SİYASAL İDEOLOJİLER Öğrenme Hedefleri Sosyalizmin doğasını anlayabilir Sosyalizmin tarihsel gelişimini takip edebilir Sosyalizmin farklı yorumlarını anlamlandırabilir İçindekiler Sosyalizm Nedir? Sosyalist Düşüncenin Kökleri Sosyalizmin Doğası Sosyalizm Nedir? Muhafazakârlık ve liberalizm gibi, sosyalizm de Fransız Devrimi dönemi sonrasının çocuğudur. Bu kelimeyi ilk kez bilinçli olarak kullananlar, Britanya’daki Owenciler ile Fransa’daki Saint-Simoncular ve Fourierciler’di. Daha sonra Marx, The Communist Manifesto [Komünist Manifesto]’da, bu şahsiyetlere, talihsiz ve yanlış yola sürükleyici çağrışımları bulunan ‘ütopyacı sosyalistler’ etiketini yapıştırdı. Sosyalizm kavramının diğer birkaç kavramla, özellikle kolektivizm, komünizm ve sosyal demokrasi kavramlarıyla inişli çıkışlı ve dolambaçlı bir ilişkisi vardı. Sosyalizm Nedir? Kolektivizm, günümüze kadar makûl bir tutarlılıkla, ekonomi sektörlerini ve sivil toplumu denetlemek, yönetmek ve düzenlemek için devletten ve yönetim aygıtından yararlanmaya işaret eder. Durkheim’a göre komünizm, insanî tüketimi eşitlikçi bir tarzda düzenlemekle ilgilidir. Marx, komünizmi sosyalizmin ilkel formu olarak görüyordu, fakat 1848’de Komünist Manifesto’da ‘devrimci komünizm’ ile ‘ütopik sosyalizm’ arasında katı bir zıtlık ortaya çıkar. Bolşevikler komünizmi sosyalizmin olgun formu olarak gördüler. 1914’e kadar Avrupa Marksizmine hâkim olan ikinci Enternasyonal’den sonra Marksizmin itici gücü, 1869 Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nden türeyen Alman Sozialdemokratische Partei Deutschlands (SPD) idi. Belirsizliğine rağmen, sosyal demokrasi hemen hemen örgütlü Marksizme eşdeğer hale gelmiştir. Bolşevizmin yükselişiyle komünizm terimi, sosyal demokrasi teriminin yerini aldı. Sosyalist Düşüncenin Kökleri İki açıklama vardır. Birincisi, genellikle sosyalist temaları erken modern dönemdeki düşünce hareketlerine kadar izlediği için çok fazla yol kat eder. İkinci yorum, Fransız Devrimi sonrası döneme odaklanır. İkinci yorum daha fazla kabul görmüştür. Sanayi Devrimi de, en azından kapitalizmin gelişmesi ve çoğu sosyalist akımın odağı ve üyelerinin kaynağı haline gelen kentli işçi sınıfının olgunlaşmasını kolaylaştırdığı için birçok bakımdan ilave bir katalizör rolü oynamıştır. Aslında, sosyalizm düşünsel arkaplanını şu farklı kaynaklardan almıştır: cumhuriyetçilik, Aydınlanma rasyonalizmi, romantizm, materyalizm formları, Hıristiyanlık (hem Katolik hem de Protestan), doğal hukuk ve doğal haklar teorisi, faydacılık ve liberal politik ekonomi. Sosyalist Düşüncenin Kökleri Bilinçli sosyalist hareketler, ilk kez 1820 ve 1830’larda gelişmiştir. Owenciler, Saint-Simoncular ve Fourierciler toplum hakkında tutarlı bir analizler ve yorumlar dizisi ürettiler. Kısa bir kopukluktan sonra, Avrupa’da 1840’ların sonundan 1860’ların sonuna kadar, başka bir sosyalist gelişme dalgası gerçekleşti. Sosyalizm bu dönemden 1880’lere kadar yavaş yavaş olgunlaştı ve kendi ideolojik içeriğinin bilincine vardı. Marx’ın sosyalist panteondaki hayatî konumu, ve fikirlerinin etkisi büyük olmuştur. 1914-18 savaşının sıcak ortamında ortaya çıkan Üçüncü Enternasyonalde Bolşevikler liderliği ele aldı. Artık merkezî şahsiyet Lenin’di ve Marksist-Leninizm temel resmi doktrin haline geldi. Sosyalist Düşüncenin Kökleri Bununla birlikte, 1914’te Fransa, Almanya ve Avusturya’daki en önemli Marksistlerin savaşa destek vermesi, her tür uluslararası birlik ve dayanışma düşüncesini hızla yıktı. Ancak, 1930’lardan itibaren hareket kendi içinde farklılaşarak kutuplaştı. 1900’lerin başından itibaren azmaya başlayan Marksist revizyonizm, güç kaybına uğramaksızın bütün Avrupa’ya yayıldı. 1945 dönemi sonrasında çatlakları genişleyen Marksizm içinde daha derin farklılıklar oluştu. Troçkizm, Stalinizm, Leninizm, revizyonist Marksizm, hümanist Marksizm, Maoizm, Afrika Marksizmi, varoluşçu Marksizm, Euro-komünizm, yapısalcı Marksizm, feminist Marksizm ve diğer birçok akım ortaya çıktı. Sosyalizmin Doğası Sosyalizmin ilk kategorizasyonu Marx ve Engels tarafından devrimci bilimsel sosyalizm ile ütopyacı sosyalizm arasında yapıldı. Bir diğer ayrım devrimci gelenek ile reformist gelenek arasında ortaya çıkar. Ayrıca, otoriter sosyalizm ile özgürlükçü sosyalizm ve özgürlükçü sosyalizme karşıt bir sosyalizm olarak kolektivist organizasyonel sosyalizm arasında bir ayrım vardır. Daha makul bir ayrım Ütopik sosyalizm, devrimci sosyalizm (Marksizm), reformist devlet sosyalizmi, etik sosyalizm, çoğulcu gruba-dayanan sosyalizm ve piyasa sosyalizmi arasında yapılır. Sosyalizmin Doğası Ütopik sosyalizmin [Saint-Simon, Charles Fourier, Robert Owen sosyalist düşünceyi yirminci yüzyıla taşıyan ayırıcı özelliği, insanlığın hakiki doğasına tekabül eden mümkün bir sosyal hayat formunun ve düzeninin, yeniden üretim modeli, aile düzenlemeleri, komünite mensuplarının beslenmeleri ve giyim kuşamları da dahil, bazen ayrıntılarıyla tasarımını yapma girişiminde bulunmasıdır. Devrimci sosyalizm, en iyi, orta yol Marksizmi olarak görülebilir. Eninde sonunda, toplumlar, sınıfların özel bir gruplaşmasının – işçiler ile burjuva kapitalistlerinin karşı karşıya gelmesinin– ortaya çıktığı kapitalist üretim biçimine doğru gelişeceklerdir. Bu çatışmanın sonu, kapitalizmin devrim ile yıkılması olacaktır. Sosyalizmin Doğası Reformist devlet sosyalizmi, genellikle, ya Marksizmi reddetmesi ya da onu değiştirmeye çalışır. Demokratik tedricenlik ile anayasal reformu sosyalizme götürecek yol olarak savunur. Serbest piyasanın karma ekonomik bir yapıdaki rolünü kabul eder. Bu sosyalizm türünün kapitalizm eleştirisi, araçsal terimlerle yapılan bir eleştiriden daha fazlasını içerir. Kapitalizm ahlâk-dışı değil, öncelikle, yetersiz ve müsriftir. Son olarak daha çok verim, eşitlik, sosyal adalet ve hak hedeflerine ulaşmakta devletin kullanılmasını savunmasıdır. Etik sosyalizme göre kapitalizm, ekonomik açıdan yetersiz değil, etik açıdan zayıf bir sistem olarak yargılanır. Çoğulcu sosyalizmden kasıt ise, devleti, sosyalizmi uygulamaya koyan ve onun gelişmesine yardım eden bir araç olarak görmeyen bir düşünce olmasıdır. Piyasa sosyalistlerine göre pazar kapitalizm olmadan da işleyebilir; aslında piyasalar eşitlik, refah ve etik endişesi ile ekonomik yeterliliği bir araya getiren başka sosyalist hedefler doğrultusunda kullanılabilir.