dıyabet hastalarına ramazan önerılerı

advertisement
DIYABET HASTALARINA RAMAZAN ÖNERILERI
Portal
Adres
: www.kemergozcu.com
İçeriği : Gündem
Tarih : 29.05.2017
: http://www.kemergozcu.com/haber/17867/diyabet-hastalarina-ramazan-onerileri.html
Diyabet hastalarına Ramazan önerileri
Ramazan ayında diyabet hastaları ve diyabet riski taşıyanların sağlıklarını riske atmadan oruç tutabilmeleri için önce doktora danışmaları
ve doğru beslenmeleri gerekiyor. Türkiye Diabet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı ve Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. M.
Temel Yılmaz, şeker hastalarının Ramazan´da beslenme konusunda dikkat etmesi gereken noktaları anlattı.
Tweetle
Bu yıl Ramazan ayında oruÇ süresi 17 saate kadar uzuyor. AÇ kalınan sürenin uzun olması özellikle diyabet hastaları
ve diyabet riski taşıyanlar iÇin sağlık riski yaratabiliyor. Uzun yıllardır diyabet ile oruÇ ve sağlığa etkileri konusunda Çalışmalar yapan,
İstanbul Üniversitesi, Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü, Diyabet Araştırma ve Uygulama Birimi ve Türkiye Diabet Vakfı Başkanı Prof.
Dr. M. Temel Yılmaz; doğru beslenmeyle insülin direnci veya gizli şekeri olanlar ya da ilaÇ kullanmayan diyabetlilerin Ramazanı
sağlıklı bir şekilde geÇirebileceğini hatırlattı.
ORUÇ ÖNCESİ DOKTOR KONTROLÜ ŞART
Prof. Dr. Temel Yılmaz, Ramazanda Tip 2 diyabet tanısı yeni konulmuş ama henüz kan şekeri düzenleyici bir ilaÇ kullanmayan
diyabetlilerin, doktor kontrolünde olmak şartıyla oruÇ tutabileceğini söyledi. Yılmaz, ?Diyabetliler, oruÇ tutmadan önce detaylı tetkikler
yaptırmalı. Diyabet tipinin ne olduğu, organ hasarları olup olmadığı, insülin kullanıp kullanmadığı, kullanıyorsa hangi protokolü
uyguladığı gibi birÇok konu temel alınarak hastanın sağlık durumu değerlendirilmeli. Hasta, kan şekeri düzenleyici ilaÇlar ve/veya
insülin kullanıyorsa, oruÇ ile birlikte bunların dozlarının yeniden düzenlenmesi ve doz ağırlığının iftara kaydırılması da şart. Ayrıca
oruÇ süresince kan şekeri sık sık takip edilmeli ve beslenme programına da uyulmalı• dedi.
SAHUR SOFRASINDAN SALATA EKSİK EDİLMEMELİ
Ramazanda oruÇ tutan diyabetlilerin de oruÇ tutan her sağlıklı birey gibi sahur öğününü atlamaması gerektiğinin altını Çizen Prof. Dr.
M. Temel Yılmaz, sahurda nasıl beslenilmesi gerektiğini şöyle anlatıyor: ?Sahurda kahvaltı tarzında beslenmeli, mutlaka tam tahıllı,
Çavdarlı veya kepekli ekmek tüketilmeli, sofrada tuzsuz veya az tuzlu peynir, zeytin (tuz susatır) ve yumurtaya da yer verilmeli. Ayrıca
sofrada mutlaka bol miktarda yeşillik, domates, salatalık, biber, havuÇ gibi taze sebzelerde yer almalı. Glisemik indeksi düşük, yani kan
şekerini yavaş yükselten ve tokluk hissini destekleyen ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar da tercih edilebilir, ancak tuzlu
olmamaları konusunda dikkat edilmelidir. Taze veya kuru meyveler de küÇük porsiyonlar halinde tüketilebilir ancak kişinin kan
şekerinin yükselmesine yol aÇıyorsa tercih edilmemelidir.•
İFTARDAN SONRA EN AZ YARIM SAAT YÜRÜYÜŞ
Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, uzun süreli aÇlık sonrasında iftarda bir anda fazla veya hızlı besin tüketiminin kan şekerinde ani
yükselmelere neden olabileceğini belirtti. Bu nedenle orucun bir dilim tam tahıllı ekmek, zeytin, Çorba veya bir kâse salatayla
aÇılmasını öneren Yılmaz, şöyle devam etti: ?İftara aÇlık hissini kontrol altına alan bu besinlerle başlandıktan sonra yemeğe biraz ara
vererek ana yemeğe geÇilmeli. İftar sofralarında aşırı yağlı ve karbonhidratlı yiyeceklerden kaÇınılmalı. Salata, günlük mineral, vitamin
ve sıvı ihtiyacının karşılanmasını desteklediği iÇin Çok önemli. Meyve Çok dikkatli tüketilmeli ve mümkün olduğunca yavaş yenmeli.
Çünkü hızlı ve fazla meyve tüketmek şekeri yükseltebilir. Ayrıca yürüyüş kan şekerinin düşmesine yardımcı olacağından iftardan bir
saat sonra 30-60 dakika orta tempolu ve bol su iÇerek yürüyüş yapılması ihmal edilmemeli.•
(Haber Merkezi)
ETİKETLER :
KIZLARDA U18 TÜRKIYE FINALLERI ARDINDAN (HAYRI PEKERGIN)
Portal
Adres
: www.basketfaul.com
İçeriği : Spor
: http://www.basketfaul.com/haber?haber=63656
Tarih : 28.05.2017
Kızlarda U18 Türkiye Finalleri Ardından (Hayri Pekergin)
Kızlarda U18 Türkiye Şampiyonasını geride bıraktık.
Bu yıl ilk kez düzenlenen yarı final turnuvasında final vizesi alan 8 takımı izledik.
Turnuvada KBL kadrolarında yer alan isimlere sahip İstanbul Üniversitesi ve Galatasaray, Beşiktaş, KBBL tecrübeli oyuncuları ile
FenerbahÇe, 2001 ve 2002 doğumlu oyuncuları ile KBBL oynayarak tecrübe kazanan Düzce Belediye SK, Çankaya Üniversitesi, Rize
Belediye SK ve A takım kadrosunda yer alan 16 yaşındaki guardlar Gökşen Fitik ve Fatmanur Karakaşın sürüklediği BOTAŞ mücadele
etti.
Final Galatasaray ve Beşiktaş arasında oynandı.
Turnuvanın büyük favorisi Galatasaray büyük bir odaklanma iÇerisinde oynadığı turnuvadaki tüm maÇlarını farklı kazanarak şampiyon
oldu.
Final maÇında rakibi Beşiktaşın baskılı savunmasını oyun kurucu Eda Şahin?in (3s,5rb,5as) organizasyonu ile zorlanmadan aşan sarı
kırmızılılar, iÇeride 3 kişi ile savunulsa bile hücum ribauntları ile etkili olmayı başaran İnci GüÇlü (18s,12rb) ve sakatlığı nedeniyle
turnuvada yer alamayan forvet Meltem Yıldızhanın yokluğunda arka sahada skor yükünü üstlenen Yağmur Taşar (16s,7rb,3as) ile finali
sürekli kontrol altında tuttu.
Beşiktaş Galatasarayın etkili savunmasını önünde skor yaratmakta zorluk yaşarken 17 yaşındaki skorer guard Yağmur Yıldızın
(20s,6rb,4tc) etkili oyunu skoru dengelemek iÇin yeterli olmadı. Siyah Beyazlılarda 17 yaşındaki pivot Ceren Ciğerci 6 sayı 4 ribaunt ile
oynadı.
Finalin kaderi, Galatasarayın U16 guard Sude Yılmazın (2s,7rb,2tÇ) Yağmur Yıldızın skor gücünü yavaşlattığı 2.Çeyrekte belirlendi.
Bu bölümde guard Mısra Albayrak (5s,1b) ve iyi bir turnuva geÇiren 18 yaşındaki forvet Büşra Turan (6s,4rb) skor üretimine destek
verince devrenin sonunda 38-18 skor ile fark 20 sayıya yükseldi.
Finalin ikinci yarısında ribauntlara Çok hakim olan (50-34) Galatasaray, tecrübeli oyun kurucusu Eda Şahinin yönettiği pas trafiği ile
Beşiktaş presinde zorlanmadı. Hücumdaki momentum kaybını savunmadaki güÇlü performans ile telafi eden sarı kırmızılılar 54-38
kazanarak mutlu sona ulaştı.
Türkiye 3.lüğü maÇında, yarı finalde Galatasaray önünde farklı skorla (45-73) kaybeden İstanbul Üniversitesi organize savunmasının
yanı sıra, pota altında etkili power forveti İlayda Güner (19s,12rb,4as,3blok) ve forvet Eylül Minezi (10s,5rb,4as) Çok iyi kullanarak
FenerbahÇeyi 68-42 mağlup etti.
FenerbahÇede hastalığı nedeni ile serumla maÇa Çıkan U16 oyun kurucu Duygu Özenin (7s,2rb,4tÇ) savunma gayreti, power forvet
Şevval Gül (11s,10rb) ve forvet Şevval İstanbulluoğlunun (11s,10rb) double- double performansları farkın azalması iÇin yeterli olmadı.
MaÇın 3. Çeyreğinde farkı 10 sayının altına indiren FenerbahÇeye forvet Meltem Topaloğlu (6s,4rb), oyun kurucu Kardelen Gezgin
(6s,4rb,4as,3tÇ) ve guard Ceren Çetin (6s,4rb) ile cevap veren İstanbul Üniversitesi 10-0 seri ile farkı 20 sayıya yükseltti ve 68-42 skor
ile Türkiye 3. oldu.
Klasman grubundaki 5. maÇı belki de turnuvanın seyir zevki en yüksek karşılaşması oldu.
GeÇtiğimiz yıl Osman Solakoğlu Basketbola Hizmet Ödülü alan Düzce Fatih Ortaokulu oyuncuları ile Coach Hakan Ateşin yetiştirdiği
2001 doğumlu isimlerin yer aldığı Düzce Belediye SK, Çankaya Üniversitesini uzatma sonunda 88-84 mağlup ederek Türkiye 5. Oldu.
Takımın 2002 doğumlu oyun kurucusu Saliha Mandıracı, sürekli değişerek oynama avantajına sahip olan Çankaya Üniversitesinin
tecrübeli guardlarının üzerindeki baskısına rağmen 12sayı, 8ribaunt, 8 asist üretip, bu performansa 6 top Çalma ekledi.
MaÇın ve Düzce Belediye SK takımının en skorer ismi olan Elanur Demir (32s,26rb,4as,4tÇ,4blok) oldu.
Saliha Mandıracı hem bugünün hem yarının oyuncusu olarak nitelenebilecek özel bir isim.
Onu özel yapan, şutu hissettiği zaman hücumda inisiyatif kullanmaktan hiÇ geri kalmamasına rağmen, yanındaki oyuncuları büyüten,
seyir zevkini yükselten asistleri ile süslediği getirdiği saha görüşü.
Basketbolda erkek kadın herkesin kullandığı taytlara Çok şık bir bone ekleyip ?örtünerek• sahaya Çıkan 15 yaşındaki oyuncu, bugünün
ön plandaki oyun kurucuları Birsel Vardarlı Demirmen ve Nilay Kartaltepenin 15 yaşındaki seviyelerine göre daha ileri bir seviyede.
KBBLnin sert maÇlarında ortalama 8.2s, 7.3rb, 5as, 3tÇ üreten oyuncunun buradaki deneyimlerden iyi yararlandığı görülüyor.
Çankaya Üniversitesi, süratli U18 guardları Buse Utku (12s,4rb,5as) ve Ezgi KüÇüktaş (7s,2as) ile 16 yaşındaki guardlar Simay Öget
(22s,3rb,4tÇ), Melike Gültekin (9s,2as) ile savunmayı sertleştirme gayreti gösterse de KBBL tecrübeli Düzce Ekibinin skor gücü
azalmadı.
MaÇın ikinci yarısında Çankaya Üniversitesi, forvetleri Gizem Kaymaz (6s,6rb,5as,4tÇ) ve Aleyna Çatal (10s,3rb,4as,3tÇ) ile hem skor
üretip hem de iÇeride etkili oynayan Aysude Yıldıztekine (12s,6rb) iyi paslar indirince öne geÇti.
Düzce Takımı bu seriye Ronahi Kıran (21s,8rb) 15 yaşındaki forvet Rana UÇar (12s,8rb) ve sonda skor üretme gücünü gösteren Saliha
Mandıracı ile cevap verince normal süre 77-77 sonuÇlandı.
Başa baş giden uzatma dakikalarında, forvet Elanur Demirin yorgunluğuna rağmen bitime 32 saniye bulduğu 3 sayılık isabet ile farkı
netleştiren Düzce ekibi, maÇı 88-84 kazandı.
Klasman Grubunun diğer maÇında Rize Belediye SK, sahaya 8 oyuncu ile Çıkan, bu turnuvada bir kez daha sakatlanan Zeynep
Kalbisağdenin yokluğunda hemen hemen bütün şutları U16 guardlar Gökşen Fitik ve Fatmanur Karakaşın kullandığı BOTAŞı 78-55
mağlup etti.
U16 Milli Takımında Çok iyi performanslarını belediğimiz Gökşen Fitik turnuvayı 29 sayı, Fatmanur Karakaş 22.3 sayı ortalamaları ile
kapatarak kalitelerini ortaya koysa da ribauntlara hakim olan (64-46) dört oyuncudan 2 haneli skor katkısı alıp 9 oyuncunun sayı bulma
başarısı gösterdiği Rize Belediye SK maÇı 78-55 kazandı.
Rize takımında Erdenay TopÇu (15s,10rb,6as) ve Merve Şahin 16s,8rb) en skorer isimlerdi.
Twitter : hayripekergin
DOKTORLAR 50'NCI YILLARINDA ÇESME'DE BULUSTU
Portal
Adres
: www.aydinses.com
İçeriği : Gündem
Tarih : 28.05.2017
: http://www.aydinses.com/genel/doktorlar-50-nci-yillarinda-cesme-de-bulustu-h957880.html
KALP NAKLI NASIL YAPILIYOR, ORGAN NAKLI ILE HAYATA DÖNENLER
Portal
Adres
: www.iyigunler.net
İçeriği : Gündem
Tarih : 27.05.2017
: http://www.iyigunler.net/saglik/kalp-nakli-nasil-yapiliyor-organ-nakli-ile-hayata-donenler-h299714.html
Kalp nakli nasıl yapılıyor, organ nakli ile hayata dönenler
Sağlık sektörüne yapılan milyarlarca liralık yatırımlar, sağlık eğitimine ayrılan devasa bütçe, çoğu zaman kaybolan insan sağlığını geri
getirmeye yetmiyor.
Kalp naklinde 'Yapay' umut: Kalp nakli ya da yapay kalp yaşatıyor
Söz konusu bir organımız ise durum daha da zor. Bu organ kalp gibi hayati bir öneme sahipse durum daha da ciddi boyutlara
ulaşabiliyor. Türkiye'de kalp nakli konusunda gerekli teknik altyapı ne durumda? Yapay kalp nakli mümkün mü? Bu soruların
cevaplarını Gebze Medical Park Kalp Nakli Uzmanı Prof.Dr. Süha Küçüksu'dan aldık.
Yapay kalp, organ bağışı bekleyen, binlerce acil hasta için bir umut olarak ortaya çıktı. Türkiye'de yapay kalp konusunda ilk uzman
cerrahlardan biri de Prof.Dr. Süha Yusuf Küçüksu bu konuda ülkemizde gelinen son noktayı anlattı,
Uzmanlık alanınız olan yapay kalpten bahseder misiniz?
Yapay kalp şöyle bir şey; kalp ameliyatları yapılır hale geldiği 1950´lerden itibaren, bir B planı olarak her zaman geliştirilmeye çalışmış
bir sistemdir. Bugün geldiğimiz noktada bu alanda çok büyük gelişmeler var. Bugün insan vücudunda bir organın yapayı sadece kalpte
yapılabiliyor.
YAPAYI ÜRETİLEN TEK ORGAN KALP
Organ anlamında yapılan tek yapay nakil kalptir. Bugün bir yapay karaciğer yapay böbrek yoktur. Dolayısıyla burada son yıllarda
biyomedikal teknolojinin gelişmesi büyük rol oynamıştır bu sayede kalbin tamamının yada bir kısmının bazı biyomedikal cihazlarla
replasman olayıdır. Bunun iki tipi var. Bir tanesi; `kalbin sol pompa odacığının görevini üstlenen bölümün değiştirildiği minyatür yapay
pompalardır. İkincisi ise; kalbin tamamının hastanın vücudundan çıkartılıp değiştirildiği yerine tam anlamıyla sağ ve sol kalp kombinli
kalp takıldığı uygulamalarıdır.
YAPAY KALP NASIL ÇALIŞIR
Birinci uygulamada ana pompa odacığında, o bölümün yerine çalışan bir cihaz takıyoruz ama hastalık çok ilerlemiş ise ikinci yöntemi
uyguluyoruz. O da kalbin tamamını hem sağ hem sol karıncıklarını içeren bir değiştirme operasyonu. Bu yöntemle hastaların %90´ınında
minyatür küçük pompalarla kalp yetersizliğini tedavi edebiliyoruz.
Dünyayla kıyaslarsak,Türkiye´de kalp nakli hangi aşamada?
Türkiye´de ilk kalp nakli 1968 yılında Doktor Kemal Beyazıt tarafından yapıldı. Dünya´da da 86. vakaıdır bu. Dünyada da ilk defa 1967
yılında Christiaan Barnard Güney Afrika´da ilk kalp naklini yapmış ve bir çığır açmıştır.
Peki, Türkiye´de ne aşamada?
Şimdi ordan Türkiye´ye gelirsek, 1970´lerde kalp nakli uzun bir dönem yapılmadı. Hastaların nakilden kısa bir süre sonra ölmeleri bu
kesintide çok etkili oldu. İlk nakilden sonra, Kemal Beyazıt ardından Siyami Ersek gibi önemli cerrahlar bu ameliyatı yaptı. Ancak
hastalar ölünce 1989´a kadar hiç operasyon yapılmadı.
ÖN KOŞUL ORGAN BAĞIŞI
80´lerde Siplosforil ilacının bulunması bir dönüm noktası oldu. Bu ilaç naklin yan etkilerini azaltıyor ve nakil yapılan hastaların uzun
bir süre yalamasına olanak sağlıyordu. 80´lerde tekrar kalp nakli, böbrek nakli yapılmaya başlandı. Ancak Türkiye hep 10 yıl geriden
gitti. Kalp nakli yapılabilmesi için olmazsa olmaz koşul organ bağışıdır. İşte Türkiye´nin sıkıntısı burada.
-Hocam sizce sorun Türkiye´de insanların organ nakline sıcak bakmaması mı?
Türkiye´de insanların çoğu aslında organ nakline sıcak bakıyor sorun sağlık sektöründe. Bir organ ayaküstü istenmez insanlardan. Bir
defa o hasta için her şeyin yapıldığından tıbben emin olmak gerekir ki organlarını size versinler. O insanların Transplant
koordinatörlerinin odasında bir çay kahve içip bu işten tıbben emin olmaları gerekir ondan sonra insanlara anlattığınız zaman isterse en
dindarı olsun ister en entelektüeli olsun hepsi bir noktadan sonra %90 olumlu bakıyor. Ha olumlu bakmayanlar var yaşamadık mı
yaşadık! Şeyhime, hocama soracağım diyenler var ama 100 tane de 3 tür 5 tir.
Türkiye´de 1989´dan sonra yapılan kalp nakli sayısı 700 civarındadır. Yılda 60,70 kalp nakli 10 merkezde İstanbul, Ankara, İzmir,
Antalya başta olmak üzere yapılabilmektedir. Bu rakamlar çok düşük rakamlardır aslında hatta dünyanın en düşük istatistiklerinden
birisidir.
Devlet kalp nakli ve bilimsel aşamalarda destek sağlamıyor mu?
Tabi şimdi sıfırdan geldiğimiz zaman ortaya konan desteği önemli buluyoruz ama yeterli değil. Devlet kalp nakline iyi destek vermiyor
ben kurduğum kalp nakli merkezini kapattım. 4 yıl işletebildim. Özel hastane içinde kurduğumuz için merkezi hastane yönetimi ancak
dayanabildi. Biz devletin verdiği paralarla rekabet edemiyoruz.
Amerika da mesela bugün 200 bin dolar civarıdır kalp naklinin bedeli, medicare sistemden ödediği rakam. Aşağı yukarı 500-600 bin
lira. Türkiye´de bu 80 bin TL. Bizde Amerika´dakiyle aynı kalp naklini yapıyoruz aynı ilaçları kullanıyoruz aynı hastaya aylarca
bakıyoruz. Neticede sağlık ekonomisi bu...Biz bir insan için bu kadar para harcarsak mantığıyla gidenler var. Politikacılar buna çözüm
bulmalı ben bakan oldum diye ortalarda dolaşmakla olmaz.
-Biraz da araştırma alanınız olan `Yapay Kalp´ten bahsedelim...
Yapay kalp normal kalpten daha değerli hale geldi, kalp naklinin önüne geçiyor. Neden? Çünkü 3000 kişi kalp bekliyor Türkiye´de 60
tanesine kalp bulabiliyoruz geri kalan 2 bin küsur insan ölüyor. Bakanlığa sorarsan bizim listemizde 500 tane kalp nakli bekleyen insan
var diyorlar. Bu insanların birçoğu listeye giremiyor bile, polikliniklerde ölüyor yoğun bakımlarda ölüyor biz görüyoruz onları.
YAPAY KALBİN AVANTAJLARI VAR
Yapay kalplerin şöyle bir avantajı var; elinizin altında hazır rafta duruyor bilgisayar gibi mouse gibi al bunu insana tak normal bir kalbin
yaptığı her şeyi yapıyor o bir biyoteknoloji ürünü kalbin pompa fonksiyonlarını üstlenebiliyor. Bugün neden bu makine 100 bin dolar.
Dünyanın en pahalı tedavisidir yapay kalp. Bugün yapay kalple insanlar 10-15 yıl yaşayabiliyor.
ÖNCELİK YAPAY KALPTEN YANA
Artık konsept öncelikle insana cihaz takmaktır kalp nakli değildir yapay kalp cihazının takılmasdır. Yapay kalp makinası küçücük bir
hale geldi, öyle bir makine ki içerisinden dakikada 6 litre kan geçiyor. Şimdi bir kalp cerrahı olarak bir kalp enstitüsü kurmak istiyoruz
böyle bir hedefimiz var ama bizde inovasyona destek verşlmiyor. Mucit yapmayan bir toplum olduğumuzu söyleyen Bakanımız var bu
ülkede maalesef, şimdi böyle bir ülkede inovatif güç gelişir mi?
Prof.Dr. Süha Küçüksu kimdir?
Türkiye'nin kalp nakli ve yapay kalp uygulaması konusunda yetiştirdiği en önemli bilim adamlarından. 1964 doğumlu Küçüksu İstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Almanya'da Kardiyoloji Tıp eğitimi, ABD'de Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, Fransa'da aynı
bölümde Kalp Yetmezliği, konularında uzmanlığını pekiştiren Küçüksu kalp nakli konusunda pek çok büyük hastanede önemli
Download