Yeni Tedavi Yönetmeliğinde Tedavi Evraklarının Kontrol Sorunu 29.06.2007 Cuma günü saat 14:00’te Rektörlüğümüz Desem Bordo Salonunda yapılan toplantıda Tedavi evraklarının kontrolü ile ilgili söylemeye çalıştığım Yeni Tedavi Uygulama Yönetmeliğinin getirmiş olduğu Medula sistemi ile ilgili okuduğum haberi sizlerle paylaşmak istedim. Sağlıkta yeni bir reform daha, Reçete ve Sağlık Karnesi devrinin kapanmasıyla, doktordan, sadece numara alacak hastalar, ilaçlarını istedikleri eczaneden alabilecek. Sağlıkta yeni bir reform daha Eylül ayında hayata geçiyor. Reçete devrinin kapanmasıyla eczacı, hasta takip numarası sisteme girdiğinde, hangi doktorun hangi ilaçları yazdığını görecek “Akıllı Sağlık Kartı” ile desteklenecek sistem, sağlık karnesini, sevk kağıdını ortadan kaldıracak denetim kolaylığı yolsuzluğu bitirecek. SSK, Bağ-kur ve Emekli Sandığının tek çatı altında birleştiği Sosyal Güvenlik Kurumu, Eylül ayından itibaren söz konusu reformları hayata geçirecek. Medula sistemi adı verilen uygulamanın işlerlik kazanması için hastanelere 120 gün hazırlık süresi verildi. Medula sisteminde en belirgin değişiklik, reçetelerin elektronik ortamda yazılması olacak, Doktor, hastanın eline reçete tutuşturmayacak. Hasta kendisine verilen takip numarası ile gittiği herhangi bir eczaneden ilaçlarını alabilecek. Eczane online sisteme hastanın numarasını girdiğinde hangi hastaneden geldiğini, hangi doktorun baktığını ve yazılan ilaçları görecek, bu proje ile sağlık karneleri de tarih olacak. Karnelerin yerini “Akıllı Sağlık Kartı” alacak. Akıllı kartta temel bilgiler ve sağlık bilgilerinin yanı sıra o kişinin parmak izi olacak hastaneye gidildiğinde hastanın parmak izi kontrol edilecek Başkasının karnesiyle hizmet alıma dönemi bitecek. Uygulama birkaç ay içinde pilot bölgelerde geçilecek 2008 de ülkenin geneline yayılacak. Akıllı kart olarak tasarlanan Sosyal Güvenlik kartında 6 temel bilgi kaydı yer alacak dört parmağın parmak izi bilgileri, sosyal güvenlik ve kimlik bilgileri, kan grubu, varsa alerji bilgilerini, organ bağışı bilgileri ve varsa özürlülük bilgilerini elektronik ortamda kayıt altında tutulacak. Bununla beraber sağlık Bakanlığı’nın isteği doğrultusunda kişilerin son on hastalık ve tedavi bilgilerinin de bu kartların içinde yer alması öngörülüyor. Hazırlanan kartların parmak izinin yanı sıra PIN numarası ile de kullanılabilecek örneğin 90 yaşındaki, ulaşım zorluğu yaşayan ya da yatalak hastalarılar için PIN numarası devreye girecek. Bu hastalar için parmak izinin yerine yakınları bu numara ile ilaç alımı yapacak çocuklar ya da torunları gidip PIN şifresiyle eczaneden ilaç alabilecek. Yalnız PIN herkese açılmayacak, kurumlar karar verecek. Sağlık Bakanlığının uygulamak istediği MEDULA sistemi içinde Tedavi evraklarının kontrol sistemi içinde vardır. Tedavi evraklarının kontrolünün evrakların çokluğu, herkesin tedavi hizmetini istediği yerden alabilmesi, kontrol edilen evrakların kontrol edenler tarafından sürekli yapılan değişiklikleri ve tedavi fiyat listelerinin takip etmesi gerektiği, gibi nedenlerle çoğalan evrakların kontrolü bilgisayar ortamında yapılmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Sağlık Bakanlığının Medula sistemiyle yolsuzlukların önüne ancak bilgisayar ortamında kontrol edilmesi gerektiğini anladığını düşünmekteyiz. Bununla birlikte basında çıkan bazı haberlerden öğrendiğimiz kadarı ile ilaç yolsuzluklarının önüne geçilmesinin çok zor olduğunu anlamaktayız. Trilyonluk ilaç yolsuzluğu olarak basına çıkan haberde bu yolsuzluğun içinde ilaç depoları ve bazı hastane görevlileri olduğu ve sahte ilaç küpürleri basıldığı ve buna göre sahte reçete ve sağlık karneleri ile usulsüzlük yapıldığını basından öğrendiğimiz haberler arasında. Hatta Ankara Tıp Fakültesindeki Yılan hikayesine dönen atamanın ilaç yolsuzluğunun dava konusu edilmesinin rövanşı olduğu belirtiliyor. Ankara Üniversitesinde ortaya çıkartılan bir yolsuzluğu Cumhuriyet Savcılığına şikayet ettiği için YÖK tarafından Rektörlükten ayrılması istenen Prof.Dr.Nusret Aras da yine Danıştay kararıyla görevinde kalabilmişti. Rektör Aras, ilaç yolsuzluğu davasının 20 aydır. YÖK tarafından engellendiğini belirterek “Danıştay altı doktor bir baş eczacının evrakta sahtecilik sucu nedeniyle Ağır ceza’da yargılanmasını uygun gördü” demişti. İlaçların alındığı eczanenin sahibi sema Kılıç YÖK Genel Sekreteri Turgut Kılıç’ın eşi Sema Kılıç’ın nitelikli dolandırıcılık sucundan 11 yıla kadar ağır hapisle cezalandırılmasını istendi. Tıp Fakültesi Dekanı olması YÖK tarafından iki kere reddedilen Çorapçı oğlu yine YÖK’e takıldı. Atamanın gerçekleştirilmeyişinin, Rektör Aras’ın ortaya çıkardığı ilaç yolsuzluğunun rövanşı olduğu düşünülüyor. Ancak Sağlık Bakanlığının reform olarak yaptığı açıklamanın uygulamada farklı bir yönü bulunmaktadır. Bilindiği üzere 25.05.2007 tarih ve 26532 sayılı Resmi Gazete’de Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından olmak üzere iki adet tedavi tebliği yayımlandı. 15.06.2007 tarihinde yürürlüğe giren her iki tebliğ içerik olarak aynı gibi görünseler de temel bazı farklılıklar yer almaktadır. Neden iki tebliğ çıkarıldı? Aslında sorunun cevabı basit 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sonucu söz konusu kanunun yürürlüğü önce 1 Temmuz 2007 daha sonra ise 1 Ocak 2008’e ertelenmişti. Bu erteleme sonucu SSK, Bağ-kur, Emekli Sandığı, Memurlar ve Yeşil kartlıların tedavilerine ilişkin usul ve esasların aynı tebliğ ile düzenlenmesi imkanı kalmamıştır. Yayımlanan tebliğden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından çıkarılan Sağlık Uygulama Tebliği(SUT) SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığın mensuplarını kapsarken,Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan Tedavi Yardımına ilişkin Uygulama Tebliği (TUT) memurlarım ve Yeşil Kart Sahiplerini kapsamaktadır. İki tebliğin getirdiği ortak yenilik ve değişiklikleri saymak gerekmediğini düşündüğümden yer vermiyorum. Konumuza açıklama olsun diye iki tebliğ arasındaki farklılıklardan bahsetmek gerektiğini düşünmekteyim. 1-Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından çıkarılan Tebliğde ayakta tedavilerde “Vaka başına ödeme modeli” uygulanacaktır. Maliye Bakanlığınca çıkarılan Tebliğde ise “Hizmet başına ödeme modeli” uygulanacaktır. Bilindiği üzere Maliye Bakanlığınca 01.07.2006 tarihli ve 26215 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 8 sıra numaralı Tebliğ ile ayakta tedavilerde “Vaka başına ödeme modeli” benimsenmiştir. Ancak Ankara Ticaret odası tarafından 01.07.2006 tarihinde açılan, anılan Tebliğin yürütmenin durdurulması ve iptali istemli davada Danıştay Beşinci Dairesi 13.10.2006 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı vermiştir. Yürütmenin durdurulması kararına Mali Bakanlığınca yapılan itirazın Danıştay idari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından reddedilmiştir. Davanın esastan görülmesi devam etmektedir. SUT’ta uygulanacak olan “Vaka başına ödeme modeli” ilk defa Maliye Bakanlığınca uygulanmış ve Danıştay tarafından yürütmesi durdurulmuş olan “Vaka başına ödeme modeli” ile temelde aynı esasları içermektedir. Ancak ilk uygulamada yaşanan aksaklıkları dikkate alınarak içeriği genişletilmiştir. “Ayrıca faturalandırılabilecek işlem listesinin kapsamı genişletilmiştir. 2-SUT kapsamında yer alan (SSK, BAĞ-Kur.ES) tüm kişilerin üniversite hastaneleri dahil tüm sağlık tesislerine doğrudan müracaat edebilmeleri yönünde düzenleme yapıldı. TUT kapsamında yer alan kişiler için mevcut sevk sistemi aynen devam etmektedir. 3-SUT’ta Tıbbi Malzemeleri SGK kurum Bilgi Bankasına kayıt edilmesi zorunluluğu getirilmekte TUT’ta ise Tıbbi Malzemelerin “Tıbbi Cihaz Yönetmeliğinde belirtilen esaslara uygun olması gerektiği belirtilmektedir. 4-SUT’ta raporlu ilaçlar için tekrar muayene olmadan rapor süresince kullanılması gereken ilaçların alımı yönünde düzenleme yapıldı. TUT’ta bu konuda herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Açılan iptal davası sonucu oluşan bu ikili yapılanmanın bir an önce düzenlenerek, Memur ve Yeşil kart sahiplerinin de Medula sistemine geçirilerek sisteme dahil olmaları sağlanarak, tedavi evraklarının kontrolü sağlanması. Ancak bu isteğimizin açılan iptal davarlı nedeniyle bir süre daha beklememiz gerektiği. Türk Tabipler Birliği 15 Haziranda yürürlüğe giren tebliğin iptali için Danıştay’a dava açtı. TTB’nin itiraz gerekçeleri özetle şöyle; Sağlık ocağı, devlet hastanesi ve uzmanlık hastanesi şeklinde sıralanan sevk zincirinin kalkmasıyla üniversite hastanelerine yığılma olacak. Mutlaka bu hastanelerde tedavi görmesi gereken hastalar tedavi olamayacak. Reçetede teşhisin açıkça belirtilmesi zorunluluğu hasta mahremiyetine aykırı. Reçetelerin uzman hekimlerce yazılması için konulan sınırlama, pratisyen hekimlerin yetkilerini kısıtlıyor. Öte yandan aile hekimliği yapan pratisyen hekimlere aile hekimlinin yazabildiği ilaçları yazma yetkisi vererek sistem kendi içinde çelişkiye düşüyor. Tebliğle organ naklinde alıcının sağlık güvencesi yoksa vericinin sağlık güvencesi olsa dahi masrafla sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanmıyor. Bu organ nakline zarar verecek diyerek iptal davası açmıştır. Sağlık Bakanlığının 14.06.2007 2007/44 Sayılı tebliği ile hastanelerde mevcut koğuş tipi hasta odalarının bölümlenerek hasta odaları düzenlendiği, düzenlenen hasta odalarının ise banyo WC ve lavabosunun bulunmadığı, yalnızca yatak sayısının azaltıldığı ancak bu şekilde oluşturulan hasta odalarının yataklı tedavi kurumları işletme yönetmeliğinde belirtilen özelliklere sahip olmadığı, bu konuda gerekli özen gösterilmediği tespit edilmiştir. Diyerek eksiklerin tamamlanmasını istemiştir. Ancak bu eksiklerin nasıl tamamlanacağı önemli bir sorundur. Çünkü bütün hastanelerimizin bu konuda eksikleri bulunmaktadır. Bu konuda sağlıkta önem arz eden önemli bir sorun olacağını düşünmekteyim. Diğer taraftan Tedavi Uygulama Tebliğinde, sağlık kurumları/Kuruluşları hastaneler verdikleri hizmetlere ilişkin faturalı, hem kendi sistemi üzerinden basılı olarak hem de MEDULA sistemi üzerinden elektronik olarak SGK taşra teşkilatınca teslim edecek istisnai haller hariç olmak üzere MEDULA sistemi üzerinden elektronik olarak faturalanmayan işlemler için ödeme yapılmayacak. Diyerek MEDULA sistemini yasal zorunluluk haline getirmiştir. Tedavi Yönetmeliği Sağlık sunucularına da, sunulmayan sağlık hizmetlerinin fatura edilmiş veya kurum tarafından sağlık yardımları karşılanmayan kişilere sunulan sağlık hizmetlerinin kurum tarafından sağlık yardımları karşılanan kişiler üzerinden fatura edilmesi halinde 10 YTL’den az olmamak üzere bu hizmetin 5 katı tutarında ceza verileceğini belirtmektedir. Sağlık kurum ve kuruluşları verdikleri hizmet karşılığı SGK adına biri ayakta tedavilere, diğeri yatarak tedavilere ait olmak üzere 2 fatura düzenleyecek. Eczane ve optik faturaları ise provizyon sistemi üzerinden ödenecek, kuruma gelen faturalar hizmet sunucusunun talebi doğrultusunda ya seçilecek örneklem içinde ya da tamamen incelenerek yapılacak değerlendirme donunda ödemeler gerçekleştirilecek. Sonuç olarak Medula sistemi tedavi gideri evrak kontrolünü kolaylaştıracağını düşünmekteyim. Bu düşüncemi açıklamak için 3 sayfa yazı yazmaya gerek olmadığını düşüneceksiniz haklısınız ama bildiklerimi paylaşma ihtiyacı hissettim. Biliyorum performans bütçenin hazırlanması gerekli şu günlerde böyle bir yazıya ne gerek vardı denebilir. Hatta Strateji Daire Başkanımız Gülizar hanımın performans bütçeyi teslim etmediğimi, yazıdan önce performans bütçeyi teslim etmem gerektiğini duyar gibi oluyorum. Affınıza sığınarak performans bütçeyi sadece 1 gün gecikmeli olarak teslim etme sözünü de vererek yazıma son noktayı koyuyorum. Ayhan Gökdemir Konservatuvar Sekreteri