izmir araştırmaları dergisi - İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi

advertisement
ISSN:2149‐1097
İZMİRARAŞTIRMALARI
DERGİSİ
1
İZMİR2015
II İZMİRARAŞTIRMALARIDERGİSİ
Sayı:1,2015
KURUCUSUVESAHİBİ/FOUNDERANDOWNER:
EgeÜniversitesiİzmirAraştırmaveUygulamaMerkeziAdına:
Prof.Dr.M.AkifErdoğru
SORUMLUYAZIİŞLERİMÜDÜRÜ/EDITOR:Prof.Dr.M.AkifErdoğru
İDAREMERKEZİ/CORRESPONDENCE:
EgeÜniversitesi,EdebiyatFakültesi,2.Kat,Bornova,İzmir,Türkiye
YAYINKURULU/EDITORIALBOARD:
Prof.Dr.ErsinDoğer,EgeÜniversitesi
Prof.Dr.M.AkifErdoğru,EgeÜniversitesi
Prof.Dr.FüsunSoykan,EgeÜniversitesi
Prof.Dr.İnciKuyuluErsoy,EgeÜniversitesi
Doç.Dr.HaleOkçay,EgeÜniversitesi
YAYININTÜRÜ:Ulusal,hakemli,yıldaikisayı.
KISALTMASI :IAD
E‐POSTA:m.akif.erdogru@ege.edu.tr‐aerdogru@gmail.com
FAX
:0232.3881102
TEL
:02323113937
BASIMYERİ/PRESS:EgeÜniversitesiBasımevi,Bornova,İzmir
BaskıTarihi:29Nisan2015
Yazılardailerisürülengörüşlerdenyazarı/yazarlarısorumludur.
T.C.KültürveTurizmBakanlığıSertifikaNo:18679
III İÇİNDEKİLER/CONTENTS
CandeğerYılmaz,EgeÜniversitesiRektörü
Başlarken..................................................................................................................................................... V
M.AkifErdoğru,MerkezMüdürü
İlkSayıİçin...............................................................................................................................................VII
MAKALELER/PAPERS
MehmetKaya
TasfiyeTalepnâmelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları........................ 1‐12
MehmetTütüncü
Hollanda’ninİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ın
Atatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiileİlgiliRaporu ................................................ 13‐26
NagihanÇetin‐YaşarKalafat
BodrumÇevresiÖrnekleriileHalkİnançlarında
GökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu ............................................................................. 27‐36
SadiyeTutsak
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu.......................... 37‐78
SirenBora
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıveKitaplarıIşığında
İzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868).............................................................79‐156
BİYOGRAFİ/BIOGRAPHY
MehmetDemirci
EgeKültürTarihininBilinmeyenBirHizmetkârı
Prof.Dr.AliYardım ................................................................................................................ 157‐164
ÇEVİRİLER/TRANSLATIONS
IV SuraiyaFaroqhi,İzmir ........................................................................................................ 165‐172
V.J.Parry,Birgi ...................................................................................................................... 173‐174
YENİKİTAPLAR/NEWBOOKS
3.UluslararasıHerYönüyleBodrumSempozyumu,30Ekim‐1Kasım2013,Bodrum,
Bildiriler,2cilt,Haz.M.AkifErdoğru,AhmetÖzgiray,İzmir2014,EgeÜniversitesi
İzmirAraştırmaveUygulamaMerkeziYayını......................................................................175
ÖmerBıyık,XVI.YüzyıldaUrla,İzmir2014,EgeÜniversitesiİzmirAraştırmave
UygulamaMerkeziYayını, .................................................................................................175‐176
M.AkifErdoğru,FazlullahbinAbdüsselam,Defter‐ıEvkâf‐ıMekke‐iMükerremeve
Medine‐iMünevverederBirgi(Metinveİnceleme),İzmir2014,EgeÜniversitesi
İzmirAraştırmaveUygulamaMerkeziYayını............................................................ 175‐176
HABERLER/NEWS
BornovaAraştırmalarıSempozyumu,5‐6Kasım2014,Bornova,İzmir........ 177‐180
V BAŞLARKEN
EgeÜniversitesininkuruluşunun60.yılınıkutladığımızbugünlerde,
Ege Üniversitesi’nin akademik şanına yaraşır yeni, hakemli bir dergi ile
karşınızdayız.RektörlüğümüzebağlıİzmirAraştırmaveUygulamaMerkezi,
‘İzmirAraştırmalarıDergisi’adıyla,İzmirveyakınçevresiyleilgiliakademik
yazılarınyayımlanacağıçokdisiplinlivekapsamlıbirdergiçıkarmayakarar
vermişbulunuyor.
Zamanımızda, başta Ege Üniversitesi’nde olmak üzere, İzmir
üniversitelerinde,İzmirvehinterlandıileilgilipekçokaraştırmayapılıyor.
Tozluraflardakalmamasıadına,budeğerliaraştırmaların,üniversitemizin
bu dergisi vasıtasıyla, akademik dünyaya güçlü bir şekilde açılacağını
umuyorum.
Türkiye’nin incisi, Doğu Akdeniz’in yıldızı, çokkültürlü, hoşgörülü
İzmir kenti, hem tarihi hem de kültürüyle, böyle akademik bir dergiyi
fazlasıyla hak ediyor. Genelde Türkiye’nin özelde Batı Anadolu’nun köklü
üniversitelerinden biri olan Ege Üniversitesi, diğer anabilim dallarında
olduğu gibi, Sosyal Bilimlerin tüm alanlarında, en azından bulunduğu
çevreyeparlakbirışıksaçmayıhedefliyor.
Bölge üniversitesi olarak, asli olarak, İzmir ile ilgili yapılan
araştırmalaradestekolmakadına,bilgininbellimerkezlerdetoplanmasının
gerekliliğinin farkındayız. Bilgi, toplumla paylaşıldıkça değer kazanır. Bu
çerçevede, dergimizin hazırlanması ve basımında emeği geçen herkesi
kutluyorvekalıcıolmasınıdiliyorum.
Prof.Dr.CandeğerYILMAZ
EgeÜniversitesiRektörü
VI VII İLKSAYIİÇİN
1993 yılında kurulan Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama
Merkezi, Üniversitemizin kuruluşunun 60. yılı olan 2015 yılında, 22. yılını
doldurmuş bulunuyor. 23.IX.1993 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan
21707sayılıyönetmeliğin2.Maddesininefıkrasınadayanarak,İzmirşehri
ve yakın çevresiyle ilgili araştırmaların yayınlanacağı İzmir Araştırmaları
Dergisi’nin ilk sayısını yayına hazırlamış bulunuyoruz. İlgili yönetmeliğe
göre, Merkez’e tevdi edilen resmi görevlerden biri, çeşitli bilim dalları
(Tarih, Coğrafya, Sanat Tarihi, Türk Dili ve Edebiyatı, Arkeoloji vb.) ile
akademik işbirliği yaparak, İzmir ve yakın çevresi ile ilgili yapılan
araştırmaları, dergi veya kitap halinde yayınlamaktır. Yönetmeliğimizde
geçen ‘İzmir ve yakın çevresi’ ifadesi, akademisyenlerimizce geniş
anlamıyla yorumlanmıştır. Bu yoruma göre, basit ve anlaşılır bir ifade ile
İzmirşehrimerkezolmaküzere,‘tümBatıAnadolu,EgeBölgesi,Adalarve
DoğuAkdeniz’ikapsayanbircoğrafya’kastedilmiştir.
Merkezimiz, şimdiye kadar, kısıtlı imkânları ile kamu ve özel
kuruluşlarla ortaklaşa, sempozyumlar ve kongreler düzenlemiş ve bu
sempozyumlarda sunulan tebliğler, kitap halinde yayınlanmıştır. Bu tür
faaliyetleri şimdi de yürütmektedir. Ayrıca, ondan fazla farklı yayına imza
atmıştır.
Merkezimizin eski yöneticileri ve Merkezimiz ile bilimsel işbirliğine
yapan bilim adamları, İzmir’i esas alan bilimsel bir derginin
yayımlanmasının gerekliliğini yıllarca vurgulamışlardır. Ancak, çeşitli
sebeplerle,böylebirdergininçıkarılmasınamuvaffakolunamamıştı.Şimdi,
sevinçle ifade edelim ki, değerli Rektörümüz Prof. Dr. Candeğer Yılmaz
Hanımefendi’nin desteğiyle ve İzmir’e ve yakın çevresinin tarih ve
kültürüne ilgi duyan araştırmacılarımız sayesinde İzmir Araştırmaları
Dergisi’nin ilk sayısı yayımlıyoruz. Bu sayımızda İzmir’in yanı sıra,
Kuşadası, Uşak ve Bodrum ile ilgili makaleler de yayınlıyoruz Umarız,
dergimiz sürekli olur ve İzmir ile ilgili bilgilerin toplandığı, aranılan,
beğenilen, beklenilen bir yayın haline gelir. Başta Rektörümüz Prof. Dr.
CandeğerYılmazhanımefendiolmaküzere,emeğigeçenherkeseteşekkür
ediyorum.
Prof.Dr.M.AkifERDOĞRU
MerkezMüdürü
VIII İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(1‐12),2015 TASFİYETALEPNAMELERİNEGÖREMÜBADİLLERİN
KUŞADASI’NAİSKÂNLARI
MehmetKaya*
Özet
İnsanınvarolduğundanberigöçkavramıonunlabütünleşmiştir.Göçüninsan
hayatındaki etkisi isteğe bağlı ve zorunlu olmak üzere iki şekilde gerçekleşmiştir.
Toplumları derinden etkileyen göç hareketinden Osmanlı Devleti de fazlasıyla
etkilenmiştir.
MilliMücadele’ninkazanılmasıylaLozangörüşmelerininilkevresinde30Ocak
1923’de Türk‐Yunan Mübadele Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre
İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkler hariç tutulmak üzere mübadele
antlaşmasınınkapsamıgeniştutulmuştur.BuyüzdendeAnadolu’yabüyükmiktarda
birgöçhareketiyaşanmıştır.
Mübadillerin kayıtlarını içeren tasfiye talepnameleri bu anlamda önemli bir
kaynak durumundadır. Tasfiye talepnamelerinde mübadillerin taşınır ve taşınmaz
mülklerinideiçerenkayıtlaryeralmaktadır.İzmirVilayetinebağlıKuşadasıkazası
talepnamelerine göre mübadillerin geldikleri yerler ve iskânına dair bilgiler
değerlendirilecektir.
AnahtarKelimeler:Kuşadası,Mübadele,TasfiyeTalepnameleri
Abstract
The concept of migration is integrated with its very existence of man. The
effectofhumanlifeandoptionalmigrationtookplaceintwoways,namelymandatory.
OttomanEmpirecommunitiesdeeplyaffectedbymigrationisalsoaffected.
In the first phase of the acquisition of the national struggle meeting in
Lausanneon30January1923.Greek‐Turkishpopulationexchangetreatywassigned.
According to the treaty to exclude the scope of the exchange agreement with the
GreeksinIstanbulandWesternThraceTurkshasbeenextensive.Sotherehasbeena
largeamountofmovementinamigrationAnatolia.
Liquidation request updates containing records of emigrants has been an
importantresourceinthisregard.Ontheemigrantsmovedtothepurgerequestand
records, including the immovable property is situated. Izmir Province Kusadasi
accident due to demand upgrades will be evaluated according to places and
informationtheysoughttosettlementoftheemigrantscome.
*
Yrd.Doç.Dr,NiğdeÜniversitesiFen‐EdebiyatFakültesiTarihBölümü,dr.kaya40@hotmail.com 2 MehmetKaya GİRİŞ
İnsanoğlu varoluşundan beri göç kavramı ile sıkça karşılaşmıştır.
Göçün daha uygun şartlar olan bölgelere gerçekleştiği gibi, istek dışında
zorlama ve baskılarla gerçekleşen yönü de vardır. Bu anlamda birçok
toplum göçlerden fazlasıyla etkilenmiş, öyle ki kavimler göçü olarak
adlandırılanbüyükbirgöçdalgasıortayaçıkmıştır.
Osmanlı Devleti bu göç olayından derinden etkilenen devletlerden
biridir. Klasik dönemde fetih hareketlerinde Anadolu’nun çeşitli
bölgelerinden, Balkanlar başta olmak üzere, fethedilen bölgelere
şenlendirmedededenilengöçlergerçekleşmiştir:Hızlıtoprakkayıplarının
yaşandığı19.Yüzyıldanitibarentersinebirgöçhareketimeydanagelmiştir.
Balkanlar ve Kafkaslar ağırlıklı olmak üzere gerçekleşen bu göçlerle kısa
sürelerde yoğun bir nüfus Anadolu’ya gelmiştir. Yoğun bir nüfusun
Anadolu’ya gelişi beraberinde önemli sorunları getirmiştir. Göçmenlerin
sevkleri, iaşe ve iskânları bu anlamda karşılaşılan sorunlar arasında
sayılabilir.OsmanlıDevletigöçmenlerinsevkveiskânlarınıbelirlikurallar
ve denetim altında yapabilmek için İskân ve Muhacirin Müdüriyetini
kurmuştur. Müdüriyetin vilayetlerde oluşturduğu komisyonlarla göçlerin
eldengeldiğincebirdüzenaltınaalınmasınaçalışılmıştır.
Lozan görüşmelerinin birinci safhasında Anadolu’daki Rumlar ile
Yunanistan’daki Türklerin değişimi gündeme gelmiştir. Görüşmeler
sonunda 30 Ocak 1923’de Türk‐Yunan mübadelesi imzalanmıştır. Türk
topraklarında yaşayan Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarla,
Yunanistan’da meskûn Müslüman uyruklular mübadeleye tabi
tutulacaklardı.1 Mübadele 1 Mayıs 1923 tarihinden itibaren başlayacaktı.
İstanbul’da yaşayan Rumlar ile Batı Trakya Türkleri mübadele dışında
bırakılmıştır.2Ancakmübadeledairsorunlarıntamamengiderilmesi1930
tarihindegerçekleşecektir.BirinciDünyaSavaşınakatılmayandevletlerden
görevlendirilecek üyelerle Muhtelit Mübadele Komisyonu oluşturulmuş,
1
SophiaKoufopoulou,“MüslimCreatansinTurkey,TheReformulationofEthnicIdentyin
aAegeanCommunity”,CrossingtheAegean,AnApprasialof1923CompulsoryPopulation
Exchange between Greece and Turkey, 209; Kemal Arı, Büyük Mübadele Türkiye’ye
ZorunluGöç(1923‐1925),TarihVakfıYurtYayınları,İstanbul,2000,18;M.CemilBilsel,
Lozan,C.1,İstanbul,1933,145 2 Mübadele öncesi Yunanistan’daki etkileri için bkz. Thomas Veremis, “1922: Poltical
Continuations of Realigments in the Greek State”, Crossing the Aegean, An Apprasial of
1923 Compulsory Population Exchange between Greece and Turkey, 57; Nedim İpek,
Mübadele ve Samsun, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2000, 23; Mesut Çapa,
“Yunanistan’dan Gelen Göçmenlerin İskanı”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi
EnstitüsüDergisi,5(Mayıs1990),53. TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 3
komisyonbaşkanlığınıtarafsızüyeleryürütmüştür.Mübadele işlemlerinin
yürütülebilmesiiçinMübadeleİmarveİskânVekâletikurulmuş,başkanlığına
MustafaNecatiBeygetirilmiştir.3
1‐TasfiyeTalepnamelerininİçeriği
Mübadillerintaşınırvetaşınmazmallarınınbelirlenmesivebunların
kayıt altına alınması için tasfiye talepnameleri hazırlanmıştır. Tasfiye
talepnamelerinde mübadillerin Türkiye ve Yunanistan’daki taşınır ve
taşınmazlarının kurulan yerel komisyonlarca kaydedilmesi gerekiyordu.
Mübadillerin sahip olduğu mal ve mülklerine eş değerde gittikleri ülke
tarafından mal ve mülk sağlanması esası kabul edilmiştir. Komisyonların
hazırladığı tasfiye talepnameleri dört nüsha halinde düzenlenmiştir.
OsmanlıDönemi Türkçesi,Yunanca veFransızca hazırlanan butalepname
kayıtlarının bir nüshası yerel makamlara, diğeri yerel komisyona, üçüncü
nüshasıgidilenülkedekikomisyonavesonnüshasıdamübadilinkendisine
verilmiştir. Burada unutulmaması gereken nokta mübadillerin tasfiye
talepnamelerine göre değerlendirmenin yeterli olmamasıdır. Yunan
makamlarının mübadeleyi hızlandırmaya çalışmaları yüzünden bazı
mübadillerin tasfiye talepnamelerini düzenletememeleri, bir kısmının
kaydettirecek mal ve mülkü bulunmaması gibi nedenlerle talepname
kayıtlarımübadeleyleorantılıgerçekleşmemiştir.
Tasfiye talepnameleri hakkında birkaç araştırmacı dışında fazla bir
çalışma gerçekleşmemiştir.4 Araştırmanın azlığının nedenleri arasında
konuyaaittalepnamekayıtlarınınaraştırmacılarınhizmetinegeçsunulmuş
olması, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi’nin internet
sitesindekısasüreliyayımındansonrakaldırılmasısayılabilir.
Tasfiye talepnamelerinde mübadilin ismi, geldiği yer, taşınır ve
taşınmazlarının parasal değeri, kendisine verilen arazinin yeri belirtilmiş
ve bu kayıt yerel komisyonca onaylanarak geçerliliği sağlanmıştır.
Çalışmamızda mübadillerin taşınır ve taşınmaz mal ve mülkleri ele
alınmayacak, iskân alanları ve meslekleri belirtilecektir. Esas amaç
mübadillerin geldikleri yerler ve iskân alanları üzerine bir çalışma
gerçekleştirmektir.
3ÇağlarKeyder,“TheConsequencesoftheExchangeofPopulationsforTurkey”,Crossingthe
Aegean, An Apprasial of 1923 Compulsory Population Exchange between Greece and
Turkey, Edited by Renée Hirschon, New York 2014, 49; Ercan Çelebi, “Mübadillerin
Yunanistan’dakiMalKayıtlarıveMuhtelitMübadeleKomisyonuTasfiyeTalepnameleri”,
ÇağdaşTürkTarihiAraştırmalarıDergisi,C.5,122006/Bahar,38. 4NecatÇetin,“BaşbakanlıkCumhuriyetArşivi(BCA)MuhtelitMübadeleKomisyonuTasfiye
TalepnamelerineGöreGelibolu’yaİskanEdilenMübadillerinGeldikleriMemleketlerive
Gelibolu’da İskan Edildikleri İdari Birimler”, Uluslararası Gelibolu Sempozyumu
Bildirileri, Çanakkale, 2013, 293; Necat Çetin,” Torbalı Nüfus Arşivi Atik Nüfus Esas
DefterKayıtlarınaGöreMübadilKayıtlarıÜzerineİnceleme(1927‐1932)”,MübadeleŞen
Gittik‐Yaslı Döndük, Samsun Mübadele ve Balkan Türk Kültürü Araştırmaları Derneği
KültürYayınlarıSerisi7,Samsun2011,79. 4 MehmetKaya 2‐GöçmenlerinGeldikleriBölgeler
Kuşadası kazasına ait 63 kayıt bulunmaktadır. Bu kayıtların 51’i
Cezayir‐i Bahr‐i Sefid vilayetine bağlı Sakız ve Girit adalarından, 12 kayıt
iseManastırvilayetindengelenmübadillereaittir.
GrafikI.VilayetlerdenGelenMübadillerinDağılımı
Adalardan gelenler %82, Manastır vilayetinden gelenler de %18’lik
biroranoluşturmaktadırlar.Sakızadasından7kayıtvarken,Girit’tenise43
kayıtbulunmaktadır.Sakızadasınınyüzdelikdağılımı%12ikenGirit’inise
% 64’tür. Görüldüğü üzere Girit mübadillerin ağırlığı söz konusudur.
Adalardaki bu dağılımdan başka Manastır vilayetinin de dahil edilmesiyle
mübadillerhakkındadahafazlabilgiyeulaşılabilmektedir.
GrafikII.VilayetlerdengelenMübadillerinYüzdelikDağılımı
Geneldağılımiçinde%68ileGiritbaştagelmektedir.Manastır%21,
Sakızda%11’likbirdağılımlayeralmaktadır.
TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 5
GrafikIII.MübadillerinKazalaraGöreDağılımı
Sakız adasından gelenlerin kazaları belirtilmemiş, sadece Camii‐yi
atik mahallesi ile Kaçaba köyünden geldikleri kaydedilmiştir. Girit
mübadilleri de Kandiye ve Menofaç (Rizo) kazalarından gelmişlerdir. Bu
kayıtlara göre Meskenlik ve Alşin köylerine ait üç kayıt dışında diğer
Kandiye kazası mübadillerinin nefs‐i Kandiye’den mi, yoksa başka
köylerdenmigeldiklerinedairbirsomutdelilbulunmamaktadır.
Menofaç (Rizo) kazasından gelen mübadiller köy nüfusu ağırlıklıdır.
Bu mübadiller Turlotu (Turloti), Larani, Koto, Akriya, Manastaki, Ayaselemi,
Gasi,Gurna,Kalahorya,Ligortinoköylerindengelmişlerdir.
Manastır vilayetinden gelenler Kozana sancağının Kayalar kazasına
aittir. Bu mübadiller de kırsal kesim ağırlıklı olup, Kayalar kazasının
HaydarlıveNalbantköylerindengelmişlerdir.Bukayıtlardasadeceikisinin
köyyadamahallesibelirtilmemiştir.
Mübadillerinkazalaragöreyüzdelikdağılımınıbulmakmümkündür.
Buanlamdagrafikverilmiştir.
GrafikIV.MübadillerinKazalaraGöreYüzdelikDağılımı
6 MehmetKaya Bu dağılımda %46 ile Menofaç (Rizo), %22 ile Kandiye, %19 ile
Kayalar,%11ileSakız,%2ileKinoryokazalarıyeralmaktadır.
2‐İskanAlanları
Mübadillerin Kuşadası’na iskanlarında ağırlıklı noktayı Selçuk
oluşturmaktadır. Selçuk’a bağlı Rum köyü olan Çirkince (Şirince) en çok
mübadilin iskan edildiği yer olmuştur. Sakız’dan gelen iki kayıta
Kuşadası’nın Hacı Feyzullah mahallesinde iskan edildikleri görülmektedir.
Bunun dışında kalan 5 kayıtta herhangi bir köy ya da mahalle
yazılmamıştır.
Girit mübadillerine ait 15 kaydın tamamı Selçuk ilçesine ait olup,
bunların 7 tanesi Çirkince köyünde iskan edilmişlerdir. Diğer 8 kayda ait
başkabirköyadıbulunmadığındanbunlarınnefs‐iSelçuk’tayerleştirildikleri
düşünülebilir.
3‐MübadillerinMeslekDağılımı
Eldekibilgilerışığındamübadillerinkısıtlıdaolsameslekdağılımına
ulaşılabilmektedir. Kayıtların yazımda ya da mübadillerin beyanlarında
meslek dağılımı konusunda belirtilmeyen miktarın çok olması sebebiyle
gerekli hassasiyetin gösterilmediği anlaşılmaktadır. Gelen mübadillerin
büyük bir çoğunluğunun köylerde iskan edildiği göz önüne alınırsa bu
kişilerin çiftçi ve rençper oldukları akla gelmektedir. Bundan başka
kadınlarındameslekdağılımıyazılmadığıiçinbunlardabelirtilmeyengrup
içerisindeyeralmaktadır.
Mübadillerin meslek grubuna göre dağılımı tabloda verilmiştir. Bu
tabloyagöremesleklerhakkındabirfikiredinmekmümkünolabilmektedir.
Meslekleriçerisindebelirtilmeyenler42,rençper10,çiftçi4,tacir3,kasap
2nalbantvekunduracı1’erkayıtyeralmaktadır.
GrafikV.MübadillerinMesleklereGöreDağılımı
TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 7
Bubilgilerışığındamübadillerinmesleklerinedairyüzdelikdağılımı
tespitedebilmekteyiz.Bunadairgrafikaşağıdasunulmuştur.
GrafikVI.MübadillerinMesleklereGöreYüzdelikDağılımı
Grafikte görüldüğü üzere belirtilmeyenler %68, rençper %16, çiftçi,
%6, tacir %5, kasap %3, nalbant da %2’dir. Yukarıda açıklamaya
çalıştığımız sebeplerden tarım faaliyetlerinin %80’nin üzerinde olduğunu
söylemek mümkündür. Burada söz edilmesi gereken bir nokta da
rençperlerdir. Kendisini geçindirecek kadar tarlası az ya da olmayan
kişilerin başkasının tarlasında çalıştıkları görülmektedir. Rençperlerin
oranının da %16 olması mübadillerin hayat standartlarının yüksek
olmadığınınbirişaretiolarakkabuledilebilir.
Sonuç
Tasfiye talepnameleri mübadillerin geldikleri bölgeler ve iskân
alanları yanında, sahip oldukları taşınır ve taşınmazları hakkında da
ayrıntılıbilgilervermektedir.Mübadillerinsadecetasfiyetalepnamelerinde
yer alan kayıtlar olduğunu söylemek hatalı olur. Hiçbir mal varlığı
olmadığından tasfiye talepnamesi düzenlenmemiş olanlar göz ardı
edilmemelidir.
Kayıtlardaki eksikliklere rağmen (mübadillerin eksik beyanları ve
kaydedenlerinyaptığıeksikyazımlar)talepnamelermübadilleringeldikleri
bölgeler,iskânalanları,meslekleri,ailedurumlarıhakkındaönemlibilgiler
vermektedir. Tasfiye talepnameleri üzerine yapılacak daha kapsamlı
çalışmalarda geldiklerin yerlerin fiziki konumu, ailelerin mal varlıkları,
Cumhuriyetin ilk yıllarında iskân alanları hakkında daha fazla bilgi
edinmek mümkün olabilecektir. Talepnameler bölge tarihleri üzerine
yapılacak çalışmalarda önemli bir kaynak oluşturacaktır. Bu anlamda
buradakibilgilerinayrıntılıçalışmalarayansıtılmasıgerekir.
8 MehmetKaya KAYNAKÇA
1‐ArşivKaynakları
BaşbakanlıkCumhuriyetArşivi
NafiaVekâletiKuşadasıKazasıTasfiyeTalepnameleri
2‐ResmiYayınlar
T.B.M.MZabıtCeridesi,DevreII,C.II,Ankara,ty.
3‐SüreliYayınlar
Anadolu’daYenigün
Hâkimiyet‐iMilliye
TürkSesi
4‐Kitaplar
Arı, Kemal, Büyük Mübadele Türkiye’ye Zorunlu Göç (1923‐1925), Tarih Vakfı Yurt
Yayınları,İstanbul,2000.
Bilsel,M.Cemil,Lozan,C.1,İstanbul,1933.
Ergene,Teoman,İstiklalharbindeTürkOrtodoksları,İstanbul,1951.
İpek,Nedim,MübadeleveSamsun,TürkTarihKurumu,Ankara,2000.
Karacan,AliNaci,Lozan,Milliyetyayınları,ty.
Nayır,YaşarNabi,BalkanlarveTürklük,Ankara,1936.
Yıldırım, Onur, Diplomasi ve Göç: Türk Yunan Mübadelesinin Öteki Yüzü, Bilgi
ÜniversitesiYayınları,İstanbul,2006.
5‐Makaleler
Akgün, Seçil, “ Birkaç Amerikan Kaynağından Türk‐Yunan Mübadele Sorunu”,
ÜçüncüAskeritarihSemineriTürkYunanilişkileri,Gen.Kur.Yay,Ankara,1986,
s.241‐257.
Çapa,Mesut,“CumhuriyetinİlkMübadeleveİmarİskanVekiliMustafaNecatiBey”,
MustafaNecatiSempozyumu,s.58‐70.
Çelebi, Ercan, “Mübadillerin Yunanistan’daki Mal Kayıtları ve Muhtelit Mübadele
Komisyonu Tasfiye Talepnameleri”, Çağdaş Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi,
C.5,S.122006/Bahar,s.35‐46.
Çetin,Necat,“BaşbakanlıkCumhuriyetArşivi(BCA)MuhtelitMübadeleKomisyonu
Tasfiye Talepnamelerine Göre Gelibolu’ya İskan Edildikleri İdari Birimler”,
UluslararasıGeliboluSempozyumuBildirileri,Çanakkale,2013,s.292‐304.
TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 9
Çetin,Necat,”TorbalıNüfusArşiviAtikNüfusEsasDefterKayıtlarınaGöreMübadil
Kayıtları Üzerine İnceleme (1927‐1932)”, Mübadele Şen Gittik‐Yaslı Döndük,
Samsun Mübadele ve Balkan Türk Kültürü Araştırmaları Derneği Kültür
YayınlarıSerisi7,,Samsun2011,s.77‐90.
Gökçe Bayındır Goularas, “1923 Türk Yunan Nüfus Mübadelesi ve Günümüzde
Mübadil Kimlik ve Kültürlerinin Yaşatılması”, Alternatif Politika, C.54, S.2
(Temmuz2007).
Keyder, Çağlar, “The Consequences of the Exchange of Populations for Turkey”,
Crossing the Aegean, An Apprasial of 1923 Compulsory Population Exchange
betweenGreeceandTurkey,EditedbyRenéeHirschon,NewYork2014,s.39‐52.
Koufopoulou, Sophia, “Müslim Creatans in Turkey, The Reformulation of Ethnic
Identy in a Aegean Community”, Crossing the Aegean, An Apprasial of 1923
CompulsoryPopulationExchangebetweenGreeceandTurkey,s.209‐219.
Veremis,Thomas,“1922:PolticalContinuationsofRealigmentsintheGreekState”,
Crossing the Aegean, An Apprasial of 1923 Compulsory Population Exchange
betweenGreeceandTurkey,s.53‐62.
10 MehmetKaya EK:TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları
TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 11
12 MehmetKaya İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(13‐26),2015 HOLLANDA’NINİZMİRBAŞKONSOLOSUSCHUURMAN’IN
ATATÜRK’ÜNEKİM1925İZMİRZİYARETİİLEİLGİLİRAPORU
MehmetTütüncü*
Özet
Buçalışmada1924‐1926yıllarıarasındaHollanda’nınİzmirbaşkonsolosuJ.A.
Schuurmantarafından,Atatürk’ün1925’teİzmir’egelişiyleilgiliolarakhazırlanmış
Hollandaca bir rapor, Türkçeye tercüme edilerek yayınlanmaktadır. Hollanda’da
Milli Arşiv’inde muhafaza edilen bu rapora göre Şapka devriminin Cumhuriyet için
anlamıüzerindeduruluyor.Budevrimin,şapkaticaretiyapanHollandafirmalarıiçin
birfırsatolarakdeğerlendirilmesigerektiğiifadeediliyor.
AnahtarKelimeler:İzmir,Atatürk,ŞapkaDevrimi,J.A.Schuurman
Abstract:
AnreportonAtaturkreformsin1925,preparedbyJ.A.Schuurman,Holland
consul to Smyrna between 1924 and 1926, has been translated into Turkish from
Holland language. In partıcular, the consul focus on the Hat Reform. According to
him,thisreformwasacommercialopportunityforHollandtextilefirms.
Keywords:Smyrna,Ataturk,TurkishRepublic,J.A.Schuurman
Hollanda’nın İzmir konsolosluğu, Hollanda‐Türkiye ilişkilerinin
hemen başlangıcında, 1612 yılında kurulmuş ve hala açık kalan
konsolosluk olarak görevini sürdürmektedir. Bu konsolosluğun tüm
arşivleri Hollanda Milli Arşivleri’nde saklanmaktadır. Bu arşiv
malzemelerinin tasnifini yaparken epeyce ilginç raporlar bulduk. Bu
arşivde, Osmanlı Devletinin son dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait
epeyce bir arşiv malzemesi bulunmaktadır. Bu raporlardan birisi de
Atatürk’ün Ekim 1925de gerçekleştirdiği İzmir ziyareti ile ilgili olan
rapordur. Mustafa Kemal Paşa, eşi Latife Hanım ile olan evliliğine son
verdikten sonra, 11 Ekim 1925’te, İzmir’e ilk defa geldi. Belediye’de bir
*
SOTA Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi, Amsterdam, Hollanda, E‐mail:
m.tutuncu@gmail.com
14 MehmetTütüncü
konuşma yaptı. 12 Ekim’de Kemalpaşa Türk Ocağı’nda, 13 Ocak’ta
Müstahkem Mevki Komutanlığı’nın verdiği yemekte, 14 Ocak’ta İzmir
Belediyesi’nin düzenlediği ziyafette, 15 Ocak’ta Kız ve Erkek Öğretmen
okullarında birer konuşma yaptı. 16 Ekim’de Konya’ya gitmek üzere
İzmir'denayrıldı.
1924‐1926 yılları arasında Hollanda’nın İzmir başkonsolosu, J. A.
Schuurman adında profesyonel diplomattı. İyi bir gözlemci olan
Schuurman, 16 Ekim 1925 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir
ziyaretini uzunca bir raporla yayınlamıştır. Rapor, İstanbul’daki geçici
Hollanda maslahatgüzarı Bosch Ridder van Rosenthal’a dört nüsha olarak
yazılmış ve 21 Ekim 1925 tarihinde İstanbul’a ulaşmıştır. Raporun
numarası 2059.126’dır. Raporun bu nüshası Hollanda’nın Nationaal
Archief’de saklanan İstanbul Konsolosluğu Arşivi’nde 491 numarada
bulunmaktadır. Arşiv kaydı Hollandaca olarak şöyledir: “491 Stukken
betreffende het bezoek van de Turkse president Moestafa Kemal Pasja aan
Smyrna. 1925. 1 omslag” Türkçesi: ‘491 Türk Cumhurbaşkanı Mustafa
Kemal’in 1925 yılı İzmir ziyareti ile ilgili evraklar, 1 gömlek’. Raporun
sunulduğu üst mektupta, ‘Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın İzmir
ziyaretininyanısırakavaslarınkıyafetlerinindeğiştirilmesiveşapkaithalatı
konusunda bilgiler verilmektedir’ denilmektedir. Raporun kendisi 11
sayfadır ve daktilo ile yazılmıştır. Raporda, Hollanda konsolosunun genç
Cumhuriyetveyapılanreformlarileilgiliilginçgözlemlerineyerveriliyor.
Atatürk’ün İzmir’de karşılanması ile ilgili haberlerin yanı sıra, bu
ziyaretin esas amacının, Şapka devrimini halka anlatılması olarak
değerlendirilmektedir. Türkiye’de bilinen bilgileri tekrarlarken, Atatürk
reformlarının ülke düzeyinde kabul görmesinin sebepleri ve bazen Batılı
gözüyle gülünç olarak algılanan uygulamalardan söz açmaktadır.
Avrupalılar tarafından oldukça tuhaf ve zorlama olarak nitelenen Şapka
devriminin Cumhuriyet için sembolik anlamı, uzun uzadıya vurgulanıyor.
Bunun yanında, başkonsolosun Şapka devrimini Hollanda firmaları
açısından bir ticaret fırsatı olarak görmesi ve onları haberdar etmesi ve
Türkiye’ye yapılacak şapka ithalatının teşviki için yollar aramasın,
rapordaki ilginç paragraflardan birisidir. Son olarak, Türk devlet
yetkililerinkonsolosluklardagörevlikavaslarınOsmanlıusulüşalvarvefesi
bırakarak,Avrupaîbirtarzdagiyinmelerineistemelerivebunudilegetiren
İzmir valisine karşı Hollandalıların direnişi de not edilmesi gereken bir
başkanoktadır.
Arşiv’debulunandosyadaİstanbul’dakiHollandaelçisininelyazısıyla
yazdığı bir müsvedde mektupta (1085/435 numaralı), raporun 3
nüshasının 21 Ekim tarihinde hemen Hollanda’ya gönderildiği
Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu15
anlaşılmaktadır.Elçi,kavaslarınelbiselerisorununadeğinerek,İstanbul’da
da aynı sorunla karşılaştıklarını belirterek, kavasların fesli olarak sokağa
çıktıklarında, sorunlarla karşılaştıklarını ve bunun için ne yapılması
gerektiği konusunda, bir an önce talimat beklediğini yazmaktadır. Bu
raporda yer alan görüşleri uzun uzadıya değerlendirmek, buradaki
amacımız değildir. Şimdiye kadar dikkate alınmamış bu raporu
HollandacadanTürkçeyeçevirerek,Batılıbirdiplomatın,Cumhuriyet’inilk
yıllarınaaitilginçgözlemlerini,ilimâleminindikkatinesunmakistiyorum.
RAPOR
Eylül1925TarihindeMustafaKemalPaşa’nınİzmirZiyareti:
11 Ekim Pazar günü öğleden önce Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal
İzmir’i ziyarete gelmiş ve bugün (Cuma sabahı) ayrılmıştır. Burayı ziyaret
etmesiKüçükAsya’dameydanagelenbirçokkonudakiolaylarvedurumlara
açıklıkgetirmektedir.Ziyaretsebebi,neziyaretöncesindennedesonrasından
açıklanmamıştır.Amabiliyoruzki,BelediyeBaşkanıveGenelVali,onuİzmir’e
davetetmişlerdir.9Ekimakşamındagörüştüğüm,GenelValibanabukonuda
hiçbir kelime dahi konuşmamıştır. 10 Ekim tarihinde gazetelerdeki
haberlerdeGazi’nindaveteicabetedeceğinedairhaberlerçıkmışvehemen1
gün sonra Gazi çıkagelmiştir. Onun gelişi, İzmir halkı için de bir sürpriz
olmuştur.MustafaKemalPaşa’nınbirikigünkalacağıbeklenirken,yaklaşık
birhaftaİzmir’dekalmıştır.
Benim tahminim Cumhurbaşkanının bu İzmir ziyaretinin maksadının
devrimlerin halka anlatılması (emansipasyon) amacı taşıdığıdır. Eğer bu
Küçük Asya ziyaretinde İzmir’e uğramadan geçseydi, bunun eşinden
boşanması ile bağlantılı olduğu şayiasının yayılmasına sebep olacağı
muhtemeldi. Bunun yanında, zamanlamanın başka bir önemi ise zaferden
sonraKemalpaşaadınıalanNif(Nymphio)yakınlarındaaskerîharekâtların
yapılmasıydı. Burada Ordu müfettişi Fahreddin Paşa da bulunmaktaydı. Bu
durum, fazla da önemli olmayabilir, çünkü Ordu müfettişi geçen yıl da aynı
amaçlaburadabulunmuştur.
Gazi, İzmir’de ne Genel Valinin konağında, ne Konak’ta ne de İzmir’in
Türk mahallesinde ikamet etmemiş, bunun yerine, oradan oldukça uzakta
Avrupalıların semtinde ve konsolosluğumuzun yakınında bulunan Naim
Oteli’nde kalmayı tercih etmiştir. Otel tamamen boşaltılmıştır. Bunun
yanında Otele komşu olan bir İtalyan ailene ise evlerini boşaltmaları
emredilmiştir. Bu ev, Gazi’nin korumaları ve askerlerine tahsis edilmiştir.
Cumhurbaşkanı’nın ziyareti sırasında ise elektrikler, önceden bir bildirim
yapılmadan,sadeceaydınlatmakiçinkullanılmıştır.
16 MehmetTütüncü
Gazeteler, halkın O’nu büyük bir heyecanla karşıladığını yazsalar da,
benim görebildiğim kadarıyla, halkın tutumu Türk anlayışına göre oldukça
kaygısızdı(Laconiek).
Kutlamalar ise sadece resmî otoriteler tarafından hazırlanmıştır.
İzmir’i koruyan gemiler (ahşap gemiler) limanda gündüz bayraklarla, gece
ışıklarla süslü olarak demirlediler. Liman girişine şeref kapıları yapıldı ve
Cumhurbaşkanı’nın gelişi esnasında 2 yüzer gemi, bir taşıma gemisi ve bir
mayın gemisinden oluşan filo, Gazi’yi top atışları ile karşıladı. Tüm ziyaret
basit ve demokratik bir karakter taşıyordu. Gazi’ye çoğu zaman şehrin
yöneticileri, bir kaç polis ve küçük meraklılardan oluşan bir grubun eşlik
ettiğini, gezerken görebiliyorduk. O’nun İzmir ziyareti sonuna doğru
sıradanlaştı.O’nunülkevebabalıkanlayışınauygunolarak,biryetimhaneyi,
buradaki çocukların uygun bir şekilde giyinmedikleri için, kızgın bir şekilde
terk ettiğini söyleyebilirim. Doğru dürüst bir organizasyon yoktu. İstasyona
gelişindekarşılamatöreniçokbasitti.Konak’tayapılanbirkabulmerasimide
oldukça eksik ve kusurlu idi. Bunlar belki de bu yüksek ziyaretin önceden
bilinmemesinden kaynaklanmaktaydı. Bunun yanında, aynı şeyi Cordelio
semtinde bir kaç gün sonra yapılan bir başka kabul içinde söylemek
mümkündür. Bu bankete katılan bir Türk bankacısına göre, bu, Gazi’ye
yapılan büyük bir ayıptı (une honte). Kısacası, devlet başkanının ziyaretine
bir ayrıcalık (relief) vermek mümkün olmamıştır. Cumhurbaşkanı sadece
erkeklerinkatıldığıyemeklerdenbıktığınısöyleyerek,birazdeğişiklikistemesi
sonucu,Valitarafındanhazırlananveküçükkatılımlıbirbalodaçokparlak
geçmemiş olmalıdır. En olumlu ziyaret ise, askerî kışlada yapılan ve
subayların şapkalarıyla Cumhurbaşkanı’nı selamladıkları (Türkiye’de
bilinmeyenbirşeydir)kabulolmalıdır.
Gazi’nin İzmir'e gelmeden önce uğradığı Cordelio5 ziyaretinde
“intikamcı olmak gereklidir” şeklinde sözler sarf ettiği söylenmektedir.
Buradavefatedenannesininmezarınıziyaretetmiştir.
İzmir’in Avrupalı sakinleri, özellikle eski rejimi unutamayan
Levantenler arasında, Mustafa Kemal Paşa’nın onlarla görüşmemesi
yüzündenkırgınlıklarmeydanagelmiştir.Banagöre,bukırgınlıklaryersizdir.
Çünkü genel bir kabul töreni verilmemiştir. Aynı şekilde, bir meslektaşımın
otelevizitkardınıbırakmasıvekonsoloslarındoyenitarafındankonsolosların
huzura kabul edilmesi ricası da aynı şekilde gereksizdi. Bunun yanında,
Gazi’nin Türk bankacılarla görüşmesine yanlışlıkla katılan Banco Di
Roma’nındirektörününsalondandışarıçıkarılmasıdagereksizdi.
5Karşıyaka
Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu17
Burada ek olarak, Gazi’nin İzmir Belediye binasında halka yaptığı
konuşmanın metnini (13 Ekim tarihli Levant Gazetesi’nden) ve 14 Ekim’de
Ordu müfettişine yaptığı konuşmanın tam metnini gönderiyorum. Gazi’ye
hitap eden konuşmalar ise içerik yokluğu ve övgüden başka bir şey
taşımamaktadır. Belediye Meclisi Başkanının söylediğine göre, Mustafa
Kemal Paşa sadece Türkiye’nin değil tüm Dünyanın en büyük kahramanı
imiş. Fahreddin Paşa ise Türk Ordusuna hitap eden konuşmasında, Türk
ordusununDünya’nınengüçlüordularıarasındaolduğunusöylemiştir.
Bunların bir istisnası da Balıkesir’de Dr Galib6 tarafından yapılan
konuşmadır. Cumhurbaşkanı İzmir’e gelmeden önce buraya uğramıştır. Bu
konuşma, Levant Gazetesi’nde yayınlanmıştır. Bu konuşma, aydın Türkler
arasındaki genel görüşü yansıtmaktadır. Konuşamaya göre, “Türk halkını
cahil ve eski adetlerden kurtararak, onu serbest hür insanlar olarak
yetiştirmekveonuheranlamdamedenihalklarailesininbirüyesiyapmaktır’.
Gazi,sadeceTürkhalkınıdüşmandankurtarmışbirzaferkazanmışkomutan
değil, aynı zamanda O, halkını özgürlüğe kavuşturmuş ve ileri medeniyet
seviyesine götürecek bir peygamber gibi görülmektedir. Onun görüşlerinin
kendi görüşleriyle uygun olup olmadıkları önemli değildir. Onun zayıf
yönlerini ise görmemezlikten gelmektedir. Ve Mustafa Kemal adına yaptığı
iyilikleresonsuzbirteşekkürveminnetduyulmaktadır.Busebeptenbukadar
retorik konuşmaların ve kitlelerin hareketsizliğine rağmen, Paşa’nın çok
konuşmasınınyanısıra,çokçalışmasınınvehızlahareketetmesininveonun
büyük bir karakter ve cesaret ve aksiyon ve azim sahibi olduğunun
bilincindedir.
Her devrimde olduğu gibi bu devrimler de şüphesiz büyük bir
mukavemet ve karşı gelme sonucunu doğurmaktadır. Ama bu karşı gelme
nüfuzu ve gücü olmayan gruplardan geldiği için önemli bir rol
oynamamaktadır. Bu sebepten dolayı sanki herkes bu devrimlerin
arkasındaymış gibi bir algı oluşmaktadır. Bunun sebebi ise Türklerin iyi
disiplinli ve mutedil bir halk (Arap kabileleri aksine) olmasından
kaynaklanmaktadır. Bu halk, eski rejimden ne kadar acılar çektiğini
unutmamıştır. Bütün bunlar kısa bir zamanda bir halkın nasıl böyle bir
değişime evet dediğinin sebepleridir. Cumhurbaşkanı kendisine verilen
zamanıhızlıvegüçlübirşekildekullanarak,devrimlerigerçekleştirmektedir.
Galibbeykonuşmasında,yukarıdakigörüşlerşöyleözetlenmiştir:TürkMilleti
Atasınasonsuzmüteşekkirdir.Çünkü1asırdayapılacakişleribirikiadımla
yapmıştır. Bu büyük devrimler, bazen Avrupalılar tarafından devletin
6ReşitGalibbey
18 MehmetTütüncü
karışmaması gerektiğine inanılan gereksiz ve yersiz konulara da
uzanmaktadır. Bunlardan birisi de hükûmetin halkı fes ve kalpak yerine
şapka giymeye bütün gücüyle ikna etme çalışmasıdır. Cumhurbaşkanı’nın
Anadolu ziyareti, fese karşı ve şapka giymeye yönelik bir kampanyaya
dönüşmektedir. Bilindiği gibi, bir kaç yıl önce, Kara ve Deniz Kuvvetleri’nde
fes yerine Avrupaî askerî başlıklar kullanılmaya başlandı. Kısa zaman önce,
bütün devlet memurları ve görevlilerine şapka giyme zorunluluğu getirildi.
Bunun yanında, bütün Küçük Asya’da yukardan esinlenen şapka lehine
kampanya yürütülmektedir. Ben bunun için Haziran ayında bir Hollanda
firmasınatavsiyelerdebulundum.Bufirma,bendenTürkiye’yefesithaletmek
için tavsiyeler istiyordu. Ben, şu andaki fes aleyhtarı durumu anlatarak,
buraya bir temsilci göndermelerini ve buradaki durumu tespit etmelerini
tavsiye ettim. Şu ana kadar, bu firmadan bir ses çıkmadı. Bunun yanında,
başka ülkelerden İzmir’e şapka ithalatı hızla artmaktadır. Ben, bu sebepten
dolayı,bufirmaya(P.Dassen,Maastricht)tekraryazaraktanyapabilecekleri
ithalat konusunda ve eski şapka dahi satabilecekleri konusunda dikkat
çektim.
Bir kaç hafta önce, İstiklal Mahkemeleri’nin kurulması şapka
taşıyanların yaygınlaşmasını artırmıştır. Birçok kabine ve meclis üyesi,
yükseksubaylarveTBMMBaşkanıdaİzmir’iziyaretlerindeşapkataşımanın
faziletlerini anlatmışlardır. Ama şapkaya en büyük desteği
Cumhurbaşkanı’nın ziyareti vermiştir. Onun ziyareti fesin toplu olarak terk
edilmesinin bir işareti olmuştur. Bazen resmî konuşmalarda ciddi ülke ve
dünya politikaları arasında şapka ile ilgili pasajların alınması biraz garip
sayılmalıdır.SankişapkaTürkiye’ninaradığımedeniyetinsembolüolmuştur.
Fakat şuna da dikkat edilmelidir ki, fes, orijin olarak bir Yunan giyeceğidir.
Eski Türkler başlarına türban takarlardı. Bir iki asır önce, Türk
İmparatorluğu’nun her yerinde zorla türban yerine fes kullanılması
zorunluluğugetirildiBuradandaİslamDünyası’nayayıldı.Buzorlamalar,o
zaman, epeyce kanın akmasına; hatta bu Müslümanların Hıristiyan
şapkasıyla gezmesine karşı gelen Şeyhülislamın da idam edilmesine vesile
olmuştur.
Türkler için fes bu haliyle bir Yunan sembolüdür. Bu sebepten dolayı,
yeni hükümetin fese karşı yürüttüğü kampanyanın sebebi daha iyi anlaşılır.
Bununyanında,fesinAvrupalıolmakisteyenTürkleriçinnedenterkedilmek
istediği anlaşılır. Aynı zamanda, fesin yazın taşınmasının sıcaklarda epeyce
sıkıntıverdiğidegözönündebulundurulmalıdır.
Banagöre,şuanda,İzmir’dekierkeklerinyarısıfesiterketmiştir.Şapka
stokları yeterli olmadığından dolayı Cumhurbaşkanı geleceği zaman,
Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu19
sokaklarda şapka pazarları kurulmuş ve satışa sunulmuş ve birçok Türk
erkeğiiseödünçşapkaaramayabaşlamıştır.Bazıfakirlerisebaşlarındabir
giyecek bulunduramamaktadırlar. Bazı arabacıların ise polis tarafından
zorlafesvekalpaklarınıbırakmayazorlandıklarınaşahitoldum.
Kışboyuncavebaharzamanında,yazşapkalarınailgininartacağından
hareketle, Panama modeli şapkaların tercih edildiğinden, Willemstad
şehrindeki temsilcilere hitaben bir mektup yazarak, bana Curacao ve Java
şapkalarının örneklerini ve fiyat listelerinin gönderilmesini istedim. Burada
bunlaragenişbirilgiduyulacağınızannederim.İkihükümettebanagerekli
örneklerigöndermeyitaahhütettiler.
Bunun yanında, erken veya geç (ve görece kısa zamanda) kadın
şapkaları da lazım olacaktır. Bu ihtiyaçların sağlanmasında Hollanda
sömürgelerinde yapılan malların rekabet edip edemeyecekleri fiyatlara
bağlıdır.YakınülkelerolanİtalyaveYunanistan,önemli(düşüktransportve
dövizler)avantajlarasahiptirlerveçetinrakiplerdir.
İthal şapkada gümrüklerin indirilmesi ise beklenmemelidir. Çünkü
Türklerin kendi şapka imalatlarını korumaları ve geliştirmeleri için bunu
yapmayacaklarıaşikârdır.
Fese karşı olumsuz propagandanın yanında, milli kıyafetlere karşı da
bir propaganda yürütülmektedir. Polislerin geniş pantolon paçalarını
(şalvar) ellerinde makaslarla kestikleri gelen haberler arasındadır. Bunun
yanında,İzmir’dekitekstilfirmaları,ellerindekistoklarıbiranönceeriterek
yeni gelişen modaya hazırlanmaktadırlar. Hollanda firmalarının da buna
hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’de
imzaladığı bir karara göre, memurların resm‐i kabullerde takım ve smokin
giyme zorunluluğu getirmiştir. Bundan dolayı, kumaşlara olan ihtiyacın
artmasıbeklenmektedir.
Buradasonolarakşunubildirmekzorundayım:geçenhaftaGenelVali
Başkonsolosluğumuzda çalışan kavasların kıyafetlerini değiştirip
değiştirmeyeceklerinisordu.Bunlareskidenberi,genişpaçalıTürkpantolonu
(şalvar)giyerlervebaşlarındaHollandaarmalıfestakarlardı.Tarafımızdan
Vali’ye tutumlu olmamız nedeniyle, böyle bir değişikliğe gitmeyeceğimizi
belirttim. Bunun üzerine İhsan Paşa ”ama bu hepimiz için bir mecburiyet”
cevabını verdi. Bugünlerde Hükümet Konağı’na giden kavasımıza burada
kaba bir ifade ile eğer aynı kıyafetlerle gelirlerse, bir daha huzura kabul
edilmeyeceğibildirilmiştir.Bununiçinkendimibukonuyutarafınızaaçmakta
mecbur görüyorum. Şu anda, Hollanda Başkonsolosluğu kavasları (kendi
paralarıylasatınaldıkları)eskikıyafetlerigiyerekgezdiğitekkonsolosluktur.
20 MehmetTütüncü
Başka konsoloslukların kavasları, hem yüksek maaş hem de devletleri
tarafından temin edilen elbiseleri giymektedirler. Bay Hoochepied Türk
hükümetinin yakında kavaslarda giyecekleri elbiseler konusunda karar
çıkaracağını söylemektedir. Eğer Kraliyet hükümeti kavasların elbiselerinin
değiştirilmesiisteğineuyacaksa,onlara(a)yaziçinbeyaztakımelbiselerive
(b)birtakımkumaştakımelbisegöndermenizgerekmektedir.
İzmir,16Ekim1925
Başkonsolos
Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu21
EKLER: 16 Ekim tarihli üst mektup ve Raporun 1,2 ve 11. (son)
sayfası ve 21 Ekim Tarihli Hollanda elçisinin Lahey’e yazdığı mektubun
müsveddesi.
22 MehmetTütüncü
Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu23
24 MehmetTütüncü
Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu25
26 MehmetTütüncü
İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(27‐36),2015 BODRUMÇEVRESİÖRNEKLERİİLEHALKİNANÇLARINDAGÖK
KUŞAĞIİNANCININMİTOLOJİKBOYUTU
NagihanÇetin*YaşarKalafat**
Özet
Buyazımızda,Gökkuşağıetrafındaoluşmuşinançlar,buinançların,GökTanrı
İnançSistemiilevariseilişkileri,buinançlaraİslamidönemdekazandırılankimliğe
yervereceğiz.Bunuyapmayaçalışırken,Türkkültürlühalklarınhalkinançlarından
örneklemeleryapıp,onlarıBodrumveçevresindekibenzerleriileilişkilendireceğiz.
AnahtarKelimeler:Bodrum,Gökkuşağı,EbemKuşağı,İneğimSağma,Fatma
Ana
GİRİŞ
Mitoloji, kökleri üzerinde durmak isteyen her millet için çok
önemlidir. Köklerinizin derinliği nispetinde yaşadığınız topraklara
tutunursunuz. Bunu yapamadığınız durumlarda kökleri daha derinlerde
olan halkların nazarında “misafir halk” “işgalci millet” durumuna
düşersiniz.
MegaloİdeaileYunanmitolojisininideolojikbağlantısısanıldığından
kuvvetlidir. Bizde ideoloji denilince bilhassa son yıllarda “gençlerin kavga
sebebi” veya itham anlamında “resmi ideoloji” söylemleri ile
sınırlandırılabilmiştir. Bunu söylerken mitolojik katmanlaşmayı inkâr
etmekveyatabiîkiYunanmitolojisinedüşmanlıkyapmakdaistemiyoruz.
Dünyahalklarınınkültürelgeçmişleriinsanlığınortakmallarıdır.Anlatmak
istediğimiz husus, Türk kültürlü halkların ortak değerlerine, bu arada
mitolojik verilerine sahip çıkabilmek, sadece Türk kültürlü halklar için
değilbölgekültürününortakkültürelkimliğiiçindegereklidir.
Günümüzde UNESCO gibi maddi olmayan kültürün de korunması
adına projeler üretilmesini teşvik eden ulus üstü kuruluşlar, sözlü kültür
verilerinin araştırılmalarına özel önem vermektedirler. Birçok kültürel
veri, milletlerin veya bölge halklarının adına kimliklendirilip
sahiplendirilmektedir. Bu hizmet yarışına katılan halklar, genelde ortak
*YerelAraştırmacı,E‐mail:nagihan_cetin@hotmail.com
**Dr.,Halkbilimci,E‐mail:yasarkalafat@gmail.comwww.yasarkalafat@gmail.com
28 NagihanÇetin‐YaşarKalafat sahiplenmenin yanı sıra özelde kültürel miraslarına sahip de
çıkabilmektedirler.
Yunanistan ile Türkiye arasında süren, Gölge Oyunu örneğinde
olduğugibi,maddikültürverilerininsahiplenilmesimücadelesininsürdüğü
bilinmektedir. Bu mücadelede, Yunanistan’ı avantajlı duruma çıkaran
husus, Yunan mitolojisi çalışmaları ile alınmamış olan mesafedir. Yunan
mitolojisinin varlığını, onun hüküm sürdüğü coğrafya ile birlikte tanıtma
imkânı bulan Yunan fikir hayatı, mevcut bölge halklarının mitolojik
verilerinihep“yok”sayabilmiştir.Öyleki,halkoyunlarıvehattaetnografya
dasahiplenilebilmektedir.
Bütün bunlar nedeniyle içindir ki, Selçuklu ve Osmanlı Türk maddi
kültürününkaybınedeniyleesefedilebilengünümüzde,bölgesözlükültür
verilerinin araştırılıp, onlara çağdaş kültür vasıtalarıyla fonksiyon
kazandırılmasıgerekir.
AnadoluTürkkültürcoğrafyasısadeceYunanmitolojisiişgalialtında
değildir. Yüzyıllık bu savaşa, doğuda Fars ve Türkiye genelinde ise bir
boyutuileİsrailliyeteşliketmektedir.
Bukısagiriştensonrabizbuyazımızda,Gökkuşağıetrafındaoluşmuş
inançlar, bu inançların, Gök Tanrı İnanç Sistemi ile var ise ilişkileri, bu
inançlara İslami dönemde kazandırılan kimliğe yer vereceğiz. Bunu
yapmaya çalışırken, Türk kültürlü halkların halk inançlarından
örneklemeler yapıp, onları Bodrum ve çevresindeki benzerleri ile
ilişkilendireceğiz.
Metin
Gök Kuşağı yağmurun yağmasının ardından güneş ışınlarının gökte
farklı renklerde ve Türk kültür coğrafyası halklarından Çerkezlerin
tanımlaması ile Kazan Kulpu olarak görülmesidir7. Gök kuşağı, düşmekte
olan yağmur damlalarında güneş ışınlarının kırılması ile meydana gelen
yedirenklikemerbiçimligörünümdür8.
Ayrıntılı olarak üzerinde durulacak olmakla birlikte, Türk
dünyasında gök kuşağına; alkım, ebekuşağı, ebemkuşağı, eleğim sağma,
hacılarkuşağı,YağmurKuşağı,alaim‐isemagibiadlarverildiğinibelirtmiş
olalım9.
7NagihanÇetin,“TürkKültüründeIşıkKültü”,SakaryaÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsü,
TürkDiliveEdebiyatıHalkBilimiYüksekLisansTezi,Şubat2011 8YaşarÇağbayır,TürkçeSözlük,5,Ötükenyayınlarıİstanbul,2007
9Çağbayır,a.g.e.1740
BodrumÇevresiÖrnekleriİleHalkİnançlarındaGökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu 29
Hakaslar, Umay Ana’yı çocuğa kan ve et veren beyaz bir kuş olarak
benimsemişlerdir. Teleutler, Sayan ve Altaylara göre ise gümüş saçlı genç
vegüzelbirkadınolanUmayAna,Gökkuşağıboyuncayereinerveelindeki
yaylaçocuklarıtehlikelerekarşıkorur.10
Tyan‐ŞanKırgızlarınagöreO,göklerdeyuvakuranbirkuşveyeryüzü
ileyeraltıdünyasıarasındabağlantıyısağlayanbiraracıydı11.
Bu tespitlerdeki ortak taraf, Umay’ın daha ziyade kuş olarak
düşünüldüğü,dişibirvarlıkolduğu,çocuklarıhayatlarınınherdöneminde
ve her türlü tehdide karşı koruduğu şeklindedir. Ayrıca onun etkinlikleri
arasında,şamanınözellikleriarasındadagörülen,yeraltı‐yeryüzüilişkisini
kurmak olduğunu da görüyoruz. Yazarın bir kara iye olan Ölüm Meleği
Ayısıt ile O’nu ilişkilendirmesi bizim sistemde Al Karısı‐Umay bağlantısını
kurmamızı, Umay Gökkuşağı bağlantısına dair Ankara‐Kazan’ı da
kapsamına alabilen tespitlerimizi yapmamızı kolaylaştırmıştı12. Bu
coğrafyaya Bodrum kırsalını da ekleyebiliyoruz. Bu arada Al Karısı bazı
hallerdeölümeyolaçabiliyorduanlaşılabilenkadarıileAyısıtdüzeyindeve
aynıanlamdaolmasabileölümişlemiilegörevlendirilmemişti.
Sivas‐Kangal’da Ocaklı olmanın yöntemlerinden birisinin de Fatma
Ana’yı rüyada görmek olduğuna inanılır. Fatma Ana’yı rüyasında gören
kimse O’nu bizzat görmüş kabul edilir. O’nu rüyasında gören ve O’ndan
rüyada“elalan”kimseOcaklıolur.13OcaklılıkanlayışıveFadimeAnakültü
Bodrum kırsalında da yaşamaktadır. Türkmen aşiretleri arasında
yapılanacakalançalışmalarıcanlıörneksayısınıartırabilecektir.
Gök kuşağının Iğdır’ın Alkamer köyündeki adı Fatma Nene ak
kuşağıdır.KarapapakTürklerindeisebukaşağınadıGökKuşağıveNogay
TürklerindeismiiseGurtGasig/Kartkadınçiği’dir.14
Türk kültürlü halklarda Gök Kuşağı ile ilgili inançlar bir hayli
zengindir. Iğdır’da bazı kesimler Buna Fatma Nene’nin Hanası/Kilimi,
Fatma Nene’nin Örkeni, Fatma Neni’nin Kuşağı da derler. O aynı zamanda
YediRenkliKilimolarakdabilinir.AyrıcaGörsüGuzeolarakdaadlandırılır
ve kürsün yarısı anlamına gelir. Anadolu Türk kültür coğrafyasının birçok
yerindedeolduğugibiBodrum’dadaonunaltındangeçebilenkızlarınerkek
10CelalBeydili,TürkMitolojisiAnsiklopedikSözlük,Çev.E.Ercan,YurtKitapyayınıAnkara,2005 11Beydili,a.g.e.,12 12
Yaşar Kalafat, “Kazan ve Çevresi İzleri İle Türk Mitolojisinde Umay”, I. Uluslar arası
Ankara‐KazanveÇevresiHalkKültürüSempozyumuveTürkİslamSanatlarıKarmaResim
Sergisi,(Kazan06‐07Kasım2012) 13EnginDoymuş,HerYönüyleKangal,Sivas,1999,122
14Çetin,a.g.e.,15 30 NagihanÇetin‐YaşarKalafat ve erkeklerin kız olabileceklerine inanılır. Onu İlk gören çocuk yeşili
sahiplenir ve arkadaşına “yeşili benim kırmızısı senin” der. Yeşil cenneti
temsiletmektedir.15
MuhtemelenGökKuşağıkemeriâlemiikiyeayırabilenbirsınırolarak
düşünülüyordu. Kuşakla bölünen âlemin bu tarafı ve öteki tarafı vardı.
Taraf bölgeyi değiştirebilen kimse kaderine hükmeden gücün, güç
alanındançıkmışoluyordu.
Yakut Türklerinin inancına göre Kam’a asıl gücünü veren Kutsal
Şah’dır. Yakutlar bu kamın bu ruhunun gökteki kutlu ağacın dallarında
bittiğine inanırlar. Bu ruhun gök kuşağı şeklinde şamanın vücuduna girip
onu sardığını kabul etmektedirler. Bu nedenle bir kısım Yakut Şaman
davullarındagökkuşağınınsembolüyeralmaktadır16.
YakutTürklerininbukabullerindegökkuşağı,kamagüçverenKutsal
Şahilekamarasındabirirtibataracıolarakkabuledilmektedir17.
YakutTürklerinindavullarındaolduğugibitatarlarındavullarındada
Gök Kuşağı, Evren Ağacı ve gökyüzünün aydınlatıcı araçları olan ay ve
güneşgibisimgelerlebirliktekullanılmaktadır18.
Şamanlık, Türklerin İslamiyet’ten öncesinde sahip oldukları Gök
TanrıİnançSistemiiçerisindeyeralmaktadır.GökTanrıİnançSisteminde
gök ve göye dair güneş, ay, yıldızlar yağmur gibi her şey kutsal kabul
edilirken Gök Kuşağı’nın da kutsal kabul edilmesi doğaldır. Iğdır’da “Gök
kutsaldır Gök kuşağı da göktedir göktedir, oda kutsaldır.” diye bir inanç
vardır.19Buyöredeonunaltındadilektutulurveonunaltındangeçilebildiği
hallerde dileğin olacağı söylenir. Esasen bu inanç Anadolu Türk kültür
coğrafyasında oldukça yaygındır. Ancak Karapapak Türk halk
inanmalarında “Göy kuşağı altından geçeni vurur” şeklinde bir inanç
vardır20.BuözelliğiileGökKuşağıay,güneşvebenzerleriiyelerinözelliğini
arzetmekte ve adeta tabu konumunda bir yeri bulunmaktadır. Ak ve kara
iyeözelliğinibiraradaiçermektedir.
15KaynakKişi;ZiyaŞakirAvşar
16
Ü.Günay‐H.Güngör, Başlangıçlardan Günümüze Türklerin Dini Tarihi, Beyan yayınları,
İstanbul,2007 17Çetin,a.g.e.,13 18 M. Elieda, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi 2, Gatama Budha’dan Hıristiyanlığın
Doğuşuna,Kabalcı,İstanbul,2009 19Çetin,a.g.e.,14 20Çetin,a.g.e.,15 BodrumÇevresiÖrnekleriİleHalkİnançlarındaGökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu 31
Gök kuşağının kutsallığı inancına işaret eden bir tespit de Kocaeli
yöresindenyapılmıştır21.
Tatar kabilelerinde de Gök Kuşağına Fadime Ana Kuşağı denildiği
22
olur. Gök Kuşağına çocuklar arasında bu türden sahiplenme Kazan ve
çevresinde de olduğu gibi Bodrum’da da vardır. Baratov bu kuşağa “Gök
Köprüsü”demektedir23.
Boratav’un tanımlaması esas alınınca, inancın derinliklerinde
köprünün bu yanı ile öteki yanının farklı hüküm alanları olduğu veya
hükümsahibinin,hükümlüyetercihhakkıtanıdığıdüşünülebilecektir.
Gök Kuşağının renklerinden yeşilin sahiplenilmesi, İslamiyet’te
yeşilin cenneti simgeleyişi ile izah edilmiştir. Mavinin huzur, sükûnet,
vuslat rengi olduğu da ifade edilir. Eski Türk inanç Sisteminde Gök
Tengri’nin renginin mavi olduğu şeklinde açıklamalar vardır. Yeşil ise
yaşamıncanlılığınsimgesiolarakbilinir.
GökKuşağıTürkkültürlühalklardamitolojikderinliğiolanbirkottur.
Onunlailgiçoksayıdainançtespitininoluşuvevedeğişendinlererağmen
yeni giysilerle de olsa varlığını sürdürmekte oluşu bu kanaati
doğurmaktadır.
NitekimTürkkültürcoğrafyasıhalklarındanTalişlerininancınagöre,
Ebem Kuşağı/Gök Kuşağı’nın yere yakın olan ucunun bulunduğu yerde
kızıl/altın vardır.24 Türk kültür coğrafyasının Kafkasya kesiminde Fatma
AnaKuşağı’nındenizedoğrusarkanucuiçin“sualmayaindiği”şeklindebir
açıklama yapılır. Umay da Gökyüzünden çocuklara yardım için yeryüzüne
inerkenelindekiyayındanyararlanmaktadır.
Makedonya’nın Müslüman Çingenelerindeki bir inanca göre Ebem
Kuşağı/ Fatma Ana Kuşağı’nın altından geçebilenler cennete gidecektir.25
Bu inanç Kars ve Muğla yöresinde de yaşamaktadır. Gök Kuşağı cennet
bağlantısı Gök Kuşağına adeta Sırat köprüsü özelliği kazandırmıştır, şu
farklakibirisininaltındandiğerininüstündengeçilebilmesigerekmektedir.
21IşılAltun,KandıraDoğum,EvlenmeveÖlümKocaeli,2004
22 İ. Çetin ”Nevruz ve Nevruz Kutlamasına Bir Örnek”, Nevruz ve Renkler, Ankara 1996
470–476 23P.N.Boratav,TürkMitolojisi,Oğuzların‐Anadolu,AzerbaycanveTürkmenistanTürklerinin
Mitolojisi,BilgeSu,Ankara,2012,73–74 24 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları V‐VI, Dedem Korkut Yukarı Eller,
Lalezar,Ankara2008,254 25 Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları IX‐X, Berikan, Ankara
2006,59 32 NagihanÇetin‐YaşarKalafat Türk kültür coğrafyasının bazı kesimlerinde ise Gök kuşağının yere
değdiği ucunda hazine vardır26. Bu tespitte bu kutlu nokta dünya nimeti
vaatetmektedir.
İslamî bir kimliğe büründürülen Gök Kuşağı’na mezhebi özellikler
kazandırılmıştır. Ehli Beyt’e olan saygı ve sevgi Alevi inançlı Müslüman
kesimde yaşayan halk inançlarında daha yoğundur. Tunceli Bölgesinde
güneşindoğmavaktinde“YaHızır”deyipduaveyasecdeedilir.Bubölgede
bir kısım Alevi inançlı Müslüman halk, Ay Işığı’nı da “Ya Fatma Ana” diye
kutsarlar. 27 Lerik Talişleri’nde çocuğu olmayan anne adayları Fatma Ana
adına Pirlere nezir adar. Bu adağın adı Nene‐i Fadime İhsanı’dır.28 Bunun
OrtaAnadolu’daAlkımolarakbilindiğikesimlerdevardır.BuinançKazan
veBodrumkırsalındadayaşamaktadır.
Bodrum Mumcular bölgesinde Gök kuşağının altından geçenin
cennete gideceğine inanılır. Bu inanç, Yalvaç halk inanmalarında da
yaşamaktadır29. Bodrum Güvercinlik’de Gök kuşağını gören çocuklar
yeşilinisahiplenmekisterler.Konya’daisegökkuşağıİneğimSağmaolarak
bilinir30.
Anadolu’nun bazı çevrelerinde Gök Kuşağı’nın Hz. Ali’nin ok ve yayı
olduğunadainanılır.Gökkuşağıileileridedeğinileceğigibi,Hz.Fatma’nın
kuşağınıözleştirenanlatılardavardır.Herhangibirşeydenkorkankişiye
korkusunun geçmesi için su içirilir veya bir süre kalması için ağzına tuz
verilir. Tuz kutsaldır ve onu Hz. Ali kutsamıştır, inancı yaygındır. Su ve
tuzunHz.Fatime‐iZehra’nınBaşlığıolduğuinancındanhareketledekutsal
sayıldığı bilinmektedir. Tuzda kutsiyetin aranılması inancı, Türk kültür
coğrafyasınıngenelindebuaradaBodrumçevresindedevardır.
Çukurova’da pişirilen yemeğin tuzu fazla kaçınca yemeği pişiren
kadın “Fadime anamız yemeğim tuzlu oldu bu senin yemeğindir, yüzümü
kara etme” demesi halinde, yemeğin tuzluluğunun giderilmiş olacağına
inanılır.31
ButespitlerarasındayeralanGökKuşağı’nınbirucunungökyüzünde
iken, diğer ucunun yeryüzünde olan su ile temas edebilmesi, bize, Umay
Ana’nın yeraltı ve yeryüzü ile temas kurabilmesi özelliğini hatırlatır. Keza
26Çetin,a.g.e.
27NejatBirdoğan,“BinYıllıkKültürDirenişiAlevilik”Tempo,3–9,Mart1991,Sayı:10,50–51
28Birdoğan,a.g.e.
29Kaynakkişi,Prof.Dr.NuriKöstüklü
30Kaynakkişi;Prof.Dr.SaimSakaoğlu
31YaşarKalafat,BalkanlardanUluğTürkistan’aTürkHalkİnançları,VII,Berikan,200726
BodrumÇevresiÖrnekleriİleHalkİnançlarındaGökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu 33
UmayAnaileFatmaAnailişkilendirmesindedeaynıteşhisikoyabiliyoruz.
Cennetyukarılardadıronauçularakyüklenilerekvarılır,cehennemiseyer
altındayerinderinliklerindedir.
Umay Ana‐Fadime Ana aynileştirilmesi durumu, Umay inancının
canlılığınıdahafazlakoruduğuTürkkültürbölgelerindedahabarizdir.Çok
kere bu iki kutsal kabul edilen isim birlikte kullanılır. Kırgızistan’da eski
nesilhanımlarUmayAna’yayakarırlarken“UmayAna,FadimaZehrakadın
Ana“diyeyakarırlardı.32
Mitolojik verilere göre yedi ana renkten meydana gelmiş olan Ebem
Kuşağı/Gök Kuşağı, Ülgen’in eseri idi. Ebem Kuşağı’nın Türk kültür
coğrafyasının bazı yörelerinde, mesela Tatar Türklerindeki adı Fatma
Nene/Fatma Ana Kuşağı olduğu bilinmektedir. Bu kuşağın altından
geçebilenkızlarınerkekveerkeklerindekızolabileceğiinancıbutoplumda
da vardır. Ayrıca bu kuşağın altından geçebilenin cennete gideceğine de
inanılır. Bu kuşağı gören çocukların “yeşili benim” demek için Kars’ta
yarıştıklarınıdahatırlıyoruz.KuşağınTürkkültürlühalklarınbirkısmında
birucunundenizeulaştığınaorayasuiçmekiçinuzandığınainanılır.Esasen
Fatma ana etrafında bir kült oluşmuştur. Doğumu kolaylaştıracağına
inanılan FatmaAnaOtu,yemeğin yapılmasıçabuklaştıracağı vebereketini
artıracağıiçinyemeğiyapanhanımvakitazisevetalaşlanıyorsa,“bubenim
elim değil Fatma Ana Eli” der. Ayrıca Ehli Beyt’i ve İmam Zadeleri temsil
ettiğine de inanılan, açık beş parmak şeklindeki elin Derbentteki
isimlerindenbirisideFatmaAnaEli’dir.Nazarlıkşeklindehazırlananbuel
çocukların omzuna asılarak onların korunacaklarına inanılır, Nazarlığın
rengi, yapıldığı madenin rengine göre sarı‐kırmızı veya mavi olabilir.
Ziyaret edilen Fatma Ana Çukuru ve benzeri gibi inanç ve uygulamalar da
vardır.
Sonucagiderken,Y.Songlu’nunbukonudakitespitlerinededeğinmek
istiyoruz. Songlu Gök Kuşağı inanç coğrafyasını anlatırken Türk dilli
halkların inanç kültürlerine ait bir olduğunu belirtip, Avrupa, Akdeniz
havzası,Sibirya,batıÇin,Pasifik,BaltıkDenizigibibölgelerizikretmektedir.
Rainbow olarak tanımlandığını belirttiği bu tespitin “Karı Nene Kuşağı”,
“YağmurKuşağı”,“7RenkKuşağı”,“CennetYolu”gibiisimlerledebilindiğini
TalatTekin’inçalışmalarınadagöndermeleryaparakbelirtmektedir33.
32
HüsamettinYıldırım,“KırgızTürklerindeUmayAnaİnanışı”,TürkKültürü,Aralık1992,
758–763 33 YongSöngli,“TürkDilindeGökKuşağıİçinAdlandırmalar”,VIII.Milletlerearsı Türkoloji
Kongresi(30Eylül–04Ekim2013)İstanbul. 34 NagihanÇetin‐YaşarKalafat AnadolukültürcoğrafyasınınGökKuşağıkültürüiletanışmasıkadim
Anadolu medeniyetleri dönemine kadar uzanabilmektedir. Tanrı
Nimurta’nın tacı bir gök kuşağı olarak tanımlanırdı. Akat dilinde Gök
KuşağınınkarşılığıolanManzat,birTanrınınveAndromedatakımındanbir
yıldızın adıydı. Yıldız bir Kudurnu’nun üzerine, at kafasının üstünde yay
çizenbirbirgökkuşağıolarakresmedilirdi.GökkuşağıaynızamandaUruk
Şehri’ninedebiyattakiadlarındanbiriydi34.
Sonuç
Türk sosyolojisi “vatanla Göç” kavramını yaşayan yer adlarından
hareketleTürkkültürcoğrafyasıiçinörnekleyebilirken,inançlagöçgerçeği,
son yıllarda yapılmaya çalışılan birkaç çalışma bir yana, yeterince veya
gereği kadar ele alınamamıştır. Anadolu kültür coğrafyası farklı büyük
medeniyetlerebeşiklikyapmışken,Türkinançkültürününbucoğrafyadaki
köklerinin bilinebilmesi, inanç göçü gerçeğinin bilinmesi ile mümkündür.
AnadoluinançcoğrafyasınınTürkkimliğiiçin önemi,yaşananbusentezin
bilinmesi ile mümkündür. Halk inançları çalışma alanı ihmal edilerek, bu
gerçekgünışığınaçıkarılamaz.
Bunun içindir ki, halk kültürü seviyesinde yaşanan bu inanç
mayalanmasına kuzey‐doğu Kafkasya üzerinden Altaylar’dan, Doğu
üzerinden Uluğ Türkistan’dan ve güney‐doğu üzerinden körfezden gelen
inançgöçüyoksayılarakAnadolu’nunmitolojikkökhücrelerineulaşılamaz.
Gök Kuşağı inancı bu bu neviden bir göç ürünü inanç olup aslını
yitirmeksizinvarlığınısürdürmüştür.
BİBLİYOGRAFYA
Celal Beydili, Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Çev. E. Ercan, Yurt Kitap yayını
Ankara,2005
EnginDoymuş,HerYönüyleKangal,Sivas,1999,122
HüsamettinYıldırım,“KırgızTürklerindeUmayAnaİnanışı”,TürkKültürü,Aralık1992,
758–763
IşılAltun,KandıraDoğum,EvlenmeveÖlümKocaeli,2004
İ. Çetin ”Nevruz ve Nevruz Kutlamasına Bir Örnek”, Nevruz ve Renkler, Ankara
1996470–476
Jeremy Black‐Anthony Gren, Mezopotamya Mitolojisi Sözlüğü, Aram yayıncılık,
İstanbul,201396
34
JeremyBlack‐AnthonyGren,MezopotamyaMitolojisiSözlüğü,Aramyayıncılık,İstanbul,
201396 BodrumÇevresiÖrnekleriİleHalkİnançlarındaGökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu 35
M.Elieda,DinselİnançlarveDüşüncelerTarihi2,GatamaBudha’danHıristiyanlığın
Doğuşuna,Kabalcı,İstanbul,2009
Nagihan Çetin, “Türk Kültüründe Işık Kültü”, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü,TürkDiliveEdebiyatıHalkBilimiYüksekLisansTezi,Şubat2011
NejatBirdoğan,“BinYıllıkKültürDirenişiAlevilik”Tempo3–9,Mart1991,10,50–51
P. N. Boratav, Türk Mitolojisi, Oğuzların‐Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan
TürklerininMitolojisi,BilgeSu,Ankara,2012,73–74
Ü. Günay‐H. Güngör, Başlangıçlardan Günümüze Türklerin Dini Tarihi, Beyan
yayınları,İstanbul,2007
YaşarÇağbayır,TürkçeSözlük,ÖtükenyayınlarıC.5,İstanbul,2007
YaşarKalafat,“KazanveÇevresiİzleriİleTürkMitolojisindeUmay”,I.Uluslararası
Ankara‐Kazan ve Çevresi Halk Kültürü Sempozyumu ve Türk İslam Sanatları
KarmaResimSergisi,(Kazan06‐07Kasım2012)(yayınlanmamıştır).
_____, Balkanlardan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları IX‐X, Berikan, Ankara
2006,s.59
______,BalkanlardanUluğTürkistan’aTürkHalkİnançları,VII,Berikan,200726
_____, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları V‐VI, Dedem Korkut Yukarı Eller,
Lalezar,Ankara2008,254
Yong Söngli, “Türk Dilinde Gök Kuşağı İçin Adlandırmalar”, VIII. Milletlerearsı
TürkolojiKongresi30Eylül–04Ekim2013,İstanbul.
36 NagihanÇetin‐YaşarKalafat İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(37‐78),2015 EGEÜNİVERSİTESİ’NDEAÇILANBİROKUL:
UŞAKMESLEKYÜKSEKOKULU
SadiyeTutsak
Özet
Uşak Meslek Yüksekokulu, İzmir’de Ege Üniversitesi çatısı altında öğretim
hayatına başlamış yüksek öğretim seviyesinde bir eğitim kurumudur. Türkiye’de
gittikçe büyüyen tekstil sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek gayesiye okul açma
çabası İzmir’de ivme kazanırken, bu konuda Uşak’ta da bir arayışın olduğu
bilinmektedir. İzmir’in iktisadi sahasının içinde bulunan Uşak, özellikde
dokumacılıktaöneçıkmışolanbirilimizdir.EgeÜniversitebünyesindeUşakismiyle
açılan bu okulun ilk programlarının tekstile dayalı olması incelenmeye değer bir
hadisedir.Tekstildegelişmişbiryöreyeaitböylebirokuluaçılması,üniversiteninhem
okulakarşıhemdeUşak’akarşıhimayecibirtavırınıortayakoymaktadır.Buradabir
üniversite kurulmadan daha uzun yıllar öncesinde bir yükseköğretim okulunun
eğitimhayatınaEgeÜniversitesi’ndehangişartlardabaşladığı,nasıldevamettiğive
adını taşıdığı Uşak merkezine taşındığında karşılaştığı güçlüklerin neler olduğu bu
çalışmadaelealınmayaçalışılacaktır.
Bu çalışma; Ege Üniversitesi, Afyonkocatepe Üniversitesi, Uşak Üniversitesi
arşiv kayıtları, gazeteler, canlı kaynaklar, telif eserler ve internet kayıtlarından
faydalanarakyapılmasıplanlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Tekstil, Uşak, Meslek Yüksekokulu, Dokuma, İplik, Ege
Üniversitesi.
Abstract
UşakVocationalCollegewasaninstitutionofhighereducationlevelandwas
foundedinIzmirundertheroofofEgeUniversity.WhileeffortsinIzmirforopening
schools for the purpose of training qualified personnel for the growing textile
industry in Turkey were gaining momentum, there was also an interest on this
matter in Uşak. Uşak is a city especially distinguished in textile and also a part of
economichinterlandofIzmir.Itisworthanalyzingthattheinitialprogramsofthis
school, which was opened under the roof of Ege University with the name of Uşak,
were based on textile. The opening of such school for a textile‐advanced region
revealstheprotectiveattitudeofEgeUniversitybothagainsttheschoolandagainst
Uşak. In this study, we will try to discuss the circumstances in which a higher
education‐levelinstitutionbeganandcontinueditseducationinEgeUniversityyears

Doç.Dr.,UşakÜniversitesiFenEdebiyatFakültesiTarihBölümü,sadiyetutsak@hotmail.com 38 SadiyeTutsak
before a university was founded in Uşak and the challenges encountered when the
schoolrelocatedtoUşakcenter.
We will construct this study with the data from archival records on Ege
University, Afyon Kocatepe University, Uşak University; newspapers; witness
statements;copyrightedworksandwebsources.
Keywords:Textile,Uşak,VocationalCollege,Weaving,Thread,EgeUniversity
GİRİŞ
Uşak’tabirüniversitekurulmasınınçoköncesinde,EgeÜniversitesi’ne
bağlı olarak açılan Uşak Meslek Yüksekokulu, adını taşıdığı bir ilde bina
tedarik edilememesinden dolayı Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
binasıdahilindeönlisansseviyesindeikiyıllıköğretimfaaliyetinebaşladı.
Daha sonra Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne nakledilen okulun, öğrenim
hayatına Uşak’ta devam edecek olması beraberinde yine bina sıkıntısını
gündemegetirdi.Uygunbirbinatedarikedilemediğiiçindiğeryenikurulan
eğitim ve mühendislik fakülteleri ile birlikte Yüksekokul, Uşak’ın Bölme
köyünde öğrenim faaliyetini devam ettirmek mecburiyetinde kaldı. Batı
Anadolu’da en son kurulan Uşak’ta üniversitesi, Bir Eylül Kampüsü
içerisinde toplanıncaya kadar çekilen fakülte ve Yüksekokullar bina
sıkıntısından dolayı sürekli taşınma telaşı yaşadılar. Ege Üniversitesi
senatosunun ilk açılmasına karar verdiği Uşak Meslek Yüksekokulu’nun
1984 yılında İzmir Bornova’da başlayan sancılı öğrenim serüveninin Uşak
Üniversitesi’ne bağlanması süreci, aslında Uşak’ın üniversiteye sahip
olduğusancılıdönemianlattığıgibi,Uşak’ındüşünceyapısındakibirölçüde
evrilmeyi de ortaya koyar. Türkiye’de tekstil sektörünün gelişmesinde
önemli konuma sahip olan Uşak’ın bu sahada kalifiye eleman yetiştirecek
birYüksekokulayeraçmakonusundaimkansağlanamaması,Uşak’ıntarihi
gelişimindeirdelenmesigerekenbirbaşkahadisedir.
A.EgeÜniversitesi’ninAçılması
TarihiömrüsonaermişolanOsmanlıDevleti’nintopraklarıüzerinde
kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne Osmanlı’dan miras kalan
Darülfünun, 1933 yılında kapatıldı. Üniversite reformu çerçevesinde
Darülfünun yerine aynı yılda açılan İstanbul Üniversitesi, ardından 1944
yılında İstanbul Teknik Üniversitesi ve 1946 yılında ise Ankara Üniversitesi
kuruldu.CumhuriyetTürkiyesindeüniversitereformlarınıngerçekleştirilmeye
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 39
çalışıldığı bu süreç, 1955‐1957 yılları arasında daha fazla ivme kazandı35.
Trabzon’daKaradenizTeknikÜniversitesiveİzmir’deEgeÜniversitesi’nin
açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden karar, 20 Mayıs 1955
tarihinde geçti. 27 Mayıs 1955 tarihinde neşredilen Resmi Gazete’de;
KaradenizTeknikÜniversitesi’ninaçılışkararı659436,EgeÜniversitesi’nin
kararı ise 659537 olarak yer almaktadır. Aynı gün Türkiye Büyük
Meclisi’nde kabul edilen ve Resmi Gazete’de kanun numaralarının ardışık
olarak yer alması nedeniyle bu iki üniversitenin Türkiye’de dördüncü
sıradaaçılanüniversitekonumundadeğerendirilmesigerekir.
Maarif Vekilliği’ne bağlı olarak açılan Ege Üniversitesi’nin toplam
yedimaddedenoluşankuruluşkanununilküçmaddesişöyledir.
“Madde 1 — «Ege Üniversitesi» adiyle İzmir'de bir üniversite tesis
etmek için lüzumlu fakülte, enstitü ve diğer yüksek öğretim ve araştırma
müesseselerini kurmak üzere gerekli muameleleri yapmaya Maarif Vekili
salahiyetlidir.
Madde 2 — Ege Üniversitesi, iki fakültesinin kuruluşunun ikmali ve
tedrisata açılmasıyla Üniversiteler Kanunu’nda musarrah bütün hak ve
vecibelerlehükmişahsiyetiktisabeder.
Madde 3 — Ege Üniversitesi Öğretim Heyeti; ordinaryüs profesör,
profesör ve doçentlerden; öğretim yardımcıları da öğretim görevlileri,
rektörler,mütehassıslar,mütercimlerveasistanlardanteşekküleder”38.
ÜniversitelerileilgiliihtiyaçlarıtedariketmeklemükellefMilliEğitim
Bakanlığı olduğu için mevcut Bakan; 10 Mayıs 1963 tarihinde verdiği
demeçteİzmir’deinşaat,makineelektrikvetekstilmühendisliğiilemimar
yetiştirecek bir teknik okul inşa edileceğini beyan etti39. Ege Üniversitesi
Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu teknik eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla
bu girişimi Batı Anadolu için ayrı bir öneme haizdir. Bu oluşum; iş
yerlerinde mühendis ile işçiler arasında ara eleman statüsünde çalışacak
olan vasıflı teknik elemanın yetiştirilmesi için üniversitede ileride kapı
araladı.
35 Sevil Sargın, “Türkiye’de Üniversitelerin Gelişim Süreci ve Bölgesel Dağılımı” Süleymen
DemirelÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsüDergisi,Cilt3,Sayı5,2007,137. 36T.C.ResmiGazete,27Mayıs1955,Sayı9013,KanunNo.6594,Kabultarihi20Mayıs1955.
www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014). 37T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi27Mayıs1955,Sayı9013,KanunNo.6595,Kabultarihi
20Mayıs1955.www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014). T.C. Resmi Gazete, Sayı 9013, Kanun No. 6595, Kabul tarihi 20 Mayıs 1955.
www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014). 39“MillîEğitimBakanı,KöyEnstitütüleriniİstemiyor”,Milliyet,11.05.1963. 38
40 SadiyeTutsak
Yakın tarihimizin önemli bir hadisesi olan 1980 İhtilalinin olduğu
dönemde; Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1981 yılının başlarında
hazırlanan Yönetmelik’e göre Meslek Yüksek Okulları Milli Eğitim
Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösterecekti. Yönetmeliğin 2. Maddesine
göreisebuokullarınvereceğieğitiminyapılacağıvesüresivemüfredatı;
“Meslek Yüksek Okulları, 1739 sayılı Kanunun 37. maddesinin
öngördüğü lisans öncesi düzeyinde iki yıllık meslek eğitimi veren yüksek
öğretimkurumlarıdır.
Bu okulların teknik bölümlerinden, ilgili alanlann «Tekniker» leri;
diğerbölümlerindenise,ilgilialanlarınmeslekelemanlarıyetiştirilir.
Okulun programlan, bu tanıma uygun olarak düzenlenir” şeklinde
düzenlendi40.
Meslek Yüksek Okulları bu yönetmelikle; Elektrik, Elektronik,
Makina, Makina Resmî ve Konstrüksiyon, Motor, Seramik, Maden, Harita ‐
Kadastro,İnşaat,Döküm,Tekstil,İşletme‐Muhasebe,Turizmİşletmeciliği,
Kamu Sevk ve idare, Pazarlama, Sekreterlik öğretim alanlarında diploma
sahibiolanöğrencilerteknikerünvanınıalmayahakkazandılar41.
Uşak Meslek Yüksekokulu’nun derslere başlayacağı 1988 yılı güz
yarıyılıhemenöncesindeEgeÜniversitesi’nebağlıbirimler;DişHekimliği,
Eczacılık, Edebiyat, Fen, Mühendislik, Tıp, Ziraat Fakülteleri, Basın Yayın,
Su Ürünleri, Hemşirelik, Yüksekokulları, Devlet Türk Musikisi
Konservatuvarı ile Ege Meslek, Alaşehir ve Uşak Meslek Yüksek Okulları,
Beden Eğitimi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Türk Dili, Yabancı Diller
Bölümleri idi. mevcut 15.782 olan öğrencisi, 133 Profesörü, 252 Doçenti,
197YardımcıDoçenti,55ÖğretimGörevlisiile9YabancıÖğretimGörevlisi
ile Üniversite, yeni ders yılına başlamak üzere hazırdı. Bu yeni öğretim
yılında mevcut öğrencilerin yanında 3.441 talebe daha üniversitede
öğretimhayatınadahiloldu.Gıda,Bilgisayar,KimyaMühendisliklerininilk
sınıfı;yabancıdileğitimimahiyetindehazırlıkolacaktı.Üniversiteningözde
bölümüBilgisayarMühendisliğiidi42.
Üniversite Rektörü olan Prof. Dr. Sermet Akgün, yeni öğretim
döneminebaşlarken,düşüncelerinişöyleifadeetmiştir.
40
T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 19.01.1981, Sayı 17225, www.resmigazete.gov.tr
(22.03.2014). 41 T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 19.01.1981, Sayı 17225, www.resmigazete.gov.tr
(22.03.2014); “Meslek Yüksek Okulu Mezunları Hakkındaki Yönetmelik Kabul Edildi”,
Milliyet,15.01.1981. 42“EgeÜniversitesi”,Milliyet,26.06.1988. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 41
“Üniversitemiz ağırlıklı olarak fen bilimlerini kapsayan programlar
yürütmektedir. Özellikle sağlık bilimleri konusunda Tıp Fakültesi, Eczacılık
Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Hemşirelik Yüksekokulu faal olarak
çalışacaktır.
Şu anda üniversitemizin en büyük sorunu uygulama yaptıracak
yetişmiş insan gücü yoksunluğudur. Kuruluşlarımızın yüzde 90’ında
labaratuvar,araç‐gereçvar.Fakatbumalzemeninkullanılmasıiçinyetişmiş,
bilgiliöğretmenlerimizyok.
Üniversitemizinbirdiğerözelliğidemezuniyetsonrasıeğitimeverdiği
önemdir. Yüksek lisans ve doktora çalışmaları yarın uzmanlarını, öğretim
üyeleriniyetiştirdiğiiçinbüyükbirtitizliklesürdürülmektedir.Mevcut16bin
lisans öğrencimize karşılık 2 bine yakın lisansüstü öğrencimiz var. Bu da
verdiğimizönemiaçıkçagösterenbirrakam…”43.
Uşak Meslek Yüksekokulu öğrenime 1988‐1989 yılında başladığını
gösteren başka resmi bir işaret, 1989 ve 1990 yılı Mali Yılı Bütçe
Kanunları’nda,EgeÜniversitesi’nebağlıolarakadınıngeçmesidir44.
B. İzmir’de Açılan Tekstil Okulu’nun Ege Üniversitesi’ne
BağlanmaSüreci
Anadolu topraklarında tekstilin geçmişi, Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerine uzanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti zamanında
tekstil,Cumhuriyetinilkyıllarındabirendüstridalıolarakülkedefaaliyete
geçti ve zamanla gelişti45. Sümerbank, yurt dışından 1950 yılında Gemlik,
Bakırköy,Merinos,EreğliBezDokumaFabrikalarındaihtiyaçduyulanpek
çok tekstil makinası satın almayı kararlaştırdı46. Türkiye’de gittikçe
büyüyen tekstil sektörünün ihtiyacı olan vasıflı teknik elemanın yetişmesi
için Maarif Vekaleti, 1955 yılında yurtdışına öğrenci gönderilmesini
planlandı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 21‐23 Eylül 1955 tarihleri
arasındayapılacakmüsabakaimtihanınıkazanan22öğrenci,Kamuİktisadi
43“EgeÜniversitesi”,Milliyet,26.06.1988.
44T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi09.01.1989,Sayı20044,KanunNo.3514,KabulTarihi
23Aralık1988.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014);T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi
06.01.1989, Sayı 20747, Kanun No. 3692, Kabul Tarihi 24 Aralık 1990.
www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). 45SevalUyanık‐R.TuğrulOğulata,“TürkTekstilVeHazırGiyimSanayiininMevcutDurumu
Ve Gelişimi”, TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası, Cilt 20, Sayı 92, 2013, 59.
http://www.tekstilvemuhendis.org.tr(29.03.2014). 46“SümerbankFabrikaları”,Miliyet,15.05.1950. 42 SadiyeTutsak
Teşebbüsü kapsamında olan Sümerbank Genel Müdürlüğü hesabından
Amerika,İngiltere,Almanyagönderileceğiniilanetti47.
Tekstil endüstrisinin ülkede gelişmesinin bir uzantısı olarak bir
taraftan yurt dışına öğrenci gönderirken diğer taraftan ülkede kalifiye
elemanyetiştirmekiçinokullarınaçılmasıkonusundaçabalarortayaçıktı.
İzmirValisiKemalHadımlı,1956yılıEkimayıbaşlarındaİzmir’deElektrik
Enstitüsü,EğitimEnstitüsüveTekstilOkuluaçılacağıbilgisinikamuoyuyla
paylaştı48. İzmir Valisi’nin bu demecini kısa süre sonra Türkiye’de tekstil
alanında kalifiye işçi yetiştirmek amacıyla 1956 yılı güzünde bir “Tekstil
Okulu” açma projesi gündeme geldi. Bu girişimden 22 Ekim 1956 tarihli
Milliyetgazetesindeçıkanbirhaberdeşöylebahsediliyor.
“Hükümetin üzerinde durduğu bu okul, üç sınıflı olacak ve ortaokul
mezunlarından 15‐18 yaşındaki öğrenciler alınacaktır. Okulda iki sene
okuyacakolanöğrenciler,üçüncüdersyılını,birmensucatfabrikasındastajla
dolduracaklar.Veancakbirstajdevresindemuvaffakolanlardiplomayahak
kazanabileceklerdir.Okulunöğretmenlerihükümettarafındantâyinedilecek
veayrıca,sanayicilerdenmüteşekkilbirMüşavirHeyet,daimisuretteokulun
inkişafıilemeşgulolacaktır.
Okuldanmezunolanlarilkolarak12lirayevmiyeileişyerlerindeusta
olarakçalıştırılacaktır.
OkulunkuruluşveMüşavirHeyetintespitiiçin, Hollanda’dangetirilen
birmütehassısçalışmalarabaşlamıştır”49.
Bu Tekstil Okulu’nun temel atma töreni İzmir’de 8 Haziran 1956
tarihinde yapıldı. Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Amerikan
Büyükelçisinin de iştirak ettiği temel atma töreninden, açılacak mektebe
verilenkıymetanlaşılıyor.Mektep,tekstilbranşındakalifiyeişçiler,ustalar,
ustabaşılarvemühendisleryetiştirecekti.Devletinkontrolüaltındaeğitim‐
öğretim faaliyetlerini yürütüleceği okulda öğrenciler, sekiz sömestrede
toplam dört yıl ders göreceklerdi. Orta ve sanat okulları mezunları
imtihanla buraya alınacağı gibi, beş sene fabrikada çalışan işçilerde aynı
muameleye tabi olacaklardı50. Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından
47“MaarifVekaletindenEcnebiMemleketlereGönderilecek”,Milliyet,25.06.1955.
48“İzmirdedeİmârHareketleri”,Milliyet,07.10.1956.
49NecmiOkur,“KalifiyeİşçiTeminiİçinTekstilOkulu”,Milliyet,22.10.1956.TekstilOkulu
açılmadanönceİstanbulBeşiktaş’taTatbikîGüzelSanatlarMektebi’nebağlıolarakteksil
ve moda bölümü 1957‐1958 eğitim ve öğretim yılı başında faaliyete geçecektir. Bkz.
“TatbikîGüzelSanatlarOkuluDünAçıldı”,Milliyet,26.10.1957. 50“TekstilOkuklununTemeliAtıldı”,Milliyet,09.006.1957. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 43
yaptırılan Tekstil Okulu’nun Milli Eğitim Bakanlığı’na devri için protokol
hazırlandı. Okulun bünyesinde tekstilin haricinde elektrik, makine
bölümleri dışında yağlı boya ve sabunculuk şubelerinin açılması
isteniyordu51. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 1958 yılı Eylül ayı başlarında
yaptığıİzmirziyaretleriarasındaTekstiOkuludabulunmasıbinanınvücut
bulduğunugöstermektedir52.BaşbakanSüleymanDemirel,İzmir’indüşman
işgalinden kurtuluşunun yıldönümünden sonra 10 Eylül 1966 tarihinde
yapacağı bir dizi açılış esnasında bu Tekstil Okulu da vardı53. Basında
Tekstil Okulu ismiyle anılan bu okul, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak
“Tekstil Teknik Yüksek Okulu” resmi adıyla faaliyete geçti54. Bu yılda
Almanya’dan gelen öğretim üyeleri bu okulda 1978 yılına kadar görev
yaptılar.Almanbilimadamlarınınverdiğidestekle20tekstilmühendisi18
aysüreyleAlmanya’yagönderildiler55.
İzmir’de Tekstil Okulu’nun açıldığı süreçte Sümerbank Genel
Müdürlüğü’nün,beşyıllıkkalkınmaplanıkapsamında1967yılında“İzmir
BasmaSanayiî“ndedokumacılığınbüyümesiiçinyaptığıprojeile4,4milyon
ham bez dokunmasını hedeflemesi56, burada dokumacılık sektörünün
canlılığınıişaretetmektedir.Milliyetgazetesinin27Ağustos1968tarihinde
İzmir Yüksek Tekstil Teknik Okulu Müdürlüğü tarafından acele asistan
ihtiyacı için verilen ilanda, “Okulumuz ihtiyacı için Almanya’dan Aachen
Yüksek Teknik Okulu Tekstil Bölümü, Tekstil Mühendis Okulu İplik, Dokuma
veTekstilKimyasıBölümümezunlarındanasistanalınacaktır.
Asistanlar, öğretim üyesi yetiştirmek üzere Alman öğretim üyeleri
yanındaçalıştırılacakvebaşarılıolanlar,maaşlarıyuttakalmaküzereburslu
olarak bir yıl süre ile Almanya’ya gönderileceklerdir”57 ifadesinden tekstil
alanındaülkemizdeduyulanteknikelemanihtiyacınıidrakediliyor.Ayrıca
durum, Türkiye’de tekstil sektörü gelişmesinde konusunda Almanya ile
işbirliğiningittikçekuvvetlendiğinigösteriyor.
Eğitim ve Öğretim faaliyetlerini devam ettiren İzmir Yüksek Tekstil
Teknik Okulu, sağ‐sol karşıt görüşlü öğrencilerin faaliyetlerinden menfi
51“TekstilOkuluGelecekYılÖğretimeBaşlayacak”,Milliyet,12.08.1961.
52“İzmirZiyaretleri,Milliyet,03.09.1958.
53“BaşbakanBugünEgeGezisineÇıkıyor”,Milliyet,08.09.1966.
54KuruluşundanGünümüzeEgeÜniversitesi,s.495.www.egebook.ege.edu.tr.(22.03.2014).
55
Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
18.01.1993Tarihlive60/14Sayılıyazınıngerekçelimetni,s.3. 56 T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 13.02.1967, Sayı 12526, Karar Sayısı 6/7684,
www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). 57“İzmirYüksekTekstilTeknikOkuluMüdürlüğünden”,Milliyet,27.08.1968. 44 SadiyeTutsak
yönde etkilendi. Okul Müdürü Emin Dalkılıç, binada başlayan öğrenci
boykotu karşısında İzmir Valiliği’ne müracaat ederek, “okulun muhtar
olmadığını” bildirdi ve polisin işgalci öğrencileri dışarıya çıkarması
talebindebulundu.Polisinçağrısıüzerinebazıöğrencilerokuluterkettiler.
Kırk öğrenci hakkında görevlilerin görevini yapmasına engel oldukları
gerekçesiyle soruşturma açıldı. Ege Üniversitesi Senatosu boykotun
bitirilmesi için öğrencilere çağrıda bulundu. Bunun üzerine bir görüşme
yapanTıp,ZiraatveFenFakülteleriöğrencileriboykotadevametmekararı
aldı58.
Boykot hadisesi devam ederken İzmir Yüksek Tekstil Teknik
Okulu’nda ders veren Alman öğretim üyeleri, 1969 yılı Haziran ayı
sonlarında, okulun Ege Üniversitesi’ne bağlanmaması yüzünden istifa
edeceklerini açıkladılar59. Bu tepkiler karşısında İzmir Yüksek Tekstil
TeknikOkuluEgeÜniversitesi’nebağlanmışolmalıdır.Zirayükseköğretim
seviyesinde ilk Tekstil Bölümü, 17.08.1971 tarihinde açıldı60. İzmir Devlet
Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığı’ndan 07 Haziran 1971
tarihinde verilen bir ilanla, Akademinin Yönetim Kurulunun 31 Mayıs
1971’de aldığı karar gereğince; 1971‐1972 ders yılında Makine ve Tekstil
Bölümlerine Lise, Teknisyen Okulu, Sanat Enstitüsü, sadece Tekstil
Bölümüne; Tekstil Sanat Enstitüsü ile Kız Sanat Enstitüsü mezunlarının
üniversitelerarasımerkezigirişimtihanısonuçlarınagöreöğrencialınacağı
ilanedildi61.EgeÜniversitesibünyesindebulunanMühendislikveMimarlık
Akademisi Başkanlığı, Tekstil Bölümüne; Dokuma, Örme, Konfeksiyon,
Terbiye ve Tekstil maddeleri dallarında asistan alınacağı duyurusu ise 18
Haziran 1973 tarihinde yapıldı62. Ege Üniversite’sinde Tekstil öğretimi,
04.05.1976 tarihinde Mühendislik Bilimleri Fakültesi’ne bağlı dört yıllık
“Tekstil Mühendisliği Yüksek Okulu”nun açılmasıyla daha müstakil hale
geldi. Aslında bu gelişme, Tekstil Mühendisliği’ne giden bir süreçti ve bu
konuda çalışmalar başlatıldı. Yapılan çalışmalar neticesinde Tekstil
Mühendisliğinin açılmasına 10.01.1978 tarihinde karar verildi ve
01.03.1978tarihindefaaliyetegeçildi63.
58“TekstilTeknikOkulundakiHâdise”,Milliyet,08.06.1969.
59“YüksekTekstil’inAlmanÖğretimÜyeleriİstifaEdecek”,Milliyet,28.06.1969.
60KuruluşundanGünümüzeEgeÜniversitesi,67.www.egebook.ege.edu.tr.(22.03.2014).
61“İzmirDevletMühendislikveMimarlıkAkademisiBaşkanlığından”,Milliyet,07.06.1971.
62
“Ege Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığından”, Milliyet,
18.06.1973. 63KuruluşundanGünümüzeEgeÜniversitesi,23.www.egebook.ege.edu.tr.(22.03.2014). EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 45
İzmir’de oduğu gibi ülke genelinde de tekstil sahasında teknik
elemana ihtiyaç duyulmakta idi. Komple bir tekstil fabrikasının çeşitli
kısımlarında yetiştirilmek üzere 23 Kasım 1972 tarihinde verilmeye
başlanan ilanlarla Tekstil San’at Okulu, Tetbiki Güzel Sanatlar Akademisi
TekstilBölümüveTekstilMühendisOkulumezunubayanveerkekmezun
aranıyordu64. Uşak Meslek Yüksekokulu Müdürü olan Prof. Dr. Işık
Tarakçıoğlu,İzmirTekstilBilimleriMeslekYüksekokulu’nunkurulmasıiçin
hazırladığıgerekçelidosyada,dışülkelerdeveTürkiye’detekstilsahasında
özelliklebuyıllardaortayaçıkanaraelemanihtiyacınışöyleifadeediyor.
“Elemeğininucuzolduğukalkınmaktaolanülkelerdeihracatayönelik
olarakkurulantekstilsanayileriilerekabettezorlanansanayileşmişülkeler,
1970’li yılların ikinci yarısından klasik emek‐yoğun tekstil sanayisinin
yapısını değiştirmek için yoğun çaba harcamışlar ve tekstil teknolojisini
geliştiren ve üreten ülkeler olarak da, bu alanda başarı sağlamışlardır.
Tekstilsanayiiartıkdünyanın4.Sermaye‐yoğunsanayidalıhalinegelmiştir.
Konfeksiyon sanayii ise emek‐yoğun yapısını daha tam kaybetmemiş
olmaklaberaber,busanayidalındadabilgisayardesteklitasarımveüretim
(CAD ve CAM), kesim ve dikim otomatları ile robotların kullanılması gibi
konularda şu anda bile çok başarılar sağlanmıştır ve çalışmalar bütün
yoğunluğuyladevametmektedir.
Türkiye’de konfeksiyon işletmelerinin büyük bir çoğunlukla dışarıdan
gönderilen model, kalıp veya kesim resimlerine göre üretim yapılmaktadır.
Bu durumuyla daha ziyade “fason dikim sanayii” hüviyetine sahip Türk
KonfeksiyonSanayiiningerçekbirkonfeksiyonsanayiihalinegelebilmesiiçin,
kendikreasyonarını,kolleksiyonlarını:
‐Kendisiningeliştirip,
‐Kendimarkasıaltındapazarlayabilmesi
‐ve üretebilmesi gerekmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için ise, her
seviyedeiyiyetişmişkalifiyeelemanaihtiyaçbüyüktür”65.
Yeni sermaye ile yoğun Tekstil Teknolojilerinin, Türkiye’de tekstil
sanayisinde buluşması az olmakla beraber, diğer ülkelerle rekabetin
gelişmesiiçinçokdahaiyiyetişmişinsangücüneihtiyaçduyuluyordu.Bu,
ancak sahada iyi bir eğitim ve öğretimle sağlanabilirdi66. Ülke genelinde
oluşmaya başlayan bu algı, eğitim‐öğretim tekstil konusunda
64“ElemanAranıyor”,Milliyet,23.11.1972.
65
Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
18.01.1993Tarihlive60/14Sayılıyazınıngerekçelimetni,1‐2. 66 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
18.01.1993Tarihlive60/14Sayılıyazınıngerekçelimetni,2. 46 SadiyeTutsak
hareketlenmesini sağladı. Tekstil Sanayi sektöründe duyulan eleman
ihtiyaçlarının karşılanması için Mili Eğitim Bakanlığı harekete geçti. Milli
Eğitim Bakanlığı’ndan 23 Nisan 1981 tarihinde verilen bir ilanda Mesleki
veTeknikYüksekÖğretimGenelMüdürlüğü’nebağlıokullarda1981‐1982
ders yılı için alınacak öğretmen ve asistanlarda yer almaktadır. Bu ilanda;
İstanbul Teknik Öğretmen Okulu’na Tekstilde 2 öğretmen, 3 asistan,
İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’na Testil Bölümüne
Tekstil Teknolojisi, Testerasyon, Giyim Endüstrisi ve Tasarım alanlarında
birerasistanalınacağıduyuruldu67.
C.TekstilSahasındaUşak’taEğitimveÖğretimiOluşturmaÇabası
1.Uşak’taDokumacılık
Halı dokumacılığının menşei konumunda olan şark, yüzyıllardır
meşgulolduğubuelsanatınınbirmahsulüolarakpekçokimalatmerkezini
oluşturdu. İnsanların kendi kültürlerinden ve yaşam tarzlarından süzerek
meydana getirdiği bu merkezlerin imal ettiği halılar, kendine has mahalli
özellikler taşıyordu68. Bu imalat merkezlerinden birisi de, Orta Asyadan
Anadolu’yagöçedenTürkinsanınınkendiyaşamtarzıylaiçiçegirmişhalı
dokumacılığını beraberinde getirdiği Uşak idi. Halıcığı kendi yerelinde
geliştiren Uşaklılar, bu el sanatının ününü ülke sınırlarından yurt dışına
taşımayı başardılar. Osmanlı döneminde bu halılar, 16. yüzyılın sonlarına
doğru İzmir limanı vasıtasıyla Avrupa’ya ihraç edilir hale geldi69. İzmir’in
iktisadi hinterlandı içerisinde yer alan ve İzmir vilayetinin halı sanayinin
19.yüzyılınsonlarındabaşlıcaüretimmerkeziolanUşak’ın,buzamanlarda
halıimalatındanekadaröndeolduğuortayaçıkıyor.İzmir’in1899yılında
elde ettiği istihsalin ticari boyutunun 4 miyon frank olduğu
düşünüldüğünde,UşakhalıcılığınınAvrupa’yaçıkışlimanıolanİzmir’iniçin
kıymeti daha iyi anlaşılmaktadır70. Cumhuriyet döneminde halıcılık; Uşak
halkının başlıca geçim kaynağı olmaya devam etmesine rağmen Osmanlı
Devleti’nininkırazısürecindeuzunsürensavaşlarnedeniyle halıdokuyan
kişilerin başka yerlere göç etmesi, vefatların yaşanması, çıkan iktisadi
buhranlareskicanlılığınıyitirdi71.
67“MilliEğitimBakanlığından”,Milliyet,23.041981.
68
Pretextat Lecomte, Türkiyede Sanatlar ve Zeneatlar, Baskıya Hazırlayan: Ayla Düz,
Tercüman1001TemelEser,İstanbul,1970,83. 69 Sadiye Tutsak, “Osmanlı Devleti’nin Son Döneminde Uşak’ta Halıcılığın Makineleşme
Süreci”,Belleten,CiltLXXI,Sayı260,Nisan2007,65‐92. 70Lecomte,a.g.e.100. 71 Sadiye Tutsak, Cumhuriyet’in İk Yıllarında Uşak, 1923‐1933, Uşak Belediyesi Kültür
Yayınları,İzmir,1998,121‐122. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 47
Cumhuriyetin ilk yıllarında Uşak’ta hepsi birincisi sınıf kapasiteye
sahip olan 1 Halı İpliği ve Şayak Fabrikası, 3 Halı İpliği Fabrikası, 1 Halı
İpliği Boyahanesi mevcuttu72. Bu yıllarda 1500’den fazla olan halı
tezgâhlarında yıllık ortalama 3500 metrekareden fazla halı dokunuyor ve
dokunan bu halılardan Uşak halkı 1.500.000 lira civarında gelir temin
ediyordu.1929yılındaçıkanDünyaiktisadibuhranındanetkilenenUşak’ta
halıdokumatezgâhı200’edüştü73.Halıcıkbubuhrandansonraheryılbir
parça daha geriledi. Devlet desteği ile 1936’larda yeniden canlanmaya
başlasa da önceki haline bir türlü ulaşamadı. Yörede halıcılık yeniden
canlanmada kendi önünü açamadı, fakat Uşak’ta dokumacık biraz boyut
değiştirerekyenibirmecradakendisineyolbuldu.
Uşak’ta halı dokumacığı için iplik üreten fabrikalar, 19. yüzyılın son
çeyreğinden itibaren şayak dokuma tezgâhlarını kurararak bu sahadaki
dokumacığı başlattılar. Tiritoğlu Mehmet Paşa, Hamzaoğlu Hacı Hüseyin
Efendi, Hacı Gedikoğlu ve Hacı Mustafa Efendiler bir taraftan halı ipliği
üretirken,diğertaraftanşayakdokumayauygunbüyükfabrikalarkurdular.
Arkasından Yılancızadeler ve Bacakzadeler de fabrikalarında, iplik
tezgâhlarıyanısıradokumatezgâhlarınıkurdular.Cumhuriyetilkyılarında
Yılancızadelerin fabrikası kaşmir şayak, vs. mensucat imalatı için satın
alınan son sistem makinalarla hummalı bir çalışmaya girdiğinden
dokumacılıkta göz kamaştırıyordu. Bu yıllarda İplik Şayak fabrikası yıllık
yüz bin metreye yakın şayak ve yüz bin metre civarında battaniye
dokuyordu. Bacakzadeler Uşak’taki bu yeni dokumacığın gerisinde
kalmamış, fabrikalarına satın aldıkları yeni makinalarla şayak dokumaya
işine devam ettiler74. Cumhuriyet döneminde Uşak’taki dokuma
fabrikalarında reçine, kaput bezi, astarlık, ince bez perdelikler, zafir yatak
veyorgançarşafları,sofratakımları,elhavlularıgibidahapekçokdokuma
işi yürütülüyordu. Uşak’ta bu dokuma sektörü kısa sürede hızla
gelişiyordu75. Cumhuriyetin on beşinci yılında Uşak ve Gediz merkez
köylerinde el dokuma tezgâhları binleri aşıyordu. Zarif ve dayanıklı Uşak
kumaşları piyasada çok tutuluyordu76. Bu sektörün Uşak’ta
örgütlenmesinde önemli bir konuma sahip olan ve Uşak esnaf ve
Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı vazifesini uzun süredir yürüten
72
M. Ziya Lütfi, İzmir Mıntıkası Ticaret ve İktisadiyatı, İzmir, 1929, s.219. Uşak’ta 1927
yılında400.000,1928yılında350.000metrekarehalıdokundu 73UşakTicaretveSanayiOdası,1923‐193310CumhuriyetSenesindeUşak,İzmir,29Teşrin‐i
Evvel1933,2. 74UşakTicaretveSanayiOdası,1923‐193310CumhuriyetSenesindeUşak,İzmir,29Teşrin‐i
Evvel1933,2. 75Tutsak,a.g.e.,s.122‐124. 76KütahyaXV.Yıl,MatbaaKütüphane,İstanbul,1938,s.67. 48 SadiyeTutsak
Sadettin Öztürk, dokumacılık konusunda çocukluğundan hafızasında
kalanlarla birlikte bildiklerini şöyle aktarıyor. “İlkokulun birinci, ikinci
sınıfında idim. Mahallenin çocuğu olduğum için iyi bilirim. Uşak merkezinin
mahallesiolanDikilitaş’ıntamamındadokumatezgahıvardı.Aynızamanda
eskiTabakhaneveeskiÇayKenarındadokumatezgâhlarıvardı.Çoğaldıkça
Çukurtara dokuma tezgâhları sanayi tarafına kayıldı. 1961‐1962 yıllarında
Uşak’ta dokuma tezgâhı 500‐600 civarında idi. 1970’lere gelindiğinde
dokuma tezgâhı sayısı iyice arttı. Binleri buldu. 1980’lerde dokuma tezgahı
daha da arttı. 1990’lara iyice zirve yaptı. Körfez krizinden sonra Uşak’ta
dokumacılıktagerilemeoldu”77.
EgeÜniversitesiTekstilMühendisliğiBölümü’ndeÖğretimÜyesiDoç.
Dr. M. Fikri Şenol, Sanayi Bakanlığı’na yaptıkları bir projede tekstil
sektörünün Avrupa Birliği ile rekabet imkânını araştırdıklarını, bu
araştırma esnasında “Uşak’ta 16.000 dokuma tezgâhının olduğunu tespit
ettiklerini”ifadeetmektedir78.
1.Uşak’taTekstilBölümüAçmaGirişimleri
A.Karahallı
Batı Anadolu’da idari olarak Uşak’a rapt edilmiş olan Karahallı’nın
iktisadigelişimindedokumacılıktarihîsüreçteönemlibirkonumasahiptir.
Eskiden beri elde imal ettikleri ipliklerle 30‐40 cm. genişliğinde el
tezgâhlarında bez üreten Karahallı halkı, daha fenni yöntemlerle bez
dokuma işini devam ettirmek istediler. Denizli vilayetine bağlı
Babadağ’ında Kiraz Arif isminde dokuma ustası ile 1929 yılında irtibat
kurdular.Karahallı’da20kişibuustaya1000lirakarşılığındaödeyecekleri
ücret karşılığında, 20 tezgâhtan çıkacak mamullerin satışından elde
edecekleri hasılattan elde edecekleri karda ortak olmak üzere 2000
sermayelibirortaklıkkurdular.AyrıcaNiyaziMercanİsmindekibaşkabir
müteşebbis ise yine Denizli’nin Buldan kazasından elde edilen kazancın
ortak olacağı bir başka dokum ustası ile işe başladı. Böylece Karahallı’da
dokumacılıkgittikçegelişti79.
Karahallı ilçesi merkezinde iş adamı Veyis Turan, halkın geçim
kaynağı dokumacılık olduğundan, burada bir fabrika kurmak için 1970’i
yıllarınbaşlarındateşebbüstebulundu80.1935yılındaKarahallı’dadünyaya
77SadettinÖztürk,DoğumTarihi10Mart1949,DoğumYeriUşak‐AktaşKöyü,19.03.2014.
78MahmutŞenol,DoğumTarihi:30.09.1952,İzmirMerkez,10.03.2014tarihliröportaj.
79KarahallıyaBirBakış,SuhuletMatbaası,İzmir1946,10.
80BayramMercan,DoğumTarihi15.10.1960,Uşak‐Karahalı,19.03.2014tarihliröportaj.
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 49
gelenveburadaBelediyeBaşkanlığıgörevinidebirdönemyapanAliİhsan
Özkan,bufabrikanınkuruluşhikâyesinişöyleanlatıyor.
“Dokumacılığın gelişmesi için dokumacılık hakkında pratik ve teorik
ders verecek ve uygulayacak bir okul olması bu amaçla “ Tekstil Meslek
Lisesi” açılması için ilerden yeri beri (ilerden beri yeri) Karahallı’nın spor
sahası olan alanı belediye okul yapmak üzere vermiştir. Bu yere hayırsever
Hacı Veyis Turan büyük miktarda katkıda bulunmuş ve Belediye’nin
öncülüğünde dört atölye ve bir idare binası yapılmaya başlanmıştır. Tekstil
okulu açılması amacı ile Milli Eğitim Bakanlığına başvurulmuş. Bakanlık
olumlu karşılamış bu maksatla dış ülkelerden ithal edilen makinalar
Karahallı’ya getirilmiş. Makinalar ambalajı açılmadan uzun yıllar
bekletilmiştir.
Karahallı’ların ekonomik hayatında önemli yeri olan bu okul tüm
uğraşlara rağmen okul yapılamamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Yetkilileri
tekstil dalında öğretmen bulamayacaklarını üstelik Karahallı’da yeterli
dokuma,dokumayıtürlübiçimleresokacakbirfabrikaolursabufabrikadaiş
içinde eğitim verecek usta öğretmenleri verebileceklerini söylediler.
Dedikleriningerçekleşmesiiçindevletdesteğindehalkaaçıkbiranonimşirket
kurmak ve şirket sayesinde düşünülen bir fabrikada yapak gerekiyordu. Bu
amacı gerçekleştirecek teşebbüste birçok nedenlerden dolayı tahakkuk
edemedi”81.
Uşak Bayındırlık Müdürlüğü görevini yürütmüş olan Sabahattin
Güzelay, görevde bulunduğu sırada konunun uzmanı olarak yaptığı bir
çalışmada, Uşak’ın resmi yapılarından bahsederken “Karahallı Tekstil
Okulu”başlığıaltındabusürecişöyleizahetmektedir.
“Milli Eğitim Bakanlığının projesine göre Karahallı halkı tarafından
inşaata başlanmış ve kaba yapısının büyük bir kısmı bitirilerek Milli Eğitim
Bakanlığına devredilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığınca 18.8.1969’da ikmâl
inşaatına başlanmış ve 17.8.1971’de geçici kabulü yapılmıştır. Ancak; Milli
EğitimBakanlığıncaTekstilOkulununaçılmasındanvazgeçilmişveikiünitesi
ikmâledilerekpratiksanatokuluaçılmıştır.PratikSanatOkuluhalenbinada
eğitiminisürdürmektedir”82.
Fabrikanınbirtarafındatekstilüretilirken,diğertaraftabusektörde
çalışacak olan öğrencilere uygulamalı olarak bunun eğitiminin
düşünülmesi, bu alanda yetişmiş insan gücünün azlığını ortaya
koymaktadır. Tekstil fabrikasının kurulma aşamasında ortaokul birinci
81AliİhsanÖzkan,Dünden‐BugüneKarahallı,BatıkolMatbaacılık,Uşak,2003,165‐166.
82SabahattinGüzelay,“Uşak’taResmiYapılar”,UşakHalkEğitimDergisi,Cilt1,Sayı6,Ocak
1979,23. 50 SadiyeTutsak
sınıfta öğrenci olan Bayram Mercan, bu hadiseyi şöyle anlatıyor. “1973
yılında ben ortaokul birde idim. Tekstil Okulu yapılacak denildi. O yıllarda
milletvekili Orhan Dengiz’di. 8‐10 kişilik bir ekip Ankara’ya gidiyor. Okulun
yapımının hızlanması için rica olunuyor. Ama Karahallı’dan giden heyetin
basireti yokmuş. Bakan okulun açılması için sorduğu sorulara bilgi sahibi
olmayan heyet tarafından cevap verilememiş. Bundan dolayı okul
açılamamış.Sonra1974’teEndüstriPratikAkşamSanatOkuluadıaltındabu
tekstilfabrikasındaaçıldığınıhatırlıyorum.DahasonraVeyisEndüstriMeslek
Lisesi, bu fabrika binasında açılıyor. Daha sonra Ege Üniversitesi’nden
yöneticiler geldi. Burada Tekstil Mühendisliği kurulsun diye, ama Karahallı
eşrafıbunukabuletmedi”83.
Akşam Pratik Sanat Okulu açılmadan hemen önce fabrika binasının
içindepaketleridahiaçılmadanduranmakinalar,NazilliBasmaFabrikasına
götürüldü84.
Karahallı’da 1974 yılında açılan Pratik Akşam Sanat Okulu’nda
öğrencilere marangozluk, demircilik, tesviyecilik, elektrikçilik gibi bilgi
beceri kazandıran bölümler açıldı. Buraya 12‐18 yaşları arasında alınan
öğrenciler, mezun olduktan sonra Yükseköğrenim kurumlarına
giremedikleri için bu okul pek rağbet görmedi. Gençler Sanat Okulu’na
gitmek yerine köylerde dokumacılıkla meşgul oluyordu. Bu yüzden 1979‐
1980 yılları arasında Sanat Okulu’nun bazı bölümleri kapanmak zorunda
kaldı.BuaradaVeyisTuranEndüstriMeslekLisesi’ninaçılmasıiçinaltyapı
hazırlandı. Okul, Milli Eğitim Bakanı Nejdet Uğur döneminde 1981‐1982
öğretimyılıbaşındaeğitimegeçti85.
Karahallı’dabirtekstilfabrikasında,buamacayönelikbirokulaçma
teşebbüsü1970’liyıllardagerçekleşmesede,dahasonraaçılacakolanVeyis
Turan Endüstri Meslek Lisesi bünyesinde tekstil bölümünün bulunması,
dokumacılığın alttan teknik eleman yetiştirme düşüncesinin vücut
bulduğunugöstermektedir.
B.Uşak
HalıdokumacılığıkonusundaünkazanmışolanUşak’ındokumacılıkta
gittikçe tekstile kayması, mesleki eğitimi almış kalifiye eleman
83 Bayram Mercan, 19.03.2014 tarihli röportaj. Pratik Akşam Sanat Okulları, Milli Eğitim
Bakanlığı’na bağlı halk eğitimini sağlamak amacıyla 1973‐1974 ders yılı öncesinde
açıldılar. Bkz. T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 30.07.1973, Sayı 14610, Karar Sayısı
7/6782.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). 84 İsmet Gürbüz, Doğum Tarihi 15.05.1958, Doğum Yeri, Denizli Çal, 19.03.2014 tarihli
röportaj. 85Özkan,a.g.e.,166‐167. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 51
yetiştirilmesiihtiyacınıdoğurduvebukonudaKarahallı’dansonrahareket
geçti. Uşak’ta bu çalışmalar daha ziyade Yükseköğretim düzeyinde ele
alınarakyönlendirildiğigörülüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Türkiye’de Yaygın Öğretim
YüksekKurumu,26.01.1976tarihli7/11306sayılıkararnameyeekolarak
çıkarılan EK A maddesi ile merkez teşkilatı kuruldu86. Resmi Gazete’de
01.02.1977 tarihinde neşredilen yönetmelik gereğince Yaygın Öğretim
Yüksek Kurumunun bölüm ve şubelerinin açılmasına dair alınan karar
şöyledir.
“Madde6—AçıkYüksekOkul,Teknikbilimler,Sosyalbilimler,Hayati
bilimler alanlarında öğretim yapacak şekilde kurulur. Her alan için, ihtiyaç
veimkânlaragöre,bölümlerveşubeleraçılır.
Madde 7 — Okuldaki bölümlerin ve şubelerin açılması veya
faaliyetlerinesonverilmesiBakanlığınkararıileolur”87.
YaygınÖğretimYüksekKurumu’nunyaygınolarakbilinenkısaltılmış
ismi Yaykur’un teşekkülünden sonra Türkiye’de iki yıl öğretim verecek
olan49MeslekYüksekOkuluaçıldı88.Uşak’taYaykurMeslekYüksekOkulu,
ilk1975‐1976dersyılınınikinciyarıyılıbaşındafaaliyetegeçti.Yaykur’un
açıldığı dönemde Uşak’ta, altı bloktan oluşan binasında Yükseköğrenim
seviyesinde “Uşak Eğitim Enstitüsü” öğrenim faaliyetine devam ediyordu.
Milli Eğitim Bakanlığı Müşavir Başmüfettişi olan Ziver Tezeren, Uşak’a
ikincikezgeldiği1976yılındaYaykur’unaçıldığını,“Uşak’taeskiden3orta
dereceliokulvardı.1976dasayılarının41eyükseldiğiniöğrendim.Busayıya
yüksek okul olan Eğitim Enstitümüz ile 1976 da, orada bulunduğum
günlerde, öğretime başlıyan «Yaykur» dahil değildir” cümlelerinden
öğreniyoruz89.
Uşak’ta kurulan Yaykur Meslek Yüksekokulu Müdürü, İstanbul
Üniversitesi’ndengelenOğuzÖzkeseidi.UşakLisesiBaşMüdürYardımcısı
olan Mehmet Ersin, Yaykur Meslek Yüksekokul’una yine Baş Müdür
Yardımcılığıvazifesiyle,İlMilliEğitimMüdürYardımcısıolanErhanAktaş
iseMüdürYardımcılığınaatandı.Okul,ilkönceeskiUşakHalkevibinasının
86
T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 18.02.1976, Sayı 15503, Karar Sayısı 7/11306.
www.resmigazete.gov.tr(04.04.2014). 87 T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 01.02.1977, Sayı 15817, Karar Sayısı 7/13089.
www.resmigazete.gov.tr(04.04.2014). 88 Mehmet Ersin, Mehmet Ersin,Doğum Tarihi:15.05.1943, Doğum Yeri Denizli‐Acıpayam‐
Yeşilyuvaköyü,10.04.2014tarihliröportaj. 89ZiverTezeren,“Uşak’taAnılarveDüşündürdükleri”,UşakHalkEğitimDergisi,Cilt1,Sayı
6,Ocak1979,7,24. 52 SadiyeTutsak
ve Askeri Garnizon’un bulunduğu yerde faaliyete geçti. Halkevi binasının
İsmet Paşa Caddesine bakan 3‐4 odası vardı. Bu odalarda müdür, müdür
yardımcıları ayrı odalarda, kâtipler ise tek odada oturuyorlardı. Burada
bulunan konferans salonu Yaykur Meslek Yüksekokulu’na verildiği için,
konferans salonu okulun dersliği olarak kullanıldı. Yüksekokul’da kalifiye
elemanaduyulanihtiyacabinaenGıdaTeknolojisiveTeknikBilimlerolarak
iki program açıldı. Okulda; Bilge Özkese Matematik, Halil Bardakçıoğlu
Biyoloji,MühendisRuhiEraslanveMühendisMehmetKuntTekstil,Nuray
Mert ve Cemil Uşaklıgil İngilizce, Dilek Oğuz Almanca, Gülsüm Yılmaz
Fransızca, Kemal Özal meslek derslerine girerlerdi. Gıda Teknolojisi
bölümüöğrencileri;zabıtamemuru,TeknikBilimleröğrencileriiseTekstil
Teknikeriünvanıylamezunolmahakkınasahiptiler.1975‐1976dersyılının
ikinci döneminde faaliyete geçen okul, ilk yarıyı açığını kapatmak için
yazındaeğitimöğretimedevamettiveİlkmezunlarını1976‐1977dersyılı
sonunda verdi. Halkevi binasında 1976‐1977 ders yılında faaliyet
gösterirken çıkan öğrenci olayları üzerine okul, İl Halk Kütüphanesi
binasına taşındı90. Kütüphanesi binası, 29 Ocak 1976 tarihinde hizmete
girmiş dört katlı yeni yapılmış bir bina idi91. Bu bina değişikliği olayları
daha da tırmandırdı. Birbirine çok yakın Yaykur ve Eğitim Enstitüsü
öğrencileri arasında92 17 Mart 1977 tarihinde olaylar çıktı. Bu esnada
Yaykur öğrencisi olan Harun Öztürk öldürüldü. Ardından Uşak Lisesi 2.
Sınıf öğrencisi olan Semiha Özkar’ın Yaykur Meslek Yüksekokulu’nun
bodrumundagöğsündentabancailevurulmuşhaldebulundu.Buolayda32
kişi yaralandı. Tutuklanan öğrencilerden birisi Ümmü Balkan diğeri ise
Yaykur öğrencilerinden Hamdi Özer idi. Eğitim Enstitüsü Müdürü Halit
Akarcaolaylaryüzündengörevindenazledildi93.Uşak’taanarşininartması
nedeniyleMilliyetgazetesişehirdekiortamışöyletasvirediyor.
“Akşamsaatlerinedoğrucaddevesokaklardadolaşaninsanlarıtektek
saymak hiçte zor değil. Uşak’ta saat 20.00’da sonra da kent içinde sanki
kendiliğindenbir“sokağaçıkmayasağı”uygulanıyor.
Anarşi bu ilimizde 17 Mart 1977’de iki öğrencinin öldürülmesi ile
tırmanışageçiyordu.Olaylarhalkayansıyor,biraragüvenlikgüçleriilehalk
90 Mehmet Ersin, 10.04.2014 tarihli röportaj. Halkevi ve Askeri Garnizon binasının olduğu
yerde günümüzde Maliye binası bulunmaktadır. Karahallı’da fabrika ve okul açılması
için satın alınan makineleri Yaykur Uşak Meslek Yüksek Okulu’na nakletmek için
Karahaklı’yagidenMüdürOğuzÖzkese,bunamuvaffakolamamıştır. 91Güzelay,a.g.m.,25. 92MehmetErsin,10.04.2014tarihliröportaj; 93“UşaktaOlaylarYatıştı,32YaralıVar”,Milliyet,20.03.1977. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 53
arasında da çatışma çıkyordu. O günden bu yana da olaylar ortak
sürüyordu”94.
Uşak’ta öğrenci olaylarının devam etmesi ve Eğitim Enstitüsü ve
Yaykurun öğrencilerinin bu hadiselerin içerisinde etkin olarak bulunması,
1979‐1980 ders yılında Uşak’ta Ömer Bedrettin Uşaklıgil İlköğretim
Okulu’nunüstkatına taşınmasınasebepoldu.Olaylarındurulmaması nedeniyle
okul1980yılındakapatıldı.Kapatılıncayakadarbuokuldörtdefaöğrenci
mezunverdi95.
İl merkezinde Uşak şehrinde 1944‐1945 ders yılı başında
Yılancızadelereaitbirkonaktailk“UşakSanatOkulu”olarakfaaliyetegeçen
Endüstri Meslek Lisesi’nin, 1946 yılında Demircilik, Ağaç İşleri, Tesviye
Atölyeleri ile birlikte dershane binası hizmete geçti96. Daha sonra, ek
dershahne ve yeni atölye binaları yapılarak tesviye, motor, metal,
ağaçişleri, elektrik, elektronik, resim, model ve döküm bölümleri faaliyete
başladı97.GittikçebüyüyenEndüstriMeslekLisesi’nin,1988‐1989dersyılı
başında Uşak’ta dokuma sanayisinin gelişimi dikkate alınarak Dokuma
Bölümüaçıldı98.
D.EgeÜniversitesi’ndeUşakMeslekYüksekokulu’nunAçılması
Cumhuriyet döneminde İzmir’in tekstil öğretimi konusunda gittikçe
ivme kazanması, Türkiye’de Ege Üniversitesi bünyesinde ilk Teksil
Mühendisliği Fakültesi’nin açılmasını sağladı. Osmanlı Devleti döneminde
daha ziyade halı ve kilim dokumacılığında gelişmiş olan Uşak’ın,
Cumhuriyet Türkiyesi’nde dokumacılığın farklı alanlarında da gelişme
göstermesi,UşakMeslekYüksekokulu’nunTürkiye’nineniyitekstileğitim
ve öğretiminin yapıldığı bu fakültenin himayesinde kurulması rastlantı
değildir. Yüksekokulun ilk bölümünü tekstil sahasında olması bunu işaret
etmektedir.
ÖğrenimhayatındazorlubadireleratlatanUşakMeslekYüksekokulu,
Ege Üniversitesi bünyesinde kurulması için iki senato kararı
94 “Anarşinin Titrediği Bir İl Daha”, Miliyet, 07.08.1980. Uşak’ta olaylar o kadar tırmanışa
geçtikibeşaydabeşkişiöldürüdü. Mehmet Ersin, 10.04.2014 tarihli röportaj. Yaykur Meslek Yüksek Okulu’nun evrakları
demirbaşeşyalarıylabirlikteYaykurBolvadinMeslekYüksekokulu’nagönderildiğiifade
edilmektedir. Yaykur Uşak Meslek Yüksek Okulu Öğretmen ve Öğrencilerin 1970’lerin
sonlarındaçekilmişfotoğrafiçinbkz.EkII. 96CumhuriyetinEllinciYılındaUşakSanatEnstitüsü,1973,s.yok. 97Güzelay,a.g.m.,21. 98UşakTeknikveEndüstriMeslekLisesiBrifingDosyası.11. 95
54 SadiyeTutsak
bulunmaktadır. Ege Üniversitesi Senatosu, 18.12.1984 tarihli ve 46 / 2
sayılı kararı ile Uşak’ta E. Ü. Uşak Meslek Yüksek Okulu açılması kararını
aldı. Bu karar yükseköğretim Kurulu’nun 09.09.1985 gün ve EÖ / 07.112‐
304 sayılı kararı ile onaylandı. Muhtemelen Uşak’ta uygun bir bina
bulunamadığıiçinokulaçılamadı99.EgeÜniversitesiSenatosu,bünyesinde
Tekstil Dokuma ve İplik programlarının bulunacağı Uşak Meslek
Yüksekokulu’nun Uşak ilinde açılması kararını ikinci kez 07.07.1987
tarihinde aldı100. Rektörlük Makamı, Yükseköğretim Başkanlığına “Ege
Üniversitesi Uşak Meslek Yüksek Okulu”nun açılmasına dair 09.07.1987
tarihlive307‐44797.Asayılıyazıyla gönderdi.YükseköğretimKurumuise
buokulunaçılmasınınuygungörüldüğünedairkararını28.08.1987tarihli
3177 Sayılı resmi bir yazıyla bildirdi101. Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne
MühendislikFakültesiDekanlığıtarafındanUşakMeslekYüksekOkulu’nun
kurulmasıiçinUşak’taincelemeleryapıldıvefizikselimkânlarvepersonel
ihtiyaçlarıbelirlendi.Dekanlık,20Temmuz1987tarihindeEgeÜniversitesi
Rektörlüğü’ne gönderdiği resmi bir yazıda; Uşak Meslek Yüksekokulu’nda
ilk etapta “Dokuma Teknikerliği”nin açılması için belirlenen ihtiyaçlar
tedarik edildiği takdirde, 1988‐1989 ders yılında 40 öğrenci ile derslere
Uşak’taüçkatlıolan“HalkKütüphanesiBinası”ndabaşlayabileceğikararını
bildirdi. Ayrıca Dekanlık 657 Sayılı Kanun kapsamında; kadrolu, yerleşik
personelihtiyacıolarakYüksekOkulMüdürü,MüdürYardımcısı,Sekreter,
Büro memuru, Muhasebe Memuru (şef, ayniyet, mubayaa, ödemeler için),
Öğrenci İşleri Memuru, Hizmetli ve 2547 Sayılı Kanun kapsamında ise
kadroluPrefesör,Doçent,YardımcıDoçent,ÖğretimGörevlisiveAraştırma
Görevlisi’nin tedarik edilmesi talebinde bulundu. Yüksekokulun
ihtiyaçlarınıntedarikihususundatitizdavrananDekanlık,yerelkuruluşları
Fizik, Teknik Resim, Makine Elemanları, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi
derslerini verebilecek 4 Öğretim Elemanı sağlanmakla mükellef tuttu ve
bazı uygulamalar için Endüstri Meslek Lisesi laboratuarlarından
faydalanması gerekliliğini vurguladı. Bunlardan başka açılacak olan
Dokuma Teknikerliği programına devam eden öğrencilerin öğretimi için
99 “Uşak Meslek Yüksekokulu”, Kuruluşundan Günümüze EÜ, 278‐80. www.egebook.ege.edu.tr.
(22.03.2014). 100EgeÜniversitesiRektörlüğüArşivi,EmelAkınMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,07.07.1987
tarihli ve Toplantı Sayısı: 8 yazısı; Kuruluşundan Günümüze Ege Üniversitesi, 24.
www.egebook.ege.edu.tr.(22.03.2014). 101 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları;
KuruluşundanGünümüzeEgeÜniversitesi,28.08.1987Tarihlive02/3177Sayılıyazı. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 55
çevresindeki işletmelerden yapılacak hibeler yoluyla makine teçhizat
sağlanmasızorunluluğuhassasiyetledilegetirildi102.
Tablo1:1988‐1989TekstilTeknikerliğiDokumaOpsiyonuÖğretimPlanı103:
I.Yarıyıl
D
U
Matematik
2
2
TeknikResim
1
GenelKimya
D
U
TeknikResimII
1
3
3
MakineElemanlarıII
2
0
2
2
Ekonomi
2
0
Fizik
2
2
KumaşBilgisi
2
0
TekstilHam.Mad.
2
0
Genel
Dokuma
Örmecilik
2
2
Dokuma ve Hazırlık ve
Teknolojisi
ve
Makineleri
2
2
İplikTeknolojisi
2
2
Makineİplikçilik
2
2
II.Yarıyıl
ve
Toplam
13
11
Toplam
13
9
III.Yarıyıl
D
U
IV.Yarıyıl
D
U
DokumaAnaliziI
1
2
MakineBakımTekniği
2
2
Dokuma
Konstrüksiyonu
2
2
TekstildeİşEtüdü
1
1
DokumaMakinaları
2
4
DokumaOtomasyonu
2
2
DokumaHataları
2
2
DokumaAnaliziII
0
2
TekstilTerbiyesi
4
2
İş Güvenliği
Yardım
1
1
İşlem Hesaplama
Terbiyesi
2
0
Desenlendirme
Uygulama
2
4
Atatürk İlkeleri ve İnk.
Tar.
2
0
13
12
Toplam
10
12
Toplam
ve
İlk
ve
102
Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
Dokuma Teknikerliği Proğramının Uşak’ta açılması için gerekli Makine ve Teçhizat
hakkında bkz Ek I. ; Uşak Meslek Yüksekokulu”, Kuruluşundan Günümüze EÜ, 278.
www.egebookege.edu.tr.(22.03.2014). 103 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları,
20.07.1987Tarihlive20/5313Sayılıyazı. 56 SadiyeTutsak
Uşak Meslek Yüksekokulu’nun, öğrenim faaliyetine geçiş aşamasına
kadar olan çalışmaları müdür atanıncaya kadar Doç. Dr. Şenol yürüttü104.
Uludağ Üniversite’sinden rotasyon ile Ege Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’ne Profesör atanan Pof. Dr. Işık
Tarakçıoğlu, Tekstil Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanlığı’na getirildi.
MühendislikFakültesibinasındaaçılmışolanikiyıllıkönlisansseviyesinde
açılan Uşak Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü’ne Rektörlük Makamı,
03.08.1988 tarihinde Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu tayin edildi105. Müdür
Yardımcılığı görevlerine ise Öğr. Gör. Dr. Fikri Şenol ve Öğr. Gör. Bertan
Tokun06.09.1988tarihindeatandı106.
Üniversiteler Akademik Teşkilat Yönetmenliği’nin 14. Maddesine
31.07.1982 tarihinde eklenen “Bir bölümlü fakültelerde dekan aynı
zamanda bölüm başkanıdır” şıkkına istinaden, yüksekokul müdürü
Tarakçıoğlu’nun, “Teknik Programlar Bölümü Başkanı” olduğu sonucuna
varıldığını ve Uşak Meslek Yüksekokul kurulunun Müdür ve Teknik
Programlar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu, Müdür Yardımcısı
Öğr.Gör.Dr.FikriŞenolveÖğr.Gör.BertanTolkun’danoluştuğuRektörlük
Makamınabiryazıylabildirildi107.
Yüksekokul Müdürü Tarakçıoğlu, Yüksekokulun Uşak’ta açılamamasının
gerekçesini Rektörlük Makamına “Alt yapı ve kadrosunun bulunmaması
nedeniyle 1988‐1989 öğretim yılında öğretim‐eğitim faaliyetlerini geçici
olarak Mühendislik Fakültesinin İzmir Bornova’daki binalarında sürdürecek
olan Yüksekokulumuzun, 1989‐1990 öğretim yılında asıl kuruluş yeri olan
Uşak il merkezine intikali konusunda incelemeler yapmak üzere 8.9.1988
tarihinde Yüksekokulumuz Müdür ve Yardımcılarından oluşan 3 kişilik bir
heyet Uşak’a gitmiştir” şeklinde açıklamaktadır108. Bu heyet müdür ve
müdür yardımcılarından oluşuyordu109. Tarakçıoğlu mevcut yazıda, bu
heyetin Uşak’ta; Uşak Valisi, Milli Eğitim Müdürü, Ticaret ve Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı ile Uşak Tekstil İşverenleri Sendikası Başkanı ve
104Şenol,10.03.2014tarihliröportaj.
105
Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu
03.08.1988Tarihlive20/380Sayılıyazı. 106 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu
06.09.1988Tarihlive09/60Sayılıyazı. 107 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu
06.09.1988Tarihlive09/60Sayılıyazı. 108 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu
09.09.1988Tarihlive13/60Sayılıyazı. 109 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu
27.09.1988TarihliveİdariveMaiİşlerDaireMüdürlüğü95Sayılıyazı. Evrak Kayıtları.
Evrak Kayıtları.
Evrak Kayıtları.
Evrak Kayıtları.
Evrak Kayıtları.
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 57
Yönetim Kurulu Üyeleriyle temasta bulunduğu konusunda bilgi verdikten
sonra Yüksekokulun açılması için düşünebilecek binaları yerinde
değerlendirdiğini açıklamasını yapmaktadır. Yapılan incelemeler
neticesindeheyetinaldığıkararıniçeriğini,buyazıda“Uşak’tahaleninşaat
halinde bulunan 600 yataklı ortaöğretim Öğrenci Yurdu’nun
(Yüksekokulumuz fakir öğrencilerine belirli bir kontenjan dahilinde burada
kalma imkanı da tanınmak şartıyla) eğitim‐öğretim faaliyetlerinin burada
yürütülmesi için Yüksekokulumuza tahsis edilmesinin uygun olacağı
görüşünevarılmıştır”bildirmektedir110.
Ege Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Sermet Akgün, heyetin yaptığı
inceleme neticesinde almış olduğu kararı 12.09.1988 tarihli yazıyla
bildirdi111.Yüksekokulatahsisedilmesiisteneninşaathalindeki600yataklı
Ortaöğretim Öğrenci Yurdu’nun tamamlanması için çaba sarf eden Akgün,
Uşak Valiliği’ne 20.09.1988 tarihinde gönderdiği resmi bir yazıda
sağlayabileceğidesteğibildirdi.
“Anılan bina inşaatının tamamlanabilmesi için; yatırım ödeneğinin,
Devlet Plânlama Teşkilâtınca Üniversitemize verilmesi uygun görüldüğü
takdirde,inşaatıntamamlanmasıüniversitemizceyapılabilecektir.
“Bu yatırım ödeneğinin Üniversitemize alınabilme başvurusunun
yapılabilmesiiçin;anılanbinanın,“EgeÜniversitesiUşakMeslek Yüksekokulu”
olarak kullanılmak üzere Üniversitemize tahsis edilip, edilemeyeceğinin
bildirilmesigerekmektedir”112.
Uşak Valiliği 21.09.1988 tarihinde Rektörlük Makamına verdiği
cevabi yazıda; inşaatı devam eden Yurdun tamamlanarak Uşak Meslek
Yüksekokuluna devredilmesi şartıyla Devlet Planlama Teşkilatı tarafından
yatırım ödeneği verildiğine dair bilgisinin kendilerine verildiğini
açıklamaktadır.Valilik,YurdundevrihususundaVilayetçeKasım1988’deİl
Genel Meclisinde yapılacak toplantıda karara bağlanacağı bilgisi bu resmi
yazıdaveriliyor113.
110
Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
09.09.1988Tarihlive13/60Sayılıyazı.UşakMeslekYüksekokuluiçinkütüphanebinası
verilmemişolacakki,heyetdahapekçokbinayabakmıştır.Buheyet,buesnadaAnadolu
Lisesi,Çivrilyoluüzerindekipekçokbinayıincelemiş,buralarınokulaçılmasınamüsait
olmadığınıgörmüşlerdir.Uşak’taaçılmasıiçinparaalınamadığındanbirbinayapımıda
sözkonusuolamamıştır.Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 111 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
12.09.1988Tarihlive20/432Sayılıyazı. 112 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
20.09.1988Tarihlive20/461Sayılıyazı. 113EgeÜniversitesiRektörlüğüArşivi,EmelAkınMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,Uşak
ValiliğiÖzelİdareMüdürlüğü’nün21.09.1988Tarihlive1061Sayılıyazısı. 58 SadiyeTutsak
Rektör Akgün, Uşak Valiliği’nden kararı beklemeden Yurt binasının
tamamlanarak okulun hizmetine açması için “1 milyar proje tutarı 2 yıla
sâri bir projenin 1989 programına alınarak ayni yıl için 500 Milyon TL.
Ödenek verilmesi hususunda” Devlet Planlama Teşkilatı’ndan talepte
bulundu114.
Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu, Uşak
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı’na gönderdiği 02.11.
1988 tarihli yazısıyla, yurt binasının Uşak Meslek Yüksek Okulu’na
verilmesi konusunda kararını“ … Ege Üniversitesi bünyesinde “Uşak Meslek
Yüksek Okulu” olarak kullanılmak üzere Üniversiteye tahsis edilmesine dair
talebi; Uşak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının, fondan aktarılan
para oranında, işi ikmal edildiği tarihdeki karne katsayısı üzerinden
değerlendirilmek şartıyla mülkiyete iştirak etmesi, binanın bir kısmının
öğrenci yurdu olarak kullanılması ve üniversite ile Vakıf arasında bir
protokolyapılaraköğrenciyurdundanvakıfcatesbitedilecek öğrencilerede
kontenjanayrılmasıkaydıylauygungörüldüğünde,fonkurulunca10.10.1988
tarih ve 1988/9 sayı ile karar verilmiştir” şeklinde bildirdi115. Başbakanlık
SosyalYardımlaşmaveDayanışmaTeşvikFonu’nunbeyanettiğibukararı,
Uşak Valiliği Özel İdare Müdürlüğü, Ege Üniversitesine gönderdi116. Afyon
KocatepeÜniversitesinebağlanıncayakadarUşakMeslekYüksekokulu’nun
Mühendislikbinasıharicindemüstakilbirbinasıolmadı117.
Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Temel Çakaloz118,
Uşaklı olduğu için Uşak Meslek Yüksekokulu’nun mühendislik binasında
açılmasınısağladı.EgeÜniversitesi MühendislikFakültesibinasıiçindeilk
ders yılına 23 Öğrenciyle başlaması planlanan Uşak Meslek
Yüksekokulu’nun119; 1988‐1990 ders yılında 50 öğrenci ile Uşak’ta
114
Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
27.09.1988TarihliveİdariveMaliİşlerDaireMüdürlüğü95Sayılıyazı. 115 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
27.09.1988TarihliveİdariveMaliİşlerDaireMüdürlüğü95Sayılıyazı. 116EgeÜniversitesiRektörlüğüArşivi,EmelAkınMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,Uşak
ValiliğiÖzelİdareMüdürlüğü’nün08.11.1988Tarihlive1334Sayılıyazısı. 117Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 118“Dekan
Prof. Dr. Temel Çakaloz”, Kuruluşundan Günümüze EÜ, 562.
www.egebookege.edu.tr.(22.03.2014). 119 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
27.09.1988 Tarihlive İdari veMali İşler Daire Müdürlüğü 95 Sayılı yazı; “Öğrenci Çok,
BinaYok”,Cumhuriyet,14.09.1988. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 59
faaliyete geçmeyi planlamaktadır120. İlk ders yılına Mühendislik binasının
dört dersliğinde faaliyete geçen Yüksekokul, 1988‐1989 ders yılına tek
bölüm olan Dokumacılık programı ile başladı121. Öğrenciler, mühendislik
fakültesinin bütün imkânlarından faydalanabiliyordu122. Ege Üniversitesi
Senatosu, 10 Ekim 1989 tarihinde yaptığı toplantıda Uşak Meslek
Yüksekokulu’naİplikçilikyandalprogramınınaçılmasıkararınıaldı123.
İmkânsızlıklar içinde açılan Uşak Meslek Yüksekokulu’nda ilk
müdürlük yapan Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu ile yardımcıları için yer
sıkıntısından dolayı ayrı oda verilemedi. Mühendislik Fakültesi binasında
bulunan mevcut odalarını aynı zamanda makam odası olarak kullandılar.
Dokumacılık Bölümünde Müdür ve Müdür Yardımcısı ve sekreteri dışında
kadrolu öğretim elemanı yoktu. Dersleri zaten Tekstil Mühendisliğindeki
hocalar yürüyordu. Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlı Terbiyeci olduğu için Meslek
YüksekOkulu’ndadersleregirmiyordu.
Tarakçıoğlu, süresinin 04.08.1991 tarihinde dolacağından yeni
ataması 25.07.1991 tarihi itibariyle yapıldı124. Afyon Kocatepe
Üniversitesine 1993 yılında bağlanıncaya kadar Uşak Meslek Yüksek
Okulu’na Müdür Yardımcılığı görevini Doç. Dr. Fikri Şenol (1989‐1992),
Yrd.Doç.Dr.ŞerefÇıtak(1989‐1992),DoçDr.YalçınBozkurt(1992‐1993),
Dr.BertanTolkun(1992‐1993)yürüttü125.
UşakMeslekYüksekokulu,YükseköğretimKurumlarının1991Taban
Puanlarına bakıldığında Tekstil Bölümüne taban 134.589 puanla öğrenci
kabul etti. Bu dönemde Erciyes Üniversitesi Tekstil ve Halı Makineleri
Bölümü 125.751 taban puanla öğrenci kabul ettiği dikkate alındığında, bu
okulatercihindahayüksekolduğuanlaşılıyor126.
120
Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu’nun 02.11.1988 tarihli ve
06436Sayılıyazısı. 121Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 122 Şenol, 10.03.2014 tarihli röportaj; Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu Biyografisi,
www.biyoğrafi.net(22.03.2014). 123“UşakMeslekYüksekokulu”,KuruluşundanGünümüzeEÜ,278.www.egebookege.edu.tr.
(22.03.2014). 124 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
25.07.1991Tarihlive20/348Sayılıyazı 125 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
12.09.1991 Tarihli ve 10/190 Sayılı yazı; “Uşak Meslek Yüksekokulu”, Kuruluşundan
GünümüzeEÜ,278.www.egebookege.edu.tr.(22.03.2014). 126“YükseköğretimKurumlarının1991TabanPuanları”,Miliyet,13.06.1992. 60 SadiyeTutsak
Tablo2:UşakMeslekYüksekokuluÖğrenciveMezunMevcudu127:
ÖğrenciMevcudu
MezunMevcudu
ÖğrenimYılı
TekstiÖğrenim
Programı
Tekstil‐
Dokuma
Tekstil‐İplik
1988‐1989
1989‐1990
1990‐1991
1991‐1992
1992‐1993
19
55
50
46
69
ToplamMezun
‐
7
21
20
18
66
‐
‐
18
19
22
59
Uşak Meslek Yüksekokulu’ndan mezun olduktan heman sonra
öğrenciler iş bulma imkânlarının çok fazla olduğunu Okul Müdürü
Tarkçıoğlu, şöyle bahsediyor. “…Tekstil programı içerisinde “İplikçilik” ve
“Dokuma”opsiyonlarındayürütüleneğitim‐öğretime,Şubatayındanitibaren
ikili öğretim çerçevesinde “Kalite Kontrol” ve “Tekstil Terbiyesi” opsiyonları
da eklenecektir. Tekstil proğramı uygulayan diğer Meslek
Yüksekokullarından farklı olarak ders verme ve uygulamaların profesyonel
öğretim üyeleri ve görevlilerince Türkiye’nin en iyi tekstil eğitim ve öğretim
üyeleri ve görevlilerince yürütüldüğü Uşak Meslek Yüksekokulunun
mezunlarıkısasüredesanayidearananelemanlarhalinegelmişlerdir”128.
Ege Üniversitesi’nden ayrılmadan hemen önce Uşak Meslek
Yüksekokulu’da açılan İkinci Öğretime kısmına 50 öğrenci alınması kararı
verildi129. Uşak Meslek Yüksekokulu’nun Normal öğretim kısmı Uşak’a
devredilmesine rağmen 1993‐1994 öğrenim yılında İkinci Öğretim
Proğramı İzmir’de Ege Üniversitesi bünyesinde faaliyetine devam etti.
Dersler yine üniversitenin Mühendislik Fakültesi öğretim üyeleri
tarafındanyürütüldü130.EgeÜniversitesiRektörlüğüncedersleriyürütecek
öğretim üyelerinin listesi Afyon Kocatepe Üniversitesine 21 Mart 1994
tarihindebildirildi131.
127“UşakMeslekYüksekokulu”,KuruluşundanGünümüzeEÜ,278.www.egebookege.edu.tr.
(22.03.2014). Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
18.01.1993Tarihlive60/14Sayılıyazınıngerekçelimetni,3;Şenol,10.03.2014tarihli
röportajdaŞenol,UşakMeslekYüksekokulu’ndanmezunolanlarınişverenlertarafından
“havadakapılıyordu”ifadesindebulundu. 129 “Gece Üniversitesi Başvuru Klavuzu”, Milliyet, 10.12.1992; “Seyyar Öğrenciler”, Milliyet,
27.08.1992. 130 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları arasında Ege Üniversitesi
RektörlüğüPersonelDaireBaşkanlığı21.03.1994Tarihlive051238‐2609Sayılıyazısı. 131 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları arasında Ege Üniversitesi
RektörlüğüPersonelDaireBaşkanlığı21.03.1994Tarihlive051238‐2609Sayılıyazısı. 128Ege
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 61
Tablo3:1993‐1994DersYılıBaharYarıyılıİ.Ö.UşakMeslekYüksekokuluDersleri
DersinAdı
Saati
ÖğretimÜyesi
KimyasalTestilMuayeneleri
5+2
Doç.Dr.SüleymanÇoban
KimyasalTekstilMuayeneleri
6+2
Doç.Dr.SüleymanÇoban
TektilFabrikaOrganizasyonu
2+0
Prof.Dr.IşıkTarakçıoğlu
TekstilBoyacılığıII
4+2
Doç.Dr.AbbasYurdakul
TekstilBasmacılığıII
3+2
Doç.Dr.AbbasYurdakul
YünİplikçiliğiII
2+2
Dr.MühendisEmelKarınca
E.UşakMeslekYüksekOkulu’nunEgeÜniversitesi’ndenAyrılma
Süreci
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatının 3837 Sayılı ve 03.07.1992
tarihliKanununaekli18.MaddeçerçevesindeAfyonKocatepeÜniversitesi
kuruldu. Afyon’da kurulan yeni Üniversiteye bağlı olarak Uşak’ta; “Uşak
Eğitim Fakültesi, Uşak Mühendislik Fakültesi” açılırken, “Ege Üniversitesine
bağlı iken bağlantısı değiştirilerek rektörlüğe bağlanan Uşak Meslek
Yüksekokulu”daburayaraptedildi132.
Uşak Meslek Yüksekokulu’nun Afyonkocatepe Üniversitesine
bağlanması sonrasında Müdür Tarakçıoğlu, Ege Üniversitesi Rektörlük
Makamı’na istifasını sunar. Bu istifasını sunulmasında; yapılan seçimler
sonrasındayenirektöratanmasınınetkisivardır.İstifametnişöyledir.
“20 Ağustos 1992 tarihinde fiilen başlayacağınız Rektörlük görevini
yürütmeniz sırasında size yardımcı olmaktan şeref duyacak çalışma
arkadaşlarınızı daha rahat bir şekilde seçebilmeniz için, halen yürütmekte
olduğum Uşak Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü görevinden istifamın
kabulünüizinlerinizearzederim”133.
Ege Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Refet Saygılı bu istifa
karşısında gönderdiği cevabi yazıda istifanın kabul edilmediği “Başarılı
olarak yürütmekte olduğunuz, Okul müdürlüğü görevinize devam etmeniz
uygun görülmüştür” cümlesiyle açıklanmıştır134. Tarakçıoğlu’nun Ege
ÜniversitesiRektörütarafındantekraratanması,resmiolarakokulunkâğıt
132T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi11.07.1992,Sayı201281,KanunNo.3824,KabulTarihi
25Haziran1992.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
20.08.1992Tarihlive60/196Sayılıyazı 134 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
31.08.1992Tarihlive20/258Sayılıyazı 133
62 SadiyeTutsak
üzerinde Afyonkocatepe Üniversitesi’ne bağlanmasına mukabil, eğitim ve
öğretimin 1992‐1993 ders yılında mevcut konumunda devam ettiğini
göstermektedir. Işık Tarakçıoğlu, Uşak Meslek Yüksekokulu’nun taşınacak
olmasındandolayıyenibirokulunaçılmasıkonusundateklifini,Rektörlük
Makamına 18.01.1993 tarihli yazısında şöyle sunmaktadır. “Yalnızca
“Tekstil Programı” uygulanan Meslek Yüksekokulumuz öğrencilerinin
1993/1994 Eğitim‐Öğretim yılından itibaren öğretimlerine, Afyon‐Kocatepe
Üniversitesi’ne bağlı olarak Uşak’ta devam edecek olmaları nedeniyle,
üniversitemizdetekstilvekonfeksiyonteknikerliğieğitim‐öğretimiçinmevcut
alt yapı, öğretim yapısı, öğretim kadrosu ve tecrübeden en iyi şekide
faydalanmaya devam edebilmesi amacıyla Üniversitemiz bünyesinde “İzmir
Tekstil Bilimleri Meslek Yüksekokulu”nun kurulması hakkında gerekçe ekte
sunulmaktadır”135. Tarakçıoğlu’nun bu ifadesinden Uşak Meslek Yüksek
Okulu’nun Ege Üniversitesi’nden ayrılarak Uşak’ta öğrenim faaliyetine
geçeceği anlaşılıyor. Bu yüksekokul daha Uşak’a nakli gerçekleşmeden
yerine yeni bir Yüksekokulun açılmasının planlanması tekstil alanında
kalifiye elemana duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır. İzmir Tekstil
Bilimleri Meslek Yüksekokulu’nun açılması için Ege Üniversitesi
Senatosu’nun 26.01.1993 tarihli toplantısında oy çokluğu ile karara
bağlandı136.
Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne rapt edildikten sonra, 1993‐1994
ders yılında Uşak’ta faaliyete geçecek olan Uşak Meslek Yüksekokulu’nun
müdürlüğüne Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu devam etti. 12 Ağustos 1993
tarihindeve21666SayılıResmiGazete’deyayınlanarakfaaliyetegeçirilmiş
ve 12 Ekim 1993 tarihinde yapılacak olan Uşak Üniversitesi Vakfı
toplantısına katılımı için Uşak Valiliği Planlama ve Koordinasyon
Müdürlüğü tarafından Ege Üniversitesi’nde bulunan Prof. Dr. Işık
Tarakçıoğlu’na Uşak Meslek Yüksekokulu sıfatıyla davet edilmesi bunu
ispatlamaktadır137.IşıkTarakçıoğlu’nunUşakMeslekYüksekokuluMüdürü
sıfatıyla alınan yönetim kurulu kararlarını 25.12.1994 tarihinde 138Afyon
135
Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları.
18.01.1993 Tarihli ve 60/14 Sayılı yazı. İzmir Tekstil Bilimleri Meslek Yüksekokulu’nun
açılmasıiçinraporyazınınekindebulunmaktadır. 136 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları,
26.01.1993TarihliveToplantıSayısı:1yazısı. 137 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 23.09.1993 Tarihli ve
13.1/81Sayılıyazı. 138UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,25.02.1994Tarihlive60/40
Sayılıyazı.AfyonKocatepeÜniversitesinebağlandıktansonra EgeÜniversitesiBornova
MeslekYüksekokulolarakdeğişenokulunMüdürlüğügöreviniProf.Dr.IşıkTarakçıoğlu
yürüttüğü, Yrd. Doç. Dr. Şeref Çıtak’ın ders yükü bildirim formuna attığı imzadan
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 63
Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğü’ne göndermesi bu görevinin devam
ettiğini göstermektedir. Yüksekokulunun Uşak’ta ilköğretim görevlisi
olarak kadroya alınan Fatma Çatinkaya, ilk müdürünün Tarakçıoğlu’nun
olduğunu ve kendisinin bu sürede Uşak’ta bulunmadığını, Ege
Üniversitesi’ndegörevyaptığıyönündeifadesibunuteyitetmektedir139.
Afyon Kocatepe Üniversitesi, “Ege Üniversitesi Uşak Meslek
Yüksekokulu Müdürlüğünün tarihsiz ve 60 sayılı yazısı”na istinaden
Yüksekokula cevaben yazdığı yazıda yapılan bir protokol gereği Uşak
Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin 1993‐1994 ders yılında Uşak’ta
öğrenim görmeye başlayacaklarını bildirmektedir140. Afyon Kocatepe
Üniversitesi’ne bağlı olarak Uşak Meslek Yüksekokulu’nun 1993‐1994 güz
yarıyılı öğrenim başlangıcında 28 Eylül 1993 tarihinde başlayacağına dair
akademiktakvimkararıbulunmaktadır141.
Uşak Meslek Yüksekokulu öğretim faaliyetine 1993‐1994 ders yılı
başlarında Uşak Merkez Bölme köyünde Hüseyin Cahit İlkokulu ek
binasında başladı142. Bu bina, eğitim öğretim faaliyeti içerisinde bulunan
ilkokulun mevcut binası eski olduğu için yapılmıştı. 143. Fakat Uşak’a
nakledilen yükesekokul, kendisine şehirde uygun bir yer bulunamaması
yüzünden Bölme köyünde yeni yapılan bu ilkokul binasına taşındı. Afyon
KocatepeÜniversitesi’ne bağlı faaliyetegeçecekolanUşak Mühendislikve
Eğitim Fakültelerine Uşak’ta yine uygun bina tahsisi yapılamadığından
dolayı yüksekokulun, aynı bina içinde faaliyete geçmesi oldukça sıkıntılı
oldu. İlk aşamada İlkokul ek binasının sınıflarından birisi Mühendislik,
birisi Eğitim Fakültesine, birisi de Uşak Meslek Yüksekokulu’na verildi144.
Binanın zemin katı çay ocağı, birinci katta bir sınıf Uşak Eğitim Fakültesi,
ikinci katta ise Uşak Mühendislik Fakültesi ile Uşak Meslek Yüksekokulu
yerleşti145. Mühündislik Fakültesi’nin kurucu Dekanı olarak vekâleten
anlaşılmaktadır. Bkz. “Emel Akın Meslek Yüksekokulu”, www.eamyo.edu.tr
(06.03.2014);UşakÜniversitesiKarahallıMeslekYüksekokuluArşivi,Yrd.Doç.Dr.Şeref
ÇıtakDersYüküBildirimFormu. 139FatmaÇetinkaya,09.04.2014tarihliröportaj. 140 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 11.10.1993 Tarihli ve
554/7/2719Sayılıyazı. 141UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,28.10.1993Tarihlive500‐
47/15Sayılıyazı. 142 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 24.08.1994 Tarihli ve
00/42115Sayılıyazı. 143FatmaÇetinkaya,DoğumTarihi:19.01.1966,DoğumYeri:İzmir‐Kemalpaşa,09.04.2014
tarihliröportaj. 144Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 145YusufÇetinkaya,DoğumTarihi:11.01.1966,DoğumYeri:UşakBanaz,31.03.2014tarihli
röportaj;FatmaÇetinkaya,09.04.2014tarihliröportaj.
64 SadiyeTutsak
atananDoç.Dr.FikriŞenol,yersıkıntısıyüzündenYrd.Doç.Dr.ŞerifÇıtak
aynıodayıpaylaştılar146.Uşak’taaçılanikifakültevemeslekyüksekokulu
için bina bulunamaması öğretim üyeleri kadar, öğrencileri de büyük
mağduriyet yaşadılar. Öğrenim görmek üzere gelen öğrenciler ne okul ne
debarınacakyerbulabildiler147.
UşakMeslekYüksekokulu’nunöğrenimfaaliyetlerinebaşlayabilmesi
içinhazırlıklarınbaşladığıgörülmektedir.MüdürYardımcısıfatıylaDoç.Dr.
FikriŞenol,27.10.1993tarihinde“AfyonKocatepeÜniversitesiUşakMeslek
Yüksekokulu” ibaresi altında Uşak’tan Öğretim Görevlisi olarak Fatma
Çetinkaya’nıngörevebaşladığınadairRektörlükMakamı’nıbilgilendirdi148.
Diğer Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Şeref Çıtak’ın Uşak’tan 4 Kasım 1993
tarihinde “Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Meslek Yüksekokulu” ibaresi
altında Rektörlük Makamı’na Ertuğrul Doğan’ın mutemet tayin edilmesi
hususundaki talebine dair gönderdiği resmi bir yazı, okulun Uşak’ta
faaliyetegeçmeyebaşladığınadairönemlibirişarettir149.Şenoltarafından
RektörlükMakamınademirbaşalımıiçinihtiyaçlistesibildirmesi,mutemet
tayinindensonraokulunUşak’tafaaliyetegeçeceğinedairivmekazandığını
göstermektedir150.YüksekokulunsekreterlikişleriniÖmürYay17.08.1994
yılındagörevebaşlayıncayakadaryürütmüştür151.
UşakMeslekYüksekokulu’nunUşak’taöğrencilerinöğrenimgörmesi
içinvilayetteçalışmalarbaşladı.UşakİlMilliEğitimMüdürüYılmazTufan,
1.11.1993 tarihinde Ege Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürlüğüne
hitaben, “Bu yıl ilimizde ilk olarak eğitim öğretime başlayacak olan Meslek
Yüksekokulunda ders verebilecek, ilimiz Teknik Lise ve Endüstri Meslek
Lisesinde görevli tecrübeli öğretmenlerimizin isimleri aşağıya çıkarılmıştır”
ifadesindebulundu.152.
145Şenol,10.03.2014tarihliröportaj.
146Şenol,10.03.2014tarihliröportaj.
147
“Üniversiteler Sorun Yumağı”, Cumhuriyet, 03.10.1993. Uşak Meslek Yüksekokulu
15.09.1994 tarihinde Uşak Merkezde Şekerevleri Anadolu Kız Öğretmen Lisesi
bitişindeki binaya taşınacaktır. Bkz. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak
Kayıtları,24.08.1994Tarihlive00/421Sayılıyazı. 148 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 27.10.1993 Tarihli ve
242/15Sayılıyazı. 149 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 04.11.1993 Tarihli ve
242/42Sayılıyazı. 150 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 29.11.1993 Tarihli ve
800/67Sayılıyazı. 151 Bkz. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 17.08.1994 Tarihli ve
242‐408Sayılıyazı. 152 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 01.11.1993 Tarihli ve
230/16817Sayılıyazı. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 65
Tablo4:İlMilliEğitimMüdürlüğününTeklifEttiğiÖğretmenler153:
DersinAdı
GörevlendirilenÖğretmen
Ad‐Soyadı
GörevliBulunduğuOkul
Mekanik
TuncayUçaroğlu
TenikLiseVeEndüstri
MeslekLisesiMüdürlüğü
MekanikAtelye
Uygulaması
MehmetDarakçı
“
TeknikResimI
AbdullahKutlu
“
Uşak Meslek Yüksek Okulu Tekstil Programına 1993 yılı Aralık
ayında kayıtlı 45 öğrencinin 30’u kız, 15’i erkek idi. Bu yeni kayıtlı
öğrencilerin birinci sınıf olması, bu öğrencilerin Uşak’ta derse başladığını
göstermektedir154.MüdürYardımcısıDoç.Dr.FikriŞenol’un“MüdürAdına”
ifadesiyle imzalayarak Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlük Makamına
29.12.1993tarihindegönderdiğiresmibiryazıdaUşak’tanokulunfinalve
bütünleme tarihlerini bildirmesi Uşak’ta öğrenim faaliyetinin başladığını
gösterdiği gibi, Tarkçıoğlu’nun müdürlüğünün devam ettiğini de
açıklamaktadır155. Evraklarda Müdür adına ifadelerinin bulunması,
Tarakçıoğlu’nun Uşak’ta bulunmadığını, onun yerine işleri yardımcılarının
yürüttüğüanlaşılmaktadır.
Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden 1993‐1994 güz
yarıyılında Uşak Meslek Yüksekokuluna Uşak’ta ders vermek üzere gelen
öğretim elemanlarına İzmir‐Bornova ile Uşak arasında yolluk ve harcırah
ödenememesi, Uşak’ın Bölme köyünde ilkokul binasında derslerin
başladığını göstermektedir. Dersleri vermek üzere gelen, fakat yolluk ve
yevmiyesini 23.02.1994tarihinekadaralamayanöğretimelemanları;Doç.
Dr.FikriŞenol,Yrd.Doç.Dr.ŞerefÇıtak,Öğr.Gör.EmelKarıncaveÖğr.Gör
FarukTugaybulunmaktadır.Buöğretimgörevlilerinenerken11.101993
tarihinde yolluk ve harcırahını alamadığını dikkate alırsak derslerinde
yüksekokuldabutarihlerdeeğitiminbaşladığınıkabuledebiliriz156.Finalve
153
Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 01.11.1993 Tarihli ve
230/16817Sayılıyazı. 154UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,Aralık1993Tarihli. 155 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 29.12.1993 Tarihli ve 102
Sayılı yazı. Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Fikri Şenol malzeme alımı konusunda Afyon
KocatepeÜniversitesiRektörlükMakamı’nayazdığıbiryazıdada“Müdüra.”İfadesinin
kullanılması, Uşak Meslek Yüksek adına resmi işleri yürüttüğü anlaşılmaktadır. Bkz.
Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları,20.04.1994 Tarihli ve242‐
154Sayılıyazı. 156UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,23.02.1994Tarihlive100/048
Sayılıyazı. 66 SadiyeTutsak
Bütünleme sınavlarından Yüksekokul öğrencilerinin Tekstil Proğramında;
Mekanik Atölye, Mekanik, Doğal Lifler, Yabancı Dil, Matematik, Teknik
ResimI,TürkDili,TekstilMekanizmaları,PamukİpliğiYünİpliğiderslerini
okuduğuanlaşılmaktadır157.OkuldaaynıdersyılınıngüzyarıyılındaTekstil
programıyanındaDericilikprogramı;5’ikız,20’sierkekolarak25öğrenci
ile derslere başladı158. Final ve Bütünleme tarihlerini belirten yazıda
Dericilik bölümünün Kimya, Baskı Finisaj, Yabancı Dil, Matematik, Genel
deri Teknolojisi, Türk Dili, Büyükbaş Deri Teknolojisi derslerinden sınava
gireceklerdir159. Uşak Meslek Yüksekokulu’nun ikinci sınıf öğrencileri
derslerini Ege Üniversitesi’nde mevcut konumunda devam etti160. Uşak
Meslek Yüksekokulu’nun 1993‐1994 ders yılı bahar yarıyılında ikinci
sınıfın Ege Üniversitesi’nde öğretim elemanlarının verdiği dersler
aşağıdadır161.
Tablo5:UşakMeslekYüksekokulu’nunİzmir’deYürütülenN.Ö.2.SınıfDersleri:
DersinAdı
Saati
ÖğretimÜyesi
İplikFabrikalarıTesisleri
3+0
Yrd.Doç.Dr.HüseyinKadıoğlu
ModernİplikEğir.Sis.veMak.
2+2
Yrd.Doç.Dr.HüseyinKadıoğlu
İplikHataları
1+1
Yrd.Doç.Dr.HüseyinKadıoğlu
İplikMakinaBakımTekniği
2+2
Yrd.Doç.Dr.HüseyinKadıoğlu
TekstilTerbiyesi
2+0
Doç.Dr.SüleymanÇoban
DokumaAnaliziI
2+2
Öğr.Gör.OğuzTan
DokumaHataları
1+1
Öğr.Gör.OğuzTan
DesenlendirmeveUyg.II
0+8
Öğr.Gör.OğuzTan
DokumaAnaliziII
2+2
Öğr.Gör.OğuzTan
DokumaAnaliziI
2+2
Öğr.Gör.BertanTolkun
DesenlendirmeveUyg.II
0+8
Öğr.Gör.BertanTolkun
DokumaAnaliziII
2+2
Öğr.Gör.BertanTolkun
157UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,29.12.1993Tarihlive102Sayılı
yazı. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, Aralık 1993 Tarihli; Fatma
Çetinkaya,09.04.2014tarihliröportaj. 159UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,29.12.1993Tarihlive102Sayılı
yazı. 160 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları arasında Ege Üniversitesi
RektörlüğüPersonelDaireBaşkanlığı25.03.1994Tarihlive05.505‐2839Sayılıyazısı. 161 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları arasında Ege Üniversitesi
RektörlüğüPersonelDaireBaşkanlığı25.03.1994Tarihlive05.234‐2845Sayılıyazısı. 158
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 67
Dr. Şerif Çıtak, Uşak Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.
kadro unvanıyla Uşak Meslek Yüksekokulu’na Müdür Vekili olarak
11.10.1994tarihindetayinedildi162.Buatamanınyapıldığı1994yılıKasım
ayında Uşak Meslek Yüksekokulu, mühendislik ve eğitim fakülteleri ile
birlikteUşakşehirmerkezinedahayakınbirmevkidebulunanŞekerevleri
semtine Şehit Abdülkadir Klavuz Anadolu Öğretmen Lisesi binasının dört
katlı olan iki bloğundan kız öğrencilerinin üst katını pansiyon olarak
kullandığıbinayataşındı163.
Tablo6:1993‐1994/1994‐1995dersYılıBahar‐GüzYarıyıllarındaAkademikPersonel164:
İdariKadro
AkademikPersonel
GörevlininAdveSoyadı
ÖmürYay
Görevi
Yrd.Doç.Dr.ŞerifÇıtakMd.V.
YüksekokulSekreteri
ÖğrGör.FatmaÇetinkaya
YaseminMavi
Memur
ÖğrGör.YusufÇetinkaya
AmbarMemuru
ÖğrGör.ErtenÇakal
ErtuğrulDoğan
Daktilograf
AliBabalık
Teknisyen
Hizmetli
RafetGezer
İbrahimCanbulat
Uşak’tafaaliyetegeçmesiiçinhazırlıklarbirtaraftandevamederken,
ikincisınıflarınderslerininEgeÜniversitesikampüsündeyürütülmesinden
kaynaklı olarak Uşak Meslek Yüksekokulu’nun iki üniversite arasında
aidiyet konusunda yazışma kargaşası yaşandı. Afyon Kocatepe
Üniversitesine bağlı olmasına rağmen Ege Üniversitesinde öğrenim
faaliyetine 1993‐1994 ders yılı güz yarıyılında devam etmesinden dolayı
162UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,11.10.1994Tarihlive243‐
190314674Sayılıyazı. Fatma Çetinkaya, 09.04.2014 tarihli röportaj. Şehir Abdülkadir Klavuz Öğretmen
Lisesi’nin bu binasında yüksekokul, eğitim ve mühendislik fakültelerinin idari kısmı
zeminkatataşındı.Üstkatlardaeğitim,mühendislikfakültelerininveyüksekokulunsınıf
veöğretimelemanlarınınoturduğuodalarmevcuttu. 164UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,11.03.1994Tarihlive242‐
066Sayılıyazı;UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,17.08.1994
Tarihli ve 242‐408 Sayılı yazı; Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak
Kayıtları, 20.04.1994 Tarihli ve 242‐154 Sayılı yazı; Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek
Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 20.07.1994 Tarihli ve 242‐353 Sayılı yazı; Uşak
Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 07.12.1994 Tarihli ve 242‐825
Sayılıyazı. 163
68 SadiyeTutsak
resmi yazışmalar, Afyon’da bulunan Rektörlük ile İzmir Bornova’da
bulunan Uşak Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü illeri arasında sürdü. Bu
yazışmalarda Yüksek okuldan bahsedilirken “Ege Üniversitesi Uşak Meslek
Yüksekokulu” ifadesinin kullanılması, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin bu
okulu daha fikri ve kurumsal olarak bünyesine dâhil edemediğinin bir
işareti olarak görülebilir165. Ege Üniversitesi Rektörlüğü”nün Afyon
KocatepeÜniversitesiRektörlüğüneyazdığıresmibiryazıda“…1993‐1994
öğretim yılında eğitimine 1. Sınıf öğrencisi olarak üniversitenize bağlanan
Uşak Meslek Yüksekokulunda devam etmesinin uygun görülmesi nedeniyle,
Başkanlığımızda bulunan şahsi dosyası ilişikte gönderilmiştir” ifadesi
yüksekokulun kurumsal aidiyet konusunda geçirdiği sıkıntılı süreci işaret
etmektedir166.UşakMeslekYüksekokulu’nunUşakBölme’debulunankısmı
yazışmalarında “Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Meslek Yüksekokulu
Müdürlüğü”ibaresiileyazışmalarınıyapmıştır.
Uşak’ta faaliyete geçen Uşak Meslek Yüksekokulu’nun ita amirliğini
ise Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı
kendi üzerine aldığını 29.12.1993 tarih okula bildirdi167. Yüksekokulda
derse girecek öğretim elemanlarının ders ücretlerinin ödemesi Afyon
KocatepeÜniversitesiRektörlüğü’ndenyapılacaktı168.
Afyon Kocatepe Üniversitesine bağlandıktan sonra Uşak Meslek
Yüksek Okulu’nun kendi bünyesinde sadece İplik Bölümü kaldı. Karahallı
bez dokumacılığında gelişmiş olduğundan Dokuma Bölümü, Karahallı
Meslek Yüksek Okulu’na bağlandı169. İlk ders yılları olan 1993‐1994 ve
1994‐1995 İplik Bölümü’nde öğrencilere Kumaş Kalite Kontrol I, Kumaş
kalite Kontrol II, İplik Kalite Kontrol I, İplik Kalite Kontrol II, Tekstil
Maddeleri,PamukİpliğiI,PamukİpliğiII,GenelDokumacılık,Konfeksiyon
Kalite Kontrol, Kimyasal Lifler, Tekstil Terbiyesi, İplikçilik Uygulama,
DokumaAnalizi,MakineElemanları,İşveZamanEtüdü,Doğallifler,Tekstil
Mekanizmaları,Mekanik,Genelİplikçilikgibiderslerokutuldu170.
165UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,12.11.1993Tarihlive509‐
111/3408Sayılıyazı. 166 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 12.11.1993 Tarihli ve 40‐
247/5741Sayılıyazı. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 29.12.1993 Tarihli ve
100/4157Sayılıyazı. 168UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,21.10.1993Tarihlive581‐
46/3015Sayılıyazı. 169Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 170KarahallıMeslekYüksekokuluArşivi,DersYüküBildirimFormları. 167
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 69
Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlı olarak açılan Karahallı Meslek
Yüksekokulu’nun 1993‐1994 ders yılı başında ilk faaliyete geçen Dokuma
Bölümü’nün ders programı, Ege Üniversitesi Eşme Meslek Yüksekokulu
DokumaBölümü’nündersprogramıaynenuygulandı171.Buprogramagöre;
1993‐1994 ve 1994‐1995 ders yıllarında Karahallı Meslek Yüksekokulu
Mekanik, Tekstil Mekanizmaları I, Tekstil Maddeleri, Genel İplikçilik,
Dokumaya Giriş, Dokuma Uygulamaları I, Dokuma Uygulamamaları II,
Dokuma Konstrüksiyonu, Makine Bakım Tekniği, Dokuma Hazırlık,
Dokuma Makineleri I, Dokuma Makineleri II, Tekstil Terbiyesi, Dokuma
Hazırlık I, İplik Kalite Kontrol, Dokuma Hataları, Desenlendirme ve
Uygulamaları, Dokuma Analizi I, Dokuma Analizi II, Dokuma
Konstrüksiyonu I, Dokuma Konstrüksiyonu II, Mekanik, Kumaş Kalite
Kontrolü,İplikEsasları,DoğalLiflerdersleriokutuldu172.
Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlandıktan sonra Yüksekokuldan
mezun olanlar, diplomalarını Ege Üniversitesi veya yeni bağlandıkları
üniversitedenalmahakkınasahipoldular.
F.UşakMeslekYüksekokulu’nunUşakÜniversitesi’neBağlanması
Batı Anadolu’da en son açılan bir üniversite konumunda bulunan
Uşak Üniversitesi, 28.03.1983 tarihli ve 2809 Sayılı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununa eklenen 5467 Sayılı Kanun ve 01.03.2006
tarihli kanuna eklenen maddeler çerçevesinde kurulan üniversiteler
arasındabulunmaktadır.5467SayılıKanunun60.Eklimaddesineistinaden
kurulan Uşak Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden ayrıldı.
Uşak’ta mevcut olan Fakülte ve Okullar, Uşak Üniversitesi’ne kanunda
geçenşekliyleşöylebağlandı.
“a) Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve
bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Fen‐Edebiyat
Fakültesi,EğitimFakültesi,MühendislikFakültesiileİktisadîveİdarîBilimler
Fakültesinden,
b) Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve
bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Sağlık
Yüksekokulundan,
171Şenol,10.03.2014tarihliröportaj.
172KarahallıMeslekYüksekokuluArşivi,Yrd.Doç.Dr.ŞerefÇıtakveÖğr.Gör.OğuzTanDers
YüküBildirimFormları. 70 SadiyeTutsak
c) Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve
bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Meslek
Yüksekokulu, Banaz Meslek Yüksekokulu, Eşme Meslek Yüksekokulu,
KarahallıMeslekYüksekokulu,SivaslıMeslekYüksekokuluileUlubeyMeslek
Yüksekokulundan”173.
Ege Üniversitesinde 1988 yılında öğrenim faaliyetine geçen Uşak
Meslek Yüksekokulu, hem mekân olarak hem de bağlandığı üniversite
olarakUşak’taeğitimöğretimfaaliyetinedevametmeyebaşladı.
Sonuç
Türkiye’de tekstil sektörünün gittikçe güçlendiği bir dönemde
kalifiye elemen yetiştirme arayışları yükseköğretimde yüksekokul, bölüm,
fakülte açmaya sevk etti. Türkiye’de ilk açılan Ege Üniversitesi Tekstil
Mühendisliği öğretim elamanlarının öncülüğünde açılan Uşak Meslek
Yüksekokulu’nunilkfaaliyetegeçenprogramlarınıntekstilsahasınınteknik
elemanihtiyacınıgidermeyeyönelikoldu.Uşak’tatekstilingüçlüolmasına
rağmenbinalarınyetersizliği,teknikkonulardaeksiklerinfazlasıylaolması,
dersleri yürütecek öğretim elemanı sıkıntısı vb. sebeplerden dolayı
yüksekokul dersleri, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi binası içinde
yürütüldü. Burada Tekstil Mühendisliğinin bütün imkânlarından
faydalananyüksekokulöğrencileri,aynızamandasahasındaTürkiye’ninen
iyi yetişmiş öğretim elemanlarından ders alma imkânına sahip
olduklarından sahalarında iyi yetiştiler. Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne
bağlanan yüksekokulun Uşak’a nakledilmesinden sonra Tekstil
Mühendisliği hocaları yüksekokulla bağlantısını kesmediler, hatta bütün
zorluklara göğüs gererek Bölme köyünde bir ilkokulda derslerini vermek
üzere İzmir’den gelip gitme özverisini gösterdiler. Kuruluş aşamasında ve
sonrasında Yüksekokulun idari ve akademik olarak sorumluğunu önemli
ölçüdeyürütenöğretimelemanlarıUşak’tatekstilöğretiminingelişmesinde
önemlikatkılarıoldu.
173T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi17.03.2006,KanunNo.5467,KabulTarihi01.03.2006.
www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 71
BİBLİYOGRAFYA
Arşiv
EgeÜniversitesiRektörlüğüArşivi,EmelAkınMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları.
UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluArşivKayıtları.
UşakÜniversitesi,KarahallıMeslekYüksekokuluArşivi,DersYüküBildirimFormları.
ResmiYayınlar
T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi, 27 Mayıs 1955, Sayı 9013, Kanun No. 6594,
KabulTarihi20
Mayıs1955.www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014).
T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi, 27 Mayıs 1955, Sayı 9013, Kanun No. 6595,
KabulTarihi20
Mayıs1955.www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014).
T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi13.02.1967,Sayı12526,KararSayısı6/7684,
www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014).
T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi30.07.1973,Sayı14610,KararSayısı7/6782.
www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014).
T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 18.02.1976, Sayı 15503, Karar Sayısı 7/11306.
www.resmigazete.gov.tr(04.04.2014).
T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi01.02.1977,Sayı15817,KararSayısı7/13089.
www.resmigazete.gov.tr(04.04.2014).
T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 19.01.1981, Sayı 17225, www.resmigazete.gov.tr
(22.03.2014).
T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi09.01.1989,Sayı20044,KanunNo.3514,Kabul
Tarihi23
Aralık1988.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014).
T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi06.01.1989,Sayı20747,KanunNo.3692,Kabul
Tarihi24
Aralık1990.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014).
T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi11.07.1992,Sayı201281,KanunNo.3824,Kabul
Tarihi25
Haziran1992.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014).
T.C. Resmi Gazete, Kanun, Neşriyat Tarihi 17.03.2006, No.5467, Kabul Tarihi
01.03.2006.
www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014).
UşakTeknikveEndüstriMeslekLisesiBrifingDosyası,1‐19.
Gazeteler
“SümerbankFabrikaları”,Milliyet,15.05.1950.
“MaarifVekâletindenEcnebiMemleketlereGönderilecek”,Milliyet,25.06.1955.
“İzmir’dedeİmârHareketleri”,Milliyet,07.10.1956.
NecmiOkur,“KalifiyeİşçiTeminiİçinTekstilOkulu”,Milliyet,22.10.1956.
“TekstilOkulununTemeliAtıldı”,Milliyet,09.006.1957.
“TatbikîGüzelSanatlarOkuluDünAçıldı”,Milliyet,26.10.1957.
“İzmirZiyaretleri,Milliyet,03.09.1958.
“TekstilOkuluGelecekYılÖğretimeBaşlayacak”,Milliyet,12.08.1961.
“MillîEğitimBakanı,KöyEnstitüleriniİstemiyor”,Milliyet,11.05.1963.
“BaşbakanBugünEgeGezisineÇıkıyor”,Milliyet,08.09.1966.
72 SadiyeTutsak
“İzmirYüksekTekstilTeknikOkuluMüdürlüğünden”,Milliyet,27.08.1968.
“TekstilTeknikOkulundakiHâdise”,Milliyet,08.06.1969.
“YüksekTekstil’inAlmanÖğretimÜyeleriİstifaEdecek”,Milliyet,28.06.1969.
“İzmir Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığından”, Milliyet,
07.06.1971.
“ElemanAranıyor”,Milliyet,23.11.1972.
“Ege Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığından”, Milliyet,
18.06.1973.
“UşaktaOlaylarYatıştı,32YaralıVar”,Milliyet,20.03.1977.
“AnarşininTitrediğiBirİlDaha”,Milliyet,07.08.1980.
“Meslek Yüksek Okulu Mezunları Hakkındaki Yönetmelik Kabul Edildi”, Milliyet,
15.01.1981.
“MilliEğitimBakanlığından”,Milliyet,23.041981.
“ÖğrenciÇok,BinaYok”,Cumhuriyet,14Eylül1988.
“YükseköğretimKurumlarının1991TabanPuanları,Milliyet,13.06.1992.
“SeyyarÖğrenciler”,Milliyet,27.08.1992.
“GeceÜniversitesiBaşvuruKlavuzu”,Milliyet,10.12.1992.
“ÜniversitelerSorunYumağı”,Cumhuriyet,03.10.1993.
Dergiler
Güzelay,Sabahattin,“Uşak’taResmiYapılar”,UşakHalkEğitimDergisi,Cilt1,Sayı
6,Ocak1979,21‐26.
Tezeren,Ziver,“Uşak’taAnılarveDüşündürdükleri”,UşakHalkEğitimDergisi,Cilt
1,Sayı6,Ocak1979,6‐8.
CanlıKaynaklar
Bayram Mercan, Doğum Tarihi 15.10.1960, Uşak‐Karahallı, 19.03.2014 tarihli
röportaj.
Fatma Çetinkaya, Doğum Tarihi: 19.01.1966, Doğum Yeri: İzmir‐Kemalpaşa,
09.04.2014tarihliröportaj.
İsmet Gürbüz, Doğum Tarihi 15.05.1958, Doğum Yeri, Denizli Çal, 19.03.2014
tarihliröportaj.
Mahmut Şenol, Doğum Tarihi: 30.09.1952, İzmir Merkez, 10.03.2014 tarihli
röportaj.
MehmetErsin,DoğumTarihi:15.05.1943,DoğumYeriDenizli‐Acıpayam‐Yeşilyuva
köyü,
10.04.2014tarihliröportaj.
Sadettin Öztürk, Doğum Tarihi 10 Mart 1949, Doğum Yeri Uşak ‐ Aktaş Köyü, 19
Mart2014.
Yusuf Çetinkaya, Doğum Tarihi: 11.01.1966, Doğum Yeri: Uşak Banaz, 31.03.2014
tarihli
Röportaj
Yaşar Kayacık, Doğum Tarihi: 07.04.1955, Doğum Yeri: Uşak‐Merkez. 11.04.2014
tarihliröportaj.
TelifEserler
CumhuriyetinEllinciYılındaUşakSanatEnstitüsü,1973.
Karahallı’yaBirBakış,SuhuletMatbaası,İzmir1946.
KütahyaXV.Yıl,MatbaaKütüphane,İstanbul,1938.
M.ZiyaLütfi,İzmirMıntıkasıTicaretveİktisadiyatı,İzmir,1929.
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 73
Lecomte,Pretextat,Türkiye’deSanatlarveZanaatlar,BaskıyaHazırlayan:AylaDüz,
Tercüman
1001TemelEser,İstanbul,1970.
Özkan,Aliİhsan,Dünden‐BugüneKarahallı,BatıkolMatbaacılık,Uşak,2003.
Sargın, Sevil, “Türkiye’de Üniversitelerin Gelişim Süreci ve Bölgesel Dağılımı”
SüleymanDemirel
ÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsüDergisi,Cilt3,Sayı5,2007,s.133‐150.
Uşak Ticaret ve Sanayi Odası, 1923‐1933 10 Cumhuriyet Senesinde Uşak, İzmir, 29
Teşrin‐iEvvel1933.
Tutsak, Sadiye, Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Uşak, 1923‐1933, Uşak Belediyesi
KültürYayınları,
İzmir,1998.
Tutsak, Sadiye, “Osmanlı Devleti’nin Son Döneminde Uşak’ta Halıcılığın
MakineleşmeSüreci”,
Belleten,CiltLXXI,Sayı260,Nisan2007,65‐9297.
Uyanık,Seval–Oğulata,R.Tuğrul,“TürkTekstilveHazırGiyimSanayisininMevcut
DurumuveGelişimi”,TMMOBTekstilMühendisleriOdası,cilt20,Sayı92,2013,
59‐78.http://www.tekstilvemuhendis.org.tr(29.03.2014).
İnternetSiteleri
“EmelAkınMeslekYüksekokulu”,www.eamyo.edu.tr(06.03.2014).
Prof.Dr.IşıkTarakçıoğluBiyografisi,www.biyografi.net(22.03.2014).
“UşakMeslekYüksekokulu”,KuruluşundanGünümüzeEÜ,278.www.egebookege.edu.tr.
(22.03.2014).
“Dekan Prof. Dr. Temel Çakaloz”, Kuruluşundan Günümüze EÜ, 562.
www.egebookege.edu.tr.(22.03.2014).
EKI:Uşak MeslekYüksekokuluDokumaTeknikerliğiProgramı
içinGerekliMakineveTeçhizat:
(Kaynak: Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek
YüksekokuluEvrakKayıtları,20.07.1987Tarihlive20/5313Sayılıyazı)
MAKİNELER











20adetElDokumaTezgâhı
16adediarmürlü(tuşlu)
4adedijakarlı
1adetkumaşkontrolmakinesi
4adetdokumamakinesi
2adeteksantriklidokumamakinesi
1adetarmürlüdokumamakinesi
1adetjakarlıdokumamakinesi
1adetkartondelmemakinesi
1adetatkıaktarmamakinesi
1adetbobinmakinesi(klasik20iğli)
74 SadiyeTutsak







1adetkonikçözgümakinesi
1adetbükümmakinesi
1adetringiplikmakinesi
1adetfitilmakinesi
1adetcermakinesi
1adettarakmakinesi
1adetbatörmakinesi
LABARATUVARCİHAZLARI











6adethassasterazi
1adet3kilogramlık0,1veya1gramhassasiyetinde
1adet400gramlık0,01gramhassasiyetinde
1adet200gramlık0,01gramhassasiyetinde
2adet100miligramlık1miligramhassasiyetinde
1adet1miligramlık
1adetnumaraterazisiveçıkrığı
1adetmikroskop
1adetbükümölçmecihazı
1adetiplikmukavemetcihazı
10adetlup
















ELALETLERİveATELYEMAKİNELERİ
6adetmengene,masayamonteli
Anahtartakımları;
Açıkağızlı
Yıldız
Lokmatakımı
Gömmevidaanahtarları
10adettornavida
5adetçekiç
5adettestere
10adeteğe
2adetsentil
1adetmomentanahtarı
4adetkumpas
1adetmatkap
1adetzımparataşı
1adetelektrikkaynakmakinesi
EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 75
EK II: Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Meslek Yüksekokulu
ProgramlarıÖğrenimPlanları
Tablo5:DörtYarıyıllıkTekstilProgramıİplikOpsiyonuÖğretimi
I.Yarıyıl
DersAdı
II.Yarıyıl
Ders
Uyg.
Krd.
MatematikI
2
0
2
MekanikAtölyeUyg..
1
1
TekstilMekanizmaları
2
DoğalLifler
Ders
Uyg.
Krd.
Ekonomi
2
0
2
2
KimyasalLifler
2
0
2
0
2
MakineElemanları
2
0
2
2
0
2
TeknikResimII
1
3
4
TeknikResimI
1
3
4
YünİplikçiliğiII
2
2
4
YünİpliğiI
2
2
4
İplikKaliteKontrolüI
2
2
4
PamukİpliğiI
3
3
6
GenelDokumacılık
2
2
4
YabancıDil
4
0
4
Bilgisayar
Programlama
2
2
4
TürkDili
2
0
2
YabancıDil
4
0
4
BedenEğitimi
1
0
1
TürkDili
2
0
2
Mekanik
4
0
4
İplikçilikUyg.
2
2
4
BedenEğitimi
2
0
2
11
37
Toplam
11
34
Uyg.
Krd.
DersAdı
Uyg.
Krd.
Toplam
26
III.Yarıyıl
DersAdı
Ders
DersAdı
23
IV.Yarıyıl
Ders
İşveZamanEtüdü
1
1
2
İplikFabrikaTesisleri
3
0
3
PamukİplikçiliğiII
3
3
6
TekstilTerbiyesi
2
0
2
İplikKaliteKontrolü
2
1
3
ModernİplikEğirme
SistemiveMakineleri
2
2
4
MatematikII
2
0
2
İplikHataları
1
1
2
İplikçilikUygulamaları
0
8
8
İplikçilikUygulama.
0
8
8
Ata.İlk.veİnk.Tar.
2
0
2
Ata.İlk.veİnk.Tar.
2
0
2
SeçmeliDersler:
SeçmeliDersler
KumaşKaliteKontrolü
2
2
4
DokumaAnalizi
2
2
4
DokumaHazırlık
2
2
4
İplikMakineBakım
Tekniği
2
2
4
14
17
31
2
15
29
Toplam
Toplam
76 SadiyeTutsak
I.Yarıyıl
DersAdı
II.Yarıyıl
Ders Uyg.
Krd.
DersAdı
Ders
Uyg. Krd.
MatematikI
2
0
2
Ekonomi
2
0
2
MekanikAtelyeUygula.
1
1
2
MatematikII
2
0
2
TekstilMekanizmalarıI
2
2
4
MakineElemanları
2
0
2
TekstilMaddeleri
2
0
2
TeknikResimII
1
3
4
TeknikResimI
1
3
4
Dokuma.KonstrüksiyonuI
2
2
4
Genelİplikçilik
2
2
4
DokumaHazırlıkI
2
2
4
DokumayaGiriş
3
3
6
BilgisayarProğramlama
2
2
4
YabancıDil
2
0
2
YabancıDil
2
0
2
Ata.İlk.veİnk.Tar.
2
0
2
Ata.İlk.veİnk.Tar.
2
0
2
TürkDili
2
0
2
İplipKaliteKontrolü
2
2
4
MakineBakımTekniği
1
1
2
TekstilMekanizmalarıII
1
1
2
23
13
36
Ders
Uyg.
Krd.
TürkDili
2
0
2
BedenEğitimi(Seçmeli)
2
0
2
Mekanik
4
0
4
DokumaUyguamalarıI
0
4
4
25
15
40
Toplam
Ders Uyg.
Krd.
DersAdı
SeçmeliDersler
Toplam
Seçmelidersler
III.Yarıyıl
DersAdı
IV.Yarıyıl
DokumaAnaliziI
2
2
4
DokumaHataları
1
1
2
DokumaMakinalarıI
2
2
4
TekstilTerbiyesi
2
0
2
Desenlendirmeve
UygulandırmalarıI
1
1
2
Desenlendirmeve
UygulandırmalarıII
1
3
4
Dokuma
KonstrüksiyonuII
1
1
2
İŞveZamanEtüdü
1
1
2
DokumaUygulamalarıII
(yıllık)
0
8
8
DokumaUygulamalarıII
(yıllık)
0
8
8
2
1
3
DoumaAnaliziII
DokumaMakinalarıII
SeçmeliDersler
KumaşKaliteKontrolü
DokumaHazırlığıII
Toplam
SeçmeliDersler
2
1
3
11
17
28
Toplam
2
2
4
2
2
4
8
16
24
DörtYarıyıllıkTekstilProgramıİplikOpsiyonuÖğretimPlanı174:
174 UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,25.05.1994Tarihlive564/217
Sayılıyazı. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 77
EKIII:Resimler:YaykurUşakMeslekYüksekOkulu’ndanBirResim
(1977‐1978) (Kaynak: Yaşar Kayacık, Doğum Tarihi: 07.04.1955, Doğum
Yeri:Uşak‐Merkez.11.04.2014tarihliröportaj).
EgeÜniversitesiTekstilMühendisliğiÖğretimÜyeleriFotoğrafı(1985’lerde)
(Kaynak:FikriŞenol,10.03.2014tarihliröportaj).
78 SadiyeTutsak
İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(79‐156),2015 HAHAMBAŞIHAYİMPALAÇİ’NİNHAYATIVEKİTAPLARI
IŞIĞINDAİZMİRYAHUDİCEMAATİ’NİNTARİHİ(1788‐1868)
SirenBora*
Özet
YahudilikveYahuditarihi,birbirleriilekesintisizvekarşılıklıetkileşimiiçeren
birseyirizlemektedir.Çünküherikisidetaenbaşındanitibarendinileetnikkimliğin
iç içe geçtiği bir yapıyı barındıran topluma, ‘’Yahudi toplumuna’’ özgüdür. Dört bin
yıllık Yahudi tarihi boyunca Yahudi toplulukları, soyutlanma refleksine değil,
adaptasyona dayalı olarak dinlerini ve kimliklerini korudukları, hatta çevre
kültürlerden aldıkları unsurları kendi bünyelerine katarak varlıklarını devam
ettirdikleri bir sürece sahiptir. Böylece Yahudi topluluklarının yapısı, konuştukları
dillerden giydikleri giysilere, yaptıkları mesleklerden uyguladıkları ritüellere kadar,
kültürel, coğrafi ve dönemsel farklılıklara sahip olmuştur. Osmanlı’ya ve Türklüğe
özgü renkleri bünyesinde özümseyerek farklılaşan İzmir Yahudi Cemaati ve onun
tarihselgelişimi,büyükbirdinalimiolanHahambaşıHayimPalaçi’ninyaşamınıizah
ederken değindiğimiz Yahudi tarihinin o küçücük bölümü; aslında “sürgündeki bir
toplumun‐diasporanın‐evriminin bir parçasıdır.’’ 1827 yılından itibaren sırası ile
“Dini Hakimlik, Baş Hakimlik, Tora eğitmenliği, Dini Kurul Başkanlığı, Yeşivaların
Baş hahamlığı ve en son olarak 1856 yılından ölünceye dek Hahambaşılığı’’
görevlerinde,yaklaşıkolarak40yılboyunca,İzmirYahudiCemaati’ninhukukivedini
liderliğini üstlenen, üstelik 72 eser kaleme almış olan Rav Hayim Palaçi’nin
yaşamının her evresi, aynı zamanda İzmir Yahudi Cemaati’nin yaşamındaki
ayrıntılarıbarındırmaktaveyansıtmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Hahambaşı Hayim Palaçi, İzmir Yahudi Cemaati,
Responsa,Yahudilik,Diaspora,YahudiTarihi.
Abstract:
Judaism and Jewish History have progresses which are uninterrupted and
interacted with each other. Because, both of them are intrinsic to the community,
‘’JewishCommunity’’whichincludesastructurewherereligionandethnicalidentity
engagewitheachothersincetheverybegining.JewishCommunitieshaveaprocess
where they have conserved their religion and identity based on adaptation rather
than isolation reflex and they have continued their existence by including the
elementsfromproximalculturestoitsstructureduringfourthousandyearofJewish
History. Thus the structure of Jewish Communities has cultural, geographical and
periodicaldifferencesfromthelanguagesspokentoclothsworn,fromtheproffesions
*
Dr.YerelAraştırmacı 80 SirenBora
performedto the rituals implemented. İzmir Jewish Community differentiating by
assimilating the colors of Ottomans and Turks and its historical change; that little
part of Jewish History that we touched on while describing the life of Chief Rabbi
HayimPalaggiisactually‘’apartofcommunityinexile‐Diaspora‐evolution’’.Every
stageofRavHayimPalaggiwhoundertookthelegalandreligiousleadershipofIzmir
Community in the positions of “religious judgeship, first judgeship, Torah educater,
Presidency of Religious Council, First Rabbinate of Yeshivas and finally Chief
Rabbinate” from 1856 to his death respectively and drew up 72 books also during
almost40yearssince1827includesandreflectsthedetailsofthelifeofIzmirJewish
Community.
Key Words: Chief Rabbi Hayim Palaggi, Jewish Community of Izmir,
Responsa,Judaism,Diaspora,JewishHistory.
GİRİŞ
İzmireskibiryerleşimbirimidir.Burada,HellenveRomadöneminde
bir Yahudi Cemaati’nin bulunduğu bilinmektedir. Bizans döneminde ise,
yerleşik bir cemaatin olup olmadığı hakkında elimizde herhangi bir kanıt
bulunmamaktadır. Barnai'ye göre, İzmir 1424 yılında Osmanlılar
tarafından fethedildiği zaman ’’tahminen’’ bir Yahudi Cemaati yoktu. 175
Henri Nahum ise farklı bir iddiada bulunmaktadır: ‘’II. Mehmet İstanbul’u
fethedinceyekadarİzmir’deYahudiler(Romanoit)vardı.Onlar1453yılında
Fatih Sultan Mehmet’in sürgün politikası ile İstanbul’a sevk edilip
yerleştirildiler.’’176 Böylece 1492 yılında İspanya’dan Osmanlı topraklarına
gelenYahudiler,İzmirhemküçükbirköygörünümünesahipolduğu,hem
de Yahudi Cemaati barındırmadığı için; çevredeki yerleşim alanlarına
yerleşmeyiyeğlediler.Kent,ancak16.yüzyılınsonlarındaekonomikaçıdan
gelişmeyebaşladıveböyleceDoğu’nunenönemliticaretmerkezi(limanı)
haline geldi. 177 Nüfusu da ekonomik önemi ile doğru orantılı olarak hızla
175Barnai,
özellikle bu belirsizliği vurgulamaktadır. Bkz. Yakob Barnai, ‘’Raşit hakehila
haYahudit Beİzmir betkufa haOtomanit’’, Peamim, n. 12 (1982), s.47. Ayrıca ayrıntılı
bilgiiçinbkz.Ş.Rozanes,DivreyyimeyİsraelbeTogarmo,helekrişon,TelAviv1930,1‐2.
AvramGalante,HistoiredeJuifsd’Anatolie–LesJuifsd’Izmir(Smyrne),İstanbul1937,7‐
10. Moshe Sevilla Sharon, Türkiye Yahudileri‐Tarihsel Bakış, Yerushalayim 1981, 3.
AvramGalante,LesJuifssousladomunationdesTurcsSeldjoukides,İstanbul1941,12. 176Alliance Israelite Universelle Arşivi, Henri Nahum, ‘’Jews in Smyrna of confinement at
theopeningtheworld’’,JournalofMuslimworldsandtheMediterranean(online),s.107‐
110,acssedJune18,2014,URL:http://remmm.Revues.Org/2799. 177Yakob Barnai, ‘’The development of community organizational structure’’, Türkiye’de
Yahudiler–500YıldırPaylaşılanTarihSempozyumuİstanbul(31Mayıs‐4Haziran1992)
(yayınlanmamışbildiri),s.4.EliezerBashan,‘’ContactsbetweenJewsinSmyrnaandthe
Levant Company of London in the seventeenth and eighteenth centuries’’, Jewish
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)81
büyüdü. Önce Tire ve Manisa’daki (böylece Tire ve Manisa’nın Yahudi
nüfusu iyice azaldı), sonra Batı Anadolu’nun diğer yerleşim
birimlerindeki(Aydın, Akhisar, Nazilli, Bergama, Urla) Yahudiler, yavaş
yavaş buraya gelip yerleşmeye başladılar. Daha sonra Selanik, İstanbul,
Ankara,Balkanlar,Akdenizadalarındangelenler,FilistinliYahudiler(özellikle
Safet’tengelenyoksulYahudiler)178veönemlibirPortekiz(Conversoyada
Marrano‐Dönme)göçmengrububurada,birarada,İzmirYahudiCemaatini
oluşturdular.179 İzmir Yahudi Cemaati’nin kökeninin 16. yüzyıl sonlarına
dayandığı hakkında bazı somut kanıtlar vardır.180 Nitekim, İzmir’in
yetiştirdiği en büyük Yahudi din alimlerinden biri olan Hayim Palaçi’nin
görüşleri de, bu kanıtların verdiği bilgileri doğrulamaktadır. Barnai’nin
gezgin Ludwig August Frankl’den aktardığına göre, Frankl, Kudüs yolunda
iken1856yılındaİzmir’euğramışveHahambaşıHayimPalaçiilegörüşme
olanağınasahipolmuştur.Palaçi’ninİzmirYahudiCemaati’nintarihçesiile
ilgiliverdiğibilgişöyledir: 181‘‘İlkailelerOsmanlıİmparatorluğununhüküm
sürdüğü topraklardan, Asya, Afrika ve Venedik’ten geldiler. İzmir Yahudi
Historical Studies‐Transactions of the Jewish Historical Society of England, 29(1988).
Daniel Goffman, Izmir and the Levantine World 1550‐1650, University Of Washington
Pres. 1990. Yakob Barnai, ‘’LeToledot hakeşerim şebeyn Yahudi İzmir leYahudi Eretz‐
İsraelbemeothaşeva‐asaravehaşmone‐asara’’,Şalem5(1987),95. 178 Tekstilendüstrisi,16.yüzyılakadarTsafetYahudilerininelindeidi.ButarihteTsafet’in
ekonomisiçökünce,ozamanakadardiniveekonomikmerkezniteliğitaşıyanbölgedeki
Yahudiler yoksullaştılar. Bkz. Barnai, ‘’The development of community…’’, 5. Barnai,
‘’LeToledothakeşerimşebeynYahudiİzmir…’’,96. 179İspanyolca Converso ‘’dönme’’; Marrano ise ‘’melun’’ ya da ‘’domuz’’ anlamına
gelmektedir.PortekizdengelenConverso’laryadaMarrano’larİzmir’de,Hıristiyanlıktan
Yahudi dinine geri döndüler. Böylece kentte iki Sefarad grubu oluştu: ‘’1492
göçmenlerinin torunları’’ ve ‘’Marrano’’lar. Ayrıntılı bilgi için bkz. Barnai,’’ The
development of commuity…’’, 4‐6. Yakob Barnai, ‘’Anusi Portugal beİzmir bemea
heyyudzayn’’, Eight World Congress of Jewish Studies, Jerusalem 1981, 85‐88. Yakob
Barnai, ‘’Anusi Portugal beİzmir bemea heyyudzayn’’, Nation and History, vol. 1
Jerusalem 1983, 289‐298. Ayrıca 19. yüzyıldan itibaren, Portekiz asıllı İtalyan zengin
Yahudiler (Frankos) ve Doğu Avrupalı özellikle Rusya göçmeni yoksul Yahudiler
(Eşkenazlar)İzmir’egelipyerleşeceklerdi. 180Bir kentte yerleşik cemaatin varlığının kanıtı mezarlıklardır. Bu bağlamda, Osmanlı
döneminde İzmir’deki Yahudi varlığının başlangıcı hakkında bizi aydınlatan ilk somut
kanıt, 1565 tarihli Haham İtshak Leon’a ait mezar taşının varlığıdır. Barnai, ‘’Raşit
hakehila haYahudit…’’, 48. Her ne kadar Avram Galante, İzmir Yahudi Cemaati’nin
başlangıç tarihi olarak 1605 yılını vermekte ise de, aynı zamanda Barnai’nin söz ettiği
1565 tarihli mezar taşının varlığını da doğrulamaktadır. Bkz. Galante, Histoire de Juifs
d’Anatolie–LesJuifsd’Izmir(Smyrne),İstanbul1937,9. 181Palaçi’ninyaptığısaptamayagöre(1856tarihinden257rakamınıçıkarınca1559tarihine
ulaşıyoruz), İzmir Yahudi Cemaati 1599 yılında kurumsal bir nitelik kazanmıştır.
Ayrıntılıbigiiçinbkz.Barnai,‘’RaşithaKehilahaYahudit…’’,48. 82 SirenBora
Cemaati kurumsal olarak varlığını 257 yıldan beri sürdürmektedir.’’ İzmir
YahudiCemaati’ninsosyal,ekonomik,kültürelveidariyapısı,16.yüzyıldan
20. yüzyıla kadar süren uzun tarihsel süreç boyunca, dört farklı aşama
geçirdi:182
Bunlardan birincisi; 1500’lü yıllardan 1688 büyük depremine kadar
geçen dönemdir. Bu dönem, farklı coğrafi bölgelerden kente göç eden
Yahudi toplulukları arasında adet gelenek farklılıkları, liderlik yarışı ve
ekonomik çıkar çatışmaları nedeniyle şiddetli kavgalara sahne oldu. 183
Anlaşıldığına göre, ‘’sosyal çatışma’’ İzmir Yahudi Cemaati’nin genel
karakterihalinegelecekgibigörünmektedir.ÇünküYahudiCemaatiiçinde
ilerideki yıllarda da bu kez farklı nedenlerle farklı sınıflar arasında farklı
çatışmalarçıkacaktır.Bukonudaeniyibilinenörnek,ilerideayrıntılıolarak
değineceğimiz,19.yüzyılboyuncasürencemaatkavgalarıdır.
1688 depremindeki büyük insan kayıplarından sonra 184 İzmir bir
süre boşaldı, ekonomik ve sosyal hayat durma noktasına geldi. Limanın
ticari etkinliğinin normalleştiği 18. yüzyıl başında kent, ekonomik açıdan
tekrar eski parlak görünümüne kavuştu. Doğal olarak, Yahudi Cemaati de
hareketlenen ekonomiye entegre oldu. Bu dönem, İzmir Yahudi
Cemaati’nin parlak dönemidir (yani ikinci aşama) ve 18. yüzyılın sonuna
değin devam edecektir. 185 18. yüzyılın sonundan 19. yüzyılın ortasına
kadar geçen süre ise, üçüncü aşama olarak isimlendirilmektedir. Alliance
Israelite Universelle ve Batılı Yahudilerin Doğu Yahudiliğini kalkındırma
182BukategorikayırımYakobBarnaitarafındanyapılmaktadırvekanımızca,İzmirYahudi
Cemaati’nin tarihi evrimine birebir uymaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Barnai, ‘’The
developmentofcommunity……’’,3. 183Barnai,‘’a.g.m.’’,11. 184Tahminen 20.000 kişi öldü. Bunun 400’ü Yahudi idi. Bkz. Barnai, ‘’The development of
community.’’, 11. Raif Nezih, 1688 depreminin yıkıcılığı ile ilgili şu ayrıntıları
vermektedir: ‘’…1688 senesi Ağustosunun onuncu günü, öğleden bir saat evvelde şiddetli
ve birbirine müteakkib birkaç zelzele oldu. Tam bu sırada şehirde bir de büyük yangın
zuhuretti.Biriyıkan,birideyakanbuikifelaketİzmirşehrinindecanınıaldı.’’.BkzRaif
Nezih,İzmirTarihi,altıncıforma,İzmir,10. 185Anlaşıldığına göre, Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlü merkezi yapısı ve ekonomisi ile
İzmir Yahudi Cemaati’nin sosyo ekonomik yapısının kaderi, adeta birbirine
endekslenmişti. Biri güçlenince diğeri de güçleniyor, biri zayıflayınca diğeri de
zayıflıyordu. Aslında bu olgu, sadece İzmir Yahudi Cemaati için değil tüm Osmanlı
kentlerindeki Yahudi Cemaatleri için geçerli idi.Hatta, İzmir kenti Yahudileri ile diğer
kentlerin Yahudilerinin tüm Osmanlı tarihi boyunca ortak bir kader paylaştıklarını
söyleyebiliriz.Barnai’nindebelirttiğigibi,sadeceİzmirYahudiCemaatiileilgiliyapılan
biraraştırmadahi,OsmanlıİmparatorluğusınırlarıiçindeyaşayanYahudilerintarihini
anlama konusunda tüm araştırmacılara yardımcı olacaktır. Ayrıntılı bilgi için bkz.
Barnai,‘’RaşithakehilahaYahudit…’’. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)83
çalışmalarını başlattıkları tarihte de, İzmir Yahudi Cemaati için üçüncü
aşamasonaerecekvedördüncüaşamabaşlayacaktır.
18. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, İzmir Yahudi Cemaati büyük bir
ekonomik bunalım yaşamaya başladı ve cemaatin sosyal tansiyonu hızla
yükseldi. Sosyal tansiyonun yükselmesinde, Yahudi Cemaati’nin diğer
gayrımüslim cemaatlere nazaran daha az hiyerarşik fakat bir o kadar da
hizipçi bir yapıya sahip olmasının etkisi büyüktü. Değişik coğrafi
kökenlerden olup sonra bir araya gelen Yahudi toplulukları üzerinde her
türlüyetkikurumunakarşıkoyancemaatdüzenlemelerihakimdi:186
Kehalim=Toplumlarsistemi.
Her Kahal’in kendi sinagogu vardı. Büyük kentlerde düzinelerce
Kehalim oluşmuştu. Bu, adeta bir cins ‘‘Derebeylik’’ sistemi idi. Ancak fert
yerine temsilcileri (hahamlar) aracılığıyla imparatorluk yönetimiyle ilişki
kurmaktaydılar. Osmanlı kentlerinde yaşayan Yahudi Cemaatleri’nin idari
yapısının karakteristik özelliği Kehalim187 olup, Kehila Organizasyonu bir
kenttevarolanKahaller’in(Kehalim’in)yadabaşkabirdeyişlecemaatlerin
(toplulukların) tümünü temsil etmekte idi. Kehila önderliği, otoritelerini
Talmud’danalan 188hahamlarcaüstlenilmekteidi. 189Sonuçolarak,değişik
coğrafi bölgelerden gelip kente yerleşen ve değişik adetlere, geleneklere
sahip olan Yahudi toplulukları hem birbirleriyle bir türlü kaynaşmayı
beceremediler hem de farklı gerekçelerle çıkar çatışmalarını sürdürmeye
devamettiler:
 Dinselvesosyalalanlardaaralarındaliderlikyarışıvardı.
 Ekonomiksektörlerdekiçıkarlarıfarklılıklargösteriyoridi.
 Toplumsal vergilerin toplanmasındaki adaletsizlikler ise, ileride
yoksulluk ile yüz yüze gelecek olan cemaat üyelerinin büyük bir
kısmını, hemen hemen bir yüzyıl boyunca (18. yüzyılın sonlarından
19. yüzyılın sonlarına kadar) cemaatin idari yapısına ve onu
186BenjaminBraude,‘’OsmanlıMilletDüzenininKuruluşEfsaneleri‐1’’,TarihveToplum,cilt
7,230. 187İbranice
Kahal (eril) veya Kehila (dişil); her ikiside cemaat ya da topluluk anlamına
gelmektedir. Kehalim (eril) ise, Kahal’in çoğulu olup Cemaatler veya topluluklar
anlamındakullanılmaktadır. 188Mark A. Epstein, ‘’The leadership of the Ottoman Jews in the fifteenth and sixteenth
centuries’’,ChristiansandJewsintheOttomanEmpire,vol.1,NewYork(1982),101. 189Ayrıntılıbilgiiçinbkz.YakobBarnai,‘’OnthehistoryoftheJewsintheOttomanEmpire’’
Sephardi Jews in the Ottoman Empire ‐ Aspects of Material Culture, (Ed. Esther Juhasz)
NewYork1990,22‐25. 84 SirenBora
tekellerine alan zengin sınıfa karşı isyana yöneltecekti. 190 Nitekim,
18. yüzyılın sonlarında, Osmanlı imparatorluğu şiddetli bir siyasi ve
ekonomik çöküşle karşı karşıya kaldığı zaman İzmir Yahudi Cemaati
de bu çöküşten payını aldı ve Yahudi nüfusun büyük bir kısmı
yoksullaştı.‘’Çatışmaolgusu’’üzerinde:
 Kapitalist sisteme uyum sağlamış zengin İtalyan asıllı işadamlarının
(Frankos’lar)kentegelipyerleştiktensonraidareyielegeçirmelerive
reformisttavırlarıylatoplumsalçatışmalarıkörüklemeleri191
 Kentte misyoner etkinliklerinin artmasıyla birlikte bazı yoksul
Yahudilerin din değiştirmek için cemaat kurumlarına baskı
uygulaması192
190Yosef Eskapa, İzmir Yahudi Cemaati’nin Hahambaşısı iken bir dizi reform girişiminde
bulundu.Onunzamanınıdaidarivemaliişleriyürütecekikikuruloluşturuldu:BeitDin
(Dini Kurul) ve Cemaat Kurulu (Laik Kurul). Bu reformlar aynı zamanda cemaat
yetkilerinin iki hahambaşı arasında paylaşılmasını sağladı. (İki başlılık denen olgu).
Böylece 18 ve 19. yüzyıllar boyunca İzmir Yahudilerini iki karşıt gruba ayıran zıtlığın
pekişmesiiçinuygunbirortamıntemellerideatılacaktı.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Galante,
Histoire de Juifs d’Anatolie…, 71. 1749 yılında cemaat yönetimindeki iki başlılığa son
vermekiçinHahambaşıseçimsistemindedeğişikliğegidildiancakbaşarılıolunamadıve
1751 yılında tekrar eski sisteme geri dönüldü. Ayrıntılı bilgi için bkz. Barnai, ‘’The
developmentofcommunity…’’,11‐16. 19117. yüzyılda Livorno’dan İzmir’e gelen Yahudilerin çoğu Portekiz asıllı idi. İlerideki
yıllarda gelecek olan ‘‘Frankos‘‘lar gibi Osmanlı Yahudiliğinin aydınlanması için
çalışacaklardı. Bu tutumları nedeniyle toplumsal çatışmaların körüklenmesine neden
olmuşlardır.Bkz.Barnai,‘’OnthehistoryoftheJews…’’,33.Barnai,‘’Thedevelopmentof
community…’’,14. 192‘’LondraYahudilerarasındaHıristiyanlığıYaymaCemiyeti’’,Osmanlıİmparatorluğundaki
ilk okulunu 1829 yılında İzmir’de açarak etkinliklerine başladı. İskoçya Kilisesi ise,
1846’daİzmir’debirokulkurdu.Hahamların,çocuklarınıbuokullaragönderenailelere
aforoz (herem) tehdidinde bulunmalarına rağmen bu Misyoner Okullarının parasız
yiyecekvegiysidağıtmalarıvedeYahudiCemaatininkendieğitimkurumlarınayatırım
yapmasınısağlayacakmalikaynağasahipolmayışıkimiMisyonerOkullarınınYahudiler
arasında en azından bir süre (özellikle Alliance Israelite Universelle’in etkinlikleri
başlayıncaya kadar) rağbet görmesine neden oldu. Bkz. Aron Rodrigue, Türkiye
Yahudilerinin Batılılaşması‐Alliance Okulları 1860‐1925, Ankara 1997, s. 60. Ayrıca bkz.
Eliezer Başan, ‘’Sırefot ve Reidot adama beİzmir bamea heyudzayn‐yudtet veteuda al
haeşematYahudimbehetzta’’,MiggedemUmiyyam2(1986),18.Barnai,‘’a.g.m.’’,15,18‐
19, 21. M. Barnai, ‘’On the History of the Jews…’’, 33‐34. Jacques Bigart, ‘’L’Action de
L’Alliance Israelite en Turquıe’’, Conference Faite a Paris, 24 Mai 1913, A L’Universite
Populaire Juive, 8‐9. Avner Levy, ‘’Shavat Aniim: Social Cleavage Class War and
LeadershipintheSephardiCommunity‐TheCaseofIzmir1847’’,OttomanandTurkish
Jewry‐CommunityandLeadership,IndianaUniversityTurkishStudies12,Bloomington
1992 (ed. Aron Rodrigue), 184‐195. Shavat Aniim’in, fonetik okunuşu ve doğru yazım
şekli‘’ŞaavatAniyim’’olup‘’yoksullarınçığlığı’’anlamındadır. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)85
 1744 yangını,193 1772 büyük yangını (kentteki Sinagogların tamamı
yanmıştı),194 1834, 195 1841 (Yahudi mahallesi ve Sinagoglar yandı),
1862ve1883196yangınlarınınYahudiCemaatiüyelerinindahadaçok
yoksullaşmasına neden olması ve yoksullaşan nüfusun kenti terk
etmekzorundakalması,
 Depremlerin, kentte sık sık baş gösteren salgın hastalıkların ve çok
uzunsürenkarantinauygulamalarınınözellikleyoksulYahudisınıfın
yaşamıüzerindekiolumsuzetkileri(22)197
 Zengin‐orta‐yoksul sınıflar arasında sınıfsal farklılıkların artması
(aralarındaadetauçurumoluştu)
 Çoğunlukla yoksul işçi üyeye sahip olan esnaf loncalarının dolaylı
vergilereisyanıoldukçaetkiliolacaktı.198
 Yahudi Cemaati, vergilendirme bakımından iki sistemle karşı karşıya
idi:
İmparatorluk Vergileri (cizye ya da harac, bina vergisi, gümrük
vergisivekellevergisi)veToplumsalVergiler.
Toplumsal vergiler, doğrudan(kişilerin mal mülk ve geliri üzerinden
ödediği vergi) ve dolaylı (‘’Gabel’’ ya da ‘’Gabela’’ : Et, şarap, tuz vergileri
gibi)alınmaktaidi.Kısacası,doğrudanvergiyiortaveyükseksınıföderken
dolaylı vergileri ödemek özellikle yoksullar dahil tüm cemaat üyelerinin
193Bkz.1744yangınısonrasıİzmirYahudileri’ninimparatorlukvergileri(cizye,harac,bina
vergisi v.b.)ve toplumsal vergilerde indirim yapılması isteğini içeren istidaları. BOA, C.
ML.198‐8211,16/C/1160tarihlibelge. 194 Bkz. Yanmış olan Sinagoglarının tamir edilmesine müsaade olunması hakkında İzmir
Yahudi Cemaati tarafından verilen arzuhale yanıt. BOA, C. DH. 38‐1856, 29/B/1214
tarihlibelge. 195 Bkz. Altı saat sürdükten sonra söndürülen yangınla ilgili İzmir İhtisab (Vergi) Nazırı
Tahir beyin gönderdiği arıza. BOA, Hatt‐ı Hümayun 52783/A‐1351, 27/M/1250 tarihli
belge. 196Bkz.İzmir’deYahudimahallesindeçıkanyangındazarargörenYahudiailelerinadlarıve
sayısı.BOA,Y.PRK.UM.5‐28,3/N/1299tarihlibelge. 1971834‐1838 ve 1865 tarihli büyük veba salgınları, 1866 ve 1895 tarihli Şüpheli
Hastalık(kolera)salgınları,uzunsürenKarantinauygulamaları,İzmirYahudiCemaati’nin
sosyo ekonomik yapısını bozup yoksullaştıracaktı. Bkz. BOA, Hatt‐ı Hümayun 1330‐
51866, 1330‐51866/A, 1321‐51551, 524‐25575 numaralı belgeler. BEO 245‐18318, 246‐
18319,249‐18429numaralıbelgeler.Ayrıcabkz.1866ve1895tarihlerindebaşgösteren
kolerasalgınınedeniyleYahudihalkınçadırlardaiskanıhk.BOA,SadaretA.)MKT.MHM.
338‐39., 26/S/1282 tarihli ve BEO 258‐19347, 7/S/1311 tarihli belgeler. Osmanlı
İmparatorluğundaKarantinaNezareti,1831yılında,II.Mahmut’unemriilekurulmuştur.
29Nisan1838tarihindeKarantina’nıncaizolduğunadairŞeyhülislamtarafındanverilen
fetva ile, önce İstanbul’da, sonra başta İzmir olmak üzere çeşitli kentlerde Karantina
Teşkilatları oluşturulmuştur. Ayrıntılı bilgi için bkz. Pelin Böke, ‘’İzmir Karantina
Teşkilatı’nınKuruluşuveFaaliyetleri’’,CumhuriyetTarihiAraştırmalarıDergisi,VIII/18‐
19(2009/Bahar‐Güz),137‐159. 198Barnai,‘’Thedevelopmentofcommunity…’’,17‐19. 86 SirenBora
sorumluluğu altında idi.199 Sözkonusu dolaylı vergilerin toplanması
sırasındaadaletsizuygulamalarsonucuyoksulhalkınödeyemeyeceğikadar
ağır vergiler altında ezilmesi, cemaatin idari yapısındaki bölünme ve
yetkilerin iki kişi arasında bölüşülmesi sonucu oluşan iki başlılığın ürünü
olan siyasi otorite eksikliği, İzmir Yahudi Cemaatini derin bir sosyal
uçurum ve çatışma ortamıyla karşı karşıya bıraktı. Hatta bu ortamdan
hahamlardahietkileneceklervetoplumsalolaylarkarşısındataraftutarak
birbirlerine zıt tavırlar sergileyeceklerdi. Örneğin, 19. yüzyılın başlarında,
İzmir’in iki hahamından biri olan Yosef (David) Hazan yoksul sınıfı
desteklerken, diğeri İsak Mayo zengin sınıfı desteklemişti .200 Böylece
cemaatbirbiriylezıtlaşan‐çatışanikifarklıgrubaayrıldı.
Yukarıdakısaca,sebepolanetkenlerveyolaçtığısonuçlarilebirlikte
açıkladığımızİzmirYahudiCemaati’ninsosyal,ekonomik,kültürelveidari
yapısındakidönemseldeğişikliklerdışında;İzmirYahudileri’ninheralanda
gelişmesini etkileyen ve bu gelişmeyi iki asır boyunca durdurduğu için,
‘’miladi’’ olarak nitelendirebileceğimiz önemli bir olay vardır: ‘’Sahte
Mesih’’ Sabetay Tsevi(1626–1676) Olayı.201 17. yüzyılda İzmir’de yaşanan
bu‘’büyüktravma’’,bazıtarihçivearaştırmacılaragöreise‘’gericihareket’’,
202 İzmir Yahudileri için ‘’bir kırılma noktası’’ olacaktır. Sabetay Tsevi,
kendiniMesihilanedereksöylevleri,yorumları,iddialarıvegelecekleilgili
vaadleri ile sadece İzmir Yahudilerini ve Osmanlı Yahudilerini değil, aynı
zamanda Osmanlı sınırları dışında yaşayan dünya Yahudilerini de
etkileyerekhepsininyaşamındabüyükdeğişikliklereyolaçmıştır:
199Barnai,‘’OnthehistoryoftheJews…’’,s.25.YahudiCemaati,dolaylıalınantoplumsalvergileri
ifade etmek için, hem ‘’Gabel’’i hem de ‘’Gabela’’yı kullanmaktadır.Her ikisinin de anlamı
aynıdır. 200Barnai, ‘’The development of community…’’, 19. Elimizde, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde
bulunanikiadetbelgevar:Belgelerdenbirinegöre,1825yılındaİzmirYahudileritarafından
‘’Avram İsak adlı hahamın azledilmesi’’ için Dersaadete şikayette bulunuluyor. Bu haham,
‘’tahminen’’zenginsınıfıkoruyupkollayanİsakMayoolabilir.Bkz.BOA.,C.Adliye980.Diğer
belge ise, 1264(1848) tarihini taşıyor ve ‘’İzmir’deki Yahudilerin Hahamı olup daha önce
azledilmiş olan David Hazan’ın görevine iadesi’’ni konu alıyor. Sözkonusu David Hazan’da
‘’tahminen’’ yoksulları destekleyen Haham David Hazan olabilir. Yoksulların verdiği
dilekçelerde, birinin görevden alınması diğerinin de görevine iade edilmesi istenmektedir.
Bkz.BOA.,İ.HR.44/2073.AvnerLevyveYakobBarnai’yegöre,RabiDavidHazanhenüzgenç
yaşlardakariyerininbaşındaikenyoksullarabüyükbirsempatibeslemeyebaşlamıştı.Şaavat
Aniyimadlırisale’ninyazıldığı1847yılındaise,Şohetidi.Bkz.AvnerLevy,‘’ShavatAniim:
SocialCleavage,ClassWarandLeadershipintheSephardiCommunity‐TheCaseofIzmir’’,
OttomanandTurkishJewry‐CommunityandLeadership,Bloomington1992,65‐66. 201Sabetay Tsevi Olayı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.Yakob Barnai, ‘’LetoledotHaSabetayot
vemakoma behaya haYahudim beİmperya haOtomanit’’, Peamim, 3(1979), 59–71. Yakob
Barnai, ‘’Ştey teudot letoledot haSabetayot beTunis vebeİzmir’’, Hateuda, 52 (1987), 191–
202.GershomScholem,SabbataiSevi:TheMysticalMessiah,PrincetonUniversityPrinceton
1973. 202Bkz.AvramGalante,TürklerveYahudiler,İstanbul1947,152–155. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)87
 Beklenen Mesih’in geldiğini haber alır almaz varını yoğunu geride
bırakıp vaad edilmiş topraklara doğru yola çıkan sayısız Yahudinin
varlığı
 Onların terk ettiği kentlerdeki Yahudi Cemaatleri’nin toplumsal
yapısındaoluşançalkantılar
 OsmanlıyönetimininSabetayTseviolayınaserttepkisi
 Sabetay Tsevi ile birlikte İslamiyet’e geçerek topluca din değiştiren
Yahudiler(DönmeleryadaGizliYahudiler).
İzmirYahudilerinin,biryandanuzunbirsüreiçin‘’içekapanmasına’’
öteyandan,Yahudieğitimsistemininyozlaşıpgerilemesinenedenolanbu
olay; kentte Yahudilikle ilgili yapılan çalışmalarda, konuların seçimini de
etkileyecektir. Artık yazılan eserlerin büyük bir bölümü,’’Kabala’’ ya da
‘’Talmud’’ileilgilidir.
II. Mahmut, 1835 yılında, Osmanlı Yahudi Cemaati’nin tek bir
merkezden yönetimini sağlayacak olan Osmanlı Hahambaşılık makamını
resmen tanıdı. 203 Yeni sisteme göre, Osmanlı Yahudi Cemaati’nin önderi
durumuna getirilen İstanbul’daki Hahambaşı, kent Hahambaşılarının
atanmasında Osmanlı padişahına öneride bulunma yetkisine sahipti.
Böylece İzmir Hahambaşılık Kurumu’ndaki iki başlı yönetime de son
verilecekti. Ancak ne yazık ki bu uygulama fazla uzun sürmedi. 1835’ten
sonra değişen tek şey, İstanbul dışındaki Yahudi Cemaatleri’nin de kendi
Hahambaşıları için ‘’berat’’ almaya başlamaları oldu. Bunun dışında
‘’statüko’’olduğugibidevametti.204
HahambaşıHayimPalaçi’ninEğitimiveÇalışmaHayatı
Hayim Palaçi, Gürçeşme Yahudi Mezarlığı’nda bulunan Kabri’ndeki
kitabeye göre, 19 Şevat 5548 (Ocak‐Şubat 1788) tarihinde bir Çarşamba
günü;Ekştayn’agöreise,5548(1787)yılındaHeşvan(Ekim‐Kasım)ayının
9’unda yine Çarşamba günü İzmir’ de doğdu.205 Ona gelenekler uyarınca,
203Braude, ‘’a.g.m’’. s. 229. Barnai, ‘’On the history of the Jews…’’, 30. Bernard Lewis, The
JewsofIslam,PrincetonNewJersey1984,174‐175. 204Rodrigue,a.g.e.,70.
205Şimon Ari Leyev Ekştayn, Sefer Toledot HaHabif‐ Toledot hayav vepaulav şel Rabeynu
Hayim Palaçi, Yeruşalayim 1999, s. 1.Bukitap, Şimon Ekşyatn tarafından 1970 yılında
New York Yeshiva Üniversitesinde hazırlanan ‘’The Life, work and influence of Rabbi
Chayim Palaggi on the Jewish Community in İzmir’’ başlıklı Doktora tezinin yeniden
basımıdır. Şimon Ekştayn, Hayim Palaçi’nin doğum gününü, 9 Heşvan 5548 olarak
vermiştir.İbrani takvimine göre Roş Haşana (yılbaşı), Tişri ayının (Eylül‐Ekim) birinci
günüdür.Heşvan(Ekim‐Kasım)ise,Tişriayındansonragelenaydır.Buyüzden,Hayim
Palaçi’nin doğum tarihi olan 9 Heşvan 5548’i miladi yıla çevirdiğimiz zaman, Ekim ‐
88 SirenBora
büyükbabasınınadıolan‘’Hayim’’adıverildi.Gençyaştanitibaren,anneve
babasınınrehberliğindeToraeğitimialmayabaşladı.Eğitimisürecindeona
önce Rabi İtshak Gatenya tarafından birleştirilerek bir arada idare edilen
ikiBeitMidraş’ta(ortaokul):‘’Beitİshak’’ve‘’BeitMoed’’de,yineRabiİtshak
Gatenya öğretmenliğinde temel dini eğitim verildi. Palaçi’nin kaç yaşında
buokuldanmezunolduğubilinmemektedir.Eğitimini,RabiYaakovRibi’ye
ait olan yeşiva, ‘’Beit Yaakov’’da sürdüren Palaçi, kitaplarında, buradaki
eğitim döneminden sevgi ve özlemle söz etmektedir. O yıllarda‘’Beit
Yaakov’’,İzmir’in50adetyeşivasıarasında,enönemliveenbüyükmerkez
yeşiva olarak bilinmekte idi. En son olarak Palaçi’yi, din eğitimini
tamamladığı yer olan ‘’Beit Hillel’’ de görüyoruz. Palaçi kitaplarında(Sefer
Torat Hayim, Yismah Hayim, Eyney Kol Hay, Hayim ve Şalom, Halakim
BaHayim, LeHayim BeYeruşalayim ve Ruah Hayim’de), Beit Hillel’de ‘’on
kutsal yıl geçirdiği’’ni yazmaktadır. 206 Beit Hillel’i, Eliezer Hillel
Behor(Behar) Menuah, tek başına kurmuştu. Romanya(Bükreş) kökenli
zenginvehayırseverbirYahudiolanEliezerHillel’inoldukçagirişimcibir
yapıya sahip olduğu anlaşılıyor. Çünkü Beit Hillel’i inşa ettirirken aynı
zamanda,1841tarihliİzmiryangınındaharapolan‘’BeitYaakovRibi’’ninve
AvrahamMatsliyah’aaitolan‘’BeitAvraham’’ındatamiredilipyenilenmesine
katkıda bulunmuştu. Ayrıca, Hayim Palaçi’nin yazdıklarının basılmasına
sayısız kez paraca destek veren Eliezer Hillel Behor (Behar) Menuah, 28
Sivan(Mayıs‐Haziran)5622’de(1862)İzmir’deöldü.207
Kasım 1787’ye denk gelmektedir. Öte yandan, Hahambaşı Hayim Palaçi’nin Gürçeşme
YahudiMezarlığı’ndabulunanKabriüzerindekimezartaşındayeralankitabededoğum
tarihi, 19 Şevat Çarşamba olarak verilmiştir. Şevat, Miladi takvimde, Ocak‐Şubat
aylarınadenkgelmektedir.Palaçi’nindoğduğuayOcak‐Şubatoluncadoğduğuyılıİbrani
takviminden miladi takvime çevirdiğimiz zaman, Ocak‐Şubat 1788’e denk gelmektedir.
Bkz. Hahambaşı Hayim Palaçi’ye ait olan Kabrin kitabesinini tercümesi. Bu Kitabeyi
tercüme etme nezaketinde bulunan Türkiye Hahambaşılığı mensuplarından Rav İsak
Alaluf’amüteşekkirim. 206Ekştayn, a.g.e. 407. Hayim Palaçi, Le Hayim BeYeruşalayim, İzmir 5648 (1878), Kitabın
baş tarafında şöyle yazmaktadır:‘’Eser lamadeti baBet Midraşo şel hagevir Senyor
Eliezer Hillel Behor(Behar) Menuah’’ (Saygıdeğer Beyefendi Eliezer Hillel Behor(Behar)
Menuah’ın Beit Midraşında on yıl eğitim gördüm). Ayrıca Bkz. Hayim Palaçi, Eyney Kol
Hay,İzmir5638(1868),kitabıngirişkısmı‘’KadimuEyney’’.HayimPalaçi,RuahHayim,
İzmir 5635 (1865),Helek alef (Birinci bölüm) kitabın giriş kısmı. Hayim Palaçi, Yismah
Hayim,İzmir5644(1874).HayimPalaçi,SeferToratHayim,Selanik5621(1851).Ayrıca
Sefer Torat Hayim’de Palaçi, Elyezer Hillel Behor (Behar) Menuah’ın on yıl boyunca
kendisinemalidestektebulunduğundandasözetmektedir. 207Ekştayn,a.g.e.,118‐123.RabiHayimPalaçi’ninhayatınıkonualanbazıkitaplarda,1841
yangınısonrasındaEliezerBehor(Behar)HillelMenuahtarafındantamirettirilen‘’Beit
Yaakov’’Yeşivası’nınadınındeğiştirildiğiveadının‘’BeitHillel’’edönüştürüldüğüiddia
edilmektedir. İddiaya göre, cemaat yönetimi tarafından Eliezer Hillel’e bir jest
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)89
İzmir Yahudi Cemaati Hahambaşısı Rafael Yosef Hazan’ın 208
öğrencisiolanHayimPalaçi’ninbabasıRabiYaakovPalaçi’ninde,oğlunun
eğitiminebüyükkatkıdabulunduğunubiliyoruz.RabiYaakovPalaçi,İzmir
Yahudi Cemaati’nce sevilen ve saygı duyulan bir din alimiydi. Oğluna
yazdırdığı ’’Şeelot utşuvot’’(Sorular ve Cevaplar) 209 adlı kitabının,
1841’dekiİzmirYangını 210sırasındapekçoksinagoglabirlikte,neyazıkki
yanıpkülolduğusanılmaktadır.
yapılmıştır. Bu iddialar tamamiyle yanlıştır. Beit Yaakov ve Beit Hillel, her ikisi de
birbirinden farklı yeşivalardır. Beit Yaakov’da eğitim veren Rabi, aynı zamanda Rabi
HayimPalaç’nindeamcasıolanRabiRafaelYosefHazan’dır(RavHayimDavidHazan’ın
babası) Palaçi ailesine mensup olan pek çok kişi bu yeşiva’da eğitim görmüş ve Rabi
Yosef Hazan’ın öğrencisi olmuştur. Nitekim Palaçi’nin büyük oğlu Rabi Avraam
Palaçi’nin de bu yeşivada eğitim gördüğü bilinmektedir. Beit Hillel ise, 19. yüzyılın
başlarında eğitim veren iki adet Rabi’ye sahiptir. Bunlardan biri Rabi Baruh Kalomiti,
diğeri ise, 1820‐30 yıllarında burada eğitim veren ve 1838 yılında ölen Rabi David
Amado’dur. Beit Hillel ve Beit Yaakov Yeşivaları hakkında elinde bulunan bilgileri
benimlepaylaşanProfesörLeaMakovetsky’yemüteşekkirim. 208HemRabiYosefHazan,hemdeBeitYaakovYeşivasınınkurucusuolanRabiYaakovRibi
yaşamlarınınsonlarınadoğruKudüs’egöçediporadaöldüler.AynızamandaRabiHayim
Palaçi’ninamcasıolanRabiRafaelYosefHazanYaakovRibiileakrabaidi.Önce,Yaakov
Ribi Kudüs’e gitti ve İzmir’den ayrılırken yeşivasının yönetimini yeğeni Yosef Hazan’a
emanet etti. Yosef Hazan’da yaşlandığı zaman, Kudüs’e göç ederek oraya yerleşmeyi
yeğleyecekti. Bkz. Rabbi Naftali Haleva, ‘’Rabbi Hayim Palachi(1788‐1868)‐Rabbi of
Izmir’’,www.jewishideas.org. 209 Kitapta yer alan İbranice kelimelerin tümünü, fonetik yazımı ile (okunuşu) ile verdik.
Responsa(Tşuvot), Yahudilikte Şeelot utşuvot (Sorular ve Cevaplar) şeklinde işleyen bir
sisteme sahip fetvalar dizinidir. Bir başka deyişle, Geonim döneminin ortalarından
itibaren önem kazanan Responsa literatürü, Tora’ya dayanan Şer’i kuralların (Mitsva)
yanı sıra genel bağlayıcılığı olayan hükümler (Takana) ve yerel gelenekleri (Minhag)
aktaranrisalelerdir.Bkz.SalimeLeylaGürkan,Yahudilik,İstanbulHaziran2012,s.174.
Responsa’da amaç, uygulamada Yahudilikle ilgili sorularına yanıt arayan Yahudilere
kılavuzluketmektir.Kanımızca,hernekadargünümüzekadarulaşamamışolsada,Rabi
YaakovPalaçi’ninkitabınınsadeceadıdahi,onunHalahayorumcusuveHalahakılavuzu
olduğunu kanıtlamaktadır. Nitekim, Palaçi ailesinden pek çok hahamın eserleriyle
Responsa’yakatkıdabulunduğunubiliyoruz. 210 Haziran 1841’de başlayan İzmir YangınıYahudi mahallesiile birlikte pekçok Sinagogu
yakıp kül etti. Binlerce insan evsiz kaldı. A. Levy’nin anlatımı ile; ‘’ İzmir’li Yahudiler,
Ağustos 1841 yangınının, kaşer et yemeyen yoksullar için Tanrısal bir ceza olduğuna
inandılar’’.AvnerLevy,‘’ShavatAniim:SocialCleavage,ClassWarandLeadershipinthe
SephardiCommunity–TheCaseofIzmir1847’’,OttomanandTurkishJewry‐Community
and Leadership , Bloomington 1992, 186. Eliezer Başan’a göre, İzmir Yahudileri için
‘’büyükbirdarbe’’olanbuyangınkenttekiYahudinüfusununazalmasınavemorallerinin
bozulmasınanedenoldu.AyrıntılıbilgiiçinBkz.Başan,‘’SırefotveReidotadamabeİzmir
bemeot hayudzayn‐yudtet veteuda al haeşemat Yahudim behetzta’’, 17. Yakob Barnai,
‘’OntheHistoryoftheJews…’’,33veYakobBarnai,‘’Thedevelopmentofcommunity…’’,
14. Rauf Beyru, 18 ve 19. Yüzyıllarda İzmir, İzmir 1973. 1841 Yangını Yahudi
90 SirenBora
HayimPalaçi’ninşahitolduğu1841,1845ve1862yangınlarıkentteo
kadar büyük bir yıkıma neden olmuş ve onun üzerinde o kadar derin bir
etki bırakmıştır ki; ‘’Lev Hayim’’, ‘’Moşe Hayim’’ ve ‘’Ruah Hayim’’ adlı
kitaplarında, İzmir’in ünlü yangınlarının Yahudi Cemaati üzerindeki kalıcı
olumsuzetkilerindensözettiktensonra‘’LevHayim’’de,1841Yangını’nın
İzmir Yahudi Cemaati’nin sosyal ve ekonomik yapısında açtığı derin
yaraları,İsrailUlusu’nungeçmiştekikötükaderinebağlayarakduygularını
şöyle dile getirmekte idi: 211 ‘’İsrail ulusu bu ağıta pek çok kez tanıklık
etti’’.212 Bir kitabında ise, ’’…bu benim yangının ardından yazdığım ilk
kitabım.1841 yılı zihnime en acı yıllardan biri olarak kazındı’’ notunu
düşmekteidi.
Hayim Palaçi, sadece anne ve babasının değil aynı zamanda
büyükbabası Hayim Palaçi’nin de rehberliğinde dini eğitim aldı ve ondan
büyükölçüdeetkilendi.Hatta1826yılındaSelanik’tebasılacakolan‘’Smiha
leHayim’’ adlı kitabını büyükbabası ile birlikte yazdığı söylenmektedir. 213
mahallelerini hemen hemen tümünü yakıp kül etti; çaresiz kalan yoksul Yahudi halkın
varlığıise,İzmir’deMisyoneretkinliklerininyoğunlaşmasınanedenoldu.YusufTurhan
ve Kemalettin Kuzucu’nun verdikleri bilgiye göre, 1845 Yangını, akşam saatlerinde
başlayıp ertesi gün öğle vaktikontrol altına alınabildi. Birçok gezginin anılarında övgü
ilesözettiğiİzmir,17saatsürenvesekizonkolaayrılarakçokgenişbiralanayayılan
alevlerleyerlebiroldu.Fırınvetemelgıdamaddelerisatandükkanlardahiyandığıiçin
aç ve açıkta kalan kent halkına, İstanbul’dan hatta Mısır’dan para ve yiyecek yardımı
yapıldı.Bkz.KemalettinKuzucu,‘1845İzmirYangını’’ToplumsalTarihDergisisayı62,
İstanbul 1999, 20‐25. Yusuf Turhan, ‘’İzmir(Hicri: 5/N/1260‐29/C/1263 Miladi:
18/Eylül/1844‐13/Haziran/1847), AKADEMİK TARİH‐ Tarih’e Işık Tutalım,
www.akademiktarih.com. İzmir’deki üç Fransız Rahibe tarafından Paris’teki Rahibe
kardeşlerine yazılan bir mektupta ise, 1845 İzmir yangını şöyle anlatılmaktadır: ‘’3
TemmuzPerşembegünüşehirdeinanılmazbiryangınpatlakverdi…Yarımgündeşehrin
büyük bir kısmı ateşler içinde kaldı.Fransa’da bu tür bir yangının ne dehşetini ne de
çıkardığısesihayaledebilirsiniz.Buradangörülenmanzaradehşetvericibircehennem
görüntüsü. Bütün Katolik semti ateşler içinde. Cumartesi sabahı yangın yavaş yavaş
durulmaya başladı. Katolik semti tanınımaz haldeydi. Biribirine girmiş kalıntılar
arasındaydık… Geriye yalnızca toprak kalmıştı. 1841 yılında Türk ve Rum mahalleleri
yandığı zaman zengin Katolikler onlara yardım etmişti. Şimdi Katoliklere kim yardım
edecek’’.Bkz.DetailsDonnesParlesSeursdeSmyrnesurles RavagesdeL’Incendiedu3
Juillet1845,Paris1845. 212 Hayim Palaçi, Lev Hayim, İzmir 5660 (1890),Helek gimel (üçüncü bölüm). Ayrıca Bkz.
Başan, ‘’a.g.m.’’, 18. Başan’ın makalesinde, 17. ile 19. yüzyıllar arasında İzmir’de
meydanagelenbüyükyangınlar,depremler,salgınhastalıklarvebunlarınİzmirYahudi
Cemaatiüzerindekiolumsuzetkilerihakkındakronolojikbilgiyeralmaktadır. 213Naftali Haleva’ya göre, Hayim Palaçi ‘’Smiha LeHayim’’ adlı kitabının hazırlanması ve
yayınlanması aşamalarında Rabi Rafael Yosef Hazan ile birlikte çalışmıştır. Bkz. Rabbi
Haleva,‘’a.g.m.’’. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)91
ŞimonEkştayn’ın,HayimPalaçi’nin‘’HakkayLev’’ve‘’TsavaaMehayim’’adlı
kitaplarındanaktardığınagöre,Palaçi,aldığıdinieğitiminyoğunluğunuve
insanlar arasında barışı, huzuru temin etmek konusundaki hassasiyetini
vurgulayanşuaçıklamalarıyapmaktadır: 214‘’Göklervesemalarşahidimdir.
Kendimi bildiğim günden yirmi yaşıma kadar Tora eğitimime hiç ara
vermedim. Hiçbir zaman dünyevi işler nedeni ile Tora öğrenimimi
ertelemedim veya iptal etmedim. Tanrısal gündemimden uzaklaşıp, dünyevi
ve maddi işlerle hiç uğraşmadım. Kırk yaşıma varıncaya kadar, çevremdeki
insanlarınsorunlarınayardımcıolmaya,ikiinsanarasındakianlaşmazlıkları
muhakeme ederek adaletin tecelli etmesine, iki insan arasındaki
anlaşmazlıkları ve küslükleri barışçı yollarla gidermeye çalıştım. Bunun
dışındakizamanlardakendimisürekliToraeğitimineverdim.’’
Hayim Palaçi üç kez evlendi. İlk evliliğini, İzmir’in ünlü ve önemli
hahamlarından biri olan İtshak Ribi’nin kızı Esterula (Ester) ile tahminen
1807 ile 1809 yılları arasında yaptı. Eşini 1838 yılında kaybedince ikinci
kez, Haham Avraam N. Azra’nın ailesinden olan Bayan Vida Nama ile
evlendi. Onunla 10 yıl evli kaldılar. İkinci eşi de ölünce, Bayan Coya ile
üçüncüevliliğiniyaptı.215
İlkevliliğindenolanüçoğlu(Avraam,RehamimNesimİtshakveBen
Zakunav Yosef) 216ve üç kızı vardır. İlkkızının adı bilinmiyor. Ancak onun
1823yılındaRabiİtshakBenHagevirYaakovGiatileevlendiğinibiliyoruz.
İkinci kızının adı Lea idi ve o da 1846 yılında Rabi Ben Tsiyon B. Şlomo
Çikurel ile evlendi. Üçüncü kızının adı ise yine bilinmiyor. Onun da, Rabi
MenahemGigonileevlendiğinibiliyoruz.2171810yılındadoğanenbüyük
oğlu Avraam Palaçi, ileride İzmir Hahambaşısı olacaktır. Küçük oğlu
Yosef’in ise, Hayim Palaçi’nin yaşlandığı yıllarda doğduğu, ‘’ben zakunav’’
(yaşlıbabanınoğlu)tanımlamasındananlaşılıyor.
Hayim Palaçi 1813 yılında 26 yaşında iken, ‘’Hahaham haşalem’’
(Haham) ünvanını aldı. Diploması ‘’Dereh Etz Hahayim’’(Hayat Ağacının
Yolu) kitabının yazarı olan İzmirli ünlü Hahambaşı Hayim İtshak Algazi
tarafındanonaylandıisede,Palaçi,babasınınöldüğüHeşvan(Ekim‐Kasım)
5581 (1820)’e değin, onun gölgesinde kalmayı yeğledi. 1827 yılında 40
yaşında,’’Dayan Sofet‐ Hakim’’ (Dini Yargıç) ünvanını alarak hakimlik
yapmaya başladı. Aynı yıl, Beit Yaakov Yeşiva’sının müdürlüğüne atandı.
214Ekştayn,a.g.e.,279. 215Ekştayn,
a.g.e., 108‐109. Naftali Haleva’nın verdiği bilgiye göre ise, Hayim Palaçi ilk
evliliğini henüz 20 yaşında ve öğrenci iken, ‘’Bahis İtshak’’ adlı kitabın da yazarı olan
öğretmeniRabiİtshakGatenya’nınkızıileyapmıştı.BkzRabbiHaleva,‘’a.g.m.’’. 216Ekştayn,a.g.e.,109‐116. 217Ekştayn,a.g.e.,116‐117. 92 SirenBora
1837 yılında 50 yaşında iken ‘’Av Beit Din’’ (Baş yargıç) ve ‘’Umarbitz
Torah’’(Tora eğitmeni) ünvanlarını aldı.218 Bu arada İzmir Yahudi
Cemaati’ningereksinmeduyduğunainandığıyasavetüzüklerihazırlamaya
başladı.ŞimonEkştayn’ınPalaçi’ninkitaplarındanaktardığınagöre;Palaçi,
Yahudi Cemaati üyelerinin namuslu ve sade bir yaşam sürmesini
sağlayacak kuralları içeren fetvalar yayınlamaktaydı. O, fetvalarda ve
teftişleri sırasında verdiği söylevlerde, küçük veya büyük diye ayırmadan
tümtoplumsalsorunlaratektekdeğinmeyeözengöstermişti.Amacı,kentin
kamusal yaşamını karışmak ve onu baştan aşağı düzenleyip değiştirmek
değil; Yahudilerin geleneksel yaşamında gördüğü yanlışları düzelterek
onlarıdoğrularayönlendirmekti.Önerilerininuygulanmasınısağlamakiçin
hazırladığı tüzükler gerçekten de, ‘’fetva’’ niteliği taşıyordu. Örneğin,
‘’Tohahat Hayim’’ ve ‘’Hukey Hayim’’ kitaplarından edinilen bilgilere göre,
fetvalarından birinde, gençlerin ‘’şarkıları, ilahileri, cinselliği çağrıştıran
şarkıları’’ öğrenmesini yasaklamıştı. Ayrıca, Palaçi, fetvalarının uygulanıp
uygulanmadığını da kontrol etmekteydi. Denetimi sağlamak için özel
görevliler atadığını görmekteyiz: Palaçi, bu iş için‘’Haver İr’’ (Kent Dostu)
adıyla bir kurum oluşturup, kurumda ‘’Hahaham haMarbitz Torah’’ (Tora
öğretmenlerini) görevlendirmişti. Nihai hedefi, ‘’İzmir Yahudi Cemaati’nin
geleneksel ve sade hayatının saflığını korumaktı’’.219 Bu amacını
gerçekleştirebilmek için, İzmir Yahudi Cemaati’nin yaşamının hemen her
alanı ile ilgili fetvalar yayınlamıştır. Şimon Ekştayn, söz konusu fetvaları
sınıflandırarakşöylesıralamaktadır:
 Evliliklerin sona erdirilmesi(boşanma) için hangi koşulların yerine
getirilmesigerektiğini,
 Yahudi kızlarının Yahudi olmayanların yanında çalışmasının uygun
olupolmadığını,
 Yalanyereyeminedilmesinindoğruolmadığıvehangikoşullaraltında
afedilebileceğini,
 İskambiloynamakvetütüniçmeninzararlarını,
 Kendini kaybedecek kadar fazla şarap içmenin zararlarını ve hangi
koşullaraltındaşarapiçilebileceğini,
 Yahudi olmayanlarca yapılan yoğurdun tüketilmesinin uygun olup
olmadığını açıklayan ve yukarıdaki maddelerin tümü ile ilgili çeşitli
‘’yasaklamalar’’getirenhükümler.220
218Ekştayn,a.g.e.,106.
219Ekştayn, a.g.e., 158‐161. Hayim Palaçi, Tsadaka Hayim adlı kitabında, dürüst, namuslu
hayatınsırlarınıvebuhayatasahipolmakisteyenYahudilerinuymasıgerekenkuralları
sıralamaktadır.Bkz.HayimPalaçi,TsadakaHayim,İzmir5618(1848). 220Ekştayn,a.g.e.,234‐255. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)93
Hayim Palaçi, 1847 yılının Mayıs ayında 60 yaşında iken İzmir’in
ikinci büyük Hahamı ve Beit Din’in (Dini Kurul) başkanı oldu. Böylece, o
sırada Beit Din’in üyeleri olan Rabi Yeşua Şlomo Arditi, Rabi Hayim
Binyamin Pontremoli, Rabi Rahamim Nisim Yehuda de Sigura ve Rabi
Nisim Moşe Modai ile 45 İzmirli hahamın dini lideri konumuna geldi.221
1855 yılının Eylül ayında, İzmir Hahambaşılığı tarafından ‘’Roş Hakolel’’
(Yeşivaların Başhahamı) olarak atandı. Tam bir yıl sonra ise(1856 yılı),
yine Eylül ayında 69 yaşında iken Hahambaşı seçildi. Ölümüne dek‐1868
yılına kadar‐bu görevde kaldı. Sultan Abdülmecit 1850 li yıllarda Osmanlı
ve kent Hahambaşılarını atamaktan vazgeçip seçim yetkisini cemaat
yönetimine geri verdiği için, Hayim Palaçi cemaat yönetimi tarafından
Hahambaşı seçilmişti. Ama buna rağmen, Hayim Palaçi’nin
Hahambaşılığı’nın, Padişah Abdülmecit tarafından bir fermanla onaylanıp
duyurulmasısözkonusudur.222
Kişiliği
Hayim Palaçi’nin Hahambaşılığı dönemi(1856‐1868), özellikle onun
kişiselnitelikleriışığındaelealınıpincelenmelidir.Palaçi,diniyargıçolarak
atandığı andan itibaren dürüstlüğü, adaleti ile İzmir kentinde, çevredeki
yerleşim alanlarında, İstanbul’da, Selanik’te ve hatta Osmanlı
İmparatorluğununsınırlarıdışında,saygınbirdinişahsiyetolarakünyaptı.
ODoğu’dayetişmişYahudidinadamlarıarasında‘’DevlerinSonunucusu’’,223
son önemli ‘’Posek’’(Müçtehid) idi. Ondan söz edilirken ‘’HaHabif’’
kısaltması (adının tamamı, Hayim ben Yaakov Palaçi idi),
‘’Rabbeynu’’(Üstadımız) veya ‘’Tsadik’’(Şeyh veya Pir)224 ya da ‘’Maalat
Ateret Tiferet’’(Başımızın Onur Tacı) gibi öneklerin veya ünvanların
kullanıldığınıgörmekteyiz.225HayimPalaçi,PadişahAbdülmecittarafından
1861yılında(ikincieşininölümündenbirkaçaysonra),‘’adalettensorumlu
dinadamı’’nişanıileödüllendirildi.Bunişanverildiğisırada,aynızamanda
cemaatin adalet işlerinden de sorumlu tutularak Osmanlı devleti adına
‘‘münferid muhakeme’’ yetkisi ile donatıldı. Daha anlaşılır bir şekilde izah
221Haleva,‘’a.g.m.’’. 222Barnai, ‘’On the history of theJews…’’, 31. Barnai, ‘’The development of community…’’,
20. Avner Levy, ‘’Shavat Aniim: Social Cleavage, Class War and Leadership in the
Sephardi Community‐The Case of Izmir’’, Ottoman and Turkish Jewry‐Community and
Leadership,Bloomington1992,189‐191. 223Barnai,‘’Thedevelopmentofcommunity…’’,20. 224Tsadik, kelime anlamı bakımından; doğru, adil ve nazik olan inançlı kişidir. Bu kişi,
insanlarakarşıvericibirgönültaşır,Tanrı’dankorkar.Yahudigeleneğinagörekendini
bellietmemiş36Tsadikvardır.Bkz.YusufBesalel,YahudilikAnsiklopedisi,İstanbul(cilt
3)Mayıs2002,746‐747. 225Ekştayn,‘’a.g.e.’’,Ayrıcabkz.EncyclopediaJudeica,‘’Palache’’,17‐20. 94 SirenBora
etmek gerekirse; Hayim Palaçi’ye, hem Şer’iye Mahkemeleri’nin hem de
BeitDin’ingeçerlidiniyasalarıileyargılamaayrıcalığıtanınmıştı.Demekki
HayimPalaçi,İslamhukuku(İslamŞeriatı)hakkındadabilgibirikimineve
yeterlidonanımasahipti.Veanlaşılıyorki,Osmanlıcayıiyidüzeydeokuyup
yazabiliyordu. 1862 yılında ise, yine Abdülmecit tarafından bu kez
‘’Dördüncü Rütbeden Mecidiye nişanı’’ ile ödüllendirildi.226 Kimi tarihçilere
göre, gerek Padişah gerekse Osmanlı Müslim ve gayrımüslim cemaatleri
tarafından, Palaçi’ye gösterilen saygı, güven ve itibarın büyüklüğü, onun,
Osmanlı Hahambaşısı Yakir Geron 227 dahil pek çok Yahudi din adamı
tarafından kıskanılmasına yol açacaktı. Üstelik Hahambaşı Geron, sadece
kıskanmakla kalmayıp, aynı zamanda Palaçi’ye karşı muhalif bir tavır da
sergilemeye başlayacaktı. Hatta bu kıskançlığın, Osmanlı padişahından
onun cezalandırılmasını istemeye kadar vardığı ileri sürülmektedir.228
Kuşkusuz,HayimPalaçi’ninİzmirveİstanbulYahudiCemaatleritarafından
çok sevilip sayılmasının nedenlerinden biri hatta belki en önemlisi, onu
Hahambaşılığa götüren süreçte, İzmir’de meydana gelen cemaat kavgaları
sırasında (yoksul ile zengin, reformist ile statükocu arasındaki kavgalar)
sergilediği soğukkanlı ve adil tutumdur. Bu kavgaların en önemlilerinden
biri, ‘’Şaavat Aniyim’’ (Yoksulların Feryadı)229 adlı risalede uzun uzadıya
226BOA,A.)DVN.MHM.35/100,1278(1862).
2271858‐1862yıllarıarası,OsmanlıYahudileriarasındareformistlerletutucularınşiddetli
kavgalarına sahne oldu. Özellikle İstanbul Yahudi Cemaatinde yaşanan çatışma devlet
yönetiminin müdahelesi ve zamanın Hahambaşı Yakob Avigdor’un görevden alınması
sonucunudoğurdu.Yerine1863yılındaKaymakamsıfatıylaOsmanlıİmparatorluğu’nun
HahambaşıvekiliolanYakirAstrükGerongetirildi.15Mayıs1865tarihindeyürürlüğe
giren’’Hahamhane Nizamnamesi‘’ve 1896 yılında İstanbul’da ardından da İzmir’de
hazırlanan ‘’cemaat tüzükleri’’ aracılığı ile cemaat yönetimindeki sorunların çözülmesi
sağlanmaya çalışılacaktı. Bkz. Rodrigue, a.g.e., 68. Hahamhane Nizamnamesi için bkz.
BOA,İradeŞurayıdevlet507.Düstur,Tertib‐ievvel,cilt2,962‐975. 228Hayim Palaçi’nin 1866 yılında ‘’Bağlı Bıçak’’ uygulamasına son vermesinden sonra
Filistin’e sürmek istediği iki Şohet, Palaçi’yi İstanbul’daki Hahambaşı Yakir Geron’a
şikayet etmişlerdi. Bunun üzerine Geron, Bab‐Ali’nin de isteği doğrultusunda
HahambaşılıkSekreteriolanHahamŞimuelDanon’ukonuyuaraştırmagöreviileİzmir’e
gönderdi.Danon’dabukonuileilgilibirraporhazırladı.Aynızamandaİzmir’li60kişinin
imzasını taşıyan bu raporda, kentteki karmaşanın ancak Hayim Palaçi’nin İzmir
Hahambaşılığı görevinden alınması koşulu ile düzelebileceği önerisi yer almaktaydı.
Raporu onaylayan Hahambaşı Yakir Geron, kimi tarihçilere göre, İzmir Yahudi
Cemaati’nin Palaçi’ye olan desteğini ve bağlılığını kıskanmıştı. Ayrıntılı bilgi için bkz.
Ekştayn,a.g.e.,171‐173.Geron,Palaçi’ningörevindenalınmasınıistediisedeİzmirValisi
bu talimatı yerine getirmedi; görevi bir süre askıya almakla yetindi.Hayim Palaçi,
taraftarlarının İzmir ve İstanbul’daki büyük gösterileri nedeniyle, ömür boyu
makamındakalmaküzeregöreveiadeedildi.Bkz.NaimGüleryüz,Bizans’tan20.Yüzyıla
–TürkYahudileri,İstanbul2012,179‐180.Olaylarıngelişmesüreciniendişeileizleyen
BarondeRothschild,HayimPalaçi’yeLondraHahambaşılığıgöreviniönermiş,ancakbu
öneriPalaçitarafındankabuledilmemiştir.Bkz.Haleva,‘’a.g.m.’’. 2291847yılındaİzmir’de,‘’muhalifler’’denbiritarafındanbasıldı.Sekizsayfaolanburisale,
‘’Ladino’’olarakyazılmıştı.Levy’ninverdiğibilgiyegöre,teknüshasıİngilizMüzesinde,
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)95
anlatılannedeniisevergiyolsuzluğu(gabelileilgiliyolsuzluk)olanolaydı.
İzmir’de,1847yılındapatlakveren’’sosyalçatlak’’,okadaruzunsürdüve
cemaatüzerindeokadarderinyaralaraçtıki;HayimPalaçidahiolabilecek
vahim olaylardan dolayı endişeye kapıldı. 230 Avner Levy’nin anlatımına
göre; ‘’1840 ile 1842 yılları arasında, henüz mesleklerinde yeni olan genç
Rabbiler Hayim Palaçi, Pinhas de Segura, Shelomo Krispin ve A. Eşkenazi
yoksulları gözetip desteklediler ve et gabelinin yoksulların lehine
düzenlenmesi kararını aldılar. Fakat aradan bir süre geçtikten sonra(1847
yılında), hepsi zenginlerin safhına geçtiler ve yoksullar aleyhine çalışmaya
başladılar’’.231 Palaçi olaylar sırasında(1847 yılında), şer’i mahkemelerin
yetkiveotoritesinesahip,ticari‐sivildavalarabakanBeitDin’inbaşkanıidi.
232 Nitekim Palaçi’nin önce, Beit Din başkanlığının ona tanıdığı yetkileri
kullanarak et gabeli hakkında yoksullar lehine düzenlemeler yapmaya
başladığıveetgabelininhükümsüzolduğunuilanettiğigörülmekteisede;
buçalışmalarınzenginlerinonunfinansalkonulardakiyetkilerini kısıtlaması
nedeni ile bir süre kesintiye uğradığı anlaşılmaktadır. Palaçi’nin
çalışmalarınındurdurulması,olaylarıdahadaalevlendirmiştir.Yoksulların
Beit Din başkanı tarafından alınan kararın uygulanamamasından dolayı
duyduklarıhoşnutsuzluğuOsmanlıyönetimineaksettirdikleri,Meclis‐iVala
tarafındanAydınVilayetinegönderilen,‘’şikayetlereyanıtniteliğindeki’’bir
belgedegörülmektedir:25/Ş/1264(1847)tarihlibubelgede,uygulanması
zenginlertarafındanengellenen‘’şurutnameninahkamınınicrası’’istenmekte
fotokopisiiseKudüsBenTsviEnstitüsündebulunmaktadır.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Avner
Levy,‘’a.g.m.’’. 230Hahambaşı Hayim Palaçi’nin cemaatteki sınıf çatışmalarından dolayı duyduğu endişeyi
ve üzüntüyü eserlerinde yansıttığını, ondan alıntı yapan Avram Galante ve M.
Franco’nun verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır. Bkz. Galante, Histoire de Juifs
d’Anatolie…, 58‐62. M. Franco, Essai sur I’Histoire des Israelites de L’Empire Ottoman,
Paris 1897, 197‐200. Nitekim Palaçi’ye ait iki kitabın içeriğinin, barış ve esenlik
olduğunu biliyoruz: Sefer Hukot Hayim ve Hayim ve Şalom. Ayrıca Aydın Vilayet
Yönetimi’nin de aynı endişeleri paylaştığı Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan
belgelerden anlaşılmaktadır. Örnek verelim: Gabel Akçesinin yükseltilmesi nedeniyle
aralarındahusumetoluşanİzmir’inyoksulvezenginYahudilerininarasınındüzeltilmesi
için ne şekilde hareket edilmesi gerektiğinin bildirilmesine dair İzmir Muhassılı
(Kaymakam) Osman’ın yazısı. BOA, Sadaret A.9 MKT. 121‐1 (10/Ca/1264). İzmir’de
Yahudiler arasında zuhur eden münazaayla ilgili olarak Sabri efendi’nin
görevlendirilmesi ile ilgili yazı. BOA., İ.HR. 45/2119 ( 22/Ca/1264). İzmir’de bulunan
Yahudi milleti arasındaki kavganın tahkikine dair tezkire. BOA., İ.MVL. 123/3149
(15/Ş/1264).Ayrıcabkz.ŞimonAriLeyevEkştayn,a.g.e.,165‐172. 231AvnerLevy,‘’a.g.m.’’,196. 232Beit Din, Şeriat Mahkemelerinin yetki ve otoritesine sahip bir kurumdu. Yahudi
Cemaatine ait sivil ve ticari davalara bakıyordu. Zaman zaman Yahudi olmayanlar da
Yahudilerle aralarında oluşan sorunlar için bu kuruma başvuruyorlardı. Galante, a.g.e.,
17‐19.Palaçi’ninİzmirveçevresindegüvenilirbirhakimolaraktanınıp,sevilipsayıldığı
bilinmektedir. 96 SirenBora
idi.233Öteyandan,A.Levy’ninaçıklamalarındananlaşıldığınagöre;‘’Palaçi,
bir süre sonra otoritesini geri kazandı fakat et gabeli hakkındaki
hükümsüzlük(ilga) kararını unuttu’’. 234 Hayim Palaçi kararını unuttu mu?
Yoksa bilinçli olarak erteledi mi? Bilmiyoruz. O, her zaman yoksul sınıfın
yanında yer alan, onları destekleyen ve gabel uygulamasının önemli bir
parçası,‘’Şohet’’göreviniüstlenmişolanRabiDavidHazanileakrabaidi.235
Kanımızca, yoksulların korunması konusunda Palaçi’nin Hazan ile aynı
fikirleripaylaşmaolasılığıçokyüksektir.‘’Barış’’yanlısıolanPalaçi,olayları
yatıştırmak için ‘’uzlaşma yöntemini’’ yeğlemiş olması muhtemeldir.
Başarılıoldumu?1865‐1866yıllarındaolaylarınhaladevamediyorolması
ve İstanbul, Paris, Viyana’daki Yahudi gazetelerinde gündemi işgal etmesi,
nihai çözümün sağlanamadığının, kısacası başarısızlığın kanıtlarıdır.236
1866yılındaetgabeliyolsuzluğunakarışanvergitahsildarları(Gabelleros),
kaşer et kesimini yapanların (Şohetim) ve kasaplar Hahambaşı Hayim
Palaçitarafındanuyarıldılar.Palaçi,uyarılarıişeyaramayınca‘‘BağlıBıçak’’
237uygulamasınasonverecekti.238OlaylarınbaşlamasınanedenolanGabel,
et,şarapvepeynirdenalınmakta;hastane,mezarlık,yoksullariçingiyecek,
dini mahkemenin giderleri Talmidey Hahamim (Haham eğitimi alan
öğrenciler) ve Asara Batlanim239 için kullanılmakta idi. A. Levy’nin Şaavat
233İzmir’deki
Yahudilerin aralarında tatbik olunmak üzere kararlaştırılan ve cemaatin
zenginlerince engellenen ‘’Şurutname’’nin ahkamının icrası talebi ve teferruatı. BOA,
MVL.27‐56,25/Ş/1264tarihlibelge. 234Levy,‘’a.g.m.’’,197. 235RavHayimDavidHazan,BeitDinmensuplarınabirmektupyazarak,kenttesayıları2000
dolayında olanyoksul Yahudilere yardım etmeya karar verdiğini bildirmişti. Ona göre;
eğeryardımvedestekalamazlarsapekçoğudindeğiştirebilirdi. 236Levy,a.g.m.’,189. 237‘’ Bağlı Bıçak’’ uygulamasında, ‘’Gabel’’ toplama hakkı açık arttırmaya çıkarılıyor ve en
yüksek fiyatı veren Gabel toplama ayrıcalığını elde ediyordu. Cemaat yönetimi ile
kontrat imzalayan vergi tahsildarları(Gabelleros), vaat ettikleri kira bedelini her hafta
ödemekle yükümlü idiler. Cemaat yönetimi ise, gabelleros’un kira bedelini karşılamak
içinyapabileceğiyolsuzluklarakarşıherhangibirönlemalmamıştı. 238Galante, a.g.e., 31‐32. Ekştayn, a.g.e., 168. Ayrıca bkz. İzmir’in yoksul Yahudilerine
Dersaadet’den ‘’yardım akçesi’’ gönderilmesi ile ilgili yazı. BOA, MVL. 732‐66,
18/Za/1283. İzmir’de bulunan Yahudi milleti arasında tekevvün eden tartışmanın
milletçe rüiyyeti için Hahambaşı tarafından gönderilen memura hükümetçe yardım
olunmasıhakkındaemirname yazılmasıiçinHahambaşılıkKaymakamınıntakriri.BOA,
MVL.736‐50,14/S/1284tarihlibelge. 239AsaraBatlanim,Onİşsiz;Batlanimiseişsizler,işsizgüçsüzbaşıboştakımı,kurukalabalık
anlamına gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki yerleşim birimlerinde
yer alan hemen her Sinagog ya da Yeşiva çevresinde gerektiğinde çağrılmayı bekleyen
Batlanim’e rastlanılmaktadır. Tören esnasında Minyan’ı (10 kişiyi) tamamlamak
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)97
Aniyim’den aktardığına göre; şarap gabeli 25.000 lions(arayot) 240 idi.
Anlaşıldığına göre, yoksulların isyan etmesine yol açan adaletsizlik tam
burada, gabel dağılımında başlamakta idi: 25.000 arayot’un 20.000’i
yoksullarca5000’izenginlerceödenmekteidi.Aynıdurumetgabeliiçinde
geçerliidi.Ayrıcaetkesicilere(Şohetim)ödenenücret40.000arayotolup
bunun tamamı yoksullardan tahsil edilmekte idi. Böylece yoksul Yahudi,
hemetvergisihemdeŞohetücretiilebirlikteçift(ikikat)vergiödemekle
karşı karşıya bırakılmakta idi. Buna karşın zengin sınıfa mensup olanlar
Şohetiçintekbirkuruşödemeyapmıyorlardı. 241Elimizdekikaynaklardan
anlaşıldığınagöre,anlaşmazlıklarbubağlamdayıllarcainişliçıkışlıdevam
etti.242
Öte yandan, Hayim Palaçi’nin yoksulların haklarını gözetmesinin
zengin sınıfın hoşuna gitmediği anlaşılıyor. Çünkü 1865 Hahamhane
NizamnamesigereğinceoluşturulanİzmirYahudiCemaati’ninyeniyönetim
kurulu (zengin tüccarlar arasından seçilen kişilerden oluşturulmuştu:
BaşkanAbrahamEnrikes,Üyeler;YakoMelammed,MoşeMordoh,İsakSidi,
David Cohen, Avraham Roditi, Moşe Sion, David Taranto, İsak Dannon ve
Habib Nesim Crespin) ilk toplantıya Hayim Palaçi’yi davet edecek, ona
Hahambaşının kararveimzayetkilerinisınırlayanbir’’bildiri’’imzalatacaktı.
Kurulüyeleritarafındanhazırlananbubildiride,Hahambaşınıntümkararve
imzaları için yönetim kurulunun onayı şartı getirilmişti. O sırada 78
yaşındaolanHayimPalaçi,M.Franko’nunyorumunagöre;‘’belkiisteyerek
ya da belki istemeyerek (bu bilinmiyor) bildiriyi imzalamıştı’’. Yönetim
kurulu, köklü değişiklikler yapmaya başlamış; bunun için hem idari
personelideğiştirmişhemdeşarapveetgabeliileilgiliyenidüzenlemeler
hazırlamıştı. Aldığı kararların resmileşmesi ve yaptırım gücünün artması
için ise, İstanbul’da Hahambaşı Yakir Geron’a başvurarak desteğini talep
etmişti. Ancak yönetim kurulunun ömrü kısa sürdü. Birkaç ay çalışıp
feshedilince,Palaçi’ye(belki)emrivakiileimzalatılanbildiridefeshedilmiş
oldu. Hayim Palaçi, ‘’hayatboyu kaydı ile‐yani ölünceye dek‐Hahambaşılık
gerektiğinde,çoğunluklakulaktandolmadinselbilgiyesahipolanbuYahudilerbirücret
karşılığındaeksiğitamamlamaküzereibadethaneyeçağrılmaktaidiler. 240 Arayot, Osmanlı altın kuruşu olup Aslanlı ya da Asadi olarak adlandırılmakta idi. Bir
yüzündeaslanresmivardı.1kuruş=40paradır.Bkz.Levy,‘’a.g.m.’’,199. 241Levy,‘’a.m.’’,184‐186. 242 Kentte ard arda çıkan 1841 ve 1845 yangınları, İzmir Yahudi Cemaati’nin ekonomisini
bozmuştu.A.Levy’egöre,Palaçi’ninbudönemleilgiliverdiğicemaatborcuolan500.000
arayot (Şaavat Aniyim’de verilen bilgilerle de örtüşüyor) 1841 ve 1845 yangınlarının
verdiği zararın giderlerinin bilançosunu da de kapsıyor olsa gerek. Bkz. Levy, ‘’a.g.m.’’,
194. 98 SirenBora
makamına atanırken, Gabel’i sömürü aracı olarak kullananlar Hahambaşı
HayimPalaçi’denözürdilediler’’.243
Hayim Palaçi’nin karakteri ve kişisel özellikleri hakkındaki
ipuçlarına, Palaçi’nin kitaplarından, oğulları Avraam Palaçi ile İtshak
Palaçi’nin anılarından, gezgin Frankl’in gezi yazılarından, o dönemde
yayınlanan‘’Halevanon’’(Lübnan) gazetesinde 244çıkan haberlerden ve
araştırmacı M.Franko’nun verdiği bilgilerden ulaşılabilmektedir. 245 Şimon
Ekştayn’ın verilen bilgi ve örneklerden çıkardığı sonuç şudur: Hayim
Palaçi;246
 Merhametlidir,‘’Gemilut Hesedim’’ (Hayırseverlik Hizmeti), özellikle
yoksullarayardımedilmesikonusundasondereceduyarlıdır.
 Herinsanınyargılanmadanöncemasumolduğunainanır.Yargılarken,
aynı zamanda adeta savunmayı da üstlenerek beraat ettirmek üzere
yargılamayaözengösterir.Adildir.
 Ağzınısıkıtutar,dilinesahiptir.
 Herhaliylesafvesaydamdır.Dürüsttür.
 İmanıtamdır,Tanrıyabüyükbirinancıvegüvenivardır.
 Tevazusahibidir.
 Kanaatkârdır.
 “Haemet’’(Hakikat)sevgisivesaygısısonsuzdur.
 Hertürlüyağmaya,talanakarşıdikkatlivetedbirlidir.
 Herşeyiaffedenbağışlayıcıbiryapısıvardır.
 Konukseverdir.
 Sabırlıdır.
 İşininehlidirvekuvvetlibirhafızayasahiptir.
 Karaktersahibivegüvenilirdir.
 Şifayeteneğinesahiptir.
243Franco,a.e.,197‐199.İzmirYahudiCemaati,HahamhaneNizamnamesini1896yılından
itibarenbenimseyipuygulamayabaşlayacaktır. Bu gazete, 1863 yılından itibaren İbranice olarak Kudüs’te, Eşkenaz Yahudileri olan
Yehial Bril, Mihal Kohen, Yoel Moşe Salamon ve Meyer Markus Lehman tarafından
yayınlanmaya başladı. Ayrıntılı bilgi için bkz. Hauniversita Haİvrit Yeruşalayim, Itonot
İvritHistorit,jnul.huji.ac.il/dl/newspapers/index1024.html. 245 Palaçi’nin dürüstlüğü, güven telkin eden saygıdeğer görünümü ve cemaat üyelerine
duyduğu sevgi, gerek gezgin Frankl’in anılarında gerek ‘’Halevanon’’(Lübnan)
gazetesindesıksıkdilegetirilmiştir.Frankl,şöyleyazıyor:‘’…HiçbirimizTürkiyedebaşka
birinitanımıyoruz.Günlerboyubilgidenvesağlıktanyoksunolanyetimleriçinağlayan…’’
Bkz. Ekştayn, a.g.e., 262‐263. M. Franko ise, 79 yaşındaki Hayim Palaçi’nin işine olan
bağlılığından,geceyarılarınadeğinçalışmasındanvesaygınlığındansözetmektedir.Bkz.
a.g.e.,265. 246Ekştayn,a.g.e.,282‐305. 244
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)99
 Elvevücuttemizliğineönemvermektedir.Titizdir.
 “Barış’’atutkuylasevdalıdır.
 Rüyalara,rüyayorumlarınaönemvermekteveinanmaktadır.
İyiBirHakim’inSahipOlmasıGerekenNitelikler:
YukarıdasayılanniteliklerindendeanlaşılacağıgibiHayimPalaçi’nin
bir Hakim’in taşıması gereken ‘’ahlaki meziyetlere’’ sahip olduğu
anlaşılmaktadır. Bu nitelikler, ‘’Geonim’’in sonuncusu fakat en önemlisi
olarak tanınan Maymonides’in de(Rambam ya da İbni Meymun), ‘’Mişne
Tora’’(Yad HaHazaka) adlı eserinde saydığı bir hakimin taşıması gereken
niteliklerle, ‘’zeki, mütevazı, Tanrı saygısına, gerçek Tanrı aşkına, iyi bir
şöhrete sahip olmak ve halk tarafından sevilmek’’ birebir örtüşmektedir.247
Nitekim Tora’nın çeşitli bölümlerinde de, Tora konusunda en üst düzey
uzmanlığaerişmiş,herhangibirkonudayapılmasıgerekeniöğretmeyada
birkararabağlamayetkisinesahipHahamlararasındanseçilenHakimlerin
(Şofetim), dürüst ve adaletli yargılama yapmaları zorunluluğu sık sık
vurgulanmıştır: “Yargıyı saptırma, ayrıcalık yapma ve rüşvet alma’’. Ve
‘’Adaleti–adaletitakipet...’’.248
“HayırseverlikHizmeti’’ve“Emuna’’:
‘’Gemilut Hesedim’’, ‘’sıkıntılı zamanlarında insanlara yardım etme’’
mitsva’sına (şer’i kuralına) bağlı bir gelenektir. Yahudiliğe göre, Tora ve
ibadet ile birlikte gönüllü iyilik yapmaya yönelik işler (sadaka ve
yardımlaşma, hasta ve taziye ziyareti, cenazeye katılma, ölü gömme, yas
tutma,misafiriuğurlamagibifiiller)dünyanınüçtemeldireğini(sütununu)
oluşturmaktadır. 249 Bu mitsvalar, Yahudi dini kuralları içinde yer alan ve
Halaha’ya eşlik eden, daha çok toplumsal boyutun ağırlıkta olduğu ve
toplumsal alanda yerine getirilen farz hükmündeki kurallardır ve iyilik,
merhamet, doğruluk, tevazu, hayâ, dini samimiyet, Tanrı korkusu ile
birlikte Yahudiliğin manevi ve etik boyutunu oluşturmaktadırlar.250
247Bkz.YusufBesalel,YahudilikAnsiklopedisicilt1,İstanbulMayıs2001,s.52.Maymonides
hakkındaayrıntılıbilgiiçinbkz.HaticeDoğan,Maymonides’inHayatıveEserleri,İstanbul
Mayıs 2010. Maymonides, ‘’Mişne Tora’’ (Tora Tahsili) adlı kitabını oluşturan 14
kitapçıktan ‘’Sefer Şofetim’’de (Yargıçlar Kitabında) Sanhedrin bölümünde Hakimlerin
sahipolmasıgerekenniteliklerisaymaktadır.Bkz.a.g.e.,41. 248Tora Devarim 16:19‐20, 357‐361. Ayrıca bkz. ‘’Yargıda haksızlık yapmayın….Akranını
adaletle yargılamalısın’’ Tora Vayikra 19: 15, 398‐399. Şemot’da ise mahkemeden söz
edilmektedir.Bkz.ToraŞemot22:7‐8,264‐267. 249Besalel,a.e.cilt1,187.HayimPalaçi’yegöreHayatınaltısütunuvardır.Busütunlardan
biri,‘’GemilutHesedim’’(HayırseverlikHizmeti)dir.Diğerleriise;‘’Tora,Çalışma,Yargı,
Hakikat ve Barış’’dır. Bkz. Hayim Palaçi, Amuday Hayim, İzmir 5645 (1875). Hayim
Palaçi’nin Gemilut Hesedim hakkında yazdıkları ile ilgili ayrıntılı bilgi için Bkz. Hayim
Palaçi,TsadakaHayim,İzmir5618(1848). 250SalimeLeylaGürkan,Yahudilik,İstanbulHaziran2012(Gözdengeçirilmiş4.baskı),191. 100 SirenBora
Yahudilikteki’’İman’’(Emuna)kavramıise,teorikanlamdaTanrı’nınvarlığı
veya mahiyetiyle ilgili tanımlamaları kabulden ziyade, Tanrı’nın iradesine
veişlerine‘’güvenmek’’anlamıtaşımaktadır.251
“Haemet’’(Hakikat)Sevgisi:
Yahudilikte “Haemet’’ (Hakikat), hem birey hem de tüm Yahudi
Cemaati için erişilmesi büyük bir ideal olan ahlaki bir değer olarak temsil
edilmektedir. Temel öğreti şudur: “Dünya üç şey üzerinde yaşar: Hakikat,
Adalet ve Barış. Ancak hakikat, hepsinden önemlidir ve sadece hakikatin
olduğu yerde adalet ve barış yeşerebilir’’ .252 Yahudi inanç sistemine göre,
Tanrı bütün âlemi “hakikat’’ üzerine yaratmıştır. Onun sözleri, en baştan
hakikatintakendisiveyaradılışınözüdür.253
ŞifaYeteneği:
Hayim Palaçi bir gün hasta bir Yahudiye çağırılarak onun için dua
etmesi istenilmiştir. Palaçi bir süre yatağın başında durup düşüncelere
daldıktan sonra, hastaya “Pidyon’’254 yapılıp yapılmadığını sormuş ve
“Pidyon Aben’’ töreninde sorun olduğunu öğrenince de bir Kohen
tarafından Pidyon yapılması talimatını vermiştir. Palaçi, kitaplarından
birinde,buhastanıniyileşip20yıldahayaşadığınıyazmaktadır.255
251SalimeLeylaGürkan,a.g.e.,106‐109.SalimeLeylaGürkanbuolguyu,İbrahim’inTanrı’ya
güvenmesiileörneklendirmektedir.Bkz.Başlangıç15:6‘’AbramYehova’yaimanettive
Tanrı onu doğru bir kişi saydı’’. Kutsal Kitap‐Yeni Dünya Çevirisi, New York 2008, s. 23.
Ayrıcabkz.JewishValues(IsraelPocketLibrary),Jerusalem1974,s36.JewishValuesadlı
bukitap,‘’Encyclopaedia Judaica’’nınorijinalbasımındayer alanmateryallerdenalınan
bilgilerden ve yapılan alıntılardan çıkarılan özetlerden derlenmiştir. Emuna, Tora
Devarim’de şu şekilde açıklanmaktadır: “Emuna, yani inanç – iman sözcüğü, dayanıksız
birinancıdeğil,söylenenşeydeneminolmayıbelirtir.”Bkz.ToraDevarim,Aazinu,755. 252Hakikat,İbranice“Emet’’kelimesiyleifadeedilmektedir.Bukelime,İbranialfabesininilk,
ortavesonharflerindenoluşmaktadır(Alefmemvetet).Baştakialefharfisilindiğinde
ya da düştüğünde kelime, mem ve tet harflerinden oluşan “Met’’(ölüm) anlamını
kazanmaktadır.BirYahudiinanışınagöre,Hakikat,yani’’Emet’’,hayatınenindesonunda
son bulacağını yani ‘’met’’I (ölümü) ifade etmektedir.İslamiyette de ölümün kaçınılmaz
son olduğu Kur’anı Kerim’in çeşitli ayetlerinde vurgulanmıştır: “Ali İmran Suresi’’ 185.
ayette ’’Her benlik ölümü tadacaktır’’ ve ‘’Ankebut Suresi’’ 57. Ayette ‘’Her can ölümü
tadacaktır’’denilmektedir.Bkz.YaşarNuriÖztürk,Kur’anıKerimMeali(TürkçeÇeviri),
İstanbul1994,78,366. 253“Roş dıvareha emet’’ (Sözünün özü hakikattir). Bkz. Mezmurlar 119:160, Kutsal Kitap –
Yeni Dünya Çevirisi, New York 2008, S. 834. “Emet maaretz titzmeha’’(Hakikat
yeryüzündefilizlenecek).Bkz.Mezmurlar85:11,a.g.e.,794. 254YahudilikteMitzvaPidyonAben,Yahudiannevebabadannormaldoğumladoğmuşolan
ilkerkekbebeğin(behor)100gramsafgümüşkarşılığı5madeniparailekurtarılmasıdır.
Bu inancın dayanağı, Torah’ta geçen “Ancak insan behorunu mutlaka kurtarmalısın’’
ayetidir. Bkz. Tora Bamidbar 18:11. 4.Kitap İstanbul Mayıs 2010. Öte yandan pidyon,
“fidye”olaraktadüşünülebilir. 255Bkz.www.sevivon.com.HaftanınPeraşasıArşivi.AyrıcaBkz.RabbiHaleva,“a.g.m.’’. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)101
VücutTemizliğineVerdiğiÖnem:
HahambaşıPalaçi’nintemizlikkonusundagösterdiğiözen,insanların
ellerini sıkmamaya onların bedenlerine dokunmamaya kadar varmıştır.
“Hayim ve Şalom’’adlı kitabından edinilen bilgiye göre; herhangi biri elini
öperse hemen gidip ellerini yıkamayı alışkanlık haline getirmiştir. Hatta
kazaeseridokunuşlardankendinikorumakiçineldivenledolaşmaktadır.256
Palaçi’nin yaşadığı dönem, İzmir’de salgın hastalıkların kol gezdiği
dönemdir. 19. yüzyıl boyunca kentteki veba ve kolera salgınlarının yol
açtığı kitlesel ölümler dikkate alındığında Hayim Palaçi’nin sağlık
konusunda oldukça bilinçli hareket ettiği sonucu çıkarılabilir. “Tora
Vayikra’’dave“Devarim”de;“Tsaraat”başlıklarıaltında,“adeta”,bakteriyel
etkenlerleortayaçıkmışbulaşıcıbirhastalığınsaptanması,ondankorunma
yollarıveKarantinauygulamalarıileilgiliayrıntılıaçıklamaveemirleryer
almaktadır. 257 Öte yandan, Yahudi geleneğinde hijyen konusu, “Temizlik
kutsallığa denktir’’ şeklinde ifade edilmektedir. Ritüel temizliği sağlamak
için belli uygulama biçimleri söz konusudur: “Netilat yadayim’’ (elleri
yıkama ameliyesi) ve “mikve’’ (ritüel temizlik havuzları) gibi. Bu işlemler,
Tora’nınbedenselveruhsaltemizlikemirleriçerçevesindedir.258
“Barış’’Sevgisi:
İbranice’de barışkelimesininkarşılığıolan“Şalom’’,bütünlüğüifade
etmektedir ve Yahudilikte Amida, Kadiş, Birkat Hamazon gibi belli başlı
dualarda barış vurgulanmaktadır.259 Palaçi’nin “barış’’ tutkusu ise, onun
karakterinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Kentte tartışma veya
256Hayim
Palaçi, Hayim ve Şalom, İzmir 5642(1872), madde 17 sayfa 79. Ayrıca Bkz.
Ekştayn,a.g.e.,291. 257ToraVayikra13:37‐44,3.Kitap,İstanbulNisan2006,213‐239.ToraDevarim107:8‐9,5.
Kitap, İstanbul Temmuz 2009, 536‐537. Tsaraat, cüzzam (lipra) olarak tercüme
edilmekteisede,aslındabubölümdeTsaraatkelimesi,”LaşonAra”yanidedikodu’yuya
da gıyabında konuşmayı ifade etmektedir. Tora’da kan dökmekle eşdeğer sayılan
dedikoduyu yapan kişi, bakteriyel bir hastalığın (o dönemde en tehlikeli ve bilinen
bulaşıcıhastalıkcüzzam’dır)arazlarınıtaşımaktadıryadataşıyacaktır.Burada,Moşe’nin
ablası Miryam’ın kardeşi hakkında Aron ile yaptığı konuşmaya atıfta bulunularak,
dedikodu’nun bir salgın hastalık kadar bulaşıcı, ölümcül ve çok acı verici olduğu
vurgulanmakta; manevi temizlik ile maddi temizlik arasında doğrudan bir bağ
kurularak,herikitemizliğindeeşgüdümlüolduğununaltıçizilmektedir. 258Gürkan, a.g.e., 186‐187. Besalel, a.g.e. cilt 2, 444. Tora’da yer alan ayrıntılı hijyen
kuralları, Ortaçağ Avrupasının salgın hastalıklarından Yahudileri büyük ölçüde
korumuştur. 259Besalel, a.e. cilt 3, 660‐661. Amida, Sinagoglarda ibadetin ayakta yapılan bölümüdür.
Kadiş, Tanrıyı öven ve kutsayan Aramice bir duadır. Birkat Hamazon ise, yemeklerden
sonraTanrıyaverdiğinimetleriçinteşekküretmekamacıylaokunmaktadır.a.g.e.cilt1,
61ve124.a.g.e.cilt2,305. 102 SirenBora
kavga çıkmasını önlemeyi garanti altına almak amacıyla cemaat üyelerini
adeta gözlem altında tutmakta ve denetlemektedir. Bu çabalarını, “Hukot
Hahayim’’ kitabında şöyle betimlemektedir: “…Bu benim sürekli izlediğim
yoldu. … Kalıcı barışı sağlamak için öyle çok uğraştım ve yoruldum ki.’’. Ve
şöyle devam etmektedir: “Hep beraber arkadaşlar ve eşler arasında barışı
sağlamak için gayret edelim. Çünkü ancak bu şekilde, barışın kentte kalıcı
halegelmesikonusundabaşarılıolabiliriz’’.260
HayimPalaçi’ninsadeceİzmirkentindedeğil,kentdışındahattaçok
uzaklarda yaşayan Yahudilerin barış ve esenliği için duyarlı davrandığı
elimizdeki bilgilerden anlaşılmaktadır. Nitekim Palaçi’nin, Mısır idaresi
altında olan Şam’da 1840 tarihinde meydana gelen ‘’Kan İftirası Olayı’’ ile
yakındanilgilendiğinibiliyoruz.261BuolayınŞam’lıYahudilereherhangibir
zarar gelmeden yatışması için, Osmanlı Yahudileri (özellikle İstanbul ve
İzmir Yahudileri) Fransız ve İngiliz Yahudileri ile birlikte koordineli
çalışmışlardı. Avram Kamondo, Moses de Montefiore ve Baron de
Rothschildkadaretkinolmasabile,PalaçideMısır’dakitanıdıklarıaracılığı
ileçözümekatkıdabulunmayagayretetmiştir.HayimPalaçiileMontefiore
ve Rothschild arasındaki dostluğun, Şam olayları sırasında gelişip
pekişmesi kuvvetle muhtemeldir. Dünya Yahudilerin hafızalarına yerleşen
kan iftirası olayının, Hayim Palaçi’nin kitabı ‘’Yimtsa Hayim’’de dile
getirildiğini görmekteyiz. Palaçi, Ladino dilinde yazdığı bu kitapta 1840
Şam Kan İftirası Olayının yatışması için yardım eden İngiltere Kraliçesine
olanhayranlığınıveminnettarlığını,övgülereşliğindekalemealmıştır.262
İzmir’deMeydanaGelen“1859Kanİftirası’’Olayı:
Hıristiyanlar tarafından Yahudileri hedef alan ve onları suçlamak ya
dakaralamakamacıilekullanılansonuçtada“kötübirfenomene’’dönüşen
“kaniftirası’’nıntamolaraknezamanbaşladığıhakkındaelimizdekesinbir
veri yoktur. Dünyada daha çok Katolikler Yahudi aleyhtarı iddiaları dile
getirilmişlerdir. Hıristiyanlara göre Yahudiler, “Kurtarıcının katilleri’’ dir.
Paskalyalarda,İsahakkındayapılankonuşmalarda,hepbukonugündeme
260HayimPalaçi,HukotHaHayim,İzmir5643(1873).HayimPalaçi,HayimveŞalom,Helek
alef(Birincibölüm)İzmir5642(1872).AyrıcaBkz.Ekştayn,a.g.e.,163. 261Bkz. Rabbi Haleva, ‘’a.g.m.’’. Bu olay ve aynı dönemde patlak veren Rodos Kan İftirası
Olayıileilgiliayrıntılıbilgiiçinbkz.AronRodrigue,TürkiyeYahudilerininBatılılaşması‐
Alliance Okulları 1860–1925, Ankara 1997, 1– 6. Osmanlı Yahudilerine yönelik Kan
İftiralarıileilgiliayrıntılıbilgiiçinisebkz.YakobBarnai,‘’BloodLibelsintheOttoman
Empire of the fifteenth to nineteenth centuries’’, AntiSemitizm Through The Ages, The
HebrewUniversityofJerusalem(Ayrıbasım).Galante,HistoiredesJuifsd’Anatolie–Les
Juifsd’Izmir(Smyrne),188‐192. 262RabbiHaleva,‘’a.g.m.’’.AyrıcaBkz.HayimPalaçi,HafetsHayim,İzmir5650(1880). HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)103
getirilmiştir.15.yüzyıldaKatolikİspanya’dabenzerithamlarınkullanıldığını
görüyoruz.1460yılındaAlonsodeSpinaadlıbirpapaztarafındanLatince
kaleme alınan bir kitapta Yahudiler aleyhinde şu iftiralara yer
verilmektedir:263
 Yahudilerkuyularazehiratıyorlar.
 MasumHıristiyançocuklarınıöldürüyorlar.Buiddia,genellikleşu
şekilde ifade ediliyordu: “Yahudiler Hamursuz (Pesah) bayramı öncesi bir
Hıristiyan çocuğunu ya da gencini öldürüp kanını bayramda yenecek olan
Matsa’nın(Hamusuzekmeği’nin)yapımındakullanıyorlar’’.264
 Vebayıyayıyorlar.
 Yağmavesoygunlarıözendiriyorlar.
Osmanlı Devleti hakkında yapılan tüm araştırma ve incelemeler, 16.
yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında devletin sınırları içinde Yahudilere yönelik
olarak tam 80 adet “Kan iftirası’’ olayının meydana geldiğini
göstermektedir.OlaylardahaçokHıristiyan(Katolik)yerleşimininözellikle
de Rum yerleşiminin yoğun olduğu İstanbul, İzmir gibi kentlerde yaygın
olarak meydana gelmiştir. Hıristiyanlar tarafından ortaya atılan Kan
İftiraları’nın küçük bir bölümünden Ermeniler, büyük bir kısmından ise
Rumlar sorumludur. 265 15. yüzyılda meydana gelen Kan İftirası olayları,
genel olarak, Osmanlı otoriteleri tarafından bastırıldı denilebilir. Nitekim
Osmanlı arşivleri, Kan İftiraları aleyhinde yayınlanan fermanlara ev
sahipliğiyapmaktadır.26619.yüzyıl’dakiKanİftirasıolaylarıise,ikiönemli
faktörünetkisialtındameydanagelipyayıldı:
 Osmanlı devleti’nin zayıflaması ve gerilemesi; buna karşın
Osmanlı kentlerinde Avrupa’nın ve Avrupalı’nın nüfuzunun artması. Bu
nüfuz, modern Antisemitizmin eşliğinde özellikle Osmanlı devleti’nin kıyı
kentlerinde Katolik Fransız Konsolosları aracılığı ile (kültürel ve finansal
sektörleryardımıile)yaygınlaşmıştı.
 18. yüzyılın sonunda başlayan ve 1830’lardaki Yunan
Bağımsızlığı’nakadaruzananTürk‐RumSavaşları.BöyleceOsmanlıtebaası
olan Rumlar, Yahudilerden farklı olarak Osmanlı devleti için, “tahrik
potansiyali olan’’ bir unsur haline geldiler. Nitekim Osmanlı yönetimi de,
263AbrahamLeonSachar,HistoryofTheJews,NewYork1967,210.
264Bkz. Galante, Histoire des Jufs d’Anatolie –Les Juifs d’ızmir (Smyrne), 188‐192. Bora,
a.g.e.,91‐93.Barnai,“BloodLibelsintheOttomanEmpireofthefifteenthtonineteenth
centuries”, (reprinted from) Antisemitism Through the Ages, The Hebrew University of
Jerusalem, 190‐191. Henri Nahum, Les Juifs de Smyrne a la fin du XIX. eme siecle et au
debutduXX.emesiecle,(yayınlanmamışDoktoraTezi),Paris1990,167‐170. 265Jakob(Yakob)Barnai,“BloodLibels…’’,189‐191. 266Barnai, Kan İftirası aleyhinde Osmanlı otoriteleri tarafından yaklaşık 10 fermanın
yayınlandığınıbelirtmektedir.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.‘’a.g.m.’’,189 104 SirenBora
daima,Yahudilereyönelikolarak,toleranslıvesempatibesleyenbirtutum
izlemeyiyeğleyecekti.267
19.yüzyıldaözellikleyüzyılınikinciyarısında,Osmanlıekonomisinin
bazı ana sektörlerinde Yahudi sayısının yavaş yavaş fakat sürekli artışı
olgusu, Hıristiyan antisemit politikasında da eşgüdümlü bir tırmanışa yol
açtı. Yahudiler, Osmanlı sanayisinde üreterek (sigara kâğıdı, iplik üretimi,
tuğla,tütünambalajıyapımı),ticaretteisezıraiürün,hammaddeihracedip
mamulmaddeithaledereketkiliolmayabaşlayınca;gayrımüslimcemaatler
arasındaekonomikrekabetkızıştı.İzmirveİstanbulkentleriise,Yahudiler
ile Rumlar ve Ermeniler arasındaki rekabetin en yoğun yaşandığı
merkezler haline gelecekti. 268 Yahudi mesleklerinden biri olan “gezici
ticaret’’de,Hıristiyanhalkırahatsızetmekteidi.Onlaragöre,Yahudiseyyar
satıcılar,paçavratoplayıcılar,tenekecilerveayakkabıtamiredeneskiciler
en az Çingeneler kadar tehlikeli idiler. Aynı zamanda, salgın hastalıkları
yaymakla da suçlanıyorlardı. Taşıdıkları balyalarda çalınmış mal
sakladıkları, çocukları dağa kaldırdıkları hikâyeleri her yerde anlatılıyor;
herhangi bir yerde bir olay olduğu zaman adeta “şamar oğlanı’’ gibi onlar
suçlanıyorlardı.269 İşte bu dönemde, Avrupalı Yahudilerin Osmanlı
kentlerindeki Kan İftirası olaylarına müdahele etmeye başladıkları
görülmektedir. Alliance Israelite Universelle’in yöneticileri, Montefiore,
Cremieux,BarondeRothschildveBaronHirscholaylaresnasındadevreye
girip ‘’Yahudi tarafı’’ olacaklardır. Öte yandan, Avrupa Konsoloslarının
reaksiyonları birbiri ile özdeş olmadığı gibi farklı farklı şekillerde
yansıtılmakta idi. Protestan Konsoloslar özellikle İngiltere ve Almanya
konsolosları Kan İftiralarına karşı çıkarak tepki gösterirken; Katolik ülke
konsoloslarıki;bukonudaverebileceğimizbaşlıcaörnek,Fransa’dır.Genel
olarak Fransa konsolosları, Kan İftiralarını ortaya atanlara sahip çıkıp
onları desteklediler. 270 Galante’nin verdiği bilgilere göre, 1864 ile 1921
yılları arasında İzmir’de, Rumların Yahudileri hedef aldığı tam 9 adet Kan
267“a.g.m.’’,192.
268Bora, a.g.e., 91‐92.
Kan İftiraları da söz konusu rekabet ortamında Yahudilere karşı
kullanıldı. 269PaulDumont,“JewishCommunitiesinTurkeyduringthelastdecadesofthenineteenth
centuryintheLightoftheArchivesoftheAllianceIsraeliteUniverselle’’,Christiansand
JewsintheOttomanEmpire,vol1,NewYork1982,224. 270Barnai, ‘’a.g.m.’’, 192. Bu konuda en bariz örnek; 1840 Şam Kan İftirası Olayı sırasında
Fransa ile İngiltere’nin hükümet ve konsoloslarının birbirine tamamen zıt düşen
tutumlarıdır.GerekİngilizhükümetivegerekİngiltereKraliçesiolayınYahudilerlehine
yatışması için çaba sarfetmişken, Fransa hükümeti Şam konsolosunun olay sırasında
Şam Yahudilerini suçlamasını kınamayı ve çözüm için çalışan Fransız Yahudilerinini
yardımricalarınıreddetmişti.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.AronRodrigue,a.g.e.,1‐6. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)105
İftirasıolayımeydanageldi.271Kanımızca,İzmir’liRumlarınkentteyaşayan
Yahudilerle ilgili duygularını ifade eden şu betimlemeler, konuya biraz
daha açıklık getirecektir. H. Nahum’un Gaston Deschamps, İzmir ve
çevresinde gezerken kendisine rehberlik yaptığı anlaşılan yaşlı Rum
Manoli’nin Yahudiler hakkında “cehalet ve dinsel fanatizm’’ kokan
izlenimlerini aktarmaktadır: “…Mösyö, geceleri İbraniler toplanıp küçük
çocuklarınkanınıiçiyorlar.AynızamandaYahudilereğertoprağabirbuğday
tanesi atarlarsa o bölge kurur ve bitkiden arınır. Eğer bir Yahudi kayığa
biner ve kürekleri sudan kurtarmak isterse deniz ona itaat etmez ve kayık
hareketsizkalır.’’272
Bizim bu bölümde söz edeceğimiz olay, “1859 İzmir Kan İftirası
Olayı’’dır. Olayın ayrıntılarını aktarılırken, yukarıda kısaca özetlediğimiz
unsurların (Rumlar, Yahudiler, kentteki Fransız ve İngiliz Konsolosları,
yerel yöneticiler ve güvenlik güçleri, Avrupalı zengin Yahudiler, Payitaht)
tek tek devreye girdiğine şahit olunacaktır. Olay’ın başlaması ve gelişimi,
Hahambaşı Hayim Palaçi tarafından şöyle anlatılmaktadır: “... 17 Mart
sabah saat 11.00’de Yahudi Mahallesi’ndeki Çalgıcı Sokak’ta273 Yahudi
kadınlar işleri ile meşgulken bir adamın sesini duymuşlar. Seslerin geldiği
yere baktıkları zaman biri kanlar içinde diğeri kaçan iki adam, bir de et
satıcısı olan Rum’u görmüşler. Rum’un bıçağı kan içinde imiş. Polise haber
vermişler, Rum et satıcısı yakalanmış. Fransız ve İngiliz gözetmenler,
araştırmalarısırasındaRum’unaleyhindedelillerintoplandığınısaptamışlar.
Bütün araştırmacılar cinayetin adı geçen Rum tarafından işlenmiş olduğu
konusundafikirbirliğinesahip.FakatöldürülenFransızoesnadabirYahudi
terziilebirlikteidi.Terzibirembesil.Süreklimeslekdeğiştirenbirembesil.O
kadarçokişdeğiştirdiki,öldürülenFransızlabirliktekasaplıkbileyaptı.Hiç
anlaşamazlardı. Kasap dükkânında sürekli kavga ederlerdi. Şimdiye kadar
yapılan araştımalara göre, toplanan deliller Rum’un suçlu olduğunu
gösteriyor. Şu anda milletimiz bir kaos içinde.’’274 Elimizdeki belgelerden
anlaşıldığına göre olaylar şu şekilde devam etmektedir: Önce, yerel
güvenlik görevlileri tarafından şüpheli iki kişi; Rum Paçacı Dimitri ve
Yahudi Simsar Avram gözaltına alınıyor. Öldürülen Fransa vatandaşı
olduğu için, soruşturma heyetine Fransa Konsolosluk görevlileri de
271Galante,a.g.e.,188‐192.
272Nahum,a.g.e.,165.
273Çalgıcı Sokak, yaklaşık olarak Kahramanlar ile Basmane arasındaki alanda; tahminen
Hurşidiye mahallesi içinde yer almaktadır. Eski İzmir haritalarında, Kahramanlar’a ve
ErmeniileRummahallelerineyakınolarakgösterilmiştir. 274BOA,HR.SFR.3.,52/61860.HahambaşıHayimPalaçitarafından29Mart1859tarihinde
BaronLioneldeRothschild’eyazılan“özel”ibarelimektup. 106 SirenBora
katılıyor. O sırada kentteki Rum nüfus 60.000.275 Comte de Chambord’a
göre, 1861 yılında İzmir Yahudi nüfusu 15.000 olduğuna göre (kentin
toplam nüfusu ise 150.000 idi), 276 demek ki, 1859‐1860 yıllarında İzmir
RumlarınınsayısıYahudilerindörtkatıkadar.KenttekiRumlar,cinayetten
birRum’unsorumlututulmasınıhazmedemiyorvekatilin,gözaltınaalınan
“şüpheli’’ Yahudi Avram olduğunu iddia ediyorlar. Bu arada Hahambaşı
HayimPalaçi’yegöreeldeedilendeliller“Rum’’unaleyhindeiken; 277Rum
Patriğine göre, gözaltına alınan Rum Kasap Dimitri’ye iftira atılmış olup
deliller “Yahudi Avram’’ın aleyhinde.278Üstelik kentteki Katolikler,
Ortodokslar ve yerel gazeteler, Rumları ve iddialarını destekliyorlar. Bu
arada, Rumların tacizi ve saldırılarından dolayı Yahudiler evlerinden
çıkamaz duruma geliyorlar. Hatta Rumların saldırıları sonucu yaralanan
Yahudiler oluyor. Kentteki zengin Rumlar (Hacı Çiro ve Papazoğlu adlı
Rumlar) nüfuz ve paralarını yerel yöneticiler üzerinde, gözaltındaki Rum
lehine baskı kurmak amacı ile kullanıyorlar. Baron Lionel de Rothschild,
HahambaşıHayimPalaçi’ninondanyardımtalepedenmektubunu(29Mart
1859tarihlimektup)alıralmaz,Londra’dakiOsmanlıelçisi“MusurusBey’’e
mektupyazıyor(22Mayıs1860)veondanRumbaskısıaltındaolanİzmir
Yahudileri’nin haklarının korunması konusunda Payitahta yazı yazmasını
ricaediyor.22Mayıs1860ile22Ağustos1860tarihleriarasındaMusurus
Bey ile Baron Rothschild mektuplaşıyorlar.279Anlaşılıyor ki, Rothschild’in
ricasıkarşılıksızkalmamışveMusurusBeyolayıntakipçisiolmuş.Nitekim
hem Osmanlı’nın Londra Elçisi’nin özel ilgisi hem de İzmir’deki olayların
tırmanması sonucunda; İstanbul’dan İzmir’deki yerel yöneticilere,
“Kentteki cinayetten Yahudilerin sorumlu olmadığına”280 ve “Kentteki Rum
MilletiileYahudimilletiarasındakiuygunsuzluklarıngiderilmesiveasayişin
korunmasına‘’281 dair talimatlar gönderiliyor. Başbakanlık Arşivi’nde yer
275Aynımektup.
276ComtedeChambord,VoyageenOrient(1861),Paris1885.1835ile1891yıllarıarasında,
İzmir’e gelen Fransız gezginlerin kentin nüfusu ve cemaatlere göre dağılımı ile ilgili
verdiğirakamlartutarlılıkgöstermektedir.BuyüzdenComtedeChambord’unnüfusile
ilgiliverdiğirakamlarıdoğrukabulediyoruz.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Bora,a.g.e.,s.30.19.
yüzyılda İzmir kenti ve bu kentte yaşayan Müslim ve gayrımüslim cemaatlerin nüfus
oranları hakkında bkz. Hasan Zorlusoy, (XVII.Yüzyıldan Günümüze) Fransız Gezginlerin
Gözüyleİzmir,İzmirŞubat2013,151‐159. 277HayimPalaçi’ninmektubu. 278BOA,MVL.584/51(24/N/1275).RumPatriği’ninOsmanlıotoritelerineyazdığımektup. 279BkzBOA,HR.SFR.3.,53/17veBOA,HR.SFR.3.,52/6. 280BOA,HR.MKT.284/98.(13/N/1275). 281BOA,A.)MKT.UM.348/31.(09/N/1275).BOA,HR.MKT.283/11(25/Ş/1275). HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)107
alanbirbelgedenanlaşıldığınagöre,gözaltındatutulan“YahudiAvram’’bir
şekilde ölüyor ya da öldürülüyor ve geriye tek şüpheli olarak “Paçacı
Dimitri’’kalıyor.282
Müslüman Türkler, Yahudilere karşı Hıristiyanlara nazaran daha
fazla tolerans sahibi idiler. Kan İftirası, Müslüman Türkler’in bazıları
arasında kabul görmekte ise de; padişah dahil olmak üzere halkın genel
kanısı,Yahudilerin‘’masumvemağduredilmişbircemaat’’olduğuşeklinde
idi. 283 1859 Olayı ile ilgili olarak İzmir’li Müslüman Türk halkın tutumu
hakkında en güzel yorumu Hayim Palaçi yapmaktadır. Bu yüzden,
Palaçi’nin yorumunu aşağıda aynen vermekle yetiniyoruz:284 ”.Müslüman
Türkler Yahudilere inanıp güveniyorlar. Bizi Rum milletinin fantastik
hikâyelerininmağdurlarıolarakgörüyorlar…’’.
İzmir’dekiYahudiEğitimKurumlarınaOlanKatkısı:
Hayim Palaçi İzmir’de sayısal olarak çoğunluğu oluşturan yoksul
Yahudilerinsosyoekonomiksorunlarınındabilincindeydivebusorunların,
kurulacak modern meslek okulları aracılığıyla çözümlenebileceğinin
farkındaydı. Kanımızca bu yüzden, modern eğitim kurumlarının İzmir
kentindeaçılmasınamuhalefetetmeyipdestekledi.Fakatbudestek,sadece
vesadecemeslekieğitimlesınırlıkaldı.
Palaçi, bir yandan kente yerleşmek üzere gelen dindar Yahudilerle
kentteki genç Yahudi nesil arasında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren
sürtüşmelerin varlığı, öte yandan yoksul Yahudilerin artan ekonomik
sorunları nedeniyle büyük kaygılar taşıyordu. Üstelik kentteki Hıristiyan
misyoner etkinliklerinin varlığı ve bu etkinliklerin pek çok yoksul
Yahudinin din değiştirmesini sağlaması da kaygılarını arttırmaktaydı.
Böylece bu kaygı onu, Yahudi genç neslinin eğitimi ile ilgili bir dizi önlem
almayayöneltti:
 Önce, Yahudi çocuklarının eğitim ve öğretim programını
düzenledi. Bu programı düzenlerken gerçekçi olmaya gayret etti. Küçük
çocukların Talmud’un kutsallığını ve duaların (Tefillot) temellerini
öğrendiktensonrasanateğitimigörmelerinizorunluhalegetirdi.Palaçi’ye
282BOA,MVL.837/124.(27/N/1276).
283 Dumont, “a.g.m.’’, 224. Dumont,
Osmanlı devletinin sınırları içerisinde yaşayan
Müslüman Türkler ile Yahudiler arasındaki ilişkiler hakkında; “Otuz yıllık süreyi
kapsayan kayıtlar üzerinde yaptığimiz incelemelere göre, Müslümanlarca Yahudilere
yönelmişolaniddialar,2‐3tür.Genelolarak,MüslümanlarınYahudilerhakkındabeslemiş
oldukları, bazı kötü düşünceler, hiçbir zaman küçük endişe ve olayların ötesine
geçmemiştir.’’yorumunuyapmaktadır. 284BOA,HR.SFR.3,52/6.HahambaşıHayimPalaçitarafından1859tarihindeBaronLionel
deRothschild’eyazılan“özel’’ibarelimektup. 108 SirenBora
göre, “Yahudi gençlerin duaların hepsini sırasıyla öğrenmeden sanat
(meslek)eğitimigörmeleriuygundeğildi’’.285
 Sonra, yoksul Yahudi ailelerin çocuklarının eğitim finansını
sağlamak üzere “Pakidey Hatalmud’’ (Talmud Görevlileri) seçip, göreve
atadı. Onlar aracılığı ile Yahudi eğitim kurumlarının gereksinmelerinin
karşılanmasıiçinparatoplanmaktaydı.
 AyrıcaPalaçi,“MahzikeyAniyim’’(YoksullaraDestek)kurumunun,
yoksulçocuklarıneğitimsorunlarınıngiderilmesiileilgiliçalışmasınakarar
verdi. Bu kurumun görevi de, yoksul aileleri, çocuklarının eğitime
kavuşturulmasıkonusundaiknaetmek(çocuklarınçoğuevleriningeçimini
sağlamak amacıyla çalışmak zorundaydı) ve bu çocuklara parasız yatılı
eğitimisağlamaktı.286
 Palaçi, hem Yahudi genç nesle meslek (sanat) eğitimi verilmesi
içinhemdeYahudilerinkültürelvesosyalyaşamındadinivecibelerintam
vekusursuzyerinegetirilmesiiçinçalışmıştır.Buyüzden,meslekeğitimine
‘’muhalefet eden tutucu hahamlardan’’ tamamen farklı bir tavır
sergilemektedir. Fakat öte yandan, yabancı felsefelerin, modern müziğin
öğrenilmesine veya Sinagoglarda Osmanlı makamları ile dua okunmasına
karşı çıkmaktadır. Nitekim onun, özellikle Yunan felsefesinin öğretilerinin
öğrenilmesinetepkigösterdiğini,öğrencilerininhembukonuhemdediğer
dinlerin felsefeleri ile ilgili kitaplar okumasını yasakladığını biliyoruz. 287
Sinagoglardaki ayinlerde dini metinlerin Osmanlı klasik müziğine uygun
şekilde icrasına da (Maftirim)288 karşı çıktığını ‘’Kaf Hahayim’’ adlı
kitabında yazdıklarından öğreniyoruz: “Şarkıcıları ve şairleri Kadiş ve
285Şimon Ekştayn’ın, Hayim Palaçi’nin “Kaf Hahayim’’ kitabından aktarıldığına göre. Bkz.
Ekştayn, a.g.e., 157. Toplumların yaşamsal asli unsurlarından biri olan eğitimin ya da
diğer bir deyişle, “olmazsa olmazı eğitimin’’ bilincinde olan Hayim Palaçi, “Raa
Hayim’’adlı kitabında, yetersiz eğitim veren Beit Midraşların geliştirilmesi için ne
yapılması gerektiğini ve “Sefer Hayim Beyad’’ adlı kitabında, öğrencilere bu okullarda
nasılbirToraeğitimiverilmesigerektiğiniuzunuzadıyaanlatıpayrıntılıbilgivermiştir.
Bkz. Hayim Palaçi, Raa Hayim, Helek alef (Birinci bölüm) Selanik 5630(1860). Hayim
Palaçi,SeferHayimBeyad,İzmir5648(1878). 286Ekştayn,a.g.e.,158. 287HahamMotiKatanileyaptığımızsöyleşidenedinilenbilgiyegöre. 288Maftirim,kutsalİbranişiirinindinitoplantılardaOsmanlıklasikmüziğineuygunşekilde
yaratılmasınaveicrasınaadanmışbirYahudişair,bestekarveşarkıcılarişbirliğidir.17.
yüzyılda, müziğin makam stilinde kompozisyonu ve icrası Osmanlı Yahudileri için
önemli bir meslek haline gelmiştir. Bkz. Edwin Seroussi, “Maftirim Olgusuna Tarihsel
Genel Bakış’’, www.Türkyahudileri.com. Kadiş, Aramice kökenlidir. Kadiş duasında
Tanrınınyüceliğidilegetirilmektedir. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)109
Keduşayı Yahudi olmayanların tarzında makamla söylememeleri yönünde
ayıranveuyaranlar,bilinirkimakamsöylemekşeytaniniyetleregötürür’’.289
1856 yılında İzmir’i ziyaret eden Frankl’e göre, bu tarihte kentte
İbranice ve Talmud okutan yirmi beş okul vardı.290 Osmanlı
İmparatorluğunda geleneksel Yahudi eğitimi öncelikle dine dayalıydı. Kız
çocukları herhangi bir resmi eğitim görmezken, erkek çocuklar önce
anaokullarında (maestra) duaları öğreniyorlar, yedi yaşına geldiklerinde
ilkokula gönderiliyorlardı. İlkokul işlevini gören iki kurum vardı: 50‐60
kadar çocuğun geniş bir salonda yoksul bir hahamın (öğretmenin)
etrafındadersaldığı“meldar’’larvebirdenfazlasınıfa,dahaileribireğitim
seviyesine, zengin kütüphanelere sahip olan, çocuğu hahamlık eğitimine
hazırlayan “Talmud Tora’’lar. Bir üst eğitim veren kurumlar ise, Beit
Midraş’larvehahameğitiminiveren“Yeşiva’’lardı.19.yüzyılagelindiğinde
Talmud Tora eğitimi geriledi ve meldar ile arasındaki eğitim farkı da
ortadankalktı.Gelenekseleğitimsistemibüyükbirçöküntüiçinegirerken
iyice yoksullaşan Yahudi Cemaati, okullarına yardım amacıyla bir fon
oluşturmaktan dahi aciz hale geldi. Genel olarak Yahudi ilkokullarının
(meldarlar) esas işi, İbranice kutsal metinlerini okutmaktı. Yine bu
okullarda hem dinsel nedenlerden dolayı hem de toplumsal dayanışma
duygusunugüçlendirmekiçingünlükdualardaöğretiliyor,çocuklarYahudi
toplumsal hayatına büyük ölçüde yön veren Sinagogların ruhani ortamına
girmeye hazır hale getiriliyordu. Ekonomik kriz ortamında yozlaşan
TalmudTora’lar,meldar’larınverdiğieğitimi,yanisadeceokumayazmaile
İbranice olan kutsal metinlerin Ladino’ya çevrilmesini içeren meldar
eğitiminin tekrarını vermekle yetinmeye başladılar. Böylece geleneksel
eğitim, beşeri hayat için yararlı olacak becerilerin öğrenilmesini veya bir
bilgiedinmesürecinigerekligörmeyenbirhalegetirildi. 291Ayrıca,yoksul
Yahudiailelerinçocuklarıekonomikkrizdendolayıailelerinedestekolmak
amacıyla çalışmak zorunda idiler. Böylece yukarıda söz ettiğimiz yetersiz
eğitim dahi, kesintiye uğramaktaydı. Osmanlı Yahudilerinin ya da Doğu
Yahudiliğinin sosyo‐ekonomik kalkınmasını sağlamayı amaçlayan Batılı
Yahudiler, çözümün eğitimin ıslahı ile olacağının bilincindeydiler. Bu
289
Seroussi, “a.g.m.’’.Seroussi’nin verdiği bilgiye göre, Palaçi’nin kitabı, Kaf Hahayim
Selanik’te1859/1860yıllarındabasılmıştır. 290 Aron Rodrigue, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması‐Alliance Okulları 1860‐1925, Ankara
1997,60. 291AronRodrigue,a.g.e.,57‐59,s.61.OsmanlıYahudilerininkonuştuğudil,İbranicedeğildir.
Judeo İspanyol ya da Ladino denilen (İspanyolca, İbranice, Türkçe karışımı) bir dili
kullanmaktadırlar. Bu yüzden Yahudi okullarında Yahudi kutsal metinleri İbraniceden
Ladino’yaçevrilmektedir. 110 SirenBora
yüzden öncelikle “eğitim misyonu’’ nu üstlendiler ve bu konuda Osmanlı
İmparatorluğu nezdinde 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren ard arda
girişimlerde bulunmaya başladılar. Batılı Yahudilerin eğitim misyonu ile
ilgiligirişimleri,dörtaşamalıdır:İlki,1839TanzimatFermanınınardından
1840 yılında Montefiore’nin İstanbul’a gelişi ve Osmanlı kentlerindeki
Yahudilerin Türkçe öğrenmeye başlaması için yaptığı çalışmalardır.292
İkincisi,Rothchild’insekreterive“Comitedebienfaisance’’ın293başkanıolan
Cohn’un Yahudilerin yaşadığı Osmanlı kentlerini ziyareti ve 1854 yılında
İzmir,Kudüs,İskenderiye,İstanbul’daokullaraçmasıdır.294Üçüncüsü,1856
Islahat Fermanı’nın ilanı esnasında Rothchild’in İstanbul’a gelmesi ve
Yahudi eğitiminin yeniden düzenlenmesi ile ilgili yaptığı çalışmalardır. 295
Dördüncüsü, 1860 yılında kurulan Alliance Israelite Universelle ve onun
Doğu Yahudiliğini kalkındırma faaliyetleridir. Batılı Yahudilerin bu dört
aşamalıeğitimmisyonundakibaşlıcadestekçileriise,Akdenizhavzasındaki
büyük kentlerde yerleşmiş olan ve Osmanlı İmparatorluğundaki yabancı
konsoloslukların himayesi altında bulunan İtalyan kökenli Yahudi tüccar
sınıfı(Frankos’lar)olacaktır.296
1860 yılında Paris’te bir grup Yahudi genci tarafından kurulan
Alliance Israelite Universelle’in amacı, Yahudiler arasında ülkelere göre
değişen sosyo ekonomik ve kültürel alanlardaki bölgesel farklılıkları
ortadan kaldırmak ve Yahudilerin bilinçlenmesini, manevi değerlerinin
gelişmesini sağlamaktı. Karanlıktaki Doğu Yahudiliğinin sefalet ve
cehaletten teknik ilmi çalışma, eğitim ve nüfus planlaması ile kurtulacağı
inancındaidi.297Onlaragöre,erkenevliliklerdendoğanaşırınüfusartışı,298
292
Montefiore ve sekreteri Dr. Loewe, İstanbul’da Yahudi Cemaati’nin ileri gelenleriyle
yaptıkları bütün toplantılarda Yahudilerin Türkçe öğrenmesinin önemini
vurgulamışlardır. Ayrıca Montefiore, bu konuda Hahambaşı Moşe Fresko’nun da
desteğinitalep etmişveHahambaşı,Montefiore’ninzorlamasısonucu28 Ekim1840’ta
bir bildiri yayınlamıştır. Bildiride, Yahudi eğitim kurumlarında Türk dilini öğretecek
üstünnitelikliöğretmenlerinçalıştırılmasıistenmektedir.Ancakbuistekolanaksızlıklar
nedeniyle olumlu bir sonuç vermeyecektir. Ayrıntılı bilgi için bkz, a.g.e., 6‐7, 61.
Montefiore,Doğu’yayaptığıseyahatlerdenbirinde,İzmir’euğramışveRabiHayimPalaçi
iledostluğunugelştirmişti.Bkz.RabbiHaleva,“a.g.m.’’ 293 Paris’te kurulmuş olan bu komite, tüm dünyadaki muhtaç Yahudiler için toplanan
yardımlarındağıtımındansorumluidi.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Rodrigue,a.g.e.,10‐11. 294Rodrigue,a.g.e.,25. 295Rodrigue,a.g.e.,65. 296İstanbul,SelanikveİzmirCemaatlerindeYahudiseçkinzümresininöndegelenkesimini
oluşturan çoğu İtalyan kökenli yabancı Yahudiler Avrupai eğitimin Osmanlı
Yahudilerinin hayatına sokulmasında önemli bir rol oynadılar. Ayrıntılı bilgi için bkz.
Rodrigue,a.g.e.,62‐74. 297AllianceIsraeliteUniversellehakkındaayrıntılıbilgiiçinbkz.HenriNahum,LesJuifsde
Smyrne a la fin du XIX. Eme siecle et au debut du XX.eme siecle, (yayılanmamış doktora
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)111
cehalet ve işsizlik sorunlarının çözümü, meslek eğitimi veren okullardı.
1862 yılından itibaren başta Bağdat, Edirne, İstanbul, İzmir olmak üzere
YahudiCemaatlerininyaşadığıkentlerdeardıardınaçıraklıkokulları,ziraat
okulları, modern okullar açıldı. 299Söz konusu okullar sayesinde zamanla
Yahudi Cemaati’nin kültürel ve ekonomik düzeyinde göreceli bir artış
oluşacaktı.300Fakat öte yandan öyle anlaşılıyor ki, kimi din adamları
üzerinde, haham kontrolü altındaki din eğitiminin Alliance Israelite
Universelle kontrolü altına girmesinin yeni gelişen nesillere dinin temel
öğretilerinin yeterince aktarılamaması sonucunu doğuracağını düşüncesi
hakimdi.NitekimAlliancegörevlilerininmerkezegönderdikleriraporlarda
ve Alliance çalışmaları hakkında yapılan bilgilendirme toplantılarında,
özellikle bu konu (hahamların muhalefeti) sıkça dile getirilmektedir.
Kanımızca Hayim Palaçi, işte tam bu noktada görüşleri ve faaliyetleri ile
diğer pek çok hahamdan ayrılmaktadır. İzmir Yahudi Cemaati’nin sosyo‐
ekonomik sorunlarının çözümlenmesi konusunda kendini bireysel olarak
sorumlu hisseden Palaçi, dini kurumların kontrolünde olan Tsedaka
veHesed Vakıfları (Yoksullara Yardım Kurumları), özellikle “Mahzikey
Aniyim’’(YoksullaraDestek)aracılığıileTalmudToraokullarındakieğitimi
güçlendirmeye yönelik çözümler üretmeye çalışmış, eğitim programında
yaptığı değişikliklerle cemaat okullarında okuyan öğrencilere tıpkı
tezi ) Paris 1990, 100‐110, 131‐144. Aron Rodrigue, French Jews, Turkish Jews The
AllianceIsraeliteUniverselleinTurkey1860‐1914,(Ph.deissertation)HarvardUniversity
1985. 298PaulDumont’unAlliance’ınİzmir’dekiokulmüdürlerininraporlarındanaktardığınagöre,
19. yüzyıl sonlarında İzmir’de 29 yaşında büyükbaba olan Yahudiler vardı. Bkz. Paul
Dumont,‘’JewishcommunityinTurkeyduringthelastdecadesofthenineteenthcentury
inthelightofthearchievesoftheAllianceIsraeliteUniverselle’’,ChristiansandJewsin
theOttomanEmpire,NewYork1982vol.1,s.211.Nahum,a.g.e.,129. 299M.JacquesBigart,‘’L’ActiondeL’AllianceIsraelite…’’,10. 300Bkz.AvramGalante,TürklerveYahudiler,İstanbul1947,163.AslındaAlliance’ınOsmanlı
İmparatorluğundaki çalışmaları başlamadan önce,1862 yılında İstanbul’da Piripaşa’da
ilk modern Yahudi ilkokulu(Avraam Kamondo okulu) açılmıştı.Kamondo, bu okulun
kurulmasıiçinhahamlarakarşıbüyükbirmücadelevermişti.Olay,reformistYahudilerle
tutucuYahudilerarasındakikavganınkıvılcımlarındanbirinioluşturdu.Galante,Histoire
des Juifs…, 116. Bigart, ‘’a.g.e.’’, 10. Aron Rodrigue, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması‐
Alliance Okulları 1860‐1925, Ankara 1997, 64‐68. Tanzimat (1839) döneminden farklı
olarak, 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı’ndan sonra eğitim reformuna özel bir
yer ayrıldı. Bir yandan herkese açık eğitim sistemi yerleştirilip gayrımüslimlerin
Rüşdiyelerde okumasına olanak sağlanırken öte yandan cemaatlerin kendi kültür ve
dillerini diledikleri gibi öğretmelerine izin verildi. Bkz. Bayram Kodaman, Abdülhamit
DevriEğitimSistemi,İstanbul1980,43.CemilKoçak,‘’Tanzimattansonraözelveyabancı
okullar’’,TanzimattanCumhuriyeteTürkiyeAnsiklopedisi,cilt2,485. 112 SirenBora
Alliance’ın okullarında olduğu gibi meslek eğitimi verilmesini sağlamıştır.
Hahambaşı Hayim Palaçi ile Alliance, Yahudi gençlere meslek eğitimi
verilmesikonusundafikirbirlikteliğinesahipolmasınarağmen,aralarında,
Yahudilerineğitimpolitikasıileilgiliçeşitlisürtüşmelerçıkacaktır.301
İzmir’deYahudiHastanesi’ninKurulmasıİçinYaptığıÇalışmalar
19. yüzyıldan itibaren İzmir, sanayileşmeye başlayan Avrupa
ülkelerinin yayılma alanı olarak seçtiği Osmanlı Devleti’nin, Ege
Bölgesinden dışa açılan kapısı haline gelecektir. Bu dönemde kent, Doğu
Akdeniz’in önemli bir liman kenti olma statüsünü kazanacak ve dışarıdan
gelecekhertürlüetkiyekarşı‐kibunasalgınhastalıklardadahildir‐açıkve
korunmasızkalacaktı.302
Özellikle veba ve kolera salgınları, yol açtıkları kitlesel ölümler
nedeni ile bir yandan İzmir’in nüfus yoğunluğunu azaltırken öte yandan
kent hakkında dünyada olumsuz izlenimlerin, ‘’salgın hastalıkların kol
gezdiği bir yerleşim merkezi’’ imajının oluşmasına neden oldu.303 İzmir’de
1678 yılında 30000 kişinin ölümüne yol açtığı iddia edilen büyük veba
301Bkz.AvramGalante,TürklerveYahudiler,İstanbul1947,163.AslındaAlliance’ınOsmanlı
İmparatorluğundaki çalışmaları başlamadan önce,1862 yılında İstanbul’da Piripaşa’da
ilk modern Yahudi ilkokulu(Avraam Kamondo okulu) açılmıştı.Kamondo, bu okulun
kurulmasıiçinhahamlarakarşıbüyükbirmücadelevermişti.Olay,reformistYahudilerle
tutucuYahudilerarasındakikavganınkıvılcımlarındanbirinioluşturdu.Galante,Histoire
de Juifs…, 116. Bigart, “a.g.e.’’, 10. Aron Rodrigue, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması‐
Alliance Okulları 1860‐1925, Ankara 1997, 64‐68. Tanzimat (1839) döneminden farklı
olarak, 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı’ndan sonra eğitim reformuna özel bir
yer ayrıldı. Bir yandan herkese açık eğitim sistemi yerleştirilip gayrımüslimlerin
Rüşdiyelerde okumasına olanak sağlanırken öte yandan cemaatlerin kendi kültür ve
dillerini diledikleri gibi öğretmelerine izin verildi. Bkz. Bayram Kodaman, Abdülhamit
DevriEğitimSistemi,İstanbul1980,43.CemilKoçak,‘’Tanzimattansonraözelveyabancı
okullar’’,TanzimattanCumhuriyeteTürkiyeAnsiklopedisi,cilt2,485. 302 İzmir, bölgeye özgü hastalıklarlar olan sıtma, çiçek ve kızamık salgınları ile M.S. 5.
yüzyıldanitibarenyüzyüzegelmeyebaşlamıştı.16.yüzyılınsonlarındanitibaren,çevre
yerleşimbirimlerindebaşlayanvebasalgınlarıİzmir’ideetkiledi.19.yüzyıldanitibaren
isekent,veba,koleravefrengihastalıklarıilemücadeleedecekti.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.
Rauf Beyru, 19. Yüzyılda İzmir’de Sağlık Sorunları ve Yaşam, İzmir (İzmir Büyükşehir
BelediyesiKültüryayını)Mart2005. 30319.Yüzyılınİzmirkenti,hernekadarvebavekolerasalgınlarıileözdeşleştirilmekteise
de,sözkonusudönemdekentveçevresindeyöreselkabuledilebilecekhastalıkdavardı.
Sıtmaveçiçek,hernekadar,kitleselkabuledilebilecekölümlereyolaçmışlarsada;asla
19. Yüzyılın İzmir’i ile ilgili anlatımların odağında yer almamışlardı. Ayrıntılı bilgi için
bkz. Rauf Beyru, ‘’XIX. Yüzyıl İzmir’inde Salgın Dönemleri ve Yaşam’’, İzmir’in Sağlık
TarihiKongresi1‐3Aralık2005‐Bildiriler,İzmirEylül2005,280. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)113
salgınından sonra,304 1708 ile 1800 yılları arasında yedisi çok ciddi, beşi
çok korkunç, farklı boyutlarda toplam elli dört veba salgını yaşandı. 305
Hayim Palaçi’nin çocukluk dönemine rast gelen 1791, 1792, 1793
yıllarındaki “epidemi’’ şekline dönüşen büyük veba salgınları nedeni ile
hastaneler adeta dolup taşmış, limandaki gemiler boşaltılmış, hastaların
hastanelereyatırılmasıkonusundaciddisorunlarlakarşıkarşıyakalınmıştı.
Elimizdebulunanbilgileregöre,sözkonusutarihlerdeİzmir’debirYahudi
hastanesivardı.306İzmir’de,1809’dayaşananveetkisioldukçaşiddetliolan
veba salgınından sonra, 1812 yılında başlayıp 1816 yılına kadar süren ve
45.000 kişinin ölümüne yol açan, ardından da 1826’da çıkan, 1837’de
tekrarlayanve1849’datekrargörülendörtvebasalgınıdahayaşandı.307
Anlaşıldığına göre 1826 tarihli veba salgınının ardından, somut
önlemler almanın gerekliliğini kavrayan İzmir Yahudi Cemaati Yönetimi,
1827 yılında, Yeşua Kuriel’e ait olan Kortejo’yu (Yahudihane) satın alarak
yenibirhastanekurdu.Vebailletininetkilerihenüzatlatılmamıştıki,1831
yılında,İzmirkolerahastalığıiletanıştı.1830‘daRusya’dabaşlayanhastalık
salgın haline dönüşmüş ve ticaret gemileri aracılığı ile İzmir kentine
taşınmıştı. 308 Bu arada Yahudi Cemaati Yönetimi, 1837 yılındaki veba
salgınısırasında,Hahambaşılığınyakınındabulunanbirbinayısatınalarak
mevcut hastanenin alanını büyüttü.309 Elimizdeki bilgiler, 19. yüzyılın
başlarında, kentteki Yahudi hastanesi dahil Müslüman ve gayrımüslimlere
304Beyru,“a.g.m.’’,281‐282. 305
Sabri Yetkin, “İzmir’de Veba Salgını (Mayıs – Ağustos 1900)’’, Çağdaş Türkiye Tarihi
Araştırmaları Dergisi cilt 1 sayı 3 İzmir 1993 (DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
Enstitüsüyay.),371. 306 Stephen Schultz, 1752‐1753 yıllarında “…Her milletin, Hollandalı, İngiliz, Fransız, Rum,
ErmeniveYahudilerinhastanelerivar.Hepsiçoktemizvegüzel…”demektedir.Akt.İlhan
Pınar,“BirÖnyargınınYükselişiveDüşüşüyada AvrupalıSeyyahlarınBakışAçısından
Osmanlı Dönemi İzmir’inde Türklerin Veba ile Mücadeleleri”, İzmir’in Sağlık Tarihi
Kongresi 1‐3 Aralık 2005 ‐ Bildiriler, İzmir Eylül 2009, 304. Öte yandan, İzmir’den
Venedik’egemiileseyahatedenJohnHoward’ınİzmirYahudilerihakkındakianlatımları
da, Schultz’un verdiği bilgiyi onaylamaktadır. Howard’a göre; 1786 yılında İzmir’de
Yahudilere ait bir hastane vardır. Bkz. John Howard, An Account of The Principal
Lazarettos in Europe; with various papers relative to the plague: Together with further
observationsonsomeforeignprisonsandhospitalsandadditionalremarksonthepresents
state of those in Great Britain and İreland, London(The second additions with
additions)1789,63,www.books.google.com.tr/ 307SabriYetkin,a.g.m.,372. 308SabriYetkin,KoleraGünlerindeİzmir,www.İzmirkitap.com 309AvramGalante,HistoiredesJuifsd’Anatolie‐LesJuifsd’Izmir(Smyrne),İstanbul1937,49.
SirenBora,İzmirYahudileriTarihi(1908‐1923),İstanbul1995,69. 114 SirenBora
ait hastanelerin tümünün donanımının büyük çaplı epidemiler veya
pandemiler karşısında yetersiz kaldığını göstermektedir. Nitekim 1833
yılında İzmir halkını veba hastalığı hakkında bilgilendirmek görevi ile
FransaDevletitarafındanİzmir’egönderilenve1837vebasalgınısırasında
kentte incelemeler yaparak bu alanda bir kitap yayınlamış olan Floransa
Bilim Akademisi üyesi Dr. Bulard de Méru’nun İzmir’in hastaneleri
hakkındaki izlenimleri son derece karamsardır:’’ İzmir hastaneleri hem
idari hem tıbbi olarak çok yetersiz …’’. Gayrımüslim hastaneleri ile ilgili
gözlemleriiseşöyledir:‘’Birdefabuhastaneyedüşenhastaylaailesiarasına
hiç de sağlıklı olmayan bir duvar çekiliyor. Böylece hastalar, kendisini daha
baştanölüolarakgörenvepayınadüşecekmallarınhesabınıyapaninsafsız
ve soyguncu hasta bakıcıların ellerine düşüyor. Hastanın bir yandan ailesi
tarafından terk edilmesi ve buna bağlı olarak aç gözlü insanların eline
düşmesi yetmiyormuş gibi, hasta bir de üstüne üstlük doktorsuz, ilaçsız
pisliğin içinde bırakılarak ölüme terk ediliyor. Leş gibi kokan ve
havalandırılmayanodalardaüstüsteyatıyorlar…Kısacaİzmir’dehastaneler,
mezarlıklarınbeklemeodasıgibibirşey…’’.310
Bu karamsar tabloya, İzmir Yahudi Hastanesi’nin içinde bulunduğu
koşulların da dahil olduğu anlaşılmaktadır. Aynı dönemde Yahudi
Hastanesi,“tekkatlıvehepsibirkoridoraaçılanodalardanoluşandörtköşe
bir binadır. Odaların döşemeleri ahşaptandır. Ancak her türlü donanımdan
yoksundur.Odalardakaryolayoktur.Herhangibirtıbbialetvemalzemeyede
rastlanmamaktadır.Hasta,halısınıyadadöşeğinievindengetirmektedir.”311
Öte yandan, kentteki Yahudi Cemaati’nin özellikle de yoksul Yahudilerin
yaşamkoşullarıhakkındada,ayrıntılıvenet birtabloyasahibiz:Butablo,
sayıca İzmir Yahudi nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan yoksul
Yahudilerin Yahudi hanelerde (Kortejolar’da), her türlü temel
gereksinmeden ve hijyenden yoksun (Yahudihanelerde yaşayanlar su
gereksinimini avludaki tek bir tulumbadan karşılıyor, birlikte yemek
pişiriyorveortaktuvaletikullanmakzorundakalıyorlardı),küçükodalarda
üst üste adeta yığınlar halindeki yaşamını tasvir etmektedir. Bu tasvirler
sayesinde, İzmir kentindeki salgın hastalıklar sırasında oluşan toplam can
310
Pelin Böke, “İzmir’de Karantina Teşkilatı’nın Kuruluşu ve Faaliyetleri (1840‐1900)’’,
Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, VIII/18‐19 (2009/Bahar‐Güz), 146. Rauf
Beyru’ya göre, Dr. Bulard de Méru’nun kitabı, “salgının etkileri konusunda
dayanabileceğimiz bazı bilgileri daha bilimsel nitelikte veren tek kaynak olarak”’
görülmektedir.Bkz.Beyru,“XIX.Yüzyılİzmir’indeSalgınDönemleriveYaşam’’,İzmir’in
SağlikTarihiKongresi1‐3Aralık2005‐Bildiriler,İzmirEylül2009,283. 311RaufBeyru,19.Yüzyıldaİzmir’deSağlıkSorunlarıveYaşam,s.66. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)115
kaybı sıralamasında, Yahudilerin Müslümanlardan sonra ikinci sırada yer
almasınınsebebinianlayabilmekteyiz. 312Ancak,bütünbuolanaksızlıklara
rağmenhastalıklamücadelekonusunda,İzmirYahudilerinin19.yüzyılınilk
yarısından itibaren önemli bir avantaja sahip oldukları kanısındayız. Bu
avantaj;Fransa’nınCezayir’iişgalindensonraDoğuYahudileriileyakından
ilgilenmeye başlayan ve 1840 tarihli Şam Kan İftirası olayından sonra,
Osmanlı Yahudileri ile ve özellikle, Rav Hayim Palaçi sayesinde313 İzmir
Yahudileri ile sıkı ilişkiler kuran Rothschild, Montefiore, Cremioux gibi
Batılı zengin Yahudilerin varlığıdır. Nitekim 1841 tarihli İzmir Yangını
sırasında yanan “Lazaretto” binası da,314 Rotschild, Montefiore ve
Cremioux’un mali katkıları ile 300 odalı büyük bir yapı olarak tekrar inşa
edilecektir.Öteyandan,“KutsalKitap‐Tora’’nınbedenselveruhsaltemizlik
emirleri, “Tora Vayikra’’da bulaşıcı hastalıkların saptanması ve Karantina
uygulamaları hakkındaki açıklamalar (toplam 66 sayfadır).315 Yahudileri
salgınhastalıklardankorunmakonusundauyarmaktadır.316
İzmir Yahudi Cemaati Yönetimi, 1837 tarihli veba salgını sona
erdikten sonra Yahudi hastanesinin mali gereksinmelerini karşılamak
üzere “Midraş Kadoş Ospital’’i (Kutsal Hastane Enstitüsünü) kurdu.317 Bu
kurum,bizzatHayimPalaçi’ningirişimleriilekurulmuştu.Buaradakentte,
salgın hastalıkların yol açtığı ölümler devam etmekte idi. 1848 yılında
ikinci kolera salgını ve ardından da 1849 tarihli veba salgını başlamıştı.
1865kolerasalgınıise,çokağırsonuçlardoğurmuştu.Yaklaşıküçaysüren
salgında, 3500 kişi hastalığa yakalanmış ve 1950 kişi ölmüştü.318 Salgın
sırasında L. de Rothschild, yanında bir doktorla birlikte İzmir’e bizzat
gelerek para, ilaç ve tıbbi malzeme yardımında bulunmuş; İngiltere’ye
312Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Beyru,“a.g.m.’’,283‐284. 313
1840 Şam Kan İftirası sırasında, Hayim Palaçi ile L. De Rothschild ve M. Montefiore
arasındayakınbirdostlukkurulmuştur. 314 Lazaretto, Batı dillerinde cüzam veya veba gibi salgın hastalıklar sırasında kurulan
Karantinabinalarınaverilenaddır.19.yüzyılınilkyarısındakentteayrıca,Grek,Avrupa
veOsmanlıKarantinabinalarıbulunmaktadır. 315Tora Vayikra 13: 37‐44, 213‐279. Bu bölümde, “Tsaraat Kanunları’’ başlığı altında
Tsaraat(Cüzzam)hastalığınınsemptomlarıvehastalıktankorunmayöntemlerihakkında
sondereceayrıntılıbilgilerverilmektedir. 316Gerçi betimlemelerin hepsi, manevi temizliğe atıfta bulunmakta ve manevi temizliği
vurgulamaktadır. Tsaraat kelimesi ile atıfta bulunulan ise, Musa’nın Mısır’dan çıkışı
öncesinde, Mısır’ın başına ard arda gelen belalardır. Ancak, Tora‐Vayikra’da verilen
öğütler ve getirilen yasaklamalar, maddi bir bela olan veba salgınlarında
uygulanabilecekderecedeniteliklivebilimseldir. 317Galante,a.g.e.,49‐50.Bora,a.g.e.,69. 318Yetkin,KoleraGünlerindeİzmir. 116 SirenBora
döndükten sonra ise, 2000 lira’nın üzerinde bir bağışın toplanarak İzmir
Yahudi Cemaati’ne gönderilmesini sağlamıştı.319 Rothschild’in yakın
ilgisinin başlıca nedeni; Rav Palaçi ile aralarında kurulmuş olan sevgi ve
saygıyadayalıdostluktu.
Öte yandan, toplu ölümler toplu definlere yol açmaktaydı. İzmir
Hahambaşılığı, her veba ve kolera salgını sırasında, salgın hastalıkların
yayılmasınıönlemekkaygısınıdataşıyarak,yaşamınıyitirenkişileriayrıbir
yere topluca gömmeyi yeğlemekte idi. Hayim Palaçi’nin Hahambaşılığı
döneminde,BahriBabaolarakbilinenbölgedeyeralanYahudiMezarlığına
(Maşatlık)ilavetenyenibirmezarlıkalınmışvesalgınhastalıklarsırasında
ölenler bu mezarlığa topluca defnedilmeye başlanmıştı. 1856 yılında
kullanılmakta olduğunu saptadığımız mezarlığın, “Gürçeşme Yahudi
Mezarlığı’’olduğukanısındayız.
İzmir Yahudi Cemaati’ne hizmet etmeyi, “bir misyon’’ olarak
üstlenmiş olan Hayim Palaçi, Yahudi hastanesinin gereksinmelerinin
karşılanabilmesi için önce, cemaatin zengin mensuplarından yardım
toplamaya çalıştı; bu kafi gelmeyince, Leon Adut aracılığı ile Baron de
Rothschild’in mali desteğini almayı başardı. Haleva’ya göre, Palaçi ayrıca
Sir Moses Montefiore’nin de hastaneye mali yardımda bulunmasını
sağlamıştı. 3201874 yılında ise, Rothschild ailesinden gönderilen yardımlar
aracılığı ile hastane büyütüldü ve hastaneye “Rothschild Hastanesi’’ adı
verildi.
Posek(Müçtehid)Yönü
Hayatıboyunca,72eserkalemealdığıbilinenHayimPalaçi(bunların
26 tanesinin, Selanik ve İzmir matbaalarında basıldığı bilinmektedir),
sadece yazar kimliği ile değil aynı zamanda Responsa üzerinde uzman bir
Posek 321olarakkarşımızaçıkmaktadır.BuniteliğiilePalaçi,hem19.yüzyıl
İzmirYahuditarihineışıktutmaktahemdeHalaha(Yahudidinihukukuya
daYahudiŞeriatı)ileilgiliverdiğideğerlibilgilerveyorumlarıylakendine,
319Raif Nezih, İzmir Tarihi, 13 forma İzmir 1926, 9 (31 Ağustos 1865 tarihli Ruzname‐i
Ceride‐iHavadis’ten).Ayrıcabkz.Beyru,19.Yüzyıldaİzmir’deSağlıkSorunlarıveYaşam,
95‐96. Raif Nezih haberi, “Musevilerin koruyucusu olarak bilinen İngiliz Avam Kamarası
üyelerinden birinin” geldiği şeklinde nakletmektedir. Sözü geçen kişi, İngiliz Avam
KamarasınaüyeolanilkYahudiolaraktarihegeçen,LionelldeRothschild’dir. 320RabbiHaleva,‘’a.g.m’’. 321 Ayrıntılı bilgi için bkz., Ekştayn, ‘’a.g.e.’’, 207‐231. Posek, Halaha hakkında karar ve
hükümvermeyetkisinesahipuzmandinadamıanlamınagelir.İslamdinindekiMüçtehid
ile eş anlamlıdır. Geonim devrinden sonra son zamanlara kadar varlığını sürdürmüş
büyük din bilginlerine Posek adı verilmektedir. Geonim (Gaon’un çoğulu) ise, Talmud
(Hadisler) hakkında içtihat yapabilen büyük Yeşiva başkanlarıdır. Bkz. Yusuf Besalel,
YahudilikAnsiklopedisi,cilt2,511‐512. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)117
Yahudidintarihiiçindetartışılmayacakkadarönemlibiryeredinmektedir.
Bugün,İzmirYahudileriningelenektirdiyerek(hiçbirbilgiyeveyabelgeye
dayanmadan) uygulamakta oldukları bazı dinsel ritüellerin, aslında bu
bilgeinsanınYahudiliğearmağanıolmaolasılığıçokyüksektir.18.yüzyılile
20. yüzyıl arasında, İzmir‘in yetiştirdiği Yahudi din bilginlerinin ve onlar
tarafından yazılan eserlerin sayısı; üstelik bu eserlerin bir bölümünün de,
bu kentteki matbaalarda basıldığı göz önüne alındığında, İzmir özellikle
Responsaaçısından‘’verimlibirkenttir’’sonucunuçıkarabiliriz.Nitekim18.
yüzyıl ile 20. yüzyılın başları arasında Yahudi dünyasına armağan edilen
Responsa’nın büyük bir kısmı, İzmir Yahudi Cemaati hahamlarına aittir.
Sözkonusu hahamların büyük bir çoğunluğu da Sefarad ve Halaha
Posek’idir.322 İzmir’de 18. yüzyılın ortalarından 19. yüzyılın ortalarına
kadar 65 Haham tarafından 153 kitap; 19. Yüzyılın ikinci yarısında ise 24
Hahamtarafındantam55kitapyazılmıştır. 323Midraşderlemelerininçoğu,
19. yüzyılda yaşayan Palaçi ailesinin üyelerine aittir. Örneğin, “Likutey
Agada’’ların (Agada Antolojilerinin) bir bölümü Palaçi ailesine mensup
hahamlar tarafından kaleme alınmıştır.324 Böylece İzmir kenti, Osmanlı
Devleti’nin sınırları dahilinde ve dışında yaşayan Yahudi Cemaatleri için
İbrani ve Ladino dilinde pek çok dini içerikli kitabın basıldığı önemli bir
merkezolmaniteliğinikazanmıştır.325
Saygın din adamları yetiştiren tanınmış bir aileden gelen326 Hayim
Palaçideyaşadığıdönemde,bir‘’Posek’’olarakbüyükbirünesahipti.Ünü
İzmir sınırlarını aşmış, tüm Yahudi dünyasında hızla yayılmıştı. Sadece
Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içindeki yerleşim birimlerinden değil
aynı zamanda sınırları dışından Kuzey Afrika, Orta doğu hatta Avrupa
kentlerinden ona, Halaha ile ilgili görüşlerini almak isteyen hahamların
soruları gönderilmekteydi. Soruların gönderildiği başlıca yerleşim
birimleri: Adrianopol (Edirne), İstanköy, Alcir veya Arcil (Cezayir olmalı),
Almedya (İspanya’da), Amsterdam, Aramtsova (Halep), Bağdad, Bukaraşt
(Bükreş),Burunabad(Bornova), Birgama (Bergama), Berayla, Brusa(Bursa),
Galipoli (Gelibolu),Griyeva (Krayova), Durgutlu(Turgutlu‐Kasaba), Damask
322LeahBornstein‐Makovetsky,‘’RabbinicScholarship:TheDevelopmentofHalakhahinTurkey,
GreeceandTheBalkans,1750‐1900’’(ayrıbasım),6‐7. 323LeahBornstein‐Makovetsky‘’a.g.m.’’,3.
324
Makovetsky, ‘’a.g.m.’’, 11. Midraş, Yahudilikte kutsal metinlerin haftalık Sinagog
toplantılarında okunması ve dinleyicilere yapılan açıklamalarla oluşturulan külliyattır.
İslam’daki‘’tefsir’’ileeşdeğerdedir.Agadaise,YahudilikteMedeniHukukveCezaHukukuile
ilgilikanunlarıiçerenTalmud’unüçüncüvesonbölümüdür. 325RabbiNaftaliHaleva,‘’RabbiHayimPalaci(1788‐1868)RabbiofIzmir’’,www.jewishideas.org. 326 Palaçi adına ilk kez Palyaj olarak İspanya’da rastlanılmaktadır. Daha sonraki tarihlerde bu
aileninbireylerininFas,HollandaveOsmanlıİmparatorluğusınırlarıiçindekiçeşitlikentlerde
yaşadığıgörülmektedir.Aile,pekçokünlüdinadamıyetiştirmiştir.Bkz.www.JewishVirtual
Library.org,‘’Palache’’. 118 SirenBora
(Şam), Vahran, Zanti, Tarablus (Trablusgarp), Tarapolitza (Trablusgarp)
Tiberya, Tahran, Tetuan (Fas’ta), Yüzilhisar (Güzelhisar), Yanina (Yanya‐
Yunanistan’da), Yeruşalayim (Kudüs), Kiyu (Kios adası), Kalkülta (Kalküta),
Knia(Giritadası)‐Kandiya,Magnatziya(Manisa),Magdalis(Çanakkale),Milas,
Milamin (Menemen), Mitsraim (Mısır), Naamon (Kahire), Samakaf, Paduva
(İtalya’da), Filibi (Filibe), Paris, Korfu, Kuşadası, Kuşta (İstanbul), Rodoscık
(Tekirdağ),Rodis(Rodos),Selanik,Tunis(Tunus)veTirya(Tire)idi.327
Palaçi kitaplarında, ona gönderilen soruları üç farklı gruba ayırarak
sınıflandırmıştır:
 Birinci gruptaki sorular, Yeşivalardaki eğitim programı ile ilgili
onun tarafından yapılan yorum ve verilen hükümlerin uygulanması
hakkındatereddütyaşayanhahamlarınbaşvurularıdır.Palaçi’ningörüşlerine
güvenen hahamlar, bu konulardaki sorularını ona göndermiş ve yorum
yapmasınıtalepetmişlerdir.
 İkincigruptakisorular,çeşitlikonularhakkındayolgöstermesini
talep eden başvurulardır. Bu iş sahibi sade bir insanın “yargılanma
durumundaneyapmalıyım’’şeklindekisorusudaolabilmektedir.Yadadini
hükümlerden biri değiştirildiği zaman uygulamada tereddüt yaşayanlar
tarafından Palaçi’nin görüşünü almak amacıyla sorulan bir soru da
olabilmektedir.
 Üçüncü gruptakiler ise, daha önce yorumu yapılmamış, hüküm
verilmemiş konularla ilgili sorulan sorulardır. Ekştayn’ın betimlemesi ile
“Palaçi adeta bir mikroskopla inceler gibi’’ soruyu incelemekte ve bu
konuda yol göstermektedir. Ayrıca, dini meselelere açıklık getirmek
amacıylakendikendinesorusormaveyanıtınıaramaalışkanlığıdavardır.
Genellikle sorularına şu kelimelerle başlamaktadır: “İzahını kendime
göndereceğim’’, “Bu araştırmayı kendime izah etme zamanı’’, “Hayim’in
sorusu’’(yadaHayatınsorusu).328
Rüyalara ve onların içerdiği anlamlara önem veren Palaçi, rüyaları
yorumlar ve gerektiğinde “Taanit Halom’’ (Rüya orucu) tutardı. “Nefeş kol
Hay’’ adlı kitabında rüyalarının çoğuna yer vermişti. 329 Bu kitabın ikinci
bölümünde“Brit’’(Ahit)ve“Tora’’adlıikimakalesinde,gördüğürüyalarve
yorumlarıyeralmaktaidi.330Seksenyaşına yaklaştığında,“Kol Hahayim’’i
327
Ekştayn, a.g.e., 443‐460. Saptayabildiğimiz kadarı ile,yerleşim birimlerinin bugün
kullanılmakta olan adlarını parantez içinde belirttik. Bu kentlerin yer aldığı coğrafi
bölgelerin çeşitliliği, Hayim Palaçi’nin hem Sefarad hem de Eşkenaz Cemaatleri ile
yazıştığınıbizekanıtlamaktadır. 328 Hayim Palaçi, Neşamat Kol Hay, Selanik 5602(1832), Birinci bölüm, madde 3. Hayim
Palaçi, Neşamat Kol Hay, Selanik 5612(1842), İkinci bölüm, madde 47. Ayrıca Bkz.
Ekştayn,a.g.e.,179‐181. 329HahamMotiKatanileyaptığımızsöyleşidenedinilenbilgiyegöre. 330 Yahudi inanç sisteminde rüyalar ve rüya yorumları önemli bir yer tutmaktadır. Bu tür
deneyimlere Tora’da ve Tanah’ta, seçkin bireylere özgü vizyonlar veya bir rüyada
söylenmişsözlerolarakdeğinilmektedir.Bkz.ToraBereşit15:1s.99.KutsalKitapSayılar
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)119
yayınladı. (Hayim Palaçi tarafından kaleme alınan son kitabın, ya Kol
HaHayim ya da Simna deHaye olduğu tahmin edilmektedir). Kol
Hahayim’de, 70 yaşına gelmiş bir insanın okuması gereken dualar yer
almaktaydı. Kitabın bir bölümünde, insanın kendisini ölüme nasıl
hazırlamasıgerektiğianlatılmaktaydı.Palaçi’nin,yaşadığıheryılınkarşılığı
olarak 80 farklı görüşe yer verdiği bu kitaptaki bilgilerin çoğu, büyük
bilginlerin hayat hakkındaki öğretilerinden alıntılardı. Kitabın yazımını,
ölmeden üç ay önce bitirebilmişti. 331 Ekştayn’a göre, Palaçi’nin son
kitabının ne olduğu konusunda tereddütler vardır. “Simna deHaye’’ adlı
kitabın,HayimPalaçiveyaoğluAvraamPalaçitarafındanyazıldığıileilgili
farklıgörüşlerilerisürülmektedir.Ekştayn,kitabınbirbölümününbabaH.
Palaçi bir bölümünün de oğul A. Palaçi tarafından yazılmış olabileceği
olasılığınıdilegetirmektedir.HayimPalaçi’ninkitaplarınınsayısıkonusundaki
en geçerli bilgi, oğlu Avraam Palaçi tarafından verilmektedir. Avraam
Palaçi’yegöre,babasınınyazdığıkitaplarınsayısı,72dir.332
Günümüzde, İstanbul ve İzmir’de Yahudi din adamlarınca kaleme
alınanPeraşa’larda,333sıksık,HayimPalaçi’ninkitaplarındanalıntılarayer
verilmektedir. Bu alıntılardan edindiğimiz bilgilere göre, Hayim Palaçi’nin
Tora’da yer alan emirlerle Hayat (Yahudi hayatının) arasındaki ilişki ile
ilgiligörüşlerinişöylesıralayabiliriz:
 Tora’nınHayatlaOlanİlişkisi
RavİzakAlaluf’unİzmir’indeğerliHahamlarındanŞimuelKohen’den
aktardığınagöre,HayimPalaçi’ninTora‐hayatilişkisihakkındakigörüşleri
şöyledir: “Şavuot bayramının334 mezmuru olan 68 numaralı Tehillim
mezmurunu335 Gimatriya336 açısından değerlendirirsek ortaya HAYİM yani
22:20 215. Tora ve Tanah’ta yer verilen en önde gelen iki rüya yorumcusu ise,
Yosef(Yusuf) ve Daniel’dir. Bkz. Tora Bereşit 37:5‐11 293‐295 ve 41:1‐56 327‐339.
KutsalKitapDaniel2:1‐23,1144‐1146. 331HahamMotiKatanileyaptığımızsöyleşidenedinilenbilgiyegöre. 332Ekştayn,a.g.e.,366. 333 Yahudilikte Peraşa, İslam’da Kur’anı Kerim’de yer alan surelerle eş değerlidir.Babil
Sürgünüsonaerdiktensonra,Yahudigeleneğindekendisinebüyükbirönemvekutsiyet
atfedilen Ezra tarafından Tora (ilk beş kitap), haftalık okuma parçalarına (paraşa)
ayrılmıştır.Ezra,biryandanTora’nınkutsalmetinolarakbugündekabuledildiğişekle
dönüşmesini sağlarken öte yandan Tora’nın halkın anlayabileceği hale getirilmesi ile
‘’Tora’nın mesajının hayata geçirilmesini sağlamıştır’’. Bkz. Salime Lecyla Gürkan, Yahudilik,
İstanbul Haziran 2012 (Gözden geçirilmiş 4. Baskı), 98. Günümüzde, 54’e bölünmüş olan
Tora, her hafta başında(Cumartesi günü), o haftaya düşen bölüm “Haftanın Peraşası ‘’ adı
altındaYahudidinalimleriningörüşlerindenörneklerlezenginleştirilerekişlenmektedir. 334 Yahudilikte, “üç ayak’’ ya da "üç hac’’ bayramı olarak bilinen Şaloş Regalim’in (Pesah‐
Şavuot‐Sukot) ikincisi Şavuot (Haftalar) bayramıdır. Pesah (Hamursuz) bayramının
ikincigünündenitibarengeçenyedihaftayısimgeler. 335David(Davud)Peygamberin150MezmurundanoluşanTehillim,Ahd‐iAtik’teDavid’eait
bölümde yer almaktadır. Meth‐i sena ya da İlahiler olarak ta bilinmektedir.Zebur ise,
TehillimbölümüneTürkçedeverilenisimdir. 120 SirenBora
hayatsözcüğüçıkar.Budahayat,iyivegüzelhayatisteyeninyoluTora’dan
geçeranlamındadeğilmidir?’’.337
 Lanetokunmasıilehayatınilişkisi
Palaçi, ‘’Tohahat Hayim’’ adlı kitabında ‘’kişinin özellikle ağzından
lanetçıkarmamakkonusundaçokhassasolmasıgerektiğini,ağzındanlanet
çıkaran kişinin aslında kendisini lanetlediğini bunun hayatını olumsuz
etkileyebileceğini’’yazmaktadır.338
 Tora’nınhayatıöğretenöğretmenniteliği
Tora’da Tanrı’nın emirlerini uygulayanlarla uygulamayanların
yollarının farklı olduğu belirtilmektedir. Seçim ise, kişiye aittir. “Tohahat
Hayim’’ kitabında Palaçi, “Tora’yı okuyan, bilen ve anlayan kişi için doğru
yolu yani hayat yolunu bulmak zor olmaz. Hangi insan hayatı arzular
mutluluğu tatmak için günler ister. İşte bu insan Tora’nın bir hayat rehberi
olduğunun bilincinde olan insandır. Ancak Tora okumayan, bilmeyen ve bu
konudabilgisiolmayanlarınmutlakakendilerineToraöğretecekvegitmeleri
gerekenyoluizahedecekbirbilginedanışmalarıgerekir.Çünküinsanbazen
istemedendeolsayanlışbiryolagirebilirvebuonunbütünhayatınıetkiler…’’
yorumunuyapmaktadır.339
 YahudilikteveYahuditoplumununhayatındakadınlar
Hayim Palaçi, Tanah340 açıklamalarını verdiği “Tenufa Hayim’’
kitabında, kadın peygamber Devora’nın341 adının Kumandan Barak’ın
adından önce yazılmasının nedeni olarak, ‘’Devora’nın inancının ve
peygamberliğinin Barak’ınkine oranla daha üstün olması’’ açıklamasını
yapmaktadır.342
336
Gimatriya, sözcükler ve sayılar üzerine yapılan, Kabalistik çalışmalarla da ilgili bir
uzmanlıkalanıdır.İbranialfabesindeherharfesayısalbirdeğerverilmektedir. 337Bkz.www.Şalomcom.tr.,RavİzakAlaluf,’’BuHaftaPeraşa‐Aazinu’’. 338 Bkz. www.Şalom com.tr., Rav İzak Alaluf, ‘’Bu Hafta Peraşa‐Tetsave:Ziller ve Sessiz
Püsküller‐ŞabatZahor’’. 339 Bkz. www.Şalom com.tr., Rav İzak Alaluf, ‘’Bu Hafta Peraşa‐Nitsavim‐Vayeleh Moşe
RebenuİyiBirÖğretmendir’’. 340 Tanah; Tora, Neviim(Peygamberler),Ketuvim’den(Kutsal Yazılar’dan) oluşan ve üçünün
başharflerininbileşimindenmeydanagelmişözelisimdir.24kitaptanoluşmaktadır. 341 İsrail ulusu arasında putperestlik yaygınlaşınca, Tanrı onları Kenanilerin boyunduruğu
altına alarak cezalandırdı. Devora(Kadın peygamber) halkının lideri oldu ve ordu
komutanı Barak’a düşmanla savaşma emri verdi. Sonuç zaferdi. ‘’Aftara’’ ise, zafer
sonrasındaDevora’nınsöylediğişarkıyaverilenaddır. 342 Bkz. www.Şalom com.tr, Rav İzak Alaluf, ‘’Bu Hafta Peraşa‐Beşalah’’. Başlangıçtan
itibaren Tanah’ta, kadınla ilgili farklı profiller ve farklı tavırlarla karşılaşılmaktadır.
Havva’danbaşlayıpkadınİbraniatalar,peygamberlervekurtarıcılarladevamedipbilge,
pasif,sadakatsizkadıntiplemelerinekadartambirmotifçeşitliliğinerağmen,Halahasöz
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)121
 Kâinat,İnsanveHayat
Hayim Palaçi, Kâinatın insan için yaratıldığını, insanın da görevinin
Tanrı’nınemirleriniizlemekolduğunubelirtmektedir.Onagöre,‘’Kainatda
bizler de bu amaç için yaratıldık. Bu amaca ulaşabilmek hem hayatı
anlamayıkolaylaştıracakhemdeçokdahaanlamlıkılacaktır’’.343
Filistin’dekiYahudilereYapılanYardımlardakiRolü
İzmir Yahudi Cemaati’nin Filistin’deki Yahudilerle olan ilişkisinin
başlangıç tarihi, İzmir kentinin Anadolu’da önemli bir ticaret merkezi
haline gelmeye başladığı 16. yüzyıldır. Bu dönemde, Safet’ten kente gelip
yerleşen Yahudi dokuma tüccarları aracılığıyla başlayan ilişkiler(1599),
YosefEskapa’nın(1570‐1662)İzmirHahambaşılığıyaptığıdönemsırasında
veSabetayTsevi(1626‐1676)olayındansonrazirveyeulaştı.17.yüzyılile
18.yüzyıllararasında,İzmirkentindeyaşayanYahudilerinFilistinveorada
yaşayan Yahudilerle olan ilişkileri, farklı süreçlerden geçerek inişli çıkışlı
devametti:
 17. yüzyıldan itibaren, cemaat hahamları ve cemaatin ileri
gelenleri tarafından kutsal topraklara kutsal ziyaretler‐“ziyara’’lar
düzenlenmeye başlandı.344 Bu ziyaretler, 18. yüzyılın ikinci yarısından
itibaren sistematik hale geldi, periyodikleşti. Her yıl yaz sonunda, büyük
bayram öncesi (Yom Kipur öncesi), İstanbul’daki yetkililer tarafından
kiralananbirgemiİzmir,Selanik,İstanbulhattabazenİtalya’danyolcualıp
Filistin’egidiyordu.345
 Pekçokİzmirlihaham,yalnızyadaaileleriylebirlikteFilistin’egöç
edip(Aliya)orayayerleşmeyiyeğledi.İzmir’inünlüRavlarıYaakovAlgazi,
Rafael Taribis, Hayim Abulafya ve ailesi, David Hazan ve İtshak Hakohen
RapaportKudüs’e,Tsafet’eveTiberya’yayerleşmişlerdi.346

İzmir’dehahameğitimialanöğrencilereğitimlerininbirbölümüne
Filistin’dedevamediyorlardı.347
 Filistin’den İzmir’e gelip çalışan görevli hahamlar veya haham
elçilerivardı.348
konusu olduğunda, Yahudi kadını adına ikincil role sahip bir portreden bahsetmek
kaçınılmazdır.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Gürkan,a.g.e.,217. 343Bkz.www.Şalomcom.tr.RavİzakAlaluf,“BuHaftaPeraşa‐BereşitDeraşa’’. 344 Yakob Barnai, ‘’Letoledot hakeşerim şebeyn Yahudi İzmir leyahudi Eretz İsrail bemea
haşevaasaravehaşmoneasara’’,Şalem,5(1987),95‐97. 345Barnai,‘’Thedevelopmentofcommunity.’’,15. 346Barnai,‘’LetoledothakeşerimşebeynYahudiİzmir’’,101. 347Barnai,‘’a.g.m.’’,100. 122 SirenBora
 18.yüzyıldaİzmirlizenginYahudiailelerinbirkısmıFilistin’egöç
edip orada yerleşmeyi yeğlediler. Onların bu kararı almaları, İzmir’de
meydana gelen yangın, deprem ve salgın hastalıkların Yahudi Cemaati’nin
sosyoekonomikyapısıüzerindekiolumsuzsonuçlarınınyansımasıidi.349
Diaspora Yahudilerinin Filistin’e gidip yerleşmesi olgusu, 19. yüzyılda
Rusya ve Doğu Avrupa’dan olan Yahudi göçleriyle güç kazanarak devam
edecekti.
İzmir Yahudilerinin, Filistin ve orada yaşayan Yahudilerle olan
ilişkileri, karşılıklı seyahatler, ziyaralar ve aliyalardan ibaret değildi. Aynı
zamanda,oradakiYahudilerininsancayaşamasıvekalkınmasınısağlamak
içinparayardımıyapılıyordu.Üstelikbuyardımlar,sadeceİzmirYahudileri
tarafından değil aynı zamanda tüm Osmanlı yerleşim birimlerindeki
YahudilerveAvrupalıYahudilertarafındanyapılmaktaidi.İzmirkentiise,
gönderilen yardım paralarının toplandığı ilk istasyon olma özelliğini
taşımaktaydı.Filistin’deyaşayanYahudileringelenekselyardımalmayolu,
‘’Haluka’’lar (Filistin’deki Yahudilere destek amacıyla oluşturulan fonlar)
idi. Buradaki Yahudi yerleşim birimlerinde yaşayanlar ve Rabbinik
Akademiler(Yeşivot),sadeceibadetveöğrenimlemeşgulolduğuiçinayakta
kalmaları Haluka’ya bağlıydı.350 ‘’Şaavat Aniyim’’ adlı risaleye göre, 1847
yılında Kutsal Topraklara gönderilmek üzere İzmir Yahudi Cemaati’nin
topladığı Haluka miktarı, 6000 arayot’tu. 351 17. yüzyıl ile 19. yüzyıl
arasında, yardım paralarının toplanması sırasında üç farklı yöntem
kullanıldı:
1‐HaşaliyahBerabanan’ın352TopladığıYardımlar
Filistin’den Tire’ye 1610 yılında ilk “şaliyah berabanan’’, Rabi Elişa
Galiko; İzmir’e ise 1660 yılında ilk ‘’şaliyah berabanan’’, Rabi Şemtov Pilo
geldi.353
348
Barnai, ‘’a.g.m.’’, 102‐103. 1688 İzmir depreminde ölen, Haham R. Aharon N. Hayim
Filistin’denİzmir’egelengörevli(elçi)idi. 349ALevy,‘’a.g.m.’’,193.Arayot,Osmanlıaltınkuruşudur.1kuruş=40paradır.Bkz‘’a.g.m.’’,199. 350Barnai,‘’a.g.m.’’,102. 351Rodrigue, a.g.e., 26‐27. Rodrigue, Osmanlı Yahudilerinin Filistinperver tutumuna şöyle
açıklıkgetirmektedir:“BuFilistintutkusuna,Yahudilerinatayadigarıtopraklardaulusal
kurtuluşa kavuşacakları şeklindeki inançları saik olmuş değildi. Hedef, kutsal topraklardaki
Yahudi Cemaatini geçmişin onurunu yaşatacak bir biçimde modern ve üretken bir topluluk
halinegetirmekveböyleceonunnihaidönüşümünügerçekleştirmekti’’.‘’a.g.e.’’,27. 352Filistin’dekiYeşivalardayoğundinieğitimgörenHahamlartarafındanOsmanlısınırları
içinde özellikle Yahudilerin yoğun olarak yaşadığı yerleşim birimlerine ‘’Haşaliyah
beRabanan’’ adı verilen Yahudi din görevlileri (elçiler) gönderilmesi geleneği vardı.
Şaliyah, temsilci, ulak, mesaj getiren anlamındadır. Milattan önce 700 den güncel
zamanlara dek, Diaspora Yahudi Cemaatlerinin topladıkları yardımlaşma fonundaki
parayı ‘’Filistin’’deki (Eretz İsrael’deki) yoksul Yahudilere ve Yeşivalara nakleden seyyahı
tanımlamakiçinkullanılmıştır. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)123
2‐“Pakidim’’in(Tahsilâtyapangörevliler)hizmetleriveyaptığı
tahsilâtlar.
Filistin’dekiYahudileregönderilennakitpara,yabağışkampanyaları
ya da kitzba (Yahudi zekâtı) aracılığı ile toplanmaktaydı. Görevliler,
Osmanlıyerleşimbirimlerinitektek dolaşarakbağışlarıtoplamaktave bu
paraları onları nakletmek üzere kurulan örgüte “Pakidey Kuşta’’ya354
getirmekteydiler. Bağışların taşınması sırasında güvenliğinden sorumlu
olan görevlilere “Hapolisot’’ deniliyordu. Örneğin, 1728 yılında Osmanlı
Yahudileri’nin Pakidey Kuşta’ya bir yılda gönderdiği kitzba miktarı 1200
gruş,bağışmiktarıise300gruşidi.Kitzba’nın300gruş’uvebağışların75
gruş’u İzmir Yahudi Cemaatinden toplanmıştı.355 Eliezer Bashan’ın verdiği
bilgilere göre; “Eretz İsrael’’in İstanbul Komitesi görevlilerinin İstanbul
Ermeni Patriği ile dostça yakın ilişkileri vardı ve her yıl Ermeni Hacı
grupları, “kutsal topraklar’’daki Yahudilere gönderilmek üzere toplanan
parayardımlarını,İstanbul’danFilistin’eberaberlerindegötürüyorlardı.356
3‐İzmir’denFilistin’e“Nakledilen’’BağışlarveParalar
1748 ‐ 1749 yılları arasında İzmir’de toplanan bağışları Filistin’deki
Yahudilere aktarmak için İzmir’de ‘’Pakidey Eretz İsrael’’(İsrail Yurdu
Görevlileri)adıylabirörgütkuruldu.
19.yüzyılınilkyarısındaise,İstanbul’da‘’Va’adPakideyYeruşalayim
Bakuşta’’(İstanbul’daki Kudüs Görevlileri Komitesi) adlı örgütün Diaspora
Yahudilerinin bağışlarını toplamakla görevlendirilmek üzere kurulduğunu
görüyoruz. Nitekim Livorno, Amsterdam gibi Avrupalı zengin Yahudilerin
yaşadığı kentlerden ve Osmanlı Yahudilerinden alınan bağışlar bu örgüt
görevlileri aracılığı ile toplanıp, nakledilmekteydi.357 1730’larda Filistin’e
göç edecek olanlara rehabilitasyon yapma görevini de üstlenen örgütün
çalışmaları,VakayıHayriye(1826‐YeniçeriOcağı’nınkaldırılması)sonucu
Osmanlı İmparatorluğundaki Yahudi banker, tüccar hakimiyetinin sona
ermesiyle birlikte bir süre kesintiye uğradı. Fakat bu kesinti fazla uzun
sürmeyecek ve İstanbul’daki yardım kurumu ilerideki yıllarda tekrar
353Barnai,‘’LetoledothakeşerimşebeynYahudiİzmir’’,103.
354Yahudiler tarafından, Konstantinopol’ün kısaltılmış adı, ‘’Kuşta’’ kullanılmaktadır. ‘’Pakidey
Kuşta’’,İstanbulGörevlileriyadaOsmanlıGörevlilerianlamınagelmektedir. 355Barnai,‘’a.g.m.’’,104‐109.
356Eliezer Bashan, ‘’Relations
between Jews, Armenians and Greeks in Anatolia, The
Balkans and The Greek Islands during the Ottoman Empire’’, Türkiye’de Yahudiler‐500
YıldırPaylaşılanTarihSempozyumu,İstanbul31Mayıs‐4Haziran1992(yayınlanmamış
bildiri),7. 357‘’a.g.m.’’,106‐108. 124 SirenBora
çalışmaya başlayacaktı. Aynı dönemde(19. yüzyılın ilk çeyreğinde),
Kudüs’teki Sefaradi Cemaatinin (İspanya ve Portekiz kökenli Yahudiler)
ekonomik durumu da hızla geriledi. Bütün bunlar, İstanbul, İzmir gibi
büyük kentlerdeki Yahudi Cemaatlerinin içine girdiği çıkmazla
bağlantılıydı.358 Fakat tüm olumsuzluklara rağmen, 1831 yılında İzmir’de,
bizzat Hayim Palaçi’nin girişimleriyle, Filistin’e giden göçmenlere bağış
toplamak amacıyla bir örgüt, “Kupat Eretz İsrael’’ (İsrail Yurdu Fonu)
kuruldu. Palaçi’ye göre, İzmir kenti, ‘‘Eretz İsrael Katan’’ (Küçük İsrail
Yurdu) idi ve Filistin’de yaşayan yoksul kardeşlerine maddi yardımda
bulunmak, İzmir kentinde yaşayan Yahudilerin en önemli
yükümlülüklerindenbiriydi.359
19. yüzyılın ikinci yarısı, Doğu Avrupa’dan ve Rusya’dan Osmanlı
kentlerine özellikle Filistin’e, yoğun Yahudi (Eşkenaz) göçünün başladığı
dönemdir ve bu göç dalgaları zaman içinde gittikçe artarak devam
edecektir. 1853‐1855 tarihli Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki
Kırım savaşı, 1876‐1877 Osmanlı Rus savaşı ve 1881 yılından itibaren
Rusya’daYahudilerihedefalanpogromlar(katliamlar),RusyaYahudilerini
de (Eşkenaz) tıpkı Doğu Avrupa Yahudileri gibi Osmanlı kentlerine göç
etmeyezorladı.Rusya’dangelengöçmenlerinbirkısmıkesin,birkısmıise
geçiciolarakİzmir,İstanbul,SelanikgibiYahudinüfusununyoğunyaşadığı
kentlereyerleştirildiler.Geçiciolarakyerleşenlerise,birsürebukentlerde
kaldıktan sonra Filistin’e göç edip orada kalmayı yeğlediler.360 Filistin’e
gitmedenöncebirsüreİzmir,İstanbul,SelanikveyaYahudicemaatlerinin
yaşadığı diğer Anadolu kentlerindeki misafirhanelerde kalıp, büyük bir
olasılıkla sistemli bir rehabilitasyon programından da geçmekteydiler. 19.
yüzyıl boyunca göçmen gruplarının yoğunluğu ile yüz yüze gelen İzmir
358Yahudileriçin,hiçdehayırlıolmayanVakayiHayriyesırasında,İstanbulVa’adHapakidim
Kuşta Kurumu’nun başkanlığını yapmakta olan Yahudi banker Bohor İzak Karmona,
Padişah buyruğu ile öldürülmüştü. Vakayi Hayriye ve Karmona’nın öldürülmesi,
Yahudiler açısından iki önemli sonuç doğurdu: a‐ Osmanlı İmparatorluğundaki Yahudi
bankervetüccarhakimiyetisonaererkenyerleriniErmeniveRumtüccarlar,bankerler
doldurdu. b‐ Filistin’deki Yahudilere yapılan yardımlar bir süre kesintiye
uğradı.Çalışmaları kesintiye uğrayan İstanbul’daki örgütün görevini Asterdam’da yeni
kurulmuşolanVa’adHapakidimÖrgütüüstlendi.Bkz.Rodrigue,a.g.e.,44‐45,57. 359HayimPalaçi,“Küçükİsrail’’tanımlamasını,“AratzotHayim’’adlıkitabındayapmaktadır.
Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Ekştayn,a.g.e.,314. 360AvramGalante,HistoiredesJuifsd’Anatolie‐LesJuifsd’Izmir(Smyrne),İstanbul1937,s.89.
Ayrıca, Rusya’dan göç eden Yahudilerin İzmir, İstanbul, Selanik ve Filistin’e iskan
edilmeleri ile ilgili bkz. BOA, BEO (Dahiliye, Zabtiye) 478‐35834(19/Ra/1311).BOA,
HR.HMŞ.İŞO. 175‐52/A (02/Ca/1308). BOA., DH.MKY. 1985/10 (15/M/1310) tarihli
belgeler. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)125
Yahudilerinin (önce Filistin’den gelenler sonra doğu Avrupa’dan ve
Rusya’dan gelen Yahudi göçmenler), gerek gelip kalmayı yeğleyenlerin ve
gerek bir süre kalıp Filistin’e geçenlerin gereksinmelerini (barınma,
yiyecek, hatta psikolojik gereksinmeler) karşılayabilmek amacıyla değişik
etkinliklerdebulunduğuveönlemleraldığıgörülmektedir:
 İzmir’degöçmenleriçin yardımkurumlarıoluşturuldu.Bunlardan
biri Hahnasat Orehim (Konukseverlik), diğeri ise Rusya’dan göç eden
ailelerdeki kadınlara yönelik Bayanlar Kurumu dur. Palaçi, kentteki
Yahudilerin yardımını da sağlayarak Hahnasat Orehim’i, kurum kimliğine
kavuşturdu. Hayim Palaçi’ye göre, kente gelen göçmenler kurumun
misafirhanesindehemkalıpdinlenecek,hemüzüntüleriniunutacakhemde
hastalıklardankorunacaklardı.Ayrıcabukurum,SefaradEşkenazayrılığını
daortadankaldıracaktı.361
 1831 yılında bizzat Hayim Palaçi’nin girişimleri ile ‘’Kupat Eretz
İsrael’’ (İsrail Yurdu Fonu) kuruldu.362 Barnai’nin verdiği bilgiye göre, 19.
yüzyılda Filistin’e giden göçmenler, hem ‘’Pakidey Eretz İsrael’’ in(İsrail
Yurdu Görevlileri) hem de ‘’Pakidey Kuşta’’nın (İstanbul Görevlileri)
toplayıp Filistin’e yolladığı bağışlar sayesinde yerleştikleri yerlerde
yaşamlarınısürdürebildiler.363
 İzmir’de Yahudi mahallesinde Eşkenaz göçmenler için bir
ibadethane oluşturuldu.364 Dini vecibelerini yerine getirmeleri için
oluşturulan bu ibadethane geçici miydi, yoksa kalıcı mıydı? Bu konuda
yeterlibilgiyesahipdeğiliz.
361Ekştayn,a.g.e.,162.
362İzmirKupatEretzİsrael’inKuruluşBeyannamesivekurallarıileilgiliayrıntılıbilgiiçin
bkz.YakobBarnai,‘’KupatEretzİsraelBeİzmirbameahey‐19’’,Transitionandchangein
modern History, Jerusalem 1987, 141‐148. Belgenin sonunda Rav Hayim Palaçi, Rav
YoşuaB.YahudaAvrahamveRavŞlomoŞişon’unimzalarıbulunmaktadır.YoşuaYahuda
B.YahudaAvraham,örgütün,bağışlarıtoplamaktansorumluolangörevlisidir. 363 Barnai, ‘’a.g.m.’’, 136. Kutsal topraklara ve Kudüs’e atfedilen tüm öneme rağmen
Rabbiler(Yahudi din alimleri), bu bölgeye Yahudi toplu göçünü hoş karşılamamışlar;
Yahudilerin kutsal topraklarda tekrar hakimiyet elde etmelerini, beklenen kurtarıcı
Mesih’in gelişi ve Mesihi dönemi başlatmasıyla gerçekleşecek mucizevi bir olay olarak
görmüşlerdir.Nitekim, Yahudi Mesihçiliği, Yahudilerin karizmatik bir kurtarıcı(Mesih)
tarafından yabancı boyunduruğundan ve sürgünden kurtarılıp Filistin’de dini ve siyasi
bağımsızlık kazanmak suretiyle eski ihtişamlarına kavuşmalarına yönelik inanç ya da
doktriniifadeetmektedir.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Gürkan,a.g.e.,128ve150‐159. 364 BOA, İ. AZN. 42/6, 12/M/1319 . BEO., 1655‐124074, 16/M/1319. DH. MKT. 2484/85,
25/M/1319. İzmir’de Musevi mahallesinde 11 numaralı hanede Eşkenaz muhacirleri
içinittihaz olunacak İbadethane hakkındakibelgeler. Musevi mahallesitanımlaması ile
kastedilenyer,Çavezmahallesidir. 126 SirenBora
Eserleri
Neyazıkki,HayimPalaçi’ninyazdığıkitaplarıntoplamsayısıileilgili
elimizdeki bilgi sınırlıdır. Bu bilgi, Hayim Palaçi’nin ve oğlu Avraam
Palaçi’nin kitaplarında, Hayim Palaçi’ye ait olduğu vurgulanarak verilen
kitapadlarındanvekitapsayılarındanibarettir.Çıkarılansonuçşudur:16
yaşından ölünceye dek tam 65 yıl kitap ve çeşitli risaleler kaleme aldığını
saptadığımız Hayim Palaçi’nin eserlerinin sayısı toplam 72 dir ve bu
eserlerin 26’sı Selanik ve İzmir matbaalarında basılmıştır. Hayim Palaçi,
kitaplarına başlık seçerken, çoğunlukla ‘’Hayim’’ kelimesinin geçtiği adları
kullanmayıyeğlemiştir.Böylecekitaplarınınadıokunduğuzamanikifarklı
anlam ortaya çıkmaktadır: Örneğin, kitaplarından biri olan ‘’Aratsot
HaHayim’’, hem ‘’Hayat Yurtları’’ hem de ‘’Hayim’in Yurtları’’ anlamına
gelmektedir. Ya da ‘’Gnizey Hayim’’, hem ‘’Hayat Hazineleri’’ hem de
‘’Hayim’inHazineleri’’anlamınagelmektedir.KanımızcabuyöntemleHayim
Palaçi, ya ‘’alegorik’’(simgesel) bir yazım tekniği uygulamış, ya da
kâinattaki ‘’gizemi’’, ‘’dualizmi’’ veya belki de ‘’ insanın hakikat’i algılama
becerisinin insanın zihinsel algı kapasitesi ve zihinsel eğilimi ile doğru
orantılı olduğu gerçeğini’’ vurgulamak istemiştir. Ya da, Haleva’nın da
vurguladığıgibi,“HayatkaynağıolanTora’yaatıftabulunmuştur.’’365
Ekştayn, Palaçi’nin kitaplarının adlarının sıralamasını yaparken,
‘’Simna DeHaye’’adlı kitabın sonunda yer alan listelerden yararlandığını
belirtmektedir. Ekştayn’ın kitabında, iki farklı kitap listesi; ayrıca Hayim
Palaçi’ye ait olduğu tahmin edilen kitaplar ve bu kitapların adlarının yer
aldığı kaynak kitapların listesi yer almaktadır. Biz listeleri karşılaştırdık,
aralarındaki benzerlikleri ve farklılıkları saptadık. Birinci listeye göre,
HayimPalaçi’ninyazdığıkitaplarınadlarıaşağıdaverilmiştir:366
1. AratsotHaHayim(HayatYurtları)
2. AviHanahal(YöneticiBabam)
3. BerahotMuadeLeHayim(HayatınMuayyenDuaları)
4. GnizeyHayim(HayatHazineleri)
5. DereheyHayim(HayatYolları)RabiMeiri’nin‘’BeitAvot’’uilebirlikte.
6. DerehavLeMoşe(Musa’yaYollar)
7. HaHafetsHayim(HayatınÖzlemi)
8. HakatuvLeHayim(HayataYazılar)
9. HaHayimYoduha(HayatSeniÖvsün)
10. UbahartaBeHayim(HayatıSeçeceksin)
11. ZekiraLeHayim(HayatınZikrettikleri)
365RabbiHaleva,‘’a.g.m.’’ 366Ekştayn,a.g.e.,368‐375. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)127
12. HayimBeyad(EldeHayat)
13. HayimveŞalom(HayatveEsenlik)
14. HayeUhamra(ZorHayat)
15. HukotHaHayim(HayatKuralları)
16. HakkayLev(KalbinTahkiki)
17. HayimLeroş(BaştaHayat)
18. HayimveMeleh(HayatveKral)
19. HalakimBaHayim(HayatınSafhalarıyadaHayatınBölümleri)
20. HayimTehila(BaşlangıçtaHayat)
21. HayimLegufa(BedeninHayatı)
22. HayimUmazon(HayatveBeslenme)
23. HukeyHaHayim(HayatKurallarıyadaHayatHükümleri)
24. HayimTovim(İyiHayat)
25. HayimTohahot(HayatKanıtı)
26. ToamyaHayim(HayatınLezzetiyadaHayatınTadı)
27. YismahHayim(HayatNeşelensin)
28. YimtsaHayim(HayatBulsun)
29. KfarLeHayim(KöydeHayat)
30. KafHaHayim(BirAvuçHayat)
31. KolHaHayim(BütünHayat)
32. LevHayim(HayatınGönlü)
33. LeHayimBeYeruşalayim(Kudüs’teHayat)
34. LuahErez(SedirAğacındanLevha)
35. MiHahesed(KimYardımsever)
36. MoedLekolHay(HayatınVadesi)
37. MoşeHayim
38. NefeşHayim(HayatınNefsi)
39. NefeşKolHay(TümHayatınNefsi)
40. NeşamatKolHay(TümHayatınCanı)
41. SmihaLeHayim(HayattaMutluluk)
42. SimnaDeHaye(HayatBelirtisiyadaHayatİşareti)
43. SefereyHayim(HayatınKitapları)
44. AteretHaHayim(HayatınTacı)
45. AmudayHayim(HayatınSütunları)
46. EyneyKolHay(Canlılarıngözleri)
47. PeilotTsadikLeHayim(HayatınAdilEylemleri)
48. PeneyHayim(HayatınYüzleri)
49. ParAhad(Birİnek)367
367Ekştayn’a göre ‘’Par Ahad’’ın konusu, kurban hakkında bilgi ve yorumlardır. Ayrıntılı
bilgi için Bkz. Ekştayn, a.g.e., 420. Elimizde, bu kitabın içeriği ile ilgili yeterli bilgi
128 SirenBora
50.
51.
52.
53.
54.
55.
56.
57.
58.
59.
60.
61.
TsavaaMeHayim(HayattanSonArzuyadaVasiyetname)
TsadakaHayim(HayattaSadaka)
TsadakaLeHayim(HayattaSadaka)
KolHaHayim(HayatınSesi)
RehamimLeHayim(HayatınRahmeti)
RefuaveHayim(SağlıkveHayat)
RuahHayim(HayatınRuhu)
ŞanotHayim(HayatınYılları)
TohahatHayim(HayatKanıtı)
TnufaHayim(HayatınHızıyadaHayatınİvmesi)
ToraveHayim(ToraveHayat)
TeşuvaMeHayim(HayatınYanıtı)
Her iki listede de, şu kitaplar hariç, aynı kitapların adları
sıralanmıştır: Teşuva MeHayim’in (Hayatın Yanıtı) ikinci listede; Sefer
Hayim(Hayat Kitabı) ve Raa Hayim’in (Hayat Görüşü) ise birinci listede
kaydı yapılmamıştır. Ayrıca adı yukarıda verdiğimiz listede yer almayan,
ancak Hayim Palaçi tarafından kaleme alınan kitapların içinde adlarından
söz edildiği için varlığı saptanabilen, 11 adet kitabın adları ve söz
edildikleriyerleraşağıdaverilmiştir:(161)368
1‐ Eretz HaHayim (Hayat Yurdu): Adından Hayim Palaçi’nin Nefeş
Hayimadlıkitabındasözediliyor.
2‐ Dereh Emuna(İman Yolu): Adından, Hayim Palaçi’nin Aratsot
Hayimadlıkitabındasözediliyor.
3‐ Doreş Mişpat(Hüküm Talebi): Adından, Hayim Palaçi’nin Yismah
HayimveNefeşHayimadlıkitaplarındasözediliyor.
4‐ Yikare DeHaye (Hayatın İlkeleri): Adından Hayim Palaçi’nin
TohahatHayimadlıkitabındasözediliyor.
5‐NişmataDeHaye(HayatınCanı):AdındanHayimPalaçi’ninGnizey
HayimveNefeşHayimadlıkitaplarındasözediliyor.
6‐ Kontares Hahaskamot (Anlaşmaların Anlatımı): Adından Hayim
Palaçi’ninRuahHayimadlıkitabındasözediliyor.
bulunmamaktadır. Kutsal Kitap’ta ‘’Kutsal İnek Yasası’’ adlı bir kural yer almaktadır.
Mantığıaçıklanamayanbukuraldasözedileninek,belirginkırmızıbirrengesahipderisi
olan ve bir cesetle temasta bulunmuş bir kişi veya eşyanın ritüel açıdan arınması için
kullanılan suya külleri katılan inektir. Bu ineğin bulunmasının zor ve pahalı olduğu
açıktır. Burada vurgulanmak istenen asıl amaç, ineğin bulunması değil kirlenenlerin
‘’arınma suyu’’ ile temizlenmesi gerektiğidir. Arınmayan kişinin kurban kesmesi ya da
kutsal yerlere girmesi yasaktır. Ayrıca bu kural, Yahudi tarihinde zaman zaman
putlaştırılan inek figürüne de atıfta bulunuyor olabilir. Kutsal Kitap, Sayılar 19: 1‐22,
265‐266.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Besalel,YahudilikAnsiklopedisicilt2,332. 368a.g.e.,434‐435. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)129
7‐ Kontares Gadol İnyaney Hakurbanot (Kurbanlar konusunda
Anlatılar): Adından Hayim Palaçi’nin Gnizey Hayim adlı kitabında söz
ediliyor.
8‐ Kontares Gematriyot BeTanah Midraşey Hazal ve Haznak (Eski
HahamlarınTanah’tayeralantefsirlerininnumerolojikanlatımı):Adından
HayimPalaçi’ninNefeşHayimadlıkitabındasözediliyor.
9‐ Torat Hayim(Hayatın Tora’sı): Adından Hayim Palaçi’nin Nefeş
Hayimadlıkitabındasözediliyor.
10‐ Minhat Zikaron (Hatıraları Bereketlendirsin ve Sevapları Bizim
ÜzerimizeOlsun):AdındanHayimPalaçi’ninAmudeyHayimadlıkitabında
sözediliyor.
11‐ Amudim Hayim(Hayat Sütunları): Adından Hayim Palaçi’nin
NefeşKolHayadlıkitabındasözediliyor.Ayrıca,basımlarıİzmirveSelanik
kentlerindeyapılmışolanüçkitap,birrisalevebunlarıniçeriklerihakkında
bilgiyesahibiz.
Bunlar:369
1‐ SeferAvodaveHodaa(İbadetveŞükranDüzeni)
Bu kitap, Kfar LeHayim kitabının adeta ikinci baskısı gibidir. Çünkü
aynı konulara değinmektedir. Kitapta, İbadet ve Büyük Alel 370 ile igili
kurallaryeralmaktadır.
2‐ AlelHagadol(BüyükAlel):BukitaptanH.Palaçi’ninYimtsaHayim
veKfarHayimkitaplarındasözedilmektedir.Birkaçkezİzmir’debasılmıştır.
3‐ SamHayim(HayatınSonu):Hayatta zorluklarlakarşılaşıldığında,
yapılabileceklerle ilgili önerileri içermektedir. 5642 (1882) yılında
basılmıştır.
4‐ Hukey Hahayim kitabı içinde yer alan ve görgü kuralları ile ilgili
bilgileri içeren bölümler, ayrı bir kitapçık halinde Ladino’ya çevrilerek
basılmıştır.
ÖlümüveCenazeTöreni
Hayim Palaçi, 1868 yılında, bir Pazartesi günü İzmir’de vefat etti.371
Ölmeden 15 gün önce, kan zehirlenmesi teşhisiyle bir süre hasta yatmış,
fakat hastalığı sırasında dahi çalışmaya ve yazmaya devam etmişti.
369a.g.e.,433. 370Alel,Tanrı’yaövgüleriçerenparçalardanoluşanve‘’Mezmurlar’’113ile118’ikapsayan
dualardır. Bkz. Kutsal Kitap‐Yeni Dünya Çevirisi, New York 2008, 823‐826. Sukot
Bayramında(ÇardaklarBayramı)hersabahokunanbuduaile,tümbolluğunTanrı’nın
bereketi sayesinde var olduğu kabul edilerek onun yüksek takdirinin bahşettiği
muhteşemgüzellikleriçinTanrı’yaşükredilir.SukotBayramıileilgilibilgiiçinbkz.Yusuf
Besalel,YahudilikAnsiklopedisi,cilt3,İstanbulMayıs2002,647‐649. 371M.Franko,HahambaşıHayimPalaçi’ninölümtarihini9Şubat1869olarakvermektedir.
Bkz. Franko, a.g.e., 199. Hahambaşı Hayim Palaçi’nin mezar kitabesine göre ise, ölüm
tarihi17Şevat5628Pazartesi’dir.Butarihimiladiyılaçevirdiğimizzaman,Şubat1868
tarihinedenkgelmektedir. 130 SirenBora
Ölümünden iki gün önce, Şabat (Cumartesi) günü, evinde cemaatin ileri
gelenleri ve Hahamlar ile birlikte bir toplantı düzenledi ve onlara, bizzat
elleriileyazdığıveölümündensonratümİzmirSinagoglarındaokunmasını
istediği‘’vasiyetnamesi’’ni iletti. Pazar günü ise, on öğrencisini yanına
çağırarak onlara, ‘’Mesirat Modaa’’yı (Son sözlerini) söyledi. Ertesi gün,
uykusunda hayata gözlerini yumdu. Ölüm haberi duyulduğu zaman,
Vilayetinyöneticileri,devletinilerigelenleri,askeriyetkililer,gayrımüslim
cemaatlerin başkan ve yöneticileri, yabancı devlet konsolosları ve komşu
yerleşim birimlerinin ileri gelenleri cenazeye katılma arzularını İzmir
YahudiCemaatiYönetiminebildirdiler.Cenazetöreni,Palaçi’ninölümünün
ertesigünü(Salıgünü)yapıldı.SultanAbdülaziz’inemriilePalaçiiçinresmi
törendüzenlendi.Törenesnasındaoluşturulankortejinenönünde,tektip
üniformaları ile uygun adım yürüyen askeri tabur yer aldı. Onları, cemaat
yöneticileri,ilerigelenler,elçiler,konsoloslar,AydınVilayetiValisivediğer
vilayetgörevlileritakipetmekteidi.Hemenarkalarında,HahambaşıHayim
Palaçi’nin kitaplarını ellerinde taşıyan ‘’Talmidey Hahamim’’(Haham
eğitimi gören öğrencileri) ve onların arkasında, Palaçi’nin naaşını taşıyan
Rabiler ve Hahamlar yer almakta idi. En arkada ise, sessiz ve büyük bir
kalabalık yürüyordu. Kortej, önce Palaçi’nin son yıllarında her gün gidip
ibadetini yerine getirdiği Portugal Sinagogu’na uğradı;372 en sonunda da,
Hahambaşı Hayim Palaçi’yi toprağa vermek üzere Bahribaba’daki Yahudi
Mezarlığı’na (Maşatlık) gidildi. Bugün mezarı, Gürçeşme Yahudi
Mezarlığındabulunmaktadır.
Sonuç
Tarihsel süreç boyunca Yahudilik ve Yahudi Tarihi, birbirleri ile
kesintisiz ve karşılıklı etkileşimi içeren bir seyir izlemektedir. Çünkü her
ikiside,taenbaşındanitibarendinileetnikkimliğiniçiçegeçtiğibiryapıyı
barındıran topluma, ‘’Yahudi toplumuna’’ özgüdür. Her ne kadar, Tora’nın
emirvekurallarıdiğermilletlerdenveonlarıninanç,yaşayışşekillerinden
uzakdurulmasınıöngörüyor,YahudiolanveYahudiolmayanayırımıileiki
grup arasındaki ilişkileri kısıtlıyor ve kimi zaman Ortaçağ Avrupasında
olduğu gibi dışarıdan baskılara maruz kalınıyor ise de, 4000 yıllık Yahudi
tarihi boyunca Yahudi toplulukları, soyutlanma refleksine değil adaptasyona
dayalıolarakdinlerinivekimliklerinikorudukları,hattaçevrekültürlerden
aldıklarıunsurlarıkendibünyelerinekatarakvarlıklarınıdevamettirdikleri
bir sürece sahiptir. Böylece Yahudi topluluklarının yapısı, konuştukları
372Ekştayn,a.g.e.,175‐177. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)131
dillerden giydikleri giysilere, yaptıkları mesleklerden uyguladıkları
ritüellerekadar,kültürel,coğrafivedönemselfarklılıklarasahipolmuştur.
Başlangıçtan beri, Yahudi dininin asli unsuru olarak vasıflarını koruyan
“Tora’’ hariç; Yahudi topluluklarının dini, tarihi, siyasi ve kültürel
deneyimlerininürünüolanYahudilikde,sözkonusufarklılıklardannasibini
almıştır.373Yukarıdaizahettiğimizfarklılıklardanbiriolan,yadabaşkabir
deyişle Osmanlıya ve Türklüğe özgü renkleri bünyesinde özümseyerek
farklılaşan İzmir Yahudi Cemaati ve onun tarihsel gelişimi, “din alimi’’
Hahambaşı Hayim Palaçi’nin yaşamını izah ederken değindiğimiz Yahudi
tarihinin ve Yahudiliğin evriminin o küçücük bölümü, aslında “Sürgündeki
bir toplumun‐Diasporanın‐evriminin bir parçasıdır’’. Yahudilik olgusu
kapsamındabütündünyadakibuetnik,coğrafiayrışmalarınvemesafelerin
varlığına rağmen; dünya Yahudi tarihi süreci boyunca tüm ‘’Yahudi din
alimleri’’ninortakçabası,“Ahityoluylabirbirinebağlanmıştekbirtopluluk,
tekbirkavimolmaidealini’’gerçekleştirmekolacaktır.
Amentü’den 374 ve merkezi dini otoriteden yoksun olarak gelişen
Yahudiliğin her şeyden önce bir “eylem’’ ve “gelenek’’ dini olduğunu
vurgulamakgerekir.Yahudilik,budininteolojikvefelsefiboyutunakarşılık
gelenAgada’dan(Talmud’unsonbölümü)çok,pratikboyutunuifadeeden
Halaha (Yahudi Dini Hukuku) üzerine kurulu bir sistem olmuştur. Bu
nedenle Yahudi tarihi boyunca ortaya çıkan gruplaşmalar, salt inançtan
dolayı Tora ve Halaha’ya yönelik farklı bakış açılarından kaynaklanmış;
Halaha’nın kurallarının uygulanışı esnasındaki tereddütler de Yahudi din
alimlerini “rehberlik’’ misyonunu üstlenmeye yönlendirmiştir. Kaldı ki,
Yahudilik ve Yahudi tarihindeki gelişmeler de onların bu misyonunu
‘’yasalaştıracaktır’’. Bu bağlamda Yahudilerin “Babil Sürgünü’’ miladi bir
niteliktaşımaktadır.TümDiasporaYahudileri’ninveYahudidinalimlerinin
ortak endişesi haline gelecek olan “Yahudi kimliğinin kaybedilme endişesi’’
ve ortak arzusu haline gelecek olan “Yahudi halkının dini‐etnik topluluk
olarak devamını sağlama arzusu’’, aile ve neseb ilişkisini öne çıkarmakla
başlayıp yüzyıllarca süren bir dizi dini yapılanma çalışmalarıyla devam
373Gürkan,a.g.e.,13‐14. 374Yahudilikte,Neviim(Peygamberler)ileGeonimdönemiarasındakidönemdeoluşturulan
sistemegöre,birYahudisorgusuzsualsizinanmalıdır.Tevhidinancınasahipolunduğu
için,budönemde“Şem’aDuası’’yeterligelmiştir:“Şem’aİsraelYehovaEloheynuYehova
Ehad’’ ‘’Dinle İsrail Tanrımız Rab Tek Rabdir’’ ya da ‘’Dinle İsrail Haşem Tanrımızdır;
Haşem Birdir’’). Bkz. Tora Devarim 6:4, 128‐129. Bu sistem, “Emuna’’ (İman) olarak
açıklanmaktadır. Salime Leyla Gürkan’a göre, Yahudilikte İbranice Emuna kelimesi,
imandan çok “güven’’ ve “bağlılık’’ ifade etmektedir. Tanah’ta ise daha çok, “Şeriat’’
anlamındakullanılmıştır.Bkz.Gürkan,a.g.e.,15. 132 SirenBora
edecek olan önlemlerin alınmasına neden olacaktır.375 Tora hükümlerinin
sistematik hale getirildiği Mişna’nın derlenmesi ile, Mişna’nın yorumu
niteliğindeki Talmud 376 literatürünün oluşturulma aşaması ise; hem
Kohenlerin 377 yerini Rabbi olarak isimlendirilen din alimlerinin aldığı
(Rabbani Dönem), hem de Yahudi Fetva Literatürü olarak adlandırılan
‘’Responsa’’ geleneğinin temellerinin atıldığı dönemdir. Nitekim Mişna
derlemeleri, iki din aliminin birbirine sorusu ve yanıtı şeklinde başlayıp
gelişmektedir. Ancak, özellikle vurgulamak gerekir ki; “Yahudi din
alimlerinin sorduğu sorular ve bunlara yine Yahudi din alimleri tarafından
verilenyanıtlardizini’’olarakbetimlenenResponsa’nınoluşturulmasıaslen
Babil Rabbilerinin eseridir. 11. yüzyıldan itibaren Tevrat’ı yorumlamanın
yanı sıra yeni durum ve şartlar karşısında hüküm verme görevini de
üstlenerek Yahudi topluluğunun hem “manevi lideri’’ hem de “baş hakimi’’
pozisyonunueldeedendönemininenbilgiliBabilRabbilerine,diğerYahudi
topluluklarına mensup din alimleri tarafından soruların sorulması ve
sorularayanıtlarınverilmesiile“ResponsaGeleneği’’başlayıpyaygınlaşmıştır.
Diaspora’dakiYahuditopluluklarındanbiriolarakdatanımlayacağımız
İzmir Yahudi Cemaati’nin, 1827 yılından ölümüne dek sırasıyla, ‘’Dini
hakimlik,BaşHakimlik,Toraeğitmenliği,DiniKurulBaşkanlığı,Yeşivaların
Başhahamlığı ve en son 1856 yılından itibaren Hahambaşılığı’’
375Babil Sürgünü sırasında başlayan dini yapılanma, sürgün sonrası II. Mabet Döneminde
de devam etmiştir. Filistin’e dönen Yahudilerin lideri olan Ezra, Tora’nın Yahudi
geleneğindeki mevcut şeklini almasını sağlamış onu Yahudi toplumuna tekrar
kazandırmıştır. Bu dönemde Tora’nın emir ve kurallarının uygulanması ile ilgili zıt
fikirler Yahudilik bünyesinde gruplaşmalara neden olmuştur(Ferisiler, Sadukiler ve
Esseniler). Sözlü Tora’nın gerisinde yer alan ikincil manasını ortaya koyma iddiasıyla
‘’YorumGeleneği’’nibaşlatanYahudiDinMahkemesi,‘’Sanhedrin’’,döneminürünüdür.
Gerek Filistin ve gerek Babil’de kurulan din akademilerinde Tora’yı yorumlamak
suretiyleYahudisözlügeleneğininTalmudolarakşekillenmesinisağlayanaynızamanda
bugünkü şekliyle Sinagoglarda icra edilen düzenli ibadet geleneğini başlatan din alimi
sınıfı; önce Filistin sonra da Babil Talmudunu oluşturmuşlardır. Bütün bu gelişmeler
esnasında Filistin toprakları ve Yahudiler,Grek, Mısır merkezli Ptolemi Krallığı, Suriye
merkezliSelevkosKrallığıveensonRomahakimiyetinegirmişlerdir.II.Mabet’deRoma
hakimiyetialtındaikenyıkılacaktır.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Gürkan,a.g.e. 376Yahudiinanışınagöre,MusaPeygamber,Sina’dabiriyazılıdiğerisözlüikiToraalmıştır.
“YazılıTora’’(Toraşebihtav)tanımı,Musa’yaverilen5kitap,Peygamberler(Neviim)ve
KutsalYazıları(Ketuvim)içerenEskiAhit(Ahd‐iAtik)intamamıiçinkullanılmaktadır.
“Tanah’’,buliteratürünİbraniceisimlerininbaşharflerindentüremişbirkalıptır.Gürkan,
a.g.e., 91‐92. “Sözlü Tora’’(Tora şebealpe), Musa’dan itibaren nesiller boyunca şifahi
olarak aktarılan ve miladi 3. yüzyılda derlenen Mişna ve Mişna yorumu şeklindeki
Filistin ve Babil Talmudlarını ifade etmektedir. a.g.e., 101. Bu yorumları yapan din
alimleriTannaimolarakadlandırılmıştır.İkincinesildinalimleriise(Amoraim),Mişna
olarakadlandırılanyazıyageçirilmişsözlügeleneğinyorumunu(Gemara)yapmışlardır.
Geonim dönemine kadar yaşayan din alimleri (Tsaboraim) ise, Talmud’daki çelişkileri
ortadan kaldırmışlardır. “Halaha’’da (Yürümek‐lalehet‐fiilinden), Yahudi yaşamının
hemenhementümyönlerinielealanYahudiDinHukuku’nunuygulamalarıdır. 377II. Mabet Dönemine damgasını vuran “Mabet‐ Kurban İbadeti‐Kohen Sınıfı’’nın yerine
“Tora‐Sinagogİbadeti‐Rabbiler’’yerleşmiştir.Bkz,a.g.e.,40. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)133
görevlerinde,ölünceyekadaryaklaşıkolarak40yılboyunca,hukukivedini
liderliğini üstlenen Rav Hayim Palaçi, çağdaş bir tanımlama ile “adeta bir
toplum mühendisi ve vizyon sahibi bir devlet adamı gibi’’ çalışmıştır. Bir
yandan, İzmir Yahudi Cemaatinin “manevi lideri’’ ve “baş hakimi’’ olarak
aşağıdasıraladığımızsorunlarlauğraşmıştır:
 Kenti ardı ardına pençesine alan yangınlar, depremler ve salgın
hastalıklar sonucu dağılan, güç kaybeden ve yoksullaşan İzmir Yahudi
Cemaati’ninsorunları.
 Yoksul Yahudilerin vergi yolsuzlukları ile ilgili şikâyetleri, buna
bağlı oluşan yıllarca süren cemaat kavgaları ve cemaatin iki farklı gruba
bölünmesisorunu.
 Yoksullaşan cemaatin eğitim kurumlarının verdiği eğitimin,
özellikledinieğitiminyozlaşmasısorunu.
 Yahudilerin meslek sahibi olmamaları nedeni ile ortaya çıkan
sorunlar.
 Yoksullaşan Yahudilerin çaresizliğinden yararlanarak onları din
değiştirmeye özendiren Hıristiyan misyoner etkinliklerinin yol açtığı
sorunlar.
 Hıristiyanlar tarafından Yahudiler üzerine atılan ‘’Kan
İftira’’larınınyolaçtığısorunlar.
 Doğu Avrupa ve Rusya’dan katliamlar nedeniyle kaçıp gelen ve
bir bölümü İzmir’e yerleşen göçmenlerin (Eşkenazim) barınma ve
beslenmesorunları.
 Kutsal Topraklardaki (Filistin’deki) Yahudilere verilmek üzere
toplanan bağışlar ve bunların güven içinde nakledilmesi esnasında
karşılaşılansorunlar.
 İzmir Yahudi Cemaati içinde reformist ve statükocu (ya da
tutucu)olarakayrılanikigrubunkavgalarınınyolaçtığısorunlar.
 İzmir Cemaat Yönetimi ile İzmir Hahambaşılığı arasında yetki
paylaşımıkonusundaçıkananlaşmazlıklarınyolaçtığısorunlar.
İstanbul’daki Yahudi dini yetkilileriyle (Örneğin Hahambaşı Yakir
Geron)HayimPalaçiarasındaçıkansürtüşmelerinnedenolduğusorunlar.
Öte yandan Responsa üzerine uzman bir Posek statüsünde, Halaha
hakkında ona yöneltilen soruları içeren sayısız mektubu yanıtlamıştır.
Bunlarailaveolarak,“Yahudilik’’ileilgiligörüşlerininveyorumlarınınyer
aldığı tam 72 kitap ve kaç adet olduğunu bir türlü belirleyemediğimiz
“risaleler’’ kaleme almıştır. Bu kitap ve risaleler, okuyanlara hoşça vakit
geçirtmek amacıyla yazılmamıştır. İçlerinde yer alan bilgiler, yararsız ve
boşfikirlerdenibaretdeğildir.Bubilgiler,nesadeceherhangibirYahudinin
134 SirenBora
karşılaşabileceği güncel sorunların çözümü ile ilgili önerileri, ne de İzmir
Yahudi Cemaati’nin dönemsel sorunları ile ilgili Halaha üzerine görüşleri
içermektedir. Ayrıca bu bilgiler, sadece Lurianik Kabala378 ve Zohar’ın
ışıltısının yansımalarından ibaret de değildir. Üstelik kitaplarında, 19.
yüzyılda hem İzmir Yahudi Cemaati’nin hem de Osmanlı Yahudilerinin
sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yapısında meydana gelen
değişiklikler,İzmirkentiniuzunsüreetkileyendoğalafetlerayrıntılıolarak
ele alınmakta işlenmektedir. Dolayısı ile Palaçi’nin kitapları ve risaleleri,
aynı zamanda tarih ilmi açısından önemli birer kaynak kitap niteliğini
taşımaktadırlar. Kanımızca, hayatını Yahudiliğe ve Yahudi toplumuna
vakfetmiş bir alim olan Hayim Palaçi, içinde biriktirdiği, barındırdığı
zenginliklerin tümünü, bu kitaplar ve risaleler aracılığı ile çağının ve
geleceğinYahuditoplumlarıilepaylaşmıştır.
İzmir Yahudi Cemaati, tarihi boyunca önemli din adamları
yetiştirmiştir: Rav Yosef Eskapa, Rav Hayim Yaakov Abulafya, Rav Hayim
İzak Algazi, Rav Avraam Benezra, Rav Hayim Benveniste ve Rav Aron
Lepapa gibi. Cemaatin yaşadığı kent İzmir, her nekadar, uzun bir dönem
yoğun Yahudi nüfusu barındıran İstanbul, Selanik, Tsafet, Kudüs, Granada
yadaBabilkentlerikadartanınmışdeğilisede,Yahudilikadınaönemlibir
dinimerkezolmaniteliğiniyıllarcakorumuştur.Üstelik17.yüzyılda,dünya
YahudiliğinietkileyecekvepeşindesürükleyecekolanSabetayTsevi(sahte
Mesih)bukenttedoğmuş,eğitimalmışveYahudiMistikHareketibukentte
başlamıştır. Ne de olsa İzmir, uzun yıllar önemli bir Kabala merkezi olma
özelliğitaşıyan“Tsafet’’inYahudilerininveAvrupadakiKabbalistlerleyakın
ilişkileri olan Portekizli Yahudilerin (Marranos‐Converso) 16. Yüzyıldan
itibaren göçmen olarak gelip yerleşmeyi yeğlediği başlıca kentlerden
biridir. Her ne kadar bazı Yahudi eğitimciler ve araştırmacılar, “18 ve 19.
yüzyıllardaDoğuYahudiliğininkaydadeğerbirşahsiyetyetiştiremediğini’’379
iddia ediyorlar ise de; Hahambaşı Hayim Palaçi, Geonim dönemi 13.
Yüzyılda sona ermiş olmasına rağmen, tam 600 yıl sonra, “19. Yüzyılda
yaşayan bir Gaon’’ izlenimi uyandıran eylemleri ve eserleri ile Doğu
Yahudiliğininyetiştirdiği‘’EnSonDevRabbi’’ünvanınasahipolmayıvebu
ünvanlaanılmayıhaketmektedir.
378Lurianik Kabala, Haham İsak Luria (1534‐1572) tarafından, Zohar ile ilgili yorumları,
çağdaşteolojivefelsefeüzerindekigörüşleriharmanlanarakoluşturulmuştur.Gershom
Scholem’e göre, İzmir’de başlayan Sabbetay Tsevi Olayı, Lurianik Kabala’nın etkisi
altındameydanagelmiştir.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.GershomScholem,SabbataiSevi:The
Mystical Mesiah, Princeton University Princeton 1973, 427‐430. Yakob Barnai de
Scholem’in bu görüşünü desteklemekte ve Gerschom Scholem’in tezi için “Yahudi
tarihindeki Yahudi mistisizminin durumunu ortaya koyan önemli görüşlerden biridir’’
yorumunuyapmaktadır.Bkz.YakobBarnai,“Thedevelopmentofcommunity’’,9. 379Bigart,a.g.e.,6. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)135
KAYNAKÇA
ARŞİVKAYNAKLARI
BAŞBAKANLIKOSMANLIARŞİVİ(İSTANBUL):
A.)DVN.MHM,35/100
A.MKT.UM,262/99,569/12
BEO,245/18318,246/18319,249/18429,258/14347,478/35834,1655/124074
C.ADL.980,101/6074
C.DH.38/1856
C.ML.198/8211
DH.MKY.1985/1
DH.MKT.2484/85
Hatt‐ı Hümayun 1330/51866, 52783/A‐135, 1330/51866‐A, 1321/51551,
524/25575
HR.MKT.283/11,284/98,344/85
HR.SFR.3.52/6,53/17
İrade,Şura‐yıdevlet507
İ.AZN.42/6
İ.HR.44/2073,45/2119
İ.MVL.123/3149
MVL.736/50,732/66,721/36,27/56,837/124,584/51
Sadaret,A.)MKT.MHM.338/39
SadaretA.9MKT.121/1
YıldızPRK.UM.5/28
İZMİRYAHUDİCEMAATİARŞİVİ(İZMİR):
Palaçi,Hayim,AmudayHayim,İzmir5645(1875).
___EyneyKolHay,İzmir5648(1878).
___HafetsHayim,İzmir5650(1880).
___HayimveŞalom,İzmir5642(1872).
___HukotHaHayim,İzmir5643(1873).
___LeHayimBeYeruşalayim,İzmir5648(1878).
___LevHayim,Helekgimel(Üçüncübölüm),İzmir5660(1890).
___NeşamatKolHay,Helekalef(Birincibölüm),Selanik5602(1832).
___NeşamatKolHay,Helekbet(İkincibölüm),Selanik5612(1842).
___RaaHayim,Helekalef(Birincibölüm),Selanik5630(1860)
___RuahHayim,Helekalef(Birincibölüm),İzmir5635(1865).
___SeferHayimBeyad,İzmir5648(1878).
136 SirenBora
___SeferToratHayim,Selanik5621(1851).
___SmihaLeHayim,Selanik5596(1826).
___TsadakaHayim,İzmir5618(1848).
___YismahHayim,İzmir5644(1874).
KUTSALKİTAPLAR:
Kur’anıKerimMeali(TürkçeÇeviri),İstanbul1994(Çev.YaşarNuriÖztürk).
KutsalKitap‐YeniDünyaÇevirisi,NewYork2008.
ToraBereşit,1.KitapİstanbulEylül2002.
ToraŞemot,2.KitapİstanbulKasım2007(2.Baskı).
ToraVayikra,3.KitapİstanbulNisan2006.
ToraBamidbar,4.KitapİstanbulMayıs2010.
ToraDevarim,5.KitapİstanbulTemmuz2009.
ANSİKLOPEDİLERveRESMİYAYINLAR:
Düstur,Tertib‐iEvvel,cilt2.
JewishValues(IsraelPocketLibrary),Jerusalem1974.
İzmirTarihi,RaifNezih,İzmir.
EncyclopediaJudaica,‘’Palache’’.
KİTAPLAR,MAKALELERveDİJİTALKAYNAKLAR:
Alaluf, Rav İzak, ‘’Bu Hafta Peraşa’’, www.Şalom com.tr, 23 Nisan 2008, 8 Ekim
2008,21Eylül2011,10Ekim2012ve20Şubat2013tarihliyazıları.
Barnai, Yakob, ‘’Anusi Portugal beİzmir bemea heyyudzayn’’, Nation and History,
vol.1Jerusalem1983.
___,‘’BloodLibelsintheOttomanEmpireofthefifteenthtonineteenthcenturies’’,
(reprinted from Antisemitism Through the Age, The Hebrew University of
Jerusalem,189‐194.
___, ‘’Le Toledot hakeşerim şebeyn Yahudi İzmir leYahudi Eretz İsrael bemeot
haşeva‐asaravehaşmone‐asara’’,Şalem,5,(1987).
___,‘’LeToledot haSabetayot vemakoma behaya haYahudim beİmperya
haOtomanit’’,Peamim,3(1979),59‐71.
___, ‘’Kupat Eretz İsrael bamea hey‐19’’, Transition and change in Modern History,
Jerusalem1987.
___, ‘’On the History of the Jews in the Ottoman Empire’’, Sephardi Jews in the
Ottoman Empire‐ Aspects of material Culture (ed. Esther Juhasz), New York
1990.
___,‘’RaşithakehilahayahuditbeİzmirbetkufahaOtomanit’’,Peamim,12(1982).
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)137
___, ‘’Ştey teudot leToledot haSabetayot beTunis ve beİzmir’’, Hateuda, 52(1987),
191‐202.
___, ‘’The development of Community Organizational Structure’’, Türkiye’de
Yahudiler‐ 500 Yıldır Paylaşılan Tarih Sempozyumu, İstanbul(31 Mayıs‐ 4
Haziran1992),(yayınlanmamışbildiri).
Bashan, Eliezer, ‘’Contacts between Jews in Smyrna and the Levant Company of
Londonintheseventeenthandeighteenthcenturies’’,JewishHistoricalStudies‐
TransactionsoftheJewishHistoricalSocietyofEngland29(1988).
___,‘’RelationsbetweenJews,ArmeniansandGreeksinAnatolia,TheBalkansand
theGreekIslandsduringtheOttomanEmpire’’,Türkiye’deYahudiler–500Yıldır
Paylaşılan Tarih Sempozyumu, İstanbul 31 Mayıs‐4 Haziran
1992(yayınlanmamışbildiri).
___, ‘’Sırefot ve Reidot adama beİzmir bemea heyyudzayn‐ yudtet ve teuda al
haeşematyahudimbehetzta’’,MiggedemUmiyyam2(1986),s.13‐27.
Besalel,Yusuf,YahudilikAnsiklopedisi,cilt1(A‐J),İstanbulMayıs2001.
___,YahudilikAnsiklopedisi,cilt2(K‐R),İstanbulEkim2001.
___,YahudilikAnsiklopedisi,cilt3(S‐Z),İstanbulMayıs2002.
Beyru,Rauf,18ve19.Yüzyıllardaİzmir,İzmir1973.
___, 19. Yüzyılda İzmir’de Sağlık Sorunları ve Yaşam, İzmir(İzmir Büyükşehir
BelediyesiKültüryayını)Mart2005.
___, ‘’XIX. Yüzyıl İzmir’inde Salgın Dönemleri ve Yaşam’’, İzmir’in Sağlık Tarihi
Kongresi1‐3Aralık2005–Bildiriler,İzmirEylül2009,s.280‐289.
Bigart,Jacque,‘’L’ActiondeAllianceIsraeliteenTurquie’’,ConferenceFaiteaParis
24Mai1913,AL’UniversitePopulaireJuive.
Bora,Siren,İzmirYahudileriTarihi(1908–1923),İstanbul1995.
Bornstein‐Makovetsky,Leah,“RabbinicScholarship‐ThedevelopmentofHalakhah
inTurkey,GreeceandTheBalkans1750‐1900’’,(yayınlanmamışbildiri).
Böke,Pelin,“İzmirKarantinaTeşkilatı’nınKuruluşuveFaaliyetleri(1840‐1900)’’,
Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, VIII/ 18‐19 (2009/Bahar‐Güz), 137‐
159.
Braude,Benjamin,“OsmanlıMilletDüzenininKuruluşEfsaneleri’’,TarihveToplum,
cilt7.
Details donnes Par les Seurs de Smyrne sur les Ravages de L’Incendie du 3 Juillet
1845,Paris1845.
Doğan,Hatice,Maymonides’inHayatıveEserleri,İstanbulMayıs2010.
Dumont, Paul, ‘’Jewish community in Turkey during the last decades of the
nineteenth century in the light of the archieves of the Alliance Israelite
Universelle’’,ChristiansandJewsintheOttomanEmpire,vol1,NewYork1982.
138 SirenBora
Ekştayn, Şimon Ari Leyev, Sefer Toledot Hahabif – Toledot Hayav ve Paulav şel
RabbeynuHayimPalaçi,Yeruşalayim1999.
Epstein, Mark A. ‘’The Leadership of the Ottoman Jews in the fifteenth and
sixteenthcenturies’’,ChristiansandJewsintheOttomanEmpire,vol1,NewYork
1982.
Franko,M.,EssaisurL’HistoiredesIsraelitesdeL’EmpireOttoman,Paris1897.
Galante, Avram, Histoire des Juifs d’Anatoli‐ Les Juifs d’Izmir(Smyrne), Volume 4,
İstanbul1937.
___,LesJuifssousladomunationdesTurcsSeldjoukides,İstanbul1941.
___,TürklerveYahudiler,İstanbul1947.
Goffman, Daniel, Izmir and the Levantine World 1550‐1650, University of
WashingtonPres.1990.
Güleryüz,Naim,Bizans’tan20.Yüzyıla–TürkYahudileri,İstanbul2012.
Gürkan,SalimeLeyla,Yahudilik,İstanbulHaziran2012(Gözdengeçirilmiş4.Baskı).
Haleva, Rabbi Naftali, ‘’Rabbi Hayim Palachi(1788‐1868)‐Rabbi of Izmir’’,
www.jewishideas.org.
Howard,John,AnAccountofThePrincipalLazarettosinEurope;withvariouspapers
relative to the plague: Together with further observations on some foreign
prisons and hospitals and additional remarks on the presents state of those in
Great Britain and İreland, London(The second additions with additions)1789,
www.books.google.com.tr
Kodaman, Bayram, “Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi’’, Tanzimattan Cumhuriyete
TürkiyeAnsiklopedisi,cilt2.
Kuzucu, Kemalettin, “1845 İzmir Yangını’’, Toplumsal Tarih Dergisi, sayı: 62,
İstanbul1999,20‐25.
Levy, Avner, “Shavat Aniim‐Social Cleavage Class War and Leadership in the
Sephardi Community‐The Case of Izmir’’, Ottoman and Turkish Jewry ‐
CommunityandLeadership,IndianaUniversityTurkishStudies12,Bloomington
1992(ed.AronRodrigue).
Lewis,Bernard,TheJewsofIslam,PrincetonNewJersey1984.
Nahum,Henri,LesJuifsdeSmyrnealafinduXIX.EmesiecleetaudebutduXX.Eme
siecle,(yayınlanmamışdoktoratezi),Paris1990.
Öztürk, Yaşar Nuri, Kur’anı Kerim Meali (Türkçe Çeviri), İstanbul 1994 (Hürriyet
yayını).
Pınar,İlhan,“BirÖnyargınınYükselişiveDüşüşüyadaAvrupalıSeyyahlarınBakış
AçısındanOsmanlıDönemiİzmir’indeTürklerinVebaileMücadeleleri”,İzmir’in
SağlıkTarihiKongresi1‐3Aralık2005‐Bildiriler,İzmirEylül2009,302‐320.
RaifNezih,İzmirTarihi,İzmir1926.
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)139
Rodrigue, Aron, French Jews, Turkish Jews The Alliance Israelite Universelle in
Turkey1860‐1914,(Ph.deissertation),HarvardUniversity1985.
___,TürkiyeYahudilerininBatılılaşması‐AllianceOkulları1860‐1925,Ankara1997.
Rozanes,Ş.DivreyyimeyİsraelbeTogarmo,helekrişon,TelAviv1930.
Sachar,AbrahamLeon,HistoryoftheJews,NewYork1967.
Seroussi,Edwin,‘’MaftirimOlgusunaTarihselBakış’’,www.Türkyahudileri.com.
Sharon,MosheSevilla,TürkiyeYahudileri‐TarihselBakış,Yerushalayim1981.
Scholem,Gershom,SabbataiSevi:TheMysticalMessiah,PrincetonUniversityPress
Princeton1973.
Turhan, Yusuf, “İzmir(Hicri: 5/N/1260‐29/C/1263 Miladi: 18/Eylül/1844‐
13/Haziran/1847), Akademik Tarih‐Tarih’e Işık Tutalım, www.akademiktarih.
com.
Yetkin, Sabri, “İzmir’de Veba Salgını (Mayıs – Ağustos 1900)’’ Çağdaş Türkiye
Araştırmaları Dergisi, cilt 1 sayı 3 İzmir 1993 (DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp
TarihiEnstitüsüyay.),371‐385.
___,KoleraGünlerindeİzmir,www.İzmirkitap.com.
Zorlusoy, Hasan, (XVII. Yüzyıldan Günümüze) Fransız Gezginlerin Gözüyle
İzmir,İzmirŞubat2013.
140 SirenBora
EKLER
BELGELER:
BELGE NO 1: Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan Hahambaşı
Hayim Palaçi’nin elyazısı ile yazılmış imzasını taşıyan Osmanlıca belgenin
çevirisi.(Kaynak:BOA,A.MKT.UM.262/99,11.R.1273.
BELGE NO 2: 1278 tarihinde Padişah Abdülmecit tarafından Haham
Hayim Palaçi’ye iyi hizmetlerinden dolayı dördüncü rütbeden Mecidiye
Nişanı verildiğini gösteren belgenin çevirisi.(KAYNAK: A.) DVN. MHM.
35/100,Şubat1278.
BELGE NO 3: İzmir’de Yahudilere yönelik Kan İftirası olayı ile ilgili
olarak 29 Mart 1859 tarihinde Hahambaşı Hayim Palaçi tarafından Baron
Lionel de Rothschild’e yazılan Fransızca “özel’’ ibareli mektup (KAYNAK:
BOA,HR.SFR.3.52/6.
BELGE NO 4: 22 Mayıs 1860 tarihinde Lionel de Rothschild
tarafından Osmanlı Devleti’nin Londra Büyükelçisi Musurus bey’e yazılan
mektup.KAYNAK:BOA,HR.SFR.3.,52/6.
BELGENO1:
Hakipa‐yıhacet‐reva‐yımüşiranelerinema’ruz‐ıkullarıdırki
Bundan ellibeş altmış sene akdem vefat eden Acemoğlu Yako nam
kimesne hal‐i hayatında otuz kırk bin guruş mikdarı akçe bırakub vakf
eylemiş meblağ‐ı mezkûrun gallesinden fukaradan olan yetim kızlar çerağ
oldukda iane olunmak üzere ve Hahamlara ve bayramca arifesinde dahi
fukaradan olan kimesnelere vakf‐ı izn olan yetim çocuklara beher sene
verilmekdeolubvebuakçetarih‐imezburdanberumilletsandıkındaolubve
her bir hizmeti icra içün başkaca vekilleri olub bu minval üzere icra
olunmakdaolubvemeblağ‐ımezkûrusandıkdanbaşkamahalleverilmemek
üzere şart‐ı vakf eylemiş vakf‐ı mezkûr banisinin iki kız evladlarından hal‐i
hayatta evladları olub evlad‐ı vakf bulunanlardan çend nefer kimesneler bu
hususda bir hakları olmadığını her vechle ma’lumları olduğundan bu ana
kadar bir şey deyüb yalnız Lion Ribi nam kimesne çend seneden berü taciz
eylemekde olub ve mersum fukaradan bulunmuş olduğundan vakf‐ı
mezkûrdan her sene iane gitmiş arzuhal takdim eyleyüb taciz etmiş
olduğundan husus‐ı mezkûrun hakkında mektub‐ı sami getirmiş olmağla
husus‐ımezkûrahakkaniyetüzererü’yetolunmasıiçüncanib‐ihükümetden
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)141
millet cemaatlerine emir buyrulmuş olmağla cemaatler ile husus‐ı mezkur
rü’yet olunmuş bu hususda mersum Lion Ribi nam kimesnenin bir hakkı
olmayub kadimden berü vakf‐ı mezbur bu vechle idare olunmakda olub
evladiyyet üzere meşruta eylediğine dair yedimizde bir vakıfname olmayub
buvechlevakıfname‐yimersumunyedindevarisemersumkendiibrazeylesün
buvechlevakıfnameibrazedemediğihaldemersumunbirhakkıolmadığına
mübeyyin ariza‐yı abdidaimi hakipa‐yı müşiranelerine takdimine cesaret
kılındı.Bakielemrhazret‐imenlehül‐emrindirBende
HayimPalaçi,Haham‐ıİzmir,Aydın,Mağnisavetevabii
BELGENO2:
Nişan‐ıHümayunoldurki
İzmirHahamıişburafi’itevki’irefi’işan‐ıhakaniHayimPalaçitebaa‐yı
şahanemden olarak umur‐ı mezkuresinde meşhud olan hüsn‐i hizmeti
cihetiyletaltifat‐ıseniyye‐işahanemekisb‐iistihkakeylemişidüğünebinaen
müteallik ve şerfsüdur olan emr‐ü ferman–ı meali‐fevan‐ı padişahanem
mucibincekendüsüneMecidiyenişan‐ıümayunumundördüncürütbesiinayet
veihsankılnmışolmağlaişbuberat‐ımehasin‐işehriyaranemtasdirveısdar
kılındıFievasıt‐ıŞubatsene78
MehmedFuad,Vezir‐iAzam
142 SirenBora
BELGE 1: Hayim Palaçi’nin elyazısı ile yazılmış imzasını taşıyan belge. (Kaynak:
BOA,A.MKT.UM.262/99,11.R.1273.
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)143
BELGE 2: 1278 tarihinde Padişah Abdülmecit tarafından Haham Hayim Palaçi’ye
iyihizmetlerindendolayıdördüncürütbedenMecidiyeNişanıverildiğini
gösteren belge’nin çevirisi.(KAYNAK: A.) DVN. MHM. 35/100, Şubat
1278.
144 SirenBora
BELGE 3: İzmir’de Yahudilere yönelik Kan İftirası olayı ile ilgili olarak 29 Mart
1859 tarihinde Hahambaşı Hayim Palaçi tarafından Baron Lionel de
Rothschild’e yazılan Fransızca ‘’özel’’ ibareli mektup üç sayfadır.
(KAYNAK:BOA,HR.SFR.3.,52/6.
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)145
146 SirenBora
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)147
BELGE 4: 22 Mayıs 1860 tarihinde Lionel de Rothschild tarafından Osmanlı
Devleti’nin Londra Büyükelçisi Musurus bey’e yazılan mektup.
KAYNAK:BOA,HR.SFR.3.52/6.
148 SirenBora
RESİM 1: Hahambaşı Hayim Palaçi’nin oğlu Hahambaşı Avraam Palaçi. (Bazı
araştırmacılar tarafından, bu resmin Hahambaşı Hayim Palaçi’ye ait
olduğu iddia edilmektedir.) KAYNAK: Profesör Dov Cohen ve Profesör
YaronBenNaeh
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)149
RESİM2:HahambaşıHayimPalaçi’ninoğluHahambaşıAvraamPalaçi
KAYNAK:ProfesörDovCohenveProfesörYaronBenNaeh
150 SirenBora
RESİM 3: Hahambaşı Hayim Palaçi’nin Gürçeşme Mezarlığında bulunan Kabri
(Fotoğraf:Ağustos2014)
“BirkişihakkındaTanrıkorkusubilgeliğindenöncegeldiğindebilgeliği
varolursözüsöylendiğindeokişiTora’nıntacına,iyiisimtacınaveidaritaca
sahip olur ve ismi bütün ülkelerde söylenir. Büyük bilge bütün İsrael
toplumlarındaneslinmucizesi,güzelliği,neslindetek,olarakbilinirdünyanın
dört bir yanından ondan Tora ve bilgelik istenir. O aynı zamanda
öğretmenimiz ve bilgemiz, neslin tek ismi, yargının efendisi, bilge ve bilgiye
doymuştahtınaoturmuşbirkralgibibilinir.OnunhayatındayediSeferTora
çıkmasınatanıkolmuşturveonlarıonaylamıştır.Buonuniyidavranışlarının
meyveleridir ve gelecek dünyadaki hakkı mahfuzdur. Kimse bunu görmemiş
sayılmasımümkündeğildir.NasılkiTorabilgisininbüyüklüğü,dürüstlüğüve
iyiliğisayılamazsakiocömertvemerhametlidir.Yardımıvehediyevermeyi
sevendir. Çağlayan bir kaynak gibi kurtarmaya koşandır. Bilgelerin tacı,
yetimlerin babası ve dulların koruyucusudur. Sazlık gibi yumuşak ve her
yerde elinden gelenin fazlasını yapandır. Mütevazı olanları, doğru söyleyen
dürüstleri ve iyilik yapanları sevendir, Tanrı ve insanlar tarafından da
sevilendir. Herkesi hoşgörü ile neşeli bir kalp ve güler yüzle, karşılayandır.
Görüntüsü melek gibidir. Güçlü ve gösterişlidir. Sınırlarını birçok öğrenciyle
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)151
büyütmüştür. Ve toplumunu otuz sene boyunca toplumsal ihtiyaçlar,
yapılacakveyapılmayacaklarlavemaddikonularkonusundaidareetmiştir.
Geleceği rüyalarda ve rüyetlerde görmüştür mucizelere hakimdir. Son
gecesinde bile az uyku uyumuş ve gecenin yarısını geçirmemiştir. Zaman
zaman göklere çıkan taanitler yapan Ki o başımızın tacı, yüksek bilge,
öğretmenimiz ve üstadımız Hayim Palaçi (hatırası kutsal olsun)(mekânı
cennet olsun). Lev Hayim gibi birçok değerli kitabın yazarı ve sahibidir ki
onun değerli elinden belli zamanlarda çıkmışlardır. İlkler döneminde büyük
üçbilgeolanRabenuŞlomobenAvraamBenAderet,RabenuMenahemlebet
Meir ve büyük bilge Hikre Lev onu cennetin bahçesinde nehirler gibi
karşılamayaçıkmışlardır.YaakovRabiAviTsadikderkiçocukkenmutlulukla
yaşadı hesap günü geldiğinde günlerini gün be gün ay be ay tamamlamak
üzereydi.KiÇarşambagünü19ŞevatgünüdoğduvePazartesigünü17Şevat
5628 günü Tanrı’ya erişti. Ve ertesi gün 18 gecesi Tanrı’nın yanına yaşam
ülkesinegeldi(defnedildi).
Onun yaptığı sevaplar bu şehri ve çevresinde yaşayanları özellikle
evininhalkınıveailelerinikorumaktadır.
Kionunsevaplarıkötüyargıyıuzaklaştırırvegünahlarıkefareteder.”
Sene5628
RESİM4:RabiHayimPalaçi’nin“SeferNeşamatKolHay’’adlıkitabı,Helekalef’den
sayfalar.(KAYNAK:İYCA).
Hahambaşı Hayim Palaçi’nin Mezartaşı kitabesinin serbest çevirisidir. (Türkiye
hahambaşılığımensubuRavİsakAlaluftarfındanyapılmıştır.)
152 SirenBora
RESİM 5: 1856 yılında İzmir’de Hahambaşı Hayim Palaçi ile görüşen Ludwig
August Frankl’e ait taş baskı resim (1856). Kaynak: GALLİCA‐
BibliotegueNationaledeFranceLudwigAugustFrankl(1810‐1894)
RESİM 6: Beit Hille’e ait resim. Beit Hille’e
ait resim. Hangi tarihte çekildiğini
bilmediğimiz (tahminen 1980’ler) resmin
altında “Palaçi ailesinin evi’’ açıklaması
yapılmaktadır.
Ancak
bina,
İzmir
havralarından biri olan ‘’Beit Hillel’’ in
resmidir. Kanımızca, ya resmin altında
yanlış bir açıklama yapılmıştır ya da Beit
Hillel, önce Eliezer Behor (Behar) Menuah
Hillel’in Yeşivası, sonra Palaçi Ailesi’nin
konutu daha sonra da İzmir Yahudi
Cemaati’nin havrası olarak hizmet
vermiştir.
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)153
RESİM7:BeitHille’inrestoreedildiktensonradışgörünüşü(2014).
154 SirenBora
RESİM 8: Hahambaşı Avraam Palaçi ve İzmir Yahudi Cemaati üyelerinin 1896
yılında (Avraam Palaçi ölmeden dört yıl önce) İzmir Talmud Tora
bahçesindebiraradaçektirdiğifotoğraf.(KAYNAK:ProfesörDovCohen
veProfesörYaronBen‐Naeh).
HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)155
RESİM 9: Hahambaşı Avraam Palaçi.(1896 yılı olmalı.) (KAYNAK: Profesör Dov
CohenveProfesörYaronBen‐Naeh).
156 SirenBora
İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(157‐164),2015 EGEKÜLTÜRTARİHİNİNBİLİNMEYENBİRHİZMETKÂRI
PROF.DR.ALİYARDIM
MehmetDemirci*
Prof. Dr. Ali Yardım (Alanya, 1938‐İzmir, 02.01.2002) Dokuz Eylül
ÜniversitesiİlahiyatFakültesiHadishocasıydı.Vaktiylekendisiyleyaptığım
söyleşide Hadis’in anlamı ve kültürümüzdeki yerini şöyle ifade etmişti:
“Hadis,PeygamberbilgisivePeygambermîrâsıanlamınagelmektedir.Hadis
bir bakıma, Kur’an’ın prensiplerinin, Peygamber Efendimiz tarafından
hayata uygulanmış şeklidir. Millet olarak, bizim ahlâk anlayışımızda, görgü
kurallarımızda, örf, âdet ve geleneklerimizin oluşmasında, atasözlerimizde,
sanatımızda ve kısaca millî ve manevî değerlerimizin oluşmasında ve
yaşatılmasında,hadislerinçokbüyükkatkısıolmuştur.”380
Ali Yardım’ın sağlam bir Hadis bilgisi vardı, alanının en iyilerinden
biriydi. O sâdece kitap sayfaları arasında gömülüp kalmadı. Hadisçi
kimliğininbiruzantısıolarakmimarieserlere,taşlara,mermerlereyazılmış
eserleri incelemeye girişti. Çeyrek asır boyunca yılın iki ayını, Temmuz‐
Ağustos aylarını tamamen Anadolu’daki mimâri eserlerimizin yazıları ile
yazma eser kütüphanelerindeki yazmaların incelenmesine ayırmıştı. Uzun
sürelibirprojegeliştirerek,“AnadoluSelçuklularıveBeyliklerDevriMîmâri
Eserlerinde Kitâbeleşen Hadisler” başlığı altında, mimâri eserlere yazılan
gelenhadisleriyerindegörmeyeçalıştı.BunlardanbirkısmınıDokuzEylül
ÜniversitesiRektörlüğü’nündesteklediğiprojelerdi.Vefâtındanikiyılönce
şöyledemişti:“Bumaksatlamisâk‐ımillîsınırlarımıziçindekitârihiyerleşim
birimlerini dolaştım. Türkiye’nin bütün etnoğrafya müzelerini planlı bir
şekilde inceledim. Sonuçta çok zengin bir kültür malzemesi biriktirdim.
Bunların bir kısmı yayımlanmışsa da, büyük çoğunluğu, biraz da maddi
imkânsızlıkdolayısıyla,hâlâyayımlanmamıştır.”
Ali Yardım Anadolu’yu karış karış gezerek, taşlara ve kitâbelere
işlenmişhadisleribirbirtesbitetti.Fikr‐itakipsâhibibirkimseydi.Nihâyet
bu kitâbe hadislerinin toplandığı kaynak kitabı buldu: Kuzâî’nin (ö.
454/1062) “Şihâbü’l‐Ahbar”ı. Bu değerli eseri, metni tercümesi ve çeşitli
*EmekliProfesör,DokuzEylülÜniversitesiİlahiyatFakültesi.
380MehmetDemirci,“BirKültürHizmetkârı,YeniAsırgazetesi,13Kasım2004
158 MehmetDemirci
açıklamalarla ilmî bir şekilde neşretti381. Oradaki her bir hadîsin adresini
sürdü, onların kullanıldığı kitâbeleri Mesnevî ve benzeri ortak kültür
eserlerimizdeki yerlerini gösterdi. Böylece Anadolu’daki millî kültür
eserlerimizindînîtemellerindenbirinedikkatleriçekti.
AliBeymemleketvemilletsevgisiyledolubirinsandı.Yaptığıkültür
gezileriyle ilgili şu ifadesi dikkat çekicidir: “Bu tür araştırma gezileri çok
riskli ve çok meşakkatlidir. Aynı zamanda çok zevkli ve doyurucudur. Bu
araştırmalarım sırasında, sadece târihi kültür ve sanat malzemelerini
toplamakla kalmadım, coğrafyamızı daha yakından görmüş oldum; millet
olarakinsandokumuzutanıdım;sanatdeğerlerimizitanıdım,hayalettiğimin
üstünde güzellikler, hiç ummadığım uygunsuzluklar müşâhede ettim.
Bilgimin yanında, görgüm de gelişti. Kitaplardan okuduğumuz ve uzaktan
uzağa duyduğumuzun çok ötesinde, cennet gibi bir vatanımız, son derece
âlicenap bir milletimiz ve o ölçüde de sanat değerleriyle bezenmiş bir
târihimiz olduğunu gördüm. Bir ilim adamı olarak, bu araştırmalar beni
dahadagüçlendirdi.”
Anadoluilealâkalıyaptığıçalışmalardansadeceüçübasılmaşansına
kavuştu.DokuzEylülÜniversitesi’nekabulettirdiğibiraraştırmaprojesini
Alanya Belediyesi’nin kısmî desteğiyle beş yıl boyunca devam ettirdi.
Asistanları ve gönüllü yardımcıları ile yaz günlerinde sıcak havada toz
toprak içinde çalıştı. Sonunda bir âbide eser meydana çıktı: “Alanya
Kitâbeleri”.382
Ali Bey, kültürümüz ve târihimizle ilgili çalışmaları sırasında yerel
yöneticilerle,vâlivekaymakamlarlaçoksıcakilişkileregirmeyebaşarmıştı.
Bunun sonucu olarak Amasya Valiliği onun iki emsalsiz çalışmasını
bastırdı: 1‐ Amasya Kaya Kitâbesi383, 2‐ Amasya Burmalı Minâre Câmii ve
Kitâbeleri384.Bunlarsanattârihibakımındanoldukçadeğerliçalışmalardır.
AliYardım’ınbilimseltitizliğiniyansıtmayanındayineonuntakibiylevücut
bulankalitelibirerbaskıyasahiptir.
I.İzmir’eDâir
Prof.Yardım35yılınıgeçirdiğiİzmir’eolanborcunufazlasıylaödedi.
Bu konudaki en önemli çalışması “İzmir Milli Kütüphanesi Yazma Eserler
Kataloğu”nu hazırlamaktır. Eser dört cilt halinde (yaklaşık 2100 sayfa)
381Bk.AliYardım,Şihâbü’l‐AhbârTercümesi,Damlayayınevi,1999
382Bk.AliYardım,AlanyaKitâbeleri,İstanbulFetihCemiyetiyayını,İstanbul,2002
383AliYardım,AmasyaKayaKitâbesi,AmasyaValiliğiyayınları,Ankara,2004.
384 Ali Yardım, Amasya Burmalı Minâre Câmii Kitâbeleri, Amasya Valiliği yayınları, Ankara,
2004. EgeKültürTarihininBilinmeyenBirHizmetkârıProf.Dr.AliYardım159
yayımlandı385.Kitaplarlavekütüphanelerleilgisiveünsiyetiçocukluğunda
başladı ve ömrü boyunca devam etti. İzmir dışında Kastamonu, Sivas,
Amasya, Tavşanlı vb. yerlerde de kütüphanelerdeki el yazmalarıyla ilgili
çalışmalaryaptı.
İzmir Milli Kütüphanesi’nde Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi
dillerinde kaleme alınmış 4000 civarında el yazması eser vardır. XII.
Asırdan XIX. Asra kadar sekiz yüz senelik döneme ait bu yazmaların
bazılarıünik(dünyadateknüsha)dır.AliYardımeskilerin“elsine‐iselâse”
dedikleriArapça,FarsçaveTürkçeilehaşırneşirbirisiolarak,fâsılasızüç
yıllıkbirçalışmasonucukitabınbasımsafhasınagelebildi.
En büyük sıkıntı da bu noktada oldu. Doksanlı yıllarda bilgisayar
teknolojisi şimdiki kadar gelişmiş değildi. Kataloğun bilgisayarda yazımı
sırasında Arap harfleri ve Türk harflerinin birlikte kullanılmasını
yapabilecekinsansayısıyokdenecekkadarazdı.AyrıcaAliBey’inözelimlâ
vemizanpajınıuygulamakzordu.Yazımvetashihisabırlavetirizlikletakip
ederek kolay takip edilebilen bir eserin ortaya çıkmasını sağladı. Günlük
hayatındatemiz,titizvemükemmeliyetçiydi.
Ali Yardım İlâhiyat Fakültesi dışında, vefâtına kadar 20 yıl boyunca
DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümünde
Epigrafi (Kitâbe) ve Yazma Eserlerin Çözümlenmesi derslerini okuttu. Bu
konularla ilgili, birçok öğrencisinin mezuniyet tezini (Diploma Çalışması)
yönetti. Gayrıresmî olarak bir kısım lisan üstü çalışmalara rehberlik etti.
Danışmanolarakyaptırdığıtezçalışmalarışunlardır:
II‐LisansTezleri
1. İzmir Kemeraltı Sadrazam Hacı Sâlih Paşa Şadırvan Kitâbeleri.
Hazırlayan: A. Mirat Özkarabacak, Danışman: Prof. Dr. Ali Yardım, İzmir,
1994(DEÜG.SanatlarFakültesiKütüphanesi:GTES.1994/16)
Kemeraltı Çarşısı içinde kaderine terk edilmiş mücevher gibi bir
Osmanlı şadırvanı var. Kitâbeleri tek tek incelenmiş, bu vesîleyle daha
bakımlıhâlegetirilmesiiçinönerilergetirilmiştir.
2. İzmir Halimağa Çarşısı Çolakoğlu Hanı Çeşme ve Sebil Kitâbeleri.
Haz: Ünal Erdinç, Danışman: Prof. Dr. Ali Yardım, İzmir, 1995 (DEÜ G. S.
FakültesiKütüphanesi:GTES.1995/13)
Osmanlı Türk sanatında su mîmârisinin müstesnâ bir yeri vardır.
Çeşmeler, sebiller, şadırvanlar yapılmıştır. Bu eserlere, anlamı ve sanat
385 İzmir Milli Kütüphanesi Yazma Eserler Kataloğu I‐IV, Hazırlayan: Ali Yardım, İzmir Milli
KütüphaneVakfı,İzmir,1992‐1997 160 MehmetDemirci
değeri yüksek kitâbeler konmuştur. Bu çalışmada hanın giriş kapısının iki
yanındayeralançeşmevesebilkitâbelerikonuedilmiştir.
Hanın kendisi ve içi büyük bir yapıdır. Ne yazık ki, kaderine terk
edilmiş durumdadır. İçine girilmeye korkulan bir mezbelelik
görünümündedir.Senelerdirrestoreedileceğisöylenmesinerağmenbirşey
yapılmamış,sadecesebilveçeşmeninrestorasyonuylayetinilmiştir.
3. Bergama Ulu Camii ve Şadırvan Yazıları, Haz.: Özkan Birim, Dan.:
Prof. Dr. Ali Yardım, İzmir, 1995 (DEÜ G. S. Fakültesi Kütüphanesi: GTES.
1995/12)
Bergama Türk‐İslâm eserlerinden önemli örneklerin yer aldığı bir
ilçemizdir. Ulu Cami 1399’dan kalmadır. Çalışmada câmi hakkında genel
bilgi verildikten sonra, câmi ve şadırvanda bulunan levha ve kitâbeler
incelenir.
4. Bergama Arkeoloji Müzesinde Bulunan XVIII. Yüzyıla Ait Lahid
Mezar (Abdülfettah Kızı Hafza Hanım), Haz.: Betül Bozkurt, Dan.: Prof. Dr.
Ali Yardım, İzmir, 1996 (DEÜ G. Sanatlar Fakültesi Kütüphanesi: GTES.
1996/2)
Bir bayana âit her yanı mücevher gibi işlenmiş, yazı ve motiflerle
süslenmiş bir lahitmezarın tanıtımı. Hanımlar için yapılan mezarların
taşlarıvelahitlerinindahasüslüolduğubilinmektedir.
5. İzmir’in Mîmârî Yapılarındaki Mâşâallah İstifleri, Haz.: Hande
Demir,Dan.:Prof.Dr.AliYardım,İzmir,199(DEÜGüzelSanatlarFakültesi
Kütüphanesi:GTES.1997/5)
Çalışmada çoğu sivil yapılarda olmak üzere 41 adet “Mâşâallah”
kitâbesielealınmış.Bununiçinİzmir,sokaksokakdolaşılmışolmalıdır.
“Mâşâallah” yazıları en çok itibar gören kitâbe ve levhalardır. Arka
planında yatan inanç, Allah’ın irâdesine inanıp güvenme ve bu yazıların
nazarıönlediğidüşüncesidir.386
6. İzmir Millî Kütüphanesi’ndeki Bâzı Tezhipli Yazma Eserelerin
TahribatDurumları,haz:SeçilSever,Dan:Prof.Dr.AliYardım,İzmir,2002
(DEÜG.SanatlarFakültesiKütüphanesi:GTES.2002/21).
Çalışmada önce İzmir Millî Kütüphanesi’nin kısa târihi ve yazma
eserlerinyıpranmasebepleri,bunlarıntâmirvebakımınınnasılyapılacağı,
koruma yöntemleri üzerinde durulur, ardından esas konuya geçilir. Tez,
bilgilendirici,ciddîvehacimlibirçalışmadır.
386Bk.MehmetDemirci,“Mâşallah”,40Levha40Yorum,KubbealtıNeşriyatı,İstanbul,
EgeKültürTarihininBilinmeyenBirHizmetkârıProf.Dr.AliYardım161
III.YüksekLisansTezi
1.Bergama Kitâbeleri, Haz. Özkan Birim, Danışman: Prof. Dr. Ali
Yardım,İzmir,2002.
Bergama deyince hatıra daha çok antik döneme âit eserler gelir. O
devirdenkalmagerçektendeğerlihâtıralarvardır.
Ancak eskilerle yarışan, hattâ onları aşan seviyede Türk dönemi
eserleri de bulunmaktadır. XIII. Asrın başından beri Bergama Selçuklu ve
OsmanlıTürkleritarafındanimaredilmiştir.ÖzkanBirim,1383târihinden
başlamak üzere, Bergama’daki mevcut kitâbeleri tespit edip
değerlendirmeye tâbi tutmuştur. Bunlar arasında köprü, han, cami, sebil,
çeşme,şadırvanvedükkânkitâbeleribulunmaktadır.
Özkan Birim’in de belirttiği gibi: “Kitâbeler, dünü bugüne bağlayan,
geçmiş hakkında bize bilgiler veren ve ışık tutan mîmârî sanat
şaheserleridir.”AliYardımhocayaptırdığıbuçalışmalarlaİzmir’inkültürve
sanat târihine önemli katkıla sağlamıştır. Kitâbelerin çözümlenmesi,
oralardaki metinlerin âit olduğu kültür ve inanç dünyasını tanımak,
öğrencilereodünyânınkapısınıaçmakayrıbirkazançtır.
Aynı birikime, ilim ve kültür aşkına sâhip başka kimselerin çıkıp
onun yolunu devam ettireceği ümîdinde değilim. Özellikle İzmir’in içinde
târihî eser sayısı fazla sayılmaz. Mevcutlar da bakımsız veya hoyrat bir
işgale maruz durumdadır. Prof. Ali yardım, öğrencilerine çalışma konusu
yaptırarak, bunları dikkatlere sunmuş oldu. Böylece tamâmen
kaybolmalarınıönlemekonusundabirhizmetibulunduğumuhakkaktır.
IV.KültürGezileri
Yerli ve milli kültürümüzün hayranı ve hizmetkârı olan A. Yardım,
aynı zamanda iyi bir gezi rehberidir. Öğrencileriyle Manisa, Akhisar, Kula,
Selçuk,Tire,Birgi,Menemen,Bergamagibiçevreyerleşimbirimlerineders
ve kültür gezileri yapardı. Bu sırada çok değerli târihi malzeme tespit
edilmiştir. Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki öğrencileri, bunlardan çok
yararlanmıştır. Klasik sanatlarımızın modernize edilmesinde becerili olan
bazıöğrenciler,değerliçalışmalarortayakoymuşlardır.
Onun ifadesine göre, “İzmir’in, târihi dokusu yok edilmemiş
bölgelerinde; ilim, kültür ve sanat çevrelerine ışık tutacak çok miktarda
değerlimalzemebulunmaktadır.Nevarki,farkındaolmasıgerekenler,bu
işinpekdefarkındadeğillerdir.”
Bunlardandikkatçekicibirkaçörneğişöylesıralar:
“BirgiAydınoğluMehmetBeyCamii’ninahşapminbervekapıkanatları
çokdeğerlidir.SelçukİsaBeyCamii’ninyıpranmamışkısımlarıileBalatİlyas
162 MehmetDemirci
BeyCamiibirersanatharikasıdır.İzmir’inmerkezindekiSadrazamHacıSalih
Paşa Şadırvanı, Çakaloğlu Hanı girişindeki sebil ve çeşme, Hatuniye Camii
yanındaki Dönertaş diye bilinen çeşme, süsleme sanatı yanında yazı sanatı
açısındandaçokdeğerlidir.”387
V.ŞehitlerAbidesi
Yeşildere’den gelip Halkapınar’a dönünce 1558. Sokağın başında
Halkapınar Şehitliği bulunur. Halk bu semte Şaraphane der. Bakımlı bir
yeşil alanın ortasında mermer bir anıt yükselir. Üzerinde nefis bir sülüs
hatla“VatanveNamus”yazar.
Önünden hep araçla geçtiğimiz için dikkatimizi çekmez. Ancak millî
bayramlarda ve 9 Eylül törenlerinde ziyaret edince hatırlarız. Oysa burası
İzmir’inkurtuluşundaönemlibirnoktadır.
Yunanordusu15Mayıs1919’daİzmir’iişgaletti.Şehirüçbuçukyıla
yakınacıçekti.Artıksonayaklaşılmıştı.26Ağustos1922’deBüyükTaarruz
ile düşman ordusu dağıtıldı. 2 Eylül’de askerlerimiz Uşak’a girdi. Türk
birlikleriİzmir’edoğruilerledi.
İzmir
Hükümet
Konağı’na
Türk
bayrağını
dikmekle
görevlendirilenlerden biri Yüzbaşı Şerafettin’dir. 9 Eylül sabahı, emrindeki
süvari birliğiyle Bornova’ya girdi. Halkapınar’a doğru ilerledi. Mersinli’yi
geçtiler, bir Ruma ait un fabrikasından ateş edilmeye başlandı. Dört erimiz
şehitoldu.Hemenoracıktagömüldüler.BirlikyolunadevamettiveKonak’a
ulaştı. Sonra oraya bir şehitlik yapıldı, şehit erlerimizin isimleri mermere
yazıldı: Akşehirli Mehmet Çavuş, Antalyalı İbrahim Hakkı Çavuş, Nevşehirli
Seyit Ahmet,388 İzmirli Veyis. Millî duyarlığı ileri seviyede olan Prof. Ali
Yardım,buâbideningözönündebiryerdebulunursadahaçokilgigöreceğini
düşünmüşolmalıkidevrinEgeOrduKomutanıOrgeneralHurşitTolon’abu
isteğinibildirenbirmektupyazmıştır.
Mektupşöyle:
İzmir,13Nisan2004
SayınOrgeneralHurşitTolon,
EgeOrduKomutanı,
Paşam, son günlerdeki konuşmalarınızı ve okullara yönelik
faaliyetlerinizi ilgi ile takip ediyorum. Sizin “Vatan” konusundaki
387“BirKültürHizmetkarı,YeniAsırgazetesi,13Kasım2004
388 Kemal Arı, Üçüncü Kılıç, İzmir’in Kurtuluşu ve Yüzbaşı Şerafettin, Zeus kitabevi, İzmir,
2012,211;Akgün,İzmir’inKurtarılışı,JandarmaMatbaası,1925,20;TürkİstiklalHarbiII
(BatıCephesi),6/3kitap,Genelkurmayyayını,Ankara,1995,173;FahrettinAltay,İstiklal
HarbimizdeSüvariKolordusu,İnselyay.1949,66 EgeKültürTarihininBilinmeyenBirHizmetkârıProf.Dr.AliYardım163
hassasiyetiniz,Türkmilletinin“güven”duygusunda,psikolojikgüçlübirtesir
göstermiştir. Milletçe, “ne olacak bu memleketin hali!” şeklindeki ümitsizlik
emareleri gösterildiği dönemlerde; tok, gür, inançlı ve cesur seslere ihtiyaç
duyulmaktadır.
Değerli Paşam, özellikle “Vatan”ın batı bölgelerinin korunması görevi
sizinomuzlarınızdadır.Fikrenvezihnenfazlacadünyevîleşirgibiolduğumuz
şu günlerde, “Vatan” fikrinin, manevi değerlerimizin yaşatılmasında çok
önemlibirunsurolduğugerçeğininönplanaçıkarılmasıgerekmektedir.İşte
bu amaca hizmet edebileceğini düşündüğüm bir fikrimi zat‐ı alinize arz
etmekistiyorum:
İzmir’in Şaraphane semtinde bir “Şehitler Abidesi” vardır. Ben, planlı
bir şekilde, Anadolu’daki bütün kitâbeleri gördüm ve müzeleri gezdim. Söz
konusu Şehitler Abidesi’ndeki iki kelimelik kitâbe kadar vecizini ve
anlamlısınıgörmedim.:VATANVENAMUS”!Sütunşeklindebirmermereeski
yazı celi sülüs hatla yazılan kitâbe metni, sonradan altına yeni yazıyla da
yazılmıştır.
İstiklal Harbi sonrasında İzmir’in kurtuluşu vesilesiyle yaptırılan bu
anlamlı anıtın aynısının, orijinal haliyle, Konak meydanındaki “İlk Kurşun
HasanTahsinAnıtı”önünedikilmesi,İstiklalHarbisonundadüşmanındenize
döküldüğü meydanı ve ilk kurşun kavramını daha da manalandırmış
olacaktır.
Bu duygularımı Büyükşehir Belediye Başkanı’na yazmayı düşündümse
de,mektubunesasmuhatabınınTolonPaşaolduğuhissiuyandıiçimde.
İlgileneceğinizümidiylegereğinibilgilerinizesaygıylaarzederim.
Prof.Dr.AliYardım389
İmza
Ali Yardım’ın bu konuda Hurşit Tolon’la görüşmeleri olmuşsa da,
sanırımbirkaçaysonra1.OrduKomutanlığınaatanarakİzmir’denayrıldığı
için,konuöylecekalmışgörünüyor.
389BabasınaaitbumektubunbirkopyasınılütfedenM.SinanYardım’ateşekkürederim.
164 MehmetDemirci
İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(165‐172),2015 ÇEVİRİLER/TRANSLATIONS
İZMİR*
SuraiyaFaroqhi
İzmir,eskiYunancaSmyrnaismininTürkçeşeklidir.DoğuAkdeniz’in
büyük ticaret kentlerinden biridir. Batı Anadolu’da, İzmir Körfezi’nin
ağzında yer alır ve eski şehir, aslî olarak, Kızılçullu (eski Melas) nehrinin
küçük deltasında bulunur. İzmir’in tarihi, beş bin yıl geriye gider.
Arkeolojik kazılar, ilk çağdaş yerleşimi ortaya çıkarmıştır. En eski
tabakanın Bronz çağının başında (yaklaşık M.Ö. 3000) Truva şehriyle
çağdaş bir şehir olduğunu göstermiştir. Yunan iskânı yaklaşık M.Ö. 1.000
yıllarına tarihlenir ve Heredot, şehrin, Aeolians’lar** tarafından
kurulduğunu, daha sonra İyonyalılar tarafından ele geçirildiğini söyler.
Güzel bir şehir haline geldi. Muhtemelen M.Ö. 334’te Büyük İskender
tarafından yeniden inşa edilmiştir. Romalıların idaresi altında, Asya
Eyaletinin halka açık piskoposluk bölgesi haline gelmiş ve Hıristiyanlığın
ilk makamlarından biri olmuştur. Bizans zamanında metropolit merkezi
olarak devam etmiştir ve Sisam’ın denizle ilgili bölgesinin başkenti
olmuştur. On birinci yüzyılın sonuna doğru Türkmenlerin Anadolu’yu
istilasıyla, Türk emiri Çaka/ Zaças, 1081’de, İzmir’de karargâh kurdu ve
buradan Ege adalarına akınlar yaptı. Ama 1097’de Türkler İznik’ten
atıldıktan sonra, İzmir, 1098’de Bizans’ın idaresine geri döndü. İki yüz yıl
sonra Aydınoğulları’nın fethetmesiyle (716‐17/1317’de Kadife Kale; 729‐
30/1329’daAşağıKale)tekrarTürklerinkontrolüaltınagirdi.390Tahmini
1331yılındaziyaretettiğinde,IbnBattuta,İzmir’ibüyükharabeyedönmüş
biryerolarakgördü.KadifeKale,Aydınoğulları’nınelindeydiveburadaen
birzaviyebulunuyordu.391
AydınoğullarıvedahasonraOsmanlılar,KadifeKale’yi(veyaHisar’ı)
ellerinde tutmalarına rağmen, şehir, 28 Ekim 1344’te Rodos Şövalyeleri
tarafından ele geçirildi. Şövalyeler, nihayet, 804‐5/1402’de Timur
tarafından kovuldu. Timur, aynı yıl, Aşağı Hisarı aldı ve burayı hemen
Aydınoğulları’naiadeetti.
*
Encylopedia of Islam’ın ikinci edisyonunun ek cildinde 477‐480. sayfaları arasında
bulunan‘Izmir’maddesininM.AkifErdoğrutarafındanyapılançevirisidir. ** YunanmitolojisindeRüzgarTanrısı’nınsoyundangeleneskibirYunankabilesi. 390TuncerBaykara,İzmirşehrivetarihi,Bornovaİzmir1974,28.Ufaktefekfarklıtarihler
içinbak.IreneMélikoff‐Sayar,Ledestand’UmurPacha,Paris1954,40. 391Rihla,II,310‐312,İngilizce’yeçeviren:Gibb,II,445‐7. 166 SuraiyaFaroqhi
İzmiroğlu olarak bilinen son Aydınoğlu beyi Cüneyd, Sultan I.
Mehemmed tarafından mağlup edilince, İzmir, 817/ 1414‐15’te Osmanlı
hâkimiyeti altına girdi.392 Eski Bulgar çarı Şişman’ın Müslümanlığı kabul
etmiş olan oğlu, buraya yeni vali olarak atandı. Ama, şehri tanımlayan
mevcut ilk tahrir, 935/1528‐29 yılına aittir. 393 15.‐16. yüzyıllarda İzmir,
küçük bir yerleşim yeriydi. 1530’da, hem vergiden muaf olan hem de
olmayan 304 yetişkin erkek kayıtlıydı. Bunların 42’si Hıristiyan’dı.394 Beş
mahalledendahafazlasıyoktuki,bunlardanbiri,limanınhemençevresinde
yer alıyordu. Bu mahalle, şehir küçük olmasına rağmen, epeyce faaldi.
1575‐76’ya kadar İzmir, 8 mahallelik 492 hanelik nüfusa ulaştı. Buna ek
olarak, bir grup eski İzmirli, Boynuzsekisi köyü yakınında yerleştiler, ama
vergilerini İzmir nüfusu içinde ödemeye devam ettiler.395 İzmir limanının
aslîgörevlerindenbiri,İstanbul’uniaşesiiçin,hububat,kuruüzüm,pamuk
vediğertarımsalürünlerisağlamasıydı.396Ama,İzmir’ingerçektendikkate
değer bir şekilde büyümesi, 16. yüzyılın sonunda başladı. Pamuk, pamuk
ipliği ve bölgenin diğer ürünleri Fransız, İngiliz, Hollandalı ve Venedikli
tacirlerikendineçekmeyebaşladı.İzmir,böyleceOrtaçağ’dakumveçakılla
limanının dolmasından dolayı, önemini kaybeden Ayasluğ’un (Efesus,
Altiluogo)yerinialdı.397Önceyasalolmayanpamukihracatı,1623’teyasal
hale geldi. 398 17. yüzyılda İzmir ve çevresine, başka eyaletlerden,
Makedonya’daki pamuk endüstrisinin azalan gelirinden ve artan
haraçlardan kaçan Selanikli Yahudiler de dahil olmak üzere, çok sayıda
göçmen yerleştirildi.399 Yüzyılın sonuna doğru J.B. Tavernier, şehrin
nüfusunu yaklaşık 90.000 olarak tahmin etti.400 Rumlar 15.000, Ermeniler
8.000,Yahudiler6‐7.000iken,Türklerbüyükçoğunluğu,yaklaşık60.000’i
oluşturmuştur.
392HimmetAkın,Aydınoğullarıtarihihakkındabiraraştırma,Ankara1968,80.SonOsmanlı
fethiiçindahageçbirtarih,kısacası828‐29/1425yılıiçinbkz.D.Goffman,‘İzmir.From
villagetocolonialportcity’,TheOttomancitybetweenEastandWest,ed.EthemEldem,
GoffmanveB.Masters,Cambridge1999,86. 393Başbakanlık Arşivi, İstanbul, Tapu Tahrir no. 148. İlk defterlerin fiziksel tahrifata
uğraması,buyokluğuizahediyor. 394İsmetBinark(ed.)166NumaralıMuhasebe‐iVilayet‐iAnadolu(937/1530),Ankara1995,
392. 395TapuveKadastroGenelMüdürlüğü,Ankara,Kuyud‐ıKadime,No.167,varak3b. 396ZekiArıkan,‘AMediterraneanport.Izmirinthe15thand16thcenturies’,Threeagesof
Izmir,palimpsestofcultures,ed.EnisBatur,İngilizce’yeçev.VirginiaT.Saçlıoğlu,İstanbul
1993,59‐70. 397D.Goffman,IzmirandtheLevantineworld,1550‐1650,SeattleveLondon1990. 398SuraiyaFaroqhi,TownsandtownsmenofOttomanAnatolia,Cambridge1984,136‐7 399D.Goffman,aynıeser,97‐102 400LessixvoyagesenTurquie&enPerse,ed.St.Yérasimos,Paris1981,I,138.17.yüzyılda
Avrupalılarınİzmirtanımlamalarıylailgiligenelbirbakışiçinbakınız:SoniaAnderson,
AnEnglishConsulinTurkey,Oxford1989,1‐18. Çeviriler/Translatıons167
1688’de büyük bir deprem şehri harabeye çevirdi. En ağır tahribat,
denizkıyısındakimahalledeoldu.Ama,burasıhemenyenideninşaedildi.401
İran’ın ham ipeği, İzmir vasıtasıyla, Avrupa’ya büyük ölçekte ihraç edildi.
Böylece, bu liman, daha eski bir ticaret merkezi olan Halep ile başarılı bir
rekabetegirdi.402Osmanlı‐İransınırındakidağlıkbölgelerdengelendüzenli
kervanlar gösteriyor ki, şehir sadece gemi kargolarından ve tayfalarından
değil, aynı zamanda karayolu ile yapılan ticaretten dolayı da, sari
hastalıklara (veba) maruz kalmıştır.403 18. yüzyılın başlarında, Safevilerin
yıkılmasını neden olan savaşlar ipek üretimine darbe vurduğu için, İran
ipeğiİzmir’dedahaazsıklıklagörülüroldu.Bundanbaşka,İngiliztacirler,
Bengal ve Çin’deki alternatif kaynaklara erişim sağladılar. İpeği
ticarileştirmede ustalaşmış olan İngiliz tacirler, Levant’taki ticaretten
büyük ölçüde vazgeçtiler. Özellikle Fransız tacirler, bu bölgede
faaliyetlerini sürdürdüler. 17. yüzyılın başında İzmir ve İskenderun,
Marsilyaticaretiniilgilendirdiğikadarıyla,büyükihraçmerkezlerioldular.
Yüzyılın sonunda İskenderun oldukça geriye düştü. İzmir rakipsiz bir
şekilde, Fransız ihracatının çok büyük çoğunluğunu eline aldı.404 Belirli
yıllardaMarsilya’yagemilerlegönderilentümOsmanlımallarının%45’ten
fazlası,İzmiryoluylagitti.Ankarasofu,ipek,pamuk,hemeğirilmişpamuk
ipliğihemdehampamukveyündeihracatadâhildi.İthalmallararasında,
sadece Osmanlı pazarları için özel olarak imal edilmiş Languedoc yünlü
iplikleri vardı.405 Bunlara ek olarak, İzmir, şeker, Karayip kahvesi ve çivit
(mavikumaşboyası)ithaletti.
Osmanlı İzmiri’ndeki çok sayıdaki kamu binasından çok azı ayakta
kalmıştır. 1671’de İzmir’i ziyaret eden Evliya Çelebi, deniz kenarındaki
Hisar Kapısı’nda bulunan bir kadın yüzü kabartmasını beğendi. 1688’deki
depremdeharapolacakolanBıyıklıoğluCamiiniövdüvebirdeİzmir’inen
eski camilerinden biri olan Faik Paşa Camiinden bahsetti.406 Evliya’nın
tanımlamaları, 1657‐58’de İsmail Paşa adındaki birinin emriyle yapılmış
bir tahriri bilen Osmanlı memurları tarafından toplanmış veriyi kısmen
401N.N. Ambraseys ve C.F. Finkel, The seismicity of Turkey and adjacent areas: a historical
review1500‐1800,İstanbul1995,90‐91. 402NecmiÜlker,‘TheemergenceofIzmirasaMediterraneancommercialcenterforFrenc
andEnglishinterests,1698‐1740’,InternationalJournalofTurkishStudies,I,1987,1‐37. 403D.Panzac,‘LapesteáSmyrne’,AnnalesE.S.C.,1973,1071‐93.
404ElenaFrangakis‐Syrett,ThecommerceofSmyrnaintheEighteenthCentury(1700‐1820),
Atina1992,257‐9. 405Cl.Marquié,L’industrietextilecarcassonnaiseauXVIIIsiècle…,Carcassonne1993.
406Seyahatname,IX,İstanbul1935,88‐100
168 SuraiyaFaroqhi
yansıtmaktadır.407 İzmir tarihinde farklı zamanlarda 25 medrese faaldi.408
Evliya, ayrıca, hanların çokluğundan söz eder.409 18. yüzyılın sonunda ve
19. yüzyılın başlarında İzmir’deki belli başlı binalar, kalem‐işi kabartma
tekniğiyle, yerel camiler ve başka binaların stilize edilmiş resimleriyle
süslenmiştir. Halkın zevkine uygun bu süslemeler, hayırseverlerin şehrin
zenginliğindenduyduklarıgururugösterebilir. 410Canlıticaretsonucunda,
yabancı konsoloslar burada ikamet etmeye başlamışlardır. İngiliz tarihçi
PaulRycaut,1667‐68yıllarıarasındaII.Charles’intemsilcisiolarakburada
görev yapmıştır.411 Buna karşın, Osmanlı merkezi idaresi, sadece, gümrük
vergileri ile diğer aidatları toplayan bir mültezim ile bir kadı tarafından
temsil edilmiştir. Diğer Osmanlı ticari merkezlerinin aksine, yabancı
tacirler, burada hanlarda ikamete mecbur tutulmamışlar, ama deniz
kıyısında,çoğununiskelesiolanevlerdeoturmuşlardır.‘Frenk‐hâne’olarak
bilinenbukiralıkevler,biryatırımolarakOsmanlıilerigelenleritarafından
inşa edilmiş ve bazen bir vakfa devredilmiştir. Böylece, deniz kıyısındaki
mahalle, ‘Frenk Sokağı’ olarak bilinir olmuştur. Daha sonra da, bunların
burada kilise sahibi olmalarına izin verilmiştir. Fransız tapınağı olan St.
Polycarpe’ın, 18. yüzyıl ve sonrası dönemlere ait papaz kayıtları, bugüne
kadargelmiştir.412
Balolar ve hatta 17. yüzyılda Fransız konsolosluğunda icra edilmiş
oyunlar, yarı‐halka açık bir özellik taşır. Yüz yıl sonra Yahudi cemaati de
oyunlarsahneyekoymuştur.413Resmibiçimdeifadeedilirse,neFransız,ne
de İngiliz tacirlerin eşlerini getirmeleri beklenmezdi. Çok azı, mahalli
Hıristiyankadınlarlaevlendi.Bundandolayı,Sultan’ınreayasıolabilirlerdi.
Osmanlı İmparatorluğu’nda geçici ikamet, geçici bir işi gerektirirdi.
Uygulamada, belli İngiliz ve Fransız aileleri, nesiller boyu, bu şehirde
yaşadılar ve Fransız erkeklerinin, Katolik Rum veya Ermeni geçmişi
olanlarla evlenmesi, epeyce yaygındı. Evliya Çelebi, bir kısmı gümrük
407Bubelgeileilgiliekbilgiiçinbak.Faroqhi,Towns,276
408MünirAktepe,‘Ottomanmedresesinİzmir’,ThreeagesofIzmir,85‐99
409Münir Aktepe,’ İzmir hanları ve çarşıları hakkında ön bilgi’, Tarih Dergisi, XXV, 1971,
105‐54; W. Müler‐Wiener, ‘Der Bazar von Izmir’, Mitteilungen der Fränkischen
GeographischanGesselschaft,XXVII‐XXVIII,1980‐81,420‐54. 410AydaArel,‘Imagearchitecturaleetimageurbainedansunesériedebas‐reliefsottomans
delarégionégéenne’,Turcica,XVIII,1986,83‐118. 411Anderson,AnEnglishConsul,aynıyer. 412MarieCarmenSmyrnelis,‘Colonieseuropéennesetcommunutésethnico‐confessionelles
á Smyrne: coexistence et réseaux de sociabilité’, Vivre dans l’Empire ottoman, ed. F.
GeorgeonveP.Dumont,Paris1997,173,194. 413EftalSevinçli,‘TheaterinIzmir’,ThreeagesofIzmir,370. Çeviriler/Translatıons169
ücretlerinden bir kısmı da kabul ettiği hediyelerden kaynaklanan,
muazzam bir servete sahip olan İzmir kadısıyla övünür. 414 Ama 18.
yüzyıldabölgedekiasılOsmanlıvarlığıkadılardeğil;birmültezimailesive
valilerin yokluğunda valiler adına aidat toplama faaliyet gösteren ve Kara
Osmanoğullarıolarakbilinenaileidi.Buaileyemensupmühimkimselerin
ekonomik gücü, pamuk pazarlamacılığı ile yabancı ihracatçılar için yerel
köylülerden topladıkları başka tarımsal ürünlerden kaynaklanıyordu.415
Siyasigüçvekonumları,KaraOsmanoğulları’nınsıkıpazarlıklaryapmasına
izin verdi. Böylece, köylüler, mallarını satmaları için bu aileye emanet
ettiler. Sosyo‐politik konumları, ayrıca, bu ailenin bu bölgede kurdukları
çok sayıdaki vakıf ile belgelenmiştir. İki farklı Kara Osmanoğulları
tarafından İzmir’de iki han inşa edilmesi, gelir kazanç elde ettiklerini
gösterir.416
19. yüzyılda, İzmir, yabancı ticarette uzmanlaşmış bir şehir olarak
işlevini sürdürdü. Bununla birlikte, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa
tarafından hükmedilen kıta ötesi bir ekonomiyle gitgide bütünleşmesiyle,
ticaretin hacmi sürekli olarak genişlerken, bu ticaretin özelliği değişti.
Hububat, kuru üzüm (19. yüzyılın sonunda en değerli ürün), incir, susam,
meşe palamudu, haşhaş ve ekşilik veren sumak, hepsi, İzmir’in ‘centilmen
tüccarlarının’depolarınageldi.TüccarlarınçoğuGayrimüslimdi,amahepsi
de değildi. Osmanlı tüccarları, Avrupalı tacirlerin ihracatına bağlı
komisyoncularolarakçalıştılar.417İzmir’inbirihracatmerkeziolarakrolü,
demiryolu inşasına yatırım yapmayı teşvik etti. Böylece, ilk Anadolu
demiryollarından biri, İzmir‐Turgutlu (sonradan Kasaba adıyla bilinen)
hattı ile İzmir‐Aydın bağlantılı başka bir demiryolu hattı, inşa edildi.
Bununla beraber, ithalat ve ihracatla meşgul olan tacirlerin ihtiyaçlarına
göre şekillenmesi, demiryollarının verimli çalışmasını sınırlandırdı. 418
1867‐75 arasında rıhtımlar ve dalgakıran inşa edilerek, İzmir limanı
modernizeedildi.419
414Seyahatname,IX,89.
415 G. Veintein, ‘Ayan’ de la région d’Izmir et le commerce du Levant (deuxiéme moitié du
XVIII’siécle)’,ROMM,XX,1975,131‐46.Zıtbiryorumiçin,gerçektopraksahibleriolarak
ailenin rolü vurgulanması için bkz. Yuzo Nagata, Tarihte Ayanlar, Karaosmanoğulları
üzerindebirinceleme,Ankara1997,89‐122. 416 İnci Kuyulu, Kara Osman‐oğlu ailesine ait mimari eserler, Ankara 1992, zengin bir
bibliyografyaile. 417HalitZiyaUşaklıgil,KırkYıl,5.cilt,İstanbul1936,KırkYıl’danbirpasajaatıftabulunanve
İngilizceyazanC.Issawi,TheeconomichistoryofTurkey1800‐1914,ChicagoveLondra,
1980,72‐3;V.Cuinet,LaTurqued’Asie,Paris1892‐4,III,362. 418OrhanKurmuş,İmperyalizminTürkiye’yeGelişi,İstanbul1974. 419 Mübahat Kütükoğlu, ‘İzmir rıhtımının inşaatı ve işletme imtiyazı’, Tarih Dergisi, XXXII,
1979,495‐558. 170 SuraiyaFaroqhi
Tarımsal malları ihracata hazırlamak amacıyla, birkaç endüstriyel
teşebbüstebulunuldu.Zeytinyağı,susamvediğernebatiyağlarınçoğuhalâ
eski usul değirmenlerde imal ediliyordu. Modern tarzda fabrika kurmak
için, Osmanlı azınlıklarına mensup üyelerin girişimi, hatta bazı İngilizler
tarafından üstlenilmiş birkaç teşebbüs vardı. 420 İthalat sektöründe,
yaklaşık 1840 sonrasında tekstile büyük önem atfedilir. İngiliz‐Osmanlı
ticaret anlaşması, gümrük aidatlarını düşük seviyede sabitlediği ve
tekelleşmeyi yasakladığından dolayı, herhangi bir koruyucu gümrük
vergisiyle engellenmediği için, bu devirde İngiliz pamuk fabrikalarının
mamulâtı İzmir pazarına akmaya başladı.421 Bununla beraber, ev
mefruşatına yönelik canlı bir tekstil endüstrisinin doğmasını
engellemedi.422Bundanbaşka,ViktoryaÇağı’nınbiçimseltercihlerininyanı
sıra, Avrupalı orta sınıf arasında yaşam standardının yükselmesiyle,
halılara yönelik yüksek bir talep ortaya çıktı. Halı daha önce pazarların
ihtiyacını zor karşılayan lüks bir ticaret iken, 1900’ler civarında, çalışan
sınıf da, çok zengin bir sektör olan halı ticaretine girmeye başladı. Bu
halılar, Ege bölgesindeki küçük kasabalarda dokunurdu. Başta, Avrupa’da
İzmirhalılarıolarakbilinenUşakdokumaları,hemİzmirlimanıvasıtasıyla
ihraç ediliyor, hem de bu girişimi organize eden tüccarlar, önemli bir
konumişgaledenİngiliztacirler,sıklıklaİzmir’debulunuyorlardı.423
Ticaretvefaalbirhalkidaresi,ondokuzuncuyüzyılınsonunakadar,
şehrin büyümesini teşvik etti. İzmir’in nüfusu 200.000 sınırına ulaştı.
Yaklaşık 89.000’i Müslüman Türk ve 59.000’i Ortodoks Rum’du. 36.000’in
üzerinde sakin, yabancı pasaport taşırdı.424 Buharlı gemi hatları ve bir
tramvay,şehiriçiulaşımısağladıve1905’teelektrikiletanıştı.Şehir,orta
dereceli dokuz devlet okulu ile bir eğitim merkezi oldu. Rumlar’ın
‘EvangelikOkulu’yüksekeğitimseviyesiyleünkazandı.Çoksayıdayabancı
okulaekolarak,özellikleFransızeğitimkuruluşlarımevcuttu.
Birçok genç erkek orduya ve amele taburlarına alınmasına rağmen,
İzmir, I. Dünya Savaşı esnasında doğrudan etkilenmedi. Ancak, 1919’da
Osmanlı İmparatorluğu’nun mağlup olması ve İstanbul’un Müttefikler
tarafından işgal edilmesiyle, Yunan hükümeti, İngiliz Başbakanı Lloyd
420AbdullahMartal,Değişimsürecindeİzmir’deSanayileşme,19.yüzyıl,İzmir1999,144‐5.
421Martal,Sanayileşme,123‐5.
422Cuinet,III,429.
423 D. Quataert, ‘Machine breaking and the changing carpet industry of western Anatolia,
1860‐1908’, yeniden basım şu eserde: Workers, peasants and economic change in the
OttomanEmpire1730‐1914,İstanbul1993,117‐36. 424 Cuinet, III, 440; büyük ölçüde salnamelerden toplanmış istasitikî ek bilgi için bak.
Anonim,İzmir,YurtAnsiklopedisi,Türkiyeilil,dünü,bugünü,yarını,4271‐87. Çeviriler/Translatıons171
George’undesteğiyle,İzmir’easkerçıkardıve1922’yekadarşehriişgaletti.
1922’de, İstilacılar, Mustafa Kemal Atatürk’ün komutası altındaki
Milliyetçilertarafındanatıldı.HemYunanİşgalihemdedahasonraYunan
kuvvetleriningeriçekilmesi,İzmir’denbüyükölçeklibirkaçışıberaberinde
getirdi. Buna ek olarak, Eylül 1922’de büyük bir yangın felaketiyle şehir
harap oldu.425 1923 Lozan Anlaşmasıyla kararlaştırılan mübadele, kalan
Rumnüfusuntoplugöçünügerektirdi.Bunlarınyerleri,Yunantopraklarını
terkezorlanmışTürklere(mübadeleilegelen)verildi.
1960’lardaİzmir,ziraîbirartbölgeyehizmetedenbirithalat‐ihracat
merkezi olarak, geleneksel rolüne yeni işlevler eklemeye başladı. Küçük
ölçekli endüstri gelişti ve otomobil taşımacılığında, çok sayıda küçük az
sermayelimüteşebbisdefaaldi.TümbüyükTürkkentlerindekigibi,kırsal
alandangöç,İzmir’deaceleileyapılangecekondutarzıevinşasınavebüyük
bir ‘gayrı resmî sektörün’ doğmasına neden oldu. 426 1980’e kadar,
ziyadesiyle kentlileşmiş varoşlarla çevrili, yarım milyonun üstünde sakini
olan bir şehre dönüştü. Şehir ekonomisinde turizm önemli bir rol oynar.
Yatırım ürünleri sanayisi ve tütün işleme fabrikalarının kurulması
haricinde, yağlar ve meyveler, yerel özel ürün olmaya devam etmektedir.
İki üniversitesiyle İzmir, Türkiye’nin eğitim merkezlerinden de biri haline
geldi. Bibliyografya için metinde verilenden başka J.H. Mortmann’ın
Leiden’de çıkan İslam Ansiklopedisi’nin ilk edisyonundaki ‘İzmir’
maddesinebakılmalıdır.
425M.L. Smith, Ionian vision, Greece in Asia Minor 1919‐1922, gözden geçirilmiş edisyon,
London1998. 426MübeccelKıray,ÖrgütleşemeyenKent,İzmir’deişhayatınınyapısı,Ankara1972.
172 SuraiyaFaroqhi
İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(173‐174),2015
BİRGİ*
V.J.Parry
Batı Anadolu’da Küçük Menderes vadisinde bulunan bu küçük kent,
İzmir ili Ödemiş kazasına bağlı bir nahiye merkezidir (bazen Bergi veya
Birki olarak da geçer). Lidya’daki antik Dios Hieron burada ayaktadır. Bu
kent, Bizans zamanında Hristopolis ve Puriov olarak bilinirdi. 1193‐1199
arasında metropolitliğe bağlı piskoposluk statüsüne yükseltildi. Böylece
EfesKilisesi’nindenetimindenkurtulmuşoluyordu.Ama1387’de,birkere
daha, Efes’e bağlı yardımcı papazlık haline geldi. Roger de Flor
komutasındakiKatalanlar,1304’teTürklerikenttenattılarveaynızamanda
kenti yağmaladılar. Bundan sonra Birgi, Aydın’ın Türk beylerinin eline
geçti. Aydın idaresi devrine tarihlenen kitabeler‐başta Ulu Cami kitabesi‐
kentte halâ görülebilir. Birgi, 1391’de Osmanlıların denetimi altına girdi.
Osmanlıların elinde kaldı. Daha sonra, kısa bir süreliğine, bir kere daha,
1402‐1425 yılları arasında, Timur Bey tarafından güçlendirilen Aydın
Beyliğinin şehzadelerinin elinde kaldı. Kent, Batı Anadolu’da Türkler ve
Yunanlılar arasında devam eden savaş esnasında, 1920‐22 yıllarında,
önemlitahribatauğradı.1945’teyaklaşık2150sakinivardı.
BİBLİYOGRAFYA
Al‐‘Umari,Mesalikal‐Absar,ed.F.Taeschner,I,Leipzig,1929,45;
Ibn Battuta, Tuhfat al‐Nuzzar, ed. Defrémery ve Sanguinetti, Paris 1853‐1859, II,
295;
EvliyaÇelebi,Seyahatname,IX,İstanbul1935,173;
Pachymeres,Bonn1835,II,436;
Dukas,Bonn1834,83;
W. Tomaschek, Zur historischen Topographie von Kleinasien im Mittelalter (SBAk.,
Wien,Phil.Hist.Cl.,Bd.CXXIV),Vienna1891,I,34,91;
J.KeilveA.VonPremerstein,BerichtübereinedritteReiseinLydien(Akad.D.Wiss.
inWien,denkschriften,Phi.‐Hist.Kl.,Bd.57/I)Vienna1914,62;
F. Taeschner, Das anatolische Wegenets nach osmanischen Quellen (Türkische
Bibliothek,Bd,23),Leipzig,1936,I,176,II,39;
*
Leiden’deçıkanEncylopediaofIslam’ınikinciedisyonundaki‘Birge’maddesi(1234‐
1235)M.AkifErdoğrutarafındançevrilmiştir. 174 V.J.Parry
R. M. Riefstahl, Turkish Architecture in Southwestern Anatolia, Cambridge (Mass.),
1931,I,24‐32,II,102‐106;(Inscriptions,ed.P.Wittek);
P.Lemerle,L’Emiratd’Aydin,Byzanceetl’Occident:Recherchessur‘LaGested’Umur
Pacha’(BibliothéqueByzantine;Etudes,no:2),Paris1957,21,258;
M.FuadKöprülüzade,AydınOğullarıTarihineAid,TürkiyatMecmuası,II,İstanbul
1928,422;
İ. H. Uzunçarşılı, Kitabeler (Anadolu Türk Tarihi Vesikalarından İkinci Kitap),
İstanbul1929,105;
Himmet Akın, Aydın Oğulları Hakkında bir Araştırma, (Ankara Üniversitesi Dil ve
TarihCoğrafyaFakültesiyayınları,no:60),İstanbul1946,104;
V.Cuinet,LaTurqued’Asie,III,Paris1894,516;
Sami,Kamusal‐A’lam,II,İstanbul,Hicri1306,1285;
AliCevad,TarihveCoğrafyaLügatı,İstanbul,Hicri1313‐1314,169;
Pauly‐Wissowa,‘Christopolis’maddesi,II/I,1899,
_____________‘DiosHieron’maddesi,III/1,1905,
BesimDarkot,‘Birgi’maddesi,İslamAnsiklopedisi
İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(175‐176),2015 YENİKİTAPLAR/NEWBOOKS
3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu, 30 Ekim‐1
Kasım 2013, Bodrum, Bildiriler, 2 cilt, Haz: M. Akif Erdoğru, Ahmet
Özgiray, İzmir 2014, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama
Merkezi Yayını, ISBN: 978‐605‐338‐052‐8 (Tk.), 978‐605‐338‐054‐2
(2.c.),16,5X24cm,967sayfa
3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu, 30 Ekim‐1 Kasım
2013 tarihleri arasında Bodrum’da Salmakis Otel’de gerçekleştirildi. İlk
Bodrum Sempozyumun bildirileri 2008 yılında, ikinci Bodrum
Sempozyumunun tebliğleri de 2011 yılında kitap halinde yayımlanmıştı.
Üçüncü Bodrum Sempozyumunda sunulan tebliğler, toplam çeşitli bilim
dallarına ait 59 adet tebliğ, iki cilt halinde, Bodrumlu işadamı Tuncay
Karakaya’nın mali desteğiyle yayımlanmış bulunuyor. Sempozyum, Sosyal
Bilimcilerin tümüne açıktır. Amaç, Bodrum ve yakın çevresiyle ilgili her
türlü sözel ve arşiv bilgisini biraraya getirmektir. Bu bildiri kitabında
bulunan sözlü bildiri konularında arasında; Mübadele ile Bodrum’da
yerleştirilen muhacirler, özellikle Girit muhacirleri, Bodrum turizmi,
Bodrumtürküleri,Bodrumevlerininmimarisi,Bodrumileilgiliyağlıboya
resimler, Turgut Reis, Bodrum Yahudileri, Bodrum fotoğrafları, Bodrum’a
yapılan sürgünler, Bodrum vakıfları, Bodrum Halkevi, Bodrumlu Cevat
Şakir Kabaağaç, Bodrum’u gezen seyyahların verdiği bilgiler, Büyük
İskender’inBodrumseferi,HalikarnasBalıkçı’sınınromanlarındaBodrum;
BodrumKızılayCemiyeti,BodrumSualtıMüzesi,Bodrumlularınkullandığı
kişi adları, II. Dünya Harbi’nde Bodrum’un vaziyeti, sari hastalıklar,
mezartaşları, Bodrum civarındaki deniz fenerleri, Neyzen Tevfik, Bodrum
Masalları, Bodrum civarındaki antik kentler, Bodrum’daki mektepler ve
medreseler ve Bodrum efsaneleri gibi konular bulunmaktadır. Bodrum ile
ilgili bilgi edinmek isteyenlerin ellerinin altında bulundurmaları gereken
birbildirikitabıdır.
Ömer Bıyık, Defter‐i Evkaf‐i Valide Sultan der Mağnisa, Ayşe
Hafsa Valide Sultan Vakfı ve XVI. Yüzyılda Urla, İzmir 2014, Ege
ÜniversitesiİzmirAraştırmaveUygulamaMerkeziYayını,20X28cm,
ISBN:978‐605‐338‐088‐7,157sayfa
Dr. Ömer Bıyık tarafından yayıma hazırlanan el yazması bu defter,
Kanunî Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan adına 1523 yılında Manisa'da
kurulan Valide Sultan İmaret Vakfı'nın Urla ve köylerindeki gelir
176 YeniKitaplar/NewBooks
kaynaklarınıiçerir.XIV.yüzyıldanitibarenTürklerinyoğunolarakyaşadığı
birşehirolanUrla,hızlayükselerekbölgedeönemlibiryerleşimyerihaline
gelmiş, Osmanlı hâkimiyetinde de bu yükselişini sürdürmüştür. Defterde,
XVI. yüzyılda Urla ve yöresinin sosyo‐ekonomik yapısı hakkında detaylı
bilgiler sunulmaktadır. Özellikle Urla ve yakın çevresinde yaşayan
Müslüman halkın ve Gayrımüslimlerin demografik yapısı ile konar‐göçer
aşiretvecemaatleriniskânınadair bilgilerbulunur.Ayrıca,bubölgede on
altıncı yüzyılda yeni kurulan yerleşim birimleriyle ilgili kıymetli veriler
sunulur.
M. Akif Erdoğru, Fazlullah bin Abdüsselam, Defter‐ı Evkâf‐ı
Mekke‐i Mükerreme ve Medine‐i Münevvere der Birgi (Metin ve
İnceleme),İzmir2014,EgeÜniversitesiİzmirAraştırmaveUygulama
Merkezi Yayını, toplam 115 sayfa, 20 X 28 cm, ISBN: 978‐605‐338‐
089‐4.
On altıncı yüzyılda Batı Anadolu’da Küçük Menderes vadisinde
bulunanBirgikadılığınabağlıbirkaçköyilebubölgedekışlayanbazıYörük
aşiretlerinin devlete ödemek zorunda oldukları kimi örfî ve şer’i vergiler,
MekkeveMedineEvkafı’natahsisedilmiştir.Bumünasebetle,hembuvakfa
bağlıreaya,hemdeonlarınödeyeceklerivergilerinmiktarları,1589yılında
DarüssaadeağasıMehmedağatarafındanbirdeftereyazdırılmıştır.Birgive
Ödemiş civarından toplanan ayni ve nakdi gelirler, İzmir’den İstanbul’a
götürülür, oradan da surre alayları ile Mekke ve Medine’ye ulaştırılırdı.
1589yılında,III.Murad’ınsultanlığıdöneminde,Darüssaadeağasıveaynı
zamandaHaremeynevkâfınâzırıolanHabeşîMehmedAğa’nıntalimatıyla,
BirgikadısıFazlullahbinAbdüsselamtarafındanhazırlanmışolanMekkeve
Medine Evkâfına ait el yazması defter, Prof. M. Akif Erdoğru tarafından
yayına hazırlamış bulunmaktadır. Bu elyazması defter, uzun yıllar önce,
İstanbul Tapu Müdürlüğü Arşivi’nden alınarak, Ankara’da Tapu ve
KadastroGenelMüdürlüğüKuyud‐ıKadimeArşivi’nedevredilmiştir.Bugün,
adıgeçenarşivde,Vakf‐ıCedidDefterleriTasnifi’de(eskinumaraları:2237,
2183, 65; yeni numarası: 166) kayıtlı bulunmaktadır. Şimdiye kadar
yayınlanmadan kalmıştır. Bu kıymetli evkâf defterinin hem dijital
görüntüsünü, hem Latin harfleri ile okunuşunu kısa bir değerlendirme
yazısı ile birlikte bu kitapta verilmiştir. Bu neşriyat ile Mekke ve Medine
vakıflarının tarihinin yanı sıra, Birgi, Bademiye, Genev ve Ödemiş’in on
altıncı yüzyıl tarihinin farklı ve yeni bir yönü de ortaya çıkar. On altıncı
yüzyılın sonunda Küçük Menderes vadisinin tarihi ile ilgilenenler için
önemlibirbaşvurueseridir.
YasinÖZDEMİR
İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(177‐179),2015 HABERLER
1. Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5‐6 Kasım 2014,
Bornova,İzmir
Bornova Kaymakamlığı ile Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve
Uygulama Merkezi’nin ortak katkılarıyla, 5‐6 Kasım 2014 tarihleri
arasında, Ege Üniversitesi Kampüsünde bulunan MÖTBE amfisinde, 1.
BornovaAraştırmalarıSempozyumubaşarıylagerçekleştirilmiştir.
Bornova’nındeğerliKaymakamıSayınKadriCananBey,2014yılının
Bahar aylarının birinde, kamu‐üniversite işbirliği çerçevesinde,
üniversitemizi ziyaret etmişlerdir. Bu ziyaret esnasında, Merkez olarak,
kendilerineböylebirsempozyumaihtiyaçolduğunu;birliktebirsempozyum
düzenlenmesigerektiğiMerkezimiztarafındanteklifedilmiştir.
Sempozyumda, Üniversitemizin de üzerinde bulunduğu İzmir’in
metropol ilçesi, hoşgörü kenti Bornova’nın tarih, kültür, coğrafya ve
arkeolojisi üzerine çalışan bilim adamları, kendi konularında değerli
bildirilersunmuşlardır.
5 Kasım günü yapılan açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediyesini
temsilenDr.SırrıAydoğan,BornovaBelediyeBaşkanıOlgunAtila,Bornova
Kaymakamı Dr. Kadri Canan, Ege Üniversitesi Rektörlüğünü temsilen
rektör yardımcısı Prof. Dr. Atilla Silkü ve Merkez adına Prof. Dr. M. Akif
Erdoğru hazır bulunmuşlar ve birer konuşma yapmışlardır. Ayrıca,
Edebiyat Fakültemizin dekanı sayın Prof. Dr. Ersin Doğer ile Eğitimi
FakültemizindekanısayınProf.Dr.SüleymanDoğandateşrifetmişlerdir.
İki gün boyunca yoğun bir şekilde süren sempozyumda, tarih
alanında10;ekonomialanında1;coğrafyaalanında1;arkeolojialanında2;
sanat tarihi alanında 1; siyaset alanında: 1, sosyoloji alanında 1; tarım
alanında1;çevrevekentleşmealanındada3olmaküzeretoplam21bildiri
sunulmuştur. Bilim adamları, öğrenciler, meraklı izleyiciler, iki gün
boyunca, birbirleri ile görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Sunulan
bildiriler,kalıcıolmasıamacıyla,kitaphalindeyayınlanacaktır.Sempozyum
yerelbasındadaolumluyankıbulmuştur.
Sempozyumdanbirfotoğraf:5Kasım2014,FenFakültesiMötbeAmfisi.
178 Haberler
Haberler179 DergiYayınİlkeleri
Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin yayın
organı olan İzmir Araştırmaları Dergisi, ulusal, hakemli, bilimsel bir
dergidir. Yılda iki sayı yayımlanır. Dergimizde, özgün araştırma‐inceleme
makaleleri,çeviri,kitaptanıtma,biyografi,kongre‐sempozyumhaberlerive
ölümhaberleriyayımlanır.Yazılarınbilimselaraştırmaölçütlerineuyması,
alana yenilik getirmesi ve başka bir yerde yayımlanmamış olması gerekir.
DergininaslidiliTürkçe’dir.GerektiğindeyaygınBatıdillerindedemakale
yayımlanabilir. Makale ve çevirilerde, metinden bağımsız olarak 100‐150
kelimeyi aşmayacak Türkçe ve İngilizce özet ile anahtar kelimeler
bulunmalıdır. Gelen yazılar, incelendikten sonra, tek bir hakemin
değerlendirmesi sonucunda basılır. Yayın Kurulu, gerektiğinde yazıların
yazım şekli üzerinde küçük düzeltme ve değişiklikler yapabilir. Metne
eklenmesi istenen resim, çizim, harita veya belgeler yüksek çözünürlükte
(JPG) teslim edilmelidir. Resim ve belge türünden tüm materyaller
numaralandırılmalı;üstüneveyaaltınaaçıklamalarıyazılmalıdır.
SayfaDüzeni:
Üst:3cm,Sol:2cm,
Alt:3cm,sağ:2cm,
Boyut:16,5X24cm,
Üstbilgi:2cm,
Altbilgi:2cm,
Makalebaşlığı:16cm,
Yazaradı:12punto,Cambria,
Metinyazıtipi:Cambria,11punto,
Tümyazışmalarvemakaleleriçinadres:
Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi, Ege
ÜniversitesiEdebiyatFakültesi,2.Kat,35100,Bornovaİzmir
Fax:0232.3881102
Tlf :0232.3113937
E‐mail:m.akif.erdogru@ege.edu.tr;aerdogru@gmail.com
Download