19.12.2014 - islamda çevre bilinci

advertisement
İL
: MUĞLA
TARİH : 19/12/2014
َ
ْ َ‫سب‬
َ ِ َّ‫ت ا َ ْيدِى الن‬
َ ‫سادُ فِى ْالبَ ِر َو ْالبَحْ ِر بِ َما َك‬
َ َ‫ظ َه َر ْالف‬
َ ْْ َ‫اس ِليُذيََ ُه ْْ ب‬
1
ََ ‫ع ِملُوا لََْلَّ ُه ْْ يَ ْر ِجُْون‬
َ ‫الَّذى‬
2
َّ ‫ع ِن‬
ُ ‫َوت ُ ِمي‬
."ٌ‫صدَقَة‬
َ ‫ط ا َﻷذَى‬
َ ‫ق‬
ِ ‫الط ِري‬
İSLAMDA ÇEVRE BİLİNCİ
Aziz Mü’minler!
"Çevre"; canlıların içinde yaşadığı ortamdır. Bu ortamı, hava,
su, toprak, bitki, hayvan, sıcaklık, soğukluk gibi canlı ve cansız
varlıklar oluşturur. Bundan dolayı çevreyi; “canlıların yaşayıp
gelişmesini sağlayan ve onları sürekli olarak etkileri altında
bulunduran fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin
bütünlüğüdür” şeklinde tanımlamak mümkündür. 3
Başka bir ifade ile çevre; insanla birlikte tüm canlı varlıkları,
cansız varlıkları, canlı varlıkların eylemlerini etkileyen ya da
etkileyebilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik, toplumsal nitelikteki
tüm etkenleri kapsamaktadır.4 İçerisinde yaşadığımız mesken,
meskenimizi çevreleyen avlu, bahçe, cadde ve sokaklar, etrafımızda
bulunan dağlar, denizler, ovalar, dünyamızı kuşatan atmosfer... evet
bütün bunlar çevre kavramının içerisine girer, çevrenin birer
parçasıdır.
Değerli Mü’minler!
Yüce Allah, insanın da içinde bulunduğu tabiatı canlı ve
cansız varlıklarıyla birlikte bir düzen ve denge içinde yaratmıştır.
Bu düzen, yeryüzündeki canlıların yaşantılarını sürdürebilmesi için
en ideali olup, herhangi bir eksikliği ve aksaklığı söz konusu
değildir. Kainatta var olan bu düzen ve denge “ekolojik denge”
olarak da ifade edilmektedir. Bu konuda ki bazı ayeti kerimelerde
Hz. Allah şöyle buyurmaktadır:"Yeryüzünü düzgün bir şekilde
yarattık. Oraya sağlam dağlar yerleştirdik. Orada herşeyi belli
bir ölçüde bitirdik. Orada sizin için ve rızıklarını sizin
vermedikleriniz için geçim yolları yarattık. Her şeyin hazinesi
katımızdadır. Biz onlardan ancak belli ölçülerde veririz."5
"Allah göğü yükseltti ve ölçüyü ortaya koydu. Ölçüde aşırı gidip
dengeyi bozmayın. Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik
tutmayın."6 "Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre
yaratmışızdır"7 “İşte çevir gözünü, bir çatlak görebilir misin?
Sonra gözünü bir daha bir daha çevir, bak. Nihayet gözün bir
kusur bulamayıp yorgun ve çaresiz geri döner.”8
Kıymetli Mü’minler!
Günümüzde bütün dünyada gündemde olup üzerinde çok
konuşulan ve insanoğlunu rahatsız eden en önemli sorunlardan biri
de çevre kirliliğidir. Peki nedir çevre kirliliği? İçerisinde
yaşadığımız tabiatın, tabii çevrenin dengesinin çevreden katılan
birtakım maddelerle bozulması; hava, toprak ve suların kirlenmesi,
insan ve diğer canlılar için zararlı hale gelmesidir. Çevre kirliliğinin
önlenmesi ve temiz bir çevreye sahip olunması insanlık için, hatta
bütün canlılar ve dünyamız için hayati önem arzetmektedir. Zira
insanoğlu çevre ile iç içedir. Çevremizi iyi korumadığımız zaman
hayatımızı sıhhat ve afiyet içerisinde devam ettirmemiz zorlaşır.
Çevreyi hatta denizleri bile insanlar kirletmektedir. Bu
hakikate Kur'an-ı Kerim'de Rum Suresi 41. ayeti kerimede şöyle
işaret edilir: "İnsanların kendi elleriyle kazandıkları yüzünden
karada ve denizde bozulmalar ortaya çıktı."
1 Rum, 30/41.
2 Müslim, Zekat, 56
3 Necmettin Çepel, Doğa Çevre Ekoloji ve İnsanlığın Ekoloji Sorunları, Altın Kitaplar Yayınevi,
İstanbul, 1992, s. 38.
4 Ruşen Keleş, Can Hamamcı, Çevrebilim, s.28.İmge Kitabevi Yayınları, Ankara 2002.
5 Hicr, 15/19-21.
6 Rahmân, 55/7-9.
7 Kamer, 54/49.
8 Mülk, 67/3-4
Üzerinde yaşayabileceğimiz başka bir dünya olmadığına göre
bize düşen görev elimizden geldiği kadar çevremizi, dünyamızı
daha temiz, daha yaşanabilir bir halde tutmaktır.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında İstanbul'a gelen bir Alman
Rahibi 1560 yılında yazdığı bir eserde: "Buradaki temizliğe hayran
oldum. Burada herkes günde beş defa yıkanır. Sokaklarda pislik
yoktur. Satıcıların elbiseleri üzerinde ufak bir leke bulunmaz.
Ayrıca ismine "hamam" dedikleri ve içinde sıcak su bulunan binalar
vardır ki, buraya gelenler, bütün vücutlarını yıkarlar. Halbuki bizde
insanlar pistir, yıkanmasını bilmezler." demektedir. Avrupa da
yıkanmak ancak, asırlar sonra öğrenilmiştir. Müslümanlar camilere,
evlere ayakkabı ile girmez. Halılar, döşemeler tozsuz, temiz olur.
Onun için mikrop ve hastalık bulunmaz. Fransızların dünyaya
övündükleri Versay sarayında bir hamam yoktu. 9
Kıymetli Mü’minler!
Dinimize göre; insanın yararına sunulan her şey Allah’ın bize
verdiği bir nimeti ve emanetidir. Öyle ise insan, kendisine hizmet
eden caddelerin, sokakların, parkların, ormanların, akarsuların,
göllerin, denizlerin, kısacası doğal çevrenin temiz tutulması ve
korunmasıyla ilgilenmelidir. Çünkü, insan olmadan çevre ve diğer
canlılar rahatlıkla varlıklarını sürdürebilirler. Fakat, çevre olmadan
insanın varlığını sürdürmesi mümkün olmayabilir.
Peygamber (as) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır:
“Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana arz edilip
gösterildi. İyi amelleri arasında, yoldan atılmış olan “eza”yı
gördüm. Kötü amelleri arasında ise yere gömülmemiş tükürük
de vardı”10
Bu hadiste Hz. Peygamber, çevre temizliği ya da çevrenin
kirletilmesi konusunda en ufak bir ayrıntının bile iyilik ya da
kötülük olarak hesap gününde karşımıza çıkacağına vurgu
yapmaktadır. Çoğu zaman, bir çikolatanın ambalajını, sigaranın
izmaritini, çekirdek kabuğunu ya da kendimize göre önemsiz
saydığımız bir şeyi yollara atıveririz. Bundan hesaba çekileceğimiz
aklımıza bile gelmez. Ancak, bu davranış, bizce ufak bir hareket
olsa da, onun içinde, dar anlamda kul hakkına, geniş anlamda da
kamu hakkına varan bir sorumsuzluk ve duyarsızlık örneği
yatmaktadır. Öte yandan sokakta ufak bir çöp atığı gördüğü zaman
üzülen, gücü nispetinde onları temizlemeye çalışan insanlar da
vardır. Her iki insan tipini göz önüne aldığımız zaman, olgun bir
insanla sorumsuz davranan bir insan arasındaki farkı anlamış
oluruz.
Peygamber Efendimiz “(İnsanlara) eziyet verici bir şeyi
yoldan kaldırman sadakadır.”11 buyurmuştur. Bu hadiste yoldaki
bir dikenden, evdeki bacadan çıkan kirlere; hayvan gübrelerinden
atılan her türlü çöpe; arabanın eksozundan gürültüsüne; bağırarak
konuşmadan kavgaya; kötü görünümlü olmadan edebe aykırı
giyime kadar, maddi ve manevi hoşa gitmeyen rahatsız eden her
şeyi kapsamaktadır.
Kıymetli Mü’minler!
Hz. Peygamber, bir hadisinde, “Müslüman Müslümanın
elinden, dilinden güvende olduğu kimsedir”
buyurmaktadır.12Çevreyi kirleten, doğal zenginlikleri fütursuzca
kullanan bir kimse, dolaylı olarak diğer insanlara zarar vermektedir.
Dolayısı ile hadiste belirtilen güven sıfatını zedelemektedir.
Çevreyi temiz tutmadığımız, istifademize sunulan doğal
zenginlikleri gereği gibi kullanmadığımız takdirde kul hakkına da
tecavüz etmiş sayılırız. Bütün bunlardan hesaba çekileceğimizi
unutmayalım. Hutbemi bir ayeti kerimenin meali ile son vermek
istiyorum:
“Kitap
ortaya
konur.
Suçluları,
kitabın
içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu
nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan
hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını
karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” 13
9 Türkiye Gazetesi, 1/10/1986.
10 Müslim, Mesâcid, 57, I, 390.
11 Müslim, Tahare, 68, I, 226
12 Tirmizî, İman12,V,17; Nesâî,İman 8,VIII,104-105
13 Kehf, 18/49
Hazırlayan
: Adı, soyadı: Ali ERDOĞAN Seydikemer İlçe Vaizi
Redaksiyon : İl İrşat Kurulu
Related documents
Download