folklorun yüz yılında halk hekimliği çalışmalarına bir bakış

advertisement
FOLKLORUN YÜZ YILINDA
HALK HEKİMLİĞİ ÇALIŞMALARINA BİR BAKIŞ
The one-hundredth year of folklore
A brief perspective on the folk medicine studies
Dr. Tuba SALTIK ÖZKAN*
ÖZ
Bu çalışma bugüne kadar yapılan folklor çalışmaları içerisinde “halk hekimliği” alanının nasıl
yer aldığına dair kısa bir değerlendirme olarak hazırlanmıştır. Halkbilimi tanımlarında, araştırma
yöntemlerinde, araştırma kadrolarında zamana bağlı değişimler gözlenmektedir. Halk hekimliği araştırmaları da bu sürecin bir parçası olmuştur. Kuşkusuz halk hekimliği uygulamaları üzerine yazılan
ya da içerisinde bir şekilde halk hekimliği uygulamalarına yer veren çalışmaların tarihi çok daha
eskilere uzanabilir. Ancak bu çalışma folklor tarihinde belirleyici rolü olan yayınlar, dernekler-enstitüler, dergiler ve akademik birimlerce gerçekleştirilen halk hekimliği çalışmalarına odaklanmıştır.
Bu bağlamda öncelikle Türkiye’deki halkbilimi çalışmalarının başlangıcına yerleştirilen ilk yazıların
folklor anlayışına, halk hekimliği ile ilişkisi açısından yer verilmiştir. Ardından tarihsel bir sıra ile
Türk Ocakları, Türk Yurdu Dergisi, İstanbul Belediye Konservatuarı, Türkiyat Enstitüsü, Türk Dil
Kurumu, Etnoğrafya Müzesi, Türk Halkbilgisi Derneği, Halkbilgisi Haberleri, Halkevleri ve Dil ve
Tarih Coğrafya Fakültesi ile başlayan akademik halkbilimi çalışmaları halk hekimliği ile ilişkileri bağlamında ele alınmıştır. Bu çerçevede tespit edilen halk hekimliği çalışmaları içerik, yöntem ve terminoloji açısından incelenmiş ve bu yolla halk hekimliği uygulamalarına bakış açısı kronolojik bir zeminde
incelenmiştir. İlerleyen tarihsel süreçte, halk hekimliği ile ilgilenen tıp, eczacılık, kültürel antropoloji,
sosyoloji ve halkbilimi disiplinlerinin yöntem ve bakış açılarına yer verilen çalışmada halk hekimliği
çalışmalarının günümüzdeki durumuna kısaca değinilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Türk Folklor Tarihi, halk hekimliği çalışmaları, sağlık sosyolojisi, sağlık antropolojisi
ABSTRACT
This study was prepared as a brief evaluation about what place the field of “folk medicine” has
within the folklore studies made from when the term folklore started to be used up until the presentday. Changes have been observed over time in the folklore definitions, research methods and research
staffs. The folk medicine research studies have also been a part of this process. No doubt, the history
of what has been written on the folk medicine applications or the studies that include within them the
folk medicine applications can be dated back to much older times. However, this study has focused on
the folk medicine studies realized by publications, associations and institutes, journals and academic
units, which have had a determining role in the history of folklore. In this context, first of all, the initial
articles prepared at the beginning of the folklore studies in Turkey were treated within the perception
of folklore. Subsequently, folklore was treated in the context of relations with folk medicine for the academic folklore studies within a historical succession that started with the Türk Ocakları, Türk Yurdu
Journal, İstanbul Belediye Konservatuarı, Türkiyat Enstitüsü, Türk Dil Kurumu, Etnoğrafya Müzesi,
Türk Halkbilgisi Derneği, Halkbilgisi Haberleri, Halkevleri established by the state for public instruction and social events and the Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi. The folk medicine studies determined
within this framework were examined from the aspect of contents, method and terminology and the
perspective of the folk medicine applications were studied by these means on a chronological foundation. Place was given in the study to the methods and perspectives of the medical, pharmaceutical, cultural, anthropological, sociological and folklore disciplines related to folk medicine within this advancing
historical process and the current situation of the folk medicine studies was mentioned briefly.
Key Words
History of Turkish folklore, folk medicine studies, medical anthopology, medical sociology
* Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Bölümü, tubasaltik@gazi.edu.tr
http://www.millifolklor.com137
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99
Bu çalışmada Halkbilimi disiplini
içerisinde “halk hekimliği, geleneksel
tıp, halk tıbbı” gibi terimlerle anılan bu
alanla ilgili çalışmaların bir tarihçesi
yer alacaktır. Kuşkusuz “folklor”un bir
çalışma alanı olarak anılmaya başlanmasının üzerinden geçen 100 yıllık zaman, folklor ve halk hekimliği çalışmalarında da bu alanların kendilerinde de
değişimlere neden olmuştur. Bu yazıda,
halkbilimi çalışmalarının tarihsel süreci içerisinde halk hekimliği çalışmalarının yer alma biçimleri tartışılacaktır.
Kuşkusuz halk hekimliği uygulamaları üzerine yazılan ya da içerisinde bir
şekilde halk hekimliği uygulamalarına
yer veren çalışmaların tarihi çok daha
eskilere uzanabilir. Ancak bu çalışma
folklor tarihinde belirleyici rolü olan
yayınlar, dernekler-enstitüler, dergiler ve akademik birimlerce gerçekleştirilen halk hekimliği çalışmalarına
odaklanmıştır. Bu bağlamda öncelikle
Türkiye’deki halkbilimi çalışmalarının
başlangıcına yerleştirilen ilk yazıların
folklor anlayışına, halk hekimliği ile
ilişkisi açısından yer verilmiştir.
Öncelikle “folklor” teriminin ilk
kullanıldığı ve bir araştırma alanı olarak da konularından bahsedilen üç yazıdan başlamak gerekirse, Ziya Gökalp
Halka Doğru (1913) dergisinde yayımladığı “Halk Medeniyeti I Başlangıç”
başlıklı yazısında “halkiyyat” terimiyle
karşıladığı folkloru, halk teşkilatı, halk
felsefesi, halk ahlakı, halk hukuku,
halk bediiyatı, halk lisanı, halk iktisadı, halk kavmiyatı olarak sekiz başlık altında toplamıştır. Ardından Ziya
Gökalp 1922 yılında Küçük Mecmua’da
“Usullere Dair Halkiyyat-I Masallar”
adlı yazısında etnografyanın bir dalı
olan halkiyata Avrupalıların “folklor”
dediğini belirtmiş ve burada sözlü gelenek olarak algıladığı folkloru “şifahi
bediyyat”, “şifahi diniyyat”, “şifahi ah-
138
lak”, “şifahi iktisat”, “şifahi mantık”,
“şifahi lisan”, “şifahi tebabet” (sihirle
karışık tebabet ve sahir fenler) olarak
sekiz şubeye ayırmıştır (Ziya Gökalp
1922; akt: Çek 2002: 24,50). Bu tasnifin halkbilimi tarihi içinde folklor
kadrolarını belirlemeye yönelik ilk çalışmalardan olduğu düşünüldüğünde
halk hekimliğinin bir araştırma alanı
olarak ana başlıkta yer alması dikkat
çekicidir. Burada halk hekimliğinin
“şifahi tebabet” olarak adlandırılması
ve sihirle ilişkilendirilmesi de dönemin
terminolojisi ve bakış açısını göstermesi bakımından önemlidir.
Folklorun ilk yazılarından olan
“Yeni Bir İlim: Halkiyat Folk-lore”da
(İkdam Gazetesi, 1914) ise Mehmet
Fuat Köprülü, folklorun çalışma alanına
dair şu tespitlerde bulunmuştur:
“Bugün Avusturya Macaristan’daki muhtelif milletler de aynı surette çalışıyorlar: “Folklor” tetebbuatı
için teşekkül eden cemiyetler halkın
şarkılarını masallarını, mesellerini,
âdetlerini, i’tikadlarını yer yer kayıt ve
zaptederek o milletin rûhiyâtına, tarihine, dinine, içtimâiyyâtına yakından
vakıf oluyorlar.” (Oğuz vd. 2008: 377)
Burada halk hekimliği ile ilgili bir ifade
yer almamakla birlikte âdet ve i’tikad
kavramları bu alana dair bilgileri de
kapsayıcı olarak kullanılmış olmalıdır.
Çünkü uzun bir dönem derleme çalışmalarında halk hekimliğine dair bilgilere “inanışlar”, “itikadlar” genel başlığı altında yer verilmiştir.
Rıza Tevfik Bölükbaşı, Peyâm gazetesinde yayımlanan “Folklor-Folk
lore” (1914) başlıklı yazısında ise folkloru sözlü edebiyat ürünleri olarak içeriklendirmektedir ve bu içerikte doğal
olarak halk hekimliğine yer verilmez.
“Avrupa’da Folklor deyince başka şey
anlaşılır: Durûb-ı emsâl dahi dâhil olmak üzere avam şarkıları, destanlar,
http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99
bilmeceler, hatta hikâyeler hep birden
hatıra gelir. O tâbir bütün avam edebiyatının bilcümle âsâr-ı tecelliyâtını
şamildir.” (Oğuz vd. 2008: 381). Bu anlayış da ileride halk kültürünün Folklor ve Etnoloji arasında sözlü kültür
ve maddi kültür olarak paylaştırılması
sürecini çağrıştırması bakımından anlamlıdır. İlk yazıların ardından halkbilimi çalışmalarının başladığı ilk kuruluşlar olan derneklerin faaliyetlerinde
de halk hekimliği çalışmaları belli ölçülerde yer almıştır.
1912 yılında kurulan ve 1931 yılına
kadar sadece kültürel bir dernek olmaktan öte toplumun ekonomik ve sosyal
sorunlarına da eğilen Türk Ocaklarının,
1926 yılında şubeler arası koordinasyonu sağlamak amacıyla düzenlenen “Türk
Ocakları Mesai Programı” nda “hars”
başlığı altında, lehçe, şarkı ve notalar,
nakışlar, mezhepler ve Türk halkının
hayatına karışan her nevi vasıtalar (Çek
2002: 46) gibi ifadeler yer alır. Halk hekimliğine müstakil olarak yer vermeyen
bu programda halk hayatına ait her şeyden bahsedilmesi de programın kapsayıcılığını ifade etmektedir. Nitekim Türk
Ocaklarında yapılan araştırmalara dair
yazıların yayımlandığı Türk Yurdu dergisinde yer alan kimi yazılar dergide
halk hekimliği çalışmalarına yer verildiğini göstermektedir.
Yine bu süreçte, Cumhuriyetin ilk yıllarında (1926-1929) yapılan folklor çalışmalarına ve literatüre önemli bir birikim sağlayan
derleme çalışmalarından İstanbul Belediye Konservatuarı’nın derleme gezileri
önem arz eder. Ancak bu derleme gezilerinde halk müziği dışından konu çalışılmamıştır. Türkiyat Enstitüsü, Türk
Dil Kurumu gibi kurumların da folklor
kadrolarında, daha çok halk edebiyatı
ve Türk Dili konularına yer verilmiştir. 1927 yılında kurulan Etnoğrafya
Müzesi de çalışma alanını inanç, adet,
kıyafet, oyun ve nakışlar olarak belirlemiştir (Çek 2002: 60-70). Burada halk
hekimliği uygulamalarından özel olarak söz edilmemekle birlikte “İnançlar”
başlığının bu uygulamaları da içerdiği
düşünülebilir. 1927 yılında kurulan
Türk Halkbilgisi Derneği, 1928 yılında
yayımladığı “Halkbilgisi Toplayıcılarına Rehber” de folkloru halka ait olan
her şey olarak tanımlamaktadır. Ancak
15 maddelik kadroda halk hekimliğine
dair bir alandan söz edilmezken 8. sırada yer alan “İtikatlar” başlığı altında
ilk iki madde “Sıhhat Hakkında İtikatlar” “Hastalık Hakkında İtikatlar” olarak düzenlenmiştir ve halk hekimliği
bilgilerini işaret etmektedir. 9. Sıradaki “Bilgi” başlığında ise “kırık çıkık
işleri” (Fındıklıoğlu,1949:7,16-17) ifadesinin yer alması halk hekimliği uygulamalarına yönelik bir tasnif olarak
değerlendirilebilir.
Nitekim Halk Bilgisi Derneği’nin
1929 yılında yayımlamaya başladığı
Halk Bilgisi Haberleri adlı dergide konuyla ilgili pek çok derlemeye yer verilmiştir. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde
görev yapan öğretmenler ve aydınları
derleme yapmaya teşvik eden dernek,
bu yolla dönemin halk kültürü konusunda önemli bir arşive sahip olmuştur.
Dergide yayımlanan yazıları içeriklerine göre sınıflandıran Songül Çek, dergide halk hekimliği ve halk inançlarına
dair 45 yazı bulunduğunu kaydetmiştir
(2002: 91). Bu yazılardan tıp tarihçisi
olan Süheyl Ünver tarafından yazılan
birkaç tanesi, Türk halk hekimliği uygulamalarından örnekler içermekte ve
halk hekimliği uygulamalarının gelmiş
olduğu sürece yönelik yorumlara yer
vermektedir. Ünver, “Türkiye’de Tıbbi
Folklor Üzerine Rapor I” (1936) adlı
yazısında, halk hekimliği bilgilerinin
yer aldığı kaynaklara değinir. Örneğin
http://www.millifolklor.com139
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99
döneminde yer alan dergilerdeki yazıları “maddi tedaviler” ve “ruhi tedaviler
(afsunlar muskalar)” olarak ikiye ayırır. Tıbbi folklorun kökenini Orta Asya
Uygurları’na dayandıran Ünver, halk
hekimliği bilgilerinin tespitinde, askerler ve zabitlerden, Sağlık Bakanlığı
teşkilatından, Anadolu’dan İstanbul’a
gelen hastalardan yararlanıldığına
değinir. Ünver, son bir asırdır Anadolu’daki halk tedavilerine Avrupa’dan
gelmiş olan ilaçların da karıştığını,
Cumhuriyetle birlikte halk hekimlerinin özellikle de ocakların kendiliğinden
ortadan kalktığını ve böylelikle bu bilgilerin tarihi bir önem kazandığını belirtmektedir ( 113-117). Bu yazıda tıp
alanından gelen Ünver’in “tıbbi folklor”
terimini kullanmış olması da konunun
disiplinler arası durumuna ve dönemin
terminolojisine bir ışık tutmaktadır.
Bu yazı, Anadolu halk hekimliğinin
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki durumuna dair tespitlere yer vermesi, uygulamaları tasnif edip, çalışmaların
kaynaklarından bahsetmesi açısından,
sadece derleme bilgilerini içeren birçok
yazıdan ayrılmaktadır. Bu fark yazarın
bir tıp tarihçisi olmasından da kaynaklanıyor olmalıdır. Çünkü bu dönemde
yapılan diğer halk hekimliği çalışmaları bir bölgedeki uygulamaları sıralayıp bilginin kayda geçmesinin ötesinde
bir yaklaşıma sahip değildir. Dergide,
yayımlanan diğer yazılarda da Anadolu’daki halk hekimliği uygulamalarına
dair çeşitli derleme bilgileri yer almaktadır. Bu yazıların bazıları şunlardır:
“Balkan Memleketlerimizin Tıbbi Folkloru” (Ünver 1937), “Halk Hekimliği”
(Ülkütaşır 1935), “Halk Hekimliği”
(Orhan 1937), “İstanbul’da Kullanılan
Bazı Halk ilaçları” (Bayrı 1939), “Köy
Hekimliğinde Efsunculuk” (Kaygısız
1937). Benzer yazılar incelendiğinde,
genellikle hangi hastalığa ne tür bir
140
sağaltım uygulandığına dair bilgiler
bulunurken, bu bilgilerin derlendiği
kaynak kişilere yönelik bir dikkat söz
konusu değildir.
1932 yılında kurulan ve pek çok
ilde şubesi bulunan Halkevlerinde gerçekleştirilen folklor araştırmaları da
dönemin yerel folklor unsurlarına dair
bilgi vermesi noktasında önemlidir.
Örneğin, Ankara Halkevi’nin bir yayını olan ve Hamit Z. Koşay tarafından
hazırlanan Ankara Budun Bilgisi, pek
çok folklor ve etnografya araştırmasını
içermekle birlikte “Hastalıklar” başlığı altında da halk hekimliğine dair
örneklere yer vermektedir (Çek 2002:
107). Çeşitli illerin Halkevleri tarafından yayımlanan çalışmalarda yerel
etnografik derleme bilgileri yer alırken
halk hekimliği uygulamalarına da değinilmiştir. Örneğin, Eminönü Halkevi
Dergisi’nin bir yayını olan ve Süheyl
Ünver tarafından hazırlanan Tıbbi
Folklor ve İyi Telkinler (1938) adlı çalışma da bunlardandır. Ünver bu çalışmasında tıbbi folklora “asrî tıp” tarafından
bir ilginin oluşmaya başladığını belirtilmiştir (5). Bu ifade bugün modern
tıp ve halk tıbbı arasındaki ilişkinin
eskiliğini ortaya koyması bakımından
önemlidir. Ayrıca Ünver, Anadolu halk
hekimliğindeki şifalı su, muska, sihir
gibi sağaltımların hastada oluşturduğu
psikolojik iyileşmeden söz etmiştir (13).
1949-1980 tarihleri arasında 366
sayı olarak çıkartılan Türk Folklor
Araştırmaları dergisinde de çeşitli illerdeki halk hekimliği uygulamaları ve
halk ilaçlarına dair zengin bir arşiv oluşmuştur. Bu dergide de “Konya’da Ocaklar”, Irvasalar Tekkeler” (Evren 1952),
“Halk Hekimliğinde Göz Ameliyatları
ve Göz İlaçları” (Balcıoğlu 1952) gibi
Anadolu’da uygulanmakta olan çeşitli
sağaltımlar hakkında bilgi veren yazılar
yayımlanmıştır. Bu süreçte yayımlanan
http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99
diğer dergiler gibi Türk Folklor Araştırmaları dergisi de gerek halk hekimliği
gerekse diğer halkbilimi konuları açısından tarandığında önemli bir birikim
ve katkı sağladığı görülmektedir.
Dernek ve dergiler yoluyla gerçekleştirilen folklor çalışmalarında, her
zaman “halk hekimliği” müstakil bir
alan olarak anılmasa da, konuyla ilgili
bilgiler “âdetler”, “inanmalar” gibi başlıkların altında yer alabilmektedir. Bu
derlemelerde kaynak kişi bilgisinin yer
almaması, karşılaştırma ve çözümleme
gibi bilimsel yaklaşımların da bulunmaması, sadece hastalık ve iyileştirme
yöntemlerine odaklanılması, dönemin
“yöntem” sorunlarından sayılabilir.
Ancak bugün bu dergiler tarandığında
Türk folkloruna kazandırdıkları arşivin
önemi bir kez daha görülecektir. Konuyla ilgili arasında Sivas Folkloru, Folklor
Postası, Folklora Doğru, Ülkü ve Türk
Kültürü ilk akla gelecek olanlardır.
Folklor çalışmalarının dergi ve dernekler vasıtasıyla sürdürüldüğü bu dönemin devamında 1939 yılında Pertev
Naili Boratav tarafından Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi’nde Halk Edebiyatı Kürsüsünün kurulmasıyla bilimsel
halkbilimi çalışmaları hız kazanır. Alan
araştırmalarının ve derleme çalışmalarının uluslararası terminoloji kullanılarak
yapıldığı bu kürsüde, daha çok halk edebiyatı materyali derlenir (Oğuz, 2008: 3032). Boratav önce Ülkü dergisinin 71, 72,
73. sayılarında Arnold van Gannep’in Le
Folklore kitabının çevirisini yayımlamıştır. Boratav’ın 1939 yılında Folklor adıyla
müstakil bir kitap olarak yayımladığı bu
eserde “Merasimler ve İtikadlar” başlığı
altında halk hekimliği bilgilerine yer verilmiştir (1939). Boratav ayrıca daha sonra yayımladığı 100 Soruda Türk Folkloru
adlı kitabında gerek alandan derlenmiş
olan uygulamalar gerekse tanımlar ve
terminoloji noktasında halk hekimliğine
geniş yer vermiştir. Bu kürsünün 1948
yılında kapatılmasının ardından, 1958
yılında Atatürk Üniversitesinde Mehmet
Kaplan’ın öncülüğünde gerçekleştirilen
çalışmalar da Türk Halkbilimi tarihi
içinde önemli bir yere sahiptir. Ancak bilimsel perspektif taşıyan bu çalışmalarda da halk edebiyatı esas alınır, halk hekimliğine müstakil olarak yer verilmez.
Aynı tarihlerde DTCF Etnoloji
kürsüsünden Orhan Acıpayamlı, 1961
yılında Doğumla İlgili Adet ve İnanmaların Etnolojik Etüdü adlı çalışmasında, doğum folkloruna ait uygulamaları
sistemli ve ayrıntılı biçimde vererek bu
uygulamaları büyü prensipleri ile ilişkilendirmiştir. Acıpayamlı daha sonra
DTCF Antropoloji Dergisi’nde yayımlanan “Türkiye Halk Hekimliğinde Dalak
Kesme ve Etnolojik İzahı” (1963) adlı
çalışmasında bir “dalak kesme” konusunu da aynı yaklaşımla incelemiştir.
Bu yayınlar, alandan derlenen halk
hekimliği uygulamasına sorgulayıcı ve
çözümleyici bir perspektifle yaklaşması
bakımından öncü ve önemli çalışmalar
olarak anılmalıdır.
Yine bu yıllarda Atatürk Üniversitesi Sosyoloji bölümünde öğretim üyesi
olan Orhan Türkdoğan, sağlık-hastalık
sistemi konusunda Kültür Antropolojisi ve Sağlık Sosyolojisi açısından ilk
olduğunu ifade ettiği çalışmasını gerçekleştirmiştir (Türkdoğan 1991). Doğu
Anadolu’da Sağlık-Hastalık Sisteminin
Toplumsal Araştırması adını taşıyan
çalışma 1967 yılında doçentlik tezi olarak sunulmuştur. 1964-1965 yıllarında
Erzurum’a bağlı bir kasabada (Ilıca) 37
köy üzerinde yürütülen bu çalışmada,
bölge halkının; halk tıbbı, modern tıp,
doktor ve hastaneye olan ilgisi; hasta ve
hastalık sistemine olan tutum, değer yargıları ve inanç sistemleri araştırılmıştır.
DTCF Etnoloji kürsüsünden Sedat
Veyis Örnek, 1966 yılında yayımlanan
http://www.millifolklor.com141
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99
Sivas ve Çevresinde Hayatın Çeşitli
Safhalarıyla ilgili Batıl İnançların ve
Büyüsel İşlemlerin Etnolojik Tedkiki,
adlı çalışmasında “Halk Hekimliği”
başlığı altında verdiği sağaltım uygulamalarını büyü ile ilişkilendirmektedir
(1966: 105-111). Örnek tarafından 1977
yılında yayımlanan Türk Halkbilimi
adlı çalışmada halkbilimi kadroları içerisinde “Halkbilgisi” başlığının altında yer alan bir araştırma alanı olarak
“halk hekimliği, halk baytarlığı ve halk
botaniği, halk zoolojisi” yer almaktadır
(1995). Yine aynı çalışmada geçiş dönemleriyle ilgili bir ana başlık altında
“Geleneksel Sağaltma Pratikleri ve İşlemleri” başlığı altında çocukluk dönemi ile ilgili halk hekimliği uygulamalarından söz edilmektedir. Halkbiliminin
bilimsel olarak üniversitelerde çalışıldığı bu dönemde yapılan yayınların,
dergi ve dernek çalışmaları ile karşılaştırıldığında “tespit”in ötesine geçen
çalışmalar olduğu görülmektedir.
Uzunca bir dönem Türkiye’nin çeşitli yerlerinde sivil ve kişisel girişimlerle yol alan halkbilimi çalışmaları 1966
yılında Milli Eğitim Bakanlığı Kültür
Müsteşarlığına bağlı olarak kurulan
Milli Folklor Enstitüsü ile resmiyet kazanmıştır (İpekkan 1978: 25-19, Oğuz
2008: 34-35). Milli Folklor Enstitüsü’nün
gerçekleştirdiği sempozyum, kurultay
ve diğer yayınlarda halk hekimliğinin
çeşitli konularına yer verilmiştir. Bu
yayınlarda ve etkinliklerde alan çalışmalarından derlenen halk hekimliği uygulamalarının yanında Tıp ve Eczacılık
disiplinlerinde çalışan araştırmacıların
da çeşitli yaklaşımları yer almaktadır.
Örneğin 1988 yılında enstitünün yeni
adı olan ve Kültür Bakanlığına bağlı
olan “Milli Folklor Araştırma Dairesi”
tarafından “Türk Halk Hekimliği Sempozyumu” gerçekleştirilmiştir. Sempozyumda Orhan Acıpayamlı, “Türkiye
142
Folklorunda Halk Hekimliğinin Morfolojik ve Fonksiyonel Yönden İncelenmesi”, Eczacılık alanından Eriş Asil “Halk
Hekimliği ve Eczacılığı Araştırmalarında Metodoloji”, yine Eczacılık alanından
İkbal Sucu “Ege Bölgesi Halk İlaçları”,
Tıp alanından Ayşegül Demirhan Erdemir “17., 18., ve 19. yüzyıllara Ait Bazı
Reçete Örnekleri ve Halk Hekimliğimizdeki Yeri” başlıklı bildiriler sunulmuştur (1989).
Halk hekimliğinin bilimsel zeminde ilk kez çalışılmaya başlandığı
sürecin ardından Türkiye’de üniversitelerin ve sosyal bilimlerde çalışan
araştırmacıların artmasıyla folklor ve
halk hekimliği ile ilgili çalışmalar da
yeni bir sürece girmiştir. Disiplinlere
ayrılan sosyal bilimlerden halkbilimi,
antropoloji, sosyoloji gibi temel çalışma konusu “insan ve ürettiği kültür”
olan bilimler zaman zaman aynı sahada buluşmuşlardır. Günümüzde, Halk
hekimliği, bir yanıyla Tıp ve Eczacılık
alanına giren, bir yanıyla da Kültürel
Antropoloji, Sosyoloji ve Halkbilimi
disiplinlerinin kendi soru ve yöntemleriyle inceledikleri bir çalışma alanıdır.
Halk hekimliğinin modern sağlık sistemi için taşıdığı önemi 2. Dünya savaşı
sonrasına tarihlendiren Nuran Elmacı, savaşın ardından çıkan salgınların
nedenlerinin araştırıldığı ve gelişmiş
ülkelerin yoksul ülkelere götürdüğü
sağlık hizmetlerinin beklenilen ölçüde
kabul görmediği bu süreçle birlikte,
sağlıkçıların toplum kültür ve değişme kavramları ile ilgilenmeye başladıklarını belirtir (2000: 174). Geleneksel kültürün hâkim olduğu bölgelerde
sağlık çalışanları tarafından toplum
sağlığı gibi konularda yapılan proje ve
uygulamalar bölge halkının hastalık ve
sağlık tutumlarını bilmeyi gerektirebilmektedir. Bu tür çalışmalarda da halk
hekimliği uygulamalarını konu edinen
http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99
sosyal bilimlerden yararlanılması kaçınılmazdır. Bugün Tıp ve Eczacılık
alanında yapılan kimi çalışmalarda
halk ilaçlarına odaklanılarak halk ilacı olarak kullanılan bitkilerin tespiti
(Lâtince adı ile), bitkinin kullanım şekli gibi bilgilere yer verilmektedir. Bu
çalışmalarda genellikle bitki kullanımları ile ilgili bilgilerden ilaç üretiminde
yararlanılması hedeflenmektedir. Halk
hekimliği uygulamaları, Antropoloji ve
Sosyoloji disiplinleri içinde de sağlık
antropolojisi ve sağlık sosyolojisi alt
disiplinlerinde çalışılmaktadır. Sağlık
antropolojisi (tıbbi antropoloji), hastalık ve sağlıkla ilgili sorunların neden
ve niçinlerini araştırarak sorunların
çözümüne katkıda bulunur. Tıbbi antropologlar, farklı kültürlerde hastalık
sağlık anlayışı; geleneksel tedavi yöntemleri, geleneksel beslenme ve geleneksel ilaçları çalışırlar (Elmacı 2013:
63). Hastalık ve sağlık konularına
“sosyal ilişki” çerçevesinden bakan ve
kendisini sağlık personeli-hasta, hastahastalık gibi ilişkiler ağında ve sağlık
politikaları üretiminde çözüm odaklı
olarak tanımlayan (Kasapoğlu 1999)
sağlık sosyolojisi de çalışmalarının bir
sürecinde halk hekimliği bilgilerini
derler ve bunlardan yararlanır.
Üniversitelerin anılan disiplinlerinde yapılan yayın ve projelerin yanında,
yüksek lisans ve doktora süreçlerinde
çalışılan tezler de halk hekimliğinin içinde bulunduğu disiplinlerarası durumu
göstermesi bakımından önemlidir. Örneğin Yüksek Öğretim Kurumu’nun Tez
Tarama sayfasında konuyla ilgili olarak
“halk ilacı”, halk hekimliği”, ”geleneksel
tıp”, “alternatif tıp”, “tamamlayıcı tıp”
anahtar kelimeleri ile bir tarama yapıldığında Halkbilimi disiplininden yaklaşık
25, Eczacılıktan 12, Tıp ve Hemşirelik
alanından 6, Antropoloji alanından 2 tez
çalışması yapıldığı görülmektedir.
Konuyla ilgili güncel bir yayın taraması yapıldığında ise “halk hekimliği”, “halk ilacı”, “geleneksel tıp”, “geleneksel tedavi” yöntemleri konusunda
sayısız akademik ve popüler yayın bulmak mümkün görünmektedir. Ayrıca
alandaki kavram kargaşası (“alternatif
tıp”, tamamlayıcı tıp”, “tamamlayıcı alternatif tıp”) da bu yazının sınırlarını
aşan bir çalışma gerektirmektedir.
Türkiye’de halk hekimliği çalışmalarına, Halk Bilimi tarihi içindeki
konumlanması odağında yapılan bu
çalışmada taranan dergiler, dernek yayınları, dernek çalışmaları akademik
çalışmalar halk hekimliğinin de kavram ve disiplin olarak süreç içerisinde
halkbilimi ile birlikte evrildiğini göstermektedir. Kaynak kişi, ayrıntılı derleme bilgisi, çözümleyici yaklaşımların
bulunmadığı ilk çalışmalar (istisnaları
da bulunmak kaydıyla) dönemin terminolojisi ve yerel uygulamalar hakkında
bilgi verirken, halkbiliminin ve halk
hekimliğinin akademik olarak çalışılmaya başlandığı dönemlerden sonra
araştırma yöntemlerindeki gelişme ve
çözümleyici yaklaşımların da görüldüğü
çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu
sürecin devamında ise halk hekimliği
Süheyl Ünver’in 1938 yılında söz ettiği
gibi sağlık bilimlerince (modern tıp) ve
diğer sosyal bilimlerce artan bir ilgiyle
araştırılmaya devam etmiştir. Bu süreçte özellikle de Antropoloji, Sosyoloji,
Eczacılık ve Sağlık Bilimlerinde yapılan
çalışmalarda halk hekimliği bilgilerinden önemli ölçüde yararlanılmıştır.
Bugün gelinen noktada sağlık politikalarının üretilmesi sağlık sorunlarının
çözülmesi ve sağlık sisteminin toplumsal
yapı ile uyumlu olması vb. çalışmalarda
halk hekimliği fayda sağlayıcı bir pozisyondadır. Günümüzde halkbilimi disiplini içinde yapılan halk hekimliği çalışmaları bu misyonun dışında kalmıştır. Bu
http://www.millifolklor.com143
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99
alanın bilgisinden doğru şekilde yararlanabilmek için uygulamaların ve uygulamaların bağlı olduğu geleneksel yapının doğru tahlil edilmesi gerekmektedir.
Bir sağaltım süreci göründüğünden çok
daha fazlasını içeriyor olabilir. Bunu da
araştırmacı, konuyla ilgili birikimi ve
geleneksel kültüre olan hakimiyeti ölçüsünde görebilir. Bu nedenle çözüm odaklı
süreçlerde pragmatik yaklaşımlarla derlenen, edinilen halk hekimliği bilgilerinin halkbilimi uzmanlarınca derlenip
tahlil edilmesi noktasında ve çözüm üretme sürecinde disiplinlerarası bir işbirliği
içinde çalışılması gerekmektedir. Bu nedenle halkbilimi alanında yapılan çalışmalarda da yazının başlarında belirtilen
nitelikte (tespit odaklı) halk hekimliği
çalışmalarının ötesine geçip disiplinlerarası çalışmaya uygun sorular ve bakış
açılarıyla halk hekimliği çalışmanın gereği de ortadadır.
NOTLAR
1 “Yılan Taşları, Panzehir Taşları I-II” ( Ali
Kıza Seyfi, 1342, cilt2, sayı 9-10), “Doğumla Alakadar Bazı Adet ve Hurafeler” (Hamit
Zübeyir 1927, cilt 6, sayı 33) (Çek, 2002: 47)
gibi yazılar dergide halk hekimliğine yer verildiğini göstermektedir.
KAYNAKLAR
Acıpayamlı, Orhan. “Türkiye Halk Hekimliğinde
Dalak Kesme ve Etnolojik İzahı”. DTCF Antropoloji, 1, 1963: 37-63.
Bayrı, M. Halit. “İstanbul’da Kullanılan Bazı
Halk ilaçları”. Halk Bilgisi Haberleri, Sayı:
91, 1939: 129-140.
Balcıoğlu, Refik. “Halk Hekimliğinde Göz Ameliyatları ve Göz İlaçları”. Türk Folklor Araştırmaları, Sayı: 30, 1952: 480.
Bölükbaşı, Rıza Tevfik. “Folklor-Folklore”. Peyam Gazetesi Edebi Eki, 20, 1914.
Çek, Songül. 1913-1938 Yılları Arası Türk Halkbilimi Tarihçesi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı
Anabilim Dalı Türk Halkbilimi Bilim Dalı
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2002.
Elmacı Nuran, “Tıbbi Antropolojinin Araştırma
Alanları ve Toplum Sağlığına Katkıları”,
Folklor/Edebiyat, Sayı: 22, 2000.
Evren, Afif. “Konya’da Ocaklar, Irvasalar Tek-
144
keler”. Türk Folklor Araştırmaları, Sayı: 30.
1952: 476-478.
Fındıklıoğlu, Ziyayeddin Fahri. Folklor ve Etnografya Kılavuzu. İstanbul, 1949.
Gannep, Arnold von. Folklor (Çev: Pertev Naili
Boratav). Ankara: 1939.
Gündoğan, Tülay. Türk Folklor Araştırmaları
İndeksi. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Erzurum, 2008.
Gürsoy, Akile. “Günümüzde Sosyal Bilimler ve
Sağlık”. Gelenekten Geleceğe Antropoloji (Ed.
Kümbetoğlu B.- Birkalan-Gedik H.), İstanbul: Epsilon Yay., 2005: 91-99.
İpekkan, Levent. “Türkiye’de Cumhuriyet Döneminde Halkbilim Alanında Çalışma Yapan
Kuruluşlar (1927-1977)”. Halkbilimi, 5(41),
1978: 11-27.
Kasapoğlu, Aytül. “Güncel Sosyal Sorunlar ve
Sağlık”. Toplumbilim, 13, 2003.
Kasapoğlu, Aytül, Sağlık Sosyolojisi: Türkiye’den
Araştırmalar. (der. M. Ecevit), Ankara: Sosyoloji Derneği Yay., 1999.
Kaygısız, Ali Kemal. “Köy Hekimliğinde Efsunculuk”. Halk Bilgisi Haberleri, Sayı: 73.
1937: 5-8.
Koşay, Hamit Z. Ankara Budun Bilgisi, Ankara:
yyy. 1935.
Köprülü, M. Fuat. “Yeni Bir İlim Halkiyat, Folklore”. İkdam Gazetesi, Sayı: 6091.
Oğuz, M. Öcal vd. Halk Edebiyatı El Kitabı, Ankara: Grafiker Yay., 2008.
Orhan, Hamza. “Halk Hekimliği”. Halk Bilgisi
Haberleri, Sayı: 68. 1937: 169-171.
Örnek, Sedat Veyis. Sivas ve Çevresinde Hayatın
Çeşitli Safhalarıyla ilgili Batıl İnançların
ve Büyüsel İşlemlerin Etnolojik Tedkiki. Ankara: Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yay.,
1966.
Örnek, Sedat Veyis. Türk Halkbilimi. Ankara:
Kültür Bakanlığı Yay.,1995.
Rivers, W.H.R. Tıp Büyü ve Din, İstanbul: Epsilon Yay, 2004.
Türk Halk Hekimliği Sempozyum Bildirileri 2325 Kasım 1988, Ankara: Kültür Bakanlığı
Milli Folklor Araştırma Dairesi Başkanlığı
Yay. 1989.
Türkdoğan, Orhan. Kültür ve Sağlık-Hastalık
Sistemi. İstanbul: MEB Yay., 1991.
Ülkütaşır, M. Şakir. “Halk Hekimliği”. Halk Bilgisi Haberleri, Sayı:48. 1935: 293-312.
Ünver, Süheyl. “Türkiye’de Tıbbi Folklor Üzerine Rapor I”. Halk Bilgisi Haberleri, Yıl: 5,
Sayı: 56: 113-135.
Ünver, Süheyl. Tıbbi Folklor ve İyi Telkinler. İstanbul: yyy. 1938.
Ünver, Süheyl. “Balkan Memleketlerimizin Tıbbi Folkloru”. Türk Halk Bilgisi Haberleri,
Sayı: 65, 1937: 113-114.
http://www.millifolklor.com
Download