Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin

advertisement
M. AKDOĞAN GEDİK
Vergi Politikalarının Dış Ticaret
Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin
Hesaplanabilir Genel Denge Modeli
Uygulaması
Melek AKDOĞAN GEDİK*
Özet
Vergi uygulamalarının Türkiye ekonomisi dış ticaret kapasitesi üzerindeki
etkileri konusundaki tartışmaların tarifelerin etkileri çerçevesinde sınırlı kaldığı
gözlenmekte, diğer vergi çeşitlerinin dış ticaret üzerindeki etkileri göz ardı
edilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu etkilerin ekonominin bütünü dikkate alınarak,
makro dengeler ve politika seçenekleri bağlamında değerlendirilmesi önem
taşımaktadır. Bu amaçla, Türkiye ekonomisi 2002 yılı girdi-çıktı tablosu üzerine
kurulan, yirmi bir üretici sektör, işgücü, sermaye, özel kesim ve devletten oluşan çok
sektörlü bir makro model olma özelliği taşıyan, hesaplanabilir genel denge
modellemesinden yararlanılmıştır. Modelin politika senaryoları, tarifelerin yanı sıra
kurumlar vergisi, satış vergisi ve üretim vergilerinin dış ticaret dengesi ve sektörel
ithalat ve ihracat değerleri üzerinde belirleyici öneme sahip olduğunu ortaya
koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Dış Ticaret, Vergi Politikası, Hesaplanabilir Genel Denge
Modellemesi
Effects of Tax Policies on Foreign Trade: Computable General Equilibrium
Application for Turkey
Abstract
It is observed that discussions about the effects of tax practices on foreign trade
in Turkey is limited by the frame of tariffs, the effects of other varieties of taxes on
foreign trade ignored. Consequently, evaluation of effects being talked of due to
*
Arş.Gör.Dr., Çukurova Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü, makdogan@cu.edu.tr
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
395
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
macro balances and policy alternatives considered to be important by taking into
consideration of whole economy. In this study, effects of differents kinds of tax
policy tools on foreign trade balance will be evaluated. For this aim, multisectoral
Turkish Computable General Equilibrium model which is based on 2002 inputoutput table and inclued twenty one productive sectors, capital, labour, private
sector and government is used. Policy scenarios of the model, put forth that beside
tariffs corparate taxes, sale taxes and production taxes has important effects on
foreign trade balances and sectoral import and export levels, for consideration.
Key Words: Foreign Trade, Tax Policy, Computable General Equilibrium
Modelling
Jel Classification Codes: F14, H20, C68
Giriş
Devlet sosyal, ekonomik ve siyasal birtakım fonksiyonlarını yerine getirebilmek
amacıyla gelir kaynaklarına ihtiyaç duymaktadır. Vergi gelirleri kamu gelirleri
içinde en önemli paya sahiptir. Kamu, gelirlerini dolaylı ve dolaysız vergilerden elde
etmektedir. Vergiler, kamu harcamalarının finansmanında kullanılmalarının yanı
sıra, ekonominin geneli üzerinde de birtakım etkilere sahiptir. Örneğin, günümüz
koşullarında uluslararası ticaret serbestisi yaygın kabul görmüş olsa da, ülkeler
arasında yapılan ticaretlerde sınırlandırmanın söz konusu olmadığı herhangi bir mal
ve hizmet ticareti söz konusu değildir. Hükümetler tarife ve benzeri uygulamalar ile
dış ticarete müdahale ederler.
Vergi uygulamalarının Türkiye ekonomisi dış ticaret kapasitesi üzerindeki
etkileri konusundaki tartışmaların tarifelerin etkileri çerçevesinde sınırlı kaldığı
gözlenmekte, diğer vergi çeşitlerinin dış ticaret üzerindeki etkileri göz ardı
edilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu etkilerin ekonominin bütünü dikkate alınarak
makro dengeler ve politika seçenekleri bağlamında değerlendirilmesi önem
taşımaktadır. Bu çalışmada, Hesaplanabilir Genel Denge (HGD) modeli aracılığıyla
çeşitli vergi uygulamalarının Türkiye ekonomisinin başta dış ticaret dengesi olmak
üzere makro dengeleri ve sektörel kaynak dağılımı üzerine kısa dönemli etkilerinin
değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Böylelikle çalışmamızın mevcut literatüre bu
yönde katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
HGD modelleri gelir dağılımı; mali reform, kalkınma planlaması, uluslararası
ticaret, çevresel düzenlemeler, vergi politikaları gibi birçok alanda uygulama
olanağına sahiptir. Uygulamalarda karşılaşılan en büyük kısıt veri tabanının
genişliğine bağlı sorunlardır. HGD modellerinin en önemli veri seti olan girdi-çıktı
tabloları ülkemizde belirli yıl aralıkları ile yayınlanmaktadır. Türkiye ekonomisi
için, çalışmamızda yer alan HGD modeli 2002 yılı verilerine ve kuramsal yapısı
Walrasgil dengeye dayalı bir modeldir. Çalışmamız yirmi bir üretici sektör, dış
alem, hanehalkı, kamu ve özel kesim hesaplarından oluşmaktadır. Girdi-çıktı tablosu
ve milli gelir denkliklerinin uyumlaştırılması sonucu elde edilen Sosyal Hesaplar
Matrisi (SHM) modelin en önemli veri setidir.
Bu amaçla çalışmamızın bölümleri şu şekilde özetlenebilir: Birinci bölümde,
vergi politikalarının amaçları genel ve dış ticaret politikaları çerçevesinde
değerlendirilmeye çalışılacaktır. İkinci bölüm, HGD modeli ve gelişimi hakkında
396
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
M. AKDOĞAN GEDİK
bilgi vermektedir. Üçüncü bölüm, Türkiye için oluşturulan HGD modeli ve modelde
yer alan denkliklerin tanımlanmasını içermektedir. Dördüncü bölümde, analize
yönelik farklı politika senaryoları, modelin çözümlenmesi sonucu elde edilen
bulguların makro iktisadi dengeler ve mikro kaynak dağılımı üzerindeki etkileri yer
almaktadır. Sonuç bölümünde, analizimize dayalı bulgular değerlendirilmeye
çalışılacaktır.
1. Vergi Uygulamaları ve Dış Ticaret Politikaları Çerçevesinde
Değerlendirilmesi
Gelişmiş sanayi ülkelerinde, her ne kadar serbest piyasa ekonomisi ve rekabet
savunula gelse de, ithalatın yurt içi sanayi üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı
edilmemektedir. Rekabet ortamında uzun süreli faaliyet şansına sahip olamayan yurt
içi üreticinin hükümete baskıları sonucunda hükümetler birtakım koruyucu tedbirler
almak zorunda kalmaktadır. İthalatın ulusal ekonomiye verebileceği zararlara karşı
gelişmiş sanayi ülkelerinde de büyük bir duyarlılık vardır. Bu konu hükümetler
üzerinde önemli bir baskı doğurur. Oysa, piyasa ekonomisine dayalı bu ülkelerde
benimsenen temel ekonomik felsefeye göre serbest rekabet ekonomik etkinliğin
zorunlu koşullarından birisidir. Ancak, özellikle ithalatla rekabet edemeyen yerli
üretici grupların baskıları sonucu hükümetler koruyucu önlemler almak zorunda
kalmaktadır. Devlet, ithalat faaliyetlerini sınırlandıracak birtakım müdahalelerde
bulunur. Kimi zaman, ithalatın kısıtlanmasının yanı sıra ihracatın özendirilmesine
yönelik de birtakım politikalar uygulayabilir. Diğer yandan ekonomik istikrarsızlıkla
(durgunluk ve enflasyon) mücadele için uygulanan politikalar da ithalat ve
ihracat hacmini etkileyebilmektedir. Bu noktada dış ticaret politikaları, para ve
maliye politikaları ile uyumlu olmalıdır. Ülkelerin uyguladıkları kalkınma
politikaları göz önünde bulundurulduğunda, özellikle az gelişmiş ülkelerde yerli
sanayinin korunması büyük önem arz etmektedir (Seyidoğlu, 1996; Türk, 1992;
Dinler, 1997; Dornbusch ve Fisher, 1998).
Hükümetlerin dış ticarete ilişkin politikalarında sıklıkla karşımıza çıkan
geleneksel araç tarifelerdir. Ancak gümrük tarifelerinin yanı sıra miktar
kısıtlamaları, tarife benzeri faktörler, görünmez engeller, gönüllü ihracat
kısıtlamaları gibi tarife dışı araçlar, ihracatın özendirilmesi ve bağlı ticaret
anlaşmaları dış ticaret politikası araçları arasında yer almaktadır (Krugman ve
Obstfeld, 2003; Chacholiades,1990). Devletin dış ticarete müdahale için kullandığı
geleneksel araç gümrük tarifeleridir. Ancak zamanla gümrük tarifelerinin etkisi
azalmış, bunun yerine çok sayıda yeni araç ve düzenlemeler ortaya çıkmıştır.
Krugman ve Obstfeld (2003:206) dört önemli dış ticaret politikasının üretici,
tüketici, devlet ve ulusal refah açısından yarattığı etkiyi tablolaştırarak
özetlemektedir.
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
397
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
Tablo 1: Farklı Dış Ticaret Politikalarının Etkileri
Üretici Artığı
↑
İhracat
Sübvansiyonları
↑
Tüketici
↓
↓
↓
↓
Devlet Geliri
↑
↑
⎯
⎯
Ulusal Refah
Belirsiz1
↓
Belirsiz
↓
Tarifeler
İthalat
Kotaları
↑
Gönüllü İhracat
Kısıtlaması
↑
Artığı
Kaynak: Krugman ve Obstfeld (2003)
Günümüzde, uluslararası anlaşmalar ile küreselleşme ve ekonomik bütünleşme
süreçlerinin etkisi ile birlikte gümrük vergileri dış ticaret politikaları arasında
mevcut önemini yitirmektedir. İktisadi bütünleşmeye bağlı olarak, ülkelerin
aralarında yaptıkları ticari anlaşmalar, gümrük vergileri ve eş etkili mali
yükümlülükler üzerinde önemli etkileri söz konusudur (Tokatlıoğlu, 2005:50).
Tablo 1’de yer alan tarifeler, ihracat sübvansiyonları, ithalat kotaları ve gönüllü
ihracat kısıtlamaları ihracat ve ithalat düzeyini doğrudan etkileyen araçlardır. Bu
araçların yanı sıra diğer vergi politikası araçlarının ülkenin sahip olduğu dış ticaret
kapasitesi üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri söz konusu olabilmektedir.
2. Hesaplanabilir Genel Denge Modellemesi
İktisadi denge kuramı hesaplanabilir genel denge analizlerinin bugünkü haliyle
araştırmalarda kullanılmasının temelini oluşturmaktadır. İktisat literatüründe denge,
“bütün tüketicilerin bütçe olanakları içinde en çok doyuma ulaştıkları, bütün
üreticilerin maksimum kâr sağladıkları üretim ve kaynaklarla talebin tamamen
karşılandığı bir durumu gerçekleştiren fiyat düzeyi” (Bulutay, 1979:71) olarak
tanımlanmaktadır.
Mikroiktisat, tek bir piyasanın diğer piyasalarla olan ilişkisini değerlendirmekte
ve kısmi denge çözümlemeleri üzerine yoğunlaşmaktadır. Değişkenlerin birbiri
üzerinde yarattığı etki ekonominin bir bütün olarak değerlendirildiği durumda dikkat
çekici bir niteliğe sahiptir. Diğer değişkenlerin sabit kalması koşuluyla iki değişken
arasındaki ilişkinin değerlendirilmesinde kısmi denge analizi kullanılmaktadır.
Marshall, diğer koşullar sabitken varsayımı altında, piyasa şartlarındaki değişmeye
bağlı piyasa dengesini, bu piyasada yer alan tüketici ve üreticilerin davranışlarına
bağlı olarak değerlendirmektedir. Ekonomiyi bir bütün olarak değerlendiren
Walrasyan analiz ise, piyasalar arasında karşılıklı etkileşime bağlı olarak tüketici ve
üretici davranışlarını ve dolayısıyla iktisadi dengeyi incelemektedir. Walrasyan
denge modeli, ampirik makro modellerin aktaramadığı, kaynak dağılımında politika
değişiminin etkisi ve bu etki sonucu oluşacak kazanç ve kayıpların belirlenmesinde
ideal bir temel oluşturma niteliği taşımaktadır (Bulutay, 1979:71, Shoven ve
Whalley, 1984:1007, Ölmezoğulları vd., 1999:12).
1
Küçük ülkede azalma yönünde
398
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
M. AKDOĞAN GEDİK
Uygulamalı genel denge analizi, politika değerlendirmesi için sayısal olarak
tanımlanmış genel denge modelleri ile ilgilenmektedir. Aynı zamanda, modern
ekonomilerde geniş ölçüde kullanılan “genel denge” terimi genellikle tam anlamıyla
tanımlanmamaktadır. Tüm piyasaların dengede olduğu üzerinde herkesin
hemfikirmiş gibi göründüğü genel denge modelinde, denge formülasyonunun altında
yatan yapının unsurları hakkında fikir birliği oluşturulamamıştır. Literatürde
kullanılan “genel denge” tanımı Arrow-Debreu2 modeline karşılık gelmektedir.
Arrow-Debreu modelinde tüketici sayısı tanımlanmaktadır. Her bir tüketicinin talep
fonksiyonunda yer alan (n) mala karşı tercihi ve ihtiyacı vardır. Piyasa talebi her bir
tüketicinin talep toplamından oluşmaktadır. Mal piyasası talepleri piyasadaki tüm
fiyatlara dayanmaktadır; süreklidir, negatif değildir, sıfırıncı dereceden homojendir
ve Walras kanununu sağlamaktadır. Üretim tarafında teknoloji azalan ölçek üretim
fonksiyonu varsayımı altında tanımlanmıştır. Üreticiler kârlarını maksimize
etmektedirler. Talep fonksiyonunun sıfırıncı dereceden homojen olması ve
fiyatlardaki kârın doğrusal homojenliği bu tip modellerdeki göreli fiyatların önemini
vurgulamaktadır. Mutlak (kesin) fiyat düzeyinin, denge üzerinde hiçbir etkisi söz
konusu değildir (Shoven ve Whalley 1984:1009, 1992:3).
Robinson (1989:887) ve Bandara (1991:9), Hesaplanabilir Genel Denge
(Computable General Equilibrium-CGE) modellerini, içsel çıktı ve fiyat sistemi,
üretim ve talepte neo-klasik ikame edilebilirlik, bireysel iktisadi ajanların
davranışlarının optimizasyonu ve ekonomideki gelir akımlarının tamamen
değerlendirilmesiyle girdi-çıktı modellerinin ve doğrusal programlama modellerinin
genişletilmiş hali olarak tanımlamaktadırlar. Wing (2004:2)’e göre Hesaplanabilir
Genel Denge (HGD) modelleri, Arrow-Debreu tarafından formüle edilen özet genel
denge yapısı belirlenmiş piyasalar arasında dengeyi sağlayan arz, talep ve fiyat
düzeyleri sayısal çözümü için iktisadi veri ile birleştiren simülasyonlar olarak
tanımlanmaktadır.
HGD modellerinin en güçlü özelliği sağlam bir mikro iktisadi temel üzerine
oluşturulmasıdır. Tipik bir HGD modeli, geniş ölçüde optimizasyon ve tercih ilkeleri
çerçevesinde, tüm iktisadi karar birimlerinin davranışlarını tanımlamaktadır.
Modelin rolü, piyasaların nasıl dengeye geldiğini tanımlayacak şekilde, sistematik
bir yolla tüm bu karar birimlerinin davranışlarını bütünleştirmektir. Mevcut teorik
bilgiye dayalı olarak genel denge modeli, değişkenler arasındaki ilişkiyi tanımlamak
için standart metodları kullanmaktadır. Tutarlı teorik temele sahip olan HGD
modellerinin bir diğer güçlü yönü içsel tutarlılığa sahip olmalarıdır. Model,
öncelikle çalışmanın kapsamına dahil çeşitli faktörleri sağlaması nedeniyle, politika
sorunları tartışmalarında yer almaktadır. Hiçbir model, modelde oluşturulanın
ötesinde sonuçlar üretemez. Aynı durum HGD modelleri için de söz konusudur.
Modeller karmaşık içsel ilişkilerin simülasyonuna olanak sağlamaktadır. Çözüm
algoritmalarının esnekliği, yüksek düzeyde ayrıştırılmış modellerin gelişimine
imkân sağlamaktadır. Çoğu politika faaliyetlerinin veya dışsal şokların ekonomik
yapı üzerinde daha ayrıntılı etkiler yarattığı bilinmektedir. Ayrıştırma düzeyinin
olması, HGD modellerinin bir diğer faydalı yönünü oluşturmaktadır. Ekonomiyi
detaylı bir şekilde tanımlayan bu modeller, bozulma ve piyasa başarısızlıklarına
2
Detaylı bilgi için bkz. Arrow, K. J. ve Hahn, F. H. (1971), General Competitive Analysis, San
Francisco:Holden-Day
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
399
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
karşılık gelecek bazı olası yapısal yönlerin dahil edilmesini sağlamaktadır. HGD
modellerinin cazibesini artıran bir diğer özellik, bu tip modellerin analitik olarak
değil sayısal olarak çözümlenmeleridir. HGD modellerinin araştırmacılar açısından
kısmen ama politikacılar açısından çok önemli bir diğer olumlu yönü, politika
uygulaması sonucunda oluşabilecek refah kayıp ve kazançlarının ölçülebilme
olasılığıdır. Çoğu zaman politika kararlarının refah etkileri gelir veya GSMH gibi
mükemmel olmayan ölçütlere bakılarak değerlendirilmektedir. Özellikle dağılımsal
sorunların önemli olduğu durumlarda, bu tip ölçütler yetersiz kalmaktadır (Bandara,
1991:31, Robinson, 1989:892, Robinson, 1999).
3. Türkiye Ekonomisi İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli ve Modelin
Veri Seti
O’Ryan vd. (2002), Siddiqui vd. (1999), Bchir (2002), Bengin vd. (1996),
Harrison vd. (2003) ve Bijit (2002)’in çalışmaları uluslararası literatürde dış ticaret
etkilerini HGD modeli yardımı ile inceleyen çalışmalar arasında yer almaktadır.
Hwang (2003), Derviş vd. (1982), Çelebi (1998), Voyvoda (2003), Karadağ
(1998, 1999), Yeldan vd. (2005a,b,c ve 2006) ve Sayan (1994 ve 2002)’ın
çalışmaları Türkiye için oluşturulan Hesaplanabilir Genel Denge Modellerinin
bazılarıdır. Tıktık (1997) ve Köse (1998)’nin çalışmaları Türkiye ekonomisi için
oluşturdukları HGD modelleri ile dış ticaret liberalizasyonunu ve gümrük birliği
etkilerini inceleyen çalışmalardır. Özetle, çalışmamızda kullanacağımız modelin
örneklerine dünyada ve Türkiye’de farklı bakış açısıyla yapılmış çalışmalarda
rastlamak mümkündür. Sosyal Hesaplar Matrisi (SHM)3, Hesaplanabilir Genel
Denge Modellerinin en önemli veri kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye İstatistik
Kurumu tarafından 2002 yılı için düzenlenen girdi-çıktı tablosunda yer alan elli
dokuz sektör, yirmi bir sektöre indirgenerek analize dahil edilmiştir. Benzer iş
kollarında faaliyet gösteren sektörler bir araya getirilerek toplulaştırma işlemi
gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Böylelikle analizin yorumlarının kolaylaştırılması
hedeflenmiştir. SHM oluşturulmaya çalışılırken veriler, Merkez Bankası, Devlet
Planlama Teşkilatı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye İstatistik Kurumu ve Bakanlıklar
gibi çeşitli kuruluşlardan sağlanmaya çalışılır. 2002 SHM’nin oluşturulabilmesi için
farklı veri kaynaklarından veriler toplanarak, bu veriler arasındaki tutarsızlıklar
tarafımızca uyumlaştırılmaya çalışılmıştır. Türkiye ekonomisi için oluşturulan
SHM’nin şematik ve sayısal değerleri Tablo 2 ve Tablo 3’de yer almaktadır.
3
Çalışmamızın sınırları çerçevesinde SHM’nin oluşturulmasına ilişkin detaylı bilgi için bkz. Gedik
(2007) ve Telli (2004).
400
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
Kâr
Sermaye
Toplam
Ödemeler
İthalat
Toplam
Kaynak
Satış Vergileri
(KDV+İthalat
vergileri)
Yurt İçi
Satışlar
Mallar
Ücretler
Prim
Ödemeleri
İşgücü
Gelirleri
İşgücü
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
Toplam
Dış Dünya
Özel
Tasarruf
Kamu
Tasarrufu
Devlet
Üretim
Vergileri
Ücret
İşgücü
Hanehalkı
Ara Malı
Talebi
Mallar
Faaliyetler
Faaliyetler
Kârlar
Net Faktör
Ödemeleri
Kurumlar
Vergisi
Sermaye
Gelirleri
Sermaye
Özel Hanehalkı
Harcaması
Transferler
Özel Tasarruf
Gelir Vergisi
+Vergi Dışı
Normal Gelirleri
Özel
Tüketim
Özel
Hanehalkı
Kamu
Harcaması
Dış Borç
Faizleri
Kamu
Tasarrufu
Transferler
Kamu
Tüketimi
Kamu
Sektörü
Tablo 2: Türkiye Ekonomisi İçin Şematik Sosyal Hesaplar Matrisi
Özel Yatırım
Harcamaları
Özel
Yatırım
Özel
Tasarruf
Kamu Yatırım
Harcamaları
Kamu Yatırımı
Kamu
Tasarrufu
Döviz
Harcamaları
Dış
Kaynak
Transferler
İhracat
Dış
Dünya
Kamu
Tasarrufu
Döviz
Gelirleri
401
Özel Tasarruf
Toplam
Satışlar
Toplam
Yurt İçi
Talep
İşgücü
Geliri
Sermaye
Geliri
Özel
Hanehalkı
Geliri
Kamu Geliri
Toplam
M. AKDOĞAN GEDİK
22.524.174,0
402
Toplam
Dış Dünya
583.397.329,9
610.608.779,9
84.151.063,0
92.431.093,4
141.029.149,6
4.355.810,0
274.258.892,0
27.027.684,0
Kamu
Tasarrufu
18.588.876,0
187.298.916,0
Hanehalkı
41.343.416,0
27.954.428,0
108.718.911,6
Sermaye
Özel Tasarruf
16.558.828,0
20.018.570,0
Devlet
141.029.149,6
Sermaye
İşgücü
75.872.265,4
92.431.093,4
İşgücü
503.933.542,9
Mallar
Hanehalkı
329.918.516,9
Mallar
Faaliyetler
Faaliyetler
105.644.876,0
5.782.235,0
17.033.473,0
82.069.490,0
34.826.624,0
Devlet
17.221.307,0
17.221.307,0
94.289.108,0
7.227.096,0
7.598.225,0
79.463.787,0
Dış Dünya
94.289.108,0
17.221.307,0
41.343.416,0
105.644.876,0
274.258.892,0
141.029.149,6
92.431.093,4
610.608.779,9
583.397.329,9
Toplam
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
41.343.416.0
41.343.416,0
Kamu
Tasarrufu
Özel
Tasarruf
Tablo 3: Türkiye 2002 Yılı Sosyal Hesaplar Matrisin Sayısal Değeri (Cari Fiyatlarla, Milyar TL)
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması
M. AKDOĞAN GEDİK
Çalışmanın bundan sonraki kısmında, esasları Condon (1987), Devarajan (1999)
ve Bandara (1991)’nın çalışmalarına dayalı standart Walrasyan genel denge modeli
özelliği taşıyan Yeldan vd. (2005c)’nin Devlet Planlama Teşkilatı için
oluşturdukları HGD modelinde kullanılan fiyat, miktar, harcama, gelir ve genel
denge denklikleri açıklanmaya çalışılacaktır.
3.1. Fiyat ve Miktar Denklikleri
Bu bölüm, modelin içsel olarak tanımladığı çeşitli fiyat değişkenlerini
içermektedir. pm ithal malların yurt içi fiyatlarını, pe ihracat fiyatlarını, pq, px, q ve x
malı fiyat düzeyini, pv net fiyatı, pk birim sermaye fiyatını ifade eden denkliklerdir.
Dünya ithalat fiyatı (pwm) ve dünya ihracat fiyatı (pwe) küçük ülke varsayımına
bağlı olarak dışsal olarak belirlenmektedir. Denklik (6) toplam fiyat düzeyini yurt
içi fiyatların (pd) ağırlıklı ortalaması cinsinden tanımlamaktadır. Sektörel ağırlık
(pwts), ağırlıkları toplamı 1’e eşit olacak şekilde temel alınan yıl sektörel çıktıları
ile tanımlanmaktadır.
Denklik (7)’den denklik (11)’e kadar üretim teknoloji ve faktörlere olan talep
tanımlanmıştır. Çıktı, reel katma değerin ve ara mallarının sabit katsayı fonksiyonu
şeklinde ifade edilmektedir. Reel katma değer Cobb-Douglas üretim fonksiyonu
biçiminde ifade edilmektedir. Sermaye girdisi toplam sermaye mallarının sabit
katsayısıdır. Modelin tamamlanabilmesi için, denklik (7)’deki üretim
fonksiyonunun işgücü ve sermaye gibi üretim faktörlerini içermesi gerekmektedir.
Dolayısıyla işgücü ve sermaye gibi birincil faktörler çerçevesinde üretim
fonksiyonunu tanımlamaktadır. Denklik (8), ara mallarına olan girdi talebini
göstermektedir. Denklik (9) ve denklik (10) rekabetçi piyasa koşulları altında, kâr
maksimizasyonu için birinci derece koşul olan faktör talebini göstermektedir.
Denklikler, birincil faktörlere (işgücü ve sermaye), sektörlerden bağımsız olarak
aynı ortalama bedelin veya ücretin ödendiğini varsaymaktadır. Her bir üretim
faktörü için ekonomi genelinde ortalama getiriden ayrılan üretim faktörünün sahip
olduğu sektörel marjinal ürün geliri boyutunu ölçen sektörel wdisti ve rkdisti
parametreleri ile temsil edilmektedir. Eğer faktör piyasasında herhangi bir bozulma
söz konusu değilse bu parametreler tüm sekörler için 1’e eşittir (Robinson, Naude,
Ojeda, Lewis ve Devarajan, 1999:12).
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
403
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
Denklik (11), çıktı üretimi için işgücü arzını, denklik (12), sermaye arzını
göstermektedir. Denklik (14)’te toplam yurt içi üretim (x), yurt içi (d) veya yurt dışı
(e) piyasalara arz edilmektedir. Ayrıca bu üç mal grubu (x,d,e) aynı sektörel
sınıflandırmaya sahip olsalar dahi farklı fiyat uygulamalarına tabi olabilmektedir ve
ithalat (m) ve yurt içi mallar (d) karma mallardan farklı sektörel fiyatlara sahip
olmaları itibarıyla ayrılır. Denklik (15), göreli fiyatlara dayalı (Pe / Pd) ihracat arz
fonksiyonu sağlar. Denklik (16), ekonominin piyasa güçlü olduğu varsayılan bazı
sektörler için dünya ihracat talep fonksiyonunu verir. Denklik (15) ve denklik (16)
ihracat ve ithalat talep fonksiyonlarının göreli fiyatlara göre belirlendiği CES
fonksiyonunu tanımlamaktadır. Çok ülkeli ticaret modellerinde ortak yaklaşım
benzer ürünlerin farklı ülkelerde farklı ürünmüş gibi üretildiğini düşünen
“Armington” formülasyonudur (Shoven ve Whaley, 1984; Zhang, 2006).
3.2. Gelir Denklikleri
Denklik (17), özel hanehalkı gelirini tanımlamaktadır. Özel hanehalkı geliri,
işgücünün elde etmiş olduğu ücret gelirleri, sermaye hesabından hanehalkına
aktarılan kısmı, kamunun özel kesime aktardığı transferleri, sosyal güvenlik
kuruluşları açıklarına yaptığı ödemeleri, iç borç faiz ödemeleri ve dış alemden elde
edilen net faktör gelirleri ile dış aleme yapılan net faktör ödemeleri arasındaki farkın
toplamı olarak ifade edilmektedir. Denklik (18), kamu gelirlerini tanımlamaktadır.
Kamu gelirleri, toplam üretim vergileri, toplam satış vergileri, tarife gelirleri, toplam
sosyal güvenlik prim ödemeleri, toplam kurumlar vergisi ve özel kesimden elde
edilen dolaysız vergi gelirlerinden oluşmaktadır.
Denklik 19, 20, 21, 22, 23, 24 ve 25 sırasıyla toplam üretim, toplam satış
vergileri, tarife gelirleri, sosyal güvenlik prim ödemelerinden elde edilen gelirler,
kurumlar vergisi gelirleri, özel hanehalkından elde edilen dolaysız vergi gelirleri ve
ihracat vergileri tanımlanmaktadır. Denklik (26)’da nihai mallar için sektörel
hükümet talebi (gd) toplam reel harcamaların sabit bir oranı (gles) ile toplam kamu
tüketim harcamalarının (govcon) çarpılması sonucu elde edilmektedir.
404
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
M. AKDOĞAN GEDİK
Özel tüketim miktarı (cd), denklik (27)’de sabit harcama oranları (cles)
kullanılarak hanehalkı talep toplamından oluşmaktadır. Denklik (28)’de GSYİH
tanımlanmaktadır. Gelir denklemleri üç önemli makro dengeyi oluşturmaktadır;
tasarruf-yatırım, kamu açığı ve cari hesaplar dengesi. Hanehalkları gelirlerinin sabit
oranını (mps) tasarruf ederler. Model, Walras kuralı çerçevesinde makro ekonomik
denge düzeyinde bu üç denge özelliğini sağlamalıdır.
3.3. Yatırım Tasarruf Dengesi
Özel tasarruflar (29) hanehalkı gelirinden dolaysız vergiler çıkarıldıktan sonra
marjinal tasarruf katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilmektedir. Denklik (30),
kamu tasarruflarını, kamu gelirlerinden, kamu tüketim harcamalarının, kamu
transferlerinin ve dış borç faiz ödemelerinin çıkarıldıktan sonra geriye kalan kısmı
olarak tanımlamaktadır. Kamu yatırım tasarruf boşluğu denklik (31), kamu
yatırımlarından kamu tasarruflarının çıkarılması sonucunda elde edilmektedir.
Kamu yatırım düzeyi denklik (32), GSYİH ile kamu yatırım oranının çarpılması
sonucu elde edilmektedir. Kamu birincil denge değeri denklik (33)’de kamu geliri,
kamu tüketimi, kamu yatırımı ve kamunun iç borç faiz ödemeleri arasındaki fark
olarak tanımlanmaktadır. Denklik (34) ve denklik (35)’de tanımlanan özel tüketim
ve kamu tüketim miktarları, özel ve kamu yatırım miktarlarının, özel ve kamu
yatırım talebi oranları ile çarpılması sonucunda elde edilmektedir.
Denklik (36)’da özel tasarruflar, kamu tasarrufları ve yabancı tasarruflar
toplamının özel ve kamu yatırımları toplamına eşit olması gerekliliği
vurgulanmaktadır. Denklik (37)’de tanımlanan özel yatırım miktarı sermaye arzının
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
405
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
ve kamu yatırımın özel yatırım parametre katsayısı ile çarpılması sonucu elde
edilmektedir.
3.4. Piyasa Açıklık Koşulları ve Makro Ekonomik Denge
Ekonominin sağlaması gereken sistem kısıtlarını tanımlayan denklemler bu
bölümde yer almaktadır. Modelin genel denge sistemi içinde olduğu göz önünde
bulundurulursa tüm içsel değişkenler dengeleyici değişkenler olma özelliğine
sahiptir. Rekabetçi bir piyasada bu denge koşulları piyasayı açıklayan fiyat
uyarlamaları ile sağlanmaktadır.
Piyasa denge koşulu, denklik (38)’de gözlemlendiği üzere piyasa arzının piyasa
talebine eşit olması gerektiğini vurgulamaktadır. Denklik (39) için dengeleyici
değişkenler sektörel fiyatlardır. Ödemeler dengesi ve tasarruf yatırım dengesi,
makro ekonomik denge koşullarını tanımlamaktadır. Denklik (39)’da ödemeler
dengesi basit ve anlaşılabilir bir formda tanımlanmıştır: Yurt dışı tasarruf (fsav),
toplam ithalat ve toplam ihracat arasındaki farktır. Dengeye, ithalat ve ihracat
fiyatlarının yurt içi fiyatlara olan oranındaki hareketlilik dolayısıyla ulaşılır. İhracat
arz ve ithalat talep fonksiyonlarının veri olduğu durumda ihracat daha artacak,
ithalat daha da azalacaktır. İlk dengeden hareketle yurt dışı tasarruflardaki bir
azalma yeni dengede daha yüksek düzeyde bir fiyata neden olacaktır. Dış ticaret
dengesi toplam ihracat değeri, dış borç faiz ödemeleri ve dış dünyaya yapılan özel
faktör ödemeleri toplamının dış dünyadan gelen özel faktör gelirleri, yabancı
tasarruflar ve toplam ithalat değerine eşit olması gerektiğini vurgulamaktadır
Burada dikkat edilmesi gereken konu, modelin reel sektör analizine yönelik bir
model olması itibarıyla döviz kuru, faiz oranı gibi birtakım finansal değişkenleri
içermemesidir. Reel sektör analizinde kullanılan hesaplanabilir genel denge
modellemelerinde döviz kurunun yer aldığı örnekler mevcut olsa dahi, diğer
finansal araçların dahil edilmediği modellerde, yalnızca döviz kurunun dahil
edilmesi gerçeği tam anlamıyla yansıtmadığından yeterli düzeyde açıklayıcı güce
sahip değildir. Parasal ekonominin dahil edilmediği bu tip modellerde döviz kuru
değeri hesaplanabilir genel denge modellemesinden elde edilememektedir. Ancak
modelde yer alan ihracat, ithalat ve dış kaynak değerleri dünya fiyatlarından
verilmiştir.
406
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
M. AKDOĞAN GEDİK
4. Politika Senaryoları
Türkiye ekonomisi için tanımlanan model çerçevesinde vergi politikalarının
ekonominin geneli ve sektörel dış ticaret değişkenleri üzerindeki etkileri analiz
edilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla HGD modelinin vergi politikası uygulamaları
2002 yılı referans alınarak dört farklı senaryo etrafında oluşturulmaya çalışılmıştır.
Politika senaryolarının ülke ekonomisi üzerindeki etkileri modelin çözümlenmesi
sonucu elde edilen değer ile temel alınan başlangıç yılı değerlerinin karşılaştırması
sonucu elde edilmektedir.
Politika senaryolarında yer alan “%” değişimler keyfi gibi görünmektedir;
ancak, HGD modellerine ilişkin uygulama sonuçları değişimin yönü hakkında bilgi
verirken, gerçekleşen değişimin miktarı ile ilgilenmez. Dolayısıyla, değişimin yönü
politika senaryosuna bağlı yorum yapılmasını sağlamaktadır. Politika senaryoları
analizine geçmeden önce modelin çözülmesi sonucu elde edilen makro denge
değerleri ve sektörel değerlerin, modelin doğru kalibrasyon ve çözümlemesinin
değerlendirilebilmesi açısından, 2002 SHM değerleri ile benzer sonuçlara sahip olup
olmadığı kontrol edilmelidir.
4.1. Makro Değerlendirmeler
Vergi politikasına ilişkin senaryoların ekonominin makro dengesi üzerinde
oluşturabileceği etkiler Tablo 4’de yer almaktadır. Kurumlar vergisindeki artış
ülkenin üretim kapasitesi üzerinde baskı oluşturmakta ve GSYİH değerlerinde
önemli bir artış gözlenememektedir. Dolayısıyla ülkenin ihracat ve ithalat kapasitesi
%0,2 oranında daralarak dış ticaret dengesi kötüleşmektedir. Satış vergilerinin
artırılması sonucunda nominal ve reel GSYİH değerlerinde herhangi bir değişim
olmazken, faktör fiyatlarıyla GSYİH değerinde %0,5 düzeyinde bir azalma
gözlenmektedir. Buna bağlı olarak, üretimde yoğun ara malı girdi ithal eden Türkiye
ekonomisinin ithalat düzeyinin %0,2 gerilediği gözlenmektedir. Satış vergilerinin
artırılması sonucunda kamu gelirleri üzerinde beklenen etki gözlenememektedir.
Satış vergileri %5 artırılmasına rağmen, kamu gelirlerinde %0,7 artış
gerçekleşmesi artan kamu transferleri ile ilişkilendirilebilir. Dolayısıyla kamu
tasarrufu %4,1 gerileyerek, vergilerin artırılması sonucunda beklenen kamu gelirleri
ve kamu tasarrufu artış etkisinin gerçekleşemediği gözlenmektedir. Satış
vergilerindeki artışın dış ticaret dengesi üzerindeki etkisi değerlendirilecek olursa,
ithalattaki gerileme ile birlikte artan ihracat düzeyi dış ticaret dengesinin nispeten
iyileşmesine neden olmaktadır. Satış ve kurumlar vergisindeki artış ile birlikte
istihdamın azalabileceği düşünülmekte, dolayısıyla ortalama ücret düzeyinde azalma
gözlenmektedir.
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
407
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
Tablo 4: Ekonominin Makro Dengesi ve Politika Uygulamaları Sonucu
Beklenen Değişimler (Milyar TL ve Yüzde Değişim)
Kaynak: Analiz bulgularına dayanarak tarafımızca düzenlenmiştir.
Üretim vergilerinin artırılması, üretim kapasitesi üzerinde olumsuz etki
yaşanmasına neden olmaktadır. Reel GSYİH %0,3 ve faktör fiyatlarıyla GSYİH
%0,4 düzeyinde gerilemektedir. Azalan üretim ile birlikte ortalama ücret ve sermaye
gelirleri de azalmaktadır. Satış vergilerinin artırılmasında gözlenen etkilere benzer
şekilde üretim vergilerindeki artışın kamu gelirleri üzerinde beklenen olumlu etkisi
artan kamu transferlerine %4,8 bağlı olarak sınırlı düzeyde %0,9 kalmaktadır. Artan
kamu transferlerinin ülke ekonomisini canlandıracağı yönündeki genel kanının
aksine etkiler söz konusudur. Bu sonuç kamu transferleri içinde en büyük payın iç
borç faiz ödemelerine ait olduğu düşünüldüğünde dikkat çekici bir nitelik arz
etmektedir. Kurumlardan elde edilen vergi gelirleri de %0,4 azalmaktadır. Aynı
zamanda, yabancı sermaye miktarı da %9,7 azalma göstermektedir.
Üretim vergilerindeki artışla birlikte sınırlanan üretim düzeyine bağlı olarak
ithalat düzeyi de %0,3 sınırlı artış göstermektedir. Diğer taraftan artan ihracat %1,2
düzeyi ile birlikte dış ticaret dengesi üzerinde %14,9 düzeyinde olumlu etki
sağlanabilmektedir.
Özel kesim dengelerinde ortaya çıkan olumlu gelişme, bu süreçte ekonominin
makro dengelerinde ortaya çıkan bozulmalardan kaynaklandığını ortaya
koymaktadır.
Tarife oranlarındaki artışa bağlı olarak bir değerlendirme yapıldığında GSYİH
değerleri üzerinde herhangi bir etkinin oluşmadığı gözlenmektedir. Diğer yandan
hanehalkı harcanabilir gelir düzeyi, özel tüketim ve özel tasarruf kararları %0,2
gerilemektedir. Kamu gelirleri üzerinde beklenen olumlu etki gerçekleşmezken,
azalan kamu transferleri %0,5 ile birlikte kamu tasarrufu %1,1 artış göstermektedir.
Tarifelere bağlı olarak yapılan analizde en dikkat çekici sonuç ithalat ve ihracat
değişkenlerindeki etkilerdir. Tarife uygulamalarından beklenen ithalatı azaltması
yönündeki etki sınırlı düzeyde %0,1 gerçekleşmektedir. Diğer yandan ihracatın
408
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
M. AKDOĞAN GEDİK
değişmemesine bağlı olarak dış ticaret dengesi %1,6 oranında iyileşme
göstermektedir.
Vergi politikalarına ilişkin senaryolara bağlı olarak genel bir değerlendirme
yapılacak olursa; satış ve üretim vergilerindeki artış tarife ve kurumlar vergisindeki
artışa göre ülkenin GSYİH’si üzerinde olumsuz etkiye sahip olabilmektedir. Bu
etkiye benzer şekilde azalan üretim kapasitesi ile birlikte istihdamın azalabileceği
düşünülebilmektedir. Dolayısıyla, ortalama ücret düzeyi ve sermaye gelirinin
azaldığı gözlenmektedir. Kurumlar vergisi, satış vergileri ve tarifelerin hanehalkı
harcanabilir gelirin, özel tüketim ve özel tasarruf düzeyi üzerinde negatif yönde
etkisi söz konusuyken, üretim vergilerindeki artış aynı değişkenlerin artmasına
neden olmaktadır.
Araştırmamızın konusu çerçevesinde dış ticaret dengesi üzerinde vergi politikası
senaryolarının oluşturduğu etki dikkat çekici bir nitelik arz etmektedir.
Araştırmamızda gümrük vergileri, destekleme ve fiyat istikrar fonunca ithalat
üzerinden alınan primler, diğer bütçe dışı fonların ithalat prim gelirleri ve vergi
payları, ulaştırma alt yapı harçları, pullar ve mahsup edilmeyen katma değer
vergisinin toplanması sonucu elde edilen tarife gelirlerinin artırılmasına yönelik
politika senaryosu sonucunda ithalat %0,1 gerilerken, satış ve kurumlar vergisindeki
artış sonucu %0,2 gerilemektedir. Buna karşın üretim vergilerindeki artış ithalatın
%0,3 düzeyinde artmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla satış ve kurumlar
vergisinin ithalat üzerinde yaratacağı etkinin, tarifelerin beklenen etkilerinden daha
fazla olduğu söylenebilir.
Diğer yandan, satış ve üretim vergilerindeki artış ihracat değerinin artmasına
neden olurken, kurumlar vergisindeki artış ihracat miktarının gerilemesine neden
olabilmektedir. Tarifelerdeki artışın ihracat değeri üzerinde herhangi bir etkisinin
olmadığı gözlenmektedir. Dış ticaret dengesi üzerinde oluşan etkiler açısından bir
değerlendirme yapıldığında üretim vergilerinin dış ticaret dengesi üzerindeki etkisi
yadsınamaz boyuttadır. Satış vergileri ve tarifelerin dış ticaret dengesi üzerindeki
etkisinin göreli olarak sınırlı düzeyde kaldığı gözlenmektedir. Kurumlar vergisindeki
artış ise dış ticaret dengesinin kötüleşmesine neden olmaktadır.
4.2. Sektörel Değerlendirmeler
Sektörel analiz, politika senaryolarının iktisadi kaynak dağılımı üzerindeki
etkilerinin sorgulanabilmesini mümkün kılmaktadır. Çalışmanın bu bölümünde,
vergi politikalarına ilişkin politika senaryolarının sektörel ithalat ve sektörel ihracat
değerleri üzerinde yarattığı etki incelenmeye çalışılacaktır. Vergi uygulamalarının
sektörel ihracat ve ithalat değerleri üzerindeki etkileri Tablo 5’de yer almaktadır.
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
409
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
Tablo 5: Politika Senaryolarının Sektörel İhracat ve İthalat Değerleri
Üzerindeki Etkisi (Milyar TL ve Yüzde Değişim)
Kaynak: Analiz bulgularına dayanılarak tarafımızca düzenlenmiştir.
Kurumlar vergisindeki artışın madencilik, kağıt ve basım sanayi, metal olmayan
mineral ürünler, metal, demir ve çelik sanayi, fabrikasyon metal sanayi ve elektrik,
gaz, su sektörleri ihracat değerleri üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı
gözlenmektedir. Kurumlar vergisindeki artış en fazla %0,8’lik azalma ile gıda sanayi
ve deri ürünleri sanayi üzerinde etkili olmaktadır. Kurumlar vergisinin artışı ile
birlikte ihracat kapasitesi artan tek sektör olma özelliğini inşaat sektörü taşımaktadır.
İnşaat firmaları artan kurumlar vergisine bağlı olarak inşaat hizmetlerini yurt dışında
gerçekleştirerek gelir elde etme yolları arayabilmektedirler.
Satış vergilerindeki artış ile birlikte gıda sanayi (%0,3), deri ürünleri sanayi
(%0,9) ve inşaat (%0,1) sektörü dışında kalan diğer tüm sektörlerin ihracat
kapasitelerinin arttığı gözlenmektedir. Madencilik (%0,9) ve alkollü içkiler ve tütün
sanayi (%0,5) satış vergilerinin artırılması sonucu ihracat kapasitesini en çok artıran
sektörler olma özelliğini taşımaktadırlar.
Üretim vergilerinin artırılması sonucunda sektörün geneli üzerinde artış yönünde
bir etki söz konusudur. Ancak tarım (%3,2), gıda sanayi (%0,2), alkollü içkiler ve
410
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
M. AKDOĞAN GEDİK
tütün sanayi (%38,8) ve hizmetler (%0,1) ihracat kapasitelerinde azalma yaşayan
sektörlerdir. Tarifelerdeki artışın daha önceki bölümde de ifade edildiği üzere
sektörel ihracat değerleri üzerinde dikkat çekici nitelikte herhangi bir etkisinin
olmadığı gözlenmektedir.
Kurumlar vergisindeki artış daha önce de ifade edildiği üzere genel olarak ithalat
düzeyinin azalmasına neden olmaktadır. Sektörel ithalat düzeyleri üzerinde oluşan
etkiler Tablo 5’de yer almaktadır. Tarım (%0,6), madencilik (%0,1), alkollü içkiler
ve gıda sanayi (%0,8), tekstil ürünleri sanayi (%0,6), deri ürünleri sanayi (%1,0),
ağaç ve mantar ürünleri sanayi (%0,5), kağıt ve basım sanayi (%0,1), petrol ürünleri
sanayi (%0,4), kimya ürünleri sanayi (%0,1), lastik ve plastik sanayi (%0,3),
elektriksiz makine sanayi (%0,1), elektrikli makine sanayi (%0,2), ulaşım araçları
(%0,2) ve ulaştırma ve haberleşme (%0,7) sektörleri ithalat düzeylerinde azalma söz
konusudur.
Satış vergilerinin artırılmasına bağlı politika senaryosu sonucunda genel olarak
ithalat düzeyinde azalma yaşanmaktadır. Deri ürünleri sanayi (%0,4) ve inşaat
(%0,0) sektörleri dışında kalan diğer tüm sektörlerde ithal edilen mal miktarının
azaldığı gözlenmektedir. Sektörel olarak ithalatın en çok gerilediği sektör %1,2’lik
oranla alkollü içkiler ve tütün sanayi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Daha önce de belirtildiği üzere, üretim vergilerinin artırılmasına bağlı olarak
toplam ithalat rakamları %0,3 oranında artmaktadır. Sektörün geneli itibarıyla artış
söz konusuyken başta hizmetler (%2,0) olmak üzere, deri ürünleri sanayi (%1,2),
kağıt ve basım sanayi (%0,3), metal olmayan mineral ürünler sanayi (%0,6), ulaşım
araçları (%0,2) ve inşaat (%1,4) sektörleri ithalat rakamları azalma göstermektedir.
Dolayısıyla üretim vergilerinin tarım (%6,5), alkollü içkiler ve tütün sanayi (%1,5),
tekstil ürünleri sanayi (%73,2), ağaç ve mantar ürünleri sanayi (%1,8), petrol
ürünleri sanayi (%0,5), kimya ürünleri sanayi (%0,3), lastik ve plastik sanayi (%0,2),
metal demir ve çelik sanayi (%0,3), fabrikasyon metal sanayi (%0,2), elektriksiz
makine sanayi (%0,1), elektrikli makine sanayi (%0,3), elektrik, gaz, su (%2,5),
ulaştırma ve haberleşme (%0,5) gibi sektörler üzerinde artış yönünde etkisi söz
konusu olabilmektedir. Bu artış istenmeyen bir durum olmakla birlikte tarım ve
alkollü içkiler ve tütün sanayi dışında kalan sektörlerde ihracat gelirlerinin artması
dış ticaret dengesi üzerinde olumlu etkinin oluşmasına neden olabilmektedir. Üretim
vergilerinin artmasına bağlı olarak tarıma dayalı üretimde ithalat miktarındaki artışı
karşılayacak ihracat düzeyinin yakalanamaması, toplam üretiminin %7,3 gibi önemli
bir payını tarımın oluşturduğu Türkiye ekonomisi açısından dikkat çekici bir nitelik
arz etmektedir.
Tarife oranlarının artırılmasına yönelik politika senaryosu ithalat rakamlarının
beklenen doğrultuda azalmasına neden olmaktadır. Sektörlerin genelinde bu etki
hissedilmektedir. Ancak madencilik, kimya ürünleri sanayi, metal olmayan mineral
ürünler, metal demir ve çelik sanayi, fabrikasyon metal sanayi, elektriksiz makine
sanayi gibi sektörlerde ithalat rakamları üzerinde herhangi bir değişiklik söz konusu
değildir. Tarifelerin artmasına bağlı en fazla kazanç sağlayan sektörün inşaat sektörü
olduğu söylenebilir. Tarife ve satış vergilerinin artırılması sonucunda yurt içi talep
içinde ithalat paylarının düşük olduğu enerji, inşaat, ulaştırma, haberleşme ve
hizmetler sektörleri ithalat miktarlarında gerileme söz konusudur. Satış vergilerinin
artırılması sonucunda alkollü içkiler ve tütün sanayi, metal demir çelik sanayi,
fabrikasyon metal sanayi, elektriksiz makine sanayi gibi tekelci sektörlerin ithalat
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
411
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
rakamlarında gerileme söz konusuyken, üretim vergilerinin artırılması aynı
sektörlerde ithalat rakamları artış eğilimi göstermektedir. Gıda, tekstil ürünleri ve
deri ürünleri sanayi gibi geleneksel ihracatçı sektörler açısından bir değerlendirme
yapıldığında, kurumlar vergisinin artırılmasına yönelik bir senaryo bu sektörleri en
fazla zarara uğratan politika senaryosu olarak karşımıza çıkmaktadır. Üretim
vergilerinin arttırılması, tekstil ve deri ürünleri sanayi gibi geleneksel sanayi
sektörleri arasında yer alabilecek sektörlerin ihracat kapasitelerinin olumlu yönde
gelişmesine neden olan politika senaryosudur. Kurumlar vergisi, satış vergisi ve
tarifelerin artırılması sonucunda harcanabilir gelir düzeyinde yaşanan daralmaya
bağlı olarak sektörel ithalat talepleri de azalmaktadır.
Sonuç
Veri seti 2002 yılına dayanan ve Walrasyan genel denge niteliği taşıyan bir HGD
modeli kullanılarak farklı vergi politikalarının dış ticaret dengesiyle 21 sektörün
incelendiği çalışmamızda dört farklı politika senaryosu arasında değerlendirme
yapılmaya çalışılmıştır. Türkiye İstatistik Kurumunun hazırlamış olduğu inputoutput tablosu, ödemeler dengesi, kamu kesimi ve milli gelir hesapları, SHM’nin
oluşturulması amacıyla kullanılan veri kaynaklarıdır.
Vergi politikası senaryolarının dış ticaret üzerinde yarattığı etki göz ardı
edilemez bir öneme sahiptir. Yaygın görüş, tarife uygulamalarının ülke ekonomisi
açısından tercih edildiğini, dış ticaret üzerinde olumlu etkiler oluşturduğunu ve diğer
vergi araçlarına tercih edildiğini savunmaktadır. Araştırmamızda gümrük vergileri,
destekleme ve fiyat istikrar fonunca ithalat üzerinden alınan primler, diğer bütçe dışı
fonların ithalat prim gelirleri ve vergi payları, ulaştırma altyapı harçları, pullar ve
mahsup edilmeyen katma değer vergisinin toplanması sonucu elde edilen tarife
gelirlerinin artırılmasına yönelik politika senaryosu sonucunda, satış ve kurumlar
vergisinin ithalat üzerinde yaratacağı etki, tarifelerin beklenen etkilerinden daha
fazla olduğu tespit edilerek, ithalat hacminin gerilemesine neden olmaktadır. Ancak
aynı etki üretim vergilerindeki artış için söz konusu değildir. Üretim vergilerinin
artırılmasına bağlı olarak ithalat kapasitesi de artış göstermektedir. Satış ve üretim
vergilerindeki artış, ihracat değerinin artmasına neden olabilmektedir. Aynı etki
kurumlar vergisi ve tarifeler için söz konusu değildir.
Satış vergileri ve tarifelerin dış ticaret dengesi üzerindeki etkisinin göreli olarak
sınırlı düzeyde kaldığı gözlenmektedir. Kurumlar vergisindeki artış ise dış ticaret
dengesinin kötüleşmesine neden olmaktadır. Satış vergilerindeki artış ülkeye giren
dış kaynak düzeyinde belirgin bir artışa neden olurken, üretim vergilerindeki artış
tam tersi bir etkiye sahiptir. Kurumlar vergisi ve tarifelerdeki artışın dış kaynak
düzeyi üzerindeki etkisi sınırlı düzeyde kalmaktadır.
Tarife oranlarının artırılmasına bağlı politika, ithalat rakamlarının sektörlerin
genelinde, beklenen doğrultuda azalmasına neden olmaktadır. Tarifelerin artmasına
bağlı en fazla kazanç sağlayan sektörün inşaat sektörü olduğu söylenebilir. Tarife ve
satış vergilerinin artırılması sonucunda yurt içi talep içinde ithalat paylarının düşük
olduğu enerji, inşaat, ulaştırma, haberleşme ve hizmetler sektörleri ithalat
miktarlarında gerileme söz konusudur. Satış vergilerinin artırılması sonucunda
alkollü içkiler ve tütün sanayi, metal demir çelik sanayi, fabrikasyon metal sanayi,
elektriksiz makine sanayi gibi tekelci sektörlerin ithalat rakamlarında gerileme söz
412
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
M. AKDOĞAN GEDİK
konusuyken, üretim vergilerinin artırılması ile birlikte aynı sektörlerde ithalat
rakamları artış eğilimi göstermektedir.
Gıda, tekstil ürünleri ve deri ürünleri sanayi kurumlar vergisinin artırılmasına
yönelik bir senaryodan olumsuz etkilenmektedir. Üretim vergilerinin artırılması,
tekstil ve deri ürünleri sanayi gibi geleneksel sanayi sektörleri arasında yer
alabilecek sektörlerin ihracat kapasitelerinin olumlu yönde gelişmesine neden olan
politika senaryosudur. Kurumlar vergisi, satış vergisi ve tarifelerin artırılması
sonucunda harcanabilir gelir düzeyinde yaşanan daralmaya bağlı olarak sektörel
ithalat talepleri de azalmaktadır.
Tarifelerin uluslararası ticaret üzerindeki etkileri sıklıkla tartışıla gelmiş olsa da,
kurumlar vergisi, satış vergisi ve üretim vergisi gibi diğer vergi politikası araçlarının
da etkileri araştırmaya değer önem arz etmektedir.
Kaynakça
Bandara, J. S. (1991), “Computable General Equilibrium Models for Development
Policy Analysis in LDCs”, Journal of Economic Surveys Vol.5 No.1, 3-69.
Begnin, J., Dessus, S., Ronald-Holst, D. ve Van Der Mensbrugge, D. (1996),
“General Equilibrium Modelling of Trade and the Environment”, Technical
Paper Nº 116, Paris, OECD Development Center.
Bchir, M. H., Decreux, Y., Guérin, J. L. ve Jean, S. (2002), “MIRAGE, a
Computable General Equilibrium Model for Trade Policy Analysis” Centre
D’Etudes Prospectives et D’Informations Internationales Working Paper
No:17.
Bijit, B., Cernat, L. ve Turrini, A. (2002), Duty Quota Free Access for LDC’s
Further Evidence From CGE Modelling” Policy Issues in International Trade
and Commodities Study Series; No:4 New York United Nations.
Bulutay, T. (1979), Genel Denge Kuramı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi Yayınları No:434.
Chacholiades, M. (1990), International Economics, McGraw Hill Yayınları.
Çelebi, K. (1998), General Equilibrium Analysis of Tax Policy Issues: The Case Of
Turkey, A Thesis Submitted to the Graduate School Of Social Sciences of the
Middle East Technical University, September.
Condon, T., Dahl, H. ve Devarajan, S. (1987), Implementing Computable General
Equlibrium Models on Gams-The Cameroon Model, Technical Report,
World Bank.
Devarajan, S. (1999), “From Stylized to Applied Models: Building Multisector
CGE Models for Policy Analysis”, North American Journal of Economics
and Finance 10, 5-38.
Derviş, K., De Melo, J. ve Robinson, S. (1982), General Equlibrium Models For
Development Policy , Cambridge University Press.
Dinler, Z. (1997), İktisada Giriş, Üçüncü Baskı, Ekin Yayınları, Bursa.
Dornbusch, R. ve Fisher, S. (1998), MakroEkonomi, McGraw Hill Akademi
Çev:Yıldırım, E., Yıldırım, R. ve Fisunoğlu, M.
Gedik, M. A. (2007), Kamu Açıları, Ekonomik Etkileri ve Çözüm Önerileri,
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı,
Doktora Tezi.
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
413
Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge
Modeli Uygulaması
Harrison, G., Rutherford, T. ve Tarr, D. (2003), “Trade Liberalization, Poverty and
Efficient Equity” Journal of Development Economics 71, 97-128.
Hwang, W. J. (2003), Macro Economic Policies and Structural Adjustment Under
IMF Stabilization Program in the Turkish Economy: A Computable General
Equilibrium Analysis (Ph.D), Graduate School of Social Sciences of the
Middle East Technical University, Ankara.
Karadağ, M. ve Westaway, T. (1998), “ASAM Based Computable General
Equilibrium Model of the Turkish Economy” Loughborough University,
Department of Economics Research Paper, No:99/18.
Karadağ, M. ve Westaway, T. (1999), “The Impact on Consumer and Producer
Prices in Turkey of VAT Changes Designed to Meet EU Membership
Criteria: A Computable General Equlibrium Approach” Loughborough
University, Department of Economics Research Paper.
Köse, A. H. (1996), Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri: Bir
Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Çalışması, Hacettepe Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi.
Krugman, P. ve Obstfeld, M. (2003), International Economics: Theory and Policy,
World Student Series, Boston, USA.
O’Ryan, R., De Miguel, C. J. ve Miller, S. (2002), “CGE Model for Environmental
and Trade Policy Analysis in Chile: Case Study for Fuel Tax Increases”
http://www.webmanager.cl/prontus_cea/cea_2005/site/asocfile/ASOCFILE1
2005110215523.pdf (Erişim Tarihi: Mayıs 2008)
Ölmezoğulları, N., Başoğlu, U. ve Parasız, İ. (1999), Genel Denge, 1. Baskı, Ezgi
Yayınevi, Bursa.
Robinson, S. (1989), Multisectoral Models, Handbooks in Economics 9, Series
Editor.
Kenneth, J. A. ve Michael D., Instriligator, Handbook of Development Economics
Volume II, Edited By Hollis Chenery ve TN Srinivanan, Chapter 18, 886945.
Robinson, S., Yunez-Naude, A., Hinojosa-Ojesa, R., Lewis, J. D. ve Devarajan, S.
(1999), “From Stylized to Applied Models: Building Multisector CGE
Models for PolicyAnalysis” North American Journal of Economic and
Finance 10, 5-38.
Sayan, S. (1994), “An Analysis of the Effects of Changes in Savings Rates Using
Neoclassical CGE Models: Lessons from Analytical Solutions to Simple
Two-Sector Models With Endogenous Interest Rates” Department of
Economics Bilkent University http://www.bilkent.edu.tr /~sayan
Sayan, S. (2002), “Dynamic Heckscher-Ohlin Results From a 2x2x2x2 Overlapping
Generations Model with Unequal Population Growth Rates”, Department of
Economics Bilkent University Discussion Papers No:2-01.
Shoven, J. B. ve Whalley, J. (1984), “Applied General Equilibrium Models of
Taxation and International Trade: An Introduction and Survey”, Journal Of
Economic Literature Vol:XXII, 1007-1051.
Shoven, J. B. ve Whalley, J. (1992), Applying General Equilibrium, USA,
Cambridge University Press.
Seyidoğlu, H. (1996), Uluslararası İktisat: Teori, Politika ve Uygulama, Gizem
Yayınları, 11. Baskı İstanbul.
414
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
M. AKDOĞAN GEDİK
Siddiqui, R. ve Iqbal, Z. (1999), “Tariff Reduction and Functional Income
Distribution in Pakistan: A CGE Analysis” Pakistan Institute of Development
Economics http://mpra.ub.uni-muenchen.de/6141/ (Erişim Tarihi: Mayıs
2008)
Tıktık, A. (1997), “Trade Liberalization Under Imperfect Competition: A CGE
Analysis of Turkey” Sermaye Piyasası Kurulu, Yayın No:97, Ankara.
Tokatlıoğlu, M. Y. (2005), “Türkiye’de Dış Ticaretin Vergilendirilmesi ve Avrupa
Birliği”, Akdeniz Üniversitesi, İİBF (10), 46-72.
Türk, İ. (1992), Kamu Maliyesi, Turhan Kitabevi, Ankara.
Voyvoda, E. (2003), “Altenatives in Debt Management: Investigation of Turkish
Debt in Overlapping Generation General Equilibrium Frame Work” Doktora
Tezi, Bilkent University, The Institute of Economics and Social Sciences of
Bilkent University.
Yeldan, E., Voyvoda, E. ve Telli, Ç. (2005a), “A Macroeconomic General
Equlibrium Model for Turkey: Disinflation, Fiscal Austerity and Labor
Markets” http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/econmodel/TURKCGEModel.
pdf
Yeldan, E., Voyvoda, E. ve Telli, Ç. (2005b), “Turkish Macroeconomics under the
IMF Program Strangulation of the Twin Targets, Lopsided Growth and
Persistent
Fragilities”
http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/econmodel/
TURKCGEModel.pdf
Yeldan, E., Voyvoda, E. ve Telli, Ç. (2005c) “SPO’s Standard CGE Model:
TURKCGE
AlgebraicEquations”http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/
econmodel /TURKCGEModel.pdf
Yeldan, E., Voyvoda, E. ve Telli, Ç. (2006), “Modelling General Equilibrium for
Socially Responsible Macro Economics: Seeeking for the Alternative to
Fight Jobless Growth in Turkey”.
Wing, I. S. (2004), “Computable General Equilibrium Models and Their Use in
Economy Wide Policy Analysis: Eveything You Ever Wanted to Know (But
Were afraid to ask)” MIT Joint Program on the Science and Policy of Global
Change,
http://www.rri.wvu.edu/CGECourse/Sue%20Wing.pdf
(Erişim
Tarihi: 04/03/2008)
Zhang, X. G. (2006), “Armington Elasticities and Terms of Trade Effects in Global
CGEModals” Productivity Commission Staff Working Paper, Melbourne,
January.
Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010
415
Download