Android

advertisement
1.HAFTA
Önsöz
Son yirmi yılda teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler
insanların günlük yaşamını oldukça etkiledi. Bilgisayar
penetrasyonunun artmasıyla birlikte dünya daha dijital bir
hal aldı ve günlük hayattaki tüm bilgiler dijital ortama
aktarılmaya başlandı. Dünyanın ve yaşamın dijitalleşmesi
insanların iş, haberleşme, sosyalleşme, araştırma ve sayısız
nedenden ötürü bu dijital dünyaya her an bağlanma
gereksinimini ortaya çıkardı. Bu gereksinimden ötürü
bilgisayarlar küçüldü, hafifleşti, akıllandı, hızlandı ve artık
insanların ellerinden bırakamayıp sürekli kullandığı cihazlar
haline geldi. Bu durum mobil kavramını farklı bir boyuta
taşıdı. Mobil kavramının içerisindeki ekosistem bir kartopu
gibi büyümeye devam ediyor ve heyecan verici olan bu
kartopunun yuvarlandığı dağın yüksekliği bilinmediğinden
kartopunun ne kadar büyüyeceği hayal edilemiyor.
Önsöz
Mobil ekosistem; bu çalışmanın ilk bölümünde
donanımsal, ikinci bölümünde yazılımsal, üçüncü
bölümünde ise pazarlama odaklı olarak
incelenmiştir. Ayrıca konuların anlatımı global
araştırma firmalarının yaptığı ve açıkladığı
istatistiklerle desteklenmiştir.
Özet
Son zamanlarda bilgisayar endüstrisinde yaşanan hızlı
gelişmeler insanların günlük yaşamını oldukça etkiledi.
Bilgisayar sektöründe yaşanan sıkı rekabet, bilgisayar
parçalarının sürekli küçülmesine, işlevlerinin artmasına ve
fiyatlarının düşmesine neden oldu. Rekabet arttıkça
firmaların bilgisayar üzerindeki kar marjları azaldı. Bu
durum da firmaları yeni, inovatif cihazlar üzerinde
çalışmaya itti. Firmaların üzerinde çalıştığı inovatif ürünler
küçüldükçe insanlar mobil olarak çalışmaya ve yaşamaya
başladı. Kullanılan klasik cep telefonları akıllı cep
telefonlarına, klasik kol saatleri akıllı kol saatlerine,
gözlükler akıllı gözlüklere dönüşürken insanlar artık
işlerini hareket halinde, kolaylıkla ve hızlı bir şekilde
yapmaya başladılar. Bu dönüşüme Nesnelerin İnterneti
kavramı da katılınca artık her şeye sensör yerleştirilebilir
ve bu sensörlerden gelen veriler mobil olarak da
izlenebilir hale geldi.
Özet
Mobil cihaz ekosistemi hem kendi kendini döndüren ve
büyüyen bir oluşum hem de diğer ekosistemlere yardımcı
olan bir araçtır. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte insanlar
birim zamanda daha çok iş ile ilgilenmekte ve daha hızlı bir
yaşam idame etmektedirler. Mobil ekosistem insanlara,
hızlı yaşamları içerisinde işlerini hareket halindeyken
halletmeleri için uygun cihaz ve yazılımlar sunar. Mobil
ekosistem bu nedenle insanların yaşamına sürekli dokunur,
onların yaşamlarıyla bütünleşir ve kendi ömrünü uzatır.
Son dönemde başına “Mobil” kelimesi eklenen Pazarlama,
Ödeme, Bankacılık, Ticaret gibi terimlerin popüler olması
ve gelişime devam etmesi bu yüzdendir.
Özet
Günümüz mobil ekosisteminin akıllı telefon ve tablet
alanlarında Apple, Google, Microsoft, Samsung, HTC, Sony,
LG, Motorola, Vestel ve birçok firma yarışmaktadır. Bu
firmaların amacı; insanların hayatlarına daha çok
dokunmak, insanların ürünleri her an kullanabilmeleri
sağlamaktır. Bazı firmalar bu ekosistemde yazılımsal olarak
bazıları da donanımsal olarak rekabete katkıda
bulunmaktadır.
Giriş
Sony Walkman ‘lerin icadı; Sony şirketi kurucusunun, sık sık
çıktığı uzun yolculuklar sırasında opera dinlemek istemesinden
aldığı ilhama dayandığı söylenir. Bu sorunu görüp ülkesine
dönen ve taşınabilir bir müzik çalar üzerinde çalışan Sony ekibi
sonunda daha taşınabilir bir müzik kutusu üretmeyi başarır ve
buna Walkman adını verir. Walkman adını o yıllarda duymayan
kalmaz ve bu ürün dünyayı kasıp kavurur. Aslında Sony ‘nin
yaptığı tek şey müzik çaları taşınabilir yani mobil hale
getirmekti. Ancak daha sonra Sony, Walkman ‘in devamını
getirmeye yönelik hamleler yaptıysa da Walkman ‘in başarısını
tekrarlayamadı. Ardından bayrağı alan Apple, iPod ürünü ile satış
rekorları kırdı. Günümüzde iPod ‘un özelliklerini de taşıyan
iPhone, iPad gibi taşınabilir ürünleri ile satış rekorları kırmaya
da devam ediyor. Apple ‘ın yeniliklerle kullanıcılarını şaşırtma
çabası onun bu bayrağı kolay kolay elinden bırakmayacağını
göstermektedir.
Giriş
Günümüz mobil ekosisteminde, Apple ‘ın inovatif ve kullanıcı
dostu cep telefonları ve tabletlerine, Google ‘ın açık kaynak
kodlu işletim sistemi olan Android ‘i kullanan cep telefonları
karşı koymaktadır. Android ‘li cihazlar Samsung ‘un liderliğinde
HTC, Sony, LG, Motorola ve birçok firma tarafından
üretilmektedir. Ayrıca Samsung ‘un Android işletim sistemli akıllı
saati olan Gear ‘a Apple, 2015 yılının başlarında Apple Watch ile
karşı bir hamle yapacağını açıklamıştır. Apple ile Android ‘in bu
rekabeti araçlarda, evlerde, gözlüklerde devam etmektedir.
Bunun yanı sıra, aslında diğer firmalardan daha önce mobil
cihazlar için çalışmalar (Windows Mobile) yapmış olan fakat
yaygınlaşmayı başaramayan Microsoft da Nokia ‘yı satın alarak
rakipleri ile aradaki farkı kapatmayı hedeflemektedir.
Giriş
Mobil ekosistemin tarifini yalnızca iOS, Android ve
Windows Phone rekabetine dayandırmak doğru değil.
Bunların dışında, mobil ekosistemin dokunduğu birçok
teknolojik ürünü de mobil ekosisteminin yanına koyabiliriz.
Bebeğin sürekli ateşini ve nabzını ölçen, olumsuz bir
durumda ebeveynlerinin akıllı telefonlarına gönderdiği
bildirimlerle onları uyaran akıllı bir bebek tulumu ya da
evin ışıklandırmasını, ısısını, perdelerini, güvenliğini akıllı
cep telefonu uygulamasıyla kontrol edilebilen akıllı ev
sistemi gibi örnekleri kapsayan “Nesnelerin İnterneti
(IOT)” her ne kadar mobil ekosistemin kapsamında
sayılmasa da bu ekosistem ile iç içe geçmiştir.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
Basit cep telefonlarının sağladığı klasik özelliklerin dışında
birçok gelişmiş özellikleri bulunan, mobil uygulama
mağazalarından uygulama indirilip çalıştırılabilen ve
genellikle dokunmatik ekranlı olan cep telefonlarını akıllı
telefon olarak adlandırabiliriz. Akıllı telefonlarda genel
olarak bulunan bazı gelişmiş özellikler; kişisel asistan, dijital
pusula, media oynatıcısı, gelişmiş video kamera, ivme ölçer,
web tarayıcısı,Yakın Alan İletişimi (NFC) ‘dir.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
Klasik cep telefonlarının gelişimi “0G” (Zeroth Generation) ile
başladı. 0G sistemleri hücresel değildi, birkaç görüşme
yapılabiliyordu ve çok pahalıydı. Elle tutulabilir ilk cep telefonu
Motorola tarafından 1973 ‘te tanıtıldı. Bu telefonlar “1G” (First
Generation) kategorisine girmektedir. 1G sistemlerinde daha
fazla kapsama alanı ve görüşmeye olanak sağlanmasına rağmen
hala analog teknoloji kullanılıyordu ve veri iletişimine olanak
sağlanmıyordu. Ayrıca 1G teknolojisi güvenli değildi, isteyen bir
kişi başka bir kişinin görüşmelerini kolayca dinleyebilirdi.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
1991 yılına gelindiğinde Finlandiya merkezli Radiolinja firması GSM
sektöründeki rekabeti ateşleyen “2G” (Second Generation) dijital
hücresel teknolojisini duyurdu. 2G teknolojisi; daha yüksek kapasite,
daha yüksek ses kalitesi, sesin/verilerin şifrelenmesi gibi
imkanlar sunarak 1G sistemlerinin yerini almıştır. Daha sonra 2G
teknolojisinin 9.6kbps olan düşük internet hızını (veri iletimi) 43.2kbps
‘ye çıkarmayı olanak sağlayan “HSCSD” teknolojisi kullanılmaya
başlanmıştır. HSCSD teknolojisinin sürekli hatları meşgul etmesi
üzerine “GPRS” teknolojisi kullanılmaya başlanmıştır. GPRS, HSCSD
gibi sürekli veri bekleyerek hattı meşgul etmek yerine sadece veri
iletirken hatları kullanmaktadır. GPRS teknolojisinin daha sonra hızı
artırılarak EDGE olarak adlandırılmış ve bu teknoloji kullanılmaya
başlanmıştır. GPRS ve EDGE teknolojileri “2.5G” olarak
adlandırılmaktadır.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
GSM: Global System for Mobile Communications veya
kısaca GSM (Türkçe: Mobil İletişim İçin Küresel Sistem), bir cep
telefonu iletişim protokolüdür.
HSCSD, İngilizce High Speed Circuit Switched Data yani Yüksek Hızlı Şebeke
Anahtarlamalı Veri anlamına gelmektedir. 2G GSM standardında daha yüksek
hızda veri yollamak için geliştirilmiş olurp 43.2 kbps'ye kadar hızlarda veri transferi
sağlar.
Mobil Telefon Sistemlerinin asağıdaki nesilleri vardır:
0G olarak adlandırılan ilk nesil sistemlerde, analog veri akışı kullanılır.
1G olarak adlandırılan ilk nesil sistemlerde, analog veri akışı kullanılır.
2G olarak adlandırılan ikinci nesil sistemlerde sayısal veri akışı kullanılır.
2.5G olarak adlandırılan ikinci nesil sistemlerde devre anahtarlamalı
sistemlere ilave olarak paket bazlı veri iletişimin eklenmesini
(GPRS, EDGE) içeren şebekeleri ifade eder. GSM 2G ve 2.5G kategorisine
giren ikinci nesil bir sistemdir
3G olarak adlandırılan üçüncü nesil sistem ile daha hızlı veri transferi ve
bant genişliğinin daha verimli kullanımı mümkün olmuştur.
4G olarak adlandırılan dördüncü nesil sistem ile kapsama alanı başta
olmak üzere 3G ile çözülememiş olan sorunların çözülmesi
beklenmektedir.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
10 yıl sonra 2001 ‘de ise Japonya merkezli NTT DOCOMO firması
“3G” (Third Generation) standardını duyurdu. 3G teknolojisi; yüksek
hızda veri iletimi, konumlandırma desteği, çoklu ortam dosyalarının
(resim, müzik, video) paylaşımı ve görüntülü konuşma gibi gelişmiş
özellikleri de beraberinde getirdi. 3G sisteminde, yüksek veri iletimini
kullanılırken fazla miktarda işlemci kaynağına gerek duyması nedeniyle
“HSDPA” ve “HSUPA” teknolojileri geliştirilmiştir.
HSUPA (İngilizce High Speed Uplink Packet Access, yani Yüksek Hızlı
Veri Paketi Yükleme İmkanı)
HSDPA, İngilizce High Speed Downlink Packet Access, (Yüksek Hızda
veri paketi indirme bağlantısı). 3G teknolojisi üzerine kurulmuştur.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
3G teknolojisindeki bazı problemler ve çoklu ortam paylaşımlarının
artmasıyla bunalan altyapı sisteminden ötürü “4G” (Fourth
Generation) sistemi üzerinde çalışılmaya başlanmıştır. 2004 yılında yine
NTT DOCOMO firması 4G sistemini duyurmuş ve 2009 yılında ilk
kez Verizon firması basın mensupları önünde 4G testini başarıyla
gerçekleştirmiştir. 4G standartı, 3G sistemlerine göre teorik olarak 10
kat daha hızlıdır; hareket halindeyken 100mbit, kablosuz bağlantıya
(WiFi) bağlıyken 1gbit veri indirme hızındadır. Günümüzde birçok
ülkede 4G kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye ‘de şu anda aktif olarak
3G sistemi kullanılmaktadır ve 4G sistemine 2015 ‘te geçilmesi
planlanmaktadır. Türkiye ‘deki operatörler 4G testlerini basın
mensupları eşliğinde gerçekleştirerek bu teknolojiye hazır olduklarını
duyurmuşlardır.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
Akıllı telefon alanında asıl kilometre taşı ise 2007 yılında Apple firması
tarafından duyurulan iPhone cihazları olmuştur. Hatta mobil ekosistem
“iPhone ‘dan önce” ve “iPhone ‘dan sonra” olarak ikiye ayrılabilir.
Apple ‘ın iPhone ‘u piyasaya sürmesinden sonra akıllı telefon pazarı
büyük bir dinamizm kazanmış, satışlarda büyük bir ivme yaşanmıştır.
Ayrıca iPhone ‘un yaptığı etki öylesine hissedilmiştir ki diğer akıllı
cihaz üreticileri telefon tasarımlarını değiştirmek zorunda kalmıştır.
iPhone öncesi akıllı telefonlar genel olarak dokunmatik yüzeyi
olmayan, donanımsal olarak klavyesi olan ve dolayısıyla ekranı küçük
kalan cihazlar olarak üretilirken, iPhone sonrası rakip firmaların
ürettiği cihazlar iPhone ‘a benzer olarak dokunmatik ekranlı,
donanımsal yerine yazılımsal klavyeye sahip dolayısıyla da büyük
ekranlı akıllı olarak üretildi.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
Şu anda iPhone işletim sistemi olan iOS ‘un en büyük rakibi ve piyasanın
dominant işletim sistemi olan Android, Google tarafından satın alındıktan
sonra gelişimi büyük bir ivme kazandı. İlk versiyonu 2008 yılında duyurulan
Android, ilk yıllarda hızlı bir çıkış yakalayamasa da şu anda pazarın hakimi
konumunda bulunuyor. İlk yıllardaki yavaş büyümenin sebepleri olarak;
- Android işletim sisteminin henüz olgunlaşmamış olması,
- Donanım üreticilerinin iPhone ‘a benzer cihaz üretmelerine rağmen ilk
zamanlarda yazılım/donanım bütünleşik ve stabil çalışma yapısını
yakalayamamaları,
- Farklı donanım üreticilerinin cihazları Android ‘i çalıştırmasına rağmen
henüz aralarında pazara yön verecek lider çıkaramamalarından ötürü
tüketicilerde kafa karışıklığına neden olmaları gibi gerekçeler gösterilebilir.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
Zaman içerisinde donanım üreticilerinin ürettiği daha stabil
çalışan, yüksek kaliteli, kullanışlı akıllı telefonlarin üretilmesi,
donanım ve yazılım arasında oluşan uyumsuzlukların giderilmesi,
Samsung ‘un bu alanda pazar lideri olmasına bağlı olarak tüketici
tercihlerinde öne çıkması gibi gelişmelerle Android kullanımını
oldukça artırmış ve mobil işletim sistemi pazarında liderliği
eline almıştır.
Microsoft ise akıllı telefon ve işletim sistemi pazarında
rakiplerine karşı en önemli hamlesini 2010 yılında yeni bir
işletim sistemi olan Windows Phone 7 ‘yi duyurarak yapmıştır.
2012 yılında önemli geliştirmelerle birlikte gelen Windows
Phone 8 ile pazar payını artırmayı hedeflemektedir. Şu anda son
sürüm olarak Windows Phone 8.1 kullanılmaktadır.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
iPhone ve Android donanım üreticileri arasında rekabet devam
ederken akıllı telefon pazarında da bazı önemli gelişmeler
yaşandı. Microsoft, akıllı telefon ve işletim sistemi rüzgarına
karşı koyamayan ve bir süredir zarar açıklayan NOKIA ‘yı satın
aldı. Böylece Microsoft akıllı telefon donanım pazarına hızlı bir
giriş yapmış oldu. Ayrıca Windows Phone işletim sisteminin
yaygınlaşması ve donanım/yazılım stabilizasyonunun artırılması
açısından da güzel bir adım atmış oldu. Bir dönem çok popüler
olan BlackBerry, kötü gidişatını durduramadığından kendisi gibi
Kanadalı
olan
FairFax
firmasına
satıldı.
Lenovo,
Google ‘ın sahibi olduğu Motorola Mobility ‘i satın alarak
dizüstü bilgisayar donanımında olduğu gibi akıllı telefon
pazarında da orta vadede liderliği hedeflediğini açıkladı.
1.Mobil Ekosistem
1.1. Akıllı Telefon
1.1.1.İstatistikler
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ‘nun 2014 ‘ün ilk
çeyreğine ait raporuna göre Türkiye ‘de mobil abone sayısı
70 milyonu geçmiş bulunuyor ki bu rakam nüfusa
oranlandığında %91,5 penetrasyon oranına karşılık
gelmektedir.
2014 ‘ün ilk çeyreğine ait verilere göre Türkiye ‘de 3G
abone sayısı 51 milyona ulaşırken, mobil cepten internet
hizmeti alan abone sayısı da 25 milyona yaklaşmıştır.
M2M ve IoT Arasındaki Fark Nedir?

Günümüzün ve geleceğin Bilgi Teknolojileri trendleri arasında olan nesnelerin
internet (internet of things, IoT) ve makineler arası bağlantı (Machine to Machine,
M2M) kavramları anlam olarak ne kadar çok birbirine benzese de aslında iki kavram
arasında farklılıklar var.
Bugünlerde pek çok kişiden bu konuda sorular alıyoruz. İkisi aynı şey midir? Hangisi
neyi anlatıyor? ve benzeri sualler. O nedenle bu konuyu yazıya dökmeye karar verdik.
Makinadan makinaya (yani M to M ya da çok kullanılan kısaltması ile M2M), genellikle
makinelerde olan program sensörleriyle bazı spesifik görevlerin yapıldığı ve
makinelerin birbiriyle basit protokollere genellikle internet veya SMS üzerinden
“konuştuğu” interaktif olarak iletişime geçtiği kavramdır.
Ama nesnelerin interneti (IoT) M2M’den çok daha komplike bir sistemi anlatıyor.
Nesnelerin interneti ise çevremizde bulunan bütün nesnelerin birbirleriyle iletişime
geçmesi demek oluyor. Hatta bu sistemde akıllı olmayan durağan nesneler bile
lokasyon ve zaman gibi içeriklerle iletişime geçiyor. Akıllı olmayan nesneler bile akıllı
telefonlardaki internet sayesinde birbirine bağlanabiliyor. Bir örnek vermek gerekirse,
bir kola şişesinin veya okuduğunuz bir kitabın üzerindeki barkodlarla iletişime
geçmesi demek.
M2M ve IoT Arasındaki Fark Nedir?

Makinelerin iletişimde (M2M) ise sensorler hatta buzdolabınız gibi makineler kablolu
ya da kablosuz internet sayesinde IPler üzerinden birbirine bağlanmasına deniyor.
M2M’yi şöyle de düşünebiliriz. M2M, 2 farklı noktayı bağlayan bir hat, nesnelerin
interneti ise birçok M2M’lerden ve algoritmalardan oluşan ve etkileşim sağlayan bir
network. M2M çok daha basit olarak bir makineden diğer makineye bilgi transferi
olarak da açıklanabilir. Bu kavram gündelik hayatımızda biz farketmesek bile karşımıza
sürekli olarak çıkıyor. Kapıların kartla açılması bile M2M’e basit bir örnek. Kapıdaki
güvenlik dedektörü karttaki cipi tanıdığında, dedektör ve çip arasında bilgi alışverişi
oluyor ve kapı açılıyor.
Nesnelerin interneti ise çok daha karmaşık. Basit bir örnek daha vermek gerekirse,
ofisinize girdiğinizde sistem, ışıkları, havalandırmayı açıyor, hatta ışıkları sizing
ihtiyacınıza göre ne kadar açması gerektiğini ve havalandırmanın kaç dereceye kadar
ısıtıp soğutacağını biliyor. Bu sistem belli bir zaman sonra çevrenizdeki tüm sensor ve
makinelerden sizin hakkınızda veri toplayarak sizi tanıyor ve sizin bütün
ihtiyaçlarınıza göre cevap veriyor.
Görüldüğü üzere, M2M, nesnelerin interneti demek değil ama nesnelerin internet
kavramının bir altkümesi oluyor. Bu 2 kavramın kesiştikleri çok ortak nokta olsa da
bu iki kavramın birbiri yerine kullanılması yanlış olur.

1.Mobil Ekosistem
1.1. Tablet
Akıllı telefonların kullanımı yaygınlaştıkça akıllı telefon gibi kullanımı
kolay, işlevsel fakat daha büyük ekranlı, dizüstü bilgisayarlar kadar ağır
olmayan internete bağlı cihazların bir ihtiyaç olduğu anlaşıldı. Tabletleri;
dokunmatik ekranlı, akıllı telefonların boyutlarından daha büyük, tek
parça multimedya bilgisayar olarak tanımlayabiliriz.
Tabletler de akıllı telefonlar gibi normal bir bilgisayar kadar güçlü
işlemcileri ve devre elemanları yoktur ki zaten buna ihtiyaç da yoktur.
Tabletlerde; bilgisayarlarda koşan, çok fazla işlemci ve ram harcayan
programlar yerine bu programların mobil dünyaya özel, ağırlıklarından
arındırılmış versiyonları olan mobil uygulamalar çalışır. Ayrıca tabletler,
kendilerinde dizüstü bilgisayarlarda olmayan birçok yetenek barırdır.
1.Mobil Ekosistem
1.2. Tablet
Bunlardan bazıları;
9 gelişmiş kamera, dokunmatik ekran, dijital pusula ve olabildiğince kişiselleştirilmiş
yazılımlardır. Tabletler genel olarak fiziksel bir klavye barındırmazlar; yazılımsal klavyeleri
(bazı tabletlere bluetooth ile klavye bağlanmaktadır) vardır ve dokunmatik ekranın
üzerinde çıkarlar. Tablet boyutları her geçen gün çıkan farklı ürünlerle değişmekle
beraber genel olarak 7 inç ile 11 inç (1 inç = 2.54 cm) arasındadır. Günümüz
tabletlerinde genel olarak kapasitif ekran teknolojisi kullanırken; 2010 öncesi çıkan bazı
tabletler resistif ekran teknolojisini kullanmıştır. Kapasitif ekranların resistif ekranlar
göre farkı; çoklu dokunmayı desteklemesi (Örn: Bir resmi 2 parmağınızla
küçültüp/büyütmek) ve oldukça hassas (tepki süresinin kısa) olmasıdır. Tabletlerde
ağırlığın düşük tutulması ve daha yüksek performans sağlanması için depolama birimi
olarak SSD (Solid State Disk) kullanılmaktadır. Genellikle Android işletim sistemli
tabletlerde USB girişi bulunmaktadır. Tabletlerin işlemcileri de kendilerine özel dizayn
edilmiştir. Bu özel işlemciler düşük enerji tüketimini ön plana tutarak tabletlerde
kullanılan uygulamalara göre yüksek performans sağlamayı amaçlamaktadır.
1.Mobil Ekosistem
1.2. Tablet
Tabletlerde bulunan genel özellikler aşağıda listelenmiştir. Aşağıdaki listedeki özellikler tablet
marka ve modeline göre değişiklik göstermektedir.
Donanım
o Yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekran
o Kablosuz internet bağlantısı (Wi-Fi veya SIM kart girişiyle sağlanan mobil genişbant
bağlantısı)
o Arka ve/veya önde fotoğraf ve video çekimi için kamera
o Dizüstü bilgisayarlara göre oldukça hafif olması
o Uzun pil ömrü
o Diğer cihazlarla veya aksesuarlarla bağlantı kurulabilmesi için Bluetooth bağlantısı
o Diğer cihazlarla veya aksesuarlarla bağlantı kurulabilmesi için USB girişi
o GPS
o İvmeölçer
1.Mobil Ekosistem
1.2. Tablet
Yazılım
o Mobil internet tarayıcısı
o E-Kitap okuyucuları
o İndirilebilen, her ihtiyaca yönelik mobil uygulamalar
o Medya oynatıcıları
o E-Posta istemcileri
o Sosyal medya bağlantıları
o Mobil telefon fonksiyonları (mesajlaşma, mikrofon, adres defteri)
o Video-Telekonferans
1.Mobil Ekosistem
1.2. Tablet
Depolama Birimi
o Flash bellek
o Harici bellek birimlerinin bağlanması için portlar
o Bulut depolama uygulamalarına bağlanma ve senkronizasyon
o Yerel ağ bağlantısı yardımıyla yerel veri depolama
2.HAFTA
1.Mobil Ekosistem
1.2. Tablet
Diğer Girdiler
o Yakınlık sensörü (Örn: akıllı telefonu kulağımıza götürdüğümüzde ekran bunu anlar ve
kendiliğinden kararır)
o İvmeölçer (Fiziksel hareketleri ve eğikliği ölçer. iPad ‘i yan çevirdiğinizde ekrandaki görsellerin de
dönmesini bu sensör sağlar)
o Sesli tanıma uygulamaları
o Hareket algılayıcı uygulamalar
o Metin ve el yazısı tanımlayıcı uygulamalar
o NFC (Yakın alan iletişimi; cihazın bir algılayıcıya yakınlaştırılıp işlem yapılmasını sağlar. Apple Pay
gibi cihaz ile ödeme sistemlerini bu altyapıyı barındırır)
http://applepayturkiye.org/2014/10/20/apple-pay-nedir/
o Parmak izi tanımlama
1.Mobil Ekosistem
1.2. Tablet
Tablet bilgisayar kavramı çok geniş olduğundan tabletleri aşağıdaki gibi
gruplandırabiliriz;
Tek parça, multimedya tabletler: Bluetooth,
USB gibi girdiler yadımıyla klavye vb. çevre birimleri bağlanabilir.
o Büyük ekranlı tabletler: 8 inç ‘ten daha yüksek boyutlardaki tabletlerdir.
o Küçük ekranlı tabletler: 7 ile 8 inç arasındaki boyutlardaki tabletlerdir.
Hibrit Tabletler: Tek parça yada kendi klavyeleri ile birlikte kullanılabilirler.
Dizüstü bilgisayarların özelliklerine yakındır ve onun iki parça hali gibi düşünülebilir.
Multimedya tabletlere göre oldukça güçlüdür.
1.Mobil Ekosistem
1.2. Tablet
1.2.1.Istatistik
Ölçümleme sistemine kayıtlı 3 milyon internet sitesinden 15 milyon sayfa gösterimini analiz eden
Statcounter ‘a göre Ocak 2012 ile Ekim 2014 tarihleri arasında masaüstü bilgisayar, tablet ve akıllı
telefonlardan internet sitelerine bağlanma oranlarındaki değişim aşağıdaki gibidir.
1.Mobil Ekosistem
1.2. Tablet
1.2.1.Istatistik
Bir önceki sayfadaki grafiğe göre, insanların internete bağlanma alışkanlığının masaüstü
bilgisayarlardan akıllı telefon ve tabletlere doğru kaydığını söyleyebiliriz. Akıllı telefon ve tablet
penetrasyonu arttıkça yukarıdaki akıllı telefon ve tablet çizgilerinin masaüstü bilgisayarları geçeceğini
söyleyebiliriz. Ayrıca bu analizin Türkiye özelindeki verileri Tablo 7 ‘de belirtildiği gibidir.
1.Mobil Ekosistem
1.3. Phablet
Son zamanlarda ortaya çıkan “Phablet” kelimesi büyük ekranlı akıllı telefonlar için ortaya atılmıştır.
“Phone” ve “Tablet” kelimelerinin birleşiminden üretilen phablet kelimesi tüketiciler nezdinde çok
rağbet görmese de phablet olarak tanımlanan cihazlar ilgi görmektedir. Genel olarak 5 ile 7 inç
boyutları arasındaki akıllı telefonlar Phablet olarak adlandırılmaktadır.
2011 yılı öncesinde bazı firmaların büyük ekranlı akıllı telefon yani phablet denemeleri olduysa da
2011 yılında satışa çıkan Samsung Galaxy Note serisi kısa sürede phablet pazarını domine etti.
Günümüzde hala Samsung Galaxt Note serisi pazarı domine ederken LG, Sony gibi firmalar bu Pazar
için de cihaz üretmeye devam ediyor. Phablet pazarında Samsung ‘un en önemli rakibin ise iPhone 6
Plus ile Apple ‘ın olması bekleniyor.
2.Mobil Platformlar
2.1. Giriş
Akıllı cihaz ekosisteminde, donanımsal parça ve ürünlerde sıkı bir rekabet
bulunurken işletim sistemi kısmında rekabet firmaların rekabeti nispeteden
çok daha azdır. Akıllı telefon ve tablet penetrasyonunun hızlı bir şekilde
yükselmesiyle birlikte, donanım tarafında pazar payları ve sıralama sürekli
değişirken işletim sistemi tarafında ise pazar paylarındaki değişim nispeten
daha az olmaktadır. Günümüzde akıllı telefon ve tabletlerde en çok kullanılan
işletim sistemleri sırasıyla;
- Android
- iOS
- Windows Phone olarak sıralanmaktadır.
2.Mobil Platformlar
2.2. IOS(Eski adıyla Iphone OS)
Apple ‘ın iPhone cihazları için geliştirdiği, daha sonra iPod, iPad ve Apple TV
cihazlarında da kullandığı mobil işletim sistemidir. İlk olarak Ocak 2007 ‘de
tanıtımı yapılmış ve ilk iPhone versiyonu ile birlikte Haziran 2007 ‘de piyasaya
sürülmüştür.
iOS ilk zamanlarda iPhone OS olarak anılıyordu ve üçüncü taraflara açık
değildi yani diğer geliştiriciler iPhone OS için yazılım geliştiremiyorlardı. Mart
2008 ‘de iPhone SDK yayınlanmasıyla birlikte Apple, geliştiricilerin iPhone OS
için yazılım geliştirmesine olanak sağladı. Apple tarafındaki bu gelişmenin, akıllı
telefonlar ve mobil uygulamalar tarafında bugün yaşadığımız devrimde katkısı
büyüktür. Apple, yazılım geliştiricilere kendi uygulamalarını geliştirip
yayınlamaları için destek olmasaydı, belki de bugün yaşadığımız mobil devrimi
yaşamamış yada mobil alanda bu kadar ilerlemiş olmayacaktık. Akıllı telefon
penetrasyonunun bu seviyelere ulaşmasında;
2.Mobil Platformlar
2.2. IOS(Eski adıyla Iphone OS)
Yetenekli mobil cihazlar,
- Bu yetenekleri kullanan kaliteli mobil yazılımlar,
- Bu yazılımları üreten yazılım geliştirici firma ve bireyler,
- Yetenekli cihaz ve kaliteli yazılım birleşimini farkedip bu pazara yönelen
tüketiciler döngüsünün rolü önemli yer tutmaktadır. Burada Apple ‘ın en
önemli hamlesi; yazılım geliştiriciler için uygun ve karlı bir ortam oluşturması
olmuştur.
2.Mobil Platformlar
2.2. IOS(Eski adıyla Iphone OS)
Apple iPhone OS SDK ‘sını yayınlandıktan sonra iOS markasının kullanım
haklarını Cisco ‘dan satın alarak, Haziran 2010 ‘da iPhone OS yerine artık iOS
markasını kullanılacağını duyurmuştur. Günümüzde de iOS markası
kullanılmaktadır ve son kararlı versiyonu iOS 8.1 ‘dir.
iOS 8.1 işletim sisteminin içerisindeki varsayılan özellikler genel olarak
aşağıdaki gibidir;
- Telefon: Telefon uygulaması
- E-Posta: E-Posta istemcisi
- Safari: Tarayıcı
- Müzik: Taşınabilir müzik çalar
- Video:Video oynatıcısı
- Önyüz: Ana ekran, Arama ekranı, Klasörler, Arka planda çalışan uygulamalar
ekranı
- Mesaj: SMS, MMS, iMessage (internet üzerinden mesaj gönderme uygulaması)
- Takvim: Takvim uygulaması
- Fotoğraf: Fotoğraf görüntüleyici,Video görüntüleyici,
- Kamera: Kamera çekimi, Kamera kayıt özelliği, Otomatik odaklanma, HDR,
Fotoğraf düzenleme modülleri, Panoramik çekim, Fotoğraf filtreleri, Otomatik
çekim
2.Mobil Platformlar
2.2. IOS(Eski adıyla Iphone OS)
-Facetime: Görüntülü video konferans uygulaması
- Photo Booth: Özel efektleri olan ayrı bir kamera uygulaması
- Borsa:Yahoo Finans ‘ın sağladığı borsa bilgileri
- Hava Durumu: The Weather Channel ‘ın sağladığı hava durumu bilgileri
- Not Defteri: Not alma programı
- Harita: A-GPS sistemi, Apple kaynaklı haritalar, Haritaları kullanarak adım
adım navigasyon
- Gazete Standı: Gazete ve Dergilerin uygulama mağazası
- Hatırlatıcı: Yapılacaklar uygulaması, Lokasyona bağlı hatırlatıcı
- Ses Kaydı: Ses kayıt edici uygulamasi
- Hesap Makinası: Basit hesap makinası, Bilimsel hesap makinası
- Saat: Dünya saatleri, Alarm, Kronometre
- Ayarlar: Telefonun tüm ayarlarının düzenlenebildiği ayarlar uygulaması
- Rehber: Adres ve Telefon defteri
- iTunes: iTunes Müzik Mağazası ve Podcast ‘lere erişim
- AppStore: iOS uygulama mağazası
- Compass: Pusula uygulaması
2.Mobil Platformlar
2.2. IOS(Eski adıyla Iphone OS)
- Game Center: Çoklu oyun oynama, Global puan durumu, Kazanımlar
- Ses Kontrol: Basit sesli kontrol
- Siri: Gelişmiş sesli komutla çalışan asistan
- Touch ID: Parmak izi tanımlama
- Passbook: Geçiş, bilet, kupon, kredi kartı için sanal cüzdan uygulaması
- CarPlay: Araçlar için geliştirilmiş iOS uyumlu uygulama
- AirDrop: WiFi, Bluetooth tabanlı dosya paylaşım uygulaması
- Sağlık: Kişisel sağlık verilerinin görüntülenmesine ve incelenmesine olanak
veren uygulama
- İpucu: Fonksiyonların nasıl çalıştığı ile ilgili bilgiler veren uygulama
- Podcast: Entegre Podcast oynatıcısı
- iBooks: Entegre iBook görüntüleyicisi
3.HAFTA
2.Mobil Platformlar
2.2. IOS(Eski adıyla Iphone OS)
Apple, iOS işletim sisteminin ve içerisindeki uygulamalar için önerdiği
“Heuristics Design” (sezgisel tasarım) anlayışını bir kenara bırakarak iOS 7 ile
birlikte “Flat Design” (Yüzeysel Tasarım) anlayışına geçti. iOS 8 ‘de de Flat
Design anlayışı devam etmektedir.
Heuristics yani sezgisel tasarım anlayışında iOS ‘un kendisinin ve mobil
uygulamalarının tasarımları derinlik anlayışıyla ve gerçekçi olarak
tasarlanmaktaydı. Bu tasarım anlayışına göre örneğin bir radyo uygulaması
hayata geçirilecekse; uygulamanın arayüzü tamamen gerçek bir radyo gibi
tasarlanır, kullanıcı sezgileriyle uygulamayı kolayca kullanabilirdi.
Flat yani yüzeysel tasarım anlayışında ise iOS işletim sisteminin ve mobil
uygulamalarının tasarımları katmanlardan ve derinlikten arındırılmaktadır. Bu
tasarım anlayışı ile bir uygulama hayata geçirilecekse; uygulamanın arayüzü
sadelik ve basitlik prensipleriyle yüzeysel olarak tasarlanmaktadır.
2.Mobil Platformlar
2.2. IOS(Eski adıyla Iphone OS)
Günümüzde, sezgisel tasarım anlayışı ile katmanlı ve gerçekçi tasarlanıp Apple
‘a AppStore ‘da yayınlanması için gönderilen uygulamalar geri çevrilmektedir.
Apple eski uygulamalar konusunda anlayışlı davranmakla birlikte, yeni
uygulama tasarımlarının yüzeysel olarak tasarlanmasını beklemektedir.
Aşağıdaki görsellerde iki tasarım anlayışı arasındaki fark incelenebilir.
2.Mobil Platformlar
2.2. IOS(Eski adıyla Iphone OS)
Kullanıcılar; iPhone, iPad ve iPod cihazlarına mobil uygulamaları AppStore yani
Apple Uygulama Mağazası ‘ndan indirebilmektedir. AppStore ‘da uygulamalar;
- Ücretli
- Ücretsiz
- Ücretsiz fakat uygulama içi satın alım yapılabilir olarak üç farklı fiyat
segmentinde satılmaktadır.
Uygulama geliştiren birey yada firma, uygulamasının hangi kategori altında
olacağını kendi belirlemektedir. Fiyatlandırma da yayıncıya bırakılmıştır fakat
Apple ‘ın fiyat listesindeki rakamlardan biri seçilmesi gerekmektedir. Bu, çok
farklı fiyatlarla kullanıcının kafasının karışmaması için alınan bir önlemdir.
Kullanıcıların ücretli uygulamaları indirilebilmeleri ya da uygulama içi satın alım
yapabilmeleri için AppStore ‘a kredi kartlarını tanıtmaları gerekmektedir. Şu
anda ABD ‘de de kullanılmaya başlanan ve yakın zamanda Türkiye ‘de de
kullanılacak olan Apple Pay ödeme sisteminin kullanılması için de kredi
kartının tanıtılması gerekecektir.
2.Mobil Platformlar
2.3. Android
Android; Google, Open Handset Alliance ve özgür yazılım topluluğu tarafından
geliştirilmiş, mobil cihazlara yönelik açık kaynak kodlu işletim sistemidir. Akıllı
telefon kullanımı için geliştirilen Android işletim sistemi günümüzde;
tabletlerde, akıllı saatlerde, araçlarda, oyun konsollarında, uydu alıcılarında
kullanılmaktadır. Android ‘in bu kadar geniş bir yelpazede kullanılıyor olmasının
sebebi açık kaynak kodlu olmasıdır. Bu nedenle açık ara ile en yaygın kullanılan
mobil işletim sistemidir.
Android, şirket olarak 2003 yılında dijital fotoğraf makinalarını için daha etkili
bir işletim sistemi geliştirilmek üzere kurulmuştur. Dijital fotoğraf makinaları
için işletim sistemi geliştirilme fikri iyi olsa da yeterince Pazar oluşmadığı için
kurucular akıllı telefon işletim sistemi geliştirmeye yönelmiş ve piyasada baskın
olarak bulunan Windows Mobile ve Windows Mobile ‘a rakip olmuştur.
2.Mobil Platformlar
2.3. Android
2.Mobil Platformlar
2.3. Android
Android işletim sistemi, diğer işletim sistemleri gibi farklı katmanlardan
meydana gelmiştir. Android ‘in katmanları aşağıdaki gibidir;
- Çekirdek: Linux kernelidir. Güvenlik, hafıza yönetimi, süreç yönetimi, ağ
yığınları ve sürücü modellerini içermektedir.
- Android Runtime: Sanal makinedir.
- Kütüphaneler: Veritabanı kütüphaneleri, web tarayıcı kütüphaneleri, grafik
ve arayüz kütüphanelerini içermektedir.
- Uygulama Çatısı: Uygulama geliştiricilere geniş bir platform sunan
kısımdır.
- Uygulama Katmanı: Doğrudan Java (programlama dili) yle geliştirilmiş
uygulamaları içermektedir.
2.Mobil Platformlar
2.3. Android
Kullanıcılar, Android işletim sistemleri için geliştirilen uygulamaları “Google
Play” (eski adıyla Android Market) aracılığıyla indirebilmektedir. Google Play
‘deki uygulamalar;
- Ücretli
- Ücretsiz olarak iki segmentte listelenmektedir.
Uygulama içi satın alma özelliği olan uygulamalar ise AppStore ‘dan farklı
olarak Ücretsiz kategorisi altında yer almaktadır. Android işletim sistemi,
kullanıcılara telefonlarıyla yapabilecekleri konusunda daha geniş olanaklar
sağlamaktadır.Verilen bu özgürlük Android kullanıcıları tarafından sevilmekle
beraber bazı kesimlerce güvenlik açısından risk oluşturabileceği eleştirisi
almaktadır.
2.Mobil Platformlar
2.3. Android
Android, 5.0 Lollipop versiyonu ile birlikte materyal tasarıma (material design)
geçtiğini açıkladı. Daha önce de yüzeysel tasarım ilkelerine göre hareket eden
Android, materyal tasarım ile yüzeysel tasarımdan vazgeçmeden belirli
prensipler üzerine tasarımını konumlandırmaktadır. Ayrıca materyal tasarımda
aksiyonlar da vardır ve rastgele olmamakla birlikte belirli açı ve doğrultuda
aksiyonlar kullanılmaktadır.
2.Mobil Platformlar
2.4. Windows Phone
Windows Phone, Microsoft tarafından akıllı telefonlar için geliştirilen işletim
sistemidir. İlk kararlı sürümü olarak kabul edilen Windows Phone 7, Ekim
2010 tarihinde duyurulmuştur. Günümüzde kullanılan kararlı son sürümü
Windows Phone 8.1 olmakla beraber Nisan 2014 ‘te kullanıma açılmıştır.
Microsoft, daha önceki mobil işletim sistemi olan Windows Mobile serisinin
geliştirilmesi gerektiğini farkedip 2004 yılında bunun üzerinde çalışmaya
başlamıştır. Eski mimari üzerinde değişiklikler yaparak yeni işletim sistemi
oluşturma düşüncesiyle Photon kod adıyla geliştirilen versiyon uzun süreceği
gerekçesiyle durdurulmuştur. Microsoft, 2008 yılında tekrar bir hamleyle
yeniden mobil işletim sistemi geliştirmelerine başladı ve 2009 yılında ara
sürümü olan Windows Mobile 6.5 ‘i duyurdu. Bu ara sürüm Microsoft ‘a zaman
kazandırmış olsa da Windows Phone 7 kullanıma açıldığında ortada büyük bir
sorun bulunuyordu; Windows Phone 7 işletim sistemi, Windows Mobile 6.5
için geliştirilen uygulamaları desteklemiyordu. Bu durum, Windows Phone ‘un
heybesinden ve ağırlıklarından kurtularak daha rahat hareket edebilmesi için
aslında iyi bir hamle olarak da yorumlanabilir.
2.Mobil Platformlar
2.4. Windows Phone
Haziran 2012 ‘de ise Microsoft ‘un radikal değişiklik ve güncellemeler yaptığı
Windows Phone 8 ‘i duyurdu. Microsoft, Windows Phone ve Windows Mobile
serilerinde kullandığı Windows CE kernelinden vazgeçerek Windows NT
kerneline geçiş yaptı. Bu kernel aynı zamanda bilgisayarlarda kullanılan, x86
tabanlı Windows 8 ‘de de kullanılmaktadır. Bu sayede Windows 8 ile çalışan
bilgisayarlar ve Windows Phone 8 ile çalışan telefonlar için geliştirilen
uygulamalar kolaylıkla iki platforma da çevrilebilmektedir. Böylece Microsoft,
bilgisayar ve mobil işletim sistemlerinde aynı arayüz ve uygulamaların
kullanılmasını sağlayarak farklı platformlar arasında birleşim kümesi
oluşturmuş; kullanıcılarına aynı deneyimi vermeyi hedeflemiştir.
Microsoft ‘un son zamanlarda yaptığı mobil ekosisteme giriş hamleleri bununla
da sınırlı değil. 2013 ‘ün sonralarına doğru yapılan açıklamayla, Microsoft ‘un,
aynı zamanda stratejik ortağı olan telefon üreticisi Nokia ‘nın operasyon ve
üretim birimlerini satın aldığı duyuruldu. Böylece Microsoft mobil
ekosistemdeki yarışa ortak olmak için önemli bir hamle yapmış oldu.
2.Mobil Platformlar
2.4. Windows Phone
Kullanıcılar, bilgisayarlar için geliştirilmiş olan Windows 8 uygulamalarını
Windows Store üzerinden, akıllı telefonlar için geliştirilmiş işletim sistemi olan
Windows Phone 8 uygulamalarını ise Windows Phone Store üzerinden
indirebilmektedir. Windows Phone Store ‘da uygulamalar ücretli ve ücretsiz
olarak iki kategoride listelenmektedir.
2.Mobil Platformlar
2.4. Windows Phone
Windows Phone 8 ‘de, Microsoft tarafından geliştirilen “Metro Arayüz
Tasarımı” (Metro UI) kullanılmaktadır. Bu arayüz aynı zamanda Microsoft ‘un
bilgisayarlar için kullanılan işletim sistemi Windows 8 ‘de de kullanılmaktadır.
Metro arayüz iyi tipografi ve gözün kolay algılayabileceği kadar büyük
metinlerin kullanılmasını temel alır. Metro arayüz tasarımı ikon temellidir ve
açılış ekranında uygulamaları temsil eden ikonlar sıralanmakadır. Bu arayüz
tasarımında oval nesnelerden daha çok köşeli nesneler (kare, dikdörtgen vb.)
kullanılmaktadır. Bu tasarım prensibine Metro denilmesinin amacı ise; ayakta
metronun geçişi sırasında vagonların yatay olarak tek yönlü hareketinden
esinlenilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Windows Phone 8
uygulamaları; sayfa geçişleri, ekranı sağa ve sola çekilerek yapılacak şekilde
tasarlanmaktadır.
2.Mobil Platformlar
2.4. Windows Phone
2.Mobil Platformlar
2.5.İstatistikler
Önemli araştırma şirketlerinden IDC ‘nin açıkladığı verilere göre dünya
üzerinde kullanılan mobil işletim sistemlerinin yıllara göre değişimi aşağıdaki
grafikte belirtilmiştir.
Bu grafiğe göre 2011 yılından bu yana Blackberry ve diğer mobil işletim
sistemlerinin paylarının toplamı %44 seviyelerinden, %1 seviyelerine kadar
düştüğü, onların pazar payını ise Android ‘in aldığı yorumu yapılabilir. Ayrıca
Apple ürünlerinde çalışan iOS işletim sisteminin pazar payında da 2011 -2014
yılları arasında yaklaşık %36 oranında düşüş yaşanmıştır. Bu durum, açık kaynak
işletim sistemi olan Android ‘in başarısının göstergesidir.
2.Mobil Platformlar
2.5.İstatistikler
Statista sitesinde yayımlanan grafiğe göre Temmuz 2014 itibariyle uygulama
mağazalarındaki toplam uygulama sayıları aşağıdaki grafikte belirtilmiştir.
2.Mobil Platformlar
2.5.İstatistikler
Bu verilere göre, dünya genelindeki mobil cihaz pazarında Android ‘in oldukça
gerisinde olan Apple ‘ın mobil uygulama ekosisteminde oldukça güçlü olduğu
söylenebilir. Bunun yanında Blogmost sitesinde yer alan ve 2013 yılındaki
veriler ışığında hazırlanan grafiğe göre;
- AppStore ‘da 905.000, Google Play ‘de 850.000 ve Windows Phone Store ‘da
ise 220.000 uygulama bulunmaktadır.
- Uygulama yayıncıları; AppStore ‘da 6.4 milyar dolar, Google Play ‘de 1.2
milyar dolar, Windows Phone Store ‘da 0.95 milyar dolar gelir sağlamıştır. Bu
verileri de dikkate alarak, Apple ‘ın uygulama yayıncılarına sağladığı kazançlı
pazar yerinden dolayı; yayıncı sayısı, uygulama sayısı, nitelikli uygulama sayısı
alanlarında AppStore; Google Play ve Windows Phone Store ‘a nazaran daha
güçlü olduğu söylenebilir.
3.Mobil Pazarlama
Pazarlama duayeni Philip Kotler ‘e göre pazarlama; firmaların, hangi malların
veya hizmetlerin müşterilerinin ilgisini çekeceğini tayin etmeleri ve satışlar,
iletişim ve işletme idaresi geliştirmeleri için stratejileri belirlemeleri sürecidir.
Doç.Dr. Hüseyin Kanıbir ‘in tanımlamasına göre ise pazarlama bir ikna
sanatıdır. Pazarlama, müşterilerine erişmek için müşterilerinin zaman geçirdiği
kanalları tercih etmiştir. Geleneksel pazarlama uzun süre radyo, televizyon,
basılı mecralar (gazete, dergi, broşür), mektup, bilboard gibi kanalları kullandı.
Teknolojinin gelişmesine parelel olarak, mobil cihaz penetrasyonunun
artmasıyla birlikte insanların hayatlarına yeni cihazlar girmeye başladı. Gün
geçtikçe bu cihazlar ve cihazların içerisindeki sanal ortamlar genişledi.
Dolayısıyla insanlar, yeni akıllı cihazlarıyla daha çok zaman geçirmeye başladı.
Bunun farkına varan pazarlama ise kendini hızlı bir şekilde mobil dünyaya
adapte etti; “Mobil Pazarlama” kavramı oluşturuldu ve mobil cihazları kullanan
tüketicilere farklı yöntemlerle temas kurmak hedeflendi.
3.Mobil Pazarlama
Yamamoto tarafından mobil pazarlama: ‘‘Müşteriye ulaşma yönüyle, uzaktan ve
kablosuz iletişime uygun olan cep telefonları, cep bilgisayarları ve benzeri
gereçler yoluyla müşterilere veya potansiyel müşterilere ulaşılarak kurum,
ürün, hizmet, fikir,eylem ve kişilere ilişkin pazarlama faaliyetlerinin yapılması’’
olarak tanımlanmaktadır(Yamamoto, 2009). Bir diğer tanıma göre ise mobil
pazarlama, interaktif iletişim araçlarını ve özellikle cep telefonları vasıtasıyla
tüketiciye ulaşıp çeşitli stratejiler geliştirilerek, reklam, bilgilendirme, kişisel
satış, satış tutundurma, halkla ilişkiler, marka farkındalığı ve imaj yaratma
çabasıdır. Mobil pazarlama çabalarıyla birlikte çağrı merkezleri, doğrudan eposta, mobil cihazlar ve internet sayfaları da aynı amaca hizmet etmektedir
(Arıkan, 2008, s:4). Mobil pazarlamanın, diğer iletişim araçlarının sunmadığı
avantajlar sayesinde büyük potansiyel vaat ettiği kanıtlanmıştır. (Tek, 2006,
s:274)
3.Mobil Pazarlama
Mobil cihazlar “kişiselleştirilebilir” ve “erişilebilir” olma özellikleriyle
pazarlamada bir adım öne çıkmaktadır.
Kişiselleştirilebilir; mobil cihazlarda kullanılan teknolojiler ve bu
teknolojileri kullanan mobil uygulamalar ile oldukça kişiselleştirilebilirlerdir.
Akıllı telefonların içerisindeki lokasyon algılayıcısı, ivmeölçer, kamera gibi
donanımsal özellikler, telefona yüklenen bazı mobil uygulamalar tarafından
kullanılıp kullanıcıya anlamlı bilgiler sunar. Bu bilgiler mobil uygulamalar ve
operatörler tarafından algılanıp, kullanıcıya anlık olarak anlamlı pazarlama
yapılabilir. Kişiselleştirilebilir kısmı için örneklere Vaka Analizi kısmında yer
verilecektir.
Erişilebilir; mobil cihaz kullanıcıları baz istasyonları, iBeacon/NFC gibi
bluetooth teknolojileri, internet bağlantısı gibi teknolojilerle neredeyse her an
erişilebilir durumdadırlar. Bu da markalara, her an müşterilerine pazarlama
faaliyeti yapabilmesi için büyük bir fırsat sunmaktadır. Geleneksel pazarlama
yöntemlerinin çok kullandığı televizyon, radyo, broşür gibi her ne kadar hala
revaçta olsa bile popülaritesi mobil cihazlar karşısından azalan kanallar,
markalara her an ulaşılabilir özelliği sağlayamamaktadır. Bilboard gibi
pazarlama materyallari ise karekod, iBeacon gibi yöntemlerle mobil cihazlarla
etkileşimli olacak şekilde dönüşüme ve değişime başlamış bulunmaktadır.
QR Code(Karekod) Nedir?
Tüm bu oluşturma işlemleri sonrasında, oluşturduğunuz barkodu nasıl
okuyacağınızı bilmiyorsanız bu konuda çok kolay. Bütün ihtiyacınız olan
üzerine program yüklenebilir bir mobil cihaz veya bilgisayar ve bir adet
kamera. Bu konuda akıllı telefon kullanıcıları zaten gerekli ekipmana sahip
olacaklardır. Android, ios veya Microsoft tabanlı cihazınızın store bölümüne
girip, qr reader diye arattığınızda pek çok qr code okuyucu ücretsiz program
olduğunu göreceksiniz. Birisini mobil cihazınıza indirip, programı çalıştırıp,
kamera ile barkodu görüntülediğinizde bakod içerisine yerleştirilmiş tüm
bilgilere hızlıca ulaşabilirsiniz.

4.Hafta
iBeacon Nedir?
Temelde bir bölgeye yerleştirilmiş vericilere yüklenen verilerin dağıtımı için
kullanılan iBeacon, telefonunuz geçerli alana giriş yaptığında size bu vericilerin
ilettiği bilgilerin ulaştırılması için kullanılıyor.
Bluetooth düşük enerji teknolojisi kullanan vericiler, GPS yardımıyla etki
alanlarındaki iBeacon uygulaması açık olan iPhone'ları tespit ediyor ve mesajı
iBeacon uygulaması ile size iletiyor. Böylece fiyatını ya da bedeni,ni sormak
istediğiniz bir ürün için mağaza yetkilisini bulmak zorunda kalmıyorsunuz.
Şu an için kullanım alanının çok da yaygın olmadığını söyleyebileceğimiz
iBeacon uygulaması geleceğin teknolojilerine ışık tutan bir işaret fişeği olabilir.
iBeacon Nedir?
Kullanım Alanı
Bir kütüphanede olduğunuzu düşünün. Bir kitap arıyorsunuz ve kütüphane
görevlisi yerinde değil. Neden telefonunuzdan kitap listesine ulaşıp kitabın
nerede olduğuna kendiniz bakamayasınız ki? Üstelik bunun için ayrı bir
kütüphane uygulaması indirmenize gererk yok. Kütüphanenin çeşitli yerlerine
yerleştirilmiş olan vericiler size istediğiniz listeyi gönderecektir.
Ya da bir mağaza sizi sezon sonu kampanyası hakkında bilgilendirmek istiyor;
mağazaya girdiğiniz anda iBeacon ile size indirim reyonunun yerini, kampanyalı
ürünlerin bilgisini gönderebilir. Belki de elinizdeki elbisenin bedeni üst
kattadır! iBeacon size söylesin, mağaza personelini armakla uğraşmayın.
Müzelerde de istenilen her parçaya ya da sergiye bir beacon yerleştirilerek o
parçayı görmeye gelen ya da sergiyi ziyaret eden herkesi bilgilendirmek
mümkün.
iBeacon Nedir?
Kullanım Alanı
Arabanız size göre şekil alsın
Eğer ailece aynı arabayı, farklı sürüş pozisyonlarında kullanıyorsanız iBeacon
sizin yerinize koltuk ve direksiyon pozisyonunu ayarlayabilir. Telefonunuzun
gönderdiği sinyal sayesinde sürücü koltuğunda kimin oturduğunu algılayan
iBeacon, hafızasına yerleştirilmiş olan sürüş pozisyonlarına göre seçtiğiniz
ayarları artık otomatik olarak yapabilir. Üstelik bunun için telefonunuzun açık
olması yeterli.
Ya da evinizin herhangi bir odasındaki ışık sadece siz içeri girdiğinizde yanabilir.
Akıllı kilitlerle donatılmış kapılarınız siz gelmediğiniz sürece herkese kapalı
kalacaktır.
3.Mobil Pazarlama
Bu özelliklere ek olarak mobil pazarlama faaliyetlerinin markalara sağladığı
avantaj ve kolaylıklardan bazıları aşağıdaki gibidir;
- Birebir pazarlama anlayışına sahip olması: Mobil pazarlama faaliyetleri
için birebir pazarlama anlayışı geçerlidir. Tüketiciyle kitlesel olmayan medya
aracılığıyla doğrudan iletişim kurulmaktadır. Bu sayede tüketicinin spesifik
ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve tüketiciye özel ürün ya da hizmetlerin
sunulabilmesi sağlanmaktadır.
- İzinli pazarlama yöntemini kullanması: İzin alınmadan gerçekleşen
pazarlama faaliyetleri tüketici üzerinde olumsuz bir etki bırakmaktadır. Mobil
pazarlama faaliyetlerinin etkin olabilmesi için mutlaka hedef kitleden izin
alınarak yapılması ve tüketicilere sadece bekledikleri ve almak istedikleri
iletişim mesajlarının gönderilmesi gerekmektedir.
3.Mobil Pazarlama
-Düşük maliyete sahip olması: Mobil pazarlama aynı zamanda doğrudan
pazarlama uygulamalarından biri olmasından dolayı maliyetleri de düşük
olmaktadır. Günümüzde başta GSM operatörleri olmak üzere birçok firma
çok düşük maliyetler ile mobil pazarlama altyapısını firmalara
kurabilmektedirler.
- Markaya yönelik yüksek oranda farkındalık yaratması: Mobil
pazarlama uygulamalarının algılanma düzeyleri yüksektir. Kişisel kanallar
kullanılarak müşteriye ulaşılmaktadır.
- İletişimin tek veya çift taraflı olması: Mobil pazarlama uygulamaları
etkileşimli yapıya sahip pazarlama uygulamalarıdır. Bu bakımdan bazı
durumlarda müşteri, bu uygulamaların aktif birer üyesi konumunda
olabilmektedir. Özellikle sosyal medya kullanılarak bu tip etkileşimler
arttırabilmekte ve bu sayede müşterinin beklentilerinin anlaşılması ve tatmin
edilmesi kolaylaşmaktadır.
-Hızlı olması: Mobil altyapı teknolojileri sayesinde mesaj, tüketiciye saniyeler
içerisinde ulaştırılabilmektedir. Böylelikle geri bildirimi birkaç dakika içerisinde
almak mümkün hale gelebilmektedir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
Mobil Pazarlama uygulamalarında kullanılan bazı kalıplaşmış yöntemler
bulunmaktadır ve teknolojinin gelişimine bağlı olarak Mobil Pazarlama yatay ve
dikey olarak genişlerken, yöntemler de gelişmekte ve değişime uğramaktadır.
Bu yöntemlerden en çok kullanılanlar aşağıdaki gibidir;
- SMS ve MMS,
- Mobil Uygulama,
- Anlık Bildirim (Push Notification)
- Mobil Site
- Karekod (QR Code)
- Bluetooth Tabanlı Sistemle
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.1. SMS/MMS
Mobil pazarlama alanında kullanımı en yaygın metot; markaların, müşterilerine
SMS/MMS göndermesidir. Markaların SMS ve MMS gönderimi ile müşterilerini;
bilgilendirmeyi, farkındalık yaratmayı, kampanyalardan haberdar etmeyi ve
onları satın alma sürecine girmesini amaçlamaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle
birlikte kullanıcılara SMS ve MMS metotlarından daha interaktif ve
müşterilerin ilgisini çekebilecek farklı mobil pazarlama yöntemleri gelişse de
SMS ve MMS için, markaların en çok kullandığı mobil pazarlama yöntemleri
olduğu söylenebilir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.1. SMS/MMS
Son dönemde operatörler kurumsal müşterileri için SMS ve MMS ‘in daha
akıllı versiyonu diyebileceğimiz interaktif mesaj gönderim ürünlerini kullanıma
sundular. İnteraktif mesajlar, kullanıcılara bilgi metni ve onun aşağısında
tıklanabilir seçenekler şeklinde giden mesajlardır. Bilgi metni kısmında: “Mevcut
internet paketiniz bitmiştir. Faturanıza 5TL ek ile 1GB daha internet paketi
satın almak ister misiniz?” sorusu ve onun aşağısında tıklanabilir “Evet” ve
“Hayır” butonlarının olduğu mesajları interaktif mesajlara örnek gösterilebilir.
İnteraktif mesajlar;
- Yeni ürünlerin veya mevcut ürünün bir üst paketinin pazarlanması,
- Bilgi toplanması,
- Anket yapılması,
- Eksik müşteri bilgilerini tamamlaması gibi amaçlarla kullanılabilir.
Müşteri geri dönüşlerinin oldukça fazla olması sebebiyle yakın zamanda
markalar bu tür interaktif mesajlara yönelecek ve bu mesajların kullanımı
oldukça artacaktır.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.2. Mobil Uygulama
Mobil uygulamalar, mobil ekosistemin temelini oluşturan, kullanıcıların
uygulama marketlerinden akıllı cihazlarına indirebildiği yazılımlardır. Mobil
uygulama mağazalarında kategorilere ayrılmış olarak birçok çeşitte yüzbinlerce
uygulama hali hazırda bulunmaktadır ve bu rakam her geçen gün artmaktadır.
Mobil pazarlama açısından, mobil uygulama kategorileri ayrı ayrı kanal olarak
değerlendirilebilir fakat kullanıcının karşısına çıkan pazarlama materyali en
temelinde mobil uygulama içerisine entegre edildiğinden bu kategoriler Mobil
Uygulama başlığı altında toplanmıştır.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.2. Mobil Uygulama
Mobil uygulama mağazalarındaki yayıncı sayıları StarDust firmasının 2013
yılında yaptığı araştırmada aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.2. Mobil Uygulama
Statista istatistik sitesinde yayımlanan grafiğe göre Temmuz 2014 itibariyle
uygulama mağazalarındaki toplam uygulama sayıları Tablo 17 ‘deki grafikte
belirtilmiştir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.2. Mobil Uygulama
Statista ‘nın yayınladığı bir başka araştırmaya göre 2011 ile 2017 yılları
arasındaki mobil uygulama mağazalarından uygulama indirilme sayıları Tablo 18
‘deki grafikte gösterilmiştir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.2. Mobil Uygulama
2013 son çeyrek verilerine göre ise, akıllı telefon ve tablet kullanıcıları ayda
ortalama 26.8 uygulama kullanırken bu uygulamalarda 30 saat 15 dakika
harcamışlardır. Bu iştah kabartıcı veriler ışığında markaların, mobil pazarlama
yöntemlerini uygularken mobil uygulamalarla entegre olacak şekilde pazarlama
senaryoları oluşturmak, amaçlarına yönelik önemli faydalar sağlayabilir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.2. Mobil Uygulama
Mobil uygulamalar içerisindeki reklamlar genel olarak aşağıdaki şekillerde
kullanıcıların karşısına çıkmaktadır;
- Uygulamanın kendisi (Bazı uygulamalar sadece pazarlama faaliyeti olarak
yayınlanır),
- Uygulama içeriğinde marka ve ürüne yönelik tanıtım/reklam faaliyetleri,
- Uygulama ikonuna tıklanıp, uygulamanın anasayfası açılmadan önce çıkan
reklam görselleri,
- Kullanıcı uygulama içerisinde iken alt veya üst kısımda sabit olarak çıkan
görseller,
- Kullanıcı uygulama içerisinde iken orta kısımda çıkan ve kapatılabilen
görseller,
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.2. Mobil Uygulama
Mobil uygulamalar içerisindeki reklamlar genel olarak aşağıdaki şekillerde
kullanıcıların karşısına çıkmaktadır;
- Gelişmiş SDK ‘lar ile telefonun bilgisini alıp ona göre kullanıcıya görünen
görseller,
o Senaryo 1: Uygulama, telefonun şarjının azaldığı anlayıp “Sekreter”
servisi reklamını çıkararak telefon kapandıktan sonra arayanların notlarını
kayıt eden hizmetin reklamını yapar.
o Senaryo 2: Uygulama, telefonun hafızasının dolduğunu anlayıp
“Buluta Depolama” servisi reklamını çıkararak kullanıcının ihityacı olduğu
anda ona ilgili hizmetin reklamını yapar.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.2. Mobil Uygulama
Mobil uygulamalar içerisindeki reklamlar genel olarak aşağıdaki şekillerde
kullanıcıların karşısına çıkmaktadır;
-Gelişmiş SDK ‘lar ile telefonda hedef uygulamanın olup olmadığının
algılanması ve yoksa hedef uygulamanın indirilmesine yönelik görsellerin
yayınlanması,
o Senaryo 3: Kullanıcının telefonunda yüklü olan gazete uygulaması,
telefonda yüklü olan uygulamalar içerisinde, pazarlama anlaşmasını yaptığı
banka uygulamasının olup olmadığına bakar ve eğer yoksa uygulamanın
indirilmesi için reklam görselini kullanıcıya gösterir.
- Uygulamanın, cihazın bulunduğu konumu algılayıp ona göre kullanıcıya çıkan
reklam görselleri,
o Senaryo 4: Kullanıcının telefonunda yüklü olan gazete uygulaması,
kullanıcının konumunu algılayıp, yakındaki restoranın reklam görselini
kullanıcıya gösterir.
o Senaryo 5: Uygulama bağımsızlığı olmaksızın, markaların
operatörler ile anlaşarak, izinli kullanıcıların konumlarına yönelik ilgili
markaların reklam mesajları kullanıcılara gönderilir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.3. Anlık Bildirim (PushNotification)
Anlık bildirimler etkili bir mikro pazarlama örneğidir. Uygulamanız yardımıyla
kullanıcılarınıza kısa mesajlar gönderirsiniz. Farklı mesaj türlerinde gönderinin
okunması için kullanıcının onu açması gerekir. Buna karşın anlık mesajlarda
gönderi, kullanıcının mobil cihazının ekranında doğrudan görüntülenir. Üstelik
bunun için uygulamanın o esnada çalışır durumda olması da gerekmez. Bu
sayede kullanıcılarınıza direkt ulaşma şansını elde etmiş olursunuz. Anlık
bildirimlerin dikkat çekme oranı çok yüksektir ve doğru kullanıldığı müddetçe,
müşteri ilişkilerinizi geliştirmek ve farkındalık yaratmak için oldukça etkili bir
araç olabilir.
Mobil uygulamalar ile popülerleşen anlık bildirimler, genellikle daha önceden
yüklenmiş olan uygulamaların;
- Ürün farkındalığı oluşturulmasını,
- Kampanya bildirimlerinin gönderilmesini,
- Yeni ürünlerin veya mevcut ürünün bir üst paketinin pazarlanmasını,
- Uygulamanın aktif olarak kullanımının sağlanmasını sağlamaktadır. Anlık
bildirimler ile markalar, mobil uygulamalarının indirilmesini sağladıktan sonra
uygulamalarının aktif olarak kullanılmasını sağlayabilir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.4.Mobil Site
Akıllı telefon ve tablet kullanım oranlarının artmasıyla birlikte kullanıcıların
hareket halindeyken, masaüstü bilgisayarlara göre nispeten küçük ekranlardan
internet sitelerine ulaşma gerekliliği oluşmuştur. İnternet sitelerine, mobil
cihazlardan gelen kullanıcıların istatislikleri dikkat çekici boyutlara ulaşınca
markalar mobil uyumlu internet sitelerini hayata geçirmeye başladı. Bu
durumun farkında olan markalar; internet sitelerini masaüstü bilgisayar, tablet,
akıllı telefonlarla uyumlu çalışacak şekilde esnek tasarlayarak (Responsive
Design) ya da mobil cihazlar için ayrı site oluşturarak müşterilerinden gelen
talebe cevap vermektedir.
Firmaların internet sitelerinin mobil cihazlarla uyumlu olarak çalışabilmesi bile
başlı başına bir pazarlama faaliyetidir. Müşteriler, mobil cihazlarından
markaların internet sitelerine giriş yaptığında küçük ekranlı dokunmatik
cihazlara uygun bir tasarım ile karşılaşmazlarsa, yapmak istediklerini hızlı, kolay,
etkin bir şekilde yapamayacaklar; belki de istedikleri işlemi hiç
tamamlayamayacaklardır. Bunun sonucunda;
- Müşteri memnuniyetsizliği oluşacak,
- Marka, müşteri gözünde değer ve itibar kaybedecek,
- Müşteri alternatif markaları düşünmeye başlayacak,
- Müşteri kendisine yeterince değer verilmediğini hissedecek,
- Müşteri, markanın yeterince altyapı yatırımı yapmadığını düşünecektir.
BOOTSTRAP NEDİR
http://www.adobewordpress.com/ders-2-bootstrap-grid-izgara-yapisi
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.5.KareKod(QR Code)
Asıl adı “Quick Response” (Hızlı Tepki Veren) olan kod Türkçe ‘ye karekod
olarak çevrilmiştir. Karekod endüstride hali hazırda kullanılırken, akıllı
telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal mecraların da etkisiyle pazarlama
açısından popüler hale gelmiştir. Karekod kendine özgü kodlamasıyla içerisinde
küçük bir veri barındırabilmektedir. Hedef kullanıcılar, akıllı telefonlarında hazır
bulunan ya da uygulama marketlerinden indirdikleri karekod okuyucu mobil
uygulamalar vasıtasıyla bu veriyi tanıyabilmektedir. Eğer karekod içerisine veri
olarak internet sitesi linki girilirse, okuyucu linki tanıyıp otomatik olarak ilgili
site adresine kendiliğinden yönlenecektir. Eğlenceli senaryolarla karekod
oluşturan marka ve ajanslar özellikle genç neslin dikkatini çekmeyi
amaçlamaktadır. Burada önemli olan; karekod görsel tasarımı olduğu kadar,
kullanıcının yönlendirileceği internet sayfasının mobil uyumlu olması ve
senaryoya bağlı olarak hazırlanan özel içeriğin kullanıcının dikkatini
çekebilecek kadar iyi olması gerekliliğidir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.5.KareKod(QR Code)

5.hafta
Vikipedi, özgür ansiklopedi
 (WPAN sayfasından yönlendirildi)

Kişisel alan ağı (İngilizce: Personal Area Network)
bir bilgisayar ağı sistemidir. Günümüzde bir endüstri
standardıdır.
 Bir kişisel alan ağı kişisel dijital asistanların ve telefonların da
dahil oldupu bilgisayar aygıtları arasında iletişim için kullanılan
bilgisayar ağıdır. Bir PAN genellikle birkaç metre mesafededir.
PAN'lar internet veya daha yüksek seviyeli ağa bağlanmak için
veya kişinin kendi kişisel aygıtları arasında iletişim için
kullanılır. Kişisel alan ağlarında Firewire ve USB gibi bilgisayar
kablosu kullanılır. Bir kablosuz kişisel alan
ağıIrDA, bluetooth, kablosuz USB, Z-Wave ve ZigBee gibi
kablosuz ağ teknolojileri ile yapılır.

Kablosuz Ağ Teknolojileri Nedir?

Kablosuz ağlarda iki nokta arasındaki
haberleşme kablo bağlantısı olmadan
radyo frekansları ya da kızılötesi ile
gerçekleşmektedir. Bant genişliği ve
mesafe bakımından çeşitli türde kablosuz
ağ teknolojileri vardır.
WLAN Nedir? (Wireless LAN)


WLAN (wireless local area network)
kablosuz yerel alan ağı anlamına
gelmektedir. Standart yerel alan ağının
(LAN) kablosuz özellikte olanı WLAN
olarak tanımlanır. Wireless LAN
standartları IEEE 802.11x ile belirlenmiştir.



WLAN oluşturmak için 2 temel cihaza gereksinim duyulur. Bunlardan ilki, kablosuz dağıtıcı
(access point) diğeri ise kablosuz alıcı cihaz. WLAN, ad-hoc ve infrastructure (altyapı)
olmak üzere 2 şekilde oluşturulur.
WLAN Nedir? Ad-hoc ve Infrastructure ŞemasıAd-hoc bağlantı türünde, her cihaz diğer
cihazlarla doğrudan bağlantı kurar. Bu yöntemde ağa bağlı cihaz üzerindeki kablosuz
donanım hem dağıtıcı hem de alıcı işlevi görür. Ad Hoc Ağı[değiştir | kaynağı değiştir]
Ad Hoc Ağı veya Ad Hoc Network, herhangi bir kablosuz erişim noktası (İngilizce: access
point) veya yönlendirici (İngilizce: router) kullanmadan 2 veya daha fazla bilgisayar arasında
ağ bağlantısı kurma işlemine verilen addır.




Ad Hoc Ağı Hangi Amaçla Kullanılabilir?[değiştir | kaynağı değiştir]
Sürekli ve hareketli iletişimde yapı bakımından çok güvenilir değildir. Bu nedenle günlük
iletişimden ziyade ev kullanıcılarına hitap eden bir bağlantı çeşididir. Örneğin bilgisayarlar
arasında internet bağlantısına gereksinim duymaksızın dosya paylaşımı yapılabilir, oyun
oynanabilir.
Infrastructure (altyapı) bağlantı türünde merkezde bir kablosuz dağıtıcı
(wireless modemya da Access Point) vardır. Alıcı cihazlar bu kablosuz dağıtıcı aracılığı ile
haberleşirler.
PAN Nedir? (Peronel Area
Network)

Ev, kafe ve iş yeri gibi küçük alanlarda
mobil cihazlar arası ve mobil cihaz ile
bilgisayarlar arasında oluşturulan ağ
türüne kişisel alan ağı (PAN) denir.
Mobil cihazların birbirleri ile haberleşmesi,
internete bağlanmak ya da paylaşmak için
PAN kullanılabilir.
IrDA Nedir?

IrDA (Infrared Data Association),
kızılötesi ışınlar kullanılarak oluşturulan
kablosuz ağ
teknolojisidir. IrDA teknolojisini en yaygın
kullanan cihaz televizyon kumandasıdır.
IrDA ile cihazların haberleşebilmesi için
cihazların görüş açısında ve kısa mesafede
bulunmaları gerekir.
Wireless USB Nedir?

WUSB oyun konsolları, yazıcılar, tarayıcılar
ve dijital kameralar gibi donanımların
bilgisayar ile kablosuz haberleşmesine
olanak tanıyan teknolojidir. Wireless
USB kısa mesafede ve yüksek bant
genişliğinde radyo frekansları ile kablosuz
haberleşme ortamı sağlar. 3 metre
mesafede 480 Mbps’ a kadar, 10 metre
mesafede 110 Mbps’ a kadar çıkan
hızlarda veri iletimine olanak sağlar.
Z-Wave Nedir?

Z-Wave akıllı ev uygulamalarında,
cihazların kontrolü ve kablosuz iletişim
için kullanılır. Z-Wave 960 bps ile 40 Kbps
arasında bant genişliğine sahiptir ve
maksimum 30 metre mesafede kablosuz
haberleşmeye olanak sağla
ZigBee Nedir?

ZigBee güvenli, ekonomik bir tür
kablosuz ağ teknolojisidir. Z-Wave
teknolojisinde olduğu gibi uzaktan kontrol
sistemlerinde cihazlar ile haberleşmeyi
sağlar. Bant genişliği 20 ile 900 Kbps
arasındadır. 10 ila 75 metre mesafe
aralığında iletişim sağlar.
Wimax Nedir?

Wimax, Wi-Fi teknolojisinin çok daha
büyük ve güçlü versiyonu olup, IP tabanlı
geniş bant kablosuz ağ teknolojisidir. IEEE
802.16 standardını kullanan Wimax, sabit
istasyonlar ile 50 km, mobil istasyonlar ile 515 km arasında kapsama alanına
sahiptir. Wimax 75 Mbpsbant genişliğine
sahiptir. 4G teknolojisinin bir parçasıdır.
Wimax ile aynı hat üzerinden hem telefon,
hem internet hem de televizyon altyapısı
kullanılabilir.
WiMAX & WiFi Karşılaştırması





WiMAX, WiFi ve Ethernet ile aynı LLC katmanını kullanır. Bu yüzden hem WAN, hem de
LAN bağlantıları WiMAX'a köprülenebilir. Bu geriye uyumluluk açısından avantajlar
sağladığı gibi ilk etapda WiMAX'ın son kullanıcıya özgü olmasından ziyade genellikle alt yapı
için kullanılmasına vesile oldu. Zira ilk aşamada yapılan yatırımlar WiMAX ile var olan ağları
birbirine bağlamaktı.
WiMAX için tasarlanan MAC katmanı değişik fiziksel katmanlarla uyumlu halde tasarlandığı
için üreticilere geniş bir yelpaze sundu. Böylelikle WiMAX kablosuz genişbant internetin
yanında cep telefonları, avuçiçi bilgisayarlar gibi araçlardan da sinyal alabiliyor. Bu gibi
nedenler GSM şirketlerinin de WiMAX'e ilgi duymasına sebep oldu. WiMAX vaad
ettiklerini gerçekleştirebilirse GSM firmaları alt yapıları için WiMAX'ı kullanabilir, cep
telefonlarında geniş bant gerektiren uygulamalar kullanıcıların hizmetine sunulabilir. Değişik
fiziksel katmanlarla çalışabilen bir MAC katmanı WiMAX'a birbirinden ilginç uygulama
alanları getirebilir.
WiMAX için tasarlanan MAC katmanı WiFi'den farklı olarak çalışıyor. WiFi'de tüm
kullanıcılar bir erişim noktasına aynı anda bir bakıma birbirleri ile yarışarak istek
gönderirler. Bu tip bir gönderide istekler rastgele bir biçimde sıralanır. Bu durumda erişim
noktasına uzak olan istemci hep sonlarda sıraya girer. Belki kendisine sıra gelene kadar
bağlantının ölü olduğuna kanaat getirip, bağlantının tekrar tekrar sonlandırılmasına sebep
olur. WiMAX'de ise bağlantı noktasına erişmek isteyen istemciler sıraya alınır. Böylelikle
her istemci sadece bir kere yarışa girer. İstemcinin uzaklığına göre beli bir zaman aralığında
erişim verilir. Bu tip bir sıralama algöritması ile bant genişliği daha da verimli kullanılır.
WiMAX, ilk haliyle 10 ila 66 GHz frekans aralığında hizmet vermek için tasarlandı. Fakat
2004 yılında (IEEE 802.16.-2004 ile) bu aralığa 2 den 11 GHz ya kadar olan aralık da
eklendi. Bu ikinci aralığın bir çok kısmı şu anda kullanımda değil ve bir çok ülkede
lisanslanmamış durumda. Çok az bir kısmı da yerel lisanslar isteyen frekanslar. Üreticilerin
alakasının henüz lisanslanmamış olan, 802.16-2004 ile belirlenen frekans aralığında olacağı
öngörülüyor.
WiMAX, WiFi'ye nazaran daha fazla bant genişliği de sunuyor. Ayrıca WiMAX araçlarının,
anteni direkt olarak görmesine gerek olmadığı belirtiliyor. Bu da görüş açısı olmadan
çalışabilecek uygulamalara olanak sağlıyor.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.6. Bluetooth Tabanlı Sistemler
Bluetooth ile mobil pazarlama klasik cep telefonlarından itibaren kullanımda
olan bir pazarlama yöntemidir. Akıllı cep telefonları yaygınlaşmadan önce
etkileyici pazarlama örneklerini gördüğümüz bluetooth ile mobil pazarlama
bazı engellerden ötürü yaygınlaşamamıştır. Bunların sebepleri arasında;
- Genel olarak stant, bilboard gibi bağımsız alanlara yerleştirilen bluetooth
vericilerinin güç kaynağına ihtiyacı olması,
- Bluetooth vericilerinin düşük kapsama alanı,
- Kullanıcılara hedef mesaj gelmeden önce “Size bir ileti gönderilmek isteniyor.
Kabul ediyor musunuz?” gibi negatif algısı daha yüksek bir yöntemle
kullanıcıdan izin istenmesi,
- Klasik telefonların düşük kabiliyetleri sayılabilir. Teknolojinin gelişmesi ile
birlikte bluetooth teknolojisi ve telefonların kabiliyetleri paralel olarak arttı.
Bluetooth, 4.0 versiyonu ile birlikte daha düşük enerji tüketimi, daha geniş
kapsama alanı gibi özellikler kazanırken telefonlarda bu teknolojiye uyumlu
hale geldi. Bluetooth, eskiden olduğu gibi belli konumlarda, yerel olarak mobil
pazarlama amaçlı olarak kullanılmaya devam etmektedir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.6. Bluetooth Tabanlı Sistemler
Bluetooth ile mobil pazarlama klasik cep telefonlarından itibaren kullanımda
olan bir pazarlama yöntemidir. Akıllı cep telefonları yaygınlaşmadan önce
etkileyici pazarlama örneklerini gördüğümüz bluetooth ile mobil pazarlama
bazı engellerden ötürü yaygınlaşamamıştır. Bunların sebepleri arasında;
- Genel olarak stant, bilboard gibi bağımsız alanlara yerleştirilen bluetooth
vericilerinin güç kaynağına ihtiyacı olması,
- Bluetooth vericilerinin düşük kapsama alanı,
- Kullanıcılara hedef mesaj gelmeden önce “Size bir ileti gönderilmek isteniyor.
Kabul ediyor musunuz?” gibi negatif algısı daha yüksek bir yöntemle
kullanıcıdan izin istenmesi,
- Klasik telefonların düşük kabiliyetleri sayılabilir. Teknolojinin gelişmesi ile
birlikte bluetooth teknolojisi ve telefonların kabiliyetleri paralel olarak arttı.
Bluetooth, 4.0 versiyonu ile birlikte daha düşük enerji tüketimi, daha geniş
kapsama alanı gibi özellikler kazanırken telefonlarda bu teknolojiye uyumlu
hale geldi. Bluetooth, eskiden olduğu gibi belli konumlarda, yerel olarak mobil
pazarlama amaçlı olarak kullanılmaya devam etmektedir.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.6. Bluetooth Tabanlı Sistemler
Bunun yanında akıllı cihazlarında bluetooth teknolojisini kullanım türü de
evrim geçirmeye devam ediyor. Apple ‘ın iBeacon teknolojisini duyurmasıyla
birlikte mobil pazarlama için yeni bir kanal oluştuğu söylenebilir. iBeacon
cihazları basit bluetooth vericilerinden ibarettir ve sürekli çevrelerine sinyal
gönderirler. Akıllı telefonundaki bluetooth algılayıcısı açık olan kullanıcılar,
telefonları iBeacon sinyallerini algılayınca anlık bir bildirim ile karşılaşır. Bu
bildirim özellikle mağazalar tarafından kullanılmakla birlikte müze, sinema,
alışveriş merkezlerinde gibi alanlarda da kullanım örneklerine rastlanmaktadır.
iBeacon ‘ı özel kılan yönlerinden biri, bu sistemle kullanıcının yeri, hangi
reyona kaç kez geldiği, mağazaya kaç kez giriş yaptığı gibi bilgiler elde
edilebimektedir. Böylece iBeacon markalara, oluşturacağı senaryolarla müşteri
sadakatini artırma imkanı sunmaktadır.
iBeacon, günümüzde Apple Store ‘larda Apple Pay ödeme sistemiyle entegre
olarak çalışmakla birlikte yakın zamanda bu entegrasyonu birçok mağaza
sağlayacaktır.
3.1.Mobil Pazarlama Araçları
3.1.6. Bluetooth Tabanlı Sistemler
iBeacon sisteminin engelleri ise;
- Kullanıcıların, telefonlarındaki bluetooth algılayıcılarının açık olması
gerekliliği,
- Kullanıcıların, telefonlarının iBeacon ‘dan gönderilen sinyalleri
algılayabilmeleri için SDK ‘larının bir uygulamaya entegre edilmesi
gerekmektedir; yani pazarlama bildirimlerinin aktif hale gelebilmesi için bir
uygulamadan yardım alınması gerekmektedir. Günümüzde pazarlama ajansları;
gazete, radyo, haber gibi yaygın kullanılan mobil uygulamalara kendi iBeacon
SDK ‘larını entegre ederek kullanıcıların ayrıca bir uygulama yüklemesine
gerek kalmaksızın iBeacon ‘dan gönderilen sinyalleri bu tür uygulamalar
yardımıyla algılayıp, pazarlama bildirimlerini gösterilmesini sağlamaktadır.

6.Hafta
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.1.Turkcell Akıllı Depo
Akıllı Depo mobil pazarlama kampanyası Mindshare tarafından Turkcell için
hazırlanmıştır. Pazarlama ajansı daha önceden anlaştığı ve insanların yaygın
olarak kullandıkları radyo, gazete, haber gibi mobil uygulamalara entegre
edilmiş olan SDK ile telefonun durumunu algılayıp ona göre reklam
çıkarabilmektedir. Bu senaryoda; ilgili uygulamaları hali hazırda kullanmakta
olan insanlar, uygulamalarını normal bir şekilde kullanmaktadırlar. Eğer
kullanıcı, sık kullandığı bu uygulamalar içerisinde gezinirken telefonunun
depolama alanı dolmuş yada çok az bir boş alan kaldıysa, kullanıcıya tam sayfa
Akıllı Depo reklam görseli görünür.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.1.Turkcell Akıllı Depo
- Motto: “Doğru kullanıcıya, doğru mesaj ve içerik ile ulaşma”
- Hedef: Depolama
- Format: Tam sayfa ekran kaplama
- Aksiyon: App Store
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.1.Turkcell Akıllı Depo
Sonuç olarak bu kampanya 31.000 kullanıcının dikkatini çekti ve bu kullanıcılar
Akıllı Depo mobil uygulamasını indirdi. Kullanıcıların ihtiyacı olduğu anda
onlara ihtiyaçları ile ilgili çözüm üreten Turkcell bu hedefli kampanya ile
oldukça başarılı oldu.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.2.Turkcell Kim Aramış
Kim Aramış mobil pazarlama kampanyası Mindshare tarafından Turkcell için
hazırlanmıştır. Pazarlama ajansı daha önceden anlaştığı ve insanların yaygın
olarak kullandıkları radyo, gazete, haber gibi mobil uygulamalara entegre
edilmiş olan SDK ile telefonun durumunu algılayıp ona göre reklam
çıkarabilmektedir. Bu senaryoda; ilgili uygulamaları hali hazırda kullanmakta
olan insanlar, uygulamalarını normal bir şekilde kullanmaktadırlar. Eğer
kullanıcı, sık kullandığı bu uygulamalar içerisinde gezinirken telefonunun şarjı
%20 ‘nin altına düşerse ya da zaten %20 seviyesinin altındaysa, kullanıcıya tam
sayfa Akıllı Depo reklam görseli görünür.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.2.Turkcell Kim Aramış
-Motto: “Doğru kullanıcıya, doğru mesaj ve içerik ile ulaşma”
- Hedef: Depolama
- Format: Tam sayfa ekran kaplama
- Aksiyon: App Store
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.3. Garanti Bankası Cep Şubesi
Dijital mecralarda yapılan reklam yatırımlarının büyük bir bölümünde
görüntülenme sayıları yüksek olduğu halde geri dönüşler düşük oluyor. Bunun
en önemli sebebi olarak hedef kitlenin yeterince detaylı hedeflenememesini
gösterebiliriz. Bu yüzden, mobilden hedef kitleye nokta atışı yapacak bir yolla
mobil bankacılık uygulamasının indirilme adetlerini yükseltmek amacıyla, Punch
ajansı ile bir mobil entegrasyon projesi hazırladık. Proje için, Türkiye’nin haber
ve finans sektöründe en fazla trafiği olan mobil uygulamalarının bulunduğu bir
medya planı hazırlandı. Bu mobil uygulamalarda display banner gösterimleri
yapılmasına karar verildi. Bu banner’ın benzerlerinden çok önemli bir farkı
vardı. Mobil uygulamalar başka bir mobil uygulamanın cihazın içinde olup
olmadığını kontrol edebiliyordu. Tıpkı Facebook’un gerektiğinde Twitter’ı
tetiklemesi gibi. Bu özellik mobil cihazlarda display banner kullanımının yanı
sıra yapılan teknoloji entegrasyonu ile ilk defa bir reklam mecrası fikrine
dönüştürüldü.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.3. Garanti Bankası Cep Şubesi
Bannerın yayınlandığı uygulamalara ve Garanti Cep Şubesi uygulamasına bir
kod entegrasyonu yapıldı. Bannerın olduğu uygulama açıldığında arka planda
cihaza “burada Garanti Cep Şubesi var mı?” sorusunu sordu. Eğer Cep Şubesi
varsa banner gösterimi yapılmadı. Ama yoksa Cep Şubesi’nin özel teklifi ile
beraber banner gösterimi yapıldı. Sonuç olarak, sadece cep telefonunda
Garanti Cep Şubesi olmayanlara banner gösterimi yapılması ve tıklama bazında
satın alma yapılması sayesinde düşük medya bütçesiyle yüksek geri dönüşler
elde edildi. Gösterilen banner’ın download (indirilme) dönüşümü %18 ile bu
zamana kadar yapılmış kampanyaların ortalamasının 10 katı bir performans
gösterdi.
Uygulama, kampanya üzerinden her gün 500 adetin üzerinde indirildi ve birim
maliyetler kampanya öncesi dönemin yarısı kadar oldu.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.3. Garanti Bankası Cep Şubesi
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.4. Avea Fırsat
Avea, GSMA Mobile World Congress 2014 kapsamında verilecek olan Global
Mobile Awards 2014’te “GSM Konumu Bazlı Anlık Bildirim” servisiyle, “En İyi
Şebeke Tabanlı Çözüm” kategorisinde finale kaldı.
Geliştirdiği yenilikçi servisi ile dünyada bir ilke imza atan Avea, bu sayede
mobil kullanıcılara, yakınlarında bulunan marka ortaklığı kampanya ve
indirimleri gibi fırsatlarla ilgili anlık bildirim yapabiliyor.
Dünyada bir ilk olan GSM Konumu Bazlı Anlık Bildirim çözümü, Avea
tarafından mobil kullanıcılara konum bazlı mesajlar iletmek üzere geliştirildi.
Bu yenilikçi servis sayesinde mobil kullanıcılara, yakınlarında bulunan
kampanya, indirim vb. fırsatlarla ilgili anlık bildirim yapılabiliyor. Bu sayede
müşteriler, gereksiz bilgilendirmelerle meşgul edilmezken; yakınlarındaki
fırsatlardan da haberdar olabiliyor.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.4. Avea Fırsat
Hedeflenen kitleye doğru zamanda, doğru yerde ve etkili şekilde promosyon,
reklam ve bilgi gönderimi yapılmasına olanak sağlayan servis, bir OTT yeteneği
olan anlık bildirim ve bir GSM yeteneği olan konum bilgisi birleştirilerek
geliştirildi. Pil ömrünün uzaması, veri kullanımının azaltılması, telefon
performansının yüksek tutulması da bu anlık bildirim yönteminin avantajları
arasında yer alıyor.
Avea GSM Konumu Bazlı Anlık Bildirim hizmeti, Avea Fırsat uygulamasıyla
tüketicilerin kullanımına sunulmuş durumda. Avea kullanıcıları, ücretsiz olarak
indirilebilen Avea Fırsat uygulaması üzerinden anlık bildirimlerle marka
avantajlarını her an takip edebiliyor ve tek bir tıkla kolaylıkla fırsat kodlarını
alarak özel indirimlerden faydalanabiliyor. Ayrıca uygulama içinden
arkadaşlarının doğum günlerini de takip edip kutlayarak, onlara uygulama
içinden ücretsiz hediyeler gönderebiliyor.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.5. Rixos Sanal Gerçeklik Uyg.
Müşteri: Rixos Hotels – Avea
Amaç: Otel içinde lokasyon bulma sorunu yaşayan müşterilere gidecekleri
yer (oda, cafe vs.) konusunda yardımcı olma..
Hedef Kitle ve Gönderim Yapılan Kişi Adedi: Rixos müşterileri
Kullanıldığı Mecralar: Mobil uygulama üzerinden sanal gerçeklik
(Augmented Reality)
Sonuçlar / Kampanya Geri Dönüşleri: Rixos Sungate AR App. toplam
olarak 37.977 adet indirilmiştir. Bunun 19.026 adetini Türkiye, 8.523 adeti is
Rusya Federasyonu geriye kalanı toplam 27 farklı ülke vatandaşı
oluşturmaktadır.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.5. Rixos Sanal Gerçeklik Uyg.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.6. Evernote Uygulaması
En iyi not defteri uygulaması olarak kabul ediliyor.
-Kitap – dergi okurken Evernote
Siz de benim gibi kitabınızı okurken çizmeye kıyamayanlardansanız aldığınız
notlar için Evernote en güzel seçenek. Hele sektörel dergilerde paylaşılan
datalara daha sonra tekrar bakmak isterseniz cep telefonunuz ile o sayfaların
fotoğrafını çekip uygulamayı yüklediğiniz telefonunuzdan görseli Evernote’a
ekle diyebilirsiniz.
-Faturaları biriktirmek için Evernote
Örneğin Apple iTunes’dan aldığım her uygulamaya dair bir makbuzu Evernote
not defterimde biriktiriyorum. Daha doğrusu mail ile bana gelen her ödendi
makbuzu için bu işlemi benim yerime Evernote usulca yapıyor. İster kira, ister
doğalgaz faturası… Bu iş için de ifttt’den yardım alıyorum. Alıcının mail
adresini ifttt’de bir reçeteye tanımlamanız yeterli.
İfttt nedir? http://www.mustafadeliceoglu.com/2014/05/ifttt-nedirnasil-kullanilir/
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.6. Evernote Uygulaması
Çeşitli konular hakkında daha sonra göz atmak için kimi web sitelerine mi
bakıyorsunuz? Mesela ortam çok gürültülü. Okusanız da bir şey
anlamayacaksınız diyelim. Ya da hafta sonu için bu konu hakkındaki tüm
kaynakları peşpeşe okumak istiyorsunuz diyelim. Bu tür durumlarda
araştırdığınız konunun adını etiket olarak kullanın ve Evernote’un kullanımı
oldukça kolay olan Chrome eklentisini kurun. Örneğin bu hafta bir nedenden
dolayı Kurt Cobain’in intiharı ile ilgili biraz bilgi öğrenmek istedim.
Internetteki kaynaklar o kadar çoktu ki. İşlerim de yoğundu. En iyisi hafta içi
bu konuya ilgili web sitelerini Evernote’a aktarayım uykunun tutmadığı bir
gece göz atarım dedim. Güzel bir kaynakça olmuş. Birazdan tek tek
okuyacağım.
http://www.benimgunlerim.com/evernote-nedir-nasil-kullanilir/
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.7. Akbank Direkt(2)
Pazarlama ajansı daha önceden anlaştığı ve insanların yaygın olarak
kullandıkları radyo, gazete, haber gibi mobil uygulamalara entegre edilmiş olan
SDK ile telefonun içerisindeki uygulamaları algılayıp ona göre aksiyon
alabilmektedir. Bu senaryoda; ilgili uygulamaları hali hazırda kullanmakta olan
insanlar, uygulamalarını normal bir şekilde kullanmaktadırlar. Kullanıcı, sık
kullandığı bu uygulamalar içerisinde gezinirken, uygulama o telefonda Akbank
Direkt mobil uygulaması olup olmadığına bakar ve eğer yoksa; Akbank Direkt
uygulamasının indirilmesi için reklam görseli gösterilir.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.7. Akbank Direkt(2)
Sonuç olarak Akbank doğru zamanda, ihtiyacı olan kitleye, düşük maliyet ve
üst düzey etki ile mobil pazarlama faliyeti gerçekleştirmiştir.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.7. Samsung Share To Go
Samsung, Galaxy serisi akıllı telefonlarındaki yakın alan iletişimi (NFC)
teknolojisine dikkat çekmek için geniş kapsamlı bir kampanya düzenledi. Bu
kampanya bazı şehirlerde uygulandı. İlgili şehirlere stantlar yerleştirildi. Bu
stantlarda, elindeki telefonunu öne uzatmış insan resimleri vardı ve bu telefon
resminin arkasında NFC çipi bulunuyordu. Mesaj olarak da;
- “Seninle paylaşmak için bir kitabım var”
- “Seninle paylaşmak için bir müziğim var”
- “Seninle paylaşmak için bir sinema biletim var”
- “Seninle paylaşmak için bir tiyatro biletim var”
- “Seninle paylaşmak için bir filmim var”
- “Seninle paylaşmak için bir resmim var” gibi ifadeler vardı. Samsung Galaxy
kullanıcıları, telefonlarını resimdeki telefona yaklaştırarak paylaşılan içeriği kısa
bir zaman içerisinde telefonlarına yüklediler. Samsung bu kampanya ile
kullanıcılarına hediye verip müşteri memnuniyetini ve sadakatini artırmayı
amaçlarken aynı zamanda NFC konusunda müşterilerini bilinçlendirmeyi
amaçlamıştır. Samsung bu kampanya ile beklenenden 3 kat fazla etki yapmıştır;
1,4 milyon görüntülenme ve 90.000 etkileşimle kampanya sonuçlanmıştır.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.7. Samsung Share To Go
http://video.tamindir.com/s-beam-nasil-kullanilir/
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.7. Akbank Direkt(1)
Uygulama: Akbank Direkt Mobil uygulamayla Axess, Wings ve Fish kredi
kartı sahipleri kart bilgileriyle cep telefonları üzerinden bankacılık işlemlerini
gerçekleştirebilme imkanı sağlanıyor. Türkiye’de bir ilk olan bu uygulama ile
artık kredi kartı müşterilerimiz de limit bilgilerini ve dönem içi harcamalarını
bulundukları yerden istedikleri zaman görüntüleyebiliyorlar.
Bankacılığı müşterilerimizin olduğu yere taşımaya devam ettiğimiz "Akbank
Direkt Mobil" uygulaması ayrıca kişiselleştirilebilen ana sayfası ile çok farklı
kullanıcı deneyimleri yaşatmak üzere tasarlandı. Akbank Direkt Mobil
uygulaması iOS ve Android işletim sistemli cihazlara indirilebiliyor.Bu
uygulamanın kullanım alanları olarak önemli haber ve finans sitelerinde banner
ve rich media kullanımlar yapıldı. Mobil tarafta ise, uygun olan tüm akıllı
cihazlarda uygulama başlatıldı. İlk aşamada itunes ‘dan başlanıldı. Rich media ile
App tanıtıldı ve sonrasında CPC bazlı satın alma ile, uygulamayı indirmeye
yönelik strateji başladı. Ekim ayında android uygulamanın lansmanı yapıldı –
aynı şekidle illerlendi.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.7. Akbank Direkt(1)
Etkiyi daha da yükseltmek için ve kampanyanın ikinci aşamasında kullanıcı
sadakati yaratmak adına cep şubesini kulananlara La Liga Barcelona – Madrid
maçına gitme şansı çeşitli dijital iletişim kanallarıyla sunuldu. Önce Akbank
Direkt Mobil cep şubesi lansmanı yapılarak hedef kitle üzerinde algı yaratıldı.
İkinci aşamada ise kazandığı müşterilerin sadakatini sağlamak için La Liga
yarışması başlatıldı ve bu aşamada yeni müşteriler kazanmaya devam etti.
Sonuçlar: 15 Eylül tarihinde başlayıp 31 Aralık tarihinde sona eren ve
kampanyanın sonunda ulaşılması beklenen hedefe 1,5 ayda ulaşıldı.Yenilenen
mobil uygulamada OcakAralık tarihlerinde %730 artış görüldü Eylül ayındaki
lansman sonrasında kullanıcı sayısında %440 artış, havale de %600 artış, kredi
kartı borç ödemesinde ise %1800 artış sağlandı. Bunun yanında Uygulama
AppStore’da live olduktan sonra 6 saat içinde Application Store top free
kategorisinde 1. Sıraya yükselmiş ve 3 gün üstüste yerini korumuştur. 3 hafta
boyunca da ilk 10 içerisinde yer almaya devam etti.
3.2.Vaka Örnekleri
3.2.7. Akbank Direkt(1)
CPM VE CPC NEDİR?
CPM Nedir?
CPM (Cost Per Mille) Bin gösterim başına maliyet olarak tanımlanır. Reklam
medyanız 1000 kez gösterildiği zaman bu 1 CPM anlamına gelir. CPM fiyatları
mecra bazında değişiklik göstermekle birlikte çoğunlukla her bin gösterim için
1 ila 5 TL arasında fiyatlandırmalar yapılmaktadır.
CPC Nedir?
CPC (Cost Per Click) Tıklama başna maliyet olarak tanımlanır. Reklam
medyanızın 1 kez tıklanması 1 CPC anlamına gelir. CPC fiyatları çoğunlukla
0,08 TL’den başlar ve mecranın kalitesine göre yükselir.
Sabit Satın Alma Nedir?
Tıklama veya gösterim garantisi olmayan satın almalardır.Yıllık, aylık, günlük
hatta saatlik satın almalar yapılabilir. Mecra, reklam medyasının gösterildiği
alan, gün ve saat bazında değişiklik gösterir.
CPM VE CPC NEDİR?
CPM mi, CPC mi, Sabit Satın Alma mı Yapmalıyım?
Online satın alma yaparken CPC mi, CPM mi yoksa sabit satın alma mı
yaptığınız önemlidir. Hangi yönetmin doğru olduğunun kesin bir
cevabı yoktur. En iyi yöntem mecra bazında deneme yapmaktır. Örneğin
amacınız sitenize maksimum trafik çekmek ve X mecrasındaki CPC maliyeti
0,25 TL. Aynı mecranın CPM bedeli 1 TL olsun. CTR (Click Through Rate) yani
tıklanma oranı % 0,4 ise bu her bin gösterimde 4 tıklama kazanmanız anlamına
gelir. Bu durumda CPC ile CPM bedeli arasında fark olmaz. Çünkü 4 tıklama
maliyeti 1 TL, yani 1 tıklama 0,25 TL yapar. Bu örnekte tıklama oranı
yükseldikçe CMP daha avantajlı hale gelir. Tıklama oranının düşük olduğu bir
mecrada ise CPC satın alma yaprak görünüm (impression) oranınızı
maksimumda tutmak akıllca bir yöntem olabilir.
Reklam verenlerin genellikle sabit satın almalardan kaçındıkları süphe
götürmez bir gerçektir. Çünkü hiçbir görüntüleme ve tıklama garantisi yoktur.
CPC her zaman güvenli bir fiyatlandırmayken, CPM ve sabit satın alma reklam
verenleri korkutan alanlardır. Bu işte doğru olan denemeden karar
vermemektir.
DEĞERLENDİRME
Akıllı cihaz ekosisteminde, donanımsal parça ve ürünlerde sıkı bir rekabet
bulunurken işletim sistemi kısmında rekabet firmaların rekabeti nispeteden
çok daha azdır. Akıllı telefon ve tablet penetrasyonunun hızlı bir şekilde
yükselmesiyle birlikte, donanım tarafında pazar payları ve sıralama sürekli
değişirken işletim sistemi tarafında ise pazar paylarındaki değişim nispeten
daha az olmaktadır.
Akıllı cihaz işletim sistemlerinde çalışan mobil uygulamalarda ise daha
rekabete açık bir ortam bulunmaktadır. Süreçte hızlı yol alan bireyler ve
firmalar bu yeni dünya düzeninde öne çıkmakta ve ürünlerini global olarak
insanların kullanmalarını sağlayabilmektedir. Özellikle mobil uygulama
konusunda inanılmaz bir eşitlik sağlanmıştır ki büyük firma, küçük firma,
öğrenci, profesyonel ayrımı kalmamıştır. İnovatif, kullanışlı ve stabil çalışan
mobil uygulama üreten kişi ya da kuruluşlar inanılmaz bir değer
yaratabilmektedir.
DEĞERLENDİRME
Mobil pazarlama konusunda ise ülkemizde oldukça inovatif projeler hayata
geçirilmektedir. Bu konuda yapılan yarışmalarda ülkemiz adına katılan ajanslar
derece ve ödüller kazanmaktadır. Mobil pazarlama konusu mobil yazılım ve
donanımlardan bağımsız düşünülemez. Bu nedenle ülkemizde donanımsal ve
özellikle yazılımsal olarak gelişmelere devam edildikçe mobil pazarlama bu
gelişmelerden beslenerek daha başarılı projeler hayata geçirilecektir.
Bazı ülkelerde yaşanan kod okuma yazma seferberliğine benzer bir hareketin
ülkemizde de başladığı ve mobil yazılım geliştirme konusunda farkındalık
yaratıldığı takdirde bu alanda ülke olarak bir adım öne çıkabiliriz. Böylece daha
fazla katma değerli ürünler üretebilir, istihdamı artırıp işsizliği azaltabilir ve
ülkemizin gelişmesine büyük bir katkı sağlayabiliriz.

7.Hafta
IFTTT Android İncelemesi
100’e yakın farklı web serivis arasında ilişki kuran popüler web servisi if this
then that(IFTTT) nihayet Android uygulamasını yayınladı.
IFTTT’nin çalışma mantığı -açılımından da anlaşılabileceği üzere- eğer bu
durum olursa bunu gerçekleştir. Durumları ise 100 civarında kanallar belirliyor.
Örneğin: Eğer Facebook profil fotoğrafımı değiştirirsem, aynı fotoğrafı
Twitter’da da profil fotoğrafım yap;Yüklediğim her Instagram fotoğrafını ve
videosunu Google Drive’a ya da Dropbox’a yedekle; Eğer belirli bir hashtag ile
Instagram’a fotoğraf atarsam, bunu Twitter’a da gönder… IFTTT’deki “eğer bu
olursa” durumu tetikleyici(trigger), bu durumdan sonraki diğer durum
da aksiyon olarak adlandırılıyor.
Tetikleyiciler ve aksiyonlar birleşerek tarifleri oluşturuyor. Her kanalın farklı
farklı tetikleyicileri ve aksiyonları bulunuyor ve bunları kullanmadan önce o
kanalı etkinleştirmek gerekiyor. Örneğin Instagram, Facebook, Dropbox,
Google Drive gibi kanalları etkinleştirmek için IFTTT’ye içerik görüntüleme
izni vermeniz gerekiyor. Android kanallarını etkinleştirmek için uygulamayı
kurup, giriş yapmak yeterli.
IFTTT Android İncelemesi
IFTTT Android İncelemesi
Eğer daha önceden IFTTT kullanmışsanız, uygulamanın oldukça basit bir
arayüzü mevcut. Ana ekranda çalşan son tarifler görüntüleniyor.
Oluşturduğunuz, kapattığınız tarifler de burada listeleniyor. Uygulamanın sağ
taraftan açılan menüsünde ise tüm tarifler listeleniyor ve tek dokunuşla
kapatılabiliyorlar. Tariflerin üzerine dokunulduğunda ise detayları görülebiliyor.
IFTTT TARİF DETAYI
IFTTT Android İncelemesi
Sağdan açılan menünün üst tarafında keşif ikonu bulunuyor ve uygulamayı ilk
kez kullanacak olanlara ya da yeni bir tarif arayanlara çeşitli alternatifler
sunuluyor. Ayrıca yeni bir tarif oluşturmanızı sağlayan buton da buraya
gizlenmiş.
IFTTT genel olarak pek çok web servisini birbiriyle paralel hale getiriyor, peki
Android uygulaması Android’e özel neler sunuyor? IFTTT Android’in
kurulumu ile; cihaz, konum, bildirim, arama, SMS ve fotoğraf kanallarında çeşitli
tetikleyici kriterlere sahip olabiliyoruz.
Cihaz kanalı şu anda sadece Wi-Fi seçenekleri tetikleyici yer alıyor.Yani şu WiFi ağına bağlandıktan sonra şunu yap diyebiliyoruz. Cihaz kategorisinde
aksiyon olarak ise telefonu sessize alma, zil sesi seviyesini değiştirme ve
arkaplan değiştirme seçenekleri yer alıyor. Cihaz kanalı ile ofisinizin Wi-Fi
ağına bağlandığınız anda telefonun otomatik olarak sessize alınmasını
sağlayabilirsiniz ya da zaman(Date) kanalını kullanarak gece 11’de telefonunuzu
titreşim moduna alabilirsiniz. Havalı arkaplan bulmakta zorlanıyor musunuz?
500px kanalından popüler fotoğrafların otomatik olarak arkaplanınıza
yerleşmesini sağlayabilirsiniz.
IFTTT Android İncelemesi
IFTTT ile konum tetikleyicisi için alan seçimi
Konum kanalında ise bir alana giriş, bir alandan çıkış ve bir alana giriş ya da
çıkış şeklinde 3 farklı tetikleyici bulunuyor. Bu tetikleyicileri ayarlamak için
harita üzerinde alan belirleniyor. Konum kullanılarak eve geldiğinizde
telefonunuzu sessizden çıkarabilirsiniz. Belirli bir konumda ne kadar zaman
geçirdiğinizi merak ediyorsanız, ayarladığınız konuma giriş ve çıkış saatlerinizi
Google Drive’da Excel dosyasına kaydedebilirsiniz.Ya da eve yaklaşırken
istediğiniz kişiye eve gittiğinizi bildirebilirsiniz.
Bildirim kanalı muhtemelen çoğu Android kullanıcısının IFTTT’yi kullanma
nedeni olacaktır. Bildirim kanalında herhangi bir tetikleyici bulunmuyor, sadece
bir aksiyon bulunuyor: Bildirim yollama. Çeşitli kanallarınızda ne olursa olsun
bildirim kanalını etkinleştirebilirsiniz. Biri sizi Twitter’da takip ettiğinde, yarın
havanın yağışlı olması beklendiğinde, Facebook’ta bir fotoğrafta
etiketlendiğinizde, Google servisleri çöktüğünde, Foursquare’de bir
arkadaşınız size yakınken check-in yaptığında…
IFTTT Android İncelemesi
Arama kanalında yapılan aramalar, cevaplanan aramalar ve cevapsız aramalar
tetikleyici olarak yer alıyor. Ayrıca 3 temel tetikleyici sadece belirli numaralar
için de çalıştırılabiliyor. Bu kanal kullanılarak tüm arama kaydınızı Google
Drive üzerinde arama yapılan tarih, numara, isim ve arama süresi gibi
kriterlerle kaydedebilirsiniz ya da yaptığınız tüm görüşmeleri Google Takvim’e
ekleyebilirsiniz. Genel olarak arama kayıtlarını tutmak dışında pek kullanışlı
bulmadığım bir kanal açıkçası.
Arama kanalına oldukça benzer bir şekilde IFTTT’de SMS kanalı da yer alıyor.
Bu kanalda da alınan ve gönderilen SMS’ler tetikleyici olarak yer alırken belirli
numaralar için de bu tetikleyiciler uygulanabiliyor. SMS gönderme ise bu
kanalın tek aksiyonu. Arama’da olduğu gibi bu kanal aracılığıyla tüm SMS
kayıtlarınızı Google Drive’da saklayabilirsiniz. SMS kanalını kullanarak cevapsız
aramalara daha sonra dönüş yapacağınızı bildiren bir mesja yollayabilirsiniz.
IFTTT Android İncelemesi
Ve IFTTT’nin Android’e özel son kanalı ise fotoğraflar. Bu kanalda yeni
fotoğraflar, belirli alanda çekilen yeni fotoğraflar ve yeni ekran görüntüleri
tetikleyici olarak yer alıyor ve herhangi bir aksiyon bulunmuyor. Fotoğraflar
söz konusu iken ve IFTTT’nin pek çok fotoğraf servisi ile de uyumluluğu
varken aslında bu kanal ile yapılacakların sınırı yok. Çektiğiniz her fotoğrafı
Google Drive’a, Dropbox’a, Box’a, Facebook’a, Flickr’a gönderebilirsiniz. Ekran
görüntülerine hızlı bir şekilde bilgisayarınızdan da erişmek istiyorsanız
otomatik olarak Drive’a ya da Dropbox’a da yedekleyebilirsiniz.
IFTTT genel olarak oldukça kullanışlı ve oldukça basit bir servis. Tabii
ki Tasker gibi gelişmiş sistem otomasyonu sağlamıyor ancak sizi kullandığınız
web servisleriyle teker teker uğraşmaktan kurtarıyor. Eğer ilk kez IFTTT
kullanacaksanız web sitesi üzerinden başlamanızı tavsiye ederim, çünkü
mobilde onlarca hesabı bağlamak uğraştırıcı olabilir. Ayrıca hatırlatmakta fayda
var, Pushbullet uygulaması da IFTTT kanallarından biri, eğer Pushbullet’i
hemChrome‘da hem de Android‘de kullanıyorsanız IFTTT’nin bildirim kanalı
yerine kullanabilir ve bildirimleri hem Chrome’da hem de Android’de
görüntüleyebilirsiniz.
Jireskop Nedir?
Gyroscope cihazının kısaltasıdır ve Türkçesi ise Jiroskop olarak bilinir. Yeni
nesil akıllı telefonlardaki yerçekimine bağlı ivme hareketlerini algılamakta
kullanılan bir sistemin entegre halidir. Gyroscope yada Gyro Sensörü akıllı
telefonlarda bulunan bir sensördür bu sensör telefonunuza vermiş olduğunuz
hareketi yeryüzüne göre algılayarak hareketi simule eder. Örneğin akıllı
telefonunuzu dik yada yatak konumda ekranın dönerek yeryüzüne göre
dönme hareketi bu sensör sayesinde olur. Jiroskopun çalışma prensibi
hareketli cisimlerin gösterdikleri ivme hareketi üzerine kuruludur. Örneğin bir
topacın hızlı dönerken dik durması ancak yavaşladığında ise yalpalaması
hareketi örneği ile aynı fizik kuralına dayanır. Daha anlaşılır olması için
aşağıdaki videoyu izlemenizi tavsiye ederim
Gyroscope sensörü orta kısımda dönen bir mil üzerinde algılayıcılar bulunur.
Sensör hangi yöne dönerse dönsün ivmeden yani dönme durumundan dolayı
sürekli dik konumdadır sensör mekanızması ise ivmesiz olduğu için siz
telefonunuzu hareket ettirdikçe oda hareket eder ama orta kısım sabit kalır
bu mesafeyi ve açıyı sensörler algılar ve işlemciye gönderir.
Platformlar
-iOS (Apple)
- Android (Google)
- Windows Phone (Microsoft)
- Cross-Platform
- Diğerleri
- Blackberry (RIM)
- Firefox OS (Mozilla)
- Symbian, PalmOS
Platformlar
iOS
- 2007’de iPhone OS olarak
- Objective-C / Swift
- Sadece Apple cihazları
- Kapalı kaynak, kısıtlayıcı politika
- Son sürüm iOS8
- Pazar payı %12
Platformlar
Android
- 2008’de ilk ticari sürüm
- Java
- Çok fazla tür, marka ve model
- Açık kaynak, serbest politika
- Son sürüm 5.0 Lollipop
- Pazar payı %84
Platformlar
Windows Phone
- 2010’da Windows Mobile yerine
- C#
- Sınırlı sayıda marka ve model
- Kapalı kaynak
- Son sürüm 8.1
- Pazar payı %3
Platformlar
Cross-Platform
- Native
iOS, Android, WP
- Non-native
PhoneGap (HTML5 + JS), Titanium (JS)
- Generic Native
Xamarin (C#), Rhodes (Ruby)
Cros-Platform Nedir?
Cross Platform’u açıklamadan önce platformun ne demek
olduğunu kavrayalım. Temel olarak platformu bir işlemin ya
da bir eylemin harekete geçeceği, sürdürülebileceği ortam
olarak tanımlayabiliriz. Mobil uygulama alanında bu
platformu Android, iOS ve Windows Phone olarak
tanımlarsak, masaüstü uygulamaları için Windows, Linux ve
Mac OS işletim sistemleri olarak tanımlayabiliriz. Buradan
yola çıkarak Cross Platform ya da Çoklu (Multi) Platform
için birden fazla platformda çalışacak uygulamaların
geliştirilmesidir.
Cros-Platform Nedir?
Android ile ilgili yazılarımda paylaştığım kodlar veya uygulamalar,
sadece Android platformuna özgü uygulamalardır. Bu şekilde
yazılan uygulamalara Native (Yerli) uygulamalar adı verilir. Peki,
daha önce Android için yazdığım kodlar iOS ya da Windows
Phone platformlarında çalışmıyorsa, her platform için ayrı ayrı
kod (native kod) yazmak yerine, Cross Platform’un
avantajlarından yararlanabiliriz. Kullandığınız Cross Platform
aracının size sağladığı ölçülerde tek bir programlama dili
kullanarak (Javascript, C# gibi.) birden fazla platformda
uygulama geliştirebilirsiniz. Bu sizi ciddi ölçüde zamandan
tasarruf etmenizi sağlar. Fakat, Cross Platform uygulama
geliştirirken geliştireceğiniz uygulamanın içeriği sizin
kullandığınız Cross Platform aracı ile sınırlıdır. Yani, native bir
geliştirme kadar esnek ve rahat olamazsınız.
Cros-Platform Nedir?Örnekleri?
Sanırım Cross Platform terimini az çok kavrayabilmişizdir.Yazımızı biraz
daha somutlaştırmak adına birtakım popüler Cross Platform araçlarından
bahsedeceğim.
Programlama Dilleri
Java: Bilindiği üzere Java ile yazılmış programlar üzerinde JVM (Java
Virtual Machine) bulunduran platformlarda yani Windows, Mac OS ve
Linux işletim sistemlerinde çalışabilmektedir.
Oyun Motorları
Unity 3D: Bu konuda ilk aklıma gelen oyun motoru şüphesiz Unity’dir.
Sizinle Unity hakkındaki deneyimimi daha önce paylaşmıştım. Unity
bir oyun motorudur. Hatırladığım kadarıyla Javascript, C# ya da Boo
dilleri ile yaklaşık olarak 10’un üzerinde platforma destek
vermektedir. Bunlar masaüstü (Windows, Mac OS, Linux..), web
(firefox, chrome..), oyun konsolları (ps4, xbox, nintendo..), mobil
(android, ios..) gibi.
Corona SDK: Corona oyun motoru ise daha çok mobil alanında
hizmet veren bir Cross Platform aracıdır.
Cros-Platform Nedir?Örnekleri?
Mobil Uygulama Geliştirme Araçları
Smartface App Studio: Bu yazınında temel konusunu oluşturan
Smarface App Studio, iOS ve Android platformlarına destek veren
mobil uygulamalar geliştirebileceğiniz bir Cross Platformdur. Smatface
de kullanacağımız dil ise Javascript dilidir. Javascript ile hem Android
hem de iOS için uygulamalar geliştireceğiz.
Xamarin: Mobil uygulama geliştirme alanında Cross Platform bir araç
olan Xamarin, Android, iOS ve Windows Phone platformlarına destek
vermektedir. Xamarin de uygulama geliştirmek için C# dilini
kullanıyorsunuz.
Titanium Appcelearator: Bir başka mobil alanda Cross Platform aracı
ise Titanium’dur. Titanium SDK ile Javascript dilini kullanarak Android,
iOS ve Windows Phone için uygulamalar geliştirebilirsiniz.

9.Hafta
Programlama Dilleri
Programlama Dilleri
- Objective-C / Swift (iOS)
- Java (Android)
- C# (Windows Phone)
IDE’ler
Integrated Development Environment
- Xcode (iOS)
- Android Studio / Eclipse (Android)
- Visual Studio (Windows Phone)
- Simülatörler
XCODE NEDİR?
Apple, IDE (Integrated Development Environment) olarak sadece
Mac OS X işletim sisteminde çalışanXcode adlı yazılım geliştirme
platformunu tercih etmektedir. Xcode ile iPhone ve iPad
uygulamalarının yanı sıra Apple bilgisayarlarda çalışmak üzere Mac OS
X uyumlu programlar da geliştirebilirsiniz. Geliştirdiğiniz programları
iPhone simulatörlerinde test edebilir, gerçek bir cihaz üzerinde
karşılaşılabilecek çeşitli durumları (bellek kaçakları, cihazın yatay
konumda tutulması vb.) test edebilirsiniz. Ne yazık ki Xcode’un Linux
ve Windows işletim sistemleri için ayrı bir sürümü bulunmamaktadır.
Bu yüzden Xcode ile geliştirme yapacaksanız, Mac OS X yüklü bir
bilgisayarda çalışmak durumundasınız.
Windows üzerinde sanal makina kullanarak Mac OS X işletim sistemi
kullanmak mümkün ve bu yöntemle çalışan Mac OS X sürümlerini
internet üzerinde kolaylıkla bulabilirsiniz. Ancak gerek donanım uyum
sorunları gerekse de sanal makina üzerinde işletim sisteminin ve
özellikle Xcode’un son derece yavaş çalışmasından ötürü bu yöntemi
önermiyoruz.
XCODE NEDİR?
Xcode programının yüklenmesi
Önceki sürümlerde http://developer.apple.com üzerinden
yayımlanan Xcode programı, Mac OS X‘ler üzerinde AppStore
uygulama dükkanının açılmasından sonra AppStore üzerinden
dağıtılmaya başlanmıştır.
ANDROİD STUDİO
Google I/O bir geliştirici konferansı olduğu için şüphesiz ki
geliştiricileri için oldukça önemli haberler barındırıyordu. Android
tarafında heyecan verici yeniliklerden biri Android Studio’ydu.
IntelliJ tabanlı bir IDE olan Android Studio genel olarak Eclipse ile
yapılamayan kod yazma, düzeltme ve arayüz konusunda yenilikleri
kolaylıkla görebilme işlerini halledebiliyor.
Android Studio’nun en çok dikkat çeken yönü ise uygulamanın
kodlarında yapılan değişiklikler, uygulamanın önizlemesinde ve farklı
ekran boyutlarında anlık olarak gözlenebiliyor.
Android Studio şu anda beta sürümünde ve Mac, Linux ve Windows
kullanıcıları tarafından denenebiliyor.
Cihazlar
- iOS
Apple iPhone, iPad, iPod
- Android
Google Nexus, Samsung, LG, Sony, HTC
- Windows Phone
Nokia, HTC, Huawei
- İşlemci ve Chipsetler
ARM tabanlı Apple A Serisi, PowerVR
Qualcomm Snapdragon Krait,
Teknik Olanaklar
-Cloud
(iCloud, Google Drive, Azure)
- Push (APNS (Apple Push Notification Service), GCM(Google
Cloud Messaging))
- Gaming (GameCenter, Play Games)
- Localization
-
https://www.youtube.com/watch?v=FCubOEF9hZE
-
- Localization (Yerelleştirme)
Yerelleştirme, yazılım geliştirme sürecinde, içeriklerin
(kitaplar, filmler,Ağ Sayfaları), süreçlerin, ürünlerin ve özellikle
bilgisayar yazılımlarının (Software) belirli bir coğrafyaya ya
da etnik topluluğa özgü pazar ya da coğrafi bölgede (ülke, bölge ya da
etnik gruplar) geçerli yerel dilsel ve kültürel özelliklere uyarlanmasıdır.
Bu sözcüğün İngilizcesi olan localization (Amerikan İngilizcesi) ya
da localisation (İngiltere) yazılım geliştiriciler tarafından L10N şeklinde
kısaltılmıştır. 10 rakamı L ile N harfleri arasında kalan harflerin sayısını
gösterir.
-
- Localization (Yerelleştirme)
Süreç
Yazılım geliştirmede yerelliştirme kavramı ilk başta ürünün bir başka dile
aktarılmasını, yani çevrilmesini içerir. Yerelleştirme amaçlı çeviriler genelellikle
özel bilgisayar destekli çeviri yazılımlarıyla yapılır. Ancak, çevirinin yanı
sıra tarih, zaman, para ve ısı birimleri ya da ölçü birimlerinin dönüştürülmesi
gibi işlemleri de içerir. Yereleştirmenin en önemli görevlerinden birisi de
ürünlerin ya da ürünlere ait belgelerin ürünün satışa sunulacağı yerin hukuk
kurallarına uyumlu hale getirilmesidir. Örneğin, renk, yazı tipi, alfabe, görsel ya
da seslimetinler ile resimlerin (örneğin bayrak) uyarlanması.
Özellikle grafik kullanımında coğrafi ya da kültürel bölgenin alışkanlıklarına ya
da tercihlerine dikkat edilir.
Bir yazılımın yerelleştirilebilmesi için yazılım geliştirilme aşamasında
uluslararasılaştırılması planlanmış ve yazılım tekniği açısından hazırlanmış
olmalıdır. Başlangıçta plan yapılmazsa yerelleştirme çok masraflı ya da zaman
alıcı olabilir.
Bir yardım dosyasındaki grafikler de yerelleştirilmelidir. Bu amaçla, erek dilde
hazırlanan yazılım çalıştırılarak ekran görüntüleri alınır. Bu grafikler daha sonra
yardım dosyalarında kullanılır.
Sosyal Ağlarda Güvenlik ve
Gizlilik






Bu bölümde dizi boyunca şimdiye kadar anlatılmış, gizlilik ve güvenliğe karşı
olan sosyal ağların tehditlerini önlemeye ve iyileştirmeye yardımcı
araçlardan bahsediyoruz:
Privacyfix: Twitter ve Facebook için gizlilik ayarlarınızın doğruluğunu
kontrol etmek ve bu kaynaklara ait çerezlerin iptalini online yapmak için
hem mobilden hem de bilgisayardan çalışan bir online araçtır.
Privacy Badger: Casus reklamları, gizli izleyicileri kapatır, “Do not track”
özelliği ile sitelere izlenmek istemediğinizi zorlar. Sosyal ağların gizli takibini
zorlaştırır.
Disconnect‘i (mobil cihazlarda izlenme ve internet araması koruması ile
bilgisayarlarda ek olarak malware tarama sağlar),
Minor Monitor: Ebeveynlerin Twitter ve Facebook’ta çocuklarının bütün
hareketlerini takip edebilmelerini sağlayan oldukça yararlı ve ücretsiz bir
uygulamadır. Sezgisel yönetim panosu ile ebeveynler çocuklarını ağlardaki
potansiyel tehlikeye sokabilecek zorbalık, nefret suçları, uyuşturucu
kullanımı ve cinsellikle ilgili bütün tehlikeleri önceden görebilirler.
YAZAN: M. MEKİN PESEN
Sosyal Ağlarda Güvenlik ve
Gizlilik












CookieSpy: Web tarayıcılarına internetten bulaşan ve de genelde kullanıcıları takip
etmeye yönelik olan bütün çerezleri (cookie) tek bir uygulama üzerinden takip edebilmeyi
sağlayan çok yararlı bir çerez takip ve silme programıdır.
URL Fixer: Typosquatting tehlikesine karşı olarak Firefox web tarayıcısı için bu eklenti
yanlış yazılan popüler web sitelerine ait URL adreslerini otomatik olarak düzeltmekte ve
gerçek olan siteye yönlendirilme yapmaktadır.
Secretbook: Oxford Üniversitesinde bir araştırma projesi sonucu ortaya çıkan,
Facebook’ta paylaşılan resimlerin içine steganografi yoluyla gizli mesajlar yerleştirmeyi
sağlayarak haberleşmeyi sağlayan oldukça ilginç bir Chrome eklentisidir.
Ghostery: Mobilde ve bilgisayarlarda gözlenmeyi ve takip sistemlerini kontrol altından
tutmayı sağlar.
Close’n forget: Firefox’ta sekme bazlı çerez temizleme ve hatırlanmama sağlar.
BetterPrivacy: Firefox’ta Flash çerezleri ve tarayıcı yerel depolamayı temizler.
Click&Clean: Chrome’da oldukça detaylı bir takip önleme, çerez engelleme ve izleme
kontrolü sağlar.
uBlock: Firefox, Safari ve Chrome için oldukça pratik ve kullanımı kolay bu araçla kullanıcı
aleyhine olabilecek her şey anında engellenebilir.
AdBlock veya Adblock Plus: Bütün tarayıcılarda reklamları engellemek için kullanılabilen
ve birbirinden bağımsız araçlardır.
Self-Destructing Cookies: Firefox’ta sekmeleri kapatır kapatmaz ilgili çerezlerden ve
yerel depolamada tutulan takip mekanizmalarından kurtulmak için kullanılır.
FireGloves: Ziyaretçi ile ziyaret edilen site arasına girip kullanıcının karşı tarafta kendisini
ele verebilecek türden meta veriler ile benzersiz tarayıcı bilgilerini maniple etmesini
sağlayarak, sitelere sahte veriler gösteren yararlı bir araçtır.
YAZAN: M. MEKİN PESEN
Sosyal Ağlardaki İçeriklerin
Coğrafi Konum Bilgilerini
Toplayın

Creepy, Twitter üzerinde konum bilgisi
verilerek paylaşılmış tweet’ler, Flickr,
Instagram ve Google Plus’taki resim
paylaşımları gibi bu ağlarda yer alan her
türlü bilgiden istenilen kullanıcıya ya da bir
yere dair coğrafi konum
bilgilerini toplayıp bir araya getirerek bir
harita üzerinde zaman ve konum bazlı
görüntüleyen bir açık-kaynak coğrafi
konum toplama programıdır.
Sosyal Ağlardaki İçeriklerin
Coğrafi Konum Bilgilerini
Toplayın
Daha önceden İnternete Koyduğunuz Resimlerden Adresiniz
Bulunabiliyor yazısında paylaştığımız, online resimlerin coğrafi konum
sızdırması ihtimali ve bunun nasıl olduğuyla ilgili olarak yapılacakları
otomatik olarak yapabilen, yani sosyal ağlarda paylaşılmış içeriklerin coğrafi
konum bilgilerini toplayıp kullanıcıların yerlerini tespit edebilmeyi
sağlayan Creepy adlı program yoluyla Twitter, Flickr, Instagram ve Google
Plus ağlarındaki bilgilerden coğrafi konum bilgileri otomatik olarak elde
edilebiliyor.
 El yordamıyla yapılması zor olan coğrafi konum toplama işlemi bu program
sayesinde oldukça kolaylaşıyor. Açık-kaynak istihbaratı kolaylaştıran Creepy
yoluyla istediğiniz kullanıcının özellikle sosyal ağlarda paylaşmış olduğu
içerik ve resimlerden coğrafi konum bilgilerini alıp harita servisleri üzerinde
kolayca görüntüleyebilirsiniz.
 Creepy, herhangi bir kullanıcının coğrafi konum bilgisini, resimlerdeki var
olan EXIF verileri ile Twitter, Instagram, Flickr ve Google Plus’ı konum
bilgisini paylaşarak kullanan kullanıcılar zayesinde yine bu ağların API’leri
üzerinden topluyor. Program elde ettiği konumları Google Maps üzerinde
göstermekte hatta bu verileri ister CSV isterseniz de KML formatında
dışa aktarmanızı sağlamaktadır. Programı kullanmaya başlamadan önce
kendinize ait Twitter, Instagram, Google Plus ve Flickr API’lerini girmiş
gerekmektedir.

Sosyal Ağların Mobil
Uygulamalarının Riskleri

Sosyal ağların siteleri ile mobil
uygulamaları aynı hizmetleri verseler de
farklı kullanım ve gizlilik ilkelerine sahiptir.
Örneğin Facebook ve Twitter, mobil
uygulamalarında aşırı bir yetkilendirmeyle
telefon rehberlerini alabilmekte ve/ya
SMS’leri okuyabilir. Bu bölümde sosyal
ağların mobil uygulamalarının riskleri ve
önlemlerini inceliyoruz.
SOSYAL AĞLARIN MOBİL UYGULAMALARININ SINIRSIZLIĞI
2012 yılı başında yayınlanan bir raporda ortaya çıkan sonuçlara göre başta
sosyal ağların mobil uygulamaları ile popüler mobil oyunlar, telefonla
aradığınız kişileri, cep telefonları konum bilgisini, internet tarayıcı geçmişini,
SMS’leri, telefon rehberini, diğer kullandığınız çevrimiçi hesapların kimlik
bilgilerini ve telefon konuşmalarını dahi alabilme yeteneğine sahip.
Ayrıca bazı mobil uygulamalar cep telefonunun kamerasına erişerek
kullanıcıdan habersiz resim ve video kaydı da yapabilmektedir. Twitter da
mobil uygulamalarındaki “arkadaşını bul” özelliği üzerinden akıllı cep
telefonu kullanıcısının bütün bir adres defterini, isimleri, e-posta adresleri ve
telefon numaralarıyla birlikte tamamen çektiğini ve bu verileri de tam 18 ay
boyunca sunucularında sakladığını kabul etmişti. Ayrıca Twitter bu işlemi
yaparken ne kullanıcılarından izin alıyor ne de bu konuda en ufak bir uyarı
bildirimi yapıyor.
 Bir de sosyal ağların web siteleri ile mobil uygulamalarından gelen verilerin
katıştırılması yoluyla bir gizlilik sızıntısı yapılabildiği ve bundaki başat
faktörün de mobil uygulamalar olduğu yapılan bir araştırma ile ortaya
çıkarılmıştı. Bu yöntemi de, sosyal ağların hem mobil hem de web
servislerine API’ler ile bağlanan 3. parti uygulamaların kullanabildiği ve bir
platformdan alamadığı özel bir bilgiyi, diğer yerden gelenle korelâsyona tabi
tutarak yaptığı ortaya çıkmıştı.


SOSYAL AĞLARIN MOBİL UYGULAMALARINI
KISITLAMA

https://www.sibergah.com/genel/sosyalmedya-guvenligi/sosyal-aglarin-guvenlik-vegizlilik-ayarlari/

10.Hafta
Mobil Uygulama Analizi - Flurry
Uygulamanızın kullanıcılar tarafından nasıl ve ne sıklıkta kullanıldığını
takip etmek için kullanabileceğiniz çeşitli online servisler mevcuttur.
Bu servislerden en çok kullanılanı olan Flurry servisi sayesinde
kullanıcıların uygulamanızı kullanma sürelerini, uygulamada hangi
fonksiyonları kullandıklarını öğrenebilirsiniz. Bu bilgiler, uygulamanızda
hangi özelliklere ağırlık vermeniz gerektiğini ve kullanıcılarınızın
tepkilerini ölçmenizi size söyleyecektir.
İlk olarak Flurry’nin web sitesine gidip kendinize bir hesap yaratmanız
gerekmektedir. Ana sayfanın sağ üst köşesinde yer alan Sign
Up seçeneğiyle yeni bir hesap oluşturabilirsiniz:
-
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
-
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
-
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Hesabınızı oluşturduktan sonra sisteme giriş yaptığınızda karşınıza bir
yönetim paneli gelecektir. Henüz bir uygulamanız yoksa sizdeki ekran
boş görünebilir:
-
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Flurry birden fazla mobil platformu desteklediğinden uygulama isminin
yanında uygulamanın platformuna dair bir simge görünecektir. iPhone
uygulamaları için bir elma, Android uygulamaları içinse Android’in yeşil
simgesi görüntülenir. Ana ekranda bu bilginin dışında yeni eklenen
kullanıcılar, aktif kullanıcılar (uygulamanızın yüklenmiş olması
kullandığını göstermez) ve toplam kullanım sayıları yer almaktadır.
Ayrıntılı bir rapor istediğiniz takdirde uygulama adına tıklayarak
ayrıntılı rapor ekranına geçebilirsiniz:
-
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
ayrıntılı rapor ekranı
-
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Buradaki menüleri açıklarsak;
Dashboard(gösterge paneli) : Burada uygulamayla ilgili en çok
ihtiyaç duyacağınız bilgiler özet halinde sunulmaktadır. Ekranlarda
uygulamaya hangi coğrafyalardan girildiğini, kullanıcıların uygulamanın
içinde ne kadar vakit geçirdiklerini ve uygulamanın günlük ortalama
kullanım sürelerini görebilirsiniz.
Usage(kullanım): Bu menü altında uygulamanın kullanımıyla ilgili
daha ayrıntılı bilgiler yer almaktadır.Yeni kullanıcı sayısı değişimini
konum ve güne göre görebilir, aktif kullanıcıların versiyonlara göre
nasıl değiştiğini takip edebilirsiniz. Page View özelliğiyle
uygulamanızda birden fazla ekran varsa hangilerinin daha çok
kullanıldığını anlayabilir, buna göre uygulamanızda nelere ağırlık
vermeniz gerektiğine karar verebilirsiniz.
Audience(seyirci): Burada uygulamanızın hitap ettiği kitleyle ilgili
ayrıntılı bilgiye erişebilirsiniz. Uygulamanızı yükleyen kişilerin başka
hangi uygulamalarınızı da yüklediğini görebilir; kullanıcıları yaş, konum,
dil ve cinsiyete göre raporlayabilirsiniz.
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Events: SDK içinden tanımladığınız kullanıcı hareketlerine dair
ayrıntılı raporları buradan takip edebilirsiniz.
Technical: Burada kullanıcılarınızla ilgili teknik verilere ulaşabilirsiniz.
Kullanıcıların telefon marka / model bilgileri, operatör bilgileri ve
işletim sistemi versiyonlarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler burada yer
almaktadır.
Manage : Bu menüde uygulamanızın özelliklerini değiştirebilir ya da
güncelleyebilirsiniz.
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Şimdi yeni bir uygulama eklemek
için Applications sekmesinden Add New Application seçeneğini
seçelim. Karşımıza platform seçmemizi isteyen bir ekran gelecektir.
Gördüğümüz gibi Flurry bütün mobil platformlara destek vermektedir.
Biz burada Android seçeneğini seçelim:
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Bir sonraki ekranda uygulamaya bir isim ve kategori belirtmemiz
istenir. Uygulamamızın yaptığı işe göre bir kategori seçmemiz uygun
olur.
Create App düğmesine basıldıktan sonra uygulamamıza dair analiz
ekranı oluşturulacaktır. Burada kaydetmemiz gereken en önemli bilgi
uygulamaya ait tek (unique) uygulama anahtarıdır. Büyük harf ve
rakamlardan oluşan bu anahtar sayesinde uygulamamızın içine
koyacağımız SDK, Flurry sunucusuyla haberleşerek uygulamaya ait
verileri gönderecektir.
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Bu aşamadan sonra Download düğmesine tıklayarak uygulamamızın
içine eklememiz gereken dosyaları indirebiliriz. Dosyaları indirdikten
ve proje klasörünün içine kopyaladıktan sonra
dosyaları assetsklasörünün içine atalım.
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Şimdi uygulamada ilk açılan Activity içinde onStart metodu içerisine
aşağıdaki kodu ekleyelim.
@Override protected void onStart() {
super.onStart(); FlurryAgent.onStartSession(this,
"UYGULAMA_KODU");
}
Bu şekilde uygulama açıldığında uygulamaya dair analiz verileri
kaydilmeye başlanacaktır. Analizin bittiğini ise onStop metodu içine
aşağıdaki kodu ekleyerek belirtebiliriz. Burada uygulama kapandığında
analiz bitecektir.
@Override protected void onStop()
{ super.onStop(); FlurryAgent.onEndSession(this);
}
Mobil Uygulama Analizi – Flurry
Flurry aynı zamanda sizin yarattığınız anahtar kelimeleri de
kaydedebilmektedir. Event adı verilen anahtar kelimelere bağlı
kullanıcı hareketleri ile, kullanıcının özel bir düğmeye basma ya da bir
ekrana gelme hareketlerini takip edebiliriz. Bunun için ilgili
eylemde aşağıdaki kodu çalıştırmamız gerekir:
FlurryAgent.logEvent("Inbox");
Eğer uygulamamızla ve kullanıcılarla ilgili daha ayrıntılı bilgi kaydetmek
istersek aşağıdaki metotları kullanabiliriz.
FlurryAgent.setAge(25); FlurryAgent.setGender(Constants.MALE);
FlurryAgent.setVersionName("1.0");
setAge metodu kullanıcının yaşını belirlemenize yardımcı
olur. setGender cinsiyeti belirtmek için
kullanılır.setVersionName ise uygulamamızın sürümünü
tanımlamamız için gereklidir.
Performans Yönetimi ve Hata Raporlama
Instabug
Instabug’ı mobil uygulamalanıza entegre ettiğinizde kullanıcılarınızın
veya kendi ekibinizin uygulama içinden geri bildirim/feedback yollaması
ya da bug/hata bildiriminde bulunması için cihazlarını sallamaları yeterli
oluyor. Normalde bu işlemler için tercih edilen geleneksel yollar biraz
karışık ve zahmetli. Instabug’ı mobil uygulamanıza entegre ettiğinizde
kullanıcılarınızdan gelen bug/hata bildirimlerinde lokasyon, cihaz ve
işletim sistemi versiyonu gibi işinize yarayabilecek çok sayıda bilgiyle
birlikte ekran görüntüsü de size sunuluyor. Aynı zamanda bu
bildirimleri ekip olarak kullanıdığınız proje yönetimi aracına
yönlendirmeniz de mümkün.
Yaklaşık 1 sene önce Mısır’da başlayan bir girişim olan Instabug, tohum
yatırım almayı ve çeşitli yarışmalardan ödüller kazanmayı şimdiden
başardı. Hatta ekibin Google for Entrepreneurs programı kapmasında
ABD’ye davet edildiğini de paylaşmış olalım. Şirketin merkezi ise hala
Mısır’da bulunuyor.
Performans Yönetimi ve Hata Raporlama
Instabug
Instabug’ın gelir modeli tahmin edebileceğiniz gibi ücretsiz olarak
sunduğu giriş paketinin hemen üzerinde bulunan ücretli paket. Ücretli
paket satın alan müşteriler özelleştirilmiş tasarım ve 7/24 destek gibi
haklara sahip oluyor. Bu arada platformun beta sürecinde 200’ün
üzerinde test müşterisi olmuş. Instabug şu an herkesin kullanımına açık
durumda.
Instabug şu an için yalnızca iOS uygulamalarına destek veriyor.
Girişimin genç ekibinin kısa sürede diğer platformlar için de hizmet
vermeye başlayacağını tahmin edebiliriz..
Performans Yönetimi ve Hata Raporlama
Crittercism
Crittercism mobil uygulamaların performansını ölçme
(application performance management) görevi üstlenen
sektörün öncü şirketlerinden birisidir. Crittercism, mobil
uygulamanızın performansınızı her açıdan değerlendirebilmenize
olanak sağlıyor. Bununlar birlikte Crittercism anlık olarak iOS, Android,
Windows Phone ve Html5 platformlarındaki uygulamalarınızın
hatalarını görmenize olanak sağlayarak detaylı raporlama sunar.
Performans Yönetimi ve Hata Raporlama
Newrelic
Geliştiricilerin web, mobil uygulamalarının performansını detaylı bir
şekilde ölçme (application performance management) konusunda
uzmanlaşmış ve bu alanda faaliyet gösteren öncü şirketlerden bir
tanesidir. Bunun yanında şirket server, veritabanı & önbelleklerin
yönetimi, performansının analizi alanında da hizmet vermektedir.
Newrelic mobil uygulama geliştiricilerinin SaaS tabanlı olarak
uygulamanın yavaş çalışmasını etkileyen faktörler, oluşan hatalar ve
uygulamanın kullandığı backend servisleri analiz eden gelişmiş bir
yapıya sahiptir.
Kullanıcı Deneyimi Yönetimi ve Test Servisleri
Appsee
Mobil uygulama geliştiricilerinin uygulamalarını kullanıcı gözünden
anlamalarını sağlamak adına gelişmiş çözümler sunan bir şirkettir.
Kullanıcıların uygulamayı kullanırken arka planda kullanımıvideo ile
kaydederek ve sonrasında geliştiriciye yollamaktadır. Şirket bu servisi
ile uygulama içinde kullanıcıların nasıl davrandıklarını bunun
yanında retention rate/geri dönüşüm oranını arttırmak ve
yayıncıların uygulama içinde sattıkları ürünleri kullanıcılara daha iyi
sunabilmelerini ve satışlarını arttırmalarına yönelik görsel olarak güçlü
raporlar çıkartmaktadır. Geliştiricilere kullanıcı analizi konusunda
hizmet ve çözümler sunan şirketin sunduğu bir diğer imkan
ise “touch heatmap” olarak adlandırılan ve kullanıcıların uygulamda
en çok hangi bölümlere tıkladığının haritasını çıkaran bir çözümde
sunmaktadır.
Kullanıcı Deneyimi Yönetimi ve Test Servisleri
Testflight
iOS platformunda uygulama geliştirme sırasında uygulamanın derlenip
test cihazlarına gönderilmesi zahmetli bir iştir. Özellikle büyük bir
ekipseniz ve dağıtım listelerine göre çalışıyorsanız (yöneticiler, test
ekibi, ürün yöneticisi vs) yeni cihazların eklenmesi ve uygun sertifika
dosyalarının hazırlanması, vaktinizi epey alacaktır.Testflight, uygulama
dağıtımında size sunduğu basit arayüz, izinli listeler ve uyumlu cihaz
filtreleme özellikleriyle işinizi çok hızlandıracaktır.Yeni bir uygulama
sürümü çıktığında tek yapmanız gereken, Testflight arayüzünde ipa
dosyasını ekrana sürüklemek ve açıklama girmektir. Uygulamanın
sürüm bilgileri ve kullanılabileceği cihazlar otomatik olarak ipa dosyası
içerisinden okunur ve uygulamayı yükleyebilecek kişi listesi size
sunulur. Siz de uygulamayı denemesini istediğiniz kişileri listeden
seçerek, bir uyarı e-postası gönderilmesini sağlayabilirsiniz.
Testflight uygulamaları ağ üzerinden yüklediği için ipa’nın eposta
üzerinden gönderilmesi ya da iTunes üzerinden yüklenmeye çalışılması
söz konusu değildir. Bu da size güvenli ve hızlı bir yükleme kanalı sunar.
Eğer bir mobil uygulama geliştirme firmanız varsa, Testflight uygulama
dağıtım süreçlerinizi epey kolaylaştıracaktır.
Flinto
Uygulamanın taslak ve tasarım sürecinde akışların
belirlenmesi ve en önemlisi prototipinin hazırlanması,
uygulama geliştirme başlamadan kullanıcı deneyiminin test
edilmesi açısından son derece önemlidir. Uygulamayı
"hissetmek", uygulamanın doğru tasarım ve akışa sahip olup
olmadığı hakkında ilk kullanıcılara önemli geri beslemeler
sağlamaktadır.
 Flinto, giderek daha fazla kullanılan ve popülerleşen bir
prototipleme aracıdır. Genellikle tasarımcılar uygulamanın ilk
arayüzünü oluşturduktan sonra tasarımı paylaşmak ve fikir
almak için Flinto’yu tercih ediyorlar. Basit bir web arayüzü
üzerinden kullanılan Flinto ile uygulamanızın ekranlarını web
üzerinde giydirebilir ve düğmelere çeşitli aksiyonlar
verebilirsiniz. Flinto belli bir ekran üzerinde alınabilecek
aksiyonları kullanıcıya gösterir ve bir geçiş efekti ile yeni
ekranı açarak kullanıcıya uygulamanın akışı hakkında fikir
verir.

Urban Airship

Kullanıcıya uygulaması açık olmasa da bir mesaj
göndermeyi sağlayan Uzaktan Uyarı Servisleri
(Push Notification), mobil pazarlama ekiplerine de
alternatif bir erişim kanalı oluşturduğundan, her
türlü uygulamanın vazgeçilmez özelliği haline
gelmiştir. Apple platformunda APNS (Apple Push
Notification Service) ve Android platformunda
GCM (Google Cloud Messaging) olarak bilinen
push servisleri, isimleri farklı olsa da aynı prensiple
çalışırlar; uygulama yüklendiğinde cihaza özel bir
kod üretilir (token) ve uygulama sahibi bu kodu
kendine ait bir sunucuda saklamak zorundadır.
Daha sonra bir mesaj atılmak istediğinde bu kod
sayesinde doğru kullanıcıya ulaşmak mümkün olur.
Urban Airship
Bu sebepten dolayı uygulama geliştiriciler push servisi
kullanmak istediklerinde kodların (token) saklanması
için bir sunucu geliştirmesi yapmak zorundadır. Urban
Airship ise uygulama sahiplerini bu geliştirmeden
kurtararak uygulamalara ait kodları toplayan ve
sunduğu arayüz üzerinden mesaj atan bir servis
sunmaktadır.
 Eğer uygulamanızda APNS ya da GCM servislerinden
birini kullanacaksanız, Urban Airship ile uzun
geliştirme maliyetlerinden kurtulup hızlıca mesaj
atmaya başlayabilirsiniz. Bununla beraber Urban
Airship’in sektörlere özel sunduğu kampanya
paketlerinden faydalanabilir, gelişmiş arayüzü ile
mesajlarla ilgili analizlere ulaşabilirsiniz.

12.Hafta
Uygulama Mağazaları
App Store (iOS)
- 2008’den beri faal
- Çok katı onaylama politikası
- 1.3 milyon uygulama, 75 milyar indirme
Uygulama Mağazaları
Google Play (Android)
- 2012’de Android Market’in yerine
- Görece serbest onaylama politikası
- 1.4 milyon uygulama, 60 milyar indirme
Uygulama Mağazaları
Windows Phone Store (Windows Phone)
- 2010’dan beri faal
- Görece serbest onaylama politikası
- 340bin uygulama, 10milyar indirme
Global Etkinlikler
- iOS
Apple WWDC
WWDC (Worldwide Developers Conference)
(Türkçe: Apple Dünya Geliştiriciler Konferansı), Kaliforniya'da
her yıl düzenlenen, geliştiricilerin katıldığı, yeni yazılım ve teknolojileri
sergilemek için Apple'ın düzenlediği bir konferanstır. 2007 yılına kadar
katılımcı sayısı 2000-4200 geliştirici arasında değişmiş olup 2008-2014
yılları arasında 5000'in üzerine çıkmıştır.[Wikipedia] WWDC
konferanslarında Apple'ın yeni ürünleri piyasaya sürülür.
Global Etkinlikler
Android
Google I/O
Google I/O, Google tarafından San Francisco, California'da her yıl
düzenlenen yazılım geliştiricilere yönelik bir toplantıdır. Google I/O,
Google ve Android, Chrome, Chrome OS, Google API'leri, Google
Web Toolkit,App Engine gibi açık kaynak kodlu web teknolojileriyle
ortak olarak geliştirilen web ya da mobil tabanlı uygulamaları konu
alan teknik birçok sunum ve tartışmadan oluşmaktadır.
İlk kez 2008 yılında düzenlenen Google I/O, "I" ve "O"
İngilizce input/output, yani giriş/çıkış kelimelerini olduğu gibi
"Innovation in the Open", yani "Açık Yenilik" anlamına da gelmektedir.
Global Etkinlikler
Windows Phone
Microsoft Build
Gelir Modelleri
- Yazılım Sektörü
- Freelance
- Ücretsiz (reklam geliri)
- Freemium (In-app purchase)
- Low Tier ($0.99 çok sayıda kullanıcı)
- High Tier ($49.99+ az sayıda kullanıcı)
- Eğitim Sektörü
Gelir Modelleri
In-App purchase nedir?
Uygulama içi geliştirme satın alım işlemlerine in-app purchase denir.
Örneğin oynadığınız bir oyunda altın, para veya puan satın almak
istediğiniz zaman size belirli bir fiyat karşılığında bu geliştirmeler
verilir. 5 $’a 100 altın almak gibi bir şey.
Gelir Modelleri: Freelance ne demektir
Freelance: serbest çalışmak demektir. Kelime, ingilizce "bağımsız
savaşçı" anlamına gelir. Genel anlamıyla, bir firmada çalışmayan kişilerin,
dışarıdan iş yapması anlamında kullanılır.
Özellikle grafik tasarım çalışmaları, çevirmenler, Tasarım projeleri, Web
sitesi gibi alanlarda çokça görülür. Freelance çalışan kişi, kazancını
maaşla değil, yaptığı iş üzerinden fiyatlandırarak ya da saatlik çalışma
karşılığı ile elde eder. Çalışma saatleri de kişinin isteğine göre değişir.
Freelance çalışan, işverenin sadece işini yapmakla yükümlüdür, sigorta
ve diğer ihtiyaçları müşteriyi ilgilendirmez. Freelance çalıştırmak bazı
firmaların dönemlik olarak tercih ettiği bir yoldur; aşırı iş yığılması
durumunda veya çok üst kalite iş gerektiği durumlarda freelance
çalışan aranır. Freelance çalışan, daha hızlı ve sorunsuz çalışabilir, ki
işverenler için bu avantajlı bir durum oluşturur.
Freelance çalışan firmadaki elemanlara göre daha ılımlı tavırlar sergiler
ve esnek hareket edebilir; örneğin işyerinde maaş geciktiğinde normal
elemanlar rahatsızlık hisseder çünkü onların tek geçim kaynağı
işyeridir, freelance ise birçok kanaldan kendine iş bulabildiği için parası
geciken işyerine bel bağlamayıp başka işyerlerine bakar. Anlaşmalı
olduğu ve bağlantısı bulunan birçok işyeri vardır. Gerektiğinde
bağlantılarını arayıp iş tekliflerini değerlendirir.
Hızlı Geli şim ve Değişim
- Her yıl
- İşletim sistemi güncellemesi
- Yeni cihazlar
- Yeni teknolojiler
- Genel politika ve kural de ği şiklikleri
- Farklı tasarım anlayışları
Download