KURBAN BAYRAMINDA BESLENME ÖNERİLERİ Sağlıklı bir kurban bayramı geçirmenin ilk yolu veteriner kontrolünden geçirilmiş sağlıklı kurbanlık almakla başlar. Kurbanlık kesimleri uygun şartların oluşturulduğu, veteriner kontrolünün sağlandığı, sağlığa uygun ortamlarda yapılmalıdır. Aksi takdirde insan sağlığını bozan mikroorganizmalar ile karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır. Etler uygun koşullarda kesilmezse, doğru pişirilmez, uygun sıcaklıklarda bekletilmezse hayvanlardan insanlara tenya, şarbon, tüberküloz, salmonella gibi hastalıklar bulaşabilmektedir. Dört gün sürecek olan bu bayram sürecinde gün içinde birden fazla kez et tüketmek, bayram ziyaretlerinde ağır tatlı, şeker, çikolata yemek, hem sindirim sistemini hem de kalp-damar sağlığını olumsuz etkileyebilir. Hayvansal kaynaklı proteinlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriklerinin fazla olması sebebiyle bu besinlerin kontrollü tüketilmesi gerekir. Güne kahvaltı öğünü ile başlayınız. Bayram sabahı çoğu aile için herkesin bir araya geldiği bayram kahvaltısı çok önemlidir. Kahvaltı hafif olmalı ve her besin grubunu içermelidir. Masada peynir çeşitleri, bol salatalık, domates gibi söğüş sebzeler, süt, haşlanmış yumurta veya yağsız sebzeli omlet, köy ekmeği, çavdar veya tahıllı ekmek tercih edilmelidir. Ağır, kızartılmış hamur işleri, yağlı pastane ürünleri, bal, kaymak, sucuk ve salamlı omletlerin yer aldığı kahvaltı menülerinden uzak durulmalı. Bayram günlerinin vazgeçilmez ikramları tatlı ve çikolatadan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Kan şekerinde ani artışlara ve yağ depolanmasında hızlanmalara neden olan tatlı ve şekerlemeler kronik hastalığı olanlar, sağlığına dikkat edenler ve kilo kontrolü yapanlar için kaçınılması gereken gruptadır. Misafirlere meyve, dondurma, meyve tatlıları veya sütlü tatlılar ikram edilebilir. Diyabet hastaları veya kilosunu korumaya çalışan bireyler tatlandırıcı ile yapılmış sütlü tatlılardan tüketebilirler. Su metabolizmanın çalışması, organların sağlığı ve vücudun toksinlerden arınması için çok önemli olduğu kadar, kişiler üzerindeki rahatlatıcı etkisiyle de vazgeçilmezdir. Bayram boyunca günde en az 8-10 bardak su içilmeli, sık sık ikram edilen çay, kahve, asitli-gazlı içeceklere hayır denilebilmelidir. Kurban Bayramı boyunca kırmızı et tüketim miktarı ve sıklığı artmaktadır. Sağlıklı ve yeterli-dengeli beslenme ilkelerinden biri de vücudumuzun gereksinmesi kadar protein alımıdır. Protein alımı kişinin ağırlığına, sağlığına ve fiziksel aktivite durumuna göre değişmektedir. Hayvansal kaynaklı proteinlerin büyük kısmını etler oluşturur ancak hayvansal kaynaklı proteinlerin doymuş yağ ve kolesterol içerikleri fazla olduğundan bu besinlerin kontrollü tüketilmesi gerekmektedir. Kişiye göre değişmekle beraber ortalama günde 100-150 gr yağsız dana eti, tavuk, balık, hindi eti tüketilebilir. Etler proteinlerin en önemli kaynaklarıdır. İyi kalite proteinin yanı sıra yağ, vitamin ve mineral içerirler. Ayrıca tüm et ürünleri yüksek miktarda demir içerir. Ancak C ve E vitaminini içermezler. Bu nedenle etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında sebzelerin de tüketilmesi demir emilimini artıracak olup sağlıklı beslenme için gereklidir. Özellikle şişmanlık, kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon, mide rahatsızlığı vb. sağlık problemi olan bireyler ve yaşlılar beslenmelerine dikkat etmelidir. Kırmızı et, tatlı ve hamur işleri tüketiminin artması; buna karşılık sebze, meyve ve kuru baklagil tüketiminin azalması sıkıntıyı daha da artırır. Özellikle yağlı etler doymuş yağı fazla miktarda içerdiklerinden bu bireyler az yağlı olanları tercih etmelidir. Kurban etinin çok yağlı kısımlarını tüketmeyin. Etin lezzeti, kıvamı, kokusunun, vitamin – mineral içeriği ve tamamen pişirme yöntemiyle ilgilidir. Etleri ızgara, sebzelerle birlikte tencerede, haşlama ya da mangalda yapabilirsiniz. Kızartma, kavurma gibi pişme yöntemlerinde çok uzun süre yüksek ısıyla temas etmesiyle etteki kanserojen öğelerin oluşumuna neden olmaktadır. Ayrıca mangalda pişirme sırasında etin dış kısmı hızlı şekilde pişmekte, proteinler katılaşmakta ve etin iç kısmı çiğ kalmaktadır. Etlerin az pişmiş veya çiğ tüketilmesi etin kalitesini düşüreceği gibi, besin zehirlenmelerine de neden olabilir. Bu yüzden orta, kor ateşte ve uzun sürede pişmesi uygun olacaktır. Kurbanlık hayvanların sakatatların (kelle, paça, ciğer vb.) kolesterol içeriği çok yüksek olduğu için tüketilmemesi gerekir. Et ile yapılan yemeklere ayrıca yağ eklenmemelidir. Kırmızı et doymuş yağ içeriği (%15) yüksek bir besin olması nedeniyle yemekler zaten lezzetli olacaktır, ilave yağ eklenmesi vücudu ek yük getirecek diyetle alınan yağ miktarının artmasına neden olacaktır. Özellikle kuyruk yağı iç yağı tereyağı gibi yağların kullanımından kaçınılmalıdır. Kurban bayramında yapılan yanlış alışkanlıkların başında kurban etlerinin kesildikten hemen sonra hatta sabah kahvaltısında tüketilmesi gelir. Taze kesilmiş etin pişmesi zordur, hazımsızlık yapabilir ve sindirimi kolay olmaz. Hayvanlardaki mikroorganizmalar kesimden sonra 24 saat içinde ölür ve hayvan ilk kesildiğinde ölüm sertliği (rigor mortis) olarak adlandırdığımız sertlikte olur. Özellikle mide ve barsak rahatsızlıkları olan kişilerin dikkat etmesi gereken bir konu da budur. Kurban Etinin Saklanmasında; etin ölüm sertliğinin geçmesi için 24 saat beklenmesi gerekir. Uzun süreli saklamak için; Etler birer kullanımlık olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak, buzdolabı poşetine veya saklama kaplarına konarak buzdolabının buzluk kısmında ( -2 derecede 3-7 gün, -18/-20 derecede küçük parçalar 3 ay, büyük parçalar 8 aya kadar) saklanabilir. Etler çözdürüldükten hemen sonra tüketilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Diğer bir önemli husus ise; etler derin dondurucu veya buzluktan çıkarıldıktan sonra oda sıcaklığında ya da sıcak su içerisinde çözdürülmemeli, bir gün önceden buzdolabında (+4 derecede) bekletilerek çözülmesi sağlanmalıdır. Herkese sağlık dolu, keyifli bayramlar dileriz. TEKİRDAĞ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ Kaynak: Aksoy, M. (2011). Beslenme Biyokimyası. Ankara: Hatiboğlu.