İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com İÇİNDEKİLER TARİH GENEL TERİMLER İNKILÂP REFORM=ISLAHAT İHTİLAL HÜKÜMET DARBESİ MONARŞİ DEMOKRASİ CUMHURİYET MEŞRUTİYET TEOKRASİ OLİGARŞİ EMPERYALİZM=(SÖMÜRGECİLİK) MANDATER YÖNETİM FRANSIZ İHTİLALİ, MİLLİYETÇİLİK AKIMI ve AZINLIK SORUNUNUN ORTAYA ÇIKIŞI SANAYİ İNKILÂBI ( ENDÜSTRİ DEVRİMİ ) KAPİTÜLASYON ( İMTİYAZ-I MAHSUSA=AHİDNAME ) LİBERALİZM KAPİTALİZM SOSYALİZM ATATÜRK’ÜN DEVLETÇİLİK İLKESİ ULUSAL İRADE (ULUSAL EGEMENLİK) ULUSAL BAĞIMSIZLIK HUKUKEN TANIMA RESMEN TANIMA FİİLEN (EYLEMSEL) SONA ERME HUKUKEN SONA ERME III. SELİM ( 1789–1807 )ISLAHATLARI NİZAM-I CEDİD DÖNEMİ III. SELİM’İN YAPTIĞI DİĞER ISLAHATLAR XVIII. YÜZYIL ( GERİLEME DÖNEMİ ) ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ XIX. YÜZYIL ( DAĞILMA DÖNEMİ ) ISLAHATLARI II. MAHMUT DÖNEMİ ( 1808–1839 ) ISLAHATLARI SENED-İ İTTİFAK ( 1808 ) DEVLET YÖNETİMİNDE YAPILAN YENİLİKKER ÜLKE YÖNETİMİNDE YAPILAN YENİLİKLER EĞİTİM VE ÖĞRETİM ALANINDA YAPILAN YENİLİKLER ASKERİ ALANDA YAPILAN YENİLİKLER EKONOMİK ALANDA YAPILAN YENİLİKLER TANZİMAT DÖNEMİ ISLAHAT HAREKETLERİ ( SULTAN I.ABDÜLMECİT, SULTAN ABDÜLAZİZ, V.MURAT ) TANZİMAT FERMANI ( GÜLHANE HATTI HÜMAYUNU ( 3 KASIM 1839 ) ISLAHAT FERMANI ( 28 ŞUBAT 1856 ) TANZİMAT DÖNEMİ’NDE I. ABDÜLMECİT TARAFINDAN YAPILAN DİĞER YENİLİKLER YÖNETİM ALANINDA YAPILAN YENİLİKLER E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com EKONOMİK ALANDA YAPILAN YENİKLİKLER EĞİTİM- ÖĞRETİM ALANINDA YAPILAN YENİLİKLER ABDÜLAZİZ DÖNEMİ ( 1861–1876 ) ISLAHATLARI MEŞRUTİYET DÖNEMİ YENİLİK (ISLAHAT) HAREKETLERİ I.MEŞRUTİYET ( KANUN-İ ESASİ )’NİN İLANI (1876) MEŞRUTİYET REJİMİNE SON VERİLMESİ İSTİBDAT DÖNEMİ’NDEKİ BAZI GELİŞMELER ( 1878-1908 ) II. MEŞRUTİYET’İN İLANI ( 23 TEMMUZ 1908) 31 MART VAKA’SI ( 13 NİSAN 1909 OLAYI ) OSMANLI DEVLETİNİ ÇÖKÜŞTEN KURTARMAK İÇİN ORTAYA ATILAN FİKİR AKIMLARI BATICILIK OSMANLICILIK İSLAMCILIK (ÜMMETÇİLİK)=PANİSLAMİZM TÜRKÇÜLÜK ( TURANCILIK-PANTÜRKİZM ) TRABLUSGARP SAVAŞI (1911 – 1912 ) “ AMACA GİDEN YOLDA DOĞRU SEÇİMLER EN GÜZEL REHBERDİR. ” “ ŞU AN DOĞRU YOLDA GİTTİĞİNİZDEN EMİN OLABİLİRSİNİZ ” E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com GENEL TERİMLER İNKILÂP: Siyasi ve hukuki niteliği bulunan bir topluluk içerisinde eskilerin yerini yenilerin almasıdır. Siyasi, sosyal, askeri, ekonomik, toplumsal ve kültürel alanda meydana gelen köklü değişikliklerdir. Şapka inkılâbı. Harf İnkılâbı, Ersin Karahan Yapılan hareket ileriye dönük bir düzeni getiriyorsa İnkılâp, geriye dönük bir düzeni getirmeyi amaçlıyorsa İrtica olarak kabul edilir. REFORM=ISLAHAT Islah etme, düzeltme anlamındadır. Mevcut düzenin devamı için yapılan iyileştirme çalışmalarıdır. Osmanlı tarihinde görülen ıslahat çalışmaları buna örnektir. Eğitim alanında Medreseler dururken Batı Tarzı Okulların Açılması İHTİLÂL: Mevcut düzene karşı hukuki kurallara başvurulmaksızın gayri resmi ve güce dayalı olarak yapılan halk hareketidir. 1789-Fransız İhtilali, 1830 İhtilali, 1848 (İşçi ) İhtilalleri 1917-Bolşevik İhtilali HÜKÜMET DARBESİ: Devletin eli ve emri altındaki herhangi bir gücün ( ordunun ) yönetime el koymasıdır. Türkiye’de ordunun rejimi korumak için yönetime el koyması hükümet darbesine örnek gösterilebilir. Osmanlı’da görülen Bab-ı Ali Baskını ve T.C’de görülen 1960 ve 1980 darbeleri MONARŞİ: Yönetme yetkisinin tek bir kişide toplanmasıdır. Kral, Padişah. Ersin Karahan DEMOKRASİ: Yönetime halk iradesi egemendir. Eşitlik, özgürlük, insan haklarına saygı, seçim ortamı varsa o ülke de demokrasi vardır. CUMHURİYET: Halkın kendi kendini yönetmesidir. Yönetim halkın belirli süreler için seçtiği kişiler tarafından gerçekleştirilir. Türkiye Cumhuriyeti devleti Temsili Demokrasi ile idare edilen ve siyasi rejimi Cumhuriyet olan bir devlettir. MEŞRUTİYET: Hanedan ailesinin Padişah’ın yada Kral’ın yanında, halkında yönetime katıldığı rejim şeklidir. Kral veya padişahın yanında halkın seçmiş olduğu temsilcilerden oluşan bir meclis yer alır. Eğer Padişah, meclisin üzerinde bir güç olarak yer alıyorsa, burada Meşruti Monarşi vardır. ( Ör: I.Meşrutiyet ) Eğer Meclis, Padişahın üzerinde bir güç olarak yer alıyorsa, burada Demokratik ( Gerçek ) Meşrutiyet vardır. ( Ör: II. Meşrutiyet ) E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 1 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com TEOKRASİ: Dini ve siyasi yetkilerin tek bir elde toplandığı yönetim şeklidir. Devlet başkanı aynı zamanda din başkanıdır. Halifelik gibi. Türk Tarihinde Kullanılan Rejimler ( Yönetim Şekilleri ) OLİGARŞİ: Yönetme yetkisinin belirli bir zümreye ait olmasıdır. Asillerin ve zenginlerin ülkeyi yönetmesi EMPERYALİZM=(SÖMÜRGECİLİK): Yayılmacı siyaset anlamındadır. Güçlü bir devletin kendisinden daha zayıf bir devleti ekonomik, siyasal, sosyal, askeri ve kültürel alanda sömürmesidir. MANDATER YÖNETİM: Bir devletin veya bir milletin, kendi kendisini idare edebilecek duruma gelinceye kadar, Milletler Cemiyeti gözetiminde başka bir devlet tarafından yönetilmesidir. I. Dünya Savaşı sonrasında ortaya atılan bu sistemle, batılı büyük devletler sömürgecilik faaliyetlerini bu şekilde devam ettirmişlerdir. Ersin Karahan FRANSIZ İHTİLALİ, MİLLİYETÇİLİK AKIMI ve AZINLIK SORUNUNUN ORTAYA ÇIKIŞI 1789 yılında Fransa’da ortaya çıktı. Ortaya çıkış sebebi; halkın ağır vergiler altında ezilmesi, sınıf farklılıkları (soylular, rahipler, burjuvalar ve köylüler), Jan Jak Russo, Monteskiyo, Volter, Didero gibi aydınların halkı etkilemeleri, İngiltere ve ABD’deki insan hakları ve demokrasi düşüncelerinin halkı etkilemesi sebebiyle Fransız İhtilali çıkmıştır. Fransız İhtilali sonucunda; insan hakları kabul edildi, demokratik ve laik anayasal rejimler ortaya çıktı, eşitlik, hürriyet, demokrasi ve adalet kavramları yayılmaya başladı. Ersin Karahan En önemli sonuç; Milliyetçilik Akımı gibi milletleri birleştirici akımların ortaya çıkmasıdır. Milliyetçilik akımlarından en çok etkilenenler çok Uluslu imparatorluklar oldu. Bu akımlardan en çok zarar gören İmparatorluklar Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmp. oldu. Osmanlı Devleti sınırları içerisinde yaşayan diğer uluslar millet bilincini aşılayan Milliyetçilik akımından etkilendiler ve isyan ettiler. Bu durum Osmanlı Devletine yabancıları bahane ederek içişlerine karışan devletlerin işine yaradı. Büyük Avrupalı devletler (İngiltere, Fransa, Rusya,) kendi menfaatleri için Osmanlıdaki azınlıkları kışkırttılar, isyan ettirdiler. Osmanlı bu isyanları önleyebilmek için azınlıklara ayrıcalık ve imtiyazlar verdi. Bunun için 1839 Tanzimat Fermanı ve 1856 Islahat Fermanları yayınlandı.1876 I.Meşrutiyet ve 1908 II. Meşrutiyet ilan edildi. Bütün bu çalışmalara rağmen azınlık isyanları ve yabancı devletlerin içişlerimize karışması önlenemedi. Balkan (Rumeli) toprakları elden çıktı ve bağımsız oldular. Azınlık sorunu yeni Türk Devleti’nin kurulmasına kadar devam etti. Yeni Türk Devleti azınlıkları 1923-Lozan Barış Antlaşması ile Türk vatandaşı yaparak “ azınlık sorununu ” tamamen çözmeyi başardı. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 2 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com Osmanlı İmparatorluğunun Azınlık ( Milliyetçi ) İsyanları Önlemek İçin Aldığı Tedbirler 1-1839-Tanzimat Fermanı ( Gülhane Hatt-ı Hümayunu )( Tanzimat-ı Hayriye )( Dış etki var ) Hem Müslüman hem de Gayrimüslimlere haklar tanındı. Osmanlı imparatorluğunda yaşayan Müslümanlara ve bütün azınlıklara ilk kez Temel Haklar tanındı. İlk kez kanunlar önünde Müslüman ve Gayrimüslim eşitliği sağlandı. İlk kez Batı tarzı hukuk kuralları Osmanlı ülkesinde geçerli olmaya başladı. İlk kez padişahlar kanun gücünün üstünlüğünü kabul etti. İlk kez padişahın yetkileri kanunlarla sınırlandırılmıştır. Demokratik ve Anayasal bir belgedir. Anayasal devlet düzenine geçişte ( kanun gücü ) ilk adımdır. 2-1856-Islahat Fermanı ( Dış Etki ve En çok Dış Baskı Olan Belge-Doğrudan Avrupa Baskısı Olan Belge ) 1856-Paris Antlaşmasına hazırlık amacıyla Islahat Fermanı ilan edildi. Sadece azınlıklara ( gayrimüslimlere ) haklar tanındı. Azınlıklara en çok hak tanınan belgedir. Müslümanların en çok tepki gösterdiği belgedir. İlk kez azınlıklara siyasal hak tanındı. ( Yerel Yönetimlere Katılma Hakkı ) Batı tarzı hukuk kuralları devam ediyor. Kanun gücü üstünlüğü devam ediyor. Padişahın yetkileri yine kanunlarla kısıtlanmış. Demokratik ve anayasal bir belgedir. Anayasal devlet düzenine geçişte ( kanun gücü ) 2. adımdır. 3-1876-I.Meşrutiyet’in İlanı ( Dış etki ve baskı var ) Kanun-i Esasi’nin ilan edilmesi ile birlikte ilk kez Osmanlılarda Meşrutiyet rejimine ( anayasal devlet düzenine ) geçildi. Kanun-i Esasi Osmanlının ilk anayasasıdır. İlk kez Osmanlılarda rejim değişikliği oldu. ( Monarşi’den Meşrutiyet’e geçilmesi ile ) İlk kez Osmanlılarda parlamenter sisteme geçildi ve ilk kez parlamento kuruldu. Osmanlı parlamentosu iki meclisten oluşuyordu. ( Padişahın atadığı kişilerden oluşan Ayan Meclisi ve halkın seçtiği kişilerden oluşan Mebusan Meclisi ) İlk kez hem Müslümanlara hem de Gayrimüslimlere ülke yönetimine katılmada “ Genel Siyasal Haklar ” tanındı. Halka tanınan “ Genel Siyasal Haklar ” şunlardı; İlk kez; Padişahın yanında ülke yönetimine katılma ( ortak olma ), İlk kez; Mebus olma, Mebusan Meclisine girme, Parlamentoya ( meclise ) katılma, İlk kez; Oy kullanma, Seçme-Seçilme hakkı, Batı tarzı hukuk kuralları devam ediyor. Kanun gücü üstünlüğü devam ediyor. Padişahın yetkileri yine kanunlarla kısıtlanmış. Demokratik ve anayasal bir belgedir. 4-1908-II. Meşrutiyet’in İlanı ( Dış etki ve baskı var ) Kanun-i Esasi bazı değişikliklerle yeniden yürürlüğe girdi ve Meşrutiyet yeniden ilan edildi. 2.kez anayasal devlet düzenine geçildi. I.Meşrutiyet’te halka tanınan “ Genel Siyasal Haklar ” yeniden halka tanındı. Batı tarzı hukuk kuralları devam ediyor. Kanun gücü üstünlüğü devam ediyor. Padişahın yetkileri yine kanunlarla kısıtlanmış. Demokratik ve anayasal bir belgedir. a) b) c) d) e) f) SONUÇ Osmanlı İmparatorluğu Yukarıdaki 4 Belgeyi Neden İlan Etti? Azınlık isyanlarını önleyebilmek için, Avrupalıların azınlıkları bahane ederek içişlerimize karışmasını önlemek için, Avrupa’ya hoş görünmek için, Avrupa’nın etkisi ve baskısı yüzünden, Azınlıkları yönetime ısındırarak imparatorluk içinde birlik ve beraberliği sağlayabilmek için, Osmanlı imparatorluğunu çöküşten ve dağılmaktan kurtarabilmek için E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 3 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com Osmanlılarda Padişahın Yetkilerini Kısıtlayan Belgeler ( Osmanlılarda Demokratik ve Anayasal Belgeler ) 1-1808- Sened-i İttifak ( Karşılıklı Sözleşme ) ( Dış Etki ve Baskı yok ) ( Azınlık sorunu ile ilgili değil ) Padişah II. Mahmut ile Ayanlar ( Eşraf=Toprak Ağası= Mafya ) arasında yapılmıştır. Padişah vergi toplama hakkını Ayanlara devretmiştir. Osmanlılarda padişahın yetkilerini kısıtlayan ilk belgedir. Anayasal girişimciliktir. Osmanlılarda ilk demokratik ve anayasal belgedir. Sened-i İttifak’ın yapılması Osmanlılarda devletin güçsüz olduğunun ve merkezi otoritenin bozuk olduğunun ayanlara dahi söz geçiremeyecek kadar zayıf olduğunun göstergesidir. Padişahın yetkilerinin kısıtlanması bakımından otoriteyi zedeleyen ancak ayanların isyanını önlemesi açısından otoriteyi sağlayan bir belgedir de diyebiliriz. 2-1839-Tanzimat Fermanı ( İlan ) ( Dış Etki var ) ( Azınlık sorunu ile ilgili bir belge ) İlk kez Batı tarzı hukuk kuralları Osmanlı ülkesinde geçerli olmaya başladı. İlk kez padişahlar kanun gücünün üstünlüğünü kabul etti. İlk kez padişahın yetkileri kanunlarla sınırlandırılmıştır. Demokratik ve Anayasal bir belgedir. Anayasal devlet düzenine geçişte ( kanun gücü ) ilk adımdır. 3-1856-Islahat Fermanı ( İlan ) ( Dış Etki ve En Çok Dış Baskı var ) ( Azınlık sorunu ile ilgili bir belge ) Batı tarzı hukuk kuralları devam ediyor. Kanun gücü üstünlüğü devam ediyor. Padişahın yetkileri yine kanunlarla kısıtlanmış. Demokratik ve anayasal bir belgedir. Anayasal devlet düzenine geçişte ( kanun gücü ) 2. adımdır. 4-1876-I.Meşrutiyet’in İlanı ( İlan ) ( Dış Etki ve Baskı var ) ( Azınlık sorunu ile ilgili bir belge ) Kanun-i Esasi’nin ilan edilmesi ile birlikte ilk kez Osmanlılarda Meşrutiyet rejimine ( anayasal devlet düzenine ) geçildi. İlk kez hem Müslümanlara hem de Gayrimüslimlere ülke yönetimine katılmada “ Genel Siyasal Haklar ” tanındı. Halka tanınan “ Genel Siyasal Haklar ” şunlardı; İlk kez; Padişahın yanında ülke yönetimine katılma ( ortak olma ), İlk kez; Mebus olma, Mebusan Meclisine girme, Parlamentoya ( meclise ) katılma, İlk kez; Oy kullanma, Seçme-Seçilme hakkı, Batı tarzı hukuk kuralları devam ediyor. Kanun gücü üstünlüğü devam ediyor. Padişahın yetkileri yine kanunlarla kısıtlanmış. Demokratik ve anayasal bir belgedir. 5-1908-II. Meşrutiyet’in İlanı ( İlan ) ( Dış Etki ve Baskı var ) ( Azınlık sorunu ile ilgili bir belge ) Kanun-i Esasi bazı değişikliklerle yeniden yürürlüğe girdi ve Meşrutiyet yeniden ilan edildi. 2.kez anayasal devlet düzenine geçildi. I.Meşrutiyet’te halka tanınan “ Genel Siyasal Haklar ” yeniden halka tanındı. Batı tarzı hukuk kuralları devam ediyor. Kanun gücü üstünlüğü devam ediyor. Padişahın yetkileri yine kanunlarla kısıtlanmış. Demokratik ve anayasal bir belgedir. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 4 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com YORUM VE ÖZEL NOT SAYFASI E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com SANAYİ İNKILÂBI: El tezgâhlarından fabrika üretimine, tek tek üretimden seri üretime, insan emeğinin yerini makinelerin almasını ifade eder. 19.yy.ın birinci yarısında İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Sanayi İnkılâbı sonucunda büyük fabrikalar kurulmuş, üretim artmış, işçi sınıfı doğmuş, Kapitalizm, Liberalizm, Sosyalizm, gibi ekonomik akımlar ortaya çıkmış, hammadde ve Pazar ihtiyacı artmış ve yeni pazar ve hammadde kaynakları arayışı artmıştır. Bu da ekonomik rekabeti arttırmış ve zincirleme olarak I. ve II. Dünya Savaşları çıkmıştır. Sanayi İnkılâbı, geri kalmış, teknolojik gelişmesini tamamlayamamış ülkeler için büyük sıkıntı yaratmıştır. Bu ülkeler Endüstri İnkılâbı’nı gerçekleştirmiş ülkelerin hammadde ve pazar kaynağı haline gelmiştir. Osmanlı Devleti çok büyük sıkıntı yaşamıştır. Kapitülasyonların olumsuz etkisi yüzünden Avrupa sanayi ürünlerinin her yerde bol ve ucuz satılması yerli sanayinin Avrupa sanayisi ile rekabetini zorlaştırmış ve Osmanlı ekonomisi çöküntüye uğramıştır. Küçük sanayi atölyeleri kapanmış, yerli sanayi ve Loncalar iflas etmiş, dağılmıştır. KAPİTÜLASYON ( İMTİYAZ-I MAHSUSA=AHİDNAME ) : İmtiyaz (ayrıcalık ) anlamına gelir. Osmanlı Devleti’nin siyasal, hukuksal ve en önemlisi ekonomik anlamda yabancı devletlere tanıdığı ayrıcalıklara Kapitülasyon denir. Bu Kapitülasyonlar Osmanlı Devletinin ekonomik anlamda çökmesine, iflas etmesine ve yabancı devletlerin pazarı haline gelmesine yol açmıştır. Osmanlı yabancı devletlerin mallarının satıldığı bir Pazar durumuna gelmiştir. Osmanlı Devleti ekonomik açıdan bağımsızlığını kaybetmiştir. Osmanlı’dan miras kalan bu kapitülasyonlar yeni Türk Devleti’nin kuruluşunu ilan eden 1923- Lozan Barış Antlaşması ile kaldırılmıştır. Böylece yeni Türk Devleti ekonomik bağımsızlığını kazanmıştır. LİBERALİZM: Siyasal, sosyal ve ekonomik alanda serbestliği savunan sistemdir. Liberal ekonomilerde teşebbüsler özel sektör tarafından gerçekleştirilir. Bu sistem, rekabeti ve kaliteyi ön plana çıkartmaya çalışır. Türkiye’nin bugün geçmeye çalıştığı ekonomik sistem, liberalizm’dir. KAPİTALİZM: Ersin Karahan Kapital; ana mal, sermaye anlamındadır. Bu sistem de temel amaç kârdır. Bütün teşebbüsler özel sektör tarafından gerçekleştirilir. Kapitalist sistemin en etkin şekilde uygulandığı ülkeler; ABD, Japonya ve İngiltere’dir. SOSYALİZM: Teşebbüslerin devlet tarafından gerçekleştirildiği kâr amacı gütmeyen bir sistemdir. Özel mülkiyet hakkı tamamen yada büyük ölçüde kısıtlanmıştır. Gelir dağılımında sosyal denge sağlamayı amaçlar. Bu sistemin en büyük temsilcisi; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği idi. Ancak bu devlet 1991’de dağılınca bu sistemde etkisini yitirmiştir. Liberalizm, Kapitalizm ve Sosyalizm gibi ekonomik görüşlerin ortaya çıkması ve dünya genelinde yayılması, Sanayi İnkılâbı sonrasında meydana gelen gelişmelerdir. ATATÜRK’ÜN DEVLETÇİLİK İLKESİ: Bu sistemde; kapitalist sistemlerde olduğu gibi sadece özel sektör ya da sosyalist sistemlerde olduğu gibi sadece devlet yer almaz. Bu ekonomik görüşte teşebbüsler devlet ve özel sektör tarafından gerçekleştirilir. Bu nedenle bu sisteme, karma ekonomi modeli adı da verilmiştir. Ersin Karahan ……………………………………………………………………………………………………………………………. ……………………………………………………………………………………………………………………………. ……………………………………………………………………………………………………………………………. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 5 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com ULUSAL İRADE (ULUSAL EGEMENLİK): Karar verme ya da yönetme yetkisi konusunda söz hakkının halka ait olmasıdır. Halkın devlet idaresindeki istek ve görüşleridir. Halkın yönetim hakkını ele geçirmesi ulusal egemenlik olarak tanımlanır. Padişaha karşı Halk egemenliği ( yönetimle ilgili ) Ersin Karahan ULUSAL BAĞIMSIZLIK: Bir devlet ya da ülkenin başka devletlerin egemenliği altında olmama durumudur, başka bir deyişle bir devletin dışardan baskı olmaksızın iç ve dış politikalarını gerçekleştirebilmesidir. İçişlerine kimsenin karışmaması durumudur. Düşmana karşı Kurtuluş Savaşı HUKUKEN TANIMA: Bir devlet adına resmi bir yetkilinin bir başka devlet yetkilisi ile görüşmesi, başka bir deyişle, tarafların birbirini muhatap kabul etmesidir. RESMEN TANIMA: Yeni bir devlet ya da bir hükümetin hukuksal varlığının resmi bir açıklamayla karşı tarafça onaylanması ya da iki devletin karşılıklı yazılı siyasi belgeleri onaylamaları durumudur. Amasya Görüşmeleri ile İstanbul Hükümeti’nin Temsil Kurulunu hukuken ve resmen tanıması, İtilaf Devletlerinin TBMM’yi Londra Konferansı’na çağırmaları Anadolu’da yeni kurulan TBMM’nin hukuki varlığını resmen tanımaları anlamına gelmektedir. Lozan Antlaşması’nı imzalamakla dünya devletleri, Türkiye’nin hukuki varlığını resmen tanımışlardır. FİİLEN (EYLEMSEL) SONA ERME: Ersin Karahan Bir devletin topraklarının işgale uğraması, başkentinin ve devlet başkanının tutsak duruma düşmesi, egemenlik haklarını kullanamaması durumu, siyasi ve ekonomik hâkimiyetin düşmanların ve yabancıların eline geçmesidir. Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı Devleti’nin kendi yetkilerini kullanamaz duruma düşmesi buna örnektir. HUKUKEN SONA ERME: Bir devletin hukuksal varlığını gösteren işaretler; “ başkenti, devlet başkanı ve hükümetidir. ” Bir devlette başkent, devlet başkanı, hükümet ve diğer hukuksal belirtiler ortadan kalkmışsa o devlet hukuken sona ermiş demektir. Mudanya Ateşkesi ile Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul’un ve Osmanlı egemenlik haklarının TBMM’ye bırakılmış olması, İtilaf Devletleri’nin Osmanlı Hukuki varlığını yok saydıklarının göstergesidir. Ayrıca TBMM’nin Saltanatı Kaldırması da Osmanlı Hanedanlığının ve dolayısıyla Osmanlı Devleti’nin Hukuki varlığının resmen sona erdirilmesinin göstergesidir. Osmanlı Devletinin Hukuken Sona Erdiğinin Göstergeleri İtilaf Devletlerinin Osmanlı Hükümeti olan İstanbul Hükümetini Mudanya Ateşkes Antlaşmasına davet etmemesi. İtilaf Devletlerinin Mudanya Ateşkes Antlaşmasında Osmanlı Başkenti İstanbul’u TBMM’ye bırakması. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 6 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com OSMANLI PADİŞAHLARI 1. Osman Gazi (I. Osman) (1281–1326) 18. I. İbrahim (1640–1648) 2. Orhan Gazi (I. Orhan Bey ) (1326–1362) 19. IV. Mehmet (1648–1687) 3. I. Murat (1362–1389) 20. II. Süleyman (1687–1691) 4. Yıldırım Bayezit (I. Bayezit) (1389–1402) 21. II. Ahmet (1691–1695) Fetret devri (1402–1413) 22. II. Mustafa (1695–1703) 5. I. Mehmet (1413–1421) 23. III. Ahmet (1703–1730) 6. II. Murat (1421–1444) (1445–1451) 24. I. Mahmut (1730–1754) 7. Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmet) (1444–1445, 1451– 1481) 25. III. Osman (1754–1757) 8. II. Beyazıt ( Sofu Beyazıt ) (1481–1512) 9. Yavuz Sultan Selim (I. Selim)(1512–1520) 26. III. Mustafa (1757–1774) 27. I. Abdülhamit (1774–1789) 28. III. Selim (1789–1807) 10. Kanuni Sultan Süleyman (I. Süleyman) (1520–1566) 29. IV. Mustafa (1807–1808) 11. II. Selim (Sarı Selim) (1566–1574) 30. II. Mahmut (1808–1839) 12. III. Murat (1574–1595) 31. Abdülmecit (1839–1861) 13. III. Mehmet (1595–1603) 32. Abdülaziz (1861–1876) 14. I. Ahmet (1603–1617) 33. V. Murat (1876) 15. I. Mustafa (1617–1618) 34. II. Abdülhamit (1876–1909) 16. Genç Osman (II. Osman) (1618–1622) 35. V. Mehmet (Sultan Reşat) (1909–1918) I. Mustafa (1622–1623) İkinci Saltanatı 36. Vahdettin (VI. Mehmet) (1918–1922) 17. IV. Murat (1623–1640) Osmanlının Siyasi Dönemleri Ersin Karahan Kuruluş ( 1299-1453 ) 13.ve 15.yy 1453-İstanbul’un Fethi Yükselme ( 1453-1579 ) 15.ve 16.yy 1579-Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümü Duraklama ( 1579-1699 ) 17.yy 1699-Karlofça Antlaşması Gerileme ( 1699-1792 ) 18.yy 1792-Yaş Antlaşması Dağılma ( 1792-1922 ) 19.yy-20yy 1922-Saltanat’ın Kaldırılması E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 17.yy DURAKLAMA DEVRİ İlk Kez Islahatlar Bu Dönemde Yapıldı. 18.yy GERİLEME DEVRİ YÜKSELME DEVRİ ( 15-16.yy ) Islahatlarda Batı Örnek Alınmadı Batı ( Avrupa )Tarzında Islahatlar Yapılmadı. İlk Kez Batı Tarzı Islahatlar Bu Dönemde Yapıldı. İlk Kez Batının Üstünlüğü Bu Dönemde Kabul Edildi. Islahatlarda Osmanlı Yükselme Devri Örnek Alındı. Islahat Yok Askeri, Ekonomik ( Mali ) ve Ahlaksal Alanlarda Osmanlı Tarzı Islahatlar Yapıldı. İlk Kez Batı Tarzında “ Sosyal, Kültürel(Eğitim), Askeri ” Alanlarda Islahatlar Yapıldı. 19-20.yy DAĞILMA DEVRİ “ Her Alanda Batı Tarzı Islahat ” Bu Dönemde Yapıldı. 1299 – Osmanlı Kuruldu. ( 13-14.yy KURULUŞ DEVRİ ) İlk Kez Batı Tarzında “ Yönetim ( Siyasal ) ve Hukuksal ” Alanlarda Islahatlar Yapılmaya Başlandı. BATI TARZI YÖNETİM-HUKUKSAL ISLAHATLAR Örnek: 19.yy 1839-Tanzimat Fermanı 1856-Islahat Fermanı 1876-I.Meşrutiyet 20.yy 1908-II. Meşrutiyet İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com 1 18.YY GERİLEME DEVRİ BATI TARZI ISLAHATÇI PADİŞAHLARI 2 3 III. AHMET Lale Devri padişahıdır. İlk kez Batı tarzı ıslahatlar bu dönemde yapıldı. İlk kez Batının üstünlüğü bu dönemde kabul edildi. İlk kez Batı tarzında “ Sosyal – Kültürel ” alanlarda ıslahatlar Lale Devrinde yapıldı. 2P = Lale Devri I.MAHMUT 1718-Pasarofça Antlaşması ile başlar. 1730-Patrona Halil İsyanı ile sona erer. Lale Devrinde Batı tarzında askeri, siyasal ve hukuksal alanda ıslahat yapılmamıştır. Arka sayfadaki Tablo Lale’ye bakınız. ŞİFRE: AMMAS III. MUSTAFA İlk kez Batı tarzında “Askeri” alanda ıslahat yapıldı. “ Hendesehane ” adıyla ilk Batı tarzı askeri okul açıldı. Kara Mühendishanesidir. Kara Subay okuludur. İlk defa bu dönemde yabancı askeri uzmanlardan yararlanılmıştır. Fransız Askeri Uzman Kont Dö Boneval Osmanlı hizmetine alındı, Müslüman oldu ve ismi değişti. İsmi, Humbaracı Ahmet Paşa oldu. 1740 yılında Kapitülasyonlar ilk kez sürekli olarak Fransa’ya verilmeye başlandı. Osmanlı ordusu “ bölük, tabur, alay ” sistemine göre ilk kez düzenlendi. Batı tarzı “ Askeri ” ıslahat devam ediyor. Batı tarzında ilk deniz subay okulu olan “ Mühendishane-i Bahr-i Hümayun ” açıldı. Deniz Mühendishanesidir. Deniz Subay okuludur. Macar asıllı Baron Dö Tot ve Sadrazam Koca Ragıp Paşa tarafından “ Avrupa Tarzı Sürat Topçuları Ocağı” kuruldu. İlk İç Borç Alımı başladı. “ Esham Tahvilleri Sistemi ” 4 5 I.ABDÜLHAMİT III. SELİM Batı tarzı “ Askeri ” ıslahat devam ediyor. Avrupa tarzında “İstihkâm Okullarını” açtı. ( Subay Okulu ) İlk kez “ Yeniçeri sayımını ” yaptırdı. İlk kez yeniçerilerin ulufe alım-satımını yasakladı ve Cülus Bahşişini kaldırdı. Avrupa’dan getirilen yabancı uzman ve danışmanların Müslüman olmaları ve Osmanlı kıyafeti giymeleri şartını kaldırdı. Nizam-Cedit Devri padişahıdır. Batı tarzı “ Askeri ” ıslahat devam ediyor. Batı tarzında kara subay okulu olan “ Mühendishane-i Berr-i Hümayun ” açıldı. Kara Mühendishanesidir. Kara Subay okuludur. Yeniçeri Ocağına alternatif olarak Batı tarzı ilk ordumuz olan “Nizam-ı Cedit Ocağı” kuruldu. III. Selim Gerilemenin son padişahıdır. Dağılma Döneminin ise ilk padişahıdır. Bu 4 Padişahın Ortak Özelliği Batı Tarzı Askeri Alanlarda Islahat Yapmalarıdır. SONUÇ İLK KEZ 18.YY GERİLEME DEVRİNDE BATI TARZINDA “ SOSYAL, KÜLTÜREL VE ASKERİ ” ALANLARDA ISLAHAT YAPILMIŞTIR. Not: 18.yy Gerileme Devrinde Batı Tarzında “ Yönetim ve Hukuksal ” Alanlarda Islahat Yapılmamıştır. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com TABLO: LALE Lale Devri ( 1718–1730 ) Lale Devri 1718-Pasarofça Antlaşması ile başlar ve 1730-Patrona Halil İsyanı ile sona eren dönemdir. Yeniçeriler, Patrona Halil önderliğinde isyan etmişler ve Patrona Halil İsyanı sonucunda III. Ahmet tahttan indirilmiştir. Lale Devrinin önemli şahsiyetleri; Padişah III. Ahmet, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Şair Nedim, Ünlü Matbaacı İbrahim Müteferrika, Sefir 28 Çelebi Mehmet Efendi ve Ünlü Minyatür Ustası Levni’dir. Lale Devri Batı tarzı ıslahatların yapıldığı ilk dönemdir. Lale Devri’nde batı tarzında sosyal, kültürel, bilim, teknik ve sanatsal alanda ıslahat yapılmıştır, ancak askeri, yönetim ve hukuksal alanda batı tarzı ıslahat yapılmamıştır. Saray ve köşklerin lale ile süslenmesi ve lalenin çokça yetiştirilmesinden dolayı bu döneme Lale Devri denilmiştir. Osmanlı Devleti’nde savaşların yoğun yaşanmadığı, zevk, eğlence ve balo partilerinin düzenlendiği bu döneme “ Zevk-ü Sefa ” devri de denilmektedir. İlk Türk Özel ( sivil ) matbaası 1727 yılında Sait Mehmet Efendi ve İbrahim Müteferrika tarafından açıldı. Ancak bu matbaada Hattatların tepkisini çekmemek için dini kitapların basılması yasaklanmıştır. Matbaa’da ilk basılan eser, Van Kulu Lügati’dir. Bunun dışındaki eserler arasında, Katip Çelebi’nin Cihannüma, Naima’nın Naima Tarihi diğer basılan eserlerdir. Özellikle sivil mimari alanında İstanbul’da ahşaptan evler yapılmaya başlandı. Yeniçerilerden, Tulumbacı Ocağı adı verilen ilk itfaiye örgütü kuruldu. Sivil mimari gelişti, köşkler ve saraylar yapılarak mimaride Avrupa etkisi “ Rokoko ve Barok Tarzları ” kullanılmaya başlandı. İstanbul ve Yalova’da kâğıt, çini ve kumaş fabrikaları açıldı. Tıp’taki gelişmeler ilerledi ve ilk çiçek aşısı bu dönemde yapılmaya başlandı. ( Osmanlı Tarzı Islahat ) ( Çiçek aşısını Avrupa’dan önce biz bulduk. ) İlk kez Avrupa’ya ve önemli ülke başkentlerine ( Fransa / Paris, ) geçici elçilikler açıldı. Bu anlamda ilk elçi ( Sefir ) 28 Çelebi Mehmet Efendi elçi olarak Fransa’ya gönderildi. Tercüme Heyeti kurularak Doğu klasiklerinden Arapça, Farsça eserler ile Batı dillerindeki birçok eser Türkçe’ye çevrildi. Kütüphaneler açıldı. Bunlar arasında en önemlileri III. Ahmet tarafından Topkapı Sarayı’nda açılan “ Yeni Cami Kütüphanesi ve Enderun Kütüphanesi ” dir. Lale Devri’nde İran ile savaşlar sürüyordu. Ancak İran savaşlarına pek önem verilmemesi ve savaşın uzaması yeniçerilerin tepkisine yol açmaya başlamıştır. Yeniçeriler 1730 yılında Patrona Halil liderliğinde isyan ettiler. Bu isyan sonucunda Padişah III. Ahmet tahttan indirildi yerine I.Mahmut tahta çıkarıldı. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa öldürüldü. Böylece Batı tarzında ilk ıslahatların yapıldığı Lale Devri sona ermiş oldu. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com III. SELİM ( 1789–1807 )ISLAHATLARI III. Selim döneminde Avrupa’da Fransız İhtilali çıktı. Milliyetçilik akımı çıktı ve azınlık isyanları başladı. Islahatların Avrupa ölçülerine uygun olması kararındaydı. Avrupa örnek alındı. III. Selim yenilik (ıslahat) taraftarıdır ve Islahatlarda askeri alana öncelik verilmiştir. Ersin Karahan NİZAM-I CEDİD DÖNEMİ İki anlamda kullanılır; 1. Yeni düzen anlamına gelir. III. Selim dönemindeki bütün yenikliklere verilen genel addır. 2. III. Selim zamanında oluşturulan Avrupa tarzı orduya verilen genel addır.( Nizam-ı Cedid Ordusu ) Yeniçeri Ocağının disiplinsiz davranışlarına ve işlevini yitirmesine karşılık olarak alternatif bir ordu olarak Nizam-ı Cedit ordusu kurulmuştur. Yabancı uzmanlar ve bilim adamları bu orduya hizmet vermiştir. Nizam-ı Cedid ordusu ilk askeri başarısını Mısır/Akka’da Fransızlara ( Napolyon ) karşı kazanmıştır. ( 1798 ) İrad-ı Cedid Hazinesi, Avrupa tarzında kılık-kıyafet ve teçhizatla donatılan Nizam-ı Cedid ordusunun masraflarını karşılamak için kurulan bir hazinedir. Bu hazinenin gelir kaynakları ise, halktan alınan vergilerdir. III. Selim ıslahatları tepki topluyor ve bir takım menfaat bekleyen bazı çevreleri rahatsız ediyordu. Bunlar; Yeniçeriler’in Tepkileri, İrad-ı Cedid Hazinesi’nin halka yeni vergiler yüklemesi ve halkın tepkisini çekmesi, Devlet adamlarının lüks ve israf için de yaşaması, İlmiye ve Ulema sınıfının Avrupa tarzı ıslahatları pek hoş karşılamaması ( Gâvur İcadı Demesi ) Bütün bu sebeplerden dolayı III. Selim’in yapmış olduğu ıslahat ve yeniliklere karşı Kabakçı Mustafa İsyanı çıktı, isyan sonucunda isyancılar yapılan yenilikleri kaldırarak III. Selim’i tahttan indirip öldürdüler ve yerine IV. Mustafa’yı tahta çıkardılar. İsyan sonucunda Avrupa tarzı Nizam-ı Cedid ordusu kapatılmıştır ve Nizam-ı cedit yenilikleri sona ermiştir. III. SELİM’İN YAPTIĞI DİĞER ISLAHATLAR Askeri ıslahatların ve yeni kurulan ordunun ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için İrad-ı Cedid Hazinesi oluşturuldu. Matbaa-ı Amire adıyla ilk devlet matbaası açıldı. Batı’daki gelişmeleri yakından takip etmek amacıyla, ilk kez Avrupa’nın önemli merkezlerinde sürekli (daimi) elçilikler açıldı. (Londra, Paris, Viyana, Berlin ) ( 2012 O.Ö ) İlk elçilikler Lale Devri’nde açılmıştı fakat bu elçilikler geçiciydi. Ersin Karahan Yeni kurulan Nizam-ı Cedid ordusunun eğitim yapması için Levent ve Selimiye Kışlaları inşa edildi. Subay yetiştirmek amacı ile ilk olarak I.Mahmut döneminde açılan ( Avrupa tarzı ilk askeri ıslahat ) 1734 - Hendesehane ( Kara Mühendishanesi ) geliştirilerek yeni bir topçu okulu olan Mühendishane-i Berr-i Hümayun adıyla açıldı ( 1795 ) ( 2012 O.Ö ) İlk defa Padişaha özel danışmanlık yapan, danışma meclisi niteliğindeki “ Meşveret Meclisi ” kuruldu. Yerli malı kullanılmasına önem verildi. Devlet parasının korunması, Kapitülasyonların olumsuz etkisinin önlenmesi, Yerli sanayinin canlandırılması ve Loncaların çökmesinin engellenmesi için yerli malı kullanılması teşvik edilmişti. Yabancı dil eğitimine önem verildi. (2012 O.Ö) Fransızca, devletin ilk resmi yabancı dili haline getirildi.(2007) XVIII. YÜZYIL ( GERİLEME DÖNEMİ ) ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ 18.yy’da ilk kez Batı’nın ( Avrupa’nın ) üstünlüğü kabul edilmiş ve ilk kez bu dönemde Batı tarzında ıslahatlar yapılmaya başlanmıştır. ( Batı tarzında Sosyal-Kültürel-Askeri Alanlarda ) Islahatlarda Padişah ve Devlet adamları etkili olmuş, halkın istekleri dikkate alınmamıştır. İlk batılılaşma hareketi ilk kez sosyal ve kültürel alanda oldu. ( III. Ahmet-Lale Devri ) ( Askeri ıslahat yok ) İlk batılı tarzda askeri ıslahatlar ilk kez I.Mahmut döneminde yapıldı. ( Hendesehane ) ( askeri okul ) İlk kez 18.yy’da bu dönemde batılı askeri uzmanlardan yararlanma ( Kont Dö Boneval-Baron Dö Tot ) yoluna gidildi. 18.yy ıslahatları özellikle Yeniçerilerin tepkisi ile karşılaşmış ve bu nedenle ıslahatlar amacına ulaşamamıştır. Islahat hareketlerinin padişah ve devlet adamları tarafından gerçekleştirilmesi, kişilere bağlı kalması, devlet politikası olmaması ( ıslahatların süreklilik kazanamaması ), halk ve ulemanın tepkisini çekmesi ve meydana gelen isyanlar (Yeniçeri İsyanları ) sebebiyle genel anlamda sürekli ve kalıcı olamadı. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 7 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com YORUM VE ÖZEL NOT SAYFASI E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com XIX. YÜZYIL ( DAĞILMA DÖNEMİ ) ISLAHATLARI Bu dönemde Osmanlı padişahları ve devlet adamları, devletin kurtarılması için önceki yüzyıllara göre daha köklü ıslahat girişimleri yapmışlardır. Bu dönem ıslahatları her alanda ( hukuk, yönetim, sosyal, ekonomik, eğitimöğretim, kültürel, dinsel ) Avrupa tarzı ıslahatlar yapılmıştır. Askeri ve mali alanda düzeltmeler yapılırken yapıyı çağdaşlaştırma yolunda da önemli adımlar atılmıştır. Bundaki temel amaç; yapıyı sağlamlaştırırken, devletin çöküşünü ve parçalanmasını durdurmaktır. II. MAHMUT DÖNEMİ ( 1808–1839 ) ISLAHATLARI Ersin Karahan II. Mahmut Osmanlılarda en çok yenilik ve ıslahat yapan padişahtır. II. Mahmut kendisinden önceki ıslahatçıların aksine sadece düzenin aksayan yönlerini iyileştirmeye çalışmamış, zaman içinde işlevini yitiren kurumları tamamen ortadan kaldırarak yenilerini kuran, İnkılâpçı bir padişah olmuştur. SENED-İ İTTİFAK ( 1808 ) Sened-i İttifak Osmanlı Devleti’nde bir güç haline gelmeye başlayan Ayanlar ile Padişah arasında yapılan bir anlaşmadır. Sened-i İttifak’ın mimarı Alemdar Mustafa Paşadır. ( Ayan Kökenli Sadrazam ) Önemi: Padişah Ayanların hukuki varlığını ve haklarını resmen tanıdı. ( 2012 Önlisans ) Padişah’ın bazı yetkileri ( vergi toplama hakkı devredildi ) kısıtlandı ve otoritesi sarsıldı. ( Padişahın yetkilerini kısıtlayan ilk belgedir )( İlk anayasal girişimdir. )( Yetki kısıtlaması bakımından ilk demokratik belgedir. ) Padişah bu Sened-i İttifak’ı imzalamakla Ayanların Yeniçerilere karşı bir denge unsuru olmasını amaçlamış, fakat merkezi otoriteye karşı yeni bir güç odağının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu belge Mutlakıyetle yönetilen Osmanlı Devleti’nin devletin güçsüz olduğunun, merkezi otoritenin bozuk olduğunun, hiçbir siyasi ve askeri yetkisi olmayan Ayanlara dahi söz geçiremeyecek kadar zayıfladığının göstergesidir. Bu belge, Padişahın yetkilerinin kısıtlanması bakımından otoriteyi zedeleyen ancak ayanların isyanını önlemesi açısından otoriteyi sağlayan bir belgedir de diyebiliriz. Padişahın yetkilerinin ilk kez kısıtlanması bakımından Sened-i İttifak, Avrupa’da ( İngiltere’de ) Kralın yetkilerini kısıtlayan ilk belge olan 1215 Magna Carta’ya karakter yönüyle benzemektedir. DEVLET YÖNETİMİNDE YAPILAN YENİLİKLER Orhan Bey zamanında kurulan Divan kaldırılarak, Bakanlıklar ( Nazırlıklar ) ( Meclis-i Vükela ) kuruldu. Sadrazamlık Başbakanlığa ( Başvekâlet ) dönüştürüldü. ( 2012 Önlisans ) İçişleri, dışişleri, maliye ve evkaf bakanlıkları kuruldu. Evkaf = Vakıf demek ( Hayır İşleri ) Yenilikler için önerilerde bulunmak için meclis ve komisyonlar oluşturuldu. Askeri işler için; Dar-ı Şuray- ı Askeri, İdari işler için; Dar-ı Şuray- ı Bab-ı Ali ve Hukuk işleri için; Meclis-i Valay-ı Ahkâm- ı Adliye kuruldu. İlk kez pasaport uygulaması başlatıldı. İlk kez Muhtarlıklar kuruldu.( Merkezi otorite için ) Memurların traşlı olmaları, fes ve pantolon giymeleri zorunlu hale getirildi. Hediye ve rüşvet yasaklandı. Halk arasında din farkı gözetilmediği açıklandı. Halk arasında kılık-kıyafet birliği sağlandı. Resmini yaptırarak devlet dairelerine astırdı. İlk kez idari ve askeri yetkilere sahip Müşirlikler kuruldu. ( Merkezi otoriteyi korumak amaçlı olarak ) Müsadere ( Devletin şahıs mallarına el koyması ) kaldırıldı. Böylece Özel Mülkiyetin yaygınlaşması sağlandı. Tımar Sistemi kaldırıldı. Memurlara maaş verilmeye başlandı. İlk Posta Teşkilatının temelleri atıldı ve Posta Teşkilatı kuruldu. Tımar (dirlik) sistemi kaldırılarak devlet memurlarına toprak yerine maaş verilmeye başlandı. II. Mahmut, Tımar Sistemini kaldırınca eyaletlerde güvenliği sağlayabilmek amacıyla Tımarlı Sipahilerin yerine Redif Birliklerini kurmuştur. ÜLKE YÖNETİMİNDE YAPILAN YENİLİKLER Ayanlık kaldırıldı, merkezi otorite güçlendi ve güçlü bir merkeziyetçilik benimsendi. Büyük eyaletler illere ayrıldı ve buralara merkezden maaş alan valiler atandı.( Merkezi otorite ile ilgili ) 1831’de askeri ve vergi amaçlı olarak Anadolu ve Rumeli’de ilk erkek nüfus sayımı yapıldı. Vergiye esas olmak üzere mülk sayımı yapıldı. ( Özel mülkiyet hakkının ortaya çıkması için ) Yerli Polis ( Redif Birlikleri ) ve Karantina Teşkilatı kuruldu. Ülke içinde sürekli geziler düzenleyerek yönetime canlılık getirdi. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 8 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com YORUM VE ÖZEL NOT SAYFASI E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com EĞİTİM VE ÖĞRETİM ALANINDA YAPILAN YENİLİKLER Eski öğretim kurumları olan Medreselere dokunulmayarak bunların yanında Batı tarzında eğitim yapan yeni okullar açılmasını sağladı. Batı Tarzı okulların kurulması İmparatorlukta eğitim ve öğretimde ikiliğe, eğitimde bölünmüşlüğe yol açtı, kültür çatışmalarına neden oldu. Eğitimde ki bu ikilik daha sonra Cumhuriyet döneminde 3 Mart 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabul edilmesi ile ortadan kaldırıldı. İlköğretim kız ve erkekler için zorunlu hale getirildi ( İstanbul’da ) fakat başarı sağlanamadı. Yüksek öğrenime öğrenci yetiştirmek amacıyla Rüştiyeler açıldı. Devlet memuru yetiştirmek amacıyla Mektep-i Maarif-i Adliye açıldı. Öğrenim dili Fransızca olan Mekteb-i Tıbbiye ve Mekteb-i Harbiye gibi yüksekokullar açıldı. İlk kez Avrupa’ya öğrenci gönderildi. 1831-Takvim-i Vaka-i adıyla ilk resmi gazete çıkarıldı. Ersin Karahan ASKERİ ALANDA YAPILAN YENİLİKLER II. Mahmut döneminde ilk olarak Sekban-ı Cedit Ocağı kuruldu. Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa’ya karşı çıkan isyan sırasında bu ocak Yeniçeriler tarafından kapatıldı. Bunun yerine II. Mahmut Eşkinci Ocağı’nı kurdu. Yeniçeriler isyan ederek bu ocağı da kapatınca bu sefer Padişah II. Mahmut ve Osmanlı Devleti kendi ordusuna karşı isyan etti. Bu olayda halk, ayan, ulema ve donanma II. Mahmut’a destek verince 1826 yılında Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) adı verilen gelişme ile Yeniçeriler Ocağı kaldırıldı. Yeniçeri Ocağının ortadan kaldırılması ile yeniliklerin, ıslahatların ve inkılâpların önündeki en büyük engel de ortadan kaldırılmış oluyordu. Böylece ıslahat ve inkılâpların önü açılmış oldu. Yeniçeri Ocağı kaldırılınca II. Mahmut Avrupa tarzı eğitim yapan, Asakir- i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kurdu. Yeniçeri Ocağının kapatılması sırasında Yeniçeri Ocağı ile büyüyüp gelişen Bektaşilik Tarikatı da kapatıldı. Yeniçerileri hatırlatan Mehter Marşı kaldırılarak, Batı tarzında Mızıka-i Hümayun adıyla askeri bir bando okulu kuruldu. Bu Batı tarzı askeri bando okulunun müdürü İtalyan Guisseppe Donizetti Paşa isminde batılı bir devlet adamıydı. EKONOMİK ALANDA YAPILAN YENİLİKLER II. Mahmut döneminde 1830’lu yıllarda Avrupa’da İngiltere’de Sanayi İnkılâbının gerçekleşmesi Osmanlı ekonomisini olumsuz yönde etkiledi. Bunun üzerine Osmanlı Devleti ekonomik tedbirler alma yoluna gitti. Yerli malı kullanımı teşvik edildi. Ekonomik kalkınmayı sağlamak, Kapitülasyonların olumsuz etkilerinden kurtulmak, Türk sanayi ve ticaretini canlandırmak, Loncaların çökmesini engellemek amacıyla yerli malı kullanılması teşvik edilmiştir. Bu dönemde isyan eden Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya karşı İngiltere’den yardım ve destek alabilmek amacıyla İngiltere ile 1838 Balta Limanı Antlaşması’nın imzalanması (Kapitülasyon verilmesi) İngiliz tüccarlara birçok ayrıcalıklar tanımıştır. Bundan sonra Osmanlı ekonomisi tamamen dışa bağımlı hale gelmiş ve Osmanlı ülkesi Avrupa’da üretilmiş malların istilasına uğramıştır. Osmanlı Avrupa Devletlerinin pazarı haline gelmiştir. Bundan sonra Osmanlıdaki küçük sanayi ve Loncalar (esnaf grupları) iflas etmiş ve kapanmıştır. TANZİMAT DÖNEMİ ISLAHAT HAREKETLERİ (1839–1876) Osmanlı Devleti bu dönemde Avrupalı Devletlere tavizler vererek Osmanlı toprak bütünlüğünü korumaya çalışmıştır. Bu dönemde iki belge ıslahatlara damgasını vurmuştur. 1. 1839 Tanzimat Fermanı 2. 1856 Islahat Fermanı I.Abdülmecit Dönemi Islahatları Ersin Karahan E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 9 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com MISIR VE BOĞAZLAR SORUNU İLE İLGİLİ GELİŞMELER 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 1833-Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanı ( Sebebi: Mora valiliğinin kendisine verilmemesi ) 1833-Kütahya Antlaşması ( Osmanlı-Kavalalı arasında imzalandı ) ( KÖTÜ ) İngiltere ve Fransa aracılığıyla imzalandı. İlk defa Mısır Sorunu uluslar arası boyut kazandı. Mısır sorunu ( iç sorun ) dış soruna dönüştü. Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Girit valiliklerinin yanı sıra Şam valiliği verilecekti. Oğlu İbrahim Paşa’ya Cidde valiliği ile Adana muhassıllığı (vergi toplama hakkı) verilecekti. Yorum: Bu antlaşmada Fransa Kavalalıyı desteklemiş, İngiltere tarafsız kalmıştır. Kavalalıya güvenmeyen Padişah II. Mahmut Çarlık Rusya’dan yardım isteyecektir. 1833-Hünkâr İskelesi Antlaşması ( Osmanlı-Çarlık Rusya arasında imzalandı. 8 yıl geçerli ) ( KÖTÜ ) Çarlık Rusya Mısır isyanında Osmanlıya yardım edecekti. Buna karşılık Çarlık Rusya serbestçe boğazlardan geçebilecek ve sıcak deniz Akdeniz’e inebilecekti. Çarlık Rusya Batı ile bir savaşa girdiği takdirde Osmanlı boğazları geçişe kapatacaktı. İlk defa bu antlaşma ile boğazlar sorunu çıktı. İlk defa bu antlaşma ile boğazlar uluslar arası sorun haline geldi İlk defa Osmanlının boğazlardaki egemenliği zedelendi. Mısır sorunu boğazlar sorununu doğurdu. Bu antlaşma Çarlık Rusya için iyi ancak Osmanlı ve İngiltere için Kötü oldu. Yorum: Çarlık Rusya’nın sıcak deniz Akdeniz’e inmesi Akdeniz’in hâkimi olan İngiltere’yi tedirgin etti. İngiltere’nin sömürgelerine giden yollar Rus tehdidi altına girdi. Bu antlaşmanın yapılması ve Rus tehdidi İngiltere’yi Osmanlıya yakınlaştırdı. 1838-Balta Limanı Antlaşması ( Osmanlı-İngiltere ( Birleşik Krallık ) arasında imzalandı ) ( KÖTÜ ) Bu antlaşma ile Mısır ve Boğazlar sorununu çözmesi şartıyla İngiltere’ye ilk defa kapitülasyon ( imtiyaz ) verdik. Bu antlaşmadan sonra Osmanlı ülkesi Avrupa mallarının satıldığı bir Pazar konumuna düştü. Osmanlı açık pazar haline geldi ve Osmanlı yerli sanayisi Loncalar iflas etti, ekonomi çöktü. 1839-Tanzimat Ferman ( İYİ-KÖTÜ ) İngiltere’nin Mısr ve Boğazlar sorununu çözmesi şartıyla İngiltere’nin etkisi ile bütün azınlıklara ilk kez temel haklar tanındı. Yorum: Azınlıklara haklar verilmesi ve kanunsal eşitliğin sağlanması ayrıca demokratik gelişmeler açısından bu belge iyi bir belge olarak kabul edilir. Padişahın yetkilerini kanunlarla kısıtladığı ve hukuk gücünün padişahtan üstün olduğunu ortaya koyması bakımından padişahın otoritesini zedelediği için kötü bir belge olarak kabul edilir. 1840-Londra Mukavelenamesi ve Mısır Sorununun Çözümü ( İngiltere sorunu çözdü ) ( KÖTÜ ) Mısır valisinin yeninden isyanı ve 1839’da Nizip Savaşında Osmanlı ordusunu yenmesi üzerine Osmanlının Çarlık Rusya’dan yardım istemesinden çekinen İngiltere bu sorunu çözmek istemiştir. Mısır Osmanlılarda kalacak ancak yönetimi Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve oğullarına bırakılacaktı. Mısır valiliği saltanata dönüşecek ve kavalalı ailesi Mısır’ı yönetecekti. Osmanlı Mısır’a vali atayamayacaktı. Mısır Osmanlıya vergi vermeye devam edecekti. Suriye, Girit ve Adana valilikleri Osmanlıya geri verilecekti. Mısır sorunu kesin olarak çözülmüş oldu. 1841-Londra Boğazlar Sözleşmesi ve Boğazlar Sorununun Çözümü ( İngiltere sorunu çözdü ) ( İYİ ) İngiltere, Fransa, Osmanlı, Çarlık Rusya, Prusya, Avusturya arasında imzalanmıştır. Buna göre süresi dolan Hünkâr İskelesi Antlaşması yenilenmemiştir. Çarlık Rusya Boğazlardan geçemeyecek ve Akdeniz’e inemeyecektir. İlk defa Boğazlar sorunu çözüldü. Osmanlı yeniden tek başına boğazlara egemen oldu. Çarlık Rusya Hünkâr İskelesi Antlaşması ile kazandığı avantajı kaybetti. Barış zamanında hiçbir savaş gemisi boğazlardan geçemeyecekti ancak ticaret gemilerinin geçişi serbest olacaktı. Ancak Osmanlı devleti savaşa girdiği takdirde boğazları istediği gibi açıp kapatabilecekti. Bu antlaşma Osmanlı- İngiltere için İyi, Çarlık Rusya için Kötü oldu. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 10 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com TANZİMAT FERMANI ( 3 Kasım 1839 ) (Gülhane Hattı Hümayunu) ( Tanzimat-ı Hayriye ) Nedeni: Mısır ve boğazlar meselesinin çözümünde batılı devletlerin desteğini sağlamak ( İngilizler ) Batılıların azınlıkları bahane ederek içişlerimize karışmasını önlemek ve Avrupalılara hoş görünmek Osmanlının ülkeyi çağdaşlaştırma ve yenilik yapma düşüncesi Osmanlının ülkeyi parçalanmaktan ve dağılmaktan kurtarma düşüncesi Batılı devletlerin etkisi Azınlıkların kanun önünde Müslümanlarla eşit olduğunu göstererek azınlık isyanlarını önlemek Padişah I.Abdülmecit döneminde Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmıştır. Maddeleri: Ersin Karahan Müslüman ve gayrimüslim halkın can, mal, namus ve ırz güvenliği devlet güvencesinde olacak. Kanunlar önünde herkes eşit olacak, hiç kimse yargılanmadan ( mahkeme kararı olmadan ) cezalandırılmayacak, mahkemeler herkese açık olacak, Bu maddeyle padişahın yetkisi sınırlandırılmış, ilk defa padişahın üzerinde kanun gücü kabul edilmiştir. Vergiler herkesin gelirine göre düzenli bir şekilde toplanacak ( Vergide adalet ) Rüşvet ve iltimas önlenecek Askerlik işleri belirli bir düzene konulacak. ( İlk kez askerlikte Ocak anlayışından Vatani Yükümlülük anlayışına geçilmiştir. Ancak askerlik sadece Müslümanlar için vatani görev haline getirilmiştir. ) Böylece ilk kez vergi vermek ve askerlik yapmak vatan görevi ( vatandaşlık ödevi ) haline getirildi. Müsadere usulü kaldırılacak, herkes malına ve mülküne sahip olabilecek, satabilecek, miras bırakabilecekti. Özel mülkiyet hakkı devlet garantisi ( kanuni güvence ) altına alınmış oldu. Devlete duyulan güven arttı. Sonuçları ve Önemi Din, dil, ırk ayrımı gözetilmeksizin halk arasında eşitlik sağlanmaya çalışıldı. Halka ilk kez temel haklar tanındı. Vergilerin toplanmasındaki adaletsizlikler giderilmeye çalışıldı. İlk kez Avrupa tarzı hukuk kuralları Osmanlı Ülkesinde geçerli olmaya başladı ve Batılılaşma hız kazandı. Padişah Abdülmecit dahi kanunlara uyacağına dair yemin etmiştir. Padişahın yetkileri kendi isteği ile kanunlarla kısıtlanmış ve sınırlandırılmıştır. Padişah’ta kanun gücünün üstünlüğünü kabul etmiştir. İlk kez Müslümanlar ve Gayrimüslimler kanunlar ( hukuk ) önünde eşit hale getirildiler. Tanzimat Fermanı ile yönetim, hukuk, adliye, maliye, askerlik alanında birçok yenilik yapıldı. Tanzimat Fermanında Eğitim alanı ile ilgili bir madde yoktur, eğitimden hiç söz edilmemiştir. Tarımda yok. Meşrutiyete geçme fikir ve isteği yaygınlaştı. Bu eğilim, Meşrutiyetin İlanına ve mevcut yönetim şeklinin değişmesine zemin hazırladı. Tanzimat ile Anayasal Devlet anlayışı ( Kanun gücünün üstünlüğünde ilk adım ) başladı. Bu fermanla, Avrupalılara Osmanlının içişlerine karışma fırsatı verilmiş oldu. Padişah ile halk arasında bir sözleşme değildir. Padişahın tek taraflı iradesine dayanan bir fermandır. Tanzimat Fermanı halkın isteği ile değil, padişahın isteğiyle hazırlanmıştır. İlk kez kanunlarla Padişahın yetkilerinin kısıtlanması bakımından Tanzimat Fermanı bu yönüyle Avrupa’da ( İngiltere’de ) yayımlanan 1215-Magna Carta’ya benzemektedir. Tanzimat Fermanı azınlıkların isyanını sona erdiremediği için başarısız olmuş, ayrıca Avrupalı Devletlerin içişlerine karışmasını önleyememiş Osmanlı daha fazla taviz vermek zorunda kalmıştır. ISLAHAT FERMANI ( 28 Şubat 1856 ) Nedeni: Osmanlı-Rus Savaşı 1853–1856 Kırım Harbi sonucunda yapılacak Paris Barış Antlaşmasında İngiltere ve Fransa’nın desteğini almak Avrupalılara hoş görünmek Azınlık İsyanlarını önlemek ve Avrupalıların azınlıkları bahane ederek içişlerimize karışmalarını önlemek Azınlıkları devlete ısındırmak, Osmanlı Devletini dağılmaktan ve çöküşten kurtarmak E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 11 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com 1856 Paris Konferansı öncesinde, Osmanlı İmparatorluğunu Rusya’nın müdahalelerine karşı korumanın bedeli ve Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa Devletleri ailesine katılmasının şartı olarak Avrupa Devletleri tarafından baskıyla hazırlatılan bir belgedir. Islahat Fermanı’nın ilanında Batılı devletlerin ( İngiltere-Fransa ) baskısı ve istekleri önemli rol oynamıştır. Getirdiği yenilikler azınlık hakları ile ilgilidir. Tanzimat Fermanı’nda azınlıkların durumuna kesin çözüm getirilememişti. Bu nedenle Islahat Fermanı, Osmanlı halkından çok, Gayr-i Müslim halka çeşitli haklar tanımıştır. Sadece azınlıklara haklar verilmiştir. Padişah I.Abdülmecit döneminde Sadrazam Ali Paşa tarafından hazırlanmıştır. Maddeleri: Herkese din ve mezhep özgürlüğü tanınacak, azınlıklar okul, özel hastane, kilise, mezarlık, manastır, patrikhane, gibi binaları açıp- tamir edebilecek. Mahkemeler herkese açık olacak, kanunlar eşit uygulanacak, karakol ve hapishaneler ıslah edilecek Gayr-i Müslimlerde devlet memurluklarına, askeri hizmetlere ve askeri okullara ( eğitimle ilgili ) girebilecek Gayr-i Müslimlerin ( zımmi ) askere gitmeme karşılığında ödemiş oldukları Cizye vergisi kaldırıldı. Gayri Müslimlerinde askere gitmeleri kanunlaştı. Ancak Gayr-i Müslimlerden askere gitmek istemeyenler için de bir defaya mahsus Nakdi Bedel alınma usulü kabul edildi. Ayrıca Gayri Müslimlerden alınan toprak vergisi Haraç da kaldırıldı. Vergi alımında din ayrımı yapılmayacaktır. ( Vergide eşitlik ve adalet ) Sonuç olarak; Müslümanlar ve Gayrimüslimler arasında vergi ve askerlik bakımından eşitlik sağlandı. Hıristiyan ve Musevilere karşı küçük düşürücü sözler kullanılmayacak. İşkence, dayak, angarya ve kötü muamele kaldırılacak. Vergilerin toplanmasında İltizam usulüne son verilecektir. Vergiler doğrudan devlet tarafından alınacaktır. Resmi yazışmalarda Gayr-i Müslimlere küçük düşürücü söz ve deyimler kullanılmayacak. Rüşvet ve İltimas kaldırılacak, Vergiler herkesten gelirine göre alınacak. Gayr-i Müslimler belediye meclislerine, il genel meclislerine ve Ahkâm-ı Adliye meclislerine üye olabilecekler. Yabancı uyruklular vergisini ödemek şartıyla Osmanlı ülkesinde mal ve mülk sahibi olabilecekler. Tarım ve ticaret işleri yeniden düzenlenecek Gayr- i Müslimlerde şirket, banka gibi ticari kurumlar açabilecek. Önemi: İlk defa azınlıklara siyasal haklar verilmiştir. ( Yerel yönetimlere katılma hakkı ) Azınlıklara geniş haklar tanıdığı için “İmtiyazlar Fermanı” da denir. Ersin Karahan Sonuç: Islahat Fermanı’ndan Osmanlının en büyük beklentisi devletin bütünlüğünü korumak, batılı devletlerin içişlerimize karışmasını önlemekti. Ancak Fermanın Paris Antlaşmasına eklenmesi batılı devletlerin Osmanlı içişlerine karışmasını ve müdahalesini kolaylaştırmıştır. Azınlık sorunlarını çözmek için hazırlanmış fakat sorunları daha da büyütmüştür. Gayr-i Müslimler, tanınan ayrıcalıklar sayesinde Müslümanlardan daha üstün hale gelmişlerdir. Bu durum Müslüman halkın da tepkisine yol açmıştır. Toplumsal huzursuzluklar daha da artmıştır. Gayr-i Müslimlerin ekonominin yanında siyasal konularda da güçlenmesine neden olmuştur. Azınlık okulları çoğaldı. Açılan okullarda yetişen azınlık aydınlar milliyetçilik hareketlerinin yaygınlaşmasında ve azınlık isyanlarının güçlenmesinde önemli rol oynamıştır. 1856 Islahat Fermanı’nın etkisi ve bu dönemde imzalanan Paris Antlaşması ile Osmanlı bir Avrupa Devleti kabul edildi. Bu durum Avrupalıların içişlerimize daha fazla karışmasına neden olmuştur. Azınlıklara verilen imtiyazlar kötüye kullanıldığı için Osmanlı Devleti’nin parçalanma süreci hızlanmıştır. TANZİMAT DÖNEMİ’NDE I. ABDÜLMECİT TARAFINDAN YAPILAN DİĞER YENİLİKLER Yönetim Alanında Yapılan Yenilikler Merkezden maaş alan valiler, askerlik ve güvenlik işleri için komutanlar, mali işler içinde memurlar atandı. İllerde üyeleri halk tarafından seçilen ve illerin yönetiminde valiye yardımcı olmaktan sorumlu olan “İl Genel Meclisleri” kuruldu. Azınlıklara İl Genel Meclislerine girme hakkı tanındı. Avrupa tarzında ilk zaptiye (Polis) teşkilatı kuruldu. ( 1845 ) Posta Teşkilatı devlet kurumu haline getirildi ve 1840 yılında Postahane-i Amire adıyla açıldı. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 12 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com Ekonomik Alanda Yapılan Yeniklikler Vergiler herkesin kazancına göre toplanmaya başladı ve vatandaşlık görevi haline getirildi. İltizam yoluyla Aşar ( öşür ) vergisinin toplanması kaldırıldı. Maliye Bakanlığınca toplanması kararlaştırıldı. İlk banka; “ Bank-ı Dersaadet ” 1847 yılında kuruldu. 1856 yılında Osmanlı Bankası ( İngiliz ) kuruldu. 1839-Kaime-i Nakdiye adıyla ilk kâğıt para bastırıldı. 1855-İlk Telgraf Kırım Savaşında kullanıldı. İzmir-Aydın arasında ilk demiryolu Robert Wilkin adlı İzmirli İngiliz tüccar tarafından yapılmaya başlandı. Arazi Nizamnamesi çıkarıldı. ( Özel mülkiyet gelişecektir ) I.Abdülmecit Dönemi’nde ilk defa Kırım Harbi sırasında (ilk dış) borç para alındı.( İngiltere’den 5 milyon pound ) Alınan dış borçlarla Dolmabahçe Sarayı yapıldı ve törenle açılışı yapıldı. ( 1856 ) İşçi haklarını savunmak için ilk işçi sendikası niteliği taşıyan “Ameleperver Cemiyeti” kuruldu. Gemi işletme (Kabotaj Hakkı) yabancılara verildi. ( Fransız Şirketlere verildi. ) 1848 yılında Ticari davalar için “ Karma Ticaret Mahkemeleri ” kuruldu. 1851 yılında Şirket-i Hayriye kuruldu. İstanbul ve Boğaziçi arasında vapurlarla yolcu taşımacılığı yaptı. Şirket-i Hayriye, Osmanlı Devleti’nde kurulmuş ilk anonim şirkettir. Eğitim- Öğretim Alanında Yapılan Yenilikler Eğitim işlerinin düzenlenmesi amacıyla Maarif-i Umumiye Nezareti ( bugünkü Milli Eğitim Bakanlığı ) kuruldu. İlk kez yabancı okulların açılmasına izin verildi. Avrupa’ya öğrenci gönderilmesine hız verildi. Batı’yı tanıyan ülke sorunlarını gören aydınlar yetişti.( Genç Osmanlılar-Jön Türkler-) Devlet memuru yetiştirmek üzere Mülkiye, tercüman yetiştirmek üzere Lisan Mektebi, yerli üretimi arttırmak üzere Sanayi Mektebi, ayrıca telgraf ve sekreterlik okulları açıldı. Orta düzeyde Rüştiye ve İdadiler açıldı. Yabancı okullar açılmasının etkisi yıkıcı oldu. Azınlıkların açtığı okullar milliyetçilik hareketlerine kültürel yönden öncülük etmiştir. Bu okullar zararlı cemiyetlerin kurulmasında etkili oldular. Diğer taraftan yabancı okulların açılması Batı eğitim sisteminin tanınmasına olanak sağlamıştır. 1840 yılında ilk yarı resmi gazete Ceride-i Havadis yayın hayatına başladı. 1860 yılında Agâh Efendi ve Şinasi tarafından ilk özel gazete Tercüman-ı Ahval çıkarıldı. ABDÜLAZİZ DÖNEMİ ( 1861–1876 ) ISLAHATLARI Yurtdışı gezisine çıkan ilk ve son padişahtır. 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılışına katıldı. Beylerbeyi Saray ( 1865 ) ve Çırağan Sarayı ( 1871 ) yapıldı. Şura-yı Devlet kuruldu. ( Danıştay gibi -1868 ) 1863’te Osmanlı’da ilk lise niteliği taşıyan Galatasaray Sultanisi (Lisesi) açıldı. Dışarıya olan borçlanma devam ettirilerek dünyanın 3.büyük donanması inşa edildi. Bahriye Nezareti kuruldu. 1868’de Darülfünun ( ilk Üniversite ) açıldı. İlk defa Posta Pulu kullanıldı.( 1863 ) Islahat Ferman’ından sonra açılan ilk yabancı okul “ Robert Koleji ” olmuştur.( 1863 ) 1863’te İngiliz ve Fransız ortaklığıyla Bank-ı Osmani Şahane açıldı. Para basma yetkisi bu bankaya verildi. 1863’te Çiftçiye kredi vermek amacıyla Memleket (Menafi ) Sandığı kuruldu. 1867 yılında " Memleket Sandıkları Nizamnamesi " yürürlüğe girdi. Böylece 1888’de açılacak olan Ziraat Bankasının temelleri atılmış oldu. 1864 ve 1871 Vilayet Nizamnamesi çıkarılarak, iller sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar bucak ve köylere ayrıldı. (Nahiye kuruldu ilk kez )( İlk idari düzenleme ) Yetimler için Darüşşafaka Lisesi açıldı.(Fransız) Kızılay ( 1868 ) kuruldu. Giritli Rumların isyanı üzerine Halepa Fermanı yayınlanarak Giritlilere vergi muafiyeti sağlandı. Kız çocuklarının eğitimleri devlet görevleri arasına alındı. İlk kız sanat ve öğretmen okulları açıldı.(Darülmuallimat-Kız Öğretmen Okulu) Mecelle adlı medeni kanun kitabı Ahmet Cevdet Paşa tarafından hazırlanmaya başlandı.(1868)Hazırlandı. Düstur adıyla ilk kanun mecmuası çıkarıldı. İlk kez Tanzimat Dönemi’nde Avrupa hukuk kurallarına göre işleyen Avrupai mahkemeler kuruldu.(1864-Nizamiye Mahkemeleri) ( Hukuk alanında ikilik çıktı. ) MEŞRUTİYET DÖNEMİ YENİLİK (ISLAHAT) HAREKETLERİ Meşrutiyet; ülke yönetiminde kral ya da padişahın yanında seçimle belirlenen bir meclisin bulunduğu rejim şeklidir. Osmanlı kurulduğu 1299 yılından 1876 yılına kadar Mutlakıyetle (Monarşi) ile yönetilen bir devletti. Fakat Osmanlı Fransız İhtilali sonucunda ortaya çıkan fikir akımlarının, Batılı Devletlerin ve Osmanlı aydınlarının etkisi ile 1876 yılında Meşrutiyet Yönetimine geçmiştir. Tanzimat Fermanı ile başlayan Osmanlılardaki Anayasal devlet anlayışı Kanun-u Esasi’nin kabulü ile Meşrutiyet Dönemine geçişi sağlamıştır. Osmanlı Devleti’nde 2 kez Meşrutiyet Dönemi yaşanmıştır. 1) 2) 1876–1878 yılları arasındaki I.Meşrutiyet Dönemi 1908’de başlayıp yıkılışa kadar devam eden II. Meşrutiyet Dönemi II. Abdülhamit Devri E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 13 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com YORUM VE ÖZEL NOT SAYFASI E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com I.MEŞRUTİYET ( KANUN-İ ESASİ )’NİN İLANI (1876) Nedeni: Azınlık sorunlarını bahane eden Batılı devletlerin içişlerimize karışmasını önlemek İstanbul Tersane Konferansı’nda Batılıların içişlerimize müdahalesini önlemek, Azınlıkları yönetime katarak ülkenin parçalanmasını ve milliyetçilik isyanlarını önlemek, birlik ve beraberliği sağlamak, azınlıkların devletten kopmasını ve Osmanlı Devleti’nin dağılmasını önlemek Genç Osmanlılar ( Jön Türkler ) Cemiyeti’nin II. Abdülhamit’e Meşrutiyeti ilan etmesi için baskı yapması Genç Osmanlılar: Ersin Karahan Osmanlıcılık görüşünü savunan ve devletin kurtuluşunu meşruti sisteme geçmekte gören aydınlar grubudur. Maddeleri: Herkes din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın kanun önünde eşit olacak ve ülke yönetimine katılabilecekti. Yasama yetkisi ( kanun yapma ); Ayan ve Mebuslar Meclisine aitti. I.Meşrutiyet döneminde Osmanlı Parlamentosu ( Meclis-i Umumi ) iki meclisten oluşuyordu. Bunlar halk tarafından seçilen kişilerden oluşan Mebusan Meclisi, diğeri de Padişah tarafından atanan kişilerden oluşan Ayan Meclisi idi. Ayan Meclisi üyelerinin ömür boyu görevde kalma hakları vardı. Fakat Mebusan Meclisi üyeleri ise 4 yılda bir halk tarafından yapılan seçimlerle belirleniyordu. Ayan üyelerini padişahın ataması ve üyelerin ömür boyu görevde kalma hakkına sahip olmaları demokrasiye ve demokratik idareye aykırı durumlardır. Yürütme yetkisi; padişahın başında bulunduğu İstanbul hükümetine ( Bab-ı Ali ) ve padişaha aitti. Meclisi açma ve kapama yetkisi padişaha aittir. ( 2012 O.Ö ) Meclisi açma ve kapama yetkisinin Padişaha ait olması Padişahın meclisten üstün durumda olduğunu ve yetkilerinin meclisten daha üstün tutulduğunu göstermektedir.(Mutlak Meşrutiyet) Diğer taraftan gerekli gördüğünde padişahın meclisi kapatabilmesi Meşruti rejimin geleceği için bir tehdit oluşturmaktaydı. Hükümet icraatlarında meclise karşı değil, Padişaha karşı sorumluydu. Meclisin hükümeti denetleyememesi tam bir demokratik idare kurulamadığını göstermektedir. Meclisin yetkileri kısıtlı tutulmuş bir nevi Danışma Meclisi konumuna düşürülmüştür. Kanunların yapılmasında ve yürürlüğe girmesinde son söz Padişaha aitti. Ayrıca Mebusan Meclisinin kanun teklifinde bulunabilmesi için padişahın izni şartı. Kanunlarda son sözün padişaha ait olması, kanun teklifinin izne bağlı olması ve hükümetin meclis denetiminde olmaması demokratik olmayan uygulamalardır. Bu nedenle Osmanlı’daki I.Meşrutiyet, “Mutlak Meşrutiyet” olarak da nitelendirilebilir. Mutlak meşrutiyetlerde “ sözde bir meşrutiyet ” vardır. Halk yönetime katılır gibi gözükse de son söz yine padişahın olduğu için “ Monarşi ”den hiçbir farkı yoktur. Yine tek kişi egemendir. Padişah devlet güvenliğini bozduğu gerekçesiyle polis araştırması yaptırabilir ve suçlu gördüğü kişileri sürgüne gönderebilir. Seçme ve seçilme hakkı sadece erkeklere ait olup, her 50.000 erkek seçmene bir milletvekili seçme hakkı tanınmıştır. Bu durum dikkate alındığında, sadece erkeklerin oy kullanması ve seçme-seçilme hakkının olması Halkçılığa aykırıdır. Önemi: Ersin Karahan Osmanlı halkı Osmanlı Devleti’nde ilk kez halk padişahın yanında yönetime ortak olmuştur. Osmanlı Tarihi’nde batılı anlamda ilk Anayasa kabul edilmiştir. ( Kanun-u Esasi ) İlk kez Anayasal bir sistem kurularak parlamenter sisteme geçilmiş. Parlamento iki meclisten oluşmuştur. ( Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan ) Halka kendini temsil etme hakkı tanınmıştır. ilk kez seçme-seçilme hakkını kullanmıştır. ( Belçika ve Prusya Anayasası çevirisi ) E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 14 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com Sonuçları: Osmanlıcılık akımı resmi olarak uygulanmaya başlandı. Azınlıklara “Osmanlı Milleti” bilinci aşılanmaya çalışıldı. Bunda maksat; azınlıkların isyan edip Osmanlı’dan kopmalarını önlemektir. Demokrasi doğrultusunda önemli bir adım atıldı. Meşruti İdare’ye geçilmesinde halktan herhangi bir istek gelmemiştir. Meşruti İdare Yeni (Genç) Osmanlılar denilen aydınlar grubunun eseridir. Mebusan Meclisi’ne çok sayıda azınlık milletvekili seçilmişti. Azınlıkların yönetime katılımının sağlanması ile birlik ve beraberlik korunamadığı gibi, azınlıklar bağımsızlık isteklerini daha da arttırdılar. Azınlık milletvekilleri yetkilerini bu istek ve kendi etnik çıkarları doğrultusunda kullandılar. Devleti yıkılmaya doğru götürdüler. Meşrutiyet ilan edilmesine rağmen azınlık isyanları sona ermedi. Osmanlıcılık akımı Milliyetçilik karşısında etkisiz kaldı. Batılıların azınlık sorununa müdahalesi önlenemedi. Osmanlının devleti kurtarmak için yapmış olduğu bu girişimde beklenen sonucu vermedi. Meşrutiyet Rejimine Son Verilmesi II. Abdülhamit 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın (93 Harbi) kötü sonuçlarını ve azınlık milletvekillerinin bölücü çalışmalarını bahane ederek Anayasanın kendisine verdiği yetkilere dayanarak 13 Şubat 1878 de parlamento’yu ( Meclis-i Umumi ) kapattı ve Kanun-u Esasi’yi askıya aldı. Anayasa askıya alınınca Osmancılık akımı resmi alanda etkinliğini yitirdi. Bunun yerine II. Abdülhamit İslamcılık akımını uygulatmaya başladı. II. Abdülhamit’in 1878’de Mebusan Meclisi’ni kapatmasından 1908 yılına kadar geçen dönemde tekrar “Mutlakıyete” ( Monarşiye) dönülmüştür. ( İstibdat Devri ) Basın hürriyetine kısıtlamalar getirilmiştir. İstibdat Dönemi’ndeki Bazı Gelişmeler ( 1878-1908 ) Genç Osmanlılar sürgüne gönderildi. Donanma haliç’e çekildi, cezalandırıldı ve zincirlendi. Çürüdü gitti : ) Osmanlı Devleti’nin 1854 yılından beri batılılardan aldığı dış borçlar 1881 yılında ödenemeyecek bir duruma gelmesi üzerine batılı devletler, alacaklarını tahsil etmek üzere Duyun-u Umumiye İdaresi’ni (Dış Borçlar İdaresi) kurdular.(1881) ( 2012 Önlisans ) Osmanlı ekonomisi böylelikle daha fazla dışa bağımlı hale gelmiştir. Batılı alacaklı büyük devletler Duyun-u Umumiye İdaresi ile Osmanlının gelir kaynaklarına el koymuşlardır. Böylece Osmanlı maliyesinin ve başlıca gelir kaynaklarının denetimi Batılıların eline geçti. Bu durum Osmanlı Devleti’nin ekonomik bağımsızlığına gölge düşürmektedir. 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşı ( 93 Harbi ) sonucunda Ayestefanos Antlaşması yapılmış ancak antlaşma İngiltere’nin menfaatlerini zedelediği için iptal edilmiştir. İptal edilen antlaşmanın yerine Osmanlı-Çarlık Rusya arasında İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Avusturya-Macaristan’ında katımlıyla 1878-Berlin Antlaşması imzalanmıştır. Osmanlı Devleti kendisini Rus saldırısına karşı koruması için ve İngiltere’nin de baskısı ve etkisi ile Kıbrıs’ı 1878 yılında İngiltere’ye vergi karşılığında geçici olarak bırakmış ancak hukuki olarak Kıbrıs Osmanlı toprağı olmaya devam etmiştir. İleriki zamanda İngiltere 1914 yılında Kıbrıs’ı resmen işgal etmiş ve Kıbrıs 1923 Lozan Barış Antlaşması ile resmen İngiltere’ye bırakılmıştır. Kurmay subay yetiştirmek üzere Erkan-ı Harbiye Mektebi ( Harp Akademisi ) ve Jandarma Mektebi açıldı. 1881’de Mekteb-i Hukuk-u Şahane ve 1883’te Osman Hamdi Bey tarafından Mekteb-i Sanayi-i Nefise ( Güzel Sanatlar Akademisi ) açıldı. Tarım ve ziraatın kalkındırılabilmesi için Ahmet Mithat Paşa tarafından 1888-Ziraat Bankası kuruldu. Berlin-Bağdat demiryolu hattının inşasına başlandı. (Osmanlı-Alman Yakınlaşması ve I.Dünya Savaşına hazırlık) İttihat ve Terakki Cemiyeti kuruldu. ( 1889 ) II. MEŞRUTİYET’İN İLANI ( 23 Temmuz 1908) İlan: İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin liderlerinden Enver Paşa’nın ve Resneli Niyazi’nin Meşrutiyet’in yeniden ilanı Hürriyet Taburlarını kurarak dağa çıkması, halkı padişaha karşı isyana teşvik etmesi ve yapılan baskılar neticesinde II. Abdülhamit Kanun-u Esasi’yi tekrar yürürlüğe koyarak, II. Meşrutiyeti İlan etti. Reval Görüşmeleri ( Rusya-İngiltere’nin Osmanlı Devletini Paylaşma Planı-Makedonya’ya bağımsızlık verilmesini istediler. ) II. Meşrutiyetin ilanını hızlandıran dış etken olan bir gelişmedir. Ersin Karahan Özellikleri: II. Meşrutiyetle birlikte padişahın bazı anayasal hak ve yetkileri 1876 Anayasa’sına göre daha fazla kısıtlandı. 1909 Anayasa Değişikliği ile ; Hükümet yaptığı işlerden padişaha karşı değil, Mebusan Meclisine karşı sorumlu hale getirildi. Böylece, meclisin hükümeti denetleyebilmesi sağlandı. Kanunlarda son söz Meclise aittir şeklinde düzenleme yapıldı. Padişahın meclisi sürekli olarak kapatma yetkisi ve kanun tekliflerini veto yetkisi kaldırıldı. Meclise Padişahı değiştirebilme hakkı tanındı. Meclisin kanun teklifi için padişahtan izin alma şartı kaldırıldı. Basın üzerindeki sansür ve engellemeler kaldırıldı. Özgürlükler genişletildi. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 15 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com II. Meşrutiyet Döneminde 1909 yılında meydana gelen bu anayasa değişiklikleri anayasa’nın daha demokratik bir hale getirildiğinin göstergesidir. II. Meşrutiyet gerçek anlamda “Demokratik Meşrutiyet” tir. II. Meşrutiyet’in Önemi: Bu dönemde ilk kez çok partili siyasi hayata geçilmiştir.( İktidar partisi İttihat ve Terakki Fırkası, muhalefet partileri Ahrar Fırkası ( Prens Sabahattin kurdu. ) Osmanlı Sosyalist Fırkası ve İTC’nin amansız düşmanı Hürriyet ve İtilaf Fırkası ) Sonuçları: II. Meşrutiyet’in ilanı sırasında ülkede karışıklıklar yaşandı. Bu karışıklıklardan yararlanan; Yunanlılar Girit Adasını işgal ettiler. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna-Hersek’i işgal etti. Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti. 31 Mart Olayı çıktı. Şifre: BBG ( MUSTAFA KEMAL’İN TARİH SAHNESİNE ÇIKTIĞI İLK OLAY ) 31 Mart Vaka’sı ( 13 Nisan 1909 Olayı ) II. Abdülhamit taraftarları olup, Meşruti Yönetime karşı olanlar tarafından İstanbul’da Avcı Taburları ve onları destekleyen padişah taraftarı olan halk ve ulema tarafından çıkarılan bir ayaklanmadır. Ayaklanmanın kıvılcımı İTC ve Meşrutiyet karşıtı Serbesti Gazetesi yazarı Hasan Fehmi’nin bir cinayet ile öldürülmesidir. Bu ayaklanma İttihat ve Terakkiciler tarafından hazırlanan Hareket Ordusu tarafından bastırılmıştır. M. Kemal bu Hareket Ordusu’nda Kurmay Yüzbaşı olarak görev yapmıştır. 31 Mart Ayaklanmasından sonra İttihat ve Terakkiciler mecliste çoğunluğu ele geçirmişlerdir. Mebusan Meclisi, bu olay sonrasında Kanun-u Esasi’de değişiklikler (1909 Anayasa Değişikliği ) yaparak ( Padişahın Mutlak Veto Yetkisi Kaldırıldı ve Meclisin padişahı değiştirebilme yetkisi kabul edildi. ) ayaklanmada rolü ve parmağı olduğu gerekçesiyle II. Abdülhamit’i tahttan indirmiş ve yerine V.Mehmet Reşat’ı padişah yapmışlardır. 31 Mart Olayı; Osmanlı Tarihi’nde devletin temel düzenini ve siyasi rejimini değiştirmek için yapılan “İlk Ayaklanma” olması bakımından önemlidir. 31 Mart Ayaklanması rejime karşı çıkan bir ayaklanma olması itibariyle, Cumhuriyet Dönemi’ndeki Şeyh Sait ve Menemen İsyanlarıyla benzerlik gösterir. Geriye dönük bir rejimi getirme amacıyla yapılan bir hareket olmasından dolayı bir irtica (gericilik) hareketi olarak nitelendirilir. OSMANLI DEVLETİNİ ÇÖKÜŞTEN KURTARMAK İÇİN ORTAYA ATILAN FİKİR AKIMLARI Batıcılık, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük akımlarının amacı; devlet içerisinde birlik ve bütünlüğü sağlayarak Osmanlı İmparatorluğunu dağılmaktan kurtarmaktır. Batıcılık: Temelini Lale devrinden itibaren yenilikçi padişah ve devlet adamlarından alan düşüncedir. Devletin kurtuluşunu; batının ilerlemiş teknolojisini ve felsefi düşüncesindeki gelişmişliğini Osmanlı Ülkesine getirmekte görmüştür. Amaç; batının bilim ve teknolojisini transfer edebilmektir. Bu amaçla II. Mahmut döneminden itibaren Avrupa’ya öğrenciler gönderilmiştir. Ancak batılılaşma, bilim ve teknik alandan ziyade, dini ve kültürel alanda gerçekleşmiştir. Batıcılık akımı gerçek manada gerçekleştirilememiştir, bu nedenle bu akım Osmanlıyı çöküşten kurtaramamıştır. Osmanlıcılık ( İttihad-ı Anasır ): Genç Osmanlılar (Jön Türkler) tarafından ortaya atılan bir akımdır. Osmanlıcılık; İmparatorluk sınırları içerisinde yaşayanları din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın herkesi kanun önünde eşit görmeyi, haklar ve özgürlükler yönünden eşit ve ortak bir Osmanlı toplumu meydana getirmeyi ve Osmanlı Devleti’nin parçalanmasını önlemeyi amaçlıyordu. Eğer ortak bir “Osmanlı Milleti” bilinci oluşturulabilir, bu yönde birlik ve beraberlik sağlanabilirse azınlıkların devletten kopmaları önlenebilirdi. Bu görüşe göre; “ Osmanlı da Türk yoktur, Ermeni yoktur, Rum yoktur, Arap yoktur, Bulgar yoktur vs. Osmanlı vardır.” denilerek tek bir milli ruh oluşturulmaya çalışılmıştır. Devletin kurtuluşunu; Meşruti Sisteme geçmekte gören bir akımdır. Osmanlıcılık fikrini savunanların en büyük başarısı; I.Meşrutiyet’in İlanı’dır. Osmanlıcılık fikri; bu dönemde Avrupa’da ortaya çıkan ve yayılan Milliyetçilik ( ulusçuluk ) düşüncesine taban tabana zıt olduğundan istenilen ölçüde etkili ve başarılı olamamıştır. Osmanlıcılık fikrine en büyük darbe, Milliyetçilik akımından gelmiştir. Alınan bütün tedbir ve iyi niyetlere rağmen azınlıkların ayrılıkçı hareketlerini sürdürmesi ve Balkan uluslarının Osmanlı Devleti’nden isyan ederek ayrılması, bu görüşün etkisiz kaldığını göstermesi açısından önemlidir. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 16 İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com YORUM VE ÖZEL NOT SAYFASI E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. İNKILÂP TARİHİ 1.DERGİ 2013-2014 www.ersinkarahan.com İslamcılık (Ümmetçilik)=Panislamizm: Osmanlıcılık fikrinin etkisini kaybetmesinden sonra, II. Abdülhamit ve taraftarlarınca ortaya atılmıştır. Bu görüşe göre devletin kurtuluşu; halifelik makamının bütünleştirici ve birleştirici etkisi ile dini esaslara bağlılıkla Müslümanların Osmanlı İmparatorluğu çatısı altında toplanmasıyla olacaktır. II. Abdülhamit, Gayri Müslim balkan topraklarının elden çıkmasını durduramayacağını bildiği için hiç olmazsa Ümmetçilik akımıyla, Müslüman ve Türk olan toprakları elde tutmayı amaçlamıştır. Panislamizm olarak nitelendirilen bu görüşe, Osmanlıcılık fikrinde olduğu gibi, en büyük darbe Milliyetçilik akımından gelmiştir. I.Dünya Savaşı’nda Müslüman Arapların Osmanlılarla savaşan İngilizlerle işbirliği yapıp, Osmanlı Devleti’ne karşı savaşmaları, Ümmetçilik görüşünün geçerliliğini kaybettiğini göstermiştir. Türkçülük ( Turancılık-Pantürkizm ): Türkçülük, önce bir kültür hareketi olarak doğmuş, zamanla siyasi bir harekete dönüşmüştür. Osmanlıcılık ve İslamcılık fikirlerinin etkilerini yitirmeleri üzerine “ırk” temeline dayalı yeni bir arayış başladı. Devletin ancak dini, dili, soyu ve ülküsü bir olan bir millete dayanarak kurtarılabileceği ileri sürüldü. Türkçülük fikrini ortaya atan, Ziya Gökalp’tır. Bu görüşe göre devletin kurtuluşu; Türkler üzerinde oluşturulacak bir yönetimde görülmüştür. Ancak bu görüş, daha sonraki dönemde İttihat ve Terakkiciler tarafından benimsenmiş ve Pantürkizm şeklinde yorumlanarak, Orta Asya Türkleri ile birleşmek (Turancılık) ve bütün dünya Türklerinin bir çatı altında toplanması ideal ve düşüncesine dönüşmüştür. İttihat ve Terakkiciler döneminde devlet siyaseti haline gelen bu görüş, Osmanlı Devleti’nin I.Dünya Savaşı’na girmesinde etkili olmuştur. Osmanlı sınırları içerisinde yaşayan Türkler üzerine oluşturulacak bir yönetim anlayışını savunan Türkçülük görüşü; Türk milliyetçiliğinin güçlenmesinde, Kurtuluş Savaşının kazanılmasında ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda en temel alınan fikir olmuştur. Osmanlı Devleti’nin yıkılmasını sağlayan en temel faktör olan Milliyetçilik, kurulmakta olan yeni Türk Devleti’nin en temel dayanaklarından birisi olmuştur. TRABLUSGARP SAVAŞI (1911–1912) Nedenler 1- İtalya’nın gelişen sanayisi için hammadde ve pazar araması. ( Trablusgarp hammadde açısından zengindir.) 2- Trablusgarp’ın coğrafi açıdan İtalya’ya yakın olması. 3- Osmanlı Devleti’nin güçsüz olması. ( Donanması yoktur, çürümüştür. )( Kara bağlantısı yok ) Savaş: İtalyanlar Trablusgarp’ı işgal ettiler. Mücadele: Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal, Kurmay Binbaşı Enver ve Fethi Okyar gibi önemli subaylar gizlice gönüllü olarak Trablusgarp’a geçtiler ve halkı örgütleyerek direniş başlattılar ve büyük başarı kazandılar. Mustafa Kemal gazete muhabiri Şerif Bey kılığında Trablusgarp’a geçmiştir. İtalyanlar yenilmeye başladı. Ancak İtalyanların Çanakkale Boğazını kuşatması, İtalya’nın 12 Ada ve Rodos’u işgal etmesi ve Balkan Savaşlarının patlak vermesi sebebiyle Osmanlı Devleti İtalya ile antlaşma yapmak zorunda kaldı. Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal “ Derne ve Tobruk’ta ” kazandığı başarılarla ün kazandı. M.Kemal’in emperyalist güçlerle mücadele ettiği ilk savaştır. ( Kurtuluş savaşı için tecrübe kazandı. ) Uşi ( Ouchy) Antlaşması ( 18 Ekim 1912) 123- Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara bırakıldı. Kapitülasyonların kaldırılmasında İtalya Osmanlıya destek olacak. Rodos ve Oniki Ada, Balkan Savaşlarında Yunanistan tarafından işgal edilebilir endişesiyle geçici olmak kaydıyla Balkan Savaşları bitene kadar İtalya’nın koruyuculuğuna bırakıldı. (Ancak bir daha geri alamadık, İtalya vermedi.) Trablusgarp’taki Müslüman halk dini bakımdan Osmanlıya bağlı kalacaktı. Osmanlı Devleti Trablusgarp’ın kaybedilmesiyle Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını da kaybetmiştir. Böylece üç kıtada toprağı olan devlet olma özelliğini de yitirmiştir. E.K Bu Notlar Bensiz Hiçbir İşe Yaramaz. Sistem Ürünüdür. 0505 656 19 75 E.K Noterlidir, İzinsiz Çoğaltılamaz ve Baskısı Yapılamaz. Aksi Takdirde Yapanlar Hakkında Cezai Kanuni İşlem Yapılır. 17