Sümerler, MÖ 3500- MÖ 2000 yılları arasında Mezopotomyada

advertisement
Sümerler, MÖ 3500- MÖ 2000 yılları arasında Mezopotomyada yaşamış halktır.
Mezopotamya'da ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini Sümerler atmıştır. Ayrıca yazı ve astronomi
de ilk kez Mezopotamya'da Sümerlerde ortaya çıkmıştır. Genel kanı Sümerlerin çağdaşı olan halklarla
yakın etkileşimi sonucu benzerliklerin olduğu yönündedir. Birkaç kaynakta belirtildiği gibi Türk
oldukları sanılmaktadır. Belirli bir halk ile bilimsel bir akrabalık henüz kanıtlanamamıştır.
Birbirinden bağımsız site denilen şehir devletleri halinde yaşamışlardır.
En önemli şehirleri; Ur, Uruk, Kiş Lagaş ve Nippur'dur. Bu şehir devletleri Ensi veya Patesi denilen
rahip-krallar tarafından yönetilmiştir. Bütün Mezopotamya ülkesine hakim olan krala ise "Lugalkalma" denir.
Mezopotamya'nın yerli halklarından değildi, sümerologların okuduğu tabletlere göre halkın bir
bölümünün Orta Asya'dan diğer bir bölümünün ise Doğu'dan Dilmun denilen bir ülkeden geldiği
söyleniyor. Yine de kökenleri tam bilinmemektedir. Bilinen bir gerçek Sami kökenli olmadıklarıdır.
Nitekim Sümerce Hint-Avrupa ve Sami kökenli dillerle akraba değildir, gerçi bazı özellikleri Ural-Altay
dillerini hatırlatsa da herhangi bir akrabalık veya köken kanıtlanamamıştır. Rus arkeolosijinin atası
arkeolog Nikolsky şunları söyler:
"Sümerlerin ana vatanı Aşkabad kentinin yakınındadır. Bu ülkenin kurganlarından arkeologlar taş,
gümüş ve kilden yapılmış eşyaları bulmuşlardır ki bunlar, Mezopotamya'nın güneyindeki Sümer
kurganlarındakilere çok benzerler. Bütün bunlar şu düşünceye getirir ki, Sümerler büyük bir ihtimalle
bu günkü Türkmenistan'dan Mezopotamya'ya varmışlardır. Bu iki uygarlığın son analizi onların
arasındaki birçok ortaklıkları göstermektedir.
Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların
temelini atan Sümerlerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gerekse din, fal, büyü ve mitoloji
gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a ilk kez Sümerlerde
rastlanır. Sümer döneminde 21'i büyük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlara örnek
vermek gerekirse Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur zikredilebilir.
Bu dönemde her kent genellikle surlarla çevriliydi. Her kentte en az bir tapınak bulunurdu.
Sümerlerde tarihin belki de ilk kral listeleri ile karşılaşılır. Fakat bu listeler genellikle tarihsel
gerçeklerin ötesinde mitolojik unsurlara da sahiptirler.
Lagaş'ta iktidara gelen Ur-Nanşe yaptırdığı inşaatlarla öne çıkmıştır. Urukagina da ilk yazılı reformları
sayesinde tanınmıştır. Erken dönemlerde Sümerlerin ana tanrısı An'dır, fakat daha sonraki
dönemlerde bu tanrı yerine Enlil Sümerlerin baş tanrısı konumuna yükselir. Enlil'in Nippur'da Ekur
adında bir tapınağı vardır. Bu nedenle Nippur Sümerlerin dini başkenti sayılırdı ve burada tapınak
yaptırmak veya bu tip inşaatlarda çalışmak, hizmetli olmak önemli sayılırdı.
MÖ 2400-2350 yıllarında Sümerler düşüşe geçerken, Akkadlar yükselişe geçmiştir. Sümerler, doğudan
gelen Elamlılar tarafından MÖ 2000 yılında yıkılmıştır.
İlk defa Akadlar tarafından içten çökertildi ve bundan sonra bir daha eski haline gelemedi; MÖ 2000'li
yıllardan sonra uygarlıkları bağımsız kimlikleriyle yaşayamadı. Ardından gelen Akad ve Babil
uygarlıkları çoğunlukla Sümerlerin izlerini taşıdılar. Kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları uzun süre
yaşadı. Sümer inanışları ve mitolojisi de Fenike - Yunan bağlantısıyla günümüze dek ulaştı.
Devlet kentlerden oluşmuştu ve her kent surlarla çevrili idi. Kent içinde yüksek bir tepeye yapılan
tapınak bulunurdu ki bu sosyal yaşamın merkezini oluşturmaktaydı.
İşbölümü derinleşmişti; 1. sınıfı din adamları ve askerler, 2. sınıfı halk, 3. sınıfı ise kölelerin
oluşturduğu bir toplumsal hiyerarşi vardı. Sürekli savaşlar sonucunda halktan her insan kolayca köle
edinebiliyordu.
Yerleştiklerinde çanak-çömlek yapmayı ve madenleri işlemeyi biliyorlardı. Aşağı Mezopotamya'da
Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında Uruk, Lagaş, Eridu, Ur, Kiş gibi kent devletleri kurdular. Gelişmiş bir
yapı tekniği kullanıyorlardı. Yerleştikleri kesimlerde muazzam bir sulama sistemi kurup, kanallar,
barajlar ve bentlerle hem seli önleyip bataklıkları kuruttular, hem de düzenli sulamaya dayalı bir tarım
geliştirdiler. Tekerleği de icad eden bu toplum tarlaları öküzlerin çektiği sabanlarla sürüyorlardı.
Sümerler matematik ve geometrinin temellerini atmışlardır. Dört işlemi bulmuşlar, dairenin alanını
hesaplamışlar, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır. Sümerler astronomide gelişmişlerdir.
Burçları bulmuşlar, bir ayı 30, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır. Ayrıca güneş saatini icat
etmişlerdir. Dünyada ilk kez ay yılı hesabına dayanan takvimi Sümerler bulmuşlardır.
60 rakamına dayanan seksajismal sayı sistemini kullanan Sümerler'in "sos" dedikleri bu 60'lık birim
bütün zaman ve mekan hesaplarında kullanılmaktaydı ve onları bir uyum içersinde birbirine
bağlıyordu. Ayı 30, yılı 360 gün olarak hesapladılar. Gece ve gündüzü 12'şer saate böldüler. Bir yılı 12
ay olarak hesapladılar. Ay ve Güneş tutulmasını hesapladılar. Aritmetik ve geometrinin temellerini
attılar. Çarpma ve bölme cetvellerini buldular. Daireyi 360 dereceye böldüler.
Günümüz uygarlığının temeli olan ilk yazıyı (çivi yazısı), MÖ 3200 yıllarında, ilk kez Sümerler
bulmuştur. İlk yazıları şekiller üzerine kurulu yani her varlık ve olay için bir şekil kullandılar. Çivi
yazısı işaretleri geçmişteki bir resim yazısına dayanır. Bir kavramı ifade eden işaretlere ideogram adı
verilir.
SOSYALDERSİKAYNAKVEPAYLAŞIMSİTESİ
www.dersimizsosyal.com
Download