Otto Liman von Sanders Word

advertisement
Otto Liman von Sanders
I.Dünya Savaşı'nda, Almanya ile Osmanlı Devleti'nin müttefik olması sebebiyle, savaş
boyunca devletin 5. ordusunu kumanda etmiştir.
Otto Liman Von Sanders, 17 Şubat 1855 tarihinde, o dönem "Prusya"
olnin Pomerania bölgesinde, Slupsk'de dünyaya geldi. Babası Prusyalı Yahudi bir asilzade ve mülk
zengini bir aristokrattı. Sanders, o zamanlar aristokrat ailelere mensup çocukların pekçoğu gibi
orduya yazıldı ve 1874yılında, Essen Muhafız Birliği'nde subay olarak orduya hizmet etmeye
başladı.1911 yılında generalliğe kadar yükseldi.
Von Moltke, Baron von der Goltz gibi kendisinden önceki birkaç generalle aynı yolu izledi
ve1913 yılında, Alman ordusunun Osmanlı kuvvetlerine eğitim ve lojistik hizmeti vermek üzere
oluşturduğu komisyona başkan atanarak I.Kolordu Komutanlığı'na getirildi. Yaklaşık seksen yıldır
ordusunu Avrupa'nın teknik seviyesine getirmek için modernizasyon çalışmaları yürüten Osmanlı
İmparatorluğu'nda, bu amaç doğrultusunda görev alan son Alman general, Liman Von Sanders oldu.
Özellikle Sultan II.Mahmut döneminde oldukça fazla ağırlık verilen askeri ıslahat çalışmalarının,
aradan yetmişbeş yıl geçmesine rağmen istenilen başarıya ulaşamamasının nedeni, Alman teknik ve
eğitim desteğinin yetersiz kalmasından ziyade, Türklerin, Doğu medeniyetlerine özgü alışkanlıklarını,
Batının katı askeri metotlarına uyduramamasıydı. Osmanlı şehzadeleri ve yüksek asilzade sınıfının
oluşturduğu yönetim kademeleri ve bunlar arasındaki koordinasyonsuzluk büyük bir problemdi.
Bunun yanı sıra, saraydaki iç çekişmeler, yolsuzluklar ve kötüye kullanılan görevler de bir hayli sorun
teşkil ediyordu. Bu durumda, Alman danışmanların, ordunun altyapısını iyileştirmeye, ıslah etmeye
yönelik çalışmaları etkisiz kalıyordu. Hizmet sektöründe ihtiyaç duyulan nakliye ve iletişim de, altyapı
eksikliğinden dolayı, o yıllarda oldukça yetersizdi.
Baslangıcta Liman, Osmanlı ordusu ve politik öncülüğü ile ilgili çok az fikir edinmişti. I.Dünya
Savaşı'nın patlak vermesine yakın, 1914 yılının Temmuz ayında, askeri ve ekonomik
yetersizliklerinden dolayı farklı arayışlar içinde olan imparatorlukta, İttihat ve Terakki'li Enver Paşa,
Almanya ile ittifak kurmak ve birlikte hareket etmek yönünde bir öneride bulundu. Ancak, von Sanders
ile istişare eden İstanbul Almanya büyükelçisi Hans von Wangenheim, Enver'in bu önerisini uygun
görmeyerek geri çevirdi. Çünkü Osmanlı ordusu bir süredir devam eden iç ayaklanmalar nedeniyle
oldukça güçsüz kalmıştı; teçhizatlar büyük bir savaşa girmek için yetersizdi ve imparatorluğun ciddi
finansman let yönetimindeki hakimiyetinin gün geçtikçe kaybolduğu gözleniyordu. Tüm bu
olumsuzluklara rağmen, 1 Ağustos 1914 tarihinde, Almanya ile Osmanlı İmparatorluğu gizli bir ittifak
anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre, imparatorluk ordularının askeri kararları ve operasyonları
üzerinde belirleyici güç Almanya olacaktı. İlk önceleri oldukça zayıf kalan bu etki, Enver ve Cemal
Paşaların imparatorluk yönetimiyle ters düşmesi sonucu aldıkları askeri kararlarda başarısız olmaları
nedeniyle, ordu üzerindeki yetki ve kontrol Almanlara geçti.
İki ay boyunca, İtilaf Devletleriyle sıcak savaştan kaçınan Osmanlı kuvvetleri, gerginliğin tırmanması
üzerine ülke çapında cepheler açmak zorunda kaldı ve böylece Enver Paşa, doğudaKars'ı işgal eden
Rus ordusunu bertaraf etmek için hazırladığı planı Liman'a sunma fırsatını yakaladı. Liman her ne
kadar paşayı bu plandan vazgeçirmeye çalıştıysa da, Osmanlı İmparatorluğu'nun, I.Dünya Savaşı
boyunca uğrayacağı en büyük ve acı bozgun olan Sarıkamış Muharebesi, Enver Paşa'nın kişisel
kararıyla başlatıldı. Bunun yanı sıra, güney cephesinde, Cemal Paşa'nın talimatıyla Süveyş
Kanalı'na saldırıldı ve burada da büyük kayıplar verilerek bozguna uğrandı. Cemal Paşa'nın bu
dönemde kişisel askeri danışmanı ise, Alman Kress von Kressenstein'di.
Yenilgiden dolayı epey sarsılmış olan Enver Paşa İstanbul'a dönerek, başkent civarındaki orduların
komutasını aldı. Ancak, 18 Mart 1915 tarihinde, son teknolojik teçhizatlarla donatılmış, devasa
büyüklükteki İngiliz ve Fransız donanmaları Boğaz'a girerek, Çanakkale, Dardaneltabyalarını
bombalamaya başlayınca, 5.Ordunun komutasını Liman von Sanders'e devretmek zorunda kaldı.
Böylece, Osmanlı İmparatorluğu'nun savunması, tamamiyle Alman generallere geçmiş oldu. Hızla
ilerleyen savaşa rağmen, savunma mekanizmalarını organize etmek ve stratejik planlamaları yapmak
için çok kısıtlı zamanı olan von Sanders'in ilk kozu, 84.000 kişilik, iyi donanımlı askerlerden ve altı
bölükten oluşan, imparatorluğun en iyi askeri gücü olan 5.Ordu'ydu. İkinci kozu ise, zayıf İttifak
liderliğinin yardımıydı.
İngiliz ve Fransız amiraller, İstanbul'a ulaşmak amacıyla, boğazlardaki kilit geçiş noktalarını ele
geçirmek için saldırmak yerine, süvari bölüklerini kullanarak Gelibolu yarımadasını kuşatmak ve
böylece donanma zırhlılarını Marmara Denizi'nden rahatça geçirebilmek için bir kara harekatı
düzenlemeyi uygun gördü. Sadece bir ay gibi oldukça kısa bir süreye sahip olan Liman von
Sanders'in hazırlıklarını tamamlamasına fırsat kalmadan, 25 Nisan 1915 tarihinde İngilizlerin en ağır
kuvvetleri, Seddülbahir Çıkarması'nı gerçekleştirdi. Beş ayrı noktadan yapılan saldırılarda, von
Sanders'in en iyi kararı, ileriki zamanlarda yeni Türkiye'nin kurucusu ve atası Mustafa Kemal'i
(Atatürk), 19. Tümenin komutasına geçirmek olmuştu. Özellikle Seddülbahir çıkarmasında oldukça
önemli bir rol oynayan Mustafa Kemal'in tümeni, İtilaf güçlerine de ağır kayıplar verdirdi ve böylece
Osmanlı'ya zaman kazandırmış oldu. Anzakların gerçekleştirdiği saldırılara karşı mükemmel bir
savunma hattı oluşturan Mustafa Kemal'in bölüğü, Anzak süvarilerinin bayırın aşağısına kadar geri
çekilmelerini sağladı ve sert çarpışmaların ardından, bölgedeki kontrolü elden bırakmayarak, İtilaf
kuvvetlerinin burada, savaşın bitimine kadar etkili saldırılarda bulunmasını engelledi.
Aynı yılın Kasım ayında, düşman kuvvetleri bölgeyi boşaltma kararı aldı. Bu beş aylık süreç boyunca
von Sanders, savunma üzerine kurulu muharebe planı doğrultusunda, irili ufaklı birçok saldırıyı geri
püskürttü. Çanakkale'de istediği sonucu elde edemeyen İngiliz kuvvetleri, Arıburnutarafından Türk
kuvvetlerini kuşatmak amacıyla, Suğla (Anafartalar) körfezine çıkarma yapmaya karar verdi ve
böylece, Anafartalar Muharebesi başladı. Von Sanders için bu, beklenmeyen bir saldırı olsa da, yine
iyi kararlarından birini vererek, Mustafa Kemal'in 19.Tümenini o bölgeye kaydırdı. Savaşın gidişatını
değiştiren Conkbayırı savunması tarihe geçti ve oldukça küçük bir kuvvetle yörenin kontrolünü elden
bırakmayan Mustafa Kemal, general tarafından Anafartalar Grubu Komutanlığı'na atandı. Sonuç
olarak, fazla bir kayıp verdirilemese de, İngiliz Tümenleri bölgeyi boşaltmak ve geri çekilmek zorunda
bırakıldı. Bu muharebe, hem Osmanlı'nın genel savaş içindeki konumunu güçlendirdi; hem de von
Sanders'e zaman ve itibar kazandırdı.
Önceki dönemlerde, Almanya'nın Osmanlı üzerindeki askeri misyonuna başkanlık etmiş olan Baron
von der Goltz, 1915 yılının başlarında, iktidarı epey sarsılmış olan padişah V.Mehmet'e askeri
yaverlik yapmak üzere İstanbul'a geldi. Ancak Baron, savaşın o güne kadarki komutasını elinde
bulunduran Enver, Cemal ve Talat Paşaları sevmediği gibi, Sanders ile de uyum sağlayamadı.
İşbaşına gelen Baron, öncelikle, İngilizlere karşı birtakım saldırı planları üzerinde dursa da, tüm bu
çabalar, Osmanlı'nın en önemli üç cephesi olan Gelibolu, Kafkasya ve yeni
açılan Mezopotamya cephelerindeki İtilaf kuvvetleri saldırıları karşısında etkili olamadı. Bununla
birlikte Goltz, Ekim 1915'de Enver Paşa tarafından, Mezopotamya'ya İngilizlerle yapılan çarpışmalara
komuta etmesi için gönderildi ve sekiz ay sonra burada hayatını kaybetmesiyle birlikte, Sanders,
Osmanlı'nın önde gelen komutanlarından biri haline geldi.
Von Sanders, savaşın son yılı olan 1918'de, İngiliz General Allenby tarafından bozguna uğratılmış
olan Alman General Erich von Falkenhayn'dan görevini devralarak, Filistin'deki Osmanlı Yıldırım
Orduları'nın (IV., VII. ve VIII. orduların birleşimi) komutanlığına getirildi. Liman, burada Osmanlı
kuvvetlerinin oldukça güçsüz bir duruma düşmesini engelledi. Komutasındaki tümenler herhangi bir
saldırı yapacak güce ve yeterli teçhizata sahip olmadığı gibi, tek yapabileceği İngilizlerden
gelebilecek bir saldırı halinde savunmada kalmaktı. Bu sırada, Osmanlı'ya son darbeyi vuran İngiliz
saldırısı, Megiddo Muharebesi'yle (Armageddon) geldi. Bir haftalık sert bir çarpışmadan sonra,
general, İngilizler tarafından esir alınmaktan son anda kurtuldu.
Savaştan sona erdikten sonra, 1919 yılının Şubat ayında Malta'ya sürgüne gönderilen von Sanders,
savaş suçlusu olarak yargılandıysa da, altı ay sonra serbest bırakıldı. Aynı yıl, Alman ordusu
tarafından emekli edildi. 1927 yılında, I.Dünya Savaşı boyunca yaşadıklarını, geçmiş deneyimlerini ve
Malta'da geçirdiği esaret günlerini anlattığı "Türkiye'de Beş Sene" adlı anı kitabını yayımladı. Bu
kitabın ardından, Otto Liman von Sanders, 22 Ağustos 1929 tarihinde,Münih'te hayata veda etti.
Kaynak
Mepa News, 2015-12-23 16:13:56
Download