HALK SAĞLIĞI, HAYVAN SAĞLIĞI BAKIMINDAN KARASİNEKLER VE MÜCADELE YÖNTEMLERİ Yaşadığımız yüzyılda gelişen bilim ve teknoloji insanlara daha iyi yaşam koşulları sunarken, birçok salgın hastalık kontrol altına alınabilmiş veya etkisiz hale getirilebilmiştir. Bununla birlikte insan nüfusunun sürekli artması, insan yaşam alanındaki düzensizlikler ve iklim değişiklikleri birçok bulaşıcı hastalık etkeninin insan ve hayvanlara arasında hızla yayılmasına uygun ortamlar hazırlamaktadır. Bu nedenle bulaşıcı hastalıklara aracılık eden artropodlar ile mücadele çok daha fazla önem arz etmektedir. Son yıllarda ülkemizde de görülmeye başlanan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vektörlerden insanlara taşınan hastalıklara önem gösterilmesi açısından dikkate değerdir. Halk sağlığı açısından başlıca önemli vektörler sivrisinekler, karasinekler, tatarcıklar, keneler, hamamböcekleri, fare ve sıçanlardır. Sivrisineklerden sonra ise başta ev sineği (Musca domestica) olmak üzere karasinekler önemli vektörlerinden biridir. Ayaklarına, hortumuna ya da diğer vücut kısımlarına bulaşan hastalık etkenlerini gıdalara, insan veya hayvanlara bulaştırarak enfeksiyon şekillenmesine neden olurlar. Halk sağlığı açısından bakıldığında karasineklerin tifo, kolera, dizanteri gibi hastalıkların yayılmasında en önemli etken olduğu tespit edilmiştir. Hayvan sağlığı açısından ise ülke hayvancılığında önemli ekonomik kayıplara neden olan şap (Foot and mouth disease) hastalığının bulaşmasında Stomoxys calcitrans ve Tabanus bovinus insektlerinin yanı sıra Musca domestica ve Muscina stabulans rol oynamaktadır. Aynı şekilde yanıkara etkeni olan Clostridium chauvoei’nin Musca domestica (ev sineği) tarafından nakledildiği belirtilmektedir. Gıda işletmeleri için başlıca hijyen sorunu olan karasinekler özellikle Salmonella enfeksiyonlarının hazır gıdaya bulaştırılmasında önemli rol oynamaktadırlar. Biyolojileri: Karasineklerin yaşam siklusunda ergin, yumurta, larva ve pupa olmak üzere 4 farklı dönem vardır. Ergin dişi karasinekler çiftleştikten sonra genellikle kümeler halinde, organik atıkların bulunduğu yerlerde yüzeyden yaklaşık 10 cm derindeki çatlak ve yarıklara yumurtalarını bırakırlar. Musca domestica her yumurtlamada ortalama 120 yumurta bırakmaktadır. Uygun şartlarda (fermentasyon, nem, ısı) fertil yumurtalardan larva çıkışı başlar. Larvalar 3 dönem geçirerek pupa halini alırlar. 1. dönem larvalar ısı ve ışığa duyarlı olup, 2. dönem larvalar daha az duyarlıdır. 3. dönem larvalar ise aktif hareketleri ile üreme alanının yüzeyine ulaşırlar ve pupa halini alırlar. 1., 2, ve erken 3. larval dönem beslenme dönemi olup yumurta ve pupa döneminde beslenme olmaz. Pupa dönemi uygun şartlarda 3-3,5 gün sürer ve ergin karasinek çıkışı gerçekleşir. Normal şartlarda yumurtadan ergin sinek çıkışına kadar olan süre 7-10 gün arası olup ergin karasineklerin ömürleri 1-8 hafta arasındadır. Karasinekler tarafından bulaştırılan bazı hastalıklar Picorna virus grubundan epiteliotrop virus ve serotipleri Clostridium chauvoei Mycobacterium tuberculosis Salmonella typhi Corynebacterium diphtera Brucella sp F.tularensis E. coli Campylobacter sp Chlamydia trachomatis Hepatit A virusu Salmonella paratyphi Vibrio cholera Bacillus anthracis Entemobea hystolitica Shigella dysanteriae Streptococcus sp. Staphylococcus sp Paraziter hastalıklar Hastalık Şap Vektörlük şekli Mekanik Yanıkara Tuberkuloz Tifo Difteri Bruselloz Tularemi Enteritis Enteritis Trahom Hepatit A Paratifo Kolera Antraks Dizanteri Shigelloz Deri enfeksiyonları Deri enfeksiyonları Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Askariazis Enterobiazis Trichuriazis Giardiazis Mekanik Mekanik Mekanik Mekanik Karasinekler çok iyi uçucu olmaları, yüksek üreme gücüne sahip olmaları ve her ortama kolaylıkla adapte olmaları nedeniyle çok önemli vektörlerdir. Üreme yeteneklerine ait yapılan incelemelerde 1 kg at dışkısında 5000-8000; 1 kg domuz veya inek dışkısında 15000 karasinek üreyebildiği tespit edilmiştir. Karasinekler sivrisineklerin aksine çok iyi uçucu sinekler olup, 3 km kadar uçma yeteneğine sahiptirler. Aynı zamanda herhangi bir gıdanın kokusunu 700 mt uzaktan tespit edebilme yetenekleri vardır. Mücadele yöntemleri: Karasinek mücadelesi kısa vadeli düşünülmemeli; iyi planlanmış, bilimsel esaslara dayanan ve geniş boyutlu olarak ele alınmalıdır. Karasinekler ile entegre mücadelede 4 ana başlık altında değerlendirilmelidir. Bunlar: a. b. c. d. Kültürel önlemler Mekanik kontrol Biyolojik kontol Kimyasal kontrol a. Kültürel önlemler: İnsan alışkanlıklarının değiştirilerek sorunun azaltılması Çöplerin poşetler içinde konteynerlere bırakılması, b. Mekanik kontrol: Üreme alanlarının yok edilmesi (çöplerin yerel yönetimler veya yetkili otoriteler tarafından belirlenen alanlar dışına dökülmemesi, hayvan barınaklarının şehir dışına taşınması), Çöp toplama alanlarının belli aralıklarla toprakla örtülmesi Işık tuzakları Feromon tuzakları Yapışkan tuzaklar Pencere ve kapılara sinek tellerinin takılması c. Biyolojik kontrol Üreme alanlarında predatör canlıların kullanılması d. Kimyasal kontrol Kimyasal kontrol iki ana başlıkta incelenmelidir. - Larva mücadelesi - Ergin mücadelesi Ergin ve Larva mücadelesi: Karasinek larva mücadelesinde üreme alanının en az 10 cm altına kadar inecek şekilde larvasit tatbik edilmelidir. Yumurtaların üreme alanında delik, yarık ve çatlaklara bırakmaları nedeniyle larval hareket derinden üreme alanı yüzeyine doğru gerçekleşmektedir. Bu nedenle larvasit mutlaka derine nüfuz edecek miktarda uygulanmalıdır. Karasinek larva mücadelesinde hem ergin sineklere etkinliği hem de larvalara etkinliği olan organik fosforlu insektisitler ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde de bu amaçla Sağlık Bakanlığı’nca ruhsatlı müstahzarlar bulunmaktadır. Organik fosforlu insektisitler içinde karasinek ergin ve larvalarına etkinliği bulunan Fenitrothion+Naled kombinasyonu insektisitler başarıyla kullanılmaktadır. Gelişen teknolojiye bağlı olarak karasinek larva mücadelesinde yeni larvasitler kullanılmaya başlanmıştır. Böcek gelişim düzenleyicilerden kitin sentezi inhibitörü larvasitler (KSİ) son 15 yıldan bu yana hem sivrisinek hem de karasinek larva mücadelesinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Kitin sentezi inhibitörleri insektlerde kitin tabakası sentezini inhibe ederek etkisini göstermektedir. Bununla birlikte organik fosforlu insektisitlerden kaynaklanan çevresel riskler en az seviyeye indirilmiştir. Kitin sentezi inhibitörü olarak ülkemizde Sağlık Bakanlığından ruhsatlı diflubenzuron, triflimuron ve novaluron isimli aktif maddeler farklı formülasyonlarda pazara sunulmaktadır. Diflubenzuron üzerine Türkiye şartlarında yapılan karasinek larva etkinlik çalışmalarında 0,5 gr /m2 dozda 45 gün etkinlik gösterdiği tespit edilmiştir. (Juvenox %4,4 SC) Diflubenzuron sadece karasinek larvalarına etkin olmayıp aynı zamanda larvasit tatbik edilmiş ortamdan beslenen ergin dişi karasineklerin yumurtlama yeteneğini yitirmesini de (sterilite) sağlamaktadır. Gıda işletmelerinde ve hassas alanlarda kullanılacak insektisit formülasyonlarının özenle seçilmesi gerekmektedir. Bu amaçla SC formülasyondaki insektisitler güvenle kullanılmaktadır. SC formülasyondaki insektisitler su bazlı olarak formüle edilirler ve etken madde su içinde katı kristalize partiküller halindedir. Bu sayede emulsiyon konsantre (EC) formülasyonda insektisitlerden kaynaklanabilecek koku, buharlaşmaya bağlı etken madde kayıpları ortadan kalkmaktadır. SC formülasyonda pazarda deltamethrin ve alfacypermethrin ihtiva eden insektisitler bulunmaktadır. Ergin karasinekler ile mücadelede kullanılabilecek diğer aktifler WHOPES 2006.1 yayınında tablo 5 de ayrıntılı olarak sunulmuştur. Gerek insan ve hayvan sağlığına etkileri, gerek gıda işletmelerinde gıda hijyeni açısından oluşturdukları sorunlar gerekse gıdalara verdikleri mekanik zararlara bağlı ekonomik kayıplar nedeniyle karasinekler ile mücadele her zaman ön planda değerlendirilmelidir. Kaynaklar: WHOPES 2006.1 Aksu.H, Çetin.Ö, Insect problems and Control Method in Food Establisment Gürkan B, Insect Kontrol Methods Yamanel. Ş, Çakır Ş, The Development of resistance of some Housefly populations to organophosphate ınsecticides