grubu olduğunu gösterdi; bu grupları A, B ve 0 olarak adlandırdı. Bir yıl sonra da A ve B antijenlerinin ikisini birden taşıyan AB grubu bulundu. • Emekli bir Alman subayı olan Ferdinand Zeppelin’in tasarladığı hava gemisi “Zeplin”lerden ilki 2 Temmuz’da Almanya’da Friedrichshafen yakınlarında bir göldeki yüzer hangardan havalandı- Sivil havacılıkta ve yolcu taşımacılığında büyük başarılar elde edecek olan bu araçlar, uçaklarla rekabete dayanamayıp gelecekte göklerden silinecekti. • • • • • • • • • • 1902-1910 1902 ABD’li genetik bilgini Walter Sutton, Columbia’da öğrenciliği sırasında kromozomların kalıtsal bilgiyi taşıdığını ve ayrı çiftler halinde bulunduğunu ilk kez ortaya koymuş. Sonraki yıllarda yaptığı çalışmalarla kalıtımla ilgili kromozom kuramının temelini atmıştır. 1903 Orville Wright ve Wilbur Wright, ilk motorlu uçağı uçurdular 1905 Einstein, Brown hareketini matematiksel olarak analiz etti. 1905 Einstein, fotoelektrik etkiyi , Relativite kuramını ve Kütle-Enerji Korunumu Yasasını açıkladı. 1906 Charles Barkla, her elementin kendine özgü bir X ışını olduğunu ve bu X ışınlarının nüfuz etme derecesinin, elementin atom ağırlığına bağlı olduğunu buldu. 1906 Frederick Hopkins, vitaminlerin varlığını ve vitamin eksikliğinin iskorbüt ve kemik hastalığına neden olduğunu ileri sürdü. 1906 Mikhail Tsvett, organik bileşiklerin ayrılması için Kromatografi Tekniğini buldu. 1906 Walther Nerst, mutlak sıfır sıcaklık derecesini ifade eden Termodinamiğin 3. yasasını formüle etti. 1907 Einstein, Gravitasyon Denge İlkesini ve Eylemsizlik İlkesini açıkladı. 1908 Hans Geiger ve Ernest Rutherford, Geiger Sayacını buldular. 1909 Rutherford ve Royds alfa parçacıklarının çift iyonize helyum atomlu olduğunu gösterdiler. 1910 Einstein ve Marian Smoluchowski, bir gazadaki düzensiz değişimleri ifade eden ve yoğunluğa bağlı azalmayı gösteren Einstein-Smouchowski Formülünü buldular. 1911-1920 • 1911 Kammerlingh Onnes, süperiletkenliği keşfetti. • 1912 Debye, metal olmayan katılar için ısı kapasitesinin, düşük sıcaklık için, T-küp Kanunu ifade etti. • 1913 Niels Bohr, Modern Atom Kuramını sundu. • 1913 Millikan, temel elektrik yükü birimini ölçtü. • 1913 Baba-oğul Bragg lar güçlü X-ışın yansıması için Bragg Koşulunu buldu. • 1914 Rutherford, pozitif yüklü atom çekirdeklerinin proton içerdiğini öne sürdü. • 1915 Einstein, Genel Görelilik Kuramını tanımladı. • 1915 Sommerfeld, Bohr Atom modelini geliştirdi. • 1916 Lewis ve Langmuir , kimyasal bağ kuramını ortaya koydular • 1917 Paul Langevin, ses yankı sistemini geliştirdi. 1921-1927 • • • • • • • • • • • • 1921 Edward Mellanby, D vitaminini buldu ve yokluğunun raşitizm hasatlığına yol açtığını gösterdi. 1922 Fransız fizikçi Louis de Broglie, ışığın hem dalga hem de parçacık davranışı gösterdiğini kanıtlayan deneysel bulgulardan yola çıkarak, parçacıkların da parçacık özelliklerine ek olarak dalga özelliklerine sahip olabileceği düşüncesini ileri sürdü. 1923 Arthur Compton, X ışınlarının elektronlarla çarpışması durumunda dalgaboylarının değiştiğini belirleyerek bunun nedenini açıkladı. Bu buluş, elektromanyetik dalgaların hem dalga hem de parçacık niteliği taşıyan ikili yapısına ilişkin görüşü doğrulamıştır. 1924 Satyendra Bose ve Albert Einstein , Bose-Einstein İstatistiğini sundular 1924 Wolfnang Pauli, Kuantum Dışlama İlkesini buldu. 1925 Teodor Svedberg, moleküler ağılıkların belirlenmesinde devrim olan ultra-santrifüjü geliştirdi. 1926 Enrico Fermi, spin istatistik bağlantısını buldu. 1926 bilim adamı Robert Goddard ilk başarılı roket deneyini gerçekleştirdi. Massachussets’e bağlı Auburn kenti yakınlarında bir çiftlikte gerçekleştirdiği deneyde, Goddard’m bir rampadan ateşlediği sıvı yakıtlı roket 30 m yükseldi ve 2,5 saniye havada kalarak 60 metre yol aldı. 1926 Erwin Schrödinger Kuantum Dalga Mekaniğini formüle etti. 1926 James Sumner, üre enziminin bir protein olduğunu gösterdi. 1926 Paul Dirac, Fermi-Dirac İstatistiğini tanıttı. 1927 Maw Born, dalga fonksiyonlarının ihtimali doğasını yorumladı. 1927 Werner Heisenberg, Kuantum Belirsizlik İlkesini ifade etti. • • • • • • 1928-1930 1928 – Alexander Fleming, penisilini buldu. 1928 – chandrasekhara Raman, elektron tarafından dağıtılan optik fotonları inceledi. 1928 Joseph Horton ve Warren Morrison, ilk quartz kristal sarkaçlı saati yaptılar. 1929 Edwin Hubble, kırmızya kayma ve uzaklık arasındaki çizgisel ilişkiyi buldu ve böylece evrenin genişlediğini gösterdi. 1930 Fritz Londoni van de Waals kuvvetlerinin, moleküller arasındaki birbirini etkileyen çift kutuplu düzensiz hareketlerden kaynaklandığını açıkladı. 1930 İngiliz fizikçi Paul Dirac, antimadde kavramını ortaya attı. Dirac, elektronların enerji düzeyleri konusundaki çalışmaları sırasında elektronun karşıt parçacığının varlığını ileri sürdü. Bu çalışma, elektrik yükü dışında her yönüyle elektronun özdeşi olan bir parçacığın laboratuvarda üretilmesiyle sonuçlandı. Bu maddeye pozitron adı verildi. 1930 Plüton gezegeni keşfedildi. Astronom Clyde Tombaugh, Lowell gözlemevinde çalıştığı sıralarda çektiği bir dizi fotoğrafta küçük gezegenlerden daha yavaş hareket eden bir gökcismi saptadı. Bu gök cismi uzun süredir orada olduğundan kuşku duyulan Plüton gezegeniydi. 1931 İrene Joliot –Curie ve Frederic Joliot-Curie, parafindeki nötron saçılmasını gözlemlediler, fakat yanlış yorumladılar. 1931 • Alman bilim adamı Ernst Ruska ilk elektronik merceği geliştirdi. Bu mercek elektronları ışık gibi odaklayan bir elektromıknatıstan oluşuyordu. Ruska, seri halde birkaç elektron merceği kullanarak ilk elektron mikroskopunu 1933 yılında yaptı. • Avusturyalı fizikçi Wolfgang Pauli, nötrinoların varlığı tezini ileri sürdü. Pauli, nötrinonun varlığını, radyoaktif beta bozunumuna ilişkin varsayımla enerjinin ve momentumun korunumu yasalarının uyum içinde olmasını sağlamak amacıyla öngörmüştü. Nötrino adı bu parçacığa ünlü İtalyan fizikçi Enrico Fermi tarafından verildi. • Karl Jansky, Güneş Sistemi’nin dışından gelen radyo dalgaları keşfetti. 1928 yılında New Jersey’de bulunan Bell Laboratuarlarında çalışmaya başlayan Jansky, burada telefon haberleşmesini etkileyen çeşitli parazitlerin kaynağını araştırmakla görevlendirildi. Yönlendirilebilir doğrusal bir anten kurarak biri dışındaki tüm girişim kaynaklarını belirledi. Aylar süren çalışmalardan sonra 1931′de, bir türlü saptanamayan bu girişim kaynağının yıldızlar olduğunu buldu. Birkaç ay sonra da bu kaynağın Yay takımyıldızı doğrultusunda olduğunu keşfetti. 1932-1935 • 1932 Werner Heisenberg, atom çekirdeği için Proton-Nötron modeli sundu ve bunu izotopları açıklamakta kullandı. • 1932 James Chadwick atomun içinde elektrik yükü olmayan bir parçacık olduğunu keşfetti. Bu parçacığa nötron adını verdi. • 1933 Max Delbrück, kuantum etkisinin, fotonların harici bir elektrik alanı ile dağıtılmasına neden olacağını gösterdi. • 1933 Reichstein C vitaminini yapay olarak sentezledi; böylece ilk vitamin sentezini gerçekleştirdi. • 1933 Meissner ve Ochsenfeld mükemmel diamanyetizm süperiletkenini keşfettiler • 1934 Enrico Fermi Beta Bozunum Kuramını formüle etti. • 1935 Charles Rivhter, deprem yoğunluğunu ölçmek için logaritmik bir ölçek geliştirdi. • 1935 Robert Watson-Watt, bir mikrodalga radarı tasarladı. 1936-1950 • 1937 Grote Reber, 31 feetlik bir radyo telekosbunu inşa etti. • 1939 Lise Meitner ve Otto Frisch, nükleer fizyonun Hahn-Strassman deneylerinde yer aldığını belirlediler. • 1942, Enrico Fermi, ilk kontrollü nükleer zincirleme reaksiyonunu gerçekleştirdi. • 1942 J.S.Hey, Güneş ‘in yayımladığı radyo dalgalarını belirledi. • 1943 Sin-Itiro Tomonaga, kuantum elektrodinamiğinin temel fiziksel ilkelerime ilişkin çalışmasını yayımladı. • 1944 Lars Onsager, iki boyutlu Ising modeline ilişkin çalışma yayımladı. • 1945 New Mexico da, Alamogordo nun yaklaşık 60 mil kuzey batısında bulunan Trinity de test anaçlı ilk nükleer füzyon bombası patlatıldı. (!!!) • 1947 İlk süpersonik uçuş gerçekleştirildi. • 1948 John von Neumann, kendi kendini hatırlayan makineleri matematiksel olarak inceledi. • 1949 Herbert Friedman, Güneş’in yaydığı X ışınlarını buldu. • 1949 John von Neumann, ENIAC olarak tanınan bilgisayarı kullanarak sayısını 2037 ondalık basamağa kadar hesapladı. 1955-1965 • 1955 Owen Chamberlain ve Emilio Segre karşıt protonu keşfetti. Varlığı kuramsal olarak bilinen karşıt protonu üretmek amacıyla güçlü bir parçacık hızlandırıcısı olan bevatron kullanan Chamberlain ve Segre, 1956′da karşıt nötronun varlığını da doğruladılar. • 1958 Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) kuruldu. Rusların 1957′de Sputnik uzay aracını fırlatmasının ardından ABD kongresi tarafından 1915 yılında kurulmuş olan Ulusal Havacılık Danışma Komitesi çerçevesinde oluşturuldu. • 1959 Christopher Cockerell ilk hoverkraftı yaptı. Bir hava yastığı üzerinde yol almak üzere tasarlanmış bu araçlann hem karada hem de denizde gidebilme gibi bir avantajları vardı. Ne var ki, kullanımındaki bazı güçlüklerden dolayı hoverkraftlar kendilerinden bekleneni veremediler. • 1960 T. H. Maiman, yakuttan bir çubuk kullanarak ilk lazer aygıtını yaptı. Bu konuda daha önceden de çalışmalar olmasına karşın bugün anladığımız anlamıyla yaplan ilk lazer Maiman’a 1961 İnsanlı ilk uzay uçuşu 12 Nisan’da SSCB tarafından gerçekleştirildi. Kozmonot Yuri Gagarin, Vostok-1 adlı uzay aracıyla Dünya’nın çevresini 108 dakikada dolaştı. 1964 Uluslararası uydularla telekomünikasyon örgütü Intelsat kuruldu. Bu tarihten sonra ilk uydusunu fırlatan Intelsat böylece 240 komünikasyon devresi ve 1 televizyon kanalının gereksinimini karşılayabiliyordu. 1966-1970 • 1967 İlk kalp nakli gerçekleştirildi. Güney Atrikalı cerrah Christiaan Barnard, tedavi olanağı kalmamış ağır bir hastanın kalbini bir trafik kazasında ağır yaralanarak hastahaneye getirilen ve ölmek üzere olan birinin kalbiyle değiştirdi. 1969 ABD Savunma Bakanlıgı ARPANET (Advanced Research Projects Agency) projesini başlattı. 1965 yılında MIT Lincoln Laboratuvarlarında ilk kez iki bilgisayar birbirine bağlanmış ve karşılıklı veri alış verişinde bulunmuşlardı. ARPANET projesi kapsamındaysa dört üniversitenin bilgisayarları, araştırma, eğitim ve hükümet uygulamalarını yürütmek için birbirine bağlandı. Hükümet bu projeye başlarken olası bir düşman saldırısı ardından iletişimin kesilmesi durumunda klasik iletişim yollarına alternatif olacağı düşüncesini taşıyordu. Bu proje günümüzde kullanılan internetin başlangıcı niteliğindeydi. 1969 21 Temmuz’da ABD’li astronotlar Neil Armstrong ve Edwin Aldrin Ay’a ayak basan ilk insanlar oldular. 1970 Kömür, petrol gibi fosil yakıtların kullanılmaya başlamasından sonra gösterilen ilginin azaldığı rüzgar enerjisi yeniden gündeme geldi. Tüm dünyada fosil yakıt rezervlerinin sınırlı ve gittikçe tükeniyor olması buna seçenek oluşturacak enerji kaynakları bulmayı gerektiriyordu. Binlerce yıldır insanlığın mekanik amaçlarla kullandığı rüzgar enerjisi artık enerji üretmek için de kullanılmaya başlıyordu. • • • • • 1971-1978 1971 Amerikan sondası Mariner-9 Mars gezegeni çevresinde yörüngeye girdi ve yaklaşık bir yıl boyunca gezegenin yüzey haritasını çıkardı. 1971İlk uzay istasyonu olan Salyut-1 Ruslar tarafından Dünya yörüngesine oturtuldu. Bilimsel gözlem ve araştırmalar yapacak olan Salyut uzay istasyonu, oldukça yakın bir yörüngeye oturduğundan giderek Dünya’ya yaklaştı ve altı ay sonra atmosfere girdi. 1972 @ Elektronik posta (e-mail) geliştirildi. 1972 İlk Mikroişlemci (Intel 4004) yapıldı. Bu, üzerine 2300 transistör yerleştirilmiş 7 mm x 7 mm boyutlarında, kare biçiminde silisyum bir plaktı. 4 bit değerinde kelime işleme gücü vardı. 1973 İlk mikrobilgisayar üretildi. Önceki bilgisayarlara göre daha küçük olduğu, tek bir kullanıcıya hizmet verdiği için bu bilgisayarlara mikrobilgisayar adı verilmişti. Fransız R2E şirketi tarafından piyasaya sürülen bu mikrobilgisayarın adı Micral’di. 1974 Amerikan sondası Mariner-10 Merkür gezegenine yaklaştı ve gezegenin yüzey haritasını çıkarttı 1975 Apple-1 bilgisayarlar piyasada. Apple Inc. firmasından Steve Woznaik ve Steve Jobs’un tasarladığı Apple-1, 1976′dan itibaren insanlar tarafından benimsenerek önemli bir ticari başarı sağladı. 1978 İlk tüp bebek dünyaya geldi. İngiltere’de yapay dölleme sonucu hamile kalan bir kadın doğum yaptı. Bu tarihten sonra yapay dölleme yoluyla doğan tüm çocuklara tüp bebek denmeye başlandı. 1981-1994 • 1981 IBM PC (Personal Computer) kişisel bilgisayarlar piyasada. Mikrobilgisayarların gündelik yaşama girmesi büyük ölçüde bu bilgisayarların ve Microsoft firmasının hazırladığı MS/Dos işletim sistemi sayesinde olmuştur. 1992 Büyük patlama kuramının kanıtları bulundu. Lawrence Berkeley Laboratuvarları ve California Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü bir projede, George Smoot başkanlığındaki bir grup araştırmacı, COBE (Cosmic Backround Explorer) uydusunun evrendeki fon ışımasındaki ısı dalgalanmalarının büyük patlamadan kaldığını keşfettiler. 1994 Karadeliklerin varlığına ilişkin kanıtlar bulundu. Hubble uzay teleskopunun verilerine göre 52 milyon ışık yılı ötede bir kara delik gözlendi. Kara deliklerin varlığı Albert Einstein tarafından genel görelik kuramı kapsamında öngörülmüştü. M87 adı verilen bu kara delik, Einstein’ın öngörüsünün bir kanıtı niteliği taşıyor. 1995-2000 • 1995 Bilim adamları gezegen sistemine sahip güneş benzeri yıldızlar keşfetti. İki grup gökbilimci üç ay arayla çevresinde gezegenler olan yıldızlar buldular. Aslında 1994 yılında Güneş sistemi dışında da gezegenler bulunmuştu. Ne var ki bunlar ölü yıldızların, pulsarların çevresinde dönüyorlardı. Dünya’dan 42 ışık yılı uzaklıkta bulunan yeni gezegenlerse güneşimiz benzeri yıldızların çevresinde dönüyorlar. • 1997 Viking uzay sondalarından yıllar sonra Pathfinder, Mars’a inen ilk araç oldu. Dünya’dan 1996 yılında fırlatılan araç, yaklaşık 500 milyon kilometre yol aldıktan sonra Mars’a “düşürüldü.” Pathfinder, Vikinglerin kaldığı yerden Mars hakkında bilgiler iletti dünyaya. • • 1997 Güneş sisteminde Dünya dışında bir yaşam olasılığı, Jüpiter’in 16 uydusundan biri olan Europa’da olabileceği bulundu. Galileo uzay sondasının gönderdiği ayrıntılı Europa yüzey görüntülerinde gezegende buz tutmuş bir okyanus gözlemlendi. Bu da yaşam için gerekli olan suyun varlığını gösteriyordu. 1999 Galileo uzay aracı Jüpiter’in uydusu lo’da bir volkan patlaması görüntüledi. Güneş sisteminde görülen en büyük volkan olduğu belirtilen dev volkan, 1,5 km yüksekliğinde lav püskürtüyordu