Din Monitörü 2008 Almanya`daki Müslümanlarda Dindarlık

advertisement
çok dindar. Allaha iman, kişisel ibadet ve camiye gitmek günlük yaşamın
önemli bir parçasını oluştururken cinsiyet, yaş, mezhep ya da köken
faktörlerinden bağımsız olarak Müslümanların yaşamları ve yapıp etmeleri
üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Bu ve diğer birçok sonucu Bertelsmann
Vakfı’nın Din Monitörü ortaya koymaktadır.
Din Monitörü insanların dindarlığı konusunu şimdiye kadar yapılamamış
şekilde bir derinliğe inerek analiz etmektedir. Psikologlar, din bilimcileri,
sosyolog ve teologlar Almanya’da temsili olarak seçilmiş 2000’den fazla
Müslümanın kişisel boyuttaki dindarlıklarını bir mukayeseye tabi tutmuştur.
Buradan elde edilen sonuçlar Almanya’daki Müslümanlarla Müslüman
olmayan çoğunluk toplumu arasındaki uzlaşma ve diyalog çabalarına
önemli bir katkıda bulunmaktadır.
www.religionsmonitor.com
Din Monitörü 2008 | Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Almanya’daki Müslümanların yüzde 90’ı dindar, hatta bunun yüzde 41’i
Din Monitörü 2008
Almanya’daki
Müslümanlarda Dindarlık
Dini Düşünce ve
Pratiklere Bir Bakış
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
İçindekiler
Liz Mohn’dan önsöz
Dinler ve medeniyetler arası karşılıklı anlayışı teşvik etmek
Yaş gruplarına göre İslamî dindarlık
5
Dr. Michael Blume
6
Prof. Dr. Harry Harun Behr
Genel Bir Bakış
Almanya’daki Müslümanların dindarlığına bir bakış
Okulun Allah ile ne alakası var?
Din Monitörü
Dr. Martin Rieger
9
22
Prof. Dr. Dr. h.c. Gudrun Krämer
68
Prof. Dr. Barbara John´un açıklaması
74
Almanya’da İslam, Dünyada İslam
24
Almanya’da Aleviler
Prof. Dr. Martin Sökefeld
60
Sadece dindarlığı kabul gören, uyum sağlayıp bütünleşecektir.
Almanya’da Sünniler ve Şiiler
Prof. Dr. Peter Heine and Riem Spielhaus
Prof. Dr. Dr. Ina Wunn
Çok dindarlık ve çeşitlilik
13
Dindarlık ve aydınlanmacılık birbirini dışlamıyor
Prof. Dr. Rita Süssmuth’un açıklaması
50
Müslüman kadınlarda dindarlık
Almanya’daki Müslümanların dindarlığında çeşitlilik
Dr. Jörn Thielmann
44
Dr. des. Ferdinand Mirbach
76
Küçük İslam Sözlüğü
84
32
www.religionsmonitor.com
“Din toplumu birarada tutan harçtır“
Prof. Dr. Abdullah Takım ile röportaj
Dindarlığı bireysel bazda ölçen internet portalı. 86
38
Bertelsmann Vakfı
“Müslümanların gerçeklikleriyle karşılaşmalı“
Dr. Mustafa Ceric, büyük müftü ile röportaj
Özgür bir toplumda sorumluluk için girişim 88
40
Yayınlarımız
“Değerler ve gelenekler güvence verir“
Soheib Bencheikh ile röportaj
Din Monitörü’ne ilişkin veri ve analizler
90
İletişim ve künye 91
41
“İnsanların dindarlığı ciddiye alınmalı”
Hamideh Mohagheghi ile röportaj
| 2 |
42
| 3 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Önsöz
Dinler ve Medeniyetler Arası Karşılıklı
Anlayışı Teşvik Etmek
Liz Mohn
Küreselleşme ve buna bağlı olarak insanların özel hayatlarında ve iş ortamlarında somut biçimde ortaya çıkan sonuçlar, toplumlardaki değer yargıları ve
yönelimlere ilişkin sorular yöneltmektedirler. Karar alıcıların bir çoğu tarafından talep edilen diller ve sınırlar ötesi bir uluslararası uzlaşma her şeyden önce tarihi, kültürel ve dini kökenlere saygı duymayı zorunlu kılmaktadır. Özellikle de insanın sahip olduğu inanç değerleri onun yaşam felsefesini ve yapıp etmelerini hiç de küçümsenmeyecek bir ölçüde belirlemektedir.
Din Monitörü kapsamında 21 ülkeden toplam 21.000’i aşkın kişiyle anket
yapıldı. Katılımcılar yerküre üzerindeki diğer milyonlarca insanı temsil
ederken iç dünyalarını açtılar; inançları, Tanrı tasavvurları, değer yargıları ve
başka bir çok özel yaşam alanları hakkında konuştular. Rakamların ardında
saklı olanlar kendi yaşamlarını anlatan, dünya görüşlerine ve hayatın anlamına ilişkin bilgiler veren bireylerdir. İşte bu doğrultuda Din Monitörü dünya dinlerinin iç alemini bize açmış ve yerkürede mevcut çok sayıdaki başka
kültürler hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır.
Dünya çapında aynı formda gerçekleştirilen bu anketle Din Monitörü, dinle-
Liz Mohn
rin birbiriyle dikkate değer karşılaştırılabilirliğine işaret etmiştir. Nitekim
Bertelsmann Vakfı Yönetim Kurulu ve
yüzyıllardır yayılıp gelişen dünya dinlerinde bütün farklılıklara rağmen ben-
Kuratoryum Başkan Yardımcısı
zer yapı ve anlam içerikleri de açık şekilde gözlenmektedir.
Bertelsmann Vakfı elinizdeki broşürle birlikte Din Monitörü’nden çıkan
sonuçların bazılarını seçerek sizlere sunmak istemektedir. Şahsım adına ve
Bertelsmann Vakfı olarak bu araştırmayla dinler arası anlayışın gelişmesine
katkıda bulunmayı, belki de böylece insanlar arası bir tolerans anlayışına
giden bir adımı da oluşturmayı arzu ettiğimizi belirtmek istiyoruz.
| 5 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Almanya’daki
­Müslümanların
­Dindarlığına Bir Bakış
Din Monitörü’nden elde edilen en önemli sonuçlar
•
Dindarlığın merkezi konumu
•
Türkçe ve Arapça konuşan dindarlar
•
Güçlü bir inanç
•
Erkekler inançlarını topluluk içinde
yaşıyorlar
Çok dindarlık Almanya’daki Müslümanların
Dil grupları alt sıralamasında en yüksek din-
Almanya’daki Müslümanların yüzde 78’i Tan­
bir özelliği olarak kendini göstermektedir.
darlık Türkçe ve Arapça konuşan grupta (yüzde
rı’nın varlığına ve öldükten sonraki hayata
Cuma namazı için camiye gitmek gibi kamusal
18 yaş üzeri Müslümanların yüzde 90’ı din-
91 dindar veya çok dindar) ortaya çıktı. Türk
inanmaktalar. Bu inanç yaşlılara nazaran genç
pratikler, etnik ve mezhebi kökenlere göre
dar, yüzde 41’lik bir oranı da çok dindar.
kökenliler yüzde 44 oranla çok dindarlık ora-
nesillerde daha güçlü (yüzde 66’ya karşı yüz-
kısmen çok büyük farklılıklar gösterse de her
Mukayese için: Din Monitörü-2008 Almanca
nının en yüksek çıktığı grup oldu. Bosna köken­
de 80).
üç kişiden biri için çok önemli bir anlam ifade
konuşan halkın yüzde 70’inin dindar, yüzde
lilerin yüzde 85’i dindarken bu oran Farsça
18’inin çok dindar olduğuna dair sonuçları
konuşan grupta yüzde 84 olarak bulundu.
bütün toplum bazında ortaya koymuştu.
Mezhepsel farklılıklar
alanda yaşanmasına ayrı bir önem atfetmekte.
•
•
•
ediyor. Şiilerin yüzde 24’ü dinin kamusal
Kadınların ibadetleri özel alanda
Özel alanda gerçekleşen bir dini pratik olarak
Diasporada dindarlık oranı
İnancın topluluk içinde yaşanması Sünnilerde
Türkçe konuşan gruba ilişkin olarak hafif bir
yüzde 42’lik bir orandayken Alevilerde yüzde
diaspora etkisi saptanmaktadır. Din Monitörü-
9’luk bir oranla yok denecek kadar az bir rol
2008’e göre Türkiye’de yaşayanların yüzde
oynamakta. Bir fark da cinsiyetler arasında
En önemli fark Sünnilerin kişisel dindarlığında
ibadet kadınlarda daha ön planda: Yüzde 79
85’i dindarken bu oran Almanya’da yaşayan
söz konusu: Her ikinci erkek için kamusal
görülmektedir. Almanya’daki Sünnilerin yüzde
düzenli olarak ibadet ederek bundan güç alır­
Türk kökenli göçmenlerde yüzde 6 daha yük-
pratik çok önemli bir yere sahipken bu oran
92’si dindar, hatta yüzde 47’si de çok dindar.
ken; bu oran erkeklerde yüzde 59. Genç Müs-
sek bir değer göstermektedir.
kadınlarda sadece yüzde 21’dir.
Bu oran Şiiler arasında yüzde 90 dindar, yüz-
lümanlarda ise yaşlılara göre daha yüksek bir
de 29 çok dindar olarak kendini göstermekte.
değer gözlenmekte (18-29 yaş grubunda yüzde
Alevilerde ise bu değer yüzde 77 iken yüzde
70, 60 ve üstü grupta ise yüzde 65).
12’si çok dindar şeklinde sınıflandırılabilmekte.
| 6 |
| 7 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
•
İslami hükümler
•
Günlük yaşam için sonuçlar
Müslümanların yüzde 86’sı domuz eti yeme
Hayatın manası (yüzde 57) ve doğum, evlilik,
yasağına titizlikle uyarken alkol hususunda
ölüm gibi hayata dair önemli olaylarda (yüzde
ise daha gevşek bir tutum söz konusu: Yüzde
66) dindarlık Müslümanlar için büyük bir
58 asla alkol kullanmadığını ifade ediyor. Bu
öneme haiz. Dinin siyasi söylem üzerindeki
noktada da gençler İslami emir ve yasaklara
etkisi ise az: Yüzde 16 için İslam kişisel siyasi
en sıkı uyan grubu teşkil ediyor. 18-29 yaş
düşünce için önemli. Almanya’da İslami bir
grubundakilerin yüzde 90’ı domuz eti yemez-
parti olmasını isteyenlerin oranı yüzde 26.
ken yüzde 59’luk bir oran da genel olarak alkol
Dindarlık eş seçimi hususunda kadınlarda
kullanmıyor.
erkeklere nazaran daha büyük bir etkiye
Din Monitörü
Dr. Martin Rieger, Bertelsmann Vakfı, Dini Yönelimler
Programı (Programm Geistige Orientierung) Direktörü
sahip (yüzde 39’a karşı yüzde 53).
•
Eğitim
Almanya’daki Müslümanların yaşamında aile
•
Yüksek tolerans düzeyi
Kişisel dindarlık günlük yaşamda nasıl bir öne-
Sosyologlar, psikologlar, din bilimcileri ve teo­
me sahiptir? Dinler modern toplumları şekil-
loglar özü oluşturan bir din kavramı temelinde,
lendirmekteler mi? Dini Olan’ın küresel çap-
hem bütün dinler için hem de kişisel dindar-
ve eğitim (her biri yüzde 94) merkezi bir öne-
Başka inanç sistemlerine karşı yüksek düzey-
taki bir rönesansı önünde mi bulunmaktayız?
lık bazında kullanılabilen bir anket formu geliş­
me sahip. Bu noktada dini eğitimin önemli bir
de bir tolerans göstermek Almanya’daki Müs-
Belirli toplumlar farklı yolları mı seçmekte-
tirdiler. Din Monitörü’nün oluşumda büyük
rolü var: Yüzde 66 dini eğitim almış olduğunu
lümanların bir özelliği olarak gözlemlenmiştir.
ler? Bunlar cevaplanmaları için Bertelsmann
emeği geçmiş olan din bilimcisi Dr. Stefan
belirtirken yüzde 51 için kendi çocuklarının
Yüzde 86 diğer dinlere karşı açık olunması
Vakfı’nın geliştirdiği Din Monitörü’nün temel
Huber’e teşekkür borçluyuz. Din Monitörü
eğitiminde kişisel dindarlık önemli bir yere
gerektiği düşüncesini taşıyor. Bu oransal değer,
bulguları sunmayı istediği sorulardan sadece
dini yaşam, tutum ve davranışların başlıca
sahip.
araştırmanın yapıldığı bütün gruplarda cinsi-
bir kaçı. Din Monitörü dindarlık boyutlarının
karakteristiğini transandantal etkileşimde
yet, yaş, mezhep ya da köken kriterlerine bağlı
geniş çapta ve disiplinler arası bir analizle
tespit ederken dindarlığın her tür dışa vurum
olmaksızın aynı kalmıştır.
ölçümünü sağlayan bilimsel bir enstrümandır.
biçimlerine karşı da duyarlıdır. 20 dile çevril-
Din Monitörü Yapısal Şeması
Sosyoloji
Genel Yoğunluk
Özgül Konular
Dini Konulara İlgi
Dini Refleksivite; Dini Arayış;
Teoloji
Psikoloji
İdrak
Teodezi; Dini ve Tinsel Kitaplar
Ana Boyutlar
İdeoloji (İnanç)
Tanrı’ya veya Tanrısal Olana İnanç
Ölümden sonraki hayata inanmak
Tanrı Tahayyülü; Dünya Tahayyülü;
Dini Çoğulculuk; Dini Fundamentalizm;
Diğer Dini Tasavvurlar
Kamusal Alan
İbadet; Cemaatle İbadet;
Pratikleri
Tapınak Ziyareti
Özel Alan Pratikleri İbadet – Meditasyon
Dinlerarası Pratikler
Farz Namazı; Ev Sunağı
Tecrübe
Ben ve Öteki Tecrübesi; Bir Olma Tecrübesi Dini Duygular
Sonuçlar
Günlük Yaşamda Dinin Genel Önemi
Çeşitli Yaşam Alanlarında Dinin
Önemi (örn. aile, siyaset);
Dini Hükümler
Merkezilik
Dindar Olmayan
Dindar
Çok Dindar
Dini ve Tinsel Benlik Algısı
B e r t e l s m a n n Stiftung
| 8 |
| 9 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
miş olan bu anket formu, bütün kıtaları kap-
birbirinden ayrı olarak gözlemlenmiştir. Bu
sayacak şekilde 21 ülkede ve bütün dünya
araştırmanın bazı sonuçları ve ilk yorumlar
dillerinde 2007 yılında yürütülmüş olan tem-
burada yer almaktadır.
sili araştırmanın da esasını teşkil etmiştir.
Böylece daha önce hiç olmadığı şekilde bir
Din Monitörü yaklaşık 100 soruyla dindarlı-
derinliğe inerek dinler arası bir mukayeseyi
ğın altı ana boyutuna temas etmektedir:
mümkün kılmıştır.
• Dini konulara duyulan ilgi,
Temsili olarak seçilen 18 yaş üzeri 1000 kişiyi
• Tanrıya veya tanrısal olana inanç,
kapsayan örneklemin büyüklüğü sebebiyle,
• Kamusal alandaki dini pratikler,
anketin yapıldığı ülkelerde şimdiye kadar
• Özel alandaki dini pratikler,
sadece büyük dini gruplara ilişkin veriler
• Dini tecrübeler,
elde edilebilmiştir. Bu durum, dini duygu ve
• Günlük hayatta dinin önemi.
pratiklerin Katolik, Protestan ve herhangi
birine mensup olmayanlar üzerinde araştır-
Yapılan temel araştırmalar, şayet dindarlığın
manın yapıldığı Almanya için de geçerlidir.
kişisel ve toplumsal rolüne dair kapsamlı ve
İslam’ın bizim toplumumuz ve diğer Avrupa
ayrıştırıcı bir tablo ortaya konulacaksa bu altı
toplumları için önemli olduğu bilinciyle Din
boyuta da mutlaka temas edilmesi gerektiğini
Monitörü geliştirilmiş ve anket Almanya
tespit etmişlerdir. Aksi taktirde bir boyuttan
çapında 2.000 Müslüman üzerinde temsili
diğer bir boyuta doğrudan bir bağlantı kurul-
sel çalışmalara nazaran bir farklılığı yansıtan
olarak yürütülmüştür. Bu yapılırken Alman­
ma olanağı mevcut değildir. Bu prensip, kap-
Din Monitörü’ne özel bir nitelik kazandırmak­
ya’da İslam’ın kendi içindeki büyük mezhep ve
samını din ideolojisi ve kamusal alandaki uygu­
tadır.
inanç şekilleri ile kültürel ve dilsel kökenler
lamalarının boyutlarıyla sınırlayan diğer bilimAnket içerikle yani dindarlığın somut görünümüyle merkezilik kategorisi arasındaki farka
işaret etmektedir. Bu merkezilik kategorisi
dindarlığın ne kadar güçlü olduğunu ve kişilik
Basın Alıntıları
•
Sloganik söylemleri düzeltiyor
“Anket pek çok kişi tarafından beklenen veya endişe
duyulan özellikle ‚dinlerin yeniden dönüşü’ gibi bir çok
sloganik söylemi ve trend raporunu düzeltmektedir.“
Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung
üzerindeki yansımasını ölçmektedir. Dindarlık
kişi için ne kadar merkezi bir anlam ifade
ederse yaşantı, tutum ve davranışlarını belirleme oranı da o kadar yükselmektedir.
20 Ülkede Çok Dindarların Oranı
100
7
Bu şekilde bütün soru modüllerinden elde
90
92
edilen veriler puan şemasına göre çok dindar,
80
70
60
50
20
76
dindar ve dindar olmayan şeklinde bir sınıflan­
24
29
72 32
27
64 66 62
40
30
İnanç meşgul ediyor
“İnancın sadece dünya çapındaki Hristiyanları ve Müslümanları değil, Almanları da şimdiye kadar olduğundan
daha fazla meşgul edip harekete geçirdiğini Bertelsmann
Vakfı’nın din araştırması kanıtlamaktadır.”
Stuttgarter Nachrichten
dırmayla merkezi bir endekste toplanmaktadır.
41 51 45
47
45 48 44
40 48
Çok dindar: Bu tiplerde dini anlamlar kişilikte merkezi bir rol oynamaktadır. Bu dini
31
20
•
58 52
85 22 20
10
10
0
44
25
34
anlamlar yoğun olarak yaşanmakta ve bütün
28 52 44
41
44
18 19
13
7
tutum ve davranışlara hakim olmaktadır. Çok
•
İfşa etti
“Araştırma inancın anlam ve önemine ilişkin pek çok
­klişeyi ifşa etti.“
Welt am Sonntag
dindarlar düşüncelerini aktif bir şekilde
kamuoyuna taşırlar.
NGA GTM BRA MAR IDN USA TUR IND ITA POL ISR THA CHE AUT AUS KOR DEU GBR FRA RUS
4,6 4,2 4,2 4,2 4,1 3,9 3,9 3,8 3,6 3,6 3,2 3,1 3,1 2,9 2,9 2,9 2,8 2,7 2,5 2,4
Çok Dindarların Yüzdelik Oranı
konusudur, ne var ki bunlar kişilik üzerinde
Dindarların Yüzdelik Oranı
Sıralama, ülke kodlarının altında yer alan ortalama değerlere (1’den 5’e kadar) göre oluşmuştur.
merkezi bir etkiye sahip değillerdir. Bundan
Dindar olmayan: Dini pratikler, içerik ve
AUS=Avustralya, AUT=Avusturya, BRA=Brezilya, CHE=İsviçre, DEU=Almanya, FRA=Fransa, GBR=Büyük Britanya, GTM=Guatemala,
IDN=Endonezya, IND=Hindistan, ISR=İsrail, ITA=İtalya, KOR=Güney Kore, MAR=Fas, NGA=Nijerya, POL=Polonya, RUS=Rusya,
THA=Tayland, TUR=Türkiye, USA=Birleşik Devletler
dolayı orta dereceli bir yoğunlukta yaşanırlar
tecrübe bu tiplerde söz konusu değildir. Kişi-
Bertelsm a n n Stiftun g
| 10 |
Dindar: Bu grupta dini içerik ve pratikler söz
ve yaşantı ve tutum-davranışlar üzerinde az
lik üzerinde ve tutum ve davranışlarda hiç bir
bir etkiye sahiptirler.
rol oynamazlar.
| 11 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Almanya’daki Müslümanların
Dindarlığında Çeşitlilik
Bütün kıtalardan alınan
sonuçlar: Dünya haritası
Din Monitörü araştırmalarının yapıldığı ülkelerin
tamamını renklerle göstermektedir
Bertelsmann Vakfı’nın Araştırma Sonuçlarına Genel Bir Bakış
Dr. Jörn Thielmann
Bu gruplandırma ile bir taraftan kişisel bazda
Din Monitörü dini gelişim eğilimlerini göster-
Giriş
Wilmersdorf’daki cami inşa edilmiştir. Müslü-
bir dindarlık profili oluşturulabilirken, diğer
mek ve analiz etmek için düzenli aralıklarla
Müslümanların Almanya’da anlamlı varlığı
manların sayıca dikkate değer bir varlığı ise
taraftan da benzer toplumlar arasındaki din-
yinelenecektir. Bu temsili anket yanında ek
kırk yıllık bir süreyi aştığı halde halen onların
1960’lardaki Türkiye’den, Yugoslavya’dan,
darlık derecesine ilişkin önemli ipuçları elde
olarak niteliksel anketler de yapılmıştır ama
toplumumuz içerisindeki yaşamlarının çeşit-
Tunus’tan ve Fas’tan gelen işçi göçmenlerle
edilmektedir. Buradan toplumsal gelişmeler
bunların sonuçları elinizdeki broşürde dikka-
liliği hakkında çok az bilgi mevcut; bilim dün-
oluşmuştur. 2 milyonunu Türklerin oluştur-
için de sonuçlar çıkarılabilmektedir.
te alınmamıştır. Nicel ve nitel araştırma
yasında da durum farklı değil. Bertelsmann
duğu göçmenlerin bugünkü rakamı 3,5 milyon
önemli bir tamamlayıcı bilgiye de bir çevrimi-
Vakfı’nın Almanya’daki Müslümanların din-
civarındadır ve zaman içinde 800.000’den
Uluslararası boyutta yapılan araştırmadaki çok
çi araç sayesinde ulaşmıştır. www.religions-
darlığına ilişkin yaptığı araştırmanın sonuç-
fazla Müslüman da Alman vatandaşlığına
dindar ve dinlarların oransal dağılımını aşa-
monitor.com adresinde kendi dindarlık profi-
ları – Almanya’daki Müslümanların kişisel
geçmiştir, ancak tam rakamlar mevcut değil-
ğıdaki grafik açıklamaktadır. Daha detaylı bil-
linizi ölçtürebilirsiniz ve elbette tamamen
bazdaki dindarlığına ilişkin ayırtedici ve tem-
dir. Araştırmanın odak noktasını şimdiye
gi için broşürün sonunda tavsiye edilen
anonim şekilde ve ücretsiz olarak dindarlık
sil değeri olan verileri biraraya getiren, şim-
kadar çoğu kez Türk ve Türkçe konuşan Müs-
profilinizi çıkartabilirsiniz. Bu sayede dinin
diye kadar yapılmış ilk araştırma – kalıcı bir
lümanlar oluştururken Bertelsmann Vakfı’nın
ve tinselliğin hayatınız için ne anlam ifade
fayda sağlamaya ve kadın ver erkek Müslü-
sunduğu araştırma bu açıyı oldukça genişlet-
Örneklem cinsiyet dağılımı ya da farklı yaş
ettiğini öğrenebilirsiniz. Çevrimiçi araç grup-
man vatandaşlarımızın dini inanış ve pratik-
miş bulunmaktadır.
gurupları (18 ve üstü) gibi sosyo-demografik
ların girişi için hizmet vermeye de uygundur.
lerinin ne kadar çeşitli olduğunun genel bir
faktörleri toplam nüfusa olan yüzdelik oranla-
Mesela okul sınıfları veya başka gruplar bu
bilinç seviyesine çıkartılmasına son derece
İslam göçün ilk yıllarında hakkında hiçbir şey
rına uygun şekilde dikkate almaktadır. Anke-
aracı kişisel kullanabilirler ve sonra bir kod
uygundur. Aşağıda, araştırmanın altı bölüm-
bilinmeyen ya da çok az bilgi sahibi olunan,
tin ağırlık noktası katılımcıların kültürel ve
yardımıyla grubun dindarlık profilini çıkarta-
den (merkezilik ve beş ana boyutlar: entelek-
ama nötr hatta pozitif karşılanan (ilk cemaat-
dilsel kökenlerine uygun olarak belirlendi.
bilirler. Şimdiye kadar Almanca, İngilizce ve
tüel boyut, ideolojik boyut, kamusal alanda
le namazlar sıklıkla aralarında Dom Kilisesi’nin
Hedef kitle, grupların ( Türkçe, Boşnakça,
Türkçe olarak hizmet veren bu servisin diğer
dini pratik, özel alanda dini pratik, sonuçlar)
de yer aldığı Katolik kiliselerde kılınmaktay-
Farsça ve Arapça isimler) tipik soyisimlerinin
dillerdeki versiyonları da hazırlanma aşama-
oluşan oluşan esas sonuçlarını ele almadan
dı) bir din iken, bu durum 1979 İran İslam
taramasına dayanan bir onomastik yöntemiyle
sındadır.
önce ilk olarak Müslümanların Almanya’daki
Devrimi ve Orta Doğu’da oluşan 1980’lerdeki
varlıklarının tarihi kısa olarak tanıtacağım.
radikal ve şiddet yanlısı İslami örgütlerin
yayınlara bakınız.
seçilmiştir. Bu yöntem araştırmanın yüksek
temsil özelliğini sağlamaya en elverişli yöntem
| 12 |
Sonuç olarak Din Monitörü’nü geliştirmiş
olarak seçilmiştir. Bütün görüşmeler Almanca
olan ve çıkan sonuçları analiz ederek değer-
olarak ya da her bir ana dilde telefonla yapıl-
lendiren çok sayıda bilim adamına ve yazara
mıştır. Burada araştırma kuruluşu TNS
sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
ortaya çıkmasıyla büyük oranda değişime
uğradı. İslam bu kez de inanç, siyaset ve
İslam’ın Almanya’daki Kısa Tarihi
ve Mevcut Araştırmalar
yaşam biçiminin içiçe geçtiği, sekülerliği
kabul etmeyen, aydınlanmacı olmayan ve
Emnid’e ve bilhassa sayın Torsten Schneider-
Almanya’daki Müslüman varlığının izleri 17.
modernizm öncesi bir din olarak algılandı.
Haase’ya anketin güvenilir bir şekilde koordi-
yüzyıldan beri mevcut olduğu gibi 1920’li yıl-
Bu perspektif değişimi Almanya’da Cemaled-
ne edilmesi ve yürütülmesinden dolayı büyük
larda da Berlin’de ilk Müslüman dernekleri
din Kaplan’ın Halife Devleti oluşumuyla ve
bir teşekkür borçluyuz.
kurulmuş ve bugüne kadar gelmiş olan Berlin-
bu tarihlerde kurulmuş diğer organizasyon-
| 13 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
larla görünür hale gelen Müslümanlara isabet
küçük şehirlerde yaşayan Müslümanlar şim-
etmekteydi. İslam neredeyse Türk özelliğiyle
diye kadar araştırmalarda dikkate alınmamıştı.
algılandı, uyum için, kadın hakları ve çocuk-
Yaşanılan yerin büyüklüğü ise ilginç şekilde
lar için bir problem teşkil etti. 11 Eylül 2001
dindarlığın içeriği ve merkeziliği noktasında
hadisesi de bunu artırdı ve ek olarak terörizm
bir rol oynamamaktadır.
tehlikesini gündeme taşıdı. Araştırma1 genç
Türk-Müslüman aktivistlere yöneldi ve onla-
Müslüman bir kuruluşla bağ ise, Almanya
rın yüksek kişisellik derecesini gösterdi.
İslam Konferansı’ndaki temsil durumu etra-
Siyaset İslamı, sorunlu etiketini taşıyan bir
fında yapılan tartışmalarda da sıkça dile geti-
halk kesiminin uyumu için siyasi bir enstrü-
rildiği üzere, oldukça zayıf. Ankete katılan
man olarak keşfetti. Böylece İslam’a etnik bir
Müslümanların oldukça büyük bir çoğunluğu,
özellik atfedildi – çoğunluğunu Müslümanla-
% 78 gibi bir oranla, herhangi bir dini dernek
rın oluşturduğu ülkelerden gelen her bir göç-
ya da kuruluşa üye değil. Bu bağlamda düşün­
men, inançlı olsun olmasın, önce Müslüman-
dürücü bir başka husus da; katılımcıların
dı – ve kültürel kimlik yüklendi – Müslüman
% 65’inin Almanya’da kendilerini temsil ede-
bir kültürün herşeyi belirleyen gücü. –
cek olan bir İslam partisinin kuruluşuna karşı olmaları.
Bertelsmann Vakfı’nın Müslümanların dindar­
lığı üzerine yaptığı bu araştırma, Almanya’daki
Sünnilik Almanya’daki Müslümanlar arasın-
Müslümanlar hakkında yeni bakış açılarını
da çoğunluğu oluşturuyor (% 65), Türklerin
geliştirmek ve inanç görüşleri ve pratikleriy-
oranındaki yükseklik sebebiyle farklı bir sonuç
le bir Müslüman hayatının çeşitliliğine dair –
da zaten beklenemez. Katılımcıların % 9’u Şii,
belki çokça şaşırtıcı – bir izlenim edinmek
% 8’i Alevi4, 8 % de herhangi bir bilgi vereme-
için son derece uygun bir fırsat sunmaktadır.
di ya da vermek istemedi. Ankete katılanlar
% 11 gibi dikkat çekici bir oranla ankette yer
almayan, İslam’daki mevcut başka mezhep
Araştırma Sonuçlarına Bir Bakış
gruplarına ait olduklarını belirtmişlerdir. Bu
Anket toplam 2.007 kişiyle telefonda yapıldı.
rakamın arkasında muhtemelen Ahmadiye,
2
Bunun 1.034’ünü erkekler (% 52) ve 973’ünü
sufi tarikatlar ya da Nasraniler olup olmadığı
kadınlar (% 48) oluşturdu. Katılımcıların %
hakkında bir yorum yapılamaz. Bu açıdan ile-
76’sı Türk, % 14’ü Arap, % 6’sı Bosna ve % 4’ü
ride yapılacak olan çalışmalarda daha detaylı
de İran kökenli.3
soru yöneltilmesi gerekmektedir. Ankete katı-
Yaş profili: % 31 18-29 yaş grubunda, % 34
lan İran kökenlilerin sadece % 57’sinin kendi-
30 – 39 yaş grubunda, % 20 40 – 49, % 8
lerini Şii olarak belirtmesi, % 29’un ise Sünni
50 – 59 yaş grubunda ve % 6 da 60 yaş üstü
ifadesini kullanması da bir diğer ilginç noktayı
grupta.
oluşturmaktadır, çünkü burada Şiierin sayısının oldukça yüksek çıkması gerekirdi. Muhte­
2008’de yer alan dindarlığın merkeziliğine
çıkmaktadır: Bu oran Şiilerdeki % 29 ve Ale-
Araştırma ayrıca enteresan sosyo-demografik
melen İran’da ülke nüfusunun % 10’unu oluş-
dair üç basamaklı endeks (dindar değil, din-
vilerdeki % 12 oranları karşısında Sünnilerde
veriler de ortaya koydu: Buna göre katılımcı-
turan Sünni Kürtler ve Beluciler, Almanya’da
dar, çok dindar), Almanların % 18’inin çok
% 47’yi teşkil etmektedir. Aleviler arasında en
ların % 72’si çocuk sahibi değil veya en fazla
göçle birlikte daha fazla bir orana ulaştılar.
dindar ve % 52’sinin dindar olduğu verilerini
yüksek oranı dindar olmayanlar oluşturmak-
iki çocuk sahibi (% 35 çocuk sahibi değil!) – ve
Bir diğer sıra dışı veri ise; ankete katılan Arap
sunarken, Müslümanlarda bu oranlar, % 41
tadır (Sünnilerdeki % 2 ve Şiilerdeki % 9 oran-
bu şekilde Almanya genelindeki ortalamaya
kökenlilerin % 14’ünün Şii olduklarını belirt-
çok dindar, % 49 da dindar olarak karşılık bul­
larına karşın Alevilerde % 21). Bu sonuç, Ale-
uyuyorlar. % 8’in dört ya da daha fazla çocuğu
meleridir. Burada da büyük ihtimalle Lübnan
muştur. Dindar olmayanların oranı ise % 5’te
viliğin dağılışından on yıllar sonra ancak
var. Bu rakamlar, kamuoyundaki çok çocuklu
ve Irak kökenli olan ya da İran’daki Arap azın­
kalmıştır. Almanlardan farklı olarak, Müs­lü­
1990’lardan itibaren Türkiye’de ve Avrupa
geniş Müslüman aileler stereotipini çürüt-
lığa mesup olan Şiiler söz konusu olmalıdır.
manlarda dindarlığın merkeziliği noktasında
diasporasında yeniden dirilmesiyle, bir nevi
ne yaş ne de cinsiyet bir rol oynamaktadır.
etkileri sonradan çıkan bir gelenek kırılması
mektedir. Müslümanların alansal dağılımı
| 14 |
hakkında da ilk kez bilgi edinilmiş oldu: % 13
Bu araştırma esas olarak Almanya’daki Müs-
köylerde, % 27 küçük şehirlerde, 29 % orta
lümanların nüfus ortalamasına göre oldukça
Ancak gözlem mezhep eğilimlerine göre daha
büyüklükteki şehirlerde ve % 31 de büyük
daha fazla dindar olduklarını ortaya çıkarmış-
ayrıntıya indirgendiği taktirde, çok dindarların
Göç kökeni açısından ise çok dindar kişilerin
şehirlerde yaşamaktadır. Kırsal bölgelerde ve
tır. Bertelsmann Vakfı’nın Din Monitörü-
oranının Sünnilerde en yüksek olduğu ortaya
Türklerde (% 44) ve Araplarda (% 37) oranları-
yaşamasıyla açıklanabilir.
| 15 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
na karşın İran ve Bosna kökenlilerde en az
sunmaktadır: Sünnilerin % 50’si din üzerine
oranı oluşturdukları görülmektedir (% 27 ve
Şiilerdeki % 34 oranı ve Alevilerdeki % 27
% 31). Dindar olmayanların oranı da Türkler-
oranına karşın daha yoğun düşünmektedler
de % 4, Arap kökenlilerde % 5 iken, İran ve
ve dini konularla ilgilenmekteler.
Dr. Jörn Thielmann
Erlangen Friedrich-Alexander-Universitesi´ndeki Erlanger Zentrum
Islam und Recht in Europa EZIRE (Avrupa´da İslam ve Hukuk
Erlangen Merkezi EZIRE)´in müdürü (Ocak 2009´ dan itibaren)
Bosna kökenlilerde en yüksek durumdadır
(% 13 ve % 11). Bu sonuç, İranlıların dindarlı-
Çok dindar insanların en büyük ilgi alanlarını
ğına dair mevcut uluslararası gözlemlere de
(% 71) beklenildiği üzere din oluştururken,
uygun düşmektedir ve İran’daki siyasi yapı-
çoğunlukla (% 32’lik genel ortalamaya karşı
lanmalara hakim dini karakterle olduğu kadar,
% 42 ile) esas olarak kabul ettikleri dini öğre-
bunun kaynaklanan bir sürgün hayatıyla da
tilere karşı eleştirel bir yaklaşım da sergile-
ilintilidir.
mektedirler. Göç kökeni ve mezhep faktörleri
Dindarlığın entelektüel boyutuna ilişkin soru-
larda bir rol oynamamaktadır.
ve Bonn Rheinische Friedrich-Wilhelms Üniversitesi´nde İslami
İlimler için öğretim görevlisidir. İslam Hukuku ve Almanya´da
İslam ağırlıklı çalışma alanlarındandır.
gibi yaş ve cinsiyet de bu eleştirel yaklaşımlarr üç basamaklı bir endekste (az, orta, yüksek) toplandı. Burada genç yaşlı farkı görül-
Müslümanların % 41’i dini fikir ve düşünceler
mezken, kadınlar dini konularla erkeklerden
içerisinde belli konular üzerine sıkça ya da
(% 38) daha fazla ilgilenmekteler (% 54). Mez-
çok sık düşünmektedirler, burada kadınların
heplere dair gözlem de çok çeşitli bir tablo
oranı erkeklerden bir miktar daha yüksektir.
(% 38’e % 45). Çok dindarlar da dini fikir ve
diğer dinlere karşı açık olunması gerektiğini
düşünceler üzerine sık ya da çok sık düşün-
belirtirken sadece % 6 bunu onaylamamıştır.
mektediler ve göç kökeni, yaş ya da mezhep
Ama bu durum senkretik inanç biçimlerine
belirleyici değildir.
de yol açmamıştır: Sadece % 33 bir oranla Müs­
lümanlar kendileri için başka dinsel gelenek-
Dindarlığın ideolojik boyutuna dair sorular
lerin öğretilerini alabileceklerini belirtirken,
(Allaha ve ölümden sonra hayata iman) da aynı
% 36 ise bunu reddetmektedir. Yaş, Cinsiyet,
şekilde bir yoğunluk endeksi içerisinde topla-
köken ya da mezhep bu konuda etken faktör
Mezhep ve dil gruplarına göre dindarlığın merkezîliği
nırken genel olarak yüksek değerler göster-
değildi.
100
% 78’i Tanrı’ya ve öldükten sonra bir hayata
Müslümanların % 52’si dini sorunlarda kendi
90
çok güçlü bir şekilde inanmaktadırlar; oran
dinlerinin haklı, diğer dinlerin ise haksız
çok dindar Müslümanlarda % 93’tür. Yüksek
oldu­ğu düşüncesini taşımazken sadece % 24
yoğunluk Sünnilerde en yüksek orandayken
İslam’ın önceliğini kabul etmektedir. Çok din-
mektedirler. Ortalama olarak Müslümanların
80
70
60
45
50
40
30
49
41
47
47
44
54
37
61
31
29
20
54
57
27
65
10
0
Şiîler
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
Sünnîler
Alevîler
Türkçe
Arapça
Boşnakça
Farsça
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 16 |
darlar kendi dinlerine öncelik verirken (% 36),
% 48), veriler yaşlara göre detaylandırıldığın-
% 38 de reddetmektedir. Bosna kökenlilerin
da artan yaşla birlikte Tanrı’ya ve ölümden
% 63’ü veya İran kökenlilerin % 75’i kendi
sonra hayat olduğuna dair inanç azalmakta-
dinlerine önceliği reddederken, Şiilerin % 65’i
dır: 29 yaşındakilerin % 80’i Tanrı veya tanrı-
ve Alevilerin % 75’i sıklıkla reddetmektedirler.
sal olana ve öldükten sonra bir hayata inanır-
Müslümanların sadece % 31’i (çok dindarların
ken, 60 yaşın üstündekilerde bu oran sadece
% 45’i) öncelikle Müslümanların ilahi kurtu-
% 66’da kalmaktadır.
luşa ereceğine inanmaktalar. % 37 – ve çok
Almanya’daki Müslümanların Tanrı inancı
tadır; burada Şiiler (% 50) Sünnilerden (% 31)
çoğulculuk ve tolerans düşüncelerine açıktır:
daha fazla.
dindarların % 24’ü – bu görüşü paylaşmamak­
12
Tüm
müslümanlar
(Sünnilerde % 84; Şiilerde % 71 ve Alevilerde
Müslümanların % 67’si her dinin kendi gerçek bir esası olduğunu kabul ederken, çok
Müslümanların % 41’i dinleri için büyük
dindarlarda bu oran hatta biraz daha fazladır
bedeller ödemeye pek hazır değil, % 20’nin bu
(% 71). Sadece % 13 onaylamamıştır. % 86
konuda kesin bir fikri yok; % 33 ise bedel öde-
| 17 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
meye hazır, yüzdelik oranı çok dindarlarda
bunun önemi) yoğunluk endeksi çerçevesinde
beklendiği üzere yüksek, burada % 50. Ancak
özetlenmiştir. Burada ilgi çekici olan husus,
çok dindarların neredeyse üçte birinin dinleri
çeşitli yaş grupları arasında büyük bir fark
için büyük bedeller ödemeye daha çok reddet-
olmamasıdır: 60 yaşın üstündekilerin % 35’i,
tileri burada vurgulanmaya değer. Şiiler ve
genel ortalamanın % 34’lük oranına nazaran
İran kökenliler % 51 ve % 60 oranıyla bedel
ayda en az bir veya üç kez cemaatle namaza/
ödemeye hazır değil ve bu şekilde ortalama
Cuma namazına katılmaktadır. Hiçbir vakit
değerin üstünde yer almaktalar. Yaşlılar, özel-
katılmayanların oranı ise yaşla paralel olarak
likle de 50-59 yaşındakiler bedel ödemeye orta­
artmaktadır (18-29 yaş grubundakilerin % 34’ü,
lamadan daha çok (% 43) hazır.
60 yaş üstü grubun % 43’ü). Öte yandan çok
dindar olanların sadece % 42’sinin haftalık
Müslümanların % 52’si İslam’a mümkün oldu­
cemaatle namaza/Cuma namazına katılıyor
ğunca çok insanı kazanmaya pek çalışmamak­
olması şaşırtıcıyken, haftalık cemaatle nama-
tadırlar, % 35’i bunu tamamen reddetmektedir
za/Cuma namazına katılan erkeklerin sayısı-
(bu değer artan yaşla birlikte oldukça yüksel-
nın (erkeklerde toplam % 35), kadınların sayı-
mektedir). Beklentileri haklı çıkarır şekilde
sından ( kadınlarda toplam % 10) daha yüksek
burada çok dindarlar başka insanları kendi
olması beklendiği gibi bir sonucu yansıtmak-
inançları için kazanmaya daha çok uğraşmak-
ta. Kadınların % 52’si cemaatle namaza / Cuma
tadırlar (% 44). Aleviler kendi inançlarının
namazına hiç katılmıyorlar. Burada bütün
geleneksel misyonuna uygun olarak % 78 bir
Müslümanların da genelde % 52’sinin seyrek
oranla reddetmektedirler.
olarak katıldığının ya da hiç katılmadığının
altı çizilmeli. Seyrek olarak cemaatle nama-
Kamusal alandaki dini pratiğin boyutları
za / Cuma namazına katılan Şiilerin sayısının
(Cemaatle namaza/Cuma namazına katılım ve
% 68 oranını yansıtması muhtemelen Şii cami­
Dindarlıkları orta ve yüksek seviyede
beliren müslümanlar
lerinin sayısındaki azlıktan ve oldukça dağınık
lümanların % 39’u (% 61’i çok dindar) her gün
halde bulunmalarından kaynaklanmaktadır.
beş vakit farz namazdan en az birini kılarken,
100
Alevilerin % 77’sinin cemaatle namaza / Cuma
% 28’i (% 44’ü çok dindar) beş vakit farz nama-
90
namazına katılmamaları da dini geleneklerine
zın hepsini kılmaktadırlar. Arap kökenliler
80
dayanarak beklentilere uygunluk arzetmiştir.
Türk kökenlilerden (% 26) daha çok günde beş
Müslümanların çoğu geçtiğimiz yıl içerisinde
% 20’si ise farz namazları kılmamaktadırlar.
14
70
78
60
50
40
30
49
41
21
18
69
32
42
45
30
35
36
36
sadece bir tek camiye gitmediler: % 14 iki cami-
52
22
20
21
10
0
15
DinMer Zih
52
56
29
30
29
27
DiÇo
Müslümanlar namazdan daha sık olarak dua
re gittiler, bu demektir ki hep aynı camiyi
etmektedirler: % 60 günde en az bir kez dua
ziyaret etmiş olan % 29’un yanında % 36 en az
etmekte, bu oran çok dindarlarda % 84’tür. Yaş-
20
iki farklı camiye gitmiştir. Çok dindar Müslü-
la paralel olarak dua etme sıklığı da artarken
manlarda çok sayıda farklı camiye gidenlerin
sadece % 8 hiç dua etmemektedirler. Meditas-
oranı daha yüksektir: % 53 en az iki camiye
yonun hiçbir rolü yoktur; yaşla birlikte artan
DiOt ManOt
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
Dindarlığın merkeziyeti | Zihin | İnanç | Kamu içinde pratik | İbadet | Senin tecrübesi | Teist maneviyat modelleri | Meditasyon | AII/Bir olma tecrübesi
| Panteist manevilik modeli | Dinî dönüşümlük | Dinî çoğulculuk | Dinî otoportre | Manevî otoportre
Bertelsm a n n Stiftun g
| 18 |
ye, % 9 üç ve % 13 de üçten fazla farklı camile40
10
İna KaPrat İba SeTec TeMan Med AllTec PanMo DiDö
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
kez namaz kılmakta (% 47). Müslümanların
73
giderken, % 23 üçten fazla camiye gitmektedir.
bir oran (% 13) günde en az bir kez meditasyon
yapmaktadır. Tasavvufun mistik pratikleri açık
Özel alandaki dini pratik noktasında yoğun bir
şekilde burada belli olmamaktadır. Dua ve
kişisel ibadet hayatı gözlemlenmektedir: Müs­
tasavvufi pratikler bu sebeple Müslümanların
| 19 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
dindarlığına ilişkin ileride yapılacak olan
talıklarda (% 51), hayatın zor anlarında (% 55)
anketlerde daha fazla dikkate alınmalıdır.
veya aile içindeki hadiselerde (% 66) gözlemlen­
mektedir. Dinin büyük önem taşımadığı alan-
Ailesi, çocukları ve eşi Müslümanların hemen
lar ise cinsellik (% 36), çalışma hayatı (% 25),
hepsi için (en az % 90) eğitimde de olduğu
beraberlik (% 45), eş seçimi (% 45), boş zaman
gibi oldukça ya da çok önemli. İş ve meslek
(% 26) ve özellikle de siyaset (sadece % 16!).
bir parça daha az bir öneme sahip (ortalamada
Bu veriler yaş, cinsiyet, köken ya da mezhep-
% 86). Siyasete gösterilen ilginin azlığı ise
lerden bağımsızdır. Dindarlığın merkeziliği
şaşırtıcı ( Müslümanların sadece % 37’si olduk-
sadece çok dindarlarda elde edilen yüksek
ça ya da çok önemli bulmaktalar, değer yaşla
değerlere dayanarak önemli durumdadır.
birlikte artmakta). Dindarlığın sonuçları gözlemlendiğinde ise dini kuralların farklı önemlerde algılandığı görülmektedir: Ramazanda
Sonuç
oruç tutmak, hac, zekat vermek, yiyecek içe-
Özet olarak dindarlığın merkeziliğinin Alman­
ceklerle ilgili hükümler veya abdestler Müslü­
ya’daki Müslümanlar için dini düşünce ve prati­
manların üçte ikisi tarafından oldukça ya da
kler alanında büyük bir öneme sahip olduğu
çok önemli olarak görülürken (yaşlılarda gen­
tespiti yapılabilir. Yüksek bir merkezilik
çlerden daha fazla), bu oran kılık kıyafet kural­
değeri ise bir dogmatizm ya da fundamenta-
larında % 36’da kalmakta. Dindar olmayan Müs­
lizm düşüncesine bağlanamaz: Almanya’daki
lümanlar bile yaklaşık % 20 oranıyla yeme
çok dindar Müslümanlar eleştirel yaklaşım
içme ve temizlik kurallarını oldukça veya çok
göstermekte, dini çoğulculuğu ve dinin günlük
önemli bulmaktadırlar. Buna göre de ağırlıklı
yaşamdaki gerekleriyle pragmatik bir etkile-
bir çoğunluğun domuz eti yememesi ve alkol
şim şeklini yansıtmaktadırlar. Göç kökeni ve
kullanmaması şaşırtıcı değil. Burada dini norm
inanç şekillerine bakılınca Müslümanların
ve pratiklerin kültürel bir kimliğe bürünme-
dindarlığına dair büyük bir çeşitlilik yansıtan
sinden söz edilebilir. Başörtüsü takmayı
bir tablo görülmektedir. Sünniler çoğunlukla
çoğunluk reddederken (% 53, bunun % 56’sı
Şiilerden daha dindar, İran ve Bosna kökenliler
erkek, % 50’si kadın), % 37 oranında çok din-
ise dine daha mesafeli duruyorlar. Genç ve
dar da reddedenler arasındadır. 40 yaşının
yaşlılar ise dindarlık konusunda birbirlerine
altındakilerde başörtüsüne onay en yüksek
yakınlar hatta gençler bazen daha dindar.
oranda ama 29 yaşın altındakilerin çoğunlu-
Kadın­lar – dinlerin çoğunda olduğu gibi –
ğu bunu reddetmekte (% 52). Dindarlık5 en
erkeklerden daha dindar olma eğilimini gös-
güçlü olarak (oldukça/çok) çocukların eğiti-
teriyorlar ama İslam’ın kamusal alandaki pra-
minde (% 51), doğayla ilişkilerde (% 52), has-
tiklerine daha az katılmaktalar.
Açıklamalar
| 20 |
1
Konuyla ilgili özet bilgi için bkz: Thielmann , J.:
Islam and Muslims in Germany: An Introductory Exploration: Al-Harmarneh, A. und Thielmann, J. (Edit.): Islam and Muslims in Germany içinde. Leiden 2008. S. 1 – 29.
2
Din Monitörü’nün oluşumu ve yapısal prensipleri ve de kavram açıklaması için bkz. Stefan
Huber’in yazısı: Bertelsmann Vakfı (Edit.): Din
Monitörü 2008. Gütersloh 2007. S. 19 – 29.
3
Bu yüzdelik sayılar ölçülen verilere dayanmaktadır; gerçek oransal rakamlar Federal Almanya Cumhuriyeti’ndeki dört grubun dağılımına
uyacak şekilde değerlendirildi.
4
Sünniler ve Şiiler arasındaki ayrım, Şiilerin
Sünnilerden farklı olarak peygamberin amcasının oğlu ve damadı, dördüncü halife Ali’yi ve
neslini gerçek imam olarak kabul etmeleridir.
Aleviler ise Ali’yi yücelten ama dini bir öğretileri olmayan ve İslam’ın Beş Şartı’nı reddeden
ayrı bir dini topluluktur. Alevilerin İslam’a
mensup olup olmadıkları tartışmalıdır. Bkz:
Elger, R. (Edit.) içinde: Kleines Islam-Lexikon.
5. yenilenmiş ve genişletilmiş 5. baskı. Mün­
chen 2008.
5 Burada kendilerini “hiç dindar olmayan“ şeklinde tanımlayanlar dahil edilmemişlerdir.
| 21 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Dindarlık ve Aydınlanmacılık
Birbirini Dışlamıyor
“Dışlamak söz konusu olmamalı, tam tersine kendimize
şu soruyu yöneltebilmeliyiz: Bizi birleştiren nedir? Birbirimizden ne öğrenebiliriz?“
Prof. Dr. Rita Süssmuth’un dinlerarası
diyaloğun önemine ilişkin açıklaması
Din Monitörü’nden çıkan bu yeni sonuçlar da bir çok klişeyi yıkmaktadır. Genelde
Bütün bu veriler dinlerarası dialog için ne ifade ediyor? Dindarlık ve aydınlanmacı-
geçerli olan şu: Dindarlığın merkeziliğini oluşturan alanlar geçmişte anlaşıldıklarından
lığın birbirini dışlamadığı, tersine dindarlığın toplumun bütün parçaları için derin
farklı değiller. Şimdiye dek dini olanın reddedilmesi veya dini olana karşı bir ilgisizlik
bir anlama sahip olduğu. Buradan hareketle dinlerarası diyaloğa sıkıca tutunurken
olarak tanımladığımız olgu, kiliselerin boş olmasından kaynaklanmaktadır. Aslında
burada yaşayan halkın ne düşündüğünü unutmamamız önemlidir çünkü onları
insanlar düşünüldüğünden daha fazla dindar, hem de her yaş grubunda. Halen bir
memnun etmek durumundayız. Mevcut önyargıları gerçek veriler sayesinde daha
arayış söz konusu. İnsanlar kendilerine soruyor: Benim hikayemin yöneticisi kim,
kuvvetli biçimde kırmalıyız. Bunların dışında, diğer dinlere karşı büyük bir açık
benim için yüce bir varlık, bir Tanrı var mı, eğer varsa yaşamıma ilişkin nasıl bir
fikirlilik göze çarpmaktadır. Dışlamak söz konusu olmamalı, tam tersine kendimize
anlama sahip?
şu soruyu yöneltebilmeliyiz: Bizi birleştiren nedir? Birbirimizden ne öğrenebiliriz?
Almanya’daki Müslümanların dindarlığına dair verileri gördüğümde dinlerarası
Sıkça kendimize sorarız: Bu insanlar nereden buluyor bu gücü? Mutluluktan, ümit-
diyalog için son derece önemli olan altı noktayı düşündüm: Birinci: Şimdiye dek
ten, şükran duygusundan! Bunların hepsi onların günlük hayatına ait kavramlar. Ve
Müslümanların dindarlığı bizde siyasi olarak algılanageldi, oysa gerçekte siyaset ve
sonra sevginin yüce yeri! Bu alanlar araştırmada mümkün olduğunca açık şekilde
siyasi yaklaşım Müslümanlarda çok az bir rol oynuyor. İkinci: Müslümanlar arasında
belirtilmeli ve alıcılarıyla bağ kurulabilmelidir. Mesela din dersinin eğitim alanından
farklı ağırlıkla da olsa dindarlık günlük yaşamla ve hayatın kendisiyle güçlü bir şekilde
çıkartılmayıp ona dahil edilmesi gibi. Dinin eğitimin karşısında olduğu gibi bir yak-
ilintili olarak algılanmakta ve temel yaşam alanları için son derece önemli. Üçüncü:
laşım bu araştırmadan kesinlikle çıkartılamaz; tam tersine din aracılığıyla şekillenen
Dini eğitim Müslümanlarda önemli, öte yandan dinle meslek yaşamının sürekli bir
bir eğitim anlayışı vardır! Ayrıca elde edilen yeni verilere dayanarak, siyaset dünya-
araçsallaşması söz konusu olmamaktadır. –burada daha çok geri planda kalma tavrı
sında yürütülen dinlerarası ve kültürlerarası diyaloğun nasıl genişletilebileceğine
hakimdir- Dördüncü: Dini alan 18-29 yaş arasındakilerde daha çok yer almaktadır.
dair yaklaşımlar üzerine düşünülmelidir. Kendi dinini tanımayan ne başkasının dinini
Bu tespit dindarlığa ilişkin yöneltilen çapraz soru kümeleriyle ortaya çıkmaktadır.
anlayabilir ne de kendi dinini savunabilir.
Bu veriler ışıgında dinden dönüşün söz konusu olmadığı da aşikardır. Beşinci: Bilinenin aksine eğitime büyük bir önem verilmektedir ve bu sadece erkeklerde söz
Prof. Dr. Rita Süssmuth, 1985 – 1988 tarihleri arasında Federal Alman Aile, Kadınlar, Gençlik
konusu değildir. Altıncı: Almanya’da Müslümanların çok çocuklu olduğu düşüncesi
ve Sağlık Bakanı olarak, 1988 – 1998 tarihleri arasında da Federal Meclis Başkanı olarak görev
halen hakimken bu araştırmayla bu klişe de yıkılmış oldu. En büyük grubu oluştu-
yapmıştır. 2002 – 2004 tarihleri arasında Göç ve Uyum için Bilirkişi Kurulu’nda başkanlık
ran yüzde 56 bir ya da iki çocuk sahibi, sadece yüzde 30’luk bir oranın üç çocuğu
görevinde bulundu.
var.
| 22 |
| 23 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Almanya’da
Sünniler ve Şiiler
Prof. Dr. Peter Heine
Berlin Humboldt Üniversitesi Felsefe Fakültesi III´de profesördür
ve orada aynı zamanda Asya ve Afrıka Bilimleri Bölümü’nün
sınav komisyonu başkanıdır. Almanya’da İslam ve sünnî şiî ihtilafı
ağırlıklı araştırma alanlarındandır.
Bertelsmann Vakfı’nın Araştırma Verilerine
İlişkin Bir Gözlem
Prof. Dr. Peter Heine, Riem Spielhaus
Riem Spielhaus
İslam bilimcisi olarak Berlin Humboldt Üniversitesi´nde çalışmaktadır. Almanya’daki müslümanların organizasyon şekilleri ve dini
pratikleri, ağarlıklı çalışma alanlarındandır. “Alman İslam Konfe­
ransı“’nın müzakere grubunda bilimsel uzman olarak üyedir.
Almanya’daki İslam taraftarlarına yönelik
1980’lerde başlayan ve artarak devam eden
lemez ve farklı mezhep ve inanç şekilleri ara-
kamuoyunun ve bilim çevrelerinin ilgisi, son
sındaki farklar da hiçbir şekilde teolojik
derece dar bir çerçevede yapılan az sayıdaki
görüşler ve pratiklere dayandırılamaz. Din
nicel araştırmanın yanında özellikle Alman­
Monitörü ankete katılanların kendilerine dair
ya’daki Müslümanların bizzat sürdürdükleri
betimlemelerini ve bizzat verdikleri bilgileri
nitel araştırmaların yapılmasını sağladı.
toplamıştır. Bu şekilde bir nicel araştırmada
Azınlıklara ilişkin rakamlar siyasi stratejilerin
hangi motivasyonların verilen bilgileri ve
gelişimi, oluşturulması ve meşruiyet kazan-
sorulan tutumları sağladığı sorusu cevapsız
masında büyük rol oynadığından dolayı, ülke
kalmaktadır.
Benzer şekilde Müslüman nüfusun dikkate
de Sünniler ve Şiiler arasındaki kutuplaşmanın
çapında nicel alan araştırmalarının yapılması
değer bir rakam teşkil ettiği birçok ülkede
ve İslam mezheplerine mensubiyetin sanıldı-
gerekliliği farklı çevrelerce sıklıkla vurgula-
sürdürülmüş olan Din Monitörü’nün anketle-
ğından daha az veya karmaşık bir anlam taşı-
rinde de İslam’daki çeşitli mezhep ve inanç
dığı tespiti de yapılabilir.
nagelmiştir. Almanya’daki Müslümanları konu
olan bu araştırma, siyasi yönü sebebiyle Din
Din Monitörü’nde Mezhepler ve İnanç Şekilleri
şekilleriyle özdeşleşme bağlamında farklılık-
Monitörü’nün diğer bölümleriyle arasında bir
Din Monitörü ankete katılanların Sünni, Şii
lar kendini göstermiştir1. Sünni veya Şii ola-
farklılık arzetmektedir, bunun sebebi de bu
veya Alevi olarak hangi dini mezhebe veya
rak özdeşleşme, sonuçta sadece bu ayrımın
Göçmen Kökenlilik
türden anketlerin her zaman farklı yorumlara
inanç şekline mensup oldukları sorusunu
sosyo-politik çatışmalardaki siyasi mobilite
Almanya’daki Müslümanların göç kökenleri
son derece açık olmasından kaynaklanmakta-
yöneltmişti. Almanya’da ankete katılan Müs-
bağlamında olduğu ülkelerde bir rol oyna-
ile mezhepleri ya da inanç şekilleri arasında-
dır.
lümanların % 9’u Şii, % 65’i Sünni ve % 8’i de
maktadır. Böylece Asya ve Afrika ülkelerinin
ki korelasyonlar yakından incelemeye değer.
Aleviliğe mensup olduğunu belirtmiş, dikkati
mukayesesinde Müslüman kadın ve erkekle-
Burada göç alan ülkelerdeki mezhep ve inanç
çeken % 19’luk bir oran ise verilen türlerden
rin verdikleri yanıtlar dini-kültürel anlamlar
şekillerinin bölgesel dağılımının bir yansıması
Aşağıdaki izahlar Din Monitörü’nden elde
edilen, dini inançlara ilişkin verileri konu
birini değil de “diğer inanç şekilleri“ (% 11) ya
taşıyan çeşitli mezhepler ve inanç şekillerine
yer almaktadır. Buna göre Türk kökenlilerin
almaktadır. Bu açıdan anketi cevaplayanların
da “bilmiyorum/ cevapsız“ (% 8) seçeneklerini
mensubiyetin farklı bir bilinçlenme ve yük-
% 68’i, Arap kökenlilerin % 65’i ve Bosna köken­
İslam’daki farklı mezhep ve inanç şekillerine
işaretlemiştir. Bosnalıların üçte birinden faz-
lenme ölçütünü ortaya koymaktadır.
ilişkin mensubiyetleriyle ilintili olan dindarlı-
lası % 36) ise hiçbir grubu seçmezken, bu oran
lilerin % 51’i Sünni iken, İran kökenlilerin
yarıdan fazlası (% 57) Şiidir. Bosnalı ve Arap
ğın ana boyutları noktasında farklılıklar olup
İran asıllılarda sadece % 13’de kalmıştır. Şiilik
Diğer inanç şekillerine mensup olduklarını
kökenliler Alevi olduklarını belirttikleri halde
olmadığı sorusu esas teşkil etmektedir. Başka
ve Sünnilik arasındaki ikilik kavramı İslam
belirtenlerin sayısındaki yükseklik dini bağ-
Aleviler arasındaki tartışmasız en büyük çoğun­
bir deyişle biz burada inanç pratiğinin, teolo-
üzerine süregelen akademik ve siyasi söyle-
lamda başkaca ilintilere işaret etmektedir;
luğu Türk kökenliler oluşturmuştur. Alman­
jik yaklaşımların ve dinin günlük yaşamdaki
me hakim olduğu halde veya muhtemelen özel­
tasavvufi akımlar yanında bu sayı İslam’daki
ya’daki Türk kökenlilerin toplamda % 9’u Ale-
öneminin İslam’daki alt gruplara bağımlı bir
likle bundan dolayı İslam iç hareketlerdeki
fıkıh ekollerine ve son on yıllarda küresel
vilik mensubu olduklarını belirtirken Türkiye
durum gösterip göstermediğini inceliyoruz.
kutuplaşma ile etki göstermektedir.
çapta bir öneme ulaşan uluslarötesi ağlara ve
anketinde bu oran sadece % 3’te kalmıştır. Bu
dini topluluklara işaret edebilir. Almanya için
durum kuvvetle muhtemeldir ki tamamen
Aşağıda göreceğimiz üzere inanç sistemleri
| 24 |
ve gelinen ülke münferit olarak değerlendiri-
| 25 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
araştırmanın metodik eksikliklerine (örn:
dışına çıktıkları savından hareket edilebilir.
Anket katılımcılarının dağıtımında veya belli
Bir sonraki bölümde ele alınacak olan dinin
grupların katılımına ilişkin seçici istek )
merkeziliği konusunun özellikleri açısından
dayandırılamaz.
göç (kısmen kaçış bağlamında) için taşınan
Bu sapmalar bir yandan bu dini azınlığın gel-
den (örneğin; İran ve TürkiyeI ankete katılan-
dikleri ülke Türkiye’ye nazaran Almanya’da
larda daha fazla din özgürlüğü arayışından
büyük bir güvenlik ve din özgürlüğü duygusu
kaynaklandığı geçerli bir yaklaşım olur. Bu
motivasyonun hiç değilse belli başlı ülkeler-
taşıyor olmalarını yansıtırken, diğer taraftan
durum başka bir inanç şekli yaşama özgürlü-
da göçmenlerin çifte azınlık konumundan kay-
ğüne ya da hiç bir dini yaşamama özgürlüğüne
naklanan grupla yoğun bir özdeşleşmeyi yan-
işaret eder.
sıtan nitel araştırmaların doğrulanması şeklinde yorumlanabilir. Bir diğer sebep de azınlık mensuplarının göç etmek için büyük bir
Dinin Merkeziliğine Dair
istek göstermiş olmaları ve Türkiye’den misafir
Dindarlığın beş boyutu hakkında yöneltilen
işçi alımı çerçevesinde ülkeden ayrılma fırsa-
sorulara verilen cevaplar temel alınarak: Dini
tını kullanmış olmalarına dayanabilir. 1980’ler-
refleksivite, inanç, cemaatle dini pratik (cema-
de Almanya’ya iltica eden siyasi mülteciler
atle namaz), özel alan pratikleri (namaz) ve
arasında çok sayıda Alevi de bulunmaktaydı.
Tanrı tecrübesi Din Monitörü’nde katılımcıların
İran kökenlilerin hatırı sayılır yükseklikte bir
ye (dindar olmayan, dindar ve çok dindar)
% 29 oranıyla Sünni olduklarını belirtmeleri
ayrılmalarını sağlamaktadır.
dinin merkeziliği maddesi altında üç kategori-
de aynı şekilde açıklanabilir. İran’daki Sünnilerin resmi rakamlara göre toplam nüfusun
Maddelere göre bir sınıflandırma sonucunda
yüzde 10’undan daha az olmasına binaen, daha
Aleviler dindar olmayan katılımcıların çoğun-
çok dini azınlığa mensup olan İranlıların ülke
luğunu (% 21) oluşturdu, bunu (% 9) ile Şiiler
Hangi İslami mezhebe mensupsunuz?
...misiniz?
Göçmen kökenli
Tümü Türk
Boşnak
Arap
Dindar
Dindar
olmayan
Çok
dindar
2007
1525
118
81
283
100
985
829
9
6
7
57
14
16
11
6
Sünnî
65
68
51
29
65
31
59
74
Alevî
8
9
5
1
2
32
10
veya başka
bir mezhebe
mi aitsiniz?
11
11
17
8
9
8
Bilmiyorum,
Cevap yok
8
7
19
5
10
100
100
100
100
Temel (=100%)
Şiî
Toplam
da çok dindarların en yüksek sayısına (% 47)
şekilde birbirinden ayrılamamaktadır.
daha fazla. Şiiler (% 29)’luk bir oranla ortada
Almanya’daki ankete katılan Müslümanların
yer alıyorlar. Aleviler’in yaklaşık üçte ikisi
büyük bir çoğunluğu dindar ya da çok dindar
(% 65) ve bundan sadece dört oran daha az bir
olarak tahmin edilmektedir (% 90). Cemaatle
rakamla (% 61) Şiiler dindar olarak sınıflandı.
yapılan dini pratik ise % 66,5 oranıyla orta ya
Öte yandan bu verilerde mezhep ve inanç şekil­
da yüksek bir yoğunluğa tekabül ederek açık
2
lerinin bizzat dini merkeziliği gerekli kıldık-
şekilde daha az bir rakamda kalmaktadır. Gün-
ları tespit edilememektedir. Özellikle bu nok-
de beş vakit namaz şeklindeki özel alan dini
tada merkezilik ve dindarlık, mezhep ve inanç
pratiği ise oldukça yüksek bir orandadır. Katı-
11
11
şekli ile göç kökeni arasındaki korelasyon göz
lımcıların üçte biri günde 2-4 kez namaz kılar-
13
9
7
önüne alınmalıdır. Bu bağlamda İran kökenli
ken % 28 de farz olan beş vakit namazın tama-
100
100
100
katılımcıların yarısından fazlası Şii ve Şiiler
mını kıldıklarını belirtmişlerdir.
Not: Tabela yukarıdan aşağıya doğru okunur
Bertelsm a n n Stiftung
| 26 |
rinin hangisinin daha güçlü olduğu açık
ulaşıldı, bu oran Alevilerin (% 12) dört katı
Dindarlığın merkeziliği
İranlı
ve de (% 2) ile Sünniler izledi. Sünniler arasın-
arasında da İranlıların oransal rakamı yüksek
durumdadır. O halde göç motivasyonu, etnisite
ya da mezhep ve inanç şekilleri etki faktörle-
| 27 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Dini Eğitim
sahiptir. Oran Şiilerde yüzde 62’dir. Dini
Şiilerin üçte ikiden daha fazlası (65%) ve Sün-
yükümlülükler sıralamasında aynı oranda
nilerin de aynı şekilde % 73’ü dindar yetişip
öneme sahip Ramazan ayında oruç emri ve
yetişmedikleri sorusuna olumlu yanıt verirken
temizlik kuralları Sünniler ve Şiilerde ikinci
bu oran Aleviler’de üçte bir oranına bile ulaş-
sırada yer alıyor. Hac ile yiyecek ve içecekler-
mamıştır (% 27). Bu bağlamda inanç sistemi
le ilgili hükümler aynı şekilde hem Sünniler-
ve öz eğitimin algılanması arasındaki güçlü
de hem de Şiilerde üçüncü sırada. Yine her
ilişki ortaya çıkmaktadır. Dikkate şayan bir
iki grupta birden son sırada yer alan kıyafet-
diğer nokta da eğitim ve dinin merkeziliği
le ilgili düzenlemelere dair Sünnilerin % 40’ı,
arasındaki korelasyonun anlaşılabilir olmasıdır.
Şiilerin % 28’i ve de Alevilerin % 26’sı olduk-
Çok dindarların % 81’i dindar yetiştirildiğini
ça veya çok önemli ifadesini kullanmışlardır.
belirtirken dindar olmayanların % 79’u da dini
Başörtüsüne ilişkin yöneltilen sorulara verilen
eğitim almadığını belirtmiştir.
cevapların da gösterdiği üzere, kıyafetle ilgili
düzenlemeler hakkındaki yaklaşımlar oldukça farklı. Sünnilerin üçte biri, Şiilerin dörtte
Dini Hükümlerin ve Ritüellerin Önemi
biri ve Alevilerin yüzde altısı Müslüman kadınların başörtüsü takması gerektiği düşüncesini
İslami ilimler perspektifinden bakınca
taşımaktadırlar. Ankete katılan Alevilerde dini
İslam’daki dini yükümlülüklerin araştırılma-
emirlerin önemine göre sıralanmasında Şii ve
sına ilişkin dikkat çekici bir sorun karmaşık-
Sünnilere göre bir farklılık söz konusudur:
lığı mevcuttur. Katılımcıların çoğunluğu için
Zekatın ardından temizlik kuralları en önem-
zekat vermek Aleviler’de % 36 ile Sünnilerin
lidir ve üçüncü sıradaki yiyecek ve içecekle
yarısı (% 81) kadar da olsa çok önemli veya
ilgili hükümleri, kıyafetle ilgili düzenlemeler
oldukça önemli tanımlarıyla en büyük öneme
ve Ramazan’da oruç takip etmektedir. Beşinci
Mezheplere göre hükümlerin önemi
Şiîler
90
70
17
73
Alevîler
Sünnîler
100
80
13
78
21
50 53
30
29
39
20
30
28
18
51
33
40
20
26
12
81
13
76
12
74
16
59
60
40
sırada hac yer almaktadır. Alevilerin % 40’ı
17
61
12
57
27
36
0
Yiyecek ve
içeceklerle
ilgili hükümler
Kıyafetle ilgili
hükümler
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
| 28 |
Ramazan’da
oruç tutmak
Abdestle ilgili
hükümler
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
konusu olan farklılıklar neredeyse hiç dikkate alınmadığı için cevapların inanç pratiğini
sında benzer öncelikler gösterseler de Sünni-
gerçekten ne derece yansıttığı sorusu yanıtsız
ler her bir emri Şiilere göre daha önemli ola-
kalmaktadır2. Sonuçta farklılıklar o kadar
rak belirtmişlerdir. Aleviler, dini emirlere
karakteristik ki kişisel olarak uygulanan dini
daha az önem vermekle ve daha az önceliğe
pratiklerin cemaatle yapılanlardan çok daha
almakla diğerlerinden ayrılmaktadırlar.
önemli olarak görüldüğünden ve Sünnilerin
bu konuda da Şiiler ve Alevilere nazaran belir-
23
17
10
ömründe bir kez hacca gitmeyi istemektedir.
Şiiler ve Sünniler dini emirlerin önemi nokta-
gin şekilde bir yoğunluk sergilediklerinden
18
42
14
24
larda mezhebi eğilimlerin dini pratiğinde söz
Ömründe
bir defa
hacca gitmek
Zekat
vermek
Bertelsm a n n Sti ftu n g
Kişisel ve Cemaatle Yapılan İbadetler
hareket edilebilir.
Kişisel ibadetler Alevi ve Şii katılımcıların
Alkol ve domuz eti tüketimi sorusuna verilen
yarısı ve Sünnilerin üçte ikisi için dini pratik-
cevaplarda, Şiiler, Sünniler ve Aleviler (inanç
te büyük bir öneme sahip. Cemaatle yapılan
yoğunluğundan bağımsız olarak) birbirine
ibadetler ise sadece yarısı kadar ya da daha az
yaklaşmaktadır. Alevilerin yarısı seyrek alkol
sayıda katılımcı için büyük bir önem taşıyor.
kullandığını ya da hiç kullanmadığını belirtir-
Dinin topluluk bağlamındaki boyutlarının
ken, Şii ve Alevilerin yüzde onundan daha az
etkisi Alevilerin sadece yüzde onunda çok,
bir oran sıklıkla alkol tüketmektedir. Sünni-
diğer bir yüzde onunda ise orta olarak gözle-
lerde sık alkol kullanma oranı ise yüzde beş-
niyor. Alevi katılımcılara ilişkin olarak, soru-
ten daha azdır. Ara sıra alkol alan Şiilerin
| 29 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
sayısı Sünnilerin iki katı ve Alevilerin sayısı
lık göstermektedirler. Din toplamda Sünnile-
ise Sünnilerin dört katı. Ankete her mezhep-
rin büyük bir çoğunluğu için genel yaşam
ten katılanların çoğunluğu domuz eti yemiyor,
tarzı üzerinde ( meslek, boş zaman ve siyasi
ama Şiiler ve Aleviler arasında yüzde on civa-
düşünceler hariç) büyük bir öneme ve geçer-
rında bir oran ve Sünnilerde yüzde bir oranı
liliğe sahiptir. Bu durum daha az sayıda da
sıklıkla ya da çok sık domuz eti tüketmekte.
olsa yine de hatırı sayılır bir çoklukta Şiiler
için de geçerlidir. Aleviler ise yaşam alanları
üzerinde dinin etkisini az olarak değerlendir-
Dini İnanışların Genel Hayat Tarzı Üzerine Etkileri
mektedirler.
Müslümanların ilk plandaki alanlarının (eğitim, evlilik, aile, doğayla ilişkiler, zorluklara
Yaşam Alanlarının Taşıdığı Önem
karşı gösterilen reaksiyon ve yaşam içindeki
Aile ve çocuklar bütün mezheplerden katılım-
değişimler) genel toplamda Müslüman olma
cıların büyük bir çoğunluğu için oldukça
bilincine sıkı bir şekilde bağımlı olduğu tespit
önemliden çok önemliye kadar kadar olan
edilebilirken, meslek hayatı, boş zaman ve
sıralamada yer alıyor. Din pratiği ve dini ref-
siyasi düşünceler hakkındakı sorular daha az
leksivite konusundaki verilerle uyumlu bir
din ile ilişkili olarak tespit edilmiştir. Farklı
şekilde Sünnilerin yarısı ve Şiilerin üçte biri
mezhep ve inanç mensupları arasında az da
dinin kendileri için çok önemli olduğunu ifa-
olsa farklar bulunmaktadır. Buna göre sorulan
de etmişlerdir. Buna karşın Alevilerde sadece
yaşam alanlarında dine çok veya çok fazla bir
% 13 için din çok önemli bir rol oynamaktadır
pay biçen Şiilerin oranı istisnasız, Sünniler-
ve bu noktada da anketten elde edilen veriler-
den bir kaç yüzdelik oran daha aşağıda yer
deki diğerleriyle değerlendirmede bir kore-
almaktadır. Aleviler ise çok büyük bir farklı-
lasyon oluşmaktadır. Siyaset ise Alevilerde
Mezheplere göre kamusal alan ve özel alan pratiği (ibadet)
Şii ve Sünnilerden (% 20) daha yüksek bir
Açıklamalar
oranda (% 30) çok önemli olarak verilmiştir.
1
80
76
70
Sonuç olarak, Şiiler ve Sünniler arasındaki
farkların bilhassa dindarlığın yoğunluk dere-
60
cesi ve ve merkeziliğinde toplandığı tespiti
50
sunulabilir. Üçüncü bir inanç topluluğuyla,
53
40
30
20
24
28
28
kökeninin ve mezheplerin analizi dini grupların gelinen ülkelere dağılımıyla oranında para19
16
9
0
Iba
Şiîler
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
mu desteklemektedir. Din Monitörü’nde göç
32
10
KaPrat
Alevilerle yapılan karşılaştırma da bu duru-
46
42
KaPrat
Iba
Sünnîler
lellik arzetmeyen bir dağılım göstermektedir.
Böylece burada niceliksel olarak Müslüman
13
topluluğun kendi içindeki azınlıkların (örn;
KaPrat
Iba
Alevîler
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
İran kökenli Sünniler) Almanya’daki Müslümanların, gelinen ülkelerden daha büyük bir
kısmını teşkil ettikleri kanıtlanabilmektedir.
Bakınız; Endonezya, İsrail, Fas, Nijerya ve Türkiye üzerine yapılan Din Monitörü’nün karşılaştırmalı değerlendirmesi. Nijerya’da ankete
katılanların üçte biri ve Endonezya’dakilerin
neredeyse üçte ikisi seçeneklerde yer alanların
haricinde bir mezhep ve inanç şekline mensup
olduğunu belirtmiştir.
2 Oruç ve cami ziyareti sorularıyla Aleviliğin
kendine has özellikleri dikkate alınmamıştır.
Aleviler, Sünni ve Şiilerin oruç hakkındaki bilinen değer yargılarından farklı başka yaklaşımları baz almaktadırlar ve ibadet yerlerini de
cami değil de cemevi olarak isimlendirirler.
İzah gerektiren noktalar mesela, ankete katılanların “camiyi“ “cemevi“ için eşanlamlı olarak algılayıp algılamadıkları veya cemevlerinin
ve diğer Alevi cemaat merkezlerinin sıkça
ziyaret dilmesine rağmen bu noktada olumlu
cevap verilmemiş olmasıdır.
KaPrat=Kamu içende pratik; Iba=İbadet
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 30 |
| 31 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Almanya’da Aleviler
“Almanya’da Müslümanlar” anketinden
Prof. Dr. Martin Sökefeld
(Ekim 2008´ den itibaren) Münih Üniversitesi Etnoloji Bölümü´nde
profesördür. Ağırllıklı çalışma alanları kimlik teorisi, siyaset,
diyaspora ve ulusötesicilik, Müslüman gruplar ve toplumlardır.
Avrupa, Türkiye ve Güney Asya (Pakistan, Keşmir) bölgeleri
­üzerinde uzmanlaşmıştır.
edinilen verilere dair yorum
Prof. Dr. Martin Sökefeld
Bertelsmann Vakfı’nın Almanya’daki Müslü-
kındaki önyargılar kısmen de olsa varlığını
Alevi Cemaati’ne bağlı olan yaklaşık 150 Alevi
me göstermiştir. Aleviler için bağlayıcı olan
manlara dair yaptığı Din Monitörü Araştırması
sürdürmektedir. Türkiye’deki toplumsal dönü-
derneği mevcuttur.
İslam’da emredildiği üzere günde beş vakit
Almanya’daki Aleviler hakkında ülke çapında
şüm, bilhassa da büyük şehirlere yapılan iç
niteliksel veriler sunan ilk araştırma özelliği-
göç Alevilerin geleneksel ve toplumsal yapı-
ni taşımaktadır. Aleviler ancak kısa bir süredir bilimin ve – az da olsa- kamuoyunun dikkatini üzerine çeken dini-kültürel bir azınlıktır.
denilen toplu olarak yapılan bir ritüelde bira-
lanmalarını büyük ölçüde bozdu. Alevilerin
dığı Alevilerin yaşamında seküler anlayış
raya gelmektir. İslam’daki farz namazlarına
son yıllarda yeniden yapılanmaları dernekler
hakim durumdadır. Yetmişli ve seksenli yıl-
bir nevi antitez teşkil eden cem ayinine kadın-
şeklinde gelişmiştir.
larda sol düşüncenin Alevileri büyük ölçüde
lar ve erkekler birlikte katılır, müzik ve ritüel
etkilemesi neticesinde Aleviliğin anlamı bir
bir dans olan semah ayinin esasını teşkil eder
Alevilik 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’daki
köklü toplumsal değişimler ve dini-siyasi pro-
“din“ olmaktan çıkarak (dini olmayan) bir “kül-
testo hareketleri neticesinde, kendi içinde Şii
Aleviler İçin Dinin Önemi
tür“ şeklinde dönüşüme uğradı. Alevi inançla-
İslam’dan ve sufi gelenekten etkilenimleri
Türkiye’den gelen diğer göçmenler gibi Alevi-
rı ve dini pratikler hem ortodoks İslam inan-
ve toplu yemekle ritüel sona erer.
birleştirdi, tahminen de İslamlık öncesi Şama-
ler de 1960’ların ortalarından itibaren işçi
cından hem Sünni hem de Şii anlayıştan radi-
nizm ve Hristiyan düşünce kalıplarından da
olarak Almanya’ya gelmeye başladılar. Hem
kal şekilde ayrılmaktadır. Aleviler peygamber
Din Monitörü’nden Elde Edilen
Sonuçlar
etkilendi. Osmanlı Devleti’nde Sünni İslam
Türkiye’de hem Almanya’da Aleviliğe mensu-
ailesini ve oniki imamı yüceltme noktasında
Din Monitörü’nden elde edilen verilerin çoğu,
düşüncesinin hakimiyetiyle heterodoks mür-
biyet nüfus sayımlarında dikkate alınmadığı
Şiilerle birleşseler de İslam Hukuku’nu red-
dinin herhangi bir rolünün olmadığı son dere-
tedler olarak damgalanan ve o vakitler Kızıl-
için gerçek Alevi sayısı her iki ülkede de bilin-
detmekteler ve İslam’ın Beş Şartı’nı bağlayıcı
ce sekülerleşmiş bir zümre tablosunu doğru-
baş olarak tanımlanan Aleviler kısmen yoğun
memektedir ama Almanya’daki tahmini sayı
olarak görmemektedirler. Namaz kılmak, oruç
lamaktadır. Araştırmadan çıkan rakamlara
takibatlara da uğramışlardır. Bunun üzerine
300.000 ila 700.000 arasında oynamaktadır.
tutmak ve hacca gitmek Aleviler için bir öneme
göre mesela Aleviler araştırmaya katılan diğer
haiz değildir. Alevi düşüncesinin merkezini
topluluk mensuplarından daha seyrek olarak
çoğunlukla geçit vermeyen dağlık bölgelere
| 32 |
namaz kılmak değil yılda en az bir kez cem
Dinin genel anlamda geri planda bir rol oyna-
çekilen Aleviler kendilerini dışarıya karşı da
Aleviler Türkiye de olduğu gibi Almanya’da
Tanrı birliği ve yaratıcılık ögeleri teşkil eder.
dini konular üzerinde düşünmektedirler. Ale-
Alevi kimliklerini gizlemişlerdir. Bu takiyye
da takiyye yapmışlardır. Ancak Türkiye’deki
Dogmatik olmayan Alevilik’te inanç esaslarını
vilerin çoğunluğu dini eğitim almadığını (% 71),
yani ait oldukları gerçek dini gizlemek ancak
gelişmelerle birlikte ve yakından ilintili ola-
belirleyecek ya da belirli yorumları bağlayıcı
dini kitapları seyrek okuduğunu veya hiç oku-
son on yıllarda bırakılmıştır. Aleviler Türkiye’de
rak 1980’lerde çok sayıda dernek kuruluşuy-
kılacak bir merkezi mercii bulunmamaktadır.
madığını (% 70) ve günlük hayatında dini emir
halen bir dini topluluk olarak kabul edilme-
la birlikte Almanya’da bir Alevi hareketi baş-
Kutsal metinlerin bir rol oynamadığı Alevilik
ve yasaklara yok denecek kadar az uyduğunu
mektedir. Alevi ritüellerinin yerine getirilme-
lamıştır. Bugün Almanya’da üçte ikisi merke-
düşüncesi sözlü rivayete dayalı şekilde farklı
(% 59) belirtmiştir. Son derece az sayıda Alevi
si ise uzun süre yasaktı. Halen Aleviler hak-
zi Köln’de bulunan çatı kuruluşu Almanya
bölgesel özellikleri kendine katarak bir geliş-
belli başlı önemli konularda kendi dinlerinin
| 33 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
doğru olduğu (% 7) fikrini taşırken sadece % 13
Şaşırtıcı ve benim açımdan açıklanması gere-
kendilerini “oldukça“ ya da “çok“ dindar ola-
ken ise geneli yansıtan bu tablodaki sapmalar.
rak tanımlamışlardır. Din Monitörü’nün dinin
Buna göre mesela Alevilerin % 26’sı için kıya-
merkeziliğine dair oluşturduğu endekse daya-
fetle ilgili hükümler önemli1 – ne var ki
narak Alevilerin % 21’inin dindarlıkla hiç iliş-
Aleviler’de ortalama Avrupa düşüncesine göre
kisinin olmadığı, % 65’inin orta derecede din-
uygun bir kıyafet anlayışının ötesine geçen
dar olduğu ve sadece % 12’sinin çok dindar
özel kılık kıyafet düzenlemeleri mevcut değil-
olduğu görülmektedir. Kamusal dini pratikler
dir.- Öte yandan dini bir emir olarak Alevilik’te
üzerine hazırlanan endeks de benzer bir tab-
yer almazken Ramazan’da oruç tutmak % 24
loyu yansıtmaktadır: Alevilerin % 75’i “düşük“
için önemlidir. Aynı şekilde şaşırtıcı bir sonuç
(dini pratik az bir öneme sahip), % 13 “orta“
da Alevilerin % 17’sinin haccı önemli bulma-
ve sadece % 9 “yüksek“ olarak sınıflanmıştır.
sıdır. % 15 cemaatle namaza/Cuma namazına
Bu rakamlarda Aleviler Sünnilerden büyük
katılmayı önemserken % 19 için de Müslüman­
bir farklılık gösterirken dinlerinde daha büyük
ların farz namazları önemli. Cuma namazına
bir öneme sahip olan Şiilerden (az da olsa) de
gerçekten katıldığını söyleyenlerin oranı % 5,
ayrılmaktadırlar. Aleviliğin misyonerlik öge-
günde beş vakit namaz kıldığını belirtenlerin
lerini taşımadığı da açıkça belli olmaktadır:
oranı ise % 2. Hatta araştırmaya göre % 5 kadın-
İnsanları kendi dini için kazanmaya çalışman-
lar için başörtüsünün gerekliliğini ifade etmiş-
ların oranı, Şiilerdeki % 23’e ve Sünnilerdeki
tir. Oysa Alevilerin başörtüsünü kabul etme-
% 31’den farklı olarak sadece % 9’da kalmak-
mesi hususu aynen haccın, orucun ve nama-
tadır. Veriler büyük oranda Almanya’daki Ale-
zın bir anlam ifade etmemesi gibi Sünnilikten
vilere ilişkin şimdiye kadar yapılan araştır-
ayrıldıkları temel noktalardan biri olarak gös-
maları doğrulama eğilimini göstermektedir.
terilmektedir.
Dindarlığın merkezîliği ve Alevîler´
deki öz boyutlar
Aleviliğe ilişkin genel tablodan sapmaların
nin Ramazan’da oruç tutmayı önemli olarak
oldukça büyük bir kısmı Almanya’daki Alevi-
görmesini açıklayamamaktadır.
100
ler üzerine yıllardır sürdürmekte olduğum
90
80
70
60
50
33
40
48
10
0
46
38
30
20
19
65
36
27
12
DinMer
Zih
İna
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
13
16
9
11
KaPrat
İba
Med
35
15
18
19
SeTec
AllTec
27
21
9
TeMan
PanMo
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
Dindarlığın merkeziyeti | Zihin | İnanç | Kamu içinde pratik | İbadet | Meditasyon | Senin tecrübesi | AII/Bir olma tecrübesi
| Teist maneviyat modelleri | Panteist manevilik modeli
Bertelsm a n n Stiftun g
| 34 |
araştırmalarım doğrultusunda ters düşmekte-
Başkaca hangi izahlardan söz edilebilir? Bun-
dir. Elbette kendi din kardeşlerinin çoğundan
lardan bir tanesi araştırmada “Aleviler“ ve
farklı düşünen ve hareket eden “aykırı sesler”
“Alevilik“ adı altında aslında ne anlaşıldığı
her zaman olmuştur, buna göre Ramazan’da
sorusuna ilişkindir. Başlangıçta betimlediğim
oruç tutmak veya Mekke’ye hacca gitmek
tablo Türkiye’den göç etmiş, Almanya’da en
isteyen Aleviler de mevcuttur. Sünni İslam’ın
büyük grubu oluşturan ve “Alevi“ sıfatını
kısmen yoğun baskısına – Alevi kuruluşları
sahiplenmiş Anadolu Alevileri’ne atıf yapmak-
sürekli olarak Sünni asimilasyon çabalarından
tadır. Ama bunun dışında da aynı tanımlama-
şikayet etmektedirler – karşı belli bir güven-
yı kullanan başka gelenek ve gruplar mevcut-
sizlik burada bir etken olabilir. Bundan başka
tur. Buna göre Suriye’de Nusayriler vardır ve
kendileri ya da ataları Sünni inancı seçmiş
Fas Kraliyet Sarayı da “ Nusayri“ sıfatını kul-
olan ama kendilerini zaman zaman halen Ale-
lanmaktadır. Almanca’da sadece küçük bir
vi olarak tanımlayanlar da söz konusu. Ne var
farklılıkla birbirinden ayrılan terimler (alevi-
ki bu durum ankete katılanlarak kendilerini
tisch-alawitisch) yüzyüze ve telefonla yapılan
Alevi olarak görenlerin neredeyse dörtte biri-
bir ankette farkedilmemiş olabilir. Suriye
| 35 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Devlet Başkanı’nın da mensubu olduğu ve
liği yakından tanımadıklarından hareket etti­
Nusayriler olarak da bilinen Suriye Alevileri
klerini ve bu sebeple “Sünni“ sorulara “Alevi“
kendi inanç sistemlerinde Anadolu
cevaplar verdiklerini söyleyebilirim. Bu bağ-
Aleviliği’nden köklü bir şekilde ayrılmakta-
lamda Ramazan ayındaki oruca dair bir soru-
dırlar. Suriye Aleviliği sadece mensuplarına
ya Alevilerin Muharrem orucunu düşünerek
açık olan ve kamuoyunda çok az bilinen bir
buna göre cevap vermeleri muhtemeldir çünkü
sır öğretisidir. Özel ritüelleri yanında Arap
Ramazan zaten kabul edilmemektedir. Benzer
Alevileri – Alevilerin tersine- genellikle farz
bir mekanizma cemaatle namazın / Cuma
namazları ve Ramazan’da oruç gibi Müslüman­
namazının önemli görüldüğünü yansıtan
ların “olağan“ ritüellerini yerine getirmekte-
cevapları da açıklayabilir. Ankette “cemaatle
dirler. Almanya’da da büyük çoğunluğu eski
namaz/Cuma namazı“ hakkında yöneltilen
Doğu Almanya’ya göç etmiş Suriye kökenli
sorulara Aleviler “cemaatle namaz“ ifadesini
Arap Alevileri vardır.
kolaylıkla Alevi cem ayiniyle özdeşleştirerek
cevaplamış olabilirler.
Gerçekten de Din Monitörü’nde yer alan göçmenlere ilişkin “Aleviler“ kategorisi heterojen
Beklenmedik diğer bir nokta da ankete katı-
bir özellik yansıtmakta: Ankete katılan Alevi-
lan Türk kökenlilerdeki Alevi sayısının düşük
lerden sadece yaklaşık % 90’ı Türkiye köken-
olması: Soruların yöneltildiği Türkiye’den göç
liyken kendini “Alevi“ olarak tanımlayan diğer
edenlerin sadece % 9’u kendilerini Alevi olarak
katılımcılar ise kökenlerini Bosnalı, İranlı ve
ifade etmişlerdir. Elbette istatistiksel tesadüf-
“Arap“ olarak belirtmişlerdir.2 Türkiye’nin
lere tahakkuk eden kısmi numunenin az sayı-
Suriye sınırında yer alan Hatay şehrinde de
sı sebebiyle bu oran Almanya’daki Alevilerin
Suriye geleneğini taşıyan bir Arap Alevileri
tamamına maledilemez ama olagelen tahmin-
azınlığı yaşamaktadır.
lerden sapmanın bu kadar büyük olması da
Türkiye kökenli olmayan Alevilerin takriben
nek de takiyyenin, yani öz mensubiyetin giz-
yüzde onu Ramazan’da oruç tutmanın ankete
lenmesinin halen önemini kaybetmediği için
katılan Alevilerin dörtte biri için neden önemli
ankete katılan Alevilerin kendilerini bu şekil-
bir izahı gerekli kılmaktadır. Bir diğer seçe-
Araştırma fevkalade ilginç veriler ortaya koy-
olduğuna dair tatmin edici bir izah yapamamış-
de özdeşleştirmedikleridir. Daha önemli diğer
da görüşlerinden son derece emin olan ve
muştur. Ne var ki bu verilerin her halükarda
lardır. Bu dörtte bir oranı teşkil edenlerin Ana-
bir ihtimal de ankette izlenen metod sebebiyle
bunu savunan da yine bu kısımdır. Bu bağ-
Almanya’daki (Anadolu) Alevilerinin düşünce
dolu Alevileri olması kuvvetle muhtemeldir.
Alevilerin bir kısmının sistematik olarak dev-
lamda bu görüşü savunan birçok Alevinin ken­
ve pratiklerine ilişkin gerçekçi bir tabloyu
re dışı kalmış olmasıdır. Çünkü anket for-
dilerini İslamiyet’in mensubu olarak görme-
yansıttığı öne sürülemez.
Anadolu Alevilerinin ( bundan böyle kısaltma
munda ilk olarak İslam’a mensubiyet sorulur-
dikleri ve bu şekilde anketten hariç tutulduk-
olarak “Aleviler“ ifadesini kullanacağım) Müs­
ken ikinci sırada ancak Aleviliğe mensubiyet
ları kuvvetle muhtelmeldir.3 İslami pratikler
lümanların Ramazan ayına değil de Muharrem
sorusu yer almıştır. Anket – somut olarak
(Ramazan, farz namazları, vb.) karşısında son
Açıklamalar
1
Değerlendirmede kolaylık sağlaması için ankette yer alan “oldukça önemli“ ve “çok önemli“
kategorilerini “önemli“ başlığı altında topladım.
2
Ankete katılan Afganlılar gelinen ülkeye ilişkin
“diğer“ şeklinde bir kategori olmadığından dolayı
büyük olasılıkla “Arap kökenliler“ grubuna
dahil edildi.
3
Araştırmada tesadüfi olarak seçilmiş kişilere,
Hristiyanlığa, Yahudiliğe, İslama, Hinduizme,
Budizme, başka bir inanç sistemine veya hiçbir
inanç sistemine mensup olup olmadıkları
sorulmuştur. Buna göre anket bu soruda sadece
İslam’a mensup olduğunu belirtenlerle devam
ettirilmiştir.
ayına tekabül eden kendi oruç zamanları var-
anket formu – Aleviliğin İslam’a dahil oldu-
derece eleştirel bir yaklaşıma sahip Aleviler
dır. Şiiler için de önemli olan Muharrem orucu
ğundan hareket etmiştir. İşte tam bu nokta
de ankette daha az temsil edilmiştir. Aleviliğin
İmam Hüseyin ve arkadaşlarının 680 senesin­
Almanya’daki Aleviler arasında yoğun olarak
İslam’ın bir kolu olmadığı görüşü özellikle
de Kerbela’da yaşadıkları acıyı ve onların ölü-
tartışılmaktadır. İlk başta da çatı kuruluşu
Alevi Cemaati’ne bağlı dernekler tarafından
münü hatırlatır. Bu oruç Ramazan orucundan
Almanya Alevi Cemaati Aleviliği İslam’a men-
temsil edildiğinden, bir derneğe aidiyetin
çok farklıdır; sadece oniki gün tutulur ve gün
sup olmayan, başlı başına bir din olarak gör-
Ramazan, farz namazı, hac, vb. hakkındaki
içerisinde yeme ve içmenin kesilmesi değil
mektedir. Bunun sebepleri herşeyden önce
sorulara verilen cevaplarda etkili olup olma-
sadece belli gıdaların alınmaması söz konusu­
Aleviler ve “ortodoks“ İslam anlayışı arasın-
dığı ilginç olabilirdi. Alevilere ilişkin kısmi
dur. Oldukça az sayıda Alevi bu orucu bütü-
daki gergin tarihi ilişkilerde ( Aleviler yüzyıl-
numune çok küçük olduğundan ve böyle bir
nüyle yerine getirmektedir, büyük çoğunluk
larca Müslüman olarak kabul edilmediler) ve
korelasyon verilmiş çerçeve içinde istatistik-
ise – şayet tutarlarsa – bir kaç günlük bir per-
İslam’ın günümüzde hakim olan aşırı olum-
sel olarak ikna edici olmayacağından değer-
hizle yetinmektedir.
suz imajında yatmaktadır. Aleviliğin İslami
lendirmeye tabi tutulmamıştır.
olmadığı görüşü Alevilerin sadece küçük bir
| 36 |
bir ankette % 37 bu görüşten) savunuluyor olsa
Araştırmalarıma dayanarak Alevilerin anket-
kısmı tarafından (Hamburg’daki Alevi dernek-
te dolaylı şekilde soruları yöneltenlerin Alevi-
leri üyeleri arasında bir kaç yıl önce yapılan
| 37 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Röportajlar
“Din Toplumu Birarada Tutan Harçtır“
Abdullah Takım Türkçe konuşan gruba ilişkin sonuçları değerlendirdi
Profesör Dr. Abdullah Takım 1972 İstanbul doğumlu olup Bochum’da Şarkiyat, İslami Bilimler ve
­Felsefe okumuştur. 2007’den beri İslam dini alanında misafir profesör olarak Frankfurt am Main’de
bulunmaktadır.
Sizi şaşırtan sonuçlar oldu mu?
Türkçe konuşan müslümanlar için çok dindarlık ne
Peki kabul ediyor mu?
Din Monitörü’nden elde edilen verilerde çözüm yak-
Hayır olmadı; çok dindarlık beni şaşırtmadı çünkü
ifade etmekte?
Çoğunluk toplumunun İslamı iyi tanımadığını açıkça
laşımları görülmekte mi?
Müslümanlar tarih boyunca hep çok dindar bir özellik
Türkler Almanya’ya geldiklerinde kendilerini yabancı
ifade etmek gerekir. Aynı şekilde Müslümanlar da
Araştırma daha iyi bir temel oluşmasını sağladı. Bu
gösterdiler ve yetmişli yıllardan beri de İslam ülkele-
bir ortam içinde buldular. Ruhsal manada sahip olduk-
Alman toplumunu, kültürünü ve tarihini çok az bili-
sonuçlara dayanarak problemin Almanya’da yaşanan
rinde politik sebepleri de olsa İslamlaşmaya dönüş
ları sadece dilleri, gelenekleri ve İslam diniydi, yani
yorlar. Bu durum ancak yavaş yavaş değişiyor.
din, gelenek veya sosyal ortamla ilgili olup olmadığı
söz konusu. Bunun dışında çok dindarlık Almanya’ya
kendileri yollarını tayin edene kadar sıkıca tutunup
müslümanların göçüyle oluşan bir diaspora ortamıy-
yönlerini bulabilecekleri bir kültürel değerler sistemi.
Bu durum ne tür problemlere yol açıyor?
la açıklanabilir. Buna ek olarak da dine karşı dünya
Din kimliği oluşturan ve hayatımıza şekil veren bir
Son derece iyi eğitim aldıkları halde Almanya‘da
Bu somut olarak nasıl görünebilir?
çapında yaşanan ilgi patlaması söz konusu.
unsurdur.
yüksek öğrenim hakkına sahip göçmenlerin iş dün-
Sağlık alanındaki sorunlar çözülebilir. Müslümanların
yasında kabul edilmemesi problemlerden biri. Bu
çok dindar olduğunu anket ortaya koydu. Hastaneler-
tespit edilebilir.
İnanç neden tekrar “in“ oldu?
Peki din uyum konusunda nasıl bir rol
sebeple iyi eğitimli elit grup artık yavaş yavaş kendi
de bunun göz önüne alınması mesela bir mescit yapıl-
Öncelikle dindarlık uzun süre sadece kilise veya diğer
­oynamaktadır?
ülkelerine dönüyorlar. Kalanlarla ise aracılar ın ve
ması Müslümanların Alman toplumu tarafından kabul
dini kuruluşlara üyelikle ölçülmüştü ama Din Moni-
Din Monitörü’nde edinilen sonuçlarda görüldüğü üze-
multiplikatörlerin artık bulunmamasından dolayı
edildiklerini görmelerini sağlayacaktır. Bu tanınma
törü ile artık biliyoruz ki din bunun ötesinde bir olgu;
re diğer dinlere karşı gösterilen açıklık düzeyi son
problem yaşanmaktadır. Bu açıdan Alman toplumu
ile doktorlar ve hastalar arasındaki işbirliği daha iyi
kültür, gelenek ve eğitimle yakından alakalı. Küresel-
derece yüksek. Doğru anlaşıldığı ve uygulandığı tak-
Müslümanların yaşadıkları topluma karşı sorumluluk
yürüyecektir. Dini hassasiyeti dikkate alan bir hasta
leşme çağında insanlar bir mana ve tutunacak dal
tirde dinlerin toplumları birarada tutan harç olabile-
üstlenebilmeleri için kendini açmalıdır. Ancak sorum-
tedavisi yeniden ön plana çıkacaktır.
arayışındalar çünkü maddiyat tek başına tatmin edici
ceğini düşünüyorum. Dinin entegratif bir işlevi var;
luluk üstlenen, bu toplumda katılımcı bir etkinlik gös-
ancak çoğunluk toplumu Müslümanları ve onların
terebilir.
olamıyor.
kültür ve değerler sistemini kabul ettiği taktirde.
| 38 |
| 39 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
“Müslümanların Gerçeklikleriyle Karşılaşmalı“
“Değerler ve Gelenekler Güvence Verir“
Mustafa Ceric Boşnakça konuşan gruba ilişkin sonuçları değerlendirdi
Soheib Bencheikh Arapça konuşan gruba ilişkin sonuçları değerlendirdi
Dr. Mustafa Çeriç 1952’de bir Bosna şehri olan Visoko’da doğdu. Kahire El-Ezher Üniversitesi’ndeki
Soheib Bencheikh 1961 Suudi Arabistan, Cidde doğumlu. Kahire, Brüksel ve Paris’te İslam teolojisi
Teoloji ve Felsefe eğitiminin ardından imamlık göreviyle ABD’ne gitti, Şikago’da doktorasını yaptı ve
okudu, Marsilya’da başmüftülük görevinde bulundu. Kültürlerarası köprü kuran samimi bir demokrat
seksenli yılların sonlarında ülkesine geri döndü. Bu sırada Gracanica und Zagreb’de imamlık ve Sara-
olarak tanınan Bencheikh siyasi araçsallaştırmaya karşı uyarıyor.
yevo Üniversitesi’nde öğretim üyeliği görevlerini yürütmekteydi. 1992 ve 1996 yılları arasındaki kuşatma sırasında Çeriç Bosna savunmasının sembolü oldu. Kendisi halen Bosna Hersek Başmüftüsüdür.
Yaptığımız bu araştırmaya ilişkin ilk izlenimiz ne
Değerlerin burada rolü nedir?
Sonuçları genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eğitim uyum için sizce ne kadar önemli?
oldu?
Müslümanlar Doğu ülkerinden ellerinde bir valizle
Dini pratiğe ilişkin değerleri çok yüksek buldum.
Dini eğitim değerleri yansıtabilir. Öte yandan önemli
Verilerin Bosnalı Müslümanların din hakkındaki yak-
Avrupa’ya geliyorlar. Bir süre sonra iş ve ev buluyor-
Benim tahminimce bu değerler yüzde 12 ila 15 ara-
olan eğitimin seviyesi değil şeklidir. Eğer bir eğitim
laşımlarına dair tabloyu tam anlamıyla yansıtması ilk
lar, derken kendilerinde bir değişim yaşıyorlar ve öz
sında yer alıyor.
güç ve özgüvenlik duygusu kazandırabiliyorsa o zaman
izlenimim oldu. Bosnalılar son derece dindar, Allah’a
kimliklerinin farkına varıyorlar. Kendilerini bir vic-
inanıyorlar ama aynen Avrupalılar gibi dini pratiklere
dan muhasebesine tabi tutuyorlar ve işte tam da bu
Gelenek ve tarih nasıl bir rol oynamaktadır?
fazla önem atfetmiyorlar.
noktada kendi çocukluk ve memleket anılarını Avru-
Ramazan’ı örnek olarak alırsak bu dini bir pratikten
Peki ailenin rolü nedir?
pa toplumundaki yeni gerçekliklerle ahenkli bir şek-
çok kimliğin bir göstergesidir. Buna göre insanların
Fransa’dan bir örnek vereyim: Faslılar’da gelenek
Geleneğin burada nasıl bir rolü söz konusu?
le getirebilmek için bizim yardımımıza ihtiyaçları var.
yüzde 65’inin bu geleneği inançlarının göstergesi ola-
bilinci Cezayirliliere göre daha fazladır. Buna göre
Müslümanların domuz eti yemeleri ve zekat ve fitre
İşte hepimiz için başarılması gereken olgu budur.
rak değil de içinde bulundukları toplumdaki kendi
Faslı çocuklar kendi dil ve dini geleneklerini korurlar,
“toplulukları“na ilişkin bir anahtar olarak uyguladığı-
ama Cezayirlilerde bu söz konusu değildir. Burada
vermenin çok önemli olması benim için şaşırtıcı. Öte
yandan alkol tüketimi konusunda çıkan sonuçlar maa-
Bu demektir ki farklı kültürel kökenlerin kaynaştı-
lesef şaşırtıcı değil.
rılması problemi oluşturuyor.
Müslümanların dini kültürlerini daha fazla
doğru bir eğitim tarzından bahsedebiliriz.
nı düşünüyorum.
değerlerin kaybı söz konusudur, dilin kaybı hem de
çok hızlı bir kayıp. Bu da ebeveynlerden kaynaklan-
Evet doğru. Benim edindiğim tecrübelere göre Müslü-
Araştırma sonuçlarına göre dindarlık çocuklara
manlar çok iyi insanlar ama bir korku ve endişe için-
isim verirken yüzde 44 oranında yüksek bir etkiye
maktadır: Dinlerini yaşamıyorlar.
­muhafaza etmelerini mi beklerdiniz?
de yaşıyorlar. Avrupa toplumu onlardan çok belirli bir
sahip. Bu da mı geleneğin bir parçası?
Din Monitörü’nde elde edilen sonuçlar sizin için kişi-
Tamamen değil. Millî kimliklerini korumalarını kesin-
şekilde davranmalarını bekliyor, Doğu toplumu ise
Evet, bu da bana göre dinden öte bir kimliğe dair bir
sel bazda ve kendi çalışmanız için faydalı olabilir mi?
likle isterdim. Ama Bosnalı Müslümanların yaklaşık
bunun tam tersine beklentiler içinde. Ortaya çıkan
konu. Ebeveynler elbette çocuklarına Arapça isimler
Almanya’da dini duyguların ve pratiklerin son derece
yüzde 80’inin diğer din ve kültürlere karşı açık olma-
sonuç ise bazen çifte kişilik gibi bir tarzda yansıyor ki
verir ama bu demek değildir ki inancın bir göstergesi
güçlü olduğunu gördüm. Sanırım Fransa’da bu oran
ları gurur verici. Bu nitekim uyum için de önemli bir
Müslümanlar için büyük zorluklara sebep olmaktadır.
söz konusudur, tam tersine bir gelenek ve aidiyete
bu derece yüksek değil çünkü Fransa laik bir ülke ve
husus, asimilasyon ve izolasyon arasında bir orta yol.
Avrupa müslümanları için en büyük mesele kendilerini
ilişkin bir konudur bu.
İnsanın öz kimliğini kaybettiği ve kendi köklerinden
iyi hissedebilmeleri için inançlarında özsaygılarını
utandığı asimilasyonu da, bulunduğu ülkenin toplu-
ve özgüvenlerini yeniden bulabilmeleridir. İslam’ın
Müslümanların entegrasyonu açısından dinin rolü-
mundan koparıldığı izolasyonu da tasvip etmiyorum.
Avrupalı bir versiyonunu tanımlayabilmemiz için
nü ne şekilde değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle kişi içinde yaşadığı ülkenin yasalarına say-
daha uzun zamana ihtiyaç var.
Dinin bir ülkenin yasalarıyla ahenkli olup olmayacağı,
gılı olmak durumundadır. İkinci olarak dili öğrenmeli
ve üçüncüsü de bu toplum için faydalı olmalıdır.
din de çok temsil edilir şekilde değil. Almanya ise
genel anlamda dini tanımakta ve desteklemekte.
dini duyguların yasayı çiğneyip çiğnemediği önemli
Din Monitörü’nün araştırmalarını genel olarak
bir sorudur.. Almanya din özgürlüğünün ve ülkedeki
nasıl değerlendiriyorsunuz?
her insanın yasamaya katıldığı demokrasinin olduğu
Bu bilgiler bana bir zenginlik kazandırdı. Bu araştır-
bir ülke. Herkes dinini istediği şekilde yaşama hakkına
ma sadece Almanya’daki Müslümanlara dair değil,
sahip.
genel olarak bütün Müslümanlara dair bir çok bilgi
sundu. Bazen Müslüman insanların gerçeklikleriyle
karşılaşmakta bir çekince söz konusu ama sanırım
bağlantıyı sağladınız artık. Çok teşekkürler!
| 40 |
| 41 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
“İnsanların Dindarlığı Ciddiye Alınmalı”
Hamideh Mohagheghi Farsça konuşan gruba ilişkin sonuçları değerlendirdi
İranlı hukukçu ve teolog Hamideh Mohagheghi (53) Müslüman Kadınlar Ağı Huda nın kurucusu
olup aynı zamanda Almanya Müslüman Akademi’de başkanlık ve Paderborn Üniversitesi’nde
­öğretim üyeliği görevlerini yürütmektedir.
Farsça konuşan gruba ilişkin elde edilen sonuçlar
Aynen ailedeki dini eğitim gibi?
sizi şaşırttı mı?
Evet, ailede dini ritüeller değil etik ve ahlak değerleri
Çok dindarlık seviyesi sevindirici bir sonuç. Araştır-
rol oynamaktadır. Çocuklara kendi yollarını seçebilme-
maya katılanların yüzde 84’ünün dindar ve hatta
leri için bir hareket alanı verilmektedir.
bunun yüzde 27’sinin çok dindar olduğu sonucunu
hiç tahmin etmemiştim.
Eğitimin nasıl bir rolü söz konusu?
Dindarlık elbette eğitim seviyesiyle yakından alakalı-
Farklı dil grupları arasındaki ayrımı nasıl değerlen-
dır. Ama bu kişinin eğitim düzeyi yükseldikçe dindar-
diriyorsunuz?
lık seviyesinin azalacağı anlamına da gelmez. Tam
Türk Müslümanlar arasında dindarların sayısının
tersi de söz konusu olabilir. Önemli olan eğitimli kişi-
diğer farklı dil gruplarına nazaran daha yüksek çık-
lerin kendi dindarlıklarını başka ve farklı olarak gör-
masını beklememiştim. Dindarlığın Arap Müslüman-
meleridir. Bu kişiler muhafazakar ve geleneksel
lar arasında daha yüksek bir sayıda olduğunu düşü-
düşünce kalıplarının daha az etkisindedirler.
nürken iki dil grubunun da yüzde 91’le eşit seviyede
olmalarını şaşırtıcı bir sonuç olarak değerlendiriyo-
Bu arka plandan hareketle, elde edilen verilerden
rum.
bazı sonuçlar çıkarılabilir mi? Bir reaksiyon göster-
Farsça konuşan grupta camiye gidenlerin sayısının
Dindarlık konusu ciddiye alınarak bazı şeyler düzelti-
karşılaştırma yapılan diğer gruplara nazaran son
lebilir. Din olgusunun kimlik için önemli olmadığına
derece az olmasını neye bağlıyorsunuz?
dair yaklaşımları sıkça duyarız, oysa din kimliğin
Bu gruptaki insanların çoğunluğuna göre dindarlık
önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Bu sebeple
mek ve bazı olguları değiştirmek mümkün mü?
cami ziyaretiyle ilintili değil. Onlar için din kişisel
toplum insanlara inançlarını yaşayabilme şansı ver-
bir mesele olduğundan dolayı topluluk içinde yaşan-
melidir. İnsan aynı anda hem dindar olabilir hem de
ması gerekmiyor.
demokrasi ve insan haklarını kabul eder. Araştırma
verilerinden dindarlığın kötü bir olgu olmadığı tam
Siyasi tavır ve düşünceye yönelik etki de Farsça
tersine pozitif olduğu ve entegrasyon için bir engel
konuşan grupta daha az. Neden?
değil de bir fırsat olduğu sonucunu çıkarabiliriz. Zaten
Soruların yöneltildiği kişilerin çoğunluğunun İranlı
din kısmen de olsa entegrasyon karşıtı olan bazı gele-
olduğundan hareketle bu durumun İran’ın kültür ve
nekler ve yerel örf ve adetlerle özdeşleştirilmediği
tarihiyle alakalı olduğunu söyleyebiliriz. İran’da dev-
sürece bir engel teşkil etmez.
rimden sonra dinin doğrudan siyasete müdahale ettiği ve böylece siyasi bir anlama büründüğü meselesi
var. Oysa öncesinde böyle bir durum söz konusu
değildi.
| 42 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Yaş gruplarına göre
İslamî dindarlık
Dr. Michael Blume
din bilimcisidir ve dinler arası diyaloğunda faaliyet göstermektedir. Dr. Blume Heidelberg Üniversitesi´nde din ve demografi arasındaki bağlantılar üzerinde araştırma yapmaktadır ve dindarlığın
evrim tarihine yönelik Evolutionary Religious Studies (ERS)´nin
Uluslararası Araştırmacılar Ağı´nda üyedir..
Bir nesiller karşılaştırması
Dr. Michael Blume
rol oynamakta. Bertelsmann Vakfı’nın Dinler
Dindarlık, dinî demografiye göre müslümanlar arasında da geri gelmekte
Monitörünün topladığı veriler şimdiye kadar
20. yüzyılın çoğu sekülerleşme teorileri eğitim,
yapılan araştırmaların çizdiği tabloyu tasdik
emniyet ve refahın artmasıyla dindarlığın
Almanya’daki İslam hareket halinde ve Alman­
ya’da büyümüş olan genç nesiller bunda önemli
etmekte ve derinleştirmekte. Ama cinsiyetler
büyük ölçüde çizgisel düşüş göstereceğinden
arası ilişki hakkında da yeni bilgiler aldığımız
yola çıkıyordu: Buna göre dinî gelenekler özel-
gibi, bugüne dek eşsiz verilerle, genç ve ileri
likle ileri yaşlı kuşakları ilgilendiren yavaş
yaşlı müslümanların inanışla olan tecrübele-
yavaş ölen bir mesele olarak sayılmaktaydı.
rin biçimiyle ilgili olarak da bilgiler alıyoruz.
Gene de, hem Alman toplumun bütününde
Müslüman nesillerin ve Almanya´daki toplum bütünündeki
nesillerin karşılaştırılmasında dindarlığın merkezîliği
hem Almanya’daki müslümanlar arasında, çok
ve böylece bütün yaş gruplarının beher en yük-
farklı seviyelerden başlamak üzere, çok din-
sek kabul oranını kaydediyorlar, 60 yaş üzerin-
dar olanların genç nesil arasındaki payı tek-
de olan Almanya bütünündeki ve Müslüman
100
rar artmakta.
yaşlılara nazaran da (% 24 veya % 55) keza.
80
Nitekim Almanya bütünündeki 60 yaşını geçen
Bu sürprizli gelişmenin asıl açıklaması demog-
70
yaşlıların % 28’i çok dindar bir profil göster-
rafi de bulunuyor: Dünya çapında ve çaprazla-
60
mekteler ve bu pay sürekli inerek 30 – 39 yaş
ma bütün dünya dinlerinde dindarlıklarında
90
50
40
30
49
41
20
49
48
47
51
42
39
40
40
52
10
64
14
0
DEU´de DEU
müslü- toplam
manlar
18-29 yaş
10
DEU´de DEU
müslü- toplam
manlar
30-39 yaş
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
50
48
16
17
DEU´de DEU
müslü- toplam
manlar
40-49 yaş
DEU´de DEU
müslü- toplam
manlar
50-59 yaş
47
28
DEU´de DEU
müslü- toplam
manlar
60+ yaş
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
DEU = Almanya
Bertelsm a n n Stiftung
| 44 |
arasındakilerde sadece % 10’a vardıktan sonra
istikrarlı insanlar aynı eğitim ve gelir tabaka-
genç yetişkinler arasında yine % 14’e kadar
sından seküler komşularına nazaran ortala-
çıkmakta. Almanya’da 18 – 29 yaş arasında
ma daha büyük ekseriyetle (daha istikrarlı)
olan müslümanlar çok dindar olanlar arasında
evliliği ve (daha fazla) çocuk olmasını tercih
% 43 payla, yaşlılar (% 40) dahil bütün ileri
ediyorlar. Çocukların olması anne ve babalar
yaştaki yaş gruplarını bile arkalarında bırakı-
için karyerden ve gelirden ferâgat etmek anla-
yorlar.
mına gelen ve toplumların (Almanya ve şimdiden bile Türkiye’nin batısı gibi) küçülmeye
Örneğin ölümden sonra diriliş gibi inançla
başladığı yerlerde, ilerleyen sekülerleşme bu
ilgili sorular birer birer sorulduğunda bulgu-
nedenle demografik bir çıkmaza girmekte:
lar daha anlaşılır oluyor. Almanya bütününde-
Genç nesiller arasında dinî bakımdan istikrarlı
kilerin % 26’sı ve 18 – 29 yaş arasındaki müs-
ailelerin çocukları yine çoğalarak mevcutlar,
lümanların hatta % 65’i buna “çok“ inanıyorlar
gençlik kültürleri (tekrar ve de yeni şekillerle)
| 45 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
dindar görünümler alıyorlar. Nitekim Alman­
kendi kimliklerini ve aidiyetlerini tanımlama
ya’daki bugünki Müslüman yaşlıların % 53’ü
görevi düşüyor ayrıca. Ulusal kategorilerin
kendilerinin dindar yetiştirildiklerini söylü-
üstünde olan bir dinle irtibatta olmak burada
yorlar. Bu pay 40 – 49 yaşlarındakilerde % 58’e
çok kimseler için önem kazanmaktadır. Aynı
çıkıyor ve 18 – 29 yaşlarındakilerde % 74 oran-
zamanda Müslüman ilkokul çocukları bile
la (şimdiye kadar olan) en yüksek noktaya
geleneksel İslamî ortamda pek az ortaya çıkan
ulaşıyor. Buna göre dinî tabular daha fazla
sorular cevaplandırmaları gerekebiliyor, örne-
aktarılıyor: 18 – 29 yaş arasındaki müslüman-
ğin müslümanların çoğu neden domuz etinden
ların % 90’ı “hiç“ domuz eti yemezken, bunu
kaçındıkları veya Ramazanda oruç tutulduğu.
40 – 49 yaş aralarındakilerin sadece % 84’ü ve
Ağır bir şekilde de 11 Eylül saldırılarından
60 yaşını geçen müslümanların hatta sadece
sonra vahimleşen çok kez az ayrıntılara sahip
% 73’ü söylüyor. Alkol yasağına da Alman­ya’da
olan din ve İslam hakkındaki medya haberleri,
18-29 yaş arasındaki müslümanlar orta nesle
bu trendi kesin olarak arttırdı. Ozamandan
(40 – 49 yaş, % 52) ve yaşlılara (60 yaştan iti-
beri geçerli olan durum şu: Almanya’da özel-
baren, % 54) nazaran bugün daha sık oranda
likle genç müslümanlar dinleri hakkında soru­
mutlaka uyuyorlar (% 59). Ve bu dinî demog-
luyorlar ve kısmen âdeta kendilerini müdafaa
rafinin tesiri anlaşılabilen devam edecektir:
etme pozisyonuna sokulmaktadırlar. Bundan
Almanya’daki dindar olmayan müslümanların
dolayı dindarlık içeren günlük pratiğin, Alman
% 75’i kendilerine ait aile ve çocukların olma-
olan ve henüz çoğunlukla seküler olan ortama
sını “çok önemli“ buluyorlar - dindarlarınsa
uydurma azalırken, tabulara riayet etmek ve
hatta % 81’i ve çok dindarların % 90’ı.
kimliğin itirafı (“Evet, ben müslümanım!“)
yıllardır artmakta. Genç Alman Müslüman
nesiller yaşlılara karşılık örneğin beş vakit
Dindarlik içeren günlük yaşamın
pratiği ve şehadet edilen din
namazın “aslında“ nekadar önemli olduğunu
Sayıca çoğalan, uzun zamandır veya doğuştan
Nitekim 60 yaş üzerinde olan Müslüman yaşlı-
duraklama (sık sık/ çok sık % 28, seyrek / hiç
çok daha sık vurgulıyorlar, ancak Müslüman
ların % 42’si günde beş kere kılınması gereken
% 45). Buna karşılık, ailelerin yanısıra camiler
yaşlılardan daha seyrek uyguluyorlar.
namazın (salat) kendileri için “çok önemli“
de dinî bilgi için önem kazanıyor gibi: 18 – 29
olduğunu söylüyor - ve % 35’i düzenli olarak
yaşındakilerin % 73’ü geçen yıl en azından bir
da kılıyor. Fakat 40-49 yaş arasındaki sorulan­
sefer bir camide toplu ibadete katılmıştır, kar-
beri Almanya’da yaşayan genç müslümanlara
30
22
Başörtüsü, cinsellik ve siyasetle
ilgili vicdânî sorular
Bu bulguların toplamı karşısında genç müslü-
Buna uygun olarak 18-29 yaşlarındaki müslü-
22
21
21
45
44
51
20
22
45
37
36
20
25
27
24
10
16
17
16
Tüm
müslümanlar
18-29 yaş
30-39 yaş
0
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
13
20
42
25
31
25
20
26
21 33
21
13
40-49 yaş
45
26
50-59 yaş
24
25 19
18
60+ yaş
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
Bertelsm a n n Stiftun g
| 46 |
hatta sadece % 55’i.
dan azı (% 23) günlük yaşamında bu sözünü
Eş seçimi
Siyaset
Cinsellik
50
40
beş kere namaz kılıyor. Ve 18 ile 29 yaş arası
yerine getirebilmekte.
90
60
% 65’i ve 60 yaşından büyük müslümanların
önemli“ olduğunu vurguluyor, ancak yarısın-
100
70
şısında 40-49 yaşlar arasındakilerin sadece
olduğunu vurguluyor, ama ancak % 30’u günde
genç yetişkinlerden % 52’si namazın “çok
Dindarlığın yaş gruplarına göre değişik yaşam
alanlarına olan etkisi
80
larda açıklık başlıyor bile: % 46’sı “çok önemli“
manların artan sıklıkla başörtüsü takmayı
manların % 51’i de dinî konularla “oldukça“
olumlu karşılamaları belki pek şaşırtıcı olma-
veya “çok“ ilgilendiklerini söylüyor. Sadece
yacaktır: 18-29 yaşlarındakilerin % 34’ü ve
% 21’i az veya hiç ilgi göstermiyor, bu ise bütün
30 – 39 yaşlarındakilerin hatta % 37’si, 50 – 59
yaş grupların en düşük değeri. 60 yaşından
yaşlarındakilerin % 29’u ve 60 yaşından büyük
büyüklerin % 27’si bile az veya hiç ilgileri
yaşlıların % 27’si. “Muslime in Deutschland“
olmadığını bildiriyor. Ama bununla beraber
başlığı altındaki güncel BMI araştırmasının
burada da şehadet ve pratiğin arasındaki ger-
bulgarıyla tam bir görüş birliğinde bulunarak
ginlik kendisini göstermekte: Beyan edilen
Dinler Monitörü de Müslüman kadınlarda
yüksek ilgiye rağmen 18-29 yaşlarıındaki
başörtüyü olumlu karşılamanın kesin fazla
müslümanların sadece % 27’si sık sık veya
olduğunu kanıtlamakta: Kadınların % 38’i ve
çok sık dinî veya maneviyat ile ilgili kitapları
erkelerin sadece % 28’i taşınmasını savunuyor.
ele alıyor, % 46’sı ise seyrek veya hiç. Bu ise
Bu bulgular alışagelinmiş basma kalıp sözlerle
60 yaşından büyük yaşlılara bakarak fiilen bir
açıklanamaz, arka planda cinsiyetler ilişkisini
| 47 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
bulundurup bakıldığında ise mümkün. Çünkü
bir şekilde biçimlendirdiğini görüyor. Bu bul-
başörtüsü kadınların potansiyel eşlere yönelik
gular şu ana kadar ailelerde gelenek yoluyla
bir vefa ve mükellefiyet işareti olabildiğini
aktarılan dinî giyisiler ve cinsellik kuralları
göstermekte - karşılığında ama her şeyden
hakkında yapılan tartışmalarda bireysel karar-
önce onu talep etmek için de yaradığı gözük-
ların ve yaşıt gruplarının etkisine yeterince
mektedir - Goethe’nin Gretchen sorusunun
değer verilmediğini göstermekte. Veriler ayrıca
İslamî versiyonu ( cinsi münasebet talep eden
gözle görülür hale getirilen bir inancın güve-
Faust’a “Söyler misin, din ile aran nasıl?“).
nilirsiz olarak hissedilen bir çevrede potansiyel eşlere mükellefiyet sahibiyim işaretini ver-
Erkek müslümanların sadece % 24’üne karşılık
meye ve aynı zamanda onu talep etmeye de
bayan müslümanların % 35’i eşlerini seçerken
yaradığını göstermektedir. BMI araştırması-
dindarlığın “çok“ önemli olduğu kanaatinde
nın ve Dinler Monitörünün mutabık bulguları
olmaları da bundandır. Aynı şekilde çok din-
Müslüman kadınların kendi ifadelerinin daha
dar müslümanlar dindarlıkları cinsellik husu-
fazla dikkate alınmasını ve daha fazla araştır-
sunda davranışlarını “oldukça“ veya “çok“
malar yapılmasını tavsiye etmektedir.
biçimlendirdiğini söylüyorlar, karşılığında
Zaman zaman İslamî dindarlığın arkasında tah­
dindar olanların % 26’sı ve dindar olmayanların hatta sadece % 7’si bunu söylüyor. Burada
min edilen siyasî motifler en azından Alman­
da genç olanlar daha mükellef gözüküyorlar:
ya’da marjinal bir rol oynamaktadır: Dinin
18 – 29 yaşlarındakilerin % 44’ü, karşılığnda
sihasî görüşlerine çok kuvvetli bir etki yaptı-
40 – 49 yaşlarındakilerin sadece % 31’i ve 60
ğını çok dindarların % 12’si, dindarların % 6’sı
yaşından büyüklerin hatta sadece % 25’i dinin
ve dindar olmayan müslümanların % 2’si görü-
cinsel yaşamlarını oldukça veya çok keskin
yor. Ve bu biçimleme meyl olarak genç nesil
60 ve üzeri yaş grubu ile 18-29 yaş grubu
Müslümanlarda Tanrı’ya veya tanrısal olana
yönelik duygular
arasında hatta giderek azalmakta ve 60 yaşını
nıyor, karşılığında 40 – 49 yaşlarındakilerin
geçen yaşlıların % 13’ünden 18-29 yaşların-
% 41’i ve 60 yaşını geçen yaşlıların % 32’i ina-
dakilerin % 7’sine doğru düşmekte.
nıyor. Diğer araştırmalar göstercek olmalıdır
ki, bu nesiller arası farklılıklar sade özgeçmişe has mıdır veya onların içinde, ve buna bir-
100
90
80
70
15
78
13
82
16
76
15
77
60
18
66
17
75
22
47
50
40
22
43
30
23
26
20
10
19
16
20
22
15
13
0
18-29 60+
18-29 60+
18-29 60+
18-29 60+
18-29 60+
18-29 60+
şükür
umut
sevgi
korku
çaresizlik
öfke
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
lümanların ikinci ve üçüncü neslin spesifik
Dinler Monitörününe has olan nitelik, insan-
aile veya kimlik çelişmelerinin gözükmesi
ların ilahla bağdaştırdıkları vakaların sorulma-
midir. Genç nesillerin arasındaki dinî mesele-
kaç husus işaret etmekte, Almanya’daki müs-
sı. İlk bakışta bulgular sevindirici gözüküyor:
lere karşı zaten yüksek olan ve daha da artan
% 70’i geçen muvafakat oranlarıyla çaprazlama
ilgi sık sık acil derecede aranan yaşama yöne-
bütün Müslüman nesillerde şükür, umut, sevgi
lik soruların cevapları, belli ki, şu ana kadar
ve yardıma ilişkin olumlu tecrübeler ağır bas-
Alman İslamî kitaplarla ve daha henüz az
makta. Toplam olarak İslam bir yaşam yardımı,
gelişmiş cami birlikleriyle kafi gelmez şekil-
ilah ise şevkatli olarak görülüyor. Fakat daha
de verilebilmekte. Problem İslam değil, fakat
incelikli bir analiz yapıldığında genç nesiller-
birçok (özellikle de genç) müslümanlar prob-
de adâlet gibi tecrübeler biraz daha düşük
lemlerle boğuşuyorlar. Bu durum, gayet tabi
(18 – 29 yaşındakilerin % 61’i, yaşlıların % 75’i),
ki entegrasyona ters ve hatta aşırı etkiler için
buna karşılık öfke (% 22’ye % 13), çaresizlik
bir açık kapı olabilir ve diyaloğun, diğer araş-
(% 26’ya % 16) ve korku (% 47’ye % 43) gibi
tırmaların ve Alman okullarında, Alman
olumsuz çağrışımların kısmen daha büyük
dilinde, Almanya’da eğitilmiş öğretmenler
sıklıka ortaya çıktığını göstermekte.
tarfından verilen İslam Din Dersininin gerek-
“Şeytanın etkisine“ de 18 – 29 yaşlardakilerin
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 48 |
Kaynak ve sorunlar göstergesi
olarak ilahî bilinç
li olduğunun altını çizmektedir.
% 60’ı “oldukça“ veya “çok“ kesin şekilde ina-
| 49 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Okulun Allah ile
ne alakası var?
Prof. Dr. Harry Harun Behr
Alman mühtedî olarak Erlangen-Nürnberg Üniversitesinde
“İslam Din Dersi“ bölümünün tesis edilmesinde büyük ölçüde
katkıda bulunmuştur ve 2006 yaz döneminden beri üniversitenin
Eğitim Fakültesi´nde İslam Din Dersi profesörlüğüne sahiptir.
18 – 29 yaşları arası genç Müslüman yetişkinlerde
­istatiksel olarak tespit edilen dindarlık ve eğitim
­arasındaki bağlantıya yönelik notlar
Prof. Dr. Harry Harun Behr
Mevcut biyografi ile eğitime
yönelik beklentiler
rin yüksekliğiyle ölçmek isteyen ölçsün; okul-
“İstediğimiz tek şey çocuklarımızın durumu
çekmekte. Okul zorunluğu olan kız ve erkek
bizimkilerinden daha iyi olması.“ Alman ilköğ-
çocuklarının hususlarıyla ilgilenenler giderek
retim okulu (Hauptschule)’ye giden bir Müslü-
otuz yaşınının altında genç anneler oluşturu-
man kız öğrencinin babası eğitimle ilgili asıl
yor – başörtüsüz ve başörtülü: sözkonusu yaş
beklentilerini bu şekil özetledi ve şunu ekledi:
grubunda % 52’ si karşı, % 14’ ü kararsız, ama
“İleride okul zamanlarını severek hatırlayan
yine de % 34’ ü kabul edior – bu dağılım, hem
iyi öğrenciler olsunlar.“ Bu gibi babalar, dev-
kadın hem erkekler için yaklaşık ayını. İslam
let okullarında müslümanlar için sunulan,
Din Dersi ise toplumda belli edilen dini görüş-
örneğin bir İslam Din Dersi şeklinde, dine
ten bağımsız olarak talep edilmekte. Anne ve
yönelik tekliflerin büyük rol oynadığına ina-
babalar, bu istekleri için çocuklarını neden
nıyorlar. Babaların babaları ise bir zamanlar
camiye göndermedikleri sorulduğunda, birçok
yabancı uyruklu işçi olarak Almanya’ ya gel-
anne ve babalar şu cevabı veriyorlar: “Alman-
mişlerdi ve ilk başta burada yerlere seccade
ca, Matematik ve İngilizce’de daha iyi notlar
sermeye hiç niyetleri yoktu. Arkalarından
alsınlar. Öğrenmek İslam’da aynı ibadet gibi
yetişen nesiller herhalde bügün çoğunlukla
bir mecburiyettir. Onun için İslam ile okulu
kendilerini pek dindar görmezler – bu gerçe-
daha iyi başarabiliyorlar.“
1
daki pratisyenin ise başka şeyler dikkatini
ği örneğin giyim alışkanlıkları gibi, zamanla
dikkat çekmeye başlayan ve dinin yaşandığını
İslam’la mı? Dinî görüş, cinsiyet veya tercih
gösteren işaretler de değiştiremedi.
edilen teolojik düşünce tarzına bakmaksızın
eğitimle ilgili kamu kuruluşlardaki pratiğin
| 50 |
Ama arkadan yetişen nesil için yine de dinî
şimdiye kadar verdiği intibaya göre, genç Müs-
unsurlar bu arada daha büyük önem taşımaya
lüman anne ve babaların çocuklarının eğitim
başladı. Bu durumu Almanya’ daki minarele-
seviyelerine ilişkin giderek daha yüksek
bekelentileri var gibi gözüküyor. “Daha iyi
daha ziyade durumu telafi etme stratejileri
olmak“ demek, daha fazla para kazanmak,
söz konusuyken, şimdi eğitim araştırmacıları
meslek seçiminde daha özgür olmak ve daha
gözlerini ovuyorlar: Göçmenler sonrası dönem
büyük sosyal prestije sahip olmak ve dolayı-
için en azından bir nesil kadar süre saptadık-
sıyla daha memnun bir yaşam tatmak. Belli ki,
ları süratli değişmeler kaydediyorlar. Bugün
müslümanlar burada dinlerine yararlı, etkile-
bile müslümanların % 29’u ilköğretimin (Haupt­
yici güçler atfediyorlar: Dinleri okul eğitimi-
schule) 9. sınıfını başarıyla bitirmiş durum-
nin bir nesnesi olarak eğitim karyerini ilerlet-
dalar, % 22’si ilköğretimin 10. sınıfı (Mittlere
mede yardımcı olması, Müslüman öğrencile-
Reife) mezunu, % 14’ü liseden ihtisaslı mezun
rin dua etmeyi değil, düşenmeyi öğrenmeleri
(Fachhochschulreife), % 27’si lise mezunu (Abi­
beklenmekte.2 Ümit edilen şey, dinî tutumun
tur) – bölgesel farklılıklar dikkate alınmamış-
ve başarı güdüsünün olumlu karşılıklı etkile-
tır. Burada iki lisanı da sadece yarım bilmek
şimi. Ancak kamuoyuna yayılan tasavvurlar-
gibi eski noksanlıkları geride bırakan bir nesil
da İslam’ın konumu pek iyi değil: Göçmenle-
söz konusu değil, ve özellikle paralel toplum
rin bagajlarında bir tehlikeli madde ve toplu-
niteliğinde olan korunmuş mekânlara giren
mun tam üyesi olabilmeleri yolunda bir fren
kişiler de değil. Mümkün olduğu kadar iyi
unsuru sayılıyor.
eğitim belgeleriyle, daha yüksek bir seviyede
topluma katılma imkânını kazanan müslümanlar sözkonusu, top ise şimdi toplumun elinde:
Atılım havası
Fransız siyaset bilimcisi Gilles Kepel’e göre
Müslüman eğitim seviyelerinin profıli değişti
vatandaşlığa kabul edilenlerin yükselmelerine
ve hala değişmekte. On yıl evvel Müslüman
asıl olarak müsaade edip etmeyeceğiine dair
çocukların nispet kabul etmeyecek derecede
karar vermek zorunda kalan toplumdur. Ve
yüksek oranlarda hususi yardımcı okullara
varsayılan bir eğitim dezavantajının rekabet
gitmeleri, ve bunun karşılığında karşısında
üstünlüğüne dönüşebileceğini zaman zaman
| 51 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
anlayamayan eğitim kurumlarıdır.3 Okul bah-
bir olay olarak, arkadan yetişen kuşakların ilgi
çesinde Türkçe mi? Neden olmasın ki? Federal
odağına girivermiş durumda.4 Eğitime karşı
İstatistik Dairesi’nin verdiği bilgilere göre
artan o susama, sadece genel olarak klasik
Alman­ya’da yaşayan yaklaşık 8,6 milyon çocuk-
eğitim değerlerine veya özel olarak iyi karne-
lu ailelerin yaklaşık dörtte biri sözde göçmen
lere ilişkin değil, İslamı ilgilendiren hususta
kökenli. Bu durum, bilgi toplumuna, o basit
da, kültürel sebeplerden dolayı eğitimden uzak
alışagelinmiş şemalarla düşünme tarzını ter-
kalma konusundaki lakırtıların yalanını çıkar­
cih etmekten vazgeçmeyi ve entegrasyonu
maktadır.
sadace talep etmek değil, bilakis uygulamayı
ve uygun şekilde ödüllendirmeyi tavsiye
Aidiyet hangi etniğe veya mezhebe olursa olsun,
etmektedir.
cinsiyetten bağımsız olarak, dindar görüşlü ve
dine mesafeli müslümanlarda aynı şekilde
bulunan düzenli bir meslekî meşguliyetin
İbadet etmeyip de ne olacak?
kanıtlanabilir yüksek değeri eğitim uzmanla-
Ve din sorusunu, anne ve babalar ve büyük
rının kulaklarını kabarttırmakta: Bu gruplar
anne ve babalardan daha yoğun şekilde ken-
için rakamlar % 83 ve % 94 arası oynamakta-
disine soran nesil de sözkonusu. İşte burada,
dır. Eğitim seviyesiyle yaşam kalitesi tahsisi-
toplumu tüm olarak hareketlendiren şey yan-
nin arasındaki nedensellik ilişkisi herkesçe
sımakta: Sadece yakın olan ve hazır bekleyen
bilinen bir gerçek. Ama rakamlar burada baş-
İslam değil, o bu bağlamda zaten sahip olunan
ka bir şeye işaret ediyor, zira gençlerde mer-
şey, bilakis genel anlamda din, merak ettiren
kezî olup eğitime etki eden, ve müteakip okul
temelinde daha somut olarak tarif edilebilir.
taşıyan bir tutum: icraat sonuçlarında, çaba ve
Eğitimin itiraz edilemez yüksek değeri ne de
100
başarı arasında bağlantı olduğuna dair ölçüle-
olsa saltık ölçülere yansımakta (% 92 yüksek
bilen bir anlayış.
değere oy veriliyor, % 8 orta ve % 0 az veya hiç
90
80
Birliktelik
türlerine geçiş sağlayan karnelerde de önem
Eğitim
Yaş gruplarına göre dindarlığın çocuk eğitimi
ve birliktelik üzerine etkisi
değer vermiyor, ve bu da aşağı yukarı aynı
70
60
50
40
27
51
27
45
26
19
55
54
24
52
30
35
27
46
45
30
39
34
41
27
29
38
39
24
32
20
10
0
Tüm
müslümanlar
18-29 yaş
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
30-39 yaş
40-49 yaş
50-59 yaş
60+ yaş
oranda cinsiyetten, kültürel kökenden, inanç-
maya hazır olma sorusuna yönelik cevap dağı-
tan ve dinî görüşün kuvvetliliğinden bağım-
lımların ehemmiyeti düşük (“hayır“ % 24, “daha
sız olarak ortaya çıkmakta). Burada dinî
ziyade hayır“ % 14, “sabit görüş yok“ % 25,
motiflerle bağlandırılarak kuvvetlendirilen
“daha ziyade evet“ % 15, “tam evet“ % 18).
şahsî özellikler söz konusu. Özellikle de, otuz
Fakat bu fedâkarlık, sonradan gelecek olan
yaş altındakilerin % 72’si dindarlığa yönelik
bir ikramiyenin yararı için yapılan öğrenme
olumlu görüşün değerini gelecekte kendi
çabası ve geçici bir ferâgat olarak anlaşılırsa,
çocuklarının okul çantalarına sokmak istiyor,
dağılım “evet“ e doğru kayacaktır. İslam teo-
ve bunlar arasında anneler, müstakbel baba-
lojisinde çok kez gerekçelendirimiş adâlet
lara nazaran % 14 oranında fazlalar.Hatta dinî
prensibi sadece denkleştiren bir adâlet tasav-
konuda daha ziyede çekingen olanlar bile bura-
vuru veya ihtiyaç adâletinin sosyal zorunlulu-
da % 55 oranla kendi çocuklarının eğitimini
ğunu kapsamıyor, eylemi yöneten prensip ola-
ilgilendiren sorularlarda çoğunlukla “oldukça
rak icraatler adâletine de uzanıyor.
büyük“ ile “çok büyük“ etkileyici faktör görüyorlar (burada % 11 ile kadınlar daha fazla).
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 52 |
Kendi dini için büyük fedâkarlıklarda da bulun-
Eğitim konusuna yönelik genel başvurunun
Eğitimle ilgili somut sorulardan bağımsız bir
arkasında ne saklı olduğu, ampirik bulgular
boyut olarak görülebilen şahsî dindarlığın evli-
| 53 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
lik birlikteliğine olan etkisiyle ilgili önemli
Dinî zekâ
soruya gelince rakamlar benzer şekilde (% 53).
Müslümanlar kendi dinleri ve yaşam tarzı olan
Peki, genç müslümanlar din hakkında konu-
İslamın, algılamayla ilgili boyutunda memnu-
şup eğitimi kastettikleri zaman, eğitimi etki-
niyetle bir meziyet görüyorlar: Allah’a, melek-
leyecek tutumlar detayda hangileridir? Bir
lere veya âhirete tutunmak İslam evreninde
yandan müslümanların kendi değerlendirme-
zorunlukla, bugün hepimiz daha akıllı oldu-
lerinde, yaşanan dindarlığın klasik uygulama-
ğumuzdan emin, eğitimli yurttaşçı ve şoven
ları büyük itibara sahipken aynı oranda ama
bir karşı oydaşmayla çarpışmaz. Tam tersi:
günlük hayata yansımıyorsa, söz konusu olan
Hatta pek itikadî uygulması olduğu gözükme-
nedir (% 71 ile % 75’i dinî yemek kurallarına
yen için bile inanmamak akılsızca bir davra-
riayet etmeyi veya Ramazan ayında oruç tut-
nış. Kuran’da geliştirilen Allah’a karşı güven-
mayı “oldukça önemli“ veya “çok önemli“ sayı-
cenin (orada Arapça tawakkul olarak geçer)
yorlar, ama sadece % 37’si günlük hayatta aynı
buna inananın öz güvencesiyle bağlı olması,
yoğunlukla buna uyduklarını söylüyorlar, % 25’i
müslümanlara göre postmodern düşünce kül-
ise hatta pek az veya hiç)? Allah’a yalvarmak
türlerine entegre edilebilir.5 Bu yorumda dinî
ve dindar olma alışkanlığına yönelik çalışkan-
hususta mesafeli olanlar tabi daha çekingen-
lık değil de nedir burada geçerli olan?
ler, fakat beklenildiği gibi bir kesinlik olmak-
Bütün müslüman nesillerin genç yaş grubuyla karşılaştırıldığında
Allah´a, meleklere, şeytana ve kötü ruhlara olan inanç
6
100
90
89
80
5
91
70
16
17
60
64
63
50
18
mî özellikler artık pek fazla geçerli değil: Müs­
ğin ölumdan sonra dirilmeye kesin inanıyor,
lüman olmanın, bir kabîleye, ırka, ulusa, dil
yaş grubunu dikkate almaksızın genel olarak
birliğine veya hatta düşük sınıflıların sosyal
çok dindar görüşe sahip olanların % 91’i keza,
grubuna üyelik olarak anlamak, yeniden inşa
fakat kesin dindar olmayanların sadece % 46’sı
edilmesi gereken dinî kimliğe karşı gittikçe
buna “hiç inanmıyorlar“.Tam olarak neye ina-
bir engel olarak görülüyor.Bu yeniden inşa
nılıyor? Genç yetişkinlerin % 78’i cennete,
etmede, kim olmak istediğim, benim için ne
18
% 77’si cehenneme, % 64’ü meleklere ve ne de
önemli olduğu ve kendim hangi mesuliyet için
60
olsa % 60’ı şeytana inanıyor.
30
20
10
16
18
20
20
0
Tüm
18-29
müslüyaş
manlar
Allah
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
Tüm
18-29
müslüyaş
manlar
Melekler
Tüm
18-29
müslüyaş
manlar
Şeytan
sorumlu tutulmak istediğimle ilgili soru söz
konusu. Belirtilen hedef, bireyselleştirimiş,
50
40
Tüm
18-29
müslüyaş
manlar
Kötü ruhlar
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 54 |
sızın: Söz konusu yaş grubunun % 76’sı örne-
Demek ki, ölümden sonra dirilmeye inanış,
çoğulcu ve daha açık bir din anlayışıdır – özel­
selamet boyutuyla söz konusu yaş grubunda
likle başka dinlere de yönelik: % 64’ü her dinde
üstün rol oynamakta. Gerçi burada bir açılı-
bir hakîkat özü görüyor, ve hatta % 86’sı genel
ma yönelik eğilim kendisini gösteriyor gibi,
olarak bütün dinlere karşı açık olunması
çünkü bu boyut artık sadece ve özellikle kendi
gerektiği fikrinde. Bunun Türkiye, Bosna,
dinî yorum sistemiyle sınırlanmamakta: Soru­
İran ve Arap ülkelerindeki (bunlar sorulanlara
lan genç Müslüman yetişkinler grubundan
ait başlıca tespit edilen dört kültür bölgeleridir)
% 30’u, kendileri için, farklı dinî geleneklerin
müslümanların tutumlarına genel olarak uydu-
öğretisine de baktıklarını diyorlar, ve sadece
ğu hipotezi pek zor yürütülebilecektir, fakat
% 22’i bunu uluorta reddediyor. Belli ki, dinî
bunun oralarda da eğitim seviyesine bağlı oldu-
mensubiyete mahsus eski, gözle görülür kav-
ğu tahminine gelince ise mümkündür. Yani
| 55 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
muhtemelen bu rakamlar da Alman­ya’daki
için gerekçeler içeren diğer bir bağlam mev-
genç müslümanların eğitim seviyelerinin
cuttur: Birçok müslümanlar devlet kurumu
yükseldiğine dair bulguyu tasdik etmekte.
olarak resmi okulun, ikinci bir ajanda olmak-
Açılımın karşıtı olan taslak, yani İslamî kural-
sızın, otantik şekilde İslam hakkında bilgi
lar yapısının daha da sıkılaştırılması ve yeşil
verebileceğine daha çok itimat ediyorlar.Her
bayrağa çağrı, tüm eğitim seviyelerindeki müs­
nerede İslam farkedilebilir şekilde dürüstçe
lümanlarda giderek az ilgi uyandırıyor.
okulun düsturuna entegre edildiğinde, anne
6
ve babalar aracılığıyla okulun diğer meseleleTümüyle bakıldığında, dinî mevzulara dair
riyle de meşgul olmayı, ve öğrenciler tarafınca
artan bir merak motifi tespit edilebilir, öyle ki
da başarılı bir mezuniyet için çaba sarf etme
bu sadece kendi dini hakkında değil, dünya
isteğini canlandırıyor.
hakkında da daha fazla öğrenmeye yönelik
sürekli olan bir ilgiye varabilir.7 Ancak bu
Kısaca değinerek, din bilimi içerikli ders sunu-
durum, manevi kaynaklarca motive edilen,
larının, eğitimi etkileyici nitelikte oldukları
aktif bir dinî yönelim arayışıyla aynı konuma
tasdikleniyor diyebiliriz9, fakat bulguları dinî
konulmaz (% 17 “çok“ ve % 22 “hiç“ arası), ve
konular üzerinde düşünmenin anlam yaratıcı
dinî konulu yazılar okumaya hazır olma duru-
boyutuna kesin olarak işaret ettiklerine dair
mu da hâkeza (% 9 “çok sık“ ve % 18 “hiç“8
bir sınırlama yaparak: % 62’si sık sık veya
arası ), bu daha ziyade, dinî ideoloji veya mak-
çok sık dinî konular üzerinde düşünüyor,
satlı medya haberleri tarafınca çarpıtılmamış,
sadece % 21’i dini konular hakkında hiç bir
otantik bilgiye yönelik artan ilgi olarak anla-
şey veya az öğrenmek istiyor, hatta kendileri-
şılmalı. Burada İslam dersi ve okul başarısı
ni az dindar veya maneviyata az düşkün gören­
Dindar yaş gruplara karşı olan ilgi
50
51
48
53
50
47
40
20
27
27
0
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
30-39 yaş
40-49 yaş
50-59 yaş
60+ yaş
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 56 |
sız eğitim boyutlarına temas etmektedir.
Bilhassa bazı müspet duygusal yüklemelerin
de uygun bir dille, bu sefer tabi Almanca ola-
öznel olarak atfedilmeleri dinî tecrübeler boyu-
rak, fikir alış verişi yapabilme gibi.
tuyla (emniyet, şükran, güç, sevgi, umut …
% 56 ve % 78 arası “sık sık“ ve “çok sık“) dinî
10
18-29 yaş
kâbiliyeti, birçok temel olan, ve dinden bağım-
sunusunun somut dinî bağlamı, daha genel
26
20
Tüm
müslümanlar
uğraşıyorlar. Buna göre din içerikli bir eğitim
kabiliyetlere uzanır olurdu, mesela soyut kav-
34
28
nasıl başarıldığı sorulmalı. Ayrıca bu ayırım
ramlarla düşünme kabileyeti, ve bunun üzerin-
39
30
lerin bile % 66’sı varlığın anlamı sorusuyla
İslamın, ve her halde genel olarak dinin, yaşam
öz imajın türü için önem taşıyor gözüküyor,
krizlerinin üstesinden gelmede özel yararları
imaj ise, örneğin belirsizlik toleransı bakımın-
ve etkileri bulunduğu kabul edilir (sadece % 17
dan eğitimde etkili olabilir: Henüz çabamın
“az“ veya “hiç“ söylüyor) – kendisinin krize
deyip deymeyeceğini tam bilmediğim halde
sebep olmaması şartıyla. Bu noktada burada
dayanacağım. Buna benzeri, dikkat ve empati
bir yandan İslamın manevi, sosyal, ahlâkî ve
ile dünya algılayışı için (sadece % 7’si “nadir“
tarihsel boyutları ve öbür yandan kültürel ola-
veya “hiç“ dünyadaki acı ve haksızlıklar üze-
rak miras bırakılan biçimleri arasında ayırımın
rinde düşünüyor) ve öz eleştiri ve perspektif
| 57 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
değiştirebilme kâbiliyeti için geçerli : % 66’sı
okültizm hayranlığı ekleniyor. Bu husus artık
“ara sıra“, “sık sık“ veya “çok sık“ eleştirmeli
düşündürücü boyutlara ulaşmakta ve en yük-
şekilde, temelde kabul ettikleri dinî öğretilerle
sek eğitim seviyelere rağmen – Müslüman
uğraşıyorlar, ve hatta % 72’si eleştirmeli şekil-
üniversite öğrencilerden de uzak kalmıyor.10
de, benzer sıklık dağılımıyla, dinî görüşleri-
Bir süre önce bir bayan Müslüman üniversite
nin belli hususlarını iyice düşünüyorlar.
öğrencisi yazardan “Bir incir ağacın, yanında
Bu ise özel dinî ve genel öğrenme süreçlerine
ğu, doğru mudur? diye bilmek istedi. Teselli
durduğu evdeki evliliğin mutluluğunu bozduilişkin kâbiliyetler arasında diğer bir kesişim
eden şey ise, soru sorulan kadınların burada
noktası olduğuna işaret eder: Hatta dinî konu-
tarif edilen eğitimi olumlu etkileyen birçok
lara tek taraflı olmaksızın bakmaya hazır olma
özelliklerde hafif de olsa, ama yine ehemmi-
hususunda 20 ile 29 yaş arası müslümanlar
yetli oranda (% 10 ve % 15 arası) erkekleri geç-
en baştalar. Ekim 2001’de Berlin Bakanlar kon­
miş olmalarıdır.
feransında protokole alınan dinî kimliğin bu
özgürleştirici unsuru isteniliyor sayılabilir,
sadece eğitim ve entegrasyon politikası yönü­
Sonuç
nden değil, bilakis Almanya’daki genç müslü-
İslam, yaşamı zenginleştirdiği yerlerde iki
manların kendilerine yer belirlemeleri açısın-
açıdan eğitim karyerine olumlu etki yapabi-
dan da: Protokole alınan görüş “genç müslü-
lir: bireysel olarak, icraat motivasyonunu des-
manlara toplumumuzda kendi dinî kimlikleri-
tekleyen tutumları teşvik ederek ve yaşam
ni tefekkür edip kuvvetlendirmeye yardım
krizlerin üstesine gelmede yardımcı olarak, ve
edebilecek bir İslamî dersin sunumuna“ iliş-
yapısal olarak, bir eğitim değeri vasfında okul­
kindi. Buradaki en ilginç nokta ise: Bu ders
ların ders düsturlarına girerek ve kamu bilin-
sunumu ankete katılıp soru sorulanlara şu ana
cinde olağan hale gelerek. Buna ulaşmak,
kadar daha hiç ulaşmadı.
Almanya’daki müslümanların gelecekteki vazi-
Açıklamalar
1
Behr, H. ve diğer (Edit.): “Den Koran zu lesen
genügt nicht!“ Fachliches Profil und realer Kon­
text für ein neues Berufsfeld. Auf dem Weg zum
Islamischen Religionsunterricht. Islam und Bi­l­
dung serisi. Cilt 1. Münster 2008. S. 37. İçinde:
Demirhan, T.: “Das kann nur von Vorteil sein.“
2
Herder Korrespondenz. Monatshefte für Gesell­
schaft und Religion. 61.yıl 6 Haziran 2007 defteri. Freiburg 2007. S. 298-303. İçinde: bkz.
Behr, H.: Ein ordentliches Fach? Neue Wegmarken für den Islamischen Religionsunterricht.
3
Gomolla, M. und Radtke, F.-O.: Institutionelle
Diskriminierung. Die Herstellung ethnischer
Diskriminierung in der Schule. 2., durchgesehene und erweiterte Auflage. Wiesbaden 2007.
4
Behr, H. u. a. (Edit.): “Den Koran zu lesen genügt
nicht!“ Fachliches Profil und realer Kontext für
ein neues Berufsfeld. Auf dem Weg zum Islami­
schen Religionsunterricht. Reihe Islam und Bil­
dung. Cilt 1. Münster 2008. S. 35-36. İçinde:
bkz. Isik, F.: “Endlich Islamunterricht in deutscher Sprache.“
felerinden biridir. Bunun önkoşulu, iyiden
Fakat bununla beraber öyle bir konu dikkati
daha iyi olması gereken eğitim belgeleridir.
çekiyor ki, sadece söz konusu yaş grubunda
Bunu, şimdi kendi çocukları okula başlayan
duygu karmaşasına yol açmıyor, ötesi tuhaflı-
ve onlar için ileride kendilerinden biraz daha
ğı kendisini Müslüman gençlerle beraber olun­
iyi duruma sahip olmalarını değil, daha fazla-
duğunda her gün yeniden doğrululuyor: % 68’i
sını isteyen müslümanlar anladılar: Onlar top-
korkunun dinî yaşamda rol oynadığını söylü-
lumun şekillendirilmesine aktif olarak katıl-
yor, hatta % 24’ü “çok sık“ yanıtını veriyor.
mak istiyorlar. Toplum ise bunu onlardan kül-
Musallat olan bir şeytan, ceza veren bir ilah
türel koruyuculuk sebepleriyle esirgerse bu
ve öfkeli bir baba gibi korku motifleri, öğren-
nesli kaybedecektir.İyi eğitimli müslümanla-
meyi engelliyor, umudu köreltyor, güvenceyi
rın, örtüyü değil, altındaki kafayı soran ülke-
baltalıyor ve eğitime hizmeti reddediyor. Buna,
lere göçleri başladı bile. Bu Gottfried Keller’i
genç ve ve çok genç müslümanlar arasındaki
anımsatıyor.
5 Schweizer, F. ve diğer: Mein Gott – Dein Gott.
Interkulturelle und interreligiöse Bildung in Kin­
dertagesstätten. Stiftung Ravensburger Verlag.
Beltz Pädagogik. Weinheim und Basel 2008. S.
31-47. İçinde: bkz. Behr, H.: Welche Bildungsziele sind aus der Sicht des Islams vordringlich?
| 58 |
6
Kügler, J. und Bormann, L. (Edit.): Töchter (Gottes). Studien zum Verhältnis von Kultur, Religion und Geschlecht. Münster 2008. S. 157-167.
İçinde: bkz. örneğin kadınlar hakkındaki tasavvur için: Behr, H.: Allahs Töchter.
7
Nachrichten der Evangelisch-Lutherischen Kirche in Bayern. No. 4 Nisan 2008 63. Yıl. Mün­
chen 2008. S. 111-114. İçinde: bkz. Behr, H.:
“Wer garantiert mir, dass Muhammad kein Verrückter war?“
8 Baumann, Gerlinde und Elisabeth Hartlieb (Edit.):
Fundament des Glaubens oder Kulturdenkmal?
Vom Umgang mit der Bibel heute. Leipzig 2007.
S. 15-47. İçinde: bkz. Behr, H. ve diğer.: “Ich
kann sogar manchmal bei Lucky Luke oder bei
Asterix was Spirituelles finden“. Empirische
Beobachtungen zur sich wandelnden Rolle der
Bibel im Rahmen der Lektüre religiöser Texte.
9
Behr, Harry H. ve diğer. (Edit.): “Den Koran zu
lesen genügt nicht!“ Fachliches Profil und realer Kontext für ein neues Berufsfeld. Auf dem
Weg zum Islamischen Religionsunterricht.
Islam und Bildung dizisi. Cilt 1. Münster 2008.
S. 33-34. İçinde: bkz. Uzun, D.:”Die Koranschulen reichen uns nicht.“
10 Zeitschrift für die Religionslehre des Islam Yıl
1 2007, Defter 2. Nürnberg 2007. İçinde: bkz.
Rochdi, A. und Rochdi, E.: “Bin ich hier richtig?“
Eine Erhebung der Schülerinteressen im Islamischen Religionsunterricht.
| 59 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Almanya´daki
Müslüman kadınlarda
dindarlık
Prof. Dr. Dr. Ina Wunn
din bilimcisi olarak Bielefeld Üniversitesi´nde Göç ve Almanya´da
İslam konuları üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca, bilim teorisi ve din
bilimine yönelik yöntemler hakkında sorularla meşguldur ve
­ağırlıkları evrim araştırmaları ve dinin antropolojik ve etnolojik
temelleridir.
Prof. Dr. Dr. Ina Wunn1
| 60 |
Almanya’daki Müslüman kadınlar giderek ken­
Toplumsal ortam
çok önemli. Çok açık şekilde evlilik ve aileye
ilk başta en fazla iç işlerinde, örneğin hayır
dinden daha emin şekilde seslerini duyuru-
Onlar çoğunlukla genç ve orta yaşlı (49 yaşına
yönelik olan bu tercihe rağmen kadınlar mes-
pazarların kurulduğunda faaliyet gösterirler-
yorlar ve toplumsal ve siyasal katılım talep
kadar), ekseriyetle Türk göçmen asıllı, Alman­
leğe, yaklaşık erkekler kadar değer veriyorlar
ken, bügün artık resmi kurullarda ve dernek
ediyorlar, dinî konuda da ve özellikle dinî
ya’da doğmuş (% 36) veya küçük yaşta göç eden
(% 65’e % 69), ve burada ilginç olan nokta, özel-
birliklerinde taleplerini dile getimekten de
konuda. Taleplerini son yıllarda, örneğin İslamî
kadınlar. Bu demektir ki, buradaki anketin
likle biraz daha az dindar olan Alevîlerin ve
çekinmemekteler. Fakat bu Almanya’nın parti
Din Dersi talebiyle, sadece Hristiyan seküler
sonucu, belki tam olarak temsilî olmayıp, bir
etnik açıdan Boşnakların meslekî yönden bil-
politikasına genelde dukunmuyor. Müslüman
yapıya sahip Alman siyasetin karşısında değil,
yandan varlığını ilk göç eden neslin yüksek
hassa daha yakın ilgili olmalarıdır (Alevîlerin
kadınların çoğunluğu siyaseti ancak orta dere-
bilakis erkek müslümanlar tarafınca belirlenen
çocuk sayısına, öbür yandan yaşlıların yüksek
% 74’ü ve Boşnakların % 77’si, fakat sünnîler-
cede önemli görüyorlarsa (% 38), bu, siyasete
yapıya karşı da beyan etmekteler: nitekim bu
oranlı mobilitelerine borçlu sayılması gereken,
den sadece % 65’i mesleği çok önemli görüyor).
karşı ilgi noksanlığına değil, daha ziyade çok
arada ilmî eğitim almış genç Müslüman kadın­
genç nesile ağırlık vermektedir: Başarılı bir iş
Buna karşılık kadınlar boş zamana kesin ağır-
özel ve daha acil hissedilen, okul eğitimi veya
lardan oluşan bir nesil Kurân’ı yeniden tefsir
hayatından sonra insan seve seve emekliliğini
lık veriyorlar (% 46’sı onu çok önemli görüyor)
İslamın Almanya’da tam olarak kabul edilme-
etmeye yola koyulmuştur, gerçi geleneksel ve
memleketinde geçirmek ister ve böylece anket­
ve eğitime (kadınların % 85’i onu çok önemli
si gibi meseleler üzerinde yoğunlaşma hare-
genel olarak kabul gören ilmî metotla (Herme­
lere katılmak için hazırda bulunamaz. Fakat
görüyor). Böylece bu rakamlar niteliksel ilmî
ketine işaret eder.
neutik) bunu yapmaktadır, fakat tümüyle yeni
bununla beraber gençler Almanya’yı kabul
araştırmalarda sürekli edinilen bir tecrübeyi
sonuçlar elde ederek. Böylece birçok Müslü-
etmekte: sorulanların yaklaşık yarısı Alman
yansıtmakta: sünnî Türk göçmen kökenli genç
Yani şimdi tipik Alman Müslüman kadın nasıl
man ülkede cinsiyetler ilişkisi İslam dışı ola-
vatandaşlığına sahip. Son on yıllar süresince
Müslüman kadınların eğitime yönelik yüksek
bir görünüme sahip? O, genç ve orta yaş arası,
rak damgalanmakta ve İslam kendisini daha
aile büyüklükleri de değişti: Göç eden aileler-
derecede ilgileri var ve ekseriyetle erkek rakip-
çoğunlukla Türk, nadiren Fas, Arap, İran veya
hiç tanınmamış imkanlara sahip olan bir din
de beş veya daha fazla çocuk nadir olan bir
lerine karşılık daha iyi okul mezuniyet belge-
Bosna kökenli, göçmen asıllı, Alman vatanda-
olarak göstermektedir, özellikle kadınlar için.
durum değilken (bu çalışmada sorulmamıştır),
leri sunabliyorlar. Aile dışında da meşguliyet-
şı veya çok senedir Almanya’da yaşamış, bura-
bügün seyrek olarak üçten fazla çocuk bulun-
leri var. Gerçi sorulanların % 22’si her iki cin-
da okula gitmiş veya gidiyor ve mümkün oldu-
Batı dünyasında ve özellikle Almanya’da din-
makta (% 12), ki bunlar da ideal olarak proto-
seyetten olmak üzere bir dinî derneğe üyeler,
ğu kadar yüksek bir eğitim seviyesine ulaşma-
lerini yaşayan ve onun için şehadet eden bu
tipik bir ailede büyümelidirler: evlilik ve en
fakat bu rakam hakîkaten mevcut olan duru-
ya çalışmaktadır. Özellikle Türk sünnî çevre-
Müslüman kadınlar kimdir? Kendileri veya
başta aile kadınların % 88’inde (erkelerde % 88)
mu yansıtmıyor olmalı. Normalde ailenin
den geliyorsa yaşamının merkezi, iş ve boş
anne babaları nereden geliyorlar, nasıl yaşı-
ve burada özellikle orta yaşlı Türk asıllı kadın-
büyük çoğunluğu cemaat faaliyetlerine katıl-
vakitin giderek önemi artmasına rağmen, bir
yorlar, neye inanıyorlar ve dinlerini nasıl tat-
larda çok yüksek çapta tercih edilmekte. Aile
dığı halde, aile reisinin cami cemiyetinde kayıt-
eş ve sayısı üçe varabilen çocuktan oluşan
bik ediyorlar?
dendiğinde bununla gerçekte halen büyük aile
lı bir üye olması yeterli sayılmaktadır. Fahrî
gelenksel ailedir, ve eş ile olan ortaklık değil,
kastediliyor, yani ortaklık değil: Bu kadınla-
görevlere sahip olup kamuda faaliyet göste-
aile ilgi odağıdır.
rın sadece % 77’si, ama erkeklerin % 81’i için
ren kişelere denk rakam ise % 19. Kadınlar
| 61 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Din ve günlük yaşam
sorulduktan sonra, hatta sadece % 10’u ken-
Bu biraz muhafazakâr, ama yine de Alman
disini çok, ve % 25’i oldukça dindar olarak
koşullarına uyarlanmış namusluluk tablosu-
nitelendirmekte. Bu rakamlar çeşitli açılardan
na bir dindar veya çok dindar sınıflandırması
ilgi çekici: Genel ve toplumsal bir öz tanımla-
kolayca eklenebiliyor, ve erkekler ve kadınlar
ması bağlamında kadınların çoğu kendisini
arasında hemen hemen fark yok: kadınların
çok dindar olarak nitelendirmekte, ama ger-
% 91’i ve erkeklerin % 90’ı dindar veya çok din-
çek dinî ilgi sorulduğunda bu kanaat açıkça
dar, bunlar arasında sorulan kadınların % 81’i
relativize edilmekte. Yani din, medenî halin
(erkeklerin % 75’ine karşılık) Allah’ın varlığı-
ve eğitime karşı olan ilginin yanısıra aynı
na ve ölümden sonra dirilmeye kesin inanmak-
zamanda ve özellikle bir otoportrenin inşası-
tadır ve dolayısıyla sık sık dinî konular üzerin-
na hizmet etmektedir: derli toplu Müslüman
de düşünmekte (kadınların % 70’i sık sık veya
kadın tabiki aileye düşkün, eğitimde gayret
çok sık dinî konular üzerinde düşünüyor).
gösteren ve böylece dindar da olmalı, ve buna
Fakat sorulan kadınların yaşamında dindarlı-
uygun olarak kendisini kamuda takdim etmek-
ğın nekadar rol oynadığı sorulduğunda, kadın-
te – bir anketin anonim kamusunda da. Yine
lardan artık sadece % 56’sı için (erkeklerin
halen yüksek bir seviyede kalmak üzere, ger-
% 43’ü karşılığında) dindarlık yaşamları için
çek dinî ilgi böylece daha düşük. Kadının ilgi
çok önemli, ve sonuçta değişik parametreler
odağı çocuk-mutfak-kilise olduğuna dair her-
Değişik yaşam alanlarının müslüman erkekler ve kadınlar
için olan önemi
100
4
90
92
80
6
88
4
7
96
92
29
70
66
60
26
70
50
32
40
40
30
kezce tanınan basmakalıp söz Alman Müslü-
% 43’’ü ) tarafından çok önemli görülen nama-
man kadınlar hakkında tastikleniyor gibi:
zı benzer şekilde ciddiye alıyorlar. Bu vazife-
onlar daha dindar ve ayrıca erkeklerden daha
ler düsturunun dakik şekilde yerine getirilme-
dindar eğitildiler. Bu kısmen gelişmiş dindar-
si karşısında kadınların % 61’i ibadetle ilgili
lık kendisini sadece ibadetin kadınlar için
temizliğe de çok ciddice dikkat etmeleri pek
taşıdığı anlamda göstermiyor – kadınların
şaşırtıcı değil. Bu sorular tekrar dinin önemiy-
% 51’i, fakat erkeklerin sadece % 33’ü günde
le ilişkilendirildiğinde oruç tutmanın, yemek
birkaç defa bizzat dua okuyor (du’a) – ve Allah
kurallarının, temizlik kaidelerinin şahsi inanç-
ile yoğun bir iletişime girme hissinde de değil,
tan çok daha fazla önem taşıdığına şaşırılabi-
bilakis sorulanların dinlerinin kurallarını
lir – bu ilk başta Alman müslümanlar arasın-
38
yerine getirdikleri tamlık derecesinde belli
da Orthopraxie’ye yönelik bir meyl belirlemek-
35
ediyor.
te olduğunun gözlemlenmesi tastik olunuyor
gibi: dini pratikte uygularken ibadet kuralla-
20
10
0
E
K
Eş seçimi/
Partner seçimi
E
K
Tahsil
E
K
Boş zaman
E
K
Siyaset
E=Erkekler; K=Kadınlar
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 62 |
Nitekin kadınların % 55’i yemek kurallarına
rına uyulması ve şahsî yaşamın biçimlendiri-
tam dikkat ediyorlar ve özellikle alkolden
mesinde, evlilik ortağının seçilmesi dahil, açık
(kadınların % 69’u ve erkeklerin % 47’si) ve
olarak dinin teolojik boyutu hakim olmakta.
domuz etinden (kadınların % 91’i ve erkeklerin
Yukarıda zikredilen tahmine göre, yani sade-
% 82’si) kaçınıyorlar. Ramazanda oruç tutma-
ce dinin kendisi değil, bilakis kendini dindar
da da kadınlar (kadınların % 64’ü oruç tutma-
olarak konumlamanın da Alman ve çoğunluk-
yı çok önemli buluyorlar) erkeklerden açıkça
la Türk asıllı sünnî Müslüman kadın olarak
daha gayretli. Kadınlar Hacc zorunluluğunu,
bir kimlik geliştirebilmek için önemli olduğu
zekatı ve ne de olsa % 59’u (erkeklerin sadece
(karakteristik olarak birçok veriler başka etnik
| 63 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
gruplar ve İslam içi inanç farklılıklara ilişkin
öndeler. Başka hiç bir başlıkta dinin kadın ve
başka türlü, fakat bir cinsiyete bağlı olarak
erkekler için farklı önemi olduğu daha aşikar
sorulmadıkları için burada yorumlanamazlar),
olamazdı: kadınlar, kuralları hususi olarak ve
temizlik kuralları ve İslamın beş sütunundan
ailevî ortamda açıkça dikkate alıp ilk başta
kaynaklanan vazifelerin dakik olarak yerine
ailenin sağlamlığı ve görgünün muhafazası
getirilmesi de, ilk sırada doğru ve önemli ola-
için müdafaa ederken erkeklerde resmi ve
rak algılanan medenî veya ailevî düzenin,
birliktelik yaratıcı boyutu ön planda gelmekte.
değerleri belki rastgele belirsiz olarak hissedilen bir toplum içerisinde, korunup sürdürülmesine hizmet etmektedir. Kadınların % 38’i ve
Kişisel inanç
erkeklerin sadece % 28’inin başörtüsü takıl-
Peki şimdi bu genç ve orta yaşlardaki kadınlar
masını çok önemli bulmaları bu savı destekle-
neye inanıyorlar? Hangi içeriklerdir dinî tasav­
mektedir. Ve namazın gerçekten uygulanma-
vurları biçimlendiren? Onlar, şahsi bir karşı-
sında da kadınlar erkeklerden daha ciddi
lık olarak algılanan ve kendisiyle dua yoluyla
(% 36’ya karşılık % 21’i günde beş sefer namaz
iletişim kurulabilen, sıkça ve kısmen çok somut
kılıyor), fakat günlük meslek hayatı erkeklere
olarak hayatlarına müdahele eden şahsi bir
katılımı zorlaştırıyor olabilir, Cuma namazın-
ilaha inanıyorlar (% 62). Aynı zamanda kadın-
da erkekler % 51 ile kadınlarda % 21 olmak
ların % 16’sı sık sık meditasyon (tahminen
üzere ilk defa dinin tatbiki konusunda kesin
zikir kastedilmekte) yaptığını söylüyor, ve
Müslüman erkekler ve kadınlarda
merkezîlik ve öz boyutlar
100
90
E
K
80
15
70
75
60
48 51
40 42
40
30
47
tanınan bir olma tecrübelerine sahip olduğu-
oluyorlar, öyle ki bu cevaplar da mutlaka şah-
12
nu bildiriyorlar, Sufi târikatları ise tutarlı
si inancın ifadesi olarak değerlendirilemez,
81
79
şekilde meditasyon uygulamalarıyla Alman­
daha ziyade dinî standart bilgilerin veya resmi
54
62
59
35
39
36 41
32
43
51
38
39
22 21
14 16
21
10
0
Zih
24
25
22
20
DinMer
İna
Yüksek sevijede beliren kişiler (yüzde olarak)
KaPrat
İba
Med
SeTec
20 23
28 29
AllTec
TeMan
ya’da giderek yaygınlaşmaktalar, ve büyük
olarak talep edilen şehadete uyuyor ve böyle-
birliklerden olan (VIKZ)’ nin de bu yönde bir
ce ortopratik davranışın diğer bir unsurunu
temeli vardır.
temsil etmekte. İnanç hayatını burada daha
çok aydınlatan ise, günlük yaşamda nekadar
30 31
9 12
Ölümden sonra yaşamaya, yeniden dirilişe
dinin emirlerine göre yaşandığı sorusuna
veya başka cisimle yeniden doğmaya kadınla-
cevaptır: Kadınların pek cüzi % 16 oranı
rın % 67’si, ama erkelerin sadece % 60’ı çok
(erkeklerde % 11) yukarıdaki cevaplara başka
PanMo
inanıyor. Kadınların % 54’ü meleklere çok,
bir görünüm vermekte. Ne de olsa kadınların
% 67’si cennete ve aynı sayıda kadınlar cehen-
% 28’i doğaüstü güçlere inandığını belirtiyor,
Orta seviyede beliren kişiler (yüzde olarak)
E=Erkekler; K=Kadınlar
Dindarlığın merkeziyeti | Zihin | İnanç | Kamu içinde pratik | İbadet | Meditasyon | Senin tecrübesi | AII/Bir olma tecrübesi
| Teist maneviyat modelleri | Panteist manevilik modeli
Bertelsm a n n Stiftun g
| 64 |
ve kıyamet gününe inanma şartına riayet etmiş
13
37
50
% 50’den fazlası ilk başta İslamda sufîlikte
nemin gerçek varlığına inanıyorlar (erkelkler
ve İslamî kültür ekseninde her yerde mevcut
% 54), ne de olsa % 36’sı şeytanın müdahale-
olan kötü ruhlar (cinler ve ifritler) tüm kadın-
sine inanıyor. Böylece İslamın kayıtsız şartsız
ların % 39’u için orta ile çok büyük arası rol
Allah’a, peygamberlere, kitaplara, meleklere
oynamakta. Buna karşılık orta çağda çok güçlü
| 65 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
olan müneccimlik saygınlığını hemen hemen
daha ziyade herzaman net olarak anlaşılama-
tümüyle yitirmiştır: ancak pek az erkekler ve
yan değer düşüncelerine sahip olan bir toplum-
kadınlar (% 14) yıldızların hayatlarına bir etki
da sabit duran bir yönelim çerçevesi olarak.
yaptığına dair bir olanak görüyorlar.
Göçmen veya göçmen çocuğu olarak kendine
bir kimlik ararken de din büyük rol oynamakta: kadın kendisini Müslüman olarak hissedi-
Dinî meselelerde hoşgörü
yor ve kendisini açıkça Müslüman olarak isim­
Müslüman kadınlar dindar, Allaha’a inanıyor-
lendiriyor. Bu bağlamda toplumsal faaliyetler
lar ve düzenli ve toplum olarak birarada yaşa-
için imkanlar da doğuyor, cemaatler içerisinde
mak gerektiğine inandıkları için olsa da, dinî
kadınların görüş açısını, toplum içerisinde de
emirlere uymaya hazırlar. Ama bununla hiç
müslümanların taleplerini temsil etmek gibi.
yetinmiyorlar: kadınlardan % 15’i veya % 18’i
dindarlığında oldukça veya çok arayış içinde
Esas inanç söz konusu olduğunda, kadınlar
olduğunu bildiriyor, ne arandığı ve muhteme-
kendilerine resmi çizginin dışında bazı özgür-
len meditasyon ve bir olma tecrübelerin bu
lükler tanıyorlar. Allah’a, peygamberlerine,
arayışın bir parçası olup olmadığı açık kalmak
kitabına (veya kitaplarına), meleklerine ve
zorunda. Birbiriyle rekabet eden dinler ve
kıyamet gününe inançlarını kurala uygun
öğretileri bu arayışta yer yer rol oynamış ola-
şekilde şehadet ediyorlar, fakat yine de arayış
bilir, çünkü Müslüman kadınların % 42’si (ve
içinde olduklarını itiraf ediyorlar. Burada Sufî
erkeklerin hatta % 45’i) için her dinin gerçek
düşünce birikimi ve Sufî yöntemler dahil
bir özü var. Ve kendi dinin mutlaka haklı ve
olmak üzere kendi geleneğinin verdiği
diğeri haksız olması şart değil – kadınların
imkanlar kullanılmakta, aynı başka dinlere
% 34’ü bü görüşe tamamıyla katılabiliyorlar.
karşı ilgi gösterildiği gibi ( özellikle Müslüman
Kadınlar başka dinlerin kabulü hakkında
ve Hristiyan cemaatler arası ilişkiler çerçeve-
erkeklerden hafif derecede daha dar görüşe
sinde veya dinler arası diyaloğun içerisinde
sahip oldukları (ve burada muhtemelen daha
bölgesel tabanda) veya dinî kitapların yardı-
ziyade medenî ahlâkı kastettikleri) halde, mis-
mına başvurarak (bunu ise her halde çoğun-
yon düşüncesinden uzaklar: kadınların
lukla camilerde sunulan moral verme neşri-
% 32’sinin (erkelerden % 37’sine karşılık) baş-
yatıyla). Sık sık inançlı olunuyor, inanma gün­
kalarını kendi dinine kazanmak için hiç bir
lük yaşamın içerisinde vuku buluyor ve bura-
gayreti yok.
da bilinçli ve vurgulu şekilde Müslüman olunuyor, ve bu, başörtüsü giyerek ve oruca
Nihayet Almanya’daki Müslüman kadınlar şu
katı­larak dışarıya doğru kanıtlanmakta.
şekil karakterize edilebilir: gönüllerinde din
Ancak bu, başka dinlerin hakîkata taleplerini
var. Dinin emirleri ve kuralları, değişik mesu-
inkar etmek demek değidir – köktenci kadın-
liyetlerle dolu günlük yaşamı, özellikle ama
lar Alman Müslüman kadınlar arasında gali-
aile hayatını biçimlendirmekte, fakat mutlaka
ba pek nadir bulunabilir ve bir İslam partisi
özel bir dindarlığın göstergesi olarak değil de,
için de çoğunluk bulunamaz olmalı.
Açıklamalar
1
| 66 |
Bu makale, Din Monitörü’nden elde edilen
uluslararası düzlemdeki sonuçları konu alan
popüler bilimsel yayınlar için kullanıma sunulmuştur. Bertelsmann Vakfı (Yay.): Din Monitörü 2008. Gütersloh 2007“
| 67 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Çok Dindarlık
ve Çeşitlilik
Prof. Dr. Dr. h. c. Gudrun Krämer
Berlin Hür Üniversitesi’nde İslami İlimler öğretmektedir. Bundan
önce Bilim ve Siyaset Vakfı’nda Ortadoğu konu uzmanı olarak
çalışmış ve bunların arasında Kahire, Bologna, Paris ve Jakarta’da
dersler vermiştir. Günümüz ve tarihdeki İslam konusunda birçok
yayınların yazarıdır.
Din Monitörü’nde Müslümanlığa
Dair Yaklaşımlar
Prof. Dr. Dr. h. c. Gudrun Krämer
| 68 |
İslam, mensupları özellikle Batı Avrupa’da
Öte yandan elde edilen verilere ihtiyatla yak-
sadece % 2 herhangi bir okul eğitimi almamış,
lar tarafından kabul görüp görmedikleri
gözlemlenen dini düşünce ve pratiklerin
laşılması gereği söz konusudur. Genel anlam-
% 66 da bir iş sahibidir. En türdeş yapıyı mede-
hususu özellikle önemliydi. Batı literatürün-
sekülerleşme, kurumsallaşma karşıtlığı ve
da din konusuna ve özelde dini düşünce ve
ni hale ilişkin veriler teşkil etmiştir. ( Evlilerin
de sıklıkla “ mezhebi “ olarak tanımlanan bu
bireyselleşme eğiliminden uzak duran bir din
pratiklere ilişkin yapılan bir araştırma özel-
oranı % 57 ila % 72 arasında değişirken, çocuk
gruplandırmaların ötesinde ortodoks ya da
olarak algılanmaya devam etmektedir. Tam
likle bahsi geçen ülkelerde (İsrail hariç) henüz
sahibi olmayanların oranı da % 31 ila % 42’ye
ortodoks olmayan ( ya da alternatif kullanı-
tersine 1970’li yıllardaki yeniden İslamlaşma
alışılmışın dışındadır. Bu ülkelerde din daha
tekabül etmiştir. En çok farklılık gösteren
mıyla “halk dini”) şeklindeki bir sınıflandır-
diye tanımlanan süreçle birlikte dine özel ve
çok politik sahaya ait önemli bir hadise olarak
veriler okul eğitimi ve istihdam konusunda
manın son derece yetersiz kalacağı dini düşün-
kamusal bütün alanlarda öncekinden daha
yankı bulmaktdır. Öncelikle sosyolojik verile-
görülmektedir.
ce ve pratikler konusunda her yerde büyük
fazla bir anlam yüklenmiştir. Bu gelişmenin
rin eşitsizliğine işaret edilmelidir: Fas’ta ankete
siyasi çerçevesine ilişkin araştırmalar belli
katılanların % 60’ı şehirlerde (bunun % 49’u
bir çeşitlilik hakimdir.
bir oranda yapılmış bulunmaktadır. Buna
büyük şehirlerde) ve % 40’ı kırsal bölgelerde
Din İstatistiği
Bütün hepsinde geçerli olan ise ne Sünni ne
binaen hızlanan küreselleşme ile kimlik ve
yaşamaktadır. Katılanların %  60’ı – oran kar-
Bütün dünya dinlerinde olduğu gibi çoğulcu
de Şii İslamın belirlenmiş bir doktrin otorite-
özgünlük politikası arasındaki mevcut bağ
şılaştırılan diğer ülkelere göre çok yüksektir.-
bir yapıyı yansıtan İslam dini de dünya çapın-
si çerçevesindeki bir kurumu ve kayıt altına
yakinen görülmektedir. Ne var ki bu veriler
eğitimsiz ama % 87’si çalışandır. Türkiye’de
daki müslümanların % 90’ını oluşturan Sün-
alınmış bir üyeliği tanımamasıdır. Dini otorite
empirik anlamda şimdiye kadar sağlam olma-
ise ankete katılanların % 66’sı şehirlerde
nilerin büyük grupları ve ancak % 10’u teşkil
konusu ister özel ( Sufi şeyhi, Şii din adamı,
yan bir temele dayandırılmıştır. “İslam Dün-
(bunun % 41’i büyük şehirlerde) yaşarken
eden Şiiler içinde de dahil olmak üzere çok
tanınmış hatip, politik aktivistler) isterse tüzel
yası” nı sıkça yapıldığı gibi sadece Yakın ve
sadece % 9’u herhangi bir okul eğitimi alma-
çeşitli gruplara ayrılmıştır. Çoğulculuk Sün-
kişilikler ( Kahire’deki Ezher Üniversitesi gibi)
Orta Doğu ile sınırlı tutmamak, tersine birbi-
mıştır. Buna rağmen sadece % 47’si çalışan
niler arasında öncelikle dört büyük mezhep
nezdinde olsun İslam’da özellikle önemli bir
rinden çok farklı toplumları da araştırma
konumundadır. Endozya ve Nijerya’da araştır-
(işlevleri ve anlamları aslında tam olarak yan-
sorunu teşkil etmektedir. Sadece “fundamen-
kapsamına almak söz konusu araştırmanın en
ma sadece büyük şehirlerle sınırlı tutulmuş-
sıtılması gereken) olarak karşımıza çıkmak-
talist” Müslümanlara ait olmayan “temel” ola-
önemli hedeflerinden biridir: Fas, Türkiye ve
tur. Endonezya’da araştırmaya katılanların
tadır. Şiiler arasında İran, Irak, Arap Körfezi
rak kutsal metinlere (Kur’an-Kerim ve onu
Endonezya Müslümanların çoğunluğu oluştur-
tamamı okul eğitimi almış durumdayken çalı-
ve Lübnan’da toplanmış olan 12 İmamcılar ya
açıklayıcı peygamber geleneği, sünnet) yapı-
duğu ülkeler oldukları halde din, hukuk ve
şanların oranı da % 54’dir. Nijerya’da % 13
da İmamiler yanında, uluslararası dağılmış
lan atıf ve islami hukuk kurallarını (şeriatın
siyaset ilişkileri bağlamında birbirinden
eğitimsizken % 27 de herhangi bir bilgi vere-
olan İsmaililer de zikredilmelidir. Alevi, Nusay-
hükmü) birleştiren güç bu bağlamda büyük
tamamen farklı bir yapılanma göstermekte-
memiş veya vermek istememiştir. Çalışanla-
ri, Dürziler veya Ahmediler gibi küçük grup-
bir öneme haizdir. Özel bir alakayı da İslam’ın
dirler. Nijerya’da Müslüman ve Hristiyanlar
rın oranı da (sadece) % 48’de kalmıştır.
larda ise mensupların kendilerini belli bir
tasavvufi (mistik) tezahürlerinin biçim ve
sayıca eşit orandayken İsrail’de Müslümanla-
İsrail’de ankete katılanların % 78’i şehirde
politik hal çerçevesinde Müslüman olarak
yayılmaları ve aynı zamanda değişik şekiller-
rın azınlığı teşkil etmeleri gibi.
(bunun % 34’ü büyük şehirlerde) yaşarken
görüp görmedikleri – ve de diğer müslüman-
de tasavvufi gelenekle kaynaşabilen senkre-
| 69 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
tist ve yeni dinsel akımlar haketmektedirler.
az problematik İsrail’de görülmektedir: Burada
Ne var ki İslami dindarlığın bu çıkış noktaları
soruların yöneltildiği kişilerden % 78’i kendi-
ve boyutları yapılan araştırmalarda sistematik
ni Yahudi olarak, % 10’u Müslüman, % 2’si
şekilde düzenlenmemiştir. Buna bağlı olarak
Hristiyan olarak ve % 1 de “diğer” şeklinde
da İslamın etkin olduğu toplumlarda dindarlı-
tanımlarken % 8 de herhangi bir dine mensup
ğın batı toplumlarıdaki müslümanlarda gün
olmadığını ifade etmiştir – bu seçenek isla-
geçtikçe daha yoğun gözlemlendiği üzere ne
mın ağırlıkta olduğu toplumlarda yapılmayan
derece çoğulcu olduğu ve ne derece bu süreç-
bir kategoridir. Burada Müslümanlar arasın-
lerin sadece bireyselliği değil kurumsallaşma-
da % 88 Sünni, % 1 Şii olarak kendini tanım-
yı da oluşurdukları sorusu empirik anlamda
larken % 10 da bilmiyor şeklinde cevapladı ya
tatmin edici şekilde yanıtlanamamıştır. Belirli
da cevapsız bıraktı. Fas’ta sorulanların % 100’ü
dini grupların ve kurumların (“kimlik” ya da
kendini Müslüman olarak, bunun % 85’i de
“özgünlük” ten daha fazla bir teminat sunan
Sünni olarak tanıtırken, (% 1 Şii, % 1 “diğer”)
ilişki ağları, dayanışma, sosyal yardım) top-
bilmiyorum şeklinde cevaplayan ya da cevap-
lumsal işlevleri de aynı şekilde aydınlatılma-
sız bırakanların oranı % 14’e tekabül etti. Türki­
ya muhtaçtır.
ye’de kendini Müslüman olarak tanımyaların
oranı % 99, bunlardan % 79’u Sünni, % 10’u
Araştırmanın ilginç sonuçlarından biri de
“diğer” ve % 3’ü de Alevi (toplam nüfusa oran-
ankete katılanların adı geçen gruplara dair,
ları genelde daha yüksek olarak bilinmekte-
bilhassa Irak, Pakistan ve Lübnan’da günü-
dir) olarak kendilerini tanımladılar. % 7 ise
müzde çatışma halinde bulunan Sünni ve Şii-
bilmiyorum şeklinde cevapladı veya cevapsız
lere ilişkin kendi atıfları olmuştur. İçeriden
bıraktı. Endonezya’da soru yöneltilenlerden
ve dışarıdan tanımlamalar yer yer birbirine
% 89’u kendini Müslüman olarak tanımlarken,
tamamen zıt durumdadır. Bu doğrultuda en
% 9 Hristiyan ve % 1 de Budist ifadelerini kul-
Araştırmanın yapıldığı beş ülkedeki çok dindar
ve dindar Müslümanların oranı
landı. Müslümanlar arasında sadece % 2’lik bir
Değerlendirme Toplamı
oran kendini Sünni olarak tanımladı ( gerçek-
Toplanan bütün veriler ankete katılan Müslü-
100
te ise asıl çoğunluğu temsil etmekteler), % 62
manların büyük bir çoğunluğunun kendileri-
“diğer”, % 36 ise bilmiyorum şeklinde cevapla-
ni dindar olarak gördüklerine, kişisel bir Tanrı
dı veya cevapsız bıraktı. Nijerya’da % 52 Hris-
fikrine sahip olduklarına, islami temel esasla-
tiyan, % 48 Müslüman, bunun da sadece % 5’i
rı paylaştıklarına, farz ibadetleri yerine getir-
Sünni, % 5’i Şii ve bütün % 81’lik oran da
diklerine ve İslam öğretisini sadece kişisel
“diğer” şeklinde bir tanımlama yaptı. Bilmiyo-
yaşam ufku, anlam arayışı ve her tür proble-
rum şeklinde cevaplayan veya cevapsız bıra-
min üstesinden gelme arayışına yönelik değil,
90
93
80
70
60
66
64
63
50
40
45
42
30
36
32
20
29
aynı zamanda doğa, çevre ve toplumla ilişkile-
de ankete katılanların eğer İslam’ın ve Müslü-
re yönelik de önemli ve belirleyici olarak gör-
man toplumların birliğini zedelememe gaye-
düklerine işaret etmektedir.
siyle bilinçli olarak cevaplamaktan kaçınma-
10
dılarsa Sünniler ve Şiiler arasındaki ayrımı
7
0
Türkiye
Çok dindarların payı (yüzde olarak)
Fas
Nijerya
Endonezya
İsrail
Dindarların payı (yüzde olarak)
Türkiye istisna olmak özere çok dindarların
bilmedikleri veya bunun kendileri için bir
oranı değerlendirme toplamında açık şekilde
önem arzetmediği tahmin edilmektedir.
% 60’ın üzerindedir. (bkz: Grafik 1). Bu oran
Türkiye’de % 45’e tekabül ederken en yüksek
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 70 |
kanların oranı ise % 9. Araştırmanın bütünün-
derecede dindarlık (% 93 koyu dindar, % 7 din­
| 71 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
dar) ilginçtir ki Nijerya’da, hem Müslümanlar
ve panteistik, ayrıca sufi geleneğin öngördüğü
sorular yöneltilmediğinden dolayı – kesinlik
sonucu değil, tersine hep aynı tarzda olmasa
ve hem de Hristiyanlar arasında kaydedilmiş-
biçimiyle monistik düşünceler birbirinden
arzeden bulgular toplanmamıştır.
da yüzyıllardır yaşanan bir realitedir. Hindis-
tir. Kendilerini dindar olarak görmeyenler
yeterince açık şekilde ayrılamamıştır.
tan, Endonezya, Irak ve Nijerya bu bağlamda
burada % 1’le yok denecek kadar az bir oranı
teşkil etmektedirler. Göze çarpan diğer bir
Din Müslümanların gündelik yaşamında güçlü
dini çeşitliliğin model örneklerini sunmakta-
bir şekilde belirleyici olsa da siyasetin konumu
dırlar.
husus da dini eğitime verilen önemdir. ( orta-
Yaşam Alanlarına Pratik Etkileri
ve yasa ve kurallara saygı ülkelere göre fark-
lama % 78; bkz:Grafik 2). Bu durum 1920’ler-
Dindarlık ve aynı zamanda bütün dini prefe-
lılık göstermektedir. Politik düşünce , aktüali-
Dini çeşitliliğin algılanması ve dini toleransın
deki Atatürk reformlarının hayata geçirilme-
renslerin ötesinde ailenin, evliliğin, hayat
te çerçevesinde özellikle dikkat çekici olsa da,
pratiğe aktarılması özellikle karmaşık bir tab-
siyle birlikte laik bir karakter kazanan Türki-
arkadaşlığının, eğitimin ve meslek hayatının
yalnızca sınırlı bir çerçevede dini bağa işaret
lo sunmaktadır. Bir tarafta her dinin hakiki bir
ye için dahi geçerli olmuştur. Burada ankete
değeri araştırmaya katılanlar tarafından son
etmektedir. Ülkelerin karşılaştırmasında oran
öze sahip olduğu ve diğer dinlere karşı açık
katılanların % 72’si dindar yetiştirilmişlerdir.
derece önemli görülmektedir. Dini ibadetlerin
% 40 düşük olarak ölçülmüştür.
olunması gerektiği ifadesi geniş bir onay bul-
yerine getirilmesi – namaz, oruç, zekat verme,
maktadır ( ülkelerin karşılaştırılmasında yak-
İdeolojik düzlemde ankete katılanların büyük
hac – günlük yaşama öylesine belirgin girmiş-
laşık % 70; bkz:Grafikler 5a ve 5b).
bir çoğunluğu kendi kaderlerini etkileyen
tir ki dini pratiğin tek başına algılandığı bir
Tolerans ve Çeşitlilik
kişisel bir Tanrı düşüncesine inanmaktadırlar.
bakış açısı söz konusu değildir.
Aktüel yaklaşımlar çerçevesinde genel anlamda ve diğer din, görüş ve yaşam tarzı sahiple-
diğer dinlerin öğretilerini dikkate almayı soru
Karşılaştırma için adı geçen farz ibadetlerle
rine karşı dini çeşitlilik için davranış yaklaşı-
yöneltilenlerin yarısı reddederken sadece
Tanrısal varlığı doğa ve kozmoz içinde varsayan veya doğanın kendisini dünyada olup
Kendi dindarlığının biçimlenmesi hususunda
bitenlerin müsebbibi olarak algılayan doğayla
eşleştirilemeyecek şekilde sadece namaz ve
mı olarak tolerans düşüncesi ve pratiği özel-
% 26’lık bir oran buna olumlu bakmaktadır.
ilintili yaklaşımlar ise çok az taraftar bulmuş-
genel ibadetler hakkında sorular yöneltildi.
likle bir ilgiyi haketmektedir. Etkileri sadece
(bkz: Grafik 6). Ait oldukları dinin hakikili-
lardır. Büyük bir çoğunluk İslam öğretisi doğ-
Çeşitli şekilleriyle namaza – günde beş vakit
toplumsal yaşam ve birlikte yaşama için değil,
ğinden şüphe etmeyen çoğunluk (% 58) ve
rultusunda meleklerin, ruhsal varlıkların
farz namazları, camide cemaatle Cuma namazı,
kendi dini ve din eksenli düşünce ve davra-
bunun mensuplarının kurtuluşa ereceğine
(cinler- ankette “şeytan” olarak sorulmuştur)
nafile namaz- büyük bir önem atfedilmiştir.
nışlar üzerine eleştirel bir düşünceye yönelt-
inananların oranı – diğer tarafta dile getirilen
mesi açısından aşikardır. İslam kültürünün
açıklık dikkate alınmadan – (% 60) beklenen
ağırlıkta olduğu birçok toplum için dini çeşit-
bir sonucu yansıtmaktadır. Ne var ki burada
ve de ölümden sonraki hayatın varlığına inanmaktadırlar. Tecrübe ve pratikte (bir olma
Köktenci düşünce ve davranış modelleri üze-
tecrübesiyle tezat durumdaki bir ben ve öteki
rine – metne atıf veya dini yiyecek, kıyafet ve
lilik modernitenin bir fenomeni ve modern
yine bazı ülkeler arası büyük farklılıklar göze
tecrübesi; meditasyona karşı ibadet) teistik
davranış kurallarına uyulması hakkında
zamanlarda yaşanan yığın göçmenliğinin bir
çarpmaktadır.
“Benim için her dinin bir hakîkî özü vardır” – Araştırmanın
yapıldığı beş ülkedeki Müslümanların karşılaştırılması
100
90
70
89
89
80
74
68
60
50
40
45
30
20
10
16
15
18
5
6
0
Türkiye
Tasdik (yüzde olarak)
Fas
Nijerya
Endonezya
İsrail
Redd (yüzde olarak)
Bertelsm a n n Sti ftu n g
| 72 |
| 73 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Sadece dindarlığı kabul
gören, uyum sağlayıp
bütünleşecektir
“Araştırmayı dikkatle okuyan için, belirtileri olmaksızın
köktendinciliğe karşı duyulan korkuların geçersiz
­olduğunu görmek çok açıktır. Bu, araştırmanın
gösterdiği temel bir mesajdır.“
Dinin entegrasyon bakımından önemi
konusunda Prof. Dr. Barbara John’un yorumu
“Verilerin doğruladığı – ne var ki bu yeni bişey değil – Müslüman kökenli göçmenle-
hemen reddedildikleri hissine kapıldıkları takdirde, kendilerini bu toplumla özdeşleş-
rin bölgelerinden gelmesiyle dinin ve dinî vecibelerin hem kamusal, hemde özel
tirmeleri zorlaşacaktır. Tam tersi, bulundukları kendi ortamlarına geri çekilecekler-
hayatta toplumsal ehemmiyeti olan bir konu haline gelmesidir.
dir. Ve bu´da toplumun çoğunluğu tarafından “uyumsuzluk“ olarak öne sürülecektir.
Bu zamana kadar Alman toplumu bu konuya daha ziyade bir ret ile veya bir yadırga-
Araştırmayı dikkatle okuyan için, belirtileri olmaksızın köktendinciliğe karşı duyu-
ma ile tepki gösterdi. Dindar olmak veya açıkça dinden yana tavır koymak, Almanla-
lan korkuların geçersiz olduğunu görmek çok açıktır. Bu, araştırmanın gösterdiği
rın çoğunluğu tarafından gericilik olarak görülüyor. Dünya genelinde ise durum
temel bir mesajdır. Ne misyonerlik baskısı nede mutlak hakikat iddiası mevcuttur.
farklı: ABD, Avustralya ve Kanada gibi klasik göçmen alan ülkelerde, dinî inançlara
Tam tersi: İnsanlar başka dinlerin önemini gayet iyi bilmektedirler. Ve şu sonuca
karşı, kamuoyu dahil, daha fazla açıklık gösteriliyor.
ulaşabiliriz: Müslümanların büyük bir çoğunluğu tarafından din ile devlet işlerinin
ayrılmasına olumlu bakılmaktadır, hatta arzu edilmektedir.
Orada, bilhassa siyasî temsilciler için´de, kendi dinî ideolojinize bağlı kalmak, bundan ziyade yüce bir kudretin kabul görmesi adına taraftar kazanmak, önemlidir. Bu
Eğitim ve öğretime bu kadar büyük önem verilmesine doğrusu hayran kaldım. Bir
bizde tabiiki farklı. Bu yüzden bilhassa entegrasyon politikasında, din konusuna
çok göçmen gencin eğitimdeki başarısızlığı bunun tam tersini düşündürsede.
daha fazla eğilmek, üzerinde durulması gereken bir husustur. Kamuya ait kurumlarda, özellikle okullarda, bu konuya duyarlı yaklaşmak gerekir. Yaygın olarak peda-
Buna rağmen gerçekte hala ekseriyetle geri kalınan durum, çocukların eğitiminde
goglar tarafından başörtülü kızların kötülenmesi, çağdaş olmayan cami hocaların
aile içi koşullarının yetersizliğidir. Akademik irtifalara yükselemeyen – doktor yada
hor görülmesi ve bazende düzenli cami ziyaretinin veya islamî vecibelere uyanların
avukat olamayan – ailesinin ilgisini ve desteğini çoğu kez kaybetmektedir. Böylece,
alenen aşağılanması, ancak saygıdan yoksunluğun göstergesidir. Araştırma ise, din-
var olan meslekî öğrenimlerin genişliği ve bolluğu kesinlikle algılanmamaktadır.
darlığın ülkemizde yaşayan göçmenler için çok hayatî bir konu olduğunu ortaya koyu-
Kimi zamanda niteliksiz işlerde kazanılan sıcak para, yeni bir neslin aleyhine tercih
yor. Onlara bir değerler rehberi oluşturuyor ve sosyal ilişkilerini ve böylece içinde
edilmektedir. Burada ebeveynlere ve öğrencilere daha iyi ve daha fazla bilgilendir-
yaşadıkları toplumlada alışverişlerini büyük ölçüde belirliyor. Dindar göçmenlerin
me gereklidir.“
Prof. Dr. Barbara John, Paritätischer Wohlfahrtsverband (yani Berlin, Eşit Katılımlı Sosyal Yardım
Birliği) başkanı ve aynı zamanda Yabancı Mültecilerin Tanınmasından Sorumlu Federal Dairenin
entegrasyon kursları ile ilgili uzmanlar kurulu başkanı
| 74 |
| 75 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Almanya’da İslam,
Dünyada İslam
Dr. des. Ferdinand Mirbach, Bertelsmann Vakfı, Dini
Yönelimler Programı (Programm Geistige Orientierung)
Proje Müdürü
Son yıllarda Almanya’da İslam’a duyulan ilgi
Bosnalı, 130.000 İranlı, 124.000 Faslı ve her-
da Kuran kursları ve din dersleri verilmekte,
neredeyse enflasyon derecesinde bir artış gös-
biri takriben 95.000 olan Afganlı ve Iraklı
ayrıca cenaze, düğün ve sünnet düğünü orga-
ta ve 1.300 kişilik kapasiteye sahiptir. Camiler
terdi. Bunun önemli sebeplerinden biri New
oluşturmaktadır.1 Alman asıllı Müslümanla-
nizeleri yapılmaktadır. Bunlardan başka boş
yapı anlamında ibadetler için bir toplanma
York’ta, Londra’da ve Madrid’de görülen islam-
rın – özellikle İslam dinini seçmiş olanların –
zaman değerlendirme ve spor aktiviteleri
yeri olsa da, bunun ötesinde hareketli bir cema-
cı-fundamentalist eylemler, diğeri ise Alman
sayısı tahminen 50.000 civarındadır.
yanında sosyal danışma hizmetleri de sunul-
atin buluşma ve sosyal mekanıdır da aynı
maktadır. Cami cemaatleri çoğunlukla kayıtlı
zamanda. Bu açıdan cami, Hristiyanlıktaki
bir dernek statüsüne sahiptir ve federal çapta
gibi bir spiritüel mekan değildir.
toplumunda besbelli yaşanan dönüşümler
olmuştur. Müslüman ülkelerden gelerek Alman­
Islam’da mezheplere ve inanç şekillerine göre
ya’yı yeni vatanları yapmış olan milyonlarca
bir sınıflandırma ortalama 2,5 milyon Sünni
faaliyet gösteren birlik ya da çatı kuruluşları-
insanın etkisiyle Federal Almanya Cumhuri­
yanında çoğunluğu Türkiye kökenli yaklaşık
na bağlıdırlar. Cami derneklerine ve kuruluş-
Müslümanların ibadet yerlerinde, Türkiye’de
yeti’nin çehresi de değişmiştir: Kilise kulele-
500.000 Alevi ve 200.000 Şii yaşadığını orta-
lara üye olanlar, Müslümanların sadece yüzde
veya diğer Arap ülkelerinde eğitim görmüş
rinin yanında yükselen minareler, alışveriş
ya koymaktadır. Federal Cumhuriyet verileri-
10 ila 15’ini oluşturmaktadır. Almanya’daki
olan ve Federal Almanya’ya belli bir süre için
merkezlerinde dolaşan başörtülü kadınlar,
ne göre Ahmedilerin sayısı 40.000 civarında-
en büyük Müslüman kuruluşları şunlardır:
gönderilen imamlar çoğunlukla görev yapmak­
Almanların en çok tercih ettiği yemek haline
dır. Bunun yanında Nusayriler, Zaidiler ve
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DITIB), Alman­
tadırlar. Bu “ithal imamların“ Almanya’daki
gelen, İslami açıdan sakıncalı olmayan döner.
İsmaililer gibi sayıca daha az olan grupların
ya İslam Konseyi, Almanya Müslümanlar Mer-
Müslümanların gerçekliklerini tanımadıkları
Peki bu dünya dini neyi temsil etmektedir
varlığı da bilinmektedir. Dikkate alınması
kez Konseyi (ZMD) ve İslam Kültür Merkezle-
sürekli eleştirilmekte ve bu sebeple de imam-
gerçekte? Mensupları nasıl düşünmektedir ve
gereken bir veri de, resmi olarak İslam ümme-
ri Birliği (VIKZ). Bu kuruluşlar 2007 baharın-
ların Alman üniversitelerinde eğitim alabil-
neye inanmaktadır? Almanya ve dünya Müs-
tine (dünya çapındaki İslam topluluğu) dahil
da Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kon-
meleri hususunda siyaset dünyasında gittikçe
lümanları kimlerdir?
olup da kendileri için dinin hiç bir işlevinin
seyi (KMD) adı altında biraraya geldiler ve
artan oranda girişimlerde bulunulmaktadır.
olmadığı, sadece aileden alınan bir miras
böylece Almanya’da İslam konusunda söz hak-
İmamlar yanında okullarda din eğitimi de ver­
konumunda olduğu ve “kültür Müslümanları“
kı talebinde bulunmaktadırlar.
ecek olan öğretmenlerin eğitildiği, İslam dini
Almanya’da Müslümanlar
olarak adlandırılan Müslümanların dikkate
Almanya’da yaklaşık 3,2 ila 3,5 milyon arası
değer bir oranı oluşturmasıdır.
Tahminlere göre Almanya’da aralarında yak-
Münster ve Osnabrück’te bulunmaktadır. Tüm
laşık 150’si klasik yapıda – kubbeli ve mina-
bu çabaların hedefi, İslam’ın Almanya’da artan
insan yaşamaktadır. Bu rakam, Alman vatan-
Almanya’da yaşayan Müslümanların dini ve
reli – denilebilecek yaklaşık 2.600 cami bulun-
önemini dikkate alarak öğrencilerin ve yetiş-
daşı olan Müslümanların toplamını (takriben
kültürel anlamda söz konusu olan çeşitliliği,
maktadır. Cami yapımı son yıllarda oldukça
kinlerin dini ihtiyaçlarını uygun şekilde kar-
Müslüman kökenli ya da Müslüman olmuş
| 76 |
büyük cami Duisburg-Marxloh’da bulunmak-
pedagoji kürsüleri şu an Nürnberg-Erlangen,
bir milyon) ve İslam’ın karakteristik olduğu
az ve dağınık örgütlenme biçimine de yansı-
artarken, 100 civarında inşa planından birka-
şılayabilmek, bunu yaparken de alanı dinci
ülkelerden gelen göçmenlerin toplamını ifade
maktadır. Aynı milliyetten olanları biraraya
çı ülke çapında tanındı. Tartışma konusunu
fanatiklere terketmemektir.
eden tahmini değerdir. En büyük grupları, yak-
getiren yerel cami cemaatleri, organize olmuş
caminin büyüklüğü ve minarelerin yüksekli-
laşık 2,4 milyon Türk ve Türk asıllı, 190.000
en küçük yapılanmayı göstermektedir. Bura-
ği oluşturuyor. Şimdiye dek yapılmış olan en
| 77 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
İslam’ın Temsil Ettiği
dur. Bu sebeple Muhammed Müslümanlar
İslam ortaya çıktığı Arap Yarımadası’ndan
için sadece uzun bir silsiledeki bir peygam-
bütün Ön ve Orta Asya’ya, Kuzey Afrika ve
ber olarak değil, aynı zamanda kendisinden
Filipinlere kadar Güneydoğu Asya’ya yayılmış-
önceki peygamberleri tastik eden ve tamam-
tır. Avrupa’da, Balkanlardaki Osmanlı egemen-
layan, peygamberlerin sonuncusu, “Peygamber­
liğinden kalma bugünkü Bosna, Arnavutluk
lerin Mührü“ olarak görülmektedir. Kuran’da
ve Kosova’da Müslüman nüfus oluşmuştur.
sabitlenmiş olan vahyin son ve tartışmasız
19. yüzyıldan itibaren göçlerle birlikte İslam
hakikat olarak kabul edilmesi Kuran’ın eleşti-
Batı Avrupa ve Kuzey Amerika başta olmak
rel tefsirlerini ve hatta İslam’ın gelişmesini
üzere bütün dünyaya yayılmıştır. En büyük
zorlaştıran bir durumdur.
Müslüman nüfus Endonezya, Pakistan, Bangladeş, Hindistan, Türkiye ve Mısır’da vardır.
Yine de kemikleşmiş, esnek olmayan bir İslam
Bugün yeryüzünde yaklaşık 1,2 milyar Müs-
anlayışına dikkat çeken ve İslami hukuk kural-
lüman – dünya nüfusunun beşte biri – yaşa-
ları tarafından geliştirilmiş ve zamanla geçer-
maktadır.2
liliğini yitirmiş normlar sistemine karşı kör
itaati eleştiren reform hareketleri de mevcut-
Müslümanları birleştiren Allah’a ve Kuran’da
tur. Burada bir önemli husus da Kuran ayetle-
yer alan, peygamber Muhammed aracılığıyla
rinin zamana uygun bir düzenlemesinin gerek-
gönderilmiş olan vahye inanmaktır. Buna göre
liliğidir. Tartışmasız olan, İslam’da bir refor-
Müslüman, Kuran’ı bir tek Tanrı olan Allah’ın
mun sadece içteki bir süreçle gerçekleşebile-
vahyi olarak kabul eden kişidir. İslam ve Müs­
ceğidir. Laik Türkiye Cumhuriyeti yanında
lüman kavramları Arapça’daki aslama (teslim
reformistlerin ümidi, İslam hususunda eleşti-
olmak) fiilinden türetilmiştir; bu doğrultuda
rel yaklaşım gösterebilme imkanı ve özgürlü-
İslam teslim olunan, Müslüman da teslim olan­
ğüne sahip olan özellikle Avrupa’daki 15 mil-
dır. Muhammedci tanımlamasını Müslümanlar
yon Müslümana bağlanmaktadır.
tamamen reddetmektedir: Müslümanlar
Muhammed’e değil Allaha ibadet ederler.
Günlük Yaşamda İslam
| 78 |
Bir peygamber aracılığıyla ortaya çıkışı
Müslümanlar için “İslam’ın Beş Şartı“ olarak
İslam’ın önemli bir özelliğidir. Gerçekten de
tanımlanan ve dini mükellefiyet yaşına erişmiş
Muhammed kendini Tanrı tarafından eski
her kadın ve erkek için yerine getirilmesi gere­
ahitin İbrahim’dan başlayarak Musa ve Müs-
ken beş temel vecibe vardır.3 İlk şart Kelime-i
lümanlar tarafından Tanrının oğlu olarak değil
Şehadet, Müslümanların Allah’ın birliğini ve
de peygamber olarak kabul edilen İsa’ya kadar
Muhammedin peygamber olarak gönderilme-
olan diğer peygamberleri gibi aynı görevle gön­
sini kabul etmesidir; aynı zamanda Kelime-i
rak verilmektedir. Beşinci şart da hacca git-
Peygamberin yapıp etmeleri Allah tarafından
derildiğini görmüştür. Peygamberlerin gönde-
Şehadet’le Kuran, Muhammede vahyolunan
mektir. Haccın esası Kabe’nin etrafında yedi
yönlendirildiği şeklinde algılandığı için,
rilmesi hep aynı amacı taşımıştır: İnsanları
Tanrı kelamı olarak kabul edilir. İkinci şart
defa dönmekten oluşur. Masraflı olması sebe-
Muham­med’in hayat tarzına uyanlar doğru
puta tapıcılıktan vazgeçirmek, hesap günün-
namaz kılmak her Müslüman için günde beş
biyle her Müslüman bu vecibeyi yerine geti-
davrananlardır. Kuran ve sünnet Müslüman-
de korumak ve hakikat olan bir tek Tanrıyı ve
vakit farzdır ve önce abdest alınması gerekir,
rememektedirler; kim ama buna rağmen yapar-
lar için, şeriat olarak adlandırılan İslam
onun yasalarını bildirmek. Bu mesaj ilk etapta
namazda vücut Mekke’ye doğru yönelmiş
sa “Hacı“ unvanını almakta ve saygı görmek-
hukukunun en önemli esasları olarak görül-
İslam’da inanmayanları ve politeistleri muha-
durumdadır. Bir diğer dini vecibe Ramazan
tedir.
mektedir.
tap almaktaydı. Her iki tek tanrılı dinlerin
ayında oruç tutmaktır. Oruç yeme içmenin
mensupları – Yahudiler ve Hristiyanlar – ise
kesilmesi ve cinsellikten uzak durmaktır ama
İslam’da Tanrı tarafından vahyolunmuş ilahi
Olumsuz anlamdaki bir diğer tartışma da
inananlar olarak kabul ve saygı görmekte, ne
buna sadece gün içerisinde uymak gerekir.
irade hükümleri bir bütün olarak yer almaz,
başörtüsü emri – ya da yasağı – etrafında
var ki vahyolunan ilahi hükümleri, İsa’nın
Zekat vermek bir diğer vecibeyi oluşturur.
tersine farklı kaynaklara dayanmaktadır.
sürdürülmektedir. Kuran’da kadınlar için bir
insan ve Tanrı seviyesinde bir tutulması örne-
Ümmet başlangıçtan beri güçlülerin zayıfları
Kuran bir dizi emir ve yasakları bildirmekte-
örtü emrine ilişkin bir işaret söz konusu
ğinde olduğu gibi değiştirdikleri için Kuran’da
koruduğu bir dayanışma toplumu olarak anla-
dir ama tam kesin olmayanlar da vardır. Mese-
olmadığı halde, bunu dolaylı olarak ifade
yerilmektedirler. İslami açıdan da bu durumda
şılır. Aynı şekilde günümüzde de bazı Müslü-
la Kuran’da günde beş vakit namaz emredil-
eden sureler vardır. Kadının örtünmesi sonuç-
yeni bir peygamber etkisini zorunlu kılan Tanrı
man ülkelerde toplanmasa da kendini bunun-
miştir ama bunun kuralları ise sünnetten,
ta İslam teologları arasında da tartışmalı olan
hükümlerinin bozulmuş olması söz konusu-
la islah etmek ve arındırmak için gönüllü ola-
yani hadis rivayetlerinden öğrenilmektedir.
bir yorum meselesidir. Müslüman kadınların
| 79 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
kamusal alandaki pratikleri, bütün vücudu
hoşluk verici her tür madde) ve domuz eti
kapatan bir örtüden (burka), başörtüsüne
tüketimi yasaktır.
kadar ya da hiçbir örtü şeklini kullanmamaya
kadar uzanmaktadır. Günlük yaşamdaki bir
diğer dini hüküm olarak yiyecek ve içeceklerle
Herşey Muhammed’le Başladı
ilgili emir ve yasaklar mevcuttur. Buna göre
İslam’ın çıkış noktası Arap Yarımadası’nda
Müslümanlar için alkol kullanımı (ya da sar-
yer alan ticaretle gelişen Mekke şehridir.
Zaman tablosu: Muhammed´den bugüne kadar
Milattan sonra 570
Muhammed´in Mekke´de doğuşu
610 civarı
Muhammed´in melek Jibril tarafınca çağrılışı
622
Peygamberin Medîne´ye hicreti
İslam takviminde yıl 1
632
Peygamberin Medîne´de ölümü
632-634
İlk halîfe Ebubekir
638
Halîfe Ömer Kudüs´ü fethediyor
656-661
Muhammed´in amcasının ve damadının hilâfeti
660-750
Emevîler hanedanı
680
Kerbela muharebesi
732
Tours ve Poitiers muharebesi. Karl Martell berberleri geri atıyor
750-1250
Bağdat´ta Abbâsîler hilâfeti
874
Şiîlerin onikinci imamının “kaybolması”
929-1031
Cordoba hilâfeti
1071
Anadolu´nun Türkler´ce fethinin başlaması
1085
Toledo´nun Hırıstiyanlar tarafından geri alınması (Reconquista)
1095-1099
Hırıstiyanların birinci haclı seferi ve Kudüs´ün fethi
1187
Salahaddin Kudüs´ü fethediyor
1258
Bağdat´ın Moğollar tarafınca harab edilmesi
1335
Abbâsi hilâfetin bitişi
1453
Balkanların Türkler tarafınca fethinin başlaması
1529
Konstantinopel´in Osmanlılar tarafınca fethi
1683
Osmanlıların Birinci Viyana Kuşatması
1798
Bonaparte´ın Mısır´a gelişi
1830
Cezayir´de Fransız sömürgesinin başlaması
1919
Mustafa Kemal (Atatürk) ile Türk milliyetçi akımın başlaması
1920
Sevre anlaşması. Türkiye´nin ve Ortadoğu´nun
med 632 senesinde vefat ettiğinde birçok kabi-
Küçükken yetim kalmış ve akrabalarının
leyi yeni topluluğa (ümmete) katmak için yapı-
yanında büyümüş, ilk olarak 25 yaşlarında
lan akınların da etkisiyle Arap kabilelerinin
kendinden daha yaşlı bir tüccar dul kadınla
büyük bir kısmı İslam ümmetine katılmış
yaptığı evlilikle birlikte toplumsal statü ve
durumdaydı. Bu tarihi oluşum, aynı zamanda
ekonomik bağımsızlık kazanmıştır. Peygam-
kabile üyelerinin diğer kabile üyelerine karşı
berlikle 610 senesinde görevlendirilmiştir:
yükümlü olduğu değil de, bir Müslümanın
Önce rüyada sonra Hira mağarasında inziva-
diğer bir Müslümana karşı yükümlü olduğu
ya çekildiğinde Cebrail gelip Tanrının sözleri-
bir Arap devletinin oluşum sürecini de ifade
ni ona aktarmıştır. Düşmanlıkların ve kabile-
etmektedir.
ler arası kann davalarının hakim olduğu bir
Entente güçleri tarafınca bölüştürülmesi
1923
Türkiye Cumhuriyeti´nin laik devlet ilan edilmesi
1924
Osmanlı Hilâfeti´nin Türk Millet Meclisi´nce kaldırılması
1961
Almanya Federal Cumhuriyeti ve Türkiye arasında işçi alma anlaşması
1963
Almanya Federal Cumhuriyeti ve Fas arasında işçi alma anlaşması
1979
İran´da İslamî devrim
1992
Bağımsız Bosna Hersek Cumhuriyeti´nin kuruluşu
Bertelsm a n n Stiftung
| 80 |
Muhammed burada 570 senesinde doğmuştur.
ortamda Muhammed öncelikle sadece küçük
Muhammed’in halefi olmadığı için, hakim
bir topluluk içinde peygamberliğini ilan ede-
farklı aileler arasında bir tartışma çıkaran ve
bildi. Üzerine düşmanlık ve kıskançlık topla-
sonuçta İslam ümmetinin Sünni ve Şii olarak
yınca 622’de taraftarlarıyla birlikte yakın bir
gruplara ayrılmasına yol açan bir halifelik
şehir olan Yesrib’e – sonraki Medine: Peygam-
makamı oluşturulmuştur. Peygamber ailesi,
ber şehri – göç etmeye mecbur kaldı. Hicret
Benî Ümeyye saltanatına karşı haklarını ara-
olarak adlandırılan bu göç, sonradan yeni bir
mak için kendi grubunu (Şia) kurmuş ve
zaman hesaplaması ve İslami takvim için sene
680’de Kerbela’da peygamber ailesi taraftarla-
1 olarak ilan edilerek İslam tarihinde bir dönüm
rı katledilmiştir. Bu hadise, güçlü bir tutku ve
noktasını oluşturmuştur. Peygamber Muham-
şehitlik kültüyle donatılmış olan Şii dindarlı-
| 81 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
ğının çıkış noktasını oluşturmaktadır. Ümme-
olarak hakim bir durumdadır ama başka mil-
tin kendi içindeki bu çatışmalar, bu yeni dinin
liyetlerden olan Müslümanlar da dini inançla-
yayılmasına zarar verememiş, İslam Ortaçağ’a
rını kendi usullerine göre yaşatmaktadırlar.
gelene kadar Asya, Kuzey Afrika ve – Hristiyan
Avrupa ile yaşanan çatışmalarla – İspanya’ya
Bir zamanların Müslüman göçmenleri artık
kadar yayılmıştır. Türk Sultanlığıyla, Birinci
üçüncü, dördüncü kuşak olarak Almanya’da
Dünya Savaşı’yla yıkılan ve laik Türkiye Cum­
varlıklarını sürdürmekte ve bu ülkenin çehre-
huriyeti’nin doğduğu Akdenizin en büyük ve
sini gittikçe daha fazla değiştirmekteler. Mina-
sonuncu imparatorluğu kurulmuştur.
reli camiler şehir tablosuna girmeye başladı,
Avrupa’da İslam sadece Balkanlarda bir tarihi
tek tük de olsa Müslüman mezarlıklarına rast­
gelenek oluştururken, Avrupa’nın yeni ve
lanmakta. İlk misafir işçilerin torunları artık
büyük Müslüman toplulukları 1950’lerden
burada topluma karıştı ve burada okula gidi-
itibaren başlayan işçi ve mülteci göçünün bir
yorlar. Okul çağındaki Müslümanların sayısı
sonucu oluşmuştur.
devlet tarafından yönlendirilen bir İslam din
dersini son derece gerekli kılan bir sayıya,
yaklaşık 1,2 milyona tekabül etmekte. Kuşku-
Diasporada Bir Dünya Dini
suz Almanya’nın Müslüman halkı, genel hal­
Almanya’da İslam’ın tarihi büyük oranda göç-
ktan oldukça daha genç. Demografik gelişim-
menlik olgusuyla belirlenmiştir. İlk olarak
ler, yeni göçler ve yüksek doğum oranı, bazı
küçük bir Müslüman topluluk Birinci Dünya
öngörülere göre 2050’de Almanya’nın bazı
Savaşı’ndan önce Almanya’da mevcuttu ama
şehirlerinde Müslümanların çoğunluğu oluş-
1925’teki nüfus sayımında 3000’den daha az
turmasına yol açacaktır.
sayıda kişinin Hristiyanlık ve Yahudilik dışında bir dine mensup olduğu tespit edilmişti.
İlk kez 1961’de Türkiye ile yapılan işçi alımı
Bilgi Olmadan Diyalog da Olmaz
sözleşmelerinden itibaren Müslümanlar büyük
Bugün artık biliniyor: İslam’ın önemi, Almanya
gruplarla Almanya’ya gelmeye başlamışlardır.
ve Avrupa’da gelecekte de gittikçe artacaktır.
Sonraki yıllarda diğer Müslüman göçmen
Göçler ve Müslüman kadınların yüksek doğum
akımları Balkanlardan, Kuzey Afrikadan ve
oranı sebebiyle sırf sayısal olarak bile Avrupa
Orta Doğu’dan günümüze kadar ulaşmıştır.
şehirlerindeki Müslümanların sayısı artacak-
nın üstesinden gelecektir. Kim bu bilgiye
Açıklamalar
1
Federal hükümetin, Birlik 90 / Yeşiller Gru­
bu’nun “İslam’ın Almanya’daki hukuki eşitlik
durumu“ hakkında 18.04.2007 tarihli soru
önergesine verdiği cevap.
2
Burada ve devamında bakınız: Halm, H.: Der
Islam – Geschichte und Gegenwart. München
2000.
3
Günlük hayatta İslam’a genel bir bakış için
bakınız: Spuler-Stegemann, U.: Islam – Die 101
wichtigsten Fragen. München 2007.
Bu göçmenleri iyi eğitimliler yanında büyük
tır. Üstelik pek çok Müslüman, Avrupalı Hris-
sahip olursa yapıcı bir diyaloğu başlatabile-
çoğunlukla siyasi mülteciler, sığınmacılar ve
tiyanlardan daha fazla inançlarına bağlıdır.
cektir. Çok etikli bir toplum dahilinde barış
savaştan dolayı gelen mülteciler oluşturmak-
Bu durum yabancı bir kültürel ortamda dinle-
içerisinde bir birlikte yaşam göz önüne alın-
tadır. Almanya’da uygun ibadet yerleriyle,
rini bir kimlik sembolü haline getiren göçmen
dığında kendi inanç esaslarıyla başkalarınınki
eğitim tesisleriyle ve işyerleriyle Müslüman-
Müslümanların diaspora ortamıyla da ilgili.
arasında bir etkileşim olarak bu türden bir
lara uygun bir yapılanmanın mevcut olmama-
Aynı zamanda göç kökeninde görülen çeşitlilik
dinlerarası dialog oluşturulması kaçınılmazdır.
sından dolayı bu insanların dini ihtiyaçlarının
ve farklı dini gelenekler, “tek tip bir“ İslam’ın
Din Monitörü aracılığıyla Bertelsmann Vakfı
uzun süre gereğince dikkate alınmaması
olmadığını açık şekilde göstermektedir. Alman­
işte bu diyalog çabasına bir katkıda bulunmak
büyük bir problem oluşturmuştur. Öte yan-
ya’daki Müslümanlar kişisel biyografilerine
istemiştir.
dan bu sorun sadece Alman devletinin bir
göre kendi dini inançlarını son derece farklı
ihmalinden değil, göçmenlerin kendilerinin
anlatmakta ve yaşamaktadırlar ve bu da Alman­
büyük çoğunlukla sadece geçici bir oturum
ya’daki İslam’ın zengin bir çeşitliliğini sağla-
planlamış olmalarından kaynaklanmıştır.
maktadır.
Uyum politikası açısından, Müslüman ve göç-
| 82 |
menlerin haklarına yönelik bu üvey evlat
Bu bağlamda bu inancın arkasında yer alan
muamelesi bugün dahi aşılması gereken bir
İslam ve Müslümanlar hakkında daha fazla
sorun olarak karşımızda durmaktadır. Göçün
bilgi edinmek daha bir önem kazanmaktadır.
sebeplerindeki ve gelinen ülkelerdeki çeşitli-
Ancak gerekli bilgiyle donanmış olan kişi,
lik, Almanya’daki İslam’ın bugünkü çeşitlili-
dünya çapındaki İslam fobisiyle yüzleşebilmek
ğinin de sebebidir. Kuşkusuz Türk İslamı sayı
için temel şart olarak kendi kişisel korkuları-
| 83 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Küçük İslam Sözlüğü
Aleviler İçinde Şiadan ve İslam
Dua İnançlı kişi duada doğrudan
İslam’da Reform Batılı seküler top-
Kuran İslam’ın kutsal kitabı. İçinde
Örtü Örtü geleneksel olarak kadın-
Tasavvuf İslam’da sufilik. Tasavvuf
­tasavvufundan elementler barındıran
doğruya Allah’tan günahlarının affını
lumlarla etkileşim, özellikle Avrupa’da
peygamber Muhammed’e gönderilen
lar ve ergenlik çağına gelmiş kızlar
ehli İslam’ın içsel hakikatine vurgu
Alevilik 13. yüzyılda Anadolu’da orta-
veya isteklerinin yerine getirilmesini
yaşayan Müslümanları İslam’da dini
ilahi vahiyler yer almaktadır.
tarafından kullanılmaktadır.
yaparlar. Tanrı’da yok olmak ve şeria-
ya çıkmıştır. Almanya’da tahminen
ister. Dua ederken uyulması gereken
hukuki düzenlemelerle nasıl hareket
Melek Meleklere iman, imanın
Oruç Ramazan ayında oruç tutmak
tın içselleştirilmesi hedefleri arasın-
300.000 ila 700.000 arasında Alevi
belirlenmiş zaman dilimleri ya da be-
edileceği konusuna ve batılı değer
şartlarından biridir. Buna göre melek-
İslam’ın Beş Şartı’ndan biridir. Oruç
dadır.
yaşamaktadır. Aleviler İslam’ın Beş
den hareketleri yoktur.
yargılarını kabul etmeye ilişkin bir
ler Allah ve insan arasında aracı göre-
güneşin doğuşundan batışına kadar
Tektanrıcılık İslam tek tanrılı bir
Şartı’nı ve İslam hukukunu bağlayıcı
Hac Mekke’ye yapılan hac İslam’ın
reform talebinde bulunmaya itmiştir.
vi gören kanatlı ve doğa üstü varlık-
olan süre içinde yemek içmek, cinsel
dindir. Tanrının birliği ve benzerinin
olarak kabul etmedikleri gibi Alevi
Beş Şartı’ndan birini oluşturur. Her
İslam’ın Beş Şartı İslam’daki temel
lardır.
ilişki ve sigara içmekten uzak durma-
olmaması (tevhid) imanın esasını
kadınlar da geleneksel olarak başör-
Müslüman ömründe bir kez hacca git-
farzları ifade eder. Bunlar Kelime-i
Müftü Fetva verme yetkisi olan din
yı ifade eder. Buna karşın Aleviler
oluşturur.
tüsü kullanmazlar.
melidir.
Şehadet getirmek, namaz kılmak,
adamı için kullanılan terimdir. Fetva-
Muharrem orucunu kabul ederler
Ümmet Dünya çapındaki Müslü-
Ali Peygamberin amca oğlu ve dama-
Hadis Muhammed’in rivayet edilen
oruç tutmak, zekat vermek ve hacca
ların hiçbir şekilde bağlayıcı bir ka-
ama bu da dini bir vecibe olarak gö-
man topluluk.
dı, raşit halifelerin dördüncüsü. Şiiler
sözleri ve hal ve davranışları için kul-
gitmektir.
rakteri yoktur, sadece tavsiye babında
rülmemektedir.
Yeniden dirilme Müslümanlar
için ilk imam olarak Muhammed’in asıl
lanılan terimdir.
Kelime-i Şehadet getirmek İsla-
fetva verilebilir.
Şeriat İslam hukuku. Kuran’a, ha-
­kıyamet gününde yeniden dirilmeye
halefi kabul edilmektedir.
Hicret Muhammed’in Mekke’den
mı kabul etmek Kelime-i Şehadet’i te-
Muhammed 570’de Mekke’de doğ-
dislere, icma ve kıyasa dayalı, Müslü-
ve hesap gününde ya günahkar olarak
Avrupa’da İslam Tahminlere göre
Medine’ye gidişini ifade eden hicretin
laffuz etmekle gerçekleşir. Kelime-i
muş ve 632’de Medine’de ölmüş olan
manlar için bağlayıcı olan hükümle-
cehenneme gideceklerine ya da ina-
AB üyesi ülkelerde yaklaşık 13 milyon
gerçekleştiği 622 senesi ile İslami
Şehadet İslam’ın Beş Şartı’ndan ilkini
İslam peygamberi. “Allah Resulü“ und
rin tamamını kapsayan, Allah tarafın-
nanlar olarak cennetle şereflenecekle-
Müslüman yaşamaktadır. Almanya’da
takvim başlamıştır.
oluşturur.
“Peygamberlerin Mührü“ olarak, ken-
dan belirlenmiş sistem.
rine inanırlar. Burada insanların, Al-
yaşayanların sayısı ise 3,2 ila 3,5 mil-
İmam Namazları kıldıran kişidir.
Kıble Namazda kıble camide mih-
disine Cebrail tarafından bildirilen
Şiiler Şiiler Müslümanların yaklaşık
lahın rahmetinden ümit etmeleri ol-
yon arası tahmin edilmektedir.
Sünnilerde bu kavram Cuma namazı-
rabla gösterilmiştir. Kıble Mekke’de
ilahi hakikatin son elçisi olarak kabul
yüzde 10 ila 15’ini oluşturmaktadır.
dukça önemlidir.
Avrupa’nın özellikle batılı ülkelerinde
nı kıldıran kişi için de kullanılırken,
bulunan Kabe’yi gösterir. Kabe taştan,
edilir.
Sadece Ali ve neslinin Muhammed
Yiyecek ve içecek hükümleri Müslümanlar din ve devlet ayrımı ve
Şiiler sadece Ali ve neslinden olanları
küp şeklinde bir yapıdır ve Suudi Ara­
Müslüman İslam dini mensubu.
peygamberin halefi olduğuna inan-
Müslümanlara domuz eti ve kan tüke-
de seküler yaşam biçiminin kabulü
İslam toplumunun tek geçerli önderleri
bistan’da bulunan Mekke’nin en büyük
“Muhammedci“ ifadesi, Müslümanlar
maktadırlar.
timi yasaklanmıştır. Buna göre sadece
ile etkileşime girmişlerdir.
olarak imam kabul ederler.
camisinin ortasında yer almaktadır.
Muhammed’e değil, Allah’a ibadet et-
Sünniler Yüzde 85 – 90 oranıyla
kesilmiş hayvanların etleri yenebilir
Cami Müslümanların ibadet edip
İman İslam’ın Beş Şartı yanında
Kitap ehli Hristiyanlar, Yahudiler ve
tikleri için genel olarak kabul edilme-
dünyadaki en büyük Müslüman toplu-
(helal). Ayrıca içki içmek de İslam hu-
namaz kıldıkları mekan. Vaaz verilen
İmanın Şartları da yer almaktadır.
Zerdüştler, tek tanrılı dinler olduğun-
mektedir.
luğu oluşturan İslam’daki dört mezhe-
kukuna göre yasaktır.
Cuma namazının kılındığı cami ve
­Sayısı altı olan bu şartlar şunlardır:
dan ve vahyedilmiş kitapları olduğun-
Namaz Namaz İslam’daki en önemli
bin mensuplarını ifade eder. Şiilerden
Zekat Zekat İslam’ın Beş Şartı’ndan
diğerleri birbirinden ayrılmaktadır.
Allahın varlığına ve birliğine iman,
dan, İslam hukuku babında kitap ehli
farzı teşkil etmektedir ve günde beş
farklı olarak kendilerini Müslüman
biridir ve özellikle fakirlere verilir.
Cuma namazı Haftanın en önemli
meleklerine iman, kitaplarına iman,
olarak kabul edilmektedirler. Müslü-
kez belli vakitlerde, belirli beden ha-
ümmetinin temsilcisi ve peygamberin
namazı Cuma namazıdır. Her yetişkin
peygamberlerine iman, ahiret gününe
manlarla eşit haklara sahip olmasalar
reketleri ile kılınması gerekir.
erkek Müslüman için Cuma namazına
iman ve kadere iman.
da olarak özel bir cizye vergisi ödeye-
katılmak farzdır ama kadınlar katılıp
İslam 1,3 milyar mensubuyla İslam,
rek “korunması gerekenler“ statüsün-
katılmayacakları konusunda serbest-
Hristiyanlıktan sonraki ikinci büyük
de kalmışlardır.
tirler.
pratiklerinin (sünnet) takipçisi olarak
tanımlamaktadırlar.
dünya dinidir. İslam Arapça’da
“Tanrı’ya teslim olmak“, yani tek olan,
herşeye gücü yeten ve herşeyi bilen
yaratıcıya, Allah’a tamamen teslimiyettir.
| 84 |
| 85 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
www.religionsmonitor.com
Dindarlığı bireysel bazda ölçen internet portalı
.Dindarlık her zaman son derece kişiye özel
Din Monitörü sadece uzmanlara has bilimsel
bir konu olagelmiştir. www.religionsmonitor.
bir enstrüman olmanın ötesinde her internet
com internet portalı dileyenlere kendi dindar-
kullanıcısı için de kendi kişisel dindarlık
lık profillerini kişisel bazda çıkartma imkanı
derecesini ölçmeye yönelik bir imkandır. –
sunmaktadır.
dindarlık ister belirli bir dinin yansıması
olsun, ister öznel eğilim ve idraklerin.
“Ne kadar dindarım?“ “Dini tutum ve davranışlar hayatımı ne derece etkiliyor?“ Bu soru-
Oluşturulan online anket bu bilimsel araştır-
lar sadece kilisenin ya da diğer dini cemaatle-
manın temelini oluşturan anket formunun
rin üyelerini değil, bilakis kurumsallaşmamış
büyük bir kısmını içermektedir. İşlemin
dinlerin mensuplarını da ilgilendirmektedir.
sonunda internet kullanıcısı kendi dindarlık
İşte bu hususta Din Monitörü yetkin bir des-
profilini bireysel bazda değerlendirerek ülke-
tek sunmaktadır.
sine dair çıkan sonuçlarla bir karşılaştırma
www.religionsmonitor.com hakkında bazı görüşler:
yapabilmektedir.
•
Mükemmel bir fırsat
•
Dindarlığın Çeşitliliği ve Zenginliği
Araştırmanın henüz başladığı ilk aylarda dahi
“Söz konusu online anket mükemmel bir fırsat!
“Ortaya çıkan bireysel dindarlık profilim beni
yaklaşık 100 ülkeden on binlerce kişi bu
Öğrencilerim formu ders esnasında doldurdu-
öncelikle şaşırttı. Sonuca göre herhangi bir
imkandan faydalandı. Anket formuna daha
lar. Daha önce konu hakkında konuşmaktan
kiliseye mensup olmadığım halde çok dindar
fazla sayıda insanın ulaşmasını sağlamak için
kaçınan ve kendilerini bilinçli ateistler olarak
kategorisindeyim. Hazırlanan sorular dindar-
formun Almanca, Türkçe ve İngilizce versi-
tanımlayan öğrenciler bile birden bire dini
lığın sadece büyük dinlerin öğretilerinden
yonlarına ek olarak İspanyolca ve Arapça ver-
deneyimler ve hisler hakkında konuşmaya
ibaret olmadığını gözler önüne sermekte.
siyonu da hazırlanma aşamasındadır.
başladılar.“
Kişisel anlam arayışı bunun çok daha ötesin-
Din Dersi Öğretmeni
de ve çok boyutlu ama ne var ki genellikle
pek ciddiye alınmayan bir durum. Bu fenomeni de önemsediğiniz için teşekkürler.“
•
Şaşırtıcı bir sonuç
Bir kullanıcı
“Din Monitörü aile çevremizde şaşırtıcı bir
sonuç ortaya koydu. Bir akşam tartışma konumuz şuydu: ‚Çocuklarımızı ne derece dindar
yetiştirmek istiyoruz?‘ Ankette yöneltilen sorular sayesinde aslında hiç de düşündüğümüz
gibi aynı görüşleri paylaşmadığımızı anlamış
olduk.“
Kilise cemaati sözcüsü
| 86 |
| 87 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Bertelsmann Vakfı
Özgür bir toplumda sorumluluk için girişim. –
­Bertelsmann Vakfı bağımsız uzmanlarla geleceğe
dönük bir toplum yararına konseptler geliştirmekte
ve 30 yılı aşkın bir süreden beri daha fazla katılım
ve etkinlik için çalışmalar yürütmektedir.
Temellerimiz
Hedeflerimiz
1977 yılında Reinhard Mohn tarafından top-
•Bertelsmann Vakfı olarak şu sahalarda
luma yararlı statüsünde kurulan Bertelsmann
Vakfı müdahale edebilen bir tarzda, her hangi
bir kuruma bağlı olmaksızın ve partiler üstü
olarak etkinlik göstermektedir. Vakfedenin
çalışmalar yürütmekteyiz:
•Bireylerin toplumun şekillendirilmesinde
sorumluluk üstlenmeleri;
•Bireylerin kendi yetenek ve eğilimlerini
vizyonu ve çalışmamızın temelini daha fazla
geliştirebilmeleri için imkanlara sahip
katılım ve etkinliğe yönelik bir toplumsal
olmaları;
dönüşüm oluşturmaktadır.
•Toplum ve toplumun fertleri önündeki
engellerin kaldırılması.
göstermekteyiz. Buna paralel olarak geleceğe
ri şeffaflık ve kalite prensipleri çerçevesinde
Yaklaşımlarımız
Bunlar bize göre globalleşen bir dünyaya katı-
dair olası sorunları da önceden tespit ederek
titizlikle yürütürken ancak bu şekilde somut
Toplumu oluşturan bizler böylece onun gele-
lım ve entegre için gerekli olan temelleri oluş-
kalıcı stratejiler geliştirme konusunda çaba
ve geleceğe dönük ekonomik, sosyal ve politik
ceğine dair sorumluluğu da üstlenmiş bulun-
turmaktadır. Vakıf olarak politika, ekonomi ve
sarfetmekteyiz. Bu bağlamda özellikle dinler
çözümler sunabileceğimiz düşüncesindeyiz.
maktayız. Biz vakıf olarak kendimizi bu top-
sivil toplum alanlarının aktörleriyle birlikte bu
ve kültürler arası iletişimin günümüzün
Buradan hareketle uluslararası rekabet için
lumun ayrılmaz bir parçası olarak görmekte-
düzlemlerde etkili ve uygulanabilir çözümler
küreselleşmiş dünyasında önemi artmaktadır.
üretilecek olan en iyi fikirlere ve sunulacak
yiz. Geleceği elbirliğiyle şekillendirebilmek
üretip geliştirmekteyiz. Değişimler için gere-
Buna ilişkin olarak da Din Monitörü ve diğer
konseptlere açığız. Örnek olarak projelerimiz-
için ihtiyacımız olan şey cesaret, azim ve giri-
ken yaklaşım noktalarının birey ve toplum
projeler çalışmamızın bir parçasını oluştur-
den sadece birkaçını burada belirtmek istiyo-
şimcilik ruhudur. Değerlerimiz ise özgürlük,
ayrıca politik ve ekonomik sistemler olduğu
maktadır.
ruz: Demografik Değişim Aksiyonu, Aile ve İş
rekabet, dayanışma ve insancıllıktan oluş-
düşüncesini taşımaktayız.
Dünyası Dengesi, Din Monitörü, Bertelsmann
maktadır. Ancak bu dört değerin toplamının
Transformasyon Endeksi, Çocukları Erken Teş-
insancıl bir toplumu oluşturacağı düşüncesin-
| 88 |
Çalışma Şeklimiz
vik, İstihdam İnsiyatifi, Anschub.de- iyi ve sağ-
deyiz. İşte bu sebeplerle dünya çapında teş-
Ağırlıklı çalışma alanlarımız
Bünyemizdeki 300 çalışanımız bağımsız
lıklı okul, Yerel ve Bölgeler Yetkinlik Merkezi,
vik edici fikirler aramaktayız ve buna karşılık
Almanya’da ve uluslararası düzeyde toplum-
uzmanlarla birlikte toplumumuzu ilgilendiren
Corporate Social Responsibility, Modern
olarak da kendi düşünce ve yaklaşımlarımızı
sal gelişim, eğitim, sağlık, istihdam, kültür,
ana konular üzerinde yenilikçi projelere iliş-
Düzenleme ve Yeni Sesler Şarkı Yarışması
uluslararası dialog platformuna taşımaktayız.
katılım ve entegrasyon alanlarında etkinlik
kin konseptler geliştirmektedirler. Bu projele-
Ajandası.
| 89 |
Bertelsmann Vakfı
Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Yayınlarımız
Religionsmonitor 2008 /Din Monitörü
Bertelsmann Stiftung (Yay.), Gütersloher Verlagshaus, 1. Baskı, Yayın Yılı 2007, 288
İletişim
sayfa, Broşür, ISBN 978-3-579-06465-9, EUR 14,95 [D] / EUR 15,40 [A] / SFr 27,50
Popüler bilim serisi Almanya’dan, Avusturya’dan ve İsviçre’den elde edilen araştırma sonuçlarını farklı bir şekilde yansıtmakta.
Yazarlar; Piskopos Wolfgang Huber, Kardinal Walter Kasper, Paul Zulehner ve diğerleri.
Uzmanlarımız Din Monitörü’ne ilişkin sorularınızı memnuniyetle yanıtlayacak;
eleştiri ve önerilerinizi dikkate alacaktır.
Bertelsmann Vakfı, Gütersloh, Almanya
Dr. Martin Rieger
Telefon: +49 5241 81-81599
martin.rieger@bertelsmann.de
Dr. des. Ferdinand Mirbach
Telefon: +49 5241 81-81223
ferdinand.mirbach@bertelsmann.de
Was glaubt die Welt? / Dünya neye inanıyor?
Analysen und Kommentare zum Religionsmonitor 2008 / Din Monitörü 2008 Üzerine Analiz ve Yorumlar
Künye
Bertelsmann Stiftung (Yay.), Verlag Bertelsmann Stiftung, 1. Baskı, Yayın Yılı 2008,
© 2008
yaklaşık 700 sayfa, ciltli, ISBN 978-3-89204-949-4; Yayın tarihi: 15 Ekim 2008
Bertelsmann Stiftung
Carl-Bertelsmann-Straße 256
Din Monitörü’ne dair bu Almanca ihtisas yayını edinilen sonuçları uluslararası bir
D-33311 Gütersloh
bakış açısından yansıtıyor. José Casanova, Hans Joas, Volkhard Krech ve David Voas
www.religionsmonitor.de
gibi uzmanlar konuya dair bilimsel analizlerini sunmaktalar.
Dini Yönelimler Programı
Sorumlu:
What the World Believes: / Dünya neye inanıyor?
Analysis and Commentary on the Religion Monitor 2008 / Din Monitörü 2008 Üzerine Analiz ve Yorumlar
Bertelsmann Stiftung (Yay.), Verlag Bertelsmann Stiftung, 1.Baskı, Yayın Yılı 2008,
yaklaşık 700 sayfa, ciltli, ISBN 978-3-89204-989-0; Yayın tarihi: 15 Ekim 2008
Bertelsmann Stiftung (ed.)
What the World Believes
Analysis and Commentary on
the Religion Monitor 2008
Din Monitörü’ne dair bu İngilizce ihtisas yayını edinilen araştırma sonuçlarını uluslararası bir bakış açısından yansıtıyor. José Casanova, Hans Joas, Volkhard Krech ve
David Voas gibi uzmanlar konuya dair bilimsel analizlerini sunmaktalar.
Dr. Martin Rieger
Tasarım
Dom Medien GmbH, 49074 Osnabrück
Baskı Tasarım
Steinbacher, 49080 Osnabrück
Fotoğraflar
Bertelsmann Stiftung, Boris Breuer, caro, ddp, epd, kna,
Thomas Kunsch, PhotoDisc/T. O Keefe, picture alliance
Din Monitörü’nden elde edilen veriler sürekli olarak değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Her bir
ülkeye ait sonuçlar hakkındaki bilgiler, proje sitesi olan www.religionsmonitor.de adresinden indirilebilir. Bu bilgi portalı yine www.religionsmonitor.com. adresinde yer alan online anket ile genişletilmektedir.
Ayrıca her iki site üzerinden aktüel gelişmeleri düzenli olarak bildiren bir e-posta dergi ücretsiz
olarak sipariş edilebilir.
| 90 |
| 91 |
çok dindar. Allaha iman, kişisel ibadet ve camiye gitmek günlük yaşamın
önemli bir parçasını oluştururken cinsiyet, yaş, mezhep ya da köken
faktörlerinden bağımsız olarak Müslümanların yaşamları ve yapıp etmeleri
üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Bu ve diğer birçok sonucu Bertelsmann
Vakfı’nın Din Monitörü ortaya koymaktadır.
Din Monitörü insanların dindarlığı konusunu şimdiye kadar yapılamamış
şekilde bir derinliğe inerek analiz etmektedir. Psikologlar, din bilimcileri,
sosyolog ve teologlar Almanya’da temsili olarak seçilmiş 2000’den fazla
Müslümanın kişisel boyuttaki dindarlıklarını bir mukayeseye tabi tutmuştur.
Buradan elde edilen sonuçlar Almanya’daki Müslümanlarla Müslüman
olmayan çoğunluk toplumu arasındaki uzlaşma ve diyalog çabalarına
önemli bir katkıda bulunmaktadır.
www.religionsmonitor.com
Din Monitörü 2008 | Almanya’daki Müslümanlarda Dindarlık
Almanya’daki Müslümanların yüzde 90’ı dindar, hatta bunun yüzde 41’i
Din Monitörü 2008
Almanya’daki
Müslümanlarda Dindarlık
Dini Düşünce ve
Pratiklere Bir Bakış
Download