GELİŞİM PSİKOLOJİSİ

advertisement
Kişilik Gelişimi
1
Kişilik Gelişimi



Kişilik nedir?
Kişilik bir insanı başkalarından ayıran bilişsel, duygusal
ve davranışsal özelliklerin tümü.
Bireyin kendine özgü bu özellikleri bilmek onunla
kurulacak iletişimi kolaylaştıracaktır.
2
Kişiliği oluşturan özellikler












İlgi
Yetenekler
Duygular
Güdü
Mizaç
Sosyal, bilişsel, fiziksel özellikler
Değerler
İnançlar
Tutumlar
Düşünceler
Karakter
Görüşler
3
Kişilik Gelişimini Açıklayan İki Temel Kuram
1.
2.
Psiko – Seksüel Gelişim (Freud)
Psiko – Sosyal Gelişim (Erikson)
4
Psiko – Seksüel Gelişim (Freud)

1.
2.
3.
4.
Psikoanalitik kuramın dört dayanağı vardır.
Temel güdüler (saldırganlık ve cinsellik, (Eros; yaşam)
ve thanatos; ölüm)
Bilinç altı süreçler
Psişik determinizim (hiçbir davranış şans eseri
meydana gelmez)
Enerji modeli (libido)
5
Freud’un Kişilik Gelişimi İle İlgili Kuramları
1.
2.
3.
Topografik Kişilik Kuramı
Yapısal Kişilik Kuramı
Psiko – seksüel Gelişim Dönemleri
6
1. Topografik Kişilik Kuramı


Davranışların temelinde bilinçdışı düşünceler ve
materyaller bulunur.
Bilinçlilik durumu üç bölümden oluşur.
 Bilinç (Farkında olduğumuz yaşantılar)
 Bilinç öncesi (Farkında olmadığımız ama biraz
düşününce bilince çıkarabileceğimiz yaşantılar)
 Bilinçdışı; (ancak özel tekniklerle bilince çıkarılabilen
alan)
7
2. Yapısal Kişilik Kuramı



İd:İnsanın biyolojik yanı
Ego:İnsanın psikolojik yanı
Süperego:insanın toplumsal yanı
8
Bilinç
ego
Bilinçöncesi
süperego
Bilinçdışı
id
9
İd:




Kişiliğin çekirdeğini oluşturur. Bireyin en kaba, en ilkel,
kalıtımsal dürtü ve arzularını içerir. Bu ilkel kalıtımsal
dürtülerden ikisi cinsellik ve saldırganlıktır.
İd, insan hayatında, özelliğini hiç kaybetmeden ömür
boyu varlığını korumaktadır.
İd, davranışlarımızın altında yatan psikolojik enerjinin
kaynağıdır.
İd, haz ilkesine göre işler ve hiç geciktirilmeden bütün
isteklerinin yerine getirilmesini bekler.
10
* Freud İd’in isteklerinin karşılanmadığı
durumlarda “dilek gerçekleştirme yöntem”ine
başvurduğunu iddia eder.
* İstenilen şey elde edilemiyorsa o şeyin
hayali kurularak istek geçici olarak karşılanır.
Rüyalarda bu amca hizmet eder.
* İd gerilimi giderecek objenin ya da kişini
imgesini oluşturur.
11



12
İd objeler arasında ayırımı yapacak yeteneğe sahip
değildir.
Freud ister gerçek ister hayal kurma ve rüya yoluyla
olsun id’in isteklerinin doyurulmasına “birincil süreçler”
adını vermiştir. Birincil süreçler baskın olduğu zaman
davranışı, bireyin akıl yürütme ve düşünme yönü değil
id’in istekleri biçimlendirir.
Çevresiyle etkileşime giren yaklaşık 2 yaş civarındaki
çocuklarda Ben (Ego) gelişmeye başlar.
Ego:




Kişiliğin mantıklı düşünebilen ve gerçekçi
değerlendirme yapabilen bölümüdür.
Kişiliğin yürütme organı olup, içgüdülerin hangi biçimde
doyurulacağına karar verir.
İd ile süper egonun çatışan isteklerini uzlaştırmaya
çalışır.
Gerçeklik ilkesine göre hareket eder.
13
EGO




Ego gerçeklik ilkesinin egemenliğinde ve ikincil süreçler
aracılığı ile işler.
Bu süreçler, mantıklı ve gerçekçi
düşünce türüdür.
Gerçeklik ilkesinin amacı, ihtiyacın giderilmesi için uygun
obje
bulununcaya
kadar
gerilimin
boşalmasını
ertelemektir.
Gerçeklik ilkesi haz ilkesini geçici olarak engeller.
Gerçeklik sınaması yapar. Uygun obje bulununca haz
ilkesi ön plana geçer ve gerilim giderilir.
Ego kişiliğin yürütme organı gibidir. İd’in ve süperego’nun
birbiri ile çatışan istekleri arasında bir uzlaşma yolu
bulmak durumundadır.
14
Süperego:

Temel güdüleri ifade ederken, birey toplumun kural ve
değerlerinin dışına çıkabilir. Bu kurallar çocukların
davranışlarının ödüllendirilmesi veya cezalandırılması
yoluyla büyükler tarafından çocuklara anlatılır. Bunun
sonucu olarak çocukta zamanla süperego gelişir.
Süperego toplumun yasalarını kapsar. (değerleri,
ahlaki kuralları, gelenekleri temsil eder)
15
Süperegonun iki alt sistemi vardır;
Vicdan; kişiyi suçlu hissettirerek cezalandırır.
Benlik ideali; gurur ve kıvanç yaratarak ödüllendirir.
Süperegonun başlıca işlevi, İdden gelen dürtüleri
bastırmak ve ketlemek, Egoyu gerçekçi amaçlar
yerine ahlaki amaçlara yöneltmektir. Süperego
kusursuz olmaya çabalar.
16
Yapısal Kişilik Kuramı
Id – İnsan varlığının ham/ilkel tabiatıdır
Haz ilkesi hakimdir.
Ego - İdin isteklerini gerçeğe uygun biçimde
karşılamak ister. Gerçeklik ilkesi hakimdir
Super
Ego
Ego
Id
17
Super Ego
- Vicdanın sesi!
Nasıl davranmak zorunda
Olduğumuz…
Kurallar!
Bu üç mekanizmanın birbirlerine sağladıkları üstünlük
farklı kişilik türlerini ortaya koyar. Sağlıklı bir kişide oluşan
güçlü bir benlik, hem altbenliğin hem de üstbenliğin kişilik
üzerinde aşırı kontrol kurmalarına izin vermez.
18
Psiko – seksüel Gelişim Dönemleri
1.Oral Dönem (0-1 yaş)




2.Anal Dönem (1-3 yaş)
3.Fallik Dönem (3-7 yaş)
4.Latans(=Gizil) Dönem (7-11 yaş)
5.Genital Dönem (11-18 yaş)
19
1.ORAL DÖNEM( 0-1 YAŞ):





- Bu dönem id’in egemenliği altındadır.
- En önemli organ ağızdır.
-Oral dönemde temel haz kaynağı emmedir.Bebek eline
geçen her şeyi,dokunduğu her şeyi ağız yoluyla
tanımaya çalışır.
-Bu dönem de bebeğin beslenmesi ve emzirilmesi
önemlidir.
-Anne tarafından çocuğun memeden erken kesilmesi,ya
da aksine çok uzun emzirilmesi,onun bu döneme bağlı
olmasına neden olmaktadır.Yani emme ihtiyacı,daha
sonraki yaşamında da sürmektedir.
20
2. ANAL DÖNEM(1-3 YAŞ):







-Bu dönem idrar ve dışkı çıkarma ile ilgilidir.
-Haz kaynağı içerde biriken dışkısını tutmak yada bırakmak.
-En önemli organ dışkılamanın olduğu organdır.
-Tuvalet kontrolü eğitimi önemlidir.Çocuğun tuvaleti ile ilgili annebabanın,bakıcının tutumu çocuğun kişiliğini etkiler.
-Çocuk bu dönem de kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir.
-Hoşgörüsüz, katı, baskıcı yolla tuvalet eğitimi veren anne-baba yada
bakıcılar, çocuğun bu döneme bağımlı olmasını sağlarlar.
-Tuvalet eğitimi iyi olanlar yaratıcı, üretken, aktif olurlar. Kötü olanlar
inatçı, cimri, aşırı düzenli veya aşırı düzensiz, saldırgan olurlar.
21
3.FALLİK DÖNEM (3-7 YAŞ):





-Bu dönemin haz kaynağı cinsel organdır.
-Çocuk karşı cinsteki ebeveyne açık olarak daha fazla sevgi gösterir.Erkek
çocuk annesine karşı cinsel bir yakınlık beslemesi,kız çocuğun da babaya
karşı cinsel yakınlık istemesi normal karşılanmalıdır.
Kastrasyon (İğdişlik) Korkusu: Erkek çocukların kızlarda penisin
olmadığını fark edince kendi penisinin de yok olacağını kaygısını
taşımasıdır. Toplumda ve ailede çocuğun yaramazlıklarına, gece altına
kaçırmasına, çocuğun cinsel organı ile oynamasına karşı yapılan "pipini
keserim", "sünnet edelim" gibi şaka ve söylemler bu korkunun sürekliliğini
sağlar.
Oedipus karmaşası: Bu karmaşada çocuk annesine bir tür cinsel yakınlık
duyar ve bu durumun babası tarafından cezalandırılacağı kaygısını yaşar.
Elektra karmaşası: Bu karmaşa türünde de kız çocukları babaya karşı
cinsel yaklaşım duyar ve annenin kızacağına ilişkin kaygı durumu yaşar.
22
4.LATANS [GİZİL] DÖNEM (7-11 YAŞ):



-Çocuk cinsel konulardan hoşlanmaz ve kendini daha
çok oyuna verir.
-Çocuklar sevgi gösterilerini ev dışında arkadaşlarına
yöneltirler.
-Ergenlik fırtınası öncesindeki durgunluk dönemidir.
23
5.GENİTAL DÖNEM(11-18 yaş):




-Hızlı fiziksel gelişme ve buluğa erme ile cinsel dürtüler
artar.
-Cinsel gelişim artar,üreme sistemi gelişir.
-Ergen ebeveynle ilişkilerini düzenlemek,çatışmalarını
çözümlemek ihtiyacındadır.
-Karşı cinsle arkadaşlık kurulur.
24
Freud’a göre ihtiyaçların giderilmemesinin iki temel nedeni
bulunmaktadır.
1.
2.
Engellenme
Çatışma
25
1.



Engelenme
Organizmanın amacına ulaşmasının engelenmesi
durumudur.
Birey engellendiğinde amacına başka bir yoldan
ulaşmaya çalışır.
Çocuk engellendiğinde durumda gösterdiği en temel
tepki saldırganlıktır.
26
Engellenme durumunda başka
hangi tepkiler çıkar?
Öfke ve kızgınlık
 Çevreden kaçınma
 Aşırı duyarlılık
 Aşırı bağlılık
 Bencil tutum
 Kompleksler

27
Engel
Öfke, Kaygı
güdü
Yılgınlık,
İç gerilimler
28
2. Çatışma


Çatışma, insanı birbirine zıt davranışlara sürükleyen
ihtiyaçlar karşısında meydana gelen huzursuzluk hali.
Güdülerin tatminsiz kalmasının bir nedeni de, içimizde
birbirine ters düşen iki güdünün rekabetidir.
29
Kütüphaneye mi gitsem?
Gelişme
ihtiyacı
Eğlenme
ihtiyacı
Sinemaya mı gitsem?
30
Kaç tür çatışma vardır?



Yaklaşma – Yaklaşma
Kaçınma – Kaçınma
Yaklaşma - Kaçınma
31
Yaklaşma - Yaklaşma

İkisi de aynı derecede çekici iki seçeneğin etkisinde
kalma.

Beğendiği iki gömlekten birini seçmekte zorlanma
+
Organizma
+
32
Yaklaşma - Kaçınma


İki zıt duygu arasında kalma
Sabah uykusunu çok seviyor ama işe geç kalmama
gerekiyor.
+
Organizma
33
Kaçınma - kaçınma


İkisi de aynı oranda itici iki seçenek arasında kalma
Sevmediği bir dersin sınavına hazırlanmak.
-
Organizma
34
Ego Savunma Mekanizmaları

Freud’a göre ego işlevini sürdürürken üç ayrı
tehlikeyle karşılaşmaktadır:
ve dış dünyadan gelen saldırılar.
 İd’in içgüdüsel ve gerçek dışı istekleri
 Süper ego’nun cezalandırmaları.
 Engellenmeler

Bu durumlar kaygı yaratır. Kaygı büyüyüp
şiddetlendikçe ego bununla başa çıkmak için
savunma mekanizmalarına başvurur.
35



Savunma mekanizmaları çok
sık kullanılıyorsa bireyin
gerçek hayattan kopmaya
başladığını gösterir.
Savunma mekanizmaları
bilinç dışı olarak
işletilir.Farkına varılmadan
kullanılır.
Ego savunma
mekanizmalarının sistematik
bir biçimde incelenmesi Anna
Freud tarafından
gerçekleştirilmiştir.
36
SAVUNMA
MEKANİZMALARI
Her sağlıklı insan ara
sıra
savunma
mekanizmalarını
kullanır
Eğer bu mekanizmalar
çok kullanılırsa ve
kişilik haline gelirse
bireyde
gerçeklik
algısı kaybolur
Savunma mekanizmaları











Ödünleme (Telafi)
Yansıtma
Yön değiştirme
Neden bulma
Özdeşim kurma
Yüceltme
Bastırma
Karşıt tepki geliştirme
Gerileme
Saplanma
İnkar
38
Savunma mekanizmaları
Hayal kurma (düşlem/fantezi)
Pollyannacılık (tatlı limon)
Çarpıtma
Bedenselleştirme (organlaştırma)
Diğerkamlık (özgecilik)
Ketlenme (şoka girme)
Entellektüelleştirme
Bölünme
İlkel İdealleştirme
Dışsallaştırma
Soyut kavramlara bürüme
39
Ödünleme (Telafi)

Engellenen ve doyurulmayan istek ve davranışların
yarattığı tedirginlik ve kaygıyı onların yerine geçebilecek
diğer istek ve davranışlarla giderme şeklinde işleyen bir
mekanizmadır.


Geçimsiz ve çirkin bir bayanın karşı cinsle olumlu ilişkiler
kuramaması nedeniyle evlenememesi ancak bu eksikliğini
akademik etkinliklerde telafi edip üstün başarı sağlayarak kısa
zamanda profesör olması ödünlemedir.
Matematik dersinde başarısız olan birinin çok güzel
kompozisyon yazması
40
Yansıtma (Projeksiyon)

Birey kendi güdü, düşünce ve duygularını başkalarına
yükleyerek rahatlamaya çalışır.



Çok hırslı birey “işyerinde herkes çok hırslı kimseye
güvenilmiyor” diyerek yansıtma yapabilir.
Sadece benim değil bütün arkadaşlarımın evliliği kötü gidiyor.
Sürekli içki içen birinin eşine beni sen bu hale getirdin demesi 
41
Yön (yer) Değiştirme

Engellenmesine neden olan insana türlü nedenlerle
karışamayan insan kendisinin egemenlik kuracağı
birinden veya eşyadan hırsını çıkartması.




Müdürüne kızıp eşine bağırması
Sınavdan düşük alan öğrencinin öğretmenine kızıp arkadaşına
çıkışması.
Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla
Pireye kızıp yorganı yakma 
42
Neden bulma (Rasyonalizim, Usa vurma,
Akla uydurma, Mantığa büründürme)

Kabul edilmeyecek davranışı
türlü bahaneler bularak haklı
göstermeye çalışması.



Maçta yenilen takım oyuncunun
sahadan şikayetçi olması.
Sınavda başarısız olan öğrencini
sınav ortamının kötülüğünden
bahsetmesi.
Kedi uzanamadığı ciğere mundar
der 
43
Özdeşim Kurma
(Özdeşleşme)

Hayatta türlü başarısızlıklar engellenmeler ve yılgınlıklar
nedeniyle bireyin herhangi bir alanda başarılı bir kişi ya
da kişilerle kendini bir sayması, kendini onlara yakın
hissederek doyum sağlaması.



Başarısız bir öğrencinin sürekli babası ile övünmesi.
Fakir bir kişinin zengin akrabasıyla övünmesi
Çocuğun doktor babasının önlüğünü giyip evde dolaşması
44
Yüceltme

Bastırılmış güdü ve duyguların
sosyal açıdan kabul edilebilir
kanallara yöneltilmesidir.

Şiddet eğilimi olan bir birey boksör
olarak bu ihtiyacını toplum
tarafından kabul edilir hale
getirebilir.
45
Bastırma (Yok sayma)


Uygun görülmeyen istek, duygu, düşünce ve anıların
bilinçten uzaklaştırılması bastırmadır.
Bastırılmış duygular, düşünceler ve geçmiş yaşantılar
çoğu kez rüyalarda ve dil sürçmelerinde gün yüzüne
çıkar.


Kocası ölen kadının kocasının ölümünü hiç hatırlamaması.
Freud babasının cenazesine yetişememiştir. 
46
Karşıt tepki geliştirme

Toplumun hoşuna gitmeyecek davranışlarının yerine
toplumun hoşuna gidecek davranışları sergilemek.


İçkiye çok düşkün olan birinin Yeşilay’a üye olması.
Arkadaşını çekemeyip ona kötülük düşünen birisinin aksine iyi
davranması.
47
Gerileme

İnsanın erişmiş olduğu gelişim
düzeyine göre daha ilkel olan
davranış basamaklarına
dönmesidir.


Yeni kardeşi doğan çocuğun
tuvalet eğitimi almışken tekrar
altını ıslatmaya başlaması.
Telefonda sevgiliyle çocukça
konuşarak ilgi çekme 
48
Saplanma

Bireyin gelişimin
ilerlememesi.

herhangi
bir
noktasına
takılıp
Annesine çok bağlı olduğu için evlenememek.
49
Hayal kurma veya Düşlem (fantezi/Avunma)

Birey iç ve dış nedenler yüzünden ihtiyaç ve güdülerini
doyuramazsa, hayal kurarak doyum sağlama yoluna
gider.


Çirkinin güzel, başarısızın başarılı olarak kendini hayal etmesi.
Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış 
50
Pollyannacılık

İçinde bulunulan olumsuz durumun iyi yönleri görülmeye
çalışılır
Cana gelene mala gelsin
Ayak başa kurban olsun
Daha kötüsü de olabilirdi
51
İnkar (yadsıma)

Bireye acı veren bir durumu kabul etmeyi reddetmesi.

Eşini kaybeden kişinin onun öldüğünü kabullenememesi.
52
Çarpıtma
•Bireyin yaşadığı olumsuzluğun nedenini olduğu
gibi değil işine geldiği gibi anlaması ve
değerlendirmesi
•Bir gencin arkadaşça yaklaşan bir kızın kendinden
hoşlandığını düşünmesi
53
Bedenselleştirme (organlaştırma)

Yaşanılan psikolojik durumun bedene yansıması



Sıkıntıdan ülser olma
Migren 
Okul korkusundan yaşanan karın ağrıları 
54
Diğerkamlık (Özgecilik)

Bireyin kendisini hiçbir çıkar beklemeden başkalarına
adaması


Ben sizin için varım 
Kendim için bir şey istersem namerdim 
55
Ketlenme (Şoka girme)

İstenmeyen durum ve çatışmalara karşı egonun işlevini
durdurması
56
Entelektüelleştirme (düşünselleştirme)

Bireyin yoğun olarak yaşadığı dürtüyü doyuramaması
halinde bu durumu bilimsel olarak açıklamaya çalışması


Anneler günü tüketim amaçlıdır (olaya iktisadi açıdan
açıklamalar getiren Ayşe hanımın aslında çocuğu yoktur)
Ebeveynleriyle sorun yaşayan gencin kendi durumunu bilimsel
açıklamaya çalışması. Eriksona göre…
57
Bölünme

Bireyin çevresindeki insanları tamamen iyi yada
tamamen kötü olarak algılaması (insanların iyi yada kötü
yanları olabileceğini düşünmez)


Herkes mi böyle ? 
İnsanlık mahvolmuş, iyilik yok olmuş 
58
İlkel İdealleştirme

Bu savunma mekanizmasında iyilikte kötülükte çok
abartılır. En basit davranışlar övülebildiği gibi zarara
uğradığında da kötülenir.
59
Dışsallaştırma

Birey kendinden kaynaklanan başarısızlıkları dış
nedenlere bağlar. Yansıtmadan farkı dış etkenlerin
değiştirilemeyeceğine inanç vardır.


Ne yapsan da kısmetten fazlası olmuyor.
Alnında ne yazıyorsa o oluyor boşa uğraşma 
60
Soyut kavramlara bürüme

Duygusal yaşamın soyutlaştırılarak gerçekle ilişkinin
kesilme eğilimidir.

Yakını ölen birinin durumu soyutlaştırarak acıdan kurtulmaya
çalışması
61
Erikson’a Göre Kişilik (Psikososyal) Gelişimi




Erikson’a göre davranışlar biyolojik kökenli dürtülerle
birlikte, içinde bulunulan kültürün etkisi altındadır.
Epigenetik bir temelle kişiliği açıklamıştır. (Kişilik belirli
zaman dilimleri içinde aşamalı bir oluşum içinde
biçimlenir.)
Gelişim yaşa bağlı olarak sekiz ayrı dönemde
gerçekleşir.
Her dönemde atlatılması gereken bir psikososyal kriz
yaşanır.
62
Erikson’a göre 8 alt evre
1. Güven yada güvensizlik (0-1)
2. Özerklik/ utanç ve kararsızlık (1-3 )
3. Girişim/ suçluluk (3-6 )
4. Başarı/yetersizlik (aşağılık duygusu) (6-11)
5. Kimlik /rol karmaşası (12/18)
6. Yakınlık /çekingenlik (18/30)
7. Üretkenlik / Durgunluk (30/65)
8. Bütünlük /Umutsuzluk (65/+)
63
Güven yada güvensizlik (0-1)



Bebeklik dönemidir.
Anne baba çocuğu yeterince besler, sevgi ve ilgi
gösterirse, onu korursa bebekte temel güven duygusu
gelişiminin temeli atılır.
Eğer tersi olursa çocuk da güvensizlik duygusunun
temeli atılır.

“Bana ne verilmişse oyum”
64
Özerklik/ utanç ve kararsızlık (1-3)





Çocuğun yürüme ve konuşması ile anneye olan
bağlılık azalır.
Çocuk bağımsız davranmaktan zevk alır.
Bu dönemde anne baba çocuğuna kendi
eylemlerini yapabilmesi için izin vermeli. Eğer izin
verilmezse ileriki yaşlarda çekingen, kendi başına
karar verememe, saldırganlık ve başkaldırma
davranışları görülebilir.
Aşırı koruyucu ve baskıcı ailelerin tutumu, özerkliği
engelleyen davranışlar çocuğun kendi kapasitesine
kuşku ve utanç duymasını sağlar.
İnatçılık, Cimrilik – eli açıklık, düzenlilik –düzensizlik

“Ben ne olacaksam oyum”
65
Girişim/ suçluluk (3-6) (okul öncesi dönemi)



Belirli amaçlara yönelik girişimde bulunmak, sorumluluk
almaya istekli olmak, yada yaptıklarının yanlış olduğuna
inanarak suçluluk duymak.
Çocuğun yürümesi, konuşması, hareket etmesi gelişir
bağımsız bir şekilde hareket eder isteklerini söyler.
Merak artar, sürekli sorular sorar, girişimlerde bulunur.
Uygun cevaplar vermek önemlidir.

“Ben olmayı hayal ettiğim gibiyim”
66
Başarı/yetersizlik (6-11) ilk öğretim dönemi





Çocuk başarılı olmak istemektedir.
Çevresi tarafından taktir edilmek ve beğeni kazanmak
istemektedir.
Başarılı oldukça kendine güven duyacak, böylece
çalışma ve başarılı olma güdüleri artacaktır.
Bu dönemde engellenenler aşağılık duygusuna kapılır.
Bu dönemde çocuğu başkaları ile kıyaslamak olumsuz
benlik gelişimine sebep olur.

“Bana öğretilenler neyse oyum”
67
Kimlik /rol karmaşası (12/18) Ergenlik
dönemi




“Ben kimim” sorusunun sorulduğu ve kimlik arayışının
yoğunlaştığı dönem.
Benlik gelişimi söz konusudur. (benlik, bireyin kendine
ilişkin düşünce, duygu, değerlerin toplamıdır.)
Olumlu benlik gelişimi önemlidir.
Birey sosyal çevresinde kimlik kazanır veya kimlik
karmaşasına düşer.
68
Kimlik kazanımında etkili olan etmenler:







Düşünce sistemi (soyut düşünceye geçiş)
Cinsel rolleri benimseme
Karşı cinse duyulan ilgi
Meslek seçimine yönelme
Sosyal, ekonomik, politik konulara ilginin artması
Akran grubu içinde daha mutlu olma ve onlarla hareket
etme
Ergen egosantrizmi
69
Marcia’nın Kimlik Statüleri





Ergenlik yıllarındaki bireyler için 4 kimlik statüsü
tanımlamıştır.
Başarılı kimlik
Engellenmiş kimlik, Erken bağlanma yada İpotekli kimlik
Dağınık kimlik veya kargaşalı kimlik
Gecikmiş kimlik,bekleme veya moratoryum
70
Başarılı kimlik


Bu dönemde birey kendi tercihleri ile kimlik krizini
tamamlamıştır.
Ailelerinin ve sosyal çevrelerinde bulunan bireylerin dini,
siyasi, geleneksel inançlarını incelemişler ve kendilerine
uygun olmayanlardan vazgeçmişlerdir.
71
ipotekli kimlik




Başka seçeneklere ilişkin hiç araştırma yapmadan veya
çok az araştırma yaparak direk ailesinin ve sosyal
çevresinin sosyal değerlerine sıkı sıkıya bağlanır.
Bu durumdaki bireylerin kimliklerine aileleri ipotek
koymuştur.
Ailesi için meslek seçmesi (doktor olması)
Daha çok baskıcı ailelerin çocukları bu şekilde olur.
72
Dağınık kimlik (kargaşalı)



Yaşamlarında çeşitli seçenekleri incelemiş olsalar bile
hayatlarında belirli bir yönelme yapamamışlardır.
Bu bireylerin kimlikleri ile ilgili bir kimlik bunalımı ve
bağlanmaları yoktur.
Vurdum duymaz (ilgisiz) ailelerde yetişen bireyler böyle
olabilir.
73
Gecikmiş kimlik (Morotoryum)




Birey kimlik krizindedir ve çözüm bulamamaktadır.
Ailenin ve sosyal çevrenin tercihleri arasında sıkışmıştır.
Bazen dini ve siyasi inançları şiddet savunurken bazen
kolayca vazgeçer.
Kararsızlık nedeni ile hiç karar vermemeyi seçer, başı
boş dolaşır.
74
Gölgelenmiş kimlik: Bunalım yaşıyor ama sonucunda
kendi istediği değil başkalarının (özellikle ailesinin)
istediği kimliğe ulaşıyor. Ancak kimlik sorunu devam
etmektedir. Bu kimliğin ipotekli kimlikten farkı baskı
altında seçilmiş olmasıdır.
Ters Kimlik: Kimlik bunalımının yoğunluğundan dolayı
toplumsal beklentilerin tam karşıtı olan durumu
benimser.
75
Yakınlık /Çekingenlik(Yanlızlık)(18/40)



Başkaları ile yakın ilişkiler kurmayı geliştirmiş olması
gerektirmektedir.
Bu yeteneği geliştirmişse aile kurmaya yönelir.
Eğer geliştirememişse insanlardan uzak kalmayı, görev
ve sorumluk gerektiren işlerden kaçmayı yeğler.

“Biz sevebildiklerimizin tümüyüz”
76
Üretkenliğe/durgunluk (40-65)


Bu dönemde bireyin topluma faydalı olmak, ailesine
topluma karşın sorumluluklarını yerine getirmek başlıca
gelişim konularıdır.
Üretkenliği geliştirememiş kişiler çevrelerine karşın
fazlaca kayıtsız kalırlar, aşırı bireyselleşen kişiler
olurlar.

“Ben ürettiğim şeyim.”
77
Bütünlük / Umutsuzluk (65+)





Yaşlılık yıllarını kapsayan bu dönemle birey önceki
dönemlerde yaptıklarının muhasebesini yapar.
Önceki dönemlerden doyum alanlar benlik bütünlüğüne
ulaşır. Ölüme oldukça rahat hazırlanır.
Önceki dönemlerden doyum sağlayamayanlar
umutsuzluğa düşer.
Ölümle baş edemezler ve gereksiz işlerle uğraşırlar.
Hastalık hastası olurlar.

“Ben geride bırakabildiklerimim”
78
79
ADLER
* Adler Freud gibi yaşamın ilk yıllarını önemser.
• Adler’e göre her birey aşağılık duygusuyla doğar (çocuğun anneye
bağımlı olması bunun bir göstergesidir)
• Yaşam boyu bireyler aşağılık duygusuyla başa çıkabilmek için
üstünlük çabası içerisine girerler.
• Freud’a göre güdüleyici güç cinsellik ve saldırganlıkken, Adler’e
göre güdüleyici güç üstünlük çabasıdır.
• Bazı insanlar aşağılık kompleksine saplanarak çaresizlik duygusuna
kapılabilirler.
• Adler anne-babanın ilk yıllardaki etkisi üzerine yoğunlaşır.
(şımartma dengesi) ve doğum sırasının kişilik üzerindeki etkisini
vurgular. (ortanca çocuk)
80
CARL JUNG
•Jung da Freud gibi bilinçaltının varlığından söz eder. Ancak 2 tür bilinç
altından bahseder. Ortak bilinçaltı ve kişisel bilinçaltı
• Bilinç altındaki düşünceler bilinç tarafından bastırılmazlar.
• Ortak bilinçaltı ilksel imgelerden oluşur. (anne, baba, tanrı gibi)
• Jung bu imgelere genel olarak arketipler adını verir.
• Arketip: duygusal yönü güçlü, kalıtımla gelen evrensel düşünme
biçimidir.
• Persona: benliğin toplumsal yönüdür.
• jung’a göre arketipler sınırsız sayıdadır. Ancak Jung daha çok anima,
animus ve gölge arketiplerden bahseder.
• Gölge benlik: İlkel ve hayvansal içgüdüleri taşır. Bir kısmı kişisel bir
kısmıda ortak bilinçaltındadır.
• Jung kişilik tiplerini içedönük ve dışadönük olarak tanımlamıştır.
81
İnsancıl yaklaşıma göre kişilik (benlik)
gelişimi



Her insan biriciktir.
İnsan doğuştan iyidir. Doğuştan getirdiği potansiyeli
çevresindekilerle etkileşerek geliştirme çabası içindedir.
En önemli iki temsilcisi Rogers ve Maslow’dur.
82
Rogers’ın kişilik(benlik) gelişim kuramı





Benlik bilinci (Benlik algısı ya da Benlik tasarımı)
Bebek büyüdükçe yaşantılarının daha farkına varır,
kendisine ait olanlarla başkasına ait olanları ayırt etmeye
başlar.
Kendine ilişkin olanlardan kendine göre bir kavram
geliştirir.
Kim ve ne olduğunu, yeteneklerini, amaçlarını,
inanışlarını, değerlerini ve ahlaki yükümlülüklerinin farkına
vararak kendine ilişkin bir benlik bilinci , benlik algısı
geliştirir.
Bu benlik olumlu ve olumsuz veya nötr olabilir.
83
İdeal benlik




Benlik kavramı kişinin ne olması gerektiği ile ilgili
kavramları da içerir. Kişinin olmak istediklerine ilişkin
görüşleri onun ideal benliğini oluşturur.
Hem benlik hem de ideal benlik sosyal çevreyle
etkileşerek gelişir.
Anne baba kardeşler öğretmenler birey için önemlidir.
Çevrenin değer verdiği davranışlar birey tarafından
benimsenir, değer verilmeyen davranışlar tekrarlanmaz.
84
Benlik Saygısı (Özsaygı)



İdeal benlikle, benlik arasındaki fark bize benlik saygısını
hakkında fikir verir.
İdeal benlikle benlik arasındaki fark az ise bireyin benlik
saygısı yüksek
İdeal benlikle benlik saygısı arasındaki fark çok ise
benlik saygısı düşüktür.
85
İyi benlik algısı geliştirmiş bireylerin sahip olması
gereken özellikler





Başkalarının isteklerine göre değil de kendi isteklerine
göre davranır. Ancak bu sırada çevresinin isteklerini
beklentilerini kendi istekleri ile uzlaştırabilir.
Değişik yaşantılara açık olması
Kendi kendine dürüst olması olumlu ve olumsuz
yönlerinin farkında olması.
Kendi ve başkalarını olduğu gibi kabul edebilmesi.
Kişilik gelişimini değişmeye açık bir süreç olarak
görmeli.
86
Maslow’un Kişilik Gelişim Kuramı




“kendini gerçekleştirme” kavramın ilk defa kullanan
kişidir.
Her bireyin kendine özgü, duyarlı ve iyiye yönelik bir
özbene sahip olduğu fikrinde Rogers ile birleşirler.
Her birey olanak verildiğinde kendini gerçekleştirir.
Doğuştan getirdiği gizil güçlerinin farkına varır.
Daha çok sağlıklı kişilik nasıl gelişir diye düşünmüş ve
bunun için ihtiyaçlar hiyerarşisini ortaya koymuştur.
87
Maslovun ihtiyaçlar hiyerarşisi
İnsan ihtiyaçları aşağıdan yukarıya doğru beşli bir kademe
içinde incelenebilir.
1. Fizyolojik İhtiyaçlar: Yeme, içme, barınma, hayatı devam
ettirme.
2. Güvenlik İhtiyaçları: Hastalık, yaşlılık vb. gibi hallerde
geleceği garantiye almak
3. Ait Olma ve Sevgi İhtiyaçları: Kendi kendini anlama,
şefkat...vb.
4. Değer İhtiyaçları: Prestij, başarı, saygı görme...vb.
5. Kendini Gerçekleştirme İhtiyaçları: Yapma tamamlama
arzusu, kişisel tatmin, kişisel başarı, bilimsel buluşlar.
88
Kendini gerçekleştiren bireyin özellikleri






Kendini ve başkalarını olduğu gibi kabul eder.
Gerçeği olduğu gibi kabul eder içinde bulunduğu ortama
kolay uyum sağlar.
Daha derin kişiler arası iletişim kurabilir.
Yaşamdan doyum alır.
Özerk bir yapıları vardır çevrelerinden bağımsızdır.
Yaratıcıdır.
89
Kendini gerçekleştiren bireyin özellikleri






Sıklıkla doruk yaşantılar geçirir. Kişinin kendini çok mutlu
hissettiği, yaşantısının anlamını kavradığı coşku dolu
anlar.
Demokratik bir kişilik yapısına sahiptir.
Kendiliğinden, doğal davranır.
Kendilerinin dışında kaldığı sorunlarla da ilgilidir.
Amaçlar ve araçlar ile ilgili uygun ayrımları yapabilir.
Yalnız kalabilme gücüne sahiptir.
90
Download