GRUPTA YER ALANLAR AYŞEGÜL GEZER BEYZA AYTEKİN GÖZDENUR YILMAZ SİMGE BAKIR 1.9. Ülkemizdeki ve dünyadaki çevre sorunlarından bir tanesi hakkında bilgi toplar, sunar ve sonuçlarını tartışır (BSB 25, 32; FTTÇ – 18, 20, 21, 26, 27, 29). 1.10. Dünyadaki bir çevre probleminin ülkemizi nasıl etkileyebileceğine ilişkin çıkarımlarda bulunur (BSB, 8; FTTÇ – 18 ,20, 21, 28). 1.11. Ülkemizdeki ve dünyadaki çevre sorunlarına yönelik iş birliğine dayalı çözümler önerir ve faaliyetlere katılır (FTTÇ – 20, 21, 22, 23, 24, 26, 27; TD – 4). KONU: ÇEVRE KİRLİLİĞİ BAŞLIK: ÇERNOBİL HALA SICAK SENARYO Ayşegül geçen gün hastaneye gitmişti. Tam otururken yanına bir teyze geldi ve oturması için yerini teyzeye verdi. Daha sonra onunla sohbet etmeye başladı. Teyze ona neden hastanede olduğunu anlatmaya başladı. Meğer eşi kansermiş ve tedavisi için her gün hastaneye geliyorlarmış. Teyze daha 40 eşi de 43 yaşındaymış. Teyze ve eşi on beşli yaşlardayken bir felaket ile karşılaşmışlar. Bu felaketin adı 26 Nisan 1986 Çernobil Faciasıymış. Bu facia sonucunda o zamanlar sağlıklı olan insanlar bir çok sağlık problemi ve zorluklarla karşı karşıya gelmişler. Bu sağlık problemlerinden en fazla etkilenen kişiler ise o günlerde on beşli yaşlarında olan çocuklarmış. Hastalık orada yetişen fındıkla, çayla, çocukların oynadıkları toprak ile insanlara bulaşmaktaymış. Ve teyze şu sözler ile eşinin hastalığını Ayşegül’e anlatmış. “Tek korktuğum şey kendi halini görmesiydi. Sonra benden el işaretleriyle aynayı istemeye başladı. Unutmuş gibi yapar mutfağa kaçardım. İki gün boyunca onu atlatmayı başardım. Üçüncü gün not defterine “Aynayı getir” yazıp sonuna üç ünlem işareti koydu. Fısıldamayı bile başaramadığı için kalemle anlaşıyorduk… Sonunda en küçük aynayı getirdim. Kendine baktı ardından kafasını yatağa vurmaya başladı. Onu avutmaya çalıştım… … Sıradan bir kanser değildi bu Çernobil kanseriydi. Doktorların dediğine göre, tümörler vücudunda metastaz yapsaymış kısa sürede ölürmüş. Oysa yavaş yavaş vücudu boyunca, yukarıya yüzüne doğru ilerlemiş. Yüzünde siyah bir şey oluştu. Çenesi kayboldu, dili dışarı çıktı. Damarları dışarı çıktı, kanamaya başladılar. Boynundan, yanaklarından, kulaklarından, her yerinden… Soğuk su getirip onu ıslak bezlerle sarardım ama hiçbir faydası olmazdı…” ETKİNLİK : Öğrencilere aşağıdaki gazete haberleri verilir ve bunları analiz etmeleri istenir. MALZEMELER : 26 NİSAN 1986 ÇERNOBİL OLAYININ ANLATILDIĞI GAZETE HABERLERİ NOT : 1.9. Ülkemizdeki ve dünyadaki çevre sorunlarından bir tanesi hakkında bilgi toplar, sunar ve sonuçlarını tartışır (BSB 25, 32; FTTÇ – 18, 20, 21, 26, 27, 29). 1.10. Dünyadaki bir çevre probleminin ülkemizi nasıl etkileyebileceğine ilişkin çıkarımlarda bulunur (BSB, 8; FTTÇ – 18 ,20, 21, 28). 1.11. Ülkemizdeki ve dünyadaki çevre sorunlarına yönelik iş birliğine dayalı çözümler önerir ve faaliyetlere katılır (FTTÇ – 20, 21, 22, 23, 24, 26, 27; TD – 4). ÖĞRENME ALANLARI BİLİŞSEL ALAN Düşünceye dayalı eğitsel hedeflerin sınıflanması yöntemidir. Bilişsel alan Bloom'un sınıflandırma yöntemi olarak da bilinir ve bir çocuğun düşünce seviyesini ortaya koyan davranışı içerir. Bu alanın en düşük düşünce seviyesinden en yükseğe doğru altı düzeyi vardır ve bu düzeyler şu şekilde sıralanır: Bilgi (En Düşük Seviye) aktarma, belli bir parça aktarma, Yorumlama -açıklama, bildirme, yeniden kelimelere dökme, Uygulama -kullanım, gösteri, deneme, Analiz -inceleme, araştırma, deney, Sentez - oluşturma, tasarım, öngörme Değerlendirme (En üst düzey) hüküm verme, oranlama, destekleme davranışlarıdır. Bloom'un sınıflama yöntemi en düşük düzeyde bilgiyle en karmaşık yüksek düzey olan değerlendirme arasındaki düzeyleri sınıflandırmasının yanı sıra en yüksek düzeyde düşünmenin ancak en alt düzeyde düşünme ile olması gerektiğini vurgular. Örneğin gerekli bilgiler bilgi düzeyinde bilinmiyorsa bu bilgilerin yorum safhasını oluşturmak oldukça güçtür. Bunun yanında çocukların yüksek düzeyde sentezleme yapmaları onların bilgi, yorumlama, uygulama, analiz düzeylerini başarmalarına bağlıdır. Genelde üst düzeyden başlama etkili bir yok değildir. PSİKOMOTOR ALAN Psikomotor sözcüğünün Türkçe’de “Devimsel, Devinsel, Devinişsel, Devinimsel” gibi Türk bilim adamları tarafından kullanılan değişik ifadelerine rastlamaktayız. Psikomotor Alan duyu organları zihin ve kasların birlikte çalışması sonucu ortaya çıkan davranışları içerir. Psikomotor davranışlar zihin ve kasların ortak çalışması sonucu ortaya çıkan davranışlardır. Yürümek, konuşmak, yazmak gibi günlük hayatımızda sürekli kullandığımız beceriler; dans etmek, gitar çalmak, futbol oynamak gibi uzmanlık gerektiren beceriler de psikomotor becerilerdir (2). Eğitimde ise örneğin, ilköğretimin ilk sınıflarında hedef alınan kalem tutma, parmak kaldırarak söz istediğini belli etme, kitabı belli bir uzaklıktan okuma gibi davranışlar psikomotor alanın kapsamı içindedir. Hatırlarsanız eğitim hayatımızın daha başlarında yıllar önce o yıllardaki öğretmenlerimiz bizlere “kalemi elinize alın şu şekilde sağdan sola doğru bir ‘O’ çizin” demişlerdir. İşte daha o yıllarda öğretmenlerimiz psikomotor becerilerimizi geliştirme yolunda bizlere talimat veriyordu. Açıklamak gerekirse öğretmenlerimizin burada bizden yapılmasını istediği psikomotor beceri kalemi doğru ve rahat bir şekilde tutarak satır aralarına zihinsel ve kas koordinasyonu ile istenilen harfi istenilen şekilde çizmekti. Okullardaki beden eğitimi, resim, müzik, işteknik, yazı, derslerinde öğrencilere kazandırılmak istenen davranışların bir çoğu psikomotor becerilerdir. Sosyal Bilgiler dersinde ise “harita, kroki, plan çizmek; vaka incelemesi yapmak” gibi davranışlar da zihin ve kas koordinasyonu psikomotor beceri gerektirir. ÖĞRETMEN NOTLARI Nükleer silahlar, nükleer kazalar ve bu kazalar sonunda ortaya çıkan nükleer atıklar kirlenmeye sebep olur. (1986 yılında yaşanan Çernobil Nükleer Enerji Santrali Kazası’nın yarattığı olumsuz etkiler, bu kirliliğin en canlı örneğidir. Bu olaydan ülkemizin en çok Karadeniz Bölgesi’nin etkilendiği tespit edilmiştir). 26 nisan 1986 Ukrayna Çernobil reaktöründe 2 patlama meydana geliyor. D.S.Ö ne göre Hiroşima ve Nagasakiye atılan atom bombalarından 200 kat daha fazla radyasyon yayılmış. Patlamadan kurtulanlar ve patlamadan sonra kurtarma temizlik işlerine katılanlar 165 minisinel radyasyon almışlar . 10 minisinel bir insan için öldürücü değerdir.“Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması” sonuçlandı. Sonuçları, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın da katıldığı bir toplantıyla duyurulan araştırma, 4 aşamalı olarak gerçekleştirildi. -Ulusal Kanser Danışma Kurulu ve çeşitli üniversitelerin katkılarıyla yürütülen ve 2 yıl süren araştırmanın sonuçlarına göre kanser, Karadeniz ve Edirne’de diğer bölgelerden farklı bir artış göstermedi. Araştırmada, 1986 yılında kazanın ardından Trakya ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yaşayanların aldığı radyasyon dozunun 59 milirem, diğer yörelerde yaşayanlarda ölçülen radyasyon dozunun ise 50 milirem olarak hesaplandığı, bu dozun bir akciğer grafisinde alınan doza eşdeğer olduğu,kaydedildi. Trabzon ilinde görülen kanser vakalarının yerleşim yerlerine göre dağılımı dikkate alındığında kadınlarda yüzde 18 ile meme kanseri, erkeklerde ise yüzde 27.4 ile akciğer-bronş kanseri ilk sırada yer aldı. Edirne’de ise erkeklerde yüzde 37.4 ile akciğer, kadınlarda ise yüzde 22.9 oranıyla meme kanseri vakalarına rastlandı ÖĞRETİM YOLLARI: AY TARİH HAFTA SAAT MAYIS (20 MAYIS-24 MAYIS) 16.HAFTA 4 SAAT KAZANIM 1.9.Ülkemizdeki ve dünyadaki çevre sorunlarından bir tanesi hakkında bilgi toplar, sunar ve sonuçlarını tartışır (BSB 25, 32; FTTÇ – 18, 20, 21, 26, 27, 29). 1.10.Dünyadaki bir çevre probleminin ülkemizi nasıl etkileyebileceğine ilişkin çıkarımlarda bulunur (BSB, 8; FTTÇ – 18 ,20, 21, 28). ETKİNLİK Ülkemizve Dünyamız Tehlikede AÇIKLAMALAR ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME Evren’ ünitesinde verilecektir. [!]1.9 -1.11 Dünyadaki çevre problemleri için ozon tabakasının delinmesi, sera etkisi, deniz kirliliği, nükleer kirlilik (Çernobil örneği) vb. verilebilir. Çoktan seçmeli soru Boşluk doldurma Eşleştirme Açık uçlu soru Yapılandırılmış Grid Kavram Haritası DEĞERLENDİRME