SERMAYE KONTROLLERİ: TEORİK ÇERÇEVE VE MALEZYA VE

advertisement
SERMAYE KONTROLLERİ: TEORİK ÇERÇEVE VE MALEZYA VE
ŞİLİ DENEYİMLERİ
Mustafa Faruk Aydın
Özet
Dünya finansal piyasaları son 20 yıldır önemli dönüşümler geçirmektedir. Finansal
serbestleşme akımının özellikle Bretton Woods sabit döviz kuru sisteminin terk edilişinden bu yana
gelişmekte olan ülkeleri içine alacak şekilde yayılması ve bilgi teknolojilerinde yaşanan devrim
niteliğindeki ilerlemeler, uluslararası alanda finansal araçların çeşitlenmesine ve işlem hacimlerinin
büyük oranda artmasına sebep olmuştur. Küresel döviz işlem hacimlerinde görülen bu büyük
sıçrama finansal serbestleşme akımının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede,
dünya üzerinde dolaşan söz konusu fonların gelişmekte olan ekonomilere spekülatif saikle girişi
piyasalar üzerinde gereğinden fazla iyimserlik yaratırken, hangi sebeple olursa olsun çıkışı yine aynı
oranda kötümserlik havası yaratarak ekonomik krize kadar gidecek çalkantılara yol açabilmektedir.
Özellikle, 1990’lı yılların başından itibaren küresel finansal piyasalarda ortaya çıkan ciddi
çalkantılar, spekülatif amaçlı sermaye hareketlerinin kontrolüne ilişkin tartışmaları gündeme
getirmiştir. Yeteri kadar gelişmemiş finansal yapıları olan, agresif büyüme politikaları izleyen ve
büyük bütçe açıklarına sahip gelişmekte olan ekonomiler 1980’li yıllardan itibaren finansal
serbestleşmeye gitmişlerdir. Söz konusu finansal serbestleşme politikasıyla ulaşılmak istenen
hedef, gelişmekte olan ülkelerin finansal piyasalarının gelişmiş finansal piyasalarla bütünleşmesinin
sağlanması ve yetersiz yurt içi kaynaklarla sürdürülmesi zor olan büyümenin uzun vadeli dış
kaynaklarla beraber sürdürebilir hale getirilmesidir. Ancak, teoride düşünülen hedefler pratikte
gerçekleşmemiştir. Gelişmekte olan ülkelerdeki kırılgan finansal yapı ve artan bütçe açıkları
hedeflenen uzun vadeli sermaye girişleri yerine, getiri ve risk algılama seviyelerine hızlı tepki veren
spekülatif amaçlı kısa vadeli sermaye girişlerini özendirmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik
yapılarında meydana gelen herhangi bir bozulma, kademeli olarak giren spekülatif amaçlı kısa
vadeli sermayenin sürü psikolojisi (herding behaviour) ve bulaşma (contagion) etkisi ile beraber ani
çıkışını beraberinde getirmiş, kriz aktarım mekanizmalarının etkin bir şekilde çalışmasına olanak
vermiştir. Diğer bir deyişle, krizlerin etkileri ortaya çıkığı ülke ile sınırlı kalmamış, artan sermaye
hareketlerinin etkisiyle küresel finansal sistem üzerine yayılmıştır. Bu çerçevede, bazı gelişmekte
olan ülkeler kriz aktarım mekanizmalarının etkin çalışmasını engellemek amacıyla sermaye
hareketlerine kontrollerin getirilmesi ile ilgili mevzuat ve yönetmeliklerinde düzenlemelere gitmiştir.
Bu çalışmada esas olarak sermaye kontrollerinin teorik nedenleri ve genel yapısı ele
alınacak ve bu çerçevede sermaye kontrollerini başarı ile uygulayan Malezya ve Şili deneyimleri
detaylı olarak incelenecektir.
1
Download