AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ: ÜSKÜDAR

advertisement
T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI
RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BİLİM DALI
AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ:
ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ
KÜBRA ERKOVAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Danışman
Doç. Dr. Enderhan KARAKOÇ
Konya- 2015
ii
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğrencinin
Bilimsel Etik Sayfası
Adı Soyadı
KÜBRA ERKOVAN
Numarası
124223001013
Ana Bilim / Bilim
Dalı
RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA
Programı
Tezli Yüksek Lisans
Tezin Adı
AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ:
ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ
Doktora
Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel
etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik
davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez
yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden
yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.
Kübra ERKOVAN
Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079
KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24
e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr
Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr
iv
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Öğrencinin
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Adı Soyadı
KÜBRA ERKOVAN
Numarası
124223001013
Ana Bilim / Bilim
Dalı
RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA
Programı
Tezli Yüksek Lisans
Tez Danışmanı
DOÇ. DR. ENDERHAN KARAKOÇ
Tezin Adı
AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ:
ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ
Doktora
ÖZET
Teknolojik gelişmeler insan hayatına her geçen gün farklı bir yenilik
getirmektedir. Bu yenilikler iletişim teknolojilerinde de kendini göstermektedir.
Akıllı cep telefonu olarak da adlandırılan telefonlar bunlardan biridir. Bünyesinde
bulundurduğu birçok farklı özellik ile hayatımızı kolaylaştıran ve vazgeçilmezlerimiz
arasında yer alan bu teknolojik ürünlerden uzak kalmak günümüzde neredeyse
imkansız hale gelmiştir.
Bu çalışmada, farklı yaş, cinsiyet, meslek grubu ve gelir düzeyine sahip akıllı
cep telefonu kullanıcısının bu ürünleri kullanım alışkanlıkları, kullanımlar ve
doyumlar yaklaşımı temel alınarak Üsküdar örneği özelinde ortaya koymak
amaçlanmıştır. Amaçlı örneklem yöntemi ile seçilen 500 denek ile gerçekleştirilen
araştırmaya ait veriler, frekans analizi, ki-kare testi ve bağımsız örneklem t testi
kullanılarak yorumlanmaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara
göre, katılımcılar akıllı cep telefonlarını en çok internete bağlanmak ve arama
Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079
KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24
e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr
Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr
v
yapmak için kullanmaktadır. Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenlerinin
başında ise çevrelerinde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmaları ve
fonksiyonları sayesinde birçok araca ulaşabilmeleri yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: İletişim teknolojileri, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, akıllı
cep telefonları.
Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079
KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24
e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr
Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr
vi
Öğrencinin
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Adı Soyadı
KÜBRA ERKOVAN
Numarası
124223001013
Ana Bilim / Bilim
Dalı
RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA
Programı
Tezli Yüksek Lisans
Tez Danışmanı
DOÇ. DR. ENDERHAN KARAKOÇ
Tezin İngilizce Adı
USAGE PATTERNS OF SMART PHONES: THE USKUDAR SAMPLE
Doktora
SUMMARY
Technological developments bring a different innovation to human life every
day. These innovations show themselves in communication technologies too. The
phones named android mobile phones are one of them. Today, it becomes almost
impossible to be away from these technological devices which is indispensable and
make our life easier with their lots of different functions.
In this study it is aimed to state the Üsküdar example by basing on usage
habits, usage and gratification approach of smart phone users who are in diffrent
age, gender, occupational group and income level. The data which belongs to the
research done with 500 subjects chosen by using purposive sample method is tried
to be interpreted by using frequencies analysis, Chi-square test, independent sample t
test.
According to the findings, the participants use their smart phones mostly to
get into internet and to search. One of the main reason why the participants use their
Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079
KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24
e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr
Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr
vii
smart phones is that they can learn easily what is happening around them and they
can reach a lot of tools thanks to phones’functions
Key Words: Communication technologies, gratification and usage approach, smart
phones
Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079
KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24
e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr
Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr
viii
İÇİNDEKİLER
BİLİMSEL ETİK SAYFASI..................................................................................... ii
YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU .......................................................... iii
ÖZET ......................................................................................................................... iv
SUMMARY ............................................................................................................... vi
İÇİNDEKİLER ..................................................................................................... viii
ŞEKİLLER LİSTESİ .............................................................................................. xi
TABLOLAR LİSTESİ ........................................................................................... xii
ÖNSÖZ .................................................................................................................... xiv
GİRİŞ ........................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
KİTLE İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI VE KULLANIMLAR VE
DOYUMLAR YAKLAŞIMI
1.1. İLETİŞİM KAVRAMI VE KİTLE İLETİŞİMİ ................................................. 7
1.1.1. İletişim Kavramı .............................................................................................. 7
1.1.2. İletişim Süreci ....................................................................................... 9
1.2. KİTLE İLETİŞİMİ ........................................................................................... 10
1.2.1. Kitle İletişimi ve Özellikleri ........................................................................... 10
1.3. KİTLE İLETİŞİMİNDE ETKİ ARAŞTIRMALARI ........................................ 14
1.3.1. Güçlü Etkiler Dönemi ......................................................................... 15
1.3.2. Sınırlı Etkiler Dönemi ..................................................................................... 16
1.3.3. Güçlü Etkilere Geri Dönüş .................................................................. 17
1.4. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI ........................................ 18
ix
İKİNCİ BÖLÜM
İLETİŞİMDE YENİ TEKNOLOJİLER VE CEP TELEFONLARI
2.1. TEKNOLOJİ KAVRAMI .................................................................................. 23
2.2. TEKNOLOJİ VE İLETİŞİM ............................................................................. 24
2.3. TELEKOMÜNİKASYON VE İLETİŞİM ........................................................ 28
2.4. CEP TELEFONLARI VE TARİHSEL GELİŞİMLERİ ................................... 30
2.4.1. Telgraf ve Telefonun Gelişimi ............................................................ 30
2.4.2. Cep Telefonları ve Tarihsel Gelişim ................................................... 33
2.5. CEP TELEFONLARINDA YENİ TEKNOLOJİLER ....................................... 36
2.5.1. Akıllı Cep Telefonları ......................................................................... 38
2.6. CEP TELEFONU KULLANIMINA İLİŞKİN VERİLER ................................. 40
2.6.1. Abone Sayıları ........................................................................................ 40
2.6.2. Mobil Pazar Kullanıcı Verileri ................................................................ 42
2.6.3. Mobil Trafik Hacmi ................................................................................. 43
2.6.4. Operatörlerin Gelir Durumları ................................................................. 43
2.6.5. Akıllı Cep Telefonu Kullanımına İlişkin Veriler .................................... 45
2.7. Akıllı Cep Telefonu Kullanımı İle İlgili Yapılmış Araştırmalar .........................46
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ: ÜSKÜDAR
ÖRNEĞİ SAHA ARAŞTIRMASI BULGULARI
3.1. METODOLOJİ .................................................................................................. 49
3.1.1. Araştırmanın Sorunu ........................................................................... 49
3.1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi ........................................................... 50
3.1.3. Araştırmanın Modeli .......................................................................... 50
3.1.4. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ..................................................... 51
3.1.5. Araştırmada Kullanılan Soru Formu ve Ölçüm Araçları ................... 51
x
3.1.6. Elde Edilen Verilerin Analizi ve Kullanılan İstatiksel Analiz
Yöntemleri ......................................................................................................... 53
3.1.6.1. Bağımsız Örneklem T- Testi ................................................ 53
3.1.7. Araştırma Soruları ve Hipotezler ........................................................ 54
3.2. ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN BULGULAR VE YORUM .................................. 56
3.2.1. Katılımcıların Cinsiyeti ........................................................................... 56
3.2.2. Katılımcıların Yaşı .................................................................................. 57
3.2.3. Katılımcıların Öğrenim Durumu ............................................................. 57
3.2.4. Katılımcıların Meslekleri ....................................................................... 58
3.2.5. Katılımcıların Medeni Durumu ............................................................... 59
3.2.6. Katılımcıların Aylık Gelir Durumları....................................................... 59
3.2.7. Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi ................................... 60
3.2.8. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi ....................... 62
3.2.9. Katılımcıların Günlük Cep Telefonu Kullanım Süresi ............................ 64
3.2.10. Günlük Kısa Mesaj Gönderim Sayısı ..................................................... 66
3.2.11. Günlük Kısa Mesaj Alım Sayısı ............................................................ 67
3.2.12. Katılımcıların Hizmet Aldıkları GSM Operatörleri ve
Ödeme Özellikleri ...................................................................................68
3.2.13. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonları İle Aylık Görüşme
Gider Durumu ....................................................................................... 69
3.2.14. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanımı ve Değiştirme Durumu 70
3.2.15. Akıllı Cep Telefonu Satın Alımında Etkili Unsurlar ............................ 73
3.2.16. Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Unsurlar .................................... 75
3.2. 17. Akıllı Cep Telefonu Kullanımında Tercih Edilen Özellikler ............... 79
3.2.18. Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenleri ............................................. 81
SONUÇ ......................................................................................................................85
KAYNAKÇA .............................................................................................................89
EKLER .....................................................................................................................96
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................104
xi
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1: Toplam Mobil Abone Sayısı ve Nüfusa Göre Penetrasyon ..........................40
Şekil 2: Türkiye ve Bazı Avrupa Ülkelerinin Mobil Penetrasyon Oranları, % ..........40
Şekil 3: Ön Ödemeli ve Faturalı Mobil Abone Oranları, % .......................................41
Şekil 4: 3G Ön Ödemeli ve Faturalı Mobil Abone Oranları, % .................................42
Şekil 5: Mobil İşletmeci Bazında Toplam Abone Sayıları, Milyon ..........................42
Şekil 6: Mobil İşletmecilerin Dönemlere göre Toplam Trafikleri, Milyar Dakika ....43
Şekil 7: Mobil İşletmecilerin Gelire Göre Pazar Payları, % ......................................44
Şekil 8: Mobil ARPU, TL ..........................................................................................45
xii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1: Katılımcıların Cinsiyete Göre Yüzdelik Dağılımı .......................................56
Tablo 2: Katılımcıların Yaşına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri .........................57
Tablo 3: Katılımcıların Öğrenim Durumuna İlişkin Yüzdelik Dağılımları ...............58
Tablo 4: Katılımcıların Mesleklere Göre Yüzdelik Dağılımı ....................................58
Tablo 5: Katılımcıların Medeni Durumlarına Göre Yüzdelik Dağılımı ....................59
Tablo 6: Katılımcıların Aylık Gelir Durumlarına İlişkin Yüzdelik Dağılımı ............60
Tablo 7: Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi
Eğilim İstatistikleri ......................................................................................61
Tablo 8: Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesinin Cinsiyete Göre
Farklılaşması ................................................................................................61
Tablo 9: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi
Eğilim İstatistikleri .......................................................................................62
Tablo 10: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesinde Cinsiyete Göre Farklılık ....62
Tablo 11: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Kullanım
Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikler ........................................63
Tablo 12: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Tecrübesinde
Cinsiyete Göre Farklılaşmalar ..................................................................63
Tablo 13: Katılımcıların Günlük Cep Telefonu Kullanım Sürelerine İlişkin Merkezi
Eğilim İstatistikleri.....................................................................................64
Tablo 14: Cinsiyete Göre Günlük Cep Telefonu Kullanım Süresinde Farklılık .......64
Tablo 15: Katılımcıların Bir Sesli Arama Süresine İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistikleri.................................................................................................65
Tablo 16: Cinsiyete Göre Bir Sesli Arama Süresinde Farklılaşmalar .......................65
Tablo 17: Katılımcıların SMS Gönderim Sayısına İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistikleri ................................................................................................66
Tablo 18: Cinsiyete Göre SMS Gönderim Sayısında Farklılaşmalar ........................66
Tablo 19: Günlük SMS Alım Sayısına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri .............67
Tablo 20: Günlük SMS Alım Sayısında Cinsiyete Göre Farklılık ............................67
Tablo 21: Katılımcıların Hizmet Aldıkları GSM Operatörlerinin
Yüzdelik Dağılımı ......................................................................................68
Tablo 22: Katılımcıların Kullandıkları Hat Türüne Göre Yüzdelik Dağılımı ...........68
xiii
Tablo 23: Akıllı Cep Telefonu İle Aylık Görüşme Tutarına İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistikler ..................................................................................................69
Tablo 24: Akıllı Cep Telefonu Kullanımının Aylık Gider Durumunun Cinsiyete
Göre Farklılaşması ....................................................................................69
Tablo 25: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Markalarının
Yüzdelik Dağılımı ......................................................................................70
Tablo 26: Katılıcıların Akıllı Cep Telefonlarının Yaklaşık Değerine İlişkin Merkezi
Eğilim İstatistikleri.....................................................................................71
Tablo 27: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonlarını Değiştirme ..................................71
Tablo 28: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Değiştirme Süresinin
Yüzdelik Dağılımı .....................................................................................72
Tablo 29: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonlarını Değiştirme Nedenlerinin
Yüzdelik Dağılımı .......................................................................................73
Tablo 30: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Unsurların
Betimleyici İstatistikleri .............................................................................74
Tablo 31: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili
Unsurlarda Farklılaşmalar ..........................................................................75
Tablo 32: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Teknik Özelliklere
İlişkin Betimleyici İstatistikler ...................................................................76
Tablo 33: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Özelliklere Verilen
Önemdeki Farklılaşmalar ...........................................................................77
Tablo 34: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanma Sıklığına
İlişkin Betimleyici İstatistikler ...................................................................79
Tablo 35: Katılımcıların Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanma
Sıklığında Farklılaşmalar ...........................................................................80
Tablo 36: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenlerine İlişkin Maddelerin Betimleyici
İstatistikleri................................................................................................82
Tablo 37: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenlerinde Cinsiyete
Göre Farklılaşmalar...................................................................................83
xiv
ÖNSÖZ
Akıllı cep telefonlarının kullanım nedenleri ve alışkanlıklarının ortaya
koyulmaya çalışıldığı bu çalışmada büyük katkıları olan tez danışmanım Doç. Dr.
Enderhan Karakoç’a teşekkürü bir borç bilirim. Çalışmanın uygulama kısmındaki
desteği için Doç. Dr. Şükrü Balcı’ya çok teşekkür ederim. Anket çalışmasında ve
diğer tüm aşamalarda desteğini esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Enes Bal’a ayrıca
teşekkür ederim.
Bugünlere gelmemde en büyük emeğe sahip olan, maddi ve manevi
desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen anneme ve babama minnettarım. Son olarak
bu çalışmanın ortaya çıkmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Kübra ERKOVAN
1
GİRİŞ
Teknoloji, insanın üretimiyle, yaratılarıyla ilgilidir, insan bir açıdan,
çevresiyle baş edebilmek için eşya yapmaktadır. Oluşturduğu, ürettiği eşya, bilgisine,
eylemine, duyumlarına, duygularına karışmaktadır. Teknoloji, insanın “çıplak doğa’’
ya bir katkısıdır. Fiziksel bir mekanda yer tutan nesneler üretilmekte; eşya, eşyayı
yapan makineler. İnsanın içi genişlemekte, bedeni teknolojik araç gereçle
donanmaktadır. Görülemez uzakları görmekte, gidilemez yerlere gidilmekte,
işitilemez sesler duyulmaktadır. Erişilebilirliği artmaktadır (İnam, 1993: 142).
Çağdaş kullanımında, “teknoloji’’, eşyaya, malzemelere, dünya ve doğaya
şekil vermekle ilgili bir kavramdır. Burada, giderek “enformasyon’’ ve “bilgiye’’ ait
süreçler ve bunlara bağlı ürün ve hizmetlerin de dahil olduğu görülmektedir
(Baykara, 2006: 33).
Ekonominin, küresel kültürün ve “tek uygarlığın’’ dünya ölçeğinde yayıldığı
günümüzde, bazı çevrelerin ‘’küresel bilgi toplumu’’ diye adlandırdığı, gelişmesi
bilişim ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla at başı giden bir oluşum
gerçekleşmektedir. Bir “küresel bilgi altyapısı’’ dünyamızı çok büyük bir örümcek
ağı gibi sararken; bu altyapı özellikle sayısal alandaki gelişmelerden yararlanmakta,
iletişim ve bilişim alanına bağlı tüm hizmetlerin kendi aralarında bağ kurmasını
elverişli kılmaktadır (Ramonet, 2000: 143).
McLuhan, 1963 yılında yazmış olduğu kitabında “küresel köy’’, “iletişim ve
enformasyon çağı’’, “elektrik çağı’’, olarak nitelediği yeni bir toplumsal yapı
müjdelemektedir. Bu toplumsal yapı daha önceki ‘’mekanik çağ’’ı dünyadan
silmektedir. Bu sürece yol açan teknoloji “elektrik’’tir. McLuhan’ın düşüncesinde,
özellikle telekomünikasyon çok önemli bir yer tutmaktadır. Ona göre, “Batılı insan
telgrafın bulunmasından sonra bir büzülme içinde yaşamaya başlamıştır’’. Büzülme
mekanik çağın parçalayıcı özelliğinin tam zıddını yaratarak insan-insan ilişkilerini
tıpkı küçük bir köydeki gibi yeniden kurmaktadır. Telgraftan sonra gelen telefon ve
2
bilgisayarlar gibi enformasyonu daha hızlı taşıyan iletişim teknolojileri, elektrik
çağını daha da ileri götürmüştür (Geray, 2003: 120).
Yeniçağda, bilincin teknolojik olarak simülasyonu sonucu “bilme’’ süreci
kolektif olarak tüm insanlığa ulaşacaktır. McLuhan’ın deyişiyle, yeniçağda, en
zengin, insan büyük ölçüde sıradan insanlarla aynı eğlenceye hatta aynı besin ve
dünya da aslında, bu eşitlikçi uluslararası ilişkiler tezinin altını çizmektedir.
(Özdemir, 2008: 22). Merkezinde hareket özgürlüğü yatan günümüz kutuplaşması
çok boyutludur; yeni merkez, zenginle fakir, göçebeyle yerleşik, “normal’’le anormal
ya da yasayı ihlal edenler arasındaki çağlar süren ayrımları örtbas etmiştir
(Bauman, 1999: 9).
Küreselleşme beraberinde insanların bilgi alış- verişini zorunlu hale
getirmiştir. Çünkü gelişen teknoloji sayesinde ortaya çıkarılan bir yenilik aynı anda
dünyanın dört bir yanında insanlar tarafından öğrenilebilmektedir. Uzun olmayan bir
süre önce telefon sayesinde sadece ses aracılığıyla en hızlı iletişimi kuran insanoğlu
bugün bilgisayarlar ve internet sayesinde hem sesli hem de görüntülü olarak
birbirleriyle haberleşebilmektedirler (Şimşek, 2008: 14).
Sibernetiğin kurucusu Amerikalı matematikçi Norbert Wiener; “Haberleşme
ve dili, kişiler arasındaki ilişki olarak düşünülmektedir. Oysa kişinin bir makine ile
veya bir makinenin başka bir makine ile konuşması da mümkündür.’’ diye yazmıştır.
MÖ 490 yılında Pheidippides adlı bir Atinalı koşucunun, Persler üzerindeki zaferi
bildirmek için maraton mevkiinden Atina’ya kadar koşmak zorunda kaldığı, 19.
Yüzyılda ise insanlar ve makinelerin ile konuşmaya başladığını görmekteyiz. 1844
SamuelMorse, Washington ile Baltimore arasında çekilen basit bir elektrik hattı ile
kodlanmış mesajların iletilebileceğini gösteren telsizi yürürlüğe sokmuş, bundan 30
yıl kadar sonra Alexander Graham Bell ve Elisha Gray elektrik tellerinin insan sesini
iletebileceğini kanıtlayan telefonu gerçekleştirmiştir. 20. Yüzyılın başında Marconi
uzun mesafeler arasındaki iletişimde elektromanyetik dalgaların elektrik tellerinin
yerini alabileceğini göstermiş, 1923 yılında Londra’ya yerleştirilen bir uzun dalga
alıcısı, New York’ta yapılan bir konuşmayı aldığı zaman, denizaşırı radyo yayını
gerçekleşmiştir. Okyanus altına yerleştirilen denizaltı kabloları ile okyanus aşırı
3
telefonla konuşabilmek için 1956 yılı beklenmiş, fakat daha İkinci Dünya Savaşı
öncesinde bu çağın en çarpıcı iletişim aracı olan TV, deneysel çalışmalara
başlanmıştır. Bunları ise kablo televizyonu ve uydu iletişimi izlemiştir (Giritli, 1988:
15).
Çeşitli teknolojik, ekonomik ve toplumsal gelişmeler sonucu kitle iletişimi,
telekomünikasyon olarak da tanımlanan iki nokta arasındaki iletişim, veri iletişimi
gibi çeşitli iletişim biçimleri giderek birbirine dönüştürmüş ve aralarındaki farklılık
yok olmuştur. Bu sürece yakınsama veya yöndeşme (convergence) denmektedir.
Bunun tipik örneklerinden biri, ülkemizde de uydu üzerinden başlayan sayısal
televizyon
yayıncılığıdır
(Digitürk,
StarDigital).
Bilgisayarların
ve/veya
mikroişlemcilerin telefon gibi eski bir teknolojiyle birleşmesi, sistemi oluşturan
bütünler arasında, ayrıca kullanıcı ile sistemin bütünü arasındaki etkileşimi artırır.
Benzer şekilde, pek çok ülkedeki geleneksel telekomünikasyon altyapısı da,
bilgisayarların katılmış olması ve sayısallaşma nedeniyle yeni iletişim teknolojileri
içinde değerlendirilmektedir (Geray, 2003: 19-20).
Cep telefonları bizim gerçek veya hayali acil durumlara tepki verme
yeteneğimizde gerçekten bir devrim yapmıştır. Bize sosyal statü sağlamıştır. İş
bulmamamıza yardımcı olmuştur. Dinlemek istediğimiz her müzik parçasını
kolaylıkla kaydedebilme ve içlerinden en çok sevdiklerimizi istediğimiz yerde ve
zamanda dinleme olanağı sunmuştur. Onlar artık sizin yapmak istediğiniz herhangi
bir şeye ulaşabilmenizi sağlayan vazgeçilmez birer araç konumundadır: hisse
senetlerini takip etmek, en sevdiğiniz fotoğrafları paylaşmak, spor müsabakalarının
sonuçlarını indirmek ve global köyün dört bir köşesine metin, görüntü, video ve sesli
mesaj göndermektedir. Başarılı olabilmek için 7/ 24 bazında erişilebilir olmanız
gerekmektedir. Ve bu mucizevi elektronik aletin, sizin kendinizi insanlarla daha
bağlantılı, daha verimli, daha eğlenceli ve daha iyi hissetmenizi sağlamadığını kim
iddia edebilir ki? Bu telefonların en son modelleri bizleri bugüne değin hiç olmadığı
kadar hızlı bir şekilde birbirimize yaklaştırmaktadır (Davis, 2011: 22-23).
Telgrafla başlayan sinema, telefon, radyo ve televizyonun iletişim dünyasına
katılmasıyla birlikte devam eden süreç iletişimi dönüştürmüş, iletişim eşzamanlı
4
niteliğe kavuştururken keskin sınırlar da ortadan kalkmıştır. İnternetin sunduğu
iletişim olanaklarıyla atılan adımlar teknolojiyle ilişkileri açısından, X,Y, Z kuşakları
gibi yeni demografik tanımlamaları tartışmaya açmış; akıl, enformasyon ve ileri
teknoloji çağını yakalayabilmenin ve sürdürülebilirliğin temel şartı haline gelmiştir.
Bununla birlikte 3G teknolojisi, akıllı telefonlar ve tabletlerin de gündelik yaşamın
bir parçası haline gelmesiyle birlikte, geleneksel medyanın iletişim kurma, eğitim ve
eğlenmek gibi temel işlevlerinde de büyük çapta değişim ve dönüşümün yaşandığı
yeni bir döneme girilmiştir (Peltekoğlu’ndan Aktaran Bal, 2014: 24).
İnsan hayatında var olan her şey gibi teknolojinin de iyi ve kötü yanları
mevcuttur. Özellikle gençler üzerinde büyük bir otoriteye sahip olan cep telefonu ve
bilgisayar- internet bağımlılığı günümüzde artık neredeyse engellenemez bir hal
almıştır. Yeni teknolojik gelişmeler ile birlikte her geçen gün yeni bir özelliği
bünyesine katan ve akıllı telefon (smartphone) olarak adlandırılan cep telefonları,
özellikle gençlerin ilgisini çekse de aslında ileriki yaşlardaki insanlar da bu
teknolojik ürünlere kayıtsız kalamamaktadır. Özellikle, ülkemizde var olan hastalık
boyutundaki cep telefonu değiştirme alışkanlığı bu telefonlar ile de artarak devam
etmektedir. Bu durum da maddi durumu ne olursa olsun sadece tüketmek için var
olan, tükettikçe var olabileceğini düşünen insan topluluklarını getirmektedir.
Mutlu’ya göre tüketim kültürü ise, modern kapitalist toplumlarda mal ve
hizmetlerin pazarlanması ve tüketimine doğru yönsemenin kültürel bakımdan başat
duruma gelmesi. Burada bireysel beğeniler sadece toplumsal konumları (yaş,
cinsiyet, meslek, etnik durum, vb.) değil, tüketicilerin toplumsal değerlerini ve
bireysel yaşam biçimlerini de yansıtmaktadır (Mutlu, 2012: 308). Tüketimsel iletişim
davranışı ise, kitle iletişim araçlarının içeriği insanların dahil olduğu durumlarla
işlevsel bir ilişki içinde olmadığında, insanların bu içerikleri zaman doldurma aracı
olarak edilgin biçimde tüketmeleridir (Mutlu, 2012: 308).
İletişim ve teknoloji çağı olarak adlandırdığımız bu dönemde teknoloji ile
değişen ve gelişen iletişim ortam ve araçlarına kayıtsız kalmak imkansızlaşmıştır.
Gerek kitle iletişim araçları gerekse bireysel olarak kullandığımız iletişim araçları
bizleri kendine bağımlı hale getirmiştir. Özelikle cep telefonları büyük teknolojik
5
yeniliklerle insan hayatının vazgeçilmezi olmuştur. Bir telefon olmalarının vermiş
olduğu özelliklerinin yanı sıra her geçen gün kazandıkları yeni özelliklerle
hayatımızı kolaylaştırdığı gibi bir o kadar da kullanıcılarını kendine bağımlı hale
getirmiştir. Özellikle son yıllarda yoğun olarak kullanılan cep telefonu teknolojisi ile
yapılabileceklerin sınırı çizmek imkansızdır. Akıllı cep telefonu olarak da
adlandırılan bu telefonlar, yüksek fiyatlarıyla da dikkat çekmektedir. Türkiye
şartlarında düşünüldüğünde çalışan nüfusun büyük bir çoğunluğunun asgari ücretle
geçinmeye çalıştığı göz önüne alınırsa bu pahalı teknolojiye sahip olanların sayısının
yadsınamayacak derecede fazla olduğu görülecektir. Cep telefonlarını insan
hayatında bu denli önemli yapan nedir? İletişim ihtiyacını karşılamasının yanında
üstün teknik özellikleri, sağladığı kolaylıklar, özellikle gençler arasındaki özenti ve
medyanın ve reklamların tüketimi özendirmesi sonucu cep telefonları ülkemizde bir
ihtiyacın ötesinde bir tüketim aracı haline gelmiştir.
Her yeni modelde farklı bir özellik ile tüketicilerin hizmetine sunulan cep
telefonları, günümüz insanının olmazsa olmazları arasında yerini almıştır. Akıllı cep
telefonu olarak adlandırılan bu telefonlar, bir cep telefonu olmanın ötesinde iletişim
ile ilgili aklımıza gelebilecek her şeyi içinde bulabileceğimiz bir araç haline
gelmiştir. Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun verilerine göre, ülkemizde
cep telefonu kullanıcı sayısı 71 milyonu geçmektedir (BTK Rapor, 2014: 4). Bu veri,
cep telefonlarının insan hayatındaki yeri ve önemini gösterir niteliktedir. Cep
telefonlarının birçok teknolojik unsuru içinde bulundurması onu daha da önemli
konuma yerleştirmiştir.
Geçmişte yapılan çalışmalarda cep telefonlarının daha çok sağlık ile ilişkisi
ya da zararları gibi konular üzerinden ele alındığı görülmektedir. Bu çalışmada ise
kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı çerçevesinde, kullanıcıların akıllı cep
telefonlarını tercih sebeplerini ve kullanım alışkanlıklarını ortaya koymak
amaçlanmıştır.
Çalışma ikisi teorik biri de uygulama bölümü olmak üzere üç bölümden
oluşmaktadır. Birinci bölümde, iletişim kavramı ve süreci, kitle iletişim kavramı,
iletişimde etki araştırmaları ve kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı gibi konular ele
6
alınmaktadır. İkinci bölümde iletişimde yeni teknolojiler, cep telefonlarının tarihsel
gelişimi, akıllı cep telefonları ve ülkemizdeki mobil telefon pazarına ilişkin veriler
yer almaktadır. Üçüncü ve son bölümde ise çalışmanın amacı, önemi, yöntemi, evren
ve örneklemine ilişkin bilgilerin yanında araştırmadan elde edilen istatistiki
analizlere yer verilmiştir. Sonuç bölümünde ise araştırma sonuçlarına ilişkin
değerlendirmeler yer almaktadır.
7
BİRİNCİ BÖLÜM
KİTLE İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI VE KULLANIMLAR DOYUMLAR
YAKLAŞIMI
1.1.
İLETİŞİM KAVRAMI VE KİTLE İLETİŞİMİ
1.1.1. İletişim Kavramı
İletişim,
“Komünikasyon’’
sözcüğünün
Türkçe’deki
karşılığı
olarak
kullanılmaktadır. Latince “Communicationem’’, “Communicare’’ fiilinin mış’lı
geçmiş halinden türetilmiş, eylem anlatan bir isimdir. Communicare, çoğunluğa
genellemek, herkesin yararlanmasını sağlamak, çoğunluğa pay vermek anlamlarını
taşımaktadır. Burada hemen insan faktörü ortaya çıkmaktadır. İletişim, insanların
paylaştığı bir olgudur (Öngören, 1995: 251).
İletişim
mesajlar
aracılığıyla
gerçekleştirilen
toplumsal
etkileşimdir.
(Gerbnerden aktaran Mutlu, 2012: 148). İletişim insan etkinliklerinin tamamlayıcı bir
parçasıdır: nerede bir insan etkinliği varsa, orada iletişim vardır. İletişim insan
ilişkilerinin bir zorunluluğu, ayrıcalığı, önceliğidir. İletişim kısaca ileti alışverişi ise
de ileti, malların üretimi ve dağıtımı, paranın dolaşımı, pazar ilişkileri aynı zamanda
düşüncenin ve deneyimin üretimi, dağıtımı ve alışverişi, iletişim demektir. İletişim
insan ilişkilerinin süregiden bir sürecidir; gerçek zaman ve gerçek uzayda yer
almaktadır; toplumsal bir olgudur. Bu nedenle onu toplumsal, ekonomik, siyasal ve
tarihsel
koşullar
içinde
anlamaya
çalışmak
gerekmektedir.
(Erdoğan
ve
Alemdar,1990: 170).
İletişim, “belirli araçlar kullanılarak, bilgi, düşünce ve tutumların karşılıklı
aktarılması’’ olarak tanımlanmaktadır. Burada önemli nokta, bir ‘ileti’nin bulunması
ve bunun ‘iletilmesi’dir (Aziz, 2013: 26).
8
İnsanlar için varlığı ve önemi çok eskilere dayanmasına rağmen iletişimin
özel ilgi alanı haline gelmesi de yaşadığımız yüzyılın yeniliğidir (Alemdar, 1996:
11).
İnsanı öteki yaratıklardan ayıran bir özellik de semboller kullanarak kendi
cinsinden olanlarla iletişimde bulunabilmesidir. Dolayısıyla iletişimin tarihi
insanlığın tarihi kadar eskidir. İletişimin tarihsel evriminde başlıca dört sıçrama,
diğer bir deyişle dönüm noktası görülür: konuşma yeteneğini kazanmak, yazmayı
öğrenmek, yazının yığın halinde çoğaltılmasını sağlamak ve telgraftan uydulara
değin uzanan elektronik iletişim araçlarından yararlanmaktır (Kocabaşoğlu, 1980: 1).
İletişim, insanın varlık sürdürme biçiminin bir ürünü ve insanın varlık
sürdürme biçimindeki gelişmelere göre değişimlere uğrayan insana özgü bir olgudur.
Doğal çevresi araç-gereçleri, üretim süreçlerindeki insan ile insan arasındaki ilişkiler,
bu ilişkilerde farklılaşmaları tarafların gözünde haklılaştıran değerler sistemi ise,
insanın toplumsal hayat tarzını oluşturmaktadır. Bunun mayası iletişimdir (Oskay,
1992: 7).
İletişim, en basit düzeyde bile, üç ögeye dayanır. İletiyi gönderen, iletiyi açıp
açımlayan ve bu ikisi arasında iletinin gönderilmesinde kullanılacak bir iletişim
kodlaması, bir ileti. İletiyi gönderene kaynak, alana hedef-kitle, iletişimde gönderilen
bildireme de ileti diyoruz. İleti, iki insan arasındaki iletişimde sözel olarak
kodlanabilir. Yüz yüze iletişimde atmosfer, telefon görüşmesinde elektrik akımında
değişimleri taşıyan kablo, telsizde havadaki iyonlar ve bu iletiyi taşıyan kanal görevi
yüklenmiştir (Oskay, 1992: 16).
İletişimin gerçekleşebilmesi için en azından bir yanda bir şey iletmek isteyen
ve bunu herkesçe bilinen işaretlere dönüştüren, yani anlam üreten bir kişinin
(kaynak); diğer yanda da bu gönderilen şeyi almaya ve algılamaya hazır olan yani
aynı anlamı üreten ve tüketen bir diğer kişinin (hedef) var olması gerekmektedir. Bu
iki kişi birbirleriyle hem gönderilen ileti ya da anlam hem de nu ileti ya da anlamı
taşıyan bir araç (kanal) üzerinden bağlamaktadırlar. Kısaca, bir iletişimin
9
gerçekleşebilmesi, bu dört öğeyi şart koşmakta, yani bunlardan birinin eksik olması
halinde iletişimin gerçekleşmesi mümkün olmamaktadır (Gökçe, 2006: 27).
Başka bir deyişle iletişim, karşılıklı ilişkide ya da etkileşimde bulunan
kişilerin aynı ya da benzer simgelere sahip olmaları ve bu simgelerin anlamlarının
aynı sosyal ve kültürel çevreye dayanması sonucunda, her iki tarafın düşünce
düzeyinde aynı ya da benzer şeyleri canlandırmasıyla mümkün olabilmektedir
(Gökçe, 2006: 10).
XIX. yüzyıl, iletişimi “uygarlık görevlisi’’ ilan etmektedir. İletişim ağları
dünyayı, tüm bölgelerinin dayanışma içinde olacağı bir ‘’büyük organizma’’
biçiminde dokumaktadır ( Mattelart, 1996: 47).
Günümüzde,
gelişmiş
toplumlarda
iletişim
gereksinimi
ise,
gelişen
teknolojilerin ürünü olan mektup, telefon, telgraf, teleks, faks, gazete, dergi, kitap,
radyo, televizyon, sinema, film, tiyatro, resim, teyp, plak, kaset, kompakt disk, video
videobant, video- kaset, VCD, DVD, Ipod, uydu, bilgisayar ağları (Internet) ve bu
gibi araçlarla sağlanmaktadır (Aziz, 2013: 23).
İnsanlar arası iletişim, elektronik aygıtlarla geniş kitlelere yayıldıkça, birçok
sorunu da beraberinde getirmektedir. İletişim kanallarındaki aksamalar, seslenilen
kitlenin niteliklerinin varsayımlara dayandırılması, çoğulculuk savları ile düşük
beğeni düzeyi eleştirilerinin çatışması, toplumsal değişim, globalleşme tartışmalar,
tek-tipleşme ve kültürel parçalanma gibi sorunlar bunlardan yalnızca birkaçıdır.
(Türkoğlu, 2010: 13).
1.1.2. İletişim Süreci
Oxford İngilizce sözlüğü iletişimi şöyle tanımlamaktadır: iletişim, düşünce ve
bilgilerin yayılma, aktarılma veya mübadelesidir (yazı, konuşma veya işaret yoluyla).
İletişim süreci beş faktörün bir araya gelmesiyle gerçekleşmektedir:
a) Kaynak
b) Bildiri
c) Kanal
10
d) Alıcı
e) Amaç (Öngören, 1995: 251).
1.2. KİTLE İLETİŞİMİ
1.2.1. Kitle İletişimi ve Özellikleri
Daha geniş kitlelere, çevrelere seslenebilmek, onlarla iletişim kurmak için
sürekli çaba gösteren insan çağımıza ulaşıncaya kadar bu olanağı pek bulamamıştır.
Yüzyılımızda gerçekleştirilen teknoloji, elektromanyetik dalgaların ve bunların
alıcılarının kullanımı ile tüm kitleye seslenebilme olanağını vermektedir.
McLuhan’ın “Evrensel Köy’ü’’ artık, en azından nicel olarak bir dayanağa
kavuşmuştur. Çünkü günümüz toplumlarında toplumsal iletişimin önemli bir kesiti,
yani haberin, bilginin en genel anlamıyla kültürün topluma yayımı, dağıtımı özel
olarak bu amaç için gerçekleştirilen araçlar yoluyla gerçekleştirilmektedir. Bu araçlar
ve işleyişleri hemen tüm toplumlarda gerçek bir kurum haline gelmiştir. Böyle
kurumlar içerisinde gerçekleşen iletişim olgusuna kısaca kitle iletişimi denmektedir
(Kaya, 1985: 2).
İletişimin gerçekleşmesini sağlayan her türlü araç (ses, söz, yazı, beden dili,
jestler, mimikler, giyim- kuşam, hatta koku, davranış vb.) iletişim aracıdır ancak yüz
yüze karşılıklı olmayı gerektirmeden anında iletişim kurmayı sağlayan ve bunu
kitlesel düzeyde gerçekleştiren araçlara kitle iletişim araçları denilmektedir. Bazı
yazarlar en eski kitle iletişim aracının kitap olduğunu ileri sürerken, elektronik
iletişim araçlarının halkın çoğunluğunu etkileyebilmek amacıyla, seri üretim ve
kullanım yoluyla yaşamlarımıza girmesiyle birlikte, kitle iletişiminden ve kitle
iletişim araçlarından söz edilmeye başlanmıştır (Türkoğlu, 2010: 69-70).
Tarih boyunca kitle iletişim araçları o çağın teknik veya teknoloji seviyesine
bağlı olarak yetkinlik ve etkinlik göstermiştir. Diğer taraftan, kitle iletişim araçlarının
veya teknolojisinin ekonomik iştahın tatmini ve güç tescilinin ifadesi olarak
diğerlerine aktarılmasının yanı sıra toplumlar ve ülkeler arası kültür, milli ideolojiler
ve hümanizmaların transferinde de iletişim mekanizmasının işletilmesi yoluyla doğal
11
olarak psikolojik toplumsal egoları tatmin etmek için kullanılabilmektedir (Açıköz,
2003: 175- 177).
15. yüzyılda basılı yayınların iletişim aracı olarak kullanılmaya başlaması,
kitle iletişiminin gerçek önemini kazanmasına neden olmuştur. Daha sonraları radyo,
sinema ve televizyonun bulunması ve kitle iletişim araçları olarak görev yapmaya
başlamalarıyla kitle iletişimi de önemini giderek arttırmıştır (Gökçe, 1997: 17).
1770’li yıllarda İngiltere’de tekstil sahasında önemli gelişmelerle Avrupa’da
Sanayi Devrimi denen olgu ortaya çıkmıştır. Bunu kimya, elektrik ve petrole dayalı
motor sanayindeki gelişmeler devam ederek birinci sanayi devrimi ile ilgili zincir
takip etmiştir. Birinci sanayi devrimi sonucu elektrik, petrol ve kimya dallarındaki
gelişmeler, XIX. Yüzyılda Almanya, Fransa, Rusya ve Amerika gibi ülkelerde
yayılarak uygulama alanı bulmuştur. Birinci sanayi devrimiyle insan gücü ile çalışan
makineler için insan gücü yerine makine gücü üretimde kullanılmaya başlanmıştır.
İkinci sanayi devrimi ise, ikinci dünya savaşını müteakip elektronik ve haberleşme
alanında oldukça ileri seviyedeki gelişmeler sonucu üretilen makinalarla otomasyona
geçilmiş ve insan beyin gücü yerini geliştirilen bilgisayar gibi makineler almıştır.
(Aral, 2000).
1840’tan sonra tutarlı bir teknik bütün belirir ve 1950’ye kadar esasta aynı
kalır. Bu bütünün olgunlaşması, uzlaşımsal olarak icat tarihlerini belirten birçok kilit
tarih etrafında gelişir: 1837 telgrafın icadı, 1876 telefonun ortaya çıkışı; 1899 radyo
iletişim araçlarının düzenlenmesidir (Barbiier ve Lavenir, 2001: 132).
1850- 1950 yıllarının en önemli özelliği, bu yıllarda iletişimin dünya
yayılması olmuştur. Posta, telgraf ve telefon şebekeleri, sonra da, 1900’den itibaren
radyo iletişimi enformasyonunun genel ekonomisi üzerine çift etkide bulunmuştur.
Posta, basılı yayın ve enformasyon alanındaki önemli dönüşümlere katkıda
bulunarak, kitapların, gazetelerin ve haberlerin aktarımını sağlamaktadır. Özel mesaj,
mektup, ticari veya diplomatik mesaj gibi her şey daha süratli biçimde ve daha uzak
mesafelerde dolaşıma girmekte, böylece zihniyetleri, pratikleri, kullanımları, hatta
mekân ile zamanın algılanma biçimini değiştirmektedir. Mektuplaşmanın günler ya
12
da aylar gerektirdiği yerlerde, telgrafların hedeflerine ulaşması için dakikalar ya da
saatler yeterlidir. Bütün olarak, tüm mesajlar daha süratli şekilde, daha uzak
mesafeye gönderilir ve geniş bir kitleye ulaşmaktadır (Barbiier ve Lavenir, 2001:
131).
1960’tan itibaren görüntü ve ses destekli tüm kitle iletişim araçları kökten
dönüşümlere maruz kalmıştır. Bunların yüzyılın ilk yarısında geliştirilmiş olan teknik
altyapıları, düzenleme çevreleri ve kullanım biçimleri hep beraber tartışmaya
açılmıştır. İlk olarak, sınırlar silikleşmiştir. 20. Yüzyılın başından itibaren radyo,
sinema ve televizyon, teknolojik alt yapılarını komşu alanlarla paylaşmaktadır: önce
telekomünikasyon,
bilgiişlem.
Gene
de
bu
teknik
yakınlığa
rağmen,
telekomünikasyon, bilgiişlem ve işitsel görsel kitle iletişim araçları, tamamen aynı
ticari ve sınai biçimler altında gelişmiştir (Barbiier ve Lavenir, 2001: 338).
1970’li yıllar haber üretimini yöneten endüstriyel mekanizmalar, kitle
kültürü, uluslararası akış ve iletişim dengesizlikleri açısından tarihsel bir dönüm
noktasıdır (Tekinalp ve Uzun, 2004: 173). Bilişim alanında meydana gelen
performans eklenen sayısal devrim, yeni tarz bir toplumun ortaya çıkmasına ortam
hazırlanmıştır (Ramonet, 2000: 144). Modern kent toplumu endüstride teknoloji
kullanımından gelen güç, taşımacılığın hızı otomasyon ve büyük ölçekli kitle üretimi
ile önceki toplumlardan ayrılmaktadır. Kent toplumunda çok boyutlu olan endüstri
aynı zamanda bir iletişim endüstrisi doğmasını da sağlamıştır (Bal, 2004: 54).
1980 sonrası kitle iletişim araçlarının toplumları etkileme güçlerinde büyük
değişmeler yaşanmıştır. İletişim teknolojisindeki akıl almaz değişim, bu araçların
toplumları etkileme gücünü de değiştirmiştir. O zamana kadar toplumlarda olan
biteni yansıtmakla sınırlı olan güçler, artık kamuoyunu yaratma etkileme şekline
dönüşmüştür. Teknolojik gelişmelerin ekonomik boyutu, bu araçları ellerinde
tutanların niteliğini değiştirmiştir. Teknolojik gelişmelerin büyük yatırımları
gerektirmesi bu araçlara sahip olanların iletişimci niteliğinden ayrılmalarını bir
bakıma zorunlu kılmıştır. Araçlara sahip olma, ekonomik bir güç göstergesi
durumuna gelmiştir. Bu durumu ise ‘’Medya Grupları’’ nın doğmasına neden
13
olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak da yeni bir ‘’ Medya Politikası’’ oluşmuştur
(Aziz, 1994: 27).
Kitle iletişim araçları, bilgi aynı zamanda imge satarak, toplumun motivasyon
potansiyelini yönlendirme hakkını ellerinde tutmaktadır. İzleyici hiç farkına
varmadan kitle iletişim araçlarından yayılan bilgilerle, başka toplumların, başka
kültürlerin hayat standartları, yaşam biçimleri, birbiriyle ilişkileri, davranış kalıpları,
sosyal sorunları ve tüketim alanları konusunda bilgilerle donanmaktadır (Rigel’den
Aktaran: Odabaşı, 1999: 35).
Bütün ekonomik olayların özünde, teknolojik değişimin yer aldığı bir sosyal
ilişkiler sistemi vardır. Bu nedenle, gerek tarım ve sanayi toplumlarının gerekse bilgi
toplumunun temelinde, kendine özgü belirli bir teknoloji ve teknolojik düzey
yatmaktadır. Teknolojik gelişme ile tabiata hâkim olma savaşı veren insanoğlu,
sürekli yeni teknolojiler keşfetme ve üretme gayreti içindedir. Bu yüzden ülkelerin
ekonomik gelişme ve kalkınması bir bakıma yeni teknolojileri bulma, geliştirme,
üretme faaliyetleri yanında, bunların sosyo-kültürel boyutları ile bunlara uyum
gösterme faaliyetlerini de gerektirmektedir (Çoban, 1997: 30).
Bu yeni enformasyon teknolojileri nelerdir? Son yirmi yıl içinde yaşanan
teknolojik gelişmelerin iki önemli boyutu vardır. İlki; ‘kişisel bilgisayarlar’ın ve
buna bağlı yazılımın yaratılması ve gelişmesidir. Aslında, önemli iletişim gücü ve
hafızasına sahip bir bilgisayar, (evde ya da işte) kitlesel kullanım için hazırlanmıştır
ve evde kullanılabilen bir gereç olarak satın alınmaya elverişlidir. Teknolojik
gelişmedeki ikinci boyut ise telekomünikasyondaki ‘devrim’dir. Bu devrim, önceden
düşünülmesi mümkün olamayan bir hız ve nicelik dahilinde, yeni enformasyon
türlerine bağlanma imkanı sunmuştur. Faks makinesi, kablolu TV ve internet, söz
konusu dönüşümün popüler sembolleridir. Bu araçlar, bilgisayar teknolojisinde
birbiri ardı sıra yaşanan gelişmelerle birlikte büyük miktarlardaki veriyi dünya
geneline sanal düzlemde dağıtmış, böylece bireylerin sahip olduğu ve kontrol ettiği
bilgisayarlar arasında karşılıklı etkileşimi mümkün kılabilmiştir (Mcchesney ve
diğerleri, 2003: 242-243).
14
Postmodern çağ; bilgi, medya, yaşantı çağı gibi değişik kavramlarla
nitelendirilen yaşadığımız dönemin en belirgin özelliği, karmaşık bir yapı
sergilemesidir. Bu karmaşık yapıyı ve yaşamı, insanların yalnızca kendi gözlemlerine
dayalı olarak algılayabilmeleri ve kavrayabilmeleri olanaklı değildir. İnsanlar
karmaşık çevrelerine uyum sağlamada, gündelik yaşamlarını sürdürmede başka
araçların yardımına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu araçların önemli bir bölümünü kitle
iletişim araçları oluşturmaktadır (Gökçe, 2006: 121).
Son yıllarda Türkiye’de topluma yön verebileceği düşünülen bütün kurumlar
içinde en çok gelişen iletişim alanı olmuştur. Hiçbir kurum, ne yasama, ne yürütme,
ne de yargı kitle iletişim araçlarının gelişimiyle, dönüşümüyle orantılı bir gelişme
göstermiştir. Bunda kuşkusuz uluslararası gelişmelerin büyük etkisi olmuştur. Ama
sonuç olarak Türkiye’nin karşılaştığı sorunları çözmede etkili olması gereken
kurumlar yerine, olan biteni rekabet ortamı içinde, yüzeysel olarak aktarmaya
çalışan, asıl amacı kar gütmek olan iletişim araçları güçlenmiş ve sorunların daha da
artmasına yol açmıştır. Kendi geçmişiyle ilgilenmeyen, toplumun geçmişine ilgi
duymak zorunda olmayan iletişim araçları, gerçekleri her gün yeniden inşa ederken,
herkesi de belleksiz ve yeni koşullara uymaya hazır bireyler haline getirmektedir
(Alemdar, 1996: 8).
1.3. KİTLE İLETİŞİMİNDE ETKİ ARAŞTIRMALARI
İletişimin sosyal bilimler içerisinde bilimsel bir disiplin olarak yer almasına
ilişkin çabaların 1920’lerde başladığı, ancak iletişim ve propagandanın keskin
biçimde ifade edildiği II. Dünya Savaşı yıllarında ivme kazandığı görülmektedir.
İletişim biliminin oluşum süreci olarak nitelenebilecek bu dönemdeki çalışmaların iki
sorun ve amaca odaklandığı dikkati çekmektedir. Birincisi iletişimin kavramsal ve
kuramsal çerçevesinin oluşturulması, ikincisi ise iletişimin ve de kitle iletişim
araçlarının etkisinin ölçülmesidir. İletişim alanının ilk yirmi, hatta otuz yılına
egemen olan etki araştırmalarının alan ve laboratuar olmak üzere iki boyutta
gerçekleştirildiği gözlenmektedir. Aslında iletişim biliminin kendi başına bir disiplin
olarak gelişmesinin temelinde de etki sorunsalı vardır. Alandaki ilk çalışmaların
propaganda konusuna yoğunlaştığı görülmektedir (Güngör, 2011: 73).
15
Kitle iletişimi alanında yapılan teorik çalışmaların çok önemli bir bölümü etki
problemi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Etki konusu, başkalarına mesajlarıyla ulaşmak
ve böylece dinleyicilerine-izleyicilerine-okuyucularına ulaşmada en etkili kanala
sahip olmak isteyen ve yine medyanın olumsuz etkisi açısından korkularını açığa
vuran grupların ilgilendiği bir konudur (Mcquail ve Windahl, 1993:60).
On dokuzuncu yüzyılın sonları ile yirminci yüzyılın başları yüksek tirajlı
gazete ve reklamların yaygınlaşmasına, popüler sinema ve kaydedilmiş (gramofon)
müziklerin başlangıcına ve diğer medya gelişmeleri arasında radyo ve televizyonun
icadına tanıklık etmiştir. Yine yaklaşık olarak aynı dönemlerde, Birleşik Devletler ve
Kanada’da kurulan birçok üniversite bu seri üretim, seri dağıtım ve seri tüketim
medyanın siyasi, psikolojik ve sosyal sonuçlarını araştırmaya yönelmiştir. Ancak
Kuzey Amerikalı araştırmacılar meseleyi tanımlarken, ‘medya’ değil, ‘iletişim’
çalışmaları terimini kullanmayı tercih etmişlerdir. ‘İletişim’ hem aracılı hem de
kişiler arası bir türü kapsamıştır ve sosyal bilimciler medyanın insanların yaşamları,
toplulukları, ufkun ötesindeki dünyaya dönük sohbet, ilişki ve tutumları üzerinde ne
türden bir etkiye sahip olduğunu bilmek istemişlerdir (Laughey, 2010: 20-21).
1.3.1. Güçlü Etkiler Dönemi
Güçlü etkiler dönemi olarak adlandırılan bu dönem, 1910’lu yıllardan 1940’a
kadar olan süreci kapsamaktadır. Söz konusu dönemde içerisinde yapılan
araştırmaların bir sonucu olarak sosyologlar, iletişim araçlarının etkilerini, ‘’sihirli
mermi’’ ya da ‘’hipodermik iğne’’ kuramları ile açıklamışlardır. İletişim
kaynağından gönderilen iletileri sihirli mermi olarak nitelendiren sosyologlar,
iletilerin hedef kitleyi oluşturan bireyleri tıpkı bir iğne veya mermi gibi etkilediğini
ifade etmişlerdir. Kitleyi oluşturan bireyler birbirleriyle ilişkisinin olmamasının ise
etki derecesini artıran bir faktör olduğu savunulmuştur (Işık, 2002: 20-21).
1940’lar öncesinde, akademik ve genel kanı medyanın insanların siyaset ve
din gibi önemli meselelere ilişkin düşüncelerini etkileme ve değiştirmeyi başaran son
derece bir etmen olduğu yönündeydi. 1930’lar süresince, Nazi Almanya’sında
16
yürütülen medya propagandasının muazzam gücü bunun açık kanıtıydı (Laughey,
2010: 21).
1.3.2. Sınırlı Etkiler Dönemi
Sanayileşme ve kentleşmenin aralarında kalıcı bağlar bulunmayan, toplumsal
değerlerden kopuk, birbirine yabancı ve manipülasyona açık bir kitle yaratması, söz
konusu kitlelerin kitle iletişim araçları için kolay bir av haline dönüştüğü şeklindeki
görüşlerin yaygınlık kazanmasına neden olmuştur. Özellikle 1940’lı yıllardan
itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygınlık kazanmaya başlayan kitle iletişim
araştırmaları ‘’etki’’ konusunda yoğunlaşmıştır (Işık, 2002: 23). Ancak yirminci
yüzyılın ortalarından itibaren yeni nesil akademisyenler medyanın etkisinin sınırlı
olduğunu belirterek önceki varsayımlara karşı çıkmıştır. Televizyonu boş verin,
öğretmenler ve anne-babalar hala gerçek etki unsurlarıdır. Daha yakın geçmişte ise,
medyanın etkilerini hafifleten mutlu bir ortak görüş yeşermeye başlamış, - evet,
medya bir fark yaratır ancak bunun etkisi çok da abartılmamalıdır- ve Kuzey
Amerika iletişim çalışmaları geleneği İnternetin etkilerine ilişkin sarmal kaygılar
sayesinde bir tür yeniden doğuşu deneyimlemiştir (Laughey, 2010: 21)
Lazarsfeld, Berelson ve Gaudet’in Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 1940
başkanlık seçimleri esnasında, seçmenlerin oy verme davranışları üzerinde kitle
iletişim araçlarının etkilerini saptamaya yönelik araştırmaları, beklenmedik sonuçları
gündeme getirmiştir. Kitle iletişim araçlarının etkilerini saptamaya yönelik
araştırmaları, beklenmedik sonuçları gündeme getirmiştir. Kitle iletişim araçlarının
güçlü etkileri olduğu şeklindeki varsayımını test etmek için yapılan etki araştırmaları
sonucunda kitle iletişim araçlarının sanıldığı kadar güçlü etkileri olmadığı tespit
edilmiştir. Dolayısıyla araştırma ile kitle iletişim araçlarının bireysel kanaatleri,
tutum ve davranışları değiştirmede doğrudan etki edemeyeceği; buna karşılık
toplumsal ilişkilerin yanı sıra, kültür ve inanç sistemlerinin bireyler üzerinde daha
etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Lazarsfeld ve ark.’tan aktaran: Işık, 2002: 2324).
17
İkinci dönemde yapılan araştırmalar kitle iletişim araçlarının etkilerinin
sınırlılığı üzerinde dururken daha çok sosyoloji ve psikoloji gibi alanlardan destek
alınmış ve mesajların etkisi ve izlerkitlelerin toplumsal özellikleri üzerinde
durulmuştur. Yine bu dönemde eleştirel medya çalışmaları içerisinde yer alan
çalışmalara rastlanmaktadır. Walter Benjamin, Adorno ve Horkheimer Frankfurt
Okulu denilen Alman kaynaklı eleştirel çalışmalar ekolünde yer almaktadırlar.
Walter Benjamin, “Mekanik Yeniden Üretim Çağında Sanat” isimli eserinde,
doğrudan medya etkisinden söz etmez onun yerine, teknolojik gelişmenin ve yeniden
üretimin yeni algı biçimlerini doğurduğunu vurgulamaktadır. Bir diğer farklı görüş
Adorno ve Horkheimer’a aittir. “Kitle Aldanımı Olarak Aydınlanma” isimli
makalelerinde İkinci dünya savaşı dönemi ve sonrası Batı medyası ve kültürü
üzerinde yoğunlaşarak yaşanan kültürel dönüşümü “kültür endüstrisi” olarak
tanımlamışlar ve sistemin bireyin seçme hakkını elinden aldığını öne sürmüşlerdir.
Herbert Marcuse’un, “kültür endüstrisine ilişkin görüşlerinin yer aldığı “Tek Boyutlu
İnsan” adlı kitabı dönemin önemli eleştirel çalışmaları arasında yer almaktadır
(Birsen, 2005: 15).
Eleştirel kitle iletişim çalışmaları da diyebileceğimiz bu çalışmalar, özellikle,
medya kurumlarının ekonomi- politik yapılarından yola çıkarak, ideolojik bağlamla
ilinti kurmakta ve medya söylemi üzerine dizgesel bir açınımla gerçekleşen okuma
çalışmaları olarak belirim kazanmaktadır. Belirlenen inceleme düzlemine koşut
olarak, medya kurumlarını “dünyaya açılan pencere’’ olarak nitelendirilmekte ve
“algıda seçicilik unsuru’’ndan yola çıkarak medyayı bir “yanlış bilinçlendirme
aracı’’ olarak tanımlamaktadır (Bilgili ve Akbulut, 2007: 10).
1.3.3. Güçlü Etkilere Geri Dönüş
Araştırmalar sonucunda kitle iletişim araçlarının toplum ve bireyleri
etkilemede birtakım sınırlılıkları olduğu ortaya konmuştur. 1960’lı yılların ardından
geleneksel etki araştırmalarının yanı sıra, iletişim kurumları ve sistemini diğer
sistemlerle ilişkileri sorgulanmaya başlanmıştır. Bu bağlamda kitle iletişimi, iletişim
araçlarının içerisinde faaliyet gösterdiği toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel
sistemle ilişkileri çerçevesinde ele alınmaya çalışılmıştır. Teknolojik gelişmelerle
18
birlikte televizyonun yaygınlaşmasının da etkisiyle 1970’li yılların sonuna doğru,
kitle iletişim araçlarının etkileri konusunda geliştirilen, “günde kurma’’ ve
“suskunluk sarmalı’’ gibi kuramlar ise, araçların birey ve toplum üzerinde güçlü
etkiler oluşturduğu yönündeki görüşlerin yeniden ağırlık kazanmasına neden
olmuştur. Böylece kitle iletişim araçlarının doğrudan ve kısa vadeli etkileri olduğu
yönündeki görüşler yerine; araçların birey ve toplum üzerinde dolay ve uzun vadeli
etkilere yol açtığı şeklindeki görüşler taraftar bulmaya başlamıştır (Işık, 2002: 2425).
Son dönem araştırmalar, toplumu inceleyerek, yaşanan toplumsal dönüşümleri
de göz önünde bulundurarak, kitle iletişimini değişkenlerden biri olarak kabul
etmektedir. Çalışmalar izlerkitleyi aktif olarak ele alarak sosyolojik bir bakış açısına
doğru yönelmektedir. Dönemin önemli çalışmalarını Halloran, Klapper, Schramm,
Riley’ler, Maxwell E. Mccoms, Donald L. Shaw, Elisabeth Noelle Neumann, Melvin
Defleur ile Sandra Ball-Rokeach, David Weaver, Kent Asp, Lee Becker, Jack
McLeod ve McQuail gibi isimler gerçekleştirmiştir (Birsen, 2005: 16).
Medya kullanımında kişiyi etkin bir konuma yerleştiren Kullanımlar ve
Doyumlar Yaklaşımı, çalışmanın bu bölümünde ayrıntılı olarak ele alınmaya
çalışılacaktır.
1.4. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI
Kullanımlar ve Doyumlar modeli, kitle iletişiminde mesaj alma ve algılama
süreçlerini tanımlamaktadır ve bireyler ya da birey kümelerince medya kullanımını
açıklamak için geliştirilmiştir (Quail ve Windahl, 1993: 114).
Bu yaklaşımın temelinde, izleyicilerin medyadan gidermeye çalıştıkları bir
gereksinmeler dizgesine sahip oldukları inancı yatmaktadır. Elbette, gereksinimlerini
gidermek için tatile çıkmak, spor yapmak, hobiler ve çalışmak gibi başka yollar da
vardır. Her ne kadar, kişisel gereksinimlerimizi ve isteklerimizi gidermek için
toplumsal ilişkileri kullandığımızı öne süren yüz yüze iletişim kuramlarıyla son
derece uyumluysa da kitle iletişim sürecini açıklamak için geliştirilmiş bir kuramdır.
Bu iletişim modeli izleyicinin en azından gönderici kadar etkin olduğunu
19
varsaymaktadır. Aynı zamanda, iletinin göndericinin niyet ettiği şey değil izleyicinin
verdiği anlam olduğunu ima eder ve bu yüzden göstergebilimsel yöntemle bazı
benzerlikler göstermektedir (Fiske, 1996:194-195).
Bu yaklaşımın temellendiği varsayımlar aşağıdaki gibi ortaya koyulmaktadır:
1. İzleyici etkindir. Medyanın yayımladığı her şeyin edilgin bir alıcısı da değildir.
Program içeriğini seçer ve kullanır.
2. İzleyiciler kendi gereksinimlerine en iyi doyumu sağlayacak medyayı ve
programları özgürce seçerler.
3. Medya doyumun tek kaynağı değildir.
4. İnsanlar belirli durumlarda kendi çıkarlarının ve güdülerinin farkındadırlar ya da
farkında olmaları sağlanabilir.
5. Medyanın kültürel önemi konusundaki değer yargıları göz ardı edilmek
zorundadır. (Fiske, 1996: 199-200).
Kullanımlar ve doyumlar, medya araştırmalarındaki etkili geleneklerden
biridir. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, genel olarak Gerbner’in yetiştirme
modelinin bir bakıma alternatifi olarak değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım, neden
insanların gereksinimlerini doyurmak amacıyla aktif olarak belli iletişim araçlarını ve
belli içerikleri aradığını anlamaya çalışmaktadır. Kullanımlar ve doyumlar
yaklaşımına göre insanların çeşitli gereksinimleri vardır ve bu gereksinimlerini
doyuma ulaştırmaya çalışmaktadır. İnsanların gereksinimlerini doyuma ulaştırmak
için kullandıkları araçlardan bazıları da kitle iletişim araçlarıdır. İnsanlar bu araçlar
ve araçların ürünleri arasında gereksinimlerini karşılamak için seçme yapmaktadırlar.
Bu
amaçlı
etkinlikler
sonucu
gereksinimler
giderilmekte
ve
gerginlikler
azaltılmaktadır. Katz, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımının üç hedefi olduğunu
belirtmekte ve bu hedefleri şöyle sıralamaktadır:
•
Kitle iletişim araçlarının, bireyler tarafından gereksinimlerini gidermek
amacıyla nasıl kullanıldığını açıklamak,
•
Medya davranışının güdülerini anlamak,
20
•
İletişim davranışını, güdüleri ve gereksinimleri izleyen işlevleri ve
sonuçları belirlemek (Uzun, 2013: 86).
Gereksinimin daima etkiyi önceliyor olması medya etkilerinin de kendisini
bizim geçici durum ve isteklerimize uygun ve yararlı bir biçimde düzenlemesi
anlamına gelmektedir (Laughey, 2010: 58).
Daha önce de belirttiğimiz gibi kitle iletişim araştırmaları tarihinin önemli bir
bölümünü etkilemekte, yani medyanın insanlar üzerindeki etkileri üzerinde
yoğunlaştırmaktadır. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı diye adlandırılan bu
yaklaşımın geleneksel etki araştırmalarından temel farkı, medyanın insanlara ne
yaptığı üzerinde değil de, insanların medya ile ne yaptığı (medyayı ne amaçla
kullandığı) konusuna ağırlık vermesidir (Quail ve Windahl, 1993: 110).
Bu kuram, izleyicini medya materyalinin kesinlikle edilgin bir tüketicisi
olmadığını ayrıca sahip olduğu belirli gereksinimleri doyurmak için medya
materyalini kullandığını ileri sürmektedir. Seyirciler belli bir materyali seçer; çünkü
bu, o sıradaki (örneğin enformasyon olan) gereksinimlerini karşımaktadır. Ya da
okur gazetedeki ciddi haberleri atlayıp aristokratlar ya da yıldızlarla ilgili
dedikoduları yazan bölüme geçmekte; çünkü eğlenmek istemektedir. (Burton, 2008:
191).
Katz’a göre bu kuram, sadece bireylerin medya aracılığı ile nasıl doyum
sağladıklarını ve medyanın onları nasıl etkilediğini açıklamaz ayrıca sosyal
kurumlarla doyum ve etki kavramlarının nasıl etkileşimde olduklarını da ortaya
koymaya çalışmaktadır. Bireylerin belli bir medya ya da içerik seçtiklerinde sosyal
ve psikolojik işlevler – vatandaş, tüketici ya da bir cemaat üyesi olarak sahip
oldukları roller- ile medyanın gerçek ya da algılanan nitelikleri arasında bir ilişki
ortaya çıkmaktadır. Bireyleri medya seçimine yönlendiren “ihtiyaçlar; politika, aile,
din eğitim gibi farklı kurumsal alanlardan ve öz kimlik, kendi kendini geliştirme ve
kendi kendini tahmin etme alanlarından süzülerek ortaya çıkmaktadır’’ (Aktaran:
Gülnar ve Balcı, 2011: 29).
21
Bu yaklaşımda desteklenen argüman, izlerkitlenin medyayı kullandığı
yöndedir – tersi değildir. Kullanımlar ve doyumlar kuramı, korkulan etkilere değil,
gereksinimlerin doyumuna odaklanmaktadır. Enikonu böyle bir yaklaşımdır.
İnsanların çeşitli sosyal ve psikolojik gereksinimleri olduğu kabul edilmektedir. Bu
gereksinimler, (yediğimiz yemek, kullandığımız otomobil ve sairle birlikte) medyada
belli beklentilere yol açmakta, bu beklentiler bulunmakta, seçilmekte ve süreç
gereksinim doyumunu da deneyimlenmiş olmaktadır. Benzer şekilde, heyecan
yaşama ya da gülme gereksinimlerimizi karşılamak için video oyunu oynamakta ya
da televizyondaki bir komedi programını izlemekteyiz. Gereksinimin daima etkiyi
önceliyor olması medya etkilerinin de kendisini bizim geçici durum ve isteklerimize
uygun ve yararlı bir biçimde düzenlenmesi anlamına gelmektedir. Şu halde,
kullanımlar ve doyumlar kuramı izlerkitleyi medya seçim ve kullanımlarında aktif ve
yetenekli kabul etmektedir. Ayrıca etkiler üzerinde yapılan çalışmaların izlerkitlenin
medya tarafından esir alındığı yönündeki varsayımı da reddetmektedir. Tersine,
medyanın tüketiciler tarafından gereksinimlerini onarmak üzere, özgürce kullanılan
bir alet takımı olduğunu öne sürmektedir (Laughey, 2010: 58-59).
Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, her ne kadar kişisel gereksinimlerimizi
ve isteklerimizi gidermek için toplumsal ilişkileri kullandığımızı öne süren yüz yüze
iletişim kuramlarıyla uyumluysa da kitle iletişim sürecini açıklamak için geliştirilmiş
bir kuramdır. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımında iletişim araçlarının kullanım
nedenleri, kişilerin gereksinimleriyle açıklanmaktadır. Kişilerin bireysel ve toplumsal
gereksinimleri vardır ve bu gereksinimleri giderip, gerginlikten kurtulmaya
çalışmaktadır. Bu gerginliği gidermenin yollarından biri de iletişim araçlarını aktif
olarak kullanmaktır. Elbette gereksinimleri gidermek için tatile çıkmak, spor
yapmak, çeşitli hobilerle uğraşmak ve çalışmak gibi başka yollar da vardır. Ancak
gereksinimleri karşılamakta kullanılan kişisel ve çevresel olanaklar yetersiz
kaldığında, izleyici iletişim araçları ve bunların içeriği arasından seçimler
yapmaktadır. Böylelikle gereksinimlerini doyuma ulaştırıp gerginlikten kurtulmaya
çalışmaktadır. Bu açıdan, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, işlevselciliğin denge
görüşüne dayanmaktadır (Uzun, 2013: 89).
22
Kullanışlar ve doyumlar araştırması H. Herzog’un Lazarsfeld’in 1940’taki
araştırma materyalini kullanarak yaptığı “Günlük dizileri dinleyenler hakkında ne
biliyoruz?’’ incelemesi ile geliştirilmeye başlanmıştır. 1940 aynı zamanda Lazarsfeld
takımının bir üyesi olan D. Waples’in tanınmış, “Kitle iletişim araçlarının halka ne
yaptığını değil, fakat halkın kitle iletişim araçlarıyla ne yaptığını sormalıyız’’
formülünün ortaya atıldığı yıl olmuştur (Erdoğan ve Alemdar, 1990: 112).
Kullanımlar ve doyumlar modelleri arasında en çok adı anılan Rosengren
(1974) modelidir. Rosengren modeli, bu yaklaşım için geçerli olan çoğu elementi ve
ilişkiyi
göz
önüne
almaktadır.
Bireyin
ihtiyaçları
başlangıç
noktasını
oluşturmaktadır. İhtiyacın oluşumu elbette bir boşlukta değil, fakat bireyin içindeki
ve çevresindeki elementlerle etkileşim ile oluşmaktadır. Maslow’un (1954) İhtiyaçlar
hiyerarşisine gönderme ile Rosengren yüksek düzey ihtiyaçları (arkadaşlık, sevgi,
kabul görme, kendini gerçekleştirme ihtiyacı) düşük düzey ihtiyaçlara (psikolojik
ihtiyaçlar ve güvenlik ihtiyacı) oranla kullanımlar ve doyumlar modelleriyle daha
çok ilişkili olduğunu iddia etmektedir (Quail ve Windahl, 1993: 112).
Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, 1990’lı yıllardan itibaren yeni
teknolojilerin
izleyiciler
üzerindeki
etkisini
keşfetmek
için
kullanılmaya
başlanmıştır. Örneğin Lin; kablo, video kaydedicileri ve uzaktan kumanda ile
geliştirilen izleme seçenekleri nedeniyle izleyici etkinliğinin (izleme planlaması,
içerik tartışması, programın hatırlanması) doyum arama sürecinde önemli bir
değişken olduğunu öne sürmüştür. Araştırmacının bulgularına göre en aktif olan
izleyiciler, daha yüksek doyum beklentisine sahip olanlardır ve aynı zamanda daha
çok tatmin elde ettiklerini belirtmişlerdir (Uzun, 2013: 95).
23
İKİNCİ BÖLÜM
İLETİŞİMDE YENİ TEKNOLOJİLER VE CEP TELEFONLARI
2.1. TEKNOLOJİ KAVRAMI
Teknoloji kelimesi, yapmak üretmek gibi anlamları bulunan Antik Yunanca
“tekhne’’ kelimesine yine Antik Yunanca “logos’’ kelimesinin eklenmesiyle
oluşmuştur ve bir nesneyi üretmenin yapmanın sistemli bilgisi anlamına gelmektedir.
Teknik ile teknoloji arasındaki fark, üretim bilgisinin toplumsallaşmasındandır. Bir
şeyi üretmek, yapmak, elde etmek için gerekli bilgilerin yalın hali tekniktir. Ancak
bu bilgilerin toplumsallaşması, toplumsal süreçlere konu olması durumunda
teknolojiden bahsediyoruz demektir (Tutar v.d., 2004: 133).
İlkel avcı toplumlardan sonra gelişen ve ilk ziraat toplumlarının geliştirdiği
sulama ve hidrolik sistemler ve kurdukları ilk kentlerle, “teknolojinin’’ somut
anlamda ilk uygulamaları başlamıştır. İnsanoğlu, giderek doğaya karşı hâkimiyet ve
üstünlük sağlamaktadır. Bilim ancak on dokuzuncu yüzyılın son yarısı boyunca
endüstri üzerinde köklü bir etkiye sahip olmaya başlamıştır. Organik kimya
alanındaki gelişmeler, büyük ölçekli sentetik boya üretimine geçilmesini mümkün
kıldı; elektrik ile manyetiğin niteliği üzerine yapılan çalışmalar da, aydınlatma, enerji
ve ulaşım endüstrilerinin temellerini atmıştır. Yirminci yüzyıl ise, bilim tabanlı
teknolojilerin daha fazla genişlemesine tanık olmuştur. (Basalla, 1996: 37).
Abraham Muslow’a atfedilen ünlü bir söz, “Eğer elinizde bir çekiç varsa, her
şey gözünüze bir çivi gibi görünmeye başlar’’ demektedir. Günümüz insanlarının
sahip olduğu en gösterişli, en çekici araçların da bilgisayarlar ve iletişim teknolojileri
olduğu söylenebilmektedir (Çoban, 1997: 18).
Teknik, insanın kendi gereksinmeleri bakımından doğada yaptığı bir
reformdur. Bu reforma da insanı doğa zorlamıştır. Çünkü insan, o eksik organik
yapısı ile, kendisine acı çektiren bu kırıcı, zorlu doğada yaşayamazdı. Yaşayacaksa,
24
çevresine böyle enerjik bir tepkide bulunması gerekmektedir. Bu tepkisi ile de insan,
doğayı kendi gereksinmelerine, kendi zorunluluklarına uydurur, doğa içinde yeni bir
doğa, bir ‘’üst doğa’’ yaratmaktadır (Gökberk, 1997: 36).
Tekniğin gelişmesi, aletlerin çoğalması, incelmesi ve bunun için de planlı
düşünme ve aramaların ortaya çıkıp gittikçe yerleşmesi, kökleşmesi yolunda
yürümüştür. Nitekim, tekniğin şimdi içinde bulunduğu evresinde alet artık ön plana
geçmiştir. Bu evrenin aleti makinedir (Gökberk, 1997: 41).
2.2. TEKNOLOJİ VE İLETİŞİM
Üretimin kitle üretimine dayalı olduğu 18. 19. ve 20. yüzyılın sanayi
toplumunun yerini alan bilgi toplumu, bilişim teknolojisindeki gelişmelere dayalı
olarak şekillenmektedir. Bilişim teknolojisi son üç yüz yıllık dönemde meydana
gelen teknolojik dönüşümün bir sonucudur (Tekin ve diğerleri, 2003: 8-9).
İletişim teknolojisinin ortaya koyduğu en önemli ürün, iletişimin iletileni,
gözle görüleni, kulakla duyulanıdır. Bu ürünler medya teknolojisinin özelliğine göre
çeşitli araçlarla taşınarak, çeşitli araçlardan geçerek, çeşitli biçimlerde gelmektedir.
Kitle medyası ürünü (software) akımının iki ana yanı vardır: birincisi ideolojik ve
kültürel ve ikinci de ticari. İdeolojik yan ticari yanı desteklemek, tüketicileri pazara
alıştırmak ve entegre etmek için görev görmektedir. Birinci yan bakımından,
Amerikan kitle ideolojisi, kültür ve yaşam tarzı dünyada rakipsiz egemenliğe
sahiptir. Dünya bu bakımdan 24 saat sürekli bombardımana tutulmaktadır. Bu da ne
kendiliğinden ne de bu tarzın gerçeküstülüğünden kaynaklanmaktadır. Tarzın sürekli
olarak tekrarlanmasından, yüceltilmesinden ve yeknesaklıktan öte çoğulcu renkli ve
umut verici bir görünüm içinde sunuluşundan, alternatifleri ortadan kaldıran pazar
gücünden ve insanlara fiziksel ve duygusal heyecan ve fanteziye kaçışla- doyumu
getiren eğlence özelliğinden dolayıdır. İkinci, yani ticari yanda ise dünya
pazarlarında Amerikan egemenliği gerileyen bir şekilde sürmektedir. Bu egemenlik
altında kendi etki alanlarını genişletmeye çalışan Japonya ve Avrupa kapitalistleri ve
bu egemenlik tarzını kopya ederek kendi yakın çevresinde iş yapan diğer ülkelerin
kapitalistleri görülmektedir (Erdoğan, 2000: 295).
25
İnsanlık tarihinde az sayıda teknoloji, bilgi ve iletişim teknolojileri kadar
insan yaşamını etkilemiştir. Bilginin toplanmasını işlenmesini, depolanmasını ağlar
aracılığıyla bir yerden bir yere iletilmesini sağlayan, iletişim ve bilgisayar
teknolojilerini de kapsayan bütün teknolojiler, ‘‘bilgi teknolojisi’’ olarak
adlandırılmaktadır. İletişim teknolojisi, mesajların bir yerden bir yere hızlı
iletilmesine olanak sağlamakta, bilgisayar teknolojisi ise hesaplama ve bilgi işleme
yeteneklerimizi milyonlarca kere artırmaktadır. Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin
birleşmesiyle (bilgi teknolojisi), insan yetenekleri ilk kez milyonlarca kat artmaktadır
(Tutar v.d., 2004: 135).
Elektronik araçların kullanılarak sağlandığı iletişime elektronik iletişim
denmektedir. Radyo, televizyon ve çeşitli ses kayıt cihazları yoluyla mesaj,
elektronik ortamda iletilmektedir. Bu cihazlara elektronik medya da denilmektedir.
Elektronik medyanın başlangıcı çok eskilere uzanmaktadır. Pioneer’in elektronik
medya olarak ortaya çıktığı tarih 1800’lerin başlarıdır: fakat elektronik iletişimin
geliştiği yıllar yirminci yüzyıl olmuştur. Elektronik iletişim; elektronik posta (email), bilgisayar ağları, faks makineleri, bilgisayar ve video görüşmelerini
kapsamaktadır. Elektronik araçların iletişimde kullanılır hale gelmesi, özellikle
multimedya uygulamalarının kullanımının yaygınlaşması sanal organizasyon
yapılarının oluşmasına neden olmuştur. Sanal yapılar iş yapma biçimini değiştirdiği
gibi iş yapma mekanlarını da örgüt merkezlerinden evlere taşımıştır. İşgörenler
işlerini
multi-medya
uygulamaları
ile
istedikleri
yere
istedikleri
zaman
aktarabilmektedirler. Bu aktarma işlemleri şimdilerde artık uydu teknolojilerinden
yararlanılarak da gerçekleşebilmektedir. Sanal organizasyon yapılarının oluşumuna
katkı sağlayan bilgi teknolojileri işletmelerde mesai kavramına da esneklik
kazandırmıştır (Çağlar ve Kılıç, 2009: 28-29).
Teknik iletişim kavramı ise teknolojik araçlar (iletişim teknolojileri)
yardımıyla kurulan iletişimdir. Radyo, televizyon ve çeşitli ses kayıt cihazları
yardımıyla kurulan iletişime, teknik iletişim denmektedir. Bilgi ve iletişim
teknolojilerindeki gelişmeler, teknik iletişimin boyutlarını değiştirmekte, önemini
artırmaktadır (Tutar v.d., 2004: 133).
26
Tarihsel süreç içinde insanlık kendine özgü karakteristikler taşıyan birtakım
toplumsal aşamalardan geçmiştir. Bunlar: ilkel toplum, tarım toplumu ve nihayet
bilginin
temel
bir
kaynak
olarak
kullanılmasına
olanak
sağlayan
bilgi
(enformasyon) ve iletişim (telekomünikasyon) teknolojilerinde gelişmelerin bir
sonucu olan bilgi toplumudur. Bilgi toplumu, bilgisayar ve iletişim teknolojilerindeki
gelişmeler sonucu kimi sektörlerin gittikçe birbirleriyle yakınlaşmalarının bir
ürünüdür. Bu sektörler şu şekilde belirtilebilir:
-
Bilgi
sağlayıcıları,
(televizyon
programı
yapımcıları,
yayımcılar,
hükümet, yerel yönetimler vb.),
-
Elektronik bilgi taşıyıcıları- iletişim kurumları ( telefon ve kablolu telefon
şirketleri, radyo ve televizyon yayın şirketleri vb.),
-
Elektronik bilgiye kullanıcıların erişmesini mümkün kılan üreticiler
(mikroelektronik endüstrisi, televizyon, bilgisayar ve telefon üreticileri
vb.),
-
Yazılım şirketleri (bilginin toplanması, depolanması, dağıtımı ve
kullanımını mümkün kılacak uygulamaları geliştiren şirketler).
Ancak teknik, insanınki dahil hayatın her alanına girdiğinde insan için dışsal
olmaktan çıkıp onun bizzat özüdür. İnsanla artık yüz yüze değildir; onunla
bütünleşmiştir ve giderek onu içselleştirir. Bu açıdan makineden radikal biçimde
farklıdır tekniktir. Modern toplumda çok açık olan bu dönüşüm tekniğin özerkleşmiş
olması gerçeğinin sonucudur (Ellul, 2003: 16).
İletişim teknolojileri alanındaki gelişmeleri iki bakımdan ele alabiliriz:
iletişim teknolojisindeki baş döndürücü gelişmelerin bir nedeni, transistörle başlayan
ve chiplerle devam eden mikro elektronik devrimi ise, öteki de hemen hemen bütün
iletişim araçlarına bilgisayarın yardımıyla dijital iletim (transmission) ve işleme
(processing) yöntemlerinin girmesidir. Mikro elektronikteki gelişme ile birlikte,
iletişim teknolojisi de yenilenmiştir. Mikro elektronik ve iletişim birbirini
tamamlayarak birlikte gelişmektedir. Mikro elektronik teknolojisindeki gelişme, yeni
ürün ve teknolojiler yaratırken, iletişim donanımındaki gelişmeler; sanayi üretiminin
altyapısını oluşturarak getirdiği hızlı gelişme, üretim için her türlü bilgi akışını
27
hızlandırıp kolaylaştırdığı gibi, zaman ve mekan kullanımında sağladığı avantajlarla,
üretimde etkinliği ve verimliliği artırmıştır (Tutar v.d., 2004:147).
İletişim teknolojilerinin toplumsal yaşamı etkileyen üç önemli özelliğinden
bahsedilebilmektedir: karşılıklı etkileşim, kitlesizleştirme (demassification) ve
eşzamansızlık (asynchonism). Karşılıklı etkileşim, tek yönlü işleyen geleneksel kitle
iletişim araçlarına göre kullanıcılar ve enformasyon arasındaki karşılıklılığı ifade
etmektedir. Kitlesizleştirme, büyük bir kitle yerine her bireyle özel enformasyon
paylaşımına gidebilmeyi belirtmektedir. Eşzamansızlık ise bir iletişim sisteminde
kontrolün iletişim kaynağından alıcıya doğru kaymasıdır. Alıcı, iletişime kendisi için
en uygun zamanda ulaşabilmektedir (Özdemir, 2008: 16-17).
Yeni iletişim teknolojilerinin, dünya üzerinde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkeler arasında karşılıklı bağımlılık ve evrensel uyumu artıracağı iddia edilmektedir.
Dolayısıyla, yeni iletişim teknolojileri, dünya düzeninin, soğuk savaş sonrasında
ayakta kalan tek sistemin, Berlin duvarı yıkıldıktan sonra tek yaşam kültürü,
kalkınma
ve
demokrasi
modeli
olarak
doğallaştırılmasında
etkin
olan
evrenselleştirici küreselleşme ideolojisinin en önemli yapı taşlarından biridir
( Mattelart ve Mattelart’tan aktaran Özdemir, 2008: 22-23).
Elektronik teknoloji, telefon, radyo, televizyon ve çeşitli ses kayıt araçlarıyla
da bizi “ikincil sözlü kültür çağı“na sokmuş bulunmaktadır. Katılımcı gizemi,
topluluk duygusunu geliştirmesi, yaşanan anı odaklayışı, hatta sözlü kalıpları
kullanışıyla bu ikincil sözlü kültür, birincil sözlü kültüre şaşılacak derecede
benzemektedir. Fakat yeni sözlü kültür, daha amaçlı ve bilinçlidir; temelini, araçların
üretimi, işleyişi ve kullanımı için gerekli olan yazı ve matbaa oluşturmaktadır. İkincil
sözlü kültür, birincile hem çok benzer hem de hiç benzememektedir. Yazı ve matbaa,
okumakta oldukları metni anlamaları için insanları yalnız kılıyorsa, birincil ve ikincil
sözlü kültürler de dinleyiciler arasında güçlü bir grup bilinci yaratmaktadır. Ancak
ikincil sözlü kültürün, grup bilinciyle bir araya getirdiği dinleyici topluluğu, birincil
sözlü kültürdekinden kat kat geniş bir kitledir. McLuhan’ın deyimiyle bir “dünya
köyü’’dür (Ong, 2013: 161).
28
Batının bilgi teknolojisinde yaptığı büyük devrim ve devrimin yarattığı
olanakların ülkeler arasında yarattığı eşitsizlik dünyayı kabaca iki kutba bölmüştür:
gelişmiş, az gelişmiş. Oysa Batı standartlarına göre az gelişmişlik, bazı gözlemcilere
göre, farklı tarihi, coğrafi ve kültürel özelliklere sahip, dolayısıyla farklı değişme
politikalarının uygulanması gereken ülkelerde Batı gelişme modellerinin kopya
edilmesinden kaynaklanmaktadır. İnsanına yatırım yapmadan, kaynaklarını iyi
değerlendirmeyi öğrenmeden, iletişim alt yapısını oluşturmadan ve gereksinim
önceliklerini titizlikle saptamadan yapılan teknoloji transferi çoğunlukla belirsizlik
ve karmaşa yarattığı gibi gelişmeye de yüzeysellik dışında fazla katkıda
bulunmamaktadır. Ancak, birçok gelişmekte olan ülkede bütün bu koşullar
oluşturulmadan, haklın oylarıyla yönetime gelenler, yönetimlerini uzatmak,
halklarına gelişmişlik düzeyine sahip olduklarını kanıtlamak için plansız ve
programsız iletişim teknolojileri satın alabilmektedir. Çoğu zaman alelacele
kararlarla alınan bu araç ve gereçler yerlerini çok kısa sürede başkalarına bırakmak
zorunda kalmaktadır (Tekinalp, 1990: 128).
2.3. TELEKOMÜNİKASYON VE İLETİŞİM
1819’da Danimarkalı fizikçi Hans Christian Oersted’in, mıknatısla hareket
kazandırılan bir iğnenin sinyal aracı olabileceğini bulmasının ardından, 1820’lerde
Fransız fizikçi Andre- Marie Ampere’in hareketli iğneyi icat etmesi ve 1844’te,
Amerikalı mucit Samuel Morse’un A.B.D. Kongresi’nde ilk elektromanyetik
‘’telgraf’ı sunuş gösterisi ile birlikte modern telekomünikasyon çağı başlamaktaydı.
Bu çağla birlikte, mesajların ulaştırılması işlemi birkaç istisna dışında, normal ulaşım
ve taşıma sisteminin saatteki 10-50 millik hızından (posta güvercinleri de dahil),
saniyede 186 bin mil olan ışık hızına çıkmıştı. Telekomünikasyon özünde, insanların
ya da onlara aracılık edenlerin (örneğin bilgisayar gibi) iletişim kuracakları alanı
genişleten bir teknolojik uygulamaydı. Burada “taşıyıcı’’ artık, mesajın depolandığı
bir araçtan çok bir enerjiydi. İnsanların günlük dilde ifade ettiği yukarıdaki
kullanımın dışında, daha teknik bir şekilde ifade edilirse telekomünikasyon, üzerinde
analog veya sayısal olarak düzenlenmiş mesaj, ses, görüntü ya da komutları taşıyan
bir enerji modülasyonuydu. Duman veya ateşle, tamtamlarla veya bayraklarla yapılan
29
en eski iletişim biçimleri, telekomünikasyonun en geniş anlamdaki tanımına
uymaktaysa da modern uygulamalar elektrik, elektromanyetik, mikroelektrik ve ışık
enerjisinin modülasyonuna dayanmaktadır (Özçağlayan, 1998: 79).
Birinci Dünya Savaşı sırasında, gizli bildirilerin kodlanması ve çözümlenmesi
teknikleriyle telgraf ve telefon aygıtları çok gelişmişti. Daha 20’li yılların sonlarında,
askerlerin etkisiyle uluslararası gelişmelerde endüstriyel yakınlaşma başlamıştı. Bu
yıllarda uluslararası ağların düzenlenmesi tartışmalarının ana konusu, çeşitli uzaktan
iletişim tekniklerinin bütünleşmesidir. 1932’de Telgraf Birliği ve Radyo- Telgraf
Birliği birleşerek, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ni oluşturmuştur. Yüzyılın
başında bir Fransız mühendisin bulduğu “telekomünikasyon’’ terimi ilk kez resmen
kullanılmaya başlanmıştır. Yine ilk kez “enformasyon’’ terimi gazetecilik (ve hukuk)
alanından çıkmıştır ve ikili kodlamaya olanak tanıyan istatistik sinyal kuramında bir
ölçü birimine dönüşmüştür (Mattelart, 1996: 56).
Bir noktadan diğerine kablosuz telekomünikasyon, telsiz- telefon, çağrı
sistemleri ve şimdilerde gelişen cep telefonlarıyla çeşitlilik kazanmıştır. Bu alandaki
ilerlemeleri ifade eden en anlamlı kilometre taşı, Ay’a ilk adımın atıldığı anın
görüntülenmesidir. Bu görüntü, uzay teknolojisinin olduğu kadar,
iletişim
teknolojisinin de bir harikasıydı (Özçağlayan, 1998: 80).
Telekomünikasyon ve bilgi işleme sürecinin birlikteliği “akıllı şebeke’’
(Intelligent Network) olarak adlandırılan tek bir sistem içinde “harmanlanmıştır’’.
Makinaların bir sanayi tesisinin temel teknolojisini oluşturması gibi, akıllı şebeke de,
iletişim çağının temel donanımı olmaktadır. Akıllı şebeke, bir eletişim teknolojisi
olmanın da ötesinde, bir enformasyon kaynağı ve bir alp yapı elemanıdır
(Özçağlayan, 1998: 86).
30
2.4. CEP TELEFONLARI VE TARİHSEL GELİŞİMLERİ
2.4.1. Telgraf ve Telefonun Gelişimi
Çizgi ve noktalardan oluşan basit bir kodlama alfabesi olan Morse alfabesi,
19. yüzyıldan beri uzun yıllar askeri ve sivil iletişimde kullanılmıştır. Amerikalı
SamuelMorse tarafından icat edilen telgrafın ilk kez 1837’de İngiltere’de
kullanılmaya başlanması birçok bakımdan iletişim tarihinde bir dönüm noktasıydı
(Atabek, 2001: 59-60).
Chappe kardeşlerin optik telgrafı bulmaları, bir “işaret dili’’ arayışının
ürünüydü. Bu dizge, dilsel bir ilkeye dayanmaktaydı: ne kadar çok işaret varsa, bir
haberi aktarmak için o kadar az işaret gerekir ve aktarım o kadar çabuk
gerçekleşmektedir. 1794’te ilk hattın açılışında Barere şöyle haykırmıştır: “Bu,
Cumhuriyetin tüm bölümlerini sıkı ve anında bağlarla güçlendirecek bir araçtır.
Çağdaş ahlaklar baskı makinesiyle barutla, pusulayla ve telgraf işaretleri diliyle
insanların uygarlığı önündeki engelleri ortadan kaldırdı.’’ Bu tekniğin olası sivil
kullanım alanları konusunda çeşitli görüşler ortaya atılmış, devrimci düşünürler
Fransa’nın tüm yurttaşlarının “haber ve isteklerini iletmeleri’’ için hatları
çoğaltmanın ve kodlanmış dili serbestleştirmenin yeterli olacağını savunmuştur.
Böylece tüm ulus toprağı ölçeğinde Yunan agorasının koşulları yeniden üretilecek ve
Jean- Jacques Rousseau’nun büyük demokratik cumhuriyetlerin kurulmasının
gerçekleşemeyeceği görüşü geçerliliğini yitirmiştir. Dolayısıyla kısa sürede, uzun
mesafeli iletişim, yenilenmiş bir demokrasinin güvencesi olmuştur. Sonrası
bilinmektedir. İletişim tekniğine askeri bir işlev yükleyen ve kodların üzerinde
ambargo uygulayan olağanüstü hal rejimi kural durumuna gelmiştir. “Telgraf
işaretlerin dili’’ uzun süre devlet sırrı olarak kalmıştır. Elektrikli telgrafın halk
tarafından kullanılmasına ancak bulunuşundan (1837) on beş yıl sonra izin
verilmiştir (Mattelart, 1996: 16).
Kapitalizmin yayılmasıyla telgrafın yayılması arasındaki ilişkiyi birçok
ülkede izlemek olanaklıydı. ABD’de telgraf hatlarının demiryolları hatları boyunca
yayılması modeli Osmanlı topraklarında da büyük ölçüde benimsenmiştir.
31
Osmanlı’da da telgraf Eylül 1855’de İstanbul- Edirne- Şumnu hattının açılmasıyla
başlamıştır (Atabek, 2001: 60).
Telefon, köken itibariyle, toplumsal kullanımı dikkat çekici biçimde
telgrafınkinden ayrılan bir teknolojiydi. Bu araç, posta ve telgraf için kurulmuş olan
şebekelerin hâlihazırda var olduğu bir ortamda devreye girmiştir. Onun “yeri’’ hem
teknik hem de toplumsal nedenlerden farklıydı. O yazıyla değil sesle ilgili bir
teknikti, büyük uluslararası şebekelere değil şehir şebekelerine aitti (Barbier ve
Lavenir, 2001: 150).
1876’da Alexander Graham Bell’in, kendi buluşu olan telefonu halka
tanıtmak amacıyla düzenlediği gösteri ilgiyle karşılanmıştır, ama fazla yandaş
bulamamıştır. Hatta dönemin ABD Başkanı Rutherford B. Hayes, “Şaşırtıcı bir
buluş, ama kim, niye kullansın?’’ diyerek dar görüşlülüğünü ortaya koymuştur.
Bell’in bu buluşunu zincirleme bir yığın buluşun izleyeceğini, insanlığın önüne
yepyeni yaşama biçimleri çıkaracağını o yıllarda kimse ayırt edememiştir. Bu olayı,
yaratıcı içgüdüleriyle irdelemeyi başaranlar olmuştur. 1877’de, New York’ta
yayınlanan Daily Graphic dergisinde bir ressam, telefonu tanımlamak için yaptığı
resme “Telefonun Dehşeti’’ adını vermiştir. Resimde, mikrofon başında konuşan
insanın sesini dünyanın çeşitli yörelerinden insan grupları dinlemiştir (Serim, 2007:
23).
Alexander Graham Bell Amerika’da ilk telefon patentini 1876’da almıştır. Bir
yıl sonra BellSystem kurulmuş ve araçları kiralamaya başlanmıştır. Graham Bell
telefonu gönderici ve alıcı araçlardan oluşan tek yönlü mesaj gönderme aracı olarak
düşünmüştür. İlk telefon kullanımını işadamları önünde yaparken telefonu “ev ile
fabrika arasına mesaj transferi yapan araç’’ olarak tanıtmıştır. Telefonu ilk
kullananlar bankalar, sigorta şirketleri ve küçük esnaf olmuştur. Telefon sahipleri
opera ve müzik gösterilerini telefondan dinleme olasılıkları kazanmıştır. Örneğin
Budapeşte’de 1893’te kurulan Telefon Hirmonto abonelerine bütün gün boyu radyo
gibi programlar sunmuştur. İki yönlü iletişim için kullanımı sonradan olmuştur. İlk
telefon santrali (switchboard) 1880’de New Haven’da (Connecticut) başlamıştır.
Türkiye’de elle idare edilen ilk telefon santraliyle telefon dağıtımı 1909’da
32
yapılmaya başlanmıştır. İlk kez 2000 hatlı otomatik telefon santrali 1926’da
kurulmuştur (Erdoğan, 2005: 297).
Pratikte teknik nedenler telefon şebekesinin iletişim kapasitesini 1960’lı
yıllara kadar kısıtlamaktadır. Düzenli ilerlemelere rağmen, karasal kabloların ve
radyo bağlantılarının aynı anda aktarabildiği iletişim sayısı sınırlıdır. Denizaltı
kablolar yoluyla telefon, 1950’li yıllara kadar olanaksız olmuştur. Ülkeler kendi
ulusal sanayilerini korumak için teknolojilerde farklılaşmayı destekler, ancak
uluslararası iletişim her zaman mümkün olmuştur. Malzemelerin uyumluluğu,
işlemlerin tutarlılığı, uluslararası bir numaralama sisteminin kullanılması telefonu
prensip olarak evrensel bir şebeke haline getirmiştir (Barbier ve Lavenir, 2001: 151).
19. yüzyıldan beri kullanılan, ancak geçirdiği evrim sayesinde günümüzde
hala çok yaygın olarak kullanılan bir iletişim aracıdır. Günümüz telefonu, Graham
Bell’in ilk telefonundan çok farklı işlem ve yeteneklere sahiptir. Dijital teknoloji
kullanılarak sağlanan çeşitli çoğullama (multiplexing: bir hat ya da kanal üzerinde
çok sayıda iletim olanağı) yöntemleri ile hat kapasiteleri hızla arttırılabilmiş, dijital
santrallerle operatöre gerek duymadan yönlendirme sistemleri geliştirilmiştir. Dijital
hatlar sayesinde telefon cihazı üzerindeki tuşlarla dahili hat numaralarına
bağlanabilme ve aynı hatları tek numarayla birlikte kullanabilme olanağı veren PBX
sistemleri ile otomatik mesaj bırakma, otomatik yanıt verme, cevapsız çağrıları
istenilen numaraya yönlendirme gibi birçok dijital santral hizmetleri gelişmiştir
(Atabek, 2001: 63).
Türkiye’de telefon ve uydu alanındaki gelişmeler 1980’in ikinci yarısından
sonra hızlanmıştır. Alt-yapı gelişmeleri, kamu sermayesi kullanılarak, devam
etmiştir. 1988’de Batı Anadolu Yeraltı Coaxial kablo sistemi (BAKOK) kurulmuştur.
Buna İstanbul ile Edirne’yi bağlayan TRAYKOK sistemi eklenmiştir. Doğu
Akdeniz’in altından geçen fiber-optik kablo sistemi ile Türkiye, Yunanistan, İsrail,
Kıbrıs ve İtalya bağlanmıştır (EMOS). EMOS kablo sistemi Marmaris’ten
Türkiye’ye bağlanmıştır. Marmaris- Palermo (İtalya) arasındaki bu bağ, AntalyaCatania (İtalya) arasındaki deniz altı coaxial- kablo sistemiyle birlikte Türkiye’yi
33
Avrupa’ya iki kablo sistemiyle bağlamaktadır. 1994’te ilk Türk İletişim Uydusu
(TURKSAT) uzaya yerleştirilmiştir (Erdoğan, 2005: 298).
1960’lı yıllarda ABD Savunma Bakanlığı ‘’İleri Araştırma Projesi Birimi’’
farklı yerlerdeki bilgisayarları birbirine bağlayan ARPA ağını geliştirmiştir. Bu ağ
vasıtasıyla ABD ve Avrupa’daki çok sayıda üniversite ve araştırma enstitülerinin
bilgisayarları birbirine bağlandı ve bunlar arasında veri değişimi gerçekleştirilmiştir.
1980’lerin sonlarına doğru ise, bilgisayarların iletişim alanında yaygın bir şekilde
kullanılmaya başlandığı görülmüştür. Günümüzdeki eğilim ise, görüntü, ses ve veri
aktarımında entegrasyonu sağlayabilmektir (Tekin v.d., 2003: 167).
Dünyadaki bu gelişmelere paralel olarak, Türkiye 12 Nisan 1993’te
TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu)- ODTÜ (Orta Doğu Teknik
Üniversitesi- TR- Net) işbirliğiyle bir DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) projesi
çerçevesinde internete bağlanmıştır. 64 kbit/san hızındaki bu hat ODTÜ’den uzun bir
süre ülkenin tek çıkışı olmuştur. Daha sonra Ege Üniversitesi (1994), Bilkent (1995),
Boğaziçi
(1995),
İTÜ
(İstanbul
Teknik
Üniversitesi)
(1996)
bağlantıları
gerçekleşmiştir (Alankuş, 2003: 137-138).
2.4.2. Cep Telefonları ve Tarihsel Gelişim
Telefondaki gelişme, uydu sisteminin gelişmesiyle ve taşınır telefonun sırt
çantası büyüklüğünden cep telefonuna küçültülmesiyle, insanların belli mekanlarda
telefon kablosuna bağlılığını da ortadan kaldırmıştır. Telefonun ve uydu iletişiminin
teknolojik bağlamda başlangıç tarihi elbette elektrikle ilgili teknolojik gelişmelerle
başlamıştır (Erdoğan, 2005: 297).
Hemen her yeni ürün gibi cep telefonu da “hayatı kolaylaştırır’’ etiketiyle lanse
edilmiştir önce. Ürünün çıkış fiyatı yüksek tutulmuş, fonksiyonları göreceli olarak
sınırlandırılmış, görünürdeki hedef kitle üst gelir grupları olmuştur. Ardından rekabet
artmış, fiyatlar düşmüş, tüketici kitlesi genişlemiş, ürün halka inmiştir. Belli bir
hedef kitleyi yakalayan üretim cephesi, “sadık’’ ve hatta “aşırı sadık’’ müşteriler
oluşturmak için ürünün çok fonksiyonlu, “hayatı daha da kolaylaştıran’’ yeni
versiyonlarını piyasaya sürmüştür. Ürünün temel işlevinin peşine takılan
34
fonksiyonlar sayesinde, cep telefonları bugün artık bir “alışkanlık objesi’’ olmuştur.
Ortalama konuşma süresi artmış, kullanıcıların yaş ortalaması düşmüştür. İnsanlar,
cep telefonunun konuşma dışındaki işlevlerinden daha fazla “yararlanmıştır’’
( Şeker, 2012: 13).
Başlangıçta cep telefonlarının pek de büyük bir fark yaratıp yaratmayacağı
belli değildi. Bu icat büyük ölçüde, bir gün değerli olabileceği düşünülen bir dizi
radyo kanalında tek bir firmanın tekelleşmesini önlemek maksadıyla benimsenen bir
kurumsal strateji yüzünden yapılmıştı. 1972 yılında Motorola’nın CEO’su Robert
Galvin, AT&T’nin gerçek bir cep telefonu üretme ve dolayısıyla gelecekteki
kablosuz iletişim ağlarını kontrolü altına alma niyetinde olduğunu öğrenmişti. Galvin
şayet AT&T’nin bu pazarın tek hakimi olursa sadece o an sınırlı sayıda satış yaptığı
hantal araç telefonları pazarındaki payını güçlendirmekle kalmayacağını ama aynı
zamanda Motorola’yı gelecekte daha da büyüyecek bir pazardan komple silip
atacağını da fark etmiştir (Davis, 2011: 32-33).
Telefon yaklaşık 100 yıl boyunca gelişimini sürdürmüş ancak kablosu olduğu
için her zaman bir yere bağlı olarak kullanılmıştır. Finlandiya ve İsveç gibi coğrafi
nedenlerle kablo döşeme sıkıntısı yaşayan ülkelerin alternatif arama çabasıyla
telefon, kablosuz hale gelmiştir. Yüzlerce kilometre fiyort ve binlerce adaya sahip
Kuzey Avrupa ülkeleri alternatif iletişim yöntemleri aramıştır. 1988 ve 1989
yıllarında yapılan yoğun çalışmalar sonuç vermiş, 1991 yılında Finlandiya'nın yerel
GSM (Global Systemfor Mobile Communication) operatörü Radiolinja üzerinden
yine Finlandiya'nın iletişim kuruluşu olan Nokia’nın 1011 modeli ile ilk cep telefonu
görüşmesi gerçekleştirilmiştir. İlk dolaşım (roaming) anlaşması Telecom Finlandiya
ile İngiliz Vodafone firmaları arasında yapılmıştır ve iki ülke arasında cep telefonu
görüşmeleri mümkün olmuştur. 1991 yılı ilk SMS’in de (Kısa Mesaj Servisi)
gönderildiği yıldır. Türkiye'de ise, ilk GSM operatörü Turkcell’dir ve1994 yılının
Mart ayında hizmete başlamıştır. Dolayısıyla, bu anlamda yeni bir iletişim aracın
kullanımı eskiden olduğundan daha hızlı bir şekilde Türkiye’de gerçekleşebilmiştir.
Konuşma ve veri hizmetlerinin daha hızla aktarımını sağlayan bir iletişim sistemi,
3G olarak adlandırılmaktadır. İlk ticari örnekleri 2001yılında Japonya’da, 2003
35
yılından itibaren de Avrupa’da kullanılmaya başlanmıştır. 3G Türkiye’de ise,30
Temmuz 2009 tarihinde kullanılmaya başlamıştır. 1991 yılında yapılan ilk cep
telefonu görüşmesinde telefonlarının teknik fonksiyonları öncelikle, iki kullanıcı
arasında sesli görüşmeye imkân verecek şekilde tasarlanmıştır. İlk görüşmeden
günümüze kadar, cep telefonları sadece ses iletmekle kalmamış, görüntülü iletişimin
yanı sıra, konuşma, mesaj yazma, not tutma, müzik dinleme, radyo dinleme, dosya
alışverişi, video çekme, video alışverişi, ses kaydı, fotoğraf çekme, fotoğraf
alışverişi, internete bağlanma, televizyon izleme, bankacılık işlemleri, oyun gibi
özellikleri kullanmaya olanak veren donanımlarla geliştirilerek piyasaya sürülmeye
devam etmektedir. Elbette cep telefonları ile yapılanlar ve yapılacak olanlar
kullanılan telefon modeli ve servis sağlayıcısına göre de değişim göstermektedir
(Uğurlu, 2013: 6).
1990’lı yılların ortalarında Türkiye’deki cep telefonu teknolojisi ve pazarı
dikkate değer oranda ön planda olurken, 2000’li yıllarda dünyada en büyük
pazarlardan biri haline gelmiştir. En önemlisi, cep telefonları teknolojisi, sadece
sosyo-ekonomik düzeyi yüksek kişiler tarafından değil, orta ve daha düşük sınıflarda
da kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye’deki Nokia yetkilerinin verdiği bilgiye göre,
cep telefonunda hedef kitle 15 yaş üstüdür; ancak yapılan araştırmalarda cep telefonu
kullanımının 12 yaşa kadar indiği belirlenmiştir. Türkiye’ deki GSM operatörlerinin
aktif abone sayılarının arttığı görülmekte, genç nüfusa sahip olan ülkemizde pazarın
gelişimi açısından önemli bir potansiyel olduğu belirtilmektedir. Cep telefonu
modeli, sosyo- ekonomik düzeye ilişkin bir gösterge olarak kabul edilmekte bir diğer
yandan, günümüz dünyasında artık cep telefonları günlük yaşamda, bireylerin
yanlarından ayırmadığı, bütçesi ne olursa olsun herkesin sahip olduğu cihazlar haline
gelmektedir (Karaaslan ve Budak’tan Aktaran Barulay, 2013: 25-26).
Türkiye, 1. Nesil (1N) mobil telekomünikasyon teknolojisi ile Nordic Mobil
Telefon (Nordic Mobile Telephone- NMT) sistemlerinin 1986 yılında kullanılmaya
başlanması ile tanışmıştır. 2. Nesil (2N) teknolojiler (GSM- 900) alanında ise,
Turkcell ve Telsim 1994 yılında Türk Telekom ile yaptıkları gelir paylaşımı
sözleşmeleri ile GSM 900 İmtiyaz Sözleşmesi’nin imzalanması sonucu mobil
36
haberleşme alanında serbestleşme (liberalizasyon) gerçekleşmiş ve mobil hizmetler
Türkiye çapında serbest bir rekabet ortamında sunulmaya başlanmıştır. Mobil
hizmetlerin sunulmasına ilişkin olarak İş Bankası ve Telecom Italia Mobile ortaklığı
(İş- Tim) 3. lisansı almaya hak kazanmış ve Ekim 2000’de GSM 1800 İmtiyaz
Sözleşmesi’ni imzaladıktan sonra Aria adıyla faaliyete başlamıştır. Ardından 2001
yılı ocak ayında Türk Telekom’un sahipliğinde faaliyete başlayan Aycell ile GSM
1800 İmtiyaz Sözleşmesi imzalanmış ve böylelikle GSM alanında faaliyet gösteren
işletmeci 4’e ulaşmıştır (Beydoğan, 2011: 31).
Sayısal teknolojiye dayalı hücresel gezgin telefon sistemi olan GSM, Türkcell
ve Telsim firmalarına verilen ağ kurma ve işletme hakkıyla iki ayrı işletici olarak
kurulmuştur. (Şahinkaya, 2002: 64). Günümüzde ise Türkcell’in yanında Vodafone,
Avea, Pttcell ve Bimcell olmak üzere farklı operatör firmaları kullanıcılarına hizmet
vermektedir.
2.5. CEP TELEFONLARINDA YENİ TEKNOLOJİLER
Başlangıçta sadece iki kişi arasında karşılıklı konuşma işlemini gerçekleştiren
cep telefonları günümüzde geldiği teknolojik gelişim ile baş döndürmektedir. Gerek
tasarımları gerekse üstün özellikleriyle dikkat çeken bu akıllı telefonlar günümüz
insanının vazgeçilmezi olmayı başarmıştır. Bu bölümde akıllı cep telefonlarında yer
alan bazı özellikler ele alınmaya çalışılacaktır.
Wi-Fi, kablosuz internet bağlantı teknolojisidir. Cep bilgisayarlarından akıllı
telefonlara, tabletlerden dizüstü bilgisayarlara kadar hemen hemen tüm mobil
cihazlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Mobil cihazların yanı sıra masaüstü
bilgisayarların da Wi-Fi kartlar aracılığıyla kablosuz internet ağlarına bağlanmaları
mümkündür (Kayabaş, 2013: 188).
Android, Linux çekirdeğini kullanan bir işletim sistemidir. Google, Open
Handset Alliance ve özgür yazılım toplulukları tarafından geliştirilmektedir. Temel
olarak dokunmatik ekranlar için tasarlanan Android, düşük maliyetli ve
kişiselleştirilebilen işletim sistemi arayan yüksek teknoloji cihazlar arasında da
popülerdir. Başlarda bu sadece tablet ve akıllı telefonları kapsasa da, günümüzde
37
televizyonlar, arabalar, oyun konsolları, dijital kameralar ve saatler gibi cihazlar da
kullanılmaya
başlanmıştır
(https://gelecegiyazanlar.turkcell.com.tr/konu/android/egitim/android-201/androidcihazlar-ve-android-isletim-sistemi-uzerine-genel-bilgiler).
Mobil iletişimde üçüncü neslin ardından hızla 4Gyani dördüncü nesil
sistemler gelişmeye başlamış, 2010 yılı itibariyle kullanımına başlanmıştır.
Dördüncü nesil sistemler 2G ve 3G sistemlerin devamıdır. GSM, GPRS, IMT-2000,
Wi-Fi, Bluetooth gibi çok kullanılan standartlarla uyumlu çalışmaktadır. Üçüncü ve
dördüncü nesil sistemlerin en büyük özelliği hızlı görüntü transferini ve çokluortam
uygulamalarını mümkün kılmasıdır. Dördüncü nesil sistemlerde 3G’de yaşanan bazı
erişim, kapasite ve hız sorunlarına da çözüm getirilmiştir (Kayabaş, 2013: 186-187).
Bunlarla birlikte yeni teknoloji cep telefonları, hızlı internet erişimi ile
birlikte sosyal etkileşimin daha da güçlü ve hızlı bir şekilde yaşanmasının yolunu
açmaktadır. Güçlü dijital alt yapısı, hızlı internet erişimi, ücretsiz iletişim
programları ve sosyal medya ağlarına anında bağlanma imkanlarıyla akıllı telefonlar,
kullanıcılarına anlık bilgi aktarım fırsatı da vermektedir. Bu telefonlar ile kaydedilen
görüntü ve fotoğrafların ‘’Facebook’’, ‘’Twitter’’, ‘’Youtube’’ vb. sosyal medya
araçlarıyla geniş kitlelerle paylaşılması cep telefonu kullanıcılarını potansiyel birer
gazeteciye dönüştürmektedir. Her geçen saat, hatta şu an dahi ilerleyen her yeni
dakikada dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan bir olay veya yeni bir gelişme hızlı
internet erişimine sahip olan akıllı telefonlar aracılığıyla anında tüm dünyaya servis
edilmektedir ( Bal, 2014: 125).
Yeni teknolojilerin gelişimi, biçimlenmesi gelişmiş kapitalist ülkelerde,
genellikle Amerikan pazarında, oluşmaktadır. Amerika’nın en büyük rakibi
Japonya’dır, ardından da Avrupa kapitalistleri gelir. Bu pazarlarda oluşup geliştikten
ve biçimlendikten sonra, dünya pazarına yayılma başlar ve dünya bunu kopya
etmeye itilir. Bu yayılma da, gerçekte, teknolojinin yayılması olarak yutturulan,
ürünün yayılmasıdır (Erdoğan, 2000: 292).
38
Birçok yönden cep telefonları, birçok ülkede modern gençler için bir ikon
olarak değerlendirilmektedir. Bu semboller ve ikonların anlamları kullanıcılar için
güçlü bir statü göstergesi noktasına doğru evrilmiştir. Dolayısıyla bir cep telefonuna
sahip olan birey, toplum bilincinde ekonomik olarak belirli bir düzeye ulaştığını ve
teknik bilgi ve beceriye sahip olduğu düşüncesini yeniden üretmektedir. Zira doğru
bir cep telefonu modeline sahip olmak bir gencin cep telefonu modasını takip ettiğini
ve gencin kendi kimlik oluşumunu da cep telefonu üzerinden ürettiğini
göstermektedir. Cep telefonunun sembolik anlamı, araca sahip olmanın çok ötesinde
bir gerçeğe işaret etmektedir. Bir başka ifadeyle gençler cep telefonunu fonksiyonel
amaçlarla kullandıklarını söyleseler de cep telefonu bir arzu nesnesi haline
dönüşmekte ve sosyal statü göstergesi olarak kullanılmaktadır. gençler arasında
birçok özelliği ile cep telefonu, duyguların ve yaşam stilinin bir sunum nesnesi haline
dönüşmüştür (Ling’ten Aktaran: Bal, 2014: 131-132).
2.5.1. Akıllı Cep Telefonları
Klasik cep telefonlarının kapasitelerinin ve yeteneklerinin zaman içerisinde
katlanarak bir takım bilgisayar özelliklerine sahip olmasıyla birlikte akıllı telefon
kavramı ortaya çıkmıştır. Akıllı telefonlar üzerlerinde çalışan Android, IOS,
Symbian, Windows Mobile vb. gibi kendilerine özgü bir takım işletim sistemleri ile
bu işletim sistemlerine uygun olarak geliştirilmiş uygulamaları çalıştırabilmektedir
(Tecimer, 2012: 13). Akıllı telefonlar, internete erişim, doküman hazırlanması ve
saklanması, konum bildirme işlevinden faydalanılması ve daha birçok uygulamaların
kullanılabilmesi gibi bilgi işleme işlevlerinin listelenmesinden oluşmaktadır (Çakır
ve Demir, 2014:215).
Akıllı olarak adlandırılabilecek en eski telefon Motorola Simon modeli
gösterilebilmektedir. 1994 de piyasaya sürüldüğünde diğer telefonlara göre çok iyi
özellikleri olsa da günümüz akıllı telefonlarına göre kesinlikle kıyaslanamamaktadır.
Simon’a göre , ilk dokunmatik telefon ve kısmi şekilde ajanda görevindedir. Akıllı
telefon olarak tarihe geçen ilk cihaz IPhone 1 olmuştur. Iphone 1, 2007
yılında Apple CEO’su Steve Jobs tarafından Amerika’da tanıtılmıştır. IPhone 1 ‘i
akıllı telefon yapan özellikleri ise tuş takımı olmadan sadece dokunmatik ekrana
39
sahip olması, multimedya özellikleri, kablosuz internet özelliği ve 3. parti bir yazılım
ile çalışması olarak sıralayabilmektedir. 3. parti yazılımı ise Apple tarafından
geliştirilen İOS işletim sistemiydi. Tüm bu özellikleri ile bir bilgisayardan hiçbir
farkı olmayan telefon olmuştur. 2007 yılında tanıtılan bu müthiş telefon kısa sürede
dünyada çok fazla satış yapmış ve aralarında Nokia gibi çok ciddi rakiplerini kısa
sürede geçmiştir. Apple, IPhone 1 ile dünyadaki telefon algısını değiştirmiş ve Cep
telefonlarının sonunu getirerek akıllı telefon modellerinin başlangıç temelini atmıştır.
Iphone
1
özellikleri
bakımından
kusursuz
bir
yapıda
üretilmiştir
(http://www.teknokoliker.com/2013/12/telefon-icadi-ve-gecmisten-gunumuzetelefonun-gelisimi.html).
Diğer taraftan Apple’ın iPhone’una ve iOS işletim sistemine karşı pazarda
çok büyük bir pay olan Android, Google ve Open Handset Alliance (OHA) yazılım
topluluğu tarafından mobil cihaz ve telefonlar için geliştirilmiş, açık kaynak kodlu ve
Linux tabanlı bir mobil işletim sistemiydi. Apple’ın 2007 yılında piyasaya sürdüğü
iOS işletim sistemine benzer fonksiyonları taşıyan ilk Android versiyonu 2009
yılında duyurulmuştur. Pastadan daha büyük pay almasını sağlayan ise 2011 yılı
başında çıkarılan Android 2.3 (Gingerbread) versiyonu olmuştur. Bu sürümle birlikte
iOS’un taşıdığı pek çok özelliği (çoklu dokunmatik desteği gibi) içerir hale gelmiştir.
Android’in kısa süre içinde bu başarıyı yakalamasında kuşkusuz mobil telefon
üreticilerinin katkısı büyük olmuştur. Mobil telefon pazarını domine eden Samsung,
Sony Ericsson, HTC, LG gibi büyük üretici firmaların Android kullanması ve
tasarımlarında iPhone’a rakip olacak seviyeye gelmeleri Android’in pazardaki yerini
perçinlemiştir (Kalem, 2013: 55).
Akıllı telefonların hızlı gelişimine rağmen geleneksel mobil telefon
pazarındaki üstünlüğünü koruyan Nokia ise kendi işletim sistemi olan Symbian ile
iOS ve Android’e karşı ayakta durmaya çalışmıştır. Ancak mevcut ve potansiyel
müşterilerinin sesini duymakta oldukça gecikerek 2010-2013 yılları arasında çok
önemli oranda pazar payını ve dolayısıyla gücünü yitirmiştir. CEO değişikliğine
giden Nokia, 2012 yılında Microsoft ile yaptığı anlaşma ile pazardaki yarışa
Windows Phone işletim sistemi kullanarak devam etme kararı almıştır. Böylece hem
40
Microsoft akıllı telefon dünyasına tecrübeli bir marka ile girmiş olmuş hem de Nokia
yazılım konusunda insanların en çok güven duyduğu Windows programını arkasına
almıştır. Arkasından Microsoft, HTC ile de anlaşma yaparak bazı HTC akıllı telefon
modellerine (Windows Phone 8X gibi) Windows işletim sistemini dahil etmiştir
(Kalem, 2013: 56).
2.6. CEP TELEFONU KULLANIMINA İLİŞKİN VERİLER
2.6.1. Abone Sayıları
2014 yılı Eylül ayı sonu itibarı ile Türkiye’de yaklaşık %93,813 penetrasyon
oranına karşılık gelen toplam 71.908.742 mobil abone bulunmaktadır. Temmuz
2009’da sunulmaya başlanan 3G hizmeti 2014 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla
56.780.787 aboneye ulaşmıştır. Şekil 1’de 2G ve 3G mobil abone sayısı ile
penetrasyon oranları yıllar itibarıyla karşılaştırılmaktadır (BTK Rapor, 2014: 46).
Şekil 1: Toplam Mobil Abone Sayısı ve Nüfusa Göre Penetrasyon
Şekil 2’de Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerine ait mobil penetrasyon oranları
karşılaştırılmaktadır. 2014 üçüncü çeyreği itibarıyla Avrupa ülkeleri içinde en
yüksek mobil penetrasyon oranına sahip ülkeler Finlandiya, Portekiz, Avusturya,
İsveç ve Danimarka olarak görülmektedir. İncelenen ülkelerin ortalama mobil
41
penetrasyon oranı %136’dır. Türkiye’de ise Eylül 2014 itibariyle mobil penetrasyon
oranı yaklaşık %94 seviyesindedir (BTK Rapor, 2104: 48).
Şekil 2: Türkiye ve Bazı Avrupa Ülkelerinin Mobil Penetrasyon Oranları, %
Şekil 3’te Türkiye’deki mobil abonelerin abonelik türlerine göre dağılımına
yer verilmektedir. 2014 yılı üçüncü üç aylık döneme bakıldığında mobil abonelerin
yaklaşık %57,1’ini ön ödemeli abonelerin oluşturduğu, son bir yıl içerisinde faturalı
abonelerin oranının %40,5’den %42,9’a çıktığı görülmektedir (BTK Rapor, 2014:
49).
Şekil 3: Ön Ödemeli ve Faturalı Mobil Abone Oranları, %
42
2.6.2. Mobil Pazar Kullanıcı Verileri
Şekil 4’te işletmeci bazında ön ödemeli ve faturalı 3G abonelerinin
dağılımına yer verilmektedir. 2014 yılı üçüncü üç aylık dönemi itibarıyla faturalı 3G
abone oranının Avea’da %47,02; Vodafone’da %39,60 ve Turkcell’de ise %43,87
olduğu görülmektedir (BTK Rapor, 2014: 50).
Şekil 4: 3G Ön Ödemeli ve Faturalı Mobil Abone Oranları, %
Şekil 5’te mobil şebeke işletmecilerinin üçer aylık dönemler itibarıyla toplam
abone sayıları verilmiştir. 2014 yılının üçüncü üç aylık döneminde, önceki üç aylık
döneme göre abone sayıları bakımından Avea’da %2,8, Vodafone’da %2,8 ve
Turkcell’de %0,3 oranında artış yaşanmıştır (BTK Rapor, 2014: 50).
Şekil 5: Mobil İşletmeci Bazında Toplam Abone Sayıları, Milyon
43
2.6.3. Mobil Trafik Hacmi
2014 yılı üçüncü çeyrekte toplam mobil trafik hacmi 53,11 milyar dakika
olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılı üçüncü üç aylık dönemi trafik bilgileri bir önceki üç
aylık dönemle kıyaslandığında toplam trafiğin %1,92 oranında arttığı, geçen senenin
aynı dönemi ile kıyaslandığında ise %10,57 oranında arttığı görülmektedir. İşletmeci
bazında incelendiğinde ise bir önceki döneme göre Turkcell’in trafiğinin %1,53
oranında, Vodafone’un trafiğinin %2,83 oranında; Avea’nın trafiğinin ise %1,36
oranında arttığı görülmektedir. Geçen senenin aynı dönemine göre kıyaslandığında
Turkcell’in trafik hacminde %1,85 Vodafone’un trafik hacminde %10,64 ve
Avea’nın trafik hacminde %26,51 oranında artış olduğu görülmektedir. Mobil trafik
hacmindeki18 bu değişim dönemler itibarıyla Şekil 5’te verilmektedir (BTK Rapor,
2014: 55).
Şekil 6: Mobil İşletmecilerin Dönemlere göre Toplam Trafikleri, Milyar Dakika
2.6.4. Operatörlerin Gelir Durumları
Şekil 7’de mobil işletmecilerin üçer aylık net satış gelir verilerine göre
hesaplanan pazar paylarına yer verilmektedir. 2014 yılı üçüncü çeyrek dönem
itibarıyla gelire göre pazar payları incelendiğinde Turkcell’in pazar payının %46,32;
Vodafone ve Avea’nın ise sırasıyla %32,29 ve %21,39 seviyelerinde olduğu
44
görülmektedir. 2014 yılı üçüncü çeyrekte gelire göre pazar payları 2013 yılının aynı
dönemi ile kıyaslandığında Turkcell’in pazar payının yaklaşık 2,89 puan azaldığı,
Avea’nın pazar payının 1,15 puan, Vodafone’un pazar payının ise 1,73 puan arttığı
görülmektedir (BTK Rapor, 2014: 62-63).
Şekil 7: Mobil İşletmecilerin Gelire Göre Pazar Payları, %
Abone başına elde edilen aylık gelir anlamına gelen “ARPU” bilgisi, bir
işletmecinin ortalama olarak bir ayda; bir aboneden ne kadar gelir elde ettiğinin,
diğer bir ifade ile de abonelerin ortalama olarak mobil hizmetlere bir ayda ne kadar
harcama yaptığının en belirgin göstergelerinden biridir. Şekil 8’de Türkiye’de hizmet
veren mobil işletmecilerinin 2013 yılından itibaren üç aylık ortalama ARPU
rakamlarına yer verilmektedir. 2014 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla Turkcell için abone
başına aylık gelir 23,83 TL, Vodafone için 22,21 TL, Avea için ise 22,87 TL’dir
(BTK Rapor, 2014: 64).
Şekil 8 : Mobil ARPU, TL
45
2.6.5. Akıllı Cep Telefonu Kullanımına İlişkin Veriler
Ericsson ConsumerLab tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye’de mobil
servislerin kullanımı oldukça aktiftir. Türkiye bazı Avrupa ülkelerinden ileride
olduğu görülmektedir. Araştırmaya göre Türkiye’deki kullanıcılar teknolojiye
meraklı ve yeni cihaz sahibi olma konusunda oldukça isteklidir:
•
Kullanıcıların yüzde 43’ü, akıllı telefonlarının hayatlarının önemli bir parçası
olduğunu ifade ederken, yüzde 37’si operatör seçerken maliyetten önce hıza
önem vermektedir.
•
Kullanıcıların yüzde 40’ı cihaz alırken en son çıkan modelleri tercih etmektedir.
•
Mobil servislerin kullanımı, Türkiye’de çok aktif durumda ve sosyal medya,
anlık mesajlaşma, uygulama indirme gibi pek çok serviste İngiltere, Amerika,
Almanya gibi ülkeleri gerisinde bırakmış durumdadır. Örneğin, Türkiye’deki
akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 91’i haftada en az bir kez sosyal ağlara
bağlanırken, Amerika’da bu oran %81, İngiltere’de yüzde 77 ve Almanya’da
ise yüzde 70’tir. Bu sonuç, Türkiye’de mobil genişbant penetrasyonunun diğer
ülkelere kıyasla henüz daha düşük, fakat hızlı bir yükseliş trendinde olması ile
açıklanabilmektedir
(http://www.techinside.com/turkiyede-3g-kullanici-
egilimleri-ve-beklentileri/).
Türkiye İstatistik Kurumu’nun Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım
Araştırması (2014) sonuçlarına göre ise Türkiye’de Ev ve iş yeri dışında internet
kullanımı için taşınabilir cihaz kullanımı arttığı sonucu ortaya çıkmıştır. İnterneti
2014 yılının ilk üç ayında kullanan bireylerin %58’i ev ve işyeri dışında internete
kablosuz olarak bağlanmak için cep telefonu veya akıllı telefon kullanırken, %28,5’i
taşınabilir bilgisayar (dizüstü, netbook, tablet vb.) kullanmıştır. Bu oranlar 2013
yılının aynı döneminde sırasıyla %41,1 ve %17,1’dir. (TUİK, Rapor, 2014)
Google Tüketici Barometresi 2014 sonuçlarına göre Türkiye sosyal medya
kullanımında dünya lideridir. Zira, Türkiye’de 2012 yılında yüzde 14 olan akıllı
46
telefon kullanımı bugüne kadar yaklaşık 3 katına çıkarak yüzde 39’a ulaşmıştır.
Kullanıcıların akıllı telefonlarında en çok etkileşime geçtikleri aktivite ise fotoğraftır.
Kullanıcıların yüzde 66’sı fotoğraf için akıllı telefonlarını kullandıklarını söylerken,
müzik diyenlerin oranı yüzde 58 iken ve oyun diyenlerin oranı ise yüzde 53’tür.
(http://webrazzi.com/2014/10/23/google-tuketici-barometresi-2014-sonuclarina-goreturkiye-sosyal-medya-kullaniminda-dunya-lideri/).
2.7. AKILLI CEP TELEFONU KULLANIMI İLE İLGİLİ YAPILMIŞ
ARAŞTIRMALAR
Çalışmanın bu bölümünde akıllı cep telefonu kullanımı ile ilgili daha önce
dünyada ve Türkiye’de yapılmış araştırmalara ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
ABD’de üniversite öğrencilerinin cep telefonu ve akıllı cep telefonu
kullanımına ilişkin çalışmada kullanıcıların mobil cihaz kullanımı, memnuniyet ve
motivasyonları değerlendirilmiştir. Araştırma, Kuzeydoğu ABD Üniversitesinde 101
öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Buna göre kullanıcılar için mesajlaşma,
elektronik haberleşme için cep telefonları en önemli araçtır. Akıllı cep
telefonlarından internete girme en önemli faaliyet olarak tespit edilmiştir. Akıllı cep
telefonu kullanıcılarının normal cep telefonu kullanıcılarına göre memnuniyeti
anlamlı derecede daha yüksektir (Peslak, 2011:407-417).
Lane ve Manner’in rastgele örneklem metodu ile 312 denek üzerinde
gerçekleştirdiği “ Akıllı Telefon Mülkiyeti ve Kullanımında Kişilik Özelliklerinin
Etkisi’’ isimli çalışmada akıllı telefon sahipliği ve kullanımının kişilik üzerindeki
etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmaya göre akıllı cep telefonu
kullanıcılarının başkaları ile iletişim kurmak için güçlü bir isteğe sahip oldukları
görülmektedir. Araştırma ayrıca akıllı cep telefonu fonksiyonlarının dışadönüklük
düzeyinde en az etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Akıllı cep telefonu
fonksiyonlarına verilen önemin yaşla birlikte azaldığı da araştırmanın sonuçlar
arasında yer almaktadır ( Lane ve Manner: 2011: 22-28).
“Kullanıcıların Davranışları Üzerinde Bir Keşif Çalışması: Akıllı Telefon
Kullanımı’’ isimli çalışmada bireylerin akıllı telefon kullanım motivasyonları nitel ve
47
nicel araştırma yöntemleri kullanılarak yaş, cinsiyet ve diğer yapılar arasındaki
kullanım farklılıkları ele alınarak incelenmiştir. Araştırmada akıllı cep telefonlarının
iletişim, eğlence ve eğitim faktörlerinin ön plana çıktığı görülmektedir. Birçok
özelliği bir arada toplayan akıllı telefonlar kullanıcılar tarafından en çok internete
bağlanma, sosyal medya ortamlarına erişme ve video özellikleri nedeniyle tercih
edilmektedir (Mutchler v.d.: 2011: 1-9).
Malezya’da tüketicilerin akıllı telefon kullanım davranışları üzerine yapılan
araştırma büyükşehirlerde yaşayan 1814 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Akıllı
telefon kullanıcıların aşinalık, marka ve hizmet sağlayıcılar ve satın almayı etkileyen
belirleyiciler tespit edilmiştir. Buna göre tüketiciler akıllı cep telefonu tercih ederken
en çok tasarım, işlem gücü ve fiyata önem vermektedir. Tüketicilerin kullanım
davranışları incelendiğinde ise e-posta, web ve oyun göze çarpmaktadır. Kullanıcılar
tarafından akıllı cep telefonu tercih nedenlerinin başında ise kaliteli olması ve üstün
özelliklere sahip olması, iletişim ihtiyaçlarını karşılaması, statü göstergesi olması ve
prestij sağlaması gelmektedir. Araştırmaya ilişkin bir diğer sonuç ise genç erkek
katılımcıların medya ve eğlence gibi uygulamalara diğer katılımcılara oranla daha
fazla önem vermesidir (Osman v.d. 2012: 275-286).
Chung ve Chun’un kullanıcıların akıllı cep telefonu tercihleri ile ilgili
yaptıkları çalışmada bu telefonların kullanım nedenleri ortaya koyulmaya
çalışılmıştır. Buna göre kullanım kolaylığı, işlevsellik, kullanıcı güvenliği ile ilgili
değişkenler test edilmiştir. Kullanıcıların akıllı telefon seçiminde kullanım
kolaylığının önemli etkiye sahip olduğu görülmektedir. Yine kullanıcılar için önemli
görülen özellikler arasında mevcut uygulamalar olarak tespit edilmiştir. Çalışma
sonuçlarında dikkat çeken bir diğer unsur da akıllı cep telefonu tercihinde sosyal
akran etkisidir. Bu sonuçlara göre ileri yaşlar için sosyal akran etkisi daha düşük
düzeydedir ( Chung ve Chun, 2011: 291-300).
Çakır ve Demir’in “Üniversite Öğrencilerinin Akıllı Telefon Satın Alma
Tercihlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma’’ isimli çalışmalarında elde ettikleri
bulgulara göre üniversite öğrencilerinin akıllı cep telefonu tercihlerinde ürün
özellikleri, marka ve reklam çabalarının anlamlı bir etkiye sahip olduğu ortaya
48
çıkmıştır. Akıllı telefon satın alma tercihinde en yüksek etkiye sahip olan faktör ise
reklam çabaları olarak bulunmuştur. Bir diğer faktör ise bu cihazların işlevselliği
olarak tespit edilmiştir. Kullanıcıları akıllı telefon satın almaya yönelten unsurlardan
biri de marka olarak dikkat çekmektedir (Çakır ve Demir, 2014: 213-243).
Ada ve Tatlı tarafından gerçekleştirilen “Akıllı Telefon Kullanımını Etkileyen
Faktörler Üzerine Bir Araştırma“ isimli çalışmada akıllı telefonların kullanım
düzeyini etkileyen faktörler ve bu faktörlerin akıllı telefon kullanımını ne düzeyde
etkilediğinin tespit edilmesi gibi konular ele alınmıştır. Araştırma kapsamında, mobil
iletişim sektörü çalışanlarına yönelik bir anket uygulaması yapılmıştır. Araştırmanın
temel bulgularına göre, üst yönetim desteği, işletme büyüklüğü, girişimcilik yeteneği
vb. gibi bileşenlerden oluşan örgütsel faktörler akıllı telefon kullanımını önemli
ölçüde etkilemektedir. Diğer yandan, araştırmanın sonuçları, eğitim, yaş, deneyim ve
kişisel özellikler gibi bileşenlerden oluşan bireysel faktörlerin, diğer kişiler ve
işletme yönetimi gibi bileşenlerden oluşan sosyal faktörlerin akıllı telefon
kullanımını etkilemediğini göstermektedir (Ada ve Tatlı, 2012).
Son olarak Ömürbek ve Şimşek tarafından Süleyman Demirel Üniversitesi
öğrencileri ile gerçekleştirilen “Üniversite Öğrencilerinin Cep Telefonu Tercihlerinin
Analitik Hiyerarşi Prosesi İle Belirlenmesi’’ isimli çalışmada akıllı cep telefonu
marka seçiminde etkili olan unsurun marka özelliği olduğu belirlenmiştir. Öğrenciler
cep telefonu modeli seçerken en çok dikkat ettikleri unsur kullanım özellikleridir. En
az tercih edilen özellik ise % 5,5 ile teknik özelliklerdir. Öğrencilerin % 43,3’ü
diğerleri grubuna ait cep telefonlarını tercih etmektedir. Diğerleri adı altındaki cep
telefonu modelleri, Apple, Sony Ericsson ve Motorola’dır. İkinci olarak seçilen %
30,9’luk bir oranla Nokia cep telefonudur. Daha sonra sırasıyla LG (% 17,9) ve
Samsung (% 7,9) cep telefonları yer almaktadır. Diğerleri grubunda yer alan cep
telefonu markalarının kullanıcıları genellikle yüksek gelire ve daha fonksiyonel cep
telefonuna sahip kişilerdir. Nokia’nın cep telefonu model yelpazesinin ve fiyat
aralığının çok geniş olması bir avantaj gibi görülse de, Apple’in daha fonksiyonel
fakat çeşit ve fiyat bakımından daha dar bir alana sahip olmasının avantaj sağladığı
görülmektedir (Ömürbek ve Şimşek, 2012: 116-132).
49
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
AKILLI CEP TELEFONLARI KULLANIM ÖRÜNTÜLERİ: ÜSKÜDAR
ÖRNEĞİ SAHA ARAŞTIRMASI BULGULARI
3.1. METODOLOJİ
Saha araştırması yönteminin kullanıldığı çalışmanın üçüncü bölümünde,
araştırma soruları ve hipotezlere, evren ve örnekleme yer verilmiş, veri toplama
teknikleri ve kullanılan istatistiksel teknikler tanıtılmıştır. Ayrıca bu bölümde 500
kişinin katılımıyla gerçekleştirilen akıllı cep telefonlarının kullanımına ilişkin anket
çalışmasına dair verilere ve bulgulara yer verilmiştir.
3.1.1. Araştırmanın Sorunu
İletişim, insanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerin başında
gelmektedir. Şüphesiz hiçbir insan iletişim kurmadan yaşayamaz. Değişen ve gelişen
teknoloji ile her geçen gün iletişim araçlarına bir yenisi eklenmektedir. Bu teknolojik
gelişmeler ile büyük bir ilerleme kat eden iletişim araçlarından biri de cep telefonları
olmuştur. Önceleri sadece birbirinden uzaktaki iki insanın birbirleriyle konuşmasını
sağlayan cep telefonları ile günümüzde neredeyse her şeyi yapmak mümkün hale
gelmiştir.
Cep telefonları bugün bir telefon olmanın ötesinde, bir bilgisayar, bir
televizyon, radyo, internet gazete, dergi… kısacası cep telefonu hayatımızın merkezi
konumuna yerleşmiştir. Elimizden düşürmediğimiz en yakın arkadaşımız olma
yolunda emin adımlarla ilerleyen bu teknolojik ürün, adeta biz insanları kendine
bağımlı hale getirmiştir. Günümüzde geldiği teknolojik boyut ile cep telefonu
olmanın ötesinde tanışabilir küçük bir bilgisayar işlevi de gören akıllı cep telefonları
toplumun her kesimi tarafından ilgi görmektedir. Firmaların her geçen gün farklı bir
model ve özellikle piyasaya sundukları bu teknolojik ürünlerin kullanımı ülkemizde
de son yıllarda artış göstermektedir. Hemen hemen her kesimden kullanıcıya sahip
50
olan bu teknolojik ürünlerin, kullanıcıları tarafından tercih edilme sebeplerini ve
kullanım alışkanlıklarını ortaya koymak araştırmanın sorununu oluşturmaktadır.
3.1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi
Araştırma, Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı temel alınarak, farklı yaş,
cinsiyet, ekonomik gelir, eğitim durumuna sahip kişilerin akıllı cep telefonu kullanım
nedenlerini ve alışkanlıklarını ortaya koymayı amaçlamıştır. Araştırma kapsamında,
katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübeleri, akıllı cep telefonu ile günlük
konuşma süreleri, günlük SMS gönderim sayısı, akıllı cep telefonu değiştirme
nedenleri, akıllı cep telefonu satın alma tercihlerinde etkili olan faktörler, akıllı cep
telefonunda yer alan özellikleri kullanım sıklığı ve akıllı cep telefonu kullanım
nedenlerinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Yine katılımcıların cinsiyete göre akıllı cep
telefonu kullanım neden ve alışkanlıklarında farklılık olup olmadığını tespit etmek de
çalışmanın amaçları arasında yer almaktadır.
Bu bilgiler doğrultusunda çalışmanın amacı şu şekilde ifade edilebilir:
•
Akıllı cep telefonlarının kullanıcılar tarafından tercih edilme nedenlerini
ortaya koymak.
•
Kullanıcıların akıllı cep telefonlarını kullanım alışkanlıklarını ve bu
telefonları en çok hangi amaçla kullandıklarını saptamaktır.
Bu bağlamda çalışmanın önemi, akıllı cep telefonlarının kullanıcılar
tarafından hangi amaç ve şekillerde kullanıldığını ortaya koymasıdır denilebilir.
Çalışma akıllı cep telefonu kullanımı ile ilgili az sayıdaki araştırma arasında yer
alması açısından da önemlidir.
3.1.3. Araştırmanın Modeli
Bu araştırmada, genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmada, akıllı cep
telefonu kullanıcılarının bu ürünleri kullanım alışkanlıklarını ortaya koymaya
yönelik veriler anket formu ile toplanmıştır. Araştırma, 2014 yılının Ekim-Kasım
ayları arasında gerçekleştirilmiştir.
51
3.1.4. Araştırmanın Evren ve Örneklemi
Araştırmanın evreni, İstanbul ili Üsküdar ilçesi sınırları içinde akıllı cep
telefonu kullanan kişilerden oluşmaktadır. Araştırmanın Üsküdar’da yapılmasındaki
en önemli etken ilçenin temsil kabiliyetinin yüksek olmasıdır. Bunun yanında gerek
ekonomik özellikleri gerek konumu gerekse tarihi yapısıyla önde gelen ilçeler
arasında yer alması araştırmanın evrenini oluşturmasında önemli bir etkendir.
Araştırmada amaçlı örneklem yöntemi kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme
(purposive sampling), araştırmacının kota örneklemesinde olduğu gibi belli bir
örneklem sayısına gelinceye kadar en yakını, sevdiği, beğendiği, hoşlandığı,
çevresinden kişileri örnekleme almasıdır. ‘’Uygun örneklem’’ yöntemine benzerlik
göstermekle birlikte aradaki önemli fark, örnekleme seçilen kişilerin ya da objelerin,
araştırmacının amaçlarına en uygun yanıtı verebilecek birey ve objeler arasından
seçilmesidir
(Aziz,
2014:
55).
Bu
bağlamda
ilçede
bulunan
582.666
(http://www.uskudar.bel.tr/tr/main/pages/sayilarla-uskudar/29) kişi arasından seçilen
akıllı cep telefonu kullanıcısı 500 kişi ise araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır.
3.1.5. Araştırmada Kullanılan Soru Formu ve Ölçüm Araçları
Çalışma, toplamda 75 soruyu içeren 8 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm
cep telefonu kullanım tecrübesini ölçmeye yönelik sorulardan oluşmaktadır. İkinci
bölüm ise araştırmaya katılanlardan akıllı cep telefonu kullanım tecrübelerine
yönelik sorulardan oluşmaktadır. Üçüncü bölüm katılımcıların akıllı cep telefonu
satın almalarında etkili olan faktörleri ortaya koymaya yönelik sorulardan
oluşmaktadır. Dördüncü bölümde ise katılımcıların akıllı cep telefonlarını değiştirme
nedenlerini ve sürelerini ifade eden sorulara yer verilmiştir. Beşinci bölümde
katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan teknik özellikler 5 likert
formunda hazırlanmış sorular ile ölçülmeye çalışılmıştır. Bu ölçekte katılımcılardan
‘’1. Hiç Önemli Değil’’, ‘’2. Önemsiz’’, ‘’3. Ne Önemli Ne Önemsiz’’, ‘’4.
Önemli’’, ‘’5. Çok Önemli’’ aralığında yanıtlar alınmaya çalışılmıştır. Araştırmanın
altıncı bölümünde katılımcılardan akıllı cep telefonlarında yer alan özellikleri hangi
sıklıkla kullandıkları yine 5 likert formatında ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bu
52
bölümde ‘’1.Hiç’’, ‘’2. Nadiren’’, ‘’3. Ara Sıra’’, ‘’4. Çoğu Zaman’’, ‘’5. Her
Zaman’’ şeklinde ifade etmeleri istenmiştir. Yedinci bölümde katılımcıların akıllı
cep telefonu kullanma nedenlerini ölçmeye yönelik sorular yöneltilmiştir. ‘’1. Hiç
Katılmıyorum’’, ‘’2. Katılıyorum’’, ‘’3. Kararsızım’’, ‘’4. Katılıyorum’’, ‘’5.
Kesinlikle Katılıyorum’’ şeklinde ifade etmeleri istenmiştir. Son bölümde ise
katılımcıların yaş, cinsiyet, medeni durum, öğrenim durumu, meslek ve ekonomik
gelir gibi sosyo- demografik özellikleri belirlemeye yönelik sorular yer almaktadır.
Araştırmada kullanılan soru formu Enes Bal tarafından hazırlanan Teknoloji
Çağında Cep Telefonu Kullanım Alışkanlıkları ve Motivasyonlar: Selçuk
Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir İnceleme isimli doktora tezinde kullanılmış
ölçeğin akıllı cep telefonları için yeniden düzenlenmiş halidir. Ölçekte yer alan akıllı
cep telefonu satın almada etkili faktörlere ilişkin soruların güvenilirlik değeri .786
olarak hesaplanmıştır. Ölçekte yer alan akıllı cep telefonu tercihinde etkili olan
özelliklere ilişkin soruların güvenirlik değeri ise .876’dır. Akıllı cep telefonu
özelliklerini kullanım sıklığına ilişkin soruların güvenilirlik değeri ise .812 olarak
hesaplanmıştır. Ölçekte yer alan akıllı cep telefonu kullanım nedenlerine ilişkin
soruların güvenilirlik değeri ise .917 olarak hesaplanmıştır.
Soru Türleri
Soru
Ölçekteki
Sayısı
Sıra
Aralığı
Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi
7
1-7
Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi
5
8-12
Akıllı Cep Telefonu Satın Almada Etkili Faktörler
5
13-17
Akıllı Cep Telefonu Değiştirme Nedenleri ve Süresi
2
18-19
Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Teknik Özellikler
22
20-41
Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanım Sıklığı
11
42-52
Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanım Nedenleri
17
53-69
Demografik Özellikler
6
70-75
53
3.1.6. Elde Edilen Verilerin Analizi ve Kullanılan İstatiksel Analiz Yöntemleri
3.1.6.1. Frekans Analizi
Frekans analizi, araştırmanın evrenini ya da örneklemini oluşturan tüm
birimlerden sağlanan verilerin düzenlenmesi ve verilerin tümünü temsil edecek
değerlerin bulunmasını içerir. Frekans dağılımı, yüzde dağılımı, mod, medyan,
ortalama, standart sapma, korelasyon vb. gibidir ( Ekiz, 2009: 136).
3.1.6.2. Ki- Kare Testi
Bu test gözlenen frekansların, kuramsal sonuçlara ne kadar uyum sağladığını
araştırır. Gözlenen frekanslar kurumsal sonuçlara yakın olduğu takdirde, değişkenler
arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmadığı ve iki değişkenin birbirinden bağımsız
olduğu kabul edilir, gözlenen frekanslarla kuramsal sonuçların birbirinden uzak
olduğu durumda ise iki değişken arasında anlamlı bir ilişkiden söz edilir (Aziz, 2014:
174). Başka bir deyişle bu test, değişkenin sınıflayıcı seçeneklerine göre yapılan bir
ölçümde beliren çapraz dağılıma bakarak söz konusu değişkenler arasında gözlenen
bağlantıyı hesaplama yoludur (Arslantürk, 1995: 143).
Bu testin uygulanabilmesi için iki temel önkoşul söz konusudur:
1. Gözlemler birbirinden bağımsız olmalıdır.
2. Hücrelerde beklenen frekanslar 5’ten küçük olmamalıdır. Çok büyük çapraz
tablolarda, bu koşul “hücrelerin % 20’sinden fazlasında beklenen frekanslar
5’ten küçük olmamalıdır.’’ Şeklindedir. Ancak çapraz tablodaki hücre sayısı
ne olursa olsun, hiçbir hücrenin beklenen değeri 1’in altında olmamalıdır
(İslamoğlu ve Alnıaçık, 2013: 413).
En çok kullanılan ki kare testi iki süreksiz değişken arasında ilişki olup
olmadığını görmek amacıyla yapılmaktadır (Akbulut, 2010: 176). Ki kare testi
frekansların yer aldığı kategorilerin sürekli olmaktan çok süreksiz olması durumunda
daha uygundur. Ayrıca özellik ya da karakteristikler gerçekte sürekli iken
kategorilendirildiğinde de uygun bir tekniktir (Balcı, 2004: 231).
54
3.1.6.3. Bağımsız Örneklem T- Testi
İki bağımsız ölçümle elde edilmiş iki ayrı ortalama arasındaki ayırımın
anlamlı olup olmadığını araştırmanın bir istatistik test etme yoludur. Bu test iki
ölçüm arasındaki ayırımın vasıflandırarak bağlanma ihtimalini gösteren bir işlemdir.
T testi veri sayısının 30’un altında olan gözlemden oluşmuş dağılımlarda uygulanır.
T değeri, en genel anlamıyla iki ortalama arasındaki farkın, bu farkın standart
hatasına oranıdır (Arslantürk, 1995:122).
Varsayımları:
1. Bağımlı değişkene ait ölçümler ya da puanlar, aralık ya da oran ölçeğindedir
ve karşılaştırmaya esas iki grup ortalaması aynı değişkene aittir.
2. Bağımlı değişkene ilişkin ölçümlerin dağılımı her iki grupta da normaldir.
3. Ortalama puanları karşılaştırılacak örneklemler ilişkisizdir (Büyüköztürk,
2005: 39).
3.1.7. Araştırma Soruları ve Hipotezler
Araştırma Sorusu 1: Katılımcıların cep telefonu kullanım tecrübesi nedir?
Araştırma Sorusu 2: Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübesi nedir?
Araştırma Sorusu 3: Katılımcıların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonu
tecrübesi nedir?
Hipotez 1: Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübesi cinsiyete göre
anlamlı farklılık göstermektedir.
Araştırma Sorusu 4: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonları ile günlük
konuşma süresi nedir?
Hipotez 2: Katılımcıların cinsiyete göre akıllı cep telefonları ile günlük konuşma
süresi anlamlı farklılık göstermektedir.
Araştırma Sorusu 5: Araştırmaya katılanların bir sesli arama süresi nedir?
55
Hipotez 3: Katılımcıların bir sesli arama süresi cinsiyete göre anlamlı farklılık
göstermektedir.
Araştırma Sorusu 6: Araştırmaya katılanların günlük SMS gönderim sayısı nedir?
Hipotez 4: Katılımcıların günlük SMS gönderim sayısı cinsiyete göre anlamlı
farklılık göstermektedir.
Araştırma Sorusu 7: Katılımcıların akıllı cep telefonu ile aylık görüşme gider
durumu nedir?
Hipotez 5: Katılımcıların akıllı cep telefonu ile aylık görüşme gider durumu
cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir.
Araştırma Sorusu 8: Katılımcıların akıllı cep telefonu değiştirme nedenleri
nelerdir?
Araştırma Sorusu 9: Katılımcıların akıllı cep telefonu değiştirme süreleri nedir?
Hipotez 6: Katılımcıların akıllı cep telefonu değiştirme süreleri cinsiyete göre
anlamlı farklılık göstermektedir.
Araştırma Sorusu 10: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu satın alma
davranışlarını etkileyen unsurlar nelerdir?
Hipotez 7: Katılımcıların akıllı cep telefonu alırken etkilendikleri unsurlar cinsiyete
göre anlamlı farklılık göstermektedir.
Araştırma Sorusu 11: Katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan
özelliklerin betimleyici istatiksel dağılımı nedir?
Hipotez 8: Katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan özelliklere
verilen önem cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir.
Araştırma Sorusu 12: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu özellikleri
kullanım sıklığının betimleyici istatistik dağılımı nedir?
56
Hipotez 9: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu özellikleri kullanım sıklığı
cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir.
Araştırma Sorusu 13: Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenleri nelerdir
Hipotez 10: Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu kullanım nedenleri cinsiyete
göre anlamlı farklılık göstermektedir.
3.2. ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN BULGULAR VE YORUM
3.2.1. Katılımcıların Cinsiyeti
Araştırmaya katılanların cinsiyet dağılımları frekans analizi ile ortaya
koyulmaya çalışılmıştır. Araştırmaya katılan 500 kişiden 499’u soruyu yanıtlamıştır.
Tablo 1’de görüldüğü gibi katılımcıların 259’unu erkekler, 240’ını ise kadınlar
oluşturmaktadır. Bu bilgilere göre araştırmaya katılanların % 51,8’ini erkekler
oluştururken, % 48’ini ise kadınlar oluşturmaktadır. Erkek katılımcıların oranının
daha yüksek olduğu görülse de,
örneklemin cinsiyet bakımından dengesiz bir
dağılıma sahip olmadığı görülmektedir.
Tablo 1: Katılımcıların Cinsiyete Göre Yüzdelik Dağılımı
Cinsiyet
Sayı
Yüzde
Geçerli
Toplamlı
Yüzde
Yüzde
Kadın
240
48,0
48,1
48,1
Erkek
259
51,8
51,9
100,0
Toplam
499
99,8
100,0
1
,2
Cevapsız
Genel Toplam
500
100,0
57
3.2.2. Katılımcıların Yaşı
Çalışma kapsamında veri toplanan bir diğer sosyo-demografik değişken ise
yaş değişkenidir. Her yaş grubundan katılımcı ile gerçekleştirilen araştırma
sonuçlarına göre Tablo 2’de yer alan bilgiler ortaya çıkmıştır. Buna göre, araştırmaya
katılanların yaşları 15 ile 68 yaş arasında değişim göstermektedir. Katılımcıların yaş
ortalaması ise 29.68 olarak tespit edilmiştir.
Tablo 2: Katılımcıların Yaşına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
N
Katılımcıların
Yaşı
497
En Düşük En Yüksek Ortalama
15,00
68,00
29,6801
Std. Sapma
11,36812
3.2.3. Katılımcıların Öğrenim Durumu
Katılımcılara yöneltilen sosyo-demografik değişkenlere yönelik bir diğer
soru, katılımcıların öğrenim durumlarıdır. Araştırmaya katılanların öğrenim durumu
dağılımı incelendiğinde, %42’sinin üniversite, % 29, 2’sinin lise, 14,6’sının yüksek
okul (ön lisans), % 7,6’sının yüksek/ lisans/ doktora, 3,8’inin ortaokul, %2,4’ünün
ise ilkokul mezunu olduğu görülmektedir.
58
Tablo 3: Katılımcıların Öğrenim Durumuna İlişkin Yüzdelik Dağılımlar
Katılımcıların Öğrenim Durumu
Sayı
Yüzde
Geçerli
Toplamlı
Yüzde
Yüzde
İlkokul
12
2,4
2,4
2,4
Ortaokul
19
3,8
3,8
6,2
146
29,2
29,3
35,5
73
14,6
14,7
50,2
210
42,0
42,2
92,4
38
7,6
7,6
100,0
498
99,6
100,0
500
100,0
Lise
Yüksekokul (ön lisans)
Üniversite (Lisans)
Yüksek Lisans/ Doktora
Toplam
Genel Toplam
3.2.4. Katılımcıların Meslekleri
Sosyo- demografik değişkenler içerisinde ele alınan bir diğer değişken ise
katılımcıların meslekleri olmuştur. Tablo 4’te görüldüğü gibi katılımcıların % 36,
6’sını öğrenciler, % 24,2’sini özel sektör çalışanları, % 12,2’sini devlet memurları, %
8,2’sini serbest meslek çalışanları, % 4’ünü ev hanımları, %3,8’ini emekliler, %
2’sini esnaflar, % 1,6’sını işsiz/iş arayanlar, % 1,4’ünü ise işçiler oluşturmaktadır.
Katılımcıların % 5,8’i ise diğer seçeneğini işaretlemiştir.
Tablo 4: Katılımcıların Mesleklere Göre Yüzdelik Dağılımı
Toplamlı
Katılımcıların Meslekleri
Devlet Memuru
Sayı
Yüzde
Geçerli Yüzde
Yüzde
61
12,2
12,2
12,2
121
24,2
24,2
36,5
Serbest Meslek
41
8,2
8,2
44,7
Ev Hanımı
20
4,0
4,0
48,7
Özel Sektör Çalışanı
59
İşçi
7
1,4
1,4
50,1
Esnaf
10
2,0
2,0
52,1
Emekli
19
3,8
3,8
55,9
Öğrenci
183
36,6
36,7
92,6
8
1,6
1,6
94,2
29
5,8
5,8
100,0
Toplam
499
99,8
100,0
Cevapsız
1
,2
500
100,0
İşsiz/ İş Arayan
Diğer
Genel Toplam
3.2.5. Katılımcıların Medeni Durumu
Araştırma kapsamında katılımcılara yöneltilen bir diğer sosyo- demografik
değişken, medeni durum ile ilgili sorudur. Tablo 5’te de görüldüğü gibi katılımcıların
% 61,2’si bekâr iken, %38,6’sı evli olduğunu belirtmiştir.
Tablo 5: Katılımcıların Medeni Durumlarına Göre Yüzdelik Dağılımı
Katılımcıların
Medeni Durumu
Sayı
Yüzde
Geçerli
Toplamlı
Yüzde
Yüzde
Evli
193
38,6
38,7
38,7
Bekâr
306
61,2
61,3
100,0
Toplam
499
99,8
100,0
1
,2
500
100,0
Cevapsız
Genel Toplam
3.2.6. Katılımcıların Aylık Gelir Durumları
Araştırma
kapsamında,
katılımcıların
sosyo-demografik
özelliklerini
belirlemeye yönelik bir diğer değişken ise aylık gelir miktarını öğrenmeye yönelik
60
soru olmuştur. Tablo 6’da da görüldüğü gibi katılımcıların % 32,2’sinin 2001- 3000
TL, %21,6’sının 1001- 2000 TL, % 15’inin 3000- 4000 TL, %15’inin ise 4000 TL ve
üzeri aylık gelire sahip oldukları görülmektedir. Katılımcıların % 12,2’sinin aylık
gelir durumlarının ise 1000 TL ve altı olduğu belirlenmiştir.
Tablo 6: Katılımcıların Aylık Gelir Durumlarına İlişkin Yüzdelik Dağılımı
Katılımcıların Aylık Gelir
Toplamlı
Sayı
Durumu
Yüzde
Geçerli Yüzde
Yüzde
1000 TL ve altı
61
12,2
12,7
12,7
1001-2000 TL
108
21,6
22,5
35,2
2001-3000 TL
161
32,2
33,5
68,8
3001-4000TL
75
15,0
15,6
84,4
4001 TL ve üzeri
75
15,0
15,6
100,0
Toplam
480
96,0
100,0
Cevapsız
20
4,0
500
100,0
Genel Toplam
3.2.7. Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi
Katılımcıların cep telefonu kullanım tecrübesini ortaya koymaya yönelik
soruya verilen cevaplar incelendiğinde en düşük 1 yıl, en yüksek ise 22 yıl cevabının
verildiği görülmektedir. Araştırmaya katılanların cep telefonu kullanım tecrübesinin
ortalaması ise 10.52 yıl olarak tespit edilmiştir.
61
Tablo 7: Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistikleri
En
N
En Düşük
Yüksek
Ortalama
Std. Sapma
496
1,00
22,00
10,5242
4,70326
Ne kadar zamandır cep
telefonu
kullanıyorsunuz?
Araştırmaya katılanlar arasında cep telefonu kullanım tecrübesi açısından
cinsiyete göre anlamlı bir farklılık görülmemektedir ( t= -1,59; sd= 493; p > .05).
Betimleyici istatistik sonuçları incelendiğinde erkek katılımcıların cep telefonu
kullanım tecrübelerinin ortalaması 10.83 yıl, kadın katılımcıların ortalamasının ise
10.16 yıl olduğu görülmektedir.
Tablo 8: Katılımcıların Cep Telefonu Kullanım Tecrübesinin Cinsiyete Göre
Farklılaşması
Cinsiyet
N
X
SD
Cep Telefonu Kullanım
Kadın
238
10.16
4.28
Tecrübesi
Erkek
257
10.83
5.04
t-value
-1.59
Sig.
.112
62
3.2.8. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesi
Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım tecrübelerini ortaya koymaya
yönelik soruya verdikleri cevaplar Tablo 9‘da yer almaktadır. Buna göre katılımcılar
en az 1 yıl, en çok ise 10 yıldır akıllı cep telefonu kullanmaktadırlar. Katılımcıların
akıllı cep telefonu kullanım tecrübesi ortalama 2.94 yıldır.
Tablo 9: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesine İlişkin Merkezi
Eğilim İstatistikleri
N
En
En
Ortala
Düşük
Yüksek
ma
Std. Sapma
Akıllı cep telefonu
kullanmaya ne
490
1,00
10,00
2,9449
1,67473
zaman başladınız?
Katılımcıların cinsiyetine göre, akıllı cep telefonu kullanım tecrübeleri
anlamlı farklılık göstermemektedir (t= -1,62; sd= 487; p > .05). Betimleyici istatistik
sonuçlarına göre kadınlar ortalama 2,81 yıldır akıllı cep telefonu kullanırken,
erkeklerin ise 3,06 yıldır akıllı cep telefonu kullandıkları görülmektedir. Bu
sonuçlara göre Hipotez-1 reddedilmiştir.
Tablo 10: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Tecrübesinde Cinsiyete Göre Farklılık
Cinsiyet
N
X
SD
Akıllı Cep Telefonu
Kadın
235
2.81
1.66
Kullanım Tecrübesi
Erkek
254
3.06
1.68
t-value
-1.62
Sig.
.105
63
Katılımcıların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonlarını kullanım
tecrübelerine ilişkin veriler tablo 11’de yer almaktadır. Buna göre katılımcılar şu
anda kullanmakta oldukları cep telefonlarını en düşük 1 yıl en yüksek ise 10 yıldır
kullanmaktadırlar.
Tablo 11: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Kullanım
Tecrübesine İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
N
En Düşük
En Yüksek
Ortalama
Std. Sapma
Şu anda kullanmakta
olduğunuz akıllı cep
telefonunuzu ne
487
1,00
10,00
1,7967
1,20942
kadar süredir
kullanmaktasınız?
Katılımcıların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonlarını kullanım
tecrübeleri cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermemektedir (t= -0.30; sd= 484; p >
.05). Betimleyici istatistik sonuçları incelendiğinde hem kadın katılımcılar hem de
erkek katılımcılar kullanmakta oldukları akıllı cep telefonu tecrübesi bakımından
birbirine yakın değerlere sahiptir.
Tablo 12: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu Tecrübesinde
Cinsiyete Göre Farklılaşmalar
Cinsiyet N
X
SD
Kullanılmakta olan Akıllı
Kadın
233
1.78
1.21
Cep Telefonu Tecrübesi
Erkek
253
1.81
1.20
t-value
-0.30
Sig.
.763
64
3.2.9. Katılımcıların Günlük Cep Telefonu Kullanım Süresi
Katılımcıların cep telefonlarını günlük kullanım süreleri tablo 13’te
görüldüğü gibi, en az 1 dakika, en fazla ise 700 dakika olarak belirlenmiştir.
Araştırmaya katılanların cep telefonu ile bir günde konuştuğu ortalama süre ise 51,86
dakikadır.
Tablo 13: Katılımcıların Günlük Cep Telefonu Kullanım Sürelerine İlişkin Merkezi
Eğilim İstatistikleri
En
Düşük
N
En Yüksek
Ortalama
Std. Sapma
Gün içerisinde ortalama
ne kadar süre cep
telefonunuzla
497
1,00
700,00
51,8632
61,52050
konuşuyorsunuz?
Katılımcıların cinsiyetine göre cep telefonu günlük kullanım sürelerinde
anlamlı bir farklılık yoktur (t= 0,73; sd= 494; p > .05). Betimleyici istatistik
sonuçlarına göre kadınlar 53,58 dakika aritmetik ortalamaya sahip iken erkekler
49,53 dakika ortalamaya sahiptir. Bu sonuçlara göre Hipotez-2 reddedilmiştir.
Tablo 14: Cinsiyete Göre Günlük Cep Telefonu Kullanım Süresinde Farklılık
Cinsiyet
N
X
SD
66.90
Cep Telefonu
Kadın
239
53.58
Kullanım Süresi
Erkek
257
49.53 55.0
t-value
Sig.
0.73
.461
65
Araştırmaya katılanların bir sesli arama süresine ilişkin veriler Tablo 15’te
yer almaktadır. Buna göre katılımcıların bir sesli arama süresi en düşük 1 dakika en
yüksek 160 dakika arasında değişmektedir.
Tablo 15: Katılımcıların Bir Sesli Arama Süresine İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistikleri
N
En
En
Düşük
Yüksek
Ortalama
Std. Sapma
Bir sesli aramanız
ortalama ne kadar
468
1,00
160,00
9,6624
13,62504
sürede tamamlanıyor?
Katımcıların cinsiyete göre bir sesli arama süresi anlamlı farklılık
göstermektedir (t=4.48; sd= 465; p < .05). Betimleyici istatistik sonuçları
incelendiğinde kadınların 12.72 ortalama ile erkeklere oranla ( X =6.95)bir sesli
arama süresinin daha uzun olduğu görülmektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez-3
doğrulanmıştır.
Tablo 16: Cinsiyete Göre Bir Sesli Arama Süresinde Farklılaşmalar
Cinsiyet N
X
SD
Katılımcıların bir sesli
Kadın
219
12.72
17.26
arama süresi
Erkek
248
6.95
8.50
t-value
4.48
Sig.
.000
66
3.2.10. Günlük Kısa Mesaj Gönderim Sayısı
Katılımcıların günlük kısa mesaj (SMS) gönderim sayısına ilişkin veriler
Tablo 17’de yer almaktadır. Buna göre katılımcılar, günde en az 1, en yüksek ise
1000 kısa mesaj göndermektedirler. Araştırmaya katılanların günlük SMS gönderim
sayısının ortalaması ise 67,64’tür.
Tablo 17: Katılımcıların SMS Gönderim Sayısına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
En Düşük En Yüksek Ortalama
N
Std. Sapma
Gün içerisinde ortalama
ne kadar kısa mesaj
412
1,00
1000,00
67,6456
170,53858
(SMS) gönderiyorsunuz?
Katılımcıların cinsiyetine göre günlük SMS gönderim sayıları anlamlı
farklılık göstermemektedir (t= 0,68; sd= 409; p > .05). Betimleyici istatistik sonuçları
göz önünde bulundurulduğunda kadınlar günde ortalama 73,84 SMS, erkekler ise
62,34 SMS göndermektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez-4 reddedilmiştir.
Tablo 18: Cinsiyete Göre SMS Gönderim Sayısında Farklılaşmalar
SMS Gönderim Sayısı
Cinsiyet
N
X
SD
Kadın
195
73.84
169.9
Erkek
216
62.34 171.63
t-value
Sig.
0.68
.496
67
3.2.11. Günlük Kısa Mesaj Alım Sayısı
Katılımcıların günlük kısa mesaj (SMS) alım sayısına ilişkin veriler Tablo
19’da yer almaktadır. Buna göre katılımcılar gün içerisinde en az 1 SMS, en fazla ise
3000 SMS almaktadırlar. Araştırmaya katılanların günlük ortalama SMS alım sayısı
ise 73.17’dir.
Tablo 19: Günlük SMS Alım Sayısına İlişkin Merkezi Eğilim İstatistikleri
En
En Düşük
N
Yüksek
Ortalama
Std. Sapma
Gün içerisinde ortalama
ne kadar kısa mesaj
474
1,00
3000,00
73,1709
248,45328
(SMS) alıyorsunuz?
Araştırmaya katılanların cinsiyetine göre günlük SMS alım sayısı anlamlı
farklılık göstermemektedir (t= 1.27; sd= 472; p > .05).
Betimleyici istatistik
sonuçlarına göre kadın katılımcılar günde ortalama 88.71 SMS alırken, erkekler
59.48 SMS almaktadır.
Tablo 20: Günlük SMS Alım Sayısında Cinsiyete Göre Farklılık
SMS Alım Sayısı
Cinsiyet
N
X
SD
Kadın
222
88.71
310.8
Erkek
252
59.48
175.70
t-value
Sig.
1.23
.217
68
3.2.12. Katılımcıların Hizmet Aldıkları GSM Operatörleri ve Ödeme Özellikleri
Tablo 21’de katılımcıların hangi GSM operatöründen hizmet aldıklarına
ilişkin veriler yer almaktadır. Buna göre araştırmaya katılan akıllı cep telefonu
kullanıcılarının % 43,8’i Turkcell, % 33,2’si Avea, %20,2’si Vodafone, % 1,2’si
Bimcell, % 0,6’sı ise PTTCell şirketlerinden hizmet almaktadır.
Tablo 21: Katılımcıların Hizmet Aldıkları GSM Operatörlerinin Yüzdelik Dağılımı
Sayı
Yüzde
Toplamlı Yüzde
Geçerli Yüzde
Avea
166
33,2
33,5
33,5
Turkcell
219
43,8
44,2
77,8
Vodafone
101
20,2
20,4
98,2
Bimcell
6
1,2
1,2
99,4
Pttcell
3
,6
,6
100,0
495
99,0
100,0
5
1,0
500
100,0
Total
Cevapsız
Genel Toplam
Tablo 22’de katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım hat türüne ilişkin
veriler yer almaktadır. Bu bilgiler incelendiğinde katılımcıların % 60,8’inin faturalı
hat kullandığı, % 37,6’sının faturasız hat kullandığı görülmektedir.
Tablo 22: Katılımcıların Kullandıkları Hat Türüne Göre Yüzdelik
Dağılımı
Toplamlı
Sayı
Yüzde
Geçerli Yüzde
Yüzde
Faturalı
304
60,8
61,8
61,8
Faturasız
188
37,6
38,2
100,0
Total
492
98,4
100,0
500
100,0
Genel Toplam
69
3.2.13. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonları İle Aylık Görüşme Gider Durumu
Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanımlarının aylık giderine ilişkin soruya
verdikleri cevaba ilişkin veriler tablo 23’te yer almaktadır. Buna göre katılımcıların
aylık harcama tutarları en düşük 5 TL, en yüksek ise 1000 TL olarak değişmektedir.
Tablo 23: Akıllı Cep Telefonu İle Aylık Görüşme Tutarına İlişkin Merkezi Eğilim
İstatistikleri
En Düşük En Yüksek Ortalama
N
Std. Sapma
Akıllı cep telefonu
kullanımınızın aylık gideri
478
5,00
1000,00
50,7364
55,51117
ne kadardır?
Katılımcıların cinsiyetine göre, akıllı cep telefonlarının aylık gider tutarı
anlamlı farklılık göstermektedir (t= -2.50; sd= 475; p < .05). Betimleyici istatistik
sonuçları incelendiğinde ise erkek katılımcıların 56,58 TL ortalama ile kadın
katılımcılara oranla ( X = 44,34) daha yüksek fatura ödedikleri görülmektedir. Bu
sonuçlara göre Hipotez-5 doğrulanmıştır.
Tablo 24: Akıllı Cep Telefonu Kullanımının Aylık Gider Durumunun Cinsiyet
Göre Farklılaşması
Cinsiyet
N
Akıllı Cep Telefonu
Kadın
227
44.34 27.78
Aylık Gider Durumu
Erkek
250
56.58 71.62
X
SD
t-value
Sig.
-2.50
.013
70
3.2.14. Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Kullanımı ve Değiştirme Durumu
Tablo 25’te araştırmaya katılanların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonu
markalarına ilişkin veriler yer almaktadır. Buna göre katılımcıların %44,6’sı
Samsung, % 29,8’i Iphone, % 5’i Sony Ericson, % 4,4’ü Nokia, % 3,4.’ü LG, %
3,4’ü General Mobile, % 0.6’sı ise Blackberry markalı cep telefonuna sahiptir. % 8
oranında katılımcı ise bu markaların dışında kalan bir akıllı cep telefonu markasını
kullanmaktadır.
Tablo 25: Katılımcıların Kullanmakta Oldukları Akıllı Cep Telefonu
Markalarının Yüzdelik Dağılımı
Akıllı Cep Telefonu
Markaları
Toplamlı
Sayı
Nokia
Yüzde
Geçerli Yüzde
Yüzde
22
4,4
4,4
4,4
Samsung
223
44,6
45,0
49,4
Iphone
149
29,8
30,0
79,4
Sony Ericson
25
5,0
5,0
84,5
LG
17
3,4
3,4
87,9
General Mobile
17
3,4
3,4
91,3
3
,6
,6
91,9
40
8,0
8,1
100,0
496
99,2
100,0
4
,8
500
100,0
Blackberry
Diğer
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Katılımcıların kullanmakta oldukları akıllı cep telefonlarının yaklaşık
değerine ilişkin veriler Tablo 26’da yer almaktadır. Buna göre, araştırmaya
katılanların kullandıkları akıllı cep telefonlarının maddi değerleri 100 TL ile 4000 TL
arasında değişmektedir.
71
Tablo 26: Katılıcıların Akıllı Cep Telefonlarının Yaklaşık Değerine İlişkin Merkezi
Eğilim İstatistikleri
N
En
En
Düşük
Yüksek
Ortalama
Std. Sapma
Akıllı cep telefonunuzun
yaklaşık değeri ne
486
100,00
4000,00
1310,7490
584,51226
kadardır?
Katılımcıların akıllı cep telefonlarını değiştirme sürelerine ilişkin veriler tablo
27’de yer almaktadır. Tablo 27’de de görüldüğü gibi, katılımcıların %34’ü 2 yılda, %
30,4’ü 4 yıl ve üzeri sürede, % 26,6’sı 3 yılda, % 8,2’si ise 1 yıl ve altı sürede akıllı
cep telefonlarını değiştirmektedir.
Tablo 27: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonlarını Değiştirme Süreleri
Sayı
1 yıl ve altı
Yüzde
Geçerli
Toplamlı
Yüzde
Yüzde
41
8,2
8,3
8,3
2 yıl
170
34,0
34,3
42,5
3 yıl
133
26,6
26,8
69,4
4 yıl ve üstü
152
30,4
30,6
100,0
Toplam
496
99,2
100,0
4
,8
500
100,0
Cevapsız
Genel Toplam
72
Tablo 28’ de görüldüğü gibi kadınların %5,5’i 1 yıl ve daha kısa bir sürede,
%31,5’i 2 yılda, % 25,6’sı 3 yılda, % 37,4’ü 4 yıl ve üzeri sürede akıllı cep
telefonlarını değiştirmektedir. Erkeklerin ise % 10,9’u 1 yıl ve daha kısa bir sürede,
% 37’si 2 yılda, % 28’i 3 yılda, % 24,1’i 4 yıl ve üzeri sürede akıllı cep telefonunu
değiştirmektedir. Bu sonuçlara göre, erkek katılımcıların kadın katılımcılara göre
akıllı cep telefonlarını daha kısa sürede değiştirdikleri görülmektedir. Ki- kare analiz
sonuçlarına göre bu farklılaşmanın anlamlı olduğu görülmektedir ( X²= 12.86; sd= 3;
p<.05).
Tablo 28: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Değiştirme Süresinin Yüzdelik Dağılımı
Aşağıdakilerden hangisi akıllı cep telefonunuzu değiştirme
sürenizi ifade eder?
1 yıl ve
Cinsiyetiniz Kadın
?
Erkek
Total
altı
2 yıl
3 yıl
4 yıl ve üstü
Total
13
75
61
89
238
19,7
81,7
63,9
72,6
238,0
5,5%
31,5%
25,6%
37,4%
100,0%
31,7%
44,1%
45,9%
58,9%
48,1%
28
95
72
62
257
21,3
88,3
69,1
78,4
257,0
10,9%
37,0%
28,0%
24,1%
100,0%
68,3%
55,9%
54,1%
41,1%
51,9%
41
170
133
151
495
41,0
170,0
133,0
151,0
495,0
8,3%
34,3%
26,9%
30,5%
100,0%
100,0%
100,0%
100,0%
100,0%
100,0%
Tablo 29’da yer alan verilere göre katılımcıların % 45,6’sı akıllı cep
telefonlarını eskidiği için, % 35,2’si bozulduğu için, % 11,8’i bir üst modeli piyasaya
çıktığı için, %2,8’i bağlantı sorunu yaşadığı için,% 1,2’si bataryası çabuk bittiği için,
% 0,8’i boyutu büyük olduğu için değiştirdiğini ifade etmiştir.
73
Tablo 29: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonlarını Değiştirme Nedenlerinin Yüzdelik
Dağılımı
Sayı
Eskidiği İçin
Bir Üst Modelinin Piyasaya Çıkması
Boyutu Büyük Olduğu İçin
Bağlantı Sorunu Yaşadığım İçin
Bozulduğu İçin
Bataryası Çabuk Bittiği İçin
Diğer
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Yüzde
Geçerli
Toplamlı
Yüzde
Yüzde
228
45,6
45,9
45,9
59
11,8
11,9
57,7
4
,8
,8
58,6
14
2,8
2,8
61,4
176
35,2
35,4
96,8
6
1,2
1,2
98,0
10
2,0
2,0
100,0
497
99,4
100,0
3
,6
500
100,0
3.2.15. Akıllı Cep Telefonu Satın Alımında Etkili Unsurlar
Katılımcıların akılı cep telefonu satın alırken önem verdikleri unsurlar tablo
30’da yer almaktadır. Tablo incelendiğinde katılımcılardan % 90’ının akıllı cep
telefonu satın alırken ilk sırada teknik özelliklere önem verdikleri görülürken, %2,6
oranındaki katılımcı teknik özellikleri önemsememektedir. % 5.2 oranındaki
katılımcı ise teknik özellikleri ne önemli ne de önemsiz bulmamaktadır. Tasarım,
şekil ve görünüm katılımcıların % 78,6’sı tarafından önemli bulunurken, % 4
oranındaki katılımcı için ise tasarım, şekil ve görünüm önemli görülmemektedir.
Katılımcıların %78,6’sı akıllı cep telefonu satın alırken satış sonrası hizmetlere, %
75,4’ü ise cihazın markasına önem vermektedir. Satın alma tercihlerinde en düşük
orana sahip unsur ise model olmuştur. Buna göre katılımcıların akıllı cep telefonu
satın alma tercihlerinde model % 74,4 ile son sırada yer almaktadır.
74
Tablo 30: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Unsurların
25.4
64.6
4.54
0.76
1.6
2.4
12.2
29.6
49.0
4.28
0.90
4.2
4.0
11.2
24.2
4.21
1.08
SD
5.2
Ne Önemsiz
1.4
Ne Önemli
1.2
Önemsiz
Çok Önemli
Teknik Özellikler
Değil
X
Hiç Önemli
Önemli
Betimleyici İstatistikleri
Tasarım, Şekil ve
Görünüm
Satış Sonrası
Hizmetler
54.4
Marka
4.8
2.2
13.0
34.8
40.6
4.09
1.04
Model
5.0
2.4
12.8
35.0
39.4
4.07
1.06
Araştırmaya katılanların cinsiyete göre akıllı cep telefonu satın almasında
etkili unsurların arasında ‘marka’ (t= 2.22; sd= 474; p < .05), ‘tasarım, şekil ve
görünüm’ (t= 2.41; sd= 471; p < .05) unsurlarına verdikleri önem anlamlı farklılık
göstermektedir. Araştırmaya katılan kadın katılımcılar akıllı cep telefonu satın
alırken marka ve tasarım, şekil ve görünüm gibi unsurlara erkek katılımcılara oranla
daha fazla önem atfetmektedir. Bu sonuçlara göre Hipotez-7 kısmen doğrulanmıştır.
75
Tablo 31: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Unsurlarda
Farklılaşmalar
Model
Marka
Tasarı Şekil Görünüm
Teknik Özellikler
Satış Sonrası Hizmetler
Cinsiyet
N
X
SD
Kadın
227
4,14
0,91
Erkek
245
4,00
1,17
Kadın
231
4,19
0,91
Erkek
245
3,98
1,15
Kadın
233
4,39
0,80
Erkek
240
4,19
0,98
Kadın
238
4,48
0,78
Erkek
250
4,59
0,74
Kadın
235
4,24
1,04
Erkek
244
4,18
1,12
t-value
Sig.
1.50
.134
2.22
.027
2.41
.016
-1.62
.105
0.66
.504
3.2.16. Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Unsurlar
Katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan özellikler ve bu
özelliklere verdikleri öneme ilişkin verilere tablo 32’de yer verilmiştir. Buna göre
akıllı cep telefonu tercih edilirken etkili olan özelliklerin başında ‘internete
bağlanmak’ özelliğinin yer aldığı görülmektedir. Bu özelliği ‘arama yapmak’,
‘fotoğraf ve video çekmek’, ‘sosyal ağlara bağlanmak’ ve ‘işletim sistemi’ takip
etmektedir. Katılımcıların akıllı cep telefonlarını tercih etmelerinde en az öneme
sahip etken ise ‘reklamların etkisi’ olarak görülmektedir. Tablo 26’da da görüldüğü
gibi; ‘internete bağlanmak’ katılımcıların % 88,8’i tarafından önemsenmekte, %
5,2’si tarafından ise önemsiz görülmektedir. % 5 oranında katılımcı ise akıllı cep
telefonlarının internete bağlanma özelliklerini ne önemli ne de önemsiz
bulmamaktadır. ‘Arama yapma’ özelliği katılımcıların % 85,4’ü tarafından
önemsenirken, % 6,2’si tarafından önemsenmemektedir. Akıllı cep telefonlarının
‘fotoğraf/ video çekme’ özelliği katılımcıların % 87,8’i tarafından önemsenirken, %
3,6’sı tarafından önemsenmemektedir. Kullanıcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde
etkisinin en az olduğunu belirttiği etken ise ‘reklamların etkisi’ olarak görülmektedir.
76
Buna göre ‘reklamların etkisi’ katılımcıların % 25,6’sı tarafından önemsenen bir
etken olarak görülmektedir.
Tablo 32: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Tercihlerinde Etkili Teknik
Hiç Önemli Değil
Önemsiz
Ne Önemli Ne Önemsiz
Önemli
Çok Önemli
Özelliklere İlişkin Betimleyici İstatistikler
X
İnternete bağlanmak
3.4
1.8
5.0
23.6
65.2
4.46
0.93
Arama Yapmak
3.0
3.2
6.4
18.6
66.8
4.45
0.97
Fotoğraf/ video çekmek
1.4
2.2
8.2
30.8
57.0
4.40
0.84
Sosyal ağlara bağlanmak
3.8
3.8
7.4
23.2
60.0
4.34
1.03
İşletim sistemi
5.4
5.4
12.8
30.0
44.4
4.04
1.14
Herhangi bir uygulama
5.0
5.4
15.2
33.0
39.4
3.98
1.11
e-posta kullanmak
6.8
5.6
15.6
29.6
40.4
3.93
1.19
Satış sonrası hizmetler
7.4
9.4
16.6
28.0
36.4
3.78
1.25
Haber okumak
5.6
7.2
23.6
30.4
31.4
3.76
1.14
Yol tarifi/ harita kullanmak
7.6
7.8
19.0
30.4
33.4
3.75
1.22
Müzik dinlemek
7.8
8.0
19.8
29.0
33.0
3.73
1.23
İndirim
6.4
8.2
21.8
30.6
30.6
3.72
1.17
Video paylaşım sitelerine
9.0
8.8
21.6
26.8
32.2
3.65
1.26
Ağırlık
6.4
8.8
24.2
33.8
24.8
3.63
1.14
Ürün aramak
7.8
11.0
23.8
27.0
28.2
3.58
1.23
Ödeme koşulları
12.2
13.6
20.8
25.4
25.4
3.39
1.33
Arkadaş tavsiyesi
11.2
12.6
25.6
26.6
22.4
3.36
1.27
Oyun oynamak
16.2
12.0
23.2
19.0
27.4
3.30
1.41
Online bankacılık hizmetleri
15.6
13.0
22.2
20.2
26.2
3.28
1.40
Alternatif ödeme koşulları
15.0
15.4
21.4
25.4
19.8
3.20
1.34
SD
kullanmak
erişmek
77
Satış görevlisinin olumlu etkisi
14.8
16.2
26.4
19.8
20.6
3.15
1.33
Reklamların Etkisi
21.4
21.8
28.0
14.2
11.4
2.71
1.28
Araştırmaya katılanların cinsiyetlerine göre akıllı cep telefonu tercihlerinde
etkili olan özellikler arasında ‘fotoğraf/ video çekmek’ (t= 3.48; sd= 495; p <.05),
‘müzik dinlemek’ (t= 6.00; sd= 485; p < .05), ‘sosyal ağlara bağlanmak’ (t= 3.37;
sd= 488; p < 0.5), ‘arama yapmak’ (t= 3.18;sd= 487; p < .05), ‘yol tarifi/ harita
kullanmak’ (t= -3.41; sd= 488; p < .05), online bankacılık işlemleri (t= -2.48; sd;
482; p <. 05), ‘haber okumak’ (t= -2.12; sd= 488; p < .05), ‘ağırlık’ (t= 2.81; sd=
487; p < .05), ‘indirim’ (t= 2.05; sd= 485; p <.05), ‘satış görevlisinin olumlu etkisi’
(t= 2.10; sd= 486; p<.05) değişkenlerine verdikleri önem, anlamlı farklılık
göstermektedir. Araştırmaya katılanlar arasında kadınlar, erkeklere göre fotoğraf ve
video çekmek, müzik dinlemek, sosyal ağlara bağlanmak, arama yapmak, ağırlık,
indirim, satış görevlisinin olumlu etkisi gibi özelliklere daha fazla önem
vermektedirler. Erkek katılımcılar ise akıllı cep telefonlarından haber okuma, yol
tarifi/ harita kullanma, online bankacılık işlemleri gibi özelliklere kadın katılımcılara
oranla daha çok önem vermektedirler. Bu sonuçlara göre Hipotez-8 kısmen
doğrulanmıştır.
Tablo 33: Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Tercihinde Etkili Özelliklere Verilen
Önemdeki Farklılaşmalar
Fotoğraf / video çekmek
Müzik dinlemek
Sosyal ağlara bağlanmak
Arama yapmak
Cinsiyet
N
X
SD
Kadın
239
4.53
0.71
Erkek
258
4.27
0.92
Kadın
235
4.06
1.05
Erkek
252
3.42
1.29
Kadın
235
4.50
0.89
Erkek
255
4.19
1.13
Kadın
233
4.60
0.74
Erkek
256
4.32
1.12
t-value
Sig.
3.52
.000
6.00
.000
3.37
.001
3.18
.002
78
Oyun oynamak
İnternete bağlanmak
e-posta kullanmak
Yol tarifi/ harita kullanmak
Online bankacılık işlemleri
Ödeme koşulları, indirimde olması
Reklamların etkisi
Alternatif ödeme koşulları
Haber okumak
Video paylaşım sitelerine erişmek
Ürün aramak
Herhangi bir uygulama kullanmak
İşletim sistemi
Ağırlık
İndirim
Satış sonrası hizmetler
Kadın
235
3.37
1.37
Erkek
253
3.23
1.44
Kadın
236
4.42
1.00
Erkek
258
4.50
0.86
Kadın
234
3.83
1.20
Erkek
255
4.01
1.18
Kadın
234
3.55
1.22
Erkek
256
3.93
1.19
Kadın
230
3.12
1.34
Erkek
254
3.44
1.44
Kadın
234
3.34
1.32
Erkek
252
3.44
1.35
Kadın
230
2.78
1.26
Erkek
253
2.66
1.30
Kadın
230
3.25
1.30
Erkek
254
3.15
1.38
Kadın
233
3.64
1.15
Erkek
257
3.86
1.12
Kadın
235
3.74
1.19
Erkek
256
3.57
1.33
Kadın
233
3.60
1.21
Erkek
255
3.56
1.25
Kadın
234
4.04
1.06
Erkek
255
3.93
1.15
Kadın
234
4.04
1.06
Erkek
255
4.04
1.21
Kadın
234
3.78
1.03
Erkek
255
3.49
1.22
Kadın
234
3.84
1.10
Erkek
253
3.62
1.23
Kadın
234
3.79
1.20
Erkek
254
3.77
1.29
1.10
.270
-0.90
.368
-1.61
.107
-3.41
.001
-2.48
.013
-0.81
.419
1.04
.295
0.80
.420
-2.12
.034
1.49
.136
0.36
.718
1.04
.295
0.00
1.00
2.81
.005
2.05
.041
0.20
.835
79
Satış görevlisinin olumlu etkisi
Arkadaş tavsiyesi
Kadın
234
3.29
1.26
Erkek
254
3.03
1.39
Kadın
235
3.41
1.22
Erkek
256
3.32
1.32
2.10
.036
0.77
.442
3.2. 17. Akıllı Cep Telefonu Kullanımında Tercih Edilen Özellikler
Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu kullanımına ilişkin veriler Tablo
34’de yer almaktadır. Tabloda yer alan verilere göre ‘internete bağlanma’, ‘konuşma/
görüntülü konuşma’, ‘takvim saat, alarm, hesap makinesi’ gibi özellikler araştırmaya
katılan akıllı cep telefonu kullanıcıları tarafından en çok kullanılan özellikler
arasında yer almaktadır. Katılımcıların akıllı cep telefonlarını en çok internete
bağlanmak için; en az ise televizyon izlemek için kullandıkları görülmektedir. Bu
verilere göre katılımcıların %83’ü akıllı cep telefonundan her zaman ve çoğu zaman
internete bağlanmaktadır. Diğer yandan, %29.6 katılımcı ise akıllı cep telefonunu
televizyon izlemek için kullanmaktadır.
Tablo 34: Katılımcıların Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanma Sıklığına İlişkin
Nadiren
Ara sıra
İnternete bağlanma
Çoğu Zaman
3.8
3.4
8.4
15.2 67.8 4.41 1.04
Konuşma/ Görüntülü Konuşma
3.4
6.4
12.4 19.6 56.8 4.21 1.10
3.0
6.4
14.6 23.4 50.8 4.14 1.08
9.8
5.4
9.8
3.4
7.6
17.0 26.4 44.0 4.01 1.11
Takvim, saat, alarm, hesap
makinesi gibi özellikler
Sosyal medya ortamlarına
erişim (Facebook/ Twitter vb.)
Ses/Fotoğraf/Video gönderme
özellikleri
Her Zaman
Hiç
Betimleyici İstatistikler
X
SD
17.2 56.6 4.06 1.33
80
Kısa mesaj gönderme
6.4
10.6
23.0 18.2 40.8 3.77 1.26
Müzik dinleme
8.2
12.4
21.2 19.2 37.8 3.66 1.31
GPRS, Navigasyon
9.6
12.8
23.0 19.6 32.2 3.53 1.33
Radyo
20.2
19.0
19.0 13.2 26.0 3.05 1.49
Tv izleme
30.0
17.2
21.2
9.8
19.8 2.71 1.49
Araştırmaya katılanların cinsiyetine göre akıllı cep telefonu özellikleri
arasında, kısa mesaj gönderme (t=3.60; sd= 492; p < .05), ses/ fotoğraf/ video
gönderme özellikleri (t=3.45; sd= 489; p < .05), müzik dinleme (t= 4.86; sd= 491; p
<.05), radyo dinleme (t= 4.16; sd= 484; p <0.5), TV izleme (t= 2.34; sd= 487; p <
.05), sosyal medya ortamlarına erişim sağlama (t= 2.74; sd= 491; p < .05), takvim,
saat, alarm, hesap makinesi gibi özellikleri (t= 2.81; sd= 488; p < .05) kullanım
sıklığı anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırmaya katılan kadın katılımcılar erkek
katılımcılara oranla akıllı cep telefonlarının kısa mesaj gönderme, ses/ fotoğraf/
video gönderme, müzik dinleme, radyo dinleme, TV izleme, sosyal medya
ortamlarına erişim sağlama, takvim, saati alarm, hesap makinesi gibi özelliklerini
daha sık kullanmaktadır. Bu sonuçlara göre Hipotez- 9 kısmen doğrulanmıştır.
Tablo 35: Katılımcıların Cinsiyete Göre Akıllı Cep Telefonu Özelliklerini Kullanma
Sıklığında Farklılaşmalar
Cinsiyet
N
X
SD
Kadın
235
4.30
0.96
Erkek
257
4.13
1.22
Kadın
236
3.98
1.21
Erkek
258
3.58
1.27
Ses/Fotoğraf / Video
Kadın
235
4.19
1.04
gönderme özellikleri
Erkek
256
3.85
1.15
Konuşma/ Görüntülü konuşma
Kısa mesaj gönderme
t-value Sig.
1.72
.086
3.60
.000
3.45
.001
81
Kadın
237
3.96
1.20
Erkek
256
3.39
1.36
Kadın
232
3.35
1.49
Erkek
254
2.79
1.44
Kadın
236
4.48
1.00
Erkek
256
4.35
1.07
Kadın
234
2.88
1.48
Erkek
255
2.56
1.49
Sosyal medya ortamlarına erişim
Kadın
236
4.23
1.22
sağlama (Facebook/Twitter vb.)
Erkek
257
3.91
1.41
GPRS, Navigasyon (Uydu
Kadın
232
3.43
1.35
üzerinden haritada yol bulma)
Erkek
253
3.62
1.31
Takvim, saat, alarm, hesap
Kadın
234
4.29
1.03
makinesi gibi özellikler
Erkek
256
4.01
1.12
Müzik dinleme
Radyo dinleme
İnternete bağlanma
TV izleme
4.86
.000
4.16
.000
1.35
.175
2.34
.019
2.74
.006
-1.52
.127
2.81
.005
3.2.18. Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenleri
Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenlerine ilişkin veriler Tablo
36’da yer almaktadır. Aritmetik ortalamalar incelendiğinde en yüksek ortalamaya
sahip değişkenin ‘’ Çevremde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmamı
sağlıyor.’’ olduğu görülmektedir. İkinci sırada ‘’Fonksiyonları sayesinde birçok
araca ihtiyaç kalmıyor’’ değişkeni yer almaktadır. Bu değişkeni ‘’Olup bitenler
hakkında çevremdekileri kolayca bilgilendirmeme yardımcı oluyor’’ değişkeni takip
etmektedir. Katılımcıların akıllı cep telefonlarını kullanım nedenleri arasında yer
alan ve en az öneme sahip etkenler ise ‘Son model bir akıllı telefon ilgileri üzerime
çeker’ ve ‘’Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum’’
seçenekleridir.
82
Tablo 36: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenlerine İlişkin Maddelerin Betimleyici
İstatistikleri
Akıllı Cep Telefonu Kullanımında Etkili Faktörler
X
SD
4,42
0,86
4,31
1,02
4,23
0,92
4,17
0,99
3,99
1,09
3,94
1,16
Haber, hava durumu ve benzeri hizmetleri sunuyor.
3,90
1,09
Akıllı cep telefonu kullanmak beni rahatlatıyor.
3,26
1,29
Son model bir telefon kullanmak hoşuma gidiyor.
3,22
1,34
Her yerde her zaman bana güven veriyor.
3,09
1,34
Mesajlaşarak ya da internette chat yaparak rahatlıyorum.
2,98
1,39
2,96
1,38
2,79
1,35
2,72
1,39
Kendimi daha az yalnız hissettiriyor.
2,72
1,37
Son model bir akıllı telefon ilgileri üzerime çeker.
2,24
1,40
2,20
1,36
Çevremde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmamı
sağlıyor.
Fonksiyonları sayesinde birçok araca (kamera, fotoğraf
makinesi, alarm, MP3, player vb. ihtiyaç kalmıyor.
Olup bitenler hakkında çevremdekileri kolayca
bilgilendirmeme yardımcı oluyor.
İletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını ortadan
kaldırıyor.
Çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum.
İnsanlarla son teknolojik özellikler ile iletişim kurmamı
sağladığı için.
Son model bir akıllı telefon, kişinin imajına olumlu katkı
sağlar.
Çevremde prestij edinmemi sağlıyor.
Kaliteli bir akıllı cep telefonu kullanmak sosyal bir statü
göstergesidir.
Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten
hoşlanıyorum.
83
Araştırmaya katılanların cinsiyetine akıllı cep telefonu kullanım nedenleri
arasında ‘İletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını ortadan kaldırıyor’
(t= 2.56; sd= 484; p<.05), ‘Çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum’
(t=3.69; sd=486; p < .05), ‘Fonksiyonları sayesinde birçok araca (kamera, fotoğraf
makinesi, alarm, MP3 player vb.) ihtiyaç kalmıyor’ (t= 4.14; sd= 485; p <.05),
‘Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum’ (t= -2.23;
sd= 488; p < .05) değişkenleri anlamlı farklılık göstermektedir. Araştırmaya katılan
kadın katılımcılar erkek katılımcılara oranla, iletişime geçmem için mekan ve zaman
sınırlamasını
ortadan
kaldırıyor,
Çevremdeki
kişilerle
daha
sık
iletişim
kurabiliyorum, Fonksiyonları sayesinde birçok araca (kamera, fotoğraf makinesi,
alarm, MP3 player vb.) ihtiyaç kalmıyor, gibi nedenlere daha çok önem vermektedir.
Erkek katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenlerinden ‘Etrafımdaki
insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum’ değişkenine kadın
katılımcılara oranla daha fazla önem atfettikleri görülmektedir. Bu sonuçlara göre
Hipotez- 10 kısmen doğrulanmıştır.
Tablo 37: Akıllı Cep Telefonu Kullanım Nedenlerinde Cinsiyete Göre Farklılaşmalar
Cinsiyet N
X
SD
Çevremde olup bitenler hakkında
Kadın
236
4,48
0,76
kolayca bilgi sahibi olmamı sağlıyor.
Erkek
257
4,37
0,94
Son model bir akıllı telefon, kişinin
Kadın
236
2,88
1,37
imajına olumlu katkı sağlar.
Erkek
253
3,04
1,38
İnsanlarla son teknolojik özellikler ile
Kadın
227
4,02
1,11
iletişim kurmamı sağladığı için.
Erkek
251
3,86
1,19
zaman sınırlamasını ortadan
Kadın
235
4,29
0,91
kaldırıyor.
Erkek
251
4,06
1,05
Olup bitenler hakkında çevremdekileri
Kadın
236
4,32
0,86
Erkek
255
4,16
0,96
t-value Sig.
1.36
.173
-1.29
.196
1.52
.128
2.56
.011
1.94
.053
İletişime geçmem için mekan ve
kolayca bilgilendirmeme yardımcı oluyor.
84
Çevremde prestij edinmemi
Kadın
233
2,80
1,35
sağlıyor.
Erkek
254
2,79
1,35
Çevremdeki kişilerle daha sık
Kadın
233
4,18
0,99
iletişim kurabiliyorum.
Erkek
255
3,82
1,15
Akıllı cep telefonu kullanmak
Kadın
232
3,31
1,24
beni rahatlatıyor.
Erkek
253
3,21
1,33
Her yerde her zaman bana
Kadın
232
3,13
1,31
güven veriyor
Haber, hava durumu ve benzeri
Kadın
hizmetleri sunuyor.
Erkek
Kaliteli bir akıllı cep telefonu kullanmak
Kadın
3,91
1,07
3,88
1,11
232
2,71
1,38
Erkek
254
2,73
1,40
Son model bir telefon
Kadın
234
3,32
1,33
kullanmak hoşuma gidiyor.
Erkek
254
3,12
1,35
Kendimi daha az yalnız
Kadın
235
2,72
1,34
hissettiriyor.
Erkek
253
2,71
1,40
Mesajlaşarak ya da internette
Kadın
232
3,02
1,37
chat yaparak rahatlıyorum.
Erkek
251
2,94
1,41
Fonksiyonları sayesinde birçok araca
Kadın
233
4,50
0,83
Erkek
254
4,13
1,14
Etrafımdaki insanlara akıllı cep
Kadın
235
2,06
1,30
telefonumu göstermekten
Erkek
255
2,33
1,41
sosyal bir statü göstergesidir.
(kamera, fotoğraf makinesi, alarm, MP3,
player vb. ihtiyaç kalmıyor.
hoşlanıyorum.
232
250
Son model bir akıllı telefon
Kadın
235
2,11
1,33
ilgileri üzerime çeker.
Erkek
255
2,36
1,45
0.09
.927
3.69
.000
0.89
.370
0.56
.571
0.25
.796
-0.09
.922
1.63
.104
0.09
.922
0.64
.521
4.14
.000
-2.23
.026
-1.95
.052
85
SONUÇ
İnsan hayatını kolaylaştıran teknolojik ürünler, her geçen gün şaşırtıcı
gelişmelerle karşımıza çıkmaya devam etmektedir. Bu teknolojik ürünlerin başında
şüphesiz cep telefonları yer almaktadır. Akıllı cep telefonu olarak tüketicilerin
hizmetine sunulan bu ürünler kullanıcıların aynı anda birden çok özelliğe
ulaşabilmesini
sağlamaktadır.
Birçok
üstün
özelliği
sayesinde
hayatımızın
vazgeçilmezi olan bu ürünler, iletişim teknolojisi alanının adeta gözbebeğidir.
Genciyle yaşlısıyla kadınıyla erkeğiyle hemen hemen her kesimden kullanıcı
tarafından ilgi gören akıllı cep telefonları, insanların iletişim kurma anlamında her
türlü ihtiyacını karşılayabilecek güçte ve özelliktedir. Tüm bu özellikleri onu insan
hayatının merkezine yerleştirmeye yetmektedir. Herhangi bir markanın piyasaya
çıkaracağı yeni model akıllı cep telefonu deyim yerindeyse takipçileri tarafından dört
gözle beklenmektedir. Akıllı cep telefonları toplumun her kesimi tarafından yakından
takip edilmekte ve kullanıcılar bu ürünlere kayıtsız kalamamaktadır.
Bu çalışma, insan hayatının merkezi konumunda kendine yer edinmiş, birçok
insanın zamanının büyük bir bölümünü bu teknolojik iletişim aracı ile geçirdiği
günümüzde bu teknolojiyi kullananların kullanım alışkanlıklarını ortaya koymayı
amaçlamıştır.
Farklı yaş, cinsiyet, meslek grubu ve gelir düzeyine sahip akıllı cep telefonu
kullanıcısının bu ürünleri kullanım alışkanlıklarını ortaya koymayı amaçlayan
çalışma, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımını temel almıştır. Bu bağlamda çalışma
kapsamında İstanbul ili Üsküdar ilçesi özelinde 500 kişi ile saha araştırması
gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım alışkanlıklarına dair
verilere ulaşılmıştır.
Katılımcıların cep telefonu kullanım tecrübelerinin ortalama 10 yıl olduğu
görülmektedir. Bu noktada erkek ve kadın katılımcıların cep telefonu kullanım
86
tecrübelerinin benzer özelliklere sahip oldukları söylenebilir. Katılımcıların akıllı cep
telefonu kullanım tecrübelerinin ortalaması ise yaklaşık olarak 3 yıldır. Gerek kadın
gerekse erkek katılımcılar bu noktada da birbirlerine yakın değerlere sahiptir.
Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonları ile günlük konuşma sürelerinin
yaklaşık olarak 52 dakika olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların günlük kısa mesaj
(SMS) gönderim sayısı ise ortalama 67’dir.bu sonuçlar gösteriyor ki akıllı cep
telefonu kullanıcıları bu iletişim araçlarını yoğun bir şekilde kullanmaktadırlar.
Gerek cep telefonu gerekse akıllı cep telefonu kullanım tecrübesi anlamında
birbirlerine yakın değerlere sahip olan katılımcılar, günlük kullanım açısından da
benzer özellikler göstermektedir.
Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu değiştirme sıklığı incelendiğinde
yüzde 34 oranında katılımcının akıllı cep telefonlarını 2 yılda bir değiştirdikleri
görülmektedir. Katılımcıların akıllı cep telefonlarını değiştirme nedenleri arasında ilk
sırada yer alan neden akıllı cep telefonlarının eskimiş olmasıdır. Katılımcıların yüzde
60’ı faturalı hat kullanırken, yaklaşık yüzde 38’i ise faturasız hat kullanmaktadır.
Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonu kullanımına aylık harcama tutarları ise
ortalama 50 TL’dir. Ayrıca erkek katılımcıların kadın katılımcılarla oranla daha
yüksek fatura ödedikleri görülmektedir. Katılımcıların en fazla tercih ettikleri akıllı
cep telefonu markası ise Samsung’tur.
Katılımcıların akıllı cep telefonu satın alırken etkili olan unsurların başında
teknik özellikler yer almaktadır. Katılımcılar teknik özelliklerden sonra en çok
tasarım, şekil ve görünüme önem vermektedir. Ayrıca akıllı cep telefonu satın alırken
kadın katılımcılar marka, tasarım şekil ve görünüm gibi özelliklere daha çok önem
vermektedir.
Katılımcıların akıllı cep telefonu tercihlerinde etkili olan özelliklerin başında
internete bağlanma özelliği yer almaktadır. Arama yapmak, fotoğraf ve video
çekmek ve sosyal ağlara bağlanmak katılımcıların en çok önem verdiği özelliklerdir.
Araştırmaya katılanlar arasında kadınlar, erkeklere oranla fotoğraf ve video çekmek,
müzik dinlemek, sosyal ağlara bağlanmak, arama yapmak, ağırlık, indirim, satış
87
görevlisinin olumlu etkisi gibi özelliklere daha fazla önem vermektedir. Erkek
katılımcılar ise haber okuma, yol tarifi/ harita kullanma ve online bankacılık
özelliklerini kadın katılımcılara oranla daha çok önemsemektedir.
Araştırmaya katılanların akıllı cep telefonlarını en çok en çok internete
bağlanmak için kullanırken, konuşma/ görüntülü konuşma, takvim, saat, alarm, hesap
makinesi gibi özellikleri de sıklıkla kullanmaktadır. Kadın katılımcılar erkek
katılımcılara oranla kısa mesaj gönderme, ses/ fotoğraf/ video gönderme, müzik
dinleme, radyo dinleme, TV izleme, sosyal medya ortamlarına erişim sağlama,
takvim, saat, alarm, hesap makinesi gibi özellikleri daha sık kullanmaktadır.
Katılımcıların akıllı cep telefonu kullanım nedenleri arasında ilk sırada yer
alan nedenin ‘’çevremde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmamı
sağlıyor’’ seçeneğinin olduğu görülmektedir. Bu nedeni takip eden etken ise
‘’fonksiyonları sayesinde birçok araca ihtiyaç kalmıyor’’ etkenidir. Akıllı cep
telefonlarının günümüz insanının vazgeçilmezi olduğu ve bunun en önemli nedeni
olarak belirtilen birden çok özelliği bünyesinde barındırması olduğuna dair tespitin
katılımcılar tarafından da kabul edildiği söylenebilir. Öte yandan kadın katılımcılar
erkek katılımcılara oranla ‘’iletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını
ortadan kaldırıyor’’ ve çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum,
‘’fonksiyonları sayesinde birçok araca ihtiyaç kalmıyor’’ gibi nedenlerle akıllı cep
telefonu kullanmaktadır. Erkek katılımcılar ise kadın katılımcılara oranla
‘’etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum nedenine
daha fazla önem vermektedir.
Özetle ifade etmek gerekirse bu çalışmada, akıllı cep telefonlarının günümüz
insanı için önemini ve bu iletişim teknolojisine ait araçları kullanım nedenleri ve
kullanıcı alışkanlıklarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırma sonuçlarında da
görüldüğü gibi akıllı cep telefonları kullanıcılar açısından büyük öneme sahiptir.
Fonksiyonları sayesinde günümüz insanın sahip olduğu ve olmak istediği en önemli
iletişim aracıdır.
88
Sonuç olarak bu araştırma, akıllı cep telefonu kullanım alışkanlıklarını ve
nedenlerini ortaya koymaya yönelik bir çalışma olmuştur. Gelecekte yapılacak
çalışmalar, kişilerin yalnızlık düzeyi ve akıllı cep telefonu kullanım ilişkilerini ortaya
koymayı amaç edinebilir. Bunun dışında, kişilerin akıllı cep telefonu kullanım
motivasyonlarını ölçmeye yönelik çalışmalar yapılabilir. Kültürel farklılıkların akıllı
cep telefonu kullanım alışkanlıklarını etkileyip etkilemediği yapılacak çalışmaların
konusu olabilir. Yani, Türk katılımcılar ile farklı bir ülkeden katılımcılar arasındaki
farklar ölçülebilir. Araştırma yapılabilecek farklı bir konu da kişilerin yaşam doyum
düzeyi ilgili olabilir. Yaşam doyum düzeyi yüksek olanlar ile düşük olanların akıllı
cep telefonu kullanım alışkanlıklarında farklılık olup olmadığı araştırmaya tabi
tutulacak bir konu olarak dikkat çekmektedir.
89
KAYNAKÇA
Açıköz, Mustafa H. (2003). İletişim Felsefesine Giriş. İstanbul: Birey Yayıncılık.
Ada, Serkan ve Tatlı, Hasan Sadık (2012). Akıllı Telefon Kullanımını Etkileyen
Faktörler Üzerine Bir Araştırma. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü. http://ab.org.tr/ab13/bildiri/74.pdf
Erişim Tarihi: 06.06.2015.
Akbulut, Yavuz (2010). Sosyal Bilimlerde SPSS Uygulamaları. İstanbul: İdeal Kültür
Yayıncılık.
Alankuş, Sevda (2003). Medya ve Toplum. İstanbul: IPS İletişim Vakfı Yayınları.
Alemdar, Korkmaz (1996). İletişim ve Tarih. Ankara: İmge Kitabevi.
Aral, Necdet (2000). Su Medeniyet ve Teknoloji. İstanbul: Birleşik Yayıncılık.
Arslantürk, Zeki (1995). Sosyal Bilimler İçin Araştırma Metod ve Teknikler. İstanbul:
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.
Atabek, Ümit (2001). İletişim ve Teknoloji- Yeni Olanaklar Yeni Sorunlar. Ankara:
Seçkin Yayıncılık.
Aziz, Aysel (1994), Kitle İletişim Araçları ve Kamuoyu. İstanbul: İktisadi
Araştırmalar Vakfı Yayınları.
Aziz, Aysel (2013). Televizyon ve Radyo Yayıncılığı. İstanbul: Hiperlink Yayınları.
Aziz, Aysel (2014). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri ve Teknikleri. Ankara:
Nobel Akademik Yayınları.
Bal, Enes (2014). Teknoloji, Gençlik ve Mobil Yaşam- Gündelik Yaşamda Cep
Telefonu Kullanım Alışkanlıkları. Konya: Literatürk Yayınları.
90
Bal, Hüseyin (2004). İletişim Sosyolojisi. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi
Yayınları.
Balcı, Ali (2004). Sosyal Bilimlerde Araştırma, Yöntem, Teknik ve İlkeler. Ankara:
Pegem AYayınları.
Barbier, Frederic ve Lavenir, Catherine B. (2001). Diderot’dan İnternete Medya
Tarihi, Çev: Kerem Eksen. İstanbul: Okyanus Yayınları.
Barulay, Veli (2013). Mobil İletişim Sektöründe Üniversite Öğrencilerinin Cep
Telefonu Markası – GSM Operatörlerini Tercih ve Kullanımları Üzerine Bir
Araştırma. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.
Basalla, George (1996). Teknolojinin Evrimi. Çev: Cem Soydemir. Ankara: Tübitak
Popüler Bilim Kitapları Nurol Matbaacılık.
Bauman, Zygmunt (1999). Küreselleşme Çev: Abdullah Yılmaz. İstanbul: Ayrıntı
Yayınları.
Baykara, Tarık (2006). 21. Yüzyılda Teknoloji ve Teknoloji Yönetimi ve Gelecek.
Kocaeli: TÜBİTAK Marmara Araştırmaları Yayınları.
Beydoğan, Ayhan (2011). Cep Telefonundan Mobil İletişime- Yarın Artık Bugün mü?
İstanbul: Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayınları.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) (2014). Türkiye Elektronik
Haberleşme Sektörü Üç Aylık Pazar Verileri Raporu- 2014 Yılı 3. Çeyrek (TemmuzAğustos- Eylül). Ankara.
Bilgili, Can ve Akbulut Tan, Nesrin (2007). Medya Eleştirileri 2007 ‘’Gerçeğin
Dışındakiler’’. İstanbul: Beta Basım Yayım.
Birsen, Özgül (2005). Çok Seçenekli Medya Ortamında Kitle İletişim Araçlarının
Tüketim ve Seçim Biçimi Eskişehir Örnekleminde Bir İzlerkitle Araştırması, Doktora
Tezi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.
91
Burton, Greame (2008). Görünenden Fazlası- Medya Analizlerine Giriş. Çev: Nefin
Dinç. İstanbul: Alan Yayıncılık.
Büyüköztürk, Şener (2005). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı: İstatistik,
Araştırma Deseni, SPSS Uygulamaları. Ankara: Pegem A Yayıncılık.
Chung, Dalsong and Chun, Gi Sun (2011). An Exploratory Study on Determining
Factors for the Smartphone Selection Decision, Issues in Informotion Systems, 12:
291-300.
Çağlar, İrfan ve Kılıç, Sebiha (2009). Genel İletişim. Nobel Yayın Dağıtım.
Çakır, Fatma ve Demir, Neslihan (2014). Üniversite Öğrencilerinin Akıllı Telefon
Satın Alma Tercihlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma. Dokuz Eylül Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 29 (1), 213-243.
Çakır, Fatma ve Demir, Neslihan (2014). Üniversite Öğrencilerinin Akıllı Telefon
Satın Alma Tercihlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma, Dokuz Eylül Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 29 (1): 213-243.
Çoban, Hasan (1997). Bilgi Toplumuna Planlı Geçiş. İstanbul: İnkılap Kitabevi.
Davis, Devra (2011). Cepteki Tehlike. İstanbul: İnno Yayıncılık.
Ekiz, Durmuş (2009). Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Ankara: İdeal Kültür
Yayıncılık.
Ellul, Jacques (2003). Teknoloji Toplumu. Çev: Musa Ceylan. İstanbul: Bakış
Yayınları.
Erdoğan, İrfan (2005). İletişimi Anlamak. Ankara: Pozitif Matbaacılık.
Erdoğan, İrfan ve Korkmaz, Alemdar (1990). Kitle İletişim Kuramları- Tutucu ve
Değişimci Yaklaşımlar. Ankara: Bilgi Yayınevi.
Erdoğan, İrfan ve Sailas, Victoria D. (2000). Kapitalizm Kalkınma Postmodernizm ve
Sömürünün Paketlenişi. Ankara: Erk Yayınları.
92
Fiske, John (1996). İletişim Çalışmalarına Giriş. Çeviren: Süleyman İrvan. Ankara:
Bilim Sanat Yayınları.
Geray, Haluk ( 2003). Uluslararası Birikim Düzeninde Yeni Medya Politikaları.
Ankara: Ütopya Yayınevi.
Giritli, İsmet (1988). Günümüzde Haberleşme. İstanbul: Der Yayınları.
Gökberk, Macit (1997). Değişen Dünya Değişen Dil. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Gökçe, Gürol (1997). Televizyon Program Yapımcılığı ve Yönetmenliği. İstanbul:
Derin Yayınları.
Gökçe, Orhan (2006). İletişim Bilimi- İnsan İlişkilerinin Anatomisi. Ankara: Siyasal
Kitabevi.
Gülnar, Birol ve Balcı, Şükrü (2011). Yeni Medya ve Kültürleşen Toplum. Konya:
Literatürk Yayınları.
Güngör, Nazife (2011). İletişim, Kuram ve Yaklaşımlar. Ankara: Siyasal Kitabevi.
Işık, Metin (2002). Kitle İletişim Teorilerine Giriş. Konya: Eğitim Kitabevi.
İnam, Ahmet (1993). Teknoloji Benim Neyim Oluyor?. Ankara: Alamuk Yayınları.
İslamoğlu, Hamdi ve Alnıaçık, Ümit (2013). Sosyal Bilimlerde Araştırma
Yöntemleri. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım.
Kalem, Gökhan (2013). Kalite Fonksiyon Açınımı ve Akıllı Telefon Tasarımında
Uygulanması, Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul.
Kaya, Raşit A. (1985). Kitle İletişim Sistemleri. Ankara: V. Teori Yayınları.
Kayabaş, Buket K. (2013). Mobil Yaşam (Editör: T. Volkan Yüzer ve Mehmet Emin
Mutlu), Yeni İletişim Teknolojileri. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim
Fakültesi Yayınları, 176-201.
93
Kocabaşoğlu, Uygur (1980). Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna. Ankara: Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları.
Lane, Wilburn and Manner, Chris (2011). The Impact of Personality Traits on
Smartphone Ownership and Use, International Journal of Business and Social
Sciense, 2: 22-28.
Laughey, Dan (2010). Yeni Medya Çalışmaları- Teoriler ve Yaklaşımlar. Çev: Ali
Toprak. İstanbul: Kalkedon Yayınları.
Mattelart, Armand (1996). İletişimin Dünyasallaşması, Çev: Halime Yücel. İstanbul:
İletişim Yayınları.
Mc Quail, Denis ve Windahl, Sven (1993), (Çeviren: Mehmet Küçükkurt), İletişim
Modelleri. Ankara: İmaj Yayınları.
Mc. Chesney, W. Robert , Wood, M. Ellen, Foster, B. John (2003). Kapitalizm ve
Enformasyon Çağı, Çev: Nil Senem Çınga, Erhan Baltacı, Özge Yalçın. Ankara:
Epos Yayınları.
Mutchler, Leigh and Shim, J.P and Ormand, Dustin (2011). Exploratory Study On
Users Behavior: Smartphone Usage, Proceeding of the Seventeenth Americos
Conferance on Information Systems.
Mutlu, Erol (2012). İletişim Sözlüğü. Ankara: Sofos Kıta Basın Dağıtım Yayıncılık.
Odabaşı, Yavuz (1999). Tüketim Kültürü/ Yetinen Toplumun Tüketen Topluma
Dönüşümü. İstanbul: Sistem Yayıncılık.
Ong, J.,Walter (2013). Sözlü ve Yazılı Kültür Sözün Teknolojileşmesi, Çev: Sema
Postacıoğlu Banon. İstanbul: Metis Yayınları.
Oskay, Ünsal (1992). İletişimin ABC’si. İstanbul: Simavi Yayınları.
Osman, Azam Mohd; Talip, Zawani Abdullah; Sanusi, Abidin Zainal; Yen, Shiang
and Aluvi, Sani Abdulllah (2012). A Study of the Trend of Smartphone and it Usage
94
Behavior in Malaysia, Intenational Journal of New Computer Architectures and
Their Applications, 2: 274-285.
Ömürbek, Nuri ve Şimşek Ali (2012). Üniversite Öğrencilerinin Cep Telefonu
Tercihlerinin Analitik Hiyerarşi Projesi İle Belirlenmesi, Niğde Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 5 (1): 116-132.
Öngören, Gürsel (1995). Uluslararası İletişim. İstanbul: Der Yayınları.
Özçağlayan, Mehmet (1998). Yeni İletişim Teknolojileri ve Değişim. İstanbul: Alfa
Yayınları.
Özdemir- Yücesan, Gamze (2008). İletişim Emek ve Kalkınma- Ekonomi Politik
Yaklaşım. Ankara: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Kırkıncı Yıl Kitaplığı.
Peslak, Alan (2011). An Empirical Study of Cell Phone and Smartphone Usage,
Issuses in Information Systems, 12: 4079-417.
Ramonet, Ignacio (2000). Medyanın Zorbalığı, Çev: Aykut Derman. İstanbul: Om
Yayınevi.
Serim, Ömer (2007). Türk Televizyon Tarihi 1952-2006. İstanbul: Epsilon Yayıncılık
Hizmetleri.
Şeker, Selim(2012). Cep Tehlikesi. İstanbul: Hayy Kitap.
Şimşek, Sedat (2008). Küresel Marka Reklamları. İstanbul: Literatürk Yayınları.
Tecimer, Ahmet Alper (2012). Akıllı Telefonlar Yardımıyla Yol ve Sürüş Kalitesinin
Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul.
Tekin, Mahmut, Güleş K. Hasan, Öğüt, Adem ( 2003). Değişim Çağında Teknoloji
Yönetimi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Tekinalp, Şermin ( 1990). Elektronik Kitle İletişim ve Değişim. İstanbul: Beta Basım
Yayım Dağıtım.
95
Tekinalp, Şermin ve Uzun, Ruhdan (2004). İletişim Araştırmaları ve Kuramları.
İstanbul: Derin Yayınları.
Tutar, Hasan, Yılmaz, M. Kemal, Erdönmez, Cumhur (2004). Genel ve Teknik
İletişim. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Türkoğlu, Nurçay (2010). Toplumsal İletişim, Tanımlar, Kavramlar, Tartışmalar.
İstanbul: Urban Yayınları.
Uğurlu, Elif G. (2013). Tarih ve Kavram Olarak Yeni İletişim Teknolojileri (Editör:
T. Volkan Yüzer ve Mehmet Emin Mutlu), Yeni İletişim Teknolojileri. Eskişehir:
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları, 2-22.
Uzun, Ruhdan (2013). İzleyici Merkezli Yaklaşımlar (Editör: Erkan Yüksel), İletişim
Kuramları. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları, 84-105.
İnternet Kaynakları
http://www.techinside.com/turkiyede-3g-kullanici-egilimleri-ve-beklentileri/).
Erişim: 03.12.2014.
http://www.teknokoliker.com/2013/12/telefon-icadi-ve-gecmisten-gunumuzetelefonun-gelisimi.html, Erişim: 03.12.2014.
Türkiye
İstatistik
Kurumu
(TUİK)
Haber
Bülteni.
www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16198. Erişim: 03.12.2014.
https://gelecegiyazanlar.turkcell.com.tr/konu/android/egitim/android-201/androidcihazlar-ve-android-isletim-sistemi-uzerine-genel-bilgiler, Erişim: 08.06.2015)
http://www.uskudar.bel.tr/tr/main/pages/sayilarla-uskudar/29, Erişim, 08.05.2014.
96
EK-1
Merhaba. Bu araştırma, ‘’Akıllı Cep Telefonları Kullanım Örüntüleri: Üsküdar Örneği’’ isimli yüksek
lisans tezimin uygulama bölümü için yapılmaktadır. Akıllı cep telefonu kullanıcılarının, bu ürünleri
kullanım nedenleri ve alışkanlıklarını ortaya koymayı amaçlayan çalışmama katkılarınız için çok
teşekkür ederim.
1.
Ne kadar zamandır cep telefonu kullanıyorsunuz?.........................................................................ay/yıl
2.
Gün içerisinde ortalama ne kadar süre cep telefonunuzla konuşuyorsunuz?..……………......dakika
3.
Bir sesli aramanız ortalama ne kadar sürede tamamlanıyor?
4.
Gün içerisinde ortalama ne kadar kısa mesaj (SMS) gönderiyorsunuz? …..……………........…adet
5.
Gün içerisinde ortalama ne kadar kısa mesaj (SMS) alıyorsunuz?
6.
Hizmet almakta olduğunuz operatör şirketi hangisidir?
4) Bimcell
1) Avea 2) Turkcell
3) Vodafone
………….…………………...dakika
………..………………..…adet
5) PTTCell
7.
Cep telefonu hattınız hangi tür ödeme özelliğine sahiptir?
1) Faturalı
2) Faturasız
8.
Akıllı cep telefonu kullanmaya ne zaman başladınız?.....................................................................ay/yıl
(Akıllı cep telefonu kullanmıyor iseniz lütfen anketi sonlandırınız).
9.
Şu anda kullanmakta olduğunuz akıllı cep telefonunuzu ne kadar süredir kullanmaktasınız...ay/yıl
10. Kullanmakta olduğunuz akıllı cep telefonu markası aşağıdakilerden hangisidir?
1) Nokia
2)Samsung
3) Iphone
4) Sony Ericson 5) LG
7) Blackberry 8) Siemens 9) Motorala 10) Wentto
6) General Mobile
11) Diğer
11. Akıllı Cep telefonunuzun yaklaşık değeri ne kadardır?.............................................................TL
(Birden çok akıllı cep telefonuna sahip iseniz lütfen birini yazınız.)
13
14
15
16
17
Model
Marka
Tasarım, Şekil ve Görünüm
Teknik Özellikler
Satış Sonrası Hizmetler ( Servis, garanti vb.)
5
5
5
5
5
4
4
4
4
4
18. Aşağıdakilerden hangisi akıllı cep telefonunuzu değiştirme sürenizi ifade eder?
1) 1 yıl ve altı
2) 2 yıl
3) 3 yıl 4) 4 yıl ve üstü
19. Aşağıdakilerden hangisi akıllı cep telefonunuzu değiştirme nedeninizi ifade eder?
(Lütfen, en fazla 2 seçenek işaretleyiniz.)
1) Eskidiği için
2) Bir üst modelinin piyasaya çıkması
3) Boyutu büyük olduğu için
4) Bağlantı sorunu yaşadığım için
5) Bozulduğu için
6) Bataryası çabuk bittiği için
7) Diğer ……………………………………
3
3
3
3
3
2
2
2
2
2
Hiç
önemli
değil
Önemli
Ne
önemli
ne
ö
i
Önemsi
z
Akıllı cep telefonu satın alma tercihlerinizde sizin için etkili olan
faktörler nelerdir?
Çok
önemli
12. Akıllı cep telefonu kullanımınızın aylık gideri ne kadardır?.......................................................TL
1
1
1
1
1
Çok önemli
Önemli
Ne önemli
Ne önemsiz
Önemsiz
Hiç önemli
değil
97
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
Fotoğraf / video çekmek
Müzik dinlemek
Sosyal ağlara bağlanmak
Arama yapmak
Oyun oynamak
İnternete bağlanmak
e-posta kullanmak
Yol tarifi/ harita kullanmak
Online bankacılık işlemleri
Ödeme koşulları, indirimde olması
Reklamların etkisi
Alternatif ödeme koşulları
Haber okumak
Video paylaşım sitelerine erişmek
Ürün aramak
Herhangi bir uygulama kullanmak
İşletim sistemi
Ağırlık
İndirim
Satış sonrası hizmetler
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
40
Satış görevlisinin olumlu etkisi
5
4
3
2
1
41
Arkadaş tavsiyesi
5
4
3
2
1
Akıllı cep telefonu tercihinizde aşağıdaki özellikler, sizin için ne derece
önemlidir?
5
5
Nadiren
5
5
5
5
5
5
5
5
5
4
4
4
4
4
4
4
4
4
3
3
3
3
3
3
3
3
3
2
2
2
2
2
2
2
2
2
4
4
3
3
2
2
Hiç
Ara sıra
Konuşma/ Görüntülü konuşma
Kısa mesaj gönderme
Ses/Fotoğraf / Video gönderme özellikleri
Müzik dinleme
Radyo dinleme
İnternete bağlanma
TV izleme
Sosyal medya ortamlarına erişim sağlama (Facebook/Twitter vb.)
GPRS, Navigasyon (Uydu üzerinden haritada yol bulma)
Takvim, saat, alarm, hesap makinesi gibi özellikler
Diğer
Çoğu Zaman
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
Her Zaman
Akıllı cep telefonunuzun aşağıda sıralanan özelliklerini ne sıklıkla kullanırsınız?
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
Hiç Katılmıyorum
68
69
Katılmıyorum
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
Çevremde olup bitenler hakkında kolayca bilgi sahibi olmamı sağlıyor.
Son model bir akıllı telefon, kişinin imajına olumlu katkı sağlar.
İnsanlarla son teknolojik özellikler ile iletişim kurmamı sağladığı için.
İletişime geçmem için mekan ve zaman sınırlamasını ortadan kaldırıyor.
Olup bitenler hakkında çevremdekileri kolayca bilgilendirmeme yardımcı
oluyor.
Çevremde prestij edinmemi sağlıyor.
Çevremdeki kişilerle daha sık iletişim kurabiliyorum.
Akıllı cep telefonu kullanmak beni rahatlatıyor.
Her yerde her zaman bana güven veriyor.
Haber, hava durumu ve benzeri hizmetleri sunuyor.
Kaliteli bir akıllı cep telefonu kullanmak bir sosyal statü göstergesidir.
Son model bir telefon kullanmak hoşuma gidiyor.
Kendimi daha az yalnız hissettiriyor.
Mesajlaşarak ya da internette chat yaparak rahatlıyorum.
Fonksiyonları sayesinde birçok araca (kamera, fotoğraf makinesi, alarm,
MP3 player vb.)ihtiyaç kalmıyor.
Etrafımdaki insanlara akıllı cep telefonumu göstermekten hoşlanıyorum.
Son model bir akıllı cep telefonu ilgileri üzerime çeker.
Kararsızım
53
54
55
56
57
Katılıyorum
Akıllı cep telefonu kullanıyorum çünkü;
Kesinlikle
Katılıyorum
98
5
5
5
5
4
4
4
4
3
3
3
3
2
2
2
2
1
1
1
1
5
4
3
2
1
5
5
5
5
5
5
5
5
5
4
4
4
4
4
4
4
4
4
3
3
3
3
3
3
3
3
3
2
2
2
2
2
2
2
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
5
4
3
2
1
5
5
4
4
3
3
2
2
1
1
70. Yaşınız?.......................
71. Cinsiyetiniz?
1)Kadın
2) Erkek
72. Medeni durumunuz?
1) Evli
2) Bekar
73. Öğrenim Durumunuz?
1) İlkokul
2) Ortaokul
5 )Üniversite (Lisans)
3) Lise
4) Yüksek okul (önlisans)
6) Yüksek Lisans/ Doktora
74. Mesleğiniz?
1) Devlet Memuru
2) Özel Sektör Çalışanı
3) Serbest Meslek 4) Ev Hanımı 5) İşçi 6)Esnaf
7) Emekli
8) Öğrenci
9) İşsiz/İş arayan
10) Diğer
75. Sizin ya da ailenizin aylık geliri ne kadardır?
1) 1000 TL ve altı
2) 1001- 2000 TL
4) 3001- 4000 TL
5) 4001 TL ve üzeri
3) 2001- 3000 TL
ANKET BİTMİŞTİR, KATILDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
99
EK- 2
100
EK- 3
101
EK- 4
102
EK- 5
Chi-Square Tests
Value
df
Asymp. Sig. (2-sided)
Pearson Chi-Square
12,868a
3
,005
Likelihood Ratio
13,011
3
,005
11,508
1
,001
Linear-by-Linear
Association
N of Valid Cases
495
a. 0 cells (0,0%) have expected count less than 5. The minimum expected
count is 19,71.
103
EK- 6
104
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Özgeçmiş
Adı Soyadı:
Kübra ERKOVAN
Doğum Yeri:
Üsküdar
Doğum Tarihi:
26.07.1987
Medeni Durumu:
Bekar
Öğrenim Durumu
Derece:
Okulun Adı:
İlköğretim:
Mustafa Noyan İlköğretim Okulu- İstanbul
Ortaöğretim:
Mustafa Noyan İlköğretim Okulu- İstanbul
Lise:
Üsküdar Lisesi- İstanbul
Lisans.
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi/ Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ( Çift Anadal Programı)
Yüksek Lisans.
Becerileri:
İletişim Araştırmaları, Popüler Kültür, Yeni İletişim Teknolojileri
İlgi Alanları:
Aldığı Ödüller:
(Doldurulması isteğe
bağlı)
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Bölüm
Birinciliği Ödülü
Hakkımda bilgi almak
için önerebileceğim
şahıslar:
(Doldurulması isteğe
bağlı)
Tel:
Adres:
0(537) 602 61 70
Valide-i Atik Mahallesi Kartal Baba Caddesi Nu: 81/5 Üsküdar- İSTANBUL
İmza:
Alâaddin Keykubat Kampüsü Selçuklu 42079
KONYA Telefon : (0 332) 241 05 21-22 Faks : (0 332) 241 05 24
e-posta : sosbilens@selcuk.edu.tr
Elektronik Ağ : www.sosyalbil.selcuk.edu.tr
Download