picornavirus`lar ve enfeksiyon oluşturma mekanizmaları

advertisement
PİCORNAVİRUS’LAR VE
ENFEKSİYON OLUŞTURMA
MEKANİZMALARI
Prof.Dr.Ömer POYRAZ
PİCORNAVİRİDAE AİLESİ
• Picornaviridae ailesi insanlarda ve
hayvanlarda hastalık oluşturan önemli
virüs gruplarını içeren, geniş bir virüs
ailesidir.
• İsminden de anlaşılacağı gibi en küçük
RNA virüsleridir.
• Pico küçük anlamına gelir.
• Pico RNA ise en küçük RNA virüsü
demektir.
Morfolojik Özellikleri
• Picornavirus'lar yaklaşık 20-30 nm
büyüklüğünde, ikozahedral simetrili, tek
iplikcikli RNA içeren virüslerdir.
• Zarfları bulunmamaktadır.
• Hücre sitoplazması içinde çoğalırlar.
Sınıflandırılmaları
• Picornaviridae ailesinde 4 virüs cinsi
bulunmaktadır.
• Bu cinsler içerisinde insan ve hayvanda
hastalık oluşturan bir çok virüs türü bulunur.
1
2
3
4
-
Enterovirus Cinsi
Rhinovirus Cinsi
Cardiovirus Cinsi
Aphtovirus Cinsi
• Bu virüs cinslerinden Enterovirus'lar ve
Rhinovirus'lar insan için önemli olan virüs
türlerini içermektedirler.
ENTEROVİRUS
• Enterovirus cinsi içerisinde insanlar için
önemli hastalık etkeni olan virüsler şunlardır.
1 - Poliovirus
2 - Coxsackievirus
3 - Echovirus
• Bu virüsler insanlarda sindirim kanalında
çoğalan virüsler olup, genellikle belirtisiz
enfeksiyonlara yol açarlar.
• Belirtili enfeksiyonlar nadir olup, genellikle
MSS'nin tutulumuyla karakterize ağır ve
öldürücü hastalıklar oluştururlar.
PATOGENEZ
PATOGENEZ
POLİOVİRUS
• Çocuk felci ya da Polyomyelit olarak
adlandırılan MSS'nin akut enfeksiyonunu
oluştururlar.
• Medulla spinalisin motor nöronlarının
harabiyeti sonucu felçlere yol açarlar.
• Bununla birlikte çoğu Poliovirüs
enfeksiyonları belirtisiz seyreder.
Genel Özellikleri
• Poliovirus'lar morfolojik olarak Picornavirus'ların
genel özelliklerini gösterirler.
• Kuruluk ve ultraviyole ışınlarına karşı duyarlıdırlar.
• 55oC'de 30 dakika ıstıldıklarında inaktive olurlar.
• Oda ısısında günlerce, buzdolabında haftalarca,
-20oC' de yıllarca canlı kalırlar.
• Klora karşı ise oldukça duyarlıdır.
• Zarfsız oldukları için eter, kloroform ve safra
tuzlarından etkilenmezler.
• Polio 1,2 ve 3 olmak üzere 3 serotipi bulunur.
Patogenez
• Poliovirus'lar insana genellikle ağız yoluyla, nadiren de damlacık
enfeksiyonu yoluyla üst solunum yolundan vücuda girerler.
• Bu yüzden virüsün vücuda giriş kapısı üst solunum yolu,
orofarinks ve ince barsaklardır.
• Virüs ilk önce girdiği bölgede yani farinks, tonsilla, lenfoid doku
ve boğaz mukozasında primer olarak çoğalır.
• Daha sonra yutulmayla ince barsağa ulaşan virüsler, ince barsak
epitel hücrelerinde üremeye devam ederler.
• Virüs zarfsız olması nedeniyle mide asiditesine, proteaz
enzimlerine ve safra tuzlarına karşı oldukça dirençlidir.
• Bu yüzden kolaylıkla mideyi geçerek ince barsağa ulaşırlar.
• İnce barsaklarda payer plaklarını ve mukozayı enfekte ederek
hızla çoğalmaya başlarlar.
• Bu dönem enfeksiyonun birinci aşaması olup, henüz belirgin
semptomlar ortaya çıkmamıştır.
• Bu dönemde virüsün primer üremesine bağlı olarak, boğaz
salgılarından ve dışkıdan virüs izole edilebilmektedir.
Patogenez
• Bu bölgedeki primer replikasyonu takiben virüs kana karışarak
viremi oluşturur.
• Bu dönemden itibaren enfeksiyonun ikinci aşaması başlar.
• Virüsler hem kan yoluyla, hem de periferik sinirlerin aksonları
yoluyla MSS'ye ulaşırlar.
• Virüsler MSS hücrelerinde üreyerek, bu hücrelere zarar
vermekte ve bazende tamamen tahrip etmektedir.
• Genellikle de medulla spinalisin ön boynuz hücrelerini enfekte
etmekte, MSS'de enfekte ettiği bölgelerde virüs üremesine
bağlı olarak karakteristik lezyonlar oluşturmaktadırlar.
• Polyomyelit hastalığının tabiatını virüsün doku tropizmi
belirlemektedir.
• Poliovirus'ların dar bir hücre tropizmi bulunur. İlgi duyduğu
hücreler medulla spinalisin ön boynuz hücreleri, dorsal kök
gangliyonu hücreleri, motor hücreleri ve diğer bazı hücrelerdir.
• Bu bölgelerdeki virüs üremesinden kaynaklanan tahribata bağlı
olarak, çeşitli kas gruplarını tutan felçler ortaya çıkmaktadır.
Patogenez
Klinik Bulgular
• İnkübasyon süresi genellikle 7-14 gündür.
• Bununla birlikte 3 gün kadar kısa, 35 gün
kadar uzun olabilir.
• Virüse karşı duyarlı bir kişi, virüsle ilk
defa karşılaştığı zaman, 4 türlü klinik
tablo gelişebilmektedir.
Asemptomatik Polyomyelit
• İnapparent polyomyelit olarak da bilinir.
• Hiç bir klinik belirti görülmeksizin oluşan
enfeksiyondur.
• Virüs organizmada çoğalmasına rağmen, beyine
ulaşamaz.
• Bu tür kişilerin hastalık geçirdiği dışkıda virüs
izolasyonu ve kanda antikor oluşumu ile anlaşılır.
• Genelliklle epidemiler sırasında pek çok kişi enfekte
olabilir, fakat bu kişilerin çoğu asemptomatik olarak
hastalığı geçirir.
• Enfeksiyonların yaklaşık % 90-95'i asemptomatik
seyirlidir.
Abortif Polyomyelit
• Minor hastalık olarak da adlandırılır.
• Klinik bulgu veren polyomyelitler içinde en sık
görülen klinik formdur.
• Virüs ile enfekte olan kişilerin yaklaşık %
5'inde bu formda hastalık oluşur.
• Hasta kişilerde ateş, kırgınlık, baş ağrısı ve
kas ağrıları gibi genel enfeksiyon belirtileri
görülür.
• Hastalık 3-5 gün içinde kendiliğinden iyileşir.
• Vücutta üreyen virüs MSS'ye ulaşamadığı için
felç oluşumu gözlenmez.
Non Paralitik Polyomyelit
• Aseptik menenjit olarak da adlandırılan bu
klinik formda, hasta kişilerde başlangıçta
abortif polyomyelit tablosu mevcuttur.
• Daha sonra bu tabloya boyun ve sırt ağrıları,
ense sertliği ile karakterize irinsiz menenjit
tablosu da eklenir.
• Hastalık 2-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir.
• Bu klinik formda virüs merkezi sinir sistemine
ulaştığı halde, bu hücrelerde yeteri kadar
tahribat yapamadığı için felçler oluşmaz.
Paralitik Polyomyelit
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Polyomyelit hastalığının en ağır klinik formudur.
Hastalık abortif polyomyelit tablosu ile başlar.
Bir süre sonra bu tabloya çeşitli kas gruplarını tutan felç tablosu
eklenir.
Merkezi Sinir Sistemine ulaşan virüs beyinde ve medulla spinaliste
üreyerek, burada oluşturduğu tahribatla bağlantılı olarak felçler
oluşturur.
Oluşan felçler gevşek tipte olup, asimetrik bir dağılım gösterir.
Yalnızca bir tek kas grubunda felçler oluşabileceği gibi, bütün
ekstremiteleri tutan felçler de oluşabilir.
Felç oluşumu kollara nazaran bacaklarda daha fazladır.
Medulla spinalisten sinirlerini alan kaslarda oluşan felçlere Bulber
Paralizi adı verilir.
Bu tür paralizide yüz kaslarının zayıflığı, solunum kaslarının tutulumu
görülür.
Solunum kaslarının felci ise ölüme neden olur.
Felçler 3-4 gün içinde maksimum seviyeye ulaşır.
Hasta genelde 6 ay içinde iyileşir.
Bununla beraber bu tür enfeksiyonlar sırasında, ölümler ve sakat
kalmalar oluşabilir.
Paralitik Polyomyelite Bağlı
Oluşan Felç Tabloları
Paralitik Polyomyelite Bağlı
Oluşan Felç Tabloları
Bağışıklık
• Enfeksiyon geçiren kişilerde kısa sürede nötralizan
antikorlar meydana gelir ve ömür boyu kalıcıdır.
• Ayrıca virüs üreyen bölgelerde salgısal IgA'lar oluşur.
• Bu antikorlar hem virüsün yerleşmesini, hem de
reenfeksiyonları engeller.
• Çok sayıda virüs alınmasına bağlı olarak reenfeksiyon
oluşsa bile, hafif seyirli enfeksiyon yapar.
• Serumda bulunan nötralizan antikorlar barsak
enfeksiyonunu engelleyemez.
• Fakat viremiyi ve virüsün hedef organa yayılmasını
engeller.
• Annede oluşan antikorlar plasenta yoluyla bebeğe
geçer.
• Maternal antikorlar yaşamın ilk 6 ayında kalıcı olup,
bebeği 6 ay içerisinde enfeksiyonlara karşı korurlar.
Virüs İzolasyonu
• Poliovirus'lar özellikle maymun böbrek hücre kültürlerinde iyi
ürerler.
• Hastalığın ilk birkaç gününde virüsü boğaz sürüntüsünden izole
etmek mümkündür.
• Ayrıca hastalığın başlangıcından 30 gün sonraya kadar dışkıda
izole edilebilir.
• Virüs izolasyonu amacıyla farinksten alınan sürüntü ve dışkı
örnekleri kullanılır.
• Farinksten alınan materyalde hastalığın ancak ilk birkaç günü
içinde virüsü üretme şansı olurken, dışkıdan alınan örnekte
hastalığın 30. gününe kadar virüs izole etme şansı bulunmaktadır.
• Ayrıca virüs üretme amacıyla BOS, kan ve rektal sürüntü de
kullanılabilmektedir.
• Alınan inceleme örnekleri özellikle maymun ya da insan böbrek
hücre kültürlerine ekilerek üretilir.
• Hücre kültürlerinde virüs 3-6 gün içerisinde CPE oluşturarak
ürer.
• İzole edilen virüsler, tipe özgül antiserumlar kullanılarak
nötralizasyon deneyiyle kesin tanı ve tiplendirmesi yapılır.
Virüsün ya da Viral Antijenlerin
Araştırılması
• Alınan muayene maddesi elektron
mikroskobu, floresan antikor mikroskobu
ve ELISA yöntemiyle incelenerek
virüsün ya da viral antijenlerin olup
olmadığı araştırılır.
Serolojik İnceleme
• Çeşitli serolojik yöntemler kullanılarak
ya spesifik IgG ve IgM antikorları
araştırılır, ya da total antikor titresinde
gittikçe artan yükselme olup olmadığı
araştırılır.
Epidemiyoloji
• Polyomyelit enfeksiyonu tüm yeryüzünde yaygın olarak görülür. Tüm
yaş gruplarında görülmesine rağmen, çocuklar büyüklerden daha
duyarlıdır.
• Bu da yetişkinlerdeki antikor varlığına bağlıdır.
• Virüs genellikle dışkı ile kirlenmiş su ve gıdaların ağız yolundan
alınmasıyla bulaşır.
• Bunun yanında hastalığın başlangıç dönemindeki enfekte kişilerin
nazofaringeal sekresyonları ile de bulaşabilmektedir.
• Bununla birlikte enfekte kişilerde devamlı taşıyıcılık söz konusu
değildir.
• Virüs uzun süre dışkı ile dışarı atıldığı için enfeksiyonun yaygınlığı,
ülkelerin sosyoekonomik düzeyi ve alt yapı yetersizliği ile yakından
ilgilidir.
• Gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde alt yapı yetersizliğine bağlı
olarak enfeksiyonlar daha sık görülmekte, ayrıca primer enfeksiyon
genellikle bebeklik ve çocukluk çağında geçirilmektedir.
• Alt yapı ve hijyen şartları düzelmiş gelişmiş ülkelerde kişiler virüsle
ya hiç karşılaşmazlar, ya da ileri yaşlarda karşılaşırlar.
Korunma ve Kontrol
• Hastalığa karşı en etkin korunma aşılama
ile elde edilir.
• Poliovirüs enfeksiyonuna karşı 2 tip aşı
bulunmaktadır.
Salk Aşısı (İnaktive Aşı)
• Hücre kültüründe üretilen virüsün formalin ile inaktive edilmesi ile
hazırlanır.
• Aşı 2 aylık çocuklara deri altı veya kas içi yolla uygulanır.
• Daha sonra 1-2 ay ara ile ikinci ve üçüncü doz aşılama yapıldıktan
sonra, ilk aşılamadan bir yıl sonra 4. doz aşı yapılır.
• Bundan sonra ise her 5 yılda bir doz rapel aşı yapılması önerilir.
• Bu tür aşılama ile humoral antikorlar, oluşurken lokal antikorlar
oluşmaz.
• Bu yüzden bu tür aşıyla sağlanan immünizasyon barsaklarda virüs
çoğalmasını, yani enfeksiyonu engelleyemez.
• Fakat virüsün merkezi sinir sistemine yayılmasını ve paralizi
oluşumunu engeller.
• Bundan dolayı bu tür aşılamalarla virüsün tamamen kökünün
kazınması mümkün olmaz.
Sabin Aşısı (Attenüe Aşı)
• Hücre kültüründen hücre kültürüne çok sayıda pasajının
yapılmasıyla canlılığı azaltılmış virüslerden hazırlanır.
• İnsanlarda esas enfeksiyona benzeyen fakat
hafifletilmiş bir enfeksiyon oluşturur.
• Aşı ağız yoluyla uygulanır.
• Aşı virüsü barsaklarda üreyerek 24 saat sonra dışkı ile
atılmaya başlar.
• Barsaklarda üreyen aşı virüsünün çıkarımı 4 - 6 hafta
süreyle devam eder.
• Aşılanmayı takiben doğal enfeksiyonlardaki bağışıklığa
benzeyen uzun süreli bir bağışıklık oluşur.
• Oluşan bağışıklık organizmaya giren virüsün
bağırsaklarda üremesini engeller.
• Bu yüzden bu tür aşılarla aşılama ile toplumda
enfeksiyonunun kökünü kazımak mümkün olur.
Sabin Aşısı (Attenüe Aşı)
• Attenüe aşılar ağız yoluyla verilerek uygulanır.
• Aşı verildikten sonra 2 saat süreyle klorlu içme suyu
verilmemesi gerekir.
• Çünkü klor aşı içerisindeki canlı virüsü kolaylıkla
inaktive etmektedir.
• Aşı 2-3 aylık bebeklere, 6-8 hafta arayla 3 doz olarak
uygulanır.
• İlk aşı uygulanmasından 8-12 ay sonra rapel doz
uygulaması yapılır.
• Aşı uygulanan kişilerde enterovirüs enfeksiyonu
bulunması durumunda, aşı içindeki canlı virüsü
interfere ederek barsakta çoğalmasına fırsat tanımaz.
• Bu yüzden poliovirüs aşı uygulaması, enterovirüs
enfeksiyonu geçirme riskinin en az olduğu kış ve ilk
bahar aylarında yapılması uygun olur.
Ağız Yoluyla Aşı Uygulanışı
COXSACKİEVİRUS
• Coxsackievirus'lar Enterovirus cinsi içinde
geniş bir virüs grubudur.
• A ve B olmak üzere iki alt gruba ayrılırlar.
• Bu virüs gruplarında çok sayıda virüs tipi
bulunur.
• İnsanlarda çeşitli klinik formlarda hastalıklar
oluştururlar.
• Picornaviridae ailesinin genel özelliklerini
taşırlar.
Patogenez
• Virüs vücuda ağız ve solunum yoluyla girer.
• İlk önce farinks ve sindirim sisteminde üredikten
sonra kana karışarak viremi oluşturur.
• Bu sayede bir çok organa yayılır.
• Çeşitli klinik bulguların oluşumuna yol açarlar.
Klinik Bulgular
• Coxsackievirus'lar değişik klinik
bulgularla seyreden hastalıklara yol
açarlar.
• İnkübasyon süresi 2-9 gün arasındadır.
Herpanjina
• Genellikle Coxsackie A virüsü tarafından oluşturulur.
• Ani olarak başlayan ateş, kusma, başağrısı, yutkunma
güçlüğü, sırt, karın ve bacak ağrıları görülür.
• Farinks bölgesi genellikle hiperemiktir.
• Ağız, boğaz ve yutak bölgesinde veziküler lezyonlar
oluşur.
• Lezyonlar papül şeklinde başlar ve vezikül haline
dönüşür.
• Veziküller yırtılarak ülser haline dönüşürler.
• Genellikle yaz aylarında ve 10 yaşın altındaki
çocuklarda sık görülür.
Herpanjinada Klinik Görünüm
Pleurodynia
• Epidemik miyalji olarak da adlandırılır.
• Genellikle Coxsackie B virüsleri tarafından
oluşturulur.
• Ani ateş ile başlar.
• Göğüs bölgesinde ve sternumun arka tarafında
bıçak saplanması tarzında ani bir sancı oluşur.
• Bu sancı hareket etmekle birlikte daha da artar.
• Bu semptomlara ilaveten başağrısı, halsizlik,
boğaz ağrısı, gastrointestinal rahatsızlık, karın
kaslarının ağrısı ve kasılması, ense sertliği
bulunabilir.
Aseptik Menejit
• Genellikle Coxsackie A ve B virüsleri
tarafından oluşturulur.
• Ateş, kırgınlık, baş ağrısı, karın ağrısı gibi ön
belirtilerle başlar.
• Bundan 1-2 gün sonra sırt ve ense sertliği,
kusma gibi meningeal irritasyon belirtileri
görülür.
• Hastalık bazen paralitik polyomyelitte olduğu
gibi kaslarda zayıflamaya yol açar.
• Genellikle kendiliğinden iyileşir.
• Bir yaşın altındaki çocuklarda sekellere yol
açabilirler.
Kalp Hastalıkları
• Genellikle Coxsackie A ve B virüsleri
tarafından oluşturulurlar.
• Başlangıçta ateş, kırgınlık, iştahsızlık, kusma,
diyare gibi genel enfeksiyon belirtileri ile
başlar.
• Daha sonra bu tabloya miyokardit, perikardit
ve endokardit tablosu eşlik eder.
• Özellikle küçük çocuklarda ve bebeklerde ölüm
oranı yüksektir.
Hafif Yaz Ateşi
• Özellikle yaz aylarında
görülen akut, ateşli
enfeksiyonlardır.
• Kısa sürede kendiliğinden
iyileşir. Coxsackie A ve B
virüsleri tarafından
oluşturulur.
• Bazen bu tabloya döküntü
de eşlik eder.
Soğuk Algınlığı
• Coxsackie A ve B virüsleri tarafından
oluşturulur.
• Soğuk algınlığı tarzında enfeksiyonlar
ortaya çıkar.
El, Ayak va Ağız Hastalıkları
• Genellikle Coxsackie A virüsleri tarafından
oluşturulurlar.
• Hastada ateş, ağız ve farinksde ülserasyonlar,
el ve ayaklarda veziküler döküntüler görülür.
• Bu döküntüler kol ve bacaklara doğru yayılır.
• Genellikle 7 yaşın altındaki çocuklarda görülür.
• Nadiren pnömoniden kaynaklanan ölümler
meydana gelir.
El,Ayak,Ağız Hastalığında Klinik
Görünüm
El,Ayak,Ağız Hastalığında Klinik
Görünüm
Akut Hemorajik Konjuktivit
• Bazı Coxsackie A virüsleri tarafından
oluşturulur.
• Hasta kişilerde konjuktivit ve
subkonjuktival hemoraji tablosu oluşur.
Diabetes Mellitus
• Tip 1 diabeti olan kişilerde yapılan
serolojik araştırmalarda Coxsackie B
virüs enfeksiyonuna karşı anlamlı
düzeyde antikor pozitifliği olduğu
görülmüştür.
• Bu yüzden tip 1 diabetes mellitus ile
ilişkisi olduğu düşünülmekte, fakat kesin
olarak ispat edilememiştir.
Pankreatit
• Genellikle yenidoğanlarda görülür.
Erişkinlerde nadirdir.
• Generalize Coxsackievirus
enfeksiyonlarının komplikasyonu olarak
ortaya çıkarlar.
Neonatal Enfeksiyonlar
• Enfeksiyonun doğumdan önce, doğum sırasında ve
doğumdan sonra alınmasıyla ortaya çıkar.
• Doğumdan sonra 2-3 hafta içinde görülür.
• Enfeksiyon semptomsuz seyredebileceği gibi,
ağır klinik tablo şeklinde de seyredebilir.
• Hastalarda ateş, solunum yolu hastalığı,
gastrointestinal bozukluklar görülür.
• Ağır enfeksiyonlarda myokardit ve
menengoensefalit görülebilir.
Bağışıklık
• Enfeksiyon sırasında nötralizan antikorlar, komplemanı
bağlayan antikorlar ve hemaglütinasyon inhibisyon
antikorları oluşur.
• Oluşan antikorlar anneden fötüse aktarılır.
• Yetişkinlerde birçok Coxsackievirus tipine karşı
antikor bulunur.
• Bu da yaşam boyunca bir çok Coxsackievirus tipi ile
enfeksiyon geçirildiğini gösterir.
• Nötralizan antikorlar tipe özgüldür.
• Bu yüzden farklı virüs tipine ait enfeksiyonları
engelleyemezler.
• Bu antikorlar yıllarca pozitifliğini sürdürürler.
• Kompleman bağlayan antikorlar ise kısa sürede
ortadan kaybolur.
Laboratuvar Tanısı
• Laboratuvar tanısı iki şekilde olur.
1 – Virüs İzolasyonu
2 – Serolojik İnceleme
Virüs İzolasyonu
• Virüs hastalığın ilk birkaç günü içinde boğaz
çalkantı suyundan, ilk bir kaç hafta içinde de
dışkıdan izole edilebilir.
• Bunun yanında inceleme örneği olarak
hastalığın klinik görünümüne göre BOS, vezikül
sıvısı, burun ve konjuktiva sürüntüsü de
kullanılabilir.
• Alınan inceleme örneklerinin duyarlı hücre
kültürlerine ekimleri yapılır.
• Virüsler hücre kültürle-rinde 5-14 gün içinde
belirgin CPE yaparak ürerler.
Serolojik İnceleme
• Çeşitli serolojik deneyler kullanılarak
spesifik antikorlar veya total antikorlar
araştırılır.
• Total antikor tayininde gittikçe artan
antikor titresi akut enfeksiyon yönünden
tanı koydurucudr.
Epidemiyoloji
• Coxsackievirus enfeksiyonları bütün dünyada yaygın
olarak görülürler.
• Zaman zaman salgınlar oluştururlar.
• Virüs enfekte kişilerin dışkılarında uzun süre
bulunmakta olup, bu yüzden virüs yayılmasında önemli
rol oynarlar.
• Bunun yanında hastalığın klinik bulgularına göre virüs
boğaz salgılarıyla, solunum sekresyonlarıyla, vezikül
sıvılarıyla da yayılabilir.
• Fakat bu tür virüs yayılımı daha kısa süreli olmaktadır.
• Coxsackievirus'lar dışkı ile uzun süre atıldıklarından
dolayı lağım sularında devamlı olarak bulunurlar.
• Bu yüzden sinekler ve hamam böcekleri de dolaylı
olarak virüsü yayabilmektedir.
Epidemiyoloji
• Enfeksiyon direkt ya da indirekt yolla bulaşır.
• Oluşan enfeksiyonların bir çoğu belirtisiz ya da hafif
şekilde seyreder.
• Enfeksiyon sonucunda tipe özgül bağışıklık oluşur.
• Bu yüzden oluşan bağışıklık aynı tiple enfeksiyonu
önlediği halde, farklı tiplerle olan enfeksiyonu
engelleyemez.
• Genellikle aile içi enfeksiyon şeklinde seyreder.
• Aileden bir kişi enfekte olduğunda, hemen hemen tüm
aile bireyleri enfeksiyonu geçirirler.
• Bu yüzden aile içi bulaşım oldukça önemlidir.
ECHOVİRUS
• Echovirus ismi Enterik Cytopathogenic Human
Orphan kelimelerinin baş harflerinden
türetilmiştir.
• Enterovirus cinsi içerisinde yer alırlar.
• Otuzun üzerinde serotipi bulunmakta olup,
bunların hepsi insanda hastalık
oluşturmamaktadır.
• Enterovirüslerin genel özelliklerini gösterirler.
• Echovirüsler insan O grubu eritrositlerini
enfekte ederler.
• Bir çok hücre kültüründe üreyebilirler ve
üredikleri hücre kültürlerinde CPE
oluştururlar.
Patogenez
• Virüs organizmaya genellikle ağız ve solunum
yolu ile girer.
• Tonsillaların lenfoid dokusu ve payer
plaklarında çoğaldıktan sonra buradan kan
dolaşımına karışarak viremi oluştururlar.
• Virüs kan yoluyla çeşitli organ ve dokulara
yayılarak bu organlarda üremeye devam eder.
• Virüs üremesine bağlı olarak çeşitli klinik
bulgular ortaya çıkar.
Patogenez
Klinik Bulgular
• İnkübasyon süresi 2-4 gün arasındadır.
• Enfeksiyonların çoğu subklinik olarak
seyreder.
• Bazı olgularda ise genel enfeksiyon
belirtileri bulunur.
• Semptomlu olgular çeşitli klinik
tablolarla ortaya çıkarlar.
Klinik Bulgular
1 - Aseptik Menenjit : Genellikle çocuklarda görülür. Yaz
ve sonbahar aylarında sık görülür. Ateş, başağrısı, ense sertliği,
kusma gibi semptomlar vardır. Bazen döküntü ve lenfadenopati
de oluşabilir.
2 - Menengoensefalomyelit : Bu tür hastalarda genel
belirtilere ilaveten ensefalit, facial paralizi, serebellar ataksi ve
kas zayıflığı gibi semptomlar vardır.
3 - Ateşli Hastalıklar : Hasta kişilerde ateş, başağrısı,
terleme, kas ağrısı, gözlerde yanma ve ağrı vardır. Çocuklarda sık
görülür. Bazı hastalarda hastalık sırasında döküntüler oluşabilir.
4 - Gastroenterit : Genellikle prematüre olmak üzere
bebekler arasında diyare ve gastroenterit salgını şeklinde ortaya
çıkar. Bazen küçük çocuklarda da görülür.
5 - Üst Solunum Yolu Hastalıkları : Farenjit, üst solunum
yolu enfeksiyonu, ateş, nezle, konjuktivit, lenfadenopati gibi
klinik bulgularla seyreden hastalık tablosudur.
6 - Diğer Hastalıklar : Nadiren perikardit, myokardit,
orşit, glomerulonefrit gibi komplikasyonlar oluşabilir.
Çocuklarda Görülen Ateşli
Hastalık Tablosu
Laboratuvar Tanısı
• Echovirus enfeksiyonlarının tanısı virüs izolasyonu ve
serolojik deneylerle olur.
• İnceleme örneği olarak genellikle boğaz sürüntüsü,
dışkı, rektal sürüntü, serebrospinal sıvı kullanılır.
• Alınan inceleme örneği duyarlı hücre kültürlerine
ekilerek virüs üreme belirtisi araştırılır.
• Bir çok farklı virüs tipi bulunması nedeniyle serolojik
testlerle tanı pratik değildir.
• Bununla birlikte hastadan aynı zamanda virüs izole
edilmişse, ya da herhangi bir salgın sırasında tipik
klinik bulgular varsa serolojik deneylerle antikor tayini
tanı koydurucudur.
Epidemiyoloji
• Echovirus'ların epidemiyolojisi diğer
enterovirüslerinkine benzer.
• Tüm yeryüzünde yaygındır.
• Enfeksiyonların çoğu asemptomatik seyirlidir.
• Genellikle yaz ve sonbahar aylarında sık
görülür.
• Virüs vücuda fekal oral yol ile kontamine
yiyeceklerle bulaşır.
• Bunun yanında solunum yoluyla ve kullanılan
eşyalarla da bulaşabilir.
• Sularda ve lağım sularında uzun süre canlı
kalırlar.
RHİNOVİRUS
• Rhinovirus'lar soğuk algınlığı ve üst
solunum yolu hastalıklarının en önemli
etkenidir.
• Genellikle burun ve boğazda
yerleştiklerinden dolayı Rhinovirus olarak
adlandırılmışlardır.
• Yüzün üzerinde serotipi bulunmaktadır
Genel Özellikleri
• Çoğu yönden Picornavirus'ların genel özelliklerini
gösterirler.
• Bazı yönlerden ise farklıdırlar.
• Rhinovirus'lar düşük pH'da inaktive olmalarına karşılık,
50oC'de enfektif özelliklerini muhafaza ederler.
• Eter ve kloroformdan etkilenmezler.
• PH 3 gibi asit ortamlarda kolaylıkla inaktive olurlar.
• Bu özellik enterovirüslerin ayrılmasına yardım eder.
• Çünkü bütün Enterovirus'lar bu ortama dirençlidir.
• Rhinovirus'lar yalnızca insanlarda ve şempanzelerde
enfeksiyözdür.
• İnsan embriyonik akciğer fibroblastik hücre
kültürlerinde ürerler.
• En iyi 33oC'de ürerler.
Patogenez
• Virüs organizmaya damlacık enfeksiyonu ya da
kontamine ellerin ağıza ve buruna sürülmesiyle üst
solunum yolu mukozasından bulaşır.
• Burun, boğaz ve farinks gibi üst solunum yolu
mukozasında çoğalarak nezle ve soğuk algınlığı olarak
bilinen hastalığa yol açar.
• Virüsün etrafa yayılması, semptomların görülmesi ile
başlar.
• Bir hafta veya daha uzun süre devam eder.
• Virüs genellikle burun sekresyonlarında bol miktarda
bulunur.
• Öksürük ve aksırıkla etrafa yayılır.
Patogenez
Klinik Bulgular
• Kuluçka süresi oldukça kısa olup, ortlama 2-4 gün arasındadır.
• Soğuk algınlığı ya da nezle olarak bilinen hastalığa yol açar.
• Öksürük 2-3 hafta kadar sürmesine rağmen, akut hastalık
tablosu 7 günde sonlanır.
• Yılda ortalama 1-2 defa salgın yapar.
• Hastalardaki semptomlar üst solunum yollarının irritasyonu, üst
solunum yollarında dolgunluk, burun akıntısı, başağrısı, öksürük,
boğaz ağrısı ve kırıklıktır.
• Hastalarda ya hafif ateş vardır, ya da hiç ateş olmaz .
• Burun ve nazofarinks mukozası şişer ve koku hissi kaybolur.
• Genellikle hastalık 1 haftada iyileşir.
• Bazen hastalık tablosuna sekonder bakteriyel enfeksiyonlar da
eklenir.
• Bu durumda mukoprulen akıntı oluşur.
• Bunu otit ve sinüzit takip eder.
• Bazı durumlarda çocuklarda ateş, bronşit ve bronkopnömoninin
de dahil olduğu aşağı solunum yolu enfeksiyonları meydana gelir.
Klinik Bulgular
Bağışıklık
• Enfeksiyon geçirilmekle tipe özgül bağışıklık
gelişmekte olup, bu bağışıklık ortalama 2 yıl kadar
koruyucu olmaktadır.
• Hastalığa karşı koruyucu etkiyi serum antikorlarından
ziyade, burun mukozasında bulunan salgısal IgA'lar
sağlamaktadır.
• Bir Rhinovirus tipi ile enfeksiyon geçirildiğinde, kişi
bir kaç hafta süreyle diğer Rhinovirus tiplerine de
dirençli hale gelirler.
• Bu durum organizmada oluşan interferondan
kaynaklanmaktadır.
• Bu dönemde organizmada bulunan interferon,
organizmaya giren virüsün enfeksiyon yapma şansını
ortadan kaldırmaktadır.
Laboratuvar Tanısı
• Soğuk algınlığının klinik görünümünün tipik
olması nedeniyle laboratuvar tanısına
genellikle gerek duyulmaz.
• Bununla birlikte virüsün tipinin tayin edilmesi,
ya da kesin tanı konulması amacıyla
laboratuvar tanısından yararlanılır.
• Laboratuvar tanısı ise virüs izolasyonu, antijen
araştırılması ve serolojik yöntemlerle olur.
• İzolasyon ve antijen araştırılması amacıyla
burun ve farinks sürüntüsü, burun yıkama suyu
materyal olarak kullanılır.
• İnceleme örneği hastalık başlangıcından 3 gün
içinde alınmalıdır.
Virüs İzolasyonu
• Virüs izolasyonu amacıyla alınan inceleme
örnekleri duyarlı hücre kültürlerine ekilir.
• Ekilen hücre kültürleri yaklaşık 1 hafta
süreyle 33oC'de inkübe edilir.
• Virüs hücre kültüründe CPE oluşturarak ürer.
• Üreyen virüsün aside duyarlılık durumuna
bakılarak Enterovirus veya Rhinovirus
olduğuna karar verilir.
Antijen Araştırılması
• Antijen araştırılmasında inceleme örneği
IFAT ve ELISA deneyi ile incelenerek,
virüse ait antijenik yapıların olup
olmadığı araştırılır.
Serolojik Tanı
• Rhinovirus enfeksiyonlarında çok sayıda
tip bulunmasından dolayı rutin tanı
yönünden pratik değildir.
• Bununla birlikte tip tayini ya da
araştırma amacıyla serolojik tanıdan
yararlanılır.
Epidemiyoloji
• Rhinovirus enfeksiyonları bütün dünyada yaygındır.
• Enfeksiyonlar genellikle ani ısı değişimlerinin olduğu
sonbahar başı ve ilkbahar başında meydana gelir.
• Rhinovirus'lar genellikle kapalı ortamlarda daha kolay
yayılır.
• Bu yüzden okul, kışla, sinema gibi kapalı alanlar
enfeksiyonun yayılmasında önemli rol oynar.
• Aile içi bulaşımda ise direkt temas ön planda
bulunmaktadır.
• Enfekte kişilerin ellerine bulaşan sümüğün ya da solunum
damlacıklarının eşyalara ve diğer bireylere bulaşmasıyla
enfeksiyon daha kolay yayılmaktadır.
• Enfeksiyonun kontrolünde ellerin yıkanması, hasta kişi ile
tokalaşmamak ve öpüşmemek önemlidir.
• Serotiplerin çok olması nedeniyle aşılama ile enfeksiyonu
engellemek mümkün olmamaktadır.
Korunma
• Enfeksiyondan korunmak amacıyla parenteral
ve burun içi uygulanan inaktive aşılar
bulunmakta olup, parenteral uygulananlar
yalnızca serum antikorları oluşturmakta, burun
içi uygulananlar ise serum antikorlarına
ilaveten, lokal IgA'ları da oluşturmaktadır.
• Çok sayıda virüs tipi bulunması nedeniyle, aşı
uygulamasıyla tam etkin bir korunma
sağlanamamaktadır.
• Oluşan bağışıklıkların koruyuculuk süresi bu
nedenle kısa süreli olmaktadır.
Download