ETİK İLKE VE DEĞERLER Bir disiplin olarak etik, ahlaki kriterlerden yararlanılarak insan davranışlarına yön verme bilimi ve insan davranışlarına yönelik kabul edilmiş değerler ve standartlar olarak ahlak bilimi şeklinde tanımlanabilir. Çalışlar’a göre , bir felsefe dalı olarak etik, insanların töresel ya da ahlaksal ilişkilerini, davranış biçimlerini ve görüşlerini araştıran bir bilim dalıdır.Aristo, etiği, insanın günlük hayatında yararlı olacak davranışların keşfi olarak tanımlarken, bugün bazı yazarlarca etik, insan hareketlerinin ahlaki uygulamalar doğrultusunda düşünülmesi şeklinde açıklanabilmektedir. Klasik Etik Teorileri Etiğin, şekilde görüldüğü gibi betimleyici, normatif, uygulamalı ve meta etik. Betimleyici Etik Bu etik anlayışı kural koymak yerine, sadece insan eylemini gözlemleyerek eylemlerin sonuçlarını betimlemektir. Dolayısıyla, o insanların ahlaki görüş ya da inançlarla ilgili olgusal önermelerden meydana gelen etik türünü ifade eder (Cevizci, 2002). Belli bir topluluğun ya da gurubun etik ilkelerini ya da kıstaslarını inceleyen betimleyici etikte, ele alınan eylem ve davranışlara ilişkin hiçbir yargı verilmez, bunların açık bir şekilde anlaşılmalarını sağlamaya yönelik çalışmalar barındırılır (Aydın, 2003). Normatif Etik Normatif yöntemi kullanan etik, bir saptamaya gitmeden önce eylemleri ahlak çerçevesinde değerlendirme olanağı sunan ölçütleri geliştirmek durumundadır. Bu değerlendirme ölçütleri sürekli tekrar sorgulanabilir, gözden geçirilebilir olmalı, eleştirel karakter taşımalıdır. Normatif etik, doğru eylemleri yanlış eylemlerden ayırmak amacıyla kurallar koyan ya da ilkeler koyan kuramdır. Normatif etikte doğruile yanlış davranışları kesin bir biçimde birbirinden ayıracak ölçütler oluşturulmaya çalışılmaktadır. Normatif Etik kuramlar, kendi içinde aşağıda açıklandığı gibi deontolojik etik ve teleolojik etik olmak üzere ikiye ayrılır. Teleolojik etik ve deontolojik etiği örnekle açıklanırsa; “Yalan söylemek kötüdür” önermesi ele alınabilir. Yalan söylemek niçin kötüdür? Yanıtlardan biri “yalan söylemek arzu edilmeyen sonuçlara sebep olur, insanların birbirine güvenini tahrip eder” şeklinde olabilir yada “çünkü ahlaksal bakımdan yanlıştır; ahlak yasasına aykırıdır” şeklinde de olabilir. Birinci tür yanıta; sonuç ya da iyi yaşam teorileri (teleolojik teoriler), ikincisine de doğru, ödev ya da ahlak yasası teorileri (deontolojik teoriler) denilmektedir. Verilen örnekte iki yaklaşımda aynı “yalan söylemek kötüdür” sonucuna varırlar fakat gerekçeleri faklıdır. Yalan söyleme sorununa daha yakından bakmak, teleolojik ve deontolojik kuramlar arasındaki temel farkı ortaya çıkarır. Teleolojik (sonuçcu) teoriler; yalan söylemek genellikle arzu edilmeyen sonuçlara götürür fakat belli koşullar altında haklı çıkarabilir, yani zor durumda kaldığında yalan söyleyebilirsin. Önemli olan sonuçtur, önermesini desteklemektedir. Deontolojik teoriler ise hangi koşulda olursa olsun doğruyu söylemelisin, “yalan söylemek her zaman yanlıştır” önermesini dikkate alır. Uygulamalı Etik Fox ve DeMarco’ya göre, uygulamalı etik, çeşitli mesleklerde ve belirli durumlarda ortaya çıkan etik çıkmazların, seçimlerin, standartların ve ahlak teorileri ile kavramlarının belirli bir konuya uygulanmasını inceler. Uygulamalı etikle uğraşan filozofların çoğu, ahlak teorilerinden çok genel etik ilkeleriyle çalışmayı tercih ederler, çünkü bireyler bütün bir ahlak teorisini savunmaksızın, bir etik kararı ya da toplumsal siyaseti desteklemek için bu ilkeleri kullanabilmektedirler (Erdem, 2008). Meta Etik Cevizci (1996)’ye göre, meta etik normatif etiğin koymuş olduğu ahlaki yargılar üzerine konuşur, bu yargılarda geçen kavramları analiz eder ve söz konusu kavramlarla yargıların anlamlarını, mahiyetlerini ve birbirleri karsısındaki durumlarını inceler. Görecelik Ghazali’nin Weckert ve Adeney (1997)’den aktardığına göre; nesnellik ahlaki değerleri, bağımsız bireylerin kendi doğruları olarak görürken, görecelik bunun tam tersinde yer alır. Etik değerlerin insanların içinde yaşadığı çevreye ve kültüre göre şekillendiğine inanılır. Her şey görecelidir. Birine göre doğru olan başkası için yanlış olabilir (Ghazali, 2003). Araştırmada, toplumun geneli tarafından kabul gören, yapılması sonucunda insanlara mutluluk veren, aksi halde insanları üzen durumlar etik olarak tanımlanmıştır. Örneğin; teknoloji kullanım şeklinin insanlar arasında iletişim engellerine neden olacak şekilde yapılması etik dışı değerlendirilmektedir. Bizi Dinlediğiniz İçin Teşekkürler. Selçuk ÇELİK Semih ÖZMEN Yusuf İslam BOLAT Muhammed Zülfü Ünsal