komünar 21.mdi

advertisement
Komünar
1
İÇİNDEKİLER…
Komünardan..............................................2
15 Ağustos Atılımı bir İnadın bir İnancın
Atılımıdır.........................................................3
15 Ağustos Atılımı Ulusal Diriliş Devrimini Başaran
Bir Atılımdır...................................................................20
Çözüm Ve Başarı Yolu Çizgi Esasları Üzerinde
Kendini Yaratmakla Mümkündür...............................41
Tecrit Özgür İnsanı Ve İnsanlığı Öldürmektir...........62
Özgürlük Yaşamı
Bir Bedel Gerektirir
O Bedel Savaştır
Herkese Düşen
Gereklerini Yerine
Getirmedir…
Basınımızın Özgürlük Mücadelesi Tarihindeki Yeri Ve
Basın Çalışmalarına Yaklaşımımız.............................80
Şehit İbrahim Arkadaşın Anısına................................86
Heval Erdal İle Yoldaş Olmak Zoru Başarmaktan
Geçer................................................................................96
Patika...............................................................................99
Komünar
2
KOMÜNARDAN...
Merhaba
Direniş mücadelemizin, direnerek var olma kararlılığımızın eylemsel bir hamleyle açığa çıktığı tarihi 15 Ağustos Atılımı'nın yıldönümünü yaşıyoruz. 15 Ağustos Atılımı halkımızın büyük bir
baskı ve katliam sürecine alındığı, yüz binlerce insanın gözaltına alındığı, binlercesinin tutuklanarak
zindanlara doldurulduğu, milyona varan insanın işkenceli süreçlerden geçirildiği, Kürt halkının dili ve
kültürünün kanunlarla yasaklandığı 12 Eylül faşizminin yok edici yaklaşımlarına karşı direnme ve
onurlu yaşama kararının verildiği tarihi bir atılımdır. 15 Ağustos Atılımı her türlü yok etme kararına
karşı Kürt halkının ayağa kalkışıdır. Bir "ilk kurşun"dur zayıf, köle kişiliğe sıkılan. Bir ilk kurşundur
tarihte bir benzeri daha olmayan dil ve kültürü yasaklayan vahşi sömürgeciliğe sıkılan. Bir ilk kurşundur bir halkı ayağa kaldıran, direnişe sevk eden, var eden. 15 Ağustos Kürt kalkının diriliş ve direniş
bayramıdır. Direniş bayramımız başta bugünlerin yaratıcısı Réber APO'ya, direnen karaman
halkımıza, dağlarda ve zindanlarda direnen yoldaşlarımıza kutlu olsun.
İlk kurşunun sıkılma hazırlığından günümüze kadar bu sürecin her aşamasının tanığı, uygulayanı ve yöneticisi olan PKK Meclis üyesi Abbas arkadaşla, bu tarihi günün anlam ve önemi üzerine
yaptığımız röportajı yayınlıyoruz. Bu röportajı okuyanlar halkımızın hangi aşamalardan hangi aşamalara geldiğini rahatlıkla göreceklerdir.
Partimizin ve mücadelemizin en önemli sorunu denilebilir ki her zaman kadro sorunu olmuştur. Cuma arkadaşın kadro yapılanmamıza yönelik yaptığı değerlendirme sorunlarımızı ve çözüm yollarını da göstermektedir. Bu değerlendirmeyi KOMÜNAR'ın sayfalarında bulabilirsiniz. Ayrıca bu
sayımızda Karasu arkadaşın basına ilişkin yaptığı bir değerlendirmesini; Fuat arkadaşın Tecrit Özgür
İnsanı ve İnsanlığı öldürmektir başlıklı Önderliğin tecridini
değerlendiren makalesini; Abbas
arkadaşın Şehit İbrahim arkadaşın şahadetinin birinci yıldönümünde yaptığı değerlendirmeyi vs. bulabilirsiniz.
Yeni bir sayıda buluşmak dileğiyle KOMÜNAR'ca selamlar…
Komünar
3
1 5 A Ğ USTOS ATI LI MI B İR İ N AD I N
B İR İ NA N CI N ATI L IM ID I R
Tüm
parti
yapımızın
15
Ağustos
Atılımının 14. yılına girişini kutluyorum. Ulusal
direnişimizin büyük savaşımının 13. yılını geride
bırakıp her bakımdan umut ve gelişmelerle dolu
14. yılına giriyoruz. Bu savaşımın amansız dersleri
teme-linde kayıp nedenlerine müthiş yüklenmek
kadar, kazanımların yol ve yöntemlerine de en
büyük ağırlığı verirken, ka-zanma dileklerimle birlikte, bir kez daha hepinizi selamlıyor ve
başarılarınızın devamını diliyorum.
Bu öyle bir savaştır ki, yalnız bir ulus için
değil, bir bütün olarak yalnız parti ve ordu için
değil, bunun tanımını ya-pamayan ve gereklerine
göre kendini hazırlamayan kişi için de yaşamın
imkânsız olduğu, onun dışında hiçbir seçeneğin
olmadığı bir yaşam savaşımıdır. Hemen belirteyim
ki, bu işe sıradan başlamak isteyenlerden yaşamın
en basit sorunla-rına cevap olmaktan tutalım savaş
sorunlarına bütün yönleriyle anlam vermek
isteyenlere kadar herkes, eğer bu sava-şımın
gerçeğini anlamlandırmaz ve gereken sonuçları
çıkartamazsa, bu savaşı yaşamaya hiç başlamasa
daha iyi olur. Yine bu savaş öyle bir savaştır ki,
içinde bitmiş bir tarihe cevap olmak kadar, çok zor
olan geleceğe ilişkin umuda da yegâne bir giriştir.
Yiğitliğin Ölçütü Sıradan Bir Haksızlığa
Meydan Okumayla Başlar
Burada hiç kimse kendini aldatmamalıdır.
Eğer gerçeklerimize biraz saygı varsa, "Biz yaşıyorduk, insandık, bayağı özgürce de yaşayabildik"
gibi safsatalarla kimse kesinlikle kendini kandırmasın. Yine hemen vurgulayalım ki, kendi çabalarımı en iyi örnek olarak sunabilirim. İğne ucu
kadar bile olsa başka bir yaşam yolu bulunsaydı ve
başka tarz bir mücadeleyle başarılı olabilseydik,
bu yılları böyle yaşamak bir yana, bir gün bile
böyle nefes almazdık. Şimdi dünya âlem "Bu savaş
neden buraya kadar böyle geldi ve mucize gibi bir
gelişmeyi nasıl gösterdi?" diye soruyor. Halen
çoğu-nuzun da idrak etmenin çok uzağında olduğu
bu savaşımın kesin bazı nedenleri vardı. Şüphesiz
bunun temel nedeni, bir halkın çoktan bitmiş tarihi
veya tarihsizliği, geleceği veya geleceksizliğidir;
güncele ilişkin de en kararlı yaşamın ta kendisidir.
Hiç kimse bizi öyle çokça söyledikleri gibi "mac-
Komünar
4
eraperest, düşünmeden atılan veya şansın yaver git-
çıkarları konusun-da uzmanlaştıkları için bunu
tiği bir adımın sahibi" gibi değerlendirmesin. Eğer
yaparlar. Şüphesiz bireyden tutalım, sınıfsal ve
bu dünyada, hatta insanoğlunun tarihinde atılacak
ulusal çıkarlarımız konusunda inanılmaz bir
bir adımın zorlukları kadar zorunluluğunu da idrak
cehalet içindesiniz de demeyeceğim; kölelikten de
etmede birinci sırada örnek olarak gösterilecek bir
öteye bir şaşkınlık, bir şaşırtmaca ve çarpıtma kon-
olay var mı diye sorulursa, ben bu örnek 15
umunda ol-duğunuz için siyasete giriş yapamıyor-
Ağustos Atılımıdır diyebilirim. Hayallerinizi,
sunuz. Askerliğe ve savaşa giriş yapmanız halen bir
niyetlerinizi, bilincinizi, özgürlük düzeylerinizi
felaket halini yaşamanın öte-sinde değildir.
bilmiyorum. Ama kendime dayanarak diyorum ki,
Şüphesiz bütün bunların nedenleri vardır. Biz özel-
bu benim için bir borçtur. Bu gerçeği başta sizler
likle bu savaşın teorisini ve daha çok da pratik çö-
olmak üzere tüm halkımıza ve ilgili insanlığa
zümlemesini yaparken, boşuna bu büyük çabaları
belirtme gereği duyuyorum. Eğer mutlak insan
sergilemiyoruz. Çünkü bunun dışında yaşam yok-
olma
çokça
tur, bunun dışında si-ze söyleyebileceğim hiçbir
eleştirdiğim gibi bir maymunlaşma sınırında kendi-
şeyim yoktur. Bu konuda âlemden, insanlıktan,
nizi yaşatmak istemiyorsanız, bir adım atmanız
dostluktan, düşmanlıktan göreceğiniz en ufacık bir
gerekirdi. Bunu laf olsun diye belirt-miyorum.
hayırlı işaret yoktur.
vasıflarından
vazgeçmek
ve
Yaşam üzerinde çok düşündüm, çok yoğunlaştım.
Kendinizi hiç aldatmayın. Bu yoldaysanız,
Okuduğum kadarıyla ve doğal özelliklerimle bir
yiğitliğin, mertliğin ve insanlığın ölçütü, böylesine
yol bulmak istedim. Şimdi şüphesiz benim iste-
büyük yaşam dışılıklara itilmiş olmak şurada
diğim gibi ne savaş ne de parti gelişiyor. Buna rağ-
kalsın, sıradan bir haksızlığa meydan okumayla
men, en sınırlı bir gelişmenin bile lehte veya aley-
başlar. Ben bizim ölçülerimize fazla yiğitlik ölçüle-
hte tüm yönlerini değerlendirerek, bu adımın bu
ri demiyorum. Bu savaşımdan bahsederken,
biçimde gelişmesinin de en amansız bir takipçisi
beğendiğimiz komuta kişiliklerinden Agit yoldaşın
oldu-ğumu şimdi daha iyi biliyorsunuz.
adının mutlaka anılması gerektiğine inanıyorum.
Yine ilk söylenmesi gereken sözlerden
Ama tekrar vurgulayayım: Onun yiğitliğinin ifade-
birisi de, bu savaşımın öyle çoklarınızın, hele
si olmaktan çok uzaksınız. Aslında büyük bir
dışımızdakilerin sandığı gibi bir savaş olmadığıdır.
çabayla sizi bu noktaya, bu dönüşüme getirmek
Yine bu yapının yüzde sekseni-doksanı bu mücade-
istiyoruz. Fakat bırakalım düşmanın engellemeleri-
lenin yürütülüş tarzının, başlatılışının ve anbean
ni, bizzat kendinizin yarattığı engellemeler inanıl-
bütün adımlarının atılmasının farkında değildir.
maz boyutlardadır.
Bunlar hayal ettiğiniz gibi değildir. Yani gerçek-
Son dönemlerde hiç istemediğim halde
liğimizi tanıyamıyorsu-nuz. Kitleler belki bunun
sıkça vurguladığım bazı deyimler var. Saflarımızda
daha da uzağındadır. Amerika'nın bazı uzman
bu kadar alçaklık, bu kadar şerefsizlik, bu kadar
araştırmacıları doğruya yakın bir şeyler tespit ede-
düşkünlük nasıl olur diyorum. Bunu boşuna belirt-
bilir, gerçek anlamını veya özelliklerini dile getire-
miyorum, bu bir gerçektir. Saflarımızdaki bileşimin
bilirler. Tabii onlar da kendilerinin çok önemli
özgür yaşamına, zengin yaşamına karşı değiliz.
Komünar
5
Tam tersine, bütün gücümüzle onu anlamak, anlam
bu savaşımın en temel yönü o aşa-ğılık düşman
vermek is-tiyoruz. Ama gel gör ki, ne olduğu belir-
kişiliklere karşı oluyor; hatta bu kendi içimizdeki
siz kişiliklerin, bencilikten de öteye kendi kendiler-
bir savaş oluyor. Zaten bunu görüp çözdükçe biz bu
ine bile izah etmeleri çok güç bir nedenle kocaman
savaşı uzattık. Aksi halde bu savaşımın sıradan bir
parti yapımızı, parti ve savaş çizgimizi yerle bir
isyan kadar bile gelişemeyeceğini biliyorsunuz.
etmek istediklerini biliyoruz ve çoğunuz da bunun
Bugün dolayısıyla açıkça ilan etmeliyim
farkında değilsiniz. Şüphesiz bu savaşta hizme-
ki, içinizdeki hırslarınız, isyancı kinleriniz ve
tinizdeyiz ve en büyük çabayı harcarız; ama öyle
öfkeleriniz ne olursa olsun, eğer çözümlendiği gibi
kendi kendinize yakıştırdığınız yaşam alışkanlık-
kendini yeniden eğitip örgütlendirmez, hatta o lanet
Bu savaş öyle sanıldığı gibi
Dış cephedeki düşman boyutuyla
sınırlı değildir
Dış boyutu belki de bu savaşımın
Yüzde beşini temsilediyor
Giderek açığa çıktı ki
Bu savaşımın en temel yönü
O aşağılık düşman kişiliklere
Karşı oluyor
Hatta bu kendi içimizdeki
Bir savaş oluyor
getirilmesi gereken özelliklerini eritip kendi içinden atamazsa, bu her şeyden önce alt edilmesi
gereken bu kişiliktir. Bu kişilik yenilmezse, düşmana sunacağı başarı imkânı düşmanın yıllarca
düşünüp planlayacağı bir eylemden daha fazladır.
Bunu acıyla çok çarpıcı bir biçimde yaşıyoruz. Şu
çok açıktır: Ben insanlarla en güzel yürümek ve
yaşamak
isteyen
bir
insanım.
Tarihte
ve
günümüzde hiç kimsenin, bu halkın kendisinin,
hatta sizlerin bile kendi kendinize gösteremeyeceğiniz saygıyı biz sizlere gösterdik. Bu öyle
larınıza ve tenezzül ettiğiniz bazı şeylere de mete-
kendiliğinden olmamıştır; bu, insanlık uğruna
lik kadar değer vermeyiz.
kendi insanımıza saygılı olmanın kesin bir
Şimdi muazzam bir inatlaşmayı sürdürüy-
gereğidir.
oruz. Talihsizliğe, tarihsizliğe, bitirilmişliğe ve
Hemen şunu belirtelim: Siz kendinizden
bencilik bile diyemeyece-ğimiz incir çekirdeğini
vazgeçmiş ve çok çirkin kalmışsınız. Bu durumda
doldurmaz kabilinden şeyler peşinde kendini day-
olanları neden hiç sevemi-yorum? İnsan kendini en
atmaya kadar varan tutumlara karşı büyük bir savaş
temel konuların birisinde bu hallere düşürürse
yürüttüm ve yürüteceğim. Sizin büyük inadınız
saygı ve sevgi imkânsızdır. O başkaları için çok
şudur: Adeta "Sen dünyayla uğraşamazsın, sen
basit bir malzemedir ve nitekim tüm halk çok kötü
bitirilmiş bir ta-rihle uğraşamazsın, sen bizim
bir durumdadır. Şimdi karşımızda şunu iddia ediy-
ölmüş kişiliğimizle uğraşamazsın" diyorsunuz.
orsunuz: "Ne dersen de, ne kadar uğraş verirsen
Şimdi bu doğrudur ve zaten 15 Ağustos Atılımı'nın
ver, biz yine bildiğimizi okuyacağız. Sen bizi
en temel bir özelliği de budur. Bu savaş öyle
değiştiremez ve dönüştüremezsin." Şimdi çok daha
sanıldığı gibi dış cephedeki düşman boyutuyla
iyi görüyorum ki, belki düşmanın politikalarında
sınırlı değildir, dış boyutu belki de bu savaşımın
belli ölçüde dönüşüm olabilir, ama içimizdeki bu
yüzde beşini temsil ediyor. Giderek açığa çıktı ki,
inatçı kişiliklerin dönüşümü bana biraz daha zor
Komünar
6
gibi geliyor. Burada yalnız bir inatçılıkta değil, çok
Ben bu savaşın bir numaralı sözcüsüyüm.
ilginç bir bitmişlikle kar-şı karşıyayız. Bazıları
Sözcü, sözünü oldukça çarpıcı ve gerçekçi söyle-
"Yaşarsam berbat yaşarım" diyorlar. Bu ayıptır.
mek zorundadır. Bu sava-şın bu halk için ne kadar
Bunları bir an önce gidermek gerekir. Çünkü bun-
önemli olduğu ortadayken, bunu eksik değer-
ların hiçbir anlamı yoktur, bunlar çirkin ve utanç
lendirirse bir demagog olur ve bu da onun felake-ti
vericidir. Ama bu kişilikler bu durumlarını aşmaya
olur. Zaten bu mecburiyetler tasavvur etmekte
yanaşmıyorlar. Bunun nasıl oluştuğunu, nasıl bir
güçlük çektiğim noktalarda beni söyletiyor ve bana
karakter haline geldiğini çözmek, en zor bir fizik
iş yaptırıyor. Ben konuşmuyorum, ben müthiş
problemini çözmekten daha zordur. Nasıl böyle
çalışıyorum. Benim katkım sadece biraz duyarlılık
yaşamaya cesaret ediyorsunuz? Bu kadar hatalı ve
göstermek ve biraz da vicdanımdan vazgeçmemek,
yanılgılı yaşanabilir mi? Sizi çok özel yöntemlerle
yine inanılmaz boyutlarda o çokça sergilediğiniz
tut-mazsak, bu yaşama bir günlüğüne değil, bir
'bana ne' gibi bir yaklaşım içine girmemek biçi-
saatliğine bile dayanacak durumda olmazsınız.
Ben gerektiğinde bütün bir halk için köprü
olur ve dayanırım. Ama siz köprüden bile yürüyemeyecek durumdaysa-nız, sizi ne yapmak gerekir?
Mertliğin gereğini yapmak, hatta PKK ve
ARGK'nin teorisi ve çizgisinin gereklerini yerine
getirmek bir yana, çok sıradan bir insanın sağduyusuna dayalı olarak yürünmesi gereken bir
yolda, bir köprü üzerinde nasıl yürüneceği
sorusuna bile tam cevap veremiyorsunuz. Ağlamak
bir yöntem değildir. Kendini kolay öldürtme de bir
Yalnız inancın, iradenin
Ve inadın değil daha belirleyici
Ve çok gerekli olan
Bu savaşımın içinde mutlaka
Anlaşılması gereken
En önemli bir ders de
İnanılmaz bir duruşa sahip
Olabilmektir.
minde oluyor. Bana bütün bunları yaptıran budur.
Bu Savaş Büyük Düşünmenin ve Büyük
Yüreğin Savaşıdır
yol değildir. Kendini basite almak, küçük işler için
15 Ağustos Atılımı bir inadın, bir inancın,
ağız dalaşı yapmak, gününü gün etmek veya günü
bir iradenin atılımıdır. Hiç kimse "Ben de bu kadar
çok sıradan geçir-mek yol değildir. Bu yol sizi bir
çaba harcadım, ben de bu kadar işin içinde oldum"
yere götürür, ama götüreceği yer belli değildir. Ben
demesin. Ben bunları hiç inkâr etmiyorum. Bana
bu yaklaşımlar nedeniyle öfkeleni-yor ve adeta
sorarsanız, bu savaşımın esas özelliği benim kendi
azap duyuyorum. Ne zaman kanatlanacaklar, ne
inadımdır. Kendi savaş tarihinize, şahadetler tari-
zaman uçacaklar, ne zaman zengin ve görkemli bir
hine, halkın tarihine, isyanların tarihine baktığınız-
yaşa-mın ifadesi olacaklar diye düşünüyorum. Ama
da orada bir şey görürsünüz: Çok erkenden inat
gerçeklere baktığımda, adeta şu kanıtlanmak
kırılmış, gözü kara bir isyan çizgisine yatırılmış;
isteniyor: "Düşman ne ka-dar istemişse, biz o
savaşın teorisini geliş-tirmek bir yana, asgari
kadarız. İnsanlık tarihinin en barbar, faşist düş-
gereklerinden bile uzak düşülmüştür. Umarım vic-
manı hangi konumdaysa, biz tam da ona göreyiz."
danlı, duyarlı ve bilinçli bir biçimde savaş ta-rihini
Kişiliğiniz bunu çağrıştırıyor.
değerlendirirken bu noktayı tespit edeceksiniz.
Komünar
7
Hiç kimsenin emeğini milim kadar inkâr
Bir çorbaya, bir sigaraya kırk takla atan bir adam,
etmemekle birlikte, en büyük şahadetlerin anlamını
cennet misali bir yaşamın imkânlarını neden anla-
tarihte ilk defa biz verdik ve bunun gereklerini yap-
mak istemiyor? Elini uzatsa onu tutacak, ama tut-
tık. Sizin de yaşamanız için belki düşündüğünüz-
mak istemiyor. İşte burada yaşamın bir kara cahili,
den bin kat daha fazla yaşamsal imkân-lar sunduk.
hiçleşmenin artığı, sıfırda değil eksilerde yaşa-yan
Buna rağmen bu savaşın inadını, iradesini ve
birisi söz konusudur.
inancını ne kadar temsil ediyorsunuz desem, belki
Benim
kendime
söylediğim
sözler,
de kocaman bir hiç cevabıyla karşılaşırız. Bir
yakıştırdığım tutumlar var. Aldatıcı olmamaya,
inadınız var, ama bu neyin inadıdır? Bir inancınız
aynı zamanda kimsenin de beni aldatmamasına
var, ama bu neyin inancıdır? Burası muğlâk kalıy-
büyük özen gösterdim. En büyük saygıyı gerçeğin
or. Bir çabanız var, ama neye yönelik, ne kadar kur-
kendisine gösterdim. Fakat buna sahip çıkan çok az
tarabiliyor? Burası çok önemlidir. Yalnız inancın,
kişi var. İsterdim ki, karşımda muazzam anlaya-
irade-nin ve inadın değil, daha belirleyici ve çok
bilen, görebilen, tartışabilen ve kararlaştırabilen
gerekli olan bu savaşımın içinde mutlaka anlaşıl-
kişiler olsun. Şu son süreçlerde yaptığım çözüm-
ması gereken en önemli bir ders de inanılmaz bir
lemelere, partiye ve savaşçılara yaptığım çağrılara
duruşa sahip olabilmektir. Adımların yürek çarpın-
bakın; içinde her şeyi bulabilirsiniz. Bir karşı sınıf
tısı ve düşünceyle kazanılması uğruna harcadı-
savaşımı mı, bir kontra kişiliğinin iflah olmaz
ğınız çabalar değerlidir. Bu savaş büyük düşün-
inadının sonuçları mı, ne derseniz deyin, kendimizi
menin ve büyük yüreğin savaşıdır. Bu savaş size
bununla karşı karşıya buluyoruz. Bu durum, tari-
çok kendiliğinden gibi geliyor ve çok rahat
hteki bütün isyanlarda nasıl bir günde felaketi
savaştığınızı
savaş
getirdiyse, attığınız birçok adımda da başınıza bela
düşündüğünüz ve duyduğunuz gibi değildir, asla
getirdi. Şimdi "Seni de ezeceğiz" diyorlar. İddiaları
böyle olduğunu da söylemem. Bu konuda mutlaka
budur.
sanıyorsunuz;
ama
bu
samimi olunmalıdır.
Mümkünse
Bazıları "En değme Kürt isyanı on bin, elli
vicdanlarınızı
bir
daha
bin, yüz bin kişiyle başlar, ama ömrü birkaç aylık-
muhasebeye çekin ve bir yüreğiniz varsa gerçek-
tır; sen sıfırlardan, hat-ta eksilerden başladın.
lere bağlayın. Orada gerçeklerin farklı olduğu
Nasıl oluyor da hem bu işi geliştirdin hem de tari-
ortaya çıkacaktır. Benim gördüğüm gibi görür,
hini uzattın?" diyorlar. Bu yalnız düşmanın tepkisi
korkmaz ve kendinizi gerçeklere daha çarpıcı
değildir; ben onu hiç önemsemiyorum. Halka da
açarsanız, mutlaka çok farklı şeyler göreceksiniz.
herhangi bir şey söylemek istemiyorum. Ama biz-
Bu kadar zorlanmayı, bu kadar bitikliği, bu kadar
zat bu savaşı-mın içinde yer alanların sızlan-
kaybı hafızam almıyor. Tari-hin en anlamlı ve en
malarından büyük üzüntü duyuyorum. "Neden bu
uzaktan tutacağım birçok kazanımlarını adeta hiçe
işi geliştirip sürekli kılıyorsun?" diyor-lar. Bu
sayabilir ve kolay vazgeçebilirsiniz. Öfkem iki
objektif olarak kendini dayatmadır. Belki de
yönlüdür. Neden bu kadar ucuz kaybediliyor, neden
hiçbiriniz fark etmeden, en keskin sözden daha
çok rahat kazanılabileceği halde kazanılamıyor?
keskin bir davra-nışla kendinizi dayatıyorsunuz.
Komünar
8
"Böyle bir sistem altında yaşayan biz
Bir sigaraya kırk takla atacaksın, ama bir
Kürtlerin buna karşı direnmeye ne hali, ne içeriği,
zafer gerekçesine ilgi bile göstermeyeceksin! Kim
ne de tarzı var. Sen uygun şekilde yapıyorsun" diy-
olursa olsun böyle ya-panları affetmeyeceğim. Ben
orlar. Tabii bu onlara göre öyledir. Bunun bilimde
bu tutumlara karşı korkunç savaşırım ve bunları
ve hiçbir savaş tarihinde yeri yoktur. Peki, o zaman
yakaladığımda halledinceye kadar bı-rakmam.
bize neden imkânsız şeyleri dayatıyorlar? Bu ne
Bunun için önümde hiçbir engel tanımam, "Bırak
halklar tarihinde, ne de kişilerin normal yaşam
bir kez kendimizi yaşayalım" diyenlere de aman
gerçeğinde
büyük
vermem. Bu dayattığınız şey yaşam değildir; bura-
savaşımınız budur ve bunu son süreçlerde çok
da yaşama ihanet ve yaşamın inkârı var. Kimse
çarpıcı bir biçimde görüyorum. Kölelerin kolay
elinizdeki yaşamı almak istemiyor. Bunu sembolik
özgürleşmek istemediğini bilirdim, sömürgeciliğin
olarak söylüyorum. Sizin için her şey bir sigara
artıkları ve uzantılarının çok etkili olduğunu da
izmariti kadar değerlidir. Ben buna isyan ediyorum.
bilirdim, ama bu belirttiğim bundan öte bir şeydir.
Siz bunun kavgasını bana dayatıyorsunuz. Beni saf,
Bu acı ama çok önemli bir gerçektir.
kolay göz ardı eder ve yutar sandınız. Çünkü
vardır.
Şimdi
sizin
en
İşlerinizi kolaylaştırmak için çok şey yap-
herkes sizi uyutmuş, size bir şeyler dayatmış ve sizi
tım. Ülkemizde sadece günlük bir somun ekmekle
bu noktaya getirmiş. Siz de beni öyle etkileye-
idare etmek için yine dört elle yaşama koşuyorlar.
ceğinizi sandınız. "Bir dayatır, iki dayatırız"
Sanıyorum halkımızın yüzde sekseni işsizdir, işi
alışkanlığı çok yönlü yaşam tarzınızdır. Bunu biraz
olanlar da bir somun ekmeği kurtaramı-yor. Ölüm
daha doğruya yakın anlamanızı istirham ederim.
her zaman yanı başlarında, kemikleri birbirine
geçmiş, gözlerinde fer kalmamış, açlıktan ağızları
kokuyor, ama her şeye rağmen bu yaşama dört elle
sarılıyorlar. Amed sokaklarında bir ekmek için
yaşlısı-genci, kadını-erkeği nasıl kıyamet koparıyor. Bunu hiç biriniz inkâr edemezsiniz. Halkın ezici
bir çoğunluğu kuyruklardadır. Peki, size soru-
Bu, size boyun eğe-ceğim anlamına gelmez.
Çoğunuz müthiş uzlaşmacısınız, ama aynı zamanda
birbirinizin canına da okuyorsunuz. Böyle yaşam
sözüm ona hakları içinmiş, yaşamın gerekleri içinmiş! Ama öyle bir kayaya çarptınız ki -artık şans
mı, şanssızlı-ğınız mı- bize kök söktüremezsiniz.
Biraz insaflı olun. Basitlikten vazgeçmek sizi
neden rahatsız ediyor? Beyninizin müthiş düşünme
yorum: Sizin bir açlık sorununuz var mı? Somunu
kabiliyetine sahip çıkın. Bilim, insanoğlunun
hiç sorun yapmıyorum, ama aslında önemlidir. Bir
beyninin yirmi binde birini bile kullanamadığını
ideolojik açlığınız, bir politik açlığınız var mı? Biz
söylüyor. Siz beyninizin yirmi binde birini de-ğil,
bunların hepsini doyurmak için olağanüstü çaba
yirmi milyonda birini bile kullanamamışsınız. Peki,
harcamadık mı? Hatta başarılar için bile bir
neden kullanmıyorsunuz? Yürekler neden bir
açlığınız var mı? Bunu da öyle kendi ellerinizle
ülkenin kaybedilişi-ne, bir ülkenin kazanılışına,
kazanmadınız, tam tersine çoğunu biz bahşettik.
özgür bir yaşamın kazanılışına dair çok soylu
Ama buna rağmen, bu tepki neden? Bu duyarsızlık,
duygularla amansız çarpmasın ki? Çok basit ve
bu yaratıcılıktan uzak yaklaşımlar neden?
bencil şeyler için kıyametler koparacaksınız! Ben
Komünar
9
buna yürek mi diyeceğim, ben buna kişilik mi diye-
biçimde bölük bölük, grup grup devirdiğini çok iyi
ceğim? Bu yaşa-ma asla izin vermem ve var
biliyorsunuz. Kalanları da çok özel tedbirlerle biz
olduğum sürece kimseyi böyle yaşatmam. Bu
yaşatıyoruz. Çok güvendiğiniz bir savaşçılığınız
benim asli görevimdir. Bu konuda hiç kimse kendi-
varsa, onun arkasında da çok örgütlü olarak biz
ni aldatmasın, kendini örnek göstermesin. Bir kişi
varız. Kendimizi bu denli size verdik. Yaşamınız
kendini nasıl başkalarına teslim eder? Tarihte bütün
için gerekli olan şeyleri de elinize biz verdik. Açık
bir halk söz konusu olduğunda, kendisini başkaları-
söyleyeyim, bir gıdanın temini bile emekledir. Özel
na teslim eden bir halkı gösteremezsiniz. Hiçbir
bir yönetim ve önderlik olmasa, kimse kimseye bir
şeyin sahibi olmadım. Ne bir ülkenin, ne bir özgür-
parça ekmek vermez. Çünkü halkımız çok yoksul-
lüğün, ne bir kimliğin, ne bir partinin sahibi olan,
dur ve tüm dünya da onun düşmanıdır. O halde
her gün kendini inkâr eden, kendinden kaçan ve
bunları size kim vere-cek, neden gerçekçi olmay-
tersine koşan bir halkla biz kendimizi nasıl var
alım? Ailelerinizin bile size doğru dürüst bir şey
ettik, kendimizi nasıl kabul ettirdik? Kim bunu
vermediğini biliyorsunuz. Bunlar çarpıcı gerçek-
inkâra yeltenebilir?
lerdir ve kaçınılmazdır. Kaçınılarak da bir yere
varılmaz.
Sizi bu yürekle, bu duygularla
Bu bilinçle ve bu örgütlülükle
Bu savaşa katmak istemezdim
Bu benim ne görüşüm
Ne de onayımdı
Bunu yalnız bir şey için
Gidecek başka bir yeriniz
Olmadığından kabul ettim
Siz bir çaresizliğin savaşçılarısınız
Eğer büyük bir özgürlük isteminin
Savaşa adım atışın
Büyük ve yiğit savaşçıları olsaydınız
Biz bu savaşı çoktan bitirmiştik
Mücadelede kızlar öne de geçiyor. Hiçbir
erkek kendini böyle vermez. "Bu akıl dışıdır,
gelenek dışıdır" diyebilirsi-niz, ama ben vermek
zorunda kaldım. Çünkü beterin beteri bir cins söz
konusudur. Yürütmek için, yaşama biraz çağır-mak
için daha başka ne yapabilirim ki? Adı Jin'dir, ama
kendisi yaşamın en büyük belası haline gelmiş.
Bütün bunların derin bilincinde ve duygusundayım.
Ben böyle çalışıyor ve böyle yaşıyorum. Ama
bunun karşısında sizler nasılsınız? Sizi bu yürekle,
bu duygularla, bu bilinçle ve bu örgütlülükle bu
savaşa katmak istemezdim. Bu benim ne görüşüm,
ne de onayımdı. Bunu yalnız bir şey için, gidecek
Partililere, savaşçılara karşı kendimi abart-
başka bir yeriniz olmadığından kabul ettim. Siz bir
mak istemiyorum. Ama gerçekten çok özel yön-
çaresizliğin savaşçıları-sınız. Eğer büyük bir özgür-
temlerle kendimi size ta-şırmazsam, bırakın savaş-
lük isteminin, savaşa adım atışın büyük ve yiğit
mayı, normal yolda bile yürüyemezsiniz. Buna
savaşçıları olsaydınız, biz bu savaşı çoktan bitir-
yüreğiniz yetmez, gerçekçi olun. O silahların elin-
miştik.
ize verilişini, o köprülerden, o yerlerden getirilişinizi düşünün; bu işleri özel ellerle organize
Bu Halkın Yarattığı Tek Değeri Şahadet
Çizgisinde Yürüyen Savaşçılarıdır
etmesek, düz yolda bile devrilirsiniz. Kendinize
Demek ki, 15 Ağustos Atılımı'nın irade,
göre küçük hesaplarınızın sizi nasıl amansız bir
inanç, bilinç ve büyük çabayla çok önemli bir ilişk-
Komünar
10
isi vardır. Hem de en be-nim diyen insanoğlunun
15 Ağustos Atılımı'nın yine en çok göz
planlayıp örgütleyemeyeceği kadar bir ustalıkla
önüne getirilmesi gereken bir gerçeği de şahadetler
yürütülüşü vardır. Eğer bundan sonra bu sa-vaştaki
gerçeğidir. Savaşlarda kayıp olmaz demiyorum.
on dört yılı kendinize mal edecekseniz, bu belirttik-
Ama 15 Ağustos Atılımı'nın ve sonrasındaki bütün
lerimden bir şeyler anlayın. Söz verdiğiniz için sizi
yılların şahadetlerinin neredeyse ezici bir çoğun-
kırmak istemiyorum. Zaten kimseyi de kovacak
luğunu bir türlü içime sindiremiyorum. Bana göre
durumum yoktur. Ama sizin bu savaşçılığınızı
şahadet böyle olmamalıdır. Yerinde olmayan adım-
onaylamıyorum. Bunu çok vurgu-ladım. Bu duru-
lar sonucu gerçekleşen şahadetler çok üzücüdür.
munuz sözlerinize ve karar düzeylerinize denk
Bunların nedeni biraz daha açımlanabilir. Çünkü bu
değildir. Kendi kendinizi giderek boşa çıkarıyor-
halkın belki de yarattığı tek değeri şahadet
sunuz. Bu bir kader midir? Çizgi netleşmiş, siyasi
çizgisinde yürüyen savaşçılarıdır. Eğer onları ucuz
dersler, parti dersleri, savaş dersleri çok iyi alın-
kaybedersek bu, halka yapılacak en büyük kötülük
mıştır. O halde neden bunla-rın yüzde birini bile
olur. Bunların nedeni kendinizsiniz. Biraz kendi
uygulama gücünü göstermiyorsunuz? Bir onur
kendinize ve yanı başınızdakine dikkat etseydiniz,
meselesi olarak da bu sizi ilgilendirmelidir.
ne bu şahadetler böyle olabilir ne de düşman bu
Bazıları-nın bile bile yoldan çıkardığı birisine
kadar umutlanabilirdi. Demek ki, siz böyle cüce
neden zamanında birinizin eli uzanmıyor? Yalnız
kalabildiniz. Tabii bu daha da acı bir gerçektir;
sonradan dur diyorsunuz, ama "Çok ayıptır, bu
bunu da görmeye çalışıyorum.
yetersizlik size yakışmıyor" diyemiyorsunuz. Çok
Kendini böyle bine, on bine, yüz bine
açık ki, bu konuda yetersizlikleriniz var. Peki, ne-
bölerek sunan kişilikler ancak bu kadar olur. Başka
den?
ne umabilirsiniz ki! En iyi niyetliniz böyledir. Bir
Bu savaşın sorumluluğunu bütün dünyaya
canınız var, onu da bu kadar rahat ve ucuz vere-
karşı üstlendim. Bu öyle az bilinç ve az yürekle de
biliyorsunuz. Tabii "Sen bizden daha başka ne
değildi, dünyanın gözü gece gündüz benim üzer-
isteyebilirsin ki" diyeceksiniz. Doğru, sizden başka
imdeydi; nefes nefese, baskılarını ensemde
bir şey istemem. Canınızı da verdikten sonra sizden
hissederek dünyada temsil yaptım. Bu işi başka
başka ne iste-nilebilir ki? Ama bu yetmiyor ve
kimse yapmadı. Sizlere karşı sorumlulukların nasıl
hiçbir şeyi de kurtarmıyor. Aslında bu canın da ne
yerine getirildiğini tek tek açmak istemem, ama
kadar sizin canınız olduğu belli de-ğil. Herhalde bu
hepsini bilinçle en yüksek sorumlulukla yaptım ve
can başka bir can, başkalarının canı değil. Çünkü
bunda başarılıyım. Buna karşılık kendinize bakın:
bu yaşamın sahibi olsaydınız, bu canı böyle götür-
En sıradan bir iş konusunda bile ken-dinize gerek-
mezdiniz. Bu çok açık ve işte ben buna hayıflanıy-
tiği kadar sahiplik etme, sözünün sorumluluğunu
orum. "Bizi bu hale düşmanımız sokmuş, neden
duyma gücünü gösteremiyorsunuz. Bu durumda
üzerinde bu kadar ıs-rarla duruyorsun" diye-
savaş çiz-gisi ve imkânları ne kadar güçlü olursa
ceksiniz. Ama bizim de bir yaşam dehamız var.
olsun, alınacak bir mesafe yoktur. Kendimizi hiç
İnsanın genel ölçülerinde kendimizi biraz daha
kandırmayalım.
tanıdık. Bunu düşünmek istiyoruz. Bana bu fırsatı
Komünar
11
verin. Şimdiki dayatmalarınız bu fırsatı bile ver-
yaşam, bunu sonuna kadar özgürce tartışıp ka-rar-
miyor. Bütün bu sa-vaş çabalarını, bütün bu inanıl-
laştırarak, bir halkın, bir tarihin ve insanlığın
maz koşuşturmaları insanlara bir yol sunmak ve bir
onayından geçirerek kabul edeceğiz. Aksi halde biz
köprü uzatmak için, insan olarak dü-şünmek ve
bu biçimde yaşa-dığımızı sanmayacağız, aldan-
mümkünse yaşamak için yaptık. İnsanlar iddiaları-
mayacağız. 15 Ağustos Atılımı bu anlamda yaşamı
na başka türlü sahiplik edemezler.
tanımlıyor. Bu tanıma ulaşmadan yaşa-mak olmaz.
Ben mi size iddialarınız küçük olsun,
kararınız zayıf olsun diyorum? Tam tersine, iddi-
Nasıl böyle ölümü kabul etmiyorsak, yaşamı da
artık bu genel geçer ölçülerle kabul etmeyeceğiz.
anızın ve kararınızın büyümesi için inanılmaz bir
Tabii daha da sorgulanacak bir şeyler var.
çaba içindeyim. Tabii bunun savaşımı da
Bir ARGK şekillenmesi ve bunun öncü partisi,
yürütülüyor. Şahadet gerçeğine çok değişik de olsa
hatta halkın cephesi var-dır; fakat bunlara fazla
mutlaka bu anlamı vereceğim. Eğer bir sonuç
dokunmuyorum. Dikkat ederseniz, son yıllarda
çıkarılacaksa, zayıflıklarınızın, çarpıklığınızın ve
beni ilgilendiren bu isimler de değildir; ben içerik-
cansızlığınızın ağır etkisi altında yaşanan bu
le, özle uğraşıyorum. Çoğunuz bunların adını
şahadetler aşılmalıdır. Yine öyle bir noktaya gele-
söylemeye bayılıyorsunuz, ama bunların gerek-
lim ki, mümkünse bu önümüzdeki yılda sizler
lerinden habersizsiniz. Böyle değerlendirilen
kolay ölme-meli veya şahadetin büyük anlamına
ARGK ve PKK'yi ne yapacağız? Adı bile fazladır.
uygun bir biçimde ölmelisiniz. Bu adeta ölümsü-
Adını ağzıma bile almam. Ama bir parti davası var,
zlüğün bir yürüyüşçüsü olana dek böyle olmalıdır.
bu işler partisiz olmaz. Zaten çok değişik bir parti-
Ucuz yaşamı yerle bir etmek durumunda olduğu-
ciliği bu yıllarda çözdüm ve uyguluyorum. Hiçbir
muz gibi, ucuz şahadetleri de artık kabul etmeye-
reel sosyalist partide görülmeyen bir sınıf mücade-
ceğiz. Nasıl ki ucuz ve çok içeriksiz yaşama hayır
lesini, enternasyonalist bir mücadeleyi yürütüyo-
diyorsak, ucuz şahadetlere de hayır diyoruz. Bu
rum ve yürüteceğim.
noktaya geldik. Şunu açık-lıkla vurgulamalıyım ki,
Düşman da biliyor ki, yürüttüğümüz bu
Haki'ler, Agit'ler, Mazlum'lar gibi büyük şehitler-
savaş salt dar boyutlu bir savaş değildir; tüm
imize anlam verip, bunun mutlak bir gereği ola-rak
toplumsal savaşımın en kap-samlısı PKK'de
yaşama sonuna kadar saygıyla, örgütlü yaklaşarak
gerçekleştirilmektedir. PKK salt enternasyonalist
savaş çizgisine ve zafer gerekçelerine varlığımızla
bir hareket de değildir; hümanizmin, insanlığın en
anlam ver-mezsek, bizim şahadetlerimiz yüce
kapsamlı özüne de PKK'de ulaşılmaktadır. Bu çok
şehitlerin yolunda bir şahadet olamaz. Bu, yaşam
özenle ve bilinçli çabayla bu yıllarda verilen bir
için de aynen öyledir. Ben kendim de bunları
savaşımdır.
yaşadım.
Yaşam karşısındaki tavrım, öncelikle
halkımıza dayatılan yaşamı büyük bir inkârdır.
Biz Kimsenin Adını Bile Söyleyemediği
Bir Ülkenin Yurtseverliğini Yaptık
Büyük
özgürlük
adımlarını
attık.
Sizin yaşam dediğiniz birçok şeyi de inkâr ediyor
Düşünün, kadında geliştirilmek istenen özgürleşme
ve bunu başta kendime uyguluyorum. Olacaksa bir
düzeyi, en gelişmiş toplumların düzeyinin bile çok
Komünar
12
ilerisinde bir özgürleşme iddiasıdır. Bu, insanlığa
önemli ideolojik, si-yasal ve evrensel yaklaşımların
ve özgür insana ne kadar bağlı olduğumu gösterir.
da sahibi olduk. Bugün bu mücadelemizle dünya
Dar milliyetçi kelimeler ağzımızdan hiç çıkmadı;
insanlığı bile ilgileniyor.
şöyle büyük ulus, şöyle milli çıkar diye herhangi
Diğer Kürt örgütleri ve şahsiyetleri de var.
bir söylemde bulun-madım. Halklar için ana
Bunlar en bencil, en ipe sapa gelmez tavırların
topraklar değerlidir, çünkü yaşam onun üstünde
sahibi olarak bizzat efendileri tarafından bile adam
gerçekleşir. Halkların ana topraklarına saygısı
yerine konulmuyorlar. Biz bunlara karşı da amansız
sonuna kadar gereklidir. Halkların ulusal gerçek-
savaştık. Onlar bize, biz onlara karşı savaştık. Ama
liğine büyük saygı gerekir. Ulusal gerçeklik,
bugün onlar bile adeta Sezar'ın hakkını Sezar'a tes-
vazgeçilmez bir toplumsal özelliktir. Ama "bir karış
lim edercesine bizim hakkımızı bize teslim et-mek
toprağı hiçbir şeyle değiştirmeyeceğiz" biçiminde
zorunda kalıyorlar. Demek ki, çok etkileyici ve
yaklaşan bir şovenist değilim. Amansız milli çıkarlar
önemli işler yaparsanız, en güçlü düşman bile sizi
uğruna konuşmalar da yapmıyorum. İşte bu bizim
takdir etmekten kendini alıkoyamaz. İnanıyorum
insanseverliğimizdir,
ki, tarihte oldukça barbar bir tarzın sahibi olan ve
büyük
enternasyonalist
değeri-mizdir.
Biz kimsenin adını bile
Söyleyemediği bir ülkenin
Yurtseverliğini yaptık
Biz hiç kimsenin kimliğini bile
Ağzına almak istemediği bir halkın
Gerçeğini ortaya çıkardık
Herkesin adeta utanarak kaçmak
İstediği ulusal özelliklerin
Gerçeğini vurguladık
tepeden tırnağa ordu-millet olgu-suyla kendi kendini tarif eden Türk gerçekliğinin özel savaşımının
kendisi de bunu bir gün itiraf edecektir. İnsanlık
budur. "Biz çok yanıldık, biz çok kötü savaştık ve
kötü kaybettik" diyecekler; öyle az savaştıkları için
değil, doğru sa-vaşamadıkları ve insanlıkla savaşamayacakları için bu noktaya gelecekler.
Savaş çoğunuzun sandığı gibi değil, böyle
gelişiyor. Sizin savaşçılığınız, özel savaşın kazanması için bir malzemedir; ona bin defa cüret
Biz kimsenin adını bile söyleyemediği bir
kazandırıyorsunuz. Ama yürüttükleri savaşın insan-
ülkenin yurtseverliğini yaptık. Biz hiç kimsenin
lık dışı karakterini ideolojik, siyasal ve taktiksel
kimliğini bile ağzına almak istemediği bir halkın
olarak açığa çıkardığımız için düşmanı bu savaştan
gerçeğini ortaya çıkardık. Herkesin adeta utanarak
vazgeçireceğiz; onu bu noktaya getiriyoruz. Yoksa
kaçmak istediği ulusal özelliklerin gerçeğini vurgu-
düşman sayı ve teknik üstünlüğüyle bizi bir günde
ladık. Ama bütün bu konularda nasıl aşağılık bir
silip süpürür. Dünyanın en azgın ordusudur, siz
durumun kader olmadığını belirttiysek, bunları
onun ağzında küçük bir balık bile olamazsınız.
böyle görkemli bir devrimde yürütmenin de bizim
Bunun için savaş gerçeğimizi iyi tanıyalım ki
için öyle çokça duygulandırıcı bir şey olmaya-
yutulmayalım ve kendimizi bu anormal durumlara
cağını belirtiyoruz. Çok mütevazıca, yapılması
düşürmeye-lim.
gerektiği kadar yaptık diyoruz. Bu savaşta
Bu belirttiğim çerçevede savaşı savaş
çoğunuzun belki de pek anlayamadığı birçok
yapan, bizi de düşman karşısında güçlü yapan
Komünar
13
nedenler vardır. Bu nedenlerin hepsi birbirine
adına üzülüyorum. Kendinize yapabileceğiniz en
bağlıdır. İdeolojik ve siyasi bağ kadar, onu temsil
büyük iyilik, kazanabileceğimiz bu savaşı bizzat
eden insanın büyüklüğü de önemlidir. Bu insan
kendinize mal etmektir. Gerçekten emrinize pek
biraz sağlam dursa bile bu savaşı kazanır. Burada
çok malzeme verdik. Buna rağmen eğer bir şey ala-
sizin çabalarınızın büyüklüğünü belirtmeme gerek
mazsanız, bu yaşamın militanı ve savaşçısı olmak
yoktur. İşkencelere katlanıyor, çok fedakârlık
bir yana, onun bir ayak bağı olursunuz. Böyle-ce
yapıyor, çok cesur da oluyorsunuz; ama sizde onun
kendinize işkence yapmış olursunuz, yani sürük-
kimliği ve kişiliği yoktur. Biz buna üzülü-yoruz. Bu
lenirsiniz. Nasıl düşman sizi bu vahşi uygulamalara
yetkin insanlık temsili olmazsa ve onun gereklerini
tabi tutarak sa-vaşın dehşetine götürmek istiyorsa,
sonuna kadar kendinize egemen kılamazsanız, bin
aynen bu durumlarda kalırsınız. Bunun için savaş
kat da-ha cesur ve fedakâr da olsanız, bu savaşı
çizgisinin, savaş gerçekliğinin anlamı ve önemi
kazanmak şurada kalsın, darbe üstüne darbe
büyüktür diyorum. Bu, acı ve asla düşülmemesi
yemekten
gereken bir durumdur. Bu duruma düşmemek için
kurtulamazsınız.
Gerçekçi
olalım
derken, bir de savaşın bu yönünü kast ediyorum.
onun anlamını, biçimlenişini, tüm tarzını ve tempo-
İsterdim ki, bu savaşın on üç yılını yıl yıl, ay ay,
sunu sorunlarıyla birlikte inceleyecek ve gerekeni
hatta gün gün size anlatayım. Bunu birileri ilerde
yapacaksınız. Aksi halde bu büyük işkence çekm-
mutlaka anlatma-lıdır. Eğer bu çizdiğim çerçevede
enize, acılarınıza katlanamam. Yüreğim durur,
siyasal, askeri, hatta edebi romanlar ve hikâyeler
orada yüreğimi çalıştıramam, çünkü dayanılmaz ve
biçiminde değerlendirerek anlatı-lırsa, inanılmaz
bunun suçlusu da siz olursunuz.
bazı gerçekleri tespit edeceklerdir. Orada büyük bir
Neden imkânı göremediniz, neden tarzı
insanın insanlıktaki ısrarı, güzellikteki ısrarı ina-
yakalayamadınız? Çünkü çizginin mutlak gerekler-
nılmaz ölçüde hem heyecan verici, hem de çok tra-
ine sahip çıkamadınız. Bu vahşet bu nedenle sizi
jik olarak görülecektir. Biz bunun gerçekleşmesini
bekliyor. Dolayısıyla sorumluluğunuza da bu
size sunarak di-yebiliriz ki, bu biçimde hem büyük
anlamda sahip çıkacaksınız. Kendinize yapabile-
bir düşüncenin ideolojik, askeri ve siyasi boyutta
ceği-niz en büyük iyilik, çıkaracağınız en büyük
gelişimine, hem de duyguların bü-yüklüğüne ulaşa-
ders, sizi düşman karşısında çok vahşi bir uygula-
bilirsiniz. Çünkü artık zemin var. İstediğiniz kadar
mayla karşı karşıya bırakan bu tutum ve
yüreklenebilir, istediğiniz kadar düşünebilirsiniz.
davranışlara kesin son vermektir. Bu amansız savaş
Kişilikleriniz şimdi belki bunun önünde engeldir.
tarihini bütün yönleriyle delik deşik etmek ister-
Ama onu biraz aştığınızda göreceksiniz ki, bütün
dim. Dikkat ederseniz, bunu yapmaktan bıkmıyo-
umutlarınız ve arzu-larınızın gerçekleşmesi söz
rum. Bu konuda yüzlerce ciltlik değerlendirme
konusu olacak.
yaptım. Bu tarihi bıkıp usanmadan, hele hele
Bu yılları incelemeyişiniz büyük bir talihsizliktir.
Yaşananlar
karşısında
dönemsel olarak yıl yıl anlatmak ne anlama gelir?
darsınız.
Bu dönemlerin kritikliği neydi ve nasıl aşıldı?
Başarılanlar ve çok geniş olanaklar karşısında yok-
Adeta nefesimiz kesilmek isteniyordu. Nasıl nefes
sul ve çaresizsiniz. Bu nedenlerle bu kişiliğiniz
nefese getirildik? Bir halkın son umudu kurutul-
Komünar
14
mak isteniyordu. Bu umut birkaç yılda nasıl kur-
yenilmez bir tarz olduğunu artık görüyorsunuz.
tarıldı? Bunların hepsini bütün askeri, siyasi ve
Bunların hepsini rahatlıkla değerlendirebilirsiniz.
edebi yönleriyle anlatmak isterdim ve anla-tıyorum
Bu savaşımın siyasetle bağlan-tısının, uluslararası
da.
boyutunun ve diplomatik çevresinin üzerinde
Bu konuda bir hatanız, bir yetersizliğiniz
önemle durmalısınız.
de şudur: Sonuç çıkarmayı bilemiyorsunuz. Küçük
Açıklıkla vurgulayayım ki, uluslararası
şeylerle, basit duygu-larla çok uğraşıyorsunuz.
siyasi dengelerin ve diplomasinin gereklerini bir
Ama çok tayin edici, çok anlamlı olanları bir türlü
gün bile göz ardı etseydim, siz böyle yıllarca savaş-
esas alamıyorsunuz. Küçüklüğünüzün ve çapsı-
mak bir yana, bir gün bile savaşamazdınız. Bu
zlığınızın bir nedeni de bu oluyor. Onun için çok
konularda çok büyük bir bilinç yetersizliğiniz var.
önemli bir ders de, olup
biteni
büyük
Birincisi,
bir
uluslararası
dengeyi ve en önemlisi
duyarlılıkla anlamanızın
de
gerekliliğidir. Çünkü bir
gerçeğini nefes nefese
ulusun dirilişi, yaşama
takip ettiğimiz için bu
göz açma, var olma,
adım atıldı. İkincisi, bu
onur ve şeref kazanma
savaşın
dediğimiz ve her şeyiyle
realitesiyle
yaşamın ta kendisi olan
vardır. Hiç kimse "Şans
diplomasinin
Kürdistan
ilişkisi
bu süreci değerlendiremezseniz, bundan sonra
güldü, yardım etti ve oldu" demesin. İğne ucu kadar
başarılı bir savaşçılığı bir yana bırakın, kendi-nizi
bir imkânı değerlendirerek yıllarca onun hazırlığını
tarif bile edemezsiniz. Gücünüz varsa öncelikle
yapmak kadar, en dakik anını bile hesaplayarak ve
olup biteni bütün yönleriyle anlayın. Bu ayıp
en çok adım atılması gereken yerde adım atarak
değildir; ayıp olan an-lamamakta ısrardır. Kendi
yaklaştık. Yani burada taktik ustalık var. Kürdistan
basitliğinde, tükenmişliğinde, bireyciliğinde, her
realitesinin siyasi, askeri ve ekonomik durumunu
türlü yüzeysellikte ve hafiflikte ısrardır. Savaş
kimsenin kitapta yerini gösteremeyeceği bir incelik
içinde bunun yeri olamaz.
ve hassasiyetle değerlendirerek o adımı atıyoruz.
Parti Öncülüğü Dışında Bu Savaşı
Yürüteceğini Sanmak Gaflettir
Bu iş öyle kendiliğinden olmuyor. Ulusal, toplumsal ve siyasal gerçeklikle, hatta onun kişilik özellik-
Şimdi 15 Ağustos Atılımı'nın Kürdistan
leriyle müthiş bağlantıları vardır. Bir kişiyi bile bu
ulusal kurtuluş tarihindeki yeri ve anlamı üzerine
savaşa hazırlamak için bin dereden su getirdim. Bir
fazla değerlendirme yap-mak istemem. Bunu artık
savaşçıya yürek ver-mek, bir silahı elde etmek ve
herkes yapabilir. Bunun nasıl bir diriliş ve kurtuluş
karınlarını doyurmak için yıllardır çaba harcıyo-
adımı olduğunu, bütün bir tarihin binlerce yıldan
rum.
beri baş aşağı gidişini nasıl yükselişe doğru yönelt-
Biliyorsunuz ki, bu ülkede kendiliğinden
tiğimizi, en önemlisi de tarzımızın nasıl ölümsüz ve
yaprak bile kıpırdamaz. Düşmanın da imha etmek
Komünar
15
istediği ulusal kurtuluş adımı çok görkemli ve
yapmak, Kürdistan'ın o alaca karanlığında, hiçbir
sonuçları çok ağır olacak bir biçimde atıldı. Büyük
umut vermeyen o çatlamış topraklarda, bu toprak-
duyarlılık ve emek olmasaydı, bu atılım ger-çek-
ların ne ekersen anında kuruyacak gerçekliğinde
leştirilemezdi. Kısaca kolay başlatılmadı. Büyük
PKK'yi yeşertmek, PKK içinde bazı iradeli in-san-
bir hesap kitap işi ve büyük bir çabanın sonucu
lar ortaya çıkartmak yıllarımızı aldı. Kimse bunun
olduğunu göz önüne getirmeden bu savaşı anlaya-
hesabını yapmıyor. Fedailer çok geliyor, ama siz
maz, dolayısıyla hakkını da veremezsiniz. Şimdi
onu bana sorun. Bir tane insanın yüreğini yaratmak
silah ve mermi harcayarak savaşçılık yap-tığınızı
için neleri nasıl yaptım? Şimdi bunları idrak
sanıyorsunuz. Ben de bunlara bir görüşte, bu değer-
etmeden, 15 Ağustos Atılımı'nı, bunun öncü par-
lere nasıl ihanet ediyorlar diyorum. Çoğunuz
tisinin oluşturulmasındaki o inanılmaz çabaları,
birçok değeri düşmana kaptırıyor, ardından
ölüm kalım meselesi gibi nefes nefese, oldukça
duyarlı ve çok yaratıcılık isteyen
ideolojik, siyasal, örgütsel ve
kitlesel
ilişkileri
mazsanız.
Nasıl
anlayasavaşımın
içinde bu kadar hata yapıyor ve
savaşın bir kontrası bile olmaktan kendinizi kurtaramıyorsanız, parti öncülüğünü tüm
tarihi içeriği ve mili-tanlığının
bütün
özellikleriyle,
Haki
Karer'den başlayıp bir şehidin
anısını yerine getirmek için
sergilenen o inanılmaz çabalarıyla
"Kendimizi kurtardık ne mutlu bize" diyorsunuz.
değerlendiremezseniz, bu savaşın askeri çizgisini
Biz bu işe böyle başlamadık. Bu savaşın mantığın-
anlayamaz, dolayısıyla gereklerini yerine getire-
da böyle kaybetme yoktur. Ben her zaman ona
mezsiniz. Gerçek biraz da budur.
karşıyım ve asla öfkem dinmeyecek.
O açıdan çıkarabileceğiniz en önemli ders,
Bu savaşımda PKK adına attığınız adımlar
15 Ağustos savaşımının öncü ile bağlantısını değer-
var. Yıllarca verilen çabayla PKK'yi, ideolojisini
lendiremez ve onu ön-cüye yaraşır bir askeri
kelime kelime oluşturmak ve ilişkileri yaratmak ne
çizgide yürütmezseniz, bu savaşı yürütemeye-
anlama geliyor? 15 Ağustos Atılımı gibi bir adım
ceğinizdir. Şimdiye kadar olduğu gibi yürüttüğü-
atmayı bir yana bırakın, onun öncesinin sıra-dan bir
nüz savaşın büyük bir kısmının düşmana umut ver-
adım atmak bile nelere mal oluyordu? Ankara'da
mesinden ve sizi kontralığa kadar götüren bir tarzın
bir adım attık. Her bakımdan kuşatılmış ve insan
sahibi yapma-sından kendinizi kurtaramazsınız. O
yüreğinin asla çıkış yapamayacağı bir yerden çıkış
açıdan parti öncülüğünün doğru kavranmasını ve
Komünar
16
uygulanmasını olmazsa olmaz ka-bilinden birinci
tarihinde hiçbir komuta kişiliğinin düşünmek bile
şart olarak değerlendiriyorum ve sonuna kadar da
istemediği bir askeri tarzı biz bu yıllarda müthiş
böyle olmak zorundadır. Kim bunun dışında savaş
uyguladık. Teoriyi oldukça dikkate almakla birlik-
yürüteceğini sanıyorsa, o kişi ya bir gafildir, ya ne
te, daha çok kendi içinde günlük olarak anı anına
yaptığını bilmez bir iflah olmazdır, ya da bile bile
yenilgiye götüren tarzın önünü karşı tedbirlerle
bir sınıf düşman-lığını veya kontra tarzını bize day-
keserek, böylece sürek-liliği ve gelişmeyi sağlama
atmak istemektedir. Öncülüğü göz ardı edenin,
alan bir ordulaşma ve eylemleşmeyle genel yöneti-
niyeti ne olursa olsun, gerçeği budur.
mi, sevk ve idareyi üstlenerek bunu biz yürüttük.
Şüphesiz bu savaş kendi içinde bir askeri
Siz bunu incelemiyorsunuz. Israrla bencil
çizgiye sahiptir. Hiç kimse askeri bilimin burada
ve bireyci tarzınızı hem de sevdalanmış olarak day-
yeri ne demesin. Bunun üzerinde oldukça yoğun-
atmaktasınız. Bu yan-lıştır. Komuta kişiliklerinizi
laşma sağlanmış, bütün insanlık tarihinin savaş
adeta ezip geçiyorum. Çünkü nedenler ve kanıtlar
tecrübeleri gözden geçirilmiş, ama bununla ye-
kendinizden vazgeçtiğinizi gösteriyor. Böyle
tinilmemiştir. Kürdistan tarihi, isyanlar tarihi, hatta
zorla ayakta tutulan bir gerçeklik bütün yönleriyle
gözden geçi-rilmiş ve zora karşı zorun şart olduğu
sonucuna varılmıştır. Tabii bu yetmiyor. Karşıdaki
öyle bir zor ki, ufacık baş-kaldıran anında eziliyor.
İsyandaki zor bununla bağlantılıdır ve daha kötü bir
düşüş gerçekleşiyor. Demek ki, hem zor karakterini doğru çözeceksin, hem de bu zor karşısında imha
olmamanın en ince yasalarını bulacaksın.
komutan olmaz. En benim diyeniniz bile komuta
çizgisinde ne kadar "Ben iddialıyım ve şurayı
düşüreceğim, bura-yı halledeceğim" diyebiliyor?
Bunların en iyi yaptığı şey, kendisini benim üzerime yük diye atmaktır. Bundan daha öte-sini ortaya
koyan var mı? Yıllardır savaşın içinde kalanların
getirdikleri şey çözüm yolları ve çözüm olanakları
değil ağır sorunlardır. Hiç hak etmediğim halde
Bu halkın tarihinde nasıl oluyor da yüz
bütün sorunları biriktiriyor ve üzerime atıyorsunuz.
binlerle başlayan isyanlar birkaç ayda bitiriliyor?
Burada artık normal bir yoldaşlık, bir komutanlık
Buna karşılık nasıl oluyor da sıfırdan, eksilerden
esprisi de yoktur. Altından çıkamadığınız için
başlayan bir savaş böyle gelişim gösterebiliyor? Bu
sorunları üzerimize atıyorsunuz; ama ben bunları
öyle kendiliğinden veya sizin yürüttüğünüz
göğüslüyor ve kaçmıyorum. Yiğitlik kaçmamaktır;
savaşçılığınızla da bağlantılı değildir. Bu zor
yiğitlik sorunu arttırmamaktır; yiğitlik, sorunları
teorisinin pratikleşmesi için bütün savaş tarihlerini,
ağırlaştırıp köylü kurnazlığı ve demagojiyle sağa
bütün askeri kişilik-leri göz önüne getirmekle bir-
sola atmamaktır. Ama içinizde buna göre davranan
likte, özgün yönlerine gereken dikkati vermek,
kaç kişi var? Sorunları büyüt-mekten, altından
cesaretli ve sabırlı olmak kadar imkânları da iyi
çıkamaz durumlara girmekten, demagoji ve çok
değerlendirmek gerekiyordu. Bir dost imkânı, bir
insan ilişkisi büyük bir duyarlılıkla, sorumlulukla
ve cesaretlice değerlendirilip mutlaka doğru
karşılanmalıydı. Yani şimdiye kadar belki de savaş
keskin kurnazlıklarla sağı solu uğraştırmaktan
başka neler yapılıyor? İsterdim ki, askeri disiplin
ve siyasi olgunluk sizde de olsun. Ama siz bundan
kaçıyorsunuz.
Komünar
17
Siyasetten Kopuk Bir Savaştan Yana
Değiliz
isteyin. Olayın bu çerçevede olması gerektiğini bir
an bile unutmayın ve göz ardı etmeyin.
15 Ağustos Atılımı'nın gerçek bir komuta
Şüphesiz bu amansız savaş yıllarının çok
tarzı vardır ve siz onu yakalayacaksınız. Kendinizi
çarpıcı özellikleri ve dersleri vardır. Sosyal yaşam
gözü karaca dayatmak-la beni kandıramazsınız.
üzerindeki etkilerinden bahsetmek istemiyorum.
Düşünün:
geliyorsunuz,
Yaşamın sizi nasıl olağanüstü kıldığını, muazzam
bitiksiniz. Halen benim savaş düzenimdeki
zorluklara ve yoksulluklara rağmen en çarpıcı
düşünce uygulamalarını anlamaya çalışıyorsunuz.
sürükleyici yaşamın sahibi olduğunuzu da belirte-
Savaş
alanlarından
Kaldı ki onu da beceremiyorsunuz. Bu sizde ciddi noksanlıkların
yaşandığını,
yine
çizginin ve özellikle taktik
önderlik ifadesinin uzağında
olduğunuzu
gösterir.
Gerçekten "Taktik önderlikte
ben de varım" demek istiyorsanız, sadece ulusal kurtuluş
siyasetini ve onun askeri
çizgisini anlamakla yetinmeyin. Bu da gereklidir. Ama
bilirim. Düşünün: Sömürgecilik
Bu taşlaşmış halkı
Beyin ve yürekleri
Büyük bir akışkanlığa ve
Dünyaya bile meydan okuyacak
Bir özgürlük savaşına itiyoruz
Bundan çıkarabileceğiniz
En önemli bir ders
Özgürlük çok değerlidir
Özgür yaşam çok değerlidir
Gerekirse onun için
En zorlu bir savaşı da
Verebiliriz olmalıdır
daha çok onun bizzat Önderlik
tarafından uygulanan pratik tutumuna, yani taktik
ve emperyalizm her şeyini
sunuyor ve "Gelin, biz sizi
bedavadan
yaşatacağız"
diyor. Ama buna rağmen biz
bu savaşın inancını ve o
görkemli özgürlük düzeyini
bu orduda, bu halkta müthiş
geliştiriyoruz.
Demek
ki,
özgür yaşamı çarpıcı bir
biçimde
savaşın
amaca
ortaya
koyanlar,
sürük-leyiciliğini
bağlar
ve
tüm
engellemeleri ve dayatmaları boşa çıkarabilirler.
ifadesine ulaşmak istiyorsanız, tarzın yakıcılığını
Boşuna özgürlük savaşı demiyoruz ve bu
ve yaratıcılığını esas almaktan başka çare yoktur.
sözleri ağzımızdan boşuna çıkarmadık. Bütün
Bunun dışındaki her türlü yol, yöntem ve kişilik
utanç verici sömürgecilik statülerini, bütün gerici-
tarzı dayatması acı bir yenilgiyi getirir. Zaten
lik zincirlerini parçalayarak ve bunu yüreğinize
sayısız olarak da yenilmişsiniz. Dolayısıyla kendi-
nakşederek, özgürlüğü ilmik ilmik dokuyarak sizi
nize yapaca-ğınız en büyük iyilik, önderlik
bu savaşta sürüklüyorum. Öyle kaba anlamda sizi
ifadesinde sağlam konumu, yaratıcı konumu,
silahlandırdık, yedirdik, içirdik ve savaştırıyoruz
yenilmeyen konumu mutlaka yakalamaktır. Bunu
demiyorum. Sizi tek bir gerekçeyle savaştırıyorum;
yakalayamayan, savaşa bir adım bile atmamalıdır.
çünkü bu halkı savaşa kaldırıyorum. Büyük sosyal-
Bu kadar şehidin huzurunda, tarihin böyle
ist yurtsever Ho Chi Minh'in de dediği gibi, özgür-
anlamlı bir gününde ikiyüzlü olmaya hiç gerek
lük hayattaki en değerli nesne olduğu ve bunu
yoktur. Başarı esaslarına kendini tam verecek bir
kendi somutumuzda özgün çabalarımızla kanıtladı-
yüreğiniz, bir bilinciniz, bir örgütlü kişiliğiniz
ğımız için, bu taşlaşmış halkı, beyin ve yürekleri
varsa ve kendinizden eminseniz bizden görev
büyük bir akışkanlığa ve dünyaya bile meydan
Komünar
18
okuyacak bir özgürlük savaşına itiyoruz. Bundan
yanımızdır. Öyle çok istediğimiz için değil, çok
çıkarabileceğiniz en önemli bir ders, özgürlük çok
gerekli olduğu için savaştığımızı belirtiyorum.
değerlidir, özgür yaşam çok değerlidir, gerekirse
Siyasetten kopuk ve neredeyse vahşiliğe
onun için en zorlu bir savaşı da verebiliriz
kadar götüren bir savaştan yana değiliz. Yaşam için
olmalıdır. İşte biz bunu kanıtladık. Değerli bir
mutlaka gerekli oldu-ğundan bu savaşı kabul ettim
komutanın, bu sa-vaşı sürüklemek ve başarmak
ve sorumluluğunu buraya kadar getirdim. Bu savaş
isteyenin kişiliğinde ilk yansıtacağı şey budur. Bir
insanlık için, özgürlük için, mutlaka yaşamamız
kişi "Ben özgürlük timsaliyim, ben öz-gürlük
içindi. Başka hiçbir şey beni ne savaştırabilir, ne de
fedaisiyim, ben özgürlük tutkunuyum, her şeyimi
bugüne kadar getirebilirdi. Umarım düşman bu
onun için veriyorum" dediğinde komutan olur, halk
gerçeği artık biraz anlamıştır ve bu 14. savaş yılı
önderi olur, sürükler ve başarır.
bir sonuç, bir final yılı olur. Olmazsa ne olur?
Sonuç olarak biz istedik ki, düşmanın
Olmazsa savaş yine yürütülür. Zaten ben hücreler-
insanlık dışı kirli savaşını bize karşı sürdürmemesi
ime kadar mücadele kesilmişim. Bana göre en
için, son derece insani bir savaş tarzıyla karşılık
mukaddes şeyler bile savaşta anlamlıdır. Eskiden
verelim. Düşman bunu anlarsa çok iyi olur; eğer
kol-larımı, bacaklarımı ve beynimi savaş için
anlamazsa, her zamankinden daha iyi görmeli ki,
çalıştırırdım. Bundan sonra bütün hücrelerimi,
bu savaşı bundan sonra daha başarılı yürütebiliriz.
bütün güdülerimi savaş için ayaklandıracağım ve
Bu yakıcı dersler içinde 14. savaşım yılı belki de
bunu yapabilecek gücüm de var. Kendi sorumlu-
bütün yılların top-lamından daha değerli ve
luğumu bu kadar iyi idrak ediyorum ve yaptığım
kazanım dolu bir yıl olacaktır. Açıkça belirteyim ki,
sadece bunun basit bir uygulamasıdır. Daha fazlası
artık bundan sonra ölüm de kâr etmez. Hiçbir kayıp
bundan sonra neden yapılmasın? Bu belirttiklerim
bu savaşımın başarıyla gelişmesini önleyemez.
bir tehdit değil, makul yolu göstermek içindir.
Ayrıca halkımız da oldukça bencil ve yok-
Aldığımız büyük tedbirlerle önümüzdeki yılları da
böyle kurtaracağız.
sul bırakılmıştır. Biz bu halkı ustalıkla bu
Ben neden bu kadar rahatım? Çünkü yılları
savaşımın içine nasıl çektiysek, bundan sonra da
kurtardığımı çok iyi biliyorum. Bu durumda benim
onlara müthiş kazandıracağız. Çünkü bunun başka
ölüp ölmemem bir hiç-tir. Çok iyi biliyorum ki,
çaresi yoktur. Çok eleştirmemize rağmen, halkımı-
tarih artık tarihtir, mücadele geriye döndürülemez;
za layık olanı önlerine koyduğumuz için, bu halkın
özgürlük de özgürlüktür, hiç kimse kolay elden ala-
durdurulması artık imkânsızdır. Ben halka talepte
maz. Bu halktan herhangi bir insanımız bile sıradan
bile bulunmuyo-rum. Çünkü benim savaş ölçüler-
bir etkinlikle bu mücadeleye sahip çıksa bu savaş
ime göre halkımız her şeyi veriyor. Benim eleştiri-
yürür ve başarılı olur. Bunun için şunu belirtiyorum
lerim daha çok bizzat partimizin öncü gücüne ve
ki, artık dayattığınız bu savaş beyhudedir. Daha
onun
fazla kaybetmek iste-miyorsanız, gelin bu işin daha
Savaşçılarımızı da eleştirmiyorum; onların eksik
uygar siyasal yollarıyla hesaplaşalım ve herkese
olan yönü PKK'nin öncülük tarzını az çok uygu-
hakkını verelim. Bu da bizim savaştaki üstün bir
layamamalarıdır. Aslında cesaret ve fedakârlıkta
ordulaşmasındaki
komuta
yapısınadır.
Komünar
19
dünyada üstlerine yoktur; ama yine de noksanlık
seçin, ama onun bütün gereklerini yerine getirerek
noksanlıktır. Öncülük tarzıyla kendi savaşçılık-
yürüyün. Böyle yaparsanız, sizin için de çarpıcı
larını birleştiremezlerse boşa çıkarlar. En büyük
başarılar elde etmek işten bile değildir.
üzün-tüm budur.
Yine bütün bunları göz önüne getirerek
Komuta tarzını çok eleştirdim, çözdüm ve
belirtebiliriz ki, biz bu eleştirilerle birlikte 15
komutayı biraz belirlemeye çalışıyorum. Bizde
Ağustos Atılımı'nın bu amansız yıllarını tarihe
geçerli olacak, başarılı olacak komuta budur. Hiç
yaraşır bir biçimde karşılayarak, inkâr edilen tarihi
kimseyi
anlamıyorsanız
kendimiz için özgürlük tarihi yaparak, ta-lihsizliği
savaşçılık yapın, sempatizanlık yapın, bu daha de-
büyük talih haline getirerek ve karartılmış gele-
ğerlidir. Ama komutanlığa da soyunuyorsanız, bu
ceğimizi büyük bir aydınlığa dönüştürerek büyük
büyük bir iştir ve bunun büyüklüğünü mutlaka tem-
bir adımı attık. Aslında zafer çok uzak değildir. Bu
sil edin. Savaşı bu-raya kadar getirdik. Eğer gerek-
yolda doğru ve olgunca yürürsek o da gelecektir.
lerine en azından bu çerçevede bağlı kalınırsa, bu iş
Yeter ki bu temelde söyle-nenlere dikkat edilsin.
dört dörtlük gidecek ve başarısı da kesin olacaktır.
Partimizin bütün karargâhlarına ve her sahada
Bu temelde hem inanıyor, hem iddia ediyor, hem de
çalışanlarımıza verdiğimiz ölçülere biraz dikkat
büyük bir inatla vurguluyorum ki, talihsizlikler her
edilirse, çok iyi fark ediyorsunuz ki, onun sınırlı
zaman olabi-lir; ancak bu söze bu çerçevede bağlı
uygulanışı bile peşi sıra başarıyı getirecektir, getir-
kalanlar için, bütün savaşma imkânlarını başarıyla
miştir, nihai zaferi de getirecektir.
hiçbir
gerekçeyle
vermek kadar, onun bütün çö-züm yollarına da
Ben bu temelde 15 Ağustos Atılımı'nın
kapıyı açık bırakıyoruz. Savaşı nereden nereye
tüm şehitlerini büyük bir saygıyla anıyorum. Onun
getirdiğimiz ortadayken, siyaseti de ne derecede
bütün zorluklarına kat-lanmış halkımın da daha
uy-gulayabileceğimiz ortadadır. Siyasi savaşımın
en büyük ustası kesilmek bizim için hiç sorun
değildir. Hem de bunu herkesin menfaatine ve
yararına göre uygulayacağım.
Demek ki savaşın felsefesine, yasalarına
ve siyasetine bağlanırsanız sorun kalmaz. Sıkıntılar
hepimiz için var. Sa-vaşın kendisi bir zor olayıdır.
Zor olayıdır ki, çözümü getiriyor. Kolay varsa
tenezzül etmeyin, yanlıştır ve yanlışa gö-türür.
Zorlu yaşamı, zorlu çabayı esas alın ki, sizi bir
çözüm gücüne götürsün. Kolay neredeyse oradan
kaçın. Komutan-lık kolay değildir. Savaşın
boşluğundan yararlanmak kolaylık değildir ve
orada felaket vardır. Bu nedenle savaşta zor olanı
fazla çabayla kendisini gerçekleştirmesini, tüm zorluklara karşı verdiği destek ve dayanışma-yı bizzat
kendi savaşına daha fazla vermesi gerektiğini
önemle belirtiyorum. Değerli PKKli ve ARGKli
savaşçıların da çabalarını küçümsememekle birlikte, asıl anlamlı parti ve ordu savaşımının bundan
sonra önemle gelişmesi gerektiğini, başarıyı kesinleştirinceye kadar iddia, inat ve temponun gereklerini yerine getirmelerini önemle vurguluyorum.
Hepi-nize bu temelde üstün başarılar diliyor, yine
halkımıza ve tüm dostlarımıza sevgi ve selamlarımı
sunuyorum.
15 Ağustos 1997
Reber APO
Komünar
20
1 5 A Ğ U S TO S AT L IL IM I U LU S A L D İ Rİ L İŞ D E V R İ Mİ N İ
B A ŞA R A N B İR ATI L IM D IR .
PKK Meclis Üyesi Duran KALKAN
Arkadaşla Kürt Tarihi Açısından Bir Milad Olan
15 Ağustos Eylemiyle
Mücadelesi
Üzerine
Geliştirilen
yaptığımız
Gerilla
Röportajı
Yayınlıyoruz.
15 Ağustos Atılımı'nın Kararı Nasıl
Ortaya Çıktı? Hangi Nedenlere Dayanıyordu?
Şanlı 15 Ağustos atılımı dar anlamda ya da
somut olarak, 12 Eylül 1980'de Türk ordusunun
gerçekleştirdiği askeri darbeye bir cevaptır. 12
Eylül faşist askeri darbesinin her ne biçimde olursa
olsun Kürtçe konuşmayı bile yasaklayacak kadar,
halkını tarihten silme kararı ve bu temelde
geliştirdiği saldırılara karşı, halkın var olma ve
özgürce yaşama arayış ve tutkusunun gerçekleştirdiği bir direniş olmaktadır. 12 Eylül darbesi
gerçekten de, Kürdistan'ı köy köy, alan alan deyim
yerindeyse, yeniden askeri işgal altına almaya
çalışan bir darbeydi. Yüz binlerce insanı tutukladı.
Tarihin az tanık olduğu düzeyde bir işkence uygulamasını, başta Diyarbakır zindanı olmak üzere,
Kürdistan'daki zindanlarda geliştirdi. Sorgusuz
sualsiz yüzlerce insanı katletti. Elbette ki böyle bir
saldırıya karşı, halkın ve onun özgürlük arayan
güçlerinin direneceği bekleniyordu. Daha önce 12
Mart darbesine karşı, Türkiye gençliğinin belli bir
başkaldırısı yaşanmıştı. Aradan geçen on yıl içinde,
devrimci sol hareketin daha çok güçlendiği, özellikle de Kürdistan'da, özgürlük hareketinin PKK
biçiminde partileşme düzeyinde ortaya çıktığı
biliniyordu. Dolayısıyla 12 Eylül darbesine karşı,
özellikle de Türkiye'de halkın isyan edeceği genel
kanaat düzeyindeydi. Bu direniş ilk olarak, büyük
zindan direnişçiliği biçiminde ortaya çıktı.
PKK'nin izlediği taktik gereği, güçleri yurt dışına
çekildiler ve başarılı bir silahlı direniş geliştirebilmek için, gerekli ideolojik, askeri siyasi eğitimlerini yapmaya yöneldiler. Bunun sonucunda darbeciler bütün saldırılarını, tutsak ettikleri PKK
kadrolarına yönelttiler. Buna karşı, Mazlum'ların,
Kemal'lerin, Ferhat'ların müthiş direnişleri gelişti.
Zindan direnişçiliği, 12 Eylül rejimini bütün
dayanaklarıyla birlikte, ideolojik yenilgiye uğrattı.
Halkına özgür ve onurlu insan yaşamının yolunu
gösteren ve bunun mümkün olduğunu kanıtlayan
bir direniş oldu. Bunun ardından zindanda gelişen
direnişin de etkisiyle, halkının özgürlük isyanının
daha güçlü gelişeceği bekleniyordu. Bunu önleyebilmek için 12 Eylül rejimi, geliştirdiği baskı ve
Komünar
21
işkenceye bir de kendini çeşitli biçimlerde gizleme,
etkenler birleşerek, 15 Ağustos atılımına yol açtı.
üzerine sivil maske geçirmeye yönelik adımlar
Elbette 15 Ağustos atılımının gerçekleşme nedeni,
atmaya çalıştı. Anayasa oluşturuldu, sözde partiler
yalnız başına 12 Eylül 1980 faşist askeri darbesi
kuruldu, seçimler yapıldı. Sözde seçimlerle gelen
değildir. O somutta var olan nedendi. Onun
bir hükümet kuruldu. Böylece normal sivil yaşama
dayandığı 12 Eylül darbesini ortaya çıkaran bütün
geçildi gibi bir izlenimi içte Türkiye kamuoyuna,
nedenler, aslında 15 Ağustos atılımının neden-
dışta uluslararası kamuoyuna vermeye çalıştı. Bu
leridir. Çok iyi biliniyor ki, 12 Eylül darbesi
bakımdan 12 Eylül işkencesi ve katliamı üzerinde
Türkiye Cumhuriyeti'nin, Kürdistan üzerindeki
gerçekleşen sivil görüntüyle herkesi aldatmak iste-
inkâr ve imha sistemini hayata geçirmek için gün-
di. Çırılçıplak bir askeri zor rejimi olarak kendini
deme gelmiştir. Buna karşı gelişen özgürlük
örgütleyen sistem, sivil maskeyle herkesi kandıra-
direnişini boğmak için, Kürdistan üzerindeki inkâr
bilmeyi umut ediyordu.
Bunun boşa çıkarılması gerekliydi. Bu
maskenin düşürülmesi
ve esas olarak da zor,
işkence
rejimini
gizleyecek bir hale
gelmesine izin ver-
ve imha sistemi, kendi-
12 Eylül zulmünün kazanmasına
İzin vermemek gerekiyordu
Tarihi tekerrür ettirmemek gerekiyordu
Bu konuda Önder APO'nun çok derin
Öngörülü bir bakışı ve müthiş mücadeleci
İntikamcı duruşu söz konusuydu
Bu bütün PKK kadro ve savaşçılarını
Aydınlatıyordu
memek lazımdı. Eğer
ni 12 Eylül faşist
askeri darbesi biçiminde örgütlemiştir.
Zulüm düzeni böyle
ortaya
çıkmıştır.
Kürdistan üzerindeki
inkâr ve imha sisteminin
de,
sadece
öyle bir şey olsaydı, bu, halkların tarihsel bir kaybı
Türkiye'ye ait olmadığı, kapitalist devletçi toplum
olacaktı. Zulüm, tarihsel süreç içinde bir kere daha
sisteminin, Kürdistan'da yarattığı bir sistem olduğu
kazanmış olacaktı. 12 Eylül zulmünün kazanması-
biliniyor. I. Dünya Savaşı ardından kapitalist
na izin vermemek gerekiyordu. Tarihi tekerrür
devletçi sistemin, Ortadoğu'yu paylaşması ve
ettirmemek gerekiyordu. Bu konuda Önder
dünya hegemonyasını kurarken geliştirdiği siyaset,
APO'nun çok derin, öngörülü bir bakışı ve müthiş
Kürdistan'ı bölmek, parçalamak ve toplumunu
mücadeleci, intikamcı duruşu söz konusuydu. Bu
inkâr ve imha sürecine alarak, tarihten silmek
bütün PKK kadro ve savaşçılarını aydınlatıyordu.
olmuştur. Bu bakımdan 12 Eylül rejimini ortaya
Böyle bir hileli gelişme sağlama yanında, 12 Eylül
çıkartan inkâr ve imhacı Türk Devlet sistemi, esas
rejimi PKK'li tutsaklara idam cezası vermişti. Peş
olarak kapitalist devletçi toplum sisteminin yarat-
peşe gelişebilecek idamlar, ihtimal dâhiline gir-
tığı bir yapı olmaktadır. Kapitalist devletçi sistemin
mişti. Bunların önlenmesi gerekiyordu. Uzun süre
doğurduğu bir çocuk konumundadır. O bakımdan
halk katliamdan geçirilmiş, ezilmiş, işkence altında
da 15 Ağustos atılımını esas olarak, 12 Eylül faşist
adeta inletilmişti. Bunun hesabının sorulması
askeri rejimine karşı gelişirken, onun dayandığı
gerekiyordu. Bütün bunlar, kendini tarihi 15
inkâr ve imha sistemine karşı geliştiği, yine bu sis-
Ağustos 1984 atılımında somutlaştırdı. Bütün bu
temin dayandığı, kapitalist devletçi toplum sistem-
Komünar
22
ine karşı geliştiği bir gerçektir. Kapitalist devletçi
doğuş, partisel doğuş kararı verilmiştir. 15 Ağustos
sistemin de, tarih içinde ortaya çıkan devletçi
atılım kararına gelene kadar, verilmiş bir dizi tarih-
toplum sisteminin 16-17 yy da gelişen bir düzeyi
sel karar vardır. '73 baharında Önder APO'nun
olduğu, tarihsel olarak hiyerarşik devletçi sisteme
verdiği gruplaşma kararı vardır. Özgür ve örgütlü
dayandığı, sınıflı cinsiyetçi toplum yapısı üzerinde
yaşama kararıdır bu. Toplumuna biçilen inkâr ve
yükseldiği bilinen bir gerçektir. Bu bakımdan da 15
imhayı ret etme kararıdır. Ardından direnme ve par-
Ağustos atılımının, sınıflı toplum sistemine onu
tileşme kararı dediğimiz, 18 Mayıs '77 kararı
ifade eden hiyerarşik devletçi toplum sistemine
vardır. Bu da '73 baharındaki kararın, örgüte ve
karşıt olduğu, bu sistemin insan ve toplumlar
eyleme dönüştürülme kararıdır. Bu temelde
üzerinde geliştirdiği her türlü köleleştirme, sömürü,
1970'lerin sonuna doğru başta Hilvan-Siverek
özünden insanlığı tüketme durumlarına karşı, özgür
direnişi olmak üzere, ajanlaşmış yapı, kurum ve
birey ve toplum gerçeğini savunma ve geliştirme
kişilere karşı, kuzey Kürdistan'ın kent ve kasa-
amacını güttüğü açık bir gerçektir. Demek ki 15
balarında, silahlı direniş bireysel düzeyde gelişme
Ağustos atılımının nedenleri tarihseldir, toplum-
göstermiştir. PKK'nin ilk oluşum taktiği böyle
saldır, siyasaldır, ulusaldır, kültüreldir. Bütün bu
hayat bulmuştur. Bu direnme mücadelesi, PKK'nin
alanlarda dünya ve bölge gericiliğinin birleşerek,
yapılanmasına yol açmıştır. Partileşmeyi ortaya
Kürt halkını tarihten silmek isteyen politikalarına
çıkartmıştır. Bir kere partileşme kararının gerçek-
karşı, bunu gerçekleştirmek üzere geliştirdikleri
leşmesi, 27 Kasım 1978'de, Lice'nin Fis köyünde,
inkâr ve imha sistemine karşı, Kürt halkının var
PKK'lileşmek için verilen karar, 15 Ağustos
olma ve özgür yaşama, amaç ve tutkusunun ortaya
kararının verilmesinde yine bir kilometre taşını
çıkardığı bir direniş olmaktadır. Dar anlamda ise,
ifade etmektedir. Yurt dışına çıkış kararı bunu takip
12 Eylül faşist askeri rejimine karşı, bu rejimin zin-
karardır. Büyük zindan direnişi kararı yine, 15
danda geliştirdiği katliamlara, yeni idam tehditler-
Ağustos atılımının kararını yaratmanın temel bir
ine, halk üzerinde uyguladığı işkenceye, yüzünü
adımı olmaktadır. Nitekim bütün bunlar temelinde,
maskelemek için geliştirdiği oyunlara karşı gelişen,
yurt dışında yürütülen eğitim ve hazırlık çalış-
bunların hepsini bozmak ve boşa çıkarmak amacını
maları ardından, 1982 Ağustos'unda gerçekleşen,
güden bir direniş olmaktadır. Bu bakımdan 15
PKK II. Kongresi'nin ülkeye geri dönüş ve direnişi
Ağustos atılımının kararını, 15 Ağustos atılım
geliştirme kararı doğrultusunda, ülkeye geri dönüş
gerçeğini bir kere PKK gerçeğinden, yine önder
yaşanmıştır. Bu karar da, 15 Ağustos atılımının
APO'nun yarattığı Önderliksel doğuş ve gelişim
ortaya çıkmasında, temel bir adımı ifade etmekte-
gerçeğinden ayırmak mümkün değildir. 15 Ağustos
dir. Peş peşe dizilerek gelişen bütün bu kararlar,
atılım kararına nasıl ulaşıldı sorusuna, bu genel
direnme hareketini ortaya çıkaran bu kararlılık
bakış çerçevesinde cevap vermek zorunludur.
düzeyi, giderek kendisini direnişi başlatacak güçlü
Bir kere Kürt halkını tarihten silmek
bir eylem kararlılığında birleştirecekti. Bu karar-
isteyen ve bunun için her türlü zorbalığı kullanan
lılık, 15 Ağustos atılımı oldu. Somut olarak bütün
inkâr ve imha sistemine karşı, bir Önderliksel
bu karar süreçleri ardından, 1983 yılında geliştir-
Komünar
23
ilen pratik hazırlıklar temelinde, 1984 yılında
Önderliğin
karar
düzeyini
pratikleştirmenin
yapılan planlamaların sonucu olarak ortaya çık-
kararını verme anlamında önemlidir. Ardından
mıştır. Şubat 1984'te, PKK Merkez Komitesi'nin
Temmuz ortasına doğru, Şikefta Birindara'da,
süreci değerlendiren, daha çok gelişmeleri önlemek
pratik faaliyeti yürüten kadroların katılımıyla parti
ve tersine çevirmek amacını güden provakatif-tas-
yönetimimizin verdiği direnişi geliştirme ve
fiyeci saldırıları çözümleyerek, buna karşı par-
HRK'yi kurma kararının, ne tür bir eylemlilikle
tileşme
ve direnme esaslarını belirleyen ve bu
gerçekleşebileceğine karar verildi. İşte Eruh,
temelde de, örgüte sahip çıkma, örgüt çizgisini
Şemdinli ve Çatak alanlarında, 15 Ağustos 1984'te
uygulama ve halkı mücadeleye çekme gereğini
bir dizi pratiği içeren, bir eylemsel durumun
ortaya çıkartan bir toplantısı olmuştur.
geliştirilmesi kararı, bu toplantıda ortaya çıktı.
Şubat 84 toplantısının, 15 Ağustos eylem-
Önderlik perspektiflerini bir de parti yönetiminin
lerini planlamada temel bir parti kararlılığını yarat-
kararlarını değerlendiren bu toplantı, bu üç alanda
tığı söylenebilir. Direnişi geliştirme kararını parti
aynı zamanda, yine HRK'yi de ilan eden baskın
yönetimimiz verdikten sonra, bunu uygulamak
eylemlerini yapmayı planlayıp kararlaştırdı.
üzere pratik çalışmaları yürüten kadrolar kendileri-
Düzenlemelerini yaptı, görevlendirmelerde bulun-
ni planlayıp örgütlemişlerdir.
İlk adım olarak 84 baharında,
Çukurca ve Uludere'de bazı
eylemleri geliştirmeyi planlamışlarsa da, bu eylemler
çok fazla siyasi değer
ifade
etmemişlerdir.
15 Ağustos atılımı temelinde
Geçen 23 yıllık süreç
Halk tarihinin en onurlu
Başı dik, örgütlü, özgür yaşamda
Sonuna kadar ısrarlı, mücadeleci
Halkını özgürlük mücadelesinde
İlerleten bir dönem oluşturmuştur
Bunun ardından gerçekten
du. Zamanını, 15 Ağustos
olarak belirledi. İşbölümü
yaptı ve herkes işbölümü
temelinde bu kararı hayata
geçirmek
için
pratiğe
yöneldi. Kararın üçte ikisi
gerçekleşti, üçte biri yapılmamıştır. Çatak eylemi
de, sürece cevap verecek bir eylemsel direnişi
olmadı, onun dışında 15 Ağustos 1984 günü, Eruh
geliştirme gereğinin kendisini daha çok dayattığı
ve Şemdinli eylemleri büyük ölçüde planlandığı
bir ortamda, Önder APO'nun örgütsel sistemi
gibi ve başarıyla gerçekleşerek, halk tarihinde yeni
geliştirme yönünde, kapsamlı değerlendirmeleri
bir süreci, direnme sürecini, direnerek var olma ve
ortaya çıkmıştır. Pratiği yürüten yönetim dar bir
özgür yaşama sürecini başlatmıştır. PKK'yle
toplantıyla (Temmuz başında, Lolan'da) bu Önder-
başlayan inkâr ve imhaya karşı var olma ve özgür
lik perspektiflerini değerlendirerek, silahlı direniş
yaşama sürecini ifade eden miladın en belirgin tar-
örgütü olarak Hezen Rizgariya Kürdistan'ın (
ihi, böyle bir miladı ete kemiğe büründürerek
HRK) kurulmasına ve bu temelde silahlı propagan-
zafere götürmenin başlangıcını oluşturmuştur. Bu
da
silahlı
biçimde 15 Ağustos atılımı temelinde, geçen 23 yıllık
direnişin geliştirilmesine, parti örgütlenmesinin
süreç, halk tarihinin en onurlu, başı dik, örgütlü, özgür
böyle bir direniş örgütlenmesine dayalı olarak
yaşamda sonuna kadar ısrarlı, mücadeleci halkını özgür-
gerçekleştirilmesine karar verdi. Bu toplantı,
lük mücadelesinde ilerleten bir dönemi oluşturmuştur.
birliklerinin
örgütlendirilmesine,
Komünar
24
15 Ağustos Atılımı, O Günkü Kürdistan,
gelişmiş demokrasi gerçeğini ifade ediyordu.
Bölge ve Dünya Koşullarında Nasıl Bir Anlam
Kapitalizme ve onun geliştirdiği faşist askeri rejim-
İfade Ediyordu?
lere karşı, devrimci demokratik bir siyasal duruşun,
Her şeyden önce 15 Ağustos atılımı, 12
en iddialı ve iradeli atılımı olmuştur. Dünya gericil-
Eylül askeri darbesiyle bölgeye müdahale etmek ve
iğine karşı, Kürdistan'da ilerici insanlığın güçlü bir
Ortadoğu'da yer tutmak isteyen, ABD yönelimine
çıkış yapmasının adı oluyordu.
karşı direnişçi bir duruşu ifade ediyor. O zamanki
Bölgesel açıdan 15 Ağustos atılımı daha
koşullarda, Sovyet ve ABD blokları arasında
büyük değer ifade eder. Özellikle I. Dünya Savaşı
kıyasıya bir mücadele vardı ve bu mücadelenin en
içinde ve sonrasında bölünüp-parçalanmış olan
önemli sahalarından biri Ortadoğu'ydu. Dünya
milliyetçi despotik devletlerin tahakkümü altına
genelinde süren bu mücadelede ABD, Sovyet'lerin
alınan ve sürekli bir çatışma içinde tutulan,
etkisini daraltabilmek için gerektiğinde askeri dar-
Ortadoğu toplumlarını bu baskıcı sistemlerden kur-
beler yaptırıyor, kendi
tararak,
kontrolü altındaki alanları
demokratik
askeri yönetimlerle idare
birlikte yaşayacakları bir
etmeyi
hedefliyordu.
ortama çekmeyi hede-
Sıkıştığı, zorlandığı, etk-
fliyordu. Gerçekten de I.
isini kaybetme tehlikesi
Dünya Savaşı ardından,
taşıdığı yerlerde, bu tür
Ortadoğu
darbeleri
edilmiş;
gündeme
özgür
ve
çerçevede
paramparça
en
baskıcı,
getiriyordu. Nitekim 12
despotik,
Eylül 1980'de, Türkiye'de
rejimlerinin egemenliği
generallerin
altına alınmıştı. Bu kadar
gerçek-
leştirdiği
darbe
ABD'nin
bu
diktatörlük
de,
parçalanma ve despotik
poli-
sistemleri geliştirme yet-
tikalarının bir sonucuydu. Tamamen ABD'nin,
miyormuş gibi sürekli çatışan, savaşan böylece de
Ortadoğu'ya yönelimine ve Ortadoğu üzerinde
halkların kırımını getiren bir durum yaşanıyordu.
Sovyetler'le yürüttüğü mücadeleye bağlıydı.
En son İran-Irak savaşı biçiminde gelişen bu çatış-
Bölgeyi denetim altında tutmayı, bölgedeki
malı ortam, bölge halklarını ciddi biçimde zorluy-
statükocu, despotik sistemi korumayı ifade ediyor-
ordu. Türkiye askeri rejime dayanarak bölge halk-
du. Bu bakımdan Ortadoğu gericiliğinin dış
larını, onların özgürlük ve demokrasi arayışlarını,
dayanakları, her ne pahasına olursa olsun ayakta
ciddi biçimde tehdit ediyordu. Bir yandan
tutmak isteyen bir konumdaydı. Bunu hedefleyen
Ortadoğu gericiliğini ayakta tutmak için her türlü
15 Ağustos atılımı, tabi dünya ölçüsünde baskıcı,
ilerici, demokrat gelişmeyi tehdit ederken, diğer
sömürücü, kapitalist devletçi egemenliğe karşı
yandan bu gerici çatışma ortamında kendisini
halkların özgürlüğünü, demokratik birliğini, ilerici,
ekonomik alanda güçlendirmek için her türlü
Komünar
25
pazarlığı yapabiliyordu. Bu bakımdan 15 Ağustos
asimilasyonlarla yok edilerek, soykırımdan geçir-
atılımı Ortadoğu gericiliğini ayakta tutan, 12 Eylül
iliyordu. Tam bir inkâr ve imha süreci işliyordu.
faşist askeri rejimini hedefleyen bir atılım olması
İnkârcılık o kadar ileri götürülmüştü ki, artık insan-
itibariyle, bölge halklarının özgür, demokratik
lar kendi kimliğinden utanır-kaçar, kimliğini unut-
gelişmeleri ve kardeşçe yaşamalarını öngören, tem-
maya çalışır, başkaları olduğu oranda insan ola-
sil eden bir çıkış oluyordu. Yine bitmez-tükenmez
cağını sanır, böylece kendi gerçeğinden kaçarak
savaşlar
kendi
başkalaşmaya çalışır bir çabanın içine çekilmişti.
kazançlarını, despotik yönetim çevrelerinin, feodal
Başta gençler olmak üzere, topluma hâkim kılınan
aşiretçi egemenliklerin bu halk karşıtı duruş ve
anlayış, ruh hali ve tutum buydu. Böylece aslında
yaşamlarına karşı halkları koruyan, onların özgür-
inkâr ve imha sistemi büyük ölçüde amacına
lük, demokrasi ve birlik yolunu gösteren bir çıkışı
ulaştığını, toplumunu tarihe gömdüğünü ve üzeri-
ifade ediyordu. Ortadoğu için aslında yeni bir tarih-
ni betonladığını hesap ediyordu. Böylece 20 yy gibi
sel çıkıştı. I. Dünya Savaşı ardından, bölgedeki
en çok aydınlanmanın olduğu bir dönemde ve
despotik gericiliğin en çok beslendiği yer haline
sosyalizmin gözü önünde, halk soykırımdan geçir-
getirilmiş olan parçalanmış Kürdistan'da, özgürlük
iliyordu. İşte bu gerçekliğe karşı gelişen bir
ve demokrasi bayrağını yükselterek gericiliğe en
atılımdı 15 Ağustos atılımı. Kürdistan'ın bölün-
ağır darbeyi vurma anlamına geliyordu. Kürdistan'ı
müşlüğüne karşı gelişen bir atılımdır. Kürdistan'ın
gericiliğin beslendiği bir alan olmaktan çıkararak,
sömürgeci egemenlik altına alınmasına karşı, atılan
özgürlüğün ve demokrasinin beslendiği, bir kale
bir atılımdır. Kürdistan'ı inkâr etmeye karşı bir
haline getirmeyi ifade ediyordu.
atılımdır. Kürdistan'ın üzerinde katliam ve asimi-
içinde
halkları
kırdırarak,
Kürdistan açısından bakıldığında ise; o
lasyon uygulayarak, onu imha etmek isteyen sis-
dönemin Kürdistan gerçeğinin iyi bilinmesi
teme karşı bir atılımdır. Kürdistan'daki her türlü
gerekiyor. I. Dünya Savaşı ardından bölünmüş,
katliam, baskı, yok etme, işkence uygulamalarına
parçalanmış bir Kürdistan vardı. Her parça
karşı bir atılımdır. Kürt Halkına neredeyse benim-
üzerinde sırtını kapitalist devletçi sisteme dayamış,
setilen asimilasyon ve erimeye karşı bir atılımdır.
despotik bir devlet yapısının, sömürgeci egemenlik
Böylece insanın kendi kimliği temelinde, özgür
kurma çabası söz konusuydu. Bu egemenlikler
birey olarak yeniden doğduğu, yaşam gücü ve
Kürdistan gerçeğini inkâr ediyor, toplumunu tari-
iradesi kazandığı böyle bir bireysel gelişme
hten silmek istiyordu. Bunun için askeri baskıyı,
temelinde, özgür toplumun doğduğu halkın ve
zoru, katliamı, işkenceyi bir yöntem olarak kul-
bireylerin kendi kimlikleriyle özgürce yaşamayı en
lanıyor; ekonomik baskıyı, sosyal-kültürel yöne-
kutsal değer olarak bildiği ve bu temelde, yeni
limleri, ideolojik bağımlılıkları, asimilasyonu
insan ve özgür
gerçekleştirmek istediği soykırımın yöntemleri
örgütlülüğü ve Kürdistan'ın özgürlüğü temelinde
olarak, planlı bir biçimde hayata geçirme çabasın-
sağlamayı, bunu Kürdistan'ın birliği, bölge halk-
dan geri durmuyordu. Böylece başta kuzey
larının demokratik birleşmesine dayalı olarak
Kürdistan olmak üzere,
geliştirmeyi hedeflediği bir gerçekliği ifade eder.
toplum katliamlarla ve
toplum yaratmayı,
halkın
Komünar
26
Kürt halkı ve Kürdistan açısından anlamı tarih-
Sahip olduğu jeopolitik konum gereği
seldir. Sözle ifade edilecek düzeyden ötededir. 15
Türkiye gerçekten de devletçi toplum sistemi
Ağustos atılımı halkın her türlü gericiliğe, köleliğe,
içinde en despotik, baskıcı rejimlerin ortaya çıktığı
asimilasyona, inkâra kendinden kaçışa kurşun sık-
bir alan olmuştur. Başta İstanbul olmak üzere bu
tığı bir atılımdır. Bütün bunları öldürerek ruhsal,
despotizmi uygulayan birçok merkez tarih içinde
düşünsel ve davranışsal olarak özgür birey ve
oluşmuştur. Bu durum bir de askeri toplum
toplumun doğuşunu ortaya çıkartan, insanın kendi-
düzeninde örgütlenen gerçeğiyle birleşince, bu
ni anlayan, toplumunu çözümleyen, geleceği gören
topraklar üzerindeki Türk yönetimi gerçekten de
ve özgürce yürüme iradesini gösteren ve bunun
tarihin en despotik, sömürücü katliamcı bir sistem-
yaşamına karar veren bir gelişme düzeyini ifade
ini ortaya çıkarmıştır. Osmanlı düzeninin ne kadar
eder. Bu bakımdan bir diriliş adımıdır. Özgürlükçü
katliamcı olduğunu, kendi içinde bile şiddetli bir
diriliş, ulusal diriliş adımını ifade ediyor. Nitekim
işkence ve katliam sistemiyle kendini devam ettire-
her türlü özgürlük bilinci, iradesi, iddiası,
bildiği bilinen bir gerçektir. İşkence, idam, sürgün,
örgütlülüğü ve yaşamı 15 Ağustos atılımının
katliam, sömürü bu topraklar üzerinde oluşan
geliştirdiği mücadele temelinde olmuştur. PKK'nin
devlet sistemlerinin en çok başvurduğu yöntem-
ve Önder APO'nun çıkışıyla birlikte Kürdistan'da
lerdir. Tarih bu temelde yaşanmış bir insanlık
başlayan tarihi değiştirme adımı, tarihsel milat
katliamına tanıktır. Adeta bu bir toplumsal düzeyde
adımı 15 Ağustos atılımıyla ete kemiğe bürünmüş
içselleşme de ortaya çıkarmıştır. Öyle ki, ordu-mil-
ve yok edilemez zaferi kazanmıştır. Bu bakımdan
let kavramında kendisini ifade eden bir realite
da 15 Ağustos yeniden özgür doğuşun adıdır.
vardır. Adeta despotizm, baskıcılık toplum tarafın-
Ulusal dirilişin adıdır,
kimliğin özgürce ifade
dan da kabul edilir, kanıksanır bir noktaya çek-
edilmesinin adımıdır. Kürt halkının örgütlülük
ilmiştir. Bu en katı bir tarihsel gelenek olarak da
adımıdır. Özgürlük bilinciyle dolu ve özgür yaşam
ortaya çıkmıştır. İşte böyle baskıcı bir sisteme karşı
tutkulu bir halk olarak yeniden doğmanın, yaratıl-
gelişen 15 Ağustos atılımı gerçekten de bu baskı
manın adıdır 15 Ağustos. Dolayısıyla Kürdistan'ın,
düzenin parçalanması, kırılması baskı sisteminin
toplumunun böyle değişikliği yaşaması demek, tabi
tartışılarak aşılması için gerekli bir sorgulamanın
Kürdistan'ın bölgesel ve uluslararası düzeyde geri-
ortaya çıkartılmasında önemli bir gelişmeyi ifade
ciliğe hizmet eden bir alan olmaktan çıkarılarak
eder. En somutundan kendisini idamlar üzerinden
yurtsever, devrimci demokrat gelişmeye, özgür-
devletleştirmiş olan Türk devlet sisemi, 15 Ağustos
lükçü gelişmeye hizmet eden, onun kalesi olan bir
atılımı ardından idamları fiilen durdurmuştur. Bu
alan haline getirilmesini içerir. Bu da bölgesel ve
atılımın 18'ci yıl dönümünde de idam resmen
uluslararası düzeyde nasıl büyük bir anlam
kaldırılmıştır. Bu bile başlı başına önemli bir duru-
taşıdığını gösterir.
mu ifade ediyor. Yine AB'ne giriş kapsamında
Türkiye'deki Baskıcı, Darbeci Geleneğe
dense de, en çok 15 Ağustos atılımı temelinde
Karşı, 15 Ağustos Hamlesi Nasıl Bir Cevap
gelişen
Niteliğindedir?
Türkiye'de insan hakları, yine baskı ve işkenceye
özgürlük
mücadelesinin
etkisiyle
Komünar
27
karşı tutum gelişmiştir. Bu anlamda insan hakları
derin devlet olarak, gizli devlet olarak ordunun
koruma çerçevesinde baskıyı, zulmü biraz sınır-
örgütlenmesi sistemin bu örgütlenme üzerinde
landıran bir yasal düzey ve pratik süreç yaşanır
şekillenmesi gibi bir sonucu vermiştir. Bu bakım-
olmuştur. 15 Ağustos atılımının Türkiye'deki
dan da her gelişme adımında darbeler yaparak ken-
despotizmin yıkılmasında, baskı ve işkencenin
dini yönetimde etkin kılmak adeta Türk ordusunun
önlenmesinde, idamların kaldırılmasındaki belirgin
bir geleneği haline gelmiştir. Bu darbeci geleneğe
etkisini hiç kimse inkâr edemez. Benzer biçimde
de öldürücü darbeyi yine 15 Ağustos atılımı vur-
darbecilik de Türkiye için bir gelenektir. Zaten
muştur. Dikkat edilirse 15 Ağustos atılımından
devletçi sistemin tarihinde her zaman var olan bir
sonra en azından gözle görülür biçimde askeri
yöntemdir darbecilik. Darbe, iktidar kavgasının
darbe olmamıştır. Askeri darbelere son veren bir
vazgeçilmez yöntemi olmuştur. Bizans oyunları adı
süreci başlatmıştır 15 Ağustos atılımı. Gerçi post-
altında İstanbul yönetim tarihinde ünlenmiştir.
modern darbeler adı altında 12 Eylül sisteminin
Diğer yandan Türklerin asker-millet olma gerçeği
kendine verdiği avantajlara dayanarak siyasi yöne-
de dile getirilirse ordunun devlet yönetimindeki
tim üzerindeki egemenliğini ordu sürdürmektedir.
egemenliği tarihsel olarak her zaman vardır.
Ama bunu en azından daha önceki süreçlerde
Osmanlı sistemi de padişahın yeniçeri ordusunu
olduğu gibi açık askeri darbelere, yönetimi tümden
örgütlemesi ve padişah artı yeniçeriler bir sistemin
ordunun ele geçirdiği durumlara ulaştırma önlen-
var olması demektir. Cumhuriyeti askeriyenin,
miştir. Ordunun yönetimdeki etkinliği ve bunun
ordunun kurduğu, kurucusu ve sahibi olarak ken-
despotik niteliği 15 Ağustos atılımı temelinde
disini gördüğü bilinen bir gerçektir. Süreç içinde
mücadelenin ortaya çıkardığı en önemli aydınlatıcı
cumhuriyetin demokratikleşmesi bu anlamda
sonuçlardan biri olmuştur. Askerin o yerim,
ordunun devlet içindeki yerinin biraz sınırlandırıl-
yutarım biçimindeki kabadayılığını kırarak aslında
ması biçiminde bir gelişme yaşanmamış tam ter-
toplumu uyaran, dolayısıyla askeri despotizm
sine ekonomik sosyal gelişmeye paralel olarak
karşısında Türkiye ortamını kısmen aydınlatan bir
ordu, devlet yönetimindeki etkinliğini dönem
düzeyi 15 Ağustos atılımı ortaya çıkarmıştır. Bütün
dönem daha fazla artırma gereği duymuş, bunu
bunlar askeri despotizm ve darbeciliğin 15 Ağustos
gerçekleştirilebilmek için de askeri darbelere
atılımının ordu hâkimiyetine vurduğu darbe ve onu
başvurmuştur. Zaten 1950'lere kadar askeri yöne-
teşhir etmesi sonucunda önemli ölçüde daraltılarak
tim hâkimdir. On yıllık bir DP yönetiminden ardın-
aşılma noktasına getirildiği rahatlıkla ifade
dan 27 Mayıs 1960 darbesiyle ordunun yönetimde-
edilebilir.
ki etkinliği daha da artırılmıştır. 12 Mart '71 darbe-
15
Ağustos
Atılımı'nın
Kürdistan
si bunu daha da ilerlettiği gibi, 12 Eylül 1980 askeri
Toplumu ve Bireyi Üzerindeki Etkisi Nasıl
darbesi ardından TC devletinin askeri çekirdek
Olmuştur?
etrafında
yeniden
örgütlendirilmesi
gerçek-
15 Ağustos atılımı Kürdistan'da ulusal
leşmiştir. 12 Eylül darbesi bir sistem yaratmıştır.
diriliş devrimini başlatan ve gerçekleştiren bir
Bu o zamana kadar var olan askeri etkinliği bir
atılımdır. Bu bakımdan yeni bir birey ve toplum
Komünar
28
yaratılmasını sağlatan bir gerçekliği ifade ediyor.
mıştır. İnsanının ve toplumunun o atomlarına kadar
15 Ağustos atılımı temelinde kendinden kaçan,
parçalanmış düzene köle olan, son derece bireyci
kimliğini inkâr eden kişiliğinden utanan başkalaş-
aileci çıkarlar içerisinde bölünüp tüketilen yapısı
mak için adeta yarışan, silik, iradesiz, köle, bilinç-
köklü bir değişime uğratılmıştır. Bireyin ve
siz insan gerçeği yok edilerek kimliğiyle yaşamayı
toplumun değer yargıları, beğeni ölçüleri, ret-kabul
en büyük onur sayan, özgürlük bilinci, ruhu edinen,
ölçüleri kökünden değişmiştir. Aşiretçi feodal sis-
irade kazanan özgür yaşamı her şeyin üzerinde
temin ve sömürgeci sistemin bireye ve topluma
tutan ve bunun için her türlü bedeli ödeme cesare-
yedirmeye çalıştığı her türlü gerici köleleştirici ruh
tini ve fedakârlığını gösteren yeni özgür bireyin
hali psikoloji anlayış ve davranış biçimleri
yaratılması sağlanmıştır. Yine toplumsal düzeyde
yıkılarak onun yerine ulusal değerlerine dayanan
de örgütlülüğü atomlarına kadar parçalanmış her
özgür birey ve toplum olma özelliklerini içeren
türlü baskı ve hakarete uğramış yabancı egemenlik-
onurlu, başarılı, başı dik, yaratıcı, çalışkan örgütlü
le yerel aşiretçi-feodal işbirlikçiliğin ortak egemenliği altında bütün güzel yönlerini örgütlü, özgür,
demokratik yaşam gerçeğini, kaybettirilmiş toplum
gerçeğini sona erdirerek kendisini özgür yaşam
çizgisine çeken, gelecek plan ve perspektifine
kavuşturan, bu doğrultuda yürüme iradesi kazanan
ve örgütlenerek yeni özgürlükçü özellikler kazanan
bir toplum gerçeği ortaya çıkmıştır.
15 Ağustos atılımı aslında en büyük etkiyi
birey ve toplumunda yarattığı değişikliklerde
15 Ağustos atılımı
ulusal diriliş devrimini
başaran bir atılımdır.
Ulusal diriliş devrimi de,
gerçek anlamda bir kültür devrimi,
bir demokratik devrim
birey ve toplumun yurtsever
ve demokrat çizgide
köklü bir değişimi yaşadığı
toplumsal dönüşüm süreci olmuştur.
göstermiştir. Birey ve toplumun ruhsal durumunu,
duygu dünyasını, beğeni ölçülerini, düşünce
son derece cesur ve fedakâr bir birey ve toplum
gerçeğini ve davranış düzeyini ciddi biçimde
gerçeğinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Böylece
değiştirmiştir. Bütün bu alanlarda örgütsüzlük
özgürlüğüne tutku düzeyinde bağlı, özgür yaşam
kokan, kölelik içeren her türlü geriliği ve gericiliği
mücadelesini kahramanlık çizgisinde sürdüren,
ifade eden özellikleri yıkarak güçlü, iradeli,
bunu büyük coşku ve heyecanla devam ettiren bu
mücadeleci örgütlenmeyi bilen yeni birey ve
anlamda bütün insanlığa örnek oluşturan yeni bir
toplum gerçekliğini ortaya çıkarmıştır. Bölge ve
özgürlük heyecanı yaratmayı bilen bir bireysel ve
dünyaya örneklik oluşturacak önderlik özelliklerini
toplumsal duruş sağlanmıştır. Bu anlamda diyoruz
binlerce kahraman şehidin temsil ettiği yeni insan
ki, 15 Ağustos atılımı yeni özgür birey ve toplumu
özelliklerini ortaya çıkarmıştır. Gerçekten de
yarattı. Kürdistan'da her şeyi kökünden değiştirdi.
komünal demokratik ortak yaşamda en ileri düzeyi
Bütün değer yargılarında köklü bir değişiklik
tutturan, direniş mücadelesini en cesur ve fedakâr
olarak, doğal ve komünal toplumdan gelen ve
çizgide yürüten bir insan gerçeğini ortaya çıkar-
demokrasi ölçüleriyle birleşen yeni insan tipi ve
Komünar
29
toplumsal duruş 15 Ağustos atılımı temelinde
görmezden geldiği bir ortamda, önder APO
gelişen mücadeleyle ortaya çıktı. Bugün halkı
görmezden gelmemiştir. Gözünü kapatıp yan çizme
böyle bir gerçekliği ifade ediyor. Dünyaya yeni
sorumsuzluğunu tarih ve halk karşısında göster-
doğmuş bir halk olma gerçeğini temsil ediyor. Yine
memiştir. Onu önder yapan temel duruş da zaten
halkların özgürlük coşkusu, heyecanı özgürlük için
budur. Diğer yandan sorununun çözümü için bilinç
mücadele etme cesaret ve fedakârlığının sembolü
ve örgütlülüğün gerektiğini görerek kendisini daha
olma gibi bir misyonu bölge ve dünya gerçek-
genç yaşta, en olgun insanların gösterebileceği,
liğinde sürdürüyor. Bunlar hep 15 Ağustos
davranış ve çalışma düzeni içine çekmiştir. Halkın
atılımının ortaya çıkardığı gerçeklerdir ki, en
özgür gelişiminin ihtiyaç duyduğu, bilinç, irade ve
büyük değerde budur. Bu anlamda 15 Ağustos
örgütlülüğü yaratabilmek için ne gerekiyorsa onu
atılımı ulusal diriliş devrimini başaran bir atılımdır.
yapmıştır. Her türlü bireysel yaşam ölçülerini dur-
Ulusal diriliş devrimi de, gerçek anlamda bir kültür
durarak kendini tümüyle halkının özgürlüğüne
devrimi, bir demokratik devrim birey ve toplumun
adamış, özgürlük mücadelesinin başarısına kil-
yurtsever ve demokrat çizgide köklü bir değişimi
itlemiştir. Bu temelde her türlü imha saldırısı
yaşadığı bir toplumsal dönüşüm süreci olmuştur.
karşısında özgürlük mücadelesini geliştirmek için
15 Ağustos Atılımı'nın Gerçekleşmesinde,
Reber APO'nun Etkisi
ve
Rolünü
Nasıl
Değerlendiriyorsunuz?
gerekli kararlılığı, iradeyi, cesaret ve fedakârlığı
göstermiştir. Yine mücadelenin başarısı için gerekli olan örgütlenme adımlarını en devrimci ve disi-
Önder APO, 15 Ağustos atılımının
plinli partileşmeyi öngörme temelinde atmayı
yaratıcısı, her şeyidir. Atılımın ruhu, beyni, yüreği
başarmıştır. Devletin özgürlük mücadelesini boğ-
ve emir gücüdür. 15 Ağustos atılımı durup
mak, ezmek için geliştirdiği saldırılar karşısında
dururken gerçekleşmedi ki, bu atılımı PKK ve onun
her türlü tedbiri geliştirme ve ona göre hareket
yarattığı Kürdistan gerillası gerçekleştirdi. PKK'yi
etme gücünü göstermiştir. Aylarca, yıllarca gizli
ve gerillayı ruhuyla, düşüncesiyle, duygusuyla,
yaşam sürdürmekten yurt dışına çıkışa kadar birçok
davranışıyla, beyniyle, yüreğiyle, iradesiyle her
şeyi hiç tereddüt etmeden göze almıştır. En zor ve
şeyiyle yaratan da, önder APO'nun kendisidir.
imkânsızlık ortamında gerilla eğitmeyi, parti
Dolayısıyla 15 Ağustos atılımını önder APO'dan
örgütlemeyi yurt dışı imkânlarından yeniden par-
kopuk ele almak, önder APO'suz değerlendirmek
tileşme yaratarak, gerilla gücünü ortaya çıkarmayı
elbette mümkün değildir, hiçbir biçimde doğru da
sağlamıştır. Ülke koşullarında yapmanın çok zor
olmaz. Hiç kimsenin Kürdistan'da katledilen insan-
olduğu işleri, görevleri, yurt dışı gibi her türlü
lık gerçeğini sahiplenmek ve savunmak için çaba
imkânsızlıkların, zorluğun olduğu ortamlarda o
içine girmediği bir sorumsuzluk ortamında, önder
büyük dehası, yaratıcılığı, ikna edici üslubuyla
APO insanlığı Kürdistan'da kurtarma sorumlu-
başaran kişi olmuştur. Dolayısıyla daha ilk iki
luğunu göstermiştir. Kendisinin de ifade ettiği gibi
kelimesinden grup kurmaya karar vermeye, bir
sorununun yaratan değildir. Sorununu çözmeye
aydın gençlik grubu oluşturmaya, bunu direnişe ve
çalışandır. Yaratanların ve içinde yaşayanların
partileşmeye yönelten bütün bu süreçlerin gerek-
30
Komünar
tirdiği bilinci ve kararlılığı ortaya çıkartan, bu
buraya adayan tutumu olmasa hiç kimse 12 Eylül
dönemin zor görevlerini hem en önde pratik-
rejimine karşı mücadele etme gücünü iradesini
leştirme hem de sevk ve idaresini sağlamada en çok
kendinde bulamazdı. Kürdistan'a geri dönme
çaba harcayan önder APO'nun kendisidir. Sonuçta
gücünü kendinde gösteremezdi. Elinde yarı sağlam
12 Eylül faşist askeri darbesini de en kapsamlı
G-1 silahlarıyla NATO'nun ikinci ordusu olan Türk
teorik çözümlemelere tabi tutarak bu katliam sis-
ordusuna karşı koyma ve direnişi geliştirme
temine karşı özgürlük mücadelesinin nasıl gelişe-
gücünü iradesini çok yüksek bir bilinç yoğunluğu
ceğinin stratejisini, taktiklerini eylem çizgisini yine
olmasaydı, hiç kimse bulamazdı. İşte bu bilinç
önder APO ortaya çıkarmıştır. Her şeyden önemlisi
yoğunluğu aydınlatılıcılık zafer için müthiş inanç
de, Kenan Evren yönetiminin herkesi korkuttuğu
oluşturma gerçeği esas olarak önder APO
gerçeğidir. Bu temelde gerilla ülkeye dönebilmiştir.
Önder APO'nun gerçekten o dehası
İkna edici üslubu
Tutku düzeyinde özgürlük, eşitlik ve
Demokrasi ilkelerine bağlılığı
Ve tüm yaşamını buraya adayan
Tutumu olmasa hiç kimse 12 Eylül
Rejimine karşı mücadele etme gücünü
İradesini kendinde bulamazdı
Dağda, taşta gerilla ocakları yaratmak için büyük
bir kararlılık ve enerjiyle çalışabilmiştir. Herkesi
korkutan Türk ordusuna karşı koyma, mücadele
meydanına çıkma ve eylem geliştirme güç ve
cesaretine ulaşmıştır. Bu temelde Kürdistan'da gerilla taşınabilmiş, yerleşebilmiş ve 15 Ağustos
atılımı gibi büyük bir direniş mücadelesini başlatma ve yürütme adımının gücünü göstermiştir.
bir ortamda böyle bir sisteme karşı özgürlükçü ger-
Bütün bunlar önder APO'nun çabasıyla, emeğiyle,
illa direnişinin gelişebileceği düşünce ve iradesini
yaratıcı yaklaşımıyla, gayretiyle olmuştur. Her şeye
yaratan önder APO olmuştur. En gözü pek olanların
öncülük eden, her türlü sorunu çözen ve zafer
ancak bir bireysel kahramanlık gösterisini yapıla-
çizgisini yaratarak insanlarda büyük bir irade ve
bileceğini sandığı bir ortamda önder APO böyle
inanç yaratan önder APO'dur. Nitekim gerillanın
maceracı ortamdan uzak durarak başarının ancak
geri dönüşünü üstlenmesini parti çekirdeklerinin
örgütlü bir gerilla direnişiyle olacağını görmüş,
ülkeye serpilmesini, gerilla çekirdeklerinin kendi-
inanmış ve böyle bir gerilla direnişinin teorik,
lerini örgütleyerek eyleme geçmesini sağlayacak
stratejik, taktik sorunlarını düşünce ve pratik
bütün düşünce ve planlamalar önder APO'nun
düzeyde çözme gücünü göstermiştir. Nitekim
dehasının ürünüdür. Nihayetinde pratik hazırlık
Ortadoğu sahasında gerillalaşma, bunu ülkeye geri
çalışmalarının eyleme dönüşmesini sağlatacak
döndürme, bunu Kürdistan'ın en stratejik dağlık
örgütsel planlama, siyasi süreci değerlendirerek
alanlarında ete kemiğe büründürerek örgütlü geril-
mutlaka eyleme geçilmesi emrini verdirten o büyük
la gücü haline getirme karar ve iradesi yine önder
karar gücü yine önder APO'dur. Önder APO'nun o
APO'ya aittir. Önder APO'nun gerçekten o dehası
dehası olmasa, aydınlatıcılığı bulunmasa özgürlük,
ikna edici üslubu tutku düzeyinde özgürlük, eşitlik
eşitlik, demokrasi ilkeleriyle halkının kurtuluşuna
ve demokrasi ilkelerine bağlılığı ve tüm yaşamını
olan tutku düzeyindeki bağlılığı, inancı ve bu
Komünar
31
anlamda söz ve davranış bütünlüğünü ifade eden
arkadaş olmuştur. Agit arkadaş 15 Ağustos
büyük ikna edici gücü olmasa elbette ki 15 Ağustos
atılımının hem savaşçısı ve hem komutanı olarak
atılımı olmazdı. Yine kapsamlı siyasi değer-
pratikte önder APO'nun düşüncelerini zamanında
lendirmeler yaparak, sürecin gerektirdiği politik
ve başarıyla hayata geçirmeyi bilmiştir. Önderlik
askeri adımları bulma ve atma kararını verecek bir
çizgisine katılımı böyledir. Daha genç yaşta bir
irade gücü bulunmazdı. Bunların hepsini önder
insan olmasına rağmen hem önderlik çizgisini anla-
APO yaptı. En sonunda gerilla atılımının nasıl bir
ma ve hem de onu militan bir tutumla uygulamada
örgütlülükle geliştirileceğini o çözümledi. Siyasi
başarılarıyla öne çıkmayı, yer etmeyi bilmiştir.
süreci değerlendirerek tarih karşısında yüzü ak ola-
Batman'daki gençlik mücadelesi içinde katılım ve
bilmek için bir an bile gecikmeden eyleme geçme
gelişme düzeyi böyledir. Ardından Siverek
talimatını yine önder APO çıkardı ki, 15 Ağustos
pratiğindeki katkıları onu tecrübeli bir savaşçı
atılımı biraz geç kalmış bir atılım olarak bütün bu
haline getirmiştir. Daha sonra Lübnan sahasındaki
çabalar ardından ve böyle bir kararlılık temelinde
eğitimle bir gerilla bilinci, duruşu, tarzı ve
ortaya çıktı. Bu bakımdan Önderliğin rolü belir-
davranışı kazanmıştır. Ülkeye bir kemal Pir'le ikin-
leyicidir. Ondan da öte yaratıcısıdır bütün her
ci olarak da Mehmet Karasungur ile dönme
şeyin, o bakımdan Önder APO'suz bir 15 Ağustos
unvanını bu başarılarına dayanarak kazanmıştır.
atılımını düşünmek bile mümkün değildir. Nasıl ki,
Daha ülkeye dönüş kararından önce Mehmet
bir çocuğu var edip doğurup büyütmeye kadar her
Karasungur arkadaş ile birlikte sınır boylarında
şey anasının ürünü oluyorsa, 15 Ağustos atılımı da
gerilla için gerekli pratik hazırlıkları yapma göre-
Önder APO'nun ürünüdür. Düşünce itibariyle, irade
viyle önder APO tarafından görevlendirilmiştir.
Ülkeye bir kemal Pir'le
ikinci olarak da Mehmet Karasungur
ile dönme unvanını
bu başarılarına dayanarak
kazanmıştır
Gerillanın
sınır
boylarındaki
üstlenmesi,
coğrafyayla birleşmesi, keşif yapması 15 Ağustos
hazırlıklarının her düzeyde gerçekleştirilmesi
faaliyetlerine birinci dereceden öncülük eden kişi
konumunda olmuştur. Hem alanı ve toplumu tanıma gücü hem de eğitim ve tecrübeyle yarattığı
karar gücü itibariyle pratik çaba hazırlama ve
birikimi ustaca birleştirerek 15 Ağustos atılım
zamanında gerekli kararı ve talimat gücünü ortaya
sürecinin pratik hazırlıklarına en çok katkı sunan
çıkarma bakımından her yönüyle önder APO'nun
bir kişi olmuştur. Bunun bir sonucu olarak da, 14
gerçekleşmesini sağladığı bir atılım olmuştur.
Temmuz silahlı propaganda birliğinin komutanı
15 Ağustos Atılımı'nın Geliştirilmesinde
olarak Eruh eylemini planlayıp uygulayıcısı konu-
Agit Arkadaşın Misyonu Neydi? Bir Komutan ve
muna ulaşmıştır. Dolayısıyla hem atılımın hazır-
Militan Olarak Yaşamdaki Duruşu, Mücadeleye
layanı, hem de eylemin komutanı durumundadır.
Katılımı ve Yoldaşlık İlişkileri Nasıldı?
Ruhuyla, duygusuyla, düşünce ve bütün gücüyle 15
Nasıl ki 15 Ağustos atılımının ruhu, beyni
Ağustos atılımının başarıyla pratikleşmesini
ve yüreği önder APO idiyse, atılımın kılıcı da Agit
sağlayan kişiliktir. Nitekim sonrasında devam
Komünar
32
ettiricisi ve gerillanın sürükleyicisi olmayı
yaşamın ve eylemin savaşçısı hem de komutanı
bilmiştir. Bu nedenle de PKK çizgisinin örnek
olan bir kişiliktir. Yani hiçbir zaman görevden
askeri komutanı, Kürdistan gerillasının emredici
çalışmadan kopuk özerk bir yönetim ya da bir
komuta gücü olma düzeyine ulaşmıştır. 15 Ağustos
komuta anlayışını esas almamıştır. O her savaşçı
atılım eylemliliğin başlattığı gibi şahadetine kadar
yaşama ve eyleme bir savaşçı olarak katılmış onun
gerillayı Botan coğrafyasında bütün incelik ve
ötesinde birde başkalarının başarıyla savaşabilmesi
derinliğiyle geliştirme ve oturtma çabası içinde
için yaşamı savaşı koordine etmiştir. Yani komu-
bulunmuştur. Bu bakımdan da gerillanın hem
tanlık yapmıştır. Onun komuta anlayışında
savaşçı hem de komutan olarak öncü sembolü kon-
savaşçılıkla yöneticiliği birlikte ele almak vardır.
umundadır.
Bu da her zaman onu daha somutu çözümleyebilen,
Agit kişiliği sadece pratikte yaptıkları ve
başarısıyla örnek oluşturan bir kişilik değildir tabi.
Düşünce düzeyiyle yaklaşımıyla, ilişkileriyle yönetim gücüyle de örnek bir kişiliktir. Gerçekten de her
zaman her yerde aranan, birlikte olmak istenen
kişilerin başında gelmiştir. Neden? Çünkü tıpkı
önder APO gibi o da söz ve davranış tutarlılığına
sahiptir. Düşündüğü söyleyip tartışabilen, doğru
bulduğunu
pratiğe
geçiren,
yapabileceğini
söyleyen, yapılması gerekeni herkesten ve en başta
yapma görev ve sorumluluğunu üstlenen, görevi,
zorlukları kimseye bırakmayan, dolayısıyla da her
yerde ve her koşulda kendini bir çare, çözüm gücü
haline getiren bir kişiliği ifade ediyor. Oldukça
olgun tutarlı dürüst samimi yaşamda son derece
mütevazı insan ilişkilerinde son derece duyarlı ve
dikkatli çalışma da ve mücadele de her zaman en
savaşçıyı iyi anlayan, onlarla iyi ilişki kurabilen bir
ağırı üstlenen bir kişiliktir. Eylemci olduğu kadar
konuma çekmiştir. Çünkü kopuk değildir. Var olan
önder APO'nun çizgisini teorik olarak da anlayan
sorunları yaşam içinde görme ve dolayısıyla çözüm
kendini her bakımdan eğiten dolayısıyla bilerek ve
üretebilme gücünü gösterebilmiştir. Agit kişiliği
inanarak kendini büyük gerilla mücadelesine veren
son derece örgütlü disiplinli, ahbap-çavuşçuluğa
bir kişiliktir. Agit kişiliği bir düşünce ve eylem
yer vermeyen zamanını boşa geçirmeyen her
kişiliğidir. Tıpkı önder APO'nun, ben eşitler arası
zaman planlı mutlaka çalışan bir şeyler üreten yine
hizmette birinciyim, hem kendi görevimi hem
kendini ve yoldaşlarını eğiten bir kişiliktir.
başkalarının görevini yapmasına yardımı birlikte
Komutanlık, öncü militanlık özellikleri, mücadel-
yürütüyorum demesi gibi, Agit savaşçılığı da hem
eye bağlılığı, inancı ve bu temelde yürüttüğü çalış-
Komünar
33
maların tecrübesine dayanarak ileri düzeyde ortaya
tisiz süren gerilla direnişi bu geleneği tarihsel
çıkarmıştır. Ancak bütün bunlar demek değildir ki,
bakımdan hem yaratmış hem de kökleştirmiştir. Bu
Agit kişiliği insanüstü bir varlıktır. Hayır, o da bir
gelenek içinde binlerce öncü kahraman militan
insandır. Hem de zayıflıkları olan bir insandır. Agit
ortaya çıkmıştır. Gençlik gerçekten de kahraman-
arkadaşın militanlığı Önderlik çizgisini özümseme,
laşmış, Agitleşmiştir. Yeni bir toplum yaratmanın
bilince çıkarma, onların doğruluğuna inanma duru-
büyük mücadelesi içine girmiştir. Bu özelliklerin
munu en üst düzeyde kendisinde yaratma durumu-
sürdürücüsü bu geleneğin geliştirici ve devam
na dayanmaktadır. Bu bakımdan da, bir insanın
ettiricileri vardır tabi. En başta Agit arkadaşın
APO'cu çizgide kendini eğitmesinin, militanlaş-
yardımcıları olan kişilikler vardır. Mehmet Sevgat
masının ve pratikleştirmesinin en öğretici yetkin
kişiliği Hilvan'dan, Siverek'ten gelip Botan
sembollerinden birisi olmuştur. Zorluklar karşısın-
savaşçılığında Agit arkadaşla birlikte gerilla komu-
da yılmayan düşünce gücü ve direnciyle engelleri
tanlığını yaratan kişiliklerden oluyor. Yine Erdal
aşabilen, her türlü soruna dehasıyla çözüm bulabilen, samimiyet ve tutarlılığıyla,
yaşama
katılımıyla, mütevaziliğiyle insanları etkileyebilen
çalışkanlığıyla ve mücadelesiyle kendisini, çevresini eğitebilen bir öncü militan konumundadır. Önder
APO'nun askeri çizgisini, gerilla gerçeğini en iyi
anlayan, ona bağlanan, onun gereklerine göre kendisini hazırlayarak büyük bir cesaret ve fedakârlıkla bu çizgiyi hayata geçiren kişilik olmuştur. Bütün
bu özellikleriyle de tabi önder APO, şehitler şehidi
Erdal arkadaş için
Güleç yüzlü komutan dendi
Gerçekten de en zor koşulların
Ve en çözümsüz sorunları
Başarıyla çözen bir kişilik
Olduğunu ortaya koydu
Düşünce ve pratikte kendini eğiten
Sözü ve davranışıyla bir olan
Kişilik gerçeğini yaşamda, ilişkilerde
Mütevaziliği, kararlılığı, eğiticiliği
Tıpkı Agit arkadaş gibi o da gösterdi
olarak tanımlamıştır. 15 Ağustos ulusal kahramanlık atılımının sembolü, öncü komutanı olmayı hak
kişiliği Mustafa Yöndem kişiliği vardır ki, Agit
etmiştir. Önder APO böyle tanımlamış halkı da
arkadaşın sağ kolu, birinci yardımcısı; hem Eruh
bunu bu biçimde kabullenerek büyük bir evladı
eyleminin hem de daha sonra dört yıl boyunca
olarak Agit yoldaşı bağrına basmış, onu büyük bir
Botan da gelişen gerilla eylemlerinin birçoğunun
komutan bilmiş, Agitleşerek O'nun komutasında
örgütleyicisi, planlayıcısı ve uygulayıcısı olmuştur.
büyük bir özgürlük gücünü ortaya çıkartmıştır.
Bir soy damarı gibi bu gelenek önderlik çizgisinden
Özgürlüğü için savaşan Agitleşen bir halk gerçek-
gerillalaşma ve yücelme geleneği devam edip
liğini yaratmıştır.
gelmiştir. Bu geleneğin ortaya çıkardığı binlerce
Bu Ölçülerim Devamı Olarak, Erdal
militan vardır. Önderlik çizgisini ruhu gibi özüm-
Arkadaşın Taşıdığı Misyon ve Gelenek Neyi İfade
seyen ona her şeyiyle bağlanan ve bütün incelik-
Ediyor?
leriyle bu çizgiyi hayata geçirmeyi temel bir tutum
Agit kişiliği ölçüleri ve eylemiyle gerçek-
bilerek sonuna kadar en küçük yalpalama göster-
ten de gelenek yaratan bir kişiliktir. 23 yıldır kesin-
meden giden kahramanlardır bunlar. Bunların
Komünar
34
içinde örnek gelişme gösteren kişiliklerden biride
gerilla savaşının ateşi içinde pişip kişiliğini şekil-
ikinci Erdal arkadaş olmuştur.
lendirmiştir. Deyim yerindeyse feleğin sillesinden
Erdal arkadaş Mustafa Yöndem yani Agit
arkadaşın
yardımcısı
olan
Erdal
geçerek kendini eğitmeyi ve büyük mücadele mili-
arkadaşın
tanı haline getirmeyi bilmiştir. Örgüt ihtiyaç duy-
akrabasıdır. Aynı yöreden gelmektedir. Erdal ismi-
duğunda yurt dışında çalışmış, ihtiyaç hissedince
ni o geleneği devam ettirmesi için bizzat Önder
kitle çalışması yürütmüş, gerektiğinde diplomat
APO'nun kendisi vermiştir. Erdal arkadaşı o
olmuş, gerektiğinde basıncı, kültür çalışmalarında
geleneğin 21 yy. başında yükselticisi haline getiren
yer almıştır. Ama örgüt yine ihtiyaç duyduğunda
özellikleri vardır tabi. Birçok ölçü ve özellikleriyle
yüksek bir kararlılık ve inançla Kürdistan'a dön-
Agit arkadaşa benzemektedir. Zaten özelliklerini
APO'cu çizgiden aldıkları için birbirlerine benzemeleri doğaldır. Kemal Pir'in de söylediği gibi
APO'cular ruhsal şekillenme birliği içinde olan
duygu düşünce ve yaşam ölçüleriyle birlik yaratan
insanlardır. O nedenle Agit ve Erdal arkadaşların
ölçü ve özelliklerinin benzerliği şaşırtıcı olmamalıdır. Hepsi de bunları önder APO'dan almıştır.
Sahip oldukları özellikler önderlik özellikleridir.
Erdal arkadaş için güleç yüzlü komutan
dendi. Gerçekten de en zor koşulların ve en çözümsüz sorunları başarıyla çözen bir kişilik olduğunu
ortaya koydu. Düşünce ve pratikte kendini eğiten,
sözü ve davranışıyla bir olan kişilik gerçeğini
yaşamda, ilişkilerde mütevaziliği, kararlılığı, eğiti-
meyi gerilla mücadelesine yeniden sarılmayı
ciliği tıpkı Agit arkadaş gibi o da gösterdi. Nerede
bilmiştir. O da hem bir savaşçı hem bir komutandır.
en zor görev varsa onu üstlenmeyi, görevleri, zor-
Bulunduğu yere bir savaşçı mütevazılığıyla yak-
lukları başkalarına bırakmamayı temel ilke bildi.
laştığı görevleri yerine getirdiği gibi ihtiyaç
Tıpkı Agit arkadaş şahsında olduğu gibi. Daha
olduğunda diplomasiyi yöneten bir siyasetçi ana
79'da yurt dışına çıkıp 80'de ülkeye geri dönen
karargâh komutanlığı görevini üstlenecek bir askeri
81'de tekrar yurt dışına çıkan aynı yıl sınır boyları-
komutan olma güç ve iradesini göstermiştir. Bu
na Kürdistan'ın derinliklerine geri dönüp gerilla
bakımdan yaklaşımları, tutumları, davranışları
hazırlıklarını yapan nerede öncü görev varsa oraya
birdir. Ölçüleri aynıdır. Zorlukların insanıdır bun-
koşan ve örgüt tarafından da güvenilip tereddüt-
lar. Önder APO'nun işaret ettiği gibi kendini çözüm
süzce göreve gönderilen bir kişilik idi. Aynı duru-
gücü haline getirmenin halkının özgürlük ihtiy-
mu Erdal arkadaş da görmek mümkündür. O da
acının çaresi yapmanın sembolleridir. O bakımdan
Botan'ın, Gabar'ın savaşçısıdır. Pratik mücadelenin
Agit ve Erdal çizgisi APO'cu çizginin, militan hat-
Komünar
tının yine gerilla ve komuta gerçeğinin en güçlü
35
15
Ağustos'ta
Sorunun
Çözümü
temsilciliği konumundadır. Bu çizgi yenilmez
Açısından Hedeflenen Neydi? İkinci 15 Ağustos
özgürlüğe ve demokrasiye aşk düzeyinde bağlı
Atılımı Olarak Değerlendirilen 1 Haziran
halkının varlığı ve özgürlüğüne kendini adamış,
Hamlesi ve Bunun Devamı Niteliğinde Olan
burada büyük cesaret ve fedakârlık geliştirmiş,
Kongre-Gel 5. Genel Kurulu'nda Alınan Aktif
fedai çizgisini yaratmış bir konumdur. Dolayısıyla
Meşru Savunma Kararına Götüren Nedenler
da APO'cu çizginin militan ölçü, özellik ve sem-
Nelerdir? Alınan Bu Kararların Hedeflerini 15
bolleri düzeyindedir. Büyük davanın, çizginin mil-
Ağustos Atılımı Hedefleri Açısından Nasıl
itan geleneğini yaratmıştır. Gençliğin insanın
Değerlendiriyorsunuz?
özgürlüğe, doğal komünal toplumsal ölçülerine,
15 Ağustos atılımının sorunu gerçeği açığa
demokrasi değerlerine, yurtseverlik ruhuna bağlı
çıkarmayı ve çözümünü gerçekleştirmeyi hede-
gerçeğinin özgürlük bilimiyle yoğrulmuş düzeyini
flediği bir gerçektir. Bu çerçevede hem sorununu
ifade etmektedirler. Dolayısıyla tarihsel kökleri
yaratan inkâr ve imha sistemine karşı bir yanıt
olmakta hem de bu sistemin 1980'de aldığı biçim
Kürt halkının silahlı direnişi ve
Türkiye toplumunun da
demokratik ayaklanması temelinde
bu iki büyük devrimsel adımın
stratejik birliği
ve ittifakı çerçevesinde
ulaşılması amaçlanıyordu
olan 12 Eylül faşist askeri rejimine karşı bir cevap
olmaktaydı. Sorunu çözümü açısından 15 Ağustos
atılımının ve bu temelde gelişen gerilla mücadelesinin hedefleri, yöntemi PKK programıyla yine
onun cephesel hareketleri olan ERNK programı
faşizme birleşik direniş cephesi gibi temel siyasi
ilkeler içeren belgelerde ortaya konmuştu. 15
Ağustos silahlı atılımı geliştirilirken sorununun
vardır. Toplumun derinliklerinden gelme gerçeklik-
çözümü açısından hedeflenen, Türkiye'de sorununu
leri vardır. Güncel planda en duyarlı, en dürüst ve
oluşturan ve ayakta tutan oligarşik devlet sistemi-
fedakâr insan gerçeğini ortaya çıkartma ve sade bir
nin parçalanması aşılması ve yerine sorununun
biçimde yaşama geçirme durumunu ifade etmekte-
demokratik yöntemlerle, halkın özgür iradesiyle
dirler. Dolayısıyla da yeni insanının ölçülerini ve
çözümleneceği bir demokratik sistemin yaratılması
özelliklerini yaratanlardır. Başta gençlik olmak
öngörülüyordu. Böyle bir sonuca Kürt halkının
üzere halk bu büyük kişiliklerden ölçü almakta,
silahlı direnişi ve Türkiye toplumunun da
onlara göre kendilerini yenilemekte; özgürlüğe aşk
demokratik ayaklanması temelinde bu iki büyük
ve tutku düzeyinde bağlı onun dışında bir yaşamı
devrimsel adımın stratejik birliği ve ittifakı
kabul etmeyen, büyük bir coşku ve heyecanla
çerçevesinde ulaşılması amaçlanıyordu. Stratejik
özgürlük mücadelesi yürüten halk gerçeği bu
temelde ortaya çıkmaktadır ki, yaratabilmiş en
büyük sonuç sağlanmış en büyük gelişme budur.
Özgürlük ve demokrasi mücadelesinin zaferini yaratacak
olan da ortaya çıkartılmış olan bu halk gerçeğidir.
yaklaşım iki halkın devrimci demokratik hareketinin bir çözümü ortaya çıkarmayı hedeflemeyi
içeriyordu. Bu temelde ayrı devlet kurmaktan
demokratik sistem içinde çeşitli düzeylerde ortak
bir yönetim oluşturmaya kadar birçok çözüm
olasılığı gündemde tutuluyordu. Bunun hangisinin
Komünar
36
gerçekleşeceği çözüm zeminin oluştuğu koşullara
Bu noktada da tersinden bir gelişme uluslararası
bağlanıyordu. Mücadelenin hedefi o koşulları
alanda yaşanmış, içinde çözüm öngörülen Sovyet
yaratmaktı. Bir kere koşullar yaratıldıktan sonra
sisteminin kendisi çözülmüştü. Böyle bir süreçte
nasıl çözüm gelişeceğine halkın karar vermesi
yeni yöntemlerle soruna çözüm geliştirmek üzere
öngörülüyordu. Bir halk oylamasıyla Kürt halkının
Önder APO yeni adımlar attı. 93 Mart'ında soru-
kararının özgür iradesinin ortaya çıkarılacağı genel
nunun siyasal demokratik çözümünü gündeme
kural olarak benimseniyordu. Tabi ister ayrı ister
ortak yönetimler biçiminde şekillensin çözüm
devlet sistemi içinde görülüyordu. Türkiye ile ortak
devlet yönetimi de olabilir, ayrı devlet de olabilirdi.
Çeşitli ortaklık kombinezonları gerçekleştirebilirdi.
Ama işin özü silahlı devrim ve devlet sistemi
dâhilinde bir çözümdü. Var olan devletlerden farklılık oluşacak devletin işçi ve ezilenlerin çıkarlarını
gözetecek bir devlet olmasıydı. Yani o dönemde
hâkim olan reel sosyalizmin ulusal sorunlara
önerdiği çözüm yöntemleri aşağı yukarı kabul
görüyordu.
Bu temelde Kürdistan'da 15 Ağustos
atılımıyla birlikte ulusal silahlı direniş geliştirildi.
getirdi. Bu tutum ve politika Türkiye ortamında
önemli bir yankı yapsa da Türkiye devleti içindeki
çeteci güçler müdahale ederek olası bir siyasi
demokratik çözümün önünü kapatarak ve devlette
çözüme yatkın olan güçleri bir iç çatışmayla devlet-
Oysa sosyalizmin temel ilkeleri
Özgürlük, eşitlik, demokrasi
İdealleriydi
Bu da devlet sisteminde
Ulaşılacak idealler değildi
Devletin aşılması temelinde
Devlete rağmen, devlete karşı
Ulaşılacak hedeflerdi
Bu direniş 90'ların başında Türkiye devletinin
Kürdistan'daki egemenliği sarsıcı bir düzey
ten tasfiye ettiler. Böylece demokratik siyasal
kazandı. Zafer için öngörülen diğer stratejik adım-
çözümü gerçekleştirme de sağlanamayınca geriye
lar gerçekleşmedi. Örneğin Kürdistan'daki silahlı
şiddetli bir direniş durumu kaldı. Bir dönem devam
direnişle devrimci ittifak kurması öngörülen
eden bu şiddetli direnişte Türkiye'deki çeteci yöne-
Türkiye halkının demokratik ayaklanması gelişme-
tim gerillayı ezmeyi hedeflerken, PKK yönetimi ise
di. Tam tersine sol demokratik güçler tümüyle tas-
ne kadar saldırırsa saldırsın Türkiye devletinin ger-
fiye olarak Kürdistan'da gelişen silahlı direnişe
illayı ezemeyeceği, yok edemeyeceği dolayısıyla
özel savaş yönetimi etrafında bir milli cephe oluş-
sorununun siyasal çözümünü gerçekleştirme zorun-
tu. Yine dış koşullar bakımından da ABD-Sovyet
luluğu içinde olduğunu kanıtlamayı hedefledi. Bu
çatışmasında Sovyetler birliği yenildi. ABD dünya-
temelde sürdürülen mücadele 98 yılında artık kil-
da tek süper güç olarak kaldı. Oysa 15 Ağustos
itlenen, çözüm üretmeyen yeni yaklaşımlar
atılımıyla öngörülen ulusal sorunun çözümü
geliştiren bir düzeye geldi. Bu durumu gören Önder
Sovyet sisteminin çözüm yaklaşımını içeriyordu.
APO, 1 Eylül 1998 ateşkesiyle sorununun
Bu yaklaşımda Sovyetleri stratejik müttefik olarak
demokratik siyasal çözüm gerçeğini daha derin bir
görmek ve onun desteğini de almak vardı. O sistem
stratejik anlayış ve planlama düzeyine ulaştırmanın
içinde bir çözümü gerçekleştirme öngörülüyordu.
böylece sorununu çözümünü gerçekleştirmek iste-
Komünar
37
di. ABD'den de destek alan inkâr ve imha sistemi
Bu da devlet sisteminde ulaşılacak idealler değildi.
bu adımı kendi varlığı için tehlike görerek buna
Devletin aşılması temelinde devlete rağmen,
karşı bütün uluslararası ve bölgesel gericiliği işbir-
devlete karşı ulaşılacak hedeflerdi. Çünkü özgür-
likçiliği de dâhil bir araya getirerek uluslararası
lüğü, eşitliği, demokrasiyi ortadan kaldıran, baskı,
komployu Önder APO'yu tasfiye etmek amacıyla
ayrımcılık, kölelik yaratan devlet sisteminin ken-
gündeme getirdi. Süren mücadele 15 Şubat kom-
disi oluyordu. Böylece ideolojik çizgide köklü bir
plosuyla bir noktaya geldi. Uluslararası komployu
yenilenmeyi gerekli kılıyordu. Sovyet sisteminin
hem dışarıdaki mücadele içinde hem de İmralı
çözülüşü ardından reel sosyalist sisteme karşı
sürecinde kapsamlı bir teorik analize tabi tutan
geliştirdiği eleştiriler temelinde önder APO, ortaya
Önder APO, hem sosyalist ideolojide yeni bir para-
çıkardı. Bu temelde 15 Ağustos atılımının devletçi
digma değişimini gündeme getirdi hem de bu
sistem içinde sorununu çözmeyi hedefleyen para-
çerçevede sorunun çözümünde yeni stratejik yak-
digmasal yaklaşımı değişime uğramış oldu. Bu ide-
laşımlar ortaya çıkardı. Köklü bir ideolojik yenilen-
olojik yenilenmenin strateji ve örgütsel alanda
me sosyalist paradigma değişimi stratejik değişim
geliştirdiği değişiklikler oldu.
ve örgütsel yeniden yapılanma sürecini yaşadı PKK
Devletçi sistem içinde soruna çözüm ara-
hareketi. İdeolojik yenilenme ve sosyalist paradig-
manın yolunun ulusal kurtuluş savaşını örgütlemek
mada değişimin temel anlamı PKK'nin devletçi,
ve silahlı devrimle iktidarı ele geçirmek olduğu
iktidarcı, savaşçı paradigmadan koparak böyle bir
açıktı. Bütün ulusal kurtuluş hareketlerinde böyle
paradigmayı esas alan reel sosyalizmi kapsamlı
oluyordu, dolayısıyla kısmi farklılıklar olsa da özü
eleştiriye tabi tutarak demokratik sosyalizmi
itibariyle Kürdistan'da da benzer bir gelişme
geliştirmesiydi. Demokratik sosyalizmin özü
yaşanacaktı. Oysa devletçi sistemin çözüm
sorunları hangi ad altında olursa olsun devlet siste-
üretmediğini,
mi içinde çözmek değil de devlet dışı halkın
üretmediğini ortaya koyan önder APO, devlet dışı
demokratik örgütlenmesi olan örgütsel sistem
demokrasi
içinde çözmektir. Çünkü devlet hangi adla olursa
örgütlülüğü temelinde, kendi kendini yönettiği sis-
olsun özünde baskıcıydı, sömürücüydü, ayrımcıy-
tem içinde çözüm araması silahlı devrimle olacak
dı, taraf tutan bir karakter ifade ediyordu. Öyle
bir iş değildi. Dolayısıyla silahlı devrimin yerine
olunca devletli çözümün kalıcı barışçıl çözüm
meşru savunma duruşu geçti. Bu temelde meşru
olmayacağı, yeni sorunlara ve çatışmalara yol aça-
savunma çizgisini farklı duruşlar biçiminde halkı
cağı görülüyordu. Nitekim hem Sovyetler birliğinin
köleleştirme ve imha etme amaçlı saldırılar
kendisi hem de ona dayalı gelişen ulusal kurtuluş
karşısında temel savunma ve sorunları çözme yön-
hareketleri kendi içlerinde devletleştikleri oranda
temi olarak, stratejisi olarak, çizgisi olarak önder
baskı sömürü ve çelişkilere yol açmış, dolayısıyla
APO teorik düzeyde geliştirdi. Meşru savunma
da söz konusu halklara özgürlük, demokrasi ve
stratejisini netleştirdi. Meşru savunma stratejisinin
eşitlik getirmemişti. Oysa sosyalizmin temel
özelliklerine göre,
ilkeleri özgürlük, eşitlik, demokrasi idealleriydi.
mücadele taktiklerini de geliştirdi. Daha çok
özgürlük,
diye
eşitlik,
tanımladığı
onu
demokrasi
halkın
başarıya
kendi
götürecek
Komünar
38
demokratik-siyasal mücadele ağırlıklı gerillanın ve
durumuydu. Bir taktik durumu ifade ediyordu
halkın öz savunma örgütlenmesinin meşru savun-
aslında. Meşru savunma çizgisinde pasif savunma
ma konumunda bir şiddet duruşunu ifade etmek
duruşundan, aktif savunma duruşuna geçmekten
üzere bir mücadele taktiğini öngördü. Böyle bir
çok pasif savunma konumunda uyarıcı eylemliliği
taktik yaklaşımla sorununun çözümlenebileceğini
biraz daha çok yoğunlaştırarak çözüme yanaş-
değerlendirdi ve bu temelde başta Türkiye olmak
mayan siyasi güçleri çözüme zorlamayı amaçlıyor-
üzere, sorunuyla ilgili bütün çevrelere sorununun
du. İşte PKK'nin tasfiye olacağı, dağılacağı geril-
barışçıl, demokratik birlik içinde çözümlenmesi
lanın ezileceği yönündeki beklentilerin boş
çağrısında bulundu. Bu anlayışını Ortadoğu çapın-
olduğunu gerillanın ezilmeyeceğini, PKK'nin tas-
da, sorununun demokratik çözümünü içeren bir
fiye
programa dönüştürdü. Genelde ve her parça özgün-
dolayısıyla sorununun demokratik birlik çözümün-
lüğünde barışçıl-demokratik çözümün ilkelerini,
den başka çözümünün olmadığını, başta Türkiye
yöntemlerini, birbiriyle ilişkisini ortaya koydu.
devlet yönetimi olmak üzere ilgili güçlere göster-
Böylece yeni bir çözüm programı oluşturdu. Bunu
meyi hedefliyordu. Nitekim bu hedef gerçekleşti,
hayata geçirecek devlet artı demokrasiyi uygulaya-
ama yine de görüldü ki, bütün daraltılmışlığına rağ-
cak, demokratik halk örgütlenmesi modelini de
men Türkiye yönetiminde hâkim olan inkârcı ve
geliştirdi.
Toplum
imhacı güçler, demokratik barışçıl çözüme
Konfederalizmi dedi. Demokratik Komünalizm
yanaşmıyorlar. Barış çizgisini savaş gücünün
dedi. Hatta sivil toplum konfederasyonu dedi.
kalmaması biçiminde yanlış değerlendiriyorlar.
Kapsamlı teorik çözümlemelerini yaparak, bu siste-
Yine demokratik çözümü mücadele etmez konuma
mi önce KKK sonra KCK olarak isimlendirdi ve
düşmek olarak görüyor, birlikçi çözümü kendini
ilan etti. Böylece devletin demokrasiye duyarlı
örgütleyemez, yönetemez bir konumda görme biçi-
kılınması ve demokratik reforma tabi tutulması
minde ele alıyorlar. Kürt halkını iradesiz, çözüm-
temelinde devlet artı demokrasi çözümünü,
süz ne yaparsa yapsın kendine muhtaç bir konum-
Demokratik Toplum Konfederalizmi'nin inşası
da sayarak, çözüm yerine çözümsüzlük sürecini
çerçevesinde bir halk örgütlenmesi olarak tanım-
uzatarak, çürütme politikası denilen yöntemlerle,
layıp sorununa yeni bir çözüm modelini ortaya
yine şiddet uygulamasıyla parça parça eritip marji-
koydu.
nal konuma düşürerek yok etmeyi hedefliyorlar. Bu
Buna,
Demokratik
edilemeyeceğini,
gücünü
koruduğunu
1 Haziran 2004 atılımı, 15 Ağustos
durumu 1 Haziran atılımı ardından 1 Ekim 2006'da
atılımının 20 yıl dönümünde gündemleştirilen
geliştirdiği 8 aylık ateşkes süreciyle Önder APO ve
meşru savunma çizgisindeki silahlı direniş aslında,
hareketimiz bir kere daha kesinleştirmiş bulunuyor.
Mart 93'den itibaren ilan edilen tek yanlı ateşkese
1 Ekim ateşkesi hem son bir kez barışçıl-
dayalı olarak sorununun barışçıl-demokratik birlik
demokratik çözüm fırsatı sunarken ilgili güçlere
çözümünü gerçekleştirme yönünde Türkiye devle-
hem de sorunuyla ilgili güçlerin politik yaklaşım-
tini bir kere daha uyarmak ve çözüme yöneltmek
larını netleştirmeyi ifade ediyordu. Bunun sonu-
amacıyla geliştirilen bir aktif savunma eylemliliği
cunda görüldü ki, 1 Ekim ateşkesini de bir zafiyet
Komünar
39
olarak yine gerillayı eritip-marjinalleştirme ve
erek, halkın ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel her
hareketi tasfiye etme çizgisinde bir fırsat olarak
türlü kendi örgütlülüğü temelinde sürdürdüğü bir
değerlendirmekten
Türkiye
örgütsel düzeyi ortaya çıkartmak, böylece karşıt
genelkurmayı ve yönetimi. İşte bunun sonucunda
güçlere sorununu çözme mecburiyetini dayatmak
hareketimiz, kongre-Gel 5. Genel kurulunda yani,
olmazsa da, geliştirilecek imha saldırılarına karşı
18 Mayıs 2007 tarihli oturumda meşru savunma
halkın öz savunması temelinde demokratik konfed-
çizgisinin pasif savunma duruşundan çıkartarak
eral sistemi savunarak halkının öz yönetimini
hareketi, aktif savunma duruşuna geçirme kararını
geliştirip kendi demokratik yaşamını sürdürmesini
almış bulunuyor. Pasif savunmadan aktif savun-
sağlamak hedeflenmektedir. Bu aktif savunma
maya geçmenin anlamı şudur; pasif savunma,
duruşunun temel hedefi olmaktadır. Bu bakımdan
vaz
geçmiyor
aslında tek yanlı ateşkese
görev sisteminde bir değişik-
dayanan
sorununun
lik vardır. Çözümü karşıt
barışçıl-demokratik birlik
taraftan beklemek yerine,
içinde çözümünü öngören
kendi
bir programı ifade etmekte-
gücünü örgütleyerek, ona
dir.
bütün
dayalı bir çözüm yöntemi
saldırılara rağmen tedbir-
öngörülmektedir. Bu bakım-
lerini
dan özgüce güven, özgücü
ve
Gerillanın
geliştirip
imhayı
önlemesi ve ezilmeyeceğini
özgücünü,
halkın
örgütleme ve kendini esas
kanıtlayarak siyasi gündemi etkileyip karşıt siyasal
alma aktif savunma duruşunda esastır. Bunu
güçleri sorunu çözmeye zorlamasına dayanmak-
sağlayacak düzeyde bir propaganda ajitasyon çalış-
tadır. Bütün bunlarda iki yön vardır. Birincisi, ger-
ması, yine bunu gerçekleştirecek bir örgütsel çalış-
illa aşırı derecede tedbirini geliştirecek ezilmeye-
ma, diplomatik faaliyetin geliştirilmesi, böyle bir
cek,
demokratik
örgütlenmenin zeminini güçlendirecek temelde
çözümüne zorlayacak mecbur bırakacaktır. İkincisi
halkın demokratik serhildanını gerçekleştirme,
ise; çözümü karşıt devlet sistemlerinin demokratik-
mücadeleyi geliştirme ve bütün bunların ihtiyaç
leşmesi, demokratik reformdan geçirilmesi ve bu
duyduğu kadar meşru savunma savaşı içinde olma
temelde çözüm geliştirilmesi vardır.
genel yöntemdir. Aktif savunma duruşunda askeri
karşıt
güçleri
sorununun
15 yıllık çok değişik süreçlerden geçerek
yön, sadece siyasal gündemi etkileme olmaktan
yürütülen bu temeldeki çabalarla çözümün gerçek-
çıkarak,
halkın
demokratik
konfederal
leşmediği, ne kadar iyi niyetli ve istekli olursa
örgütlülüğünü gerçekleştirmek için ön açmak, zem-
olsun Türkiye'deki inkâr ve imha sisteminin
ini güçlendirmek, düşman örgütlülüğünü parçala-
çözüme razı edilemediği görülmüştür. Bunun için
mak, düşman saldırıları karşısında halkı savunmak
Türkiye devlet sisteminden karşıt güçlerden çözüm
gibi yeni görevlerle yüklü hale gelmektedir. Bunun
beklemek, onların çözümüne razı olmak yerine
için de elbette gerillanın daha çoğaltılması,
halkın demokratik konfederal sistemini örgütley-
büyütülmesi gerilla mevzisinin yeniden geliştir-
Komünar
40
ilmesi, gerillanın eylem hedeflerinin yeniden
demokratik konfederalizm sistemi esaslarına göre
tanımlanması yine eylem biçimlerinin yeniden
örgütlülüğünü yaratarak halkın kendi kendini
ortaya çıkartılarak bu hedefi gerçekleştirecek
yönettiği, kendi yaşamını kendi örgütlülüğüyle
zenginliğe ulaştırılması gerekmektedir.
sürdürdüğü bir düzeye ulaştırmaktır. Bunu kendi
Şimdi kongre-Gel 5. Genel kurulun aldığı
aktif savunma duruşu temelinde bütün hareketimiz
özgücüne dayalı çözüm olarak görmektedir ve aktif
savunmayla hareketimizin hedeflediği budur.
böyle bir görev kapsamı doğrultusunda kendisini
15 Ağustos atılımının, 24. yılına girerken
yenilemekte yeniden planlamakta mevzilenmesini
hareketimiz sorununun çözüm mücadelesini böyle
hareket tarzını buna uygun bir biçimde yeniden
bir hedefe yeni bir stratejik yaklaşıma ve mücadele
düzenleyerek böyle bir mücadeleyi etkili bir
düzeyine ulaştırmış bulunmaktadır. Bu da yeni bir
biçimde yürütür hale gelmek için gerekli çalış-
çözüm sistemidir. Her türlü baskı ve sömürüyü
maları gerçekleştirmektedir. Bu konuda, 2007'nin
ortadan kaldırarak özgürlük, eşitlik ve demokrasi
ilk yarısında yürütülen çalışmalar bütün hareke-
ilkeleriyle halkının yaşadığı bir çözüm düzeyini
timizi ideolojik, siyasal, askeri bakımdan her alan-
ortaya çıkartmaktır. Bu sadece siyasi yönetimin
da aktif savunma konumuna geçirmiş, aktif savun-
değişmesini değil,
ma konumu temelinde çalışır, mücadele eder hale
demokratik bir yaşam sistemine örgütsel düzeyde
getirmiş ve bu temelde inkâr ve imhada ısrarlı olan
kavuşmasını sağlatmayı hedeflemektedir. Yeni bir
düşmana karşı daha etkili mücadele yürütecek bir
çözüm yoludur, yeni bir denemedir. Önder APO,
konum kazandırmıştır.
bunun bütün teorik çözümlemesini kapsamlıca
toplumunun özgürlükçü
22 Temmuz seçimleri ardından, AKP
yapmıştır. Halkı ve hareketimiz de bu teorik
hükümetinin inkâr ve imhada ısrar etmesi,
çözümlemeleri özümseyerek bunları hayata geçirip
demokratik çözüm yerine yeni bir imha ve tasfiye
halkların demokratik yaşamını geliştirmede ve
planını hareketimize dayatması durumunda gelişe-
Kürt sorunu gibi en ağır sorunlar başta olmak üzere
cek olan çok yönlü bir aktif savunma hamlesi ola-
bütün sorunların demokratik konfederalizmin
caktır. Bunun için hareketimizin gerekli hazırlıkları
örgütlülüğü temelinde çözümünü gerçekleştirme ve
vardır, bu hamlenin hem ideolojik boyutları, prop-
böylece yeni bir çözüm yöntemini insanlığa sun-
aganda-ajitasyon yönü olacak hem örgütsel boyutu
mada kararlıdır. Bütün dikkatini böyle bir çözüm
yani, halkın demokratik konfederal sistemini
sürecini başarıyla yürütmeye vermektedir, iddi-
örgütleme
serhildanı
alıdır, iradelidir ve başarma azmiyle doludur. Biz
geliştirme temelinde yürütme boyutu olacak hem
inanıyoruz ki, büyük 15 Ağustos atılımının o gir-
de gerillanın düşman saldırılarını kırmayı hede-
işken, mücadeleci, özgücü esas alan, büyük
fleyen bir aktif askeri duruşu, eylemliliği
fedakârlık ve cesaret içeren ruhuyla yeni anlayış
yaşanacaktır. Bunlar yoğun tartışmalarla ortaya
temelinde ve çözüm yöntemini esas alarak mücade-
çıkartılmış, planlanmış yeni bir anlayışı ifade
leyi geliştirdiği ölçüde hareketimiz ve halkımız
etmektedir. Bütün bu mücadelenin amacı, Kürt
sorununun kendi özgücüne dayalı çözümünü
halkının ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel alanda
başarıyla gerçekleştirecektir.
ve
bunu
demokratik
Komünar
41
ÇÖZÜM VE BAŞARI YOLU ÇİZGİ ESASLARI ÜZERİNDE
KENDİNİ YARATMAKLA MÜMKÜNDÜR
Cemil BAYIK
Düşman, hareketimize karşı şiddetli bir
saldırı yürütüyor. Düşmanın amacı hareketi imha
etmektir. Bunun için bütün olanaklarını harekete
geçirmiş bulunuyor. Önderlikten başlayarak gerillayı ezmek, halkı teslim almak, eğer teslim olmaz
ve direnirse katliamdan geçirerek sonuca gitmek
istiyor. Bu amaçla Türkiye'deki topluma, siyasete,
yargıya ve devlete müdahalede bulunarak kendisini
yeniden yapılandırmaya tabi tutmak istiyor.
Toplumu ve siyaseti faşistleştirerek, devleti, yargıyı
ve orduyu tümüyle buna göre düzenleyerek, tamamen önderlik ve PKK şahsında Kürt düşmanlığını
körüklemeyi ve buradan sonuç almayı amaçlamaktadır. Düşmanın dıştan hareketimizi imha etme
başarılı sonuç almak ancak kadronun bu çizgiden
çabaları bir anlamada anlaşılabilir, ama kadro-
uzaklaşan durumunu gidermekle mümkündür.
muzun içinde bulunduğu durumu anlamak gerçek-
Mücadele verilmeden, kadro kendisini çizgi
ten zordur.
esasları üzerinde yeniden yaratmadan, bu temelde
Kadromuzun içinde bulunduğu durum
çizgiyle bütünleşmeden, çizginin ihtiyaçlarını
birçok yönüyle düşmanın bu ezme hareketine
karşılayan bir çabaya girmeden, kesinlikle düş-
zemin oluyor ve adeta destek sunuyor. Kadro, ide-
manın bu konseptini boşa çıkarmak zordur.
olojik ve örgütsel esaslar üzerinden oldukça uzak-
Son süreçlerde kadro yapımız içerisinde düşman
laşarak ve hatta yer yer dışına çıkarak karşıtlığı
tanımı oldukça muğlaklaşmış, neyin düşman olduğu,
yaşamaktadır. Kadronun bu çizgiden uzaklaşması,
neyin bize hizmet ettiği oldukça karışmış durumdadır. En
giderek kopması ve yer yer karşıtlığa giren
önemlisi de bizi geriye çeken, güçsüz kılan, dağıtan bütün
anlayışlara, tutumlara girmesi hareket açısından
gerilikler ve çarpıklıkların düşman olarak görülmemesi ve
oldukça tehlikeli bir durumu ifade ediyor. Esas
bunların adeta normalmiş gibi kabul edilmesidir. İşte, düş-
olarak hareket açısından tehlike yaratan da kadro-
man denilen olay budur. Düşmanı öyle uzağımızda ara-
nun içinde bulunduğu bu durumdur. Adeta düşmanı
mamıza gerek yoktur. Düşmanı kendi içimizde aramak
içerden tamamlayan, onun başarısına hizmet eden
gerekiyor. Bilinen dış düşmanı başarıya götüren de bizde
bir duruşu ifade ediyor. Bu açıdan düşmanın ezme,
var olan ve düşman olarak adlandırdığımız anlayış ve
tasfiye etme, teslim alma konseptine karşı durmak,
tutumlardır.
Komünar
42
Nedir düşman? Bizi engelleyen, zayıf
Öyle anlaşılıyor ki kadromuz oldukça
kılan, geriye çeken, mücadeleden alıkoyan,
ciddi örgütsel sorunlar yaşıyor. Birçok yönüyle ide-
başarısız kılan, dağıtan, kaybettiren ne varsa bütün
olojik ve örgütsel gerçekliğimizden uzaklaşma, yer
bunları düşman olarak görmek gerekiyor. Böyle
yer kopma ve karşıt durumlara düşme, bunun sonu-
anlaşılırsa ve buna büyük bir öfke duyulursa, bu
cunda kadro ölçülerinde oldukça muğlaklaşma ve
öfke düşünceye, örgüte, eyleme dönüştürülürse işte
aşınma yaşanıyor. Bu duruma düşen kadro tabii ki
o zaman düşmana karşı doğru bir duruş gerçek-
çizgiyi, çizgi esaslarını, onun ihtiyaçlarını gözete-
leştirilmiş olunur. İçimizdeki bu düşmana zemin ve
mez, onun gereklerini yerine getiremez. Bu parti
başarı sunan anlayış ve tutumlar giderilmeden,
gerçeğimizle oynama anlamına gelir. Öyle
kesinlikle sömürgeci düşmana karşı, yine ona
anlaşılıyor ki Avrupa zemininde adeta parti
destek sunan güçlere karşı başarılı bir yürüyüşü
gerçeğiyle, onun çizgi ve militan esaslarıyla oyna-
gerçekleştirmek, hedeflere ulaşmak oldukça zor-
ma neredeyse bir görev haline gelmiş bulunuyor.
dur. Bu konuda yaşanan muğlâklığı düzeltmek
Bu kabul edilebilecek bir durum değildir.
gerekiyor.
Kadromuzun içinde bulunduğu bu durumu görmesi
Avrupa kadromuzda yaşanan temel eksik-
ve bunu hızla gideren bir tutumun içine girmesi
liklerden biri de ideolojik mücadelenin yapılma-
gerekiyor. Bunu gidermeden, çizgi esaslarına, onun
masıdır. İdareci, liberal, birbirinin eksikliklerine
militan kadro esaslarına girmeden, bu konuda
göz yuman yaklaşımlar içerisinde olmalarıdır. İde-
derinlik kazanmadan hiç bir sorunun çözümlene-
olojik mücadelenin yapılmadığı bir yerde örgüt
meyeceğini bilmek gerekiyor.
yaşamının korunamayacağı bilinmelidir. İdeolojik
Kadromuzda çizgiyi anlama, çizgiye
mücadelenin yürütülmediği bir yerde devletçi, ikti-
girme, çizgiyi yaşama, çizginin ihtiyaçlarını görme,
darcı sistem gerçekliği ve postmodernist yaşam
onları giderme, çabalarını bu doğrultuda yoğun-
tarzının kendisini örgütleyeceği ve kadroyu militan
laştırma oldukça zayıf görünüyor. Çizgiye yak-
yaşam
açıktır.
laşımda, çizgi mantığıyla çizgiyi anlama yerine,
Görülüyor ki Avrupa kadromuzda ideolojik anlam-
kendi mantığıyla yaklaşma, bu temelde anlama,
da bir mücadele söz konusu değildir. Sistem an be
dolayısıyla da bunu anlamama, ayarlama, kendine
an yaşamımız üzerinde kendisini örgütlemek için
göre yorumlama, bu temelde kendine doğru ve yan-
savaşım halindeyken, kadronun birbiriyle ideolojik
lışlar, kabul ve ret ölçüleri geliştirme çokça
anlamda bir mücadeleye girmemesi ve Apocu
yaşanan bir durumdur. İnsan çizgi mantığıyla
çizgiye getirmeye çalışmaması, düşmanın yıllardır
çizgiye girmezse, çizgiyi elbette ki anlayamaz,
örgüte veremediği zararı vermektedir. Sahte özgür-
onun esaslarına giremez ve bütünleşemez. Çizgiye
lük anlayışlarıyla örgütün yaşamını bozan, dağıtan,
girmeyen kendi çizgisini esas alır. Kadroda
tasfiyeciliğin içimizde oturtmaya çalıştığı mücade-
çizginin yaşanmamasının esas nedeni budur.
ölçülerinden
uzaklaştıracağı
lesizliği örgüt içinde bir tarz haline getiren
Nitekim Avrupa sahasında kadronun bu
anlayışlar, örgüte gelmemede ısrar etmekle kalmayıp
durumu, hareketi tehlikelerle yüz yüze getirmiş
doğrudan örgütü bozmaya yönelen yaklaşımlardır.
bulunuyor. Hareket sürekli eriyor, birçok yönüyle
Komünar
43
kan kaybediyor. Bu tamamen kadronun içinde
durumda. Eğitimler hemen hemen durmuş, yapılan
bulunduğu durumla ilgilidir. Çünkü kadroda çizgi
eğitimler de geri bir durumda gerçekleşiyor. Adeta
esasları ve ihtiyaçlarını giderme çabaları oldukça
eğitim yapmış olmak için eğitim yapılıyor. Bu da
zayıftır. Hatta birçok kadroda kendine göre bir
herhangi bir şeyi çözmüyor. Onun için zihinler
kadrolaşma, dolayısıyla da kendi çizgisini esas
oldukça donmuş durumda. Zihinler dondurulduğu
alma, kendi çizgisinde örgütlenip yürüme vardır.
için burada aşınma yaşanıyor.
Bu yaşandığından ötürü de çizginin ortadan kay-
Avrupa'da yapılan eğitimlerin gözden
bolması, muğlaklaşması, parti çizgisi yerine birçok
geçirilmesi gerekiyor. Yapılan eğitimlerin pek
Eğitimin yapılmaması
Zihinde durgunluğa, zorlanmaya
Bunun sonucunda da çözümsüzlük
Ve aşınmalara yol açmaktadır
Kendini ideolojik ve örgütsel olarak
Eğitmeyen bir kadronun
Hareketin ideolojisinin gücünü
Yine örgütünün gücünü anlaması
Bu gücü kullanması düşünülemez
sonuç yaratmadığı ortadadır. Eğitim politikasının
hızla gözden geçirilmesi ve buna yeni bir içerik
kazandırılması
önemlidir.
Avrupa'da
hiçbir
gerekçeyle eğitimlerin ertelenmemesi gerekir.
Oysaki birçok gerekçe öne sürülerek kadro eğitimleri yapılmamakta, hatta bireysel anlamda da kadro
birçok bahane öne sürerek kendi eğitimini yapmamaktadır. Eğitimin yapılmaması zihinde durgunluğa, zorlanmaya, bunun sonucunda da çözümsü-
çizginin gelişmesi ve partinin parti olmaktan çık-
zlük ve aşınmalara yol açmaktadır. Kendini ideolo-
ması söz konusudur. Yine bazı kadrolar kendi man-
jik ve örgütsel olarak eğitmeyen bir kadronun,
tığıyla çizgiyi anlamaya kalktıkları ve bundan
hareketin ideolojisinin gücünü, yine örgütünün
dolayı kavramadıkları gibi, bazılarında da inançsı-
gücünü anlaması, bu gücü kullanması düşünüle-
zlık vardır. Bunun için çizgiye girmeme yaşanıyor.
mez.
Çizgiye inançsız olanlar, onun başarısına inan-
Avrupa'daki kadromuzun yaşadığı gerçek-
mayanlar tabii ki çizgiyi anlamaya, özümsemeye,
lik oldukça vahim bir durumu ifade ediyor. Çok
bu temelde kendini yeniden yaratma çabasına
güçlü bir ideolojimiz ve örgüt gücümüz olmasına
girmezler.
rağmen, bunun farkına varamama, bunu kullana-
Bir kısım kadromuzda yaşanan, çizgiyi
mama, onun için de çözümsüzlüğü yaşama söz
anlamaya çalışmak ve anladığı oranda da çizgiyle
konusudur. Halbuki dünyanın en büyük ideolojik
birleşmektir. Anlaşıldığı kadarıyla, bu kadro azın-
ve örgütsel gücüne sahip olan bir hareketiz. Bu
lıktadır. Bunun için parti çizgisini önemli ölçüde
kadar güçlü bir hareket içinde kadronun zavallılığı
uygulamama, muğlaklaştırma durumu yaşanmak-
yaşaması ters bir durumu ifade ediyor. Bu kadro,
tadır. Bunun giderilmesinin yolu her şeyden önce
Önderliğe bağlı olduğunu söylüyor. Önderliğe
çizginin başarısına inanmaktan, çizginin mantığıy-
bağlı olmak demek, Önderliğin tarzını esas almak
la çizgiye girmekten ve onu yaşamaktan, bunun
demektir. Yani ideolojik, örgütsel mücadeleyi
için de kendini bu temelde eğitmekten geçiyor.
süreklileştirmek, bunda en ufak bir gevşekliği yaşa-
Görülüyor ki, kendini eğitmeme oldukça gelişmiş
mamak, ideolojik ve örgütsel çizginin arılığını
Komünar
44
sürekli korumak, bütün kadro gücünü ideolojik ve
önderliğin örgüte, örgütlenmeye ne kadar değer
örgüsel mücadeleye, çizgiye çekmek, bu temelde
verdiğini gösteriyor.
yaşatmak, ideolojik güç ile örgütsel gücü birleştir-
Kürdistan gibi bir yerde her şey partiyle
erek sonuç almak demektir. Bu hareketin ideolojik
kazanılıp, korunuyor ve geliştiriliyor. Partinin zayıf
ve örgütsel gücünü iyi birleştiren bir kadronun
düşmesi demek her şeyin tehlikeye düşmesi
sorunları çözeceği, büyük gelişmeler yaratacağı bir
demektir. Partililik, parti örgütlenmesi bu açıdan
gerçektir. Çünkü bundan daha büyük bir güç yok-
hayati bir sorun oluyor. Örgüt ve örgütselliği yadsı-
tur. Önderliğin, bu hareketin gücü; tamamen ide-
ma, buna tepki duyma örgütsüzlüğü ifade ediyor.
olojisinde, örgüt gücünde ve bunların birleştirilerek
Örgütsüzlükle hiçbir şeyin kazanılamayacağı
yeterli, yetkin kullanılmasında yatıyor. Ama kadro-
ortadadır. Ne kadar örgütselliği geliştirirsek o kadar
muzda ortaya çıkan, ya ideolojiyi önemsiyor örgütü
toplumsallığı geliştiririz. Toplumsallığın gelişmesi
önemsemiyor, ya örgütü önemsiyor ideolojiyi
demek, insan olmak, insanlıkta derinleşmek
önemsemiyor. Dolayısıyla da başarılı bir sonuç
demektir. Örgütselliğin reddi, toplumsallaşmanın,
elde edemiyor. Halbuki başarının yolu ideolojik ve
insan olmanın reddi anlamına gelir. Örgütselliğin
örgütsel gücü birleştirmekten ve yetkin kullanmak-
bu kadar yadsındığı, tepki duyulduğu, örgütsel
tan geçiyor. İdeolojik ve örgütsel çizgi esaslarına
yaşam ve çalışmaya gelinmediği bir yerde hangi
girmeyen ve bu temelde kendisini büyütmeyen bir
sorunlar çözümlenebilir ve hangi başarının sahibi
kadronun yürüyüşünün başarılı olamayacağı,
olunabilir? Eğer sorunlar çözülerek başarı elde
sorunlara çözüm getiremeyeceği bir gerçektir. Eğer
edilmek isteniyorsa, bunun yolu örgütlenmeyi
kadromuzda sorunlar yaşanıyorsa, esas nedeni bu
derinleştirmekten geçiyor.
olmaktadır. İdeolojisine güvenmeyen, örgüt gücüne
Önderliği kabul ettiklerini, ama partiyi,
güvenmeyen, bu temelde kendini eğitip donat-
onun yönetimini kabul etmediklerini söyleyen
mayan, kendisini çözüm gücü haline getirmeyen
kadrolarımıza rastlıyoruz. Ben önderliği kabul
bir kadronun her hangi bir sorunu ve gelişmeyi
ediyorum, benimsiyorum, bağlıyım, demek onun
ortaya çıkaramayacağı, sorunları çözemeyeceği,
örgütünü kabul etmek, onun örgütüne girmek,
gelişme yaratamayacağı rahatlıkla anlaşılabilir.
doğru katılmak ve onun görev ve sorumluluklarını
Bu anlayışın bir sonucu olarak kadroda örgüt ve
yerine getirmek anlamına gelir. Başka türlü
örgütselliği önemsememe, hatta tepki duyma,
bağlılıktan söz edilemez. Hem Önderliğe bağlı
örgüte doğru bir temelde gelmeme, güvenmeme,
olduğunu söyleyecek, hem de O'nun örgütüne
yaşamama, doğru bir katılımı yapmama, mücadele
güvenmediğini söyleyip reddedeceksin! Bu durum
vermeme, örgüt gücünü kullanmama yaşanmak-
Önderliği reddetmektir, Önderliği Önderlik olarak
tadır. Halbuki hareketimizin tüm gelişmesi, ideolo-
değil de bir birey olarak görmektir. Bu, Önderliği
jik ve örgütsel esaslara bağlıdır. Önderlik örgütün
örgütünden koparmak, Önderliği öldürmektir. Bu,
önemini vurgularken "her şeyle oynayabilirsiniz,
yıllarca Önderliğe ve harekete düşmanlık yapan
hatta anamla oynamanızı bile kabul edebilirim,
güçlerin dillendirdiği bir söylemdir. Önderlik
ama örgütle oynamayacaksınız" demiştir. Bu
karşıtı güçler Önderlik ile örgütünü sürekli ayırmak
Komünar
istemişlerdir.
Bununla
45
da
sonuca
gitmek
örgütü kurtaracaksın, sana ne, neden herkesle aranı
istemişlerdir. Bu hareketin hiçbir kadrosu Önderliği
bozuyorsun, neden herkesle iyi geçinmiyorsun"
kabul edip, örgütünü reddedemez. Eğer reddederse,
gibi eleştirilerle örgüte sahip çıkanları etkisi-
bu Önderliğin de reddidir. Sadece reddedilmesi de
zleştirmeye çalışıyorlar. Bununla örgütsüzlüğü
değil, Önderliğin birey haline getirilmesi ve
geliştirmek ve orada istedikleri bireysel yaşam-
imhasını sağlamaya, gerçekleştirmeye hizmet
larını ve çıkarlarını ön plana çıkarmak istiyorlar.
etmektir.
Bir örgüt insanının bunu iyi anlaması gerekiyor.
O kadar bireycilik gelişmiş ki Önderlik
Kadro kendisini böylesi baskılar altında hisset-
kabul ediliyor, örgüt kabul edilmiyor, örgütsellik
memelidir. Tam tersine böylesi yaklaşımlar
reddediliyor bireycilik esas alınıyor. Bu ısrar, düş-
karşısında daha fazla örgüte sahiplenmeyi ortaya
manın isteyip de gerçekleştiremediğini yürütmek-
koyması ve her yönüyle örgütü üstlenmesi, koru-
tir. Yıllardır sömürgeciler ve destekçileri bu
ması gerekir. Ama görülüyor ki birçok kadromuzda
hareketi dağıtmaya çalışıyor. İdeolojik, örgütsel ve
kendini baskı altında görerek geriye çekilme, sinme
militan esaslarına saldırıyor. Bununla örgütlülüğü
yaşanıyor. Bundan daha tehlikeli bir durum ola-
dağıtıp, sonuç almak istiyor. Birçok kadromuz da
maz.
örgütselliği reddederek, örgütselliğe tepki duyarak,
Yine kadromuzda yaşanan başka bir sorun
örgüt yaşamına girmeyerek, yaşamı bozarak, birey-
da; ne iş yapmak ne de yaptırmak sorunudur.
ciliğini ön plana çıkararak her şeyini bireyciliğine
Kendisi yapmadığı gibi başkalarının yapmasını da
göre düzenleyerek, buna en büyük desteği sunuyor.
engelliyor. Bundan daha tehlikeli bir anlayış ola-
İşte bu anlayış sahipleri, örgüt esasları üzerinde
maz. Kadro demek; hareketin ihtiyaçlarını esas alıp
yürümeyi, örgütle birleşmeyi irade kırılması olarak
bunu gidermek demektir. Hareketin bütün görev ve
görüyor.
sorumluluklarını üstlenmek ve bunun gereklerini
Kürdistan'da
nasıl
irade
olundu?
pratikte yerine getirmek demektir. Bu konuda engel
Partileşmeyle, partileşmenin derinleştirilmesiyle
olanı engel durumundan çıkarmaktır. Yapmayanı
irade gerçekleştirildi. Partileşmek demek; irade
yapmaya teşvik etmektir. Eğer yapmıyorsa, hele
olmak, insan olmak demektir. Partileşmekten kaç-
hele engel oluyorsa ya bunu yapar hale getirmek,
mak; iradeyi kaybetmek, köleleşmek, hatta insan-
bu durumdan çıkarmak, eğer olmuyorsa bu haliyle
lığını kaybetmek demektir. Kölelik iradeleşme
kabul etmemek, onun örgüt ortamı içindeki
olarak görülüyor ve dayatılıyor. Hatta bunun kabul
yaşamını kabul etmemek, mücadeleyle o ortamda
edilmesi isteniyor. Bunun için örgüte sahip çıkma,
barınamaz
onun değerlerine sahip çıkma, örgüt mücadelesi
Yapmayan, yaptırmayan, engel olan, örgütselliğe
yürütme, örgüt ölçülerinde ısrar etme, adeta bir suç
karşı bireyciliği, keyfiyeti geliştiren bu kişilik,
gibi ele alınıyor. Bu anlayış sahipleri örgüte sahip
örgüte yeni kadro katmayı ve bu temelde örgütü
çıkanı suçlayarak, baskı ve töhmet altına alarak
güçlendirmeyi de esas almayarak, var olanı da
örgütü savunmasını engellemeye çalışıyorlar.
tüketmeye çalışıyor. Eğer bir örgüt, bir hareket
"Sadece sen mi bu örgütün sahibisin, sen mi bu
bünyesine sürekli yeni kadro katmazsa, var olan
duruma
getirmek
gerekmektedir.
Komünar
46
kadroyla gelişme ve başarıyı sağlayamaz. Gelişme
ka gidermeyi esas almalıdır. Bunun çabası içinde
ve başarı şurada kalsın, var olan kadroyu da tuta-
olmalı ve bu çabada sonuç alıncaya kadar ısrarlı
maz, o kadro kurur ve biter. Ancak yeni kadro
davranmalıdır. Nitekim saflarımızda çokça yaygın
kazanılıp örgüte katılırsa, örgüt dinamizm, can-
olan bir anlayıştır bu. Bu geleneksel kişiliğin ve
lılık, yenilik kazanır, moral ve inanç bulur, bu
anlayışın örgüt ortamında sürdürülmesidir. Böyle
temelde gelişme ve başarı sağlar. Bu temelde her
bir kişiliğin örgüt ortamında olması örgüt açısın-
zaman büyümeyen örgüt, ufalmaya, küçülmeye ve
dan oldukça tehlikelidir. En değme bir ajanın
hatta tasfiye olmaya mahkumdur. Eğer coşku,
yaratamayacağı tehlikeyi yaratır, zararı verir.
moral, istek, güven zayıflığı yaşanıyorsa bunun bir
Bunun da doğru anlaşılması gerekiyor.
nedeni de yeni kadronun kazanılmamasıdır. Onun
Kadromuzun içinde bulunduğu durum,
için bütün kadronun bu gerçeği bilerek sürekli yeni
örgütle halk arasında bağ kuracağı yerde, sanki
katılımlar sağlamayı, bu temelde örgütü moralize
görevi bu bağı kesmekmiş gibi bir anlayış ve tutu-
etmeyi, büyütmeyi esas alması gerekiyor.
mu ifade ediyor. Örgütün kitleye ulaşmasını,
Örgüt olayına yaklaşımda toplumdaki bir
kitlenin örgüte ulaşmasını engelliyor. Bu örgütle
insanın yaklaşımı gibi bir yaklaşım sergileniyor.
kitlenin birbirinden kopmasına yol açıyor.
Nasıl ki toplumdaki bir insan örgüt üyesi değilse,
Kadronun bu yaklaşımı büyük bir tehlike yaratıy-
örgütteki sorunlar, görevler onu ilgilendirmiyorsa,
or. Bu yaklaşım örgütün kendi halkından, kitlesin-
sadece eleştirilerle ve bu sorunların giderilmesini
den kopmasını ve kitlenin kendi öncüsünü ve
istiyorsa ve bununla yetiniyor, sorunların gider-
örgütünü kaybetmesine yol açıyor. İşte bu durum
ilmesi, görevlerin yerine getirilmesini kendisi için
örgüt açısından ölümü ifade ediyor. Kadronun bu
bir sorun olarak görmüyorsa, birçok kadronun
anlayışı ve tutumu hızla terk etmesi, örgütüyle
yaşadığı gerçeklik de tamı tamına buna benziyor.
halkı arasında bir bağ, köprü olması ve örgütü
Hareketin kadrosu olmasına rağmen görev ve
halka, halkı örgüte taşırması gerekiyor. O zaman
sorumluluklar karşısında en çok bazı eleştiriler
gelişme ve başarı yaşanır. Örgütle halkın bir-
geliştirebiliyor ve şu şu sorunların giderilmesi
birinden koptuğu yerde herhangi bir başarının
gerekir, diyor ve bununla da doğru iş yaptığını,
yaşanmayacağını bilmek gerekiyor.
görev ve sorumluluklarını yerine getirdiğini sanıy-
Yine kadromuzda yaşanan ve mutlaka
or. Büyük bir aldanmayı yaşıyor. Farkında
aşılması gereken bir durum da örgüt yaşamında
olmadan kendisini örgütün dışındaki bir insan kon-
çok önemli olan toplantıları önemsememe, toplan-
umuna düşürüyor. Sorunların dile getirilmesi,
tılara katılmama, katıldığında ise sorumlu davran-
eleştirilmesi, bunların giderilmesinin istenmesi
mama, toplantının başarısı için çaba göstermeme
önemlidir, ama bunlar doğru iş yapma anlamına
ve bununla da toplantıların verimsiz geçmesini
gelmiyor. Bunlar sorunların giderildiği anlamına
sağlama, toplantılara olan güveni yıkma, toplan-
gelmiyor. Bu eleştirileri geliştiren ve bunların
tıları bu anlamda işlevsel olmaktan çıkarma
giderilmesini isteyen bir kadro, bunun kendi göre-
gerçekliğidir. Halbuki örgüt yaşamında toplantı
vi olduğunu bilmeli ve eleştirdiği hususları mutla-
olmazsa ve bu toplantılar verimli kılınmazsa örgüt
Komünar
47
ciddi sorunlar yaşar. Giderek bu sorunlar ağırlaşır
teriyor. Bireylerin örgüt yerine geçtiği bir yerde
ve bunun sonucunda tasfiyeler, dağılmalar, kaybet-
hiçbir sorunun çözülemeyeceği, örgütsel gelişme
meler yaşanır. İşte örgütselliğe gelmeyen, buna
ve başarının yaşanmayacağı çok açıktır. Eğer, bu
inanmayan ve tepki duyan kişi, örgütselliğin bir
kadar sorunlar var deniliyor ve çözülemiyorsa bir
parçası olan toplantılara da tepki duymakta, toplan-
nedeni de budur.
tıları da anlamsızlaştırmakta ve toplantılara olan
Yine örgütsel yaşamımızda önemli bir yeri
güveni de ortadan kaldırmaktadır. Bu, örgüt
olan rapor sisteminin işletilmemesi, yazılmaması
yaşamını, örgüte olan güveni, örgüt gücünü ortadan
ve istenmemesi, yazılan raporların ciddi ele alınıp
kaldırmaktır. Toplantılarda daha çok ideolojik,
incelenmemesi, raporlarda ortaya çıkan yanlış ve
örgütsel, siyasal, pratik sorunların çözümlenmesi
yetersizliklerin üzerinde durulup giderilmemesi,
gerekirken, gündeme daha çok bireysel sorunlar
örgütsel yaşamımızı felç ediyor. Örgütümüzde,
getiriliyor, bunlar öne çıkarılıyor, bunlar tartışılıy-
kadrolarımızda neyin yaşanıp yaşanmadığı belli
or. Bütün ideolojik, örgütsel, siyasal, pratik sorun-
olmuyor. Bu durum oldukça tehlikeli bir durumu
lar arka plana atılıyor. Toplantılarda bu kadar birey-
ortaya çıkıyor. Rapor sisteminin işlemediği bir
sel sorunların gündeme getirilmesi, bütün enerjinin
örgütte dağılma, çürüme gelişir, kimin neyi
bu
doğrultuda
geçirilmesi
harekete
demek,
örgütselliği zayıflatmak,
hatta
örgütü
kaldırma
ortadan
anlamına
geldiğini görmek gerekir.
Örgütselliğin
egemen
olduğu bir ortamda bireysellik, bireysel sorunlar,
yaşadığı
Örgütsel yaşamımızda
Önemli bir yeri olan rapor sisteminin
İşletilmemesi, yazılmaması
Ve istenmemesi, yazılan raporların
Ciddi ele alınıp incelenmemesi
Raporlarda ortaya çıkan
Yanlış ve yetersizliklerin üzerinde
Durulup giderilmemesi
Örgütsel yaşamımızı felç ediyor
istemler bu kadar gelişe-
anlaşılamaz.
Bundan daha tehlikeli bir
durum olamaz. Onun için
bütün kadrolardan sistemli olarak rapor istenmesi, alınan raporların
incelenmesi, bu raporlardaki
yetersizliklerin,
çarpıklıkların
üzerinde
durulması, yapılan eleştiri
mez. Örgütselliğin egemen olduğu bir yerde sorun-
ve önerilere değer verilmesi gerekir. Eğer kadro
lar örgütsel olarak gündeme gelir ve çözümü de
raporlara değer verildiğini görürse o zaman rapor
örgütsel olur. Ama örgütselliğin zayıfladığı veya
yazmayı bir görev olarak önüne koyar. Ama rapor-
ortadan kalktığı yerlerde tabii ki bireycilik, bireysel
ların değerlendirilmediğine inanırsa tabii ki rapor
sorunlar öne çıkar ve bireyler tartışılır. Bundan
yazmamayı ve bunu bir anlayış düzeyine getirmeyi
daha tehlikeli bir durum olamaz. Eğer toplan-
esas alacaktır. Nitekim bazı kadrolarımızda rapor-
tılarımızda bireysel sorunlar bu kadar öne çıkarılıp
larının değerlendirilmemesinden dolayı rapor yaz-
tartışılıyorsa, bütün ideolojik, pratik, örgütsel
mama eğilimi gelişmiştir. Yine genelde kadromuz-
sorunların önüne geçiyorsa, bu, örgütselliğin
da rapor yazmama, bunun gerekliliğine inanmama
zayıfladığını ve örgütselliğin kaybedildiğini gös-
anlayışı gelişmiştir. Bu örgütten kopmayı ifade
teriyor. Artık bireylerin örgüt yerine geçtiğini gös-
ediyor. İşte örgütü ve örgütselliği önemsememenin
Komünar
48
bir sonucu olarak bu anlayış gelişiyor. Böyle bir
ma anlamına geliyor. Partinin her türlü anlayış
örgüt kadrosu olamaz, kabul edilemez. Bir örgüt
tarafından istila edilmesi anlamına geliyor.
toplantı sistemiyle, rapor sistemiyle örgüt olarak
Eğer Avrupa'da örgüt gelişmiyor, örgüt ve
kendini ayakta tutabilir. Bir örgütte toplantı- rapor
kadrolarda sorunlar yaşanıp her türlü örgüt dışı
sistemi durdurulur, işletilmezse, yine eleştiri
anlayış gelişiyorsa, çürüme, dağılma ve bunun
özeleştiri mekanizması işletilmezse o örgütte
sonucu olarak güven sorunları, kopmalar gündeme
yozlaşma, çürüme, dağılma yaşanır. İşte nitekim
geliyor ve yaşanıyorsa, bu biraz da yönetim gerçek-
birçok kadronun kopmasının altında yatan bu
liğiyle bağlantılıdır. Yönetim, yönetim olma
gerçekliktir.
esaslarından uzaklaştığından kadro ve halktan kop-
Yaşanan ideolojik, örgütsel sorunların yanı
uyor. Çünkü idarecilik, çizgiden kopmayı ifade
sıra yönetim sorunlarının yaşandığı da bir gerçektir.
ediyor. Çizgiden kopan bir yönetimi ne kadro ne de
Avrupa'da ciddi yönetim sorunu yaşanmaktadır.
halk kabul etmez ve güven duyamaz. Eğer yöne-
Yönetim olma yerine, adeta nasıl yönetim olunmaz
time güvenmeme gelişiyor ve bu açıktan ifade
anlayışı hakimdir. Yönetime ve tabii ki kadroya
ediliyorsa hem halk, hem de kadro tarafından işte
damgasını vuran liberalizm oluyor. Hemen hemen
"biz Önderliğe güveniyoruz, yönetime güvenmiy-
bütün yönetimlerimizde ve kadrolarımızda hakim
oruz" söyleniyorsa, bu biraz da yönetimin idareci
olan, Apocu çizgi yerine liberalizm çizgisi olmuş-
mantığıyla bağlantılıdır. Apocu çizgi yerine, liberal
tur. Bu çizginin bir sonucu olarak idarecilik çok
çizgiyi esas almasıyla bağlantılıdır. Bunun
yaygın bir tarz haline gelmiş, herkesi sarmış
görülmesi ve hızla terk edilmesi gerekiyor. Bu
durumda. Herkesi olduğu gibi kabul etme, yaşatma,
harekette yönetim olmak demek, çizgi esaslarında
hiçbir örgütsel, ideolojik mücadele yürütmeme;
yürümek demektir. Çizginin ihtiyaçlarını, esaslarını
örgütü, kadroyu her türlü anlayış ve tutumla kendi
sürekli gözetmek, o ihtiyaçları giderme çabası
haline terk etme, bununla yönetim olma veya kadro
içinde olmak demektir. Bütün kadroyu ve kitleyi bu
olma anlayışı esas alınıyor. Yönetim olmak demek,
temelde harekete geçirmek demektir. Çizgi esasları
kadroyu örgüt çizgisi esaslarında yürütmek demek-
bırakılarak, idarecilik esas alınarak, her kes her
tir. Bunun için de ideolojik ve örgütsel mücadeleyi
tutumla yaşatılarak hareket temsil edilemez. Böyle
yürütmek demektir. Çizgiyle, örgüt gerçeğimizle,
bir yönetimin sorumluluğunda hareketin gelişmesi
onun militan kadro gerçeğiyle, yaşam gerçeğiyle
ve başarısı düşünülemez. Bu tarz, ne kitleye ne de
bağdaşmayan her türlü anlayış ve tutumla
kadroya güven veremez. O kitle o kadro ve yöne-
mücadele etmek demektir. Ama idareciliğin esas
timle birleşemez. Eğer yönetim kendisini bütün
alınması kadroyu ve örgütü her türlü tehlikeye açık
kadro ve halkın çözüm gücü haline getirip gerçek-
hale getiriyor ve bu da her türlü anlayışın kadro ve
leştirse, herkes yönetime güven duyar, birleşir, güç
örgütte gelişmesine, hareketin kendi çizgisini, kay-
verir ve başarılı olur. Yönetimin başarılı olması
betmesine,
kaybetmesine,
tamamen kadro ve halk açısından çözüm gücü
çürümesine ve dağılmasına yol açıyor. Bundan
olmasından geçer. Kendisini çözüm gücü haline
daha tehlikeli bir durum olamaz. Bu partiyle oyna-
getirmeyen bir yönetime ne kadro ne de halk
kendi
değerlerini
Komünar
49
güvenemez ve böyle bir yönetim altında herhangi
muğlaklık ve aşınmayı yaratmamaktır. Kadrodaki
bir başarı da sağlanamaz. Yönetimin, hareketimizin
yaşanan muğlaklık ve aşınma, örgütteki aşınma ve
yönetim gerçekliğini esas alması gerekir. Nedir bu
muğlaklığa yol açmaktadır. Bu da örgütün dağıl-
yönetim gerçekliği? Apocu yönetim gerçekliğidir.
masına yol açar.
Apocu yönetim gerçekliği, kendisini, çözüm gücü
Yönetimin kendisini yönetim esasları
olarak gerçekleştiren yönetimdir. Kadro ve halka
üstünde tutmaması, çözüm gücü haline getirmeme-
morali, inancı, güveni, bilinci, gücü vermek
si, çizgi yönetimi haline girmemesi, idareciliği esas
demektir.
temelde
alması, sorunları ertelemesi, çalışmalarda herkesi
güçlendirmek ve harekete geçirmek demektir.
esas almaması, bir kısmını ihmal etmesi, yine yöne-
Kadro ve halkın ihtiyaç duyduğu şeyi vermek
timlerde kolektivizmin yerine bireyciliğin geçmesi,
demektir. Bunu veren bir yönetim kadro ve halkta
memurculuğun, amirciliğin yaşanması, yönetim
güven sağlayabilir. O kadro ve halk o yönetimi
şahsında örgüt ciddiyetini oldukça zedeliyor. Eğer
kendi yönetimi olarak görür, ondan sürekli güç
örgüt ciddiyeti aşınıyorsa, örgüte güven duyulmuy-
aldığını gördüğü için, o yönetimle birleşir, güç
orsa, örgüt ile bileşilmiyorsa, hatta bazılarında da
verir. İşte bu yönetimin gücüne güç, başarısına
örgütü ciddiye almama, örgüte düşmanlık gelişiy-
başarı katar. Güçlenen yönetim, daha çok kadro-
orsa, bu yönetimin içinde bulunduğu durumla izah
suna ve halkına, güçlenen kadro ve halk da yöne-
edilebilir. Nitekim yönetimde yaşanan liberal çizgi
timine daha fazla güç verir. İşte bu da bizi başarıya
sonucu olarak örgüt ciddiyeti oldukça zedelenmiş
götürür. Önderliğimizin gücü, başarısı bu nok-
durumdadır. Hem dışımızdaki güçler örgütü yeter-
tadadır. Bunun da doğru anlaşılması gerekir.
ince ciddiye almıyor, örgütün ve kadronun üzerine
Kadroyu,
kitleyi
bu
Önderliğe bağlılık, onun yönetim tarzını
rahatça gelebiliyor, hem de kadroda örgütü ciddiye
esas almayı, o tarzda pratikleştirmeyi gerektirir. Bu
almama, dinlememe giderek gelişen bir hastalık
tarzı esas alan bir yönetimin başarıyı sağlamaması,
oluyor. Bu da oldukça tehlikeli bir düzeye doğru
kadro ve halkta güven sağlamaması mümkün
gidiyor. Yönetimin bu gerçeği görerek hızla cid-
değildir. Yönetimin kendisini sorunların çözüm
diyeti önce kendisinden başlatarak diğer tüm
gücü haline getirmemesi, özellikle de bazı prob-
kadrolarda hatta dışımızdaki güçlerde de yaratmayı
lemli kişiliklerin sorunlarını çözmemesi, onları
esas alması gerekiyor. O zaman örgüt ciddiyeti
olduğu gibi sorunlarla yaşatması ve hareket içinde
sağlanabilir. Örgüt ciddiyetinin sağlanmadığı bir
tutması, yine kadro sorununda ölçüleri net koyma-
örgütü kimse ciddiye almaz. Dolaysıyla ciddiye
ması, kadroyu ve halkı oldukça etkilemektedir. Bu
alınmayan bir örgütün başarı şansı da olamaz.
yönetime güvensizliği yaratmaktadır. Yönetim
Bunun da çok iyi görülmesi gerekir. Eğer bu gün
olmak demek, kadro ölçülerini net koymak ve
içimizde ve dışımızda birçoğu örgütü çekiştirip,
bütün kadroyu bu ölçülerde yaşatmak, buna
örgüte güven duymadığını söyleyebiliyorsa, çekin-
gelmeyenle mücadele etmektir. Bunda ısrarlı
meden karşıt faaliyet içine girebiliyorsa, bunun
olunuyor ve iflah olunmuyorsa, onu örgüt ortamın-
yönetim ve kadro gerçekliğimiz ile bağını görmek
da tutmamaktır. Böylelikle kadro ölçülerinde
gerekir. Kendi örgütünün ciddiyetini dikkate
Komünar
50
almayan kadro ve yönetimin örgütünü başkasına
olumlu yanı varsa, yüzde doksan dokuzu olum-
kabul ettirmesi zor olur. Eğer bugün örgütümüz
suzsa, bizim için esas olan yüzde birlik olumlu
gücünü yitirmişse ve bu örgüt ciddiye alınmıyorsa,
yanıdır, biz bunu esas alırız. Biz de olumluyu esas
bu, kadronun ve yönetimin örgütü ciddiye alma-
alarak büyütmeyi egemen kılmayı, bu tarzda yüzde
masından doğan bir durumdur. Onun için yöne-
doksan dokuzu asgariye indirmeyi esas alırız.
timin kendisinde başlayarak kadroda bu ciddiyeti,
Üslubumuz budur. Bu hareketin üslubunda kazan-
örgüt ciddiyetini sağlaması gerekir. Bu da ne ile
ma, yüceltme, geliştirme esastır. Başarı esastır.
mümkün? Örgüt çizgisine, onun militan esaslarına,
Onun için morali, inancı ve güveni geliştirme, bil-
tarzına, temposuna, üslubuna ulaşmak, onun görev
inci ve yüreği ayaklandırma esastır. Bu hareketin
ve sorumluluklarını zamanında yerine getirmekle
üslubunda iradeyle, kişilikle, inançla, moralle,
mümkündür.
coşkuyla, güvenle, bilinçle oynama, örgütle oyna-
Kadromuzda, yönetici olanda da olmayan-
ma, eylemle oynama suçtur. Ama maalesef bu
da da oldukça negatif bir üslup gelişmiş bulunmak-
hareketin reddettiği üslup bu gün birçok kadroda
ta. Hemen hemen her kadroda bu üslubu görmek
egemen hale gelmiştir. Bu hareketin kadrosu böyle
mümkündür. Hareketin olumlu olumsuz her şeyini
bir üslubun sahibi olamaz. Çirkin, dağıtan, kaybet-
tartışıyor. Ama bunları da olumsuz bir tarzda
tiren bir üsluptur. Bu üslupta en ufak bir gelişme,
tartışıyor. Her şeyi olumsuz gösteriyor. Sanki bu
başarı yoktur. Düşman üslubu bu hareketin kadro-
harekette olumlu bir şey yok, olumlu bir gelişme
sunun üslubu haline gelmiş durumda. Bu üslubun
yok, her şey olumsuzmuş gibi tartışıyor. İşlerin
derhal terk edilip düzeltilerek hareketin üslubuna
düzelmediğini, düzelemeyeceğini, böyle devam
geçilmesi gerekir. Bu hareketin eleştiri üslubunda
edeceğini, hiç kimsenin başarılı, olumlu bir şey
yıkma, dağıtma, güçten düşürme yoktur. Tamamen
beklememesi gerektiği gibi her yerde konuşuyor.
eksikleri, yanlışlıkları, çirkinlikleri gidermeyi esas
Kimi görürse; bu örgüt kadrosu olabilir, örgüt
alma, bu temelde gelişme ve başarıyı ortaya çıkar-
dışında biri, bir yurtsever, bir düşman olabilir, bunu
ma esastır. Öyle negatif bir üslup oluşturulmuş ki
herkesle tartışıyor. Harekete saldırarak; inanç,
ne yapılsa yeterli ve doğru görülmüyor. Hep olum-
moral, coşku, güven bırakmayarak beyinleri ve
suz görülüyor, şikayet ediliyor. Halbuki bu
yürekleri darmadağın ediyor.
Eğer insanlarda
hareketin üslubunda şikayet etme yoktur. Sorun
birazcık harekete güven varsa, bunu da bu tarzda
diye gördüğü, çirkin, yanlış diye gördüklerini
yıkmaya çalışıyor. Bunu eleştiri hakkı olarak
gidermeyi bir görev belleme, esas alma söz
geliştirdiğini sanıyor. Hareketimizin ne böyle bir
konusudur. Bu şikayetçi, negatif, her şeyi kara ve
kadrosu, ne de böyle bir üslubu olabilir. Bu
olumsuz gösteren üslubun hızla aşılıp giderilmesi
hareketin üslubu; negatif, olumsuz bir üslup
ve bu hareketin üslubuna ulaşılması gerekiyor.
değildir. Tamamen olumluyu esas alarak, onu
Kadro oturup kalkıyor, yönetime güven
geliştirerek, onu etkin kılarak olumsuzu gidermeyi
duymadığını dillendiriyor. Onun için güveni başka
esas alan bir üsluba sahiptir. Hatta Önderliğimiz
yerde arıyor. Örgütü, yönetimi, yoldaşlarını değil
bunu şöyle formüle etmiştir, bir insanın yüzde bir
de başka güçleri dinliyor. Başkalarının söyledik-
Komünar
51
lerini doğru görüyor. Onun için çözümü de
Önemli bir sorun da halktan kopmadır.
başkalarında arıyor. Bu, hareketten kopmayı ifade
Halktan kopmak, çizgiden kopmayı, çizgiden
ediyor. Mademki her şey bu harekette olumsuz o
kopma da halktan kopmayı ifade ediyor. Çizgiden,
zaman bu harekete katılmamak, yürümemek, yaşa-
halktan koptuğu için kadroda çalışmama, hareketin
mamak, görevlerini, sorumluklarını üstlenmemek,
ve halkın ihtiyaçlarını görmeme, onu gidermenin
değerlerini korumamak gerekir. O zaman bu
çabası içine girmeme, tam tersine ondan uzaklaş-
hareket
değer-
ma, halkın ve hareketin yarattıkları üzerinde yaşa-
lendirilmemeli, çözüm başka yerde aranmalı, onun
ma, tüketici olma gelişiyor. İşte bu da halkta
için de başkalarına kulak verilmeli, deniliyor. Bu
kadroya güvensizliği getiriyor. Nitekim halktan
olumsuz üslup buna yol açıyor. Bunun işletilmesi,
insanlarımız "biz eski kadroyu arıyoruz" diyorlar.
derinleştirilmesi, örgüte, yönetimine, geleceğe
Eski kadroyu arıyoruz dedikleri şey aslında, kadro-
bir
çözüm
gücü
olarak
Nitekim halktan insanlarımız
"Biz eski kadroyu arıyoruz" diyorlar
Eski kadroyu arıyoruz dedikleri şey
Aslında, kadroda bu hareketin
Ruhunu aramadır
Onun gerçekliğini aramadır Kadroda
bu hareketin gerçekliği Görülemediği
için
Bu kadro kabul edilmiyor
Ve eski kadro aranıyor
da bu hareketin ruhunu aramadır. Onun gerçekliğini aramadır. Kadroda bu hareketin gerçekliği
görülemediği için bu kadro kabul edilmiyor ve eski
kadro aranıyor. Aranan, çizgidir, onun ruhu ve
tarzıdır, onun üslubudur. Kadronun bunu iyi
görmesi ve anlaması gerekiyor. Buradan da içine
düştüğü konumu görmesi gerekiyor. İçine düştüğü
konum, çizgiden ve halktan kopukluğu ifade ediyor. Çizgiden ve halktan kopan bir kadro, o halkın ve
çizginin başarısı için çalışmaz, bu nettir. Halbuki
güveni ortadan kaldırıyor. Bu kopmayı, uzaklaş-
bizim tek dayanağımız halkımız ve çizgimizdir.
mayı, kopulmuyorsa dahi bir cenaze haline
Gücümüz buradadır. Bundan kopmak gücünden
dönüşmeyi ifade ediyor. Halbuki düşman sürekli bu
kopmayı, güçsüzleşmeyi, başarısızlaşmayı ifade
hareketi karalamaya, gözden düşürmeye, insanların
eder. Oysaki halkımız bu hareketin kadrosuna
bu harekete olan umutlarını yıkmaya, bu hareketten
büyük bir güven duyarak bağrına basar, her şeyini
kopmalarını sağlamlaya çalışıyor. Onun için de
paylaşırdı. Eğer bugün güven duymuyorsa, kadro
hareketin bütün yetersizliklerini araştırıp ortaya
bunun nedenini kendinde aramalıdır. Demek ki
çıkarmaya, bunu harekete karşı kullanmayı esasa
halkla bağ kopmuş, kadro halkı yaşamıyor, onun
alıyor. Bu hareketin kadrosu kendisini bu duruma
için halk güven duymuyor. Bunu görüp hızla halk-
düşüremez. Düşmanın görevlerini üstlenemez. Bu
la ilişkilerini geliştirmesi, bu ilişkilerde ortaya
hareketin kadrosunun görevi, hareketin yanlışlık-
çıkan yanlışlığı, sakatlığı gidermesi gerekiyor. O
larını eksikliklerini giderme, hareketi bu temelde
zaman halkla birleşir. Halkla birleşen bir kadro
başarıya götürmedir. Yıkma, dağıtma, insanları
halkın desteğini ve güvenini alır. Halkın güvenini
yıkma görevi yoktur. Bu düşman çizgisine,
ve desteğini almayan bir kadronun başarı şansı
üslubuna, hizmetine girmeyi ifade ediyor.
yoktur. Onun yapacağı her şeyi yiyip bitirmedir.
Komünar
52
Nitekim halktan ve çizgiden kopan kadrolarda
istemek değildir. Sorunları çözmeyi esas almak,
yaşanan tamamen budur. Her şeyiyle bitiriyor,
bütün sorunları kendi sorunları olarak görmek, bu
yaşıyor, tüketiyor. Bu konumdan hızla çıkmak
sorunları çözme gücünü kendinde yaratmakla
gerekiyor. Hızla çıkmanın yolu da çizgi esaslarıyla
mümkündür. Onun için sorunları çözmek isteyen
birleşmektir. Çizgi esaslarıyla birleşen birinin halkı
gerçekten
esas alacağı, halkla ilişkilerini geliştireceği, halka
çözümünün kendisinde olduğunu bilmesi gerekiy-
saygılı olacağı, halkı her yönüyle sahipleneceği ve
or. Bu anlayışın da böyle düzeltilmesi gerekir.
bu
konuda
samimiyse,
sorunun
başarılı kılacağı ve bunun da örgüt başarısı olacağı,
Eleştirmek, dile getirmek, çözüm istemek,
örgüt gücü olacağı böylelikle örgütü başarıya
ama bunları düzeltme çabasına girmemek veya
götüreceği açıktır.
biraz çaba gösterip de çözülmediğinde, hemen
Kadromuzda yaşanan önemli bir husus da
olmaz deyip kendisini sorunların dışında tutmak,
kendine güvenmemesi, çözümü kendinde arama-
hatta giderek sorunlar çözümlenmiyor deyip
ması, çözümü başka yerlerde araması, bunun için
inançsızlığa düşmek, buradan kopuşa gitmek
beklentili ruh halinde olması halidir. Bu, kadronun
olmaz. Birçok kopuşun nedeninde bu yatmaktadır.
kendini eğitmemesi, kendisini çizgi esasları
Kendisini sorunların çözüm gücü göremediği için
temelinde çözüm gücü haline getirmemesinden
başkalarından bunu bekliyor. Başkaları da bunu
kaynaklanan bir durumdur. Zayıflığını ve güçsü-
çözmediği için sorunlar çözülmez deyip inançsı-
zlüğünü ifade ediyor. Onun için kendisine güven-
zlaşıyor, kopuyor. Ya da sorunları çözmek istiyor,
meyip çözümü kendisinde aramıyor. Halbuki bu
gücü yetmiyor, bu gücü kendisinde yaratamıyor,
hareketin kadrosu çözümü kendisinde arar ve ken-
çözmede ısrarlı davranmıyor, sorunlar çözülmüyor
disinde yaratır. Başka yerde çözümü aramaz. Başka
sonucuna vararak kopuşa gidiyor. Kopuşların
yerde çözüm yoktur. Onun için de beklenti içinde
önemli bir nedeni böyle oluyor. Eğer bu kopuşların
olmak çözüm değildir. Bu hiçbir şeyi çözmez.
önü alınmak isteniyorsa, sorunların çözüm gücünü
Birilerinin gelip sorunları çözeceğini beklemek,
yaratmak ve bunda ısrarlı olmak, sonuç alıncaya
sorunları çözmemek, sorunları ağırlaştırmaktır. Bu
kadar bundan vazgeçmemeyi bütün kadroda ege-
hareketin böyle kadroları olamaz. Bu harekette var
men kılmak gerekiyor.
olmak demek, kendini çözüm gücü olarak yarat-
Kadromuzda ortaya çıkan önemli bir sorun
mak demektir. Ne yapıp edip sorunların çözüm
da örgütsel sorunlar karşısında kendini koruyarak
gücü haline gelmek demektir. Şimdi birçok kadro
sadece önüne konulan görevi esas alması ve bunun-
sorunların olduğundan bahsediyor ve bunların
la yetinmesi, bunu da doğru görmesi anlayışı yatıy-
çözümünü istiyor, ama bunun kendi görevi
or. Halbuki bir kadro örgütüyle vardır. Örgütü
olduğunu görmüyor. Sorunları çözecek olanın ken-
erirken, kan kaybederken, birçok yanlışlık
disi olduğunu görmek istemiyor. Kolaycılığa kaçıy-
yaşanırken, bütün bunların dışında kendisini
or. Onun için de sorunların çözümünü başka yerden
görmesi, kendisini korumaya alması; işte ben bu
bekliyor. Bununla da doğru yaptığını sanıyor.
eksikliklere, hatalara, yanlışlıklara, sorunlara
Sorun, sorunlarını dile getirmek, onun çözümünü
bulaşmam kendimi korurum gibi bir yaklaşımı esas
Komünar
53
alması, belki o kişiyi koruyabilir, ama bunun örgütü
Yine üzerinde durulması gereken en önem-
korumadığını anlaması gerekir. Örgütün korun-
li sorunlarından biri de demokrasi ve özgürlük
madığı, örgütün gelişmediği bir yerde, kişinin bu
anlayışında yaşanan çarpıklıktır. Bu hareketin
tarzda kendisini de koruyamayacağını, kaybede-
demokrasi ve özgürlük anlayışı yerine kendi birey-
ceğini bilmesi gerekir. Örgüt kadrosu örgütüyle
sel anlayışını esas alması ve bunu da hareketin
vardır. Örgütünü koruyup geliştirdiği oranda ken-
anlayışı gibi göstermesidir. Hareketin demokrasi ve
disini de geliştirir, korur ve başarıya ulaşabilir.
özgürlük anlayışını kendi anlayışına uyarlamasıdır.
Kişilerin gücü çok sınırlıdır. Bireysel başarılar ve
Kendi yorumundan, çizgisinden, mantığından
korumalar belki etkilidir, ama hiçbir zaman örgüt-
geçirerek kendine benzeştirmesidir. Buna daya-
sel başarıyı yaratmaz. Kendini korumayı esas
narak bireysel özgürlük adı altında bireysel tercih-
almak, bireycilik ve bencilliktir. Hiçbir kadro ken-
lerini geliştirmesi, buna da demokrasi ve özgürlük
dini korumayı esas almaz. Kadro örgütü koruduğu
demesidir.
oranda kadrodur. Örgütü korumayan, kendini
Bu hareketin kadrosu keyfi ve bireysel ola-
sadece korumayı esas alan, önüne konulan görevi
maz. Bu hareketin kadrosunun istemleri demokrasi
sadece gören, onun dışındakini görmeyen biri
ve özgürlük adı altında, bireysel, keyfi, kendisi için
örgütü başarıya götüremez.
olamaz. Kadrosunun tercihleri çizgiye göre,
Yine kadroda yaşanan önemli bir sorun,
çizginin ihtiyaçlarına göre olmak zorundadır.
kadronun güçsüzlüğüne ve çözümsüzlüğüne
Önderliğin, Hakilerin, Agitlerin, Kemallerin,
gerekçe aramasıdır. Yarattığı gerekçeye inanması
Zilanların, Beritanların, Hayrilerin, Mazlumların,
ve yarattığı gerekçeyi başkalarına inandırma
Karasungurların yaptığı tercihler gibi olmak zorun-
çabalarına girmesidir. Buna ihtiyaç duymasıdır. Bu
dadır. Ben bu hareketin kadrosuyum, ben önderliği,
da bizim militan kadro gerçekliğimizle bağdaşmayan bir durumdur. Bu hareketin hiçbir kadrosu
buna ihtiyaç duymaz ve duymaması gerekir. Buna
kimler ihtiyaç duyar; zayıf, güçsüz, başarısız olan,
başarıda ısrarlı olmayan ve başarının gücünü
kendinde yaratmayanlar ihtiyaç duyar. Bu da her
türlü ikiyüzlülüğü, aldatmayı, ayarlamayı yaratır.
çizgiyi, şehitleri esas alıyorum deyip, bireysel tercihlerde bulunmak, bu harekete karşıtlığı ifade
eder. Bu hareketi kendine benzeştirmeyi, Önderliği,
şehitleri, hareketi kendine göre yorumlayıp,
kendine göre yaklaşımı ifade eder. Bu harekette tercih tamamen çizginin hedeflerine ve ihtiyaçlarına
göredir. Başka tercihler olamaz. Buna tercih de
denilemez. Ve bu tercihlere özgürlükçü demokratik
Bu hareketin böyle bir kadrosu olamaz. Gerekçeye,
tercihler de denilemez. Bir tercihin özgürlükçü ve
zayıflığa, ikiyüzlülüğe sığınandır. Bu hareketin
demokratik olup olmadığı, onun tarih, kültür,
çizgisinde buna yer yoktur. Bu hareket zayıflıkla,
felsefe, ideoloji, siyaset, örgüt, yoldaşlık ve halk
güçsüzlük ve çözümsüzlükle mücadele eden bir
bağıyla ölçülür. O zaman o tercihin doğru olup
harekettir. Bu açıdan bu hareketin kadrosu, bu
olmadığı anlaşılır. Bunlarla bağını kurmadan kendi
hareketin suç saydığı, mücadele ettiği anlayışları
başına bir tercihte bulunmak, buna da demokratik
kendisinde yaşatamaz, buna ihtiyaç duyamaz.
tercih demek büyük bir aldatmayı ifade eder. Tercih
Komünar
54
adı altında görev yapıp yapmama, alan, kişi, imkan
her şeyi tartışıp paylaşabiliyor. Bu aslında örgüt
beğenip beğenmeme gibi keyfiyetler gelişiyor.
içerisinde geleneksel kişiliği, kültürü ve ahlakı
Buna da demokrasi ve özgürlük deniliyor.
yaşatmadır. Toplumda kim kime güvenirse onunla
Bunlarının hiçbirinin demokrasi ve özgürlükle
sadece ilişkilenir ve onunla her şeyini tartışır. Örgüt
bağlantısının olmadığı açıktır. Tamamen bireyci,
ortamında, örgüt insanları içinde güvendiğin ve
keyfi tutumlardır. Bu tür çarpıklıkların kesinlikle
güvenmediğin insanlar biçiminde bir gruplaşma
kabul edilmemesi, reddedilerek düzeltilmesi
yaratılamaz. Bazılarına güvenmek, küçük bir gruba
gerekiyor.
güvenmek, örgüte, onun çoğunluğuna güven-
Yine kadromuzda çizgi esaslarından kop-
memek, tamamen toplumdaki o ilişkilenme ve
ulduğu için geleneksel kültür ve ahlak kişiliğiyle
yaşam tarzını sürdürmedir. Bu düşmanın verdiği
yaşanılmaktadır. Geleneksel kişilik gruplaşan kişi-
kişiliği, kültürü, yaşam tarzını olduğu gibi örgüt
liktir. Parçalanmayı, gruplaşmayı esas alan kişiliktir.
Bu hareketin kadrosu hiçbir
gerekçeyle ne gruplaşmaları,
ne
ahbap
çavuşluğu, ne yöreciliği,
ne parçacılığı, ne de
Geleneksel kişilik gruplaşan kişiliktir
Parçalanmayı, gruplaşmayı
Esas alan kişiliktir
Bu hareketin kadrosu hiçbir gerekçeyle
Ne gruplaşmaları, ne ahbap çavuşluğu
Ne yöreciliği, ne parçacılığı
Ne de mezhepçiliği esas alamaz
mezhepçiliği esas alamaz.
içinde sürdürmeye çalışmaktır. Bu çok tehlikeli
bir
yaklaşımdır.
Bu
hareketin kadrosu kişileri değil, örgütü esas
alır. Her şeyini örgütle
paylaşır. Kişilerle paylaşacağı herhangi bir şeyi
Bu hareketin çizgisinde bunların hiçbirisine yer
yoktur. Örgüt içerisinde olup örgütü değil de kişi-
yoktur. Dikkat edilirse egemenler halkı paramparça
leri esas almak demek, örgütselliği reddetmek
ederek güçsüzleştirip üzerlerinde egemenliklerini
demektir. Bireyciliği esas almak demektir. Bu da
kurar ve yürütürler. Egemenliğe karşı mücadele
örgütü dağıtmaktır. Örgüt içinde olup da örgütü
eden özgürlükçü güçler bu parçalanmayı giderdik-
benimsememek, örgütle birleşmemek, kişileri esas
leri oranda özgürlüğü gerçekleştirirler. Hiçbir
almak, örgütle savaştır, örgütle mücadele etme,
zaman özgürlük, eşitlik ve demokrasi ideali olan,
örgüte düşmanlıktır. Hiçbir kadronun bunu kabul
bunun için örgütlenen, bunun için mücadele eden
etmeyeceği, mücadele edeceği açıktır. Ama maale-
bir güç parçalanmayı esas alamaz. Egemenlerin
sef içimizde kadro olduğunu söyleyip de bu yan-
çizgisini esas alamaz. Bu hareketin kadrosunda
lışlıkları esas alanlar var. Bunu görüp de göz
herhangi bir gerekçeyle hareket içinde gruplaşma
yumanlar, bunun üzerine gitmeyenler var. Bundan
geliştirme, bunu da meşru bir hak görme kabul
daha tehlikeli bir durum olamaz.
edilemez. Hareketin kadrosu olmasına rağmen,
Örgüt kadromuzda yaşanan önemli sorun-
hareketi esas almayarak kendisini kimde buluyorsa
lardan biri de örgüt gündemini esas alma yerine
onu esasa alıyor. Her türlü şeyini onlarla paylaşıy-
başkalarının gündemini esas alma, başkalarının
or ve örgüte de oldukça kapalı kalıyor. Örgüte
gündemlerini dinleme, onu gündem olarak kendine
kapalı, ama ahbap çavuşları ve güvendiği kişilerle
belirleme, onun için de örgütün gündemiyle bir-
Komünar
55
leşmeme, onun gereklerini yerine getirmeme söz
bunun için o tutumları gösterdiğini ve tepkinin de
konusudur. Onun için örgüt sorunlarını ve görev-
her hangi bir çözüm yaratmadığını gördüğünden
lerini görmeme, bu sorunların çözümüne girmeme,
sonuçta tepki duyduğu şeyi kendisi yaşıyor. Bu
bu sorunları üstlenmeme, başkalarının gündemine
aslında karşı çıktığı şeye neden karşı çıktığını
kayarak örgütten kaçma söz konusudur. Bu
bilmemesinden ileri geliyor. İnsan bir şeye bil-
hareketin kadrosu kendi dışındaki güçlerin yarattığı
inçlice karşı durursa, onu gidermeye çalışır, hiçbir
gündemi kendi gündemi olarak kabul edemez.
zaman onu yaşamaz. Eğer bir şeye tepki duyuluyor
Onun peşinden gidemez. Gittiği taktirde örgütü
da bu tepki bilince, bu da örgüte, eyleme
kaybetmiş olur. Böyle bir örgüt ortamında kaldığın-
dönüştürülmüyorsa, sadece bir tepki düzeyinde
da, örgütü yaşamayacağından dolayı, örgüt için
kalıyorsa bunun sonuçta herhangi bir şeyi
tehlikeli bir kişiliği yaşatır. Bu örgüt için ciddi bir
çözmeyeceği ve tepki duyan kişiyi de tepki duy-
tehlike yaratır. Örgütün böylesi bir kadroyu kabul
duğu şeye götüreceği çok rahat anlaşılmalıdır.
etmeyeceği, bunun kadro gerçeğiyle bağdaş-
Tepkiyle hiçbir şey çözümlenemez.
madığını bilmek gerekiyor. Kadromuzda zorluklar-
hareket edilirse bu, sorunları ancak ağırlaştırarak
la, engellerle mücadele etme yerine, adeta bunlara
daha fazla tahribe yol açar. Sadece tepki düzeyinde
boyun eğme, bunları kabul etme, kolaycılığı seçme
kalır da sorun çözülmezse, burada inançsızlık
anlayışı olukça gelişmiş. Halbuki bu hareketin tarzı
gelişir. İşte birçoğunda tepki duyduğu şeyi son-
her şeyi mücadeleyle elde etmedir. Bu hareket
radan yaşama ortaya çıkmışsa bunun sonucudur.
başlangıcından günümüze kadar her şeyi mücade-
Tepki duyulan şeye neden tepki duyulur? Yanlış
leyle elde etti. Hiçbir şeyi mücadelesiz, kolay elde
olduğu için, çirkin olduğu içindir. Mademki yanlış
etmedi. Bu gerçeklik, bu özellik, bu hareketin
ve çirkindir, onu gidermek gerekiyor. Bunu gider-
kadrosunun da özelliği olmak zorundadır. Fakat
medikçe çirkinliğin giderek daha da egemen ola-
birçok
uzaklaşma,
cağını ve o çirkinliğe karşı duranı da etkisi altına
dolaysıyla her şeyi kolay elde etme anlayışı
alacağını bilmek gerekiyor. Nitekim birçok kadro-
gelişmiş durumdadır. Neden istediğim verilmiyor
muzda karşı çıkma, eleştirme, hatta çözümünü de
gibi şikâyetlere başlama gelişiyor. Bu yaklaşımdan
isteme oldukça gelişmiş olmasına rağmen, gider-
herhangi bir şey elde etmeyeceğine göre, buradan
ilmesini istediği sorunun çözümüne girmediğinden,
inançsızlaşma ve kopma gerçekleşiyor. Halbuki
o sorun giderek ağırlaşmakta ve birçok kişiyi de
bizim mücadelemizin ve devrimimizin tarzı zorluk-
etkisi altına alabilmektedir. Bunun yığınca örnek-
larla tamamen zorluklarla boğuşarak yenmedir. Bu
lerini görebilmekteyiz. Sorun, bilince çıkarmaktır.
tarzda sonuç elde etmedir.
Onu gidermenin çabası içerisine girmek ve onu
kadromuzda bu tarzdan
Tepkiyle
Kadromuzda yaşanan önemli hususlardan
gidermektir. O zaman tepki anlamlıdır. Aksi
biri de eleştirdiği, tepki duyduğu konulara daha
takdirde sadece tepki düzeyinde kalan bir tutum
sonra kendisinin de düşmesi durumudur. Aslında
herhangi bir şeyi değiştirmeyeceği gibi tersi
bu neyi ifade ediyor? Karşı çıktığı, eleştirdiği şeyi
sonuçlar da yaratacaktır ve nitekim birçok kişide
bilinçli yapmadığını, sadece tepkiyle yaklaştığını,
bunu görmek mümkün.
Komünar
56
Kadromuzun örgüte, halka ve kendine
arayışına girdi. Bu konuda kendini çok dağıtan
güvenme sorunu ciddidir. Oldukça kendisini
kadrolar da oldu. Tasfiyecilik kadroyla halk arasın-
itibarsız kılmıştır. Kendisini çok düşürmüştür.
da da bu temelde güvensizliği yaratmak istedi.
Bunu görmesi ve gidermesi gerekiyor. Bu da ancak
Kendini dağıtan kadro ortaya çıkınca halkın
kendisini çizgi esasları temelinde yeniden yaratırsa
kadroya olan güveni de sarsıldı. Kadro bu gerçeği
mümkündür. Kendisinde bu temelde çözüm gücü
bilerek kendisini hızla bu durumdan çıkarması
geliştirirse özgüveni artabilir, halka, örgüte güveni
gerekiyor. Bu harekette kadro her zaman rolünü
gelişebilir. Kendine güvenmeyenin örgüte ve halka
oynayacaktır. Kadronun olmadığı bir hareket hiçbir
da güveni olmaz. Güvensizlik güçsüzlüğü, çözüm-
zaman başarıya gidemez. Bu da çok nettir. Hele
süzlüğü ifade eder. Bunu gidermenin tek yolu, ken-
hele Apocu hareket gibi bir hareketin kendi militan
dini çözüm gücü haline getirmektir. Bu da ancak
kadrosu olmadan bu hedeflerine ulaşması hiçbir
çizgi esaslarına kendimizi yatırmakla, bu temelde
zaman mümkün olmayacaktır. Bu yüzden her
kendimizi yeniden yaratmakla mümkündür. Her
dönemde bu hareketin kadrosu olacak ve bu
kadronun bu temelde kendisini yaratarak militan
hareket kendi kadroları üzerinden hedeflerine
ölçüleriyle, çalışmalarıyla, yaşamıyla, mücadele-
doğru yürüyecektir. Bunun kadro tarafından çok
siyle, yaklaşımlarıyla; halka, örgüte, mücadele
net anlaşılması gerekiyor. Kadro olmadan, kadro-
arkadaşlarına kendisini kabul ettirmesi gerekiyor.
nun öncülüğü olmadan, halk bilinçlenemez,
Eğer bunun çabası içine girerse bunu başaracağına
örgütlenemez, irade haline gelemez. İşte tasfiyeci-
inanmalıdır.
lik halkın irade haline gelmesini engellemek için
Neden kadro bu duruma düştü? Bu komp-
onu irade haline getirecek kadroyu sıradanlaştır-
lo ve tasfiyecilikle bağlantılı bir olaydır. Çünkü tas-
mak, anlamsız hale getirmek istedi. Bunu anla-
fiyecilik kadro döneminin bittiğini ilan etti. Kadro,
mayan hareket zamanında bunun önlemini alamadı,
madem dönemim bitti, o zaman ben ne yapacağım,
yine bunu zamanında anlamayan kadro kendisini
arayışına girdi. Birçok kadroda eğer bireysel
koruyamadı, oldukça bireysel yaşam arayışlarına
arayışlar geliştiyse, örgüte güvensizlik, kopma
düştü,
geliştiyse, bunun sonucu olarak gelişti. Tasfiyecilik
bitiren, kopanlar da oldu, ama kopmayanlardan bir
bununla kadroyu sıradan bir insan durumuna
kesimi de kadro ölçülerinden oldukça uzaklaştı,
düşürmek istedi. Hedefi, hareketi tasfiye etmekti.
sıradanlaştı, kendisini kuruyan bir ağaç haline
Çünkü bu hareket kadro üzerinden yürüyen bir
getirdi. Tabii ki kadro kendisini bu duruma
hareketti. Hareketi tasfiye etmek, kadroyu sıradan
düşürürse, halk böylesi bir kadroyu kabul etmez ve
insan
geçiyordu.
güven duymaz. Halkın kadrodan beklentileri var.
Tasfiyecilik bunun mücadelesini yürüttü. Bu
Kendisine öncülük yapılmasını istiyor. Bunu
amaçla kadronun döneminin bittiğini söyledi.
görmeyen halk -hele hele kadro ölçüleriyle çelişen
Kadroyu hiçleştirdi, kadronun kendine ve örgüte
kadroları görünce- tabii ki buna tepki duymakta, bu
olan güvenini sarstı, kadro bundan dolayı kendine
kadroya güvenmemekte, bu kadro şahsında giderek
ve örgüte olan güvenini kaybetti, bireysel yaşam
örgüte olan güvenini de yitirmektedir. Hiçbir
durumuna
düşürmekten
kendisini oldukça dağıtanlar da oldu,
Komünar
57
kadronun kendi şahsında halkın örgüte olan
Halbuki militanlıktan kopmak, uzaklaşmak insan-
güvenini yıkması kabul edilemez. Hiçbir kadro
lıktan uzaklaşmaktır, her şeyi kaybetmektir. Çünkü
kendi şahsında bunu yaşatamaz. Bu hareketin
biz Apocu militanlıkla bütün bu gelişmeleri yarat-
kadrosu ölümünü kabul edebilir ama bunu kabul
tık ve onunla koruyoruz. Bundan sonrasını da
edemez. Bu hareketin kadrosu bütün yaşamını bu
ancak o militanlıkla yürütebiliriz. Bu militanlıktan
örgüte güveni sağlatmak, bu örgüte olan inancı
onur duyulacağına tam tersine ondan kaçış var.
sağlatmak ve bu temelde harekete güç katmak
Hatta onu suç sayma görenler var. Bu temelde mil-
zorundadır. Kendi şahsında örgütü tartışmalı duru-
itanlığa saldırılar var, baskılar var, töhmet altına
ma getiren, örgüte olan inancı sarsan bir kişi bu
almalar var. Bunun da bazı zayıf militanlarda etkili
hareketin kadrosu olamaz.
olduğunu görüyoruz.
Kadro olmak demek kendi şahsında
Apocu militanlık büyük bir militanlıktır.
örgüte, geleceğe güven ve başarı yaratmak, bunu
Büyük yaşamadır. Her militan bundan onur duyar.
yaşatmak demektir. Buna ancak kadro denilebilinir.
Bu militanlığın bir gerçekleşme biçimi var. Bu mil-
Birçok kadromuz fiziki olarak ortamımızda kalıyor
itanlık temiz bir militanlıktır. Dürüsttür ve etkilidir.
fakat kadro ölçülerini kaybetmiş, çizgi esaslarını
Kazandıran, yaşatan bir militanlıktır. Bu militanlık
kaybetmiş, görev ve sorumluluklardan oldukça
tarihteki
uzaklaşmış durumdadır. Bu da kadroyu ve onun
günümüzdeki gerçekleşme biçimidir. Tarihte insan-
şahsında örgütü halk nezdinde tartışmalı bir duru-
lığın kirlenmesine karşı, baskı ve köleliğe karşı
ma getirmiştir. Bunun hızla aşılması gerekiyor.
özgürlük ve eşitlik mücadelesi yürüten bir kişilik,
Kadronun kendisini bu durumdan çıkararak, kadro
yaşam, kültür, ahlak, gelenek vardır. Buna çoğun-
ölçülerine, çizgi esaslarına yatırarak tekrar kendini
lukla çeşitli adlarla ifadelendirilse, dervişlik, azize-
çözüm gücü olarak yaratması ve bu temelde halka
lik, denir. Dervişlik, azizelik kendini amaçlarına
tekrar güven vermesi, halka ilişkilerini yeniden
adamadır. Bunun için kendisi olmaktan çıkma, ken-
kurması gerekiyor. Eğer bu giderilemezse hareket
disini aşmadır. Kendisine ait bir yaşamı red-
açısından ciddi bir tehlike oluşacağını görmek
detmedir. Tümüyle amaçlarına göre yaşamını
gerekiyor. Kadro esas ve ölçülerinden uzak-
düzenlemek ve yaşamaktır. Bunun dışında bir
laşıldığından ötürü kadromuzda bireycilik, keyfi
yaşamı yaşam olarak kabul etmemektir. Bu büyük
tutumlar, halktan, örgütten, görevden kopmalar,
bir kişiliktir, temiz bir kişiliktir ve oldukça da etk-
kendine göre yaklaşımlar, görev yapıp yapmama,
ili olan, gelişmeyi, büyümeyi yaratan bir kişiliktir.
istediği zaman görevi bırakma, kendine göre yaşam
Tarihe baktığımızda bütün önemli gelişmelerin
arayışları
durumdadır.
altında bu kişiliğin olduğunu görürüz. Damgasını
Bürokratizm, memurculuk, amircilik, liberalizm,
taşıdığını görürüz. İşte, PKK militanlığı da bu
milliyetçilik oldukça gelişmiş durumda. Militanlık
derviş ve azize militanlığının günümüzde gerçek-
unutulmuş, terk edilmiş, adeta suç sayılıyor.
leşmiş biçimidir ve oldukça da gelişkin bir
Militanlıktan ne kadar uzaklaşılırsa o kadar yaşam
biçimidir. Tarihte tek tek kişiliklerde gelişen bu
imkanı elde edilir gibi yanlış bir yaklaşım var.
kişiliğin
oldukça
gelişmiş
insanlık
PKK
arayışını
somutunda,
sürdürenlerin
Kürdistan'da
Komünar
58
genelleşmesidir. Bu kişilik temiz ve dürüst olduğu
bu militanlığı reddetme olarak, bitirmek olarak
için, bu kişilikte kendisine ait her hangi bir şey
anlıyor. Bu aslında yaşama saldırıdır. Çünkü insan-
olmadığı için, bu kişilikte baskı, kölelik, aldatma,
lığı temsil eden, gelişmeyi temsil eden bu militan-
ikirciklik yoktur. Bu yüzden herkesi etkileyen ve
lıktır. Buna saldırmak yaşama, geleceğe saldırmak
etkileri de uzun süre devam eden bu kişiliğin
demektir.
gerçekleşme biçimidir. İnsanlık tamamen bu kişi-
Kadroda ortaya çıkan ve mutlaka gider-
likte yaşam buluyor. İnsanlığı temsil eden bu kişi-
ilmesi gereken önemli bir durum da; hareketi ken-
liktir. Onun için böylesi bir militanlıkla onur duyu-
disine muhtaç görme, kendine mahkum etme,
labilir. Oysaki bu militanlıktan uzaklaşan, kopan
kendine borçlu görme, bu temelde hak arama,
bazılarında, bu militanlığı onur olarak görmeme,
hareketi tehdit etme, şantajlara başvurma, dışımız-
bunu kölelik olarak görme, onun için de bunu red-
daki devletlerle hareketi tehdit etmeye kadar giden
anlayışlardır. Bu hareketin her insana
büyük değer verdiği biliniyor. Ama
gerçekten bu harekete saygılı olan, yaşama
saygılı olan, bu hareketin yarattığı değerlere saygılı olanlara her zaman değer verir.
Bu anlamda her insana muhtaçtır. Bu tek
bir kişi de olsa değer verir. Görülüyor ki
bu hareketin insanlara değer vermesi bir
zayıflık olarak görülüyor, suiistimal
ediliyor ve bu harekete karşı tersinden kullanılmak isteniyor. Bunu daha çok da kim-
detme, başka arayışları önüne koyma gelişiyor.
ler yapıyor? Gerçekten de oldukça geri, güçsüz,
Halbuki Kürdistan'da gelişmeyi, başarıyı, değeri,
zayıf, çözüm gücü olmaktan uzak, hareketin sun-
yaşamı yaratan bu militanlıktır. Bunun dışında ki
duğu bir takım imkanları çalan kişiler yapıyor.
herhangi bir militanlık Kürdistan'da bir gelişmeyi,
Şimdi bu kişilerin şunu çok iyi bilmesi
bir değeri yaratmıyor. Bu hareketin her militanı,
gerekiyor; bu hareket dürüst insanlara, mücadele
hareketiyle, militanlığıyla, tarihiyle onur duyar.
etmek isteyenlere, özgürlüğe tutku derecesinde
Ama maalesef bu militan ölçülerden uzaklaşmanın
bağlı olanlara değer verir. Özgürlük, demokrasi,
bir sonucu olarak bunu terk etme, bunda adeta piş-
eşitlik mücadelesi yürütmek isteyenlere her şeyini
manlık duyma, onun için bu militanlığa karşı
verir, ama bunlarla oynamaya kalkanlara, hareketin
durma, ona saldırma bazılarında gelişebiliyor. Bu
yaklaşımlarını, olanaklarını suistimal edenlere
militanlıktan kopmak demek bu militanlığa saldır-
karşıda hareketin acımasız olduğunu bilmesi
mak demektir. Dikkat edilirse her kopan ve her
gerekir. Bu tür kişiliklerin hiçbirine muhtaç
kopmak isteyen bu militanlığa saldırıyor. Buna
olmadığını bilmeleri gerekir. Bu hareket hiç kims-
saldırarak güya yaşayabileceğini sanıyor. Yaşamı
eye kendini muhtaç etmez, hiç kimseye kendisini
Komünar
59
mahkum etmez, hiç kimseye kendisini borçlu his-
Bu hareketin kadrosu kendi gücünü bu
setmez. Çünkü bu hareket kendine güvenen, kendi
hareketin gücüyle birleştirerek, sömürgecilerden bu
olanakları üzerinde yürüyen bir harekettir. Bu bir
halkın gasp edilen bütün haklarını alma, koparma
ilkedir. Bundan dolayı hiçbir zaman kendisini kim-
mücadelesini verir. Bu halka kazandırdığı hak
seye
duruma
kadar hak sahibi olur. Bu halka hiçbir şey kazandır-
düşürmemiştir. Bu harekette yer alan her kadronun
madan herhangi bir hakkın sahibi olamayacağını
bu hareketin gücüyle gücünü birleştirerek özgürlük
bilmesi gerekir. Kaldı ki bu hareketin, militanlığın
mücadelesinde yerini alması gerekir. Bu hareketin
özünde kendini karşılıksız katma, herhangi bir şey
bütün imkanlarını bu hareketin başarısı için kullan-
istememe esastır. Çünkü bu hareketin kadrosu bir
muhtaç
etmemiştir,
borçlu
özgürlük militanıdır. Özgürlük militanlarının ken-
Hiçbir örgüt militanı örgütün karar
Ve talimatlarını uygulamama veya
Kendi yorumundan geçirme
Kendine göre yaklaşma
Uygulayıp uygulamama
Keyfiyetine düşemez
disi için hak aramaları söz konusu olamaz. Onların
bütün çabaları, amaçları, hedefleri halkını özgürleştirmektir, halkına gerekli yaşam olanaklarını
kazandırmak ve bunun mücadelesini yürütmektir.
Bu hareketin kadrosu bu açıdan bu harekete karşı
şantaja, hak arayışına başvurmaz. Hareketi kendine
ması gerekir. Bu hareket kime ne veriyorsa, bu
muhtaç görme, mahkum etme, borçlu tutumlarına
hareketin başarısı için veriyor. Hiç kimseye kendi
girmez. Bunun iğrençlik olduğunu, bunun bu
bireysel amaçları veya ahbap çavuşları için, ailesi
harekete hakaret olduğunu, düşmanlık olduğunu,
için vermiyor. Bu hareketin olanaklarını kendi
böylelerinin bu harekette yerinin olmadığını çok iyi
bireysel amaçları temelinde kullanmak demek
bilmeleri gerekiyor.
hırsızlıktır. Bu harekette hırsızlara yer olmadığını
Yine kadroda önemli bir sorun da; örgüt
herkesin bilmesi gerekiyor. Bu hareket hiç kims-
karar ve talimatlarını ciddiye almaması, uygulama-
enin hakkını yememiştir. Tam tersine bu hareket
ması ya da kendine göre bunlara yaklaşmasıdır.
her militana gerekli olanı vermeye çalışmıştır. O
Bununla da örgütü felç etmektedir. Hiçbir örgüt
yüzden hiçbir militanın bu hareketten alacağı hiçbir
militanı örgütün karar ve talimatlarını uygulamama
şeyi yoktur, vereceği vardır. Bu anlamda borçlu-
veya kendi yorumundan geçirme, kendine göre
luğu vardır. Bu hareketin gerçek sahipleri, biz bu
yaklaşma, uygulayıp uygulamama keyfiyetine
harekete bunu yaptık karşılığında bunu istiyoruz,
düşemez. Birçok karar alınıyor, bunlar kağıt
bunu hak ettik dememişlerdir. Tam tersine bütün
üzerinde kalıyor. Veya talimatlar gönderiliyor, bun-
hizmetlerine rağmen kendilerini borçlu gör-
ları okuma, gereklerini yerine getirme zahmetine
müşlerdir. Büyük şehidimiz Mehmet Hayri Durmuş
katlanılmıyor. Talimatlar da, değerlendirmeler de,
"mezar taşıma borçlu yazın" demiştir. Eğer bir
kararlar da bir tarafa atılıyor. Bu neyi ifade ediyor?
Hayri kendisini borçlu görüyorsa, bu harekette
Bu; örgütten kopulduğunu, bu örgüte güve-
hiçbir kadro kalkıp da hak arayıcılığına giremez,
nilmediğini, örgütün dışına çıkıldığını, örgütün cid-
bunun da çok net anlaşılması gerekiyor.
diye alınmadığını gösterir. Örgütü ciddiye almayan,
Komünar
60
onun talimatlarını, kararlarını yerine getirmeyen,
lanıp çıktığında çalışma, diyor ve kadromuz da
örgüttü dinlemeyen biri örgüt militanı olamaz.
buna uyuyor. Bu hareketin böyle bir kadrosunun
Hatta örgüt karar ve talimatlarını yerine getirmek
olamayacağı çok açıktır. Ne zamandan beri bu
de insanı militan yapmaz. Bugün birçok yurtsever-
hareketin kadroları devletin talimatlarıyla hareket
imiz örgüt militanı olmadıkları halde örgütün karar
ediyor? Halbuki bu hareketin kadrosu işe nereden
ve talimatlarını dinliyor, hatta gereklerini de yerine
başladı? Devletten, devleti esas alan sistemden
getiriyor. Bu onları militan yapmıyor. Bir militanın
kopmayla, onun dışına çıkmayla başladı. Ve bugün
kendi örgüt karar ve talimatlarını yerine getirmesi
bu hareketin çizgisi genelde egemenlikli- hiyer-
onu militan yapmaz. Önemli olan bir militanın,
arşik toplum sisteminden, özelde de kapitalist sis-
örgüt önüne görev koymadan kendisi için görev
temden kopmayı esas alıyor. Bu kopuşu gerçek-
tespit edip yerine getirmesidir. Kendi kendisine tal-
leştirmeyen hiç kimsenin bu hareketin kadrosu ola-
imat ve emir vermesidir. Kendisi için karar çıkarıp
mayacağı açıktır. İşe buradan başlaması gerekiyor.
yerine getirmesidir. Onu militan yapan odur. Yani
Var olan sistemden bütün yönleriyle kopuşla işe
tamamen gönüllü çalışmadır. Hareketin hedeflerine
başlaması gerekiyor. Ama ne yazık ki, Avrupa'da
kilitlenme, ihtiyaçlarını gözetip gidermedir. Militan
gelişen bunun tam tersi oluyor. Sistemi esas alma,
yapan budur. Maalesef birçok kadromuzda
sistemin içine daha çok gömülme, hatta onun tali-
bırakalım çizgi esaslarını gözetmeyi, onun
matlarını dinleyip, yerine getirme yaşanıyor. Bu
ihtiyaçlarını önüne koyup gidermeyi, kendi kendisi
ciddi bir durumdur. Bu hareketin böyle bir kadrosu-
üzerinde denetim kurmayı, kendisine talimat ver-
nun olamayacağı çok açıktır. Böylelerin kadro
meyi, görev koymayı; örgütün önüne koyduğu
görülmemesi ve hızla bu örgütün bünyesinden
görevleri bile yapmıyor, ya da çok zorlamayla bunu
sökülüp atılması gerekiyor. Bu çizgiyi, onun
yapıyor. İşte bu da bu militanın militan özellikleri-
esaslarını muğlaklaştırmaktan başka bir şey
ni kaybettiğini, çizginin, örgütün dışına çıktığını
değildir ve oldukça tehlikelidir. Bu çizgiyi sisteme
gösteriyor. Böyle bir militanlığın olamayacağı
yamamadır. Ona göre ayarlama, ona uyarlamadır.
açıktır.
Kendini sistemin talimatlarına göre konumlandıran
Avrupa'daki kadrolarımızda yaşanan en
önemli sorunlardan birisi de, kadronun hukuksal
biri, bu hareketi de sisteme göre konumlandıracaktır ve bu durum oldukça tehlikelidir.
nedenlerden dolayı devlet ile örgüt arasında sıkış-
Kadromuzda Gençlik ruhunun ve Kadın
masıdır. Bu sıkışma sonucunda devletlerden yana
ruhunun oldukça zayıf düştüğü hatta yer yer kaybe-
tavır takınması, örgütten uzaklaşma, hatta kop-
dildiği, bunun içinde ruhsuzlaşmanın geliştiği,
masıdır. Devletler bunu çok iyi görüyor ve değer-
duyarsızlaşmanın geliştiği, işte her türlü sorunla,
lendiriyor, örgüte karşı da işletiyor, sonuç da ala-
olumsuzlukla, yanlışlıkla, çirkinlikle yaşandığını
biliyor. Hatta Almanya'da öyle bir çirkin durum
ortaya çıkmış ki, bu hareketin kadrosu Almanya'yı
dinler duruma gelmiş. Almanya'nın talimatlarını
esas alıyor. Almanya; gelme, çalışma veya tutuk-
görüyoruz. Eğer bu durumu aşmazsak bu bizi tasfiyeye götürür. Bu hareketin kadrosu kendisini
gençlik ve kadın ruhuyla donatması gerekiyor. Bu
ruhla donatırsa, ruhsuzlaşmaz, kirlenmez, düşkünleşmez, kurumaz. Kendisini bu ruhla donatırsa,
Komünar
61
hiçbir menfaat gözetmeden çalışmalara, görevlere
sorunları çözmek, gelişme ve başarıyı yakalamak,
katabilir ve oldukça moralli, inançlı, coşkulu,
bu temelde büyük yaşamak demektir. Partileşmek
güvenli, bilinçli olur. Kendisini bu ruhla katarsa
demek toplumsallaşmak, bu da insan olmak
temiz, dürüst, oldukça özgür, demokratik, eşitlikçi
tutabilir. İşte bu ruhun zayıflamazı, yer yer kaybolması, kadroda bilinen ruhsuzlaşmayı, çürümeyi,
kopuşu yaratıyor. Bunun hızla giderilmesi gerekiy-
demektir. Biz partileşmede ne kadar derinleşmeyi
sağlarsak o kadar toplumsallığımızı ve insanlığımızı geliştirir, o kadar başarı elde ederiz. Bunun
or. Avrupa'da kadromuzda, örgütümüzde böylesine
aksine partileşmemek, buna karşı durmak, tepki
ciddi ideolojik ve örgütsel sorunlar yaşanıyor. Bu
duymak, partisizliği geliştirmek, toplumsallıktan,
örgütsel ve ideolojik sorunlar görülüp aşılmadan,
insanlıktan kopmak, her şeyi kaybetmek demektir.
Avrupa çalışmalarımızın başarıya gitmeyeceği,
Her şeyden önce başarıya inanmak gerekiyor.
Avrupa'daki örgütümüze karşı saldırıların sonuç
Halkımızın meşhur bir sözü var " çobanın gönlü
vereceğinin görülmesi gerekiyor.
isterse tekeden süt çıkarır, gönlü istemezse keçiden
Avrupa'da tasfiyeci anlayışın etkileri
yaşanıyor. Bu örgütten, ideolojiden uzaklaşmalar,
bireysel tutumların gelişmesi bunun sonucu olarak
gelişiyor. Bunu gören Avrupa devletleri, istihbarat
örgütleri, bundan yararlanarak bireyciliği ve örgütsüzlüğü geliştirmeye, örgütü başkalaşmaya uğratmaya çalışıyorlar. Bir PKK yerine farklı farklı
PKK'ler yaratmaya, bununla da PKK'nin tasfiyesi-
de süt çıkaramaz". Bugün Avrupa'daki kadromuzun
yaşadığı budur. Değil tekeden süt çıkarmayı, keçiden süt çıkmayacağını, olmazın felsefesini yaşıyor.
Bu düşman felsefesidir. Halbuki PKK gerçekliği,
onun önderlik gerçekliği demek bu felsefeyle
mücadele etmek demektir. PKK gerçekliği keçiden
değil, tekeden süt çıkarmayı esas alan ve bunu
ni gerçekleştirmeye çalışıyorlar. PKK'nin tasfiyesi
başaran gerçekliktir. PKK gerçekliği, herkesin
demek, Kürt halkının her şeyini kaybetmesi
olmaz dediğini olur yapma gerçekliğidir. Felsefesi
demektir. Bu güne kadar elde ettiği tüm değerleri
budur, üslubu budur, tarzı budur. Ama PKK kadro-
kaybetmesi demektir. Kadromuzun bu gerçeği gör-
sunda son dönemde gelişen nedir? Olmaz felsefesi,
erek kendisini çizgi esasları üzerinden yeniden
yani düşman felsefesi. Kendi felsefesini bırakıp
yaratması gerekiyor. Çözüm buradadır, çözüm yolu
düşman felsefesini esas almaktır. Olmaz felsefesini
tamamen kendini çizgiye, onun militan esaslarına
esas alan bir kadro elbette ki olmazı yaşar. Bu
yatırma, bu temelde kendini yeniden yapılandır-
üslubun, bu felsefenin, bu tarzın terk edilmesi
madan geçiyor. Başka bir çözüm yolu yoktur. Öyle
gerekir. Apocu felsefeye, ideolojiye, onun örgüt esasları-
sorunları dile getirmek, eleştirmek, çözüm istemek,
na, militan esaslarına, onun tarz, tempo, üslup ve yaşam
ama bunun çözümüne girmemek, çözümü ken-
anlayışına, mücadele anlayışına gelmek, bu temelde
disinde aramamak, kendisinde bulmamak çözümsüzlüğü ifade ediyor. Çözümsüzlük de tasfiyeciliği
ifade ediyor.
Kadromuz partileşmeyi önüne koymalıdır.
Partileşmek demek büyük çözüm gücüne ulaşmak,
kendimizi düzeltmek gerekiyor. Bu yapıldığında görülecektir ki sorunlar çözülüyor ve başarı da elde ediliyor.
Başarının yolu buradan geçiyor. Başarıyı başka yerde
aramamak gerekiyor.
Komünar
62
TECRİT ÖZGÜR İNSANI ve İNSANLIĞI ÖLDÜRMEKTİR
A. Haydar KAYTAN
Sürekli tekrarladığımız büyük anlam
içeren bir cümledir: İnsan toplumsal bir varlıktır
deriz. Yani başka insanlarla bir tür işbirliğini kurup
geliştirmeden
yaşayamaz.
Yaşamını
idame
ettirmek isteyen herhangi bir insan, kendini dış
tehditler ve doğanın tehlikelerine karşı savunmak
için olduğu kadar, çalışıp üretebilmek için de
başkalarıyla işbirliği yapma ihtiyacı duyar.
Hepimizin bir çocukluk dönemi olduğu için de
olsa biliriz. İstisnasız her çocuk başkalarının
yardımına duyduğu bu ihtiyacı en derin şekilde
yaşar. Bir çocuk yaşamın en temel işlevleri
bakımından kendine bak-ma gücü ve olanağından
yoksundur. Bu yüzden başkalarıyla ilişki kurmak
çocuk için bir ölüm kalım sorunudur. Kendi başına
kalması, bu yapısı nedeniyle varlığı için en ciddi
tehdidi oluşturur. Toplumsal gerçekliğin insan
yaşamındaki bu tayin edici rolü daha başından
itibaren toplumsallığın gücünü kutsamaya götüren
ana olgudur. Dinsel düşüncenin çıkış noktası da
toplumsallığı bu kutsama gerçeğinde yatar. Önder
Apo'nun deyişiyle "Kutsama kutsalın, kutsallık
ise top-lumun gücü" demektir.
Marks, kapitalist sistemde değer denilen
şeyin yalıtılmış bireyin emeğinden fışkırmadığını,
bu açıdan sermayeyi anlamak için toplumsal emek
kavramından yola çıkmamız gerektiğini belirtir.
Bunun tersini düşünmenin, bir arada yaşayıp
konuşan insanlar olmadan dilin gelişebileceğini
düşünmek kadar saçma olduğunu söyler. Bundan
hareketle insanın son tahlilde dil olduğu ifade
edilir. Bu belirleme, insanın toplumsal bir varlık
olduğu gerçeğiyle birebir örtüşür. Başka bir deyişle, toplumsallık insan türünün varlık koşuludur.
Bunun doğal ve kaçınılmaz sonucu ise yalnız
bireyin bulunmaması, insanın tek başına yaşamasının imkânsız olmasıdır. Önderliğimizin sözleriyle ifade edersek, "İnsan türünün güç kazanması tamamen toplumsal düzeyiyle kurduğu
ilişkiye bağlıdır. Bireyi zayıf kılmanın, köleleştirmenin en vahşi tarzı, ona dayatılan yalnızlık
düzeyidir, yaşadığı tecrittir."
İnsan türünün var oluş halini yaşadığı
doğal toplumda, her insan üyesi olduğu toplumun
organik bütünlüğü içinde, onun ayrılmaz bir
parçası olarak yaşar. Herhangi bir üyesinin klan
topluluğu dışında varlığı asla düşünülemez. "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" ilkesi esas
olarak bu toplumsal yaşam tarzı için geçerli bir
ilkedir. Henüz kavram-laştırılmamış olsalar da,
Komünar
63
özgürlük ve eşitlik dediğimiz en temel değerler bu
Kendi başına kal-dığında hiçleştiğini hissetmesi,
toplumsal yaşam tarzında kendiliğinden bir
toplumun öteki üyeleriyle birlikte olduğunda ise
biçimde vardır. Toplumun tüm üyelerinin duyuşları
mucizeler
ve inançları ortaktır. Baskı ve sömürü ile bunların
insanının değil, gerçekte doğal toplum insanının
kaynağında yer alan özel mülkiyetten kavram
fark ettiği bir gerçekliktir denilebilir.
yaratıldığını
görmesi,
gü-nümüz
düzeyinde bile söz edilemez. Dostluğun ürünü olan
Kapitalizm, kendisinden önceki devletçi
dayanışma esastır. Doğal olarak böylesi bir toplum-
toplum sistemlerinden farklı olarak, gelişmesini
da yalnızlık duygusuna da yer yoktur. İnsan türü,
doğrudan topluma sal-dırmasına ve bu saldırıdan
toplumsallığın bu muazzam gücü ve imkânları
sonuç almasına borçludur. Toplum özel birikimin,
sayesinde insan olmuştur. Ahlak dediğimiz kurallar
aynı şekilde gelişen yeni sistemde oluşa-cak ser-
ve ölçüler yine bu toplumsallığın örgüsünü mey-
maye birikiminin önündeki en büyük engel duru-
dana getirir ve sürekliliğini sağlar. Topluma ait
mundadır. Üretimin ve bunun sonucu olan her türlü
olma bilinci ya da duygusu, kişiyi bu kurallar ve
değerin toplumsal bir nitelik taşıması nedeniyle,
ölçülerle gönüllü bir uyum içinde yaşamaya
toplumun özel birikimi kendisi için bir tehdit olarak
yöneltir.
görüp tavır alması son derece doğaldır. Hiyerarşik
Bir yere ait olma ihtiyacını bu denli önem-
toplumdan beri gözenekleri olan kapitalizmin
li kılan bir başka unsur da insanın düşünen bir var-
gecikmeli gelişmesinin en önemli nedenle-rinden
lık olmasıdır. İnsan sü-reç içinde öz bilinciyle ken-
biri işte toplumun bu tehdit algısıdır. Özel birikim
disinin doğadan ve öteki insanlardan farklılık arz
toplumun ahlaki ölçülerine ters düşmektedir.
eden bireysel bir nesne olarak kendi far-kına varır.
Dolayısıyla kapitalizm gelişebilmek için öncelikle
Her insan için bu kendi farkına varmanın derecesi
toplumu bir arada tutan ahlaki örgüyü parçalamak
değişebilir. Ancak yine de bu fark ediş, insanı tama-
zorundadır. Kapitalizm ancak ahlakın geriletilme-
men insanca olan bir sorunla yüz yüze getirir:
siyle gelişir. Azami kâr yasası temelinde saçmalık
Kendini doğadan ve başkalarından farklı bir varlık
düzeyine varan sınır tanımayan sermaye birikimi
olarak duyumsaması ne-deniyle, evrenle ve 'ken-
başka türlü sağlanamaz.
disi' olmayan tüm öteki insanlarla karşılaştırdığın-
Kapitalizmin birey olgusunu geliştirdiği
da, insanın kendini küçük görmesi ve kendi önem-
ve bireyselliğin kapitalizmin ürünü olduğu yanıl-
sizliğini hissetmesi kaçınılmaz olacaktır. İnsan bir
saması, insansızlaşma doğrultusunda ilerleyen bu
yere ait olmadığını, yaşamının bir anlam ve yöne-
sistemin ömrünü uzatan en tehlikeli yanılgılardan
lime sahip bulunmadığını anladığında, bir yazarın
biridir. Kapitalizm birey yaratmaz, tersi-ne topluma
deyişiyle kendini bir toz zerreciği gibi hissedecek
düşmanlık yapan varlıklar ortaya çıkarır. Birey
ve bu bireysel önemsizliği-nin altında ezilecektir.
olmak herhalde kendi türünün kurdu haline gelmek
Doğal toplum ve onun klan yaşam tarzının insanı
değil-dir. İnsanı kendi hemcinsinin kurdu haline
bu gerçeği derinliğine hissetmiş olmalıdır.
getirmek üzere kendi sistemini kuran kapitalizmin,
Dolayısıyla toplumun organik bütünlüğü içinde yer
bu temelde biçimlendir-diği ilginç varlığa birey
alması, onun için en büyük yaşam güvencesidir.
tanımı nasıl layık görülebilir? Birey olmak, doy-
Komünar
64
mak nedir bilmeyen obur bir iştahla insan top-
Toplumun hâ-kim zihniyeti aynı zamanda topluma
lumuna ait tüm değerleri gasp etmek, insanın tan-
hâkim olan ilişki biçimidir. Dolayısıyla zihniyetle
rıların dışkısından yaratıldığını vaaz eden Sümer
çelişki, mevcut toplumsal ilişkilerle çelişkidir. Bu
rahibinden çok daha beter bir tutumla öteki insan-
anlamda özgür bir zihniyet kazanan birey topluma
ları hiçleştirip kendini yeni bir tanrı-kral haline
yeni ilişki biçimleri dayatmak durumunda kalır. Bu
getirmek midir? Birey olmak, "insanla insan arasın-
nedenle birey olma, hâkim zihniyetle çatışarak
da çıplak öz çıkar ve katı peşin ödemeden başka bir
mensubu olduğu topluma yeni ilişki biçimlerini
bağ bırakmamak" mıdır? Birey olmak, "kişisel
dayatmayı gerektiren kişilik duruşu olarak tanım-
değeri bir mübadele değeri haline getirmek" ve
lanabilir. İnsanın anlamı nedir sorusuna yetkin
"bin bir güçlükle elde edilmiş sayısız özgürlüklerin
cevap vermek, bu temelde insanı doğru tanımla-
yerine o biricik ve acıma-sız özgür ticareti koymak"
mak, bir bakıma zihniyet devriminin özünü oluştu-
mıdır? Birey olmak, sağlamlığı ve sürekliliği olan
rur. Her şeyin gerçek özü kendi başlangıcında giz-
ne varsa eritip buharlaştırmak, kutsal olan her şeyi
lidir. Bu da bizi insanın var oluş hali olan toplum-
murdar etmek, insanı "artık kendi yaşamının
sallığa götürür. O halde birey olmak, toplumun ana
gerçek koşullarını ve öteki insanlarla olan ilişki-
kuruluş ilkeleriyle uyumu yakalamak, buna bağlı
lerini tüm çıplaklığıyla karşılamak zorunda" bırak-
olarak topluma karşı sorumluluğunun bilincine var-
mak mıdır?
mak ve bu sorumluluğun gereklerini pratikleştirmektir.
Her şeyin gerçek özü
Kendi başlangıcında gizlidir
Bu da bizi insanın var oluş hali olan
Toplumsallığa götürür
O halde birey olmak
Toplumun ana kuruluş ilkeleriyle
Uyumu yakalamak
Buna bağlı olarak topluma karşı
Sorumluluğunun bilincine varmak
Ve bu sorumluluğun gereklerini
Pratikleştirmektir.
Kölelik en genel anlamda hiyerarşik ve
devletçi toplum sisteminin, özel olarak da üst
toplum denilen devletin alt toplum için hazırladığı
toplumsal statüdür. Kölelik devletin ortaya çıkışıyla birlikte gelişir. Başka bir deyişle devlet olmadan
köleleştirme mümkün değildir. Bir bütün olarak
devletçi uygarlık sistemi kölelik üzerinde yükselir.
Bir 'zih-niyet ve kurumsal akış' olarak devlet
olgusunda süreklilik esastır. Devlette yaşanan
biçim değişikliği özünün de de-ğiştiğini göstermez;
tersine özün korunması biçim değişikliğini zorunlu
Birey
olmak
öncelikle
kulluk
zih-
kılar. Devleti alt toplum üzerinde üst toplum olarak
niyetinden kopmakla başlar. Kul zihniyetinin aşıl-
tanımladığımıza göre, devletin varlığı alt toplumun
ması, özgür bir zihniyet kazan-mak anlamına gelir.
da varlığını gerektirir. Kurumlaşan devlet kurum-
Yeni zihniyet yeni özgür kişilik demektir. Kulluk
laşan köle-likle özdeştir. Alt toplumun direnişi
zihniyetinden kopan bizzat kişinin kendisi ol-duğu-
sonucunda kölelikte yaşanan yumuşama köleliğin
na göre, hâkim zihniyetin sorgulanması ve bundan
ortadan kalkmasına değil, de-rinleşmesine tekabül
kopuş da ilkin kişinin kendisinde gerçekleşir.
eder. Her yumuşatma girişimi köleliği biraz daha
Komünar
65
derinleştirir. Derinleşen kölelik içselleşen köle-lik-
Bunun temel niteliği ise, "genel olarak devlet
tir. Feodal devletçi toplumda kulluk düşüncesinin
odaklı" ve "özelde kapitalist modern yaşamdan
tüm topluma yayılması ve kulluğun yaşamın
kopuşla başlamasıdır." Böylesi bir kopuş, insansal
doğuştan hali olarak değerlendirilmesi bunun en
var oluşa dönüş anlamını taşır.
çarpıcı ifadesidir. Bu çerçevede kapitalizmi 'derin-
Günümüzün kapitalist sistem insanının
leşmiş ve genelleşmiş kölelik sistemi' olarak
'kendi başına olma' halini birey olmak biçiminde
tanımlamak son derece gerçekçidir. En tehlikeli
anlamak, daha başından kendini kölelik zinciriyle
kölelik kapitalizm çağının köleliğidir.
bağlamak demektir. En genel ifadeyle bencillik
Bir bilinçte derinlik ve tutarlılık durumu
olarak adlandırılabilecek bu durum tam bir soysu-
zihniyet devrimi özgür birey olmanın önkoşulu ise,
zluk belirtisidir. Kendisi dışındaki herkes sistemin
o zaman kendisinde zihniyet devrimini gerçek-
bu sözde bireyi için ancak kendi çıkarlarına hizmet
leştiren birey hiyerarşik ve devletçi toplum zih-
etme potansiyeli taşıdığı müddetçe bir anlam taşır.
niyetinden tümüyle arınmak zorundadır. Dev-letçi
O, sözgelimi tavuğa nasıl yumurtası ve etinden
ve iktidarcı zihniyetten kopuş, bunun tamamlayıcı
yararlanacağı bir nesne olarak bakıyorsa, çevresindeki insanları da aynı bakış açısıyla değerlendirir.
Onun için insan dahil doğadaki her şey bir kullanım ve aynı anlamda tüketim nesnesidir. Bu özellikleri taşımayan hiçbir şeyin onun gözünde bir
anlamı ve değeri yoktur. Değer kavramından söz
edildiğini duyduğu zaman bu tipin sorduğu soru
şudur: Ne kadar eder? Parayı biricik değer ölçüsü
olarak ele aldığı için, kendisi de dahil, her şeye
alım-satım konusu olarak bakar. Başka bir deyişle
tam bir istifçi ve pazarlamacıdır. Biriktirir ve
pazarlar.
unsuru olarak devlet odaklı uygarlığın ilişki ve
Kapitalizmle toplumsallık asla bir arada
yaşam tarzın-dan kopuşu da beraberinde getirir.
var olamaz. Daha doğrusu kapitalist sistem
İkisinin birlikte gerçekleştirilmiş olması bize özgür
toplumu inkâr eden sistemdir. Bu sistemin yaratımı
bireyin tanımını verir. Önder Öcalan'ın "Hiyerarşik
olan insan türünün de toplum olgusu ve toplumsal-
devletçi sınıf uygarlığından kopuş en büyük
lıkla hiçbir ilişkisi yoktur. Buradaki kullandı-ğımız
özeleştiridir" biçimindeki sözleri, her birimizin
anlamıyla 'kendi başına' olmak, hiçbir sorumluluk
kendimizi özgür birey olarak gerçekleştirmemizin
duygusu taşımamayı doğurur. Sorumsuz insan
giriş kapısına işaret eder. Günümüz açısından
ahlaksız in-sandır ve o da gerçekte artık insan
bakıldığında özgür birey olarak doğuş yapmak,
değildir.
komünal var oluş ilkelerinden uzaklaştırılan insan-
toplumun özgürlük bilincidir, toplumun zora
lık için elzem olan bir doğuşu gerçek-leştirmektir.
dayanmayan kurallı yaşamıdır. Kural dediğimiz
Ahlak,
Önder
Apo'nun
deyişiyle
Komünar
66
şey toplumu bir arada tutan değerler, ölçüler ve
Gerçek anlamda her türlü değer toplumsal
ilkeler sistemati-ğidir. Toplumun her üyesinin
bir karakter taşıdığına göre, toplum dışına çıkmak
yaşam ortaklığı temelinde bu kurallara uyum
ve toplum karşısında kendi başına var olma yolunu
gösterme yeteneği, taşıdığı sorumluluk düzeyini
seçmek, kendini tüm değerlerden soyutlamak
ortaya koyar. Toplumun organik karakteri sorum-
demektir. Kapitalizmin insan yaratımına denk
luluğun karşılıklı olmasını sağlar. Daha açık bir
düşen sözde birey bütün değerleri boşamıştır.
ifadeyle sorumluluk taşımak yalnızca bireye ait bir
Onun için rakamların dili dışında bir ölçü yoktur.
yükümlülük değildir; toplum da her üyesinden
"Ne kadar eder, fiyatı kaça? Daha ucuz olmaz mı?
aynı düzeyde sorumludur. Komünal yaşamın temel
Kaça satın alırsın? Ne verirsin, neye verirsin? Ne
ilkesi olan 'Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için'
kadar eğlenceli, bilet parasına değer mi?" Bu
ilkesi bu anlama gelir. Klanın bir üyesini korumak
çerçevede sorular zincirini istediğiniz kadar uzata-
için çoğu zaman yok olmayı bile göze aldığı iyi
bilirsiniz. Kapitalizmin insanı için ölçü ve değer bu
bilinir. Karşılıklı sorumluluk budur.
sorulara verilecek cevaplarda saklıdır. Ne var ki,
Kural koymak, seçim yapma gerekliliğiyle karşı
rakamların dili parçalanmış yaşamın dilidir; bir-
karşıya bırakmaktır. İyi ile kötü, güzel ile çirkin, doğru ile
birine eklenmiş par-çalardan oluşan makinenin
yanlış gibi şeyler bizi bir tercihte bulunmaya zorlayan
dilidir; robota dönüştürülmüş insanın dilidir.
gerçekliklerdir. Seçimimizi bunlara bakarak yaparız.
Bugün içimizde bile bu dilden etkilenenlerin var-
İnsan olmanın anlamı budur. İnsan seçmesini bilen bir
lığına tanık olmak ilginçtir.
varlık olduğu için insandır. Bizde olduğu gibi hayvanda
da bir çift göz bulu-nur, hayvan da bir uçurumun başına
geldiğinde düşmemek için geri çekilir. Uçurumun başına
gelme örneğinde düş-meme biçimindeki refleksimizde
görüldüğü gibi, tutumumuz bazen hayvanınkiyle çakışır.
Ancak biz gözlerimizi sa-dece uçurumdan düşmemek,
duvara ya da ağaca toslamamak için kullanmayız.
Değerlerden kopmak, ayırt etme ve seçim
yapma yetisinin varlığını ortadan
kaldırır.
Dolayısıyla kapitalizmin in-san tipi ayırt etme ve
seçme yeteneğinden yoksundur. Bu da onu vicdansız ve ahlaksız kılar. Onun en büyük becerisi sınır
ve ölçü tanımayan tüketme yeteneğidir. O
neredeyse el attığı her şeyi kendi metabolizmasının
çevrimine dahil eder. Yer, içer ve dışarı atar; deyim
Gözlerimiz boğulmak üzere olan birini de görür ve o anda
yerindeyse bu konuda adeta bir gübre üretme fab-
onu kurtarmak için canımızı tehlikeye atıp suya atlarız.
rikası gibi çalışır. Yiyeceği tüke-tir, içeceği tüketir,
Kimi zaman başarı kazanır ve kurtarıcı haline geliriz; kimi
giyeceği tüketir, cinselliği tüketir, kültürü ve sanatı
zaman kendi yaşamını yitirenimiz de olur. Öyle ki,
tüketir, vicdanı ve ahlakı tüketir, insanı tüketir,
yaşamını yitireni çoğu zaman kurtarıcıdan daha yüksek
doğayı tüketir, kendini tüketir…
bir mertebeye oturturuz. Bunun içindir ki, birinin
Bu sınırsız tüketme hırsı kapitalizmin
tehlikede olduğunu gördüğü halde yardım için kılını kıpır-
insan tipinin içinde bulunduğu insani, vicdani ve
datmayan kimse bizim için korkunç bir vicdansız ve
ahlaki yalnızlığının do-ğurduğu acıları unutma
ahlaksızdır. Ahlaksız ve vicdansız birinin de
çabası olarak tanımlanabilir. O gerçekte ileriye ve
ahlakını yitir-memiş bir toplumda yeri yoktur.
yukarıya doğru devinen yaşamı tüketir. Onun
Komünar
67
barda, pavyonda, diskotekte, konserde, cıvık tele-
kemikli mi kemiksiz mi, kuzu eti mi koyun eti mi,
vizyon dizileri karşısında, reel ya da sanal âlemde
taze mi bayat mı ol-duğuna bakılır. Kadın da onun
gülüp eğ-lenmesine bakarak yaşamaktan zevk
gözünde doğranıp parçalanmış bir kuzu ya da
aldığını sanmak yanlıştır. Çalışma ve uykuyla
koyundan farksızdır. Hangi parçasını canı çekerse
geçirdiği saatler dışında kalan zaman onun için
onu satır alır. Pazarda bulmazsa gasp eder; taciz ve
öldürülmesi gereken bir şeydir. Dolayısıyla o hay-
tecavüz bu gasp türüne girer. Sistem özü itibariyle
ata uzak, ölüme yakındır; hatta ölümle birlikte ya-
aslında bu tüketici erkek tipi için çalışır. Onun için
şar. Yaşamı zamana yayılmış bir intihar duru-
mal üretir. Dolayısıyla kadını da bu mallar arasına
mudur. Bu özelliğiyle salt biyolojik bir varlığa
katar. Tümüyle bu insansız erkeğe ayarlanmış ve
indirgenmiştir. Soluk alıp verir, metabolizması
onun arzularına göre olan bir kadının tipini şekil-
işler haldedir ve yaşamı bu iki etkinlikle çerçeve-
lendirmek için çaba harcar. Kapita-lizmde kadın
lenmiştir. Akıl ve duygunun gücünü bilmez.
köleliği bu tarzda işler. Kadının bu metalaşması,
Davranışları güdüseldir. Şiddet kullanmaya
tamı tamına yaşamın metalaşmasıdır.
oldukça yatkındır. Şoven milliyetçi kışkırtmalar
Kapitalizmin ucube yaratımı olan bu
ondaki şiddete başvurma eğilimini alabildiğine tır-
insansız yalnız bireyin tersine, özgür birey
mandırır. Popüler bir sanatçıyı dinlemeye gelen
yaşamın tutkulu bir aşığıdır. Onun için en kutsal
kalabalığa karışıp benzer hareketleri yapmak-la,
şey, karşısında secdeye yatar gibi yaklaşılması
solcu bir genci döverek öldürmek isteyen güruhun
gerektiğine inandığı yaşamdır. Yaşam onun beden-
linç eylemine katılmak onun için aynı şeydir. Bu
sel varlığının içinde delicesine akan bir ırmaktır;
davranışıyla bir koyunu parçalayan kurt sürüsüne
bu ırmağın dur durak bilmeyen görkemli akış
katılan bir başka kurdun reflekslerine sahiptir.
halidir. Özgür birey, bu akışın, sürekli oluşum
İnsanın kurdu haline getirilmiş acımasız insan
haindeki evrenin işleyiş ilkesinin bedensel var-
gerçeği işte budur.
lığındaki gerçekleşmesi olduğunun farkına varan
Kuşkusuz burada çizilen tipleme erkeğe
insandır. Bu açıdan canlı olanın yalnızca kendisi
özgüdür. Ara sıra bazı kadınlar da bu tiplemeye
olmadığını bilir. Canlılık her yerde ve her şeyde
dahil olsalar bile, onları bu halleriyle kadın olarak
vardır, her şeyin bir ruhu vardır, her yer enerjiyle
değerlendirmek artık mümkün değildir; onlar kap-
doludur. Ruh maddenin bu gözle görülmeyen ve
italizmin yalnız bireyinin erkekleşmiş kadın ver-
elle tutulmayan enerjisidir. Belki çıplak gözle bu
siyonlarıdır. Kadın bu tip için sadece ve sadece
enerjiyi görmez, ancak bütün hücreleri ve bütün
tensel ihtiyaçlarını tatmin edeceği cinsel bir
duyargalarıyla hisseder. O artık evrenin küçük bir
objedir; şehveti-ni tahrik eden bir et yığınıdır.
maketidir, bir mikro evrendir. Bu açıdan özgür
Onun kadınla ilişkisi anlıktır. Utanmazca aşk yap-
insan evrendeki çeşitliliğe hayranlıkla yaklaşır,
tığını iddia eder, ancak ilişkide bulun-duğu kadının
sınır tanımayan zenginlik bu çeşitliliğin kendisidir.
adını sormaya bile ihtiyaç duymaz. Öyle ya, et her
Doğa bu çeşitliliğin tüm haşmetiyle sergilendiği
yerde ettir, etin kimliği ve kişiliği yoktur, ete adı
bir güzellikler kaynağıdır; bu zenginliği doğuran,
sorulmaz. Satın alınırken yağlı mı yağsız mı,
besleyen, yetiştiren ve sürekliliğini sağlayan
Komünar
68
anadır. Kendisi de bu kaynağın içinde yer aldığın-
İnsanın komünal var oluş halinden uzaklaş-maya
dan, doğa kendisinin de anasıdır. Ananın kutsallığı
götüren bütün sapmalar ve sapkınlıkların kay-
aynı anlamda doğanın kutsallığıdır.
nağında analitik zekânın yer alması, insandaki bu
Demek ki insan için en büyük özgürleşme
zekâ türünün kötülüğüne kanıt oluşturmaz; sadece
adımı bu anlam ve duygu gücünü yakalamaktır.
duygusal
Yaşamın değeri uzun-luğuyla değil, bu anlam ve
korkunçlaştığını gösterir.
zekâdan
koptuğunda
ne
denli
duygu gücüyle ölçülür. Ne kadar anlıyor ve
Özgür bir erkek insan için kadın yaşamın
hissediyorsanız o kadar yaşıyorsunuzdur. Ya-şam
kendisiyle özdeştir. Kadın doğaya gösterilmesi
ustalığı ve bilgeliği de zaten budur; çağdaş mümin-
gereken saygının benze-rini hak eden bir toplumsal
lik, yaşamı bu ustalık ve bilgelikle ağırlayıp yaşa-
olgudur; düşünen, hisseden, anlam biçen, emek
maktır. Yaşa-nan bu anlam yücelmesi önce özgür
veren, emeğiyle değer üreten insan gerçe-ğinin asli
bireyde ete kemiğe bürünmüştür. Çünkü kendi
unsurudur. Doğa kadından, kadın ise erkekten önce
anlamını bilmeyen biri kendi dı-şındaki şeylere de
gelir. Doğayla insan ilişkisinde olduğu gibi, kadın-
Aşk en yüksek insani ölçülere
Tutkulu bağlılıksa, bu ölçüleri koyan
Ve kendisi ölçü olan
Kesinlikle kadın gerçeğidir
Kadın özgür yaşamın özünü
Teşkil eden aşkın da gerçek öznesidir
Doğru yaşam aşkı yüklenmiş yaşamsa
Böylesi bir yaşam arayışı
Kişiyi kesinlikle özgür kadına
Götürecektir, götürmek zorundadır
la erkek ilişkisinde de maşuk-âşık ikilemi vardır.
Erkek âşık, kadın ise maşuk konumundadır. Başka
bir deyişle ulaşıl-mak istenen erkek değil kadındır.
Aşk en yüksek insani ölçülere tutkulu bağlılıksa,
bu ölçüleri koyan ve kendisi ölçü olan kesinlikle
kadın gerçeğidir. Kadın özgür yaşamın özünü teşkil eden aşkın da gerçek öznesidir. Doğru yaşam
aşkı yüklenmiş yaşamsa, böylesi bir yaşam arayışı
kişiyi kesinlikle özgür kadına götürecektir,
götürmek zorundadır. Dola-yısıyla özgürlüğe
anlam biçemez. Özgür insan, kendisi de dahil,
götüren yol aşk işçiliğinin yoludur. Kadınlar ve
evrendeki her şeye anlam biçen, her doğal olgunun
erkekler olarak birlikte bu yola girenler, her iki cin-
bir öznelliği olduğunun farkına varan yegane var-
sin eşit temeller üzerinde yükselen birliğinin
lıktır. Önder Apo'nun deyişiyle öznellik, her doğal
kadının erkekle eşit ve dengeli güç ilişkisini
olgunun içinde hareket ettiği yasayı anlatır, onun
yakalamasından geçtiğini iyi bilirler. Onlar Önder
anlam düzeyini gösterir. Anlam yüklenmek ve
Apo'nun dediği gibi yaşamın en çetin sınavların-
anlam yüklemek, insanı eşref-i mah-lûkat yapan
dan geçerken birbirlerine eşitlik ve özgürlük sözü
temel özelliğidir. Duygusal zekâ bütün canlı türler-
vermişlerdir. Bu sözün de ancak özgür bir ülke ve
ine özgü bir zekâdır. Ancak anlamlandırmada
demokratik bir toplumda gerçekleşeceğine yürek-
öncelikli yere sahip olan analitik zekâ yalnızca
ten inanırlar. Eşitlik ve özgürlük bataklık çamurları
insana özgü bir olgudur. İnsanın ayrı bir canlı türü
içinde birlikte debelenmek değildir; birlikte doruk-
olarak varlığını kanıtlaması, insandaki duygusal
ları tırmanmak ve yüceltiler-de seyretmektir.
zekâyla analitik zekânın uyumlu birliğinin eseridir.
Doruk, özgür ülke ve demokratik toplumdur.
Komünar
69
Ne acıdır ki, sistemin verili kadını 'meta-
kendi içindeki muazzam enerjiden bihaber olanın,
laşmış eşya kadın' derekesine düşürülmüştür.
bu enerjiyi açığa çıkarıp özgürlük kanallarına akıt-
Kadını düşüren güç devlet-çi toplum sistemidir. Bu
mayanın aşkı yoktur. Aşk ger-çekte özgür yaşam
sistem egemen erkeğin lanetli cisimleşmesidir.
enerjisidir. Dünyanın güneşin etrafında dönmesini
Kadının toplumsallığı dağıtılmadan erkeğin ege-
sağlayan bu enerji insanda da vardır. Ancak 'at
menliği gerçeğe dönüşemez. Köleleştirilen kadın
gözlüklü ve teneke yürekli' biri olup çıktığı için
günümüz egemen sisteminde en fazla kâr getiren
kendisinin bu gücünün farkında değildir.
meta konu-mundadır. Özgürlüğü arayan bir
Devlet odaklı uygarlık sistemini anlatıy-
erkeğin böylesi bir kadınla ilişkisi kendini inkâr
oruz; onun nasıl bir insan tipi şekillendirdiğini
etme, özgürlük arayışının sahteliğine kanıt oluştur-
anlamaya çalışıyoruz. La-netin nasıl insanın başın-
madır. Özgürleşmek isteyen kadının bu sistemin
da patladığını ve kulluğa alıştırılan insanın horlan-
erkeğiyle ilişkisi çok daha çirkindir, bu kendisini
ma ve aşağılanmanın derin uçurumuna nasıl yuvar-
aşağı-lamasına neden olan bir ilişki türüdür. Onlar
landığını bilince çıkarmak istiyoruz. Dinsel
için gerçek özgürlük ilişkisi amaç birliği yapmak,
metinlere baktığımızda, peygamberlerin sözünü
bu amaç doğrultusun-da omuz omuza mücadele
ettikleri lanetli top-lum gerçeğini katbekat aşan bir
vermek ve bu mücadeleden başarıyla çıkmaktır.
lanetin günümüz insanlığını sarıp sarmaladığını
"Aşkın yüzü daima özgürlüğün zafer ka-zanan
görünce dehşete kapılıyoruz. Lut'un Sodom ve
savaşına dönüktür." Bu anlamda aşk Apocu
Hareketin en yakıcı gerçeğidir. Zafer çizgisinde
yürümek, aşkın gülümseyen yüzüne doğru ilerlemektir. Ağlayıp sızlayanın, çaresizliğine ve
çözümsüzlüğüne ağıtlar yakanın, devenin hendeği
atlayamaması misali başarı adımlarına güç getiremeyenin, özgürlüğü başkalarından dilenenin,
Gomora'sının Tanrı'nın gazabına uğrayan insanlarıyla karşılaştırın; bu iki kentin yaşadığından
daha iğrenç bir gerçeklikle karşı karşıya olduğumuzu göreceksiniz. Günümüzün çılgın 'tüketim
toplumu'nu yaratan sistem Tan-rı'yı çoktan öldürmüştür. Yok edilen Tanrı yok edilen toplumdur,
öldürülen insandır. Sodom erkeklerinin kadınlardan daha fazla genç erkeklere olan cinsel düşkün-
Komünar
70
lüğü, günümüzün ahlaktan yoksun insan tipinin
Kural koymanın seçim yapmayı bir
akıllara durgunluk veren çılgınlıkları karşısında
gereklilik, komünal toplumsal yaşamın bir gereği
sıradan bir insan zaafı gibi duruyor. Bu barbarlık
olduğunu belirttik ya, ancak yine de seçim yap-
ve vahşete dikkat çekiyoruz. Özellikle kapita-list
manın o kadar kolay olmadığını iyi bilmek gerekir.
yaşamın bugünkü hali, var oluş gerçeğinden
Bu durum, bir suyun öteki ya da beriki tarafında
tümüyle kopmak üzere olan adeta ucube bir var-
yer tutmak gibi kolayca ayırt edilip tavır alınabilir
lığın doğuşuna tanık-lık ediyor. Hem coğrafya hem
de halk olarak yakın zamana kadar sistemin
kıyısında yer alan Kürt gerçeği, şimdi tü-müyle bu
insansız sistemin içine çekilmeye çalışılıyor.
Bunun için uyarıda bulunuyoruz.
Göz alıcılık kavramının en çok da kapitalizmde tam bir güdü kışkırtmasını ifade ettiği
kesindir. Kapitalist beyne ve yüreğe değil göze
hitap eder. Bunun en çarpıcı biçimi olan reklâm
tümüyle göze seslenir. En ilgisiz bir nesneye ilişkin
reklâmda bile kadın bedeninin bir malzeme olarak
kullanılması bunu gösterir. Pavlov'un köpekler
üzerindeki deneyiyle ulaştığı şartlı refleks teorisi
şimdi kapitalistler tarafından insanlar üzerinde
deneniyor: Yeter ki kadın bede-niyle yan yana
göstermiş ol, bu sayede en iğrenç malı bile
rahatlıkla satarsın! Mideye giden yol cinsellikten
geçer; cinselliği öne çıkar, herkes işkembesini tıka
basa doldursun! Ambalajı göz alıcı olduktan sonra
satılamayacak bir nes-ne olamaz. Ne kadar ilginç,
İsa sanki bugünü önceden görüp konuşmuş: Onlar
kireçle beyaza boyanmış mezarlara benzerler; uzaktan güzel görünürler; ancak yakından bakınca
içinde her türlü murdarlığı ve çürümüş kemik
yığınlarını görürsünüz. Ne var ki günümüz insanı
bakarkör olmuştur; yani bakar ama görmez, duyar
ama işitmez. Böyle olunca da seçmez; içerikle
değil görüntüyle yetinir. Bu aşağılık sistemde
uygulanan yegâne kural, yalnız bireyin tüketme yetisini şahlandırarak tüketici bir güruh yaratmaktır.
bir eylem gibi değerlendirilemez. Anlam ve duygu
gücü olmadan iyi ve kötünün birbirinden ayırt
edilmesi güçtür. Böyle bir güçlük olmasa bile, kapitalist sistemde vicdanlar kurudu-ğundan bu ayırt
edicilik pek önemsenmez. Kendini düşünmek akıllılık, başkasına saygı göstermek enayilik olarak
değerlendirilebilir. Nitekim kapitalizmde bu kesinlikle böyledir. Birinin yükselişi ötekinin düşüşü,
birinin kazancı ötekinin kaybı sayılır. Yani sistem
insanının zihniyetinde telafisi oldukça zor bir hasar
vardır. Esas sorun bu noktada-dır. Bu zihniyet
çözülüp aşılmadıkça özgürlükten kaçışı durdurmak
olanaksızdır. Bu durumda yapılması gereken şey
hasarın nerede olduğunu ve özellikle ne zaman
başladığını ortaya çıkarmaktır. Teşhis doğru konulmadan tedaviye de giriş yapılamaz.
Hiyerarşik ve devletçi toplum sistemi bir
'yalana dayalı toplum sistemi'dir. İnsan bilincinin
en büyük tecavüze uğraması bu sistemle birlikte
gerçekleşmiştir. Köleleştirilen özgür insan zamanla bunun tanrının istemi ve eylemi olduğuna
inandırılmış, bu inandırıcılık ve ikna yeteneği
sayesinde efendilerine itaat eder hale getirilmiştir.
Şaman geleneğinin izinde yürüyen Sümer rahibi
ilk sistemli yalancı ideoloji olan mitolojiyi ortaya
çıkaran, onu yeni toplu-mun ideolojisi haline
getiren, müthiş ikna yeteneğiyle egemenliği altındakilere kabul ettiren ve bu temelde devletin
kurumsal temellerini atan kişidir. İnsanın kölelik
yaşamına alıştırılmasında bu zihniyet zor kul-
Komünar
71
lanımından çok daha fazla etkili olmuştur. İğrenç
Bunun günümüzde ulaştığı düzey biyo-iktidardır;
tecavüz budur. Önder Apo'nun da altını çizdiği
yani devletin her yere sızması, toplumun der tarafı-
gibi, beyin yıkama tekniğinin ilk çarpıcı gerçek-
na binmesi, beyinleri ve yürekleri işgal etme-si,
leşmesi olan Sümer rahibinin ikna gücü olmasaydı,
kendini 'herkesin sevgilisi' olduğuna inandırması,
devletin bir eşkıya kurumu gibi ele alınıp kısa
insansal yaşamı ve ölümü tamamen kontrolü altına
zamanda yıkılması kaçınılmazdı. Ancak bir zih-
almasıdır. Kaldı ki, bugün kapitalist modern
niyet olarak devlet bu sayede günümüze kadar
yaşamın en rafine haliyle işlediği yerlerde toplum
gelebilmiştir. Beş bin yıllık dev-letçi uygarlık tari-
gibi sınıflar da önemli ölçüde tarihe karışmak
hi boyunca kölenin yaşamında kısmi bazı
üzeredir. Orada kapitalist devletle kendini
iyileştirmelere gidilmiş, ancak bilince yapılan
bedensel ve ahlaki tecrit içinde tutan bireylerden
tecavüz hızından hiçbir şey kaybetmeden, hatta
oluşan bir 'kendi başına olanlar sınıfı' karşı
daha büyük bir şiddetle devam etmiştir. Bu anlam-
karşıyadır.
da insan bilincine en büyük tecavüzün günümüzün
Topluma ve insana düşman bu sistemin
sosyal bilimcisi tarafından yapıldığını özenle
neden Önder Apo'ya karşı olduğunu, neden onu
belirtmek gerekir.
her günü birkaç ölüme bedel koşullarda tuttuğunu,
Uygarlık tarihi akıl almaz sınıflaşmalar
neden bedensel ve bu da olmazsa anlam itibariyle
ortaya çıkarmanın tarihidir. Sınıflaşma insanlıktan
yok etmek istediğini anlamak artık zor olmasa
düşüştür. Efendi-köle ayrımı temelinde başlayan
gerekir. En genel hatlarıyla bakıldığı zaman bile
sınıflaşma insanlıktan çıkma yoluna girildiğine
Önderliğin bu sistemi kabul etmediği kolayca
işaret eder. Bu nedenle köle, serf ve prole-ter
anlaşılabilir. O mevcut sistemi kabul etmiyorsa,
yüceltmesi anlamsız olduğu kadar tehlikelidir.
sistem neden onu kabul etsin? Kuşkusuz buraya
İnsanlığın komünal var oluş halinde sınıf ve sınıf
kadar her şey normaldir. Önder Apo Avrupa'ya çık-
sömürüsü yoktur. Bir yücelik aranacaksa kesinlik-
tığında, sistem "Seni kabul etmiyoruz" deyip bu
le burada aranmak durumundadır. Sümer devletçi
işin içinden çıkabilirdi. Ama böyle davranmadı; ne
toplumunun kölesiyle günümüzün kapitalist sis-
pahasına olursa olsun yakalayıp Türkiye'ye teslim
teminin proleteri arasında özünde bir farklılık yok-
etmeyi ve histeriye dönüşen ırkçı milliyetçiliğin
tur. Bu anlamda Marksizm'in işçi sınıfını ücretli
yol açtığı linç havası içinde canavarca parçalat-
köle sınıfı biçiminde tanımlaması yerindedir. İkin-
mayı esas aldı. Roma arenalarında aslanlara
cisinde kölelik biraz daha inceltilmiş ve gizlen-
parçalatma oyununun çağdaş bir versiyo-nunu
miştir. İnceltme işlemi köleliğin içselleştirilmesi
Önder Apo şahsında Türkiye'de sahneye koymak
ve benimsenmesi sonucuna götürmüştür. Gizleme,
istedi. Bu da gerçekleşmeyince, kendisini eşi
görünmez hale getirme savaşta kullanılan etkili bir
menendi görül-memiş bir tecrit ve izolasyona
yanıltma taktiğidir. Zaten devletleşme hali de bir
mahkûm etti.
sürekli savaş halidir. En tehlikeli savaş, sınıflaş-
Neden sorusuna cevabı yine Önder
manın özü-nü muhafaza etmek üzere, inceltme ve
Apo'nun kendisi veriyor: "Adım Abdullah, yani
örtbas etmenin kesinti tanımayan sürekliliğidir.
'Allah'ın Kulu'; ama kul ol-mayı yüreğime tam
Komünar
72
oturtmamakla
kendime
saygılı
olmanın,
yaşam tarzına karşı bir tavır alıştır. Bunun anlamı,
dolayısıyla o tanrısal güçler ne kadar üzerime
sözü edilen sistemlerin yaşam tarzına bulaşma-
gelirlerse gelsinler özgür insanı savunmanın
maktır. Mevcut yaşam hali ihanete uğ-ramış bir
büyük erdem olduğuna kendimi inandırmıştım.
yaşamın ifadesiyse, o halde bozulmamış olarak
Yeniden daha güçlü doğuyordum. Beğenmediğim
varlığını sürdüren bir insan yaşamı mutlaka var
anamın doğuruşuyla ciddiyetine hiç inan-
olmuştur. Böyle olmasa, 'nasıl yaşamalı?' sorusu
madığım modernitenin doğurma çabalarına
da gündeme gelmez; ortada böylesi bir soru
karşı, tüm öldür-melerden sonra kendi kendimi
olmadığı için, gerçek anlamda özgür ve yaşanmaya
üçüncü kez doğuruşumu çok ciddiye alıyor ve
değer bir hayatın arayışına da girişilmez. Bu
hoşlanıyordum. Yaşamışların arkadaş-lıklarına
soruyu kendinize sorabiliyorsanız, o zaman daha
yine ihtiyaç duymuyordum. Tüm arkadaşlarımı
insanca bir yaşamın mümkün olduğuna da inanıy-
efsanelerde bulmaya başlamıştım. Komplocu
orsunuz demektir. Karanlık her yere sinse ve her
Zeus'un Prometheus'a ve Hektor'a yaptıklarıyla
şeye hükmetse de, karanlığa nefretiniz ve ışığa
duyduğunuz özlem bir gelecek umudu olarak
Büyük arkadaşlıklar olmadan
Belki yine özgürlük yürüyüşüne
Çıkılabilir, ama sonuç alınamaz
Büyük dostluk arayışı olmadan
Sağlam toplumsal bağlar gelişmez
Önder Apo çocukluğunda da
Müthiş bir arkadaş canlısıdır
Arka-daşlarını yalnız bırakmama
Arkadaşına ihanet etmeme
Onun en kutsal yaşam ilkesidir
yüreğinizde yer tutar. İnsanlığın beşiği olan, ancak
insanın gölgesinden bile eser kalmayan bir ülkede
'umut bile sayılamayacak bir duygu' ile ilk toplumsal özgür-lük adımlarını atmak, Önder Apo'nun
çocukluktaki bu yaşam duruşuyla bağlantılıdır.
Özgür yaşam arayışı özgür bir toplum
arayışıdır. Toplumun yokluğu yaşamın da yokluğudur. Biyolojik bir varlık olmanın sınırları
içinde kalıp atmosferi ve yeryüzünü kirletmeye
insani yaşam denilmeyecekse bu böyledir. Bu an-
onun günümüzdeki Atinalı çocuklarının aynı
lamda her peygamber kendi halkını yaratır. Önder
olduklarını gördükçe arkadaşla-rımı daha iyi
Apo da ilk toplumsallaşma denemelerini çocuk
tanıyordum. Prometheus ve Hektor'la arkadaşlık
oyunlarında
çok onurlu oluyordu. Bunu hak etmiş olmam
saflığını korumak, ruhunu satmamak, kendi çocuk-
bana gu-rur veriyordu."
luk hayallerine ihanet etmemek önemlidir. Ruhun
gerçek-leştirir.
Çocuk
ruhunun
Önder Apo henüz küçük bir çocukken,
bu bekâretinde ısrar, devlet odaklı yaşam tarzından
daha toplumu ve aileyi bile doğru dürüst tanıya-
gelebilecek her türlü kirlenme tehlikesine karşı en
mamışken, yaşamın ihanete uğradığını ve mevcut
büyük güvencedir. Zaten fiziksel olarak içinde yer
durumuyla yaşanmaya değmeyeceğini fark eden
aldığı toplumun verili yaşam tarzına öfkelidir.
ve "Ben böyle yaşamayacağım" diyen bir in-
Dolayısıyla mevcut top-lumsal zemini bir 'ölüler
sandır. Bu tavır alış, özünde aşılmakta olan feodal
yatağı' olarak algılamaktadır. Bu algılamayla bir-
uygarlığa ve gelişmekte olan kapitalist modern
likte kararını vermiştir: Kirli suların aktığı bu
Komünar
73
bataklıkta yüzmeyecektir; asla bu zeminde soluk
eşitlik onunla gelecektir. İhanete kapalı ve yüzü
alıp verenler gibi yaşamayacaktır. Bu kararının
özgürlüğe dönük sağlam arkadaşlık ve dostluk
içeriğine için bizzat kendi sözleri vardır: "Oldukça
yeni bir toplum demektir. Alternatif yaşam bu 'yeni
aykırı olacağım. Alternatifini buldum mu, bula-
toplum' zemininde kurulur. Kutsallığı buradadır.
bildiğim kadar yaşarım. Hiç bul-mazsam, hiç
Yaşam kutsalsa eğer, arkadaşlık ve dostluk gibi,
olmazsa bir takva sahibi, bir zikir sahibi kişi gibi,
yoğunlaşmış devrimci emek gibi bu yaşamı
herkesin yanından bile geçemeyeceği soyut bir
mümkün kılan şeyler de elbette kutsal olacaktır.
tarzı tercih ederim, sadece soyut yaşarım. Bu kirli
Kutsallık, dokunulmazlığı anlatır; aynı anlamda
somuta katılmam" der. O'nunla ötekiler arasındaki
ölümüne bağlılık demektir. Bu bir kişinin anasına
ve
hayat
bağlılığına
arkadaşına
benzer
bir
durumdur. Kişi nasıl bu
değerlere
ihanet
etmemeliyse, arkadaşına
da
ihanet
etmemelidir.
Arkadaşını yalnız bırakmak, ona ihanet etmek bir
bakıma ana-sını ve eşini
peşkeş çekmekle özdeştir.
Önder Apo'nun arkadaş
bağlılığı böyledir.
Arayışları
büyük,
arkadaşlığı anlamlı olsa
fark budur. Kendi dışında da belki mevcut gerçek-
da, Önder Apo bu küçük yaşlarda bile yalnız
liği O'nun gibi algılayanlar olmuştur. Ancak onlar
kalmış bir çocuktur. Da-yanma gücünü göstere-
bunu kendi duyguları ve yaşamla-rında gerçek-
biliyorsanız, bu yalnızlık sizi büyük duygu ve ruh
leştirecek gücü bulamamışlardır.
yüceliğine doğru ilerletir. Sistemin ruhsuz-
Büyük arkadaşlıklar olmadan belki yine
laştırdığı kişiliklerden kendisininkine benzer bir
özgürlük yürüyüşüne çıkılabilir, ama sonuç alına-
ruhsal yüceliği beklemenin doğru olmayacağının
maz. Büyük dostluk arayışı olmadan sağlam
farkındadır. Olduk-ça ürküntü verse ve derin
toplumsal bağlar gelişmez. Önder Apo çocuk-
endişelere yol açsa da, çıktığı arayış yürüyüşünü
luğunda da müthiş bir arkadaş canlısıdır. Arka-
yalnız başına sürdürecektir. Başka yolu yoktur.
daşlarını yalnız bırakmama, arkadaşına ihanet
Geriye dönüş olanaksızdır. Ne pahasına olursa
etmeme onun en kutsal yaşam ilkesidir. Yeni
olsun, 'hayallerine ihanet etmeyen çocuk' olarak
toplum ve toplumsal ya-şam bu ilkeye sınırsız
kalmaya de-vam edecektir. Che Guevara'nın da
bağlılık üzerinde vücut bulacaktır; özgürlük ve
dediği gibi, insan kendi hayallerinin büyüklüğü
Komünar
74
ölçüsünde özgürdür. Yani kötü-lükler ve çirkinlik-
niyeti çözülmüş ve aşılmış, yeni özgür-eşit
ler dünyasından başlangıçta elbette hayallerle çıkış
toplumun zihniyeti yaratılmıştır. Düşüncede
yapılır. Tasarım olmadan eser doğmaz. Bu ha-
çözmek ve çözerek aşmak demek, eski olanın
yaller karnı açlıktan guruldayan birinin kendini
bitişini ilan etmek ve yeninin kuruluşuna büyük bir
zengin bir sofraya kurulmuş olarak düşünmesine
inançla başlamak demektir. Bu da devletçi uygar-
asla benzemez. Her şeyden önce tekil değil çoğul
lık sisteminin stratejik nitelik taşıyan tarihteki en
halde olmayı içerir; daha açık bir deyişle bütün
ağır yenilgisidir. Böylece bir kişinin büyük anlam
insanlığı kapsamına alır. Öyle ki, kendi-si de
ve duygu gücüne dayanması halinde tek başına da
"Gerçekliği arayış yürüyüşünü tüm insanlık ve
olsa bir sistemi yenilgiye uğratabileceği kanıtlan-
ardındaki evren üzerine yapma gereği bende erk-
mıştır. Üçüncü doğuş döneminin tarihsel anlamı
enden ortaya çıkan bir anlayıştı. Belki çocuk-
budur.
luğumdaki eğilimim de buydu" der. Tekillik Önder
Önder
Apo'nun
çarpıcı
ifadesiyle,
Apo'nun kişiliğine yabancıdır. O en ağır yalnı-
başlangıcını bilemeyenlerin tarih bilgisi her türlü
zlığında bile daima çoğuldur, her zaman halkıy-
kötülüğün kaynağı olan ceha-letin de temelidir.
ladır, tüm insanlıkladır.
Üçüncü doğuş gerçeğiyle birlikte egemenlerin ağır
'Gerçekliği arayış yürüyüşü', doğru
tahribatlara neden olan tarihe ilişkin çarpıtmaları
toplum ve insan gerçeğine ulaşma yürüyüşüdür.
tamamen deşifre edilmiş, tersyüz edilen tarih bu
Bu gerçek yakalanmadan özgür yaşama ulaşıla-
temelde yeniden ayakları üzerine oturtulmuştur.
maz. Üçüncü doğuş dönemi bu gerçeğe ulaşma
Tarihi kendileriyle başlatan, günümüzdeki durumu
dönemidir. Artık doğru toplum tanımına ulaşıl-mış
'tarihin sonu' sayan, dolayısıyla mevcut sistemi
ve doğru insan gerçeği yakalanmıştır. Yeni doğuş
insanlığın son sözü olarak değerlendi-ren egemen-
dönemi bu anlamda bir çözüm dönemidir. Bu
lerin bu yaklaşımının en büyük yalan olduğu tüm
çözüm yüzeysel, parçalı ve salt Kürt halkını kap-
çıplaklığıyla ortaya konulmuştur. Devlet odaklı
samına alan bir çözüm değil, derinlikli, bütünlüklü
uygarlı-ğın insanlığın var oluş gerçeğinden kop-
ve evrensel bir çözümdür; tüm in-sanlığı kendi var
mayı ifade eden bir sapma olduğu, insanlığın
oluş gerçeğiyle bütünleşmeye ve kendisini yeniden
komünal özünden uzaklaşmayı anlattığı, bu sap-
kurmaya götürecek olan bir çözümdür. Bunun
mayla birlikte yaşamanın asla insanlığın kaderi
anlamı özgür yaşamın artık sadece hayal edilen
olamayacağı netlik kazanmıştır. Zihniyet devrimi
ama pratikte gerçekleşmeyen bir ütopya olmaktan
bu-dur. Doğru ve insan gerçeğiyle uygunluk içinde
çıkması, maddile-şebilme olanağını yakalamış
bir tarihin varlığı kanıtlanmıştır. Yalana dayalı
olmasıdır. Başka bir deyişle son derece ağır
toplum sistemiyle onun tarihinden önce insanı
bedeller ödeme pahasına gelişen özgürlük
gerçek anlamda insan yapan bir toplumsal tarih
mücadelelerinin kaderi artık sisteme eklemlenme
vardır ve bu tarihle yeniden bağ kurul-muştur. Her
olmayacaktır. Çünkü egemen sisteme karşı ezilen-
canlı varlık kendi kökleri üzerinde yaşar. Sapma
lerin birleşik sis-temi yaratılmış bulunmaktadır.
bir tür piçleşmedir. Hiyerarşik ve devletçi uygarlık
Hiyerarşik ve devletçi uygarlık sisteminin zih-
sis-teminin beş bin yıllık tarihinde insanlığa dayat-
Komünar
75
tığı bundan farksızdır. Önder Apo'nun "İnsanlığın
let odaklı uygarlık sistemidir; onun öncelikle
geçmişi daha ger-çektir. Ona saygılı olacağım ve
kadının ve giderek erkek insanın köleleştirilmesi
yaşamı orada arayıp bulacak ve yeniden başlata-
üzerinde yükselttiği egemenliğidir. Şimdi bu
cağım. Gelecek bu çabaların işleyiş halinden başka bir
gerçeklik netleşmiş, bunu deşifre eden tanıklar
şey değildir" biçimindeki sözlerinin anlamı da budur.
sahnede yer almışlardır. İlk ve en büyük tanık
Eğer günümüzdekinden farklı bir insanlık
Önder Apo'dur. İkinci tanık, "tarihin kanıtlanmış
varsa, eğer bu insanlıktan neden uzaklaşıldığı
ilk büyük insanlık devrimi olan neolitik devrimi
ortaya konulmuşsa, eğer bu uzaklaşmanın sorum-
gerçekleştiren kül-türün toplumsal dokusunun
luları açığa çıkarılmışsa, öyleyse suç da doğru
ayakta kalan en eski halkı" olan Kürtlerdir. Önder
tanımlanmış ve suçlu yakayı ele vermiştir. Suç
Apo Kürtleri sadece diriliş devrimi temelinde
ana-kadına dayalı doğal komünal topluma karşı
ayağa kaldırmakla kalmamış, onları insanlığa karşı
savaş açmak, bu toplumu geriletip denetim altına
işlenen suçların yegane tanıkları haline getirmiştir.
almak ve giderek tümüyle bitirmeye çalışmak,
Artık sistemin Önder Apo'ya yönelik
büyük öfkesinin ve intikamcı yaklaşımının neden-
Çağdaş Prometheus Önder Apo
Kafkasya dağları yerine
İmralı kayalığına zincirlenmiştir
Eğer devlet "Tanrının yeryüzündeki
cisimleşmiş hali" ise
Günümüzün bütün büyük tanrılarının
İşbirliği edip bu eylemi
Gerçekleştirdikleri kesindir
böylece insanı kendi doğal özünden koparıp farklı
lerini çok daha iyi anlıyo-ruz. Bu öfke ve intikamcılığın kaynağında suçüstü yakalanmış olmanın
büyük telaşı vardır. İnsanlığa karşı en ağır suçları
işleyen bu sistem, dirilişe yönelmesi kaçınılmaz
olan insanlığın kendisinden hesap soracağını
bildiği için önce-likle tanıkları ortadan kaldırma
yolunu seçmiş; Önder Apo'yu İmralı sistemiyle
yalıtırken, Kürt halkı üzerindeki in-kârcı ve imhacı
saldırıları şiddetlendirmiştir. Bu bir tanıkları yok
etme operasyonudur. İmralı sistemine bekçilik
bir varlığa dönüştürmektir. Bugünün insanının
yap-makla görevlendirilmiş olan Türk Devletinin
ana-kadın sistemine dayalı toplum insanın oldukça
"Bizi tehdit ediyorsun" diyerek ikide bir kendisine
farklılaştığı kesindir. Önder Apo'nun bu komünal
'hücre içinde hücre cezası' vermesi bundandır.
top-lum insanına ilişkin görüşleri nettir: "İnsan
İmralı sistemiyle Önder Apo üzerinde uygulanan
bir tür olarak ortadan kalkıncaya kadar büyük
insanlık dışı tecridin bir yüzü intikam ise, diğer
oranda başladığı gibi ola-caktır. Oluşum süreci
yüzü de gözden uzak tutarak unutturmaktır.
onun bütün geleceğini belirleyecektir. Ağırlıklı
Tanığın varlığını unutturmak, tanığı ortadan
olarak başlangıç özellikleri neler ise öyle sona
kaldırıp tanıklığı devre dışı bırakmanın bir
gidecektir. Eğer insandan başka bir tür çıktıysa, o
biçimidir. Bunun diğer adı karanlık bir mahzene
artık insan olmaz. Eğer bugünkü insan ilkel
kilitlemek ya da tabuta koyup uzakta bir yerde bir
insandan çok farklıysa, bana göre daha insan
hücrede tutmaktır. Sorunu kendisi için ölüm kalım
olan ilkel insandır. İnsandan çıkan ise bugünkü
insandır." Bu insanlıktan çıkışın sorumlusu dev-
sorunu olarak görmesi, sistemi en akıl almaz yöntemlere başvurmaya götürmektedir.
Komünar
76
Bu noktada emperyal sistem kendi
ettirmemekle tanrıça anamın ve aşk kadınının iyi
hukukunu bile uygulamamakta, ortaçağın zindancı
bir oğlu olabileceğime inandıkça daha çok sevinç
kafasıyla hareket etme yo-lunu seçmektedir. Önder
ve gururla doluyordum. Ana topraklarını böylece
Apo'nun bugün içinde tutulduğu koşullar ortaçağ
ilk defa tarihin derinliklerinde anlamaya başlıy-
zindanlarınınkini de geride bırakan koşul-lardır.
or, binlerce yıllık kördüğümler atılmış çelişkileri
Prometheus örneğinden bildiğimiz mitolojik ceza-
çözümlüyor,
landırma
Çağdaş
olduğunu fark ediyordum. Ölümü dayatanlar,
Prometheus Önder Apo Kafkasya dağları yerine
tüm 20. yüz-yıl, tüm komplocular, kimler
İmralı kayalığına zincirlenmiştir. Eğer devlet
olurlarsa olsunlar hepsine dayanabileceğimi,
"Tanrının yeryüzündeki cisimleşmiş hali" ise,
bunu halen bana inanan bazı dostlara mesaj
günümüzün bütün büyük tanrılarının işbirliği edip
olarak sunmamın değerli olduğunu, onların da
bu eylemi gerçekleştirdikleri kesindir. Her gün
bunu hak ettiklerini kabul etmiştim. Dayattıkları
kartalın
karaciğerini
Hiroşima'lardan bile tehlikeli paket bomba kılın-
yenileyen Prometheus ile anlam yitimine tabi
mamın ve halklarımızın üzerine söyle atılmamın
tutulduğu dokuz yıla yaklaşan en ağır yal-nızlık
tüm inceliklerini çözebiliyor; pimlerini söküp tüm
ortamında en yüksek anlam ve duygu gücünü
malzemeyi
yakalayan Önder Apo arasında arasındaki benzer-
rahatlıyordum. İnsandan yanaydım, zorba tan-
lik de yine çar-pıcıdır. Öldürmeyen bir şeyin büyük
rılar bir kez daha yenilmişlerdi."
gerçek
gagala-yıp
olup
çıkmıştır.
parçaladığı
bu
seferki
bombacıların
doğuşun
suratına
anlamlı
fırlatıp
insanın güçlenmesine neden olacağı bu süreçte
Evet, tanrıça ana ve aşk kadınının güzel
mükemmel bir biçimde kanıtlan-mıştır. Bu anlam-
evladı bunları söylüyor. Çünkü yaptıkları ortadadır
da İmralı süreci Önder Apo için bir 'kanatlı düşün-
ve bunları bize söyle-yecek yüzü var. Kimlere
me' süreci olmuştur. Bu sürecin işleyişini bizzat
karşı nasıl direndiğini ve nelere nasıl dayanabile-
kaleminden izlemek en doğrusudur:
ceğini bizlere mesaj olarak iletiyor. Kendisi-ne
"Sümerli rahiplerin tanrıça anamı ve
uygulanan zulüm ve zorbalık hızından hiçbir şey
aşk kadını İştar'ı tapınağa, oradan kral sarayına,
kaybetmeden devam ediyor demek bile bu noktada
tanrı-kralların yanına götü-rüşünü, öldüklerinde
ciddi bir değer taşımıyor. Aşağılık bir rejim, sürek-
kendileriyle birlikte canlı canlı mezara konu-
li yeni işkence ve zulüm yöntemleri bulup deney-
luşunu iliklerime kadar anlamıştım. Tanrı-kral-
erek, Önderliğimize hem ölümü hem de anlam yiti-
lar bile olsalar, kadını ziyafet sofralarında zevk-
mini dayatmayı sürdürüyor. Bu konuda hareket ve
lerinin bir parçası kılmalarını hiç kabullenemed-
halk olarak istenen duyarlılığı göstermemiş ol-
im. Ama tanrıça anamı ve aşk kadınını
mamız, aynı şekilde at gözlü ve teneke yürekli
günümüze kadar dirhem dirhem büyük bir ince-
kılınmış insanlığın ilgisizliği düşmanı oldukça
likle sömürüp yediklerini, posasını iki-başlı
cüretkâr kılıyor; düş-manın daha da pervasız
evlilik diye kullarının önüne, erkek kölelerine sus
davranmasına yol açıyor. "Benim görevim satmak"
payı olarak bıraktıklarını da anlamıştım. Bu
diyerek kendi işlevini açıkça ortaya koyan siyasi
hediyelerini erkek olarak yüreğime kabul
tüccar Erdoğan ve partisinin son seçimlerde
Komünar
77
Kürdistan'da aldığı yüksek oylar, zulüm ve zor-
zül etmeyen eskinin Kürt insanı gerçek insanın
balık olarak yine Kürt halkına ve onun Önderliğine
kendisidir. Bazı şeyler vardır ki alınır ancak asla
dönüyor. Deyim yerindeyse, bu halkın hiç de azım-
satın alı-namaz, verilir ancak asla satılamaz, sahip
sanmayacak bir kesimi, hangi nedenle olursa
olunur ancak asla devredilemez: Namus gibi, onur
olsun, AKP'ye verdiği oylarla kendi cellâdının
gibi, şeref gibi, vicdan gibi, erdem gibi… Oyun
kılıcını biliyor. Cellâdın takkeli olması cennete
senin namusunsa, namusa fiyat biçilemez; çeyrek
götüre-cekmiş gibi, bu halkın bir bölümü boynunu
altına, bir ton kömüre, birkaç torba makar-naya
din tüccarı Erdoğan'ın elindeki idam ipine uzatıy-
takas edemezsin. Bunun kendini satmak olduğunu
or. Biraz sonra bıçak altına yatıracağı koyunu tasın
biliyorsan, takas edilmesine de izin veremezsin.
içine koyduğu bir miktar tuzla yakalamak isteyen
Verirsen insanlığın yara alır. Öyle ya, ha boğulmak
kasap konumundaki AKP, bu örnekte olduğu gibi
üzere olan bir çocuğun çırpınışlarına, ha Kürt cel-
Kürtleri kömür ve makarnayla avlamaya çalışıyor.
lâtlığı için görevlendirilen bir partiye oy verilme-
Karnı tok ve önceden tuz verilmiş kesimlik hay-
sine seyirci kalmışsın. Her ikisi de aynı kapıya
vanın derisi daha kolay yüzülür derler ya, AKP'nin
çıkar.
verdiği kömür ve makarnanın işlevi de buna
dönüşüyor.
Kendimizi bu toprağın, kültürün ve kimliğin insanı sayıyorsak, düşmanlarımızın reva
Burada Dersim'in ünlü Sêvdin ağıtında
gördükleri hayâsızca zulüm ve zorbalık bir yana,
dinlediğim sözler aklıma geliyor. Dersimliler
tek başına Önder Apo'nun İmralı'da tutulmasını
Pülümür'ün Sêvdin alanında Rus işgal ordusuna
bile alnımıza sürülmüş bir kara leke gibi değer-
karşı direnişe geçmişlerdir. Çarpışmanın en şid-
lendirmek zorundayız. Bu leke silinmedikçe, yani
detli anında Dursun ve Haydar adlı kardeşler ara-
mücadelemiz Önder Apo'yu özgürleştirmedikçe,
sında ilginç bir diyalog yaşanır. Dursun kardeşine,
insanlığın karşısı-na çıkacak yüzümüz olamaz.
iyi çarpışır ve savaştan başarıyla çıkarlarsa
Mevcut insanlığın içine girmekten söz etmiyorum;
Osmanlı Devletinin kendilerine para ödülü vere-
gerçek anlamda bir insanlık olsaydı, zaten Önder-
ceğini söyler. Devletin para ödülünün kardeşinin
liğimiz bu koşullarda tutulmazdı. Burada sözünü
savaşçı
inancındadır.
ettiğim insanlık şehitlerimizdir, insanlığın tüm
Haydar'ın verdiği cevap insanlıkla doludur:
özgürlük ve demokrasi şehitleridir. Bu şehitler
"Devletin bize vereceği ödül sadece bir fincan
ordusunun gözleri hepimizin üzerindedir. "Onlar
zehirdir, ne yenilir ne içi-lir. Biz kendi vatanımız
öldüler, onun için bize baka-mazlar" diyemeyiz.
için savaşıyoruz. Kazanırsak vatanı kurtarmış olu-
Hayır,
ruz, ölürsek ödülümüz cennettir" der. Ger-çekten
diridirler, onlar yaşamın en diri güçleridir. Onlar
de insanlığın geçmişi daha gerçektir. Bozulmamış,
Ön-derliğimizin gerçek yoldaşlarıdır. Her birim-
toprağına ve insanına bağlı, devlete mesafeli
izde hala bir parça insanlık varsa onların sayesinde
duran, hatta onun dışında kalmayı seçen, devletin
vardır. 'Parça' da olsa bu insanlığı kaybetmemeli,
sahip olduğu her şeyi sömürü ve talanla
tersine daha da çoğaltmalıyız. İnsanlığımızı
kazandığını bilen, dolayısıyla haram sayıp tenez-
çoğaltmamız ancak kendi eylemimizle müm-kün
ruhunu
kışkırtacağı
onlar
yaşayanlardan
katbekat
daha
Komünar
78
olabilir. En büyük eylem Önder Apo'nun özgür-
yenilenmiş ve çağa uyarlanmış halinden, kendisini
leştirilmesi hedefine kilitlenmek ve bunun için ne
Çağdaş İbrahimi Hareket olarak tanımlayan PKK
gerekiyorsa onu yapmaktır. Özgürleşmiş Önder-
Hareketinin gerçekliğinden söz ediyorum. Bu,
liğimiz özgürleşen ülkedir, demokrasiye kavuşan
devlet odaklı uygarlığın dayattığı lanetli yaşa-ma
halktır, özgürleşen insanlıktır, özgür-leşmiş
karşı kutsal yaşamın ayağa kalkışı ve tüm insanlığı
yaşamdır.
kendisine katmak üzere harekete geçişidir.
Unutmayalım: İslamiyet, kendi dönemi-
Hz. Muhammet, kendisi de bir Arap olan
nin büyük devletleri ve uygarlık merkezleri olan
Ebu Süfyan ve adamları tarafından yok edilmek
Sasani ve Bizans İmpara-torluğunun topraklarında
istendi. Hz. Muham-met'in birçok savaşı kendi
değil, Arabistan'ın çöllerinde doğdu. İsevilik Roma
kavminin yoldan çıkmış insanlarına karşı ver-
İmparatorluğunun merkezinde değil, sistemin
ilmiştir. Kürtlerin yeni dönem tarihinde Ebu
kıyısındaki bir alanda, Yahudi topraklarında ortaya
Süfyan taifesinin rolünü koruculaştırılan güçler
çıkıp yayıldı. Her iki büyük dinin çıkışı insanlığı
oynamaktadır. Roma'nın Kudüs Valisi bir bayram-
kaybet-tiği bazı temel değerlerle yeniden buluştur-
daki
Önder Apo
Sizler ve insanlık için yaşıyor
O yaptığı her işi
Sizler ve insanlık için yaptı
Siz farkında olmasanız bi-le
O hep sizi ve geleceğinizi düşündü
Çocuklarınızın geleceğini düşündü
Kürt çocuklarının özgürce
Doğabileceği günleri düşündü
İnsanlığın geleceğini düşündü
geleneği
vesile
yaparak,
Yahudilere,
istemeleri halinde İsa'yı serbest bırakacağını
söylemiş; ancak onlar İsa yerine bir eşkıya olan
Barabbas'ın serbest kalmasını sağlamışlar, İsa'yı
ise çarmıha gerdirmişlerdir. Aranırsa Kürtler
içinde bu yaklaşımın da örnekleri bulunabilir. Peki,
tarih yine tekerrür mü etmelidir? Kürtlere yaraşan
bu mudur? Çağdaş İbrahimi Hareke-tin dayandığı
halk olan Kürtler böyle mi davranmalıdır? Hayır!
Kürt insanı böyle davranamaz. Kürtlerin unutmamala-rı gereken şudur: İnsanlık sizin ne yap-
du. Bu büyük dinsel çıkışlar olmasaydı, cehalet ve
tığınıza bakıyor. Tüm peygambersel çıkışlara ben-
barbarlık insanlığın ka-deri olurdu. Bugün insan-
zer biçimde, Kürdistan'da Abdullah Öcalan önder-
lığın umutla beklediği yeni peygambersel çıkış
liğinde başlayan umut yürüyüşü, Hıristiyanlık ve
yine sistemin kıyısında kalmış alanda, hala
İslamiyet'te olduğu gibi, tüm insanlığı kap-samına
tümüyle sistemin içine çekilmemiş bir halkın
almayı öngören bir yürüyüştür; insanlığı özgürlük
bağrında doğmuştur. Asla, Önder Apo Allah'ın
temelinde fethetme yürüyüşüdür. Bu yürüyüşe
Elçisidir demiyorum. Bir gelenekten, peygamber-
halk olarak sizler öncülük etmek durumundasınız.
lik geleneğinden, onun kutsal içeriğinden, bu içer-
İnsanlığın geleceği sizin eyleminize bağlıdır. Siz
iğe sahip çıkan bir Önderlik Hareketinin varlığın-
kazandığınızda insanlık kaza-nacak, siz kaybet-
dan söz ediyorum. İslamiyet başta olmak üzere,
tiğinizde tüm insanlık kaybedecektir. Öyleyse
Hz. İbrahim'le başlayan tüm tek tanrılı dinlerin
kazanmaktan
geleneğinin yeniden dirilmesinden, bu geleneğin
Kazanmanız halinde en az Hıristiyanlık ve
başka
çareniz
olmamalıdır.
Komünar
79
İslamiyet insanlığa etkilemeniz kaçınılmazdır.
Mevcut olan en değerli şeyin bile mutlaka bir yer-
Öyleyse bundan kaçış olamaz.
lerde kökleri vardır. Kök olmadan bitki olmaz.
Önder Apo sizler ve insanlık için yaşıyor.
Demek ki sizler kökü oluşturuyorsunuz veya
O yaptığı her işi sizler ve insanlık için yaptı. Siz
Önder Apo sizin de dayandığınız kökler üze-rinde
farkında olmasanız bi-le, O hep sizi ve geleceğinizi
ortaya çıkmış bulunuyor. Tarihsel köklerinize
düşündü; çocuklarınızın geleceğini düşündü, Kürt
bakın ve gücünüzü oradan alın. İnsanlık sizdedir,
çocuklarının
günleri
insanlık sizin köklerinizdedir. İnsanlığın beşiğini
düşündü; insanlığın geleceğini düşündü. İsteseydi
sağlayanlar sizlersiniz. Öyleyse gücünüzü görün,
O da bir aile babası olabilir, sistem içinde yükse-
kendinize güvenin ve eyleme geçin.
özgürce
doğabileceği
lebilir, ge-misini kurtaran kaptan misali kendi
Sizin öz be öz gerçekliğiniz buysa, insanlık sizdeyse ve siz yaşayan insanlıktaysanız, sizin
kendiniz için yaptığı-nız her şeyi insanlık adına
yapıyorsunuz demektir. Kök kültürün temsilcisi
olmanın, köklerde yer almanın anlamı budur. Kürt
başka bir şeye dönüşmediği müddetçe komünal
yaşamdan cayamaz, milliyetçi olamaz, devletçi
olamaz, hırsız ve gaspçı olamaz. Üretmek ve paylaşmak onun kaderidir, insanlığa analık yapmak
onun kaderidir, insanlığı beslemek onun kaderidir.
Beslenmelerine körcesine hizmet ettiği uygarlık
efendilerinin soylarını kurutup halkların soy çağına geçiş yapmak da onun kaderinde yazılıdır. Bu
kaderden kaçamazsınız, kaçmamalısınız. Çünkü
insanlığın kaderi de buna bağlıdır. Öyleyse önce-
bireysel yaşamını mükemmelce örgütleyebilirdi.
likle sizleri siz yapan Önderliğinize sahip çıkın.
Ancak O sizleri ve tüm insanlığı düşündüğü için,
İmralı mezalimi bir an önce son bulmalıdır, son
önündeki tüm yollar açık olduğu halde, bunu onur-
bulacaktır. Bunun için gerekli güç yine siz kendi-
suzluk saydı. Kendisini idam sehpasıyla tehdit
nizsiniz; sizin soylu duygularınız, anlam yüklü dü-
etseler de, O yine sizleri düşünmek ve sizler için
şünceleriniz ve hünerli ellerinizdir. Başkalarının
yaşamaktan vazgeçmeyi bir an için de olsa aklına
bize desteği olmayacak mı diye sorduğunuzda, bu
bile getirmedi. O sizin bağrınızdan çıktı. Kaynağı
kutsal mücadeleyi yitirme kapısını aralamışsınız
sizde bulunmasaydı, O'nun sahip olduğu erdemler
demektir. Çareyi ve çözümü kendinizde bulacak-
bu ölçüde görkemli olmayabilirdi. İster geçmişe
sınız.
uzansın ister günümüze taşınsın, Kürt toplumunda
Eyleminizin parolası bellidir: Özgürleşen
bu erdemler olduğu için Apo kişiliği bunlarla
Önderliğimiz Özgürleşen Kürt'tür, özgürleşen
donan-dı. Çünkü yokluktan hiçbir şey yaratılamaz.
insanlıktır!
Komünar
80
BASINIMIZIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ TARİHİNDEKİ YERİ
VE BASIN ÇALIŞMALARINA YAKLAŞIMIMIZ
M. KARASU
Sömürücü ve baskıcı sistemlere karşı
muhalif devrimci hareketler, kendi düşüncelerini
yaymak için birçok yol ve yönteme başvurmuşlardır. Özellikle yeni bir ideoloji ile mücadele
yürütmek
isteyen
hareketler
için
kendi
düşüncelerini topluma benimsetme, öncelikli bir
çalışma olmuştur. Nitekim dinler yeni düşüncelerini, çağrı ve mesaj adı altında toplumlara yansıtırken, çağdaş devrimci mücadeleler yeni ideolojilerini, teorilerini, programlarını manifesto olarak
sunmuşlardır.
Tarih içinde birçok muhalif hareketin
düşüncelerini gizli bir biçimde yaydıkları bilinir.
düşüncelerin yaşama cevap vermesi kadar, toplu-
Eskiden kendisini daha çok dinsel bir söylemle
luklara iyi taşırılması da rol oynamıştır.
ifade eden bu hareketler derviş, dede, mürit, seyit,
Son yüzyıllarda ortaya çıkan çağdaş ide-
misyoner vb. din adamları sıfatıyla ideolojik
olojiler ve siyasi hareketlerde propaganda ve ajita-
mücadele vermiş, düşüncelerinin propagandasını
syon çalışmalarına çok önem vermişlerdir. Etkili
yapmış,
toplulukları
örgüt ve eylemler kadar, ajitasyon ve propagan-
harekete geçirmeye çalışmışlardır. Müslümanlıkta
danın önemli olduğunu vurgulamışlardır. Hatta
ve Hıristiyanlıkta en iyi propaganda ve ajitasyon
ideolojik mücadeleyi, ajitasyon ve propagandayı
faaliyeti yapanlar; ermiş, aziz ve azize sıfatıyla
iyi yapmayan hareket ve partilerin başarılı bir
anılmıştır. Muhalif hareketler açısından en değerli
mücadele de yürütemeyeceklerini söylemişlerdir.
kişiler, inançları en iyi yayan kişilikler olmuştur.
Bu nedenle siyasal eylem örgütlemeleri kadar, aji-
İlk önceleri düşünce taşırma, propaganda ve ajita-
tasyon ve propagandayı sözlü ve yazılı yapmaya
syon faaliyeti yürütenler, bunu ağırlıklı olarak
ve bunun için örgütlenmeler geliştirmeye önem
sözlü yapmışlardır. Kültür ve sanat insanları da her
vermişlerdir.
ajitasyon
çalışmasıyla
zaman yeni düşüncelerin etkili propaganda ve aji-
Bu konuda Lenin'in Bolşevik partisi ide-
tasyonunu yapan militanlar olmuştur. Muhalif
olojisini yayma, propaganda ve ajitasyonu etkili
düşünce akımların ve siyasi hareketlerin başarısında
kullanmada örnek bir ideolojik ve siyasal bir
Komünar
81
hareket olarak görülür. Zaten partiyi ideolojik ve
faaliyetleri, önemli günlerde ve siyasal ihtiyaç
örgütsel alan olarak iki temel çalışma alanı biçi-
olduğunda basılıp dağıtılan bildirilerle beslen-
minde örgütlemiştir. İskra gazetesi merkezli ide-
miştir. Bizim bildirilerimiz sadece bildirinin
olojik alan örgütlemesi, Bolşevik partisinin
gerekçesi olan konuyu işlemez aynı zamanda
belkemiği olmuştur. Hatta partinin temel örgütlen-
dünya, bölge, Türkiye ve Kürdistan'daki siyasal
mesi bile ideolojik çalışmalar, ajitasyon ve propa-
durumu ortaya koyan biçimde olurdu.
ganda faaliyetleri etrafında örülmüştür. İdeolojik
Merkezi basının olmadığı ilk dönemlerde,
çalışma doğrultusunda basın ve yayın etrafında
ideolojik mücadele, ajitasyon ve propaganda için
örgütlenmenin, bir partiyi ve siyasal hareketi ne
bildiri gerekli olduğunda, ideolojik düzeyi güçlü
kadar etkilediğine kanıt, Bolşevik partisinin
öncü kadrolarımız bu işlerle ilgilenirlerdi. Merkezi
pratiğidir. Diğer siyasi hareketlerin Bolşevik par-
bir basın örgütlendiğindeyse ideolojik derinliği
tisi karşısında tutunamamasında en temel etken,
olan arkadaşlar bu işle sorumlu kılınırdı.
Bolşevik partisinin örgüt ve kadrosunun yaygın ve
Önderliğimiz
daha
ilk
süreçlerden
kapsamlı ideolojik çalışma alanı ve basın-yayın
itibaren, her zaman hareketimizin en etkin ideolo-
faaliyeti içinde olgunlaşmaları ve tecrübe kazan-
jik mücadele, propaganda ve ajitasyon çalışması
malarıdır. Bu nedenle de düşünce yanı güçlü olan
yapan kadrosu olmuştur. Hatta zaman zaman kendi
bir örgütlenmenin diğer örgütlenmeler karşısında
propaganda ve ajitasyon çalışmasının gücünü ve
etkili olması anlaşılır bir durumdur.
sonuçlarını arkadaşlarına örnek göstermiştir.
1970'li yıllarda sömürge ve egemenlik
Önderliğimiz her zaman ideolojik çalış-
altındaki Kürt halkının özgürlüğü için sosyalist
maları, çalışmaların anası olarak gördüğü gibi,
öncülüğün zorunlu olduğunu söyleyerek mücadele
propaganda ve ajitasyon faaliyeti etkili olmayan
başlatan Apocu hareket, Kürt halkının her şeyden
bir hareketin başarılı olamayacağı bilinci ile
önce ideolojik ve düşünce yaşamının, zihniyet
hareket etmiştir. Basın yayın çalışmalarıyla hep
halinin egemenlik altında odluğunu vurgulayarak
kendisi doğrudan ilgilenmiş, bu alana büyük bir
ideolojik mücadeleye önem vermiştir. Bu nedenle
titizlikle yaklaşmıştır. Basın çalışmasının güçlü
daha baştan itibaren esas olarak da ideolojik alan-
olması için de başta düşünce gücü olmak üzere
da kazanmayı hedeflemiştir. Kadronun eğitimine
yoğun bir çaba içinde olmuştur. Önderliğimizin
önem verme, bu temelde de yetişmiş kadrolarla
Serxwebûn gazetesine çok önem verdiğini, bu
ideolojik mücadeleyi, ajitasyon ve propaganda
nedenle bu gazeteyi her bakımdan bir ideolojik,
faaliyetlerini etkili kılmayı çok önemsemiştir. İlk
teorik ve ciddiyet sembolü haline getirdiğini biliy-
başlarda daha çok "bir lokma, bir hırka" yaşam
oruz. Belki de dünyada kesintisiz 26 yıl tek bir ay
felsefesiyle dervişler gibi şehirde, köyde, ovada,
ara vermeden çıkan aylık gazetelerden biridir. Yine
dağda, yoğun biçimde düşünce yayma faaliyeti
çıkan kitapları titizlikle incelendiği ve en iyi
içine girilmiştir. Bu sözlü propaganda ve ajitasyon
biçimde çıkması için düşünce ve eleştirilerini
Komünar
82
söylediğini biliyoruz. Bir kitabın çıkmasının
tüm hareketi etkileyeceğini bildiğinden, bu alanda
önderliği ne kadar heyecanlandırdığını, önderliğin
yapılan hataları affetmezdi. Bir komutan hata ve
yanında basın çalışmalarında kalan arkadaşlar çok
yanlış yapsa görevini kaybetmez, ama bir basıncı
iyi görmüştür.
derhal yerinden olurdu. Bu alanda yapılan her
Çoğu zaman televizyon ve günlük gazet-
eksikliğin doğrudan ideolojik gerçeğimize ve
eye, gerilla ve siyasi alandan daha fazla değer
önderlik gerçekliğimize bir saldırı olarak değer-
verdiği de diğer bir gerçektir. Bildirilerin, kita-
lendirdi.
pların, görsel çekimlerin iyi hazırlanması için bu
Bir yerde bir yayın organı çıktığında,
konudaki ciddiyetini kadrolara hissettirmiştir.
bunun çok büyük sonuçlar yaratacağına inanırdı.
Basın yayınla ilgili çalışmalarda ortaya çıkan
PKK'nin doğrularının kazanacağına inancı kesin
aksamaya öfkelendiği kadar hiçbir çalışmadaki
olduğundan PKK gerçeğinin halka yansımasıyla
birlikte, getireceği sonuçların heyecanın yaşardı.
Önderlik, basın organlarına
Bir ananın çocuğuna gösterdiği
Hassasiyetten fazlasını göstermiştir
Yazı yazı, program pragram
Dikkatle takip ederek,
Bu alanda aksamaya izin vermezdi
Bir eyleme komutan ve savaşçı
Nasıl hassas yaklaşması gerekirse
Basıncının da öyle olmasını isterdi
Türkiye'de ilk aylık dergi ve haftalık gazete çıktığında, bunları çok büyük mevziler olarak gördü.
PKK'nin düşüncesi bir yere girdi mi, onu orada
hiçbir güç ile durdurmak mümkün olmaz, derdi.
Bu çalışmayı en büyük devrimci eylem görür,
basın alanında çalışan kadrolarımızın bu bilinç ve
ciddiyette olmasını isterdi. Mücadele tarihimizdeki
basın yayının önemi ve oynadığı rol, önderliğimizin bu ilgisi nedeniyle hep yüksek olmuştur.
Basın yayının mücadele tarihimizdeki yeri ve
aksaklığa öfkelenmemiştir. PKK'nin başarısının
oynadığı rol derken, önderliğimizin nasıl yak-
temelinde bu çalışmaların olduğunu her zaman
laştığını bilmek gerekir. Bizim basın geleneğimiz
hatırlatmıştır. Hatta bu çalışmalar olmazsa siz
böyle bir yaklaşım sonucu ortaya çıkmıştır. PKK
hangi işi yürütebilirsiniz, diyerek herkese bu çalış-
için hala en önemli saha olması da önderlik
maların ciddiyetini kavratmıştır.
gerçeğinin bu sahaya verdiği rolden dolayıdır.
Önderlik, basın organlarına bir ananın
PKK'nin güçlenmesi ve etkili olmasında
çocuğuna gösterdiği hassasiyetten fazlasını göster-
basın yayın her zaman rol oynamıştır. Eğer hareke-
miştir. Yazı yazı, program pragram dikkatle takip
timiz ideolojik, örgütsel ve siyasal alanda bir
ederek, bu alanda aksamaya izin vermezdi. Bir
zayıflık yaşamışsa, bunun en önemli nedenlerden
eyleme komutan ve savaşçı nasıl hassas yaklaş-
biri basın alanının aksamasıyla ilgilidir. Basını iyi
ması gerekirse basıncının da öyle olmasını isterdi.
çalıştırmadan, PKK'nin öncülük rolünü oynaması
Hatta basında çıkan eksikliklerin küçük de olsa
ve tüm mücadele alanlarının başarılı olması
Komünar
83
düşünülemez. Dolaysıyla basın destek bir çalışma
lı araştırmalardan sonra böyle bir rakama evet
alanı değil, çalışmaların sürükleyicisidir.
derdi. Ama sıra basın yatırımlarına geldiğinde
Önderlik bu nedenle en etkili kadrolarını,
bunu yapmaya ya da denemeye değer diye düşün-
basın alanına hazırlamıştır. Basın alanına gön-
müştür. Bu tür yatırımlarda PKK düşüncesinin har-
derdiği kadrolar, mutlaka uzun süre yanında tutup
canan parayla ölçülemeyecek düzeyde değer yarat-
hazırladığı kadrolar olmuştur. Basındaki öncü
acağını öngörmüştür.
kadrolarının yüzde doksanı böyle bir eğitimden
Bir yayın çıktığında mutlaka onunla özel
geçmişlerdir. Basın çalışmasının öneminden dolayı
ilgilenirdi. TV ile ilgilenmeye zaman vermenin
hem PKK'yi, hem de önderliği düşüncede, yaşam-
ötesinde, yayın çizgisinin, üslubunun, görün-
da en fazla temsil edebilecek PKK'lilerin sorumluluk aldığı çalışma olarak görmüştür. Bunu temsil
etmediğini gördüğü anda, tereddütsüz değiştirmiştir. Önderlik ve basın tarihimiz ayrıntılı yazılsa,
bu gerçeklik çarpıcı biçimde görülür.
Önderliğimiz bu alana verdiği kadroların,
önderlik gerçeğine uygun olarak bir yerde parti
çizgisine ters şeyler ortaya çıktığında, sessiz
kalmayıp eleştirerek tutum gösterecek nitelikte
olmasına dikkat etmiştir
PKK her şeyden önce
Kürdün düşman ideolojisi ve
Propagandasının etkisinde odluğunu
Bu etkiden kurtulmadan
Hiçbir biçimde başarılı
Olamayacağını dillendirerek
Daha ilk günden basın çalışmalarının
Önemini vurgulamıştır
Önderlik basın çalışmalarını ister Avrupa
ister Türkiye alanı olsun, o alan örgütüne bırak-
tüsünün inceliklerine kadar yakından takip ettiğine
mamış, bizzat doğrudan kendisi ilgilenmiştir. Bu
yanında kalan arkadaşlar tanıktır. Önderlik,
bile önderliğimizin basın alanını tamamen önderlik
devrimciliğin ve PKK'liliğin ne olduğunu en çok
çalışması ve PKK faaliyeti olarak gördüğünün
da bu yayınlarla topluma yansıtmak istemiştir. Bu
kanıtıdır.
nedenle basın yayın alanının, PKK'yi ve PKK'li
Parti tarihimizdeki en büyük mali yatırım-
kadroyu en iyi biçimde temsil etmesini bek-
lar ve en yoğun kadro takviyesi basın alanına
lemiştir. Bu alan kadrosunun üslubundan giyimine,
yapılmıştır. Görsel olmadan önce de mali kay-
saçından tırnağına kadar özen gösterdiği bilinmek-
naklarımızın önemli bölümü bu çalışmalara
tedir. Düşünce ve pratikle yaşamın kopmaz bağını
ayrılmıştır. Görselin açılması kararı verildiğinde,
ciddi biçimde ele alan nadir önderlerdendir. Önder-
bu kadar rakamı riske atamayız demiş, ama konu
liğe, bir kişi şöyle yaşıyor denildiğinde "sen onun
basın olduğunda bu riski göze almıştır. Eğer görsel
hangi düşünceden dolayı öyle yaşadığına bak"
için ifade edilen rakamlar başka bir çalışma için
derdi. Bu nedenle yaşam ile ideolojik bağı iyi
dillendirilseydi, reddederdi ya da uzun ve kapsam-
kurardı. Zaten düşüncesi bizim olmayanın yaşamı
Komünar
84
ve pratiği de bizim olamaz, diyerek bu gerçeği vur-
çalışma olarak bakmaktayız. Hatta PKK'lilik bu
gulamıştır. Bu hassasiyetini de en fazla basın
alanda kazanma perspektifi ve bilinciyle hareket
alanında göstermiştir.
etmekten geçer. Dolaysıyla bu çalışmayı bu
PKK her şeyden önce, Kürdün düşman
ideolojisi ve propagandasının etkisinde odluğunu,
düzeyde ele almamak, PKK gerçeğinden stratejik
düzeyde sapmayı ifade eder.
bu etkiden kurtulmadan hiçbir biçimde başarılı
Bu gerçeklik ışığında bu alana önemle
olamayacağını dillendirerek, daha ilk günden basın
yaklaşmak, bizim varlık nedenimiz olduğu
çalışmalarının önemini vurgulamıştır. Bu verdiği
görülmelidir. Dolaysıyla üstünkörü ve geçiştirici
önemi hiç gevşetmeden sürdürmesi bu yaklaşımın
yaklaşılamaz. Günü kurtarmalık yaklaşım içinde
soncudur.
olunamaz. Biraz iş çıkardık, diğer çalışmaları
İletişim-bilişim ve basın yayın alanındaki
muazzam gelişmeler, basın alanında da bir çağ
destekliyoruz yaklaşımıyla bu alan ele alınamaz.
Önderliğimiz böyle ele almamıştır.
atlamayı beraberinde getirmiştir. Bilgi çağında
Paradigma değişimi yaşamamız, yeni zih-
olduğu söylenir. Basının dördüncü kuvvetten, bir-
niyet ve vicdan devrimiyle cinsiyet özgürlükçü,
inci kuvvete çıktığı belirtilir. Bu nedenle hareke-
demokratik ve ekolojik bir ahlak kazanmamız
timiz bu alana önem vermeyi daha da arttırtmıştır.
açısından, basının rolü çok önemli hale gelmiştir.
Özellikle kapitalist sistem ve sermayeci güçler,
Propaganda ve ajitasyon çalışması bu düzeyde
Kürt halkına ve diğer halklara karşı yürüttükleri
kapsamlılaştırılarak
mücadelede, basın alanındaki güçlerine güven-
sürdürülmek durumundadır. Öte yandan halkı
mektedirler. İnkar imha siyaseti yürütenler, basının
doğru bilgilendirme ve yanlış bilgilendirmeleri
bu gücünü de arkalarına alarak Kürt halkı üzerinde
etkisizleştirme de basının önem vereceği yeni
uygulanan asimilasyon ve kimliksizleştirmeyi
boyutlar olmaktadır. Bio-iktidarın en önemli ayağı
soykırımla tamamlayacakklarını düşünmektedirler.
basın yayın olduğu için, buna karşı mücadele de
Genelkurmayın basına bu yıl, önceki her
ve
zenginleştirilerek
yine basın yayın cephesinden verilecektir.
yıldan daha fazla önem vermesi, bu rolü oynatmak
Yeni paradigma ve komünal demokratik
istemesindendir. Bu durum karşısında bizim de
değerlerin, kadrolardan başlayarak topluma yayıl-
basına çok önem vermemiz gerektiği açıktır. Esas
masında basının rolünün artacağı tartışmasızdır.
gücünü elindeki silahtan değil, düşüncesinden alan
Hareketimiz baştan beri basını çok boyutlu ele
bizim gibi bir hareketin, basın alanına ağırlık ver-
almıştır. İdeolojik yayınlar her zaman önemli
mesi sadece bir propaganda ve ajitasyon çalışması
görülmüş, diğer tüm yayın organlarının doğrul-
olarak görülemez. Stratejik düzeyde başarımızın
tusunun bu organlarca belirleneceği vurgulan-
esası, düşünce gücümüz olduğundan basın çalış-
mıştır. Bu çerçevede ideolojik yayınlar sadece
masını ana çalışmamız olarak görmekteyiz. Gerilla
kadro ve aydın gençliğin ihtiyacı ve hareketin
gibi başarımızı sağlayacak stratejik değerde bir
çizgisinin
yansıtıldığı
bir
platform
olarak
Komünar
85
görülmemiş, aynı zamanda diğer yayınların kendini doğrultacağı ölçü rolü verilmiştir.
Hareketimizin diğer önemli sahalarındaki
olumsuzluk ve eksiklikler nasıl ki bizi kaygı-
Serhıldanlarla birlikte demokratik halk
landırır ve düzeltmek için seferber oluyorsak, aynı
gerçeğinin gündemini belirleyecek, onlara siyasal
duyarlılığı basın için daha fazla göstermek zorun-
mücadele doğrultusunu gösterecek ve doğru bil-
dayız. Önderlik gerçeğine uygun davranış ancak
gilendirme yapacak siyasal halk gazetelerini
böyle olabilir. Hatta ideolojik çalışma alanlarında
olmazsa olmaz ihtiyaç olarak görmüş, bu konuya
düzeltme yapmadan diğer alanları düzeltmeye
ciddi yatırım yapmış, ısrarla bu tür yayınların yaşa-
kalkmak, arabayı atın önüne koymak olur. Hem
masını sağlamıştır. Bu tür yayın alanlarında verilen
her şeye doğrultu verenin ideolojik çalışma sahası
şehitler, bu tür yayın organlarına verilen önemin
olduğunu söyleyeceğiz, ama buna uygun bir tutum
sonucudur. Serhıldan örgütlülüğü bu temelde iki
ve duruş içinde olmayacağız. Bu önderlik gerçeği
ayak üzerine oluşmuştur. Bunlardan Birincisi halk
ve PKK diyalektiğine uygun olmayan bir yak-
hareketi
laşımı ifade eder.
örgütlülüğü,
ikincisiyse
basın
örgütlülüğüdür. Halk örgütlenmesi ve eylemliliği
Basının mücadele tarihindeki önemli bir
açısından, bu misyondaki görsel ve işitsel yayın-
yeri de, basın alanındaki kadrolarımızın duruşu ve
lara da her zaman önem verilmiştir. Bir TV kurmak
bu çalışma kadroları içinde verdiğimiz şehitlerdir.
için nasıl büyük imkanlar harcanmışsa, radyo kur-
Gurbeteli Ersöz, Şilan Kobani, Selçuk, Emel,
mak için de her zaman önemli fedakarlıklar göster-
Hasan Kızıler, Cıwan Konya, Zaza Jiyan, Yıldız,
ilmiştir. Dost da düşman da bizler de biliyoruz ki
Sirvan ve daha birçok şehit arkadaşımız, basın
bizim mali harcamalarımızın yüzde seksen-dok-
yayının nasıl bir ideolojik örgütsel ve yaşam
sanı basın yayına gitmektedir.
çizgisinde olduğunun somut kişilikleridir. Bu
Hareketimiz, önderlik çizgisi ve stratejik
gerçeklik hem hareketimizin basına verdiği rolü,
başarıyı kazanmasındaki rolü nedeniyle, basın
hem de basınımızın bu hareket içindeki duruşunu
alanına önderliğimizin esaretinden sonra da önem
ve konumunu ifade eder. Basının ideolojik, örgüt-
vermeye devam etmiştir. Mali ve kadro aktarımı
sel ve yaşam çizgisini bu yoldaşlar temsil etmekte-
konusunda kısıtlama yapılmamıştır. Hatta örgüte
dirler. Bu arkadaşlarımızın en önemli özellikleri,
maliyeti her yıl oran olarak artmıştır. Ancak ide-
ideolojik mücadele veren ve örgüte sahiplenen
olojik çizgi, örgüt ve kadro yaşamı konusunda
kişilikler olmalarıdır.
önderliğimizin çizgisinin takip edildiği söylene-
Basının mücadele içindeki yerini, önder-
mez. Basın alanının ideolojik bir alan olması ve
liğimizin basına yaklaşımı ve bu şehitlerimizin
hareketimiz açısından stratejik önemi dikkate
pratikleri ve yaşamları açıkça ortaya koymaktadır.
alındığında, bu alandaki her eksiklik tüm
Bizim de başka türlü rol ve önem vermemiz
örgütümüze ve kadrolarımıza katlamalı biçimde
düşünülemez.
yansımaktadır.
Komünar
86
ŞE Hİ T İBRAHİ M ARKADAŞI N A N IS I NA
D .KA LKA N
Bu geçen bir yıllık sürecin, başarıyla
götürülmesinde gerekli aydınlamanın sağlanmasında, İbrahim arkadaşın şahadetinin önemli bir
yeri olduğunu bilmemiz gerekiyor. İbrahim
arkadaş en çok bilgi birikimine sahip olduğu bir
dönemde şehit düştü. O birikimi kendisiyle
götürdü, ama şahadeti o birikim-bilgiye ihtiyaç
kalmayacak düzeyde, hareketimizi aydınlattı.
Özellikle düşman planlarının neler olduğu yeni
düşman saldırılarının nereden gelmekte olduğu
konusunda bizi aydınlattı. Bu da hareketimizin
süreci daha iyi anlaması, düşman planlarını daha
somut görmesi ve dolayısıyla, gerekli savunma
tedbirlerini geliştirmesi sonucunu götürdü.
Biz Gulan arkadaş şehit düştüğünde şöyle
demiştik; bizi vurmak isteyenler, hareketimizi vurmak isteyenler buna güç getiremeyince, Gulan
arkadaşı tercih ettiler. Benzer bir durum, İbrahim
arkadaş açısından da geçerli oluyor. Hareketimizi
imha ve tasfiye etmeyi yönetimimizi vurarak yapmak isteyenler, buna tümüyle ulaşamayınca
saldırılarını, İbrahim arkadaşa yönelttiler ya da
öyle bir tasfiye-imha saldırısını, İbrahim arkadaşla
başlatmayı kendileri açısından doğru buldular.
Çeşitli tartışmalar, yine gerçekleri karartmaya
dönük saptırıcı çabalara rağmen, biz hareket olarak
böyle bir saldırıyla karşı karşıya geldiğimiz anda,
gerçeğin böyle olduğundan en küçük bir kuşku
duymadık. Savaşan bir güç olarak, neyle karşı
karşıya olduğumuzu, ne yapmaya çalıştığımızı ve
bize
dönük
nelerin
yapılmak
istendiğini
bilebildiğimiz için, bu saldırıyı çözümlemekte,
anlamakta onun sahiplerini tanımlamakta zorlanmadık. Ve yanılmadık da. Geçen bir yılın pratiği
ortaya çıkardı ki, bu yaklaşımlarımız doğrudur.
İbrahim arkadaş, öyle sıradan bir saldırı planının
ya da bazı süreçlerde tartışıldığı gibi çeşitli tartışmaların sonucunda katledilmedi. Tersine, şimdi
daha iyi biliyoruz ki İbrahim arkadaş düşmanın
sarmaşık operasyonu olarak tanımladığı, planladığı ve geçtiğimiz bir yıllık süre boyunca pratikleştirmeye çalıştığı, PKK'yi imha ve tasfiye
planının en tehlikeli saldırılarından birine maruz
kalmıştır.
Aslında bu saldırı geçtiğimiz yıl boyunca
devam ettirilmeye çalışıldı. Hareketimizin ezilmesi ve dağıtılmasının hedeflendiği bir planlama
dâhilinde yürütülmeye çalışıldı. Öyle anlaşılıyor
ki, en son darbe 2007 Nisan'ında, Güney Kürdistan
Komünar
87
saldırısıyla vurulmak isteniyordu. Fakat düşman
gibi, güney Kürdistan'a dönük gizli faaliyetleri de
bu amaçlarına ulaşamadı. Kuzey eyaletlerimizde
bu siyasi gelişmeler çerçevesinde açığa çıkartıldı.
gerillaya dönük kış ve bahar süreçlerinde
Özel tim hareketi, keşif-plan çalışmaları, gizlice
geliştirdiği yoğun operasyonlarla, kısmi bazı dar-
helikopterler sızdırma girişimleri, operasyonun
beler vurmuş olsa da, gerillayı ezme ve marjinal
başarısız kalması ardından açığa çıktı. İşte bu
konuma düşürme amacını gerçekleştiremedi.
operasyonunun,
Tersine gerilla en zor koşullarda da olsa fedai
operasyonun en önemli parçası, içten sızdırılan
çizgisinde, APO'cu çizgide savaşan HPG güçleri,
ajanlarla özellikle yönetim kadememizin, direnme
tüm saldırıları boşa çıkartmanın
odaklarımızın darbelenmesi hedefiydi.
ötesinde,
Türkiye'nin inkâr-imha politikalarını zora sokacak,
Geçen
sarmaşık
bir
yıl
adıyla
planlanan
içerisinde
ortaya
çıkmaza sürükleyecek düzeyde darbeler vurmayı
çıkardığımız bilgiler, yürüttüğümüz soruşturmalar
başardı. Kuzeyde istediği sonuçları alamayan Türk
Türk ordusunun böyle planlı faaliyet yürütmekte
ordusu, AKP hükümetini de tümüyle yedekleyip,
olduğunu netçe açığa çıkardı. Temmuz 2006'da,
emrine alarak, ABD üzerinde, Avrupa üzerinde,
Türkiye hükümetinin hem terörle mücadele üst
Irak yönetimi üzerinde, Güney Kürdistan güçleri
kurulu hem de MGK çerçevesinde yürüttüğü tartış-
üzerinde yoğun baskılar oluşturarak, Güney
malarda, içten kontra faaliyetleriyle yönetimimize
Kürdistan'a operasyon yapmayı ve Medya
darbe vurma, katletme ya da kaçırma kararına
Savunma Bölgeleri'mizi tasfiye etmeyi hedefledi.
ulaştığı, hareketimize dönük imha ve tasfiye
Sarmaşık adıyla yürütmek istediği bu operasy-
planının önemli bir parçası olarak, bunu gündem-
onun siyasi koşullarını oluşturamadı. 80'li-90'lı yıl-
leştirdiği açığa çıktı. Bu çerçevede bazı saldırı
larda, NATO çerçevesinde ABD'den ve Avrupa'dan
odaklarını açığa çıkarıp, etkisizleştirmeyi başardık.
aldığı desteği, bu kez alamadı. Yine bazı tavizler
Yürüttüğümüz soruşturmalar çerçevesinde bunu
karşılığında, PKK'ye karşı savaşmada öncü milis
yaptık. Tabi esas olarak örgüt ve çalışma disiplini-
konumunda kullandığı, KDP-YNK güçlerini bir
miz, bu tür düşmanca girişimlerin açığa çıkmasını,
kere daha PKK'ye karşı savaşa sokamadı. Sonuçta
gizli kalmamasını sağladı. Gördük ki, gerçekten de
cepheden kendi gücüyle saldırmaktan ve İran'dan
bir yandan İran'dan aldığı destekle cepheden
destek almaktan öteye bir operasyon gücünü
savunma bölgelerimize saldırmayı hedefleyerek,
ortaya çıkartamadı. Bunun da başarı getirmeye-
diğer yandan güneyden KDP-YNK gücüne daya-
ceği, tam tersine Türkiye'yi de tıpkı Saddam'ın
narak bizi kuşatmayı, yine arkadan sızdırılan gizli
Kuveyt saldırısında çıkmaza girmesi gibi Güney
güçlerle saldırmayı planlayarak, Türk ordusu bir
Kürdistan ve Irak'ta çıkmaza sokacağı anlaşılınca,
de içten çeşitli ajan sızmalarıyla önemli koordine
Nisan'da planlanmış olan Medya Savunma
merkezlerimizi darbeleyerek, sarmaşık operasy-
Bölgeleri'ne dönük sarmaşık operasyonunu yapa-
onunu başarıya götürmeyi hedeflemiş. Bununla
madı. Bu operasyonunun dış koşulları oluşmadığı
daha çok darbe vurmayı bir korku, ürkeklik, panik,
Komünar
88
dağılma havası yaratarak, hareketimizin direnme
onunu uygulanamaz hale getirmiş, başarısız
gücünü parçalamayı ve zayıflatmayı hedeflemiş.
kılmıştır. Onun sonucudur ki, bir sürü dedikodu
İbrahim arkadaş işte böyle bir saldırı planının,
yaymaya çalışıyorlar şimdi. Bazı iç saldırıların
oldukça kapsamlı planlanmış bir şekilde Türk
hareketimiz ortamında gerçekleştiği yalanını
Genelkurmayı'yla, AKP hükümetinin uzlaşması
kamuoyu içinde yaymaya çalışıyorlar. Mücadele
Geçtiğimiz bir yıl içerisinde
Bu yönlü saldırılar boşa çıkartılmış
Saldırı planları başarısız kılınmışsa
Bunda tabi ki İbrahim arkadaşın
Şahadetinin aydınlatıcılığı
Uyarıcılığı belirleyici olmuştur
güçlerimizin, halkımızın, dostlarımızın bu yalanlarla moralini bozmak istiyorlar. Belki de yeni yeni
saldırı planları hazırlıyorlar. Tabi o konuda gaflet
içerisinde olmuyoruz. Kendimizi yanıltmamaya
azami dikkat gösteriyoruz. ABD'ye dönük, Türkiye
yönetiminin yürüttüğü çalışmaları, yine ABD
temelinde gerçekleştirilmiş planlı bir operasyonun
sözcülerinin yaptıkları açıklamaları yakında izliy-
hedefi oldu. Planın böyle yürütüldüğünden kuşku
oruz. Olabilir, yeni saldırı planları Türkiye yöneti-
yoktur. Geçen süreç boyunca elde ettiğimiz bil-
minden gelebilir. Bazı müttefikleriyle ittifak
giler, bu saldırının böyle bir planlama temelinde
dâhilinde bunu yapabilirler. Bu yönlü saldırıların
gerçekleştirildiğini tümüyle aydınlatmış, açığa
olacağına dair, bilgiler çeşitli biçimde basına
çıkarmıştır. Bunu muğlâklaştırıcı, başka taraflara
sızdırılıyor ya da basında tartıştırılıyor. Geçmişte
çekmeyi ifade eden yaklaşımların, aslında bu
de böyle tartışmalar olmuştur. Geçtiğimiz bir yıl
saldırı planının bir parçası olduğu, gerçekleri
karartarak düşmanın planladığı biçimde, mevcut
saldırıları devam ettirmesine zemin yaratmayı
hedeflediği anlaşılmıştır. Hareketimiz böyle bir
saldırı planına, İbrahim arkadaşı kurban verdi.
Fakat bu şahadet erkenden düşmanın bu amacını,
planını açığa çıkardı. Bizi aydınlattı.
Savunma tedbirlerimiz var
Bunları boşa çıkartmayı
Öngören mücadele yöntemlerimiz
var. Bu tür istihbarat faaliyetlerini
Boşa çıkartacak, tersine çevirecek
Örgütlü çabalarımız da vardır
içerisinde de, benzer şekilde yalan haber yayma
Geçtiğimiz bir yıl içerisinde bu yönlü
durumları yaşandı. Zehirlemelerin olduğu, çatış-
saldırılar boşa çıkartılmış, saldırı planları başarısız
maların olduğu yönünde, 2006 sonu ve 2007 başın-
kılınmışsa, bunda tabi ki İbrahim arkadaşın
da birçok haber sızdırıldı. Yayılmaya çalışıldı.
şahadetinin aydınlatıcılığı, uyarıcılığı belirleyici
Şimdi de benzer şeyleri yapıyorlar. Bomba pat-
olmuştur. Nitekim sonuçta içten de amaçladığı,
latıldığı, bilmem şu kadar PKK yöneticisi öldüğü
planladığı darbeleri vuramayınca inkâr ve imha
biçiminde uyduruk haberleri gerçekmiş gibi
güçleri, medya savunma bölgelerimize dönük
Türkiye toplumunu ve dış kamuoyunu aldatmak
planladıkları operasyonu yapma gücünü göstere-
için, Kürt halkının da moralini bozmak için yay-
memişlerdir. Bu gelişmeler sarmaşık operasy-
maya çalışıyorlar. İfade ettik, belki yeni saldırı
Komünar
89
planları yapıyorlar. Belki bu biçimde örgütledikleri
kurallarından, kanunlarından, uyulması gereken
güçlere saldırı emri veriyorlar. Bütün bunlar geçer-
evrensel hükümlerden söz ediliyor, bunların var
li olabilir. Hangisi doğrudur ve ne oranda geçer-
olduğu ve uyulmazsa yaptırım uygulanacağı
lidir elbette biz bilemeyiz. Onu ancak mücadele
söyleniyor, ama böyle şeylerin Kürt halkına karşı
süreci açığa çıkartacaktır ve bir de örgütleyenler,
uygulanması durumunda geçerli olmadığını biliy-
yapanlar bilirler. Elbette ki, bütün bunlara karşı
oruz. Var sayılmayan, varlığı kabul edilmeyen, yok
tedbirliyiz. Savunma tedbirlerimiz var. Bunları
sayılan bir topluma karşı saldırılarda bu tür durum-
boşa çıkartmayı öngören mücadele yöntemlerimiz
lar geçerli değildir. Kürdistan'da hiçbir hukukun
var. Bu tür istihbarat faaliyetlerini boşa çıkartacak,
geçerliliği yoktur, geçerli olan hukuk, hukuksu-
tersine çevirecek örgütlü çabalarımız da vardır.
zluktur. Sadece savaş hukuku değil, sivil hukukun
Sonucu bu temeldeki mücadeleler belirleyecektir.
da geçerliliği yoktur. Ayrıca günümüz dünyasında
Tabi hiç kimse peşinen şöyle olacak
da,
zaten
böyle
bir
hukukun
ya da böyle olacak diyemez. Kim
işlemediğini dünyanın dört bir
daha etkili, doğru, sistemli, duyarlı
yanında yaşanan çatışmalarda da net
mücadele etmeyi sağlarsa, sonuçta
olarak görüyoruz. Oluk oluk sivil
o başarılı olur. Başarı kazanmak
toplumun kanı akıyor, kimsenin kılı
için çabalarımız bu doğrultuda
bile kıpırdamıyor. Daha fazla çatış-
yoğundur, esastır.
maların gelişmesi, kan dökülmesi
Şimdi
bu
bakımdan
için çaba harcanıyor. Savaşanlar her
arkadaşa
yöneltilmiş
yöntemi başarıları açısından mübah
saldırının, güncel politik durumla, 1
sayıyorlar. Özellikle ABD yönetimi
İbrahim
Haziran atılımı temelinde yürüt-
altında yaşanan günümüz savaş
tüğümüz mücadeleyle, çok sıkı ve kopmaz bir bağı
gerçeği, kesinlikle böyledir. Irak'ta yaşananlar
vardır. Nasıl ki Haki KARER yoldaşa yöneltilen
bunun en somut kanıtlarıdırlar. Dolayısıyla hem
saldırı, başta Önderliğimiz olmak üzere, hareke-
günümüz gerçeği hem de Kürt halkının bu dünya
timizin daha tedbirli olma ve daha güçlü mücadele
da yaşadığı durumlar, onun Özgürlük Hareketine,
etme sürecini getirmişse, İbrahim arkadaşa
özgürlük güçlerine karşı düşmanlarının her türlü
yöneltilen saldırı da, hareketimizin tedbirlerini
yöntemle saldırı yürütebileceklerini açığa çıkartıy-
daha çok geliştirme ve mücadelede daha kararlı,
or. Biz bunu biliyoruz. Bu konuda yanılmıyoruz.
azimli olma düzeyini ortaya çıkarmıştır. Bundan
Böyle saldırılara maruz kaldığımızı, kalabile-
hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Fakat burada
ceğimizi anlıyoruz. Bu anlamda kuşkusuz insanlık
önemli olan, bizim için değerlendirilmesi gereken
ölçüleri çerçevesinde derin, kapsamlı eleştirilerim-
yan şu; elbette düşmandır, her türlü saldırıyı yapa-
iz var. Fakat güncel realiteyi de anlamazlıktan,
bilir. Gerçi savaş hukukundan söz ediliyor, savaş
görmezlikten gelmiyoruz.
Komünar
90
Bunun yanında bizim açımızdan önemli
da örgütlü olmaya, yaşam ve çalışma disiplinine
olan şu; düşman düşmandır. Günümüz gerçeğinde
sahip olmaya büyük değer biçeceğiz, önem vere-
elinden geleni yapar. Bunu bir yerde biz yine de
ceğiz. Kim ki, örgütsel disiplinimizi zayıflatıyorsa,
anlıyoruz ve anlarız. Fakat biz, yani kendimiz
yaşam ve çalışma disiplinimize yönelik saldırı
bunun karşısında ne durumdayız? Tabi bunun
yürütüyorsa, bunu en tehlikeli düşman bileceğiz.
değerlendirilmesi önemli. Bu bakımdan hem
Düşmanın içimizdeki ajanlığı olarak göreceğiz.
İbrahim arkadaşın katledilmesi durumu, hem de
Dolayısıyla düşmana karşı yürüttüğümüz mücade-
daha sonra gelişen süreç bizim açımızdan çok
lenin başarılı olmasının yolunun, içimizde örgütsel
öğretici oldu. Neyi çıkardık ortaya? Şunu gördük
disiplini zayıflatma, yaşam ve çalışma disiplini-
ki, net olmayan, disiplinli olmayan, iyi işlemeyen
mizi bozma yönündeki tutum, anlayış, eğilimlere
örgütsel ortamlar, her türlü düşman saldırısı için
karşı başarılı mücadeleden geçtiğini bileceğiz.
açık kapı bırakıyor. Düşmanın saldırıp, bizi
Bunlar kopmaz bir biçimde birbiriyle bağlı olgu-
katletmesine zemin sunuyor, fırsat veriyor. Oysa
lardır. Biz bu yıl içerisinde bu dersi bilince
örgütsel disiplinin gelişkin olduğu, yaşam
çıkardık. Önemli bir tartışma yürüttük. HPG IV.
düzeninin güçlü olduğu, örgütsel işleyişin etkili
Konferansı, bu dersleri daha kapsamlı tartışmalar
gerçekleştiği ortamlarda, düşman bu fırsatı ve
temelinde açığa çıkartarak, örgütsel yapımızı her
imkânı bulamıyor. Düşmanın bu yönlü girişimleri,
türlü düşman saldırılarına karşı savunmalı hale
çabaları kendini gizleyemiyor. Açığa çıkıyor.
getirecek, önemli tedbirleri, ilkeleri ortaya çıkarttı.
Teşhir oluyor, görülebiliyor ve dolayısıyla da, etk-
İyi biliyoruz ki, bunları özümsediğimiz ve buna
isizleştirilme imkânı, fırsatı doğuyor. Bu bakımdan
uygun davrandığımız ölçüde düşman saldırılarını
bizim böyle bir şahadet olayından çıkarmamız
başarısız kılacak bir mücadele sürecinin sahibi ola-
gereken en temel ders: 1-Nasıl bir dünyada
cağız.
yaşadığımızı ve nasıl bir düşmana sahip olduğu-
Güncel planda bu düzeyde bir aydın-
muzu iyi bileceğiz. Nasıl bir düşmanlıkla karşı
latıcılığı varken, tabi ki İbrahim arkadaşın şahade-
karşıya bulunduğumuz konusunda, asla hata yap-
ti üzerinde söyleyebileceğimiz daha birçok husus
mayacağız. 2- Düşman saldırılarını boşa çıkar-
vardır. Gerçekten de ne kadar planlı, örgütlü ve
manın
donanımlı bir düşman söz konusu olursa olsun ve
temel
yöntemi
olarak,
kendi
örgütlülüğümüzü, yaşam ve çalışma disiplinimizi
ne denli vahşi saldırırsa saldırsın;
göreceğiz. Başka hiçbir yerde çare aramayacağız.
yapabilen, gerillacılığı ölçü ve özellikleriyle birlik-
Düşman saldırıları ne olursa olsun, ne tür oyunlara,
te temel yaşam biçimi olarak benimseyen ve ken-
hilelere başvurulmak istenirse istensin, eğer biz
dini buna katan her bireyin, her türlü saldırıyı boşa
örgütsel disipline sahipsek, yaşam ve çalışma disi-
çıkartarak onlarca yıl özgürce yaşayabileceğinin
plinimiz varsa, bütün bu saldırıları boşa çıkarta-
ve mücadele edebileceğinin somut kanıtı olmuştur
bileceğimizi anlayacağız, göreceğiz. Bu bakımdan
İbrahim arkadaş. Gerilla hareketimizin her döne-
gerillacılık
Komünar
91
minde bulunmuş, her türlü ortamında zorlukları
darbesi ardından, yurt dışına Lübnan-Filistin
yenerek, ilerlemenin sembollerinden birisi olarak
ortamına çekilmek zorunda kalan hareketimizin,
bu gerçekliği ifade ediyor. Bu bakımdan da
içinde yer alan birkaç yüz kişiden bir tanesiydi
İbrahim arkadaşın yaşamında, kişiliğinde anlaşıl-
İbrahim arkadaş. Aynı zamanda en gençlerinden
ması,
çoktur.
olandı. Bayan arkadaşlardan Mizgin arkadaş,
Hareketimizin partileşme sürecinde gençliğin
erkek arkadaşlardan da İbrahim arkadaş yurt dışına
yoğunca katılımını ifade ediyordu, o dönemin
çekilmek zorunda kalmış parti güçlerimizin, en
katılanlarındandı. Daha hareketin Kürt toplumunu
gençlerini oluşturuyorlardı. Yine aynı yöreden de
ilk etkilemesiyle birlikte, çok küçük yaşta olmasına
geliyorlardı. Bu kadar genç yaşta olmalarına rağ-
rağmen bu hareketin doğruluğuna, başarısına
men, tabi katılımları, kendilerini eğitip hazırlama
öğrenilmesi
gereken
yönler
istemleri en fazla olanlardandı diyebiliriz. Bu
82 güzünden itibaren, hareketimizin
Ülkeye yeniden dönüş hareketinde
Kendini eğitip hazırlayaran
İbrahim arkadaş da yer aldı
Küçük İbo'da
Bu özgürlük yürüyüşüne katıldı
Geri dönüşün ortalarında
Ülkeye döndü
15 Ağustos atılımının
Hazırlanması sürecinde
Gerillanın Botan, Zagros, Behdinan
Alanında yerleşme-üstlenme
Faaliyetlerine aktif olarak katıldı
anlamda gençliğin moral, coşku kaynağı olma,
umut-heyecan verme özelliğini bütün o yurt dışı
sürecünde eğitip, kendini hazırlayan parti gücüne
fazlasıyla vermişlerdir.
Bir
İbrahim
arkadaş
daha
vardı,
Nusaybin'liydi. Bu Dara arkadaşın abisiydi. İsmi
Dara AKAY'dı onun. İbrahim ismini koymuştu, o
daha büyüktü tabi. Yaş olarak da, fiziki olarak da.
Daha 15 yaşına ulaşma düzeyinde olduğu için
İbrahim arkadaşa(Ramazan TOPTAŞ), o zaman
küçük İbo diyorlardı arkadaşlar. Yani öyle bir isimlendirme olmuştu. '82 güzünden itibaren, hareke-
yürekten inanacak kadar derin bir yurtsever hissiy-
timizin ülkeye yeniden dönüş hareketinde, kendini
ata sahip olan bir kişilikti. APO'cu hareketin daha
eğitip hazırlayaran İbrahim arkadaş da yer aldı.
partileşme sürecinde nasıl bir halklaşmayı,
Küçük İbo'da bu özgürlük yürüyüşüne katıldı. Geri
toplumsallaşmayı yaşadığının en somut kanıtların-
dönüşün ortalarında ülkeye döndü. 15 Ağustos
dan birisiydi. Bir yandan güçlü bir militanlaşmayı,
atılımının hazırlanması sürecinde, gerillanın
kadrolaşmayı ifade ederken, PKK'nin diğer
Botan, Zagros, Behdinan alanında yerleşme-
yönünün de halklaşmak olduğu başta gençler ve
üstlenme faaliyetlerine aktif olarak katıldı. O genç
kadınlar olmak üzere, toplumun tüm kesimlerini
olma, küçük yaşta bulunma durumuna rağmen, en
harekete geçirip, özgürlük mücadelesinde bir-
zor işleri en fazla İbrahim arkadaş yaptı. Pratik
leşmeyi sağlayan bir hareket olduğu gerçeğinin, en
becerisi, dağ yaşamıyla uyumu, yaratıcılığı O'nu
somut kanıtlarından oluyor. 12 Eylül faşist askeri
her zaman aranır, birlikte yaşanılır ve çalışılmak
Komünar
92
istenilir kişilikler içinde hatta önde gelenlerinden
dan ve gerilladan kopmaksızın aktif bir biçimde
yaptı. Bu gerçeği böyle tespitle, teslim etmek
yerini aldı. İşbirlikçi çeteciliğin gerillayı bozucu,
gerekiyor.
gerillanın,
saptırıcı çabalarına karşı, gerillacılıkta ısrar etti.
Kürdistan'ın omurgası dediğimiz coğrafyaya adım-
Her türlü olmazı dayatan, zayıflık gösteren, dağda
larını basma, sağlamlaştırma, yerleştirme çalış-
gerilla temelinde özgür yaşama yürüyemeyen,
malarında bile en aktif yer alan, en çok emek har-
geri, bireyci tutum ve özellikler karşısında, Önder-
cayan, katkı sunan arkadaşlarımızdan oldu. Birçok
lik çizgisi temelinde dağda gerilla çizgisinde,
alanda kaldı. Yaşama çok canlı ve bir emekçi
özgür yaşamı yaratmada ısrarın en temel sahip-
olarak katıldı. Hiçbir zaman çalışma karşısında iti-
lerinden birisi oldu. Kısaca Agit çizgisinin, dağda
razı olmadı. Bunun canlı tanığı olarak bu gerçeği
ve mücadele içinde özgürleşme ve gerillalaşma
O
bakımdan
daha
çizgisinin ısrarlı sahipliğini yaptı.
Bu
gitmediği
dönemde
alan,
ayak
Kuzey
Kürdistan'da
basmadığı
coğrafya,
mücadele etmediği yer kalmadı. Zaten Zagros'tan
başladı.
Behdinan-Zagros
alanından
gerilla
mücadelesine başladı. Botan'dan, Dersim'e oradan
Toroslar'a, Amanoslar'a kadar Kuzey Kürdistan'ın
bütün alanlarında bulundu. Her ortamda gerillacılık yaptı. Gücü oranında düşmanla savaştı. En
temel özelliği tutarlılığıydı. Gerilla yaşamında,
gerilla ölçülerinde, disiplinindeki tutarlılığıydı.
Eğer bu kadar uzun süre bu kadar farklı alanlarda,
bu denli değişik dönemlerdeki mücadele ortamlarında düşmanı boşa çıkartmayı mücadele edip,
gerilla düzeninde kendini yaşatmayı başarmışsa
bunun sırrı, gerilla ölçülerine ve özelliklerine sıkı
teslim etmemiz gerekiyor. Bu süreçte yapmadığı iş
sıkıya bağlı olmaktır. Her zaman söyledik; geril-
de kalmadı. Kamp yaşamından kuryeliğe, askeri
lacılık yaşatıyor ve başarıya götürüyor. Ölümü ve
eğitimden
faaliyetler
başarısızlığı gerillalaşamayan tutumlar, anlayışlar,
içerisinde, yaz-kış demeden görev neyi gerektiriy-
yaklaşımlar yaratıyor. Bu gerçeğin en canlı kanıt-
orsa, bulunduğu yer ve zamanda ne yapılmak
larından, tanıklarından bir tanesidir İbrahim
gerekiyorsa, onları yaptı. Hem de en doğru, en
arkadaş. Öyle onlarca, yüzlerce arkadaşımız
başarılı tarzda yapmaya çalıştı. 15 Ağustos
vardır, bu gerilla mücadelesi içerisinde ortaya
temelinde gelişen gerilla hareketi içerisinde, dağ-
çıktı. İbrahim arkadaş da işte onlardan birisiydi.
savaşa
kadar
bütün
Komünar
93
Zorluklardan yılmadı, hiçbir zaman rahatı aramadı.
Agit çizgisinin gerilla yaşamında ve yoldaşlığında
Yaşamda özgürlüğü aradı. Özgür yaşamı yaratmak
ölçü, özellikler neyi gerektiriyorsa, onları özümse-
nerede olmayı, ne tür zorluk ve engellerle
mek ve uygulamak çabası içerisinde oldu. Öyle ki,
mücadele etmeyi gerektiriyorsa, onu kararlılıkla
en büyük yönetici ve komutanla her türlü sorunu
yaptı. Hiçbir zaman imkân arayışında bulunmadı.
tartışan, bir düşünür, siyasetçi; komutan olarak
Şu kadar savaşçı olursa mücadele edilir, şu kadar
yeni bir savaşçıyla birlikte mangayı paylaşır, silah
para olursa, silah olursa gerillacılık yapılır gibi bir
eğitimi yapar, gerillaya-dağa alışmanın coşkusunu
anlayışın sahibi hiç olmadı. Yalnız başına da olsa
yaşar bir davranış göstermeyi birlikte gerçek-
örgüt görev verdiğinde, her görev için pozitif yak-
leştirebildi. İbrahim arkadaş böyle bir gerilla
laştı. Olur dedi ve sorumluluk üstlenmekten hiç
çizgisinin sahibidir. Bu anlamda bulunduğu en son
geri durmadı. Her zaman gerillacı yaşamdan,
HPG çalışmaları içerisine katıldığı dönemde bile,
kimse kim olduğunu, ne yaptığını bilemiyordu.
En büyük yönetici ve komutanla
Her türlü sorunu tartışan,
Bir düşünür, siyasetçi;
Komutan olarak yeni bir savaşçıyla
Birlikte mangayı paylaşır,
Silah eğitimi yapar, gerillaya-dağa
Alışmanın coşkusunu yaşar
Bir davranış göstermeyi
Birlikte gerçekleştirebildi
Bizim bazı arkadaşlarımız diyorlardı, biz hiç
bilmiyorduk bu kadar eskidir. Sanıyorduk 90'ların
ortalarında katılmış, yeni öğrenmeye çalışan bir
arkadaştır.
Mütevazılıkta, katılımcılıkta bu denli
derin bir çizgiyi tutturdu. Komuta özerkliğini yaşamadı İbrahim arkadaş. Özerkliğe her zaman karşı
oldu. Anlayış olarak da, kişilik olarak da karşıydı.
dağda özgürce yaşamdan mutlu oldu. Heyecan
Fakat her şeyi doğal kişilik duruşuyla tanımlamak
duydu. Yaşam coşkusunu güçlü tuttu. Dağda geril-
doğru olmayabilir. Bir anlayıştı onun duruşu. Çok
la yaşamında karşılaşılan zorluklar karşısında,
küçük yaştan itibaren, Önderliği anlama ve izleme
hiçbir zaman geri adım atmadı. Ve şikâyet etmedi.
sürecine girişinin ortaya çıkardığı bir kişilik
Zorlukları daha çok gerillalaşarak ve daha fazla
duruşuydu. Bunu anlamamız gerekiyor. Bu anlam-
direnerek aşmayı esas aldı. Ve böyle aşılabile-
da da gerilla çizgisini incelerken, tabi ki İbrahim
ceğine de her zaman inandı. Bu anlamda geril-
arkadaştan öğrenilecek şeyler çoktur diyoruz.
lacılığı gerçekten de doya doya, hem de
Gerillacılık olmuyor, doğru komutanlık olmuyor,
Kürdistan'ın bütün ortamlarını, güzelliklerini gör-
bilmem komutanın şöyle olması gerekiyor, böyle
erek, gezerek yaşamayı bildi. İmkân-fırsat peşinde
olması gerekiyor, az güçle iş yapılmıyor, özerk
koşmadı. Yetki-güç arayışında olmadı. Kariyerist
durulmazsa başarı olmuyor diyenler ve sananlar
davranmadı, her zaman mütevazı oldu. Onurlu bir
için, İbrahim arkadaş bu düşüncelerin doğru
savaşçı olarak yaşamayı, mücadele etmeyi ve tabi
olmadığının en canlı kanıtıdır. Tersine her şeyi
ki yoldaşlık yapmayı esas aldı. Önderlik çizgisinin,
başarıyla yapmanın, gerillacılığa bağlı olduğunun
Komünar
94
da en somut inkâr edilemez, reddedilemez kanıtı
olma onurunu, şerefini büyük bir ciddiyetle,
oluyor. Bu bakımdan incelenmelidir diyoruz,
çabayla yüksekte tutma, onun yüklediği görev ve
tartışılmalıdır. Ölçü ve özellikleri araştırılmalıdır.
sorumluluğun gereğini başarıyla yerine getirmek
Yaşamı incelenerek doğru bir gerilla çizgisinin
için en yoğun çabayı harcadı. Nerede iş olduysa,
geliştirilmesinde, gereken dersler mutlaka çıkarıl-
oraya böyle görev kapsamında en başta koşan
malıdır. Çünkü böyle çıkarılacak önemli dersler
oldu. Kendi işlerini yaptığı gibi başkalarının zor-
var.
landığı, ulaştıramadığı işleri de yapmaya çalıştı.
İbrahim
arkadaş
provakatif-tasfiyeci
Bazı görevler yürütülemez olunca, İbrahim
saldırılar sürecinde, sağlık sorunları nedeniyle o
arkadaş onları da yürütmeyi üstlendi. Şehit
saldırıların en çok yoğunlaştığı ortamlarda da oldu.
düştüğü dönemde, gerçekten de derler ya; "başını
Bir süre Irak'ta bulundu, Maxmur'da kaldı. Birçok
kaşıyacak vakti yok" öyle bir görev kapsamınday-
çevrenin şu veya bu düzeyde etkilendiği, sarsıntı
dı. Sadece öz savunma çalışmaları değil, onunla
geçirdiği uzun bir süre umut ve inanç bakımından
birlikte HPG'nin temel birçok çalışmasının bizzat
zayıflık yaşadığı bir ortamda yine birçoğunun
örgütleyeni, yürüteni konumundaydı. Bütün bu
umudunu tümden kaybederek, devletçi sisteme
görevlerde başarılı olabilmek için de gecesini
kulaç attığı bir süreçte, İbrahim arkadaş en küçük
gündüze katarak çalıştı. HPG militanlığının,
bir tereddüdü yaşamadı. Yüzleri açığa çıkıp, söz-
komutanlığının, savaşçılığının bütün özelliklerini
lerini net söyledikleri ilk andan itibaren,
böyle bir çalışma içerisinde hayata geçirdi, geliştir-
provakatif-tasfiyeci eğilime karşı tavır sahibi oldu.
di. Bize miras olarak bıraktı. Bu dersleri çıkart-
Önemli bir işlev de yerine getirdi bu süreçte. Onu
mamız gerekiyor İbrahim arkadaş gerçeğinden.
da bilmek ve tanımlamada yarar var. Bulunduğu
Doğru anlamamız, anısını doğru sahiplenmemiz ve
ortamlar gereği provakatif-tasfiyeci faaliyetleri
tabi ki üzerimize yüklediği görev ve sorumluluk-
yakından izleme, görme, ne yapılmak istendiğini
ların gereğini başarıyla yerine getirerek, Önder
anlama ve örgütü bu konuda tedbirli hareket etmek
APO'nun yaptığı gibi şehitlerin anısına doğru sahip
için bilgilendirme görevini bir militan görevi
çıkmanın temsilcileri olabilmeliyiz. Görev budur.
olarak yerine getirmişti bu dönemlerde. Bunlara
Şehit ilke demektir. İdeolojik duruş demektir.
karşı daha çok rol oynamak istedi. Bu da anlamlıy-
Herkes her şeyi yapabilir, kendini her kılığa soka-
dı, anlaşılırdı.
bilir ama şehit bir duruş, bir ilke, değişmez bir
İbrahim arkadaş uzun mücadele sürecinde
temsilcilik olarak ayakta durur ve yön verir,
yetki peşinde koşan, çalışan bir kişi değil de,
öncülük eder. Bu bakımdan bizim temel ideolojik
emeğiyle-çabasıyla yaşamı üreten, değer yaratan
duruşumuz, ilkesel duruşumuzun yaratıcıları şehit-
bir militan olmayı bildi. Bunun sonunda kendisine
lerimizdir. Gerçek komutanlarımız, yol gösteren ve
daha fazla görev verme olarak algıladığı, meclis
bize emredenler şehitlerimizidir. Haki arkadaştan
üyeliğini ve HPG'nin bu en üst kurumunun üyesi
başlayan, Mazlum, Kemal, Hayri arkadaşlar şah-
Komünar
95
sında somutlaşan zindan direnişçiliğiyle devam
sidir dedi. Kürt halkı için şaşmaz özgürlüğün ve
eden;
Beritanlar'la
demokrasinin yolunu gösteren büyük bir ordu
günümüze kadar gelen, yine 1 Haziran atılımı
olan, şehitler ordusu bu temelde yaratıldı. Onlar
temelinde Erdallar'la, Şilanlar'la, Nucanlar'la,
bizim her zaman her yerde, her türlü zorluğu yen-
Viyanlar'la,
Tekoşinler'le,
mede, engeli aşmada temel güç kaynaklarımızdır.
Sorxwinler'le günümüze kadar gelen ve her gün
Geçmişimizin yaratıcıları ve geleceğimizin doğrul-
mücadele edip kan döktüğümüz bir değerler zinciri
tucularıdır. Dolayısıyla hareket olarak da, halk
içerisinde yer alıyor İbrahim arkadaş. Ve bizi, bu
olarak da şehitlerimizden aldığımız güçle, inançla,
büyük değerler zincirini var ediyor. Hiç kimse
iradeyle örgütleniyoruz, birleşiyoruz. En zor
Kürdistan'da özgür birey ve toplum yaşamının bu
koşullarda bile bu büyük mücadele içine giriyoruz.
değerlere bağlı olduğunu inkâr edemez. Kürt
Bu temelde biz diyoruz; hareketimizin gerçeği, yol
toplumu üzerindeki inkâr ve imha saldırılarını
göstericisi parti hareketimizin özü, ruhu şehitler
kıranın bu değerler olduğunu görmezden gelemez.
gerçeğimizdir. Onlar parti mücadelemizde, gerilla
Kürt ulusal dirilişini başaranın ve Kürt halkını
hareketimizde özgürlük ve demokrasi mücadelem-
günümüz dünyasında eşitlik, özgürlük, demokrasi
izde yaşıyorlar. Bu bakımdan diyoruz; İbrahim
doğrultusunda heyecanla mücadele ederek, insan-
arkadaşın ve tüm şehitlerin anıları ölümsüzdür.
Agitler'le,
Zilanlar'la,
Serxwebunlar'la,
lığa öncülük eden bir halk haline getirenin bu
değerler olduğunu, kimse görmezden gelemez,
-YAŞASIN ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ
yadsıyamaz. Bu bakımdan Önder APO; doğru
MÜCADELEMİZ !
yaşam, şehitlerin kendileridir. Şehitlik yaşam ilke-
-BİJİ REBER APO !
Komünar
96
HEVAL ERDAL İ LE YO LDA Ş O LM AK
ZO RU B AŞ ARMAKTAN GEÇER
Zelal AMED
Her Ağustos, kendine yakışır bir şekilde
yakar bizi. Ağustos ayının başından sonuna, bu
sıcaklık bizlere öyle bir derinlik, öyle bir hasretlik,
yine öyle bir düşünce ve duygu yoğunluğunu
yaşatır ki… Nasıl ifade edilir bu yoğunluk? Nasıl
paylaşılır? Özgürlük için yola çıkan yürekler, her
Ağustos'ta, yaşamlarını yaratan öncülerini nasıl
tarif ederler?
Yürüdüğümüz yolları kendimiz yaratırız.
Öncesi varsa da yolun, sonrası onu inşa edenlerin
ömürleriyle uzar. Yola konulan her taş, her karış
toprak candır. Canlar'dır. An geldiğinde 'haydi
gidiyoruz' diyerek yürünecek yolların yaratıcısı
olmak; hem yürümek, hem kendini yaratmak, hem
de kendini yaratacaklara dost olmak, çözülmesi,
anlaşılması çok zor bir bilmecedir bizde… Nasıl
tarif edilir bu? Nasıl paylaşılır?
En zor olan bu yolun yaratıcılarının
yoldaşları olmaktır. Onlarla her anı, her dönemeci
yaşayanlar içindir. Onlarla gerçek yol arkadaşlığını
yakalamak, 'yoldaş' olmak, 'anlama' erdemini
gerektirir. Bir seferlik bir iş değildir bu. Ömürlüktür. Yaşamlıktır. Kurulan yoldaşlıklar 'ölümüne'
değil de, 'yaşamına' olduğu için, temelinde 'yaşamak ve yaşatmak' olduğu için erdemdir, yaşam
yasasıdır. Yaşamak isteyenlerin uyması, anlaması
gereken bir erdemdir.
Yürüdükleri yolları kendileri yaratanlardan Heval Erdal'ı (Engin SİNCER) Ağustos
sıcağının yakıcılığında anlatmak gerek denildi.
Hasretliğin 4. yılında dile gelmeli denildi.
Yoldaşlıklarını,
dostluklarını
savaşın
kızgınlığında tarif etmiş, sınavlardan geçirerek
adını koymuş olan Heval Erdal'ı anlatabilmek
Ağustos kadar yakıcı… Yaşamın erdemi olmayı
başarmış, yüreğinin enginliğiyle yoldaşlarına
gerçek dost olmuş Heval Erdal'ı anlatmak da
büyük sınavlardan geçmek gibi aslında.
Özgürlük mücadelesinde yakalanan en
önemli arayışlardan biri 'ilk' olanı aramaktır. İlk
düşünce gücünü, ilk duyguyu, kendini fark
etmenin ilk heyecanını… Önderliğimiz 'Biz ilk
insanı arıyoruz' diyor. Yaşamımız içinde bize verileni, 'bundan başka yaşam yok' denileni kabul
etmeyerek, bozulmamış olanı aramanın yaratmaktan geçtiğini mücadele ederken öğrendik. Öğreniyoruz. Bu yolculuğa başlarken hazır olanı değil de,
yaşamak istediğimiz toplumun, toprakların insan-
Komünar
97
lığın 'ilk'leriyle buluşarak yaratılabileceğini
ister dağda, en kızgın savaş ortamında olsun, ister
öğrendik. Yaşamak istediğimizi biz yaratacaktık.
Avrupa'da halk içinde ya da diplomasi çalışmasın-
Yola bunu bilmeden çıksak da, Önderliğin yolunu,
da olsun, ister yoldaşlarla birlikte sohbet ortam-
kendini, toplumunu nasıl yarattığını gördük. Onun,
larında olsun ister resmi toplantılarda, inandığı
'sizce umut var mı' sorusuna 'umudumuzu biz
düşünceleri kimseyi yanıltmadan dile getirmiştir.
kendimiz yaratacağız' cevabı yolculuğun özeti
Düşüncelerini savunmaktan kaçınmamış, yanlışını
olmuştur.
anladığında da bunu büyük bir olgunlukla kabul
Heval Erdal bu cevabın sahiplerindendir.
etmiş, doğrunun dile getiricilerine haklarını teslim
Şahadetiyle değil sadece, yaşamıyla bunun sahibi
etmiştir. O nedenle yoldaşları Heval Erdal'ın adale-
olmuştur. Kendini hiçbir zorluktan geri tutmadan,
tine her zaman güvenmişlerdir.
cesaret ederek ve deneyerek Kürdistan gerçek-
Heval Erdal ile yoldaş olmak zoru başar-
liğinde 'ilk'lerin arayışçısı olmuştur. Kurulu
maktan geçer. İnsana saygı önemlidir, ancak
düzenin ölçülerini, verdiklerini geride bırakıp
mücadelede, değerlere yaklaşımda ikiyüzlülüğe
Özgürlük Hareketi'ne girmeyi bir 'fedakârlık'
düşene tavrı tavizsizdir. Kişi, çaba sahibiyse,
olarak görmeyen bir insandır. Bazı söylemlerde
mücadeleye ikiyüzlü yaklaşmıyorsa, yanlışları da
vardır; 'bu mücadeleye girmek büyük fedakârlıktır'
olsa yoldaşını asla yalnız bırakmayan bir insandır.
diye. Yanlıştır bu. Heval Erdal, bu mücadeleye, bir
Onu eleştirir, belki herkesten daha çok eleştirir.
şeylerden feragat ettiği için değil, bir tutum, bir
Ama yoldaşına sırtını dönmez. İnsana faydacı yak-
tercih, bir duruş olarak girmiştir. Bu nedenle
laşım, dönemsel yaklaşım Heval Erdal'ın yanında
Önderliğin belirttiği gibi 'yürüyüşü de katılımı
geçersizdir. Bu nedenle yoldaşları Heval Erdal'da
gibi'dir. Bu nedenle Hareket içindeki duruşu ve
PKK'nin militan gerçeğini görmüşler ve onunla
yoldaşlığı gerçektir. Hesapsızdır, abartısızdır.
özgür duruşa daha çok bağlanmışlardır.
Yanıltma yoktur. Kendisidir yani. Yoldaşlarıyla
arasına 'karaçalıların' girmesine izin vermez.
Önderlik 'kadınla erkeğin dost olabileceğine inancın' nasıl ters yüz edildiğini anlatır.
Heval Erdal, her ortamda, hangi koşulda
Özgür ve eşit ilişkileri yaratmada erkeğe ve kadına
ve konumda olursa olsun gerçeğin sözünü sakın-
biçilen rolün efendi-köle ilişkisini aşmadığını,
mamıştır. Örgüt gerçekliği, kendini aşma gücünü
ilişkinin çarpıklaştırıldığını dile getirir. Kadın ve
sergileyebilmek böylesi duruşlara ihtiyaç duyar.
erkeğin ilişkisi denildiğinde sistemin sadece erkek-
Kemal Pir'in sözünü, gerçekleri en zor koşulda, tek
si ve kadınsı duruşların zihniyetlere kazındığını
başınayken bile büyük bir özgüvenle dile getirme-
açar. Ötesi olmaz, olamaz. 'Kadın ve erkeğin
sidir bu. Önderliğimiz, hareketimizin temel-
yoldaşlığı, insan dostluğu olmaz' geri düşüncesi
lerinden birini bu şekilde oluşturdu. 'Sözünün
kabul ettirilmiştir kişiliklere. Sistem ölçülerine
sahibi olmak', başkasının değil, insanın kendisinin
göre öyledir de. Özgürlük ilkelerinin, eşit yaşam
kendi sahibi olması anlamına gelir. Heval Erdal
arayışlarının olmadığı kişiliklerde, sistemin
Komünar
98
verdiği bu düşünceden öteye gidişler de olamaz.
olmayan insanı da kabul etmemek gerekir. Heval
Yaşam ilkeleri, özgür duruş arayışı ve özgür
Erdal'ın Kürdistan'a yaklaşımı; özgürce yaşamak,
toplumu özgür topraklarda yaratma sevdası
büyümek için köklerini salacağı topraklarını yarat-
olmayanların ilişkileri efendi-köle ilişkisini yaratır.
ma temelindedir. O 'ülke' diye büyüyen bir
Kadın efendisini, erkek kölesini arar.
insandır. Bir Ana'nın 'ülkesine Ana olamayanların
Özgürlük hareketimiz bu duruş ve kişilik-
çocuklarına da ana olamayacağını onlar bana
lerin reddi, çözümlenmesi, aşılması temelinde yeni
öğrettiler' dediği insanlardan biridir. Annesine çok
yaşamı, yeni kadın ve erkeği arar, yaratmayı esas
bağlı olan, onun göğsüne yaslanarak sarılmayı çok
alır. Mücadelenin karakterlerinden biri budur.
seven Heval Erdal'ın ülke sevgisi de aynı bu şek-
Heval Erdal'ın kadın yoldaşlarıyla kurduğu bağlar-
ildedir. Güçlü insanlar sevgilerini göstermekten
da bu ilkeler esastır. Kadınla yoldaş olmanın mili-
korkmazlar. O hiçbir sevgiyi bir başkasının yerine
tanıdır da aynı zamanda. Kolay pes eden, zorluk-
koymaz.
lardan kaçan, kendine dayanak arayan kişilikler
düşüncesinde vardır. O nedenle inkârcı değildir. O
Heval Erdal ile kolay yoldaşlık bağı kuramazlar.
nedenle ülkesine döndüğünde tüm sevdikleri itiraz
Özgürleşme iddiasında, zorlukları aşma karar-
etmezler, edemezler.
Hepsinin
yeri
onun
yüreğinde,
lılığında olan kadın yoldaşları karşısında ise pay-
O bağlı olduğu değerlere hiç kötü bak-
laşımcıdır. Kendindeki eskiye dair özellikleri
mamıştır, kötü bakmayı bilmez. Ülkesinin toprağı-
keşfettiğinde bunları dile getirmede samimidir.
na, kuşuna, suyuna, yaprağına iyi bakmıştır.
Bunu bir zayıflık olarak görmeyecek kadar
Dağlarına iyi bakmıştır. Saçlarını rüzgârda özgür-
derindir. Kadın yoldaşlarıyla savaşın en çetin
lük tutkusuyla dalgalandırmıştır. Düşmanına vur-
dönemlerini, açlığı, özveriyi paylaşmıştır. Nice
duğunda, bilir vurduğu yaşamın düşmanlarıdır.
yoldaşlarını toprağa vermiştir. Yoldaşlığını keskin
Ülkesinin şafaklarında gözlerini özgürlükle
savaş gerçekliğinden geçirmiştir. Kendisi olmayı
doldurmuştur. Dolu dolu yaşamıştır her anı.
yitirmemiştir. Ölüm anlarını paylaşmayı bildiği
Gerillacılığı büyük bir erdem olarak görmüştür.
gibi, özgür yaşam arayışında da kadınla paylaşım-
Laf getirtmemiştir savaş tarzına.
cı olmaktan çekinmemiştir, kaygılara düşmemiştir.
Ağustos sıcağında, çok sevdiği toprak-
O nedenle Heval Erdal hem erkek hem kadın
larında çok sevdiği yoldaşlarıyken karşılamıştır
yoldaşlarının çok sevdiği 'Heval Erdal'dır.
ölümü. Korkuyla değil, büyük yürekle büyük
Toprakla kurulan doğru bağ, kişiliğin
düşünce ve inanç gücüyle karşılamıştır. Ölüm bitiş
gelişiminde önemlidir. Toprağın özgürlüğü,
değildir. Kim söyleyebilir ki Heval Erdal'ın yanımızda
insanın özgürleşmesinin parçasıdır. İnsanın kendisi
olmadığını… Her gün, her akşam onu yaşayan yoldaşları,
en özgürce ifade edebileceği, kendini keşfedebile-
onun adını çoğaltanları, onun yarattığı yolu yaratmaya
ceği bir gerçekliktir. Özgür insanı olmayan bir
devam edenleri oldukça kim düşünebilir ki? Yolları ve
toprak nasıl kabul edilemezse, toprağı özgür
düşünceleri hep açık olan yoldaşları oldukça…
Komünar
99
P A T İ K A
Tim ur Fİ DA N
Şu görünen izler
geldiler, geçtiler,kaldılar
daha sıcak-daha yakın
belli-belirsiz
diller karıştı,
bir eylem dönüşünde.
ve kalabalık
toprak karıştı
İzler de damlalar
gider umuda
renkler karıştı.
damlalarda kan
ana yollara
Ağıtlar ninnilere fısıldadı usulca
patikalarda damlalar
bekleyen ovalara
beşikler saklandı
damlalarda ter
tarihi sırtlamışların
dağ keçilerine misafir.
ter de başarı.
hızlı yorgun
Beşiksiz geçtiler
Gider izler
koşarcasına yürüdükleri
yalın ayak
patikalarda
Şu sırtın biraz yukarısında.
gün görmez
ter
"Beş dakika mola" durulur.
kimse bilmez patikalardan.
kan
Taş, diken, toprak vs.
Ferman koydular adını
sevgi kokarak
Fazla önemli değil
feleğe çattılar hep
yan yana
kalkar gider
ve küstüler....
yürek yüreğe
gider umuda
izler şaşırdı
nefes nefese
burası zirve
patikalar karıştı
tarihi sırtlayanlarla
gelir izler
saçlar aklandı
durulur ve yayılır
damarlar çekildi
işte izler
Burada soğuk
"Toprağı hak etti " dediler.
patikalarda
burada sıcak
Pas tutacakken yürekler.
gider
burada her şey başkadır.
Ve izler silinmedi
gider
-her şeyin üzerinde gibi-
yazıldı yeniden
umutlara
patikalar her yerde
yeşerdi, çoğaldı patikalar
yeni patikalara
kılcal damarlar gibi
bir parça yüreğe, sevdaya
Kimler geçmedi ki
adımla
taçlar,tahtlar,sultanlar, şahlar.
isyanla
İzler patikalarda
kaldırımlardan, sokaklardan
ak yazıldı.
koşarcasına patikalara
Kara yazıldı
işte izler
100
Komünar
Download