YAYıN NO: 2005-13 iSTANBUL TicARET ODASı iSTANBUL TicARET ODAsı . BiR FiNANSLAMA YÖNTEMi OLARAK IYIENKl!L KIYMETLEŞTiRME: IPOTEGE DAYALı MENKUL ISIYIYI ETLEŞTi RM E VE TURKIYE UYGULAMASI YAYıN NO: 2005-13 istanbul, 2005 © Bu eserin yayın hakları istanbul ricaret Odası'na (iro) aittir. Eser üzerinde 5846 sayılı FSEK tarafından sağlanan tüm haklar saklıdır. irO'nun ve yazarın adı belirtilmek eserden normal ölçüde alıntı yapılabilir. koşuluyla iro ve yazarın yazılı izni olmadan eserin tamamı veya bir bölümü fotokopi, faksimile veya başka bir araçla dağıtılamaz, elektronik ortamlarda ticari ya da başka bir amaçla kullanılamaz. çoğaltılamaz, istanbul Ticaret Odası: 04.09.01 HEP Hepşen, Ali Bir Finanslama Yöntemi Olarak Menkul Kıymetleştirme:ipoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme ve Türkiye Uygulaması. istanbul, 2005, 157 sayfa. 1.MENKUL KıYMETLER I.MENKUL KIYMETLEŞTiRME Il.iNŞAAT SANAyi III.KONUT SEKTÖRÜ IV.KONUT FiNANSMANı V.MORTGAGE SiSTEMi VI.KONUT KREDisi Vii. GAYRiMENKUL FiNANSMANı VIII.iPOTEK KREDiLERi IX.ipOTEK piYASASı X.iTO ISBN NO:975-512-953-7 Türkçe Reşadiye Cad. Eminönü/istanbul ıTO BilGI HATTı (212) 4556161 www.ito.org.tr iTO yayınları için ayrıntılı bilgi Bilgi ve Doküman Yönetimi Şubesi'nden alınabilir. Tel: (212) 455 63 29 Faks: (212) 512 0641 E. Posta: ito.yayin@ito.org.tr Web: www.ito.org.tr TASARıM / BASKı PRiVE GRAFiK & MATBAACILlK SAN.VE Tic.lTD.ŞTi. Tel:(212) 527 33 24-526 37 27-526 47 12 Faks:(212)5111201 ÖNSÖZ İnşaat ve konut sektörü tüm ülkelerde her zaman ekonominin en önemli sektörlerinden birisi olmuştur. Sağlıklı ve güvenli konut ihtiyacının son yıllarda ön plana çıktığı ülkemizde, toplumu ve geniş halk kitlelerini yakından ilgilendiren bir konu olması nedeniyle hükümetler konut politikalarına büyük önem vermektedir. Bilindiği üzere, menkul kıymetleştirmenin alanlarından biri olan "ipoteğe dayalı konut finansmanı sistemi" (Mortgage), konut için gerekli olan finansmanın serbest rekabet kuralları içerisinde sermaye piyasasından toplanan fonlar kullanılarak toplanmasını ifade etmektedir. Bununla birlikte, üzerine ipotek konulması şartıyla konutlara yönelik kredi kullandırılması ve bu tür konutların tekrar leasing yöntemiyle kiralanmasıdır. Yurtdışında özellikle ABD' de uzun zamandır profesyonel anlamda uygulanmakta olan bu tür sistemlerin, son yıllarda ekonomimizde yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte ülkemizde de faaliyete geçirilebileceği düşünülmektedir. Bu itibarla, bir ülkenin ulusal konut politikasının ve bu politika doğrultusunda geliştirilecek sistemin gelen taleplere cevap verebilmesi ancak ekonomik koşulları ve imkanları çerçevesinde mevcut kurumları değerlendirecek ve geliştirecek bir .yapıya sahip olması ile mümkün olabilecektir. Ayrıca ekonomik bütçeli konutların piyasaya uygun ödeme koşulları ile sunulması da gerekmektedir. Bu husus, inşaat maliyetlerinin doğru tahmin edilmesi yanında ülkemiz için yeni bir açılım olarak kabul edilen "Mortgage Sistemi"nin de kullanılmasını gündeme getirmiştir. Bu kapsamda, menkul kıymetleştirmenin genelolarak tanımı, gayrimenkul finansmanı, ipotek kredileri ve menkul kıymetleştirrnenin türlerinden biri olan ipoteğe dayalı menkul kıymetler, Türkiye'de ipotek piyasası, ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirmeye ilişkin düzenlemeler ve Türkiye uygulamasının ele alındığı "Bir Finanslama Yöntemi Olarak Menkul Kıymetleştirme: İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme ve Türkiye Uygulaması" isimli yayınımızın tüm üyelerimize ve ilgili kişi ve kuruluşlara faydalı olmasını diler, çalışmayı gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Finans Anabilim Dalı Arş. Grv. Ali Hepşen' e teşekkür ederim. Dr. Cengiz Ersun Genel Sekreter i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i i SUNUŞ Finans piyasalarına 1970'li yılların başından itibaren giren menkul kıymetleştirme olgusu, başta Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere tüm batılı sermaye piyasalarında hızlı gelişmelerin yaşanmasına neden olmuştur. Varlıklara ilişkin nakit akımlarının menkul kıymete dönüştürülmesi olarak ifade edebileceğimiz menkul kıymetleştirme sayesinde hem varlıklara likidite kazandırılmakta hem de kurumlara yeni bir kaynak yaratma imkanı doğmaktadır. Hukuksalolarak farklı kurumların birbirleriyle ilişkisi sonucunda gerçekleşen menkul kıymetleştirme kapsamında başta ipotek kredilerine olmak üzere, otomobil kredilerine, kredi kartı alacaklarına ve finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklara dayalı pekçok farklı alanda ihraçlar gerçekleşmektedir. Bu çalışmada, öncelikle, menkul kıymetleştirmenin içeriği ve türleri üzerinde durulmuş; ancak ülkemizde artan konut talebine ve konut finansmanına çözüm getirmek amacıyla menkul kıymetleştirme türlerinden ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirmeye ağırlık verilmiştir. İpoteğe dayalı menkul kıymetleştirmenin sağlıklı bir biçimde işleyebilmesi için birinci el ve ikinci el ipotek piyasalarının gelişmiş olması gerekmektedir. Birinci el ipotek piyasasının gelişebilmesi, yani yeni ipotek kredilerinin verilmesi ve bunlar için kaynak yaratılabilmesi ikinci el ipotek piyasanın düzgün işlemesine bağlıdır. Benzer olarak, ikinci el ipotek piyasasının istikrarı birinci el ipotek piyasasında verilen ipotek kredilerinin standardize edilmesi ve yaygınlaştırılması ile mümkündür. Bu doğrultuda yürütülen çalışmada, ülkemizde oluşturulması düşünülen ikinci el ipotek piyasasında faaliyetlerini sürdürecek ve uzun vadeli ipotekli konutkredilerini devralarak bunlara dayalı menkul kıymet ihraç edecek "İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler Merkezi" nin kurulmasına yönelik tespitlerde bulunulmuştur. Ayrıca, kurulması düşünülen Merkez tarafından gerçekleştirilecek ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçlarının başarısı, birinci el ipotek piyasasında verilen ipotekli konut kredilerinin ülkemiz koşullarında uygulanabilir olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, bankalar tarafından verilecek olan ve ülkemiz koşullarında uygulama açısından en etkin modelolduğunu düşündüğümüz iki oranlı ipotek kredisi ile Merkez tarafından gerçekleştirilecek bu tür bir krediye dayalı ödeme aktarınalı menkul kıymet ihracı çalışmamız içerisinde ele alınmıştır. Bu çalışmanın hazırlanmasında göstermiş olduğu değerli katkılarında dolayı tez . danışmanım Prof. Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş' a teşekkür ederim. Başta Prof. Dr. Orhan Göker olmak üzere İstanbul Üniversitesi İşletme-Fakültesi Finans Anabilim Dalı'nın tüm öğretim üyelerine teşekkür ederim. Çalışma süresince verdiği destekten dolay:I'Nazlı Kalfa'ya teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca, kardeşim Merve'ye gösterdjği Sabır ve anlayışı için ne kadar teşekkür etsem azdır. İçİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ ............. 3 SUNUŞ ........................................................................................................ 5 İçİNDEKİLER ................................................................................................. 7 TABLOLAR .................................................................................................... 11 Ş EKİLLER ...................................................................................................... 12. KısALTMALAR ............................................................................................ 13 GİRİş ...................................................................................................... 15 0 .................................... : ..................................................... BÖLÜMl MENKUL KIYMETLEŞTIRME ................................................................ 17 . 1.1.Menkul Kıymetleştirınenin Tanımı ........................................................... 17 1.2.Menkul Kıymetleştirmenin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi ............................. 17 l.3.Menkul Kıymetleştinne Sürecinde Yer Alan Taraflar ............................... 22 1.3. 1.Kredi Veren Kurum (Kaynak Firma-Originator) ................................ 24 1.3.2.Hizmet Veren Firma (Servicer) ........................................................... 25 1.3.3.Özel Amaçlı Kurum (İhraçcı-Special Purpose Vehicle/SPV) ............. 25 1.3A.Yatırım Bankaları (Investment Banks) ............................................... 26 1.3.5.GÜvence Mekanizmaları (Credit Enhancements) .............................. .26 1.3.5.1. İçsel Güvence Mekanizmaları(Intemal Credit Enhancements) .. 27 1.3.5.1.1. Ödeme Öncelikli Sistem(Senior Subordinated System) 28 1.3.5.1.2. Fazla Teminatlandırına(Over-Collateralization) .......... 28 L3.5.1.3. Marj Hesap (Spread Account) ...... ~ ............................... 29 1.3.5.2. Dışsal Güvence Mekanizmaları(Extemal Credit Enhancements) .28 1.3.5.2.1. DesteklemeKredisi (Standby Letter of Credit) ............ 29 1.3.5.2.2. Satıcı Garantör (Recourse to Seller) ............................. 29 1.3.5.2.3. Kefalet Senedi (Surety Bond) veya Havuz Sigortası (Pool Insurance) ................................ 29 1.3.6.Derecelendirme Kuruluşları (Rating Agencies) .................................. 29 1.3.7.GÜvenilir Kişi (Yedd-i Emin/Trustee) ................................................ 30 1.3.8.Yatırımcılar (Investors) ....................................................................... 31 . 1.4.Menkul Kıymetleştirme Süreciyle İlgili Diğer Unsurlar .......................... 33 . . lA.1.Alacak Havuzun Oluşturulması ......................................................... .33 1A.2.Menkul Kıymetleştirmede Temel Yapının Oluşturulması.. ................. 35 7 1.4.3.Vergi Uygulamalarının Etkisi ............................................................. 36 1.5.Menkul Kıymetleştirme Yöntemleri ......................................................... 36 ı.5.ı.Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymetler (Pass-Through Securities) ....... 37 1.5.2.Borçluluk ifade Eden Menkul Kıymetler .......................................... .42 ı.5.2.I.Varlığa Dayalı Tahviller (Asset-Backed Bonds) ........................ 42 ı.5.2.2.Nakit Akımlı Tahviller (Pay-Through Bonds) .......................... .44 1.6.Menkul Kıymetleştirme Uygulamalarının Yararları ve Sakıncalar........... 46 ı.6.ı.Menkul Kıymetleştirmenin Yararları ................................................. .46 ı.6.1.ı.Kredi Veren KurumAçısından Yararları.. ................................. .46 ı.6.ı.2.Kredi Borçluları Açısından Yararları ........................................ .48 ı.6.ı.3.Yatırımcılar Açısından Yararları ............................................... .48 ı.6.ı.4.Diğer Taraflar Açısından yararları ............................................ .49 ı.6.2.Menkul Kıymetleştirmenin Sakıncaları ............................................. .49 ı.6.2.1.Kredi Veren Kurum Açısından Sakıncaları .............................. .49 ı.6.2.2. Yatırımcılar Açısından Sakıncaları ............................................ 50 ı.6.2.3.Finansal Sistem Açısından Sakıncaları ...................................... 50 ı.7.Menkul Kıymetleştirme Uygulamalarına Konu Olan Alacak Türleri ....... 50 ı.7 .ı.İpotekli Konut Kredileri ...................................................................... 50 ı.7.2.0tomobil Kredileri .............................................................................. 5ı ı.7 .3 .Kredi Kartı Alacakları ......................................................................... 52 1. 7 .4.Finansal Kiralama Sözleşmelerinden Kaynaklanan Alacaklar ........... 52 ı.7.5.ihracat Kredileri .................................................................................. 53 1.7.6.Gelecekte Oluşacak Nakit Akımları (Alacaklar) ................................ 53 ı.8.Türkiye 1 de Menkul Kıymetleştirme Uygulamalarına ilişkin Düzenlemeler ve Menkul Kıymet ihraçlarının Muhasebeleştirilmesi ...... 54 ı.8.ı.Türkiye 1 de Menkul Kıymetleştirme Uygulamalarına ilişkin Düzenlemeler .......................................................................... 54 ı.8.2.Menkul Kıymet ihraçlarının Muhasebeleştirilmesi ............................ 62 ı.8.2.ı.Bankaların Kendi Alacakları Karşılığında (Doğrudan) Varlığa Dayalı Menkul Kıymet ihracmın Muhasebeleştirilmesi .. 63 ı.8.2.2. Bankaların Alacakları Temellük Etmek Suretiyle (Dolaylı) Varlığa Dayalı Menkul Kıymet ihracmın Muhasebeleştirilmesi .. 66 BÖLÜM 2 GAYRİMENKUL FİNANSMANI, İPOTEK KREDİLERİ VE İPOTEGE DAYALı MENKUL KıYMETLER ................................... 68 2.1.Genel Olarak Gayrimenkul Finansmanı ................................................... 68 2.2.İpotek Kavramı ve Gayrimenkul Finansman Piyasasında ipotek Kredileri .................................................................................................... 73 2.2.1.ipotek Kavramı ................................................................................... 73 2.2.2.Gayrimenkul Finansman Piyasasında ipotek Kredileri ...................... 75 2.2.2. 1. Sabit Faizli ipotek Kredisi (Fixed Rate Mortgage-FRM) ......... 76 2.2.2.2.Değişken Faizli ipotek Kredisi(Variable Rate Mortgage-VRM) .81 2.2.2.2.1.Fiyat Seviyesine Endeksli ipotek Kredisi (Price LevelAdjusted Mortgage-PLAM) ...................... 83 2.2.2.2.2. iki Oranlı ipotek Kredisi (Dual Rate Mortgage-DRM)84 2.2.2.3.İndirimli ipotek Kredisi (Buydown Mortgage) ......................... 85 2.2.2.4.yüksek Ödemeli ipotek Kredisi (Balloon Mortgage) ............... 86 2.2.2.5.İki Aşamalı ipotek Kredisi (Two Step Mortgage) ..................... 86 2.2.2.6.Geçişli ipotek Kredisi (Convertible Mortgage) ......................... 86 2.2.2.7.Dereceli ipotek Kredisi (Graduated Payment Mortgage-GPM) ..... 87 2.2.2.8.Karma ipotek Kredisi (Hybrid Mortgage) ................................. 88 2.2.2.9.Kazanç Paylaşımlı ipotek Kredisi (Shared Appreciation Mortgage) ............................................... 88 2.2.2.10.Kaydırılabilen ipotek Kredisi (Movable Mortgage) ................ 88 2.3.İpotek Kredilerine ilişkin Risk Kavramları .............................................. 89 2.3.1.Faiz Oranı Riski .................................................................................. 89 2.3.2.Erken Ödeme Riski ............................................................................. 90 2.3.3.Kredi Riski (Ödemerne Riski) ............................................................ 90 2.3.4.Likidite Riski ...................................................................................... 91 2.4.İpotek Piyasası ve ipoteğe Dayalı Menkul Kıymetler .............................. 91 2.4.1.ipotek Piyasası. ................................................................................... 91 2.4.2.İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler (iDMK/Mortgage Backed Securities-MBSs) ..................................... 93 2.4.2.1.İpoteğe Dayalı Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymetler (Mortgage Pass Through Securities-MPSs) .............................. 93 2.4.2.2.Teminatlı ipotek Yükümlülükleri (Collateralized Mortgage Obligations-CMOs/Real Estate Mortgage Investment Conduits-REMICs) ..................... 96 2.4.2.3.Getirisi Aynlan İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler (Stripped Mortgage Backed Securities-SMBSs) ..................... 100 2.4.2.3.1. Yapay Getirili Menkul Kıymetler (Synthetic-Coupon Pass Through Securities) ............ 101 2.4.2.3.2. Yalnız Faiz/Yalnız Anapara Ödemeli Menkul Kıymetler (Interest Only/Principal Only Pass Through Securities-i Os/POs) ............................. 10 1 2.4.2.4. İpoteğe Dayalı Tahviller (Mortgage Backed Bonds-MBBs) ........................................... 102 2.5.Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerdeki İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamalan ................................................................. 103 2.5.1.Gelişmiş Ülkelerde İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamaları .................................................................................... 103 2.5.1.1.ABD'de İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamalan ........................................................................... 10 3 2.5.1.2.Avrupa Birliği'ne Üye Ülkelerde İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamalan ................................................. 107 2.5. 1.3.Diğer Gelişmiş Ülkelerde İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamalan ................................................. 110 2.5.2.Gelişmekte Olan Ülkelerde İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamalan ........................................................... 111 BÖLÜM 3 TÜRKİYE'DE İPOTEK PİYASASI, İPOTEGE DAYALı MEN~UL .KIYMETLEŞTİRMEYE İLİşKİN DÜZENLEMELER VE TURKIYE UyGULAMASI ................................................................. 114 3.1. Türkiye'de İpotek Piyasası ..................................................................... 114 3.2. Türkiye'de İpoteğe .Dayalı Menkul Kıymetleştirmeye İlişkin Düzenlemeler ......................................................................................... 122 3.3. İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirmeye İlişkin Türkiye Uygulaması ............................................................................................ 133 ~ONU~ .. . VE ONERILER .................................................. ~ ......................... JL,,:; EK-ll .................................................................................................... Jl:5() KAYNAK~A ............................................................................................... 1:;JL 10 TABLOLAR Sayfa No Tablo i: ABD ve Avrupa'daki Öncül Menkul Kıymetleştirme Uygulamaları .................................................................................... 22 Tablo 2: ABD'de Varlığa Dayalı Menkul Kıymet İhraç Eden Kurumlar veÖncelik Verdikleri Alacakları ...................................... 24 Tablo 3: Menkul Kıymetleştirme Sürecinde Yer Alan Tarafların GÖrevleri .. .31 Tablo 4: 1992-2003 Dönemlerinde Kurul Kaydına Alınan Varlığa Dayalı Menkul Kıymet Tutarlan (Milyar TL) ve Toplam Menkul Kıymet Tutarı İçerisindeki Yüzde Payları ........................................ 59 Tablo 5: Yıllar İtibariyle Kurul Kaydına Alınan VDMK ihraçlanna ilişkin Alacak Portföy Dağılımı (Milyar TL) .............. 60 Tablo 6: 1992-2003 Dönemlerinde VDMK ihraç Eden Başlıca Kurumlar. ... 61 Tablo 7: Sabit Faizli İpotek Kredisi Aylık Geri Ödeme Planl. ....................... 79 Tablo 8: Beş Temel Dereceli ipotek Kredisi Planı ......................................... 87 Tablo 9: MPS'lere ilişkin Bazı Temel Özellikler. ........................................... 95 Tablo 10: GNMA i ve GNMA II Arasındaki Temel Farklılıklar. .................. 105 Tablo 11: 2000-2010 Dönemi Yıllara Göre Kümülatif Konut ihtiyacı ......... 115 Tablo 12: Ticari Bankalar Tarafından Kullandırılan Konut ve Diğer Tüketici Kredileri (Milyar TL) ............................................ 118 Tablo 13: Ticari Bankalar Tarafından Kullandırılan Tüketici Kredilerinin Kişi Sayısına Göre Dağılımı (Adet) .......................... 119 Tablo 14: TOKİ Tarafından Yeni Kredi Açılan Konut Sayıları ..................... 121 Tablo 15: Menkul Kıymet Stokları (Yüzdesel Olarak) ................................. 131 Tablo 16: Hazine iç Borçlanma Senetlerinin Vade Yapısı. ............................ 132 Tablo 17: iki Oranh ipotek Kredisinin Geri Ödeme Planı ............................ 136 Tablo 18: iki Oranh ipotek Kredisine Dayalı Menkul Kıymet ihracı. .......... 142 11 ŞEKİLLER Sayfa No ŞekilI: Basit Bir Menkul Kıymetleştirme Yapıs ..................................... 23 Şekil 2: Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymet İhracının Yapısı.. .................. 38 Şekil 3: Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymetlerde Nakit Akışı.. ................ .40 Şekil 4: Varlığa Dayalı Tahvil İhracı ve Nakit Akışı ............................... .43 Şekil 5: Nakit Akımlı Tahvillerin Yapısı ve Nakit Akımları .................... .45 Şekil 6: Gayrimenkul Finansman İşlemi .................................................. 70 Şekil 7: İpotek Geri Ödemelerinde Faiz-Anapara İlişkisi ........................ 80 Şekil 8: Geri Ödemelerin Reel Değer. ...................................................... 81 Şekil Standart CMO yapıs .................................................................... 98 9: Şekil ıo: İki Oranlı İpotek Kredisine Dayalı Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymet İhracının Yapısı. ........................................................... 140 Şekil ll: İki Oranlı İpotek Kredisine Dayalı Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymetİhracının Nakit Akış ...................................................... 143 12 KISALTMALAR AB: ABD: AMS: ARM: BI: CEF: CMO: DRM: FANMAC: FCC: FHA: FHLMC: FNMA: FRM: GFO: GNMA: GPM: GSMH: HOLC: İDMK: ıo: LTV: LIBOR: MBB: MBS: MPS: NMMC: OYAK: PC: PLAM: PO: PTI: REMIC: 5MB: SSK: SPV: Avrupa Birliği Amerika Birleşik Devletleri Australian Mortgage Securities Limited Adjustable Rate Mortgage Benehmark Index Caixa Economica Federal Collateralized Mortgage Obligations Dual Rate Mortgage First Australian National Mortgage Acceptance Corporation Fonds Commun de Creances Federal Housing Administration Federal Home Loan Mortgage Federation (Freddie Mac) Federal Housing Mortgage Association (Fannie Mae) Fixed Rate Mortgage Genel Finans Ortaklığı Govemment National Mortgage Association (Ginnie Mae) Graduated Payment Mortgage Gayri Safi Milli Hasıla Home Owners' Loan Corporation İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler Interest Only Pass Through Securities Loan to Value Ratio London Interbank Offered Rate Mortgage Backed Bonds Mortgage Backed Securities Mortgage Pass Through Securities National Mortgage Market Corporation Ordu Yardımlaşma Kurumu Participation Certificates Price Level Adjusted Mortgage PrincipalOnly Pass Through Securities Payment to Income Ratio Real Estate Mortgage Investment Conduits Stripped Mortgage Backed Securities Sosyal Sigortalar Kurumu Special Purpose Vehiele 13 TL: TOKİ: Türk Lİrası Toplu Konut İdaresİ Unİt of Constant Purchasing Power UPAC: VA: VDMK: VRM: Menkul Kıymetler Varİable Rate Mortgage $: Amerİkan Doları Veteransı Admİnİstration Varlığa Dayalı 14 GİRİş dünyada, finansal yatırım araçlarından biri olan menkul kıymetleştirmeye yönelik ilgi hızlı biçimde artış göstermektedir. Ülkemizde de 1980'li yıllarla birlikte yaşanan ekonomik gelişmelere paralel olarak yeni finansal araç ve tekniklere yer verilmeye başlanmış, bu yeniliklere ilişkin yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu doğrultuda, 31.07. ı 992 tarih ve 21301 sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Serrp.aye Piyasası Kurulu'nun Seri: III, 14 sayılı "Varlığa Dayalı Menkul Kıymetlerin Kurul Kaydına Alınmasına ve Genel Finans Ortaklıklarının Kuruluş ve Faaliyet İlkelerine Dair Esaslar Tebliği" hazırlanmış ve ülkemizde varlığa dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarının önü açılmıştır. Son yıllarda, menkul kıymetler çeşitli nedenlerden ötürü tutunamamışlardır. 05.04.1994 tarih ve 21896 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan T.C. Merkez Bankası'nın 4 sıra numaralı "Umumi. Disponibilite Hakkında Tebliği" ve 94/3 sayılı "Mevduat Munzam Karşılıkları Hakkındaki Tebliği" uyarınca mevduat ve varlığa dayalı menkul kıymet arasındaki munzam karşılık ve disponibilite yükü farkı ortadan kaldırılmış; ayrıca, 1995 yılında Sermaye Piyasası Kurulu'nun mevcut tebliğine eklenen geçici madde ile birlikte, tüketici kredilerine dayalı menkul kıymet ihraçlarının kayda alınması Kurul'un öngöreceği tarihe kadar durdurulmuştur. Alınan bu kararlara ilave olarak, yıllar itibariyle ülkemizde gözlemlenen yüksek reel faiz düzeyleri, bankaların alternatif kaynak yaratmak için varlığa dayalı menkul kıymet ihracına yönelmelerinden ziyade devlet kağıtlarına yönelmelerine neden olmuştur. Ancak, ülkemizde varlığa dayalı Sermaye piyasaları gelişmiş olan ülkelerde kullandırılan ipotekli konut kredileri, varlığa dayalı menkul kıymetleştirmenin bir unsuru olan ipoteğe dayalı menkul kıymetler şekline dönüştürülerek sermaye piyasalarında yatırımcılara ihraç edilmekte; böylece ülke ekonomilerinin en önemli sektörlerinden biri olan gayrimenkul sektörüne doğrudan kaynak aktarımı sağlanmaktadır. Ülkemizd,e, hızlı nüfus artışı ve kentleşme olgusunun bir sonucu olarak konuta olan talep, geleneksel konut finansman sistemimizi zorlamaya başlamıştır. Türkiye' de artan konut talebinin karşılanmasına ve bunun çok önemli bir unsuru olan konut finansmanına yönelik, sermaye piyasaları gelişmiş olan ülkelerde olduğu gibi, yeni açılımların yapılması adeta zorunlu hale gelmiştir. Bu doğrultuda, 18.03.2002 tarih ve 2002/3888 sayılı "Toplu Konut İdaresi Kaynaklarının Kullanım Şekline 15 İlişkin Yönetmelik" uyarınca Toplu Konut İdaresi'ne, bankalardan devralacağı ipotekli konut kredilerinden oluşan alacak portföyü karşılığında, ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraç etme hakkı tanınmıştır. Yapılan bu düzenlemelerin, Toplu Konut İdaresi'nin bir ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi şekline dönüştürülmesinde dikkate değer bir ilerleme olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, ülkemizde kurumsal bir konut finansman piyasasının oluşumuna yönelik ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin hangi koşullar altında işlevsel olabilecekleri ve ülkemiz koşullarına uygun nasıl bir kredi türüne dayanmaları halinde, bu menkul kıymetlerin istikrarlı olabilecekleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde menkul kıymetleştirme kavramı incelenmektedir. Bu ana başlık altında menkul kıymetleştirmenin tanımı, menkul kıymetleştirme yönteminin ortaya çıkışı ve gelişimi, menkul kıymetleştirme sürecinde yer alan taraflar ve süreç ile ilgili diğer unsurlar, menkul kıymetleştirme yöntemleri, menkul kıymetleştirme uygulamalarının yararları ve sakıncaları ile menkul kıymetleştirme uygulamalarına konu olan alacak türleri ele alınacaktır. Yine bu bölümde, ülkemizde menkul kıymetleştirme uygulamalarına ilişkin düzenlemeler ile bankalar nezdinde gerçekleştirilen menkul kıymet ihraçlarının muhasebeleştirilmesi incelenecektir. Çalışmanın ikinci bölümü gayrimenkul finansmanının, ipotek kredilerinin ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin incelenmesine ayrılmaktadır. Bu doğrultuda, öncelikle, genelolarak gayrimenkul finansmanı ve ipotek kavramı incelenecek; daha sonra ise, gayrimenkul fınansman aracı olarak ipotek kredileri ile bu kredilere ilişkin risk kavramları ele alınacaktır. Bu bölümde, ayrıca, ipotek piyasası ile farklı yapılara sahip ipoteğe dayalı menkul kıymetler incelenecektir. Türkiye'deki ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarına alternatif bir model oluşturmak amacıyla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamaları da ikinci bölümde anlatılacaktır. Üçüncü ve son bölümde ise, Türkiye'de varolan ipotek piyasası incelenecek, ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirmeye ilişkin son düzenlemeler tartışılacak ve tüm bu bilgiler ışığında ülkemiz koşullarına uygun bir ipotekli konut kredisi ile ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme modeli önerisi sonuçlarıyla birlikte ele alınacaktır. 16 BÖLÜM 1. MENKUL KIYMETLEŞTiRME 1.1.MENKUl KIYMETlEŞTIRMENiN TANıMı borç verenler ile borçlananların karşılaşmasında menkul kıymetleştirmenin yarattığı gelişme finans literatüründe önemli bir yere sahiptir. Geleneksel fon yaratma yöntemlerini önemli ölçüde değiştiren menkul kıymetleştirme olgusu, klasik anlatımı ile varlıklara ilişkin nakit akımlarımn menkul kıymete dönüştürülmesidir. Tüm finansal işlemlerin temelini oluşturan Menkul kıymetleştirme, bir işletmenin (kredi veren kurum) bilançosunda yer alan likit olmayan alacaklarının benzer nitelikte olanlarını biraraya toplayarak, kendisinin ya da bu amaç doğrultusunda kurulmuş olan bir kurumun (özel amaçlı kurum) vasıtasıyla sermaye piyasalarına bu alacak havuzuna dayalı menkul kıymet ihraç etmesi ve ödemelerin bu havuzdaki alacakların geri ödemeleriyle finanse edilmesidir l Oluşturulan bu süreci; likit olmayan ancak belirli bir getiri sağlayan varlıkların alınıp satılabilir menkul kıymetler şekline dönüştürülmesi olarak da ifade edebiliriz. Bu yöntemle birlikte işletmeler, likit olmayan varlıklarından gelecekte elde edecekleri ekonomik faydalar karşılığında yatırımcılardan doğrudan ve düşük maliyetle fon temin edebilme imkanına kavuşmaktadırlar. 1.2.MENKUl KIYMETlEŞTiRMENiN ORTAYA ÇiKIŞI VE GEliŞiMi Birçok finansman aracı gibi menkul kıymetleştirme de gelişmiş mali piyasalara ye iyi işleyen bir finans sistemine sahip olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD)' de yaratılmış ve buradan dünyaya yayılmıştır. İlk defa 1970 yılının Şubat ayındaABD'de fikir aşamasından uygulamaya geçen menkul kıymetleştirme olgusu, Amerikan Hükümeti'ne bağlı bir kuruluş olan "Hükümet Ulusal İpotek Kurumu" (Govemment National Mortgage Association1 Leon T. Kendall, Michael J. Fishman, A Primer on Securitization, The MIT Press, Cambridge, 1996, s.2 .. 17 GNMA veya Ginnie Mae) tarafından ödeme aktarmalı (pass-through) menkul kıymetler şeklinde başlamıştır 2 . İlk örnekler, Ginnie Mae tarafından ipotek kredilerinden doğan alacakların menkul kıymet haline getirilerek yatırımcılara satılması şeklinde olmuştur. Menkul kıymetleştirme mekanizması ilerleyen yıllarda büyük bir gelişme gösterek aktifteki diğer kalemler için de uygulanır hale getirilmiştir. İlk uygulamalarını ipoteğe dayalı menkul kıymet ihracı şeklinde gördüğümüz menkul kıymetleştirme fikri, gelişen ekonomilerde gayrimenkule olan talebin finansmanına ilişkin sorunlara çözüm getirme arayışlarının sonucunda ortaya çıkmıştır. 1800'lü yıllarla birlikte Amerikan halkının artan refah seviyesi gayrimenkule olan talebi yoğun hale getirmiş, bunların finansmanına çözüm olarak da ipotek karşılığı borçlanma yaygın olarak kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Ne var ki, 1920'li yıllarda ABD'de baş gösteren ekonomik bunalım sonucunda ipotek karşılığı kredilendirme en zor dönemlerini yaşamış, ipotek karşılığı borçlanmış olan birçok mülk sahibi aile, mülklerinin haczedilmesi durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Amerikan Hükümeti bozulan dengeleri yeniden sağlamak, mülk sahiplerinin konutlarını kaybetmelerini önlemek, kredi veren kurumları desteklemek, inşaat sektörünü yeniden canlandırmak ve işsizlikle mücadele etmek amacıyla birçok kanun çıkartmış, konuyla ilgili olarak ileride daha da ayrıntılı bir biçimde ele alınacak ohin çeşitli kuruluşları faaliyete geçirmiştir. Amerikan Hükümeti ilk olarak, 1933 yılında, "Ev Sahiplerinin Borçları Kurumu" (Home Owners' Loan Corporatition-HOLC) nu kurmuş, böylece hükümet garantili tahvil ihraç ederek ipotek borçlularının borçlarını finanse etmeyi ve ipotek piyasasını yeniden canlandırmayı amaçlamıştır 3 . Kurum bu amacını gerçekleştirebilmek için problemli ipotekleri satın alıp yeniden düzenlemiş ve bunları yeni bir ödeme planına bağlamıştır. Hükümet, ayrıca, yeni konut kredisi açmakta istekli olmayan kredi kuruluşlarının tekrar bu sektöre girmelerini teşvik etmek amacıyla, 1934 yılında, ipotek sigortacılığına öncülük edecek olan "Federal 2 Frank: J. Fabozzi, Franco Modigliani, Mortgage and Mortgage-Backed Securities Markets, Harvard 3 Business School Press, Boston, 1992, s.21. Michael J. Lea, "Innovation and the Cost of Mortgage eredit: AHistorica1 Perspective", Housing Policy Debate, VoL.7, Issue1, 1996, s.160 .. 18 Konut idaresi" (Federal Housing Administration-FHA) ni kunnuş ve borçluların kredilerini geri ödememeleri riskine karşı kredi kurumlarının kulhındırdıldarı kredileri sigortalamıştır. FHA, sigortalayacağı konut kredilerinin m~tarına'üst sınır getirmiş; ayrıca kredi kullanandan hem satın aldığı konut için belirli bir miktar peşinat ödemesini istemiş hem de sigorta primi tahsil etmiştir.. B ri· ön koşullar, kredrkuruluşları açısından kredi arzının yeterince büyümesine bir ölçüde engelolmuştur. Ancak yine de FHA,. ipotek kredilerini standart hale getiren ilk kurum olmuştur4 . FHA'ya benzer olarak, 1944 yılında, Amerikan Hükümeti tarafından "Eski Muharipler idaresi" (Veterans' Administratioiı- VA) İkinci Dünya Savaşı'ndan dönen gazilerin konut edinmelerini kolaylaştırmak, teşvik etmek ve borçlanmalarını cazip hale getirmek amacıyla kurulmuştur. VA, FHA'dan farklı olarak sigortalayacağı konut kredilerinin miktar.ına üst sınır getirmemiş, krediyi kullanandan herhangi bir peşinat veya sigorta primi tahsil etmemiştir~Özül1de birbirine benzeyen FHA ve VA tarafından ipotek kredilerinin sigorta edilerek hükümet garantisi altına alınmaları sonucunda, krediıerde standardizasyona gidilmiş ve böylece sağlıklı bir ikinci el ipotek piyasasınin oluşumuna katkıda bul unulmuştur. ve yatırımcılar arasında el değiştiren ipoteğe dayalı menkııl kıymetlerin piyasası olarak nitelendirebileceğimiz ikinCi el ipotek piyasasınıgeliştinnek, ipotek kredisine olan arz ve talebi arttınnak ve piyasaya sürekli likidite sağlamak amacı ile 1938 yılında Amerikan Kongresi tarafından "Federal Ulusal ipotek Birliği" (Federal National Mortgage Association-FNMA veya Fannie Mae) kurulmuştur5 . A~erikan Hükümeti tarafıiıdan· desteklenen Fannie Mae, sadece FHA ve VA tarafından sigortalanmış ipotek kredil~rini satin almak ve bu krediler için ikincil bir piyasanın oluşturulmasını amaçlamİştır. Daha önceden satışa çıkarılmış . . >. ilerleyen yıllarda, FannieMae'nin varlığına rağmen ikinci el ipotek piyasası istenilen düzeye erişememiş ve sonuç olarak kurum, daha da etkin hale gelebilmek için Amerikan Kongresi'nin kararı ile 1968 yılında iki ayrı organizasyona ayrılmıştır6 : . 4 Frank J. Fabozzi, The Handbook of Mortgage Backed Securities, 4.ed., Probus Publishing Company, 5 Chicago, 1995, s.14. 6 Fabozzi, Modigliani, a.g.e., s.23. A.e., s.20 19 a) Mevcut Federal Ulusal ipotek Birliği (Fannie Mae), b) Hükümet Ulusal ipotek Birliği (Ginnie Mae). Mevcut Fannie Mae, yine bazı hükümet düzenlemelerine tabi olmakla birlikte, hisseleri New York Borsası'nda alımp satılır hale gelen özel bir yönetim yapısına dönüştürülmüştür. Asıl amacı ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraç etmek olan Ginnie Mae ise, "Amerikan Konut ve Kent Geliştirme Bakanlığı" (U.S. Department of Housing and Urban Development) bünyesinde 1968 yılında kurulmuştur. Ginnie Mae, Amerikan Hükümeti'nin tam güveni ve kredisi ile ikinci el ipotek piyasasında aktif bir kurum olarak menkul kıymetleştirme çalışmalarını teşvik etmiş ve 1970 yılında, ilk defa hükümet garantili ödeme aktarmalı menkul kıymetleri halka arz ederek menkul kıymetleştirme uygulamasını başlatmıştır. Bu uygulamalar, daha önce de bahsedildiği gibi, FHA ve VA garantisi taşıyan ipotek kredilerinden doğan alacakların menkul kıymet haline getirilerek yatırımcılara satılması şeklinde olmuştur. Yatırımcıların bu tür menkul kıymetlere gösterdiği yoğun talep ise, bunların hükümetçe desteklenmiş ve getirisi güvenilir yatırımlar olmalarından kaynaklanmaktadır. Amerikan Kongresi 1970 yılında, ikinci el ipotek piyasasım daha da derinleştirmek amacı ile "Federal Konut Kredisi ipotek Şirketi" (Federal Home Loan Mortgage Corporation-FHLMC veya Freddie Mac) ni kurmuştur 7 . Konut kredisi veren birçok kurum ve kuruluş portföyünde sadece FHA ve VA garantili ipotekleri değil, konvansiyonel (geleneksel ya da hükümet garantisi taşımayan) ipotekleri de bulundurmaktaydı. Konvansiyonel ipotek kredilerinin de menkul kıymetleştirilmesi ve bunlara iliş~in bir ikincil piyasanın oluşturulması amacıyla Freddie Mac kurulmuştur. Freddie Mac kuruluş amacı doğrultusunda ilk defa, 1971 yılında, konvansiyonel ipotek kredileri ile desteklenmiş katılım sertifıkalarım (Participation Certificates-PCs) ihraç etmiştir 8 ilerki bölümlerde daha da ayrıntılı olarak açıklanacak ohin bu kurumlar, ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirmenin fikir aşamasından uygulama aşamasına geçişini sağlamışlardır. 7 Kendall, Fishman, a.g.e., s.2. 8 Fabozzi, Modigliani, a.g.e., s.22. 20 Başlangıçta kamu kurumları tarafından ihraç edilen menkul kıymetler, kısa zamanda özel sektör tarafından da benimsenerek yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. ı 977 yılında Salomon Brothers ve Bank of America'nın öncülüğünde federal hükümet garantisi olmayan konvansiyonel ipotek kredileri ile desteklenmiş ödeme aktarmalı menkul kıymetler ihraç edilerek bu alandaki menkul kıymetleştirme özel sektörde de uygulanmaya başlanmıştır9 . Böylece özel sektör kuruluşları da kendi ipotek havuzlarını oluşturmuşlar, bu havuzdaki alacaklarla desteklenmiş menkul kıymetleri sigortalayıp risk derecelerine göre değerleme aldıktan sonra menkul kıymetleştirme işlemini gerçekleştirmişlerdir. 1980'lerin ortalarından başlayarak ipotekli konut kredileri dışında aktifteki otomobil kredileri, kredi kartı alacakları, finansal kiralama alacakları, ihracat kredileri gibi diğer alacaklar da menkul kıymetleştirilmiş ve "varlığa dayalı menkul kıymetler" (VDMK) ihraç edilmiştir. Bu doğrultuda 1985 yılının Mart ayında varlığa dayalı ilk menkul kıymetleştirme uygulamasını Sperry Lease Finance Corporation gerçekleştirmiş; piyasaya, elinde bulunan bilgisayar finansal kiralama alacaklarına dayalı menkul kıymet ihraç etmiştirlO. Yine aynı yıl içerisinde otomobil kredisi alacaklannın menkul kıymetleştirilmesine başlanmış; i 986 yılında ise Salomon Brothers tarafından Bank One Corporation adına kredi kartı alacaklanna dayalı 50 milyon $ tutannda ilk menkul kıymet ihraç edilmiştirll. Avrupa'da ilk kez 1985 yılında İngiltere'de başlayan menkul kıymetleştirme uygulamaları daha çok ipotek destekli tahvillerin satılması şeklinde gerçekleştirilmiştir. Fransa'da ise menkul kıymetleştirme uygulamaları, resmi otoritenin 23 Aralık 1988 tarihinde aldığı karar uyannca yürürlüğe girmiş, böylece bankalar ve mali kurumlar kredilerini alınıp satılabilir menkul kıymetler haline getirmişlerdir. Bu alandaki ilk uygulamayı 1990 yılının Nisan ayında Credit Lyonnais, tüketici kredilerine dayalı tahvil ihracı şeklinde gerçekleştirmiştir 12 . 9 A.e.s.31 .. 10 Frank 1. Fabozzi, Atsuo Konishi, The Handbook of Asset/Liability Management, Revised ed., Irwin Professional Publishing, United States of America, 1996, s.50. 11 Asset Securitization, Comptroller of the Currency Administrator of the National Banks, Washington, November 1997, s.3 (Çevrimiçi), 26 Aralık 2003. 12 Zoe Shaw, International Securitisation, Macmillan Publishers Ltd., United Kingdom, 1991, s.127. 21 Aşağıda yer ahm tabloda (Tablo 1), menkul kıymetleştinnenin ortaya çıkışı ve gelişimine ilişkin olarakABD ve Avrupa'daki öncül uygulamalar verilmiştir. Tablo 1: ABD ve Avrupa'daki Öncül Menkul Kıymetleştirme Uygulamaları ABD 1970 Hükümet Garantili Ödeme Aktarmalı İlk Menkul Kıymet İhracı ABD 1977 Özel Sektör Ödeme Aktarmalı İlk Menkul Kıymet İhracı ABD 1985 Varlığa Dayalı İlk Menkul Kıymet İhracı (Bilgisayar Finansal Kiralama Alacakları) Otomobil Kredisine Dayalı İlk Menkul Kıymet İhracı ABD 1985 ABD 1986 Kredi Kartı Alacaklanna Dayalı İlkMenkul Kıymet İhracı İNGİLTERE 1985 FRANSA 1990 Tüketici Kredilerine Dayalı İlk Tahvil İhracı İpotek Destekli İlk Tahvil İhracı 1.3. MENKUL KIYMETLEŞTiRME SÜRECiNDE YER ALAN TARAFLAR Menkul kıymetleştirme yönteminin geleneksel kredilendirme yöntemlerinden daha karmaşık bir yapıya sahip oldugu, her aşamasındaki "işlemlerin farklı kurumlarca yürütüldüğü ve bu kurumların sistem içerisinde birbirlerini tamamladıkları görülmektedir. Geleneksel kredilendinne yönteminde; krediyi alacak kişinin veya kurumun araştırılması, kredinin fonlama maliyetinin ve vadesinin belirlenmesi, kredinin takibi gibi birçok işlem krediyi sağlayan kurum tarafından yürütülmekteyken, menkul kıymetleştirme süreci ise hukuksalolarak yapılandırılmış, konusunda uzman farklı kurumların birbirleriyle ilişkisi sonucunda gerçekleşmektedir. Yapılandırılmış finansman (structured financing) olarak da ifade edebileceğimiz menkul kıymetleştirme yapısı içerisinde gerçekleşen olayları basitçe şu şekilde " açıklamak mümkündür: " 22 Öncelikle kredi veren kurum tarafından menkul kıymetleştirmeye konu olan alacaklar yaratılarak bunlardan bir alacak havuzu oluşturulmaktadır. Daha sonra, kredi veren kurum, oluşturduğu alacak havuzunu özel amaçlı kuruma satmakta veya devretmektedir. Özel amaçlı kurum satın veya devraldığı alacak havuzu karşılığında menkul kıymet ihraç ederek bunları yatırımcılara satmaktadır. Yeddi emin ise, yatırımcıların anapara ve faiz ödemelerinin garantisini teşkil eden' alacakları saklamakta ve yatırımcıların korunması amacıyla sözleşme süresince yatırımcılar adına gereken tedbirlerin alınmasını sağlamaktadır. Yukarıdaki anlatımı açıklayan basit bir menkul kıymetleştirme yapısına Şekil l' de yer. verilmiştir. Şekil 1 Basit Bir Menkul Kıymetleştirme Yapısı Varlıklar (Alacaklar) Kredi Veren Kurum (Kaynak Firma) Varlıkı, rm Nakit Varlı~ ların Akı ml arı Sat şı Yedd-i Emin (güvenilir Kişi) ÖzelAmaçlı Kurum (İhraçcı) r . i i Faiz Ve ~napara Varlığı Da~alı Öde4~~~~~ _______________ ~i Y_a_tır_ı_m_c_ll_ar_---ıl ... L..._ _ Menkul ~~::~tt İhracı n o ___________ Kaynak: John Deacon, Securitisation: Principles, Markets and Terms, 2.ed., Euromoney Publications (Jersey) Limited, Hong Kong, 2000, s.4. Menkul kıymetleştirme yapısı ayrıntılı bir biçimde incelediğinde ise, birbirlerinden ' farklı işlevleri olan taraflar bu yapı içerisinde yer almaktadır. Bunlar; kredi veren kurum, hizmet veren firma, özel amaçlı kurum, yatırım bankaları, güvence mekanizmaları, derecelendirme şirketleri, yedd-i emin ve yatırımcılardır. Bu. yapıda yer alan taraflar ve bunların işlevleri aşağıda açıklanmaya çalışılmaktadır. 23 1.3.1. Kredi Veren Kurum (Kaynak Firma-Originator) Menkul kıymetleştirilecek varlıklan bilançosunda bulunduran kurumdur. Kredi veren kuruqı, zaman içinde açmış olduğu veya ikincil piyasalardan satın aldığı kredilerle varlığa dayalı menkul kıymetlerin teminatı olan alacak havuzunu oluşturmakta ve bu havuzu, bunlara dayalı menkul kıymet ihraç etmesi için özel amaçlı kuruma satmakta veya devretmektedir. Böylece varlıklann kredi riski ile kredi veren kurumun kredi riski birbirinden aynlır. Kredi veren kurum, aynca, sağladığı bu hizmetlerinin karşılığında servis ücreti almaktadır. Tablo 2, ABD'de varlığa dayalı menkul kıymet ihraç eden kurumlan ve bu kurumların ihraçlannda öncelik verdikleri alacakları göstermektedir. Tablo 2 ABD'de Varlığa Dayalı Menkul Kıymet ihraç Eden Kurumlar ve Öncelik Verdikleri Alacakları Kurumlar Oncelik Verilen Alacaklar U zman Konut Finasman Kurumları Konut Ipotek Alacaklan Tican Bankalar Kredi Kartı Alacaklan Otomobil Alacaklan, Konut Ipotek Alacakları, Otomobil Finans Diğer Finans Şirketleri Şirketleri Otomobil Alacaklan Otomobil Alacaklan, Finasal Kiralama Sözleşmelerinden Doğan Alacaklaı Hılgısayaı:- l"'ırmalan Hılgısayar Sıgorta ~ırketıen ~ıgorta ~anayı ~ırketlen 'lıcan Alacaklan t'ollçelen Alacaklar Varlığa dayalı menkul kıymetlerin teminatı olan alacak havuzunu oluşturan ve bunlan satmak veya teminat olarak kullanmak yoluyla kendilerine alternatif finansman kaynağı yaratan bu kurumlar, ticaret bankaları, uzman konut finasman kurumlan, finansman şirketlerini, sigorta şirketleri, finansal kiralama şirketleri, otomobil imalatçılarının finansman şirketleri ve sanayi şirketleri şeklinde sayılabilir} 3. 13 John Henderson, Asset Securitization: Current Techniques and Emerging Market Applications, Euromoney Books, United States of America, 1997, sS.52-56, 24 1.3.2.Hizmet Veren Firma (Servicer) Hiznıet veren firma, menkul kıymetlerin bağlı oldukları alacakların anapara ve faizinin vadesinde toplanmasından ve zamamnda ödenmeyen hesapların takibinden sorumludur. Bu doğrultuda hizmet veren firmanın finansal durumunun sağlam, büyüme potansiyelinin yüksek, deneyiminin fazla ve yönetiminin iyi organize olması gerekmektedir. Kredi veren kurumun kendisi veya bir yan kuruluşu olarak yapılandırılan bu kurumun sorumlulukları arasına; yatırımcı haklarının kontrat süresi boyunca korunması ile alacaklarla ilgili ödenen anapara, kalan sigorta miktarı, trust (fon) işlemine ödenecek ücret gibi konularda yedd-i emİn'e aylık ve yıllık raporların verilmesi de girmektedir. 1.3.3.Özel Amaçlı Kurum (ihraçcı-Special Purpose Vehicle/SPV) Özel amaçlı kurum, kredi veren kurumun oluşturduğu alacak havuzunu satın veya devralarak bunlara bağlı menkul kıymetler ihraç etmek amacıyla kurulmuştur. Kredi veren kurumun, bilançosunda bulunan varlıklarını menkul kıymet haline dönüştürüp, bunları doğrudan satması söz konusu olmamaktadır. Bu doğrultuda hem yatırımcıları korumak hem de kredi veren kurum ile varlıkların kredi risklerini birbirinden ayırmak amacıyla, varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarında özel amaçlı kuruma ihtiyaç duyulmaktadır. Özel amaçlı kurum iflas riskinden arındırılmış bir yapıya sahip olmakla birlikte, faaliyeti yalnızca varlığa dayalı menkul kıymet ihraç·etmek ve bu yolla sağladığı nakit akımlarıyla söz konusu varlıkları kredi veren kurumdan satın almak şeklinde sınırlandırılmıştır 14 . Genellikle kredi veren kurumun bir yan kuruluşu veya bağlı kuruluşu şeklinde faaliyetlerini sürdüren bu kurumların iflas-dışı şeklinde yapılandırılmaları; bunların borçlanma yapamamaları, başka firmalar ile alacak ilişkisine girernemeleri ve bu tür ilişkilere girseler dahi bu kurumların varlığa dayalı menkul kıymetler ile aynı derecelemeye sahip olmaları şeklinde açıklanabilmektedir. 14 John Deacon, Securitisation: Principles, Markets and Terms, 2.ed, Euromoney Publications (Jersey) Limited, Hong Kong, 2000, s.25. 25 1.3.4.Yatırım Bankaları (Investment Banks) Yatırım bankaları, menkul kıymetlerin yatırımcılara pazarlanmasından sorumludurlar. Bu kurumlar ya varlığa dayalı menkul kıymetlerin halka arzında aracılık yüklenicisi (underwriter) olarak çalışmakta ya da bunların doğrudan satışlarında aracılık yapmaktadırlar I S. Menkul kıymetlerin yatırımcılara ulaştırılmasında özel amaçlı kurum için bu iki yöntem arasında bir tercih yapma söz konusu olmaktadır. Yatırım bankaları menkul kıymetlerin halka arzında aracılık yüklenicisi (underwriter) olarak çalışacaklar ise, özel amaçlı kurumdan menkul kıymetleri halka arz etmek üzere satın alırlar. Halka arz sayesinde çok sayıda yatırımcıya ve yüksek hacimli ihraçlara ulaşılabilmektedir. Yatırım bankaları halka arzda aracılık yüklenim riski taşıdıkları için, bunların aracılık komisyonları da yüksektir. Eğer yatırım bankaları menkul kıymetlerin doğrudan satışında görevalacaklar ise, bu durumda menkul kıymetleri satın alıp yeniden satmak yerine, özel amaçlı kurum ile yatırımcıları bir araya getirmek için aracılık yaparlar. Bu yöntemde düşük hacimli satışlar ile az sayıdaki yatırımcıya ulaşmasından ötürü, ihraçcı kurum yatırımcılara yüksek faiz primi ödemektedir. Yatırım bankaları, özel amaçlı kurumla olduğu gibi menkul kıymetleştirme süreci içerisinde yer alan diğer kurumlarla da işbirliği halinde olabilmektedirler. 1.3.S.GÜvence Mekanizmaları (Credit Enhancements) Güvence mekanizmaları varlığa dayalı menkul kıymet ihracı sırasında kredi riskini azaltmak, menkul kıymetleştirilecek varlıklar hakkında bilgi sağlamak, menkul kıymetin yüksek derecelerne (rating) almasına yardımcı olmak, pazarlama gücünü ve fiyatını yükseltmek amacıyla oluşturulmuşlardır I6 . Güvence mekanizmaları özel amaçlı kurum tarafından sağlanabilecekleri gibi (içsel güvenc~ mekanizmaları), üçüncü şahıslar tarafından da sağlanabilmektedirler (dışsal güvence mekanizmaları). ~~ Kendall, Fishman, a.g.e., s.S. An Investor's Guide to Asset-Backed Securities (ABSs), The Bond Market Association, New York, 1998, s.ll, (Çevrimiçi) http//mbrservices.info/publicationsStore/publicationsmerged.asp#abs, 23 Aralık 2003. 26 Özel amaçlı kurum tarafından sağlanan içsel güvence mekanizmaları; ödeme öncelikli sistem, fazla teminatlandırına ve marj hesabıdır. Sigorta şirketleri, güçlü işletmeler ya da bankalar tarafından sağlanan dışsal güvence mekanizmaları ise, destekleme kredisi, satıcı garantisi ve kefalet senetleri şeklindedir. ve ihraçcının portföyünde bulunan alacakların daha önce göstermiş oldukları ödenmeme riskine göre bazen birden fazla güvence mekanizması da kullanılabilmektedir. Her ne kadar bu durum ihraçcı kurumun maliyetlerini art1ırsa da, böylece menkul kıymetler için daha yüksek bir kredi derecelemesi almak mümkün olmaktadır. Menkul kıymetleştirilen varlığın yapısına 1.3.5.1.lçsel Güvence Mekanizmaları (Internal Credit Enchacements) Bunlar özel amaçlı kurum tarafından sağlanan güvence mekanizmalarıdır ve menkul kıymetleştirmeye konu olan varlıklardan gelen nakit akımları kullanılarak sağlanmaktadırlar. İçsel güvence mekanizmaları alacakların herhangi bir nedenden ötürü ödenmemesi durumunda ödeme öncelikli sistemlerin oluşturulması, menkul kıymetin nominal değerinden fazla teminatlandırılması ve .marj hesabı diye nitelendirilen bir fonun oluşturulmasını içermektedir! 7 . . 1.3.5.1.1. Ödeme Öncelikli Sistem (Senior Subordinated System) Ödeme öncelikli sistem içerisinde, senior ve junior olmak üzere iki sınıf menkul kıymet ihracı gerçekleştirilmekte olup, bu sayede tek bir varlık havuzundan farklı vade, faiz ve anapara yapısına sahip birden fazla menkul·kıymet türetilmektedir. Senior olarak yaratılan menkul kıymetler havuzdan gelen ödemelerden öncelikle yararlanırlar ve genelde AAA kredi derecesine sahiptirler. Ödernede ikinci sırada olan Junior'lar ise, Senior sınıfını desteklemek amacıyla oluşturulmuşlardır ve daha düşük kredibiliteye sahiptirler. Senior sınıfına ödemelerin tamamı yapılmadan, Junior'lara herhangi bir ödemede bulunulmamaktadır. Junior sınıfına ödemelerin daha geç yapılması, bu tür menkul kıymetlere sahip olanların daha yüksek kupon getirisi almalarını gerektirir. 17 Stephen Lumpkin; "Trends and Developments in Securitisation", Journal of Financial Markets 'Irends, No.74, October 1999, s.38. 27 1.3.S.1.2.Fazla Teminatlandırma (Over-Cotlateralization) Menkul kıymetin nominal değerinden daha fazla teminat bulundurulmasıdır. En çok tercih edilen yöntemlerden birisidir. Borcun arkasındaki teminatın değerinin borcun hayatı boyunca belli bir düzeyin altına inmesi durumunda, özel amaçlı kurum ek temİnatlar göstermek durumundadır. Burada, özel amaçlı kurumun güvenceye dayanan bİr yükümlülüğü söz konusudur. Yatırımcı, bunların fazla temİnatlandırına sayesinde alacakların tahsil edilerneme riskinden, vadeden önce öden me riskinden ve piyasa değerindeki düşüşlerinden korunmaktadır. 1.3.S.1.3.Marj Hesap (Spread Account) Menkul kıymetin teminatı olan varlıklardan sağlanan nakit akımlarının yatırımcılara ödenecek tutarın altında kalması durumunda, aradaki farkın karşılanabilmesi amacıyla oluşturulan fondur. Marj hesabı olarak adlandırılan bu fona, özel amaçlı kurum başlangıçta bir miktar avans yatırmaktadır. Ayrıca bu fona, menkul kıymetin teminatı olan varlıklardan elde edilen faiz oranıyla yatınmcıya ödenen faiz oranı arasındaki farkın belli bir oranı aktarılmaktadır. Menkul kıymetin vadesinin dolması durumunda ise, hesapta kalan tutarlar da özel amaçlı kurumun hesabına geçmektedir. tahsilat sorunlannın ortaya çıkması durumunda yatırımcılara yapılacak ödemelerin aksamaması için oluşturulan bu hesap, yatırımcılar için önemli bir güvence unsurudur. Havuzdaki varlıklara ilişkin 1.3.S.2.Dışsal Güvence Mekanizmaları (External Credit Enchacements) Üçüncü şahıslar tarafından sağlanan dışsal güvence mekanizmalan destekleme kredisi, satıcr garantisi ve kefalet senetleri şeklindedir 18. Genellikle bankalar, güçlü işletmeler veya sigorta şirketleri tarafından sağlanmaktadır1ar. 18 Renderson, a.g.e., s.61. 28 1.3.5.2.1. Destekleme Kredisi (Standby Letter of eredit) Bankalar tarafından sağlanan destekleme kredileri yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Sağlanan bu krediler, anaparanın sabit bir oranı veya azalan anapara bakiyesinin bir yüzdesi kadar zararı kapatırlar. Bu oran, otomobil kredilerine dayalı menkul kıymetlerde azalan anapara bakiyesinin bir yüzdesi iken, ipotek kredilerinde ve kredi kartı alacaklarında orjinal anapara tutarının yüzdesi şeklinde olmaktadır. 1.3.5.2.2.Satıcl Garantör (Recourse to Seller) Güçlü işletmeler tarafından sağlanan garantiler, destekleme kredilerinde olduğu gibi anaparanın sabit bir oranı veya azalan anapara bakiyesinin bir yüzdesi kadar zararı kapatmaktadırlar. 1.3.5.2.3.Kefalet Senedi (Surety Bond) veya Havuz Sigortası (Poollnsurance) Varlığa dayalı menkul kıymet ihraçcısı, kefalet senetleri karşılığında menkul kıymetin dayandığı havuzu sigorta ettirmektedir. Böylece kurum, menkul kıymetin teminatı olan alacaklara ilişkin ödemelerin yapılmama riskini sigorta şirketine aktarabilmekle birlikte, menkul kıymetlere ilişkin anapara ve faiz ödemelerinin tamamını güvence altına alabilmektedir. 1.3.6.Derecelendirme Kuruluşları (Rating Agencies) kurumlar tarafından ihraç edilen tahvilleri değerlendirdikleri gibi varlığa dayalı menkul kıymetleri de değerlendirmektedirler. Kurum tahvillerinde ihracının kredibilitesi incelenirken; varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarında varlıkların kredi kalitesi, kredi veren kurumun geçmişteki deneyimleriyle ilgili veriler, söz konusu menkul kıymetlerin anapara ve faiz ödemelerini gerçekleştirebilecek yeterli nakit akımı sağlama kapasitelerinin olup olmadığı gibi konular son derece titizlikle incelenmektedir. Derecelendirme kuruluşları, Moody's, Standart and Poors, Fitch gibi risk derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları incelemeler sonucunda menkul kıymete bir derece verilmekte ve bu, yatırımcı açısından yol gösterici olmaktadır. Yatırımcıların bu sayede bilmeden üstlendikleri kredi riskine karşı korunmaları sağlanmaktadır. 29 Derecelendirme için ihtiyaç duyulan verilerin olmaması ya da bu verilerin olumsuz olması, derecelendirme şirketinin daha büyük miktarda güvence mekanizması istemesine neden olmaktadır. Ayrıca, derecelendirme şirketleri ihraç işlemini vade sonuna kadar izlemekte ve herhangi bir değişikliğin olması durumda derecelendirmede değişiklik yapabilmektedirler. 1.3.7.GÜvenilir Kişi (Yedd-i EminITrustee) Yedd-i emin, varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarında yatırımcı ile hizmet veren firma, ve kredi garantisi veren kuruluşla yatırımcılar arasında aracılık görevi yapan bağımsız bir kuruluştur. Özel amaçlı kurum tarafından satın alınan alacak havuzuyla ilgili satın alma ve bunlara dayalı menkul kıymet ihraç etme işlemlerinin sorumluluğu yedd-i emin'e verilmiştir. Ayrıca, hizmet veren firma tarafından kredi borçlularından tahsil edilen anapara ve faiz ödemeleri trust (garantör trust) hesabına yatırılmakta ve yedd-i emin de bu ödemeleri ilgili hesaptan alarak yatırımcılara aktarmaktadır. Yedd-i emin, hizmet veren tarafından varlıklar hakkında hazırlanan raporları da denetlemekte ve bunları yatırımcılara iletmektedir. Yatırımcılara güvence sağlamak amacıyla oluşturulan güvence mekanizmaları da yine yedd-i emin bünyesinde saklanmaktadır. Menkul kıymetleştirme sürecinde önemli roller üstlenen bu kuruluşların . sermayelerinin de yüksek olması gerekmektedir. ABD' de gerçekleştirilen varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarında, yedd-i emin'in en az 50 milyon $ sermayeye sahip olması gerekmektedir 19 . *Tnıst (Fon): Hukuki bir birim olarak: mevduat sahibi şahıs ile yedd-i emin-arasında yapılan yazılı anlaşmadır. göre, şahıs tarafından bir mali değer saklanmak üzere yedd-i emin'e teslim edilir. Şahıs mülkiyetine sahip olabileceği gibi bunu üçüncü şahıslara da devredebilir. Yedd-i emin'in görevi, malı mülkiyet sahibi adına yönetmektir. Menkul kıymetleştirme sürecindeki ifadesi ile trust (garantör trust), özel amaçlı kurum ile aynı anlama gelmektedir. Krediyi veren kurum ile yedd-i emin tarafından ~lmuştur. Krediyi veren kunnna bağlıdır; ancak üstlendiği sonunluluklar yedd-i emin tarafından yerine getirilmektedir. 1 Frank 1. Fabozzi, David S. Jacob, The Handbook of Commercial Mortgage-Backed Securities, Frank 1. Fabozzi Associates, United States of America, 1997, s.200. Bu anlaşmaya malın 30 1.3.8.Yatırımcllar (lnvestors) Yatırımcıleif, varlığa dayalı menkul kıymet pazarının gelişmesinde ve başarısında önemli görevler üstlenmişlerdir. Başarının sürdürülebilmesi için bireysel ya da kurumsal yatırımcıların, varlığa dayalı menkul kıymetlerden bekledikleri getirilerinin belirli standartların (hazine bonolarının getirileri gibi) üstünde olması gerekmektedir: Ayrıca yatırımcılar, birtakım yasal engellerden dolayı doğrudan yatınm yapamadıkları varlıklara menkul kıymetleştirme sayesinde, dolaylı yatınm yapma imkanına kavuşurlar. Bu tür farklı alanlardaki araçlara yapılan yatırımlar sayesinde, finans piyasalarında yatırım araçları da çeşitlendirilebilmektedir. Aşağıda yer alan tabloda (Tablo 3), yukarıda belirtilen ve menkul kıymetleştirme sürecinde yer alan tarafların görevleri ele alınmaktadır. . Menkul Kıymetleştirme Tablo 3 Sürecinde Yer Alan Tarafların Görevleri Kredi Veren Kurum olan (Kaynak Firma) menkul kıymetlerin teminatı alacak havuzunun oluşturulması • Oluşturulan havuzun, bunlara dayalı menkul kıymet ihraç etmesi için özel amaçlı kuruma satılması veya devredilmesi Hizmet Veren Firma • Menkul kıymetlerin teminatı olan alacaklara ilişkin anapara ve faiz ödemelerinin vadesinde • Varlığa dayalı toplanmasının sağlanması • Zamanında ödenmeyen hesapların takibi • İlgili taraflara aylık ve yıllık raporların verilmesi Özel Amaçlı Kurum (İhraçcı) • Kredi veren kurum tarafından oluşturulan alacak havuzunun satın veya devralınması • Yatırımcılara ihraç edilmek üzere alacak havuzuna dayalı menkul kıymetlerin yaratılması 31 Yatırım B ankaları • Varlığa dayalı menkul kıymetlerin halka arzında, bunların özel amaçlı kurumdan satın alınıp yeniden • satılması Varlığa dayalı menkul ~ymetlerin doğrudan satışında, özel amaçlı kurum ile yatırımcıları bir araya getirmek için aracılık yapılması Güvence Mekanizmaları • Varlığa dayalı menkul kıymet ihracında riskinin azaltılması kredi • Menkul kıymetin daha yüksek derecelerne almasının sağlanması • Menkul kıymetin pazarlama gücünü arttırarak fiyatının yükseltilmesi menkul kıymetlerin derecelendirilmesi • Menkul kıymetlerin güvenilirliği ve risk derecesi hakkında kamuoyuna bilgi verilmesi Derecelendirme Kuruluşları • Güvenilir Kişi Varlığa dayalı • Söz konusu varlıkların satın alınması ve ihraç (Yedd-i Emin) edilmesine ilişkin sorumlulukların ve icraatların yerine getirilmesi • Trust hesabına yatırılan faiz ve anapara ödemelerinin yatırımcılara aktarılması • Yatırımcıların korunması ve bilgilendirilmesi • Oluşturulan güvence mekanizmalarının saklanması Yatırımcılar • Menkul kıymet piyasalarının gelişimi ve başarısı için varlığa dayalı menkul kıymetlere yatırım yapılması • Yatırım araçlarının çeşitlendirilmesine sağlanması 32 imkan 1.4.MENKUL KIYMElLEŞliRME SÜRECiYLE iLGili DiGER UNSURLAR Varlıkların nakit akımlarının menkul kıymete dönüştürülmesi olarak ifade edebileceğimiz menkul kıymetleştirme sürecini ve bu süreçte yer alan tarafları bir önceki bölümde incelemiştik. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi' amacıyla bu süreçte yer alan diğer unsurların da ele alınması gerekmektedir. öncelikli konu, menkul kıymete konu olan varlıkların seçimidir. Daha sonra ise, menkul kıymetleştirmede temel yapının uygun şekilde oluşturulması ve vergi düzenlemelerinin bunlara olan etkileri konumuz içerisinde ele alınmaktadır. Menkul kıymetleştinne işleminde 1.4.1.Alacak Havuzunun Oluşturulması İhraç edilen menkul kıymetler ile bunların teminatı olan alacaklar arasında birebir ilişkinin olması, bu alacakların teminat olarak uygun olup olmadıklarının incelenmesini gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla, alacak havuzunda yer alacak varlıkların birtakım özelliklere sahip olmaları gerekmektedir. Bu özellikleri ise şu şekilde sıralayabiliriz 20 : a) Varlıklardan gelecek nakit . akımları önceden belirlenen programa uygun olmalıdır. Varlıklara ilişkin iyi belirlenmiş bir ödeme planı üçüncü kişilerin menkul kıymete olan güvenini de arttırmaktadır. b) Varlıklardan elde edilecek nakit akımları tahmin edilebilir olmalı veya varlıklara ilişkin tahsil edilerneme ve geç tahsil edilme yüzdeleri istatistiki verilere dayandırılmalıdır. Menkul kıymetleştirme işleminin başarısı için havuzu oluşturan alacakların geçmiş performansları son derece önemlidir; çünkü varlıklara ilişkin güvenilir geçmiş bilgiler, yatırımcıların zarar görmesini de engellemektedir.' " c) Havuzda yer alacak varlıkların benzer vade ve faiz oranına sahip olmaları gerekmektedir. d) Teminat olarak kullanılacak varlıkların nakit akımları ile menkul kıymet ödemeleri arasında büyük zaman farkı olmamalıdır. e) Ortalama vade 1 yıldan uzun olmalıdır. Genellikle vadenin 18-24 ay gibi yeterli uzunlukta olması gerekmektedir. 20 Christine Pavel, Securitization, Probus Publications, Chicago, 1989, s.18. 33 f) Vadede anaparanın tamamının ödenmesi gerekmektedir. Alacak havuzunun belirtilen özelliklere sahip varlıklarca oluşturulması, yatırımcıların bu varlıklarla teminatlandırılmış menkul kıymetlere olan ilgisini ve güvenini arttırmaktadır. Alacak havuzunda bulunan ve menkul kıymetleştirmeye konu olan alacak türlerini ise şu şekilde sıralamak mümkündür: a) ipotekli Konut Kredileri: Menkul kıymetleştirme kapsamında en geniş uygulama alanı bulan sınftır. ilk menkul kıymetleştirme uygulamaları ipotekli konut kredileri ile başlamıştır. Bu doğrultuda, 1970 yılında, Ginnie Mae tarafından ilk defa ipotek kredilerine dayalı ödeme aktarmalı menkul kıymetler halka arz edilmiştir. b) Otomobil Kredileri: ipotek kredilerinden sonra en geniş uygulama alanı bulan alacaklardır. Genellikle, vadeleri 2 ile 5 yıl arasında değişen otomobil kredileri menkul kıymetleştirme uygulamalarında sıklıkla kullanılmaktadır. Otomobil kredilerinden doğan alacaklar ilk olarak General Motors ve Chrysler Finance Company gibi kuruluşlarca menkul kıymetleştirilmişlerdir. c) Kredi Kartı Alacakları: Alacak havuzu, geniş bir borçlu yapısına ve coğrafi dağılıma sahip kredi kartlarını içermektedir. Kredi kartı alacaklarının büyük bir kısmının ufak meblağlardan oluşması ve diğer alacak türlerine kıyasla vadelerinin kısa olması menkul kıymetleştirilmelerinde sorun çıkarmaktadır2I . Kredi kartı alacaklarına dayalı menkul kıymetleştirme ilk olarak, 1986 yılında, Salomon Brothers tarafından Bank One Corporation adına gerçekleştirilmiştir. First Boston ve Goldman Sachs gibi kuruluşların da kredi kartı alacaklarına dayalı menkul kıymetleştirme çalışmaları vardır. d) Finansal Kiralama Sözleşmelerinden Doğan Alacaklar: Finansal kiralamaya yetkili kuruluşların yaptıkları finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar da menkul kıymetleştirme kapsamına konu olmaktadır. ilk defa, 1985 yılında, ABD' de Sperry Lease Finance firması tarafından bilançosunun aktifinde bulunan bilgisayar kiralama alacakları menkul kıymetleştirilerek halka arz edilmiştir. e) ihracat işlemlerinden Doğan Alacaklar: Bankalar ve özel finans kurumları tarafından fiilen ihracat işlemlerinde kullandırılan kredi alacakları da menkul kıymetleştirme yoluyla halka arz edilebilmektedirler. 21 Deacon, a.g.e., s.83. 34 Konumuz içerisinde ayrıntılı olarak ele mümkündür. alınan alacak türlerini daha da arttırmak 1.4.2.Menkul Kıymetleştirmede Temel Yapının Oluşturulması Menkul kıymetleştirme, kapsamının genişliğinden dolayı hukuksalolarak farklı kurumların birbirleriyle ilişkisi sonucunda gerçekleşmektedir. Elbette, önemli olan, farklı yapılardaki bu kurumların düzgün bir biçimde işlemelerini sağlamaktır. Varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarının hem ihracı gerçekleştiren kurumlara hem de yatırımcılara fayda sağlayabilmesi için etkin bir şekilde oluşturulmaları gerekmektedir. Yapılandırılmış finansman (structured financing) olarak da nitelenen bu yapının çerçevesini şu şekilde açıklamak mümkündür: a) Hedeflenen yatırımcıları çekmek için alacak havuzunda yer alan varlıklardan sağlanan nakit akımlarının zamanında ve düzenli bir biçimde yatırımcılara aktarılması gerekmektedir. b) Kredi veren kurumun oluşturduğu havuza sağlanacak güvence mekanizmaları, menkul kıymetleştirme işleminde hayati bir öneme sahiptir. Sağlanan güvence mekanizmaları sayesinde oluşabilecek kredi riski ortadan kaldırılmaya ya da düşük tutulmaya çalışılmaktadır 22 . c) Borçlunun ve yatırımcının vergi ve muhasebe konularında sorunlarla karşılaşmamaları gerekmektedir. Varlığa dayalı menkul kıymetleştirmeyle ihraç edilen tüm menkul kıymetler yasal kontratlardır, dolayısıyla vergi ve muhasebe konuları hem süreci hem de tarafları çok yakından ilgilendirmektedir. d) Kredi veren kurumun iflasının veya ödeme güçlüğüne düşmesinin, yatırımcılara zamanında ve düzenli yapılması gereken ödemeleri aksatmaması gerekmektedir. Burada önemli olan, kredi veren kurumun iflasına karşılık yatırımcıların korunmasıdır. Bu amaç doğrultusunda kredi veren kurum, oluşturduğu alacak havuzunu özel amaçlı kuruma satar veya devreder. Böylece alacaklar kredi veren kurumun bilançosundan çıkartılmaktadır. Bu işlem sayesinde alacaklara ilişkin mülkiyet hakları da özel amaçlı kuruma geçmektedir. Yapılan işlem tahvil ihraç etmek yoluyla menkul kıymetleştirme ise, alınan teminatlar sayesinde yatırımcılar iflas olasılığına karşı korunmaktadır. e) Menkul kıymetleştirme sürecinde yer alan tüm taraflar açısından işlemlerin sağlıklı yürütülebilmesi için standart kontratların oluşturulması son derece 22 The Bond Market Association (ABSs), a.g.e., s.ll. 35 önemlidir. Bu sayede derecelerne işleminin daha sağlıklı yapılması, sağlanan güvence mekanizmalarının büyüklüğünün belirlenmesi gibi konularda güvenilirlik daha rahatlıkla sağlanabilmektedir. 1.4.3.Vergi Uygulamalarının Etkisi Vergi uygulamaları, menkul kıymetleştirme sürecinin yapılandırılmasında etkili olmaktadır. Burada temel sorun şudur: Söz konusu menkul kıymet ihracı bir satış mı, yoksa bir borç yükümlülüğü müdür? Eğer ihraç satış işlemi şeklinde gerçekleşiyor ise, alacaklar kredi veren kurumun bilançosu dışına çıkarılıyor demektir. Dolayısıyla, alacaklardan elde edilen faiz .gelirleri de kredi veren kurumu ilgilendirmemekte ve bu sayede kuruma vergi avantajı sağlamaktadır. Alacakları satın alan özel amaçlı kurum ise bu varlıkları bilançosunda bulundurmasından dolayı, kurumun bunlardan sağladığı faiz geliri vergilendirme kapsamındadır. Eğer ihraç kredi veren kuruma borç yükümlülüğü doğuracak nitelikte ise, yani alacaklar bilanço dışına çıkırılmıyor ve sadece bunlara dayalı tahvil ihraç ediliyor ise, bunlardan elde edilen faiz gelirleri de vergiye tabi olmaktadır. Sonuç olarak baktığımızda, menkul kıymet ihracında görevalan kurumların vergilendirmede avantaj sağlayabilmeleri için kendileri açısından en uygun yöntemle ihracı gerçekleştirmeleri gerekmektediı2 3 . 1.S.MENKUL KIYMETLEŞTiRME YÖNTEMLERi Varlığa dayalı menkul kıymetlerin ihracında kullanılan yöntemler, ihracı gerçekleştiren kurumun hukuki yapısından veya vergi konusundaki tercih ve zorunluluklarından ötürü farklılık göstermektedir. Menkul kıymetleştirme işlemi gerçekleştirilirken uygulanmakta olan farklı iki yöntem olup, bunlar ödeme aktarınalı menkul kıymetler ve borçluluk ifade eden menkul kıymetler olarak adlandırılmaktadırlar. Bu yöntemlerden ödeme aktarmalı menkul kıymetlerde alacakların satılması diğer bir ifade ile bunların kredi veren 23 Suni! Gangwani, "Securitization 101", Speaking ofSecuritization, SpeCial ed., Vol.3, Issue 4-1, June 1998, s.8. 36 kurumun bilançosundan çıkartılmaları söz konusu iken, borçluluk ifade eden menkul kıymetlerde varlıklar kredi veren kurumun bilançosunda durmaya devam etmektedir. 1.5.1.Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymetler (Pass-Through Securities) Alacakların bilanço dışına çıkartılarak bunlarla ilgili menkul kıymet ihracı esasına dayanan ödeme aktarmalı menkul kıymetler; yatırımcılara vade ve faiz oranı bakımından birbirine benzer özellikler gösteren varlıklardan oluşan bir portföye ya da alacak havuzuna doğrudan ortak olma imkanı sağlamaktadırlar 24 . Söz konusu menkul kıymetleri satın alan yatırımcılar, alacak havuzunun sağlayacağı nakit akımları üzerinde, satın alacakları menkul kıymet payoranı kadar mülkiyet hakkına sahiptirler ve her bir menkul kıymet, alacak havuzunun bölünmez hakkını temsil etmektedir. Bu tip bir menkul kıymetleştirmede, alacaklar kredi veren kurumun bilançosundan çıkartılarak özel amaçlı kuruma satılmaktadırlar. Dolayısıyla bu menkul kıymetler, kredi veren kuruma borç yükümlülüğü doğurmazlar. Kredi veren kurumun veya trust olarak yapılandırılmış özel amaçlı kurumun bu yapı içerisindeki temel işlevi; kredi borçlularından topladıkları bütün fonları alacak havuzu ile teminatlandmlmış menkul kıymetlerin sahipleri olan yatırımcılara kendi komisyon ücretlerini düştükten sonra aynen aktarmaktır. Ödeme aktarmalı menkul kıymetler, kredi veren kurumlara riskli varlıklarını bilanço dışına çıkartma imkanı sağladıkları için kurumların bilançoları daha risksiz hale gelmekte, ayrıca özsermaye/toplam aktif ve borç/özsermaye oranlarında iyileşmeler gözlenmektedir. Böylece bu kurumlar daha iyi koşullarla ve ucuza fon sağlayabilme imkanına kavuşurlar. Kredi veren kurum alacakları üzerindeki mülkiyet haklarını da devretmesinden dolayı bunlardan doğan faiz gelirleri kurumu artık ilgilendirmemektedir. Böylece kurum, vergi yükümlülüğünden de kurtulur. Ayrıca, sistemde yer alan güvence mekanizmaları sayesinde menkul kıymetlerin nakit akışlarında herhangi bir aksama olmamaktadır. 24 Henderson, a.g.e., s.37. 37 Kredi borçluları herhangi bir cezaya maruz kalmaksızın borçlarını vadelerinden önce ödeyebilmekte ve piyasa faiz oranlarında düşme olması durumunda erken ödemeler söz konusu olabilmektedi?s. Dolayısıyla, borçlular tarafından alacaklara ilişkin yapılan erken ödemeler menkul kıymetlerin de vadelerinden önce ödenmelerine neden olmaktadır. Bu durum, ödeme aktarmalı menkul kıymetlerin vadelerinin belirsiz ve nakit akımlarının değişken olmasına neden olarak, bu tür menkul kıymetlerin en büyük problemini oluşturmaktadır. Aşağıda yer alan şekil (Şekil 2), ödeme aktarmalı menkul kıymet ihraeının yapısını şematize etmektedir.Şekil 2 Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymet ihraeının Yapısı ----------------------~ Alacak Havuzu i i i Alacak Ha~uzunun Satışı Kredi Veren Kurum + Alacaklar Ü zerindeki --Hak-kı n-iiı----- ~ Özel Amaçlı Kurum Menkul Yatırım (Trust) - ---Kİyınet -----------~ Bankası İhracı Devri , Mehlml Kıimet , Satr,şı , Derecelerne İcraat Sorurnlulk Yatırımcılar • Yatırırncıla:rın Derecelendirme Kuruluşları Yedd-iEmin . . Sağl4nan Güv~nceler Derecelerne + Güvence Mekanizmaları L.....-_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 25 The Bond Market Association (ABSs), a.g.e., s.16. 38 A, Bilgilendirilmesi , , ----------------------- ,, .. Sağlanan Güvenceler:, -------------------------------' Şekil üzere, ödeme aktarmalı menkul kıymetleştirme uygulamasında, kredi veren kurum, zaman içinde kullandırdığı kredilerinden doğan alacaklarını biraraya getirerek bir alacak havuzu oluşturmakta ve bunu özel amaçlı kuruma yani trust' a satmaktadır. 2' den de görüldüğü Kredi veren kurum, trust'a alacak havuzuyla birlikte alacakları üzerindeki bütün mülkiyet haklarını da devretmekte ve böylece alacakların kredi riski ile kredi veren kurumun kredi riski birbirinden tamamen ayrılmaktadır. Özel amaçlı kurum tarafından alacak havuzunu satın alma ve bunlara dayalı menkul kıymet ihraç etme işlerinin sorumluluğu trust adına bağımsız bir kuruluş olan yedd-i emin'e verilmektedir. Yedd-i emin, ayrıca, yatırımcıların korunması ve bilgilendirilmesi görevini üstlenmektedir. Yedd-i emin, trust adına söz konusu alacaklarla desteklenmiş ödeme aktarmalı menkul kıymetleri ihraç etmekte ve yatırım bankaları aracılığıyla da bunlar yatırımcılara satılmaktadır. Yatırımcıları korumak ve menkul kıymetlerin pazarlama gücünü arttırmak amacıyla içsel ve/veya dışsal güvence mekanizmaları da sistem içerisinde bulunmaktadır. Sistemde, ayrıca, ihracın güvenilirliği için başvurulan derecelendirme kuruluşları, kredi veren kurum ve güvence mekanizmaları üzerinde yaptıkları derecelemeler ile ödeme aktarmalı menkul kıymet ihracında önemli roller üstlenmektedider. Ödeme aktarmalı menkul kıymet yapısı içerisinde yer alan taraflar arasındaki nakit akışı aşağıdaki şekilde (Şekil 3) gösterilmektedir. 39 Şekil 3 Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymetlerde Nakit Akışı Kredi Satış Menkul Kıymet Tahsilatı Satış Tahsilatı Kredi Kredi anapara ve Faiz Ödemeleri 4---- Özel Amaçlı Kurum .....4f------ı (Trust) - - - - - - . Kredi .... Veren '- . Kredı Kurum Borçluları 4 i• i i . •. ~enkul ~ymete Hizmet Ücreti Kredi anapara! ve Faiz Ödemeleri • Yedd-i Emin __ I1i§k~n_~apar~ ve Faız Odernelen t • i Hizmet Ücreti IMenkul kıymete ilişkin jAnaparave Faiz Ödemeleri +. ------------.öz1el Hes~ap Teminat ar Hiz met Ücreti ~ L....-_ _ _ _. . Şekil ., apılacak demeler Güvence Mekanizmaları 3 'ten de anlaşıldığı üzere; alacak havuzunda bulunan varlıklara ilişkin yapılan anapara ve faiz ödemeleri kredi veren kurum tarafından yedd-i emin bünyesinde. bulunan özel hesaba aktarılmaktadır. Kredi veren kurum borçlulardan ne zaman ve ne tahsil etmiş ise onu, kendi hizmet ücretini düştükten sonra, aynen özel hesaba yatırmak zorundadır. Sistem içerisinde yedd-i emin'in görevi, özel hesapta biriken fonlardan yatırımcıların satın aldıkları menkul kıymetlerin anapara ve faiz ödemelerini gerçekleştirmektir. Yatırımcıların ödeme aktarmalı menkul kıymetlerden elde edecekleri faiz geliri bellidir ve bu gelir, menkul kıymetin bağlı olduğu alacak tutarının anapara bakiyesi üzerinden hesaplanan toplam faizin yatırımcıların alacak havuzunda payına düşen miktarı kadardır. Yatırımcılar, ayrıca, alacak havuzuna yapılan anapara ödemelerinden iştirakleri oranında pay alırlar. Ödeme aktarınalı menkul kıymetlerin yatırımcılara satılması ile elde edilen fonlar ise, özel amaçlı kurum tarafından kredi veren kuruma aktarılmaktadır. 40 Kredi borçluları tarafından borçların 'ödenmemesi durumunda ise ödemeler, güvence sağlayan kuruluşlar tarafından özel hesaba yatırılmakta ve böylece yatırımcıların faiz gelirlerini ve anaparalarını alarnama gibi riskleri ortadan kalkmaktadır. Ödenmeyen miktarların borçlulardan sağlanması durumunda para, güvence veren kuruluşlara iade edilmektedir. Sistem içerisinde, ayrıca, kredi veren kuruma, yedd-i emin'e ve güvence veren kuruluşlara yaptıkları aracılık faaliyetlerinden ötürü hizmet ücreti ödenmektedir. Değinildiği üzere, riskli olan alacakların satılarak bilanço dışına çıkartılması ve elde edilen fonlarla bu alacakların finansmanında kullanılan borçların tasfiye edilmesi, ödeme aktarmalı menkul kıymetleştirme yönteminin en olumlu tarafı<fırL6 . Bu sayede borç/özsennaye ve öz sermaye/toplam aktif oranları iyileşmekte olan kurum, daha iyi koşullarda ve ucuza kaynak bulma imkanına sahip olmaktadır. Ayrıca, alacaklar kurum bilançosundan çıkartıldıkları için faiz geliri kredi veren kurumu ilgilendirmemekte ve vergi avantajı sağlamaktadır. . Ödeme aktarmalı menkul kıymet ihracının sayılan bu olumlu tarafları dışında, birtakım olumsuzlukları da vardır. Sistemin en olumsuz tarafı, dayanağı oluşturan havuza yapılan ödemelerin aynen yatırımcıya yansıtılmasıdır. Dolayısıyla, yapılacak erken ödemeler sonucunda menkul kıymetler de erken itfa edilebilmekte olup, bu durumda da menkul kıymetlerin gerçek vadesi belli olmamaktadır. Kredi borçluları tarafından yapılacak olası erken ödemeler, menkul kıymetlerin getirilerinde de sorun yaratmaktadır. Özellikle piyasa faiz oranlarının düşmesine bağlı olarak erken ödemelerin artması, menkul kıymetlerin anapara ödemelerini de doğalolarak hızlandırmaktadır. Bu durumda yatırımcının elinde ancak piyasada geçerli düşük faiz oranları ile yatırım yapabileceği finansal enstrümanlar kalır. Aksine piyasa faiz oranlarımn yükselmesi durumunda ise, kimse ucuza elde ettiği krediyi kapatmak istemeyeceği için geri ödemeler azalmakta ve menkul kıymet yatırımcıları fonlarım piyasa koşullarımn altında seyreden enstrümanlara bağlamış olmaktadırlar. Sonuç olarak değerlendirdiğimizde ise, bu tür menkul kıymetler değişken vadeden rahatsız olmayacak yatırımcılara satılmalıdır. Bu doğrultuda, 1970 yılında Ginnie Mae tarafından ilk defa hükümet garantili ödeme aktarmalı menkul kıymetler halka arz edilerek menkul kıymetleştirme uygulaması başlatılmıştır. Bu menkul kıymetlerin anapara ve faiz ödemelerinde 26 Fabozzi, Modigliani, a.g.e., s.3 ı 7. 41 hükümet garantısının olması, bunların ikincil piyasalarda kolaylıkla pazarlanabilmesini sağlamıştır. Genellikle ipotek kredilerine dayalı olarak çıkartılan ödeme aktarmalı menkul kıymetler; otomobil kredilerine, kredi kartı alacaklarına ve finansal kiralama alacaklarına dayalı olarak da çıkartılmaktadırlar. 1.5.2.Borçluluk ifade Eden Menkul Kıymetler Varlığa dayalı kredi veren kurumun borcu olacak şekilde de yapılandırılabilmektedirler. Borçlanma şeklinde yapılandırılan menkul kıymetleştirme uygulamalannda da varlığa dayalı tahviller ve nakit akımh tahviller olmak üzere iki farklı yöntem uygulanmaktadır. menkul kıymetler, 1.5.2.1.Varlığa Dayalı Tahviller (Asset-Backed Bonds) Varlığa dayalı tahviller, borçluluk ifade eden ihraçlar şeklinde gerçekleşmektedirler. Bunlar kredi veren kurumun borcunu gösteren belgeler olup, bilançosunun pasifinde yer almaktadırlar. Kredi veren kurumun oluşturduğu alacak havuzuna dayandırılarak ihraç edilen tahvillerin mülkiyeti ise, ödeme aktarmalı menkul kıymetlerden farklı olarak kredi veren kuruma aittir. Burada, alacak havuzunun herhangi bir kuruma satılması da söz konusu olmamaktadır. Adından da anlaşıldığı üzere, bu yapıya sahip bir ihraçta tahville finansman söz konusudur. Dolayısıyla, varlığa dayalı tahviller geleneksel şirket tahvilleri gibi sabit bir getiriye ve belirli bir vade yapısına sahip olup, bunların geleneksel tahvillerden farkı yatırımcılara yapılacak anapara ve faiz ödemelerinin kredi veren kurumun alacakaları ile oluşturduğu havuzIa teminat altına alınmasıdır. Burada belirtilen havuz saklanmak üzere yedd-i emin'e devredilir. Buna ek olarak, teminatlardan sağlanan nakit akımları da doğrudan varlığa dayalı tahvillerin anapara ve faiz ödemelerinde kullanılmamaktadırlar; bu teminatlar ancak yatırımcılara yapılacak ödemelerin aksaması durumunda devreye girmektedirler. 42 Şekil 4 Varlığa Dayalı Tahvil Ihracı ve Nakit Akışı Kredi Veren Kurum ! Nakit Akımı Varlığa Dayalı .. Teminatlar ~eminatların Tahvil ı Saklanması NakitAkımı Yedd-i Emin Yatırımcılar Görüldüğü üzere, varlığa dayalı tahvilleri satın alan yatırımcılara yapılacak anapara ve faiz ödemelerinin aksaması durumunda, yedd-i emin devreye girmekte ve alacak havuzunda yer alan varlıkları satarak ödemeleri gerçekleştirmektedir. Böylece ödemeler yedd-i emin bünyesinde bulunan teminatlar ile güvence altına alınırlar. Alacak havuzunda yer alan varlıkların kredi veren kurumun bilançosunun aktifinde bulunmasından ötürü, varlığa dayalı tahvillerde fazla teminatlandırma söz konusudur 27 . Çünkü, bu tür bir finansmanda alacakların kredi riski ile kredi veren kurumun kredi riski birbirlerinden ayrılmamış durumdadır. Eğer teminatların değeri dönemler içerisinde tahvil değerinin altına düşmüş ise, teminat miktarı arttırılmaktadır. Fazla teminatlandırına sayesinde yatırımcılar; alacakların tahsil edilerneme riskinden, piyasa değerlerindeki düşüşlerinden ve bunların vadelerinden önce ödenme riskinden korunmaktadırlar. Alacak havuzunda yer alan varlıkların kredi veren kurumun aktifinde bulunması, bunlardan elde edilen faiz gelirlerinin de vergiye tabi olmasına neden olmaktadır. Ayrıca, bu menkul kıymetlerin borç şeklinde çıkartılmaları kredi veren kurumun belirli bir miktar özsermaye bulundurmasını gerekli kılmakta, bu da kuruma artı bir maliyet yüklemektedir. 27 Pavel, a.g.e., s.7. 43 İpotekle ilişkisi olmayan varlıkların birçoğu varlığa dayalı tahviller şeklinde ihraç edilmektedirler. 1.S.2.2.Nakit Akımiı Tahvoiller (Pay-Through Bonds) Borçluluk ifade eden menkul kıymetlerin bir diğer uygulaması olan nakit akımlı tahviller, ödeme aktarmalı menkul kıymetler ile varlığa dayah tahvillerin bazı özelliklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir menkul kıymetleştirme yöntemidir. Nakit akımlı tahviller varlığa dayalı tahvillere benzer olarak kredi veren kurumun borcu şeklinde yapılandırılmış menkul kıymetlerdi?8. Bunlar kurumun pasifierinde yükümlülük olarak yer almayı sürdürürler. Ancak aynı zamanda, bu menkul kıymetlerin nakit akımları ödeme aktarmalı menkul kıymetlerinkiyle benzerlik göstermekte olup, yatırımcılara yapılacak ödemeler bu menkul kıymetlerin bağlı oldukları teminatlardan gelen nakit akımlarıyla karşılanmaktadır. Bu yöntemde, ödeme aktarmalı yöntemden farklı olarak, alacak havuzundaki varlıkların vadelerinin benzer olmasına gerek yoktur. Böylece kredi veren kurum alacaklarından elde ettiği nakit akımlarını istediği gibi yapılandırarak farklı vadelerde, farklı getirilere sahip değişik menkul kıymet tipleri yaratabilmekte ve bunların pazarlanabilirliğini arttırmaktadır. Dolayısıyla, alacak havuzunda yer alan varlıkların vadeleri ile nakit akımh tahvillerin vadeleri birbirini tutmak zorunda değildir. Alacak havuzundaki varlıklar karşılığında ihraç edilen nakit akımlı tahviller, kredi veren kurumun veya bir alt kuruluşu olan özel amaçlı kurumun borcu olarak bilançosunun pasifinde yer almaktadırlar. Bu varlıklardan sağlanan nakit akımları ise, tahvillerin anapara ve faiz ödemelerinde kullanılırlar. Bu yöntemde kredi veren kurum, alacaklarının anapara ve faiz gelirlerini kendi tercih ettiği biçimde nakit çıkışına neden olacak ödeme planına sahip tahviller şeklinde ihraç ederek, alacaklarını verimli değerlendirme imkanına kavuşmaktadır. Nakit akımlı tahvillere ilişkin nakit akımları ödeme aktarmalı nakit akımlarına benzemekle birlikte; bu yöntemin ödeme aktarmalıdan farkı değişik vadelerde menkul kıymet ihraç ediliyor ve satılıyor olmasıdır29 . 28 29 Renderson, a.g.e., s.39. A.e., s.39. 44 Aşağıdaki şekil (Şekil 5), nakit akımh tahvilin yapısını ve nakit akımlarını göstermektedir. Şekil 5: Akımiı Tahvillerin Yapısı Nakit - -- -- -- ve Nakit Akımları . ---'Alacak Havuzu i, i, i, i, Farklı Vadelerdeki Alacak Havuzu Satış Hasılatı Havuzun Devredilmesi ı Satış Satış Hasılatı Hasılatı ı---~arklı Kredi .. Veren . . - - - - - Üzel Amaçlı..----­ ı. Kurum-- -- -- --- -- --- .. Kurum Yatırım..- -Bankası -- Vadelerde Menkul Kıymet Satışı Menkul Kıymet ihracı Derecelerne Derecelendirme Kuruluşları Derecelerne L...-_ _ _ _ _• Yedd-i Emin --- ----- ----- ----- ----- -- --- -- --- ----- ---' Menkul Kıymete ilişkin Anapara ve Teminatlar Faiz Ödemeleri ! sağıanan Güvence Mekanizmaları tahvilledn yapısını ve nakit akımlarını gösteren Şekil 5'ten de görüldüğü üzere, burada kredi veren kurumun farkh vadelerdeki alacakları ile ·oluşturduğu havuzu özel amaçlı kuruma devretmesi söz konusudur. İflas riskinden arındırılmış bir biçimle oluşturulan özel amaçlı kurum ya tamamen kredi veren kurumun bir alt kuruluşu ya da yedd-i emin ile kurulmuş bir iş ortaklığıdır. Özel amaçlı kurum alacak havuzunu devralmakta ve buna bağlı farklı vadelere sahip menkul kıymetleri ihraç etmektedir. Menkul kıymetlerin ihraçları gerçekleştikten Nakit akımh 45 sonra, bunlar yine yatırım bankası aracılığıyla yatırımcılara satılmaktadırlar. Nakit akımlı tahvillerin nakit akımlarına ilişkin olarak ise, bunların anapara ve faiz ödemeleri yedd-i emin tarafından kredi veren kurumdan alınarak yatırımcılara aktarılmaktadır. Sistemde, ayrıca, güvence mekanizmaları tarafından sağlanan teminatları ve derecelendinne kurumlarının yaptıkları dereceleme işlemleri yer almaktadır. ilk nakit akımlı tahvil 1983 yılının Haziran ayında Freddie Mac tarafından "Teminatlı ipotek Yükümlülüğü" (Collateralized Mortgage Obligation-CMO) adı altında çıkartılmıştır'ü. Nakit akımlı tahviller daha çok kredi kartı alacaklarına, otomobil kredilerine ve tüketici kredilerine dayalı olarak çıkartılmaktadırlar. 1.6.MENKUL KIYMElLEŞıiRME UYGULAMALARININ YARARLARI VE SAKıNCALARı Menkul kıymetleştirme, yapısı içerisinde yer alan tüm taraflara önemli yararlar sağlamasına karşın beraberinde bazı sakıncaları da getirmektedir. Öncelikle incelenmesi gereken konu, menkul kıymetleştirmenin taraflara sağladığı yararlardır. Daha sonra, menkul kıymetleştinnenin beraberinde getirdiği sakıncalar konumuz içerisinde ele alınmaktadır. 1.6.1.Menkul Kıymetleştirmenin Yararları Bu bölümde, menkul kıymetleştinnenin kredi veren kuruma, kredi borçlularına, yatırımcılara ve diğer taraflara sağladığı yararlar üzerinde durulmaktadır. 1.6.1.1.Kredi Veren Kurum Açısından Yararları Menkul kıymetleştinne uygulamalarının kredi veren kuruma şu şekilde sıralamak mümkündür: sağladığı yararları a) Menkul kıymetleştirmede teminat olarak kullanılan alacakların kredi değerlili~i ile kredi veren kurumun kredi değerliliği arasında doğrudan bir ilişki yoktur3 . Örneğin; kredi veren kurum Moody's derecelendinne kuruluşunca Ba, yani ödeme düzeninde aksaklıklar olabilir şeklinde değerlendirilirken, alacak havuzu ~~ Fabozzi, a.g.e., s.264. Lumpkin, a.g.e., s.41. 46 Aa iyi olarak değerlenebilmektedir. Bu durum da, kredi değerliliği düşük olan kurumlara ucuz fonlama imkanı sağlamaktadır. b) Kredi veren kurum, alacaklarının menkul kıymetleştirilmesinden sağladığı fonlar ile yeniden kredi açma imkanına kavuşmaktadır. c) Kredi veren kurum süreçte verdiği hizmetlerden ötürü hizmet geliri elde etmektedir. d) Varlıklarının büyük bir kısmı alacaklardan oluşan kurumlar için alacaklarının vadelerinden önce paraya çevrilmelerini sağlayarak likiditeyi arttırmaktadır. e) Menkul kıymetleştirme, kurumların fon yönetiminde serbestlik sağlamaktadır. Geleneksel yöntemde, herhangi bir kurumdan fon sağlanması durumunda kredi kullandırılırken anlaşmaların getirdiği sınırlamalar söz konusu olabilmekteyken, menkul kıymetleştirmede ise kurumların yönetim kararlarına getirilen sınırlamalar olmadığından, kredi veren kurum yönetim açısından geleneksel yöntemlere göre daha serbest olabilmektedir32 . f) Menkul kıymetleştirme kurumlann finansman kaynaklannı çeşitlendirmektedir. Kredi veren kurum amacı doğrultusu~da, menkul kıymetleştirmeyi hem bilanço dışı hem de bilanço içi fonlama yöntemi olarak kullanabilmektedir. g) Menkul kıymetleştirme sayesinde bankaların ve tasarruf kurumlarının di~er alternatiflere kıyasla daha düşük maliyetle fon bulmaları da mümkündür 3. Örneğin; bu kurumların mevduatı cezbetmek için ödedikleri yüksek faiz yerine, varolan pazar faiz oranlan üzerinden alacaklanna dayalı menkul kıymet ihraç etmeleri daha ucuza fon bulmalarına neden olmaktadır. h) Kredi veren kurum açısından, ödeme aktarmalı menkul kıymetleştirmenin (bilanço dışı menkul kıymetleştirme) pahalı bir finansman aracı olan sermaye yükümlülüğünü azaltıcı etkisi vardır. Alacaklann bir araya getirilip özel amaçlı kuruma satılarak bilanço dışına çıkarılması sonucunda azalan aktif toplamı, kurumun varolan rasyolannda düzeltici bir etkiye sahiptir. Başka bir ifade ile, ödeme aktarmalı menkul kıymetleştirme sayesinde kurumun özsermaye/toplam aktif, borç/öz sermaye ve özsermaye karlılığı oranlan daha iyi gözükmektedir. Bu da kurumun finansal tabloların daha iyi görünmesini sağlamaktadır. i) Ödeme aktarmalı menkul kıymetleştirme ile alacaklar bilanço dışına çıkarılmaktadır. Böylece, alacak havuzunun kredi riski ile kurumun kredi riski birbirinden ayrılmaktadır. 32 Nurcan Öcal, Türkiye'de Menkul Kıymetleştirme Uygulaması, Etkileri, Sorunlar ve Çözüm 33 Önerileri, SPK Yayınları, Yayın No. 106, Ankara, Kasım 1997, s.31. Fabozzi, Konishi, a.g.e., s.52. 47 j) Nakit akımlı tahvil ihracında ise, alacak havuzundaki varlıkların vadelerinin benzer olmasına gerek yoktur. Böylece kredi veren kurum alacaklarından elde ettiği nakit akımlarını istediği gibi yapılandırarak farklı vadelerde, farklı getirilere sahip değişik menkul kıymet tipi yaratabilmekte ve bunların pazarlanabilirliğini arttırabilmektedir. Bu sayede farklı isteklerdeki yatırımcılara ulaşılabilmesi söz konusu olmaktadır. 1.6.1.2.Kredi Borçluları Açısından Yararları Menkul kıymetleştirme, kredi veren kuruma bazı yararlar sağladığı gibi bu kurumdan kredi kullanan borçluIara da yararlar sağlamaktadır. Şöyle ki; Menkul kıymetleştirmeyi uzun süreli kullanan firmalar için yeni kredi açma işlemleri de süreklilik arz etmektedir. Menkul kıymetleştirme sayesinde kredi veren kurumlar arasında rekabet artmakta, bu da kredi maliyetlerinin düşmesine neden olmaktadır. Böylece, kredi kullanıcaları da daha ucuza fon kullanabilme imkanına sahip olabilmektedirler. Ayrıca, kredi veren kurumun artan fon yaratma potansiyeli sayesinde daha fazla sayıda kredi kullanıcısına ulaşılabilmektedir. 1.6.1.3.Yatırımcılar Açısından Yararları Menkul kıymetleştirme çeşitli fonlar, sigorta şirketleri, emeklilik fonları ve diğer tüm yatırımcılar için yeni bir yatırım olanağı oluşturmaktadır. Yatırımcıların menkul kıymetleştirme uygulamalarıyla ilgilenmelerinin nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkündür: en önemli yararı; diğer yöntemlerle karşılaştırıldıklarında daha yüksek bir koruma garantisi sağlamasıdır. Menkul kıymetlerin ihracında rol alan iflas-dışı kurumların (özel amaçlı kurum) varlığı nedeni ile yatırımcılar iflas riskinden arındırılmış bir yatırıma borç verme a)Menkul kıymetleştirmenin yatırımcılara imkanına kavuşmaktadırlar. b) Yatırımcılara diğer yatırım araçlarına k!J.asla (Örneğin; mevduat, hazine bonosu) daha iyi bir getiri sunmaktadırlar 4 . c) Yatırımcılar açısından büyük önem verilen likidite riski, iyi bir ikincil piyasanın yaratılabilmesi durumunda azalmaktadır35 . . ~~ Kendal1, Fishman, a.g.e., s.13. Shaw, a.g.e., s.114. 48 1.6.l.4.Diğer Taraflar Açısından Yararları Menkul kıymetleştirme sürecinde yer alan yedd-i emin, yatırım bankası, derecelendirme kuruluşları ve garantör kuruluşlar yaptıkları hizmetlerden ötürü hizmet geliri elde etmektedirler. 1.6.2.Menkul Kıymetleştirmenin Sakıncaları Menkul kıymetleştirmenin belirtilen önemli yararlarımn yamnda bazı sakıncaları da vardır. Bunlar kredi veren kurum, yatırımcılar ve finansal sistem açısından farklı şekillerde gerçekleşmektedir. 1.6.2.1.Kredi Veren Kurum = Açısından Sakıncaları Varlığa dayalı şu şekilde menkul kıymetleştirmenin kredi veren kurum açısından sakıncalanın sıralamak mümkündür: a) Menkul kıymetleştirme sürecinde kredi veren kurumun alacaklarının kalitesi konusunda yatırımcılardan daha fazla bilgiye sahip olması durumunda, bu b ilgileri kendi çıkarları doğrultusunda kullanma ihtimali her zaman söz konusudur. Başka bir ifade ile, kredi veren kurum düşük riskli alacaklarını kendi bilançosunda tutup riskli alacaklarını satabilmektedir. Bu durumun aksi de söz konusudur; şöyle ki, yüksek riskli alacaklar bilançoda tutulup alacak havuzunu daha kaliteli göstermek için düşük riskli alacaklar satılmakta, o zaman da kredi veren kurumun bilançosunun kalitesi bozulmaktadır. b) Ödeme aktarmalı menkul kıymetleştirme sayesinde kredi veren kurum, alacaklarını bilanço dışına çıkartarak finansaloranlarını daha iyi bir hale getirmek konusunda avantaj elde etmekle birlikte, finansal açıdan sorunlar yaşayan kurumların bu düz~ltmeler sonucunda kendi durumlarımn ciddiyetini anlamaları zorlaşmaktadır .6. Düzelen oranlar, kurumun finansal yapısının düzeldiği şeklinde yorumlanarak, sorunlar görmezlikten gelinebilmektedir. c) Kredi veren kurum, açmış olduğu kredileri satacağı düşüncesi ile bunlar hakkında yeterli düzeyde analiz yapmaması da kurum açısından sakınca doğurmaktadır. 36 Fabozzi, Konishi, a.g.e., s.63 49 1.6.2.2.Yatırınncılar Açısından Sakıncaları Yatırımcılar açısından menkul kıymetlerin dayanağını oluşturan varlıklara ilişkin ödemelerin, borçlular tarafından yapılmaması veya geç yapılması bir risk unsuru olmaktadu*. Menkul kıymetleştirme sürecinde yer alan güvence mekanizmalanmn varlığı, yatırımcılar açısından risk unsuru olan sakıncaların minimum seviyeye düşürülmesinde katkıda bulunmaktadır. Yatmmcılar açısından risk doğuran diğer bir sakınca ise, ödeme aktarmalı menkul kıymet ihracında alacaklara ihşkin borçlular tarafından yapılan erken ödemelerdir. Borçluların borçlanm erken ödemeleri halinde yatırımcıların ellerindeki menkul kıymetlerde vadesinden önce ödenmektir. Bu esnada piyasa faiz oranlan düşmüş ise, yatmmcılar daha düşük getiriye katlanmak zorunda kalmaktadırlar. 1.6.2.3.Finansal Sistem Açısından Sakıncaları Finansal sistem açısından en önemli sorun; kredi veren kurumun düşük riskli kredilerini bilançosunda tutup, yüksek riskli kredilerini menkul kıymetleştirmede kullanmak istemesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Bu durum, kredi veren kuruma zarar verebileceği gibi menkul kıymetleştirme sürecinin yer aldığı finansal sisteme olan güveni de sarsmaktadır. 1.7.MENKUL KIYMETLEŞTİRME UYGULAMALARINA KONU OLAN ALACAK TÜRLERİ Menkul kıymet ihraçlarında işleme konu olan alacak türlerini aşağıdaki şekilde tanımlamak mümkündür: 1.7.1.İpotekli Konut Kredileri İpotek, borcun ödenmesini tenünat altına almak amacıyla bir malın, özellikle de gayrimenkuUerin, rehin edilmesi işlemidir^^. Gayrimenkulun alıcısı kredi veren kuruma gerekli ödemeyi yapmadağı takdirde, kredi veren kurum gayrimenkule el koymakta ve bu yolla krediyi tahsil etmeye çalışmaktadır. O s m a n Remzi Günver, Sermaye Piyasası Aracı Olarak İpotekli Borç Senedi ve İrat Senedi, Türkiye Bankalar Birliği Yaymlan, Yaym N o . l 8 5 , Ankara, 1994, s . l 9 . İpotek karşılığı verilen kredilerin büyük bir kısmı konut finansmanına yönelik olup, bunlar genelde uzun vadeli ve düşük faizli krediler niteliğindedirler. Bu tür krediler, finans kurumları açısından önemli bir mali yük ve riski beraberinde getirmekte; geri dönme sürelerinin uzunluğu nedeniyle de kredi veren kurumun kredi limitlerini zorlamaktadır. Bu doğrultuda kurumlara yeni krediler için fon sağlanması amacıyla menkul kıymetleştirme gibi yeni bir uygulama alanına ihtiyaç duyulmuştur. Menkul kıymetleştirme işlemiyle birlikte kredilerden doğan alacakların alınıp satılabilir menkul kıymetler haline dönüştürüldüğü süreç, uygulamada birçok alana konu olmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak da halen piyasalarda el değiştiren ve tümü menkul kıymetleştirme tecrübelerinin ürünü olan çeşitli menkul kıymet türleri görmek mümkündür. Bu alandaki ilk uygulamalar ipoteğe dayah ipoteğe dayah konut kredilerinin menkul kıymetleştirilmesi ile başlamıştır. Değinildiği üzere, ABD'de ipoteklerin menkul kıymetleştirilmesi bu alandaki uygulamaların en önemli örnekleri olup, ipotekli konut kredileri diğer varlık türlerine göre daha yüksek hacime ulaşmışlardır. Kamusal ya da kamu destekli Fannie Mae, Ginnie Mae ve Freddie Mac gibi kurumların da ipotek piyasasında etkin rol almaları sonucunda, ipotek kredilerinin menkul kıymetleştirilmesine yönelik çalışmalar yoğun bir biçimde sürdürülmektedir. İpotek kavramı ve menkul kıymetleştirilmesi, tezin ikinci ve daha sonraki bölümlerinde ayrıntılı olarak incelenmektedir. 1.7.2. Otomobil Kredileri Otomobil kredileri, binek araçların satın alınmasında kullanılan bir finansman türüdür. Daha çok düz faiz ve sabit aylık ödemeli, vadesi 2 ile 5 yıl arası değişen bir kredi türüdür. Yeni otomobiller kadar kullanılmış otomobiller için de kredi kuUandmlmaktadır. Otomobil kredilerinin menkul kıymet haline getirilip ihraç edilmesi, kredi veren kuruma bilanço dışı finansman ve sermayesini başka alanlarda kullanma imkanı vermektedir. Bu tür menkul kıymetlerin çoğu aylık ödemeli, sabit getirili ve ortalama 2 ile 5 yıl arasında değişen vadeler sahip yatırım araçlarıdır. Otomobil kredilerinin menkul kıymetleştirilmesinde kullanılan yöntem, genellikle ödeme aktarmalı menkul kıymetleştirmedir. ABD'de yapılan menkul kıymetleştirme işlemlerinde, konut ipoteklerinden sonra en geniş uygulama alam bulan kredi türü, otomobil kredileridir. Otomobil kredileri ağu*lıklı olarak General Motors Acceptance Corporation, Ford Credit ve Chrysler Credit gibi kuruluşlarca menkul kıymetleştirilmişlerdir^^. 1.7.3.Kredi Kartı Alacakları Kredi kartı alacaklarının menkul kıymetleştirme uygulamalarına konu olması, diğer alacak türlerine kıyasla daha geç olmuştur. Daha önce de belirtildiği üzere, kredi kartı alacakalanna dayalı ilk menkul kıymet ihracı, 1986 yılında Salomon Brothers tarafından Bank One Corporation adına gerçekleştirilmiştir. Kredi kartı sahipleri tarafından yapılan ödemeler ya minimum bir rakam ya da bakiyenin belli yüzdesi şeklinde olmaktadır. Müşterinin istediği anda borç bakiyesini kapatma hakkının bulunması, kredi kartı alacaklarının büyük bir kısmının ufak meblağlardan oluşması ve diğer alacaklara kıyasla vadelerinin kısa ohnası bunlann menkul kıymetleştirilmelerinde sorun yaratmaktadu-. Dolayısıyla, kredi kartı alacaklarına dayalı menkul kıymetler, menkul kıymet sahiplerine yapılacak ödemelerin aksamaması için fazla teminata bağlanmışlardu-. Bu, işlemin başansı için önemlidir. Teminatın miktanm; alacak havuzunun ortalama vadesi ve alacaklara ilişkin yapılan ödemeler etkilmektedir 1.7.4.Finansal Kiralama Sözleşmelerinden Kaynaklanan Alacaklar Kiralama, bir varlıktan beklenen yararı gerçekleştirebilmek için söz konusu varlığı satın almak yerine; onun, geçici bir süre için belirh bir bedel karşılığında, kullanım hakkını kazanmaktır. Kiralamayı faaliyet ve finansal kiralama olmak üzere iki ana gruba ayırmak mümkündür. Faaliyet kiralaması, kiracımn bir fiziksel varlığı ekonomik ömrünün ancak çok kısa bir süresi için kiralamasıdır. Ayrıca, kiracının tek taraflı olarak sözleşmeyi iptal etme hakkı bulunmaktadır. Finansal kiralama ise kiralama süresinin daha uzun olduğu, kira sözleşmesinin iptalinin genelde olmadığı ve kira süresi sonunda kiralanan varlığın küçük bir bedel karşılığında kiracı tarafından devralmmasınm mümkün olduğu bir kiralama biçimidir^^. H u g h T h o m a s , " A Prehminary L o o k At Gains F r o m Asset Securitization", N o . 9 , 1 9 9 9 , S.325. O r h a n Göker, Yatırım Projelerinin Değerlendirilmesi Teori ve U y g u l a m a , Atlantis İletişim, İstanbul, 1996,ss.319-328. Belirtilen bu iki türden yalnızca finansal kiralama sözleşmeleri menkul kıymetleştirmeye konu olabilmektedir. Çünkü, hem kiralama işlemi varlığın kullanım süresini kapsamakta hem de kiracının genellikle yapılan sözleşmekleri iptal etme hakkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu tür alacaklara ilişkin yapılan ödemeler düzenli ve önceden tahmin edilebilir nitelikte olmaktadır. Bu özelliklerinden ötürü finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar, menkul kıymetleştirmeye uygun bir varlık türüdür. Finansal kiralamada menkul kıymetleştirmeye konu olacak varlıklar ise finansal kiralamanın alacak havuzunu temsil etmektedirler. Finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların menkul kıymetleştirilmesinde izlenen yöntem diğer türlerle benzer olup, bunlar ipotek kredileri dışında menkul kıymetleştirilen ilk varlık türüdür. İlk defa, 1985 yılında, ABD'de Sperry Lease Finance firması tarafından bilançosunun aktifinde bulunan bilgisayar kiralama alacakları menkul kıymetleştirilerek yatırımcılara ihraç edilmiştir. Daha sonraki yıllarda otomobil ve tıbbi cihaz aletlerine ilişkin kiralama sözleşmeleri de menkul kıymete dönüştürülüp, halka arz edilmişlerdir. 1.7.5. İhracat Kredileri İhracatın ülke ekonomisine katkısı büyüktür. İhracatçılara, ihracatı teşvik amacıyla Eximbank gibi kurumlar tarafmdan devlet garantiü ihracat kredileri sağlanmaktadu*. Bu tür garantili krediler işletmelerin yüksek kaliteli alacakları olup, bunların menkul kıymetleştirilmesi ise ancak uluslararası borçlanmanın riskini azaltmak ve düşük maliyath bir finansman sağlaması durumunda anlamlıdm Aynca, ihracat kredilerinin menkul kıymetleştirihnesi, ihracatçımn ihracat faaliyetlerini sürdürme performansına bağlıdır. 1.7.6. Gelecekte Oluşacak Nakit Akımları (Alacaklar) Sermaye piyasalarının gelişmiş olduğu ülkelerde menkul kıymetleştirme uygulamaları zamanla sermaye piyasalarının ihtiyaçlarına uygun olarak yeni boyutlar kazanmış ve gelecekte oluşacak alacaklara dayalı yeni bir menkul kıymetleştirme türü ortaya çıkmıştır. En önenüi özeUiği öngörülen nakit akımlannm gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususudur. Söz konusu menkul kıymetin anapara ve faiz ödemelerinin güvencesini, gelecekte oluşacak alacaklara ilişkin yapılan ödemeler teşkil eder^^. Bu da yatmmcılar açısından bu* risk faktörüdür. D e a c o n , a.g.e., s.94 Bu aşamaya kadar belirtilen ve menkul kıymetleştirmeye konu olan varlık türlerinin tamamında varlık niteliği mevcut iken, gelecekteki nakit akımlarına dayalı menkul kıymetleştirmenin konusu olan varlıklar kısmen mevcut veya mevcut değildir. Gelecekte oluşacak nakit akımlarının menkul kıymetleştirilmesinde düzenli nakit yaratabilecek bütün varlıklar ihraç için uygun olmasına rağmen, genellikle, döviz olarak giriş sağlayan, geçmişten gelen bir süreklilik arzeden ve geleceğe ilişkin tahmini yapılabilen alacaklara dayalı ihraçlar yapılmaktadır. Bu ihraçlara örnek olarak telefon faturalarına, işçi ödemelerine, uçak biletlerine, ve projelerden sağlanacak nakit akımlarına dayalı menkul kıymet ihraçları sayılabilinir. îlk uluslararası gelecekteki nakit akımlarına dayalı menkul kıymet ihracı ise, 1987 yılında, Meksika telefon şirketi Telmex'in elde edeceği telefon alacaklarının menkul kıymetleştirilmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Bu tür ihraçlar genellikle uluslararası alanda gerçekleştiği için, işlemleri gerçekleştirecek kurumların da kendilerini uluslararası alanda kabul ettirmeleri ve yüksek derecelemeye sahip olmaları gerekmektedir. I.STÜRKİYE'DE MENKUL KIYMETLEŞTİRME UYGULAMALARINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER VE MENKUL KIYMET İHRAÇLARININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ 1.8.1.Türkiye'de Menkul Kıymetleştirme Uygulamalarına İlişkin Düzen­ lemeler Ülkemizde, 1980 sonrasında yaşanan ekonomik gelişmelere paralel olarak para ve sermaye piyasalarında yeni finansal araç ve tekniklere yer verilmeye başlanmış ve bu yeniliklere ilişkin yasal düzenlemeler yapılmıştır. Menkul kıymetleştirme olgusu da yasal düzenlemelerin yapılması ile birlikte geleneksel fon yaratma yollarına bir alternatif olarak ülkemizde ortaya çıkmıştır. îlk olarak, 2499 sayıh Sermaye Piyasası Kanunu'nda 3794 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonucunda varlığa dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarına yönelik yasal düzenlemeler getirilmiştir. Sermaye Piyasası Kanunu'nun 13/A maddesi uyarınca, ''Alacaklar ve duran varlıklar karşılık gösterilerek ^Yarlığa Dayalı Menkul Kıymetler'' ihraç edilebilir Bunları ihraç edecek kuruluşlar, ihraç şartları, karşılık gösterilebilecek alacak ve varlık türleri, ihraç limiti, değerleme ilke ve esasları, nitelikleri Kurul tarafından çıkarılacak tebliğlerle düzenlenir. şeklinde bir düzenlemeye gidilmiştir. Ayrıca, aynı Kanun'un 22/c maddesi de Sermaye Piyasası Kurulu'nun başlıca görev ve yetkileri arasında ''thraçcıların alacaklarına ve duran varlıklarına dayalı olarak çıkaracakları varlığa dayalı menkul kıymetlerin şartlarını, ihraç ve halka arz esaslarını ve tabi olacakları sair hususları düzenlemek, gerektiğinde münhasıran varlığa dayalı menkul kıymet ihracı ile iştigal eden genel finans ortaklıkları ile risk sermayesi yatırım fonları, risk sermayesi yatırım ortaklıkları ve risk sermayesi yönetim şirketlerini denetlemek'' de sayılmıştır. Sermaye Piyasası Kanunu'nda yapılan değişiklikler sonucunda, 31.07.1992 tarih ve 21301 sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri: Di, 14 sayılı "Varlığa Dayalı Menkul Kıymetlerin Kurul Kaydına Alınmasına ve Genel Finans Ortaklıklarının Kuruluş ve Faaliyet İlkelerine Dair Esaslar Tebliği^^" hazu-lanarak ülkemizde menkul kıymetleştirmenin önü açıbmştn*. Türkiye'de varlığa dayalı menkul kıymet ihracında işleme konu olabilecek alacak türleri ilgili tebliğde aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır: a) Tüketici Kredileri: Bankaların gerçek kişilere, ticari amaçla kullanılmamak kaydıyla, mal ve hizmet alımları dolayısıyla, açmış oldukları bireysel krediler ile finansman şirketlerinin kendi mevzuatları çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere açmış oldukları krediler b) Konut Kredileri: Bankaların, 2985 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayalı mevzuat çerçevesinde. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile yapılan anlaşma hükümlerine göre kendi kaynaklarından hazır konut alan kişilere açtıkları bireysel krediler, bankaların verdikleri ipoteğe dayalı bireysel konut kredileri ile konut sektörünü kredilendirmeye yetkili Kamu İktisadi Teşebbüsü statüsündeki bankaların kendi mevzuatları çerçevesinde açtıkları krediler. c) Finansal Kiralama Sözleşmelerinden Doğan Alacaklar: 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde finansal kiralamaya yetkili kuruluşların yaptıkları finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar. "Varhğa Dayah Menkul Kıymetlerin Kurul Kaydına Alınmasına ve Genel Finans Ortaklıklarının Kuruluş ve Faaliyet İlkelerine Dair Esaslar Tebliği", 31.07.1992 tarih ve 21301 no'lu Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Sermaye Piyasası Kanunu'nun Seri: III, 14 sayılı Tebliği. d) İhracat İşlemlerinden Doğan Alacaklar: Bankalar ve özel finans kurumlarının açmış oldukları ve fiilen ihracatta kullandırdıkları krediler ilefaktoring işlemleri yapan anonim ortaklıklarca temellük edilen ihracat karşılığındaki belgeye dayalı alacaklar. e) Diğer Alacaklar: Bankalar dışındaki, mal ve hizmet üretimi faaliyetlerinde bulunan anonim ortaklıklar ile mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınanlar dahil Kamu İktisadi Teşebbüslerinin müşterilerine yaptıkları taksitli satışlardan doğan, senede bağlanmış alacaklar f) Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla verilen bireysel kredilere ilişkin olarak TC, Ziraat Bankası^nın senede bağlanmış alacaklar. g) T. Halk BankasVnca esnaf ve sanatkarlarla küçük işletmelere açılan ihtisas kredilerim h) Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının portföydeki gayrimenkullerinin satış veya satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan senetli alacaklar İlgili tebliğin 5'inci maddesinde varlığa dayalı menkul kıymetler, doğrudan veya alacakların temellükü (devralınması) suretiyle dolaylı olarak ihraç edilebilirler şeklinde ifade edilmektedir. Yine aym maddede bankalar, genel finans ortaklıkları, finansman şirketleri, finansal kiralamaya yetkiU kuruluşlar ve gayrimenkul yatmm ortaklıklan ihraca yetkili kuruluşlar olarak belirlenmişlerdir. Bu doğrultuda; a) Bankalar: Tebliğde belirtildiği üzere bankalar, kendi ticari işlemlerinden doğan tüketici ve konut kredileriyle fiilen ihracatta kullandırdıkları krediler karşılığında doğrudan varılığa dayalı menkul kıymet ihraç edebilmektedirler. Bununla beraber tebliğde adı geçen alacaklan temellük ederek, bu alacaklar karşılığında dolaylı ihraçta bulunabilmektedirler. b) Genel Finas Ortaklığı (GFO): Genel finans ortaklıklan, tebliğin 4'üncü maddesinde belirtilen ve ihraç işlemine konu olabilecek tüm alacaklan temellük ederek, bu alacaklar karşılığında varlığa dayalı menkul kıymetleri dolaylı ihraç edebilmektedirler. Bu ortaklıklar, anonim ortaklık şeklinde yapılandırılmakta; ödenmiş sermayelerinin en az 10 milyar TL olması gerekmekte; alacaklann temellükü karşılığında varlığa dayalı menkul kıymet ihracından başka faaliyetlerde bulunamamakta, kurulmuş veya kurulacak şirketlere ortak olamamakta; temellük ettikleri alacakları üçüncü kişilere devredememektedirler. Ayrıca, en fazla özkaynaklannm 20 katma kadar bir alacak portföyü oluşturabilmektedirler. c) Finansman Şirketleri: Kendi mevzuatlanna göre açmış olduklan kredilerden oluşan alacaklar karşılığında doğrudan varlığa dayalı menkul kıymet ihracı yapabilmektedirler. d) Finansal Kiralamaya Yetkili Kuruluşlar: Bu kuruluşlar, finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar karşılığında doğrudan varlığa dayalı menkul kıymet ihraç edebilmektedirler. e) Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları: Portföylerindeki gayrimenkuUere ilişkin satış veya satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan senetli alacakları karşıhğında doğrudan varlığa dayalı menkul kıymet ihraç etme hakkına sahip olmaktadırlar. TebHğin 18'inci maddesi uyannca varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarına limit getirilmiştir. Buna göre; alacaklar portföyüne dayalı olarak ihraç edilecek menkul kıymetlerin nominal değerleri toplamı, her bir tertip için, bu tertibin dayalı olduğu alacak portföyünde yer alan alacakların ihraç tarihindeki toplam tutannın %90'ını aşamamaktadır. İlgili tebliğin 24'üncü maddesi ise, varlığa dayalı menkul kıymetlerin satış esaslarını belirlemektedir. Buna göre varlığa dayalı menkul kıymetler Iskonto esasına göre satılabilecekleri gibi, dönemsel ve değişken faiz ödemeli olarak da ihraç edilebilmektedirler. İhraç eden kurum, ihraca dayanak teşkil eden alacakların vade yapısını ve getirilerini dikkate almak kaydıyla, varlığa dayalı menkul kıymetlerde iskonto veya faiz oranını ve ödeme planını serbestçe belirleyebilmektedir. Menkul kıymetlerin vadesi ise, ihraç sırasında belirlenerek tanzim anında üzerine yazılmakta ve satış süresinin son günü vade başlangıç tarihi olarak kabul edilmektedir. Portföydeki alacakların erken ödenmesi halinde ise, oluşacak fonun ve varlığa dayalı menkul kıymetlere ilişkin ödemeler yapıldıktan sonra vekil banka nezdindeki müvekkil kuruluş veya banka hesabında kalan paranın kullanım esasları, ihraç eden kurum tarafından yayımlanacak izahname ve sirkülerde ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Satış süresi içinde satılmayan veya aracı kuruluşlar tarafından da satın alınmayan varlığa dayalı menkul kıymetler, satış süresinin bitimini izleyen altı işgünü içinde, noter huzurunda tespit edilerek ve iptal olunmakta; satılamayan menkul kıymet oranında portföy küçültme esasları, izahnamede yer almaktadır. Sermaye Piyasası Kurulu'nca kayda alman menkul kıymetlerin satışı, ihraç değerlerinin %0,3'ü oranında ücrete tabidir ve bu ücret, menkul kıymetlerin kurul kaydına alınmasından önce peşin ödenmektedir. Bu rnenkul kıymetlerin ikinci el piyasada alım satımı da ilgili madde uyarınca serbest bırakılmıştır. Tebliğde yer alan ve yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde, tebliğin yayımlandığı ilk günlerden itibaren bankacılık kesimi bu yeni finansman tekniğine büyük ilgi göstermiş ve ihraçlar başlamıştu*. Ancak, ülkemizde menkul kıymetleştirme işlemi yurtdışında olduğu gibi hukuksal olarak farklı tarafların rol aldığı bir şekilde yapılandırılmamıştır. Bu durumda da sistemin yükünü çeken, kredileri menkul kıymete dönüştürüp ihracı gerçekleştiren ve servis hizmeti veren taraf hep bankalardır. Bankacılık kesimi dışındaki sanayi şirketleri, finansal kiralama ve faktoring şirketleri gibi diğer kurumlarm menkul kıymet ihracma fazla ilgi göstermemelerinin temel nedeni ise, tebUğin 16'ncı maddesinde yer alan banka garantisinin diğer kurumlar tarafından gerçekleştirilecek ihraçlarda da istenmesidir. Bu madde uyarınca; bankalar dışındaki ihraçcılar tarafından ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetlerde. Sermaye Piyasası Kurulu'nca gerekli görülmesi halinde banka garantisinin sağlanması şarta bağlanmıştır. Böyle bir durum da ihracın maliyetini arttırdığından, bankacılık kesimi dışındaki diğer kurumlar menkul kıymet ihracına fazla ilgi göstermemiştir. Ayrıca, mal ve hizmet üreten şirketlerin menkul kıymetleştirme olgusundan yararlanabilmeleri için alacaklarını bankalara veya genel finans ortaklıklarına temlik etmeleri gerekmektedir; ancak yurtdışında olduğu gibi şirketler alacaklanm bilanço dışına çıkanp finansal oranlannda iyileşme sağlayamamaktadırlar. Çünkü, yayımlanan tebliğ gereğince şirketlerin alacaklarının ödenmemesinden doğan sorumluluğu devam etmektedir. Aşağıda yer alan tablolarda yıllar itibariyle gerçekleştirilen varhğa dayalı menkul kıymet (VDMK) ihraçlarına, bunları ihraç eden kurumlara, ve alacak portföy dağılımlanna yer verilmişitir. Tablo.4 1992-2003 Dönemlerinde Kurul kaydına Alınan Varlığa Dayalı Menkul Kıymet Tutarlan (Milyar TL) ve Toplam Menkul Kıymet Tutan İçerisindeki Yüzde Payları Yıllar Kurul Kaydına Alman VDMK Tutarı Kurul Kaydına Alman Toplam Menkul Kıymet Tatarı VDMK'ın Toplam İçinde % Payı 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 14.480 52.756 42.299 113.928 41.628 23.000 11.000 0 0 0 0 0 22.528 71.992 84.727 174.727 161.961 378.449 841.778 855.542 5.792.296 5.730394 4.193.317 5.828.810 64,30 73,30 49,90 65,20 25,70 6,10 1,31 0 0 0 0 0 Kaynak: (Çevrimiçi) http://www.spk.gov.tr/HaberDuyum/haberduyuru.htm?tur=aylikbulten, 22 Mart 2004. Tablo 5 Yıllar İtibariyle Kurul Kaydına Alınan VDMK İhraçlarına İlişkin Alacak Portföy Dağılımı (Milyar TL) Yıllar Alacak Türleri 1994 1995 1996 1997 Tüketici Kredileri 14.799 0 6.055 9.052 11.325 0 Otomobil Kredileri 4.421 0 0 0 0 0 12.749 8.380 0 0 0 0 2.423 0 0 0 0 0 11 0 0 0 0 0 15 0 0 0 0 0 0 76.562 22.276 1.453 1.864 0 13.195 34.509 22.792 0 0 0 0 12.975 9.513 53.153 0 0 47.613 132.426 60.636 63.658 13.189 0 Konut Kredileri Kredi Kartı Alacaklan 1998 19992003 Dövize Endeksli Otomobil Kredileri Dövize Endeksli Konut Kredileri İhracat İşlemlerinden Doğan Alacaklar Tanm Kredi Koop. Kredileri Es.San., K. İşi. Açılan İht. Kredileri Toplam Kaynak: (Çevrimiçi) http://www.spk.gov.tr/HaberDuyuru/haberduyuru.htnı?tur=aylikbulten, 22 Mart 2004.. Tablo 6 1992-2003 Dönemlerinde VDMK İhraç Eden Başlıca Kurumlar VDMK İhraç Eden Başlıca Kurumlar T.C. Ziraat Bankası T. Emlak Bankası T. İş Bankası T. Halk Bankası T. Vakıflar Bankası Koç Tüketici Finansmanı A.Ş. Akbank T. Garanti Bankası Tütünbank Pamukbank Tarişbank T. Ticaret Bankası Şekerbank Diğer Toplam İhraç Tutarı (Milyar TL) 72.707 40.685 33.617 24.500 24.059 23.400 20.584 13.636 7.730 6.949 4.798 3.531 3.414 11.102 305.361 % Payı 23,8 13,3 11,0 8,2 7,9 7,6 6,7 4,6 2,5 1,6 1,1 1,1 1,1 3,6 100 Kaynak: (Çevrimiçi) http://v^w^v^.spk.gov.tr/ HaberDuyuru/haberduyuru. htm?tur =aylikbulten,22 Mart 2004. Tablolardan da anlaşıldığı üzere, bankacılık kesimi 1995 sonuna kadar menkul kıymetleştirmeye ilgi göstermiş, takip eden yıllarda bu ilgi azalmıştır. Bunun en önemli nedeni ise, T.C. Merkez Bankası tarafından varlığa dayalı menkul kıymet ihracı yoluyla elde edilen fonlar, önceleri mevduat kabul edilmemiş, munzam karşılık ve disponibiliteye tabi tutulmamışlardır. Ancak, 05.04.1994 tarih ve 21896 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğler uyarınca mevduat ve varlığa dayalı menkul kıymet arasındaki munzam karşılık ve disponibilité yükü farkı ortadan kaldırılmıştır^^. Bankaları varlığa dayalı menkul kıymet 0 5 . 0 4 . 1 9 9 4 tarih v e 2 1 8 9 6 sayılı R e s m i G a z e t e ' d e y a y ı m l a n a n T.C. M e r k e z B a n k a s ı ' n m 4 su-a n u m a r a l ı U m u m i D i s p o n i b i l i t é H a k k ı n d a T e b l i ğ i v e 9 4 / 3 sayılı M e v d u a t M u n z a m K a r ş ı h k l a r ı H a k k ı n d a k i Tebliği. ihracına yönelten temel neden daha ucuz maliyetli kaynak elde edebilmeleridir. Daha ucuz kaynak olması ise, munzam karşılık ve disponibilité yükümlülüğünün varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarında bulunmamasıdır. Bu farkın ortadan kaldırıması ile birlikte bankaların, ihracat kredileri hariç, arz yönlü çalışmaları durma noktasına gelmiştir. Aynca, 1995 yılında Sermaye Piyasası Kurulu tarafından mevcut tebliğe eklenen geçici madde* ile birlikte, tüketici kredilerine dayalı menkul kıymet ihraçlarının kayda alınması Kurul'un öngöreceği tarihe kadar durdurulmuştur. Bunun nedeni olarak da bankalann mevduat değil tüketici kredisi bazlı faaliyet gösteren finansal kurumlar gibi çalışmaya başlamaları gösterilmektedir. Bu eğilim ise sistemin geleceğini ciddi biçimde tehlikeye sokmaktadm Alınan bu kararlar, varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarında büyük durgunluğa neden olmuştur. Varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarına gösterilen talep açısından durumu değerlendirdiğimizde ise, yatınmcılan en büyük çekincesi ihraçcı kurumun iflası durumunda ortaya çıkmaktadır. Çünkü, ülkemizdeki menkul kıymet ihraçları varlığa dayah tahvil şeklindedir ve bu durumda ihraca konu olan menkul kıymetler, kurumun borcu olarak pasiflerinde yer almaktadu*. Aynca, bugün itibariyle yahuzca mevduatlar sigorta fonu kapsamındadır. İhraçcı kurumun ödemelerinde güçlükle karşılaşması durumunda, o kurumun ihraç ettiği menkul kıymetlere yatınm yapan yatmmcı sigorta fonundan yararlanamayacaktu*. Oysa, yurtdışmdaki uygulamalarda, ihraçcı kurumun ödeme güçlüğüne düşmesi durumunda devreye yedd-i emin girerek yatırımcılara ödemeleri yapmaktadır. 1.8,2.Menkul Kıymet İhraçlarının Muhasebeleştirilmesi Varlığa dayalı menkul kıymet (VDMK) ihraçlarının muhasebeleştirilmesinde kullanılacak olan hesap planı ihraçcı kuruma göre değişiklik göstermekle birlikte, ülkemizdeki ihraçlar bankalar tarafından gerçekleştirildiği için, bankalarca yapılacak menkul kıymet ihraçlarmm muhasebeleştirilmesi üzerinde açıklamalarda bulunulmuş, diğer kurumlarca gerçekleştirilecek ihraçlann muhasebeleştirilmesi * 1 0 . 0 1 . 1 9 9 5 t a r i h v e 2 2 1 6 7 s a y ı l ı R e s m i G a z e t e ' d e y a y ı m l a n a n Seri:m. N o :18 T e b l i ğ i G e ç i c i l ' i n c i maddesi h ü k m ü n e göre, b a n k a l a n n tüketici kredileri karşılığında v a r h ğ a dayalı m e n k u l kıymet ihraçları b u Tebhğ'in yayınlandığı tarihten itibaren K u r u l ' u n ö n g ö r e c e ğ i bir tarihe k a d a r K u r u l k a y d m a alınmayacaktır. üzerinde ise durulmamıştır. Bu doğrultuda, 22.06.2002 tarih ve 24793 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun Tekdüzen Hesap Planı ve îzahnamesi Hakkında Tebliği" uyarınca bankaların kendi alacakları karşılığında ya da başkalarının alacaklarını temellük ederek ihraç ettikleri menkul kıymetlerin muhasebeleştirilmesi ayrıntılı olarak aşağıda gösterilmiştir^-^. 1.8.2.1,Bankaların Kendi Alacakları Karşılığında (Doğrudan) Varlığa Dayalı Menkul Kıymet İhracının Muhasebeleştirilmesi • VDMK'larm Bastırılarak Satışa Sunulması 996 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN ALACAKLAR 996.01 Stoktaki VDMK 998 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN BORÇLAR 998.01 Satışa Verilen VDMK ihraç edilen VDMK'larm toplam nominal tutarları üzerinden kaydı • VDMK'larm Dayanağım Oluşturan Alacakların Vade ve Türlerine Göre İzlenmesi 996 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN ALACAKLAR 996.02 X. Tertip VDMK Alacak Portföyü 996.02.001 Konut Kredileri 998 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN BORÇLAR 998.02 X. Tertip VDMK Alacak Portföyü 998.02.001 Konut Kredileri X X anapara + faiz alacağı üzerinden kaydı VDMK'larm Satışı 010 KASA 376 İHRAÇ EDİLEN MENKUL KIYMETLER 376.01VDMK 376.01.001 X. Tertip VDMK Alacak Portföyü VDMK'larm satış bedelleri üzerinden kaydı Hüseyin Akay, " T ü r k S e r m a y e Piyasası Araçlarından Olan Varlığa Dayalı M e n k u l Kıymetler, İhracı ve İhracın Muhasebeleştirilmesi", Dergisi: Ö n e r i , C . l , S.5, H a z i r a n 1996, ss. 159-162. M.Ü.S.B.E. 998 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN BORÇLAR 998.01 Satışa Verilen VDMK 996 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN ALACAKLAR 996.01 Stoktaki VDMK X X satılan VDMK'Iann toplam nominal tutarları üzerinden kaydı .... / 978 TAAHHÜTLERDEN ALACAKLAR 978.01Tedavülde Olan X. Tertip VDMK 980 TAAHHÜTLERDEN BORÇLAR 980.01 Tedavülde Olan X. Tertip VDMK X X satılan VDMK'Iann toplam nominal tutarları üzerinden kaydı / 830 VERGİ, RESİM, HARÇLAR VE FONLAR 830.01 Damga Vergisi 380 ÖDENECEK VERGİ, RESİM, HARÇ VE PRİMLER 380.01 Makbuz Mukabili Ödenecek Damga Vergisi X X damga vergisinin kaydı • Satış Süresinin Bitiminden Sonra Yapılacali İşlemler 998 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN BORÇLAR 998.01Satışa Verilen VDMK 996 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN ALACAKLAR 996.01 Stoktaki VDMK X X satılamayarak iptal edilen VDMK'Iann toplam nominal tutarlan üzerinden kaydı / 998 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN BORÇLAR 998.02 X. Tertip VDMK Alacak Portföyü 998.02.001 Konut Kredileri 996 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN ALACAKLAR 996.02 X. Tertip VDMK Alacak Portföyü 996.02.001 Konut Kredileri X iptal edilen VDMK paralelinde portföyün azaltılan tutan üzerinden kaydı X Vade Sonunda VDMK Bedellerinin Ödenmesi 376 İHRAÇ EDİLEN MENKUL KIYMETLER 376.01 VDMK 376.0 LOOl X. Tertip VDMK Alacak Portföyü 630 İHRAÇ EDİLEN MENKUL KIYMETLERE VERİLEN FAİZLER 630.01 VDMK Faizleri 010 KASA 380 ÖDENECEK VERGİ, RESİM, HARÇ VE PRİMLER 380.02 Ödenecek Gelir Vergisi Kesintisi 390 MUHTELİF BORÇLAR 390.01 Ödenecek Fon Payı VDMK bedelierinin ödenmesi / 998 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN BORÇLAR 998.02 X. Tertip VDMK Alacak Portföyü 998.02.001 Konut Kredileri 996 DİĞER NAZIM HESAPLARDAN ALACAKLAR 996.02 X. Tertip VDMK Alacak Portföyü 996.02.001 Konut Kredileri anapara + faiz aiacağı üzerinden k;aydı / 980 TAAHHÜTLERDEN BORÇLAR 980.01 Tedavülde Olan X. Tertip VDMK 978 TAAHHÜTLERDEN ALACAKLAR 978.01 Tedavülde Olan X. Tertip VDMK satlian VDMK'iarın topiam nominai tutariarı üzerinden icaydı 1.8.2.2. Bankaların Alacakları Temellük Etmek Suretiyle (Dolaylı) Varlığa Dayalı Menkul Kıymet İhracının Muhasebeleştirilmesi •Alacak Portföyünün Banka Tarafından Temelük Edilmesi 100 İSKONTO SENETLERİ 100.01 X Firması Senetleri 380 ÖDENECEK VERGÎ, RESİM, HARÇ VE PRİMLER 380.03 Banka, Sigorta Muamele Vergisi 390 MUHTALİF BORÇLAR 390.02 X Firması Senetleri 390.03 Kaynak Kullanımı Destekleme Primi 500 ISKONTO VE İŞTİRA SENETLERİNDEN ALINAN FAİZLER senetlerin nominal bedel üzerinden aktife alınması / Bundan sonraki kayıtlar, bankalann kendi alacaklarım karşılık göstererek VDMK ihraç etmesi durumundaki kayıtlarla paralellik göstermektedir. Ancak, VDMK satış işlemleri tamamlandıktan sonra elde edilen nakit ile alacakları devralınan firmaya ödemede bulunulmaktadır. Bu durumda, bankalar tarafından yapılması gereken kayıt ise şu şekilde olmaktadır: 390 MUHTELİF BORÇLAR 390.02 X Firması 010 KASA alacakların devralman firmaya ödemede bulunulması / . Değinildiği üzere, 31.07.1992 tarih ve 21301 sayüı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri: III, 14 sayılı "Varlığa Dayalı Menkul Kıymetlerin Kurul Kaydına Alınmasına ve Genel Finans Ortaklıklarının Kuruluş ve Faaliyet İlkelerine Dair Esaslar Tebliği" uyarınca bankalar, genel finans ortaklıkları, finansman şirketleri, finansal kiralamaya yatkili kuruluşlar ve gayrimenkul yatmm ortaklıldan doğrudan veya dolaylı varlığa dayah menkul kıymet ihracına yetkili kuruluşlar olarak belirlenmişler; ancak tüm ihraçların banka garantisi gerektirmesinden dolayı, uygulamada sadece bankalar tamamı kendi alacakları için d o ğ r u d a n m e n k u l k ı y m e t ihraç etmişlerdir. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan tebliğde varlığa dayalı menkul kıymetlerin muhasebeleştirilmesine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler getirilmemiş; sadece tebliğin 28'inci maddesi uyannca ihraçcı kurumlann, ihraç ettikleri menkul kıymetlere dayanak teşkil eden alacaklar portföyünü kendi mal varlıklarından ayn ve özel hesaplarda izlemleri ve bunlar için ayn muhasebe kayıtlan tutmalarmın gerktiği belirtilmiştir. Bu doğrultuda, bankalar, "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun Tekdüzen Hesap Planını"; ihraca yetkili diğer kurumlar ise, "Sermaye Piyasası Kurulu'nun Genel Hesap Planını" kullanmaları gerekmektedir. Tez çalışmasının bu aşamaya kadar olan kısmında, genel olarak menkul kıymetleştirme kavramı, menkul kıymetleştirme yönteminin ortaya çıkışı ve tarihi gelişimi, menkul kıymetleştirme sürecinde yer alan taraflar ve süreç ile ilgili diğer unsurlar, menkul kıymetleştkme yöntenileri, menkul kıymetleştirme uygulamalannm yararlan ve sakmcalan, menkul kıymetleştirme uygulamalanna konu olan alacak türleri ile ülkemizde varlığa dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalanna iüşkin düzenlemeler ve bankalar nezninde gerçekleştirilen menkul kıymet ihraçlarının muhasebeleştirilmesi ele alınmış olup, tezin bundan sonraki bölümlerinde ise öncelikle gayrimenkul finansmanı, ipotek kredileri ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde menkul kıymetleştirme uygulamaları incelenecektir. Daha sonra, Türkiye'de ipotek piyasası, ipoteğe dayah menkul kıymetleştirmeye ilişkin düzenlemeler incelenecek ve ülkemiz açısından geçerli olabilecek bir model geliştirilmeye çalışılacaktır. BÖLÜM 2 GAYRİMENKUL FİNANSMANI, İPOTEK KREDİLERİ VE İPOTEĞE DAYALI MENKUL KIYMETLER 2,1.GENEL OLARAK GAYRİMENKUL FİNANSMANI Gayrimenkul, en geniş ifadesi ile, bir arazinin üzerine inşa edilmiş herşey olarak tanımlanabilinir. Bu tanım içerisinde gayrimenkuUeri; oturmaya elverişli olup olmadıklarına göre iki gruba ayırmak mümkündür^ Oturmaya elverişli gayrimenkuUer; evler, apartmanlar, yazlık evler gibi konut tipindeki yapılardır. Oturmaya elverişli olmayan gayrimenkuUer ise, ticari mülkleri ve tanm arazilerini kapsamaktadır. Belirtilen bu gruplar içerisinde en fazla önem verilmesi gereken gayrimenkul türü ise konut olarak kullanılan yapılardır. İnsanların en temel ihtiyaçlarından biri olan barınmayı sağlayan fiziksel ortam olarak konut, aslında temel toplumsal birim olan aileyi bir arada tutan fiziksel ve moral mekanlar bütünüdür. Bu nedenle, insanlann konuta sahip olmalarının yiyecek, giyim ve sağlık gibi önemli bir insan hakkı olduğu İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi (1948)'nde ve Birleşmiş Milletler Habitat II İstanbul Bildirgesi (1996)'nde açıkça ifade edilmektedir. Anyasa'mızm 56'ncı ve 57'nci maddeleri ile birlikte sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak ve yeterli kalitede bir konut sahibi olmak, herkes için bir hak olarak kabul edilmiştir. Tüm bunlann yanında, gayrimenkul sektörü yarattığı istihdam ve diğer sektörlerle olan yakm iHşkilerinden ötürü ülke ekonomileri açısından da büyük bir öneme sahiptir^ . Genel olarak bakıldığında gayrimenkul sektörüne yapılan yatırımlar, ülkelerin gayrisafi milli hasılalarının (GSMH) % 2'si ile % 8'i arasında değişmektedir-^ F r a n k J. F a b o z z i , T h e H a n d b o o k o f M o r t g a g e B a c k e d S e c u r i t i e s , 4.ed., P r o b u s P u b l i s h i n g Company, C h i c a g o , 1 9 9 5 , s.9. Rebecca Black, Krzystof Jaszczolt, Michael Lee, "Solving the Housing Problem: Lessons from Poland a n d H u n g a r y in C r e a t i n g a N e w H o u s i n g F i n a n c e S y s t e m " , R e g i o n a l U r b a n D e v e l o p m e n t Office A s s i s t a n c e P r o j e c t , U S I A D A V a r s a w , J u n e 2 0 0 0 , s.2. B e r t r a n d R e n a u d , " H o u s i n g a n d F i n a n c i a l I n s t i t u t i o n s in D e v e l o p i n g C o u n t r i e s " , A W o r l d Bank Staff W o r k i n g Paper, N o . 6 5 8 , Washington, 1984, s . 5 . Hızlı nüfus artışı, bölünen aileler, kentleşme, gelir düzeylerinin yükselişli, hızla gelişen inşaat teknolijisi gibi nedenlerden dolayı gayrimenkuUere karşı oluşan talep sürekli bir artış göstermektedir"^. Gayrimenkuller bir barınma aracı olmalarının ötesinde, bunlar yarın için bir güvence, bir yatırım aracı ya da gerektiğinde teminat olarak gösterilen bir mal özelliğine sahiptirler^Bilindiği gibi gayrimenkullerin çok pahalı olması ve yaşanılan ülkenin sosyo-ekonomik şartlarından kaynaklanan problemler nedeniyle, birçok gayrimenkul yatmmcısı bunlann bedelini tamamen nakit ödeyecek kaynağa sahip değildir. Bu durumda, gayrimenkuller borçlanma yoluyla sağlanan fonlarla alınabilmektedir. Bir başka ifade ile, konut sorunu ve buna karşı geliştirilen çözümler ülkelerin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik şartlarla doğrudan ilişkili olmakla birlikte, bunların finansmanına ilişkin kaynak problemi en temel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Gayrimenkul satın almak isteyen kişilere veya büyük gayrimenkul projelerini gerçekleştirmek isteyen kurumlara ihtiyaç duydukları kaynakların sağlanması gayrimenkul finansmanının en temel amacıdır^. Etkin bir gayrimenkul finansman sistemi; fon fazlası olan birimlerden gerekli fonlan toplayarak, bunlan gayrimenkul almak için borçlanma ihtiyacında olan kişi ya da kurumlara aktarmak zorundadır. Yine, gayrimenkul finansman piyasasının etkinliği, o piyasada arz edilebilir yeterli miktarda uzun vadeli konut kredilerinin varlığı ile değerlendirilmektedir. Piyasaya gayrimenkul satın alınacak düzeyde kredinin arz edilmesi, ödenebilecek koşullarda bunlann sunulması ve geri ödeme sürelerinin uzun bir vadeye yayılması gayrimenkul finansmanının başarısını belirleyen faktörlerdir^. Burada özellikle belirtimesi gereken husus ise, kredilerin uzun vadeli olarak sağlanma zorunluluğudur. Bunun nedeni; gayrimenkul fiyatlarının kişilerin gelirleriyle karşılaştınidıklannda çok yüksek olmalan ve ancak kredilerin uzun vadeh olarak ^ M e h m e t Durkaya, R a h m i Yamak, "Türkiye'de Konut Piyasasmm Talep Yönlü Analizi", İşletme ve F i n a n s D e r g i s i , Y ı l 19, S a y ı 2 1 7 , A n k a r a , N i s a n 2 0 0 4 , s.76. ^ A h m e t Ç a n g a v.d., " 2 0 0 0 - 2 0 1 0 T ü r k i y e K o n u t İ h t i y a c ı A r a ş t ı r m a s ı " , T . C . B a ş b a k a n l ı k K o n u t M ü s t e ş a r l ı ğ ı , A n k a r a , M a y ı s 2 0 0 2 , s.2.. C e m D e d e s v.d., " T ü r k i y e ' d e G e l i r G r u p l a r ı n a G ö r e K o n u t Ö d e n e b i l i r l i ğ i " , K o n u t M ü s t e ş a r l ı ğ ı A . S . K . D a i r e B a ş k a n l ı ğ ı ' A n k a r a , A r a l ı k 2 0 0 2 , s.2... ' Ali Alp, M . Ufuk Yılmaz, Gayrimenkul Finansmanı ve Değerlemesi, İ M K B Yayınlan, İstanbul, H a z i r a n 2 0 0 0 , s.4 R e n a u d , a.g.e., s.74. verilebilmesi durumunda kişilerin bunları geriye ödeyebilmelerinin mümkün olmasıdır. Aşağıdaki şekil (Şekil 6), borçlanılması durumunda kredi veren kurum tarafından finansman talebine yönelik olarak takip edilmesi gereken işlemleri kapsamaktadır. Şekil 6 Gayrimenkul Finansman İşlemi Borçlu, borçlanmaya karar verir Kredi veren kuruma kredi için başvurulur Borçlu Analizi Hukuksal Analiz Konut Analizi \ Kredi Pazar Analizi I Kredi değerlendirilmesi yapılır Olumlu Değişkenlerle Olumlu Olumsuz •Yeni Karar Alma Kaynak: İlhan Uludağ, Konut Üretiminde Bölgesel Koşullara Uygun Alternatif Finanasman Sistemleri ve Teknikleri, İTO Yayınları, Yaym No: 1997-48, İstanbul, Kasım 1997, s.29. Buradan da görüldüğü üzere, gayrimenkul finansman işlemi öncelikle gayrimenkul edinme arzusu ile başlamaktadır. Gayrimenkul bedelinin tamamma sahip olamayan kişi ya da kurum borçlanmayı planlamakta ve gayrimenkul alımında gerekli kaynağı sağlayabilmek amacıyla kreditöre kredi talebinde bulunmaktadır. Kredi talebinde bulunan borçlu, kurum tarafından incelemeye alınmakta, kerdi alımı için gerekli şartların mevcut olması durumunda ise, kurum tarafından kredi teminine gidilmektedir. Aksi durumda, gerekli şartları yerine getiremeyen kişi ya da kurumlara kredi sağlanmamaktadır. Genel olarak gayrimenkul finansmanına ilişkin yöntemleri dört ayrı grupta incelemek mümkündür^: 1) Doğrudan Finansman Yöntemi 2) Sözleşme Yöntemi 3) Mevduat Finansmanı Yöntemi 4) İpotek Bankası Yöntemi Doğrudan finansman yöntemi, finansal aracıya ihtiyaç duyulmaksızın gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemde, gayrimenkul alıcısı ya kendi birikimleri ile ya da ihtiyaç duyulması durumunda kendi birikimlerine akrabalarından aldığı birikimleri de ekleyerek doğrudan konut sahibi olabilmektedir. Bu yöntem her ne kadar kaynak kullanım etkinliği açısından çok verimsiz gibi gözükse de az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde iyi işleyen bir finansman sistemi bulunmadığmdan, bu ülkelerde doğrudan finansman yöntemi etkin bir gayrimenkul finansman yöntemi olarak kullanılmaktadır. Sözleşme yönteminde gayrimenkul sahibi olmak isteyen kişiler, bu şekil finasmanda uzmanlaşmış kuruma piyasa faiz oranlarının altında bir getiriyle birikimlerde bulunmaktadır. Birikimlerinin belirli bir düzeye ulaşması ile kişi, birikimleriyle orantıh krediye hak kazanmaktadu:. Kredinin geri ödenmesi su-asmda ise, krediye piyasa faiz oranlarının altında faiz ödenmektedir. Bu yöntemle sağlanan kredi miktan, gayrimenkul bedelinin tamamını karşılayamadığı için sözleşme yöntemi diğer yöntemlerle birlikte kullanılmaktadır. Mevduat finansmanı yöntemi, gayrimenkul finansman yöntemleri içerisinde en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Burada, mevduat toplayan fon kurumları yoluyla gayrimenkul finansmanı için kaynak yaratılmaya çalışılmaktadır. Mevdut toplayan kurumlar, piyasa faiziyle topladıklan fonların tamaımm ya da bir kısmını yine piyasa faiz oranlarıyla ipotek kredisi şeklinde gayrimenkul almak isteyenlere kuUandırmaktadu-lar. Gayrimenkul finansmanı için mevduat toplayan kurumlara örnek olarak ticari bankaları, tasarruf bankalarını, tassarruf ve kredi birlikleri ^ Mark Boleat, N a t i o n a l H o u s i n g F i n a n c e S y s t e m , Groom Helm, London, 1985, ss.7-11. (ABD'deki Loan and Savings Associations), emeklilik fonlan ve yapı toplulukları (İngiltere'deki Building Societies) sayılabilinir. İpotek bankası yönteminde yer alan ipotek bankaları ise, mevduat toplayan fon kurumlarmdan farklı olarak sadece gayrimenkul sektörünün finansman ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik oluşturulmuşlardır. Bu tür kurumlar, ipotek teminatlı konut kredisi vermek, verdiği kredilerle ve/veya başka kurumlardan devraldığı kredilerle havuz oluşturmak ve bunları menkul kıymetleştirerek ihraç etmek konularında uzmanlaşmışlardır. Gerçekleştirdikleri bu görevlerle hem birincil piyasada aktif rol oynamakta hem de ikincil piyasanın gelişmesine katkıda bulunmaktadırlar. Burada, ülkemizdeki duruma da bakmak gerekir: 18.03.2002 tarih ve 2002/3888 sayılı Toplu Konut İdaresi Kaynaklanmn Kullanım Şekline İlişkin Yönetmeliğin 23'üncü maddesi uyarmca Toplu Konut İdaresi'ne, bankalardan devraldığı ipotekli konutjo-edilerinden oluşan alacak portföyü karşılığında, menkul kıymet ihraç etme hakkı tanınmıştır. Bu düzenlemelerin. Toplu Konut İdaresi'nin bir ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi şekline dönüştürülmesinde dikkate değer bir ilerleme olduğu görülmektedir. Tezin bundan sonraki bölümlerinde, gayrimenkul piyasasına daha fazla kaynak sağlayan ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme üzererine yoğunlaşılacak ve bu konuda ülkemiz için geçerli olabilecek bir model geliştirilmeye çalışılacaktır. Ancak, ipoteğe dayalı menkul kıymet ihracının ön koşulu iyi işleyen bir ipotek kredisi sisteminin kurulmasından geçmektedir. Bu nedenle, öncelikle ipotek kavramı ile gayrimenkul finansman modelinde ipotek kredisi türleri genel olarak incelenecek ve bunlar arasından ülkemiz koşullarına en uygun kredilendirme türü belirlenecektir. 2.2. İPOTEK KAVRAMI VE GAYRİMENKUL PİYASASINDA İPOTEK KREDİLERİ 2.2.1. FİNANSMAN İpotek Kavramı Bir gayrimenkulun rehin edilmesi olarak ifade edebileceğimiz ipotek işleminin temel fonksiyonu, borcun ödenmesini teminat altma almaktır. İpotek işleminde belirtilen borç, herhangi bir kişi ya da kuruma verilen ipotek kredisidir. Gayrimenkul alıcısı (ipotek yaptıran) kredi veren kuruma (ipotek yapan) gerekli ödemeyi yapmadığı takdirde, kredi veren kurum gayrimenkule el koymakta ve satma hakkını kullanarak krediyi bu yolla tahsile çalışmaktadır. İpotek yapan ve yaptıran arasında imzalanan ipotek sözleşmesinde ise, ipotek tutan açıkça belirtilmelidir. Bundan önceki bölümde gayrimenkul türleri açıklanırken, bunların oturmaya elverişli olup olmadıklarına göre iki gruba ayrıldıkları vurgulanmıştı. Belirtilen tüm bu gayrimenkul türleri ipotek edilebilmekte ve bu yolla ipotek kredileri sağlanmaktadır. ABD'de ipotek karşılığı verilen ipotek kredilerinin büyük bir kısmı oturmaya elverişli konutların finansmanına yönelik olup, bunlar geri ödenebilmelerinin kolaylaştırılması açısından genelde 15-30 yıl vadeli ve düşük faizli krediler şeklinde verilmektedirler^^. İpotek kredilerini düzenleyen; bunların takibi ile ilgili kayıtların tutulması, ödemelerin borçlulardan tahsil edilmesi gibi konularda faaliyet gösteren; düzenlediği ipotek kredilerini bunlara talepte bulunan kişi ve kurumlara satan ya da bunlara dayalı menkul kıymet ihraç eden ve tüm bu faaliyetleri sonucunda ipotek kredisi düzenleme ücreti, ipotek kredisinin takibi ile ilgili hizmet ücreti, ikinci el piyasa satış karı ya da düzenlenen kredi ile ilgili faiz geliri elde eden taraf kredi veren kurum olarak da adlandırabileceğimiz ipotek düzenleyen kurumlardır (mortgage originator). Belirtilen bu kurumlan ticari bankalar, uzman konut finansman kurumları (thrifts) ve ipotek bankaları şeklinde sınıflandırmak mümkündür. Belirtilen kurumlann düzenlemiş olduklan ipotek kredilerine ilişkin kendilerine kaynak yaratabilmeleri amacıyla, kullanabilecekleri üç farklı yöntem mevcuttur. Kurumlar düzenlemiş olduklan kredileri ya portföylerinde tutabilmekte, ya bu krediyi talepte bulunan Fannie Mae, Ginnie Mae ve Freddie Mac gibi A n I n v e s t o r ' s G u i d e to P a s s - T h r o u g h a n d C o l l a t e r a h z e d M o r t g a g e Securities ( M B S s ) , The Bond Market Association, N e w York, 2 0 0 2 , s.5, (Çevrimiçi) htttp//mbrservices.info/pubHcationsStore/pubHcationsmerged.asp#abs, 23 Aralık 2003. kurumlara satabilmekte ya da kendi bünyelerinde havuz oluşturarak bunlara dayalı menkul kıymetleri ihraç edebilmektedirler. Böylece bu kurumlar hem ipotek kredisi düzenlemek yoluyla birinci el piyasada hem de kendilerine kaynak sağlamak amacıyla ikinci el piyasada aktif rol oynarlar. İpotek düzenlenme sürecinde üzerinde önemle durulması gereken bir diğer husus ise, verilen ipotek kredilerinin geri dönüşünü güvence altına almak amacıyla kullanılan değerleme kriterleridir. Kredi veren kurum tarafından hem kendi kredi riskini azaltmak hem de kredi talabinde bulunan tarafa kredi verihp verilmeyeceğine karar vermek amacıyla aşağıda belirtilen kriterler kullanılmaktadır^^: 1) İpotek Ödemelerinin Gelire Oranı (Payment to Income Ratio-PTI) 2) Kredi Tutarının Gayrimenkulun Değerine Oranı (Loan to Value Ratio-LTV) İpotek ödemelerinin gelire oranı (PTI), gayrimenkul almak isteyen kişilerin başvurduktan kredinin geri ödeme tutannm, kişilerin aylık gelirlerine olan oranını ifade etmektedir. Kişiler kredi geri ödemelerini sahip oldukları gelirlerden ödemektedirler. Bu durumda PTI oranı ne kadar düşük ise, kredi geri ödemeleri de o ölçüde düzenh yapılmaktadn*. Bir başka ifade ile, bu oranın düşüklüğü ahnan kredinin kişinin geliri içinde payının düşük olmasına ve dolayısıyla bu kredinin ödenmeme riskinin az olmasına neden olmaktadır. Örneğin PTI oranının %30 olması, kredi geri ödeme tutannm bu krediyi alan kişinin geliri içindeki payının da %30 olduğunu gösterir. Verilecek olan ipotek kredisinin geri ödemelerini güvence altına almaya çalışan bir diğer kriter ise, kredi tutannın gayrimenkulun değerine olan oranıdır (LTV). LTV oranı, kredi talebinde bulunan kişilerin alacaklan kredilerin, gayrimenkulun satış fiyatına olan oranı şeklinde ifade edilmektedir. Dolayısıyla, kişilerin satın alacaklan gayrimenkulun fiyatı ile alacaklan kredi arasındaki kısmı gayrimenkulun satın alınması su-asmda peşin ödemeleri gerekmektedir. LTV oramnm düşüklüğü, kredi veren kurum açısından daha yüksek bir koruma ifade etmektedir; çünkü kurum tarafından gayrimenkul değerinin tamamı kadar kredi açılmamakta ve bu sayede oluşabilecek risklere karşı bir miktar emniyet payı bırakılmaktadır^^. Örneğin, 100.000 $ değerindeki bir gayrimenkul için 10.000 $ peşin ödenecek F r a n k J. F a b o z z i , T h e H a n d b o o k o f M o r t g a g e B a c k e d S e c u r i t i e s , 4.ed., P r o b u s P u b l i s h i n g Company, Chicago, 1995, ss.10-11. M i c h a e l J. L e a , " I n n o v a t i o n a n d t h e C o s t o f M o r t g a g e C r e d i t : A H i s t o r i c a l P e r s p e c t i v e " , H o u s i n g P o l i c y D e b a t e , Vol.7, I s s u e l , 1 9 9 6 , s . l 6 0 . ve geri kalan kısım için ipotek kredisi kullanılacak ise, bu durumda LTV oranı % 90 (90.000 $/100.000 $=%90) gibi yüksek bir oran olmaktadır. Gayrimenkul finansman sistemleri gelişmiş olan ülkelerde, LTV oranı genellikle %80 civarındadır^-^. Ülkemizde ise, PTI oranına ilişkin olarak, 18.04.2002 tarihinde Bakanlar Kurulu'nca kararlaştırılan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) kaynaklarının kullanım şekline ilişikin yönetmeliğin 19/b maddesine göre, ''TOKİ'nin bankalardan devralacağı kredilerde kredi geri ödemelerinin aylık net hanehalkı gelirine oranı en fazla % 50 olmalıdır'' denilmektedir. Yine aynı yönetmeliğin 19/a maddesi uyarınca ise, "TOKİ tarafından devralınacak kredi miktarı, Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış gayrimenkul ekspertiz şirketleri tarafından belirlenmiş olan konut ekspertiz değerinin %75'ini geçmemelidir" şeklinde bir düzenlemeye gidilmiştir. Yapılan bu düzenlemeler sonucunda PTI ve LTV oranlarına ilişkin standartlar, ülkemizde de belirlenmeye çalışılmıştır. Konunun bundan sonraki kısımlarında, gayrimenkul finansman piyasasında kullanılan ipotek kredisi türleri değerlendirilmiştir. 2.2.2. Gayrimenkul Finansman Piyasasında İpotek Kredileri Gayrimenkul finansman piyasasının gelişmiş olduğu ülkelerde finansman kurumları, düzenlemiş oldukları kredilere talep yaratabilmek amacıyla farklı ipotek kredisi türleri geliştirmişlerdir. Bu farklılaşmada ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum, geleceğe ilişkin beklentiler, ipotek kredisi almak isteyenlerin mali yapılan, geri ödemelerin yapılış şekli gibi faktörler etkili olmuştur. Ekonomik istikrarın yaşandığı sanayileşmiş ülkelerde genellikle uzun vadeli, sabit faiz oranlı, eşit geri ödemeli ipotek kredileri yaygın olarak kullanılırken; ekonomik istikrarsızlığın yaşandığı az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde ise değişken faiz oranlı ipotek kredileri yaygın olarak kullanılmaktadır. Uygulanan farklı ipotek kredilerinin gayrimenkul finansman piyasasını doğrudan etkilemeleri, bunların ele alınıp çeşitli açılardan değerlendirilmelerini gerekli kılmaktadır. Bu doğrultuda, aşağıda farklı türlerdeki ipotek kredileri incelenmeye çalışılmıştır. F r a n k J. F a b o z z i , F r a n c o M o d i g l i a n i , M o r t g a g e a n d M o r t g a g e - B a c k e d S e c u r i t i e s M a r k e t s , H a r v a r d B u s i n e s s S c h o o l P r e s s , B o s t o n , 1 9 9 2 , s.69.2. 2.2.2.1. Sabit Faizli İpotek Kredisi (Fixed Rate Mortgage-FRM) Klasik ipotek kredisi olarak da adlandırabileceğimiz sabit faizli ipotek lo-edisi 1930'lu yıllardan itibaren finans piyasasında uygulanmaktadır^"^. Bu İvediler uygulmada uzun vadeli, sabit faiz oranlı, eşit geri ödemeli ve tamamen amortize edilebilen (geri ödenen) krediler şeklinde verilmektedir. Bir başka ifade ile, bu tür ]a*edilerde ipotek kredisi alan taraf, anlaşılan bir vade içerisinde, borcun anapara ve faizini eşit taksitler halinde geri ödemektedir^^. Doğal olarak başlangıçta sabit geri ödeme içerisinde faiz kısmı yüksek iken, sona yaklaştıkça geri ödemelerdeki anapara payı artmaktadır. Sabit faizli ipotek kredilerinin yapısı gereği, vade sonunda kredi borç bakiyesi sıfura inmekte ve alınan kredi tamamen geri ödenmektedir. Sabit faizli ipotek kredilerinin bir diğer özelliği ise, bunlarda uygulanan faiz oranının hazine bonosu ya da devlet tahvili için belirlenen risksiz faiz oranının üzerinde olmasıdır. Bunun nedeni, uzun vadede nakit akımlarında oluşabilecek belirsizlikler ve kredi bulmadaki zorluklardır. Bu tür kredilerde geri ödemeler genel olarak aylık yapılmakta, başlangıçta belirlenen faiz oranı kesinlikle değiştirilememekte ve vade 20 ile 30 yıl arasında değişmektedir. Genel anlamda ipotek kredilerinin en belirgin özelliği, krediyi kullanan tarafın vadenin dolmasını beklemeden kalan kredi bakiyesinin tamamını ödeyerek krediyi kapatma ve gayrimenkulu üzerindeki ipoteği kaldırma hakkına sahip olmasıdır. Dolayısıyla, piyasa faiz oranlanmn düştüğü durumlarda sabit faizli ipotek kredisini kullanan taraf piyasada daha ucuza borçlanma imkanına kavuşmakta ve kredinin kalan bakiyesini vadesinden önce kapatarak uygun koşullarda yeniden borçlanmaktadır (erken ödeme riski) Gerçekleştirilen bu erken ödemeler hem kredi veren kurum açısından erken ödeme riskini doğurmakta hem de bu tür kredilere dayandırılarak çıkartılan menkul kıymetlerin işleyişinde ve ödeme planlarında aksamalara yol açmaktadır. Piyasa faiz oranlarının yükseldiği durumlarda ise lo-edi veren kurum, İcrediyi vadesinden önce sona erdirme ya da ^ ^ F a b o z z i , a.g.e., s . l 4 . ^ ^ F a b o z z i , M o d i g l i a n i , a.g.e., s.69. J o h n Y. C a m p e l l , J o a o F. C o c c o , " H o u s e h o l d R i s k M a n a g e m e n t a n d O p t i m a l M o r t g a g e C h o i c e " , Working Paper, N o . 9 7 5 9 , J u n e 2 0 0 3 , s.3. NBER faiz oranını yükseltme hakkına sahip olmamaktadır. Bu nedenle, sabit faizli ipotek kredisi, piyasa faiz oranlarını yükselmesi durumunda kredi veren kurum açısından zarar oluşturmaktadır (faiz oranı r i s k i ) B u iki risk unsuru konumuz açısından önemli olup, ileriki bölümlerde bunların detayına girilmiştir. Sabit faizh ipotek kredilerinde gözlemlenen vade uyumsuzluğu sorunu (mismatch), özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan belirsizlik ortamında ortaya çıkmış ve 1970 sonrasında yeni alternatifler yaratılarak bu sorun ortadan kaldu-ılmaya çalışılmıştır^^. Bu sorun temelde, kredi veren kurumların verdikleri ipotek kredilerinin vadeleri ile bu kredileri verebilmek için sağladıkları fonların vadelerinin farklı olmalarından kaynaklanmaktadır. Vade uyumsuzluğu sorunu özellikle enflasyonun ve faiz oranlarının arttığı dönemlerde sorun haline gelmekte ve bu durum kredi veren kurumun zararına olmaktadu*. Kredi veren kurum böyle bir zarardan kurtulabilmek amacıyla ya sağladığı fonların vadelerini verdiği kredinin vadesine çıkartmalı ya da kredi faiz oranlarını sabit tutmayıp, belirli dönemler ve belirli göstergeler dahilinde bunları yeniden belirlemelidir. Bu çözümlerden birincisi pratik olarak mümkün olmamakta; ancak ikinci çözüm kredi faiz oranlarının değişkenlik gösterdiği yeni türlerin geliştirilmesi ile sağlanabilmektedir. Enflasyon ve faiz oranlarının sürekli değişkenlik gösterdiği bir ülkede sabit faizli ipotek kredisi uygulamasının karşılaşacağı bir diğer sorun ise, enflasyonun kredi ödemeleri üzerindeki olumsuz etkisidir (tilt p r o b l e m ) E n f l a s y o n u n arttığı durumda, nominal faiz oranı üzerinden hesaplanan geri ödemelerin reel değeri azalmakta, dolayısıyla kredi veren kurum açısından yüksek bir risk oluşmaktadır. Böyle bir sorun da ancak farklı türlerdeki ipotek kredilerinin yaratılması ile aşılabilmektedir. Yukarıda verilen bilgiler ışığında sabit faizli ipotek kredisinin özelliklerini yansıtan bir örnek aşağıda incelenmiştir: Örneğimizde, 1.000.000.000 TL'lık sabit faizh ipotek kredisi almdığı varsayılmıştır. Alman kredi 30 yıl vadeli, sabit faiz oranlı ve eşit geri ödemelidir. Geri ödemeler 1^ L o ï c C h i q u i e r , " D I M ' s in P o l a n d " , U S I A D A s s i s t a n c e P r o j e c t , N o : 6 2 5 , F e b r u a r y 1 9 9 8 , s.3. . g F a b o z z i , a.g.e., s . l 4 . R o b e r t B u c k l e y vd., " M o r t g a g e D e s i g n U n d e r Inflation a n d R e a l W a g e U n c e r t a i n t y : T h e U s e of a D u a l I n d e x e d I n s t r u m e n t " , T h e W o r l d B a n k D i s c u s s i o n P a p e r , N o : I N U - 6 2 ; D e c e m b e r 1 9 8 9 , s.3. aylık olarak gerçekleştirilmektedir. Bu krediye uygulanması düşünülen faiz oranı ise yıllık %18 olarak ele alınmıştır. 30 yıl (360 ay) vadeli alınan bu kredinin aylık geri ödemeleri ise 15.070.853,72 TL şeklinde olmaktadu**.. Tablo 7'de yer alan geri ödeme planında (amortizasyon tablosu) aylık geri ödemelerinin ne kadarının faiz ne kadannm anapara ödemesi olduğu dönemler itibariyle ayrı ayrı görülmektedir. Daha önce de bahsedildiği üzere, başlangıçta sabit geri ödeme tutarı içerisindeki faiz kısmı yüksek iken, sona yaklaştıkça bu tutar içerisindeki anapara ödemelerinin payı artmaktadır. Şekil 7 ise, bu durumu göstermektedir. * S a b i t faizli i p o t e k k r e d i s i a y l ı k g e r i ö d e m e t u t a r l a r ı a ş a ğ ı d a k i f o r m ü l k u U a m l a r a k h e s a p l a n m ı ş t ı r : ^ ^ m = M B o / [ l/i - (l/i*(l+i)^n)] B u formülde yer alan, M B o , alınan ipotek kredisi tutannı; M P m , aylık ipotek kredisi geri ö d e m e tutannı; n, g e r i ö d e m e l e r i n t a m a m l a n a c a ğ ı a y s a y ı s ı n ı ( v a d e ) ; i, b a s i t faiz o r a n ı n ı (yıllık b a s i t faiz o r a n ı / 1 2 ) g ö s t e r m e k t e d i r . n = 3 6 0 ; M B o = 1.000.000.000 T L ; i (aylık) = 0,18/12= 0,015. M P m = 1.000.000.000 / [1/0,015 - 1/(0,015*(1+0,015)A360)]= 15.070.853,72 T L Tablo 7 Sabit Faizli İpotek Kredisi Aylık Geri Ödeme Planı^ Aylar Aylık Kredi Geri Ödemesi Faiz Ödemesi Ödemesi 1 15.070.853,72 15.000.000 70.854 999.929.146 2 15.070.853,72 14.998.937 71.917 999.857.230 Anapara 0 Borç Bakiyesi 1.000.000.000 3 15.070.853,72 14.997.858 72.995 999.784.234 4 15.070.853,72 14.996.764 74.090 999.710.144 5 15.070.853,72 14.995.652 75.202 999.634.943 101 15.070.853,72 14.756.827 314.027 983.474.426 102 15.070.853,72 14.752.116 318.737 983.155.689 103 15.070.853,72 14.747.335 323.518 982.832.171 104 15.070.853,72 14.742.483 328.371 982.503.799 105 15.070.853,72 14.737.557 333.297 982.170.503 201 15.070.853,72 13.679.072 1.391.782 910.546.356 202 15.070.853,72 13.658.195 1.412.658 909.133.698 203 15.070.853,72 13.637.005 1.433.848 907.699.850 204 15.070.853,72 13.615.498 1.455.356 906.244.494 205 15.070.853,72 13.593.667 1.477.186 904.767.307 315 15.070.853,72 7.472.843 7.598.011 490.591.498 355 15.070.853,72 1.287.922 13.782.932 72.078.517 356 15.070.853,72 1.081.178 13.989.676 58.088.841 357 15.070.853,72 871.333 14.199.521 43.889.320 358 15.070.853,72 658.340 14.412.514 29.476.806 359 15.070.853,72 442.152 14.628.702 14.848.131 360 15.070.853,72 222.722 14.848.131 0 S a b i t faizli i p o t e k k r e d i s i a y l ı k g e r i ö d e m e p l a n ı n a ilişkin v e r i l e r a ş a ğ ı d a v e r i l m i ş t i r : Alınan İpotek Kredisi: 1.000.000.000 T L İ p o t e k K r e d i s i F a i z O r a n ı : % 1 8 (Yıllık) (Aylık F i z O r a n ı = Y ı l l ı k F a i z O r a n ı / 1 2 = % 1,5) Aylık Geri Ö d e m e Tutan: 15.070.853,72 T L K r e d i n i n V a d e s i : 3 0 yıl ( 3 6 0 a y ) Yukandaki tabloda 30 yıl (360 ay) vadeli %18 sabit oranlı 1.000.000.000 TL'lık sabit faizli ipotek kredisinin aylık geri ödemelerinin faiz ve anapara paylan ayn ayn belirlenmiş, İcredi borç bakiyesinin sadece anapara ödemesi oranında düştüğü görülmüştür. Şekil 7 İpotek Geri Ödemelerinde Faiz-Anapara İlişkisi Anapara/Faiz Oranı (%) 100 50 100 200 315 360 Aylar Şekil 7'den de görüldüğü üzere, sabit faizli ipotek kredisinin geri ödemelerinde, aylık geri ödemelerin uzunca bir süre ağırlıklı olarak faiz ödemelerinden oluştuğu; ancak 315'inci aydan itibaren anapara paymm faiz ödemelerini aştığı görülmektedir. Burada görülen esas olgu ise, toplam ödemelerin içindeki faiz ödemelerinin büyüklüğüdür. Şekil 7, toplam ödemelerin faiz ve anapara arasındaki dağılımı da toplu olarak yansıtmaktadır. Yukarıdaki örnekten ve açıklamalardan anlaşıldığı üzere uzun vadeli olarak kullandırılan sabit faizli ipotek kredileri, gerek borçlunun krediyi vadesinden önce kapatabilme hakkına sahip olması gerekse de bu kredilerin faiz oranlanmn vadeleri boyunca değiştirilememeleri nedeniyle kredi veren kurum açısından, ekonomik istikrarsızlığın olduğu durumlarda oldukça yüksek bir risk taşmıaktadır. Son zamanlarda ülkemizde enflasyon ve buna bağlı olarak faiz oranlarında görülen iyileşmelere rağmen, yıllar itibariyle gözlemlenen ekonomik istikrarsızlık ve değişken faiz oranlan dikkate ahndığmda sabit faizU ipotek kredileri, ülkemizde uygulama alanı olmayan bir kredilendirme türü olarak karşımıza çıkmaktadır. 2,2.2.2. Değişken Faizli İpotek Kredisi (Variable Rate Mortgage-VRM) Ayarlanabilir ipotek kredisi (Adjustable Rate Mortgage-ARM) olarak da bilinen değişken faizli ipotek kredisi, sabit faizli kredinin uygulanması esnasında ortaya çıkan vade uyumsuzluğu sorununu ve enflasyonun geri ödemeler üzerindeki olumsuz etkisini gidermek amacıyla bir alternatif olarak uygulamaya geçmiştir. Değişken faizli ipotek kredisi işlemi, ilk olarak 1978 yılının Aralık ayında Kaliforniya Tasarruf ve Kredi Birliği tarafından gerçekleştirilmiş ve daha sonra bu kurum tarafından söz konusu ipotek kredilerine dayalı menkul kıymetler ihraç edilmiştir^^. Aşağıdaki şekilden (Şekil 8) de anlaşıldığı üzere, enflasyonun ve buna bağlı olarak faiz oranlannm arttığı durumlarda nominal faiz oranı üzerinden hesaplanan geri ödemelerin reel değeri azalmakta; dolayısıyla, kredi veren kurum açısından yüksek bir risk oluşmaktadır. Hem böyle bir olumsuzluğu ortadan kaldırarak kredi veren kurumun mali yapısını düzeltmek hem de yeni ipotek taleplerine olanak sağlamak amacıyla değişken faizli ipotek kredisi yaratılmıştır. Şekil 8 Geri Ödemelerin Reel Değeri Geri Ödemeler ($) 200 _L O Enflasyon %4 Enflasyon %8 Enflasyon 30 Yıllar Kaynak: Frank J. Fabozzi, The Handbook of Mortgage Backed Securities, 4.ed., Probus Pubhshing Company, Chicago, 1995, s.l4. Fabozzi, Modigliani, a.g.e., s.lO Değişken faizli ipotek kredilerinin en temel özelliği, sabit faizli ipotek kredilerinin aksine, kredinin vadesi boyunca faiz oranmm bir endekse bağlanması ve endeksteki değişmelere bağlı olarak kredi faiz oranlarının aşağıya ya da yukarıya doğru yeniden belirlenmesidir. Böylece, kredi veren kurum faiz oranı riskine karşı korunmakta olup, risk bir bakıma ipotek borçlusuna aktarılmaktadır. Bu tür kredilerde kullanılan kredi faiz oranları, ülkenin ekonomik durumuna bağlı olarak 3, 6 ay; 1, 2, 3 ya da 5 yıl gibi dönemlerde yeniden ayarlanmaktadır. Şöyle ki, ABD ve Avrupa ülkelerinde ayarlama dönemi genellikle 2-3 yılda bir iken. Güney Amerika ülkeleri gibi ekonomisi istikrarsız ülkelerde bu dönem 36 aya kadar inmektedir^^ Ülkemizde böyle bir kredinin verilmesi durumunda ise, ekonomik istikrann henüz kalıcı olarak sağlanamamasından ötürü, kredi faiz oranlarının kısa aralıklarla, örneğin aylık olarak, yeniden belirlenmesi yerinde olacaktır. Değişken faizli ipotek kredilerinde ayarlama dönemleri boyunca uygulanacak olan faiz oranı, kredi sözleşmesinde esas alınan endeks oranına (benchmark index-BI) yine sözleşmede belirlenen sabit bir faiz oranı (spread) eklenerek bulunmakta ve dönem kredi faiz oram olarak belirlenen bu oran kullanılmaktadır^^. Değişken faizli ipotek kredilerinde, yaygın olarak kullanılan iki farklı endeks oranı vardn*: Bunlardan birincisi piyasa faiz oranlarını yansıtan farklı vadelerdeki hazine bonosu, devlet tahvili faiz oranları; diğeri ise, uzman konut finansman kurumlanmn fon maliyetlerinin ağırlıklı ortalamasıdır. Örneğin, ABD'de değişken faizli olarak kullandırılan ipotek kredilerinin %60'a yakın bir kısmında, 1 yıllık hazine bonosu faiz oranlan endeks oram olarak alınmaktadır^^. Bunlann dışında LIBOR (The London Interbank Offered Rate) ve mevduat faiz oranlan da endeks oranı olarak kullanılmaktadır. Ancak, sözleşmede belirtilen bu oranın dikkatlice seçilmesi gerekmektedir. Çünkü, ipotek borçluları tarafından benimsenmeyen ve piyasada yaygın kullanımı olmayan endeksler güveni azaltmakta ve yeni kredi taleplerim olumsuz yönde etkilemektedir. Taraflar arasında yapılan sözleşmede endeks oramna eklenen sabit faiz dönemlere göre değişebileceği gibi, bazı durumlarda da endeks oranı tek başına kullanılarak sabit faiz eklenmemektedir. Ali Alp, Modern Konut Finansmanı, F a b o z z i a.g.e., s . 2 1 . A.e., S.62. 2 . b s . , S P K Y a y ı n l a n , Y a y ı n N o : 5 1 , A n k a r a , E y l ü l 2 0 0 0 , s.90. Kredi veren kurum, karşılaşabileceği risklerden korunmak amacıyla ipotek kredisi alanlan sabit faizli ipotek kredisi yerine değişken faizli ipotek kredisine yöneltmekte ve bu tür kredilerin faiz oranlarını başlangıçtaki piyasa faiz oranlanna göre daha düşük belirlemektedir. Örneğin, kredi sözleşmesinde yer alan sabit faiz oranının %2, endeks oranı olarak kullanılan 1 yıllık hazine bonosu faiz oranının %6,5 olduğu bir ortamda, başlangıçta uygulanacak faiz oramnm %8,5 olması gerekirken, kredi veren kurum %6,75 oranında bir kredi faiz oranı uygulayarak değişken faizli ipotek kredisini daha cazip hale getirmek isteyebilmektedir^"^. Kredi veren kurum, uzun vadede faiz oranı riskini kredi alıcısına devretmenin yaratacağı avantaj nedeni ile başlangıçta düşük faiz uygulamayı göze almaktadır. Bu uygulama ise tarafların anlaşmasına bağlı olarak 6 ay ile 18 ay arasında değişmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere gerek vade uyumsuzluğu sorununa gerekse de enflasyonun kredi geri ödemeleri üzerindeki olumsuz etkisine çözüm getirebihnek amacıyla değişken faizli ipotek kredileri geliştirilmiştir. Çalışma kapsamında, değişken faizli ipotek kredisi içerisinde yer alan fiyat seviyesine endeksli ipotek kredisi ile özellikle ülkemiz koşullarında en etkin model olduğunu düşündüğümüz iki oranlı ipotek kredisi aşağıda etraflıca incelenmiştir. 2.2.2.2.1.Fiyat Seviyesine Endeksli İpotek Kredisi (Price Level Adjusted Mortgage-PLAM) Değişken faizli ipotek kredisinin bir türevi olarak kabul edilen fiyat seviyesine endeksli ipotek kredisinde, krediye uygulanan faiz oranının belirli dönemlerde endeks oranı kadar yeniden ayarlanması esastır. Böylece, kredi veren kurum oluşabilecek faiz oranı riskine karşı korunmakta ve mali yapısı olumlu yönde etkilenmektedir. Bu tür bir ipotek kredisinde, kredi faiz oranı nominal faiz oranı yerine, reel faiz oranı olarak algılanmakta ve bu uygulama vade sonuna kadar geçerliliğini korumaktadır. Bir başka ifade ile, kredi sözleşmesinde belirtilen endeks oranı dönemler itibariyle değiştikçe krediye uygulanan reel faiz oranı da değişmekte, buna bağh olarak da kalan kredi borç bakiyesi yeniden belirlenmektedir. Böylelikle, aylık kredi geri ödemelerinin reel fa^z oranı çerçevesinde yapılması sağlanmakta ve kurum, enflasyon ve faiz oranlanndaki değişmelere karşı korunmaktadır. Jorjisu S a - A a d u , I s a a c F. M e g b o l u g b e , " H e t e r e g e n o u s B o r r o w e r s , M o r t g a g e S e l e c t i o n , a n d M o r t g a g e P r i c i n g " , Journal of Housing Research, Vol.6, I s s u e 2 , 1 9 9 5 , s . 3 3 4 . Brezilya, Kolombiya, İsrail ve Meksika'da'başarı ile uygulanan fiyat seviyesine endeksli ipotek kredisinde belirtilmesi gereken en önemli husus, geri ödeme tutarlarmm saptanabilmesi için reel faiz oranmm, kredinin vadesinin ve fiyat düzeyini saptamak için kullanılacak endeksin (genellikle tüketici fiyat endeksi) taraflar arasında yapılacak sözleşmede açıkça belirtilmesidir^^. Sabit faizli ipotek kredisi için hazu-lanmış olan ve Tablo 7'de yer alan verilerden, reel faiz ve vadeye göre, fiyat seviyesine endeksli bir ipotek kredisi için geri ödemeler kolayca hesaplanabilmektedir. Böyle bir kredide öncelikle, ipotek borçlusu ödemelere başlamakta ve ilk ayarlama dönemine kadar belirlenen geri ödemeleri gerçekleştirmektedir. İlk ayarlama döneminde ise, kalan borç baldyesi önceden saptanmış endekse göre (Ömeğimizde, tüketici fiyat endeksi) arttırılır, böylece yeni borç bakiyesi belirlenmiş olunur. Kredi borçlusu, yeni borç bakiyesi üzerinden hesaplanan geri ödemeleri bir sonraki ayarlama dönemine kadar yapmakta ve aynı uygulama kredi borç baldyesi bitene kadar devam etmektedir. Burada yer alan rakamlar nominal değil, artık reel rakamlardır. Fiyat seviyesine endeksli kredinin uygulanabilir olması için en temel varsayım, borç alan kişinin gelirinin de ayarlama dönemleri boyunca belirlenen endeks oranında artmasıdır. Böyle bir varsayımın gerçekleşmemesi durumunda, yani kredi borçlusunun gelirinin endeks oranı ile aynı oranda artmaması durumunda, borç alan kişinin geliri içerisindeki geri ödeme payı sürekli olarak değişiklik gösterecek ve kişinin ödeme güçlükleri zaman içerisinde daha da artacaktır. Kişinin ödeme güçlüğü içine girmesi, belki de kredi veren kurumların ipotek edilmiş gayrimenkul için haciz işlemi yapmalarını gerekli kılacaktır. Geri ödemelerde oluşabilecek bu tür sorunlann giderilmesi amacıyla iki oranlı ipotek kredisi geliştirilmiştir. 2.2,2.2.2,İki Oranlı İpotek Kredisi (Dual Rate Mortgage-DRM): Değişken faizli ipotek İcredisinin bir diğer uygulaması olan iki oranlı ipotek kredisi hem kredi bakiyesinin enflasyon oranında düzeltilmesi ile PLAM'a benzemekte hem de geri ödeme tutarlarının borçlunun gelir düzeyine göre ayarlanması ile PLAM'dan ayrılmaktadır^^. ^ C h i q u i e r , a.g.e., s. 12 Fabozzi, Modigliani, a.g.e., s. 132. iki oranlı ipotek kredisinin en belirgin özelliği, iki endeks oranının varlığıdır. Bunlardan birincisi kredi borç bakiyesini sözleşmede belirtilen dönemler itibariyle yeniden ayarlayan enflasyon oranı; bir diğeri ise, kredi geri ödemelerini ayarlayan borçlunun gelir düzeyindeki artış oranıdı?^. Bu ayarlamalar sayesinde hem kredi veren kurumun enflasyon ve faiz oranlarındaki değişmelere karşı korunması sağlanmakta hem de borçlunun ödeme gücü gözönünde bulundurulmaktadır. Bu tür bir kredide, geri ödeme tutarları borçlunun geliri içerisinde sürekli aynı düzeyde kalmakta; ancak endeks oranlarındaki değişmeler sonucunda geri ödeme plam sürekü farklılaşmaktadır. Ömeğin," enflasyon oranımn %12 olması durumunda kredi bakiyesi %12 arttırılmakta; ancak aynı dönem için kredi borçlusunun gelir düzeyi (memur maaşlarındaki yıllık artış oranı) %10 artmış ise, kredinin geri ödeme tutarlan da %10 oranında arttmlmaktadır. Geri ödeme planında oluşacak bu farklılaşma nedeniyle, yani enflasyona göre düzeltilmiş kredi bakiyesine kıyasla düşük geri ödemede bulunulması nedeniyle, arada oluşacak fark mevcut kredi bakiyesine ilave edilmektedir. Söz konusu nedenden kaynaklanan farklar zaman içerisinde toplu ödemeler ya da kredi vadesinin uzatılması şeklinde geri ödenmektedir^^. İki oranlı ipotek kredisi Meksika, Gana ve Rusya gibi ekonomik istikrarı tam olarak sağlayamayan ülkelerde başanlı bir biçimde uygulanmaktadır^^. Ülkemizde de siyasi ve ekonomik istikrarın uzun vadede hala belirsiz olması nediniyle iki oranlı ipotek kredisinin hem kredi veren kurumlar hem de kredi almak isteyenler açısından en uygun model olduğu görülmektedir. Bu düşünce ile iki oranh ipotek kredisini ve buna dayalı menkul kıymetleştirmeyi inceleyen bir çalışma tezin üçüncü bölümünde yer almıştır. 2.2.2.3.İndirimli İpotek Kredisi (Buydown Mortgage) Sabit faizli ipotek kredisinin bir başka uygulaması olan indirimli ipotek kredisinde, alıcılara ödemelerini rahat yapabilmeleri için uygun koşullar hazırlanmakta ve kredi faizlerinin belirli bir dönem (1,5 yıl ile 3 yıl arası) düşük tutulmasına çalışılmaktadır-^^. Dönemin sonunda ise sözleşmede belirtilen oranlar üzerinden Buckley, a.g.e., s.l3. ^ ^ A l p , Y ı l m a z , a.g.e., s.89. C h i q u i e r , a.g.e., s . l . M u r a t B a h a d ı r T e k e r , Sermaye Piyasası Araçları Yoluyla 2.bs., S P K Y a y ı n l a n , Y a y ı n N o : 4 3 , A n k a r a , 2 0 0 0 , s.18. Gayrimenkul Finansmanı ve Yatırımı, ödemeler vade sonuna kadar devam etmektedir. Bu sayede hem kredi kuUamcılarmm aylık ödemeleri azaltılmakta hem de kredi veren kurumların sağladıklan kredilere olan talep artmaktadu*. Kredi veren kurum yapmış olduğu faiz indirimine karşılık, kendisi de daha ucuz bir yoldan fon ihtiyacını karşılmaya yönelmektedir. 2.2.2AYüksek Ödemeli İpotek Kredisi (Baiioon IVIortgage) Bu tür bir ipotek kredisinde düşük peşinatlı ve düşük geri ödemeli bir plan hazu-lanmakta, bu sayade krediye olan talep yüksek tutulmaktadu*. Ödeme planının sözleşmede^belirtilen vadede bitirilebilmesi için ya 5 ile 7 yılda bir yapılacak ara ödemelere ihtiyaç duyulmakta ya da vadenin sonunda kalan borç tek bir seferde ödenmektedir. Yüksek ödemeli ipotek kredisinde faiz oranı sabit olup, vade 20 ila 30 yıl arasında değişmektedir^ ^ 2.2.2.5.İki Aşamaiı İpotek Kredisi (Two Step IVİortgage) îki aşamalı ipotek kredisi, sabit faizli ipotek kredisine benzemekle birlikte, başlangıçtaki faiz oram kredinin vadesi boyunca (genellikle yedinci yılın sonunda) yalnızca bir defa değişmekte ve yeni faiz oranı kredinin geri kalan vadesinde uygulanmaktadır-^^. Böylece, kredinin kalan ödeme tutarları belirlenen yeni faiz oranı üzerinden hesaplanmaktadır, ipotek kredisinde yapılan faiz ayarlaması sayesinde kredi veren kurum, zaman içinde karşılaşabileceği faiz oranı riskini de azaltmaktadır. 2.2.2.6.Geçişii İpotek Kredisi (Convertibie IVIortgage) Geçişli ipotek kredisi, kredi alanlarla değişken faizli ipotek kredisinden sabit faizh ipotek kredisine geçiş hakkı tanımaktadır. Tipik bir geçişli ipotek kredisinde geçiş imkanı, kredinin 5 ile 6'ncı yıUmı arasında mümkün olmakta; ancak kredi alanlar ya kredi veren kurumun belirlediği faiz oranı ya da piyasa faiz oranı üzerinden böyle bir geçişi yapabilmektedirler*^^. F a b o z z i , M o d i g l i a n i , a.g.e., s. 115. F a b o z z i , a.g.e., s.25. F a b o z z i , M o d i g l i a n i , a.g.e., s. 114. 2.2.2.7.Dereceli İpotek Kredisi (Graduated Payment Mortgage-GPM) Dereceli ipotek kredisi, zamanla gelirinin yükseleceğini ya da birikim eğiliminin artacağı beklentisi olanlar için hazırlanmış bir kredi türüdür. Böyle bir kredi, başlangıçta düşük daha sonraki dönemlerde kademeli olarak artan aylık geri ödemelere sahiptir-^"^. Bu kredi türünde alınan kredinin sözleşmede belirtilen vadesinde ve faiz oranında herhangi bir değişiklik olmamakla birlikte, değişen yalnızca geri ödeme tutarları olmaktadır. Dolayısıyla, ilk defa ipotek kredisi almak isteyenler ile gelir düzeyleri yıllar geçtikçe artacağına inamlan gayrimenkul alıcıları için iyi bir alternatiftir. Aşağıdaki tabloda (Tablo 8) farklı yapılardaki dereceli ipotek kredilerine ilişkin olarak ödemelerin artacağı yıllar ve artış yüzdeleri yer almaktadır. Tablo 8 Beş Temel Dereceli İpotek Kredisi Planı Plan I 11 111 IV V Vade (Yıl) Ödemelerin Artacağı Yıllar Yıl Başına Artış Yüzdesi 30 3ü 3ü 3ü 3ü 5 %2.5 %5.ü %'l.t> %2.ü %3.ü 5 İÜ İÜ Kaynak: Frank J. Fabozzi, Franco Modigliani, Mortgage and Mortgage-Backed Securities Markets, Harvard Business School Press, Boston, 1992, s. 121. Burada yer alan planlardan birincisinde 30 yıl vadeli bir kredi söz konusu olup, bu kredinin geri ödeme tutarları ilk 5 yıl süresince bir önceki yıla kıyasla %2,5 düzeyinde artmaktadır; beşinci yılın sonundan vade sonuna kadar ödenen aylık tutar ise mevcut düzeyinde devam etmektedir. Diğer GPM planlarında da vadeler aynı kalmakla birlikte, ödemelerin artacağı yıllar ve yıl başına artış yüzdeleri farklılık göstermektedir. A . e . , s. 120. Bu tür bir kredi faiz oranlannın vade boyunca sabit olması nedeniyle yatmmcılâr açısmdan cazip olmakta; ancak enflasyonun ve faiz oranlanmn değişiklik gösterdiği durumlarda ise kredi veren kurumun zararına olmaktadır. 2.2.2.8. Karma İpotek Kredisi (Hybrid Mortgage) Karma ipotek kredisi, sabit ve değişken faizli ipotek kredilerinin özelliklerini bünyesinde taşımaktadır. Kj*edi veren kurum, faiz oranı riskine karşı korunmak amacıyla kredi geri ödemelerinin başlangıçta sabit olduğu, daha sonra ise faiz oranı ve geri ödeme tutarının sözleşmede belirtilen endekse göre yeniden hesaplandığı karma ipotek kredisini yaratmıştır^^. Başlangıçta sabit kalınan dönem, taraflann anlaşmasına bağlı olarak 5, 7, 10 yıl gibi sürelerdir. 2.2.2.9.Kazanç Paylaşımlı İpotek Kredisi (Shared Appreciation Mortgage) Bu tür bir kredi ile kredi veren kurum, kredilendirdiği gayrimenkulun kredi sözleşmesindeki vadesinden önce ya da vadenin dolmasıyla satılması durumunda bundan sağlanacak gelire %30 ile %50 arasında ortak olmaktadır-^^. Kredi veren kuruma böyle bir ortaklık hakkının sağlanması, kredi borçluları açısından daha düşük faizh bir ödeme planını ifade etmektedir. Kazanç paylaşımlı ipotek kredisi, gerek gayrimenkulun satılması zorunluluğu gerekse de bu tür kredilerin menkul kıymetleştirilmesinde güçlükler nedeniyle pek rağbet görmemektedir. 2.2.2.10.Kaydırılabilen İpotek Kredisi (Movable Mortgage) Kaydırılabilen ipotek kredisi ticari gayrimenkuUer için kullanılmakta olup, bir gayrimenkul üzerine alınan kredinin borçluya ait başka bir gayrimenkule herhangi bir ücret ödemeden yılda bir defa kaydırılabilmesini ifade etmektedir"^^. Bu sayede, gayrimenkul ticaretinin krediyle de yapılabilmesi sağlanmaktadır. Yukanda belirtildiği üzere yaygın olarak kullanılan sabit ve değişken faizli ipotek kredilerinin yanısıra, kredi veren kurumlann ve kredi borçlulanmn ihtiyaçlanna cevap verebilecek başka kredi türleri de yaratılmıştır. Burada önemli olan mevcut ekonomik durum, taraflann riske karşı tutumlan, ve diğer kurumlarm uygulamalan gibi hususlar dikkate alınarak doğru tercihin yapılmasıdır. Ekonomik istikrarın ^ ^ A l p , a.g.e., S.99. F a b o z z i , M o d i g l i a n i , a.g.e., s. 1 2 5 . •^^ Teker, a.g.e., s. 18. var olduğu ABD ve Avrupa ülkelerinde vade 30 yıla kadar uzatılabilmekte ve aylık geri ödeme tutarları düşük kalmaktadır. Ülkemizde ise, kredi sağlayan kuruluşların zaten sınırlı olan kaynaklarıyla 2030 yıl gibi uzun vadeli kredi vermeleri mümkün olmamaktadır. Aynca, enflasyonda ve buna bağlı olarak faiz oranlarında son birkaç yılda yaşanan iyileşmelere rağmen hala kalıcı bir istikrarın sağlanamaması nedeniyle verilecek kredilerin hem faiz oranlarının hem de aylık geri ödeme tutarlarının belirlenen endekslere göre periyodik olarak ayarlanmalarının doğru olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, ülkemizde sabit faizli ipotek kredisi ile uzun vadeli borçlanmanın imkansız hale geldiği, diğer tüm ipotek kredisi türlerinin aksine fiyat seviyesine endeksli ipotek kredisi ve iki oranlı ipotek kredisinin uygulanma şansının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ancak, fiyat seviyesine endeksli ipotek kredisinde, borç alan kişinin gelirinin belirlenen endeks oranında artmaması ve geri ödeme tutarlarının kişinin geliri içerisindeki payının dalgalı bir seyir izlemesi dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. İki oranlı ipotek kredisi türünün temel avantajı ise, hem borçlunun ödeme gücü gözönünde bulundurularak geri ödeme tutarlarının kişinin geliri içerisindeki payının sürekli aynı düzeyde kalmasının sağlanması hem de kredi veren kurumun enflasyon karşısında korunmasıdır. Bu durumda, iki oranlı ipotek kredisinin ülkemiz için en uygun model olduğu görülmektedir. 2.3.İPOTEK KREDİLERİNE İLİŞKİN RİSK KAVRAIVILARİ İpotek kredilerine ilişkin başlıca dört risk grubundan söz etmek mümkündür: • • • • Faiz Oranı Riski (Interest Rate Risk) Erken Ödeme Riski (Prepayment Risk) Kredi Riski (Ödememe Riski-Default Risk) Likidite Riski (Liquidity Risk) 2.3.1. Faiz Oranı Riski Faiz oranı riski, pazar faiz oranlarındaki değişimlere bağlı olarak kredi veren kurumun uğradığı zararı ifade etmektedir^^. Burada, kurum sabit faizli ipotek kredisi vermiş ve daha sonra para piyasalarında faiz oranlan yükselmişse parasını düşük getiri ile bağlamasından ötürü zarara uğramaktadır. İpotek kredilerinin vade yapılarının genellikle uzun süreli olmaları, kredi veren kurum açısından faiz oram riskinin önemini arttırmaktadır. Olaya enflasyon açısından yaklaştığımızda ise, ipotek kredilerinin uzun vadeli olmaları nedeniyle hem kredi veren kurum hem de kredi borçlusu açısından aynca bir satın alma gücü riski (enflasyon riski) de söz konusu olmaktadır. Faiz oranı riski ve satın alma gücü riski sabit faizli ipotek kredilerine alternatif olarak yaratılan değişken faizli ipotek kredileri ile azaltılmaya çalışılmaktadır. 2.3.2. Erken Ödeme Riski Erken ödeme riski, kredi borçlusunun borcunu vadesinden önce ödemesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Kredi veren kurum açısından piyasa faiz oranlanmn yüksek olduğu dönemde erken ödeme riski düşük, faiz oranlanmn düşük olduğu dönemlerde ise kredi borçlusunun mevcut ipotek kredisini daha düşük oranla tekrar finanse etmeyi tercih etmesi nedeniyle risk yüksektir. Böyle bir riskin varlığı nakit akımlarında yaşanabilecek düzensizlikler nedeniyle hem ipotek kredilerine dayalı menkul kıymetleri ihraç edenler hem de yatınmcılar açısından önem arzetmektedir"^^. ICredi veren kurumun karşılaşabileceği erken ödeme riski, faiz oranı riskine benzer olarak, yaratılan değişken faizli ipotek kredileri ile azaltılmaktadır. 2.3.3. Kredi Riski (Ödememe Riski) Kredi riski, borç alan kişinin ödeme güçlüğüne düşmesi durumunda oluşabilecek bir risktir"^^. Kredi veren kurumun böyle bir risk ile karşılaşmaması için ipotek ödemelerinin kişinin gelirine oramm (PTI) ve alınan kredi tutanmn gayrimenkulun değerine olan oranını (LTV) iyi değerlemdirmesi ve bu oranları düşük olan kredilere öncelik vermesi gerekmektedir. Kredi geri ödemelerinde aksaklık çıkması durumunda ise, ipotekli gayrimenkul kredi veren kurum tarafından satılıp, kalan kredi bakiyesinin tahsil edilmesi yoluna gidilmektedir. Richard Followill, " A n Analytical C o m p a r i s o n of the Durations a n d Price Sensitivities of Fixed Rate, Constant Payment and Constant Amortization Mortgages", International Review of Financial Analysis, Vol.7, N o . l , 1 9 9 8 , s . 5 1 . M i c h a e l L a Cour-Little, " A n o t h e r L o o k at the R o l e of B o r r o w e r Charecteristics in Predicting P r e p a y m e n t s " , J o u r n a l o f H o u s i n g R e s e a r c h , Vol.10, I s s u e 1 , 1 9 9 9 , s.45 L i s a L . P o s e y , A b d u l l a h Y a v a ş ; " A d j u s t a b l e a n d F i x e d R a t e M o r t g a g e s a s a S c r e e n i n g M e c h a n i s m for Default Risk", Journal of U r b a n E c o n o m i c s , No.49, 2 0 0 1 , s.75. 2.3.4.Likidite Riski Likidite riski, ipotek kredilerinde ziyade bunlara dayalı çıkartılan menkul kıymetlerin vadesinden önce nakte çevrilememesi durumunda ortaya çıkmaktadır. İkinci el ipotek piyasasının gelişmiş olduğu ülkelerde çıkartılan menkul kıymetlerde bu risk daha da düşüktür; çünkü bu menkul kıymetler gerektiğinde satılarak kolaylıkla nakte çevrilebilmektedir. 2AİP0TEK PİYASASI VE İPOTEĞE DAYALI IVİENKUL KIYMETLER Gayrimenkul finansmanının kurumsal bir yapı içerisinde çözümlenmesinde, ipotekli konut kredilerinin verilmesi ve bunların sürdürülebilir nitelikte olmaları ipotek piyasalarının gelişimi açısından çok önemlidir. Sermaye piyasalan gehşmiş olan ülkelerde, ipotekli konut kredisi veren kurumlar yeni kredilere imkan sağlamak amacıyla düzenlemiş oldukları kredileri satarak ya da bu kredilere dayalı menkul kıymet ihraç ederek kendilerine fon sağlamaktadırlar. Bu noktada konunun daha iyi anlaşılmasına yönelik olarak ipotek piyasası ve onun çok önemli bir unsuru olan ipoteğe dayalı menkul kıymetler aşağıda ayrıntılarıyla incelenmiştir. 2.4.1. İpotek Piyasası İpotek piyasası, gayrimenkul üretiminden ve satışından başlayıp, para ve sermaye piyasalarından geçerek birikimlerin değerlendirilmesi aşamasına kadar uzanan fonksiyoner bir piyasadır. Bu piyasa içerisinde gayrimenkul üretimi ve satışı; gayrimenkuUer üzerine ipotek konulması ve kaldırılması; gayrimenkul alımına ilişkin kredilerin sağlanması; verilen kredilerin anapara, faiz ve diğer hizmet bedellerinin belirlenmesi; kredi geri ödemelerinin menkul kıymetleştirilerek kurumlara yeni krediler için fon sağlanması; ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin sigortalanması, derecelendirilmesi ve yönetilmesi gibi fonksiyonlar yer almaktadır. Belirtilen tüm bu fonksiyonlar içerisinde üzerinde önemle durulması gereken husus, ipotek kredilerini sağlayacak olan kurumlann nasıl kaynak yaratacaklandır. Değinildiği üzere, sermaye piyasalarının gelişmiş olan ülkelerde, bu soruna bir çözüm olarak, ipotek kredisi veren kurumlar fon sağlamak amacıyla verdikleri ipotek kredilerini ikinci el piyasada satmakta ya da ipotek kredilerine dayalı menkul kıymet ihraç etmektedirler. İpotek piyasası, bu anlamda, birinci ve ikinci el ipotek piyasası olmak üzere iki alt piyasadan oluşmaktadır. Birinci el ipotek piyasasına bakıldığında, bu piyasa ipotek kredilerinin düzenlendiği, kredi veren kurumlara doğrudan fon aktarımının yapıldığı bir yerdir. Piyasanın katılımcılan gayrimenkul satın almak amacıyla kredi talep edenler ile bu kredileri düzenleyen uzman kurumlardır. İkinci el ipotek piyasasının temelinde ise, ipotek kredilerinin ya da bu kredilere dayalı menkul kıymetlerin alınıp satılması yatmaktadır. Bu piyasanın oluşumu genellikle, ipotek kredilerinin kredi veren kurum tarafından başka kurumlara satiması şeklinde gerçekleşmektedir. Menkul kıymete dönüştürme işlemini kredi veren kurumun kendisi de doğrudan yapabilmektedir; ancak menkul kıymetleştirilen ipotek kredilerinin piyasada talep görebilmeleri için yatırımcının güveninin sağlanması şarttır. Böyle bir güvenin sağlanması, devlet destekli ya da özel ve güçlü kurumların bu kredileri devralmaları ve menkul kıymete dönüştürüp yatırımcılara sunmalarıyla olmaktadır. İlgili bölümde de inceleneceği üzere, ABD'de ipoteğe dayalı menkul kımetler için ikinci el piyasanın oluşturulması öncelikle devlet desteği ile sağlanmıştır^ ^ Aslında bu piyasaları tam olarak birbirinden aymnak da mümkün değildir. Çünkü, birinci el ipotek piyasasının gelişebilmesi, yani yeni ipotek kredilerinin verilmesi ve bunlar için fon yaratılabilmesi ikinci el ipotek piyasasının sağlıklı işlemesine bağlıdır. Yine ikinci el ipotek piyasasının istikrarı birinci el ipotek piyasasında ipotek kredilerinin standardize edilmesi ve yaygınlaştırılması ile mümkündür. Sonuç olarak, düzenlenen ipotek kredilerinin ikinci el piyasada satılarak ya da devredilerek yeni ipotek kredilerine fon yaratılması uygulaması hem ipotek piyasası ile sermaye piyasalannın entegrasyonunu sağlamakta hem de gayrimenkul finansmanı sorununun çözümünde sürdürülebilir bir ortam yaratmaktadır. Kredi veren kurumlara fon yaratan ikinci el piyasanın, başta ABD olmak üzere, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki gelişimi ve bu piyasa içerisinde yer alan kurumlara ilişkin değerlendirmeler tezin ilerleyen bölümlerinde ayrıntılı olarak incelenmiştir. The Bond Market Association (MBSs), a.g.e., s.2. 2.4.2. İpoteğe Dayalı İVlenlcu! Kıymetler (İDMK/Mortgage Backed Securities-MBS) Bu bölümde, ipotek edilen gayrimenkulun satm aimması amacıyla verilen kredilerin bir araya getirildikten sonra menkul kıymete dönüştürülerek para ve sermaye piyasalarına sunulması incelenmiştir. Bu anlamda, ipotek kredilerinin menkul kıymete dönüştürülmesinde farklı yapılar kullamimaktadır. İpoteğe dayalı menkul kıymet (Mortgage Backed Securities-MBSs) yapılarım şu şekilde sıralamak mümkündür: • İpoteğe Dayalı Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymetler (Mortgage Pass Through Securities-MPSs) • Teminatlı İpotek Yükümlülükleri (CoUateralized Mortgage ObligationsCMOs/Real Estate Mortgage Investment Conduits-REMICs) • Getirişi Ayrılan İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler (Stripped Mortgage Backed Securities-SMBs) • İpoteğe Dayalı Tahviller (Mortgage Backed Bonds-MBBs) 2.4.2.1. İpoteğe Dayalı Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymetler (Mortgage Pass Through Securities-MPSs) İpoteğe dayalı ödeme aktarmalı menkul kıymetler (MPS), ipotek kredilerinden oluşan bir havuzun sahiplik hakkını ve bunlardan sağlanan ödemeleri temsil etmektedir. İlk kez, 1970 yılında, Ginnie Mae garantisi ile ihraç edilen MPS Ter, İDMK türleri içerisinde en çok kullanılan menkul kıymet türüdür. Önceleri sabit faizli ipotek kredilerinin menkul kıymetleştirilmesi ile başlayan MPS uygulaması, daha sonra değişken faizli, artan tutarlı ve indirimli ipotek kredilerinin de menkul kıymetleştirilmesi ile genişlemiştir. MPS yapısı içerisinde yer alan ihraçcı kurum, öncelikle benzer nitelikteki ipotek kredilerini, bu kredilerin ilk sahibi olan kredi veren kurumdan, satm alarak bir ipotek havuzu oluşturmaktadır. Daha sonra ihraçcı kurum, bu kredilere dayalı menkul kıymetleri yatırımcılara ihraç etmektedir. Ayrıca kurum, kredi borçlularından ipotek kredilerine ilişkin ödemeleri toplayıp, ilgili servis ve garanti ücretlerini düştükten sonra, bunları yatırımcılara aynen aktarmak zorundadır. Sistemde bulunan yedd-i emin sayesinde saklanmaya alman ipotek kredileri menkul kıymetler için teminat vazifesi görmektedir. Söz konusu menkul kıymetleri satm alan yatırımcılar ise ipotek havuzunun sağlayacağı nakit akımları üzerinde, satın alacakları menkul kıymet pay oranı kadar mülkiyet hakkına sahiptirler. Bir başka ifade ile havuzda yer alan kredilerin geri ödenme planlarma göre yatmmcılara her ay sahip oldukları pay oranında anapara ve faiz ödemesi yapılmaktadır. Bu yapınm bir özelhği olarak, kredi veren kurum, menkul kıymetleştirme işleminde kullanılacak kredilerini bilançosunun dışına çıkartmakta, dolayısıyla kredilere ihşkin riskler de yatmmcılara transfer edilmektedir. Doğal olarak ipotek kredilerine ilişkin risklerin varlığı, menkul kıymet sahiplerinin eline geçecek olan nakit akımlarının tahmin edilmesini de engellemektedir. MPS yapısı içerisinde ipotek kredilerine ilişkin geri ödeme taksitlerinden ödenmeyenler olursa, bu durum menkul kıymet sahiplarine aynen yansıtılmaktadır. Dolayısıyla, taksitlerin ödenmemesi yatırımcılar açısından kredi riskini doğurmaktadır. Ayrıca, piyasa faiz oranlarının kredi faiz oranını altında kaldığı dönemlerde, kredi borçlusunun aldığı krediyi vadesinden önce kapatma hakkı bulunmaktadır. Bu durumda, menkul kıymetler vadelerinden önce itfa edildiklerinden yatırımcılar da erken ödeme riski ile karşılaşmaktadır. Yatırımcıların karşılaşabileceği riskler, menkul kıymetin fiyatına ve getirişine yansmaktadır. MPS'lerin dayanağı olan havuzda birkaç ipotek kredisi olabileceği gibi birkaç bin ipotek kredisi de olabihnektedir. Yani her durumda ipotek havuzuna ilişkin bir portföy çeşitlendirmesi söz konusudur. Hem portföy çeşitlendirmesi hem de devlet destekli kurumlardan ya da özel sigorta şirketlerinden sağlanan garantiler sayesinde menkul kıymete ilişkin riskler en aza indirilmeye çalışılmaktadır. ABD'de MPS'lerin çoğunluğu kamusal ya da kamu destekli kurumlar olan Ginnie Mae, Fannie Mae ve Freddie Mac tarafından ihraç ve/veya garanti edilmektedir^^. Bu sayede piyasada istikrar, kredi desteği ve yatırımcıları çekmek için gerekli standardizasyon sağlanmış olmaktadır. Ginnie Mae, MPS'lere belirli standart özellikleri taşımaları koşuluyla ihraç için garanti veren devlet kurumudur. Bu kurum tarafından verilen garanti kesin bir devlet garantisidir ve menkul kıymete ilişkin ödemelerin-kredi borçluları ödemese dahi-aksamadan yatırımcılara tam ve zamanında aktarılmasını ifade etmektedir. Ginnie Mae'nin MPS'leri sigorta şirketleri, emeklilik fonlan ve risk almak istemeyen bireysel yatmmcılâr tarafından N a n c y D e L i b a n , B r i a n S. L a n c a s t e r , " U n d e r s t a n d i n g N o n a g e n c y M o r t g a g e S e c u r i t y C r e d i t " , of Housing Research, Vol.6, I s s u e 2 , 1 9 9 5 , s . l 9 7 . Journal talep edilmektedir. Fannie Mae ve Freddi Mac ise, yarı resmi ve hisse senetleri borsada alınıp satılabilen kurumlardır. Bu kurumlar sigortasız veya özel sektör kurumlarınca sigortalanmış ipotek kredilerini, bu kredileri veren kurumlardan satın alarak, kendilereri ipotek havuzu oluşturmakta ve buna dayanarak ödeme aktarmalı menkul kıymetleri ihraç etmektedirler. Fannie Mae ve Freddi Mac tarafından oluşturulan havuzlarda yer alan krediler standart olmayabilmekte ve havuzlar farklı faiz oranlı kredilerden oluşturulabilmektedirler. Ginni Mae'de ABD Hükümeti'nin tam garantisi ile ihraçlar gerçekleştirilirken; Fannie Mae'nin ve Freddi Mac'in gerçekleştirdiği ihraçlarda sadece bu kurumların garantisi bulunmaktadır. Aşağıdaki tabloda ABD'de kamusal kurumlar tarafından ihraç ve/veya garanti edilen MPS'lerin türleri ve bazı temel özellikleri yer almaktadır: Tablo 9 MPS'lere İlişkin Bazı Temel Özellikler Minimum Yatırım Tutarı 25.000 $ Ödeme Tarihi Faiz ve anaparanın tam ve zamanında ödenmesi Fannie Mae'nin garantisi altında 1.000$ Her aym 25'inde Faiz ve anaparanın tam ve zamanında ödenmesi Fannie Mae'nin garantisi altında 1.000$ Her aym 15'inde Faiz ve anaparanın tam ve zamanında ödenmesi Freddie Mac'in garantisi altında 1.000$ Her aym 15'inde Menkul Kıymet Türü Garanti GINNIE M A E Faiz ve anaparanın tam ve zamanında ödenmesi hükümetin garantisi altında M A E I V E ı ı FANNıE MBS F R E D D ı E MAC F R E D D ı E GOLD PC MAC PC Ginni Mae I çin her i ayın 15'i Ginnie Mae II için her ayın 20'si Kaynak: An Investor's Guide to Mortgage Backed Securities and Collaterahzed Mortgage Securities (MBSs), The Bond Market Association, New York, 2002, ss.16-17, (Çevrimiçi) ,http//mbrservices,info/pubücationsStore/pubhcationsmerget.asp#abs,25 Nisan 2004. Genel olarak incelendiğinde, MPS'lerin nakit akunlan aylık kredi geri ödemelerinin faiz ve anapara kısmı ile erken ödemelerden oluşmaktadır. Burada belirtilen ödeme unsurlarından ilk ikisi normal koşullarda yatmmcılarm menkul kıymetten beklediği nakit akımlarıdır. Ancak, ipotek kredisi alanların piyasa koşuUanndald değişmelere ya da kendi durumlarındaki iyileşmelere bağlı olarak kredi borç bakiyelerini vadelerinden önce kapatmaları durumunda oluşan erken ödemeler, menkul kıymet sahiplerine aynen nakit akımı olarak yansıtılmaktadır. İpoteğe dayalı ödeme aktarmalı menkul kıymetlerin nakit akımlan dayandıkları ipotek kredilerinin nakit akımlarına bağlı olmakla birlikte, miktar bakımından iki grup nakit akımı arasında farklılıklar vardır. MPS'lerin nakit akımları dayandıkları ipotek kredilerinin nakit akımlarından daha azdır. Aradaki fark, menkul kıymet ihracına ilişkin servis ve garanti ücretlerine gitmektedir. Belirtilen özellikleriyle MPS'1er, beraberlerinde birtakım riskler taşımakla birlikte yatırımcılar için iyi birer tercih nedeni olmaktadır. 2.4.2.2. Teminatlı İpotek Yükümlülükleri (CoUateralized Mortgage Obligations-CMOs/Real Estate Mortgage Investment Conduits REMlCs) İlk olarak 1983 yılında Freddie Mac tarafından ihraç edilen teminatlı ipotek yükümlülükleri (CMO), ipoteğe dayalı ödeme aktarmah menkul kıymet (MPS) yapısında gözlemlenen riskleri azaltmak amacıyla geliştirilmiştir. Diğer bir ifade ile, piyasa faiz oranlarının düşmesi, la*edi borçlularının kullandıkları ipotek İcredilerini vadelerinden önce kapatmalarına neden olmakta, dolayısıyla bu tür lo-edilere dayandırılarak çıkartılan menkul kıymetler vadelerinden önce itfa edilmektedir. MPS'lere ilişkin oluşabilecek bu türde bir erken ödeme riskinin azaltılması amacıyla ikinci el ipotek piyasasında yeni bir uygulama alanı olarak CMO'1ar yaratılmıştır. Uygulamaya geçirildikleri günden itibaren hızla piyasa payım genişleten CMO'lar, 2003 Temmuz sonu itibariyle Amerikan piyasalannda 965 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşmışlardır^^. CMO'lann MPS'lere kıyasla nakit akımlı (pay-through) bir yapıya sahip olmaları nedeniyle bunlar, ihraçcı kurumun pasifinde yükümlülük olarak gözükürler. A n Investor's G u i d e to Collateralized M o r t g a g e Securities ( C M O s ) , N e w York, 2 0 0 3 , s. 1, ( Ç e v r i m i ç i ) , 2 3 A r a l ı k 2 0 0 3 . The Bond Market Association, CMO'ların en belirgin özelliği, farklı risk/getiri beklentisi olan yatırımcılara hitap eden farklı yapılara sahip olmalarıdır. CMO'lar "tranche" adı verilen farklı vadelerdeki seriler halinde ihraç edilirler. Bunlar MPS'ler gibi ipotek kredilerinden oluşturulan havuza dayandırılırlar; ancak MPS'terdeki ipotek havuzunun getirişine ve vade yapısına bağımlılık, havuzdaki ipoteklerin özelliklerine göre ayrılarak farklı vadelere sahip serilere bağlanması yoluyla giderilmektedir. Serilerin farklı vadelere sahip olmaları nedeniyle, erken ödeme riskinden kaçmak isteyen yatırımcılara ulaşım da kolaylıkla sağlanmaktadır. Herşeye rağmen CMO'ların erken ödeme riskini yok etmediği, sadece bu riski farklı seriler arasına yayarak azalttığı gözden kaçırılmaması gereken en önemli husustur. CMO'lar nakit akımlarını esas olarak dayanak oluşturan havuzdan almakla beraber, getirileri dayanılan havuzdan farklıdır. Değinildiği gibi, CMO'lar farklı vadelerdeki serilere ya da tahvil gruplarına ayrılmışlardır. Genellikle, standart bir CMO yapısında A, B ve C serileri olarak ifade edilen 3 tür tahvil grubu yer almaktadır. Bu gruplar, anapara ödemeleri yönünden bir önceki grup itfa edildikten sonra bir sonraki grup itfa edilecek şekilde sıralı bir ödeme planına bağlıdırlar. Faiz ödemeleri yönünden ise, tüm tahvil gruplarına genellikle aynı faiz oranı üzerinden yılda 4 defa veya 6 ayda bir faiz ödemesi yapılmaktadır. Belirtilen tahvil grupları içerisinde en kısa vadeh olanı A grubu tahvillerdir. İpotek havuzuna ilişkin nakit akımlarının anapara ödemelerine karşılık gelen kısmı öncelikle A tahvil grubuna aktarılmaktadır. Dolayısıyla, B ve C tahvil grubu yatırımcılanna A grubuna ilişkin anapara ödemeleri bitinceye kadar ödeme yapılmamakta, ancak bunlar Mz ödemelerini düzenli olarak almaya devam etmektedirler. Bir başka ifade ile, A tahvil grubunun geçerlilik süresi boyunca B tahvil grubuna sadece faiz ödemesinde bulunulmakta ve ancak anapara ödemeleri bu grubun vadesinin son yıllarında yapılmaktadır. Tüm A grubu itfa edildiğinde, sıra B grubunun anapara ödemelerine gelmektedir. Bu grup da itfa edilince, en uzun vadeli tahvil grubu olan C itfa edilir. Burada belirtilen tahvil grupları aynı zamanda "çabuk ödemeH", "orta hızda ödemeh" ve "yavaş ödemeli" diye de adlandırılmaktadırlar^. A grubu tahviller genellikle 2 ile 3 yıl, B grubu tahviller 5 ile 7 yıl, C grubu tahviller ise 10 ile 12 yıl arasında değişen vadelere sahiptirler. Uygulamada kullanılan CMO'lar çoğunlukla 3 ile 10 arasında seriye sahip olmakla birlikte, seri sayısı bazen 50'ye kadar çıkabilmektedir. CMO yapısı içerisinde seri sayısımn artması durumunda, nakit akımlarına ilişkin belirtilen süreç bütün menkul kıymet sahiplerine yapılan ödemeler tamamlanıncaya kadar devam etmektedir. Fabozzi, a.g.e., s.264. Yukarıda özellikleri belirtilen standart bir CMO yapısının işleyişi şekil 9'da gösterilmektedir. Şekil 9 Standart Yapısı 1. Perîyod TIZ A G R U B U TAHVIL B G R U B U TAHVIL C G R U B U TAHVIL 2. Periyod —^ • ^B GRUBU TAHVIL 3. Periyod r ^ C G R U B U TAHVIL A F C GRUBU TAHVİL A: Anapara Ödemesi F: Faiz Ödemesi Kaynak: An Investor's Guide to CoUateralized Mortgage Securities (CMOs), The Bond Market Association, New York, 2003, s. 11, (Çevrimiçi), http//mbrservices.info/PublicationsStore/publucationsmerget.asp#abs 23 Aralık 2003., ABD'de CMO'lann %80'e yakın bir kısnm Ginnie Mae, Fannie Mae ve Freddie Mac gibi devlet destekli kurumlar vasıtasıyla ihraç edilmekte olup, bu tür tahviller AAA kredi derecesi almaktadırlar. Özel sektör kuruluşları tarafından ihraç edilen CMO'lann da AAA kredi derecesine sahip olmaları gerekmektedir. CMO'lann yüksek kredi derecesi ile ihraç edilmeleri, bunlara yatırım yapan yatırımcıların kredi riski ile karşılaşma olasılıklarını azaltmaktadır. CMO'lann MPS'lere kıyasla daha kısa vadeli olmaları, erken ödeme riskine karşı korumalı olmaları ve yüksek kredi derecesi ile ihraç ediliyor olmaları nedeniyle bunlar, MPS'lere yatırım yapmak istemeyen kurumsal yatırımcılar için cazip bir menkul kıymet türüdür. Yatırımcı tabanını genişletmek ve yatırımcıların farklı taleplerini karşılamak amacıyla standart CMO yapısından farklı olarak değişik türlerdeki CMO yapılan da yaratılmıştır: Kontrollü amortize edilen tahviller (Planned Amortization Class Tranches-PAC), taşıdıkları özellikler nedeniyle standart bir CMO yapısından farklılık göstermektedirler. Bu tür bir tahvil yapısı içerisinde, mevcut ipotek havuzuna ek olarak bir fon oluşturulmakta ve nakit akımlannın düzenli bir şekilde amortize edilmeleri sağlanmaktadır. PAC yapısındaki bir diğer farklılık ise, anapara ödemelerinin tahvil gruplanna sırayla ödenmesi yerine, bütün gruplara ödemelerin aynı anda gerçekleştirilmesidir. Özellikle nakit akımlarının kesin olarak planlanabilmesi sayesinde PAC tahvilleri, yatmmcılar açısından cazip bir altematif oluşturmaktadır"^^. C M O ' l a n n değişken (dalgalı) faiz oranlı türleri de vardır. Değişken oranlı CMO'lar (Floating Rate Tranches) ilk kez 1986 yılında kuUamlmislardm Anapara ödemeleri tahvil gruplanna sıra ile yapılmakta, ancak üç ya da altı aylık periyotlarla yapılan faiz ödemeleri "LIBOR" ya da benzeri bir ölçüte endekslenmektedir. Bunun dışında, LIBOR arttıkça azalan faiz oranına sahip ters dalgalı (Inverse Floater) faiz oranına sahip CMO türleri de mevcuttur. Faiz biriktirmen borçlanma senetleri (Z Tranches) ise 18 ile 22 yıl arasında değişen vadeye sahip olmalan nedeniyle genellikle bir CMO yapısında son tahvil grubu olarak yer almaktadırlar. Bu tür bir tahvil grubuna, kendinden önceki T h e B o n d M a r k e t A s s o c i a t i o n ( C M O s ) , a.g.e., s. 12. gruplann itfasından sonra anapara ve biriktirilen faiz ödemelerinde bulunulur^^. Getirilerinin belirsizliği ve riskinin yüksekliği dolayısıyla tamamen spekülatif bir yatmm aracı olan Z gmbu tahvilleri, erken ödeme riskini kabul eden yatmmcılar satın almaktadır. Taşınmaz ipotek yatırım araçları (Real Estate Mortgage Investment ConduitsREMICs) ise CMO'lann yeni bir versiyonu olup, çoğu zaman CMO ve REMIC yapıları birbirlerinin yerine kullanılabilmektedirler. REMIC kavramı, ilk kez 1986 yılında çıkartılan ABD Vergi Reformu Yasası'nda kullanılmıştır^^. İpotek kredilerinden ahnan faizlerin, borç olarak nitelendirilen CMO'lann yatmmcılarma aktarılması sırasında ihraçcı kurum vergilendirme sorunu ile karşılaşmış ve REMIC olarak adlandırılan araçlar ile bu soruna çözüm getirilmiştir. Yeni yasa ile birlikte, ipotek kredilerinin menkul kıymetleştirilmesi sürecinde portföyünde sahip olduğu ya da devraldığı ipotek kredilerinden oluşan bir ipotek havuzu bulunan kurumlar, gayrimenkul yatırımlarına aracılık eden kurumlar olarak sayılmışlar ve bu kurumalar tarafından ihraç edilen CMO'lar ödeme aktarmalı yapıda olduğu gibi varlıklann satışı olarak nitelendirilmişlerdir. Böylece, REMIC yapısıyla ihraç edilen CMO'larda sadece yatırımcı düzeyinde vergilendirme yapılmakta, ihraçcı kurum vergiye tabi olmamaktadır. Yasa gereği ipotek dışındaki teminatlarda kullanılamayan REMIC'1er, ipotek kredilerinin CMO yapısı ile menkul kıymetleştirilmelerinde avantajlı bir vergi sınıfı oluşturmaktadırlar. 2.4.2.3. Getirişi Ayrılan İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler (Stripped Mortgage Backed Securities-SMBSs) Getirişi ayrılan ipoteğe dayalı menkul kıymetler (SMBS), ipotek havuzundan sağlanan anapara ve faiz ödemelerini, ihraç edilen menkul kıymetin satışı aşamasında belirlenen ilkelere göre menkul kıymet sahipleri arasında farklı şekilde dağıtmaktadırlar. Genellikle, ipotek havuzunda yer alan İcredilerden sağlanan anapara ve faiz tutarlan birbirinden aynlarak farklı seriler yaratılmakta, bu yolla yatırımcıların erken ödeme ve faiz riskine karşı korunmaları sağlanmaktadır. Bir seri yalnızca ipotek havuzundan gelen anapara ödemelerine dayah olarak ihraç edilirken, diğer seri ise yalmzca faiz ödemelerine dayanmaktadır. Bu uygulamayla birlikte, ihraç edilen menkul kıymetlerin getirişi ile dayanak oluşturan ipotek havuzunun getirişi birbirinden farklıklaşmaktadır. SMB S'1er REMIC yapısıyla, C M O ' l a r gibi vergi muafiyetiyle donatılmışlardır. The Bond Market Association (CMOs), a.g.e., s. 13. ^^A.e.,sl. S M B S ' l e r ilk olarak 1986 yılının ortalarında Fannie Mae tarafından çıkartılmışlardır^^. MPS'1er ile karşılaştırıldıklarında, çeşitlendirilmiş olmaları nedeniyle farklı türlerdeki yatırımcı ihtiyaçlarına cevap verirler. Piyasa faiz oranlarındaki ve erken ödeme oranlarındaki değişimlere karşı son derece duyarlı o l m a l a r ı n d a n ötürü p o t a n s i y e l risk ve getiri o r a n l a r ı yüksektir. CMO'lann bir türevi olarak kabul edilen SMBS'ler, temelde yapay getirih menkul kıymetler ve yalnız faiz/yalnız anapara ödemeli menkul kıymetler olmak üzere iki farklı yapıya sahiptirler. 2.4.2.3.1.Yapay Getirili Menkul Kıymetler (Synthetic-Coupon Pass Through Securities) SMBS'lerin ilk uygulaması olarak kabul edilen yapay getirili menkul kıymetler, farklı gruplar arasında farklı getiri oranlarının tespit edilmesi yoluyla ihraç edilmektedirler. Aynı ipotek havuzuna dayalı farklı menkul kıymet gruplarının oluşturulduğu ve ihraç aşamasında bu grupların havuzdan gelen anapara ödemelerini eşit, ancak faiz ödemelerini eşit olmayan bir biçimde aldıklan ipoteğe dayalı menkul kıymet türüdür. Örneğin, %8 faiz ödemeli bir ipotek havuzuna dayalı ihraç edilen iki farklı menkul kıymet grubuna anapara ödemeleri eşit, faiz ödemeleri ise farklı yapılmaktadır. Menkul kıymetin satışı aşamasında belirlenen ilkeler doğrultusunda bir gruba %10 kupon faizi ile menkul kıymet ihraç edilirken, diğerine %6 kupon faizli menkul kıymet ihraç edilmektedir. Bu durumda, hem anaparalar hem de faiz yapay olarak belirlenmektedir. 2.4.2.3.2.Yalnız FaizA^alnız Anapara Ödemeli Menkul Kıymetler (Interest Only/Principal Only Pass Through Securities-lOs/POs) 1987 yılında Fannie Mae tarafından çıkartılan yalnız faiz (IO)/yalnız anapara (PO) ödemeli menkul kıymetler, SMBS yapısı içerisinde en çok tercih edilen menkul kıymet türüdür^^. Adından da anlaşılacağı gibi, bunlar aynı ipotek havuzunun teminat ve nakit akmuna dayanmakla birlikte havuzdan gelen anapara ödemelerinin bir tahvil grubuna, faiz ödemelerinin ise bir diğer tahvil grubuna tahsis edildiği menkul kıymetlerdir. Bu tür menkul kıymetlerin vadeleri boyunca piyasadaki faiz oranlarının düşmesi ya da yükselmesi, her iki gruptaki menkul kıymeti farklı yönlerde etkilemektedir. Piyasa faiz oranlannın düştüğü bir ortamda F a b o z z i , M o d i g l i a n i , a.g.e., s . 2 4 3 . F a b o z z i , a.g.e., s . 2 2 8 . ipotek kredilerinin erken ödenmeleri artacağmdan vadeler kısalmakta, dolayısıyla PO'larm değerleri de artmaktadır. Piyasa faiz oranlarının yükselmesi durumund ise, ipotek kredilerine ilişkin erken ödeme riskini azaltmakta ve söz konusu ipoteklerden daha fazla faiz toplanmaktadır. Bu durumda da lO'ların değerleri artmaktadır. 2.4.2.4. İpoteğe Dayalı Tahviller (Mortgage Backed Bonds-MBBs) İpoteğe dayalı tahviller (MBB), klasik bir tahvilin her türlü özelliğine sahip olmakla birlikte, yine klasik tahvillere benzer olarak ihraç eden kurumun borç yükümlülüğünü göstermektedirler. Klasik tahvillerden tek farkları ise, bunların ipotek kredilerinden oluşan bir havuzla teminat altına alınmalarıdır. İpoteğe dayalı tahvil ihracında, ipotek kredilerinin bilanço dışına çıkartılmaları söz konusu olmamakta, sadece aktifteki krediler teminat gösterilerek tahviller ihraç edilmektedir. Bu yolla ihraç edilen MBB'lerin nakit akımları ile ipotek havuzunun nakit akımları birbirlerinden bağımsızdır. Dolayısıyla, ipotek kredilerindeki ödenmeme ya da erken ödeme şeklinde nakit akışının düzenini bozan olgular MBB sahiplerinin getirilerine yansıtılmazlar. İpotek havuzu ancak MBB'leri ihraç eden kurumun bunlara ilişkin anapara ve faiz ödemelerini yapamaması durumunda devreye girmekte ve ipotek kredileri satılarak tahvil sahiplerine karşı olan yükümlülük yerine getirilmektedir. Değinildiği üzere, ipoteğe dayalı tahvil ihracının ödemeleri ipotek kredilerinden oluşan bir havuzla teminat altına alınmakta; teminat olarak kullanılan ipotek kredilerinin tutarları ise, ihraç edilen tahvillerin tutarının iki katı kadar olabilmektedir. Teminat tutannm bu kadar yüksek tutulmasının nedeni, tahvillere İUşkin nakit akımlarının garanti altına alınması ihtiyacıdır. Ayrıca teminat tutarı ne kadar yüksek olursa, tahvilin alacağı kredi derecesi de o kadar yüksek olmaktadır. Teminat üç ayda bir kontrol edilmekte, eğer teminatın tutan tahvil tutannm altına düşerse, teminata yeni ipotek kredileri eklenmektedir. MBB'lerin vadeleri 5 ile 12 yıl arasında değişmekte olup, faizleri genellikle 6 aylık dönemlerde; anapara ise vade sonunda ödenmektedir. 2.5. GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDEKİ İPOTEĞE DAYALI MENKUL KIYMETLEŞTİRME UYGULAMALARI Ülkemizde ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarına altematif bir model oluşturmak amacıyla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki ipoteğe dayalı menlul k ı y m e t l e ş t i r m e u y g u l a m a l a r ı aşağıda incelenmiştir. 2.5.1. Gelişmiş Ülkelerde İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamaları Düzenlenmiş olan ipotekli konut kredilerinin ikinci el piyasalarda menkul kıymedeştirilerek satılması ve bu sayede yeni kredilere fon yaratüması uygulaması, sermaye piyasaları gelişmiş olan ülkelerde kullanılmaktadır. Özellikle ABD, gerek birinci gerekse de ikinci el ipotek piyasaları bakımından çok gelişmiş bir konut finansman sistemine sahip olması nedeniyle diğer gelişmiş ülkelerdeki ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarına da model olmuştur. Bu çerçevede, öncelikle ABD piyasalarındaki kurumlar ve ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamaları incelenmiş, daha sonra ise diğer ülke uygulamalan ele alınmıştır. 2.5.1.1. ABD'de İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamaları Konut finansmanında ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarının gerçekleştirildiği ikinci el piyasalann en çok geliştiği ülke olan ABD'de, kamusal ya da kamu destekli kurumların ipotek piyasalarının gelişiminde çok büyük katkıları bulunmaktadır. Değinilen bu kurumlardan Ginnie Mae tamamen ABD Hükümeti'nin sahip olduğu bir kurum olmakla beraber, Fannie Mae ve Freddi Mac ise hükümet tarafından desteklenen ve hisse senetleri New York Borsası'nda işlem gören kurumlardır. Konut finansmanında öncü durumdaki bu kurumların dışında, özel sektör kuruluşlan tarafından da ipotek havuzlan oluşturulmakta ve ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçlan gerçekleştirilmektedir. ABD'de ikinci el ipotek piyasasındaki faaliyetler, öncelikle, 1938 yılında Fannie Mae'nin hükümet tarafından kurulması ile başlamıştır. Fannie Mae'nin kuruluş amacı, hükümet garantisi taşıyan FHA (Federal Housing Administration) ve VA (Veterans' Administration) Bu kurumlara ilişkin detaylı bilgi için bkz. Bölüm 1. tarafından sigortalanmış ipotek kredilerini satın almak ve bu sayede bu kredilere ikincil bir piyasa yaratmaktı. İlerleyen yıllarda Fannie Mae'nin varlığına rağmen istenilen seviyeye erişememiş olan ipotek piyasası nedeniyle kurum, kuruluşundan 30 yıl sonra 1968 yıhnda kamu mülkiyetinden çıkartüıp iki kurum haline getirilerek yeniden organize edilmiştir. Belirtilen bu iki kurumdan bir tanesi hisse senetleri borsada almıp satılu* hale getirilen ve hükümet tarafından destekli özel bir yönetim yapısına kavuşan mevcut Fannie Mae, bir diğeri ise ABD Hükümeti'nin tamamen kontrolünde olan Ginnie Mae'dir. 1968 yılında yeniden yapılanmasıyla birlikte Fanni Mae, 1970 yılından itibaren hükümet garantisi taşıyan FHA ile VA tarafından sigortalanan ipotek kredilerinin dışında kalan ve konvansiyonel ipotek kredileri (conventional mortgages) olarak adlandırılan kredilerin de alım satımını yapmaya başlamıştır. 1981 yılından itibaren ise ipoteğe dayalı ödeme aktarmalı menkul kıymet ihracına başlayan kurum, yatırımcıların değişen beklentilerine uygun olarak 1986 yılında, ilk defa, getirişi ayrılan ipoteğe dayalı menkul kıymetleri ihraç etmiştir. Bugün, Fannie Mae tarafından ihraç edilen ödeme aktarmalı menkul kıymetler "Fannie Mae MBS" olarak adlandırılmakta ve bunlara ilişkin anapara ve faiz ödemelerinin tam ve zamanında yapılması yine Fannie Mae'nin garantisi altında olmaktadır. ABD'de ikinci el piyasalarda faaliyetlerini sürdüren bir diğer kurum ise, Ginnie Mae'dir. Bu kurum, ABD Hükümeti tarafından ülkedeki menkul kıymetleştirme uygulamalarını başlatmak ve teşvik etmek amacıyla Konut ve Kent Geliştirme Bakanlığı (U.S. Department of Housing and Urban Development) bünyesinde Fannie Mae'den ayrılarak 1968 yılında oluşturulmuştur. Asli fonksiyonu, ipotek piyasasını desteklemek ve piyasaya yönelik likiditeyi arttırmak amacıyla ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraç etmek olup, bu amaç doğrultusunda sadece FHA ve VA tarafından sigorta edilmiş ipotek kredilerini bir havuzda toplayarak bunları ödeme aktarmalı bir yapıda menkul kıymete dönüştürmektedir. Bu çerçevede, ilk defa 1970 yılında, hükümet garantili ipoteğe dayah ödeme aktarmalı menkul kıymetler, Ginnie Mae tarafından ihraç edilmiştir. Ginni Mae ihraçlarında kullanılan menkul kıymetlerin anapara ve faiz ödemelerinin tam ve zamanında yapılması (the timely payment of principal and interest) ABD Hükümeti'nin tam güveni ve kredisi (fuU faith and credit of the United States) ile garanti altmdadu*. Bu nedenle Ginnie Mae kağıtlarına olan yatırımcı güveni de son derece yüksektir. Günümüzde Ginnie Mae tarafmdan ihraç edilen menkul kıymetler, G N M A I ve GNMAII şeklinde iki ana grup altında toplanmaktadırlar. Aşağıda yer alan tablo (Tablo 10), bu iki grup arasındaki temel farklıkları göstermektedir. Tablo 10 GNMA İ v e GNMA I Arasındaki Temel Farklılıklar GNMAI G N M A II ipotek Havuzlanndaki Kredi Veren Sayısı Bir Bir veya birden çok Havuzda Yer Alan İpotek Kredilerinin Türleri Benzer vade ve aynı faiz oranlarına sahip tek aile konut kredileri (Sabit faizli, indirimli, dereceli ipotek kredileri), mobil ev kredileri, inşaat kredileri ve proje kredileri GNMA I ile aynı;ancak burada değişken faizli ipotek kredileri var, inşaat ve proje kredileri yok Havuzda Yer Alan İpotek Kredilerinin Faiz Oranı Sınırlan Menkul kıymet faiz oranı üzerinden %0,5 sonra en çok 2 yıl geçmiş) Menkul kıymet faiz oranı üzerinden %0,5-%l,5 Havuzda Yer Alan İpotek Kredilerinin Geçen Vadesi Sadece yeni düzenlenmiş ipotek kredileri (düzenlendikten sonra en çok 2 yıl geçmiş) 2 yıl geçmiş) Sadece yeni düzenlenmiş ipotek kredileri (düzenlendikten sonra en çok Garanti Faiz ve anaparanın tam ve zamanında ödenmesi ABD Hükümeti'nin garantisi altında Faiz ve anaparanın tam ve zamanında ödenmesi ABD Hükümeti'nin garantisi altında İpotek Havuzunun Asgari Büyüklüğü Tek aile konut kredileri için 1 milyon $, diğer krediler için 500.000 $ 1 milyon $ Minumum Yatmm Tuta rı 25.000$ Ödeme Tarihi Her ayın 15'i 25.000 $ Her ayın 20'si Kaynak : Mortgage-Backed Securîties, (Çevrimiçi) http:///mbs/mbs.asp?Section=MBSecurities, 22 Nisan 2004. Hükümet garantisi dışmda kalan konvansiyonel ipotek kredilerinin satm almarak bunlann da menkul kıymetleştirilmeleri amacıyla, Amerikan Kongresi tarafından 1970 yılında özel şirket statüsüne sahip Freddie Mac kurulmuştur. Freddi Mac kuruluş amacına uygun olarak, ilk defa 1971 yılında konvansiyonel ipotek kredileri ile desteklenmiş ödeme aktarmalı yapıya sahip Katılım Sertifikaları (Participation Certificates-PCs) olarak da bihnen menkul kıymetleri ihraç etmiştir. Freddi Mac'in ihracını gerçekleştirdiği sertifikalar, kurumun tasarruf ve kredi birlikleri, tasarruf ve ticari bankalar, ve ipotek bankalanndan satm aldığı ipotek kredileri ile oluşturduğu havuzları temsil eden menkul kıymetlerdir. Böylece Feddie Mac, söz konusu kurumlara finasman açısından yeni alternatifler sunmuş olmaktadır. Kurum, ihracını gerçekleştirdiği sertifikaları alanlara, bunlara ilişkin anapara ve faizin tam ve zamanında ödenmesini kendisi garanti etmektedir. Burada belirtilen sertifikalar en az 1.000 $'lık kupürler halinde satışa çıkartılmakta, ve anapara ve faiziyle iUşkili ödemeler her aym 15'inde gerçekleştirilmektedir. Ayrıca kurum, 1983 yılında, ilk defa olarak, bir diğer ipoteğe dayalı menkul kıymet türü olan "teminatlı ipotek yükümlülükleri" ni ihraç etmiştir. ABD'de hükümetin tamamına sahip olduğu Ginnie Mae ile hükümet tarafından desteklenen Fannie Mae ve Freddie Mac tarafından gerçekleştirilen ipoteğe dayah menkul kıymetleştirme uygulamalan, kısa zamanda bu yolla kendilerine altematif fon kaynaklan yaratmak isteyen özel sektör kumluşlanm da teşvik etmiştir. 1977 yılında Salomon Brothers ve Bank of America'nın öncülüğünde ABD Hükümet garantisi olmayan konvansiyonel ipotek kredileri ile teminatlandırılmış ödeme aktarmalı menkul kıymetler ihraç edilerek ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamaları özel sektörde de başlamıştır. Öncül bu uygulama ile birlikte, özel sektör kuruluşları da kendi ipotek havuzlarını oluşturmuşlar, bu havuzlardaki kredilerle teminatlandırılmış menkul kıymetleri sigortalatıp risk derecelerine göre değerleme aldıktan sonra menkul kıymetleştirmeyi gerçekleştirmişlerdir. Kamusal ya da kamu destekli kurumların ihraç edecekleri menkul kıymetler hükümet veya kumm garantisi taşımaları nedeniyle, yatırımcı güveni açısından özel sektör ihraçlarına kıyasla daha avantajlı konumdadırlar. Bu nedenle, özel sektör kumluşlan ihraç edecekleri menkul kıymetler için ek teminatlar sağlamakta ve kamusal menkul kıymetlere göre daha fazla faiz vermektedirler. Aynca, kamu ya da kamusal destekli kurumların menkul kıymetleri derecelendirmeye tabi değiller iken, özel sektör ihraçları derecelendirilmektedirler. 2.5.1.2. Avrupa Birliği'ne Üye Ülkelerde İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamaları Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde de ABD'de olduğu gibi ipotek kredisi vermekte ve menkul kıymetleştirmede ipotek bankalan, yapı toplulukları, yapı tasarruf sandıkları, ticari bankalar ve tasarruf bankaları gibi uzmanlaşmış finans kurumlan bulunmaktadır. Özellikle geçmişi çok uzun yıllar öncesine dayanan İpotek Bankacılığı sistemi tüm AB ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır^^. Ancak, Avrupa'daki ikinci el ipotek piyasalarının gelişimi Amerikan örneklerine kıyasla daha yavaş gerçekleşmiştir. Bunun en önemli nedeni; AB yasalarının garanti şeklindeki kamu desteğini yasaklaması sonucunda ilgili ülkelerde kamusal ya da kamu destekli merkezi bir ikinci el kuruluşunun bulunmamasıdır^ ^ Böyle bir kuruluşun piyasalarda olmayışı, yatırımcılara yapılacak anapara ve faiz ödemelerindeki garantinin sadece kredi değerliliği yüksek bir banka veya uzman sigorta kuruluşunca verilmesine ve bunun sonucunda da maliyetlerin artmasına neden olmaktadır. Aynca, birçok Avrupa ülkesinde ipotek kredilerinin çoğunluğunun değişken faizli kredilerden oluşması, benzer nitelikteki kredi havuzlarının düzenlenmesini ve bunlara dayalı menkul kıymetleştirmeyi engellemektedir. AB'ye üye ülkelerde birinci el piyasalar açısından gayrimenkul finansman sistemini değerlendirdiğimizde ise, üye ülkelerde ipotek kredilerinin konut değerlerine oranının ortalama %75'ler civarında olduğu, vadelerin de 30 yıla kadar uzayabildiğini görülmektedir. Aşağıda diğer AB ülkelerine kıyasla daha gelişmiş ipotek piyasalanna sahip olan Almanya, İngiltere, Fransa ve İspanya'daki ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamaları ele alınmıştır. AB'ye üye ülkeler arasında en gelişmiş birinci ve ikinci el ipotek piyasasına sahip olan ülke Almanya'dır. Ülkede konut finansmanı çoğunukla Yapı Tasarruf Sandıkları (Bauparkassen), İpotek Bankaları (Hypothekenbanken) ve kooperatif bankaları vasıtasıyla sağlanmaktadır. Bu kuruluşlar tamamen özel sermayeli kuruluşlar olup, kaynaklarını sadece uzun vadeli ipotek kredileri şeklinde kullandırmaktadırlar. Bunların kısa vadeli kredi açmaları yasaklanmıştır. Alman ekonomisinin istikrarlı olması, enflasyon ve faiz politikalarında istikrarsızlığın yaşanmaması birinci el piyasada konut kredisi ve finansmanı sorununun Judith Hardt, D a v i d M a n n i n g , " E u r o p e a n M o r t g a g e M a r k e t s : Structure, F u n d i n g a n d F u t u r e D e v e l o p m e n t " , European Mortgage Federation, B r u s s e l s , J u n e 2 0 0 0 , s.7, ( Ç e v r i m i ç i ) ^ http//hypo.org/Content/Default.asp?PageID=63, 20 Mayıs 2004. A d r i a n C o l e s , J u d i t h H a r d t , " M o r t g a g e M a r k e t s : W h y U S a n d E U M a r k e t s A r e S o Different", Housing Studies, V o l . 1 5 , N o . 5 , 2 0 0 0 , s . 7 7 8 . oluşmadığını göstermektedir. Almanya'da 2001 yıl sonu itibariyle 1,1 trilyon Euro'luk hacime ulaşan ipoteldi konut kredisi piyasasının varlığına rağmen, ABD benzeri gelişmiş bir ikinci el piyasa bulunmamaktadır^^. İyi işleyen bir konut finansman sisteminin bulunması, kurumların sermaye yeterliliğine ve uzun vadeli düşük fonlama maliyetleri ile borçlanma imkanlarına sahip olmaları ve merkezi bir ikinci el kuruluşunun bulunmaması ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirmeye olan talebi azaltmaktadır. Ülkede ipotek kredilerinin ancak %24'lük bir kısmı menkul kıymetleştirilebilmiştir. Bu oran, 2001 sonu itibariyle 7 trilyon $'a yaklaşan ipotekli kredi piyasasının %50'sinden fazla bir kısmının menkul kıyetleştirildiği ABD ile kıyaslandığında oldukça düşük kalmaktadır^^S. Alman konut finansman sisteminde faaliyetlerini sürdüren başta ipotek bankalan olmak üzere tüm kurumlar uzun vadeli kredi verebilmek için gerekli olan fonları çoğunlukla, "pfandbrief' adı verilen "ipoteğe dayalı tahvilleri" ihraç ederek sağlamaktadırlar. Ülkede, 2003 sonu itibariyle 132,5 milyar $'lık hacme ulaşan pfandbrief sistemi ise şu şekilde işlemektedir^"^: Herhangi bir kişi ya da kurum tarafmdan ipotek bankasma yapılacak kredi taleplerinde, öncelikle banka tarafmdan karşı tarafın gösterdiği gayrimenkuUer üzerine ipotek konulmakta ve sadece ipotek miktarı kadar kredi açılmaktadır. Daha sonra, banka tarafından kredi miktarına uygun bir tutarda pfandbrief (ipoteğe dayalı tahvil) ihracı yapılır ve sermaye piyasalannda satışa geçilir. Dolayısıyla banka, karşı tarafa ipotekli konut kredisini açıştan pfandbrief'lerin (ipoteğe dayalı tahvillerin) satışına kadar geçen süre içerisinde kuUandurdığı krediyi kendi öz kaynaklarmdan karşılamak zomndadır. Böyle bir dummda, pfandbrief'leri (ipoteğe dayah tahvilleri) satm alan yatmmcılara ödemelerin garanti edilebilmesi için bankanın sürekli olarak yeni ipotekli konut kredisi yaratabilmesi gerekmektedir. Bu sistemde, ödeme aktarmalı yapının aksine ipotek kredileri kurumun bilançosunda kalmakta ve kredilere ilişkin tüm riskler kurum tarafından üstlenilmektedir. Böyle bir sistemin varlığı ipotek kredilerinin yasal olarak el değiştirmesinin zor olduğu durumlarda uygun bir altematif olarak değerlendirilmelidir; ancak yine de pfandbrief (ipoteğe dayalı tahvil) sisteminin varlığının çok iyi işleyen bir birinci el ipotek piyasasının varlığına bağlı olduğu unutulmamalıdır. 52 S i m o n L o w , M a t t h e w S e b a g , A c h i m D ü b e l , " S t u d y o n t h e F i n a n c i a l I n t e g r a t i o n of E u r o p e a n M o r t g a g e Markets", E u r o p e a n M o r t g a g e Federation, Brussels, October 2003, s.35, (Çevrimiçi) http//hypo.org/Content/Default.asp?PageID=63, 21 Mart 2004. European M B S Issuance, (Çevrimiçi) http//bondmarkets.com/Research/EuroMBSIss.shtml, 21 Mart 2004. European Pfandbrief Issuance, (Çevrimiçi) http/^ondmarkets.com/Research/EuroPfandbriefIss.shtml, 21 Mart 2004 ingiltere, ipotekli konut piyasasında 1,1 trilyon Euro'ya yaklaşan hacmi ile AB ülkeleri içerisinde Almanya'dan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Almanya'da olduğu gibi İngiltere'de de büyük bir ipotekli konut kredisi piyasası olmasına rağmen, bu piyasanın 2002 yılı itibariyle ancak %4'lük bir kısmı menkul kıymetleştirilebilmiştir^^. Bunun en önemli sebebi ise, 1850'lerden itibaren İngiltere konut finansman piyasasında faahyetlerini sürdüren ve ülkede kullandmlan ipotekli konut kredilerinin yaklaşık %70'lik bir kısmım sağlayan "y^pı toplulukları" (Building Socities) dır. Halifax, Nationwide, Bradford&Bingley, ve Leed Permanent gibi önde gelen yapı toplulukları aynen ipotek bankaları gibi hizmet sunmakta olup, faaliyetleri yalnızca ipotekli konut kredisi vermek ve emlak komisyonculuğu yapmak olarak sınırlandırılmıştır^^. Yapı Toplulukları, konut bedelinin %90'ına kadar 20-25 yıl vadeli kredi vermekte olup, verdikleri bu krediler şartları her yılın ekonomik koşullarına göre değişebilen değişken faizli ipotek kredileri şeklindedir. İngiltere'de ipotekli konut kredilerinin değişken faizli olarak verilmesi sayesinde fon maliyetlerindeki olası artışların kredi borçlularına yansıtılma olanağı. Yapı Toplulukları'nin sahip oldukları ipotek kredilerini menkul kıymetleştirmekten ziyade bilançolarında tutmalarına neden olmaktadır. Ayrıca, İngiltere'de yüksek hacimli konut finansman piyasasında faaliyetlerini sürdüren başta Yapı Toplulukları olmak üzere ticaret bankaları ve yerel organizasyonlar tarafından verilen kredilere talep olduğu da düşünüldüğünde, bu kurumların uzun vadeli kaynak yaratmalarında da sorun gözükmemektedir. Dolayısıyla, ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirmenin ABD'dekine benzer oranda büyümemesi, ipotek piyasalarında faaliyet gösteren kurumlann isteksizliklerinden kaynaklanmaktadır. Fransa'da 1980'li yılların sonundan itibaren menkul kıymetleştirmeye geçiş geleneksel konut finansman sisteminin artan fon ihtiyacını gidermek amacıyla adeta zorunlu olmuştur. Devletin hakimiyetinde olan Fransız ipotek piyasasında uzun vadeli fonlamaya ihtiyaç duyulması nedeniyle köklü yasal düzenlemeler yapılmış; hukuki altyapının menkul kıymetleştirmeye uygun hale getirilmesi ve ihraçların yalnızca özel amaçlı kurum (Fonds Commun de Creances-FCC) vasıtasıyla yapılması ile birlikte menkul kıymetleştirme mümkün kılınmıştır^ . Fransa'da 2002 yılı itibariyle ağırlıklı olarak değişken faizli ipotek kredilerinden oluşan 270 milyar Euro'luk ipotekli konut piyasasına sahip olunmasına rağmen. L o w , S e b a g , D ü b e l , a.g.e., s . 5 3 . G r e g o r y L o m a x , " F i n a n c i n g Social H o u s i n g in t h e U n i t e d K i n g d o m " , H o u s i n g P o l i c y D e b a t e , Vol.6, Issue4, 1996, s.857. ' Judith Hardt, "European Integration: Prospects For The Mortgage Lending Industry", European M o r t g a g e F e d e r a t i o n , B r u s s e l s , 2 0 0 1 , s.6, ( Ç e v r i m i ç i ) , h t t p / / h y p o . o r g / C o n t e n t / D e f a u l t . a s p ? P a g e I D = 6 3 , 11 N i s a n 2 0 0 4 . ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalan istenilen düzeye ulaşamanm ve ancak bu piyasanın 4,45 milyar $'lık bir kısmı menkul kıymetleştirilebilmiştir^ . Bunun en önemli nedeni ise, ülkede yaygın olarak kullanılan değişken faizli ipotek kredilerinin varlığıdır. İspanya'da Avrupa'nın en eski ipotek bankalarından biri olan Banco Carlo (bugünkü adıyla Mortgage Bank of Spain) sadece ipotek kredisi vermek amacıyla 1872 yılında kurulmuştur. İspanya ipotek piyasasında ayrıca, birleşik tasanuf bankaları, ticaret bankaları ve diğer uzman ipotek finans kurumları görev yapmaktadır. Bu kuruluşlardan Birleşik Tasarruf Bankalan (Confederated Savings Banks) 2001 yılı itibariyle 206 milyar Euro'luk ipotekli konut kredisi piyasasının yaklaşık %50'sine sahiptir^^. İspanya'da menkul kıymetleştirmeye ilişkin uygulamalar 1991 yılında kabul edilen bir yasa ile başlamış olup, 1993 yılında ilk ipoteğe dayalı menkul kıymet ihracı gerçekleştirilmiştir. Bugün gelinen noktada ise, mevcut ipotekli konut kredilerin ancak 18,37 milyar $'lık bir kısmı menkul kıymetleştirilmiş ve kurumlara bu kanaldan kaynak yaratılmıştır^^. Değişken faizli ipotek kredilerinin tüm ipotekli konut kredileri içerisinde %95'lik bir paya sahip olmaları, menkul kıymetleştirme uygulamalarının da gelişimini engellemiştir. 2.5.1.3. Diğer Gelişmiş Ü l k e l e r d e Kıymetleştirme Uygulamaları İpoteğe Dayalı Menkul Kanada'da ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçlan ABD benzeri hükümet destekli programlar çerçevesinde gerçekleştirilmektedir^ ^ Bu doğrultuda. Kanada Konut ve İpotek Şirketi (Canada Housing and Mortgage Federation) ipotek kredilerini sigortalamaya ve bu kredilere dayalı menkul kıymet ihracına başlamıştır. Avustralya'da, Kanada ve ABD'den farkh olarak, ipoteğe dayah menkul kıymet ihraçlan eyalet hükümetlerine bağlı kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu kuruluşlar arasından en bilinenleri New South Galler Eyalet Hükümeti'nin %26'sına sahip olduğu FANMAC (First Austrahan National Mortgage Acceptance CO -ig E u r o p e a n M B S Issuance, (Çevrimiçi), http//bondmarkets.corrı/Research/EuroMBSIss.shtml,21 M a r t 2 0 0 4 . L o w , S e b a g , D ü b e l , a.g.e., s.49. ^ j E u r o p e a n M B S Issuance, (Çevrimiçi) h t t p / ^ o n d m a r k e t s . c o m / R e s e a r c h / E u r o M B S I s s . s h t m l „ 21 M a r t 2004. J o r g e S o u s a , J a c k Q u a r t e r , " T h e C o n v e r g e n c e of N o n E q u i t y H o u s i n g M o d e l s in C a n a d a : C h a n g e s to H o u s i n g P o l i c y S i n c e 1 9 9 0 " , H o u s i n g P o l i c y D e b a t e , Vol.14, I s s u e 4 , 2 0 0 3 , s . 5 9 1 . Corporaion), Viktorya Eyalet Hükümeti tarafından kurulan NMMC (National Mortgage Market Corporation) ve AMS (Australian Mortgage Securities Limited)'dir^^. Bunların dışında finansmanını menkul kıymetleştirme yoluyla sağlayan 12 uzman konut finansman kuruluşu da Avustralya ipotek piyasasında faaliyetlerini sürdürmektedir. Japonya gibi sermaye piyasalarının çok gelişmiş olduğu bir ülkede ilk teminatlı ipotek yükümlülüğü (CMO) ihracı 1999 yılının Mart ayında, ilk ipoteğe dayalı ödeme aktarmalı menkul kıymet (MPS) ihracı ise yine aynı yılın Mayıs ayı içerisinde gerçekleştirilmiş olup, menkul kıymet ihraçlarının 10 yıl içerisinde 140-190 milyar $ düzeyine ulaşması beklenmektedir^^. Japonya'da ABD'dekine benzer nitelikte kamusal ya da kamu destekli kurumların ipotek piyasasında bulunmayışı, verilen ipotekli konut kredilerinde belirli bir standardizasyona gidilmeyişi ihraçların bu denli düşük kalmasına neden olmuştur. 2.5.2.Gelişmekte Olan Ülkelerde İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetleştirme Uygulamaları Konut finansman sistremlerinin ülkelerin gelişmişlik düzeyleriyle doğrudan ilişkisi olduğu bilinmektedir. Değinildiği üzere, bir ülkede ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçlarının yapılabilmesi için öncelikle ipotek varlığının teminat olarak gösterildiği bir borçlanma işleminin birinci el piyasada yapılmış olması gerekmektedir. Söz konusu borçlanma işlemini temsil eden ipotekli konut kredisinin ikinci el piyasada menkul kıymetleştirilebilmesi, o ülkede uzman finans kuruluşlarının varlığı ile mümkündür. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde uzman finans kuruluşlarının önemli roller üstlendikleri kurumsal yapıda bir konut finansman sistemi bulunmamakta, konut fmansmam çoğunlukla kurumsal olmayan bir yapı içerisinde gerçekleştirilmektedir. Kurumsal olmayan bu yapı içerisinde, ipotekh konut kredilerinin işlem görecekleri ve ipotek piyasasma likidite sağlayacak olan ikinci el piyasanın gelişimiyle birlikte menkul kıymetleştirmede de ilerleme kaydedileceği görülmektedir. Bu doğrultuda, gelişmekte olan ülkelerde kredi borçlularının ülkenin değişen ekonomik koşullarından zarar görmelerini engelleyecek, kredi veren kurumlara yeni kaynak imkanı sağlayacak ve Shaw, a . g . e . , s. 144. Kerry D. Vandell, "Securitization of the U . S . Mortgage Market: Progress and Pitfalls, with Lessons for Japan", S e v e n t h A n n u a l I n t e r n a t i o n a l L a n d P o l i c y F o r u m R e p o r t , Tokyo, October 2000, (Çevrimiçi) http//tochi.mlit.go.jp:88/forum/wandell_he.html,16 Nisan 2004. gayrimenkul sektörünün büyümesine katkıda bulunacak kurumasal bir sistemin oluşturulması gerekmektedir. İpoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarının tam olarak gelişme gösteremediği Kolombiya, Brezilya ve Meksika gibi gelişmekte olan ülkeleredeki konut finasmamna ilişkin uygulamalar aşağıda ele alınmaya çalışılmıştır. Kolombiya'da konut finasmanı alanında, 1972 yılından itibaren başarılı bir şekilde uygulanan UPAC (Unit of Constant Purchasing Power-Sabit Satm Alma Gücü Birimi) sistemi sayesinde konut finansmanına ilişkin sorunlar giderilmeye çalışılmıştır. Ülkede UPAC ile birlikte, konut bankaları olarak da adlandırabileceğimiz, mevduat toplamaya ve sadece ipotekli konut kredisi vermeye yetkili yeni tasarruf kurumları oluşturulmuştur. Geliştirilen bu konut finansman sisteminin hem fon toplama hem de kredi verme bakımından enflasyonist bir ortamda işleyebilmesi amacıyla, kurumlara yatırılan mevduatlar ve kurumlar tarafından verilen ipotekli konut kredileri aynı endekse bağlanmıştır. UPAC içerisinde uygulanan endeks sisteminde, Kolombiya Merkez Bankası'nm açıkladığı tüketici fiyat endeksi kullanılmakta olup, düzeltmeler günlük yapılmaktadır. Merkez Bankası her ayın sonunda, o ayı takip eden ay içerisinde kullanılması gereken günlük endeksi açıklamakta ve bu endeks tüm konut bankaları tarafından zorunlu olarak uygulanmıştır. Mevduat sahiplerinin fonları bu sayede enflasyondan korunurken, kurumlar tarafından verilen ipotekli konut kredilerinin de enflasyona karşı korunmalan sağlanmıştu*. Kolombiya uygulaması, endeksleme ve uzman konut finasman kurumları sayesinde, enflasyonist bir ortamda başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Ancak, ülkede birinci el ipotek piyasasında başarıyla uygulanan modelin varlığına rağmen, ikinci el piyasada faaliyetleri düzenleyecek merkezi bir kurumun olmayışı, konut bankalarının verdikleri kredilere dayalı menkul kıymet ihraç etmelerini ve alternatif fon kaynağı yaratmalarını engellemektedir. Brezilya'da konut finansman sistemini düzenlemek, kontrol etmek ve yönlendirmek amacıyla 1964 yılında Milli Konut Bankası (BNH) kurulmuştur. Kurumun esas amacı, konut üretimi ve konut mülkiyetinin teşvik edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda, kurum tarafından verilen ipotekli konut İvedilerinde aylık geri ödemelerin enflasyon oranı çerçevesinde yeniden belirlenmesi uygulaması mevcuttur. Ayrıca, Brezilya ipotek piyasasının geliştirilmesi ve yeni fon kaynaklarının yaratılması amacıyla BNH'ye menkul kıymet ihraç izni verilmiş ve bu doğrultuda BNH'nin ihraç etmiş olduğu ipoteğe dayalı menkul kıymetlere vergi istisnası getirilmiştir. 1980'li yılların ortalarından itibaren Brezilya'nın karşılaştığı yüksek enflasyon nedeniyle ülkede ekonomik istikrar bozulmuş uzun vadeli konut finasmanı olumsuz etkilenmiş, reel anlamda gelirler çok düşük kalmış, kredi geri ödemeleri olumsuz etkilenmiş ve neticede BNH tarafından yıllarca başarıyla uygulanan sistem başansızlığa uğramıştu*. 1986 yılında BNH'nin etkinliğinin kalmaması üzerine kurumun faaliyetleri sona erdirilmiş ve yetkileri Caixa Economica Federale (CEF)'a devredilmiştir. CEF, önce Maliye Bakanlığı'na daha sonra Şehircilik Bakanlığı'na bağlanmış, fakat bu bakanlığın lağvedilmesiyle tekrar Maliye Bakanlığı'na bağlanmıştır. Örgütsel bu yapının bakanlıklar arasında sık sık değişmesi, konut finansmanı alanında kurumun etkinlik gösterememesine ve BNH'den devraldığı fonksiyonları yerine getirememesine neden olmuştur^^. Meksika'da da diğer gelişmekte olan ülkelere benzer olarak hızlı kentleşme ve nüfus artışı sonucunda her yıl ortalama 700.000 yeni konuta ihtiyaç olduğu hesaplanmıştır^^. Ülkede oluşan konut sorunun giderilmesi amacıyla, Meksika Hükümeti tarafından 1984 yılında yeni bir finansal ürün olarak "iki oranlı ipotek kredisi" (dual rate mortgage) ilk defa düzenlenmiştir^^. Daha önceki bölünderde de değinildiği üzere, bu tür bir kredide hem borç bakiyesinin enflasyon oranında düzeltilmesi hem de geri ödeme tutarlarının borçlunun gelir düzeyine göre ayarlanması sayesinde ipotekli konut kredisi verenlere daha cazip bir ortam, borçlananlara da enflasyonist ortamlarda bile kredi kullanma imkanı doğurmuştur. Birinci el ipotek piyasasında basan ile uygulanan bu modele rağmen, Meksika'da ikinci el piyasa gelişememiştir. Meksika'da herhangi bir merkezi otorite tarafından menkul kıymetleştirmede teminat olarak kullanılacak ipotekli konut kredilerine ilişkin standartlann belirlenmemesi, devlet tarafından ipotek piyasasım geliştirmek amacıyla vergisel teşviklerin getirilememiş olması ve ihraç edilecek menkul kıymetlere hükümet garantisinin sağlanmaması gibi nedenlerden dolayı ülkede, ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarının gelişimi engellenmiştir. Marshall Kaplan, John Mein, "Expanding Primary and Secondary Mortgage Markets and Housing O p p o r t u n i t y in B r a z i l " , B r a z i l - U . S . A s p e n G l o b a l F o r u m R e p o r t , S a o Paula, April 1999, s.5, ^^(^evrimi^i) /Indexes.industry_Information_index.asp, 26 Nisan 2004. Joseph B . Lipscomb, Harold Hunt, "Mexican Mortgages: Structure and Default Incentives, Historical Simulation, 1982 to 1988", Journal of H o u s i n g R e s e a r c h , Vol.10, Issue2, 1999, s.235. C r i s t o p h e r B . B a r r y , G o n z a l o C a s t a ñ e d a , J o s e p h B . L i p s c o m b , " T h e S t r u c t u r e of M o r t g a g e M a r k e t s i n M e x i c o a n d P r o s p e c t s for t h e i r S e c u r i t i z a t i o n " , J o u r n a l o f H o u s i n g R e s e a r c h , V o l . 5 , I s s u e 2 , 1 9 9 4 , S.175. BÖLÜM 3. TÜRKİYE'DE İPOTEK PİYASASI, İPOTEYE DAYALI MENKUL KIYMETLEŞTİRMEYE İLİŞKİN DÜZENLEMELER VE TÜRKİYE UYGULAMASI 3,1. TÜRKİYE'DE İPOTEK PİYASASI Ülkemizde zamanla gözlemlenen hızlı nüfus artışı, kültürel değişimler sonucu bölünen aileler, kentleşme, gelir düzeylerinin artması, ve yaşam standartlarının yükselmesi sonucunda gayrimenkuUere karşı oluşan talep sürekli bir artış göstermektedir. Daha önceki bölümlerde de belirtildiği üzere, arsa piyasası, yapı malzemesi, araç gereç, dayanıklı tüketim ve işgücü piyasalarıyla olan bağlantılan nedeniyle gayrimenkul piyasası ve bu piyasanın önemli bir kısmını kapsayan konut, ülke ekonomilerinin canlanması açısmdan son derece önenüidir. Ülkemizde İkinci Dünya Savaşı yıUanna kadar ulusal düzeyde sistemli bir konut politikası izlenmemiş; ancak 1950'li yıllarla birlikte hızlı kentleşmeye bağlı olarak ağırlaşan konut sorununu ve yaşanan finansman problemlerini çözmek amacıyla, çeşitli konut politikaları izlenmiş ve yeni kurumlar oluşturulmuştur ^ Ülkemizde, T C . Başbakanlık Konut Müsteşarhğı tarafından yapılan konut ihtiyacı araştırmasının verileri ışığında (bkz. Tablo 11), 2010 yılı sonunda 13 milyona yakın yeni konuta ihtiyaç duyulduğu hesaplanmıştu*^. Bu doğrultuda yılda yaklaşık 300 bin konut gereksinmesi doğan ülkemizde, konut ihtiyacının gün geçtikçe nedenh yüksek boyutlara ulaşabileceği, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. ^ Devlet Planlama Teşkilatı ( D P T ) , VIII. B e ş Yıllık K a l k ı n m a Planı K o n u t Özel İhtisas K o m i s y o n u R a p o r u ( 2 0 0 1 - 2 0 0 5 ) , A n k a r a , 2 0 0 1 , s.58, ( Ç e v r i m i ç i ) / k o n u t / o i k 6 0 6 . p d f , 19 M a y ı s 2 0 0 4 . ^ A h m e t Ç a n g a v.d., " 2 0 0 0 - 2 0 1 0 T ü r k i y e K o n u t İ h t i y a c ı A r a ş t ı r m a s ı " , T . C . B a ş b a k a n l ı k K o n u t M ü s t e ş a r l ı ğ ı , A n k a r a , M a y ı s 2 0 0 2 , s.54. Tablon 2000-2010 Dönemi Yıllara Göre Kümülatif Konut İhtiyacı Yıllar 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Konut İhtiyacı 10.337.868 10.595.613 10.854.438 11.114.151 11.374.713 11.636.244 11.898.869 12.162.395 12.426.298 12.689.711 12.952.737 Kaynak: Ahmet Çanga v.d., "2000-2010 Türkiye Konut İhtiyacı Araştırması", T.C. Başbakanlık Konut Müsteşarlığı, Ankara, Mayıs 2002, s.54. Oluşması muhtemel bu konut açığının giderilmesine yönelik, kuşkusuz etkin bir konut finansman politikasının ve bu çerçevede birtakım uygulamalann yürürlüğe girmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bugüne kadar ülkemizde uzman finans kuruluşlarının önemli roller üstlendikleri gelişmiş bir kurumsal konut finansman sistemi bulunmamakta, mevcut konut üretimi ve finansmam çoğunlukla kurumsal olmayan bir yapı içerisinde gerçekleştirilmektedir. Kurumsal olmayan bu yapı içerisinde; kişilerin konutları bir seferde satın almalan, yapı kooperatifleri yoluyla konut edinimi ve kişilerin kendi yapılarmı kendilerinin inşa etmeleri gibi yöntemler yer almaktadır^. Ülkemizin kurumsallaşmamış konut finansman yapısı içerisinde konutlar, çoğunlukla orta ve üst gelir grubunda yer alan kişilerin zaman içerisinde edindikleri bkikimlerini kullanmaları veya yakmlanndan borçlanmaları yoluyla, konutların bir seferde satın alınması şeklinde sağlanmaktadır. ^ DPT, a.g.e., s.58. Konut sahibi ohnayı planlayan ancak bunun için yeterh birikimi olmayan kişilerin kurumsal olmayan bu yapı içerisinde başvurdukları yöntemlerden bir diğeri ise, yapı kooperatifleridir. Bu yöntemde kooperatifler, belirli bir dönem sürecinde üyelerinden taksitler halinde kaynak toplamakta ve bu kaynaklara paralel olarak konut inşatmı gerçekleştirmektedirler. Kişiler, sağladıkları arazi üzerinde yapı malzemelerini satın alarak kendileri ya da yakmlan ile birlikte kendi konutlarım da inşa edebilmektedirler. Bu çerçevede yapılan yapılar arasında en bilineni gecekondu şeklinde yapılan yapılardır. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve bu sıkıntıların kişilerin gehrlerine yansıması, kişilerin nitelikli konut edinmelerini engellemektedir. Bu durum, kurumsal olmayan bir yapı içerisinde gecekondu gibi düşük finansmanla konut üretiminin gelişmesine ve kişilerin standartların altındaki konutlarda yaşamaya devam etmelerine sebep olmaktadır. Değinildiği üzere, ekonomik sıkıntıların varolduğu ortamlarda fon fazlası olan kesimden fon ihtiyacı olan kesime kaynak aktaran ve uzun vadeh fonlara ihtiyaç duyan kurumsal yapıya sahip gelişmiş bir konut finansman sistemi ülkemizde bugüne kadar kurulamamıştır. Bu yapının yerine, geleneksel konut finansmanı sistemimizde konut ahcılarma fon desteği sağlayan ya yeni kurumsal örgütlenmeler oluşturulmuş ya da mevcut kurumlar bu yönde destek sağlamışlardır. Ülkemiz gayrimenkul piyasasına finansman desteği sağlayan mevcut kurumlar arasında, sosyal güvenlik kurumlan ve ticari bankalar sayılabilir. Devlet tarafından konut sektörüne finansman desteği sağlamak ve politika üretmek amacıyla oluşturulan kurumsal örgütlenmeler ise, 1958 yılında kurulan Baymdu-lık ve Iskan Bakanlığı ve 1984 yılında kurulan Toplu Konut İdaresi (T0KÎ)'dir4. Konut ahcılanna finansman desteği sağlayan mevcut kurumlardan Sosyal Sigorta (SSK), Bağ-Kur, ve Ordu Yardımlaşma (OYAK) kurumları hem konut inşa etmişler hem de konut edinmek isteyen üyelerine konut kredisi sağlamışlardır. 1963 yılından İtibaren üyelerine konut kredisi sağlayan SSK, 1984 yılında TOKİ'ye bağlı Toplu Konut Fonu'nun kurulması ile birlikte yeni konut kredisi vermeyi durdurmuş ve üyelerine yeni kredilerin Fon aracılığıyla verilmesini istemiştir. Bağ-Kur, prim ödeyen sigortalılanna 1976-1980 yıllan arasında ipotekli konut kredisi vermiş; ancak kredi olarak dağıttığı fonların yüksek enflasyon karşısında kısa sürede erimesi nedeniyle finansman sorunlan yaşayan kurum. ^ A.e., ss.59-60 1980 yılında kredi verme işlemini durdurmuştur. O YAK ise, 1963 yılından bu yana üyelerine ipotekli konut kredisi vermeyi sürdürmektedir. Geleneksel konut finansman sistemimizde yer alan mevcut kurumlardan bir diğeri olan ticari bankalar ise, ancak 1989 yılından itibaren Pamukbank'ın öncülüğünde konut kredisi alamna girmişlerdir. 1958 yılında Bakanlar Kurulu'nun aldığı karar uyarınca T.Emlak Bankası, T.Öğretmenler Bankası ve T.Vakıflar Bankası dışında kalan bankaların 1979 yılına kadar ipotekli konut kredisi açmalan engellenmiştir^. 1979 yılmdan sonra ise, ucuz konut kredisi vermek cazip olmadığı için T.Emlak Bankası dışmdaki diğer ticari bankalar, bu alana ilgi göstermemişlerdir. Ancak, 1989 yılından sonra bankalar, tüketici kredisi çerçevesinde riski dağıtmak ve yeni kaynak yaratmak amacıyla kısa vadeli konut kredisi vermeye başlamışlardır. Ticari bankalar tarafından verilen bu kredilerde vadeler en fazla 3 yıl, geri ödemeler aylık bazda ve genellikle döviz cinsinden olmuştur. Kredilerin bu şekilde verilmesindeki temel amaç; yüksek olan enflasyon ve faiz oranları nedeniyle bankaların kendilerini faiz oram ve döviz kuru risklerine karşı korunmak istemeleridir. 1990'lı yıllarda ülke ekonmisinde yaşanan istikrarsızlık ve buna bağlı olarak döviz kurlarının kısa zaman içerisinde aniden yükselmesi sonucunda kredi borçlulannm birçoğu geri ödemelerde güçlük içerisine girmiş, yeni kredilerin açılması sınırlı hale gelmiştir. Hem kredi veren kurumun hem de kredi borçlulanmn bu tür sıkıntılarla karşılaşmaları, risklere duyarlı kredilerin düzenlenmesini ve verilen kredilerde endeksleme yapılması gerekliliğini gözler önüne sermektedir. Diğer ticari bankalardan farklı olarak T.Emlak Bankası ise, 1926 yılında inşaat sektörünü gehştirmek ve gerekli konut kredilerini sağlamak amacıyla kuruhnuştur. Konut alanında ihtisas bankası olması amacıyla kurulmasına rağmen, aynı zamanda ticari banka olarak da faaliyetlerini sürdürmek zorunda olması, T.Emlak Bankası'nm bir konut ihtisas bankası olma özelliği kazanmasına engel olmuştur^. T.Emlak Bankası, 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz sonucunda 03.07.2001 tarih ve 2001/2202 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla bir diğer devlet bankası olan T.C. Ziraat Bankası'na devredilinceye kadar, kuruluş misyonu çerçevesinde ipotekli konut kredilerini vermeyi sürdürmüştür. ^ A l p , Y ı l m a z , a.g.e., s. 1 5 1 . ^ D P T , a.g.e., s.59. Tablo 12 Ticari Bankalar Taraf ından Kullandırılan Konut ve Di^er Tüketici Kredileri (Milyar TL) Yıllar 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004/03 Konut 6 266 168 701 4.897 5.378 2.635 6.030 39.999 68.972 46.508 673.204 48.092 258.019 800.558 637.000 Diğer* 355 3.544 3.558 8.086 29.891 19.049 48.936 126.606 560.252 1.110.532 1.202.557 5.014.085 1.098.820 3.058.550 9.677.867 4.473.000 Toplam 361 3.810 3.727 8.787 34.788 24.427 51.571 132.636 600.251 1.179.504 1.249.065 5.687.289 1.146.912 3.316.569 10.478.425 5.110.000 *Taşıt, d a y a n ı k l ı t ü k e t i m malları, m e s l e k i a m a ç , eğitim, tatil, gıda, g i y i m v b . seçenekleri içermektedir. Kaynak: (Çevrimiçi) .http//www.tbb.org.tr/net/donemsel/default.aspx?dil=TR,23 Mayıs 2004 Yukandaki tabloda (Tablo 12) yıllar itibariyle ticari bankalar tarafından sağlanan konut ve diğer tüketici kredilerinin miktar olarak karşılaştırılması yer almaktadır. Tablo 12'den de görüldüğü üzere ekonominin büyük bir sıkıntı içinde olduğu 1995 ve 2001 yıllarında ticari bankalar tarafından kuUandmlan konut kredilerinin hacminde ciddi daralmalar olmuş; ancak faiz oranlarının hızlı bir şekilde düştüğü 2000 ve 2003 yıllarında ise, kullandırılan konut kredilerinin hacminde büyük bir artış meydana gelmiştir. Aynca 2004 yılının ilk üç ayında gerçekleşen sonuçları incelediğimizde, ekonomimizdeki canlanmamn verdiği iyimser havayla birlikte tüketici kredisi kuUanmunda, özellike de konut kredisine yönelik talebte bir artış olduğu görülmektedir. Aşağıda yer alan Tablo 13 ise, tüketici kredilerinin yıllar itibariyle kişi sayısına göre dağılmnm göstermektedir. Buna göre, 2003 yıh içerisinde 25.999 kişi konut kredisi kullanmışken, 2004 yılının ilk üç ayında bu rakam 19.642 gibi yüksek bir seviyeye ulaşmış ve neredeyse 2003 yılını yakalamıştır. Ekonomide yaşanan iyimser havamn neticesinde faiz oranlanmn düşmesi ve dövizin istikrar kazanması, ülkede gayrimenkul talebinin de canlanmasına neden olmuştur. Tablo 13 Ticari Bankalar Tarafından Kullandırılan Tüketici Kredilerinin Kişi Sayısına Göre Dağılımı (Adet) Yıllar 1999 2000 2001 2002 2003 2004/03 Konut 10.586 58.615 2.911 10.915 25.999 19.642 Diğer* 1.473.497 2.752.045 864.122 1.263.977 2.255.010 835.736 Toplam 1.484.083 2.810.660 867.033 1.274.892 2.281.009 855.378 *Taşıt, dayanıklı t ü k e t i m m a l l a n , m e s l e k i a m a ç , eğitim, tatil, gıda, g i y i m v b . seçenekleri içermektedir. Kaynak: (Çevrimiçi) .http//www.tbb.org.tr/net/donemsel/default.aspx?dil=TR,23 Mayıs 2004 Geleneksel konut finansman sistemimiz içerisinde, devlet tarafından konut sektörüne finansman desteği sağlamak ve politika üretmek amacıyla kurumsal örgütlenmeler de oluşturulmuştur. Oluşturulan bu örgütlenmelerden ilki, 1958 yılında kurulan Bayındırlık ve İskan Bakanhğı'dır. Bakanlık, gecekondu önleme bölgelerinde konut üreten kooperatiflere ve belediyelere kredi vermiş; bunun yanısıra halk konutu uygulamaları, kiralık mülk konut uygulamaları, Meyak S.60. Form ve Kamu Konut Fonu uygulamalarıyla konut üretimine ve finansmanına kaynak sağlamıştır^. Büyük ölçüde bütçe içerisinden sağlanan bu kaynağın, ülkenin ekonomik şartları içerisinde devamı ise mümkün olmamıştır. Baymdu-lık ve İskan Bakanlığı aracılığıyla yapılan uygulamalann yetersiz oluşu ve ülkede 1980'li yıllarla birlikte gözlemlenen hızlı kentleşme olgusu beraberinde konut açığını gündeme getirmiştir. Gerek bu açığın kapatılması gerekse de konut finansmanına ilişkin işlevsel bir sistemin oluşturulması amacıyla 02.03.1984 tarih ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu çıkartılmıştır. Bu Kanun ile birlikte Başbakanhğa bağlı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) 1984 yılında kurulmuştur. Yine aynı yıl içerisinde, TOKİ'nin idaresinde fon kaynağını akaryakıt, tütün, alkollü ve alkolsüz içkiler, yurtdışı çıkışları ve talih oyunlarından alman vergi türü kesintilerle sağlayan özerk bir yapıya sahip Toplu Konut Fonu kurulmuştur. Bütçeden bağımsız gelir kaynaklarına sahip bu Fon sayesinde gayrimenkul sektörüne kaynak temini hız kazammş; ancak 1993 yılmdan itibaren Fon kaynaklan bütçelendirilmiş ve daha sonraları bütçeden aynlan yetersiz miktardaki ödeneklerle kurumun çalışmalan olumsuz yönde etkilenmiştir. Toplu Konut Fonu, 20.06.2001 tarih ve 4684 sayılı kanunla birlikte tamamen yürürlükten kaldmlmıştır. Fon'un tamamen kaldırılmasıyla birlikte TOKİ'nin gelir kaynaklan da çok büyük ölçüde azalmıştır. Günümüzde ise, TOKİ'nin gelirleri; gayrimenkul satış ve kira gelirlerinden, kredi geri dönüşlerinden, faiz gelirlerinden ve bütçe ödeneklerinden oluşmaktadır. Türkiye'de konut üretim sektörünün teşvik edilerek hızla artan konut talebinin planlı bir şekilde karşılanabilmesi amacıyla kurulmuş olan TOKİ, başlangıçta anlaşmalı üç ticari banka (T.Emlak Bankası, T.Vakıflar Bankası ve Pamukbank) vasıtasıyla konut alım ve yapım kredileri vermeye başlamıştır. Zaman içerisinde bu özelliğini sürdürmeye devam eden TOKİ, bireysel konut kredileri; kendi arsalan üzerinde ya da belediyeler ile işbirUği içerisinde toplu konutlann üretilip kredilendirilerek satılması; şehit hanelerine maluller ile dul ve yetimlerine açılan faizsiz konut kredileri şeklinde üç ayrı kredilendirme modeli uygulamaktadır. Tablo 14, bugüne kadar TOKİ tarafından yeni kredi açılan konut sayılarını göstermektedir. Tablo 14 TOKİ Tarafmdan Yeni Kredi Açılan Konut Sayıları Yıllar Toplu Konut Projeleri İ984 1985 1986 14^597 70015 Bireysel Kredi 7.350 17.850 Şehit Haneleri Toplam 1 4 9 ^ 87,865^ _ _ _ 1 3 8 J 0 L _ _ _ J M 2 0 249 15^776 24 5M83 i98r-3Zi4o;8i3zr:j^^ 1988 29^18_____28,M1 J--7*^j^ı _ 3 0 7 _L993 1994 i~yy^ , 30 3 1 3 . ^ Irvorv 1 X Û 5 3 _ mm : _ ._ S r z z ^ 2 S r z z z = z z _ ^ 3 0 5 1£71 2000 L828_ 823 2001 2466_ _579 2002 9 ^ 2003 5292J2 .2004^2 210 —-^ Toplam 944.444 93.215 10-566 c\c\c\ ^ 2 m 3289. 9.647 "öoiZIZZZÜ, 28âr048225 1.048.2/5 Kaynak: (Çevrimiçi), http//www. toki.gov. tr/page.asp?link=html/krediler/krediler.html, 11 Nisan 2004. Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, 1984-2004 Şubat dönemi arasında TOKİ tarafından 1 milyondan fazla konut için kredi imkanı sağlanmıştır. TOKİ kaynaklarının büyük bir kısmını toplu konut projeleri aracılığıyla konut üretilip satılmasına aymrnş, zaten 1989 yılında ticari bankalann bireysel konut kredilerine yönelmesi ile birlikte, yeni bireysel konut kredisi vermeyi de durdurmuştur. Tüm bunlann yamsu-a, yılda yaklaşık 300 bin konut ihtiyacı olan ülkemizde, bir devlet kurumu olan ve üUcedeki konut açığını kapatmak amacıyla kurulan TOKİ'nin bu açığın ancak çok az bir kısmını kapattığı da görülmektedir. Bu doğrultuda kummun, faaüyetlerini başka alanla kaydumasımn ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. 3.2. TÜRKİYE'DE İPOTEĞE DAYALI IVİENKUL KIYIVİETLEŞTİRIVİEYE İLİŞKİN DÜZENLEIVIELER Ülkemizde, konut fmasmam alanmda bugüne kadarki uygulamalardan da görüldüğü üzere, fon fazlası yaratan kesim ile fon ihtiyacı olan kesimi biraraya getiren merkezi bir sistem kurulamamıştır. Gelir seviyesine bağlı olarak tasarruf düzeylerinin düşüklüğü mevcut piyasalarda uzun vadeli ipotekli konut kredisi sisteminin oluşumunu engellemiştir. Kısa vadeli fon toplamakta olan ticari bankalardan da uzun vadeli konut kredisi için finansman sağlamasını beklemek yanlış olur. Çünkü böyle bir dumm, ticari bankalann vade uyumsuzluğu (mismatch) sorunu ile karşı karşıya kalmalarına ve orta vadede açık vermelerine neden olmaktadır. Aynca, Türkiye'de gayrimenkul sektörü ile doğrudan ilgiH olan TOKİ benzeri kamu kurum ve kuruluşları kaynaklarını bugüne kadar verimli kullanmamışlardır. Bu kurumlar, kredi vermek, denetlemek ve yönlendirmek yerine gayrimenkul inşa edip satmak yoluna gitmişler ve kaynak maliyetlerini arttırmışlardır. Özellikle TOKÎ'nin sahip olduğu kaynaklarını çağdaş bir konut finasman sisteminin oluşturulmasına yönelik olarak kullanması gerekmektedir. Sonuç olarak değerlendirdiğimizde ise, gerek ipotekli konut kredisi sağlayan ticari bankalar gerekse de kamu kurum ve kuruluşlan için yeni bir sistemin oluşturulması amacıyla ikinci el ipotek piyasasına yönelinmesi, birinci el piyasada verilen kredilerin ikinci el piyasada likit hale getirilerek yeni fonların sağlanması ve bu fonların da yine yeni kredilerde kullanılması ülkemiz ipotek piyasalarının gelişimi açısından avantajlı olacaktır. Burada belirtilen yeni sistem, yeni fon kaynaklarını ortaya koyan, mevcut olan fon kaynaklarını konut finansmanına yönlendiren ve mevcut tasarrufları konut edinmeye özendiren bir merkez şeklinde yapılanmalıdır. Bu amaç doğrultusunda modem bir konut finansmanı için yapılması gereken en önemli uygulama, gelişmiş ülkelerdekine benzer nitelikte sağlıklı bir menkul kıymetleştirme sisteminin ülkemizde de oluşturulmasıdır. Bunun için belli standartlara sahip ve her türlü ekonomik ortamda uygulanabilir ipotekli konut kredilerini devralan ve bunlara dayalı menkul kıymet ihraç eden bir ' i p o t e ğ e Dayalı Menkul Kıymetler Merkezi" kurulmalıdır. Bu merkezin kuruluşu a n c a k 30,07.1981 tarih ve 17416 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun aşağıda belirtilen 39'uncu maddesi uyarınca mümkün kılınmıştır. Kanun'un bu maddesi, " D i ğ e r Sermaye Piyasası K u r u m l a n " başlığı altında saydığı çeşitli kurumlar arasında "İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler Merkezi" ne de yer vermiştir. Madde 39 — Diğer sermaye piyasası kurumları Diğer sermaye piyasası kurumlan; kuruluş ve faaliyet esasları Kurulca belirlenen, sermaye piyasası araçlarının takas ve saklanması, derecelendirilmesi, ihraçcılarımn ve sermaye piyasası kurumlarının denetlenmesi ile uğraşan kuruluşlar, yatırım danışmanlığı, portföy yönetimi gibi sermaye piyasası faaliyetlerini yerine getiren şirketler, varlık yönetim şirketleri, ortaklık ve kuruluşlara ait alacakları temellük ederek münhasıran bu Kanunun 13/ A maddesinde belirlenen varlığa dayalı menkul kıymetleri ihraç etmek amacıyla kurulan genel finans ortaklıkları, ipoteğe dayalı menkul kıymetler kuruluşu ^ risk sermayesi yatırım fonları, risk sermayesi yatırım ortaklıkları, vadeli işlemler aracılık şirketleri ve portföy saklama şirketleridir. M e r k e z ' i n esas faaliyet alanını oluşturması düşünülen, bankalardan ve sosyal güvenlik kuruluşlarından devralacağı ipotekli konut kredilerinden oluşan alacak portföylerine dayalı menkul kıymet ihracı. Sermaye Piyasası Kurulu'nun tebliğleri ve yetkileri doğrultusunda düzenlenmelidir. Bu n o k t a d a . M e r k e z tarafından gerçekleştirilecek menkul kıymet ihracı, yine 2 4 9 9 sayılı K a n u n ' u n 3 9 ' u n c u maddesi çerçevesinde oluşturulan genel finans ortaklıklarının varlığa dayalı menkul kıymet ihracına benzer nitelikte olacaktır. Ancak, Merkez'in arkasında bir devlet desteğinin bulunması, ihraç edeceği menkul kıymetler için ayrıca bir banka garantisi ya da özel fon gibi maliyet arttırıcı tedbiriere gerek kalmaması ve gayrimenkul sektörünün finansmanında oynayacağı önemli roller gibi hususlar, bugüne kadar örneği b u l u n m a y a n genel finans ortaklıklarına karşı en büyük farklılıklan olacaktır. M e v c u t mali piyasalarda faaliyet gösteren kurumlarca verilen ipotekli konut kredilerinin merkezi bir ikinci el piyasa kuruluşu tarafından satın alınması ve bunlara dayalı menkul kıymet ihracının başlaması amacıyla, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 39'uncu maddesine istinaden, "2002/3888 Karar Sayılı Toplu Konut İdaresi'nin Kaynaklarının Kullanım Şekline İlişkin Yönetmelik" 18.04.2002 tarih ve 24730 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir^. Yayımlanan bu yönetmeliğin "Banka Kaynaklarından Açılan Konut Kredilerinin Devralınması" başlığı altındaki dördüncü bölümü uyarınca, T O K İ ' n i n bir merkezi ikinci el piyasa kuruluşu olarak görev yapması düşünülmüştür. Söz konusu uygulama ile birlikte, kamunun gayrimenkul piyasasında yönlendirici ve denetleyici olması gerekliliği de göz ö n ü n e a l ı n a r a k , T O K Î ' n i n geleneksel konut f i n a n s m a n sistemimizdeki boşlukları gideren ve gayrimenkul piyasasının gelişmesinde katkıda bulunabilecek etkin politikalar üreten bir rol üstlenmesi amaçlanmıştır. TOKÎ'nin ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi şeklinde hem mevcut yasalara uygun hem de sermaye piyasaları gelişmiş ülkelerde görülen uygulamalara paralel olarak yeniden yapılandırılması ile birlikte; • Gayrimenkul piyasaları ile sermaye piyasaları arasındaki ilişkinin güçlenmesi sağlanarak ipotek piyasalarının gelişmesine, dolayısıyla sermaye piyasalarının da derinleşmesine katkıda bulunulmuş olacak, • İpotekli konut kredilerinin devralınması ve menkul kıymetleştirilmesi ile gayrimenkul piyasasında ek bir kaynak yaratılmış olacak, • İpotekli konut kredilerinde menkul kıymetleştirmeyi kolaylaştırmaya yönelik standardizasyon sağlanmış olacak, • Ticari bankalar gibi gayrimenkul sektörüne finansman sağlayan kuruluşların konut finansmanı için ayırdıkları fonların arttırılması amacıyla gerekli tedbirler alınmış olacak, • Merkez'in devlet destekli olması nedeniyle ihraç edilecek ipoteğe dayalı menkul kıymedere olan güvenin artması sağlanmış olacak, • Konut finansmanı için ticari bankaların bulmaları gereken fonların yüksek maliyetli mevduatlara tercihen menkul kıymetleştirme yoluyla sağlanmasına katkıda bulunulmuş olacak ve böylece T O K Î ' n i n Türkiye'de yeni bir konut finansman sisteminin kurulmasına ve kurumsallaşmasına katkıda bulunması sağlanmış olacaktır. Değinildiği üzere, T O K Î ' n i n yeni yapılanması sırasında devralacağı ipotekli konut kredileriyle ilgili o l a r a k B a k a n l a r K u r u l u ' n c a 18.04.2002 t a r i h i n d e kararlaştırılan ' T o p l u Konut İdaresi Kaynaklarının Kullanım Şekline İlişikin 18.04.2002 tarih ve 2 4 7 3 0 say>l> R e s m i G a z e t e ' d e y a y > m l a n a r a k y ü r ü r l ü € e giren 2 0 0 2 / 3 8 8 8 KararSay>l " T o p l u K o n u t <daresi Kaynaklar>n>n Kullan>m fiekline <liflkin Y ö n e t m e l i k " Y ö n e t m e l i k " içerisinde " B a n k a K a y n a k l a r m d a n Açılan K o n u t Kredilerinin Devralınmasma" ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Aşağıda yönetmeliğin ilgili kısımları verilmiştir*. Madde 18 — Banka kaynaklarından açılan konut kredileri Bankaca kullandırılan ipotekli konut kredileri İdarece devralınabilir kredilere dayalı olarak menkul kıymet ihraç edilebilir. ve bu Anlaşıldığı üzere T O K İ ' n i n , ülkemizde oluşturulması düşünülen kurumsal konut finansman yapısı içerisinde ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi şeklinde bir görev üstlenmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda ilgili yönetmeliğin 18'inci maddesi uyarınca, T O K İ tarafından bankalarca kullandırılan ipotekli konut kredilerin devralınmasma ve bu kredilere dayalı olarak T O K İ ' n i n menkul kıymet ihraç edebilmesine imkan tanıyacak bir düzenlemeye gidilmiştir. Madde 19 — Bankadan devralınacak kredilere ilişkin esaslar İdare, Alacak Portföyünü oluşturmak için, aşağıdaki şartlan sağlayan ipotekli konut kredilerini Bankadan devralabilir, a) Devralınacak kredi miktarı, Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış gayrimenkul ekspertiz şirketleri tarafmdan belirlenmiş olan konut ekspertiz değerinin %75'ini geçmemelidir. b) Devralınacak kredi kullanıcısının aylık kredi geri ödemelerinin aylık net hane halkı gelirine oranı en fazla %50 olmalıdır. c) Kredinin devralındığı tarih itibariyle vade bitimine en az 3 yıl, en fazla 10 yıl kalmış olmalıdır. d) Devralınacak kredi, ait olduğu konut üzerinde birinci derecede ve birinci sırada ipotek tesisi ile teminat altına alınmış olmalıdır, e) Devralınacak kredi, vadesinden önce kapatılmaya ve ilgili Bankaca belirlenen şartlarda ara ödeme yapılabilmeye uygun olmalıdır, f) Devralınacak krediler sabit veya değişken faizli olarak kullandırılmış olmalıdır, g) Devralınacak krediler Türk Lirası cinsinden kullandırılmış olmalıdır, i) Devralınacak kredilerin geri ödemeleri aylık dönemler halinde olmalı ve * 2 0 0 2 / 3 8 8 8 K a r a r Sayılı " T o p l u K o n u t İdaresi K a y n a k l a r ı n ı n K u l l a n ı m Ş e k l i n e İlişkin Y ö n e t m e l i k " Devlet B a k a n l ı ğ ı ' n ı n 1.03.2002 tarihli ve 0 0 2 5 1 sayılı yazısı ü z e r i n e , 2 9 8 5 sayılı T o p l u K o n u t K a n u n u ' n u n değişik 2 ' n c i m a d d e s i ve 4 1 2 sayılı K a n u n H ü k m ü n d e K a r a r n a m e ile e k l e n e n e k 1 'inci m a d d e s i n e g ö r e , B a k a n l a r K u r u l u ' n c a 18.03.2002 tarihinde kararlaştırılmıştır bu ödemeler, oluşturulacak kredi portföyüne göre, her ayın 1 inci ve 15 inci gününü izleyen ilk iş günü yapılmalıdır. Madde 20 — Devralınacak kredilerin açılacağı konutlara ilişkin esaslar İdarenin, Alacak Portföyüne dahil edeceği kredilerin aşağıdaki şartları taşıyan konutlara açılmış olması gerekmektedir. a) Kredi açılacak konutlar, belediye sınırları içerisinde, en fazla 3 yıl içinde iskan ruhsatı alınmış olan ve brüt inşaat alanı 150 m2'yi geçmeyen konutlar olmalıdır. b) Kredi açılacak konutun tapusu, kredinin açıldığı tarihten en fazla 1 ay önce alınmış olmalıdır. c) Kredi açılan konutlar Sigorta ettirilmelidir. İlgili yönetmeliğin 18'inci, 19'uncu ve 20'nci maddelerinde T O K İ tarafmdan bankalardan devralınacak ipotekli konut kredilerine ve bu kredilerin açılacağı konutlara ilişkin esaslar üzerinde durulmuş, ilgili yönetmeliğin 2 r i n c i , 22'nci ve 23'üncü maddeleri ise kredilerin devraimmasına ve menkul kıymet ihracına yönelik unsurlardan oluşmuştur. Madde 21 — Devralma esasları Bankaca, bu Yönetmeliğin 20 nci maddesindeki şartları sağlayan konutlar için, bu Yönetmeliğin 19 uncu maddesindeki hükümlere göre açılan krediler İdarece ilan edilen dönemlerde devralınır. İdare, ipotekli konut kredilerini devralacağı Bankaya ilişkin değerlendirme kriterlerini, devralacağı toplam kredi miktarım ve devralacağı kredilerin konut başına asgari ve azami tutarlarını, devralma dönemlerinde belirler ve ilan eder. Devralınacak krediler, Banka tarafından konut alıcılarına kullandırıldıkları tarihlerdeki cari kredi faiz oranlarından bağımsız olarak, devralma tarihlerinde geçerli piyasa faiz oranları dikkate alınarak İdarece belirlenecek Fiyatlardan devralınır. İdare, devralacağı kredilerin Fiyatlandırılması konusunda, bu konuda uzmanlaşmış resmi veya özel kuruluşlardan hizmet satın alabilir. Devralınacak kredilerin aylık geri ödemeleri Banka tarafından tahsil edilir. Geri ödemelerde meydana gelecek aksamalara karşı Banka, İdareye geri ödeme garantisi verir. İdare, devralacağı kredilerin geri dönüşlerinin takibi ve garantörlüğü karşılığında, Bankaya ayrıca bir komisyon ücreti ödeyebilir. Alacağın elde tutulma süresi ve devralma ile ilgili diğer şartlar, İdare ve Banka arasında imzalanacak Protokol ile belirlenir. Madde 22 — Şartlara uymayan kredilerin devralındığımn tesbiti halinde yapılacak işlemler İdare tarafından devralınan kredilerin, bu Yönetmeliğin 19 uncu ve 20 nci maddelerinde sayılan şartları sağlamadığının tesbiti halinde, söz konusu kredinin faizli borç bakiyesi, İdare tarafından bu durumun Bankaya bildirildiği tarihi izleyen 30 gün içinde Banka tarafından İdareye ödenir. Madde 23 — Menkul kıymet ihracı İdare, devraldığı ipotekli konut kredilerinden oluşan Alacak Portföyü karşılığında. İdare tarafından belirlenen koşullarda menkul kıymet ihraç eder. İdare ihtiyaç duyması halinde, ihraç edeceği menkul kıymetlerle ilgili olarak bu konuda uzmanlaşmış resmi veya özel kuruluşlardan hizmet satın alabilir. Bu yönetmelik çerçevesinde hem artan konut talebinin giderilmesi amacıyla TOKÎ'nin ipoteğe dayah menkul kıymetler merkezi şeklinde yapılanması sağlannuş hem de bankaların düzenleyecekleri ipotekli konut kredilerine ilişkin olarak standartlar getirilmiştir. Böylelikle ipotekli konut kredilerinden oluşan birinci el piyasaya ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezinin faaliyetlerini sürdüreceği ikinci el piyasaya yönelik olarak ülkemizde de diğer ülkelere benzer nitelikte düzenlemeler yapılmaya çalışılmıştır. Yukarıda verilen bilgiler ışığında, Türkiye'de TOKİ vasıtasıyla oluşturulması düşünülen ikinci el ipotek piyasasının sağlıklı işlemesinin ön koşulu, iyi işleyen bir birinci el piyasamn varlığıdır. Çünkü, birinci el ipotek piyasasmm gehşebilmesi, yani yeni ipotek kredilerinin açılması ve bunlar için fon yaratılabilmesi ikinci el ipotek piyasasının sağlıklı işlemesine bağlıdır. Dolayısıyla, birinci el piyasada konut kredileri için kaynağın, mevduatlardan ve kamusal fonlar yoluyla karşılanmasından ziyade, bir Merkez aracılığı ile devralman konut kredilerine dayalı olarak ihraç edilecek ipoteğe dayalı menkul kıymetler ile sağlanması, uzun vadeli ve piyasa mekanizmasına dayalı bir sistemin kurulması açısından gereklidir. Ancak, ikinci el piyasada faaliyet gösterecek ipoteğe dayalı menkul kıymetler ile ilgili bir merkezin bugüne kadar oluşturulamamış olmasında, ekonomik koşulların yamsıra yasal birtakım zorluklar da gösterilebilir. Ülkemizde uygulanan tek gayrimenkul rehin aracı olan ipotek varhğı kavramı Medeni Kanun'un 881 ile 897'nci maddeleri arasında, ipoteğin paraya çevrilmesi ise İcra ve İflas Kanunu'nun 45'inci maddesinde düzenlenmiştir. Farklı kanunlarda yer alan düzenlemeler, etkin ve sağlıklı bir şekilde işlemesi gereken konut finansman sistemi için yeterli güvenceyi sağlamaktan uzak olmuştur. Belirtilen kanunlarda gerekli değişiklikler yapılarak iyi işleyen bir sistem için yasal koşullar oluşturulmalıdır. Bu amaç doğrultusunda; konut kredisi kullanılmış ipotekli konutların el değiştirmesinin finansman sağlayan kurumun bilgi ve onayı olmadan gerçekleşebilmesi, sistemin belirli bir endekse göre değişen faiz ve bununla ilgili olarak değişen borç miktarına imkan tanımaması gibi konular Medeni Kanun'da düzenlemeler yapılması gereken hususlardır. İcra ve îflas Kanunu'nda ise, yapılacak düzenlemelerle birlikte borcun geri ödemesinin aksatılması durumunda ipoteğin paraya çevrilmesi işleminin uzun zaman almasının önlenmesi gerekmektedir. İpoteğe dayalı menkul kıymetler vasıtasıyla konut finansmanını düzene koyacak yasal düzenlemelerin yanısıra, hem ipotekli konut kredilerinin yaygın olarak kuUammım hem de bu kredilerin menkul kıymetleştirilmesini sağlamaya yönelik vergisel teşviklerin de getirilmesi gerekmektedir. Bu tür menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirleri ve alım-satım kazançları gelir veya kurumlar vergisine tabidir ve bunlar, özel sektör borçlanma araçlarma paralel bir vergisel düzenlemeye sahiptir. Ancak, düzenlenecek olan ipotekli konut kredilerinin menkul kıymeüeştirilmesi, ihraç edilecek menkul kıymetlerin talebine bağh olduğundan, söz konusu menkul kıymetlerin vergilendirilmesinin, en azından belirli bir geçiş dönemi için, kamu tarafından ihraç edilen borçlanma araçlarına paralel bir şekilde düzenlenmesi ve bunlardan elde edilecek gelir ve kazançların vergiden muaf tutulması gerekmektedir. Bu sayede, ihraç edilecek menkul kıymetlere olan talep artacak ve ipotekli konut kredisi sağlayan kuruluşlar birinci el piyasa için gereken likiditeye kavuşmuş olacaklardır. Gelişmiş ülkelerdeki ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçlarında gördüğümüz kamuoyunu aydınlatmada ve yatırımcıya güven sağlamada önemli görevler üstlenen derecelendirme (rating) kuruluşları ile menkul kıymet sahiplerine ödemelerin tam ve zamanında yapılmasında etkin bir rol oynayan yedd-i emin benzeri kurumların ülkemizde bulunmaması nedeniyle; bu kurumları kurup, geliştirine kadar, bu görevlerin ipoteğe dayalı menkul kıymet merkezi olarak düşünülen ve devlet destekli bir yapıya sahip olan TOKİ tarafından üstlenilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak baktığımızda ise, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve vergisel teşviklerin sağlanması ile birlikte, Merkez'in devlet destekli bir yapıya sahip olması ihraç edilecek menkul kıymetlere olan güveni de arttu-acaktır. Bu doğrultuda ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi olarak düşünülen TOKİ, başlangıçta ABD ipotek piyasalarında faaliyet gösteren Ginnie Mae yapısında bir kamu kurumu olarak görev almalıdır. İlerleyen yıllarla birlikte, Merkez'in başarılı faahyet göstermesi durumunda tamamen özel sektöre devri de mümkün küınmahdu*. Böylece, devletin konut finansmanı işinden elini çekmesi sağlanacaktır. Merkez, ülkemiz ekonomik koşullarında uygulanabilir olmalan nedeniyle "Fiyat Seviyesine Endeksli İpotek Kredisi (PLAM)" ve "İki Oranlı İpotek Kredisi (DRM)" şeklinde devraldığı kredilerden benzer nitelikte olanlan biraraya getirerek bunlara dayalı menkul kıymet ihraç etmelidir. Merkez'in devralabileceği ipotek kredilerinden PLAM'a ilişkin olarak, hem kredi borç bakiyeleri hem de geri ödeme tutarları enflasyona göre yeniden belirlenecek olmakla beraber, kredi borçlularının gelirlerinin en az enflasyon oranında artmaması sonucunda kredi geri ödemelerinin zora girecek olması ve bunun PLAM'a dayalı ihraç edilecek menkul kıymetlerin nakit akışlarında sorunlar çıkartacak olması, uygulamada güçlüklerle karşılaşılmasına neden olacaktır. Aslında, PLAM ile birlikte kredi veren kurum korunmuş olurken, kredi borçlusu korunmamış olmaktadır. DRM ise, kredi borç bakiyesinin enflasyona endekslenmesi ve kredi geri ödeme tutanmn borçlunun gelir düzeyine göre belirlenmesi nedeniyle hem kredi veren hem de alan açısından ülkemiz koşullarında en uygun görünen ipotekli konut kredisi türüdür. DRM, kredi geri ödemelerinin düzenli olmasını sağlamak yanında, kredi veren kuruma da bu hizmetin süreklüiğini sağlama imkam vermektedir. Dolayısıyla, daha önceki bölümlerde ayrıntılı olarak incelenmiş olan DRM, oluşturulacak olan konut finansman sistemimizde bir finansman tekniği olarak Merkez tarafından kredi veren kurumlara teşvik edilmelidir. Ekonomik istikrarını kalıcı b k şekilde sağlayamamış olan ülkemizde, Meksika örneğinde olduğu gibi, uzun vadeli ve sabit faiz oranlı ipotekli konut kredilerinin verilmesi ve bu tür kredilere dayalı menkul kıymet ihracının uygulanma imkanı ise görünmemektedir. Merkez tarafından ihraç edilecek menkul kıymetlerin ilk yıllarda, ABD'de ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçlarının ilk yıllarında olduğu gibi, "Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymet" yapısıyla ihraç edilmesi daha uygun olacaktır. Ödeme aktarmalı yapının bir özelliği olarak, ipotek kredisinin sahibi olan banka, menkul kıymetleştirme işleminde kullanılacak kredilerini ipoteğe dayah menkul kıymetler merkezi olarak düşünülen TOKİ'ye devretmekte, dolayısıyla kredi geri ödemelerine ilişkin riskler de yatmmcılara aktanimaktadu:. Ancak, TOKÎ'nin devlet desteğine sahip olması ve yatırımcılara yapılacak ödemelerin tam ve zamanında gerçekleştirileceğini garanti etmesi, yatırımcıların bu menkul kıymetlere olan güvenini de arttıracaktır. Teminath ipotek yükümlülükleri ve getirişi aynlan ipoteğe dayah menkul kıymetler, daha derin ve farklı risk/getiri ihtiyaçları olan piyasalar için geliştirilmiş, uygulanmaları daha zor ve kompleks finansal araçlardır. İlerleyen yıllarla birlikte piyasanın gelişmesine paralel olarak. Merkez tarafından ihraç edilecek menkul kıymetlerin ödeme yapılarından farklı bir şekilde oluşturulmalarına imkan verilmelidir. Bu sayede, ABD'de olduğu gibi teminatlı ipotek yükümlülükleri ve getirişi ayrılan ipoteğe dayalı menkul kıymet türlerine benzer, potansiyel yatırımcıların tercihlerine göre ayarlanabilecek farklı yapılardaki menkul kıymet türlerinin ihracına imkan verilmiş olacaktır. Merkez'in Almanya'nın pfandbrief sisteminde olduğu gibi ipoteğe dayalı tahvil ihraç etmesi ise düşünülemez; çünkü Merkez yeni oluşumu çerçevesinde kredi sağlayan değil, kredi devralan bir yapıdadu*. Aşağıdaki tablodan (Tablo 15) görüldüğü üzere, ülkemizdeki menkul kıymet stoklannın büyük bir kısmı kamu kesimi menkul kıymetlerinden oluşmaktadır. Merkez tarafından ihraç edilecek ipoteğe dayalı menkul kıymetlere ilişkin ödemelerin devlet güvencesinde olması ve en azından bunlann da kamu kesinü menkul kıymetleri kadar getiri sağlayacak olmaları nedeniyle ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin kolaylıkla yatmmcınm ilgisini çekeceği düşünülmektedir. Tablo 15 Menkul Kıymet Stokları (Yüzdesel Olarak) Menkul Kıymetler 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003/11 (%) (%) (%) (%) (%) (%) (%) (%) Özel Sektör 13,4 13,3 13,9 14,0 15,7 7,9 8,0 8,3 Hisse Senedi 12,9 12,9 13,8 14,0 15,7 7,9 8,0 8,3 0,1 0,1 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 Tahvil Finansman Bonosu 0,1 0,0 VDMK 0,2 0,2 0,1 0,0 0,0 0,0 Diğer 0,1 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 K a m u Kesimi 86,6 86,7 86,1 86,0 84,3 92,1 92,0 91,7 Devlet Tahvili 38,0 50,8 42,2 72,6 78,7 76,0 68,8 77,4 Hazine Bonosu 46,4 33,8 42,7 11,9 4,7 5,0 22,6 13,5 Diğer 2,1 2,1 1,3 1,4 0,9 0,5 0,7 0,8 Toplam 100 100 100 100 100 100 100 100 Kaynak: (Çevrimiçi) http://www.spk.gov.tr/HaberDuyuru/haberduyuru/htm7turaylikbulten,10 Haziran 2004. Ülkemizde ikinci el ipotek piyasasmm ilk kez işlerlik kazanacak olmasmm yanında, halen ekonomimizdeki iyimser havaya rağmen kırılganlığın devam ediyor olması ve yatırımcıların uzun vadeye olumsuz yaklaşmaları nedeniyle Merkez tarafından ihraç edilecek menkul kıymetlerin vadelerinin başlangıçta 1 yıl olması akılcı gelmektedir. İlerleyen süreçle birlikte hem bu piyasanın oturması hem de ekonominin daha istikrarlı bir yapıya kavuşması durumunda vadelerin uzatılması da imkan dahilinde olacaktır. Ülkemizde 1999-2003 yılları arasında ihraç edilen Hazine iç borçlanma senetlerinin vade yapılarını gösteren Tablo 16'dan da anlaşılacağı üzere, özellikle son yıllarda enflasyonun düşüşüne paralel olarak, ihraç edilen menkul kıymetlerin vadelerinin de uzadığı görülmektedir. Ekonomimizdeki bu eğilimin devam etmesi durumunda. Merkez tarafından ihraç edilecek menkul kıymetlerin vadelerinin de ilerleyen yıllarda uzatılması mümkün olacaktır. Tablo 16 Hazine İç Borçlanma Senetlerinin Vade Yapısı Vade Bono 1-3 Ay Kmk Vade (3-6 Ay) 6 Av V Kmk Vade (6-9 Ay) 9 AY Kırık Vade (9-12 Ay) Toplam Tahvil Hesaben lYıl Kırık Vade (1-2 Yıl) 2 Yıl Kırık Vade (2-3 Yıl) 3 Yıl 4Yd 5 Yıl Toplam Nakden Satılan Nakit Dışı Satdan* Genel Toplam 1999 2000 2001 2002 2003 (%) 5,1 5,9 10,0 4,6 0,0 0,0 25,5 (%) 13,9 0,0 0,0 0,5 0,0 3,4 17,8 (%) 4,9 9,3 2,0 3,5 0,0 0,6 20,3 (%) 10,5 14,8 1,2 14,5 0,6 11,3 52,9 (%) 10,2 10,4 2,3 2,9 0,8 8,6 35,2 0,3 0,0 3,5 50,4 6,7 0,0 0,0 0,0 0,0 60,7 78,4 21,6 100 0,0 4,2 0,7 0,0 5,2 10,7 8,7 0,0 0,0 0,0 1,5 35,4 8,1 0,0 9,8 0,5 0,0 55,3 90,5 9,5 100 2,1 39,8 7,3 9,1 5,0 0,0 0,0 63,7 89,2 10,8 100 1,9 0,0 1,8 6,3 1,9 16,7 37,0 63,0 100 2,1 0,8 27,4 80,4 19,6 100 * Nakit dışı satılan senetlerde Özel Amaçlı Tahviller, Tahkim Tahvilleri, İkraz Tahvilleri ve Dövize Endeksli Tahvillerin kur farkı yer almaktadır. Kaynak: (Çevrimiçi) http//www.hazine.gov.tr/stat/icborcistatstikleri.htnı/, 29 Mayıs 2004. Merkez, ödeme aktarmalı yapı çerçevesinde ihraç edeceği menkul kıymetler için devraldığı ipotek kredilerinden elde edeceği nakit girişlerini menkul kıymet sahiplerine aktaracaktır. Değinildiği üzere kuruluşunun ilk yıllarında Merkez, devraldığı ipotek kredisi karşılığında öncelikle 1 yıllık menkul kıymet ihracında bulunacak, daha sonra vadenin dolmasıyla birlikte itfa ödemesini gerçekleştirebilmek için ilgili yılın geri ödeme sonrası kredi bakiyesi miktannda yeniden 1 yıl vadeli menkul kıymet ihraç edecek ve bu işlemi kredinin vadesi boyunca tekrarlayacaktır. Yapılan tüm bu düzenlemeler sonucunda. Merkez tarafından ihraç edilecek menkul kıymetlere yönelik yatırımcı güveni de sağlanmış olacaktır. 3.3,İPOTEĞE DAYALI MENKUL KIYMETLEŞTİRMEYE İLİŞKİN TÜRKİYE UYGULAMASI Ülkemiz koşullarında, önceki kısımlarda yapılan incelemelere de dayanılarak, uygulama açısından en etkin model olduğunu düşündüğümüz iki oranlı ipotek kredisi ve buna dayalı ödeme aktarmalı menkul kıymet ihracını ele alan bir uygulama aşağıda yer almıştır. Uygulamamızda kuUamlacak olan iki oranlı ipotek kredisinde hem kredi bakiyesine hem de aylık geri ödemelere ilişkin endekslerin taraflar arasında yapılacak kredi sözleşmesinde belirtilmesi gerekmektedir. Burada ipotek kredisi için seçilen endeksler, reel ücret artışı ve enflasyondur. Bu durumda kredi alan kişinin kredi bakiyesi gerçekleşen enflasyon rakamı ile yeniden düzeltilmiş, aylık kredi geri ödemeleri ise ücret artışındaki reel değişimlere bağlı olarak oluşturulmuştur. Bu sayede, İcredi geri ödemelerinin düzenli yapılması sağlanmakta, kredi veren kuruma da bu hizmetinin sürekliliğini sağlama imkanı verilmektedir. Merkez tarafından bankanın verdiği kredinin devralınabilmesi için, 18.04.2002 tarihinde Bakanlar Kurulu'nca kararlaştmlan Toplu Konut İdaresi kaynaklarının kullanım şekline ilişkin yönetmeliğin 19'uncu maddesi uyarınca; alman kredinin konutun piyasa değerinin (LTV Ratio) %75'ini geçmemesi, aylık geri ödemeler için belirlenen ipotek kredilerinin gelire oranının (PTT Ratio) ise en fazla %50 olması gerekmektedir. Bir başka ifade ile, kişiye evin piyasa fiyatının en fazla %75'i oranında kredi verilirken, kişi ise aylık gelirinin en çok yansını kredi geri ödemesi olarak bankaya vermeyi taahhüt etmektedir. Uygulamamızda belirtilen kredi geri ödemeleri ise aylık olup, anapara ve faiz ödemelerinden oluşmaktadm Uygulamamızda, ipotek kredileri verilirken öncelikle kişinin satın almak istediği evin fiyatı saptanmıştm Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın 25371 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2004 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliği" çerçevesinde asansörlü ve/veya kaloriferli bir konutun metrekare birim maliyetinin 322 milyon TL olduğu düşünülürse; kişinin 150 metrekare bir ev almak istemesi durumunda, evin maliyetinin 48,3 milyar TL olduğu hesaplanmıştır. Bu maliyetin üzerine %30 arsa payı ile %30 kar ilave edilmiş ve bu hesaba istinaden, uygulamamızda kişinin 2004 yılı Ocak ayı başında piyasa değeri yaklaşık 80 milyar TL olan bir ev için kredi almak istediği varsayılmıştır. Uygulamamızda iki oranh ipotek kredisine iüşkin geri ödeme tablosu oluşturulurken "Toplu Konut İdaresi Kaynaklarının Kullanım Şekline İlişkin Yönetmeliğin" uygun gördüğü en yüksek değerlerden yola çıkılmış, bu doğrultuda yapılan varsayımlar ve hesaplamalar aşağıda verilmiştir. •Bankanın kullandığı kredi/konutun piyasa değeri oranı (LTV Ratio) %75'dir. Dolayısıyla, kişiye banka tarafından evin 80 milyar TL olan piyasa fiyatının % 75'i oranında, yani 60 milyar TL tutarında kredi imkanı sağlanmıştır. 80 milyar TL * %75 = 60 milyar TL •Yıllık enflasyon oranının her yıl sabit olmak kaydıyla, ileriye dönük olarak %10 olacağı öngörülmüştür. Kredi bakiyesinin aylık olarak değişen enflasyon oranına endekslenmesi nedeniyle, uygulamamızda aylık enflasyonunun bulunması gerekmektedir. Aylık enflasyon oranı = L V ^ enflasyon -1 1%10İ . 1 = %0,797414042 •Kişinin 2004 yılı başındaki aylık kazancı, üst düzey bir memurun kazancı olan 2 milyar TL olarak düşünülmüştür. Aynca, kişinin ücret artışlarının her altı ayda bir yapılacağı öngörülmüştür. İleriye dönük olarak, nominal ücret artışının her yıl için ortalama %11 şeklinde gerçekleşeceği varsayılmıştır. Kredinin aylık geri ödeme tutarlannm kişinin ücretindeki reel artışa endekslendiği düşünüldüğünde, altı aylık reel ücret artışı aşağıdaki gibi hesaplanarak uygulamamızda kullanümıştır: [1+İnOmİnal] = [ I H e e l ] * [1+İenflasyon] [1+%11] = [ I H e e l ] * [H-%10] ireel (yıllık) = %0,909090909 6 aylık reel ücret artışı = - 1 _ r 12/ Y 1%0,909090909 = %0,453517066 -1 • Ücret artışlannm altı ayda bir yapılması öngörülmüş ve de ücret düzenlemesinde altı aylık enflasyon dikkate alınmıştır. Bu durumda, kişinin altı ayda bir ücret artışı hesaplamaları, yukarıdaki düzenlemelerden yola çıkılarak aşağıdaki gibi hesaplanmıştır: Dönem Sonu Ücret = Dönem Başı Ücret * [l+ienfiasyon(6ayixk)] * [l+ireei(6ayhk)] Ömeğin kişinin Temmuz 2004 ücreti şu şekilde belirlenmiştir: Temmuz 2004 Ücreti = 2.000.000.000 * [l+%4,8809] * [l+%0,453517066] = 2.107.130.750,57 TL • Banka, kredi bakiyesini her ay gerçekleşen enflasyon oranı ile düzeltmiş, kredinin anapara ve faiz ödeme miktarları bu düzeltilmiş kredi bakiyesi üzerinden hesaplanarak kredi geri ödeme tablosunda yer almıştır. Uygulamamızda yıllık nominal faiz oranının her yıl aynı oranda kalmak kaydıyla %20 şeklinde gerçekleşeceği düşünülmüş ve bu doğrultuda 2004 Ocak ayı için şu işlemler yapılmıştır: Banka, öncelikle Ocak ayı enflasyon oranını kullanarak başlangıçta verdiği 60 milyar TL tutarındaki kredi rakamını düzeltmiştir. Bu doğrultuda, kredi bakiyesi 60.478.448.425,73 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Kredi borçlusu ise, aylık gelirinin %50'sine karşılık gelen 1 milyar TL tutanndaki geri ödemeyi Ocak ayı içerisinde gerçekleştirmiştir. Belirtilen bu 1 milyar TL'lik ödemenin faiz kısmı 440.119.804,25 TL; anapara kısmı ise, 559.880.195,75 TL şeklinde olmuştur. 60.000.000.000 * [1+%0,797414042] = 60.478.448.425,73 TL İreel faiz (yıllık) 5 i„r. [((l+%20)/(l+%10)-l)] * 100 = %9,090909091 1%0,909090909) . 1 = %o,72773 60.478.448.425,73 TL * %Q,lTm = 440.119.804,25 TL (Faiz Ödemesi) 1.000.000.000 TL - 440.119.804,25 TL = 559.880.195,75 TL (Anapara Ödemesi) Bu şekilde aylık olarak yapılan düzenlemeler sonucunda, kişinin kullandığı iki oranlı ipotek kredisine ilişkin geri ödemelerinin 2010 yılının Ağustos ayında sona ereceği hesaplanmıştır. Tablo 17, yukarıdaki bilgiler ışığında ipotek kredisinin geri ödeme tablosu ayrıntılı olarak göstermektedir. Tablo 17 İki Oranlı İpotek Kredisinin Geri Ödeme Planı Aylık Ortalama Net Ücret (TL) Aylık Ücret/Geri Ödeme Oranı-PTI (%) Evin Fiyatı (TL) Kredi Oranı-LTV (%) Alınacak Kredi Miktan (TL) Düzeltilmiş Kredi Bakiyesi (TL) Yıllık Enflasyon (%) Yıllık Nominal Faiz (%) Yıllık Reel Faiz (%) Yıllık Nominal Ücret Artışı (%) Yıllık Reel Ücret Artışı (%) 6 Aylık Reel Ücret Artışı (%) 2.000.000.000 TL %50 80.000.000.000 TL %75 60.000.000.000 TL 60.478.448.425,73 TL %10 %20 %9,090909091 %11 %0,909090909 %0,453517066 g Ii «1 s C _FÜ S ûcu E cu "ö O cu ıs T3 CD 8 i C 03 •CS ^1 ^1 s; m NO O On s ff li E oo »n 00 (N (N 00 c» I l> O <N m" co in 00 ON ON O 00 O q^ tN NO^ o" r-" oo" »n" '*" On" NO oo co o ON fN »n O l> q On NO NO ON ^" in OO tN tN ig co in CO «o tN NO O NO (N O in On q NO OO »n co CO tN q tN in E= 00 SD SD SD tN l> o »n oo in in On oo SD SD tN o co in in o" in" tN o" Os co OO g CO vq co ON ^ r- in co ^ tN in t¿ in (N in oo NO SD NO oo co tN ON (N ON o CN OO CO in Ş m CO co OO CO tN Tj^ tN ^ Ö CN en CO oo in o in oo 00 r- »n co co (N 00 o in o •n q in o »n os tN in 00 o in Ö o oo 00 (N (N ^ in in u-> m tn in m 03 > (Ü û E a. a; E O OO^ «n en CO^ Tt" ON" irT o í oo" r-" VO oo o r-H OO O q •n q in rs Os Ö in oo es OO S in in oo oo q co SD o »n 00 (N oo Os os ON oo NO co 00 On ^ fN Os <N Ö Os ON in m in in in »n co co oo" CO ? g ON (N o co" co r-" 4 ON o ON m 00^ »n 00^ in*^ oC en o" oo" o" ON" ON o Os m O r- oo o co 00 l> ^ ' OO ^ VO m <n co oo 'st; O o oò C N Os co (N CD O cu ON ON o" § S! CU 1. .a i2 ON Q. O (N ON ON ON OO^ OO^ OO §1 ON ON OO^ OO^ oo^ oo'' oo" oo" oo" oo" oo" ON Os O s ON ON ON OO 00 oo 00 00 00 r-^ | > ON 8 8 § g g g g" q co co co co q q SD SD SD MD oo oo 00 od oo 0Ò r-^ Os Os Os ON (N «N O On 1 r- g r-" <n in in in m o O O I L Os ON co tN fN ON ON^ tN On^ '^" NO" oo" tN tN o tN' ?é O in oo fN 00 (N fN NO un ^ É ON o O NO ON On fN NO o o O --- in »n m ON ON l> On ON ON VO NO OO 00 ^ ^ o oo q q Ö 00 oo in un o o un «n O Ö o Ö oo O U-) o" o" o" o" o" o" O" ON o 8 q. q^ r-" r-" O " o" SD NO o 8 q <N q q (N NO SD SD NO (N <N tN tN »n ON OÑ in 00 O O § s g g g" g § g g g o o § NO --^ 0<3 co CN tN oò 00 oo Ö in «n m o" o" o" o" o" o" o" o" o" NO SD OS co oò oo oo oo o o o O m co tN tN m o Si o co ON NO oo <N 00 00 o O m Ş Ş oo in 00 NO oo^ CO" oo 00 oo Ö O O i tN 00 s oô co NO oo oo r:: Ö NO SD co SD co SD co SD co CO 5. m fN fN O S ig i§ ig i8 NO CO o oo" co co co co co co co co fN (N m ON os co 00 fN CO 5 NO r¿ O s¿ r-" tN ON 8 in co NO O in oo CO l> Ö r-^ •n rin oo r-- tN co o q tN co SD OS fN 00^ 1—( r-n" ON 'D Os On" in" q^ oo" tN r-" NO NO 00 i o 8 q co tN co^ »n" in 00 tN Ö O co <N »n o q in »n in in «n in (N fN .ìli oo OO fN in NO" NO co" On O S;' S;" S;' SD NO 00 SD co co ON <N oo oo oo oo oo oo l> r-" t^" r-" -Q 03 00 r-^ co" co 00 O ON (N 1 5 o" tN co S q q p o q ON vo o m iN oo^ On" m" SD oo" O " oo" On ON tN co (N in SD S ON os 00 00 •n <N !>• O q <N (N co ^ Os 'sO SD co iN tN 8 CS ^ r-. in S co SD 00 q g ÍN in On (N OO co OO o ON in (N 00 OO oo OO m m m m co co co co SD co co co co 8 00^ in Os fN O C ON o m co oo co tN r-" oo" ON o ON co q oo 00 r-^ (N o in in o q in oo ON CO in co o" m" co o NO in in in co NO ^ )é oo 00 ig <N ON 00 »n ¿ oo o co 00 <N <n fN co «n in co co (N NO <N co in m" co co co in in" co co I> co un 8 8 in co co OO 00 l> l> l> o o l> '—1 ' co co in in" m" co co co co r-H NO NO in »n in M¿ V¿ VO »n in ^ vo ON ON ON co co CO co co co 00 OO OO 00 OO OO CO CO os Os 00 00 00 00 00 00 O «n »n in «n l> o q q <N <N <N (N (N tN (N tN tN tN fN tN tN tN co co (N CN (N i«n O 00 o (N ON ! ^ Ci Ño o g g g g g o o o <N (N VO :^ fN 8 8 8 8 8 8 8 <N (N tN tN C: 00 tN tN fN g g tN tN So g o o fN tN fN O o § o Ö ON I ON Ö I Ö o OO o o ON E o > CU Û S E i5 Ö Û. (U E cu •o O "ZI O L Ì « CS o 5 3 hi cu "c 5 O 1?. I ^I MD p CD 8 s: \É\ (N i tri si (N I (N ON CU 'IL Q. ö c â l ëi oo Is; 5 -Q 03 5 3 lo Sí co So § Ss Değinildiği üzere, ülkemiz koşullarında uygulama açısından en etkin model oluğunu düşündüğümüz iki oranlı ipotek kredisinin Merkez tarafından devralmmasım ve bu krediye dayalı menkul kıymet ihraç etmesini inceleyen bir uygulama ise, aşağıda ele alınmaya çalışılmıştır. İki oranlı ipotek kredisine dayalı ödeme aktarmalı menkul kıymet ihracının yapısını gösteren Şekil 10'dan da görüldüğü üzere, banka tarafından verilen iki oranh ipotek kredisi, ödeme aktarmah yapı çerçevesinde, bankamn bilançosundan çıkartılarak ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi olarak düşünülen TOKÎ'ye satılmıştır. Bu satış işlemiyle birlikte, bankanın kredi üzerindeki mülkiyet hakkı da TOKİ'ye devredilmiştir. Bir başka ifade ile, banka artık, kredi borçlusundan topladığı aylık kredi geri ödeme tutarlarını TOKİ'ye aktarmakla yükümlüdür. TOKİ ise, bankadan satm aldığı iki oranlı ipotek kredisine dayah menkul kıymetleri düzenlemiş ve bunları yatırımcılara ihraç etmiştir. Şekil 10 İki Oranlı İpotek Kredisine Dayalı Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymet İhracının Yapısı Alacak Havuzu İki Oranlı İpotek Kredilerinin Satışı Banka Krediler Üzerindeki Mülkiyet Hakkının Devri İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler Merkezi (TOKİ) Menkul Kıymet İhracı ve Satışı Yatırımcılar Uygulamamızın bundan sonraki kısımda, TOKİ'nin ihraç etmiş olduğu menkul kıymetin yapısına ve menkul kıymetleştirmenin işleyişine ilişkin bir model oluşturulmaya çalışılmıştır. Uygulamamızda hazine bonosunun yıllık getirişinin %20 olduğu varsayımından yola çıkılmış, yatırımcıya yapılacak kupon faiz ödemeleri de hazine bonosunun yıllık getirişine paralel olarak yıllık %20 şeklinde düzenlenmiştir. Çünkü, Türkiye'de ipoteğe dayalı menkul kıymet uygulamasının başarılı ve sürekli olabilmesi için ihraç edilecek menkul kıymetlerin getirilerinin en azından hazine bonosunun ve devlet tahvilinin getirileri ile aynı düzeyde olması gerekmektedir. Aksi takdirde, vergi yönünden teşvikli, istenen vadelerde ve son derece güvenli kamu borçlanma senetleri piyasada varken bunlara altematif yatırım araçlarının talep görmeleri zorlaşacaktır. İki oranlı ipotek kredisine dayalı menkul kıymet ihracını gösteren Tablo 18'den de görüldüğü üzere TOKİ, 80 ay (6 yıl 8 ay) vadeli iki oranlı ipotek kredisi karşılığında öncelikle 1 yıllık menkul kıymet ihracında bulunmuş, daha sonra vadenin dolmasıyla birlikte itfa ödemesini gerçekleştirebilmek için ilgili yılın geri ödeme sonrası kredi bakiyesi miktarında yeniden 1 yıl vadeli menkul kıymet ihraç etmiş ve bu işlemi kredinin vadesi boyunca tekrarlamıştır. Yatırımcılar ise, %20 faiz oranlı ve 1 yıl vadeli ipoteğe dayalı menkul kıymetleri satın almışlardır. Yatırımcılara yıl sonunda anapara ve faiz ödemeleri gerçekleştirilmiştir. ON U 03 S CU co O 8 £ 00 SI ı 00 C 00 03 0 O -Q 03 Û 00 ho 8 C ^i •D 9, CU (D 5 00 8 O C 03 i- O 1 5 m* »o ı g 00 o 00 O Şekilli İki Oranlı İpotek Kredisine Dayalı Ödeme Aktarmalı Menkul Kıymet İhracının Nakit Akışı Menkul Kıymet Satış Tahsilatı (60 milyar TL) Kredi Anapara ve Faiz Ödemeleri (%20 faiz oranh) Kredi _ _ . _ . ^ Bankam Borçlusu <• — İki Oranlı İpotek Kredisi (6 yıl 8 ay vadeh, 60 milyar TL) i Menkul Kıymet Kredi Satış Tahsilatı i İhracı (1 yıl vadeli, (60 milyar TL) ^ %20 faiz oranh) - » TOKİ ^ Yatırımcılar ^ (İDMK Merkezi) Kredi Anapara ve Faiz Ödemeleri Menkul Kıymete İlişkin Anapara ve Faiz Ödemeleri Tablo 18 ve Şekil 11'de yer alan bilgiler ışığında, iki oranlı ipotek kredisine dayalı ödeme aktarmalı menkul kıymet ihracının nakit akışları şu şekilde gerçekleşmiştir: Banka, öncelikle, kredi borçlusuna 60 milyar TL tutarında yıllık %20 faizli iki oranlı ipotek kredisi temin etmiştir. Gerek önceden finansman sağlamak gerekse de bilançosundan bu krediyi çıkartmak amacıyla banka, krediyi ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi şeklinde düşünülen TOKİ'ye devretmiş ve böylece, her ay elde edeceği faiz ve anapara ödemelerinden oluşan kredi geri ödeme tutarlarını TOKİ'ye aktarma taahhüdü altına girmiştir. Kredi açan kuruluşları devraldığı ipotek kredileri karşılığında fonlayan TOKİ ise, söz konusu fonları sermaye piyasalarından, ipoteğe dayalı menkul kıymet ihracı yoluyla sağlamıştır. Daha önce de belirtildiği üzere, TOKİ devraldığı krediler karşılığında aktardığı fonları karşılayabilmek için öncelikle 1 yıllık menkul kıymet ihracında bulunmuştur. Uygulamamızda öncelikle, 2003 yılı sonunda ihraç edilen 60 milyar TL tutarındaki %20 faiz oranlı menkul kıymet ihracı ile 2004 yılı başında verilen konut kredisi karşılanmıştır. Daha sonra, ödeme aktarmalı menkul kıymet ihracı çerçevesinde, banka tarafından ilgili yılda kredi borçlusundan tahsil edilen aylık anapara ve faiz ödemeleri TOKİ'ye aynen aktarılmıştır. TOKÎ ise, elde ettiği bu ödemeleri piyasada geçerli faiz oranı ile değerlendirmiş ve toplam düzeltilmiş aylık geri ödeme tutarı olarak da ifade edebileceğimiz bu tutarı (13.413.885.734 TL*), menkul kıymete ilişkin ödemenin yapılması sırasında kullanmıştır. Dolayısıyla, TOKÎ'nin 2004 yılı sonunda menkul kıymet yatırımcısına ödemek durumunda olduğu anapara ve faiz toplamı olan 72 milyar TL, toplam düzeltilmiş aylık geri ödeme tutarı kadar azalmıştır. Bu doğrultuda, TOKİ'nin geri kalan ödemeyi yapabilmesi için aradaki fark kadar (58.586.114.266 TL) yeni ihraçta bulunması gerekmektedir. Görüldüğü üzere, hesaplanan yeni ihraç tutarı ile TOKİ'nin geri ödeme sonrası kredi bakiyesi (58.602.243.794 TL) örtüşmektedir. TOKİ tarafmdan gerçekleştirilen bu uygulama diğer yıllarda da geçerliliğini korumakta olup, böylece ipoteğe dayalı menkul kıymet ihraçları kredinin vadesi sonunda sıfırlanmaktadır. Uygulamamızda kredi faiz oranı ile yatırımcıya verilen kupon faiz oranlan eşit olduğu için ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi olarak düşünülen TOKİ kazanç elde etmemektedir. Ancak, kredi faiz oranının kupon faiz oranından yüksek ohnası dummunda TOKİ, taraflara verdiği hizmetin ve ihraçlarda sağladığı devlet garantisinin bir karşılığı olarak kazanç elde edecektir. Burada belirtilen kazanç ise, İcredi faiz oranı ile menkul kıymet sahiplerine ödenen kupon faiz oranı arasındaki fark kadar olmalıdır. * Yıllar itibariyle toplam düzeltilmiş aylık geri ödeme tutalan aynntılı bir şekilde EK-l'de belirtilmiştir.) SONUÇ VE ÖNERİLER Sermaye piyasalanmn gelişmiş olduğu ülkelerde, ihtiyaçlann değişmesine paralel olarak sürekli yeni finansman teknikleri ortaya çıkmış ve gelişmiştir. îlk uygulamalarım ipoteğe dayalı menkul kıymet ihracı şeklinde gördüğümüz menkul kıymetleştirme fikri de ABD'de gayrimenkule olan talebin finansmanına ilişkin sorunlara çözüm getirme arayışlarının sonucunda ortaya çıkmış ve buradan dünyaya yayılmıştır. Likit olmayan varlıkların likit ve tedavül kabiliyeti olan menkul kıymetlere dönüştürülmesi olarak da ifade edebileceğimiz menkul kıymetleştirme olgusu temelde; menkul kıymetleştirilen varlığı bilanço dışına çıkartarak kurumun mali yapısını daha risksiz hale getirmek, faaliyetlerin finansmanı için bulundurulması gereken sermaye miktarını azaltmak ve yatırımcıların iflas riskine karşı daha iyi korunmalarını sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Bu çalışmada, bir finanslama yöntemi olarak menkul kıymetleştirme tüm boyutlarıyla ele alınmış ve ülkemizde uygulanması düşünülen ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirmeye ilişkin tespitlerde bulunulmuştur. Bu doğrultuda, öncelikle, menkul kıymetleştirme kavranu ile Türkiye'de menkul kıymetleştirme uygulamalarına ilişkin düzenlemeler incelenmiştir. Çahşmanm ikinci bölümünde ise, gayrimenkul finansman piyasası tüm boyutlarıyla ele alınmış ve bu piyasada kullanılan ipotek kredileri ile bu piyasada işlem gören menkul kıymet türleri ayrıntılı bir şekilde analiz edilmiştir. Bu bölümde, ayrıca, ülkemizdeki ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme uygulamalarına bir altematif oluşturmak amacıyla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki uygulamalar etraflıca anlatılmıştır. Çahşmanın son bölümünde, Türkiye'de ipotek piyasası ve ipoteğe dayah menkul kıymetleştirmeye ilişkin düzenlemeler incelenmiş, daha sonra ise ülkemiz koşullarına uygun bir model geliştirilmeye çalışılmıştır. Ülkemizde menkul kıymetleştirme çalışmalarına yönelik olarak Sermaye Piyasası Kumlu'nun Seri: IH, 14 sayıh "Varlığa Dayah Menkul Kıymetlerin Kuml Kaydına Alınmasına ve Genel Finans Ortaklıklarının Kumluş ve Faaliyet İlkelerine Dair Esaslar Tebliği" hazırlanmış ve varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlarına başlanmıştır. Yurtdışmdaki uygulamalarda menkul kıymetleştirme süreci, hukuksal olarak yapılandırılmış, konusunda uzman farklı kurumların birbirleriyle olan ihşkisi sonucunda gerçekleşmektedir. Ancak ülkemizde, sistemin yükünü çeken, kredileri menkul kıymete dönüştürüp ihracı gerçekleştiren ve servis hizmeti veren taraf hep bankalar olmuştur. Bu doğraltuda, finans sistemimizde menkul kıymetleştirme sürecinin etkin ve verimli bir şekilde işleyebilmesi ve gelişebilmesi için derecelendüme (rating) kumluşlan ile yedd-i emin benzeri kurumlara ihtiyaç bulunmaktadır. Aynca, menkul kıymetleştirmenin temel özeUiği olan varlıklann kurum bilançosundan çıkartılarak özel amaçlı kuruma devredilmesi uygulaması, mevzuat gereği ülkemizde uygulanmamaktadu-. Bankalar Kanunu'nda ve Sermaye Piyasası Kanunu'nda yapılacak düzenlemelerle kurumlara bu imkanın verilmesi yararh olacaktn". Ülkemizde hem yeni kummlann oluştumhnası hem de varlıklann bilanço dışına çıkartılmasına yönelik düzenlemeler, varlığa dayalı menkul kıymetleştirmenin bir unsuru olan ipoteğe dayalı menkul ihraçlarının başarısı için de gereklidir. Uluslararası piyasalarda taşıdıkları güven unsurları ve teminat zenginlikleri nedeni ile giderek ağırlığını arttıran ipoteğe dayalı menkul kıymetler hem fon fazlası bulunan kesimden fon ihtiyacı bulunan kesime sermaye aktanmında hem de ülke ekonomilerinin en önemli unsurlanndan biri olan gayrimenkul piyasasımn canlanmasına ve gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Ülkemizde, bugüne kadar konut finansmanı alanında gerçekleştirilen uygulamalardan da görüldüğü üzere, henüz ipoteğe dayah menkul kıymetlerin işlem görebilecekleri bir ikinci el ipotek piyasası kurulamamış, kurumsal yapıya sahip gelişmiş bir konut finansman sistemi oluşturulamamıştır. Ülkemizde bu yapının yerine, konut alıcılarına fon desteği ya sosyal güvenlik kurumlan ve ticari bankalar gibi mevcut kummlarca sağlanmış ya da devlet tarafmdan kurulan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Bayındırlık ve İskan Bakanhğı bu yönde destek sağlamışlardır. Aynca, ipotek kredileri de dahil ohnak üzere tüketici kredileri kapsaımnda varlığa dayalı menkul kıymet ihraçlan ile bu kredilerin menkul kıymetleştirilmesi yayımlanan tebliğlerle mümkün kılınmış ise de, kurumsal konut finansman sisteminin ihtiyaç duyduğu uzman kurumlar ve bunların teknikleri sermaye piyasamızda yer almamış olduğundan, gayrimenkul sektörünün finansman yönü zayıf kalmıştır. Ülke ekonomisinde son yıllarda yaşanan iyimser gelişmeleri ve gayrimenkul edinimine yönelik artan talebi dikkate aldığımızda, gerek ipotekli konut kredisi sağlayan ticari bankalar gerekse de kamu kurum ve kuruluşlan için uzun vadeli fonlara ihtiyaç duyun kurumsal bir sistemin oluşturulması amacıyla ikinci el ipotek piyasasına yönelinmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, birinci el ipotek piyasasında verilen kredilerin ikinci el piyasada likit hale getirilerek yeni fonlann sağlanması ve bu fonlann da yine yeni kredilerde kuUanüması ipotek piyasalannm gehşimi açısmdan önemli olacaktn*. Burada değinilen sistem, yeni fon kaynaklarmı ortaya koyan, mevcut fon kaynaklanm konut fmansmanma yönlendiren ve mevcut tasarrufları konut edindirmeye özendiren bir merkez şeklinde yapılandırılmalı ve ülkemiz ikinci el ipotek piyasasının gelişimine katkıda bulunmalıdır. Bu doğrultuda, kurumsal bir konut finansman sistemi için yapılması gereken en önemli uygulama, gelişmiş ülkelerdekine benzer nitelikte, ipoteğe dayalı menkul kıymetleri ihraç edecek bir merkezin ülkemizde de oluşturulmasıdır. "18.04.2002 tarih ve 24730 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gken 2002/3888 Karar Sayılı Toplu Konut îdaresi'nin Kaynaklarının Kullanım Şekline İlişkin Yönetmelik" uyarınca TOKİ'nin ipoteğe dayalı menkul kıymetler merkezi şeklinde hem mevcut yasalara uygun hem de sermaye piyasaları geUşmiş ülkelerde görülen uygulamalara paralel olarak yeniden yapılandırılması hedeflenmiştir. Bu çerçevede, Türk gayrimenkul sektöründe fon fazlası yaratan kesimden fon ihtiyacı olan kesime kaynak aktarmayı amaçlayan ve devraldığı ipotekli konut kredilerine dayah menkul kıymet ihracı işlevini üstlenen "İpoteğe Dayah Menkul Kıymetler Merkezi" nin finans sistenümiz içerisinde etkin ve verimli olabilmesi amacıyla yapılması gerekenler şunlardır: 1. Bankalar tarafından verilmiş olan ipotekli konut kredilerinin bilanço dışına çıkartılmasına imkan tanıyacak gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıda Böylece, kredilerin riski ile kurumun riski birbirinden aynimış olacaktır. Aynca bu uygulama sayesinde, kurumun sermaye yeterliliği rasyolannda da iyileşme gözlemlenecektir. 2.Kamuoyunu aydınlatmada ve yatmmcılara güven sağlamada önemli görevler üstlenen derecelendirme (rating) kuruluşlan ile ipotek dokümanlarım saklanmasmda ve yatınmcılara ödemelerin tam ve zamamnda yapılmasında etkin bir rol oynayan yedd-i emin'in ülkemizde bulunmamalan kurumsal bir boşluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Menkul kıymetleştirme sürecinin etkin ve verimli işleyebilmesi için bu kuruluşlarm sistemde yer almalarmı sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması yararlı olacaktır. 3.Merkez'in devlet destekli bir yapıya sahip olması ve menkul kıymet sahiplerine yapılacak ödemelerin tam ve zamanında gerçekleştirileceğini garanti etmesi gerekmektedir. Bu uygulama, ihraç edilecek menkul kıymetlerin talep görebihneleri açısından daha güven verici olacaktır. 4.Merkez'in genel bütçeden bağımsız gelir kaynaklarına sahip özerk bir yapıda olması gerekmektedir. Bu doğrultuda Merkez, taraflara verdiği hizmetin ve ihraçlarda sağladığı devlet garantisinin bir karşıhğı olarak kazanç elde etmelidir. Burada belirtilen kazanç, bankanın Merkez'e aktardığı kredi faiz oram ile menkul kıymet sahiplerine ödenen faiz oranı arasındaki fark kadar olmalıdır. 5.Medeni Kanun'da yapılacak düzenlemelerle birlikte, kredi kullanılmış ipotekli konutların el değiştirmesinin finansman sağlayan kurumun bilgi ve onayı olmadan gerçekleştirilmesine imkan tanınması gerekmektedir. Ayrıca Medeni Kanun hükümlerine göre, tesis edilen ipoteğin tutarı daha sonra a rttırılamamaktadır. Burada yapılacak düzenlemelerle Kanun'un, belirh bir endekse göre değişen faiz ve borç miktarına imkan sağlaması gerekmektedir. 6.Borcun geri ödemesinin aksatılması durumunda, ipotek tesis edilen konutun haczedihp satüarak paraya çevrilmesi gerekmektedir. Ancak, değerleme işlemlerinin mahkemelerce yapıhyor olması haciz işlemlerinin de uzamasına neden olmaktadır. Bu doğrultuda, îcra ve İflas Kanunu'nda haciz prosedürünü h.ızlandıncı nitelikte değişiklikler yapılması gerekmektedir. T.İpotekli konut kredilerinin yaygın olarak kullanımını ve bu kredilerin menkul kıymetleştirilmesini sağlamaya yönelik vergisel teşviklerin de getirilmesi gerekmektedir. Bu tür menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirleri ve alımsatım kazançları gelir veya kurumlar vergisine tabidir ve bunlar özel sektör borçlanma araçlarına paralel bir vergisel düzenlemeye sahiptir. Ancak, düzenlenecek olan ipotekli konut kredilerinin menkul kıymetleştirilmesi, ihraç edilecek menkul kıymetlerin talebine bağlı olduğundan, söz konusu menkul kıymetlerin vergilendirilmesinin, en azından belirli bir geçiş dönemi için,kamu tarafından ihraç edilen borçlanma araçlarına paralel bir şeldlde düzenlenmesi ve bunlardan elde edüecek gelir ve kazançlarm vergiden muaf tutulması gerekmektedir. Bu sayede, ihraç edilecek menkul kıymetlere olan talep artacak ve ipotekli konut kredisi sağlayan kuruluşlar birinci el piyasa için gereken likiditeye kavuşmuş olacaklardır. S.İki oranlı ipotek kredisi, oluşturulacak olan konut finansman sistemimizde bir finansman tekniği olarak Merkez tarafından kredi veren kurumlara teşvik edilmelidir. Bu tür bir kredi, kredi borç bakiyesinin enflasyona endekslenmesi ve kredi geri ödeme tutanmn borçlunun gelir düzeyine göre belirlenmesi nedeniyle hem kredi veren hem de alan açısından ülkemiz koşullarında en uygun görünen ipotekli konut kredisi türüdür. İki oranlı ipotek kredisi, geri ödemelerin düzenh olmasını sağlamak yanında, kredi veren kuruma da bu hizmetin sürekliliğini sağlama imkam vermektedir. 9.îpoteğe dayalı menkul kıymetlerin, öncelikle, ödeme aktarmalı bir yapı çerçevesinde ihraç edilmeleri sistemin oturtulabilmesi açısından daha uygun olacaktır. Daha sonra ise, menkul kıymetlerin yatırımcıların tercihlerine göre şekillendirilebilmelerini sağlayacak gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. lO.Ülkemizde ikinci el ipotek piyasasının ilk kez işlerlik kazanacak olmasının yanında, halen ekonomimizdeki iyimser havaya rağmen kırılganlığın devam ediyor olması ve yatırımcıların uzun vadeye olumsuz yaklaşmaları nedeniyle Merkez tarafından ihraç edilecek menkul kıymetlerin vadelerinin başlangıçtal yıl olması akılcı gelmektedir. İlerleyen süreçle birlikte hem bu piyasamn oturması hem de ekonominin daha istikrarlı bir yapıya kavuşması durumunda vadelerin uzatılması da imkan dahilinde olacaktır. ll.Ülkemizde ipoteğe dayalı menkul kıymet uygulamasının başarılı ve sürekli olabilmesinin en öncelikli koşulu, ihraç edilecek menkul kıymetlerin getirilerinin en azından hazine bonosunun ve devlet tahvilinin getirileri ile aynı düzeyde olmasıdu-. Aksi takdirde, vergi yönünden teşvikli, istenen vadelerde ve son derece güvenli kamu borçlanma senetleri piyasada varken bunlara alternatif yatırım araçlarının talep görmeleri zorlaşacaktır. Yukarıdaki öneriler ışığında gelişecek olan Merkez, ülkemizde yeni bir konut finansman sisteminin kurulmasına ve kurumsallaşmasına katkıda bulunmuş olacaktır. Ayrıca böyle bir Merkez'in varlığı sayesinde, sermaye piyasaları ile gayrimenkul piyasaları arasındaki ilişkinin de gelişmesi ve derinleşmesi sağlanacaktır. Türkiye'deki mevcut ekonomik koşulların değişmesine ve ikinci el ipotek piyasasının gelişmesine paralel olarak, farklı yapılardaki ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme türlerinin de ülkemiz finansal sistemine kazandırılması faydalı olacaktır. Böylece, ülkemiz için yeni olan ipoteğe dayalı menkul kıymetleştirme olgusu, gerekli alt yapı desteğini de bulursa, yabancı piyasalarda olduğu gibi ülkemiz piyasalarında da yeni ufuklar açacaktır. o 4 8 O Í8 C O N "fD On q OÍ ^ (N • "^ ^1 VOL 00 2 ^ m 03 8 8 8 8 o i: s Ö +-» ^ 5 On 8 •ÖO O N < DJU. too 0 N O Û £ Q. O oo 8 8 00 5 On 8 00 s; Is KAYNAKÇA Akay, Hüseyin: "Türk Sermaye Piyasası Araçlarmdan Olan Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler, İhracı ve İhracın Muhasebeleştirilmesi", M.Ü.S.B.E. Dergisi: Öneri, C.l, S.5, Haziran 1996, ss.157-163. Alp, Ali: Modern Konut Finansmanı, 2.bs., SPK Yayınları, Yayın No:51, Ankara, Eylül 2000. Alp, Ali, M. Ufuk Yılmaz: Gayrimenkul Finansmanı ve Değerlemesi; IMKB Yayınları, İstanbul, Haziran 2000. An Investor's Guide to Asset-Backed Securities (ABSs), The Bond Market Association, New York, 1 99 8, (Çevrimiçi) http://mbrservices.info/publicationsStore/pubhcationsmerged.asp#abs, 23 Aralık 2003. An Investor's Guide to Pass-Through and Collateralized Mortgage Securities (MPSs), The Bond Market Association, New York, 2002, (Çevrimiçi) mbrservices.info/publicationsStore/publicationsmerged.asp#abs, 23 Arahk 2003. An Investor's Guide to Collateralized Mortgage Securities (CMOs), The Bond Market Association, New York, 2003, (Çevrimiçi) http://mbrservices.info/pubhcationsStore/publicationsmerged.asp#ab, 23 Arahk 2003. Asset Securitization, Comptroller of the Currency Aministrator of the National B a n k s , W a h i n g t o n , N o v e m b e r 1997 (Çevrimiçi)http://mbrservices.info/publicationsStore/publicationsmerged.asp#ab , 2 6 Arahk 2003. Barry, Cristopher B., Gonzalo Castañeda, Joseph B. Lipscomb: "The Structure of Mortgage Markets in Mexico and Prospects for their Securitization", Journal of Housing Research, Vol.5, Issue2, 1994, ss. 173-204. Black, Rebecca, Krzystof Jaszczolt, Michael Lee: "Solving the Housing Problem: Lessons from Poland and Hungary in Creating a New Housing Finance System", Regional Urban Development Office Assistance Project, USL\DAVarsaw,June 2000. Boleat, Mark: National Housing Finance System, Croom Helm, London, 1985. Buckley, Robert vd., "Mortgage Design Under Inflation and Real Wage Uncertainty: The Use of a Dual Indexed Instrument", The World Bank Discussion Paper, No: INU-62, December 1989. Campell, John Y., Joao F Cocco: "Household Risk Management and Optimal Mortgage Choice", NBER Working Paper, No.9759; June 2003. Chiquier, Loïc: "DIM's in Poland", USIAD Assistance Project, No:625, February 1998. Coles, Adrian, Judith Hardt: "Mortgage Markets: Why US and EU Markets Are So Different", Housing Studies, Vol.15, No.5, 2000, ss.775-783. Çanga, Ahmet v.d., "2000-2010 Türkiye Konut İhtiyacı Araştırması", T.C. Başbakanlık Konut Müsteşarlığı, Ankara, Mayıs 2002. Deacon, John: Securitisation: Principles, Markets and Terms, 2.ed, Euromoney Publications (Jersey) Limited, Hong Kong, 2000. De Liban, Nancy, Brian P. Lancaster: "Understanding Nonagency Mortgage Security Credit", Journal of Housing Research, Vol.6, Issue2, 1995, ss.l97216. Dedes, Cem v.d., "Türkiye' de Gelir Gruplarına Göre Konut Ödenebilirliği", Konut Müsteşarlığı A.P.K. Daire Başkanlığı, Ankara, Aralık 2002. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), VHI. Beş Yıllık Kalkınma Planı Konut Özel İhtisas Komisyonu Raporu (2001-2005), Ankara, 2001, (Çevrimiçi) /konut/oik606.pdf, 19 Mayıs 2004. Durkaya, Mehmet, Rahmi Yamak: "Türkiye'de Konut Piyasasının Talep Yönlü Analizi", İşletme ve Finans Dergisi, Yıl 19, Sayı 217, Ankara, Nisan 2004, ss.75-83. Fabozzi, Frank J., Franco Modigliani: Mortgage and Mortgage-Backed Securities Markets, Harvard Business School Press, Boston, 1992. Fabozzi, Frank J.: The Handbook of Mortgage Backed Securities, 4.ed., Probus PubUshing Company, Chicago, 1995. Fabozzi, Frank J., Atsuo Konishi: The Handbook of Asset/Liability Management, Revised ed., Irwin Professional Publishing, United States of America, 1996. Fabozzi, Frank J., David P. Jacob: The Handbook of Commercial MortgageBacked Securities, Frank J. Fabozzi Associates, United States of America, 1997. Followill, Richard: "An Analytical Comparison of the Durations and Price Sensitivities of Fixed Rate, Constant Payment and Constant Amortization Mortgages'', International Review of Financial Analysis, Vol.7, No.l, 1998, ss.51-64. Gangwani, Sunil: "Securitization 101", Speaking of Securitization, Special ed., Vol.3, Issue 4-1, June 1998, ss.1-8. Göker, Orhan: Yatırım Projelerinin Değerlendirilmesi Teori ve Uygulama, Atlantis İletişim, İstanbul, 1996. Günver, Osman Remzi: Sermaye Piyasası Aracı Olarak İpotekli Borç Senedi ve İrat Senedi, Türkiye Bankalar Birliği Yaymlan, Yaym No. 185, Ankara, 1994. Hardt, Judith: "European Integration: Prospects For The Mortgage Lending Industry", European Mortgage Federation, Brussels, 2001,(Çevrimiçi) http://www.hypo.org/Content/Defauk.asp?PageID=63 11 Nisan 2004. Hardt, Judith, David Manning: "European Mortgage Markets: Structure, Funding and Future Development", European Mortgage Federation, Brussels, June 2000, (Çevrimiçi) http://www.hypo.org/Content/Default.asp?PageID=63 20 Mayıs 2004. Henderson, John: Asset Securitization: Current Techniques and Emerging Market Applications, Euromoney Books, United States of America, 1997. Kaplan, Marshall, John Mein: "Expanding Primary and Secondary Mortgage Markets and Housing Opportunity in Brazil", Brazil-U.S. Aspen Global Forum Report, Sao Paula, April 1999, (Çevrimiçi)http://www.hausingfinance.org /Indexes.industry_Information_index.asp, 26 Nisan 2004. Kendall, Leon T., Michael J. Fishman: A Primer on Securitization, The MIT Press, Cambridge, 1996. La Cour-Little, Michael "Another Look at the Role of Borrower Charecteristics in Predicting Prepayments", Journal of Housing Research, Vol.10, Issuel, 1999, ss.45-60. Lea, Michael J.: "Innovation and the Cost of Mortgage Credit: A Historical Perspective", Housing Policy Debate, Vol.7, Issuel, 1996, ss.147-174. Lipscomb, Joseph B., Harold Hunt: "Mexican Mortgages: Structure and Default Incentives, Historical Simulation, 1982 to 1988", Journal of Housing Research, Vol.10, Issue2, 1999, ss.235-265. Low, Simon, Matthew Sebag, Achim Dübel: "Study on the Financial Integration of European Mortgage Markets", European Mortgage Federation, Brussels, October 2003, (Çevrimiçi) http://www.hypo.org /Content/Default.asp?PageID=63, 21 Mart 2004. Lomax, Gregory: "Financing Social Housing in the United Kingdom", Housing Policy Debate, Vol.6, Issue4, 1996, ss.849-865. Lumpkin, Stephen: "Trends and Developments in Securitisation", Journal of Financial Markets Trends, No. 74, October 1999, ss.25-59. Öcal, Nurcan: Türkiye'de Menkul Kıymetleştirme Uygulaması, Etkileri, Sorunlar ve Çözüm Önerileri, SPK Yaymlan, Yaym No. 106, Ankara, Kasım 1997. Pavel, Christine: Securitization, Probus Pubhcations, Chicago, 1989. Posey, Lisa L., Abdullah Yavaş: "Adjustable and Fixed Rate Mortgages as a Screening Mechanism for Default Risk", Journal of Urban Economics, No.49, 2001, ss.54-79. Renaud, Bertrand: "Housing and Financial Institutions in Developing Countries", A World Bank Staff Working Paper No.658, Washington, 1984. Sa-Aadu, Jorjisu, Isaac F. Megbolugbe: "Heteregenous Borrowers, Mortgage Selection, and Mortgage Pricing", Journal of Housing Research, Vol.6, Issue2, 1995, ss.333-348. Shaw, Zoe: International Securitisation, Macmillan Publishers Ltd., United Kingdom, 1991. Sousa, Jorge, Jack Quarter: "The Convergence of Non Equity Housing Models in Canada: Changes to Housing Policy Since 1990", Housing Policy Debate, Vol.14, Issue4, 2003, ss.591-620. Teker, Murat Bahadır: Sermaye Piyasası Araçları Yoluyla Gayrimenkul Finansmanı ve Yatırımı, 2.bs., SPK Yayınları, Yayın No:43, Ankara, 2000. Thomas, Hugh: "A Preliminary Look At Gains From Asset Securitization", Journal of International Financial Markets, Institutions and Money, No.9, 1999, ss.321-333. Uludağ, İlhan: Konut Üretiminde Bölgesel Koşullara Uygun Alternatif Finansman Sistemleri ve Teknikleri, İTO Yayınlan Yayın No: 1997-48, İstanbul, Kasım 1997. Vandell, Keny D.: "Securitization of the U.S. Mortgage Market: Progress and Pitfalls, with Lessons for Japan", Seventh Annual International Land Policy Forum Report, Tokyo, October 2000, (Çevrimiçi) http://tochi.mlit.go.jp:88/forum /vandell_he.html, 16 Nisan 2004. -SERMAYE PİYASASI KANUNU. -MEDENİ KANUN. -İCRA VE İFLAS KANUNU. -Sermaye Piyasası Kurulu'nun 31.07.1992 tarih ve 21301 no'lu Mükener Resmi Gazete'de yayımlanan Seri: III, TebUğ No: 14 sayıh Varhğa Dayalı Menkul Kıymetlerin Kurul Kaydma Aimmasma ve Genel Finans Ortaklıklarmm Kuruluş ve Faaliyet İlkelerine Dair Esaslar Tebliği. -T.C. Merkez Bankası'nm 05.04.1994 tarih ve 21896 sayüı Resmi Gazete'de yayımlanan 4 sıra numaralı Umumi Disponibilité Hakkmda Tebliği ve 94/3 sayılı Mevduat Munzam Karşılıkları Hakkındaki Tebliği. -Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun 22.06.2002 tarih ve 24793 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun Tekdüzen Hesap Planı ve îzahnamesi Hakkmda Tebliği. -18.04.2002 tarih ve 24730 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2002/3888 Karar Sayılı Toplu Konut idaresinin Kaynaklarının Kullanım Şekline ilişkin Yönetmelik. -Bayındırlık ve îskan Bakanlığı'nın 25371 sayüı Resmi Gazete'de yayımlanan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında KuUamlacak 2004 Yıh Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliği. http ://www.ekutup.dpt.gov.tr http ://www.bondsmarkets.com http ://www.die.gov.tr http ://www.ginmemae.gov. http://www.hazine.gov.tr http ://www.hypo.org http ://www.housingfinance.org http ://www.konut.gov.tr http ://www.spkt.gov.tr http ://www.tbb.gov.tr http ://www.toki.gov.tr İTO YAYINLARI (2005) 2005-1 Doğu Anadolu Turizm Odaklı Bölgesel Kalkınma Projesi ve Kış Olimpiyatları Araştırması 2005-2 Fiyat İndeksleri 2005-3 2005-4 Büyük Mağazalar İle Üretici ve Toptancı İlişkiler(2.Baskı) Yurtdışı Fuarlar Rehberi 2005 2005-5 KOBİ' lerin Rekabet Gücünün Geliştirilmesinde E-Tedarik Sistemleri 2005-6 Avrupa Birliği Yatırım Teşvikleri Sistemi ve Türkiye'deki Durum 2005-7 Dünya Ticaret Örgütü Kararları ve 2005' te İşletmelere Yansımaları 2005-8 İşyerleri İçin Müzik Eserlerinde Telif Hakkı Uygulamaları 2005-9 Türkiye'nin Dahil Olduğu AB Programları ve Fonları 2005-10 Dünyada ve Türkiye'de Özel Dershaneler 2005-11 Ekonomik Göstergeler 2005-12 Süt Sanayi Gıda Güvenliği ve Mevzuat Hakkmda Bügilendirme Semineri