Fransa’nın da Favorisi Sanayi Sektörü: FRANSA “ÜÇÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” İÇİN 3,5 MİLYAR EURO HARCAYACAK 21.09.2013 Mali sektörün şişen balonları nedeniyle 2008’de patlak verip halen devam eden Küresel Kriz, reel sektörün, özellikle sanayinin ülkeler için taşıdığı önemi gösterdi. Hükümetler birer birer sanayinin yeni koşullar ve ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilmesi için harekete geçtiler. Dünya Sanayie Sığınıyor ABD Rekabet Gücü Konseyi 2012 yılı başında ABD sanayiinin uluslararası rekabet gücünü ve ihracat pazar payını artırmak için “Amerikan Sanayi Hareketi” adlı bir ulusal programı devreye soktu. Bu program mevzuatın ve maliyetlerin azaltılmasını, inovasyonun ve Ar-Ge’nin ticarileştirilmesinde başarının artırılmasını, verimliliğin yükseltilmesini, siber altyapının geliştirilmesini öngörüyor. Ardından 2013 yılı başında AB Ülkelerindeki tüm işverenleri temsil eden BusinessEurope; esnek çalışma, Ar-Ge ve istihdam teşviklerinin reorganizasyonu esaslarını içeren “Yeniden Sanayileşme” talebini AB Komisyonu’na ve üye devletlerin hükümetlerine iletti. Bu talep, AB Ülkelerinde belirtilen yönde programların yürütülmesine yol açtı. Almanya ve İngiltere Avrupa’daki yeni dönem sanayileşme hareketinin en önemli aktörleri konumunda. 12 Eylül 2013 tarihinde ise, yeniden sanayileşme kervanına Fransa’nın da eklendiği haberi geldi: Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Sanayi Bakanı Arnaud Montebourg 34 sanayi sektörüne yatırımları için 3,5 Milyar Euro tutarında kaynak tahsis edileceğini açıkladılar. 1 Montebourg’a göre “Sanayinin gerilemesiyle son on yılda 750 bin istihdam kaybı olmuştur. Bu planla 450 bin yeni istihdam olanağı yaratılacaktır.” Hollande Almanya, İngiltere ve tüm yükselen ülkelerin sanayi stratejileri geliştirdiğini ifade etti. 2014 Bütçesinde 18 Milyon Euro kesintiye hazırlanan Fransa için sanayie 3.5 milyar Euro destek sağlanması sürpriz gibi görünse de Fransa Cumhurbaşkanı’na göre bu durum, hem istihdama hem de Fransa’nın imajına fayda sağlayacak hayati öneme sahip “hücum stratejisi” biçiminde tanımladığı uzun vadeli projenin bir parçası. Korumacı bir strateji Toparlanma planı, yatırımda Fransa’nın güçlü olduğu alanlara öncelik verecek. Yakıt tüketim standartlarında 100 km’de 2 litre seviyesini referans alan “çevresel dönüşüm” açısından, küçük boyutlu ve düşük yakıt tüketen Fransız otomobilleri bu politikadan fayda sağlayacak. Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilen diğer stratejik öncelikler olan yeni teknolojiler ve sürdürülebilirliği ifade eden “yaşam ekonomisi” kapsamında gıda, biyoteknolojiler ve dijital sektörler gibi önemli ulusal sanayiler yer alıyor. Hollande ayrıca, bilgisayarların dörtte üçünün Kuzey Amerika’da imal edildiği bir dönemde “dijital bağımsızlığı sağlamanın” çok önemli olduğunu belirterek, sanayi robotları alanında, Almanya’daki 150 bin robota karşılık Fransa’nın 35 bin robotla geride kaldığını belirtti. Hollande “Kalite sadece Almanya değildir, teknoloji sadece Japonya değildir, yenilikçilik sadece Amerika değildir ve rekabet sadece Çin değildir. Üçüncü Sanayi Devrimi yine Fransa’da gerçekleşecektir” dedi. Devlet teşvik ve destekleri Plana ilişkin olarak Hollande, devlet destekleri konusundaki AB direktifinin yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç olduğunu, işletmeler arasındaki işbirliğini kolaylaştıracak rekabet politikasının desteklenerek, Avrupa şampiyonlarının oluşmasına imkan verilmesi gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı ayrıca, “gerçek bir ticaret politikası oluşturulması” çağrısında bulundu. ABD ile yürütülen serbest ticaret anlaşmasına değinen Hollande, özellikle kültür ve gıda konularındaki bazı çekincelerini dile getirdi. 2 Fransa İşveren Konfederasyonu (MEDEF) Başkanı Pierre Gattaz, bu girişimin memnuniyetle karşılandığını, önümüzdeki dönemde ülkedeki mali, sosyal ve düzenleyici koşulların iyileştirilmemesi durumunda ise girişimin temelsiz kalacağını belirtti ve işgücü maliyetlerinin acilen düşürülerek sanayinin önünün açılması gerektiğini kaydetti. Ya Türkiye? Sanayi ihracatının küresel piyasalardaki başarısının, kalkınmanın gerçek kaynağı olduğu dikkate alındığında ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, diğer Avrupa Ülkeleri ve gelişen ülkelerdeki sanayileşme hareketleri Türkiye’nin izlemesi gereken yolu gösteriyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürüttüğü “Türkiye Sanayi Stratejisi” ile çok önemli bir adım atılmış; 2008’den beri çeşitli istihdam teşvikleri ve Ar-Ge destekleri ile küçümsenemeyecek işler yapılmış olsa da, Türkiye’nin üretim, ihracat ve istihdam hedefleri için çok daha güçlü hamleler gerekiyor. Üstelik, FED Kararı’ndan sonra yakın bir gelecekte dış kaynaklar kıt ve pahalı hale gelecek, ABD-AB Serbest Ticaret Anlaşması ve İşbirliği Türk Sanayii’ni ve ekonomisini yıpratabilecek. Cari açık- büyüme çelişkisi, üretim teknolojisinin ve işgücünün düşük profili, teknoloji üretememe, ithalata bağımlılık, enerji ve ücretdışı işgücü maliyetlerinin aşırı yükleri, çalışma mevzuatının katılığı gibi yapısal sorunlarla yüz yüze olan Ülkemiz bu çıkmazları ancak sanayi, eğitim, bilim, Ar-Ge, enerji, maliye ve istihdam politikalarında şok reformlar yaparak aşabilir. Hükümetimizin, sanayinin maliyetlerini artıracak girişimlerden her alanda uzak durması zorunlu görülmelidir. Şüphesiz, bütün alanları koordine edecek yeni bir Büyüme Stratejisi gerektiği de unutulmamalıdır. 3